Professional Documents
Culture Documents
İhtisas
İhtisas
Düzenleyen:
Muhsin HACIOĞLU
* Tedvin
* Tasnif (DİA)
1. O dönemde arap yarımadasındaki
kişilerin okuma yazma oranlarının yok
denecek kadar az olması. Arap
Görüldüğü üzere îdah, kitabet dönemini
yarımadası'nda sadece Yemen ve birkaç
de Hıfz döneminin içine almış. Tasnif
yer dışında yazı bilen yoktu. Üstelik
dönemini ise Tasnif ve Tezhip diye ikiye
Araplar bunu cehaletten saymıyorlardı. Bu
ayırmış.
rivayetler vardır.
vermesi;
شي ٍْء َ ب ُك َّل ُ ُ تَ ْكت: ش َو َقا ُلوا ٌ ْ فَن َ َهت ْ ِني ُق َري،ُحفْظَه ِ أ ُ ِري ُد
Ramehurmuzi'nin el-Muhaddisül-fasil ve َِّول اهلل ُ س ُ َو َر،س َّل َم َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ َِّول اهلل ِ س ُ س ِم ْعت َ ُه ِم ْن َر َ
Hatip el Bağdadi'nin Takyidu'l-ilim isimli ضا ؟ َ الر ِ َض ِ
َ ش ٌر َيت َ َك َّل ُم في ا ْلغ َ س َّل َم َب ِ
َ ص َّلى اهللَُّ َع َل ْيه َو
ِّ ب َو َ
eserlerinde Ebu Said el-Hudri'den rivayet َُّص َّلى اهلل ِ ِ ِ ِ ِ
ِ َ س ْكتُ َعن ا ْلكت
َ َِّسول اهلل ُ ت ذَل َك ل َر ُ فَذَ َك ْر،اب َ فَأ َ ْم
ettikleri iki hadis;
ِ صبَ ِع ِه إِ َلى ِف
ٍ س ِع ،ب ْ ُ " ا ْكت: ال َ يه َو َق َ َع َليْ ِه َو
ْ فَأ َ ْو َمأ َ ِب ِإ،س َّل َم
ُص َلَّى اهلل َ - ِّ»ج ِه ْدنَا ِبالن َّ ِبيَ :خ ْد ِر ِّي ُ يد ال َ ال أَبُو َ َو َق
ٌّخ َر َج ِمن ْ ُه إِ َّال َحق َ سي ِبيَ ِد ِه َما ِ ْفَ َوا َّل ِذي نَف
وفي.اب فَأَبَى ِ أ َ ْن يَأ ْ َذ َن َلنَا ِفي- س َّل َم
ِ َ الكت َ َع َليْ ِه َو
َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
س َّل َم َ َّاستَأْذَنَّا الن َّ ِبي
ْ :ال َ رواية عنه َق
الكتَابَ ِة فَ َل ْم يَأْذَ ْن َلنَا
ِ في.
ِ
* Yemenli Ebu Şah'ın dinlediği hutbeyi Hz
peygamberden kendisine yazmasını
Hatip el Bağdadi'nin Takyidu'l-ilim isimli istemesi üzerine Hz. Peygamberin
edilen hadis;
ff
استعن بيمينكdemesi:
2. Yasaklama, Kur'an ile hadisin aynı
sahifelere yazılması ile ilgilidir. Ayrı
sahifelere yazılma konusunda serbest
س إِ َلى ُ ِصا ِر يَ ْجل ْ َكا َن َر ُج ٌل ِم َن: ال
َ ْاألَن َ َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ َق
bırakılmıştır.
َُّص َّلى اهلل َ ِّس َمعُ ِم َن الن َّ ِبي َ ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو
ْ فَ َي،س َّل َم َ ِّالن َّ ِبي 3. Buhari gibi bazı âlimlere göre Ebu
ش َكا ذَلِ َك إِ َلى َ َ ف،ُ فَيُ ْعجِبُ ُه َو َال يَ ْحفَظُه،َس َّل َم ا ْل َح ِديث َ َع َليْ ِه َو Said'in hadisi Mevkuftur. Yani Hz
إِنِّي،َِّول اهلل َ س ُ يَا َر: ال َ فَ َق،س َّل َم َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ ِّالن َّ ِبي peygamberin değil bizzat kendi sözüdür.
َِّول اهلل ُ س ُ ال َر َ فَ َق.ُث فَ ُي ْعجِبُ ِني َو َال أ َ ْحفَظُه َ س َمعُ ِمن ْ َك ا ْل َح ِدي ْ َأ (Muhammed Ebu Zehv)
peygamber tarafından serbest bırakıldığını Sonuç olarak Nurettin Itır Hatip el Bağdadi
göstermektedir.
nin de nihai olarak karar verdiği şu görüşü
desteklemektedir; ilk dönemde hadislerin
Soru; Hz peygamberin hadis yazımını kur'an-ı Kerim ile karışma ihtimali olduğu
yasakladığı Ebu Said el'Hudri hadisi ile için yasaklandı. Daha sonraları bu ihtimal
hadis yazımını serbest bırakan hadisler ortadan kalkınca serbest bırakılmıştır.
Cevap: iki durum arasında zahirde görülen 2.) KİTABET (kitâbetü’l-hadîs, takyîdü’l-hadîs,
takyîdü’l-ilm)
teâruzü gidermek için genelde şu yorumlar
yapılmıştır;
fi
Muhammed Mustafa el azaminin tespitine sözlü olarak rivayet ettikleri hadisleri konu
göre 52 sahabe ve 53 tabiin hadis başlığı altında olmaksızın karışık bir halde
yazmıştır.
bir kitapta toplama faaliyetine denir. Tedvin
dönemi aslında resmi olmasa da Abdülaziz
Bunlardan en önemli olanlar şunlardır;
bin Mervan (84) döneminde başlamıştır.
1.) Abdullah bin Amr bin el-Âs': Bedir ashabından yetmiş kişiyle görüşen
es-Sahifetüssadıka. Abdülazîz, Humus’ta yaşayan Kesîr b.
Mürre el-Hadramî’ye (75/694) bir mektup
göndermiş ve Ebû Hüreyre’nin hadisleri
2.) Hemmam bin Münebbih; es- kendisinde bulunduğu için onun dışındaki
Sahifetüssahiha. Ebu hureyre'nin öğrencisi sahâbîlere ait hadisleri yazıp göndermesini
olan hemmam bin münebbih ondan aldığı istemiştir. Abdülaziz bin Merva'nın elindeki
140 Hadisi küçük bir sahifede toplamıştır. Ebu Hureyre'ye ait bu hadisler babası
Bu günümüze kadar ulaşmış ve basılmıştır.
Mervan'dan kendisine kalan hadisler
olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü
3.) Hz. Ali; diyet ve esirlerin hükümleri ile rivayetlere göre halife Mervan(65) Ebu
ilgili küçük bir sahife...
Hüreyre'yi zaman zaman yanına çağırarak
Hadis konusunda onunla müzakere etmiş
4.) Cabir bin Abdullah; küçük bir sahifesi ve katiplerine bu hadisleri yazmasını
olduğu söylense de aslında bu sahifenin emretmiştir. Bu aynı zamanda hadislerin
onun öğrencisi olan Süleyman Bin Kays'a Hz peygamberden 2 asır sonra yazıldığını
ait olduğu anlaşılmaktadır.
iddia eden kimselere bir cevaptır.
Tedvin muhtelif sahabelerin yazmış Bir rivayete göre Zühri'nin ilim talep etme
olduğu sahifelerdeki hadisleri veya onların yolunda yakın arkadaşı olan Salih İbni
Keysan şöyle demektedir; "Ben ve Zuhrî musannef denilmiş bu döneme ise tasnif
ilim taleb etmek için bir araya geldik ve dönemi denilmiştir.
aktarılmıştır.
Ramehurmuzi ve İbni Hacer gibi alimlerin
3.) TASNİF DÖNEMİ kabul ettiği görüşe göre hadisleri ilk defa
tasnif eden kişiler Rebi' bin Suhayb(160)
Said bin Ebi'l-Arube(156) İmam Malik (179)
Hicri ikinci yüzyılın ilk çeyreğinden
Abdullah Bin mübarek(181) gibi isimlerdir.
Fakat sen yokken ben Hz peygamberin Şiiler hazreti Ali'nin hilafet meselesini
bunları anlattığına şahit oldum" dedi. bahane ederek birkaç sahabi dışında geri
Bunun üzerine soruyu soran adam beni kalan kimseden hadis almayıp gelen
ihya ettin Allah da seni ihya etsin dedi.
rivayetleri inkar ettiler.
söylemektedir.
ۚ لا َ
َو ُه َو ٱ َّل ِذیۤ أَنز ََل إِ َلیۡ ُك ُم ٱل ِۡكتَـ
َّ َٰب ُمف
ࣰ ص
2. Hasen
Soru: Mütevatir haberin kaç şartı
3. Zayıf
vardır?
Not: Mevzu Hadisi 4. sınıf olarak ele
alanlar olmakla beraber onu hadisten Cevap: 4 şartı vardır.
2. Meşhur
4. Rivayet edilen şeyin hissi bir şey olması
3. Âhad
3) (بالنسبة إلى قائله )بالنسبة إلى من أسند اليه * Her tabakada en az 4. Delil: Zina iftirası
1. Merfu'
konusunda 4 şahit istenmiştir.
2. Mevkuf
* Her tabakada en az 5. Delil: Mulaane
3. Maktu'
* Her tabakada en az 10. Delil:
ࣱ ام َل ۗة
ِ شرة ࣱ َك ِ
َ َ
تل َۡك َع
Soru: Mütevatir hadis nedir?
* Her tabakada en az 12. Delil:
ࣰ ش َر نَ ِق
ۖیبا َ
َوبَ َعثۡنَا ِمن ۡ ُه ُم ٱثۡنَیۡ َع
Cevap: Kelime Manası: lugat'ta art arda
birbirini takip etmek peşi sıra gelmek * Her tabakada en az 40 kişi. Delil: cuma
manasında kullanılan tevatür kelimesinin namazı için yeterli cemaat sayısı.
ismi failidir.
* Her tabakada en az 70. Delil:
rivayetleri ilim ifade eden kimseler 1'in 2'nin yarısı olması gibi akli konular
tarafından rivayet edilmesi olduğunu tevatüre konu olmaz. Keza yüzlerce râvi
söylemiştir.
konu hakkında öyle olduğunu
düşünüyoruz zannediyoruz şeklinde ifade
İmam Gazali'ye göre de karine olmadığı kullansalar o haber Mütevatir olmaz.
Evzâî:
وفي ذلك آثار متواتر
gelmektedir?
Ancak bunlar Mütevatiri hadis usulündeki
manasıyla değil kelime manası ile
Cevap; bundan maksat haberin görmeye
kullanmışlardır.
" العلم الواقع بالخبر املتواتر علم:وقال أبو الوليد الباجي " ال نكفر أحدا من أهل القبلة إال بإنكار:قال ابن دقيق
ضرورة على ما يقوله شيوخ أهل الحق ال على ما يقوله متواتر من الشريعة
غيره علم نظر واستدالل
Soru: Mütevatir hadis kaça ayrılır?
" اتفق الجمهور من الفقهاء واملتكلمني من:قال اآلمدي
األشاعرة واملعتزلة على أن العلم الحاصل خبر التواتر Cevap: Mütevatir hadis ikiye ayrılır:
Lafzı Mütevatir
ضروري
Manevî Mütevatir
Cevap: Zaruri ilim; istidlale ihtiyaç Cevap: Mütevatir hadis sayısı İbni Hacer'e
duymadan herkes için hasıl olan kesin göre çok denilebilecek kadar vardır. Ancak
bilgidir. Yani doğruluğu bizzat kendisinden İbni Salah ve bazı alimlere göre Mütevatir
kaynaklanan bilgidir.
hadis sayısı yok denecek kadar azdır. Bazı
alimlere göre ise Mütevatir hadis yoktur.
Nazarî ilim; ancak İstidlal ile yani araştırma
Nurettin Itır Menhecun-nakd isimli
ve tetkik yapıldıktan sonra sadece o
eserinde bu görüşleri İbni salah'ın
sahada ehliyeti olanlar için bilgi ifade eder.
kastettiği lafzi mütevatirdir İbni hacer'in
Diğer bir ifade ile doğruluğu başka deliller
kastettiği ise manevi mütevatirdir şeklinde
ile desteklendikten sonra ortaya çıkan
yorumlamıştır.
bilgidir.
fi
fi
3. SAHİH HADİS Ancak tüm bunlarla beraber sahih
hadislerin müstakil bir eserde toplanması
ve sahih ile zayıfı beraber alıp zayıf
İslamiyet'in ilk yıllarında hazreti
oranlarına işaret edilmesi faaliyetleri en
peygamberin sözleri nakledilirken senetsiz
geniş manasıyla hicri III. asırda yani hicri
nakledilirdi. İlim ehli, birinden hadis aldığı
200 yılından sonra başlamıştır.
şu tarif yapılmıştır;
Rebi' bin Huseym'in(65) "hadislerden bir Bu tarife göre bir hadisin sahih olabilmesi
kısmında gün ışığı gibi aydınlık vardır. için 5 şart gereklidir;
10.
مخالفة الثقات
من له ملكة تحمله على مالزمة التقوى واملروءة
( املزيد، مقلوب، مدرج.، معروف- منكر، محفوظ-شاذ
املصحف، املضطرب،
)في متصل األسانيد
Bu da 5 şeyle olur;
1. Akıl
2. Baliğ
4. عدم الشذوذ
3. Müslüman olma
4. Mürûet sahibi olma, (kişiliğini zedeleyici Sigar ravinin rivayet ettiği ve sahih olmaya
hasletlerden uzak durmak) aday olan bu hadisin ravisinin kendisinden
5. Takva ( büyük günahlardan uzak durup daha sika birine veya sayıca daha fazla
küçük günahlarda ısrar etmeme) olan ravilerin hadisine muhalefet
etmemesidir. Şayet muhalefet ederse sika
ravinin rivayet ettiği hadis شاذdaha sika
olanın hadisi محفوظolur.
3. ضبط الراوي
5. عدم العلة
Ravi'nin dalgın olmaması ezberden hadis
rivayet ediyorsa hadisi çok iyi ezberlemesi, Hadis ilk bakışta sahih görülmekle
kitaptan rivayet ediyorsa kitabı çok iyi ve beraber içerisinde gizli bir kursur taşıyan
dikkatli bir şekilde yazmış olması.
bir hadis olmamalı. Öyle olursa hadis معلل
olur.
4. ()…ب .
بدعة الراوي
Bununla beraber bazı hadisler hakkında
5. ()…ب .
جهالة الراوي tartışmalar sürmektedir. Nurettin Itır'a göre
1) Bu 5 şartın söz konusu hadiste tam Soru: Sahih hadis kaça ayrılır?
olarak meydana gelip gelmediğine dair
ihtilaf,
Cevap: ikiye ayrılır;
ihtilaf,
Cevap: En sahih sened demektir. Alimlerin حدثني حماد عن إبراهيم النخعي عن علقمة عن عبد
raviler hakkında farklı değerlendirmeleri اهلل بن مسعود رضي اهلل عنه أن النبي صلى اهلل
sebebiyle en sahih senedin hangisi olduğu
عليه وسلم كان يرفع يديه عند تكبيرة اإلحرام ثم ال
konusunda değişik görüşler ortaya
çıkmıştır. Ayrıntısını kitapta göreceğimiz يعود.
’أصح االسانيدdin diğer isimleri şunlardır;
-Evzâî der ki ben sana Zühri, Salim ve İbni
سلسلة الذهب Ömer'den bahsediyorum, sen bana
Hammad, İbrahim, Alkame diyorsun.
أجل األسانيد
أجود االسانيد -Bunun üzerine Ebu Hanife; Hammad
أثبت األسانيد Zühri'nden daha fakihdir. İbrahim
أقوى األسانيد Salim'den daha fakihdir. Alkame İbni
Ömer'den aşağı değildir. Siz de İbni Ömer
أرجح االسانيد varsa biz de İbni Mesut var.
أحفظ األسانيد
أحسن االسانيد Burada da görüldüğü üzere senetteki
ricallerin kriterleri kişiden kişiye göre
değişiyor.
arasında yaşanan meşhur kıssa buna Bir hadisin müttfekûn aleyh olabilmesi
örnek olarak gösterilebilir;
için en azından sahabede eşit olmaları
gerekmektedir. Eğer iki hadis arasındaki
-İmam Ebu Hanife ile Evzaî Mekke'de Sahabe ortak değilse bu hadise متفق عليه
karşılaşırlar. Evzâî Ebu hanife'ye sorar. Ne değil، رواه الشيخانdenilir. Bu konuda
için namazda ellerinizi kaldırmıyorsunuz? yazılmış en meşhur eser:
Soru: Sahih hadisleri hangi kaynaklarda Soru: Neden Buhari Müslim'den daha
bulabiliriz? üstün görülmüştür? Buhari'nin
Müslim’den daha üstün olan yönleri
Cevap:
nelerdir?
savunmuştur.
Sayı konusunda ihtilaf edilse de her Cevap: Hasen hadisi ilk defa kullanan ve
halükarda Buhari'de tenkite uğramış hadis ilk defa tari ni yapan kişinin kim olduğu
sayısı daha azdır.
konusunda ihtilaf vardır;
Soru: Buhari ve Müslim üzerine ne tür 1) İbn-i Teymiye'ye göre hadisleri ilk defa
çalışmalar yapılmıştır? Sahih, Zayıf ve Hasen diye üçe taksim
eden ve tari ni yapan Tirmizî (279)
olmuştur. Ondan önce sadece sahih ve
Cevap: zayıf vardır.
2. Istılahî manasıyla:
Hasen kavramı Tirmizî’den önce
kullanılmakla birlikte belirli bir tari nin
fi
yapılmaması, aynı zamanda müttefekun
aleyh, sahih ve zayıf hadisler hakkında da * Hadisin farklı tariklerle desteklenmesi
kullanılması dikkate alındığında (meselâ gerektiğini söylemiştir. Oysa en başta
bk. el-Medhalî, s. 38-56, 57, 61, 66, 84, kendisi bazı hadisler için
yaygınlaştığını göstermektedir
ف ــكل ح ــدي ــث ل ــيس ف ــي إس ــناده م ــن ي ــتهم ب ــال ــكذب وال ي ــكون
شاذا ً ويروي من غير وجه فهو عندنا حديث حسن Hattabî'nin bu tari bazı gönderilen
eleştirilmiştir;
kastedilmiştir)
fi
fi
fi
fl
fi
İbn-u's-Salah Hasen hadis ile alakalı 2 tarif * Sabit
yapmıştır;
* Nebil
(Bu tarif Tirmizi’nin tari ne yakındır ve Hasen Soru: Tirmizî'nin birçok hadisin altına
ligayrihi'yi işaret ettiği söylenmiştir.)
yazdığı aşağıda verilen ifadeleri ne
anlama gelmektedir?
2. Şaz, münker ve muallel olmayan, ravileri
sıdk sahibi olmakla beraber hafıza Cevap:
yönünden biraz zayıf olan raviler tarafından
rivayet edilen hadislerdir.
1.) حسن صحيح
Misal;
Soru: Hasen hadis kaça ayrılır? سـ ـ ـ َليْ َما َن
ُ َحـ ـ ـ َّدثَـ ـ ـنَا َجـ ـ ـ ْع َف ُر بْـ ـ ـ ُن: ـال َ َق ـ ـ، َحـ ـ ـ َّدثَـ ـ ـنَا ُقـ ـ ـتَيْبَ ُة
َع ـ ْن أ َ ِب ــي َب ـ ْك ِر، ِّـج ْو ِن ـي َ َع ـ ْن أ َ ِب ــي ِع ـ ْـم َرا َن ا ْل ـ، ُّـضبَ ِعي ُّ ال ـ
Cevap: ikiye ayrılır;
سـ ـ ـ ِـم ْعتُ أ َ ِبـ ـ ــي
َ : ـال َ َقـ ـ ـ، ش ـ ـ ـ َع ِر ِّي ْ َ األ َ بْـ ـ ـ ِـن أ َ ِبـ ـ ــي ُمـ ـ ـ
ْ ـوسـ ـ ــى
(Hasen hadisi ilk defa lizatihi ve ligayrihi diye ayran
İbn-u Salah’tır.)
صـ َّلى اهللَُّ َعـ َل ْي ِه ُ س
َ َِّـول اهلل َ َق: ول
ُ ـال َر ُ َيـ ُق،ض َر ِة ا ْلـ َع ُد ِّو َ ِب
ْ ـح
وفِ ُالسي ُّ ظ َال ِل ِ َاب ا ْل َجن َّ ِة تَ ْحت
َ " إِ َّن أَبْ َو: س َّل َم َ َو
1) Hasen lizatihi;
Bu hasen bir hadistir. Çünkü senedindeki
İbn-i Hacer'in yaptığı muteber tarif hasen جعفر بن سليمانzaptı zayıf bir kişidir.
ثُـ َّم: ُ ُقـ ْلت: ـال َ َق." " أ ُ َّم َـك: ـالَ ثُـ َّم َمـ ْن ؟ َق: ُ ُقـ ْلت: ـال
َ َق (Dikkat!!! her zayıf değil.)
َ األ َ ْق َر
ب ْ َب ف ْ ثُ َّم،اك
َ األ َ ْق َر َ " ثُ َّم أ َ َب: ال
َ َم ْن ؟ َق
Misal:
ـحيَى بْ ـ ـ ُن ْ َح ـ ـ َّدثَ ـ ـنَا يَـ ـ: ـال َ َقـ ـ، ـشا ٍر َّ َح ـ ـ َّد َث ـ ـنَا ُم َحـ ـ َّـم ُد بْ ـ ـ ُن بَـ ـ
Bu hadis hasen lizatihi'dir. Çünkü
، َو ُم َح َّـم ُد بْـ ُن َجـ ْع َف ٍر، َو َعـبْ ُد ال َّـر ْح َـم ِن بْـ ُن َم ْه ِـد ٍّي، يد ٍ س ِـع َ
senedinde بهز بن حكمvardır ki
: ـال َ َق، َِّـاصـم ِ ْب ِـن ُعـبَ ْي ِد اهلل ِ َعـ ْن َع، شـ ْعبَ ُة ُ َحـ َّدثَـنَا: َقـا ُلـوا
Ali el-Medînî, Nesâî, Ebu Zur’a, İbn-i Hacer
أ َ َّن، ـيه ِ َع ـ ْن أ َ ِب ـ، ـام ـ ِر بْ ـ ِـن ر ِب ــي َع َة ِ س ـ ِـم ْعتُ َع ـبْ َد اهللَِّ بْ ـ َن َع ـ َ
ve daha onlarca muhaddis sika olduğunu َ
söylemişler. Hatta ileride gelecek olan ُ سـ َ فَـ َق،نيِ ْ َارةَ تَـزَ َّو َجــتْ َعـ َلى نَـ ْع َل ِ ِ
ـول ُ ال َر َ ا ْمـ َـرأَةً مـ ْن َبــني فَـز
hasen hadisin mertebeleri sayılırken
senedinde بهز بن حكمgeçtiği hadis, hasen
س ِك ِ ْـيت ِم ـ ـ ـ ْن نَ ـ ـ ـف
ِ ضـ ـ ـ َ َ ص ـ ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ ـ َليْ ِه َو
ِ " أَر: س ـ ـ ـ َّل َم َ َِّاهلل
فَأ َ َجازَ ُه: ال َ َق. نَ َع ْم: ْ َقا َلت." ني ؟ ِ ْ ال ِك ِبن َ ْع َل ِ َو َم.
hadisin en üst mertebesi sayılmıştır.
Bununla beraber isminin senedinde geçtiği
hadisin sahihlik mertebesinden düşmesine
sebep olan şu yorumlarda yapılmıştır;
5) أصح شئ في الباب
Bu ifade hadisin sahih olmasını
gerektirmez. Bununla o bab içerisinde
Soru: Bazı hadislerin sonunda yazılan
bulunan hadislerin en iyi durumda olanı
صحيح االسناد, حسن االسنادgibi ifadeler kastedilir. Mesela o bab içerisindeki
ne anlamda kullanılmaktadır? hadislerin hepsi zayıf ise hakkında bu ibare
kullanılan hadis en az zayıf olan demektir.
göstermektedir.
olunur.
3. İmam Suyûtî;
Nurettin Itır:
ما فقد شرطا من شروط الحديث املقبول
İmam Suyûtî bu konuda müstakil olarak
yazdığı ve 1. ve 2. görüşü cem ettiği
التنقيح ملسالة الصحيحisimli eserinde özetle Nurettin Itır'a göre bu tanım daha
şunu söylüyor;
uygundur. Çünkü makbul deyince hem
fl
ş
fl
sahih hem hasen hadisleri kapsıyor. Sahih *
املعلق
ve hasenin altındaki ise zayıftır.
*
املعضل
Kimi alimler ise ibn'u Dakîk el-Îd'in tari ni
be enmi lerdir. Çünkü bir hadis hasen *
املدلس
mertebesinin altına dü erse sahih * (
معلل )معل
mertebesinin altına zaten dü mü olur.
ikiye ayrılır;
1) يعمل به مطلقا
1) Zayı ı ın çok iddetli olmaması lazım.
Ahmet bin Hanbel, Ebu Davud, Ebu Zayı ı ın iddeti konusunda
Hanife ve imam Malik gibi bazı alimlere * فحش الغلط، املتهم بالكذب،
كذب الراوي
göre ister er'î hükümler ister faziletli maddeleri sayılmı tır. Bu yüzden Mevzu,
ameller, ister Menakıb konusu olsun metruk ve Münker hadislerle ter ib, terhîb
zayı ı ın iddetli olmaması ve o konuyla ve fedail konusunda bile amel edilmez.
ş
ş
ş
ş
ş
ş
ş
ş
ş
ş
İ
ş
ğ
ğ
ş
ğ
ş
ğ
ğ
ş
ğ
ey getiriyorsa onunla amel edilmez.
Ancak dinde zaten var olan bir ibadet veya Soru: Zayıf hadislerin فضائل األعمال
bir amelin benzerinden bahs ediyorsa
konusunda kullanıldı ına dair misal
onunla amel edilebilir.
verebilir misiniz?
Misal:
Cevap:
َحـ َّدثَـنَا ُم َح َّـم ُد: ـال َ َق، ار بْـ ُن َح ُّـمويَـ َة ُ َحـ َّدثَـنَا أَبُـو أ َ ْح َـم َد ْامل َ َّـر
ِ ِ َحـ َّدثَـنَا بَ ِـقيَّ ُة بْـ ُن ا ْلـ َول: ـال س ٍـد َ َق، س ِن
َ َ َحـ َّدثَـنَا ْاملـ ُ َع َّلى ْبـ ُن أ: ـال َ َحـ َّدثَـنَا أ َ ْح َـم ُد ْبـ ُن ا ْل َـح
َعـ ْن ثَـ ْو ِر بْ ِـن، ـيد َ َق، ـصفَّى َ ُ بْـ ُن ْامل
- اء ِ ـس َقِّ ـب الـ ـ
ُ ـاحـ ـِ صـ ـ َ ُه ـ ـ َو- ِ َح ـ ـ َّدثَ ـ ـنَا َع ـ ـبْ ُد ْامل ُـ ـن ْ ِعم: ـال
َ َقـ ـ،
َع ـ ِـن، َعـ ـ ْن أ َ ِب ــي أ ُ َم ــا َمـ ـ َة، ـال ـ ِـد ْب ـ ِـن َمـ ـ ْع َدا َن ِ خـ َ َعـ ـ ْن، َيـ ـ ِزيـ ـ َد
، اء ٍ َ َو َعـط، س ِن َ ـح َ َعـ ِـن ا ْلـ، ٍ ســلِم ْ ـحيَى بْـ ُن ُم ْ َحـ َّدثَـنَا يَـ: ـال َ َقـ
ِ " َمـ ـ ْن َق ــا َم َلـ ـ ْي َلتَي: ـال َ صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َل ْي ِه َو
َ َق ـ،سـ ـ َّل َم َ ِّالـ ـن َّ ِبي
ُ وت ا ْل ُق ُل
وب ِ َ
“ ا ْل ِعي َد ْي ِن ُم ْحت
ُ سبًا هللَِِّ َل ْم َي ُمتْ َق ْلبُ ُه َي ْو َم تَ ُم َ س ـ ـ َّل َم َقـ ـ
ـال َ ص ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ َل ْي ِه َو َ َِّـول اهلل َ سـ ـ ُ َع ـ ـ ْن َجـ ــا ِب ـ ـ ٍر أ َ َّن َر
َو إِذَا،َان ـ َـك ِ س ـ ْـل ِف ــي أَذ َّ إِذَا أَذَّنْ ــتَ فَ ـت َ َر، " يَ ــا ِب ـ َـال ُل: لِ ـ ِب َال ٍل
Bu hadisi senedinde geçen 3 isim bazı َان ـ َـك َو إِ َق ــا َم ـ ِـت َك َقـ ـ ْد َر َم ــا ِ ـني أَذَ ْ اجـ ـ َع ْل بَ ـ
ْ َو، ـاحـ ـ ُد ْر ْ أ َ َق ـ ْـمتَ فَ ـ
yönlerden zayıf kabul edilmi lerdir.
ِ َ َو ْامل ُ ـ ْعت،ش ــر ِب ـ ِـه ِ ُ ـشا ِر َّ َوال ـ،اآل ِك ـ ُـل ِم ـ ْن أ َ ْك ــلِ ِه
ْ ُيَ ـفْ ُرغ
ص ُر ْ ُ ب م ـ ْن
َو َال تَ ُقو ُموا َحتَّى تَ َر ْو ِني،اج ِت ِه َ اء َح ِ ض َ خ َل لِ َق َ " إِذَا َد.
ثور بن َيزيد
bidat ehli oldu u söylenmi tir.
Bu hadisin senedinde geçen ِ املُنْ ِعم
ْ عبْ ُد
َ
ş
ş
ş
ğ
ş
ğ
ğ
ş
ş
ş
ş
ğ
ş
ğ
ş
ş
ş
ş
ş
1) mam Nevevi diyor ki bu durumu öyle Soru: Senedini zikretmeden zayıf bir
anlamalıyız; " zayıf hadis, hakkında daha hadis rivayet edilebilir mi?
önce sahih veya hasen bir hadis geçen
konularda mübah veya müstehap
Cevap: biri zayıf bir hadis rivayet etmek
hükmünü koyabilir.
rivayet edilmi se, bu zayıf hadis söz نقل عنه، جاء عنه، ورد عنه كذا، بلغنا كذا،روي كذا،
konusu meseleyi mübah kılar. Buradaki
mübahlık haramın olmayı ı anlamında
ihtiyaten kullanılan bir ifadedir. er'î bir 3. Hadiste hafız olan bir alim bir hadis
hüküm de ildir.
hakkında " "ال أعرفهderse o hadisi red
etmemiz için yeterlidir. Çünkü kendisinin
görmedi i hadisi ba kasının görmesinin
Soru: Zayıf hadisin kendi içerisinde
imkanı azdır.
اذا رويـ ـ ــنا عـ ـ ــن رسـ ـ ــول اهلل فـ ـ ــي الـ ـ ــحالل والحـ ـ ــرام والـ ـ ــسنن
ZAYIF (SAKÎM-FAS D)HAD S LE LG L واالحــكام تشــددنــا فــي االســانــيد واذا رويــنا عــن الــنبي فــي
BAZI MESELELER ف ــضائ ــل االع ــمال او م ــا ال ي ــضع ح ــكما وال ي ــرف ــعه ت ــساه ــلنا
في االسانيد
1. Biri zayıf bir hadis gördü ü zaman bu
hadisin bu senedi zayıftır demesi lazım. Bu
hadis zayıftır veya metni zayıftır dememesi Zayıf oldu u halde ümmet tarafından
lazım. Çünkü belki de sahih senetli hali kabul görmü Bu yüzden kendisi ile amel
vardır o görmemi .
eden bazı hadisler vardır. Mesela mam
Şâ î "varise vasiyet yoktur" Hadisi
hakkında hadisçiler Bu rivayeti sahih kabul
Nurettin Itır منهج النقدisimli eserinde diyor ki;
etmemekle beraber slam toplumu
senedin zayı ı ı metinin zayı ı ına senedin uygulamaya elveri li görerek onunla amel
sahihli i metinin sahihli ine delalet etmez. etmi ve bu hadisin vasiyet ayetini
Çünkü senedi zayıf olabilir ama ba ka bir neshetti ini söylemi tir. (Leknevi)
hadis.
BAZI ESERLER
الضعيف املتماسكZayıf olmasına ra men
bazı durumlarda i e yarar kullanılabilir
Genelde zayıf hadis ba lı ı ile de il de
hadislerdir.
1) حكيم الترمذي:
نوادر االصول في االحاديث االصول مسروقGarip göstermek ve ilgi çekmek
için senetteki bir raviyi ba ka bir ravi ile
2) شيرويه:
مسند الفردوس
de i tirip rivayet edilen hadis.
3) عقيلي:
الضعفاء الكبير
4) بغدادي:
تاريخ بغداد
5) ابن حبان:
كتاب الضعفاء
6) لذهبي:
كتاب ميزان االعتدال ا
ÎA DA HAD S TAKS M
فاسدZayıf manasında
Suyûtî: Sonuç:
hadis ister merfu, ister mevkuf, ister Eğer hadis Hz peygamber'e isnad
maktu' olsun senedi baştan sona muttasıl edilmişse متصل املرفوعdenir.
İbn-u Salah :
MÜSNED HADİS
ُ َحتَّى يَنْت َ ِهيَ إِ َلى ُمنْت َ َهاه،ُس ِم َع ُه ِم َّم ْن َف ْو َقه َ ات ِه َق ْدِ
ر َو
ُ
1) Sened
İbn-u Salah'a göre bir hadisin muttasıl 2) Sahabe isimlerinin altına onlardan
olabilmesi için ya merfu ya da mevkuf rivayet edilen hadislerin zikredilerek
olması lazım. İbn-u Salah bununla maktu oluşturulduğu rical türü eserler.
Îrâkî :
Soru: Müsned hadis nedir?
واما اقوال التابعني اذا اتصلت االسانيد اليهم فال
يسمونها متصلة في حالة االطالق اما مع التقيد فجائز Cevap: Müsned hadis için genelde 3 tarif
yapılmıştır. En doğru olan görüş 3 görüştür
وواقع في كالمهم كقولهم هذا متصل الى سعيد ابن
Çünkü 1. ve 2. etrafını câmi' âğyârını mâni'
املسيب او الى مالك.
değillerdir.
fl
fi
Hatîb el-Bağdâdî'nin bu tari muttasıl gibi kopukluğa işaret eden ifadelerin
hadis ile arasında hiçbir fark kalmadığı için olmaması lazım. (Tedrîburrâvi c. I, s. 278)
yaptığı
ٍ
بسند ظاه ُرهُ االتًصال ٍّع صحابي
ُ واملسن ُد مرفو
2. İbn-i Abdi'l-Berr
tari ne için eleştirilmiştir?
خاصة متَّصال كان او ُمنقطعا
َّ
ما جاء عن النبي
Soru: Merfu' hadis kavramı ilk defa ne
اُخبِرتُ عن فالن zaman kullanılmıştır?
fi
fi
fi
fi
sözü merfu' hadis kavramının hicri I. Cevap: 4 çeşit Merfu' hadis vardır;
Misal:
Soru: Merfu' hadis nedir?
سمعت رسول اهلل يقول كذا.
حدثنا رسول اهلل كذا
Cevap: Merfu' hadis ile alakalı birbirine
yakın tari er yapılmıştır.
انه قال كذا
رايت النبي فعل كذا
3) املرفوع التقريري
Soru: Kaç çeşit Merfu' hadis vardır? Soru: Bir hadisin hükmen Merfu' olduğu
nasıl anlaşılır?
fi
fi
b) Hz peygamberin zamanla izafe ederek
Cevap: hadis usulü kitaplarında rivayet ettikleri haberler. Cumhur'a göre bu
birbirinden farklı sayıda birçok yöntem tür hadisler hükmen merfudurlar.
3.Madde Sahabelerin:
Misal;
من السنه كذا
Hz Ali'nin küsûf namazının her rekatında iki
defa rüku yaptığına dair gelen rivayet.
امرنا بكذا
Küsûf namazının her rekatında iki rüku
نُهينا عن كذا
yapmak Hz Ali'nin kendi içtihadı ile karar
vereceği bir durum değildir. Öyleyse bu
hadis hükmen merfudur.
gibi sözlerle hadisi dolaylı yoldan Hz
peygamber'e dayandırarak rivayet ettikleri
haberler.
Misal;
ِ َ َكان: ول
،ت ا ْليَ ُهو ُد ُ يَ ُق، س ِمعَ َجا ِب ًراَ ، َع ِن ابْ ِن ْاملُن ْ َك ِد ِر
Misal;
الر ُج ُل ا ْم َرأَتَ ُه ِم ْن ُد ُب ِرهَا ِفي ُقبُلِ َها َكا َن
َّ إِذَا أَتَى: ول ُ تَ ُق ِ األَذَا َن َوأ َ ْن ُي
وت َر ْ أ ُ ِم َر ِب َال ٌل أ َ ْن َي: ال
ْ َشفَع َ َق، س ٍ ََع ْن أَن
ث َل ُك ْم فَأْتُوا َح ْرثَ ُك ْم َ } ِن: ْ فَنَزَ َلت،ا ْل َو َل ُد أ َ ْح َو َل
ٌ سا ُؤ ُك ْم َح ْر
ِْ
اإل َقا َم َة.
ِ أَنَّى.
{ شئْت ُ ْم
Misal:
ِ يد َم
ِ خر َج إِ َلى ا ْل ِع ِ ُّ ِم َن: ال َ َع ْن َعلِيٍّ َق
،اشيًا ُ ْ َالسنَّة أ َ ْن ت
a) Herhangi bir zamana izafe etmeden
ْ َش ْيئ ًا َقبْ َل أ َ ْن ت
خ ُر َج َ َوأ َ ْن تَأ ْ ُك َل.
mutlak olarak rivayet ettikleri haberler.
(
)كنا نفعل كذا
4.Madde Sahabelerin:
رفعه
Misal:
يرويه
ُكنَّا إِذَا: ال
َ َق،ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما ِ َع ْن َجا ِب ِر بْ ِن َعبْ ِد اهللَِّ ر
ينميه
َ
َ َو إِذَا نَزَلنا،ص ِع ْدنَا َكبَّ ْرنَا.
َسبَّ ْحنا َ ْ َ
Misal;
Cevap: Özellikle başka raviler tarafından
ِ س ا ْل َك
اف ِر ِمث ْ ُل أ ُ ُح ٍد ِ " : ال
ُ ض ْر َ َق،ُ َرفَ َعه، َ َع ْن أ َ ِبي ه َُر ْي َرة. mavkuf olarak rivayet edilen hadisleri
çokça Allah resulüne dayandırarak merfu
(Ka rin cehennemdeki dişi uhud dağı şeklinde rivayet eden raviler için kullanılan
kadardır)
bir sıfattır.
من السنه كذا
كنا نفعل كذا Soru: Mevkuf hadis kaça ayrılır?
كنا ال نرى بئسا
امرنا بكذا Cevap: Mevkuf hadis 3'e ayrılır;
نُهينا عن كذا
1) املوقوف القولي
fi
fi
ٍ َّ
َوأ َ َّم ابْ ُن َعب
اس َو ُه َو ُمتَيَ ِّم ٌم
İbn-i Kesîr:
3) املوقوف التقريري
هو املوقوف على التابعني قوال أو فعال وهو غير املنقطع
Misal:
ِ ُقول بعض التابعني فعلت كذا امام احد الصحابة ولم ي
نكر Tabiine dayandırılan söz ve illere maktu
علي hadis denilir. Maktu'hadis ile munkatı
hadis aynı şeyler değildir.
Nevevi:
2) İmam Şa î ve bazı hane lere göre
mevkuf hadis ile amel edilmez. Çünkü
sahabenin o sözü Hz peygamber'den هو املوقوف على التابعي قوال له او فعال واستعمله
duymamış olma ve kendi görüşünü ortaya
الشافعي ثم الطبراني في املنقطع
koymuş olma ihtimali vardır.
Not: Mevkuf kavramı mutlak olarak Tabiine dayandırılan söz ve illere maktu
kullanıldığı zaman akla sahabeye hadis denilir. İmam Şa î ve daha sonra
dayandırılan mevkuf hadis gelmelidir.
Taberani maktu kavramını munkatı
Ancak Mevkuf kavramı bazen mukayyed manasında kullanmışlardır.
fi
fi
fi
fi
fi
Abdullah bin Mübarek (181), Yahya bin
هو ما اضيف الى التابعي او من دونه من قول او فعل Said el-Kattan (198), Malik bin Enes (179)
ve daha birçok muhaddisin Mürsel
kavramını kullanması gittikçe daha fazla
Soru: Maktu' hadis kaça ayrılır? yayıldığını göstermektedir. (Ahmet YÜCEL/
HADİS ISTIRAHLARIN DOĞUŞU VE
Cevap: Maktu' hadis ikiye ayrılır;
GELİŞİMİ s. 180)
Misal:
قول ابراهيم بن محمد بن املنتشر "كان مسروق يرخي 1. Tarif: املرسل ما انقطع اسناده
الستر بينه وبني اهله ويُقبل على صالته ويخليهم
"ودنياهم Senedinin ister başında olsun ister
sonunda olsun, ister bir ravi düşsün ister
birkaç ravi düşsün senedinde kopukluk
Soru: Maktu' hadis makbul olunca olan her hadise Mürsel hadis denilir.
hüccet kabul edilir mi? Mürsel hadis bu tari ile Mu'dal, Muallak
ve Munkatı hadisleri içine almaktadır. Bu
Cevap: Maktu' hadis genel itibariyle yüzden Ebu Nuaym el-İsfahânî, Müslim'in
alimler tarafından huccet kabul Sahih'i üzerine yazdığı Müstahrec'inde
edilmemiştir. Dolayısıyla Maktu' hadisi ile Muallak hadislere Mürsel demiştir. Yine
amel edilmez. Bununla beraber bazı Beyhakî, Buhari, Darekutnî, Ebu hatim er-
alimler hadisin merfu olduğuna işaret eden Râzî gibi isimler de Munkatı hadise Mürsel
يرفعهgibi bir karine olması durumunda demişlerdir.
MÜRSEL HADİS
Buhari'den misal:
،ش ْ َح َّدثَنَا، َح َّدثَنَا أ َ ِبي، ص
ُ األ َ ْع َم ٍ َْح َّدثَنَا ُع َم ُر ْب ُن َحف
Soru: Mürsel hadis kavramı ilk defa ne
zaman kullanılmıştır? ٍ س ِع
يد َ َع ْن أ َ ِبي، ُّش ِر ِقي ْ َ اك ْامل ُ الض َّح
َّ َو، اهي ُم ِ َح َّدثَنَا إِبْر
َ
ِص َّلى اهللَُّ َع َليْه َ ُّ قال النبي: خ ْد ِر ِّي َرضيَ اهللَُّ َعن ُه قال
ِ َّ َ َ َ َ ْ ِ ُ ا ْل
Cevap: Hüseyin el-Muallimî'nin (150) آن ِفي ِ ث ا ْل ُق ْر ِ
َ " أ َ َي ْعجِزُ أ َ َح ُد ُك ْم أ َ ْن َي ْق َرأ َ ثُ ُل: ص َحا ِبه ْ َ س َّل َم ِأل َ َو
"Yahya bin Ebû Kesîr'e (129) bu mürseller طيقُ ذَلِ َك يَا ِ ُ أَيُّنَا ي: َو َقا ُلوا،شقَّ ذَلِ َك َع َليْ ِه ْم َ ََليْ َل ٍة ؟ " ف
kimdendir diye sorardık" şeklinde verdiği ." آن ِ ث ا ْل ُق ْر ُ الص َم ُد ثُ ُل َّ اح ُد ِ " اهللَُّ ا ْل َو: ال َ ول اهللَِّ ؟ فَ َق َ س ُ َر
haberden mürsel'in hicri II. asrın ilk
اكِ الض َّح َّ َو َع ِن،س ٌل َ ُم ْر: اهي َم ِ َع ْن إِبْر،َِّال أَبُو َعبْ ِد اهلل َ َق
yarısında kullanıldığını göstermektedir. َ
سن َ ٌد ْ ُم: ِّشرقي ِ ِ ْ
ْ َ امل.
fi
fl
fi
Yani İbrahim hadisi direk Said'den rivayet .سقط من اخرِه مَن بَعد التابعي
َ واملرسل ما
etmişse Mürsel, (munkatı manasında) olur. وصورته ان يقول التابعي سوا ٌء كان كبيرا او
Eğer hadisi Dahhak'tan almışsa Müsned
او فعل٫ اوفعل كذا٫صغيرا "قال رسول اهلل كذا
olur. Çünkü İbrahim Said karşılaşmamıştır.
، َث َال ًثا." األ َ ْع َلى ْ َسبْ َحا َن َر ِّبي ُ " : س َج َد َف ْل َي ُق ْلَ َو إِذَا،أ َ ْد َنا ُه
ُ َوذَلِ َك أ َ ْدنَاه.
Tercih edenler: Muhaddisler, Hakim en-
Nisabûrî, İbn-i Abdi'l-Berr ve bazı Fakih ve
َِّس ٌل ؛ َع ْو ٌن َل ْم يُ ْد ِر ْك َعبْ َد اهلل َ َق.
fi
حسن البصري
Soru: Beykûniye'de geçen şu beyit ne
için eleştirilmiştir; 3. صغار التابعني
ومرسل منه الصحابي سقط
وقل غريب ما روى راو فقط Hadislerinin çoğu tabiinden olmakla
beraber az sayıda hadislerini sahabeden
Cevap: Çünkü Mürsel hadiste sakıt olan alan kişilerdir. Bu tabakadaki kişilerin
her zaman sahabe değildir. Bazen mürselleri huccet değildir. Çünkü bunların
tabiinden biri hadisi başka bir tabiinden hadislerinin çoğu tabiinden olduğu için قال
almış olduğu halde direk sözü Hazreti رسول اهللdedikleri zaman sadece sahabe
peygambere isnat edebilir. Zaten Mürsel değil tabii ve sahabe iki kişiyi sakıt etmiş
hadisin ilk etapta zayıf kabul edilmesinin olma ihtimalleri yüksektir. (Bu 3 madde İzzettin
sebebi de budur. Beykûniye'nin ifadesi ise Dullî'nin Nüzhetunnazar üzerine yaptığı tahkikten
sanki Mürsel hadiste sakıt olan kişinin alınmıştır)
واما مراسل غي ِر ِكبار التابعني ال اعلم احدا َق ِب َلها
Soru: Tabiîn tabakaları kaça ayrılır? (İbn-i Kesir, el-Bâisü'l-Hesis, s. 78)
Misal:
سعيد بن مسيب Cevap: bu durumda olan kimseler ittifaken
عبيدة السلماني tabiinden sayılmışlardır. Ancak bunların
hadislerine Mürsel denilmez bilakis
طارق بن شهاب
hadisleri muttasıldır. Bu tür kimselerin
قيس بن ابي حازم mürsellerinin huccet sayıldığı konusunda
ihtilaf yoktur.
Misal:
محمد بن ابراهيم التيمي Cevap: Bu kimselerin sahabe olduğu
قتادة بن دعامة السدوسي.
konusunda ittifak vardır. Ancak bunların
hadisleri muttasıl değil Mürsel sayılır.
محمد بن سيرين
1. Kibarü't-tabiin'den olmalı,
Muhaddislerin çoğu ve bir kısım usulcü ve 2. İrsal yaptığı kişi yani düşürdüğü kişi sika
fakihlere göre Mürsel hadis zayıftır. birisi olmalı.
Delil: hadisin senedinden sakıt olan kişi 1. Mürsel hadis aşağıdaki şartlardan birini
mechulu-l’hâl'dir. Yani kim olduğu tam taşıyor olmalı;
olan kişinin sahabe olduğu kesin olarak * Sahabe kavli ile desteklenmeli,
Alimler İmam Şa inin bu sözünü iki şekilde Soru: Râvilerin irsale başvurmalarının
yorumlamışlardır;
sebepleri nelerdir?
Cevap:
Misal:
ٍ ِض أ َ ُبـو طَـال ٍ َّ َع ِـن ا ْب ِـن َعـب، يد ْب ِـن ُجـبَ ْي ٍر ِ س ِـع Merasil
س ـ َّل َم َو ِع ـن ْ َدَ ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو َ ُّ َو َج ــا َءهُ ال ـن َّ ِبي،ـش ٌ ـجا َء ْت ـ ُه ُق ـ َـريْ ـ
َ َف ـ
3) Ebu Bekir Ahmet el-Berdici
ُشـ َك ْوه َ فَـ َقا َم أَبُــو َج ْهـ ٍل َكـيْ يَـ ْـمن َ َع ُه َو،س َر ُجـ ٍل ُ ِـب َم ْجــل ٍ أ َ ِبــي طَــالِـ
Beyanül-Merasil
خ ـ ــي َم ـ ــا تُـ ـ ـ ِريـ ـ ـ ُد ِمـ ـ ـ ْنِ َ يَ ـ ــا ابْـ ـ ـ َن أ: الَ فَـ ـ ـ َق،ـبٍ إِ َل ـ ــى أ َ ِب ـ ــي طَ ـ ــالِ ـ ـ
َق ْو ِم َك............
Sadece baş tarafını aldığımız bu hadiste MUNKATİ' HADİS () حديث املنقطع
görülmektedir ki ibni Abbas yaşı küçük
olduğu için şahit olmadığı bir olayı kendisi
şahit olmuş gibi anlatmaktadır. Buna Soru: Munkati' hadis nedir?
Sahabe Mürseli denir.
عمر
َ ِ الصحابيِّ َكمالك ع ْن.
ابن
*düşen raviler ister ardarda düşmüş olsun
ister farklı yerlerde tek kişi düşmüş olsun
fark etmeksizin senedinde herhangi bir İbn-i Salah İbn-i Abdi'l-Berr‘in tanımı
kopukluk meydana gelmiş olan hadise hakkında şunları söylemiştir;
Munkati' hadis denilir.
وهذا اقرب وهو الذي صار اليه طوائف من الفقهاء
وغيرهم وهو الذي ذكره الخطيب البغدادي في كفايته
Bu tarife göre Munkati' hadis hem Mürsel
hem Mu'dal hem de Muallak hadisi içine Misal;
alan genel bir kavramdır. Bu birinci tari
Mürsel, Mu'dal ve Muallak hadisler bu
tercih eden alimlere göre Munkati' hadisin
birinci tarife örnek olarak gösterilebilir.
İbn-i Hacer;
ِ ) ِان ك ــان ب ــاث ــنني ف ــصاع ــدا م ــع ال ــتوال ــي ف ــهو امل ــعضل
(َّواال
ْ ف ــا ْن ك ــان ال ــسقط ب ــاث ــنني غ ــي ِر ُم ـتَوال ـ
ـيني ف ــي م ــوض ــعني م ــثال
املنقطع كل ما ال يَتٌصل سواء كان يُعزٰى الى النبي او لكنه بشرط عدم التوالي
(İbn-i Hacer, Nüzhetunnazar Tevdîhi Nuhbetü'l- ker, s.
الى غيره. 90.)
Beykûnî; Misal;
ِ
االوصال وكل ما لم يتصل بحال* اسناده منقطع ع ــن زي ــد ب ــن، ع ــن أب ــي إس ــحاق، ع ــن ال ــثوري،ع ــبدال ــرزاق
)إن ولــيتموهــا: مــرفــو ًعــا- رضــي اهلل عــنه- عــن حــذيــفة،ُيـثَيع
1 حذيفة
*Tabbiinden önce, yani tebe-i tabiin veya
2 زيد بن يُثَيع
daha aşağısında bir ravinin, bir veya birkaç
3 اسحاق yerde düşmesidir.
5 ثوري
Misal:
سـ ـ َليْ َما َن ُ َحـ ـ َّدثَـ ـنَا ُمـ ـ َع َّم ُر بْـ ـ ُن: ـال َ َق ـ، َحـ ـ َّدثَـ ـنَا َع ــلِيُّ بْـ ـ ُن ُح ْجـ ـ ٍر Öyleyse düşen kişi tabiinden biri olursa bu
ائ ـ ِل ِ ـجبَّا ِر بْـ ِـن َو
َ َع ـ ْن َع ـبْ ِد ا ْلـ، َـح َّجاج ِ بْـ ِـن أ َ ْرطَــاة َ َعـ ِـن ا ْلـ، ُّالـ َّـر ِّق ـي hadisin Munkati' olamaması gerekir. Oysa
ـت ا ْم ـ َـرأَةٌ َعـ ـ َلى َع ْه ـ ِـد ِ اسـ ـت ُ ْك ِر َه ـ
ْ : ـال َ َق ـ، ـيه ِ َعـ ـ ْن أ َ ِب ـ، بْ ـ ِـن ُح ْجـ ـ ٍر tabiin düşerse hadis yine Munkati'dir.
َع ـ ْن أ َ ِبــي، َعـ ِـن ا ْل ُجـ َـريْ ـ ِر ِّي، س ـ ْفيَا ُن ُ َح ـ َّد َث ـنَا: ـال َ َقـ، ال ـزُّبَ ـيْ ِر ُّي
: ـال َ َقـ ـ، َع ـ ـ ْن َر ُج ـ ـ ٍل ِم ـ ـ ْن بَـ ـ ِـني َح ـ ـنْظَ َل َة، خي ِر ِّ ـشِّ ا ْل ـ ـ َع َال ِء بْـ ـ ِـن الـ ـ
1 ِ أ َ ِب
يه
: ال َ فَ ـ َق،س ـفَ ٍر َ ض ـيَ اهللَُّ َع ـن ْ ُه ِف ــي ِ سر
َ ٍ ش ـ َّدا َد بْ ـ َن أ َ ْو َ ُـحبْت ِ صـ َ
2 ………. ( Ravi Yok )
س ـ َّل َم يُ ـ َع ِّل ُمنَا َ ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو َ َِّـول اهلل ُ سـ ُ أ َ َال أ ُ َع ـ ِّل ُم َك َم ــا َك ــا َن َر
3 ِ َعبْ ِد ا ْل َجبَّا ِر ْب ِن َو
ائ ِل ْب ِن ُح ْج ٍر ـات ِف ـ ـ ـ ـ ـ ــي ْ َ " ال ـ ـ ـ ـ ـ ـ َّلـ ُهـ َّم إِ ِّن ـ ـ ـ ـ ـ ــي أ: ـول
َ َس ـ ـ ـ ـ ـ ـأ َ ُل ـ ـ ـ ـ ـ ـ َـك ال ـ ـ ـ ـ ـ ـثـَّب َ أ َ ْن َن ـ ـ ـ ـ ـ ـ ُق
4 ………. ( Ravi Yok ) األ َ ْم ِر..................
ْ
Onun dışındaki bütün alimlere göre bu Ancak başka bir tarikten muttasıl olarak
hadis muttasıl bir hadistir. Çünkü geldiği tesbit edilmiş, düşen veya meçhul
senedinde mübhem ravinin olduğu hadis olan râvinin sika olduğu anlaşılmışsa o
her ne kadar zayıf sayılsa da senedi takdirde sahih olduğu anlaşılır.
2.
االنقطاع الخفي
İmam Nevevi bu tarif için بعيد وهذا غريب Gizli inkıtâ ise râvinin, zamanına yetiştiği
ضعيفdemiştir.
halde kendisiyle görüşmediği bir hocadan
veya görüştüğü halde hadis almadığı ya da
İbn-i Kesîr de el-Bâisü'l-Hesis'te tarif için aldığı hadisi değil kendisinden duymadığı
وهذا بعيد غريبdemiştir.
başka bir hadisi nakletmesidir.
Çünkü bu dördüncü tarif alimlerin ittifakıyla Gizli inkıtâa ancak ricâl ilmi konusunda
Maktu' hadisin tari dir.
uzman hadis âlimleri vâkıf olabilmektedir.
Hadisin bilinen bütün senedlerini bir araya
Soru: İmam Şa î'nin Munkati' hadis getirerek mukayese etmek, böylece düşen
hakkındaki tanımı nasıldır? râviyi bulmak, râvilerin aynı dönemde
yaşayıp yaşamadıklarını, birbiriyle görüşüp
görüşmediklerini araştırmak senedde
Cevap: İmam Şa î'nin Munkati' tari 1. inkıtâ bulunup bulunmadığını belirlemenin
tarifteki gibidir. Ancak İmam Şa î bu yollarındandır.
zayıf hadis türlerinden sayılmıştır. Çünkü Diğer bir ifade ile görünüşte senedinde
Munkati' hadiste düşen ravi'nin kim hiçbir ravi düşmesi bulunmamakla beraber
olduğu bilinmez. Bilinmediği için de cerh gerçekte ravi düşmesi olduğu kabul edilen
ve tadil yönü net olarak ortaya konamaz. hadis.
Cevap: Mu'dal hadis ile alakalı genelde Bu hadiste de aynı şekilde İmam Mâlik ile
tek bir tarif yapılmıştır. Senedin herhangi Ebu Hureyre arasında iki ravi düşmüştür.
وال ــقسم ال ــثال ــث م ــن اق ــسام ال ــسقط م ــن االس ــناد ِان ك ــان
باثنني فصاعدا مع التوالي فهو املعضل.
وال ـ ــجواب ان م ـ ــال ـ ــكا وص ـ ــله خ ـ ــارج امل ـ ــوط ـ ــأ ع ـ ــن مح ـ ــمد ب ـ ــن
َعــجالن عــن ابــيه عــن ابــي هــريــرة فــعرفــنا بــذلــك ســقوط اثــنني
وهو ما سقط من اسناده اثنان فصاعدا Yani İmam Malik'in hadisi Muvatta'nın
dışında başka bir senetle muttasıl bir
şekilde rivayet etmesiyle biz hadisten
Suyûtî
fi
aslında iki kişinin düşmüş olduğunu
anlıyoruz.
*Senedin baş tarafında iki ravi peş peşe
düşerse o hadis hem Mu'dal hem Muallak
Soru: Meşhur ve mutemed manası olur.
على فيه.
ق ــال اب ــن ص ــالح ف ــقد اع ــضله االع ــمش الن ال ــشعبيَّ ي ــروي ــه
عن انس عن النبي
MUALLAK HADİS
aittir.
İbn-u Salah:
فاكثر على التَّوالي ِ
اسناده را ٍو ف ِم ْن َمبدإ
َ
ما ُح ِذ
ُ
Soru: Mu'dal hadis ile Muallak hadis
arasında nasıl bir ilişki vardır? Suyûtî:
فاكثر ِ
االسناد َواح ٌد َف ِم ْن ا َّو ِل
َ ورتُ ُه ا َ ْن يُ ْحذ
ُ َ
وص
ُ
Cevap: Aralarında عموم وخصوص من وجه
vardır. Yani bazı mudal'ler Muallak'tır.
Nurettin Itır:
Bazı Muallak'lar Mu'dal'dir.
سـن َ ِده سـواء كـان املحـذوف واحـ ًدا او
َ هـو مـا ُحـذف ِمـن مـبدإ
اكثر على سبيل التوالي ولو الى اخر السند.
َ
Mu'dal ve Muallak bir durumda paylaşırlar
iki durumda ayrılırlar;
fl
Muallak hadis senedin başından bir veya
daha fazla ravinin düştüğü hadistir.
Soru: Muallak hadisin hükmü nedir?
Cevap: Muallak hadis tıpkı Mu'dal,
Muallak hadis bazen Munkati' bazen Munkati', Müdelles ve Mürsel gibi zayıf
Mu'dal hadis ile birleşirler.
hadis türlerinden saymışlardır. Çünkü
Senedin başından sadece müelli n şeyhi diğerlerinde olduğu gibi Muallak hadiste
düşmüşse bu hadis hem Muallak hem de de düşen ravinin zayıf biri olma ihtimali
Munkati' olur.
vardır.
1.
بسبب سقط من السند
1. Cezm sigası ile rivayet edilenler;
2.
بسبب طعن في الراوي
Buhârî'de yer alan ve ذكر قالgibie cezm
sigası ile rivayet edilen hadisler;
Birinci sıradaki senedindeki kopukluk
* Sahabeye veya Hz peygamber'e isnad sebebiyle meydana gelen zayı ıklar da
edilmişse sahihtir.
ikiye ayrılır;
2. Farklı fıkıh babları altında zaten bir kaç Cevap: Müdelles kavramı ilk defa hicri II.
defa zikredilmiş olan hadisi bab başlığı asırın ilk yarısında kullanılmaya
yapınca senede ihtiyaç duymamıştır.
başlanmıştır. Bu dönemdeki Tedlis mutlak
anlamda kullanılmaktaydı. Hicri III. asırdan
3. Söz konusu hadis Buhari'nin şartlarına sonra Tedlisüs's-şuyûh ve benzeri
uymadığı için senedini zikrederek zayıf kavramlar ortaya çıkmıştır.
fl
fi
Şa î Haber-i Vahid'in delil olabilmesi için A. TEDLİSÜ'L-İSNAD
gerekli şartlar arasında "ravisinin mülaki
olduğu şeyhten işitmediğini rivayet eden
1. TEDLİSÜ’L-İSNAD
müdellis olmaması" gerektiğini söylemek
suretiyle tedlisin tari ni yapmıştır. Daha
sonraki dönemde gelen alimler de genel Tedlisü'l-isnad ile alakalı alimler aşağı
itibarıyla bu tanıma benzer tanımlar yukarı birbirine benzer tari er yapmışlardır;
(
ابن صالح )مقدمة
Soru: Tedlis kaça ayrılır?
أن يروي عمن عاصره او لقيه ما لم يسمع منه
(
نور الدين عتر )منهج النقد
تدليس ث ع َّـمن لـقيَه وسـم َعه مـا لـم يـسمع مـنه مـوهـما
ُ ان يـروي املحـد
او عـمن لـقيه ولـم يـسمع مـنه مـوهـما انـه َلـقيَه،انـه سـمعه مـنه
A. تدليس االسناد
وسمع منه ِ
1.
تدليس االسقاط Bu tari erden şu sonuç çıkmaktadır;
2.
تدليس التسوية Râvînin karşılaştığı ve kendisinden hadis
dinlediği bir şeyhten ya da muâsır olup ta
3.
تدليس القطع karşılamadığı bir şeyhten dinlemediği bir
4.
تدليس العطف hadisi
B.
تدليس الشيوخ عن فالن، قال فالنve
أ َّن فالنًا
fl
عن فالنve أ َّن فالنًاgibi sarih olmayan
Bu tarifte bakınca şu 5 soru akla sigalarla almış gibi yapmasıdır. Mürselü'l-
gelmektedir;
hafî de ise aynı sigaları kullanmakla
beraber hadisi şeyhten duymuş gibi
Soru: Ravi kendisinden hadis almış gibi yapma kastedilmemektedir. Yani tedliste
yaptığı şeyh ile muasır değilse ne olur? duyma îhâmı kastedilirken irsal'de böyle
bir kasıt yoktur. Bu yüzden müdellis ağır
ifadelerle zemmedilirken, mürsil
Cevap: Meşhur olan görüşe göre bu hadis zemmedilmemiştir.
عــن ابــي عــوانــة عــن االعــمش عــن ابــراهــيم الــتيمي عــن ابــيه
Soru: Ravi kendisinden hadis almış gibi عـن ابـي ذ ًرّ ان الـنبي قـال "فـالن فـي الـنار يـنادي يـا حـنان
yaptığı şeyh ile hiç karşılaşmamış ise ne "يا منان.
Soru: İbn-i Kesîr, Nevevi ve İbn-u Salah Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli
gibi alimlerin tari ne göre Müdelles eserinde şu şekilde tarif etmiştir;
hadis ile Mürselü'l-hafî arasında ne fark ه ــو ان ي ــروي امل ــدل ــس ح ــدي ــثا ع ــن ض ــعيف ب ــني ث ــقتني ل ــقي
kalmaktadır? ـضعيف ويــجعل بــني ثــقتني عــبارة
َ احــدهــما االخــر فــيسقط الـ
النــه ذكــر مــن فــيه مــن. وقــد ســماه الــقدمــاء تــجويــدا.مــوهــما
Cevap: Müdelles hadis râvinin mülakî االجود وحذف غيرهم.
Misal:
خا ً ويـعطف عـليه شـي،ـصرح بـالتحـديـث عـن شـيخ لـه
ِّ هـو ان ي
خ َر لم يسمع منه ذلك امل َ ْر ِو َّي
َ آ.
ـبٍ أَبُ ــو َو ْه ـ َحـ ـ َّدثَ ـ ِـني: ـال َ َق ـ، بَ ـ ِـقيَّ َة ْ َعـ ـن، ـحاقُ بْـ ـ ُن َرا َهـ ـ َويْ ـ ِـهَ سـ ْ ِإ
ال " : ـال َ َق ـ، ا ْب ـ َن ُع ـ َـم َر َع ـ ِـن، ٌـاف ـع ِ َن ـ َح ـ َّد َث ـنَا: ـالَ َق ـ، س ـ ِـد ُّي
َ َ األ Misal; Hâkim en-Nîsâbûrî'nin Marifetu
َحتَّى تَ ْع ِرفُوا ُع ْق َدةَ َرأ ْ ِي ِه، ئ ٍ سال َم ا ْم ِر ْ ِتَ ْح ِم ُدوا إ.
ulumi'l-hadis isimli eserinde belirttiğine
göre هشيمbazı hadislerinde
3. TEDLİSÜ'L-KAT'/ TEDLİSÜ’L-HAZF
Soru: Tedlisü'l-isnad ve çeşitlerinin
Râvînin, hadisi muteber bir yolla almış hükmü nedir? Yani Tedlisü'l-isnad
olma vehmini uyandırmak için hiçbir eda yapmanın hükmü nedir?
sigası kullanmadan doğrudan hocanın
ismini söylemekle başlayıp hadis-i rivayet Cevap: Bu şekilde tadlis yapmak
etmesidir.
mekruhtur. Leknevî, Zaferu'l-Emânî
şerhinde bunun harama yakın mekruh
Said el-Hînn şöyle tarif etmiştir;
olduğunu belirtmiştir. (s. 392)
هـو ان يـروي عـمن سـمع مـنه مـا لـم يـسمع مـنه دون ان يـذكـر Alimlerin çoğu Bu şekilde tedlis yapan
لفظ االداء.
kimseleri zemmetmişlerdir. Şu'be bin
Haccac التدليس اخو الكذبdemiştir.
yapmadığı rivayetlerinin hükmü nedir? ومن عرفناه دلس مرة فقد ابانا لنا عورته في روايته.
Muteber olan görüş budur. Çünkü tedlis خه أو ُي ـ ـ َكنِّيه أو يـ ــل ِّقبه عـ ــلى خـ ــالف مـ ــا
َ ـسميَ شـ ــي
ِّ هـ ــو ان ُيـ ـ
tek başına cerh sebebi değildir. Yani ravide اشتهر به َت ْع ِمي ًة المره.
NÜKTE:
olarak değerlendirilmiştir.
dinlemiş gibi yapmasıdır. Bu tari erdeki ، ـشيْ ٌمَ َحـ َّدثَـنَا ُه: ـالَ َق، اهـي ُم بْـ ُن َعـبْ ِد اهللَِّ ا ْل َه َـر ِو ُّي
ِ َحـ َّدثَـنَا إِبْـر
َ
püf nokta aralarında hiç karşılaşmanın ِ َ َعـ ْن ن، ـس بْـ ُن ُعـبَيْ ٍد
ِ َعـن، َع ِـن ابْ ِـن ُع َـم َر، ٍـافـع َ
ُ َحـ َّدثـنا يُـون: ـال
ُ َ َ َق
olmamasıdır.
" َمطْ ُل ا ْلغ َِنيِّ ظُ ْل ٌم: ال َ س َّل َم َقَ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ ِّالن َّ ِبي.....
وه ــو ان ي ــروي ال ــراوي ع ــمن ع ــاص ــره ول ــم ي ــلقه أو ل ــقيه ول ــم 2. Tedlis'te ravi عن فالنve benzeri ifadelerle
يسمع منه.
hadisi şeyhten almış vehmini
uyandırmaktadır.
getirmişlerdir. Oysa Said el-Hînn, el- Şazz hadis sika bir ravinin diğer insanlara
Îdâh'ta bu hadisin Mürselü'l-hafî'ye değil muhalefet ederek rivayet ettiği hadistir.
ُ وي ما لم يرو
daha sonra başka bir rivayette ise ُنُبِّئت
ُ أُخ ِب ْرtemel sureti ile hadisi bizzat o
veya ت
Nurettin Itır
şeyhten almadığını bilakis başkası ٍ الــشاذّ مــا رواه املــقبول مــخالــفا ملــن هــو اولــى مــنه لــكثرة عـ
ـدد
vasıtasıyla hadisin o şeyhten kendisine
ـفظ واملـحفوظ مـقابـل الـشاذ وهـو مـا رواه مـخالـفا ٍ او زيـادة ح
geldiğini söylemesi ile tespit edilir.
ملن هو دونه في القبول
ŞAZZ HADİS - MAHFUZ HADİS
İmam Şa î
Emânî'de İmam Şa î'nin bu tari ni Şazz ile alakalı yapılan bu tarife baktığımız
beğenip isabetli olduğunu söylemekle zaman şu sorular akla gelmektedir;
1. Muhalefet
Soru: Şazz hadis kaç kısma ayrılır?
2. Teferrüd
şazz olur.
Misal:
يراثَ ُه ِ َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ ُّ فَأ َ ْعطَاهُ الن َّ ِبي،ُ
َعبْ ًدا ُه َو أ َ ْعت َ َقه
َ س َّل َم م
Soru: Bir hadis hem seneden hem
metnen şazz olabilir mi?
Bu hadisi Tirmizî, İbn-i Mace ve Nesâî şu
şekilde rivayet etmişlerdir;
Cevap: Olabilir.
3- Avsecete
ع ـ ــن ع ـ ــائ ـ ــشة رض ـ ــي اهلل ع ـ ــنها "أن ال ـ ــنبي ص ـ ــلى اهلل ع ـ ــليه
4- İbn-i Abbas
ِ ُويصوم وي
فطر ُ ،قصر في السفر ويُ ِتم ُ َ
"وسلم كان ي
İbn-i Abbas ise bu hadisi hükmen merfu Bu hadis seneden şazz'dır. Çünkü daha
olarak rivayet etmiştir. Sened zincirinin bu sika raviler tarafından rivayet edildiğine
şekilde sıralanması konusunda başta İbn-u göre bu hadis mevkuf'tur. Yani söz Hz
Cerîr olmak üzere birçok râvi İbn-i peygamber'e değil Hz Aişe'ye
Uyeyne'ye tabi olmuştur.
dayandırılmıştır.
Ancak Hammad bin Zeyd adlı ravi aynı Bu hadis aynı zamanda metnen de
hadisi İbn-i Abbas'ın ismini zikretmeden Şazz'dır. Çünkü hadisin daha sika raviler
Mürsel olarak rivayet etmiştir. İşte tarafından rivayet edilen tarikinde namazı
Hammad'ın, senedinde tek kaldığı bu bazen kısaltıp bazen tam kılan kişi Hz
rivayet Şazz'dır. İbn-i Uyeyne ve ona tabi Aişe'dir.
ِ ْ خ َّف
ني ُ ا ْل.
rivayet etmiştir;
1. Hâkim en'Nîsâbûrî
َع ـ ِـن، يل َ ش ـ َـر ْحـ ـ ِب ُ َعـ ـ ْن ُهـ ـزَيْـ ـ ِل بْ ـ ِـن- َعـ ـبْ ُد ال ـ َّـر ْح ـ َـم ِن بْـ ـ ُن ثَ ـ ْـر َوا َن ٌ
ٌاصل متابع هو ما يتفرد به ثقة من الثقات وليس للحديث
َ ص ـ ـ َّلى اهللَُّ َع ـ ـ َليْ ِه َو
س ـ ـ َّل َم َ َِّـول اهلل َ سـ ـ ُ ير ِة بْ ـ ـ ِـن
ُ أ َ َّن َر، ش ـ ـ ْعبَ َة ِ
َ ْامل ُـ ــغ ِ
الثقة لذلك.
2. Halilî:
م ــا ل ــيس ل ــه اال اس ــناد واح ــد يش ـذُّ ب ــذل ــك ش ــيخ ث ــق ًة ك ــان أو
b. Hadisi rivayet etmekte tek kalan o
غير ثقة.
َ
ravi zayıf ise rivayeti kabul edilmez.
Halilî'nin tari ne göre şazz hadis sika veya Rivayet ettiği hadis zayıftır/merduttur.
MÜNKER - MA’RUF
3. İbn-u Dakîk el-Îd
تفرد به
hadistir.
1.
fi
fi
َع ـ ِـن ا ْل ـ َعيْزَا ِر بْ ـ ِـن، َـحاق َ سـْ ِ َع ـ ْن أ َ ِب ــي إ، يب ٍ يب بْ ـ ُن َح ـ ِب ُ َع ـ ْن َح ـ ِب Soru: مُن َكر الحديثne demektir?
َُّص ـ َّلى اهلل َ َِّـول اهلل ُ سـ َ َق ـ: ـال
ُ ـال َر َ َق ـ، اس ٍ َّ َع ـ ِـن ا ْب ـ ِـن َع ـب، ـث ٍ ُح ــر ْي ـ
َ
َ َو َحـجَّ ا ْلـبَيْت, َ َوآتَـى الـزَّ َكـاة, َـصالة َّ " َمـ ْن أ َ َقـا َم ال: سـ َّل َم ِ
َ َعـ َليْه َو Cevap: Cerh lafızlarından bir tanesidir.
خ َل ا ْل َجن َّ َة
َ َد, ف َّ َو َق َرى, ضا َن
َ ْالضي َ َو, .
ـحيَى بْـ ـ ُن ْ َحـ ـ َّدثَـ ـنَا يَ ـ: ـال َ َق ـ، ف ٍ خـ ـ َل
َ شـ ـ ٍر بَـ ـ ْك ُر بْـ ـ ُن ْ َحـ ـ َّدثَـ ـنَا أَبُ ــو ِب
Soru: Muzdarip hadis nedir?
َعـ ْن، َـشا ُم ْبـ ُن ُع ْـر َوة َ َحـ َّد َثـنَا ِه: ـال َ َق، ُّس ْاملـَ َد ِنـي ٍ ُم َح َّـم ِد ْب ِـن َقـ ْي
صـ ـ َّلى اهللَُّ َعـ ـ َليْ ِه َ َِّـول اهلل ُ سـ ُ ـال َر َ َق ـ: ْـش َة َق ــا َل ــت ِ َعـ ـ ْن َع ـ، ـيه
َ ـائ ـ ِ أ َ ِب ـ
Cevap:
ِ
َ ه ــو الح ــدي ــث ال ــذي يُ ــروى م ــن قـ ـبَل را ٍو واح ــد أو اك ـ
ـثر ع ــلى 2. Birkaç ravinin aynı hadisi
ُمرجحَ بينها وال ُيمكن الجمع ِّ ٍ
متساوية وال ٍ
مختلفة ٍ
اوجه.
birbirlerinden farklı şekilde rivayet
etmesiyle izdirab meydana gelir.
hadisi kendisinden rivayet ettiği şeyh ile Izdırab hadisin senedinde meydana gelirse
sohbetinin daha uzun olması gibi tercih buna muzdaribü's-sened denir.
zahiren ihtilaf görülen hadislerin Muzdarib Çünkü bu hadis 10 küsür vecihle, Mürsel,
olabilmesi için iki şart gerekir:
Mevsul, Hz Ebubekir'in müsnedi, Hz
Aişe'nin müsnedi ....... şeklinde rivayet
1. Hadisler, biri diğerine tercih edilmiştir. Senette görülen bu ihtilafı
edilemeyecek derecede kuvvet giderip tariklerden bir tanesini seçmek de
bakımından birbirlerine mütekârib mümkün değildir.
َع ـ ْن، ـحيَى بْ ـ ُن آ َد َم ْ َح ـ َّدثَ ـنَا يَـ: ـال َ َقـ، َح ـ َّدثَ ـنَا َعــلِيُّ بْ ـ ُن ُم َحـ َّـم ٍد
Soru: Hadislerde izdirab ne şekilde ت ِ َع ـ ْن فَ ـ، ِّـش ْع ِبي
ِ ْ ـاط ـ َـم َة ِب ـن َّ َع ـ ِـن ال ـ، َ َع ـ ْن أ َ ِب ــي َح ـ ْـمزَة، ش ـ ِري ـ ٍـك َ
meydana gelir? : ول َ صـ َّلى اهللَُّ َعـ َل ْي ِه َو
ُ سـ َّل َم َيـ ُق َ َّس ِـم َعت ْ ُه تَـ ْع ِني الـن َّ ِبي
َ س أَنَّـ َها ٍ َقـ ْي
اة ِ ٌّال َحق
ِ س َوى الزَّ َك ِ َ س ِفي ْامل
َ ْ" َلي.
Cevap:
ِ nedir?
Soru: İllet ()ع َّلة
Misal:
صــلى اهلل عــليه- ســمعتُ رســول اهلل:فــقال مــعقل بــن ســنان
ِ قضى بها في بَر َوع بنت-وسلم....
واشق Cevap:
ْ
ِ
صحة الحديث ٌ
غامض خفيٌّ قاد ٌح في سبب
ٌ هي.
1.
الغُموض والخفاء
MUALLEL HADİS (مع َّل
ُ /م َع َّلل
ُ ) Yani var olan illetin gizli ve kapalı olması.
ٌ
معلول ٌ
إن ِم َن الصحيح ما هو صحيح Senette meydana gelen gizli illet genelde
şu şekillerde olur;
- Izdırab,
-Gizli inkita',
Misal:
Mesela bir hadisin senedindeki ravinin سـ َهيْ ِل بْـ ِـن ُ َعـ ْن، ـوســى بْـ ُن ُعـ ْقبَ َة َ خـبَ َر ِنــي ُمـ ْ َ أ: ٍـال ابْـ ُن ُجـ َـريْـج َ َقـ
yalancı, kötü hafızalı ve ga et sahibi biri ـولُ سـ ُ ـال َر َ َقـ: ـال َ َع ـ ْن أ َ ِبــي ُهـ َـر ْيـ َـرةَ َقـ، ـيه ِ َع ـ ْن أ َ ِبـ، ٍـال ـح ِ صـ َ أ َ ِبــي
olduğu tespit edilmişse o hadis Muallel فَ ـ َكث ُ َر،س ٍ ِس ِفــي َم ْجــل َ " َم ـ ْن َج ـ َل: س ـ َّل َم َ ص ـ َّلى اهللَُّ َع ـ َليْ ِه َو َ َِّاهلل
olur. Ancak buradaki Muallel istilahi س ـبْ َحانَ ـ َـكُ : س ِه ذَلِ ـ َـك ِ ِال َق ـبْ َل أ َ ْن يَ ـ ُقو َم ِم ـ ْن َم ْج ــل ِ ِف ـ
َ فَ ـ َق،ُـيه َل ـ َغطُه
manadaki Muallel değildir. Hatta Tirmizî
ُ س ـتَغ ِْف ُر َك َوأ َ ُت ـ
ـوب ْ َ أ، َش َه ـ ُد أ َ ْن َال إِ َل ـ َه إِ َّال أ َ ْن ــت ْ َ أ،ال ـ َّل ُه َّم َو ِب َح ـ ْـم ِد َك
Nesh'i de İllet saymıştır.
Görüldüğü üzere buradaki kusurlar ğamid س ِه ذَلِ َك ِ ِ إِ َّال ُغ ِفر َل ُه َما َكا َن ِفي َم ْجل،" إِ َليْ َك.
َ
değildir.
ْ ش
ط َر َ عن ابي هريرة قال اتى رجل النبيَّ فقال اَج َع ُل 1.
موس بن عقبة
Aynı hadis bir başka senette şu şekilde * Metnin doğru hali şu şekildedir;
rivayet edilmiştir;
ٍ
صالة فقد أدركها من ادرك ركعة من.
1.
وهيب بن خالد
2.
سهيل بن ابي صالح Bu hadisin Muallel olmasına sebep olan
gizli illet, hem senedin hem de metnin
3. (
عون بن عبداهلل )تابعي
hatalı olmasıdır.
3.
املعلل في املنت والسند
4. Bir hadisin belli bir sahabeye ait olduğu
عن يونس عن الزهري عن سالم عن ابن عمر عن النبي
bilinmesine rağmen tabiinden birine
ِ
صالة من أدرك ركع ًة من:صلى اهلل عليه وسلم قال dayandırılarak rivayet edilmesi,
ِ
الجمعة أو غيرها فقد أدرك.
mübhem bırakması,
denilir.
هو املخت َلق املصنوع
2. O sözü hadis diye ortaya atan kişiye
nispeten hadis denilir. Çünkü uydurma
Nurettin Itır/Menhecun-Nakd olsa bile o sözü rivayet eden kişi hadis
ِ نسب الى رسول اهلل َك ِذبًا وليس له
صلة حقيقية َ ُهو الذي ي olduğu iddiasıyla rivayet etmiştir.
Said el-Hînn/el-Îdâh
وزورا
ً امللصق بالنبي كذبًا
َ
هو الحديث املخت َلق املصنُوع
1. İSLAM DÜŞMANLARININ İSLAM'I
ZAYIFLATMAK AMACIYLA HADİS
Leknevî/Zaferu'l-Emânî'
UYDURMALARI
الكذب املختلق على النبي صلى اهلل عليه وسلم او على
فتدخل فيه االثار املصنوعة.غيره من الصحابة وغيرهم İslam dini kısa sürede dünyanın dört bir
كذبا الى صحابة فمن بعدهم ِ املنسوبة.
tarafına yayıldı. Müslümanların iradesi
altında bulunmakla beraber kaybettikleri
eski güçlerine kavuşma hayali kuran
S: Hz peygamber dışında sahabe veya
münafıklar ve başlarında yıllarca alay
tabiine dayandırılan uydurma sözlere de
ettikleri arapları görmek istemeyen, çöl
Mevzu' denir mi?
bedevileri diye isimlendirdikleri kimselerin
C: Hz peygamber dışında sahabe veya hükmü altında yaşamaktan utanç duyan
tabiine dayandırılan uydurma sözlere de kimseler, güçle kılıçla İslam dinini
Mevzu' denir. Ancak mutlak manada yıkamayacaklarını anlayınca, İslam dinini
Mevzu', Hazreti peygambere dayandırılan zayı atmak ve yok etmek için başka
uydurma sözlere denir. Sahabeden birine yollara tevessül ettiler. Dini eserlerde
dayandırılmış uydurma bir sözden kendilerinden zenadika/ zındıklar diye
bahsedilirken söz konusu sahabenin bahsedilen bu kimseler İslam'ı tahrif
ismine izafe edilir.
etmek, gülünç duruma sokmak ve halkı
dinden soğutmak için kur'an-ı kerim'e
Misal: Miraç hadisesi hakkında Hz dokunamayacaklarını anlayınca bu kötü
Aişe'den rivayet edilen
emellerini gerçekleştirmek için hadislere
ٍ
محمد َ
ما فُ ِقد َج
س ُد yöneldiler.
uydurdukları hadislere
ِ عمن تاخذونه
"فانَّا ُكنا اذا رأينا رأيًا ّ انظروا هذا الحديث
"جعلنا له حديثَا.
َ البش ِر فمن أبى ف َق ْد
كفر َ خير
ُ ٌّ
علي
" Ali insanların en hayırlısıdır. Bunu inkar
eden ka rdir" sözü de Hazreti Ali'yi övmek
Şîa imamlarından İbn-i ebi'l-Hadid'in maksadıyla şiirler tarafından
"Şunu bil ki fezail ile ilgili uydurma hadisler uydurulmuştur.
sürmekteydi.
şöyle demiştir:
ُ
إِذَا َرأَيْت ُ ْم ُم َعا ِويَ َة َع َلى ِمنْبَ ِري فَا ْقت ُ ُلوه
Allahu Teala'nın bir cismi bulunduğunu
"Muaviye'yi benim minberimde iddia eden Mücessime mezhebi ile onun
konuşurken görürseniz hemen onu insanlara benzediğini söyleyen Müşebbihe
öldürün"
mezhebi taraftarlarının "Allahü Teâlâ
Muaviye taraftarları da ُ فَا ْقت ُ ُلوهilini فاقبَلوهile oturan, kalkan, hayvanlara binen, başına
değiştirerek, "muaviye'yi benim taç ayağına pabuç giyen bir varlıktır" diye
minberimde konuşurken görürseniz hemen hadis uydurmaları, bu fırkaların kendilerine
onu kabul edin" şeklinde uydurmuşlardır.
taraftar toplamak için nasıl hadis
uydurduklarını ortaya koymaktadır.
İslam dini dünyanın dört bir tarafında İslamiyet kısa sürede dünyanın dört bir
yayılınca sahabeler döneminde olmayan tarafına yayılıp birbirinden farklı milletleri
bazı yeni meseleler ve onları tartışan hakimiyeti altına almıştır. Arap
fırkalar ortaya çıktı. Bu fırkalara mensup Müslümanların hakimiyeti altına giren
bazı kimseler kendi fırkalarını desteklemek farslar ve diğer bazı milletler, Emevilerin
için hadis uydurmaktan geri onları araplarla aynı seviyede görmemeleri
durmamışlardır.
gibi yanlış politikalar sebebiyle milliyetçilik
duygusuna kapılmışlardır. Araplar
kendilerini diğer milletlerden üstün
Kaderiye mezhebinde olup sonradan
gösteren bazı hadisler uydurunca, diğer
tövbe eden Ebu Reca' ın "
milletler de buna mukabele olarak
"Kadriyecilerden katiyyen bir şey rivayet
kendilerini destekleyen hadisler
etmeyiniz. Vallahi biz insanları
uydurmaktan geri durmamışlardır.
demesi,
_arşın etrafındaki meleklerin Farsça
konuştuğu,
şehirde cehennem şehirlerindendir onlar ان الصحابة اختلفوا في فتح مكة اكان صلحا ام عنوة؟
da Konstantiniye, Tuvâne, Antakya ve
فسالوا النبي فقال كان عنوة.
San'â'dır sözü,
Takva ehli olarak gösteren kimseler Hz قال علي رضي اهلل عنه سمعت النبي صلى اهلل عليه
peygamberin sahih hadisleriyle sabit olan وسلم يقول عمر بن الخطاب نور في االسالم سراج أهل
ibadetleri ka bulmamış olacaklar ki الجنة.
ِ أ َ ْو َح، ف
اف ٍر ْ َسبَقَ إِ َّال ِفي ن
ُ أ َ ْو،ص ٍل
ٍّ خ َ
" َال S: Mevzu' olduğu bilinen bir hadisi
"Sadece şu üç şeyde yarışıp ödül elde rivayet etmenin hükmü nedir?
etmek caizdir: Ok atışı, deve yarışı ve at C: Âlimler Mevzu' olan bir hadisi rivayet
yarışı" hadisine ( أو جناحgüvercin yarışı) etmenin haram olduğu konusunda ittifak
diye uydurma bir ekleme yapması bunun etmişlerdir. Zira hazreti peygamber şöyle
örneklerindendir.
buyurmuştur:
HABER-İ VÂHİD
Muhibbhullah el- Bihârî (1119/1707),
Müsellemetü'sübût adlı eserinde terğib ve
Daha önce zikrettiğimiz üzere hadisler
terhîb için hadis uydurmak isteyenlerin
birkaç itibara göre sını andırılmıştır.
büyük günah işlediklerini söylemiştir. Şa î
Genellikle alimler şu üç itibara göre
fakihlerinden fakihlerinden Cuveyni
(438/1046) ve Şemunnî (831/1418) daha hadisi sını andırmışlardır;
ileri giderek hadis uyduranların küfre
girdiklerini ve bu sebeple öldürülmelerinin A. من حيث القبول والرد.
vacib olduğunu söylemişlerdir. Ancak
onların bu görüşü icma'a muhalif sayıldığı
1. Sahih
söylemektedirler.
MEŞHÛR HADİS
S: Muhaddisler sahabe tabakasında ravi
S: Meşhur hadis nedir? sayısı bire düşen hadisleri sonraki
C: Hadislerin taksimatında hane ler ile tabakalarda sayısı tevatüre çıksa bile
Cumhur (muhaddisler) arasında fark ahad sayarken hane ler neden meşhur
olduğu gibi meşhur hadisin tanımı diye isimlendirmişlerdir?
konusunda da aralarında ihtilaf vardır.
C: Hanefî usülcülerine göre;
zikredilecektir.
da olabilir.
ص َّلى
َ َِّول اهلل َ س ِ َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ بْ ِن ُع َمر ر
ُ ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما أ َ َّن َر ش ْه ًرا يَ ْد ُعو َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
َ س َّل َم َ ُّ َقنَتَ الن َّ ِبي: ال ٍ َأَن
َ َق، س
َ َ
ِ
" إِذَا َجا َء أ َ َح ُد ُك ُم ا ْل ُج ُم َع َة فَ ْليَ ْغتَس ْل: ال َ اهللَُّ َع َليْ ِه َو
َ س َّل َم َق َوذَ ْك َوا َن، َع َلى ِر ْع ٍل.
".
س ِ ْ الرأ
َّ ان م َن ْ " : س َّل َم
َ " َو.
َ ض َر َر َو َال ض َر
ار
َ ْ
وعاملًا
بني ُج َّهال َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
: س َّل َم َ َِّول اهلل ُ س َ َق: ال
ُ ال َر َ َع ْن أ َ ِبي ه َُريْ َرةَ َق
َو إِذَا،ان ِ اب فَ َل ُه أ َ ْج َر
َ ص ِ " إِذَا َح َك َم ا ْل َح
ْ َاك ُم ف
َ َ اجت َ َه َد فَأ
S: Meşhur ile müste z hadis arasında خطَأ َ فَ َل ُه أ َ ْج ٌر
ْ َ اجت َ َه َد فَأ
ْ ".
ne fark vardır?
C: Genel itibarıyla bu konuda 3 görüş ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه ُ س
َ َِّول اهلل ُ ال َر َ َق: الَ َق، َع ْن أ َ ِبي ذ ٍَّر ا ْل ِغفَا ِر ِّي
zikredilmiştir;
،َس َيان ْ ِّ َوالن،َطأ َ " إِ َّن اهللََّ َق ْد َت َجا َوزَ َع ْن أ ُ َّم ِتي ا ْل: س َّل َم
َ خ َ َو
1. Meşhur ile müste z muradiftir.
است ُ ْك ِرهُوا َع َليْ ِه ْ " َو َما.
3. Meşhur müsta zden daha hastır. Yani Suhayb ne güzel bir kuldur. O, Allah'tan
ikinci maddenin tam tersi.
korkmasaydı bile yine de ona isyan
etmezdi. (Allah'tan korktuğuna göre hiç
isyan etmez)
Misal;
العجلة من الشيطان Beykûnî de aynı tari seçmiştir.
ص َّلى َ ِّ َع ِن الن َّ ِبي،ضيَ اهللَُّ َعن ْ ُه َما ِ َع ْن َعبْ ِد اهللَِّ ْب ِن َع ْم ٍرو ر
َ
ِ
سل ُمو َن م ْن ِ ِ
ْ ُ سل َم ْامل ِ
َ سل ُم َم ْن َ اهللَُّ َع َليْ ِه َو
َ س َّل َم َق
ْ ُ " ْامل: ال İkinci Tarif:
ان ِه َويَ ِد ِه
ِ س َ ِل،
İbn-i Hacer'in yaptığı tarife göre Aziz hadis
her tabakada en az iki ravi tarafından
rivayet edilen hadistir. İbni Hacer'in seçtiği
S: Luğavî manadaki meşhur hadis için bu tarife göre her tabakada ravi sayısı en
yazılmış eserler var mıdır? az üçe inen hadislere meşhur, ikiye İnen
C: Bu alanda yazılmış en meşhur iki eser hadislere ise aziz denir.
şunlardır;
Aziz hadisin senedinde bulunan
tabakaların bazılarında ravi sayısı üçe veya
1. Sehâvî: املقاصد الحسنة في بيان كثير من dörde çıkabilir bu onu Aziz olmaktan
االحاديث املشهورة على االلسنة çıkartmaz. Ancak herhangi bir tabakada
ravi sayısı ikiye düşmüş olmalıdır.
االحاديث على السنة الناس
" َال: س َّل َم َ ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو َ ُّال الن َّ ِبي
َ َق: ال َ س َق ٍ ََع ْن أَن
،ب إِ َليْ ِه ِم ْن َوالِ ِد ِه َو َو َل ِد ِه َّ يُؤ ِْم ُن أ َ َح ُد ُك ْم َحتَّى أ َ ُكو َن أ َ َح
Aclûnî bu muhteşem eserinde kimisi sahih
َ اس أ َ ْج َم ِع
ني ِ َّ " َوالن.
AZİZ HADİS
S: Aziz Hadise bu ismin verilmesinin
S: Aziz hadis nedir? sebebi nedir?
C: Aziz hadis ile alakalı iki tarif yapılmıştır. C: iki ihtimal vardır;
hadisi sahabe tabakasında sadece Hz Diğer bir ifade ile bu hadisin metninin
Ömer tarafından rivayet edilmiştir, şeklinde başka bir vechi olmaması sebebiyle,
yapılan itiraza kendisi "hazreti peygamber bununla beraber bu tek vechi rivayet eden
bu hadisi söylediği zaman Hazreti ömer'le başka bir senet zinciri olmaması sebebiyle
beraber mecliste başkaları da vardı" bu hadis hem metnen hem de seneden
şeklinde cevap vermiştir.
gariptir.
عاء
Senedin herhangi bir tabakasında ravi
sayısı bire düşerse o hadise garip denir.
Bu hadisin metni
_ Ebu Hüreyre
ُّ
bulunduğu hadisi ise sadece Ebu Kureyb Hadisin senedinde özel bazı tarzlarda
rivayet etmiştir. Dolayısıyla senedin teferrüdün meydana gelmesidir. Ferd-i
başında Ebu Kureyb'in sonunda ise Ebu Nisbî'yi alimler birkaç başlık altında ele
Musa'nın bulunduğu yukarıdaki hadis, almışlardır;
FERD HADİS
ما تفرد به راويه باي وجه من وجوه التفرد.
َع ْن، اح ِد ْب ُن أ َ ْي َم َنِ َح َّدثَنَا َعبْ ُد ا ْل َو، خ َّال ُد ْب ُن َي ْح َيى َ َح َّدثَنَا
Hadisteki teferrüd, garip ve ferd إِ َّنا يَ ْو َم: ال
َ َف َق،ُضيَ اهللَُّ َعنْه ِ أ َ َتيْتُ َجا ِبرا ر: ال َ َق، يه ِ أ َ ِب
َ ً
konusunda geçen teferrüd çeşitlerinden ص َّلى َ َّ فَ َجا ُءوا الن َّ ِبي،ٌش ِدي َدة َ ضتْ ُك ْديَ ٌة َ فَ َع َر،خن ْ َد ِق نَ ْح ِف ُر َ ا ْل
hangisi ile meydana gelirse ona genel
.خن ْ َد ِق َ ضتْ ِفي ا ْل َ اهللَُّ َع َل ْي ِه َو
َ ه َِذ ِه ُك ْد َي ٌة َع َر: فَ َقا ُلوا،س َّل َم
anlamda ferd denir. Bu haliyle ferd
garibten daha genel olmuş olur.
" أَنَا نَا ِز ٌل: ال َ
" فَ َق
İbn-i Hacer ferd ile garibi muradif sayarken Bu hadis birçok sahabe tarafından rivayet
bazı alimler ferd ile garip hadisi birbirinden edilmesine rağmen
واملنكر.
ُ ِّ َع ِن الن َّ ِبي، يه ِ َع ْن أ َ ِب، َ َع ِن ابْ ِن بُريْ َدة، ٍ َاشم ِ َع ْن أ َ ِبي ه
َ
Yani sadece bir ravinin rivayet ettiği ve o اح ٌد ِفي ِ َو: ضاةُ ثَ َالثَ ٌة َ " ا ْل ُق: ال َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
َ س َّل َم َق َ
metni kendisinden başka kimsenin rivayet ِ ِ
etmediği hadistir. Mutlak anlamda ferd
ف َ فَأ َ َّما ا َّل ِذي ِفي ا ْل َجنَّة فَ َر ُج ٌل َع َر،ان ِفي النَّا ِر ِ َ َواثْن،ا ْل َجنَّة
َُّضيَ اهلل ِ س ِم ْعتُ ابْ َن ُع َمر ر َ ، خبَ َر ِني َعبْ ُد اهللَِّ بْ ُن ِدينَا ٍر
ْ َأ Bu hadis Büreyde dışında farklı
َ َ
َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
ِس َّل َم َع ْن بَيْع ُ س
َ َِّول اهلل ُ نَ َهى َر: ول ُ َعن ْ ُه َما يَ ُق sahabelerden farklı tariklerle yayılmıştır.
Ancak bu hadisi olan Büreyde'den sadece
ا ْل َو َال ِء َو َع ْن ِهبَ ِت ِه.
denilmiştir.
َع ْن، اب ٍ ش َه ِ َع ِن ابْ ِن، َح َّدثَنَا َمالِ ٌك، َح َّدثَنَا يَ ْحيَى بْ ُن َقزَ َع َة
ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َ َّ أ َ َّن الن َّ ِبي،ُضيَ اهللَُّ َعنْه ِ س بْ ِن َمالِ ٍك ر
َ ِ َأَن
B. تفرد شخص عن اهل بلد س ِه ْاملِ ْغفَ ُرِ ْ خ َل َم َّك َة يَ ْو َم ا ْلفَتْحِ َو َع َلى رأ
َ س َّل َم َد
َ َو.....
َ
Bir hadisi bir belde halkından sadece bir Bu hadisi Hazreti peygamberden birçok
kişinin rivayet etmesidir. İbn-i Hacer bunun sahabe o sahabelerden de birçok tabiin
oldukça az olduğunu söylemiştir.
işitmiştir. Ancak hadisi sahabelerden işiten
o tabiinden biri olan Zühri'den sadece
ٍ تف ُّرد أهل
C. بلد عن بلد أخرى imam Malik rivayet etmiştir. Dolayısıyla bu
hadis senedin aslında/sonunda birçok kişi
Bir hadisi belli bir belde halkının başka bir
tarafından rivayet edilmişken senedin
belde halkından rivayet etme konusunda
ortasında Malik Zühri'den tek başına
tek kalmasıdır.
denilmiştir.
تفرد به اهل الشام عن اهل الحجاز S: İbn-i Hacer ğarib hadisi ferd-i mutlak
ifadeler kullanırlar.
ve ferd-i nisbi niye ikiye ayırıp, teferrüd
أصل السندte meydana gelmişse mutlak,
==============================
أسناء السندte meydana gelmişse nisbi
İBN-İ HACER'İN FERD-İ MUTLAK VE diye isimlendirmiştir? Peki أصل السند
NİSBÎ TARİFİ dediğimiz yer tam olarak neresidir?
Ferd-i Mutlak ile Ferd-i Nisbî ile alakalı Sahabe tabakası mı? Yoksa tabiin
genelde alimler yukarıda zikredilen tari eri tabakası mı?
yapmışlardır.
==============================
يُعتبر به.
Mesela garib hadis için verdiğimiz عن الشافعي قال أخبرنا مالك عن عبد اهلل بن دينار عن
örneklerden hangisini ele alırsak alalım ya ابن عمر أن رسول اهلل صلى اهلل عليه وسلم قال " الشهر
ferd-i mutlak ya da ferd-i nisbi kapsamına
تسع وعشرون ال تصوموا حتى تروا الهالل وال تفطروا
girer. Ancak hadisi ferd ile alakalı
verdiğimiz örneklerden bazıları garip hadis " حتى تروه فإن غم عليكم فأكملوا العدة ثالثني.
kapsamına girmez.
Bazı alimler imam Şa î'nin bu hadisi
Malik'ten rivayet etmede tek kaldığını
S: Ğarib hadisin hükmü nedir? söylemişlerdir. Ancak itibardan sonra bu
hadisin Abdullah b. Mesleme el-Ka‘nebî
C: Ğarib hadis sahih de olabilir, hasen de
tarafından da aynı lafızla Malik'ten rivayet
olabilir, zayıf da olabilir.
kadar zayıf bir ravi ise bununla beraber Bu 3 ihtimale binaen hadis usulü
zayı ığı, yalan söylemek gibi bir sebepten konuları şu şekilde sıralanır;
dolayı hadisleri metruk olan raviler
derecesine de düşmemişse bu ravinin 1. Teferrüd
rivayet ettiği hadisler i'tibar için yazılır. -Ferd
-Tabii
-Şahid
-Müdrec
cumhurun benimsediği tari ere öncelik Mütabeat yani ittifak senedin hemen
vereceğiz. Ardından alimler tarafından başında yer alan ravi ile onun şeyhi
yapılmış olan diğer tari ere kısaca konusunda olduğu için buna mütabeat-ı
değineceğiz.
tamme denilmiştir.
َع ْن، سالِم ِ ْب ِن أ َ ِبي ا ْل َج ْع ِد َ َع ْن، َ َع ْن َقتَا َدة، ش ْعبَ َة ُ َع ْن
Mahmud Tahhan, Teysîr ص َّلى َ ِّ َع ِن الن َّ ِبي، اء ِ َع ْن أ َ ِبي ال َّدر َد، َم ْع َدا َن بْ ِن أ َ ِبي طَ ْل َح َة
ْ
هو الحديث الذي يشارك فيه رواته رواةَ الحديث الفرد ث ٍ َ َ ِ
َ " أَيَ ْعجِزُ أ َ َح ُد ُك ْم أ ْن يَق َرأ في ليْلة ثل: ال
ُ ُ َ ْ َ َ اهللَُّ َع َليْ ِه َو
َ س َّل َم َق
لفظا ومعنا او معنا فقط مع االتحاد في الصحابي " } ُق ْل: ال َ آن ؟ َق ِ ث ا ْل ُق ْر َ ف َي ْق َرأ ْ ثُ ُل
َ َو َك ْي: آن ؟ " َقا ُلوا ِ ا ْل ُق ْر
(م، )خ." آن ِ ث ا ْل ُق ْر َ
ُه َو اهللَُّ أ َ َح ٌد { تَ ْع ِد ُل ثُ ُل
İlk etapta ferd olduğu zannedilen bir
hadisin i'tibar sonucunda, teferrüd eden Sadece Şu'be tarafından rivayet edildiği
ravisinin şeyhinden veya daha yukarıdaki düşünülen bu hadisin araştırma
şeyhlerden birinden de aynı sahabeye neticesinde Eban el-Attar tarafından da
dayanarak rivayet edilen hadistir.
Katâdete'den rivayet edildi görülmüştür.
şartlarındandır.
Misal;
ني
eserinde şöyle tarif etmiştir;
إن َحصلتْ املتا َب َع ُة لشيخه فمن فوقه فهي القاصرة Lafızlarında ufak değişiklikler olsa da mana
olarak İmam Şa î'nin rivayet ettiği hadis ile
aynı olan bu iki hadisin senedi Şa î'nin
Mahmud Tahhan Teysîr'de şöyle tarif
senediyle sadece sahabe olan İbn-i
etmiştir; Ömer'de mütabeat etmişlerdir. Buradaki
Misal;
َع ْن زَيْ ِد بْ ِن َعبْ ِد اهللَِّ بْ ِن، ٍافع ِ َ َع ْن ن، س ٍ ََح َّدثَ ِني َمالِ ُك بْ ُن أَن Misal:
الص ِّدي ِق ِّ الر ْح َم ِن بْ ِن أ َ ِبي بَ ْك ٍر ِ ِ ً سج ِ ًدا َوطَ ُه
ورا ْ ض َم ْ َ َو ُج ِع َلتْ لِي...
ُ األ َ ْر
َّ َع ْن َعبْد اهللَِّ بْ ِن َعبْد، ُع َم َر
ول َ س َ ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َو
ُ أ َ َّن َر،س َّل َم َ ِّس َل َم َة زَ ْوج ِ الن َّ ِبيَ َع ْن أ ُ ِّم Bu hadis Ebu Hüreyre ve Câbir gibi birçok
اءِ َب ِفي إِن ْ َ " ا َّل ِذي ي: ال
ُ ش َر َ س َّل َم َقَ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ َِّاهلل sahabe tarafından rivayet edilmiştir.
Müctehidler bu üçüncü maddede yer alan *Hadis ehlinin çoğunluğuna göre ise
ziyadenin makbul olup olmamasına göre mürsel ve mevkuf olan kabul edilir. Yani
hadisten fıkhi hükümler çıkarmışlardır.
ziyade kabul edilmez.
Misal;
S: Ziyadat nerede meydana gelebilir? َح َّدثَنَا ُم َعا ِو َي ُة ْب ُن: ال َ َق، ش ْيبَ َة َ َح َّدثَنَا ُعث ْ َما ُن ْب ُن أ َ ِبي
C: Ziyadat senette de metinde meydana َع ْن، سا َم َة بْ ِن زَيْ ٍد َ ُ َع ْن أ، س ْفيَا ُن ُ َح َّد َثنَا: ال َ َق، ٍ شام َ ِه
gelebilir.
ال َ َق: ْ َقا َلت، ش َة ِ َع ْن َع، َ َع ْن ُعر َوة، َُعث ْ َما َن بْ ِن ُعر َوة
َ ائ ْ ْ
ِ
" إِ َّن اهللََّ َو َم َالئ َكت َ ُه: س َّل َم ِ
َ ص َّلى اهللَُّ َع َل ْيه َو َ َِّول اهللُ س ُ َر
S: ez-Ziyadetu 's-sened ne demektir? ِ الص ُف ِ َص ُّلو َن َع َلى َمي
وف ُّ ام ِن َ ُ
" ي
C: Bazı sika raviler tarafından Mürsel
olarak rivayet edilen bir hadisin diğer bazı
sika raviler tarafından muttasıl olarak S: Senedinde sadece bir defa عنifadesi
rivayet edilmesidir.
geçen hadis bu muan'an olur mu?
Aynı şekilde bazı sika raviler tarafından C: Evet. Yukarıdaki hadisin senedinde
mevkuf olarak rivayet edilen hadisin diğer görüldüğü üzere sadece bir defa عن
bazı sika raviler tarafından merfu olarak ifadesinin geçmesi ile hadis muan'an olur.
rivayet edilmesidir.
Senedinin bazı yerlerinde أخبرنيve ح ّدثَني
Yani ez-Ziyadetu 's-sened sadece lafızları geçmiş olsa bile durum değişmez.
MÜSELSEL HADİS 1.
املسلسل بصيغ االداء
2.
املسلسل بزمان الرواية
S: Müselsel hadis nedir?
3.
املسلسل بمكان الرواية
C:
واحدة او حالة واحدة للرواة او الرواية َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
س َّل َم َ َِّول اهلل َ س ِ َع ْن ُم َع
ُ أ َ َّن َر، اذ بْ ِن َجبَ ٍل
َواهللَِّ إِ ِّني،حبُّ َك ِ ُ َواهللَِّ إِ ِّني َأل،ُ " يَا ُم َعاذ: ال َ خذَ ِبيده َو َق َ َأ
Senetteki bütün ravilerin veya bazı ravilerin َال تَ َد َع َّن ِفي ُد ُب ِر ُك ِّل،ُيك َيا ُم َعاذ َ وص ِ ُ " أ: ال َ فَ َق." حبُّ َك ِ ُ َأل
aynı sıfat veya hal üzere rivayet ettikleri س ِن ُ ال َّل ُه َّم أ َ ِعنِّي َع َلى ِذ ْك ِر َك َو: ول
ْ ش ْك ِر َك َو ُح ُ ص َال ٍة تَ ُق
َ
veyahut rivayetin kendisinin sıfat üzere
" ِعبَا َد ِت َك
geldiği hadistir. Bu şekilde yapılan rivayete
teselsül, rivayet edene müselsil, rivayet
edilen hadise ise müselsel denilir.
Bu hadis-i şerif'te Hz peygamber Muaz bin
ِ ُ َواهللَِّ إِنِّي َألdedikten sonra
Cebel'e حبُّ َك
S: Müselsel hadis çeşitleri nelerdir? tavsiye ettiği zikri söylemiştir. Ondan sonra
gelen bütün raviler de hadiste geçen zikri
C: Yukarıdaki tariften yola çıkarak
söylemeden evvel hadisi aktaracağı raviye
müselsel hadisi şöyle kısımlandırabiliriz;
ِ ُ َواهللَِّ إِنِّي َألsözünü söylemişlerdir.
حبُّ َك
rivayet etmeleridir.
ض َي ْو َم َ خ َلقَ اهللَُّ األ َ ْر َ » :ال َ َو َق،س َّل َم َ ص َّلى اهللُ َع َل ْي ِه َو َ
ِ
َ َوامل َ ْك ُروه،الش َج َر يَ ْو َم االثْن َ ْني ِ
َّ َو،ال يَ ْو َم األ َ َحد َ َ َوالجِب, ت ِ ْالسب
َّ C. املسلسل بصفات الرواية
يس ِ خ ِم َ اب يَ ْو َم ا ْل َّ َوال َّد َو،اء ِ َوالنُّور يَ ْو َم األَر ِب َع،اء ِ َيَ ْو َم الثُّالَث
ْ َ
الج ُم َع ِةُ
» َوآ َد َم َي ْو َم 1. املسلسل بصيغ االداء
Hadisin senedinde yer alan ravilerin
tamamının veya bir kısmının ح ّدثَنيveya
3. املسلسل باحوال الرواة القولية والفعلية معا أخبَ َرنيdiyerek hadisi rivayet etmeleridir.
ِّ
آمنت بالقدر خيره وشره ح ْلوه
ومره
deme konusunda teselsül etmişlerdir.
S: Teselsülün ne tür bir faydası vardır?
C: Bir hadiste teselsülün olması o
hadisteki ravilerin zabt konusunda sağlam
B. املسلسل بصفات الرواة
olduklarını gösterir. Ancak bu durum
1. املسلسل بصفات الرواة القولية senette yer alan ravilerin sika olması
Ravilerin kavli sıfatları ile kavli hallerinin durumundadır. Çünkü içinde teselsül
aynı şeyi ifade ettiği birçok hadis alimi bulunan senetlerde genelde zayıf ravilere
tarafından dile getirilmektedir. Hafız Îrâkî rastlanmaktadır.
Misal:
مالك عن نافع عن ابن عمر Âlî İsnad beşe ayrılır;
1. العلو املطلق
S: Bir hadisin müselsel olabilmesi için 2. القرب من امام من ائمهدة الحديث
teselsülün senedin başından sonuna
3. العلو بالنسبة الى رواية احد الكتب الستة
kadar devam etmesi zorunlu mudur?
*
املوافقة
C: Böyle bir zorunluluk yoktur. Teselsül
bazen senedin ortasında bazen sonlarında *
البدل
kesilebilir. Bu durumda هذا مسلسل الى فالن *
املساواة
denir.
*املصاحفة
4. العلو بتقدم وفاة الراوي
ÂLÎ İSNAD-NÂZİL İSNAD
5. العلو بتقدم السماع من الشيخ
S: Âlî isnad nedir?
ِ
C: رواته َّ
هو الذي
قل عد ُد Son 4 maddeye سبي
ْ ِّ العل ُّو النdenilmiştir.
Sened zincirinde yer alan ravilerin sayısının Nurettin Itır Menhecun-Nakd isimli
aynı hadisi aktaran başka senetlerdeki eserinde ilk 3 maddeye العلو باملسافةson
rical sayısıns nispeten daha az olduğu iki maddeye العلوُّ الصفةsuretiyle bu 5
senetlere denir. Bir hadisin senedinin âlî
maddeyi iki ana başlık altında ele
olabilmesi için belli bir sayı yoktur. Şayet
almıştır.
elimizde senet zincirinde 6 ravi bulunan bir
hadis varsa aynı hadis, senedinde sadece
4 ravinin bulunduğu bir tarik ile rivayet 1. العلوُّ املطلق
edilmişse Bu ikinci sened âlî olur. Âlî olan Kısaca söylemek gerekirse hadisleri
sened nâzil olana tercih edilir. Çünkü âlî eserinde toplayan müellif ile Hz
olan sened sahih bir hadiste bulunması peygamber arasındaki ravi sayısının
gereken şartları taşıdığı ölçüde değer azlığıdır. Mesela İmam Buhari Sahih'inde
kazanır ve nâzil olana tercih edilir. Şayet yer alan 22 hadiste kendisiyle hazreti
sahih hadisin şartlarından bir tanesi peygamber arasında sadece 3 kişi
eksikse sahih hadis şartlarını taşıyan nâzil girmiştir. Sülasiyyat ( ) ثالثياتdenilen bu âlî
hadis tercih edilir. Nitekim tarihte çok geç isnatlar bazı alimler tarafından müstakil bir
yaşamış olmakla beraber senedi âli kılmak eserlerde toplanmışlardır.
Misal:
، َح َّدثَنَا َي ِزي ُد ْب ُن أ َ ِبي ُعبَ ْي ٍد: ال َ َق، اهي َم ِ َح َّدثَنَا َم ِّكيُّ ْب ُن إِ ْبر
َ *البدل
ول َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْه َو
ُ س َّل َم يَ ُق ِ َ َّسم ْعتُ الن َّ ِبي ِ َ : ال َ َق، س َل َم َة
َ َع ْن Müelli n rivayet ettiği hadisin aynısını
" َم ْن يَ ُق ْل َع َليَّ َما َل ْم أ َ ُق ْل فَ ْليَتَبَ َّوأ ْ َم ْق َع َدهُ ِم َن النَّا ِر: ".
başka bir senetle müelli n şeyhinin şeyine
Bu hadiste Buhari ile Hz peygamber ulaşarak rivayet etmektir.
Mesela İmam Buhari'den 200 yıl sonra Söz gelimi Nesâî bir hadisi 11 ravi
yaşamış birinin rivayet ettiği hadisi İmam vasıtasıyla Hz peygambere ulaşarak
Buhari'ye dayandırması gibi. Şayet o ravi rivayet etse, İbn-i Hacer de aynı hadisi
ile imam Buhari arasındaki senet zincirinde başka bir senetle arada 11 tane ravi var
yer alan ravi sayısı az ise bu da âli İsnad olacak şekilde Hazreti peygambere
olur. Bunun 4 çeşidi vardır.
dayandırarak rivayet ederse buna müsâvât
denir.
*املوافقة
*املصاحفة
Kutubi sitte müelli erinden birinin rivayet
ettiği bir hadisin aynısını başka bir senetle Ravinin, bir müelli n rivayet ettiği hadisin
müelli terk edip onun hocasına ulaşarak aynısını bir başka senetle ve kendi
rivayet etmektir.
şeyhinden sonrası itibariyle aynı sayıda
Misal:
ravi ile rivayet etmesidir. Yukarıda müsâvât
için verdiğimiz örneğin aynısını buraya
_Hz peygamber
âli olur.
ĞARÎBU'L-HADİS
Misal;
Her iki senetteki ravi sayısı eşit olmakla Hadislerin metinde geçen nadir ve
beraber Beyhakî İbn-i Halef'ten 29 tane anlaşılması zor kelimeleri konu alan ilim
daha erken vefat ettiği için Beyhakî'nin dalıdır.
Mâlik b. Enes, Şu‘be b. Haccâc ve Süfyân إني جمعتُ كتا ِبي هذا في اربعني سنة وهو كان خالص َة
es-Sevrî olduğunu söylemektedir. Ancak عمري.
209/824) bu alanda ilk eser yazan kimseler ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه ُ س
َ َِّول اهلل ُ ال َر َ َق: الَ ان َق ِ َع ْن ُحذَ ْيفَ َة ْب ِن ا ْل َي َم
olarak ileri sürülen isimlerdendirler.
ٌ َ " َت ُكو ُن ِف: س َّل َم
َفأ َ ْن،نت َع َلى أَبْ َوا ِب َها ُد َعاةٌ إِ َلى النَّا ِر َ َو
َخيْ ٌر َل َك ِم ْن أ َ ْن تَتْبَع
َ ش َج َر ٍة َ جذ ِْلِ اض َع َلى ٌّ وت َوأَنْتَ َع َ تَ ُم
S: Garîbu'l-hadis alanda yazılmış en " أ َ َح ًدا ِمن ْ ُه ْم.
sihahi’l-âsâr.
S: Fıkhu'l-hadis nedir?
Alimler bu ilme oldukça önem vermiş ve
bu konuda konuşmayı bu alanda mahir C: Tîbî el-Hülâsa Usuli'l-hadis isimli
olan kimselere bırakmışlardır.
eserinde şöyle tarif etmiştir:
Ahmed bin Hanbel kendisine hadiste الحديث ِمن االَحكام واالداب
ِ ُ ضمنَه م
نت َّ َفهو ما ت
geçen garip bir kelime sorulduğu zaman
املُستنْبَطة
şöyle demiştir:
ِ
رسول ِ كرهُ أن أتكلم َ في
قول َ َ أصحاب الغريب فانِّي ا
َ س ُلو
َ İbn-i Hacer, Fethu'l-bârî'de şöyle tarif
اهلل بالظ ّن etmiştir:
َ
معارض لها بوجه من الوجوه
االخبار التي ال
ُ
بينهما.
".
A. Cumhura göre:
Birinci hadiste kalbinde zerre kadar kibir Cem'
Misal:
ِ
ُ فَ ِإنَّ ُه َال يَ ْد ِري أَيْ َن بَاتَتْ يَ ُده،" يَغْس َل َها َث َال ًثا.
B. Hadisçilerin Görüşü
Bu hadisin ilk kısmı ile son kısmı arasında Cem'
C. Hanefîlerin Görüşü
Nesh
İbn Kuteybe, hadisler arasındaki teâruzu
Tercih
konu alan ve muhtelifü’l-hadis alanında
yazılan en önemli eserlerden biri olan
Cem'
edilmiştir:
Ancak sahabenin " "هذا كان قبل هذاifadesi
َّ : قال،السلمي
مر أمير املؤمنني علي ُّ عن أبي عبد الرحمن
herkes tarafından kabul edilmiştir. Çünkü
: فقال،يقص
ّ قاص
ٍّ على- رضي اهلل عنه- بن أبي طالب bu söz içtihad değil, rivayettir. Sahabelerin
َ "هلكت: قال. ال:"أتعرف الناسخَ واملنسوخ"؟ قال
ُ hepsinin rivayeti de makbuldür. (İbn-i
َوأهلكت.
Kesîr, el-bâisü'l-hasis, s. 228)
ِ ِ ِ ِ
َونَ َهيْت ُ ُك ْم َع ِن الن َّ ِبيذ إ َّال في، فَأ َ ْمس ُكوا َما بَ َدا َل ُك ْم،ثَ َالثٍ
س ِك ًرا ْ ش َربُوا ُم ْ َ َو َال ت،س ِقيَ ِة ُك ِّل َها ْ اش َربُوا ِفي
ْ َ األ ْ َ ف،اء ٍ س َقِ ".
Şeddâd'tan gelen rivayetin Mekke fethi
sırasında, yani hicretin 8. yılında vârid
olduğu anlaşılmaktadır.
ْ
ال َ س ِم ْعتُ َجا ِب َر ْب َن َعبْ ِد اهللَِّ َق َ : ال َ َق، َع ْن ُم َح َّم ِد ْب ِن ْاملُن ْ َك ِد ِر
َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو
س َّل َم َ َِّول اهلل ِ س ُ األ َ ْم َريْ ِن ِم ْن َر
ْ آخ َرِ َكا َن:
İbn-i Abbas'ın bu rivayeti ise, İbn-i Abbas
ِ س ِ ض
َّ وء ِم َّما َم ُ تَ ْر ُك ا ْل ُو.
yedikten sonra abdest alınması gerektiği Tarihlerine baktığımız zaman sonra gelen
hükmünün neshedildiği Cabir bin Abdullah hadisin önce gelen hadisi neshettiği açıkça
tarafından bildirilmiştir.
görülmektedir.
Misal:
4. İcma'
" ُكنَّا نضع اليدين قبل:عن مصعب بن سعد عن أبيه قال Misa
Misal:
أ َ َّن ا ْلفُتْيَا ا َّل ِتي َكانُوا يُفْتُو َن أ َ َّن ْاملَا َء، ب ٍ َح َّدثَ ِني أُبَيُّ بْ ُن َك ْع Bu hadis 4. defa içki içen kimsenin,
ص َّلى اهللَُّ َع َل ْي ِه َ َِّول اهلل ُ س ُ ص َها َر َ خ َّ ص ًة َرَ خْ اء َكا َنتْ ُرِ َ ِم َن ْامل öldürülmesini emretmektedir.
ِّ َع ِن الن َّ ِبي،ب ٍ يص َة ْب ِن ذُ َؤ ْي َ َع ْن َق ِب،َو َكذ َِل َك َر َوى الزُّ ْه ِر ُّي
ْ َو َكانَت، فَ ُر ِفعَ ا ْل َقت ْ ُل: ال َ نَ ْح َو َهذَا َق،س َّل َم َ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ b. Sünnetin Kur'an ile neshi:
َال،ِ يث ِعن ْ َد َعا َّم ِة أ َ ْه ِل ا ْل ِع ْلم ِ َوا ْل َع َم ُل َع َلى َهذَا ا ْل َح ِد،ص ًة َ خ ْ ُر
َو ِم َّما،يث ِ خ ِت َال ًفا ِفي ذَلِ َك ِفي ا ْل َق ِديم ِ َوا ْل َح ِد ْ َن ْع َل ُم بَيْن َ ُه ُم ا Misal:
س َّل َم ِم ْنَ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َو َ ِّيُ َق ِّوي َهذَا َما ُر ِو َي َع ِن الن َّ ِبي إِ ْن: ال لِي زَيْ ُد بْ ُن أ َ ْر َق َم َ َق: ال
َ َق، ِّاني ِ َالشيْب
َّ َع ْن أ َ ِبي َع ْم ٍرو
ْ سلِم ٍ َي ٍ ح ُّل َد ُم ا ْم ِر ِ " َال َي: ال َ ير ٍة أَنَّ ُه َق ِ ٍ ص َّلى اهللَُّ َع َليْ ِه َّ ُكنَّا َلنَت َ َك َّل ُم ِفي
َ ِّالص َال ِة َع َلى َع ْه ِد الن َّ ِبي
ش َه ُد أ َ ْن ْ ئ ُم َ أ َ ْو ُجه َكث
س ُ ْ النَّف: ث ٍ ول اهللَِّ إِ َّال ِب ِإ ْح َدى ثَ َال ُ س ُ َال إِ َل َه إِ َّال اهللَُّ َوأَنِّي َر افظُوا ِ } َح: ْاج ِت ِه َحتَّى نَزَ َلت ِ ص
َ احبَ ُه ِب َح َ س َّل َم ُي َك ِّل ُم أ َ َح ُدنَا
َ َو
ين ِه ِ َوالتَّا ِر ُك لِ ِد،ب الز َِّاني ُ ِّ َوالثَّي،س ِ ْ" ِبالنَّف.
وتِ الس ُك ُّ فَأ ُ ِم ْرنَا ِب.اآليَ َة
ْ .{ ات ِ الص َل َو
َّ َع َلى.
ّ
demektedir: "
"دل االجماع على نسخه
Not: Bazı hadis usulü eserlerinde şu ifade S: İmam Şa î neden sünnetin Kur'an ile
yer almaktadır:
neshini kabul etmemiştir?
"
"االجماع ال َينْسخ وال ُينْسخ ولكن يدل على ناسخ C: İmam Şa 'nin sünnetin Kur'an ile
İcma' neshetmez ve neshedilmez. İcma' neshini kabul etmediği yanlış bir bilgidir.
sadece nâsihe işaret eder. Diğer bir ifade İmam Şa î sünnetin Kur'an ile neshinin
ile, herhangi bir hüküm hakkında alimler ifade ediliş biçimini kabul etmemektedir.
toplanıp onu neshetme konusunda icma Ona göre direk olarak Kur'an sünneti
edemezler. Eğer o hüküm ne, alimler o nesheder demek, falan sünnet Kur'an ile
hükmün neshedilmiş olduğu konusunda uyuşmuyor demek suretiyle önüne gelen
icma' edebilirler.
herkesin dilediği sünneti Kur'an'ı bahane
ederek inkar etme ihtimalini doğurur. Bu
yüzden İmam Şa î'ye göre bu neshi
S: Neshin çeşitleri nelerdir? açıklayan başka bir sünnet bulunmalıdır ki
C: Neshin 3 çeşidi vardır:
asıl nâsih bu sünnet olur. Diğer bir ifade ile
İmam Şa î'ye göre sünnetin Kur'an ile
a. Sünnetin sünnet ile neshi: neshinin gerçekleşebilmesi için bu neshin
meydana geldiğini bize açıklayan başka bir
sünnetin olması gerekir.
inkar eder.
Misal
ۖ ࣲ
ٱلز َِّانیَ ُة َوٱلز َِّانی فَٱجۡ لِ ُدوا ۟ ُك َّل َو ٰح ِ ࣲد ِّمن ۡ ُه َما ِما۟ئ َ َة َج ۡل َدة Misal:
Onun dışında hiç kimse bu görüşü kabul Har erin değişmesi suretiyle kelimenin
etmemiştir. Zaten aklen ve şer'an kabul şeklinin tamamen değiştiği ibarelere
edilmesi de mümkün değildir. Bir hüküm muharref denir.
ancak kendisi gibi kuvvetli bir delil ile
neshedilebilir. Sünnet gibi bir kaynağın akıl Misal:
سعيد بن حصني=أسيد بن حضير
MUSAHHAF-MUHARREF
Biz burada mütekaddimuna ait olup
Mütekademin dönemi alimlerine göre çoğunluğun benimsediği ve kafa
musahhaf ve muharref arasında hiçbir fark karışıklığına da yol açmayan görüşe göre
yoktur. Nitekim Hâkim en-Nîsabûrî, İbn-u devam edeceğiz. Ona göre ibarede
Salah, Nevevi ve Suyûtî gibi alimlerin meydana gelmiş olan her türlü değişikliğe
kitaplarına baktığımız zaman sadece musahhaf diyeceğiz.
1. تصحيف في االسناد
Musahhaf: Misal:
(
)مصحف
B. باعتبار منشئه
1. تصحيف بصر
S: Tashîf ravinin zabtını zedeler mı?
Noktalama işareti olmaması veya hattın C: Ravi bunu çok nadir yapıyorsa bu onun
kötü olması sebebiyle yazıyı okuyan zaptını zedelemez. Ancak bu çoğu defa
kimsenin farkında olmadan hatalı okuması meydana geliyorsa onun zaptının kusurlu
şeklinde meydana gelir.
olduğunu gösterir.
Misal:
S: Tashî n hükmü nedir?
ِ
من صام رمضان واتبعه
(ستًّا من ش َّوال )صحيح C: Bilerek yapılması caiz değildir.
(
من صام رمضان واتبعه شيئا من شوال )مصحف
TAHAMMÜL VE EDÂ YOLLARI
2. تصحيف السمع ()طرق التحمل واالداء
Ravinin hadisi okuyan şeyhten uzak olması
veya iyi dinlememesi sebebiyle yanlış S: Tahammül nedir?
duyduğu ibarelerdir.
ِ
C: الحديث عن را ِويه أو الشيخ
تل ِّقي
İşitme, yazma gibi sekiz yoldan biriyle
Misal:
şartlarından biri olan temyiz için belli bir َ كان الرجل إذا أراد ان يط ُل
" ب الحديث يتعبَّد قبل ذلك
yaş sınırı var mıdır?
" عشرين سنة
C: Muhaddislerin çoğunluğu hadislerin
tahammülünde râvi için beş yaş sınırını
Bununla beraber bazı alimler hadis ilminin
koymuşlardır. Kâdî İyâz, el-İlmâ' isimli
önemine binaen, bu ilmin kaybolmaması
eserinde bu sınırın ehli hadisin görüşü
ve sonraki nesillere daha iyi ulaşabilmesi
olduğunu kaydetmektedir.
ُ استقر عليه
" عمل اهل الحديث َّ ٍ
بخمس هو الذي التحديد Hatib el-Bağdâdî şöyle demiştir:
ِ
وملَن لم."خمس فصاع ًدا "سمعٍ املتاخرين فيكتبون البن "ولهذا ب ِّكروا باالطفال في السماع من الشيوخ الذين عال
خمسا "حضر" أو "أحضر
ً "يب ُلغ.
"اسنادهم
Raviler hadis meclislerinden bahsederken
bazen kendileriyle beraber mecliste bulup Abdullah bin Muhammed el-İsfehânî de
da hadisi veya kitabı dinleyen kişilerin beş yaşında Kur'an'ı ezberlediğini, henüz
isimlerini zikretmişlerdir. Meclisteki ravilerin dört yaşında iken Ebubekir el-Mukrî'den
isimlerini zikrederken, mecliste henüz beş hadis dinlediğini söylemiştir. Nitekim
yaşından küçük olan kimseler için şöyle hocası Ebubekir el-Mukrî', İsfehânî
demişlerdir:
hakkında şöyle demiştir: " سمعوا له وال ُعهدة
ِّ
"
"سمع هذا الكتاب فالن وفالن وحضر فالن
" علي
Beş yaşından küçük olan kimseler için سمع
ifadesi yerine حضرifadesini kullanmışlardır.
S: Hadis tahammül ve edâ yolları
nelerdir?
Cumhura göre ise temyîze itibar edilir. Yani C: Hadis tahammül ve edâ yolları sekiz
bir ravi beş yaşından küçük olmasına tanedir.
"وأحب أن يشتَغل دونها بحفظ القران والفرائض
ُّ
Birinci Mertebe
İmla' şeyhin hadisi okuyup talebeye
yazdırmasıdır hadisi okuyan şeyhe mümlî,
1. ُسمعت
dinleyen talebeye müstemlî, Bu yöntemle
yazılan kitaplara ise "Emâlî" denmiştir.
Bu lafız, âlimlerin çoğunluğuna göre en üst
mertebedir. Çünkü ح ّدثَنيifadesi bazı
Hükmü: muhaddislerin nezdinde icazete de delalet
ederken ُ سمعتifadesinin, icazet veya
Semâ yolu ile hadis rivayet etmenin caiz
olduğu konusunda ittifak vardır.
kitabet gibi başka bir şeye delalet etmesi
söz konusu değildir.
Lafızları:
2. ح ّدثَني
Semâ yolu ile alınan hadisler genelde şu
lafızlarla rivayet edilirler:
Çoğunluğa göre bu ifade ikinci
ذكر لي،قال لي، انبأني، أخبرني، ح َّدثني،سمعت.
mertebededir. Çünkü icazete de delalet
etme ihtimali vardır. Bazı alimlere göre ise
ح ّدثَنيifadesi birinci mertebededir. Çünkü
S: Bu lafızlar sadece semâa mı delâlet
bu ifade şeyhin hadisi bizzat o talebeye
etmektedir?
naklettiğini göstermektedir. ُ سمعتlafzında
C: سمعتdışındaki sema'a delalet eden bu
ise şeyhin başka bir talebeye hadis
lafızlar bazen kıraat veya münavele gibi aktarırken râvinin kulak misa ri olma
başka hadis alma yöntemleri için de ihtimali de vardır. Nitekim İbn-u's-Salah'a
kullanılabilir.
Mukaddime'sinde şöyle demiştir:
gibi ifadelerle kendisinden hadis " بل الذي ينبغي ان يكون أعلى العبارات على هذا ان
dinleyen kişiye o hadisin aktarımını يقول "حدثني" فانه اذا قال "حدثنا" او "اخبرنا" قد ال
yasaklarsa ne olur? الحتمال ان يكون في.ايضاً صده الشيخُ بذلك َ يكون َق
C: Dinleyen talebeler o hadisi rivayet "جمعٍ كثير واهلل اعلم.
Altıncı Mertebe ِ
(والعرض على املح ِّدث ِ
القراءة
)باب
ُ
-شا َفهني
Bizzat ağzından duydum. Kendi ağzıyla Lafızları:
bana söyledi manasındadır.
ح َّدثنا قراءة،فأقر به
ّ ُق ِرئ َ عليه وأنا أسمع،قرأت عليه
ُ
أخبرنا،عليه.
Yedinci Mertebe
- كتب إلي Talebe kıraat yoluyla aldığı bir hadisi أخبرنا
ifadesi ile rivayet edebilir.
Sekizinci Mertebe
- ذكر، قال،عن، Ancak , ، حدثنا فالن بقراءتي عليه، حدثنا قراءة عليه
ُقرئ على فالن وهو يسمع وأنا أسمعgibi kıraat ile
olduklarını göstermektedir:
الكتب
َ الكتاب أو هذه
َ أجزتُ َك أن تَ ْر ِو َي عنّي هذا.
Rivayete göre Herevî, (368) Buhâri'nin Hükmü: Bu şekilde hadis rivayet etmenin
Sahih'ini, Buhâri'nin en meşhur ravisi olan caiz olduğu konusunda ittifak vardır. Bu
Firebrî'nin öğrencilerinden kıraaten rivayet aynı zamanda ileride gelecek olan
etmiştir. Herevî aldığı bütün hadislerde Münâvele'dir.
الفربري
ُّ ح َّدثكمdemiştir. Sahih'in tamamını
rivayet ettikten sonra şeyhlerden birinin
2. (معني
َّ ملعني في غير
َّ )إجازة
"Biz Sahih'i kıraat yolu ile dinledik"
dediğini duymuş ve Sahih'i baştan alarak Hocanın, belli talebeye belli olmayan
tekrar rivâyet etmiş ve bütün rivayetlerde malzemeleri rivayet etmesi için izin
الفربري
ُّ أخبركمdemiştir.
vermesidir.
Misal:
Rütbesi:
أَجز ُْت لك ان تروي عني ما ارويه أو ما صحَّ عندك من
Kıraatı semâdan üstün tutan ve ikisini eşit
sayanlar varsa da tercih edilen görüşe مسموعاتي ومصنَّفاتي.
hadislerini rivayet edeyim mi diye sorması اجزت ملن قال ال اله، اجزت للموجودين،أجزت للمسلمني
üzerine şeyin أجزتكdemesi ile olur. Burada اال اهلل.
Lafızları:
أخبرنا إجازة، حدثنا إجازة،أجاز لي فالن.
4. اإلجازة للمجهول أو باملجهول
Belirsiz hadisler veya belirsiz şahıslar için
Hükmü: verilen icazettir.
5. KİTÂBET
Hükmü: bu şekilde hadis rivayeti caiz
değildir.
Şeyhin bizzat kendisinin yazdığı veya bir
başkasına yazdırdığı hadisleri yanında
S: İcâzet veren şeyh daha sonra bu hazır bulunan talebeye vermesi veya hazır
icâzetten vazgeçebilir mi? olmayan bir talebeye göndermesidir.
C: icazetten vazgeçerse bile bunun bir İcâzetli ve icâzetsiz diye ikiye ayrılır.
tesiri yoktur. Talebe o hadisi rivayet
edebilir.
Lafızlar:
4. MÜNÂVELE
Hükmü: Caizdir. Münâvele-i Makrûne ile
Münâvele ile rivâyet iki kısma ayrılır: aynıdır.
1. م ْقرونة باإلجازَة
َ 2. املجردة عن االجازة
Şeyhin talebeye, istinsah etmesi veya Hükmü:
Lafızlar:
7. VASİYYET
Lafızlar:
حدثني فالن وصية،
أوصى اليّ فالن كذا
8. VİCÂDET
Lafızlar:
قرأت بخط فالن،وجدت بخط فالن.