Professional Documents
Culture Documents
AİLE DANIŞMANLIĞI
EĞİTİMİ
Modül XVII
Hazırlayan:
www.aknetakademi.com.tr
İçindekiler
MODÜL XVII
- ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ
1. ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ.....................................................................................................04
1.1 Bilim ve Bilimsel Bilgi...............................................................................................04
1.2 Bilimsel Bilginin Özellikleri.......................................................................................04
1.3 Bilimsel Araştırmanın Amaç ve Çeşitleri..................................................................09
1.3.1 Araştırma Çeşitleri..........................................................................................11
1.4 Araştırmanın Planlanması........................................................................................12
1.5 Araştırma Yöntemleri...............................................................................................13
1.5.1 AçıklayıcıAraştırma Yöntemleri......................................................................13
1.5.2 Betimleyici veya Durum Saptayıcı Araştırma Yöntemleri..............................13
1.5.3 Sayım Tipi veya Tanıtıcı Araştırma Yöntemleri............................................. 14
1.5.4 Deneysel Araştırma Yöntemleri.....................................................................14
1.6 Araştırma Türleri......................................................................................................14
1.6.1 Alan Araştırmaları.........................................................................................14
1.6.2 Tanıtıcı Araştırmalar.......................................................................................15
1.6.3 İstatistik Araştırmaları....................................................................................15
1.7 Veri Çeşitleri ve Veri Toplama Yöntemleri..................................................................15
1.8 Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması................................................................16
1.8.1 Betimsel Yöntem............................................................................................17
1.8.1.1 Tarama yöntemi...................................................................................17
1.8.1.1.1 Testler......................................................................................17
1.8.1.1.2 Anketler..................................................................................17
1.8.1.2 Doğal Gözlem.......................................................................................18
1.8.1.3 Sistematik Gözlem...............................................................................19
1.8.1.4 Görüşme.............................................................................................19
1.8.1.5 Vak’a (olgu) İncelemesi........................................................................19
1.8.1.6 İstatistiksel Yöntemler........................................................................20
1.8.2 Korelasyonel Yöntemler.................................................................................20
1.8.3 Deneysel Yöntemler........................................................................................21
1.9 Verilerin Düzenlenmesi ve Analizi..............................................................................21
1.9.1 Tümdengelim.................................................................................................22
1.9.2 Tümevarım....................................................................................................22
2. RAPOR YAZMA.....................................................................................................................25
2.1 Bilimsel Raporun Nitelikleri......................................................................................25
2.1.1 Bir örneklik....................................................................................................26
2.1.2 Bağlantı.........................................................................................................26
2.1.3 Sadelik ve Açıklık...........................................................................................26
KAYNAKÇA...................................................................................................................37
www.aknetakademi.com.tr
ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ
1. ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ
1.1 Bilim ve Bilimsel Bilgi
Bilim: Doğru düşünme, sistemli bilgi edinme sürecidir. O halde doğru nedir? Doğru, düşünen
kişi veya süje ile düşünülen şey veya obje arasındaki uyum veya birebir ilişkidir. Eğer bu uyum
yoksa buna yanlış diyoruz.
Bilimsel bilginin kendine özgü bir takım özellikler vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
1. Tarafsızlık ilkesi
2. Doğru ölçü
3. Kanıtlama niteliği
4. Genelleme özelliği
5. Bilim olması gerekeni değil, olanı inceler.
1. Tarafsızlık ilkesi: Bilim adamı ele aldığı konuya inançlarını, değer yargılarını ve siyasal
kanaatlerini karıştırmamalıdır. Fen bilimlerinde mümkün olabilen bu objektiflik, sosyal bilimlerde
biraz zor bir durumdur. Çünkü toplum ve insanı konu alan sosyal bilimlerde değer yargılarından
uzaklaşmak dolayısıyla tarafsızlığı koruyabilmek son derece güçleşir.
2. Doğru ölçü: Bir bilimin gelişme ve olgunlaşma düzeyi çoğu zaman o bilimin matematiği
kullanma düzeyiyle yani ölçme teknikleriyle değerlendirilir. En genel anlamda ölçme, nesne ve
olaylara, bazı kurallara uygun olarak sayılar vermektir.
3. Kanıtlama niteliği: Bilimsel verilerin her şart ve her durumda tekrarlanabilmesi ve sonuçlarının
gerçekliğinin ortaya konulması gerekir.
5. Bilim, olması gereken olayları değil olanı inceler: Olması gereken olaylar, isteklerimize,
duygularımıza bağlı yorumlardır. Bunlar değer yargılarının konusudur. Örneğin nasıl hareket
etmeliyim ki, ahlaki bir davranışta bulunmuş olayım. Oysa bilim, var olanı araştırır, bu yüzden
olgusaldır. Bilimin görevi, inandırma olmayıp buna karşılık, belli şartlar altında belli olaylar arasında
ilişki kurmak suretiyle sonuçlara varmaktır. Buna determinizm diyoruz.
Bilim adamları işini gücünü bıraksa her gün kendi alanında yayınlanan kitap ve dergileri okumaya
kalksa ömrü yetmemektedir. Bugün bilgi kirlenmesinden söz edilmektedir. Yani doğru olarak
bilinen pek çok bilimsel gerçek çok kısa bir süre sonra geçerliliğini yitirmektedir.
İnsanoğlu var olalı beri üzerinde yaşadığı dünyayı, çevresini kuşatan evreni ve hayatı
anlamlandırma çabası içerisinde olmuştur. Varlığı anlama ve yaşamı anlamlandırma çabası
insanoğlunun yeryüzündeki serüvenini şekillendiren en temel etken olmuştur.
Yeryüzünde yaşamını kolaylaştırma, geçmişi ve geleceği anlamlandırma çabası içerisinde olan
insan sürekli öğrenmeye ve bilgi edinmeye gayret etmiştir. Bu gayret sonucudur ki, insanlığa ait
bilgi birikimi bin yılları bulan bir dönemden geçmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
İnsanlığa ait olan bu bilgi mirasında her millet kendi özelliklerine göre pay sahibi olmuş ve
mirasın gelişimine katkıda bulunmuştur.
İnsanlığa ait bilgi mirasına medeniyet diyecek olursak, tarihsel süreç içerisinde şu tespiti
yapabiliriz. Medeniyet bir bayrak yarışı gibidir.
Bayrak yarışlarında bir koşucu bayrağı alır, belirli
bir mesafe gittikten sonra bir başkasına devreder
ve yarış böylece sürer. Medeniyet yarışı da buna
benzer. Dünya üzerindeki bilgi mirası bir toplumun
elinde şekillenir, belli bir dönem gelişir ve zamanı
gelince bir başka topluluğun eline geçer, o toplum
da gelişir ve yine devredilir. Bu böyle devam edip
gider. Burada, anlatılan dünyamızın gerçeğidir.
www.aknetakademi.com.tr
Sümerlerden Perslere Yunan’dan
Roma’ya ve daha sayamadığımız birçok
topluluğa ait katkılar bulunmaktadır. Şu
anda dünya üzerinde bu medeniyetin
taşıyıcısı durumunda olan topluluk ise
batı adını verdiğimiz milletler grubudur.
Batı insanlığa ait bilgi mirasını esasen
16. yüzyıllarda eline almış ve bugünlere
kadar taşımıştır. Bir gün onlarda
bayrağı bir başka medeniyete teslim
edeceklerdir.
Batının elinde şekillenen bilgi
medeniyetine en genel anlamda pozitif
bilim denmektedir. Pozitif bilimin kökleri
doğal olarak çok eskilere dayansa da
Avrupa da gelişimi Galileo ile başlatılabilir.
Galileo yaptığı araştırmalarla insanlığa
yeni ipuçları sunmuş ve dünya üzerinde çok ciddi değişimlere sebep olacak bilgi sürecini
başlatmıştır.
Galileo’nun bulduğu eylemsizlik kuramı batılıların tasavvur ettikleri evren anlayışını kökten
değiştirmiş ve batıda ciddi bir zihinsel değişimin temellerini atmıştır. Eylemsizlik kavramıyla yola
çıkan Galileo dünyanın dönebileceğini anlamış ve bunu bir iddia olarak ortaya atmıştır. O zamana
kadar dünyayı evrenin en altında duran sabit bir yer olarak düşünen batılı zihniyeti bu bulguyla ciddi
sarsıntılara maruz kalmış ve hatta bu büyük bilim adamını engizisyon mahkemelerinde yargılayarak
idamını istemişlerdir. Galileo da baskılar karşısında geri adım atarak dünyanın döndüğü iddiasından
vazgeçmiştir. Dünyanın dönüyor olmasının Avrupa’da bu kadar ciddi etkiler yapmasını anlamak
bizim medeniyetimiz için zordur. Çünkü bizdeki evren anlayışı batıdakine benzemez.
Evrenin en üstünde ise tanrı bulunuyordu ve tanrı ile insanın arasında bulunan diğer katlarda
yüce insanlar yani rahipler ve ruhban sınıfı bulunuyordu. Bu sınıf insanla tanrı arasında aracılık
vazifesini yerine getiriyor ve tanrının isteklerini insana, insanın isteklerini ise tanrıya iletmekle
görevli bulunuyorlardı.
İşte bu dini inanıştan dolayıdır ki, Galileo’nun ortaya attığı düşünceler Avrupa’da ciddi sarsıntılara
yol açmış ve bilim kiliseyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kendi kutsal konumlarını kaybetmek
istemeyen ruhban sınıfı bu yeni görüşlere karşı mücadele etmiştir.
Galileo’nun bulgularıyla beslenen yeni fizik anlayışı Nevton’la en kusursuz dönemine
ulaşmıştır. Nevton’un bulgularıyla insanlar artık evreni tamamen çözebileceklerine ve hatta ele
geçirebileceklerine inanmışlardır. Nevton’un kurduğu mekanik fizik anlayışı şunu gerektiriyordu.
Eğer biz nedenleri bilirsek her şeyin çözümüne ulaşabilir ve evrenin bütün sırlarını çözebiliriz. Bu
fizik anlayışıyla yanılmaz ve kesin doğruların varlığına ve evrenin tüm sırlarının çözülebileceğine
inanılmaya başlanmıştır.
İşte dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman değişmeyecek kesin ve yanılmaz doğruların elde
Bugün hala bilime dair birçok tanımlama ve tespit bu pozitif bilim inancına bağlı olarak ortaya
konmakta ve anlatılmaya çalışılmaktadır. Pozitif bilim inancı içerisinde bilim çeşitli özelliklerle
tanımlanır.
Bu özellikler şunlardır:
Nesneldir; bilimin bulguları kişisel görüş ve beğenilerden uzaktır. Herkes tarafından ortak
olarak gözlemlenebilecek ve değerlendirilebilecek doğruları içerir.
Mantıksaldır; bilimin bulguları akla ters düşmez.
Genelleyicidir; bilimin bulguları aynı durumdaki tüm olaylar için geçerlidir. Bulgular bütünü
içerir.
Sağlam ve değişmez gerçeklerdir; bilimsel bilgiyle elde edilen veriler zaman içerisinde
değişmez.
Tutarlı ve kalıcıdır; Bilime yönelik bu tür özellikler uzun bir süre varlığını ve inandırıcılığını
korumuştur.
Bahsedilen bu özellikler pozitif bilim görüşünün bir sonucu ve çıkarımlarıdır. Pozitif bilim ise
yerini 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında daha farklı ve değişik görüşlere bırakmıştır.
Pozitif bilim inancındaki en köklü değişimi Einstein ve Maks Plank yapmıştır.
Bu iki büyük bilim adamı pozitif bilimin evreni çözeceği ve değişmez doğruları bulabileceği
inancını değiştirmişlerdir. Einstein’in Rölativitesi ve Maks Plank’ın Kuantum Fiziği insanlığın bilim
anlayışını farklı bir yöne kaydırmıştır. Bu bilim adamlarının bulgularından sonra bilimin tarafsız ve
nesnel olmadığı düşünülmeye başlanmıştır.
Bilimsel bilgide objektifliğin değil sübjektifliğin var olduğu, kesinliğin değil olasılığın kendisini
gösterdiğini bu bilim adamları ortaya koymuşlardır. Bu nedenle pozitif bilim 20. yüzyılın ilk
yarısından sonra yerini modern bilime bırakmış ve bu anlayışta da ciddi değişimler meydana
getirmiştir.
www.aknetakademi.com.tr
Örneğin Einstein; insanın evreni çözemeyeceğini
sadece onu yorumlayabileceğini ileri sürmüştür. Yani
insanın yapabileceği evrenin sırlarını çözebileceğini
değil, onu belli bir zaman ve durum aralığı içerisinde
kendisine göre yorumlayabileceğini dile getirmiştir.
Maks Plank ise yapılan bilimsel çalışmalarda kesinliğin değil ihtimallerin ve ihtimal hesaplarının
esas olduğunu ortaya koymuştur. Bu iki görüş pozitif bilimi tamamen ortadan kaldırmamıştır.
Örneğin atom parçalanarak atom altı dünya incelendiğinde hem bilim adamının kişisel
tercihleri deney ve gözlemi etkilemektedir ve hem de bulduğu veriler kesin doğru olmaktan
uzak sadece doğru olma ihtimali olan bilgiler durumuna düşmektedir.
Einstein ve Maks Plank’la bilim dünyasına kazandırılan en temel iki özellik bilimde makro ve
mikro düzeylerde nesnelliğin ve kesinliğin olamayacağıdır. Mesela atom altı dünyasını incelerken
nesnelliğin ve kesinliğin olamayacağına dair küçük bir örneği burada ele alalım. Normal bir
termometreyle bir oda sıcaklığı ölçüldüğünde elde edilen bilgi kesin gibi gözükebilir.
Oda sıcaklığı ölçülürken termometredeki ıssı odaya geçecektir fakat bu ısı çok düşük olduğundan
odanın sıcaklığının ölçümüne ciddi bir etki yapmayacaktır ve yaptığımız ölçüm doğru olarak
düşünülecektir. Fakat aynı ölçümü elektron ve protonlar düzeyinde yaptığımızda kullanacağımız
ölçüm aleti ne kadar küçük olursa olsun sonucu çok büyük oranda etkileyecektir.
Elektronlar çok küçük parçacıklar olduğu için ısıyı ölçmek amacıyla kullanacağımız herhangi
bir ölçüm aracı sonucu çok büyük oranda değiştirecektir. Bu oda sıcaklığını kitaplık kadar büyük
bir termometreyle ölçmeye benzeyecektir ki sonuç asla kesine yakın olmayacaktır. Çünkü
kitaplık kadar büyük olan bir termometrenin sıcaklığı ister istemez oda sıcaklığını büyük ölçüde
değiştirecektir.
Bilim adamını sıradan insanlardan ayıran ve onu insanlığa faydalı bir birey yapan özelliği
merakı ve merak ettiği konuların sebep ve sonuçlarını ortaya çıkarmada gösterdiği samimi
gayretidir.
Tıp alanında yapılan çalışmaların sistemi farklı gökbiliminin sistemi farklıdır. Buna karşılık
tüm bilimsel araştırmalarda gözetilen amaçlar ortaktır. Bilimsel araştırmalar şu amaçlarla
oluşturulur.
www.aknetakademi.com.tr
Bir sorunu çözmek: Bilimin her alanında çözüm bekleyen geliştirilmeye ve iyileştirilmeye
ihtiyaç duyan sayısız sorun vardır. Bir araştırma alanıyla ilgili herhangi bir sorunu çözmeyi
amaç edinebilir.
Yeni bir ürün ortaya koymak: Bir araştırma o ana kadar hiç ele alınmamış bir ürün, bir bilgiyi
ortaya çıkarmayı amaç edinebilir. Aynı zamanda var olan bilgi ya da ürünü geliştirmek de bir
yeniliktir. Örneğin; telefon mevcut bir üründür. Fakat geliştirilip cep telefonu halini aldığında
ortaya çıkan ürün de yenidir.
Yeni bir yöntem geliştirmek: Bir sorunun çözümünde ortaya çıkarılabilecek yeni bir yöntem
oluşturmak da bilimsel araştırmanın amaçlarındandır. Örneğin ilaç tedavisi yerine ışın tedavisi
geliştirmek bir yeni yöntem oluşturmaktır.
Faydalılık: Bilimsel araştırmanın temel amaçlarından birisi de insanlığa faydalı olmasıdır.
Araştırma çoğu zaman sadece olayları gözleme, bilgi, veri ve istatistik toplama sanılmaktadır.
Araştırma, bir bilgi üretme işidir.
Bugünkü teknik kalkınmanın, bilimsel ve teknolojik gelişmenin araştırma ve araştırmacıya
borçlu olunduğu bilinen bir gerçektir.
Deney odası çalışmaları psikoloji ve sosyal psikolojide mümkündür. Buna örnek olarak
Muzaffer Şerif’in “Otokinetik Etki” deneyidir. Şerif bu deneyde görsel algı yanılmasından
faydalanmıştır.
Karanlık bir odada hareketsiz duran bir ışık noktasına denekler bakmış her gösterilişte bunu
hareket ediyormuş gibi görmüşlerdir. Gerçekte ışık hareket etmemektedir buna rağmen denek
ilk gösterilişinde 1 cm, ikincide 9 cm, üçüncüde 11 cm, dördüncüde ise 3 cm diyen denek, onuncu
gösterilişinde 7 cm civarında bir uzunluk söylemiştir. Bundan sonra söylediği uzunluklar hep
6-8 cm arasında değişmiştir.
Her deneğin başlangıçta birbirini tutmayan rakamlar verdiği fakat zamanla belli bir
sayıda karar kıldığıdır. Bulgunun ilginç yönü bütün deneklerin kendilerine göre bir standart
oluşturmalarıdır.
Yerinde deneyim ise pasif ve aktif olarak ikiye ayrılır. Birinci durumda araştırmacı ilgili toplumsal
kümenin hayatına herhangi bir etkeni suni olarak katmamaktadır. Örneğin seçimlerde seçmenlerin
oylarının cinsiyete, yaşa, dine, ekonomik ve sosyal düzeye göre nasıl bir farklılık gösterdiğini
seçmenler arasında yapılacak bir kanı yoklaması araştırması ile ortaya çıkarılması.
Aktif biçimde yapılan yerinde deneyimler ise toplumsal süreçlerin (eğitim, aile, siyasal, ekonomik
iletim vb süreçleri) akışına suni olarak bir etkenin katılması ve sonuçların incelenmesidir.
Başlangıçta da belirtildiği gibi sosyal bilimlerde çok az uygulanan deney türüdür.
Toplumsal bilimlerde doğal bilimlerdeki gibi deney yapmak çok güç ve sınırlı olduğundan, bu
eksikliği gidermek bakımından toplumsal bilimlerde karşılaştırmalı yönteme başvurulmaktadır.
Saha araştırmaları ise, gerçek hayatın içinde yer almaktadır, burada yapaylık söz konusu
değildir. Sosyal bilimlerde bir grup, bir şirket, bir köy, bir şehir veya bütün bir toplum alan olarak
kabul edilebilir.
Alan araştırması, tarama yöntemi, saha araştırması veya survey kavramları altında
açıklanmaktadır. Buna betimsel araştırma da denilir. Alan araştırmaları insanların herhangi bir
konudaki görüşlerini ve değerlendirmeleri içerir.
Alan araştırmasının bilimsel niteliği toplumla ve bireyle ilgili değişkenleri içermesinden
kaynaklanır. Bu değişkenler bireyin cinsiyeti, dini, medeni hali, sosyo-ekonomik statüsü, eğitim
düzeyi, yaşı, geliri, mesleği, yaşadığı coğrafi bölge, bağımsız değişkenleri; bireyin düşünceleri,
ilgisi, tutumu, tavrı gibi psikolojik ve sosyal psikolojik davranışları bağımlı değişkenleri oluşturur.
www.aknetakademi.com.tr 11
1.4 Araştırmanın Planlanması
Düzenli her davranışta olduğu gibi, araştırmacı, işe başlamadan önce, ne yapmak ve nasıl
yapmak istediğini çok iyi planlamak zorundadır. Araştırmaların özgünlüğü planlama aşamasında
belirlenir. İyi planlanmış, bir araştırmanın yürütülmesi, büyük ölçüde “rutin” işlerden oluşur. Bu
nedenle de araştırmacıların zamanlarının büyük bir bölümü planlama için ayrılır. Bu oranın %80’e
kadar çıkması gerektiğini söylemek bir abartma sayılmamalıdır.
Araştırmacı, mimara benzer, yapacağı ayrıntılı plan, gerektiğinde başkalarınca da anlaşılıp
uygulanabilir nitelikte olmalıdır. Araştırma planı, problemin seçilmesinden araştırılıp rapor
edilmesine kadar geçen tüm süreçlerin önceden düşülmesini ve kendi içinde tutarlığı olan bir
bütün oluşturulmasını gerektirir.
Araştırmacı aynı zamanda iyi bir işletmeci iyi bir proje yöneticisi olarak,
çalışmalarının zaman ve maliyet planını yapmak zorundadır.
Bu amaçla:
Fikir Üretme: Her araştırma bir düşünce aşaması içerir. Araştırmacının ilgileri, karşılaştığı
güçlükler, yetenek ve kabiliyetleri, bilgi birikimi, çevre ve daha birçok etken araştırmacıyı bir
öğrenme isteğine götürebilir. Fikir üretme süreci bir merak, ilgi ve ihtiyacın sonucunda araştırmacıda
oluşan ve çözüm gerektiren sorulardır.
Bu tip araştırmalar bilimin son amacı olan öngörülerde bulunma olanağı sağlar. Açıklayıcı
araştırmalar, hipotezden kalkarak veri toplama araçları ile olaylar ve değişkenler arasında neden-
sonuç ilişkisi kurmayı ve olayları, olguları açıklamayı amaçlarlar.
Bu tip araştırmalar ile olgular hakkında sistemli ve düzenli bilgilere sahip oluruz. Betimleyici
bir araştırmada herhangi bir ilişkinin varlığı veya yokluğu araştırılır. Örneklemden hareketle evren
hakkında geniş bilgi sahibi oluruz. Yeni hipotezlerin formüle edilmesi kolaylaşır.
Betimleyici araştırmalar bize o olgunun niçin öyle olduğunu, o ilişkinin niçin öyle kurulduğunu
açıklamazlar, onun yerine olgularda neyin olduğunu, nelerin neler ile birlikte olduğunu bildirirler.
www.aknetakademi.com.tr 13
Betimsel araştırmalar (survey) olayların insan gruplarının bazı özelliklerinin tek tek ne olduğunu
veya iki ve daha çok özelliğinin ilişkisel düzeyde nasıl olduğunu açıklamaya çalışır. Betimsel
araştırmalarda, deneysel araştırmada olduğu gibi bir değişkeni diğerinin fonksiyonu gibi inceleme
söz konusu değildir.
Belirli bir bilgi kümesinin ilgi duyulan bazı özelliklerini ortaya koymayı amaçlayan araştırma
türleridir. Tanıtıcı araştırmaların amacı genelde neden sonuç ilişkilerini gözlemlemek değil durum
ya da olayların genel niteliklerini belirleyebilmektir.
Tanıtıcı araştırmaların en bilineni monografiler ve tarihsel araştırmalardır. Monografiler: Olay
ve olguları olduğu gibi tanıtmayı amaçlayan çalışmalardır. Örnek olay ve değişim monografileri
olmak üzere iki türü vardır.
Araştırmacının problemini çözmek amacıyla kullanabileceği her türlü bilgiye veri denir.
Bilgi alanlarının çokluğu ve çeşitliliğine bağlı olarak sayısız veriden söz edilebilir. Bir atomun
yörüngesinden, aile ilişkilerine, yıldız kümelerinden balık türlerine her türlü bilgi kaynağı herhangi
bir araştırma için veri olarak kullanılabilir.
Her bilim dalı için veriler farklı olduğundan veri toplama yöntemleri de bilim dallarına göre
www.aknetakademi.com.tr 15
değişiklik arz eder. Bilim dallarını fen bilimleri ve sosyal bilimler olarak ele alırsak fen bilimleri için
veri toplama yöntemi araştırmanın niteliğine bağlı olarak yapılan deney ve gözlemler sonucunda
elde edilen bilgilerdir.
Verilerin toplanması: Veri, araştırma sürecinde sonuca varmak veya anlam çıkarmak için
kullanılan nicelikler, olaylar, kayıtlar veya sayı kümeleridir.
Veriler;
1- Yazımlanmış veri kaynakları: kitaplar, dergiler, gazeteler, arşiv ve istatistik raporlarıdır.
2- Yazımlanmamış veriler: görüşme, anket, gözlem tekniği ile elde edilen verilerdir. Bunlar
araştırmacının doğrudan gözlemlerine ve ölçmelerine dayanan birey, obje ve olaylardır.
Toplanan ilk bilgiler ham verileri oluşturur. Araştırma hangi tür verilerin, hangi kaynaklardan,
hangi tekniklerle, hangi araçlarla ve kimlerden, ne zaman toplandığının belirtilmesi önemli
yöntem bilgilerindendir. Anket ve test gibi araçlar kullanılmışsa bunların amaçlarını, geçerlik ve
güvenirliliklerinin bilinip bilinmediğinin açıklanması gerekir. Anketin ne kadarının geri alınabildiğinin
ve ne kadarının kullanılabilir durumda olduğu belirtilmelidir.
Güvenirlik, verilerin güvenirliliği bilimsel çalışmanın ilk koşuludur. Her araştırma, bir başkası
tarafından tekrar edilerek bulgular test edilebilir. Test etme, bir anlamda verilerin güvenirliliğinin
kontrol edilmesi anlamına gelir.
Ham verilerin nasıl çözümlendiği ve nasıl yorumlandığını bilmek önemlidir. Bazen yanlış seçilmiş
bir çözümleme şekli ile çok değerli veriler boşa gidebilir.
Araştırmada kullanılan(varsa) istatistik teknikleri, seçiliş gerekçeleri ile raporda açıklanmalıdır.
Ayrıca işlemlerin elle mi, yoksa bilgisayarla mı yapıldığı belirtilerek(varsa) bilgisayar programına
atıfta bulunulmalı ve sonuçların nasıl denetlendiği belirtilmelidir.
Alan araştırmalarında örneklem istatistikleri genellikle betimsel düzeyde olup yüzde, ortanca,
ortalama olarak vasat ölçülerini; ranj, çeyrek kayma, standart kayma olarak değişim ölçülerini,
korelasyon katsayısı olarak da ilişki ölçülerini gösterir.
Bu yöntemler bir davranışın, bir olayın, bir ilişkinin betimlenmesini sağlarlar. Betimleme sözlü
olabileceğin gibi sayılarla da olabilir. Bu gruba tarama yöntemi (testler, anketler) ,doğal gözlem,
görüşme ve vak’a (olgu) incelemesi girer:
Tarama yöntemi; soru listesi, görüşme gibi tekniklerden yararlanarak, belirli özelliklere sahip
olan insanları ilgilendiren ya da olayı, o an ki durumuyla saptama amacı güden bir araştırma
yoludur. Genellikle bu yöntemle çok sayıda kişiye ulaşmak istenir.
Tarama yöntemi; öğrenci ve öğretmen sorunlarının saptanmasında, oyların siyasal partilere
dağılımının belirlenmesinde, pazar araştırmalarında, kamuoyu yoklamalarında çok kullanılır.
Bunun için testlerden ve anketlerden yararlanılır.
1.8.1.1.1 Testler
1.8.1.1.2 Anketler
www.aknetakademi.com.tr 17
1.8.1.2 Doğal Gözlem
Doğal gözlem, organizmanın içinde bulunduğu fiziksel durumu ve onun bu durum karşısında
ki davranışlarını doğal halde incelemektir. Gözlemde gözleyici, duruma ya da olaya herhangi bir
müdahalede bulunmaz; var olanı saptamakla yetinir.
Psikolojinin hemen her dalında gözlem kullanılır; çocuk ve hayvan psikolojisi gibi toplumsal
psikolojide de gözlemden yararlanılır. Söz gelimi, parmağını kesen bir çocuğu, bir fareyi yakalayan
kediyi, bir maçta heyecanlanan kişileri gözleyebiliriz. Duruma ve olaya hiç karışmadan sadece
gördüklerimizi betimlemekle birçok bilgi edinebiliriz.
Gözlemde sadece göz değil, bütün duyu organları kullanılır. Fotoğraf makinesi
ve televizyonun bir gözlem vasıtası olarak kullanılması, araştırmacıların işlerini
kolaylaştırmıştır. Gözlem tekniği ile elde edilen veriler, diğer tekniklerle tamamlanıp
bütünleştiği ölçüde geçerlik ve güvenirliliği artacaktır.
Belgeler üzerinde yapılan gözlemler: Yazılı belgeler arşivlerle basından oluşur. Osmanlı
İmparatorluğundan kalan belgeler, Türkiye’nin sosyal tarihi açısından çok değerlidir. Basın da sosyal
hayatı anlayıp belgelemek için yararlı bilgi kaynağıdır. Burada basının tarafsız olup olmaması bir
problemdir. İstatistikler de toplum hayatı için önemlidir. Bugün istatistiksiz bir toplum ve devlet
hayatı düşünülemez.
Bantlar, plaklar, fotoğraflar. Slaytlar, filmler, bilgisayarlar, müzeler ses ve görüntüsü olan
diğer belgelerdir. Örneğin; Fatih döneminin sosyal hayatı üzerinde araştırma yapan bir kimse
Fatih Kanunnamesinin muhtevasını açıklamalıdır. Diğer taraftan Tanzimat döneminin sosyal
hayatını inceleyen bir araştırmacı, Tanzimat Fermanını inceledikten başka o fermanın hangi
sosyal şartlar altında hazırlandığını açıklayacaktır.
Doğal gözlem: olayları oluş sırasında onlara müdahale etmeksizin oldukları gibi gözlemektir.
Doğal gözlem, değişkenleri denetim altında bulundurma olanağından yoksundur.
► Birincisi, gözlemcinin bir gruba tam anlamıyla katılması imkânsızdır. Çünkü araştırıcının
gözlem yaptığının bilincinde olması onu bir grubun gerçek üyesi olmaktan, bir olaya tam
katılmaktan alıkoyar. Bu nedenle gözleme ancak belli bir ölçüde katılmaktan söz edilebilir.
► İkincisi, araştırıcı duruma katıldığı ölçüde olaylara bakış açısı ve gözlemin kapsamı
daralmaktadır.
► Üçüncü olarak araştırıcı duygusal ve düşünsel bakımdan gruba katıldığı ölçüde, en önemli
bir özelliği olan tarafsızlığını yitirir. Böylece sağlanan veriler güvenirlik ve geçerliliğin ön
koşulu olan nesnellikten yoksun kalmış olur.
► Dördüncüsü araştırmacı olaya veya gruba katıldığı ölçüde gözlemi, biricik ve kendine
özgü bir nitelik kazanır. Böylece gözlem sonuçları yinelenme olanağından yoksun kalır. Bu ise
gözlem verilerinin güvenirlik ve geçerlilik düzeyinin düşmesine yol açar.
Katılımsız gözlem: Bu gözlem çeşidinde araştırmacı durumun gereklerine göre değişik roller
almakla birlikte, ilkece araştırıcı kişiliğini korumakta ve olayın dışında kalmaktadır. Olay veya
grubun içine girmekten kaçınarak durumu dıştan izlemeye çalışan araştırmacı, böylece bir ölçüde
gözlemlerine nesnellik, genişlik ve genellik kazandırma olanağını bulur. Katılımsız gözlem, etik
bakış açısı ile gerçekleştirilen bir tekniktir. Bu bilim adamının davranışıdır.
Katılımsız gözlemin geçerlik ve güvenirlilik düzeyi katılımlı gözleme göre yüksek ise de, bu
katılımsız gözlemin sakıncalarını ortadan kaldırmaz. Örneğin araştırmacının grup veya olaya
katılmamak üzere aşırı çaba göstermesi, duruma yabancılaşmasına, gözlemin kendiliğinden
ve doğal olmaktan çıkmasına yol açabilir. Ayrıca katılımsız gözlemde elde edilen verilerin
denetimsiz olması, araştırma verilerinin bilimin gerektirdiği düzeyde geçerlik ve güvenirliğe,
nesnelliğe sahip olmasını engeller.
1.8.1.4 Görüşme
Görüşme yöntemi, görüşmeyi yapan kişiye dayandığından oldukça özel bir yöntemdir.
www.aknetakademi.com.tr 19
İşte, bireyin geçmişimde yer alan önemli olayları betimsel bir biçimde yansıtan
“bireysel öykü” ye vak’a tarihçesi ya da incelemesi denir.
Psikolojik araştırmalardan elde edilen sonuçların birçoğu sayılar şeklindedir. Ancak sayısal
bilgileri elde etmek yeterli değildir. Bilgilerin ne anlama geldiğini ve bunlardan nasıl geçerli sonuçlar
çıkarılabileceğini de bilmek gerekir. Bunun için de istatistiksel yöntemlerden yararlanılır.
İstatistik, sayı ile belirtebilen verilerin elde edilmesinde, sınıflandırılmasın da, sunulmasında
kullanılan bir yöntemdir.
Bu yöntemle önce veriler toplanır ve bir araya getirilir. Daha sonra toplanan veriler
sınıflandırılır. Bunu verilerin sunulması izler. Sunma, metin ya da tablolar şeklinde olabileceğin gibi
grafikler şeklinde de olabilir.
Korelasyon, iki dizi puan ya da ölçüm arasında ki karşılıklı ilişki anlamına gelir. Başka bir değişle,
elde edilen değerler, özellikle, puanlar arasında ki bağıntıyı gösterir. Psikolojide çok kullanılan
yöntemlerden biridir.
Ölçülebilen beden özellikleri ile karakter arasında nasıl bir ilişki vardır?
Şişman olmakla, başkalarına hakim olma eğilimi arasında bir bağıntı var mıdır?
Okulda alınan üstün notlar zeka derecesine bağlı mıdır?
İçe dönüklülükle sanatkarlık arasında bir ilişki var mıdır?
Korelasyon büyüklük bakımından 0’dan +1’e, gene 0’dan -1’e kadar çıkabilir. Buna göre iki değer
arasındaki korelasyon +1,00 ile -1,00 arasında dağılabilir. Söz gelimi, cebir problemlerini çözme ile
avcılık arasındaki korelasyon 0’dır.
Bu, iki değişken arasında hiç bir korelasyon (bağıntı) olmadığı anlamına gelir. Bunun yanında
araştırmalar yüksek ders notları ile zeka derecesi arasındaki korelasyonun orta derecede
olduğunu göstermiştir. Çünkü zeka derecesinin dışında çeşitli etkenler sınıfta yüksek not olmaya
neden olmaktadır. Farklı korelasyon miktarları 0 ve 1 arasında bir sayı ile belirtildiğinden 0,8 ya
da 0,9’luk bir korelasyon yüksek 0,4 ile 0,6 arası orta ve 0,2 ile 0,3 arası düşüktür. Aralarında
bağlantı bulunan iki cinsi verinin ya da değerin değişme yönleri aynı ise korelasyon pozitif, bu ilişki
ters yönde ise bu takdirde korelasyon negatif olur.
Deney yöntemi laboratuar içinde olduğu kadar, laboratuar dışında da kullanılabilir. Dolayısıyla
bir deney sırasında, değişik psikoterapi yöntemlerinin etkilerini, bu yöntemleri farklı fakat
benzeri duygusal bozukluklara sahip insan grupları üzerinde deneyerek araştırmak mümkündür.
Deney yönteminde önemli olan yer değil, mantıktır. Bu böyle olmakla birlikte, birçok deney özel
laboratuarlar da gerçekleştirilir; bunun da başlıca nedeni, koşulların kontrol edilmesi için özel
gereçlerin, bilgisayarların ve başka aygıtların gerekli olmasıdır.
Laboratuarın ayırt edici özelliği, deneyi yapan kişinin, koşulları dikkatle kontrol edebildiği ve
değişkenler arasındaki ilişkilerin bulgulanması için ölçümler yapılabildiği bir yer olmasıdır.
Değişken, değişik değerlerle ortaya çıkabilen bir şeydir. Örneğin, öğrenme yeteneği ile yaş
arasındaki ilişkiyi bulgulamaya yönelik bir deneyde, hem öğrenme yeteneği hem de yaş, değişik
değerlere sahip olabilir. Öğrenme yeteneği yaş arttıkça sistematik olarak değiştiği için, bu iki
değişken arasında düzenli bir bulgulayabiliriz.
Değişkenler üzerinde tam bir kontrolün sağlanabilmesi, deney yöntemini diğer gözlem
yöntemlerinden ayırır. Eğer deneyi yapan kişi öğrenme yeteneğinin, kişinin uyku süresine bağlı
olup olmadığını bulgulamaya çalışıyorsa, değişik denek gruplarının geceyi laboratuar da geçirmesi
sağlanarak uyku süresi kontrol edilebilir.
İki grubun sırasıyla saat 23:00’te ve 01:00’de uyumasına
izin verilirken, 3. grup sabah saat 04:00’a dek uyanık
tutulabilir.
Deney yapan kişi, tüm
denekleri aynı saatte uyandırıp
Bu incelemede, farklı uyku süreleri öncel koşullar;
hepsine aynı öğrenme işini
öğrenme performansları ise bu koşulların sonuçlarıdır.
vererek daha fazla uyku uyuyan
deneklerin görevin üstesinden
Deneğin yaptığından bağımsız olması nedeniyle öncel
daha çabuk gelip gelmediklerini
koşula, bağımsız değişken adı verilmektedir. Öncel
belirleyebilir.
koşullar da yer alan değişikliklerden etkilenen değişkene
ise bağımlı değişken denilmektedir.
Psikolojide deneyler bir tek denek üzerinde yapılabildiği
gibi, iki ya da daha fazla grup üzerinde de yapılabilir. Gruplar oluşturulurken bir yandan aynı özellikte
olan deneklerin gruplara alınmasına, öte yandan koşulların bütün denekler için aynı olmasına özen
gösterilir. Bu şekilde oluşturulmuş gruplardan birine, sonucunu anlamak istediğimiz “Bağımsız
değişken” uygulanır.
Öteki grubun içinde bulunduğu koşullar üzerinde ise hiç bir değişiklik yapılmaz. Grup deneylerinde
üzerinde bağımsız değişkenin uygulandığı gruba “deney grubu”, ötekine de kontrol gurubu denir.
Toplanan bilgiler veya veriler uygun bir veya birkaç istatistiksel teknikle incelenip yorumlanabilir.
Hipotezlerin test edilmesi, yani bilimsel geçerliliklerinin saptanması iki yolla olur. Bunlardan birisi
tümevarım yöntemi, diğeri ise tümdengelim yöntemidir.
www.aknetakademi.com.tr 21
1.9.1 Tümdengelim
Bu yöntemde geçerlilik, sonuçların öncüllerle tutarlı olmasından kaynaklanır. Bu, Aristo
mantığına dayanan kıyas yöntemidir.
Örneğin;
Bütün insanlar akıllıdır. Ali de insandır. Ali de akıllıdır.
Bu yöntem yeni bir bilgi getirmez Çünkü bütün insanlar akıllıdır, denildiğinde zaten Ali’nin
de akıllı olduğu anlaşılmaktadır. Ortaçağ boyunca bu yöntem kullanıldığı için bilimde ilerleme
kaydedilememiştir. Özellikle fen bilimlerinin gelişmesi
tümevarım yönteminin kullanılmasından sonra
gerçekleşmiştir. Bu yöntemin büsbütün işe yaramadığını
Tümdengelim ve faydasız olduğunu söylemek de mümkün değildir.
metodunu sosyolojide en iyi Örneğin iktisatta homo-economicus (ekonomik düşünen
uygulayanlardan birisi Vilfredo insan) tipinin bütün toplumlar için yaygın bir tip olduğunu
Pareto’dur. Ona göre sosyoloji, açıklayan bir kural vardır. Ekonomik insan ne demektir?
ekonomi bilimi gibi tümdengelimi İnsanlar genellikle ucuz iken daha fazla mal almak
benimseyebilir. Bunu isterlerken, pahalı iken satıcılar daha fazla satıp daha çok
açıklayabilmek için Tümdengelim kazanmak isterler. İşte iktisattaki arz-talep kanunu bütün
yönteminin iktisat biliminde zamanlarda bütün ülkelerin piyasa ilişkileri için geçerlidir.
nasıl kullanıldığını kısaca Böylece iktisat bilimi tümden gelim yönteminden hareketle
belirtmemizde fayda vardır. özel durumları açıklamış olur. İşte bu yüzden Parateyo göre
sosyoloji bilimi de tümdengelim yöntemini uygulayabilir.
1.9.2 Tümevarım
Tümevarım: Tek tek olgulardan genel önermeler çıkarmaya, genel ilkeler ve yasalar bulmaya
denir. Olay ister tabiatta kendiliğinden isterse laboratuarda deney yoluyla meydana getirilmiş
olsun, bunun zihinsel olarak kavranması gerekir. Bu durumda bilim adamları gözlem ve deneye
başvururlar. Fakat genellikle fen bilimlerinde(fizik, kimya biyoloji vb.) deney, sosyal bilimlerde ise
gözleme başvurulur.
Tümevarım yöntemini sosyolojiye uygulayan bilim adamı Emile Durkheim’dir. O’na göre bir
sosyal gerçek ancak bir başka sosyal gerçekle açıklanabilir. İntiharlar isimli eserinde intiharların
sebeplerini bireylerin psikolojisinden çok bütün insanlara
etki eden sosyal kurumlarda, sosyal düzen ve sosyal
olaylarda aramak gerektiği düşüncesini savunmuş ve bu
Tümevarım bilim düşüncelerini rakamlara dayanan bazı analizler yardımıyla
adamını sistemleştirilmiş desteklemiştir.
bilgilere ulaştırır. Sosyolojide
sistemleştirilmiş bilgilere diğer Bu analizlerde Durkheim intihar olaylarına etki eden
bilimlerden daha din, dil, milliyet, köy, şehir hayatı, meslek, cinsiyet gibi
çok ihtiyaç vardır. Çünkü faktörleri değişkenler olarak almış ve çeşitli mesleklerde
sosyal sistemler, bu değişkenlerle intihar olayları arasındaki ilişkiyi ortaya
sosyolojinin başlıca konuları koymaya ve bütün ülkeler için geçerli olan genel sonuçlar
arasındadır. bulmaya çalışmıştır.
Lundberg’e göre, fizik bilimlerindeki determinizm anlayışı büyük ölçüde değişmiş ve sosyal
bilimlerdekine yaklaşmıştır. Başlangıçta sosyolojik yasalar, fiziksel yasalar model alınarak
düşünülmüştür. Günümüzde ise fizik yasalar sosyolojinin yasalarına yaklaşmaya çalışmaktadır.
Sosyal olaylar çok karmaşık ve açıklanması oldukça zor olduğu için sosyoloji, metot yönünden
çeşitli aşamalardan geçmiş, sosyoloji tarihinde yoğun metot tartışmaları olmuştur. Örneğin Max
Weber, tabii bilimlerde görülen sebep-sonuç ilişkisinin sosyal bilimler için söz konusu olamayacağını
ve sosyal bilimlerde toplumsal etki ve değerlerin daha ağır bastıklarını söylemiştir.
Karl Manheim, peşine düşülen kesinlik niteliğinin sosyal bilimlerden çok tabiat bilimlerinde
geçerli olabileceğini ve sosyologların algı ve düşüncelerinin sosyal-kültürel değerler tarafından
zorunlu olarak etkilendiğini ileri sürmüştür.
O’na göre görünüşte birbiriyle ilişkisi olmayan olgular ve hatta tesadüfi nitelikte olan olgular
arasında bile ilişkiler bulunabilir. Ayrıca sebep-sonuç ilişkileri, bizim değer yargılarımızın ve duygusal
www.aknetakademi.com.tr 23
tepkilerimizin etkisi altında kalmaktadır.
Ayrıca araştırma konusu ve sorunların
seçimi araştırmacının bireysel ve kültürel
değerleri tarafından etkilenmektedir.
Bununla ilgili olarak C.W. Mills
Sosyolojik Hayal Gücü adlı eserinde
şöyle yazmaktadır. “Ömrünü toplumu
incelemekle geçirmiş ve bu incelemelerini
yayınlamış olan bir kimse, hem ahlaki
ve hem de siyasal nedenlerle hareket
etmiştir” Myrdal’a göre, herhangi bir
ülkede sosyal bilimler, kültürel sisteminin
bir parçası olduğundan, tarafsız sosyoloji
olanaksız olmamakla beraber, pratik
değildir.
Fransız sosyologu Jean Caziniuve’nin belirttiği gibi, toplumsal bilimler henüz yerlerine
oturmamış ve kriz içinde bulunan bilimlerdir. Bu nedenle toplumsal bilimlerde sürekli kavram ve
kuram kargaşası hüküm sürmektedir.
Görülüyor ki sosyal bilim araştırmacısının kesin olarak kabul edeceği hiç bir şey yoktur.
Metot konusunda öne sürülen bir problem de sosyal gerçeğin bütün kısımları ile bütünsel sosyal
bir fenomen olarak ele almanın zorluğudur. Sosyal gerçek bütünden soyutlandığı takdirde bunun
bütün unsurlarını anlamak mümkün olamaz. O halde sosyolojik araştırmada bütünsel gerçek, bir
sosyal sistem modeli haline getirilerek basitleştirilmeli ve bu suretle açıklanmaya çalışılmalıdır.
O halde rapor araştırmada elde edilen verilerin belirli kurallara uygun olarak yazıya dökülmesidir.
Araştırma raporunun temel amacı, araştırma ile varılan sonucu başkalarına duyurarak bilgide
birikimi ve denetlenebilirliği sağlamaktır.
Yazılı anlatım; yaratıcı ve öğretici olmak üzere iki türlüdür. Rapor yazma, öğretici yazma türünden
olup, yazmayla ilgili belirli bilgi ve beceriyi kazanan herkes bu yazı türünde başarılı olabilir.
1. Bir örneklik,
2. Bağlantı,
3. Sadelik ve açıklık
4. Yazım kılavuzuna uyma,
5. Sürükleyici bir üslup
6. Sonuçların iyi değerlendirilmesi.
www.aknetakademi.com.tr 25
2.1.1 Bir Örneklik
Raporlarda bir örneklik çok önemlidir. Doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü, benzer konularda
kullanılan bir biçim, raporun her yerinde aynı olmalıdır Sözgelimi tabloların düzeni, kaynak
gösterme gibi uygulamalar birbirine benzer özellikler taşımalıdır.
Yüzde dağılımı verilirken bir tabloda kesirleri ifade ederken bir hane, diğer tabloda
iki tane yazılmaz ya da bir tablo başlığının sadece ilk kelimesinin başını büyük harf,
diğer tablonun başlığındaki her kelimenin baş harflerini büyük harfle yazmak
olmaz.
2.1.2 Bağlantı
Bir bilimsel yayında cümle, paragraf ve bölümler arasında bağlantı olmalı, konu dışına
çıkılmamalıdır.
2.2.2 Ön Bölüm
Tezde asıl metine, ana bölüme kadar olan kısım “ön bölüm” olarak adlandırılır. Ön bölüm şu
kısımlardan oluşur.
2.2.3 Önsöz
Bir bakıma, araştırmacının okuyucuya iletmek istediği özel mesaj durumundadır. Onun konu
hakkındaki kişisel görüş, amaç ve dileklerini kapsar. Eğer tezde bir teşekkür sayfası yoksa önsöz
onu da kapsar.
www.aknetakademi.com.tr 27
Unutulmaması gereken nokta, kısaltmalar listesi oluşturulmuş olsa bile metin
içerisinde kısaltmayla ifade edilen kelimeler ilk kez kullanıldıkları yerde uzun
şekliyle yazılır. Daha sonra kısaltılmış biçimi ile yazılır.
2.2.7 Tanımlar
Yabancı ve teknik sözcüklerle, onların çeviri ya da tanımları burada verilir. Bu tür sözcükler
alfabetik olarak sıralanır. Her sözcük soldan 3,81 cm içerden büyük harfle başlar, sonuna nokta
konur, bazen de iki nokta ya da küçük çizgi konur.
Tanım bir satıra sığmazsa, ikinci satır beş harf boşluğu içerden başlatılır. Sözcükler arasında, iki
satır, bir tanım içinde ise bir satır boşluk bırakılır. Tanımlar bazen ekte de verilebilir.
2.2.9 Giriş
Girişte problem takdim edilir, konuyla ilgili daha önceki çalışmalardan bahsedilir, amaç ve
gerekçeler bildirilir.
2.2.10.1 Denekler
Bu bölümde deneye kimlerin katıldığı, katılımcı sayısı, deneklerin seçilme prosedürü ile ilgili
bilgiler verilir.
2.2.10.2 Araçlar
Bu alt bölümde araştırmada kullanılan materyaller ve işlevleri tartışılır. Standart laboratuar
donatımı, mobilya, kronometre bunlar arasındadır.
2.2.10.3 Prosedür
Bu bölüm araştırmanın her aşamasını özetler. Deneklere verilen yönergeler, grupların
oluşturulması, spesifik deneysel manipulasyonlar betimlenir.
2.2.11 Bulgular
Bu bölümde araştırmadan elde edilen bulgular, analiz sonuçları yazılır. Sonuçlar yazılırken
mutlaka araştırmanın amaçları gözden geçirilmeli ve amaçlara ne kadar ulaşıldığı belirtilmelidir.
Olumlu veya olumsuz tüm bulgular verilmelidir.
Genelde yaygın olan olumlu, istatistiksel açıdan önemli çıkan bulguların bildirilmesidir, ancak
olumlu sonuçlar kadar olumsuzlar da değer taşır.
Çizelge ya da tablolar gerçek değerleri gösterirler ve asıl etkileri açık bir biçimde ortaya
koyabilirler. Çizelgelerin üretilmesi şekillere göre daha ucuzdur. Nitelikli bir şeklin okuyucunun
gözüne hemen çarpma, etkileşim ve genel karşılaştırmaları yapma gibi nitelikleri vardır.
Metinde birkaç cümle ile kolayca betimlenebilecek verilerin çizelge olarak verilmesinden
kaçınılmalıdır. Çizelge ve şekiller metni tamamlayıcı unsurlardır ve tüm iletişim görevini
üstlenemezler. Ayrıca okuyucuya çizelge ya da şekilde ne aradıkları söylenmelidir.
Anlam çıkartıcı istatistikler rapor edildiğinde (t testleri, F testleri ki-kare vb.) test değeri,
serbestlik derecesi, olasılık düzeyi ve etkinin yönü hakkındaki bilgiler verilmelidir. Ayrıca ortalama
ve standart sapma gibi betimsel istatistikler de verilmelidir. Burada okuyucunun mesleki istatistik
bilgisinin olduğu varsayılmalıdır.
2.2.12 Tartışma
Bu kesimde bulguların implikasyonlarının (anlam, ima) özellikle de hipotezimizle ilgili
olanların değerlendirilmesi ve yorumlanması esastır. Bulguları test etme, yorumlama ve nitelik
değerlendirmesi yapma özgürlüğü vardır. Bulguların kuramsal sonuçları ve sonuçların geçerliği
vurgulanmalıdır
Bulgular, önceden geliştirilen beklentiler ışığında yorumlanır. Yoksa tesadüfi sonuçların önemli
bulgular olarak nitelendirilme olasılığı artar. Ancak, bulguların beklendik ya da beklenmedik yönde
çıkmasına göre, benimsenmesi ve yorumu kolay ya da zor olabilir.
www.aknetakademi.com.tr 29
Genellikle beklentilere uygun bulguların araştırmacılarca daha rahat benimsendiği ve
yorumlandığı; beklenmedik bulguların ise, çoğu kez reddedildiği, önemsiz görüldüğü ve
yorumlamada güçlük çekildiği bilinmektedir.
Son notlar, daha çok dönem ödevlerinde kullanılırlar. Son notlar metinde küçük arap rakamları
ile ardışık olarak numaralandırılırlar. “NOTLAR” başlığında da son notların metin içindeki
sıralanışına uygun olarak gerekli açıklama ve referanslara yer verilir.
Her alt başlıkla metin arasında yukarıdan veya aşağıdan iki satır boşluk olmalıdır (Şekil ve
çizelgeden sonra başlık yer alırsa aralarında üç satır boşluğu bulunmalıdır).
■ Şekiller metinde ilk referans gösterildikleri yere olabildiğince yakın olmalıdırlar. Şekillere
gönderme yapılırken “Bakınız…” şeklinde cümleler kullanılmalıdır.
■ Şekiller bir sayfada bitmezse birbirini izleyen sayfalara yerleştirilir. Bu sayfalar sırayla ayrı
sayfalar gibi numaralandırılır.
■ Şekil için bir sayfanın dört tarafından en az 2.54 cm’lik boşluk bırakılmalıdır. Tezlerde sol
boşluk biraz daha fazla olabilir.
www.aknetakademi.com.tr 31
bahsettiği konuda ayrıntılı bilgi, farklı görüş, hatırlatma vb. yapmak istediğinde de dipnot
kullanabilir. Metin içerisinde ilgili bölüme dipnot numarası vererek gerekli açıklamayı o numaralı
dipnotta yapabilir.
1.Sayfa sonunda; metin içerisine dipnot numarası konulur ve aynı sayfanın alt kısmına yararlanılan
kaynakla ilgili açıklamalar yazılır.
2. Bölüm sonuna; metin içerisinde verilen rakamlar bölüm sonunda dipnotlar olarak toplanır
ve bölüm sonlarında toplu olarak gösterilir. Eğer birden çok bölüm varsa her bölümde dip not
numaralandırılması tekrar birden başlatılarak verilir ve her bölümle ilgili dipnotlar o bölümün
sonuna yerleştirilir.
3. Rapor sonunda; Metin içerisinde kullanılan dipnotlar bir araya getirilir ve araştırmanın
sonunda ayrı bir bölüm olarak düzenlenir. Bu üç yöntemden en uygunu sayfa sonuna dipnot
düşülmesidir. Çünkü okuyucu görmek istediği dipnotu, okumasını bozmadan kolayca görebilir.
Kaynak göstermede dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallar yararlanılan kaynağın
türüne göre değişiklik gösterir. Bunları sırasıyla inceleyelim.
Kitaplar:
Eğer bir kitabın birden çok yazarı varsa yazarların adları ve soyadları tek tek yazılır. Diğer
kısımlarda farklı bir uygulama yapılmaz.
Örnek; Serdar Keskin, Mahmut Biçer, Aksi Seda, Ankara, 2006, s. 46
Eğer bir kitabın birden çok sayfası ifade edilmek istenirse sayfa numaralarının arasına ( , ) ya
da ( - ) işareti konur. ( - ) işareti konunun belirtilen sayfalarda başladığı ve bittiğini gösterir. ( ,) ise
konunun gösterilen ilk sayfada başladığını ve son sayfaya kadar aralarda işlendiğini gösterir.
Örnek; Ömür Ceylan, Tasavvufi Şiir Şerhleri, İstanbul, 2000, s. 65,69 Hüseyin Ağca,
Yazılı Anlatım, Ankara, 1999, s. 79-84
Bir kaynak dipnotlarda ilk kez kullanılıyorsa yukarıda bahsedilen şekilde yapılır. Aynı kaynak
rapor içerisinde birden çok kere gösterilecekse kısaltma yapılır.
Yazarın Soyadı, a.g.e., sayfa numarası age; adı geçen eser demektir. Örnek; Meriç,
a.g.e., s. 83
Şeklinde kaynak gösterilirse, Cemil Meriç’in daha önceki dipnotta ayrıntılı gösterilen eseri
kastedilmiş olur. Aynı soyadı taşıyan yazarların kitaplarını tekrar kaynak göstermek gerektiğinde
karışıklık olmasın diye yazar adları da belirtilir. Rapor içerisinde aynı yazarın birkaç farklı kitabı
kullanılmışsa açıklayıcı olması için yazarın soyadından sonra kitabın adı yazılır.
Örnek; Meriç, Kırk Ambar, a.g.e., s.89
Örnek;Meriç, Mağaradakiler, a.g.e., s.99
Aynı makale birden çok yerde kaynak olarak gösterildiğinde kaynağın sonraki gösterimi şu
şekilde yapılır.
Yazarın Soyadı, a.g.m., s.276
a.g.m.; adı geçen makale demektir.
Kaynak gösterirken makalede uyulacak kuralların diğer ayrıntıları kitaplarla aynıdır. Orada
gösterilen değişiklikler makaleye uygulanır. Ansiklopedi: Kaynak gösterilen eser bir ansiklopedi
ise şu yekilde kaynak gösterilir.
Ansiklopedinin Adı, Cilt Numarası, Yayın yeri, Yayın Yılı, Sayfa Numaras4ı.
Örnek; Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, 6.cilt, İstanbul, 1985, s.1934
Dergi:
Bir süreli yayın içerisinde bulunan bir makale dipnotta şöyle gösterilir.
Yazar Adı ve Soyadı, “ Makalenin Adı”, Derginin Adı, Cilt Numarası, Sayısı, Sayfa
Numarası.
Örnek; İlhan Akçay, “Yakutiye Medresesi”, Vakıflar Dergisi, Sayı 6, İstanbul, 1965,
s.146
Doğrudan aktarma: Bir başka kaynakta yazılmış olan fikir veya düşüncelerin cümlelerde hiçbir
değişiklik yapmadan araştırma içerisinde kullanılmasıdır. Bu tür kaynak aktarımlarında kullanılan
cümleler ( “ )işareti arasına alınır, italik yazı tipiyle yazılır ve cümlelerin bittiği yere dipnot numarası
konularak cümlelerin alındığı kaynak dipnotta gösterilir.
Doğrudan kaynak aktarımında bazen cümlelerin tamamına ihtiyaç duyulmaz ve aktarılan metin
içerisinden bazı cümleler çıkarılabilir. Bu durumda aktarılan metinden çıkarılan cümlelerin olması
gereken yere ( … ) işareti konularak gösterilir.
Dolaylı Aktarım: Başka kaynaktaki cümlelerin olduğu gibi değil sadece anlatmak istediği
düşüncelerin aktarımıyla gerçekleştirilir. Araştırmayı yapan kişi kaynak olarak kullandığı metnin
cümlelerini olduğu gibi almayıp yalnızca düşüncelerini ifade etmekle yetinebilir. Aktarım yaparken
kendi üslubunu kullanabilir. Bu tür aktarımlarda ( “ ) işareti kullanılmaz.
Cümleler italik olarak yazılmaz. Fakat araştırmada düşüncelerin aktarıldığı bölüme yine dip not
numarası konulur ve yararlanılan kaynak orada gösterilir.
www.aknetakademi.com.tr 33
2.7 Tablo Şekil ve Grafikler
►Tablo başlıkları bölüm başlığı (Tablo 4.1, Tablo 4.2. vb.) dikkate alınarak
numaralandırılmalıdır.
► Tablolardaki iç metinlerin yazımında gerekli hallerde 8 puntoya kadar küçültme yapılabilir.
►Tablo başlıkları ile tablo gövdesi hiçbir şekilde ayrı sayfalarda olmamalıdır.
► Tablo gövdesindeki bölünmelere mümkün olduğunca izin verilmemelidir.
►Tablo bölünmesi zorunlu ise, üst bilgi satırı sonraki sayfalarda da aynen yazılmalıdır.
►Tablolarda kullanılan semboller büyük-küçük gösterimleri, üst çizgileri, yatay-dikey
gösterimleri, üslü ifadeler vb. ayrıntılara dikkat edilerek yazılmalıdır.
Şekil, grafik, harita, fotoğraf vb. ile ilgili içeriklerin başlıkları ve isimlerinin yazımında aşağıdaki
özellikler dikkate alınmalıdır. Ortalı, Times New Roman, kalın, 11 punto ve baş harfleri büyük,
üstten 6 nk, alttan 18 nk, satır arası 1 olmalıdır.
www.aknetakademi.com.tr 35
2.10 Ayrı Yazılması Gereken Kelimeler
1. Sıfatlarda derece göstermeye yarayan (en, daha) gibi zarflar: En güzel, daha iyi, en
fazla, daha soğuk vb.
2. İkilemeler, (İkilemeler dilimizde çok geniş yer tutar.): Düşe kalka, gide gide, eski
püskü, şıpır şıpır, kem küm, allak bullak.
3. İkilemelerden bazıları bugün kullanılmayan kelimelerden meydana gelir. Anlamsız
gibi görünen bu kelimelerin zamanında anlamlı birer kelime olduğu bilinmektedir. Bunlar da
diğer ikilemeler gibi yazılır. Ev bark, soy sop.
4. (m) ile yapılmış ikilemeler: Dolap molap, kapı mapı, kitap mitap.
5. İsim hal ekleri ile yapılan ikilemeler: iç içe, göz göze, elden ele, yıldan yıla, yan yana.
6. İyelik eki almış ikilemeler: Boşu boşuna, günü gününe.
7. İsimleri tekrarlamak şeklinde yapılan ikilemeler: Akın akın, kucak kucak, takım
takım.
8. Sıfatların tekrarlanması ile yapılan ikilemeler: Tatlı tatlı, diri diri, ağır ağır, güzel
güzel.
9. Kökü yabancı olup (be) getirilerek söylenen ikilemeler: Öz be öz, ay be ay.
10. Deyimler (Dilimizde çok sık kullanılmaktadır): Yuvasını yapmak, devede kulak, ununu
elemiş eleğini asmış, çalım satmak.
11. (Ev, yurt) kelimeleri ile kurulan bileşik kelimeler. Radyo evi, sağlık yurdu, öğrenci
yurdu, aş evi.
12. Ardı sıra, peşi sıra, önü sıra, yanı sıra gibi sözler.
13. İki kelimeyi birleştirip bir bileşik kelime yapıldığında her iki kelime de eski anlamını
koruyorsa. Arnavut kaldırımı deniz yolu, Tatar böreği, kuru soğan, tahin helvası, tulum
peyniri, çam fıstığı, badem şekeri, bağ bozumu.
14. İsim soylu bir kelime ile etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleri ile yapılan bileşik
fiiller. Yarış etmek, borç etmek, gelin olmak, sağ olmak, el etmek,,
15. Yer adlarında kullanılan Batı, Doğu, Güney, Kuzey, Aşağı, Orta, Yukarı, Küçük,
Büyük,: Eski, Yeni, iç ve benzeri, kelimeler. Doğu Anadolu, Batı Trakya, Orta Anadolu, Kuzey
Amerika, Kuzeydoğu Anadolu, Uzak Doğu, İç Anadolu, Küçük Çekmece, Büyük Çamlıca,
Büyük Menderes.
www.aknetakademi.com.tr 37
Notlar:
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Copyright: Bu eserin tüm hakları saklıdır. İzinsiz, kısmen ya da tamamen hiçbir şekilde
kopya edilemez, çoğaltılamaz, dağıtılamaz. (2016)
Merkez Ofis:
www.aknetakademi.com.tr