You are on page 1of 22

Rus İşgali ve Ermeni Anahtar Kelimeler: Erzurum, Rusya, Erme­

ni, İşgal, Mezalim


Mezaliminin Erzurum’un
Sosyal ve Kültürel Giriş

Hayatına Etkileri Kurulduğu bölgeden dolayı, tarihi bo-


yunca çok önemli askeri, siyasi ve iktisadi
gelişmelere sahne olan ve çeşitli milletlere ev
sahipliği yapan Erzurum; sosyal ve kültürel
açıdan da hatırı sayılır bir birikimi günümü-
ze taşımış bir şehirdir. Doğu Roma (Bizans)
İmparatorluğu tarafından İran (Sasani) sı-
nırına yakın bir yerde ve askeri gerekçelerle
kurulan Erzurum (kale), bilhassa Selçuklular
ve İlhanlılar döneminde topyekûn bir gelişim
Murat Küçükuğurlu* göstermiş; Osmanlı hakimiyetinin hemen ön-
cesinde, bölgesel güç mücadelelerinin bir so-
nucu olarak ıssızlaşmış ve adeta “baykuş yu-
vası” halini almıştı. Erzurum, Osmanlılar eliyle
yeniden şenlendirildi ve eski güzel günlerine
geri dönmeye çalıştı. Bununla birlikte Osmanlı
hakimiyetinin ilk dönemlerinde Gürcüler ve
İranlılarla, ardından Ruslarla yapılan mücade-
leler, şehrin sosyal ve iktisadi önemini azalttı 1
Özet
ve askeri yönünü ön plana çıkarttı.
Erzurum, Ermeni meselesi konusunda önem
arz eden şehirlerden birisidir. I. Dünya Savaşı’nın Erzurum XIX. yüzyılın başlarından I.
öncesinde, nüfusunun dörtte biri (toplam 47.831 Dünya Savaşı’na kadar iki kez Rus işgaline
nüfusun 11.789’u) Ermeni olan Erzurum, bu mese- uğramış, birkaç büyük deprem atlatmış ve sık
lede birçok ilk yaşamıştır. I. Dünya Savaşı’ndan çok sık salgın hastalıklara maruz kalmıştı. Üstelik
önce, 1890’da Ermeni çetelerinin ilk siyasi isyanı önemli gelir kaynaklarından olan; ticaret
Erzurum’da gerçekleşmiştir. Savaş başladığında çok
mallarının yanı sıra kültürlerin de aktarıldı-
sayıda Ermeni, Erzurum’dan Kafkasya’ya giderek
Rus ordusuna katılmış durumdadır. Erzurum’da ğı Trabzon-İran transit yolu, I. Dünya Savaşı
kalanlar ise, bazı istisnalar dışında, 1915’te dev- öncesine gelindiğinde eski önemini kaybet-
let eliyle göç ettirilmiştir. Bu anlamda Türkiye’de miş ve İran-Avrupa ticareti başka yollara kay-
tehcirin başlatıldığı ilk yerlerden birisi Erzurum mıştı.1 Aynı dönemde kıtlık, pahalılık ve ver-
Vilayetidir. Çok geçmeden şehir Ruslar tarafından gilerin ağırlığı nedeniyle meydana gelen halk
işgal edilmiştir ve bu işgal sırasında, Rus ordusun- hareketleri de dikkate alınırsa, şehrin sosyal
da çok sayıda Ermeni vardır ki, bunların bir kısmı
ve ekonomik durumu kendiliğinden ortaya
savaş başlarken Erzurum’dan kaçıp Rus ordusuna
katılmışlardı. I. Dünya Savaşı’ndaki bu işgal ve ar- çıkacaktır.
dından, Ermenilerin yaptığı katliam, zaten Osmanlı
Bütün olumsuzluklara rağmen Erzu­
Devleti’nin son zamanlarında zor günler yaşamış
rum, 93 Harbi’ndeki Rus işgalinden I. Dünya
YENİ TÜRKİYE 60/2014

olan Erzurum’a son ve kalıcı darbeyi vurmuştur.


Bu işgal ve katliam, şehrin tamamen tahrip olması- (*) Doç.Dr., Erzurum Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölü-
mü.
na, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın tamamen (1) Bu konuda bkz: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Dahiliye-İda-
sönmesine neden olmuştur. Bütün bu olumsuzluklar, re (DH.İD), Dosya No: 25, Gömlek No: 11; Abdulvahab Hayri,
İktisadi Trabzon, Trabzon 1329, s.15; Selahattin Tozlu, Trabzon-
kurtuluştan sonraki on yıllar boyunca şehir hayatını Erzurum-Bayezit Yolu (1850-1900), Yayınlanmamış Doktora Tezi,
derinden etkilemiştir. Erzurum, 1997.
Savaşı’na kadar geçen süreçte gelişmesini Normal zamanlarda az da olsa yerine geti-
sürdürdü. Bu konuda küçük bir karşılaştır- rilen rutin belediye ve sağlık hizmetleri de
ma yapmak gerekirse; XIX. Yüzyılın sonun- aksayınca, artık kitlesel ölümler kaçınılmaz
da şehirde 40.000 civarında nüfus ve 8.000 hale geldi. Öyle ki, savaşın başladığı 1914
civarında hane varken, 1913’te sivil nüfus yılında şehirde şiddetli bir tifüs salgını baş-
50.000’e, hane sayısı ise 10.000’e yaklaşmış- ladı. Aynı tarihlerde kolera etkisini gösterdi.
tı.2 Şehirdeki okullaşma oranı arttığı gibi, Aralık ayında ölenlerin sayısı günde 400 ci-
gerek Müslümanlar gerekse gayrimüslimler varına çıktı. Alman Konsolosluk raporlarına
tarafından yeni yeni gazeteler çıkarılmaya göre 1915 yılında lekeli tifüs çok yaygın hale
başlanmıştı.3 gelmişti ve her gün yaklaşık 200 kişi hayatını
kaybetmekteydi.5
I. Dünya Savaşı öncesinde Erzurum,
doğuda Ruslara karşı askeri mevki olabilecek Erzurum I. Dünya Savaşı’na bu şartlar
ve çok sayıda asker barındırabilecek yegâne altında girdi ve savaş, büyük kitlesel yıkımı
şehir idi. Çeşitli süvari ve piyade kışlalarına, beraberinde getirdi. Şubat 1916’da Rusların
müstahkem mevki binalarına, askeri ve sivil eline düşen Erzurum şehri, iki yıldan faz-
hastaneye, ambarlara, hükümet konağı, mek- la Türk yönetiminden mahrum kaldı. Ekim
tep binaları, konaklar ve hanlar gibi gerek- 1917’de patlak veren Bolşevik Devrimi üze-
tiğinde askeri amaçlar için kullanılabilecek rine Ruslar Aralık 1917’de Osmanlı Devleti
büyük binalara sahipti. Fakat gerek umumi ile Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalayarak,
gerekse hususi binalar, kullanım ve sağlık Doğu Anadolu’yu boşaltmaya başladı.6 Ruslar
bakımından son derece kötü şartları haizdi. çekildikten sonra, şehirde kalan Ermenilerin
Şehirde halk sağlığı bakımından ciddi sıkın- Müslümanlara karşı yaptıkları katliam-
2 tılar yaşanıyor ve bulaşıcı hastalıklar toplu lar, imha derecesine ulaştı. Nihayet Doğu
ölümlere neden olabiliyordu. Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ku-
mandasındaki Türk askeri 12 Mart 1918’de
Bütün bunlar, asırların getirdiği ihmal- Erzurum’a gelerek, şehri Ermenilerden kur-
lerin bir sonucuydu ve bu sonucun en acı fa- tardı.
turası I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ortaya
çıktı. III. Ordu’nun merkezi olan Erzurum, Kurtuluştan sonra belediyenin yaptığı
belediye ve sağlık hizmetleri açısından sava- belki de ilk iş, işgalin son günlerinde Ermeniler
şa hazırlıksız yakalandı. Savaşın başlamasıyla tarafından katledilmiş olan binlerce Türk’ün
daha fazla askeri nüfusu barındırmak zorun- defnedilmesiydi. Ermeniler şehri terk etme-
da kalan Erzurum’da resmi binalar yetersiz den önce çeşitli mahallelerden 3.845 kadın
kalınca birçok konak, cami, medrese, kilise ve erkeği katlettikleri gibi, 14.767.344 kuruş
vs. askeri kıtalar tarafından tıka basa doldu- ((2) Doktor Şerif Bey, Erzurum Vilayeti Sıhhi ve İctimai Coğrafyası,
Hazırlayan: Murat Küçükuğurlu, Trabzon, 2011, s.204.
ruldu. Daha da önemlisi, şehirdeki hastahane (3) Örneğin resmi vilayet gazetesi Envâr-ı Şarkiye dışında Türkçe ve
Ermenice olmak üzere özel gazeteler çıkarılmıştır. Daha da önem-
ve doktor sıkıntısı hat safhaya ulaştı. Savaşın lisi 1888’de Yenikapı Mahallesi’nde İdâdî Mektebi, 1890’da ise
başlarında Erzurum’daki yatak sayısı ancak Aşağı Yoncalık Mahallesi’nde Kız Rüşdiye Mektebi açılmıştır. Aynı
süreçte özellikle Ermeniler ve Protestanlar tarafından da şehirde
900’e çıkarılabilmişti. İlk saldırıların başla- birçok idâdî, rüşdî ve ibtidâî okul açıldığı görülmektedir. Salnâme-i
Nezâret-i Maârif-i Umûmiye, 1321, s.315; 19 Ağustos 1320’de açı-
dığı Kasım 1914’te Erzurum’daki yaklaşık lan Sanayi Mektebi ise konumuz açısından daha da önemlidir.
5.000 hasta için sadece 29 doktor mevcuttu. (4) Tevfik Sağlam (1882-1963), Derleyenler: Tevfik İsmail Gökçe-Ne-
cati Üster, İkinci Cilt, İstanbul, 1968, s.89, 227.
Fiiliyatta 250 hastaya sadece 1 doktor düş-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(5) Ramazan Çalık-Muzaffer Tepekaya, “Birinci Dünya Savaşı Es-


nasında Anadolu’daki Salgın Hastalıklar ve Ermeniler”, Selçuk
mekteydi.4 Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2006, Sayı: 16,
s.207.
(6) Bu konuda Türkiye ile Rusya arasında yaşanan süreç için bkz:
Askerler ve siviller, bozuk mecralar- W.E.D. Allen ve Paul Muratoff, 1828-1921 Türk-Kafkas Sınırındaki
dan gelen içme sularını kullanıyorlar ve lağım Harplerin Tarihi, Ankara, 1966; Selami Kılıç, Türk-Sovyet İlişkileri-
nin Doğuşu, İstanbul, 1998; Enis Şahin, Trabzon ve Batum Konfe-
tesisatının olmadığı bir şehirde yaşıyorlardı. ransları ve Antlaşmaları, Ankara, 2002.
miktarında eşya ve mücevheratı gasp etmişler- birbirinden tamamen farklı iki şehir görüntü-
di. Ayrıca çevre köylerden şehre hicret etmek- sü arz ettiğini belirtmek gerekir. Bu durum,
te olan 4.644 kişi şehit edilmişti. Öldürülen her iki dönemde de Erzurum’u yaşamış olan
Türkler, şehrin geri alınmasından iki gün sonra kişilerin vurguladığı bir özelliktir. Nitekim
belediye başkanının nezaretinde ve sağ kalan “Beş Şehir” isimli eserin yazarı Ahmet Hamdi
kadın-erkek bütün Türklerin çalışmalarıyla, Tanpınar, çocukluğunda görmüş olduğu
çeşitli mezarlıklara defnedildi. Katledilenlerin Erzurum ile 1923’de öğretmen olarak geldiği
sayısı o kadar çoktu ki, defin işlemleri ancak şehir arasında, keskin çizgilerle birbirinden
52 saate bitirilebilmişti.7 ayrılan iki farklı şehir tasviri sergilemektedir:
Erzurum şehrinin I. Dünya Savaşı ön- “O zamanın Erzurum’u, on yıl sonra
cesindeki durumu ve savaş sonrasında geli- 1923’te gördüğüm Erzurum’dan çok başkaydı.
nen nokta hakkında, Cumhuriyet dönemi Her türlü kıyafette bir kalabalığın çarşı pazarını
Erzurum belediye meclisinin değerli üyele- doldurduğu, saraç, kuyumcu, bakırcı dükkan-
rinden Münir Alpagut’un verdiği bilgileri ak- larıyla senede o kadar malın girip çıktığı han-
tarmak yerinde olacaktır. larıyla, ambarlarıyla, eşraf ve ayanı, otuz sekiz
medresesi, elli dört camisiyle, İran transitinin
Alpagut’un verdiği bilgilere göre; I.
beslediği refahlı ve mamur Erzurum’la on yıl
Dünya Savaşı’ndan ve Rus işgalinden önce
sonra gördüğüm harap şehir arasında kolay ko-
Erzurum’un 85.000 nüfusu vardı. Şehirde
lay münasebet tasavvur edilemezdi...
çoğu yontma taşlardan yapılmış büyük ko-
naklar olmak üzere, 15.000 ev, 3.500 mun- Bu sefer geldiğim Erzurum başka bir
tazam mağaza ve dükkân bulunuyordu.8 Erzurum’du. Ona Doğu Anadolu dağlarının
Ayrıca, 20’ye yakın han, ağzına kadar tüc- eski bir şarap gibi zamanla takdis edilmiş, ruh
besleyici uzletinden değil, dört Cihan Harbi 3
car eşyasıyla doluydu. Şehrin o günkü genel
serveti, 1940’ların sonuna nazaran 15 misli yılının ve İstiklal Savaşı’nın üstünden aşarak
fazlaydı. Öyle ki, o günün Erzurum’unda, gelmiştim...
servetleri yarım milyon altınla ölçülen kişiler Hiçbir yerde memleketin Birinci Cihan
vardı. Şehirdeki 70’e yakın cami ve mesci- Harbinde geçirdiği tecrübenin acılığı burada
din bahçeleri, şehrin en güzel yeşil sahalarını
olduğu kadar vuzuhla görülmezdi. Bu, eski res-
oluşturuyordu. Bunların etrafındaki çeşme
samların tasvir etmekten hoşlandıkları şekilde
ve helâlar da şehrin temizliğine önemli bir
ölümün zaferi idi...”10
katkı sağlamaktaydı. Şehirde 365 çeşme, 28
kütüphane olup, buralardaki eserler Türk’ün
göğsünü kabartacak kadar çok ve değerliydi. Genel Durum
Birinci Dünya Savaşı Erzurum’un üze- I. Dünya Savaşı sonrasında Erzurum,
rinden bir kâbus ve fırtına gibi geçti. Gençler büyük bir Rus işgali ve onu takiben Ermeni
sınır bölgelerine savaşmaya giderken, ihtiyar- (7) BOA, Dahiliye Siyasi (DH. SYS), Dosya No: 2878, Gömlek No:
lar yurtlarını bırakarak göç etmek zorunda 49.
(8) Şehrin nüfusu, hane ve dükkân sayısı hakkında verilen bu bilgile-
kaldı. Şehirde kalanlar ise, Ermeni satırından rin Sıhhiye Müdürü Şerif Bey’in verdiği bilgilere göre biraz farklı
olduğu görülmektedir. Münir Bey’in bu bilgileri 1948’de, yani I.
geçtiler. Şehrin üçte ikisi düşman tarafından Dünya Savaşı’ndan çok sonraları verdiği düşünülürse, bir yanıl-
manın normal olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, Erzurum’un
yıkıldı. Öyle ki, savaş sonrası muhacirlikten bir diğer önemli ismi Cevat Dursunoğlu da konuyla ilgili olarak
YENİ TÜRKİYE 60/2014

dönüldüğünde, şehrin nüfusu 8.000’e kadar hemen hemen aynı bilgileri vermektedir. Dursunoğlu’na göre;
savaştan önce 80.000 nüfusu besleyen, çarşılarında, pazarlarında
inmişti. Erzurum bir taş yığınından, harabe- kalabalıktan geçilmeyen gösterişli bir sınır kenti olan Erzurum,
1918’de bir köy harabesi haline gelmişti. Cevat Dursunoğlu, Mil-
den ve yangın yerinden başka bir şey değildi.9 li Mücadelede Erzurum, İstanbul, 2000, s.36; Bizim kanaatimize
göre şehrin savaştan önceki nüfusu 80.000’den daha azdır ve Şerif
Bütün bu bilgiler ışığında Erzurum’un, Bey’in verdiği rakamlar daha gerçekçidir.
(9) Erzurum Belediyesi Arşivi (EBA), Meclis Zabıtları, 1 Mart 1948.
I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında (10) Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, İstanbul, 1997, s.24-26.
katliamına maruz kalmış, harabe ve viran bir Eğlenceler, tiyatrolar, sinemalar, hiçbir şey eksik
şehirdi. Savaş öncesinde şehirde yaşanmış değil. Rusların çekilmesi üzerine şehir kâmilen
olan hayattan hiçbir eser kalmamıştı. Bu iki Ermenilerin elinde kalmış. İşte bütün zulüm-
ağır hadise sırasında şehirdeki binaların önem- ler, yangınlar ve fâciâlar o zaman başlamış.
li bir kısmı yakılmış, yıkılmış veya yıktırılmıştı. (Kurtuluştan sonra) Erzurum sokaklarından
toplanan İslam naâşı dört bini mütecâviz...
Türk Ordusu’nun ileri harekâtı karşı-
sında Erzurum’u boşaltmak zorunda kalan Erzurum’da yakılan binalar hesapsız.
Ermenilerin, şehrin birçok yerinde yangınlar Martın dokuzunda çekilen Ermeniler hemen
çıkardığı ve önemli binaları benzin dökerek her tarafı yakmışlar, yıkmışlar, icâb ettiği za-
yaktığı yolunda birçok kayıt bulunmaktadır. man da müdâfaa etmişler. Taşhanların üzerinde-
Örneğin Hükümet Konağı ile karşısındaki ki mermi yaraları bu müdâfaanın son eserleri.
kolordu karargâhı olarak kullanılan bina,11 Daha ziyâde müdâfaada bulunamayacaklarını
şehrin kurtuluşundan hemen önce Ermeniler anladıkları zaman, peşlerinde ölüm ve ateşten
tarafından benzin dökülerek yakılmıştı.12 mürekkep bir harâbe bırakarak kaçmışlar. Feci
intikâm...”13
Şehrin Ermenilerden kurtarılmasından
sonraki halini en iyi anlatan eserlerden birisi,
1918’de Ermenilerin yaptığı katliam ve tahri- Açlık ve Kıtlık
bâtı tespit için oluşturulan karma heyetin içe-
Kurtuluştan sonra memleketlerine geri
risinde Türk temsilci olarak bulunan Ahmet
dönen halkın karşılaştığı zorluklar oldukça
Refik Altınay’ın “Kafkas Yollarında” isimli
fazlaydı. Şehirde mesken sıkıntısı çekildiği
eseridir. Altınay’ın eserinde Erzurum’un uğ-
gibi,14 zaruri ihtiyaçların karşılanması bile ne-
radığı tahribât hakkında şu ifadeler yer alır:
4 redeyse imkânsızdı. Savaştan önce önemli bir
“Erzurum bir harâbe gibi. Câmiler an- tarım ve hayvancılık bölgesi olan Erzurum,
bar vazifesi görmekle kurtulabilmiş. Mamafîh savaş sonrasında ziraat için gerekli olan hay-
bunların da müstesnâsı var. Lala Mustafa Paşa van gücünü ve tarım aletlerini kaybetmişti.15
Camii, Mimar Sinan’ın bu güzîde eseri, bütün Ayrıca, I. Dünya Savaşı’nın getirdiği enflas-
müzeyyenâtından mahrum. Pencerelerinin et- yonist baskı ile eşya fiyatları yüksek oranlarda
râfını süsleyen zengin çiniler bile sökülmüş. artmıştı. Öyle ki, Türkiye genelinde fiyatlar
Erzurum’un bu kısmı (yani şehrin yönetim savaş öncesine nazaran ortalama 12 kat artış
birimlerinin ve en büyük konaklarının yer al- göstermişken, Erzurum’da 14 katlık bir artış
dığı merkezi kısmı) kâmilen harap. Hükümet yaşanmıştı.16
dairesi, mîrî emâkîn, dumandan simsiyah kesil-
miş. Korkunç bir iskelet halinde, dört duvardan Erzurum’daki bu aşırı fiyat artışından
başka bir şey değil. Kilise Meydanı civarı, İslam daha vahimi, günlük iaşe maddelerinin yok
mahalleleri yıkılmış ve yakılmış. (Yenikapı sem- (11) Sonradan Adliye Binası olarak kullanılan bu Müstahkem Mevkii
binası ilginç bir şekilde 24 Ağustos 1950’de büyük bir yangına ma-
tindeki şimdiki Şair Nefi Ortaokulu olan) idâdî ruz kalmıştır. Yeni Erzurum Gazetesi, 25 Ağustos 1950; Günümüz-
de Yakutiye Belediye binası olarak hizmet vermektedir.
mektebi tiyatroya tahvîl edilmiş. Çarşı içlerinde (12) Tarih Yolunda Erzurum Dergisi, Sayı: 18, Temmuz 1983, s.19.
Ruslardan kalma üzerinde Rusça yazılar, sine- (13) Ahmed Refik, Kafkas Yollarında, İstanbul, 1919, s.38-39.
(14) Cumhuriyet döneminin belediye başkanlarından Kazım Yurdalan,
ma mahalleri var... tabiiyetine ihanet etmiş olan bir ırkın Erzurum’da bıraktığı met-
rukâtın (emvali metruke evlerinin) savaş sonrasında Erzurumlula-
ra çok pahalıya satıldığını ifade etmiştir. Kazım Yurdalan, Dünkü,
Ahali henüz yerlerine avdet etmemiş.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Bugünkü, Yarınki Erzurum 1905–1950, s.8.


Mevcut nüfus ancak on bin kişiyi tecâvüz ede- (15) BCA, Toprak İskân Genel Müdürlüğü Kataloğu (TİGMK),
272.60.5.1.4.
biliyor. Erzurum Ruslar tarafından mühim (16) Fiyat İstatistikleri 1339, İktisat Vekâleti, s.10; Erzurum Mebusu
Durak Bey 23 Ağustos 1338 tarihli konuşmasında bu konuda şun-
bir üssü’l-harekât (hareket merkezi) ittihâz ları söylemektedir: “Bugün Vilâyât-ı müstevliyede 10 bin banknotluk
edilmiş. Şehre pek çok emtiâ getirilmiş. Rus adam yoktur. 200–300 bin liralık adamlar varken bugün yoktur… 50
bin lira 60 bin lira serveti olanlar, emin olun bugün dileniyorlar…”
zâbitleri aileleriyle Erzurum’a yerleşmişler. TBMM Zabıt Ceridesi, I/3, s.455; I/28, s.252.
denecek kadar az olmasıydı. Özellikle ekmek gereken tohumluk konusunda ciddi bir adım
bulma konusunda büyük sıkıntı çekiliyordu. atılmamıştı. Yakın gelecekte halkın ölümle
Şehir işgalden kurtarıldığında, çarşılarında burun buruna gelmemesi için, acilen üçte
bir tek fırın bile bulunmazken, birkaç ay içe- ikisi arpa ve biri buğday ve patates olmak
risinde hükümetin teşvikiyle 19 fırın açılmış üzere 200 ton tohumluğa ihtiyaç vardı. Eski
ve halkın hizmetine sunulmuştu.17 senelere nazaran, içinde bulunulan senede,
iki buçuk milyon kadar noksan tohum ekil-
Kurtuluştan hemen sonra, askeri ma-
mişti.18
kamlar tarafından Erzurum vali vekili tayin
edilen ve belediye başkanlığını da geçici ola- Receb Bey’in telgrafında anlatılan sı-
rak yürüten Kaymakam Receb (Peker) tara- kıntılar nedeniyle, işgal yıllarında göç etmiş
fından 18 Nisan 1918’de Dâhiliye Nezaretine olan Erzurumluların memleketlerine geri
gönderilen telgrafta, Erzurum’un tespit edi- dönmeleri, şehri yönetenler tarafından hiç de
len acil ihtiyaçları şöyle arz edilmekteydi: arzulanan bir durum değildi. Böyle bir geri
dönüş hareketine izin verilmemesi yolunda
1. Yalnız Erzurum şehir merkezinde
hükümet uyarılmaktaydı. Bununla birlikte
günlük yiyeceklerini tedarikten aciz ve cid-
1918 yılı ortalarına kadar Erzurum’a dönmüş
den muhtaç 8.000’den fazla nüfus mevcuttu.
olan muhacirlerin önemli bir kısmı iskân edil-
Gerek şehirde gerekse çevre köy ve ilçelerde
mişti. Fakat asıl mesele, bu nüfusu tüketici
tahkikat henüz bitmemişti ve bu rakamın en
olmaktan çıkarıp, en azından kendi iaşesini
az 40.000 olacağı tahmin ediliyordu.
temin edecek seviyeye getirmekti. Bunun
2. Vilayette yapılması gereken o kadar için de Erzurum’da çeşitli ziraat komisyonları
çok işe rağmen ne jandarma, ne polis, ne de oluşturularak halka tohumluk dağıtımına baş-
memur kadroları bu işleri kısmen olsun yü- landı. Ayrıca bu tohumlukların ekilmesi için 5
rütecek durumdaydı. Daha doğrusu bu gibi gereken tarım aletlerinin dağıtılmasına çalışı-
kadrolar yok demek daha doğruydu. lıyordu. 1918 yılının Ağustos ayı sonlarına ka-
dar halka dağıtılan tohumluk arpa ve buğda-
3. Vilayetin geçirdiği buhran ve yaşa- yın miktarı 321 tona çıkmış, ayrıca 8.220 adet
dığı tahribat pek büyüktü. Merkezde bina araba ve diğer bazı tarım aletleri dağıtılmıştı.
ve meskenlerin yarıdan fazlası oturulamaya- Yine hasat mevsimine kadar halkın iaşesine
cak durumdaydı. Köyler harabezar bir hale yardımcı olmak üzere 100 ton buğday ve 50
gelmişti. Birçoklarının sakinleri yersiz yurt- ton arpa verilmişti. Bununla birlikte yapılan
suz kalmıştı. Bunların geçici olarak mamur dağıtımlar ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktı.
köylere yerleştirilmesi düşünülmekteydi. Özellikle Erzurum ve çevresindeki askeri de-
Yöneticiler bu köylerin halkını kendi arzu- polarda bulunan zahirenin önemli bir kısmı,
larına göre inşaat yapma konusunda serbest gerekli tedbirlerin alınamaması ve ortaya çı-
bırakmıyorlardı. Bu şekilde yapılacak bina- kan birtakım olumsuzluklar yüzünden halka
ların hıfzısıhhaya uygun olmayacağı ve daha dağıtılamadı.19
sora yıktırılmalarının devlet hazinesine zarar
vereceği düşünülüyordu. Bu nedenle işgal Olumsuzluklar üst üste biriktiği için,
sonrasında kurulan yönetim, şehir merkezi ve yurtlarına geri dönmüş olan Erzurum halkı
köyler için birtakım imar planları hazırlama açlıkla burun buruna geldi. 1918 kışını zor-
yoluna gitmişti. luklara göğüs gererek geçiren halk, 1919 yılın-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

da hiç olmazsa bir parça arazi ekerek açlıkla


4. Erzurum’da ziraat mevsimi pek kı-
(17) Öğün, Kafkas Cephesinin I. Dünya Savaşındaki Lojistik Desteği,
saydı. Diğer taraftan halkın elindeki nakil s.325.
vasıtalarının üçte ikisine öşür nakli için el (18) BOA, DH.İ.UM, Dosya No: 20-18, Vesika No: 12-39, 13.7.1336.
(19) Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: Öğün, Kafkas Cephesinin I. Dün-
konulmuştu. Halkın ekim yapabilmesi için ya Savaşındaki Lojistik Desteği, s.325-326.
mücadele etmek için kendilerine tohumluk Erzurum Kongresi’nin devam ettiği
verilmesi amacıyla Erzurum Valiliği’ne müra- sırada, Ağustos 1919’da Erzurum’a gelen
caat etmeye başladı. Fakat uzun süre isteni- bir Amerikan heyetinin hazırlamış olduğu
len cevap alınamadı. Bunun üzerine Erzurum rapor, konumuz açısından oldukça önemli-
eşrâfı, âlimleri ve çiftçilerinin imzaladığı bir dir. Rapora göre; savaştan önce 7.574 hane
telgrafname Mayıs 1919’da Saltanat maka- varken, Ağustos 1919’da ancak 5.553 hane
mına gönderildi. vardı. Bina yapımı konusundaki en büyük sı-
kıntı ağaç tedarikinde yaşanıyordu. Şehirdeki
Bu telgrafnamede, Erzurum ambarla- Amerikan kilisesi, hastanesi ve okulu önemli
rında önemli miktarda zahire bulunmasına oranda tahrip olmuşken, konsolosluk bina-
rağmen kendilerine bir şey verilmediği, bazı- sı tamamen yanmıştı. Şehrin genel durumu
larına ise binlerce liralık zahire bedeli ödendi- Bayezit, Van ve Bitlis’e nispetle iyi görünmek-
ği belirtiliyordu. Erzurum’da ekin döneminin le birlikte, bu dış görüntü aldatıcıydı. Şehrin
yakında sona erecek olmasına rağmen, to- pazarında yiyecek bol görünmesine rağmen,
humluk, alet ve edevat konusunda sıkıntılar gelecek kış bir kıtlık olma ihtimali vardı.
hat safhadaydı. İnsanlar Ziraat Bankası’ndan
kefaletle borç almak istedikleri ve banka Heyetin üzerinde en fazla durduğu
merkezi bu konuda gerekli emri verdiği hal- konu, şehirdeki fakir ve düşkünlerin duru-
de, Erzurum’daki şube müdürü buna yanaş- muydu. Askeriyeye ait öksüzler yurdunda
mıyordu. Aynı telgrafta önemli bir iddia dile 139 erkek çocuğa bakılıyordu. 8 öğretmen ve
getirilmekteydi. Buna göre, hükümet kendi- 6 hizmetlinin görev yaptığı bu kurum, bölge-
lerini himaye edecek yerde Erzurum’dan hic- deki en düzenli bakımeviydi. Sivil öksüzler
rete teşvik ediyordu. yurdunda ise kadın, kız ve erkek çocuk ol-
6 mak üzere 364 kişi vardı. Yıllık 33.000 lira
Bu dikkat çekici ifadeler üzerine gideri olan bu yurdun durumu içler acısıy-
Saraydan hükümet yetkililerine gönderilen dı. Bir de 35 fakir kadının kaldığı barınma
18 Mayıs 1335 (18 Mayıs 1919) tarihli yazı- evi vardı. Burası harap ve küçük bir binada
da, Erzurum halkının bu sefaletten kurtarıl- bulunuyordu. Heyete göre burası derhal ka-
ması için gerekenin yapılması istendi.20 patılmalı ve kadınlar öksüzler yurduna veya
hastaneye gönderilmeliydi. Belediye Başkanı,
Bölgenin 1919 yazındaki genel duru-
fakirlere yapılan yiyecek yardımı hakkında,
mu, yaklaşan kışın çok zor geçeceğinin işare-
heyete oldukça iyimser rakamlar vermişti.
tiydi. Halk, toprağı ekme imkanından mah-
Fakat gerçek durum, muhtemelen pek iç açı-
rumdu. Ulaşım vasıtalarının azlığı, tohum
cı değildi.22
ve ziraat aletlerini elde etmeyi engelliyordu.
Bu noktada “ebegümeci” ve “everik” denilen
yabani otlar insanların imdadına yetişiyordu. Nüfus Durumu
Dışarıdan yiyecek yardımı yapılmadıkça, yak-
Savaştan önce 50.000’e yakın sivil ve
laşan kış aylarında bölge halkı açlık ve ölümle
10-15.000 civarında askeri nüfusa sahip olan
yüzleşmek zorunda kalacaktı.
Erzurum şehrinin nüfusu, Rus istilasından
Bütün yokluk ve sıkıntıya rağmen ve Ermeni katliamından kurtulduktan sonra
Erzurum şehri, bölgedeki diğer şehir ve ka- 10.000’in altına inmişti.23 Bu rakam, takip
sabalardan daha şanslıydı. Trabzon-Erzurum
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(20) BOA, DUİT, Dosya No: 118, Gömlek No: 52.


yolunun bölgedeki en düzenli yol olması ve (21) Justin McCarthy, “The Report of Niles and Sutherland an Ameri-
can Investigation of Eastern Anatolia After World War I”, XI. Türk
şehirdeki askeri birimlerin halka yardımı, Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler, V. Cilt, Ankara, 1994,
pp.1829, 1847-1848.
Erzurum için önemli bir avantajdı. Belirtilen (22) McCarthy, “The Report of Niles and Sutherland”, p.1848-1849.
dönemde şehrin çarşılarında nisbi bir canlılık (23) EBA, Meclis Zabıtları, 1 Mart 1948; Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu,
Doğu Kalkınması ve Erzurum Şehirleşmesi ile İlgili Sosyolojik Mese-
göze çarpıyordu.21 leler, İstanbul, 1970, s.105.
eden birkaç yıl içinde, muhacirlerin geri dön- Savaşın hemen akabinde Erzurum
meleri ile birlikte artmaya başladı.24 1922’de şehrinin beslemek zorunda olduğu nüfus,
şehir merkezinde 15.000 civarında insan ya- sadece Erzurumlu muhacirler veya köyden
şamaktaydı. şehre göç edenlerle sınırlı değildi. I. Dünya
Savaşı’nda Erzurumlularla birlikte iç böl-
Kurtuluştan sonra, nüfus bakımından
gelere hicret etmiş olan Bayezit, Van, Bitlis
yaşanan problemlerden birisi köylerden şehre
yönelik göçtü. Öyle ki, şehrin Ermeni işgalin- gibi vilayetlerin halkı da, memleketlerine
den kurtarılmasından sonra, şehir nüfusunun geri dönerken, Erzurum’dan geçiş yapıyor-
yarıya yakını köylerden göç etmiş insanlardan lardı. Bunların önemli bir kısmı, tahsisatsız-
oluşuyordu. Zaten harabe halindeki şehir, bu lık ve diğer nedenlerle, uzun süre perişan
göçlerle birlikte adeta köyleşmişti.25 Hayatta bir halde Erzurum’da kalabiliyordu.28 Yine
kalmak amacıyla şehre gelmiş olan bu insan- Kafkasya’daki karışıklıklar nedeniyle bölge-
lar mahalle aralarındaki evlerde hancılık ya- den kaçan Azeriler ve diğer bazı unsurlar,
parak veya gündelik işlerde çalışarak geçim- Erzurum ve çevresinde işsiz güçsüz dolaşı-
lerini sağlamaya çalışıyorlardı.26 yorlardı.29 Bütün bunlar, zaten mesken ve
iaşe sıkıntısı çeken Erzurum şehrindeki yaşa-
Şehir civarındaki köylerden Erzurum’a
mı, tam bir çileye dönüştürüyordu.
gerçekleşen göçler hakkında, o dönemde ka-
leme alınan bir yazıda şu ifadeler yer almak- Yıllar geçtikçe durumun normalleş-
tadır: mesiyle nüfus alanında yaşanan olağanüstü
“Erzurum’da nazar-ı dikkate çarpan haller ortadan kalkmaya başladı. Cumhuriyet
ictimâî hâdiselerden biri de ‘köyden şehre hic- döneminde, 1927’de yapılan ilk genel nü-
ret’tir. Köylü şehre hicret ediyor. Her ictimâî fus sayımına göre Erzurum şehrinin nüfusu
7
hâdise gibi bu vâkıa da sebepsiz değildir. Köylü 31.000’e ulaşmıştı.30
köyde yaşayamıyor. Çünkü istihsâli, hüküme-
tin vergilerine kâfi gelmiyor. Hâlbuki şehir çok Bina ve İmar Durumu
müsâittir. Büyük bir tüccardan bir top fanilya,
bez alıp köşe başında satmakla kazanılan birkaç 1918’e gelindiğinde, özellikle şehrin
para ile yaşıyor. zenginlerine ait büyük konakların ve hanların
yıkılmış olması önemli bir sıkıntıydı. Diğer
Köyden şehre hicret bence mühim bir taraftan, Türk Ordusu’nun Ermenileri geri
meseledir. Şehirde sınaî hayat olsa ala. Fakat
(24) Erzurum’dan göç etmiş kişilerin kötü durumları TBMM’de çok
köylü şehirde istihlâk (tüketim) vasıtası olmak- tartışıldı. Muhaceret işlerini daha iyi yürütmek için 3 Ağustos
tan başka bir iş görmüyor ve göremez. Derdin 1920’de Muhacirin Müdiriyeti Umumiyesi kaldırılarak, bu iş
mülkî idarecilerin kontrolü altında belediyelere devredildi; Haluk
sebebi vergidir.”27 Selvi, Milli Mücadele’de Erzurum, Ankara, 2000, s.257-259.
(25) Cevat Dursunoğlu, Milli Mücadelede Erzurum, İstanbul, 2000,
s.36.
Köylerden şehir merkezine göç mese- (26) EBA, Meclis Zabıtları, 15 Kasım 1934; Bu göç olgusu Cumhu-
lesi, sonraki yıllarda da önemli bir mesele ola- riyet’in ilk yıllarında da etkisini hissettirdi. Savaş sırasında zaten
önemli bir kısmı tahrip olan ve 1924 depremiyle de iyice sarsı-
rak karşımıza çıkmaktadır. I. Dünya Savaşı lan Erzurum’da ev buhranı iyice artmıştı. Bu sıralarda Erzurum’a
taşınan Şark Demiryolları (Sarıkamış-Erzurum Dekovil Hattı) is-
öncesine nazaran, Cumhuriyet döneminde tasyonu da bu buhranı olumsuz yönde etkilemiştir. Ahmed Halil,
şehirde daha fazla hayvan beslendiği ve bu “Erzurum’da İdare İşleri, Erzurum Belediyesine, Nafıasına, Maa-
rifine Kuşbakışı Bir Nazar”, Meslek Mecmuası, Sayı: 23, 19 Mayıs
durumun birçok sıkıntıyı beraberinde getirdi- 1925, s.11-12.
(27) Ahmed Halil, “Erzurum’da Müşahedeler”, Meslek Mecmuası,
ği görülmektedir. Varoşlarda ve hatta mahal-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Sayı: 35, 11 Ağustos 1925, s.12.


le aralarında daha fazla ahır ve han açılması, (28) Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Bakanlar Kurulu Kararları
Kataloğu (BKKK), 030.18.01.01.11.46.8
şehrin cadde ve sokaklarının hayvanlar tara- (29) Konuyla ilgili olarak Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir
Paşa’nın 3. Fırka Kumandanlığına gönderdiği yazılar için bkz: Me-
fından pisletilmesi, en işlek caddelerde bile sut Çapa-Veysel Usta, Milli Mücadelede Trabzon Vilayetiyle Yazış-
gübre ve tezeklerin biriktirilmesi bu sıkıntıla- malar, Trabzon, 1995, s.114,115.
(30) 28 Teşrinievvel 1927 Umumi Nüfus Tahriri, Fasikül: I, Mufassal
rın başlıcalarıdır. Neticeler, Ankara, 1929, s.170.
püskürttüğünü duyarak eski yurtlarına dön- Mehmed Nusret’in “Tarihçe-i Erzurum”undan
meye başlamış olan muhâcirler, çoğunlukla faydalanmak mümkündür. Ona göre; bu dö-
“zeminlik” denilen derme çatma evler yap- nemde şehirde medeniyetin gerektirdiği te-
mak veya Ermenilerden kalan evlere yerleş- rakki henüz başlamamıştı. Asya’da ortaçağ-
mek durumunda kalıyorlardı.31 dan beri takip edilen inşa tarzı hala devam
ettiriliyordu. Sokaklar gayet dar ve dolam-
Dönemin Erzurum valilerinden Sabit
baçlıydı. Bir iki cadde dışındaki mahallenin
Bey’in ifadelerine göre, Rus işgalinden önce
taksimatı mimari usule uygun olmadığı gibi,
Erzurum’da evleri yıkıldığı için açıkta ka-
şekil olarak da bir hane diğerine denk değil-
lan birçok kişi, şehirden ayrılan Ermenilerin
di. Ahali, büyüklerinden ne görmüşse o yolu
bıraktığı evlere yerleştirilmişti. Fakat bu
takip edegelmişti. Halk, devam ettirdiği iti-
Ermeniler, Rus ordusuyla birlikte tekrar geri
yatları haricinde tavsiye edilen yeniliklere te-
döndüklerinde, “siz bizim evlerimizi zapt etmiş-
reddüt ve şüphe ile bakıyordu. Bahar mevsi-
siniz” diyerek, bu kişilerin birçoğunu katletti.
minde biriken çöpler ve hayvan gübrelerinin
İşte bu katliamdan geri kalan çoluk çocuk,
sokaklarda oluşturduğu manzara ve sebep ol-
1923’te tahkikat amacıyla Erzurum’a gitmiş
duğu sağlıksız ortam cidden üzüntü vericiydi.
olan Sabit Bey’e müracaat ederek, kendileri-
Mehmed Nusret, bu konudaki sözlerini şu
ne yardım edilmesini ve başlarını sokabilecek
şekilde bitirmektedir:
birer dam verilmesini istemişlerdi.32

I. Dünya Savaşı yıllarında Erzurum’un “İşte şark hayatında bir numûne-i ib-
maruz kaldığı tahribât konusunu toplu ola- retnümâ.”33
rak ele almak gerekirse; şehrin Rus işgaline Bütün bu anlatılanlar, kurtuluştan son-
uğramasından hemen önce, birtakım önemli ra şehrin imar yönünden ne halde olduğunu
8
binaların Türk yetkililer tarafından “imar pla- ortaya koymak için yeterlidir.
nı” uygulanacağı gerekesiyle yıkılmış olduğu
görülmektedir. Bu yıkım, özellikle bugünkü
Cumhuriyet Caddesi’ne tesadüf eden kısım- Erzurum’a Devlet Yardımı
da ve Kilise Kapısı denilen mevkide karşımı- Milli Mücadele dönemi ve Cum­
za çıkmaktadır. Erzurum’da birtakım yeni huriyet’in ilk yıllarında ülkeyi yönetenleri
caddelerin açılması, bazı caddelerin genişle- meşgul eden en önemli konulardan birisi, I.
tilmesi ve özellikle yakacak temini amacıyla Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’dan
savaşın ilk yıllarında yapılan yıkımlar işte bu iç bölgelere göç etmiş yüz binlerce insanın
şekilde gerçekleştirilmiştir.
(31) I. Dünya Savaşı’nda Erzurum ve çevresinin uğradığı tahribat ger-
çekten çok ağırdı. Erzurum Mebusu Durak Bey’in TBMM’de
16 Şubat 1916’da şehri işgal eden Rus verdiği bilgilere göre; savaş sırasında Erzincan hariç Erzurum’un
ordusunun da yakacak ve benzeri askeri ge- iki livasında 75.000 ev tahrip olmuştu. Ve Erzurum’da kurulmuş
olan komisyon, tahribatın telafisi için en az 45 milyon liraya ihtiyaç
rekçelerle bazı haneleri yıktıkları bilinmekte- olduğunu tespit etmişti. TBMM Zabıt Ceridesi, I/3, s.455; I/28,
s.252.
dir. Ayrıca Hükümet Konağı ve benzeri bina- (32) TBMM Zabıt Ceridesi, II/3, 8.11.1923, s.303-304.
lar bu dönemde iyice tahrip edilmiştir. Daha (33) Mehmed Nusret, Tarihçe-i Erzurum, s.39; Canlı bir transit yolu
üzerinde ve bir kale etrafında bulunan şehir, aslında en güzel gün-
büyük tahribat ise, Mart 1918’de Ermeniler lerini Ortaçağda yaşamıştı. Bu çağın şehirsel özellikleri Erzurum’u
o kadar etkilemişti ki, şehir bu durumundan asırlar boyunca kur-
tarafından gerçekleştirilmiştir. Şehri müdafaa tulamadı. Öyle ki, Milli Mücadele döneminde bile şehrin Ortaçağ
özelliklerini koruduğunu belirten yukarıdaki açıklamalar, 30 yil
edemeyeceklerini anlayan Ermeniler, çeki- sonrası için de tekrarlanabilirdi. Ülkütaşır 1949’da Erzurum için
YENİ TÜRKİYE 60/2014

lirken şehrin değişik yerlerinde yangınlar çı- şu cümleleri kullanmaktadır: “Şehrin güneydoğu kenarından baş-
ka tarafları halen bir ortaçağ beldesi halini muhafaza eder. Sokak-
karmışlar ve insanlarla birlikte şehrin maddi lar dar ve girintilidir. Binaların duvarları kesme veya moloz taştan
yapılmış ve ekseriya sıvasız bırakılmıştır. Bu moloz taş duvarlarda
varlığını da yok etmeye teşebbüs etmişlerdir. muayyen yükseklerde meşe hatıllar kullanılır. Bu bölgede taş fazla ol-
duğundan bolca faydalanılmıştır. Tuğlanın az ve seyrek kullanılmış
Milli Mücadele yıllarında Erzurum olduğu görülür.” Şakir Ülkütaşır, “Demiryolları Güzergahındaki
Tarihi Şehirlerimiz Erzurum”, Demiryollar Dergisi, Sayı: 282-284,
şehrinin imar durumu hakkında son olarak, Nisan-Haz. 1949, s.87.
yerleştirilmesi ve yine savaş nedeniyle harap üstüne, yukarıda bahsedilen işgal, tahribat
olmuş doğu vilayetlerinin yeniden imarı me- ve katliam eklenmiş ve bölgede yaşamak
selesiydi. adeta imkânsız hale gelmişti. Hâlbuki doğu
sınırının hemen ötesinde, Ruslar tarafından
Bu konuda öncelikle İstanbul Hü­
yapılmış birçok medeni vasıtaya sahip olan
kümeti harekete geçmiş ve işgalden kur-
şehirler vardı. Bu durumun farkında olan
tarılmış bölgelerin ahalisine yardım amaç-
ve birçok mahrumiyete rağmen işgal sonra-
lı bazı düzenlemeler yapmıştı.34 Ardından
sı yurtlarına geri dönen Erzurum ve çevresi
Ankara’da kurulan ve Türkiye’nin yönetim
halkını, mevcut durumu muhafaza ederek
mesuliyetini üzerine alan yeni idare bu husus-
bölgede tutmak oldukça zordu. Ne olursa ol-
larla ilgilendi. Ankara hükümeti, Erzurum ve
sun, yeni Türk devletinin doğuya medeniyet
çevresinin içler acısı durumunun farkındaydı.
götürmesi ve bölge halkını, sınır ötesindeki
Bununla birlikte savaş sırasında tahrip olan
Rus ve Ermeni tehdidine karşı yurtlarında
tek bölge Doğu Anadolu ve Erzurum değildi.
tutması gerekiyordu.
Örneğin Yunanlılar tarafından işgal edilmiş
olan Batı ve Orta Anadolu şehirleri de büyük I. Dünya Savaşı sırasında Rus işgaline
zarara uğramıştı. Fakat Erzurum ve çevresi, uğrayan yerlerde değişik nedenlerle tahrip
sadece Rus işgaline uğramamış, ayrıca bir de edilmiş meskenlerin tamir veya yeniden ya-
Ermeni çetelerinin zulüm ve tahribatına ma- pılması için gerekli kanunun çıkarılması için
ruz kalmıştı. 1922’de TBMM’ye kanun tasarısı sunuldu ve
İşte böyle bir ortamda Ankara’da ida- bununla ilgili görüşmeler Mart-Nisan 1923’te
reyi ele alan hükümet, Türkiye’nin yeniden yapıldı. Kanun tasarısında özellikle Erzurum
imarı konusunda hangi tarafa el atacağını ve çevresini içine alan bölgeye 500.000 lira
verilmesi teklif edilmişken, yapılan görüş- 9
kara kara düşünüyordu. Bir taraftan Milli
Mücadele’nin savaş sürecini idare ederken, melerde bazı mebusların “bölgecilik” yapıl-
diğer taraftan yurdun yeniden imarına kay- maması yolundaki uyarıları dikkate alınarak,
nak ayırmak son derece zordu. Yunan istilasına uğramış bölgeler haricindeki
kısımlara 1 milyon lira yardım yapılması şek-
Eldeki kaynakların kısıtlı, ihtiyaçların linde yeni bir düzenlemeye gidildi.35
son derece fazla olması Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ndeki mebusların bölgesel olarak ha- Vilayat-ı Şarkiye ahalisine yardım için
reket etmesine yol açtı. Örneğin Erzurum çıkarılan 9 Ocak 1923 tarihli kanun layihası
mebusları, bölgedeki diğer illerin mebuslarıy- ve gerekçesinde şu hususlar belirtilmiştir:
la birlikte, yardım konusunda bir takım ka-
“Umumi seferberlik esnasında Rus is-
nun teklifleri vermeye başladılar. Bu durum
tilasına maruz kalan ve gerek yerli gerekse
diğer bölgelerin mebusları tarafından ba-
Kafkasyalı Ermenilerin mezalimine maruz
zen tepkiyle karşılandı. Onlara göre; sadece
kalarak mecburen hicret etmiş halkın mal ve
Türkiye’nin doğusu değil, batısı da tahrip ol-
mülkü harap edildiği için, bunların birçoğu
muştu ve aynı yardıma batı illeri de muhtaçtı.
harpten sonra memleketlerine dönmemişlerdir.
Fakat bu noktada doğu bölgesi mebus- Bulundukları yerlerde işsiz güçsüz dolaşma-
larının önemli bir gerekçesi vardı: Erzurum ları hem bu insanları perişan etmekte hem de
ve çevresi Rus işgaline ve Ermeni tahribatına iktisat noktasından hükümete büyük zararlar
YENİ TÜRKİYE 60/2014

uğramadan önce de, batıdaki şehirlerde var vermektedir. Buna çare olmak için bunların
olan birçok medeni vasıtadan mahrumdu. bir an evvel memleketlerine dönebilmeleri ve
Yolsuzluk, doktorsuzluk, okulsuzluk, susuz- (34) Bkz. Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, III/1, 9 Kanunuevvel 1334,
luk ve ışıksızlık gibi birçok mahrumiyet, savaş s.276-280.
(35) Tuncay Öğün, Unutulmuş Bir Göç Trajedisi, Vilayat-ı Şarkiye Mül-
öncesinde de aynen vardı. Bütün bunların tecileri, (1915-1923), Ebabil Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 202-203.
döndüklerinde barınabilecek mesken yapabil- yapılacak keşif sonucu tespit edilecek tahri-
meleri için, Maliye ve Sıhhiye ve Muavenet-i bat oranına göre dağıtılacağı belirtiliyordu.
İçtimaiye Vekâletlerinin 1338 senesi bütçeleri- Yani, öncelikle mevcut hasar tespit edilecek,
ne 650.000 lira tahsisat konulması istenmiştir. daha sonra hasar oranına göre paranın dağı-
Muvazene-i Maliye Encümeni bunu görüşür- tımı yapılacaktı. Bu durumda tahsis edilen
ken, bunu kabul etmekle beraber memleketin paranın kısa sürede dağıtılamayacağı ortaya
her tarafı tahrip edildiğinden bu muavenetin di- çıkıyordu. Zaten bu nedenle aynı kanunun
ğer yerlerdeki hanelerin yapılması için de tahsi- dördüncü maddesiyle; 1923 yılında sarf edil-
sat konulmasını uygun bularak, havali-i şarkiye meyen paranın bir sonraki bütçeye aktarılma-
muhacirlerinin nakli için Sıhhiye ve Muavenet-i sı kararlaştırılmıştı.40
İçtimaiye Vekaleti bütçesine 150.000 lira, ve
Anadolu’da Yunan istilası dışında kalan di- Paranın dağıtımı, çeşitli bürokratik ne-
ğer yerlerdeki harap binaların yapımı için de denlerle uzun süre yapılamadı. Öyle ki, bu
Maliye Vekaleti bütçesine 1.000.000 lira ko- paranın nasıl harcanacağına dair talimatna-
nulmasını uygun bulmuştur.”36 me ancak 17 Ocak 1924’te hazırlanabildi.41
Hazırlanan talimatname gereğince yapılan
Kars Mebusu Cavit Bey, bölgenin sa- hesaplamalar sonucunda, bütün bölgeye
dece Ruslar tarafından tahrip edilmediğini, tahsis edilen 1.000.000 liranın 150.000 lirası
savaş sırasında askeri mecburiyetler dolayı- Erzurum’a ayrıldı.
sıyla özellikle Erzurum ve Pasinler Ovası’nda
birçok yerin Türk yetkililer tarafından yıkıl- Erzurum’un ise beklemeye tahammülü
dığını belirtmiştir. Erzurum Mebusu Durak yoktu. Diğer taraftan tahribat o kadar büyük-
Bey ise, Rus işgalinin hemen ardından vilayet tü ki; yıkılan yerlerin yeniden yapımı için ne
10 idare meclisinin hazırlamış olduğu komisyon- kadar para gerektiği uzun süre tespit edile-
da bulunduğunu ve komisyonun hazırladığı memişti. Nitekim 3 Nisan 1923 tarihli kanu-
istatistiklere göre, sadece Erzurum’un iki li- nun çıkmasından önceki dönemde, hükümet
vasında harap olan hane sayısının 75.000 ola- tarafından acilen tahsis edilen ve peyderpey
rak tespit edildiğini belirtmiştir.37 Erzurum’a gönderilen para ile de ciddi ve bü-
yük iş yapma imkânı bulunamamıştı.42
Neticede “Vilayat-ı Şarkiye Ahalisine
Muavenet Kanunu” 3 Nisan 1923 tarihinde Yukarıda Erzurum’a tahsis edildiğini
kabul edildi.38 belirttiğimiz paraların gereği gibi kullanılama-
ması konusundaki tek sorumlu hükümet de-
Böylece, tahrip olmuş hanelerin yeni-
ğildi. Sorumluluğun önemli bir kısmı, şehrin
den yapımı için 1923 yılı maliye bütçesine
1.000.000 lira konulmuş ve bölge mebusla- ihtiyaçlarını zamanında ve kesin olarak tespit
rı, uzun süredir yürüttükleri ısrarlı mücade- edip hükümete bildiremeyen yerel makam-
leyi kazanmışlardı. Fakat tahsis edilen bu lardaydı. Bu fikri doğrulayan en açık delil,
paranın, değil Doğu Anadolu’nun, sadece Milli Mücadele döneminde Erzurum mebusu
Erzurum Vilayeti’nin ihtiyaçlarını karşılaması olarak görev yapan sonraki dönemin belediye
bile mümkün değildi. Bölgeyi yakından tanı- (36) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 31.3.1923, s.252.
(37) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 31.3.1923, s.254-255.
yan eski Nafia Vekillerinden Trabzon Mebusu (38) TBMM Zabıt Ceridesi, I/28, 3.4.1923, s.350.
Muhtar Bey’in ifadesine göre; Erzurum’un (39)
(40)
TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, s.10.
Düstur, Üçüncü Tertip, IV, s.15-16; Kavanin Mecmuası, I. s.372
YENİ TÜRKİYE 60/2014

imarı için en az 10.000.000 lira gerekiyordu.39 (41) Maliye Vekaleti 1340 Senesi Muharrerat Mecmuası, İstanbul, 1340,
s.9-12.
Bununla birlikte, kanunla verilmiş olan bu (42) Erzurum Valiliği’nden merkeze gönderilen 22 Ekim 1334 tarihli
telgrafta; haneleri harap olanlar tarafından yapılan sayısız müra-
paranın dahi tahsil edilmesi mümkün olmadı. caata rağmen, bu konuyla ilgili belirli bir plan hazırlanamadığı
için köy ve kasabaların tamir ve inşaatı hususunda yapılacak bir
3 Nisan 1923 tarihli kanunun üçün- şey olmadığı; bununla birlikte halkın acil ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla 800 köye 1.000’er liradan 800.000 lira gönderilmesinin
cü maddesinde; bu paranın her mahalde uygun olacağı belirtilmişti. BCA, TİGMK, 272.60.5.1.4.
başkanlarından Durak Sakarya tarafından idarelere tahsis edilerek kamu menfaati için
ortaya konulmuştur. Sonraları belediye mec- harcanması öngörülüyordu.46
lisinde yaptığı bir konuşmada, mebusluğu
döneminde meclis kürsüsüne vurarak bu pa- Rüştü Paşa tarafından sunulan kanun
rayı tahsis ettirdiğini belirten Durak Bey, ken- teklifinin gerekçesinde, durum şu şekilde an-
disinden sonra bu paranın nasıl harcanacağı latılmıştır:
konusunda vilayetle mebuslar arasında farklı Doğu havalisi muhacirlerinin mem-
görüşler ortaya çıktığını; bazı mebusların bu leketlerine iadesi ve meskenlerinin tamir ve
parayla Karasu mecrasında oluşan bataklığın inşası için çıkarılan 3 Nisan 1923 tarihli ka-
temizlenmesini teklif ettiklerini belirtmiştir. nunun ikinci maddesine dayanılarak, maliye
İlgili dönemin valisi Zühtü (Durukan) Bey43 bütçesine “savaş nedeniyle harap olan mesken-
ise, paranın eşit olarak köylülere dağıtılma- lerin tamir ve inşası” için 1 milyon lira konul-
sı taraftarıydı. Buna mukabil Durak Bey, bu muş ve bu paranın 1923’te sarf edilemeyen
parayla İran’dan koyun ve inek alınmasını ve kısmının 1924 yılında da sarfına izin veril-
köylülere dağıtılmasını teklif etmişti.44 mişti. Mahallinde yapılan incelemeye göre,
1,5 milyon liranın47 bir kısmı tevzi edilmiş
Görüldüğü gibi, Erzurum’da savaş sı- ve mahalli gelirleri yeterli olmayan bazı ma-
rasında yıkılan hanelerin yeniden yapımı için hallere de nakden yardımda bulunulmuştu.
1923’te tahsis edilen paranın nasıl harcanaca- Fakat birçok mahalde tevziat yapılamamıştı.
ğı konusunda adeta her kafadan bir ses çık- Erzurum’a bu 1,5 milyon liradan 150.000 lira
maktaydı. Bu karmaşaya ek olarak yaşanan ayrılmış ve bu paranın bir kısmı da nakden
tahribatın tam olarak tespit edilememesi ve gönderilmişti. Bu para halen bankada tutul-
çeşitli bürokratik engeller, tahsis edilen pa- maktaydı. Paranın dağıtılamamasının nedeni,
ranın zamanında tahsil edilmesini engelledi. 11
ilgili talimat gereğince, ihtiyaç sahiplerinin
Diğer birçok vilayet, kendilerine tahsis edi- miktarı ile tahsis edilmiş meblağ hesapla-
len paranın önemli bir kısmını bir yıl içinde narak, her bir ferde ayrı ayrı para verilecek
kullanmışken, Erzurum Vilayeti bu beceriyi olmasıydı. İlk bakışta mantıklı ve adaletli gö-
gösterememişti. Paranın bir kısmı mal san- rülen bu talimat, gerçek hayatta pek uygula-
dıklarında, önemli bir kısmı ise bankada bek- namamıştı ve para bankada beklemekteydi.
letildi.45 Diğer taraftan, bu talimat uygulanabilse dahi,
150.000 liradan her ferde 100-200 kuruş dü-
Sonuç olarak, savaş sırasında tahrip ol-
şeceği açıktı, Hâlbuki bölge halkının ihtiyacı
muş yerlerin yeniden imarı için devletten yar-
bunun kat kat üstündeydi. Mesela uzak bir il-
dım alma beklentileri Cumhuriyet dönemine
çeden veya köyden 100 kuruşunu almak için
intikal eden önemli bir mesele olarak kaldı.
gelecek vatandaş, alacağı bu parayla yol, otel
Doğu Anadolu muhacirlerinin iadesi masraflarını ancak karşılayabilecekti.
ve savaşlarda harap olan meskenlerinin tamir (43) 26 Ağustos 1923’te Erzurum Valisi olan Zühtü Bey, 1888 İzmir
doğumludur. Necmettin Bey’in oğludur. Mektebi Mülkiye’den
ve inşası için 3 Nisan 1923 tarihli kanunla 1911’de mezun olduktan sonra nahiye müdürü, kaymakam, polis
verilen 1 milyon liralık tahsisattan henüz sarf müdürü, belediye başkan yardımcılığı ve belediye başkanlığı gibi
çeşitli mülkî görevlerde bulunmuş ve 1922–1923 döneminde Van
edilmeyen paranın 1925 yılına aktarılması Valiliği yapmıştır. Erzurum Valiliğinden sonra 1928’de Üçüncü
Dönem TBMM’de milletvekili olmuştur. Milletvekilliğinin ilk
hakkında Erzurum Mebusu Rüştü Paşa ve ar- döneminde CHF’nin Üçüncü Mıntıka Müfettişi olarak da görev
yapmıştır. Sırasıyla Konya ve Samsun Milletvekilliği yapmış ve
kadaşları tarafından 28 Şubat 1925’te bir ka-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

1946’da Adana Valiliğine atanmıştır. 11 Ocak 1964’de İstanbul’da


nun teklifi sunuldu. Kanun teklifinde, Doğu vefat etmiştir. Mehmet Zeki, Türkiye Terâcimi Ahvâl Ansiklopedi-
si, III, İstanbul, 1932, s.305; Ali Galip Baltaoğlu, Atatürk Dönemi
Anadolu’ya tahsis edilen bu paranın, vilayet- Valileri, Ankara, 1998, s.322-323.
(44) EBA, Meclis Zabıtları, 5 Kasım 1934.
lerin kamu hizmetlerine sarf edilmek üzere, (45) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, s.10.
vilayet özel idarelerine verilmesi teklif edildi. (46) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.7.
(47) Rüşdü Paşa’nın bu ifadesinden, ayrılan paranın daha sonra %50
Yani, paranın şahıslara dağıtılmak yerine özel nispetinde artırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Rüştü Paşa ve diğer Cumhuriyet döneminde şehrin ana
Erzurum mebuslarının teklifi, paranın şahıs- caddesi haline getirilen ve daha sonraki imar
lara ayrı ayrı verilmesi yerine, umumi meclis- planlarında ana eksen olma özelliğini koru-
lerin kararı ve valinin tasvibiyle umumi ihti- yan Cumhuriyet Caddesi’nin açılışıyla ilgili
yaçların karşılanması için tahsis edilmesiydi. gelişmeler, I. Dünya Savaşı sırasında girişilen
Bunun için para özel idarelere devredilmeli birtakım teşebbüslerle ilgilidir. Yukarıda be-
ve 1925 yılında sarfına izin verilmeliydi.48 lirtildiği üzere, şimdiki Cumhuriyet Caddesi
üzerine tesadüf eden bazı binalar bu dönem-
Trabzon Mebusu Muhtar Bey’e göre de yıkılmıştı. Nitekim kurtuluştan hemen
tahsis edilen paranın 1923-24 senelerinde sonra Erzurum’a gelen tahkikat komisyonu-
harcanamamasının nedeni, bölgedeki hara- nun raporunda; Lala Paşa Camii ve yanmış
biyetin çok büyük olmasıydı. Örneğin, 5.000 olan Hükümet Konağı önündeki caddenin
liralık bir evi harap olmuş kişiye ancak 500 henüz açıldığı, bu yüzden taş ve toprak içeri-
kuruş düşüyordu. Bu paranın en büyük kısmı sindeki evlerin temellerinin meydanda oldu-
Erzurum için ayrılmasına rağmen, buradaki ğu belirtilmişti.52
harap binaların yapımı için en az 10 milyon
lira gerekliydi.49 Erzurum’da yeni caddelerin açılması
hakkında 1922 yılında bazı önemli kararlar
Sonuçta 1923 tarihli kanunla tahsis alındı. Belediye meclisi, 5 Nisan 1922 tarih-
edilen paradan harcanmamış kısmının özel li bir mazbata ile şehir caddelerinin iyi hale
idareye devri ve il genel meclisi kararıyla getirilmesi ve ana caddelerin genişliğinin
kamu hizmetlerine harcanması kabul edildi.50 tespit edilmesini vilayete teklif etti. Vilayet
idare meclisi ile belediye meclisi birleşerek
12 Gerçekleştirilen İmar Faaliyetleri bu konuda bir inceleme yaptı. Sonuçta, Yeni
Kapı’dan Ardahan Kapısı’na kadar (İstasyon
I. Dünya Savaşı’nda tahrip olmuş olan Caddesi) ve Erzincan Kapısı’ndan Tebriz
Erzurum şehri, gerekli tahsisat bulunup ilgili Kapısı’na kadar (Cumhuriyet Caddesi) yeni
plan ve projelerin hazırlanması durumunda, caddeler tespit edildi ve bunların genişlikle-
geleceğin şartlarına uygun olarak yeniden ri 25 metre olarak kabul edildi. Daha sonra,
tanzim edilebilirdi. Bu konuda bazı adımlar Cumhuriyet Caddesi istikametine tesadüf
dahi atıldı. Fakat maddi sıkıntılar ve prog- eden eski eserlerin muhafazası için bu kısım-
ramsızlık buna imkan vermedi. daki caddenin genişliği 20 metreye indirilmiş
Savaştan hemen sonra şehrin planının ve diğerleri de devamlı belediye kontrolünde
yaptırılması için gereken keşfin yaptırılması tutularak 25 metrelik genişliğin ihlal edilme-
amacıyla merkezden 200.000 lira istenmiş- mesi sağlanmıştı.53
ti. Şehir önemli oranda tahrip olduğundan, Erzurum Özel İdaresi, merkezi yöne-
başlanacak inşaat ve tamirat için öncelikle bir timden aldığı maddi destekle, özelikle 1925-
plan hazırlanması gerekiyordu. Böyle bir plan 1929 arasında şehrin imarı için, özellikle
mevcut olmadığından, hükümetin imar işleri Cumhuriyet Caddesi ve İstanbul Kapısı civa-
için ayırdığı tahsisat, gereği gibi kullanılamı- rında büyük binalar yaptırdı. Bununla birlik-
yordu.51 te, milyonu geçen bir para ile şehrin hayati
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Bütün olumsuzluklara rağmen, Milli (48) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.6.
(49) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.12.
Mücadele yıllarında şehrin imarı için beledi- (50) TBMM Zabıt Ceridesi, II/15, 28.2.1925, s.12.
(51) BCA, TİGMK, 272.60.5.1.4; Kazım Yurdalan, Dünkü, Bugünkü,
ye ve valilik yoluyla bazı teşebbüslere girişildi. Yarınki Erzurum 1905-1950, Ankara, 1950, s.8.
Fakat bunlar, birbirinden kopuk ve bir plan (52) Erzurum Vilayetinde Ermenilerin Türklere Yaptıkları Zulümler,
s.45.
çerçevesinde yapılmayan işlerdi. (53) EBA, Meclis Zabıtları, 11 Nisan 1931.
ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak plansız birçok imar faaliyetine girişmiştir. Fakat gi-
ve programsız yapılan bu binalardan bir kısmı rişilen bu imar işleri, sonraki yıllarda bir-
kısa sürede harap olmuş ve böylece büyük bir çok eleştiriyi beraberinde getirmiştir. Hatta
israf yapılmıştı.54 Başvekil İsmet İnönü gibi en yetkili isimler
dahi, ilgili dönemde Erzurum’da yapılan imar
1925’in Ağustos ayında Nafia Vekili
işlerini görünce, yapılanları şiddetle eleştir-
Sırrı Bey ile birlikte Erzurum’a gelen ve bu-
mekten kaçınmamışlardır. Bilhassa bugünkü
rada gördüklerini tefrika halinde yayınlayan
Cumhuriyet Caddesi’nin batı kısmında ya-
Cumhuriyet gazetesi yazarı Sırrı Bey, bu ta-
pılan, fakat özel idare tarafından kullanıla-
rihte Erzurum şehrinin görünümü ve imar
mayıp diğer kurumlara adeta peşkeş çekilen
durumu hakkında şu bilgileri vermektedir:
devasa binalar, bu eleştirilerin temel nedeni-
“Erzurum; tarihi, büyük bir şehir, Ezici, dir. Benzer şekilde, Tercan ve Hasankale gibi
yıkıcı, uzun harplerden harap olan şehir, geçen bazı ilçelerde de hayli masrafla gereğinden
sene feleğin başka bir kahrına uğramış, ka- büyük binalar yapılmış ve bunlar da herhangi
lan kısmı da zelzeleden bitmiş, mahvolmuş.55 bir fayda getirmemiştir.
Erzurum, uzaktan İstanbul’un yangın harabe-
Bahsedilen dönemde Erzurum Özel
lerine benziyor. Zelzeleden masun kalan veya
İdaresi tarafından şehir merkezi ve ilçelerde
kısmen yeniden yapılan binalar, hep eski sistem.
yaptırılan binalar şunlardı:
Erzurum şehri dört duvarı toprak ve samandan,
keza tavanları da çamur ve samandan yapılmış Kız muallim mektebi,
birer ikişer katlı binalardan ibarettir. Tahtessıfır
Erzurum kütüphanesi,
(sıfırın altında) kırk derece soğuk olduğu için
inşaatın böyle yapılması mecburi imiş. Bu, ora- Erzurum kimyahanesi,
Numune apartmanları, 13
lardaki fikir ve mütalaa. Hâlbuki Sarıkamış ve
Kars’ta da aynı derecede soğuklar olduğu halde, İspir, Pasinler ve Hınıs dispanserleri,
oraların ve bilhassa Kars’ın binaları çamurdan Hasankale ve Tercan’da yatı mektep-
yapılmamış. Mahaza Vali Zühtü ve Belediye leri,
Reisi Beyler, yapılan ve yapılacak binalar için
Ardahan (Kavak) Kapısı’ndaki hal bi-
yeni sistemi kabul etmişlerdir.
nası,
Belediyeyi hayli faal bir halde buldum. Umumi meclis binası.
Şehirde yeniden birkaç cadde açmaya başlamış-
lar. Bazı yerlerde elektrikle tenvirat yapılmış. Bu binalardan önemli bir kısmı, sonra-
Vali Zühtü Bey, Erzurum’da 80 odalı ve 300 ki yıllarda yapılış amaçları dışında ve özellikle
fakir talebeyi istiap edecek büyüklükte güzel askeri makamlar tarafından kullanılmıştır.
ve son sistem bir mektep binası yaptırıyor. Bir
seneye kadar bina tamamıyla bitmiş olacaktır. Sağlık Durumu
Bundan başka yine şehrin tam ortasında 36 bin
lira sarfıyla bir sinema binası, yanında bir kon- Savaştan önce pek de iç açıcı olmayan
ferans (salonu) yaptırılıyor. Belediyenin 50 bin Erzurum’un sağlık durumu, savaş nedeniy-
liralık bütçesi, 110 bin liraya iblağ ediliyor. Bu le iyice bozulmuştu. Savaş ortamında başta
faaliyetle, harap olan koca Erzurum’u, yakın bir frengi ve tifo olmak üzere, pek çok hastalık
yaygın bir hal almış ve savaş sonrası yıllarda
YENİ TÜRKİYE 60/2014

zamanda kısmen harabiyetten kurtarılmış bir


halde göreceğiz.”56 kendini hissettirmişti.
(54) Abdurrahim Şerif Beygu, Erzurum Tarihi, Anıtları, Kitabeleri, İs-
Erzurum Özel İdaresi, hükümetin tanbul, 1936, s.5.
savaştan zarar gören vilayetlere yaptığı para (55) 1924 yılının sonbaharında, Erzurum’da şiddetli ve tahrip edici bir
deprem yaşanmıştı.
yardımıyla, Cumhuriyet’in ilk yıllarında (56) Cumhuriyet, 9 Teşrin-i Evvel 1341
Hastalıkların bu şekilde artmasına belirtildiği gibi; Ruslar tarafından önemli bir
rağmen, bunlarla mücadele edecek sağlık üs olarak görülen Erzurum’a çok sayıda Rus
teşkilatı son derece yetersizdi. Erzurum’da subayı yerleştirilmişti ve bunların su ihtiyacını
Osmanlı’dan intikal eden iki sağlık kuruluşu karşılamak gerekiyordu.
vardı. Bunlardan birisi 20. Yüzyılın başların-
da halkın parasıyla yaptırılmış olan Gureba Kurtuluştan sonraki iki yıl içinde şehir-
Hastanesi; diğeri ise Askeri Hastane idi.57 de vakıflar idaresi kurulamadığından, su yol-
ları tamamen harabeye yüz tutmuştu. Evkaf
Halkın yardımlarıyla belediye tarafın- müdüriyetinin kurulmasından sonra ise, ha-
dan yaptırılan Gureba Hastanesi, I. Dünya yır sahiplerinin bu sulara tahsis ettiği gelirleri
Savaşı’nın öncesinde tahsisatsızlık yüzünden toplayan bu idarenin ihmalkarlığı; tamir ve
kapanma noktasına gelmiş; bunun üzerine ıslah için gereken para konusunda kıskançlık
hastanenin masraflarını özel idare üstlenmiş- göstermesi tehlikeyi daha da artırdı. Ayrıca
ti. 1919’da Erzurum’a gelmiş olan Amerikan evkaf idaresi, su yollarının tamirini yıllık ola-
Heyetinin raporunda verilen bilgilere göre; rak parça parça suculara verdiğinden, müte-
bu hastane 200 kişilikti. Yıllık 75.000 lira ahhit sucular menfaatlerini temin için taş ve
masrafı olan bu büyük ve geniş hastane mo- teneke parçalarıyla durumu kurtarmaya çalı-
dernlikten uzaktı. Avlusunda sular akıyordu. şıyorlardı. Bu geçici tamirlerle şehre bir mik-
Son derece kirli olan bu şifahanede ilaç sıkın- tar su akıtılıyordu ama su yollarının birçok
tısı yaşanıyordu. Bu hastane Cumhuriyet’in yerde açıktan akması tehlike saçmaya devam
ilanından sonra, 1924’te Numune adını aldı ediyordu. Sık sık gelen sellerin taşıdığı kum-
ve Sağlık Bakanlığı tarafından idare edilmeye lar ve değişik maddeler künkleri doldurmuş,
başlandı.58 Bunun yanı sıra 300 yataklı askeri su yolları kapanmış ve 1920’lerin başında
14 hastane vardı. Tamamen askeri doktorların büyük bir su sıkıntısı yaşanmıştı. Bu durum-
denetiminde olan bu hastane, diğerine göre da, şehir içinden çıkan sular halkın imdadı-
oldukça bakımlıydı.59 na yetişti. Yerli su bulunmayan mahallelerde
ise kar eritilerek su ihtiyacı karşılandı. Suyu
Aynı yıl60 şehre gelmiş olan Doktor
bulunmayan Dere Mahallesi’ndeki cenazeler,
Lütfi (Kırdar) başkanlığındaki Hilal-i Ahmer
şehrin alt tarafındaki Gez Mahallesi’ne kadar
(Kızılay) Heyeti, Gureba Hastanesi’nin ida-
götürülüyor ve orada yıkanıyordu.63
mesi için bazı teşebbüslerde bulunmuştu.
Heyet Erzurum’a vardıktan birkaç gün son- Görüldüğü gibi; I. Dünya Savaşı’ndan
ra Gureba Hastahanesi’nin61 tahsisatı ke- sonra bir müddet faaliyete geçemeyen, kurul-
silmişti. Bu önemli hastahanenin varlığını duktan sonra da şehir sularını hakkıyla koru-
devam ettirebilmesi, heyetin yardımına bağ- yamayan Erzurum’daki vakıflar idaresi, bu
lı idi. Bu durum Sıhhiye Müdir-i Umumisi nedenle suların asli mecralarını terk ederek
Abdullah Cevdet Bey tarafından heyete bil- başka mecralara akmalarına ve kaybolmaları-
dirilmişti. Bunun üzerine 200 yataklı Gureba na neden olmuştu. Bu karışık durum, suların
Hastahanesi’nin maaşı belediye bütçesinden (57) Kızılay Arşivi (KA), Kutu No: 157, Belge No: 3, 15 Kanun-ı Sâni
verilmek suretiyle, erzak, ilaç ve elbise ihtiya- 1329.
(58) BCA, BKKK, 030.18.01.01/016.68.15; On Beşinci Yıl Kitabı,
cı heyet tarafından karşılandı.62 CHP Yayınları, 1938, s.244.
(59) McCarthy, “The Report of Niles and Sutherland”, p.1848-1849.
(60) Ağustos ayının sonlarında.
Milli Mücadele yıllarında en büyük
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(61) Halktan toplanan paralarla belediye tarafından yaptırılan Gureba


problemlerden birisi, içme suyu temini ko- Hastahanesi 1904 yılında faaliyete geçmiş ve çok güç şartlar al-
tında bir müddet belediye tarafından idare edilmişti. 1913’te ise
nusunda yaşandı. Erzurum’un işgali sırasın- Sıhhat Müdürü Şerif Bey’in teşebbüsleriyle, hastane masraflarının
hususi idare tarafından karşılanmasına karar verilmişti. Bkz. Mu-
da, şehre 14 kaynaktan getirilmiş olan sulara rat Küçükuğurlu, Erzurum Belediyesi Tarihi 1, Dergah Yayınları,
Ruslar tarafından önem verilmiş ve bunların İstanbul, 2008, s.181-187.
(62) KA, Kutu No: 150, Belge No: 10-1 ve 10-2, 14 Eylül 1335.
gereken bakımları yapılmıştı. Daha önce de (63) EBA, Meclis Zabıtları, 10 Teşrinisâni 1930.
1926’da belediyeye devrine kadar devam etti. mektep maaş ve masraflarının devlet hazine-
Belediye, kanun yoluyla sulara el koyduktan sinden karşılanması amacıyla, bir yıllık maaş
sonra işin esasını ele alarak, bütün su yollarını ve masraflar karşılığı olarak 1.680.000 kuruş
kaynaklarından şehir civarına kadar getirmek Erzurum Valiliğine gönderildi.
ve suyu muhtelif istasyonlarda toplayarak
fenni bir surette şehrin bütün kısımlarına Diğer taraftan Erzurum Müftüsü,
isale etmek amacıyla bazı teşebbüslerde bu- umumi meclis ve idare meclisi ile şehrin ileri
lundu. Fakat bu konuda istenilen sonuç alı- gelenleri Ağustos 1919’da merkeze bir dilek-
namadı.64 çe göndermişlerdi. Bu dilekçede, kanunen
vilayete ait olup iki seneden beri hazine tara-
fından alınmakta olan aşar vergisine ek maa-
Eğitim rif hissesi vilayete verilmedikçe Erzurum’da
I. Dünya Savaşı sonrasında sosyal ve maarifin ihyasının mümkün olmadığı ve vi-
kültürel alanda büyük bir geri kalmışlık göze layetteki mekteplerin kapalı olduğu belirti-
çarpmaktaydı. Bunun en önemli nedenle- lerek, mekteplerin derhal açılması gerektiği
rinden birisi, eğitim alanında görülen eksik- ifade edilmişti.67
liklerdi. Bu durumu, o dönemde bir çocuk Bu dönemde maaş ve tahsisat sıkın-
olarak eğitim sisteminin içerisinde yer alan tısı yaşanan özel idare müesseseleri okullar-
Sırrı Bilge’nin ağzından şu şekilde aktarmak la sınırlı değildi. Vali Reşid Bey tarafından
mümkündür: Dahiliye Nezaretine gönderilen 28 Ocak
“Biz Erzurum işgalinde burada kal- 1920 tarihli telgrafta, Ekim 1919 itibarıyla
mıştık. Baltalanmak üzere götürülen çocuk özel idare için istenilen meblağın 6.870.000
kafilesinin içinde 7 yaşımda kaçmayı başar- lira olduğu, bunun 1.864.000 lirasının
15
dım. Kurtuluştan sonra mektepler teker te- Erzurum’a gönderildiği, Gureba Hastanesi,
ker açılmaya başlandı. Fakat hepsi de resmi Sanayi Mektebi, matbaa, ziraat ve nafıa da-
olmaktan ziyade hususi bir mahiyetteydi. iresi gibi kurumlarda çalışanların zor durum-
Maarif idaresi tamirat vesaire faslını vermek da olduğu belirtilmişti. Söz konusu telgrafta
şöyle dursun, mekteplerin kışlık odununu içerisinde 100’den fazla hastanın tedavi edil-
dahi veremiyordu. Koltuklarımızda kitapla- diği ve eğer tahsisat gönderilmezse kapana-
rın arasına sıkıştırdığımız odun parçalarıyla cağı belirtilen ve bölgenin yegâne hastanesi
okula gider ve ısınırdık. Muallimlerin 15-20 olan Erzurum Gureba Hastanesine gereken
lira olan maaşları 6 ayda bir defa bile ellerine yardımın yapılması istenmekteydi.68
geçmiyordu.”65 Aynı günlerde Gureba Hastanesi,
Belgelerden anlaşıldığı kadarıyla öğ- Ziraat Mektebi ve Sanayi Mektebi, mat-
retmenler, 1918 yılının son üç ayı ve 1919 baa, ilk mektepler maaş ve masrafları ile
yılının ilk üç ayında, maaş alamamışlardı. Darüleytam (yetimhane)’daki çocukların ia-
Öğretmenler zor günler geçiriyordu. Bu du- şesi için gereken toplam 12 milyon kuruşun
rum, Erzurum’daki bütün iptidai mektepler maliye bütçesine konulması valilik tarafından
talim heyetleri adına Müfettiş Abdurrahim (64) 1920’lerin sonuna doğru, Erzurum sularından 5’i Palandöken’den,
7’si Kapıkaya’dan gelmekte, 10 kadar su da şehirdeki kaynaklar-
Bey tarafından Mart 1335’te (1919) Dâhiliye dan çıkmaktaydı. Şehirde akmakta olan çeşme adedi 353 olarak
tespit edilmişti. Buna karşın 100 kadar çeşme de kaybolmuştu.
Nezareti’ne iletilmiş, nezaret ise Erzurum
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(65) Sırrı Bilge, “Dadaşın Diliyle”, Erzurum Gazetesi, 20 Birinci Teşrin


Valiliğine gereken uyarıyı yapmıştı.66 Aynı 1939; Erzurum kültür tarihi açısından önemli bir isim olan Edebi-
yat Öğretmeni Sırrı Bilge, şehirdeki Rus işgali ve Ermeni katliamı
şekilde Erzurum Ziraat Mektebi çalışanları hakkında bazı dergi ve mecmualarda önemli yazılar yazmıştır. Ör-
nek olarak bkz: Sırrı Dadaş Bilge, “Esaret Yılları”, İş ve Düşünce
da maaşlarını alamadıklarından şikâyetçiydi. Dergisi, XXII/174, s.19-20.
Neticede yapılan temaslar sayesinde Eylül (66) BOA, DH, UMVM , Dosya No: 67, Gömlek No: 64, 12 C. 1337.
(67) BOA, DH, UMVM, Dosya No: 40, Gömlek No: 83, 18 Ra. 1338.
1919’da özel idarenin ödemesi gereken ilk (68) BOA, DH. UMVM, Dosya No: 41, Gömlek No: 6, 9 B. 1338.
merkeze iletildi. Bu yazıya verilen cevapta Eğitim ve kültür alanındaki geri kal-
yukarıda belirtilen hususlar için lazım gelen mışlığı en iyi şekilde ortaya koyan ölçütlerden
adımların atıldığı ve bunun için gerekli meb- birisi, şehirde okumaya karşı gösterilen ilgi-
lağın gönderileceği belirtilmişti.69 sizlik ve buna karşılık kahvehanelere olan ba-
ğımlılıktı. Erzurum Belediyesi’nin yaptığı bir
Savaş ve işgalin ardından70 yaraların
istatistiğe göre, 1930 yılı itibariyle şehirde 115
sarılmaya çalışıldığı Erzurum Vilayeti’nde,
özel idarenin bir türlü faaliyete geçirileme- kahvehaneye karşı yalnızca bir kitapçı bulun-
mesi, eğitimden sağlık hizmetlerine, tarımsal maktaydı. Bu bilgi bazı ulusal gazetelerde de
faaliyetlerden bayındırlık çalışmalarına kadar yayınlanmış ve tartışma konusu haline getiril-
hemen her alanda büyük bir boşluğun doğ- mişti.73 Yine aynı dönemde şehir merkezinde
masına yol açıyordu. Zira 1919 senesinde tek bir genel kütüphanenin bulunmaması da
Erzurum’u ziyaret eden Fevzi Paşa ve heye- dikkat çekiciydi.74
tinin kaleme aldığı raporda verilen bilgiler
Eğitim ve kültür alanında yaşanan
bu tespitimizi doğrulamaktadır. Söz konusu
azgelişmişliğin en önemli nedenlerinden bi-
raporda Erzurum şehrinin durumuyla ilgili
risi, şüphesiz Osmanlı’dan beri devam ede-
özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
gelen okullaşma oranının azlığıydı. 1927’de
“Maarife ait tahsisat mahalline bırakıl- Erzurum’daki 1000’den fazla köyde sadece
madığı için mektepler açılamamıştı. Düşman ta- 50 ilkokul vardı. Şehirdeki ilkokullar ile bir-
rafından tahrip edilmiş olan cami ve çeşme gibi likte toplam sayı 63 idi. Daha sonraki yıllarda
umuma ait hayratın evkafı olmakla birlikte bu sınırlı bir artış gösteren ilkokul sayısı, 1943’te
işlere para harcanmadığı için ekserisi penceresiz eğitmen programı ile yetiştirilen öğretim
olan camilerde namaz kılınamıyordu. Geçen elemanlarından yararlanılarak 224’e çıkarıl-
16 sene gönderilmesi kararlaştırılan tohumluğun dı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında il genelinde
ancak beşte biri gönderilmişti. Bilhassa günlük
(69) BOA, DH.UMVM, Dosya No:3, Gömlek No:65, Tarih: 26/B
iaşesini temin edemeyen 2.000 kişi 15 gün önce- /1338.
sine kadar Hilal-i Ahmer tarafından iaşe edilmiş (70) İşgal yıllarından hemen sonra Erzurum’da esaret altında kalmış
küçük rütbede 150 kadar memur ve 800 kadar mülki ve askeri
iken, Hilal-i Ahmer heyetinin gidişinden dolayı emekli, dul ve yetim mevcuttu. Bunlar, şehri terk etmemiş veya
edememiş diğer Erzurumlular gibi 25 ay esaret altında yaşamışlar-
yeniden sıkıntıya düşmüşlerdi. Erzurum’daki dı. Devlet bu aylar zarfında birikmiş maaşlarını vermeyi taahhüt
hanelerin birçoğu haraptı. Resmi daireler ya- etmiş ve bununla ilgili bir kanun çıkarılmıştı. Fakat bu kanunun
hemen uygulanması mümkün değildi. Hâlbuki bu kişilerin maddi
kacak temin edemedikleri için hanelerin ahşap durumları hiç de iyi değildi ve kanun tatbikini beklemeleri onların
perişanlığını artıracaktı. Bu nedenle Erzurum Vali Vekili Recep
kısımları yakacak olarak kullanılmaktaydı. (Peker) Bey bu kişilerin hiç olmazsa birkaç aylık maaşlarının vi-
Müteahhitler harap evlerdeki ahşap kısımları layet tarafından verilmesini 22 Nisan 1334’te teklif etmiş ve bu
teklif hükümet tarafından uygun bulunmuştu. BOA, DH.İ.UM,
sökerek resmi dairelere satmakla beldenin bir Dosya No:20/-18 Gömlek No:12//042 Tarih: 18/B /1336.
(71) BOA, DH.İ.UM, Dosya No: 19-19, Gömlek No: Gömlek No:
kat daha tahrip olmasına yol açıyordu.”71 1-23, 29 Ra. 1338.
(72) Örnek vermek gerekirse, 1935’te okuryazarlık oranı %9 civarında
iken, aynı yıl ülke ortalaması %18 dolayında idi. Yurt Ansiklopedisi,
Milli Mücadele döneminde IV, İstanbul, 1982, s.2759.
Erzurum’un sosyal, kültürel ve iktisadi duru- (73) F.N, “Niçin Oturuyorlar”, Hakimiyeti Milliye, 20 Temmuz 1930;
Erzurum’da kendini gösteren bu sıkıntı, aslında tüm ülke için
mu pek iç açıcı değildi. Osmanlılar dönemin- geçerliydi. Dönemin iktidarı olan CHP, halkı kahvehanelerden
kurtarıp faydalı etkinliklere yönlendirmek için, başta Halkevi ol-
de önemli bir kültür merkezi olmasına karşın mak üzere, çeşitli alternatifler üretme yoluna gitmişti. Hatta 1935
Erzurum’da okuryazar oranı çok düşüktü. yılına gelindiğinde, köylerdeki kahvehanelerin kapatılarak okuma
odalarına dönüştürülmeleri bile teklif edilmişti. Tek Parti devrinde
Daha çok yöneticilere, ticaretle uğraşan ki- iktidarın kahvehaneleri yönlendirme ve dönüştürme çabaları hak-
kında bkz: Öztürk, Cumhuriyet Türkiyesinde Kahvehane ve İktidar,
şilere, din adamlarına yönelik eğitim anlayışı
YENİ TÜRKİYE 60/2014

s.190.
geçerliydi. Bu özellik, bir şekilde Cumhuriyet (74) Erzurum Halkevi’nin açıldığı 1930’ların ortalarında Erzurum’da
resmi bir kütüphane yoktu. Gazi İlkokulunda 100 ciltten iba-
dönemine de aksetmiş ve incelediğimiz dö- ret Kültür Bakanlığından gönderilmiş kitap vardı. Öğretmenler
bunlardan istifade etmekteydi. Ayrıca İlim Ocağı isminde Ne-
nemde Erzurum’da okuryazarlık düzeyi sü- cati adlı bir vatandaşın kitapçı dükkanında çoğu Arap harfli 2
rekli olarak ülke ortalamasının altında kal- 000’den fazla kitap vardı. Bu kitaplar belirli bir ücret karşılığında
halka verilmekte ve okunduktan sonra geri alınmaktaydı. BCA,
mıştı.72 030.10.65.433.1.
4 500 dolayında olan öğrenci sayısı, izleyen bir numûnedir. Erzurum’da gözlerin %75’i bu
yıllarda pek düzenli bir artış göstermemişti. hastalığa müptelâdır denebilir. Şehir toz içeri-
Hatta 1937’ye kadar bazı dönemlerde öğren- sindedir. Hem bu toz, tabiatın temiz tozu olsa
ci sayısında düşüş bile yaşanmıştı.75 ne ise. Bütün şehrin mülevvesâtının (pisliğinin)
tozudur. Sıcaktan terleyen gözlere ve çehrelere
Belediye Hizmetlerinin Yetersizliği böyle bir toz konunca, göz hıfzısıhhası ne vaziyet
alır. Hastalığın yegâne müsebbibi belediyedir.
Tanzimat döneminden beri çıkarılan Belediyenin cadde ile, müzehrefât ve mülevve-
birçok kanun ve nizamname, modern bele- sât ile bir alakası yokdur. Bunun içindir ki Şarkî
diye teşkilatlarına çeşitli görevler yüklemişti. Anadolu dağlarından gelen hayvanâtın müzeh-
Fakat bu kurumlara ayrılan tahsisatın yeter- refâtı Erzurum caddelerine dolup sonra kavruk
sizliği, diğer eksikliklerle birleşince, verilen ve toz olur. Diğer taraftan evlerde su yolu yokdur.
görevlerin önemli bir kısmı yerine getirileme- Sokaklar hanelerden dökülen pis sularla dolmuş-
mişti. Bu durum Milli Mücadele ve sonrasın- tur. İşte tabiatın güneşi, bu müzehrefâtı ve suları
da da devam etti. Hemen bütün taşra beledi- kuruttuğu, bir de ilaveten hafif bir rüzgâr estiği
yeleri için mevzubahis olan bu genel durum, zaman, trahom âfeti başlamış demektir. Şüphesiz
Erzurum Belediyesi için de geçerliydi. belediyenin bu hal ile bir alakası yoktur. O yalnız
nargile çekmekle meşguldür...”78
Erzurum’un Rus işgaline uğramasın-
dan 12 Mart 1918’e kadar geçen süreç, tüm Erzurum Belediyesi’ne yönelik en
halkı olduğu kadar, belediye ve diğer kurum- ağır eleştirilerden birisi, Cumhuriyet’in ila-
ları da derinden etkilemişti. Erzurum vakıflar nından bir müddet sonra bölgede kapsam-
idaresi ve özel idaresi, işgal sonrasında he- lı bir seyahat yapan Gümüşhane Mebusu
men faaliyete geçirilememiş iken,76 Erzurum Zeki Bey’e aittir. Eylül 1924’te seçim böl- 17
Belediyesi, şehirde Türk yönetiminin kurul- gesi olan Gümüşhane ile birlikte çok sevdiği
masıyla birlikte, özellikle askeriyenin desteği Erzurum’u da gezen Zeki Bey, burada gör-
ile faaliyete sokulmuştu. düklerini Trabzon’daki İstikbal Gazetesi’ne
aktarmıştır. Zeki Bey Erzurum şehri ve bele-
Bununla birlikte, yapılan hizmetlere diyesi hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır:
bakıldığında, belediyenin varlığı ile yokluğu
(75) Maarif 1923-1932 İstatistikleri, İstanbul, 1933, s.16-17; Yurt Ansik-
arasında pek bir fark yoktu. Kışın soğukla lopedisi, IV, s.2759.
mücadele eden Erzurum halkı, yazın şehrin (76) Erzurum özel idaresi ve vakıflar idaresinin kurtuluştan sonra
hemen faaliyete geçirilememesi, birçok hizmetin aksamasına ve
cadde ve sokaklarını istila eden toz ve pis- dolayısıyla belediyenin yükünün daha artmasına neden olmuştu.
Özellikle özel idare teşkilatı ile birlikte vilayet genel meclisinin
liklerle mücadele etmek zorunda kalıyordu. son olarak 1914’te toplanmış olması ve 1920 yılına gelindiğinde
özel idare bütçesinin 6 yıldır hazırlanamamış olması önemli bir
Osmanlı döneminde olduğu gibi, bu dönem eksiklikti. Bu durum kurtuluştan sonra memleketlerine dönen
için de geçerli olan bu sıkıntı, şehri yaşanabilir insanların çeşitli hizmetleri alamaması anlamına geliyordu. Bu
sıkıntıyı bir nebze olsun gidermek amacıyla, 6 Mayıs 1335 tari-
olmaktan çıkarmakta, aynı zamanda birtakım hinde bir kararname çıkarılarak, Erzurum gibi işgalden kurtarılan
bölgelerde özel idare teşkilatlarının yeniden tesisine kadar özel
sağlık sorunlarına yol açmaktaydı. Bu konu- idare gelirlerinin mal sandıklarınca toplanması ve masrafların da
da Ahmed Halil77 tarafından 1925’te yazılmış hazineden karşılanması düşünülmüştür. Bununla birlikte bölge
halkının maddi sıkıntıları da dikkate alınarak, emlak, temettü ve
olan aşağıdaki satırlar son derece önemlidir: yol vergilerinin 1919 ve 1920 yıllarında toplanmaması gündeme
gelmiştir. BOA, DUİT, Dosya No: 94, Gömlek No: 15. Bu geçiş
döneminden sonra Mart 1921 itibarıyla Erzurum özel idaresinin
“Diğer bir dert de trahomdur. Erzurum’da ve vilayet genel meclisinin yeniden teşkili düşünülmüştür. BOA,
DH. UMVM, Dosya No: 41, Gömlek No: 6; Fakat Dâhiliye Vekâ-
bu hastalık müthiş surette hüküm-fermâdır.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

leti’nin itirazı üzerine vilayet genel meclisi belirtilen tarihte top-


Erzurum’a geldiğiniz ilk günde sizi işgâl edecek, lanamamıştır. Albayrak Gazetesi, 27 Kânûnıevvel 1336; Umumi
Meclisin Ekim 1922’de toplandığı anlaşılmaktadır. TBMM Zabıt
bu sıhhat meselesidir. Memleketin iktisâdiyâ- Ceridesi, I/24, s.221-222.
(77) Erzurumlu Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun kullandığı müstear
tı gibi hıfzısıhhâsı da kimsesizdir. Erzurum’da isim. Fındıkoğlu o dönemde Erzurum’un çiçeği burnunda öğret-
belediyeyi görmek istiyorsanız, gözlere bakınız. menlerinden birisiydi.
(78) Ahmed Halil, “Erzurum’da Müşahedeler”, Meslek, Sayı: 35, 11
Gözlerdeki trahom, size belediyenin faaliyetinden Ağustos 1925, s.11.
“…Erzurum kasabasının lisân-ı hâl ile sâ- soğuklar, fırtınalar daha ziyade Şubat ve Mart
kinlerinden acı ve fakat hakiki bir şikâyeti vardır. aylarında oluyor. Şimdiye kadar havalar mu-
O da imâr ve nezafet. Şimdiye kadar gelip geçen tarrid (bir düziye) idi. Bir gün kar yağıyor, mü-
vali ve kumandanlar ve alelhusus belediye heyet- teakiben havalar bir ay sakin ve güneşli devam
leri –merhum Şerif Efendi müstesna olarak- bu ediyor. Fakat sokaklarda çamurdan geçilmez.
belde-i muazzamaya şeref verecek hiçbir eser Her tarafta olduğu gibi burada da belediye bir
vücûda getirememişlerdir. Belediyesinin yüz mevcudiyet gösteremiyor. Bilmem bu derde bir
bin liraya yakın vâridâtı olduğu halde sokak- çare bulunamayacak mıdır? Ya bu belediye teş-
larda bir fener bile görünmüyor. Alelhusus kilatını bir nizama koymalı yahut büsbütün kal-
lağım ve mecrâlarının adm-i mevcûdiyeti ve dırmalı. Hem belediye olur hem de memlekette
memleketin zirâi olmak münâsebetiyle gübre nezafet ve ümran bulunmazsa o halde belediye-
ve kül gibi müzehrefâtın etrafına bir duvar nin vücudu ile yokluğu müsavi olmaz mı?
olsun çevirmeksizin gelişigüzel dökülme-
si çok çirkin bir manzara arz ediyor. Bu acı Burası mühim bir İslam merkezidir.
hakîkâtin neşr ve itirâfına beni mecbûr eden Erzurum şarkın, İslam âleminin kapısıdır.
yegâne sâik, Erzurum ve Erzurumlulara olan Mukaddes gayeleri, ulvi, dini fikirleri İslam
hürmetimdir. Bunlar sıhhiye müdürünün, be- memleketlerine neşr için en müsait nokta bura-
lediyenin ufak bir tedbîriyle hallolunabilecek sıdır. Böyle iken buraya ne kâfi derecede mec-
meselelerdir. Varidât-ı hâzırasıyla, bulunduğu mua geliyor ne de diğer gazeteler. Haftada bir
devrin terakkiyâtını kavramış faal bir belediye defa Albayrak namıyla küçük bir gazete çıkıyor
heyeti memleket için mûcib-i şeref birçok âsâr ki buranın ihtiyacına bile kâfi gelmiyor.
vücûda getirebilir.”79
Ruslardan o kadar çok araba kalmış ki
18 her hanede bir-iki tane mevcut fakat bir işe yara-
Milli Mücadele Erzurum’undan
mıyor. Bir tarafı kırılmış, tamir edecek sanatkâr
Mühim Bir Mektup olmadığı için bir kenara atılmış. Çürüyüp gidi-
Aşağıda aktaracağımız mektup, yor. Yeniden inşa şöyle dursun tamire de eh-
Sebilürreşad Mecmuası’nın 21 Mart 1921 liyetimiz olmaması insanı pek meyus ediyor.
tarihli sayısında çıkmış olup; Erzurum Lisesi
Rusların tahribattan ziyade metrukâtı
Tabi İlimler Muallimi Hüseyin Hüsnü Bey ta-
çoktur. Trabzon’dan Zigana Dağı’na yakın bir
rafından kaleme alınmıştır. Bu mektup, Milli
Mücadele yıllarında Erzurum’un belediyeci- mesafeye kadar şimendifer tesviye-i turabiyesi
liği, iktisadı, eğitimi ve diğer pek çok önemli yapılmış, yollarda dekovil arabaları, yarı kırık
hususta kıymetli bilgiler veren ve değerlen- otomobiller, silindirler, taş makineleri dolu fa-
dirmeler içeren mühim bir belgedir: kat hepsi çürümeye mahkûm. Hele dekovil hattı
rayları o kadar bol ki belki Zigana’ya kadar tef-
“Erzurum, Palandöken Dağları ile Kop rişe kâfi. Çoğu toprak altında kalmış, aradan iki
Dağları arasında sıkışmış, 10 km arzında bir sene daha geçerse maden çıkarır gibi toprakları
ova kenarında … meşceresiz, deresiz, harabezarı kazmak lazım gelecek.
andırır bir şehirdir. Şehrin bir kısmı seferberlik
(79) Zeki Bey makalesinin devamında, Erzurum’daki diğer yetkili ma-
esnasında caddeler açmak için yıkılmış, askeri kamları da eleştirmektedir. Örneğin Türkiye’deki en önemli tarihi
eserlerden birisi olan Çifte Minareli Medrese’nin şerefelerinden
ve miri binalar da tahliye esnasında yıkılmış, yukarısı harap olan meşhur minarelerine kışın karın yazın yağmu-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

kalanlarını da Ermeni ve Ruslar çekilirken yık- run dolup iyice tahrip olmalarını önlemek için üzerlerine külah
şeklinde örtüler yapılabileceğini, bunun Evkaf Müdürü tarafından
mışlar. Bu sebeple Erzurum şehri bugün hazin ihmal edildiğini belirtmektedir. Yine Erzurum’da bulunan birçok
şifalı kaplıcanın tamamen kendi haline bırakıldığını, hâlbuki bura-
bir manzara arz etmektedir. ların küçük bir gayretle halkın istifadesine sunulabileceğini belirt-
miştir. Zeki Bey’e göre bu gibi işler sadece o işten sorumlu olan
Alelade hararet derecesi sıfırın altında makamın değil, yetkililerin ve halkın birlikte yapması gereken şe-
hir işleridir. Gümüşhane Mebusu Zeki, “Gördüklerim”, İstikbal,
15’tir. 30’a kadar baliğ olduğu vardır. Müthiş 16 Eylül 1341.
Ruslar, Sarıkamış’tan Erzincan’a kadar kuruştur. Pek çok olan şelalelerden istifade edi-
şimendifer inşasına teşebbüs etmişler ise de ikma- lemiyor.
line muvaffak olamamışlar. Yalnız Erzincan’a
kadar tesviye-i turabiye yapılmış. Erzurum’un Rusların, Sarıkamış ormanlarından kes-
6 saat kuzey batısına kadar şimendifer işliyor. tikleri ve inşaatta kullanmayıp terk ettikleri aza-
mi 1 metre kutrunda çam ağaçları köylüler tara-
Erzurum’dan Kars’a kadar şimendiferle gitmek
fından Erzurum’a getiriliyor. Kantarı yani 180
kabil. Bu hattın arzı, 75 cm’dir. Ruslar, o ka-
okkası 450-700 kuruşa kadar satılıyor. Lakin
dar şimendifer malzemesi yığmışlar ki bu hattı
gelecek seneye bir tane kalmayacaktır. Buranın
Ankara’ya kadar inşa edebilir. Köylere varınca-
soğukları dehşetli. Yorgan altında, soba başında
ya kadar bütün depolar ray, kürek, kazma, köp-
üşümemek kabil değil.
rücü malzemesi, dinamit vs. ile lebâleb (ağzına
kadar dolu). Bunların henüz sayılmasına imkân Burada ekmeğin okkası 14-18 kuruş-
olmadığını söylüyorlar. tur. Basma ve astarın arşını 50 kuruştur. Ahali,
umumiyetle göreneğe tabi olduğundan herkes,
Acaba Anadolu’nun garbını şarkına rabt
manifaturacı veya bakkaldır. Bütün dükkânlar
edecek şimendifer hattını ne vakit inşa edebile-
Avrupa emtiası ile doludur. Bütün tüccarlarımız
ceğiz?
Avrupa fabrikalarının komisyoncusu… Paralar
Mektebimizde bir muallim var ki he- Avrupa’ya, Amerika’ya akıyor. Bu gidişle ikti-
nüz genç yaşında tekaüd edilmiş bir binbaşı- saden mağlubiyetimiz muhakkak. Burada sana-
dır. Kısm-ı sani riyaziye ve resim muallimidir. yi, Ermenilerin elinde imiş. Onlar çekildikten
Bu zat, Hicaz şimendifer hattı inşasında 6 sene sonra dâhili sanayi de sönmüş. Terzi, bakırcı,
bilfiil hizmet etmiş bir mühendishane-i askeri kuyumcu, demirci, marangoz, dökümcü, mimar
mezunudur. Elinde Almanların şahadetnamele- gibi sanatkârlar yok. Birkaç tane kunduracı ve
19
ri vardır. Ankara-Erzurum şimendifer hattı için yemenici mevcut. Yeni bakırın kıyyesi 400-500
milli bir şirket teşkil edilse ve mevcut şimendi- kuruştur. Eskisi ise 15 kuruşa. Halk, hep eskiler-
ferlerle malzemesi bu şirkete devrolunsa acaba le idare ediyor.
hattın inşasına imkân hâsıl olmaz mı?
Buranın ahalisi iyi, salabetli Müs­lü­
Ruslar, Hasankale’den çıkardıkları ziftle manlar. İslam ahlakını muhafaza etmişler. Fakat
bu civardaki askeri ihtiyaçlarını temin etmişler. rehberler noksan. İktisadiyat hususunda bunla-
Erzurum’a 6 saat mesafede Kükürtlü madenle- ra doğru yolu gösterecek olanlar bulunsa çok
rini dahi işletmişler. Hatta yarım saat mesafesi- terakki husule gelebilecek. Saf ve temiz adam-
ne kadar bir demiryolu hattı şubesi yapmışlar. lar. Kahraman adamlar. Bu cihetler çok iyi.
Fakat şimdi bu hat, metruk ve harap bir halde- Hükümete karşı muhabbetleri de çok. Çünkü
dir. Erzurum-Kars trenleri odunla hareket etti- hayatlarını kurtarmış. Eğer ordu, bir gün daha
ğinden iki günlük mesafeyi bir haftada bile kat gecikse imiş Erzurum’da Ermeniler bir tek er-
edemiyorlar. kek bırakmayacaklarmış. Çalıştırmak bahane-
siyle Müslüman ahaliyi cebren toplayıp birkaç
Bu civarda muhtelif madenler dahi bol- cesim haneye doldurmuşlar ve ateşe yakmışlar.
dur. Siyah kehribar, arddevaz? Kireç, siyah ve Geçen gün Rusya’dan bir heyet geldi. Burada
sert değirmen taşları, alçı, soda, gaz madenleri hafriyatta bulundu (kazı yaptı). Pek çok yanmış
pek çok olduğu malumdur. Askeri kimyahane- cesetler çıkarıldı. Hala da pek çok. Bir kısmı
sinde pek çok kısımları tahlil edilmiştir.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

ordunun şehre duhulü ile ateşler arasından kur-


tarılmış.
Ruslardan kalma elektrik makineleri de
pek boldur. Şehir, Ruslar zamanında elektrik- Geçen gün Rusya’dan Mustafa Suphi’nin
le tenvir edilirken şimdi gazla çalışan motor- riyaseti altında Türk Komünist heyeti diye
lara mahkûm olunmuştur. Gazın okkası 100 bazı kimseler geldi. Bu zat, bura (Erzurum)
idadisinde tahsil etmiş olduğu için kendisini es- çok çay içildiği cihetle şeker ithalatı bütün it-
kiden tanıyorlar. Ethem Necat da bu Türk ko- halattan fazla bulunmaktadır. Bununla beraber
münist heyetinin arasındaydı. Ahali, bu serseri Erzurum, transit merkezidir. Pek mühim bir sa-
alayına buğz ve nefret gösterdi. Bunları şehre nayi ve ticaret merkezi olabilir.
bile sokmadılar. Komünizmin, Rusya’yı perişan
ettiği fikri burada hakimdir. Su, buz, kuru ot çok olduğu cihetle süt ve
yoğurt her şeyden ziyade boldur. Ayrıca yün bol
İngiliz nazırlarından Lord Kürzon’un olduğu halde fanila gibi ibtidai mensucat bile
biraderi olduğu söylenen bir İngiliz (Yarbay gelişememiştir. Hala el ile dokunuyor. Bir fanila
Rawlinson), İstanbul’un işgali üzerine burada 5 liraya mal oluyor. Hâlbuki yünün okkası 60
ahali marifetiyle tevkif edilmiş, hala mevkuf. kuruşa…
Asayiş burada pek iyi. Şark beldelerinde şim-
di tek Ermeni yoktur. Hepsi Ermenistan’a Hâsılı bunlar ilim ve fen meseleleridir.
gitmişler. Cihet-i askeriye, askeri mektepler Memleketin iktisadiyatı ancak ilim ve fen ile
yükselir. Onun için mekteplerde böyle fenni ve
Kars’a nakletti.
sınai bir inkılaba lüzum vardır. Bu olmadıkça
Mektebimiz (Sultanî Mektebi), sıhhi ne yapılsa boştur. Memurun çokluğu menfaatten
şartları havi olmayan Sanayi Mektebi binasın- çok mazarrat verebilir.
dadır. Umum mevcudu 200’e baliğ olamıyor.
Erzurum Sultânîsi Ulûm-ı Tabiiyye Mu­
150’si ibtidai kısımdadır. 8. Sınıfta ancak 3
al­limi Hüseyin Hüsnü.”80
efendi vardır. Pek şayan-ı teessüf bir haldedir.
Bu cihetten pek müteessirim. Okuyan çocuk-
ların çoğu memurların evladıdır. Tabi mektep- Sonuç
20 ler bugün memur yetiştiriyor. Eğer leyli olursa
I. Dünya Savaşı öncesi sosyal ve kül-
talebenin aratacağına şüphe yoktur. Ben, sınai
türel açıdan pek de iyi durumda olmayan ve
ve fenni bir inkılap husule gelmesi taraftarıyım.
eski parlak dönemlerini çoktan geride bırak-
Kars’tan nakledilme iki dershanemiz var ki
mış olan Erzurum, savaş sırasında yaşanan
emsali hiçbir sultanide yoktur. Bunlardan biri
Rus işgali ve Ermeni mezaliminin de etkisiy-
hikmet, hayvanat, nebatat ve madeniyat kolek-
le, daha büyük sıkıntılara maruz kalmıştır.
siyonlarını havidir. Diğeri sırf kimyahane. Her
nevi ecza mevcut. Her dersi ameli gösteriyorum. Aslına bakılırsa, Rus işgali ve ardından
Talebe, mütelezziz oluyor (lezzet alıyor) ve fen- yaşanan Ermeni mezaliminin Erzurum’a et-
ne merak ediyor. Fakat üç kişi ile ne olur? Hiç! kileri, bu makalede anlattıklarımızla sınırlı
Neticesi memur olacaklar değil mi? Neye ya- değildir. İşgal ve mezalimin etkileri hemen
rar? Memleketin bî-pâyân (tükenmez) iktisadi her alanda şehri ve içinde yaşayanları olum-
kaynaklarını işletmek için binlerce, yüz binlerce suz etkilemiş ve bu etkiler on yıllar boyun-
fen adamının mesaisine ihtiyaç vardır. Bu esas ca, maddi ve manevi sahada varlığını devam
mesele halledilmedikçe bu memleket için terak- ettirmiştir. Mesela II. Dünya Savaşı sırasın-
ki imkanı yoktur. da, muhtemel bir Rus saldırısına karşı Pasin
Ovası’nda alınan olağanüstü askeri tedbirler
Burada o kadar güzel şeker pancarı ve
ve yine bu bölgedeki arazilerin önemli bir kıs-
patates hâsıl oluyor ki hayret. Bir şeker panca-
mının, işgal ihtimaline karşı ekilmeyerek boş
rı iki okka geliyor. İklim, Almanya gibi soğuk
YENİ TÜRKİYE 60/2014

bırakılması, bu anlamda önemli bir örnektir.


olduğundan ancak bir-iki nevi mahsul bolca
yetiştirilebilir. Böyle iken burada şekerin ok- Mart 1918’de Erzurum, ağır bir iş-
kası 100 kuruştan yukarıdır. Bir şeker fabrika- galden ve kanlı Ermeni mezaliminden
sı tesis olunsa bütün bu ahalinin şeker sarfiyatı (80) “Erzurum Mektubları”, Sebilü’r-Reşad, Cilt: 19, Adet: 472, 21
temin edilir. Burada, Kafkasya’da, İran’da pek Mart 1337, s.36-38.
kur­tarılmıştı. Fakat işgalin ve Ermeni meza- Cumhuriyet Gazetesi
liminin yol açtığı maddi ve manevi hasarlar, Çalık, Ramazan - Tepekaya Muzaffer,
bir çırpıda ortadan kalkacak veya unutulacak “Birinci Dünya Savaşı Esnasında Anadolu’daki Salgın
cinsten değildi. Erzurum şehrinin uğradığı Hastalıklar ve Ermeniler”, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2006, Sayı: 16.
maddi hasar on yıllar boyunca tamir edile-
medi. Şehirdeki birçok mahalle, sokak ve ev, Çapa, Mesut – Usta, Veysel, Milli Mücadelede
Trabzon Vilayetiyle Yazışmalar, Trabzon, 1995.
tahribatın izlerini yıllarca taşıdı. İşgal yılların-
dan ve Ermeni mezaliminden sağ kurtulanlar Doktor Şerif Bey, Erzurum Vilayeti Sıhhi ve
ise, evlerini, işlerini, daha da önemlisi sev- İctimai Coğrafyası, Hazırlayan: Murat Küçükuğurlu,
Trabzon, 2011, s.204.
diklerini kaybetmiş olmanın getirdiği manevi
tahribatı; kalplerinde bir sızı, ruhlarında bir Dursunoğlu, Cevat, Milli Mücadelede
Erzurum, İstanbul, 2000.
ağırlık ve zihinlerinde acı birer hatıra olarak
ömürleri boyunca hissettiler. Düstur, Üçüncü Tertip, IV
Erzurum Vilayetinde Ermenilerin Türklere
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Yaptıkları Zulümler
Erzurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelle-
“Erzurum Mektubları”, Sebilü’r-Reşad, Cilt:
rinin atıldığı Milli Mücadele döneminde; bu 19, Adet: 472, 21 Mart 1337.
mücadelenin temel dayanak noktalarından
F.N, “Niçin Oturuyorlar”, Hakimiyeti Milliye,
birisi olmuş, milli uyanışın fitilini ateşlemiş ve 20 Temmuz 1930.
tarihin kendisine yüklediği bu ağır yükü başa-
Fındıkoğlu, Ziyaeddin Fahri, Doğu Kalkınması
rıyla omuzlamıştır. O günkü Erzurum şartla-
ve Erzurum Şehirleşmesi ile İlgili Sosyolojik Meseleler,
rında başarılması çok zor olan bu önemli va- İstanbul, 1970.
zifenin yerine getirilmiş olması, şehrin sosyal
Fiyat İstatistikleri 1339, İktisat Vekâleti.
ve kültürel açıdan tarihi bir derinliğe ve bi- 21
rikime sahip olduğunun da bir göstergesidir. Gümüşhane Mebusu Zeki, “Gördüklerim”,
İstikbal, 16 Eylül 1341.
Kavanin Mecmuası
Bibliyografya
Kazım Yurdalan, Dünkü, Bugünkü, Yarınki
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA)
Erzurum 1905–1950.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)
Kılıç, Selami, Türk-Sovyet İlişkilerinin Doğuşu,
Erzurum Belediyesi Arşivi (EBA) İstanbul, 1998.
Kızılay Arşivi (KA) Küçükuğurlu, Murat, Erzurum Belediyesi
Tarihi 1, Dergah Yayınları, İstanbul, 2008.
Abdulvahab Hayri, İktisadi Trabzon, Trabzon
1329. Maarif 1923-1932 İstatistikleri, İstanbul, 1933.
Ahmed Halil, “Erzurum’da İdare İşleri, Maliye Vekaleti 1340 Senesi Muharrerat
Erzurum Belediyesine, Nafıasına, Maarifine Kuşbakışı Mecmuası, İstanbul, 1340.
Bir Nazar”, Meslek Mecmuası, Sayı: 23, 19 Mayıs
McCarthy, Justin, “The Report of Niles and
1925.
Sutherland an American Investigation of Eastern
_________, “Erzurum’da Müşahedeler”, Anatolia After World War I”, XI. Türk Tarih Kongresi,
Meslek Mecmuası, Sayı: 35, 11 Ağustos 1925. Kongreye Sunulan Bildiriler, V. Cilt, Ankara, 1994,
pp.1829, 1847-1848.
Albayrak Gazetesi
Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi.
Altınay, Ahmed Refik, Kafkas Yollarında,
YENİ TÜRKİYE 60/2014

İstanbul, 1919. Mehmet Zeki, Türkiye Terâcimi Ahvâl


Ansiklopedisi, III, İstanbul, 1932.
Baltaoğlu, Ali Galip, Atatürk Dönemi Valileri,
Ankara, 1998. On Beşinci Yıl Kitabı, 1938.
Beygu, Abdurrahim Şerif, Erzurum Tarihi, Öğün, Kafkas Cephesinin I. Dünya Savaşındaki
Anıtları, Kitabeleri, İstanbul, 1936. Lojistik Desteği, İstanbul, 1999.
___________, Unutulmuş Bir Göç Trajedisi, TBMM Zabıt Ceridesi
Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri, (1915-1923), Ankara,
Tevfik Sağlam (1882-1963), Derleyenler: Tevfik
2004.
İsmail Gökçe-Neşati Üster, İkinci Cilt, İstanbul, 1968.
Öztürk, Serdar, Cumhuriyet Türkiyesinde
Kahvehane ve İktidar, İstanbul, 2006. Tozlu, Selahattin Trabzon-Erzurum-Bayezit
Yolu (1850-1900), Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Salnâme-i Nezâret-i Maârif-i Umûmiye, 1321 Erzurum, 1997.
Sırrı Dadaş Bilge, “Esaret Yılları”, İş ve Umumi Nüfus Tahriri 28 Teşrinievvel 1927,
Düşünce Dergisi, XXII/174.
Fasikül: I, Mufassal Neticeler, Ankara, 1929.
___________, “Dadaşın Diliyle”, Erzurum
Ülkütaşır, Şakir, “Demiryolları Güzergahındaki
Gazetesi, 20 Birinci Teşrin 1939;Yurt Ansiklopedisi, IV,
Tarihi Şehirlerimiz Erzurum”, Demiryollar Dergisi,
İstanbul, 1982.
Sayı: 282-284, Nisan-Haz. 1949.
Selvi, Haluk, Milli Mücadele’de Erzurum,
Ankara, 2000. W.E.D. Allen ve Paul Muratoff, 1828-1921
Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara,
Şahin, Enis, Trabzon ve Batum Konferansları 1966.
ve Antlaşmaları, Ankara, 2002.
Yeni Erzurum Gazetesi
Tanpınar, Ahmet Hamdi, Beş Şehir, İstanbul,
1997. Yurdalan, Kazım, Dünkü, Bugünkü, Yarınki
Erzurum 1905-1950, Ankara, 1950.
Tarih Yolunda Erzurum Dergisi, Sayı: 18,
Temmuz 1983. Yurt Ansiklopedisi

22
YENİ TÜRKİYE 60/2014

You might also like