You are on page 1of 57

MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.

edu/YASİNDİNÇER]

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU – BAHAR DÖNEMİ

* Bu not Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2017-2018 Eğitim-


Öğretim yılı Bahar dönemi) 'nde görülen Ceza Muhakemesi Hukuku
dersi kapsamında hazırlanmıştır. Faydalı olması dileğiyle...

** Bana yazın; av.yasindincer@gmail.com

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Tezli


Yüksek Lisans Öğrencisi

Stj. Av. - İstanbul Barosu

(daha fazlası için bakınız; academia profilim;

https://marmara.academia.edu/YasinDinçer)

#HaydarpaşaMarmaranındır

Önemli Not: Bu not 01.06.2018 tarihindeki mevzuat ışığında


hazırlanmıştır. Ders akışına göre konuların özetini içermektedir.
Bilgilerinize…

1
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- CEZA MUHAKEMESİNİN YÜRÜYÜŞÜ -


Soruşturma Evresinin Özellikleri ;
*** Soruşturma evresi gizlidir.

Gizlilik demek; yapılan işlemlere, alınan kararlara herkes vakıf olamaz, herkes bilemez demektir. Suç
isnadı olan kişi dahi bilmez, bilemez.

Kural olarak gizlidir. Ama kişinin savunma hakkını kullanabilmesi için bazı durumlarda şüpheli
müdafii dosya içindeki belgeleri görebiliyor. Çünkü savunma imkanının kullanması gerekiyor.
Örneğin bir tutuklamaya sevk söz konusu olduysa delilleri bilmeden nasıl tutuklamaya itiraz edecek
ya da tutuklanmaması yönünde talepte bulunabilecek, mümkün değildir. Savunma hakkına zarar
vermemek koşuluyla kural olarak gizlidir diyoruz.

*** Soruşturma evresi yazılıdır.

Bu delilleri bizim bir şekilde tutanağa bağlamamız gerekiyor. Yazılı olması gerekiyor ki yarın öbür
gün alınan ifadeler değerlendirilebilsin. Dolayısıyla soruşturma evresindeki işlemler kovuşturma
evresindeki gibi mahkeme içerisinde tutanağa bağlanamadığı için yapılan işlemlerin mutlaka yazıya
dökülmesi gerekiyor.

*** Soruşturma evresi kurala bağlı değildir.

Delillerin toplanması, ifadelerin alınması anlamında bir kural öngörülmemiştir. Kovuşturmada bir
düzen vardır. Duruşma açıldığında ilk ve son yapılması gerekenler bellidir ama soruşturmada böyle
bir kural yoktur. Kurala bağlı olmayışımızın nedeni şu; hangi işlemin ne zaman, nasıl yapılacağı
tamamen soruşturmayı yürüten yetkili savcının takdirindedir. Önce şüpheliyi dinleyebilir sonra
şikayetçiyi dinleyebilir veya önce tanığı dinleyebilir. Bu tamamen savcının o andaki koşullara göre
takdirine bağlıdır, bir kural yoktur.

*** Soruşturma evresinde doğal hakim ilkesi uygulama alanı bulmaz.

Soruşturmada yetkili başsavcılık vardır, o soruşturmayı X savcısı yürütebilir ama bir hafta sonra
başka bir savcı gelebilir ya da başsavcılık yeni bir savcıyı görevlendirebilir. O savcı da bu
soruşturmayı yürütebilir. Burada soruşturmayı başlatan savcının, soruşturmanın sonuna kadar o işi
devam ettirme gibi bir zorunluluğu yoktur. Bu nedenle doğal hakim ilkesi kovuşturma evresi ile ilgili
bir ilkedir. Mahkemelerin yetkisi ile ilgilidir. Soruşturmada böyle bir usul yoktur.

2
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Kovuşturma Evresinin Özellikleri ;

*** Kovuşturma evresi; alenidir, açıktır, gizli değildir.

Ama kovuşturma evresinin açıklığı, gizli olmaması duruşma sırasında video kaydı yapılmasını
gerektirir mi? Video kaydı yapılamaz, canlı yayın yapılamaz. Bu anlamda aleniyetten bahsetmiyoruz.
Ama kovuşturma açıktır, herkes gidip duruşmayı izleyebilir.

*** Kovuşturma evresi sözlüdür.

Esas itibari ile hakim vicdani kanaatinin oluşması için sanığı dinlemesi gerekir. Hakim, mahkeme
delilleri beş duyusuyla mutlaka algılamak zorunda ve herkes duruşmada ortaya konan delilleri
mutlaka tartışmaya açılması ve kolektif bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulması gerekiyor. Bu
sebeple duruşmada ortaya çıkan deliller, verilen ifadeler sözlü olmak zorundadır. Eğer gerekçeli
karara esas oluşturacak bir delil olacaksa mahkeme –örneğin soruşturma evresinde bir ifade verilmiş-
bu ifadeler okunacaktır. Bir kez de duruşmada okunarak kişilerin bilgisine sunulacaktır. Yani
sözlülük ilkesi dediğimiz aslında delillerin doğrudan doğruya ilkesi ile bağlantılı bir ilkedir, bu
ilkenin sonucudur.

*** Kovuşturma evresi kurala bağlıdır.

Yani kurala bağlılıktan kastımız, duruşmanın bir düzeni vardır, duruşmada bir işlem silsilesi vardır.
Bu işlem silsilesi içinde mahkeme prosedürü yürütür.

Doğal hakim ilkesinin sonucu olarak kovuşturma evresinin hangi merci tarafından yürütüleceği
önceden belirlidir. Belli bir yerde işlenen belli bir suçun hangi mahkeme tarafından görüleceği,
yargılamasının yapılacağı kanunda önceden düzenlenen görev ve yetki kuralları ile belirlenmiştir.

SORUŞTURMA EVRESİ

Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne
kadar geçen evreyi ifade eder.

✪ Suçun öğrenilme biçimleri;

- İhbar; re'sen takip edilen bir suçun işlendiği hususunu yetkili makamlara bildirilmesidir. İhbar eden
kişiye ''muhbir'' diyoruz.

- Şikayet; şikayete tabi bir suçun şikayete yetkili kişiler tarafından yetkili mercilere bildirilmesidir.
Şikayet eden kişiye de ''müşteki'' diyoruz.

Buradaki önemli husus şu, şikayetin geçerli bir bildirim olabilmesi için bir kere süresi içerisinde
yapılmalı ve şikayet etmeye yetkili bir kişinin şikayette bulunması gerekir.

Ama her zaman müşteki, mağdur değildir. Yani yaşı dolayısıyla şikayet yetkisi olmayan kişiler
açısından onlar suçun doğrudan mağduru olursa da vasileri şikayette bulunabilir.

3
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Bir de bazen şikayet hakkı devredilebilir. Örneğin; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda düzenlenen
suçlarla ilgili olarak, bir eser sahibi –örneğin ünlü bir şarkıcı- kendi eserinin haksız bir şekilde
çoğaltıldığını, yayıldığını nasıl öğrenecek? Nasıl şikayette bulunacak? İşte şikayet hakkının
devredilmesiyle toplu bir şekilde eser sahiplerinin haklarını korumak noktasında yetkilendirilir.

- Re'sen öğrenme; yetkili soruşturma makamlarının suçu kendiliğinden, doğrudan, suç şüphesini
öğrenerek harekete geçmesi

✪ Bu ihbar ve şikayet yazılı da yapılabilir, sözlü de yapılabilir. Ancak sözlü yapılırsa bu sözlü
bildirimin tutanağa geçirilmesi gerekir.

✪ Soruşturmaya yer olmadığına dair karar

Hem masumiyet karinesi açısından hem lekelenmeme hakkı açısından ortaya çıkan
problemler nedeniyle kanuna bir düzenleme getirildi.

(6) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/145 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/140 md.) İhbar ve


şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin
açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma
yapılmasına yer olmadığına karar verilir. Bu durumda şikâyet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilemez.
Soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar, varsa ihbarda bulunana veya şikâyetçiye
bildirilir ve bu karara karşı 173 üncü maddedeki usule göre itiraz edilebilir. İtirazın kabulü hâlinde
Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma işlemlerini başlatır. Bu fıkra uyarınca yapılan işlemler ve
verilen kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak Cumhuriyet savcısı,
hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir.

Bu fıkra ile daha önce olmayan bir karar türü ortaya çıktı.

Soruşturmaya yer olmadığına dair karar ise o ihbarın veya şikayetin bir soruşturma
başlatılması sonucunu doğurmaması anlamına geliyor.

✪ Savcı o iddiaya ilişkin hemen, derhal harekete geçerek; bir soruşturma numarası verilerek
soruşturma başlatılmış olacaktır ve bu ihbara veya şikayete ilişkin olarak hemen işin gerçeğini
araştırmak üzere yola koyulmak gerekecektir. Yani kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar
vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

✪ Tek bir duruşma ile o işin sonuçlandırılabilmesi için ne gerekir? Soruşturma evresinin son derece
verimli bir şekilde tamamlanmış olması gerekiyor. Yani mahkeme ilk duruşmayı açtığında diyecek
ki, tüm toplanması muhtemel delilleri savcılık toplamış, o halde benim yapmam gereken kararı
vermektir. Bu şekilde olsa verebilir. Soruşturma evresinin etkinliğinden bahsediyoruz. Etkin bir
şekilde bu evredeki işlemlerin, araştırma faaliyetlerinin yerine getirilmesi gerekiyor.

4
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ İdarenin emri ile işlemler yapan kolluk türüne de idari kolluk diyoruz. Buradaki soruşturma
işlemlerinin yürütülmesinde yararlanılan kolluk görevlileri, adli kolluk görevlileridir. Peki, kolluk
görevlilerinin soruşturma ile ilgili tek başına, kendiliğinden bir işlemde bulunma yetkisi var mıdır?
YOKTUR. Mutlak olarak bir suç şüphesi üstüne başlatılan soruşturmanın tek yetkilisi Cumhuriyet
savcısıdır.

Adli kolluk görevlilerinin doğrudan bir yetkisi yoktur. Savcının görevlendirmesi ve emriyle
kolluk görevlisi harekete geçer. Adli kolluk görevlisi dışarıda bir suç şüphesi ile karşılaştığı zaman
kanunun kendisine verdiği yetkileri o anda, suçun işlenmesini önleme, kişinin can ve mal güvenliğini
alma anlamında görevleri vardır ama onun dışında doğrudan doğruya kişiyi gözaltına alamaz. Suç
şüphesinin öğrenilmesinden itibaren adli kolluk artık savcının emri ile hareket edebilir.

✪ 3.bir suje olarak da soruşturma evresinde sulh ceza hakimi gösterilebilir. Bu noktada temel hak
ve hürriyetlere ilişkin bir takım tedbirlerin –kanunda açıkça düzenlenen tedbirlerin, işlemlerin-
uygulanmasında sulh ceza hakimliği karar verecektir. Ancak istem üzerine bu kararlar
verilebilecektir.

✪ Soruşturma evresi ile ilgili bir süre sınırlaması var mıdır? Kural olarak yoktur. Ama tabi buradaki
sınırlamamız, uzun süre soruşturma varsa buradaki sihirli sözcüğümüz; ''makul sürede'' . Her olayın
özellikleri, nitelikleri birbirinden farklı olabilir, dolayısıyla burada genel geçer bir süre koymak doğru
olmazdı zaten, işin niteliğine göre, olayın özeliklerine göre bu süre değişebilir. Önemli olan
soruşturma evresinin uzun ya da kısa sürmesi değil, soruşturmanın makul bir süre içerisinde
tamamlanmasıdır.

✪ Nereye kadar gidecektir soruşturma?

Bir iddianame düzenlenmek suretiyle iş kamu davasının açılmasına gider, ikinci olarak da bu iş
mahkeme önüne gitmeden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla kapanır.

✪ ''Kovuşturma mecburiyeti ilkesi''. Bunun kendi içerisinde alt başlıkları vardı;

* Araştırma mecburiyeti

Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği
izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek
üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

* Kamu davasını açma mecburiyeti - CMK m.172

* Kamu davasını yürütme, takip etme mecburiyeti


5
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Kamu davasını yürütme mecburiyeti de vardır. Yani savcı iş yargılama aşamasına geçtiğinde şöyle
söyleyebilir mi? Ben iddiamı geri alıyorum? Diyemez. İş artık mahkemenin önüne gelmiştir ancak
şikayetçi veya müşteki şikayetini geri alırsa o iş düşme ile sonuçlanabilir ama savcının böyle bir
yetkisi artık yoktur. Soruşturma evresi sonunda birinci ihtimal, iddianame düzenlenmesidir, yani
kamu davasının açılmasıdır. Hangi şartlarda kamu davası açılabilir? 170.maddenin 1. ve 2.fıkraları
bunu açıklamıştır.

Kamu davasını açma görevi

Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.

Hakim, kamu davası açamaz.

(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe
oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.

Bu iddianamenin düzenlenebilmesi için hangi şartı arıyoruz? Yeterli şüphe, emredici bir hükümdür.
Düzenleyebilir demiyor, yeterli suç şüphesi varsa Cumhuriyet savcısının yapması gereken iddianame
düzenlemektir.

- Soruşturma Evresinin Sona Ermesi -

İddianame Düzenlenmesi

✪ İddianame düzenlenebilmesi için aranan koşul Cumhuriyet savcısının yeterli şüphenin varlığı
konusunda bir sonuca veya kanaate ulaşmasıdır. Yeterli şüphe delilsiz olmaz, mutlaka bir veya birden
fazla o suçun işlendiğini gösteren somut olgular bulunmalıdır. Yeterli şüphe, savcının bu deliller
üzerindeki değerlendirmesidir. Deliller üzerindeki değerlendirmesi sonucunda eğer eldeki delillere
göre Cumhuriyet savcısı kişinin mahkum olma ihtimalini beraat etme ihtimalinden daha fazla
görüyorsa bu takdirde yeterli şüphenin varlığı sonucuna ulaşmış olur. Yeterli şüphe konusundaki
değerlendirmede takdir Cumhuriyet savcına aittir.

Yeterli şüphe, bir kesinlik bir belirlilik ifade etmediği için ‘şüpheden sanık yararlanır ilkesi’ bu
aşamada uygulanmaz. %51 bu kişi bu suçu işlemiştir diyebiliyorsak artık iddianame düzenlenmesi
için gerekli koşul sağlanmıştır.

✪ Soruşturmanın başladığı şüphe başlangıç şüphesi dediğimiz, basit şüphedir. Bu da bir varsayımı
bir sonucu ortaya koymuyor ama en azından o suçun işlenmiş olabileceği konusunda emare, belirti
düzeyinde dahi olsa basit şüphe düzeyi, şüphenin en hafif derecesi soruşturulabilir olması bakımından
yeterlidir. Ama başlangıç şüphesi iddianame düzenlenebilmesi bakımından yeterli değildir, mutlaka
bunun yeterli şüphe düzeyine ulaşmış olması gerekir.
6
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Yeterli delil ve yeterli şüphe eş anlamlı kavramlar değillerdir. Yeterli delil daha objektif bir
kavramdır, yani belirli bir karara, belirli bir sonuca ulaşılabilmesi açısından objektif olarak delillerin
yeterli olup olmadığını yeterli delil kavramı kullanılabilir ama iddianamenin düzenlenebilmesi
bakımından aradığımız yeterli delil değildir, yeterli şüphedir. Yeterli şüphe de tabi ki delillere dayalı
olarak ulaşılabilecek bir kanaattir. İkisini birbirinden ayırmak da mümkün değil ama eş anlamlı olarak
da kullanmak da doğru değildir. Yeterli şüphe sübjektif olarak o delillerin nitelendirilmesi anlamını
taşımaktadır. Bu nitelendirmeyi de tabi ki Cumhuriyet savcısı yapacaktır.

✪ İddianamede Bulunması Gereken Unsurlar

(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;

a) Şüphelinin kimliği,

b) Müdafii,

c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,

d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,

e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,

f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,

g) Şikâyetin yapıldığı tarih,

h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,

i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

j) Suçun delilleri,

k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri
ile bunların süreleri,

gösterilir.

Madde 170/ 4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle


ilişkilendirilerek açıklanır.

Suçun unsurlarının ve sübut değerlendirmesinin olabilmesi bu delillerin yüklenen suçla


bağlantının belirtilmesine bağlıdır.

Madde 170/(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar
değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.

7
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Madde 170/ (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda
öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik
tedbiri açıkça belirtilir.

✪ Mahkeme suçun hukuki niteliğinin yanlış olduğundan bahisle iddianameyi iade edemeyecektir.
Mesela savcı iddianameyi düzenledi. Mahkeme iddianameyi aldı, “evet ben yetkiliyim ama ben
görevli değilim, burada hırsızlık denilmiş ama aslında bu suç yağmadır” diyemez. Suçun niteliğinde
yanlış yapıldığından bahisle mahkeme görevsizlik kararı veya iddianamenin iadesi kararı
veremeyecektir. Bu aşamada iddianameyi kabul edip, yargılamanın başlangıcında görevsizlik kararı
vererek dosyayı görevli mahkemeye gönderecektir.

✪ Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile
bunların süreleri de iddianame gösterilir. Tazminat ve mahsup açısından bunların gösterilmesi
önemlidir.

✪ İddianamenin Değerlendirilmesi

İddianamenin iadesi

Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md.) (1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve
soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün
belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;

a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,

b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,

c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde
önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına
iadesine karar verilir.

(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.

(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş
sayılır.

(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri


tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini
gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye
gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna
gidilemez.

8
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.

Mahkeme iddianame kendisine geldiği andan itibaren 15 gün içinde iddianameyi


değerlendirir; kabul edebilir veya iade sebepleri varsa iddianameyi iade edebilir. 15 gün içerisinde
iddianame iade edilmezse kabul edilmiş sayılır. Bu bir düzenleyici bir süredir, hak düşürücü süre
değildir.

✪ İddianamenin iadesi sebepleri olarak;

1- 170.maddeye aykırı olarak düzenlenen bir iddianame varsa iddianamenin iadesi sebebi
gerçekleşir. 170.maddedeki iddianamenin unsurlarında eksiklik söz konusu olmuşsa iddianamenin
iadesi mümkündür. Fakat burada sayılan unsurların tamamı yer almak zorunda değil; örneğin suçtan
zarar görenin ya da mağdurun kimliği belirlenememişse iddianame düzenlenebilir, önemli olan
şüphelinin kimliğidir.

burada yazılmayan bir unsur varsa bunun niçin yazılamadığı iddianamede açıkça
gösterilmelidir. Bu gösterildikten sonra iddianamenin iade edilmemesi gerekmektedir. Şikayetin
yapıldığı tarih belli fakat Cumhuriyet savcısı bunu yazmamış, o zaman iddianame iade edilebilir.

2- Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen
iddianame de iade edilir.

3- Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde
önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianame iade edilecektir.

✪ Hangi sebeple iddianame iade edilemez?

Suçun hukuki nitelendirmesi sebebiyle iddianame iade edilemeyecektir. Yani mahkeme şunu
diyemeyecektir “ey savcı sen bu suça hırsızlık demişsin ama burada cebir de uygulanmış yağma suçu
var”. Hırsızlık olarak nitelendirilen bu iddianameyi kabul edecektir. Yargılamaya başlamadan bir
görev problemi ortaya çıkıyorsa bu hukuki nitelendirme dolayısıyla görevsizlik kararı verebilecektir.
Ya da görev problemi ortaya çıkmasa bile kendisi o fiilin hukuki nitelendirmesini daha farklı ele
alabilecektir. Mahkeme savcının nitelendirmesiyle bağlı değildir.

✪ Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve


hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir
durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk
kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
Mahkemeye yeniden gönderilen iddianame üzerinde ilk iade kararında gösterilmeyen sebeplere
dayalı olarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidemez. Bu duruma ''yeniden iade yasağı''
diyoruz.

9
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.

✪ İddianamenin düzenlenmesi başlığı altında;

- İddianamenin iadesi söz konusu olabilir. Madde 174’teki koşullar.

- Ya da iddianamenin kabulü kararı verilebilir. Ve bu şekilde kamu davası açılmış olur.

- Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar -

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar

Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması
için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması
hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi
alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için
yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar
verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.

(3) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.

✪ Hangi hallerde verilebilir?

1- Yeterli şüpheye ulaşılamamışsa,

2- Kovuşturma olanağının bulunmaması. Yargılama şartları gerçekleşmemiştir. Örneğin;


şikayet koşulu gerçekleşmemiş, derdest bir soruşturmanın olduğu belirlenmiş ya da aynı iddiayla ilgili
hüküm olduğu tespit edilmiş.

3- Kamu davası açma mecburiyetinin istisnası vardır. Kamu davası açmada Cumhuriyet
savcısına tanınan bir takdir yetkisi vardır. Ana kural, kamu davasını açmak mecburidir, bunun
sonucunda zaten iddianame düzenlenir. Eğer koşulları yoksa -yeterli şüphe yoksa kovuşturma olanağı
yoksa- kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Ama bunun istisnası da vardır, yeterli
şüphenin oluşmasına rağmen Cumhuriyet savcısının kamu davasını açmada takdir yetkisini
kullandığı haller vardır. Buna, kamu davasının açılmasında takdir yetkisi diyoruz. 171.maddede
bu yetki düzenlenmiş;

10
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Kamu davasını açmada takdir yetkisi

Madde 171 – (Değişik: 6/12/2006 – 5560/22 md.) (1) Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak
etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin
varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.

(2) 253 üncü maddenin ondokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet
savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli
hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının
açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü
madde hükümlerine göre itiraz edebilir.

(3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin
hükümler saklı kalmak üzere;

a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış
bulunması,

b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç


işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,

c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası


açılmasından daha yararlı olması,

d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki
hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

(4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına
karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme
süresince zamanaşımı işlemez.

(5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme
kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet
savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için
kullanılabilir.

11
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Hangi hallerde Cumhuriyet savcısı kamu açma noktasında yeterli şüphe


olmasına rağmen kamu davası açmayabilir, takdir yetkisini kullanabilir; -3 hal vardır;

*** Cezayı kaldıran etkin pişmanlık hali;

Etkin pişmanlık bazı suç tiplerinde düzenlenmiş. Fakat bazılarında cezayı azaltır, bazılarında kaldırır.
Burada takdir yetkisi tanınan sadece kaldıran durumlardır. Mesela TCK 192.madde uyuşturma
suçlarında, rüşvet suçunda, yalan tanıklık suçunda, 93.maddede organ ve doku ticareti suçundaki
etkin pişmanlık hükümlerine baktığınız zaman, cezayı kaldıran etkin pişmanlık halleridir ve savcı bu
suçların işlendiği hususunda yeterli şüpheye ulaşmış olsa bile eğer cezayı kaldıran etkin pişmanlık
halinin olduğu sonucuna ulaşırsa davayı açmayabilir. 171.maddeye göre kovuşturmaya yer
olmadığına dair karar verebilir. Takdir yetkisi vardır.

Cezayı azaltan etkin pişmanlık hallerinde takdir yetkisi kullanma imkanı yoktur, kamu
davası açılacaktır. Mahkeme bu cezayı azaltan etkin pişmanlık halini uygulayabilir.

*** Şahsi cezasızlık sebepleri;

Örneğin;

- taksirli suçlarla ilgili 23.maddenin 6.fıkrası, burada belli bir bölüm itibariyle şahsi
cezasızlık hali olduğunu söyleyebiliriz.

- Malvarlığına karşı suçlarda 167.maddede şahsi cezasızlık sebepleri düzenlenmiş. Yani


malvarlığına karşı suçlar belirli akrabalık ilişkileri bulunan kişiler arasında işlenirse cezasızlık
sebepleri oluşturabilir.

- Yalan tanıklık suçunda keza şahsi cezasızlık sebeplerini öngörmüştür, 273.madde. Kişi
yalan tanıklık yapıyor ama üstsoyunun kovuşturmaya tabi tutulmaması için yapıyorsa suçun
oluştuğunu söylüyoruz. Ama kişi annesinin babasının ceza almasını önlemek için yalan tanıklık
yapmış olabilir, bu doğal bir olgudur, kanun bunu cezasızlık sebebi olarak kabul etmiştir.

- Delillerin yok edilmesi, gizlenmesi suçunda 281.maddede şahsi cezasızlık hali var. Kişi
kendi işlediği suçun delilini yok ederse veya kendisinin iştirak ettiği suçun delilini yok ederse şahsi
cezasızlık sebebidir.

Bu durumların varlığı halinde -örnekler arttırılabilir- Cumhuriyet savcısı takdir yetkisini


kullanabilir ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir.

Cezayı azaltan şahsi sebepler söz konusu ise takdir yetkisini burada artık kullanamaz, kamu
davası açmak zorundadır.

12
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

*** Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi;

Savcı suçun işlendiği hususunda yeterli şüpheye ulaşmasına rağmen hangi şartlar altında
kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verebilir?

Objektif koşullar;

- soruşturulması veya kovuşturulması şikayete bağlı ise

- uzlaşma hükümleri saklı kalmak üzere, yani uzlaşma hükümleri tüketilmiş olacak

- üst sınırı 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren bir suç söz konusu ise (hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasında bu sınır 2 yıl idi.)

- bu suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe sebepleri varsa. Yeterli suç şüphesi yoksa zaten
savcı kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermelidir. Erteleme kararı verilebilmesi yeterli şüphenin
olması gereklidir.

- şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayacak.
Taksirli bir suçtan mahkumiyet kararı varsa yine ertelenme kararı verilebilir.

Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir.
Suçtan zarar gören bu karara itiraz edebilir. Bu objektif koşulları tespit etmek gerekir.

Sübjektif koşullar;

- yapılan soruşturmada kamu davasının açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç


işlemekten çekineceği kanaatini vermesi gerekir. Savcı bunu değerlendirirken şüphelinin ifadesini,
davranışlarını, beyanlarını dikkate alacak ve bir daha suç işlemeyeceğine yönelik bir kanaate ulaşmış
olacak.

- kamu davasının açılmasının ertelenmesinin şüpheli ve toplum açısından kamu davası


açılmasından daha yararlı olacağı kanaatine varmış olacak.

- suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki
hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. -objektif koşullar arasında da
değerlendirilebilir.

Bu şartların varlığı halinde Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle
ertelenmesine karar verecek. Bu erteleme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde süre
sonunda savcı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecek. Süre sonunda eğer 5 yıl içerisinde
kasıtlı bir suç işlenmemişse şüpheli hakkında -denetim süresi sonunda- kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilir.

13
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Eğer erteleme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmişse savcı kamu davasını açacak. Erteleme süresi
içerisinde zamanaşımı durur, işlemez. Bu erteleme kararları kendisine özgü bir sisteme kaydedilir.
Bunu savcılar, hakimler, mahkemeler görebilirler.

Çocuklar bakımından erteleme süresi 3 yıldır.

Erteleme kararlarına karşı suçtan zarar gören kişiler itiraz hakkına sahiptir.

✪ (2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması
için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir
karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.

✪ (3) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.

✪ Bu kararlar denetime tabidir. Etkin soruşturma yapma yükümlülüğü, mecburiyeti savcılar


bakımından söz konusudur.

İtiraz

✪ Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara itiraz edilebilir. Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya
yer olmadığına dair kararına itiraz mümkündür, 15 günlük itiraz süresi vardır ve bu itiraz kararı veren
Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesinin bulunduğu yerdeki
Sulh Ceza Hâkimliğine yapılır.

Burada itiraz dilekçesinde kamu davasının açılmasını gerektiren olaylar ve deliller belirtilir. Sulh
Ceza Hakimliği bu kararı inceler veya AİHM inceler. Eğer soruşturmanın genişletilmesine gerek
görürse bu husus açıkça belirtilmek üzere o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir.
Kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddedebilir. İtiraz
edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı
itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir ve Cumhuriyet
savcısı iddianameyi düzenleyerek mahkemeye verir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz hangi hallerde mümkündür? Takdir yetkisinin
kullanıldığı haller dışında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı itiraz edilebilir.
Yeterli şüphe oluşmamışsa, kovuşturma olanağı yoksa verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair
kararla itiraz edilebilir. 173.maddenin 5.fıkrasında diyor ki;

14
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı
hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.

Yani takdir yetkisinin kullanıldığı durumlarda itiraz mümkün değil fakat kamu davasının açılmasının
ertelenmesi açısından 171.maddeye göre itiraz edilebilir.

İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin
ikinci fıkrası uygulanır. Yani artık kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmişse hakim
bunu reddettiyse aynı fiilden dolayı yeniden kamu davası açılabilmesi için Sulh Ceza Hakiminin bu
konuda bir karar vermesi gerekir.

15
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- KOVUŞTURMA EVRESİ -

✪ Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evredir.

✪ Kovuşturma evresi de kendi içerisinde evrelere ayrılıyor;

1- Duruşma hazırlığı evresi

2- Duruşma evresi

3- Hüküm (son karar) evresi

✪ Duruşmada tartışılmamış, duruşmada duyulmamış, görülmemiş bir delil hükme esas alınamaz,
hükme dayanak gösterilemez.

✪ Kovuşturma safhasında ceza muhakemesinin yargılama aşamasında kolektif bir faaliyet söz
konusudur. Hüküm kurulması aşamasına kadar, hükmün verilmesi aşamasına kadar duruşmada ortaya
konulan deliller, onların tartışılması kolektif bir faaliyettir.

✪ Muhakemenin hazırlanmasına ilişkin ilkeler;

- Davasız yargılama olmaz ilkesi. Yani mahkeme açılmamış davaya bakamaz veya iddia olmadan
bir dava açılamaz. Kanun yollarında da geçerlidir.

Sadece iddianamede belirtilen sanık ve o sanığın iddianamede belirtilen fiili hakkında mahkeme bir
yargılama yapabilir, davasız yargılama olmaz ilkesinin bir sonucudur. İddianamede belirtilen
çerçevenin dışına çıkılması mümkün değildir.

- Kovuşturma mecburiyeti ilkesi. Muhakemenin hazırlanmasına ilişkin bir ilke olarak da


söyleyebiliriz.

- Maslahata uygunluk ilkesi. Maslahata uygunluk, yani kamu yararına uygunluk ilkesi. Burada da
Cumhuriyet savcısının takdir yetkisinin olduğu hallere işaret etmiş oluyoruz. Kural olarak
kovuşturma mecburiyeti ilkesi geçerlidir ama istisnaen maslahata uygunluk ilkesinin benimsendiği,
yani kamu davasının açılması noktasında savcıya takdir yetkisi tanınan haller de sistemimizde vardır.
Bunları zaten üç başlık altında incelemiştik.

------------------- bir sonraki ders -------------------------------------------------


✪ Kuvvetli suç şüphesi varken yeterli suç şüphesinin olmaması mümkün değildir.

✪ CMK m.170’de açıkça belirtilmiştir. Delilleri savcı muhakkak takdir edecek, takdiri tamamen
mahkemeye bırakmak gibi bir şey söz konusu olamaz.

16
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Hüküm ne zaman kesinleşir? İstinaf ve temyiz yoluna gidilmezse kesinleşir. Ya da mesela istinaf
edilir, istinaf reddedilirse ve hüküm de 5 yıldan aşağı ise hüküm kesinleşmiş olur. Onanma kavramı
çok doğru değildir çünkü mahkeme kararlarının onanmaya ihtiyacı yoktur. Her mahkemenin kararı
kendi başına icra edilebilir niteliktedir. Dolayısıyla onama demek yerine istinaf davasının reddi
demek gerekir.

✪ → Çağrı kağıdı dediği davetiyedir. Eskiden bunlara celp denirdi. İddianamenin tebliğ edildiği süre
ile duruşma arasında makul süre olmalıdır. Yeteri kadar inceleme fırsatı verilmelidir. İddianame
yeteri kadar incelenemezse, hakimden ek süre istenmesi durumunda hakimin bunu vermesi gerekir.

✪ Diyelim ki olayın bir tanığı var ve kanser hastası öldü ölecek, duruşmada hazır bulunması mümkün
olamayacaksa naip hakimle dinlenebilir. Ya da kişi Türkiye’ye tatile gelmiş normalde yurtdışında
yaşıyor. Duruşmadan önce Türkiye’den ayrılacaksa da önceden dinlenebilmesi söz konusudur.

→ İstanbul’da istinabe olunması gereken mahkeme Anadolu Adliyesi’ne bağlı bir mahkeme ise ancak
Çağlayan’a evrak gönderilmişse; ikisi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer
almakta olduğundan Çağlayan’daki mahkeme istinabe evrakını geri çevirmeden gerekli işlemleri
yapacaktır.

✪ Naip hakim demek, vekil hakim demektir. (Toplu mahkemelerde mahkemenin yetki alanı
içerisinde; ancak duruşma salonu dışında yapacağı işlemleri, mahkeme adına yapmakla
görevlendirilen hakimdir.)

→ İstanbul mahkemeleri için düşünürsek bu hasta olan ya da yurtdışına çıkacak olan kişi, İstanbul'da
ise naip hakimle halledilmesi gerekir; İzmir’de ise istinabe yoluyla dinlenecektir.

→ İstinabenin adı uygulamada talimattır.

------------------- bir sonraki ders -------------------------------------------------


✪ Kovuşturma evresindeki aşamalar aslında yasada düzenlenmiştir. 3 aşamada inceleyebiliriz:

Duruşma hazırlığı evresi

Duruşma evresi

Hüküm evresi (son karar)

✪ Duruşma hazırlığı evresi esas itibariyle duruşmanın gereksiz yere uzamasını engellemek için bir
takım hazırlayıcı işlemlerden oluşan evredir.

✪ CMK m.175, 176, 177, 180.

17
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Daha sonra duruşma günü belirlenir ve artık duruşma evresi karşımıza çıkar. Bu duruşma günü,
duruşma hazırlığı evresinde saptanır. Yetkili mahkemenin huzurunda duruşma yapılmasını
gerektiriyor. Duruşmaya ilişkin prensipler de CMK’da 180.maddeden itibaren karşımıza çıkmaktadır.

✪ Duruşma ne demektir?

Duruşma evresinde; duruşma hazırlığı evresinde saptanan günde yetkili mahkemenin duruşma
salonunda tanık ve bilirkişi yoklaması ile başlayıp; hükme iştirak edecek hakim ya da hakimlerin
huzuru, zabıt katiplerinin yerini alması, savcı ve kural olarak sanık ve müdafiin katılımıyla ara
verilmeksizin, halka açık ve sözlü olarak cereyan eden, delillerin ikame edilip tartışılması suretiyle
maddi gerçeğe ulaşmaya çalışılan ve son sözün sanığa verilmesiyle sona eren; kovuşturma safhasının
en önemli evresine biz duruşma evresi diyoruz.

✪ Açık olarak yapılan, iddianın ve savunmanın süjelerinin bulunduğu duruşmada, delillerin ortaya
konulması suretiyle bir kolektif faaliyet sonucunda maddi gerçeği ortaya çıkarmaya çalışacağız.

✪ Duruşmanın açıklığı

Madde 182 – (1) Duruşma herkese açıktır.

(2) Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde,
duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.

(3) Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık
duruşmada açıklanır.

Çünkü burada adaletin tesisini amaçlıyoruz ve bunun kapalı yapılmaması herkes tarafından izlenebilir
olması önemli bir özelliktir, soruşturma gibi değildir, soruşturma evresi gizlidir.

Fakat bunun istisnaları da vardır; belirli hallerde duruşmalar kapalı yapılır;

1. istisna; genel ahlakın veya kamu güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde duruşmanın kapalı
yapılabileceğidir.

2. istisna ise;

Zorunlu kapalılık

Madde 185 – (1) Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm
de kapalı duruşmada açıklanır.

18 yaşını doldurmuşsa o zaman açık duruşma yapılır. Yani diyelim ki ilk 3 celsede 18 yaşından
küçüktü kapalı yapıldı fakat bu sırada 18 yaşını doldurduysa duruşma açık yapılabilir. Yani fiilin
işlendiği sıradaki yaş önemli değil, duruşmanın yapıldığı tarihteki yaşına bakıyoruz.
18
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Kapalılık kararının ve nedenlerinin yazılması

Madde 186 – (1) Açıklığın kaldırılması kararı, nedenleriyle birlikte tutanağa geçirilir.

Kapalı duruşmada bulunabilme

Madde 187 – (1) Kapalı duruşmada mahkeme, bazı kişilerin hazır bulunmasına izin
verebilir. Bu hâlde adı geçenler, duruşmanın kapalı olmasını gerektiren hususları
açıklamamaları bakımından uyarılırlar ve bu husus tutanağa yazılır.

Bu kişilere duruşmanın kapalı olacağı bildirilir ve bu bir tutanağa bağlanır.

(2) Kapalı duruşmanın içeriği hiçbir iletişim aracıyla yayımlanamaz.

(3) Açık duruşmanın içeriği, millî güvenliğe veya genel ahlâka veya kişilerin saygınlık,
onur ve haklarına dokunacak veya suç işlemeye kışkırtacak nitelikte ise; mahkeme, bunları
önlemek amacı ile ve gerektiği ölçüde duruşmanın içeriğinin kısmen veya tamamen
yayımlanmasını yasaklar ve kararını açık duruşmada açıklar.

Bu duruşma içeriğinin yayınlanması ile ilgili bir yasaktır.

✪ CMK m. 183 - Ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağı

✪ Duruşmada bulunması zorunlu kimseler kimlerdir?

- Hakim, tabi ki duruşmada hazır bulunacaktır.

- Cumhuriyet savcısı

- Zabıt katibi

- Zorunlu müdafiin hazır bulunması gerekir. Çünkü zorunlu müdafiin getirilme amacı kamusal
savunma makamı olarak orada yargılanan kişilerin haklarını savunmaktır.

Fakat buna rağmen bir düzenleme yapıldı.

Duruşmada hazır bulunacaklar

Madde 188 – (1) Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt
kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması
şarttır. (Ek cümle: 3/10/2016-KHK-676/5 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/5 md.) Müdafiin
mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya
devam edilebilir.

Son cümlesinde zorunlu müdafi açısından bir istisna getirilmiştir. Edilebilir dediğine göre demek ki
böyle bir yol açılmıştır.
19
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Tek celsede bitirilmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Önemli olan makul süre içerisinde
sonuçlandırılması daha önemlidir veya ceza muhakemesinin amaçladığı bir husustur.

Hızlı yargılama önemli değildir; adil ve makul sürede yargılama önemlidir. Hızlı yargılama adil
yargılanma hakkının bir unsuru değildir; makul sürede yargılanma adil yargılanma hakkının
bir parçasıdır.

✪ Ara verme

Madde 190 – (1) Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak,
zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette
duruşmaya ara verilebilir.

Bunun yanı sıra duruşma kural olarak, ara verilmeksizin, ara verilmeden devam edilir. Yani
duruşmalar birer gün arayla yapılabilir.

✪ Madde 176- (4) Yukarıdaki fıkralar gereğince, çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü
arasında en az bir hafta süre bulunması gerekir.

Düzenleyici bir süredir. Burada sanığa duruşma gününü ve iddianameyi tebliğ ediyoruz ve bir hafta
süre vermek durumundayız.

✪ Sanığın duruşmada hazır bulunmaması;

Madde 193 – (1) Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan
sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla
getirilmesine karar verilir.

Bu kural açık bir şekilde düzenlenmiştir. Genel kural budur ancak istisnaları vardır;

1.İstisna : Madde 193 – (2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet
dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava
yokluğunda bitirilebilir.

2.İstisna : Sanığın mahkemeden uzaklaşması

Madde 194 – (1) Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır
bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme gereken tedbirleri alır.

(2) Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve
artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.

20
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

3.İstisna : Sanığın yokluğunda duruşma

Madde 195 – (1) Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi
gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek
davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.

4.İstisna : Sanığın duruşmadan bağışık tutulması

Madde 196 – (1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık
tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır
bulunmaktan bağışık tutabilir.

5.İstisna : CMK m.247

(3) Kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise,
mahkûmiyet kararı verilemez.

(4) Duruşma yapılan hâllerde kaçak sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir avukat
görevlendirilmesini ister.

6.İstisna : Sanığın dışarı çıkarılması (!)

Madde 204 – (1) Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli


olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır.
Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması
bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın
müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi görevlendirilmesini ister. Oturuma yeniden
alınmasına karar verilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır.

✪ CMK m.202 - Tercüman bulundurulacak hâller

✪ CMK m.200 - Sorgu sırasında sanığın mahkeme salonundan çıkarılabilmesi

✪ Duruşmada doğrudan soru yöneltme imkanı getirilmiştir. Bu da hem delillerin doğrudan


doğruyalığı ilkesi, hem de sözlülük ilkesi bakımından yerinde bir düzenlemedir.

Doğrudan soru yöneltme

Madde 201 – (1) Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan
avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma
disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı
veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun
yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer
yeniden soru sorabilir.

21
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Doğrudan soru yöneltme imkanı;

- Cumhuriyet savcısı, katılan vekili, sanık vekili (müdafii) kişilerine verilmiştir.

Yani bu imkan hukukçulara getirilmiştir.

Peki, sanık ve katılan doğrudan soru yöneltebilir mi? Yöneltemez. Mahkeme başkanı aracılığıyla
bunların soru yöneltmesi mümkündür.

(2) Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci
fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.

Keza heyet halinde de 3 kişiden bahsederiz, heyetteki üyelerden birisi de bu anılan kişilere soru
yöneltebilir.

Bunların amacı, maddi gerçeğe ve delillere ulaşmaktır.

✪ CMK m.203 - Hâkim veya başkanın yetkisi

✪ CMK m.205 - Duruşma sırasında işlenen suç hakkında işlem

Fakat duruşmada bir suç işlenmesi, yeni bir olaydır. O duruşmada o fiilin yargılanması yapılamaz.
Aksi takdirde davasız yargılama olmaz ilkesine aykırı hareket edilmiş olur. Burada duruşmada suç
işlendiği tespit edilip, bir soruşturma yapılması için yetkili mercie yani savcılığa gönderilecektir.

✪ Duruşmanın başlaması

Madde 191 – (1) Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve
bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız
olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü
kararını okuyarak açıklar.

Birinci işlem duruşma başladığında yoklama yapılmasıdır.

(2) Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

(3) Duruşmada, sırasıyla;

a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden


bilgi alınır,

b) (Değişik: 24/11/2016-6763/29 md.) İddianame veya iddianame yerine geçen belgede


yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki
nitelendirmesi anlatılır,

22
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu


ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,

d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu


yapılır.

Bu aşamadan sonra, duruşma ilerledikten sonra artık delillerin ortaya konulması ve tartışılması
gerekmektedir.

✪ Delillerin ortaya konulması ve reddi

Madde 206 – (1) Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına
başlanır. (Ek cümleler: 25/5/2005 - 5353/29 md.) Ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz
olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına
engel olmaz. Ortaya konulan deliller, sonradan gelen sanığa bildirilir.

Yani tanık soruşturma evresinde bir ifade vermiş, mahkeme nasıl olsa bu ifade vermiş, elimizde de
ifade tutanağı var, dinlemeye gerek yok diyebilir mi? Diyemez. Delillerin doğrudan doğruyalığı ilkesi
kovuşturma ilkesine hakim olan ilkelerden bir tanesidir. Mutlaka tanık soruşturma aşamasında çeşitli
beyanlarda bulunmuş olabilir, bizi ilgilendirmiyor. Çağıracağız bir kez de kovuşturma evresinde de
bu kişiyi dinleyeceğiz.

(2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur:

a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.

b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.

c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.

✪ İddianame anlatıldı, sanığın sorgusu yapıldı ve bu aşamadan sonra duruşmada delilleri ortaya
koyacağız.

Delillerin doğudan doğruyalığı dediğimiz ilke budur. Hakim -o uyuşmazlıkla ilgili karar verecek kişi-
tüm delilleri tartışmaya açacaktır. Duruşmada ortaya konulan delillere dayanak olarak ancak bir
hüküm kurabilir. Nitekim 217.madde de düzenleme yapılmıştır.

Delilleri takdir yetkisi

Madde 217 – (1) Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış
delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.

(2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.

23
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Dosya içerisinde hukuka aykırı delil varsa; hükme esas alınamayacaktır. Mahkeme o hukuka aykırı
delil her ne kadar maddi gerçeği ortaya çıkarsa bile, o delile dayalı olarak mahkumiyet ya da başka
bir hüküm tesis edemeyecektir.

Kararların denetlenmesi için hüküm dahil, ara kararlar dahil tüm mahkeme kararlarının gerekçeli
olması gerekir. Bu gerekçe ortaya konulurken de hukuka aykırı delillere dayanılması mümkün
değildir.

✪ Mahkemeyi sınırlandırılan delille ilgili olarak üç konu vardır;

huzurda tartışılmış,

duruşmada ortaya konulmuş,

hukuka uygun olan deliller

takdir edilebilir.

✪ Delilin ortaya konması açısından bir zaman sınırlaması yoktur. Hüküm verilme aşamasına kadar
delil ortaya konabilir veya duruşmada tartışmaya açılması istenebilir. Nitekim 207.madde bunu
güvence altına almıştır.

Delil ve olayın geç bildirilmesi

Madde 207 – (1) Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen
olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle reddedilemez.

Hangi aşamada olursa olsun bu üç duruma girmiyorsa, delil geç de bildirilse duruşmada ortaya
konulabilir.

✪ Duruşmada anlatılması zorunlu belge ve tutanaklar

Madde 209 – (1) Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu
tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif
tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın
kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada anlatılır
(özetlenir).

(2) Sanığa veya mağdura ait kişisel verilerin yer aldığı belgelerin, açıkça istemeleri
halinde, kapalı oturumda anlatılmasına mahkemece karar verilebilir.

24
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Duruşmada okunmayacak belgeler

Madde 210 – (1) Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık
duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya
yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.

(2) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki


ifadesine ilişkin tutanak okunamaz.

✪ Duruşmada okunmasıyla yetinilebilecek belgeler

Madde 211 – (1) a) Tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş
olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse,

b) Tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması, hastalık, malûllük
veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı
değilse,

c) İfadesinin önem derecesi itibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli


sayılmıyorsa, Bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş
tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir.

✪ Sanığın önceki ifadesinin okunması

Madde 213 – (1) Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hâkim veya mahkeme
huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafiinin hazır
bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir.

Yani şunu demek istiyor; sanığın soruşturma evresindeki açıklamalarının birinci derecede önemi
yoktur. Asıl mahkeme huzurunda verdiği ifade bizim için esastır. Çünkü kolektif yargılamada
delillerin doğrudan doğruyalığı ilkesinin gerçekleştiği evre kovuşturma evresidir. Sanığı mutlaka
durumda dinleyeceğiz. Ama bir çelişki meydana gelmişse, bu çelişkinin giderilmesi amacıyla
213.madde bir imkan getirmiştir.

Bu da mahkemenin bir kanaat delili etmesi açısından önemlidir.

✪ CMK m.214 - Rapor, belge ve diğer yazıların okunması

✪ Deliller ortaya konulduktan sonra veya dosya içindeki belgeler ve tutanaklar okunduktan sonra
delillerin tartışmaya açılması, taraflara söz verilmesi, talep varsa doğrudan soru yöneltme imkanının
ilgililere tanınması gerekiyor.

25
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Delillerin tartışılması

Madde 216 – (1) Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya
vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.

(2) Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî
temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının
ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.

(3) Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir. (Ek cümle: 15/8/2017-KHK-
694/148 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/143 md.) Bu aşamada zorunlu müdafiin hazır
bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmez.

Yani sorgusu başta yapılacaktır, daha sonra deliller ortaya konulduktan sonra veya mevcut deliller
okunduktan sonra sırası ile bu delillerle ilgili kişilere söz verilecektir.

✪ Deliller ortaya konuldu, ilgililer bu delillerle ilgili söyleyeceklerini söylediler, sanık da en son dedi
ki evet bu belge doğrudur ya da sahtedir. O zaman haliyle bir uyuşmazlık daha çıkabilir, haliyle
bunların da çözüme kavuşturulması gerekir.

✪ Sonuç itibari ile hükümden önce son söz ne olursa olsun sanığa aittir.

Demek ki sanığın sorgusu en başta yapılacaktır, deliller ortaya konulduktan sonra sanığa söz hakkı
verilecek ve sanık da son sözünü söyledikten sonra; ve bu aşamada zorunlu müdafiin hazır
bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmeyecektir.

✪ CMK m.219 - Duruşma tutanağı

✪ CMK m.220 - Duruşma tutanağının başlığı

✪ CMK m.221 - Duruşma tutanağının içeriği

✪ Duruşma tutanağının ispat gücü

Madde 222 – (1) Duruşmanın nasıl yapıldığı, kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun
olarak yapılıp yapılmadığı, ancak tutanakla ispat olunabilir. Tutanağa karşı yalnız sahtecilik
iddiası yöneltilebilir.

26
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- HÜKÜM DEVRESİ -

✪ Beraat edecek olanlar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriliyor. Biz buna
''soruşturma makamının filtre fonksiyonu'' diyoruz.

✪ Duruşmanın sona ermesi ve hüküm bu anlamda yargılama yapılan duruşmanın ve delillerin


tartışılmasından sonra mahkemenin vicdani kanaatini açıklama evresidir.

✪ Teknik anlamda hüküm olan şeyler nelerdir;

- Beraat,

- Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Dair Karar

- Mahkumiyet Kararı

- Güvenlik Tedbirine Hükmedilmesi

- Davanın Reddi

- Davanın Düşmesi

✪ İşlenmediği sabit olursa beraat verirsin, işlendiği sabit olmazsa ne yaparsın? Sübut
dediğiniz zaman hakimin vicdanında hiçbir şüphenin kalmaması gerekiyor. İşlenildiğine dair
%60-%70 şüphe var ama tam da işlemiştir diyemiyorsa hakim bu durumda her ihtimale karşı
mahkumiyet değil, beraat kararı verecek. Bu kurala 'şüpheden sanık yararlanır' diyoruz.

✪ Kusurluluğu etkileyen hallerle unsurlar arasında ne fark var? Unsurlardan biri olmadığı
zaman suç oluşmaz ama kusurluluğu etkileyen bir hal varsa suç oluşur ama ceza verilmez.

✪ CMK m.223/(9) Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza
verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.

✪ CMK m.223/(10) Adlî yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun
yolu bakımından hüküm sayılır.

Mesela Asliye hukuk mahkemesinde açılmış ama mahkeme diyor ki ‘idari yargıda görülmesi
gerekir’ diyor. Bunlar da hüküm sayılır diyor.

✪ İddianamede gösterilen olay yargılanır. Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen


suçun fiili ve faili hakkında verilir.

27
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) -

✪ İkinci bir karar olarak; aynı kararda mahkumiyet hükmü kurduktan sonra hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebiliyor.

✪ 231.maddede koşulları belirtilmiştir.

İlk olarak; Objektif koşul olarak eğer mahkemenin hükmettiği ceza;

(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2
yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına karar verilebilir.

Bu objektif bir koşuldur, eğer mahkumiyet zaten 2 yılın üstünde ise artık bu karar türü
verilemeyecektir.

İkinci olarak; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sübjektif koşulları vardır;

(6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

Bu da faile ilişkin objektif bir koşuldur. Bundan sonraki koşullar sübjektif nitelikteki
koşullardır. Yani mahkeme takdir edecektir.

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz


önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

Mahkeme bu kanaate sanığın tutum ve davranışları, ifadeleri, pişmanlık göstermiş mi


göstermemiş mi bunlara bakarak varır.

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan
önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul
etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

Bir diğer şart ise sanık kabul etmelidir. Sanık kabul ederse bu kanaat türü verilebilir.

Eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirse artık kurulmuş olan
mahkumiyet hükmü sonuçlarını doğurmuş olmayacaktır.

(7) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis
cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

28
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Bu karar verildiği zaman bir denetim süresi sanık açısından belirlenecektir. Bu süre içerisinde
yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik yükümlülüklerine de uygun davranıldığı
takdirde artık hüküm ortadan kalkacaktır ve davanın düşmesine karar verilecektir.

(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş
yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç
nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre
içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli
serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını
sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak
aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında
çalıştırılmasına,

c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda


yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,

Karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

Bunlardan biri veya birkaçına mahkemece karar verilebilir. Denetim süresi içerisinde de dava
zamanaşımı duracaktır, işlemeyecektir.

Eğer denetim süresi içinde yeni ve kasıtlı bir suç işlenirse veya denetimli serbestlik
tedbirlerine uygun hareket edilmezse yani yüklenen yükümlülükleri yerine getirmezse burada
artık hüküm açıklanacaktır.

(11) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik
tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak
mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu
değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da
koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek
yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.

Bu şekilde bir takdir hakkı verilmiştir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yolu öngörülmüştür.

(12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.


29
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

İtiraz kanun yoluna iki tür karara karşı gidilebilir;

1-) hakimlik kararlarına karşı,

2-) mahkeme kararlarında itiraza açık gidilebileceği yönünde hüküm içeriyorsa.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması bir mahkeme kararıdır, zaten kanunda açık
bir şekilde itiraz kanun yolu öngörüldüğü için itiraz kanun yoluna gidilebilir.

Son olarak ister objektif koşullar yönünden olsun, ister sübjektif koşullar yönünden
olsun bunun gerekçeli bir şekilde hükümde gösterilmesi gerekir, gerekçelendirmesi gerekir ki
denetlenebilir olsun.

30
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- KANUN YOLLARI -

✪ Hakim veya mahkeme tarafında verilen kararların hatalı ya da hukuka aykırı olduğu savıyla
başka bir merci tarafından incelenmesini sağlayan ve bu suretle adaletin ve bozulan hukuk
barışının yeniden tesisini amaçlaya hukuki çarelere kanun yolu diyoruz.

✪ CMK’da iki tür kanun yolu öngörülmüştür;

Olağan Kanun Yolları

- itiraz

- istinaf

- temyiz

Olağanüstü Kanun Yolları

- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi

- kanun yararına bozma

- yargılamanın yenilenmesi

✪ Anayasa Mahkemesi’ne yapılan müracaat türü bireysel başvurudur. Bu ceza muhakemesi


anlamında bir kanun yolu değildir. Yani teknik ve dar anlamda bir kanun yolu değildir. Geniş
anlamda bu da bir başvuru yolu olduğu için bu da geniş manada kanun yolları içinde
değerlendirebiliriz. Fakat CMK’da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru düzenlenmiş
değildir.

✪ Kanun yollarına başvurma hakkı

Madde 260 – (1) Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli,
sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış,
reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için
kanun yolları açıktır.

Demek ki hakim veya mahkeme kararlarına karşı kanun yolarına müracaat edilebilir.

31
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Cumhuriyet savcısının başvurma hakkından başlayacak olursak;

(2) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza


mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde
bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun
yollarına başvurabilirler.

(3) Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak da kanun yollarına başvurabilir.

Cumhuriyet savcısı, bir hakim veya mahkeme kararına karşı kanun yoluna başvurabilir. Fakat
mecburi değildir. Kanun yoluna başvurması, kamu davası açma mecburiyeti gibi bir
mecburiyet değildir.

Cumhuriyet savcısı sanığın lehine de aleyhine de kanun yoluna başvurabilir. Çünkü


Cumhuriyet savcısı hukuki niteliği itibari ile hem adli hem de idari karma nitelikte bir
organdır.

✪ Şüpheli ve sanığın tabi ki başvuru hakkı söz konusudur.

Şüphelinin soruşturma evresinde hakimlik kararlarına karşı kanun yoluna başvurması


özellikle koruma tedbirleri açısından gündeme gelir. Mesela tutuklama kararına karşı ya da
Sulh ceza hakiminin verdiği bir karara karşı kanun yoluna başvurma hakkı bulunacaktır.

Ama şüphelinin gizli olarak uygulanan tedbirlere karşı fiilen kanun yoluna müracaat etmesi
söz konusu değildir. Bu ihtimalde savcı şüphelilere telefonların dinlenmesi konusunda talepte
bulunmuş olsa, hakim bunu kabul etmemiş olsa bu karara karşı Cumhuriyet savcısı kanun
yollarına gidebilir.

Soruşturma evresinde şüphelinin kanun yoluna başvurma ihtimali aslında daha çok tutuklama
tedbiri açısından kendisini göstermektedir.

✪ Katılanın da başvuru hakkı vardır.

Kanun yoluna müracaat etme hakkı mağdura, şikayetçiye verilmemiştir, katılan sıfatını almak
şartıyla bu kişilere kanun yoluna müracaat etme imkanı verilmiştir.

✪ Diyelim ki bir kişi katılma talebinde bulunuldu, bu talep reddedildi. Bu kişiler de kanun
yoluna müracaat edebilir. Fakat bu müracaatının geçerli olabilmesi, kabul edilebilmesi için
bu kişilerin katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olmaları gerekiyor. Yani
diyelim ki sokaktan geçen bir vatandaş bir katılma talebinde bulundu ve bu reddedildi. Kanun

32
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

yolarına müracaat etse bu müracaat kabul edilmeyecektir. Yani katılma talebi reddedilen
herkes kanun yoluna başvurabilir sonucu buradan çıkmayacaktır.

Veya yine bu nitelikte bir kişi var, katılma talebinde bulundu ama karara bağlanmadı. Bu
kişiler kanun yoluna müracaat edebilir.

✪ Avukatın da başvuru imkanı vardır.

Avukatın başvurma hakkı

Madde 261 – (1) Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık
arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabilir.

Kimin iradesine üstünlük tanınmıştır? Avukatın mı asilin mi? Asilin iradesi kural olarak
üstündür. Temsil edilen kişinin iradesi üstündür. Bununla birlikte;

Madde 266-(3) 150 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kendisine müdafi atanan
şüpheli veya sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun
yolundan vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi
geçerli sayılır.

Ama hangi şüpheli ve sanıklar bakımından bu mümkündür? Zorunlu müdafilik söz konusu
ise; ama zorunlu müdafiliklerin tümü açısından geçerli değildir. 150.maddenin 2.fıkrası
açısından zorunlu müdafilik halleri söz konusuysa ve eğer kanun yollarına başvurma
konusunda çelişki ortaya çıkarsa müdafiin iradesine üstünlük tanınmıştır.

''CMK m.150/ (2) : Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini
savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi
görevlendirilir.''

Ama biraz önce ifade ettiğim gibi temel kural asilin iradesidir. 266.maddenin 3.fıkrası son
derece sınırlı bir durum için geçerlidir.

✪ Yasal temsilcinin ve eşin başvurma hakkı

Madde 262 – (1) Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa
açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler. Şüphelinin veya
sanığın başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen
işlemler için de geçerlidir.

33
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Tutuklunun kanun yollarına başvurması

Madde 263 – (1) Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu
bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu
hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.

(2) Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi
ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu
bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir.

(3) Kurum müdürüne başvuru hâlinde ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapılarak,
tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere
kaydeder.

(4) Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından ikinci fıkra hükmüne göre işlem
yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır.

✪ Kanun yolunun belirlenmesinde yanılma

Madde 264 – (1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin
belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.

Demek ki 3 tür yanılgı ortaya çıkabilir;

1- Kanun yolunun türünde yanılgı olabilir. Yani itiraza başvurulması gereken bir
karardır, istinafa başvuru yapmıştır.

2- Merci de yanılgı olabilir. Diyelim ki kararı veren mercie başvurması gerekirken


itiraz dilekçesini Yargıtay’a vermiştir.

3- Her ikisinde birden yanılgı söz konusu olabilir.

Peki, kimler açısından bu getirilmiş? Yani hangi kişiler yanılgıya düşerse bu imkandan
faydalanır? Mesela Cumhuriyet savcısı faydalanabilir mi? Belirtilmemiştir ama uygulamada
ve Yargıtay’ın verdiği kararlarda Cumhuriyet savcısının da bu imkandan faydalanması
mümkündür.

Yanılgı sonucunda merciin vermesi gereken karar nedir?

(2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan
mercie gönderir.

34
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Savcının aleyhe ve lehe kanun yoluna müracaat hakkı vardır.

Cumhuriyet savcısının başvuru sonucunun kapsamı

Madde 265 – (1) Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhine kanun yoluna gidilen
karar, sanık lehine bozulabilir veya değiştirilebilir. Cumhuriyet savcısı, kanun yoluna sanık
lehine başvurduğunda, yeniden verilen hüküm önceki hükümde tayin edilmiş olan cezadan
daha ağır bir cezayı içeremez.

Biz buna ''aleyhe değiştirme yasağı'' diyoruz. Demek ki C.savcısı kanun yoluna sanık lehine
başvurduğunda yeniden verilen hüküm önceki hükümde verilen cezadan daha ağır bir cezayı
içeremez.

✪ Kanun yoluna başvuru yapıldıktan sonra bu müracaat geri alınabilir mi?

Başvurudan vazgeçilmesi ve etkisi

Madde 266 – (1) Kanun yoluna başvurulduktan sonra bundan vazgeçilmesi, mercii
tarafından karar verilinceye kadar geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısı tarafından sanık
lehine yapılan başvurudan onun rızası olmaksızın vazgeçilemez.

Sanığın rızası olmaksızın C.savcısının sanık lehine yapmış olduğu başvuru geri alınamaz.

(2) Müdafiin veya vekilin başvurudan vazgeçebilmesi, vekâletnamede bu hususta özel


yetkili kılınmış olması koşuluna bağlıdır.

(3) 150 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kendisine müdafi atanan şüpheli veya
sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan
vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi geçerli
sayılır.

- Kanun Yollarının Türleri -

✪ Denetim muhakemesi dediğimiz kanun yollarına müracaat etmenin bazı etkileri vardır. Bu
etkiler nelerdir? 3 tanesi etkisi vardır;

1) Aktarma etkisi

Yani bir dosya hakkında mahkeme karar verdi, kanun yoluna müracaat edince artık o dosya
ile ilgili bir üst merci denetim muhakemesi gerçekleştirecektir. Buna biz aktarma etkisi
diyoruz.
35
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

2) Yayılma etkisi

Denetim muhakemesine başvurmanın diğer sanıklara olan etkisidir.

Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi

Madde 306 – (1) Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde
bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz
isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.

3) Durdurma etkisi

Bu da verilen kararın hukuksal kesinliğinin ortaya çıkmasını ve bu çerçevede kararın infazını


engellemesi anlamına gelir.

Bunlar tüm kanun yollarında geçerli değil, bazılarında bu etkiler ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla bunları sadece denetim muhakemesinin genel etkileri olarak anlatıyoruz. Her bir
müracaat ve kanun yolu kendi düzenlemeleri içinde faklı özellikleri taşımaktadır.

- Aleyhe Değiştirme Yasağı -

✪ Aleyhe değiştirme yasağı sadece sanık lehine kanun yoluna başvuru yapılmışsa artık yeni
verilen hükmün önceki hükümde tayin edilmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı
içerememesini gerektiren bir kavramdır.

✪ - Cumhuriyet Savcısı --- CMK m.265

- Temyiz --- CMK m.307/4

- İstinaf --- CMK m.283

- Yargılanmanın Yenilenmesi --- CMK m.323/2

✪ Bu yasak ceza miktarı itibariyle öngörülmüştür. Yani diyelim ki ilk derece mahkemesi
hırsızlıktan dolayı 4 yıl hapis cezası verdi, sadece sanık lehine istinafa başvuruldu, artık istinaf
burada suçun hukuki nitelendirmesini değiştirebilir diyebilir ki ‘bu hırsızlıktan verilmiş ama
aslında yağmadır’. Fakat cezayı verirken 4 yılın üzerine çıkamayacaktır. Yani ceza miktarı
itibariyle bir yasak söz konusudur. Ama esas itibariyle hukuki nitelik itibariyle bir değişiklik
yapılabilir.

36
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Sadece ve sadece sanık lehine başvurularda bu geçerli olacaktır. Yoksa aleyhe bir başvuru
varsa ceza miktarı da tabi ki değişebilir.

- Aleyhe Bozma Yasağı -

✪ Sanığın yararına olan kurallara aykırılık

Madde 290 – (1) Sanığın yararına olan hukuk kurallarına aykırılık, sanık aleyhine
hükmün bozdurulması için Cumhuriyet savcısına bir hak vermez.

✪ Sanık lehine getirilmiş bir kuralın ihlal edildiği veya kurala aykırı hareket edildiği savıyla
cumhuriyet savcısı sanık aleyhine olacak şekilde o hükmün bozdurulmasını isteyemez.
Aleyhe bozma yasağı olarak 290.maddedeki kavramı belirtiyoruz.

- İTİRAZ KANUN YOLU -


Madde 267 – (1) Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme
kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.

- Olağan bir kanun yoludur.

- İtiraz hakim kararlarına ve kanunun gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı


başvurulabilen ve kural olarak kararın infazını ertelemeyen ve kararın hem hukuksal hem de
maddi yönden incelendiği bir olağan kanun yoludur.

- İtiraz kanun yoluna kesinleşmemiş kararlara karşı başvurulabilir.

- Hem hukuki hem maddi inceleme itiraz kanun yolunda yapılmaktadır.

- İtirazın konusunu ne oluşturur? İki tür kararlara karşı itiraz edilebilir;

*1) Hakim kararları

*2) veya kanunda açıkça öngörülmüşse mahkemenin kararlarına karşı da

itiraz yoluna gidilebilir.

Mesela hakim kararları dediğimiz; Sulh ceza hakiminin soruşturma evresinde verdiği kararlar,
koruma tedbirlerine ilişkin Sulh ceza hakiminin kararları, naip hakim olarak görevlendirilen
37
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

hakimin verdiği kararlar, istinabe olunan hakimin kararları veya mahkeme başkanı sıfatıyla
verilen birtakım kararlar.

Bunun yanı sıra mahkeme kararlarına karşı açıkça öngörülen durumlarda itiraz yolu açıktır.
Mesela tutuklama kararları –sulh ceza hakimi verebilir ama kovuşturma evresinde mahkeme
de verebilir- ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yolu açıktır,
durma kararına karşı itiraz yolu açıktır, zorlama amaçlı elkoyma kararına karşı 248/8’de itiraz
yolu açık bir şekilde öngörülmüştür. Yani mahkeme kararlarına karşı da açıkça kanunun
öngördüğü hallerde itiraz yoluna müracaat edilebilir.

- İtiraz Usulü -

✪ İlgililerin kararı öğrendiği tarihten itibaren 7 gün için itiraz yapılacaktır. Kararı
veren mercie bu itiraz yapılacaktır.

✪ Sözlü olarak da yapılabilir ama bu tutanağa geçirilecektir. Veya dilekçe ile kararı veren
mercie itiraz başvurusu yapılabilir.

✪ Kararına itiraz edilen mercii veya mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltecektir.
Yerinde görmezse en çok 3 gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan mercie bu başvuruyu
gönderecektir. O yetkili merciler kimlerdir? Bu da 268.maddenin 3.fıkrasında gösterilmiştir;

(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:

a) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden


fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe;
son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı
yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin
bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek
sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza
hâkimliğine aittir.

b) İtiraz üzerine ilk defa sulh ceza hâkimliği tarafından verilen tutuklama kararlarına
itiraz edilmesi durumunda da (a) bendindeki usul uygulanır. Ancak, ilk tutuklama talebini
reddeden sulh ceza hâkimliği, tutuklama kararını itiraz mercii olarak inceleyemez.

c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların


incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile
başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza

38
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen
daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi
varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.

d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır


ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde
belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.

e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin
esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin
kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara
itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.

✪ İtirazın etkisi nasıl olur?

Madde 269 – (1) İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu
doğurmaz.

(2) Ancak, kararına itiraz edilen makam veya kararı inceleyecek merci, geri
bırakılmasına karar verebilir.

Yani kural olarak hangi etkiyi göstermemektedir? Durdurma etkisi kural olarak itiraz kanun
yolunda yoktur. Fakat ikinci fıkraya göre geri bırakılmasına da karar verilebilir. İtiraz edilen
mercii bu kararın yerine getirilmesinin geri bırakılmasına da karar verebilir. Bu konuda bir
takdir yetkisi tanınmıştır.

✪ İtirazın Cumhuriyet savcısına ve karşı tarafa tebliği ile inceleme ve araştırma yapılması

Madde 270 – (1) İtirazı inceleyecek merci, yazı ile cevap verebilmesi için itirazı,
Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilir. Merci, inceleme ve araştırma yapabileceği
gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir.

İtirazı inceleyecek merci yazı ile cevap verilmesi için itirazı savcıya ve karşı tarafa bildirebilir,
gerekli gördüğü işlemlerin yapılmasını emredebilir.

(2) 101 ve 105 inci maddeler uyarınca yapılan itiraz üzerine Cumhuriyet savcısından
görüş alınması durumunda, bu görüş şüpheli, sanık veya müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık
veya müdafii üç gün içinde görüşünü bildirebilir.

39
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Dikkat edersiniz tutuklama tedbiri yönünden yine 270/2’de bir düzenlemeye yer verilmiş.
Çünkü önemli bir tedbirdir. Burada çelişmelilik ilkesini sağlamak adına, şüpheli ve sanığın
haklarını korumak adına bazı istisnai tutuklamaya özgü düzenlemeler getirilmiştir.

✪ Karar

Madde 271 – (1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında
duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve
sonra müdafi veya vekil dinlenir.

(2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar
verir.

(3) Karar mümkün olan en kısa sürede verilir.

(4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından
verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.

İtiraz nasıl incelenecektir? Aksi bir düzenleme kanunda mevcut değilse duruşma
yapılmadan dosya üzerinden itiraz incelemesi yapılacaktır. Gerekli görülürse savcı sonrasında
da müdafii ya da vekil dinlenebilir.

İtiraz yerinde görülürse itirazı inceleyen mercii itiraz konusunda da karar verebilir. Demek ki
hem hukuki bir denetim yapılmış oldu hem de maddi anlamda da bir karar verildiğine göre
bu konuda da bir denetim yapılmış olacaktır.

Merciin itiraz üzerine verdiği karar kesindir fakat yine burada tutuklamaya özgü bir
istisnaya yer verilmiştir. İlk kez mercii tarafından bir tutuklama kararı verilmişse bu karara
karşı itiraz yoluna gidilebilir.

40
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- İSTİNAF KANUN YOLU -

✪ Bu kanun yoluyla artık iki dereceli denetim muhakemesi bizim kanunumuzda mevcuttur.
Birinci derecede denetleyecek merci Bölge Adliye Mahkemeleri, istinaf yolunda yetkili merci
olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci olarak da istinaftan sonraki aşamada yine temyiz merci
olarak Yargıtay denetim muhakemesini yapacaktır.

✪ 20 Temmuz 2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçince istinaf kanun yolu
uygulamaya konulmuş oldu.

✪ İstinafın özellikleri şunlardır;

- İstinaf hem hukuki - hem maddi denetim yapar.

Tam istinaf; ilk derece mahkemesinden gelen dosyanın yeniden tüm işlemleriyle ele
alınmasıdır. Yani ilk derece mahkemesi ne yapıyorsa istinaf onu yapacaktır. İlk derece
mahkemesi bir tanığı dinlediyse o da dinleyecektir fakat sonucunda ilk derece
mahkemesinden farklı bir neticeye tabii ki varabilir. Dosyanın en baştan itibaren tümüyle
incelenmesi tam istinafın getirdiği bir özelliktir.

Kısmi istinaf; sadece eksik olan kısımların giderilmesi, tamamlanması anlamına gelmektedir.

Hukukumuzda kabul edilen kısmi istinaftır. Şu an Bölge Adliye Mahkemeleri dosyayı en


baştan itibaren ele alıp buradaki işlemleri yeniden yapmaz. Tam tersi eksiklikler varsa bunları
gidermeye yönelik bir faaliyet yürütür.

✪ İstinaf; ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin maddi ve hukuki


yönden denetlenerek hukuka aykırılıklarını gidermek için getirilmiş bir hukuksal çaredir.

- Olağan bir kanun yoludur. Dolayısıyla kesinleşmemiş ilk derece mahkeme kararlarına karşı
bu yola müracaat edilecektir.

İstinaf yargılamasında yeni deliller ileri sürülebilecektir, görülen eksiklikler


giderilebilecektir, tanık dinleyebilecektir, bilirkişi raporu aldırılabilecektir, keşif
yapılabilecektir. Fakat bunlar zorunlu değildir, tamamen eksik görülmüşse, ilk derece
mahkemesi yapmamışsa ya da yapmış ama yeterli bir sonuç alınamamışsa istinaf mahkemesi
bu işlemleri yapabilir.

✪ İstinaf yargılamasında yeni deliller ileri sürülebilecektir, görülen eksiklikler


giderilebilecektir, tanık dinleyebilecektir, bilirkişi raporu aldırılabilecektir, keşif
41
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

yapılabilecektir. Fakat bunlar zorunlu değildir, tamamen eksik görülmüşse, ilk derece
mahkemesi yapmamışsa ya da yapmış ama yeterli bir sonuç alınamamışsa istinaf mahkemesi
bu işlemleri yapabilir.

✪ İstinaf kural olarak istem üzerine işletilebilir ama otomatik istinaf yolu da kanunda
öngörülmüş 272.maddede;

Madde 272 – (1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna
başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye
mahkemesince re'sen incelenir.

Fakat kural istinaf incelemesinin talep üzerine yapılmasıdır.

(2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu
öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna
başvurulabilir.

✪ Hangi kararlara karşı istinaf yoluna müracaat edilemez?

(3) Ancak;

a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları


hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına
mahkûmiyet hükümlerine,

b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat
hükümlerine,

c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere,

Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

✪ İstinaf başvurusunun etkisi nasıldır?

Hükmün kesinleşmesi istinafa başvurmasıyla birlikte engellenmiş olur, durdurma etkisi


istinafta kendisini gösterir.

42
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ İstinaf istemi nasıl yapılır?

Madde 273 – (1) İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde
hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması
suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu sanık
hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.

Hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinaf istemi hükmü veren mahkemeye
yapılacaktır. Yine dilekçe verilmek suretiyle veya zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak
suretiyle ve bunun tutanağa geçirilmesi suretiyle bu başvuru yapılabilir.

(2) Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre
tebliğ tarihinden başlar.

✪ Kanun yoluna başvuru süreleri her zaman için hak düşürücü süredir. Süre geçtikten
sonra müracaat etse bile yapacak bir şey yoktur. Tek bir olasılık vardır, geçerli bir mazereti
varsa eski hale getirme mümkün olabilir ise; –şartları varsa- süreyi kusursuz bir şekilde
geçirmişse bu ihtimalde istinaf veya diğer kanun yollarına başvuru imkanı olabilecektir.

✪ (4) Sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara
bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş
bulunanların dilekçe veya beyanında, başvuruya ilişkin nedenlerin gösterilmemesi inceleme
yapılmasına engel olmaz.

Kanunda savcı bakımından istinaf gerekçelerinin açık bir şekilde düzenlenmesi


gerekliliğinden bahsedilmiştir ama diğer kişiler bakımından –sanık veya katılan veya katılma
isteği reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüşler bakımından-
başvuruya ilişkin gerekçelerin gösterilmemesi başvurunun reddedilmesini
sonuçlamayacaktır.

✪ İstinaf süreci;

1. aşama - istem yapıldı,

2. aşama - Mahkemenin istemi incelemesi

Hükmü veren mahkeme bu istemi inceleyecek. Hangi konulara bakacak? Üç konuya bakacak,
bunlar varsa dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine gönderecek, yoksa başvuruyu reddedecek;

43
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

* İstinaf yoluna tabii karar mı, değil mi?

* Süresi içerisinde yapıldı mı, yapılmadı mı?

* Başvuranın kanun yoluna başvuru hakkı var mı, yok mu?

Bu üç konuyu inceleyecektir. Eğer bunlardan biri sıkıntılıysa talebi reddedecektir. Sıkıntılı


değilse dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine gönderecektir. 276, 277.maddeler bu konuda
düzenlemeler içerir.

MADDE 276: (2) İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer, ret
kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu
hususta bir karar vermesini isteyebilirler. Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine
gönderilir. Ancak, bu nedenle hükmün infazı ertelenemez.

Yani ret kararına karşı da bir hukuki çare öngörülmüş ama bunun adı itiraz değildir. Bu
hususta bir karar verilmesini isteyecek.

İstinaf isteminin tebliği ve cevabı

Madde 277 – (1) 276 ncı maddeye göre hükmü veren mahkemece reddedilmeyen
istinaf dilekçesi veya beyana ilişkin tutanağın bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı
taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir.

(2) Karşı taraf sanık ise, bir tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapılacak bir
beyanla da cevabını verebilir. Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten sonra
dava dosyası, bölge adliye mahkemesine (…)gönderilir.

(3) 262 ve 263 üncü madde hükümleri saklıdır.

3. aşama - Dosya bu beyanlar da alınmışsa Bölge Adliye Mahkemesine gönderilecektir. Bölge


Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesine bu dosyayı gönderecektir. Daha sonra ilgili ceza
dairesi dosya üzerinde bir ön inceleme yapacaktır. Yani Bölge Adliye Mahkemesinde 4'lü bir
alt aşama söz konusudur;

Ön inceleme aşaması dosya bölge adliye mahkemesine geldikten sonra yapılacak ilk
incelemedir. Burada hangi konular incelenir, az önceki 3 konu ve artı olarak bir de bölge
adliye mahkemesinin yetkili olup olmadığı incelenir.

44
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Demek ki Bölge Adliye Mahkemesine dosya geldikten sonra ön inceleme aşamasında ilgili
ceza dairesi iki konuyu inceleyecektir, toplamda dört konuyu inceleyecektir;

* İstinaf yoluna tabii karar mı, değil mi

* Süresi içerisinde yapıldı mı, yapılmadı mı

* Başvuranın kanun yoluna başvuru hakkı var mı, yok mu

* Bölge Adliye Mahkemesi yetkili mi, değil mi –acaba Ankara’daki BAM yetki
alanında mı, yoksa İstanbul'daki BAM yetki alanında mı gibi-

Eğer yetkisiz görürse kendisini dosyayı yetkili BAM’a gönderecektir.

BAM diğer 3 konuda bir sıkıntı tespit etmişse, istinaf başvurusu reddedilecektir.

Eğer bir problem yoksa ön inceleme aşamasında bu dört konu yerindeyse, bir sıkıntı
görülmemişse inceleme aşamasına geçilecektir. Yani ilgili Bölge Adliye Mahkemesi ceza
dairesi artık dosyayı esası itibariyle incelemeye geçecektir.

4. aşama - İstinafta duruşma açılır, dördüncü aşama duruşma aşamasıdır ama şuandaki
sistemimizde ve uygulamamızda dosyaların büyük bir çoğunluğu inceleme aşamasında
sonuçlanmaktadır. Yani duruşmaya gerek kalmadan dosya üzerinden yapılan inceleme ile
birlikte istinaf kanun yolu sonuçlanmaktadır. Her istinaf başvurusunda duruşma açılacak diye
bir kuralımız yoktur. Gerekli görülürse duruşma aşamasına giriş yapılacaktır. Gerekli
görülmezse biraz sonra bahsedeceğimiz karar türlerini verecek.

✪ BAM dosyayı esastan, duruşmasız olarak gördüğünde hangi karar türlerini verebilir;

Esastan red. İlk derece mahkemesinin kararı hukuka uygun bulunmuştur demektir,
onamaktır. İstinaf başvurusunu reddediyorum demektir. Bu da hangi ihtimalde verilebilir
280.maddenin 1.fıkrasının a bendindeki ihtimallerde;

a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka
aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat
bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan
reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer
alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan
reddine

45
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Yani herhangi bir hukuka aykırılık görmemişse, deliller ve işlemlerde bir eksiklik
saptamamışsa, ispat açısından ilk derece mahkemesi doğru bir değerlendirme yapmışsa
esastan ret kararı verecektir.

303.maddenin 1.fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varsa
da düzelterek esastan ret kararı verecektir.

Demek ki esastan ret iki türlü olabilir,

1- doğrudan doğruya esastan red. Bir hukuka aykırılık yoksa her şey yolundaysa
esastan ret.

2- birtakım eksiklikler varsa ama bu eksiklikler 303.maddenin 1.fıkrasının (a), (c),


(d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan eksikliklerse; (düzelterek esastan red)

Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka
aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına
hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya


da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.

c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru


gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.

d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece


sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun
ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci
hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.

e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın
belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.

f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının


belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.

g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden


eksik veya fazla ceza verilmiş ise.

h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık


Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.

46
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Yani yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyecek düzeydeki bir takım küçük


düzeltmeler yaparak başvuruyu reddedebilir. 303.maddenin bu bentlerindeki ihlaller daha
ufak çaplı ihlallerdir.

Bunun dışında,

b) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma


nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin
uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun
esastan reddine,

c) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç


duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın
düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan
reddine,

Bu b ve c bentleri yeni getirilmiştir. B ve c bentlerinin varlığı halinde de ilgili ceza


dairesi başvurunun esastan reddine karar verebilir.

3- Üçüncü ihtimal bozma kararıdır. Madde 281/d;

d) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve
(h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması
hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü
bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk
derece mahkemesine gönderilmesine,

Bu da bozma kararıdır. Artık ilk derece mahkemesine dosyanın tekrar gönderildiği bir karar
türüdür.

İşte inceleme aşamasında demek ki üç karar türü verilebilir. Bir 4. olarak da şunu
söyleyebiliriz;

e) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra (…) davanın yeniden görülmesine
ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,

Karar verir.

47
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Artık bu üç karar türünü de veremiyorsa artık duruşma aşamasına geçiyoruz demektir.


İnceleme aşamasında bu üç karar türü verildi, verildi; verilmezse artık duruşma aşamasına
geçilecektir.

- İstinaf İncelemesi -

✪ CMK’nın istinafa ilişkin duruşma evresine özgü bir takım düzenlemeler yapmış olmakla
birlikte ilk derece mahkemesinde hüküm nasıl kuruluyorsa istinaf yolunda da Bölge Adliye
Mahkemesindeki duruşma aynı şekilde yapılır. Aynı kurallar aynı prosedür Bölge Adliye
Mahkemesinde yapılacak olan duruşmalarda da geçerlidir.

Duruşma hazırlığı evresinde yine Bölge Adliye Mahkemesi çağrıları yapacaktır. Gerekli
görürse tanıkların bilirkişilerin gelmesine karar verebilecektir.

Duruşma hazırlığı

Madde 281 – (1) Duruşma hazırlığı aşamasında bölge adliye mahkemesi daire
başkanı veya görevlendireceği üye, 175 inci madde hükümlerine uygun olarak duruşma
gününü saptar; gerekli çağrıları yapar.

(2) Mahkemece, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenilmesine ve keşfin


yapılmasına karar verilir.

Duruşma aşamasına geldiğimizde genel hükümlerdeki düzenlemeler istinafta da geçerlidir.

Ek olarak kanun istinafa özgü düzenlemelere de yer vermiştir.

İstisnalar

Madde 282 – (1) Duruşma açıldığında aşağıda gösterilen istisnalar dışında bu


Kanunun duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümleri uygulanır:

Duruşma, bu Kanunun öngördüğü genel hükümlere göre başladıktan sonra görevlendirilen


üyenin inceleme raporu anlatılır.

İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü anlatılır.

Tabi burada bir ilk derece mahkemesi kararı vardır ve onun gerekçeli hükmünün anlatılması
gerekir.

c) (Değişik: 20/7/2017-7035/17 md.) İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların


ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu anlatılır.
48
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

d) (Ek: 20/7/2017-7035/17 md.) Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı


aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin
tutanak ve raporlar anlatılır.

e) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve


bilirkişiler çağrılır.

✪ Delillerin doğrudan doğruyalığı ile bu maddi mesele de istinaf mercii tarafından inceleme
konusu yapıldığından burada sanığın doğruya doğruya, yüz yüzelik ilkesi gereğince Bölge
Adliye Mahkemesinde sorgusu yapılır. Ama tanığa gerek yoktur, eksiklik varsa dinlenebilir.

✪ Sonuç olarak duruşma evresi hüküm ile bitecektir. Duruşma aşaması yerini hüküm
aşamasına bırakacaktır. Artık Bölge Adliye Mahkemesi bir hüküm kuracaktır. Nasıl bir
hüküm kuracaktır? İki tür karar verebilir;

1- İstinaf başvurusunun esastan reddi

Bu karar aslında ilk derece mahkemesi kararının onanması anlamına gelir. Kanun
esastan ret der, anlamı bakımından onanmasıdır.

2- Yeniden hüküm kurar

Esastan ret kararı vermiyorsa yeni bir hüküm kuracaktır. Yeni bir hüküm dediğimiz
223.maddede, geçtiğimiz hafta gördüğümüz hüküm çeşitlerinden birini verecektir.

Ve bu hüküm açısından da iki husus önemlidir;

1) Sadece sanık lehine başvurulmuşsa aleyhe değiştirme yasağı gereğince önceki


hükümden daha ağır bir cezaya sanık hakkında hükmedilmesi mümkün değildir.

Sanık lehine başvurma hâlinde verilecek hüküm

Madde 283 – (1) İstinaf yoluna yalnız sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilen
hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz

2) Direnme yasağı mevcuttur;

Direnme yasağı

Madde 284 – (1) Bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez;
bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez.

(2) İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklıdır.


49
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

İtiraz ve temyiz yolları açıksa eğer tabii ki bu yollara müracaat edilebilir. Ama öyle
bir yol yoksa BAM’ın karar ve hükümlerine karşı kanun yoluna gidilemez.

50
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

- TEMYİZ KANUN YOLU -

✪ Yargıtay o halde verilen hükmü hukuki açıdan denetleyecektir.

✪ Temyiz nedeni

Madde 288 – (1) Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.

Yani temyiz kanun yoluna hükmün hukuka aykırı olduğu iddiası ile gidilebilir.

(2) Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.

✪ Peki, hangi kararlara karşı temyize gidilebilir?

Temyiz

Madde 286 – (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan
hükümleri temyiz edilebilir.

(2) Ancak;

a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı
ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge
adliye mahkemesi kararları,

b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını
artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,

c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi


kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her
türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

d) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki
yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her
türlü bölge adliye mahkemesi kararları,

e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen


hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlar

f) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk
derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair
kararları,
51
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan,
ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…) istinaf başvurusunun
esastan reddine dair kararları,

h) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk
derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür
kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde,
cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları,

Temyiz edilemez...

✪ BAM’ın bozma dışındaki kararları temyiz edilebilecektir.

✪ Peki, temyiz müracaatı nasıl yapılacaktır?

Temyiz istemi ve süresi

Madde 291 – (1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde
hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması
suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan
sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.

Hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye yapılır.


(Kural olarak BAM'a)

(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre
tebliğ tarihinden başlar.

✪ Temyiz başvurusunun etkisi;

1- Durdurma etkisi mevcuttur. Yani hükmün kesinleşmesini engeller.

2- Aktarma etkisi de mevcuttur. Gerçekten BAM’da görülen dosya bir üst mercie
aktarılmış olacaktır, bu inceleme Yargıtay’da yapılmış olacaktır.

Temyiz başvurusunun etkisi

Madde 293 – (1) Süresi içinde yapılan temyiz başvurusu, hükmün kesinleşmesini
engeller.

52
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

(2) Hüküm, temyiz eden Cumhuriyet savcısına veya ilgililere gerekçesiyle birlikte
açıklanmamışsa; hükmün temyiz edildiğinin bölge adliye mahkemesince öğrenilmesinden
itibaren gerekçe, yedi gün içinde tebliğ edilir.

✪ Burada temyiz nedeninin temyiz başvurusunda gösterilmesi zorunludur. İstinafta böyle bir
şey yoktu, sadece Savcı istinaf sebeplerini göstermek zorundadır.

Temyiz başvurusunun içeriği

Madde 294 – (1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz
başvurusunda göstermek zorundadır.

(2) Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.

Temyiz eden kim olursa olsun nedenini göstermek zorundadır.

Temyiz sebebi de ancak hukuki bir konuya ilişkin olacaktır, kısacası hukuka aykırılık
iddiasına nazaran bu başvuru yapılır. Eğer temyiz başvurusunda temyiz nedeni
gösterilmemişse;

Temyiz gerekçesi

Madde 295 – (1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz


başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren
yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek
dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya
aleyhine olduğunu açıkça belirtir.

Şunu da söylemek lazım, acaba savcı bir başvuruda hem lehe hem aleyhe başvuru yapabilir
mi? Yapılabilir. Mesela mahkeme 3 suçtan hüküm tesis etmiştir. Savcı da bir tane hükümde
sanığın lehine bir hukuka aykırılık gördüyse o hüküm açısından lehine başvurabilir. Diğer bir
hükümde de aleyhe bir hukuka aykırılık gördüyse aleyhe başvurabilir.

✪ Her hüküm bağımsızlığını korur, hangi hükmün aleyhine veya lehine kanun yoluna
müracaat edildiğinin açık bir şekilde belirtilmesi denetimin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi
için zorunluluk arz eder.

53
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Sanığın yararına olan kurallara aykırılık

Madde 290 – (1) Sanığın yararına olan hukuk kurallarına aykırılık, sanık aleyhine
hükmün bozdurulması için Cumhuriyet savcısına bir hak vermez.

Burada da yine aleyhe bozma yasağı söz konusudur.

✪ Temyiz istemi nereye yapılır demiştik; Bölge Adliye Mahkemesine. Peki, burada yapılan
inceleme nasıl olacaktır? Biraz önce BAM’a bir başvuru yapıldı. Daha önce hatırlarsınız ilk
derece mahkemesi de istinaf başvurusunu alıyordu, inceleme yapıyordu, şimdi BAM’da
temyiz başvurusunu aldığı zaman aynı incelemeyi yapacaktır.

* süresi içinde temyiz başvurusu yapıldı mı,

* temyize tabi bir karar var mı yok mu,

* temyiz edenin başvuru hakkı var mı yok mu,

bunu inceleyecek. Ve sonucunda bu 3 husustan birinde bir sıkıntı varsa temyiz istemi
reddedilir. Bu karara karşı da Yargıtay'ın karar vermesi istenebilir.

Bazı düzenlemeleri istinaf ile benzerlik göstermekle birlikte farklı noktaları mevcuttur.

Daha sonra, böyle bir durum yoksa dosya temyiz mercii olan Yargıtay’a gönderilecektir.

Temyiz dilekçesinin tebliği ve cevabı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görevi

Madde 297 – (1) 296 ncı maddeye göre hükmü veren bölge adliye mahkemesince
reddedilmeyen temyiz istemine ilişkin dilekçesinin bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı
taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir.

Tarafların temyiz dilekçesi istemine karşı cevapları varsa bunlar alınacaktır.

(2) Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten sonra dava dosyası, bölge
adliye mahkemesi (…) tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

(3) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz


etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafii ile
katılan veya vekillerine ilgili dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren bir hafta
içinde yazılı olarak cevap verebilir.

54
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

✪ Burada Yargıtay nasıl kararlar verebilir?

1) Temyiz istemini esastan reddedebilir. Yani artık ilk derece mahkemesi ve BAM’ın
kararı hukuka uygundur demektir.

2) Hükmü etkileyecek bir hukuka aykırılık var ise burada bozma kararı verebilir.

303.madde bir takım istisnalar öngörmüştür;

Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi

Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka
aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına
hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

….

c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru


gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.

✪ Peki, bozma kararı verildiğini göz önünde bulundurursak; bu karar nereye gönderilecektir?
BAM’a gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına gidecektir.

Yargıtay kararının gönderileceği merci

Madde 304 – (1) Yargıtayca 302 nci maddenin birinci fıkrası veya 303 üncü madde
uyarınca verilen kararlara ilişkin dosya, hükmü veren bölge adliye mahkemesine
gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Bölge adliye mahkemesi,
dosyayı Yargıtaydan geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde gereğinin yapılması için ilgili
ilk derece mahkemesine gönderir.

✪ Burada ''bozmadan sonraki serbestlik kuralı'' dediğimiz kural devreye girebilecektir.


Bozmadan sonraki serbestlik kuralı şudur; Yargıtay’ın bozmasından sonra ilk derece
mahkemesi serbest bir şekilde dosyayı yeniden değerlendirip esasa ilişkin bir hüküm
kurabilir.

✪ (2) Yargıtay, dosyayı 303 üncü maddede belirtilenlerin dışında kalan hâllerde
yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya
diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderir.

55
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

Yani sadece BAM’a gönderilmesi için Başsavcılığa değil, doğrudan doğruya görevli ve
yetkili mahkemeye göndermesi de mümkün olabilir.

(3) Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili
görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili
mahkemeye gönderir.

✪ Yargıtay’da hükmün açıklanmasında 231.madde kapsamında söz konusu olur, yani o


çerçevede Yargıtay'ın kararını açıklaması gerekir.

Yargıtay'da hükmün açıklanması

Madde 305 – (1) Hüküm, 231 inci madde gereğince açıklanır. Buna olanak
bulunmadığı takdirde duruşmanın bitiminden itibaren yedi gün içinde karar verilir.

✪ Yargıtay incelemesi kural olarak dosya üzerinden yapılır. Fakat 299.madde istisnai
hallerde duruşmalı inceleme yapılmasına imkan tanımaktadır;

Duruşmalı inceleme

Madde 299 – (1) On yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, Yargıtay,
incelemelerini uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir. Duruşma gününden sanığa,
katılana, müdafi ve vekile haber verilir. Sanık, duruşmada hazır bulunabileceği gibi, kendisini
bir müdafi ile de temsil ettirebilir.

Burada isteme bağlı kalması ya da re'sen bu kararı vermesi zorunlu değildir; uygun görmesi
halinde incelemeyi duruşmalı olarak yapabilir.

(2) Sanık, tutuklu ise duruşmaya katılmak isteminde bulunamaz.

✪ Hükmün yayılma etkisi;

Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi

Madde 306 – (1) Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde
bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz
isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.

✪ Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri

Madde 307 – (1) Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak
bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
56
av.yasindincer@gmail.com
MÜHF Ceza Muhakemesi Hukuku/Bahar [marmara.academia.edu/YASİNDİNÇER]

(2) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin dosyada var olan adreslerine de davetiye
tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri
nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da duruşmaya devam edilerek dava
yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan
daha ağır ise, her hâlde dinlenmesi gerekir.

Yani savunma hakkının bu noktada kullandırılmış olmasını arıyoruz.

(3) Yargıtay'dan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin
direnme hakkı vardır. Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire,
mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir;
görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza
Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez.

Halbuki BAM’ın kararlarına karşı direnme mümkün değildi, sadece itiraz ve temyiz
yolu açıksa bunlara müracaat edilebilirdi.

(4) Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci
maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle
belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.

Aleyhe değiştirme yasağı açısından da burada 307.maddenin 4.fıkrası açık bir düzenlemeye
yer vermiştir.

✪ Sadece temyiz edilemeyecek kararları biliyoruz. Bunların dışında ve bozma dışında kalan
BAM kararlarına karşı temyiz kanun yolu açıktır.

* Bu not Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (2017-2018


Eğitim-Öğretim yılı Bahar dönemi) 'nde görülen Ceza
Muhakemesi Hukuku dersi kapsamında hazırlanmıştır. Faydalı
olması dileğiyle...

** Bana yazın; av.yasindincer@gmail.com

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk


Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi / Stj. Av. - İstanbul Barosu

(daha fazlası için bakınız; academia profilim;

https://marmara.academia.edu/YasinDinçer)

57
av.yasindincer@gmail.com

You might also like