You are on page 1of 20

Âsım Beklenen Nesil Sensin

Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip Lisesi Yayın Organıdır Sayı:3 Mayıs 2016
Editörden 5 Suriye’de Donan İnsanlığımızdır! 72

Müdürümüzden 6 Ayşe’nin Günlüğü 76

Eğitim Şart 9 Bilim Avcılarımız Sahneye Çıktı 80

Eğitimde Kalite Çalıştayına Katıldık 18 Kıpırtı 86

İmam Hatiplere Çok Talep Var 20 Okul Öğrenci Meclisimiz Çalışıyor 88

Eğitimde Duayen Bir İsim; Fikret Çelik 23 Öğrencimiz Resimde Türkiye Birincisi 90

Ortaçağ, Batı Ve İslam Dünyasında; Bilim 27 Okul&Yazar Buluşmalarımız Devam Ediyor 94

Osmanlı Son Döneminden Cumhuriyete Muallimlerimiz 32 İzlenesi Filmler 102

Kitap Okuma Etkinliği 36 Kitap, Mücahit Çiğdem 104

7Edi Güzel Adam Sanat & Edebiyat Topluluğu 40 Etkinliklerimiz 108

İznikli Sultan 42 Toplumsal Cinnet Yuvalarımızı Vuruyor 120

Rabbim Çağırdı Babacığım 46 Gezilerimiz 122

Medeniyet, Şehir Ve İnsan İlişkisi Üzerine 50 Öğrencilerimizi Ödüllendiriyoruz 126

Kalp ve İnsan Üzerine… 56 Sporcularımızın Büyük Başarısı 132

Öğrencimiz Türkiye Birincisi 60 Ziyaretler 138


Mayıs 2016

Öyle Bir Geçer Zaman Ki 62 İşte Geleceğin En Gözde Meslekleri 142

Okulumuza Beyaz Bayrak 65 Biz Büyük Bir Aileyiz 146

Kutlu Doğum Mektup Yarışması68


2
En Büyük Hayalim Savaşın Sona Ermesi ve
Âsım

Memleketimize Geri Dönmektir 70


EDİTÖRDEN

“OKU”
Yüce yaratandan gelen ilk mesajın okumamız yönünde
olduğunu düşündüğümüzde aslında ne kadar az okudu-
ğumuzu fark ediyoruz. Günlük hayatta karşılaştığımız
pek çok sorunun temelinde cehalet yatıyor. Âlimin
mürekkebinin kıymetine paha biçemeyen bir öğretinin
bugün çok uzağında yaşayan fertleriyiz.
Yunus Emre’nin ’’ İlim ilim bilmektir/ İlim kendin
bilmektir/Sen kendin bilmezsen/Ya nice okumaktır.’’
sözleri de şüphesiz sadece okumak değil neyi okuma-
mız gerektiği konusuna da vurgu yapıyor. Bir öğrenci,
öğretmen, anne-baba, eş, evlat, kul kısacası insan olarak
ne okuyacağız nasıl okuyacağız konusu üzerinde ciddi

Âsım
bir muhasebe yapmalıyız.
Bu minvalde okulumuzda nerdeyse bir okuma seferber-
liği var desek abartmış olmayız. Kitapla bağ kurmayan
tek bir öğrencimiz kalmasın istiyoruz. Her ay çok
Kültür-Sanat-Edebiyat Dergisi Yönetim Merkezi okuyan öğrencilerimizi ödüllendirerek öğrencilerimizi
Mayıs 2016 Yıl:3 Sayı: 3 Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip Lisesi okumaya teşvik eden bir kurum olmaya özen göste-
Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip Lisesi Altınova Mah. 11 Eylül Caddesi No:3/1 Oya Karasu riyoruz. Her hafta ’’ Yedi Güzel Adam’’ adı altında
Yayın Organıdır Osmangazi-BURSA yaptığımız etkinlikle öğrencilerimizle okumak üzerine
Tel: 0224.2113919 düşünüp konuştuk; konuştukça eksikliklerimizi görüp
Fax: 0224.2113987 daha çok okuduk.
Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip karasu.nizam@gmail.com Okulumuzda gelenek halini alan okur-yazar buluşma-
Lisesi Adına Sahibi ve Sorumlusu www.nkarasu.meb.k12.tr ları bu sene de devam etti. Şair-Yazar Zeynep Arkan,
Yunus Emre Altuntaş Fatma Şengil Süzer, Vural Kaya, Ekrem Şama, Bülent
Okul Müdürü Okulumuzun faaliyetlerinin ve Ata konuğumuz oldular. Necip Fazıl’ın değerli talebesi
öğrencilerimizin/öğretmenlerimizin Mustafa Yazgan Hocamız da öğrencilerimize hitap etti.
Genel Yayın Yönetmeni çalışmalarının yer aldığı bir yayındır. Çıkan Daha pek çok değerli kalemi okulumuzda ağırladık.
Oya Karasu yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Dergide Ayrıca kitap okuma projeleri düzenleyip hadis yarışma-
yazının yayınlanması, yazarın görüşünün ları, şiir okuma yarışmaları yaptık. Tabiki şehrimizdeki
Yayına Hazırlayan paylaşıldığı anlamına gelmez. Gönderilen kitap fuarından kitap kurdu haline gelen öğrencilerimi-
Kadir Karip yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade zi mahrum bırakmadık. İl içi ve dışı geziler düzenleye-
İbrahim Nadi Arıkan edilmez. rek bilgimize bilgi kattık.
Okulumuzda yapılan daha nice güzel etkinliklerden
Mayıs 2016

Yayın Kurulu Yayın Türü: Süreli Yayın(Yılda Bir Kez Yayınlanır) bunlar sadece birkaçı, örnek olması hasebiyle bahsettik.
Aslı Kandır Bu sayımızda pek çok eğitimci ve uzmanla röportajlar
Ayşe Pekgöz GrafikTasarım yaptık. Daha da genişletilmiş haliyle bir okuma ve film
Hakkı Karatekeli Dreamer listesi hazırladık.
Eyüp Sevinç Âsım bu defa da eğitim konusu ile karşınızda ve bizleri
Zehra Palacı Baskı bir kez daha eğitim üzerine düşünmeye, kendimizi sor-
4 Hülya Aydın Furkan Ofset gulamaya davet ediyor. Dergimizin bu üçüncü sayısıyla
Okan Gökhan www.furkanofset.com.tr da gönüllere değmesi umuduyla diğer sayıda buluşmak
Fatime Şahin üzere Allah’a emanet olunuz.
Âsım

Cahide Özgür ÜCRETSİZDİR


MÜDÜRÜMÜZDEN

Okullarımız Birer İrfan


Mektebi Haline Gelmelidir
Yunus Emre Altuntaş

H
emen herkesin bildiği bir Çin atasözü var- Öğrenmeyi sevmeksizin cömertliği sevmek vardır ki aptalca rak bilinir. Lakin aynı Einstein’in okumayı zor söktüğünü, memizin amacı da budur işte. Erken yaşlarda bilgi ve do-
dır; “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan bir saflığa götürür. Öğrenmeyi sevmeksizin bilmeyi sevmek küçüklüğünde sorunlu bir öğrenci olarak kabul edildiğini nanımınızı artırmak, kelimeye hâkim olmanızı sağlamak,
ona balık verme, balık tutmayı öğret”. vardır ki zihnin gereksizce dağılmasına götürür. Öğrenme- söylersek ne demeye çalıştığımız daha iyi anlaşılır. Çünkü bilimsel araştırmalara yönlendirmektir. Fakat bu konuda
Anadolu’da bunun “bir altın bileziğin var yi sevmeksizin içten olmayı sevmek vardır ki onur kırıcı bir Einstein küçüklüğünden itibaren kendi öğrenme durumu- sizler istekli olmadıktan sonra, gayret etmedikten son-
mı?” şeklinde bir karşılığı vardır. Yani bir aldırmazlığa götürür. Öğrenmeyi sevmeksizin dobra dob- nu ölçebilen ve sürekli yeni şeylere merak salan, okulu sıkıcı ra bu yapılanların hiçbir anlamı kalmayacaktır. Sizler bu
donanımın, bir sanatın, bir yeteneğin var mı? Varsa şayet ra olmayı sevmek vardır ki kabalığa götürür. Öğrenmeyi bulan, sürekli okuyan bir çocuk olduğu içindir ki deha se- yönde bir arzu duyun diyedir ki her bakımdan sizlere yol
bu hayatta rahat edersin. Araştırma yapıldığı zaman ancak sevmeksizin açık görüşlü olmayı sevmek vardır ki umarsız viyesine ulaşmıştır. Herman Melville, Jack London, Balzac, göstermeye, rehberlik etmeye devam ediyoruz. Bunu belki
bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi bir asiliğe götürür. Öğrenmeyi sevmeksizin prensip sahibi Dostoyevski, Bronte Kardeşler, Cervantes bunun batıdaki şu an anlamakta zorlananlar olabilir lakin ileride yaptık-
olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebi- olmayı sevmek vardır ki mantıksız bir zorlamaya götürür. benzer örneklerindendir. Bizim tarihimizden örnek verecek larımızın, sizleri kanalize ettiğimiz bu yolun sizlere neler
lir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; Sana bir şeyi nasıl bilebileceğini anlatayım mı? Bildiğin za- olursak İbni Sina, Farabi, Uluğ Bey, İmam Gazali, Ahmet kattığını çok daha iyi anlayacaksınız inşallah. Gösteriş ve
özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. man bildiğini anla, bilmediğin zaman ise bilmediğini anla. Cevdet Paşa, Kâtip Çelebi ve daha niceleri örgün bir eği- etiket çağı olan şu zamanlarda kitaba yönelen, istikrarlı şe-
Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yö- Çünkü sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü timin çok ötesinde kişisel merakları ve okuma sevdaları kilde her gün kitap okuyan öğrenciler yarın için başarıları
netilebilir. Zincirleme bir etkiden söz ediyoruz. Bir nüve anlayamazsınız. Çevrene bir bak, tüm âlem tek bir kelime sebebiyle asırlardır unutulmayan eserlere imza atmışlardır. göğüsleyeceklerdir. Başarıdan kastımız sadece sınavlarda
misali tohumların büyümesini ve serpilmesini seyretmek üzerinde gezinmiyor mu? İşte bu kelimeyi anlayabilirsen Elektriğin olmadığı, internetin ve dahi kitapların basılma- alınan puanlar değil insan olarak özgüvenini sağlamış,
gibisi yoktur. Hele ki suyunu iyi verdiysek. Bu sebeple asıl pusulanı da bulmuşsun demektir. dığı o dönemlerde bu insanların mum ışığında sabahlara kendini bilen, yarınına değer katan birey haline gelmektir.
bilgi, asıl gıda insanın cehaletini tanımasında yatar. Yunus kadar okuduğu, hayatta gözlem yaparak yazdıkları eserlerle Çünkü donanımı olmayan, sözü olmayan bireyin toplum
Emre bunu “kendini bilmek” olarak tarif eder. Bana anlat İrade ve azim olmadan hiç bir şey başarılamaz. Zorluk ve biz bugünlere ulaşabildik. Bir Nikola Tesla olmasaydı şim- içinde farkındalık oluşturması mümkün değildir! Bilim,
unuturum, bana göster hatırlarım, beni dâhil et, anlarım. sıkıntı çekilmeden amaca ulaşılamaz. Hızlı yükselen bire- diki santrallerin, barajların, şehir elektrik hatlarının varlı- sanat, kültür, edebiyat, tarih, felsefe, dini ilimler ve este-
Kendini bilmek kısaca budur. Bildiğini bilenin arkasından yin düşüşü de hızlı olur. Bu sebepledir ki adımlarını sağlam ğını düşünebilir miyiz? Balkanlar’da fakir bir ailede doğup tik alanında tüm öğrencilerimizin asgari düzeyde donanım
gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene atan, istikrarlı bir şekilde zamanını değerlendirenler tıpkı Amerika’ya giden bu deha, ömrü boyunca merakının ve sahibi olmaları bir zorunluluktur. Her öğrencimizin en az
öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız. Emri bil ma- yerin metrelerce altına köklerini salan çınar ağacı gibi göğe öğrenme azminin peşinde olmuştur. İyi ki de böyle olmuş- bir sanat dalında ürün vermeleri, sportif aktivitelerde bu-
ruf nehyi anil münker bunun İslam literatüründeki adıdır. uzanır, asırlara ulaşırlar. Sabır ve irade… Öğretimde bu iki tur. Günümüzde dahi aklımıza bir şey takıldığında bizler lunmaları, yazmaları ve anlatmaları, iyi bir hatip olmaları
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak sihirli kelimeyi anlayan her birey mutlaka zahmetlerinin dönüp bin yıl önce yazılmış İmam Gazali’nin eserlerine da- bizim gönlümüzde yatan idealimizdir. İşte bunu sağlarsak
korkudan kurtarır. Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğ- karşılığını alacaktır. Bu sebeple tüm öğrencilerimize sık nışıyorsak, onun görüşlerine teslim oluyorsak bunu iyi bir o bireyden başlayarak aileyi ve sonuçta ülkemizi kalkındırı-
renmeden düşünmek tehlikelidir. Bu sebepledir ki eğitimli sık tekrar ettiğimiz bir cümlemiz var; sizler sınıftaki dersle- öğrenim, kendine güven ve ilmi seviye ile açıklayabiliriz. rız. Güçlü olmanın, medeniyet sahasında varolmanın başka
insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar ada- rin ötesinde ne kadar çok gayret ediyorsanız, ne kadar çok Peki, neden bizler de böyle olmayalım? Hem de bunca im- da bir yolu yoktur. Bu sayımızda “Eğitim Şart!” mottosuyla
Mayıs 2016

let olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar araştırıyor ve okuyorsanız yanınıza kalacak olan da odur. kân varken neden hayatı daha da kolaylaştırmak ve insan- yayınladığımız dosyayı amacımıza uygun bir eylem olarak
adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar. İste- Çünkü zorunlu sebeplerle katıldığınız dersler değil, kendi lığa hizmet etmek için Allah’ın bahşettiği aklımızı eğitip değerlendirmenizi istirham ederiz. Niyetlerimiz hayr in-
yenler bilgilerini genişletmelidirler. Bilgilerini genişletmek iradenizle yaptığınız okumalardır sizi bir yerlere ulaştıracak kullanmayalım? şallah, akıbetimiz de hayr olsun. Nice sayılarda buluşmak
isteyenler önce araştırmalıdırlar. Bu bir tercih meselesidir. olan. Verilen bir ödev tüm öğrenciler tarafından yapılacak- üzere… Kitap ve dostluk üzere kalın! Allah’a emanet olun.
Fakat günümüz şartlarını düşündüğümüzde hiç kimsenin tır. Fakat o gün kendi iradenizle okuduğunuz elli sayfadır Okulumuzu sürekli olarak etkinliklerle, kitap okuma grup-
öğrenmeme, bilmeme gibi bir lüksü yoktur. Çünkü küçük asıl size kalacak olan. Diğer insanlardan sizi ayıracak olan larımızla, 7edi Güzel Adam Topluluğumuzla, Okul-Yazar
6 insanlar ot gibidir, büyükler ise rüzgâr: Rüzgâr ne yöne ve dahi sizi daha yükseklere çıkaracak olan da odur. Bilim Buluşmalarımızla, Yazarlar Sokağımızla, Robot Sınıfı-
eserse, otlar o yöne eğilir. Bu anlamda öğrenme ilkesi in- tarihine veya edebiyat tarihine baktığımızda büyük dâhile- mızla, Mangala ve satranç kurslarımızla, sabahtan akşama
sanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara yeni ya- rin hayat hikâyeleri bu konuda bizler için pek çok örnekle kadar açık olan 8000 kitaplık kütüphanemizle destekle-
Âsım

şam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaştırmak demektir. doludur. Albert Einstein dâhi bir kuantum fizikçisi ola-
Deneme

Eğitim Şart
Hasan Kamil Silahtaroğlu

S
osyolojik olduğu kadar felsefi bir
kavram olan eğitim, bilgi aşılayan
ve bilgiyi yönlendiren sistemler,
müfredat programları ve pedagojik
teknikler ile kişiliklerin ve kültür-
lerin toplumsal bakımdan yeniden
üretilmesini kapsar. Yani eğitimin girdisi de
çıktısı da insandır. İnsanın içinde bulunduğu
toplumun beklentileri doğrultusunda bilgi-
lendirilmesi/yönlendirilmesi/motive edilmesi/
ahlaki olarak donatılması bu sürecin en tabi
aşamalarıdır. Eğitimin doğasını belirleyen en
önemli unsur yukarıda da bahsettiğimiz gibi o
toplumun yapısıdır. Toplumun geçmişten ge-
tirdiği kültürel miras ile günün gerekliliklerini
harmanlayan, evrensel ilkeleri de içine alarak
insanlarını geleceğe sağlıklı bir şekilde ulaştıran
eğitim o toplum için görevini hakkıyla yapıyor
demektir. Buradaki asıl mesele bu eğitimin ne
şekilde ve kim tarafından yapılacağıdır. Teorik
ya da teknik bilgi, değer, sosyal rol veya dav-
ranış kalıplarının, devlet eliyle okullarda yapıl-


dığı gibi formel (yaygın-örgün eğitim); yahut rildiği takdirde başarılı olacaktır. Buradaki asıl
gazete, dergi, aile vb. kurumların yapıldığı gibi belirleyici unsur insana verilen eğitimin içeriği,
informel(toplumsal eğitim) yöntemlerle insan- zamanlaması, niteliği ve planlamanın insan ya-
lara aktarılması günümüz eğitim anlayışının pısına ne derece uygun olduğudur. İşte bu nok-

Gençler! Düşünerek girilen kapı yalnız sınıf kapısıdır.


Şuna inanınız ki dünyada hiçbir fetih -kaderin sırrına vâkıf
olanlar için- sınıf kapısını açmak kadar şerefli değildir.
“ izlediği yollardandır. İnsanı diğer canlılardan
ayıran en temel vasfı düşünebiliyor olması, ken-
dini geliştirebiliyor olması, irade sahibi olma-
sı ve birikimlerini gelecek nesillere aktaracak
kültürü inşa edebiliyor olmasıdır. Eğer ki diğer
herhangi bir canlı bunları başarabilseydi insan
tada özellikle ülkemiz için geçerli bir sorun or-
taya çıkar; günümüzde eğitim ne derece verimli
kullanılabilmektedir?

Beşikten Mezara Eğitim


Atasözlerimiz bizim eğitim anlamında edinil-
diye bir varlık bu âlemde belki varolamayacaktı miş en değerli hazinelerimizdir. “Ağaç yaşken
. Çünkü canlılar arasında en savunmasız ve do- eğilir”, “Demir ne kadar sert olsa da ateş onu
Mayıs 2016

NURETTİN TOPÇU
nanımsız olarak dünyaya gelen canlı insandır.
Eğitimle küçük yaşlardan itibaren( kimi tezlere
yumuşatır”, ”Edebi, edepsizden öğren” ,”Üzüm,
üzüme baka baka kararır”, “Her şeyi bilen bir Demir
(1909-1975)
göre anne karnından itibaren) kendisini inşa
eden insanoğlu hem psikolojik hem de sosyo-
şey bilmez”, ”Bir adama kırk gün deli dersen
deli olur”, “Çok söyleme arsız edersin, aç bırak- ne kadar
8
Türk yazar, akademisyen, fikir ve dava adamı. lojik olarak çevresine uyumlu şekilde büyür ve
gelişir. Tabi ki her insanın gelişimi ve eğitim
ma hırsız edersin”, “Et-tekraru ahsen, velev ka-
ne yüz seksen (Tekrar güzeldir, yüz seksen defa sert olsa da
Rahmetle Anıyoruz
ile ulaştığı sınırlar zihinsel kapasitesi veya im-
kânları ölçüsünde gerçekleşecektir. Doğuştan
olsa da)” bu atasözlerinden bazılarıdır. Her biri
bir milletin uzun yıllara dayanan tecrübelerini ateş onu
gelen zihinsel yapı değiştirilemiyor olsa da ge- kelimelerle yansıtan birer ışık gibi önümüzü
yumuşatır
Âsım

nel kabul şudur ki her insan yeterli eğitim ve- aydınlatıyor. Bizdeki bu zenginlik zannediyo-
yöntemin henüz işin a,be, ce, sini öğ- kika, her saat ve harcanan onca yıl ise eğitim değil, aynı zamanda sosyal ger-
m adamlarının
Sayıları her geçen gün artan bu ili
renen öğrenciler üzerinde temel eğitim bu ülkenin telafi edilemez kayıplarıdır. çekliğin bizatihi kendisi de okullaştırıl-
yöntemi olarak kullanılması ne derece Bu sebeple bizler eğitimde verimliliği mış durumdadır. “Şu kesin bir şekilde
lerinden daha
sayısının artması bireysel gayret
doğrudur? Kaldı ki sorgulamayı öğ- konuşacaksak eğer, en başta zamanı en açıkça ortaya konulmalıdır; bir çocuk,
verimli şekil- eşit nitelikte okul eğitimine sahip ol-
ine bağlandığı
çok sistemli bir eğitimin netices
de kullanan ve makla zengin bir çocuğun konumunu
çocuklarımıza nadiren elde edebilir. Aynı okula, aynı
kendiliğinden ILLICH’E GÖRE SADECE
gün topyekün bir kalkınmanın da
asgari zaman yaşta başlasalar bile fakir çocuklar, or-
diliminde ta sınıf çocuklar için pekâlâ mümkün
EĞİTİM DEĞİL, AYNI
gerçekleştiğini görebileceğiz.
ma k simum olan eğitim olanaklarının çoğundan
kazanımları mahrumdurlar. Zorunlu eğitim, kaçı-
ZAMANDA SOSYAL sağlayacak bir nılmaz bir şekilde toplumu kutuplaş-
eğitim siste- tırdığı gibi uluslararası kast sistemine
rum her millete nasip olmaz. Yine bir milletin varoluşunun en önem- GERÇEKLİĞİN BİZATİHİ mini idealize göre dünya milletleri arasında bir sınıf-
Hz.Peygamber’in(sav) bizlere yö- li unsurlarından biridir. Bunu bir etmek duru- lamanın oluşmasına da yol açmaktadır.
nelik beşikten mezara kadar ilim tarafa not edip yazımıza devam KENDİSİ DE OKULLAŞTIRILMIŞ mundayız. Eğitim, öğrenmeyi kolaylaştıran koşul-
öğrenmemiz yönündeki tavsiyesi edelim. Bunun için ların seçimidir. Adayın, bir mertebe el-
bu sözlerin her birini toparlayan DURUMDADIR. de zaman de etmek için yerine getirmek zorunda
eşsiz ifadelerden biridir. Buradan Müfredatın Çizdiği Yoldan Yürümek kaybetmeden olduğu şartların bir müfredat oluştur-
da anlıyoruz ki eğitim herhangi bir Eğitim öğretim alanında özellikle projelerin dö- mak suretiyle roller belirlenmektedir.
zaman dilimine sıkıştırılamayacak son beş yıldır büyük atılım proje- retmek istediğimiz, cevapları yorumla- nütlerini alarak eksiklerimizi gidermek Okul, bu roller için gereken eğitimi sağ-
kadar önemli ve asla bitmeyecek leri uygulanıyor. Yirmibeş milyon- malarını beklediğimiz öğrencilere işin durumundayız. lamaktadır, öğretimi değil. Bu ne man-
bir hayat yolculuğunun diğer adı- luk bir öğrenci kitlesini organize sonunda hiç de yoruma açık kapı bırak- tıklıdır ne de özgürleştiricidir. Okulda
dır. Şimdilerde müctehid seviye- etmek elbette kolay iş değil. Ba- mayan dört şıktan birini seçeceği bir “Okulsuz Toplum” pratik değeri olan niteliklerle bağlantı
sinde ilim adamlarımızın olmayı- kanlığın mevcut kadrosu son yirmi sınav sistemi uygulamak ne derece uy- Ivan Illıch “Okulsuz Toplum” isimli kurulmadığından dolayı mevcut okullu
şını dert edinen söylemlere cevap yılın en etkin ekibini oluşturuyor. gundur? Bakanlık bunu dikkate almış kitabında Hz.Peygamber’in(sav) beşik- eğitim sistemi mantıklı değildir. Fakat
olarak yukarıdaki atasözleri yeterli Ne yaptığını bilen, kararlı, dona- olmalı ki son yıllarda ucu açık soruları ten mezara kadar ilim tavsiyesini yo- daha ziyade, bir süreç yoluyla böylesi
olmalı aslında. Her biri sadece bel- nımlı isimler var kadroda. Hükü- da pilot uygulama olarak bazı illerde rumlarcasına eğitimin okullarda belirli niteliklerin elde edilebileceği varsayıl-
li bir alanda uzmanlaşabilen ve o metin de hem derslik hem de tek- deniyor. Dikkat ederseniz buradaki bir zaman diliminde değil bir ömür ha- maktadır. Bu özgürleştirici ya da eği-
alanda dahi yeni bir şey söylemek- noloji açısından yönünü tamamen sorun uygulanan eğitimin yöntemi yatın her alanında yaygınlaşması gere- timsel değildir; çünkü öğrenmedeki
ten uzak, kendine güveni olmayan, eğitime döndüğünü gözlemliyo- değil, zamanlamasıdır. Yöntemi sindir- ken bir hak olduğunu vurgular. “Yaptı- her adımı, toplumsal kontrolün onayla-
edindiği titri ile yetinen, geçmişte- ruz. Bunlar önemli kazanımlardır. miş ve hizmet eğitimini tamamlamış ğımız çalışmalarda insanların çoğunun dığı daha önceki tedbirlere uygun olan
ki yazılanları şerh eden araştırma- Eğitimdeki yeni yaklaşım öğrenci- eğitimci kadrosu ile içeriği zenginleşti- öğrenme hakkının okula devam mec- kişi için öğretimi saklı tutmaktadır.
cılar yetiştirebiliyoruz. Acı hakikat yi kendi kendine öğrenmeyi, sor- rilmiş kitaplar sonraki meseledir. Eğer buriyetiyle kısıtlandığını fark ettik” Pekçok insan sahip oldukları bilgile-
bizim için böyle olsa da diğer mil- gulamayı ve keşfetmeyi teşvik eden ki bu konuda olumlu netice alınması diyen Illı-
letlerin aynı yanlışa düştüklerini bir yapıya sahip. Bir nevi balık tut- bekleniyorsa işin en başında öğretmen ch kendi-
söyleyemeyiz. Zaten son üç yüzyıl- mayı öğrenmeleri salık veriliyor yetiştiren yüksek öğrenimin yeni bir sinin bu
da geri kalmamızın ve çektiğimiz öğrencilere. Bu iyi niyetli yaklaşım sisteme kavuşturulması ve ardından te spit i n i n
sıkıntıların temel sebebi de budur; işi çok iyi bilen öğretmenler ve el- da öğrencilere uygulanacak eğitimin 1400 yıl
eğitimde çağa uygun gelişmeleri bette ki iyi bir alt yapı eğitimi ve- ortak bir anlayışla, işbirliğiyle kararlaş- önce Hz.
takip edememek ve ilmin gereği rilmesiyle mümkün. Dünyanın en tırılarak uygulanması gerekmektedir. Pe yg a m-
olan zahmetlere girmemek. Şükür zor işlerinden biri olan soru sorma- YÖK’in öğretmenlik alanlarında kota ber(sav)
Mayıs 2016

ki istisna da olsa bu milletin se- yı öğrenmek, doğru soruyu doğru sınırlamasına gideceği haberi bu açıdan tarafından
masında yıldız gibi parlayan ilim zamanda sorabilmek maalesef ki önemli bir adımdır. Bu anlamda günü- tavsiye ola-
adamlarımız da yok değil. Sayıları hem eğitimciler hem de öğrenciler müzde eğitim alanında öğrencilerin ve rak tüm
her geçen gün artan bu ilim adam- tarafından ideal anlamıyla gerçek- dolayısıyla da milletimizin en büyük insanlığa
larının sayısının artması bireysel leşemiyor. Sokrates tarafından kul- kaybı, boşa geçen zaman ve yitip giden v e r i ld i ğ i -
gayretlerinden daha çok sistemli lanılan bu yöntem hiç de basit ol- nesillerdir. Çünkü taşları bir türlü ye- ni biliyor
10 bir eğitimin neticesine bağlandı- mayan ve belirli bir felsefi, ahlaki, rine oturmamış bir eğitim anlayışında muydu aca-
ğı gün topyekün bir kalkınmanın kültürel eğitimi tamamlamış aka- olaya konu olanlar geleceğin yetişkinle- ba? Illıch’e
da kendiliğinden gerçekleştiğini demi öğrencilerinin eğitimi için ri olan çocuklarımızdır. Geçen her da- göre sadece
Âsım

görebileceğiz. Şu durumda eğitim kullanılıyordu. Lakin ideal olan bu


Onbeş yaşına ulaşan bu yapıya sahip olup sosyolojik, psikolojik
çocuklar sayıları çok ve tarihsel geri planı iyi irdelenmiş bir
az olan spor lisele- eğitim yaklaşımıyla üzerine düşen gö-
rine yönlendirilse revi hakkıyla yerine getirebilir.
dahi aradan ge-
çen sekiz yıl o Her Daim Okuyan Nesiller
yetenek için Ömür boyu eğitimi sağlamak adına
bir zaman çocuklarımıza okuma alışkanlığını
kaybı ola- kazandırmak mevcut sistemin yapma-
rak hanesine sı gereken en önemli adım olacaktır.
sayılma kta Sistemli bir okuma alışkanlığını kaza-
ve bu yaştan nan çocuklarımız bu sayede kitaplarla
sonra verilen ilişkisini bir ömür devam ettirecek ve
eğitim de yeterli ihtiyacı olan bilgiye kendisi ulaşmayı
motivasyonu sağ- deneyecektir. Zaten Illıch’in de vur-
1992
l ay a m a m a k t a d ı r. guladığı bu özgür seçim hakkıdır.
Aynı durum güzel sa- Liseden mezun olan bir gencin Yahya
natlar ve din eğitimi Kemal’i, Mehmed Akif’i, Necip Fazıl’ı

BİHMED
veren kurumlar için de bilmemesi kabul edilemez bir durum-
rin çoğunu geçerlidir. Benzer şekilde son yıllar- dur. Müfredata zaman öldüren pek çok
okul dışında da müfredata dâhil edilen “Düşünme dersin yerine “İz Bırakan Şahsiyetler”,
edinmekte- Eğitimi, Halk Kültürü, Medya Okur- “Milli Kahramanlarımız”, “Yunus Em-
dir. Kısacası
okulsuz top-
yazarlığı, İnsan Hakları Yurttaşlık ve
Demokrasi, Trafik Güvenliği” gibi
re ve Mevlana”, “Karşılaştırmalı Mede-
niyet Tarihi”, “Sanatımız”, “Dinimizi
Bursa İmam-Hatip Liseleri Mezunları
lum, öğrenme
ediminin iki
dersler içleri doldurulamadığı ve ye-
terli donanıma sahip öğretmenler ta-
Tanıyalım”, “İslam İlim Tarihi” vb.
dersler konulsa çok faydalı olacaktır.
ve Mensupları Derneği
yönlü doğasını rafından verilmediği için öğrencilerin İngiliz eğitim sisteminde ortaokuldan
vurgulamakta- zamanlarını öldürdüğü eğlence ders- itibaren Shakespeare’in tüm eserlerinin
dır. Tek başına lerine dönüşmektedir. Hiç şüphesiz karşılaştırmalı olarak okunduğu dersle-
tekrara dayalı günümüzde en kıymetli şey zamandır. rin bulunması, yine ABD’de Amerikan
öğretimde gös- Eğitimde verimliliği esas alan bir de- Edebiyatının önemli isimlerinin ders
terilecek ısrar ğerlendirme zamanı faydalı bir şekilde olarak okutulması eğitim anlamında
bir felakete neden kullanmayı geçerli ölçek olarak almalı- aradaki mesafeyi açıklayacaktır. Bin-
olabilir; öğrenme- dır. Illıch’in “Okulsuz Toplum” ideali lerce yıllık bir medeniyete sahip olan
nin diğer çeşitlerine de her ne kadar ütopik bulunsa da zamanı milletimizin öz değerlerinin ders ki-
eşit derecede özen gösterilmeli- değerlendirmek ve ömür boyu eğitimi taplarının kıyısında köşesinde birer
dir. Okul kısmen bunlar arasında bir planlamak adına çok önemli tespitler- spot cümle ile yer alıyor oluşu bir ironi
ayrım gözetemediğinden dolayı her iki de bulunduğu da bir gerçektir. Kurum- değildir de nedir? Akıllı tahtalar, tablet
görevi de doğru düzgün yerine getire- lar nüfusu kalabalık olan ülkeler için bilgisayarlar, donanımlı sınıflar sadece
memektedir. Özellikle, müfredat ko- eğitimin olmazsa olmazı olarak görülse yardımcı unsurlardır. Eğitimin bizatihi
nusuyla ilintili olduğundan dolayı pek de bu kurumlardaki müfredat eğitimi- kendisi insanla ilintilidir. Organik bir
çok okul, yetenek öğretiminde yetersiz nin Illıch’in endişeleri doğrultusunda iletişim olmadan eğitimden duygusal
Mayıs 2016

kalmaktadır.” Günümüz Türkiye’sinde planlanması ve zamanı maksimum bir dönüt almak mümkün değildir.
sporcu eğitimi bunun en güzel örneği- düzeyde değerlendirmesi sorunların Prototip öğretmenler ile iyi örneklikler
dir. Olimpiyatlarda esamesi bile okun- çoğunu aşmamıza yardımcı olacaktır. sağlanırsa ve çocuklarımıza müsame-
mayan bir ülke olarak küçük yaşlarda Bu sayede eğitimde verimliliği daha renin ötesinde bir okuma alışkanlığı
spor yeteneği olan çocukları tespit eden sağlıklı değerlendirebileceğimiz kanaa- kazandırılırsa bir ömre yayılacak eğiti-
ve bu çocukları kabiliyetleri ölçüsünde tindeyim. Nihayetinde eğitim iktisadi min de inşası sağlanacaktır. İşte o vakit
12 eğiten bir yaklaşım bulunmadığı için kaygılarla ele alınamaz. Eğitim iki kere eğitimde verimliliğin göstergeleri olan Yeşil Türbe Arkası Tüp Geçit Üstü No: 10 Yıldırım / BURSA
nice yetenek ziyan olmakta, bu ço- ikinin dört ettiği bir problem veya so- birikimli arif nesiller yetişecektir.
cuklar akademik eğitimi temel alan nuç değildir. Çünkü girdisi de çıktısı Tel: 0224 327 37 09
Âsım

müfredatın içerisine hapsedilmektedir. da insan olan bu kurum sofistike bir

www.bihmed.org.tr
öğrencinin olduğu, toplamda ise 2000’e yakın öğrencinin
okuduğu bir okulu şube düzeyinde 30 öğrencisi toplamda
ise 300-400 öğrencisi olan bir okulla bir tutmak elbette yan-
lış olacaktır. Çünkü sayı arttıkça risk de artar ve bu durum
eğitim öğretimin tabana yayılması için kurumun istikrarlı
ve etkili adımları atması zorunlu hale gelir.

Değerlendirme bir
yargılamadır. Yargılama iki
değerin karşılaştırılmasıdır. tır. Okulların çoğunlukla kayıt esnasında başarıyı garantile-
diği bir eğitim ortamında kurumun gerçek eğitim niteliğini
Ölçme sonucu elde edilen ölçmek mümkün görünmüyor. Bu anlamda bir kurumun
gerçek kalitesi sıfırdan aldığı öğrenciyi nereye ulaştırdığı ile
ölçümlerden bir anlam ölçülmelidir. Bunun da kıstası iyi bir ölçme değerlendirme
anlayışını kurumlarımızda oluşturmak ve hatta bunu zo-
çıkarmak için söz konusu runlu hale getirmektir. Hizmet içi eğitim kapsamında tüm
öğretmenlerimizin ölçme değerlendirme optik cihaz kulla-
ölçümlerin bir ölçütle nımı ve program kullanımı seminerlerine alınması olumlu
bir adım olacaktır. Kendimizi kandırmak yerine hakiki an-
karşılaştırılması gerekir. lamda toplamda eğitimin kalitesini artırmak istiyorsak bunu
en kısa zamanda gerçekleştirmek durumundayız. Değerlen-
Sürekli olarak söylediğimiz bir hususu tekrar etmek isteriz; dirme bir yargılamadır. Yargılama iki değerin karşılaştırıl-
ydın / Eğitimci çağın gere
k lerine eğitim elma ile armudu karşılaştırmak değildir! Özellik- masıdır. Ölçme sonucu elde edilen ölçümlerden bir anlam
Selime A m e d e

O
rle n d ir a lan bir
lçme değe na lizi esas le dezavantajlı bölgelerde bulunan okullar için temel amaç çıkarmak için söz konusu ölçümlerin bir ölçütle karşılaştırıl-
kulumuz ö lo ji y i ve a yılın-
ilde tek no tedir. 2013 ortalama öğrenci seviyesine göre en iyi eğitimi verebilmek, ması gerekir. Değerlendirme ölçme işleminden sonra gelen
uygun şek yetlerini sürdürmek lçme ve
anlayışla fa
a li k u rd uğ umuz Ö tüm öğrencilerde edinilmiş faydalı alışkanlıkları artırmak- bir süreçtir ve ölçme sonucunun bir ölçüt ile karşılaştırılıp
li k te sa hip
amızla bir tek nolojiye test
da yeni bin e birimimiz üstün ız ve
Değerlend
irm ir m e programım
zımız, değ
erl e n d la şmıştır.
optik ciha la rd a n b iri ha line u mam-
m ğitimleri ta
rnek kuru
ile Bursa’da ö tm e n lerimizin e nı ken-
destek ün it e le ri
n e re d e y se tüm ö ğ re
ğ re n m iş ve sınavları inde
ötesind e ını ö at iç
Bunun da e rl e nd ir m e program k â ğ ıd ı y a k la şık 1 sa de za-
me de ğ 10.000
lanara k ölç iyeye ula şmışlardır. ından hem rıca
v ğ e rl e n dirme açıs ır. Ay
dileri ok u r se
ız h e m sağlık lı d e
a v a n ta j sa ğlama ktad tek rar
a zları m k ,
okuyan cih mize büy ü nu ek sik leri
ın d a n ö ğ retmenleri y in d e k i d urumu, ko a n a li zi ve da-
man açıs o k ul düze n av ba şarı
inin sı n ıf ve a ştır m a , sı rumdayız.
her öğrenc le r arası karşıl â n ın a sa hip du
e k onuları ve
Mayıs 2016

susla r, şu b a lm a im
gereken hu lı k b ildirimler a ra y a gelerek k
konu d a a n mizle b ir rimizin or-
ha pek çok ö ğ retmenleri a rı y la zümrele
sonra sı n d a liz ra p o rl lamda hem
Her sınav r, zümre ana iy o ruz. Bu an
ğerle n d ir iy o
e de v a m e d rlendirerek
soruları de e si n i te şvik etmey e m d e so ruları değe nıyoruz
t etm h . Şuna ina
ta k hareke enlerimizin çok büy ük
a zı rl ay an öğretm e m e k le ri z e de v a m
et-
14 soruları h
a rk a d a şl arımızın k il d e y ü rüy üşümü m a 3 00
iren ı şe rta la
gra fik lend y re t e tt ik çe, istik rarl r. Şube düzeyinde o
a ga k gelecekti
k i bu yold ç ın ılma z olara
a şa rı k a
tikçe b
Âsım
yorumlanması, anlam çıkarılması, ka- amaçlarını oluşturan davranış­ ları ye-
rara ve sonuca varılması işlemidir. So- terli düzeyde kazanmışlarsa ya da ders
nuç olarak, ölçümler ve ölçütler olma-
dan değerlendirme yapmak mümkün
sona erdiğinde öğrencilerden bekleni-
len davranış değişiklikleri gerçekleşmiş
KISACASI
değildir. ise, ders amacına ulaşmış demektir.
Gerçekten ders amacına ulaşmışsa, ders
EĞİTİMDE ÖLÇME
Eğitim bir davranış değiştirme süreci-
dir. “Bireyin davranışında kendi yaşan-
sonunda öğrencilerin bu konularla iliş-
kili davranışları kazandıklarının kanıtı
DEĞERLENDİRME
tısı yoluyla kasıtlı ve istendik davranış
değişikliği meydana getirme” olarak ta-
sayılabilecek dav­ ranışları gösterebil-
meleri gerekmektedir. Öğrencilerin bu
“HEDEFLERİN
nımlanan bu sürecin önemli bir boyu-
tunu okul öğrenmeleri oluşturmakta-
davranışları gösterip gösteremedikleri
de ölçme ve değerlendirmeyle belirlenir
GERÇEKLEŞME DÜZEYİ
dır. Okulda, önceden belirlenmiş kimi
davranışların belli dersler aracılığıyla
ve yeterli düzeyde davranış değişikliği
gösterebilen öğrenciler başarılı sayılır.
NEDİR?” SORUSUNA
öğrencilere kazandırılması amaçlanır.
Bir dersin sonunda öğrenciler o dersin
Öte yandan kimi davranışları kaza-
namamalarının nedenleri belirlenmek
CEVAP ARAR.

istendiğinde, yine ölçme ve değerlen-


dirmeye başvurulması gerekecektir.
Kısacası eğitimde ölçme değerlendirme
“Hedeflerin gerçekleşme düzeyi ne-
dir?” sorusuna cevap arar. Baraj puan
belirleyerek belirli bir puanın altında
öğrenci kabul etmeyen bir özel okul
toplamda aldığı 30 öğrenci ile eğitim/
öğretime başlıyorsa yapması gereken
şudur; öncelikle okula girişte bu belirli
bir puanın üstünde alan öğrencilerin
seviyesini ölçmek ve ardından da aylık,
altı aylık ve yıllık bazda aynı öğrencinin
ulaştığı yeni seviyeyi ölçmek. İşte ölçek
ve ölçüt ile yapılan sağlıklı değerlendir-
me budur. Oysa günümüzde kurumlar
ne yapıyor ona bakalım; belirli bir pu-
anın üstünde aldığı 30 öğrenciyi yarı-
şa sokuyor, bu öğrenciyi kendi içinde
değerlendirmek yerine il ortalamasına
vurarak o andaki başarısını karşılaştı-
rarak kurum başarısını belirliyor. Yani
bir nevi kısa yoldan başarı hikâyesi! Bu
Mayıs 2016

tür kendini kandırma durumlarından


kurtulmanın yolu samimiyetle kurum
içi ve bireye dayalı ölçme değerlendir-
me sistemini kurmaktır. Önce zihinle-
rimizdeki tabuları yıkalım ardından da
işimize bakalım. Tüm bu furyaya rağ-
16 men Pisa Değerlendirme Ölçeğinde 28
Avrupa ülkesi arasında halen son sıra-
larda olduğumuzu söylersek sanırım ne
Âsım

demeye çalıştığımız daha iyi anlaşılır.


Haber

Eğitimde
Kalite
Çalıştayına
Katıldık
M
illi Eğitim Bakanlığı Nazif Yılmaz, Daire Başkanları İhsan Erkul,-
Din Öğretimi Genel Mehmet Nezir Gül, Diyanet İşleri Başkanı
Müdürlüğü tarafından Mehmet Görmez, Ahmet Taşgetiren, ÖNDER,
Mayıs 2016

Yalova/Esenköy’de 3 ENSAR, İLİM YAYMA, TÜGVA Başkanla-


gün süren Eğitim Yöne- rı, İlahiyatçı Akademisyenler ve ülke çapında
timi Kalite Çalıştayına projeleri ile öne çıkan beş okulun müdürleri de
katılarak okulumuzdaki sürdürülebilir projeler sunumlarını gerçekleştirdi. Bursa Merkezden
hakkında sunum gerçekleştirdik. Çalıştaya İs- okulumuz Nizam Karasu Anadolu İmam Hatip
tanbul’daki tüm İmam Hatip Liseleri ile İmam Lisesi de sunum için davet edilen bu beş okul
18 Hatip Ortaokullarının müdürleri katıldı. Üç arasında yer aldı. Oldukça verimli geçen toplan-
gün süren çalıştayda pekçok konuşmacı sunum tılarda emeği geçen başta Din Öğretimi Genel
gerçekleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı Müste- Müdürümüz Nazif Yılmaz ve diğer bakanlık
Âsım

şarı Yusuf Tekin,Din Öğretimi Genel Müdürü bürokratlarına teşekkür ediyoruz.


Söyleşi

Lise yıllarınızdan sizde iz bırakan hocalarınızdan Günümüz yazar ya da şairlerinden en son


‘hayat düsturum oldu’ diyebileceğiniz birkaç kimleri ve hangi eserleriniokudunuz?
cümle ya da hatırayla devam edelim mi? Necip Fazıl Kısakürek ‘ O ve Ben ‘
Her liseli öğrencinin hayatında onu etkileyen öğretmenler Sinan Yağmur ‘ Aşkın Gözyaşları’

İmam Hatiplere
vardır. 80’li yılların sonunda bize ciddi anlamda İslami şuur
katan öğretmenlerimiz vardı. Sayın Müdürüm, son olarak “Asım’ın Nesli” vereceğiniz mesajla
yolunu aydınlatmak ister. Bize bu hususta ne söylemek istersiniz?
Meslek hayatınızda hiç unutamadığım dediğiniz Bütün kitaplar bir kitabı anlamak için yazılırmış. O bir kita-
bir anınızı bizimle paylaşmak ister misiniz? bı anlamak için Hak ve Batıl Mücadelesinde karınca misali

Çok Talep Var


2013 yılı Pakistan’da bir yetimhaneye gitmiştik. Çocuklar katkımız olması için çok çalışacağız. “Gavur gibi çalışıyor,
yemekte, namazda ya da bahçede usulca yanımıza sokulu- otluyor; tavuk gibi erken yatıyor.” deyimlerinden sıyrılarak
yorlardı. Sanki ’’ Başımızı okşayın, benim başımı okşayacak gavurdan fazla çalışacağız. Tavuk gibi değil, Müslüman gibi
kimse yok.’’ der gibi… Sonra bir görevli ‘’ Bu çocukların erken yatıp erken kalkarak çok çalışacağız. Çünkü dünya,
kimsesi yok, bu çocukların tek beklentisi Türkiye’den ne za- bizim ayağa kalkarak kan ve gözyaşını durdurmamızı bekli-
man amcalar gelip bizlere hediyeler getirecek,tek beklentileri yor. Atiyi (geleceği) karanlık görmüyoruz.
bu..’’demişti. Yine 2014 yılında Kosova’ya gitmiştik. Orada
bir görevli ‘’Türkiye bize sahip çıkmak zorunda.’’ dedi. Niye Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
dedim:‘’Kosova güvende ise İstanbul güvendedir. İstanbul Asıl ben teşekkür ederim. Başarılar dilerim.
güvende ise Mekke güvendedir.’’ dedi. Biz ülke olarak herke-
se sahip çıkmak durumundayız.
Röportajı Yapan Öğrenciler:
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden önce sınıf öğretmenliği Seda TOKAT (A 10/C)
yaptığınızı biliyoruz. Küçücük bir çocukken alıp Saide SARCAN (A 10/C) RabiaEdviye RECEP (A 11/D)
yetiştirdiğiniz öğrencileriniz, meslek sahibi olup Sümeyye KÖSEM (11/D)
karşınıza çıktığında neler hissediyorsunuz?
Bu duygunun tarifi çok zor. Allah(cc) bu duyguyu herkese
nasip etsin.

Osmangazi İlçe Milli Eğitim verilerine göre İmam Hatip


Liselerine olan talepler hakkında bilgi verir misiniz?
İmam Hatip Liselerine çok talep var. Aileler çocuklarının
İmam Hatiplerde yetişmesini istiyor.

O
Osmangazi İlçesinin gerek LYS ve TEOG sınavlarındaki
kulumuzun da bulunduğu Osmangazi İlçesi ülkemizin en büyük ilçelerinden biri. Hem nüfusu hem de öğrenci başarı durumu, gerekse eğitim ve akademik başarı
sayısı itibariyle elliyi aşkın ilden daha büyük bir sorumluluk alanı var. Son yıllarda eğitim/öğretim başarısında durumu nasıldır? Bu konudaki hedefleriniz nelerdir?
gözle görülür bir artış gerçekleşiyor. Osmangazi İlçesi de bu anlamda Bursa’nın en büyük İlçesi olarak büyük LYS ve TEOG başarılarımız gayet iyi, Türkiye ortalamala-
katkı sunuyor. Âsım Dergisi olarak Osmangazi İlçemizin değerli İlçe Milli Eğitim Müdürü Gürhan Çokgezer rının üstünde. Hedefimiz elbette Türkiye birinciliği. Bu yıl
ile eğitim/öğretime ve ideallerine dair kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Yoğun iş temposunda bizlere vakit dershaneler olmadığı halde başarımız yükseldi. Kurslarımız-
ayıran Müdürümüze teşekkür ediyor yaptığımız söyleşiyi istifadelerinize sunuyoruz. dan çok başarılı sonuçlar aldık.

Sayın Müdürüm, öncelikle kıymetli vaktinizi Asım Dergisi’ne Gülhanım Karasu İlköğretim Okulunda müdür olarak görev Osmangazi İlçesinde liseler arasında İmam Hatip
Mayıs 2016

ayırdığınız için teşekkür ederek başlamak istiyoruz. Özyaşam yaptıktan sonra Yıldırım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Liselerinin başarı durumunu nasıl görüyorsunuz?
öykünüzü ana hatlarıyla bizimle paylaşır mısınız? Şube Müdürü olarak göreve başladım. 09/12/2014 tarihin- İmam Hatip Liseleri ilk mezunlarını bu yıl verecek, ancak
1970 yılında Çanakkale İli Çan İlçesinde dünyaya geldim. den itibaren Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak başarıları gayet iyi durumda.
İlköğrenimimi Çan İlçesinde, Ortaöğrenimimi Biga İlçesin- görev yapıyorum.
de bitirdim. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesin Sınıf 2015-2016 Eğitim Öğretim yılının sonuna
Öğretmenliğinden mezun oldum. Çeşitli il ve ilçelerde ida- İlçe Milli Eğitim Müdürü olmak hedefleriniz arasında yaklaştığımız şu günlerde sizce Osmangazi İlçesinin
20 reci ve öğretmen olarak görev yaptım. mıydı? Mesleki yaşamınızdaki nihai hedefiniz nedir? eğitim alanındaki en büyük sorunu nedir?
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü hedeflerim arasında yoktu. En büyük sorun ikili eğitimdir. Bunun önüne geçmek için
Öğretmenlikten İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne uzanan Nihai hedefimiz her zaman ülkeye faydalı nesiller yetiştir- pek çok yeni okulun inşaatını bitirmeye çalışıyoruz. Kısa za-
Âsım

başarı hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız? mektedir. manda bu sorunun da aşılacağına inanıyoruz.
Vefa

Eğitimde Duayen Bir İsim;


Rahmetle Anıyoruz
Fikret Çelik
Hasan Basri
Yunus Emre Altuntaş

ÇANTAY
K
imi zamanlar vardır haya- başlı başına bir örnektir. Özellikle günümüzde insanlar zor beğeniyor.
tınızda bahar yelleri eser, Dünyanın merkezinde bir mükemmel varlık varsa o da kişinin kendi-
dönüşürsünüz, büyürsünüz, sinden başkası değil şimdilerde. Kusur arayan, sürekli kendisini dünyaya
bakış açınız genişler. Kimi karşı mevzilendiren, kendi içinde hesaplaşmaktan kaçınan, kendini ge-
d. 18 Kasım 1887, Balıkesir zamanlar vardır hayatınızda liştirmekten uzak duran ve bilhassa eleştiriye dayanamayan bir nesil var
yer edecek, sizi bambaşka artık. Eskiden zanaatkârlar usta çırak ilişkisi içinde nice güzel insanlar
ö. 3 Aralık 1964, İstanbul
ufuklara taşıyacak biri ile tanışırsınız ve bir yetiştirirdi. Her bakımdan ustasının izinden giden, hem ahlaki olarak
ömür boyu o kişiye minnettar kalırsınız. Bu hem de zanaat olarak ustasının kopyası olan nesillerdi bunlar. Bir nevi
tamamen kişinin kaderiyle bağıntılı bir durum ahilik geleneği gibi düşünün bunu. Şimdilerde ilmini başkasından esir-
aslında. Büyüklerimiz her daim dualarında “Al- geyen, kendi dünyasında kendince bir şeyler ortaya koymaya çalışan birey
lah seni iyilerle karşılaştırsın” diye dua eder. As- temelli bir anlayış belirdi. Özü sözü bir, dobra, imanlı, ahlaklı, vatansever

T
lında bu duanın ehemmiyetini yeterince takdir ve candan insanlara ne kadar aç kaldık. Farkında mısınız?
BMM 1. Dönem Balıke- dığı o felaketli günlerde Balıkesir’den bir ettiğimiz kanaatinde değilim. Çünkü insanı yo-
sir Milletvekili, öğretmen, ses yükseltmeye karar verdi. Bu isimde bir ğuran yine diğer bir insandır çoğunlukla. Ata- 2006 yılında kendi halinde çok genç bir öğretmendim. Öğlene kadar
gazeteci, fikir ve din adamı, gazete çıkarıp Milletin çiğnenen haklarını larımız dahi öyle dememiş mi; “bana arkadaşı- derslerime giriyor öğleden sonra da eşimin dükkânında işlere yardım
Kur’an müfessiridir.Kurtuluş savundu. Milli Mücadelede yazıları ve faali- nı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim, üzüm ediyordum. İşte o günlerde evimin bulunduğu mahallenin okulunda
Savaşı yıllarında yazılarıyla yetleri ile Halka önderlik etti. üzüme baka baka kararır, dost dostun eyerlen- yönetici açığı bulunduğunu, okul müdürünün de benimle tanışmak is-
milli mücadeleye destek 1919 yılında Müdafaa-yi Hukuk-i Os- miş atıdır, aslan postunda gönül dostunda”… tediğini öğrendim. Çünkü yöneticilik sınavlarına(biraz da dostlarımın
veren, ilk TBMM’de Karesi maniye Kongresinde Balıkesir’i temsil eden Bu durum bi- zorlamasıyla) girmiş ve iyi bir puan al-
milletvekili olarak yer alan Hasan Basri Bey, delegeler arasında yer aldı. Balkan savaşı- raz da insa- mıştım. Nihayetinde KPSS sınavlarından
Mehmet Akif’in yakın arkadaşı idi. Onu nın karanlık günlerinde Balıkesir’de Kurulan nın içgüdüsel ötürü bilgilerimiz tazeydi. Fakat okul
milli marş yazmaya ikna etmiş olan kişidir. Müdafaa-yi Milliye Cemiyetinde etkin rol olarak özünde yöneticiliği namına hiçbir tecrübem yok-
Türkiye’deki ilk Kuran Meali çalışmalarından alıp Kepsut, Dursunbey taraflarına giderek; bulunan iyilik tu. Bursa’nın göbeğinde böylesi gözde bir
birisini gerçekleştirmiştir. oralarda halkı toplayarak konuştu. Milli bir- mayasını baş- okulda yöneticilik yapmak her bakımdan
Hasan Basri Çantay 1887e Balıkesir’de lik şuuru ile Vatanı savunma azmi uyandır- kasında gör- gözümü korkutmuştu. İlk günlerde biraz
doğdu. Çantayzadeler adıyla anılan eski dı. O bir Kuva-yi Milliyeci idi. Gazi Mustafa mesi ve onun erteledim bu daveti fakat kaderin çizgisi
ve köklü bir ailedendir. İlköğretimini Balıke- Kemal, Balıkesir’e geldiğinde Hasan Basri kendisini tanı- bizi illa ki olması gerekene sürüklüyor.
sir’de İbtida-yi Kebir adı verilen ilkokulda Çantay’ın evinde misafir olurdu. Kurtuluş masına vesile Aynen de böyle oldu. Ayaklarım geri gitse
Mayıs 2016

yaptı. Daha sonra Balıkesir idadisine devam savaşından sonra Balıkesir Mebusu olarak olması olayı- de Tophane İlköğretim Okulunun basa-
etti. Bir süre Nafia(Bayındırlık)dairesinde 1.Büyük Millet Meclisine katıldı. Bu arada dır. Kişi gözü- maklarını çıkarak okul müdürünün oda-
memur olarak çalıştı. Bu orada Balıkesir Mehmet Akif Ersoy´la samimi dost oldu- nün önündeki sına ulaştım. Kapıda müdürün ismi yazı-
Mevlevihane Medresesinde Dini bilgiler ve lar. Onu adeta zorlayarak İstiklal Marşını olumlu örneği yordu; Fikret Çelik. Nereden bilirdim bu
Arapça öğendi. Edebiyat, Hukuk felsefe ile yazdırmaya vesile oldu. Meclisten ayrıldık- alır, ölçer tar- ismin hayatımı bu denli dönüştüreceğini,
uğraştı. tan sonra Balıkesir Lisesinde asıl Mesleği tar ve nihayetinde özünü onunla özdeşleştirir, beni hiç bilmediğim deryalara götüreceğini. Karşımda babacan, nur yüz-
22 Meşrutiyetin ilanından sonra Nasi- saydığı edebiyat öğretmenliğine devam dönüştürür. Bu tıpkı bir mürşidin müridini lü, kısa ve net konuşan biri vardı. Lafı dolandırmıyor, benim mutlaka
hat Balıkesir yıldırım ve Karesi adı verilen etti. Gazetecilik ve yazarlık yanında bilim- eğitmesine benzer. Diz boyu sessizlik olsa dahi okula gelmem noktasında milli bir görevim olduğunu anlatıyordu. Kendi
gazetelerde makaleler yayınladı. 1. Dünya sel çalışmalar, şiir ve musiki ile de tanındı. mürşidin her nefes alışı, her davranışı mürit için kendime “böyle idealistler halen varmış demek ki” dediğimi hatırlıyorum.
Âsım

savaşı sıralarında kimsenin sesini çıkarma- 03.12.1964´de İstanbul´da vefat etti.


Ne yalan söyleyeyim, Fikret Çelik olmasaydı ne yetinmeyerek ilk ölçme değerlendirme birimini tablette olduğunu hatırlatırdı. Her bi-
eğitim yöneticiliğinde gözüm olurdu ne de eği- bu okulda kurma bahtiyarlığına erdik. Optik reyin iyi bir akıllı telefona sahip olması
tim adına bu denli kafa yorardım. Bu biraz da cihazlar, optik programlar optik formlar alarak gerektiğini söylerdi. O yıllarda akıllı
o dönemdeki karamsar tablonun nefsime ağır tüm sınavları merkezi hale getirdik. Fikret Çelik telefonlar daha yeni piyasaya çıkıyor-
gelmesinden kaynaklanıyordu sanırım. Yükü bu konuda o denli meraklıydı ki hiç bilmediği du ve oldukça pahalıydı. Her hangi bir
sırtlamak, sorumluluğun altına girmektense iş bir programı dahi kısa zamanda kullanabilir teknolojik alet alacağımız zaman Fik-
hayatında ilerlemek para kazanmak istiyordu seviyeye ulaşmaktaydı. Sabırla bana bu prog- ret Çelik Müdürümüze sorardık. O da
nefsim. Kayseri’li olmanın bir dezavantajı da bu ramları öğretti, temel programların püf noktala- alacağımız cihazın piyasadaki çeşitleri-
olsa gerek. Bir hafta içerisinde görevlendirmem rını gösterdi, etkili sunum için kullanılabilecek ni inceler, performans ve özelliklerini
onaylandı ve ben de ilk yöneticilik görevime yabancı programları da tanıttı. Bilmediğim o dikkate alarak maksimum verim elde
başlamış oldum. kadar çok şey vardı ki her gün Fikret Çelik Mü- edebileceğimiz markayı belirlerdi. İlk
Fikret Çelik benim için büyük bir fırsattı. İlk dürümün yanına gelir onun bana anlattıklarını arabamı da O’nun tavsiyesiyle almıştım
müdürüm olması hasebiyle ne öğrendiysem ajandama kaydederdim. Ajanda kullanmama da ve halen de aynı arabayı bugüne kadar
ondan öğrendim. Kendisi öncelikle çok iyi de- karşıydı, bir elektronik tablet almamı ve her şeyi hiçbir arıza çıkmadan kullanmaya de- bir insandı ki standartların çok ötesin- salmıştım ve kendisine de bu sporu
recede teknolojiyi bilen, zeki, pratik ve çözüm bunun aracılığıyla yapmamı önerirdi. Geleceğin vam ediyorum. O gün arabayı teslim de ufuklarda geziniyordu. Uzun yıllar önermiştim. Hemen o gün bu spor da-
odaklı bir yöneticiydi. Aynı zamanda Kamu almaya dahi aynı heyecanı hissederek Anadolu’nun en ücra köylerinde, kasa- lını araştırdığını ve ertesi gün hararetli
Yönetimi mezunu olması dolayısıyla meselelere benimle gelmişti. Etikete ve reklama balarında edindiği tecrübe Almanya’da şekilde bu spor dalının oldukça farklı
kurumsal yönetimin verimi açısından da yak- değil, cihazın performansına bakardı. ki tecrübesiyle birleşince ortaya ne yap- ve faydalı olduğunu anlattığını anım-
laşabiliyordu. Almanya’da görev yaptığı altı yıl Tüm toplantılarını istatistik verilerle tığını bilen, ülkesinin eğitimdeki geri sıyorum. Wing Tsun’u Bursa’da öğre-
boyunca Almanların iş disiplinini çözümlemiş, ve projeksiyon ile kendi hazırladığı su- kalmışlığını çözen, bunun çözüm yol- tecek hoca bulamayınca İstanbul’a ka-
onların teknolojik alt yapısını büyük oranda num üzerinden gerçekleştirirdi. Tabi ki larını uygulamak için sabırsız bir aşk ve dar arama faaliyetlerimizi genişlettik.
öğrenmişti. İyi bir yazılımcı, iyi bir programcı bu duruma alışık olmayan öğretmen azme sahip bambaşka biri çıkarmıştı. Nihayetinde biraz da Fikret Çelik’in
ve çok iyi derecede uygulayıcıydı. Okulda öğ- arkadaşlar anlatılanları algılamakta ilk Eğer Fikret Çelik’in değeri takdir edil- ön ayak olmasıyla Bursa’da Wing Tsun
retmenlerin kullanması amacıyla analiz prog- başlarda zorlandılar. Programları öğ- seydi tez zamanda Milli Eğitim bürok- çalıştıran ilk spor salonunu açtılar. Ta-
ramları, yönetim işleri için de her türlü yeni renmek noktasında zorluk çektiler. Fa- rasisinde eğitim politikalarına yön ve- bi ki en gedikli öğrencileri Fikret Çe-
programı tasarlayabiliyordu. Bu programlar iş- kat zamanla öğretmenler de program- ren bir komisyonun içerisindeki yerini lik’ti. Aradan bir süre geçti ki Wing
leri o kadar kolaylaştırıyordu ki hem zamandan ları öğrenmeye ve bunların sağladığı almalıydı diye düşünüyorum. Lakin Tsun’un Türkiye Hocası Emin Boztepe
tasarruf sağlanıyor hem de işler oldukça sağlam kolaylığa alışmaya başladılar. Öyle bir artık çok geç… ile müsabaka yaparken buluvermiştim
bir temele oturuyordu. Örneğin kendi masasın- zaman geldi ki öğretmenler bu prog- kendisini. Elli yaşını aşmasına rağmen
da asla sümen, kalem takımı, bloknotlar veya ramlar olmadan yapamaz hale geldiler. Dizüstü bilgisayarına her namaz vak- heyecanından hiçbir şey kaybetmeyen,
klasik bir müdür odasında bulunan aparatları İşte dönüşümün özeti ve gerçeği buydu. ti girdiğinde haber veren bir program gençlerle her konuda yarışmaya hazır
bulundurmuyordu. Sadece bir dizüstü bilgisa- Fikret Çelik’in diğer bir yönü de ka- yapmıştı. Öylesine dikkatliydi ki bu bir irade vardı kendisinde. Tembelliği
yar olurdu masasında. Tüm işlerini, tüm notları tıldığı il veya ilçe çapındaki toplantı- konuda, namaz vakti girer girmez he- hiç sevmezdi, her anını değerli kılmak
elektronik ortamda hallederdi. Mavi renge karşı larda sözünü esirgememesi, fikirlerini men abdestini tazeler, nerede olursa ol- için çabalardı. Hüznünü her zaman içi-
büyük bir sempatisi vardı. Bu sebeple odasını açık yüreklilikle paylaşması ve işleri sun seccadesini serip namazını kılardı. ne atar, derdini de bir tek dua maka-
baştanbaşa mavi renkle donatmıştı. Mavinin iç olabildiğince pratik bir şekilde halle- Her sabah namazdan sonra eşofmanla- mında Allah’a arz ederdi. Tam bir mut-
huzuru ve dinginlik sağladığını, psikolojik ola- debilecekleri yöntemler önermesiydi. rını giyer, Teleferik’te Musa Baba Ma- taki, mümin ve muhlis kişiliği vardı.
Mayıs 2016

rak mavinin insanı başarıya odakladığını belir- Bu noktada böylesi fikir ve önerilere hallesinde bulunan evinden yürüyerek Tam bir vatanseverdi Fikret Çelik.
tirdi. 2006 senesinde henüz akıllı/etkileşimli alışkın olmayan kurul ve kurum tem- Tophaneye gelir, okulda bulunan ta- Erzurum’un bir köyünde doğup bü-
tahtaların sözü bile edilmezken tüm sınıflara silcileri bu sebeple Fikret Çelik’i yad- kım elbisesini giyer ve mesaisine başlar- yümesi ve ülkenin dört bir yanında
bu tahtalardan almamız gerektiğini vurgular- sıyordu. Çünkü Fikret Çelik eski köye dı. Spora düşkün biriydi. Müzmin bir geçirdiği yıllar ülkesine olan sevdasını
dı ve öyle de yapmıştı. Almanya’dan gelen ilk yeni adetler getiriyordu. O’nu anlayabi- şeker hastasıydı ve bu sebeple yedikle- daha da artırmıştı. Hemen her gün ül-
akıllı tahtalar bu sebeple bizim okulumuzda fa- len tek kişi belki de bendim. O’nun her rine çok dikkat eder, sporu da sağlığını kenin yaşadığı sıkıntılardan muzdarip
24 aliyete geçmişti. Oldukça verimli olan bu tah- tercihi, her uygulaması benim için ders destekleyici bir unsur olarak yapardı. olduğunu ifade eder, bir şeyler yapma-
talarda aynı anda hem yazı yazılabilmekte, hem niteliğindeydi. İzah ediyordu en önem- Uzun süre aikido ile uğraştıktan sonra sı gerektiğini dile getirirdi. Sanki tüm
video gösterilebilmekte hem de anlık test çö- lisi, neyi neden yapmamız gerektiğini yeni bir spor denemeye karar vermişti. sorumluluğu kendi sırtında hissedi-
Âsım

zümleri gerçekleştirilebilmekteydi. Bununla da tane tane anlatıyordu. O kadar aykırı Ben de o günlerde Wing Tsun’a merak yormuşçasına çırpınır ilgili makamla-
ra mektuplar yazar, mailler atar, görüşlerini paylaşırdı. Tarihî duyarlılığı
en üst seviyedeydi. Geçmişini bilmeyen geleceğini belirleyemez der ve bu
sebeple de olabildiğince milletimizin tarihini okur, araştırır, bizlerle de
paylaşırdı. Topluluğa yönelik konuşmalarında az ve öz konuşurdu. Bu se-
beple olsa gerek daha çok kendisini anlayan kişilerle paylaşırdı fikirlerini.
Bu anlamda beni bir evladı mesabesinde kabul ederek fikirlerini benimle
paylaşırdı. O’nu en iyi ben anlıyordum sanırım. Çünkü içimde hissettiğim

Ortaçağ, Batı Ve
neredeyse tüm kaygıların aynısı Fikret Çelik müdürümde de vardı. Fakat
O’nun azmi ve korkusuz tavrına erişmek mümkün değildi. Bu sebeple olsa
gerek sağdan soldan pek çok kişi O’nun aykırı önerilerine kulak tıkadı ve

İslam Dünyasında;
dahi önüne geçmeye çalıştı. Zaten her millette yenilik ve reform ilk öncele-
ri tepkiyle karşılanır. Aradan geçen on yıl içinde eğitim alanındaki devrim-

Bilim
leri, etkileşimli tahtaların devletimiz tarafından okullara gönderildiğini,
tabletlerin dağıtıldığını, analiz merkezli bir anlayışa yöneldiğimizi, yeni
tip projelerin hayata geçirildiğini, kat sayı engelinin kaldırıldığını, dini ve
milli duygularımızın seçmeli dersler yoluyla desteklendiğini gördüğümde
keşke Fikret Çelik Müdürüm hayatta olsaydı da şu günleri görseydi derim. Hakkı KARATEKELİ
Çünkü hemen hepsi uzun yıllar kendisinin dile getirdiği ve dahi yönettiği Öğretmen
okullarda uyguladığı modellerdi.

Bu yazıyı kendisine olan bir vefanın gereği olarak kaleme alıyorum. Fikret

B
Çelik Müdürümle çok değil hepi topu 10 ay birlikte çalıştık. Fakat bu 10
aylık tecrübe benim eğitime olan bakış açımı dönüştürdü. Kendisinin özel Fikret ÇELİK Kimdir? ilim ve teknoloji, insa- tarih sayfasından çekildiklerine şahit
hayatındaki hususiyetleri, duruşu, inançlarına olan bağlılığı, kul olarak noğlunun ilk yaratılma- oluruz. Bilim, kendi içinde Fizik’ten
vazifelerine olan bağlılığı, sade ve bir o kadar içten yaşantısı benim için 14 Ocak 1954 Yılında Erzurum’un Olur İlçe- sı ve evrene ilk ayak bas- Ekonomi’ye, Sosyoloji’den Jeoloji’ye,
numune teşkil etmiştir. Evine ziyarete gittiğimde gösterişten uzak, olduk- si Yukarı Karacasu Köyünde Dünyaya geldi. ma süreciyle başlar. Bir Kimya’dan Coğrafya’ya kadar, çok ge-
ça sade, kitaplarla dolu bir odada ağırlardı bizi. Namaz vakti girdiğinde İlköğrenimini Aşağı Karacasu köyünde bitir- hâkim gücü belirleme niş bir yelpazede kendine yer bulur. Bu
kamet getirir ve hemen arkamda namaza dururdu. Her seferinde siz geçin dikten sonra, Erzurum Ilıca’da bulunan Yavuz mücadelesi ile karşılaşı- ilim dalları, kendi içlerinde bölümlere
dediğimde “senin kıraatin benden iyi, Hz.Peygamber(sav) emrediyor, sen Selim İlköğretmen Okulu’nu kazandı ve 1970- rız. Sonsuz uzunluktaki bir zincir gibi ayrılırlar. Buradaki ayırım, araştırma
geçeceksin imamete” diyerek beni razı ederdi. Tek başına bir ordu gibiydi 1971 öğretim yılında daha 17 yaşında iken günümüze kadar uzar giden bu süre, sahaları temel alınarak yapılır. Bilimin
Fikret Çelik. Kimseye münadası olmaz, kimsenin önünde eğilmez, kim- mezun oldu. İlk olarak Adıyaman ili Kahta il- ilk insan Hz. Âdem’den günümüze ka- gerçek manasını ihtiva eden bakış açısı
seden ayrıcalık beklemez, menfaatine aykırı bile olsa doğruyu söylemekten çesi Belenli köyünde göreve başladı. Üç (3) Yıl dar devam eden süredir. Yaşadığımız ise, bizim üzerinde duracağımız esas
kaçınmazdı. Farklı okullarda da uzun yıllar hizmetlerine devam etti ve burada görev yaptıktan sonra, Erzurum İli Çat gezegende, aslında Bilim ve Teknoloji noktadır. Bilim, eğer insanı madde-
ben kendisiyle olan irtibatımı son güne kadar kesmedim. Soğuk bir kış İlçesi, Erzurum İli Olur İlçesi Yukarı Çayırlı Kö- sürekli olarak birbirlerini tamamlayıcı den, madde ötesine götürüyorsa, kişiyi
akşamında yine cep telefonum çalmıştı ve arayan Fikret Çelik olarak gö- yü ve Aşağı Karacasu köylerinde değişik süre- iki unsurudur. Bilimin, hiçbir dine, fundamentalizm’den özgür düşünceye,
rünüyordu ekranda. Fakat telefonda yankılanan ses O’nun sesi değil oğlu lerde öğretmenlik görevine devam etti. 1981 millete ve etnik sınıfa mal etmek, doğ- yani, hak ve hakikate yönlendiriyorsa,
Mehmet’in sesiydi. İçime bir sızı saplandı aniden. Mehmet apansızca acı Yılında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari ru olmaz. Aynı zamanda Bilime katkı doğru yolda ilerlediği anlamı çıkara-
haberi verdi ve bir süre kendimi toparlayamadım. Fikret Çelik Müdürüm Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü anlamında, çeşitli milletlerden, farklı biliriz. Gerçek faydalı bilim, yaratı-
spor salonunda antreman esnasında kalp krizi geçirmiş ve Rahmeti Rah- kazanarak Yüksek Öğrenimi süresince Bursa insanların düşünceleri ve katkılarını lanların yaratanına, tefekkür etmesini
mana kavuşmuştu. Daha önce de açık kalp ameliyatı olduğu için kalbine ili Orhaneli İlçesinde görevine devam etti. görmekteyiz. Her türlü bakış açılarını, sağlayandır. Kişiyi ötelere seyahat etti-
fazla yüklenmemesi gerekiyordu. Fakat kalbini yoran fiziksel işler değil 1986 yılında Yurtdışı Öğretmenlik sınavını ka- farklı biçimleri, değişik ihtiyaçların ge- rerek hakikatlere yelken açtırandır.
içine attığı dertleriydi diye düşünüyorum. 1954 yılında dünyaya gelen bu zandı ve 1986 - 1992 yılları arasında Alman- nel sonucu olarak, doğu ve batı insanın
Mayıs 2016

güzel insan 2011 senesinde erken denebilecek bir yaşta hayata gözlerini ya’nın Ausburg Eyaletin‘de Altı (6) yıl süreyle beraber geliştirdiği bilinmektedir. İlim, dinimizin de üzerinde çok titiz-
yummuştu. Her ölüm erkendir elbette lakin Fikret Çelik’in bu ülke için görev yaptı. 1992 Yılında tekrar Türkiye’ye likle durduğu, adeta bir sihirli anahtar-
yapacağı hizmetleri düşününce tüm milletimiz adına “hem de çok erkendi” döndü ve Bursa İl Merkezinde muhtelif İlköğ- Bilime ve özgür düşünce ortamına, dır. Gerçek faydalı ilim, materyalizm,
demek geliyor içimden. İyi ki tanımışım Fikret Müdürümü, iyi ki kendi- retim okullarında İdareci ve Öğretmen olarak değer veren medeniyetlerin, dünyada dogmatik düşünce, skolâstik ve deter-
siyle yolum kesişmiş. Toy bir delikanlıyı tüm hırçınlığına rağmen idare görevine devam etmekte iken 21.01.2011’de her zaman söz sahibi oldukları bir ger- minizmden uzaktır. Kur’an-ı Kerimin
etti ve sabırla tüm bildiklerini öğretti. Her konuda O’na olan minnetimi meslek hayatının 40. Yılında geçirdiği ani çektir. Sanki bu kural, sürekli devam ilk ayeti, “oku” emri de, bu hakikatin
26 ödeyemem. Kendisinin imanına, vakarına, ihlâsına, aşkına, kulluğuna, sa- bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Kabri, eden bir tabii kanun gibidir. Bazen de, önemini vurgulamaktadır. Okumak,
mimiyetine, çalışkanlığına, dürüstlüğüne şahidiz. Rabbim ebedi âlemde Bursa Hamitler mezarlığındadır. Evli ve 4 ço- tarih boyunca birçok topluluklar, bu yani yaratıcının yarattıklarını okumak
de komşu kılsın diliyorum. Kendisi Bursa Hamitler Mezarlığında medfun- cuk babasıdır. gerçeği göz ardı ettiklerinden ötürü, anlamına gelir. Okumak sayesinde,
Âsım

dur. Ruhları için El-Fatiha.


İlk İslam filozof- ye ve bilime, yönlendirir. Bilimin doğ-
ruya, iyiye, güzele ve daha mükemmele
Genel hatlarıyla, bilimsel gelişme süre-
ci, dört aşamada daha belirgin olarak
Aneximenes gibi düşünürler, Matema-
tiğe büyük önem atfedip, evrenin yapı
larından Kindi, sevk eden nihai ilke ve hükümlere yön- ortaya çıkar. Mısır ve Mezopotamya taşı “sayı” olduğunu iddia ederler. Her
lendirdiği şeklinde anlamak, daha ger- uygarlıkları, eski Yunanlılar dönemi, şeyin fiziksel olarak bölünmeyen atom-
bilgiyi, eşyanın çekçi yaklaşımdır. Bilim, başlangıçtan İslam dünyasının parlak başarılarla lardan meydana geldiği, sonradan ya-
hakikatleriyle kav- günümüze kadar birçok devreler ge-
çirdiğini Bilim Tarihi bize anlatır. O,
dolu dönemi, ve Avrupa’da Rönesans
olarak bilinen dönemdir. İlmi geliş-
ratılmış olmadıkları, ezelden beri var
olduğu, yok edilemeyeceği söylemleri,
ranması şeklinde insanlığın ortak malı olduğuna göre, meleri bir başka ifade ile ilk çağlardan ateist ve materyalist bir düşünce akı-
onu nerede bulursak almak görevimiz- başlayarak, Mısır ve Mezopotamya uy- mının ortaya çıkmasına neden olur.
tarif eder. Farabi, dir. Zaten İslam dininin felsefesinde de garlıkları, eski Yunan, Ortaçağ İslam Bu dönemde Atina, pek çok matema-
bilgiyi; “varlığı ve bu vardır. Yani, ilmi Çin’de bile olsa
almak ve aramak. Onun talipleri ola-
dünyası, Rönesans ve sonrası dönemle-
rinden günümüze kadar gelen halinde
tikçi ve bilge kişilerin uğrak yeridir.
Müdavimlerinden biri de Sokrates’tir.
devamlılığı insanın rak bizler, bilimin çok iyi takip etme- incelemek de mümkündür. M.Ö 3000 O kendinden önce gelen düşünürlerin
miz gerekir. Bunun için, Bilim Tarihi yıllarında, Sümer uygarlığı olarak ta- aksine, insanı ilgilendiren, doğruluk,
yapıp etmelerine ile içli dışlı olup, onu iyi anlayıp, yeni nımlanan dönemde, ortaya çıkan ge- iyilik, adalet ve erdem gibi konuların
bağlı olmayan var- nesillere iyi anlatmamız gerekir. lişmelerin bazıları şöyleydi; Ateş ile
bazı minerallerden bakır’ı, bakır’dan
önemi üzerinde durur. Bu esnada sah-
neye Sokrates’in öğrencisi Platon ortaya
lıkların mevcudi- toprağımızda yetişen âlimlerimizi ve bronz’u elde edilmesi idi. Mısır’da Nil çıkararak dikkatleri üzerine çeker. Öğ-
runi, Kindi, İmam-ı Gazali, İbn-i Sina, ilmi şahsiyetlerimizi tanımak, bizi es- nehri boyunca bilgi ve tekniklerin ge- renci ve öğretmen arasında görüş ayrı-
yetiyle ilgili olarak, Harezmî, Cabir b.Hayyan gibi önemli ki altın çağ’a yeniden kavuşturacaktır. liştiği, M.Ö. 2500 yılında Sümerlerin lığı yeni fikirlere sahne olur. Öğretmen
Mısır’da Nil nehri
akılda kesin hük- bilim insanları bunlara birkaç örnektir. Sahip olduğumuz değerleri hatırlatmak çarpım tablosunu kullandıkları, bilim Sokrates, 71 yaşında idam cezası aldı-
Einstein’den 1100 yıl evvel rölativite ve bilinçlendirmek yolunda atacağımız
boyunca bilgi tarihine göre önemli gelişmeler olarak ğında öğrenci Platon, 30 yaşlarındadır.
mün hâsıl olması” teorisini (ışık hızı), ortaya atan Kindi, küçük bir adım, neslimize yapılan en kabul edilir. Medeniyetin gelişmesi sü- O da, bir müddet sonra Atina’yı terk
Galile’den 600 yıl önce dünyanın büyük hizmet olacaktır. Bu alanda ya- ve tekniklerin recinde, Sümerler, Babil’ler ve Hamu- eder. Daha sonra tekrar Atina’ya dön-
şeklinde yorumlar. döndüğünü söyleyen Biruni, gi- pılan çalışmalar yeni neslin, her zaman rabi hanedanlığı peş peşe devam ettirir- düğünde kendi bilimler akademisini
bi değerlerimizi yeterince tanı- ufkunun derinleşmesine neden olur. geliştiği, M.Ö. 2500 ler. Bu dönemde Geometrik kavramlar, kurar. Bu akademinin kapısına ‘Buraya
mak görevimiz olmalıdır.
İlk İslam filozoflarından Kindi, bilgi-
yılında Sümerlerin Karekök, küp kök ve üçüncü dereceden
denklemlerin hesaplanır. Yine Babil-
Matematik Bilmeyen Giremez’ tabe-
lasını asar. İslam dünyasında Eflatun
Bilimsel gelişmeyi takip eden Av- yi, eşyanın hakikatleriyle kavranma- çarpım tablosunu ler, dairenin 360 derece, bir saatin 60 adı ile bilinen bir başkası, antik klasik
rupa’da yıllar boyunca Kilise-Bilim sı şeklinde tarif eder. Farabi, bilgiyi; dakika ve 1 dakikanın 60 saniye ol- Yunan filozofu, matematikçi ve batı
adamı çatışmalarının tarih şahididir. “varlığı ve devamlılığı insanın yapıp kullandıkları, duğunu tespit ederler. Toprağı işleme, dünyasındaki ilk yüksek öğretim ku-

tefekküre ulaşılır. Daha sonra bu dün-


Bunun yanı sıra, düşünmeyi, yeniliği
teşvik eden İslam dini ise, üretmeyi,
etmelerine bağlı olmayan varlıkların
mevcudiyetiyle ilgili olarak, akılda ke-
bilim tarihine göre hasat, takvim ve ay ve güneş tutulması
gibi konular da önemli gelişmeler olur.
yaya gönderiliş sebebimizi anlamamıza akıl ve kalbi birlikte kullanmayı öğüt- sin hükmün hâsıl olması” şeklinde yo- önemli gelişmeler Gök cisimlerin dünyadan daima aynı
yardımcı olur. Bu konu ile ilgili olarak, ler. Kur’an-ı Kerim ve Hadis’i şerifle- rumlar. İhvan-ı Safa’nın bilgi tarifi ise; uzaklıkta hareket etmeleri, parlaklığın
Kur’an-ı Kerimde Ali İmran suresi 190. rin gösterdiği yol, her zaman bizi ilme “bilenin zihninde bilinenin formunun olarak kabul edilir. değişmesi, gezegenlerin dünyaya bazen
ayetinde “Muhakkak göklerin ve yerin teşvik eder. Müslümanların en büyük oluşması” şeklindedir. Seyyid Şerif yaklaşması, bazen de uzaklaştığı bilgi-
yaratışlarında, gece ile gündüzün bir- gayelerinden biri de, Nam-ı Celil’in el-Cürcani’ye göre bilgi; “Düşüncenin leri tartışıldığı bu gelişmeler, M.Ö. 400
biri ardınca gelişinde tefekkür eden ismini güneşin doğup battığı her ye- gerçeğe tam uygun olmasıdır.” Kur’an-ı yıllarında olduğunu hatırdan çıkarma-
insanlar için elbette birçok ibretler (ve re ulaştırma vazifesini kendine görev Kerim’de bilgi(ilim), en sık kullanılan mak gerekir.
dersler vardır)” buyurmaktadır. Kâi- addetmesidir. Eğer toplum olarak biz, anlamıyla ilahi vahiyden kaynaklanan, Bu nedenle, bilimin doğuş ve gelişme
natın sırlarını ortaya çıkaracak olan devletler muvazenesinde söz sahibi yani bizzat Allah’ın verdiğidir; “Sana öyküsünü Bilim Tarihi sınırları içinde, Antik Yunan filozofu ve Yunan Felsefe-
Mayıs 2016

bilime, İslam dini önem verir. Kur’an-ı olabilmeyi istiyorsak, ilimden ve tek- gelen ilimden sonra eğer gerçekten on- hayatımızın her döneminde, ilim seya- sinin kurucularından Sokrates öncesi,
Kerimde Fatır suresi 28.ayette, “Al- nolojiden hiçbir zaman kopmamamız ların hevalarına uyarsan, senin için Al- hatine çıkmak gerekir. Bu konuda asıl ilk filozoflardan ve felsefenin öncüsü
lahın kulları arasında Ondan en çok gerekir. Dünyayı şekillendirmekte olan lah’tan bir dost ve bir yardımcı yoktur.” olan, düşüncenin serbestliğe kavuşma- olarak adlandırılan Miletli Thales, ye-
korkan ancak bilginlerdir,” buyurur. bu sihirli iki anahtar, yanlış insanla- Bakara Suresi 120 ve 145. ayetlerindeki sı, akıl ile batıl inançların çarpışması di Bilge’den biri kabul edilir. O, ma-
Bilimi elde etmek ve ona ulaşmak için, rın eline geçtiğinde, bize yaşanmaz bir ilim ile “Ey insanlar! Rabbinizden size sonucu insanın doğruyu aramasıdır. teryalist felsefeyi başlatır. Dünyanın
insanlığa mâlolan bilim adamlarını ye- dünya bırakacaklarını unutmamalıyız. bir burhan (kesin delil) gelmiştir. Ve si- Bilimin kökeninde, insan yaşamını gü- suda yüzen bir tahta gibi olduğunu ve
28 terince tanımaktan geçer. Bu önemli İşte, tüm bu ve buna benzer sebepler- ze, apaçık bir nur indirdik, ” Nisa sure- venilir ve rahat kılma, hedefine doğru evrenin sudan oluştuğunu ortaya atar.
merhaleden sonra onların fikirlerini den dolayı, İlmi değerleri elde etmek ve si 174. ayetindeki burhan, kesin ve ka- hareket etmesini sağlar. O’nun bazı dö- Yerkürenin hareketsiz olup evrenin do-
anlayarak yorumlamak da bizim önem- onun hakikatlerine daha fazla ilgi gös- nıtlanmış bilgiyi ifade eder. Öncelikle nemlerde önemli gelişmeler gösterdiği- ğal merkezi olduğu düşüncesine ulaşır.
Âsım

li görevimizdir. Farabi, İbn-i Rüşd, Bi- termekte, aceleci davranmalıyız. Kendi vahiy, muhatabı olan insanı düşünme- ni gözden kaçırmamalıyız. Thales’in yanı sıra, Anaximander ve
Çaresizlik Hasadı
celeyerek bilimin hizmetine sunar. seçkin coğrafyacısı olarak geçer. Antik
Bir başka yerde büyük İskender’in fe- uygarlığın sonunda İtalyan Rönesans’ı
tihleri ile Yunan kültürü, Atina dı- yaklaşık bin yıllık dönem (MS.4-13
şında Mısır’da İskenderiye’de gelişim yy.), Avrupa için karanlık bir dönem-
gösterir. Bilimsel yaklaşımlarda köklü dir. Bundan böyle Ortaçağda, Bilim Rümeysa YILDIZ
değişimler ivme kazanır. Gözlemleme- ve felsefe’de öncülük Müslümanlara 11/E
ye dayalı inceleme yapılır. Bu geçişin geçer. MS.800-1100 yılları arası İslam
adına, ‘Helenistik çağ’ adı verilir. Bu dünyasının bilimsel çalışmaları nede-
gelişmenin ömrü, Büyük İskender’in niyle Müslümanların altın çağı olur. Duymuyor musunuz
ölümüne kadar sürer. Sağlık alanında Sekizinci yüzyıl sonralarında Harun Boşlukta birkaç çakıltaşı tıkırtısı
Bergamalı Galen, tıp doktoru, bilim Reşid, Aristoteles’in, Hipokrat’ın ve Dünyaya ait ve öyle olduğundan uyumsuz
insanı ve filozof sıfatı ile önemli tes- Galen gibi kişilerin kitaplarını tercü- Bu yüzden yankılanıyor boşlukta
pitlerini sunar. Antik Roma’nın en me ettirir. Halife Me’mun, Bizans’a Durmadan, süresiz ve sonsuz
önemli hekimi, deneysel fizyolojinin ve Hindistan’a elçi gönderir. Önemli Susturuyor kanunları evren tarafından konulmuş
kurucusu ve dünyanın ilk spor hekimi eserler tercüme edilir. Matematik, Tıp Çiğniyor kuralları düzene alışamamış
olarak tanınır. Hatta Galen için, “he- ve Kimya alanlarında hızlı ilerlemeler Siyahi bir adam gibi
kimlerin İmparatoru” unvanı ismi uy- kaydedilir. Dönemin sonlarına doğru Yahut kendi söylemiyle; alışmak istemeyen
gun görülür. Hayvan derisinden imal Kimya’nın babası unvanını alan İbn-i ‘’Bütün topraklarımı alın, insanlarımı bağışlayın
edilen Parşömen kâğıdı ona atfedilir. Hayyan’ı bilim çevreleri kısa zamanda Bana onları verin çünkü onlar çoğaltır toprakları Bu kez yüzüme tokat gibi çarpan rüzgarı değil
Yunanlı Galen, M.S.129’larda Berga- tanır. Halife Me’mun’un kütüphanecisi Bereketlendirir’’ diyen Yüksek dağların batısındaki serinliği aradım
ma’da, kalbin çalışmasını, omuriliğin el-Harezmî, Cebir üzerine yazdığı ki- O dağlar ki, nice Ferhatlar görmüştür
yapı ve görevini anlamaya çalışmak- tapları Latince’ye çevrilerek ders kitabı Yağmurun vardığı yere konulmuş paslı bir kova Bir beni göremediler bir beni
la meşguldür. Galen’in ortaya attığı olarak okutulmaya başlanır. El-Kindi, Bir uçtan bir uca serilmiş kırmızı branda Yürüdüm, süründüm, süzüldüm,
rumu olan “Atina Akademisi”nin ku- önemli düşüncesi, ‘İnsan vücudunun optik üzerine, ışığın kırılması konula- Ben ki köşesinden kavramaktan uyuşmuş parmaklarımla Kanatlarımı dağlar kadar açtım da göremediler
rucusu Platon’dur. Onun Cumhuriyet belli bir amaç için Tanrı tarafından rında, İbn-i Sina, Kanun isimli eseri Çocuklarımın saçlarını bir bir okşadım Çünkü kanatlarımda binlerce kurşun izi
isimli kitabındaki fikirlerine göre; ide- düzenlendiği’ ifadesi ile yaratılışı izah ile tüm bilim dallarında, İbn Rüşd ve - doğmuşlardı bir yağmur üzerine- Işık geçiriyordu binlerce küçük güneş gibi
alar dünyası ve olgular dünyası vardır. etmesidir. Tıbbın babası olarak anılan Gazali de İslam düşünce alanlarında Limon ağacı yetiştirip onlar için Her birinin ayrı hikayesi.
İdealar, fikirlerin formların barındığı hekim ise Hipokrat’dır. Anadolu’nun yaptıkları çalışmalar ile ün kazanırlar. Ağacı sabırla beklemeyi öğrettim, sonra büyütmeyi
dünyadır. Olgular dünyasında her şey kuzey illerini gezdikten sonra İstanköy Son yüzyıla geldiğimizde, İngiltere’nin Onlar da çocuklar doğurup Beni anlamadılar, ben de anlatmadım
geçici, kusurlu ve aldatıcıdır. Duyuları- adasına dönerek hekimliğini sürdüren buharlı makineleri kullanması ile “En- Bir bir okşasınlar diye öğrettim Şimdi vaktidir diyorum konuşmanın
mıza gerçek gibi görünen olgular aslın- Hipokrat, dünyanın çapı ve büyük- düstri Devrimi” adını alan dönem Yorgunum belki bu yüzden yoruldum Bir başlasam, susmayacağım
da birer illüzyon olduğunu iddia etmesi lüğünün hesaplanması konusunda da başlar. Bu dönemde insan ve hayvan Belki bu yüzden tutmuyor kollarım Korkuyorum susmayacağımdan
ile düşünce müdahilleri arasına girer. bilgiler verir. Bir başka bilim aktörü, gücü yerine, buhar ve elektrik gücüyle Kucaklayamam artık hiçbir boşluğu Ağzımı kocaman elleriyle kapatacaklar
Doğa Felsefesi, Mantık, Ahlak, Politi- MÖ 330-275 yılları arasında yaşayan çalışan fabrikaların kurulması ile ina- Ben eskiden cesurdum Tuz tadı kalacak dilimde
ka ve Edebiyat gibi alanların kurucu- Öklid’ir. İskenderiyeli Matematikçi nılmaz derecede endüstri hızla gelişir. Serçenin karşısında duran karınca kadar Ben asla susmayacağım
su unvanına sahip Aristoteles (Aristo), Öklid, gelmiş geçmiş matematikçile- 19.yüzyıldan itibaren de bu endüstrileş- Bir gençlik dönemiydi hatırımda kalan Yaralar açacaklar, kesikler atacaklar
kendi döneminin söz sahibidir. Hoca- rin içinde adı geometri ile en çok öz- meyi malum bazı batılı devletler üstle- Kanın zamandan hızlı aktığı o günler Sonra alay edecekler
sından aldığı ilimleri geliştirerek ortaya deşleştirilen kişi olarak bilinir. Güneş nir… Uzun bir zaman, hep önde olan İnsanlardan gitmedim Hele bir dilim dönsün de
yepyeni teoriler sunar. Sabit yıldızları ışınlarının birer doğru çizgi biçiminde Müslüman bilim adamları, karanlık Ben insanlardan gitmedim, göçe zorlandım Susmayacağım
taşıyan en dıştaki kürenin hareket kay- yayıldığını söyleyerek yansıma yasala- olduğu iddia edilen ortaçağda, insanlı- Üstelik yorgun da değildim Ama ürküyorum
nağı olduğu ve tüm evreni çevreleyen rından söz eder. ğa hizmetleri ile batıyı etkilemişlerdir. Dediler: umut uzaktır, güneş de uzak Aynadan yansıyan bir yüz, korkunç
ve yöneten ‘Hareketsiz hareket ettirici Princeton Üniversitesi kilisesinin pen- Çelimsiz kanatlarımı gökyüzü kadar açarak Yansımadan kaçarken sendeleyip
Mayıs 2016

bir güç var’ dır, sözü ile bilinendir. O, İskenderiye okulunun son dönemin cerelerinin birinde, Müslüman bilim İnanın, ben gitmedim göçe zorlandım Düşüyorum ayna kırıklarından yapılma bir zemine
dünyanın merkezinde toprak, onun dı- en ünlü bilginlerinden biri Batlam- adamı Razi’yi temsil eden bir resim Sürünmemek için bir omurga aradım Bir zemine doğru
şında Su ve Hava, en dışında ateşin yer yus (MS.85), dünyayı küçük gösteren bulunması ve Paris Üniversitesi tıp fa- Yaşamadım
aldığını savunur. Dünyanın toprak, su, hatalı ölçmeyi düzeltir. Gezegenlerin kültesinde İbn-i Sina’nın büstü buna Öğrenemediğim şey belki buydu O boşlukta başlıyor her şey
ateş ve hava ile dört elementten oluştu- hareketlerine ilişkin Matematik yön- birkaç örnektir. Yukarıda sözü edilen Bir kağıdı en fazla kaç defa katlayabilirsiniz Bitmesi gereken yerde bir anka kuşu
ğu tezi ile dikkatleri üzerine çeker. Bu temlere ayrılması konularını Almagest ilmi gelişmeler, milattan önce, bir baş- İşte o kadar bile yaşamadım Külleri uçuşuyor
30 dönemde, Aristo, biyolojik alanındaki isimli kitabında toplar. Bilimsel ince- ka ifade ile karanlık çağ olarak bilinen Katlanamadığımdan Küllerinden anlıyorum
çalışmaları sonucu 540 hayvan türün- lemeler ve gözlemlerini de, Astronomi ortaçağda gerçekleşiyordu… Acaba or- Defalarca, defalarca Yeniden doğuşu.
den söz ettiği bilinir. Yaklaşık 50 farklı ansiklopedisi kitabında anlatır. Artık taçağ karanlık bir çağ mıydı? Ama defalarca katlanamadığımdan
Âsım

tür hayvanın Anatomik yapılarını in- bundan böyle O, tarihe antikçağın en Bir serinlik aradım hep kendime
Osmanlı Son Döneminden
Cumhuriyete Muallimlerimiz 87).Verilen öğütlerde her bir öğrenci- Fatih’in eğitime verdiği önemi göste- yaslanabilecek bir okullaşma düzeyine
Enes M. Çiğdem nin değişik sosyo-ekonomik statüye rir. Fatih’in yaptığı bu atılım, Kanuni yeniden ancak 1950’li yıllarda ulaşa-
sahip olabileceği; bu nedenle öğret- devrinde de devam etmiştir. Kanuni- bilmiştir. Mesela 1895’te Cumhuriyet
menlerin buna dikkat etmeleri isten- nin 1559’da yaptırdığı Süleymaniye sınırlarına tekabül eden bölgede bine

O
miştir. Bu anlamda toplumun mağdur cami ve medreseleri ile Osmanlı örgün yakın (835) ortaokul ve lise bulunu-
smanlı Devleti pek çok bilinmeyen yönüyle Bu dönüşümü ve ilerlemeyi sağlayan temel unsur hiç şüphesiz kesimlerinden gelen çocuklara daha eğitiminin doruğuna ulaştırdığı bi- yorken 1923’te bu sayı 95’e düşmüştür.
araştırmacıların ilgisini celbetmeye devam eğitim alanında atılan adımlardır. 1800’lü yılların başından fazla ilgi gösterilmesi ve onlara daha linmektedir. Batılı anlamda en büyük 1895’teki yüz bine yakın öğrenci sayı-
ediyor. Altı yüzyılı bulan bu uzun süre dünyadaki itibaren atılan bu adımlar meyvelerini yüzyılın sonuna doğru yakın davranılması tavsiye edilmiştir devrimler ise II. Abdulhamit zamanın- sı (97.837), 1950-51 sezonunda aşağı
pek çok değişimin meydana geldiği; devrimlerin, ortaya çıkan yeni bir neslin varlığıyla kanıtlamıştır; muallimler (Tâşköprîzâde 1313, I,70) Henüz Fa- da gerçekleşmiştir. II. yukarı aynı seviye-
rönans ve reformların, uluslaşmanın, keşiflerin, nesli. Her biri kendi alanında olduğu kadar yan branşlarda da tih Sultan Mehmet zamanında dahi Abdülhamit’in otuz üç de seyretmektedir
icatların, sanayinin, ideolojik ayrışmaların, yetiştirmiş Osmanlı’nın bu son nesli aynı zamanda Cumhuriyet’in ilk muallim medreselerinde uygulanan yıl kaldığı padişahlık Şimdilerde (90.356). Öncesiyle
devasa savaşların yaşandığı bir döneme tekabül ediyor. temelini oluşturacak fikri alt yapının oluşmasını sağlayacaktır. müfredatta yer alan “Âdab-Mubâhase döneminde bayındır- kıyasladığımızda Ab-
Özellikle Osmanlı son dönemi yani Tanzimat ile başlayan ve Yine aynı şekilde İstiklal Mücadelesini vererek Cumhuriyet’i kuran ve Usûl-i Tedris” dersleri konuya veri- lık yanında eğitimin “Öğretmen” olarak dülhamit dönemin-
Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar devam eden süreç adeta kadroların da Osmanlı’nın son döneminde kurulan okullarda len ehemmiyetin ilk önemli örnekleri- yayılmasını sağlayacak adlandırdığımız deki eğitim patlaması
hızlanmış bir zaman dilimini anımsatır. Klasik tarihimiz Osmanlı’yı bu muallim kadrosunun eğitiminden geçtiğini hatırlatmakta dir. Nitekim burada verilen derslerden bazı tedbirlere de baş- mesleğin ilk nüvesi daha görünür hale
üç dönem halinde inceler; Kuruluş-Yükseliş-Duraklama ve fayda vardır. Muallim olarak görev yapan bazı isimlerin daha ilki Âdab-Mubâhase; tartışma kural- vurulmuştur. II. Ab- gelir. Tahta geçtiği yıl
Osmanlı’da atılmıştır.
Çöküş. Bu klasik betimlemeye göre bahsettiğimiz son 150 yıllık sonraları “Paşa” olarak da Osmanlı İdaresinde önemli görevler ları anlamına gelmektedir. İkincisi ise dülhamit döneminde- 250 olan Rüştiye sa-
dönem duraklama ve çöküşe tekabül ediyor olsa da işin içine üstlendiğini görüyoruz. Sadece idari olarak değil aynı zamanda Usûl-i Tedris ismiyle öğretim yöntem- ki eğitim ve öğretim, İslâm eğitim yısı 1909’da 900’e, 6
girildiğinde bizleri şaşkınlığa uğratacak şekilde bir değişim ve Osmanlı’nın ihtiyacı olan reformların çerçevesini çizen, leri olarak anlamlandırılabilecek bir merkeziyetçi ve eğitim geleneğinde tahsil olan idadi sayısı 109’a
ilerleme ile karşılaşırız. Klasik algılama daha çok askeri ve siyasi sorunları ele alarak çözüm önerilerini yazan, yeni nesillere derstir. Bunu derinlemesine inceleye- müesseseleri arasın- ve tedris faaliyetleri, çıkmıştır. 1877’de İs-
kazanımlar üzerinden şekillendiği için olsa gerek Osmanlı’nın bu fikir babalığı yapan, yayınladıkları eserlerle bugün dahi takip cek eğitim tarihçileri bahsettiğimiz hu- da dengeye dayanan tanbul’da sadece 200
son dönemindeki büyük dönüşüm gözlerden kaçabilmektedir. edilen isimleri içinde barındıran bir nesildir bahsettiğimiz. susun devrim niteliğinde bir uygulama bir siyaset izlenmiştir. başlangıçtan tane modern ilkokul
olduğunu fark edeceklerdir.(Öcal; 173) Modern eğitim, bu dö- itibaren müesseseler varken 1905’te 9 bine
Bunun yanı sıra muallim olarak görev- nemde yerleştiğinden etrafında değil, çıkmıştı. Her yıl orta-
lendirilecek kişilerde belirli hasletlerin devlet, eğitimdeki gö- lama 400 ilkokul açıl-
bulunması şart koşulurdu. Bu bağlam- revinin bilincine var- muallimler etrafında mıştır ki, bu, Cum-
da hem İslam eğitim geleneğinde hem mıştır. Yeni okullara şekillenmiştir. huriyet döneminde
de Osmanlı toplumunda bir muallim devletçe mali yardım bile kırılamamış bir
için şart koşulan kişisel niteliklerin en sağlanması ve yeniden rekordur. Ayrıca eği-
önemlilerini özetlemek gerekirse; iyi Darülfünun eğitim hayatına geçiril- timin, Türklerin çoğunlukta olduğu
niyet, meslek sevgisi, ilme ve ilim ada- mek istenmesi eğitim konusunda yapıl- yerlere, özellikle Anadolu’ya yönelik
mına saygı, adalet, objektiflik, sabır, mak istenen atılımlardan bir kaçıdır. olması eğitimdeki şuurlaşmanın temel
Osmanlı’da Muallimlik itibaren müesseseler etrafında değil, o kurumda görev yapan öğretmenin hoşgörü, affedicilik, ağırbaşlılık, alçak İlk kız okulları da II. Abdülhamit za- belirtileridir. Bunda ise halkı bilinçlen-
Muallim köken olarak ilim kelimesin- muallimler etrafında şekillenmiştir. itibar ve şöhretiyle doğru orantılıdır. gönüllülük, şefkat, merhamet, espri manında açılmıştır. Nitekim bilgili bir dirmek amacının yanı sıra devletin en
den gelen ve “ilmi öğreten kişi” anla- Osmanlı dönemi okulları açısından da Osmanlı döneminde eğitimciler, öğ- anlayışı, esneklik, tutarlılık, iyimserlik, kişi olan Abdüllatif Suphi Paşa’nın ilk uzak köşelerine kadar merkezi otorite-
Mayıs 2016

mında kullanılan bir kelimedir. Os- durum aynıdır. Bu da tabiîdir; çünkü rencilerin öğrenme ortamında homojen koruyuculuk, bilgi inanç ve davranış defa bir kız sanat okulu açma teşebbü- nin uzantılarını götürmek, bir anlam-
manlı son dönemine ve Cumhuriyet’e Osmanlılardan önce oluşan söz konusu bir topluluk olarak bulunmadıklarının bütünlüğü şeklinde ifade etmek müm- sünde tereddüt geçirmesi ve titizlenme- da bürokrasiyi ve resmi kurumlaşmayı
damga vuran muallimler neslini ayrın- ilim anlayışı ve ilmi mekanizma, 16. farkındadırlar. Bu yüzden adab ve nasi- kündür (Tâşköprîzâde, 1313). Yukarıda si üzerine Abdülhamit, “Sen mektebi yaygınlaştırmak düşüncesi de vardır.
tılı şekilde irdelemek ve bu neslin nasıl yüzyıla kadar diğer İslâm beldelerin- hat kitaplarında, öğrenci psikolojisinin da bahsettiğimiz gibi Osmanlı tari- aç, ben arkandayım” diyerek açıktan Öte yandan azınlık ve yabancı okul-
ortaya çıktığını en başından itibaren den Osmanlı ülkesine taşınmıştır. Her öneminin kavrandığına delâlet eden hinde eğitimdeki büyük atılım, İstan- destek vermiş ve çevresini, daima kız- lar az çok kontrol altına alınmış, bu
incelemeye ihtiyaç vardır. Şimdilerde şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, çok sayıda ifadeler bulmak mümkün- bul’un alınışından sonra Fatih Sultan ların okuması için ilk adımları atmaya okullara Türk öğretmenler ilk olarak
32 “Öğretmen” olarak adlandırdığımız Osmanlı eğitim sistemi, öğretmen mer- dür. Örneğin eğitime başlamadan önce Mehmet tarafından başlatıldığı görü- teşvik etmiştir. Osmanlı tarihinin en bu dönemde tayin edilmiştir. Başta bü-
mesleğin ilk nüvesi Osmanlı’da atıl- kezli bir sistemdir ve bir kurumun nite- öğretmenden, ilk planda her bir çocu- lür. Onun yaptırdığı yapısal özellikleri- canlı eğitim hamlesi, Abdülhamit dö- yük şehirler olmak üzere Anadolu’nun
mıştır. İslâm eğitim geleneğinde tah- liği önemli ölçüde öğretmenin niteliği ğun yaratılışını, yani huyunu suyunu ni bugün bile anlayabileceğimiz, adını nemine rastlar. Varılan tespitlere göre dört bir yanında açılan İbtidai Mek-
Âsım

sil ve tedris faaliyetleri, başlangıçtan kadardır ve bu kuruma yönelen talep, tespit etmesi talep edilmiştir (Şeker ty, taşıyan cami çevresindeki medreseler Türkiye, Abdülhamit dönemiyle kı- tepler(İlkokul), Sultani Mektepleri(li-
seler), askeri okullar ile teknik okullar leşen bu devrimler daha çok toplumu mektebe giriş ve imtihan usullerini kabul edilir). Ayrıca Belagat-ı Osmani- Cumhuriyet dönemi tarihçiliğinin son
Osmanlı’nın hem ömrünü uzatmış dönüştürecek dehaların tespiti ve yetiş- yönetmeliklerle belirledi. Rüştiyeler- ye - Kavaid-i Türkiye, Takvim-ül Ed- kırk yılının önemli isim ve eserlerine
hem de yeni kurulacak Cumhuriyetin tirilmesi üzerine yoğunlaşmıştı. Aşağı- de din derslerinde okutulmak üzere var-Miyar-ı Sedad, Adab-ı Sedat fi-İlm- bakıldığında en önlerde, çalışmalarını
nüvesini oluşturacak donanımlı neslin da vereceğimiz örnekler bu çabanın ne “Ma’lûmât-ı Nâfia” (Fâideli Bilgiler) il-Adab, Hülasatül Beyan fi-Te’lifi’l Köprülü’nün taslağının çeşitli alan-
yetiştirilmesine vesile olmuştur. Sultan derece hedefine hizmet ettiğini daha adlı kitabı kaleme aldı. Her türlü bilim- -Kur’an, Asar-ı Ahd-i Hamidi, Hilye-i larında yapan Köprülü’nün asistan ve
Abdülhamit tarafından yaptırılan bu iyi ortaya koyacaktır. sel konunun Türkçe ile yazılabileceğine Seadet, Ma’lumat-ı Nafia adlı eserleri öğrencileriyle karşılaşırız Şamanizm’in
okulların pek çoğu bugün dahi eğitim inanıyor, herkesin okuryazar olması çeşitli mevzulardan bahsetmektedir. tarihçisi Abdülkadir İnan, Orta As-
kurumları olarak kullanılmakta ve bu- için lisanın sadeleştirilmesi ve yazıların Bu dönemin diğer bir önemli ismi ise ya’dan Anadolu’ya kadar her aşamada
lundukları şehirlerin en gözde eğitim Meşhur Muallimler Türkçe kaleme alınması gerektiğine Hoca Tahsin Efendi’dir. Osmanlı Dev- Türk göçebe kabile yaşantısını izleyen yapmıştır. TÜBİTAK’ın kurucuların-
kurumları olma özelliğini sürdürmektedir. Muallim kelimesini günümüzde öğret- inanıyordu. Yazılarında bu sadeliğin leti’nde batılı anlamda ilk üniversite Faruk Sümer, Ortaçağ mezhep ve ta- dan birisidir. Oğuz Atay’ın da Hocası
men olarak ele almakta bazı zorluklar örneklerini verdi. Ahmet Cevdet, bili- olarak kurulacak Darülfünun’da görev rikatlarımızı en iyi bilenlerden Ab- olan bu ismin hayatını okuduğumuzda
Sultan Abdülhamit’in özellikle Mual- bulunuyor. Çünkü günümüzün mo- min ülkeye yayılması ve genel kültür almak için bursla Paris’e gönderilen dülkadır Gölpınarlı, dünya çapındaki Osmanlı’dan tebarüz eden ve Cum-
lim yetiştirilen okullara büyük önem dern eğitim teknikleri daha çok ihti- düzeyinin yükseltilmesi için çalışacak iki kişiden biridir (diğeri Selim Sabit halkbilimcimiz Pertev Naili Boratav, huriyet’e taşınan gayretlerin içeriğini
verdiğini görüyoruz.Bu okullarda uy- saslaşmaya yönelik alan eğitiminden Fransız Bilimler Akademisi benzeri Efendi). Özellikle Modern astronomi- Selçuklu uzmanı Osman Turan, özgün daha iyi anlayabiliriz. Hayatlarının ta-
gulanan müfredata göz attığımızda geçer. Dolayısıyla her öğretmen aslında bir akademinin kurulması fikrini des- nin tanınmasında büyük emek sarf etti araştırmalarında daha çok 16. yüzyıl mamını çile, özveri, gayret ve zamanı
verilen eğitimin niteliğini ve niceliğini belirli bir alanın eğitimiyle ikame edil- teklemekteydi; bunun faydalarını an- ve bu alanda halkın da anlayacağı tür- sonu buhranı üzerinde duran, fakat en iyi şekilde değerlendirerek iz bırak-
daha iyi anlayabiliriz. Türkçe Kita- miştir. Muallimler ise her alanda bilgi latan bir mazbata hazırlayarak Sultan de çeşitli eserler kaleme aldı. 1870’de Selçuklu-Osmanlı sosyo-ekonomik mak üzerine kuran bu isimler, güzellik
bet ve İnşa, Kuran-ı Kerim ve Tecvid, ve tecrübesi ile birer yetenek avcısı mi- Abdülmecit’e sundu. Padişahın uygun kurulan Darülfünun’un ilk “rektörü” tarihine ilişkin sentetik denemeler de adına yaşadığımız pek çok ilerlemenin
Sarf ve Nahiv, Arapça, Farsça, Tarih-i sali öğrencilerini yetiştiren kişileri tem- bulmasıyla 1851’de kurulan Encümen-i oldu. kaleme alan Mustafa Akdağ ve günü- de kaynağıdırlar. Yahya Kemal, Peyami
Umumi, Hendese, Cebir, İlm-i Meva- sil eder. Ahmet Cevdet Paşa bu neslin Daniş’e (Osmanlı Akademisi) asli üye müzün en önemli Ottomanist’i sayılan Safa, Muallim Naci, Ahmet Haşim,
lid(tabiat tarihi), Hikmet-i Tabiiyye, ilk örneklerindendir. İlk mesleği Kadı- seçildi. Yazdığı eserler ise bugün da- Bu dönemin muallim neslini inceledi- Halil İnalcık bunlardan bir kaçıdır. Cenab Şahabettin, Recaizade Mah-
Hayvanat, Nebatat, Tabakat, Fizyoloji, lık ve müderrislik olan Ahmet Cevdet hi geçerliliğini koruyan çapta bir ilmi ğimizde temel bazı özellikler göze çar- Dünya çapında birçok bilim kurulu- mud Ekrem, Mahir İz, Mahmud Ce-
Tarih-i İslam, İmla ve Gramer, Kimya, Paşa pek çok alanda verdiği eserlerle, derinlik içerir. Ahmet Cevdet Paşa’nın par. Öncelikle bu nesil batı fikriyatını şunun üyesi olan Köprülü, Türk dini, laleddin Ökten, Hilmi Ziya Ülken, Ali
Resim, Şiir ve inşa, Fransızca, Mantık, Osmanlı Modernleşmesine koyduğu ilmi derinliğine, ortaya koyduğu eser- ve ilmini anlamış, doğunun ve özelde hukuku, sosyal hayatı, sanatı, edebiyatı Fuad Başgil, Cemil Meriç, Zeki Velidi
Hukuk-ı Milel, Meani, Ahlak, Coğraf- katkılarla, ilme olan vukufiyetiyle ve lerin etkisine, pratik çözümler üretme- İslam’ın değerlerini sindirmiş, devletin vd. hususlarda yazdığı eserlerinde, sos- Togan, Yusuf Akçura, Ahmet Hamdi
ya, Musiki, Tedbir-i Menzil(ev idaresi yetiştirdiği nesil ile halen üzerine pek deki kabiliyetine bugün dahi ulaşan bir selameti için gayret gösteren, çözüm yolojiden arkeolojiye, antropolojiden Tanpınar, Nihat Sami Banarlı, Nuret-
bilgisi), Belagat, Kozmografya, Hüsn-i çok akademik çalışma yapılan isim- isim bulmak zordur. Eserleri; Tarih-i üreten, yol gösteren, gece gündüz bu psikolojiye, birçok bilimlerden yarar- tin Topçu bu isimlerden bazılarıdır.
Hat, Hıfzıssıhha, Lisan-ı Ecnebi, Ge- lerdendir. Memuriyetteki(muallimlik) Cevdet (12 cilttir. Osmanlı Devleti’nin uğurda çaba sarf eden, sorumluluk lanmak suretiyle umumi Türk tarihi- Her birini daha çok eserleriyle tanıdığı-
başarısından ötürü devletin 1774-1825 seneleri arasındaki tarihi- alan, birkaç yabancı dil bilen, devletin nin problemlerine çözümler sunmuş mız tüm isimler muallimler neslinden
önemli kademelerinde gö- ni anlatır),Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i en ücra köşelerine kadar gidip gören, ve elde ettiği sonuçlarla bilhassa Batılı gelen ve bu ülkenin kuruluşunda çok
rev yaptı. 1848’de Mustafa Hulefa(12 kısımdır. Cevdet Paşa’nın en batıyı gezen, düşüncelerini ve önerile- âlimleri etkilemeyi ve ikna etmeyi ba- büyük emekleri bulunan muallimler-
Reşid Paşa’nın verdiği bir tanınmış eseridir. Âdem’den itibaren rini kaleme alan, zevk ve kalem erbabı şarmıştır. Köprülü, 1500’ün üzerinde den bazılarıdır. Günümüz eğitimcileri-
görevle Bükreş’e gidip bir ay birçok peygamberin, İslam halifeleri- kişilerden oluşmaktadır. Bu nesil hem kitap ve makale yazmıştır. Bu anlam- ne yol işareti olarak tayin edebileceği-
kaldıktan sonra geri döndü. nin, İkinci Murad’a kadar Osmanlı pa- bedii(estetik) hem de ilmî bakış açı- da da bugün de Üniversitelerimizde ve miz bu isimlerin her birinin her şeyden
1849’da tedavi için bulun- dişahlarının tarihinden bahseder),Te- ları haiz bir nesildir. Bu bakımdan da enstitülerimizde eserleriyle muallimlik önce birer muallim olarak hayat yolcu-
duğu Bursa kaplıcalarında zakir-i Cevdet(Devrinin siyasi, içtimai, Osmanlı’da pek çok yeniliğin ve dö- yapan ender isimlerden biridir. luğuna başladıklarını ve yaşamları bo-
“Kavâid-i Osmâniyye” (Os- ahlaki cephesini anlatmıştır),Ma’ruzat nüşüm gerçekleşmesinde itici güç ol- yunca bu uğurda çaba gösterdiklerini
ometri, Trigonometri, Ulum-i Diniyye manlıca dil bilgisi) adlı kitabı ve ilk (Sultan İkinci Abdülhamid’e 1839- muşlardır. Osmanlı’nın son dönemi ile anımsamamız gerekiyor.
bu okullarda okutulan belli başlı ders- Türk anonim şirketi olan Şirket-i Hay- 1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi Cumhuriyet döneminde etkisi oldukça Bir Bilim Adamının Romanı
lerdir. Görüleceği üzere oldukça ağır riye’nin kuruluş nizamnamesini yazdı. hadiseleri takdim etmek için hazır- geniş çevrelere uzanan diğer bir isim ise Oğuz Atay’ın kaleme aldığı “Bir Bilim
bir müfredata sahip bu okullardan yeti- Yakın dostu Keçecizade Fuad Paşa ile lanmıştır), Mecelle(Mecelle, Tanzimat Mehmed Fuad Köprülü’dür. Cumhu- Adamının Romanı; Mustafa İnan”
şen muallim nesli her bakımdan dona- birlikte yazdıkları Kavaid-i Osmaniy- Fermanı ile açılan dönemin en önemli riyet dönemi ilmi araştırma yöntem- isimli biyografik romanı Osmanlı’nın
Mayıs 2016

Kaynakça
nımlı, çok yönlü ve özgüveni yüksek; ye, Türk dilinin Türkçe yazılmış ilk kanunu ve Osmanlı modernleşmesinin lerini oluşturan, Tarih metodolojisini son döneminde yetişmiş Cumhuri- Karpat,Kemal, Osmanlı’dan Bugüne Elitler ve Din, Timaş Yay.
hem batıyı hem de doğuyu sindirmiş gramer kitabı kabul edilir ve 50 yıl en önemli anıtlarından biridir. Ahmed kuran, ilk akademik çalışma yöntemle- yet’in kuruluşunda ve gelişmesinde İstanbul,2008
bireyler olarak toplumun arasına karı- boyunca okullarda ders kitabı olarak Cevdet Paşa başkanlığında bir heyet rini ortaya koyan, Selçuklu-Osmanlı ve büyük gayretleri olan bir başka mualli- Öcal,Mustafa, Osmanlı Devleti Eğitim Sistemi, Bursa, 2013
şıyordu. Okullaşma oranının %97’le- okutulmuş, Almanca’ya(1855) Arap- tarafından hazırlanmıştır), Divançe-i İlk Türk Kavimlerine ilişkin bilimsel min hayatını anlatır. Prof.Dr. Mustafa Şeker, M. (ty.). Tariku’l-Edeb’de Eğitim. Türkiye 1. Din Eğitimi
re ulaştığı günümüzden bakıldığında ça’ya( 1866) Bulgarca’ya ve Hırvatça’ya Cevdet (Gençliğinde yazdığı şiirleri, çalışmaları yapan, Tasavvuf Tarihini İnan Uygulamalı ve teorik mekanik Semineri (23-25 Nisan 1981), Ankara: İlahiyat Vakfı Yay. ss. 81
tüm bu çabalar ve ortaya çıkan netice tercüme edilmiş bir eserdir. 13 Ağus- Sultan II. Abdülhamid’in emriyle bu ve İlk Mutasavvıfları ilmi eserleriyle dalında zamanının önde gelen bilim
34 yetersiz görülebilir. Fakat o dönemde tos 1850’de Meclis-i Maarif azalığı ile kitapta toplamıştır), Kavaid-i Osma- ortaya koyan Köprülü aynı zamanda insanlarındandır. Yaşamını Türkiye’de
Tâşköprîzâde Ahmed Efendi (1313). Mevzu‘âtü’l-‘ulûm (2 Cilt).
(K. M. Efendi çev.). İstanbul: Dersaadet İkdam Matbaası.
türlü zorluklar, savaşlar, toprak kayıp- birlikte Dar-ül-Muallimin (Öğretmen niye(Keçecizade Fuad Paşa’yla birlikte yetiştirdiği ilim adamlarıyla da Cum- bilimin gelişmesine adamıştır. 1957- Tâşköprîzâde Ahmed Efendi (1985). eş-Şekâ’iku’n-nu‘mânîye, (A.
ları ve her yönden Osmanlı toprakları- okulu) müdürlüğüne getirildi. Bu yazdığı dil bilgisi kitabıdır. Türk dili- huriyet Tarihine mührünü vurmuştur. 1959 yılları arasında İTÜ’de rektörlük S. Furatnşr.). İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi.
Âsım

na yapılan saldırıların arasında gerçek- mektebi kısa zamanda ıslah ederek, nin Türkçe yazılmış ilk gramer kitabı
ratan Rabbinin adıyla oku! ” ilk nazil
olan ayettir. Neden ilk inen ayet de
rabbimiz bize ilim, irfan sahibi olma-
mızı emretti? Diye soruyorum kendi
kendime. Mü’min bir insan ancak
öğrenmeyle kendini geliştirebilir. Bu
bütün insanlık için de böyledir. Bu ne-
denle çok okuyacağız. Okumak derken
elbette, bize bir şeyler katacak hayatını-
zın rengini değiştirebilecek kitaplardan
bahsediyorum.

“Dost Kitaplar-Dost Öğrenciler”

Kitap “Oku! Yaratan


Okuma Rabbinin adıyla
oku! ” ilk nazil
olan ayettir.
Etkinliği
Hakkı Karatekeli
Meslek Dersleri Öğretmeni

N
izam Karasu Anadolu İmam Hatip Lisesi Millî Eğitim Bakanlığı’nın özel ve genel amaçlarına aykırılık
Onur Kurulu öncülüğünde, okul öğren- içermeyen ve öğrencilerin seviyesine uygun, edebiyat, tarih, Kitaplar aslında bizim en iyi dostları-
cilerimiz tarafından, okuma kültürü oluş- medeniyet, kültür, sanat, bilimsel veya dini konuları içerme- mızdır. Çünkü insan kitap okurken ha-
turmak amacıyla, “Dost Kitaplar-Dost Öğ- si esas alındı. Sonra kendilerine okuyan yediler olarak tanı- yal yolculuğuna çıkar bir nevi, belki de
renciler” sloganı ile kitap okuma etkinliği tan öğrenciler, yedi kişi olunca bir takım oldular. Aralarında tek sığınağı olan barınağıdır. Her kitap
gerçekleştiriyor. bir öğrenciyi gönüllü takım lideri olarak belirlediler. Sonra kendi hayal dünyamızda bir bilet almak mayalım ki, denize atılan bir şişe, her camayalım. Bilesin ki, zamanı bere-
etkinliği kendi sınıfından veya kendi sınıf seviyesindeki di- gibidir. İpliği kopmuş tespih taneleri kitap bir yerlerde keşfedilmeyi bekler” ketli kılmak insanın elinde. Mehmet
Din öğretimi Genel Müdürlüğünün hedef gösterdiği proje ğer şube öğrencilerinden oluşan yedi kişilik takımlar mey- gibi her bir tarafa dağılıveren düşünce- diye ifade etti. Akif’in Asım’ın Neslini, Necip Fazıl
bu etkinlikte esas alınan temel nokta oldu. Okulumuz öğren- dana geldi. Takım lideri belirli aralıklarla yürüttüğü iş ve lerimiz, beynimizi kemiren sorularımız Kısakürek’in “Büyük Doğu Neslini”
cileri bu etkinlikteki amacı, okuyan, düşünen, yorumlayan, işlemlerle ilgili Onur Kurulu öğretmeni ile işbirliği yaptılar. olabilir. Bu soruların cevabını bulmak Bahar Aktaş, son olarak arkadaşlarına ve Sezai Karakoç’un “Diriliş Neslinin”
Mayıs 2016

eleştiren, medeniyetimizin kültürel mirasını değerlendiren, Belirlenen yedi kitapların düzenli olarak tüm takım okuma- için beraber okumaya karar verdik. Ni- hitaben; “Genç arkadaşım! Biliyorum adını birlikte duyuralım” diyerek arka-
kültürümüzün söz ve yazı varlığını geliştiren, okumayı bir sı sağlandı. Daha sonra özet çıkarılması, sunum yapılması zam Karasu İmam Hatip Lisesi Onur sen de bir yerlerde kitaplar gibi keşfe- daşlarına tavsiyelerde bulundu.
yaşam biçimi haline getirmektir. Ayrıca öğrencilerin arka- planlandı. Yapılan işlemlerden de sorumlu takım lideri oldu. Kurulu öncülüğünde “Okuyan 7’ler” dilmeyi bekliyorsun, eğer sen kitabı
daşlarıyla kültürel zeminde yeni bağlar kuran bireyler olarak adı altında gruplar oluşturduk. Her keşfedersen kendini keşfetmiş olacak- Eğitim öğretim yılının sonuna doğru
yetişmelerini sağlamak ve onların bilimsel, sosyal, kültürel, Bu konuda Okulumuz 11.Sınıf öğrencilerinden Bahar Aktaş, haftanın bir günü kütüphanede topla- sın. Haydi, sende bize katıl dava arka- etkinlikle ilgili ayrıntılı-müstakil bir
sanatsal, edebi ve meslekî gelişimlerine çok yönlü katkıda arkadaşları adına duygularını bizimle yaptıkları etkinlikleri nıp kitap okuyor, ufkumuzu genişleti- daşı olup aynı yolda beraber yürüyelim. bülten kitap özeti, öğrenci sunumla-
36 bulunmak amaçlanmaktadır. hakkında şu şekilde paylaştı: “Cemil Meriç’in güzel bir sözü yor ve fikir alışverişinde bulunuyoruz. Okuyalım, anlayalım, dert edinelim, rı ve komisyonun diğer çalışmalarına
ile başlamak istiyorum. ”Kitap bir limandı benim için, ki- Bu da bize iyi geliyor. Çünkü biliyoruz yazalım ve paylaşalım. Biliyorsun ki yer verilmesi düşünülmektedir. Bu
Bu projeye başlarken öncü, okunulması istenilen kitapları taplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden ki, bir insanı en iyi şekilde anlamanın birlikten kuvvet doğar. Geri gelmeye- projede belli bir seviyenin üzerinde-
Âsım

öğrencilerin talepleri dikkate alınarak tespit edildi. Kitaplar daha çok sevdim” ifadesi beni çok etkilemiştir. “Oku! Ya- yolu kitap okumaktan geçer. Unut- cek olan bu zamanlarımızı boşa har- ki kitap özetlerinden oluşan en iyi ve
Anı Koleksiyoncusu
seçkin çalışmaların, okul web sitesinde yayımlanması
ve imkânlar dâhilinde kitap olarak basılması hedefle- OKUYAN 7’LER ERKEK GRUBU
niyor. Okul Onur Kurulu tarafından sürdürülen “Dost •10 - B Sınıfı – Yusuf Ekdemir -Takım lideri
Kitaplar-Dost Öğrenciler” Kitap Okuma Etkinliği, okul •10 - B Sınıfı – Abdülkerim yüksel
değerlendirme raporunun Din Öğretimi Genel Müdür- •10 – B Sınıfı - Fatih Karaca Aslı Kandır
lüğüne gönderilmesiyle son bulacaktır. Tavsiye edilen •10 - D sınıfı – Muhammed Osmanoğlu
kitaplar ve bu projeye katılan öğrencilerin bazılarının •10 – F Sınıfı – Umut Delice
isimleri aşağıdadır. •10 – F Sınıfı – Ahmet Faruk Aydın
•11 – C Sınıfı – Emre Toprak

KİTABIN ADI YAZARI YAYINEVİ


MEB 100 Temel Eserleri OKUYAN 7’LER. KIZ GRUBLARI
Saatleri Ayarlama Enstitüsü A.Hamdi Tanpınar Dergah 1.Kız grubu
Bülbülü Öldürmek Harper Lee Sel •Bahar Aktaş - Takım Lideri Kelimelerim ekmek sırasına girdi birbiriyle yarışıyor...
Bu Ülke Cemil Meriç İletişim •Seda Tokat Öyle kalabalıklar ki cümlenin sonunu üç noktadan
Türkiye’nin Maarif Davası Nurettin Topçu Dergah •Sevgi Kermen aşağısı kurtarmıyor. Gözünü sevdiğim üç noktam! Ne laf
Doğunun Bilgisi Batının Bilimi Joseph Needham MAB (Yeni Baskısı Yok) •Sümeyye Bayraktar kalabalığına izin verirsin, ne duygularını âşikar edersin.
Dünya Okulu Salman KHAN YKY •Zeynep Sevinç Bir akşam sohbete gelsen beni hem ihya ederdin, hem
Cahil Hoca Metis •Sebahatnur Cengiz sade kahveyle iyi giderdin... Onca yıldır kim bilir ne
Başarısızlığın Olmadığı Okul Wiiliam Galsser Beyaz Yayınları •Adile Hasar hikâyeler gizlendi o zifiri karanlık noktalarında. Kimler
Beyaz Zambaklar Ülkesinde Grigory Petrov Hayat Yayınlar hangi fikirlerini ve hislerini gömdü koca sayfanın
Çocuklar Neden Başarısız Olur? John Holt Beyaz Yayınları önemsiz gibi görünen ayrıntısına. Diyorum ya seni bir
Duygusal Zekâ Daniel Goleman Varlık Bilim 2. Kız grubu dinlemek lazım ve cümlelerinin sonunu sırf şanın yürüsün
Eğitim Üzerine Immanuel Kant İz Yayınları •İrem Güler – Takım Lideri diye bol bol noktalandırmalı üçer üçer.
Emile J. J. Rousseau, YKY •Eda Bayraktar
Ezilenlerin Pedagojisi Paulo Freire Ayrıntı •Esmanur Şimşek Biliyorum, eli kalem tutanlar seni de ihmal ediyorlar.
Halkın Bilim Tarihi Clifford D. Conner Tübitak •Hatice Yiğit Zannediyorum ki imla kuralları icat edildikten bu
İçimizdeki Çocuk Doğan Cüceloğlu Remzi •Kübra Yılmaz yana insanların o kadar da çok düşünmemeleri buna
İnsan Ne İle Yaşar? Lev Nikolayeviç Tolstoy Akvaryum •Ebru Karaca Daha dolu, daha dişe gelir, daha göz kamaştırıcı, zihin sebep. Yazı da artık yaşam tarzımıza uydu. Koyu reçel
İnsan Ve İnsanlar Çiğdem Kağıtçıbaşı Evrim •Hande Kabaçalı bulandırıcı etkinlikler arıyor kendine modern zaman kıvamında... Yoğun ve sıkışık hayatlar, konsantre
Küçük Ağaç’ın Eğitimi Forrest Carter Say insanı. Ard arda, durup kendini dinlemeye zaman paragraflar! Düşünce ve hazmetmek olmaksızın
Küçük Prens Antoine De Saint Exupéry Hece ayırmamacasına... Çünkü düşünce ne kadar soyut, ne bilgiyi edinmek, ardından hızlıca yaymak en büyük
Öğretmen Frank Mccourt Altın Kitaplar 3. Kız grubu kadar az havalı... Bir kere düşüncenin nesi sergilemeye maharetimiz. Çok şükür bir çoğumuz okuyoruz fakat
Sofie’nin Dünyası JosteinGaarder Pan •Elif Rana Öztürk - Takım Lideri layık? Facebook ya da instagrama bile atamıyorsun hiç düşünmüyoruz. Zihnimiz büyürken gönlümüz güdük
Şeker Portakalı JoseMauro De Vasconcelos Can •Sevde Dindar fotoğrafını! Derdi olan adamın fikri fayda sağlamıyor kalıyor bunu farkedemiyoruz. Hepimiz açız ve midemiz
Eğitim - Gençlik - Üniversite Peyami Safa Ötüken •Zehranur Dinç çünkü asil insanımıza. Konu hakkında öz bilgi edindikten çöp öğütmekle meşgul fakat ne yazık ki teşhisi koyacak
Bir Bilim Adamının Romanı Oğuz Atay İletişim •Berra Akoğlu sonra tüm merakınız sönüveriyor hızlıca. Hasılı Âleme ve bizi iyi edecek doktorumuzun peşinden koşmuyoruz.
Üniversite (Bir Dekan Anlatıyor) Henry Rosovsky Tübitak •Ülkü Taştan ayan edilemeyenin değeri kalmadı diyorum ve düşüncemi Modern zamanın en havalı sorusu nedir desem herkes
Öğretmen Frank Mccourt Altın Kitaplar •Özlem Alptekin de üç noktamı da alıp gidiyorum. Tabiatımda ne varsa aynı cevabı verir değil mi?
Medeniyet Köprüsü: Beş şehirli Kültür ve Turizm bakanlığı •Melike Albayrak onu hissedip yaşamaya...Düşüncelerim hep isyanda, -”Boş zamanlarınızda en çok ne yapmaktan
Okulsuz Toplum Ivanllich Şule kelimelerimin sonu üç noktalı... hoşlanırsınız?”
Bir eğitim tasavvuru olarak mahall İsmail Kara / Ali birinci Dergah -”Düşünmek.”
Mayıs 2016

Meraklı Zihinler Jhon Brochman Tübitak 4.Kız grubu Selametle... -”Dıııtt. Yanlış cevap.”
Kafa Karıştıran kelimeler Rasim özderen İz •Şevval Aydın – Takım lideri
Modern Dünyanın Bunalımı Rene Guenon hece •Rümeysa Kabakçı
Hızırla Kırk Saat Sezai Karakoç Diriliş •Rümeysa Yıldız
Bürokratlar Erhan Bener Adam •Elsem Koşucu
•Hatice Rana Şanda
38 •İrem Hafızoğlu
•Semanur Seyhan
Âsım

You might also like