You are on page 1of 1

el-CAMi' li-AHLAKI'r-RAVi

ri daha sonra tekrar yayımiayan (Riyad temcid, münacat. sala (salat). tardiye, Amire katipliği yapmıştır. Burada çıkan
1403/ 1983) Mahmud et-Tahhan bu neş­ tekbir, mevlid, mi'raciye, Muhammedi- bir veba salgınında dört oğlunu birden
ri ilmi usuller bakımından tenkit etmiş ye, tevşih, cami na 'tı ve ramazan ilahi- kaybedince Kanuni tarafından Kabe'nin
ve tesbit ettiği belli başlı hataları sıra­ leri de cami mOsikisinin önemli birer tamiri işine nezaret etmek üzere Mek-
lamıştır (!, 7-1 !) . Tahhan'ın neşri eser- formu olarak ortaya çıkmaktadır. ke'ye gönderildi ve üç yıl süren tamir sı­
deki rivayetlerin numaralanması, yer yer Cami mOsikisinde güfteyi teşkil eden rasında burada kaldı. Kanuni zamanın­

harekelenmesi, müellife ait değerlendir­ metinler çoğunlukla Arapça olup Türk daki bu ilk önemli tamirin 1551 -1 555
melerin müstakil paragraflar halinde yıl ­ din mOsikisi özelliklerine göre bestelen- yılları arasında devam ettiği bilinmekte-

dız işaretiyle belirlenmesi ve nihayet di- mişlerdir. Bazı tasawufl konuların da dir. Görevinin sona ermesi üzerine İs­
ğer tahric* ve tahkik esaslarının yerine yer aldığı bu güttelerde zühd, takva, tanbul'a giden Cami, padişah tarafından
getirilmesiyle önem kazanmaktadır. ubüdiyyet ve dua unsurları hakimdir. mükafatlandırıldıktan sonra daha üst
bir görevle Mısır'a döndü.
BİBLİYOGRAFYA: Cami mOsikisine ait eserler genellikle
Hatib ei-Bağdacti, el-CB-mi' li-a!JlB.i!:ı'r-ravf tek kişinin icrasına dayanmaktaysa da Bu dönemde Hüseyin Vaiz -i Kaşifl'nin
ve B.dabi's-sami' (nşr. Muhammed Re"fet Said), bunlardan besteli olanlar bazan müez- Kerbela Vak'ası ' na dair Raviatü'ş-şühe­
Küveyt 1401/1981, 1-11, ayrıca bk. Giriş ve So- zinler tarafından koro halinde okunur. da' isimli eserini Saadetname adıyla
nuç; ae. (nşr. Mahmud et-Tahhan). 1-11, Riyad
Bu toplu icraya "cumhur müezzinliği" tercüme ederek padişaha ithaf etti. Bu
1403/1983 1-11, ayrıca bk. Giriş.
adı verilmiştir. Din dışı Türk müsikisi- eseriyle İstanbul şairleri ve uleması ara-
liJ İsMAİL L. ÇAKAN nin, örneği zamanımıza kadar ulaşmış sında daha iyi tanındığı gibi şöhreti de
hemen bütün makamlarının kullanıldığı yayıldı. Belki de bu sebeple Mısır'da bir

cAMi-i MİYANE cami mOsikisinde acem, acem- aşiran, sancak beyliğine tayin edilerek müka-
bayatl, bestenigar, eviç, hicaz, hüseyni, fatlandırıldı. Şair, Kınalızade ve Riyazr-
(bk ORTA CAMi).
L _j hüzzam, ırak, rast, saba, segah, uşşak nin verdiği bilgilere göre lll. Murad za-
vb. makamlar daha çok kullanılmıştır. manında da (1574-1595) bu görevi yü-
ı rütmekteydi. Kaynaklarda ölüm tarihi-
BİBLİYOGRAFYA :
CAMi MOSiKisi
Ergun. Antoloji, ı, 11-12, 13; II, 401; Nuri ne rastlanmamakla beraber Mısır'da ve-
Dini Türk musikisinin Özcan, Onsekizinci Asırda Osmanlı larda Dini fat ettiği bilinmektedir.
camide icra edilen kısmı. M us iki (doktora tezi, 1982). MÜ ilahiyat Fak., s.
L _j
10-11; Halil Can. "Dini Musiki", MM, sy. 291 Mürettep bir divanı bulunmayan, şiir­
(1974), s. ll. r.ı.:ı .. lerine çeşitli mecmualarda rastlanan Ca-
Nitelik bakımından cami ve tekke (ta- lı!f.l NuRi OzcAN mfnin kaside, gazel ve müseddeslerin-
sawuf) mOsikisi olmak üzere ikiye ayrı ­ den güçlü bir şair olduğu ve divan şiiri­
lan dini Türk mOsikisinin camide icra
ıel-CAMi ' li-MÜFREDATi'I-EDVİYEı ne her yönüyle vakıf bulunduğu anlaşıl­
edilen, gerek ibadet sırasında gerekse
ve'l - AGZİYE maktadır. Bazı tezkirelerde yeramıi:ima­
ibadet öncesi ve sonrasında ortaya çı­ sı, İstanbul dışında yaşamasına ve divan
kan ses mOsikisinden ibarettir. (bk. ei-MÜFREDAT). tertip etmemesine bağlanabilir. Bir kı­
L _j
Camideki ibadetin esasını namaz teş- sım şiirleri, Cami mahlasını kullanan di-
kil ettiğinden cami mOsikisi denince ak- ı ı ğer şairterin manzumeleriyle karışmış­
la ilk gelen şey, namazın cemaatle kılın - CAMİ -i RÜMİ tır. Nitekim tezkirelerde örnek olarak
ması sırasında imam ve müezzinin (mü- ( <5'» ~~ ) kaydedilen şiirlerinden yalnız Riyaz"i ve
ezzinlerin) çok defa irticalf olarak, yani Kafzade Faizi'dekiler ona aittir. Şiirleri
XVI. yüzyıl divan şairi.
hafızalarındaki melodi kalıplarına belirli L ..J arasında "şem"' redifli kasidesiyle Hab"i-
ibareleri döşemeleri şeklinde tanımla- bfnin "dedim-dedi" redifli müseddesi-
nabilecek bir ses mOsikisine dayalı faali- Gelibolulu Aifnin asıl adını Ahmed ola- ne yazdığı nazlre en tanınmış eserleri
yetleri olmaktadır. Bu faaliyet esnasın­ rak bildirdiği şair, Molla Cami (ö. 898/ arasındadır. İlk olarak İsmail Hikmet Er-
da herhangi bir çalgı aleti kullanılmadı­ 1492) ile karıştınlmaması için Caml-i RO- taylan onun bu naz"iresini neşretmiş (Ha-
ğından ses en önemli unsurdur. İmam mi, uzun süre Mısır'da bulunduğundan ya~ nr. 67. s. 5), daha sonra Sadeddin
ve müezzinin birbirinin ardından oku- dolayı da Cami-i Mısrl olarak anılmıştır. Nüzhet Ergun bu naz"ire ile birlikte çe-
malarında dikkat edilecek en mühim hu- Latlfl, Molla Cami'ye hizmet ettiğinden şitli mecmualardan derlediği bazı şiirle­
sus, aynı makamları icra etmeleri veya Cami mahlasını aldığını belirtirse de (Tez- rini yayımlamıştır.
birbiriyle uyuşan makam ve dizileri kul- kire, s. ı 16) yaşadıkları dönemler itiba- Cami' nin en tanınmış eseri, Saadet-
lanmalarıdır. riyle bu mümkün değildir. Latlf"i'ye gö- name adıyla yaptığı Raviatü'ş-şüheda'
Cami mOsikisi müezzinin ezan oku- re Kastamon ulu, Riyazl ve Ali'ye göre ise tercümesidir. Daha önce Fuzülfnin Ha-
ması, İhlas süresinin kıraati, karnet ge- Geliboluludur. Şuara tezkirelerinde (Kı­ dikatü's-süada'da büyük ölçüde fayda-
tirmesi. namazıncemaatle kılınması sı­ nalızade, ı. 245-246; Ri yazı. vr. 44• - bı Da- landığı bu eserin tercümesinde göster-
rasında imarnın ilk tekbirden selam ve- vutpaşalı Cami ile ve aynı mahlası taşı­ diği başarı şaire asıl şöhretini sağlamış­
rinceye kadar geçen süredeki kıraati , yan diğer bazı şairlerle karıştırılan Ca- tır. Sade bir dille kaleme alınıp yer yer
selamdan sonra müezzin tarafından oku- ml-i Rüm"i hakkında en doğru bilgi Saa- şairin duygularına tercüman olan man-
nan ibareler, tesbihat, arada okunan detname adlı kendi eserinin mukaddi- zum ve mensur ifadelerle süslenen Sa-
mahfel sürmesi*, dua ve mihrabiyenin mesinde bulunmaktadır. Buna göre si- adetname, bazı Türk ve İran şairlerinin
bütününe verilen isimdir. Ancak bu ara- pahi oğlanları zümresine mensup olan konuya uygun şiirleriyle de zenginleşti ­
da zaman zaman bu türler içine giren şair Kanuni devrinde Mısır ' da Hazine-i rilmiştir. Eser aslına bağlı kalınarak on

102

You might also like