Editör

SUNUM
Hoþgörü ve diyalog çaðýnda ayný ülkede ayný mahallede hatta ayný binada
hemen her gün ailesinden çok ayný ortamý paylaþan memleketimin güzide insan-
larý arasýnda bir tebessüm bir ufacýk baþ selamý neden çok görülür.

Birbirimizi birleþtirici aramýzda dostluk ve samimiyet baðlarýný parlatmak ýþýl ýþýl

hale getirmek yerine ayrýþtýrýcý birbirimize olan güven ve samimiyet duygularýmýzý
Mart - 2010 Sayý: 2 zayýflatan parlatýlmasý daha kolay olan koparýcý kesici yanlarýmýzý güçlendiririz.

Bahçeþehir Atatürk Lisesi Etrafýmýza gülümseyerek bakmak, güvenmek ve güven vermek yerine þüpheli,
Adýna Sahibi sorgulayýcý hatta yargýsýz hüküm veren tavýrlarýmýzý takýnýrýz evden çýkarken?
Farkýnda deðil miyiz? Seçtiðimiz tavýr ve davranýþlarýmýzýn da ruhumuzu
Faris ÖZEK kararttýðýnýn bizi ve çevremizi mutsuz ettiðinin…
(Okul Müdürü)
Mutlu olmak ve çevremizdekileri de mutlu etmek bizim elimizde sadece
Genel Yayýn Yönetmeni kendimize bakmak, bir iki dakika kendimizi sorgulamak, geçici hayatýmýzý birbir-
Yunus KOÞAR imizi üzmekle geçirmenin ne kadar anlamsýz olduðunu anlamamýza yetecektir.
(Türk Dili ve Edebiyatý Öðrt.) Býrakalým artýk ayrýlýklarýmýzýn uçlarýný parlatmayý. Bakýn ayný gök kubbenin
altýndayýz. Bakýn ayný havayý teneffüs ediyoruz. Bakýn ayný þehirde ayný
Yayýn Kurulu mahallede yaþýyoruz. Bakýn ayný türküyle coþuyor, ayný aðýtla gözyaþý döküyoruz.
Merve ÖZTÜRK Neden dalýndaki kýpkýrmýzý gülü görmek yerine dikenine gözümüzü dikiyoruz?
Tolga AKINCI
Yoksa bizler mekânlara ve zamanlara sýðmayan gönül erleri Yunus'un
Lütfü Berk KIRAY Mevlana'nýn, Yesevi'nin torunlarý deðil miyiz? Ne oldu?
Ýdilcan DOÐAN
Kutay GÖZÜBÜYÜK "Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kâfir, ister Mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
Ýletiþim Bilgileri bizim dergâhýmýz, ümitsizlik dergâhý deðildir,
Tel: 0212 669 24 51 yüz kere tövbeni bozmuþ olsan da yine gel...
yunuskosar76@hotmail.com Þu topraða sevgiden baþka bir tohum ekmemeliyiz,
Sonraki sayýlarýmýzda dergimize Þu tertemiz tarlaya baþka bir tohum ekmemeliyiz biz...
reklam vermek isteyenler için Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye þu yol vuruculuk?
Tel: 0506 218 34 36 Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye þu senlik benlik.."

Sözlerini dile getiren anlayýþýmýza.

Grafik & Tasarým
Ýsa AKKAYA
(isaakkaya55@hotmail.com)
Kapak Tasarým
Muhammed Göðce
Not: Deðerli öðretmenlerimiz ve
sevgili öðrenciler, dergimiz için yazýlý
eserlerinizi
yunuskosar76@hotmail.com
adresine her ayýn 15'ini aþmayacak
þekilde gönderebilirsiniz. Katkýlarýnýz
için þimdiden çok teþekkürler.
Bizi biz yapan deðerlerimizin üzerine kül serpmezsek, ayrýlýklarýmýzý parlatmazsak
bizden daha güçlüsü olur mu bu yeryüzünde söyler misiniz? Bayraðýna,
milletine, deðerlerine bizim kadar baðlý, zalime karþý mazlumun yanýnda olmayý
bizim kadar yüreklice benimseyebilen baþka bir millet var mý acaba?
Hadi yarýn deðil az sonra deðil þu an itibariyle kafamýzda büyütüp geliþtirdiðimiz
ön yargýlarýmýzý, beynimizi meþgul eden bütün olumsuzluklarýmýzý silelim bir
daha aklýmýza gelmeyecek þekilde. Saðýmýzdakine, solumuzdakine damarýmýzdaki
asil kanda mevcut olan insan sevgisiyle dolu bakýþlarýmýzla bakalým. Baþarmak
için bu bize yeter.
Yunus KOÞAR
Türk Dili ve Edb. Öðrt.
yunuskosar76@hotmail.com

YAYIN KURULU
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
1
Röportaj
Ýlçemizin Kaymakamý Sayýn Cevdet Can’dan
öðrencilerimize sýmsýcak bir karþýlama
" Ýnsanlar herkesi sevmek zorunda deðildir; ancak insanlar kim
olursa olsun etraflarýndakilere saygý duymak zorundadýr."
Bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Cevap: Ýnsanýn kendisinden bah-
setmesi çok zordur. Ben kendimi kýsa-
ca þu þekilde anlatabilirim ben kendimi
mesleðimin gereðince hep baþkalarýna
yardým etmeye çalýþan, hizmetkâr tabi-
atlý bir insan, aþk ile milletine, ülkesine,
coðrafyasýna baðlý bir insan olarak ta-
nýmlayabilirim. Ýyimser tavýrlý, özgür-
lüklerden yana, insanlarýn mutluluðu-
nu isteyen, insanlarý deðerlendirirken
onlarýn özüne göre deðerlendiren bir
yapýya sahibim.
Öðrenim hayatýnýz boyunca bir
hedefiniz var mýydý? Vali veya kayma-
kamlýk mesleði hedefleriniz arasýnda
mýydý?
Tabi öðrenim yýllarýnda hedefim
vardý. Konuþmamýn baþýnda da belirt-
tiðim gibi insanlýða faydalý onlarý mut-
lu edecek, onlarý güldürecek bir mes-
lek istemiþimdir þu meslek veya bu
meslek diye ayýrt etmedim önemli
olan insanlar kendilerini güvende his-
sediyor mu? Her akýmdan, yüzü gülü-
yor mu? Orda güzellik var demektir
orda huzur var demektir orda doðru
yönetim var demektir insanlýða hizmet
amaçlý bir meslek hep aklýmdan geçi-
yordu ama lise bitinceye kadar hatta
üniversite imtihanlarýna kesinleþen bir
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
2
hedef yoktu Girdikten sonra tercihimi
siyasal bilimler olarak kullandým ve yö-
neticilik olarak seçtim. Yani bir hedefim
vardý hedef halka hizmet.
Baþakþehir ilçesinde kaymaklýða
2008 yýlýnda baþladýnýz. Size göre hiz-
met yaptýðýnýz dönemde Baþakkþehir
bölgesinde ne gibi çalýþmalar yaptýnýz?
Size göre deðiþen bir þey var mý?
Baþakþehir ilçesi devamlý deðiþen
bir ilçe. Örnek olarak 2008 yýlýna göre
2009 yýlýna göre en fazla nüfusu artan
ilçe Ýstanbul ilçeleri arasýnda son yýllar-
da en fazla göç alan ilçe ve bu nüfus
arþtý da gün geçtikçe devam edecektir
dolayýsýyla geliþen ve büyüyen bir ilçe
önümüzdeki 5 10 yýl içerisinde de ara-
tacaktýr tabi 2008 yýlýnda bu ilçeyi ku-
rarken de çok sýkýntýlý bir süreç yaþadýk.
Bir konuþ-
manýzda Þeyh
Edibali'nin 'Za-
maný gelince çi-
çekler açar.' Sö-
zünü kullanmýþ-
týnýz. Bu sözü-
nüze göre Ba-
þakþehir ilçesi
için çiçeklerin
açma zamaný
geldi mi?
Bana göre
çiçek açma zamaný geldi. Her þeyin bir
zamaný var tabi. Örnek vermek gere-
kirse, bizim ara bölgede beþ tane ma-
hallemiz var; Þahintepe, Güvercintepe,
Altýnþehir gibi gecekondu semtlerimiz
var ve bunlar daha önce K.çekmece'ye
baðlýydýlar, K.çekmece'nin otuza yakýn
mahallesi var. Hizmet bakýmýndan geri
kalmýþ baktýðýmýz zaman. Büyüyen bir
kentte merkezden bütün sorunun hal-
ledilmesinin mümkün olmadýðýný,
genleþmenin belli bir yerde gerçekleþ-
mesinden yola çýkarak kuruldu. Ulaþý-
mýn alt yapýsýnda bir iyileþme mutlaka
ortaya çýkacak, okullaþma oranýnda ar-
týþ olacak, saðlýk konusunda hüküme-
tin birtakým özel yatýrýmlarýnda otoma-
tik olarak gerçekleþecek. Ýþte bu yüz-
den çiçeðinde açma zamaný geldi.
Daha önce görev yaptýðýnýz yerler-
de çeþitli sosyal projeler hayata geçir-
miþsiniz ama uygulamak isteyip de uy-
gulayamadýðýnýz projeleriniz var mý?
Her ilçenin kendine has sorunlarý
var. Bir Taþra Kaymakamlýðý ile Büyük-
þehir Kaymakamlýðý birbiriden çok
farklýdýr. Örneðin Konya - Ereðli Bað-
dat Demiryolu Projesi. Buradaki amaç
zamandan ve yakýttan tasarruf edilme-
sidir. Bizim buradaki sosyal projemiz
ise yaþam kalitesini yükseltmek. Baþlar-
da belirttiðimiz gibi kendini güvende
hissetmek, yüzünün gülmesinin yolu
insanýn yaþam kalitesini artýrmaktýr. Ya-
þam kalitesini artýrmak için özel proje-
lerimiz var. Özellikle kültür konusunda,

Bir þeyin metodunu anladýðýnýz zaman bilgi arkasýndan gelecektir. Usulü her
zaman ön planda tutmalýsýnýz. Ýçinizde samimiyet olmalý, verme tabiatlý
olmalýsýnýz, iyi niyetli olacaksýnýz ve metodu ön planda tutmalýsýnýz.
sosyal yaþam konusunda… Ýstiyoruz ki
kaliteli yaþam kaliteli insandan ortaya
çýkar. Öyle insanlar var ki Ýstanbul'da
boðaz turu yapmamýþ, birçok tarihi
yerleri, müzeleri gezmemiþ…2010
Kültür Baþkentini fýrsat bilerek beledi-
yeyle birlikte bunlarý organize edece-
ðiz. Buradaki sosyal projemizin amacý
insan boyutu, kaliteli yaþam, kaliteli in-
san projesidir.
Toplu konut alaný gün geçtikçe ar-
týyor, yeþil alanlar ise azalýyor. Bu konu
hakkýnda ki düþüncelerriniz nelerdir?
Þehirleþme konusunun en ana
sorunlarýndan bir tanesi budur. Kentle-
þen dünyada neler vardýr? Kentlerde
çiftçilik mesela Kayabaþý bölgesi tarým-
la geçimini saðlayan, çiftçilik yapan bir
yer. Ýstiyoruz ki orada kent kurulurken
yine orada çiftçilik yapýlabilsin geniþ iti-
bariyle. Örneðin kent ulaþýmý yeþillen-
dirmek, kentlerde doðal afet riskini
azaltmak, yeni bir yol, kentlerin yok-
sulluk mücadelesi… Sezai Karakoç'un
'Balkon' þiiri vardýr. Balkonlarýn insanla-
rýn tabutu haline gelecek. Koca koca
binalarýn hepsi balkon, insanlar bal-
kondan çýkýyor hava alabilecek, dola-
þabilecek baþka bir yer yok çünkü.
Ama bizim ilçemizin þu avantajý var ye-
ni yerler planlanýrken buna göre plan-
lanýyor. Ýsterim ki Bahçeþehir Park yu-
karý kadar uzansýn, ama arada binalar
yapýlýyor. Binalar yapýlýrken gerekli yeþil
alanýn býrakýlmasý lazým. Baþakþehir'de
ki Sular Vadisi'nde Ýstanbul'un en bü-
yük yürüyüþ alaný býrakýlmýþ mesela.
Kayabaþýný yaparken yani her 10
km(kare) böyle bir meydan, yeþil bir
alan býrakýlmalýdýr. Ormanlarýn þehir
merkezinde olmasý gerekir; Emirgan
gibi yýldýz parký gibi… Koca koca bina-
lar yapýlýrken hemen baþýnda bir kent
ormaný yapýlmalýdýr.
Göreve geldiðiniz zaman içerisinde
sanatla ilgili ne gibi çalýþmalar yaptý-
nýz?
Þu ana kadar sanatla ilgili bir çalýþ-
ma yapmadým fakat bununla ilgili ça-
lýþmalarýmýz olacaktýr. Bu tür çalýþmalar
aktarýlan bütçe ile de ilgilidir. Ýstan-
bul'un Kültür Baþkenti olmasýyla bera-
ber ilçelere kaynaklar aktarýlacaktýr. Bu
kaynaðýn bir kýsmýný kültür ve sanat fa-
aliyetlerine aktaracaðýz. Ýlçemizde bu-
nunla ilgili çalýþmalarý belediyemiz de-
vam ettirmektedir.
Þu anda uygulamak istediðiniz ne
gibi projeleriniz var?
Ýlçemiz içerisindeki beþ bölgeyi yan
yol Tem gibi baðlantý yollarýna muhtaç
olmadan birbiriyle ulaþýmýný saðlamak.
Çalýþmalarýnýz sýrasýnda halkla ilgili
olan en büyük probleminiz nedir?
Genel olarak en büyük problem
ulaþým. Beþ bölgeden oluþan geliþ-
mekte olan bir ilçe olduðumuz için
ulaþým konusunda sýkýntýlar yaþýyoruz.
Halkýmýzda bu konuda sýkýntý yaþa-
maktadýr.
Okulumuz hakkýnda neler düþü-
nüyorsunuz?
Ben okulunuza geldim, ziyaret et-
tim. Çok yetenekli öðretmenlerin bu-
Röportaj
lunduðu bir okul burasý. Ben okulunu-
zu yapý itibariyle ve etkinlikleri itibariy-
le takdir ediyorum. Böyle bir derginin
okulunuzda çýkmasý zaten nasýl bir
okul oluðunuzu, nasýl öðrencilere sa-
hip olduðunuzu gösteriyor. Bu baþarý-
nýn bu yýl ve gelecek eðitim yýllarýnda
da faaliyetlerinizle devam edeceðinizi
umuyorum.
Dergimizi nasýl buldunuz?
Derginiz çok güzel. Sizlerin çalýþ-
malarýný burada görmek velilere de
heyecan veriyordur mutlaka. Fakat iþ-
lediðiniz temanýn derginin kapaðýnda
yer almasý ve o konu üstünde aðýrlýklý
olarak iþlenmesi gerekir diye düþünü-
yorum.
Baþarýlý olmak için sizce neler
yapýlmalý?
Ýnsan herkesi sevmek zorunda de-
ðildir ama saymak zorundadýr kim
olursa olsun ne iþ yaparsa yapsýn. Ýn-
sanlar bir þeyleri yaparken kendine bir
metot bulmalý. Okullarda öðretmenle-
rimiz bunlarý öðretmeye çalýþýyorlar. Bir
þeyin metodunu anladýðýnýz zaman
bilgi arkasýndan gelecektir. Usulü her
zaman ön planda tutmalýsýnýz. Ýçinizde
samimiyet olmalý, verme tabiatlý olma-
lýsýnýz, iyi niyetli olacaksýnýz ve metodu
ön planda tutmalýsýnýz. Bunlarý uygu-
ladýðýnýz zaman baþarýlý olursunuz.
Sayýn Kaymakamýmýza çok
teþekkür ederiz.
Uður Polat \ Müzeyyen Balamir
Zarife Çolak \ Lütfü Berk Kýray
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
3
Atamýz

“Türk çocuðu atalarýný tanýdýkça daha büyük

iþler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktýr.”
avaþlarýyla, zaferleriyle, ka-
ni bilimsel yoldan araþtýrmak, ta-
nýtmak ve yaymak amacýyla, Ata-
türk, Türk Tarih Kurumunu kur-
muþ, kurumun çalýþmalarýna ön-
derlik etmiþ, çalýþma planýný ken-
disi çizmiþ; Türk ve Türkiye tarihi-
ni aydýnlatacak araþtýrmacýlara
yol gösterici nitelikte þu direktifle-
ri vermiþtir: ".... Tarih yazmak, ta-
rih yapmak kadar mühimdir, ya-
zan yapana sadýk kalmazsa, de-
ðiþmeyen hakikat insanlýðý þaþýr-
tacak bir mahiyet alýr."
Türk Milleti'nin büyüklüðüne
bütün Türklerin inanmasýný arzu-
layan Atatürk, bu fikri savunmayý
hayatý boyunca amaç edinmiþtir.
"Büyük devletler kuran atalarýmýz
büyük ve geniþ uygarlýklara da
sahip olmuþtur. Bunu aramak,
tetkik etmek Türklüðe ve dünya-
ya bildirmek bizler için bir borç-
tur."...
M. Kemal Atatürk
rih þuuru ile kuvvetlenebileceðini
bilen Atatürk iktisadî ve siyasî is-
tiklâle kavuþturduðu milletini ma-
nevî istiklâle de kavuþturmak için
bu memlekette tarih araþtýrmala-
rýnýn geliþmesine büyük önem
vermiþtir.
Milli Tarih ve Milli Þuur'un bi-
lincinde olan Atatürk, bu konular
hakkýndaki düþüncelerini þu þekil-
de ortaya koymuþtur; "Biz Bal-
kanlarý niçin kaybettik biliyor mu-
sunuz? Bunun tek bir sebebi var-
dýr. Bu da Slav araþtýrma cemiyet-
lerinin kurduðu Dil Kurumlarýdýr.
Bizim içimizdeki insanlarýn milli
tarihlerini yazýp milli þuurlarýný
uyandýrdýðý zaman biz Balkanlar-
dan Trakya hududuna çekildik."
Ulu önder Atatürk'ün þanlý
Türk Tarihi'nin yüz aký olan bazý
büyük devlet adamlarý ve düþü-
nürler hakkýndaki düþünceleri þu

S yýplarýyla, devletleriyle, göç-

leriyle, liderleriyle çok eski ve
þanlý geçmiþiyle Türk milletinin
"Türk çocuðu ecdadýný taný-
dýkça daha büyük iþler yapmak
için kendinde kuvvet bulacaktýr."
diyerek; Türk insanýnýn tarihini
þekildedir;
Yýldýrým Beyazýt Hakkýnda: "Bir
gün ressamlar kahramanlýk sima-
sýný kaybederlerse alsýnlar Yýldý-
tarihi yüzyýllar boyunca dilden di-
le efsane olarak dolaþtý. Birçok öðrenmesinin önemini vurgula- rým'ý çizsinler."
ulus tarafýndan imrenildi bu tari- mýþtýr. Mevlana Hakkýnda:"Mevlana
he, tarihin gelmiþ geçmiþ en bü- Millî heyecanýn ancak millî ta- büyük adamdý, büyük adamdý!"
yük devlet adamlarý tarafýndan
parmakla gösterildi. Fakat Türk
milleti bu efsanevi tarihi ne yazýk
ki yazýlý yapýt olarak ortaya koyup
somutlaþtýramamýþtýr. Ta ki tarihin
önemini fazlasýyla bilen Türk tari-
hinin en büyük lideri Atatürk, bu
soruna çözüm getirene kadar.
Atatürk'ün çalýþmalarý ve talimat-
larýyla birlikte, Orta Asya'dan
Anadolu'ya tüm Türk tarihi gele-
cek nesillere ve tüm dünyaya
adeta altýn tabak içerisinde su-
nulmuþtur.
Türk kültürünü ve Türk tarihi-

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

4

Büyüklüðüne ve üstün kabiliyetlerine inandýðým Türk ulusunun
gerçek tarihinin yazýlmasýný saðlýðýmda görmek istiyorum.
Türk Hun Ýmparatorlarý Teoman
Ve Mete hakkýnda:"Büyük Hun Ým-
paratorluðunun bizce malum olan
hakaný Teoman'dýr. Teoman 13 yy
baþýnda yaþamýþ büyük bir kahra-
mandýr. Çinliler bu kahramanýn
Çin'de Ýmparatorluk kurmuþ büyük
Türk hakanlarýnýn neslinden geldi-
ðini iddia ederler. Teoman'ýn oðlu
Mete de büyük bir hakandýr. O do-
ðuda Kadýrgan daðlarýndan batýda
Hazar Denizi'ne kadar, kuzeyde Si-
birya'dan güneyde Himalaya etek-
lerine kadar Büyük Hun Ýmparator-
luðunu geniþletti. Çin'i birçok se-
ferde maðlup etmiþ ve Çin Ýmpara-
torunu sýðýndýðý kalede kuþatmýþ-
týr. Bence Mete çok büyük bir ku-
mandandýr fakat düþünülürse Teo-
man ondan daha büyüktür, çünkü
her þeyi hazýrlayan odur. "
Atatürk, Osmanlý Devleti'nin
büyük siyasi baþarýlarý hakkýndaki
düþüncelerini "Milletimiz ufak bir
aþiretten; anavatanda müstakil bir
devlet tesis ettikten baþka garb
âlemine düþman içine girdi ve ora-
da azim müþkülat içinde bir impa-
ratorluk vücuda getirdi ve bu im-
paratorluðu altý yüz yýldan beri
tam bir heybet ve azametle devam
ettirdi. Buna muvaffak olan bir
devlet elbette yüksek siyasi ve ida-
ri niteliklere sahiptir." sözleriyle dile
getirmiþtir. Osmanlý Devleti'nin çö-
küþ sebebini de þu sözlerle açýkla-
mýþtýr; "Tarihimizle müspettir ki
þimdiye kadar nihayetsiz zaferler
elde etmiþizdir. Tarihimiz birçok
Atamýz
din!" sözleriyle alçakgönüllülükle
dýþa vurmuþtur.
Büyük Önder milletine ve tari-
hine veda etmeden kýsa bir süre
önce, 1 Kasým 1938'de,Türk Tarih
ve Dil kurumlarýnýn çalýþmalarýn-
dan duyduðu memnuniyeti ve
haklý gururunu þu þekilde dile ge-
tirmiþtir; "Türk Tarih ve Dil Kurum-
larýnýn çalýþmalarý, takdire lâyýk kýy-
met ve mahiyet arz etmektedir. Ta-
rih tezimizi reddedilmez delil ve
vesikalarla ilim dünyasýna tanýtan
parlak muzafferiyetler kaydeder.
Tarih Kurumu, memleketin muhte-
Fakat zaferle beraber her þey býra-
lif yerlerinde yeniden kazýlar yaptýr-
kýlmýþ ve semerelerini toplamayý
mýþ ve beynelmilel toplantýlara
ecdadýmýz ihmal etmiþtir."
muvaffakiyetle iþtirak ederek, yap-
Sonuç olarak, Atatürk, Türk Ta-
týðý teblið-
rihi'nin somutlaþtýrýlmasýnýn bilin-
lerle ecnebi
cinde olmuþ ve bu konu hakkýnda
uzmanlarýn
bizzat kendi çalýþmalarda bulun-
alâka ve
muþ ve geleceði aydýnlatmýþtýr.
takdirlerini
Atatürk'e göre tarih, geçmiþten alý-
kazanmýþ-
nan bir derstir. Bu yüzden Türk Ta-
týr."
rihi'nin yazýlmasý konusundaki ar-
zularýný "Ben fani bir insaným, bir
gün öleceðim. Büyüklüðüne ve
üstün kabiliyetlerine inandýðým
Türk ulusunun gerçek tarihinin ya-
zýlmasýný saðlýðýmda görmek isti-
yorum. Onun için bu toplantýlarda
Sermir Burkay KAYA
kendimden geçiyor, her þeyi unu-
11-G/Fen 37
tuyor, sizi yoruyorum. Beni Affe-
Fotonun altýna: Cumhurbaþkaný Atatürk, Ýkinci Türk
Tarih Kurultayý nedeniyle Dolmabahçe Sarayý'nda
düzenlenen tarih sergisini gezerken (20 Eylül 1937)
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
5
Röportaj
Ýlçe Milli Eðitim Müdürümüz Sayýn Ýsmail
Baltacý’dan okulumuza büyük övgüler
Bize kýsaca kendinizi tanýtýr mýsýnýz?
Ben 25 yýllýk eðitimciyim. Bu meslek hayatý-
mýn 10. yýlý gibi; fazla ay gün hesabý yapmýyorum
yaklaþýk konuþuyorum. Çünkü hergün yeniden
hesaplamýyorum. 10 yýlý öðretmenlikle geçti.15
yýldýr yöneticilikle, iki yýldýr Baþakþehir Ýlçesi kurul-
duðundan beri Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü göre-
vini yürütüyorum.
Þöyle düþünüyorum öðretmenlik gerçekten
sevgi isteyen bir meslektir. Baþarýsýz bir öðretmen
görürseniz yani çok iyi öðretemiyor, bilin ki mes-
leðini sevmiyor. Her iþte böyledir yani doktor
içinde mühendis içinde... Sevgi temeldir. Ama
öðretmen insanla uðraþtýðý için sevgi olmayýnca
mesleðini sevmiyorsa insaný genci öðrenciyi sev-
miyorsa baþarýlý olamaz. Ýsterse bütün kitaplarý
ezbere bilsin. Alanýnda ciltler dolusu kitap yazsýn.
Ama sevgisi eksikse baþarýsý yok demektir. Bu
mesleðimin ve meslek hayatýmýn özeti diyebilirim
size. Ben de öðretmenliði çok seviyorum. Bu be-
nim samimiyetle itirafým, öyle sadece röpörtaj da
olsun diye demiyorum. Ben samimi olarak mes-
leðini sevenlerdenim.
Bizim dönemimizde özel okullar bu kadar
yaygýn deðildi, Anadolunun güzide yerlerinden
Sarýkamýþ'ta orta öðretimimi tamamladým. Erzu-
rum'da öðretmen okulunu bitirdim. Daha sonra
yüksek öðrenimimi tamamladým. Sonrada çeþitli
illerde öðretmenlik yaptým. Bunlardan ilki Binali
beyin memleketi Gümüþhane'de öðretmenliðe
baþladým. Gümüþhane merkezde. Sonra Malat-
ya, Karsa ve en son da Ýstanbul'da.
Öðrenim - Öðretim hayatýnýzda sizi en çok
etkileyen olay neydi hocam ?
Öðrencilik hayatýmda en çok etkileyen üni-
versitede okurken dar gelirli ailelerin yeterince
yemek, içme barýnma ve giyinme sorununu çö-
zemiyor olmasý... Yani birçok gün harçlýksýz oku-
la gidip geldik. Çoðu gün gerçekten ihtiyaçlarý-
mýzý karþýlamak konusunda sýkýntýlar yaþadým.
Güzel yaný da bütün olumsuzluklara raðmen ba-
þarýyla okullarýmý hiç sýnýfta kalmadan bitirdim. Ýl-
kokula kaydoldum üniversiteyi bitirdiðim gün
kaybým yok o zaman sýnýfta kalma çoktu. Öðren-
cilik hayatýmýzdan en acý izler bunlar güzel yaný-
da þimdi bakýyorum siz gençlerin imkanlarýna ya-
ni birçoðunuzun açlýk derdi yok, giysi derdi yok,
kitap derdi yok, kaynak araç-gereç buna raðmen
birçok genç tembellik ediyor. Sorumsuzluk edi-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
6
yor. Çalýþmýyor.
Ýkisini þimdi karþý-
laþtýrmanýzý isti-
yorum bir bizim
gibi düþünün ki
sizden birkaç yaþ
büyüðüz üniver-
siteye gidiyoruz
iki üç yaþ büyü-
ðüz cebimizde
harçlýk sýkýntýsý
yaþýyoruz sürek-
li... Çünkü baba-
mýz fakir nerden
versin? Adamýn
geliri olacak ki
versin. Bunun dý-
þýnda da þimdiki
gençlerin imkan-
larý çok iyi hiçbirþey yapamazsa yani teknolojinin
geliþmesiyle birlikte yer imkaný internet imkaný
ders çalýþma olanaklarý çok daha bizimkinden
fazla. Çalýþana... Çalýþmayanlar içinde zaten bazý
veliler geliyor. “Çocuðumun herþeyi var çalýþma
odasý, bilgisayarý, harçlýðý, giysisi, istediði herþeyi
alýyorum yinede baþarýsýz ozaman da diyoruz ki:
Demekki bu gençlerin bir kýsmý ciddi ciddi so-
rumluluk taþýmýyor. Bizim dönemimizde birçokla-
rý bizim gibi belki de zorunlu þartlardan okuma-
lýyým, baþarmalýyým, iþ sahibi olmalýyým, kariyer
yapmalýyým, hedefini koyuyordu þimdiki gençler
bakýyorum hedef yok, ideal yok, böyle olunca da
hedefiniz olmazsa yürümez... Bu çok önemli.
Öðrenim hayatýnýzda sizi en çok etkileyen
öðretmeniniz var mýydý?
Öðrenim hayatýmda tabi bir ilkokul öðret-
meni iz býrakýr yani bu soruna þöyle cevap vere-
yim kýzým. Her insanýn hafýzasýnda üç beþ tane
öðretmen iz býrakýr. Diyelim bir insanýn elli tane
öðretmeni olmuþ, yetmiþ tane öðretmeni olmuþ-
tur. Ýlkokuldan üniversiteyi bitirinceye kadar hafý-
zasýnda... Yýllar geçti mi üç tane beþ tane isim ka-
lýr. Bir eli geçmez bunlar onlardan birtanesi çok
kötü olabilir yani çok kötü bir öðretmenim vardý.
Hiç sevmezdim. Hiçbir þey öðretmezdi. Diðerleri
de çok iyi birkaç kiþidir. Bu genellikle ilkokul sýnýf
öðretmenidir. Beþ yýl okuttuðu için ve tek kiþi gir-
diði için bir iz býrakan odur. Ondan sonrakiler de
çok iyi bir öðretmen çok iyi iz býrakýr. Benim ilko-
kul sýnýf öðretmenimin dýþýnda o da çok iyi bir in-
sandý. Neden iz býraktý hem sevgiyle yaklaþýrdý
hemde öðretme teknikleri bakýmýndan metodlarý
bakýmýndan çok iyi öðretirdi. O bilgiyle liseyi de
ingilizceden normal sýnýf geçecek düzeyde rahat
bitirdim. Tabi þimdi bakýyorum cd' lere internet
ortamýnda bilgisayar hatta yabancý kanallardan
ingilizce yayýný bukadar yapan televizyon kanalý
bizim dönemimizde olsa pratiðimizi geliþtirirdik.
Ýngilizcem çok daha iyi olurdu. Þimdi unuttuk.
Tabi ama bu iz býrakan öðretmen olayý hepinizde
böyle olacak þimdi tazedir hafýzanýz daha okulda-
sýnýz da bir 10 - 20 yýl geçtikten sonra bakacaksý-
nýz bunu unutmayýn (14.12 ) isim aklýnýzda kalýr
diðerleri silinir.
Veli öðrenci öðretmenlerin size en çok getir-
dikleri sorunlarý problemleri nelerdir?
Bunlarýn veliden baþlayalým. Velilerin bize
yansýyan problemleri birinci sýrada kayýt dönem-
lerinde okullardan para isteniyor. Diye þikayet ge-
liyor. Hatta ilginçtir. Bu kayýt döneminde ekim
ayýnda bizim gecekondu bölgemiz var bu arada-
ki bölge Altýnþehir mahallesinin olduðu yerden
bir veli geldi okul bizden zorla para istiyor. Ne ka-
dar? Dedim. Dedi: 20 lira istiyor. Veli 20 lirayý
büyük bir para olarak demekki: dar gelirli insan-
lar, Ýkinci problemde bazý veliler çok hassas çok
duyarlý iþte öðretmenlerin benim çocuðuma yük-
sek sesle konuþmuþ psikolojisi bozulmuþ sonra
öðretmene ve okul müdürüne soruyoruz. Diyo-
ruz ki: Þu velinin þu öðrencisine böyle davrandýn
mý? Evet çocuk yaramazdý. Þu öðretmende yük-
sek sesle azarlamýþ otur. Demiþ genellikle ilköðre-
timden birkaç tanede böyle hassas veli çýkýyor.
Diyor ki bu uç olayý yani çocuðumun psikolojisi-
ni bozdun desem ki veliye çocuðunun psikolojisi
yoksa ders ortamýnda konuþur (16:33) öðret-
men sus demese sýnýfa nasýl hakim olacak kýzma-
sa nasýl ders iþleyecek o kýsmýný atlýyor o veli veli-
lerin ikinci itirazý bu öðretmen çocuðumuza iyi
davranmýyor. Tabii bir kýsým olaylar var. Dövmey-
le ilgili öðretmenin öðrenciyi dövdüðüyle ilgili þi-
kayetler veliler tarafýndan geliyor. Onu da yasal
olan soruþturma yapýyoruz. Cezai iþlem öðret-
men eðer gerçekten sýnýfta öðrenciyi dövmüþse
yasal olarak cezasý var. Cezai iþlem uyguluyoruz
soruþturma yapýyoruz oda itirazlarýn ön sýralarýn-
da yer alan konulardan biri velilerin tabi velilere
yansýyan kýsmý öðrencilerin aktardýðý doðrudan
öðrenci çok az geliyor þikayete yada problemi bi-
ze yansýtýyor genellikle ya okuldan öðretmen ve
idare bize yansýtýyor öðrenci sorunlarýný yada ve-
li gelip yansýtýyor anne babalardan biri öðrenci
doðrudan buraya kadar çok az gelir. O da çok uç
olaylar öðrenci þikayetiyle çok az karþýlaþýyoruz.
Doðrudan dolaylý gelir. Bunun dýþýnda çok
önemli bir sorun görmüyoruz tabi sorunlu okul-
lar var sorunlu öðrenciler var sorunlu bölgeler
var oda ayrý bir konu yani (18:00) iþsizlik vesaire
hat safhada...
Ýlçemizdeki okullarda sorunlar farklý Atatürk
Lisesi var ya da Baþakþehir Lisesi var. Yani 2 oku-
lun sorunu birbiriyle eþdeðerde deðildir. 2 okul-
dan ayný sorunlar problemler çýkmýyor. Bir öðret-
mensizlik sorunumuz var. tabi bazý okullarda 20-
25 tane öðretmen eksiði var yani düþünün o
okulda 60 öðretmen olmalý 20 tanesi 25 tanesi
eksik onun yerini bizde dýþardan ücretli üniversi-
te mezunu devlet memurluðu alamamýþ atana-
mamýþ kiþilerden öðretmenlik görevi geçici veri-
yoruz. Yani en büyük sorunlarýmýzdan biri bu öð-
retmen eksikliði þuanda 250 tane böyle dediðim
gibi ücretli öðretmen bu ilçede çalýþýyor. Normal-
de 1400 öðretmenimiz bulunmasý gerekirken
1150 civarýnda öðretmen görev yapýyor .
Bahçeþehir Atatürk Lisesi þanslý okullardan biri
dedim ya: ilçemizin en önde gelen okullarýndan
biri hem de çok tecrübeli donanýmlý öðretmenler
var. Þimdi bazý okullarýmýzda da yeni öðretmen
ilk defa atanýyor onlar da birkaç yýlda öðretmen-
lik tecrübesi kazanýyor bunun için okulunuz ayrý-
calýklý.
Milli Eðitim Bakanlýðýnýn okullara yaptýðý yar-
dým hangi düzeyde, yani ne kadar yardým yapýl-
maktaadýr?
Milli Eðitim Bakanlýðýnýn bütçesinden, yani
maliye devlet bütçesinden okullarýn öncelikle öð-
retmen maaþlarý karþýlanýyor; elektrik, su ve yakýt

giderlerinin büyük bir kýsmý karþýlanýyor. Tamamý
diyemiyoruz; Çünkü ödenek yetmiyor. Bunun dý--
þýnda küçük onarýmlarýn tamiratlar, temizlik ihti-
yaçlarý, hizmetli v.b ihtiyaçlarýn okulun kendi im-
kanlarýyla karþýlamak zorunda kalýyor; çünkü
devlet bütçesi Ýstanbul deðil Türkiye'nin genelin-
de en büyük devlet hizmeti okullardadýr. Böyle
olunca bizim gibi geliþmekte olan bir ülkenin
devlet kaynaðý bütçesi, her ihtiyacýný çözemiyor.
Yeni bir ilçe olarak okulumuzdaki temizlik
görevlilerinin az olmasýný nasýl deðerlendiriyorsu-
nuz?
Birinci dönemin baþlarýndan beri üç ay Ýþ-
Kur'la bir protokol imzaladýk. Her okula 3-4 tane
hizmetli Ýþ-Kur adýna maaþlarý Ýþ-Kur'dan toplum
yaranýna çalýþma programý diye bir program var.
Yani iþsizlere iþ edinme üç aylýk bir protokol imza-
ladýk. 31 Aralýk tarihine kadar her okula 3 kiþi, ba-
zý okullarla ise 4 kiþi görevlendirdik. Yeni yýlda
protokolü yenileyemedik. Ama okul yöneticileri-
ne de þu talimatý verdik: ''Bekleyin sömestr tatili-
ne kadar Ýþ-Kur protokolü yenileyip yeni bir pro-
tokol yaparsak eðer 2. dönemde her okula yeni-
den temizlik görevlisi verilecek. Protokol yapmaz-
sak okul yöneticileri kendi imkanlarýyla yeni bir-
kaç eleman tutmak zorunda kalacak. ''Þuanda
sömestr tatili bitinceye kadar bunu beklemeye al-
dýk. Zaten sizin okulun taþýnma durumu,deprem
güçlendirmesinden dolayý geçici olarak Abdi Ýb-
rahim Ý.Ö.O' ndasýnýz. Kendi binanýzýn birkaç kü-
çük onarýmýnýn dýþýnda bitmiþ olmasý gerekirken
önümüzdeki hafta düzen bozulmamasý için kar-
ne dönemi iþler yoðun diye sömestr tatilinde ta-
þýnmalarýný bekliyoruz.
Ýdeal bir eðitim için velinin, öðrenci ve okul
arasýndaki iletiþimi nasýl olmalýdýr?
Önce birbirlerine saygý duymalýdýr. Örneðin,
kötü bir futbol takýmý düþünün. Oyuncular her
topa rastgele vursa,'' benden gitsin de nereye gi-
derse gitsin.'' Baþarý çýkar mý sonunda? Herkes
üzerine düþeni yaparsa arkadaþlarýyla paslaþýrsa
baþarýlý olur ve maçý kazanýr. Eðitim iþi böyledir iþ-
te. Öðretmen veli ve öðrenci üçü birbiriyle çalýþýr-
sa, birbirlerini destekler ve yardýmcý olursa baþarý
kaçýnýlmazdýr. Birbirini anlamak, birbirine saygý
göstermek iþte iletiþimin kaynaðý budur.
Türkiye'de Baþakþehir'in eðitim yeri nedir?
Baþakþehir yeni bir ilçe olmasýna karþýn çok
baþarýlý eðitim veren sizin okul gibi özel okullarý-
mýz da var. Ýstanbul'da Baþakþehir 'in ÖSS baþa-
rýsý 6.sýrada, devlette baþarýs 5.-6. sýradadýr. Bu
39 ilçe genelinde bu baþarý yeni bir ilçe için ol-
dukça iyi bir baþarýdýr. Biz hedefimiz arkadaþlarla
ilk üçe girmeyi istiyoruz. Baþarýsý düþük olan, sýnýf
mevcudu kalabalýk olan okullarýmýz var. Baþarýsýz-
lýðýn tek nedeni sýnýf mevcudunun kalabalýk ol-
masý, öðretmen eksikliði çok olan okullarýmýz var.
Bunlarý düzeltmek için de biz tedbirler alýyoruz.
Projelerimiz var yeni okul yapýmlarý da buna da-
hil. Baþakþehir birkaç yýl içerisinde Ýstanbul'un en
kalabalýk 1 milyon nüfusu bulacak ilçelerden bi-
ridir. Bir okulda dört bin öðrenci var. Dört bin öð-
renci bir çatý altýnda eðitim görüyorlar. Bu okul-
lardan 3-4 tane bulunmaktadýr. Demek ki baþarý
için bu nüfus sayýsýnýn azalmasý gerek. Toplu ko-
nut alanlarýndaki konut artýþýyla da oradaki oku-
lun ihtiyaçlarý yeniden belirleniyor. Onlarý da TO-
KÝ yapacak. Böylece nüfus yoðunluðu da artacak
ve okul sayýda artacaktýr. Bu yeni dönemi, kuru-
luþ dönemindeki sýkýntýlarý bir kýsmýný atlattýk. Kü-
çük bazý sorunlarý da çözümü için atýlýmlar, teþeb-
büsler yapýyoruz.
Bir de Kayabaþý ilk öðretim okulu bizim kar-
deþ okulumuz . Okulu Yunus Hocamýzla ve arka-
daþlarýmýzla ziyarete gittik. Bina bakýmýndan kar-
deþlerimiz çok saðlýksýz koþullarda eðitim görü-
yor. Bunu un için bir þey yapmayý düþünüyor mu-
sunuz?
Ýki aydýr oraya binanýn temeli yapýldý. Tek
katlý ve binanýn çatýsý yapýlmak üzere. Modern 9
derslik, depreme dayanaklý bir okul yapýlýyor. So-
runlu okullarla tek tek uðraþýyoruz, Kayabaþý da
bunlardan biri.
Ýlçemizde Eðitim Açýsýndan Düþündügünüz
Faaliyetler Varmý?
Eðitim öðretimin birinci þartý þudur. Sizin
okulunuzda bir sýkýntý yok ama ögrencilerimiz
dersaneye gidiyorlar, ve her imkandan yararlana-
biliyorlar. Sýkýntýlý olan okullarda belediye ile iþ bir-
liði yapýyoruz. Üniversiteye gidemeyen kazanma
imkaný olmayan öðrencilerin yani maddi durumu
yetersiz olanlarýn Belediye kaynaklý kurs veriyo-
ruz. Durumu olmayan öðrencilerimiz için okul-
larda bir bölüm açalým birer sýnýf gibi Belediye de
oraya özel kurs açsýn. Öðretmenleriz de belli bir
ücretle burada çalýþarak durumu olmayan öðren-
cilere hazýrlýk kursu verelim. Eðitime katkýsý olsun.
Bu çocuklar okumazsa iþsizlik olur, iþsizlik olunca
da toplumsal olaylar olur. Bunlarýn hepsinin çö-
zümü eðitimdir, Okumaktýr. Biz de bunun için
çok yönlü çalýþmalar yapýyoruz. Sivil toplum ku-
ruluþlarýyla diyaloðumuz var. Dernekler var yöre
dernekleri onlarla birlikte kurslar açýyoruz. Sade-
ce normal eðitim deðil de veli ve ailelerin eðitimi
için çalýþmalar yapýyoruz. Bütün bunlara genel
bir çerçeve etrafýnda baktýðýmýz da sadece sýnýf-
larda olan alýþýlagelmiþ eðitim faaliyetlerin dýþýnda
bir faaliyet onun bilincindeyiz. Ama çözümü ko-
nusunda bazen çok kesin çözüm bulamýyoruz.
Ama bunu çözelim derseniz de bir günde olmu-
yor. Bir mahalle düþünün yaklaþýk olarak 10.000
konut bir mahalle ve gece kondudur. Bunlarýn gi-
deceði tek okul vardýr. O zaman bu insanlar çok
zor durumda eðitim öðretim görecekler. Buna da
çözüm üretmeye çalýþýyoruz. Onu çözdüðümüz
Röportaj
Her insanýn unuta-
madýðý bir öðretmeni
vardýr. Ama Bahçeþehir
Atatürk Lisesi’nin
öðrencileri çok þanslý
çünkü tüm öðretmen-
leri unutulmayacak
kadar kýymetli
zaman da büyük bir sosyal sorunu çözmüþ ola-
caðýz.
Eðitime Halkýmýzýn Bakýþ Açýsý Nedir?
Türkiye de son yirmi yýlda güzel bir deðiþim
var. Ýnsanlar artýk okumanýn gereðine inanýyor.
Sadece okullara güven sorunu var. Yani A okulu-
na kimse çocuðunu vermek istemiyor, B okulu-
na da herkes çocuðum bu okula gitsin diyor. Bu-
rada devlet okullarýný kastediyorum. Zaten para-
sý olan istediði okula gitme hakkýna sahip yani
çevrede bulunan istediði koleje yollayabilir. Dev-
let okuluna giden öðrenci bu konuda güven so-
runu yaþýyor. Okul sorunlarýna bakýyorum, ince-
liyorum iyi bir okul ne demektir, nasýl iyi bir okul
olur. Ýyi okul iyi eðitim verendir. Veliler her zaman
iyi bir manzarasý olan, binasý güzel olan okula mý
iyi diyor, yoksa içinde çok iyi eðitim veren okula
mý? Mesela ilk öðretimde baþarýlý bir okul diyebil-
mek için SBS sonuçlarýna bakmak gerekiyor. Lise-
lerin baþarýsýný ne yapýyoruz, ÖSS deki baþarýsýn-
dan anlayabiliyoruz. Halkýmýz artýk bilinçlendi,
çocuðunu okula gönderdim kurtuldum demiyor.
Çocuðum iyi bir okula gitsin diye bize geliyor. Biz
de bulunduklarý çevredeki okullara yönlendiriyo-
ruz. Bu güzel bir geliþmedir. Halkýn eðitimi bilme-
si bilinçli bir bakýþtýr. Ama her yerdeki okulumu-
zun kalitesi ve yönetimi iyi olursa o zaman bu yö-
netime de baðlýdýr, sadece öðretmenle deðildir.
Bir okulun bütün öðretmenleri tam kadro olursa,
ama eðitim seviyesi iyi yönetilmezse baþarýsýz
olur.
Okul dergisini nasýl buldunuz?
Bu dergideki tüm öðretmenleri öðrencileri
tebrik ediyorum. Eksiklikler olur onlarý gidermek
önemlidir. Daha sonra bu eksiklikler gider eksik-
siz bir dergi olur ama dergideki emel güzel tabi ki
derginin devamlýlýðý da güzel tek dergide kalma-
sýn eðitim yýlý içinde sürsün.
Yunus hoca : Devamý gelecek uðraþýyoruz
Evet sponsorlarýn katkýlarýný da gördüm be-
ðendim bu da önemlidir.
Son olarak öðrencilere tavsiyeleriniz ne-
lerdir?
Öðrencilerden beklentilerim: þu anda hep
gördüðümüz baðýmlýlýklar vardýr. Aslýnda bu alýþ-
kanlýklar arkadaþ ortamýnda baþlýyor sigaranýn
vb. þeylerin azý çoðu yoktur. Bunlardan uzak du-
run arkadaþlarýnýzý iyi seçin sonra siz okuma ça-
ðýndasýnýz dolu dolu okuyun iyi çalýþýn zamaný
geçince 10 sene sonra piþman olursunuz kýsaca-
sý okulunuzu en iyi þekilde tamamlayýn. Öðret-
menlerinize güvenin ve saygýda kusur etmeyin.
Sayýn Ýlçe Milli Eðitim Müdürümüz ÝSMAÝL
BALTACI ya Teþekkür Ederiz…
Lütfü Berk Kýray \ Noyan Hasgören / Elif Kapýsýz
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
7
Türk büyüklerinden
Bir Tükçe Kahramaný
Karamanoðlu Mehmet Bey
aramanoðullarýnýn üçüncü ve en
K büyük hükümdarýdýr. Doðum tari-
hinin kesin olmamakla birlikte
1246 olduðu sanýlmaktadýr. Ölüm tarihi
ise 1283'tür. Mehmet Bey Karamanoðul-
larýnýn baþýna geçtiðinde, Anadolu'da
Moðol hâkimiyeti bulunmaktaydý. Ka-
raman Bey'in ölümünden son-
ra, Anadolu Selçuklu
Sultaný IV. Rük-
nettin Kýlý-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
8
çaslan, Karaman ülkesinin idaresini, vezirle-
rinden Hutenoðlu Bedrettin Ýbrahim'e ver-
miþ; eski ülüþ sistemini tanýmadýðýný ilan et-
miþti. Daha çocuk yaþta olan Mehmet Bey
ve kardeþleri de yakalanýp hapsedilmiþti.
IV. Rükneddin Kýlýçarslanýn ölümü üzeri-
ne, yerine III. Gýyaseddin Keyhüsrev geçti.
Mehmet Bey ve kardeþleri serbest býrakýldý.
Karamaoðlu Mehmet Bey, baþa geçer
geçmez, Selçuklulara cephe aldý. Üzerine
gönderilen Moðol-Selçuk ordusunu, Göksu
vadisinde maðlup etti. Güneye yönelip, Sa-
hiller Emini Hoca Yunus ordusunu da
yenerek egemenliðini saðlam-
laþtýrdý. Daha sonra, Eþre-
foðlu ve Enteþe Türk-
menlerini de yanýna
alarak Konya önlerine
geldi. Konya'yý zapte-
derek Gýyaseddin Siya-
vuþ'u Selçuklu tahtýna
geçirdi.
O sýrada Selçuklu-
lar, edebi dil olarak
Farsçayý, devlet iþlerin-
de ise Arapçayý kullaný-
yorlardý. Halk ise bu iki
dilin dýþýnda, kendi öz
dili olan Türkçeyi kullan-
mayý sürdürüyordu.
Mehmet Bey, millet
olarak yaþamanýn ilk þar-
tý olarak, dil birliðinin
saðlanmasý gerektiðine
inanýyordu.
Kendi dilini ve kültü-
rünü hor gören, baþka
kültürlerin egemenliðine
girmeyi yücelik sanan, bu
yoz anlayýþa tepki göste-
riyordu. Konya'nýn alýn-
masýndan sonra, 1277
tarihli ünlü fermanýný ya-
yýnladý. Türkçeden baþka
bir dil konuþulmasýný ya-
sakladý. O'nun bu ferma-
ný Anadolu'da uzun yýllar
yankýlanmýþ ve günümü-
ze kadar gelmiþtir.
Konya'yý yeniden ele
geçiren Moðollar, Kara-
manoðullarý üzerine yü-
rüdüler. Küçük bir orduy-
la Moðollara karþý yiðitçe
savaþan Mehmet Bey,
kardeþleri Tanu ve Zekeri-
ya ile birlikte þehit düþtü.
Mehmet Bey askeri
ve idari yönden bilgili ve
yetenekli bir devlet adamý
idi. Hayatý boyunca bilim ve sanat adamlarý-
ný etrafýnda toplamýþ, onlara büyük deðer
vermiþtir.
KARAMANOÐLU MEHMET BEY ve FER-
MANI
Karamanoðlu Mehmet Bey'in, 13 Mayýs
1277'de, Türkçeyi korumak amacýyla yayýn-
ladýðý ünlü fermanýný, herhangi bir ferman
diye nitelendirmek, yanlýþ olsa gerektir.
O dönemdeki Anadolu'nun durumunu
kavramadan, fermaný deðerlendirmek de,
yine gerçeklere tam anlamýyla ulaþmamýzý
engeller.
XII. y.y. ve sonralarý, Anadolu Selçuklula-
rý'nýn hüküm sürdüðü; Anadolu Selçuklularý
Türk olmalarýna raðmen, devletin her ala-
nýnda Ýran hâkimiyetinin apaçýk görüldüðü
ve Türklüðün deðerlerinin, devlet eliyle
unutturulmaya yüz tuttuðu yýllardýr.
Ýþte bu dönemde Karamanlýlar, Anado-
lu'da, dil alanýnda deðil; Türk deðerlerinin
yaþatýlmasý için, her alanda, büyük mücade-
leler vermiþlerdir.
1238'de Selçuklularýn Ýranlaþmasý karþý-
sýnda, Karaman'lýlarýn atasý Nure Sofi'nin de
katýldýðý; Türklüðün savunmasý denilebile-
cek, Kýrþehir'in Maliya Ovasý'nda gerçekleþen
savaþ; Karamanoðullarýnýn Anadolu'da ver-
dikleri mücadelelerin, koltuk kavgasý deðil;
Türk deðerlerinin korunmasý olduðunun en
açýk delili sayýlabilir.
Karamanoðlu Mehmet Bey de, atasý
Nure Sofi gibi, Anadolu'da, Türklüðün, Türk
deðerlerinin mücadelesini vermiþtir. 1277'de
yayýnladýðý fermanýn özünde, bir milletin
birlik beraberliðinin ilk adýmýnýn, dil birliði
olduðu gerçeði vurgulanmaktadýr.
Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen, bura-
da devlet ve beylikler kuran Türk boylarýnýn,
baþka milletlerin deðerlerini kabullenip, ken-
di öz yapýlarýný terk etmeye yöneldikleri ve
bu yöneliþi adeta marifet saydýklarý bir dö-
nemde, sadece Karamanoðullarýnýn, Türk
deðerlerine baðlý kalma savaþý vermeleri ve
Karamanoðlu Mehmet Bey'in bu gerçeði,
tarih sayfalarýna, fermanýyla kazýmasý, Ana-
dolu Türk tarihinin en önemli adýmlarýndan-
dýr.
Osmanlý Devleti'nde
Türkçenin devlet dili olarak geliþmesi,
Osmanlýlar zamanýnda güçlenerek devam
etmiþtir. "Gerçekten bütün imparatorluk ida-
resinin muameleleri, yabancý devletlerde
muhaberat ve dünyanýn en zengin Türkçe
arþivi Osmanlýlara ait olduðu gibi Orhan
Gazi, vakfiyelerini ilk defa Türkçe yazmakla
vakýf dilinin Arapça olmasý kaidesi de kýsmen
deðiþtirilmiþtir." (18) Osmanlý Beyliði,

Anadolu Türk birliðini kurmakla Batý Türkçe-
sinin birliðini de saðlamýþtýr.
Fatih Sultan Mehmet, Ýstanbul'un fet-
hinden (1453) sonra, devlet teþkilâtýný yeni-
den kurarken hazýrlattýðý kanunlarý, Türkçe
yazdýrdýðý gibi, hazýrlanmasý sýrasýnda da dil
konusuna özellikle dikkat edilmesini istemiþ-
tir. Kanun hazýrlanmasýný emreden bir fer-
manýnýn baþýnda, "Kanunnâme tahrir olun-
mak lazým gelmeðin, bu ahd-i hakîr feer-
man-ý celilleri üzre nazm ve inþâ idülüh ve
herrkes mûstefid olmak içün ýstýlâh ve iba-
retten feragat olunub..." ifadeleri yer almak-
tadýr. Fatih'in, kanunlarý Türkçe yazma konu-
sunda açtýðý bu çýðýr, sonraki padiþahlar za-
manýnda da sürüp gitmiþtir.(19)
Osmanlý devrinde Türkçenin devlet dili
olarak hâkim olmasýnýn bir baþka sebebi de
"Enderûn Mektebi" dir. "Enderûn", saray
içinde bir okuldur. Sarayda, orduda ve
hükûmet iþlerinde çalýþacak memurlarý ve
hizmetlileri yetiþtirmek bu okulun görevi
idi. Fatih tarafýndan açýldýðý bilinen bu oku-
la, "acemi oðlanlar" arasýndan öðrenci seçi-
lirdi. Enderûn'dan sadrazamlar, kaptan pa-
þalar, yeniçeri aðalarý, eyalet valileri, sancak
beyleri, daha baþka hizmetler için ünlü kiþi-
ler, ayrýca þairler, edipler, ressamlar, mimar-
lar, müzikçiler, tarihçiler ve daha bunlar gibi
medresenin yetiþtirmediði bilginler de yetiþ-
miþtir.
Bu madde, devlet iþlerinde çalýþacak
memurlarýn Türkçe bilmeleri þartýný getirdiði
gibi, "Devletin lisan-ý resmîsi olan Türkçe"
ifadesine yer vermesi ile de önemlidir.
1876'da ilân edilen ve I. Meþrutiyet
Anayasasý olarak da bilinen Kanun-ý
Esasînin, 57. Maddesi ile, "Parlâmentoda ya-
pýlacak konuþmalarýn Türkçe olmasý"; 68.
Maddesi ile de, "milletvekili seçilebilmek için
Türkçe bilme þartý" getirilmektedir.
Cumhuriyet Devrinde
Kanun-ý Esasî'nin Türkçe ile ilgili madde-
leri, 1924 Anayasasýnýn hazýrlanmasýna ka-
dar yürürlükte kalmýþtýr. Çünkü 1921'de tam
bir anayasa hazýrlanmamýþtýr. Sadece 23
maddelik, temel ilkeleri belirten bir metin
hazýrlanmýþtýr. 1921 Anayasasý olarak bilinen
bu metnin 10. Maddesinde, "Kanun-ý
Esasî'nin (1876 Anayasasý) bu maddelerle
çeliþmeyen hükümleri tamamen yürürlükte-
dir." denilerek 18., 57., 68., maddelerin de
dahil olduðu birçok hüküm geçerli sayýlmýþ-
týr.
Cumhuriyetin ilânýndan sonra hazýrla-
nan 1924 Anayasasýnda Türkçenin "resmî
dil" olduðu açýkça belirtilmiþtir. Teþkilat-ý
Esasî adýný alan bu anayasanýn 2. Maddesi
þöyledir:
Madde - 2 "Devletin resmî dili Türkçedir"
1924 Anayasasýndan sonra hazýrlanan
anayasalarýmýzda Türkçe, resmî dil olarak
ayný þekilde yerini almýþtýr. Bugün yürürlükte
bulunan 1982 Anayasasýnýn 3.Maddesi þöy-
le düzenlenmiþtir:
Madde 3: "Türkiye devleti, ülkesi ve mil-
leti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türk-
çe'dir. (…)"
Yine 1982 Anayasasýnýn 42. Maddesi de
þöyledir:
Madde 42: "Türkçeden baþka hiçbir dil,
eðitim ve öðretim kurumlarýnda Türk vatan-
Türk büyüklerinden
bu ifadelerin konulma-
sýna ihtiyaç duyulmaz-
dý.
Yukarýda sözünü
ettiðimiz Baþbakanlýk
Genelgesi'nde, "Türk-
çenin yapýsýný ve güzel-
liðini zedeleyecek hare-
ketlere izin verilmeme-
si, ana dilimizin tabiî
seyri içinde geliþmesi
gerektiði görüþünde-
yiz" denildikten sonra,
"Kamu kurum ve kuru-
luþlarýnca
yapýlan
resmî ya-
zýþmalarda
ve yayýnlarda
güzel Türkçemizin
aþýrýlýlýklardan kaçýný-
larak kullanýlmasý; yapý,
imlâ ve kelimelere dikkat
edilmesi" mecburiyeti ge-
tirilmektedir.
Dilimiz, tarih boyunca
daþlarýna ana- çeþitli milletlerin dilleri, kültürleri
dilleri olarak okutulamaz ile karþýlaþmýþtýr. Her medeniyet ve kültür di-
ve öðretilemez. Eðitim ve li gibi Türkçe de baþka dillerden kelime al-
öðretim kurumlarýnda oku- mýþ, vermiþtir. Ahmet Hamdi Tanpýnar'ýn
tulacak yabancý diller ile ya- ifadesi ile "deðiþerek devam etmiþ, de-
bancý dille eðitim ve öðre- vam ederek deðiþmiþ" tir. Türk adýyla bili-
tim yapan okullarýn tâbi olacaðý esaslar ka- nen ilk Türk devleti Göktürklerden günü-
nunla düzenlenir. Milletlerarasý anlaþma hü- müze kadar kültür dili, edebiyat dili, ilim di-
kümleri saklýdýr." li, devlet dili olarak varlýðýný sürdürüp gel-
1982 Anayasasý'nýn 2. ve 42. maddele- miþtir. Deðiþerek ve geliþerek buna devam
rine dayalý olarak 1739 sayýlý Türk Millî Eðiti- edecektir.
mi Temel Kanunu'nda da dilimizle ilgili hü- Hukuk devletinde kanunlara uymak,
kümler bulunmaktadýr. Bu kanunun 10. her vatandaþýn görevidir. Anayasanýn em-
Maddesinin ikinci paragrafý þöyledir: rettiði dili kullanmak, dille ilgili kanun, yö-
"Madde - 10: "..Millî birlik ve bütünlü- netmelik ve genelgelerdeki resmî dile uy-
ðün temel unsurlarýndan biri olarak Türk di- mak, öðretim kurumlarýnda Anayasa ve ka-
linin, eðitimin her kademesinde özellikleri nunlarýmýzdaki ortak dili kullanmak resmî
bozulmadan ve aþýrýlýða kaçýlmadan öðretil- görevlerimiz arasýndadýr.
mesine önem verilir. Çaðdaþ eðitim ve bilim Ancak kanun koyucularýn da hazýrladýk-
dili hâlinde zenginleþmesine çalýþýlýr. Bu larý kanun metinlerinde Türk milletinin tari-
maksatla Millî Eðitim Bakanlýðý'nca gereken hinden süzülüp gelen, ortak kültür ve yazý
tedbirler alýnýr." dilini kullanmalarý, Türk dilinin yapý ve iþleyi-
Yukarýda zikrettiðimiz anayasa maddele- þine uymalarý gerekir.
ri ve kanunlarýmýzda Türkçenin, devletimizin
resmî dili olduðu açýk seçik hükme baðlan-
Karamanoðlu Mehmet Beyi arýyorum.
mýþtýr. Buna göre devlet, resmî dilini gözetip Göreniniz, bileniniz, duyanýnýz var mý?
kollamak yetki ve sorumluluðuna da sahip-
Bir ferman yayýmlamýþtý;;
tir. Bugünkü anayasanýn giriþ bölümünde
"anayasanýn sözüne ve ruhuna sadakat" þar-
tý da getirilmiþtir. Bu itibarla, devletin resmî Bu günden sonra divanda, dergâhta,
yazýþmalarýnda ve eðitim, öðretimde kulla-
bargâhta, mecliste, meydanda
nýlacak dilin ölçüsü de anayasada kullanýlan
dildir. Nitekim 29.09.1984 tarihi bir "Baþba-
Türkçeden baþka dil konuþulmaya diye,
kanlýk Genelgesi" anayasa dilinin ölçü olarak Hatýrlayanýnýz var mý?
alýnmasýný emretmektedir. Bu genelge istika-
metinde uygulamayý kolaylaþtýrmak üzere,
1982 Anayasasýna göre kurulmuþ bulunan
Dolanýn yurdun dört bir yanýný,
Türk Dili Kurumu "Anayasa Sözlüðü" adlý bir Çarþýyý, pazarý köyü, þehri
kitap hazýrlamýþtýr.
Fermanaa uyanýnýz var mý?
1739 Sayýlý Kanunun 10. Maddesinde,
"Türk dilinin eðitimin her kademesinde özel-
likleri bozulmadan ve aþýrýlýklara kaçmadan
öðretilmesine önem verilir." Ýfadeleri yer al-
maktadýr. Bu ifadeler düþündürücüdür. Çün-
kü "özelliklerinin bozulmasý" söz konusu ol-
Hasret Yiðit
masa, böyle bir tehlike bulunmasa kanuna 9-A
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
9
Röportaj
Öncelikle hedefleriniz olsun. Çok büyük hedefler yerine küçük küçük hedefleri
baþardýkça kendinize güveniniz artacak ve gözünüzü büyük hedeflere dikeceksiniz.
Bize kendinizden kýsaca bahseder
misiniz?
Kendimden kýsacýk bahsedersem,
Samsun doðumlu, aslen Bayburtlu-
yum. Ýlkokulu Samsun 30 Aðustos Ýl-
kokulu'nda baþladým. Daha sonra Ýs-
tanbul'a gelip konservatuara giriþ
yaptým. Konservatuarda 11 senelik
eðitimden sonra yüksek lisans yapýp
Sayýn Nida Tüfekçi hocamýzýn referan-
sýyla kendi okulumda öðretim görevli-
si olarak göreve baþladým. Ayrýca TRT
Radyoevi'nde 2 senelik bir çalýþmam
oldu. Bunun yanýnda vokalistlik-bað-
lama sanatçýlýðý da yaptým. Bunun dý-
þýndaki zamanlarý evimde, ailemle ge-
çiriyorum.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
10
Orhan
Hakalmaz’la
Söyleþi
Sanat hayatýnýzýn baþlamasýnda
kimler etkili oldu?
Babamýn büyük ölçüde etkili oldu-
ðunu söyleyebilirim. Ayrýca Nida Tü-
fekçi hocamýn da çok büyük katkýlarý
oldu bu konuda. Ýstanbul'a geldiðim
zamanlarda TRT'de ''Çocuk Saati'' adlý
programa katýlýp saz çalmýþtým. Bu-
nun da etkili olduðunu söyleyebilirim.
8 yaþýnýzda Karadeniz Altýnses Ya-
rýþmasý'nda bir birincilik elde etmiþsi-
niz. Bu yarýþmaya katýlmaya fikri nere-
den doðdu?
Yine babamýn sayesinde oldu. As-
lýnda bunu birazda benim müzik sev-
gimle bir alakasý var. Bazen bana so-
ruyorlar,''neden müzik?'' diye. Ben
kendimi bildiðimden beri elimde bir
alet,onu çalýp söylüyorum diyorum.
Peki bu yarýþmaya katýldýktan son-
ra hayatýnýzda neler deðiþti?
Yarýþmadan sonra bir deðiþiklik ol-
madý. Oldubitti bir olay gibiydi, ger-
çekten de oldu ve bitti. Zaten o dö-
nemleri de çok fazla anýmsayamýyo-
rum. Anca resimlerden hatýrladýðým
birkaç þey oldu. Sadece insanlarýn be-
nim hakkýmdaki görüþlerine etkisi ol-
du. Ýnsanlar bana ''Bu çocuktan iþ çý-
kar'' gözüyle bakmaya baþladý.
 Röportaj

Baþarmak için kabiliyetinizle yaptýðýnýz iþin örtüþmesi gerekir

müzikal aðýrlýklý bir dönemdi. Ben de
dersleri zevk alarak takip ederdim.

Müzikle ilgili aldýðýnýz ödüller ne-

lerdir?
TDK'nýn takdim ettiði bir ödülüm
var.''Türkçeyi En Ýyi Kullanan Sanatçý
Ödülü''ne layýk görüldüm.

Çocuklarýnýzýn müzikle uðraþmasý-

ný ister misiniz? Yani Ýlerde sizin gibi
bir müzisyen olmak isterlerse tepkiniz
ne olur?
Tepkim gayet olumlu olur. Ýkisi de
çok kabiliyetler. Ben müziði doðru an-
ladýðým için çocuklarýmýn da müziði
doðru anlamasýný isterim.

Son olarak müzik hayatýna atýlmak

isteyen gençlerimize neler önerirsiniz?
Son zamanlarda bazý kanallar da
Öncelikle hedefleri olsun. Çok bü-
çocuklarýn yarýþmacý olduðu ses yarýþ- Türkünün günümüzde pek fazla,
yük hedefler yerine küçük küçük he-
malarý düzenleniyor. Bu yarýþþmalarýn özellikle gençler tarafýndan- raðbet
defler koyun, gerçekleþtirince tekrar
çocuklara ne gibi etkileri oluyor? görmemesinin sebepleri nelerdir?
yeni hedefler koyun. Sonra sabýrlý
Bu yarýþmalarýn çocuklar için ziyan Türküyü gençlere sevdirmek için neler
olun. Sabýrlý olursanýz her kapý size
olarak algýlýyorum. Desteklemediðim yapýlmalýdýr?
açýlacaktýr. Baþaracaðýnýza inanýn.Ve
gibi çocuklarýn psikolojilerini de olum- Ben gençlerin türküyü sevmediði-
dirayetli olun.
suz etkilediðini düþünüyorum. Birde ne inanmýyorum. Bunu da oturdu-
bu program sürekli olarak devam et- ðum yerden söylemiyorum. Özellikle
Sayýn Orhan Hakalmaz'a Katkýla-
mekte. Eðitim hayatlarýný da pek üniversite gençliði, sonra albüm satýþ-
rýndan Dolayý Teþekkür Ederiz …
olumlu etkilediðini düþünmüyorum. larý ve konserlere bakarak söylüyo-
Ayrýca bu çocuklarýn ailesinin duru- rum. Konserler genç iþidir. Bir aile ba-
munu da deðerlendirelim. Düþünün, basýnýn yorgun argýn
iki çocuðunuz var, biri her hafta tele- eve geldikten sonra
vizyona çýkýyor. Öbür çocuk kýskaný- bir konsere gitmesi,
yor, psikolojisi bozuluyor, ruh saðlýðý albüm satýn alýp din-
bozuluyor. Þöhret olan çocuk 15-16 lemesi onda bir ola-
yaþýna kadar bunun hayaliyle yaþýyor. cak bir ihtimaldir.
Ondan sonra öyle büyük bir düþüþ
yaþýyor ki, sormayýn gitsin. Ülkemizde Örnek aldýðýnýz
bunun birçok örneði var. Baþta belirt- bir sanatçý var mý?
tiðim gibi bu çocuklar kesinlikle psiko- Üniversite hocam
lojik tedavi görmeli. Sayýn Nida Tüfekçi ör-
nek aldýðým sanatçý-
Birçok yarýþmada ödüller almýþsý- lardandýr. Ayrýca Ne-
nýz. Peki bu baþarýnýzýn sýrrý nedir? Bi- þet Ertaþ baþta olmak
zimle paylaþýr mýsýnýz? üzere daha ismini sa-
Öncesinde çalýþmanýn gerekliliðini yamadýðým niceleri.
belirterek baþlamak istiyorum. Benim
fikrime gelirsek, bu biraz da örtüþme Öðrenciyken hoþ-
meselesi aslýnda. Yani kabiliyetinle landýðýnýz ve hoþlan-
yaptýðýn iþ örtüþmüþse, baþarýyý yaka- madýðýnýz dersler var
lamýþsýn demektir. Kabiliyetiniz ne ise, mýydý? Varsa neler-
ona yönelmeniz gerekir. Eðitim siste- dir?
mimizin de buna göre bir çalýþma Hoþlanmadýðým
yapmasý gerekir. Ayrýca diðer bir fak- ders pek yoktu. Çün-
tör de çekirdekten yetiþmenin de bü- kü takdir edersiniz, bi-
yük payý var. zim zamanýmýz daha Lütfü Berk Kýray
Ýdilcan Doðan \ Tolga Akýncý

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

11
Eðitim
2009 yýlý ÖSS yerleþtirme
oranlarý açýklandý
Þampiyon Bahçeþehir Atatürk Lisesi
kul Müdürümüz Sayýn Faris
O Özek: Bütün öðretmen ve
öðrencilerimizi tebrik ederim.
Okulumuz geçen yýl ÖSS yerleþtirme
oranlarýna göre ilçe birincisi olmuþtur.
2009 yýlýnda ÖSS'ye ve YÖS' e giren
291 öðrencimizin 175'i ÖSYM tarafýn-
dan bir üniversiteye yerleþtirilmiþtir.
Bu yerleþtirme oranýyla Ýstanbul'da
hatýrý sayýlýr birçok liseyi geride býra-
kan okulumuz Baþakþehir ilçesinin
parlayan yýldýzý olmuþtur. 2010 yýlýnda
sýnava girecek öðrencilerimizin bu ba-
þarýyý daha da artýracaklarýndan hiç
þüphem yok. Sýnava girecek tüm öð-
rencilerimize baþarýlar diler, onlarý bu
zorlu maratonda hiçbir fedakârlýktan
kaçmayarak özveriyle hazýrlayan tüm
öðretmen arkadaþlarýma da teþekkür-
lerimi sunarým." Dedi.
Ayrýca Müdürümüz Faris Özek öð-
rencilerimize okulumuzun geçmiþ yýl-
larda kazanmýþ olduðu baþarýlarýn ha-
týrlatýlmasýnda fayda olduðunu belir-
terek:
* 2001 - 2002 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda düzenlenen bilgi yarýþmasýnda
ilçe birinciliði
*2001 - 2002 Eðitim Öðretim Yý-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
12
lýnda düzenlenen Erman Yayla - Dýþ
Ticaret ile ilgili kompozisyon yarýþma-
sý Ýstanbul birincisi ve ayný eserle Tür-
kiye birinciliði
*2001 ÖSS'de yabancý dil alanýn-
da Türkiye ikinciliði
*2004 - 2005 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda Ýstanbulda düzenlenen karate
þampiyonasýnda il ikinciliði
*2003 - 2004 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda düzenlenen Kasdav Liseler arasý
Müzik yarýþmasýnda Jüri Özel Ödülü
*2006 - 2007 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda TÜBÝTAK tarafýndan düzenlenen
yarýþmada kurþun kirliliði konusunda
769 okul arasýnda bölge onuçüncülü-
ðü
*200 - 2007 Eðitim Öðretim Yýlýn-
da düzenlenen proje yarýþmasýnda
“Çiftlik yumurtasý mý faydalýdýr köy yu-
murtasý mý? Konulu Proje ile" ilçe ikin-
ciliði
*2006 - 2007 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda Polis Günü münasebetiyle dü-
zenlenen þiir -kompozisyon yarýþma-
sýnda ilçe birinciliði,
*2007 - 2008 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda düzenlenen Nevruz konulu re-
sim yarýþmasýnda ilçe birinciliði
*2009 yýlýnda ÖSS'ye ve YÖS' e gi-
ren 291 öðrencimizin 175'i ÖSYM ta-
rafýndan bir üniversiteye yerleþtirilmiþ-
tir.
*2009 - 2010 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda Ýlçe çapýnda düzenlenen atle-
tizm yarýþmalarýnda erkelerde Atakan
Özdemir ile ilçe birinciliði
*2009 - 2010 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda Ýlçe çapýnda düzenlenen atle-
tizm yarýþmalarýnda bayanlarda Öykü
Sývacý ile ilçe üçüncülüðü,
*2009 - 2010 Eðitim Öðretim Yý-
lýnda Okulumuz Erkek Voleybol taký-
mý ilçe þampiyonluðu.
Gibi baþarýlar okulumuza aittir.
Bu baþarýlarýn tekrarýný þimdiki öð-
rencilerimizden ve gelecekteki öðren-
cilerimizden bekliyoruz." dedi.
Biz de Baldamlasý yayýn kurulu
olarak geçmiþ yýllarda okulumuza bu
baþarýlarý armaðan eden mezunlarýmý-
za teþekkür ediyor, bu yýl sýnava gire-
cek öðrenci arkadaþlarýmýza da üstün
baþarýlar diliyor, fedakâr öðretmenleri-
mize de sonsuz teþekkür ediyoruz.
Yayýn Kurulu
 Sanat dünyasýndan

Gülpembe Seni Hiç Unutmadýk

onya ovasýnda yaþayan Mançozade
dizi konserlerle üretken bir
hale dönüþtü.
Barýþ Manço, sýra dýþý kýya-
fetleri, takýlarý, enteresan el
hareketleri ve þarkýlarýna çek-
tiði klipler ile insanlarý þaþýrt-
mayý sürdürmeye devam et-
miþtir. Sanatçý, görevinin bi-
raz da þaþýrtýcý þeyler yapmak
olduðuna inanmýþtý. Yýllar
geçtikçe bu davranýþ ve bi-
çimlerin onun özgün kiþiliði
olduðunu daha iyi anlayacak-
týk...
Dünya çocuklarýnýn Barýþ
abisi, kendi çocuklarýyla da iyi arkadaþ ol-
hakkýnda bilgi vermektedir. Bu konuya
baþka bir örnek de Mýsýr'da yaþanmýþtý. Ba-
rýþ Manço, Mýsýr Televizyonu'nda canlý ya-
yýnda Daðlar Daðlar'ý Arapça söylemiþti,
bu programýn sonunda Mýsýrlýlar sokaða
döküldüðü gibi, program da defalarca tek-
rarlanmýþtý.
En büyük arzusunun ansiklopedilerde
yer almak olduðunu söyleyen ve "Barýþ
Manço Müzesi" kurmak isteyen Manço,
"20. yüzyýlda yaþamýþ, o yüzyýla damgasýný
vurmaya çalýþan bir Türk'üm, 20.yüzyýlýn
Türk müziðini yapýyorum" demektedir.
Müzik ve televizyon hayatýnda sayýsýz
ödüller alan Barýþ Manço, 1991 yýlýnda
devlet sanatçýsý ünvaný, yine ayný yýl Ha-

K adlý büyük bir aile, Fatih Sultan Meh-

met'in Ýstanbul'u almasý ile birlikte Ru-
meli'ye göç etmiþ ve Selanik'e yerleþmiþtir.
Birinci Dünya Savaþý'na kadar Selanik'te ya-
þayan Mançozade ailesi, savaþýn hayat ko-
þullarýný güçleþtirmesi nedeniyle tekrar Ýs-
tanbul'a göç etmiþtir. Mançozade'lerden
Mehmet Abdi Bey Ýstanbul'da bir konaða
yerleþmiþ ve arkadaþýnýn kýz kardeþi olan
Nimet Haným'la evlenmiþtir. Yýllar sonra Ni-
met Haným, Barýþ Manço'nun "Gül pembe"
þarkýsýnýn ilham kaynaðý olacaktýr...
Ýkinci Dünya Savaþý'nýn sonlarýnda do-
ðan Barýþ Manço, ailesinin savaþýn bitme-
sine duyduðu özlem nedeniyle "Barýþ" is-
minin kendisine verildiðini söylemektedir.
Babasýnýn yanýnda büyüyen Barýþ Man-
ço'nun çocukluðu Kadýköy'de geçmiþtir.
Barýþ Manço, aileden gelen yetenekle 2
yaþýndan itibaren þarký söylemeye ve Orta-
okul 2.sýnýf öðrencisiyken de amatör ola-
rak müzikle uðraþmaya baþlamýþtýr. Liseyi
bitirince 20 Eylül 1963 tarihinde, önce Pa-
ris'e, oradan da Belçika'ya aðabeyi Savaþ
Manço'nun yanýna gider. Belçika Kraliyet
Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim, grafik
ve iç mimari okur. Lisede çok baþarýlý olma-
yan hatta müzik ve coðrafyadan ikmale
kalan Barýþ Manço, bu okuldan çok iyi bir
derece ile; okul birincisi olarak mezun ol-
muþtur. Galatasaray Lisesi'nde baþlayan
müzik hayatý, Belçika'da da devam etmiþ-
tir...
Manço, 1969'da yurda döndüðünde,
"Daðlar Daðlar" þarkýsýný yaptý. Bu þarký,
O'nun hayatýnda önemli bir dönüm nok-
tasý oldu. Ayný yýllarda görüntüsü deðiþ-
mekte, müziði ve kýyafetleri ile bir ekol
oluþturmaya baþladý. Barýþ Manço, insan
iliþkileri konusunda çok iyidir. Baðlantý ku-
ramayacaðý hiçbir canlý yok denebilir. As-
kerdeki (1971) ilk aylarý; hem ani olarak
askere alýnmasý, diplomasýna raðmen üni-
versite mezunu olmasýnýn tartýþýlmasý,
hem de saçlarýnýn kesilmesi nedeniyle çok
keyifli baþlamadý. Askerliðini Polatlý'da Top-
çu asteðmen olarak yaptý. Askerliðin son
aylarý ise güzel dostluklar ve askeriyede bir
duðunu söylemektedir.
Çocuklarý için en büyük öðüdü, yaptýk-
larý iþin en iyisini severek yapmalarý gerek-
cettepe Üniversitesi onursal doktora ünva-
ný, Uluslararasý Teknoloji Ödülü, Japonya
Uluslararasý Kültür ve Barýþ ödülü, Belçika
tiðidir. Çocuklarý için tek kaygýsýnýn "adam Krallýðý Leopold II Þövalyesi niþaný, Fransýz
gibi adam"lýk konusunda olduðunu dile Kültür Bakanlýðý Edebiyat ve Sanat Þöval-
getiren Barýþ Manço, çocuklarýnýn hangi yesi niþaný, Türkmenistan Cumhurbaþkan-
mesleði yaparsalar yapsýnlar, tornacý bile lýðý; Türkmen Vatandaþlýðý ödülleri kazan-
olabilirler ama kendi deyimiyle onlar için mýþtýr...
"Doðukan usta, öyle bir vida sýkar ki baþka Barýþ Manço, 1999 yýlýnda 31 Ocak'ý 1
türlü sýkar" denmesini arzu ettiðini söyle- Þubat'a baðlayan gece, geçirdiði kalp krizi
mektedir. O, doðu ile batýnýn sentezini sonucunda hayata veda etmiþtir. Ancak,
yapmýþtý. O'na göre, doðunun her þeyi kö- bu büyük sanatçý býraktýðý eserler ile her
tü, batýnýn her þeyi iyi doðru bir kavram zaman Türk Mille-
deðildi. Oðullarýna da Doðukan ve Batý- ti'nin kalbinde yaþa-
kan isimlerini koymasý, doðu ve batýnýn yacaktýr...
barýþ içinde olmasý dileðinden kaynaklan-
maktadýr.
Barýþ Manço yabancý ülkelerdeki çalýþ-
malarý için yaptýðý deðerlendirmede, "Ja-
ponlar beni sahiplendiler, milyonlarca Ja-
pon konserlerime geliyor, CD'lerimi alýyor,
Japonlar bende doðru bir þeyler buluyor.
Þarkýlarýmý didik didik inceliyorlar, onlardan Müzeyyen
konferanslar hazýrlayýp televizyon prog- Balamir 11 - D
ramlarý yapýyorlar. Türkiye'de bunun onda
biri yapýlmadý. Belçika'da ise, onlarýn ül-
kelerini tanýttýðým için Liege Prensliði
onur ödülü verdiler. Türkiye'de ise 40
yýllýk sanat yaþamýmda baþ sayfaya çý-
kamadým" gibi bir serzeniþte bulunmuþ-
tu. Ne yazýk ki yýllar sonra baþ sayfada
bulunma nedenin "vefat" olmasý çok hü-
zünlü bir durumdu...
Türkiye'deki en uzun ve en baþarýlý te-
levizyon programlarýný yaptý. 200'den
fazla þarkýsý O'na; 12 altýn ve platin al-
büm/kaset ödülü kazandýrdý. Þarkýlarý-
nýn bir bölümü Yunanca, Bulgarca,
Arapça, Farsça, Japonca, Ýbranice,
Fransýzca, Ýngilizce ve Flemenkçe'ye
çevrildi. Her ülkede þarkýlarý çok
sevildi. Kongo'daki 12-13
bin kiþinin katýldýðý konserde
"Domates Biber Patlýcan"ý
söylerken, Kongolularýn ko-
ro halinde þarkýya eþlik et-
meleri þarkýnýn evrenselliði

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

13
Saðlýk
ÞÝFALI BÝTKÝLER
nemli hastalýklarýn tedavisi için
Ö muhakkak doktora gitmek gere-
kir. Fakat alternatif týpta bitkiler-
le çok farklý çözümler önümüze çýkmak-
týr. Doðadaki meyveler, sebzeler, baha-
ratlar ve þifalý bitkiler bizlere doðanýn bir
hediyesidir.
Ýnsanoðlu yüzyýllar boyu hastalýkla-
rýn tedavisini doðada bulunan þifalý bit-
kilerle bulmaktadýr. Yeryüzünde varolan
çoðu bitkilerin, meyvelerin ve sebzelerin
insan vücuduna faydasý vardýr.
Ýþte þifalý bitkilerden bazýlarý:
Zencefil
Etken
madde
bakýmýn-
dan zen-
gin olan
zencefil;%
80 su, % 2
protein, %
1 yað, %
12 niþasta, demir, fosfor, kalsiyum,
B ve C vitamini içerir. Özellikle Hin-
distan, Çin, Asya ve Arabistanda
çok tüketilir ve her türlü þifa uygu-
lamasýnda da kullanýlýr. Zencefil,
kan damarlarýný açar, vücutta sý-
caklýk yaratýr ve kalbi canlandýrýr.
Çeþitli mide rahatsýzlýklarý ve ha-
zýmsýzlýkta, mide bulantýsý ve is-
hal tedavilerinde kullanýlan zen-
cefil eklem iltihaplarýnda ve gaz
spazmlarýnda da hayati göster-
gelerin düzeltilmesi adýna
önem taþýr. Enfeksiyona baðlý
ateþlenmelerde hazýrlanmasý
kolay ve ucuz, üstelik güve-
nilir bir dosttur. Hindistan'da
bir üniversitede yapýlan in-
celemelerde zencefilin kara-
ciðer ve kandaki kolestero-
lü azalttýðý sonucuna varýl-
mýþtýr. Uçak, vapur, araba
gibi ulaþým araçlarýndaki
sarsýntýlardan doðan mi-
de bulantýlarý ve kusma-
lara karþý rahatlatýcý etki-
sini de unutmamak ge-
rek. Yolculuða çýkma-
dan yarým saat önce
aðýza alýnan 1 gr zence-
fil bunu engelleyecek-
tir. Soðuk algýnlýðýna
karþý da karanfilli ve li-
monlu zencefil çayý et-
kili oluyor.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
14
Kimyon Maydonoz
Kimyon,
özellikle de-
Mayda-
nozgiller fa-
mir minerali milyasýndan;
açýsýndan yapraklarý
z e n g i n d i r. güzel kokulu
Kolesterol ve parçalý,
oranýný azal- kazýk köklü,
týr. Nefes 30 - 100 cm
darlýðý, pros- boyunda, iki yýllýk otsu bir bitkidir. Çiçek-
tat, þeker hastalýðý ve romatizmada fay- leri þemsiye halindedir. Tohumlarý ufak
dalýdýr. Vücudu terleterek zararlý madde- ve esmerdir. Meyvelerinin içeriðinde
lerin vücuttan atýlmasýný kolaylaþtýrýr. Ba- uçucu bir yað ile apiin adlý bir glikozit
ðýrsak solucanlarýný düþürmeye yardýmcý vardýr. Kökünde, biraz uçucu yað, mü-
olur. Sinirleri yatýþtýrýr ve yüksek tansiyo- silaj ve apiin vardýr. Yapraklarý, kökü ve
nu düþürür. Kimyon yaðýnýn antiseptik, meyvesi kulanýlýr. Ýdrar söktürür. Ýþtah
antibakterial, hazmý kolaylaþtýricý, idrar açar. Ýltihaplý yaralarýn iyileþmesini sað-
arttýrýcý ve uyarýcý özellikleri vardýr. lar. Aybaþý sancýlarýný keser. Yüksek tan-
siyonu düþürür. Kalbin yorulmasýný ön-
Kýrmýzý Biber ler. Kansýzlýðý giderir. Kansere karþý korur.
Karaciðer þiþliðini giderir. Safra akýþýný
Bol mik- kolaylaþtýrýr. Vücuttaki zehirli maddele-
tarda C vita- rin atýlmasýný kolaylaþtýrýr. Vücutta biri-
mini içerir. ken suyu boþaltýr.
Ayrýca, mag-
nezyum, kal- Ihlamur
siyum gibi
mineraller ve Ihlamur-
P, K vitamin- giller famil-
leri barýndýrýr. Baðýþýklýk sistemini güç- yasýndan;ke-
lendirir. Bulaþýcý hastalýklara direnci artý- restesi güzel,
rýr. Ýþtah açýcý ve sindirimi kolaylaþtýrýcý bir gölge
özelliði vardýr. Kansere karþý etkili bir ko- aðacý ve bu-
ruyucu görevi üstlenmiþtir. Solunum nun kurutu-
yollarýný açar, soðuk algýnlýðý, grip, bron- larak çay gibi
þit ve öksürüðe iyi gelir. Afrodizyaktýr. haþlanýp içilen güzel kokulu çiçeðidir.
Romatizma, baþ ve diþ aðrýlarýný hafifle- Temmuz ve aðustos aylarýnda toplanýp,
tir. kurutulur. Birçok çeþidi vardýr.
Sinirleri kuvvetlendirir, sinir bozuklu-
Enginar
ðunu giderir. Uyku verir. Kan dolaþýmý-
nýn normal olmasýný saðlar. Kansýzlýðý gi-
Enginar,
A ve C vita- derir. Kalp kifayetsizliðinde faydalýdýr.
Damar kireçlenmesini önler. Böbrekleri
minleri ile
kalsiyum, ve mesaneyi temizler. Ýdrar söktürür.
Kum döker, taþ oluþmasýný önler. Ter
potasyum,
demir, man- söktürür. Grip ve soðuk algýnlýðýnýn þika-
yetlerini giderir. Göðsü ve bronþlarý yu-
ganez ve fos-
for mineral- muþatýr. Mide ifrazatýný artýrýr. Balla ka-
rýþtýrýlýp içilirse, mide ülserine faydalýdýr.
leri açýsýndan
zengindir. Sindirimi kolaylaþtýrýr. Ýdrar Kabýzlýðý ve baðýrsak spazmýný giderir.
Saç dökülmesini önler.
söktürücüdür. Kandaki þeker oranýný
ayarlar, kolesterolü düþürür. Vücuda
dinçlik verir. Romatizma þikâyetlerini Havuç
azaltýr. Ýshali keser. Ter kokusunu giderir.
Ateþ düþürücü ve iþtah açýcýdýr. Prostat Haftada beþ kere yendiði takdirde
kanserini önlemeye yardýmcý olur. Engi- Araþtýrmalara göre kadýnlarda kalp en-
nar kalbi ve damar saðlýðýný korumakta farktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68
da etkilidir. oranýnda azaltýyor. Günde iki havucun
 Saðlýk
erkeklerde Brokoli K vitaminleri ile Chinon Juglon adlý aktif
kandaki ko- madde içeren cevizin hem içi, hem aða-
lesterolü K ansere cýnýn kabuklarý hem de yapraklarý pek
yüzde 10 karþý bizi ko- çok saðlýk sorununa iyi geliyor.
oranýnda ruyan ve Her sabah kahvaltýda bir miktar ce-
azalttýðý gö- ömrümüzü viz içi yenmesinin zekayý geliþtirdiðini
r ü l m ü þ t ü r. uzatan müt- belirtiliyor.
Hergün ye- hiþ bir sebze. Vücudu besleyip güçlendiren cevi-
nen bir havuç da akciðer kanseri tehlike- Çok miktar- zin yararlarýndan bazýlarý þöyle sýralaný-
sini yarýya indiriyor. Havuçtaki Beta-Ka- da kalsiyum yor:
rotin de gözleri yaþlýlýðýn getirdiði gör- içerdiði için kemik erimesine birebir. Mi- Nasýrlar üzerine konulan ceviz yaðý
me zayýf- lýðýndan koruyor ve baðýþýklýk neral ve demir eksikliðini gideren broko- zamanla bunlarýn yok olmasýný saðlar.
sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve ba- li, vitamin deposudur. Brokoli tutkunla- Bir miktar ceviz yapraðý banyo suyu-
ðýrsak kanamalarýný önler, kansýzlýðý gi- rýnda ender olarak baðýrsak ve akciðer na karýþtýrýlýrsa cilt hastalýklarýna iyi gelir.
derir, anne sütünü arttýrýr, yüz ve boyun kanseri görülür, kalp dolaþým hastalýkla- Ceviz yapraklarý piþirilerek çýbanlarýn
kýrýþýklýklarýný giderir, idrar ve baðýrsak rýna da pek fazla rastlanmaz. Kadýnlar- üzerine sarýlýrsa iyileþmesini saðlar.
gazlarýný söktürür, ülserdeki þikayetleri da göðüs kanserini önler. Göðüs kanse- Ceviz yaðý yüz lekelerinin üzerine
giderir. rine ve spinabifida hastalýðýna karþý etki- sürülüp masaj yapýlýrsa lekeler yok olur.
li. Brokoli bol miktarda, göðüs kanseri
Kuþburnu riskini azaltan 'indole' adlý bir madde içe- Fýndýk
riyor. Ýndole, göðüs kanserine neden
Çok yo- olan östrojen bozukluklarýný engelliyor. Bedeni
ðun vitamin Ayrýca brokolinin diðer bir özelliði de, ve zihni yor-
zenginliði spinabifida hastalýðýný (doðuþtan belke- gunluðu gi-
nedeniyle miðinde son omurun kapanmamýþ ol- derir. Vücu-
gözlerin dos- masý) önlemesi. da kuvvet
tudur. Vücu- verir. Neka-
da dirilik sað- Ispanak hat devresi-
lar. 100 gram nin çabuk
kuþburnun- Kalp has- geçmesini saðlar.
da bir sandýk portakala eþdeðer C vita- talýklarýna,
mini vardýr. Ýyi bir raþitizm ilacý, etkin bir felce, yük- Isýrgan Otu
kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düþü- sek tansiyo-
rücü ve baðýrsak yumuþatýcýsýdýr. Mide na, yaþlýlýðýn Toplamasý zor olduðu için pek
kramplarýna ve sindirim sistemi zorlukla- getirdiði göz fazla sevilmeyen bu bitki, cildin
rýna karþý faydalýdýr. Romatizma aðrýlarý- hastalýklarý- parlak görünmesini saðlar ve ger-
ný gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç na, kansere, ginleþtiriyor. Böbrek hastalarýnýn
verir. hatta psiþik rahatsýzlýklara karþý da etkili vazgeçilmez dostu saç dökülme-
bir sebze. Göz hastalýklarýna ve deride- sini de önlüyor. Bedeni ve zihni
Fesleðen ki lekelenmelere karþý etkili. Ispanak içer- yorgunluðu giderir. Vücuda
diði iki kimyasal madde sayesinde gör- kuvvet verir.
Öksürü- me bozukluklarýna karþý etkili. Haftada
ðü keser. Baþ 6 kez ýspanak yiyenlerin % 86 oranýnda
dönmesini yaþýn ilerlemesiyle birlikte ortaya çýkan
durdurur. Arý derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarý-
sokmasýnda nýn olmayacaðýný gösteriyor. Ayrýca yaþ-
f a y d a l ý d ý r. la birlikte ortaya çýkan göz hastalýklarýna
Aðýz yaralarý- karþý da etkili. Bir porsiyon ýspanak,
ný tedavi günlük demir ihtiyacýmýzýn onda birini
eder. Fesleðen kokusu, sivrisinek ve karþýlýyor.
tahtakurusu gibi haþaratlarý kaçýrýr.
Ceviz
Kekik
Yaprakla-
Bedeni rý ve kabuk-
kuvvetlendi- larýyla hazýr-
rir. Hazmý lanan ilaçlar
kolaylaþtýrýr. kaný temiz-
Kalp çarpýntý- ler, kansýzlýðý
sýný keser. giderir. Ýshal
Baðýrsak ilti- ve dizanteri-
haplarýný iyi- yi keser. Ve-
leþtirir. Baðýrsak solucanlarýnýn düþürül- rem ve þeker hastalýðýnda hem besleyici, Tayfun Çelik 11-Ý Mert Çeken 11-H
mesine yardým eder. Kandaki þeker mik- hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri bo-
tarýný azaltýr yamakta da kullanýlýr. Bitki bilimcilere
göre bol miktarda A, B1, B2, C, E ve

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

15
Ögretmenlerin Atatürk’le
Tayfun Akbaba:
Fizik Öðretmeni
(Müdür Yardýmcýsý)
Atatürk ülkemizin çaðdaþ
uygarlýklar düzeyine ulaþtýran tek
liderdir. Arkamýzdan gelen yeni
nesil bu uðurda ilerleyerek ülke-
mizi en medeni ve aydýnlýk gün-
lere kavuþturacak tek nesildir.
Binali Gül:
Türk Dili Ve
Edebiyatý Öðretmeni
Atatürk, uçurumdan dü-
þen bir milletin son anda tu-
tunduðu hayat aðacýdýr. Bu
aðaç baðýmsýzlýk, fedakârlýk ve
millet olabilme aðacýdýr. Ata-
türk akmaktan vazgeçen Ana-
dolu nehrini hem de tersine
akýtan eþsiz bir önderdir.
Turan Erten:
Tarih Öðretmeni
Türkiye cumhuriyetinin
kurucusu büyük bir asker ve
devlet adamý Türkiye Cumhuri-
yeti devletinin çaðdaþ uygarlýk
düzeyine çýkmasý için gerekli
olan altý temel ilkeyi koyan, bu
ilkeler doðrultusunda ülkemi-
zin kalkýnmasýný saðlayan bir li-
derdir.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
16
Nuri Cihan Çelik:
Matematik Öðretmeni
(Müdür Yardýmcýsý)
Türkiye Cumhuriyetinin
kurucusu ileri görüþlülüðünü
her alanda gösteren dünyanýn
gelmiþ geçmiþ en büyük 5 lide-
rinden biri. kýsa sayýlabilecek
bir ömre sýðdýrdýðý savaþ ala-
nýndaki baþarýsýný yanýnda çok
kitap okumasý hatta okuduðu
kitaplarda satir altlarýný çizebil-
mesi enteresan. Bu büyük insa-
nin bir kaç satýrla anlatmak
mümkün deðil..
Nuray Göksu:
Ýngilizce Öðretmeni
Dünyanýn en zeki, en akýl-
lý, en azimli,en çalýþkan ve
memleketini çýkarsýz sevebi-
len,milleti için yaþayan bir lider
olduðu için takdir ediyo-
rum.Yaptýðý zaten hepimizin
bildiði devrimler.Bugüne kadar
ayakta kalmamýzý saðlayan bir
lider.Bundan sonrasý da biz
gençlerin Atatürk'ün yaptýklarý-
ný kavrayarak memleket sevgi-
sinden tavýz vermeden ülkemi-
zi iyi yerlere getirmek için uð-
raþmalý.Biz öðretmenlerde ay-
dýnlatmaya yardýmcý olmaya
çalýþýyoruz.Ama benim Ata- Faruk Tosun
türk'te en çok sevdiðim yaþama Türk Dili
ve memleketine karþý ihtiraslý Edebiyatý Öðretmeni
olmasý ve baðýmsýz bir ülke ya-
ratmak için büyük mücadele Tüm dünya ve insanlýk
vermiþ olmasý. alemi için akýllarda yer etmiþ
büyük bir lider unutulmaz bir
önder. Milletine ve ülkesine
yürekten baðlý büyük bir asker
ve insanlýk için onurlu bir
kahramandýr.
ilgili düþünceleri
Yunus Koþar:
Türk Dili ve
Edebiyatý Öðrt.
Türk milletinin tarihini yaz-
mak için tarihin karanlýk sayfa-
larýna kadar uzanmak gereke-
cektir. Ýþte o karanlýk sayfalar-
dan günümüze gelinceye ka-
dar tarihe yön vermiþ, dünyayý
kendine hayran býrakmýþ, gýp-
tayla bakýlan o kadar çok dev-
let adamýmýz ve liderimiz vardýr
ki Atatürk de onlarýn içinde bi-
ze yol gösteren büyük bir ko-
mutan olmuþtur. Onu hakkýyla
anlayabilmeyi dilerim.
Ayfer Yýldýrýmer:
Coðrafya Öðretmeni
Bugün ülkemde ve kendi
hayatýmda var olan siyasi, eko-
nomik, sosyal, kültürel ve diðer
bütün alanlarda ne güzellik
varsa tümünü borçlu olduðu-
muz - borçlu olduðum 'ÖRNEK
ÝNSANIM'.Tanrý'nýn Türk milleti-
ne armaðanýdýr.
Ýsmail Küçük:
Din Kültürü Ve Ahlak
Bilgisi Öðretmeni
'Atatürk, insanlýk tarihinde
sayýsý bir kaçý geçmeyen hakiki
millet kurtarýcýlarýndan bir ta-
nesidir. Bu kurtarýcý da Anado-
lunun içinden çýkmýþtýr.'
Ahmet Selvi:
Edebiyat Öðretmeni
Atatürk bana farklý alanlarda
farklý þeyleri hatýrlatýr. Mesela spor-
da zeki, çevik ve ahlaklý sporcuyu
hatýrlatýr. Vatan sevgisinde çalýþkan
insanlarýn omuzlarýnda yükselece-
ðini hatýrlatýr. Tarihte Türk çocuðu-
nun ecdatlarýný (atalarýný) tanýdýkça
daha büyük iþler yapmakta kuvvet
bulacaðýný hatýrlarým. Cumhuriyet
söz konusu olduðunda Cumhuri-
yetin fikri hür, irfaný hür, vicdani hür
nesiller istediðini hatýrlarým. Ýnsani
iliþkilerde de olduðu gibi görünüp,
göründüðü gibi olmayý hatýrlarým.
Tijen Çaðýrgan:
Rehberlik Öðretmeni
Ýleriyi gören, zekâsý ve as-
ker dehasý ile bir milleti uyandý-
ran, belki onlarca yüzyýllarca
sürebilecek geliþmeleri çok kýsa
sürede gerçekleþtirebilen dün-
yadaki gelmiþ geçmiþ en
önemli lider bana göre Türk
milletinin herþeyi Atatürk`e
borçlu olduðunu düþünüyo-
rum. Gençliðin onu gerçekten
iyi anlamasý ve yolunu takip et-
mesine umut ediyorum.
Ahmet Merey:
Coðrafya Öðretmeni
Türk tarihinin unutul-
mamýþ ve asla unutulmayacak
liderlerinden biridir.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
Sevda Ozkan:
Kimya Öðretmeni
Türk ulusuna ve hatta bü-
tün uluslara yön veren, yol
gösteren örnek bir lider.Savaþta
ve barýþta insana önem ve-
ren,tarihe yon veren,her konu-
da insanlýða hizmet eden esþiz
bir lider,kusursuz bir insan.Son-
suza kadar unutulmamalý,iz-
lenmelidir." Ne mutlu türküm
diyene! "
Hakan Aydin:
Beden Eðitimi Öðretmeni
Cumhuriyetimizin kurucu-
su. Þehitlerimizin kanýyla deðiþ-
mez sýnýrlarýmýzý çizen. Bize mil-
let olmayý,bize devlet olma-
yý,bize ülke olmayý öðreten bü-
yük önderimiz ayni zamanda
sonsuz liderimiz,baþöðretme-
nimiz,her zorluklara karþý koy-
muþ bir lider olarak hatýrlarým.
Vicdan Ergül:
Matematik Öðretmeni
M.Kemal Atatürk bence
büyük bir önder, çok akýllý bir
insan, ileri görüþlü, çaðdaþ ve
iyi bir önder gözlemcidir. Kýsa-
casý eþsiz bir insan iyi ki vardý,
iyi ki cumhuriyetimizi kurdu!
17
Çevre
ürültü, günlük yaþantýmýzýn her
G anýnda bizimle birliktedir ve çe-
þitli yönlerden saðlýðýmýzý olum-
suz yönde etkilediðini son yýllarda yapý-
lan araþtýrmalar ortaya koymaktadýr.
Gürültü genel olarak insanlarý ra-
hatsýz eden yada istenmeyen ses olarak
tanýmlanabilir. Baþka bir ifadeyle; geliþi
güzel ses spektrumuna sahip olan,
subjektif olarak istenmeyen ses biçimi-
dir. (Karpuzcu,1991)
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
18
GÜRÜLTÜ
KÝRLÝLÝÐÝ
Son yýllarda sanayileþmenin, maki- ki, "Bu, Türki-
neleþmenin, otoyollarýn yaygýnlaþmasý, ye'nin öz
nüfusun artmasýna paralel olarak gü- musikisidir."
rültü miktarý ve bundan etkilenen can- demiþtir.
lýlarýn sayýsýnda da artmalar görülmesi Gürültü-
kaçýnýlmazdýr. yü ölçen ay-
Gürültü olarak nitelendirilen sesle- gýta "sono-
rin insanlarýn rahatsýz etmesi; zamana, metre" adý
mekana, kiþiye, kiþinin psikolojik duru- verilirken,
muna ve kiþinin alýþkanlýklarýna göre deðerlendir-
deðiþebilmektedir. Gürültü uzmaný me dB (desi- Ahmet MEREY
Gunther, Dortmund'taki bir fabrikada bel) iledir. Coðrafya Öðretmeni
iþçilerin kendi kullandýklarý makineler-
den rahatsýz olmadýklarýný çünkü bu
olayý ekmek parasýnýn bir þarkýsý olarak
kabul ettiklerini fakat hemen yanlarýn-
Normal in-
san kulaðý, 0-10 dB arasýný rahatça du-
yar.
Gürültü kaynaklarý oldukça çeþitli-
da çalýþan mesai arkadaþlarýnýn maki- dir. Bunlar; doðal gürültü kaynaklarý,
nalarýnýn susturulmalarýndan memnun mekan içi gürültü kaynaklarý ve mekan
olduklarýný göstermiþtir. ( Erer, 1989) dýþý gürültü kaynaklarý olmak üzere üç
1937 yýlýnda Nazilli Sümerbank kategoride toplanabilir.
Basma Fabrikasýnýn açýlýþýný yapan
M.K.Atatürk makinelarýn çalýþýrken çý-
karttýðý sesten öylesine mutlu olmuþtur
 Çevre

Gürültü kirliliðinin insanlar

üzerindeki etkileri
Gürültü kirliliðinin insanlar renk görüþünün zayýflamasý
üzerindeki Deri rahatsýzlýklarý
etkilerini dört ana grupta Uyku kaybý, uyku düzeninin
toplayabiliriz. bozulmasý
1-Fiziksel etkiler Baþ aðrýlarý
Kulak çýnlamalarý Baþ dönmesi
Geçici veya sürekli iþitme bozuk- 3-Psikolojik etkileri
luklarý Davranýþ bozukluklarý
Konuþulanlarýn anlaþýlmasýnda Aþýrý sinirlilik
güçleþme Stres
2-Fizyolojik etkiler Sinir yorgunluklarý
Metabolizma etkileri(Sindirim Depresyon
zorluklarý, þiþmanlýk, diabet, Endiþe hali
hipertansiyon) Aðlama krizleri
Ülser, astým, koroner yetmezlik, Dikkat bozukluklarý
Parmak uyuþmalarý, parmaklarda Nevroz
kýsmi felçler 4-Performans etkileri
Erken doðum Kas yorgunluðu
Az ýþýkta ve gece karanlýðýnda Ýþ veriminin düþmesi

Gürültü kirliliðinin önlenmesi için yapýlmasý gerekenler

Gürültü kirliliðinin azaltýlmasý için
insanlara öncelikli olarak gürültü kirlil-
iðinin etkileri anlatýlýp insanlarýn bu
konuda daha hassas davranmalarý
konusunda ikna edilmelidir. Daha sonra
alýnacak tedbirler ise;
Çalýþýlan yer azami ölçüde dýþarýdan
gelen sese karþý izole edilmelidir
Evlerde yalýtýma önem verilmeli
Yatak odalarý, dinlenme odalarý ana
yollara bakmamalý
Ses kaynaðýndan gelen gürültü ola-
bildiðince bloke edilmeli
Transit geçiþ yapan araçlar þehir dýþý
güzergahlara yönlendirilmeli
Motorlu taþýtlarýn gereksiz korna çal-
malarý engellenmeli
Otomobil egzozlarýna susturucu takýl-
malý
Hava alanlarý, endüstri kuruluþlarý yer-
leþim bölgelerinden uzak yerlerde kurul-
malý
Kamuoyuna açýk olan yerler ile yer-
leþim alanlarýnda müzik aletlerinin sesleri
çevreyi rahatsýz edecek seviyede olmalarý
önlenmeli
Ýþ yerlerinde çalýþanlarýn maruz kala-
caðý gürültü seviyesi en aza indirgenmeli
Yerleþim yerlerinde ve binalarýn
içlerinde gürültü rahatsýzlýðýný önlemek
için yeni inþa edilen yapýlarda ses yalýtýmý
saðlanmalý
Çalýþýrken sese karþý kulaklýk kullanýl-
malý
Yollarýn kenarlarý aðaçlandýrýlmalýdýr
Alýnabilecek en önemli ve etkili tedbir
ise; insanlarýn birbirlerine karþý göstere-
bilecekleri SAYGIYI en üst seviyeye çýkar-
maktýr.
Ahmet Merey / Coðrafya Öðretmeni

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

19
Eðitim

Peygamberimiz (sav)
Temizliðe Verdiði Önem
eygamberimiz niyeti temiz olmayanýn miz etmek ve üzerinizdeki nimetini

P (sav) Temizliðe Ver-

diði Önem
Temizlik "Allah'ýn
ibadeti hâlis olmaz, do-
layýsýyla, Allah (c.c.) ka-
týnda kabûl görmez. Bu
tamamlamak ister. Tâ ki þükredesi-
niz." (el-Mâide Suresi, 6). "Allah
(c.c.), üzerinize gökten yaðmur in-
emrettiði ibadetlerden sebeple Müslüman'da diriyor; onunla sizi pisliklerden te-
herhangi birini yapabil- kalb temizliði ile beden mizlesin, diye.." (el-Enfâl Suresi,
mek için insanýn ruh ve temizliði birleþmeli, her 11).
beden yönünden her ikisinin de temiz tutul- Ýslam dininde temizlik denilince;
türlü pislik ve kirlilikten Ýsmail KÜÇÜK masý halinde kâmil bir "insanýn vücudunun, yediði, içtiði,
arýnmýþ olmasý" demek- Din Kül. ve Ahl. Bil. Öðrt. Müslüman olunacaðý giydiði, barýndýðý yerin, çevresinin
tir. Diðer bir ifadeyle te- bilinmelidir. Beden ve her türlü görünür pisliklerden arýn-
mizlik, "insanýn bedenini, ruhunu kalb temizliði, Ýslâm`ýn temeli ve en dýrýlmasý, haram gibi manevi ba-
ve çevresini kirleten, ibadetlerin ya- mühim bir esasýdýr. Nitekim kýmdan pis kabul edilen þeylerden
pýlmasýna engel oluþturan maddi Resûlüllah Efendimiz: "Ýslâm, temiz- uzak durulmasý" anlaþýlýr.
ve manevi kirlerden arýndýrmaya lik temeli üzerine bina edildi" hadîs- Ýslam'ýn en önemli hedeflerinden
yönelik olan uygulamalarý davranýþ i þerîfleriyle bu iki hususa iþaret bu- biri temiz birey ve temiz bir toplum
haline getirmek" demektir. yurmuþtur. "Allah (c.c.) temizdir, te- oluþturmaktýr. Bunun için saðlýklý
Kalp ve ahlak temizliði kadar mizleri sever" ikazý da, Ýslâm`ýn te- olmanýn temel þartý olan temizliðe
beden, giysi, mekân ve yediði yiye- mizlik esasýný hatýrlatan diðer bir büyük önem vermiþtir. Kur'an'ýn
ceklerin temizliði de Müslümanla- hadîs-i þerîftir. Ýslâm`ýn temizliðe ne birçok ayetinde, Hz..Peygamberin
rýn en belirgin özelliklerindendir. Bir derece ehemmiyet verdiðini göste- hadislerinde ve örnek hayatýnda
Müslüman'ýn saçlarý, eli, yüzü, be- ren bazý hadîs ve âyet meâlleri: temizlik üzerinde ýsrarla durulmuþ-
deninin her yeri daima tertemiz "Ýslâm temizdir. O tur. Temizlikle ilgili birtakým ilke ve
olur. Kýyafetleri de her zaman te- halde siz de te- ölçüler getirilmiþ, temizlik
miz, bakýmlý ve düzgündür. Çalýþtý- mizleniniz. Çün- bazý ibadetler için ön þart
ðý veya yaþadýðý mekânlar da her kü Cennete sayýlmýþtýr. Bu neden-
zaman derli toplu, temiz, hoþ ko- ancak temiz le Ýslam dininde
kulu, havadar ve ferahlýk verici olur. olanlar gire- birçok ibadet, te-
Müminlerin bu özelliklerine en gü- c e k t i r . " mizlik þartýna bað-
zel örnek yine Peygamberimiz (Hadîs-i þerîf lanmýþ ve bazý dini
(sav)'dir. meâli)."Te- emirlerin yerine ge-
Ýslâmiyet, temizliðe büyük mizlik îma- tirilebilmesi için de
önem vermiþ, onu bir kýsým ibadet- nýn yarýsý- temiz olunmasýnýn
lerin vazgeçilmez þartý, mukaddi- dýr." (Hadîs-i gerektiði belirtilmiþtir.
mesi ve anahtarý yapmýþtýr. Bir þerîf meâli). Allah Kur'an'da "... Ora-
hadîs-i þerifte Peygamberimiz þöyle " T e m i z l i k da temizlenmeyi seven in-
buyurur: "Namazýn anahtarý î m a n ( ý n sanlar vardýr. Allah da temizle-
tahâret, yani temizlik, baþlangýcý kemâlinden nenleri sever"(Tevbe Suresi 108)
tekbir, tamamlayýcýsý da selâm`dýr." ve nurun) buyurarak temizliðe dikkat
Temizlik bazý ibadetlerin ön þartý ol- d a n d ý r " edenleri övmüþ, temizlenenleri
duðu gibi, sýhhat ve afiyetin vazge- (Hadîs-i þerîf meâli). sevdiðini bildirmiþtir. Sevgili
çilmez unsurudur. Ayrýca rýzkýn art- "Þüphe yok ki, Allah (c.c.), Peygamberimize Allah'ýn ilk
masýnýn da sebebidir. Hadîs-i tövbe edenleri de, emri "Oku", ikinci emri de "Elbiseni
þerîfte: "Temizliðe devam et ki, rýzký- (maddî - mânevî kirler- temiz tut. Kötü þeyleri terk et"
na geniþlik verilsin..." buyrulmuþ- den) temizlenenleri de (Müddesir suresi 4-5) olmuþtur. Bu
tur. Temizliði, sadece beden temiz- sever..." (el-Bakara Suresi ayetlerde hem maddi hem de ma-
liðine hasretmek yanlýþ olur. Beden 222). "(Bu abdest ve te- nevi temizliðin emredilmesi dinimi-
temizliði kadar, hatta ondan da ön- yemmüm emriyle) Allah zin temizliðe ne kadar önem verdi-
ce kalb temizliði, niyet dürüstlüðü, (c.c.) sizin için güçlük ðini gösterir.
ahlâk güzelliði gereklidir. Nitekim dilemez, fakat sizi terte- Ýsmail KÜÇÜK
Din Kül. ve Ahl. Bil. Öðrt.

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

20

Onlarda bir zamanlar sizin gibi gençtiler
Ömrün hazan mevsimi
aþlýlýk yetiþkinliðin bir uzantýsý
Y olarak yaþam süresinin ileriki
dönemlerinde fiziksel ve ruh-
sal deðiþimlerin görüldüðü bir ev-
re olarak tanýmlanmaktadýr. Genel
anlamda bu þekilde taným-
lanan yaþlýlýk; fizyolojik de-
ðiþimler pisiko-sosyal fak-
törler ve kronoloji gibi
farklý kriterlerin tanýmla-
mada göz önünde bulun-
durulduðu bir dönem ola-
rak kabul edilmektedir.
Yaþlýlýk döneminde derinin
incelmesi ve esnekliðini yi-
tirmesi, boyun kýsalmasý,
kas kuvvetlerinin azalmasý,
kemiklerde kalsiyum kay-
býna baðlý olarak kemik
yoðunluðunun azalmasý,
görme ve iþitmede problemler gibi
çok sayýda fizyolojik belirtilere fiz-
yolojik veya biyolojik yaþlýlýk den-
mektedir.
Ama tabiî ki yaþlýlýk bilimsel
açýklamalardan fiziksel özellikler-
den çok daha duygusal ve mane-
viyatý önde bir dönemdir. Ömrün
hazan mevsimi!!
Hayat bir parça nakýþ iþlemesine
benzer. Herkes hayatýn ilk yarýsýn-
daki iþlemenin ön tarafýný, ikinci
yarýsýnda ise tersine bakar. Ýkincisi
o kadar güzel deðildir. Ama daha
öðreticidir. Çünkü iplerin birbirine
18-24 Mart Yaþlýlar Haftasý
nasýl baðlandý- Oysa yaþlýlýk, bize sadece hayatýn
ðýný görmemizi hakikatini gösterir. Sadece yaþlý de-
saðlar. Gençli- diklerimiz hayatýn gerçek yüzüyle
ðin bakýþ açýsýn- tanýþmýþtýr. Onlarýn dudaklarýnýn
dan bakýldýðýn- arasýndaki her kelime hayatýmýzý
da hayat son- yoluna koyma yolunda bir adým-
suz derecede dýr. Çoðu gencin yaþlýlardan uzak
uzun bir yolcu- durmasýnýn sebeplerinden biridir
luktur. Yaþlýlýk- yaþlýlarýn aðýzlarýndan çýkan nasi-
tan bakýnca çok hatler. Oysa nasihat deðildir. Onlar
kýsa bir geçmiþe yaþamdan tecrübelerdir. Yaþamýn
benzer. Gemiy- ta kendisidir. Yapamadýklarýný ve
le uzaklaþtýðý- yaptýklarýyla anlatýrlar. Hüzünle se-
mýzda kýyýdaki vinçle…
nesneler daha küçük ve tanýmla-
namaz hale gelir. Ayný þekilde
olaylar ve etkinliklerle dolu geçmiþ
yýllarýmýzý da tanýyamazsýnýz.
Ýstedikleri sadece biraz sevgi.
Eðer hala bir þansýnýz varsa on-
larla ilgili þimdi dönün
ve sarýlýn bay ve bayan
tecrübelerinize. Saygý
duymak çok daha
önemlidir onlar için boþ
sohbetlerdense. Sevgini-
zi göstermekten kork-
mayýn onlar size hayat-
larýný sunmuþken siz za-
manýnýzdan bir kaç saat
çalarak onlarýn tüm
mutluluðunu saðlayabi-
lirsiniz. Unutmayýn ki
onlar sizin kýlavuzunuz.
Unutmayýn ki onlar sizin
gelecekteki halleriniz…
Ýnsanýn kendisini ölüme en ya- Gizem Güngör
kýn hissettiði zamandýr yaþlýlýk. Bu 10 _ F
yüzden gençleri bu kadar ürpertir.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
21
 Araþtýrma
Güzelleþelim
Derken
Saðlýðýmýzý
Kaybetmeyelim
ozmetik ve güzellik ürünle-
K rine olan baðlýlýk her geçen
gün artýyor. Kadýnlarýn ço-
ðu güzel görünebilmek için
20'den fazla deðiþik güzellik ürü-
nü kullanýrken, her 10 kiþiden
9'u kullanma tarihi geçmiþ ürün-
leri kullanýyor. Özellikle bilinçsiz-
ce alýnan ürünlerin cilde vereceði
zarar düþünülmüyor. Kozmetikte
kullanýlan bazý sentetik ürünler
cilt tahribatýndan erken yaþlan-
maya ve kansere kadar birçok
saðlýk problemine neden olabili-
yor. 3 yýldýr sürekli olarak kullaný-
lan ürünleri inceleyen biyokim-
yacýlar artýk cildimize sürdüðü-
müz bu ürünleri araþtýrmamýz
gerektiðini söylüyorlar. Bu kim-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
22
yasallarýn tek baþýna bir zararý ol-
masa da bir arada bulunduklarý
karýþýmlarýn nasýl bir etki yarata-
caðý bilinmiyor. Toplumumuzda-
ki çoðu kadýn da kendini güzel-
leþtirmek uðruna kapsamlý bir
bilgiye sahip olmadan bu koz-
metik ürünlerini kullanýyor.
Kozmetik ürünlerinin cilde
birçok etkisi var. Özellikle bayan-
larýn her gün yaptýðý makyaj...
Makyaj gözenekleri kapatýr, cil-
din hava almasýný engeller, siyah
nokta oluþmasýna neden olur.
Kozmetik ürünlerinin içinde kim-
yasal madde bulunduðu için cilt-
te tahribata, lekelere ve cilt kan-
serlerinin oluþmasýnda neden ol-
duðu kanýtlanmýþtýr. Ayrýca mak-
yajda aþýrýya kaçýldýðýnda, koz-
metik ürünlerde bulunan
800’den fazla zararlý kimyasal
maddeye maruz kalýnabileceði
unutulmamalýdýr.
Makyaj yaparken dikkat edil-
mesi gereken en önemli nokta,
temiz cilde yapýlmasý ve mutlaka
temizlenmesidir. Cildin tonik ve-
ya sütle temizliði yapýldýktan
sonra yüze nemlendirici sürülüp
yarým saat beklenmeli ve makyaj
uygulamasýna geçilmelidir. Temiz
ciltteki gözenekler açýlacaðý için
kýsa süre sonra makyaj yapmanýz
cildinizi iyice havasýz býrakacaktýr.
Eðer cildiniz kuruysa makyaj
yapmadan önce mutlaka nem-
lendirici sürmeniz gerekmektedir.
Uzun süre ciltte kalan makyaj,
cildinizdeki gözenekleri týkar. Bu
yüzden olabildiðince hafif mak-
yaj yapýlmalý ve makyaj yüzde
uzun süre tutulmamalýdýr.
Makyaj temizliðinde göz ve
yüz bölgesinin ayrý ayrý temizlen-
mesi gerekir Yoksa göz çevresin-
de ve yüzde alerjik ya da mikro-
bik sorunlarla karþýlaþýlabilir.
Makyaj temizliðinde su kullanýl-
masý, makyaj temizleme mendil-
lerinin tercih edilmemesi, cilt
saðlýðý açýsýndan daha iyidir.
 Güzelliðimizi
Ortaya
Çýkarmanýn
Alternatif
Yollarý
þte size bebek gibi bir yüze sahip
Ý olmanýn yollarý. Evde kolayca bu-
labileceðiniz malzemelerle hazýrla-
yabileceðiniz bu karýþýmlarý deneye-
rek farký görebilirsiniz.
Yüz için
nemlendirici maske
Malzemeler: Yumurta sarýsý
+ süt
Hazýrlanýþý: Bir kapta yumurta
sarýsý ve bir kaþýk sütü karýþtýrýn. Bu
karýþýmý yüzünüze yayýn, üzerini in-
ce bir bezle örterek on beþ dakika
bekleyin. Ardýndan kaðýt mendille
silerek temizleyin. Daha sonra sýra-
sýyla, ýlýk ve soðuk suyla yüzünüzü
yýkayýn.
Ne iþe yarýyor: Kuru ve nemsiz
bir cildiniz varsa bu maske sizin için
birebir. Ýçinde bulunan yumurta sa-
rýsý cildinizi beslerken, süt nemlendi-
recek, yumuþaklýk verecek ve sýkýlaþ-
týracak.
Ne zaman kullanmalý: Bu maskeyi
haftada bir kez uygulamak yeterli.
Siyah noktalarýn
sonu geliyor
Malzemeler: Limon suyu
+ yoðurt
Hazýrlanýþý: Bir kase yoðurda bir
limonun suyunu karýþtýrýn. Bu karýþý-
mý, gözlerinize gelmemesine dikkat
ederek yüzünüze yayýn ve 15 dakika
bekleyin. Yüzünüzde kuruyan mas-
keyi ýlýk suyla yýkayarak çýkarýn.
Ne iþe yarýyor: Limon suyu cildi
dezenfekte eder, sivilceleri kurutur
ve siyah noktalarýn kaybolmasýna
yardýmcý olur. Yoðurt ise cildi besler,
nemlendirir ve yað miktarýný denge-
ler.
Ne zaman kullanmalý: Bu maske
haftada bir kez uygulanabilir.
Sivilceler için
karnýbahar
Malzemeler: Karnýbahar +
Zeytinyaðý
Hazýrlanýþý: Sekiz adet karnýba-
har yapraðýný iki kaþýk zeytinyaðý ile
beraber mikserden geçirin. Karýþýmý,
problemli bölgeler üzerinde daha
yoðun olacak þekilde yüzünüze ya-
yýn, on dakika bekleyin ve yüzünü
ýlýk suyla temizleyin.
Ne iþe yarýyor: Karnýbahar yap-
raklarýnýn temizleyici fonksiyonu
vardýr.
Ne zaman kullanýlmalý: Haftada
bir ya da iki kez.
Kuruyan dudaklar için;
Malzemeler:1 yemek kaþýðý süt,1
yemek kaþýðý kaymak ya da bal.
Yapýlýþý: Bir kapta sütü ve kayma-
ðý yoðun bir kývama gelinceye kadar
iyice karýþtýrýn.Geceleri yatmadan
önce bu karýþýmý dudak çizginizin dý-
þýna doðru taþacak þekilde uygula-
yýn.15 dk bekledikten sonra yýkaya-
bilirsiniz.Bu uygulamayý bir hafta sü-
reyle her gün yaparsanýz, dududak-
larýnýzý beslemiþ ve yenilemiþ olursu-
nuz.Bu maske için kaymak yerine
bal da kullanabilirsiniz. Ancak uygu-
ladýktan sonra sakýn yalamayýn.
Ezgi Gizem PELÝN - Elif SÖZKESEN
11-J
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
23
 Rehberlik

Gideceðiniz Yeri
Bilmiyorsanýz,
Vardýðýnýz Yerin
Önemi Yoktur
rýnýzý olumlu olarak etki-
leyerek verimli ders çalýþ-
manýzý ve etkin öðren-
menizi saðlayacaktýr.
Ýkinci olarak yapmanýz
gereken, kendi koþullarý-
nýza göre bir çalýþma sis-
tematiði geliþtirmek ve
sistematik içerisinde
olumlu ders çalýþma alýþ-
kanlýklarý kazanmaktýr.
Her bireyin kiþilik yapýsý,
algýlama özellikleri farklý
olduðundan, geliþtirece-
ðiniz bu sistematiðin
kendinize uygun olmasý-
na özen göstermelisiniz.
kuldaki baþarý ya da baþarýsýz-
Çalýþmaya baþlamadan önce ne
için çalýþtýðýnýzýn farkýnda olmanýz ge-
rekir. Ulaþmak istediðiniz her neyse
onu somut olarak görmeniz sizi çalýþ-
maya isteklendirir. Bu nedenle önce-
likle kendi yetenekleriniz, beklentileri-
niz ve olanaklarýnýz ölçüsünde hedef-
lerinizi belirlemelisiniz. Burada karþý-
mýzda farklý bir pencere açýldý. Kiþisel
yeteneklerimiz, beklentilerimiz ve ola-
naklarýmýz. Kiþinin baþarýlý olabilmesi
için kendini tanýmasý gerekir.
Kendini Tanýma
Kendini tanýma; bedenimizin, dü-
þüncelerimizin, duygularýmýzýn, birbir-
leriyle ilgili iliþkilerini kurabilme, kendi-

O lýk öðrencinin tüm kiþiliðinin

bir deðerlendirilmesi deðildir,
sadece belirli bir zaman aralýðýnda öð-
renmiþ olduðu bilgilerin bir sonucu ya
da ürünü niteliðindedir. Öðrencilerin
okul baþarýlarýnýn düþük olmasýnýn
önemli nedenlerinden birisi de verimli
ders çalýþma yollarýný bilmemeleri ya
da bu konuda yanlýþ alýþkanlýklara sa-
hip olmalarýdýr. Verimli çalýþma alýþ-
kanlýðý, erken yaþlarda kazanýlan ve
bireyin tüm yaþamdaki baþarýsýný etki-
leyen bir süreçtir.
"Hiç kuþkusuz baþarýlý olabilmek
için öncelikle baþarýyý istemek gerekir,
nedeniniz yoksa hedefiniz de yoktur."
Öðrenmeye karþý istekli ve öðrenme
için gerekli yeteneklere sahip olma,
öðrenmede baþarýyý etkileyen en
önemli etmenlerdir. Ancak, bazý yete-
nekli öðrencilerin yeterince çaba gös-
terdikleri halde bekledikleri verimi ala-
mamaktan yakýndýklarý görülmektedir.
Bu durum genellikle çalýþma yöntem-
lerini kazanamamýþ olmaktan ileri gel-
mektedir. Verimli ders çalýþma ve etkin
öðrenmenin en temel koþulu bu ko-
nuda istekli ve kararlý olmaktadýr. Ýs-
teklilik ve kararlýlýk, çalýþma davranýþla-
Ýnsan, hangi limana gideceðini bi-
lemezse hiçbir rüzgar onun için yarar-
lý olmaz, (Seneca.) Büyük hedeflere
ulaþmanýn yolu da büyük amaçlarý kü-
mizdeki duygusal, düþünsel, davranýþ-
sal süreçlerle ilgili anlayýþ geliþtirme
olarak tanýmlanýr. Kendini tanýma fark-
lý bir deyiþle kendinin farkýnda olma
çük adýmlara bölmek ve her gün bir gerçekçi hedefler belirlemeyi saðlar.
adýmýný gerçekleþtirmektir. Baþardýðý- Kiþinin fiziksel, psikolojik, sosyolojik ve
nýz her adým, yaptýðýnýz her ilerleme felsefi açýdan özelliklerinin farkýnda ol-
bir sonraki ilerleme için gerekli olan masý, neleri yapýp neleri yapamayaca-
güven ve isteði oluþturacaktýr. Siz kal- ðýný, neleri yapmaktan mutlu olup,
kýn ve yürüyün, gölgeniz arkanýzdan neleri yapmaktan mutsuz olacaðýný
yürüyecektir. Baþarýda ilk adým kadar bilmesini saðlar. Kendi potansiyelinin
son adýmda
önemlidir. Bir
çok kiþi son bir
adým daha atma-
dýklarý için baþa-
rýya ulaþamamýþ-
týr. Herkesin yap-
týðýnýn bir fazlasý-
ný yapan þampi-
yon olur. Yüzler-
ce yarýþ atý var,
fakat þöhrete
ulaþanlar diðer-
lerinden birkaç
saniye daha hýzlý
koþanlardýr.
Hedef Belirleme

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

24

üstünde veya altýnda hedefler
belirlemesinin önüne geçer.
Bunun yanýnda, hedeflerimi-
zin kapasitemizin altýnda ya
da üstünde olmasý da baþarý-
lý olmamýzý engeller. Kapasite-
nin çok üstündeki hedefler,
ulaþýlamayacaðýndan hayal ký-
rýklarý yaþanmasýna neden ola-
rak çalýþmadan kopmaya neden
olur. Çok düþük hedefler ise kiþisel
tatmin saðlamayacaðýndan çalýþmayý
anlamsýz kýlar.
Kendinizi çevrenin þartlamalarýn-
dan baðýmsýz olarak tanýmaya çalýþ-
malýsýnýz. Bu çok kolay bir þey deðildir.
Bu noktada kendinize sorular sormalý,
kendinizin dýþýna çýkarak adeta farklý
bir insanla konuþuyormuþçasýna ken-
dinizi deðerlendirmelisiniz.
Öncelikle kapasitenizi deðerlendi-
rin. Hangi derslerde daha baþarýlý,
hangi derslerde daha baþarýsýz oldu-
ðunuzu ortaya koyun. Çok sýkýldýðýnýz
ve çok severek çalýþtýðýnýz dersleri be-
lirleyin. En baþarýlý olduðunuz alanlarý
tespit edip bu alanlara yönelik gelecek
planlarýnýz olup olmadýðýný deðerlen-
dirin. Tam aksi þekilde baþaramadýðý-
nýz alanlara yönelik hayalleriniz varsa,
gerçeklikte bu isteklerin dayatma olup
olmadýðýný sorgulayýn. Ders baþarýlarý
her zaman kesin sonuçlar vermez. Kiþi
okul yýllarýnda farklý nedenlerle baþarý-
lý olmadýðý bir alanda daha sonra çok
baþarýlý olabilir. Ancak burada asýl sor-
gulamanýz gereken bu alanlara olan il-
giniz ve bu ilginin nedeni olmalýdýr.
Eðer ilginizin nedeni popüler olmalarý,
ailenizin beklentileri, çok kazanç sað-
lamalarý gibi nedenlerse ve bu alanlar-
da baþarýlý da deðilseniz hayal kýrýklýk-
larý yaþamanýz olasýdýr. Ancak tüm
bunlardan baðýmsýz olarak bu alana
karþý kiþisel olarak bir yöneliminiz ol-
duðu halde tali nedenler yüzünden
baþarýlý olmadýysanýz, bu baþarýsýzlýðýn
nedenlerini ortadan kaldýrýp bu alana
yönelebilirsiniz.
On yýl sonra kim olarak ne yap-
mak istiyorsunuz? Bu sorunun yanýtý
hedefinizin de daha net bir biçimde
ortaya çýkmasýný saðlayacaktýr.Bunun-
la ilgili bir kompozisyon yazarak bek-
lentilerinizi daha somut hale dönüþtü-
rebilirsiniz. Hangi þehirde yaþamak is-
tediðinizden, yaptýðýnýzdan iþten, aile
yaþantýnýza kadar kurgulayýn ve yazýn.
Böylece istek ve beklentileriniz net bir
biçimde ortaya çýkacaktýr. Çýkan so-
nuçlara nasýl ulaþabileceðinizi düþü-
nün ve buna paralel olarak on yýl son-
raki hedeflerden günümüze kadar he-
defler koyun. Yani uzak hedefler ve
yakýn hedefler sýralamasý gerçekleþtirin
ve tüm bunlarý yazýlý hale getirin.
Günlük, aylýk ve yýllýk hedefleriniz or-
Rehberlik
taya çýkacaktýr. Tüm bu he-
defler gerçek hedefinize ya-
ni kendinizi var etme hede-
finize ulaþmadaki araçlar
olacaktýr. Bu sayede araçla-
rýn amaç haline dönüþmele-
rini engelleyecek ve amacý-
nýzdan uzaklaþmanýn da önü-
ne geçmiþ olacaksýnýz. Hedefi-
nizin çok büyük paralar kazan-
dýrmasý, çok yüksek statüler saðla-
masý gerekmez. Önemli olan sizi
mutlu edip etmeyeceðidir. Çünkü kiþi
hayatýndan mutlu deðilse kazandýðý
tüm paranýn da, edindiði tüm statüle-
rin de bir deðeri ve anlamý olmayacak-
týr.
Bu süreç ( kendimizi tanýma ve he-
deflerimizi belirleme süreci) baþarýlý ol-
manýn en büyük adýmýdýr. Bu adýmý at-
týktan sonra diðer adýmlarý atmak da-
ha kolay olacaktýr. Artýk ihtiyacýnýz
olan þey bir program. Hem zamanýný-
zý hem de kendinizi kontrol altýna ala-
bilmeniz için bir programa göre çalýþ-
malýsýnýz.
Çok çalýþ-
mak baþarý-
nýn ölçütü
deðildir. Ne
kadar çalýþtý-
ðýmýz deðil
nasýl çalýþtý-
ðýmýz önem-
lidir.
Tijen ÇAÐIRGAN
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
25
Türkiye dýþýndaki Türklerden
26 Þubat 1992
öze Hocalý Katliamý'nýn ne ol-
S duðu, o tarihte neler yaþandý-
ðýný anlatarak baþlamak istiyo-
rum. Hocalý Katliamý Karabað Sava-
þý sýrasýnda 26 Þubat 1992 tarihin-
de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin
Daðlýk Karabað bölgesindeki Hoca-
lý kasabasýnda yaþanan Azeri siville-
rin Ermeniler tarafýndan toplu þekil-
de öldürülmesi olayýdýr. Kýsacasý Er-
menilerin ulusal çýkarlarI uðruna
Azeri kardeþlerimize uyguladýðý
soykýrýmdýr.
Hocalý'da gerçekleþtirilen soyký-
rýma giden süreçte, Ermenileri Rus-
larýn desteklediði yönünde ciddi
bulgular bulunmaktadýr. Ermeni
gönüllülerinden oluþan silahlý
gruplar Karabað'a yerleþtirilmiþtir.
Ardýndan çýkarýlan bir kanun ile
bölgede silahlý gruplarýn kurulmasý
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
26
Hocalý
Katliamý'nýn
seney-i devriyesidir.
yasaklanmýþ ve saklanan bütün si-
lahlara el konulmuþtur. Bu kanunla
birlikte Azerbaycan'ýn bütün bölge-
lerinde av silahlarý da dâhil bütün
silahlar Rus askerleri tarafýndan
toplanmýþtýr. Tüm bunlardan son-
rada o gün Karabað Savaþý sýrasýn-
da komutanlýk yapmýþ olan Serj
Sarkisyan'ýn (bugünkü Ermenistan
Cumhurbaþkaný )emri ile 340 tank
ve gözü dönmüþ Ermeniler 1000'in
üzerinde sivil vatandaþý kadýn, ha-
mile, ihtiyar diye ayýrt etmemiþ
hunharca katletmiþ, yüzlercesini de
aðýr bir þekilde yaralamýþtýr.
Peki, bu vahþetin sebebi neydi?
Aslýnda bu sorunun cevabý çok ba-
sitti. Ermeni yetkililer bu katliamýn
Ermeni güçler tarafýndan yapýlan
bir intikam olayý olduðunu açýkla-
mýþlardý. Eminim neyin intikamý di-
ye soracaksýnýz. Size bu olayý da ký-
saca özetleyeyim. Ermenilerin bu
kanlý vahþeti haklý göstermek için
sýðýndýklarý nedenleri Sözde 'Sum-
gayýt Katliamýydý'(!) Þubat 1988'de
Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cum-
huriyeti'nin Sumgayýt kentinde Er-
menistan'dan gelen Azeri mülteci-
ler tarafýndan iþlenen ve Ermeni sa-
kinlerini hedef alan bir saldýrýydý.
Bu saldýrýnýn resmî bilânçosuna gö-
re 26 Ermeni ve 6 Azeri olmak üze-
re toplam 32 kiþi ölmüþtür. Ancak
görgü tanýklarý bu sayýyý kamuoyu-
na çok büyük bir þekilde aktarmak-
tadýr. Birçoðu 36 deðil 200 Erme-
ni'nin öldüðünü savunmuþtur. Aze-
ri tarihçi Ziya Bunyatov'un konuyla
ilgili iddialarý ise bu olaylarýn Erme-
ni milliyetçileri tarafýndan bilerek
organize edildiði, amacýnýn ise
Azerbaycan'ý uluslar arasý plâtform-
da etkisiz kýlmak ve dünya kamu-
oyunda haksýz duruma düþürmek
olduðu yönündeydi. Madalyonun
görünmeyen kýsmýnda ise farklý bir
senaryo vardý. Hocalý Katliamý'nýn
asýl amacý Ermenilerin 'Büyük Er-
menistan' hayalini gerçekleþtirmek
istemeleridir. Bu uðurda Karabað
bölgesinde yaþayan 'Azeri'leri öl-
dürdüler. Babasý gözleri önünde öl-
dürülen ve katliam sýrasýnda 8 ya-
þýnda olan Hezangül Emirova, olay
günü Ermeni askerlerin babasýný
önce bir aðaca baðladýðýný söylü-
yor, "Sonra Ermeni askerler, ba-
bamdan, Karabað'ýn Ermeni topra-
ðý olduðunu söylemesini istedi. Ba-
bamýn '3 çocuðum var, üçünü de
 Türkiye dýþýndaki Türklerden

öldürseniz söylemem.' demesi üze-

rine Ermeni askerleri babamýn üze-
rine benzin dökerek onu diri diri
yaktýlar." diyor gözleri yaþlý bir þekil-
de. Üstelik yabancý basýn da olayla-
rý gözlemlemiþ. Temmuz 1995'te
Srebrenitsa'da olduðu gibi. 3 Mart
1992'de BBC1 Morning News saat
07.37 yayýnýnda durumu þöyle ak-
settirmiþ; "Canlý yayýn muhabirimiz
100 den fazla Azeri erkek, kadýn ve
bebek dâhil olmak üzere çocuk ce-
setleri gördüðünü ve bunlarýn baþ-
anýyor, her birine Allah’tan rahmet
larýna yakýn mesafeden ateþ edile-
diliyorum.
rek öldürüldüðünü rapor ediyor."
26 Þubat 1992 gecesi olanlarýn
Günümüzde Karabað hâlâ haksýz
adýný ister 'soykýrým' koyun, isterse-
yere Ermeni birlikleri tarafýndan iþ-
niz bu vahþete 'katliam' deyin, ama
gal altýnda bulunuyor.
"Medenî Dünya" bu olup biten
katliama seyirci kalmýþtýr. Týpký Bos-
na'da, Filistin'de, Çeçenistan'da,
Kosova'da, Doðu Türkistan'da yapý-
lanlarda olduðu gibi.
Ermenistan'ýn kurulduðu ilk yýl-
larda sahip olduðu toprak parçasý
9.000 km2 iken, bugün bu alanýn
47.000 km2'ye nasýl ulaþtýðý soru-
su iyice irdelenmeli, iþgal ettikleri
ve 'Hayastan' adýný verdikleri bu
topraklarýn tamamýnýn, Azerbaycan
ve Türkleri'nin topraðý olduðu unu-
tulmamalýdýr.
Biz ''Can'' Azerbaycanla 'Tek Mil-
let Ýki Devletiz'. Bu kardeþliði bitir-
meye kimsenin gücü yetmez. Millet-i Sâdýka (sadýk millet) olarak
Hocalý'da olanlarý asla unutmayýn...
Bu kadar insanlýk dýþý olaylarýn adlandýrýlan Ermenilerin vatana
Yazýmda Osmanlý döneminde
yaþandýðý Hocalý þehitlerini saygý ile ihanetini kýsaca anlattým. Umarým
gerçeklerin hatýrlanmasýna biraz ol-
sun katkým olmuþtur.

Ali Osman Alper ÇUHACI

11/E TM

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

27
Türkiye dýþýndaki Türklerden
ise son sýnýfta iken ede-
L biyat kitabýnda bulunan
Türkiye dýþýndaki çaðdaþ
Türk edebiyatý konularý çok
hoþuma gider; Azerbay-
can'ýn, Özbekistan'ýn, Kaza-
kistan'ýn vs. devlet ve hükü-
met baþkanlarýný, baþkentle-
rini merak edip ezberlerdim.
Türk topluluklarýna ve devlet-
lerine karþý hatýrladýðým ilk il-
gi duyuþlarýmdý bunlar. O se-
ne Çaðdaþ Türk Lehçeleri Bö-
lümü'nü kazanýp okumaya
baþlamam, bu ilgi ve sevgi-
nin tescillenmesi demek olu-
yordu. Dört yýl boyunca gör-
düðümüz Türkoloji benzeri
eðitiminse bileyileyici bir etki-
si oldu üzerimde.
Öðretmenliðe baþladýktan son-
ra, 5 yýlýmýn dolup yurtdýþýnda öð-
retmenlik için açýlan sýnavlara gir-
me hakkýný elde edebilmeyi iple
çekmeye baþladým. Kafama çoktan
koymuþtum. Hatta tanýþma dö-
nemlerimizde eþime bu düþüncele-
rimden bahsetmiþ, kendisini 2 yýla
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
28
SÜYÝKTÝ
KALA;
ALMATA*
zen Türkiye'mizi uzaktan
daha net görebilmek, ya-
þananlarý daha iyi deðer-
lendirebilmek demektir.
Bazen fahiþ fiyatlardaki ki-
ralardan ve ev sahipleriyle
yaþanan sorunlardan dert
yanmak, bazen memleket-
teki sevdiklerinin özlemini
çekmek demektir. Kimi za-
man acýmasýz tarihin farklý-
laþtýrdýðý kültür öðelerine
hüzünle bakmak, çoðu za-
man da derslerde, yolda,
pazarda ansýzýn tespit edi-
Bülent KARAOÐLAN verdiðimiz aynýlýklarýmýza
EDEBÝYAT ÖÐRETMENÝ sevinçle yaklaþmak þeklin-
de tercümesini bulur bura-
kalmaz Orta Asya'nýn herhangi bir da yaþamak.
Türk ülkesinde bulabileceðini be- Daha somut veya yaþanmýþlýk-
lirtmiþtim. Aynen de öyle oldu. Bu larla ifade etmek gerekirse:
coðrafyaya ayak basmakla on yýlý Ders dönüþü dýþ mahallelerin
aþkýn bir süredir kurduðum düþ - karanlýk sokaklarýndan geçen kala-
yarým kalan baþka bir düþün ta- balýk bir marþrutkada**
mamlayýcýsý niteliðinde bir düþtür
aslýnda bu, ilki masala da benzer "Evler, evler, evler…
birçok yönüyle, üniversiteyi taze bi- Bu sarý ýþýklar, kimleri eðler?"
tirmiþ 21 yaþýndaki gencin 5 aylýk (Ekim 2005)
bir Tataristan-
Çuvaþistan de- dizelerinin dilime gelivermesi,
neyimi…- tama- Memurlarýn %60'ýnýn, tramvay-
ma erdi, hakikat troleybüs kullanan þoförlerin de
buldu. önemli bir oranýnýn bayan olmasý-
Almata'da ol- na þaþýrmak; pazarlarda, alýþveriþ
mak benim için merkezlerinde tezgahlarýnýn arka-
çok þey ifade edi- sýnda müþteri beklerken kitap oku-
yor: Yuvarlak ve yan tezgahtar bayanlara; kaldýrým-
genel ifadelerle da parkta gezdirdikleri köpeklerin
burada olmak baþka insanlarý rahatsýz etmemesi
bazen güzel için azami özen gösteren sahipleri-
Türkçe'mizi öð- ne karþý içinde takdir hisleri uyan-
retmenin hazzýný masý,
iliklerine kadar Ulaþým araçlarýnda karþýlaþtýðý-
hissetmek, ba- mýz "Kart adamlarga orýn beriniz."

(Yaþlý insanlara yer veriniz.) yazý ya
da anonsuna gülümsemek,
99. Mektep'te yemekten sonra
daha masadan kalkmadan cýrtlak
sesleriyle Spa!-Si!-Ba! diyerek ortalý-
ðý çýnlatan ya da koridorlarda bir
köþede 'Su-li-fa' oynayan 1.-2. sýnýf
balalarýný öpüveresi gelmek(Aralýk
2006),
Kazak'lardan "al, tut" anlamýnda
kullanýlan "me" sözünü duyunca
"Yahu bu, 5000 kilometre uzakta
olmamýza raðmen benim yöremde
de hala ayný anlamda, ayný þekilde
kullanýlýyor!" deyip hayrete düþ-
mekten kendini alamamak,
Evlerimizin konumuna göre be-
nim ve birçok arkadaþýmýn sabahla-
rý perdelerini açar açmaz herkesten
evvel Tanrý Daðlarý'na günaydýn de-
mesi,
Bornozuyla evinin yakýnýndaki
markete vb. inen bayanlara þaþýr-
mak,
Aileleri baþka þehirlerde yaþayan
dostlarýn getirdiði kýmýzý, þubatý iç-
Türkiye dýþýndaki Türklerden
yerinde olmayý içinden geçirmek ve
onlarý çok sevmektir bazen, ama
uzaktan…
Özellikle kýþýn hava kirliðinden
yakýnmak ama ilk ve sonbaharýn
mükemmelliði karþýsýnda efsunlan-
mak… demektir Almata'da olmak.
Bu listeyi daha epey uzatabili-
rim. Bitecek gibi de deðildir doðru-
su. Dile kolay… Geriye dönüp bak-
týðýmda, hayat denen bu tuhaf
oyunda rolümü -doðup büyüdü-
ðüm yeri hesaba katmazsak- en
uzun süreyle Almata sahnesinde
oynadýðýmý görüyorum. Yüksek ih-
timalle de sýralamadaki ve yüreðim-
deki bu özel yerini sonsuza dek ko-
ruyacak. Yani Almata artýk, þehir
mek (marketlerde eskisi gibi doðal- gününde þehrin birçok yerindeki
larý bulunmadýðý söylenir zira), bilbordlara yazýldýðý gibi "Menin
Öðrencilerime seslendiðimde (de) süyükti kalam."
'Efendim!' kabilinde kullandýklarý Ýyisi mi þöyle baðlayýp bitireyim:
'Aau!' nidasýyla karþýlýk verilmesine Her þey bir yana; Pir-i Türkistan
uzun bir süre alýþamamak,
Çocuk-
larýn kavga
ettiðine 5
yýl boyunca
hemen he-
men hiç þa-
hit olma-
mak,
Ekseri-
yetle kenar
mahalleler-
de bulunan
ama þehir
içi ara so-
kaklarda da
tek tük kal-
mýþ ahþap, çatý pervazlarý ve pen- Hoca Ahmet Yesevi'nin þereflendir-
cereleri iþlemeli, mavi-yeþil boyalý, diði, Ýpek Yolu'nun geçtiði, hali ha-
tek katlý eski Rus yer evlerinin önle- zýrda da ademoðlundan onlarca
rinden geçerken içeri giriveresi gel- çeþit milletin dostça yaþadýðý; dili-
mek, mizin, dinimizin, tarihimizin bir ol-
Kýþýn karla duðu kardeþ Kazak ülkesinde, bu
kaplý kaldýrým- güzel topraklarda bulunmak daima
larda, yollarda onur vericidir.
anne babalarý- Aman bol Almata, esen bol Ka-
nýn kýzaklara zakistan !
oturtup kaydý-
rarak çekip gö- KAZAKÝSTAN ALMATA TÖ-
türdüðü aðzý
yüzü sarýlý, yu- MER (TÜRKÝYE TÜRKÇESÝ
muk, çekik EÐÝTÝM ÖÐRETÝM
gözlü, þirin Ka- MERKEZÝ T.D.E
zak bebeklerin;
toparlak yüzlü,
ÖÐRETMENÝ
kýrmýzý yanaklý Bülent KARAOÐÐLAN.
Rus bebeklerin
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
29
Genel Kültür

Bu müzeleri gezdiniz mi?

Ýbrahim Paþa Sarayý (16 yy.)
1983 yýlýndan beri Türk ve Ýslam
Eserleri Müzesidir. Sultan saray-
larý dýþýnda günümüze gelen tek
özel saraydýr. Kemerler üzerine
yükseltilmiþ yapý 3 taraftan orta-
daki terasý çevreler. Terastan
müzenin ilk bölümüne merdi-
venlerle ulaþýlýr. Odalar ve salon-
larda Ýslam dünyasýnýn deðiþik
ülkelerinde meydana getirilmiþ
Askeri Müze
nadir sanat eserleri sergilenmek-
Türünün ikinci en zengin
tedir. Taþ ve piþmiþ toprak, me-
örneðidir. Askeri Müze ve Kültür
tal ve seramik objeler, cam eþya-
Merkezi 1993 yýlýnda þimdiki ye-
lar, el yazma kitaplar devirlerinin
rinde, çok baþarýlý, modern bir
en kýymetli örnekleridir. Büyük
sergileme düzeninde tekrar açýl-
salonlarýn bulunduðu geniþ ca-
mýþtýr. Mustafa Kemal Ata-
mekanlý kýsýmda, 13-20 yy.larýn
türk'ünde yetiþtiði eski Harp
el iþi Türk halýlarýnýn þaheser ör-
Okulu binasý tadil ve eklentiler
nekleri sergilenir. Bu eþsiz kolek-
ile müzenin elli bin parçadan
siyon dünyanýn en zengin ko-
oluþan koleksiyonunun dokuz
leksiyonudur. 13 yy. Selçuklu
bin eserine, 22 salonda mekan
halýlarý ve sonraki asýrlara ait di-
olmuþtur. Müzenin doðu kanadý
ðer parçalar itina ile sergilenmiþ-
sergi, toplantý ve benzeri sosyal
lerdir. Halý bölümünün alt katý
faaliyetler için kullanýlmaktadýr.
son birkaç asrýn Türk günlük ya-
Ok, yay salonunu takiben süva-
þamý ve eserlerinin sergilendiði
ri araç ve silahlarý, kesici silahlar,
Etnografik bölümdür.
Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan
Mehmet ve Ýstanbul'un fethi bö-
Vakýflar Halý Kilim Müzesi
lümü, erken Ýslam, Ýran, Kafkas,
Avrupa ve Türk silahlarý, eþsiz
miðfer ve zýrh bölümü, ateþli si-
lahlar, otað ve çadýrlar alt kat sa-
lonlarý eserleridir. Üst katta 1
Dünya savaþlarý, Gelibolu ve
Kurtuluþ Savaþý hatýralarý, yakýn
tarih üniformalar ve Atatürk sa-
lonlarý Bulunmaktadýr. Müzede
Mehter Bandosu konserleri ve-
rilmektedir.
Türk ve Ýslam Eserleri M.
Türkiye Cumhuriyeti Vakýflar
Genel Müdürlüðü çok zengin
halý ve kilim koleksiyonuna sa-
hiptir. Bunlarýn seçilmiþ bir kýsmý
sergilenmektedir. Sultan Ahmet
Camii, Sultan Mahfili yanýndaki
Türk ve Ýslam eserlerini top-
bölümlerde halýlar, cami altýnda-
luca kapsayan ilk Türk müzesi
ki tonozlu galerilerde de kilimler
olma özelliðine sahiptir.1914 yý-
vardýr. 13-19 yy. halýlarýný en
lýnda Evkaf-ý Ýslamiye Müzesi
mutena örnekleri mahfile çýkan
adýyla Süleymaniye Külliyesi
rampa yolda ve sultana ait oda-
Ýmaretler bölümünde kurulan
larda asýlmýþlardýr. Bakým ve ge-
müze, 1965-1983 yýllarý arasýn-
rekli tamirleri yapýlmýþ halýlar gü-
da onarýlan Ýbrahim Paþa Sara-
zel bir müzecilik anlayýþý ile ser-
yý'na taþýnmýþ ve 1983 yýlýnda zi-
gilenmektedirler
yaretçilere açýlmýþtýr. Sultan Ah-
met Meydaný batýsýnda yer alan
Deniz Müzesi
Eski ve Yeni Sümer çaðlarýna ait
eserler, firavun mezarý buluntu-
larý, Arap mezar taþý heykelleri ,
Asur ve Babil kültürlerine ait kýy-
metler teþhir edilen koleksiyon
parçalarýdýr. Hatti, Hitit ve Urar-
tu eserleri de sergideki diðer
eserlerdir. Müze 70 bin levha-
dan oluþan çok zengin, nadide
çivi yazýsý koleksiyonuna sahip-
Büyük Türk Amirali (16. yy.)
tir.
Barbaros Hayrettin Paþanýn tür-
besi ve heykelinin bulunduðu
Ýstanbul Arkeoloji Müzesi
Beþiktaþ semtindedir. Müzenin
Ressam,arkeolog Osman
zengin koleksiyonlarý 2 binada
Hamdi beyin kurucusu olduðu
ve bahçede sergilenmektedir.
müze 13 Haziran 1891 de Mü-
Büyük binada eski kayýklar ser-
ze-i Hümayun ismi ile açýlmýþtý.
gilenirken, 3 katlý ana binada
1902 ve 1908 tarihlerinde yan
kanatlarý, yüzüncü kuruluþ yýlýn-
da 1991 de modern büyük bir
bölüm eklenmiþ ve yeni düzen-
lemeler yapýlmýþtý. Abidevi bina-
nýn mimarý Vallaury idi. Giriþ
karþýsýnda iri ve ürkütücü Tanrý
Beþ heykeli yerleþmiþtir. Sað ta-
rafta Antik çað heykelleri salon-
larý uzanýr. Konforlu, güzel bir
teþhirde tamamý bakýmdan ge-
eski gemilerin aletleri ve eþyala-
çip, temizlenmiþ, Arkaik Çað-
rý, maketler, modeller ve Ata-
dan, Roma devrine devam eden
türk'ün özel yatýndan bölmeler
eþsiz heykeller sýralýdýr. Salonla-
küçük odalarda ve salonlarda
rýn ilkinde Antik mezar taþ ve
sergilenmektedir. Çeþitli deniz
olaylarýný resimleyen tablolar
duvarlarý süslerler. Üst katta san-
caklar ve eski toplar, deðiþik
çaðlara ait silahlar yer alýr. Bahri-
ye kýyafetleri mankenler üzerin-
de görülür. Bodrum katý Türk
Deniz Kuvvetlerine hizmet etmiþ
gemilerin parça ve kýsýmlarýna
ayrýlmýþtýr. Burada torpidolarda
bulunur. Eski kayýklar galerisine
kýyýdan ulaþýlýr. Çok iyi korun-
muþ 18 yy. - 20 yy. saray veya
önemli kiþilerin güzel kayýklarý,
yelkenliler, kürekli tekneler, ma-
rölyefleri sonra, Anadolu Pers
ketler, gemi parçalarý ve diðer
egemenliði, Afrodisias buluntu-
hatýralar geniþ salonda sergilen-
larýnýn yer aldýðý Kenan Erim sa-
mektedir.
lonu, Efes, Milet ve Afrodisi-
as'tan eserler sergilenen Anado-
Eski Þark Eserleri M.
lu'nun üç Mermer Þehri salonu,
Müze giriþine Neo- Hitit
Hellenistik devir Heykelleri,
devrine ait 2 bazalt aslan heyke-
Menderes Manisa'sý ve nihayet
li yerleþmiþtir. Mezopotamya,
Hellenistik tesirli Roma ve Roma
Mýsýr, Anadolu bölümleri ile Ýs-
devri heykelleri salonlarý bulu-
lam öncesi Arap yarýmadasý
nur.
eserleri bölümleri üst kattadýr.

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

30

Giriþ sol tarafýnda hediyelik,
hatýra eþyalarý ve kitapçý reyo-
nundan sonra Osman Hamdi
Bey hatýra salonu sonrada Say-
da Krallar Nekrapolü'nden biz-
zat kendisinin kazýp, çýkarttýðý
eserlerin salonlarý uzanýr. Ýlk üç
lahit Sayda kralý Tabnit ailesine
aittir. Benzersiz bir Likya lahdi ile
Satrap lahdi de buradadýr. Son-
raki bölümde M.Ö.4 yy.a tarih-
lendirilen, dünya ünlüsü Ýsken-
der lahdi ile Aðlayan kadýnlar
lahdi vardýr. Büyük Ýskender'e ait
olduðu zannedilmiþ olan lahitin
4 tarafý Makedonyalýlar ile Pers-
ler arasýnda savaþ ve av sahne-
lerini gösteren yüksek kabart-
malar ile süslenmiþtir. Yeni ek bi-
na giriþi yan duvarýnda Assos
Athena mabedinin ön yüzü bi-
re, bir ölçülerde canlandýrýlmýþ-
týr. "Ýstanbul Çevre Kültürleri"
bölümü, deðiþik çaðlara ait civar
buluntu ve tümülüs kazýlarýnda
ortaya çýkarýlmýþ þahane eserle-
rin modern ve güzel biçimde
sergilendiði ilk salondur. Bizans
devri eserleri salonu da burada-
dýr. "Çaðlar boyu Ýstanbul" bölü-
mü ve üst katlarda, karþýlýklý vit-
rinlerde çaðdaþ eserlerin yer al-
dýðý, "Çaðlar boyu Anadolu ve
Truva" , "Anadolu ve Komþu Ül-
keler Medeniyetleri": Filistin, Su-
riye ve Kýbrýs eserleri kronolojik
sýralama ile teþhir edilmektedir.
Ýstanbul Arkeoloji Müzesi
1883 yýlýnda Osman Hamdi
Bey tarafýndan ülkemizdeki ilk
Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel
Sanatlar Akademisi) olarak yap-
týrýlan binanýn içinde bulunan
Eski Þark Eserleri Müzesi; Fatih
Sultan Mehmet tarafýndan 1472
yýlýnda yazlýk köþk olarak yaptýrý-
lan ve ülkemizin en zengin ve
önemli Müzesi, 1992 yýlýnda Av-
rupa'da 45 müzenin katýldýðý ya-
rýþmada birinci olarak Avrupa
Konseyi tarafýndan "Yýlýn Müzesi"
seçilmiþtir.
Kariye Müzesi
"Chora" adýnýn orijinal anla-
mý þehir dýþý, kýrsal alandýr. 5.
yy.da yapýlan Roma þehir surla-
rýndan evvele ait olan, belki kü-
çük bir kiliseye verilen isim, ayný
yerde yapýlan sonraki kiliselerin
de adý olmuþtur. Günümüzdeki
küçük yapý 11 ile 14. yy.la tarih-
lendirilir. Hareketli dýþ mimarisi-
nin yanýnda iç mozaik ve fresko
dekorasyonlarý Bizans sanatýnýn
Rönesans'ý sayýlan þaheserlerdir.
Bunlar, 14. yy da yapýlan eklen-
tilerle birlikte Theodor Metohi-
des tarafýndan yaptýrýlmýþtý. Gi-
riþteki iki koridorda, kronolojik
olarak, Bakire Meryem ve Ýsa'nýn
hayatlarý, Ýncil'de olduðu gibi,
mozaiklerle anlatýlmýþtýr. Yan ek
þapelde ise dini konular fresk
olarak iþlenmiþtir. Konular ara-
sýnda kilise ve saray ileri gelenle-
ri figürleri de yer alýr. Ýstanbul'un
fethinden sonra bir süre daha
kilise olarak kullanýlan binayý
1511'de Vezir Hadým Ali Paþa
camiye dönüþtürmüþtür. Daha
sonra yanýna bir okul ve aþevi
eklenmiþtir. 16. yy. baþlarýnda
camiye çevrildikten sonra bazen
tahta kepenklerle bazen de ba-
dana ile yer yer kapatýlan moza-
ik ve freskolar 1950'den itibaren
Amerikan - Bizans Enstitüsü ta-
rafýndan ortaya çýkarýlmýþtýr. Ka-
riye manastýr ve kilisesi zaman
içerisinde civarýnda imparator-
luk saraylarý ile komþu olmuþ ve
önem kazanmýþtý. Usta sanatçý-
larýn binayý böylesine zengin ve
itina ile süslemeleri 14. yy. zor
þartlarýnýn içerisinde gerçekleþ-
miþti. Zamanýnýn önemli bir
devlet adamý ve alimi olan The-
odor Metohides 1320 yýllarda,
yan þapel, dýþ narteks ve süsle-
meleri yaptýrtan kimseydi. Du-
var resimleri bir artistler grubu-
nun eserleridir. Orta mekânýn
üst kýsýmlarýndaki mozaikler za-
manýmýza gelememiþlerdir. Bi-
zans resim sanatýnýn bir özelliði
de figürlerin yanýna monogram
ve yazýt ilave edilmesidir. Kariye
civarý ahþap yapýlarla çevrili otel
ve kafelerin bulunduðu þirin bir
semttir.
Mozaik Müzesi
Sultan Ahmet Camii Çarþýsý
M.S. 4 ile 6 yy. arasýna tarihle-
nen eski "Büyük Saray" kalýntýla-
rýnýn üzerine inþa edilmiþtir. Bu-
raya ait yer mozaikleri çarþýnýn
alt tarafýnda, orijinal yerlerinde
bulunmuþtur. 1930'larda ortaya
çýkarýlan mozaikler büyük bir sa-
lonun tabanýný süslemekteydi.
Av, günlük yaþamdan sahneler
ve dekoratif desenler yüksek ka-
litede iþçilik eserleridir. Meduza
Kafasý, bir aslan avýndan sahne-
ler, akantus yapraklarý ile sarýl-
mýþ büstler en göz alýcý sahne-
lerdir. Çok realist iþlenen bu sah-
neler Roma Devri Antakya Eko-
lu üslubunda yapýlmýþlardýr.
Þehrin diðer semtlerinde bulu-
nan mozaiklerde kalýplarla koru-
narak buraya getirilmiþlerdir.
Büyük Saray Mozaikleri Mü-
zesi, Sultanahmet Camii'nin gü-
neyinde, camiinin külliyesi olan
arasta içerisinde yer almaktadýr.
Müze, Bizans Ýmparatorluðu
Büyük Sarayý'nýn revaklý avlusu-
nun kuzeydoðu bölümünde kýs-
men saðlam kalmýþ mozaik dö-
þemeyi içine alacak þekilde ya-
pýlmýþtýr.
Pera Müzesi
Kuruluþ Tarihi:Haziran 2005
Koleksiyon: Anadolu'da kullaný-
mýþ çeþitli aðýrlýk ve ölçü birimle-
rinin öneklerinden oluþan Ana-
dolu Aðýrlýk ve Ölçüleri Koleksi-
yonu ile Kütahya Çini ve Sera-
mikleri ve 17. -19. yüzyýldan Av-
rupalý "oryantalist" ressamlarýn
önemli yapýtlarýný biraraya geti-
ren resim koleksiyonu sergilen-
mektedir.
*Restorasyon için yurtiçin-
den ve yurtdýþýndan hizmet alý-
nýyor. Bu süreçte seçilmiþ genç
restoratörlere eðitim veriliyor.
Müze ve Enstitü binasýnda res-
torasyon atölyesi mevcut.
Resim Heykell Müzesi
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
Genel Kültür
Dolmabahçe Sarayý þehza-
deler bölümünde bulunmakta-
dýr. Dolmabahçe Sarayý'nýn Veli-
aht Dairesi'nde 10 Eylül 1937'de
Ýstanbul Güzel Sanatlar Akade-
misi'ne (bugün Mimar Sinan
Üniversitesi) baðlý olarak açýlan
müze, Atatürk'ün emriyle kurul-
muþtur. Giriþi Beþiktaþ semtin-
dedir. Bahçesinde Hareket Pav-
yonlarý diye bilinen özel sergile-
rin yapýldýðý küçük yapýlarýn bu-
lunduðu müze bir çok oda ve
salonlarýn bulunduðu 3 katlý bir
yapýdýr.Giriþ katý çeþitli sergilere,
üst katlar müze koleksiyonlarýna
ayrýlmýþtýr. 19. yy.dan günümü-
ze Türk Ressamlarýnýn eserleri,
heykeltýraþlarýn yapýtlarý sergi-
lenmektedir. Takriben 2500 oriji-
nal resim, 250 Prodüksiyon ve
400 heykel müzenin koleksiyo-
nudur. Baþlangýçta Dolmabahçe
Sarayý'ndan, bakanlýklardan, çe-
þitli resim kuruluþlarýndan alýnan
resimlerle, Halil Edhem Eldem'in
Elvah-ý Naþiye Koleksiyonu adlý
yapýtýnda ve 1936'da akademi-
de düzenlenen 50 yýllýk Türk Re-
sim ve Heykel Sergisi'nde yer
alan yapýtlarla oluþturulan mü-
ze, bugün Türk Resim Sanatý'yla
ilgili en kapsamlý koleksiyonu
barýndýrýr. Müzede heykel, sera-
mik ve özgün baskýlar da yer al-
masýna karþýlýk, aðýrlýk resimler-
dir. Yapýtlardan bir bölümü An-
kara ve Ýzmir Devlet Resim ve
Heykel Müzeleri`yle Anado-
lu'nun çeþitli kentlerinde açýlan
devlet galerilerinde de sergilen-
miþtir.
Sakýp Sabancý Müzesi
Kuruluþ Tarihi:Haziran 2002
Koleksiyon: Osmanlý Hat Sanatý
örnekleri, 19. Yüzyýl Avrupa ve
Osmanlý dekoratif eþya, mobil-
ya, porselen, tablo, halý ile Os-
manlý ve Cumhuriyet Dönemi
Türk Ressamlarý ile Osmanlý sý-
nýrlarý içinde yaþamýþ Avrupalý
ressamlarýn eserleri sergilen-
mektedir. Ayrýca yurtdýþýndaki
önemli müzelerdeki büyük ko-
leksiyonlar geçici olarak sergi-
lenmekte-
dir.
11 - E
Mehmet
Berk Ilýk
31
Türk büyüklerinden
Yunus Emre
ürk halk þairlerinin tartýþmasýz
T öncüsü olan ve Türk'ün Ýslam'a
bakýþýný Türk dilinin tüm sadelik
ve güzelliðiyle ortaya koyan Yunus
Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiþ
örnek bir insandýr. Yaklaþýk 700 yýldýr
Türk milleti tarafýndan dilden dile ak-
tarýlmýþ, türkü ve ilahilere söz olmuþ,
yer yer attasözü misali dilden dile do-
laþmýþ mýsralarýyla Yunus Emre, Türk
kültür ve medeniyetinin oluþumuna
büyük katkýlar saðlamýþ bir gönül ada-
mýdýr. Bazý kaynaklarda Anadolu'ya
gelen Türk boylarýndan biriine baðlý
olup, 1238 dolaylarýnda doðduðu ri-
vayet edilirse de bu kesin deðildir; týp-
ký 1320 dolayylarýnda Eskiþehir'de öl-
düðü yolundaki rivayetlerde olduðu
gibi. Batý Anadolu'nun birkaç yöresin-
de "Yunus Emre" adýný taþýyan ve
onunla ilgili görüldüðünden "makam"
adý verilen yer vardýr.
p öldü diyeler Üç gün son-
Bir garip
ra duyalar Soðuk su ile yuyalar Þöyle
garip bencileyin diyen Yunus,belki de
doðduðu ve yaþadýðý topraklardan
çok uzaklarda bu dünyadan göçüp
gittiðini anlatmak istemektedir. Türki-
ye'nin pek çok yerinde Yunus Em-
re'nin mezarý olduðu iddia edilen pek
çok mezar ve türbe varrdýr. Bunlardan
baþlýcalar þöyle sýralanabilir: Eskiþe-
hir'in Mihalýççýk ilçesine baðlý Sarýköy;
Karaman'da Yunus Emre Camii avlu-
su; Bursa; Kula ile Salihli arasýnda Em-
re Sultan köyü; Erzurum, Duzzcu köyü;
Isparta'nýn Keçiborlu ilçesi civarý; Ak-
saray; Afyon'un Sandýklý ilçesi; Or-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
32
du'nun Ünye ilçesi; Sivas yakýnýnda
bir yol üstü. Görüldüðü gibi sayý ve
iddia hayli kabarýktýr. Bazý belgeler,
Yunus Emre'nin asýl mezarýnýn Kara-
man veya Sarýköy'de olduðuna iþa-
ret etmektedir. Nitekim, 1970?li yýl-
larýn baþýnda Sarýköy'deki mezarýn
Yunus'a ait olduðuna kesin gözüyle
bakýlarak bu köye Yunus Emre adý
verildi ve oradaki bir bahçe içine
anýt dikildi. 1980?li yýllarda ise,
1350?de yapýlmýþ olaan Karaman'da-
ki Yunus Emre Camii'nin yanýndaki
mezarýn onun gerçek mezarý oldu-
ðu iddia edildi. Aslýnda bu durum,
Yunus Emre'nin Türkler tarafýndan
ne kadar sevildiði ve benimsendiði-
nin çarpýcý bir örneðidir. Gerçekten
de halktan biri olan Yunus Emre, hal-
kýn deðer, duygu ve düþüncelerini di-
le getiriþi itibariyle tarihimizin en halk-
la barýþýk aydýnlarýndan biri olma özel-
liðine sahiptir. Türk tasavvufunun dil-
de ve þiirde kurucusu olan Yunus Em-
re'nin þiirlerinde ahlak, hikmet, din,
aþk gibi konularýn hemen hepsi tasav-
vuftan çýkar ve tasavvuf görüþü çerçe-
vesinde bir yere oturtulu ur.
Mýsralarýnda didaktik ahlak telkin-
lerinde bulunan Yunus Emre, "gönül
kýrmamak" konusuna ayrý bir önem
verir ve "üstün bir deðer" olarak þiirle-
rinde bu konuyu özenle iþler. Bu ara-
da Yunus Emree'yi öne çýkaran bir baþ-
ka önemli özelliði de, þiirlerinde iþledi-
ði konularý ve telkinleri bizzat kendi
hayatýnda uygulamasýdýr.
"Din tamam olunca doðar mu-
habbet" diyen Yunus, Ýslam'ýn sabýr,
kanaat, hoþgörürlük, cömertlik, iyilik,
fazilet deðerlerini benimsemeyi telkin
eder. Yunus'un sanat anllayýþý, dini ve
milli deðerleri baðdaþtýrdýðý mýsrala-
rýnda kendini gösterir; millileþen ta-
savvufaa, Türkçenin en güzel ve en
güçlü özelliklerini kullanarak tercü-
man olur. Gerçekten de 11,12 ve 13.
asýrlarda Türkistan ve Anadolu Türkle-
ri arasýnda çok yayýlan tasavvufun
Türk þairleri arasýnda iki büyük sözcü-
sü vardýr: Türkistan'da Ahmet Yesevi,
Anadolu'da Yunus Emre…
Yunus Emre'nin tasavvuff anlayý-
þýnda derviþlik olgunluktur, aþktýr; Al-
lah katýnda kabul görmektir; nefsini
yenmek, iradeeyi eritmektir; kavgaya,
nifaka, gös-
teriþe, ham-
lýða, riyaya,
düþmanlý -
ða, þekilcili-
ðe karþý çýýk-
maktýr.
Yunus
Emre ayný
zamanda Zekeriya ÇAYHAN
bütün in- Müdür Yardýmcýsý
sanlýða hi-
tap eden
büyük þairlerdendir. Bu anlamda
Mevlana'nýn bir benzeridir. O'nun
Mevlana kadar çok tanýnmayýþý ise, bir
yandan kullandýðý dil olan Türkçe'nin
Batý'da Farsça kadar bilinmemesi, öte
yandan da Türk aydýnlarýnýn O'nu ih-
mal etmesindendiir. Yunus'taki insan-
lýk sevgisi, neredeyse kendisiyle öz-
deþleþmiþ "sevgi felsefesinin bir parça-
sý ve hatta sonucudur. Nitekim Yu-
nus'un insan sevgisini ilahi sevgi ile
nasýl baðdaþtýrdýðýný gösteeren en çar-
pýcý mýsralarýndan birisi "Yaradýlaný
hoþ gör / Yaradan'dan ötürü"dür. Yu-
nus Emre'ye göre insanlar, din, mez-
hep, ýrk, millet, renk, mevki, sýnýf farký
gözetilmeksizin sevilmeyi hak etm mek-
tedirler. Madem ki insanoðlu ruh yö-
nüyle Allah'tan gelmektedir; öyleyse
insanlar hiçbir þekild de birbirlerinden
bu anlamda ayrýlamazlar.
Yaþadýðý çaðýn gerçekleri göz
önünde bulundurulduðunda Yu--
nus'un bir baþka önemli tarafý ortaya
çýkar: Yunus Emre, hükümetsizlik için-
de çalkalanan ve Moðoll istilalarý ile
mahvolan Anadolu topraklarýnda or-
taya çýkan sapýk batýnî cereyanlarýn
hiçbirine kaapýlmadýðý gibi, bu akýmla-
rýn Türklerin bütünlüðüne zarar ver-
mesi tehlikesi karþýsýnda da engelleeyi-
ci bir rol üstlenmiþtir. Bu bakýmdan
bakýldýðýnda Yunus Emre, hem Türk
þiirinin kurucusu, hem de milli birliðin
önemli tutkallarýndan biridir. Yunus
Emre, kelimenin tam anlamýyla "milli
bir sanatçýdýr. Týpký, Nasrettin Hoca,
Köroðlu, Dadaloðlu veya Karacaoðlan
gibi… Yunus Emre'nin þiirlerinde en n
fazla iþlenmiþ temalar;Ýlahi aþk, Din,
Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve fani-
liktir.
Yunus Emre her yönüyle bizimdir,

olmak istediðimizdir. Hatta moda ta-
birle idolümüzdür. Çünkü bugün hala
onun kullandýðý gerçek saf Türkçeyi
kullanmak istiyoruz, onun eserlerinde
tarif ettiði hayatýnda da tatbik ettiði
olgun insanlardan (insan-ý kamil) mü-
teþekkil bir toplumu arzuluyoruz ve
bugün hala karþýlaþtýðýmýz her sorun-
da -ister ferdi sorularýmýz isterse top-
lumsal sorunlarýmýz olsun- onun hoþ-
görüsünü görmek istiyoruz. Bu vesi-
leyle Yunus gibi bir deðere sahip olan
bir millet bu deðere layýk olmak zo-
rundadýr.
YUNUS EMRE'NÝN
ESERLERÝ
YUNUS EMRE DÝVANLARI
1-Fatih Nüshasý:
Yunus Emre'nin en çok bilinen
eseri Divan'ýdýr.Fakat bu eserin aslýný
veya en eski nüshasýný tespit etmek
çok zordur. Yunus Emre divaný'nýn
Türkiye, dünya veya þahýs kütüphane-
lerinde elliden fazla yazma nüshasý
bulunmaktadýr. Bu eserler daha sonra
þifahi olarak derlenmiþ veya bir yaz-
madan istinssah edilmiþ nüshalardýr.
Bugüne kadar yapýlan araþtýrma-
larda Yunus Emre'nin kendi kalemin-
den çýkmýþ bir nüshaya rastlanmamýþ-
týr. Eski ve yeni el yazmasý Yunus Em-
re divanlarý içinde 15. y.y.da istinsah
edildiði anlaþýlan Süleymaniye Kütüp-
hanesi- Fatih bölümünde bulunan el
yazmasý nüshadýr.
Fatih nüshasý istinsah tarihi belli
olmamakla birlikte, yazý karakteri, im-
la ve kaðýt özellikleri yönüyle 15. y.y
özelliklerdi arzetmektedir. Huruf-u
Hece usulüne göre tertip edilen bu
eser, her yö önüyle 15. y.y özelliklerdi
arz etmektedir. Huruf-u Hece usulüne
göre tertip edilen bu eser, bilinen Yu-
nus Emre Divanlarýnýn en iyisidir, an-
cak istinsah edeni bilinmemektedir.
Türk büyüklerinden
Bu eser Süleymaniye Kütüphanesi-
Fatih Kitaplarý bölümünde 3889
no'da kayýtlýdýr. 210 yapraklý olan
Divan nesih yazýlý olup, içinde 203
adet þiir bulunmaktadýr. ;
2-Nuruosmaniye Nüshasý:
Nuruosmaniye Kütüphanesi
4904 no'da kayýtlýdýr. 315 yaprak-
tan müteþekkildir ve içerisinde 219
adet þiir bulunmaktadýr. Ýstinsah
tarihi H.940, M.1534 dür.
3-Yahya Efendi Nüshasý:
Süleymaniye Kütüphanesi Hacý
Hahmud Efendi bölümünde 3480
no'da kayýtlýdýr. 107 yapraktan oluþan
bu Divan'da 302 þiir yer almaktadýr.
16.y.y.da istinsah edilmiþtir.
4- Karaman Nüshasý :
Karaman nüshasý olarak bilinen
bu nüsha Merhum Baha Kayserilioð-
lu'nun elindeki nüshadýr.
5-Balýkesir Nüshasý:
Bu nüsha Balýkesir Ýl Halk Kütüp-
hanesi 451 no'da kayýtlýdýr.
6-Niyazý Mýsri nüshasý:
Topkapý Sarayý Müzesi, Hazine Kü-
tüphanesinde 303 numarada kayýtlý-
dýr. Þerh-i Gazel-i Yunus Emre adlý bu
nüsha H.1127 tarihinde istinsah edil-
miþ olup, 16 yapraktan oluþmuþ ve
nesih yazý ile yazýlmýþtýr.
7-Bursa Nüshasý:
Bursa Ýl Halk Kütüphanesi Eski
Eserler Bölümünde 882 numarada
kayýtlýdýr. Nesih Yazý ile yazýlmýþ
olaan bu nüshada 120 þiir bulun-
maktadýr ve 53 yapraktan oluþ-
muþtur.
RÝSALET-ÜN NUSHÝYYE
(Ögütler Risalesi):
Mesnevi biçiminde, aruz ölçü-
sü ile yazýlmýþ bu þiir 573 beyittir.
Baþta 13 beyitlik bir baþlangýýçtan
sonra, kýsa bir düz yazý vardýr. Ar-
kasýndan destanlar gelir. Destan-
larda Ruh, Nefis, Kanaaat, Gazap,
Sabýr, Haset, Cimrilik, Akýl konularý
iþlenir. Öðretici ve öðüt verici bir
eserdir. Risaalenin sonunda yazýldý-
ðýna göre "Söze tarih yedi yüz ye-
diydi" mýsraýndan H.707 de M.
1307 veya 1308 da yazýldýðý anla-
þýlmaktadýr.
Zekeriya ÇAYHAN
Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmeni
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
33
Hayvanlar alemi
"ANGUT" UN SADAKATÝ
Herkesin haksýz bir þekilde kullandýðý bir ifade-
dir 'Angut'. Biri laftan anlamayýnca, boþ boþ bakýn-
ca ya da aptallýk edince hemen 'Angut musun?'
der günümüzün insaný. Angut'un aslýnda bir kuþ
olduðunu bilmeyen bir sürü insan var ülkemizde.
Özelliði nedir bilir misiniz? Angut kuþunun eþi
öldüðü zaman yanýna o anda baþka bir yýrtýcý hay-
van veya bir insan gelse dahi gözlerini bir dakika
bile eþinin ölüsünün üstünden ayýrmadan o da
ölene kadar onun baþucunda bekler.
Ýþte bu canlýnýn yaptýðý en büyük 'Angut'luk bu-
dur. Ayrýca bu olay bütün Angut kuþlarý için geçer-
lidir, arada bir görülen bir þey deðildir. Diþi olsun
erkek olsun bütün Angut kuþlarýnýn
Çok ürkek bir hayvan olmasýna raðmen eþinin
ölüsünün baþýnda bekleyen Angut kuþuna elinizi
uzatsanýz dahi oradan kaçmaz.
Hani derler ya 'Angut gibi bakmasana' diye...
Keþke herkes Angut gibi bakabilse deðer verdikle-
rine. Bundan sonra bazýlarýna 'Angut' demeden
önce bir kere daha düþünün. Bir "Angut" bile ola-
mayan o kadar çok insan var ki artýk günümüz-
de...
KUTUP ÝKLÝMÝNE GÖRE
YARATILAN PENGUEN
Penguenlerin kuluçkaya yattýklarý dönem kutup
kýþýna rastlar. Üstelik kuluçkaya yatan da diþi deðil,
erkek penguendir. Penguen çiftini bu zamanda -
40°C'ye kadar düþen soðuðun yanýnda bir de bu-
zul daðlarý zorlayacaktýr. Kýþ boyunca buzullar git-
tikçe büyüyecek, kuluçka yeri ile en yakýn besin
kaynaklarýnýn bulunduðu deniz kýyýsý arasýndaki
mesafe fazlasýyla artacaktýr.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
34
Hayvanlarýn
ilginç
özellikleri
Bu mesafe bazen 100 km'yi geçebilmektedir.
Diþi penguenler sadece bir yumurta yumurtlar
ve kuluçka görevini erkeklerine devredip denize
dönerler. Erkek kuluçkaya yattýðý dört ay boyunca
hýzý zaman zaman 120 km'yi bulan kutup fýrtýnala-
rýna karþý koymak zorundadýr. Bu süre içinde sü-
rekli yumurtalarýn baþýndadýr, bu yüzden avlanma
imkaný da bulamaz. Zaten en yakýn yiyecek kayna-
ðý birkaç günlük mesafededir. Dört ay boyunca
hiçbir þey yemeden yatan erkek bu süre zarfýnda
yarý yarýya kilo kaybeder. Ama asla yumurtayý terk
etmez. Aylarca aç kalmasýna raðmen kendisi için
av bulmaya çýkmaz, açlýða katlanýr.
Dört ay sonunda yumurtalar kýrýlmaya baþladý-
ðýnda birden diþi belirir. Bu dört ay boyunca boþ
durmamýþtýr, sürekli yavrusu için çalýþmýþ, kursa-
ðýnda yemek biriktirmiþtir.
Anne yüzlerce penguenin arasýndan eþi ve yav-
rusunu güçlük çekmeden bulur. Anne geçen za-
man içerisinde sürekli olarak avlandýðýndan son
derece dolu bir kursakla gelmiþtir. Kursaðýndakileri
boþaltarak bakým iþini üstlenir.
Bahar geldiðinde buzul erimeye baþlamýþ ve
buz tabakasý üzerinde denizin ortaya çýktýðý delik-
ler belirmiþtir. Artýk anne ve baba bu deliklerden
balýk avlayarak beslenecek, yavrularýný da ayný yi-
yecekle besleyeceklerdir.
Yavruya bakmak oldukça zahmetli bir iþtir;
onun beslenmesi için ebeveynler bazen uzun süre
hiçbir þey yemezler. Ayrýca her yerin buzlarla kaplý
olduðu ortamda yuva yapma olanaðý yoktur. An-
ne ile babanýn, yavruyu buzun soðuðundan koru-
mak için yapabilecekleri tek þey, yavruyu ayaklarý-
nýn üstüne koyup, karýnlarýyla ýsýtmaktýr.
Hayvanlarýn yumurtlamadaki zamanlamalarý da
oldukça önemlidir
Acaba niçin penguenler yazýn deðil de kýþýn yu-
murtlarlar? Bunun tek sebebi vardýr: eðer yazýn
yumurtlanmýþ olsa, yavrunun büyümesi kýþa rast-
layacak o zaman da etraftaki denizler donmuþ
olacaktý. Bu durumda hem hava þartlarý çok aðýr
olduðundan, hem de besin kaynaðý olan deniz
çok uzaklarda kaldýðýndan ebeveynler yavruyu
besleyecek besini zor bulacaklardý.
Penguenler, son derece soðuk olan kutup
ikliminin etkisinden korunmak için bir araya
toplanýrlar. Böylece bu topluluðun üyesi olan
yavrular soðuk rüzgarlarýn da etkisinden ko-
runarak toplanma imkaný bulabilirler.
GUGUK KUÞU
Guguk kuþunun baþka kuþlarýn yuvalarýna
yumurtlayýp, yavrularýný bu yuvalardaki ebeve-
yinlere baktýrdýðýný biliyor muydunuz?...
Diþi guguk, yumurtlama vakti geldiðinde
adeta zamanla yarýþýr. Devamlý uyanýk ve dikkat-
li olan kuþ, yapraklar arasýnda gizlenerek, yuva
yapan çiftleri gözler. Daha önceden iyi tanýdýðý
bir kuþ türünün yuva yaptýðýný görünce ne za-
man yumurtlamasý gerektiðine karar verir. Artýk,
yavruya bakacak kuþ belirlenmiþtir.
Guguk, bakýcý kuþun yumurtlamaya baþladýðýný
görür görmez harekete geçer. Kuþ yumurtladýktan
sonra yuvadan ayrýlýr ayrýlmaz, hiç vakit kaybetme-
den yuvaya gider ve kendi yumurtasýný býrakýr.
Ama burada çok akýllýca bir þey daha yaparak, yu-
vanýn gerçek yumurtalarýndan birini aþaðý atar. Bu,
yuvanýn sahibi olan kuþun þüphelenmesini engel-
leyecektir.
Anne guguk kuþu, yavrusunun güvenilir bir
hayata atýlmasý için þaþýlacak kadar mükemmel bir
strateji ve zamanlama yap-
maktadýr. Çünkü diþi gu-
guk bir mevsimde 1 de-
ðil tam 20 tane yumur-
ta yapar. Buna uygun
olarak, çok sayýda
bakýcý ebeveyn
saptayýp,
bunlarý
g ö -
zetle-
mesi ve
yumur tla-
ma zamanla-
rýný iyi ayarla-
masý gerek-
mektedir. Anne
guguklarýn iki günde bir yu-
murtlamalarý ve her yumurta-
nýn yumurtalýkta beþ günde oluþ-
masý dolayýsýyla, kuþun kaybedecek
bir dakikasý yoktur.
On iki günlük bir kuluçka devresi geçirip yu-
murtadan çýkan guguk yavrusu, 4 gün sonra göz-
lerini ilk kez açtýðýnda, ona çok müþfik davranan -
ama aslýnda kendisinin olmayan- ebeveynleri ile
karþýlaþýr. Yumurtasýndan çýkar çýkmaz ilk iþi de,
ebeveynlerin olmadýðý bir zamanda, yuvadaki di-
ðer yumurtalarý aþaðý atmaktýr. Bakýcý ebeveynler
kendilerinin sandýklarý yavruyu büyük bir özenle
beslerler. Yavrunun yuvadan ayrýlacaðý 6. haftaya
doðru karþýmýza ufak iki kuþun (ebeveynin) doyur-
duðu koca bir kuþun, yani guguðun ilginç görün-
tüsü çýkar.
Guguk kuþunun, yavrularýný baþka kuþlarýn hi-
mayesine terk etmesi üzerinde düþünelim. Acaba
anne guguk, yavrularýna bakmaya üþendiðinden
veya yuva yapmayý bir türlü beceremediðinden mi
böyle bir yola baþvurmuþtur? Yoksa, daha öncele-
ri yuva yapýp yavrusuna baktýðý halde, bunun ol-
dukça zahmetli bir iþ olduðunu farketmiþ, ardýn-
dan bu yöntemi mi keþfetmiþtir? Sizce bir kuþ ken-
di baþýna böyle bir plan yapabilir mi?

Hayvanlar alemi
A l b a t r o s l a r,
yaklaþýk 40
km/saat hýzla
uzun süren bir
uçuþ boyunca
havada uyuyabi-
lirler. Bir albatros
bir ay süren bir
uçuþunda yere
hiç inmeden
15000 kilomet-
relik bir mesafe
kat edebilir.
Þu ana kadar yapýlan araþtýrmalar doðrul-
tusunda, köpek balýklarý yaþamlarý boyunca
hiç hastalanmayan tek hayvan grubunu
temsil etmektedirler. Bilindiði kadarýyla, bu
hayvanlarda, kanserde dâhil olmak üzere,
her bir hastalýða baðýþýklýk mevcuttur.
Bir salyangoz
üç sene boyunca
uyuyabilir. En
hýzlý hareket
eden salyangoz
0.0313 mph'lik
hýza sahiptir.
Memelilerin
kaný kýrmýzý, bö-
ceklerin kaný sarý ve ýstakozun kaný mavidir.
Bir devekuþunun gözü beyninden daha
büyüktür.
Ortalama bir inek, yaþamý boyunca yakla-
þýk 200.000 bardak süt verir.
Tüm yaþam süresinde, ortalama bir iþçi
arý bir çay kaþýðýnýn 1/12'si kadar bal yapabi-
lir.
Karýncalar
uyumaz. Ýþçi ka-
rýncalarýn yaþam
süresi 7 yýlken,
kraliçe karýnca
doðal þartlar al-
týnda 15 yýl bo-
yunca yaþayabi-
lir.
Her yýl evcil hayvan mamasýna harcanan
ortalama tutar 1,5 milyar dolardýr. Bu tutar,
bebek mamasýna harcanan miktarýn dört
katýna eþittir.
Bir diþi uskumru bir seferde 5,000,000
yumurta býrakabilir.
Bir aðaçka-
kan, aðaca ga-
gasýný saniyede
yirmi kez vura-
bilir.
Her yýl
10.000'den faz-
la kuþ camlara
çarparak ölmek-
tedir.
Hayvanlar alemi
Koalalar asla Sümüklü böceklerin dört tane burnu
su içmezler. Sývý vard?r.
ihtiyaçlarýný ye- Dalmaçyalýlar gut olmayan tek köpek cinsidir.
dikleri ökaliptüs Bukalemunlarýn dilleri, vücutlarýndan iki
yapraklarýndan kat daha uzundur.
karþýlarlar. Bir fare bir deveye oranla daha uzun süre
Bukalemun, susuzluga dayanabilir.
hareket kabiliye- Sadece disi kanaryalar ötebilir.
ti az olduðu için Penguen yüzebilen ama uçamayan tek
düþmanlarýndan kustur.
kaçamaz. Fakat Baykuþ mavi rengi görebilen tek kuþtur.
renk deðiþtirme Sineklerin beþ gözü vardýr.
özelliði sayesin- Yunuslarýn beyni insanlarýnkinden daha
de kendini ka- büyüktür.
mufle edebilir. Zürafalar yüzemez. Zürafa 35 cm. uzun-
Ona verilen bu lukta siyah bir dile sahiptir.
özellik sayesinde Zürafalarýn ses telleri yoktur.
düþmanlarýndan Dünyada insan basýna düsen karýnca sa-
kaçamasada yýsý bir milyondur.
kendini deðiþik Timsahlar dillerini dýsarý çýkartamazlar.
þekillerde sakla- Timsahlar renk körüdür.
yabilir. Gözleri Bir timsahýn gözlerinin arasýndaki mesafe,
her tarafý göre- ayaklarýnýn büyüklügüne esittir.
bilir. Bir gözüyle Yunuslar bir gözleri açýk uyurlar.
karþýsýna bakar- Kangurular geri geri yürüyemezler.
ken diðer gö- Bütün kutup ayýlarý solaktýr.
züyle arkasýný görebilir. Vücut uzunluðu ka- Yetiskin bir ayý, bir at kadar hýzlý kosabilir.
dar dili vardýr. Yapýþkan olan dilinden hiçbir Kediler ultrason seslerini duyabilirler.
av kaçamaz. Kedilerin beyninde 32 adet kas vardýr.
Karasinek, altý ayaklý olarak yaratýlmýþtýr. Atlarýn,insanlardan 18 tane daha fazla ke-
Dördü ile yürür, ikisi yedektir. Yürüdüðü migi vardýr.
ayaklarý çamurlanýrsa yedek ayaklarý ile bun- Fareler kusamaz.
larý silip kurular. Filler zýplayamayan tek memelidir.
Deve, uzun Kelebekler,ayaklarýyla tat alýrlar.
süre yiyip içme- Tarantulalar iki buçuk yýl yiyeceksiz yasa-
den yaþayabilen yabilirler.
bir hayvandýr. Köpeklerin ter bezleri,ayaklarýndadýr.
Çölde aç kalan Sadece disi sivrisinekler ýsýrýr.
deve, vücudun- Aslanlar bir günde 50 kez eslesebilir.
daki yaðlarý ya- Su aygýrlarý, insandan daha hýzlý koþarlar.
karak gerekli gý- Bir devekusunun gözü,beyninden büyüktür.
dasýný temin Kangurular Geri Geri Yürüyemezler.
eder. Hörgücü Bir köpekbalýðý 100 milyon damla deniz
yað deposudur. Uzun çöl yolculuðunda ye- suyu içindeki bir damla kaný hissedebilir.
dek gýda deposu olan hörgücünün yavaþ Karýncalar uyuyamaz
yavaþ azaldýðý görülür. Böylece kendi kendi- Atlar, bir ay kadar ayakta durabilir
ni besleyebildiði için açlýk deve için bir me- Erkek penguenler, feministlerce ödüle la-
sele sayýlmaz. Devenin, ikinci mühim husu- yýk görülecek türdenler. Zira onlar, kuluçka-
siyeti de susuz yaþayabilmesidir. Kýzgýn kum- ya yattýklarý 4 ay boyunca aðýzlarýna bir þey
lar üzerinde aðýr yükün altýnda bir hafta su koymuyorlar.
içmeden yol alabilir. Devenin yað deposu Yine penguenlerin, biz insanlarýn esprile-
olan hörgücü ayný zamanda bir su kaynaðý- rine konu olan, sarkaç biçimindeki yürüyüþ-
dýr. Bilim adamlarýnýn aklýnýn alamadýðý kim- lerinin de bir nedeni var.Penguenler, her adý-
yevi hadiseler neticesinde, hörgüçteki yað mýn sonunda bir sonraki adým için enerji de-
suya da dönmektedir. Yað, hem gýda, hem polayarak, enerji tasarrufunda bulunuyorlar.
de su ihtiyacýný karþýlamaktadýr. Devenin Kirpiler suda batmazlar.
baþka bir özelliði de, vücuttaki suyun kay- En agrasif kelebek Dünya'nýn en agresif
bolmamasý için hemen hemen hiç terleme- kelebeði Ugandalý Charaxes candiope.Bu
yecek þekilde, kum fýrtýnasýnda kumlarýn çok güçlü uçucu
burnuna kaçmamasý için burnu hemen ka- tür,bölgesine da-
panacak þekilde yaratýlmýþtýr. vetsiz giren hay-
Sincaplar, düþmanlarýndan korunmak için vanlara ve insan-
iki yol takip ederler. Yýrtýcý kuþlarýn geldiðini lara aktif biçimde
bildirmek için, yuvanýn giriþ deliðinden içeri saldýrýyor.
girerler. Kirpi gibi hayvanlarýn geldiðini bil-
dirmek için yuvanýn çýkýþ deliðinden kaçar- Elif SÖZKESEN
lar. 11-J
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
35
12 Mart Ýstiklal Marþý’nýn kabulünün 89. yýlý
O þiir bir daha yazýlamaz, o'nu ben de yazamam. O'nu
yazmak için o günleri görmek, o günleri yaþamakk lazým. O
þiir artýk benim deðil, milletin malýdýr. Benim, millete en
kýymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir
illî ve manevî deðerleri coþkun-
M lukla iþleyen edebî eserler, o
milleti manen kuvvetli kýlar. Sa-
vaþ sýrasýnda cephedeki askere cesaret
ve kuvvet, geride kalana sabýr ve meta-
net verecek þiirlere, hikâyelere, destanla-
ra, türkülere ihtiyaç vardýr. Böyle buh-
ranlý devrelerde, milletin þâirlerden, ya-
zarlardan beklediði manevî destek bu-
dur.
Bizde bir Millî Marþ'a duyulan ihtiyaç
1920 yýlýnda Erkân-ý Harbiye Reisliði ta-
rafýndan ortaya kondu. Erkân-ý Harbiye
Dairesi, Maarif Vekâletine müracaat
ederek millî azim ve imaný besleyecek bir
marþýn yazýlmasýný ordu adýna teklif etti.
Maarif Vekâleti 7 Kasým 1920'de basýn
yolu ile, konu hakkýnda bir yarýþma açýl-
dýðýný bütün yurda duyurdu. Birinciliði
kazanacak þaire 500 TL mükâfat verile-
cekti. Bu, devrine göre büyük bir miktar-
dýr.
Yarýþmaya katýlacak þiirlerin 21 Aralýk
1920 tarihine kadar Maarif Vekâletine
gelmesi gerekiyordu. Gelen þiirler 23
Aralýk'tan itibaren Vekâlette kurulmuþ
bir komisyon tarafýndan incelenecekti.
Yarýþmaya katýlým büyük oldu. Mecliste
devrin pek büyük ünlü edibi ve þairi var-
dý. Bunlardan bazýlarý da yarýþmaya katýl-
dýlar. Hatta Þark Fatihi olarak isim yapan
Kazým Karabekir Paþa dahi yarýþmaya ka-
týlmýþtý.
Yarýþmaya 724 þiir geldi. Ancak bun-
lardan hiçbiri komisyon tarafýndan be-
ðenilmedi. Bu arada Mehmet Akif'in
millî bir destan olabilecek bir þiir üzerin-
de çalýþtýðý etrafa yayýlmýþtý. Akif, mecli-
sin oturum dýþý saatlerinde, loþ köþeler-
de, Tâcettin Dergâhý'nýn uykusuz geçen
saatlerinde avucunun içine aldýðý küçük
kâðýt parçalarýna Ýstiklâl Marþý isimli þiiri-
nin ilk þekillerini karalýyordu. Ancak, þiiri-
ni yarýþmaya katmayacaðý da aðýzdan
aðýza söyleniyordu. Bunun sebebi yarýþ-
maya konan mükâfattý.
Ancak Mustafa Kemal Paþa baþta ol-
mak üzere pek çok milletvekili Mehmet
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
36
istiklal marþý yazdýrmasýn."
M. Akif ERSOY
Âkif'in yarýþmaya katýlmasýný, hatta Millî
Marþ'ý onun yazmasýný istiyordu. Çünkü
Türk'ün irade ve imanýný ancak onun an-
latabileceði inancý yaygýndý.
Nihayet, Maarif Vekili Hamdullah
Suphi, 5 Þubat 1921 tarihinde Akif'e
yazdýðý bir mektupta
"Pek aziz ve muhterem efendim,
Ýstiklâl marþý için açýlan müsabakaya
iþtirak buyurmamaklarýndaki sebebin
izalesi için pek çok tedbirler vardýr Zât-i
üstadânelerinin matlûb þiiri vücûda ge-
tirmeleri maksadýn husûli için son çâre
olarak kalmýþtýr. Asl endiþenizin icâbetti-
ði ne varsa hepsini yaparýz. Memleketi
bu müessir telkin ve tehiç vasýtalarýndan
mahrum býrakmamanýzý rica ve bu vesi-
le ile en derin hürmet ve muhabbeti arz
ve tekrar eylerim.''
Diyerek ve para meselesini kaldýrma-
yý vaat ederek Âkif'in yarýþmaya katýlma-
sýný saðlamaya çalýþtý. Akif, yakýn dostla-
rýnýn ve bilhassa Balýkesir mebusu Hasan
Basri Bey'in ýsrarý ile þiirini yarýþmaya
gönderdi.TBMM'nin 26 Þubat 1921 ta-
rihli toplantýsýnda Millî Marþ konusu ele
alýndý. Þiirleri incelemek üzere bir komis-
yon kuruldu. Komisyon, 724 þiir arasýn-
dan 7 þiiri Meclis kürsüsünden okumaya
karar verdi.
1 Mart 1921 tarihli, Mustafa Kemal
Paþa'nýn baþkanlýk ettiði oturumda, Ha-
san Basri Bey'in bir takriri üzerine þiirlerin
okunmasýna Akif'in þiiri ile baþlandý. Da-
ha ilk mýsra büyük bir alkýþ tufaný ile kar-
þýlandý. Þiirin her mýsraý yoðun alkýþ sað-
naðý ile karþýlandý. Nafia Vekili Ýsmail Fa-
zýl Paþa'nýn isteði kabul edilerek þiir dört
defa ve her defasý da büyük heyecan ve
alkýþlar arasýnda okundu. Kalan 6 þiirin
okunmasýndan, meclis kararý ile vazge-
çildi. Türk'ün irade ve imanýný dile geti-
ren þiir bulunmuþtu.
12 Mart 1921 tarihli oturumda bu
þiirin Millî Marþ olarak kabulü oylandý ve
kabul edildi.
Mehmet Akif ERSOY 'Ýstiklal marþý'
için 'Onu milletime ve kahraman ordu-
muza hediye ettim. Zaten o milletin ese-
ridir, milletin malýdýr.' demiþtir
Þiirin bestelenmesi için açýlan ikinci
yarýþmaya 24 besteci katýldý. 1924 yýlýn-
da Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali
Rýfat Çaðatay'ýn bestesini kabul etti. Bu
beste 1930 yýlýna kadar çalýndýysa da
1930 da deðiþtirilerek Cumhurbaþkanlý-
ðý orkestrasý þefi Osman Zeki Üngör'ün
1922 de hazýrladýðý bugünkü beste yü-
rürlüðe kondu. Marþýn armonilenmesini
Edgar Manas, bando düzenlemesini Ýh-
san Servet Künçer yaptý.
Ýstiklâl Marþý, bir milletin millî ve dinî
irade ve imanýný ebediyyen ayakta tuta-
cak ve besleyecek kudrette bir dil abide-
sidir. Türk milletinin mâþerî vicdanýna
onun kadar yakýþan bir baþka þiirimiz
yok gibidir.
Ýstiklâl Marþý yazýldýðý sýralarda Ana-
dolu'nun birçok þehri iþgal altýndaydý.
Tarih boyunca devletsiz yaþamamýþ mil-
letimizin istiklâl ve istikbali tehlikedeydi.
Ülkenin ufuklarý kap karanlýktý.
Ýþte Mehmet Akif'in Ýstiklâl Marþý ile
yükselen sesi, vatan semalarýnda böyle
bir zamanda yankýlandý.
Ýstiklal Marþý
Korkma, sönmez bu þafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim millletimin yýldýzýdýr parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Çatma, kurban olayým, çehrenni ey nazlý hilal!
Kahraman ýrkýma bir gül... ne bu þiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarýmýz sonra helal.
Hakkýdýr, Hakk'a tapan milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaþadým, hür yaþarým m;
Hangi çýlgýn bana zincir vuracakmýþ? Þaþarým!
Kükremiþ sel gibiyim, bendimi çiðner, aþarým.
Yýrtarrým daðlarý, enginlere sýðmam, taþarým.
Garbýn âfâkýný sarmýþsa çelik zýrhlý duvar.
Benim iman dolu göðsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasýl böyle bir imâný boðar,
'Medeniyet!' dediðin tek diþii kalmýþ canavar?
Arkadaþ, yurduma alçaklarý uðratma sakýn;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsýzca akýýn.
Doðacaktýr sana va'dettiði günler Hakk'ýn, Arkadaþlar bunu
Kim bilir, belki yarýn, belki yarýndan da yakýn.
Bastýýðýn yerleri 'toprak' diyerek geçme, taný! dikkatli okuyun…
Düþün altýndaki binlerce kefensiz yataný.
Sen þehid oðlusuun, incitme, yazýktýr, ataný. lman ZDF Televizyonun da Thomas Gottschik in
Verme, dünyâlarý alsan da bu cennet vataný.
Kim bu cennet vatanýn uðrunna olmaz ki feda?
A sunduðu "Bahse var mýsýn" adlý yarýþma programýna
baþvuran, Ýsviçreli Michael Sauser 188 ülkenin Ulu-
sal Marsini notasýyla birlikte birlikte söyleyebileceðini iddia
Þühedâ fýþkýracak topraðý sýksan, þühedâ! etti. Yarýþma isteði kabul edildi ve yarýþma günü Jüri'nin
seçtiði beþ ülkenin Ulusal Marþýnýn okunmasý karþýlaþtýrýl-
Câný, cânâný, bütün varýmý alsýn da Hudâ,, dý, seçim yapýldý ve Marþlarý okunacak ülkeler sýrayla
Etmesin tek vatanýmdan beni dünyâda cüdâ. Çin,Mýsýr,Tayland,Bosna Hersek ve Türkiye idi.
Michael Sauser ilk dört ülkenin Marsini baþarýyla oku-
Rûhumun senden Ýlahî, þudur ancak emeli: yunca jüri yeterli bularak yarýþmayý kazandýðýný söyledi ve
Deðmesin ma' beddimin göðsüne nâ-mahrem eli! Türk Ulusal Marþý'nýn okunmasýna gerek olmadýðýný söyle-
Bu ezanlar-ki þehâdetleri dinin temeli- di.
Ancak *Michael Sauser "Hayýr mademki Türk Bayraðýný
Ebedî yurdumun üstünde benim inllemeli. da seçtiniz Türk Ulusal Marþýný da söylemek istiyorum"
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taþým. dedi. Bunun üzerine jüri ve yapýmcý kabul etmek zorunda
kaldý, Orkestra hazýrlandýðýn da Michael Sauser salona dö-
Her cerîhamdan, Ýlâhî, boþanýp kanlý yaþým; nerek "Yalnýz *Türk ulusal marþý ayakta dinlenir kalkmanýzý
Fýýþkýrýr rûh-ý mücerred gibi yerden na'þým; rica ediyorum"dedi.
O zaman yükselerek arþa deðer belki baþým! Katýlýmcýlarýn þaþkýn davranýþlarý
biraz sonra Michael Sauser'un ricasýný
Dalgalan sen de þafaklar gibi ey þanlý hilâl! yerine getirmeye dönüþtü ve Michael
Olsun artýk dökülen kanlarýmýn hepsi helâl. Sauser o güzel aksanýyla Türk Ulusal
Marþýný muhteþem þekilde icra etti.
Ebediyyen sana yok, ýrkýýma yok izmihlâl; Öyle 10 kiþiye 15 kiþiye yollamazsa-
Hakkýdýr, hür yaþamýþ, bayraðýmýn hürriyet, nýz hiçbir þey olmaz bu tarz þeyleri
Hakkýdýr, Hakk'a tapan milletimin istikklâl! yollayacaksýnýz ki insanlara, biraz haz
duysunlar türlükleri ile övünsünler!...

Mehmet Akif Ersoy Ýlayda Çelik 10 - F

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

37
 Bilim
Cern Deneyi Ve Deneyde Görev Alan Türkler
"Parçacýk hýzlandýrýcýlarýyla atom altý
parçacýklarý çarpýþtýrarak maddenin nasýl
oluþtuðuna iliþkin birçok sýrrýn anlaþýlmasý-
ný saðlamak" amacýyla gerçekleþtirilecek
"Yüzyýlýn Deneyi"nin yapýlacaðý Avrupa
Nükleer Araþtýrma Merkezi'nde (CERN),
50'yi aþkýn Türk bilim adamý yer alýyor.
Türk bilim adamlarýnýn çalýþmalarý ile il-
gili bilgi veren Yýldýz Teknik Üniversitesi
(YTÜ) Öðretim Üyesi Prof. Dr. Metin Subaþý,
Türkiye'den Ankara, Boðaziçi, Çukurova,
Doðuþ, Ortadoðu Teknik ve Yýldýz Teknik
üniversitelerinin, CERN'de yapýlan çalýþma-
larda üye olarak yer aldýðýný, bunlarýn dýþýn-
da bazý üniversitelerin de bu üye üniversi-
teler kanalý ile deneylere katýlma olanaðý
bulduklarýný bildirdi.
2007'de uçak kazasýnda hayatýný kay-
beden Prof. Dr. Engin Arýk'ýn 30 senedir
bu konuda çalýþtýðýný, hayalinin Türki-
ye'nin CERN'e tam üye olarak katýlýmý
olduðunu ifade eden Prof. Dr. Subaþý,
CERN'e ülke bazýnda tam üye olmak
için 15-20 milyon dolar gibi bir paranýn
her sene ödenmesi gerektiðini söyledi.
Türkiye'de yüksek enerji fiziði ala-
nýnda büyük bir potansiyelin olup ol-
madýðý tartýþmalarýyla ülke olarak üyeli-
ðin geciktirildiðini öne süren Metin Su-
baþý, þunlarý kaydetti: "Merkeze ülke
olarak üye olunsaydý 50 deðil, belki
250 Türk bilim adamý orada olabilirdi. Çün-
kü çok yetenekli, çalýþkan ve yaratýcý genç-
lerimiz var. Hiçbir ülkede yok bu potansi-
yel. Ayrýca, CERN'e ödenen bu parayý baþ-
langýçta CERN, o ülke için harcýyor. Bu pa-
ra ile o ülkedeki yüksek enerji fiziði alanýn-
daki çalýþmalarý destekliyor, alt yapý oluþ-
masýna katký saðlýyor. Daha da önemlisi
CERN, bir üye ülke için sadece fizik çalýþma-
larýna katýlmak anlamýný taþýmýyor. CERN'e
üyelik, ülkenin ekonomik ve teknolojik ge-
liþmesine de katký saðlýyor. Üye ülkeler,
CERN'deki deney sistemlerinin kurulmasýn-
da gerekli malzeme ve cihazlarý temin ede-
rek, ülkelerine hem ekonomik açýdan öde-
melerinin çok üstünde gelir temin edebili-
yor, hem de yüksek teknolojinin ülkelerin-
de geliþtirilmesine katký saðlayabiliyorlar."
CERN'DE TÜRK ÜNÝVERSÝTESÝ
Yýldýz Teknik Üniversitesini CERN'deki
ALICE deney gruplarý arasýna dahil eden
Prof. Dr. Metin Subaþý, CERN serüveninin
2006 yýlýnda baþarýlý doktora öðrencisi Ay-
ben Karasu'nun doktora tezini CERN'de
yapmasý, oradaki ALICE grubunun lideri
Prof. Jean-Pierre Charles Revol ile bir arka-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
38
daþý vasýtasýyla iletiþim kurarak saðladýðýný,
kendi imkanlarýyla gidip gelen öðrencisine
daha sonra Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
(TAEK) tarafýndan projeleri kapsamýnda
destek verildiðini anlattý.
Prof. Dr. Subaþý, CERN'deki projelerine
daha sonra 3 öðrencisini daha dahil ettiði-
ni, ALICE grubu yöneticilerinin de çalýþma-
larýna büyük destek verdiðini ve kendilerini
cesaretlendirdiðini söyledi. Subaþý, þunlarý
kaydetti: "Bu zor koþullarda, bu kadar he-
vesli olduðumuzu görerek CERN'de bizi o
kadar iyi karþýladýlar ki, bize 'Siz grup olarak
üye olun. Hiçbir para ödemeden deneylere
katýlmanýzý saðlayacak bir üyelik verelim si-
ze. Resmi hale getirelim çalýþmalarýnýzý, zor-
lukla karþýlaþmayýn' dediler. Bunun üzerine
Kasým 2007'de baþvuruda bulunduk. 6 Ni-
san 2008'de üyeliðimizin kabul edildiðine
dair mektup geldi. Bizim ALICE grubunun
program ve stratejileri hakkýnda söz hakký-
mýz yok, ancak deneye katýlma, deney ve-
rilerini kullanma ve yorumlama konusunda
görev üstlenebiliyoruz."
CERN'de yaz döneminde, genç bilim
adamlarýnýn yetiþmesi için kurslar yapýldýðý-
ný, bu kurslara tam üye olmayan ülkeler-
den sadece birkaç öðrencinin kabul edildi-
ðini anlatan Subaþý, bu yaz yapýlacak kurs-
lar için Türkiye'den kabul edilen 3 öðrenci-
den birisinin kendi öðrencisi olduðunu bil-
dirdi.
Metin Subaþý, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Kýsýtlý olanaklarla ortaya koyduðumuz per-
formansý takdir eden CERN'deki bilim
adamlarý, bize kahraman gözüyle bakýyor-
lar. Ve Türkiye'den gelen gruplarý isim isim
biliyor, çalýþmalarýný takdir ediyorlar. Bizler
de ülkemiz adýna bu tarihi fizik deneylerine
katýldýðýmýz için gurur duyuyor, CERN'deki
meslektaþlarýmýza ve bizleri destekleyen,
ülkemizi CERN'e tam üye yapmak için uð-
raþan TAEK'e teþekkür ediyoruz."
'HEYECAN VE GURUR DOLUYUZ'
Prof. Dr. Mehmet Zeyrek: LHC mega-
bilim projesinin tasarlandýðý 1990?larýn ba-
þýndan beri bu fikirle haþýr neþir birisi ve
1995 yýlýnda ODTÜ grubunun LHC deney-
lerinden CMS'de yer almasýný öneren kiþi
olarak heyecaným sonsuz. Beni en çok he-
yecanlandýran þey ise ulaþýlacak yüksek
enerji sýnýrlarýnda doðanýn þifresini çözme-
ye yönelik olasý sürpriz sonuçlarýn elde edi-
lebilecek olmasýdýr.
CMS ODTÜ ekip lideri Doç. Dr. Meltem
Serin: Gelinen bugünkü bilimsel seviye in-
sanlýk adýna gurur verici. Bu oluþumda,
hem de özellikle bir Türk grubunun dahi-
linde yer almak bana son derece gurur ve
heyecan veriyor.
Boðaziçi CMS ekibi adýna, ekip baþkaný
Prof. Dr. Erhan Gülmez: Projedeki tüm ar-
kadaþlar olarak bilimin en uç noktalarýnda,
en son teknolojileri kullanarak ve bu tek-
nolojilerin geliþtirilmesine katkýda buluna-
rak çalýþmaktan büyük zevk alýyoruz. Bu
proje sonunda elde edeceklerimizden Tür-
kiye'nin de kazanç saðlamasý ayrý bir övünç
kaynaðý olacak.
Çukurova Üniversitesi CMS ekibi adýna
ekip baþkaný Prof. Dr. Gülsen Önengut: Bi-
limin en ön saflarýndaki bu projede çalýþý-
yor ve katkýda bulunuyor olmaktan gurur
ve heyecan duyuyoruz. Ancak Türkiye'nin
CERN'e hâlâ üye olmamasý nedeniyle
CERN'deki bir takým imkânlarý kullanama-
mamýz, CERN çalýþmalarý için desteðin han-
gi kurumdan geleceðine dair belirsizliklerin
olmasý gibi sýkýntýlarýmýz var. Yine de gide-
rek artan sayýda gencimizi dünyanýn en
önde gelen araþtýrma merkezinde eði-
tebildigimiz için mutluyuz.
ODTÜ CMS ekibi doktora öðrenci-
leri:
Sezen Sekmen: Zamanýn en büyük
bilimsel olayýna dahil olmak gurur veri-
ci. Bilim uzun zamandýr deneysel keþifte
kýþ uykusunda. Þimdi uyanmak üzere ve
evrene dair anlayýþýmýza büyük katkýda
bulunacak olay gerçekleþecek.
Efe Yazgan: CMS benim için Ko-
lomb'un gemisi gibi. Keþif için bir mace-
raya çýktýk. Ama önce tayfalarla birlikte
Higgs parçacýðýnýn ve diðer olabilecek yeni
parçacýklarýn kendilerini nasýl gösterecekle-
rini anlamamýz gerek, yoksa keþfettiðimiz
Amerika'yý Hindistan sanabiliriz.
Halil Gamsýzkan: CERN'in ev sahipliði
yaptýðý deney projeleri dünya çapýnda bi-
lim insanlarýný, mühendisleri, teknisyenleri,
bilgi iþlem uzmanlarý ve daha pek çok insa-
ný bilim gibi ticari veya politik olmayan bir
amaç uðruna bir araya getirerek belki de
bir ilki baþardý.
Çiðdem Özkan: CERN geleceðe ve ev-
rene ýþýk tutan, dünyanýn en büyük ve en
hýzlý geliþen laboratuvarlarýndandýr. Bunun
parçasý olmak büyük bir zevk.

BÜYÜK HADRON ÇARPIÞTIRICISI
Yüzyýlýn en büyük deneyi olarak
kabul edilen 10 milyar dolarlýk araþ-
týrmada, Büyük Hadron Çarpýþtýýrýcý-
sýyla, 14 milyar yýl önce evrenin do-
ðumuna yol açtýðýna inanýlan Büyük
Patlama ortamýnýn yaratýlmasý amaç-
lanýyor. Ýsviçre'nin Cenevre kentinde-
ki yeraltý tünelinde yapýlan deneyde
geçen yýl ilk kez çalýþtýrýlan atom çar-
pýþtýrýcýsý, bir ton helyumun tünele
sýzmasýna yol açan elektrik baðlantýsý
arýzasý yüzünden kapatýldý. Bu yýlýn
sonlarýnda yapýlan ve gelecek yýl ya-
pýlacak asýl çarp pýþtýrma operasyonu-
nun provasý olarak görülen "Atlas"
adlý deneyde ise 1,18 trilyon elektrot
volt gücünde, karþý yönlerde yol alan
iki parçacýk ýþýnýnýn çarpýþmayý do-
ðurduðu açýklandý. Çarpýþtýrýcýýnýn ka-
tedral büyüklüðündeki dev odasýnda
bulunan belli baþlý dört detektörden
biri, ilk yüksek eneerjili proton çarpýþ-
masýný dünya rekoru olarak kaydetti.
Çarpýþtýrýcýnýn enerjisi aþama aþama
artýrrýlmaya devam edecek. Deney sý-
rasýnda tünel boyunca ayrý yönlerde
iki proton huzmesi veriliyor. Iþýýn de-
metleri ayrý istikametlerde, ýþýk hýzýna
yakýn bir süratle halka þeklindeki tü-
nelde yol alýyyor. Proton ýþýnlarýnýn
birbiriyle büyük bir enerjiyle çarpýþ-
masýnýn ardýndan bilim adamlarý,
kozmosun doðasýný kavramaya yara-
yacak yeni parçacýklar görmeyi umu-
yor.
CÜCE GEZEGEN ERÝS
Tanýmý konusunda gökbilimcileri
ikiye ayýran ve en sonunda "cüce ge-
zegen" sýnýfýnda yer almasýna kaarar
verilen Eris, 2005 yýlýnda keþfedildi.
Dünyaya 15 milyar kilometre uzak-
n sonraki ilk yýlýn-
lýktaki Eris, keþfinden
da güneþ sisteminin 10. gezegeni
olarak anýlýrken, Uluslararasý Astro-
nomi Birlliðinin gezegen tanýmýný ya-
yýmlamasýnýn ardýndan "cüce geze-
gen" sýnýfýna sokuldu. Buzullarla kap--
lý gezegenin yeni statüsü, kendisin-
den daha küçük olan Plüton'un da
"cüce gezegen" kabul edilmesiine yol
YÜZYILIN DENEYLERÝ
açtý ve güneþ sistemindeki gezegen
sayýsý Astronomi Birliðinin kararýyla
8'e düþürüldü. Keþfedilen gezegene,
tanýmý üzerindeki tartýþmalar nede-
niyle, mitolojide kavga ve nifak tan-
rýçasý olaarak bilinen Eris'in adý uygun
görüldü. Plüton'dan yaklaþýk 115 ki-
lometre daha geniþ olan Eris, gün neþ
sistemindeki en uzak gezegen olarak
biliniyor. Eris'in güneþten uzaklýðý
14,5 milyon kilometreyi buluyor.
2005 yýlýnda yapýlan gözlemlerde
Eris'in bir de uydusu bulunduðu keþ-
fedildi ve bu uyduya Dysnomia adý
verildi. Eris'in yörüngesi, Güneþ sis-
temindeki diðer gezegenlerin yörün-
gesel düzlem mine 45 derece eðik ko-
numda bulunuyor. Bu eðim yüzün-
den 2005 yýlýna kadar gözlerden
uzak kaldýðý düþünülen Eris, Gü-
neþ'in çevresindeki turunu 560 yýlda
tamamlýyor.
GÜNEÞ SÝSTEMÝNÝN
DIÞINDAKÝ GEZEGENLER
Evrende yalnýz olmadýðýmýzý is-
patlamaya yönelik araþtýrmalarýn
odak noktasýnda bulunan güneþ sis-
teminin dýþýndaki gezegenlere iliþkin
keþiflerin tarihi, 1990'lý yýllarýn baþla-
rýna dayanýyor. Bu yýllarda, güneþ
sisteminin dýþýnda keþfedilen geze-
gen sayýsý tek haneli sayýlarla göste-
rilirken, 2000 yýlýnda 20 kadar geze-
gen daha bulundu ve bu sayý son 10
yýlda yüzlerce olarak anýlmaya baþla--
dý. Dünyaya trilyonlarca kilometre
uzaklýkta bulunan bazý gezegenlerin
teleskoplarla fotoðraflarý çekilebildi.
Keþfedilen 400'den fazla gezegenin
büyük bölümünün, Jüpiter ve Sa-
türn gibi devasa gaz gezegeni oldu-
ðu açýklanýrken gökbilimciler çalýþ-
malarýný, yaþam izine rastlayabilecek-
lerini dü üþündükleri Dünya benzeri
gezegenler üzerinde yoðunlaþtýrdý.
KÖK HÜCREDE BÜYÜK DEVRÝM
Japon bilim adamý Þinya Yama-
naka, Kasým 2007'de, insan embriyo-
su kullanmadan kök hücre üretilebi-
leceðini kanýtlayarak bilim dünyasý-
nýn kanýný donduracak bir atýlýma im-
za attý. Yamanaka, Kyoto o Üniversite-
si laboratuvarýnda, insan embriyosu
kullanmadan kök hücre üretilebile-
ceðini, farelerdden alýnan deri hücre-
leri üzerinde genetik oynama yapa-
rak gösterdi. Araþtýrmayla elde edi-
len köök hücrenin insan embriyosu
kullanýlmadan üretilmesi, kök hücre
çalýþmalarýna izin vermeyen çevrelerii
rahatsýz etmeyecek olmasý dolayýsýy-
la da büyük önem taþýyor. Kýsaca iPS
olarak adlandýrýlan, yeni geliþtirilmiþ
kök hücre tipi, yetiþkin deri hücrele-
rine dört gen yerleþtirerek ortaya çý-
kardý. Vücuttaki 220 hücre tipinden
herhangi birinin sayýsýz kopyasýný
oluþturma yeteneðine sahip embri-
yonik kök hücreler gibi davranmaya
baþlayan iPS hücreleri, hastanýn ken-
di yetiþkin hücrelerinden türretildiði
için baðýþýklýk sistemi tarafýndan red-
dedilme riski taþýmýyor. iPS hücreleri,
embriyolard dan türetilmediðinden
büyük bir ahlaki ve dini soruna yol
açmýyor.
7 MÝLYON YILLIK KAFATASI
Afrika'nýn Çad çöllerinde 2001
yýlýnda bulunan ve 6-7 milyon yýllýk
olduðu tahmin edilen kafatasý, insa-
noðlunun atasýna dair tartýþmalarýn
merkezi haline geldi. Toumai adý ve-
rilen kafatasýný bulan Michel Brunet
liderliðindeki Poitiers Üniversitesi eki-
bi, kafatasýnýn bir insansýya, insanla-
rýn atasýna ait olduðunu duyurdu.
Bilim dünyasýnda bu görüþe karþý çý-
kanlar da oldu. Bir kýsým bilim adamý,
kafatasýný, maymunlarla insan ara-
sýndaki kayýp halka olarak kabul
ederken, bir diðer kýsým bunun bir
gorile ait olduðu tezini savundu. So-
yaðacýnda halen belirsiz bir yere sa-
hip olan Toumaii'nin karakteristik
özelliklerinde hem insan, hem de
maymunla baðlantýlar kuruldu, an-
cak halen nihaai bir sonuca varýlama-
dý. Bazý bilim adamlarý, bulunan ka-
fatasýndan yola çýkarak, insansýlarýn
7 milyon yýl iki ayak üzerinde yürü-
düðü iddiasýný da ortaya attý.
KLONLAMA
Klonlama
çaðý, 1997 yýlýn-
da ilk memeli-
nin, Dolly adý
verilen bir koyu-
nun klonlanma-
sýyla baþlaadý.
Dolly'i 2000 yý-
lýnda bir may-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
Bilim
mun takip etti ve dünyanýn farklý yer-
lerinde birçok araþtýrmaccý, bu iki ör-
neðin ardýndan at, inek ve kedi gibi
birçok hayvan türünü klonlamayý
baþardý. 2001 yýllýnda Güney Asya
öküzü, 2009 yýlýnda ise bir deve ile
bir bizon klonlandý.
MARS'TA SU BULUNMASI
Kýzýl Gezegen Mars'ta su bulun-
duðu iddiasý doðrulandý. NASA, uzay
aracý Phoenix'in, suyun varlýðýnýý ka-
nýtlamakla kalmadýðýný, suya temas
ettiðini açýkladý. Mayýs ayýndan bu
yana Mars'ýn yüzeyini, mekanik kolu-
nu kürek yerine kullanarak inceleyen
robotun, gezegenin daha önce tahlil
edilmemiþ bölg gesinde suyla karþýlaþ-
týðý belirtildi.
MÝCRORNA
Ýlk kez 1993 yýlýnda keþfedilen,
ancak adýný 2001 yýlýnda alan mic-
roRNA'lar, saðlýk ile hastalýk arrasýnda
önemli bir rolü bulunan genetik þifre
parçacýklarýndan oluþuyor. Genin
nasýl çalýþtýðýný konttrol eden hücrele-
rin düzenli çalýþmasý için ihtiyaç du-
yulan dengenin saðlanmasýna yar-
dýmcý olan n bu parçacýklar iþlevini
kaybettiðinde hastalýklar ortaya çýký-
yor. MicroRNA'larýn bu nedenle yeni
ilaçlarýn keþfinde çok büyük önemi
bulunduðuna inanýlýyor.
GENOM HAYVANAT BAHÇESÝ
Uluslararasý bir çalýþma olan Genom
Hayvanat Bahçesi projesiyle, bir or-
ganizmanýn DNA'sýnda kayýtlý gene-
tik bilgilerin tamamýna ulaþýlmasýn-
da maliyetin düþürülmesi amaçlaný-
yor. 635 milyon avroya ve 10 yýllýk
bir çalýþmaya mal olan proje, hücre-
lerin nasýl çalýþtýðýnýn ortaya çýkarýl-
masýna ve hastalýklarýn sayýsýz me-
totla araþtýrýlmasýna katkýda bulunu-
yor. Bilim adamlarý, Genom 10K ad dý
verilen Genom Hayvanat Bahçesini
yaratarak, 10 bin omurgalý türün
kayýtlý genetik
bilgilerinin ta--
mamýna ulaþ-
mayý amaçlýyor.
Fatma Kübra
Keþkendir
39
 Ölümünün 35. yýlýnda Bayrak þairimizi Rahmetle anýyoruz
Arif Nihat Asya
Bayrak
Ey,mavi göklerin beyaz ve kýzýl süsü,
Kýzkardeþimin gelinliði,þehidimin son örtüsü!
Iþýk ýþýk, dalgga dalga bayraðým,
Senin destanýný okudum, senin destanýný yazacaðým.
Sana benim gözümle bakmayanýnn
mezarýný kazacaðým.
Seni selamlamadan uçan kuþun
yuvasýný bozacaðým.
Dalgalandýðýn yerde ne korrku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasýn, günler doðmasýn ne çýkar.
Yurdda ay yýldýzýn ýþýðý yeter.
Savaþ bizi karlý daðlara götürdüðü gün.
Kýzýllýðýnda ýsýndýk,
Daðlardan çöllere düþürdüðü gün.
Gölgene sýðýndýk.
Ey, þimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barýþýn güverccini, savaþýn kartalý...
Yüksek yerlerde açan çiçeðim;
Senin altýnda doðdum,
Senin dibinde öleceðiim.
Tarihim, þerefim, þiirim, her þeyim:
Yer yüzünde yer beðen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, senni oraya dikeyim !
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
40
ürk Edebiyat Tarihi'ne
T "Bayrak Þairi" olarak
adýný yazdýran Arif
Nihat Asya, 7 Þubat 1904
yýlýnda Çatalca'nýn Ýnceðiz
Köyü'nde dünyaya geldi
Babasý Tokatlý Zîver
Efendi, annesi Týrnovalý
Fatma Hanýmdýr. Nihat
Asya bir aylýkken babasý-
nýn ölümü üzerine, akra-
balarýnýn himayesinde bü-
yümek zorunda kaldý. Ýl-
köðrenimine köyünde
baþladý fakat daha sonra
Ýstanbul'a geldi. Önce Ha-
seki Mahalle Mektebi'ne daha sonra Gülþen'i Maarif Rüþtiye-
si'ne devam etti. Yatýlý olarak girdiði Bolu Sultanisi kapatlýnca,
Kastamonu Sultanisi'ne aktarýldý. Liseyi bitirdikten sonra, Ýstan-
bul Yüksek Öðretmen Okulu'nun Edebiyat Bölümün'den me-
zun oldu.
Milli Mücadele Dönemi'nde Ankara'da bulundu. Bu dönem
onun þiire baþladýðý, Türklük ve vatan aþký ile þiirler kaleme al-
dýðý tarihlerdir.1928 yýlýnda Darülmuallimin'i Aliye'den edebiyat
öðretmeni olarak mezun oldu ve Adana kolej ve öðretmen
okullarýnda edebiyat öðretmenliði ve yöneticilik yaptý. 1948 yý-
lýnda Edirne'ye tayin edildi.1950-54 döneminde Adana Millet-
vekilliði, 1954 yýlýnda Eskiþehir milletvekilliði yaptý. 1962 yýlýnda
ise Ankara Gazi Lisesi'nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde
Ankara'da vefat etti.
Edebiyatýmýzda "Bayrak" þairi olarak tanýnan Asya, Bayrak þi-
irini Adana'nýn kurtuluþ günü olan bir "5 Ocak"ýn heyecaný ile
yazdý. Birçok dergi ve gazetelerde yazýlar yazdý. Þiirlerinde he-
ce, aruz ve serbest vezinleri kullanan Arif Nihat, nazmýn her tür
ve þekliyle eserler vermiþtir. Fikrin aðýr bastýðý þiirlerinde milliyet-
çilik konusu büyük bir yer tutar. Çok renkli ve deðiþik biçimli þi-
irler yazmýþ olan Asya, son þiirlerinde biraz da mistisizme yönel-
miþtir. Þiirinde daima bir yenileþme çabasý içinde olan þair, etki-
lerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli þiir dünyasýný oluþ-
turmuþtur.
Güzel ve zarif benzetmelerin yaný sýra, keskin zekâsýnýn, þa-
kacý mizacýnýn mahsulü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunla-
rý üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardýr. Tarihimizin þanlý
sayfalarýný þiirleþtiren þair, Rubai türünün yeni Türk edebiyatýn-
da önemli þahsiyetlerinden kabul edilir. Bayrak ve vatan, onun
mýsralarýnda en usta anlatýcýsýný bulmuþtur.
 Ölümünün 35. yýlýnda Bayrak þairimizi Rahmetle anýyoruz
Aðýt...
Aðlayýn, parmaklarý nur
Sularýndan kýnalý kýzlarým
Aðlasýn Meraga göklerind
en
Meraga'ya bakýp yýldýzlarým
Yollara Kürþadlar uzanm
ýþ ölü
Aðlasýn Akülke, aðlasýn
Sütgölü
Yiðitlerim uyur gurbet ellee
rde
Kimi Semerkant'ta bekler
beni
Kimi Caber'de
Caber yok, Tiyanþan yok,
Aral yok
Ben nasýl varým?
Aðla ey Tanrý daðlarýdan
Ýndirilmiþ Tanrým
Þu yakýn sularýn
Kolu neden bükülmez
Fýrat niçin, Dicle niçin, A
ras
Benden doðar, bana dökülm niçin
ez?
Ben ki ataeþle konuþurdum.
Se
Ýdil'le Tuna'yla Nil'le kon lle konuþurdum
uþurdum
"Sangaryos"u "Sakarya"
yapan
"Ýkonyom"u "Konya" yap
an
Dille konuþurdum.
Yollar
Varsýn biraz da yollar çeksin benim cefamý
Artýk verin çocuklar, artýk verin asamý!.
Bir baþka kainnata, bir baþka yurda yol var;
Siz örtünün garipler siz örtünün abamý!
Yorgun düþüp uzandým altýndaa asumanýn;
Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamý.
Þahane manzaraydý dünya sýnýrlarýnda
Bir kubbenin rüku?u, bir zirvenin kýyamý.
Yükseklerinde ömrün daðlar, sular kovuklar:
Yükseklerin diliylee tekrar edin nidamý!
Daðlar lisana geldi, gökler lisana geldi;
Þerh oldu Mesnevi?den yýldýz
Þerh oldu Mesnevi?den yýldýzlarýn kelamý.
Þeffaf mavinizden abdest alýp el açtým
Artýk yakýndayým, ey gökler, duyun duamý!
Tanrýya sesleniþ
Elsizlere el,dilsizlere dil ver yeniden,
Lütfet,bize bin þanlý nesil ver yeniden,
Dünyayý alýp avcuna bir gün Tanrým,
n.
Avcunda bu dünyaya þekil ver yenide
Babam
Babalýðýndý seni bana baðlayan
Zekândý beni gururlandýran
Sevgindi beni þýmartan
Ölümdü beni senden ayýran.
Üzülme babacýðým bensizliðe,
Kapatma gözlerini aðlayarak
Sevinçle yürüyorum aydýnlýða,
Sevginni yanýmda götürerek.
Seni bir daha hiç göremeyeceðimi
bile bile yürüyorum
Yürüyorum babacýðým
buraadan çok uzaklara
Yaþayan hiç kimsenin
eriþemeyeceði diyarlara
Yürüyorum babacýðým senden
çok uzakllara
Joanna Karataþ
Þiir Kitaplarý:
Heykeltraþ (1924),
Yastýðýmýn Rüyasý (1930),
Ayetler (1936),
Bir Bayrak Rüzgar
Bekliyor (1946),
Rubaiyyat-ý Arif (1956),
Enikli Kapý (1964),
Kubbe-i Hadrâ (1956),
Kökler ve Dallar (1964),
Emzikler (1964),
Dualar ve Aminler (1967),
Aynalarda Kalan (1969),
Kanatlar ve Gagalar (1946),
Kýbrýs Rubaileri (1964),
Avrupa'dan Rubailer (1971),
Kova Burcu (1967).
Fetih Marþý
Yelkenler biçilecek, yelken
ler dik
Daðlardan çektiriler, kalyon ilecek;
Kerpetenlerle surun diþleri
lar çekilecek;
sökülecek
Yürü, hala ne diye oyunda
oyn
Fatihin Ýstanbulu fethettið aþtasýn?
i yaþtasýn.!
Sen de geçebilirsin yardan
, ana
Senin de destanýný okuyalým dan, serden....
ezberden...
Haberiin yok gibidir taþýdý
ðýn deðerden...
Elde sensin, dilde sen, gön
üldesi
Fatihin Ýstanbuulu fethettið n baþtasýn...
i yaþtasýn.!
Yüzüne çarpmak gerek zam
ane
Göster: Kabaran sular nas nin fendini...
ýl yýkkar bendini?
Küçük görme, hor görme,
delikanlým kendini
Þu kýrýk abideyi yükseltecek
taþ
Fatihin Ýstanbulu fethettið tasýn;
i yaþtasýn.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selim
dir, Süleymandýr.
Þu mihrap Sinanüddin, þu
minare Sinandýr.
Haydi artýk uyuyan destan
ýný uyandýr.!
Bilmem, neden gündelik iþle
rle teelaþtasýn
Kýzým, sen de Fatihler doð
uracak yaþtasýn.!
Delikanlým, iþaret aldýðýn
gün
Yürüyyeceksin... Millet yür atandan
üye
Sana selam getirdim Ulub cek arkandan!
atlý Hasandan....
Sen ki burçlara baayrak ola
cak
Fatihin Ýstanbulu fethettið kumaþtasýn;
i yaþtasýn.!
Býrak, bozuk saatler yalan
yan
Çelebiler çekilip haremlerde lýþ iþlesin!
kýþ
Yürü aslaným, fetih hazýrlý lasýn!
ðý baþlasýn...
Yürü, hala ne diye kendin
le sav
Fatihin Ýstanbulu fethettið aþtasýn?
i yaþtasýn.!
CEREN GÝDEREN 11/E 842
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
41
 Öðrencilerimizin ve öðretmenlerimizin kendi eserleri
Dað yollarý…
Saðýnda ya da solunda
Kýzýlcýklar, çimenler, geven diken-
leri…
Ve kekik kokusu…
Soðuðu baþka soðuk
Sýcaðý baþka…
Adýmladýkça açýlýr ciðerlerin
Gibi ruhun
Gökyüzüne baktýkça geniþler maviler
Gibi ufkun
Aðaçlar, çalýlar, otlar…
Her biri ayrý vazifeyle serpilmiþ
Topraða
Görenler anlayamaz
Bakmak gerek bu manzaraya
Uzaklara çok uzaklara bakmak
Uzaklarý yakýn etmek gerek
Dedelerin ellerinde sigara tablalarý…
Ebelerin ellerinde eðirtmeç olmalý
Rüzgâr hafiften kaldýrmalý
Toprak yoldan bir tutam tozu…
Aðaçlar konuþmalý,
Anlamadýðým dilde, kendilerince
Sokaklar kýþ kimsesizliðine bürünmeli
Sadece sen ve ben olmalýyýz
Sen pencerende
Ben bahçemde
Sen benimle üþümelisin
Ben seninle ýsýnmalýyým
Uzaklarda çok uzaklarda yaþamalýyýz
Sen bensiz
Ben sensiz
Sen hatýrlamamalýsýn
Benim seni hatýrladýðým gibi
Sen mutlu olmamalýsýn
Benim sensizlikte mutlu olduðum gibi
Dað yollarý…
Adýmladýkça anlarsýn kimsesizliði
Saðýnda ayrýlýk, solunda ayrýlýk…
Gökyüzünde…
Gökyüzünde Boþluk.
Yunus KOÞAR
( 3 Ocak 2010 istanbul)
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
42
Aþýk
Yalan sözler
Aþýk alabildiðince yaþar,
Sevebildiðine yazar,
yalan aþklardan sýkýldý ruhum
Tek kaygýsý sevilmek olsa
da kimi zaman, hep ayný þey …
Elini uzatýr aþka,
neden sevmeyi,gerçekten gönlünün kapýlarýný aþka açmayý
Kolunu kaptýracaðýný bile
bile, düþünmüyor insan ?
Ýdealleri uðruna ölmek,
Duygularýna yenik düþse de, yoksa korkuyor mu?
incitilmekten , aldatýlmaktan …
Hayatýn tüm zorluklarýna rað
men, fýrsat vermiyor kendine
Bir ucundan tutar yaþamýn,
sevmek istemiyor.
Ve onun için,
çünkü biliyor , sevgisini görebilicek birileri yok ,
Mutlu ölmekten öte,
ve þüpheyle bakýyor sevdiklerine ,
Hiçbir þey yoktur. . .
çýkar dünyasýnda herkez çýkarcý olmuþ .
Gerçekleri bir eliyle,
Görmek istemezcesine kap hiç mi çýkarsýz seven yok?
atýr. . . sevmek neydi?
Sadece son nefesinde bile
inan unuttum senden sonra ,
Gülümseyebilmek için hay
ata. . . gidiþinle beraber
Faruk Tosun sana doðru akan sevgi ýrmaklarým kurudu.
Edebiyat Öðretmeni kör bakar oldum hayata .
aðacýmýzýn en tepesindeki elma düþtü
Kýrýk Kalpler yýkýlan bedenim gibi.
ve içimde buzdan damlalar oluþtu
Her gece baþýnda bambaþkab
ir sarhoþluk olacak seni her gördüðünde eriyen
Ýçtiðin sigaradan, içtiðin içk
iden, hissettiðin aþktan kuruyan ýrmaklarýmý yeniden canlandýran damlalar…
Gün gelecek bakacaksýn ard
ýna kaskatý kesildim
Ne yapmýþým diye?
vicdanýmý.,
þüpheler ve yalan dünyanýn yalancý insanlarý iþgal etti
Sen otabandaki telleri izleme
ye devam edeceksin hani ýssýz akþamlar çýkarsýn ya dýþarý
Sonunda göreceksin nerden
nereye geldiðini etrafýna bakarsýn
Hep yalanlar dolanlar, ihtiras
ve hýrslar cebinden bir sigara çýkarýp usulca yakarsýn
Sonunda anlayacaksn
ve seyre dalarsýn filmlerini…
Ben ne yapmýþým?
içini kimsenin dolduramýycaðý bir boþluk kaplar
düþünürsün saatlerce …
Hani ardnda býraktýðýn kel
ebek krýntýlarý varya zindanlarda çýðlýklarýn duyulur
Sonbahar gibi sararacaklar
kimse duymaz senden baþka
Soracaklar sana imtihan gün
ünde zamaný geriye döndürmek istersin
Sen ne yaptn diye?
unutursun,yelkovanla akrepin geriye dönmek istemedðini
kanadý kýrýlmýþ,taþlanmýþ kuþ misali çýrpýnýr durursun
Cevap vermek isteyeceksin,
konuþmak isteyeceksin hep içine atarsýn üzüntülerini
Ama izin vermeyecekler.
yaraný bir saran çýktýðýnda
Ýþte o zaman anlayacaksýn
ardýnda býraktýklarýnýn onunla avunmayý bilmezsin.
Birer kýrýk kalp olduklarýn
ý... sen!
sen sadece o yarayý açaný beklersin
Alper SAYIN her geçen gün onu özler istersin
Arýyorum onun gelmiyceðini bile bile …..
Nuray Bozdemir 1-A Sos
Arýyorum eskileri
Eski günleri
Eski askerliði
Eski vatan sevgisini Çanakkale
Toprak uðruna kan akýtýlan
o günleri Bastýðýmýz yerlerde
Arýyorum þairin o sözlerini
Binlerce kefensiz yatan
"Dur yolcu bilmeden gelip
bastýðýn Anasýyla, bacýsýyla
Bu toprak bir devrin battýðý
yerdir..." Kundaktaki bebeðiyle
Arýyorum o eski Çanakkale´
yi Onlar biliyorlardý
Bir karýþ topraðý için verilen
mücadeleyi Þehit düþeceklerini
Arýyorum Nene Hatun´u Ko
ca Seyid´i Bilerek aldýlar ölümü göze
Ýnsanlarýn o cesaretini
Arýyorum o eski günleri Yürüdüler ölüme seve sev
e
Gizem Kaya 1732/10-L Merve Akgül
9/D
 Öðrencilerimizin ve öðretmenlerimizin kendi eserleri
Umutlara Yolculuk
Çanakkale Geçilmez
Dördüncü Mýsra
ay gelmedi, yazmak istiyorum
Türk milleti bu zamana kol kal emim bi kuþun kanadýnda
Vataný için canýný verdi. . Ne vakit
yazmak istiyorum, Bir yalnýzlýk þiiri
Sene 1915… bir kýþ gecesi çiçeklerin
Çanakkale de yüzlerce kal
leþ. arasýnda. Yazmaya baþlasam,
asýn…
An alar aðlýyo r,sýzlýy or, yaz mak... Dördüncü mýsrasýnda aklýmd
barýþa uzanan sonsuzluk Þiir sana teslim olu yor…
Vataný için oðlunu, ta
Biricik kuz usu nu fed a edi yor , ve yazmak, Sen yazdýrmak istiyorsun
hayatýn en güzel baharýn Bundan sonrasýný…
Adeta baðrýna taþ basýyor! da.
Sýlalar gözü yaþlý,
uyanmak istiyorum, Ben yazmak istemedikçe
ðini, gecesi olmayan sabahlard Nokta koyuyorum
Mehmetçiðini,evinin dire uyanmak istiyorum,
a
Sav aþa yol luy or. Þiirimin sonuna…
çýkmazý olmayan sokakl Sense soru iþareti…
Düþman kýs kýs gülüyor, r! uya
arda
Çanakkale m'e ken di toprað ýym ýþ gibi bakýyo nmak... Bir sonraki þiirim de
nuz? yalnýz hayatýn kucaðýnda Cevap bekleyen…
O kadar kolay mý sanýyorsu ve uyanmak
e dur uyo r!
Mehmetçik ne gün rüya görürken uçurum ken Faruk Tosun
Ve savaþ baþlýyor. arýnda.
iml er!
koþmak istiyorum, Edebiyat Öðretmeni
Dü þma nlar! Zal
sa, sonsuz hayatlar limanýnda
Sizin topunuz,tüfeðiniz var
Bizimde Allah'ýmýz var!
koþ mak istiyorum, Gece Olunca
ate þi sönmeyen meþale kucaðý
Mehmetçik tekbir getirerek, mda hüzün
Saldýrýyor.
koþmak... içime doluyor sonsuz bir
bir ayaðým deniz kýyýsýn bilm em gec e olunca
Mehmetçik korkusuz, da nedendir
ve koþmak ýma geliyor güzel yüz ün
Me hm etç ik onu rlu, akl
nca
Mehmetçik gururlu.
bitmemiþ umutlar kapýsýn
da. bir garip olurum gece olu
Vataný için sav aþtý ðý için ,
Gururlu.
Selma Demirbað 12H karanlýk göz yaþlarýmý
mý
Bakýn Seyit Onbaþ ýya , kimseler bilmiyor acýlarý
t alýn! ý
nasýl savaþýlýrmýþ biraz ibre hayalin kaç ýrýr uykula rým
Bakýn,bakýnda vatan için rum gece olunca
en, bir garip olu
Düþman yenilmiþ,çekilirk
bir sev inçle baþ baþa kalýyor.
Çanakkalem buruk Elif Kapýsýz
kalanýrken;
Bu toprak þehit kanýyla çal
Çanakkale geçilmez!
iþte
Fatma Kübra Keskendir Kýsaca hayat bu
10-G 1567 r aydýnlýðý
ya da geç buluyo
Her karanlýk er r gü n
uyor bi
Her gölge yok ol r elbet bir gün.
r ye rin e m utluluða býrakýyo yor
Acý, kede k karanlýðý bulu
Muamma ýþýðýný yansýtaca
Güneþ her daim yor…
cak bir toz bulu
Her esinti savura bir uður bu luyor zor olsa da
…
Yok etmeyi baþarýyormu bey r ge rç ek le þe ce k il olm asa da…
nin? Umut la n buluyor hiç ad
k bi r be de seçiyor…
Namahrem bakýþlar karþýsý Hayat acý çekt ire ce nleri de buluyor,
Yoksa tekrarlýyormusun bu
nda bu aþaðýlýk duyguyu
ýd ýr ki ha yat gü lümsetecek bede
ironiyi aklýnda defalarca Can sýkýc
Geçmiþe dönmek istesen yer nlarý;
lerde boþ þarap þiþeleri Hayat ayýrýr insa
Þimdi dön bak belki bulurs eð enler,
un gayr-ý þuur sergüzeþti yaþama boyun
þa ta du r demeyi bilenler
kötü gidi çileye
ahkûmdur sonsuz
Saçlarýn savursun yüzündeki
maskeyi Boyun eðenler m gü lüm se yenlerdir hayatta
eyi bilenler
Matemini çek içine hiç olm
adýðý kadar derin ve güçlü Acýlara dur dem
Ýhtirasla yaklaþ nefesindeki 1497
kutsal derinliklere Büþra Akýn 10J
Ýþtiyakýn doðduðunda mel'un
senin çocuk
Çýnlarsa kulaklarýn karanlýðýn
sesiyle
Acýlarýmýz Büyük
Çýðlýklarýnla bastýr bu sessizl
iðin sesini
Yaþa aklýndaki tahayyül güc Acýlarýmýz büyük,
üyle
Çýldýrmak üzereyim deli göm Belki gözyaþlarýmýz hiç din
leðimi ütüle kadýn miyor.
Bir denizin mavisi, bir aða
cýn yeþili gibi,
Hiç olmadýðý kadar sakinim Bazen de gecenin o sonsuz
bu gün karanlýðý gibi
Ölecekmiþim gibi,gün bitm Renk deðiþtiriyoruz her an
iyor bu loþ mezrada
Teessür ediyorum kendimden Ýçimizdeki o sonsuz boþluk
ve sizden yenilikler istiyor la
Dans etmeli bazen tanýmadýð um Yaþýyoruz pes etmeden...
ýn yüzlerle ta ki tanýyana kad
ar...

Bilge Güven Gamze Güneþ 11/L

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

43
Makale
Anadolu
Türkülerle Çaðlar
AHMET SELVÝ
Türk Dili ve Edebiyat Öðretmeni
nadolu'yu duygusallýðý için-
A de ,bilmek öðrenmek taný-
mak mý istiyorsunuz? Tür-
külerini dinleyiniz, Türkülerle Ana-
dolu'nun gönlüne girebilirsiniz,
Anadolu türkülerle gönlümüzü
fethedebilir. Türküler Anadolu'nun
yanýk yüreði , atan damarýdýr. Tür-
küler Anadolu'nun yanýk yüreði,
atan damarýdýr.Türküler Anado-
lu'nun "bir acý kahvesidir." Ki bu
acýlýkta yýllar yýlý sürecek bir tatlýlýk,
yakýn bir dostluk vardýr. Anado-
lu'da bir fincan kahvenin tama ký-
rýk yýllýk hatýrý vardýr. Kahve Ye-
men'den gelir ama muhabbeti
Anadoludan'dýr
Türkü-
leri
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
44
Anadolu yoðurur, ezgisini Anado-
lu yapar. Anadolu bir önüyle tür-
külerle yaþar. Bunun için türküler-
de kiþisel çaba aranmaz. Anadolu
insanýdýr çabalayan…
Türkülerin gerçek yapýlarýnda
olaylar gizlidir. Toplumu tesirinde
býrakan, peþinden sürükleyen nice
dramalar vardýr türkülerde
Yâri gurbete çýkan sevgilinin,
bundan daha güzel, daha içli
uðurlamasý olabilir mi? Ya gider de
bir daha sýlayan dönmezse, ya
unutur bir haber salmazsa… Ýþte
bir Kýrþehir türküsünde bu duygu-
lar ak kaðýt üstüne kara yazýlarla
þöyle türküleþir, saza-söze dökü-
lür:
Yârim Ýstanbul'u mesken mi
tuttun,
Gördün güzelleri beni unut-
tun,
Sýlaya dönmem diye yemin mi
ettin.
Gayri dayanacak özüm kalma-
dý
Mektuba yazacak sözüm kal-
madý.
Yýllar yýlý okunmamýþ, okutul-
mamýþ Anadolu insaný ,yazýdan
yoksun olunca , düþüncelerini
kendine özgü þekillerle, renklerle
dile getirmeye çalýþmýþ.Halýsýna,
kilimine iþlemiþ sevdasýný Anadolu
konuþur da konuþur, içini döker el
iþlerinde ,türkülerde .Yalnýz nakýþ-
lar deðil, renkler konuþur Anado-
lu'da
Anadolu'da kilim demek, özle-
mi, inancý, sevgiyi, ilmik ilmik,
renk renk
dokumaktýr. Aldý sözü Anadolu
kilimi türküye þöyle ilmek yaptý:
Sevdiðine sözü olan bir kilim
dokur,
Kilimin dilinden ancak anlayan
okur.
Sýrlarýmý verdim sana, sevdiði-
mi verdir
Þu gönlümü kilim yaptým yolu-
na serdim.
…
Kilim kalbin aynasýdýr, gönlün
sesidir
Her nakýþý bir
duygunun
ifadesidir
…
Ben þu gönül
tezgâhýmda kilim doku-
dum
Erenlerin dergâhýnda aþký oku-
dum
Erenlerin dergahýndan þimdi
de Çanakkale'ye gidelim .Aslýný
arar, köküne inersiniz Anadolu'yu
bir destanlar ülkesi olarak görür-
sünüz. Destanlar Anadolu'nun þa-
nýndandýr. Ozanlar söyleþir des-
tanlarý sazlarý-sözleriyle. Mehmet-

çiðin yüreðine þöyle bir dokundu-
nuz mu , elindeki tüfek saz olur,
özü köz olur, köz destanlaþýr türkü
olur. kanla yazýlýr tarihe yardan ge-
çilir, anadan geçilir, serden geçilir
de ÇANAKKALE geçilmez:
Kýþlanýn önünde sýra selvi
Kimimiz niþanlý,kimimiz evli
Of gençligim eyvah .
… gin biriyle evlendirmek
Çanakkale içinde aynalý çarþý
Anne ben gidiyom düþmana
karþý
Of gençliðim eyvah…
Anadolu'yu kuzeyden ve gü-
neyden kuþatan sýra daðlar zalim-
ler için bir korku kaynaðýdýr. Kö-
roðlu zalim Bolu Beyi'ne þu türküy-
le seslenir:
Benden selam olsun Bolu beyi-
ne
Çýkýp þu daðlara yaslanmalýdýr
Ok gýcýrtýsýndan kalkan sesin-
den
Makale
riz:
Deli gönül gezer gezer gelirsin,
Arý gibi her çiçekten alýrsýn.
Nerde güzel görsen orda kalýr-
sýn
Ben senin derdini çekemem
gönül.
Karacaoðlan'ý bütünüyle ele
alýrsak, türkülere renk olmuþ "gü-
zelini" þöyle tablolaþtýrabiliriz:
Dal gibi ince uzun boy, omuz-
lardan bele dökülen sýrma siyah
saçlar, Sürmeli siyah kirpikler, ala
gözler… Kaþlar yay gibi, ortasý
benli, dudak kiraz misali ,diþler in-
ce dizisi, yanakta kývrým kývrým zü-
Daðlar gümbür gümbür ses-
lüfler...
lenmelidir.
Ozan ayný türküde
"tüfek icat oldu, mertlik
bozuldu."ifadesiyle asýl Yi-
ðitliðin bilek gücüyle ol-
duðunu ifade eder.
Rumeli'nin bir köyün-
de Mahmut Aða adlý bir
adam kýzý gülsüm'ü zen-
düþüncesindedir. Oysa
Gülsüm, Aliþ adlý bir fay-
toncuyu sevmekte-
dir.Faytoncu Aliþ kýzý ka-
çýrmak üzere çayýn üs-
tünden geçerken köprü
yýkýlýr, Aliþ Tuna nehrine
düþer ve kaybolur. Habe-
ri duyan Gülsüm'de Tu-
na'ya atlar.Bu hikaye de
Türkiye þöyle yansýr:
Velhasýl Türküler Anadolu'nun
Aliþimin kaþlarý kare
alýn yazýsý çizgisinde uzar gider bir
Sen açtýn sineme yare
öyküdür. Anadolu türkülerini birer
Bulamadým derdime çare
birer anlatmaya söz yetmez, yürek
Görmedim mi ah civan Aliþim'i
lazýmdýr. Anadolu yanýk baðrý, co-
tuna boyuna
þar yüreðiyle türkülerdedir.Türkü-
…
lerini yaþayacak yeni türküler bað-
rýndan çýkaracaktýr. Dünya dur-
Güzel nedir, gü-
dukça bu türkü burada bitmeye-
zellik ne? Estetik bil-
cek Türkçe'nin ses bayraðý gibi dal-
ginleri bu kavramý
galanacaktýr.
tartýþa dursunlar, tür-
Bu sevdalý kara gözler
külerimiz türlü ben-
Bu dað, bu ýrmak…
zetmelerle "gönül ki-
Ya þu yamaçlara ne dersin?
mi severse güzel
Burasý Anadolu efem,Anado-
odur." Tabirini yay-
lu…
gýnlaþtýrmýþtýr. Güzeli
Türkülerle seversin…
Karacaoðlan'ýn türkü-
lerinde þöyle bulabili-
Ahmet Selvi / Edebiyat Öðrt.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
45
Cennettir vataným
Doðuda
saklý köþe
Bitlis
BÝTLÝS'ÝN TARÝHÝ
Bitlis, (Kürtçe: "Bilîs" veya "Bedlîs",
Ermenice: "Baghaghesh" ve daha son-
ralarý "Baghesh" olarak kullanýlmýþtýr.)
Bitlis ilinin merkezi olan þehirdir. Mer-
kez ilçeye baðlý 3 bucak vardýr.Doðu
Anadolu Bölgesi'nde yer alan Bitlis'i,
güneyden Siirt, batýdan Muþ, kuzey-
den Aðrý illeri ve doðudan Van Gölü
çevreler. Bitlis, Kaleleri ve Ýslam eserle-
riyle önemli bir ildir.
Tarihçiler Bitlis tarihini deðiþik za-
manlardan baþlatmaktadýrlar. 5000
yýllýk, 7000 yýllýk tarih gibi. Gerçekte
Bitlis tarihi Neolitik Çað dediðimiz Ye-
ni taþ dönemine kadar uzanmaktadýr.[
Bitlis ve yöresinin yazýlý tarih önce-
si oldukça karanlýktýr. En önemli ne-
denleri yüzeydeki buluntularýn az ol-
masý ve bugüne kadar gerçekçi bir ar-
keolojik çalýþma yapýlmamasýdýr.
Bitlis ili sýnýrlarý içerisinde bulunan
Süphan ve Nemrut Daðý daðlarýndaki
obsidyen (doðal cam yataklarý), doð-
rudan olmasa bile dolaylý olarak bu
yöre tarihinin Neolitik dönemine ka-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
46
dar çýktýðýný göstermektedir. Obsidyen ðine varýrlar. Baba, þehirde canlý kalýp
yataklarýndan elde edilen doðal camýn kalmadýðýný öðrenmek için oðlunu
yontucu, kesici, kazýyýcý olarak çevre- þehre gönderir. Bir süre sonra oðul
deki yerleþim yerlerinde kullanýldýðý geri döner ve uzaktan babasýna þöyle
anlaþýlmaktadýr. seslenir : " Þehirde yaþama dair hiçbir
Yine yapýlan çalýþmalar sonucunda iz yok; sadece beþ tane minare ayakta
o döneme ait ticaret yolu Van Gö- kalmýþ." Bunu duyan baba yýkýlýr, diz
lü'nün doðusundan güneye (bugün ki çöker ve þöyle bir aðýt yakarak oðlunu
Van ili sýnýrlarý içerisinde bulunan Kal- yanýna çaðýrýr.
kolitik - Maden Dönemi - yerleþme
alaný olan Tilkitepe), batýda ise Diyar- "Bitlis'te beþ minare, beri gel oðlan
bakýr il sýnýrlarýna (Ergani yakýnýndaki beri gel.
çanak-çömleksiz bir Neolitik yerleþme Yüreðim dolu yâre, beri gel oðlan
yeri olan Çayönü) dek uzanmaktadýr. beri gel."
Güneybatý Asya ülkelerindeki Neolitik
Çað M.Ö. 9000-5000, Avrupa ülkele- Bu aðýt zamanla türkü ve manilere
rindeki Neolitik Çað M.Ö. 6500, Tuna konu olarak günümüze kadar gelir.
kýyýlarýnda M.Ö. 5500 olduðuna göre
Bitlis'in tarihinin 5000 yýldan fazla ol- Gelenek ve Ýnanýþlar
masý, 5000 - 7000 yýllýk olmasý çok
kuvvetle muhtemeldir. Doðum Gelenekleri :
Bitlis'te hamile kadýna "aylý kadýn"
Bitlis Ýsminin Kaynaðý denilir. Hamileliðin ilk dönemleri aile:
Bitlis'in günümüzde kullanýlan is- fertlerinden gizlenir. Ancak fiziki deði-
minin nereden kaynaklandýðý kesinlik- þiklikle hamilelikten hane halkýnýn ha-
le bilinmemektedir. Bitlis tarih boyun-
ca deðiþik isimlerle anýlmýþtýr. Asurlular
Bit-Liz, Persler ve Yunanlýlar Bad-Lis
veya Bad-Lais, Bizanslýlar Bal-Lais-on,
Babaleison veya Baleþ, Araplar Bad-
Lis, Ermeniler Pageþ veya Pagiþi olarak
kullanmýþlardýr. Asur dilinde Bit keli-
mesi yurt, Bet kelimesi kale manasýn-
da kullanýlmýþ, Bit-Liz demek Liz'in Yur-
du, Bet-Lis demek ise Liz'in Kalesi ma-
nasýna gelmektir.
Bitlis'te Beþ
Minare Hikâyesi
Rus iþgali sýrasýnda Bitlis, bir hara-
be þehir görüntüsü alýr. Düþmanýn çe-
kilmesinden sonra savaþ esnasýnda
Bitlis' ten kaçan bir baba ve oðul, Bit-
lis'e dönmek üzere yola çýkarak þehre
hakim konumdaki Dideban Daðý ete-

berinin 1 olmasýndan sonra gelin an-
nesine, oðlan anne: ve babasýna ilk
müjdeyi verenler para ve hediyelerle
ödüllendirilirler.
Sünnet Gelenekleri :
Sünnet önceleri yaz aylarýnda Siirt
ilinden Bitlis'e gelen gezgin sünnetçi-
ler tarafýndan yapýlýr.
Düðün Gelenekleri:
Evlenme çaðýna gelmiþ olan erkek
gencin babasý durumuna uygun gör-
düðü kýzý hanýmý vasýtasýyla oðluna
bildirir. Oðlan bu vesileyle kýzý görme-
ye gider, kendisine eþ olacak kýzý be-
ðenirse annesine söyler.
Ölümle Ýlgili Adet ve Ýnanýþlar:
Bitlis'te acýlý günler de komþu ve
akrabalar arasýnda birlik beraberlik ve
paylaþma duygusu içinde yardýmlaþ-
manýn en güzel örnekleriyle yaþanýr.
Geleneksel Kýyafetleri:
Erkeklerde; Çuha, serhaddýn, çek-
men, samur, bellerine alaca kuþak,
baþlarýna fes ve fesin üzerinde ahme-
diye(ipekli þal) , ayaða ise elde örül-
müþ, desenli yün çorap ve ponçikli
Cennettir vataným
pabuç giyilir.Kadýnlarda; Entari, leçek,
bele gümüþ kemer baðlanýr ve günlük
ev iþlerinde rengârenk kloþ giyerler.
Anneler veya evlenmiþ olanlar beyaz
tülbent takarlar. Ayaða ise harik, reþik
veya yemeni giyilmektedir.
Yemekleri:
Keledoþ, Mihir, Glodik, Ýçli köfte,
Büryan kebabý, Adilcevaz Cevizi.
El Sanatlarý:
Gej ( yöresel kumaþ ) , seccade ve
heybe, cacým, aba, Bitlis Kuþaðý, halý-
cýlýk, yöresel ayakkabý harik, toprak se-
ramik (çömlekçilik), iðne ve boncuk
oyasý, taþ iþçiliði, bastonculuk
BÝTLÝS TURÝZM MEKÂNLARI
Kaleler: Bitlis Kalesi, Tatvan Kalesi,
Ahlat Kalesi, Ahlat Sahil Kalesi, Adilce-
vaz Sahil Kalesi.
Cami ve Kümbetler: Ulu Cami, Ký-
zýl Cami, Þerefiye Külliyesi Cami. Emir
Bayýndýr Kümbeti, Küfrevi Kümbeti,
Çifte Kümbet, Emir Ali Kümbeti, Usta -
Þagirt Kümbeti, Þeyh Babo (Üryan Ba-
ba) Türbesi baþlýcalarýdýr.
Medreseler: Ýhlalsiye Medresesi,
Nuhiye Medresesi, Þerefiye Medrese-
si, Yusufiye Medresesi ilin önemli
medreseleridir.
Hamamlar: Paþa Hamamý, Han Sa-
rayý Hamamýdýr. . Ayrýca El Aman Ker-
vansarayýndaki hamam kalýntýsý ile Ah-
lat ve Adilcevaz Kaleleri içerisindeki
hamam kalýntýlarý tarihi deðer taþý-
maktadýr.
Hanlar ve Kervansaraylar: Hatuni-
ye ( Hazo ) Haný, Papþin ( Hüsref Paþa)
Haný, Baþhan Haný, El-Aman Haný
Kaplýcallar: Güroymak (Çukur) Kap-
lýcasý, Ilýcak ( Germav ) Kaplýcasý, Nem-
rut Daðý Kaplýcasý, Alemdar, Köprü Al-
tý, Çim Çölmüðü, Arap Köprüsü, Yýlan
Dirilten, Acý Su vb. kaplýcalarý olarak sý-
ralanabilir.
Göller: Van Gölü, Nemrut Daðý ve
Krater Gölleridir
Sportif Etkinlikler: Avcýlýk ve olta
balýkçýlýðý, dað yürüyüþü, kayak mer-
kezidir.
Müzzeyyen Balamir 11-D
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
47
 Çevre

YEÞÝLAY HAFTASI
(1-7 MART)
H A F TA S I

Ýçki, insan ve toplum saðlýðýný tehdit eden kötü bir alýþkanlýktýr.

Ýçki deyince aklýmýza alkol, sig gara ve her türlü uyuþturucu maddeler gelmektedir. Esrar, af-
yon, eroin, L.S. D de uyuþturucu maddellerin en tehlikelileridir. Bunlarý kullanan insanlarda za-
man içinde sinir bozukluðu ve felç görülürr. Bu zehirli maddelerin kullanýlmasý kanunlarýmýzca
yasak edilmiþtir.
Alkol ve sigarra, insanlarýn çok eskiden beri kurtulamadýklarý alýþkanlýklarýn baþýnda gelir. Ýç-
ki, insanýn beden n ve ruh saðlýðýný bozar. Ýçkiye harcanan paralar, ailenin bütçesine büyük za-
rar verir. Ailede huzu ur bozulur. Ýçki içen insanlarýn çok olduðu toplum da saðlýksýz bir toplum-
dur. Böyle bir toplumdan her türlü kötülüðü görmek mümkündür. Bu yüzden atalarýmýz, 'Ýç-
ki, her türlü kötülüðün anasýdýr' demiþlerdir.
Yurdumuzda, içki ile mücadele etmek için 1 Mart 1920 Yeþilay Kurumu kurulmuþþtur. Bu
yüzden her yýl 1-7 Mart tarihleri arasýda Yeþilay Haftasýný kutlarýz. Bu hafta süresince alkkol, si-
gara ve uyuþturucu maddelerin zararlarý anlatýlýr. Radyo. Televizyon ve gazetelerde, halký uya-
rýcý yayýnlara yer verilir. Yeþilay'ýn çalýþmalarý anlatýlýr.
Yeþilay haftasýnda okullarda daa çeþitli etkinliklere yer verilir. Uyuþturucu maddelerin insan
saðlýðýna yaptýðý kötü etkiler anlatýýlýr. Konu ile ilgili þiirler okunur. Afiþ ve resim sergileri açýlýr.
Y E Þ Ý L AY

YEÞÝLAY HAFTASIYLA
ilgili güzel sözler
* Ýçki güldürür, süründürür, öldürür.
* Ýçki saðlýðýn düþmanýdýr.
* Ýçki kötülükler doðurur.
* Ýçki aile bütçesini eritir.
* Ýçki sinir ve sindirim sistemlerini bozar.
* Sigara kanserle kardeþtir.
* Akýllý adamlarýn tek içkisi sudur.
* Ýçki bütün kötülüklerin anasýdýr.
* Ýçki öldürür, kumar söndürür, spor güldürür.
* Ýçki insaný sefalete, rezalete hatta cinayete sürükler.
* Alkol, veremin en yakýn dostudur.
* Alkol kapýdan girerse, mutluluk pencereden çýkar.
* Toplumdaki pek çok facianýn sorumlusu içkidir.
* Alkol almak, gönüllü çýlgýnlýktýr.
* Ýçkinin girdiði yerden akýl, ahlâk ve utanma kaçar

HURÝYE GÜMÜÞKAYA
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
48
 Çevre
Sevgili
Arkadaþlar!
Alkollü içki, sigara ve uyuþturucunun zararlý olduðunu bilme-
yenimiz yoktur. Ama ne yazýk ki insanlar yine de, bilinçsiz bir þekil-
de bunlarý tüketirler. 5 Mart 1920 tarihinde Hilâl-i Ahdar Derneði
kurulmuþtur. Hilâl ay, Ahdar yeþil anlamýna gelmektedir. Hilâl-i Ah-
dar Derneði daha sonra Yeþilay adýný almýþtýr. Bu derneðin amacý,
alkollü içki, sigara ve uyuþturucunun zararlarýný topluma anlatmak
ve bunlarý içenleri vazgeçirmektir.
Uyuþturucu denince akla esrar, eroin ve kokain gibi maddeler gelmektedir. Ülkemizde bu maddelerin kulla-
nýlmasý ve satýlmasý yasaktýr. Bu yasaða uymayanlara aðýr hapis cezalarý verilir. Uyuþturucu madde insaný uyuþ-
turur ve baðýmlýlýk yaratýr. Saðlýklý bir insanýn bu maddelere yaklaþmasý düþünülemez. Uyuþturucu madde kulla-
nýmýnýn sonu ölümdür. Sapýk iliþkiler ve bu iliþkilerden kaynaklanan suçlarý genelde uyuþturucu kullanan insan-
lar iþlemektedir.
Ýçildiðinde insaný sarhoþ eden maddelere alkollü içkiler diyoruz. Sarhoþ olan insan kolayca suç iþler. Trafik ka-
zalarýnýn büyük bir bölümü, içkili araç kullanmaktan ileri gelmektedir. Ýçki içen insanlarýn aile hayatlarý da yok gi-
bidir. Eþlerini ve çocuklarýný döven insanlarýn büyük bir bölümü, içki içip sarhoþ olan
insanlardýr. Sarhoþ insanlar, çevrelerini de rahatsýz ederler. Beyin, kalp, mide ve akciðer
gibi organlar içkiden etkilenir. Ülser, felç ve siroz gibi hastalýklara ise içki sebep olur.
Bir baþka zararlý da sigaradýr. Ne yazýk ki sigara, toplumumuzda yaygýn olarak içilen
bir maddedir. Ýþtahý kesip akciðerlerimizde büyük tahribata sebep olur. Sigara içen in-
sanlar, ömürlerinin önemli bir bölümünü bu canavarýn eline teslim etmiþ olurlar. Siga-
ranýn kansere olduðunu herkes bilir.
Bütün kötülüklerin anasý olan uyuþturucu, alkollü içki ve sigaradan uzak, saðlýklý bir
ömür geçirmenizi diliyorum...
HURÝYE GÜMÜÞKAYA

SAÐLIK DÜÞMANLARI
Saðlýðýnýn düþmanlarý
Ýçki, sigara, kumar.
Bunlara alýþanlar.
Görürler pek çok zarar.
Ýçkinin kötülüð ðü
Saymakla bitmez her an.
Katil bile olur da,
Hatýrlayamaz insan.
Vücuduna, kesene
Zararý çoktur onun.
Tütün ömrü kýsaltýr.
Çabucak gelir sonu.
Hazineyi eritir,
Cebinde kalmaz para.
Kumar kötü bir illet,
Alýþan düþer dara,
Saðlýk düþmanlarýndan
Korun her an uzak ol,
Yaþamak istiyorsan,
Kendine bul baþka yol.

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

49
Gündem
KAÇ ADAY VARDI ?
Ýstanbul Büyükþehir Belediye
Baþkaný Kadir Topbaþ AB komisyo-
nuna projeyi verdiði zaman ayný
anda Almanya'nýn Essen ve Maca-
ristan'ýn Pecs kenti' de 2010 Avrupa
Kültür Baþkenti olmak için adaylýðý-
ný koydu.
Avrupa Kültür
Baþkenti Nedir ?
Avrupa Kültür Baþkenti kavramý
ilk kez, 1980'lerde ortaya çýkmýþtýr.
Dönemin Yunanistan Kültür Ba-
kaný Melina Mercouri'nin önerisinin
Avrupa Birliði Bakanlar Konseyi ta-
rafýndan benimsenmesiyle Avrupa
kültürüne deðer katan, Avrupa'ya
katký saðlayan kentlere verilmeye
baþlanan bu unvana ilk kez 1985'te
Atina sahip olmuþtur.
Bu unvan, 1985-2000 yýllarý ara-
sýnda AB'ye üye ülkelerin kentlerin-
den birine verilmiþtir. 2000 yýlýna
gelindiðinde ise, yeni bin yýl nede-
niyle, Avrupa Kültür Baþkenti unva-
ný hem ayný yýlda birden fazla ken-
te, hem de AB adayý olan ülkelerin
kentlerine verilmeye baþlanmýþtýr.
Ýstanbul'un, Avrupa Kültür Baþ-
kenti yolculuðu da, yeni bin yýl ne-
deniyle, AB adayý olan ülkelerin
kentlerine Avrupa Kültür Baþkenti
unvaný verilme kararýyla birlikte
baþlamýþtýr.
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
50
2010
Kültür Baþkenti
ÝSTANBUL NEDEN AVRUPA
BAÞKENTÝ SEÇÝLDÝ ?
Ýstanbul, coðrafi konumu ve
binlerce yýllýk kültürel mirasýyla,
dünya metropolleri arasýnda ayrý-
calýklý bir konuma sahiptir. Genç ve
dinamik nüfusu, yaratýcý bir enerji
oluþturarak, Türkiye'nin bir aynasý
olan Ýstanbul'u dünyanýn en dina-
mik kentlerinden biri haline getir-
mektedir. Ýstanbul'da özellikle son
yirmi yýlda geliþen kültür bilinci,
kültür yaþamýna da yansýmaktadýr.
Ýstanbul, her geçen gün, yalnýz Ýs-
tanbullular için deðil, tüm dünya
için bir çekim alaný, bir kültür ve sa-
nat merkezi niteliði kazanmaktadýr.
21. yüzyýl, kentlerin yüzyýlý olacak-
týr. Kentler; kimliklerini canlandýra-
rak, kültürlerini ileriye taþýyarak ve
birikimlerini paylaþarak, küresel
kültürü oluþturmaktadýr.Ýstanbul'un
2010 Avrupa Kültür Baþkenti olma-
sýyla Avrupa, Ýstanbul'da kendi kül-
türünün köklerini keþfedecek ve
birbirini anlama yolunda önemli bir
adým daha atacaktýr. Ýstanbul'un
baþarýlý bir Avrupa Kültür Baþkenti
olmasý, Ýstanbullularýn bu projeyi
benimsemeleri ve en geniþ katýlým-
la desteklemeleriyle gerçekleþecek-
tir.
Ýstanbul'a
getirileri nelerdir ?
Ýstanbul'un sadece tarihi birikimi
ile deðil, kültür sanat etkinlikleri ile
de uluslararasý arenada etkin tanýtý-
mýn yapýlmasý sayesinde, gerçek bir
kültürel deneyim yaþamak isteyen
ziyaretçilerin Ýstanbul'a yönlendiril-
mesi ve ziyaretçilerin kentteki orta-
lama kalýþ sürelerinin uzatýlmasý,
hem Ýstanbul'un tanýtýmýna katkýda
bulunacak hem de çeþitli ticari fa-
aliyet kollarýnda daha fazla gelir el-
de edilmesini saðlayacaktýr.
Bu durumun sonucu olarak da
Ýstanbul, ekonomik anlamda tu-
rizm hareketliliðinden daha fazla
yararlanabilecektir.
Ýstanbul'un 2010 yýlýnda
Avrupa Kültür Baþkenti ol-
masýnýn saðladýðý katkýlar:
* Ýstanbul'un adý, 2006 yýlýndan
baþlayarak dünya kültür sanat gün-
deminin merkezine oturacak.
* Tarihi boyunca farklý kültürleri
bir arada yaþatan Ýstanbul, sahip
olduðu dünya kültür mirasýný tüm
zenginliðiyle Avrupa'yla paylaþa-
cak.
* Ýstanbul, kültür varlýlarýmýzýn
korunacaðý ve çaðdaþ müzecilik
anlayýþýyla sergileneceði yeni mü-
zeler kazanacak.
* Katýlýmcý bir yaklaþýmla oluþtu-
rulacak kentsel dönüþüm projeleri
bir yandan kentin çehresini deðiþti-
recek, öte yandan kentlinin yaþam
kalitesini yükseltecek. o Ýstanbul
yeni kültür mekanlarýna kavuþacak,
kentin kültür altyapýsý güçlendirile-
cek.
* Ýstanbullular farklý sanat disip-
linleriyle kucaklaþacak, Ýstanbullu
gençler sanatsal yaratýcýlýkla daha
yakýn bir iliþki kurma olanaðý bula-
cak.
* Ýletiþimden organizasyona,

eðitimden tasarýma pek çok yeni iþ
sahalarý açýlacak, Avrupa'yla kültü-
rel iliþkilerin geliþmesinin yaný sýra
ekonomik iliþkiler de geliþecek.
* Ýstanbullu sanatçýlar, yaratýcýlar
uluslararasý alana açýlacak.
* Uluslararasý projeler bir yan-
dan Avrupa ülkelerine Türk kültü-
rünü tanýtacak, öte yandan Avru-
palý ve Türk sanatçýlar arasýnda esin
paylaþýmýna olanak saðlayacak.
* Ýstanbul, 2006 yýlýndan baþla-
yarak, Avrupa ve dünyanýn dört bir
yanýndan pek çok kültür sanat in-
sanýnýn yaný sýra pek çok seçkin
medya temsilcisini de misafir ede-
cek; bir dünya kültür baþkenti ola-
rak uluslararasý alanda ününü per-
çinleyecek.
* Ýstanbul'un Avrupa Kültür Baþ-
kentliði'nden en önemli kazanýmý,
yöneten ve yönetilenlerin Ýstanbul
için birbirlerine dayanarak, güve-
nerek, bilgi, birikim ve deneyimleri-
ni paylaþarak ortak refahlarý için el
ele çalýþýp üretecekleri yepyeni bir
yönetiþim anlayýþýna kavuþmalarý
olacak.
* Kentlilik bilinci geliþecek, Ýstan-
bullular kentlerinin sahip olduðu
deðerleri keþfederken böyle bir
kentte yaþama þansýna sahip ol-
duklarý için gurur duyacaklar.
Kültür baþkenti olmak
için neler yapýldý ?
Avrupa Kültür Baþkenti Projesi
Tarihinde Bir Ýlk...
Ýstanbul'un, Avrupa Kültür Baþ-
kenti yolculuðu da, yeni bin yýl ne-
deniyle, AB adayý olan ülkelerin
kentlerine Avrupa Kültür Baþkenti
unvaný verilme kararýyla birlikte
baþlamýþtýr.
1999 yýlýnda, Avrupa Birliði, Av-
rupa Kültür Baþkenti projesini
AB'nin tam üyesi olmayan ülkeleri
de kapsayacak þekilde geniþletme
kararý almasýnýn ardýndan, konuyla
ilgilenen bir grup sivil toplum gö-
nüllüsü 7 Temmuz 2000 tarihinde
bir toplantý düzenleyerek,
Ýstanbul'un Avrupa Kültür
Baþkenti adayý olmasý için
gerekli adýmlarý atacak Gi-
riþim Grubu'nu kurmuþtur.
Bugüne kadar Avrupa
Kültür Baþkenti programý-
na katýlan kentlerin arasýn-
da her zaman ya yerel, ya
da ulusal bir yönetim bu-
lunmuþtur. Ýstanbul ise,
ileride Avrupa Kültür Baþ-
kenti seçilmesinde de
önemli bir kriter saðlaya-
cak olan bu sivil toplum
hareketiyle, bir ilki gerçek-
leþtirmiþ olmuþtur.
Giriþim Grubu, Ýstan-
bul'un Avrupa Kültür Baþkenti ol-
masý için yerel ve merkezi yöneti-
min desteðini aldýktan sonra, üni-
versiteler ve diðer sivil toplum ör-
gütleriyle de temaslar kurmuþtur.
Avrupa Birliði ve baðlý organlarý
ile iletiþime geçilmiþ; geçmiþ yýllar-
da Avrupa Kültür Baþkenti olmuþ
kentlere ziyaretler düzenlenmiþtir.
Ýstanbul'un, 2010 Avrupa Kültür
Baþkenti Olmasý 2005 yýlýnýn Mart
ayýnda, Baþbakan Sayýn Recep Tay-
yip Erdoðan, yayýnladýðý genelgey-
le Giriþim Grubu'na destek vermiþ
ve tüm kamu kurumlarýný ve sivil
toplum kuruluþlarýný, süreci destek-
lemeye davet etmiþtir. Böylece Giri-
þim Grubu, kamu desteðini de ala-
rak, ancak sivil katýlým ruhunu kay-
betmeden yoluna devam etmiþtir.
13 Aralýk 2005 günü, Danýþma
Gündem
Kurulu Baþkaný, Ýstanbul Valisi, Ýs-
tanbul Büyükþehir Belediye Baþka-
ný, Yürütme Kurulu Baþkaný ve sivil
toplum temsilcilerinden oluþan bir
heyet, baþvuru dosyasýný Avrupa
Komisyonu Eðitim ve Kültür Genel
Müdürü'ne teslim etmiþtir.
14 Mart 2006 günü, Avrupa'da
kültür ve sanat alanýnda uzman ye-
di kiþiden oluþan seçici kurulun
önünde baþarýlý bir sunum gerçek-
leþtirilmiþtir. Kurul, 11 Nisan
2006'da, heyecanla beklenen kara-
rý açýklamýþtýr. Ýstanbul, Macaris-
tan'ýn Peç ve Almanya'nýn Essen
kentleriyle birlikte 2010 Avrupa
Kültür Baþkenti olmaya hazýr bu-
lunmuþtur.
Uluslararasý seçici kurulun baþ-
kaný, ünlü Ýngiliz kültür adamý Sir
Jeremy Isaacs, basýn toplantýsýnda,
jürinin kararýný þöyle açýklamýþtýr:
(Ýstanbul'un) önerisinin hazýrlaný-
þýnda görülen, hem aþaðýdan yuka-
rý olan süreç hem de sivil toplumun
etkin iþlevi, kritik nitelikler olarak
görülmüþtür.
13 Kasým 2006 günü Avrupa
Parlamento-
su'nun görüþü
ve Avrupa Birli-
ði Kültür Ba-
kanlarý Konse-
yi'nin onayýyla
Ýstanbul'un,
2010 Avrupa
Kültür Baþkenti
olduðu ilan
edilmiþtir. Emre Çetiner
11 - G
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
51
Müzik Magazin

Rap Müziðin
Tarihi
ýsaltýlmýþ haliyle, Rythmic American Po- sel ve sosyal mesele-

K etry ( Ritmik Amerikan Þiirleri ) olan Rap

müzik, 1970li yýllarýn baþlarýnda New
York'un gettolarýnda doðdu. Amerika'da
leri ele alan bir çeþit
olmuþtur.
Yukarýda anlatý-
Harlem, Bronx gibi ezilen ve adeta insan lanlarý aklýmýzda tu-
muamelesi göremeyen siyahlarýn yoðun ol- tarak rap müzik hak-
duðu yerlerde siyahi müzisyenler rapin te- kýnda biraz daha ge-
mellerini attý. Müzisyenler, Jazz, R&B ( zinti yapalým. Le-
Rhytme and Blues ) ve Funk müziklerini ka- nin'in tabiriyle; dün-
rýþtýrarak, bir beat ( müzik altyapýsý ) yapýp ya ezenler ve ezilen-
üstüne de ryming ( uyak ) yaparak doðaçla- ler olarak geçmiþten
ma olarak yeni bir müzik akýmýný baþlattýlar. günümüze var ola-
Rap müziðin beraberinde getirdiði bir gelmiþtir. Bu neden-
takým kavramlarý da burada incelemekte den dolayýdýr ki, bu-
fayda var: Graffiti ( sanatsal zaruretler gere- gün Fransa'daki rap-
ði oluþan ) yazý çizim sanatý, özellikle Paris, perlarýn birçoðu si-
New York gibi büyük metropollerde ve get- yah ya da Arap, Ýn-
tolarda kendine yer buluyordu . Freestyle, giltere'de Hintli, Al- Türkiye'de ve diðer ülkelerde rap müzi-
doðaçlamadýr. Bu yönüyle Anadolu'da yýllar- manya'da ise Türk olmuþtur. Çünkü ezilmiþ ðin ilk çýktýðý yýllardaki argo üslubunun, din-
dýr var olan aþýk atýþmasýna benzemektedir. olmak, ikinci sýnýf insan olmak ve bu þekilde leyici kitlesinin ve daha kaliteli, marjinal ve
Bol giyinmek ise, düzgün fiziði belli etmeyi muamele görmek, bir yerlere ait olamamak; ehil rapperlarýn artmasýyla bir anlamda en-
ve dar giyimden oluþan rahatsýzlýðý protesto agresifleþmeyi, suçu da beraberinde getirir. telektüel bir üsluba dönüþtüðünün altýný
etme ve insanlarý özgür býrakarak rahatlýðý Bilinen yargýsýyla rap müzikte argo ve bol özellikle çizmek gerekir.
ön plana çýkarmasýndan ileri geliyordu. derecede küfür kullanýmý da iþte buradan Türkiye'de rap sanýlanýn aksine büyük il-
Breakdance ise, gerek figürleri ge- gelmektedir. gi gördü ve ulaþtýðý kitle her geçen gün da-
rekse fiziði kullanýþýyla aþýrý efor gerek- Amerika'da beyaz ada- ha da büyümekte.Bugün, rapirlerin albüm
tiren bir dans türü olup bu açýdan mýn elinden alýnmaya çalý- satýþlarýnýn hýzlý bir biçimde arttýðýna þahit
da sürekli hareket i temsilden ileri þýlan hak ve adaletle boy olmaktayýz. Lakin, ilk yýllarda rap müziðe
gelmekteydi. Hip-Hop ise bütün göstermeye baþlamýþ olan karþý duyulan önyargý ortadan kalkmýþ, bu-
bunlarýn geneline verilen rap müzik, pop gibi mü- günlere gelinen noktada artýk rap müzik "ai-
isimdi. zik tarzlarýyla sadece ve leye ulaþan" bir müzik türü olabilmeyi baþar-
Rap müziðin tarihi- sadece düzenin çarkýn- mýþtýr.
ne baktýðýmýzda, 80li yýl- da aþk ve güzellikleri iþ-
lara kadar beklenen ilgi- leyen popüler kültür
nin rap müziðine gös- ede bir anlamda isyan
Türkiye'de Rap
terilmediðini görmek- bayraðý çekmiþ oluyor- Müziðin En Sevilenleri:
teyiz. Ancak 80li yýllar- du.
dan sonra müzikle be-
raber teknolojinin de
geliþme göstermesi ile birlikte,
Türkiye'de Rap
rapte kullanýlan sample ( üst Müziðin Tarihi
müzikler ) lar ciddi bir patla- Öncelikle Türkiye'nin
ma göstermiþtir. Bu sayede "rap"inin, Türkçe Rap olduðu-
baþta Amerika ve Avrupa nu söyleyelim. Türkler arasýn-
olmak üzere birçok metro- da rap ilk olarak yukarýda da
pollerde rap müzik ve bera- söz ettiðimiz gibi Almanya'da
berinde kültürü yayýlmaya yaþayan Türkler arasýnda ya-
baþlamýþtýr. Rap müzik sa- yýlmaya baþlamýþtýr. Alman-
nýldýðýnýn aksine sadece ar- ya'daki Türkler 90lý yýllarýn
go terimler içeren bir müzik baþýndan itibaren yöneldik-
deðildir, hakeza kendi için- leri Rap müziðin ülkemize
de birçok çeþidi bulunmak- taþýnmasýnda öncü ol-
tadýr. Bunlardan en önemli- muþlardýr. Böylece, Car-
leri; West Coast Rap; daha tel'le beraber 95 yýlýnda
çok hayatýn güzelliklerini, para ve rap müzik ülkemizde
kadýný konu alýrken, East Coast ciddi anlamda boy
Rap; daha çok depresif, ada- göstermeye baþlamýþ
letsizlik, eþitsizlik gibi birey- oldu.

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

52

Sagopa Kajmer
Yunus Özyavuz, müzik yaþantýsýna Sam-
sun'da yerel bir radyoda DJ'lik yaparak baþ-
ladý. Bu sýrada Rapper M.C. (Rapper Mic
Check ve DJ Mic Check adýyla) müstear is-
mini kullandý. 1998'de yeraltý rap dünyasýn-
da halen varlýðýný sürdüren bir oluþum olan
Kuvvetmira'yý kurdu. Kuvvetmira grubunda
halen kendisi, Kolera ve Abluka Alarm bu-
lunmaktadýr. 1999'da "Silahsýz Kuvvet" mah-
lasýyla Yeraltý Operasyonu isimli toplama al-
bümünde yer aldý. 2001 ve 2002'de "Silah-
sýz Kuvvet" mahlasýyla peþpeþe Sözlerim Sila-
hým ve Ýhtiyar Heyeti isimli 2 albüm çýkardý.
Daha sonra Silahsýz Kuvvet mahlasýný býrakýp
Sagopa Kajmer mahlasýyla müzik yaþantýsý-
na devam etmiþtir. Ardýndan Bir Pesimistin
Gözyaþlarý ve Romantizma albümlerini çýkar-
mýþtýr. Sagopa Kajmer ve eþi Kolera (Esen
Güler Özyavuz) birlikte Melankolia Müzik
isimli müzik þirketini kurdular. Sagopa Kaj-
mer bu olayý bir röportajýnda "Boðulacaksak
kendi denizimizde boðulalým, dedik." þeklin-
de açýklamýþtýr. Bu ikili ve Kuvvetmira'da yer
alan diðer rap sanatçýlarý Melankolia Mü-
zik'in ilk albümü Kafile'yi çýkardýlar. Albümün
prodüktörlüðünü yine Sagopa Kajmer üst-
lenmiþtir. Sagopa Kajmer, dünyada 10 yýlda
bir yapýlan Rap King yarýþmasýnda, 2006 yý-
lýnda 'Baytar' adlý parçayla birinci olmuþtur.
Ayrýca 2008 yýlýnda MTV Türkiye tarafýndan
EMA'de Hip-Hop kategorisinden Türkiye'nin
en iyi sanatçýsý olmaya aday olmuþtur ve
EMA Party'deki performansýyla ve seyircile-
riyle dikkat çekmiþtir. 2008 yýlýnda Melanko-
lia etiketi altýnda Melankolia Wears da çýk-
mýþtýr. 2008 yýlýnýn sonlarýnda baþlattýðý "DJ
Benim" yarýþmasý ve 2009 yýlýnda çýkarmayý
planladýðý "Yeraltý Kafilesi" albümü ile rap
müzikte genç yeteneklere ne kadar önem
verdiðini göstermektedir.2006 yýlýnda yýlýn-
da Melankolia Müzik'in ilk göz bebeði olan
ve plak þirketimizin piyasaya sürdüðü ilk al-
büm olan "KAFÝLE" ,herkes tarafýndan tüm
zamanlarýn en iyi Türkçe Rap Karma Albümü
olarak deðerlendirilmiþti.Kafile Albümünün
3 sene sonrasýnda Melankolia Müzik tekrar
Yeraltýndaki kafileye göz kýrpýyor.Ayrýca rap
dýþýnda Break dance, MC'lik , Dj'Lik'te yapa-
biliyor..
Müzik hayatýnda kullandýðý ismi Sago-
pa, Mýsýr'da bir piramidin adýdýr. Birçok arke-
olog bu piramidin sýrrýný çözmeye çalýþýrken,
tuzaklara düþüp can verdikleri söylenir. En
son, soyadý Kajmeri olan bir arkeolog, Sago-
pa'nýn gizemini ortaya çýkartmýþ ve pirami-
din en gizemli yerine, son odasýna girerek,
duvara Sagopa'nýn gizemini çözen anlamýna
gelen Sagopa Kajmeri kazýmýþtýr. Ancak bu
arkeolog da (Gerhard Kajmeri) hava akýmý
yüzünden can vermiþtir. Bu olaydan bir süre
sonra piramide modern araçlarla giren bilim
adamlarý, ölen adamýn (Gerhard Kajme-
ri)'nin cesedini bulmuþlar ve piramide dona-
nýmsýz girme cesaretinden dolayý bu adamýn
adýný tüm dünyaya duyurmuþlardýr.
Ceza
Gerçek adý Bilgin Özçalkan olan Ceza
(Keskinkýlýç) 1977'de Ýstanbul'da doðdu. Bir-
kaç yýl sonra televizyonda, uzun yýllar hatta
belki de hayatý boyunca unutamayacaðý gö-
rüntülerle karþýlaþtý. TRT'nin tek kanal oldu-
ðu dönemlerde televizyonda break dans
filmleri oynuyordu. O filmlerdeki müzikler-
den ve danslardan çok etkilendi. Gelecekte
ona hayatýný kazandýracak olan bu müziðin
adýnýn rap olduðunu bile henüz bilmiyor-
du...
Ýlkokulda bir arkadaþý aracýlýðýyla Run
DMC'yi tanýdý. Birkaç yýl onu dinleyerek bu
tarza ýsýndý. Farklý materyaller aldý, araþtýr-
malar yaptý ancak 90'larýn baþýnda tek tük
albümlerle idare etmekten baþka çaresi yok-
tu. Sonra 93-94'te Grup Vitamin fýrtýnasý es-
meye baþladý. O dönemde Amerika'daki rap
anlayýþý da Grup Vitamin'in mizah için yaptý-
ðý müzikle aynýydý. Ceza bu yüzden onu rap
olarak dinledi. Artýk kendisi de bir þeyler üre-
tebilirdi. 1995 yýlýnda Cartel'in çýkýp büyük
beðeni toplamasýyla kendini motive etti ve
Türkçe rap icrasýnýn mümkün olduðunu gö-
rüp stüdyo çalýþmalarýna baþladý.
97-98 yýlýnda konserler verdi. Uluslara-
rasý bir partide Tarýk Gamert (Dr. Fuchs 'Sihir-
baz') ile tanýþtý ve 1998'de Nefret grubunu
kurdu. Ertesi yýl Tunç Dindaþ'ýn çýkardýðý Ye-
raltý Operasyonu'nda yer aldý. 2000 yýlýnda
Hammer Müzik'le anlaþýp "Meclisi Ala - Ýs-
tanbul" albümünü çýkardý. 2001 yýlýnda
"Anahtar" albümü geldi.
Dr. Fuchs'un askerlik görevini yerine ge-
tirmek için ayrýlmasýyla Ceza ilk solo albümü
olan "Med Cezir"i çýkarttý. Albümle ayný adý
taþýyan parçaya profesyonel bir video klip
çekildi. Sirhot, Funky C ve Mic Check gibi
önemli isimlerle birlikte þarký söylediði al-
bümle iyi bir çýkýþ yakaladý. Bu süreç içinde
sayýsýz konserler verdi, Yabancý MClerle çalýþ-
tý. kýsa sürede tarzýn dinleyecilerinin ve or-
ganizatörlerin aradýðý bir rap icracýsý oldu.
J&B Techno Festival, Massive Attack
Konseri ve H2000 gibi büyük organizasyon-
lara katýlan Ceza, Hip Hop Oscarlarý'nda 'En
Ýyi Albüm', 'En Ýyi Þarký' ve 'En Ýyi Rap Ýcracý-
sý' dallarýnda 3 ödül birden alarak büyük ba-
þarý elde etti.
Ceza en büyük çýkýþlarýndan birini de
2004 yýlýnda gerçekleþtirdi. En büyük rock
müzik organizasyonlarýndan biri olan Roc-
kIstanbul'da sahne almasýnýn yanýsýra popü-
ler müziðin önemli isimlerine rap vokalleriy-
le katýlma baþarýsýný gösterdi. Burcu Gü-
neþ'in "Ay Þahit" adlý yeni albümünde yer
alan "Sahilden" þarkýsýnda Güneþ'e eþlik
eden Ceza, etkileyici sesi ve baþarýlarla dolu
geçmiþiyle Türkiye'nin en iyi kadýn vokalle-
rinden biri olan Candan Erçetin ile birlikte
Müzik Magazin
de þarký söyleme þansýna eriþti. Sanatçýnýn
"Melek" albümünde bulunan "Þehir" adlý
parçada Ceza'nýn baþarýlý vokallerini duymak
mümkün...
Bu iki önemli ismin ardýndan ünlü mü-
zisyen Mercan Dede'nin albümünde de yer
aldý genç rapçi. Özgün tarzýyla büyük beðe-
ni toplayan Mercan Dede, "Su" albümünde
Ceza'ya da yer verdi.
Ceza'nýn "Anahtar" albümünde iki þarký-
ya gitarýyla katýlan Comma'nýn gitaristi Barýþ,
grubun yeni albüm çalýþmasýnda Ceza ile
birlikte bir þarký seslendirecek.
Ceza, sözlerinde hayatýn gerçeklerini,
insanlarýn yaþadýðý problemleri ve devletin
olumsuz hareketlerini anlatýyor. Genellikle
protest ve politik... Politikacýlarýn davranýþla-
rýyla ilgili eleþtiriler, Türkiye'de magazinin ön
plana çýkmasýyla ilgili üstü kapalý gönderme-
ler ve dahasý, tepki toplumu olmanýn çok
uzaðýnda gördüðümüz ülke insanýnýn sesini
yükseltmesi gerektiðine de iþaret ediyor as-
lýnda.
Ceza, Esquire dergisiyle yaptýðý röpor-
tajda birbirinden ilginç açýklamalar yaptý. Al-
bümlerinde þarký sözlerini, müzikal çalýþma-
lar tamamlandýktan sonra yazdýðýný ve bu-
nun çok kýsa bir sürede gerçekleþtiðini söy-
leyen Ceza, hip hop ve rap'in ayný olarak al-
gýlanmasýna da tepki gösteriyor, "Hip hop'u
bir aðaç olarak düþünürseniz, rap onun dal-
larýndan biridir" diyor...
Yurtdýþýndaki sonsuz imkanlarýn burada
olmamasýný üzülerek anlatsa da sahip oldu-
ðu þartlarda çok iyi iþler yaptýðýný düþünüyor
ve Türkiye'de rap müziðin bir numarasý ol-
duðunu iddia ediyor. Aldýðý tepkiler ve kýsa
sürede elde ettiði büyük baþarýlar bunun ka-
nýtý niteliðinde...
Türkiye'de kendi
alanýnda büyük ba-
þarýlara imza atan
Ceza, uluslararasý
alanda da baþarýyý
hedefliyor. Disiplinli
çalýþýp tarzýndaki öz-
günlüðü korursa
onu daha iyi yerler-
de izlememiz kaçýnýl-
maz görünüyor...
Mert Dogan
11 - G
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
53
21 Mart Bahar Bayramý

Nevruz Bayramýmýz ve
Bayramýmýzýn Tarihi
ev ve rûz kelimelerinin birleþ-
21 Mart'a tekabül eden Nevruz gü-
tur. Ve bu durum, hem bütünüyle
Türk dünyasýnda hem de Türkiye
üzerinde oynanan oyunlara zemin
hazýrlamýþtýr. Nevruz, alet edilmek is-
tenmiþtir. Güneydoðu illerimizi Türki-
ye'den ayýrmaya yönelik planlara gö-
re, Kürt vatandaþlarýmýzýn farklý etnik
yapýda olduklarýný ortaya koymak
adýna, Nevruz'un onlara özgü bir
bayram olduðu ispat edilmeye çalýþýl-
mýþtýr. Halbuki, tarihi kaynaklar bize
net bilgiler vermektedir ki Kürt büyü-
ðü Demirci Kav'ya ait olduðu iddia
edilen hikaye Türk tarihinin, mitoloji-
sinin bir bölümü, Ergenekon Efsane-
sinin de sadece bir varyantýdýr. Erge-
nekon Destaný, Göktürklerin tarihi-
nin özetidir. Ergenekon, Göktürk-
ler'in yüzyýllarca çift sürerek, av avla-

N mesiyle meydana gelen

Nevrûz kelimesi, klasik ifade-
siyle; yeni gün anlamýna gelmekte-
dir.. Yýlýn ilk günü, yani; yýlýnbaþýdýr,
yeniliklerin ve baharýn müjdecisidir...
Araþtýrmalar Türklerin bu bayramý
kutlamaya baþlamasýný onlarýn tarih
sahnesine çýkýþlarýna kadar götür-
mektedir. Yani, 400 yýl dört tarafý
yüksek daðlarla çevrili bir vadide ya-
þan Türkler'in, Ergenekon adýný ver-
dikleri bu vadiye sýðamayacak kadar
çoðaldýklarý için, dýþ dünyaya açýlma-
larýna kadar eskiye...Nevruz gününe
rastalayan bu gün, Türkler için daha
o tarihlerden itibaren yeniliklerin, öz-
gürlüðün müjdecisi olarak kabul edil-
miþtir.
Öte yandan, insanlýk tarihini ince-
lediðimizde, takvimin ne denli önem-
li olduðunu görürüz. Bu önemi ol-
dukça erken kavrayan Türkler, kendi
takvimlerini yapmakta gecikmemiþ-
lerdir. Konar göçer toplum olmanýn
bir gereði olarak, bir anlamda top-
rakla haþýr neþir olmanýn sonucunda,
kýr ekonomisine endeksli l2 hayvanlý
takvimi ortaya koymuþlardýr. Bu tak-
vimde aylar, 12 ayrý hayvan adýyla
anýlmakta ve o hayvanlarýn resmiyle
sembolize edilmektedir.. Yýlýn baþlan-
gýcý ise, bugünkü takvimimize göre;
nüdür. Ýþte o tarihlerden itibaren
Nevruz; yýlbaþý, yeni gün olarak kut-
lanmaya baþlamýþtýr. Yakýn tarihimiz-
yarak, maden iþleyerek yaþayaýp ço-
ðaldýklarý; etrafý aþýlmaz daðlarla çev-
rili mukaddes yurdun adýdýr. Türkler
de bir süre unutulmuþ görünse de, bu yurttan çýkýp, Avrasya'ya yayýldýk-
günümüze kadar da bayram olma larý tarih süreci içinde bu günü de
özelliðini korumuþtur. Doðudan Batý- bayram olarak yaygýnlaþtýrmýþlardýr.
ya pek çok toplumda ben-
zer ifadeler çevresinde
þenlikler, bayramlar kutla-
na geldiði söylenebilir an-
cak; Nevruz adý altýnda
günümüze kadar sürege-
len bayram yalnýza Türk-
ler'de ve Farslar'da vardýr.
Bununla beraber, tarihi
kaynaklar bize, Türk tari-
hinde M.Ö. l400'lere ka-
dar giden bu kutlamalarýn
Farslar'da ancak 11. Yüzyý-
la kadar dayandýrýlabildiði-
ni göstermektedir.
Yukarýda kýsaca deðindi-
ðimiz gibi, son yüzyýlda
Türk sahasýnda durum
farklýlaþmýþtýr. Bu güzel
bayramýmýz, aralarýnda
Türkiye Cumhuriyeti'nin
de bulunduðu, birbirin-
den oldukça kopuk yaþa-
mak zorunda kalan Türk
devlet ve topluluklarýnda
unutulmaya yüz tutmuþ-

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

54
 21 Mart Bahar Bayramý
Nevrûz gülü karçi- lu'nun þiirleriyle halk arasýndaki de-
çeði çýkanda Að yimlerle kanýtladýlar
bulutlar köynekle- Uygur Türklerinde Nevrûz: Uygur
ri sýhanda Bizi de Türklerinde nevruzun anlamý geçmiþ
bir yad eyleyen yýla veda etmek, yeni yýlý kutlamak,
sað olsun Dertleri- baharýn bolluk bereket getirmesini
miz goy dikelsin dilemektir. Diðer topluluklardaki pek
dað olsun Bayram çok gelenek burada da yaþanýr.
idi, gece kuþu Nevrûz Türk insanýný birbirine ke-
ohurdu Adaklý gýz netleyen, baðlayan Türk gelenek ve
bey çorabýn to- görenekleriyle zenginleþmiþ, ananevi
hurdu Herkes þa- ve temeli beþbin yýllýk Türk tarihine
lýn bir bacadan so- dayalý milli bir bayramdýr. Türkiye'de
hurdu Ay ne gö-
zeldi Han nenem
Hun Türkleri, Uygurlar nevruz kutla-
gile þal sallamak Bey þalýna bayralýðýn
malarýný gösteren tablolar býrakmýþ-
baðlamak Ýþte bu þiirdeki gibi Azer-
lardýr. Türk tarihine ýþýk tutan büyük
baycan Türkleri Nevrûz Günü hâlâ ev
eserlerinden Ebulgazi Bahadýr Han'ýn
ev dolaþýp, þal sallayarak (görünme-
Þecere-i Terakime" adlý eserinde, Ni-
yecek þekilde, kapýdan mendilini içe-
zamü'l Mülk'ün "Siyasetnâme", Kaþ-
riye uzatarak hediyeler baðlanmasýný
garlý Mahmut'un "Divân-ý Lügati't-
saðlarlar.
Türk"ünde Nevruz'un ne denli Türk
Özbekistan Türklerinde Nevrûz:
bayramý olduðu görülmektedir. Os-
Özbekistan'da Nevrûz törenleri 21
manlý Devleti'de bu gelenek devam
Mart günü baþlayýp, bir hafta devam
ettirilmiþtir. Geleneði sürdürmek iste-
eder. Halk bu eðlencelere sayil, halk
yen Kayý boyuna mensup Karakeçili
sayili, sayil eðlenceleri adýný vermek-
Aþireti'nin her yýl 21 Mart'ta Söðüt il-
tedir. Çeþitli yarýþ oyunlarý düzenlenir,
çesindeki Ertuðrul gazi'nin türbesi et-
kültürel programlar hazýrlanýr. Mey-
rafýnda toplanarak bayram yaptýklarý
danlarda özellikle millî oyunlar oyna-
da bilinmektedir. Bu yüzdendir ki, bu
nýr. Güreþçi gençler güreþ tutup, ken-
bayrama Yörük Bayramý da denil-
dilerini sýnarlar. Þarkýlar söylenir,
mektedir. Osmanlý Padiþahlarý, hal-
danslar yapýlýr. Özbekistan'ýn meþhur
kýyla birlikte 21 Mart'ta Nevruz þen-
halk bahþileri tarihi destanlarý söyler-
liklerine katýlarak Nevruz kutladýðý,
ler. Herkes mümkün olduðu kadar
tebrikleri kabul ettiði için Bu bayra-
kendi hünerini göstermeye çalýþýr. de 1991 yýlýnda Türk Dünyasý ile bir-
mýn ayný zamanda "Nevruz-ý Sultanî "
Nevruzun bir baþka deðeri, bugünde likte ortak bir gün olarak resmi tatil
adýyla da anýldýðý kayýtlarda mevcut-
gönüllerdeki nefret ve düþmanlýklarýn olmaksýzýn bayram ilan edilmiþtir.
tur. Halka Nevrûziye daðýtýlmýþtýr
unutulmasýdýr. Nevruz'da insanlar Sonuç olarak; Türk mitolojisinde
Sovyet Bloku'nun çökmesinden
imkanlarý ölçüsünde fakir ve muhtaç- önemli bir yeri olan bu olay en eski
sonra, baðýmsýzlýklarýný kazanan Türk
lara yardým ederler Bu amaçla kurul- Çin kaynaklarýnda mevcut olup, Batý-
cumhuriyetleri çok kýsa süre sonra,
muþ resmi Nevrûz Vakfý vardýr. lý kaynaklarda da teyyit edilmektedir.
"Nevruz"u millî bayram ilan etmiþler-
Türkmenistan'da Nevrûz: Nevrûz Bunun içindir ki bu bayrama ayný gü-
dir. Ýþte deðiþik Türk topluluklarýnýn
Türkmenler için taze bir gün, yeni bir ne denk geldiði için "Ergenekon Bay-
edebiyat ürünlerinden
gün anlamýna gelmektedir. Bizim bi- ramý" da denmiþtir. Milletlerin haya-
örnekler: Azerbaycan
lim adamlarýmýz eski zamanlarda týnda önemli yeri olan destanlarýn,
Türkleri'nde Nev-
Türkmenler'in nevrûzu nasýl kut- menkýbelerin
ruz'un anlamý;
ladýklarýný bilimsel açýdan de- gücü ve yardý-
Bayram yeli
ðerlendirirler. Halkýn ede- mýyla nesilden
çardaklarý
biyatýnda, folklorunda nesile, topluluk-
yýhan-
nevrûzun nasýl ol- tan topluluða
da
duðunu tarihi aktarýla gelen
açýklýða kavuþ- bu olay, büyük
turdular Tabi- Türk milletinin
atýn renk birlik beraberlik
dünyasýn- ruhunun geliþ-
dan muh- mesinde de
teþem bir önemli katký
parça oldu- saðlamýþtýr.
ðunu ispat
ettiler. Gör- Elif
nüklü (görkem- FIRINCIOÐLU
li) Türkmen þairi 11-G
Mahdum Ku-
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
55
 Kültür Sanat
Ayýn en çok satan kitaplarý
Ýþaret -P.C Cast
Kristin Cast- Pegasus
Konusu ; Yeni Bir
Hayat, Yeni Bir Aþk...
Tüm Dünyada
Gençlerin Tutkunu Ol-
duðu Yeni Bir Vampir
Serisi.
On altý yaþýndaki
Zoey, Ýz Sürücü tarafýn-
dan Ýþaretlendiðinde,
eski hayatýnýn geride
kaldýðýný anlamýþtý. Þimdi artýk, arkadaþlarýndan ve
ailesinden ayrýlýp çalýþmasý gereken tek dersin Vam-
pir 101 olacaðý Gece Evi'ne yerleþmek zorundaydý.
Aþk, Ýhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi
Serisinin Ýlk kitabý Ýþaret sizi kendisine esir edecek
Küçük Arý
Chris Cleave
.Pegasus Yayýncýlýk
Basým Tarihi:01-
2010
Konusu: Dokuz
parmaklý bir kadýn,kos-
tümünü hiç terk etme-
yen bir süper kahra-
man,kimlik buhranýnda
aklýný kaybeden bir
adam ve Nijeryalý bir
göçmen;Küçük Arý Yaþamlarý acýmasýz bir þaka gibi
kesiþen karakterlerin size sunduðu sadece bir gü-
lümseyiþ;ama buruk bir gülümseyiþ…Derken coþ-
kulu bir kahkaha ve hemen ardýndan kalýcý bir sý-
zý…Ve sonra daha büyük bir kahkaha.Kitap için-
den hýzla geçip gidilen bir duygu tüneli.
Aþkelif þafak
aþk kitap özeti
Elif Þafak
Doðan Kitap
Konusu; Ya orta-
sýndasýndýr AÞK'ýn mer-
kezinde; ya da dýþýnda-
sýndýr hasretinde..
Ella Rubinntain
(40) Amerikalý bir ev ka-
dýnýdýr. Tipik burjuva
deðerlerinin hâkim olduðu oldukça varlýklý bir aile-
si düzenli ve görünüþte 'sorunsuz' bir evliliði vardýr.
Üç çocuðunu da büyüttükten sonra bir yayýnevin-
de editör-asistaný olarak iþ bulur; görevi A. Z. Za-
hara adlý tanýnmamýþ bir yazarýn tasavvuf felsefesi-
ni konu alan tarihi romanýný deðerlendirmektir.
Ancak hayatýnýn kritik bir döneminde eline al-
dýðý bu kitap hiç beklemediði bir þekilde Ella'yý de-
rinden sarsacak dünyevi aþký keþfetmek adýna zor-
lu ve tehlikeli bir yolculuða çýkmasýna neden ola-
caktýr.
Hayatlarýmýzýn durgun gölünü dalgalandýran
taþ misali yüzleþmek zorunda olduðumuz sýkýntýlar
acýlar… ve aþkýn peþinde kat etmek zorunda oldu-
ðumuz zorlu yollar ödediðimiz bedeller…
Aþk… kitap içinde bir kitap hayatýn anlamý pe-
þinde bir aþk macerasý…
Aþk… Elif Þafak'tan arayýþa gerçeðe ve keþfet-
meye dair bir roman.
Kayýp Gül
Serdar Özkan-Timaþ Yayýnlarý
Konusu : Kayýp bir ikizin izinden San Francis-
co'dan Ýstanbul'a, güllerin ve düþlerin dünyasýna
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
56
uzanan gizemli bir yol-
culuk…"Hatýrlýyor mu-
sun, güneþli günlerde
sana akýn akýn koþanlar
güz gelince bir bir terk
etmeye baþlýyorlardý se-
ni. Kýþ iyice bastýrýnca
da hiç kimseyi bulamý-
yordun yanýnda. Guru-
run seni yalnýz býraký-
yordu ve o kuru guru-
run yüzünden aðlaya-
mýyordun bile. Bahar-
daki övgüler seni ne kadar yükseltmiþse, sonbahar-
daki düþüþün de o denli yüksekten oluyordu. Ha-
vanýn deðiþmesi yerle bir ediveriyordu seni… Oysa
bir gül için bu böyle mi? Bir gül için, güz demek,
yaðmur demek. Güz demek, bahara hazýrlýk de-
mek…
Üzgünüm dostum ama, sana tutkuyla baðla-
nanlar bir gün seni terk edecekler. Çünkü onlar sa-
na deðil, kendi tutkularýna tapýyorlar yalnýzca. Ve
bir gün gelecek, o tutkularý baþka bir tanrýça bula-
cak. Senden daha güzel, daha güçlü bir tanrýça! Ýþ-
te o zaman sen unutulacaksýn. Kendini onlarýn öv-
güleriyle var ettiðin için de, unutulduðun zaman
yok olup gideceksin."
Türkan
Ayþe Kulin
Everest Yayýnlarý
Konusu; Prof.Dr.
Türkan Saylan'ýn hayatý-
ný ,cüzam hastalýðýyla
savaþýný, hastalarýna
olan sonsuz sevgisini,
küçüklüðünden beri
yakýn arkadaþý Gökþin
Sanal'la mektuplarýný te-
mel alarak, onun üze-
rinden anlatýlan etkileyici bir biyografi.
Kaðýt Helva
Elif Þafak
Doðan Kitap
Konusu;
Kitapta "Aþk"ta 40
kuralla okuruyla paylaþ-
týðý felsefesini, fikirlerini,
15 yýl önce yazdýðý ilk
romaný "Pinhan"da da,
ana izlek olarak ortaya
koymuþ olduðu görüle-
biliyor.Baþta aþk olmak
üzere, insan, yolculuk, varoluþ, inanç, zaman, ka-
dýnlýk, yazmak, kimlik, yalnýzlýk, dostluk ve sevgi gi-
bi temel temalarý iþleyen, 156 sayfalýk bu alýntýlar
kitabýný Alametifarika tasarladý. Kitaba M.K. Per-
ker'in illüstrasyonlarý eþlik ediyor. Þafak, "Pin-
han"dan "Aþk"a yürünen yolda geriye doðru bir ba-
kýþ olduðuna dikkat çektiðini anlatýyor
Baþtan Çýkarýlmýþ
P.C.Cast
Krýstýn Cast-Pegasus
Konusu:Gece
Evi'ni büyük bir riske
atacak tehlikeli sýrlar bir-
çok þeyi altüst etmek
üzeredir. Fakat gizlen-
meye çalýþýlan sýr zaman
ayarlý bir bomba gibi.
Bütün bunlar olurken
Zoey en iyi arkadaþlarýna ve erkek arkadaþlarýna hiç
olmadýðý kadar ihtiyaç duymaktadýr. Ama Zoey, gü-
venememekten yalnýz kalmýþtýr. Bunlarýn yaný sýra
kötülüðe teslim olmayýp duygularýný kontrol etme-
si gerekmektedir. Daha doðrusu baþtan çýkarýlma-
mak için oldukça zorlu bir mücadele vermektedir.
Ýyi ve kötünün savaþý oldukça zorlu geçecektir.
Samanyolu
Kerime Nadir-Do-
ðan Kitap
Konusu: Annesi
öldükten sonra teyzesi-
nin yanýnda büyüyen
Nejat teyzesinin kýzý Zü-
lal'e aþýktýr. Ancak bunu
Zülal'a söyleyemez. Zü-
lal Nejat'ýn arkadaþý Na-
mýk'la evlenir. Ama hiç-
bir zaman mutlu ola-
maz. Sonunda Zülal gerçek sevginin ne olduðunu
ve sevgisine hiçbir zaman karþýlýk beklemeden se-
vileceði günü büyük bir umutla bekleyen Nejat'ýn
kendisi için ne kadar önemli olduðu anlaþýlýr ve
böylece aþklarý þiddetlenir
Veda
Ayþe Kulin
Everest Yayýnlarý
Konusu: Ayþe Ku-
lin, Osmanlý Ýmparator-
luðu`nun son günle-
rinde, iþgal altýndaki Ýs-
tanbul`da bir konakta
yaþananlarý anlatýyor
bu kez. Son Maliye Na-
zýrý ve ailesi aracýlýðýyla
o dönemin resmini çi-
zen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gele-
cek arayan Milliciler arasýnda sýkýþan o dönem Os-
manlý aydýnýnýn da öyküsünü dile getiriyor. Ayþe
Kulin`in her zamanki ustalýklý ve sürükleyici üslubu
ile okurlarýnýn elinden býrakamayacaklarý bir kitap
bu. Günümüz Türk edebiyatýnda neredeyse eþsiz
olan, biyografik veriler ile roman tekniðini birleþtir-
mekteki ustalýðýný bir kez daha sergileyen Kulin, bu
kez bir Ýstanbul öyküsü bir imparatorluk tarihini
birlikte ele alýyor
Uçurtma Avcýsý
Khaled Hosseýný
Everest Yayýnlarý
Konusu: Emir ve
Hasan, Kabil'de monar-
þinin son yýllarýnda bir-
likte büyüyen iki ço-
cuk... Ayný evde büyü-
yüp, ayný sütanneyi
paylaþmalarýna raðmen
Emir'le Hasan'ýn dünya-
larý arasýnda uçurumlar
vardýr: Emir, ünlü ve zengin bir iþadamýnýn, Hasan
ise onun hizmetkârýnýn oðludur. Üstelik Hasan,
orada pek sevilmeyen bir etnik azýnlýða, Hazarala-
ra mensuptur. Çocuklarýn birbirleriyle kesiþen ya-
þamlarý ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanýn traje-
disini yansýtýr. Sovyetler iþgali sýrasýnda Emir ve ba-
basý ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir
böylece geçmiþinden kaçtýðýný düþünür. Her þeye
raðmen arkasýnda býraktýðý Hasan'ýn hatýrasýndan
kopamaz. Uçurtma Avcýsý arkadaþlýk, ihanet ve sa-
dakatin bedeline iliþkin bir roman. Babalar ve oðul-
lar, babalarýn oðullarýna etkileri, sevgileri, fe-
dakârlýklarý ve yalanlarý...
Özlem Yýldýrým 10-D
Merve Bilir 10-D
 Kültür Sanat

Washington Post, son 10 yýlýn en iyi 10 filmini belirledi. Gazete,

yönetmen Fatih Akýn'a Cannes Film Festivalinde "En Ýyi Senaryo"
ödülünü kazandýran "Yaþamýn Kýyýsýnda" filmini de listeye dahil etti.
mek istenen en iyi filmler arasýnda,
2003 yýlýnda vizyona giren "Kayýp
Balýk Memo" (Finding Memo) bulu-
nuyor. ABD'de gösterildiði ilk üç
günde 70 milyon dolar hasýlata ula-
þan, ABD ve Kanada'da piyasaya çý-
kan DVD'si 28 milyon kopya satan
film, 2004'te "En Ýyi Animasyon Fil-
mi" Oscar'ýný kazanmýþtý.
Listedeki filmlerin bir diðeri de
"Bana Güvenebilirsin" (You Can Co-
unt on Me). 2000 yýlýnda gösterime
giren film, Oscar'a "En Ýyi Kadýn
Oyuncu" ve "En Ýyi Senaryo" dalla-
rýnda aday gösterilmiþti. Filme,
Amerikan Yazarlar Derneði de "En Ýyi
En kötü film ise...
Orijinal Senaryo" ödülünü vermiþti.
Son on yýlýn en güzel filmleri ara- Ga-
sýnda bulunan Alman yapýmý "Baþ- zete,
kalarýnýn Hayatý" (The Lives of Ot- son 10
aha önce "Stil ve Statü: Os- yýlýn en

D manlý Türkiye'sinden Ýmpara-

torluk Kostümleri" sergisini
son 10 yýlýn en iyi 10 sergisinden bi-
hers) adlý film de 2007 yýlýnda "En Ýyi
Yabancý Film" Oscar'ýný almýþtý. kötü fil-
mi ola-
rak da
ri olarak seçen gazete, son 10 yýlýn "Star
en iyi 10 filmi arasýnda Fatih Akýn'ýn Wars:
filmini de taçlandýrdý. Ko l o n i
Ann Homaday'ýn kaleminden çý- Savaþlarý"ný belirledi.
kan yazýda, 2007 yýlý Türk-Alman ya- Hasýlat rekoru kýran filmler
pýmý "Yaþamýn Kýyýsýnda", son 10 yý- Gazeteye göre, son 10 yýlýn giþe
lýn en iyi filmler arasýnda gösterilir- rekorlarý kýran filmleri ise yapým yýlla-
ken, gazete bu filmlerin sýralamasý rýna göre kronolojik olarak þöyle:
için internet sitesinde anket yapýyor. "Shrek, Yüzüklerin Efendisi" (The
Cannes Film Festivalinde yönetmen Lord of The Rings), "Örümcek
Akýn'a "En Ýyi Senaryo" ödülü kazan- Adam" (Spider Man), "Kalbinin Sesini
dýran "Yaþamýn Kýyýsýnda", en iyi ya- Dinle" (My Big Fat Greek Wedding),
bancý film dalýnda temsil etmek üze- "Chicago", "Karayip Korsanlarý: Siyah
re Almanya tarafýndan 80. Oscar Ýncinin Laneti" (Pirates of the Carib-
ödüllerine gönderilmiþti. bean: The Curse of the Black Pearl),
Gazeteye göre, son on yýlýn hafý- "Tutku-Hz. Ýsa'nýn Çilesi" (The Passi-
zalara kazýnan ve tekrar tekrar izlen- Gazeteye göre son 10 yýlýn en iyi on of the Christ), "Fahrenheit 9/11",
diðer filmleri ise þöyle: "Kýrk Yýllýk Bekar"
"Ölümcül Tuzak" (The Hurt Loc- (The 40-Year-
ker), "Y Tu Mama Tambien", "Pan'ýn Old Virgin), "Ka-
Labirenti" (Pan's Labyrinth), "Dostluk ra Þövalye" (The
Rüzgarlarý" (A Mighty Wind), "Sil Dark Knight).
Baþtan" (Eternal Sunshine of the
Spotless Mind), "Kan Dökülecek" Kutay
(There Will Be Blood). Gözübüyük

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

57
Spor

Kýzýmýz Ýstanbul þampiyonu

kulumuz 10 - J sýnýf öðrencilerin- na katýldým. Ve birinci oldum. Bu baþa-

O den Aylin Güler Ýstanbul boks

þampiyonasýnda göðsümüzü ka-
barttý. Þampiyon " boksa abim sayesinde
baþladým. Çok küçük yaþlardan beri
boksla meþgul olan aðabeyimin antrenö-
rü Bülent Akbulut beni de çalýþtýrmaya
baþladý. Bülent Hocam benim boksa ye-
tenekli olduðumu görünce beni maçlara
çýkardý. Bu sayede Ýstanbul þampiyonasý-
rýmda emeði geçen Bülent Hocama çok
teþekkür ediyorum. Þimdi Ýzmir'de dü-
zenlenecek olan Türkiye Bayanlar Boks
Þampiyonasýna hazýrlanýyorum. Umarým
oradan da okulumu ve beni sevenleri se-
vindirecek baþarýlarla dönerim." Dedi.
Öðrencimize yapacaðý karþýlaþmalarda
üstün baþarýlar diliyoruz.

Ýlçe çapýnda düzenlenen atletizm yarýþmalarýnda erkelerde okulumuz

öðrencilerinden Atakan Özdemir ilçe birinciliðini kazandý
aþarýlý öðrencimiz Ata- larýmda benim fedakârlýðým,

B kan Özdemir: ''Atletiz-

me ilkokulda baþla-
dým. Ve lisede de devam
ederek düzenli antrenman
yaparak, hocam Müge De-
mirayak sayesinde de birçok
baþarýya ulaþtým. Bu baþarý-
atletizme olan sevgim ve
hocalarýmýn yardýmlarý bü-
yük rol oynadý." Dedi.
Öðrenci arkadaþýmýza
bundan sonraki yarýþmalar-
da da baþarýlar dileriz.

Ýlçe çapýnda düzenlenen atletizm yarýþmalarýnda bayanlarda okulumuz

öðrencilerinden Öykü Sývacý ilçe üçüncülüðünü kazandý.
Spora ritmik jimnastikle beþ mu temsilen yarýþmalara katýl-
yaþýnda baþladým. Daha sonra dým. Emeðimin karþýlýðýnda bir
basketbol, voleybol, futbol spor derece aldým.
dallarýný yaptým. Sonra atletizme Okuluma bu baþarýyý getir-
merak sardým. Ailemin deste- diðim için çok gurur duyuyo-
ðiyle kendimi geliþtirdim. Beden rum. Annem güler Þenbaþ'a be-
eðitimi hocamýz hakan hoca ye- ni spora yönelttiði için teþekkür
teneklerimi fark edince okulu- ederim.

Okulumuz Erkek Voleybol takýmý ilçe þampiyonu

Okulumuz beden eðitimi öð-
retmeni Hakan Aydýn ve voleybol
takýmýnda maçlara büyük özve-
riyle hazýrlanan öðrencilerimiz
emeklerinin karþýlýðýnda aldýlar.
Hakan hoca: " okulumuz da
çok yetenekli öðrencilerimiz var.
Farklý spor dallarýnda yetenekli
öðrencilerimizin disiplinli çalýþma-
larý ile gelecekte ülkemizi uluslar
arasý karþýlaþmalarda temsil etme-
lerini ümit ediyorum." Dedi.
Hakan hoca ayrýca sevindirici
iki haber daha verdi: " okulumuz
öðrencileri ilçe çapýnda düzenle-
nen atletizm yarýþmalarýnda erke-
lerde Atakan Özdemir ile birincili-
ði bayanlarda Öykü Sývacý ile
üçüncülüðü kazandý." Dedi

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

58

Acil Spor Sakatlýklarýnda
Yapýlabilecek Ýþlemler
Daha çok yumuþak doku arý-
zalarý dediðimiz türden ve gerçek-
ten spor yaþamýnda ve sporcular-
da çok rastlanan sakatlanmalarý
ve bunlarýn tedavi þekillerini sizler-
le daha sonraki dergilerimizde
paylaþaðým. Þimdi bir sakatlýk du-
rumunda nasýl hareket etmek ge-
rektiðini görelim. Bir sakatlýkta
olaya iki aþamada yaklaþmak ge-
rekir.
a. Ýlk aþama Beden Eðitimi Öðretmeni
(1) Soðuk tedavi
(2) Tespit(bandaj)
b. Ýkinci aþama
Yangý (þiþme, kanama, iltihaplanma) döne-
minin geçtiði kesin saptandýktan sonra :
(1) Sýcak tedavi
(2) Kuvvetlendirme (izometrik çalýþma
ile)
(3) Hareketlendirme
(4) Kuvvetlendirme (izotonik çalýþma ile)
Þimdi bu aþamalarý sýrasýyla görelim.
a. ÝLK AÞAMA
(1) SOÐUK TEDAVÝ : Sakatlýk derecesine
baðlý olarak darbenin geldiði yerde az ya da çok
tahribat söz konusudur. Sakatlanmadan hemen
bir süre sonra organizma savunma sistemini fa-
aliyete geçirerek orasýný onarmaya koyulur.
Hem organizmanýn oraya yönelttiði savunma
güçleri hem de orada tahrip ol-
muþ bir kýsým canlý doku ve deði-
þen hücre ortamý, tümü bir þiþkin-
lik, kýzarýklýk, sýcaklýk artýþý,aðrýya
sebep olur. Tek sözcükle orada bir
YANGI' ya neden olur. Yangýnýn
tedavisi için o bölgeye daha fazla
kan gider ve o bölgede daha da
kötü bir durum ortaya çýkar. Bunu
önlemek için oraya soðuk uygula-
mak gerekir. Çünkü damarlarýn
soðukta büzüþme (vaso-kontrak-
siyon) özelliði vardýr. Soðuk uygu-
layýnca damarlar büzüþeceðinden
yangýnýn olduðu bölgedeki þiþkin-
likte az olacaktýr. Þiþkinlik baþtan
ne kadar az olursa, o kadar kýsa
zamanda iyileþme olacak, sakatlanmanýn izi, ka-
lýntýsý azalacaktýr. Soðuk uygulama doðrudan
soðuk su, buz, kar, ya da özel hazýrlanmýþ kim-
yasal soðutucularla yapýlýr. Ancak, buz veya so-
ðuksu genellikle tercih edilmelidir. Soðuk tedavi
þu þekilde uygulanýr :
(a) Sakatlanmadan hemen sonra yangýnýn
olduðu bölgeye naylon torba içerisinde buz ve-
ya sakatlanan yer girebiliyorsa soðuk su dolu bir
kabýn içerisine konulmalý ve 3/1dk. Oranýyla 20-
25 dakika tutulmalýdýr.
(b) Soðuk uygulamanýn 5 nci dakikasýna
doðru dayanýlmaz bir acý oluþur. Yeterli, deyip
uygulamayý kesmemeli, sabretmeli ve 20-25 da-
kika olana kadar uygulanmalýdýr.
(c) Soðuk uygulama 3 saat arayla yinelen-
melidir.
(d) Soðuk uygulama yangýnýn durumuna
göre 48-72 saate kadar devam ettirilmelidir.
(e) Soðuk uygulama arkasýndan mümkünse
bandajlaþma yapýlmalýdýr. Sarýlý bandajýn üzerine
%70 lik alkol konsan-
tresi dökülmelidir.
(f) Þiþlik inmeden,
morarma geçmeden
kesinlikle sýcak uygula-
maya baþlanmamalýdýr.
(2) TESPÝT (BAN-
DAJLAMA) : Sakatlan-
mýþ bir sporcunun aþýrý
Hakan Aydýn zorlanmýþ bir eklemi ol-
sun, tekmeyle zedelen-
miþ bir kasý olsun çok
zayýf bir durumda ol-
duðu kadar her türlü hareket onu daha da zayýf
daha da kötü yapar. Bu yüzden her türlü geril-
me, büzülme ve hareketten korunmasý gerekir.
Bunun için yapýlan bandajýn üzerine %60-70
oranýnda suyla karýþtýrýlmýþ alkol tatbik edilir. Ýs-
tirahat edileceði için bandaj gerçekten eklemi
koruyacaktýr. Ayrýca, yapmýþ olduðu dýþ baský
nedeniyle þiþmeyi önler. Bandaj yapýlýrken özel
yapýlmýþ elastik bandajlar kullanýlmalýdýr. Eðer
bulunmaz ise bir bez kumaþtan çarþaf parçasýn-
dan yararlanýlabilir. Bandaj yapýlýrken dikkat edi-
lecek en önemli husus, o bölgedeki kan dolaþý-
mýný engellemeyecek ve rahatsýzlýk vermeyecek
sýkýlýkta sarýlmasýdýr. Bandaj uygulamasý, eklem
veya kas tamamen iyi olana kadar devam eder.
b. ÝKÝNCÝ AÞA AMA
(1) SICAK TEDAVÝ : Sýcak uygulamadaki
amaç; o bölgede birikmiþ olan artýk maddelerin
(parçalanmýþ hücreler, kan pýhtýsý vb.) kan dola-
þýmýný hýzlandýrmak yoluyla atýlmasýdýr. Sýcak uy-
gulama aþaðýdaki þekillerde yapýlýr.
(a) 39-45 C sýcaklýðýnda sýcak su bir kovay-
la ve termafor (su torbasý) ile olgunun olduðu
bölgeye konur.
(b) Isý etkisi olan Enfraruj, parafin banyolarý,
yüksek frekanslý akýmlar (DÝATERMÝ, ULTRA-SON
vb.) gibi bir takým araçlar kullanýlabilir.
(c) Doktorun uygun gördüðü pomatlar ile
(LASONÝL, ANESTOL, BUTALGON, vb.) kan do-
laþýmý akýþý istikametinde masaj yapýlabilir. En
pratik olaný sýcak su uygulamasý ve pomatlarýn
kullanýlmasýdýr. 10-15 dakikalýk sýcak su uygula-
masýndan sonra pomatla masaj yapýlmalý ve
bandaj ile sarýlmalýdýr. Günde iki defa sýcak uy-
gulamasý yapmak uygun olur. Çünkü bu þekilde
sýcak tedaviye erken baþlanýp baþlanmadýðýný
kontrol etmiþ oluruz.
Spor
(2) KUVVETLENDÝRME (ÝZOMETRÝK ÇALIÞ-
MALARLA) Ýyileþmeye baþlayan kas veya eklemi,
kireçlenme olmasýn, eklem hareketliliði azalma-
sýn, kas atrofiye (kasta görülen incelme, zayýfla-
ma) uðramasýn diyerek, bir takým egzersizleri
yapmakta fayda vardýr. Aðrýya saygý prensibin-
den hareketle izometrik kas çalýþmalarýna (kasýn
boyunda hiç bir deðiþiklik olmadan yapýlan ça-
lýþmalar) öncelikli aðýrlýk verilmelidir. Bu çalýþma-
larda þu hususlara dikkat edilmesi gerekir.
(a) Aðrý olmayacak ya da en azýndan artma-
yacak,
(b) Eklem kesinlikle hareket etmeyecek,
(c) Ne kadar kas grubu varsa hepsine yöne-
lik çalýþma olacak.
SAKATLIK SONRASI SPORA DÖNÜÞ VE YE-
NÝDEN KONDÝSYONLANMA
Spor sakatlýklarýndan korunmanýn en
önemli öðesi hiç þüphesiz, yeterli fiziksel uygun-
luðu geliþtirecek þekilde antrenman planlanma-
sý yapmaktýr. Bu prensip hem boþ zamanlarýný
deðerlendirmek için egzersiz yapan amatörler
hem de yüksek performans sporcularý için ge-
çerlidir. Sakatlýðýn ya da operasyonun ardýndan
rehabilitasyonun uygun yapýlmasý da son dere-
ce önem taþýmaktadýr. Antrenmana çok erken
baþlamak ya da her ne pahasýna olursa olsun, fi-
ziksel uygunluða çok kýsa süre içinde ulaþmaya
çalýþmak sakatlýklarýn tekrarlan-
masýna yol açabilir. Bu durum ise
ciddi, hatta kalýcý bir bozukluk
riski anlamýna gelmektedir. Daha
kötüsü sporu tamamen býrak-
mak gerekebilir. Birçok durumda
bu tip sorunlarýn öncelikle sakat-
lýk ya da operasyona baðlý olma-
dýðý ve sakatlanmanýn ardýndan
spora ve aktivitelere erken dönü-
þe baðlý olduðu belirtilmektedir.
Organizmaya genel kondisyonu
tekrar kazandýrmak sakatlýk geçi-
ren tarafýn özel olarak kuvvetlen-
dirilmesi kadar önem taþýmakta-
dýr.
TEMEL PRENSÝPLER
(1) Kalýcý bir sakatlýktan sakýnmak istiyorsa-
nýz aðrýya bir uyarý sinyali olarak önem veriniz.
(2) Sakatlýk durumu ile ilgili olarak herhangi
bir konuda þüphesiz, endiþeniz varsa hekim, fi-
zik tedavi uzmaný, masör ya da deneyimli bir
kimse olarak antrenörünüze danýþmaktan çe-
kinmeyin. Bu ekip sakatlýðýnýz için özel bir an-
trenman programýný bireysel durumunuza göre
planlayacaktýr.
(3) Hasta, yapýlan programý uygulamalý ve
sonuçlarýný deðerlendirip ilgililerle tartýþmalýdýr.
(4) Genellikle az sýklýkla yapýlan düþük þid-
detteki yüklenmeler tercih edilmelidir. Burada
anahtar cümle (egzersizlere erken baþlamalý, an-
cak yükü tedricen arttýrmalýdýr) olmalýdýr.
Sakatlýk sonrasý baþarýnýn yalnýzca kuvvet
antrenmanlarýyla deðil, sabýrla ve düzenli olarak
yapýlan iyileþtirme uygulamalarýyla elde edilebi-
leceðini hatýrlayýnýz.
Hakan Aydýn / Beden Eðitimii Öðretmeni
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
59
Etkinlikler

Topkapý Sarayý, Yerebatan Sarnýcý, Ayasofya

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

60
 Etkinlikler

Müzesi ve Sultan Ahmet gezilerinden kareler

61
Ödüllü sorular
Bu sayfadaki sorularý tam ve doðru cevaplayan öðrencilerimize
Okul Müdürümüzün desteðiyle sürpriz hediyeler verilecektir.

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

62

Karne
Baba, ortaokul üçüncü sýnýfa giden oðlunun elinde karneyle salona girdi-
ðini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiþ..." diye düþünür ve oðluna
seslenir:
-"Getir bakayým þu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eðitimi ve resim dýþýndaki tüm ders-
ler zayýf.
-"Bir dediðini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldýk, ingilizce
kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne is-
tersen yapýyoruz. Kýz arkadaþ uðruna harcadýðýn çiçek parasýnýn haddi he-
sabý yok. Ne bu notlarýn hali, rezil þey!"
-"Baba... O benim karnem deðil ki, senin kitaplarýný karýþtýrýyordum, bi-
rinin arasýnda senin karnelerinden birini bulmuþtum..."
Biyoloji Dersi
Biyoloji dersinden yapýlacak sýnav için sýnýftaki herkes acayip çalýþmýþ,
notlar fotokopiler havada uçuþmuþ. Daha sonra sýnavýn yapýlacaðý gün git-
miþler bir de bakmýþlar, ortada kaðýt kalem yok sadece sýra sýra mikros-
koplar.
Hocada baþlarýnda bekliyorken demiþ ki, "Bu mikroskoplarda lam`da bir
böceðin bacaðý var, sýnavýnýz bacaðýndan böceði tanýmak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiþ, hoca dediði dedik. Öðrenciler
mikroskoplarýn baþýna geçmiþ. Ama bir þey yapamýyorlar. En sonunda biri
dayanamamýþ, kapýyý çarpýp çýkmýþ.
Hoca arkasýndan seslenmiþ "Kimsin ulan sen, kapýyý çarpýp çýkýyorsun?"
Kapý hafifçe aralanmýþ ve bir bacak uzanmýþ" Tanýsana hadi lan tanýsana
kim olduðumu"
KÝMYACI ÝLE KAYIKÇI
Kimyacýnýn biri deniz kenarýnda yürürken denizin diðer tarafýna geçmek
istemiþ. Bir kayýkçýya rast gelmiþ. Yolda giderken konuþmaya baþlamýþlar.
Kimyacý sormuþ:
--Sen okuma yazma bilir misin? Demiþ kayýkçýya.
Kayýkçý :
--Bilirim diye cevap vermiþ.
Kimyacý sormuþ:
---Sen Avagadroyu bilir misin?
Kayýkçý bilmem diye cevap verince kimyacý:
--Senin hayatýnýn 1\4'ü gitti demiþ.
Tam bu sýrada fýrtýna çýkmýþ. Deniz kabardýkça kabarmýþ. Koca dalgalar
kayýðý alýp götürüyormuþ. Kayýkçý sormuþ:--Sen yüzme bilir misin?Kimyacý:-
-Bilmem , ben daha önce hiç yüzmedim ki!!Kayýkçý bunun üzerine:
Ýþte þimdi senin hayatýnýn tümü yok.az sonra boðulacaksýn.
ACI HABER
Gurbette ki iki arkadaþtan biri köyüne gidip tekrar geri dönmüþ. Arkadaþý
ana köydeki iþleri sarunca;
-Sizin koyunlarý kurtlar yemiþ
-Kurtlar mý yemiþ ? Karabaþ nerdeymiþ ?
-Onu sizin karakaçan tepmiþ
-Eþek hep baða giderdi, baðda deðilmiymiþ ?
-Baða gitmiþ ama babanýn ölüsünü getiriyormuþ
-Nee ! babam da mý olmüþ ?
-Yaa , annenin ölümüne fazla dayanamamýþ gariban
-Anam da mý öldü ! ... Ocaðým söndü desene .
-Yoo daha sönmemiþti, gelirken yanýyordu hala.
Eski caðlarda yasayan bir filozof daima gerçekleri söylediði için
Kralý kýzdýrmýþtý, kral filozofa olum cezasý verdi ve ölmeden önce
Filozofun zekâsý ile alay etmek için ona söyle dedi;
"Ölmeden önce son bir cümle söylemene izin vereceðim. Bu söylediðin
Cümle doðru çýkarsa basýn kesilecek, yalan çýkarsa asýlacaksýn".
Filozof derhal bir cümle söyledi ve her iki ölümden de kurtuldu.
"Beni asarak öldüreceksiniz"
Þimdi onu asmaya götürseler filozof doruyu söylemiþ oluyordu ki o
Zaman asýlmasý deðil basýnýn kesilmesi lazýmdý. Yok, eðer basýný kesmeye
götürseler o zaman yalan söylemiþ oluyordu ki asýlmasý gerekti. Böylece
Onu ne asabildiler nede baþýný kesebildiler.
Etkinlikler
Bir üniversitede oldukça ilginç tamamiyle gerçek bir olay ..
Kýzýn biri bir gün yeni aldýðý bisikletiyle okula geliyor ve okulun bahçesindeki bisiklet parkýna he-
nüz kilit almadýðý için öylece býrakýyor.. Derslerin bitiminde okul çýkýþý bisikletinin yerinde olma-
dýðýný görüyor ve çok sinirleniyor.. Ertesi gün sabah okula geldiðinde bisikletini üzerinde bir not-
la bir gün
önce býraktýðý yerde buluyor. Üzerindeki notta 'Çok özür dilerim ama bisikletine gerçekten çok
ihtiyacým vardý aldýktan 2 saat sonra geri getirdim ama sanýrým çýkýþýna yetiþemedim çok üzgü-
nüm anlayýþýn için teþekkürler.'
Kýz doðruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula dönüyor.. bisikleti iyice kilitleyip
5 farklý anahtarla derse giriyor ve olayý arkadaþlarýna anlatýyor.. Ders bitimi okul çýkýþýnda 5 ki-
lit taktýðýný anlattýðý arkadaþlarýyla beraber bisikletini almaya gittiðinde þok oluyor.. Bisikletin
üzerinde 10 kilit ve birde not var.. 'Eðer acil ihtiyacým olduðu halde ben kullanamayacaksam sen
hiç kullanamayacaksýn.' Olgun insan güzel söz söylemesini bilen insan deðil, söylediðini yapan ve
yapabildiðini söyleyebilen insandýr.
Konfüçyüs
DAÐARCIKLARDAN ÇIKMAYAN ELMA
Yavuz Sultan Selim, Mýsýr'ýn fethine çýkmýþtýr. Ordu, Kocaeli'nin baðlýk ve bahçeliklerinden
geçerken mola verdi. Yavuz Sultan Selim, yeniçeri aðasýný çaðýrdý. Ona:''Caným bir elma istedi.
Bana pazardan bir elma satýn al'' dedi.
Yeniçeri aðasý pazarý dolaþtý, hiç elma bulamadý. Kimse elma satmýyordu. Çünkü herkesin elma
bahçesi doluydu. Yavuz tekrar emretti;
''Askerlerin daðarcýklarýný arat, belki onlardan bir tane bulursunuz.''
Yeniçeri aðasý askerleri daðarcýklarýný arattý. Bir tek elma bulamadý. Dönüp geldi. Elma olmadý-
ðýný söyledi. Yavuz þöyle söyledi:
''Eðer bir askerimin daðarcýðýnda bir tane elma olsaydý Mýsýr seferinden vazgeçecektim. Çün-
kü o kadar elma bahçelerinden geçtiler.Bir elma koparýlmýþ olsaydý hemen dönecektim.Haram yi-
yen bir ordu asla zafere ulaþamaz...'
Mehmet Kerem HANÇER 10TM/B
GERÇEK BÝR YAÞAM HÝKÂYESÝ
Yaþam kavanozunuzdaki taþlar...
Aþaðýdaki gerçek hikâye Kellog Business School'da (Northwestern Üniversitesi) Ýþ Ýdaresi yüksek
lisans ögrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profesörü arasýnda geçer:
Profesör sýnýfa girip karþýsýnda duran seçkin öðrenci kitlesine kýsa bir süre baktýktan sonra, "Bu gün
Zaman Yönetimi konusunda deneyle karýþýk bir sýnav yapacaðýz" dedi.
Kürsüye yürüdü, kürsünün altýndan kocaman bir kavanoz çýkarttý. Ardýndan, yine kürsünün altýndan
bir düzine yumruk büyüklügünde taþ aldý ve taþlarý büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleþtirmeye
baþladý. Kavanozun daha baþka taþlar almayacaðýna emin olduktan sonra öðrencilerine döndü ve "Bu ka-
vanoz doldu mu?" diye sordu.
Öðrenciler hep bir aðýzdan "Doldu" diye cevapladýlar. Profesör "Öyle mi?" dedi ve kürsünün altýna
eðilerek bir kova mýcýr çýkarttý. Mýcýrý kavanozun aðzýndan yavaþ yavaþ döktü. Sonra kavanozu sallaya-
rak mýcýrýn taþlarýn arasýna yerleþmesini saðladý. Sonra öðrencilerine dönerek bir kez daha "Bu kavanoz
doldu mu?" diye sordu.
Bir öðrenci "Dolmadý herhalde" diye cevap verdi. "Doðru" dedi profesör ve tekrar kürsünün altýna
eðilerek bir kova kum aldý ve yavaþ yavaþ tüm kum tanelerini taþlarla mýcýrlarýn arasýna nüfuz edene
kadar döktü. Yine öðrencilerine döndü ve "Bu kavanoz doldu mu?" diye sordu.
Tüm sýnýftakiler hep bir aðýzdan "Hayýr" diye baðýrdýlar. "Güzeeel" dedi profesör ve kürsünün altýna
eðilerek bir sürahi su aldý ve kavanoz aðzýna kadar doluncaya dek suyu boþalttý. Sonra öðrencilerine
dönerek "Bu deneyin amacý neydi" diye sordu.
Uyanýk bir öðrenci hemen "Zamanýmýz ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayýrabileceðimiz za-
manýmýz mutlaka vardýr" diye haykýrdý. "Hayýr" dedi Profesör, "Bu deneyin esas anlatmak istediði 'Eðer
büyük taþlarý en baþta koymazsan, küçükleri yerleþtirdikten sonra büyükleri hiç bir zaman kavanozun
içine koyamazsýn' gerçeðidir". Öðrenciler þaþkýnlýk içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti:
"Peki nedir hayatýnýzdaki büyük taþlar?
Çocuklarýnýz, eþiniz, sevdikleriniz, arkadaþlarýnýz, eðitiminiz, hayalleriniz, gelecekle ilgili planlarýnýz,
saðlýðýnýz, bir eser yaratmak, baþkalarýna faydalý olmak, onlara birþey öðretmek! Büyük taþlarýnýz belki
bunlardan birisi, belki bir kaçý, belki de hepsi. Bu akþam uykuya yatmadan önce iyice düþünün ve sizin
büyük taþlarýnýz hangileridir iyi karar verin. Þunu iyi bilin! Büyük taþlarýnýzý kavanoza ilk olarak yerleþ-
tirmezseniz hiç bir zaman bir daha koyamazsýnýz, o zaman da ne kendinize, ne de çalýþtýðýnýz kuruma,
ne de ülkenize faydalý olursunuz. Bu da iyi bir iþ adamý, iþ kadýný, gerçekte de iyi bir insan olamayacaðý-
nýzý gösterir". Profesör, ders bittiði halde konuþmadan, oturan öðrencileri sýnýfta býrakarak çýktý...
Gelin, yaþamýnýzdaki büyük taþlarý birlikte yerleþtirelim.. Eðitimsiz ve plansýz bir hayat, yaþam kava-
nozunuzda boþluklar býrakacaktýr..
Bu hikâyeye ekleyecek biþey yoktur herhalde dostlar...

NE ALIRSINIZ? selameti için sefer hazýrlýklarýný CENNETÝN YOLU

HAZIR
CEVAPLAR
YIKA DA GETÝR
Süleyman Nazif ve Abdülhak Þinasi
birlikte yemek yerken,
Þinasi garsonu çaðýrýr ve su ister
Þinasi'nin kirden ve mikroptan
eldivenle el sýkacak derecede
Korktuðunu bilen Süleyman Nazif
garsona seslenmeden edemez:
-Oðlum, beyefendinin suyunu yýka da
öyle getir.
Yahya Kemal bir yokuþu çýkýncaya
kadar nefes nefese kalýr
Yokuþun sonundaki lokantadan bir
garson seslenir:
-Buyurun beyim ne alýrsýnýz?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat, müsaade edersen bir nefes
alacaðým
SIR SAKLAMAK
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlý
Padiþahý gibi devletin
gizli tutarmýþ
Hristiyan din adamlarýndan biri ,
Bir keresinde vezirlerinden biri
ýsrarla
Ülkemize gelerek küçük bir çocuktan
Kendisine o þehirdeki kiliseyi
Seferin yapýlacaðý ülkeyi sorunca,
göstermesini ister
Yavuz ona:
Kiliseye ulaþtýklarýnda ,papaz:
-Sen sýr saklamasýný bilir misin?diye
-Aferin çocuðum,der.
sormuþ
Yarýn buraya gel de ,sana cennetin
Vezir,Yavuz'dan cevap alacaðý
yolunu göstereyim
ümidiyle:
Çocuk,papazýn niyetini sezerek:
-Evet hünkarým, bilirim dediðinde,
-Siz,kilisenin yolunu daha iyi bilmiy-
Sultan Yavuz cevabý yapýþtýrmýþ:
orsunuz,diye cevap verir
-Ben de bilirim .
Cennetin yolunu nasýl bileceksiniz ki?

BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ

63
 Bulmaca - Karikatür
Birazda
gülelim
Kare Bulmaca
SOLDAN SAÐA
1-)Geveze-Evcil olmayan hayvan-
larý vurma veya yakalama iþi
2-)Bir ilimiz-Valide
3-)Bönlük , Kalýn kafalýlýk
4-) Ortodokslarda Ýsa, Meryem
veya ermiþlerin tahta üzerine
mumlu ve yumurtalý boyalarla ya-
pýlmýþ dinî içerikli resimler
5-)Çok iyi duruma getirme, geliþ-
tirme, güçlendirme-Ata
6-)Beyaz-Bir kuþ türü
7-)Yavru yetiþtirecek duruma gel-
miþ olan hayvan- Benzerlerini ge-
ride býrakmýþ
8-)tersi sakar
9-)Ýþsiz, iþsiz güçsüz, baþýboþ, ay-
lak-Bir bitki
10-)Yemek dýþýnda yenilen yaþ ve-
ya kuru yemiþ vb. þeyler
BAHÇEÞEHÝR ATATÜRK LÝSESÝ
64
YUKARDAN AÞAÐIYA
1-)Zayýf, çelimsiz-Gaye erek
2-)Dört tarafý sularla çevrili kara
parçasý-Enkýsa zaman dilimi-Bir
baðlaç
3-)Üretimevi-Utanma utanç
duygusu
4-)Temel esas-tedavi yolu deva
5-)Açý-ezmek sözcüðünün emir
hali
6-)Büyükler ileri gelenler
7-)Kuzey Atlantik paktý-meydan
saha
8-)Yararsýz, iþe yaramaz
9-)Çocuðu olan kadýn-Arnavut-
luðun baþkenti
10-)Bir baðlaç-Bir zaman birimi
Elif Fýrýncýoðlu ve Ezgi Hakko 11 - G