Professional Documents
Culture Documents
27 Rus İşgali Ve Ermeni Mezalimi Erzurum
27 Rus İşgali Ve Ermeni Mezalimi Erzurum
dönüldüğünde, şehrin nüfusu 8.000’e kadar hemen hemen aynı bilgileri vermektedir. Dursunoğlu’na göre;
savaştan önce 80.000 nüfusu besleyen, çarşılarında, pazarlarında
inmişti. Erzurum bir taş yığınından, harabe- kalabalıktan geçilmeyen gösterişli bir sınır kenti olan Erzurum,
1918’de bir köy harabesi haline gelmişti. Cevat Dursunoğlu, Mil-
den ve yangın yerinden başka bir şey değildi.9 li Mücadelede Erzurum, İstanbul, 2000, s.36; Bizim kanaatimize
göre şehrin savaştan önceki nüfusu 80.000’den daha azdır ve Şerif
Bütün bu bilgiler ışığında Erzurum’un, Bey’in verdiği rakamlar daha gerçekçidir.
(9) Erzurum Belediyesi Arşivi (EBA), Meclis Zabıtları, 1 Mart 1948.
I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında (10) Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, İstanbul, 1997, s.24-26.
katliamına maruz kalmış, harabe ve viran bir Eğlenceler, tiyatrolar, sinemalar, hiçbir şey eksik
şehirdi. Savaş öncesinde şehirde yaşanmış değil. Rusların çekilmesi üzerine şehir kâmilen
olan hayattan hiçbir eser kalmamıştı. Bu iki Ermenilerin elinde kalmış. İşte bütün zulüm-
ağır hadise sırasında şehirdeki binaların önem- ler, yangınlar ve fâciâlar o zaman başlamış.
li bir kısmı yakılmış, yıkılmış veya yıktırılmıştı. (Kurtuluştan sonra) Erzurum sokaklarından
toplanan İslam naâşı dört bini mütecâviz...
Türk Ordusu’nun ileri harekâtı karşı-
sında Erzurum’u boşaltmak zorunda kalan Erzurum’da yakılan binalar hesapsız.
Ermenilerin, şehrin birçok yerinde yangınlar Martın dokuzunda çekilen Ermeniler hemen
çıkardığı ve önemli binaları benzin dökerek her tarafı yakmışlar, yıkmışlar, icâb ettiği za-
yaktığı yolunda birçok kayıt bulunmaktadır. man da müdâfaa etmişler. Taşhanların üzerinde-
Örneğin Hükümet Konağı ile karşısındaki ki mermi yaraları bu müdâfaanın son eserleri.
kolordu karargâhı olarak kullanılan bina,11 Daha ziyâde müdâfaada bulunamayacaklarını
şehrin kurtuluşundan hemen önce Ermeniler anladıkları zaman, peşlerinde ölüm ve ateşten
tarafından benzin dökülerek yakılmıştı.12 mürekkep bir harâbe bırakarak kaçmışlar. Feci
intikâm...”13
Şehrin Ermenilerden kurtarılmasından
sonraki halini en iyi anlatan eserlerden birisi,
1918’de Ermenilerin yaptığı katliam ve tahri- Açlık ve Kıtlık
bâtı tespit için oluşturulan karma heyetin içe-
Kurtuluştan sonra memleketlerine geri
risinde Türk temsilci olarak bulunan Ahmet
dönen halkın karşılaştığı zorluklar oldukça
Refik Altınay’ın “Kafkas Yollarında” isimli
fazlaydı. Şehirde mesken sıkıntısı çekildiği
eseridir. Altınay’ın eserinde Erzurum’un uğ-
gibi,14 zaruri ihtiyaçların karşılanması bile ne-
radığı tahribât hakkında şu ifadeler yer alır:
4 redeyse imkânsızdı. Savaştan önce önemli bir
“Erzurum bir harâbe gibi. Câmiler an- tarım ve hayvancılık bölgesi olan Erzurum,
bar vazifesi görmekle kurtulabilmiş. Mamafîh savaş sonrasında ziraat için gerekli olan hay-
bunların da müstesnâsı var. Lala Mustafa Paşa van gücünü ve tarım aletlerini kaybetmişti.15
Camii, Mimar Sinan’ın bu güzîde eseri, bütün Ayrıca, I. Dünya Savaşı’nın getirdiği enflas-
müzeyyenâtından mahrum. Pencerelerinin et- yonist baskı ile eşya fiyatları yüksek oranlarda
râfını süsleyen zengin çiniler bile sökülmüş. artmıştı. Öyle ki, Türkiye genelinde fiyatlar
Erzurum’un bu kısmı (yani şehrin yönetim savaş öncesine nazaran ortalama 12 kat artış
birimlerinin ve en büyük konaklarının yer al- göstermişken, Erzurum’da 14 katlık bir artış
dığı merkezi kısmı) kâmilen harap. Hükümet yaşanmıştı.16
dairesi, mîrî emâkîn, dumandan simsiyah kesil-
miş. Korkunç bir iskelet halinde, dört duvardan Erzurum’daki bu aşırı fiyat artışından
başka bir şey değil. Kilise Meydanı civarı, İslam daha vahimi, günlük iaşe maddelerinin yok
mahalleleri yıkılmış ve yakılmış. (Yenikapı sem- (11) Sonradan Adliye Binası olarak kullanılan bu Müstahkem Mevkii
binası ilginç bir şekilde 24 Ağustos 1950’de büyük bir yangına ma-
tindeki şimdiki Şair Nefi Ortaokulu olan) idâdî ruz kalmıştır. Yeni Erzurum Gazetesi, 25 Ağustos 1950; Günümüz-
de Yakutiye Belediye binası olarak hizmet vermektedir.
mektebi tiyatroya tahvîl edilmiş. Çarşı içlerinde (12) Tarih Yolunda Erzurum Dergisi, Sayı: 18, Temmuz 1983, s.19.
Ruslardan kalma üzerinde Rusça yazılar, sine- (13) Ahmed Refik, Kafkas Yollarında, İstanbul, 1919, s.38-39.
(14) Cumhuriyet döneminin belediye başkanlarından Kazım Yurdalan,
ma mahalleri var... tabiiyetine ihanet etmiş olan bir ırkın Erzurum’da bıraktığı met-
rukâtın (emvali metruke evlerinin) savaş sonrasında Erzurumlula-
ra çok pahalıya satıldığını ifade etmiştir. Kazım Yurdalan, Dünkü,
Ahali henüz yerlerine avdet etmemiş.
YENİ TÜRKİYE 60/2014
I. Dünya Savaşı yıllarında Erzurum’un “İşte şark hayatında bir numûne-i ib-
maruz kaldığı tahribât konusunu toplu ola- retnümâ.”33
rak ele almak gerekirse; şehrin Rus işgaline Bütün bu anlatılanlar, kurtuluştan son-
uğramasından hemen önce, birtakım önemli ra şehrin imar yönünden ne halde olduğunu
8
binaların Türk yetkililer tarafından “imar pla- ortaya koymak için yeterlidir.
nı” uygulanacağı gerekesiyle yıkılmış olduğu
görülmektedir. Bu yıkım, özellikle bugünkü
Cumhuriyet Caddesi’ne tesadüf eden kısım- Erzurum’a Devlet Yardımı
da ve Kilise Kapısı denilen mevkide karşımı- Milli Mücadele dönemi ve Cum
za çıkmaktadır. Erzurum’da birtakım yeni huriyet’in ilk yıllarında ülkeyi yönetenleri
caddelerin açılması, bazı caddelerin genişle- meşgul eden en önemli konulardan birisi, I.
tilmesi ve özellikle yakacak temini amacıyla Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’dan
savaşın ilk yıllarında yapılan yıkımlar işte bu iç bölgelere göç etmiş yüz binlerce insanın
şekilde gerçekleştirilmiştir.
(31) I. Dünya Savaşı’nda Erzurum ve çevresinin uğradığı tahribat ger-
çekten çok ağırdı. Erzurum Mebusu Durak Bey’in TBMM’de
16 Şubat 1916’da şehri işgal eden Rus verdiği bilgilere göre; savaş sırasında Erzincan hariç Erzurum’un
ordusunun da yakacak ve benzeri askeri ge- iki livasında 75.000 ev tahrip olmuştu. Ve Erzurum’da kurulmuş
olan komisyon, tahribatın telafisi için en az 45 milyon liraya ihtiyaç
rekçelerle bazı haneleri yıktıkları bilinmekte- olduğunu tespit etmişti. TBMM Zabıt Ceridesi, I/3, s.455; I/28,
s.252.
dir. Ayrıca Hükümet Konağı ve benzeri bina- (32) TBMM Zabıt Ceridesi, II/3, 8.11.1923, s.303-304.
lar bu dönemde iyice tahrip edilmiştir. Daha (33) Mehmed Nusret, Tarihçe-i Erzurum, s.39; Canlı bir transit yolu
üzerinde ve bir kale etrafında bulunan şehir, aslında en güzel gün-
büyük tahribat ise, Mart 1918’de Ermeniler lerini Ortaçağda yaşamıştı. Bu çağın şehirsel özellikleri Erzurum’u
o kadar etkilemişti ki, şehir bu durumundan asırlar boyunca kur-
tarafından gerçekleştirilmiştir. Şehri müdafaa tulamadı. Öyle ki, Milli Mücadele döneminde bile şehrin Ortaçağ
özelliklerini koruduğunu belirten yukarıdaki açıklamalar, 30 yil
edemeyeceklerini anlayan Ermeniler, çeki- sonrası için de tekrarlanabilirdi. Ülkütaşır 1949’da Erzurum için
YENİ TÜRKİYE 60/2014
lirken şehrin değişik yerlerinde yangınlar çı- şu cümleleri kullanmaktadır: “Şehrin güneydoğu kenarından baş-
ka tarafları halen bir ortaçağ beldesi halini muhafaza eder. Sokak-
karmışlar ve insanlarla birlikte şehrin maddi lar dar ve girintilidir. Binaların duvarları kesme veya moloz taştan
yapılmış ve ekseriya sıvasız bırakılmıştır. Bu moloz taş duvarlarda
varlığını da yok etmeye teşebbüs etmişlerdir. muayyen yükseklerde meşe hatıllar kullanılır. Bu bölgede taş fazla ol-
duğundan bolca faydalanılmıştır. Tuğlanın az ve seyrek kullanılmış
Milli Mücadele yıllarında Erzurum olduğu görülür.” Şakir Ülkütaşır, “Demiryolları Güzergahındaki
Tarihi Şehirlerimiz Erzurum”, Demiryollar Dergisi, Sayı: 282-284,
şehrinin imar durumu hakkında son olarak, Nisan-Haz. 1949, s.87.
yerleştirilmesi ve yine savaş nedeniyle harap üstüne, yukarıda bahsedilen işgal, tahribat
olmuş doğu vilayetlerinin yeniden imarı me- ve katliam eklenmiş ve bölgede yaşamak
selesiydi. adeta imkânsız hale gelmişti. Hâlbuki doğu
sınırının hemen ötesinde, Ruslar tarafından
Bu konuda öncelikle İstanbul Hü
yapılmış birçok medeni vasıtaya sahip olan
kümeti harekete geçmiş ve işgalden kur-
şehirler vardı. Bu durumun farkında olan
tarılmış bölgelerin ahalisine yardım amaç-
ve birçok mahrumiyete rağmen işgal sonra-
lı bazı düzenlemeler yapmıştı.34 Ardından
sı yurtlarına geri dönen Erzurum ve çevresi
Ankara’da kurulan ve Türkiye’nin yönetim
halkını, mevcut durumu muhafaza ederek
mesuliyetini üzerine alan yeni idare bu husus-
bölgede tutmak oldukça zordu. Ne olursa ol-
larla ilgilendi. Ankara hükümeti, Erzurum ve
sun, yeni Türk devletinin doğuya medeniyet
çevresinin içler acısı durumunun farkındaydı.
götürmesi ve bölge halkını, sınır ötesindeki
Bununla birlikte savaş sırasında tahrip olan
Rus ve Ermeni tehdidine karşı yurtlarında
tek bölge Doğu Anadolu ve Erzurum değildi.
tutması gerekiyordu.
Örneğin Yunanlılar tarafından işgal edilmiş
olan Batı ve Orta Anadolu şehirleri de büyük I. Dünya Savaşı sırasında Rus işgaline
zarara uğramıştı. Fakat Erzurum ve çevresi, uğrayan yerlerde değişik nedenlerle tahrip
sadece Rus işgaline uğramamış, ayrıca bir de edilmiş meskenlerin tamir veya yeniden ya-
Ermeni çetelerinin zulüm ve tahribatına ma- pılması için gerekli kanunun çıkarılması için
ruz kalmıştı. 1922’de TBMM’ye kanun tasarısı sunuldu ve
İşte böyle bir ortamda Ankara’da ida- bununla ilgili görüşmeler Mart-Nisan 1923’te
reyi ele alan hükümet, Türkiye’nin yeniden yapıldı. Kanun tasarısında özellikle Erzurum
imarı konusunda hangi tarafa el atacağını ve çevresini içine alan bölgeye 500.000 lira
verilmesi teklif edilmişken, yapılan görüş- 9
kara kara düşünüyordu. Bir taraftan Milli
Mücadele’nin savaş sürecini idare ederken, melerde bazı mebusların “bölgecilik” yapıl-
diğer taraftan yurdun yeniden imarına kay- maması yolundaki uyarıları dikkate alınarak,
nak ayırmak son derece zordu. Yunan istilasına uğramış bölgeler haricindeki
kısımlara 1 milyon lira yardım yapılması şek-
Eldeki kaynakların kısıtlı, ihtiyaçların linde yeni bir düzenlemeye gidildi.35
son derece fazla olması Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ndeki mebusların bölgesel olarak ha- Vilayat-ı Şarkiye ahalisine yardım için
reket etmesine yol açtı. Örneğin Erzurum çıkarılan 9 Ocak 1923 tarihli kanun layihası
mebusları, bölgedeki diğer illerin mebuslarıy- ve gerekçesinde şu hususlar belirtilmiştir:
la birlikte, yardım konusunda bir takım ka-
“Umumi seferberlik esnasında Rus is-
nun teklifleri vermeye başladılar. Bu durum
tilasına maruz kalan ve gerek yerli gerekse
diğer bölgelerin mebusları tarafından ba-
Kafkasyalı Ermenilerin mezalimine maruz
zen tepkiyle karşılandı. Onlara göre; sadece
kalarak mecburen hicret etmiş halkın mal ve
Türkiye’nin doğusu değil, batısı da tahrip ol-
mülkü harap edildiği için, bunların birçoğu
muştu ve aynı yardıma batı illeri de muhtaçtı.
harpten sonra memleketlerine dönmemişlerdir.
Fakat bu noktada doğu bölgesi mebus- Bulundukları yerlerde işsiz güçsüz dolaşma-
larının önemli bir gerekçesi vardı: Erzurum ları hem bu insanları perişan etmekte hem de
ve çevresi Rus işgaline ve Ermeni tahribatına iktisat noktasından hükümete büyük zararlar
YENİ TÜRKİYE 60/2014
uğramadan önce de, batıdaki şehirlerde var vermektedir. Buna çare olmak için bunların
olan birçok medeni vasıtadan mahrumdu. bir an evvel memleketlerine dönebilmeleri ve
Yolsuzluk, doktorsuzluk, okulsuzluk, susuz- (34) Bkz. Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, III/1, 9 Kanunuevvel 1334,
luk ve ışıksızlık gibi birçok mahrumiyet, savaş s.276-280.
(35) Tuncay Öğün, Unutulmuş Bir Göç Trajedisi, Vilayat-ı Şarkiye Mül-
öncesinde de aynen vardı. Bütün bunların tecileri, (1915-1923), Ebabil Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 202-203.
döndüklerinde barınabilecek mesken yapabil- yapılacak keşif sonucu tespit edilecek tahri-
meleri için, Maliye ve Sıhhiye ve Muavenet-i bat oranına göre dağıtılacağı belirtiliyordu.
İçtimaiye Vekâletlerinin 1338 senesi bütçeleri- Yani, öncelikle mevcut hasar tespit edilecek,
ne 650.000 lira tahsisat konulması istenmiştir. daha sonra hasar oranına göre paranın dağı-
Muvazene-i Maliye Encümeni bunu görüşür- tımı yapılacaktı. Bu durumda tahsis edilen
ken, bunu kabul etmekle beraber memleketin paranın kısa sürede dağıtılamayacağı ortaya
her tarafı tahrip edildiğinden bu muavenetin di- çıkıyordu. Zaten bu nedenle aynı kanunun
ğer yerlerdeki hanelerin yapılması için de tahsi- dördüncü maddesiyle; 1923 yılında sarf edil-
sat konulmasını uygun bularak, havali-i şarkiye meyen paranın bir sonraki bütçeye aktarılma-
muhacirlerinin nakli için Sıhhiye ve Muavenet-i sı kararlaştırılmıştı.40
İçtimaiye Vekaleti bütçesine 150.000 lira, ve
Anadolu’da Yunan istilası dışında kalan di- Paranın dağıtımı, çeşitli bürokratik ne-
ğer yerlerdeki harap binaların yapımı için de denlerle uzun süre yapılamadı. Öyle ki, bu
Maliye Vekaleti bütçesine 1.000.000 lira ko- paranın nasıl harcanacağına dair talimatna-
nulmasını uygun bulmuştur.”36 me ancak 17 Ocak 1924’te hazırlanabildi.41
Hazırlanan talimatname gereğince yapılan
Kars Mebusu Cavit Bey, bölgenin sa- hesaplamalar sonucunda, bütün bölgeye
dece Ruslar tarafından tahrip edilmediğini, tahsis edilen 1.000.000 liranın 150.000 lirası
savaş sırasında askeri mecburiyetler dolayı- Erzurum’a ayrıldı.
sıyla özellikle Erzurum ve Pasinler Ovası’nda
birçok yerin Türk yetkililer tarafından yıkıl- Erzurum’un ise beklemeye tahammülü
dığını belirtmiştir. Erzurum Mebusu Durak yoktu. Diğer taraftan tahribat o kadar büyük-
Bey ise, Rus işgalinin hemen ardından vilayet tü ki; yıkılan yerlerin yeniden yapımı için ne
10 idare meclisinin hazırlamış olduğu komisyon- kadar para gerektiği uzun süre tespit edile-
da bulunduğunu ve komisyonun hazırladığı memişti. Nitekim 3 Nisan 1923 tarihli kanu-
istatistiklere göre, sadece Erzurum’un iki li- nun çıkmasından önceki dönemde, hükümet
vasında harap olan hane sayısının 75.000 ola- tarafından acilen tahsis edilen ve peyderpey
rak tespit edildiğini belirtmiştir.37 Erzurum’a gönderilen para ile de ciddi ve bü-
yük iş yapma imkânı bulunamamıştı.42
Neticede “Vilayat-ı Şarkiye Ahalisine
Muavenet Kanunu” 3 Nisan 1923 tarihinde Yukarıda Erzurum’a tahsis edildiğini
kabul edildi.38 belirttiğimiz paraların gereği gibi kullanılama-
ması konusundaki tek sorumlu hükümet de-
Böylece, tahrip olmuş hanelerin yeni-
ğildi. Sorumluluğun önemli bir kısmı, şehrin
den yapımı için 1923 yılı maliye bütçesine
1.000.000 lira konulmuş ve bölge mebusla- ihtiyaçlarını zamanında ve kesin olarak tespit
rı, uzun süredir yürüttükleri ısrarlı mücade- edip hükümete bildiremeyen yerel makam-
leyi kazanmışlardı. Fakat tahsis edilen bu lardaydı. Bu fikri doğrulayan en açık delil,
paranın, değil Doğu Anadolu’nun, sadece Milli Mücadele döneminde Erzurum mebusu
Erzurum Vilayeti’nin ihtiyaçlarını karşılaması olarak görev yapan sonraki dönemin belediye
bile mümkün değildi. Bölgeyi yakından tanı- (36) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 31.3.1923, s.252.
(37) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 31.3.1923, s.254-255.
yan eski Nafia Vekillerinden Trabzon Mebusu (38) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 3.4.1923, s.350.
Muhtar Bey’in ifadesine göre; Erzurum’un (39)
(40)
TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, s.10.
Düstur, Üçüncü Tertip, IV, s.15-16; Kavanin Mecmuası, I. s.372
YENİ TÜRKİYE 60/2014
imarı için en az 10.000.000 lira gerekiyordu.39 (41) Maliye Vekaleti 1340 Senesi Muharrerat Mecmuası, İstanbul, 1340,
s.9-12.
Bununla birlikte, kanunla verilmiş olan bu (42) Erzurum Valiliği’nden merkeze gönderilen 22 Ekim 1334 tarihli
telgrafta; haneleri harap olanlar tarafından yapılan sayısız müra-
paranın dahi tahsil edilmesi mümkün olmadı. caata rağmen, bu konuyla ilgili belirli bir plan hazırlanamadığı
için köy ve kasabaların tamir ve inşaatı hususunda yapılacak bir
3 Nisan 1923 tarihli kanunun üçün- şey olmadığı; bununla birlikte halkın acil ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla 800 köye 1.000’er liradan 800.000 lira gönderilmesinin
cü maddesinde; bu paranın her mahalde uygun olacağı belirtilmişti. BCA, TİGMK, 272.60.5.1.4.
başkanlarından Durak Sakarya tarafından idarelere tahsis edilerek kamu menfaati için
ortaya konulmuştur. Sonraları belediye mec- harcanması öngörülüyordu.46
lisinde yaptığı bir konuşmada, mebusluğu
döneminde meclis kürsüsüne vurarak bu pa- Rüştü Paşa tarafından sunulan kanun
rayı tahsis ettirdiğini belirten Durak Bey, ken- teklifinin gerekçesinde, durum şu şekilde an-
disinden sonra bu paranın nasıl harcanacağı latılmıştır:
konusunda vilayetle mebuslar arasında farklı Doğu havalisi muhacirlerinin mem-
görüşler ortaya çıktığını; bazı mebusların bu leketlerine iadesi ve meskenlerinin tamir ve
parayla Karasu mecrasında oluşan bataklığın inşası için çıkarılan 3 Nisan 1923 tarihli ka-
temizlenmesini teklif ettiklerini belirtmiştir. nunun ikinci maddesine dayanılarak, maliye
İlgili dönemin valisi Zühtü (Durukan) Bey43 bütçesine “savaş nedeniyle harap olan mesken-
ise, paranın eşit olarak köylülere dağıtılma- lerin tamir ve inşası” için 1 milyon lira konul-
sı taraftarıydı. Buna mukabil Durak Bey, bu muş ve bu paranın 1923’te sarf edilemeyen
parayla İran’dan koyun ve inek alınmasını ve kısmının 1924 yılında da sarfına izin veril-
köylülere dağıtılmasını teklif etmişti.44 mişti. Mahallinde yapılan incelemeye göre,
1,5 milyon liranın47 bir kısmı tevzi edilmiş
Görüldüğü gibi, Erzurum’da savaş sı- ve mahalli gelirleri yeterli olmayan bazı ma-
rasında yıkılan hanelerin yeniden yapımı için hallere de nakden yardımda bulunulmuştu.
1923’te tahsis edilen paranın nasıl harcanaca- Fakat birçok mahalde tevziat yapılamamıştı.
ğı konusunda adeta her kafadan bir ses çık- Erzurum’a bu 1,5 milyon liradan 150.000 lira
maktaydı. Bu karmaşaya ek olarak yaşanan ayrılmış ve bu paranın bir kısmı da nakden
tahribatın tam olarak tespit edilememesi ve gönderilmişti. Bu para halen bankada tutul-
çeşitli bürokratik engeller, tahsis edilen pa- maktaydı. Paranın dağıtılamamasının nedeni,
ranın zamanında tahsil edilmesini engelledi. 11
ilgili talimat gereğince, ihtiyaç sahiplerinin
Diğer birçok vilayet, kendilerine tahsis edi- miktarı ile tahsis edilmiş meblağ hesapla-
len paranın önemli bir kısmını bir yıl içinde narak, her bir ferde ayrı ayrı para verilecek
kullanmışken, Erzurum Vilayeti bu beceriyi olmasıydı. İlk bakışta mantıklı ve adaletli gö-
gösterememişti. Paranın bir kısmı mal san- rülen bu talimat, gerçek hayatta pek uygula-
dıklarında, önemli bir kısmı ise bankada bek- namamıştı ve para bankada beklemekteydi.
letildi.45 Diğer taraftan, bu talimat uygulanabilse dahi,
150.000 liradan her ferde 100-200 kuruş dü-
Sonuç olarak, savaş sırasında tahrip ol-
şeceği açıktı, Hâlbuki bölge halkının ihtiyacı
muş yerlerin yeniden imarı için devletten yar-
bunun kat kat üstündeydi. Mesela uzak bir il-
dım alma beklentileri Cumhuriyet dönemine
çeden veya köyden 100 kuruşunu almak için
intikal eden önemli bir mesele olarak kaldı.
gelecek vatandaş, alacağı bu parayla yol, otel
Doğu Anadolu muhacirlerinin iadesi masraflarını ancak karşılayabilecekti.
ve savaşlarda harap olan meskenlerinin tamir (43) 26 Ağustos 1923’te Erzurum Valisi olan Zühtü Bey, 1888 İzmir
doğumludur. Necmettin Bey’in oğludur. Mektebi Mülkiye’den
ve inşası için 3 Nisan 1923 tarihli kanunla 1911’de mezun olduktan sonra nahiye müdürü, kaymakam, polis
verilen 1 milyon liralık tahsisattan henüz sarf müdürü, belediye başkan yardımcılığı ve belediye başkanlığı gibi
çeşitli mülkî görevlerde bulunmuş ve 1922–1923 döneminde Van
edilmeyen paranın 1925 yılına aktarılması Valiliği yapmıştır. Erzurum Valiliğinden sonra 1928’de Üçüncü
Dönem TBMM’de milletvekili olmuştur. Milletvekilliğinin ilk
hakkında Erzurum Mebusu Rüştü Paşa ve ar- döneminde CHF’nin Üçüncü Mıntıka Müfettişi olarak da görev
yapmıştır. Sırasıyla Konya ve Samsun Milletvekilliği yapmış ve
kadaşları tarafından 28 Şubat 1925’te bir ka-
YENİ TÜRKİYE 60/2014
Bütün olumsuzluklara rağmen, Milli (48) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.6.
(49) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.12.
Mücadele yıllarında şehrin imarı için beledi- (50) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.12.
(51) BCA, TİGMK, 272.60.5.1.4; Kazım Yurdalan, Dünkü, Bugünkü,
ye ve valilik yoluyla bazı teşebbüslere girişildi. Yarınki Erzurum 1905-1950, Ankara, 1950, s.8.
Fakat bunlar, birbirinden kopuk ve bir plan (52) Erzurum Vilayetinde Ermenilerin Türklere Yaptıkları Zulümler,
s.45.
çerçevesinde yapılmayan işlerdi. (53) EBA, Meclis Zabıtları, 11 Nisan 1931.
ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak plansız birçok imar faaliyetine girişmiştir. Fakat gi-
ve programsız yapılan bu binalardan bir kısmı rişilen bu imar işleri, sonraki yıllarda bir-
kısa sürede harap olmuş ve böylece büyük bir çok eleştiriyi beraberinde getirmiştir. Hatta
israf yapılmıştı.54 Başvekil İsmet İnönü gibi en yetkili isimler
dahi, ilgili dönemde Erzurum’da yapılan imar
1925’in Ağustos ayında Nafia Vekili
işlerini görünce, yapılanları şiddetle eleştir-
Sırrı Bey ile birlikte Erzurum’a gelen ve bu-
mekten kaçınmamışlardır. Bilhassa bugünkü
rada gördüklerini tefrika halinde yayınlayan
Cumhuriyet Caddesi’nin batı kısmında ya-
Cumhuriyet gazetesi yazarı Sırrı Bey, bu ta-
pılan, fakat özel idare tarafından kullanıla-
rihte Erzurum şehrinin görünümü ve imar
mayıp diğer kurumlara adeta peşkeş çekilen
durumu hakkında şu bilgileri vermektedir:
devasa binalar, bu eleştirilerin temel nedeni-
“Erzurum; tarihi, büyük bir şehir, Ezici, dir. Benzer şekilde, Tercan ve Hasankale gibi
yıkıcı, uzun harplerden harap olan şehir, geçen bazı ilçelerde de hayli masrafla gereğinden
sene feleğin başka bir kahrına uğramış, ka- büyük binalar yapılmış ve bunlar da herhangi
lan kısmı da zelzeleden bitmiş, mahvolmuş.55 bir fayda getirmemiştir.
Erzurum, uzaktan İstanbul’un yangın harabe-
Bahsedilen dönemde Erzurum Özel
lerine benziyor. Zelzeleden masun kalan veya
İdaresi tarafından şehir merkezi ve ilçelerde
kısmen yeniden yapılan binalar, hep eski sistem.
yaptırılan binalar şunlardı:
Erzurum şehri dört duvarı toprak ve samandan,
keza tavanları da çamur ve samandan yapılmış Kız muallim mektebi,
birer ikişer katlı binalardan ibarettir. Tahtessıfır
Erzurum kütüphanesi,
(sıfırın altında) kırk derece soğuk olduğu için
inşaatın böyle yapılması mecburi imiş. Bu, ora- Erzurum kimyahanesi,
Numune apartmanları, 13
lardaki fikir ve mütalaa. Hâlbuki Sarıkamış ve
Kars’ta da aynı derecede soğuklar olduğu halde, İspir, Pasinler ve Hınıs dispanserleri,
oraların ve bilhassa Kars’ın binaları çamurdan Hasankale ve Tercan’da yatı mektep-
yapılmamış. Mahaza Vali Zühtü ve Belediye leri,
Reisi Beyler, yapılan ve yapılacak binalar için
Ardahan (Kavak) Kapısı’ndaki hal bi-
yeni sistemi kabul etmişlerdir.
nası,
Belediyeyi hayli faal bir halde buldum. Umumi meclis binası.
Şehirde yeniden birkaç cadde açmaya başlamış-
lar. Bazı yerlerde elektrikle tenvirat yapılmış. Bu binalardan önemli bir kısmı, sonra-
Vali Zühtü Bey, Erzurum’da 80 odalı ve 300 ki yıllarda yapılış amaçları dışında ve özellikle
fakir talebeyi istiap edecek büyüklükte güzel askeri makamlar tarafından kullanılmıştır.
ve son sistem bir mektep binası yaptırıyor. Bir
seneye kadar bina tamamıyla bitmiş olacaktır. Sağlık Durumu
Bundan başka yine şehrin tam ortasında 36 bin
lira sarfıyla bir sinema binası, yanında bir kon- Savaştan önce pek de iç açıcı olmayan
ferans (salonu) yaptırılıyor. Belediyenin 50 bin Erzurum’un sağlık durumu, savaş nedeniy-
liralık bütçesi, 110 bin liraya iblağ ediliyor. Bu le iyice bozulmuştu. Savaş ortamında başta
faaliyetle, harap olan koca Erzurum’u, yakın bir frengi ve tifo olmak üzere, pek çok hastalık
yaygın bir hal almış ve savaş sonrası yıllarda
YENİ TÜRKİYE 60/2014
s.190.
geçerliydi. Bu özellik, bir şekilde Cumhuriyet (74) Erzurum Halkevi’nin açıldığı 1930’ların ortalarında Erzurum’da
resmi bir kütüphane yoktu. Gazi İlkokulunda 100 ciltten iba-
dönemine de aksetmiş ve incelediğimiz dö- ret Kültür Bakanlığından gönderilmiş kitap vardı. Öğretmenler
bunlardan istifade etmekteydi. Ayrıca İlim Ocağı isminde Ne-
nemde Erzurum’da okuryazarlık düzeyi sü- cati adlı bir vatandaşın kitapçı dükkanında çoğu Arap harfli 2
rekli olarak ülke ortalamasının altında kal- 000’den fazla kitap vardı. Bu kitaplar belirli bir ücret karşılığında
halka verilmekte ve okunduktan sonra geri alınmaktaydı. BCA,
mıştı.72 030.10.65.433.1.
4 500 dolayında olan öğrenci sayısı, izleyen bir numûnedir. Erzurum’da gözlerin %75’i bu
yıllarda pek düzenli bir artış göstermemişti. hastalığa müptelâdır denebilir. Şehir toz içeri-
Hatta 1937’ye kadar bazı dönemlerde öğren- sindedir. Hem bu toz, tabiatın temiz tozu olsa
ci sayısında düşüş bile yaşanmıştı.75 ne ise. Bütün şehrin mülevvesâtının (pisliğinin)
tozudur. Sıcaktan terleyen gözlere ve çehrelere
Belediye Hizmetlerinin Yetersizliği böyle bir toz konunca, göz hıfzısıhhası ne vaziyet
alır. Hastalığın yegâne müsebbibi belediyedir.
Tanzimat döneminden beri çıkarılan Belediyenin cadde ile, müzehrefât ve mülevve-
birçok kanun ve nizamname, modern bele- sât ile bir alakası yokdur. Bunun içindir ki Şarkî
diye teşkilatlarına çeşitli görevler yüklemişti. Anadolu dağlarından gelen hayvanâtın müzeh-
Fakat bu kurumlara ayrılan tahsisatın yeter- refâtı Erzurum caddelerine dolup sonra kavruk
sizliği, diğer eksikliklerle birleşince, verilen ve toz olur. Diğer taraftan evlerde su yolu yokdur.
görevlerin önemli bir kısmı yerine getirileme- Sokaklar hanelerden dökülen pis sularla dolmuş-
mişti. Bu durum Milli Mücadele ve sonrasın- tur. İşte tabiatın güneşi, bu müzehrefâtı ve suları
da da devam etti. Hemen bütün taşra beledi- kuruttuğu, bir de ilaveten hafif bir rüzgâr estiği
yeleri için mevzubahis olan bu genel durum, zaman, trahom âfeti başlamış demektir. Şüphesiz
Erzurum Belediyesi için de geçerliydi. belediyenin bu hal ile bir alakası yoktur. O yalnız
nargile çekmekle meşguldür...”78
Erzurum’un Rus işgaline uğramasın-
dan 12 Mart 1918’e kadar geçen süreç, tüm Erzurum Belediyesi’ne yönelik en
halkı olduğu kadar, belediye ve diğer kurum- ağır eleştirilerden birisi, Cumhuriyet’in ila-
ları da derinden etkilemişti. Erzurum vakıflar nından bir müddet sonra bölgede kapsam-
idaresi ve özel idaresi, işgal sonrasında he- lı bir seyahat yapan Gümüşhane Mebusu
men faaliyete geçirilememiş iken,76 Erzurum Zeki Bey’e aittir. Eylül 1924’te seçim böl- 17
Belediyesi, şehirde Türk yönetiminin kurul- gesi olan Gümüşhane ile birlikte çok sevdiği
masıyla birlikte, özellikle askeriyenin desteği Erzurum’u da gezen Zeki Bey, burada gör-
ile faaliyete sokulmuştu. düklerini Trabzon’daki İstikbal Gazetesi’ne
aktarmıştır. Zeki Bey Erzurum şehri ve bele-
Bununla birlikte, yapılan hizmetlere diyesi hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır:
bakıldığında, belediyenin varlığı ile yokluğu
(75) Maarif 1923-1932 İstatistikleri, İstanbul, 1933, s.16-17; Yurt Ansik-
arasında pek bir fark yoktu. Kışın soğukla lopedisi, IV, s.2759.
mücadele eden Erzurum halkı, yazın şehrin (76) Erzurum özel idaresi ve vakıflar idaresinin kurtuluştan sonra
hemen faaliyete geçirilememesi, birçok hizmetin aksamasına ve
cadde ve sokaklarını istila eden toz ve pis- dolayısıyla belediyenin yükünün daha artmasına neden olmuştu.
Özellikle özel idare teşkilatı ile birlikte vilayet genel meclisinin
liklerle mücadele etmek zorunda kalıyordu. son olarak 1914’te toplanmış olması ve 1920 yılına gelindiğinde
özel idare bütçesinin 6 yıldır hazırlanamamış olması önemli bir
Osmanlı döneminde olduğu gibi, bu dönem eksiklikti. Bu durum kurtuluştan sonra memleketlerine dönen
için de geçerli olan bu sıkıntı, şehri yaşanabilir insanların çeşitli hizmetleri alamaması anlamına geliyordu. Bu
sıkıntıyı bir nebze olsun gidermek amacıyla, 6 Mayıs 1335 tari-
olmaktan çıkarmakta, aynı zamanda birtakım hinde bir kararname çıkarılarak, Erzurum gibi işgalden kurtarılan
bölgelerde özel idare teşkilatlarının yeniden tesisine kadar özel
sağlık sorunlarına yol açmaktaydı. Bu konu- idare gelirlerinin mal sandıklarınca toplanması ve masrafların da
da Ahmed Halil77 tarafından 1925’te yazılmış hazineden karşılanması düşünülmüştür. Bununla birlikte bölge
halkının maddi sıkıntıları da dikkate alınarak, emlak, temettü ve
olan aşağıdaki satırlar son derece önemlidir: yol vergilerinin 1919 ve 1920 yıllarında toplanmaması gündeme
gelmiştir. BOA, DUİT, Dosya No: 94, Gömlek No: 15. Bu geçiş
döneminden sonra Mart 1921 itibarıyla Erzurum özel idaresinin
“Diğer bir dert de trahomdur. Erzurum’da ve vilayet genel meclisinin yeniden teşkili düşünülmüştür. BOA,
DH. UMVM, Dosya No: 41, Gömlek No: 6; Fakat Dâhiliye Vekâ-
bu hastalık müthiş surette hüküm-fermâdır.
YENİ TÜRKİYE 60/2014
kalanlarını da Ermeni ve Ruslar çekilirken yık- run dolup iyice tahrip olmalarını önlemek için üzerlerine külah
şeklinde örtüler yapılabileceğini, bunun Evkaf Müdürü tarafından
mışlar. Bu sebeple Erzurum şehri bugün hazin ihmal edildiğini belirtmektedir. Yine Erzurum’da bulunan birçok
şifalı kaplıcanın tamamen kendi haline bırakıldığını, hâlbuki bura-
bir manzara arz etmektedir. ların küçük bir gayretle halkın istifadesine sunulabileceğini belirt-
miştir. Zeki Bey’e göre bu gibi işler sadece o işten sorumlu olan
Alelade hararet derecesi sıfırın altında makamın değil, yetkililerin ve halkın birlikte yapması gereken şe-
hir işleridir. Gümüşhane Mebusu Zeki, “Gördüklerim”, İstikbal,
15’tir. 30’a kadar baliğ olduğu vardır. Müthiş 16 Eylül 1341.
Ruslar, Sarıkamış’tan Erzincan’a kadar kuruştur. Pek çok olan şelalelerden istifade edi-
şimendifer inşasına teşebbüs etmişler ise de ikma- lemiyor.
line muvaffak olamamışlar. Yalnız Erzincan’a
kadar tesviye-i turabiye yapılmış. Erzurum’un Rusların, Sarıkamış ormanlarından kes-
6 saat kuzey batısına kadar şimendifer işliyor. tikleri ve inşaatta kullanmayıp terk ettikleri aza-
mi 1 metre kutrunda çam ağaçları köylüler tara-
Erzurum’dan Kars’a kadar şimendiferle gitmek
fından Erzurum’a getiriliyor. Kantarı yani 180
kabil. Bu hattın arzı, 75 cm’dir. Ruslar, o ka-
okkası 450-700 kuruşa kadar satılıyor. Lakin
dar şimendifer malzemesi yığmışlar ki bu hattı
gelecek seneye bir tane kalmayacaktır. Buranın
Ankara’ya kadar inşa edebilir. Köylere varınca-
soğukları dehşetli. Yorgan altında, soba başında
ya kadar bütün depolar ray, kürek, kazma, köp-
üşümemek kabil değil.
rücü malzemesi, dinamit vs. ile lebâleb (ağzına
kadar dolu). Bunların henüz sayılmasına imkân Burada ekmeğin okkası 14-18 kuruş-
olmadığını söylüyorlar. tur. Basma ve astarın arşını 50 kuruştur. Ahali,
umumiyetle göreneğe tabi olduğundan herkes,
Acaba Anadolu’nun garbını şarkına rabt
manifaturacı veya bakkaldır. Bütün dükkânlar
edecek şimendifer hattını ne vakit inşa edebile-
Avrupa emtiası ile doludur. Bütün tüccarlarımız
ceğiz?
Avrupa fabrikalarının komisyoncusu… Paralar
Mektebimizde bir muallim var ki he- Avrupa’ya, Amerika’ya akıyor. Bu gidişle ikti-
nüz genç yaşında tekaüd edilmiş bir binbaşı- saden mağlubiyetimiz muhakkak. Burada sana-
dır. Kısm-ı sani riyaziye ve resim muallimidir. yi, Ermenilerin elinde imiş. Onlar çekildikten
Bu zat, Hicaz şimendifer hattı inşasında 6 sene sonra dâhili sanayi de sönmüş. Terzi, bakırcı,
bilfiil hizmet etmiş bir mühendishane-i askeri kuyumcu, demirci, marangoz, dökümcü, mimar
mezunudur. Elinde Almanların şahadetnamele- gibi sanatkârlar yok. Birkaç tane kunduracı ve
19
ri vardır. Ankara-Erzurum şimendifer hattı için yemenici mevcut. Yeni bakırın kıyyesi 400-500
milli bir şirket teşkil edilse ve mevcut şimendi- kuruştur. Eskisi ise 15 kuruşa. Halk, hep eskiler-
ferlerle malzemesi bu şirkete devrolunsa acaba le idare ediyor.
hattın inşasına imkân hâsıl olmaz mı?
Buranın ahalisi iyi, salabetli Müslü
Ruslar, Hasankale’den çıkardıkları ziftle manlar. İslam ahlakını muhafaza etmişler. Fakat
bu civardaki askeri ihtiyaçlarını temin etmişler. rehberler noksan. İktisadiyat hususunda bunla-
Erzurum’a 6 saat mesafede Kükürtlü madenle- ra doğru yolu gösterecek olanlar bulunsa çok
rini dahi işletmişler. Hatta yarım saat mesafesi- terakki husule gelebilecek. Saf ve temiz adam-
ne kadar bir demiryolu hattı şubesi yapmışlar. lar. Kahraman adamlar. Bu cihetler çok iyi.
Fakat şimdi bu hat, metruk ve harap bir halde- Hükümete karşı muhabbetleri de çok. Çünkü
dir. Erzurum-Kars trenleri odunla hareket etti- hayatlarını kurtarmış. Eğer ordu, bir gün daha
ğinden iki günlük mesafeyi bir haftada bile kat gecikse imiş Erzurum’da Ermeniler bir tek er-
edemiyorlar. kek bırakmayacaklarmış. Çalıştırmak bahane-
siyle Müslüman ahaliyi cebren toplayıp birkaç
Bu civarda muhtelif madenler dahi bol- cesim haneye doldurmuşlar ve ateşe yakmışlar.
dur. Siyah kehribar, arddevaz? Kireç, siyah ve Geçen gün Rusya’dan bir heyet geldi. Burada
sert değirmen taşları, alçı, soda, gaz madenleri hafriyatta bulundu (kazı yaptı). Pek çok yanmış
pek çok olduğu malumdur. Askeri kimyahane- cesetler çıkarıldı. Hala da pek çok. Bir kısmı
sinde pek çok kısımları tahlil edilmiştir.
YENİ TÜRKİYE 60/2014
22
YENİ TÜRKİYE 60/2014