You are on page 1of 102

Gaziantep

Hacı Ahmet Ziylan


Dini Yüksek İhtisas Merkezi

2022 Yılı İhtisas 1. Dönem Hadis Usülü


Dersinde Ders Hocası Süleyman Bür
Hocamızın Ders Notlarıdır

Düzenleyen:
Muhsin HACIOĞLU

Süleyman Bür 1 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

HADİS DÖNEMLERİ Hıfz ve Kitabet dönemi muhaddisler


tarafından genelde "Hadis Tespit Dönemi"
diye tek başlık altında da incelenmiştir.
Îdah isimli Hadis Usulü eserine göre Hadis
Söz konusu iki dönem arasında tam
Dönemleri 4'e ayrılır;

anlamıyla bir öncelik ve sonralık


ilişkisinden söz etmek mümkün değildir.
* Hıfz dönemi (Hicrî 1. Yüzyıl)
Zira bu iki dönemin aynı zaman dilimi
* Tedvin dönemi
içinde ve birbirini destekler mahiyette
* Tasnif dönemi
gerçekleştiği, hatta hadisleri yazan birçok
* Tehzib dönemi
sahâbînin bunları ezberlemek amacıyla
kaydettiği bilinmektedir. Bu dönem hazreti
peygamber, Hülefa-ı Raşidin ve Emevi
Muhaddisler Hadis tarihini ele alırken
hilafetinin ilk yıllarını kapsamaktadır. Bu
genelde dört döneme ayrılmışlardır;

dönemde müslümanlar bazı sebeplerden


dolayı Hz.peygamberin sünnetini hıfz
* Hıfz
yoluyla muhafaza etmişlerdir. Bu sebepleri
* Kitabet
şöyle sıralayabiliriz;

* Tedvin

* Tasnif (DİA)
1. O dönemde arap yarımadasındaki
kişilerin okuma yazma oranlarının yok
denecek kadar az olması. Arap
Görüldüğü üzere îdah, kitabet dönemini
yarımadası'nda sadece Yemen ve birkaç
de Hıfz döneminin içine almış. Tasnif
yer dışında yazı bilen yoktu. Üstelik
dönemini ise Tasnif ve Tezhip diye ikiye
Araplar bunu cehaletten saymıyorlardı. Bu
ayırmış.

dönemde yazı yazmak hafızaya hakaret


sayıldığı için ayıptı. Hatta Muhammed Ebu
Nurettin ıtr Menhecun-nakd isimli eserinde Zehv bu yüzden Arapların bugüne kadar
kendisine has bir üslupla hadis tarihinin tarihin bildirdiği hafızası en kuvvetli millet
gelişimini 7 dönemde ele alır;
olduğunu söylemektedir. Mekke'ye yazıyı
ilk defa tüccar olan Yemenli Harp bin
1. Gelişim dönemi (1. Yüzyılın sonlarına kadar Ümeyye getirdi. Kureyş'ten ise yazı
devam eder. Hıfz ve kitabet dönemlerini kapsar. ) yazmasını bilen sadece bir kaç kişi vardı.
2. Tekamül dönemi (ikinci yüzyılın başından Belazuri Tarih'inde Mekke'de sadece 17
üçüncü yüzyılın başına kadar ki dönemi kapsar) Medine'de ise sadece 11 kişinin yazı
3. Hadis ilimleri tedvin dönemi (3. Yüzyılın yazmayı bildiğini söylemektedir.

başından 4. Yüzyılın ortalarına kadar olan dönemi


kapsar)
2. Okuma yazma bilen çok nadir kimseler
4. Klasik metinler üzerine çalışma ve hadis olsa da bilgileri yazmaya yardımcı olacak
ilminin yayılma dönemi (4. yüzyılın ortasından mürekkep, kağıt gibi malzemelerin tedarik
7. yüzyılın başlarına kadar olan dönemi kapsar)
edilememesi... Çünkü o dönemde Arap
5. Hadis ilimlerinin olgunlaşması ve iktimal yarımadasındakiler bir yazı yazacakları
etmesi dönemi (7. Yüzyıldan 10. Yüzyıla kadar zaman taşlara, kemiklere, hurma
olan dönemi kapsar)
yapraklarına ve hayvan derilerine
6. Durgunluk dönemi (10. yüzyıldan günümüze yazarlardı.

kadar olan dönem)


7. Uyanış ve Tenebbüh dönemi

3. Sadece kur'an-ı Kerim'i yazma ile


1.) HIFZ DÖNEMİ meşgul olmalarından dolayı... Nitekim
hazreti Ömer de Hz peygamberin
hadislerini içeren bir sayfa tutmak istiyor

Süleyman Bür 2 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


sahabeler ile istişare edip bir ay


düşündükten sonra kur'an-ı Kerim'in ُ ‫س‬
- َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫خ َر َج َع َل ْينَا َر‬ َ ‫ُر ِو َي َع ْن أ َ ِبي ه َُر ْي َرةَ أَنَّ ُه َق‬
َ :‫ال‬
gölgede kalması endişesinden ötürü
bundan vazgeçmiştir. (Bu rivayet
,‫ث‬ َ ‫ادي‬ ِ ‫ب األ َ َح‬ َ ‫ص َلَّى اهللُ َع َليْ ِه َو‬
ُ ُ ‫ َونَ ْح ُن نَ ْكت‬, - ‫س َّل َم‬ َ
isnadındaki kopukluk sebebiyle zayıf kabul ‫ث‬
َ ‫ادي‬ ِ ‫ أ َ َح‬:‫ ُق ْلنَا‬, «‫ » َما َهذَا ا َّل ِذي تَ ْكتُبُونَ؟‬:‫ال‬ َ ‫فَ َق‬
edilmiştir.) Hazreti Ayşe'nin rivayet ettiğine ‫ أَتَ ْد ُرونَ؟‬،‫اب اهللَِّ!؟‬ ِ َ ‫اب َغيْ َر ِكت‬ ِ :‫ال‬ َ ‫ َق‬.‫س َم ُع َها ِمن ْ َك‬
ٌ َ ‫»كت‬ ْ َ‫ن‬
göre Hz. Ebubekir de tam olarak hazreti
َ‫ب َمع‬ ِ ُ ‫ض َّل األ ُ َم َم َقبْ َل ُك ْم إِالَّ ِب َما ا ْكتَتَبُوا ِم َن ال ُكت‬ َ ‫َما‬
peygamberin ağzından çıktığı şekli ile
rivayet edememe korkusu ile içerisinde ‫اب اهللَِّ تَ َعا َلى‬ ِ
ِ َ ‫»كت‬
500 tane hadisin olduğu sahifesini
yakmıştır. (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥu âẓ)

Hadis Yazımını Serbest Bırakan


4. Hz peygamberin ilk zamanlarda hadis Rivayetler
yazımını yasakladığına dair sahih olan şu
rivayet

Hz. peygamberin kendisinden duyulan


ِ ‫ب َعنِّي َغيْ َر ا ْل ُق ْر‬
‫آن فَ ْليَ ْم ُح ُه‬ َ َ ‫ َو َم ْن َكت‬،‫َال تَ ْكتُبُوا َعنِّي‬ hadisleri yazma konusunda sahabelere izin
verdiğine dair rivayetler pek çoktur.

Soru: Hz peygamber hadis yazımını


yasaklanmış mıdır? Yoksa serbest mi Nurettin Itır hadis yazımının Hz.
bırakmıştır? Peygamber tarafından serbest
bırakıldığına dair rivayetlerin toplamının
Cevap: Hadis kitabetinin hem nehy tevatür derecesine ulaştığını
edildiği hem de serbest bırakıldığına dair söylemektedir.

rivayetler vardır.

* Kureyşlilerin Hz peygamber bazen sinirli


Hadis Yazımını Yasaklayan Rivayetler bazen normal durumda olabiliyor buna
rağmen neden ondan duyduğun her şeyi
yazıyorsun diye kendisine itiraz ettiği
Ebu Said el-Hudri'den Sahih olarak rivayet
Abdullah Bin Amr'a Hz Peygamberin izin
edilen ve hadis yazımını yasaklayan hadis;

vermesi;

َُّ‫ص َّلى اهلل‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ أ َ َّن َر‬، ‫خ ْد ِر ِّي‬


َ ‫س‬ ٍ ‫س ِع‬
ُ ‫يد ا ْل‬ َ ‫أ َ ِبي‬ ْ‫َعن‬
‫ب َعنِّي‬َ َ ‫ َو َم ْن َكت‬،‫ " َال تَ ْكتُبُوا َعنِّي‬: ‫ال‬ َ ‫َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬ ُ ُ ‫ ُكنْتُ أ َ ْكت‬: ‫ال‬
‫ب‬ َ ‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما َق‬ِ ‫ر‬ ‫ َعبْ ِد اهللَِّ ْب ِن َع ْم ٍرو‬ ْ‫َعن‬
َ
(‫ حم‬،‫ دي‬،‫فَ ْل َي ْم ُح ُه )م‬ ‫آن‬ ِ ‫َغ ْي َر ا ْل ُق ْر‬ ‫س َّل َم‬ ِ
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْه َو‬ ِ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ْ َ ‫شي ٍْء أ‬
ُ ‫س َم ُع ُه ِم ْن َر‬ َ ‫ُك َّل‬

‫شي ٍْء‬ َ ‫ب ُك َّل‬ ُ ُ ‫ تَ ْكت‬: ‫ش َو َقا ُلوا‬ ٌ ْ‫ فَن َ َهت ْ ِني ُق َري‬،ُ‫حفْظَه‬ ِ ‫أ ُ ِري ُد‬
Ramehurmuzi'nin el-Muhaddisül-fasil ve َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ َو َر‬،‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ِ ‫س‬ ُ ‫س ِم ْعت َ ُه ِم ْن َر‬ َ
Hatip el Bağdadi'nin Takyidu'l-ilim isimli ‫ضا ؟‬ َ ‫الر‬ ِ ‫َض‬ ِ
َ ‫ش ٌر َيت َ َك َّل ُم في ا ْلغ‬ َ ‫س َّل َم َب‬ ِ
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْيه َو‬
ِّ ‫ب َو‬ َ
eserlerinde Ebu Said el-Hudri'den rivayet َُّ‫ص َّلى اهلل‬ ِ ِ ِ ِ ِ
ِ َ ‫س ْكتُ َعن ا ْلكت‬
َ َِّ‫سول اهلل‬ ُ ‫ت ذَل َك ل َر‬ ُ ‫ فَذَ َك ْر‬،‫اب‬ َ ‫فَأ َ ْم‬
ettikleri iki hadis;
ِ ‫صبَ ِع ِه إِ َلى ِف‬
ٍ ‫س ِع‬ ،‫ب‬ ْ ُ ‫ " ا ْكت‬: ‫ال‬ َ ‫يه َو َق‬ َ ‫َع َليْ ِه َو‬
ْ ‫ فَأ َ ْو َمأ َ ِب ِإ‬،‫س َّل َم‬
ُ‫ص َلَّى اهلل‬ َ - ِّ‫»ج ِه ْدنَا ِبالن َّ ِبي‬َ :‫خ ْد ِر ِّي‬ ُ ‫يد ال‬ َ ‫ال أَبُو‬ َ ‫َو َق‬
ٌّ‫خ َر َج ِمن ْ ُه إِ َّال َحق‬ َ ‫سي ِبيَ ِد ِه َما‬ ِ ْ‫فَ َوا َّل ِذي نَف‬ 
‫ وفي‬.‫اب فَأَبَى‬ ِ ‫ أ َ ْن يَأ ْ َذ َن َلنَا ِفي‬- ‫س َّل َم‬
ِ َ ‫الكت‬ َ ‫َع َليْ ِه َو‬
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
‫س َّل َم‬ َ َّ‫استَأْذَنَّا الن َّ ِبي‬
ْ :‫ال‬ َ ‫رواية عنه َق‬
‫الكتَابَ ِة فَ َل ْم يَأْذَ ْن َلنَا‬
ِ ‫في‬.
ِ
* Yemenli Ebu Şah'ın dinlediği hutbeyi Hz
peygamberden kendisine yazmasını
Hatip el Bağdadi'nin Takyidu'l-ilim isimli istemesi üzerine Hz. Peygamberin

eserinde zikrettiği Ebu Hureyre'den rivayet ٍ ‫ش‬


‫اه‬ َ ‫ ا ْكتُبُوا ِأل َ ِبي‬demesi.

edilen hadis;

Süleyman Bür 3 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


ff

1. Hadis yazımının yasaklanması hadislerin


* Hazreti peygamberin, hadisleri kur'an-ı Kerim ile karıştırılması
ezberleme konusunda hafızasının endişesinden dolayı idi. Bu endişe ortadan
zayı ığından şikayet eden bir sahabiye
kalkınca hadislerin yazımı serbest bırakıldı.

‫ استعن بيمينك‬demesi:
2. Yasaklama, Kur'an ile hadisin aynı
sahifelere yazılması ile ilgilidir. Ayrı
sahifelere yazılma konusunda serbest
‫س إِ َلى‬ ُ ِ‫صا ِر يَ ْجل‬ ْ ‫ َكا َن َر ُج ٌل ِم َن‬: ‫ال‬
َ ْ‫األَن‬ َ ‫َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ َق‬
bırakılmıştır.

َُّ‫ص َّلى اهلل‬ َ ِّ‫س َمعُ ِم َن الن َّ ِبي‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬
ْ ‫ فَ َي‬،‫س َّل َم‬ َ ِّ‫الن َّ ِبي‬ 3. Buhari gibi bazı âlimlere göre Ebu
‫ش َكا ذَلِ َك إِ َلى‬ َ َ‫ ف‬،ُ‫ فَيُ ْعجِبُ ُه َو َال يَ ْحفَظُه‬،َ‫س َّل َم ا ْل َح ِديث‬ َ ‫َع َليْ ِه َو‬ Said'in hadisi Mevkuftur. Yani Hz
‫ إِنِّي‬،َِّ‫ول اهلل‬ َ ‫س‬ ُ ‫ يَا َر‬: ‫ال‬ َ ‫ فَ َق‬،‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ِّ‫الن َّ ِبي‬ peygamberin değil bizzat kendi sözüdür.
َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ فَ َق‬.ُ‫ث فَ ُي ْعجِبُ ِني َو َال أ َ ْحفَظُه‬ َ ‫س َمعُ ِمن ْ َك ا ْل َح ِدي‬ ْ َ‫أ‬ (Muhammed Ebu Zehv)

ِ ‫است َ ِع ْن ِبيَ ِم‬


‫ين َك‬ ْ " : ‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ
* İbn-i Kuteybe bu durum hakkında şu iki
yorumu yapmıştır;

* Hadis yazması için Ebu Ra 'e izin


vermesi:

1. Bu, sünnetin sünnet ile neshi konusuna


‫ إنا نسمع منك‬:‫ قلت يا رسول اهلل‬:‫عن رافع بن خديج قال‬
girer. Yani Ebu Said'in hadisi sonraki
‫ "أكتبوا ذلك وال حرج‬:‫"أشياء أفنكتبها؟ قال‬ hadisler tarafından nesh edilmiştir.

2. Hadislerin yazımının serbest


* Enes Bin Malik'in rivayet ettiği Hadis:
bırakılmasına işaret eden Amr Bin el-Ass
ِ ‫العل َم‬
ِ ‫بالك‬
‫تاب‬ ِ ‫
قال رسول اهلل ص قيِّ ُدوا‬ hadisi sadece ona has bir durumdur.
Çünkü o dönemde kendisinden başka yazı
bilen sadece birkaç kişi vardı.

* Vefatından hemen önce vasiyetini


yazmak istemesi,

Nurettin Itır, Ramehurmuzî, Münzirî, İbni


kayyım ve İbni Hacer gibi alimlerin Nesh
* İslam'a davet maksadıyla devlet görüşünü nakledip bu görüşün tearüzü
başkanlarına mektuplar göndermesi,
tam olarak gidermediğini savunmuştur.
Çünkü eğer Ebu Said'in hadisi tam olarak
* Ebu Hüreyre'nin benden daha iyi hadis mensuh olmuş olsaydı HZ. Peygamberin
bilen sadece Amr bin el-Âs' ı tanıyorum. vefatından sonra hiç kimse hadis
Çünkü o hadisleri yazar ben yazmazdım yazımından imtina etmezdi. Halbuki bazı
demesi, hadislerin yazımının hazreti sahabelerin endişeleri devam etmiştir.

peygamber tarafından serbest bırakıldığını Sonuç olarak Nurettin Itır Hatip el Bağdadi
göstermektedir.
nin de nihai olarak karar verdiği şu görüşü
desteklemektedir; ilk dönemde hadislerin
Soru; Hz peygamberin hadis yazımını kur'an-ı Kerim ile karışma ihtimali olduğu
yasakladığı Ebu Said el'Hudri hadisi ile için yasaklandı. Daha sonraları bu ihtimal
hadis yazımını serbest bırakan hadisler ortadan kalkınca serbest bırakılmıştır.

arasındaki tearüzü nasıl giderebiliriz?

Cevap: iki durum arasında zahirde görülen 2.) KİTABET (kitâbetü’l-hadîs, takyîdü’l-hadîs,
takyîdü’l-ilm)
teâruzü gidermek için genelde şu yorumlar
yapılmıştır;

Gerek Hz. Peygamber döneminde


gerekse onun vefatından sonra birçok
sahabe ve Tabiîn hadis yazmıştır.

Süleyman Bür 4 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl

fi

Muhammed Mustafa el azaminin tespitine sözlü olarak rivayet ettikleri hadisleri konu
göre 52 sahabe ve 53 tabiin hadis başlığı altında olmaksızın karışık bir halde
yazmıştır.
bir kitapta toplama faaliyetine denir. Tedvin
dönemi aslında resmi olmasa da Abdülaziz
Bunlardan en önemli olanlar şunlardır;
bin Mervan (84) döneminde başlamıştır.

1.) Abdullah bin Amr bin el-Âs': Bedir ashabından yetmiş kişiyle görüşen
es-Sahifetüssadıka. Abdülazîz, Humus’ta yaşayan Kesîr b.
Mürre el-Hadramî’ye (75/694) bir mektup
göndermiş ve Ebû Hüreyre’nin hadisleri
2.) Hemmam bin Münebbih; es- kendisinde bulunduğu için onun dışındaki
Sahifetüssahiha. Ebu hureyre'nin öğrencisi sahâbîlere ait hadisleri yazıp göndermesini
olan hemmam bin münebbih ondan aldığı istemiştir. Abdülaziz bin Merva'nın elindeki
140 Hadisi küçük bir sahifede toplamıştır. Ebu Hureyre'ye ait bu hadisler babası
Bu günümüze kadar ulaşmış ve basılmıştır.
Mervan'dan kendisine kalan hadisler
olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü
3.) Hz. Ali; diyet ve esirlerin hükümleri ile rivayetlere göre halife Mervan(65) Ebu
ilgili küçük bir sahife...
Hüreyre'yi zaman zaman yanına çağırarak
Hadis konusunda onunla müzakere etmiş
4.) Cabir bin Abdullah; küçük bir sahifesi ve katiplerine bu hadisleri yazmasını
olduğu söylense de aslında bu sahifenin emretmiştir. Bu aynı zamanda hadislerin
onun öğrencisi olan Süleyman Bin Kays'a Hz peygamberden 2 asır sonra yazıldığını
ait olduğu anlaşılmaktadır.
iddia eden kimselere bir cevaptır.

Tedvin dönemi resmi olarak Ömer bin


Abdülaziz'in (101/738) Medine valisi
İlk dönemde yazılmış olan bu sahifelerin
Ebubekir bin Muhammed Bin Hazm'a
günümüze ulaşamamasının en büyük
mektup göndererek ;

sebebi bunların sonraki nesillere


aktarılması için değil de sadece hadisleri ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه‬ ِ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫يث َر‬ِ ‫انْظُر َما َكا َن ِم ْن َح ِد‬
ْ
hatırlamak amacıyla yazılmış olmalıdır. ِ‫َاب ا ْل ُع َل َماء‬َ ‫ه‬ َ ‫ذ‬‫و‬َ ِ ‫م‬ ْ
‫ل‬ ِ
‫ع‬ ْ
‫ل‬ ‫ا‬ ‫وس‬ ‫ر‬
َ ُُ ‫د‬ ُ‫ت‬ ْ ‫ف‬‫خ‬ِ ‫ي‬ ِّ ‫ن‬‫إ‬ِ َ ‫ف‬ ‫ه‬
ُ ْ ‫ب‬ُ ‫ت‬‫ك‬ْ ‫ا‬ َ ‫ف‬ ‫م‬ َّ
َ ‫س‬
‫ل‬ َ ‫ َو‬.
Nitekim sahabe ve tabiinden bazı kimseler demesi ile başlamıştır. Halifenin bu
ölmeden önce kendi sahifelerini isteğine binaen dönemin en büyük
yakmışlardır.
muhaddislerinden olan İbni Şihab ez-Zührî
ve Medine Valisi Ebû Bekir b. Hazm
Hadislerin yazılması erken devirlerden hadisleri tedvin edip parçalar halinde
itibaren müstakil araştırmalara konu halifeye sunmuşlardır. Talat Koçyiğit Hadis
olmuş, Hatîb el-Bağdâdî Taḳyîdü’l-ʿilm, Tarihi kitabında belirttiğine göre aslında
Muhammed Acâc el-Hatîb es-Sünnetü halife bu mektubu sadece Medine valisine
ḳable’t-tedvîn, Muhammed Mustafa el- değil birçok yere göndermiştir.

A‘zamî Dirâsât ’l-ḥadîs̱i’n-nebevî ve târîḫu


tedvînih, Ahmed Abdurrahman es- İbn-u Şihab ez-Zuhrî hadis-i şeri eri bir
Seviyyân Ṣaḥâʾifü’ṣ-ṣaḥâbe ve tedvînü’s- araya toplayabilmek için çok üstün bir
sünneti’n-nebeviyyeti’ş-şerîfe,
gayret sarf etmiştir. Kendi dönemine kadar
olan teamüle aykırı olarak sadece merfu
hadisleri değil aynı zamanda sahabe
3.) TEDVİN DÖNEMİ (Cem‘u’l-hadîs) sözlerini de yazmıştır.

Tedvin muhtelif sahabelerin yazmış Bir rivayete göre Zühri'nin ilim talep etme
olduğu sahifelerdeki hadisleri veya onların yolunda yakın arkadaşı olan Salih İbni

Süleyman Bür 5 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl

Keysan şöyle demektedir; "Ben ve Zuhrî musannef denilmiş bu döneme ise tasnif
ilim taleb etmek için bir araya geldik ve dönemi denilmiştir.

sünneti yazalım dedik. Hz Peygamberden


gelenleri yazdık sonra Zuhri sahabeden Tedvin dönemi ile Tasnif dönemi arasında
gelenleri de yazalım onlar da sünnettendir zaman farkı çok az olsa da ikisinin ayrı
dedi. Ben değildir dedim. O yazdı ben dönemler olduğuna dikkat etmek lazım.
yazmadım. O muva ak oldu. Ben Zira bazı müsteşrikler tedvin ve tasnif
kaybettim.
arasındaki farkı kabul etmeyip bununla
hadislerin yazımının bir asır daha geç
Zührî'nin tedvin ettiği kitapların başladığı iddiasını ortaya atmışlardır.
hayvanların sırtında taşınacak kadar ağır Mesela Goldziher ikisi arasındaki farkı
ve çok olduğu rivayet edilmektedir. görmezden gelip ikisinin başlangıcı
Zührî'nin bu konuda daha çok öne hakkında verilen ayrı ayrı tarihler arasında
çıkmasının sebebi Ebubekir bin Hazm'ın bir tezat olduğunu iddia etmiştir.
kendi çalışmalarını tam olarak bitirmeden Goldziher'e göre bazı kaynaklarda hadis
halife Ömer Bin abdülaziz'in vefat etmesi yazım tarihi Zuhrî dönemi olarak
ve bunun sonucunda zamanla onun gösterilirken bazı kaynaklarda ise hicri
kitaplarının kaybolmasıdır. Nitekim Malik ikinci asrın sonları olarak gösterilir.
Bin Enes'in sonradan bu kitapların ne Goldziher bu iddiayı ortaya atıp hadislerin
olduğunu Ebubekir bin Hazm'ın oğlu yazımının hicri 1. yüzyılın sonlarında
Abdullah'a sorduğu zaman oğlunun başladığına dair haber veren rivayetlerin
kaybolduğunu söylemesi de bu durumu zayıf olduğunu söyledikten sonra kendince
desteklemektedir. Zührî'nin kitapları ise "hadisler Hz peygamberin vefatından
günümüze ulaşmasa bile muhtevası birkaç asır sonra yazldı" tezini kendince
rivayet yoluyla sonraki döneme kanıtlamıştır.

aktarılmıştır.


Ramehurmuzi ve İbni Hacer gibi alimlerin
3.) TASNİF DÖNEMİ kabul ettiği görüşe göre hadisleri ilk defa
tasnif eden kişiler Rebi' bin Suhayb(160)
Said bin Ebi'l-Arube(156) İmam Malik (179)
Hicri ikinci yüzyılın ilk çeyreğinden
Abdullah Bin mübarek(181) gibi isimlerdir.

sonraki dönemi kapsar. Hz peygamber


döneminde sahabe ve tedvin döneminde
tabiin konularına göre tasnif etmeksizin
karışık bir halde hadis toplamışlardır. Bu SÜNNETİN HUCCET DEĞERİ
tarzda meydana getirilen kitabın aranılan
hadisi içinde bulmak yönünden çok zor
Sünnetin İlk İnkarcıları
olduğu kısa sürede anlaşılmıştır. Bu
zorluğu bertaraf etmek adına kitapların
daha kolay bir şekilde kullanılmasını İlk olarak sahabe döneminde Hz
sağlamak ve hadislerin gelişigüzel peygamberin sünnetinin teşrî' değerini
sıralanması yerine konularına göre tertip ve anlamayanlar olmuştu.

edilmesi yoluna gidilmiştir. Bu şekilde Hasan Basri'nin naklettiğine göre Sahabe


meydana getirilen kitaplarda her hadis İmran bin Hüseyin Hz. peygamberin
konusu ile ilgili bölümde yer alıyor. Mesela sünnetinden bahsederken adamın biri
namazla ilgili hadisler namaz başlığı yanından geçerek bize kur'an'dan bahset
altında zekat ile ilgili hadisler zekat başlığı dedi. Bunun üzerine İmran bin Hüseyin ise
altında toplanıp hadisler ihtiyaç zamanında "sen ve arkadaşların Kur'an'ı okuyorsunuz.
kolayca bulunması sağlanmıştır. Bu Bana altının, devenin, sığırın ve muhtelif
amaçla meydana getirilen eserlere malların zekatından bahsedebilir misin.

Süleyman Bür 6 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


ff

Fakat sen yokken ben Hz peygamberin Şiiler hazreti Ali'nin hilafet meselesini
bunları anlattığına şahit oldum" dedi. bahane ederek birkaç sahabi dışında geri
Bunun üzerine soruyu soran adam beni kalan kimseden hadis almayıp gelen
ihya ettin Allah da seni ihya etsin dedi.
rivayetleri inkar ettiler.

Ümmeyye bin Hâlid'in mukim iken Bu hadis inkarcılığı hicri 3. Yüzyılın


kıldığımız namaz ve korku namazını bitimiyle sona ermiştir. Ancak günümüzde
Kur'an'da buluyoruz ancak seferde özellikle İslam dünyasının Batı
kılacağımız namazı Kur'an'da bulamıyoruz hegemonyası altına girmesi ile yeniden
dediği zaman Abdullah Bin Ömer'in hortlamıştır.

kendisine "biz hiçbir şey bilmez bir halde


iken Allah bize Hz peygamberi gönderdi Sünnetin Yeni İnkarcıları
biz ondan ne gördüysek onu yaparız"
demesi buna örnektir.

19. yüzyılda İslam aleminin farklı


noktalarında sömürgeciliğin tesiriyle birçok
Henüz sahabe döneminde başlayan bu
tne ortaya çıkmıştır. Bu tnelerden bir
sünnete karşı şüpheci yaklaşım zamanın
tanesi de sünnetin inkarıdır. Mısır'da hadis
ilerlemesi ile yavaş yavaş artmaya başladı.
inkarcılığı ilk olarak "bizim Kur'an'dan
Ancak başta sahabe ve tabiin olmak üzere
başka önderimiz yoktur. Gerçek İslam
sonraki nesiller de sünneti inkar etmeye
tnelerin zuhurundan önce ilk devrin
kalkışan bu kimselere karşı çok tedbirli
yaşandığı islamdır. Bu ümmet ezher ve
davranmışlardır. Nitekim Eyüp es-Sahtıyani
benzeri yerlerde okutulan kitaplarla meşgul
şöyle demiştir :

oldukça ayağa kalkması mümkün değildir.


"adama sünneti anlattığın zaman bunu Bu ümmetin ayağa kalkması için birinci
bırak da bize kur'an'dan bahset dese bil ki asırda bulunan ruhla hareket etmesi lazım
o sapıktır ve saptırıcıdır".
ki bu ruh Kur'an'dan ibarettir. Kur'an
Eyyün es-Sahtıyani ve İmran bin Hüseyn'in dışındaki her şey onunla aramıza giren bir
Basra'lı olduğunu düşünürsek hadis perdedir" diyen Muhammed Abdullah ile
inkarcılığının her tarafta değil sınırlı birkaç başlar.

bölgede özellikle de Basra'da ilk olarak


yayılmaya başladığını söyleyebiliriz.

Muhammed Abduh'un açtığı bu tne


Nitekim İmam Şa î de sünnetin delilini yolunu ‫ االسالم هو القرآن وحده‬diyen doktor
inkar edenlerin ilklerinin Basra'lı olduğunu
Tev k Sıdkî takip etmiştir.

söylemektedir.

Hicri ikinci asrın sonlarına kadar hadis


inkarcılığı yapan kimseler bunu münferiden Not: Muhammed Abduh ve Reşit Rıza
yapmaktaydılar. Bu dönemden sonra ise sadece Mütevatir sünneti kaynak olarak
hariciler mutezile Şia Hadis inkarcılığı kabul ederler. Onun dışındaki hadisleri akla
konusunda ön plana çıkmaya başladılar.
ve Kur'an'a uygun olmadıkça elinin tersiyle
itlerler.

Hariciler hakem olayından sonra birçok


sahabeyi tek r ettiler.

20. Yüzyılın başında Ahmet Emin, İsmail


Edhem gibi isimler sünnete dil uzatıp bize
Mutezile mezhebinin önde gelenleri
sadece Kur'an yeter demeye başladılar.
hadisleri kabul etseler de genel anlamda
Bunların ardından Mısır'da Ebu Reyye,
mutezile aklı kitap ve sünnetten önde
Raşit Rıza ve Muhammed Abduh'u taklit
tuttukları için sünneti inkar ettikleri
ederek Mütevatir hadis dışındaki diğer
görülmüştür.

hadisleri kaynak olarak görmediğini


açıklamıştır

Süleyman Bür 7 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
olmasına rağmen delaleti zannî olan birçok
Hindistan'da Hadis İnkarcılığı ayet vardır. Bu durum inkarını gerektirmez.

Hindistanlı Müslümanlar ülkelerini * Ayette Allahu teala'nın kınadığı şey kat'î


sömüren İngilizlere karşı cihad başlatıp delil varken zanna uymaktır. Oysa
vatanlarını savundular. Bu konuda hadislerde durum böyle değildir Çünkü
başarısız olsalar da İngilizler Cihad hadisler kat'î olan kur'an-ı kerim'e muhalif
ruhunun ne kadar tehlikeli olduğunu fark değildir.

ettiler . Bu yüzden bu ruhu zedelemek için


sünneti inkar eden , bize Kur'an yeter
diyen bazı alimleri ön plana çıkartıp 2. Allah'ın şeriatında Kur'an'dan başka bir
parlatmaya başladılar.
şey kabul edilmez. Kur'an'ın açıklanmaya
Bunu kısmen de olsa başardılar. Sünneti ihtiyacı da yoktur ki hadisleri kabul edelim.

inkar etmek için sahaya sürdükleri bazı َ ‫ٰب ِمن‬


َ ۡ‫شیۡ ۚءࣲ ُث َّم إِ َلىٰ َر ِّب ِه ۡم یُح‬ ِ ‫
َّما َف َّرطۡنَا ِفی ٱل ِۡكتَـ‬
‫ش ُرو َن‬
hadis inkarcıları şunlardır;

Hindistan'da Aligarh ekolünün kurucusu


olup Müslümanların geri kalmışlığını
hadislere bağlayan ve bize sadece Kur'an 3. Kur'an-ı Kerim açıklanmaya muhtaç
yeter diyen Seyyid Ahmet Han 1898.
değildir bilakis O her şeyin açıklayıcısıdır.

ۡ ُ‫شیۡءࣲ َوهُ ࣰدى َو َرحۡ َمةࣰ َوب‬


‫ش َر ٰى‬ َ ‫َونَزَّ ۡلنَا َع َلی َۡك ٱل ِۡكتَـ‬
ࣰ ٰ‫ٰب ِتبۡیَـ‬
َ ‫نا ِّل ُك ِّل‬
Hadisleri inkar edip belli bir süre sonra ‫سلِ ِمی َن‬
ۡ ‫
لل ُۡم‬ ِ
kendini kurtarıcı mehdi ilan eden Gulam
Ahmet Kadiyani

ۚ ‫لا‬ َ ‫
َو ُه َو ٱ َّل ِذیۤ أَنز ََل إِ َلیۡ ُك ُم ٱل ِۡكتَـ‬
َّ َ‫ٰب ُمف‬
ࣰ ‫ص‬

Hindistan'da Ehl-i Kur'an Ekolünün


kurucusu olup hadislerin tamamını inkar 4. Hz peygamber'e bir ayet nazil olduğu
eden bir zihniyete sahip olan Abdullah el- zaman hemen vahiy katiplerini çağırır ve
Çekralevi.
ayetleri yazdırırdı. Oysa sünnetin yazımını
yasaklamış kendinden sonra kendi
vefatından sonra önde gelen birçok sahabi
kendi elleriyle yazdıkları bazı hadis
Sünneti İnkar Edenlerin Delilleri
sahifelerini daha sonra yakmışlardır.

1. Dinin kat'î olması gerekir. Kur'an ve


Mütevatir sünnet kat'î dir. Ancak sizin de
söylediğiniz gibi Ahad haber zannî bilgi MÜTEVATİR HADİS
ifade eder. Oysa kur'an-ı Kerim'de Allah
şöyle buyuruyor;
Soru: Hadisler kaça ayrılır?
ۖ َّ َّ‫َو َما َل ُهم ِب ِهۦ ِم ۡن ِع ۡل ۖم ٍ إِن یَت َّ ِب ُعو َن إِ َّال ٱلظ‬
‫ن َو إِ َّن ٱلظَّ َّن َال‬
‫شیۡـ ٔ ࣰا‬ َ ِّ‫ۡحق‬َ ‫
یُغ ِۡنی ِم َن ٱل‬ Cevap: hadisler birkaç itibara göre
sını andırılmıştır. Genellikle alimler şu 3
Hadislerin kahir ekseriyeti de Ahad haber itibara göre hadisi sını andırmışlardır;

olduğu için onlardan uzak durmamız lazım.

1) ‫من حيث القبول والرد‬


CEVAP: Hadisler makbul ve merdud olma
* Eğer bütün mesele sünnetin zanni oluşu yönünden üçe ayrılırlar.

ise kur'an-ı Kerim'de de subuti kat'î 1. Sahih

Süleyman Bür 8 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl

2. Hasen
Soru: Mütevatir haberin kaç şartı
3. Zayıf
vardır?
Not: Mevzu Hadisi 4. sınıf olarak ele
alanlar olmakla beraber onu hadisten Cevap: 4 şartı vardır.

saymayıp listenin içine almayanlar da


vardır.

1. Yeterli sayının bulunması

2. Yalan üzere birleşmelerinin mümkün


3) (‫من حيث عدد الرواة ) بالنسبة لوصوله الينا‬ olmaması

Hane ler; 3'e ayırırlar;


3. Bu sayının senedin tüm tabakalarında
1. Mütevatir
devam etmesi

2. Meşhur
4. Rivayet edilen şeyin hissi bir şey olması

3. Âhad

Soru: Bir hadisin tevatür derecesine


Cumhur; 2'ye ayırır;
ulaşması için kaç kişi tarafından rivayet
1. Mütevatir
edilmesi lazım?
2. Âhad; Âhad haber kendi içerisinde üçe
ayrılır. Meşhur Aziz Garip.
Cevap: Alimler farklı delillere dayanarak
birbirlerinden farklı şu sayıları ortaya
koymuşlardır;

3) (‫بالنسبة إلى قائله )بالنسبة إلى من أسند اليه‬ * Her tabakada en az 4. Delil: Zina iftirası
1. Merfu'
konusunda 4 şahit istenmiştir.

2. Mevkuf
* Her tabakada en az 5. Delil: Mulaane

3. Maktu'
* Her tabakada en az 10. Delil:

ࣱ ‫ام َل ۗة‬
ِ ‫شرة ࣱ َك‬ ِ
َ َ ‫
تل َۡك َع‬
Soru: Mütevatir hadis nedir?
* Her tabakada en az 12. Delil:

ࣰ ‫ش َر نَ ِق‬
ۖ‫یبا‬ َ ‫
َوبَ َعثۡنَا ِمن ۡ ُه ُم ٱثۡنَیۡ َع‬
Cevap: Kelime Manası: lugat'ta art arda
birbirini takip etmek peşi sıra gelmek * Her tabakada en az 40 kişi. Delil: cuma
manasında kullanılan tevatür kelimesinin namazı için yeterli cemaat sayısı.

ismi failidir.
* Her tabakada en az 70. Delil:

İstılahi Manası; ‫سب ِۡعی َن َر ُجلࣰا‬


َ ‫وسىٰ َق ۡو َمهُۥ‬ ۡ ‫
َوٱ‬
َ َ ‫خت‬
َ ‫ار ُم‬
‫ما رواه جماعة غير محصورة بعدد في كل طبقة من‬
* Her tabakada en az 300 kişi. Delil: Bedir
‫طبقاته تحيل العادة تواطؤهم أو توافقهم على الكذب و‬ ashabı.

‫يكون مستندهم الحس‬


Bakillanî hadisin de fatura ulaşması için
‫" كل خبر وقع العلم بمخبره‬:‫وقال أبو الوليد الباجي‬ her tabakada Ravi sayısının en az 4 olması
‫ضرورة من جهة الخبر‬." gerektiğini söylemiştir.

‫ والسمعاني‬، ‫واملازري‬، ‫ والرازي‬،‫قاله اآلمدي‬


İmam Suyuti 10 olması gerektiğini
söylemiştir.

‫خبر جماعة مفي ٌد بنفسه‬


ُ ‫" املتواتر‬:‫وقال ابن الحاجب‬
‫العل َم بصدقه‬." İbni Hacer Nüzhetü'n-nazar isimli
eserinde Mütevatir hadis için belli bir s
enayının olmadığını asıl ölçünün yalan
üzere birleşmeleri mümkün olmayan ve

Süleyman Bür 9 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi

rivayetleri ilim ifade eden kimseler 1'in 2'nin yarısı olması gibi akli konular
tarafından rivayet edilmesi olduğunu tevatüre konu olmaz. Keza yüzlerce râvi

söylemiştir.
konu hakkında öyle olduğunu
düşünüyoruz zannediyoruz şeklinde ifade
İmam Gazali'ye göre de karine olmadığı kullansalar o haber Mütevatir olmaz.

zaman kendisiyle zaruri bilginin oluştuğu


en az sayı net olarak bilinmez. Onun
sayısının bilgisi Allah'a aittir. Mesela Soru: Mütevatir hadis hangi ilmin
çarşıda bir adam öldürürse sonra bu
konusudur?
adamın öldürüldüğünü birisi gelip bize
haber verirse kafamızda bir zan oluşur.
İkinci,üçüncü, dördüncü kişilerin bu haberi Cevap: Mütevatir hadis aslında fıkıh
tekrar etmesiyle yavaş yavaş kafamızda usulünün konusudur. Çünkü hadis ilmi bir
yakînî bilgi oluşur. Ancak bu zaruri bilginin bakıma sened ilmidir. Yani hadis senedine
tam olarak hangi sayıda meydana geldiği bakıp senette geçen ricali cerh ve tâdil
tıpkı mümeyyiz çocuğun tam olarak ne yönünden değerlendirmektir. Oysa
zaman buluğa erdiği gibi kesin değildir. Mütevatir hadisin ricali cerhe tadile tabi
Bununla beraber adamın öldürüldüğü tutulmaz. Onların güvenilir mi zayıf mı
meydanda kendi babasının feryat gan bir oldukları araştırılmaz. Çünkü Mütevatir
şekilde çıkması gibi bir karine varsa bu hadis direk olarak Sahih kabul edilir. Usulü
durumda haberin yok edenlerin sayısı az fıkıhta ise Mütevatir hadis kesin bilgi ifade
görünse bile o haber Mütevatir olur.
etse de mensuh olması veya delaletinin
zanni olması gibi sebeplerle o hadisin
kabul edilip edilmeyeceği konuşulmuştur.

Soru: Mütevatir hadis için yeterli sayının


tüm tabakalarda devam etmesi gerekli
midir? Soru: Hadis usulündeki manasıyla
mütevatir kavramını ilk defa kim
kullanmıştır?
Cevap: Evet. Mütevatir için yeter sayısının
tüm tabakalarda mevcut olması lazım. Cevap: ilk dönem hadis eserlerinde
Herhangi bir tabakada tevatür için aranan Mütevatir kavramı görülmüştür.

şartın altına düşerse ona ‫ منقطع التواتر‬denir.


Bir hadis Mütevatir derecesinde değilse o Mesela İmam Buhârî;

hadis Âhad kısmına girer.



وتواتر الخبر عن رسول ااهلل "ال صالة إال بقراءة أم القرآن‬
Mesela ‫ انما االعمال بالنيات‬sonraki
tabakalarda tevatür derecesine ulaşmış İmam Müslim:

olsa bile İlk birkaç tabakada sadece bir ‫


قد تواترت الروايات كلها أن النبي جهر بآمني‬
kaç ravi tarafından rivayet edildiği için
ahad haber kısmına girmiştir.

Evzâî: ‫
وفي ذلك آثار متواتر‬

Soru: Mütevatir hadisin şartlarından biri


olan haberin hissi olması ne anlama demiştir.

gelmektedir?
Ancak bunlar Mütevatiri hadis usulündeki
manasıyla değil kelime manası ile
Cevap; bundan maksat haberin görmeye
kullanmışlardır.

ve duymaya dayalı bir şey olmasıdır


mesela Allah'ın birliği gibi itikadî konular
Usulcüler ise usulü fıkıh terimi olarak
kullanılmışlardır. Nitekim İmam Şa î el-

Süleyman Bür 10 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
Ümm'de Cimaü'l-ilim bölümünde
Mütevatir kavramına yer vermiş ve usulü Soru: Mütevatir hadisi inkar eden ka r
fıkıh kavramı olarak kullanmıştır.
olur mu?
Hadis usulündeki manası ile Mütevatir
kavramını ilk defa Hatip el Bağdadi
Cevap: Alimlerin kahir ekseriyetine göre
kullanmıştır. Hatip el Bağdadi Hadisi
Mütevatir hadisi inkar eden ka r olur.

Mütevatir ve Âhad diye ikiye ayırmıştır.

‫" املتواتر يوجب العلم القطعي‬: ‫قال نظام الدين الشاشي‬


‫ويكون رده كفرا‬
Soru Mütevatir hadis ne tür bilgi ifade
eder?
Cevap: Mütevatir hadis Yakînî ilim yani ‫" كما يكفر جاحد ما ثبت بالكتاب أو‬:‫وقال السرخسي‬
Zarûri bilgi ifade eder. Mütevatir haber ile ‫بخبر متواتر‬
amel etmek vaciptir.

‫" املتواتر يوجب العلم القطعي ويكون رده‬:‫قال الشاشي‬


‫ ومخالفه كافر‬،‫" فصار منكر املتواتر‬:‫وقال البزدوى‬

كفرا‬

‫" العلم الواقع بالخبر املتواتر علم‬:‫وقال أبو الوليد الباجي‬ ‫" ال نكفر أحدا من أهل القبلة إال بإنكار‬:‫قال ابن دقيق‬
‫ضرورة على ما يقوله شيوخ أهل الحق ال على ما يقوله‬ ‫متواتر من الشريعة‬

غيره علم نظر واستدالل‬
Soru: Mütevatir hadis kaça ayrılır?
‫" اتفق الجمهور من الفقهاء واملتكلمني من‬:‫قال اآلمدي‬
‫األشاعرة واملعتزلة على أن العلم الحاصل خبر التواتر‬ Cevap: Mütevatir hadis ikiye ayrılır:

Lafzı Mütevatir

ضروري‬
Manevî Mütevatir

Soru: Lafzî Mütevatir ne demektir?


Bununla beraber istisnai olarak bazı
alimler Nazarî bilgi ifade ettiğini Cevap: ‫
ما تواتر لفظه‬
söylemişlerdir.

Usulcüler aklı başında hiç kimsenin


Mütevatir haberin zaruri bilgi ifade ettiği Soru: Manevi Mütevatir ne demektir?

gerçeğini inkar edemeyeceğini Cevap: ‫


ما تواتر معناه دون لفظه‬
belirtmektedirler.

Soru: Zarûri ilim ile Nazarî ilim arasında


ne fark vardır? Soru: Mütevatir hadis sayısı kaçtır?

Cevap: Zaruri ilim; istidlale ihtiyaç Cevap: Mütevatir hadis sayısı İbni Hacer'e
duymadan herkes için hasıl olan kesin göre çok denilebilecek kadar vardır. Ancak
bilgidir. Yani doğruluğu bizzat kendisinden İbni Salah ve bazı alimlere göre Mütevatir
kaynaklanan bilgidir.
hadis sayısı yok denecek kadar azdır. Bazı
alimlere göre ise Mütevatir hadis yoktur.
Nazarî ilim; ancak İstidlal ile yani araştırma
Nurettin Itır Menhecun-nakd isimli
ve tetkik yapıldıktan sonra sadece o
eserinde bu görüşleri İbni salah'ın
sahada ehliyeti olanlar için bilgi ifade eder.
kastettiği lafzi mütevatirdir İbni hacer'in
Diğer bir ifade ile doğruluğu başka deliller
kastettiği ise manevi mütevatirdir şeklinde
ile desteklendikten sonra ortaya çıkan
yorumlamıştır.

bilgidir.

Süleyman Bür 11 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

fi

fi
3. SAHİH HADİS Ancak tüm bunlarla beraber sahih
hadislerin müstakil bir eserde toplanması
ve sahih ile zayıfı beraber alıp zayıf
İslamiyet'in ilk yıllarında hazreti
oranlarına işaret edilmesi faaliyetleri en
peygamberin sözleri nakledilirken senetsiz
geniş manasıyla hicri III. asırda yani hicri
nakledilirdi. İlim ehli, birinden hadis aldığı
200 yılından sonra başlamıştır.

zaman senedini sormazdı. Ancak İslam


aleminde tnenin başlaması ve hadis
uydurma faaliyetlerinin artmasından sonra Sahih hadis kavramı hicri II. asırdan
artık ilim ehli hadis alırken senet sormaya itibaren başlasa da bir hadisin sahihi
başladı. Hadisleri senedi ile beraber ilk olabilmesi için gerekli şartları ilk defa
defa zikireden kişi ibn-i Sîrîn (110/728) ortaya koyan er-Risâle isimli eserinde
olmakla beraber bu durum İbn-u Şihab İmam Şa î (204) olmuştur. Aslında imam
ez-Zuhrî (124) ile yaygınlık kazanmıştır. Şa i er-Risâle'de haberi vahidin Huccet
Hadislerde senedin başlamasına sebep sayılabilmesi için gereken şartları
olan tne olaylarının tam olarak hangisi açıklamıştır. Ancak ileri sürdüğü bu şartlar
olduğu konusu tartışmalıdır. Çoğunluk bu sonraki dönem alimlerinin sahih hadis için
tne olaylarının Muaviye'nin ölümü üzerine öne sürdükleri şartlar ile aynıdır.

başlayan olaylar olduğunu söylese de bu


olayların yalancılığı ile bilinen ve
peygamberlik iddiasında bulunduğu için Soru: Sahih hadis nedir?
katledilen Muhtâr es-Sekafî (ö. 67/687)
zamanında başlayan olaylar olduğunu
Cevap: Sahih hadis (Ceyyid, Müstakim
söyleyenler de vardır.

Sabit, Nebil, Salih ve Mahfuz) için genelde


şu tarif yapılmıştır;

Bu tür tne hareketlerinden sonra alimler


‫ بنقل العدل الضابط عن مثله من‬،‫ما اتصل سنده‬
hadislerin sahih olanını zayıf olanından
ٍ ‫ش‬
‫ذوذ وال ع ّلة‬ ُ ‫أول السند إلى آخره من غير‬
ayırma yoluna gitmişlerdir.

Rebi' bin Huseym'in(65) "hadislerden bir Bu tarife göre bir hadisin sahih olabilmesi
kısmında gün ışığı gibi aydınlık vardır. için 5 şart gereklidir;

bununla sahih olduğunu anlarsın,


bazılarında ise gece karanlığı gibi karanlık
1. ‫إتصال السند‬
vardır. Bu sebeple ondan hoşlanmazsın"
demesi ile İbrahim en-Nehâî’nin(96) Bir hadisin sahih olabilmesi için birinci
"Hadisi dinler sahih olanını alır geri kalanını şart hadisin senedinin baştan sona kadar
terk ederim" demesi hicri I. asırdan itibaren muttasıl olmasıdır. Yani senetteki
hadislerin sahihini sakîminden ayırma ravilerden her birinin hazreti peygambere
faaliyetinin devam ettiğini göstermektedir. ulaşıncaya kadar hadisi arada kopukluk
Sonraki dönemde Süfyan es-Sevrî'nin olmadan bir önceki şeyhten almasıdır.
sahih hadis elde edebilmek için çabası, Hadisin senedi muttasıl değilse o Hadise
Abdurrahman bin Mehdiye Sahih hadisi sahih denilmez. Çünkü senet zincirinden
Sakîm'inden nasıl ayırdettiğinin sorulması, kopan ravinin zayıf hatta yalancı biri olma
İmam Malik gibi sahih hadisi zayıf ihtimali de vardır. Hadisin senedinde bir
olanından ayırt etme konusunda temayüz kopukluk varsa duruma göre bu hadis
sahibi olan bazı alimlerin varlığı hicri II. Mürsel, Munkati, Muallak, Mu'dal veya
asırda da sahih hadis faaliyetlerinin artarak Müdelles olur. Bunlarla beraber ‫بالغ‬/‫بالغات‬
devam ettiğini göstermektedir.
sözcükleri de hadisin Munkati' olduğunu
gösteren kavramlardandır.

Süleyman Bür 12 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi

Misal: ‫بالغات امام مالك‬ Zabt ile alakalı olanlar;

2. ‫عدالة الرواة‬ 6. ( .‫)منكر‬ ‫


فحش الغلط‬
7. (‫)…ب‬ ‫
سوء الحفظ‬
Ravilerin âdil olması yani adalet sahibi 8. ( .‫)منكر‬ .‫
الغلط‬
olmalarıdır. İbni Hacer Adil Râvi’yi şu 9. ( .‫)معلل‬ .‫
كثرة الوهم‬
şekilde tarif etmiştir;

10. ‫
مخالفة الثقات‬
‫من له ملكة تحمله على مالزمة التقوى واملروءة‬
(‫ املزيد‬،‫ مقلوب‬،‫ مدرج‬.،‫ معروف‬-‫ منكر‬،‫ محفوظ‬-‫شاذ‬
‫ املصحف‬،‫ املضطرب‬،‫
)في متصل األسانيد‬
Bu da 5 şeyle olur;

1. Akıl

2. Baliğ
4. ‫عدم الشذوذ‬
3. Müslüman olma

4. Mürûet sahibi olma, (kişiliğini zedeleyici Sigar ravinin rivayet ettiği ve sahih olmaya
hasletlerden uzak durmak) aday olan bu hadisin ravisinin kendisinden
5. Takva ( büyük günahlardan uzak durup daha sika birine veya sayıca daha fazla
küçük günahlarda ısrar etmeme) olan ravilerin hadisine muhalefet
etmemesidir. Şayet muhalefet ederse sika
ravinin rivayet ettiği hadis ‫ شاذ‬daha sika
olanın hadisi ‫ محفوظ‬olur.

3. ‫ضبط الراوي‬
5. ‫عدم العلة‬
Ravi'nin dalgın olmaması ezberden hadis
rivayet ediyorsa hadisi çok iyi ezberlemesi, Hadis ilk bakışta sahih görülmekle
kitaptan rivayet ediyorsa kitabı çok iyi ve beraber içerisinde gizli bir kursur taşıyan
dikkatli bir şekilde yazmış olması.
bir hadis olmamalı. Öyle olursa hadis ‫معلل‬
olur.

NOT: Sahih hadisin şartlarından olan


Adalet ve Zabt bazı durumlarda bozulur. Hadisçilere göre yukarıdaki zikredilen 5
Alimler Adalet ve Zabtı zedeleyen şartı kendisinde taşıyan hadis sahih olur.
durumları Metain-i Aşere dedikleri on Eğer bazı hadislerin sahih mi yoksa zayıf
maddede toplamışlardır. 5'i Adalet, 5'i mı olduğu üzerinde bir tartışma varsa bu
Zabt ile alakalı olan bu maddelerden biri tartışma o 5 şartın söz konusu hadislerde
meydana geldiği zaman hadis sahih var olup olmadığı ile alakalıdır.

olmaktan çıkar ve duruma göre başka bir


isim alır;

Soru: Bir hadisin sahih olabilmesi için


yukarıda zikredilen 5 şartı taşıması
‫املطاعن العشرة‬
yeterli midir? Yeterli ise neden hala bazı
Adalet ile alakalı olanlar; hadisler hakkında zayıf mı sahih mi diye
1. (‫)موضوع‬ .‫
كذب الراوي‬ tartışmalar devam ediyor?
2. (‫)متروك‬ ‫
اتهام الراوي بالكذب‬
3. (‫)منكر‬ ‫
الفسق‬ Cevap: Ehli sünnet alimlerinin hemen
hepsine göre bu 5 şart yeterlidir.

4. (‫)…ب‬ .‫
بدعة الراوي‬
Bununla beraber bazı hadisler hakkında
5. (‫)…ب‬ .‫
جهالة الراوي‬ tartışmalar sürmektedir. Nurettin Itır'a göre

Süleyman Bür 13 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


bu tartışmaların sebebini iki maddede ele İtikadi konularda Kur'an'ı ve Mütevatir


alabiliriz;
hadis gibi kat'î delillerle amel edilir.

1) Bu 5 şartın söz konusu hadiste tam Soru: Sahih hadis kaça ayrılır?
olarak meydana gelip gelmediğine dair
ihtilaf,
Cevap: ikiye ayrılır;

2) Bu 5 şartın yeterli olup olmadığına dair 1) Sahih lizatihi;

ihtilaf,

Sahih hadis'in tari ni yaparken 5 şart


Mesela bazı kimseler bu 5 şartın yanında saymıştık. Bu 5 şartın tamamını en üst
başka şartlarda ileri sürmüşlerdir.
seviyede taşıyan hadis sahih lizatihi olur.
Bu hadisin sahih olabilmesi için başka
* Nitekim Mutezile bir hadisin sahih hadislerle desteklenmesine gerek yoktur.

olabilmesi için en azından Aziz olması


gerektiğini söyler. Herhangi bir tabakada 2) Sahih ligayrihi:
Ravi sayısı teke düşmüşse o hadis sahih
olamaz.

Salihli gayri olan hadis aslında hasen olan


hadistir.

* Hakim en-Nisabûrî'den de hadisin


meçhul olmayan bir sahabi ve o Sahih hadis'in 5 şartından biri olan Zabt
sahabeden de en az iki tabinin rivayet konusunda bir bir kusur varsa o hadis
etmesi lazım şeklinde bir görüş sahih mertebesinden inip hasen
nakledilmiştir.
mertebesine düşer. Hasan mertebesinde
olan bu hadis kendisi gibi Hasen olan
* İmam Buhari hadisin sahih olabilmesi için başka bir hadisle veya kendisinden daha
hadisi rivayet eden ravinin şeyhi ile kuvvetli sahih bir hadisle desteklenirse o
kesinlikle karşılaşmış olabilmesi şartını zaman Hasen olan o hadis sahih ligayrihi
koşmuştur. (‫
)لقاء‬ mertebesine çıkar. Kısaca;

Hasen +Hasen= Sahih ligayrihi


* Semânî 5 şarta ilaveten hadisi rivayet
eden ravinin hadis peşinde koşan, hep Misal:
hadis ile uğraşan ve ilim meclislerine ‫صلى‬- ‫ أن رسول اهلل‬-‫رضي اهلل عنه‬- ‫عن أبي هريرة‬
müdavim olan biri olması gerektiğini
‫شقِّ على أ ُ َّم ِتي‬
ُ َ ‫ » َل ْوال أ ْن أ‬:‫ قال‬-‫اهلل عليه وسلم‬
söylemektedir.

‫ضوء‬ ِّ ‫واك مع‬


ُ ‫كل ُو‬ ِ ‫بالس‬
ِّ ‫أل َ َم ْرتُهم‬.
َ
Soru: Sahih hadis ile amel etmenin
hükmü nedir? Bu hadisin senedinde geçen ibn-i Alkame
hafızası konusunda zayıf görüldüğü için bu
Hadis hasen'dir. Başka yönlerden de aynı
Cevap: Alimler helal-haram gibi konularda
lafız ile rivayet edildiği için sahih ligayrihi
Haber-i Vahid bile olsa Sahih hadis ile
mertebesine çıkmıştır.

amel etmenin vacip olduğu konusunda


icma etmişlerdir. Ancak sahih hadisin
itikadi konularda Huccet olup olmaması
konusunda ihtilaf etmişlerdir. Alimlerin Soru: ‫ أصح االسانيد‬nedir?
çoğunluğuna göre itikadi konularda, Sahih
bile olsa Haber-i Vahid ile amel edilmez.

Süleyman Bür 14 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi

Cevap: En sahih sened demektir. Alimlerin ‫حدثني حماد عن إبراهيم النخعي عن علقمة عن عبد‬
raviler hakkında farklı değerlendirmeleri ‫اهلل بن مسعود رضي اهلل عنه أن النبي صلى اهلل‬
sebebiyle en sahih senedin hangisi olduğu
‫عليه وسلم كان يرفع يديه عند تكبيرة اإلحرام ثم ال‬
konusunda değişik görüşler ortaya
çıkmıştır. Ayrıntısını kitapta göreceğimiz ‫يعود‬.
‫’أصح االسانيد‬din diğer isimleri şunlardır;
-Evzâî der ki ben sana Zühri, Salim ve İbni
‫سلسلة الذهب‬ Ömer'den bahsediyorum, sen bana
Hammad, İbrahim, Alkame diyorsun.

‫أجل األسانيد‬
‫أجود االسانيد‬ -Bunun üzerine Ebu Hanife; Hammad
‫أثبت األسانيد‬ Zühri'nden daha fakihdir. İbrahim
‫أقوى األسانيد‬ Salim'den daha fakihdir. Alkame İbni
Ömer'den aşağı değildir. Siz de İbni Ömer
‫أرجح االسانيد‬ varsa biz de İbni Mesut var.

‫أحفظ األسانيد‬
‫أحسن االسانيد‬ Burada da görüldüğü üzere senetteki
ricallerin kriterleri kişiden kişiye göre
değişiyor.

Bunun tam zıttı olarak ravileri tamamen


yalancılardan oluşan senedlere ise
‫ أوهى االسانيد‬veya ‫ سلسلة الكذب‬denilmiştir.
Soru: En Sahih hadislerin hangisi
olduğuna dair bir ölçü var mı?

Hakim en-Nisabûr ve İbni Hacer gibi


birçok alime göre ‫ أصح االسانيد‬tam olarak Cevap: Alimler hadisleri en sahih
olanlarından başlayarak 7 sınıfa
tespit edilemez. Çünkü bu göreceli bir
ayırmışlardır;

kavramdır. Kişiden kişiye göre değişebilir.


Kimine göre falan raviler en Sika görünse
de başka birine göre başka raviler daha 1. Buhari ve Müslimin ittifakla rivayet ettiği
sika görülebilir. İmam Ebu Hanife ile Evzaî ‫ متفق عليه‬hadisler.

arasında yaşanan meşhur kıssa buna Bir hadisin müttfekûn aleyh olabilmesi
örnek olarak gösterilebilir;
için en azından sahabede eşit olmaları
gerekmektedir. Eğer iki hadis arasındaki
-İmam Ebu Hanife ile Evzaî Mekke'de Sahabe ortak değilse bu hadise ‫متفق عليه‬
karşılaşırlar. Evzâî Ebu hanife'ye sorar. Ne değil، ‫ رواه الشيخان‬denilir. Bu konuda
için namazda ellerinizi kaldırmıyorsunuz? yazılmış en meşhur eser:

Ebu Hanife bu konuda Hz peygamberden


‫اللؤلؤ واملرجان فيما اتفق عليه الشيخان‬
sağlam bir hadisin gelmediğini söyler.
Bunun üzerine Evzâî senediyle beraber şu
hadisi okur;
2) Sadece Buhari'nin rivayet ettikleri
‫ول‬َ ‫س‬ ُ ‫ َرأ َ ْيتُ َر‬: ‫ال‬ َ ‫يه َق‬ ِ ‫ َع ْن أ َ ِب‬، ٍ ‫سالِم‬ َ ‫ َع ْن‬، ‫َع ِن الزُّ ْه ِر ِّي‬ 3) SadeceMüslim'in rivayet ettikleri
4) Buhari ve Müslim'in şartlarına uyduğu
‫الص َالةَ َرفَعَ يَ َديْ ِه‬ َّ َ‫س َّل َم إِذَا افْتَتَح‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫اهلل‬ halde almadıkları hadisler
ِ ِ ِ ِ ِ
‫ َو إذَا َر َفعَ م َن‬،َ‫ َو َقبْ َل أ َ ْن يَ ْر َكع‬،‫َحتَّى يُ َحاذ َي َمنْكبَيْه‬
5) Sadece Buhari'nin şartlarına uydu aldı
ِ‫الس ْج َدتَ ْني‬َّ ‫ني‬َ ْ َ‫ َو َال يَ ْرفَ ُع ُه َما ب‬،ِ ‫الر ُكوع‬.
ُّ ikisinin de almadığı hadisler
6) Sadece Müslim'in şartlarına uyduğu
Ebu Hanife buna karşılık şu hadisi getirir;
halde ikisinin de almadığı hadisler.
7) İkisinin de şartlarına uymadığı halde
almadıkları hadisler

Süleyman Bür 15 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

Soru: Sahih hadisleri hangi kaynaklarda Soru: Neden Buhari Müslim'den daha
bulabiliriz? üstün görülmüştür? Buhari'nin
Müslim’den daha üstün olan yönleri
Cevap:
nelerdir?

1) Muvatta: İmam Malik


Cevap: Tafsîli değil İcmâlî olarak Buhari
Müslim'den daha sahih görülmüştür. Hatta
Bu kitabı halife Ebu Cafer el Mansur isteği İbni Hacer'e göre Müslimin Buhari'den
üzerine yazmıştır. Ahkam hadislerini ihtiva daha sahih olduğuna dair hiçbir sarih
eden bu kitap kimi alimler tarafından sahih görüş ifade edilmemiştir.

hadise dair yazılan ilk eser olarak kabul


edilmektedir. Ancak bu görüşe içerisinde Müslim'in Buhari'den daha önde
Mürsel Munkatı ve Belağat bulunduğu için olduğunu tercih eden bazı alimlerin bu
itiraz edilmiştir. Bu durumda sahih görüşü, Müslimin tertip ve düzen
hadisleri toplamak için yazılan ilk eser bakımından Buhari'den daha önde olduğu
imam Buhari'nin sahihi olmuş oluyor. ile alakalıdır. Buhari'nin Müslim den daha
Muvatta'da toplam 61 tane Belağ (‫)بلغني‬ sahih olduğu yönler şunlardır;

vardır. Bu 61 hadisten 59 tanesinin


muttasıl senedi bulunmuş sadece 3 tanesi 1. Müslim'e nazaran Buhari'nin şartları
yakında tartışma vardır. 61 kitaptan daha ağırdır. Mesela Buhârî ‫معنعن‬
meydana gelen el-Muvaṭṭaʾda, 600’ü hadislerde iki ravinin birbiriyle kesin
müsned, 222’si mürsel, 613’ü mevkuf ve karşılaşmış olması gerektiğini şart
285’i maktû olmak üzere toplam 1720 koşarken Müslim ise muasır olmaları ve
rivayet bulunmaktadır.
karşılaşmış olma ihtimallerinin bulunması
yeterlidir.Nurettin ıtır'a göre Buhari'nin
2) Buhârî Müslim'den daha sahih olduğunu
görmemiz için bu madde tek başına
600.000 hadis arasından seçip 16 yılda yeterlidir.

tamamladığı Sahih'ini Ahmed b. Hanbel,


Yahyâ b. Maîn ve Ali b. Medînî gibi hadis 2. Buhari'nin hadis aldığı raviler Müslim'in
otoritelerine sundu; onlar da dördü dışında hadis aldığı ravilerden hıfz ve itkân
bütün hadislerin sahih olduğunu belirttiler. yönünden daha sağlamdırlar.

Ukaylî, tenkide konu olan hadislerin sıhhati


hakkında son sözün yine de Buhârî’ye ait 3. Buhari'nin münferiden hadis aldığı
olduğunu ifade etmektedir. Daha sonraları raviler arasında ta'n edilmiş Yani zayı ığı
Dârekutnî ve benzeri münekkitler eserdeki yönünde olumsuz yorum yapılmış râvi
110 hadisin senedlerine teknik bakımdan sayısı Müslimin münferiden hadis alıp da
bazı tenkitler yöneltmişlerse de hadis ta'n edilmiş râvi sayısından daha azdır.

âlimlerinin büyük çoğunluğu bu tenkitleri


Buhari: Münferid 430. Ta'n: 80

isabetsiz bulmuş, İbn Hacer tenkit edilen


rivayetlerin ve râvilerin hepsini Müslim: Münferid 620. Ta'n:160

savunmuştur.

4. Buhari'de ‫ تُ ُكلم فيه‬olan yani hakkında


3) Müslim. olumsuz yorum yapılan 80 küsür ravi'nin
4) Sahihi İbn-i Huzeyme tamamı buhari'nin hocalarındandır. Bu da
5) Sahihi İbn-i Hibban Buhari'nin aslında onları çok iyi tanıdığını

Süleyman Bür 16 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
ve olumsuz yorumların biraz bertaraf Hasen hadis ıstılahî manasıyla ilk defa
olduğunu gösterir.
hicri III. asırda Ali el-Medînî(161), Ahmed
Müslim'de ise böyle bir durum söz konusu bin Hanbel(241), Buhârî (256), Ebru
değildir.
Davud(261)....... tarafından kullanılmıştır.
(Ahmet YÜCEL-HADİS ISTILAHLARI
DOĞUŞU VE GELİŞİMİ. S. 175)

5. Buhari'de tenkit'e uğramış hadis sayısı


Müslim'den daha azdır.

Kimilerine göre bu sayı şöyledir;


Soru: Hasen Hadise ilk defa kim tarif
Buhârî: 78
etmiştir?
Müslim:100

Sayı konusunda ihtilaf edilse de her Cevap: Hasen hadisi ilk defa kullanan ve
halükarda Buhari'de tenkite uğramış hadis ilk defa tari ni yapan kişinin kim olduğu
sayısı daha azdır.
konusunda ihtilaf vardır;

Soru: Buhari ve Müslim üzerine ne tür 1) İbn-i Teymiye'ye göre hadisleri ilk defa
çalışmalar yapılmıştır? Sahih, Zayıf ve Hasen diye üçe taksim
eden ve tari ni yapan Tirmizî (279)
olmuştur. Ondan önce sadece sahih ve
Cevap: zayıf vardır.

1. Müstahrec: bir hadis kitabındaki


hadislerin bu kitabın yazarının
‫وغير الترمذي من أهل‬
ُ ، ‫إثبات الحسن اصطال ٌح للترمذي‬
senetlerinden ayrı senetlerinin bulunup
bunlarla yeniden yazılması ile ortaya çıkan ‫الحديث ليس عندهم إال صحيح وضعيف‬
kitap.

2) İbn-i Hacer'e göre Hasen tabirini ilk


2. Müstedrek: Bir hadis kitabı yazarının defa kullanılan Ali el-Medînî dir.

şartlarına uydu halde kitabını almadığı


hadislerin başka bir kitapta toplanması ile Sonuç: Nurettin Itır İbn-i Hacer'in
ortaya çıkan eser.
Nüzhetunnazar isimli eserine yaptığı
tahkikte şunu söylüyor;

4. HASEN HADİS Ali el-Medînî ve yukarıda sayılan diğer


alimlerin Tirmizî'den önce Hasen
kelimesini terim manasıyla kullandıkları
Soru: Hasen kavramı ilk defa kim ortaya çıktıktan sonra İbn-i Teymiye'nin
tarafından ne zaman kullanılmıştır? görüşünü "ilk defa hem Sahih hem Hasan
hem de Zayıf hadisleri içeren kitap telif
Cevap:
eden kişi Tirmizî'dir" şeklinde anlamamız
lazım. Zira Tirmizî'den önceki alimler
Hasen hadisi tarif etmeseler bile mefhum
1. Kelime manasıyla:
olarak zikrettikleri hadislerde mevcuttur.
Hasen kavramı kelime manasıyla ilk defa
(Nurettin Itır Nüzhetunnazar tahkiki)

hicri II. asırda Abbad bin Kesîr (140), Şu'be


bin Haccac (160), İmam Malik (179) ve
İmam Şa î (204) tarafından kullanılmıştır.
Konu ile ilgili Mücteba UĞUR, DİA Hasen
maddesinde şu sonuca varmıştır;

2. Istılahî manasıyla:
Hasen kavramı Tirmizî’den önce
kullanılmakla birlikte belirli bir tari nin

Süleyman Bür 17 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi

fi
yapılmaması, aynı zamanda müttefekun
aleyh, sahih ve zayıf hadisler hakkında da * Hadisin farklı tariklerle desteklenmesi
kullanılması dikkate alındığında (meselâ gerektiğini söylemiştir. Oysa en başta
bk. el-Medhalî, s. 38-56, 57, 61, 66, 84, kendisi bazı hadisler için

111, 112, 116, 144) Hasen kavramını ilk


‫حسن غريب ال نعرفه اال من هذا الوجه‬
defa terim manasıyla kullanan kişinin
Tirmizî olduğu ortaya çıkmaktadır.
demek suretiyle kendi tari yle çelişmiştir.

Râmhürmüzî, Hâkim en-Nîsâbûrî ve Hatîb


el-Bağdâdî gibi mütekaddimun hadis * Bu tarif bazı zayıf hadisleri de içine
usulcülerinin eserlerinde hasen terimine almaktadır. Birkaç tarikle rivayet edilmiş
yer vermemeleri, bu kelimenin özellikle olup senedinde yalancılıkla itham edilen
İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’den sonra ravi'nin bulunmadığı zayıf hadisler vardır.

yaygınlaştığını göstermektedir

Not: Tirmizî hasen hadisi tarif ederken


Soru: Hasen Hadis nedir?
"illetli olmaması" şartını koşmamasına
rağmen alimler tarafından bu durum
Cevap: Hasen hadis, hadis usulü konuları eleştirilmemiştir. Çünkü mütekaddimun
içerisinde kavram olarak en çok dönemi alimleri illetli olan hadisleri de
tartışmalara sebep olan konulardan bir Hasen sınıfına koymuşlardır.

tanesidir. Sahih ve zayıf kavramlarını


nispeten sonradan ortaya çıkmış olması ve 2. Hattabî’nin Tanımı:
sahih hadisle olan benzerliğinden dolayı
birçok alim tari ni yapmakta ihtilafa ‫الــحسن مــا عــرف مخــرجــه واشــتهر رجــالــه وعــليه مــدار أكــثر‬
düşmüştür. Zira bazı alimler hasen hadisin
‫الح ــدي ــث وه ــو ال ــذي ي ــقبله أك ــثر ال ــعلماء ويس ــتعمله ع ــام ــة‬
tari ni yaparken hasen lizatihi'yi
kastederken bazıları ise hasen ligayrihi ‫الفقهاء‬
kastetmiştir. Hasen hadis için yapılan
tari erden bazıları şunlardır;
"Mahreci bilinen ricali şöhret kazanmış
olan, hadislerin çoğunluğunu oluşturan,
1. Tirmizî’nin Tanımı: alimlerin çoğunluğunun kabul edip fakihler
tarafından amel edilen hadislerdir.”

‫ف ــكل ح ــدي ــث ل ــيس ف ــي إس ــناده م ــن ي ــتهم ب ــال ــكذب وال ي ــكون‬

شاذا ً ويروي من غير وجه فهو عندنا حديث حسن‬ Hattabî'nin bu tari bazı gönderilen
eleştirilmiştir;

"İsnadında yalancılıkla itham edilen bir râvi


* Bu tarif sahih ve zayıf hadisi de içine
bulunmayan, şaz olmayan ve farklı
alıyor.

tariklerle desteklenen hadis, Hasen


hadistir.
* Tarifte belirttiği ‫عليه مدار اكثر الحديث‬
(Nurettin ıtır'a göre bu tari e hasen ligayrihi ifadesi isabetli değildir.

kastedilmiştir)

Not: İbn-u's-Salah'a göre ne Tirmizî ne de


Tirmizî'nin bu tari şu açılardan Hattabî haseni sahihten ayıran sadra şifa
eleştirilmiştir;
bir tarif yapmamışlardır.

* Sahih hadisle arasında ayırt edici bir 3. İbn-u’s-Salah’ın Tanımı:


özellik bırakmamıştır.

Süleyman Bür 18 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi

fi
fi
fi
fl
fi
İbn-u's-Salah Hasen hadis ile alakalı 2 tarif * Sabit
yapmıştır;
* Nebil

1. Şazz ve Münker olmayan, ravileri kizb


2) Sadece hasen manasında kullanılanlar;

ve müttehemün bilkizb olmayan, başka


tariklerle desteklenen ve içinde mestur
ravi'nin olduğu hadistir.
* Müşebbeh/müşbih

(Bu tarif Tirmizi’nin tari ne yakındır ve Hasen Soru: Tirmizî'nin birçok hadisin altına
ligayrihi'yi işaret ettiği söylenmiştir.)
yazdığı aşağıda verilen ifadeleri ne
anlama gelmektedir?
2. Şaz, münker ve muallel olmayan, ravileri
sıdk sahibi olmakla beraber hafıza Cevap:
yönünden biraz zayıf olan raviler tarafından
rivayet edilen hadislerdir.
1.) ‫حسن صحيح‬

(Bu tarif Hattabî'nin tari ne yakındır ve Hasen


Tirmizî'nin çokça kullandığı bu ifade iki
lizatihi'yi işaret ettiği söylenmiştir.)
şekilde anlaşılabilir;

4. İbn-i Hacer’in Tanımı: * Hadisin sadece bir senedi varsa bu hadis


bazı alimler tarafından hasen bazı alimler
tarafından sahih kabul edilmiştir ki bu
‫مـا اتـصل سـنده بـنقل الـعدل الـضابـط الـذي خـف ضـبطه مـن‬
sahih hadisten daha aşağıda bir

غير ان يكون شاذا وال معلال‬ mertebededir. Çünkü bazı alimlerin Hasen
demesi hadise az da olsa bir şüphe dahil
İbni Hacer'in yaptığı bu tarif Hasen hadis olmasına sebep olur.

hakkında yapılmış en muteber tarif olmakla


beraber, zabtın kusurlu sayılma ölçüsünün * Hadisin birden fazla tariki varsa bazı
net olmaması ve tarifte belirtilen 'illetten tarikleri sahih bazı tarikleri Hasen olduğu
beri olma' şartının Buhari, Tirmizî gibi anlamına gelir ki bu durumda sahih
birçok alim tarafından şart koşulmamış hadisten mertebe bakımından daha
olması gibi sebeplerle eleştirilmiştir.
üstündür. Çünkü sahih olan o rivayetler
Hasen olan rivayetlerle desteklenmiş olur.

Soru: Hasen hadis manasında kullanılan


başka kavramlar var mı? 2) ‫حسن غريب‬
Bir ravinin tek başına rivayet ettiği Hasen
Cevap:
hadis demektir.

1) Hem sahih hem hasen manasında 3) ‫حسن صحيح غريب‬


kullanılanlar;

Tek senetle rivayet edilmiş olup bazı


alimler tarafından sahih bazı alimler
* Ceyyid tarafından hasen kabul edilen hadis

(hasen mertebesinden yüksek olmakla beraber


sahih mertebesine ulaşıp ulaşmadığında şüphe
olan hadis)
Soru: Tirmizî'nin kitabında altına
* Salih ‫ حديث حسن‬diye yazdığı hadislerin
* Mücevved hükmü nedir? Bu hadisler sahih mi?
Hasen mi? Zayıf mı?

Süleyman Bür 19 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
Ebu Hatim er-Râzî : ‫
ثقة وال يحتاج به‬
Cevap: Senedi muttasıl olmayan başka İbn-u Hibban : ‫
كان يخطئ كثيرا‬
tariklerden desteklenen bazı hadislere
Ahmed bin Beşir : ‫اتيت البصرة في طلب الحديث‬
hasen demiştir. Çünkü Tirmizî'ye göre
senedin muttasıl olması şart değildir. Bu ‫
وجدته يلعب مع قوم بالشطرنج‬
maddeye göre Tirmizî, henüz ıstılah olarak

kullanılmasa bile ‫ حسن لغيره‬kastetmiş olur.

Misal;
Soru: Hasen hadis kaça ayrılır? ‫سـ ـ ـ َليْ َما َن‬
ُ ‫ َحـ ـ ـ َّدثَـ ـ ـنَا َجـ ـ ـ ْع َف ُر بْـ ـ ـ ُن‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ ـ‬، ‫َحـ ـ ـ َّدثَـ ـ ـنَا ُقـ ـ ـتَيْبَ ُة‬
‫ َع ـ ْن أ َ ِب ــي َب ـ ْك ِر‬، ِّ‫ـج ْو ِن ـي‬ َ ‫ َع ـ ْن أ َ ِب ــي ِع ـ ْـم َرا َن ا ْل ـ‬، ُّ‫ـضبَ ِعي‬ ُّ ‫ال ـ‬
Cevap: ikiye ayrılır;
‫سـ ـ ـ ِـم ْعتُ أ َ ِبـ ـ ــي‬
َ : ‫ـال‬ َ ‫ َقـ ـ ـ‬، ‫ش ـ ـ ـ َع ِر ِّي‬ ْ َ ‫األ‬ َ ‫بْـ ـ ـ ِـن أ َ ِبـ ـ ــي ُمـ ـ ـ‬
ْ ‫ـوسـ ـ ــى‬
(Hasen hadisi ilk defa lizatihi ve ligayrihi diye ayran
İbn-u Salah’tır.)
‫صـ َّلى اهللَُّ َعـ َل ْي ِه‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ـول اهلل‬ َ ‫ َق‬: ‫ول‬
ُ ‫ـال َر‬ ُ ‫ َيـ ُق‬،‫ض َر ِة ا ْلـ َع ُد ِّو‬ َ ‫ِب‬
ْ ‫ـح‬
‫وف‬ِ ُ‫السي‬ ُّ ‫ظ َال ِل‬ ِ َ‫اب ا ْل َجن َّ ِة تَ ْحت‬
َ ‫ " إِ َّن أَبْ َو‬: ‫س َّل َم‬ َ ‫َو‬
1) Hasen lizatihi;
Bu hasen bir hadistir. Çünkü senedindeki
İbn-i Hacer'in yaptığı muteber tarif hasen ‫ جعفر بن سليمان‬zaptı zayıf bir kişidir.

lizatihi nin tari dir. Yani saat şartlarını


taşımakla beraber zaptında bir kusur
2. Hasen ligayrihi;
meydana gelmişse Bu hadis hasen lizatihi
dir. Hasen lizatihi olan bir hadis başka
hasen bir hadisle veya sahih bir hadisle * Senedindeki zayı ığın sebebi
desteklendiği zaman sahih ligayrihi müttehemün bilkizb, kesretülğa e ve
mertebesine yükselir.
skurravi olmayan,

* senedinde mestur bir ravi bulunduğu için


Misal;
zayıf sayılan,

‫ـح َيى ْب ـ ـ ُن‬ َ ‫ َقـ ـ‬، ‫ـشا ٍر‬


ْ َ ‫ أ‬: ‫ـال‬
ْ ‫خ ـ ـبَ َر َنـ ــا َيـ ـ‬ َّ ‫َح ـ ـ َّدثَ ـ ـنَا ُم َحـ ـ َّـم ُد ْب ـ ـ ُن َبـ ـ‬ * başka tariklerle desteklendiği için hasen
mertebesine çıkan hadise hasen ligayrihi
‫ َح ـ َّدثَـ ِـني‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ‬، ٍ ‫خ ـبَ َرنَــا بَ ْه ـزُ بْ ـ ُن َحـ ِـكيم‬
ْ َ ‫ أ‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ‬، ‫يد‬ ٍ ‫سـ ِـع‬ َ denir.

‫ َمـ ْن أ َ َب ُّـر ؟‬،َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫ يَـا َر‬: ُ‫ ُقـ ْلت‬: ‫ـال‬


َ ‫س‬ َ ‫ َق‬، ‫أ َ ِبـي َعـ ْن َجـ ِّدي‬
." ‫ " أ ُ َّم َـك‬: ‫ـال‬ َ ‫ ثُـ َّم َمـ ْن ؟ َق‬: ُ‫ ُقـ ْلت‬: ‫ـال‬
َ ‫ َق‬." ‫ " أ ُ َّم َـك‬: ‫ـال‬
َ ‫َق‬ NOT:Zayıf + Zayıf = Hasen ligayrihi.

‫ ثُـ َّم‬: ُ‫ ُقـ ْلت‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬." ‫ " أ ُ َّم َـك‬: ‫ـال‬َ ‫ ثُـ َّم َمـ ْن ؟ َق‬: ُ‫ ُقـ ْلت‬: ‫ـال‬
َ ‫َق‬ (Dikkat!!! her zayıf değil.)

َ ‫األ َ ْق َر‬
‫ب‬ ْ َ‫ب ف‬ ْ ‫ ثُ َّم‬،‫اك‬
َ ‫األ َ ْق َر‬ َ ‫ " ثُ َّم أ َ َب‬: ‫ال‬
َ ‫َم ْن ؟ َق‬
Misal:
‫ـحيَى بْ ـ ـ ُن‬ ْ ‫ َح ـ ـ َّدثَ ـ ـنَا يَـ ـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ ـ‬، ‫ـشا ٍر‬ َّ ‫َح ـ ـ َّد َث ـ ـنَا ُم َحـ ـ َّـم ُد بْ ـ ـ ُن بَـ ـ‬
Bu hadis hasen lizatihi'dir. Çünkü
، ‫ َو ُم َح َّـم ُد بْـ ُن َجـ ْع َف ٍر‬، ‫ َو َعـبْ ُد ال َّـر ْح َـم ِن بْـ ُن َم ْه ِـد ٍّي‬، ‫يد‬ ٍ ‫س ِـع‬ َ
senedinde ‫ بهز بن حكم‬vardır ki

: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬، َِّ‫ـاصـم ِ ْب ِـن ُعـبَ ْي ِد اهلل‬ ِ ‫ َعـ ْن َع‬، ‫شـ ْعبَ ُة‬ ُ ‫ َحـ َّدثَـنَا‬: ‫َقـا ُلـوا‬
Ali el-Medînî, Nesâî, Ebu Zur’a, İbn-i Hacer
‫ أ َ َّن‬، ‫ـيه‬ ِ ‫ َع ـ ْن أ َ ِب ـ‬، ‫ـام ـ ِر بْ ـ ِـن ر ِب ــي َع َة‬ ِ ‫س ـ ِـم ْعتُ َع ـبْ َد اهللَِّ بْ ـ َن َع ـ‬ َ
ve daha onlarca muhaddis sika olduğunu َ
söylemişler. Hatta ileride gelecek olan ُ ‫سـ‬ َ ‫ فَـ َق‬،‫ني‬ِ ْ ‫َارةَ تَـزَ َّو َجــتْ َعـ َلى نَـ ْع َل‬ ِ ِ
‫ـول‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ا ْمـ َـرأَةً مـ ْن َبــني فَـز‬
hasen hadisin mertebeleri sayılırken
senedinde ‫ بهز بن حكم‬geçtiği hadis, hasen
‫س ِك‬ ِ ْ‫ـيت ِم ـ ـ ـ ْن نَ ـ ـ ـف‬
ِ ‫ضـ ـ ـ‬ َ َ ‫ص ـ ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ ـ َليْ ِه َو‬
ِ ‫ " أَر‬: ‫س ـ ـ ـ َّل َم‬ َ َِّ‫اهلل‬
‫ فَأ َ َجازَ ُه‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬.‫ نَ َع ْم‬: ْ‫ َقا َلت‬." ‫ني ؟‬ ِ ْ ‫ال ِك ِبن َ ْع َل‬ ِ ‫ َو َم‬.
hadisin en üst mertebesi sayılmıştır.
Bununla beraber isminin senedinde geçtiği
hadisin sahihlik mertebesinden düşmesine
sebep olan şu yorumlarda yapılmıştır;

Süleyman Bür 20 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fl
fl

،‫س ـ ْع ٍد‬ َ ‫س ْه ـ ِل بْ ـ ِـن‬ ِ َ‫َو ِف ــي ا ْل ـب‬


َ ‫ َو‬،َ‫ َوأ َ ِب ــي ُه ـ َـريْ ـ َـرة‬،‫اب َع ـ ْن ُع ـ َـم َر‬ Bu ifadeyi şayet İbni Hacer İmam Buhari
gibi alanında kendini kanıtlamış meşhur bir
‫ َوأ َ ِب ــي َحـ ـ ْد َر ٍد‬،‫ َو َج ــا ِبـ ـ ٍر‬،‫ـش َة‬ ِ ‫ َو َع ـ‬،‫ـس‬
َ ‫ـائ ـ‬ ٍ ‫ َوأَنَ ـ‬،‫يد‬ ٍ ‫س ـ ِـع‬
َ ‫َوأ َ ِب ــي‬ alim, muhaddis tarafından söylenip de
ِّ‫س َل ِمي‬ ْ َ ‫األ‬.
ْ
şazz ve illetin nerede olduğu ve nasıl
Hadisin senedinde yer alan ‫ عاصم‬zayıf bir olduğundan bahsedilmemişse bu hadisin
ravidir. Ancak yukarıda zikredilen başka normal sahih olduğuna hükmedilir. Ancak
tariklerle desteklendiği için hasen ligayrihi büyük bir imam değil de normal bir müellif
mertebesine yükselmiştir.
bu ifadeyi kullanmışsa o hadisin senedinin
sahih olduğu ve metninin ise araştırmaya
muhtaç olduğu anlaşılır.

Soru: Hasen hadisin mertebeleri


nelerdir? 3) ‫هذا حديث حسن‬
Hadisin hasen mertebesinde olduğunu
Cevap: Tıpkı sahih hadisin mertebeleri gösterir.

olduğu gibi hasen hadisinde mertebeleri


vardır. Hasen hadisin mertebeleri tamamen 4) ‫هذا حديث حسن االسناد‬
kusuru sebebiyle hadisin hasen Hadisin sadece sebed yönünden hasen
derecesine düştüğü ravinin durumuna olduğunu metinde ise şarz veya illet olma
bağlıdır. Ravinin zabtı ve güvenilirliği ihtimali olan hadislere denir.

arttıkça hadisin mertebesi de artar,


düştükçe hadisin mertebesi de düşer.
(Örnekleri kitapta vardır.)

5) ‫أصح شئ في الباب‬
Bu ifade hadisin sahih olmasını
gerektirmez. Bununla o bab içerisinde
Soru: Bazı hadislerin sonunda yazılan
bulunan hadislerin en iyi durumda olanı
‫ صحيح االسناد‬, ‫ حسن االسناد‬gibi ifadeler kastedilir. Mesela o bab içerisindeki
ne anlamda kullanılmaktadır? hadislerin hepsi zayıf ise hakkında bu ibare
kullanılan hadis en az zayıf olan demektir.

Cevap: En yüksek rütbeden başlayarak


şöyle sıralayabiliriz;
Soru: Hasen hadisin hükmü nedir?

1) ‫هذا حديث صحيح‬ Cevap: Fakihlerin geneli, usulcu ve


Bu ifade o hadisin sahih hadisin 5 şartını muhaddislerin çoğunluğuna göre
da tam manasıyla taşıdığını kendisiyle amel edilir.

göstermektedir.

Soru: Mutakaddimun dönemi


2) ‫هذا حديث صحيح االسناد‬ alimlerinin, hakkında hüküm
Bir hadis, sahih hadisin senetle alakalı belirtmediği bir hadisi, Müteahhirun
olan ilk 3 şartını tam olarak taşımakla dönemi alimleri tashih veya tahsin
beraber, metin ile alakalı olan şaz ve illetli edebilirler mi? Bununla beraber
olmama şartını tam olarak taşınıyorsa veya mutekaddimun dönemi alimlerinin
taşıyıp taşımadan da şüphe varsa bu ifade sahih dediği bir hadisi zayıf, zayıf
kullanılır. Yani müellif bu ifade ile bir nevi dedikleri bir hadisi sahih yapabilirler
şunu söylemiş oluyor; Bu hadis sened mi?
açısından sahihtir. Ancak metin açısından
araştırılması gerek.

Cevap: Hicrî V. asra gelindiğinde hakkında


mutekaddimun dönemi alimlerinin

Süleyman Bür 21 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

konuşmadığı ve hüküm vermediği hadisler


neredeyse kalmamıştır. Hicrî 5. yüzyıldan "Bana göre ibn-u Salah ile diğer alimler
sonra gelen müteahhirun dönemi alimleri arasında aslında ihtilaf yoktur. Çünkü sahih
bu konu hakkında münakaşa etmişlerdir. hadis lizatihi ve ligayrihi diye ikiye ayrılır.
Müteahhirun dönemi alimlerinin konu İbn-u Salah'ın caiz olarak görmediği birinci
hakkında vardıkları sonucu 3 maddede ele kısımdır. Zira bir insan senedi muttasıl ve
alabiliriz;
ricali sika olan bir hadis gördüğü zaman
onun hakkında sahih lizatihi diye hüküm
1. İbn-u Salah'ın görüşü; vermek ister. Oysa bu hükmü verebilmek
için metninde şaz ve illetin olmadığından
da emin olmak lazım. Günümüzde ise
Müteahhirun dönemi alimleri senetlerin
şuzuz ve ilel'e vakıf olmak neredeyse
zaptı, ricallerin hafızasını tesbiti gibi
imkansız ve eski mütekaddimun dönemi
konularda mütesahil davrandıkları için
alimlerine bağlıdır. Çünkü mütekaddimun
günümüzde bir hadis hakkında sahih mi
dönemi alimlerinin bazıları tabiine bile
hasen mi veya zayıf mı? olduğu
yetişmiştir. Dolayısıyla bu işin merkezinde
konusunda önceki hadis imamlarına tabi
yaşamışlardır.

olunur.

Buhârî, Müslim, Ebu Davud gibi


mutakaddimun dönemi müelli eri bir hadis İkinci kısma yani salih ligayrihi konusuna
hakkında bir hüküm vermişse, gelince. Bu konuda İbn-i Salah'ın bir itirazı
müteahhirun dönemi imamları bunun yoktur. Nitekim ben de araştırmalarımda
aksini iddia edemez.
müteahhirun dönemi alimlerinin tashih
ettikleri hadislerin sahih ligayrihi kısmından
olduğunu gördüm"

2. Aralarında İmam Nevevi, İbn-i Kesîr,


Îrâkî, İbn-i Hacer gibi alimlerin bulunduğu
çoğunluğa göre: ZAYIF HAD S

Mütekaddimun dönemi alimlerinin Soru: Zayıf hadis nedir?


hakkında hüküm vermedikleri bir hadis için 

müteahhirun dönemi alimleri sahihtir veya Cevap: Muhaddisler zayıf hadis ile alakalı
hasendir diye hüküm verebilirler.
birbirine yakın tari er yapmı lardır;

Hatta İmam Nevevi bir hadis hakkında


sahihtir diye hüküm verebilecek seviyede Nevevi;
olan birinin bunu yapması caizdir. Bu

هو ما لم يجمع صفة الصحيح او الحسن‬
konuda asırlar arasında fark olamaz. Hatta
içerisinde bulunduğumuz bu asırlarda
hadislerin farklı tariklerine ulaşılabildiği için bn-u Dakîk el-Îd:
bu iş daha kolaydır.

هو ما نقص عن درجة الحسن‬
Nitekim usulü hadis kitaplarında geçtiği bn-u Salah:
üzere bunun birçok örneği de vardır.

هو ما لم يجمع صفة الصحيح او الحسن‬

3. İmam Suyûtî;

Nurettin Itır:

ما فقد شرطا من شروط الحديث املقبول‬
İmam Suyûtî bu konuda müstakil olarak
yazdığı ve 1. ve 2. görüşü cem ettiği
‫ التنقيح ملسالة الصحيح‬isimli eserinde özetle Nurettin Itır'a göre bu tanım daha
şunu söylüyor;
uygundur. Çünkü makbul deyince hem

Süleyman Bür 22 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas





fl

fl
sahih hem hasen hadisleri kapsıyor. Sahih * ‫
املعلق‬
ve hasenin altındaki ise zayıftır.

* ‫
املعضل‬
Kimi alimler ise ibn'u Dakîk el-Îd'in tari ni
be enmi lerdir. Çünkü bir hadis hasen * ‫
املدلس‬
mertebesinin altına dü erse sahih * (‫
معلل )معل‬
mertebesinin altına zaten dü mü olur.

2) RÂV N N ADALET VE ZABT


YÖNÜNDEN CERHÎ SEBEB YLE ZAYIFLIK

Soru: Zayıf hadisin kaç çe idi vardır?
Bir ravi adalet ve zabt özelliklerini 10 ey
Cevap: bn-i Hacer Nüzhetü'n-nazar isimli ile kaybeder. Bu 10 maddeye

eserinde belirtti ine göre hadisler evvela ‫ املطاعن العشرة‬denir.

ikiye ayrılır;

1) Mütevatir
 5'i Adalet, 5'i Zabt ile alakalı olan bu


2) Âhad
 maddelerden biri meydana geldi i zaman
hadis sahih olmaktan çıkar ve duruma
Âhad haber de kendi arasında kabul ve red göre zayıf hadis çe itlerinden birine dü er.
yönünden ikiye ayrılır:
 Bazı hadis çe itlerinin özel ismi olsa da
bazı çe itlerinin özel bir ismi yoktur. Özel
1) Makbul (Sahih, Hasen)
 ismi olmayan hadis çe itlerini zayıf denilir.

2) Merdûd (Zayıf ve kısımları)


‫املطاعن العشرة‬
Merdûd hadisler ise yukarıda zikredildi i
üzere makbul hadisin artlarından bir veya
Adalet ile alakalı olanlar;
birkaç tanesini ta ımayan hadislerin
dü tü ü mertebedir. Merdûd hadis, di er

bir ifade ile Zayıf hadis ve Makbul hadisin (‫)موضوع‬ .‫


* كذب الراوي‬
artlarından hangisini kaybetmi se ona (‫مطروح‬/‫)متروك‬ ‫
* اتهام الراوي بالكذب‬
göre zayıf hadis çe itlerinden birinin altına
girer.
(‫)منكر‬ ‫* فسق الراوي‬
(.……) ‫* بدعة الراوي‬
Makbul hadisin artlarını dü ündü ümüz (.….. ) ‫* جهالة الراوي‬

zaman zayıf hadisi iki ana ba lık altında


toplamamız mümkündür;

Zabt ile alakalı olanlar;

1) SENETTEK KOPUKLUK SEBEB YLE


MEYDANA GELEN ZAYIFLIK ( ‫) منكر‬ ‫* فحش الغلط‬
( ….. ) ‫* سوء الحفظ‬
Sahih hadisin artlarından birincisi ( ‫) منكر‬ ‫
* كثرة الغفلة‬
ittisâlüs'senettir. Salih hadis bu artını
( ‫) معلل‬ ‫
* كثرة الوهم‬
kaybederse a a ıdaki zayıf hadis
çe itlerinden birine dü er.
‫* مخالفة الثقات‬

‫ امل ــزي ــد‬،‫ م ــقلوب‬،‫ م ــدرج‬.،‫ م ــعروف‬-‫ م ــنكر‬،‫ م ــحفوظ‬-‫ش ــاذ‬


* ‫
مرسل‬ ‫ محرف‬,‫ املصحف‬،‫ املضطرب‬،‫
)في متصل األسانيد‬
* ‫
املرسل الخفي‬
* ‫
املنقطع‬

Süleyman Bür 23 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas







































fi


belirlemenin çok zor olması sebebiyle bu
Soru: Zayıf hadis ile amel edilir mi? durumu ele tirmi lerdir.

Cevap: Zayıf hadis ile amel edilip


edilemeyece i konusu hadis usulünde en Soru: Zayıf hadis ile amel etmenin
çok tartı ılan konulardan bir tanesidir. artları nelerdir?
Kısaca söyleyebiliriz ki bir konuda alimler
üç görü zikretmi lerdir;
Cevap: bn-i Hacer bu konuda 3 art
saymı tır;

1) ‫يعمل به مطلقا‬
1) Zayı ı ın çok iddetli olmaması lazım.
Ahmet bin Hanbel, Ebu Davud, Ebu Zayı ı ın iddeti konusunda

Hanife ve imam Malik gibi bazı alimlere * ‫ فحش الغلط‬،‫ املتهم بالكذب‬،‫
كذب الراوي‬
göre ister er'î hükümler ister faziletli maddeleri sayılmı tır. Bu yüzden Mevzu,
ameller, ister Menakıb konusu olsun metruk ve Münker hadislerle ter ib, terhîb
zayı ı ın iddetli olmaması ve o konuyla ve fedail konusunda bile amel edilmez.

alakalı ‫يعمل بالحديث الضعيف في األحكام الشرعية‬


‫ والترغيب والترهيب والفضائل واملناقب‬alanında zayıf
2) Zayıf hadis slâm’da kabul görmü
hadisten ba ka bir ey bulunamaması genel bir prensibe aykırı olmamalıdır. Bu
artıyla amel edilir.
art dinde hiçbir temeli bulunmayan
sonradan uydurulmu eyleri dı arıda
bırakır.

2) ‫ال يعمل به مطلقا‬


3) Zayıf Hadis ile amel edilirken kesinlikle
Yahya bin Maîn, Ebubekir bn-ul Arabî ve Hz peygamber tarafından söylendi ine
bn-i Hazm gibi bazı alimlere göre ister dair bir itikadın olu maması lazım.

er'î hükümler konusunda olsun ister


ba ka bir konuda olsun Zayıf hadisle asla Soru: Bazı kimseler, fedail konusunda
amel edilmez.
bile olsa zayıf hadis ile amel
edilemeyece ini, ayet amel edilirse,
3) ‫يـعمل بـالحـديـث الـضعيف فـي الـفضائـل واملـناقـب‬ zayıf bir hadis ile dinde olmayan yeni bir
‫والـ ــترغـ ــيب والـ ــترهـ ــيب وال يـ ــعمل بـ ــه فـ ــي الـ ــحالل‬ ibadetin dine eklenmi olaca ını iddia
‫والحرام فضال عن العقائد‬ etmi lerdir? Bunlara nasıl cevap
verebiliriz?

Muhaddis ve Fakih alimlerin cumhuruna


göre 3 artla zayıf hadis ile 3.maddede Cevap: Alimler zayıf hadis ile amel
geçen konularda amel edilebilir. Hatta edilebilece ini söylerken yukarıda
mam Nevevi, bn-i Hacer ve Ali el-Kâri bu saydı ımız artları ileri sürmü lerdir.

konuda alimler arasında ittifakın oldu unu


nakletmi lerdir.
Bu artlardan ikincisi

‫ان يكون مندرجا تحت اصل عام‬


Not: Son asırda Yusuf el-Kardâvi gibi bazı yani söz konusu zayıf hadisin, dinde zaten
alimler zayıf hadisle amel edilebilece ini var olan bir prensibin altında yer alması
ancak zayıf ile çok zayıf arasındaki farkı gerekti idir. Buna göre; söz konusu zayıf
hadis dinde benzerinin olmadı ı yeni bir

Süleyman Bür 24 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas










fl
fl







fl





































ey getiriyorsa onunla amel edilmez.
Ancak dinde zaten var olan bir ibadet veya Soru: Zayıf hadislerin ‫فضائل األعمال‬
bir amelin benzerinden bahs ediyorsa
konusunda kullanıldı ına dair misal
onunla amel edilebilir.

verebilir misiniz?

Misal:
Cevap:

‫ َحـ َّدثَـنَا ُم َح َّـم ُد‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬، ‫ار بْـ ُن َح ُّـمويَـ َة‬ ُ ‫َحـ َّدثَـنَا أَبُـو أ َ ْح َـم َد ْامل َ َّـر‬
ِ ِ‫ َحـ َّدثَـنَا بَ ِـقيَّ ُة بْـ ُن ا ْلـ َول‬: ‫ـال‬ ‫س ٍـد‬ َ ‫ َق‬، ‫س ِن‬
َ َ ‫ َحـ َّدثَـنَا ْاملـ ُ َع َّلى ْبـ ُن أ‬: ‫ـال‬ َ ‫َحـ َّدثَـنَا أ َ ْح َـم ُد ْبـ ُن ا ْل َـح‬
‫ َعـ ْن ثَـ ْو ِر بْ ِـن‬، ‫ـيد‬ َ ‫ َق‬، ‫ـصفَّى‬ َ ُ ‫بْـ ُن ْامل‬
- ‫اء‬ ِ ‫ـس َق‬ِّ ‫ـب الـ ـ‬
ُ ‫ـاحـ ـ‬ِ ‫صـ ـ‬ َ ‫ ُه ـ ـ َو‬- ِ ‫ َح ـ ـ َّدثَ ـ ـنَا َع ـ ـبْ ُد ْامل ُـ ـن ْ ِعم‬: ‫ـال‬
َ ‫ َقـ ـ‬،
‫ َع ـ ِـن‬، ‫ َعـ ـ ْن أ َ ِب ــي أ ُ َم ــا َمـ ـ َة‬، ‫ـال ـ ِـد ْب ـ ِـن َمـ ـ ْع َدا َن‬ ِ ‫خـ‬ َ ‫ َعـ ـ ْن‬، ‫َيـ ـ ِزيـ ـ َد‬
، ‫اء‬ ٍ َ‫ َو َعـط‬، ‫س ِن‬ َ ‫ـح‬ َ ‫ َعـ ِـن ا ْلـ‬، ٍ ‫ســلِم‬ ْ ‫ـحيَى بْـ ُن ُم‬ ْ ‫ َحـ َّدثَـنَا يَـ‬: ‫ـال‬ َ ‫َقـ‬
ِ‫ " َمـ ـ ْن َق ــا َم َلـ ـ ْي َلتَي‬: ‫ـال‬ َ ‫صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َل ْي ِه َو‬
َ ‫ َق ـ‬،‫سـ ـ َّل َم‬ َ ِّ‫الـ ـن َّ ِبي‬
ُ ‫وت ا ْل ُق ُل‬
‫وب‬ ِ َ ‫
“ ا ْل ِعي َد ْي ِن ُم ْحت‬
ُ ‫سبًا هللَِِّ َل ْم َي ُمتْ َق ْلبُ ُه َي ْو َم تَ ُم‬ َ ‫س ـ ـ َّل َم َقـ ـ‬
‫ـال‬ َ ‫ص ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ َل ْي ِه َو‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ َ ‫سـ ـ‬ ُ ‫َع ـ ـ ْن َجـ ــا ِب ـ ـ ٍر أ َ َّن َر‬
‫ َو إِذَا‬،‫َان ـ َـك‬ ِ ‫س ـ ْـل ِف ــي أَذ‬ َّ ‫ إِذَا أَذَّنْ ــتَ فَ ـت َ َر‬،‫ " يَ ــا ِب ـ َـال ُل‬: ‫لِ ـ ِب َال ٍل‬
Bu hadisi senedinde geçen 3 isim bazı ‫َان ـ َـك َو إِ َق ــا َم ـ ِـت َك َقـ ـ ْد َر َم ــا‬ ِ ‫ـني أَذ‬َ ْ ‫اجـ ـ َع ْل بَ ـ‬
ْ ‫ َو‬، ‫ـاحـ ـ ُد ْر‬ ْ ‫أ َ َق ـ ْـمتَ فَ ـ‬
yönlerden zayıf kabul edilmi lerdir.
ِ َ ‫ َو ْامل ُ ـ ْعت‬،‫ش ــر ِب ـ ِـه‬ ِ ُ ‫ـشا ِر‬ َّ ‫ َوال ـ‬،‫اآل ِك ـ ُـل ِم ـ ْن أ َ ْك ــلِ ِه‬
ْ ُ‫يَ ـفْ ُرغ‬
‫ص ُر‬ ْ ُ ‫ب م ـ ْن‬
‫ َو َال تَ ُقو ُموا َحتَّى تَ َر ْو ِني‬،‫اج ِت ِه‬ َ ‫اء َح‬ ِ ‫ض‬ َ ‫خ َل لِ َق‬ َ ‫" إِذَا َد‬.

‫ثور بن َيزيد‬
bidat ehli oldu u söylenmi tir.
Bu hadisin senedinde geçen ِ ‫املُنْ ِعم‬
ْ ‫عبْ ُد‬
َ 


zayıf bir râvidir. Dolayısıyla bu hadis zayıf


‫ى‬ َّ ْ ‫محم ُد بْن‬
ُ ‫مصف‬ ‫ال‬ kabul edilmi tir. Bununla beraber bu zayıf
bazı rivayetlerinde
 hadis ile amel edilerek ezanda teressül,
Sika olan ravilere muhalefet etmi tir
kamette acele etme müstehap sayılmı tır.

ْ ‫بقي َُّة بْن‬ Misal 2:


‫الولي َد‬
‫ َح ـ َّدثَ ـنَا َع ـبْ ُد‬: ‫ـاال‬ َ ‫ َقـ‬، ‫س ـ َّد ٌد‬ َ ‫ـيسى َو ُم‬ َ ‫َح ـ َّدثَ ـنَا ُم َحـ َّـم ُد بْ ـ ُن ِعـ‬
çok tedlis yapan bir ravi oldu u
ِ ‫ َع ـ ْن أ َ ِبـ‬، ‫ف‬ ٍ ‫ـصر‬ ٍ ِ
söylenmi tir.
، ‫ـيه‬ ِّ َ ‫ َع ـ ْن طَـ ْل َح َة ْبـ ِـن ُمـ‬، ‫ َع ـ ْن َل ـ ْيث‬، ‫ا ْل ـ َوا ِرث‬
‫س ـ َّل َم‬َ ‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو‬ َ ‫سـ‬
َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫ َرأَيْ ــتُ َر‬: ‫ـال‬ َ ‫َع ـ ْن َج ـ ِّد ِه َق ـ‬
Soru: Bu hadisin senedinde bu üç isim : ‫َال‬ ُ ‫َاال ْل ـ ـ َقذ‬ ِ ‫س ـ ـ ُه َم ـ ــرةً َو‬
َ ‫اح ـ ـ َدةً َح ـ ـتَّى بَ ـ ـ َلغَ ا ْل ـ ـ َقذ‬ َ ْ ‫سحُ َرأ‬ َ ‫يَ ـ ـ ْـم‬
َّ
oldu u için bu hadis zayıf kabul edilmi tir.
imdi burada sorumuzu tekrar edelim. Sırf
‫السالِفَ ُة ا ْل ُعن ُ ِق‬ َّ

bu zayıf hadise binaen bayram gecelerini َ ٍ ‫ُص ِّر‬


Bu hadisin senedinde ‫ف‬ ِ ْ‫ طَ ْلحَ َة ب‬zayıf
َ ‫نم‬
ibadetle geçirmenin faziletli oldu unu
kabul edilmi tir. Ayrıca babası ve dedesi
söylersek dinde daha önce var olmayan bir
de tanınmamaktadır. Dolayısıyla bu hadis
ibadet türünü dine eklemi olmaz mıyız?
zayıftır. Ancak bu hadis ile amel edilip
abdest alırken boynun meshedilmesinin
Cevap: Hayır bununla dinle yeni bir ey müstehap olması hükmü çıkartılmı tır.

eklemi olunmaz. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de


ve Mütevatir sünnetlerde geceleri ibadetle
Soru: Zayıf hadis ‫أحكام الشرعية‬de delil
geçirmenin faziletli oldu una dair birçok
nass vardır. Bayram geceleri de sahih olmaz demi tik. Öyleyse bir eyin
hadislerde zikredilen geceler arasına girer. mübah veya müstehap olması nasıl
Dolayısıyla bu zayıf hadis yeni bir ibadet zayıf hadislere gerçekle iyor?
icat etmekten ziyade dinde var olan bir
prensibin altına girmi oldu.
Cevap:

Süleyman Bür 25 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


























1) mam Nevevi diyor ki bu durumu öyle Soru: Senedini zikretmeden zayıf bir
anlamalıyız; " zayıf hadis, hakkında daha hadis rivayet edilebilir mi?
önce sahih veya hasen bir hadis geçen
konularda mübah veya müstehap
Cevap: biri zayıf bir hadis rivayet etmek
hükmünü koyabilir.

istedi i zaman bu hadisi sahihmi gibi


gösteren rivayetlerle lafızlarla rivayet
2) Bir konu hakkında haram oldu una dair etmesi caiz de ildir bunun aksine Temrîz’i
bir nass yoksa ve sadece zayıf hadislerle ifade eden lafızlarla rivayet etmesi gerekir.

rivayet edilmi se, bu zayıf hadis söz ‫ نقل عنه‬،‫ جاء عنه‬،‫ ورد عنه كذا‬،‫ بلغنا كذا‬،‫روي كذا‬،

konusu meseleyi mübah kılar. Buradaki
mübahlık haramın olmayı ı anlamında
ihtiyaten kullanılan bir ifadedir. er'î bir 3. Hadiste hafız olan bir alim bir hadis
hüküm de ildir.
hakkında "‫ "ال أعرفه‬derse o hadisi red
etmemiz için yeterlidir. Çünkü kendisinin
görmedi i hadisi ba kasının görmesinin
Soru: Zayıf hadisin kendi içerisinde
imkanı azdır.

dereceleri var mıdır?

Nurettin Itır diyor ki akait ve helal haram


Cevap: Bir hadis makbul hadis artlarını
hükümleri dı ında Ter ib-Terhîb
ne kadar çok kaybederse zayı ık da o konularında mevzu olmamak artıyla zayıf
derece derinle ir. Bundan dolayı alimler hadisler zayı ıkları beyan edilmeden
zayı ığın iddetini belirtmek amacıyla u rivayet edilebilir.

kavramları kullanmı lardır;

Bu konuda Ahmet Bin Hanbel diyor ki;

‫الضعيف الواهي املنكر متروك املوضوع‬

‫اذا رويـ ـ ــنا عـ ـ ــن رسـ ـ ــول اهلل فـ ـ ــي الـ ـ ــحالل والحـ ـ ــرام والـ ـ ــسنن‬
ZAYIF (SAKÎM-FAS D)HAD S LE LG L ‫واالحــكام تشــددنــا فــي االســانــيد واذا رويــنا عــن الــنبي فــي‬
BAZI MESELELER ‫ف ــضائ ــل االع ــمال او م ــا ال ي ــضع ح ــكما وال ي ــرف ــعه ت ــساه ــلنا‬

في االسانيد‬
1. Biri zayıf bir hadis gördü ü zaman bu
hadisin bu senedi zayıftır demesi lazım. Bu
hadis zayıftır veya metni zayıftır dememesi Zayıf oldu u halde ümmet tarafından
lazım. Çünkü belki de sahih senetli hali kabul görmü Bu yüzden kendisi ile amel
vardır o görmemi .
eden bazı hadisler vardır. Mesela mam
Şâ î "varise vasiyet yoktur" Hadisi
hakkında hadisçiler Bu rivayeti sahih kabul
Nurettin Itır ‫منهج النقد‬isimli eserinde diyor ki;
etmemekle beraber slam toplumu
senedin zayı ı ı metinin zayı ı ına senedin uygulamaya elveri li görerek onunla amel
sahihli i metinin sahihli ine delalet etmez. etmi ve bu hadisin vasiyet ayetini
Çünkü senedi zayıf olabilir ama ba ka bir neshetti ini söylemi tir. (Leknevi)

sahih senet ile rivayet edilmi olabilir.

Bir hadis zayıf olsa bile mütabi ve


2. Hadiste mam hafız birisi, Bu hadis ahitlerin ço almasıyla Hasan ligayrihi
sahih bir ekilde Rivayet edilmemi tir veya mertebesine yükselir. Ancak bu durum
Bu hadis zayıftır dedi i zaman zayı ık sadece ravinin hafızasındaki bir kusur
yönünü de açıklamı sa o zaman Metin ve sebebiyle veya irsal sebebiyle zayıf sayılan
senet açısından zayıftır diye bir hüküm hadisler içindir. Ne var ki Ravilerinden birisi
verilebilir.
yalancılıkla itham edilmi se veya azz
kaldı ı için bir hadis zayıfsa Bu hadis

Süleyman Bür 26 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas




fi
fl













fl
fl






















fl

fl










fl




Hasen li gayrihi mertebesine yükselmez. ‫( مسواة‬Müsevvat) senedinde bir ravisi
( bni Salah) dü ürülen bununla beraber böyle bir eyin
yapılmadı ını zannettirecek ekilde rivayet
bni Hazım: zayıf bir hadisin ba ka edilen hadis. Bir nevi Tedlisüttesviyedir.

tariklerle desteklemek suretiyle asla Hasan

mertebesine yükselemeyece ini (‫ ضعيف باملرة )شديد الضعف‬hiçbir ekilde


söylemi tir. Ancak bu görü ü azz kabul
kullanılamayacak kadar çok zayıf olan
edilmi tir.

hadis.

‫ ضعيف املشهور‬halk arasında veya bazı


ZAYIF HAD S LE ALAKALI YAZILMI
çevrelerde yayılmı zayıf hadis.

BAZI ESERLER
‫ الضعيف املتماسك‬Zayıf olmasına ra men
bazı durumlarda i e yarar kullanılabilir
Genelde zayıf hadis ba lı ı ile de il de
hadislerdir.

Mürsel, münker ve muallel gibi zayıf hadis


kısımlarının isimleri adı altında kitaplar ‫ مشكوك‬Hazreti peygambere ait oldu una
yazılmı tır;
ve olmadı ına dair bir delil bulunmayan
hadis. Yani varlı ı ile yoklu u arasında
gidip gelinen hadis.

1) ‫حكيم الترمذي‬: ‫
نوادر االصول في االحاديث االصول‬ ‫ مسروق‬Garip göstermek ve ilgi çekmek
için senetteki bir raviyi ba ka bir ravi ile
2) ‫ شيرويه‬:‫
مسند الفردوس‬
de i tirip rivayet edilen hadis.

3) ‫ عقيلي‬: ‫
الضعفاء الكبير‬
4) ‫ بغدادي‬: ‫
تاريخ بغداد‬
5)‫ ابن حبان‬:‫
كتاب الضعفاء‬
6) ‫لذهبي‬:‫
كتاب ميزان االعتدال ا‬

ÎA DA HAD S TAKS M

Soru: ‫ مضعف‬Hadis ne demek???)



* ia da ilk hadis usulü yazan ( Zeyneddin
bin Nurettin amili )

Cevap: Nurettin ıtr diyor ki zayı ı ı


* iilere göre hadis 4'e ayrılır sahih Hasen
üzerinde icma olmayan yani bazı muvassak ve zayıf.

kimselerin zayıf dedi i bazı kimseler

ise kuvvetli dedi i hadistir.

Sahih; senedindeki bütün raviler imami ve


adaletli iseler bu hadis sahih olur.

Bu kavram bnü'l cevzi ve Sahavi


Hasen; Senedin tamamı mami olmakla
tarafından öne sürülmü tür. Asahh olan
beraber ravilerin bazısı Adalet sahibi bazısı
görü ise cumhur'un görü üdür. Yani böyle
ise Memduh kimseler ise hadis Hasen olur.

bir kavramın olmayı ıdır.

Muvassak; raviler adil olmakla beraber


Senette imami olmayan raviler varsa o
ZAYIF LE ALAKALI BAZI KAVRAMLAR
hadis muvassak olur.

Zayıf; senedinde mechul raviler varsa o


‫ سقيم‬Zayıf manasında
hadis zayıf olur.

‫ فاسد‬Zayıf manasında

Süleyman Bür 27 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas









































fl







Ayrıca iilere göre zayıf hadiste makbul ve muttasıl olduktan sonra hadis maktu olsa
merdut diye ikiye ayrılır makbul amel da ona muttasıl denilebilir.

edilen demektir.(Allame Hillî)


Bununla beraber bazı alimler maktu hadise
muttasıl dememişlerdir. Öyle anlaşılıyor ki
MUTTASIL - MEVSUL HADİS maktu hadisi tari n dışında bırakan
alimlerin endişesi luğavidir. Yani muttasıl,
mevsul demek iken maktu onun tam
Soru: Muttasıl hadis nedir?
zıttıdır. Maktu hadise muttasıl denilince bir
şeyin birbirine zıt olan iki vası a
Cevap: sıfatlanması garabeti ortaya çıkar.

Suyûtî: Sonuç:

‫ما اتصل اسناده مرفوعا كان او موقفا على من كان‬...


Senedi muttasıl olan hadislere muttasıl
Tariften anlaşıldığı üzere Suyûtî'ye göre hadis denilir.

hadis ister merfu, ister mevkuf, ister Eğer hadis Hz peygamber'e isnad
maktu' olsun senedi baştan sona muttasıl edilmişse ‫ متصل املرفوع‬denir.

olduktan sonra o hadise muttasıl denilir.


Eğer hadis sahabeye isnad edilmişse ‫متصل‬
‫ املوقوف‬denir.

İbn-u Salah :
MÜSNED HADİS

‫ص ِل‬ ِ َّ ‫ َم ْع ِرفَ ُة ْاملُت‬ :‫س‬ ُ ‫ام‬ ِ ‫خ‬ َ ‫ع ا ْل‬ُ ‫


الن َّ ْو‬
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki hadis
ِ ‫ َو ُم ـ ـطْ َل ُق ُه يَ ـ ـ َقعُ َع ـ ـ َلى ْاملَـ ـ ْـرفُـ ــوع‬،‫ـول‬ ُ ‫صـ ـ‬ ْ ‫ـض‬
ُ ‫امل َـ ـ ْو‬ :‫ا‬ ِ ‫ال ِفـ ـ‬
ً ‫ـيه أَيْـ ـ‬ ُ ‫َويُ ـ ـ َق‬ usulünde müsned kelimesinin 3 manası
‫اح ـ ٍـد ِم ـ ْن‬ِ ‫ فَ ـ َكا َن ُك ـ ُّـل َو‬،‫س ـنَا ُد ُه‬ ْ ِ‫ـص َل إ‬ َ ‫ َو ُه ـ َو ا َّل ـ ِـذي اتَّ ـ‬.‫ـوف‬ ِ ‫َو ْامل َ ـ ْو ُق ـ‬ vardır;

ُ‫ َحتَّى يَنْت َ ِهيَ إِ َلى ُمنْت َ َهاه‬،ُ‫س ِم َع ُه ِم َّم ْن َف ْو َقه‬ َ ‫ات ِه َق ْد‬ِ ‫
ر َو‬
ُ
1) Sened

İbn-u Salah'a göre bir hadisin muttasıl 2) Sahabe isimlerinin altına onlardan
olabilmesi için ya merfu ya da mevkuf rivayet edilen hadislerin zikredilerek
olması lazım. İbn-u Salah bununla maktu oluşturulduğu rical türü eserler.

hadisi, tari n dışında bırakmıştır.


3) Hem muttasıl hem merfu olan hadis.

Bizim burada ele aldığımız 3. maddedir.

Îrâkî :
Soru: Müsned hadis nedir?
‫واما اقوال التابعني اذا اتصلت االسانيد اليهم فال‬
‫يسمونها متصلة في حالة االطالق اما مع التقيد فجائز‬ Cevap: Müsned hadis için genelde 3 tarif
yapılmıştır. En doğru olan görüş 3 görüştür
‫وواقع في كالمهم كقولهم هذا متصل الى سعيد ابن‬
Çünkü 1. ve 2. etrafını câmi' âğyârını mâni'
‫املسيب او الى مالك‬.
değillerdir.

Nurettin Itır : 1. Hatîb el-Bağdâdî:


َ ّ‫
ما ات‬
‫صل سن ُد ُه الى منتهاه‬
Nurettin ıtır, Menhecun-nakd isimli
eserinde özetle şunları söylemiştir;

Hatîb el-Bağdâdî'ye göre müsned hadis


merfu olsun mevkuf olsun maktu' olsun
Cumhur maktu hadisi de muttasıl tari senedi muttasıl olan her hadise denir.

altında değerlendirmiştir. Yani senedi

Süleyman Bür 28 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas



fi
fi

fl

fi
Hatîb el-Bağdâdî'nin bu tari muttasıl gibi kopukluğa işaret eden ifadelerin
hadis ile arasında hiçbir fark kalmadığı için olmaması lazım. (Tedrîburrâvi c. I, s. 278)

eleştirilmiştir. Çünkü onun yaptığı tarife


göre muttasıl hadis ile arasında hiçbir fark Soru: İbn-i Hacer'in müsned hadis için
kalmadı.

yaptığı
ٍ
‫بسند ظاه ُرهُ االتًصال‬ ٍّ‫ع صحابي‬
ُ ‫واملسن ُد مرفو‬
2. İbn-i Abdi'l-Berr
tari ne için eleştirilmiştir?
‫خاصة متَّصال كان او ُمنقطعا‬
َّ ‫
ما جاء عن النبي‬

Cevap: ibni Hacer Nüzhetü'n-nazar isimli


İbn-i Abdi'l-Berr'e göre senedi ister
eserinde kendi tari nde geçen ‫ظاهرهُ االتًصال‬
ُ
mutlasın ister munkatı olsun Hz
ifadesini şu şekilde açıklamıştır; " Bu kayıt
peygambere dayandırılan bütün hadislere
ile senedinde gizli kopukluk olan müdelles
müsned denir. Bu tarifte eleştirilmiştir.
hadis ve muâsır oldukları halde mülakî
Çünkü bu tarife göre müsned hadis ile
olmayan kimselerin birbirlerinden rivayet
merfu hadis arasında hiçbir fark
ettikleri hadisler müsned tari nin altına
kalmamıştır.

girmiştir. Nitekim müsned türü eserler


İbn-i Hacer bu tari n eksik olduğunu ve bu
yazan imamlarda bu söylediğimize
tarife göre mürsel mu'dal ve munkatı
muva ak (zahiren senedi muttasılmış gibi
hadisinde müsned olması gerektiğini
görünüp içerisinde kopukluğa delalet eden
söylemiştir.

bir kusur bulunan) bir şekilde hadislerini


almışlardır ".

3. Hâkim en'Nîsâbûrî Nurettin Itır İbn-i Hacer'in bu görüşünü



َما اتصل اسنا ُده إلى رسول اهلل‬ eleştirmiş ve sadece Ahmed bin Hanbel'in
Müsned'inin başında yer alan 200 hadisin
En doğru tarif budur. Çünkü bu tarife göre İbn-i Hacer'in İddaa ettiği gibi zahiren
bir hadisin müsned olabilmesi için aynı muttasıl görünüp içerisinde gizli inkita olan
anda hem muttasıl hem merfu' olması türden olmayıp bilakis aleni bir şekilde
gerekir. Böylelikle sadece muttasıl veya mumkatı olan hadisler olduğunu
sadece merfu' olan hadisler tari n dışında söylemiştir.

kalmış oldu. Çünkü bir hadis muttasıl olup


aynı zamanda mevkuf olabilir veya merfu Soru: Müsned hadisin hükmü nedir?
olup munkatı, mürsel, mu'dal hatta
müdelles olabilir. Bu tarife göre ise Cevap: Müsned hadis taşıdığı şartlara
mevkuf, maktu, mürsel, mu'dal, munkatı, göre sahih hasen veya zayıf olabilir.

muallak ve müdelles kavramları dışarıda


kalmış oldu. ( el-Bâisü'l-Hesis s. 73)

Yine Hâkim en-Nîsâbûrî'ye bir hadisin MERFU’ HADİS


müsned olabilmesi için senedinde


Soru: Merfu' hadis kavramı ilk defa ne
‫اُخبِرتُ عن فالن‬ zaman kullanılmıştır?

‫حُ دِّثتُ عن فالن‬


Cevap: Muhammed bin Sîrîn'in "Ebu
‫بلغني عن فالن‬
Hureyre'den rivayet ettiğim her hadis
‫وال اظنه مرفوعا‬ merfudur" sözü ve Zeyd bin Cüd'ân'nın "
‫وال رفعه فالن‬ Hasan Basri ve Ebi'l-Aliye'nin hadisleri
işittikleri zaman merfu' rivayet ederler"

Süleyman Bür 29 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
ff
fi

fi
fi
fi
fi
sözü merfu' hadis kavramının hicri I. Cevap: 4 çeşit Merfu' hadis vardır;

yüzyılın sonlarından itibaren kullanıldığını


göstermektedir. (Ahmet Yücel, ıstırahlarının
1) ‫املرفوع القولي‬
doğuşu ve gelişimi s. 170)

Misal:
Soru: Merfu' hadis nedir?
‫سمعت رسول اهلل يقول كذا‬.


حدثنا رسول اهلل كذا‬
Cevap: Merfu' hadis ile alakalı birbirine
yakın tari er yapılmıştır.

انه قال كذا‬

رايت النبي فعل كذا‬

*İbn-i Kesîr : 2) ‫املرفوع الفعلي‬


ِ ُ ‫ما أ‬
‫ضيف الى النبي قوال منه او فعال عنه وسواء كان‬

متصال أو منقطعا او مرسال‬
Misal:

رايت النبي فعل كذا‬
İster Muttasıl ister Munkatı ister Mürsel

كان رسول اهلل يفعل كذا‬
olsun Hz peygamber'e dayandırılan bütün
hadislere Merfu' denir.

3) ‫املرفوع التقريري‬

*Hatîb el-Bağdâdî Misal:



ما اَخبَر فيه الصحابيُ عن رسول اهلل‬ ‫
فعلت بحضرة النبي كذا‬

فعل فالن بحضرة النبي كذا‬
Hattabî'nin bu tari nden anlaşılıyor ki
kendisi Mürsel olan bir hadisi merfu hadis 4) ‫املرفوع الوصفي‬
kategorisine almamıştır. Çünkü Mürsel
hadis sahabenin değil tabiinin Hz
peygamber'e dayandırdığı hadistir.
Misal:

كان رسول اهلل احسن الناس خلقا‬
*Alimlerin çoğunluğu tarafından kabul
gören tarif ise şudur; Not: Merfu' hadisin bu 4 çeşidi tasrîhen
Merfu' ( ‫ )املرفوع تصريحا‬çeşididir. Yani

ما اضيف الى النبي من قول او فعل او تقرير او صفة‬ bunların Hz. peygamber'e izafe edilen söz,
Bu tarife göre Hz. peygamber'e izafe il ve takrirler oldukları açıktır.

edilen şey ister kavl, ister il, ister takrir,


ister sıfat olsun,
Soru: Hükmen Merfu' ne demektir?

Hadisi Hazreti peygambere dayandıran Cevap: Hz peygamber'e aidiyeti açık


ister sahabe olsun, ister tabiin olsun,
olmayan bununla beraber zikredilen
hadisin içeriğinden Hz peygamber'e ait
Hadis ister muttasıl ister munkatı olsun,
olduğu anlaşılan hadislere Hükmen Merfu'
O hadise Merfu denir.
denir.

Soru: Kaç çeşit Merfu' hadis vardır? Soru: Bir hadisin hükmen Merfu' olduğu
nasıl anlaşılır?

Süleyman Bür 30 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl

fi
fi
b) Hz peygamberin zamanla izafe ederek
Cevap: hadis usulü kitaplarında rivayet ettikleri haberler. Cumhur'a göre bu
birbirinden farklı sayıda birçok yöntem tür hadisler hükmen merfudurlar.

belirtilmiştir. Nurettin Itır bunları 4


maddede toplamıştır;
Misal:
ِ ‫س ِمعَ َجا ِبرا ر‬
َ ‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َق‬
‫ ُكنَّا‬: ‫ال‬ َ ، ‫خبَ َر ِني َعطَا ٌء‬ ْ
َ ً
1.Madde Hadisin konusu sahabenin kendi ‫ )ق‬.‫ َن ْع ِز ُل َوا ْل ُق ْرآ ُن يَن ْ ِز ُل‬V

rey ve içtihadıyla ortaya koyamayacağı bir


konu ise o hadis hükmen Merfu' olur.

3.Madde Sahabelerin:

Misal;

من السنه كذا‬
Hz Ali'nin küsûf namazının her rekatında iki
defa rüku yaptığına dair gelen rivayet. ‫
امرنا بكذا‬
Küsûf namazının her rekatında iki rüku ‫
نُهينا عن كذا‬
yapmak Hz Ali'nin kendi içtihadı ile karar
vereceği bir durum değildir. Öyleyse bu
hadis hükmen merfudur.
gibi sözlerle hadisi dolaylı yoldan Hz
peygamber'e dayandırarak rivayet ettikleri
haberler.

Misal;
ِ َ‫ َكان‬: ‫ول‬
،‫ت ا ْليَ ُهو ُد‬ ُ ‫ يَ ُق‬، ‫س ِمعَ َجا ِب ًرا‬َ ، ‫َع ِن ابْ ِن ْاملُن ْ َك ِد ِر‬
Misal;
‫الر ُج ُل ا ْم َرأَتَ ُه ِم ْن ُد ُب ِرهَا ِفي ُقبُلِ َها َكا َن‬
َّ ‫ إِذَا أَتَى‬: ‫ول‬ ُ ‫تَ ُق‬ ِ ‫األَذَا َن َوأ َ ْن ُي‬
‫وت َر‬ ْ ‫ أ ُ ِم َر ِب َال ٌل أ َ ْن َي‬: ‫ال‬
ْ َ‫شفَع‬ َ ‫ َق‬، ‫س‬ ٍ َ‫َع ْن أَن‬
‫ث َل ُك ْم فَأْتُوا َح ْرثَ ُك ْم‬ َ ‫ } ِن‬: ْ‫ فَنَزَ َلت‬،‫ا ْل َو َل ُد أ َ ْح َو َل‬
ٌ ‫سا ُؤ ُك ْم َح ْر‬
ِْ
‫اإل َقا َم َة‬.
ِ ‫أَنَّى‬.
{ ‫شئْت ُ ْم‬

Hadiste Enes bin Malik'in Bilal'e emredildi


demesi aktarılan sözün bizzat Hazreti
2.Madde Sahabilerin, "biz şöyle yapardık, peygamber'e ait olduğunu göstermektedir.

biz şöyle söylerdik" gibi ifadelerle maziye


yönelik haberler aktarmaları.
Misal;
َ ‫َع ْن ِع ْم َرا َن بْ ِن ُح‬
َ ‫ َق‬، ٍ‫ص ْني‬
(‫ )تر‬.ِّ‫ نُ ِهينَا َع ِن ا ْل َكي‬: ‫ال‬

Bu iki şekilde olur:

Misal:
ِ ‫يد َم‬
ِ ‫خر َج إِ َلى ا ْل ِع‬ ِ ُّ ‫ ِم َن‬: ‫ال‬ َ ‫َع ْن َعلِيٍّ َق‬
،‫اشيًا‬ ُ ْ َ‫السنَّة أ َ ْن ت‬
a) Herhangi bir zamana izafe etmeden
ْ َ‫ش ْيئ ًا َقبْ َل أ َ ْن ت‬
‫خ ُر َج‬ َ ‫ َوأ َ ْن تَأ ْ ُك َل‬.
mutlak olarak rivayet ettikleri haberler.
(‫
)كنا نفعل كذا‬
4.Madde Sahabelerin:

Îrâkî, İbn-i Hacer, Suyûtî, Nevevi, Râzî


Âmidî ve bu usulcüler bu tür hadislerin ‫
رفع الحديث‬
hükmen Merfu'olduğunu belirtmişlerdir. ‫
يرفعه‬
İbn-i Salah'a göre ise Mevkufturlar.


رفعه‬

Misal: ‫
يرويه‬
‫ ُكنَّا إِذَا‬: ‫ال‬
َ ‫ َق‬،‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما‬ ِ ‫َع ْن َجا ِب ِر بْ ِن َعبْ ِد اهللَِّ ر‬ ‫
ينميه‬
َ
َ ‫ َو إِذَا نَزَلنا‬،‫ص ِع ْدنَا َكبَّ ْرنَا‬.
َ‫سبَّ ْحنا‬ َ ْ َ

Süleyman Bür 31 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

gibi sözlerle sözü Hz peygamber'e


dayandırarak rivayet ettikleri haberler.
Soru: Re a' (‫ )رفَّاع‬ne demektir?

Misal;
Cevap: Özellikle başka raviler tarafından
ِ ‫س ا ْل َك‬
‫اف ِر ِمث ْ ُل أ ُ ُح ٍد‬ ِ " : ‫ال‬
ُ ‫ض ْر‬ َ ‫ َق‬،ُ‫ َرفَ َعه‬، َ‫ َع ْن أ َ ِبي ه َُر ْي َرة‬. mavkuf olarak rivayet edilen hadisleri
çokça Allah resulüne dayandırarak merfu
(Ka rin cehennemdeki dişi uhud dağı şeklinde rivayet eden raviler için kullanılan
kadardır)
bir sıfattır.

Buradaki ‫ رفعه‬ifadesi hadisin merfu MEVKUF HADİS


olduğunu göstermektedir.

Soru: Mevkuf ilk defa ne zaman


kullanılmıştır
Soru: Hadisin merfu olduğunu işaret
eden lafızlar nelerdir? Cevap: Hadis toplamakla meşgul olan
muhaddisler hicri I. asırda merfu hadislerle
Cevap: Sahabelerin hadisi rivayet ederken beraber mevkuf hadiseleri toplamışlardır.
kullandıkları şu sözler hadislerin merfû Ancak mevkuf hadis tabirinin II. asırda
olduğuna işaret eder;
kelime manasıyla kullanılmış olup III.
asırda yaygınlaşmıştır.

‫سمعت رسول اهلل يقول كذا‬.

Soru: Mevkuf hadis nedir?



حدثنا رسول اهلل كذا‬

انه قال كذا‬
Cevap

رايت النبي فعل كذا‬ ‫قول او فع ٍل او تقري ٍر‬ ِ ُ ‫
ما ا‬
ٍ ‫ضيف الى الصحابيِّ من‬

كان رسول اهلل يفعل كذا‬

فعلت بحضرة النبي كذا‬ İster muttasıl ister munkatı olsun sahabeye

فعل فالن بحضرة النبي كذا‬ dayandırılan söz il ve takrirlere mevkuf
hadis denilir.


من السنه كذا‬

كنا نفعل كذا‬ Soru: Mevkuf hadis kaça ayrılır?

كنا ال نرى بئسا‬

امرنا بكذا‬ Cevap: Mevkuf hadis 3'e ayrılır;


نُهينا عن كذا‬
1) ‫املوقوف القولي‬

Tabiin hadisi sahabeye isnat ettikten sonra


şu ifadeleri kullanmışsa yine hadisin mer Misal:
olduğunu gösterir;
‫َّب‬ َ َّ ‫ َح ِّدثُوا الن‬: ٌّ‫ال َعلِي‬
ِ ُ‫اس ِب َما يَ ْع ِرفُو َن أَت‬
َ ‫حبُّو َن أ َ ْن يُ َكذ‬ َ ‫َو َق‬
‫سو ُل ُه‬
ُ ‫
اهللَُّ َو َر‬

رفع الحديث‬

يرويه‬

ينميه‬ 2) ‫املوقوف الفعلي‬

يبلغ به‬
Misal:

Süleyman Bür 32 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
ff

fi

fi

ٍ َّ‫
َوأ َ َّم ابْ ُن َعب‬
‫اس َو ُه َو ُمتَيَ ِّم ٌم‬
İbn-i Kesîr:
3) ‫املوقوف التقريري‬

هو املوقوف على التابعني قوال أو فعال وهو غير املنقطع‬
Misal:
ِ ُ‫قول بعض التابعني فعلت كذا امام احد الصحابة ولم ي‬
‫نكر‬ Tabiine dayandırılan söz ve illere maktu

علي‬ hadis denilir. Maktu'hadis ile munkatı
hadis aynı şeyler değildir.

Not: Horasan alimleri merfu hadise haber,


İbn-i Hacer: tıpkı İbn-i Kesîr gibi maktu
mevkuf hadise eser demişlerdir.

hadisin munkatı ile karışmamasına dikkat


çekmiş ve şöyle demiştir;

Soru: Mevkuf hadis makbul olması


durumunda kendisi ile amel edilir mi?
‫فاملنقطع من مباحث االسناد واملقطوع من مباحث املنت‬.

Cevap: Mevkuf hadis ile amel edilip


edilemeyeceği konusunda alimler iki farklı Munkati' hadisler senet ile alakalıdır.
görüşleri söylemişlerdir;
Sözün izafe edildiği kişinin Hz peygamber
mi sahabe mi tabiin mi olduğu önemli
değildir. Maktu' hadisler ise metin ile
1) Başta Serahsî olmak üzere bazı Hanefî alakalıdır. Yani söz tabiine izafe edilmişse
alimler, İmam Malik ve Ahmed bin senedindeki kopukluğa bakılmaksızın
Hanbel'in bir görüşüne göre sahabe maktu ismini alır. ( ‫ ابن كثير‬,‫ الباعث الحثيث‬s.
sözleri ile amel edilir. Çünkü onlar daima
84)

sünnete ve şeriata göre yaşarlardı.

Nevevi:
2) İmam Şa î ve bazı hane lere göre
mevkuf hadis ile amel edilmez. Çünkü
sahabenin o sözü Hz peygamber'den ‫هو املوقوف على التابعي قوال له او فعال واستعمله‬
duymamış olma ve kendi görüşünü ortaya ‫
الشافعي ثم الطبراني في املنقطع‬
koymuş olma ihtimali vardır.

Not: Mevkuf kavramı mutlak olarak Tabiine dayandırılan söz ve illere maktu
kullanıldığı zaman akla sahabeye hadis denilir. İmam Şa î ve daha sonra
dayandırılan mevkuf hadis gelmelidir.
Taberani maktu kavramını munkatı
Ancak Mevkuf kavramı bazen mukayyed manasında kullanmışlardır.

olarak kullanılıp sahabeden daha aşağı Suyûtî tedrîburrâvi isimli eserinde


kimselere de nispet edilebilmektedir.
Nebevi'nin yukarıdaki ibaresini şerh
ederken şöyle söylemiştir; "imam Şa î
Misal: ‫
هذا الحديث موقوف على الزهري‬ maktu hadisi munkatı manasında
kullanmıştır. Ancak bu hadis ıstırahlarının
tam yerleşmesinden önceydi. Hatta imam
MAKTU'HADİS Şa î Buhari ve Müslim'in şartlarına uyan
bazı hadisler için hasen demiştir".
Soru: Maktu' hadis nedir? (Tedrîburrâvi, s. 298)

Cevap: Maktu'hadis için yapılan en yaygın tarif


şudur;

Süleyman Bür 33 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi

fi
fi
fi
fi
fi
Abdullah bin Mübarek (181), Yahya bin
‫هو ما اضيف الى التابعي او من دونه من قول او فعل‬ Said el-Kattan (198), Malik bin Enes (179)
ve daha birçok muhaddisin Mürsel
kavramını kullanması gittikçe daha fazla
Soru: Maktu' hadis kaça ayrılır? yayıldığını göstermektedir. (Ahmet YÜCEL/
HADİS ISTIRAHLARIN DOĞUŞU VE
Cevap: Maktu' hadis ikiye ayrılır;
GELİŞİMİ s. 180)

1) ‫املقطوع القولي‬ Soru: Mürsel hadis nedir?

Misal: Cevap: Mürsel hadis hakkında birbirinden


ِّ farklı tari er yapılmıştır. Leknevî, Zaferu'l-
‫"صل‬ ‫قول الحسن البصري في الصاله خلف املبتدع‬
Emânî şerhinde bu tari eri 4 maddede ele

"وعليه بدعته‬
almaktadır.1. tarif Usulcüler ve fukahanın
tari dir. 4. tarif hadisçilerin tari dir. Bu
2) ‫املقطوع الفعلي‬ tari erden en meşhur ve en sahih olanı 4.
tariftir. Bu tari er şunlardır;

Misal:
‫قول ابراهيم بن محمد بن املنتشر "كان مسروق يرخي‬ 1. Tarif: ‫املرسل ما انقطع اسناده‬
‫الستر بينه وبني اهله ويُقبل على صالته ويخليهم‬

"ودنياهم‬ Senedinin ister başında olsun ister
sonunda olsun, ister bir ravi düşsün ister
birkaç ravi düşsün senedinde kopukluk
Soru: Maktu' hadis makbul olunca olan her hadise Mürsel hadis denilir.
hüccet kabul edilir mi? Mürsel hadis bu tari ile Mu'dal, Muallak
ve Munkatı hadisleri içine almaktadır. Bu
Cevap: Maktu' hadis genel itibariyle yüzden Ebu Nuaym el-İsfahânî, Müslim'in
alimler tarafından huccet kabul Sahih'i üzerine yazdığı Müstahrec'inde
edilmemiştir. Dolayısıyla Maktu' hadisi ile Muallak hadislere Mürsel demiştir. Yine
amel edilmez. Bununla beraber bazı Beyhakî, Buhari, Darekutnî, Ebu hatim er-
alimler hadisin merfu olduğuna işaret eden Râzî gibi isimler de Munkatı hadise Mürsel
‫ يرفعه‬gibi bir karine olması durumunda demişlerdir.

merfu' mürsel hadis gibi


değerlendirileceğini ve kendisiyle amel Tercih edenler:
edilebileceğini söylemişlerdir.
Bu görüş Hatîb el-Bağdâdî, Fukaha ve
bazı usulcülerin görüşüdür.

MÜRSEL HADİS
Buhari'den misal:
،‫ش‬ ْ ‫ َح َّدثَنَا‬، ‫ َح َّدثَنَا أ َ ِبي‬، ‫ص‬
ُ ‫األ َ ْع َم‬ ٍ ْ‫َح َّدثَنَا ُع َم ُر ْب ُن َحف‬
Soru: Mürsel hadis kavramı ilk defa ne
zaman kullanılmıştır? ٍ ‫س ِع‬
‫يد‬ َ ‫ َع ْن أ َ ِبي‬، ُّ‫ش ِر ِقي‬ ْ َ ‫اك ْامل‬ ُ ‫الض َّح‬
َّ ‫ َو‬، ‫اهي ُم‬ ِ ‫َح َّدثَنَا إِبْر‬
َ
ِ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْه‬ َ ُّ‫ قال النبي‬: ‫خ ْد ِر ِّي َرضيَ اهللَُّ َعن ُه قال‬
ِ َّ َ َ َ َ ْ ِ ُ ‫ا ْل‬
Cevap: Hüseyin el-Muallimî'nin (150) ‫آن ِفي‬ ِ ‫ث ا ْل ُق ْر‬ ِ
َ ‫ " أ َ َي ْعجِزُ أ َ َح ُد ُك ْم أ َ ْن َي ْق َرأ َ ثُ ُل‬: ‫ص َحا ِبه‬ ْ َ ‫س َّل َم ِأل‬ َ ‫َو‬
"Yahya bin Ebû Kesîr'e (129) bu mürseller ‫طيقُ ذَلِ َك يَا‬ ِ ُ‫ أَيُّنَا ي‬: ‫ َو َقا ُلوا‬،‫شقَّ ذَلِ َك َع َليْ ِه ْم‬ َ َ‫َليْ َل ٍة ؟ " ف‬
kimdendir diye sorardık" şeklinde verdiği ." ‫آن‬ ِ ‫ث ا ْل ُق ْر‬ ُ ‫الص َم ُد ثُ ُل‬ َّ ‫اح ُد‬ ِ ‫ " اهللَُّ ا ْل َو‬: ‫ال‬ َ ‫ول اهللَِّ ؟ فَ َق‬ َ ‫س‬ ُ ‫َر‬
haberden mürsel'in hicri II. asrın ilk
‫اك‬ِ ‫الض َّح‬ َّ ‫ َو َع ِن‬،‫س ٌل‬ َ ‫ ُم ْر‬: ‫اهي َم‬ ِ ‫ َع ْن إِبْر‬،َِّ‫ال أَبُو َعبْ ِد اهلل‬ َ ‫َق‬
yarısında kullanıldığını göstermektedir. َ
‫سن َ ٌد‬ ْ ‫ ُم‬: ِّ‫شرقي‬ ِ ِ ْ
ْ َ ‫امل‬.

Hicri II. asırda Şu'be bin Haccac (160),

Süleyman Bür 34 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl
fl
fl

fi
fl
fi
Yani İbrahim hadisi direk Said'den rivayet .‫سقط من اخرِه مَن بَعد التابعي‬
َ ‫واملرسل ما‬
etmişse Mürsel, (munkatı manasında) olur. ‫وصورته ان يقول التابعي سوا ٌء كان كبيرا او‬
Eğer hadisi Dahhak'tan almışsa Müsned
‫ او فعل‬٫‫ اوفعل كذا‬٫‫صغيرا "قال رسول اهلل كذا‬
olur. Çünkü İbrahim Said karşılaşmamıştır.

‫ او نحو ذلك‬٫"‫بحضرته كذا‬.

Ebu Davud'dan misal:


ِ ‫ َح َّدثَنَا أَبُو َع‬، ‫األ َ ْه َوا ِز ُّي‬
‫ام ٍر‬ ْ ‫َح َّدثَنَا َعبْ ُد ْاملَلِ ِك بْ ُن َم ْر َوا َن‬ Mutlak olarak tabiinden birinin sahabenin
ismini zikretmeksizin ‫ قال رسول اهلل‬ve benzeri
‫س َحاقَ بْ ِن يَ ِزي َد‬ ْ ِ‫ َع ْن إ‬، ‫ َع ِن ابْ ِن أ َ ِبي ِذئ ٍْب‬، ‫َوأَبُو َدا ُو َد‬
ٍ ‫س ُع‬ ifadelerle sözü Hazreti peygambere
‫ود‬ ْ ‫ َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ ْب ِن َم‬، َِّ‫ َع ْن َع ْو ِن ْب ِن َعبْ ِد اهلل‬، ِّ‫ا ْل ُهذ َِلي‬
dayandırdığı hadislerdir. Burada tabiinin
َ‫ " إِذَا َر َكع‬: ‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬ َ ‫َق‬ büyüklerden veya küçüklerden olması
‫ َوذَلِ َك‬." ِ ‫ظيم‬ ِ ‫سبْ َحا َن ربِّيَ ا ْل َع‬
َ ُ : ‫ات‬ ٍ ‫ث َمر‬
َّ َ ‫أ َ َح ُد ُك ْم فَ ْليَ ُق ْل ثَ َال‬ arasında fark yoktur.

،‫ َث َال ًثا‬." ‫األ َ ْع َلى‬ ْ َ‫سبْ َحا َن َر ِّبي‬ ُ " : ‫س َج َد َف ْل َي ُق ْل‬َ ‫ َو إِذَا‬،‫أ َ ْد َنا ُه‬
ُ‫ َوذَلِ َك أ َ ْدنَاه‬.
Tercih edenler: Muhaddisler, Hakim en-
Nisabûrî, İbn-i Abdi'l-Berr ve bazı Fakih ve
َِّ‫س ٌل ؛ َع ْو ٌن َل ْم يُ ْد ِر ْك َعبْ َد اهلل‬ َ ‫ َق‬.

َ ‫ َهذَا ُم ْر‬: ‫ال أَبُو َدا ُو َد‬


usulcüler bu görüşü tercih etmişlerdir.

2. Tarif Hadis usulü kitaplarında Mürsel denildiği


‫املرسل هو قول غير الصحابي قال رسول اهلل‬ zaman akla ilk gelen budur.

‫ صلى اهلل عليه وسلم‬.

Sonuç; Mürsel hadis ile ilgili iki ana tanım


İster tabiin, ister tebe-i tabiin, ister yapılmıştır.

sonraki tabakalardan biri, ‫قال رسول اهلل صلى‬


‫ اهلل عليه وسلم‬derse bu hadis Mürsel olur. 1. Munkati' manasındadır. (Fakih ve Usulcüler)

Hatta bazı kimselere göre günümüzde 2. Senedinden sadece sahabenin düştüğü


birisi Hadisi Hz. Peygambere isnat etmeyi hadistir.

kastetsin veya etmesin ‫ قال رسول اهلل‬derse


hadis Mürsel olur.
Bu ikinci görüş muhaddislerin tercih ettiği
ve en meşhur olan görüştür.

Tercih edenler: Bazı Hane ler bu


görüştedirler.
Fakih ve usulcülerin tercih ettiği birinci
görüş muhaddislerin söylediği ikinci
görüşten daha geneldir. Çünkü birinci
3. Tarif:
görüş hem Mu'dal, Muallak ve Munkatı
‫ واحتُرِز به عن‬،‫املرسل هو مرفوع التابعي الكبير‬
gibi hadisleri kapsıyor hem de
‫التابعي الصغير‬. muhaddislerin tarif ettikleri şekliyle,
tabiinin sahabeyi atlayarak Hz
Ubeydullah bin Âdiyy ve Said bin peygamber'e dayandırdıkları Mürselleri
Müseyyib gibi kibarü't-tabiin'den olanların kapsıyor. Nitekim İmam Suyûtî
sahabeyi atlayarak Hazreti peygambere Tedrîburrâvi'de, Hatîb el-Bağdâdî'nin
dayandırdıkları hadislere Mürsel denilir. (1.tanımı savunuyordu) Mürsel olarak zikrettiği
Zührî gibi siğarü't-tabiin'den olanların hadislerin çoğunun tabiinin sahabeyi
sahabeyi atlayarak Hz. Peygambere atlayarak rivayet ettiği şekliyle
dayandırdıkları hadislere Munkatı denir. muhaddislerin tercih ettiği Mürsel çeşidi
Mürsel denilmez.
olduğunu söylemiştir.

4. Tarif Not: Hadisi Mürsel bir şekilde rivayet eden


İbn-i Hacer raviye mürsil yaptığı bu işe irsal denilir.

Süleyman Bür 35 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi

حسن البصري‬
Soru: Beykûniye'de geçen şu beyit ne
için eleştirilmiştir; 3. ‫صغار التابعني‬

ومرسل منه الصحابي سقط‬

وقل غريب ما روى راو فقط‬ Hadislerinin çoğu tabiinden olmakla
beraber az sayıda hadislerini sahabeden
Cevap: Çünkü Mürsel hadiste sakıt olan alan kişilerdir. Bu tabakadaki kişilerin
her zaman sahabe değildir. Bazen mürselleri huccet değildir. Çünkü bunların
tabiinden biri hadisi başka bir tabiinden hadislerinin çoğu tabiinden olduğu için ‫قال‬
almış olduğu halde direk sözü Hazreti ‫ رسول اهلل‬dedikleri zaman sadece sahabe
peygambere isnat edebilir. Zaten Mürsel değil tabii ve sahabe iki kişiyi sakıt etmiş
hadisin ilk etapta zayıf kabul edilmesinin olma ihtimalleri yüksektir. (Bu 3 madde İzzettin
sebebi de budur. Beykûniye'nin ifadesi ise Dullî'nin Nüzhetunnazar üzerine yaptığı tahkikten
sanki Mürsel hadiste sakıt olan kişinin alınmıştır)

sadece sahabe olması gerektiği vehmini


uyandırıyor.
İmam Şa î er-Risâle'de şöyle demiştir:


واما مراسل غي ِر ِكبار التابعني ال اعلم احدا َق ِب َلها‬
Soru: Tabiîn tabakaları kaça ayrılır? (İbn-i Kesir, el-Bâisü'l-Hesis, s. 78)

Cevap: Kibar ve Siğar diye ikiye ayıranlar Misal:

olmakla beraber üçe ayıranlar da vardır;



ابن شهاب الزهري‬

يحيى بن سعيد االنصاري‬
1. ‫كبار التابعني‬
Soru: Hz. peygamber ile karşılaşmış
Sadece sahabelerden hadis alan olduğu halde onun vefatından sonra
tabiilerdir. Racih olan görüşe göre bunların Müslüman olan kimselerin rivayet ettiği
mürselleri ile amel edilir.
hadisler Mürsel olur mu?

Misal: ‫
سعيد بن مسيب‬ Cevap: bu durumda olan kimseler ittifaken

عبيدة السلماني‬ tabiinden sayılmışlardır. Ancak bunların
hadislerine Mürsel denilmez bilakis

طارق بن شهاب‬
hadisleri muttasıldır. Bu tür kimselerin

قيس بن ابي حازم‬ mürsellerinin huccet sayıldığı konusunda
ihtilaf yoktur.

2. ‫أواسط التابعني‬ Misal: Hirakl'ın Elçisi; ‫


تنوخي‬

Hadislerinin çoğu sahabeden olmakla Soru: Hz. peygamber'i temyiz çağından


beraber bazı hadislerini tabiinin önce gören diğer bir ifade ile
büyüklerinden alan kimselerdir. Onların peygamber vefat ettikten sonra
mürsellerinin hüccet olup olmadığı mümeyyiz olan kimselerin hadisleri
konusunda ihtilaf vardır.
Mürsel midir?

Misal: ‫
محمد بن ابراهيم التيمي‬ Cevap: Bu kimselerin sahabe olduğu
‫قتادة بن دعامة السدوسي‬.
konusunda ittifak vardır. Ancak bunların
hadisleri muttasıl değil Mürsel sayılır.

محمد بن سيرين‬

Süleyman Bür 36 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Çünkü bu durumda olan kimselerin 2.Görüş
ellerindeki hadisleri sahabeden daha çok Hane ve Maliki fakihleri ile Ahmet bin
tabiinden duymuş olma ihtimalleri Hanbel'in bir görüşüne göre Mürsel hadis
yüksektir.
hüccettir.

Misal: Abdullah Bin Ebubekir Sıddık.

Delil: Sürekli sahabelerle haşır-neşir olmuş


Soru: Mürsel hadis ile amel edilebilir ve çoğu âdil olan tabiinin bir hadisi sika bir
mi? Diğer bir ifade ile Mürsel hadis râviden duymadıkça Hz. Peygamber şöyle
hüccet midir? dedi şeklinde hadis aktarması çok düşük
bir ihtimaldir.

Cevap: Mürsel hadis zayıf hadislerden


sayılmıştır. Çünkü Mürsel hadis senedinde 3.Görüş
sahabenin düşmesi sebebiyle sahih
hadisin şartlarından olan ittisal şartını İmam Şa î'ye göre üçü Mürsil, biri Mürsel
kaybetmiştir. Bununla beraber düşen ile alakalı olmak üzere toplam 4 şartla
ravinin kim olduğu tam bilinemediği için amel edilir. Bu şartlardan biri eksikse o
mechulu-l'hâl olur. Böyle olunca sahih Mürsel ile amel edilmez. İmam Şa î
hadisin şartlarından olan adalet ve zapt sadece Said bin Müseyyib'in mürsellerini
yönü de zedelenmiş olur.
kabul ediyor diye yaygın bir kanaat olsa da
aslında onun mürsellerini de aşağıdaki
Mürsel hadisin hüccet olup olmayacağı şartlar varsa kabul ediyor.

konusunda üç görüş vardır:

A. Mürsil ile alakalı şartlar;


1.Görüş

1. Kibarü't-tabiin'den olmalı,

Muhaddislerin çoğu ve bir kısım usulcü ve 2. İrsal yaptığı kişi yani düşürdüğü kişi sika
fakihlere göre Mürsel hadis zayıftır. birisi olmalı.

Kendisiyle amel edilmez.


3. Rivayet ettiği hadiste sika olan ravilere
İmam Müslim Sahih'in mukaddimesinde muhalefet etmemeli. Yani kendisinin zaptı
şöyle demiştir;
tam olup, sika ravilerin aksine bir şey
‫ان املرسل في اصل قولنا وقول اهل العلم باالخبار ليس‬ rivayet etmemeli. (şazz olmayacak)

‫بحجة وكذا حكاه ابن عبد البر عن جماعة اصحاب‬


‫الحديث‬.
B. Mürsel ile alakalı şart:

Delil: hadisin senedinden sakıt olan kişi 1. Mürsel hadis aşağıdaki şartlardan birini
mechulu-l’hâl'dir. Yani kim olduğu tam taşıyor olmalı;

olarak bilinmediği ve sahabe dışında


tabiinden biri olma ihtimali de bulunduğu * Bu Mürsel hadis, senedi muttasıl başka
için adalet ve zabt yönünden bir tarikle desteklenmeli,

değerlendirilmesi yapılamıyor. Şayet sakıt * Başka Mürsel bir hadisle desteklenmeli,

olan kişinin sahabe olduğu kesin olarak * Sahabe kavli ile desteklenmeli,

bilinebilseydi sahabelerin hepsi âdil


* Alimlerin çoğu içeriği ile fetva vermeli...

oldukları için bu tür hadisleri sahih


sayardık. Ancak bu ihtimalle beraber sakıt
olan kişinin tabiî olma ihtimali de vardır.
Kısaca:

Mürsel + müsnet= sahih

Mürsel + Mürsel = sahih

Süleyman Bür 37 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
Mürsel + sahabi kavli = sahih

Mürsel + ulema fetvaları = sahih


Cevap: Kimi alimler Mürsel hadiste hadisin
tabiiye kadar muttasıl bir şekilde gelmesi
Soru: İmam Şa î 'nin sadece Said bin gerektiğini söylemişlerse de aslında böyle
Müseyyib'in mürsellerini kabul ettiğine bir şart yoktur. Mürsel hadis aynı zamanda
munkatı olabilir.

dair yayılmış olan bu yanlış kanaat


neyden kaynaklanmaktadır?
Soru: Mürsel hadisin delil olup
olmadığını ilk defa tartışan kişi kimdir?
Cevap: Muhtasarü'l-Müzenî'de imam Şa î
etin hayvan karşılığında satılmasının caiz
olmadığı hadisini şu senetle aktarmıştır:
Cevap: Mürsel hadisin delil olup
‫اخبارنا مالك عن زيد بن اسلم عن سعيد ابن املسيب ان‬ olmadığını ilk defa tartışan kişi meşhur
görüşe göre imam Şa îdir. Ebu Davud da
‫رسول اهلل نهى عن بيع اللحم بالحيوان‬.

Mürsel hadisi ilk defa tartışan kişinin imam


Şa i olduğunu belirtmektedir. Ancak İmam
İmam Şa î bu hadisi naklettikten sonra Şa i'den evvel Abdurrahman Bin Mehdi ve
şöyle demiştir;
Yahya bin Sait el-Kattan da Mürsel hadisle
‫ وارسال ابن املسيب عندنا حسن‬.‫وبهذا نأخذ‬.
amel etmemişlerdir.

Alimler İmam Şa inin bu sözünü iki şekilde Soru: Râvilerin irsale başvurmalarının
yorumlamışlardır;
sebepleri nelerdir?

1. Said bin Müseyyib'in Mürseli dışında Cevap:

kimsenin mürselini kabul etmiyor.

2. İmam Şa î nin bu sözünden maksat 1.Hadisin kendisinden alındığı kişinin zabtı


sadece Said bin Müseyyib'in mürsellerini zayıf ve isnada önem vermeyen bir kişi
kabul ettiği anlaşılmaz. Bilakis Şa î Mürsel olması sebebiyle onu gizlemeyi istemek,

hadisi kabul etmek için öne sürdüğü


şartlar burada meydana geldiği için kabul
2. Siyasi ve ideolojik sebeplerle hadisin
etmiştir.

alındığı ravinin isminin zikredilmesinin


İmam Suyûtî Tedrîburrâvi'de bu ikinci
istenmemesi,

görüşün doğru olduğunu söylemiştir.


(Tedrîburrâvi, c. II, s. 305)
Misal: Hz. Ali taraftarı olan Hasan-ı
Basrî’nin Hz. Ali’den duyduğu hadisleri,
Emevî Valisi Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’nin
Soru: Büyük Hadis alimi İbn-u Şihab ez-
zulmünden çekindiği için Hz.
Zühr-î'nin mürselleri ile amel edilir mi?
Peygamber’den duymuş gibi rivayet
etmesi,

Cevap: Kendisi siğarü't-tabiin'den olduğu


için mürselleri hüccet değildir. İmam Suyûtî
3. Hadisin meşhur olması ve senetlerinin
tedrîburrâvi'de şöyle demektedir:

çok yaygın olması sebebiyle hadisin


ٍ‫ال ابْ ُن َم ِعني‬
َ ‫ َق‬:‫يل الزُّ ْه ِر ِّي‬ ِ ‫
َمر‬
ُ ‫اس‬ َ alındığı râvinin isminin zikredilmesine
ٍ َ ‫س ِب‬
، ‫شيْء‬ ٍ ‫س ِع‬
َ ‫ َل ْي‬:ُ‫يد ا ْل َقطَّان‬ َ ‫
َو َي ْح َيى ْب ُن‬ gerek duyulmaması,

4. İlk dönemde senet kültürünün tam


yerleşmemesi sebebiyle ravilerin hadisleri
aldıkları kimselerin isimlerini zikretmeye
Soru: Mürsel hadis aynı zamanda
önem vermemeleri, (DİA, Mürsel maddesi).

munkati olabilir mi?

Süleyman Bür 38 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
Soru: Bazen sahabi hadisi kendisi gibi
SAHABE MÜRSELİ (‫)مرسل الصحابي‬ başka bir sahabeden değil de tabiîden
alabiliyor. Bu durumda sahabenin
mürseli de tıpkı tabiinin mürseli gibi
Soru: Mürselüs'sahabi nedir?
zayıf olması gerekmez miydi?

Cevap:

Cevap: Nadir de olsa bazı alimler sahabe


‫ه ــو م ــا اَخ ـبَر ب ــه ال ــصحاب ـيُّ ع ــن ق ــول ال ــرس ــول او ف ــعله ول ــم‬
mürselini de tabiin mürseli ile aynı kefeye
‫يَ ــسم ْع ُه او ي ــشاه ــده ام ــا ل ــصغر س ــنه او ت ــأخ ــر اس ــالم ــه او‬ koyup zayıf saymışlardır. Ancak alimlerin
‫غيابه‬.
kahir ekseriyeti bu görüşü reddedip
sahabe mürselini hüccet saymışlardır.
Çünkü sahabenin tabiinden aldığı hadis
- Yaşının küçük olması,

sayısı çok azdır. Bununla beraber sahabe


- Geç Müslüman olması,

bir tabiîden hadis almışsa onu mutlaka


- Olaya şahit olmaması gibi sebeplerle belirtmiştir. Şayet belirtmemişse hadisi
sahabeden birinin Hazreti peygamberden sahabeden aldığına hükmedilir.

duymadığı bir sözü veya şahit olmadığı bir


ili Hazreti peygamberden bizzat duymuş
Mürsel Hadis Alanında Yazılan Eserler
ve görmüş gibi aktarmasıdır.

1) Ebu Davud Süleyman es-Sicistani

Misal:
ٍ ِ‫ض أ َ ُبـو طَـال‬ ٍ َّ‫ َع ِـن ا ْب ِـن َعـب‬، ‫يد ْب ِـن ُجـبَ ْي ٍر‬ ِ ‫س ِـع‬ Merasil

‫ـب‬ َ ‫ َمـ ِر‬: ‫ـال‬ َ ‫اس َق‬ َ ‫َعـ ْن‬


2) İbn Ebi Hatim er-Razi - Merasil

‫س ـ َّل َم َو ِع ـن ْ َد‬َ ‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو‬ َ ُّ‫ َو َج ــا َءهُ ال ـن َّ ِبي‬،‫ـش‬ ٌ ‫ـجا َء ْت ـ ُه ُق ـ َـريْ ـ‬
َ ‫َف ـ‬
3) Ebu Bekir Ahmet el-Berdici

ُ‫شـ َك ْوه‬ َ ‫ فَـ َقا َم أَبُــو َج ْهـ ٍل َكـيْ يَـ ْـمن َ َع ُه َو‬،‫س َر ُجـ ٍل‬ ُ ِ‫ـب َم ْجــل‬ ٍ ‫أ َ ِبــي طَــالِـ‬
Beyanül-Merasil
‫خ ـ ــي َم ـ ــا تُـ ـ ـ ِريـ ـ ـ ُد ِمـ ـ ـ ْن‬ِ َ ‫ يَ ـ ــا ابْـ ـ ـ َن أ‬: ‫ال‬َ ‫ فَـ ـ ـ َق‬،‫ـب‬ٍ ‫إِ َل ـ ــى أ َ ِب ـ ــي طَ ـ ــالِ ـ ـ‬
‫ َق ْو ِم َك‬............

Sadece baş tarafını aldığımız bu hadiste MUNKATİ' HADİS (‫) حديث املنقطع‬
görülmektedir ki ibni Abbas yaşı küçük
olduğu için şahit olmadığı bir olayı kendisi
şahit olmuş gibi anlatmaktadır. Buna Soru: Munkati' hadis nedir?
Sahabe Mürseli denir.

Cevap: Munkati' hadis ile alakalı 4 tarif


Soru: Mürselüssahabi hadisin hükmü yapılmıştır. Nurettin Itır Menhecun-Nakd
nedir? isimli eserinde 1. görüşün mütekaddimun
dönemi alimlerine, 2. görüşün ise
müteahhirun dönemi alimlerine ait
Cevap: Alimlerin cumhuruna göre sahabe
olduğunu söylemektedir. 3. görüş sadece
mürseli hüccettir. Çünkü sahabe
Hâkim en-Nîsâbûrî'ye aittir. 4. görüşün ise
duymadığı bir Hadisi Hz peygambere isnat
elle tutulur bir tarafı yoktur. Dolayısıyla
etmişse onu başka bir sahabeden
bizim için önemli olan birinci ve ikinci
duyduğuna hükmedilir. Sahabelerin
görüştür.

tamamı adil olduğu için buradaki kopukluk


hadisin sıhhatine herhangi bir zarar
vermez. Buhârî ve Müslim'de bu tür 1.Tanım Fakihler, Hatîb el-Bağdâdî, İbn-i
hadisler sayılamayacak kadar çoktur.
Abdi'l-Berr ve bazı muhaddislerin
oluşturduğu çoğunluğa göre Munkati'
hadis, senedin herhangi bir yerinde yani;

Süleyman Bür 39 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi

*ister başında, ister ortasında, ister Suyûtî;


sonunda olsun,
ٍ ‫اَن املنقطعَ ما لم يَتّصل اسنا ُده على اي‬
‫وجه كان‬
*ister bir râvi, ister iki veya daha fazla râvi ‫واكثر ما يُستعمل في رواية َمن ُدون التابعيِّ عن‬ ‫انقطا ُعه‬
ُ
düşsün,

‫عمر‬
َ ِ ‫الصحابيِّ َكمالك ع ْن‬.
‫ابن‬
*düşen raviler ister ardarda düşmüş olsun
ister farklı yerlerde tek kişi düşmüş olsun
fark etmeksizin senedinde herhangi bir İbn-i Salah İbn-i Abdi'l-Berr‘in tanımı
kopukluk meydana gelmiş olan hadise hakkında şunları söylemiştir;
Munkati' hadis denilir.
‫وهذا اقرب وهو الذي صار اليه طوائف من الفقهاء‬
‫وغيرهم وهو الذي ذكره الخطيب البغدادي في كفايته‬
Bu tarife göre Munkati' hadis hem Mürsel
hem Mu'dal hem de Muallak hadisi içine Misal;
alan genel bir kavramdır. Bu birinci tari
Mürsel, Mu'dal ve Muallak hadisler bu
tercih eden alimlere göre Munkati' hadisin
birinci tarife örnek olarak gösterilebilir.

en çok görülen türü tebe-i tabiin’nin,


tabiin'i atlayarak hadisi sahabeye
dayandırmasıdır.
2.Tanım Müteahhirun dönemi alimlerinin
ve İbn-i Hacer'in tercih ettiği görüşe göre
Munkati' hadis senedinde kopukluk olup
Misal;
Mürsel, Mu'dal ve Muallak türüne
‫عن مالك عن ابن عمر‬ girmeyen hadislerdir. Buna göre: bir
İmam Mâlik, İbn-i Ömer'i görmemiştir. hadisin Munkati' olabilmesi için kopukluk

İmam Şâ î’nin, senedinde râvisi düşmüş * Senedin başında olmamalı, (Muallak!!!)

rivayetlerle, mürsel rivayetlere * Senedin sonunda olmamalı, ( Mürsel!!!)

münkatı‘ demesi, daha sonraki * Peşpeşe olmamalı, (Mu'dal!!!)

muhaddislerden Tirmizî ve Ali b. Medînî


gibi âlimlerin de sahâbî râvisi düşen
Müteahhirun dönemi alimlerinin birçoğu bu
rivayeti münkatı‘ olarak nitelendirmesi
ikinci görüşü benimsemişlerdir. Çünkü
(“Ṣalât”, 149; el-ʿİlel, s. 67-68)
birinci görüş zaten Mürsel, Mu'dal ve
mütekaddimînin bu terimi “senedinde
Muallak hadisleri içine alıyor. İkinci görüşe
kopukluk bulunan her çeşit rivayet”
göre ise Munkati' hadis tek başına başka
mânasında kabul ettiğini ortaya
bir tür olmuş oluyor.

koymaktadır. (DİA Munkati' maddesi)

Bu görüşü tercih eden alimler Munkati'


Bu birinci görüşü tercih eden bazı alimlerin
hadisi şöyle tarif etmişlerdir;

tari eri şöyledir;

İbn-i Hacer;
ِ ‫) ِان ك ــان ب ــاث ــنني ف ــصاع ــدا م ــع ال ــتوال ــي ف ــهو امل ــعضل‬
(َّ‫واال‬
ْ ‫ف ــا ْن ك ــان ال ــسقط ب ــاث ــنني غ ــي ِر ُم ـتَوال ـ‬
‫ـيني ف ــي م ــوض ــعني م ــثال‬

İbn-i Abdi'l-Berr; ُ ‫)فـهو املـنقطع ( وكـذا ان سـقط واحـ ٌد فـقط او اك‬


‫ـثر مـن اثـنني‬

‫املنقطع كل ما ال يَتٌصل سواء كان يُعزٰى الى النبي او‬ ‫لكنه بشرط عدم التوالي‬
(İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar Tevdîhi Nuhbetü'l- ker, s.
‫الى غيره‬. 90.)

Beykûnî; Misal;
ِ
‫االوصال‬ ‫وكل ما لم يتصل بحال* اسناده منقطع‬ ‫ ع ــن زي ــد ب ــن‬،‫ ع ــن أب ــي إس ــحاق‬،‫ ع ــن ال ــثوري‬،‫ع ــبدال ــرزاق‬
‫ )إن ولــيتموهــا‬:‫ مــرفــو ًعــا‬- ‫ رضــي اهلل عــنه‬- ‫ عــن حــذيــفة‬،‫ُيـثَيع‬

Süleyman Bür 40 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
fi
fi
fi
‫ـقوي أم ــني( أخ ــرج ــه ال ــحاك ــم ف ــي "م ــعرف ــة ع ــلوم‬
ٌّ ‫أب ــا ب ــكر ف ـ‬ 6 َّ ‫س َليْ َما َن‬
ُّ‫الر ِّقي‬ ُ ‫ ُم َع َّم ُر بْ ُن‬،
‫الحديث‬.
7 ‫ َعلِيُّ بْ ُن ُح ْج ٍر‬،
Burada iki farklı yerde kopukluk meydana
gelmiştir.

Çünkü Abdurrezzak Sevrî'den bizzat


duymamış. Bilakis Numan bin Ebi 3.Tanım Hâkim en'Nîsâbûrî'nin tari ne
Şeybe'den duymuştur. Sevrî de hadisi göre Munkati' hadis şudur;
bizzat İshak'tan duymamış, Şerîk'ten ‫سقط فيه قبل الوصول الى التابعيّ را ٍو في موضع او‬
َ ‫ما‬
duymuştur.
‫الرواة بلفظ ُمب َهم نحو رجل‬
ُّ ‫في مواضع او ذكر فيه بعض‬
‫او شيخ‬.
Yani Hakim en-Nisabûrî'ye göre Munkati'
* Hz. Peygamber hadis iki şekilde olur;

1 ‫حذيفة‬
*Tabbiinden önce, yani tebe-i tabiin veya
2 ‫زيد بن يُثَيع‬
daha aşağısında bir ravinin, bir veya birkaç
3 ‫اسحاق‬ yerde düşmesidir.

4 ………. ( Ravi Yok ) * Senedinde ‫ رجل‬،‫ شيخ‬gibi mübhem râvi


olan hadistir.

5 ‫ثوري‬

6 ………. ( Ravi Yok ) Hâkim en'Nîsâbûrî'nin bu görüşü iki


7 ‫عبد الرزاق‬ yönden eleştirilmiştir;

1) Hâkim en'Nîsâbûrî'ye göre düşen kişinin


tabiinden sonraki kişi olması gerekir.

Misal:
‫سـ ـ َليْ َما َن‬ ُ ‫ َحـ ـ َّدثَـ ـنَا ُمـ ـ َع َّم ُر بْـ ـ ُن‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫َحـ ـ َّدثَـ ـنَا َع ــلِيُّ بْـ ـ ُن ُح ْجـ ـ ٍر‬ Öyleyse düşen kişi tabiinden biri olursa bu
‫ائ ـ ِل‬ ِ ‫ـجبَّا ِر بْـ ِـن َو‬
َ ‫ َع ـ ْن َع ـبْ ِد ا ْلـ‬، َ‫ـح َّجاج ِ بْـ ِـن أ َ ْرطَــاة‬ َ ‫ َعـ ِـن ا ْلـ‬، ُّ‫الـ َّـر ِّق ـي‬ hadisin Munkati' olamaması gerekir. Oysa
‫ـت ا ْم ـ َـرأَةٌ َعـ ـ َلى َع ْه ـ ِـد‬ ِ ‫اسـ ـت ُ ْك ِر َه ـ‬
ْ : ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫ـيه‬ ِ ‫ َعـ ـ ْن أ َ ِب ـ‬، ‫بْ ـ ِـن ُح ْجـ ـ ٍر‬ tabiin düşerse hadis yine Munkati'dir.

َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ ـ‬ َ ‫ص ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ َل ْي ِه َو‬


ُ ‫ فَ ـ ـ َد َرأ َ َع ـ ـن ْ َها َر‬،‫س ـ ـ َّل َم‬ ِ ‫سـ ـ‬
َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫َر‬
‫ َو َلـ ْم‬،‫صـابَـ َها‬ َ َ ‫ َوأ َ َقـا َمـ ُه َعـ َلى ا َّل ِـذي أ‬،‫سـ َّل َم ا ْل َحـ َّد‬ َ ‫صـ َّلى اهللَُّ َعـ َليْ ِه َو‬ َ 2) Senedinde mübhem bir ravinin olduğu
hadisin Munkati' hadis çeşidinden olmayıp
‫يب‬ ٌ ‫ث َغ ِر‬ ٌ ‫ َهذَا َح ِدي‬.‫يُذْ َك ْر أ َ َّن ُه َج َع َل َل َها َم ْه ًرا‬،
muttasıl olduğunda ittifak vardır. Çünkü
Bu hadiste iki yerde kopukluk vardır. ravinin mübhem olması, isminin
Ancak bu kopukluk senedin başında ve zikredilmemesi her ne kadar hadisi zayıf
sonunda değildir. Ayrıca düşen iki râvi yapsa da kopukluğa delalet etmez.

ardarda düşmemiştir. Çünkü Ertaete bu


hadisi Abdulcabbar'dan duymamıştır.
Misal:
Abdülcebbar'da bu hadisi babasından
‫ َح ـ ـ ـ َّدثَ ـ ـ ـنَا أ َ ُبـ ـ ــو أ َ ْحـ ـ ـ َـم َد‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ ـ ـ‬، ‫َح ـ ـ ـ َّدثَ ـ ـ ـنَا َم ْحـ ـ ـ ُـمو ُد ْب ـ ـ ـ ُن َغ ـ ـ ـ ْي َال َن‬
duymamıştır.

‫ َع ـ ْن أ َ ِبــي‬، ‫ َعـ ِـن ا ْل ُجـ َـريْ ـ ِر ِّي‬، ‫س ـ ْفيَا ُن‬ ُ ‫ َح ـ َّد َث ـنَا‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ‬، ‫ال ـزُّبَ ـيْ ِر ُّي‬
: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ ـ‬، ‫ َع ـ ـ ْن َر ُج ـ ـ ٍل ِم ـ ـ ْن بَـ ـ ِـني َح ـ ـنْظَ َل َة‬، ‫خي ِر‬ ِّ ‫ـش‬ِّ ‫ا ْل ـ ـ َع َال ِء بْـ ـ ِـن الـ ـ‬
1 ِ ‫أ َ ِب‬
‫يه‬
: ‫ال‬ َ ‫ فَ ـ َق‬،‫س ـفَ ٍر‬ َ ‫ض ـيَ اهللَُّ َع ـن ْ ُه ِف ــي‬ ِ ‫سر‬
َ ٍ ‫ش ـ َّدا َد بْ ـ َن أ َ ْو‬ َ ُ‫ـحبْت‬ ِ ‫صـ‬ َ
2 ………. ( Ravi Yok )
‫س ـ َّل َم يُ ـ َع ِّل ُمنَا‬ َ ‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ ُ ‫أ َ َال أ ُ َع ـ ِّل ُم َك َم ــا َك ــا َن َر‬
3 ِ ‫َعبْ ِد ا ْل َجبَّا ِر ْب ِن َو‬
‫ائ ِل ْب ِن ُح ْج ٍر‬ ‫ـات ِف ـ ـ ـ ـ ـ ــي‬ ْ َ ‫ " ال ـ ـ ـ ـ ـ ـ َّلـ ُهـ َّم إِ ِّن ـ ـ ـ ـ ـ ــي أ‬: ‫ـول‬
َ َ‫س ـ ـ ـ ـ ـ ـأ َ ُل ـ ـ ـ ـ ـ ـ َـك ال ـ ـ ـ ـ ـ ـثـَّب‬ َ ‫أ َ ْن َن ـ ـ ـ ـ ـ ـ ُق‬
4 ………. ( Ravi Yok ) ‫األ َ ْم ِر‬..................
ْ

5 َ‫ا ْل َح َّجاج ِ بْ ِن أ َ ْرطَاة‬

Süleyman Bür 41 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Hakim en'Nîsâbûrî'ye Bu hadis Munkati' Bu da düşen ravinin yalancı biri olma
bir hadistir. Çünkü senedinde ihtimalini de beraberinde getirir. Böyle bir
zikredilmeyen ve hakkında ‫ رجل‬denilen ihtimal söz konusu olduğu için hadis zayıf
mübhem bir ravi vardır.
sayılmıştır.

Onun dışındaki bütün alimlere göre bu Ancak başka bir tarikten muttasıl olarak
hadis muttasıl bir hadistir. Çünkü geldiği tesbit edilmiş, düşen veya meçhul
senedinde mübhem ravinin olduğu hadis olan râvinin sika olduğu anlaşılmışsa o
her ne kadar zayıf sayılsa da senedi takdirde sahih olduğu anlaşılır.

muttasıl kabul edilir.

Soru: Munkati' hadislerdeki inkita' kaça


Nurettin Itır da Menhecun-nakd isimli ayrılır?
eserinde bu 3. tari n sadece Hakim en-
Nisabûrî'ye ait olduğunu, onun dışındaki Cevap: inkita' ikiye ayrılır;

bütün alimlere göre ise senedinde


mübhem ravinin olduğu hadisin muttasıl
1. ‫
االنقطاع الظاهر‬
olup hükmünün Munkati' hadisin hükmü
gibi zayıf olduğunu söylemektedir.
Açık inkita' râvinin yaş itibariyle
yetişmediği bir kişiden rivayette
bulunmasıdır. Açık inkita'ın tesbiti, ravilerin
4.Tanım Hatip el-Bağdâdî'nin aktardığına
doğum ve vefat tarihlerine bakma gibi
göre bazı alimler Munkati' hadisi, tabiin
basit yöntemlerle bulunabilir.

veya daha aşağıdaki tabakadan birinin


rivayet ettiği ve tabiine dayanan hadistir.

2. ‫
االنقطاع الخفي‬
İmam Nevevi bu tarif için ‫بعيد وهذا غريب‬ Gizli inkıtâ ise râvinin, zamanına yetiştiği
‫ ضعيف‬demiştir.
halde kendisiyle görüşmediği bir hocadan
veya görüştüğü halde hadis almadığı ya da
İbn-i Kesîr de el-Bâisü'l-Hesis'te tarif için aldığı hadisi değil kendisinden duymadığı
‫ وهذا بعيد غريب‬demiştir.
başka bir hadisi nakletmesidir.

Çünkü bu dördüncü tarif alimlerin ittifakıyla Gizli inkıtâa ancak ricâl ilmi konusunda
Maktu' hadisin tari dir.
uzman hadis âlimleri vâkıf olabilmektedir.
Hadisin bilinen bütün senedlerini bir araya
Soru: İmam Şa î'nin Munkati' hadis getirerek mukayese etmek, böylece düşen
hakkındaki tanımı nasıldır? râviyi bulmak, râvilerin aynı dönemde
yaşayıp yaşamadıklarını, birbiriyle görüşüp
görüşmediklerini araştırmak senedde
Cevap: İmam Şa î'nin Munkati' tari 1. inkıtâ bulunup bulunmadığını belirlemenin
tarifteki gibidir. Ancak İmam Şa î bu yollarındandır.

hadislere Munkati' değil Maktu' demiştir.


(DİA Munkati' maddesi)

İmam Şa î bir hadis hakkında Maktu'


demisşe orada kastettiği Munkati' hadistir.

Soru: ‫ املنقطع املعنوي‬ne demektir?


Soru: Munkati' hadisin hükmü nedir?
Cevap: Senedindeki kopukluğun açık
Cevap: Munkati' hadis alimlerin ittifakı ile değil gizli olduğu Munkati' hadislere denir.

zayıf hadis türlerinden sayılmıştır. Çünkü Diğer bir ifade ile görünüşte senedinde
Munkati' hadiste düşen ravi'nin kim hiçbir ravi düşmesi bulunmamakla beraber
olduğu bilinmez. Bilinmediği için de cerh gerçekte ravi düşmesi olduğu kabul edilen
ve tadil yönü net olarak ortaya konamaz. hadis.

Süleyman Bür 42 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi

فهو ما سقط من اسناده اثنان فاكثر‬
MU'DAL HADİS
Nurettin Itır
Soru: Mu'dal hadis ilk defa ne zaman .‫هــو مــا ســقط مــن اســناده إثــنان او اكــثر فــي مــوضــع واحــد‬
kullanılmıştır? ‫
سواء كان في اول السند او وسطه او منتهاه‬

Cevap: Mu'dal hadis kavramı ilk defa hicri Misal:


III. asırda kullanılmaya başlanmıştır. İbn-i ِ : ‫ـال‬
‫آخ ـ ـ ُـر َم ـ ــا‬ َ ‫ أ َ َّن ُم ـ ـ َعاذَ بْ ـ ـ َن َج ـ ـبَ ٍل َق ـ ـ‬،‫َو َح ـ ـ َّدثَ ـ ـ ِـني َع ـ ـ ْن َم ـ ــالِ ـ ـ ٍـك‬
Hacer'e göre Mu'dal hadisi ilk defa tarif
eden Ali el-Medînî olmuştur. Hâkim en-
ُ‫ض ـ ْعت‬ َ ‫ني َو‬َ ‫حـ‬ ِ ‫س ـ َّل َم‬ َ ‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ ُ ‫ـانــي ِبـ ِـه َر‬
ِ ‫صـ‬ َ ‫أ َ ْو‬
Nîsâbûrî'nin bildirdiğine göre Ali el-Medînî ُ‫اس ُم ـ َعاذ‬ ِ َّ ‫خ ـ ُل َق َك لِ ــلن‬
ُ ‫ـس ْن‬ ِ ‫ " أ َ ْح ـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ِر ْج ــلِي ِف ــي ا ْل ـغ َْر ِز ؛ أ َ ْن َق ـ‬
(v.234), Mu'dal hadisi Mürsel hadisten ayrı ‫" بْ َن َجبَ ٍل‬.

tutarak mürsil ile Hz peygamber arasında


iki ravinin düştüğü hadisler şeklinde
tanımlanmıştır. Bu da Mu'dal hadisin ilk
İmam Mâlik hadisi sahabe olan Muaz bin
defa hicri III. asırda kullanılmaya
Cebel'den rivayet etmiştir. Muaz bin Cebel
başladığını göstermektedir.

ile İmam Malik arasında en az iki ravi


düşmüştür. Çünkü imam Malik tebe-i
Bununla beraber hicri III. asırda Yahya bin tabiin'dendir. İki ravi peş peşe düştüğü
Maîn, Zuhlî ve Nesâî gibi alimler Mu'dal için bu hadis Mu'dal olmuştur.

kavramını senedinde herhangi bir


Misal:

kopukluk olmayan muttasıl rivayetler


َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َقـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ أَنَّـ ُه َبـ َل َغ ُه أ َ َّن أ َ َبــا ُهـ َـر ْيـ َـرةَ َقـ‬،‫َحـ َّدثَـ ِـني َمــالِـ ٌـك‬
hakkında da kullanmışlardır.

ْ ‫وك طَـ ـ ـ ـ َعا ُمـ ـ ـ ـ ُه َو ِك ـ ـ ـ‬


‫ـس َو ُتـ ـ ـ ـ ُه‬ ِ ‫ " لِـ ـ ـ ـ ْل َم ْم ُل‬: ‫سـ ـ ـ ـ َّل َم‬ َ ‫صـ ـ ـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ ـ ـ َليْ ِه َو‬
َ
ُ‫طيق‬ ِ ُ‫ف ِم َن ا ْل َع َم ِل إِ َّال َما ي‬ ُ ‫ َو َال يُ َك َّل‬،‫وف‬ ِ ‫" ِب ْامل َ ْعر‬.

Soru: Mu'dal hadis nedir? ُ

Cevap: Mu'dal hadis ile alakalı genelde Bu hadiste de aynı şekilde İmam Mâlik ile
tek bir tarif yapılmıştır. Senedin herhangi Ebu Hureyre arasında iki ravi düşmüştür.

bir yerinde iki veya daha fazla ravinin peş


peşe düştüğü hadislere denir.
Suyûtî Tedrîbu'r-râvi'de bu hadis ile alakalı
Îrâkî'nin sorusuna şöyle cevap vermiştir; "

Bununla beraber Mu'dal kavramının


başka hadis türleri için de kullanıldığı Îrâkî diyor ki: Bu hadis ile alakalı akıllara şu
görülmektedir. Burada önce alimlerin ittifak soruyu gelebilir. İmam Malik ile Ebu
ettiği meşhur ve mutemet tari Hureyre arasında belki de tek bir ravi
paylaştıktan sonra diğer görüşleri de düşmüştür. Neticede Malik tebeî
zikredeceğiz.
tabiindendir. Bu durumda hadis Mu'dal
değil Munkati' olur? Buna şöyle cevap
İbn-i Hacer verebiliriz:

‫وال ــقسم ال ــثال ــث م ــن اق ــسام ال ــسقط م ــن االس ــناد ِان ك ــان‬
‫باثنني فصاعدا مع التوالي فهو املعضل‬.
‫وال ـ ــجواب ان م ـ ــال ـ ــكا وص ـ ــله خ ـ ــارج امل ـ ــوط ـ ــأ ع ـ ــن مح ـ ــمد ب ـ ــن‬
‫َعــجالن عــن ابــيه عــن ابــي هــريــرة فــعرفــنا بــذلــك ســقوط اثــنني‬

İbn-i Kesîr ‫منه‬.


وهو ما سقط من اسناده اثنان فصاعدا‬ Yani İmam Malik'in hadisi Muvatta'nın
dışında başka bir senetle muttasıl bir
şekilde rivayet etmesiyle biz hadisten
Suyûtî

Süleyman Bür 43 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
aslında iki kişinin düşmüş olduğunu
anlıyoruz.
*Senedin baş tarafında iki ravi peş peşe
düşerse o hadis hem Mu'dal hem Muallak
Soru: Meşhur ve mutemed manası olur.

dışında Mu'dal kavramı hangi


manalarda kullanılmıştır? *Senedin ortasında iki ravi peş peşe
düşerse o hadis Mu'dal olur ancak
Muallak olmaz.

Cevap: * Meşhur musanne erden birinin


senedin tamamını hazfederek ‫قال رسول اهلل‬
*Senedin başında tek bir ravi düşerse
diyerek rivayet ettiği hadislere de Mu'dal
hadis Muallak olur ancak Mu'dal olmaz.

denilmiştir. Bu durumda Mu'dal hadis ile


Muallak hadis aynı manada olmuş olur.

Soru: Mu'dal hadisin hükmü nedir?


* Tebe-i tabiin’nin, tabiin'den maktu olarak
rivayet ettiği ancak başka tarikleri Cevap: Mu'dal hadis bütün alimlerin
incelendiğinde merfu olduğu anlaşılan ittifakıyla zayıf hadis türlerinden sayılmıştır.
hadislere de Mu'dal denilmiştir.
Kendisiyle ihticac edilmez.

ُ ‫ وقـ ــد روى االعـ ـ‬:‫وقـ ــال ابـ ــن صـ ــالح‬


:‫ـمش عـ ــن الـ ــشعبي قـ ــال‬ Mu'dal hadis, Mürsel ve Munkati' hadisten
‫ويــقال لــلرجــل يــوم الــقيامــة عــملتَ كــذا وكــذا فــيقول ال ف ـيُختم‬ daha zayıf kabul edilmiştir. Çünkü Mu'dal
hadiste iki ravi peşpeşe düşmüştür.

‫على فيه‬.

‫ق ــال اب ــن ص ــالح ف ــقد اع ــضله االع ــمش الن ال ــشعبيَّ ي ــروي ــه‬

عن انس عن النبي‬
MUALLAK HADİS

A'meş tebe-i tabiin'dendir. Hadisi


Soru: Hadis ilminde Muallak kavramını
tabiinden olan Şa'bi'ye dayandırmıştır.
ilk defa kullanan kimdir?
Hadis, yukarıdaki haliyle Maktu' hadis
görünümündedir. Ancak İbn-i Salah'ın da
dediği gibi aslında tabiinden olan Şa'bi' Cevap: Bu kavramı ilk defa kullanan
başka bir tarikte bu hadisi Enes'ten o da Darekutnî'dir.

Hz peygamberden Merfu' olarak rivayet


etmiştir. Böylelikle bu hadis Mu'dal olmuş Soru: Muallak hadis nedir?
olur. Çünkü senedinden hem sahabenin
hem de hazreti peygamberin düştüğüne
hükmedilir. Bu görüş Hâkim en-Nîsâbûrî'ye Cevap:

aittir.
İbn-u Salah:
‫فاكثر على التَّوالي‬ ِ
‫اسناده را ٍو‬ ‫ف ِم ْن َمبدإ‬
َ ‫
ما ُح ِذ‬
ُ
Soru: Mu'dal hadis ile Muallak hadis
arasında nasıl bir ilişki vardır? Suyûtî:
‫فاكثر‬ ِ
‫االسناد َواح ٌد‬ ‫َف ِم ْن ا َّو ِل‬
َ ‫ورتُ ُه ا َ ْن يُ ْحذ‬
ُ َ ‫
وص‬
ُ
Cevap: Aralarında ‫عموم وخصوص من وجه‬
vardır. Yani bazı mudal'ler Muallak'tır.
Nurettin Itır:
Bazı Muallak'lar Mu'dal'dir.
‫سـن َ ِده سـواء كـان املحـذوف واحـ ًدا او‬
َ ‫هـو مـا ُحـذف ِمـن مـبدإ‬
‫اكثر على سبيل التوالي ولو الى اخر السند‬.

َ
Mu'dal ve Muallak bir durumda paylaşırlar
iki durumda ayrılırlar;

Süleyman Bür 44 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
Muallak hadis senedin başından bir veya
daha fazla ravinin düştüğü hadistir.
Soru: Muallak hadisin hükmü nedir?
Cevap: Muallak hadis tıpkı Mu'dal,
Muallak hadis bazen Munkati' bazen Munkati', Müdelles ve Mürsel gibi zayıf
Mu'dal hadis ile birleşirler.
hadis türlerinden saymışlardır. Çünkü
Senedin başından sadece müelli n şeyhi diğerlerinde olduğu gibi Muallak hadiste
düşmüşse bu hadis hem Muallak hem de de düşen ravinin zayıf biri olma ihtimali
Munkati' olur.
vardır.

Senedin başından iki ravi düşmüşse bu


hem Muallak hem de Mu'dal olur.
Soru: Bir hadisin Muallak sayılabilmesi
için ‫ قال‬، ‫ ذكر‬gibi cezm sigaları ile
Soru: Tâ'lik kaç şekilde olur? kullanılması mı gerekir?
Cevap:

Cevap: Mütekaddimun dönemi alimleri


1. Müelli n senedin tamamını hazfedip ‫قال‬ Muallak kavramını sadece cezm sigaları ile
‫ رسول اهلل‬demesi.
rivayet edilen hadislere hasretmişlerse de,
müteahhirun dönemi âlimleri ‫ قيل روي‬gibi
temrîz sigaları ile rivayet edilen hadisleri de
2. Müelli n sadece sahabe ve tabiini
Muallak hadis olarak saymışlardır.

zikredip senedin geri kalanını düşürmesi.

Soru: Buhârî ve Müslim'de kaç tane


3. Müelli n sadece sahabeyi zikredip
senedin geri kalanını düşürmesi.
Muallak hadis vardır?

4. Müelli n senedin tamamını zikredip Cevap: Buhârî=1341.

sadece kendi şeyhini düşürmesi.


Müslim=14.

Misal: Soru: Muallak hadisleri zayıf hadis


‫سـ َّل َم ُر ْكـبَت َ ْي ِه‬
َ ‫صـ َّلى اهللَُّ َعـ َل ْي ِه َو‬
َ ُّ‫ َغـطَّى الـن َّ ِبي‬: ‫ـوسـى‬ َ ‫َو َق‬
َ ‫ـال أ َ ُبـو ُم‬ türlerinden saydığımıza göre
‫خ َل ُعث ْ َما ُن‬ َ ‫ني َد‬
َ ‫ح‬،
ِ Sahihayn'da zayıf hadis bulunduğunu
söyleyebilir miyiz?
Buhari'de geçen bu hadiste, Buhari sahabe
hariç bütün senedi düşürmüştür.

Soru: Müellif sadece kendi şeyhini Cevap: Buhârî'nin Sahih'inde bulunan


düşürüp hadisi bir üstteki raviye 1300 küsür Muallak hadisten 160 tanesi
ulaştırırsa hadis Muallak olur dedik. dışında hepsi Sahih'in başka yerlerinde
Peki müellif kendi şeyhini düşürüp, muttasıl olarak zikredilmiştir. Geriye kalan
hadisi dayandırdığı bir üsteki şeyh te 160 küsür hadis ise başka eserlerde başka
tarikleriyle muttasıl olarak rivayet
aynı zamanda bazı hadisleri dinlediği
edilmişlerdir.

kendi şeyhi ise ne olur?

Müslim'in Sahih'indeki 14 tane Muallak


Cevap: Eğer büyük hadis imamlarının hadisin başka tariklerde muttasıl hali
ikrarı ile veyahut araştırma ile o müelli n mevcuttur. Dolayısıyla Buhari ve
müdellis yani tadlîs yapan birisi olduğu Müslim'deki hadislerde tâ'lik sebebiyle
biliniyorsa söz konusu hadis müddeles meydana gelen bir zayı ık yoktur.

olur. Eğer müellif tedlis yapan biri değilse


hadis Muallak olur. (İbn-i Hacer, )

Süleyman Bür 45 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fl
fi
fi
Soru: Sahihayn'daki tâ'liklerin hükmü
nedir? Diğer bir ifade ile Buhari ve MÜDELLES HADİS
Müslim'de yer alan Muallak hadisler
sahih midir? zayıf mıdır? Malum olduğu üzere hadisleri taksim
ederken ilk etapta makbul ve merdud diye
Cevap: Sahihayn'daki Muallak hadisler ikiye ayırdık. Merdud olanlar ise kendi
ikiye ayrılır;
arasında ikiye ayrılır;

1. ‫
بسبب سقط من السند‬
1. Cezm sigası ile rivayet edilenler;
2. ‫
بسبب طعن في الراوي‬
Buhârî'de yer alan ve ‫ ذكر قال‬gibie cezm
sigası ile rivayet edilen hadisler;
Birinci sıradaki senedindeki kopukluk
* Sahabeye veya Hz peygamber'e isnad sebebiyle meydana gelen zayı ıklar da
edilmişse sahihtir.
ikiye ayrılır;

* Tabiinden birine isnad edilmişse hadis


sahih de olabilir zayıf da olabilir.
A. ‫سقط ظاهر‬

معلق‬
2. Temrîz sigaları ile rivayet edilenler;

Buhari'de geçen ve temrîz sigaları ile ‫


مرسل‬
rivayet hadisler Sahih de olabilirler zayıf ‫
معضل‬
da.

منقطع‬

Soru: Buhari neden Sahih'indeki bazı


B. ‫سقط خفي‬
hadisleri Muallak olarak rivayet
etmiştir? ‫
مدلس‬

مرسل خفي‬
Cevap: Buhari bir hadisi Muallak olarak
rivayet etmişse şu 4 maddeden biri Müdelles hadis de senedinde gizli
sebebiyle tâ'lik yapmıştır;
kopukluk meydana gelmesi sebebiyle zayıf
1. Hadisin isnadı zaten maruf olduğu için olan hadis türlerindendir.

Buhârî ihtisar amacıyla bazı hadislerin


senedini zikretmeden Muallak olarak Soru: Tedlis/Müdelles kavramları ilk
rivayet etmiştir.
defa ne zaman kullanılmıştır?

2. Farklı fıkıh babları altında zaten bir kaç Cevap: Müdelles kavramı ilk defa hicri II.
defa zikredilmiş olan hadisi bab başlığı asırın ilk yarısında kullanılmaya
yapınca senede ihtiyaç duymamıştır.
başlanmıştır. Bu dönemdeki Tedlis mutlak
anlamda kullanılmaktaydı. Hicri III. asırdan
3. Söz konusu hadis Buhari'nin şartlarına sonra Tedlisüs's-şuyûh ve benzeri
uymadığı için senedini zikrederek zayıf kavramlar ortaya çıkmıştır.

gördüğü ravileri kitabına almak


istememiştir.
Soru: Müdelles ilk defa kim tarif
etmiştir?
4. Vicade yolu ile aldığı hadisleri bab
başlığı yapmak istediği zaman senetlerini Cevap: Müdelles hadisi ilk defa imam Şa î
düşürerek muallak bir şekilde rivayet
er-Risâle isimli eserinde tarif etmiştir. İmam
etmiştir.

Süleyman Bür 46 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
Şa î Haber-i Vahid'in delil olabilmesi için A. TEDLİSÜ'L-İSNAD
gerekli şartlar arasında "ravisinin mülaki
olduğu şeyhten işitmediğini rivayet eden
1. TEDLİSÜ’L-İSNAD
müdellis olmaması" gerektiğini söylemek
suretiyle tedlisin tari ni yapmıştır. Daha
sonraki dönemde gelen alimler de genel Tedlisü'l-isnad ile alakalı alimler aşağı
itibarıyla bu tanıma benzer tanımlar yukarı birbirine benzer tari er yapmışlardır;

yapmışlardır. (Ahmet Yücel, hadis (‫


ابن كثير )الباعث الحثيث‬
ıstılahlarının doğuşu ve gelişimi, s. 183)
‫ـروي ع ـ َّـمن ل ــقيَه م ــا ل ــم ي ــسمع م ــنه أو ع ـ ّـمن ع ــاص ــره ول ــم‬
َ ‫ان ي ـ‬
‫موهما انه قد سمعه منه‬ ً ‫
ي ْل َقه‬
Soru: Tedlis'in kelime anlamı nedir?
(‫
نَ َو ِوي )تقريب‬
Cevap: Hile yapmak, göz boyamak,
‫ان ي ــروي ع ــمن ع ــاص ــره م ــا ل ــم ي ــسمع م ــنه م ــوه ــما س ــما َع ــه‬
aydınlığa karanlığı karıştırmak, maldaki bir
kusuru müşteriden gizlemek manasına ‫
قائال قال فالن او عن فالن ونح َوه‬
gelen ‫ د َّلس‬kök ilinin mef'ulüdür.

(‫
ابن صالح )مقدمة‬
Soru: Tedlis kaça ayrılır? ‫
أن يروي عمن عاصره او لقيه ما لم يسمع منه‬

Cevap: Genelde âlimler Tedlis'i İsnad ve (‫


ابن حجر )نزهة النظر‬
Şuyûh diye ikiye ayırıp İsnad tedlisinin ‫ان يــروي الــراوي عــمن لــقيه مــا لــم يــسمع مــنه بــصيغة تــوهــم‬
altında 4 çeşit tedlis daha zikrederler.
‫السماع كعن وقال‬.

Buna göre tablo şu şekilde ortaya


çıkmaktadır;

(‫
نور الدين عتر )منهج النقد‬

تدليس‬ ‫ث ع َّـمن لـقيَه وسـم َعه مـا لـم يـسمع مـنه مـوهـما‬
ُ ‫ان يـروي املحـد‬
‫ او عـمن لـقيه ولـم يـسمع مـنه مـوهـما انـه َلـقيَه‬،‫انـه سـمعه مـنه‬
A. ‫تدليس االسناد‬ ‫
وسمع منه‬ ِ

1. ‫
تدليس االسقاط‬ Bu tari erden şu sonuç çıkmaktadır;

2. ‫
تدليس التسوية‬ Râvînin karşılaştığı ve kendisinden hadis
dinlediği bir şeyhten ya da muâsır olup ta
3. ‫
تدليس القطع‬ karşılamadığı bir şeyhten dinlemediği bir
4. ‫
تدليس العطف‬ hadisi

B. ‫
تدليس الشيوخ‬ ‫ عن فالن‬،‫ قال فالن‬ve ‫
أ َّن فالنًا‬

NOT: Tedlisü'l-iskât, tedlisü'l-isnad'ın gibi sarih olmayan, hem ittisal hem de


kendisidir. Nurettin Itır Menhecun-Nakd inkita'a delalet eden sigalarla rivayet
isimli eserinde Îbârî'nin Haşiye'sinden ederek dinlemiş gibi yapmasıdır.

esinlenerek bu şekilde isimlendirmiştir. Veya ravinin karşılaştığı ve kendisinden


Bazı kimseler ise Tedlisü'l-isnad'ı ayrı hadis dinlemediği bir şeyhten yukarıdaki
iskat'ı ayrı tarif etseler de ikisi için sigaraları kullanarak, duymadığı bir hadisi
verdikleri misal aynıdır.
duymuş gibi yapmasıdır. Ravi ile şeyh
arasında bir veya birden fazla ravi düşmüş
olabilir.

Süleyman Bür 47 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl
fi
fi

fl
‫ عن فالن‬ve ‫ أ َّن فالنًا‬gibi sarih olmayan
Bu tarifte bakınca şu 5 soru akla sigalarla almış gibi yapmasıdır. Mürselü'l-
gelmektedir;
hafî de ise aynı sigaları kullanmakla
beraber hadisi şeyhten duymuş gibi
Soru: Ravi kendisinden hadis almış gibi yapma kastedilmemektedir. Yani tedliste
yaptığı şeyh ile muasır değilse ne olur? duyma îhâmı kastedilirken irsal'de böyle
bir kasıt yoktur. Bu yüzden müdellis ağır
ifadelerle zemmedilirken, mürsil
Cevap: Meşhur olan görüşe göre bu hadis zemmedilmemiştir.

Müdelles değil Münkati olur.

Soru: Ravi gerçekten de şeyhten


َّ ‫أ‬
Soru: Ravi hadisi ‫ عن فالن‬،‫ قال فالن‬ve ‫ن‬
duymuş olduğu bir hadisi
‫ فالنًا‬sigalarla değil de ‫ سمعت حدثني‬gibi ‫ عن فالن‬،‫ قال فالن‬ve ‫ن فالنًا‬
َّ ‫أ‬
sarih sigalarla rivayet ederse ne olur?
gibi sarih olmayan sigalarla rivayet
ederse ne olur?
Cevap: Bu hadis Müdelles olmaktan çıkar.
Çünkü bu durumda Ravi Müdellis değil
Cevap: O zaman hadis muan'an veya
yalancı olmuş olur ki bu durumda o
müen'en veyahut onların hükmünde olur.
hadisten uzak durulur. Bu yüzdendir ki
(Zaferu'l-Emânî)

tedlis yapan raviler bu durumdan


kurtulmak için genelde tedlis yaptıklarını
itiraf etmişlerdir. (Menhecun-Nakd)
Tedlisü'l-isnad'e Misal:

‫عــن ابــي عــوانــة عــن االعــمش عــن ابــراهــيم الــتيمي عــن ابــيه‬
Soru: Ravi kendisinden hadis almış gibi ‫عـن ابـي ذ ًرّ ان الـنبي قـال "فـالن فـي الـنار يـنادي يـا حـنان‬
yaptığı şeyh ile hiç karşılaşmamış ise ne ‫"يا منان‬.

olur? Bu hadisi Â'meş, Hâkim bin Cübeyr'den


rivayet etmesine rağmen onu düşürüp
Cevap: Başta İbn-i Hacer olmak üzere hadisi İbrahim'den almış izlenimi
çoğunluk alimlere göre bu durumda hadis vermektedir. Halbuki kendisi İbrahim ile
Mürselü'l-hafî olur. Müdelles olmaz. Ancak mülaki olmasına rağmen bu hadisi
İbn-i Kesîr, Nevevi ve İbn-u Salah gibi kendisinden almamıştır.

alimlere göre karşılaşma olmasa bile diğer


şartları taşıması durumda o hadis 2. TEDLİSÜ'T-TESVİYE
Müdelles olur. Yani bu üç alim bir hadisin Birbiriyle karşılaşmış ve sika olan iki şeyh
Müdelles olabilmesi için muasaratı yeterli arasında yer alan zayıf raviyi düşürüp bu
görmüşlerdir. Buna göre Ravi ile şeyh iki sika olan şeyhten birini diğerinden
arasında ister lika olsun ister olmasın hadis almış gibi göstermektir. Buna aynı
hadis Müdelles olabilir. Mutemet olan zamanda tecvid denilmiştir. Bu çeşit tedlis,
görüş ibni Hacer'in görüşüdür.
tedlis çeşitlerinin en şerlisi sayılmıştır.

Soru: İbn-i Kesîr, Nevevi ve İbn-u Salah Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli
gibi alimlerin tari ne göre Müdelles eserinde şu şekilde tarif etmiştir;

hadis ile Mürselü'l-hafî arasında ne fark ‫ه ــو ان ي ــروي امل ــدل ــس ح ــدي ــثا ع ــن ض ــعيف ب ــني ث ــقتني ل ــقي‬
kalmaktadır? ‫ـضعيف ويــجعل بــني ثــقتني عــبارة‬
َ ‫احــدهــما االخــر فــيسقط الـ‬
‫ النــه ذكــر مــن فــيه مــن‬.‫ وقــد ســماه الــقدمــاء تــجويــدا‬.‫مــوهــما‬
Cevap: Müdelles hadis râvinin mülakî ‫االجود وحذف غيرهم‬.

olduğu şeyhten almadığı bir hadisi ،‫قال فالن‬

Süleyman Bür 48 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Nurettin Itır şöyle tarif etmiştir;

Misal:
‫خا‬ ً ‫ ويـعطف عـليه شـي‬،‫ـصرح بـالتحـديـث عـن شـيخ لـه‬
ِّ ‫هـو ان ي‬
‫خ َر لم يسمع منه ذلك امل َ ْر ِو َّي‬
َ ‫آ‬.

‫ـب‬ٍ ‫أَبُ ــو َو ْه ـ‬ ‫ َحـ ـ َّدثَ ـ ِـني‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫بَ ـ ِـقيَّ َة‬ ْ‫ َعـ ـن‬، ‫ـحاقُ بْـ ـ ُن َرا َهـ ـ َويْ ـ ِـه‬َ ‫سـ‬ ْ ِ‫إ‬
‫ال‬ " : ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫ا ْب ـ َن ُع ـ َـم َر‬ ‫ َع ـ ِـن‬، ٌ‫ـاف ـع‬ ِ ‫ َن ـ‬ ‫ َح ـ َّد َث ـنَا‬: ‫ـال‬َ ‫ َق ـ‬، ‫س ـ ِـد ُّي‬
َ َ ‫األ‬ Misal; Hâkim en-Nîsâbûrî'nin Marifetu
‫ َحتَّى تَ ْع ِرفُوا ُع ْق َدةَ َرأ ْ ِي ِه‬، ‫ئ‬ ٍ ‫سال َم ا ْم ِر‬ ْ ِ‫تَ ْح ِم ُدوا إ‬.
ulumi'l-hadis isimli eserinde belirttiğine
göre ‫ هشيم‬bazı hadislerinde

Bu hadisin senedinde geçen ve sika olan ‫


حدثنا حصني ومغيرة عن ابراهيم‬
‫س ِد ُّي‬ ٍ ‫أَبُو َوه‬ aslında hadisi zayıf olan
َ َ ‫ْب األ‬ demiştir. Bu hadisleri sadece ‫ حصني‬den
‫ اسحاق بن أبي فروة‬den almıştır. O da sika ‫نافع‬ duymuştur. Ancak kendisinden bu hadisi
ten almıştır. Hadisin ravileinden olan ‫ بق َّية‬iki dinlemediği ‫ مغيرة‬yi de Husayn'in üzerine
sika arasında yer alan zayıfı düşürmüştür.
atfederek sanki hadisi ondan da dinlemiş
gibi yapmıştır.

3. TEDLİSÜ'L-KAT'/ TEDLİSÜ’L-HAZF
Soru: Tedlisü'l-isnad ve çeşitlerinin
Râvînin, hadisi muteber bir yolla almış hükmü nedir? Yani Tedlisü'l-isnad
olma vehmini uyandırmak için hiçbir eda yapmanın hükmü nedir?
sigası kullanmadan doğrudan hocanın
ismini söylemekle başlayıp hadis-i rivayet Cevap: Bu şekilde tadlis yapmak
etmesidir.
mekruhtur. Leknevî, Zaferu'l-Emânî
şerhinde bunun harama yakın mekruh
Said el-Hînn şöyle tarif etmiştir;
olduğunu belirtmiştir. (s. 392)

‫هـو ان يـروي عـمن سـمع مـنه مـا لـم يـسمع مـنه دون ان يـذكـر‬ Alimlerin çoğu Bu şekilde tedlis yapan
‫لفظ االداء‬.
kimseleri zemmetmişlerdir. Şu'be bin
Haccac ‫ التدليس اخو الكذب‬demiştir.

Kısaca tedlisü'l-kat'da sîga zikredilmesizin


ravi sadece şeyhin ismini söyler.
Hatta bir rivayete göre o şöyle demiştir; ‫َالن‬
‫حب اليَّ ِمن اَن اد ِّلس‬
ُّ َ ‫
اَزْنيَ ا‬
Misal;
İbn-u Salah bu sözü mübalağa için
İbn-i Uyeyne normalde kendi şeyhi olan ve söylendiği şeklinde yorumlamıştır.

hadis aldığı Zühri'den duymadığı bir hadisi


aktarırken sadece "Zührî" deyip duruyor. Râviyi tedlis yapmaya iten sebeplere göre
Etrafındaki insanlar şaşırıp kendisine hüküm değişir;

Zühri'den hadis mi tahdis ettiğini veya


sema' yoluyla hadis mi aldığını soruyorlar.
Bu soru üzerine kendisinin bu hadisi bizzat 1. Ravi hadisteki zayı ığı örtmek
Zühri'den duymadığını söylemiştir.
maksadıyla tedlis yapması haramdır.

4. TEDLİSÜ'L-ATF 2. Hadisi rivayet ettiği şeyhin kendisinden


yaşça küçük olması hasebiyle o şeyhi
Râvînin aynı hadisi rivayet eden iki şeyhten
gizlemek suretiyle tedlis yapması
sadece birinden bu hadisi dinlemiş olduğu
mekruhtur.

halde, kendisinden hadisi dinlediği şeyhin


ismini zikrettikten sonra hadisi kendisinden
dinlemediği şeyhi de onun üzerine 3. Hadisi dinleyen kimselerin dikkatlerini
atfetmek suretiyle sanki ondan da dinlemiş ölçmek ve onları imtihan etmek
gibi bir vehim uyandırmasıdır.
maksadıyla tedlis yapılıyorsa bu caizdir.

Süleyman Bür 49 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
Soru: Tedlis yapan müdellisin rivayeti Cevap: Sadece bir defa tedlis yapmış
kabul edilir mi? Diğer bir ifade ile tedlis olması yeterlidir. Nitekim imam Şa î bu
yaptığı görülen bir ravinin tedlis konuda şöyle demiştir;

yapmadığı rivayetlerinin hükmü nedir? ‫ومن عرفناه دلس مرة فقد ابانا لنا عورته في روايته‬.

Kendisi müdellis olduğu için tedlis


yapmadığı hadisleri de mi kabul B. TEDLİSÜ’Ş-ŞÜYÛH
etmeyeceğiz?
Bir râvînin senedi zikrederken şeyhini
Cevap: Bu konuda iki görüş vardır;
maruf ve meşhur olan isim, künye, neseb
veya lakap ile değil de, sırf şaşırtmak için
1. Müdellisin rivayeti mutlak olarak kabul bilinmeyen bir isim veya lakapla
edilmez. (Bu görüş muteber değildir)
zikretmesidir. (Talat KOÇYİĞİT, Hadis
Usulü)

2. a. Şayet müdellis ‫ عن فالن أن فالنا قال‬gibi


rivayetlerle hadisi rivayet etmişse kabul
edilmez. Zira Bu hadiste de tedlis yapma İbn-i Kesîr (el-Bâisü'l-Hesis)

ihtimali söz konusudur.


ِ ‫فـهو االتـيان بـاسـم الـشيخ او ك‬
‫ـنيته عـلى خـالف املـشهور بـه‬
b. Müdellis hadisi ‫ حدثني‬،‫ سمعت‬gibi ‫وتوعيرا للوقوف على حاله‬
ً ‫تعمي ًة ِألم ِره‬.

direk ittisale delalet eden lafızlarla rivayet


etmişse kabul edilir.
Said el-Hînn (el-Îdâh)

Muteber olan görüş budur. Çünkü tedlis ‫خه أو ُي ـ ـ َكنِّيه أو يـ ــل ِّقبه عـ ــلى خـ ــالف مـ ــا‬
َ ‫ـسميَ شـ ــي‬
ِّ ‫هـ ــو ان ُيـ ـ‬
tek başına cerh sebebi değildir. Yani ravide ‫اشتهر به َت ْع ِمي ًة المره‬.

başka bir kusur yoksa sadece tedlis


yaptığı gerekçesiyle kusurlu sayılıp
hadisleri terk edilmez.
Misal; ‫ ابو بكر بن مجاهد املقرئ‬bir hadisin
senedini zikrederken,

Soru: Buhari ve Müslim'de tedlis yaptığı ‫


حدثنا عبد اهلل بن ابي عبد اهلل‬
bilinen raviler vardır. Bu raviler bazen demiştir.

hadisleri ‫ عن فالن‬gibi ihtimalli sigalarla, Buradaki ‫ عبداهلل‬Sünen Sahibi Ebu


bazen de ‫ سمعت‬gibi sarih sigalarla Davud'un oğlu olup, asıl bilinen ismi ‫ابو بكر‬
rivayet etmişlerdir. Bu ravilerin ‫ عبد اهلل بن ابي داود السجستاني‬dir. Ancak
Sahihayn'daki rivayetlerini nasıl babası Ebu Davud onu tad'if/‫ تضعيف‬ettiği
değerlendirebiliriz? için burada Mücahit onu tanınmayacağı bir
vası a zikrederek o zayı ık kusurunu
Cevap: ‫ سمعت‬gibi sarih sigalarla rivayet bertaraf etmeye çalışmıştır.

ettikleri rivayetler ister Sahihayn'da olsun


ister başka bir yerde olsun zaten sahih Soru: Tedlisü'ş-şüyûh'un hükmü nedir?
kabul edilmiştir. Ancak Sahihayn'daki ‫عن‬
‫ فالن‬gibi ihtimalli sigalarla müdellis olan Cevap: Tedlisü'ş-şüyûh yapmak
raviler tarafından rivayet edilen rivayetler mekruhtur. Ancak bu kerahet tıpkı
ise muttasıl kabul edilmiştir.
tedlisü'l-isnad ta olduğu gibi raviyi tedlis
yapmaya iten sebebe göre değişkenlik
Soru: Bir ravinin müdellis sayılabilmesi gösterebilir. Buna göre;

için kaç defa tedlis yapmış olması


gerekir?

Süleyman Bür 50 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl
fi
1. Tedlisü'ş-şüyûh'tan maksat zayıf olan Misal: râvînin ‫ حدثني فالن بما وراء النهر‬deyip
raviyi sika gösterme çabası ise bu harama aslında Maveraunnehir bölgesini değil de
ulaşacak kadar mekruhtur.
Dicle nehri'nin ardını kastetmesi....

2. Hadisi rivayet ettiği şeyhin kendisinden Soru Tedlisü'l-vicade nedir?


yaşça küçük olması hasebiyle o şeyhi
gizlemek maksadıyla yapması mekruhtur.

Cevap: Vicade yoluyla alınan bir hadisi,


‫ أخبرنا‬gibi bir sîga kullanmak suretiyle o
3. Tedlisü'ş-şüyûh'tan maksat hadisi
kendisinden aldığı şeyhi her defasında bir yolla alınmadığını zannettirecek şekilde
başka isimle zikretmek suretiyle hadis rivayet etmek.

aldığı şeyh sayısının çok olduğu vehmini


uyandırmak ise bunu caiz gören bazı Soru: Tedlisü's-sükût nedir?
alimler olmuştur. Nitekim Hatip el Bağdadi
bunu bazen yapmıştır.
Cevap: râvînin ‫ حدثنا‬veya ‫ سمعت‬dedikten
sonra bir müddet susup ardından
4. Tedlisü'ş-şüyûh'tan maksat talebeleri kendisinden hadis aldığı şeyhi değil de
imtihan edip hafızalarını ölçmek ise bu şeyhinin şeyhini zikretmek suretiyle kendi
caizdir.
şeyhinden almış gibi yapmasıdır.

Soru: Tedlisü's-sema' nedir?

NÜKTE:

Cevap: Tedlisü'l-isnad ve Tedlisü't-tesviye


İmam Buhârî ile Zuhlî arasında bir manasında kullanılır.

muhasemet vardı. Zuhlî insanların


Buhârî'nin ders halkalarına katılmalarını
engelliyor ve aleyhine bazı olumsuz sözler Soru: Tedlisü'l-metn nedir?
söylüyordu. Buna rağmen Buhârî Zuhlî'den
hadis rivayet etmekten imtina etmedi. Cevap: Müdrecü'l-metn manasındadır.

Ancak Zuhlî'nin kendi aleyhine yaydığı


dedikoduları kabul etmiş gibi bir görüntü
Soru: Tedlisü'l-vasl nedir?
sergilememek için ondan hadis rivayet
ederken Zuhlî'nin ismini açıkça Cevap: Tedlisü'l-isnad manasındadır.

zikretmekten imtina etmiştir. (Zaferu'l-


Emânî, s.397)

MÜRSELÜ'L-HAFİ ‫مرسل الخفي‬


Soru: Tedlisü'l-büldan nedir?
Soru: Mürselü'l-hafî nedir?
Cevap: isimleri aynı olan iki yerden
meşhur olmayanın veya sonradan takma Cevap: Muhaddisler Mürselü'l-hafî ile
olanı söyleyip dinleyiciye meşhur olanı alakalı birbirinden farklı tari er
düşündürmekdir. İbn-i Hacer Tedlisü'l- yapmışlardır. Biz burada 2 tarif ele
büldan'ı tedlisü'ş-şüyûh'un bir çeşidi alacağız.

olarak değerlendirilmiştir.

1. İbn-i Hacer'in tercih ettiğin tarif şudur;

‫عمن عاصره ولم يلقه ما لم يسمع منه‬


ّ ‫ان يروي الراوي‬.

Süleyman Bür 51 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl

Nurettin Itır da mutemed görüşün bu İbn-i Hacer bu görüşünü Nüzhetunnazar


olduğunu söylemiş ve şu şekilde tarif isimli eserinde şu ifadelerle aktarmıştır;ise
etmiştir;
Mürselü'l-hafî ile Tedlis arasına açık bir
fark koymuş oldu. İbn-i Hacer bu
‫واملــعتمد ان املــرســل الــخفي هــو الحــديــث الــذي رواه الــراوي‬ görüşünü Nüzhetunnazar isimli eserinde
şu ifadelerle aktarmıştır;

‫عمن عاصره ولم يسمع منه ولم يلقه‬.

ٍّ‫ومن أدخل في تعريف التدليس املعاصرة ولو بغير ُلقي‬


ُ
‫دخول املرسل الخفيِّ في تعريفه‬ ‫ َل ٍز َمه‬.

Bu tarife göre Mürselü'l-hafî, ravinin


muasırı olup kendisi ile hiç karşılaşmadığı
ve hiç hadis dinlemediği kimseden ‫ قال‬gibi
sema'a delalet eden bir lafızla hadis Mürselü'l-hafî'ye Misal:

dinlemiş gibi yapmasıdır. Bu tari erdeki ، ‫ـشيْ ٌم‬َ ‫ َحـ َّدثَـنَا ُه‬: ‫ـال‬َ ‫ َق‬، ‫اهـي ُم بْـ ُن َعـبْ ِد اهللَِّ ا ْل َه َـر ِو ُّي‬
ِ ‫َحـ َّدثَـنَا إِبْـر‬
َ
püf nokta aralarında hiç karşılaşmanın ِ َ‫ َعـ ْن ن‬، ‫ـس بْـ ُن ُعـبَيْ ٍد‬
ِ‫ َعـن‬، ‫ َع ِـن ابْ ِـن ُع َـم َر‬، ٍ‫ـافـع‬ َ
ُ ‫ َحـ َّدثـنا يُـون‬: ‫ـال‬
ُ َ َ ‫َق‬
olmamasıdır.
‫ " َمطْ ُل ا ْلغ َِنيِّ ظُ ْل ٌم‬: ‫ال‬ َ ‫س َّل َم َق‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ِّ‫الن َّ ِبي‬.....

2. Mürselü'l-hafî'yi "ravinin muasırı olup


Hadisin senedinde geçen Yunus bin
kendisiyle karşılaştığı ancak hiç hadis
Ubeyd, Na ' ile muasır olmuş ancak
dinlemediği veya karşılaşmadığı kimseden
kendisinden hiç hadis dinlememiştir.

‫ قال‬gibi sema'a delalet eden bir lafızla


hadis dinlemiş gibi yapmasıdır" şeklinde
tarif edenler de vardır. Yukarıdaki tariften Soru: Mürselü'l-hafî' ile Tedlisü'l-isnad
tek farkı burada karşılaşmanın/likâ'ın var arasında ne fark vardır?
olmasıdır. Yani ravinin kendisi ile
karşılaştığı ancak hiç hadis dinlemediği Cevap: Aralarında iki fark vardır;

şeyhten hadis almış gibi yapmasını da


Mürselü'l-hafî'den saymışlardır. Kadim ve
1. Tedlisü'l-isnad, ravinin normalde
muasır alimlerden bazıları bu tari
kendisinden hadis dinlemiş olduğu bir
seçmişlerdir.

şeyhten dinlemediği bir hadisi dinlemiş


gibi yapmasıdır.

Mahmud Tahhan (Teysîr)


Mürselü'l-hafî ise ravinin hiç hadis
‫ان ي ــروي ال ــراوي ع ــمن ل ــقيه او ع ــاص ــره م ــا ل ــم ي ــسمع م ــنه‬ dinlemediği bir şeyhten dinlemediği bir
‫وغيره كقال وعن‬
َ ‫بلفظ يحتمل السماع‬.
hadisi dinlemiş gibi yapmasıdır.

Said el-Hînn (el-Îdâh)

‫وه ــو ان ي ــروي ال ــراوي ع ــمن ع ــاص ــره ول ــم ي ــلقه أو ل ــقيه ول ــم‬ 2. Tedlis'te ravi ‫ عن فالن‬ve benzeri ifadelerle
‫يسمع منه‬.
hadisi şeyhten almış vehmini
uyandırmaktadır.

Mürselü'l-hafî'de ise böyle bir vehim


uyandırma çabası yoktur. Çünkü zaten ravi
Tembih: İbn-i HacerTedlisi tarif ederken, ile şeyh arasında hiç sema' yoktur.

Nevevi, İbn-i Kesîr ve İbn-i Salah'ın aksine


‫ عمن لقيه ما لم يسمع منه‬diyerek ravi ile şeyh
Soru: Mürselü'l-hafî' ile Munkati' hadis
arasında karşılaşmanın olmasını şart arasında ne fark vardır?
koşmuştu. Oysa İbn-i Kesîr, Nevevi ve İbn-
u Salah gibi alimlere göre karşılaşma
olmasa bile hadis Müdelles oluyor. İbn-i Cevap: Mürselü'l-hafî'de ravi ile şeyh
Hacer Mürselü'l-hafî'de ise Mürselü'l-hafî arasında muasarat vardır. Munkati' hadiste
ile Tedlis arasına açık bir fark koymuş oldu. ise ara ile şey arasında muasarat yoktur.

Süleyman Bür 52 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fl
fi
Cevap: Şazz hadis kavramı ilk olarak hicri
Misal:
II. asırda Şu'be bin Haccac ve
‫ أَنْ ـبَأَنَ ــا َع ـبْ ُد ا ْل ـ َع ِزي ـ ِز ْب ـ ُن‬: ‫ـال‬
َ ‫ َق ـ‬، ِ ‫ـصبَّاح‬ َّ ‫َح ـ َّدثَ ـنَا ُم َح ـ َّـم ُد ْب ـ ُن ال ـ‬ Abdurrahman bin Mehdi tarafından
kullanılmıştır. Bu da Şazz kavramının hicri
‫ َعـ ْن ُعـ َـم َر بْـ ِـن َعـبْ ِد‬، َ‫صــالِـحِ بْـ ِـن ُم َحـ َّـم ِد بْـ ِـن ز َِائـ َدة‬ َ ‫ َعـ ْن‬، ‫ُم َحـ َّـم ٍد‬
II. asrın başlarından itibaren kullanılmaya
َِّ‫ـول اهلل‬ُ ‫س‬ ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬، ِّ‫ـج َه ِني‬ ِ ‫ َعـ ْن ُعـ ْقبَ َة بْ ِـن َع‬، ‫ا ْلـ َع ِزيـ ِز‬
ُ ‫ـامـ ٍر ا ْل‬ başladığını göstermektedir.

‫س‬ِ ‫س ا ْل َح َر‬ َ ‫ح َم اهللَُّ َحا ِر‬ َ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬


ِ ‫ " ر‬: ‫س َّل َم‬ َ ".

Soru: Şazz hadisi ilk defa tarif eden


Bu hadisin senedinde geçen Ömer Bin kimdir?
Abdülaziz aslında Ukbe ile hiç
karşılaşmamıştır. Hatta onunla muasır bile
Cevap: Şazz hadisi ilk defa tarif eden kişi
değildir. Bununla beraber ondan hadis
İmam Şa î'dir. İmam Şa î er-Risâle isimli
almış izlenimini vermiştir. Bu hadisi
eserinde şöyle demiştir;

Mahmud Tahhan ve başka alimler


Mürselü'l-hafî'ye örnek olarak ‫ما َروا ُه الثق ُة ُمخالفًا ِملا روا ُه الناس‬.

getirmişlerdir. Oysa Said el-Hînn, el- Şazz hadis sika bir ravinin diğer insanlara
Îdâh'ta bu hadisin Mürselü'l-hafî'ye değil muhalefet ederek rivayet ettiği hadistir.

Munkati' hadise misal olabileceğini


belirtmektedir. Çünkü ravi ile şeyh Soru: Şazz hadis nedir?
arasında muasarat yoktur.

Cevap: Şazz hadis hakkında alimler farklı


Soru: Hadisteki İrsâl-ı Ha nasıl tespit
tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlara
edilebilir? baktığımızda aynı şeyi tarif etmiş gibi
görünseler de aslında şazz ifadesinden
Cevap: 3 yolla tesbit edilebilir;
kastettikleri şey birbirinden farklıdır. Biz
burada ilk etapta Cumhurun tercih ettiği
şahıs kavramı üzerinde duracağız.

1. Yaşadıkları tarihten hareketle ravi ile


şeyhin hiç karşılaşmadığının ortaya
konması ile veya hadis imamlarından İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar

birinin bu durumu belirtmesiyle,


‫ ومقابُله الشاذ‬،‫خولِف بأرجحَ فالراجح املحفوظ‬
ُ ‫
فَ ِا ْن‬
2. Râvînin şeyh ile hiç karşılaşmadığı veya
kendisinden hiç hadis duymadığını bizzat İbn-i Kesîr

kendisinin itiraf etmesi ile,

‫ـناس ولــيس ِمــن‬ ُ ‫وهــو ان َيــر ِو َي ثــق ٌة حــديـثًا يــخالـ‬


ُ ‫ـف مــا روى الـ‬
3. Ravi'nin hadisi bir şeyhten rivayet edip
‫غيره‬ َ ‫ذلك ان يَ ْر‬.

ُ ‫وي ما لم يرو‬
daha sonra başka bir rivayette ise ُ‫نُبِّئت‬
ُ ‫ أُخ ِب ْر‬temel sureti ile hadisi bizzat o
veya ‫ت‬
Nurettin Itır

şeyhten almadığını bilakis başkası ٍ ‫الــشاذّ مــا رواه املــقبول مــخالــفا ملــن هــو اولــى مــنه لــكثرة عـ‬
‫ـدد‬
vasıtasıyla hadisin o şeyhten kendisine
‫ـفظ واملـحفوظ مـقابـل الـشاذ وهـو مـا رواه مـخالـفا‬ ٍ ‫او زيـادة ح‬
geldiğini söylemesi ile tespit edilir.


ملن هو دونه في القبول‬
ŞAZZ HADİS - MAHFUZ HADİS
İmam Şa î

Soru: Hadis usulünde Şazz kavramı ilk ‫


ما َرواهُ الثق ُة ُمخالفًا ِملا رواهُ الناس‬
defa ne zaman kullanılmıştır?
İmam Şa î bu tari ile Şazz hadis hakkında
yapılan tari erden en mutemet olanını
ortaya koymuştur. Ancak Leknevî Zaferu'l-

Süleyman Bür 53 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fl
fi
fi
fi

Emânî'de İmam Şa î'nin bu tari ni Şazz ile alakalı yapılan bu tarife baktığımız
beğenip isabetli olduğunu söylemekle zaman şu sorular akla gelmektedir;

beraber bir ucu açık bulmuştur. Çünkü bu


tarife göre bazı problemler ortaya Soru: Sika olmayan bir ravi sika
çıkmaktadır;

kimselere muhalefet ederek bir hadis


rivayet ederse ne olur?
* İmam Şa î ‫ ُمخالفًا ِملا رواهُ الناس‬dediğine
göre sika râvînin muhalefet ettiği kişiler
ondan daha sika kimseler değil de zayıf
Cevap: O hadis Münker olur.

kimseler olma ihtimali de vardır. Bu


durumda hadis Ma'ruf olur. Bu anlamda
İmam Şa î'nin yaptığı tarif ağyârını mâni' Soru: Sika olan bir ravi zayıf kimselere
değildir.
muhalefet ederek bir hadis rivayet
ederse ne olur?
* İmam Şa î'nin ‫ ُمخالفًا ِملا رواهُ الناس‬ifadesine
göre sika râvînin muhalefet ettiği kimseler Cevap: Sikanın rivayet ettiği hadis Ma'ruf
birden fazla kişi olmaları gerekir. Bu tanıma olur.

göre sika bir ravi tek bir kişiye muhalefet


etmişse bu hadise şazz demeyecek miyiz? Soru: Bir sika değil de iki veya daha
Halbuki sika bir ravi sadece bir kişiye dahi
fazla sika kendilerinden daha sika olan
muhalefet ederek bir hadis rivayet etmişse
kimselere muhalefet ederek hadis
o hadis şazz diye isimlendirilir.

rivayet etseler ne olur?


Cevap: Bir hadisin Şazz başlığı altına
Bu tari erden anlaşıldığı kadarıyla Şazz
girebilmesi için hem muhalefet hem
hadis şudur;

teferrüd gerekir. Yani daha sika olan


Sika bir ravinin sayı çokluğu veya hıfz kimselere muhalefet ederek hadis rivayet
bakımından kendisinden üstün olan bir eden kişi bu ihtilafında tek kalmalıdır.
veya birkaç raviye muhalefet ederek Şayet birden fazla kişi iseler onların rivayet
rivayet ettiği hadise şazz denir.Şazz ettiği hadise Şazz denmez.

hadisin karşısında yer alan ve daha sika


kimseler tarafından rivayet eden hadise
Mahfuz denir. Buradan hareketle Tirmizî, Soru: Sika olan ravinin rivayeti ile daha
sika veya zayıf râvilerin kendilerinden daha sika olan ravinin rivayeti arasında cem'
güvenilir râvilere aykırı biçimde rivayet yapılıp ihtilaf giderilirse ne olur?
ettikleri hadise “gayr-i mahfûz” demiştir

Cevap: İhtilaf giderildiği için artık şazz


Yani bir hadisin Şazz olabilmesi için şu iki veya mahfuzdan bahsedilmez.

vasfı taşıması lazım;

1. Muhalefet
Soru: Şazz hadis kaç kısma ayrılır?
2. Teferrüd

Cevap: Şazz hadis iki kısma ayrılır;

Bu iki vasıftan bir tanesi eksik ise mutemet


olan görüşe göre bu hadis Şazz olmaz.
1. Şazz 's-sened: Sika râvînin
Ancak ileride zikredeceğimiz üzere bazı
kendinden daha sika olan kimselere sened
alimlere göre muhalefet olmasa da hadis
konusunda muhalefet etmesidir.

şazz olur.

Misal:

Süleyman Bür 54 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
fi
fi
fi
fi
fi
‫ َعـ ْن َع ْـم ِرو بْ ِـن‬، ‫سـفْيَا ُن‬ ُ ‫ َحـ َّدثَـنَا‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬، ‫َحـ َّدثَـنَا ابْـ ُن أ َ ِبـي ُع َـم َر‬
‫ـات َع ـ َلى‬ َ ‫اس أ َ َّن َر ُج ـ ًـال َم ـ‬ ٍ َّ‫ َع ـ ِـن ا ْب ـ ِـن َع ـب‬، ‫ـج َة‬ َ ‫سـ‬َ ‫ َع ـ ْن َع ـ ْو‬، ‫ِدي ـنَا ٍر‬ Buradaki muhalefet metinde olduğu için
‫ع َوا ِر ًث ــا إِ َّال‬ َ ‫صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َليْ ِه َو‬
ْ ‫ َو َلـ ـ ْم يَـ ـ َد‬،‫سـ ـ َّل َم‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ِ ‫سـ‬ ُ ‫َع ْه ـ ِـد َر‬ buna Şazz 'l-metn denir.

‫يراثَ ُه‬ ِ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ُّ‫ فَأ َ ْعطَاهُ الن َّ ِبي‬،ُ‫
َعبْ ًدا ُه َو أ َ ْعت َ َقه‬
َ ‫س َّل َم م‬
Soru: Bir hadis hem seneden hem
metnen şazz olabilir mi?
Bu hadisi Tirmizî, İbn-i Mace ve Nesâî şu
şekilde rivayet etmişlerdir;

Cevap: Olabilir.

1- Süfyan bin Uyeyne,

2- Amr bin Dînâr,


Misal:

3- Avsecete
‫ع ـ ــن ع ـ ــائ ـ ــشة رض ـ ــي اهلل ع ـ ــنها "أن ال ـ ــنبي ص ـ ــلى اهلل ع ـ ــليه‬
4- İbn-i Abbas
ِ ُ‫ويصوم وي‬
‫فطر‬ ُ ،‫قصر في السفر ويُ ِتم‬ ُ َ‫
"وسلم كان ي‬

İbn-i Abbas ise bu hadisi hükmen merfu Bu hadis seneden şazz'dır. Çünkü daha
olarak rivayet etmiştir. Sened zincirinin bu sika raviler tarafından rivayet edildiğine
şekilde sıralanması konusunda başta İbn-u göre bu hadis mevkuf'tur. Yani söz Hz
Cerîr olmak üzere birçok râvi İbn-i peygamber'e değil Hz Aişe'ye
Uyeyne'ye tabi olmuştur.
dayandırılmıştır.

Ancak Hammad bin Zeyd adlı ravi aynı Bu hadis aynı zamanda metnen de
hadisi İbn-i Abbas'ın ismini zikretmeden Şazz'dır. Çünkü hadisin daha sika raviler
Mürsel olarak rivayet etmiştir. İşte tarafından rivayet edilen tarikinde namazı
Hammad'ın, senedinde tek kaldığı bu bazen kısaltıp bazen tam kılan kişi Hz
rivayet Şazz'dır. İbn-i Uyeyne ve ona tabi Aişe'dir.

onların rivayet ettikleri ise Mahfuz'dur. Aynı


zamanda bu hadis Şazz 's-sened Soru: Şazz hadisin hükmü nedir?
örneğidir. Çünkü buradaki ihtilaf metinde
değil senette meydana gelmiştir.

Cevap: Şazz hadis zayıftır. Merdûd


çeşitlerinden bir tanesidir. Çünkü sika da
2. Şazz 'l-metn: Sika râvînin kendinden
olsa bir ravi kendisinden daha sika olan
daha sika olan kimselere metin konusunda
kimselere muhalefet etmişse biz daha sika
muhalefet etmesidir.

olanların hadisini kabul ederek aslında sika


olan kişinin bu hadisi tam olarak zabt
Misal:
edemediğini söylemiş oluyoruz. Bu da
‫ـسحَ َع ـ َلى‬ ُ ‫ير ِة بْ ـ ِـن‬
َّ ‫ش ـ ْعبَ َة ع ــن ال ــنبي أن ــه تَ ـ َو‬
َ ‫ َو َم ـ‬،َ‫ض ـأ‬ ِ
َ ‫َع ـ ِـن ْامل ُــغ‬ hadisin zayıf kabul edildiği anlamına gelir.

ِ ْ ‫خ َّف‬
‫ني‬ ُ ‫ا ْل‬.

Soru: Şazz hadis için yapılan diğer


Birçok ravi bu hadisi bu lafız ile Muğire bin tari er nelerdir?
Şu'be'den rivayet ederken sika olan
Abdurrahman bin Servân şu lafızlarla Cevap:

rivayet etmiştir;

1. Hâkim en'Nîsâbûrî

‫ َع ـ ِـن‬، ‫يل‬ َ ‫ش ـ َـر ْحـ ـ ِب‬ ُ ‫ َعـ ـ ْن ُهـ ـزَيْـ ـ ِل بْ ـ ِـن‬- ‫َعـ ـبْ ُد ال ـ َّـر ْح ـ َـم ِن بْـ ـ ُن ثَ ـ ْـر َوا َن‬ ٌ
ٌ‫اصل متابع‬ ‫هو ما يتفرد به ثقة من الثقات وليس للحديث‬
َ ‫ص ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ َليْ ِه َو‬
‫س ـ ـ َّل َم‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ َ ‫سـ ـ‬ ُ ‫ير ِة بْ ـ ـ ِـن‬
ُ ‫ أ َ َّن َر‬، ‫ش ـ ـ ْعبَ َة‬ ِ
َ ‫ْامل ُـ ــغ‬ ِ
‫الثقة‬ ‫لذلك‬.

ِ ْ ‫ني َوالن َّ ْع َل‬


‫ني‬ ِ ْ ‫سحَ َع َلى ا ْل َج ْو َر َب‬ َ ‫ َو َم‬،َ‫ضأ‬ َّ ‫تَ َو‬.

Süleyman Bür 55 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
fi
fi
Yani sika ravilerden birinin kendisine hiçbir ettiği Şazz hadisin hükmünü iki ana başlık
mütabi'in olmadığı tek başına rivayet ettiği altında şu şekilde toplamıştır:

hadistir. Hâkim en'Nîsâbûrî'nin bu tari şu


açıdan eleştirilmiştir;
1. Şayet sika ravi kendinden daha sika bir
Bu tarifte Şazz hadisin muteber tanımında veya birkaç raviye muhalefet ederek hadis
yer alan ihtilaf ve teferrüd hallerinden birisi rivayet etmişse bu şazz olan hadis
eksiktir. Bir hadisin şazz olabilmesi için bu merduttur, zayıftır. (Cumhurun tarif ettiği
iki özelliğin olması gerekir. Oysa Hâkim'in şazz hadis)

tari nde teferrüd var ama ihtilaf yoktur.


Eğer bu tari baz alırsak sahih hadis
2. Şayet bir ravi hiç kimseye muhalefet
kitaplarının içerisinde yer alan birçok hadis
etmeksizin bir hadisi rivayet etme
şazz olmuş olur. Mesela ‫انما االعمال بالنيات‬
konusunda tek kalmışsa , kendisinden
hadisi hem sahabe de tabii tabakasında başka hiç kimse o hadisi rivayet
tek kişi tarafından rivayet edilmiştir. Bu etmemişse o zaman bakılır;

hadis başka hiçbir hadise muhalefet


etmemiştir. Hâkim'in bu tari ni baz alırsak
bu hadisinde şazz olup zayıf kabul a. Hadisi rivayet etmekte tek kalan o
edilmesi gerekir.
ravi sika ise hadisi kabul edilir. Makbul
olan bu hadis durumuna göre ya Sahih ya
da Hasen olur.

2. Halilî:

‫م ــا ل ــيس ل ــه اال اس ــناد واح ــد يش ـذُّ ب ــذل ــك ش ــيخ ث ــق ًة ك ــان أو‬
b. Hadisi rivayet etmekte tek kalan o
‫غير ثقة‬.
َ
ravi zayıf ise rivayeti kabul edilmez.
Halilî'nin tari ne göre şazz hadis sika veya Rivayet ettiği hadis zayıftır/merduttur.

zayıf bir ravinin rivayetinde tek kaldığı


hadistir. Halilî'ye göre tek kalan ravi zayıf Not: Şazz hadis konusunu en iyi ele alan
ise rivayeti kabul edilmez. Sika ise ihticac kitap Said el-Hînn'in el-Îdâh’ıdır.

edilmez. Teva uk edilir.

MÜNKER - MA’RUF
3. İbn-u Dakîk el-Îd

ِ ‫مــا خــالــف راويــه الـ‬


‫ـثقات أو مــا انــفرد بــه مــن ال يــحتمل حــا ُلــه‬
Soru: Münker hadis nedir?
َّ ‫أن يُقبل ما‬.

‫تفرد به‬

Cevap: Münker hadis ile alakalı iki tarif


Râvîsinin sikalara muhalefet ettiği veya tek
yapılmıştır. Daha doğru bir ifade ile
başına kaldığında hadisi kabul
söylenecek olursa Münker hadis iki
edilmeyecek bir ravinin tek başına kaldığı
anlama gelmektedir;

hadistir.

1.

Soru: Şazz hadisin zayıf hadis


‫الضعيف مخالفًا ملا رواه الثقة‬
ُ ‫
ما رواه‬
çeşitlerinden olduğunu söylemiştik.
Peki mutemed olan tarif dışında diğer Münker hadis zayıf ravinin sika ravilere
alimlerin tarif ettiği Şazz hadisin hükmü muhalefet ederek rivayet ettiği hadistir.
nedir? Zayıfın kendisine muhalefet ettiği sikanın
hadisine ise Ma'ruf denir. Bu tarif İbn-i
Hacer'in de tercih ettiği mutemet olan
Cevap: İbn-u Salah, hem cumhurun tarif tariftir.

ettiği Şazz, hem de diğer alimlerin tarif


Misal:

Süleyman Bür 56 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
ff

fi
fi
‫ َع ـ ِـن ا ْل ـ َعيْزَا ِر بْ ـ ِـن‬، َ‫ـحاق‬ َ ‫سـ‬ْ ِ‫ َع ـ ْن أ َ ِب ــي إ‬، ‫يب‬ ٍ ‫يب بْ ـ ُن َح ـ ِب‬ ُ ‫َع ـ ْن َح ـ ِب‬ Soru: ‫ مُن َكر الحديث‬ne demektir?
َُّ‫ص ـ َّلى اهلل‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ َ ‫ َق ـ‬: ‫ـال‬
ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫اس‬ ٍ َّ‫ َع ـ ِـن ا ْب ـ ِـن َع ـب‬، ‫ـث‬ ٍ ‫ُح ــر ْي ـ‬
َ
َ‫ َو َحـجَّ ا ْلـبَيْت‬, َ‫ َوآتَـى الـزَّ َكـاة‬, َ‫ـصالة‬ َّ ‫ " َمـ ْن أ َ َقـا َم ال‬: ‫سـ َّل َم‬ ِ
َ ‫َعـ َليْه َو‬ Cevap: Cerh lafızlarından bir tanesidir.
‫خ َل ا ْل َجن َّ َة‬
َ ‫ َد‬, ‫ف‬ َّ ‫ َو َق َرى‬, ‫ضا َن‬
َ ْ‫الضي‬ َ ‫ َو‬, .

َ ‫صا َم َر َم‬ Çok Münker hadis rivayet etmesi


Bu hadis Münker bir hadistir. Çünkü zayıf sebebiyle hadisleri terk edilen inkar edilen
olan Hubeyb bin Habib, hadisi Hazreti kendisinden hadis alınmayan ravi için
peygambere dayandırıp merfu bir şekilde kullanılan bir lafızdır.

rivayet etmiştir. Oysa sika olan birçok


ravinin rivayetinde bu hadisin İbn-i Soru: ‫ روى املناكر‬ve ‫يروي احاديث مُن َكرة‬
Abbas'a dayandırılıp Mevkuf bir şekilde ifadeleri ne anlama gelmektedir?
rivayet edildiğini görmekteyiz.

Cevap: Cerh lafızlarından biridir. Ravinin


2.
çok az da olsa Münker hadis rivayet
Mahmud Tahhan
ettiğini ifade eder. Hakkında bu ifadeler
‫فحش غلطُه أو كثُر‬ ُ ‫هو الحديث الذي في اسناده را ٍو‬ kullanılan ravi mutkîn derecesinden düşse
‫غفلتُه أو ظَهر فس ُقه‬.
de yine makbul kimseler arasından sayılır.
Zayıf olmaz. Fiğer bir ifade ile hakkında
böyle söylenen bir ravi sadece birkaç kez
Beykûnî

Münker hadis rivayet etmesi sebebiyle



ومنكر الفرد به را ٍو غدا‬ bütün hadisleri terk edilmez. Ancak bunu
ِ
‫يحمل التفردا‬ ‫
تعدي ُله ال‬ çok yaparsa artık ‫ منكر الحديث‬olur ve rivayet
ettiği hadisler alınmaz terk edilir.

Yani bu tarife göre senedinde, çok hata


yapan veya çok ga ete düşen veyahut
fasık olan kimsenin bulunduğu hadise
Münker hadis denir.
MUZDARİB HADİS
Misal:

‫ـحيَى بْـ ـ ُن‬ ْ ‫ َحـ ـ َّدثَـ ـنَا يَ ـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق ـ‬، ‫ف‬ ٍ ‫خـ ـ َل‬
َ ‫شـ ـ ٍر بَـ ـ ْك ُر بْـ ـ ُن‬ ْ ‫َحـ ـ َّدثَـ ـنَا أَبُ ــو ِب‬
Soru: Muzdarip hadis nedir?
‫ َعـ ْن‬، َ‫ـشا ُم ْبـ ُن ُع ْـر َوة‬ َ ‫ َحـ َّد َثـنَا ِه‬: ‫ـال‬ َ ‫ َق‬، ُّ‫س ْاملـَ َد ِنـي‬ ٍ ‫ُم َح َّـم ِد ْب ِـن َقـ ْي‬
‫صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َليْ ِه‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َق ـ‬: ْ‫ـش َة َق ــا َل ــت‬ ِ ‫ َعـ ـ ْن َع ـ‬، ‫ـيه‬
َ ‫ـائ ـ‬ ِ ‫أ َ ِب ـ‬
Cevap:

‫خـ ـ َلقَ ِب ــا ْل َج ـ ِـدي ـ ِـد ؛ فَ ـ ِـإ َّن‬


َ ‫ ُكـ ـ ُلوا ا ْل‬،‫ " ُكـ ـ ُلوا ا ْلـ ـبَ َلحَ ِب ــالـ ـت َّ ْم ِر‬: ‫سـ ـ َّل َم‬ َ ‫َو‬ İbn-i Kesîr, el-Bâisü'l-Hesis
‫ب‬ ُ ‫ْض‬ َ ‫الشيْطَا َن يَغ‬ َّ
ِ ‫وه ــو ان يَ ــختلف ال ــرواةُ ف ــيه ع ــلى ش ــيخٍ ب ـ‬
ٍ ‫ـعينه أو م ــن وج ـ‬
‫ـوه‬
ُ
‫بعضها على بعض‬ ُ‫يترجح‬
َّ ‫أخرى متعادلة ال‬.

Nesâî bu hadisin Münker olduğunu


söylemiştir. Çünkü senedinde hadis-i
İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar
rivayet etmekte tek kalamayacak kadar
‫ـرج ـ ــح الح ـ ــدى‬
ِّ ‫إن ك ـ ــان ـ ــت امل ـ ــخال ـ ــفة ب ـ ــإب ـ ــدال ال ـ ــراوي وال م ـ ـ‬
zayıf olan Yahya bin Kays vardır. İbn-i
Hacer onun çok fazla hata yaptığını ‫
الروايتني على االخرى فهذا هو املضطرب‬
söylemiştir.

Soru: Münker hadisin hükmü nedir? Suyûtî, tedrîburrâvi


(‫مـن را ٍو واح ٍـد )هـو الـذي يُـروى عـلى اوج ٍـه مـختلفة ٍ مـتقارب ٍـة‬
Cevap: Münker hadis her iki manasıyla da ‫مرجح‬
ِّ ‫
مرتني أو اكثر أو من راويَ ْني أو رواة وال‬
çok zayıf olan hadis türlerinden sayılmıştır.

Nurettin Itır, Menhecun-Nakd

Süleyman Bür 57 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl

ِ
َ ‫ه ــو الح ــدي ــث ال ــذي يُ ــروى م ــن قـ ـبَل را ٍو واح ــد أو اك ـ‬
‫ـثر ع ــلى‬ 2. Birkaç ravinin aynı hadisi
ُ‫مرجحَ بينها وال ُيمكن الجمع‬ ِّ ٍ
‫متساوية وال‬ ٍ
‫مختلفة‬ ٍ
‫اوجه‬.
birbirlerinden farklı şekilde rivayet
etmesiyle izdirab meydana gelir.

Bu tari erden anlaşıldığı üzere Muzdarib


hadis şudur;
Soru: Muzdarib hadis kaç kısma ayrılır?
Bir veya birkaç ravi tarafından birbirinden
farklı şekillerde rivayet edilen, ancak Cevap: iki kısma ayrılır;

ravilerden birinin diğerinden daha zabt ehli


olması, daha iyi ezberlemiş olması veya 1. Muzdaribü's-sened:

hadisi kendisinden rivayet ettiği şeyh ile Izdırab hadisin senedinde meydana gelirse
sohbetinin daha uzun olması gibi tercih buna muzdaribü's-sened denir.

sebeplerden herhangi bir tanesi ile biri Misal:

diğerine tercih edilemeyecek derecede


‫ـول‬ ُ ‫ يَــا َر‬: ‫ـال أَبُــو بَـ ْك ٍر‬
َ ‫سـ‬ َ ‫ َقـ‬: ‫ـال‬ ٍ َّ‫ َعـ ِـن ابْـ ِـن َعـب‬، ‫َعـ ْن ِعـ ْك ِر َمـ َة‬
َ ‫اس َقـ‬
birbirine yakın/mütekârib olan hadislere
Muzdarib denir.
‫ش َّيبَت ْ ِني هُو ٌد‬
َ " : ‫ال‬ َ ‫ َق‬. َ‫شبْت‬ِ ‫ َق ْد‬،َِّ‫اهلل‬.

Bu tariften anlaşıldığı üzere aralarında Bu hadisin senedinde ızdırab vardır.

zahiren ihtilaf görülen hadislerin Muzdarib Çünkü bu hadis 10 küsür vecihle, Mürsel,
olabilmesi için iki şart gerekir:
Mevsul, Hz Ebubekir'in müsnedi, Hz
Aişe'nin müsnedi ....... şeklinde rivayet
1. Hadisler, biri diğerine tercih edilmiştir. Senette görülen bu ihtilafı
edilemeyecek derecede kuvvet giderip tariklerden bir tanesini seçmek de
bakımından birbirlerine mütekârib mümkün değildir.

olmalıdırlar. Herhangi bir sebeple


hadislerden biri diğerine /diğerlerine tercih 2. Muzdaribü'l-metn:

edilecek olursa o hadisler Muzdarib Izdırab hadisin metninde meydana gelirse


olmazlar. Racih hadis duruma göre Mahfuz buna muzdaribü'l-metn denir.

veya Ma'ruf olur. Mercuh olan hadis ise


Şazz veya Münker olur.
ْ ‫ َحـ َّدثَـنَا‬: ‫ـال‬َ ‫ َق‬، ‫َحـ َّدثَـنَا ُم َح َّـم ُد بْـ ُن أ َ ْح َـم َد بْ ِـن َمـ ُّدويَـ ْه‬
ْ َ ‫األ‬
‫سـ َو ُد بْـ ُن‬
‫ َع ـ ْن‬، ِّ‫ـش ْع ِبي‬ َّ ‫ َع ـ ِـن ال ـ‬، َ‫ َع ـ ْن أ َ ِب ــي َح ـ ْـمزَة‬، ‫ش ـ ِري ـ ٍـك‬َ ‫ َع ـ ْن‬، ‫ـام ـ ٍر‬ ِ ‫َع ـ‬
2. Hadisler arasında ararları cem'
َُّ‫صـ َّلى اهلل‬ َ ُّ‫سـ ِـئ َل الـن َّ ِبي‬
ُ ‫ أ َ ْو‬، ُ‫سـأ َ ْلــت‬َ : ْ‫س َقــا َلــت‬ ٍ ْ‫ت َقـي‬ ِ ‫فَـ‬
ِ ْ ‫ـاطـ َـم َة ِبـن‬
edilemeyecek derecede ihtilaf bulunması
gerekir. Şayet hadisler arasında cem' ‫س ـ َوى‬ ِ ‫ـح ًقّا‬ ِ ‫ " إِ َّن ِف ــي ْامل َـ‬: ‫ال‬
َ ‫ـال َل ـ‬ َ ‫ َف ـ َق‬،‫ـاة‬ َ ‫َع ـ َليْ ِه َو‬
ِ ‫س ـ َّل َم َع ـ ِـن ال ـزَّ َك ـ‬
yapılırsa o hadisler Muzdarib olmaktan ‫اة‬ ِ ‫
" الزَّ َك‬
çıkarlar.

‫ َع ـ ْن‬، ‫ـحيَى بْ ـ ُن آ َد َم‬ ْ ‫ َح ـ َّدثَ ـنَا يَـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ َقـ‬، ‫َح ـ َّدثَ ـنَا َعــلِيُّ بْ ـ ُن ُم َحـ َّـم ٍد‬
Soru: Hadislerde izdirab ne şekilde ‫ت‬ ِ ‫ َع ـ ْن فَ ـ‬، ِّ‫ـش ْع ِبي‬
ِ ْ ‫ـاط ـ َـم َة ِب ـن‬ َّ ‫ َع ـ ِـن ال ـ‬، َ‫ َع ـ ْن أ َ ِب ــي َح ـ ْـمزَة‬، ‫ش ـ ِري ـ ٍـك‬ َ
meydana gelir? : ‫ول‬ َ ‫صـ َّلى اهللَُّ َعـ َل ْي ِه َو‬
ُ ‫سـ َّل َم َيـ ُق‬ َ َّ‫س ِـم َعت ْ ُه تَـ ْع ِني الـن َّ ِبي‬
َ ‫س أَنَّـ َها‬ ٍ ‫َقـ ْي‬
‫اة‬ ِ ٌّ‫ال َحق‬
ِ ‫س َوى الزَّ َك‬ ِ َ ‫س ِفي ْامل‬
َ ْ‫" َلي‬.

Cevap: iki şekilde meydana gelir;

Yukarıdaki hadislerden birincisinde "malda


1. Bir ravinin aynı hadisi birbirinden
zekattan başka haklar da vardır" derken,
farklı şekillerde birden fazla rivayet
ikincisinde "malda zekattan başka hak
etmesiyle,

yoktur" demektedir. Zahiren aralarında


çelişki görülen bu iki hadisten biri diğerine
tercih edilemediği için ve aralarında cem'

Süleyman Bür 58 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
yapılamadığı için her iki hadis de Soru: Muallel hadis nedir?
muzdaribtir.

Cevap:

Soru: Muzdarib hadisin hükmü nedir? ibn-u Salah, Ulumi'l-hadis


‫ـحته مــع‬ ِ ‫هــو الحــديــث الــذي أُطُّــلِعَ فــيه عــلى ِعـ َّلة تَــقدح فــي‬
َّ ‫صـ‬
Cevap: Muzdarib hadis zayıf hadis ‫ان الظاهر السالم ُة منه‬.

çeşitlerindendir. Hadisteki ızdırabın senette


veya metinde olması arasında bir fark
yoktur. Çünkü hadisin Muzdarib olması Said el-Hînn, el-Îdâh
ravilerin zaptının olmadığını ‫ـصحة ولـك َّن فـيه‬
َّ ‫ط ال‬ َ ‫ـمع ِه شـرو‬ ِ ‫ث ظـاهـرهُ السـالمـ ُة لج‬
ُ ٌ ‫هـو حـديـ‬
göstermektedir. Ravide zaptın olmaması ‫عـ ــل ٌة خـ ــفي ٌة قـ ــادح ـ ـ ٌة فـ ــي صـ ــحته تظهـ ــر لـ ــلناقـ ــد عـ ــند الـ ــبحث‬
demek hadisin sıhhat şartlarından birisinin ‫والتفتيش‬.

yok olması demektir ki bu zaten bu


durumda hadis zayıf olur.

Bu tari erden anlaşıldığı üzere Muallel


hadis şudur;

Bununla beraber hadisteki ızdırap sadece


Zahiren sahih görünmekle beraber
senette yer alan ve sika olduğu bilinen bir
senedinde veya metninde hadisin sıhhatini
ravinin ismi, künyesi veya lakabı hakkında
zedeleyecek gizli, kapalı bir kusurun/illetin
ise o zaman buradaki ızdırap hadisin
bulunduğu hadislerdir.

sıhhatine zarar vermez.

ِ nedir?
Soru: İllet (‫)ع َّلة‬
Misal:
‫ صــلى اهلل عــليه‬- ‫ ســمعتُ رســول اهلل‬:‫فــقال مــعقل بــن ســنان‬
ِ ‫ قضى بها في بَر َوع بنت‬-‫وسلم‬....

‫واشق‬ Cevap:

ْ
ِ
‫صحة الحديث‬ ٌ
‫غامض خفيٌّ قاد ٌح في‬ ‫سبب‬
ٌ ‫هي‬.

Bu hadiste yer alan sahabenin isim ve


künyesi hakkında birkaç görüş vardır. Bu Hadisin sıhhatine zarar verecek gizli, kapalı
görüşler arasında tercih ve cem' mümkün bir kusurdur.

değildir. Ancak ravinin sahabe olduğu ve


bütün sahabelerin de sika olduğu bilindiği Bu tarife baktığımız zaman bir hadisin
için buradaki ızdırap hadisin sıhhatine Muallel olabilmesi için kendisinde bulunan
herhangi bir zarar vermemektedir.
illetin iki şartı taşıması gerektiği
anlaşılmaktadır;

1. ‫
الغُموض والخفاء‬
MUALLEL HADİS (‫مع َّل‬
ُ /‫م َع َّلل‬
ُ ) Yani var olan illetin gizli ve kapalı olması.

Şayet illet, senetteki inkita' veya metindeki


Bu tür hadislere Muall, Muallel ve Malûl kalb gibi açık ve zahir bir şey ise o hadise
denilmişse de doğru olan kullanış Muall Muallel denilmez.

(‫ ) ُم َع ّل‬şeklindedir. Diğer iki kullanım alimler


tarafından eleştirilmiştir. Çünkü 2. ‫صحة الحديث‬
َّ ‫
ال َق ْد ُح في‬
muhaddisler bir hadisin kusurlu olduğunu
ifade etmek amacıyla, falan kişi onun
İlletin hadisin sıhhatine zarar verecek bir
kusurlu olduğunu ifade ettiği manasında
illeti olması.

‫ أع َّله‬ifadesini kullanmışlardır. Bu kelimenin


Şayet hadisteki illet hadisin sıhhatine zarar
mef'ulü de Muall şeklinde gelmektedir.
vermeyecek bir illet ise bu hadise Muallel
denilmez.

Süleyman Bür 59 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl

hadisleri terk edilen biri olduğunu


Misal;
belirtmiştir. Normalde bu hadise Muallel
‫سـ ِـم ْعتُ َعـبْ َد‬ َ : ‫ـال‬ َ ‫ َقـ‬، ‫ َعـ ْن َعـبْ ِد اهللَِّ ْبـ ِـن ِديـنَا ٍر‬، ‫سـفْ َيا ُن‬ ُ ‫َحـ َّدثَـنَا‬ denilmemesi lazımdı. Çünkü hadiste yer
alan illet ğamid değildir. Ancak bu illet
َ ‫صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َليْ ِه َو‬
‫سـ ـ َّل َم‬ َ َّ‫س ـ ِـم ْعتُ الـ ـن َّ ِبي‬
َ : ‫ـال‬َ ‫ َق ـ‬، ‫اهللَِّ بْـ ـ َن ُع ـ َـم َر‬
ğamid olmamasına rağmen İbn-u'l-Cevzî
‫خيَا ِر َما َل ْم يَتَفَ َّر َقا‬ ِ ‫ان ِبا ْل‬
ِ ‫ " ا ْلبَيِّ َع‬: ‫ول‬ ُ ‫يَ ُق‬....
bu hadisin Muallel olduğunu belirtmiştir.

Bu hadisin birçok senedi vardır. Bu Soru: Muallel hadis kaça ayrılır;


senedlerden bir tanesinde ‫يَ ْع ٰلى بن عبيد‬
hadisi İbn-i Ömer'e dayandırırken Cevap: Muallel hadis üçe ayrılır;

tabiinden olan Abdullah bin Dînâr yerine


hataen Amr bin Dînâr demiştir. İsimleri ve
vefat tarihleri birbirine çok yakın olduğu 1. ‫
املع َّلل في السند‬
için karıştırılan bu her iki isim de sika Sadece bir sika ravi tarafından rivayet
oldukları için buradaki sadece isim edilen ve zahiren bir kusur görünmemekle
benzerliğinden kaynaklanan illet hadisin beraber hadis ilminde mahir kimselerin
sıhhatine zarar vermemiştir. Nitekim bazı araştırması neticesinde, senedinde illetin
hadis imamları şöyle demişlerdir;
tespit edildiği hadislerdir.

ٌ
‫معلول‬ ٌ‫
إن ِم َن الصحيح ما هو صحيح‬ Senette meydana gelen gizli illet genelde
şu şekillerde olur;

- Izdırab,

-Gizli inkita',

Soru: Muallel kavramının yukarıda


zikrettiğimiz meşhur manasının yanında -Merfu' hadisi Mevkuf olarak rivayet etme,

başka manası var mıdır? -Muttasıl hadisi Mürsel olarak rivayet


etme......

Cevap: Yukarıda zikrettiğimiz üzere bir


Sayılan bu gizli illetlerin tamamı sened ile
hadisin Muallel olabilmesi için taşıdığı
alakalı olduğu için bu hadislere Muallü's-
illetin ğâmid ve kâdih olması gerekir.
sened denilmiştir. Genelde Muallel hadis
Ancak klasik eserlerde bazen İllet ğâmid
bu şekilde olur.

ve kâdih olmadığı halde söz konusu


hadise Muallel denildiği görülmüştür.

Misal:

Mesela bir hadisin senedindeki ravinin ‫سـ َهيْ ِل بْـ ِـن‬ ُ ‫ َعـ ْن‬، ‫ـوســى بْـ ُن ُعـ ْقبَ َة‬ َ ‫خـبَ َر ِنــي ُمـ‬ ْ َ ‫ أ‬: ٍ‫ـال ابْـ ُن ُجـ َـريْـج‬ َ ‫َقـ‬
yalancı, kötü hafızalı ve ga et sahibi biri ‫ـول‬ُ ‫سـ‬ ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َقـ‬: ‫ـال‬ َ ‫ َع ـ ْن أ َ ِبــي ُهـ َـر ْيـ َـرةَ َقـ‬، ‫ـيه‬ ِ ‫ َع ـ ْن أ َ ِبـ‬، ٍ‫ـال ـح‬ ِ ‫صـ‬ َ ‫أ َ ِبــي‬
olduğu tespit edilmişse o hadis Muallel ‫ فَ ـ َكث ُ َر‬،‫س‬ ٍ ِ‫س ِفــي َم ْجــل‬ َ ‫ " َم ـ ْن َج ـ َل‬: ‫س ـ َّل َم‬ َ ‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫اهلل‬
olur. Ancak buradaki Muallel istilahi ‫س ـبْ َحانَ ـ َـك‬ُ : ‫س ِه ذَلِ ـ َـك‬ ِ ِ‫ال َق ـبْ َل أ َ ْن يَ ـ ُقو َم ِم ـ ْن َم ْج ــل‬ ِ ‫ِف ـ‬
َ ‫ فَ ـ َق‬،ُ‫ـيه َل ـ َغطُه‬
manadaki Muallel değildir. Hatta Tirmizî
ُ ‫س ـتَغ ِْف ُر َك َوأ َ ُت ـ‬
‫ـوب‬ ْ َ ‫ أ‬، َ‫ش َه ـ ُد أ َ ْن َال إِ َل ـ َه إِ َّال أ َ ْن ــت‬ ْ َ ‫ أ‬،‫ال ـ َّل ُه َّم َو ِب َح ـ ْـم ِد َك‬
Nesh'i de İllet saymıştır.

Görüldüğü üzere buradaki kusurlar ğamid ‫س ِه ذَلِ َك‬ ِ ِ‫ إِ َّال ُغ ِفر َل ُه َما َكا َن ِفي َم ْجل‬،‫" إِ َليْ َك‬.

َ
değildir.

Bu hadis şu senet zinciri ile Merfu' olarak


Misal:
rivayet edilmiştir; İbn-i Cerîr'in rivayet
‫عن عمرو ابن صهبان عن زيد بن اسلم عن ابي صالح‬ ettiğine göre;

ْ ‫ش‬
‫ط َر‬ َ ‫عن ابي هريرة قال اتى رجل النبيَّ فقال اَج َع ُل‬ 1. ‫
موس بن عقبة‬

‫صالتي دعا ًء لك قال نعم‬.


2. ‫
سهيل بن ابي صالح‬
İbnul Cevzi bu hadisin senedinde geçen 3. ‫
ابو صالح‬
Amr bin Sahban'ın çok zayıf birisi olup

Süleyman Bür 60 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
4. ‫
ابو هريرة‬
5. ‫
النبي‬ ‫عن الزهري عن ابي سلمة عن ابي هريرة عن النبي‬....

Aynı hadis bir başka senette şu şekilde * Metnin doğru hali şu şekildedir;

rivayet edilmiştir;
ٍ
‫صالة فقد أدركها‬ ‫من ادرك ركعة من‬.

1. ‫
وهيب بن خالد‬
2. ‫
سهيل بن ابي صالح‬ Bu hadisin Muallel olmasına sebep olan
gizli illet, hem senedin hem de metnin
3. (‫
عون بن عبداهلل )تابعي‬
hatalı olmasıdır.

Birinci senette Musa bin Ukbe hadisi


Süheyl'den almış gibi görünmektedir.

Soru: hadisteki illet çeşitleri nelerdir?


Birçok alim de buna kapılıp hadisi muttasıl
Diğer bir ifade ile bir hadisin Muallel
zannetmişlerse de aslında Musa bin Ukbe
olmasına sebep olabilecek ne tür kusur
hiçbir zaman Süheyl'den hadis
dinlememiştir. Burada gizli bir kopukluk bulunabilir?
meydana geldiği için bu hadis Mualleldir.
Buradaki illet senette meydana geldiği için Cevap: Hâkim en-Nîsâbûrî, Ulumi'l-hadis
bu hadise Muallel sened denilmiştir.
isimli eserinde 10 çeşit illet saymakta,
Suyûtî ise Tedrîburrâvi'de her bir çeşidine
2. ‫
املعلل في املنت‬ bir misal getirmektedir.

1. Senedin zahiren sahih görülmesi ile


‫ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َل ْي ِه‬ َ َِّ‫ـول اهلل‬ ُ ‫سـ‬ َ ‫ َقـ‬: ‫ـال‬
ُ ‫ـال َر‬ َ ‫ َقـ‬، ‫ود‬ ٍ ‫ـس ُع‬ ْ ‫َع ـبْ ِد اهللَِّ ْبـ ِـن َمـ‬
beraber, senette bulunan bir ravinin hadisi
ََّ‫ َو َل ـ ـ ِـك َّن اهلل‬،‫ َو َم ـ ــا ِمـ ـ ـنَّا إِ َّال‬،" ‫الش ـ ـ ْـر ِك‬
ِّ ‫طيَ َرةُ ِمـ ـ ـ َن‬ِّ ‫ " الـ ـ ـ‬: ‫سـ ـ ـ َّل َم‬
َ ‫َو‬ aldığı şeyhle aralarında aslında sema'ın
‫يُذ ِْهبُ ُه ِبالت َّ َو ُّك ِل‬.
olmadığının belirmesi,

ِّ ‫الطِّيَ َرةُ ِم َن‬


Bu hadisi şerifte yer alan ‫الش ْر ِك‬ 2. Müsned bir şekilde rivayet edilip zahiren
ifadesi Merfu' dur. Ancak geri kalan ibare sahih olduğu bilinen bir hadisin, sika
Mevkuf'tur.
ravilerin Mürsel bir şekilde rivayet etmeleri
‫ َو َل ِك َّن اهللََّ يُذ ِْهبُ ُه ِبالت َّ َو ُّك ِل‬،‫ َو َما ِمنَّا إِ َّال‬.
sebebiyle aslında Mürsel olduğunun
bilinmesi,

ifadesi ibn-i Mes'ûd'a aittir. Zahiren


hadisin bir parçası gibi görünen bu fazlalık
hadisin diğer tariklerine bakılınca 3. Bir hadisin belli bir sahabeye ait olduğu
anlaşılmaktadır. İşte hadisin metninde yer bilinmesine rağmen farklı şehirlere mensup
alan bu gizli kusur sebebiyle bu hadise ravilerin söz konusu hadisi, o sahabenin
Muallü'l-metn denilmiştir.
ismini hiç zikretmeden birbirlerinden
rivayet etmeleri,

3. ‫
املعلل في املنت والسند‬
4. Bir hadisin belli bir sahabeye ait olduğu
‫عن يونس عن الزهري عن سالم عن ابن عمر عن النبي‬
bilinmesine rağmen tabiinden birine
ِ
‫صالة‬ ‫ من أدرك ركع ًة من‬:‫صلى اهلل عليه وسلم قال‬ dayandırılarak rivayet edilmesi,

ِ
‫الجمعة أو غيرها فقد أدرك‬.

5. An'ane ile rivayet edilip senedinden bir


Ebu Hatim bu hadisin hem senedinde hem râvinin düştüğü bir hadisin, başka bir
de metninde hata olduğunu söylemiştir.
senet ile Mahfuz bir şekilde rivayet
edilmesi suretiyle muan'an olan rivayette
* Senedin doğru hali şöyle olmalıydı;
bir kopukluğun olduğunun tespit edilmesi,

Süleyman Bür 61 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Cevap: alimler hadisteki gizli illetin şu
6. Bir raviden bir hadisin hem müsned yollarla tespit edildiğini ortaya
hem de gayr-i müsned olarak rivayet edilip koymuşlardır;

gayr-i müsned olan rivayetin Mahfuz


olduğunun tespit edilmesi,
1. Bir hadisin bütün tariklerini toplayıp
aralarında senet ve Metin yönünden
7. Bir ravinin hadis aldığı şeyhinin ismini kıyaslama yaparak gizli kusuru tespit
bir senette zikredip başka bir senette etmesi,

mübhem bırakması,

2. Üzerinde çalışılan ravilerin yer aldığı


8. Bir ravinin normalde karşılaşıp hadis bütün senetleri inceleyip o ravilerin
aldığı bir şeyhten hiç dinlemediği bazı senetlerde yer alan konumlarına göre
hadisleri vasıtasız bir şekilde rivayet teferrüd edip etmediklerini tespit etmek,

etmesi sebebiyle aradaki kopukluğunun


tespit edilmesi,
3. Hadis ilminde zirveye ulaşmış büyük
alimlerin şu hadis şunun hadisine benziyor,
9. Hadisin Ma'ruf bir tarihi varken falanın hadisine benzemiyor gibi ifadelerle
ravilerden birinin bir başka tarikle onu senette veya metinde var olan kusuru
rivayet etmesi sebebiyle o râviden hadisi sezmeleri,

alanların onunla beraber hataya düşmesi,

4. Hadis imamlarının hadisteki kusurları


10. Mevkuf olan bir hadisin Merfu' bir bizzat bildirmeleri.

şekilde rivayet edilmesi. (Tedrîburrâvi, s.


398)
MEVZU' HADİS

Soru: İsnadın illetli olması metne de S: Mevzu' hadis nedir?


zarar verir mi? C: Kelime olarak bir şeyi bir yere koymak,
bir şeyi aşağı indirmek, bir şeyi bir şeye
Cevap: Bazı durumlarda zarar verebilir. yapıştırmak manasına gelen ‫ وضع‬ilinin
Yukarıda daha önce zikrettiğimiz Musa bin mef'ulüdür.

Ukbe hadisinde olduğu gibi bir hadis


Merfu' olarak rivayet edilmesine rağmen Uydurma hadislere Mevzu' denilmesinin
aslında Mürsel olduğu ortaya çıkarsa sebebi rütbe olarak en aşağı seviyeye
senette yer alan bu gizli kusur hadisin konulmuş olmasındandır. Bununla beraber
sıhhatine zarar verir. (Menhecun-Nakd, s. ‫ وضع‬ilinin "bir şeyi bir şey yapıştırmak"
387)

manasından hareketle uydurulan o sözlerin


Hazreti peygambere yapıştırılması
Bazı durumlarda ise senette yer alan illet sebebiyle Mevzu' ismini aldığını
hadisin metnine zarar vermez. Yukarıda söyleyenler de olmuştur. Nitekim arapçada
zikrettiğimiz ve senedinde Abdullah bin birine bir şey isnad etmek için

Dînâr'ın isminin hataen Amr bin Dînâr


(‫
وضع فالن على فالن كذا )اي الصقه به‬
yazılması gibi....

denilir.

Soru: Bir hadisin muallel olduğu nasıl


İstilahi manası ise gerçekte Hazreti
tespit edilebilir? Bir ifade ile bir
peygambere ait olmayan sözleri veya illeri
hadisteki illet nasıl tespit edilebilir?
Hazreti peygambere isnad etmektir. Zayıf

Süleyman Bür 62 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
hadis çeşitlerinin en alt mertebesinde yer araştırma neticesinde zannı galibe göre o
alır.
sözün uydurma olduğuna karar verilir.
Dolayısıyla çok küçük bir ihtimal de olsa o
Nevevi/Takrîb sözün Hazreti peygambere ait bir hadis
olma ihtimali de vardır.


هو املخت َلق املصنوع‬
2. O sözü hadis diye ortaya atan kişiye
nispeten hadis denilir. Çünkü uydurma
Nurettin Itır/Menhecun-Nakd olsa bile o sözü rivayet eden kişi hadis
ِ ‫نسب الى رسول اهلل َك ِذبًا وليس له‬
‫صلة حقيقية‬ َ ُ‫هو الذي ي‬ olduğu iddiasıyla rivayet etmiştir.

‫سموه حديثًا بالنظر الى‬


ُّ ‫للنبي وليس هو بحديث لكنهم‬
‫زعم راويه‬.
S: Hadis uydurma sebepleri nelerdir?
C: Başlıca hadis uydurma sebepleri
şunlardır:

Said el-Hînn/el-Îdâh
‫وزورا‬
ً ‫امللصق بالنبي كذبًا‬
َ ‫
هو الحديث املخت َلق املصنُوع‬
1. İSLAM DÜŞMANLARININ İSLAM'I
ZAYIFLATMAK AMACIYLA HADİS
Leknevî/Zaferu'l-Emânî'
UYDURMALARI
‫الكذب املختلق على النبي صلى اهلل عليه وسلم او على‬
‫ فتدخل فيه االثار املصنوعة‬.‫غيره من الصحابة وغيرهم‬ İslam dini kısa sürede dünyanın dört bir
‫كذبا الى صحابة فمن بعدهم‬ ِ ‫املنسوبة‬.
tarafına yayıldı. Müslümanların iradesi
altında bulunmakla beraber kaybettikleri
eski güçlerine kavuşma hayali kuran
S: Hz peygamber dışında sahabe veya
münafıklar ve başlarında yıllarca alay
tabiine dayandırılan uydurma sözlere de
ettikleri arapları görmek istemeyen, çöl
Mevzu' denir mi?
bedevileri diye isimlendirdikleri kimselerin
C: Hz peygamber dışında sahabe veya hükmü altında yaşamaktan utanç duyan
tabiine dayandırılan uydurma sözlere de kimseler, güçle kılıçla İslam dinini
Mevzu' denir. Ancak mutlak manada yıkamayacaklarını anlayınca, İslam dinini
Mevzu', Hazreti peygambere dayandırılan zayı atmak ve yok etmek için başka
uydurma sözlere denir. Sahabeden birine yollara tevessül ettiler. Dini eserlerde
dayandırılmış uydurma bir sözden kendilerinden zenadika/ zındıklar diye
bahsedilirken söz konusu sahabenin bahsedilen bu kimseler İslam'ı tahrif
ismine izafe edilir.
etmek, gülünç duruma sokmak ve halkı
dinden soğutmak için kur'an-ı kerim'e
Misal: Miraç hadisesi hakkında Hz dokunamayacaklarını anlayınca bu kötü
Aişe'den rivayet edilen
emellerini gerçekleştirmek için hadislere
ٍ
‫محمد‬ َ ‫
ما فُ ِقد َج‬
‫س ُد‬ yöneldiler.

sözü için İbn-u'l-Cevzî ve bazı alimler


ٌ ‫ موضو‬demişlerdir.( Leknevî
‫ع على عائشة‬ Hadis uyduran bu zındıkları bazen bir şiî,
Zaferu'l-Emânî', s. 419)
bazen bir zahid ve sû bazen de bilgili bir
İslam alimi ve hakimi kılığında görmek
mümkündür.

S: Uydurma sözlere ne için hadis


denilmiştir?
Zahiren müslümanmış gibi görünmekle
C: Uydurma haberlerin hadis kategorileri beraber hakikatte tek emelleri İslam'a olan
içerisine alınmasının iki sebebi olabilir:
kinlerini kusmak olan fırkaların başında Şîa
1. Söz konusu haberlere uydurma/mevzu ve onun kolları gelmektedir. Nitekim Şa'bî
hükmünün verilmesi zannidir. Yani (721) şöyle demiştir; "Batıl fırkaların en

Süleyman Bür 63 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
tehlikelisi olan ra ziler sevdikleri veya İslam düşmanları rahatlıkla hadis
korktukları için değil, müslümanlara karşı uydurabilmek için kimi zaman bir âlim gibi
olan kin ve nefretleri sebebiyle onlara görünmüşlerdir. Hadisçi Hammad bin
fenalık yapmak için İslamı kabul Seleme'nin üvey oğlu olan ve Hammad'ın
etmişlerdir".
kitapları üzerinde birçok tahrifat yapan ve
Müslümanlara zarar vermekten başka bir zındıklığı sebebiyle öldürülen Abdülkerim
işe yaramayan bu şiirlerden bir tanesi de bin ebi'l-Avcâ, boynu vurulmak üzereyken
Muğire bin Said el-Becelî'dir. Hicrî 737 "dininizde helali haram haramı da helal
civarında ölen bu şahıs Hazreti Ebubekir göstermek üzere 4000 hadis uydurdum"
ve Hazreti Ömer aleyhinde ilk konuşan kişi diye itirafta bulunmuştur.

olduğu söylenir. Muğîre Hazreti Ali'nin


ölüleri dirilttiğini, ad ve semud kavimlerini Sika bir muhaddis olan Abdullah bin
bile diriltebileceğini iddia etmiştir.
Salih'in zındık komşusu yazısını Abdullah
Bin Salih'in yazısına benzeterek hazırladığı
Gerek şîa gerek diğer zındıkların insanları uydurma sözleri onun evine gönderip
islam'dan uzaklaştırmak müslüman kitapları arasına karıştırarak insanları ifsad
olanları da islam'dan soğutmak için ediyordu.

uydurdukları hadislere

Hadis uyduran zındıkların islam dini için


_Hz peygamberin cennette bir kurt görüp büyük tehlike arz ettiğini gören Abbasi
hayret ettiği sırada kurdun bir polisin halifeleri onlarla çok şiddetli bir şekilde
oğlunu yediği için mükafat olarak cennete mücadele etmişlerdir. Halife Mehdi, Ömer
alındığını söylemesi,
Kelvâzi'ye "sahibü'z-zenâdika' adını
vererek zındıkları yakalamakla
görevlendirmiştir.

_ Süheyl yıldızının Yemen'de vergi memuru


iken Yemen halkına zulmettiği için Allah Abbasi halifelerinden Harunürreşid ve
tarafından bir yıldız haline getirilerek göğe Me'mun'da zındıklara karşı mücadele
asıldığı,
etmişlerdir. İslamı zayı atmak için hadis
uyduran bu kimselerin ne kadar sapkın
olduklarını göstermesi açısından şu hadise
_Eşek arılarının atların başlarından, atların
önemlidir.

da öküzlerin başlarından yaratıldığı,

Harunürreşid devrinde bir zındık yakalanıp


halifenin huzuruna çıkarılır. Öldürüleceğini
_Farenin bir Yahudi kadını kertenkelenin anlayan bu dinsiz, halifeye şunları söyler;
de âsî bir Yahudi olduğuna dair "peygamber tek kelimesini bile
uydurdukları sözleri örnek gösterebiliriz.
söylememiş olduğu halde uydurduğum bin
hadise ne dersin"?. Harunürreşid ona şu
İslam düşmanları İslam'ı tahrif etmek için karşılığı verir; "İshak el-Ferâzî ve Abdullah
akıl almaz yollara başvurmuşlardır. Nitekim bin Mübarek'i unutuyor musun be adam?
bu zındıklardan biri içini hurafelerle ve Onlar bütün hadisleri harf harf süzgeçten
yalanlarla doldurduğu bir kitabı bir ağacın geçmişlerdir".

içine koyup üzerini kurşunla kapatmış belli


bir süre geçtikten sonra rüyasında falan
2. KENDİ SİYASİ FIRKALARINI
yerdeki ağacın içinde bulunan bir kitabın
DESTEKLEMEK AMACIYLA HADİS
kendine gösterildiğini ve onun içindeki
UYDURMA
bilgileri tatbik etmekle emrolunduklarını
iddia etmiştir.

Hazreti Osman'ın (655) şehit edilmesi ile


birlikte zuhur eden batıl fırkalar kendi

Süleyman Bür 64 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl
hasımlarına karşı kirlerini desteklemek
amacıyla
Şiiler, hem Hazreti Ali'yi desteklemek hem
Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeri eri tahrif de kendisinden önceki 3 halifenin o
etmek istediler. Kur'an-ı Kerim'in çokça makama haksız yere geldiklerini insanlara
rivayet edilmesi ve tilavet edilmesi inandırmak için Gadîr-i Hum (‫)غدير خم‬
sebebiyle emellerine ulaşamayan batıl hadisini uydurmuşlardır. İddialarına göre
fırkalar, o dönemde henüz tam olarak Hz peygamber Gadîr-i Hum'da Hz Ali'nin
tedvin edilmemiş olan hadislere yöneldiler. elini tutarak Müslümanlara hitaben

Batıl fırkalar hadisler üzerindeki


tahri erini başlıca iki şekilde ‫ فاسمعوا له وأطيعوا‬، ‫هذا أخي ووص ِّيي وخليفتي فيكم‬
yapmışlardır;

له‬
"Ali benim vasim kardeşim ve benden
1. İhtiyaçlarını karşılamayan ve işlerine
sonraki halifemdir. Onun sözlerini
gelmeyen hadislerin Hazreti peygambere
dinleyiniz ve itaat ediniz" diyor. Fakat
nispetini inkar ederek onların uydurma
sahabeler bu hadisi kasten gizleyerek Hz
olduğunu söylemek.

ebubekir'i halife seçiyorlar.

Bu söz tamamen şiirler tarafından


2. Kendi görüşlerini takviye etmek ve uydurulmuştur. Ehli sünnet kaynaklarında
hasımlarının karşısında hüccet olarak geçen sahih haliyle ise Hz peygamber
kullanmak amacıyla hadis uydurmak ve Müslümanlara kitap ve sünnetin önemini
onları Hazreti peygambere isnat etmek.
anlattıktan sonra ehlibeyte sahip çıkmaları
Nitekim daha sonra tövbe eden bir gerektiğini söylemiştir. Bu hadisten halife
bidatçının şöyle dedi diye rivayet seçimi ve halifenin Sadece ehlibeytten
edilmektedir"
olması gerektiği çıkmamaktadır.

ِ ‫عمن تاخذونه‬
"‫فانَّا ُكنا اذا رأينا رأيًا‬ ّ ‫انظروا هذا الحديث‬
‫"جعلنا له حديثَا‬.
َ ‫البش ِر فمن أبى ف َق ْد‬
‫كفر‬ َ ‫خير‬
ُ ٌّ‫
علي‬
" Ali insanların en hayırlısıdır. Bunu inkar
eden ka rdir" sözü de Hazreti Ali'yi övmek
Şîa imamlarından İbn-i ebi'l-Hadid'in maksadıyla şiirler tarafından
"Şunu bil ki fezail ile ilgili uydurma hadisler uydurulmuştur.

ilk defa Şia tarafından ortaya konmuştur.


Onlar önce Hz Ali hakkında muhtelif Şiilerin bir yandan Hz Ali'yi yüceltmeleri bir
hadisler uydurdular" sözü uydurma hadis yandan da Hazreti Ömer ve Hz ebubekir'i
hareketinin ilk defa şiiler tarafından kötülemeleri Şii olmayan bazı cahil
başlatılmış olduğunu ortaya koymaktadır.
müslümanları kendi görüşlerini savunma
re eksine sokmuştur. Kendilerine Bekriye
Bir Yahudi dönmesi olan Şii Abdullah b. denilen bu kişiler, sırf Şiiler karşısında Hz
Sebe'in sırf şiiliği yaymak için islam'a ebubekir'i ve Hz Ömer'i savunmak için
taban tabana zıt birtakım iddialar ortaya hadis uydurmuşlardır.

atmıştır. Amacını gerçekleştirmek için Hz _Hazreti peygamberin miraçta iken Hazreti


Ali'nin Hz peygamberin vasisi ve halifesi Ali'nin halife olması için dua etmesi, bunun
olduğunu, öldükten sonra dünyaya tekrar üzerine göğün titreyip

döneceğini veya öldürülmeyip hala ۤ َّ ِ‫شا ۤ ُءو َن إ‬


َ ‫ال أَن ی‬
َُّۚ‫َشا ۤ َء ٱهلل‬ َ َ‫
َو َما ت‬
yaşamakta olduğunu, onda ilahi bir taraf
"Allah dilemedikçe siz bir şey
bulunduğunu, bulutta gizlendiğini ve gök
dileyemezsiniz" ayetinin nazil olması ve
gürültüsünün onun sesi olup şimşeğin de
Allahu Teala'nın Hz Ebubekir'in halife
onun kamçı vazifesi gördüğünü ileri
olmasını Murad etmesi,

sürmekteydi.

Süleyman Bür 65 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl
fi
fi
fl
İmanın asla artıp eksilmeyeceği görüşünü
_Hz ebubekir'i sevmenin bütün savunan Mürcie mezhebinin reislerinden
müslümanlara bir vecibe olduğu,
Taykânî'nin "imanın artıp eksileceğini
zanneden kimse şunu bilsin ki imanın
fazlası nifak azı ise küfürdür. Bu
_ dünya semalarında 80 milyon meleğin
kanaatinden vazgeçmeyenin boynunu
olduğu ve bunların Hz Ebubekir ile Hz
kılıçla vurunuz. Bunlar rahman'ın
Ömer'i sevenlerin a ı için dua ettikleri,

düşmanlarıdır" diye hadis uydurması,

şiirlere mukabil uydurulmuş sözlerdir.

Kur'an-ı Kerim'in mahluk olduğunu iddia


eden Cebriye ve Mutezile mezheplerinin
Şiiler sı n Savaşı'nda Hz Muaviye'yi kendi kendi görüşlerini savunmak maksadıyla
karşılarında görünce onun hakkında da "Allahu Teala kendi nefsini halketmek için
hadis uydurmaktan geri durmadılar. Şiilere önce bir at yaratmış ve onu koşturmuş. At
göre Hz peygamber henüz hayattayken terleyince de nefsini ondan yaratmış" diye
Muaviye tehlikesine dikkat çekmiş ve hadis uydurmaları,

şöyle demiştir:

ُ‫
إِذَا َرأَيْت ُ ْم ُم َعا ِويَ َة َع َلى ِمنْبَ ِري فَا ْقت ُ ُلوه‬
Allahu Teala'nın bir cismi bulunduğunu
"Muaviye'yi benim minberimde iddia eden Mücessime mezhebi ile onun
konuşurken görürseniz hemen onu insanlara benzediğini söyleyen Müşebbihe
öldürün"
mezhebi taraftarlarının "Allahü Teâlâ
Muaviye taraftarları da ُ‫ فَا ْقت ُ ُلوه‬ilini ‫ فاقبَلوه‬ile oturan, kalkan, hayvanlara binen, başına
değiştirerek, "muaviye'yi benim taç ayağına pabuç giyen bir varlıktır" diye
minberimde konuşurken görürseniz hemen hadis uydurmaları, bu fırkaların kendilerine
onu kabul edin" şeklinde uydurmuşlardır.
taraftar toplamak için nasıl hadis
uydurduklarını ortaya koymaktadır.

3. KENDİ İTİKADI VE FIKHİ


MEZHEPLERİNİ DESTEKLEMEK 4. MİLLİYETÇİLİK DUYGUSUYLA HADİS
AMACIYLA HADİS UYDURMA UYDURMA

İslam dini dünyanın dört bir tarafında İslamiyet kısa sürede dünyanın dört bir
yayılınca sahabeler döneminde olmayan tarafına yayılıp birbirinden farklı milletleri
bazı yeni meseleler ve onları tartışan hakimiyeti altına almıştır. Arap
fırkalar ortaya çıktı. Bu fırkalara mensup Müslümanların hakimiyeti altına giren
bazı kimseler kendi fırkalarını desteklemek farslar ve diğer bazı milletler, Emevilerin
için hadis uydurmaktan geri onları araplarla aynı seviyede görmemeleri
durmamışlardır.
gibi yanlış politikalar sebebiyle milliyetçilik
duygusuna kapılmışlardır. Araplar
kendilerini diğer milletlerden üstün
Kaderiye mezhebinde olup sonradan
gösteren bazı hadisler uydurunca, diğer
tövbe eden Ebu Reca' ın "
milletler de buna mukabele olarak
"Kadriyecilerden katiyyen bir şey rivayet
kendilerini destekleyen hadisler
etmeyiniz. Vallahi biz insanları
uydurmaktan geri durmamışlardır.

mezhebimize çekebilmek için hadisler


_Arapların insanların en hayırlısı olduğu,

uydurur ve bu hareketimizle de sevap


kazanacağımızı umardık. Ben bu suretle _Allahu Teala'nın diller arasında en çok
Kaderiye mezhebine dört bin kişi kattım" farsçadan nefret ettiği,

demesi,
_arşın etrafındaki meleklerin Farsça
konuştuğu,

Süleyman Bür 66 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


ffi
ff
fi
_Allahu Teala'nın içinde mülayimet
bulunan bir şey vahyedeceği vakit onu 6. KİBİR VE ŞAHSİ DUYGULARDAN
Farsça olarak vahyettiği, içinde şiddet DOLAYI HADİS UYDURMA
bulunan bir şey vahyedeceği zaman ise
onu Arapça inzal ettiğine dair gelen
Hakkın başkalarının eliyle ortaya çıkmasına
haberler milliyetçilik konusundaki uydurma
tahammül edemeyen bazı kimseler kendi
hadislere örnek olarak gösterilebilir.

görüşlerini kanıtlayabilmek için Hz


peygamber'e yalan hadis isnad etmişlerdir.
Milliyetçilik duygusu ile uydurulan hadisler Nitekim Abdülaziz bin Haris et-temimî,
arasında bazı şehirleri öven hadisler de Mekke'nin barış ile değil zor kullanılarak
görülmektedir.
fethedildiğine dair görüşünü desteklemek
_4 şehir Cennet şehirlerindendir bunlar amacıyla Zühri'ye İsnad ederek şu hadisi
Mekke Medine Kudüs ve Dımaşk'tır, 4 uydurmuştur:

şehirde cehennem şehirlerindendir onlar ‫ان الصحابة اختلفوا في فتح مكة اكان صلحا ام عنوة؟‬
da Konstantiniye, Tuvâne, Antakya ve
‫فسالوا النبي فقال كان عنوة‬.

San'â'dır sözü,

_Allahu Teala'nın Horasan diyarında Merv


denen bir şehri vardır. Orayı kardeşim 7. KISSALAR YOLUYLA KAZANÇ ELDE
Zülkarneyn kurmuş ve Üzeyr de orada ETME İÇİN HADİS UYDURMA
namaz kılmıştır. Gürül gürül akan nehirleri
ve pek geniş arazisi vardır. Kapılarının her Dünyevi kazanç elde etmek amacıyla
birinde kılıcını çekmiş bir melek birtakım kimseler merak uyandıran ilginç
bulunmaktadır ki kıyamete kadar Merv kıssalar uydurarak bunları Hz peygambere
ahalisini belalardan muhafaza ederler sözü dayanan senetler rivayet etmişlerdir. Bu
şehirleri övmek için uyduran hadislere hadis uydurmacıları ve halk hikâyecileri
örnek gösterilebilir.
eski peygamberlere, Benî İsrâil âlimlerine,
lozo ara, hakîmlere, tabiplere, İslâm
5. İSLAM DİNİNE HİZMET ETME büyüklerine ait hikmetli sözleri, Tevrat ve
ARZUSU İLE HADİS UYDURMA İncil’de geçen bazı ifadeleri, halk arasında
yaygın bir kısım cümleleri, bir görüşün
propagandası olmak üzere hazırlanmış
Müslümanlara hayra teşvik etmek ve onları
bazı düşünceleri, hatta eskilerin
kötülüklerden sakındırmak için uydurulmuş
savaşlarına dair hikâye, mesel ve
hadislerin sayısı hayli fazladır. Bu şekilde
atasözlerini Resûl-i Ekrem’in sözü diye
hadis uyduran kimseler bunun dini
nakletmişlerdir.

bakımdan hiçbir mahsur taşımadığını hatta


çok faydalı bir şey olduğu Hz Ali'ye nispet ettikleri şu söz bunun
düşüncesindeler. Kendilerini Zühd ve örneklerindendir;

Takva ehli olarak gösteren kimseler Hz ‫قال علي رضي اهلل عنه سمعت النبي صلى اهلل عليه‬
peygamberin sahih hadisleriyle sabit olan ‫وسلم يقول عمر بن الخطاب نور في االسالم سراج أهل‬
ibadetleri ka bulmamış olacaklar ki ‫الجنة‬.

uydurma hadislerle yeni bir çok ibadet türü


ortaya koymuşlardır. Uydurdukları bu
hadislerin tamamı terğib ve terhîb 8. DEVLET BAŞKANLARI VE MAKAM
kabilindendir. Kim şu namazı kılarsa şöyle SAHİBİ KİMSELERLE YAKINLIK
olur...., Şunu yapana şu kadar sevap KURMAK AMACIYLA HADİS UYDURMA
vardır..., gibi birbirine benzer ifadelerle Devlet başkanları ve makam sahibi
rivayet edilen bu sözlerin uydurulmasını kimselere yakınlık kurup güç devşirmek
caiz gören tek mezhep Kerramiye isteyen kimseler hadis uydurmuşlardır. Bu
mezhebidir.
kimseler bazen devlet başkanının yediği

Süleyman Bür 67 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl
fi
bir yiyecek bazen de yaptıkları bir il ile hadisindeki َّ‫( علي‬aleyhime) ifadesinden
alakalı hadis uydurup onlarla yakınlık hareketle Hz peygamberin lehine olan
kurma hevesi içine girmişlerdir.
hadisleri uydurmanın caiz olduğu
Güvercinleri seven halife Mehdi'nin yanına yorumuna gitmişlerdir.

gelen birinin ona yakınlık kurmak amacıyla

ِ ‫ أ َ ْو َح‬، ‫ف‬
‫اف ٍر‬ ْ َ‫سبَقَ إِ َّال ِفي ن‬
ُ ‫ أ َ ْو‬،‫ص ٍل‬
ٍّ ‫خ‬ َ ‫
" َال‬ S: Mevzu' olduğu bilinen bir hadisi
"Sadece şu üç şeyde yarışıp ödül elde rivayet etmenin hükmü nedir?
etmek caizdir: Ok atışı, deve yarışı ve at C: Âlimler Mevzu' olan bir hadisi rivayet
yarışı" hadisine ‫( أو جناح‬güvercin yarışı) etmenin haram olduğu konusunda ittifak
diye uydurma bir ekleme yapması bunun etmişlerdir. Zira hazreti peygamber şöyle
örneklerindendir.
buyurmuştur:

‫َب َع َليَّ فَ ْليَتَبَ َّوأ ْ َم ْق َع َدهُ ِم َن النَّا ِر‬


َ ‫ َم ْن َكذ‬.

S: Hadis uydurmanın hükmü nedir?


C: İslam'a düşmanlık maksadıyla hadis Mevzu' hadis rivayet ederken uydurma
uydurmanın küfür, insanları iyiliğe teşvik olduğunu göstermek ve insanları bundan
edip onları kötülüklerden sakındırmak haberdar etmek amacıyla rivayet ediliyorsa
maksadıyla hadis uydurmanın ise büyük bu caizdir.

günahlardan olduğu konusunda ittifak


vardır.

HABER-İ VÂHİD
Muhibbhullah el- Bihârî (1119/1707),
Müsellemetü'sübût adlı eserinde terğib ve
Daha önce zikrettiğimiz üzere hadisler
terhîb için hadis uydurmak isteyenlerin
birkaç itibara göre sını andırılmıştır.
büyük günah işlediklerini söylemiştir. Şa î
Genellikle alimler şu üç itibara göre
fakihlerinden fakihlerinden Cuveyni
(438/1046) ve Şemunnî (831/1418) daha hadisi sını andırmışlardır;
ileri giderek hadis uyduranların küfre
girdiklerini ve bu sebeple öldürülmelerinin A. ‫من حيث القبول والرد‬.
vacib olduğunu söylemişlerdir. Ancak
onların bu görüşü icma'a muhalif sayıldığı
1. Sahih

için kabul edilmemiştir. Zehebi de ancak


2. Hasen

helali haram veya haramı helal gösterecek


şekilde hadis uyduranların ka r 3. Zayıf

olacaklarını beyan etmiştir.

B. (‫بالنسبة إلى قائله)بالنسبة إلى من أسند اليه‬


Bununla beraber bazı fırkalar terğib ve 1. Merfu'

terhîb amacıyla hadis uydurmanın caiz 2. Mevkuf

olduğunu öne sürmüşlerdir. Bidat 3. Maktu

ehlinden olan bu mezhepler Zeydiyye ve


Kerramiye mezhepleridir. Bazı
mutasavvı arın da dinin lehine olan sözleri C.(‫من حيث عدد الرواة) بالنسبة لوصوله الينا‬
uydurmayı caiz gördükleri söylese de, Hane ler; 3'e ayırırlar;

alimler bunların Su kılığındaki bir takım 1. Mütevatir

yalancılar olduğunu, gerçek 2. Meşhur

mutasavvı arın bundan beri olduğunu


3. Âhad

söylemektedirler.

Not: ilk dönem Hane alimlerinden Cassas


Hadis uydurmayı mübah sayanlar genelde

(370/981) ve Debbusî (430/1039) hadisleri


‫َب َع َليَّ فَ ْليَتَبَ َّوأ ْ َم ْق َع َدهُ ِم َن النَّا ِر‬
َ ‫ َم ْن َكذ‬.

Süleyman Bür 68 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fl
fl
fl
fi
fi
fl
fi
fi
fi
mütevatir ve âhâd diye diye ayırıp meşhur Yani hani usulüne göre Sahabe
hadisi de mütevatir hadis altında tabakasında tevatüre ulaşmayacak şekilde
değerlendirmişlerdir.
tek veya iki kişi tarafından rivayet edilen
Onlardan hemen sonra gelen Serahsî ancak tabiin ve etbauttabiin tabakasında
(483/1090) ve Pezdevî (493/1100) ise tevatüre ulaşan hadistir. Bir hadis ilk 3
hadisleri mütevatir meşhur ve ahad diye tabakada ahad olarak kalıp da 3. tabaka
üçe ayırıp meşhur hadisi müstakil bir olan tebe-i tabiinden sonra yaygınlık
başlık altında ele almışlardır. Sonraki gösterirse meşhur hadis kapsamına
dönem Hane alemleri ise çoğunlukla bu girmeyeceğine dair görüş birliği vardır.

taksimi benimsemişlerdir. (DİA, Meşhur


hadis maddesi).
Misal ; ‫انما االعمال بالنيات‬.

Bu hadis meşhurdur. Çünkü birinci


Cumhur; 2'ye ayırır;
tabakada sahabeden sadece Hz. Ömer
1. Mütevatir
rivayet etmiştir. Tabiin tabakasında ise
2. Âhad;
ondan Alkame, ondan da Teymî ondan da
Ebu Said el'Ensari rivayet etmiştir. Bu
( Âhad haber kendi içerisinde üçe ayrılır. sayılan üç isimde tabiîn tabakasındandır.
Meşhur Aziz Garip).
Dolayısıyla bu hadis sahabe tabakasında
tek kişi tarafından rivayet edilirken tabiîn
tabakasında ise 3 kişi tarafından rivayet
edildiği için meşhurdur.

MEŞHÛR HADİS
S: Muhaddisler sahabe tabakasında ravi
S: Meşhur hadis nedir? sayısı bire düşen hadisleri sonraki
C: Hadislerin taksimatında hane ler ile tabakalarda sayısı tevatüre çıksa bile
Cumhur (muhaddisler) arasında fark ahad sayarken hane ler neden meşhur
olduğu gibi meşhur hadisin tanımı diye isimlendirmişlerdir?
konusunda da aralarında ihtilaf vardır.
C: Hanefî usülcülerine göre;

Muhaddislerin meşhur hadis kavramı ile


hane lerin meşhur hadis kavramı farklıdır.
Sahabelerin hepsi âdildir. Sahabelerden
birinin bir hadisi rivayet etmekte tek
Hadis usulü eserlerinde meşhur hadis
kalması önemli değildir. Tabiin ve tebe-i
başlığına baktığımız zaman muhaddislerin
tabiin döneminde ise o hadisin yayılması
tanımında yer alan ve ahad haberin üç
onun doğru olduğunu gösterir. 2. ve 3.
kısmından biri olan meşhur kavramının
tabakada yer alan alimler tarafından kabul
tarif edildiğini görmekteyiz.

görmüş bir hadisin zan ifade eden haberi


Konunun daha iyi anlaşılması için hem vahid ile aynı kategoriye sokulması doğru
hane lerin hem muhaddislerin meşhur değildir.

hadis kavramlarını sırasıyla incelemek


gerekir;

Hane lerin bu ifadesine muhaddislerin


cevabı; Muhaddislere göre sahabelerin
A. HANEFİLERİN MEŞHUR HADİS hepsinin âdil olması sahabe tabakasında
KAVRAMI ravi sayısı bire düşen bir hadisi ahad haber
olmaktan çıkarmaz. O hadis yine haberi
Genelde Hane usul kitaplarında şu vahittir ve zan ifade eder. Zan ifade eden
şekilde tarif edilmiştir;
haberi vahid ise muhaddislere göre
َ ْ‫
ما كان من اآلحاد في االصل ثُم ان‬
‫تشر‬ hane lerin aksine kur'an-ı kerim'deki
umûmu tahsis edebildiği için sahabe
tabakasında ravi sayısı bire düşen bir

Süleyman Bür 69 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
hadisi haber-i vahid olmaktan çıkarıp
meşhur seviyesine yükseltmenin bir Meşhur hadisin yakînî bilgi ifade ettiğini
manası yoktur.
söyleyen Cessas'a göre de meşhur
hadisin inkarı küfür değildir. Meşhur hadis
Not: Bazı alimlere Hanefîler’in âhâd haber bu konuda mütevatir hadisten
ve mütevâtir haber dışında bir ara ayrılmaktadır. Çünkü mütevatir hadis
kategoriye ihtiyaç duymaları ilke zarureten yakînî bilgi ifade ederken
bakımından tutarlılığı sürdürme arayışının meşhur hadis istidlal yoluyla yakînî bilgi
sonucunda ortaya çıkmış olabilir. Şöyle ki, ifade etmektedir.

Hanefîler ilke olarak âhâd haberlere


dayanıp nassa ilâvede bulunma imkânını
kabul etmez. Fakat gelenekte bazı âyetlere B. MUHADDİSLERİN/CUMHURUN
o nasların açıkça gerektirmediği ilâvelerin
MEŞHUR HADİS TARİFİ
getirildiği ve bunun yaygın onay kazandığı
görülmektedir. “Nesh” anlamına gelen bu
ilâveyi en fazla zan ifade edebilen âhâd İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar
haberlerle yapmak mümkün değildir. Bu ‫بأكثر من إثنني‬
َ ٌ‫ما له طرق محصورة‬.

ilâveyi gerçekleştirmeye yarayacak


mütevâtir haber de bulunmadığından
Said el-Hînn, el-Îdâh
geriye tek yol kalmaktadır, o da ikinci
ْ
‫يصل الى ح ِّد‬ ‫فاكثر ولم‬
َ ‫ما له طرقٌ محصورةٌ بثالثة‬
nesildeki yaygın kabulü, fakihlerin veya
genelde ulemânın o haberi hüccet ‫التوا ُتر‬.

saymasını ve o haber üzerinde icmâ


oluşmasını aslı itibariyle âhâd olan habere Muhaddislerin büyük çoğunluğunun kabul
yansıtmaktır. (DİA, Yunus APAYDIN, ettiği bu tariften anlaşıldığı üzere meşhur
meşhur hadis)
hadis her tabakada ravi sayısı en az 3 olup
mütevatir hadis derecesine ulaşamayan
S: Hane lerin meşhur hadisinin hükmü hadislere denir. Bu tarif hadisçilerin kabul
nedir? ettiği tariftir. Mesela bu tarife göre ‫انما‬
C: hane lerde kabul görmüş olan genel ‫ االعمال بالنيات‬hadisi meşhur değil garip bir
taksimat şu şekildedir;
hadis olur. Çünkü sahabe tabakasında ravi
sayısı bire düşmüştür. Muhaddislerden bu
Mütevatir hadis Yakînî,
hadis için meşhur diyenler ıstılahi manada
Meşhur hadis Tuma'nine
değil de kelime manasıyla meşhuru
kastetmişlerdir ki o da aşağı tarafta
Âhad hadis Zannî bilgi ifade eder.

zikredilecektir.

Bununla beraber hadisleri haber-i vahid ve


Bununla beraber Ebû Hâmid (el-İsferâyînî),
mütevatir diye ikiye ayırıp meşhur hadisi
Ebû İshak eş-Şîrâzî, Ebû Hâtim el-Kazvînî
de mütevatirin bir parçası sayan Cessas
ve İbnü’s-Sübkî gibi usulcüler her
gibi bazı alimler meşhur hadisin yakînî bilgi
tabakadaki ravi sayısının birin üzerinde,
ifade ettiğini söylemektedirler.

yani en az 2 olması gerektiğini,

Şâ î usulcüsü Seyfeddin el-Âmidî, Mâlikî


S: Meşhur bir haberi inkar eden ka r usulcüsü İbnü’l-Hâcib ve Hanbelî usulcüsü
olur mu? İbn Hamdân ise her tabakada üçün
C: Meşhur hadisin tuma'nine ifade ettiğini üzerinde yani en az 4 olması gerektiğini
söyleyen hane lerdeki çoğunluk ulemaya söylemişlerdir.

göre meşhur hadis yakînî bilgi ifade


etmediği için inkarı küfür değildir.

Süleyman Bür 70 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
Kabul edilen ve usul kitaplarında yaygın LUĞAVÎ MANADA MEŞHUR HADİS
olarak görülen görüş hadisçilerin
görüşüdür.

Bazı hadisler vardır ki toplum içerisinde


veya sadece belli özel mecralarda şöhret
S: Meşhur hadisin hükmü nedir? kazanmışlardır. Bu hadislere de luğavî
C: Yukarıda da belirttiğimiz üzere meşhur anlamda meşhur denilmiştir. Luğavî
hadis sadece ravi sayısına itibaren verilmiş manada meşhur sayılan bu hadisler
bir isimdir. Sahihlik ve zayı ık ile alakası arasında sahih olanları var olduğu gibi
yoktur. Meşhur olan bir hadis sahih de mevzu oranları, hatta hiç senedi dahi
olabilir, hasen de olabilir, zayıf veya Mevzu' olmayanları vardır.

da olabilir.

Luğavî manada meşhur hadisin çeşitleri


Sahih meşhura misal;
şunlardır;
‫ " إِ َّن‬: ‫ال‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬ َ ِّ‫َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ َع ِن الن َّ ِبي‬
‫طي َع َلى‬ ِ ‫طي َع َل ْي ِه َما َال ُي ْع‬ ِ ‫ َو ُي ْع‬، َ‫ب الرفْق‬ ِ ‫اهللََّ َر ِفيقٌ ُي‬ 1. Sadece hadisçiler arasında meşhur
ِّ ُّ ‫ح‬
‫ف‬ ِ ْ ‫" ا ْل ُعن‬.
olanlar.
Misal;

‫ص َّلى‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ َ ‫س‬ ِ ‫َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ بْ ِن ُع َمر ر‬
ُ ‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما أ َ َّن َر‬ ‫ش ْه ًرا يَ ْد ُعو‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم‬ َ ُّ‫ َقنَتَ الن َّ ِبي‬: ‫ال‬ ٍ َ‫أَن‬
َ ‫ َق‬، ‫س‬
َ َ
ِ
‫ " إِذَا َجا َء أ َ َح ُد ُك ُم ا ْل ُج ُم َع َة فَ ْليَ ْغتَس ْل‬: ‫ال‬ َ ‫اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬ ‫ َوذَ ْك َوا َن‬،‫ َع َلى ِر ْع ٍل‬.

".

Hasen meşhura misal;


2. Fukaha nezdinde meşhur olanlar.
‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬، َ‫َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرة‬
َ ‫ َق‬: ‫ال‬ Misal;

ِ ِ ‫األُذُ َن‬ ِ َ ‫" َال‬.

‫س‬ ِ ْ ‫الرأ‬
َّ ‫ان م َن‬ ْ " : ‫س َّل َم‬
َ ‫" َو‬.
َ ‫ض َر َر َو َال ض َر‬
‫ار‬

Zayıf meşhura misal;


ُ ‫أ َ ْبغ‬.

ُ‫َض الحالل الى اهللِ تعالى الطالق‬


‫بالصني‬
ِّ ‫أُط ُلبوا العل َم ولو‬.

3. Usulcüler nezdinde meşhur olanlar.


َ ْ‫ وغنيَّ قوم ٍ اف‬,‫ذل‬
,‫تقر‬ َّ ٍ ‫إرحموا من الناس ثالثة؛ عزيزَ قوم‬
ُ Misal;

َ ْ ‫
وعاملًا‬
‫بني ُج َّهال‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
: ‫س َّل َم‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬
ُ ‫ال َر‬ َ ‫َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ َق‬
‫ َو إِذَا‬،‫ان‬ ِ ‫اب فَ َل ُه أ َ ْج َر‬
َ ‫ص‬ ِ ‫" إِذَا َح َك َم ا ْل َح‬
ْ َ‫اك ُم ف‬
َ َ ‫اجت َ َه َد فَأ‬
S: Meşhur ile müste z hadis arasında ‫خطَأ َ فَ َل ُه أ َ ْج ٌر‬
ْ َ ‫اجت َ َه َد فَأ‬
ْ ".

ne fark vardır?
C: Genel itibarıyla bu konuda 3 görüş ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬َ ‫ َق‬، ‫َع ْن أ َ ِبي ذ ٍَّر ا ْل ِغفَا ِر ِّي‬
zikredilmiştir;
،َ‫س َيان‬ ْ ِّ ‫ َوالن‬،َ‫طأ‬ َ ‫ " إِ َّن اهللََّ َق ْد َت َجا َوزَ َع ْن أ ُ َّم ِتي ا ْل‬: ‫س َّل َم‬
َ ‫خ‬ َ ‫َو‬
1. Meşhur ile müste z muradiftir.
‫است ُ ْك ِرهُوا َع َليْ ِه‬ ْ ‫" َو َما‬.

2. Meşhur müsta zden daha âmmdır.

Çünkü müste z hadiste senedin ibtida,


4. Nahivciler nezdinde meşhur olanlar.
esna' ve intihasında ravi sayısının eşit
Misal;

olma şartı vardır. Ancak meşhur hadiste


ِ ‫ف اهللَ ل ْم ي ْع‬
‫صه‬ ِ ‫خ‬
َ ‫ب لو ل ْم َي‬ ِ
ُ ‫
ن ْع َم العب ُد‬
ٌ ‫صه ْي‬
böyle bir şart yoktur.

3. Meşhur müsta zden daha hastır. Yani Suhayb ne güzel bir kuldur. O, Allah'tan
ikinci maddenin tam tersi.
korkmasaydı bile yine de ona isyan
etmezdi. (Allah'tan korktuğuna göre hiç
isyan etmez)

Süleyman Bür 71 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fl
az 3 olan bir hadis hem meşhur hem de
5. Avamın nezdinde meşhur olanlar. aziz kısmına girmektedir.

Misal;


العجلة من الشيطان‬ Beykûnî de aynı tari seçmiştir.

‫روي اثننيِ أو ثالثة‬


ْ ‫
عزيزُ َم‬
6. Hem alimler hem avam hem de ‫مشهور َمروي فوق ما ثالثة‬
ُ

hadisçiler arasında meşhur olanlar.


Misal;

‫ص َّلى‬ َ ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬،‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما‬ ِ ‫َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ ْب ِن َع ْم ٍرو ر‬
َ
ِ
‫سل ُمو َن م ْن‬ ِ ِ
ْ ُ ‫سل َم ْامل‬ ِ
َ ‫سل ُم َم ْن‬ َ ‫اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬
ْ ُ ‫ " ْامل‬: ‫ال‬ İkinci Tarif:
‫ان ِه َويَ ِد ِه‬
ِ ‫س‬ َ ِ‫ل‬،
İbn-i Hacer'in yaptığı tarife göre Aziz hadis
her tabakada en az iki ravi tarafından
rivayet edilen hadistir. İbni Hacer'in seçtiği
S: Luğavî manadaki meşhur hadis için bu tarife göre her tabakada ravi sayısı en
yazılmış eserler var mıdır? az üçe inen hadislere meşhur, ikiye İnen
C: Bu alanda yazılmış en meşhur iki eser hadislere ise aziz denir.

şunlardır;
Aziz hadisin senedinde bulunan
tabakaların bazılarında ravi sayısı üçe veya
1. Sehâvî: ‫املقاصد الحسنة في بيان كثير من‬ dörde çıkabilir bu onu Aziz olmaktan

االحاديث املشهورة على االلسنة‬ çıkartmaz. Ancak herhangi bir tabakada
ravi sayısı ikiye düşmüş olmalıdır.

2. Aclûnî: ‫كشف الخفا ومزيل اإللباس عما اشتهر من‬


Misal:


االحاديث على السنة الناس‬
‫ " َال‬: ‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬ َ ُّ‫ال الن َّ ِبي‬
َ ‫ َق‬: ‫ال‬ َ ‫س َق‬ ٍ َ‫َع ْن أَن‬
،‫ب إِ َليْ ِه ِم ْن َوالِ ِد ِه َو َو َل ِد ِه‬ َّ ‫يُؤ ِْم ُن أ َ َح ُد ُك ْم َحتَّى أ َ ُكو َن أ َ َح‬
Aclûnî bu muhteşem eserinde kimisi sahih
َ ‫اس أ َ ْج َم ِع‬
‫ني‬ ِ َّ ‫" َوالن‬.

kimisi uydurma kimisi atasözü kimisi de


zayıf olan ancak insanlar arasında meşhur
olan 3281 rivayeti inceleyip hükümlerini Bu hadis aziz bir hadistir. Çünkü hiçbir
bildirmiştir.
tabakasında ravi sayısı 2'nin altına
düşmemiştir.

AZİZ HADİS
S: Aziz Hadise bu ismin verilmesinin
S: Aziz hadis nedir? sebebi nedir?
C: Aziz hadis ile alakalı iki tarif yapılmıştır. C: iki ihtimal vardır;

Muteber ve racih olan tarif ibni Hacer'in


seçtiği ikinci tariftir.
1. Her tabakada ravi sayısı en az 2 olduğu
için bir nevi garip hadise nispeten daha
Birinci Tarif: kuvvetli sayıldığı için kendisine Aziz
denmiştir. Bu durumda Aziz kelimesi
İbn-i Mende (395 ‫ )ابن َمن َدة‬ve ona tabi olan
kuvvetli olmak manasına gelen ُّ‫َعزَّ ي ُعز‬
İbn-u's-Salah, Nevevi gibi bazı alimlere
ilinden türediği kabul edilir.

göre Aziz hadis herhangi bir tabakada ravi


sayısı en az 2 veya 3 olan hadislere denir.
Bu tarife göre Aziz hadis ile meşhur hadis 2. Aziz hadis çok nadir bulunan bir hadis
arasında net bir fark kalmamaktadır. türü olduğu için bu ismi almıştır. Bu
Çünkü herhangi bir tabakada ravi sayısı en َّ
durumda Aziz kelimesinin ‫قل و نَ َدر‬

Süleyman Bür 72 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
ِ َّ‫ َعز‬kökünden geldiği
manasına gelen ُّ‫يعز‬ Sadece bir senedi ve bir metni olan
kabul edilir.
hadislere hem senedi hem metini garip
olan hadisler denir. Bunu aynı zamanda
Ferd-i Mutlak ta denir.

S: Aziz hadisin hükmü nedir?


Misal:

C: Aziz hadis tıpkı meşhur hadiste olduğu


gibi ravi sayısına göre verilmiş bir isimdir. ‫ َع ْن‬، ِ ‫ارةُ بْ ُن ا ْل َق ْع َقاع‬ َ ‫ َح َّدثَنَا ُع َم‬، ‫ضيْ ٍل‬ َ ُ‫َح َّدثَنَا ُم َح َّم ُد بْ ُن ف‬
Aziz hadis sahih, hasen, zayıf veya mevzu َُّ‫ص َّلى اهلل‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬ َ ‫ َع ْن أ َ ِبي ه َُر ْي َرةَ َق‬، ‫أ َ ِبي ز ُْر َع َة‬
olabilir.
‫ان ِفي‬ ِ َ ‫ ثَ ِقي َلت‬،‫ان‬ِ ‫س‬ َ ‫ان َع َلى ال ِّل‬ ِ َ ‫خ ِفيفَت‬ َ ‫ان‬ ِ َ ‫ " َكلِ َمت‬: ‫س َّل َم‬َ ‫َع َليْ ِه َو‬
،‫سبْ َحا َن اهللَِّ َو ِب َح ْم ِد ِه‬ َّ ‫ان إِ َلى‬
ُ ‫الر ْح َم ِن ؛‬ ِ ‫ْاملِيز‬
ِ َ ‫ َح ِبيبَت‬،‫َان‬
Nükte: Endülüslü Mâlikî fakihlerinin önde ِ ‫ظيم‬ ِ ‫سبْ َحا َن اهللَِّ ا ْل َع‬ُ ".

gelenlerinden, muhaddis Kâdı Ebubekir


İbn-u'l-Arabi (543/1148) diyor ki: her
tabakada en az 2 kişinin 2 kişiden hadis Bu hadisin senedinin 4 tabakasında da
almış olması buharinin şartlarındandır. Bu sadece bir ravi vardır. Bu hadisin bu vechi
konuda Kâdı Ebubekir İbn-u'l-Arabi'ye
sadece bu raviler tarafından rivayet edilmiş
olduğu için bu hadis hem metin hem

انما االعمال بالنيات‬
sened bakımından gariptir.

hadisi sahabe tabakasında sadece Hz Diğer bir ifade ile bu hadisin metninin
Ömer tarafından rivayet edilmiştir, şeklinde başka bir vechi olmaması sebebiyle,
yapılan itiraza kendisi "hazreti peygamber bununla beraber bu tek vechi rivayet eden
bu hadisi söylediği zaman Hazreti ömer'le başka bir senet zinciri olmaması sebebiyle
beraber mecliste başkaları da vardı" bu hadis hem metnen hem de seneden
şeklinde cevap vermiştir.
gariptir.

Nitekim Tirmizî de bu hadis hakkında ‫غريب‬


İbn-i Hibban ve İbn-i Hacer, Buhariye ‫ ال نعرفه اال من هذا الوجه‬demiştir.

nispet eden bu şartı kabul etmemişlerdir.

2. ‫غريب اسنادًا ال متنًا‬


ٌ
ĞARİB/FERD HADİS
Metni birçok sened ve kimse tarafından
rivayet edilmesine rağmen bir ravinin tek
S: Garib hadis nedir?
başına aynı metni başka birinden (mesela
C:

tek başına başka bir sahabiden) tahammül


Mahmud Tahhan, Teysîr. ederek rivayet ettiği hadistir.

‫بروايت ِه را ٍو واح ٌد‬


ِ ‫
ما َينف ِر ُد‬
Misal:

Said el-Hînn, el-Îdâh ِ ‫ب ُم َح َّم ُد بْ ُن ال َع‬


،‫ َح َّدثَنا أبُو أُسا َم َة‬،‫الء‬ ٍ ْ‫َح َّدثَنا أبُو ُك َري‬
ٍ‫اي موضع‬ِّ ‫يتفرد بروايته را ٍو واح ٌد في‬
َّ ‫ث الذي‬
ُ ‫هو الحدي‬ ‫ َع ِن الن َّ ِبيِّ ﷺ‬،‫ َع ْن أ ِبي ُموسى‬،‫ َع ْن َج ِّد ِه‬،‫َح َّدثَنا بُ َريْ ٌد‬
ِ ‫
وقعَ التفر ُد‬
‫به من السند‬ ‫سبْ َع ِة‬ ِ
َ ‫والكاف ُر يَأ ْ ُك ُل ِفي‬ ،‫واح ٍد‬
ِ ‫ »املُؤ ِْم ُن يَأ ْ ُك ُل ِفي ِم ًعى‬:‫قال‬َ
ٍ ‫»أ ْم‬،

‫عاء‬
Senedin herhangi bir tabakasında ravi
sayısı bire düşerse o hadise garip denir.
Bu hadisin metni

_ Ebu Hüreyre

S: Ğarib hadis kaça ayrılır? _ İbn-i Ömer

C: Ğarib hadis ikiye ayrılır.


_ Cabir gibi meşhur sahabeler tarafından
rivayet edilmiştir. Bu sahabelerden her
1. ‫واسنادًا‬
ْ ‫غريب متنًا‬
ٌ birinden ise birçok tabiin bu metni
tahammül etmiştir. Yani bu hadis birçok

Süleyman Bür 73 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


senetle defalarca rivayet edilmiştir. "Hazreti peygamber köle azadından doğan
Dolayısıyla bu hadisin hem metin hem de hakların satışını ve hibesini yasaklamıştır"

sened bakımından garip olmaması


gerekirdi. Ancak farklı senetlerle birçok Bu hadisi sahabe tabakasında sadece İbn-
defa rivayet edilmiş olan yukarıdaki metni, i Ömer, ondan da tabiin tabakasında
sahabe olan Ebu Musa el-Eş'arî'ye sadece Abdullah bin Dînar rivayet etmiştir.

dayandırarak rivayet eden tek kişi Ebu


Kureyb'dir. Diğer bir ifade ile yukarıdaki
2. Ferd-i Nisbî:
metni rivayet eden bütün sahabelerden
birçok kişi hadisi almışken, senedinin Said el-Hînn, el-Îdâh

sahabe tabakasında Ebu Musa'nın ٍ


‫خاصة‬ ٍ
‫جهة‬ ِ
‫بالنسبة الى‬ ‫التفرد‬ ‫وهو ما يقع فيه‬.

ُّ
bulunduğu hadisi ise sadece Ebu Kureyb Hadisin senedinde özel bazı tarzlarda
rivayet etmiştir. Dolayısıyla senedin teferrüdün meydana gelmesidir. Ferd-i
başında Ebu Kureyb'in sonunda ise Ebu Nisbî'yi alimler birkaç başlık altında ele
Musa'nın bulunduğu yukarıdaki hadis, almışlardır;

sened bakımından gariptir. Ancak metin


bakımından garip değildir.

A. ‫تف ُّرد شخص عن شخص‬


Bir hadis birçok ravi tarafından rivayet
Not: ‫ غريب متنا ال اسنادا‬diye bir sınıf yoktur.

edilmesine rağmen belli bir raviden sadece


bir ravinin o hadisi almasıdır.

FERD HADİS
‫ما تفرد به راويه باي وجه من وجوه التفرد‬.
‫ َع ْن‬، ‫اح ِد ْب ُن أ َ ْي َم َن‬ِ ‫ َح َّدثَنَا َعبْ ُد ا ْل َو‬، ‫خ َّال ُد ْب ُن َي ْح َيى‬ َ ‫َح َّدثَنَا‬
Hadisteki teferrüd, garip ve ferd ‫ إِ َّنا يَ ْو َم‬: ‫ال‬
َ ‫ َف َق‬،ُ‫ضيَ اهللَُّ َعنْه‬ ِ ‫ أ َ َتيْتُ َجا ِبرا ر‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫يه‬ ِ ‫أ َ ِب‬
َ ً
konusunda geçen teferrüd çeşitlerinden ‫ص َّلى‬ َ َّ‫ فَ َجا ُءوا الن َّ ِبي‬،ٌ‫ش ِدي َدة‬ َ ‫ضتْ ُك ْديَ ٌة‬ َ ‫ فَ َع َر‬،‫خن ْ َد ِق نَ ْح ِف ُر‬ َ ‫ا ْل‬
hangisi ile meydana gelirse ona genel
.‫خن ْ َد ِق‬ َ ‫ضتْ ِفي ا ْل‬ َ ‫اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬
َ ‫ ه َِذ ِه ُك ْد َي ٌة َع َر‬: ‫ فَ َقا ُلوا‬،‫س َّل َم‬
anlamda ferd denir. Bu haliyle ferd
garibten daha genel olmuş olur.
‫ " أَنَا نَا ِز ٌل‬: ‫ال‬ َ ‫
" فَ َق‬
İbn-i Hacer ferd ile garibi muradif sayarken Bu hadis birçok sahabe tarafından rivayet
bazı alimler ferd ile garip hadisi birbirinden edilmesine rağmen

ayırmışlardır. Buna göre Ferd hadis 2'ye ‫اح ِد ْب ُن أ َ ْي َم َن‬


ِ ‫
َعبْ ُد ا ْل َو‬
ayrılır. Ferd-i Mutlak ve Ferd-i Nisbî. ِ ‫
َع ْن أ َ ِب‬
‫يه‬

عن َجا ِب ًر‬
1. Ferd-i Mutlak:
Aynı hadisi bu şekilde bir senet zinciri ile
Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli rivayet etme konusunda Abdulvahid tek
eserinde şu şekilde tarif etmiştir;

kalmıştır. Bu tür hadisler için alimler ‫تفرد به‬


ِ
‫الرواة لم ير ِويه اح ٌد غيره‬ ِ‫تفرد به راوِيه عن جميع‬
َّ ‫وهو ما‬ ‫ فالن عن فالن‬demişlerdir belde halkının
ً ‫ويدخل فيه‬
ُّ‫ايضا الشاذ‬ ُ ‫الغريب اسنا ًدا ومتنًا‬
َ ‫وهذا يطابق‬
rivayet etmesidir.

‫واملنكر‬.

ُ ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬، ‫يه‬ ِ ‫ َع ْن أ َ ِب‬، َ‫ َع ِن ابْ ِن بُريْ َدة‬، ٍ ‫َاشم‬ ِ ‫َع ْن أ َ ِبي ه‬
َ
Yani sadece bir ravinin rivayet ettiği ve o ‫اح ٌد ِفي‬ ِ ‫ َو‬: ‫ضاةُ ثَ َالثَ ٌة‬ َ ‫ " ا ْل ُق‬: ‫ال‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬ َ
metni kendisinden başka kimsenin rivayet ِ ِ
etmediği hadistir. Mutlak anlamda ferd
‫ف‬ َ ‫ فَأ َ َّما ا َّل ِذي ِفي ا ْل َجنَّة فَ َر ُج ٌل َع َر‬،‫ان ِفي النَّا ِر‬ ِ َ ‫ َواثْن‬،‫ا ْل َجنَّة‬

denilince akla Ferd-i Mutlak gelir.


‫ار ِفي ا ْل ُح ْكم ِ فَ ُه َو‬ َ ‫ف ا ْل َحقَّ فَ َج‬َ ‫ َو َر ُج ٌل َع َر‬،‫ضى ِب ِه‬ َ ‫ا ْل َحقَّ فَ َق‬
Misal:
‫اس َع َلى َج ْه ٍل فَ ُه َو ِفي النَّا ِر‬ ِ َّ ‫ضى لِلن‬ َ ‫ َو َر ُج ٌل َق‬،‫" ِفي النَّا ِر‬.

َُّ‫ضيَ اهلل‬ ِ ‫س ِم ْعتُ ابْ َن ُع َمر ر‬ َ ، ‫خبَ َر ِني َعبْ ُد اهللَِّ بْ ُن ِدينَا ٍر‬
ْ َ‫أ‬ Bu hadis Büreyde dışında farklı
َ َ
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
ِ‫س َّل َم َع ْن بَيْع‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ نَ َهى َر‬: ‫ول‬ ُ ‫َعن ْ ُه َما يَ ُق‬ sahabelerden farklı tariklerle yayılmıştır.
Ancak bu hadisi olan Büreyde'den sadece
‫ا ْل َو َال ِء َو َع ْن ِهبَ ِت ِه‬.

horasanlılar almıştır. İşte bu özel duruma

Süleyman Bür 74 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


nispeten bu rivayete Ferd-i Nisbî Misal:

denilmiştir.
‫ َع ْن‬، ‫اب‬ ٍ ‫ش َه‬ ِ ‫ َع ِن ابْ ِن‬، ‫ َح َّدثَنَا َمالِ ٌك‬، ‫َح َّدثَنَا يَ ْحيَى بْ ُن َقزَ َع َة‬
‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه‬ َ َّ‫ أ َ َّن الن َّ ِبي‬،ُ‫ضيَ اهللَُّ َعنْه‬ ِ ‫س بْ ِن َمالِ ٍك ر‬
َ ِ َ‫أَن‬
B. ‫تفرد شخص عن اهل بلد‬ ‫س ِه ْاملِ ْغفَ ُر‬ِ ْ ‫خ َل َم َّك َة يَ ْو َم ا ْلفَتْحِ َو َع َلى رأ‬
َ ‫س َّل َم َد‬
َ ‫ َو‬.....

َ
Bir hadisi bir belde halkından sadece bir Bu hadisi Hazreti peygamberden birçok
kişinin rivayet etmesidir. İbn-i Hacer bunun sahabe o sahabelerden de birçok tabiin
oldukça az olduğunu söylemiştir.
işitmiştir. Ancak hadisi sahabelerden işiten
o tabiinden biri olan Zühri'den sadece
ٍ ‫تف ُّرد أهل‬
C. ‫بلد عن بلد أخرى‬ imam Malik rivayet etmiştir. Dolayısıyla bu
hadis senedin aslında/sonunda birçok kişi
Bir hadisi belli bir belde halkının başka bir
tarafından rivayet edilmişken senedin
belde halkından rivayet etme konusunda
ortasında Malik Zühri'den tek başına
tek kalmasıdır.

rivayet ettiği için buna ferd-i nisbi


Bu tür hadisler için alimler

denilmiştir.

‫تفرد به الخرسانيون عن املكيني‬,


تفرد به اهل الشام عن اهل الحجاز‬ S: İbn-i Hacer ğarib hadisi ferd-i mutlak
ifadeler kullanırlar.
ve ferd-i nisbi niye ikiye ayırıp, teferrüd
‫ أصل السند‬te meydana gelmişse mutlak,
==============================
‫ أسناء السند‬te meydana gelmişse nisbi
İBN-İ HACER'İN FERD-İ MUTLAK VE diye isimlendirmiştir? Peki ‫أصل السند‬
NİSBÎ TARİFİ dediğimiz yer tam olarak neresidir?
Ferd-i Mutlak ile Ferd-i Nisbî ile alakalı Sahabe tabakası mı? Yoksa tabiin
genelde alimler yukarıda zikredilen tari eri tabakası mı?
yapmışlardır.

C: İbn-i Hacer Nüzhetunnazar isimli


İbn-i Hacer ve bazı alimler ise Ferd-i eserinde tari eri yaparken sadece ‫أصل‬
Mutlak ile Ferd-i Nisbî'yi şu şekilde tarif
‫ السند‬ifadesini kullanmıştır. İbn-i Hacer'in
etmişlerdir;
bu ifadesinden hareketle Kasım bin
Abbadî, Ali el-Kârî ve İbn-i Hacer'in
1. Ferd-i Mutlak öğrencisi Kutluboğa, sahabelerin hepsinin
Teferrudun senedin aslında, yani sonunda adil olması gerekçesiyle ‫ أصل السند‬in tabiîn
meydana gelmesidir. Diğer bir ifade ile tabakası olduğunu söylemişlerdir. Yani
teferrudun sahabe veya tabiin tabakasında onlara göre bir hadisin sahabe
meydana gelmesi ne denir.
tabakasında teferrüd meydana gelmişse
bu hadise garib/ferd denmez. Çünkü
Misal: ‫
انما االعمال بالنيات‬ sahabelerin hepsi adildir. Bir hadisin garip
Bu hadis ferd-i mutlak'a örnektir. Çünkü olabilmesi için tabiin tabakasında
sahabeden sadece bir kişi bu hadisi teferrüdün meydana gelmesi lazım.

rivayet etmiştir. O sahabeden de sadece


bir tane tabibin rivayet etmiştir. Yani Bazı hadis alimleri yukarıdaki alimlere itiraz
burada teferrüd İbn-i Hacer'in ifadesiyle ederek İbn-i Hacer'in ‫ أصل السند‬ifadesinden
‫ أصل السند‬te meydana gelmiştir.
böyle bir şeyin çıkamayacağını
belirtmişlerdir. Çoğunluğu oluşturan bu
2. Ferd-i Nisbî alimler itirazlarını şu soru ile dile
getirmişlerdir: " sadece sahabe
Teferrüdün senedin esnasında/ortasında
tabakasında teferrüdün meydana geldiği
meydana gelmesidir.

Süleyman Bür 75 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl
hadis ne işim alır? Ona garip ravinin rivayeti kuvvetlenmiş olur. Cerh ve
demeyeceksek ne diyeceğiz?
ta'dîl kitaplarında bu tür raviler için

‫يُكتَب حديثُه لالعتبار‬.

==============================
‫يُعتبر به‬.

gibi ifadeler kullanılır.

S: Ferd ile garib arasında nasıl bir alaka


vardır?
Teferrüd hadis râvilerinden hangisinin
C:
tabakasında ise o tabakada hadisi rivayet
Aralarında ‫ عموم خصوص مطلق‬vardır. Yani her eden başka bir râvinin bulunup
garib ferttir. Ancak her ferd garib değildir. bulunmadığına bakılır.

Ferd garibten daha âmmdır.


Misal;

Mesela garib hadis için verdiğimiz ‫عن الشافعي قال أخبرنا مالك عن عبد اهلل بن دينار عن‬
örneklerden hangisini ele alırsak alalım ya ‫ابن عمر أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم قال " الشهر‬
ferd-i mutlak ya da ferd-i nisbi kapsamına
‫تسع وعشرون ال تصوموا حتى تروا الهالل وال تفطروا‬
girer. Ancak hadisi ferd ile alakalı
verdiğimiz örneklerden bazıları garip hadis ‫" حتى تروه فإن غم عليكم فأكملوا العدة ثالثني‬.

kapsamına girmez.
Bazı alimler imam Şa î'nin bu hadisi
Malik'ten rivayet etmede tek kaldığını
S: Ğarib hadisin hükmü nedir? söylemişlerdir. Ancak itibardan sonra bu
hadisin Abdullah b. Mesleme el-Ka‘nebî
C: Ğarib hadis sahih de olabilir, hasen de
tarafından da aynı lafızla Malik'ten rivayet
olabilir, zayıf da olabilir.

edildiği tespit edilmiştir. Nitekim İmam


Buhari Abdullah b. Mesleme el-
İ'TİBAR-MÜTABEÂT-ŞAHİD Ka‘nebî'den rivayet ile hadisi Cami'ine
alınmıştır. İşte hadisin başka tariklerinin
İ'TİBAR/SEBR olup olmadığına araştırmak ve incelemek
için yapılan bu çalışmaya i'tibar denir.

Ferd veya garib bir hadisin, başka


tariklerle rivayet edilip edilmediğini Nurettin Itır, Menhecun-Nakd isimli
araştırmaktır.
eserinde i'tibar ile alakalı şu taksimatı
Diğer bir ifade ile i'tibar, ferd veya garib yapmıştır;
olduğu düşünülen bir hadisi cami', Bir hadis için i'tibar yaptıktan sonra
musannef, müsned ve mûcem türü karşımıza 3 ihtimal çıkmaktadır;
eserlerde tarayıp kendisine mutabi veya
şahid bir hadisin olup olmadığını
1. Ya o hadis için herhangi bir mütabi ve
araştırmaktır.

şahid bulunmayıp teferrüd ettiği anlaşılır.

2. Ya eldeki hadise muhalif olmayıp onunla


İ'tibar genellikle, rivayetleri tek başına delil
ittifak eden tarikler bulunur.

sayılmayan zayıf râvilerin hadislerini


takviye amacıyla yapılır. Eğer ravi, tek 3. Ya da eldeki hadise ihtilaf eden
başına rivayet ettiği hadis delil olamayacak rivayetler bulunur.

kadar zayıf bir ravi ise bununla beraber Bu 3 ihtimale binaen hadis usulü
zayı ığı, yalan söylemek gibi bir sebepten konuları şu şekilde sıralanır;
dolayı hadisleri metruk olan raviler
derecesine de düşmemişse bu ravinin 1. Teferrüd
rivayet ettiği hadisler i'tibar için yazılır. -Ferd

Eğer bu ravinin rivayet ettiği hadis için bir


-Garib

mütabi veya şahid bulunursa zayıf olan bu

Süleyman Bür 76 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
İ'tibar dan önce ferd veya garib olduğu
2. Teaddüd maal-ittifak düşünülen hadise ‫متا َبع عليه‬, o hadiste
-Mütevatir
teferrüd eden raviye ‫متابَع‬, i'tibar
-Meşhur
sonucunda sonradan bulunan hadis ve
-Müste z
ravisine ‫ متا ِبع‬veya ‫ تا ِبع‬denir. Yapılan bu
-Aziz
araştırma ve incelemeye ‫إعتبار‬, denir.

-Tabii

-Şahid

Mütabeat ikiye ayrılır;


3. Teaddüd maal-ihtilaf
-Ziyadatu's-sikat
a. ‫املتابَعة التامَّة‬
-Şazz-Mafuz

İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar isimli


-Münker-Maruf
eserinde şöyle tarif etmiştir;
-Muzdarib
ِ
‫نفسه فَ ِهيَ التا َّمة‬ ‫
إن َحصلتْ املتابَ َع ُة للراوي‬
-Maklûb

-Müdrec

Mahmud Tahhan, Teysîr


-Mudahhaf

ِ ‫للراوي ِمن ا َّول‬


-Muall

‫االسناد‬ َّ ‫تحصل املشارك ُة‬


ُ ‫
هي ان‬

Said el-Hînn, el-Îdâh


MÜTABEÂT-ŞAHİD ‫وهي ان يشترك اثنان في رواية الحديث ذاته عن الشيخ‬

نفسه‬
Mütabi ile şahid kavramları için alimler
tarafından iki farklı değerlendirme Bu tari erden anlaşıldığı üzere tam
yapılmıştır. Hatta İbn-u's-Salah mütabeat-ı tamme, ferd veya garib olduğu
Mukaddimesinde hepsini aynı başlık düşünülen bir hadiste, şeyhinden
altında zikrettiği için i'tibarı da mütabi ve rivayetiyle tek kalmış bir raviye bir başka
şahidin benzeri ve çeşidi gibi gösterdiği ravinin tâbi olarak o şeyhten hadis
için karışıklığa sebep olmuştur. Biz burada almasıdır.

cumhurun benimsediği tari ere öncelik Mütabeat yani ittifak senedin hemen
vereceğiz. Ardından alimler tarafından başında yer alan ravi ile onun şeyhi
yapılmış olan diğer tari ere kısaca konusunda olduğu için buna mütabeat-ı
değineceğiz.
tamme denilmiştir.

1. Mütabi ‫املتابع‬ Misal;

‫ َع ْن‬، ‫سالِم ِ ْب ِن أ َ ِبي ا ْل َج ْع ِد‬ َ ‫ َع ْن‬، َ‫ َع ْن َقتَا َدة‬، ‫ش ْعبَ َة‬ ُ ‫َع ْن‬
Mahmud Tahhan, Teysîr ‫ص َّلى‬ َ ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬، ‫اء‬ ِ ‫ َع ْن أ َ ِبي ال َّدر َد‬، ‫َم ْع َدا َن بْ ِن أ َ ِبي طَ ْل َح َة‬
ْ
‫هو الحديث الذي يشارك فيه رواته رواةَ الحديث الفرد‬ ‫ث‬ ٍ َ َ ِ
َ ‫ " أَيَ ْعجِزُ أ َ َح ُد ُك ْم أ ْن يَق َرأ في ليْلة ثل‬: ‫ال‬
ُ ُ َ ْ َ َ ‫اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
َ ‫س َّل َم َق‬

لفظا ومعنا او معنا فقط مع االتحاد في الصحابي‬ ‫ " } ُق ْل‬: ‫ال‬ َ ‫آن ؟ َق‬ ِ ‫ث ا ْل ُق ْر‬ َ ‫ف َي ْق َرأ ْ ثُ ُل‬
َ ‫ َو َك ْي‬: ‫آن ؟ " َقا ُلوا‬ ِ ‫ا ْل ُق ْر‬
(‫م‬،‫ )خ‬." ‫آن‬ ِ ‫ث ا ْل ُق ْر‬ َ ‫
ُه َو اهللَُّ أ َ َح ٌد { تَ ْع ِد ُل ثُ ُل‬
İlk etapta ferd olduğu zannedilen bir
hadisin i'tibar sonucunda, teferrüd eden Sadece Şu'be tarafından rivayet edildiği
ravisinin şeyhinden veya daha yukarıdaki düşünülen bu hadisin araştırma
şeyhlerden birinden de aynı sahabeye neticesinde Eban el-Attar tarafından da
dayanarak rivayet edilen hadistir.
Katâdete'den rivayet edildi görülmüştür.

Süleyman Bür 77 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
fl
fl
Eban el-Attar, bu hadiste teferrüd eden َّ ‫تحصل املشارك ُة‬
‫للراوي في أثناء السند‬ ُ ‫
هي ان‬
Şu'be ile onun şeyhinde birleştiği için buna
mütabeat-ı tamme denilmiştir. Hem Şu'be
Said el-Hînn, el-Îdâh
hem de Eban el-Attar'ın senedleri Ebu
Derda'ya yani aynısı sahabeye ‫هي التي تحصل لشيخ الراوي او لشيخ شيخه او من‬
dayanmaktadır. Bu da mütabeatın ‫فوقه‬.

şartlarındandır.

Bu tari erden anlaşıldığı üzere mütabeat-ı


Şu'be'nin hadisine ‫
متا َبع عليه‬ kasıra hadisi rivayet etmekte tek kalan ravi
Şu'be'ye ‫
متا َبع‬ ile şeyhinin şeyhinde veya daha yukarıda
birisi ile birleşmektir.

Eban el-Attar ve onun hadisine ‫ تا ِبع‬veya


‫ متا ِبع‬denir.

Misal;

‫ َع ْن‬، ‫ت َع َلى َمالِ ٍك‬ َ ‫ َق‬، ‫َح َّدثَنَا َي ْح َيى ْب ُن َي ْح َيى‬


ُ ْ ‫ َق َرأ‬: ‫ال‬
Misal;
ِ ‫ َع ْن َع‬، ‫ َع ْن ُعر َوةَ بْ ِن الزُّبَيْ ِر‬، ‫سا َن‬
ِ ‫ش َة زَ ْوج‬
َ ‫ائ‬ ْ َ ْ‫صالِحِ بْ ِن َكي‬ َ
‫عن الشافعي قال أخبرنا مالك عن عبد اهلل بن دينار عن‬ ُ‫الص َالة‬
َّ ‫ت‬ ِ ‫ض‬َ ‫ فُ ِر‬: ْ‫س َّل َم أَنَّ َها َقا َلت‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ِّ‫الن َّ ِبي‬
‫ابن عمر أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم قال " الشهر‬
،‫السفَ ِر‬
َّ ُ‫ص َالة‬ َ ‫ت‬ْ ‫ فَأ ُ ِق َّر‬،‫السفَ ِر‬ َ ‫ني ِفي ا ْل َح‬
َّ ‫ض ِر َو‬ ِ ْ َ ‫ني َر ْك َعت‬
ِ ْ َ ‫َر ْك َعت‬
‫تسع وعشرون ال تصوموا حتى تروا الهالل وال تفطروا‬ َ ‫ص َال ِة ا ْل َح‬
‫ض ِر‬ َ ‫ َو ِزي َد ِفي‬.

‫" حتى تروه فإن غم عليكم فأكملوا العدة ثالثني‬.

İmam Malik'in bu hadisi rivayet etmekte


tek kaldığı zannedilmiş ancak araştırma ve
İmam Şa î'nin bu hadisi Malik'ten rivayet incelemeden sonra Süfyan bin Uyeyne'nin
etmede tek kaldığı zannedilmiştir. Ancak de bu hadisi Malik'in şeyhinin şeyhi olan
i'tibar sonucunda bu hadisin Abdullah b. Urve'den aynı sahabeye ulaşarak rivayet
Mesleme el-Ka‘nebî tarafından da aynı ettiği görülmüştür. Burada mütabeat
lafızla Malik'ten yani İmam Şa î'nin senedin başında değil de ortasında
şeyhinden rivayet edildiği tespit edilmiştir.
meydana geldiği için buna mütabeat-ı
Dolayısıyla el-Ka‘nebî'nin hadisi İmam kasıra denilmiştir.

Şa î'nin hadisine mütabidir ve buradaki


mütabeat ta mütabeat-ı tamme'dir.
Misal;

İmam Şa î'nin yukarıda zikredilen hadisi


Not: Aşağıda geleceği üzere İmam için Müslim'de ve İbn-i Huzeyme'nin
Şa î'nin rivayet ettiği bu hadisin başka Sahih'inde iki mütabi hadis zikredilmiştir.

mütabileri daha bulunmuş fakat bulunan


bu hadislerin senetleri Şa î'nin senedi ile *‫عاصم بن محمد عن ابيه محمد بن زيد عن جده عبد اهلل‬
sadece sahabe tabakasında birleştiği için
‫بن عمر فأكملوا ثالثني‬.

meydana gelen mütabeat, mütabeat-ı


kasıra olmuştur.

‫ َح َّدثَنَا‬، ‫سا َم َة‬ َ ‫َح َّدثَنَا أَبُو بَ ْك ِر بْ ُن أ َ ِبي‬


َ ُ ‫ َح َّدثَنَا أَبُو أ‬، ‫شيْبَ َة‬
b. ‫املتابَعة القاصرة‬ " ،‫ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما‬ ِ ‫ َع ِن ا ْب ِن ُع َمر ر‬، ٍ‫افع‬ ِ ‫ َع ْن َن‬، َِّ‫ُعبَ ْي ُد اهلل‬
َ َ
İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar isimli َ ‫" فَا ْق ِد ُروا َل ُه َث َال ِث‬.

‫ني‬
eserinde şöyle tarif etmiştir;

إن َحصلتْ املتا َب َع ُة لشيخه فمن فوقه فهي القاصرة‬ Lafızlarında ufak değişiklikler olsa da mana
olarak İmam Şa î'nin rivayet ettiği hadis ile
aynı olan bu iki hadisin senedi Şa î'nin
Mahmud Tahhan Teysîr'de şöyle tarif
senediyle sadece sahabe olan İbn-i
etmiştir; Ömer'de mütabeat etmişlerdir. Buradaki

Süleyman Bür 78 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fl
fi
fi
fi
fi
fi
fi
mütabeat ravinin/Şa î'nin şeyhinde C: Evet bulunabilir.

meydana gelmeyip daha yukarıda Yukarıda zikredilen ve imam Şa î


meydana gelmesinden ötürü buradaki tarafından rivayet edilen İbn-i Ömer
mütabeat, mütabeat-ı kasıra olmuştur.
hadisinin mütabeat-ı tamme ve mütabeat-ı
kasıra'ya nasıl misal olduğunu
2. Şahid açıklamıştık.

Nurettin Itır, Menhecun-Nakd Araştırma ve inceleme sonucu aynı hadisin


İbn-i Abbas tarikiyle de aynı lafız ve
‫مروي عن صحابي آخر يشابه الحديث الذي‬ ُّ ‫فهو الحديث‬
manayla rivayet edildiği tespit edilmiştir.
‫يُظَ ُّن تفر ُده سوا ٌء شابهه في اللفظ واملعنى او في املعنى‬ Lafız ve mana aynı olup sahabe farklı
‫فقط‬.
oldukları için İbn-i Abbas'ın hadisi İbn-i
Ömer'in hadisine şahittir.

Mahmud Tahhan, Teysîr


‫هو الحديث الذي يشارك فيه رواته رواة الحديث الفرد‬ NOT: Buraya kadar zikrettiklerimiz

لفظا ومعنا او معنى فقط مع االختالف في صحابي‬ mütabi ve şahid hakkında cumhurun
benimsediği görüştür. Bu ilk tari n yanı
sıra bazı alimler mütabi ve şahidi şöyle
İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar tarif etmişlerdir;
‫نت يُر ٰوى من حديث صحابي آخر يّشبهه في‬ ِ ‫وإن ُو‬
ٌ ‫جد م‬
‫اللفظ واملعنى او في املعنى فقط فهو الشاهد‬.
Mütabi/Tabi: Ferd veya garip olduğu
zannedilen bir hadis ile sahabe bir olsun
Ferd veya garib olduğu zannedilen bir veya olmasın lafız bakımından eşit olan
hadis ile hem lafız hem de mana hadise denir.

bakımından veya sadece mana


bakımından aynı olup farklı bir sahabe ile Şahid:Ferd veya garip olduğu zannedilen
rivayet edilen hadise denir.
bir hadis ile sahabe bir olsun veya olmasın
Misal;
mana bakımından eşit olan hadise denir.

َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬


‫س َّل َم‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ول‬ ُ ‫عن أَبَي ه َُريْ َرةَ يَ ُق‬ İbn-i Hacer, bazen mütabiin şahid
‫سج ِ ِد فَ ْل َي ُق ْل َال َر َّدهَا‬ ْ َ ‫ضا َّل ًة ِفي ْامل‬ َ ‫ش ُد‬ ُ ْ ‫س ِمعَ َر ُج ًال َين‬ َ ‫" َم ْن‬ yerine şahidin de mütabi yerine
‫نب لِ َهذَا‬َ ْ ‫ج َد َل ْم ُت‬ ِ ‫سا‬ َ َ ‫ َف ِإ َّن ْامل‬،‫" اهللَُّ َع َليْ َك‬.
kullanıldığını söylemiş ve şunu
eklemiştir;
.‫وقد تطلق املتابعة على الشاهد وبالعكس واالمر فيه سهل‬
،‫ت‬ َ ‫ " َال َو َج ْد‬: ‫س َّل َم‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬
َ ُّ‫ال الن َّ ِبي‬
َ ‫عن بريدة َق‬
‫ج ُد ِملَا بُ ِنيَتْ َل ُه‬
ِ ‫سا‬ ِ َ‫" إِ َّن َما بُ ِني‬.
‫وهذا الن املقصود بكل منهما هو التقوية وهو حاصل بكل‬
َ َ ‫ت ْامل‬
‫منهما سواء سمي متابعة او شاهدا‬.

Burada sahabe Büreyde tarafından rivayet


edilen ikinci hadis Ebu Hüreyre tarafından ZİYADATÜS-SİKAT
rivayet edilen birinci hadise şahidtir. Çünkü
birinci hadis ile ikinci hadis lafız S: Ziyadatüs-sikat ne demektir?
bakımından olmasa da mana bakımından
C: Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli
aynı olup farklı sahabeler tarafından rivayet
eserinde şöyle tarif etmiştir;
edilmişlerdir.

‫هي ما يتفرد به الثقة في رواية الحديث من لفظة أو جملة‬



في السند أو في املنت‬
S: Şahid, mütabeat-ı tamme ve
mütabeat-ı kasıra'nın üçü de aynı anda
tek hadiste bulunabilir mi? Said el-Hînn, el-Îdâh

Süleyman Bür 79 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
‫يروي ثيقتان او اكثر حديثا واحدا وفي رواية‬
َ ‫هي ان‬ 2. Eğer bu ziyade, diğer hadislerin
‫احدهما زيادة ال يرويها االخر او يروي الثقة الواحد‬ manasına muhalif ise kabul edilmez ve
‫حديثا مرتني وتقع في احدى الرواية زيادة ليست في‬ o hadis şazz hükmünü alır.

االخرى‬
3. Sika ravinin rivayetinde bulunan
ziyadenin, hadisin ziyadesiz haline
İki veya daha fazla sikanın bir hadis rivayet
müvafık ve muhalif olma konusunda
edip birinin rivayetinde olmayıp ötekinde
olan fazlalığa denir. Aynı şekilde tek bir tereddüt etmesi...
sikanın bir hadisi iki defa rivayet etmesi ve İbn-u's-Salah üçüncü maddenin kabulü
rivayetlerin birinde olmayıp ötekinde var veya reddi ile alakalı bir şey söylememiştir.
olan fazlalıktır. Bu fazlalık bir lafız veya bir Ancak İmam Nevevi bu üçüncü kısmın da
cümle olabileceği gibi söz konusu fazlalık makbul olduğunu söylemiştir.

metin veya senette bulunabilir.

Mezhep imamlarından imam Şa î ve İmam


S: Metindeki ziyadatın hükmü nedir? Bu Mâlik bu üçüncü maddede belirtilen
ziyadatlar kabul mü edilir red mi edilir? ziyadeyi, hadisin aslına muhalif olmayıp
ikisi arasında cem' yapılabileceği
C: İbn-u's-Salah kabul ve red yönünden
gerekçesiyle kabul etmişlerdir.

ziyadatı üçe ayırmıştır;

Ebu Hanife'ye göre ise buradaki ziyade,


1. Eğer söz konusu fazlalık, bu fazlalığı kendisinde ziyade olmayan diğer hadislere
içermeyen diğer hadislerin manasına binaen verilmiş hükmün değiştirilmesine
muhalif değil ise ister o fazlalık yeni bir yol açabilecek bir ziyadedir. Hükmün
hüküm bildirsin ister bildirmesin kabul tağyîrine yol açabilecek her türlü fazlalık
edilir. ise muhalif fazlalıktır. Muhalif olan ziyade
ise merduttur.

Misal;

‫ َع ْن زَيْ ِد بْ ِن َعبْ ِد اهللَِّ بْ ِن‬، ٍ‫افع‬ ِ َ‫ َع ْن ن‬، ‫س‬ ٍ َ‫َح َّدثَ ِني َمالِ ُك بْ ُن أَن‬ Misal:

‫الص ِّدي ِق‬ ِّ ‫الر ْح َم ِن بْ ِن أ َ ِبي بَ ْك ٍر‬ ِ ِ ً ‫سج ِ ًدا َوطَ ُه‬
‫ورا‬ ْ ‫ض َم‬ ْ َ‫ َو ُج ِع َلتْ لِي‬...

ُ ‫األ َ ْر‬
َّ ‫ َع ْن َعبْد اهللَِّ بْ ِن َعبْد‬، ‫ُع َم َر‬
‫ول‬ َ ‫س‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬
ُ ‫ أ َ َّن َر‬،‫س َّل َم‬ َ ِّ‫س َل َم َة زَ ْوج ِ الن َّ ِبي‬َ ‫َع ْن أ ُ ِّم‬ Bu hadis Ebu Hüreyre ve Câbir gibi birçok
‫اء‬ِ َ‫ب ِفي إِن‬ ْ َ‫ " ا َّل ِذي ي‬: ‫ال‬
ُ ‫ش َر‬ َ ‫س َّل َم َق‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫اهلل‬ sahabe tarafından rivayet edilmiştir.

ِِ ِ ِ ‫ض ِة إِنَّ َما يُ َجر‬ َّ ‫


" ا ْل ِف‬
‫ار َج َهن َّ َم‬ َ َ‫ج ُر في بَطْنه ن‬ ْ
Aynı hadis Huzeyfe el-Yemânî tarafından
farklı bir şekilde rivayet edilmiştir;

Bu hadis birçok sika tarafından aynı lafız


" : ‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ال َر‬َ ‫ َق‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫َع ْن ُحذَيْفَ َة‬
ile rivayet edilmiştir. Ancak yine sika olan
‫وف‬ ِ ُ‫صف‬ ُ ‫صفُوفُنَا َك‬ ُ ْ‫ ُج ِع َلت‬: ‫ث‬ ٍ ‫اس ِبث َ َال‬ ِ َّ ‫ض ْلنَا َع َلى الن‬ ِّ ُ‫ف‬
Ali bin Mushir diğer rivayetlerde olmayan
‫ أكل‬ve ‫ ذهب‬ziyadelerini de ekleyerek şu ‫ َو ُج ِع َلتْ تُ ْربَت ُ َها‬،‫سج ِ ًدا‬ ْ ‫ض ُك ُّل َها َم‬ ْ ‫ َو ُج ِع َلتْ َلنَا‬،‫ْامل َ َال ِئ َك ِة‬
ُ ‫األ َ ْر‬
şekilde rivayet etmiştir;
‫ورا إِذَا َل ْم نَج ِ ِد ْاملَا َء‬ ً ‫" َلنَا طَ ُه‬.

‫الذي ياكل ويشرب في آنية الذهب والفضة‬....


Buradaki fazlalık bir yönden önceki hadise
muhalifmiş gibi görünmektedir. Çünkü
İşte buradaki fazlalık, hadisin kendisinde birinci hadiste yeryüzünün tamamı temiz
ziyadenin bulunmadığı diğer vecihlerine sayılmışken ikinci hadiste bu durum
muhalif olmadığı için kabul edilir ve sadece toprağa tahsis edilmektedir. Bu da
kendisiyle amel edilir.
ikinci hadiste bulunan ziyadenin muhalif
olduğu vehmini uyandırmaktadır.

Süleyman Bür 80 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Öte yandan buradaki fazlalık önceki fakihler ve usulcülerin cumhuru senette
hadise muvafık görülmektedir. Çünkü meydana gelen ziyadeyi kabul
aralarını cem etmek mümkündür.
etmektedirler.

Müctehidler bu üçüncü maddede yer alan *Hadis ehlinin çoğunluğuna göre ise
ziyadenin makbul olup olmamasına göre mürsel ve mevkuf olan kabul edilir. Yani
hadisten fıkhi hükümler çıkarmışlardır.
ziyade kabul edilmez.

Hane ler hadiste yer alan ziyadeyi kabul MUAN'AN- MÜENNEN


etmediklerinden fazlalığın olmadığı hadise
göre hüküm vermiş ve taş olsun toprak
a. Muan'an hadis
olsun yeryüzünün tamamından teyemmüm
Muan'an, ‫ َعن ْ َع َن‬ilinin ismi mefulu olup
alınabileceğini söylemişlerdir.

‫ أخبَ َرني‬,‫ ح ّدثَني‬,‫ سمعت‬gibi tahdîs, ihbar ve


Şa iler ise hadiste yer alan ziyadeyi kabul sema' lafızlarından birini kullanmadan
edip bunun hadisin aslına muhalif sadece ‫ عن فالن عن فالن‬şeklinde devam eden
olmadığını bilakis âmmı tahsis ve mutlakı bir sened ile rivayet edilen hadistir. Rivayet
yakyid babından olduğunu söyleyerek edilen bu hadise muan'an, bu şekilde
yeryüzünde sadece topraktan teyemmüm rivayet eden raviye ise muan'in denir.

etmenin caiz olduğunu söylemişler.

Misal;

S: Ziyadat nerede meydana gelebilir? ‫ َح َّدثَنَا ُم َعا ِو َي ُة ْب ُن‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫ش ْيبَ َة‬ َ ‫َح َّدثَنَا ُعث ْ َما ُن ْب ُن أ َ ِبي‬
C: Ziyadat senette de metinde meydana ‫ َع ْن‬، ‫سا َم َة بْ ِن زَيْ ٍد‬ َ ُ ‫ َع ْن أ‬، ‫س ْفيَا ُن‬ ُ ‫ َح َّد َثنَا‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ٍ ‫شام‬ َ ‫ِه‬
gelebilir.
‫ال‬ َ ‫ َق‬: ْ‫ َقا َلت‬، ‫ش َة‬ ِ ‫ َع ْن َع‬، َ‫ َع ْن ُعر َوة‬، َ‫ُعث ْ َما َن بْ ِن ُعر َوة‬
َ ‫ائ‬ ْ ْ
ِ
‫ " إِ َّن اهللََّ َو َم َالئ َكت َ ُه‬: ‫س َّل َم‬ ِ
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْيه َو‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ُ ‫س‬ ُ ‫َر‬
S: ez-Ziyadetu 's-sened ne demektir? ِ ‫الص ُف‬ ِ َ‫ص ُّلو َن َع َلى َمي‬
‫وف‬ ُّ ‫ام ِن‬ َ ُ‫
" ي‬
C: Bazı sika raviler tarafından Mürsel
olarak rivayet edilen bir hadisin diğer bazı
sika raviler tarafından muttasıl olarak S: Senedinde sadece bir defa ‫ عن‬ifadesi
rivayet edilmesidir.
geçen hadis bu muan'an olur mu?
Aynı şekilde bazı sika raviler tarafından C: Evet. Yukarıdaki hadisin senedinde
mevkuf olarak rivayet edilen hadisin diğer görüldüğü üzere sadece bir defa ‫عن‬
bazı sika raviler tarafından merfu olarak ifadesinin geçmesi ile hadis muan'an olur.
rivayet edilmesidir.
Senedinin bazı yerlerinde ‫ أخبرني‬ve ‫ح ّدثَني‬
Yani ez-Ziyadetu 's-sened sadece lafızları geçmiş olsa bile durum değişmez.

mürselin mevsul, mevkufun merfu şeklinde


rivayetiyle olur.

S: Senetlerle geçen ‫ عن‬ifadesi ne


Bazı muhaddislere göre aslında bu durum
Ziyadatüs-sikat'ın değil, el-mezîd anlama gelmektedir?
muttasıli'l-esanid'in konusudur.
C: Hadislerin ilk rivayet edildikleri
dönemde ‫ عن‬ifadesi sema'a delâlet
S: ez-Ziyadetu 's-sened'in hükmü etmekteydi. Rivayet edilen bir hadisin
nedir? içerisinde ‫ عن‬ifadesi geçtiğinde bu
C: bu konuda iki görüş vardır; herhangi bir ihtilafa sebep olmaksızın
kabul edilirdi. İmam Şa î kendisinden
önceki dönemlerde bu sîganın “semâ”
*Fakihler ve usülcülerin cumhuruna göre anlamı dışında pek kullanılmadığını, ancak
mevsul ve merfu olanı kabul edilir. Yani kendi devrinde ortaya çıkan müdellis bazı

Süleyman Bür 81 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
râvilerin buna farklı anlamlar yüklediğini içinde olduğunu iddia ettiğini nakletmiştir.
söylemiştir. Bu da hicri II. asırda an'ane ile (Tedrîburrâvi, s. 329)

ilgili tartışmaların başladığını


göstermektedir.
Not: İmam Müslim bin Haccac Sahih'inin
Mukaddimesinde muan'an hadisin
S: Muan'an hadisin hükmü nedir? muttasıl hükmünde olabilmesi için muan'in
Muan'an hadis muttasıl hadis sınıfına ravi ile şeyhi arasında sadece muâsaratın
mı, yoksa munkatı hadis sınıfına mı olmasını yeterli olacağını belirtmiştir.
girmektedir? Müslim'e göre eğer muan'in ravi müdellis
değilse ve şeyhi ile aynı dönemde yaşamış
C: Bu konuda alimler iki görüş beyan
olup karşılaşma ihtimalleri varsa bu
etmişlerdir;
durumda o ravinin şeyhi ile karşılaştığına
hükmedilir ve muan'an olan o hadis
1. Muan'an hadis muttasıl olduğu muttasıl sayılır.

kesinleşinceye kadar ilk etapta munkatı Alimler Müslim'in bu görüşünü reddetmiş


hadis sınıfından sayılır. Bu birinci görüş ve Buhari'nin görüşünü benimsemişlerdir.
muteber bir görüş değildir.
Nitekim Buhari'nin Müslim'e olan üstün
yönlerinden bir tanesi de budur.

2. Muan'an hadis bazı şartları taşıması


durumunda muttasıl hadis sınıfındandır. b. Müennen hadis
Bu görüş muhaddislerin fukahanın ve Müennen hadis, tahdîs, ihbar ve sema'
usulcülerin çoğunluğunun kabul ettiği ve lafızlarından birini kullanmadan sadece ‫أ َّن‬
sahih olan görüştür.
‫ فالنا قال‬şeklinde devam eden bir sened ile
Bu görüşü benimseyen alimlerin rivayet edilen hadistir.

muan'an hadisin muttasıl sayılabilmesi


Müennen hadis hüküm ve şartlar itibariyle
için ileri sürdükleri şartla şunlardır; muan'an hadis ile aynıdır.

*Ahmed b. Hanbel, Ali b. Medînî, Buhârî,


Ebû Zür‘a er-Râzî ve Ebû Hâtim er-Râzî
S: Müennen hadis her zaman muttasıl
başta olmak üzere III. (IX.) yüzyıl
muhaddislerinin çoğuna göre
mı olur?
C: Müennen hadis cumhura göre tedlisin
1. ‫عدم التدليس‬
olmaması ve lika'ın sabit olması şartıyla
Muan'in yani hadisi an'ane illa rivayet eden muttasıl olur. Ancak bazı durumlarda
ravinin müdellis olmaması,
müennen bir hadis mürsel veya munkatı
da olabilir. Konunun daha iyi anlaşılması
2.‫ثبوت ال ِّلقاء‬ için bu durumu maddeler halinde şöyle
sıralayabiliriz;

Hadisi an'ane ile rivayet eden ravi'nin


kendi şeyhi ile karşılaşmış olması, diğer bir
ifade ile lika'ın sabit olması.
- Bir sahabi ‫ أ َّن فالنا‬diyerek başka bir
sahabe ile hazreti peygamber arasında
Muan'an bir hadis bu iki şartı taşıdığı geçen bir ili veya kavli aktarıyorsa, eğer
takdirde senedinde geçen ‫ عن‬ifadesi aksi aktardığı bu il veya kavle şahit olmuşsa
bu müennen hadis muttasıl olur.
isbat edilmedikçe sema'a delâlet eder ve
Makbuldür.

hadis muttasıl sayılır.

Hatta İbn-u's-Salah Mukaddimesinde Ebu


Amr ed-Dânî'nin muan'an hadislerin - Eğer o sahabe, başka sahabeden
muttasıl sayıldıklarına dair ümmetin icma aktardığı o il veya kavle şahit olmamışsa

Süleyman Bür 82 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
bu mürselü's-sahabe olur. Sahabenin 1. ‫
املسلسل باحوال الرواة القولية‬
mürseli de makbuldür.
2. ‫
املسلسل باحوال الرواة الفعلية‬
3. ‫
املسلسل باحوال الرواة القولية والفعلية م ًعا‬
- Eğer tabiinden biri hazreti peygamber ile
sahabe arasında cereyan eden bir il veya
kavli aktarıyorsa bu munkatı olur.

B. ‫املسلسل بصفات الرواة‬


- Eğer tabiinden biri sahabenin yaşadığı bir
kıssayı veya ili ‫ أن فالنا قال‬diyerek 1. ‫
املسلسل بصفات الرواة القولية‬
sahabeye isnad ederek aktarıyorsa, tabiin
2. ‫
املسلسل بصفات الرواة الفعلية‬
ister o kıssaya bizzat şahit olsun ister
olmasın bu hadis muttasıldır. Eğer
sahabeye isnat etmiyorsa munkatı olur.
C. ‫املسلسل بصفات الرواية‬

MÜSELSEL HADİS 1. ‫
املسلسل بصيغ االداء‬
2. ‫
املسلسل بزمان الرواية‬
S: Müselsel hadis nedir?
3. ‫
املسلسل بمكان الرواية‬
C:

İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar


ِ ‫وإن اتَّفق الرواة في‬ Birçok hadis usulü eserinde görülen
‫صيَغ االداء او غيرها من الحاالت‬ ُ şema bu şekildedir.

فهو املسلسل‬

A. ‫املسلسل باحوال الرواة‬

İmam Nevevi, Takrîb


1. ‫املسلسل باحوال الرواة القولية‬
‫وهو ما تتابع رجال اسناده على صفة أو حالة للرواة تارة‬
Hadisi rivayet eden ravilerin hepsinin veya

وللرواية اخرى‬
bazılarının aynı ifadeyi kullanma
konusunda teselsül etmeleridir.

Said el-Hînn, el-Îdâh


‫وهو ما توارد فيه الرواة كلهم واحدا فواحدا على صفة‬ Misal:


واحدة او حالة واحدة للرواة او الرواية‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
‫س َّل َم‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ َ ‫س‬ ِ ‫َع ْن ُم َع‬
ُ ‫ أ َ َّن َر‬، ‫اذ بْ ِن َجبَ ٍل‬
‫ َواهللَِّ إِ ِّني‬،‫حبُّ َك‬ ِ ُ ‫ َواهللَِّ إِ ِّني َأل‬،ُ‫ " يَا ُم َعاذ‬: ‫ال‬ َ ‫خذَ ِبيده َو َق‬ َ َ‫أ‬
Senetteki bütün ravilerin veya bazı ravilerin ‫ َال تَ َد َع َّن ِفي ُد ُب ِر ُك ِّل‬،ُ‫يك َيا ُم َعاذ‬ َ ‫وص‬ ِ ُ ‫ " أ‬: ‫ال‬ َ ‫ فَ َق‬." ‫حبُّ َك‬ ِ ُ ‫َأل‬
aynı sıfat veya hal üzere rivayet ettikleri ‫س ِن‬ ُ ‫ ال َّل ُه َّم أ َ ِعنِّي َع َلى ِذ ْك ِر َك َو‬: ‫ول‬
ْ ‫ش ْك ِر َك َو ُح‬ ُ ‫ص َال ٍة تَ ُق‬
َ
veyahut rivayetin kendisinin sıfat üzere ‫
" ِعبَا َد ِت َك‬
geldiği hadistir. Bu şekilde yapılan rivayete
teselsül, rivayet edene müselsil, rivayet
edilen hadise ise müselsel denilir.
Bu hadis-i şerif'te Hz peygamber Muaz bin
ِ ُ ‫ َواهللَِّ إِنِّي َأل‬dedikten sonra
Cebel'e ‫حبُّ َك‬
S: Müselsel hadis çeşitleri nelerdir? tavsiye ettiği zikri söylemiştir. Ondan sonra
gelen bütün raviler de hadiste geçen zikri
C: Yukarıdaki tariften yola çıkarak
söylemeden evvel hadisi aktaracağı raviye
müselsel hadisi şöyle kısımlandırabiliriz;
ِ ُ ‫ َواهللَِّ إِنِّي َأل‬sözünü söylemişlerdir.

‫حبُّ َك‬

A. ‫املسلسل باحوال الرواة‬

2. ‫املسلسل باحوال الرواة الفعلية‬

Süleyman Bür 83 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
Hadisi rivayet eden ravilerin hepsinin veya raviler ‫ فقرأها فالن هكذا‬demek sureti ile
bazılarının aynı hareketi yaparak hadisi hadiste geçen süreyi okumuşlardır.

rivayet etmeleridir.

2. ‫املسلسل بصفات الرواة الفعلية‬


Misal:

Bu kısma bir hadisin senet zinciri


ِ ْ‫س‬
‫ني‬ َ ‫الح‬ ُ ‫»شبَّ َك ِب َي ِدي أ َ ْح َم ُد ْب ُن‬ َ :‫ما رواه الحاكم قال‬
içerisinde yer alan ravilerin hepsinin veya
‫شبَّ َك ِبيَ ِدي أَبُو ُع َم َر َعبْ ُد ال َع ِزي ِز بْ ُن ُع َم َر بْ ِن‬ َ :‫ال‬ َ ‫ َو َق‬،ُ‫امل ُ ْق ِرئ‬ bir kısmının

‫شبَّ َك ِبيَ ِدي‬ َ :‫ال‬ َ ‫ َو َق‬،ُّ‫اني‬ ِ ‫الصن ْ َع‬ َّ ‫ود‬ ِ ‫الشر‬


ُ َّ ‫س ِن بْ ِن بَ ْك ِر بْ ِن‬ َ ‫الح‬
َ *aynı ismi taşıması (‫باملحمدين‬
َّ ‫
)مسلسل‬
ِ
‫شبَّ َك ِبيَدي إِبْ َراهي ُم بْ ُن‬ِ َ :‫ال‬ ِ
َ ‫ َو َق‬،‫شبَّ َك ِبيَدي أ َ ِبي‬ َ :‫ال‬ َ ‫ َو َق‬،‫أ َ ِبي‬ *hepsinin fakih olması (‫مسلسل بالفقهاء او‬
،ٍ ‫س َليْم‬ ُ ‫صفْ َوا ُن بْ ُن‬ َ ‫شبَّ َك ِبيَ ِدي‬ َ :‫اهي ُم‬ ِ ‫ال إِبْر‬
َ َ ‫ َو َق‬،‫أ َ ِبي يَ ْحيَى‬ ‫
)الحفاظ‬
‫ال‬ َ ‫ َو َق‬،‫صا ِر ُّي‬ َ ‫ال ٍد األ َ ْن‬ ِ ‫خ‬َ ‫وب ْب ُن‬ ُ ‫شبَّ َك ِب َي ِدي أ َ ُّي‬ َ :ُ‫ص ْف َوان‬ َ ‫ال‬ َ ‫َو َق‬
*hepsinin aynı nisbeye sahip
‫شبَّ َك‬ َ :َِّ‫ال َعبْ ُد اهلل‬ َ ‫ َو َق‬،ٍ‫افع‬ ِ ‫شبَّ َك ِبيَ ِدي َعبْ ُد اهللَِّ بْ ُن ر‬ َ :‫وب‬ ُ ُّ‫أَي‬
َ olmaları(‫ )مسلسل باملصريني بالدمشقيني‬gibi
ِ ‫اسم‬ ِ ‫شبَّ َك ِبيَ ِدي أَبُو ا ْل َق‬ َ :َ‫ال أَبُو ه َُريْ َرة‬ َ ‫ َو َق‬،َ‫ِبيَ ِدي أَبُو ه َُريْ َرة‬ durumları örnek olarak gösterebiliriz.

‫ض َي ْو َم‬ َ ‫خ َلقَ اهللَُّ األ َ ْر‬ َ » :‫ال‬ َ ‫ َو َق‬،‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللُ َع َل ْي ِه َو‬ َ
ِ
َ‫ َوامل َ ْك ُروه‬،‫الش َج َر يَ ْو َم االثْن َ ْني‬ ِ
َّ ‫ َو‬،‫ال يَ ْو َم األ َ َحد‬ َ َ‫ َوالجِب‬, ‫ت‬ ِ ْ‫السب‬
َّ C. ‫املسلسل بصفات الرواية‬
‫يس‬ ِ ‫خ ِم‬ َ ‫اب يَ ْو َم ا ْل‬ َّ ‫ َوال َّد َو‬،‫اء‬ ِ ‫ َوالنُّور يَ ْو َم األَر ِب َع‬،‫اء‬ ِ َ‫يَ ْو َم الثُّالَث‬
ْ َ
‫الج ُم َع ِة‬ُ ‫
» َوآ َد َم َي ْو َم‬ 1. ‫املسلسل بصيغ االداء‬
Hadisin senedinde yer alan ravilerin
tamamının veya bir kısmının ‫ ح ّدثَني‬veya
3. ‫املسلسل باحوال الرواة القولية والفعلية معا‬ ‫ أخبَ َرني‬diyerek hadisi rivayet etmeleridir.

Hadisi rivayet eden ravilerin hepsinin veya


bazılarının aynı ifadeyi ve ili kullanma 2. ‫املسلسل بزمان الرواية‬
konusunda teselsül etmeleridir

Hadisin senedinde yer alan ravilerin


tamamının veya bir kısmının hadisi aynı
Misal:
gün mesela bayram günü rivayet
‫عن انس ان قال رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم "ال يَجِد‬ etmeleridir.

‫ ُح ْل ِوه‬،‫العب ُد حالوة االيمان حتى يؤمن بالقدر خيره وشره‬


‫لحيته وقال آمنت بالقدر خيره‬ ِ ‫و ُم ِّره وقبض رسول اهلل على‬ 3. ‫املسلسل بمكان الرواية‬
ِّ ‫وشره ح ْلوه‬.

‫ومره‬ Hadisin senedinde yer alan ravilerin


Bu hadisi rivayet eden her ravi hem tamamının veya bir kısmının hadisi aynı
sakalını tutma hem de
yerde rivayet etmeleridir.

ِّ ‫
آمنت بالقدر خيره وشره ح ْلوه‬
‫ومره‬
deme konusunda teselsül etmişlerdir.
S: Teselsülün ne tür bir faydası vardır?
C: Bir hadiste teselsülün olması o
hadisteki ravilerin zabt konusunda sağlam
B. ‫املسلسل بصفات الرواة‬
olduklarını gösterir. Ancak bu durum
1. ‫املسلسل بصفات الرواة القولية‬ senette yer alan ravilerin sika olması
Ravilerin kavli sıfatları ile kavli hallerinin durumundadır. Çünkü içinde teselsül
aynı şeyi ifade ettiği birçok hadis alimi bulunan senetlerde genelde zayıf ravilere
tarafından dile getirilmektedir. Hafız Îrâkî rastlanmaktadır.

bunların başında gelmektedir.

Müselsel hadisin bu kısmına hadislerde S: Müselsel hadisin hükmü nedir?


geçen sure okumalarını örnek C: Müselsel hadis zayıf veya hasen olabilir.
gösterebiliriz. Zira hadisi rivayet eden Şartları taşıması durumda sahih de olabilir.

Süleyman Bür 84 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
Nitekim müselsel hadisler arasında en de âlî İsnad beşe ayrılmaktadır. Mesela el-
sahih olanı hafız mertebesine yükselmiş Îdâh mutlak ve nisbî şeklinde ikiye ayırıp
raviler tarafından rivayet edilen müselsel uluvvu nisbî'yi 4 farklı madde olarak ele
hadistir.
alarak şöyle bir tablo çizmiştir:

Misal:


مالك عن نافع عن ابن عمر‬ Âlî İsnad beşe ayrılır;
1. ‫العلو املطلق‬
S: Bir hadisin müselsel olabilmesi için 2. ‫القرب من امام من ائمهدة الحديث‬
teselsülün senedin başından sonuna
3. ‫العلو بالنسبة الى رواية احد الكتب الستة‬
kadar devam etmesi zorunlu mudur?
*‫
املوافقة‬
C: Böyle bir zorunluluk yoktur. Teselsül
bazen senedin ortasında bazen sonlarında *‫
البدل‬
kesilebilir. Bu durumda ‫هذا مسلسل الى فالن‬ * ‫
املساواة‬
denir.
*‫املصاحفة‬
4. ‫العلو بتقدم وفاة الراوي‬
ÂLÎ İSNAD-NÂZİL İSNAD
5. ‫العلو بتقدم السماع من الشيخ‬
S: Âlî isnad nedir?
ِ
C: ‫رواته‬ َّ ‫
هو الذي‬
‫قل عد ُد‬ Son 4 maddeye ‫سبي‬
ْ ِّ ‫ العل ُّو الن‬denilmiştir.

Sened zincirinde yer alan ravilerin sayısının Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli
aynı hadisi aktaran başka senetlerdeki eserinde ilk 3 maddeye ‫ العلو باملسافة‬son
rical sayısıns nispeten daha az olduğu iki maddeye ‫ العلوُّ الصفة‬suretiyle bu 5
senetlere denir. Bir hadisin senedinin âlî
maddeyi iki ana başlık altında ele
olabilmesi için belli bir sayı yoktur. Şayet
almıştır.
elimizde senet zincirinde 6 ravi bulunan bir
hadis varsa aynı hadis, senedinde sadece
4 ravinin bulunduğu bir tarik ile rivayet 1. ‫العلوُّ املطلق‬
edilmişse Bu ikinci sened âlî olur. Âlî olan Kısaca söylemek gerekirse hadisleri
sened nâzil olana tercih edilir. Çünkü âlî eserinde toplayan müellif ile Hz
olan sened sahih bir hadiste bulunması peygamber arasındaki ravi sayısının
gereken şartları taşıdığı ölçüde değer azlığıdır. Mesela İmam Buhari Sahih'inde
kazanır ve nâzil olana tercih edilir. Şayet yer alan 22 hadiste kendisiyle hazreti
sahih hadisin şartlarından bir tanesi peygamber arasında sadece 3 kişi
eksikse sahih hadis şartlarını taşıyan nâzil girmiştir. Sülasiyyat ( ‫ ) ثالثيات‬denilen bu âlî
hadis tercih edilir. Nitekim tarihte çok geç isnatlar bazı alimler tarafından müstakil bir
yaşamış olmakla beraber senedi âli kılmak eserlerde toplanmışlardır.

maksadıyla sahabeden hadis aldığını


İmam Buhari'nin Sahih'inde yer hadislerin
söyleyen yalancılar olmuştur. Bunların
senetlerindeki ravi sayısı bazen 9'a kadar
yalancı oldukları bilindiği için rivayet
çıkmıştır. Sonraki dönemlerde gelen
ettikleri hadisler âli bir isnada sahip olsa
alimler ile Hz peygamber arasındaki Ravi
bile makbul değildir.

sayısı doğal olarak artmıştır. Mesela imam


Suyûtî'nin kendine ait senetlerle Hz
S: Âlî isnad kaça ayrılır? peygamber'e dayandırdığı hadislerin senet
C: Günümüz hadis usulü eserleri, alî isnadı zincirindeki ravi sayısı en az 12 dir. Her ne
birbirinden farklı şekillerde tasnif kadar bu sayı çok görünse de Suyûtî'nin
etmişlerdir. Yapılan bu tasni erin hepsinde

Süleyman Bür 85 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
rivayet ettiği diğer senetlere nispeten âli Buhari'yi terk edip hocası olan Kuteybe'ye
senet konumundadır.
ulaşmak suretiyle rivayet ediyor. İbn-i
Hacer ile Hz peygamber arasında 7 ravi
Alimler uluvvu mutlak'a oldukça önem vardır. Şayet İbn-i Hacer Buhari'yi terk
vermiş ve bu alanda
etmeyip onun tarikiyle rivayet etmiş
olsaydı araya Buhari'de gireceği için ravi
‫ ثالثيات املسند‬، ‫
ثالثيات البخاري‬
sayısı 8'e çıkmış olurdu. İşte burada
gibi eserler ortaya koymuşlardır.
Buhari'yi terk edip onun şeyhine ulaşmaya
Muvafakat denir.

Misal:

، ‫ َح َّدثَنَا َي ِزي ُد ْب ُن أ َ ِبي ُعبَ ْي ٍد‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫اهي َم‬ ِ ‫َح َّدثَنَا َم ِّكيُّ ْب ُن إِ ْبر‬
َ *‫البدل‬
‫ول‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْه َو‬
ُ ‫س َّل َم يَ ُق‬ ِ َ َّ‫سم ْعتُ الن َّ ِبي‬ ِ َ : ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫س َل َم َة‬
َ ‫َع ْن‬ Müelli n rivayet ettiği hadisin aynısını
‫ " َم ْن يَ ُق ْل َع َليَّ َما َل ْم أ َ ُق ْل فَ ْليَتَبَ َّوأ ْ َم ْق َع َدهُ ِم َن النَّا ِر‬: ".
başka bir senetle müelli n şeyhinin şeyine
Bu hadiste Buhari ile Hz peygamber ulaşarak rivayet etmektir.

arasında sadece 3 kişi vardır.


Misal:

Yukarıdaki misalin aynısından şayet İbn-i


2. ‫القرب من امام من ا َ ِئمَّ ة الحديث‬ Hacer Buhari'nin şeyhi olan Kuteybe'ye
değil de şeyhinin şeyhi olan Malik'e
Sahih olmak şartıyla A‘meş, Evzâî ve Mâlik
ulaşsaydı bu bedel olurdu.

gibi hadis imamlarından birine az sayıda


ravi ile ulaşan isnada denir. Bu imamlar ile
Hz peygamber arasındaki ravi sayısı fazla
olsa bile durum değişmez. Bu sened yine * ‫املساواة‬
âlî kabul edilir.
Müelli n rivayet ettiği hadisin aynısını
rivayet edip müellif ile aynı sayıda ravi
3. ‫العلو بالنسبة الى رواية احد الكتب الستة‬ vasıtasıyla Hazreti peygambere veya bir
sahabeye ulaşmaktır.

Bir ravi ile herhangi bir hadis imamı kitabı


arasındaki ravi sayısının azlığına denir. Misal:

Mesela İmam Buhari'den 200 yıl sonra Söz gelimi Nesâî bir hadisi 11 ravi
yaşamış birinin rivayet ettiği hadisi İmam vasıtasıyla Hz peygambere ulaşarak
Buhari'ye dayandırması gibi. Şayet o ravi rivayet etse, İbn-i Hacer de aynı hadisi
ile imam Buhari arasındaki senet zincirinde başka bir senetle arada 11 tane ravi var
yer alan ravi sayısı az ise bu da âli İsnad olacak şekilde Hazreti peygambere
olur. Bunun 4 çeşidi vardır.
dayandırarak rivayet ederse buna müsâvât
denir.

*‫املوافقة‬
*‫املصاحفة‬
Kutubi sitte müelli erinden birinin rivayet
ettiği bir hadisin aynısını başka bir senetle Ravinin, bir müelli n rivayet ettiği hadisin
müelli terk edip onun hocasına ulaşarak aynısını bir başka senetle ve kendi
rivayet etmektir.
şeyhinden sonrası itibariyle aynı sayıda
Misal:
ravi ile rivayet etmesidir. Yukarıda müsâvât
için verdiğimiz örneğin aynısını buraya
_Hz peygamber

uyarlayacak olursak, söz gelimi Nesâî bir


_İmam Malik

hadisi 11 ravi vasıtasıyla Hz peygambere


_Kuteybe
ulaşarak rivayet etse, İbn-i Hacer de aynı
_Buhari
hadisi başka bir senetle ancak kendi
Senedi bu şekilde aşağı inen bir hadisi şeyhinden sonrası itibariyle Nesâî ile aynı
İbn-i Hacer kendi senedi ile yukarıda

Süleyman Bür 86 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fl
fi
sayıda ravi i ile Hz peygambere ulaşırsa birinci senedin daha sağlıklı olduğu ortaya
buna musafaha denir.
konur.

4. ‫العلوم بتقدم وفاة الراوي‬ S: Nâzil isnad nedir?


Ravi sayısı aynı olan iki farklı senetle ِ
C: ‫رواته‬ ‫
هو الذي كثر عد ُد‬
müellife ulaşırken senetlerden birindeki
ravinin diğer senetteki raviden daha önce S: Nazil isnadın kaç çeşidi vardır?
vefat etmiş olmasıdır. Bu durumda her iki
C: Nazil isnadın da tıpkı âli İsnad gibi beş
senette de ravi sayısı aynı olsa bile daha
çeşidi vardır. âlî isnatta saydığımız beş
erken vefat eden ravinin bulunduğu senet
maddenin zıttı nâzil isnattır.

âli olur.

ĞARÎBU'L-HADİS
Misal;

İbn-i Salah + Ravi + Ravi + Beyhaki (ö.


458) + Hâkim en-Nîsabûrî.(405)
S: Garîbu'l-hadis ilmi nedir?
C: İbn-u's-Salah, Mukaddime

İbn-i Salah + Ravi + Ravi + İbn-i Halef (ö. ٍ ‫ض ٍة َب ِع‬


‫يدة ِمن‬ َ ‫ام‬ِ ‫الحديث ِمن َلفْظَ ٍة َغ‬
ِ ‫هو ما َو َقعَ في َم ْنت‬
487) + Hâkim en-Nîsabûrî.(405)
ْ ‫
الفَ ْهم ِ لِق ّل ِة‬
‫اس ِت ْعمالها‬

Her iki senetteki ravi sayısı eşit olmakla Hadislerin metinde geçen nadir ve
beraber Beyhakî İbn-i Halef'ten 29 tane anlaşılması zor kelimeleri konu alan ilim
daha erken vefat ettiği için Beyhakî'nin dalıdır.

olduğu senet diğerine nispeten âlîdir.


Çünkü Beyhakî ile kendi şeyhi olan
S: Garîbu'l-hadis ilmi ne zaman ortaya
Nîsaburî'nin vefat tarihleri arasındaki süre
daha kısadır.
çıkmıştır?
C: Hicrî II. ve III. asırlarda kelam ve usul
alimleri, ihtila ı rivayetlerde bulunmaları,
5. ‫العلو بتقدم سماع من الشيخ‬
zahiri teşbih ifade eden hadis rivayet
Ravi sayısı aynı olan iki farklı senetle etmeleri ve kendi rivayet ettikleri hadisleri
müellife ulaşırken senetlerden birindeki anlamamaları gibi gerekçelerle hadisçileri
ravinin diğer senetteki raviden daha önce eleştirmişlerdir. Hadisçiler ise bu
hadisi şeyhten işitmiş olmasına denir.
eleştirilere cevap vermek amacıyla hicri
ikinci asırda muhtelifu'l-hadis, nasih-
Bu 5. maddeyi 4. maddede yer alan misale mensuh ve garîbu'l-hadis gibi alanlarda
uyarlayacak olursak şöyle söyleyebiliriz; eserler yazmaya başlamışlardır. Ayrıca
farz-ı misal Beyhakî İbn-i Halef'ten 30 yıl yapılan fetihler sonucunda arap olmayan
önce hadisi Nîsaburî'den işitmiş olsun. Bu milletlerin İslama girmesi, dile tam hakim
durumda Beyhakî'nin senedi diğerine olmadıkları için bazı konularda tahrifata
nispeten âlî olur. Çünkü Beyhakî sebep olmaları endişesini ortaya
Nîsaburî'ye daha erken dönemde çıkarmıştır. Farklı ülkelerden gelip arap
ulaşmıştır. Şayet 2 senet arasında metin yarımadasına yerleşen bu milletlere karşı
yönünden ihtilaf zahir olursa Beyhakî'nin arapçayı muhafaza etmek amacıyla
Nîsaburî'ye Zihni daha berrak ve daha garîbu'l-hadis lmi ortaya çıkmıştır. (DİA,
genç olduğu bir dönemde ulaştığına, İbn-i Garîbu'l-hadis maddesi)

Halef'in ise Nîsaburî yaşlandıktan sonra


kendisinden işittiğine hükmedilir bu sen S: Garîbu'l-hadis ilmine dair yazılmış ilk
eser hangisidir?

Süleyman Bür 87 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
C: Hâkim en-Nîsabûrî marifet-u ulumi'l- Kasım bin Sellam (224), Garîbu'l-hadis
hadis adlı eserinde bu ilimle ilk defa ilmine dair yazdığı kitabı için şöyle
uğraşan kişilerin tebeu’t-tâbiîn neslinden demiştir;

Mâlik b. Enes, Şu‘be b. Haccâc ve Süfyân ‫إني جمعتُ كتا ِبي هذا في اربعني سنة وهو كان خالص َة‬
es-Sevrî olduğunu söylemektedir. Ancak ‫عمري‬.

bu alanda müstakil olarak yazılan ilk eserin


hangisi olduğu tartışmalıdır. Ebû Adnan
es-Sülemî (ö. 250/864), Nadr b. Şümeyl (ö.
203/819) ve Ma‘mer b. Müsennâ (ö. Garîbu'l-hadis'e misal:

209/824) bu alanda ilk eser yazan kimseler ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬َ ‫ان َق‬ ِ ‫َع ْن ُحذَ ْيفَ َة ْب ِن ا ْل َي َم‬
olarak ileri sürülen isimlerdendirler.
ٌ َ ‫ " َت ُكو ُن ِف‬: ‫س َّل َم‬
‫ َفأ َ ْن‬،‫نت َع َلى أَبْ َوا ِب َها ُد َعاةٌ إِ َلى النَّا ِر‬ َ ‫َو‬
َ‫خيْ ٌر َل َك ِم ْن أ َ ْن تَتْبَع‬
َ ‫ش َج َر ٍة‬ َ ‫جذ ِْل‬ِ ‫اض َع َلى‬ ٌّ ‫وت َوأَنْتَ َع‬ َ ‫تَ ُم‬
S: Garîbu'l-hadis alanda yazılmış en ‫" أ َ َح ًدا ِمن ْ ُه ْم‬.

meşhur eserler hangileridir?


(‫
)ابن ماجه‬
C: 1. Zamahşerî/ ‫
الفائق في غريب الحديث‬
2. İbn-u'l-Esîr/ ‫
النهاية في غريب الحديث‬
Bu hadiste geçen ‫جذ ِْل‬
ِ kelimesi anlaşılması
İbn-u'l-Esîr'in bu eseri garîbu'l-hadis
zor ve gariptir. Garîbu'l-hadis ilmi alemleri
alanında yazılmış ve ilim ehli tarafından
yazdıkları eserlerde bu kelimeyi Buhari ve
rağbet görmüş en muhteşem eserdir.

Müslim'de geçen diğer hadislerden


3. Kâdî İyâz’ın/Meşâriḳu’l-envâr alâ yararlanarak ‫ أصل‬diye tefsir etmişlerdir ;

sihahi’l-âsâr.

Sahîhayn ile İmam Mâlik’in el-


.....‫ش َج َر ٍة‬
َ ‫ص ِل‬ َّ ‫ َو َل ْو أ َ ْن تَ َع‬،‫فَا ْعت َ ِز ْل ِت ْل َك ا ْل ِف َرقَ ُك َّل َها‬
ْ َ ‫ض ِبأ‬
Muvatta'ındaki garîb kelimeleri açıklamak
üzere kaleme aldığı eserdir.
(‫م‬،‫ )خ‬." ‫ت َوأ َ ْنتَ َع َلى ذَلِ َك‬ ُ ‫
حتَّى يُ ْد ِر َك َك ْامل َ ْو‬
َ
4. el-Herevî/Kitabü'l-Garîbeyn. Hem
Kur'an-ı Kerim'de hem de hadislerde Misal:

geçen garip kelimeleri ele almıştır.


‫ َكانَتْ ِبي‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬،ُ‫ضيَ اهللَُّ َعنْه‬ ِ ‫ص ْنيٍ ر‬ َ ‫َع ْن ِع ْم َرا َن بْ ِن ُح‬
َ
‫الص َال ِة‬
َّ ‫س َّل َم َع ِن‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ َّ‫سأ َ ْلتُ الن َّ ِبي‬
َ َ‫ير ف‬ ِ
ُ ‫بَ َواس‬
S: Garîbu'l-hadis ilmi neden önemlidir? ‫ فَ ِإ ْن َل ْم‬،‫اع ًدا‬ِ ‫طعْ فَ َق‬ ِ َ ‫ست‬ ِ ‫ص ِّل َق‬
ْ َ‫ فَ ِإ ْن َل ْم ت‬،‫ائ ًما‬ َ " : ‫ال‬ َ ‫فَ َق‬
C: Garîbu'l-hadis ilmi hadislerde geçen ve (‫ )خ‬." ‫ب‬ ٍ ْ ‫طعْ فَ َع َلى َجن‬ ِ َ ‫ست‬ْ َ‫
ت‬
fıkıh, tefsir, akaid gibi önemli ilim dallarınki
bazı tartışmaların seyrini belirleyen
kelimeleri açıklamayı konu aldığı için Bu hadiste geçen ‫ على جنب‬ifadesi ile
oldukça önemlidir. Birçok fıkhi tartışma kastedilenin tam olarak ne olduğu başka
hadislerde geçen ve anlamı tartışmalı olan hadislerden yola çıkılarak tefsir edilmiştir.

kelimelerin etrafında dönmüş ve o ِ


.....‫القبلة بوجهه‬ َ
‫مستقبل‬ ِ
‫االيمن‬ ِ
‫جنبه‬ ‫على‬.

kelimelere verilen manaya göre mezhepler


arasında farklı hükümler ortaya konmuştur.

S: Fıkhu'l-hadis nedir?
Alimler bu ilme oldukça önem vermiş ve
bu konuda konuşmayı bu alanda mahir C: Tîbî el-Hülâsa Usuli'l-hadis isimli
olan kimselere bırakmışlardır.
eserinde şöyle tarif etmiştir:
Ahmed bin Hanbel kendisine hadiste ‫الحديث ِمن االَحكام واالداب‬
ِ ُ ‫ضمنَه م‬
‫نت‬ َّ َ‫فهو ما ت‬
geçen garip bir kelime sorulduğu zaman ‫
املُستنْبَطة‬
şöyle demiştir:

ِ
‫رسول‬ ِ ‫كرهُ أن أتكلم َ في‬
‫قول‬ َ َ ‫أصحاب الغريب فانِّي ا‬
َ ‫س ُلو‬
َ İbn-i Hacer, Fethu'l-bârî'de şöyle tarif

اهلل بالظ ّن‬ etmiştir:

Süleyman Bür 88 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
،‫هواستنباط معاني الحديث واستخراج لطائفه وأحكامه‬
‫من الحديث وتراجم األبواب الدالة على ما له وصلة‬ S: Hadis ilminde muhkem nedir?
‫بالحديث املروي فيه على فهم سلف الصالح‬.
C: İbn-i Hacer Nüzhetunnazar isimli
eserinde şöyle tarif etmiştir:
Yukarıdaki tari erden anlaşıldığı üzere ‫عارض ِة ِمثْلِ ِه‬
َ ‫سلِم ِم ْن ُم‬
َ ‫
هو الحديث املقبول الذي‬
Fıkhu'l-hadis, hadislerin asıl manasını,
hadisten istinbat edilen fıkhi hükümleri ve Hâkim en-Nîsabûrî marifet-u ulumi'l-
Hz. Peygamberin o sözü söylemekle ne hadis adlı eserinde şöyle tarif etmiştir:
kastettiğini inceleyen ilim dalıdır.

َ
‫معارض لها بوجه من الوجوه‬ ‫
االخبار التي ال‬
ُ

S: Fıkhu'l-hadis ilminin önemi nedir?


Anlam bakımından kendisine başka bir
C: Hicrî I. asrın sonlarından itibaren büyük
hadisin teârüz etmediği hadise muhkem
hadis ve fıkıh bilginleri bu ilme büyük
hadis denir. Hadislerin çoğu muhkemdir.

önem vermişler ve ravileri rivayetlerini


azaltmaya fakat naklettikleri haberler
üzerinde daha çok düşünmeye teşvik S: Muhtelifu'l-hadis nedir?
etmişlerdir. Nitekim Hasan el-Basrî şöyle C: İbn-i Hacer Nüzhetunnazar isimli
demiştir: "Bir kimse yaratılıştan anlama eserinde şöyle tarif etmiştir:
kabiliyetine sahip değilse, çok hadis ‫ض بمثلِه مع إمكان الجمع‬
ُ ‫املعار‬ ُ
‫املقبول‬ ‫هو الحديث‬
َ
rivayetinin ona bir faydası olmaz".

‫بينهما‬.

Abdullah bin Şubrume (144/761) bir


hadisçiye şöyle söylemiştir: " Rivayeti azalt
ki rivayet ettiklerini fıkhedesin ".
Said el-Hînn el-Îdâh'ta şöyle tarif
İmam Mâlik de hadisle iştigal eden etmiştir:
yakınlarına "Hadis ilmini çok sevdiğinizi ve ‫ظاهرا‬
ً ‫هما الحديثان املقبوالن املتعارضان في املعنى‬
ona istekli olduğunuzu görüyorum. Eğer ‫ويمكن الجمعُ بني مدلو َليْهما بغير تعسف‬.

gerçekten yararlanmak istiyorsanız


rivayetleri azaltın ve rivayet ettiklerinizi
fıkhedin" demiştir.
Muhtelifu'l-hadis ilmi zahiren birbirine
zıtmış gibi görünen hadisleri inceleyen
ilim dalıdır. Daha kapsamlı bir ifade ile,
Ali el-Medînî, fıkhu'l-hadis'in önemi için
dış görünüş itibariyle çelişkili gibi
şöyle demiştir:

görünen iki hadisi anlaşılır kılmayı ve


‫نصف الع ْلم ِ ومعرف ُة الرجال‬
ُ ‫التف ُّقه في معاني الحديث‬
bunların arasını cem' etmeyi, bu
‫نصف العلم‬.

ُ mümkün olmazsa bunlardan birini


tercih etmeyi veya her iki hadis
Son dönem asrî alimler de fıkhu'l-hadis hakkında tevakkuf etmeyi amaçlayan
ilmine oldukça önem vermiş ve bu alanda ilim dalıdır. Bu ilme aynı zamanda
eserler yazmışlardır. Bu eserlerden en "Müşkilü'l-hadis" ve "ihtilafü'l-hadis" de
önemlileri:
denilmiştir.
Dehlevî :‫
حجة اهلل البالغة‬
Yusuf el-Karadâvî: ‫
كيف نَتعامل مع السنة‬ S: Hadislerde teârüz hangi şekillerde
Muhammed Gazzâlî:
meydana gelir?

السنة النبوية بني اهل الفقه واهل الحديث‬ C: Hadislerde teârüz iki şekilde meydana
gelir?

MUHKEM - MUHTELİFU'L-HADİS C: 1. Hadisin Hadise Muhalefeti


MÜŞKİLÜ'L-HADİS Misal:

Süleyman Bür 89 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
3. Maksadına Göre Değişik İfadeler
Birinci hadis,
Kullanması.
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬
‫س َّل َم‬ ٍ ‫س ُع‬
َ ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬، ‫ود‬ ْ ‫َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ ْب ِن َم‬ 4. Sorulara Gerektiği Ölçüde Cevap
‫ال ذ ََّر ٍة ِم ْن‬ ُ ‫خ ُل ا ْل َجن َّ َة َم ْن َكا َن ِفي َق ْل ِب ِه ِمث ْ َق‬
ُ ‫ " َال يَ ْد‬: ‫ال‬ َ ‫َق‬ Vermesi

" ِكبْ ٍر‬
S: Hadislerde teâruzu giderme yolları
nelerdir?
İkinci hadis,
C: Hadislerdeki teâruzu gidermek Cem' ve
Te'lîf, Nesh, Tercih ve Tavakkuf yöntemleri
ُ ‫جبْ ِر‬
،‫يل‬ ِ ‫اني‬ ِ َ‫ " أَت‬: ‫ال‬ َ ‫س َّل َم َق‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬َ ِّ‫َع ِن الن َّ ِبي‬
kullanılır. Kullanılan bu dört yöntemin
." ‫خ َل ا ْل َجن َّ َة‬ َ َِّ‫ش ِر ُك ِباهلل‬
َ ‫ش ْيئ ًا َد‬ ْ ‫ات َال ُي‬ َ ‫ش َر ِني أ َ َّن ُه َم ْن َم‬
َّ َ‫فَب‬ sıralaması cumhura göre, hadisçilere göre
‫س َرقَ َو إِ ْن زَنَى‬ َ ‫ " َو إِ ْن‬: ‫ال‬ َ ‫س َرقَ َو إِ ْن زَنَى ؟ َق‬ َ ‫ َو إِ ْن‬: ُ‫ُق ْلت‬ ve hane lere göre değişkenlik gösterir.

".

A. Cumhura göre:
Birinci hadiste kalbinde zerre kadar kibir Cem'

olan kimsenin asla cennete Tercih

giremeyeceğinden bahsedilirken, ikinci


Nesh

hadiste Allah'a şirk koşmayan herkesin


Tavakkuf

zina edip hırsızlık yapsalar dahi cennete


gideceğinden bahsedilmektedir. Bu iki
hadis arasında zahiren bir çelişki Aralarında Mâlik, Şâ î ve Ahmed b.
görülmektedir.
Hanbel’in de bulunduğu cumhura göre iki
hadis arasında teâruz vâki olduğu zaman
başvurulacak ilk yol cem‘ yöntemidir. Eğer
2. Hadisin İlk Kısmının Son Kısmına
cem‘ imkânı yoksa sırasıyla tercih, nesh ve
Muhalefeti tevakkuf yöntemleri uygulanır.

Misal:

‫ " إِذَا‬: ‫ال‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬


َ ‫س َّل َم َق‬ َ َّ‫َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ أ َ َّن الن َّ ِبي‬ Cumhurun görüşünü kısaca CeTiNT diye
‫اء َحتَّى‬ ِ َ‫اإلن‬
ِ ْ ‫س يَ َدهُ ِفي‬ ْ ‫ فَ َال يَغ ِْم‬،‫ظ أ َ َح ُد ُك ْم ِم ْن نَ ْو ِم ِه‬
َ ‫استَيْ َق‬
ْ kodlayabiliriz.

ِ
ُ‫ فَ ِإنَّ ُه َال يَ ْد ِري أَيْ َن بَاتَتْ يَ ُده‬،‫" يَغْس َل َها َث َال ًثا‬.

B. Hadisçilerin Görüşü
Bu hadisin ilk kısmı ile son kısmı arasında Cem'

teâruz görülmektedir. Zira ilk kısmında elin Nesh

avret yerine değmiş olma ihtimalinden Tercih

dolayı yıkanması istenirken, son kısımda Tavakkuf

elin nerede gecelemiş olduğunun


bilinmemesinden bahsedilmektedir. İbn
Kuteybe bu hadis hakkında açıklama Hadisçilere göre Hz. Peygamber’den
yaptıktan sonra burada herhangi bir vârid olan haberler arasında herhangi bir
teâruzun olmadığını belirtmektedir.
teâruz meydana geldiğinde, önce cem‘ ve
te’lif yöntemi uygulanır. Eğer aralarında
teâruz olan hadislerin ihtilafı cem‘ ve te’lif
S: Hadisler arasındaki ihtilafın sebepleri yöntemi ile çözülemiyorsa sırasıyla nesh,
nelerdir? tercih ve tevakkuf yöntemleri uygulanır.
C: 1. Hz. Peygamberin bir beşer olması. Ebu İshâk eş-Şirâzî hadisçilerin yöntemini
2. Hz. Peygamberin yaptığı illerin kısaca şöyle açıklar: “İki haber teâruz
hükümlerini bazen açıklamaması. edince bakılır, eğer iki haber arasını
cem‘ etmek mümkün ise cem‘ yöntemi

Süleyman Bür 90 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
kullanılır ve her iki haberle amel edilir. Eğer tamamen zıt olan bir başka hadiste Hz.
cem‘ mümkün değil ve (iki haberden Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır
birinin vürûd tarihini bilmek suretiyle) nesh “Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç!”

imkânı varsa o zaman nesh yöntemi


uygulanır. Şayet nesh imkânı da yoksa o Bu iki hadise baktığımız zaman aralarında
zaman tercih yöntemi uygulanır.”
bir teâruz olduğunu görmekteyiz. Zira
birinci hadiste hastalıklarda bulaşıcılığın
Hadisçilerin görüşünü kısaca CeNeTT diye olmadığı belirtilirken, ikinci hadiste cüzzam
kodlayabiliriz.
hastalığına yakalanan kişiden aslandan
kaçar gibi kaçılması gerektiği belirtilmiştir.

C. Hanefîlerin Görüşü
Nesh
İbn Kuteybe, hadisler arasındaki teâruzu
Tercih
konu alan ve muhtelifü’l-hadis alanında
yazılan en önemli eserlerden biri olan
Cem'

Te’vîlü Muhteli ’l-Hadis isimli eserinde


Tavakkuf

yukarıda zikredilen hadisler arasındaki


teâruzu gidermek için cem‘ yolunu
Hanefîler, cumhur ve hadisçilerden ayrı seçmektedir. Ona göre aslında bu hadisler
olarak neshi ilk sıraya koyarlar. İki hadis arasında herhangi bir teâruz yoktur. Zira
arasında teâruz meydana geldiği zaman hastalıklar bulaşıcı olan ve olmayan diye
önce nesh yöntemini devreye sokarlar. ikiye ayrılır. İbn Kuteybe, bu hadisleri
Şayet birbiriyle teâruz eden hadislerin açıklarken “bulaşıcılık” kavramını ikiye
vürûd tarihleri bilinmeyip nesh imkânı ayırarak izah etmiş, veba gibi hastalıkları,
ortadan kalkarsa, sırasıyla tercih, cem‘ ve kendi zatıyla bulaşıcı olanlar; cüzzam gibi
te’lif, tevakkuf yöntemini uygularlar.
hastalıkları da kokusu vb. bulaşıcı olup
Birbiriyle teâruz eden iki haberin arası zatında bulaşıcılık bulunmayanlar şeklinde
ta‘mîm ve tahsis yönünden veya mutlak tasnif etmiştir. Buna göre cüzzam
mukayyed yönünden cem‘ edilir. Şayet hastalığına yakalanan kişiden aslandan
teâruz halinde olan her iki hadis makbul kaçar gibi kaçılması gerektiğini belirten
olmaya yatkın ise o zaman istishab delili ile hadiste, aslında vurgulanan şey cüzzamlı
biri diğerine tercih edilir. Tercih imkânı kimsenin o hastalığı bulaştırması değil,
yoksa o zaman tevakkuf edilir.
cüzzamlının ağız kokusunun kişiyi rahatsız
edebilme ihtimalidir. Yani bulaşan şey
Hane lerin bu görüşünü kısaca NeTiCeT burada hastalık değil ağız kokusudur.
diye kodlayabiliriz.
Dolayısıyla cüzzam hadisi ile bulaşıcılığın
olmadığını söyleyen hadis arasında bir
ihtilaf yoktur.

TEÂRUZU GİDERME YOLLARININ


İbn Hacer el-Askalânî ise Nüzhetü’n-Nazar
UYGULAMASI
isimli eserinde bulaşıcılığın olup olmadığını
belirten hadislerin arasını şu şekilde
1. Cem've Te'lîf cem‘ etmektedir:

Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisinde “Hastalıklarda bulaşıcılık kesinlikle söz


hastalıkların bulaşıcı olmadığını şu konusu değildir. Bununla birlikte hastalarla
ifadelerle belirtmiştir. “Hastalık bulaşması sağlıklı kişilerin bir arada bulunmamaları
da uğursuzluk da yoktur.” Sadece bu istenmiştir. Zira hastalarla aynı ortamda
hadise baktığımızda hastalıkların bulaşıcı bulunan sağlıklı kimse Allah’ın takdiri ile
olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. hasta olacak olsa, hastalığı kendisine diğer
Ancak bu hadise mana açısından hastaların bulaştırdığı zannına kapılacak ve

Süleyman Bür 91 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
böylece kendisini Allah’ın hasta ettiği bozuldu” hadisi hicretin 8. yılında Mekke
gerçeğini görmeyecektir. Böyle yanlış bir fethi sırasında vârid olmuştur. İbn Abbas’ın
düşüncenin önüne geçmek maksadıyla rivâyet ettiği “Rasûlullah ihramlı ve oruçlu
hastalarla sağlıklı kişilerin aynı ortamda olduğu halde kan aldırdı” hadisi ise ondan
bulunmaması istenmiştir.”
iki yıl sonra Veda Haccı esnasında vârid
olmuştur. Buna göre sonra gelen hadisin
2. Tercih Metodunun Uygulanışı hükmü önce gelen hadisin hükmünü
Hadislerdeki ihtila arı gidermede kullanılan neshetmiştir.

yöntemlerden biri de tercih yöntemidir.


Tercih, aralarında zâhiren teâruz bulunan 4. Tevakkuf’un Uygulanışı
hadislerden bazılarını birtakım sebeplerden Tevakkuf, müteârız hadislerden hiçbiri ile
dolayı diğerlerine tercih etmektir. Bunun amel etmemek, herhangi bir ameli
misali cemaatle namaz kılarken imama gerektirecek delilin olmayışı veya bir delil
uyan kişinin kıraat yapıp yapmayacağı ortaya çıkana kadar beklemek anlamında
hakkında vârid olan hadislerdir. Bu konuda kullanılır. Doğal olarak tevakkuf bu
vârid olan hadislerden bir kısmı cemaat ile manasıyla pratik yönü oldukça zayıf bir
namaz kılarken imama uyan kişinin kıraat yöntemdir. Kimi âlimlere göre ise bu
yapması yönünde iken bir kısmı da imama yöntem pratikte karşılığı olmayan farâzi bir
uyan kişinin susup imamı dinlemesi yöntemdir.

yönündedir. Fıkhî mezhepler de bu


hadisler arasında tercih metodunu
NÂSİH-MENSÛH
kullanarak, imamın arkasında namaz kılan
kişinin kıraat yapıp yapmaması gerektiğine
dair çeşitli hükümler vermişlerdir.
S: Nesh, Nâsih ve Mensûh kavramlarını
açıklayınız?
3. Nesh’in Uygulanışı C:

Hadislerdeki ihtila arı gidermede kullanılan ‫نسخ‬:


yöntemlerden biri de nesh yöntemidir. ِّ ‫
رفعُ الشا ِرع ِ ُح ْك ًما ِمنْه ُمت َ َق ِّد ًما بحكم ٍ منه متأ‬
‫خ ٍر‬
Nesh, sonra gelen hadisteki hükmün önce
gelen hadisteki hükmü kaldırmasıdır. Bir
Nesh, şâri'in eski bir hükmü yenisiyle
hadiste Şeddâd b. Evs şöyle demektedir:
“Mekke fethi esnasında Rasûlullah ile yürürlükten kaldırmasıdır.
beraberdim. Ramazan ayında hacamat
olan birini görünce Rasûlullah, hacamat ‫ناسخ‬:
edenin de olanın da orucu bozuldu, ‫دل على رفعِ حكم ٍ شرعيّ ساب ٍق‬ ٍ
َّ ‫حديث‬ ُّ

كل‬
buyurdu.” Başka bir hadiste ise İbn Abbas,
“Rasûlullah ihramlı ve oruçlu olduğu halde
kan aldırdı,” demektedir. Görüldüğü ‫منسوخ‬:
üzere bu iki hadis arasında zahiren bir ‫حديث ُر ِفعَ ح ْك ُم ُه بدلي ٍل شرعيٍّ متأخ ٍر عنه‬
ٍ ُّ

كل‬
çelişki vardır. Zira bir hadiste Hz.
Peygamber hacamat yapan ve yaptıran
kişilerin oruçlarının bozulduğunu söylerken Nasih-mensûh ilminin önemi:
diğer hadiste Hz. Peygamber’in oruçlu
iken hacamat yapmış olduğunu görüyoruz. Nâsih-mensûh ilmi, hadis ilminin en önemli
Bu iki hadis arasında görülen teâruz, ve zor konularından bir tanesidir. İbn-u
hadislerdeki ihtila arı gidermede kullanılan Şihâb ez-Zührî, nesh konusu hakkında
yöntemlerden biri olan “nesh” yöntemi ile şöyle demiştir:
giderilmiştir. Çünkü Şeddâd’ın rivâyet ettiği
“Hacamat edenin de olanın da orucu

Süleyman Bür 92 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl
fl
- ِ‫ول اهلل‬ِ ‫رس‬ُ ‫حديث‬ِ ِ ‫أ ْعيا الفُ َقها َء وأ ْع َجزَ ُه ْم أ ْن يَ ْع ِرفُوا‬
َ‫ناسخ‬ Not: Sahabenin "‫ "هذا ناسخ لهذا‬ifadesi
‫وخ ِه‬
ِ ‫س‬ُ ْ ‫ ِم ْن َمن‬- ‫
صلى اهلل عليه وسلم‬ usulcülerin çoğunluğuna göre nesh
konusunda muteber değildir. Çünkü
sahabe bunu söylemekle kendi yaptığı
Hz. Ali hakkında şöyle dediği rivayet
içtihadı ortaya koymuş olur.

edilmiştir:
Ancak sahabenin "‫ "هذا كان قبل هذا‬ifadesi
َّ :‫ قال‬،‫السلمي‬
‫مر أمير املؤمنني علي‬ ُّ ‫عن أبي عبد الرحمن‬
herkes tarafından kabul edilmiştir. Çünkü
:‫ فقال‬،‫يقص‬
ّ ‫قاص‬
ٍّ ‫ على‬- ‫ رضي اهلل عنه‬- ‫بن أبي طالب‬ bu söz içtihad değil, rivayettir. Sahabelerin
َ‫ "هلكت‬:‫ قال‬.‫ ال‬:‫"أتعرف الناسخَ واملنسوخ"؟ قال‬
ُ hepsinin rivayeti de makbuldür. (İbn-i
َ‫وأهلكت‬.
Kesîr, el-bâisü'l-hasis, s. 228)

S: Neshi tanıma yolları nelerdir? 3. Hadislerin vürûd tarihlerinin bilinmesi


C:
( ‫)تاريخ‬
1. Hz. Peygamberin bizzat açıklaması
( ّ‫)تصريح النبي‬ Misal:

َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬


‫س َّل َم‬ َ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ أ َ َّن َر‬، ‫س‬ ِ ‫ش َّد‬
ٍ ‫اد بْ ِن أ َ ْو‬ َ ‫َع ْن‬
Misal:
‫ان‬ِ ‫آخذٌ ِبيَ ِدي لِث َ َم‬ ِ ‫أ َ َتى َع َلى ر ُج ٍل ِبا ْلبَ ِقيعِ َو ُه َو يَ ْحتَج ِ ُم َو ُه َو‬
َ
‫ " نَ َهيْت ُ ُك ْم َع ْن‬: ‫س َّل َم‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ال َر‬َ ‫ َق‬: ‫ال‬ َ ‫َق‬ ‫ج ُم َو ْامل َ ْح ُجو ُم‬ ِ ‫ " أَفْطَ َر ا ْل َحا‬: ‫ال‬ َ ‫ فَ َق‬،َ‫ضان‬ َ ‫خ َلتْ ِم ْن َر َم‬ َ َ‫ش َرة‬ْ ‫َع‬
َ‫احيِّ فَ ْوق‬ِ ‫ض‬ ْ ِ ‫ َونَ َهيْت ُ ُك ْم َع ْن ُل ُحوم‬،‫ُوروهَا‬
َ َ ‫األ‬ ِ َ‫ِزي‬
ُ ‫ارة ا ْل ُقبُو ِر فَز‬
َ "

ِ ِ ِ ِ
‫ َونَ َهيْت ُ ُك ْم َع ِن الن َّ ِبيذ إ َّال في‬،‫ فَأ َ ْمس ُكوا َما بَ َدا َل ُك ْم‬،‫ثَ َالث‬ٍ
‫س ِك ًرا‬ ْ ‫ش َربُوا ُم‬ ْ َ‫ َو َال ت‬،‫س ِقيَ ِة ُك ِّل َها‬ ْ ‫اش َربُوا ِفي‬
ْ َ ‫األ‬ ْ َ‫ ف‬،‫اء‬ ٍ ‫س َق‬ِ ".
Şeddâd'tan gelen rivayetin Mekke fethi
sırasında, yani hicretin 8. yılında vârid
olduğu anlaşılmaktadır.

2. Sahabenin açıklaması (‫)قول الصحابة‬


‫س َّل َم‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ٍ َّ‫َع ِن ابْ ِن َعب‬
ُ ‫ أ َ َّن َر‬، ‫اس‬
Misal:
‫ائ ٌم‬ ِ ‫ص‬ َ ‫احت َ َج َم َو ُه َو‬.

ْ
‫ال‬ َ ‫س ِم ْعتُ َجا ِب َر ْب َن َعبْ ِد اهللَِّ َق‬ َ : ‫ال‬ َ ‫ َق‬، ‫َع ْن ُم َح َّم ِد ْب ِن ْاملُن ْ َك ِد ِر‬
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
‫س َّل َم‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ِ ‫س‬ ُ ‫األ َ ْم َريْ ِن ِم ْن َر‬
ْ ‫آخ َر‬ِ ‫ َكا َن‬:
İbn-i Abbas'ın bu rivayeti ise, İbn-i Abbas
ِ ‫س‬ ِ ‫ض‬
َّ ‫وء ِم َّما َم‬ ُ ‫تَ ْر ُك ا ْل ُو‬.

‫ار‬ُ َّ ‫ت الن‬ Hz. Peygamber ile, hicrî 10. yılında veda


Bu hadiste, ateşte pişmiş yiyecekleri haccı sırasında vârid olmuştur.

yedikten sonra abdest alınması gerektiği Tarihlerine baktığımız zaman sonra gelen
hükmünün neshedildiği Cabir bin Abdullah hadisin önce gelen hadisi neshettiği açıkça
tarafından bildirilmiştir.
görülmektedir.

Misal:
4. İcma'
‫ " ُكنَّا نضع اليدين قبل‬:‫عن مصعب بن سعد عن أبيه قال‬ Misa

‫الركبتني فأمرنا بالركبتني قبل اليدين" رواه ابن خزيمة‬.


" : ‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو‬ ُ ‫س‬
َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫ال َر‬ َ ‫ َق‬، ‫َع ْن ُم َعا ِو َي َة‬
َ ‫ َق‬: ‫ال‬
ُ‫الرا ِب َع ِة َفا ْقت ُ ُلوه‬ ِ
َّ ‫ َف ِإ ْن َعا َد في‬،ُ‫اجل ُدوه‬
ِ ْ ‫خ ْمر َف‬ َ ‫ش ِر‬
َ َ ‫ب ا ْل‬ َ ‫" َم ْن‬.

Misal:

‫ أ َ َّن ا ْلفُتْيَا ا َّل ِتي َكانُوا يُفْتُو َن أ َ َّن ْاملَا َء‬، ‫ب‬ ٍ ‫َح َّدثَ ِني أُبَيُّ بْ ُن َك ْع‬ Bu hadis 4. defa içki içen kimsenin,
‫ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه‬ َ َِّ‫ول اهلل‬ ُ ‫س‬ ُ ‫ص َها َر‬ َ ‫خ‬ َّ ‫ص ًة َر‬َ ‫خ‬ْ ‫اء َكا َنتْ ُر‬ِ َ ‫ِم َن ْامل‬ öldürülmesini emretmektedir.

ِ ْ ‫س َّل َم ِفي بَ ْد ِء‬ Ancak alimler bazı delillere dayanarak içki


‫ال بَ ْع ُد‬ ِ ‫س‬ َ ‫اال ْغ ِت‬
ِ ‫ ثُ َّم أ َ َم َر ِب‬،ِ ‫س َالم‬
ْ ‫اإل‬ َ ‫ َو‬.

içen kimsenin öldürülemeyeceğine dair


icma'da bulunmuşlardır.

Süleyman Bür 93 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


Mesela İmam Tirmizî bu konuda şunları
söylemektedir:
İlk üç maddenin aklen caiz ve şer'an vâkî
‫س َّل َم‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬،َِّ‫َع ْن َجا ِب ِر بْ ِن َعبْ ِد اهلل‬ olduğu bütün alimler arasında ittifak vardır.
‫الرا ِب َع ِة‬ ِ ِ ْ ‫خ ْمر َف‬ Ancak 4. madde ise ne kadar aklen caiz
َّ ‫ َف ِإ ْن َعا َد في‬ ،‫اجل ُدو ُه‬ َ َ ‫ب ا ْل‬ َ ‫ َم ْن‬ َّ‫ " إِن‬: ‫ال‬
َ ‫ش ِر‬ َ ‫َق‬
olsa da, vükûu konusunda ihtilaf vardır.
َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬
‫س َّل َم بَ ْع َد‬ َ ُّ‫ ثُ َّم أ ُ ِتيَ الن َّ ِبي‬: ‫ال‬ َ ‫ َق‬." ُ‫فَا ْقت ُ ُلوه‬
Zahiriler hariç bütün alimler 4. maddenin
،ُ‫ َو َل ْم يَ ْقت ُ ْله‬،ُ‫ض َربَه‬ َ َ‫الرا ِب َع ِة ف‬ ِ
َّ ‫خ ْم َر في‬ َ ‫ش ِر‬
َ ‫ب ا ْل‬ َ ‫ذَلِ َك ِب َر ُج ٍل َق ْد‬
vâkî olmadığını belirtmişlerdir.

ِّ‫ َع ِن الن َّ ِبي‬،‫ب‬ ٍ ‫يص َة ْب ِن ذُ َؤ ْي‬ َ ‫ َع ْن َق ِب‬،‫َو َكذ َِل َك َر َوى الزُّ ْه ِر ُّي‬
ْ‫ َو َكانَت‬،‫ فَ ُر ِفعَ ا ْل َقت ْ ُل‬: ‫ال‬ َ ‫ نَ ْح َو َهذَا َق‬،‫س َّل َم‬ َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ b. Sünnetin Kur'an ile neshi:
‫ َال‬،ِ ‫يث ِعن ْ َد َعا َّم ِة أ َ ْه ِل ا ْل ِع ْلم‬ ِ ‫ َوا ْل َع َم ُل َع َلى َهذَا ا ْل َح ِد‬،‫ص ًة‬ َ ‫خ‬ ْ ‫ُر‬
‫ َو ِم َّما‬،‫يث‬ ِ ‫خ ِت َال ًفا ِفي ذَلِ َك ِفي ا ْل َق ِديم ِ َوا ْل َح ِد‬ ْ ‫َن ْع َل ُم بَيْن َ ُه ُم ا‬ Misal:

‫س َّل َم ِم ْن‬َ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو‬ َ ِّ‫يُ َق ِّوي َهذَا َما ُر ِو َي َع ِن الن َّ ِبي‬ ‫ إِ ْن‬: ‫ال لِي زَيْ ُد بْ ُن أ َ ْر َق َم‬ َ ‫ َق‬: ‫ال‬
َ ‫ َق‬، ِّ‫اني‬ ِ َ‫الشيْب‬
َّ ‫َع ْن أ َ ِبي َع ْم ٍرو‬
ْ ‫سلِم ٍ َي‬ ٍ ‫ح ُّل َد ُم ا ْم ِر‬ ِ ‫ " َال َي‬: ‫ال‬ َ ‫ير ٍة أَنَّ ُه َق‬ ِ ٍ ‫ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه‬ َّ ‫ُكنَّا َلنَت َ َك َّل ُم ِفي‬
َ ِّ‫الص َال ِة َع َلى َع ْه ِد الن َّ ِبي‬
‫ش َه ُد أ َ ْن‬ ْ ‫ئ ُم‬ َ ‫أ َ ْو ُجه َكث‬
‫س‬ ُ ْ‫ النَّف‬: ‫ث‬ ٍ ‫ول اهللَِّ إِ َّال ِب ِإ ْح َدى ثَ َال‬ ُ ‫س‬ ُ ‫َال إِ َل َه إِ َّال اهللَُّ َوأَنِّي َر‬ ‫افظُوا‬ ِ ‫ } َح‬: ْ‫اج ِت ِه َحتَّى نَزَ َلت‬ ِ ‫ص‬
َ ‫احبَ ُه ِب َح‬ َ ‫س َّل َم ُي َك ِّل ُم أ َ َح ُدنَا‬
َ ‫َو‬
‫ين ِه‬ ِ ‫ َوالتَّا ِر ُك لِ ِد‬،‫ب الز َِّاني‬ ُ ِّ‫ َوالثَّي‬،‫س‬ ِ ْ‫" ِبالنَّف‬.
‫وت‬ِ ‫الس ُك‬ ُّ ‫ فَأ ُ ِم ْرنَا ِب‬.‫اآليَ َة‬
ْ .{ ‫ات‬ ِ ‫الص َل َو‬
َّ ‫ َع َلى‬.

Bakara süresi 238. ayet, müminlerin


İmam Nevevi. Müslim'in Sahih'i üzerine namazdayken konuşabilmeleri hükmünü
yazdığı Minhac isimli şerhte şöyle neshetmiştir.

ّ
demektedir: "‫
"دل االجماع على نسخه‬
Not: Bazı hadis usulü eserlerinde şu ifade S: İmam Şa î neden sünnetin Kur'an ile
yer almaktadır:
neshini kabul etmemiştir?
"‫
"االجماع ال َينْسخ وال ُينْسخ ولكن يدل على ناسخ‬ C: İmam Şa 'nin sünnetin Kur'an ile
İcma' neshetmez ve neshedilmez. İcma' neshini kabul etmediği yanlış bir bilgidir.
sadece nâsihe işaret eder. Diğer bir ifade İmam Şa î sünnetin Kur'an ile neshinin
ile, herhangi bir hüküm hakkında alimler ifade ediliş biçimini kabul etmemektedir.
toplanıp onu neshetme konusunda icma Ona göre direk olarak Kur'an sünneti
edemezler. Eğer o hüküm ne, alimler o nesheder demek, falan sünnet Kur'an ile
hükmün neshedilmiş olduğu konusunda uyuşmuyor demek suretiyle önüne gelen
icma' edebilirler.
herkesin dilediği sünneti Kur'an'ı bahane
ederek inkar etme ihtimalini doğurur. Bu
yüzden İmam Şa î'ye göre bu neshi
S: Neshin çeşitleri nelerdir? açıklayan başka bir sünnet bulunmalıdır ki
C: Neshin 3 çeşidi vardır:
asıl nâsih bu sünnet olur. Diğer bir ifade ile
İmam Şa î'ye göre sünnetin Kur'an ile
a. Sünnetin sünnet ile neshi: neshinin gerçekleşebilmesi için bu neshin
meydana geldiğini bize açıklayan başka bir
sünnetin olması gerekir.

Bu da dört şekilde meydana


gelmektedir: Şayet neshi bildiren başka bir sünnete
ihtiyaç duymaksızın, Kur'an sünneti
1. Mütevatir hadisin mütevatir hadisi
nesheder dersek isteyen istediği sünneti
neshetmesi,

inkar eder.

2. Haber-i vahid'in haber-i vahid'i


neshetmesi,

Misal

3. Mütevatir hadisin haber-i vahid'i


İsteyen ‫ أحل اهلل البيع وحرم الربا‬ayetini
neshetmesi,

kullanarak hazreti peygamber tarafından


4. Haber-i vahid'in mütevatir hadisi
haram kılınan bütün alım satımları bu
neshetmesi.

Süleyman Bür 94 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
fi
fi
fi
ayetten önceki döneme aittir bahanesiyle iki har n değişmesi ile meydana gelen
inkar edebilir.
bozuklukların olduğu ibareye musahhaf
denir.
İsteyen

ۖ ࣲ‫
ٱلز َِّانیَ ُة َوٱلز َِّانی فَٱجۡ لِ ُدوا ۟ ُك َّل َو ٰح ِ ࣲد ِّمن ۡ ُه َما ِما۟ئ َ َة َج ۡل َدة‬ Misal:

ayetine binaen recmin neshedilmiştir ‫


عبّاس=عيّاش‬
diyebilir.
ّ
‫الفضة=الذي نشرت في أبيه القصة‬ ‫
الذي يشرب في آنية‬

c. Sünnetin akıl ile neshi


Muharref:
İbn-i Kuteybe bu görüşün sadece ‫
هو ما كان التغيير فيه بالنسبة الى شكل الحروف‬
Mutezile'den Nazzam'a ait olduğunu
söylemektedir.

Onun dışında hiç kimse bu görüşü kabul Har erin değişmesi suretiyle kelimenin
etmemiştir. Zaten aklen ve şer'an kabul şeklinin tamamen değiştiği ibarelere
edilmesi de mümkün değildir. Bir hüküm muharref denir.
ancak kendisi gibi kuvvetli bir delil ile
neshedilebilir. Sünnet gibi bir kaynağın akıl Misal:

ile neshedilebileceği kabul edilirse önüne ‫


جبار بن صخر=حيّان بن ضمرة‬
gelenin istediği sünneti inkar etmesinin
önü açılır.


سعيد بن حصني=أسيد بن حضير‬
MUSAHHAF-MUHARREF
Biz burada mütekaddimuna ait olup
Mütekademin dönemi alimlerine göre çoğunluğun benimsediği ve kafa
musahhaf ve muharref arasında hiçbir fark karışıklığına da yol açmayan görüşe göre
yoktur. Nitekim Hâkim en-Nîsabûrî, İbn-u devam edeceğiz. Ona göre ibarede
Salah, Nevevi ve Suyûtî gibi alimlerin meydana gelmiş olan her türlü değişikliğe
kitaplarına baktığımız zaman sadece musahhaf diyeceğiz.

mütekaddimim metodu üzerine devam


edip bu konuyu sadece musahhaf başlığı S: Musahhaf nedir?
altında ele aldıklarını görmekteyiz.
C: Kendisinde harf, noktalama veya şekil
değişikliğininmeydana geldiği kelimelere
Sonraki dönem alimlerinden bazıları musahhaf denir.

musahhaf ve muharref kavramlarını


birbirinden ayırmışlardır. Bu ayrımı yapan S: Musahhaf kaça ayrılır?
ilk kişi İbn-i Hacer'dir. İbn-i Hacer iki C:

kavram arasındaki farkı şu şekilde ortaya


A. ‫باعتبر موقعه‬
koymaktadır:

1. ‫تصحيف في االسناد‬
Musahhaf: Misal:

‫هو ما كان التغيير فيه بالنسبة الى نقط الحروف مع بقاء‬ ِ ‫


ال َع ّوام بن ُمرا‬
*(‫جم )صحيح‬
ّ ‫
صورة الخ‬
‫ط‬ -(‫
ال َع ّوام بن مزاحم )مصحف‬

Kelimenin asıl şekli bozulmamakla 2. ‫تصحيف في املنت‬


beraber çoğunlukla noktalama veya bir Misal:

Süleyman Bür 95 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fi
*‫ان النبي صلى اهلل عليه وسلم احتجر في املسجد )أي‬ Ebu Musa Hz. Peygamberin aşağıdaki
(‫
اتخذ الحجرة في املسجد‬ hadisinde geçen ve namaz kılınırken kıble
cihetinde dikilen ‫( َعنَزَة‬âsâ)'nin

-‫ان النبي صلى اهلل عليه وسلم احتجم في املسجد‬


kendi kavmi olduğunu zannetmiştir.

(‫
)مصحف‬

"‫"ان النبي صلى اهلل عليه وسلم الى َعنَزَة‬.

B. ‫باعتبار منشئه‬
1. ‫تصحيف بصر‬
S: Tashîf ravinin zabtını zedeler mı?
Noktalama işareti olmaması veya hattın C: Ravi bunu çok nadir yapıyorsa bu onun
kötü olması sebebiyle yazıyı okuyan zaptını zedelemez. Ancak bu çoğu defa
kimsenin farkında olmadan hatalı okuması meydana geliyorsa onun zaptının kusurlu
şeklinde meydana gelir.
olduğunu gösterir.

Misal:
S: Tashî n hükmü nedir?
ِ ‫
من صام رمضان واتبعه‬
(‫ستًّا من ش َّوال )صحيح‬ C: Bilerek yapılması caiz değildir.

(‫
من صام رمضان واتبعه شيئا من شوال )مصحف‬
TAHAMMÜL VE EDÂ YOLLARI
2. ‫تصحيف السمع‬ (‫)طرق التحمل واالداء‬
Ravinin hadisi okuyan şeyhten uzak olması
veya iyi dinlememesi sebebiyle yanlış S: Tahammül nedir?
duyduğu ibarelerdir.
ِ
C: ‫الحديث عن را ِويه أو الشيخ‬ ‫
تل ِّقي‬
İşitme, yazma gibi sekiz yoldan biriyle
Misal:

hadisi şeyhten almaya tahammül denir.



عاصم األحول‬
Hadisleri şeyhten almaya tahammülü’l-
(‫
واصل األحدب )مصحف‬ hadîs, tahammülü’l-ilm, haml veya ahz
denir.
C. ‫باعتبار اللفظ او معناه‬
1. ‫تصحيف في اللفظ‬ S: Edâ nedir?
C: ‫تحمله‬
ّ ‫
هو تحديث الراوي الشيخ ما كان قد‬
Daha önce geçen bütün misaller buna
örnek olarak gösterilebilir. Çünkü hepsinde Râvinin aldığı hadisi sekiz yoldan biriyle
lafızdan kaynaklı bir hata meydana bir başkasına aktarmasına edâ denir.
gelmiştir.

S: Bir hadisi tahammül edebilmek için


2. ‫تصحيف في املعنى‬ müslüman olma ve bâliğ olma şart
Lafızda herhangi bir değişikliğin olmadığı, mıdır?
ancak mana itibariyle başka bir şeyin C: Hadisi tahammül etmek için müslüman
kastedildiği zannedilerek yapılan hatalardır.
olma ve bâliğ olma şartı yoktur. Ancak
hadisi edâ ederken İslâm ve buluğ şartı
Misal:
vardır. Yani bir ravi hadisi alırken henüz
büluğ çağına ermemiş olabilir veya henüz
Ebû Musa el-Anezî diyor ki:

ka r olabilir. Ancak bu hadisin kendisinden


"‫ نحن من َعنَزَة صلى الينا رسول اهلل‬.‫نحن قوم لنا شرف‬
alınabilmesi için diğer bir ifade ile

"صلى اهلل عليه وسلم‬ kendisinin bu hadisi başkalarına
aktarabilmesi için müslüman olması ve
büluğ çağına ermiş olması lazım.

Süleyman Bür 96 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
fi
S: Hadisi tahammül etmenin Süfyan es-Sevrî şöyle demiştir:

şartlarından biri olan temyiz için belli bir َ ‫كان الرجل إذا أراد ان يط ُل‬
" ‫ب الحديث يتعبَّد قبل ذلك‬
yaş sınırı var mıdır? ‫
" عشرين سنة‬
C: Muhaddislerin çoğunluğu hadislerin
tahammülünde râvi için beş yaş sınırını
Bununla beraber bazı alimler hadis ilminin
koymuşlardır. Kâdî İyâz, el-İlmâ' isimli
önemine binaen, bu ilmin kaybolmaması
eserinde bu sınırın ehli hadisin görüşü
ve sonraki nesillere daha iyi ulaşabilmesi
olduğunu kaydetmektedir.

için zeki olan çocukların hadis meclislerine


teşvik edilmesi gerektiğini ve henüz küçük
İbn-u's-Salah Mukaddime'sinde bu yaşta iken bile hadis dinlemeleri gerektiğini
konu hakkında şunları söylemiştir: söylemiştir.

ُ ‫استقر عليه‬
" ‫عمل اهل الحديث‬ َّ ٍ
‫بخمس هو الذي‬ ‫التحديد‬ Hatib el-Bağdâdî şöyle demiştir:

ِ
‫ وملَن لم‬."‫خمس فصاع ًدا "سمع‬ٍ ‫املتاخرين فيكتبون البن‬ "‫ولهذا ب ِّكروا باالطفال في السماع من الشيوخ الذين عال‬
‫خمسا "حضر" أو "أحضر‬
ً ‫"يب ُلغ‬.

"اسنادهم‬
Raviler hadis meclislerinden bahsederken
bazen kendileriyle beraber mecliste bulup Abdullah bin Muhammed el-İsfehânî de
da hadisi veya kitabı dinleyen kişilerin beş yaşında Kur'an'ı ezberlediğini, henüz
isimlerini zikretmişlerdir. Meclisteki ravilerin dört yaşında iken Ebubekir el-Mukrî'den
isimlerini zikrederken, mecliste henüz beş hadis dinlediğini söylemiştir. Nitekim
yaşından küçük olan kimseler için şöyle hocası Ebubekir el-Mukrî', İsfehânî
demişlerdir:
hakkında şöyle demiştir: " ‫سمعوا له وال ُعهدة‬
ِّ
" ‫
"سمع هذا الكتاب فالن وفالن وحضر فالن‬ ‫
" علي‬
Beş yaşından küçük olan kimseler için ‫سمع‬
ifadesi yerine ‫ حضر‬ifadesini kullanmışlardır.
S: Hadis tahammül ve edâ yolları
nelerdir?
Cumhura göre ise temyîze itibar edilir. Yani C: Hadis tahammül ve edâ yolları sekiz
bir ravi beş yaşından küçük olmasına tanedir.

rağmen mümeyyiz ise rivayeti kabul


edilirken, beş yaşından büyük olmasına 1. SEMÂ
rağmen mümeyyiz değilse rivayeti kabul
edilmez.

Şeyhin hadisi hafızasından veya bir


Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli kitaptan okuması ve talebenin o hadisi
eserinde bu görüşün sahih olan görüş dinlemesine semâ denir. Hadis tahammül
olduğunu söylemiştir.
yollarının en üst mertebesidir. Aynı
zamanda en meşhur hadis alma
S: Hadis işitmek için müstehab olan yaş yöntemidir de. İlk asırlarda hadis rivayet
hangisidir? etmek ve almak için özel meclisler ve özel
C: Ehl-ü Şam 30, Kûfîler 20, Basrîler ise 10 günler tahsis edilirdi. Hadis alacak olan
yaşını hadis dinlemek için en ideal yaş talebeler güzel kıyafetler giyer ve hadis
olarak görmüşlerdir.
almak için uyulması gereken belli bir âdab
içerisinde hadisleri sema' yoluyla alırlardı.
Yezîd bin Hârun'un (206/821) semâ
Hadis alimlerinden Abdullah Zübeyrî şöyle
meclisinde yetmiş bin hadis tâlibinin
demiştir: "

bulunduğunu kaydetmesi semâ meclisine


".‫كتب الحديث في العشرين النها مجتمعُ العقل‬
ُ ‫يستحب‬
ُّ olan ilgiyi ifade etmektedir.


"وأحب أن يشتَغل دونها بحفظ القران والفرائض‬
ُّ

Süleyman Bür 97 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


َّ
C: Âlimler özellikle ‫ ح ّدثَني‬ve ‫سمعت‬
Bazı hadis usulü eserleri semâ yöntemini lafızlarında olmak üzere, edâ lafızlarının
tahdîs ve imla' şeklinde ikiye ayırmışlardır. mertebeleri hakkında ihtilafa düşmüşlerdir.
Şeyh hadisi okuyunca talebe ister İbn-i Hacer Nüzhetunnazar isimli eserinde
dinlemekle yetinir ister şeyhin okuduklarını âlimlerin çoğunluğunun kabul ettiği şu
yazar. Sadece dinlemeye tahdîs, şeyhin sıralamayı nakletmektedir:

okuduklarını yazmaya ise imla' denir.

Birinci Mertebe
İmla' şeyhin hadisi okuyup talebeye
yazdırmasıdır hadisi okuyan şeyhe mümlî,
1. ُ‫سمعت‬
dinleyen talebeye müstemlî, Bu yöntemle
yazılan kitaplara ise "Emâlî" denmiştir.
Bu lafız, âlimlerin çoğunluğuna göre en üst
mertebedir. Çünkü ‫ ح ّدثَني‬ifadesi bazı
Hükmü: muhaddislerin nezdinde icazete de delalet
ederken ُ‫ سمعت‬ifadesinin, icazet veya
Semâ yolu ile hadis rivayet etmenin caiz
olduğu konusunda ittifak vardır.
kitabet gibi başka bir şeye delalet etmesi
söz konusu değildir.

Lafızları:
2. ‫ح ّدثَني‬
Semâ yolu ile alınan hadisler genelde şu
lafızlarla rivayet edilirler:
Çoğunluğa göre bu ifade ikinci
‫ ذكر لي‬،‫قال لي‬،‫ انبأني‬،‫ أخبرني‬،‫ ح َّدثني‬،‫سمعت‬.
mertebededir. Çünkü icazete de delalet
etme ihtimali vardır. Bazı alimlere göre ise
‫ ح ّدثَني‬ifadesi birinci mertebededir. Çünkü
S: Bu lafızlar sadece semâa mı delâlet
bu ifade şeyhin hadisi bizzat o talebeye
etmektedir?
naklettiğini göstermektedir. ُ‫ سمعت‬lafzında
C: ‫ سمعت‬dışındaki sema'a delalet eden bu
ise şeyhin başka bir talebeye hadis
lafızlar bazen kıraat veya münavele gibi aktarırken râvinin kulak misa ri olma
başka hadis alma yöntemleri için de ihtimali de vardır. Nitekim İbn-u's-Salah'a
kullanılabilir.
Mukaddime'sinde şöyle demiştir:

" ‫ النه‬. ُ‫وينبغي ان يكون حدثنا واخبرنا اعلى من سمعت‬


S: İlim meclisinde hadis okuyan bir ‫"قد ال يقصده باالسماع بخالف ذلك واهلل اعلم‬.

şeyh, hadisleri aktardıktan sonra belli


bir talebeyi kastederek
İbn-i Kesir, el-Baisü'l-hasîs isimli eserinde
ِ ُ ‫ ال أ‬،‫ال تَ ْروِه عنِّي‬
،‫جيز لفالن ان يروي عني شيئًا‬
İbn-u's-Salah'ın bu ifadesine ufak bir şerh
‫ال آذَن لك في الرواية عني‬ düşerek şöyle demiştir:

gibi ifadelerle kendisinden hadis " ‫بل الذي ينبغي ان يكون أعلى العبارات على هذا ان‬
dinleyen kişiye o hadisin aktarımını ‫يقول "حدثني" فانه اذا قال "حدثنا" او "اخبرنا" قد ال‬
yasaklarsa ne olur? ‫ الحتمال ان يكون في‬.‫ايضا‬ً ‫صده الشيخُ بذلك‬ َ ‫يكون َق‬
C: Dinleyen talebeler o hadisi rivayet ‫"جمعٍ كثير واهلل اعلم‬.

edebilirler. Zira hadis ilminde önemli olan


ravinin adil olup rivayet ettiği hadisi
sağlam bir şekilde rivayet etmesidir.
İkinci Mertebe
1. ‫أخبرني‬
S: Hadis tahammül ve edâ lafızlarının Bu ifade ‫ حدثني‬ifadesinden daha alt
mertebe bakımından sıralaması mertebededir. Çünkü ‫ خبر‬kelimesi ‫حديث‬
nasıldır?

Süleyman Bür 98 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
kelimesinden daha genel olduğu için
ihtimali olmaya daha yakındır.
2. KIRAAT/ARZ

2. ‫قرأتُ عليه‬ Talebenin şeyhin huzurunda hadis


Bu ifadenin ‫ أخبرني‬ifadesinden sonra okumasına kıraat denir. Kıraat şu
gelmesinin sebebi, kıraat esnasında şeyh şekillerden bir tanesi ile olabilir:
veya ravinin ga ete düşmüş olabilme
ihtimalindendir.
- Talebenin hafızasından hadis okuması
ve şeyhin dinlemesi,
Üçüncü Mertebe - Talebenin hafızasından hadis okuması
- ‫ُق ِرئ َ عليه‬ ve şeyhin sahih bir kitaptan takip
Burada ga et ihtimali daha fazladır. Çünkü etmesi,
burada hadisi dinleyen ravi üçüncü - Talebenin hafızasından hadis okuması
şahıstır.
ve şeyhin yanındaki sika birinin kitaptan
takip etmesi,
Dördüncü Mertebe - Talebenin bir kitaptan okuması ve
-‫أنبأني‬ şeyhin dinlemesi,

Çoğu zaman icazet için kullanılır.


- Talebenin olduğu bir mecliste başka
bir talebenin hadis okuması ve şeyhin
dinlemesi,
Not: ‫ أنبأنا‬ifadesi hiçbir zaman "‫ "نا‬şeklinde
ihtisaren yazılmaz. Sadece ‫ أخبرنا‬ve ‫ح َّدثنا‬
NOT: Burada talebenin okuyup ta şeyhin
ifadelerinin kısaltılmışı yazılır.
takip ettiği hadisler, şeyhin kendi rivayet
-‫ نا= حدثنا‬،‫ثنا‬ ettiği hadisler olmalıdır.

-‫أنا= أخبرنا‬ Hükmü:


Irak ehlinden bazı müteşeddid kimseler
Beşinci Mertebe hariç kıraat yoluyla hadis tahammül
etmenin caiz olduğu konusunda ittifak
- ‫ناولني‬
vardır. Hatta İmam Buhârî Sahih'inde kıraat
Bu ifadede herhangi bir haber verme veya ile alakalı bab başlığı açarak bu yol ile
duyma söz konusu değildir.
hadis almanın caiz olduğuna dair
hadislerden delil getirmiştir.

Altıncı Mertebe ِ
(‫والعرض على املح ِّدث‬ ِ
‫القراءة‬ ‫
)باب‬
ُ
-‫شا َفهني‬
Bizzat ağzından duydum. Kendi ağzıyla Lafızları:
bana söyledi manasındadır.
‫ ح َّدثنا قراءة‬،‫فأقر به‬
ّ ‫ ُق ِرئ َ عليه وأنا أسمع‬،‫قرأت عليه‬
ُ
‫ أخبرنا‬،‫عليه‬.

Yedinci Mertebe
- ‫كتب إلي‬ Talebe kıraat yoluyla aldığı bir hadisi ‫أخبرنا‬
ifadesi ile rivayet edebilir.

Sekizinci Mertebe
- ‫ ذكر‬، ‫ قال‬،‫عن‬، Ancak , ، ‫حدثنا فالن بقراءتي عليه‬، ‫حدثنا قراءة عليه‬
‫ ُقرئ على فالن وهو يسمع وأنا أسمع‬gibi kıraat ile

Süleyman Bür 99 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
fl
kayıtlanmış lafızlar olmaksızın, kıraat yolu Hocanın, belli bir talebeye belli bir
ile alınmış hadisleri sadece ‫ سمعت‬، ‫ حدثنا‬gibi malzemeyi rivayet etmesi için izin
lafızlarla rivayet etmek caiz değildir.
vermesidir.

Bununla alakalı anlatılan şu hikaye


alimlerin bu konuda ne kadar titiz Misal:

olduklarını göstermektedir:
‫الكتب‬
َ ‫الكتاب أو هذه‬
َ ‫أجزتُ َك أن تَ ْر ِو َي عنّي هذا‬.

Rivayete göre Herevî, (368) Buhâri'nin Hükmü: Bu şekilde hadis rivayet etmenin
Sahih'ini, Buhâri'nin en meşhur ravisi olan caiz olduğu konusunda ittifak vardır. Bu
Firebrî'nin öğrencilerinden kıraaten rivayet aynı zamanda ileride gelecek olan
etmiştir. Herevî aldığı bütün hadislerde Münâvele'dir.

‫الفربري‬
ُّ ‫ ح َّدثكم‬demiştir. Sahih'in tamamını
rivayet ettikten sonra şeyhlerden birinin
2. (‫معني‬
َّ ‫ملعني في غير‬
َّ ‫)إجازة‬
"Biz Sahih'i kıraat yolu ile dinledik"
dediğini duymuş ve Sahih'i baştan alarak Hocanın, belli talebeye belli olmayan
tekrar rivâyet etmiş ve bütün rivayetlerde malzemeleri rivayet etmesi için izin
‫الفربري‬
ُّ ‫ أخبركم‬demiştir.
vermesidir.

Misal:

Rütbesi:
‫أَجز ُْت لك ان تروي عني ما ارويه أو ما صحَّ عندك من‬
Kıraatı semâdan üstün tutan ve ikisini eşit
sayanlar varsa da tercih edilen görüşe ‫مسموعاتي ومصنَّفاتي‬.

göre semâ kıraatten daha üstündür.

Hükmü: Cumhura göre bu şekilde hadis


3. İCÂZET rivayet etmek caizdir.

Şeyhin raviye bir hadisi veya bir kitabı 3. ‫معني‬


َّ ‫االجازة لغير‬
verip
Hocanın belli olmayan kimselere hadis
، ‫ أجزت لك أن تَ ْر ِو َي عنِّي صحيح البخاري‬،‫أجزتُك‬
َ rivayet etmeleri için izin vermesidir. Buna
‫اإليمان من صحيح مسلم‬ِ ‫
أجزت لك أن َت ْر ِو َي عنِّي كتاب‬ aynı zamanda icâzet-i âmme de denir.

gibi ifadelerle onu rivâyet etmesi için izin


vermesidir. Genelde talebenin şeyhe Misal:

hadislerini rivayet edeyim mi diye sorması ‫ اجزت ملن قال ال اله‬،‫ اجزت للموجودين‬،‫أجزت للمسلمني‬
üzerine şeyin ‫ أجزتك‬demesi ile olur. Burada ‫اال اهلل‬.

talebenin şeyhten hadisleri dinlemesi veya


onları şeyhe okuması gibi bir durum söz
Hükmü: İhtila ıdır. Ancak Hatib el-Bağdâdî
konusu değildir.

gibi bazı alimler kabul etmişlerdir. Racih


olan görüş de budur.

Lafızları:
‫ أخبرنا إجازة‬،‫ حدثنا إجازة‬،‫أجاز لي فالن‬.
4. ‫اإلجازة للمجهول أو باملجهول‬
Belirsiz hadisler veya belirsiz şahıslar için
Hükmü: verilen icazettir.

İcâzet ile rivayetin birkaç çeşidi vardır.


Bunlardan bazıları caiz bazıları değildir.
Misal:

Aynı isimi taşıyan birkaç kişinin bulunduğu


1. (‫معني‬
َّ ‫ملعني في‬
َّ ‫)إجازة‬ bir ortamda ‫ أجزت ملحمد‬demesi.

Süleyman Bür 100 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fl
Elinde birden fazla sünen bulunan bir ‫ أخبرنا مناول ًة‬،‫ حدثنا مناول ًة‬،‫ نا َو َل ِني وأجاز لي‬،‫نا َو َل ِني‬
şeyhin ‫ أجزتك كتاب السنن‬demesi,
ً‫وإجازة‬.

5. KİTÂBET
Hükmü: bu şekilde hadis rivayeti caiz
değildir.
Şeyhin bizzat kendisinin yazdığı veya bir
başkasına yazdırdığı hadisleri yanında
S: İcâzet veren şeyh daha sonra bu hazır bulunan talebeye vermesi veya hazır
icâzetten vazgeçebilir mi? olmayan bir talebeye göndermesidir.
C: icazetten vazgeçerse bile bunun bir İcâzetli ve icâzetsiz diye ikiye ayrılır.
tesiri yoktur. Talebe o hadisi rivayet
edebilir.
Lafızlar:

‫ حدثني فالن كتابة او اخبرني فالن كتابة‬، ‫


كتب إلي فالن‬
S: İmam Şa î icazet ile rivayeti kabul
etmiş midir?
C: Bu konuda kendisinden iki rivayet
1. ‫م ْقرونة باإلجازَة‬
َ
nakledilmiştir. İmam Nevevi Ravzatü't-
Talibîn isimli eserinde azhar olan görüşün Hocanın talebeye

cevaz yönünde olduğunu söylemiştir.



أجزتك ما كتبت لك او اليك‬
demesi ile olur.

4. MÜNÂVELE
Hükmü: Caizdir. Münâvele-i Makrûne ile
Münâvele ile rivâyet iki kısma ayrılır: aynıdır.

1. ‫م ْقرونة باإلجازَة‬
َ 2. ‫املجردة عن االجازة‬
Şeyhin talebeye, istinsah etmesi veya Hükmü:

temlîk etmesi için kitabı verip


İcâzetsiz kitabetin caiz olup olmadığı ile
‫فار ِوه عني‬
ْ ‫
هذا روايتي عن فالن‬ alakalı farklı görüşler olsa da sahih olan
demesidir.
görüşe göre bu şekilde hadis rivayet
etmek caizdir.

Hükmü:Bu şekilde yapılan münâvele


caizdir.
6. İ'LÂM

Şeyhin talebeye elindeki hadisi veya kitabı


2. ‫املجردة عن االجازة‬
göstererek "bu benim falan hocadan
Şeyhin talebeye "rivayet et" veya "rivâyet aldığım hadislerimdir" demek sureti ile
etme" demeksizin kitabı verip bunlar ihbarda bulunmasıdır. Burada hadisleri
benim duyduğum hadislerdir (‫)هذا سماعي‬ rivayet etmesi için talebeye herhangi bir
demesidir.
teklif yoktur.

Hükmü: Sahih olan görüşe göre bu Lafızlar:


şekilde hadis rivayet etmek caiz değildir.
‫أ ْع َل َمني شيخي بكذا‬،

Lafızlar:

Hükmü: i'lâm dolu ile hadis almanın caiz


olup olmadığı konusunda ihtilaf vardır.

Süleyman Bür 101 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas


fi
İbn-u's-Salah caiz olmadığını söylemiştir.
Birçok muhaddis, fakih ve usülcü caiz
olduğunu söylemiştir.

7. VASİYYET

Ölmek üzere olan veyahut yolculuğa


çıkmak üzere olan hocanın talebesine
kitap vasiyet etmesidir. Burada talebeye
kitabı rivayet edip etmemesi söylenmez.

Lafızlar:
‫ حدثني فالن وصية‬، ‫
أوصى اليّ فالن كذا‬

Hükmü: Sahih olan görüşe göre bu


şekilde hadis rivayet etmek caiz değildir.

8. VİCÂDET

Bulunan veya ele geçirilen bir kitaptan


sema', icazet ve münâvele olmaksızın
hadis alıp rivayet etmektir.

Lafızlar:
‫ قرأت بخط فالن‬،‫وجدت بخط فالن‬.

Hükmü: caiz olup olmadığı konusunda


ihtilaf olmakla beraber muhaddis ve
fakhlerin çoğunluğu caiz olmadığı yönünde
görüş beyan etmişlerdir.

Süleyman Bür 102 Gaziantep Dini Yüksek İhtisas

You might also like