You are on page 1of 4

ADI SOYADI: BERKE TANER FİDAN- ÖĞRENCİ NO:2018474036- KAMU

YÖNETİMİ İ.Ö

YUMUŞAK GÜÇ VE TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK GÜÇ UYGULAMALARI

Yumuşak güç; ekonomik, siyasi ya da fiilen bir yaptırım, uygulama bağlamında


sert güç’ten ayrılır. Yani bir ülkenin isteklerini askeri güçle, kandırmalarla ya da
korkutmalarla elde etmesi değil de karşı taraftaki devletleri hiçbir zorlama
olmaksızın(korkutma, kandırma, askeri güç) etkileyebilme, karşısındakiler
üstünde söz sahibi olabilme, başkalarının isteklerini, kendi isteklerin
doğrultusunda yönlendirebilme gücüne denir. Geçmişten bugüne süregelen
devletlerarası sert güç mücadelesinin yanı sıra uluslar arası ilişkileri yeniden
düzenleme açısından yumuşak güç aktif rol oynar. Bir ülkenin yumuşak gücü;
ideolojileri, kültürel değerleri ve dış politika tercihleri ile etkin kılınmış olur.
Sert güç unsurları ile yumuşak güç unsurları bir araya geldiğinde akıllı güç
ortaya çıkar ve süper güç olursunuz. Yumuşak güç başlığı altında kültürel
değerlerinizi başka devletlere enjekte etmek oldukça önemlidir. Bir ülkenin
ekonomik gelişmişliği, yaşam standartları, markaları, tarihi dokusu, bilim, sanat,
spor vb. alanlarında gelişmişliği yumuşak gücü arttırıcı unsurlardır. Fakat her
şey yumuşak güce olumlu etki etmez, örneğin şuan gündemde olan
Amerika’daki siyahî bir vatandaşın polis tarafından boğulması ile Amerika hem
içeriye hem de diğer devletlere karşı ırkçı imajı çizmiştir. Bahsettiğimiz
alanların gelişmişlik düzeyi ne kadar iyiyse yumuşak gücün etkisi o kadar artar.
Peki, bu bağlamda Türkiye’nin yumuşak gücünü arttırma konusunda uyguladığı
faaliyetler nelerdir?

Türkiye Cumhuriyeti milletimizin girişimci ruhunu ve insani değerlerini


yansıtan, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından
belirlenen “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi doğrultusunda, barışçıl, insani
ve girişimci bir politika izlemektedir. Türkiye, NATO ve G20 zirvesi üyesidir ve
bunun yanı sıra diplomatik görevlerle birlikte 5. en büyük temsil ağına sahip
ülke konumundadır. NATO’da etkin bir rol alan Türkiye “güvenliğin
bölünmezliği” ilkesine önemli katkılarda bulunmuş ve ittifak operasyonlarında
en çok destek veren ilk 5 ülke arasına girmiştir. Türkiye, Balkanlar, Orta Doğu,
Kuzey Afrika, Güney Kafkasya, Güney Asya ve Orta Asya’daki ülkelerle yakın
bağlarını muhafaza etmektedir. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye, AB ve
İslam dünyasının temas noktasıdır diyebiliriz. Türkiye aynı zamanda iki taraf
içinde faydalı olacağını düşündüğü AB üyeliği hedefine bağlıdır. Avrupa’yı da
etkileyen birçok soruna çözüm bulma çabasındadır.
Kurucu üyesi olduğu Avrupa konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
(AGİT) olmak üzere Avrupa kurumlarının bir parçası haline gelmiştir. Dünya
genelini etkileyen terörizm ile hangi gerekçeyle uygulanırsa uygulansın, etkin
bir şekilde mücadele etmektedir.

Örneğin, FETÖ, PPK, DHKPC, IŞİD, DEAŞ gibi bölücü terör örgütlerinin hep
karşısında durmuştur ve terör örgütlerinin her zaman herkes için tehdit unsuru
olduğu konusunda farkındalık oluşturmuştur. 2009-2010 döneminde BM’de
görev yapan Türkiye, küresel barışa, istikrara ve güvenliğe yapıcı katkılarda
bulunmuş. “Dünya Beşten Büyüktür” ilkesiyle Türkiye, BM ve BM Güvenlik
Konseyi’nin günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde reform yapılması
gerektiğini savunmuştur. Çatışmaların çözümünde ve arabuluculuk konularında
öncü rol üstlenmiş, BM, AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT)
arabuluculuk ile ilgili dostlar/temas gruplarının aynı zamanda eş-başkanı olan
tek ülkedir. Türkiye ayrıca arabuluculuk alanında düşünce ortamına katkıda
bulunan iki uluslararası konferans (İstanbul Arabuluculuk Konferansı ve İİT
Üyesi Ülkeler Arabuluculuk Konferansı) ile kapasite inşasını hedefleyen, İİT
üye ülkelerinden genç diplomatlara yönelik “Barış için Arabuluculuk” Sertifika
Programını düzenlemektedir. Ve bu çalışmalarla birlikte Türkiye yumuşak
gücünü artıracak liderlik, yardımseverlik ve güvenilirliğin resmini
oluşturmuştur. Çatışmalar insanlığa büyük ve kapsamlı bir maliyet
yaratmaktadır. Türkiye, farklı kültürler ve dinler arasında karşılıklı saygı ve
ortak değerleri teşvik etmeye yönelik çabalarda da öncü rol üstlenmiştir. Türkiye
ve İspanya'nın ortaklığında başlatılan BM Medeniyetler İttifakı girişimi, sözde
“medeniyetler çatışması” tezlerine bir yanıt niteliğindedir. Bölgesel sorunlarda
bölgesel sahiplenme ve çözümleri savunan Türkiye, Karadeniz Ekonomik
İşbirliği Örgütü, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı gibi çeşitli bölgesel örgütlerin ve girişimlerin de kurucu üyesidir. Aynı
zamanda İstikrarlı bir Afganistan hedefini desteklemek üzere bölgesel işbirliğini
kurumsallaştıran "Asya’nın Kalbi-İstanbul Süreci”nin oluşumunda öncülük
etmiştir. İİT, Gelişen Sekiz Ülke (D-8), Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği
Konseyi ve MIKTA'nın (Meksika, Endonezya, Kore, Türkiye ve Avustralya)
etkin üyesi olan Türkiye, Asya Parlamenter Asamblesi, Akdeniz için Birlik
Parlamenter Asamblesi, D-8, Asya İşbirliği Diyalogu, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Forumu dönem başkanlığını
yürütmektedir.2018 yılında yaptığı 8.6 milyar dolar tutarındaki insani
yardımlarla dünyanın en cömert ülkesi konumuna gelmiştir. Kendi ülkesinden
savaş ve benzeri sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kalan çoğu Suriyeli olmak
üzere 4,9 milyon insana ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca ilk Dünya İnsani Zirvesi
2016 yılında İstanbul’da yapılmıştır. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle enerji
hatlarının merkezi ve transit ülke konumundadır ve Dünya’nın enerji güvenliği
hususunda hayati önem taşımaktadır.

“Türk Kültür Günleri/Haftaları”, “Türk Sinema Günleri”, “Türk Festivalleri”,


“Türk Yemekleri Haftası”, dans gösterileri, konserler, şiir festivalleri, edebiyat
günleri ve benzeri yumuşak gücü arttırmaya yönelik faaliyetlerle Türk kültürünü
yaymayı amaç edinmiştir. Ayrıca Türkiye Dış İşleri Bakanlığı geleneksel sanat
dallarının yanı sıra çağdaş kültürünün tanıtımını yapmak amacıyla Türk
sanatçılarının uluslar arası festival, kültürel etkinlik ve organizasyonlara
katılımını teşvik etmiş ve sanatın evrenselliği bağlamında kültürlerarası
diyalogun arttırılmasına katkı sağlamıştır. Bakanlığın desteğiyle 137 ülkede
kültür ve sanat etkinlikleri gerçekleştirilmiştir. Avustralya Başbakanı Julia
Gillard’ın 2012 yılında ülkemize yaptığı resmi ziyaret sırasında yayımlanan
Ortak Bildirge ile Çanakkale Kara Savaşlarının 100. yılı vesilesiyle 2015 yılının
“Avustralya’da Türkiye Yılı” ve “Türkiye’de Avustralya Yılı” ilan edilerek,
karşılıklı “Kültür Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.

Türkiye’nin “Kültür Yılı” açılışı, Sidney’deki “Capitol Theatre”da düzenlenen


“Turkey in Music/Home of Gallipoli 2015” adlı konserle gerçekleştirilmiştir.
Avustralya tarafı, “Kültür Yılı” açılışını Ankara’da Cermodern’de düzenlediği
resepsiyonla yapmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, gerek “Kültür Yılı” kutlamaları, gerekse yıl


içerisinde gerçekleştirilecek diğer etkinliklerde kullanılmak üzere Çanakkale
Savaşları’nın 100. yılına özel “Anı Kartları” ve hatıra pulu bastırılmasını
sağlamıştır.

“Kültür Yılı” kapsamında yıl boyunca, Avustralya’da Konya Tasavvuf Müziği


Topluluğu’nun gösterisi, ressam Hikmet Çetinkaya’nın “Gelincik Çiçekleri”
temalı sergisi, “Türk Bestecileri Gecesi” gibi Türkiye ile Avustralya arasındaki
ilişkileri yansıtan ve iki ülke kültürünü tanıtan çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir.

Japonya, Rusya, Hollanda, Polonya, Avustralya ve birçok ülke ile kültür


etkinlikleri bağlamında karşılıklı kültür yılı kutlamaları gerçekleştirilmiştir. Bu
gibi faaliyetler kültür tanıtımı açısından önemlidir. Kültür tanıtımı yapmak da
yumuşak güç arttırıcı faaliyetlerdir. Türkiye’nin küresel ve bölgesel Türkiye
Burslarının planlama ve uygulama aşamalarında Bakanlığımız çeşitli
sorumluluk ve görevleri yerine getirmektedir. Bu Ölçekte sahip olduğu yumuşak
güç unsuru sayılan Türkiye Burslarının planlama ve uygulama aşamalarında Dış
İşleri Bakanlığı çeşitli sorumluluk ve görevleri yerine getirmektedir.

Günümüzde Covid 19 sebebiyle yıpranan, sağlık ekipmanı az olan ülkere


Türkiye yardım eli uzatmıştır. Örneğin İngiltere’ye 84 ton tıbbı malzeme
gönderilmiştir. Bu da küresel çapta yardımsever ülke imajı çizerek yumuşak
gücü arttırma yolunda önemli bir role sahiptir. Yani sonuç olarak Türkiye
ekonomik, kültürel ve birçok alanda işbirliği yaparak yumuşa gücüne katkı
sağlamakta, yaşamın barış ve huzur içinde sürdürülebilirliği açısından oldukça
katkı sağlamaktadır. Ulusal çıkarları gözetmekle birlikte tüm insanlığın çıkarları
için de uğraş vermekte ve yumuşak gücünü maksimum seviyeye çıkarmak için
elinden geleni yapmaktadır.

KAYNAKÇA

http://www.mfa.gov.tr/default.tr.mfa

You might also like