You are on page 1of 22

19.

Yüzyılda ilişkisi bakımından bağlantılıdır ve toplumla-


rın dönüşümünde daima etkin bir rol oyna-
Ordu Kazasında mıştır. Göçlerin, yerleşik hayata geçmenin,
doğum-ölüm oranlarının ve bunların yüksek
Ermeni Nüfusu ve Göçler ve düşük olmaları gibi demografik olayların,
toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal etki-
leri açıkça görülecektir1. Bu yazının konusu,
alan sınırları daraltılarak 19. yüzyılda Ordu
yöresinde gelişen nüfus hareketlerinden özel-
likle Ermenilerin kazaya göçleri, yerleşmele-
ri ve bunun sonucunda kazada ortaya çıkan
etkileşimlerdir. Alan olarak seçilen Ordu ka-
zası, klasik dönem Osmanlı idari yapısında
İlhan Ekinci* tahrir defterlerinde Canik-i Bayram olarak
geçmektedir. Sınırları batıda, Fatsa’nın he-
men doğusunda denize dökülen Bolaman
çayını ve bugünkü Aybastı kazasının batı sını-
rını takiben Kelkit vadisine inen hat, güneyde
ise hemen hemen Kelkit vadisiydi. Güneyde
İskefsir (Reşadiye) ve Milas (Mesudiye), do-
ğuda da bugün Giresun’un Ordu’ya komşu
olan kaza ve nahiyelerini içine alan bölgenin
Özet hemen batısına kadar uzanıyordu. 19. yüz-
1
yılda idari bölünme doğuda batıda aynı kal-
Osmanlı Devletindeki Ermenilerin 19. yüz-
makla birlikte güney kesimindeki Mesudiye
yıldaki yaşamış oldukları en önemli tarihsel süreçle-
ve İskefsir kaza sınırlarının dışındaydı2.
rinden birisi “göç”lerdir. Çeşitli sebeplerle Osmanlı
coğrafyası dışına ve içine doğru yapılan Ermeni göç- Giresun’un 1396/7 yılındaki fethiyle
leri sosyal dengeleri değiştirmiştir. Ordu Kazası’nda bölgede yüz yıldır sürmekte olan mücadele
Ermeni nüfusunun yaşadığı tarihsel süreç göç olgu- Türkler lehine sonuçlanmıştır. Fetih tamam-
suyla açıklanabilir. Bu yazının konusu, Ermenilerin landığında bölgede yerli halktan çok az nü-
sahil bölgelerine doğru olan göçlerine bir örnek ol- fus kalmıştır. Bölgenin Osmanlı fethi sonrası
mak üzere Ordu kazasına doğru yapılan göçler teşkil yapılan tahrirlerinden 1455 ile 1485 yılları
etmektedir. 18. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl başla- arasında hem Müslüman, hem de Hıristiyan
rına kadar devam eden bu süreç takip edilmeye çalı- nüfusunda düşüş kaydedilmişti. Bu tarihten
şılmıştır. Bunun yanında kaza içindeki göçleri, mis- itibaren Müslüman nüfus çok hızlı bir şekil-
yonerlik çalışmalarının hedefi olmaları, Müslüman de artarken, Hıristiyan nüfus 1520’lere kadar
ve Rumlarla ilişkileri ve nihayet kaza dışına ve ülke azalmaya devam etmiş ve bu dönemden iti-
dışına doğru yapılan göçler incelenmeye çalışılmıştır. baren çok az bir artışla varlığını korumuştur.
Anahtar Kelimeler; Ermeni Göçleri, Ordu
1455-1485 yılları arasındaki nüfus azalışının
Kazası, Ermeni Nüfusu, Müslim-gayrimüslim ilişki-
sebepleri arasında ilk akla gelen Fatih Sultan
leri.
Mehmed’in 1461 Trabzon seferi ve fethidir.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Muhtemelen bölge halkının bir kısmı, aslında


1431-32’lerde başlamış olan doğuya doğru
Giriş göç hareketini daha da hızlandırarak, yeni
Osmanlı devletindeki nüfus hareketle- (*) Prof. Dr., Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.
(1) Kemal Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), İstanbul 2010, s.40.
ri, sosyal ve siyasi değişimlerle sebep sonuç (2) Bahaeddin Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi, Ankara 1985, s.3.
fethedilen Trabzon ve çevresine göçmüş veya Bütün nüfus kayıtlarında olduğu gibi
göçürülmüştür3. Osmanlı kayıtlarında da hatalar mevcuttur.
Osmanlı nüfusu sürekli noksan sayılmış-
1455-1613 yılları arasında Ordu ve yö-
tı. Göçle gelen ve gidenlerin sayısı kayıtlara
resinde az olan Hıristiyan nüfus; özellik itiba- doğru olarak yansımadığı gibi, kadınların da
rıyla durgunluk göstermektedir. Bu dönemde sayılmaya başlandığı sayımlarda bile her za-
Hıristiyan nüfusun büyük bölümü yörenin man erkeklerden noksan sayılmışlardı. Fakat
iç ve yukarı kesimlerindeki İskefsir ve Milas merkezî hükümet otoritesinin en kuvvetli
nahiyelerinde, az bir kısmı da Ordu-Giresun olduğu kuzey ve batı Anadolu bölgelerinde
arasında yer alan Şemseddin ve Bozat na- nüfus istatistikleri iyi kaydedilmişti. Trabzon;
hiyeleri ile Bolaman’da bulunmaktadır. Ka- nüfus kayıtları en sağlıklı ve en düzenli şekil-
zadaki Gayrimüslim nüfusun büyük oranda de tutulmuş olan vilayetti7.
burada bulunuşunun sebebi, bölgenin çok
daha önce Selçuklu ve Danişmentliler tara-
1. Ordu Kazasında Rum Nüfusun
fından fethedilmiş olması sebebiyle son fetih
hareketinden daha az etkilenmiş olmaların-
Artışı ve Ermenilerin Gelişi
da görülmektedir. Bölgedeki yerli halkın bir 1613 tarihinden önce, bugünkü Ordu
kısmının da fetih sırasında Habsamana (Göl- kentinin yerinde bulunan Bucak ve Keçi kö-
köy) Bolaman, Vona ve Öksün gibi kalelere yünde Türklerden başka etnik unsur bulun-
sığınarak bölgede varlıklarını korudukları an- madığı gibi, bölgenin merkezi olan ve sahil-
laşılmaktadır4. Başlangıçta sahil kesimlerinde den iç kısımdaki Nefs-i Ordu’da da başka
görülen ve zaten az olan Hıristiyan nüfus ile- unsurlara rastlanmamaktadır. Günümüz
2 rideki yıllardaki tahrirlerde görülmemektedir. Ordusu’nun merkezini oluşturan sahildeki
Hıristiyanların daha kalabalık olduğu nokta- yerleşimde, ancak iki yüz yıl sonra Rum nü-
larda daha kolay tutunabildikleri, nüfusça az fus tespit edilmekte; aynı dönemde, daha
oldukları yerlerde daha kolay çözüldüklerini, önceki tahrirlerde hiç rastlanmayan Ermeni
bunların ihtida, savaş ve göç ilişkileri arasında nüfusa da çok az sayıda da olsa tesadüf edil-
iyice azaldıkları anlaşılmaktadır5. mektedir8. Bölgedeki nüfusla ilgili olarak 19.
yüzyılın başlarından itibaren Gayrimüslimler
Yörede gayrimüslim nüfusun Müslü-
lehine değişen ve yükselen bir oran söz ko-
man nüfusa oranı 1485’ten 1540’lara kadar nusudur. Bu oranların karşılaştırılabileceği
Gayrimüslimler aleyhine olarak % 7’den, % veya takip edilebileceği 17. ve 18. yüzyılda
2,8’e kadar düşerken, bu tarihten 1613’e ka- nüfus değerlerine ait verilere ulaşılamamıştır.
dar sabitlendiği görülmektedir. Müslim ve Dolayısıyla Rumların ve Ermenilerin Ordu
Gayrimüslim nüfus oranları konusunda fikir kazasına ve merkezine ne zaman gelmeye
verebilecek son kaynak 1642-43 tarihli Kara- başladıklarına dair kesin bir bilgi de yoktur.
hisar-ı Şarki Sancağı Mufassal Avarız Defteri- Ancak 18. yüzyılda bölgede yaşanan gelişme-
dir. Deftere göre kayıtlı nüfus kategorileri ise lere paralel olarak bazı ipuçları söz konusu-
Ordu-Giresun yöresi için toplam kaydedilmiş dur. Ordu Kazasındaki gayrimüslim nüfusun
6115 hanenin ancak 206’sı (% 3,36) zımmi artmaya başlaması, merkezi otoritenin taşra
reaya olarak görünmektedir6. Ancak önemle
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(3) Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi, s.98-102; Bahaeddin Yediyıl-


vurgulanması gereken husus şudur ki kayıt- dız, Ordu Tarihinden İzler, İstanbul 2000, s.42.
(4) Yediyıldız, Ordu Tarihinden İzler, s.41-42.
lardaki isimlerden hareketle mevcut gayri- (5) Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi, s.103.
(6) Mehmet Öz, Fatma Acun, Orta Karadeniz Tarihinin Kaynakları VII,
müslim nüfusun tamamının Rum olduğu an- Ankara 2008, s.XLVI.
laşılmaktadır. Bu dönem kayıtlarında Ordu (7) Justin McCarthy, Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve
Azınlık Nüfus, Ankara 1995, s.5-7
kazasında Ermeni nüfusa rastlanmamaktadır. (8) Yediyıldız, Ordu Tarihinden İzler, s.74.
aleyhine sarsıldığı 18. yüzyıldaki gelişmelerde etmek mümkündür. Bunlardan en önemlisi
yattığı anlaşılmaktadır. bu kaynaşmalardan yararlanmak isteyen ye-
rel ağaların göçmenleri hizmetleri/kanatları
1723’te başlayıp aralıklarla 1749’a ka- altına almaları şeklinde görünmektedir. Bu
dar süren Osmanlı-İran savaşının sefer gü- grupların yerel ileri gelenlerle ki çoğunu daha
zergahının Doğu Karadeniz sahillerini takip sonraki dönemlerinde Ordu kazasındaki
etmesi, mühimmat ve asker naklinin bu kı- âyanlık iddia ve mücadelelerinde görüyoruz,
yılardaki limanlar kullanılarak gerçekleştiril- işbirliği yaparak bölgedeki etkinliklerini artır-
mesi, ayrıca bölgeden sürekli asker talepleri, maya çalıştıklarını söyleyebiliriz11. Bölgedeki
Viyana bozgunundan bu yana bu seferlere âyanların nüfuz kazanma isteklerinin bir di-
yerli kulu olarak katılmış olmakla kazanmış ğer sosyal altyapısını gayrimüslim göçlerinin
bulundukları resmi ve askeri sıfatlara dayana- oluşturduğu anlaşılmaktadır. Göç eden gay-
rak zaten giderek güçlenmekte olan yarı feo- rimüslimleri, ekonomik güçlerini artırma adı-
dal zümrelerin durumunu kuvvetlendirmişti. na, bir şekilde mülkiyetini ve yönetimini ele
Dahası bu dönemde Ordu ve çevresinde böl- geçirdikleri topraklara yarıcı olarak yerleştir-
ge içi yoğun iç göçlerin yaşandığı görülmek- dikleri görülmektedir. Bu bölgede on yedinci
tedir9. Kayıtlarda 1723-1746 yılları arasında yüzyıla kadar % 3’e kadar azalan gayrimüs-
daha belirgin olan göç hareketleri, savaşların lim nüfus oranın 19. yüzyılda %20 seviyesine
getirdiği ağır vergiler ve otorite boşluğundan çıkmasının arkasında 18. yüzyılda yaşanan bu
kaynaklanan eşkıyalık olayları çok sık görül- gelişmeler olduğu anlaşılmaktadır.
meye başlanmıştı. Aşiret hayatı yaşayan, özel-
likle Gümüşhane ve Espiye madenlerinde 18. yüzyıl sonu, 19. yüzyılın başların-
eşkıyalık yapan Çepnilerle ilgili birçok kayda dan itibaren yörede gayrimüslim nüfus ve
rastlanmaktadır. Bunların dışında, 1724 yılın- oranının artmaya başlaması bölgedeki sahil 3
da Görele’de olan Kürtünlü reayasından 500 kentlerindeki Gayrimüslim nüfusun nispe-
evin firar ederek Ordu, Canik v.s. kazalarda ten daha fazla oluşu, bu şehirlerin oluşumu
yerleşip eşkıyalık yaptıklarından şikâyet edil- ve gelişimi konusundaki asıl rolün ve ana un-
mekte ve bunların asıl vatanları olan Göre- surun onlara ait olduğu şeklindeki görüşlerin
le’ye iskân olunmaları istenmekteydi. Ayrıca ortaya atılmasına sebep olmaktadır. Özellikle
bunların göçlerinin önlenmesi üzerinde de yabancı tarihçiler tarafından bilinçli, bilinç-
durulmuştu. Bu göçler Trabzon gibi liman siz hatta bazen kasıtlı olarak ortaya atılan bu
kenti veya sahildeki iskele kasabalarında yo- görüşlerde kentin veya yerleşim yerinin tarihi
ğunlaşmakta, buradan deniz yoluyla batıya geçmişine bakılmamakta, gayrimüslimlerin
(İstanbul’a) doğru yönelmekteydi. Devlet bu kimi kentlerde Müslümanlara oranla daha
göçmenleri taşıyanların gemi ve kayıklarına (9) Feridun Emecen, “Doğu Karadeniz’de Âyânlık” Belleten, Sayı
el koyulacağını bildirerek uyarmıştı10. Ancak 242, Nisan 2001, s.194.
(10) Temel Öztürk, Osmanlıların Kuzey ve Doğu Seferlerinde Savaş ve
bu göçlerin devletin aldığı tedbirlere rağmen Trabzon, Trabzon 2011, 167; Bahaeddin Yediyıldız, “Gayrimüslim-
lerin yöreye olan göçlerinin on yedinci yüzyıl sonlarından itibaren
geri döndürülemediği ve önemli bir kısmının başladığı, özellikle 19 yüzyılda hızlandığı ifade edilmektedir. Bun-
kalıcı olduğuna dair işaretler de vardır. lar genellikle şehirlere ya da o zamana kadar boş olan güzlelere
yerleştiklerini” ifade etmektedir. Ordu Tarihinden İzler, s.47.
(11) Yerel tarihi anlatılarda Ermenilerin Ordu topraklarına 18. yüzyılın
Bu göç hareketlerinin, âyanlığın geli- sonlarında yerleştikleri belirtilir. Sivas, Şarki Karahisar ve Suşehri
bölgelerinden gelen Ermeniler Bayramlı kasabası (Eskipazar) ci-
şimi ile birlikte Ordu’daki gayrimüslim nü- varındaki bazı köylere, birkaç aileden ibaret ufak topluluklar ha-
linde yerleştikleri zaman buralarda yoğun bir Müslüman nüfus ya-
fus artışına sebep olan gelişmelerden birisi
YENİ TÜRKİYE 60/2014

şamaktaydı. Ermeniler Bayramlı kasabasında çok kalmayarak yeni


olduğu anlaşılmaktadır. Kürtünlü reayasının gelişmekte olan Bucak kasabasına göçtüler. Ayanlık mücadelele-
rinde beylerin ortadan kaldırılması ve merkezi otoritenin yerleş-
ya da Çepnilerin göç etmeleriyle beraber böl- tirilmesi sırasında, birçokları gibi bazı Ermeni ve Rum aileleri de
Osman Paşa’ya yardımda bulunmuşlardı. Osman Paşanın Ermeni
gede yarattıkları kargaşa ve bu kargaşadan ve Rumlar Boztepe eteklerinde yerleşmeleri için verdiği topraklar
faydalanarak bölgedeki nüfuzlarını artırmaya bugünkü Taşbaşı Mahallesinin Rum ve Ermeniler tarafından bir
iskan merkezi haline getirilmesine neden olmuştur. Hikmet Pala,
çalışan yerel ileri gelenleri belgelerden takip Bir Kentin Tarihi Ordu, Ordu 2013, s.167-168.
yoğun olan ticari faaliyetlerinin merkez alın- lim-gayrimüslim unsurların iç içe bulunduğu
dığı anlaşılmaktadır. sosyal ve ekonomik yapıda, birini diğerinden
daha üstün tutan, öncelikli gören yaklaşımla-
Bu konudaki bir örnek Ordu ilinin adı- rın doğru olamayacağı açıktır. Tarihçileri bu
nı ve kentin kuruluşunu ilgisiz bir yere dayan-
şekilde algılamaya iten en önemli sebebin,
dırarak açıklamaya çalışan Fransız bilim ada-
bu ortam içerisinde gayrimüslim unsurların
mı X. De Planhol’dür. Ordu adının Osmanlı
zamanla siyasi, sosyal ve ekonomik tesirlerle
metinlerinde geçmediğini Beauchamps adlı
nüfuslarının ötesinde bir etkiye sahip olma-
batılı bir seyyaha dayanarak ifade etmiştir.
ları şeklinde yaşanan sürecin, geçmişe bakışı
Sahilde yeni yeni gelişmekte olan Ordu’nun
gölgelemesinde aranmalıdır. Kısaca 19. yüzyı-
ise, P. M. Bıjışkyan’ın Karadeniz kıyılarının
lın başlarından devlet yıkılıncaya kadar geçen
tarihi coğrafyasını anlatan eserinde “burası
sürede etkinlikleri artan gayrimüslim nüfu-
(Ordu) meskûn değildir ve ancak bizim zama-
sun bu durumu, eskiye doğru uzanan tarihi
nımızda Trabzonlu Hacı Avedik adlı bir çorba-
bakış ve yorumları da etkilemektedir.
cının himmetiyle her millete ait evler yapıldı”
ifadesine dayanarak, Kudüs’e giderek hacı ol-
muş, ticari faaliyetleri için bir üs haline getir- 2. Nüfus Defterlerine Göre (1834)
miş Trabzonlu müteşebbis bir Ermeni tüccarı Ordu Kazasında Nüfus Yapısı ve
olan Hacı Avedik tarafından kurulduğu ka- Ermeniler
naatine ulaşmaktadır. Ona göre Avedik’in bu
teşebbüsü, en azından iki asırdan beri nüfus Osmanlı Devleti’nde ilk kez II. Mah-
yoğunluğunun büyük olduğu Karadeniz’in mut zamanında, 1830-1831 yıllarında, toprak
güney-doğu sahilleri halkını sahilin daha batı yazımı vesilesi olmadan gerçekleştirilen genel
4 kesimlerindeki, eskiden beri ağaçlı, bataklık nüfus sayımının kayıtları, insan, mekân ve
ve yarı çöl ve ancak yakın zamanlarda iskân zaman unsurlarını birlikte taşıdığı için gerek
edilen kıyı delta ovalarına doğru iten büyük sosyal tarih, gerek demografi ve gerekse kent
toprak kolonizasyonunun ve göç hareketi- tarihi hakkında naklettiği bilgiler itibariyle
nin bir parçasıdır. Bu sebeple muhtelif ırk ve vazgeçilmez birer belge niteliğindedir. Ayrı-
dinlere sahip birçok kişi Hacı Avedik’i takip ca doğum, ölüm, göç gibi nüfus hareketleri
ederek Batıya göç etmişlerdi12. Bu iddialar; ve bunları tetikleyen hastalık, savaş, işsizlik,
Ordu adının daha 1455’e ait bulunan ilk tah- anarşi gibi unsurlarla ilgili verilerin tasnifi açı-
rir defterlerinden beri Osmanlı kaynakların- sından da önemlidir. 1831 yılı nüfus sayımı,
da geçtiğini; yine bulunan vakıf kayıtlarından bir takım eksiklik ve aksaklıklara rağmen,
Bucak iskelesinde cami inşa ve tamiratı ile bu Osmanlı demografisinin araştırılması bakı-
camiye vakfedilen dükkânların kayıtlarının mından da değer taşımaktadır. Nüfusun ni-
olması Hacı Avedik’in dükkânlarından 20-25 telik ve sayısal verilerini günümüze aktaran
yıl öncesine dayanan kentleşmenin ve ticare- defterler özellikle yerel tarih üzerine çalışan
tin en azından Müslümanların da bulunduğu araştırmacılar için önemlidir.
bir sosyal ve ekonomik ortamda başlatıldığını
Nüfus defterleri bölgedeki gayrimüs-
gösteren Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız tara-
limlerle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.
fından çürütülmüştür13.
1043 numaralı nüfus defteri reayanın yazılmış
Ordu şehrinin kuruluşuyla ilgili olarak olduğu defter olup, Karahisar-ı Şarkî’ye bağ-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

ileri sürülen iddiaları ve Ermenilerin şehrin lı Ordu Kasabasındaki Ermenilerin kaydıyla


kuruluşunda Hacı Avedik ile sembolleştir- başlamakta ve Rumlarla devam etmektedir14.
dikleri rolleri; kentleşme ve ticarileşmenin (12) Yediyıldız, Ordu Tarihinden İzler, s.71.
artmaya başladığı, Anadolu nüfusunun sa- (13) Yediyıldız, Ordu Tarihinden İzler, s.72.
(14) Suat Feyyaz Günaydın, 1831 Nüfus Sayımına Göre Ordu Merkez
hillere doğru yöneldiği 19. yüzyılda, Müs- Kazası Nüfusu, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ordu 2011, s.23.
Daha sonra ise merkez dışındaki gayrimüslim falık) 14 kişi. Habsamana, Pazarsuyu, Bo-
erkek nüfus köy esasına göre cizye vergisi laman, Çamaş kazalarında ise hiç Ermeni
oranı (ala, evsat, edna olarak) ile beraber kay- kaydedilmemiş gibi görünmektedir16. Ancak
dedilmiştir. Merkezdeki Ermeni kaydı aynı ekteki tabloda görüleceği üzere buralarda
zamanda cemaatin dini lideri (Keşişi, uzun cizye defterleri üzerinden yaptığımız tespit-
boylu kara sakallı 52 yaşındaki Koyer veledi lerde gayrimüslimler tespit edilmiştir. Ancak
Melkun) ile başlamakta 65 hane boyunca bunların bölgenin özelliği dolayısıyla büyük
düzenli gitmektedir. Merkezin kaydedildiği oranda Rum olduğu tahmin edilmektedir.
son kısımda cizye vergisi merkezli olarak, Ala Dolayısıyla bunların arasında az sayıda Er-
19, Evsat, 95, Edna 20, sagir 81, amelmende meni olabileceği tahmin edilmektedir. Ekteki
5, olmak üzere 65 Hanede toplam 226 kayıt tablolardan görüleceği üzere Rum nüfusta ol-
(erkek nüfus) söz konusudur. (Hane başına duğu gibi, Ermeni nüfus da öncelikle Ordu
6,95 kişi düşmektedir.) Ancak işlem görme- kent merkezi olmak üzere, merkez kaza veya
ye devam etmiş defterin, Ermeni göçlerinin merkeze en yakın kaza ve köylerde toplanmış
yoğunluğunu gösterir biçimde merkezin durumdadır. Buna göre 1831 nüfus sayımına
kaydedildiği son kısmı son derece karışıktır. göre Ordu ve kazalarında 359 hanede toplam
Kaydedilen fert olarak 226’ya kadar gelmiş 1423 erkek (tahmini 2846 kişi) olarak görün-
fakat orada atlayarak 248-260 rakamları ile mekte, hane başına 7,9 kişi düşmektedir.
de kayıtlar düşülmüştür. Bundan sonra köy
Batılıların, Gayrimüslimlerin sahil
köy kaydedilen reayanın köy isminin hemen
kentlerindeki etkinlikleri konusunda verdik-
altına Rumlar için Gümüşhaneli, Ermeniler
leri bilgilerde düştükleri algı yanılmasına bir
için Hemşinli gibi geldikleri yerlerin kayde-
örnek de Tanzimat öncesi Ordu’dan geçen
dildiği ifadeler görülebilmektedir. Ordu kent 5
İngiliz seyyah Hamilton’un Ordu ile ilgi-
merkezi dâhil olmak üzere merkez kaza ve
li izlenim ve bilgilerinde bulunmaktadır. 12
köylerinde 190 hanede 741 Ermeni erkek
Temmuz 1835 Salı günü Ordu’ya gelen Ha-
nüfusu kaydedilmişti15. (Hane başına 7,8
milton, sahil boyunca 12 veya 14 kişilik İş-
kişi gibi tahmini bir rakam düşmektedir ki
kampavye adı verilen hükümete veya ağalara
bu hayli yüksek bir hane ortalamasıdır. Mer-
ait teknelerin kıyıda yattığı bilgisini verdikten
kezden kırsal kesime doğru gidildikçe arttığı sonra antik Cotyora’nın kalıntılarını görmek
anlaşılan bu yüksekliğin de yine göçlere bağlı üzere Ordu’nun birkaç kilometre batısında-
olabileceği düşünülmektedir.) Defterde yal- ki Bozukkale’ye gelmiş, bazalt bir yarımada
nız erkek nüfus kaydedildiği için bu rakam kaya üzerine inşa edilmiş kalenin kalıntılarını
ikiyle çarpıldığı takdirde yaklaşık nüfusu he- görmüştü17. Hamilton’a göre kasabada, 120
saplamak mümkündür. 1834 yılında Ordu Rum ve 100 Ermeni evi vardı. Türkler, başlı-
merkez kazada 1482 Ermeni yaşadığı tahmin ca toprak sahipleri olarak sahil boyunca birçok
edilebilir. yerde olduğu gibi, tepeler üzerinde tek bir ev
Ermeni nüfusunun bulunduğu diğer ya da küçük mezralarda yaşamaktaydılar. Ona
kazalar ise 121 hanede 503 erkek nüfusun göre Türklerin bu davranışları, antik çağdaki
kaydedildiği ve tahmini 1006 Ermeni’nin seleflerine benzemektedir. Hamilton Türkle-
yaşadığı Ulubey, 45 hanede 169 kişinin kay- ri barbar ve kavgacı olarak tanımlamıştı. Ha-
dedildiği ve 338 Ermeni’nin bulunduğu milton’un bu izlenimleri kısmen verileri doğ-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Perşembe’dir. Bu kazalardaki Ermeni yerle- (15) BOA, NFS.d 1043, s.3.


(16) Mustafa Büyük, 1831 Nüfus Sayımına göre Perşembe, Aybastı,
şim ve nüfusu ise ekteki tablolarda gösteril- Bolaman ve Çamaş Kazaları Nüfusu, (Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi) Ordu 2011, s. 50 vd. Bu kazalarda az sayıda Ermeni yaşadığı
miştir. Bu kazaların dışında Ordu’nun diğer tahmin edilmektedir. Ancak bu kayıtlara girecek ölçüde olmadığı
kazalarında ise çok az Ermeni kaydedilmiş, anlaşılmaktadır.
(17) William J. Hamilton, Researches in Asia Minor, Pontus and Armenia,
Ebulhayr’da (Depe) 6 kişi, Aybasdı’da (Sa- London 1842, s.267.
rularken, kısmen de büyük yanlışlara sebep çıkmaktadır. Hamilton’un 120 Rum ve 100
olacak klasik seyyah söyleminden kaynakla- Ermeni hanesini eserinde zikrederken 174
nan yanlışlar içeriyordu. Hamilton, kasabada hane Müslümanı görmemiş olması dikkat
120 Rum ve 100 Ermeni evi olduğunu söy- çekicidir. Bu tarihlerde Ordu’nun, toplam
lerken yukarıda zikrettiğimiz nüfus defter- nüfusu 2100 kişiyi aşan bir iskele kasabası
lerini doğrulayacak bir oran ve sayıdan söz haline dönüştüğünü anlayabiliyoruz.
etmektedir. Ancak kent merkezi olarak yal-
Burada dikkati çeken bir husus da
nızca Bucak nahiyesinin merkezi Bucak’tan
Keçi köyü kaydedilirken asli nüfus ile göçebe
bahsetmekte kasabanın merkezi olarak gay-
nüfusu arasındaki farktır. Köyün 44 hanede
rimüslimlerin yaşadığı Bucak’ı görmektedir.
208 erkek nüfus kaydedilmişken göçebe de-
Türklerin kentteki etkinliklerine dair hiçbir
nilen ve buraya sonradan gelip yerleşen hane
şey yazmaz. Türklerin ise kasabanın dışında
ve kişi sayısının neredeyse 3 kat daha fazla
tepelerde dağınık bir biçimde yaşadıklarına
oluşudur. Buradaki göçebe ifadesi konar-gö-
dikkat çekmekte (ki şimdi Keçiköyü’nü kasa-
çer anlamında olmayıp Tanzimat devrine ait
banın bir parçası ve uzantısı olarak algılama-
bir başka belgede bu kavrama ait bilgi veril-
makta) dolayısıyla Türk nüfusa ait hiçbir veri
miştir. Bu belgede “Ordu sancağını oluşturan
vermemektedir18. Klasik bir seyyah söylemi
kazalardaki Müslim ve gayrimüslim halkın
ile Ordu kasabasını yalnızca Rum ve Erme-
haylicesi göçebe makulesinden olup, bunların
nilerin yaşadığı bir kasaba olarak görmekte/
her birisi hayli sene önce başka sancak ve ka-
görmek istemekte, Türklerin bölgedeki duru-
zalardan çeşitli sebeplerden dolayı buraya göç
munu bölgenin antik nüfusunun barbarlığına
etmişler ve başkalarının mutasarrıf oldukları
ve kavgacılığına benzetmektedir.
arazilerini ziraat ve hırasatle idare etmektedir-
6 Hamilton’un Ordu’ya geldiği yıl Os- ler. Şimdiye kadar birkaç defa yapılan tahrirde
manlı Devleti’nin ilk nüfus sayımı yeni bitmiş- de livaya kayd olunarak eski (yerli) ahali hük-
ti ve bölgedeki Nüfus defterine göre; Kaza-i müne girmişlerdir. Bunlardan bazıları durum-
Ordu Bayramlu şeklinde geçen ve Karahisar-ı larını iyileştirerek tedarik etmiş oldukları arazi
Şarki livasına bağlı Ordu’da nüfus defterle- ve mülklerinin geliriyle geçinir hale gelmişlerdi.
rinde ayrı mahalle kaydedilmemişti. Ordu Ancak hasbelkader hiçbir araziye ve gelir kay-
kent merkezi için iki ayrı yer ismi geçmekte- nağına sahip olmayan, âyân mücadelelerinde
dir. Bunlardan birisi Bucak diğeri ise Karye-i bulunup ihya olan başkalarının arazi ve çift-
Keçi olarak geçen Keçi köyüdür. Bugün her liklerini ekip biçerek geçimini sağlamakta” ol-
ikisi de Ordu kentinin merkez mahalleleri dukları ifadeleri yer almaktadır20. Dolayısıyla
konumundadır. Ancak Keçi köyü “Karye-i Keçi köyünde “göçer” olarak kaydedilmiş
Keçi Tabi Nahiye-i Mezbure ve Nefs-i Kasaba-i olan bu nüfusun başka kaza ve köylerden gel-
Ordu Bayramlu” denilerek hem şehrin mer- dikleri, 1835 yılına gelinceye kadar Ordu ka-
kezi olarak kabul edilmiş hem de şehirdeki sabasının hayli göç aldığı ve bunların da ifa-
Müslüman nüfusun kaydedildiği yer olmuş- delerde görüldüğü üzere “hayli sene önce”,
tur. 17. yüzyıla kadar Müslüman bir köy ola- (18) Doğu Karadeniz’deki sahil kentlerinin oluşumunda ortaya çıkan
parçalı kent yapıları ile ilgili olarak bkz Feridun Emecen, Doğu
rak kayıtlı Bucak ise gayrimüslimlerin kayde- Karadeniz’de İki kıyı Kasabasının Tarihi Bulancak-Piraziz, İstanbul
2005.
dildiği bir alan olarak görünmektedir19. Belki (19) Bu köyde hane hesabıyla 44+128=174 hane söz konusudur. Keçi kö-
çok daha önemli bir işaret de Ordu Bayramlu yünün Müslüman erkeklerinin toplam sayısı ise yerli ve göçebe toplam
YENİ TÜRKİYE 60/2014

olarak 108+329=437 kişidir. Buradan nüfusu ikiyle çarparsak Ordu


kasabasının merkezinin Bucak değil, Keçi kasabasının merkezi olarak kabul edilmiş Keçi köyünde toplam nü-
fusun 874 kişi olduğu tahmin edilebilir. Buna Bucak’taki yönetici ve
köyü olarak kaydedilmiş olmasıdır. Defterde- tek hanelik erkek nüfusu da eklersek 30+5=35 ikiyle çarptığımızda
70 kişiyi de eklersek 944 rakamına ulaşırız. Bu tahmini bir rakamdır.
ki veriler derlendiğinde, 1835 yıllarında Ordu 1835 yılında Ordu Bayramlı kasabasında 944 Müslüman’ın yaşadığı-
kasabasında tahmini olarak 944 Müslüman, nı göstermektedir. BOA, NFS.d. 1041, s.3 vd.
(20) BOA, A.MKT.UM, 468-48, 29 Ramazan 77 Ordu Liva Meclisi
716 Rum ve 440 Ermeni’nin yaşadığı ortaya Mazbatası
“şimdiye kadar birkaç defa yapılan tahrirde rafyada yaşanan ekonomik ve sosyal gelişme-
livaya kayd olundukları” ifadelerinden de en lerde aramak gerekir. Özellikle Karadeniz’in
azından bir nesil önce buraya geldikleri an- uluslararası ticarete açılması gibi gelişmelerin
laşılmaktadır. Kentin bir iskele pazar kasa- hiç kuşkusuz sahillerdeki kentlerin oluşma-
bası haline dönüştüğü belki gayrimüslimler sındaki ve büyümesindeki yeri önemlidir. 19.
kadar olamasa da Müslümanlar için de cazip yüzyılda imparatorluğun büyüyen uluslararası
imkânlar sunduğu, kasabanın çevre köy ve ticaretine hizmet eden liman kentlerinin or-
kazalardan hayli göç aldığı ve bunun birkaç taya çıkması sayesinde kıyı bölgelerinde nü-
nesildir devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca fus yoğunlaşması görüldü. Liman kentleri de-
bu durum, kentin gelişiminde bilerek/bilme- mografik bakımdan, genel nüfustan çok daha
yerek Müslümanları ihmal veya göz ardı eden hızlı bir artış gösterdi. Bu kentlerin çoğu de-
yaklaşımları yalanlamaktadır. rin deniz limanlarıydı ve ardbölgeleriyle ku-
rulmuş ticaret bağları vardı22. Bu gelişmeleri
3. 19. Yüzyılda Nüfus Gelişimini takip eden husus, sahillere doğru olan göçün
Etkileyen Hususlar ve artmasıdır. Ordu’nun 18. yüzyılın sonlarında
Ermeni Nüfusu ardülkesindeki malların ihraç edildiği bir is-
kele olarak başlayan kentleşme süreci, Kara-
19 yüzyılda Ordu’da nüfus yapısına deniz’in uluslararası ticarete açılmasıyla bir-
damgasını vuran temel olayların başında gö- likte gittikçe hızını artırmış, yüzyılın sonuna
çün geldiğini söylemeliyiz. Elbette nüfus ya- doğru ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı,
pısının tarihi süreçteki demografik gelişimini mütevazı ölçekli bölgesel bir merkez haline
göz ardı ediyor değiliz. Ancak asıl yapıyı et- gelmiştir.
kileyen en önemli kavramın ve olayın “göç” 7
olduğunu söylemek yanlış olmasa gerektir. Hiç kuşkusuz Avrupa merkezli eko-
19 yüzyıl boyunca Müslümanların ve gayri- nomik gelişmeler ve Batı ile yapılan ticaret,
müslimlerin sahile ve merkezlere doğru olan başlangıçta halkın bütün kesimlerine eşit
göçü, buradan sahil boyunca batıya doğru şartlar sağlamış olmalıdır. Fakat zamanla, ka-
olan göç, gayrimüslimlerin Müslümanlardan pitülasyonlar, Batılı tüccarların ilişkilerinde
farklı olarak başka devletlere olan göçü, geri gayrimüslimleri tercih etmeleri gibi sebepler
çekilmekte olan Osmanlı topraklarından sahil kentlerinde gayrimüslim nüfusa avantaj
-Kafkas ve Balkanlardan- Ordu kazasına ge- sağladı. Gayrimüslim nüfusun Anadolu’nun
len göç, nihayetinde gayrimüslimlerin hemen iç kısımlarından sahillere doğru olan hare-
tamamen kazadan göçü. 18. yüzyıldan başla- ketleri, 19. yüzyılda hızlanmıştı. Sahil kent-
yıp 20. yüzyıla kadar devam eden tüm bu göç lerinin hızlı nüfus artışıyla beraber Trabzon,
hareketleri Ordu kazasındaki nüfus gelişimi- Giresun gibi liman kentlerine göç ederek ge-
ni doğrudan şekillendirmiştir. len Rumlar, bu kentlerde serbest girişime ve
Ordu kazasında gayrimüslim nüfusun dış ticarete dayanan çok hızlı bir gelişme gös-
önce sayı, sonra oran olarak artmaya başla- terdiler. Ermeni, Rum göçmen ve tüccarların
ması 19. yüzyılın başlarına kadar gitmekte- hızlı bir şekilde Müslümanların yerini alması,
dir. Dolayısıyla gayrimüslim nüfusun artışı ile köy ve kasabaların etnik bileşimini değiştirdi.
kentleşmenin birbiriyle yakından ilgili olduğu Bu, önceden belirlenmiş bir kolonileşme pla-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

görülmektedir. Ordu’nun, bugünkü yerinde nının gerçekleştirilmesinden çok, ekonomik


1780-1790’larda kurulmuş olduğu, 1834’ler- fırsatların değerlendirildiği bir süreçti23.
de şehrin oldukça gelişmiş olduğu belirtili- (21) Yediyıldız, Ordu Kazası Sosyal Tarihi, s.55.
yor21. Sahillerdeki kentleşmenin başlamasının (22) Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu 1700-1922, İstanbul
2000, s.176.
sebebini ilk planda çok daha geniş bir coğ- (23) Karpat, Osmanlı Nüfusu, s.87.
Tanzimat’ın getirmiş olduğu yönetim rimüslim halkının nasıl tepkiler verdiğidir.
reformu taşrada uygulamaya konulduğunda Tüm kaza ahalisinin Müslümanlar, Rumlar,
birçok problemler çıkmış ve sosyal tepkilere Ermenilerin hep birden söz birliği etmişçesi-
neden olmuştu. İdari teşkilatta yapılan ısla- ne beraber veya tek cemaat olarak merkeze
hat, valilerin nüfuz ve yetkilerinin azaltılma- yazdıkları şikayetnameler, mahzarlar dikkati
sı şeklinde ortaya çıkmış, bunun taşradaki çekmektedir. Ordu kazasında Ermeniler de
uygulama biçimlerinden birisi müşiriyyet ve patrikleri aracılığı ile Babıali’ye ulaşarak me-
sancakların yeni taksimata tabi tutulması ve ramlarını dile getirmeye çalışmışlar ve kaza
buralardaki mali sistemin merkezileştirilme- merkezinin tekrar Ordu’ya taşınması için uğ-
si olmuştu. Angaryanın ve iltizam sisteminin raşmışlardı. Tanzimat’ın getirdikleri ilerideki
kaldırılması, yerine yeni sistem ikame ede- yıllarda Müslüman ve gayrimüslim ayırımını
memekten doğan mali kargaşalar ve bu kar- belki daha da keskinleştirmiş olabilir ancak
gaşaya doğan tepkiler, Tanzimat’ın taşradaki bu dönemde tüm kaza halkının ortak çıkarla-
görünümlerinden birisidir24. rı üzerinden aynı gerekçelerle itiraz etmeleri
ve beraber hareket etmeleri dikkati çeken bir
“Tanzimat’ın taşrada yarattığı bu kargaşa
olgudur.25
ortamından faydalanmak isteyenler, bunu en-
gellemeye çalışanlar, suistimallere maruz kalan Tanzimat uygulamalarının kazadaki
Müslüman ve gayrimüslimler, bundan doğan göçler üzerindeki etkisi ayrıca araştırılması
şikayetler, sancak, kaza ve nahiye sınırların- gereken bir konudur. Ancak bu dönemde bir
da meydana gelen değişmeler”, 1850’li yılla- taraftan Ordu’ya, (sahile) doğru bir göç söz
rın Ordu Kazası için de yapılabilecek temel konusu iken diğer taraftan da kazadan batıya
değerlendirmeleri arasındadır. Bu dönem doğru bir göç hareketi izlenmektedir. Örne-
8 belgeleri genelde, vergi yolsuzlukları, bu yol- ğin Ordu sancağında gayrimüslimlerden bir
suzluklarda dönemin yönetici ve ayanlarının takım kimseler aşar memurlarından gördük-
rolleri, (ki genelde nahiye bazında her iki sı- leri bazı muamelelerden dolayı göçecekleri
fatı da kendilerinde bütünleştiriyorlardı), hal- uyarısında bulunmuşlardı. Belgede istekleri
kın vergi ve vergi toplama şekli konusundaki yerine getirilmezse “göç edecekleri” ifadele-
sıkıntı ve şikayetleri, hatta buna bağlı olarak ri dikkati çekmektedir. Buradan en azından
yaşanan göçler veya göç tehditleri, kaza ve bölgede “göçün” isteklerin yerine getirilmesi
nahiye bazında merkez ve sınır düzenleme- için mağdurlar tarafından yetkililere karşı bir
leri Ordu Kazası ve ilgisi dolayısıyla Giresun sosyal tehdit olarak kullanıldığı anlaşılmakta-
kazası için geçerli olan bir manzaradır. dır. Durum araştırılınca gerçekte, bunun kaza
Tanzimat devrinde yaşanan idari ya- (24) Halil, İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler”, Tan-
zimat’tan Cumhuriyete Ansiklopedisi, C.VI, İstanbul 1986, s.1536-
pılanma yalnızca eyaletler düzeyinde değil, 1544.
aynı zamanda eyaletlerin içinde de cereyan (25) BOA, MVL, 570/61, 7.L.1274; İ.MVL.400/17407, 28,Receb,
1274 tarihli Daha ziyade müderris, tüccar ve hanedan mensub-
etmişti. Bu yeniden yapılanmalar sırasında ları mühürlü 165 imzalı mahzar; BOA, İ.MV, 573/82, 17.S.1274.
Belge, “Trabzon eyaletine bağlı Ordu sancağındaki kazaların ule-
bir kazaya bağlı diğer kaza ve nahiyelerde oy- ma (alimler) ve süleha (Salihler) ve huteba (hatipler) ve secdehan
namalar yapılabildiği gibi uzun dönemler bo- ve muhtarlar ve tüccarlar ve esnaf ve bütün Müslim ve Gayrimüs-
lim kullarının gönderdiği samimi mahzarıdır” diyerek başlıyor…
yunca merkezlik yapmış kentlerin bu statüsü Gerçekten de imza ve mühürlere bakıldığında dönemin sosyal
ve siyasi hiyerarşisini takip eder bir biçimde önce Ordu haneda-
de değiştirilebilmişti. Tanzimat döneminde nından ayanlar, müftü, nüfus nazırı, bürokraside görevli katipler
gibi merkez bürokrasisinin imzaları görülmekte. Arkasından kaza
bir ara Ordu kazasının kaymakamlık merke-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

müdürleri (yalnız Aybasdı, Bolaman, Çamaş, Fermude, Ulubey,


zinin Giresun’a taşınması ve bunun sonucun- Ebulhayr, Perşembe, Pazarsuyu kazasının imza yerleri açılmış fa-
kat mühürleri yoktur) bulunmakta arkasından da bunların yöne-
da ortaya çıkan problemler de bu konuya ait timinde bulunan azalar, imamlar, muhtarlar, Ermeni ve Rum Ko-
cabaşlar (muhtarlar), müderrisler, ulema, hatibler, vücuhun (ileri
bir örnektir. Belki burada konuyla ilgili olan gelenlerin) ve sonunda da halktan bazı kişilerin (ki bunların da
husus bunun gibi Tanzimat düzenlemeleri yine ileri gelenler olduğu anlaşılmakta), yer almakta. 424 imzanın
sekseninin gayrimüslimlere ait olması da bir başka dikkati çeken
ve merkeziyetçilik arayışlarına kazanın gay- husustur.
ve nahiyelerin sınırlarının ve bağlı oldukları ve batıya doğru olan nüfus hareketliliğinden
kaza merkezinin değiştirilmesinden doğan kaynaklanmaktadır. Bu süre içinde kaza ge-
bir memnuniyetsizlik olduğu anlaşılmıştı26. nelindeki nüfusun ise % 78’ini Müslümanlar,
% 13’ünü Ortodokslar, yaklaşık % 8’ini de
Ordu Kazası’ndaki nüfus ve bileşen-
Ermeniler teşkil edecektir.
lerine göre artış eğilimleri ise bir karşılaştır-
ma yapılabilmesi için salnameler, 1882-1893 Nüfus dağılımı içinde en dikkati çe-
Sayımı ve 1914’te biten nüfus sayımlarından ken hususun özellikle Ermeni nüfusu olmak
hareketle değerlendirilmiştir. Ordu Kaza’sın- üzere gayrimüslimlerin Ordu kaza merkezi
da 1869 salnamesine göre 68298 (erkek nü- ve köylerinde toplanmış olmasıdır. (1869’da
fusun ikiye çarpılmasıyla elde edilmiştir) kişi %50,3’ü merkez kazada iken, 1904 yılında
vardı. Bunun 53.478’i Müslüman nüfustu. bu oran %53,7 olmuştur.) Gayrimüslimle-
Müslüman nüfus 1869’dan 1914’e kadar rin ilerleyen yıllarda (1869-1904) tüm kaza
geçen 45 yıllık sürede % 107 oranında bü- içinde merkez kaza ve köylerinde, merkez
yüyerek 111.421 kişiye yükselmişti. Anadolu kaza içinde de köylerden ziyade Ordu şehir
ve vilayet ortalamalarının üzerindeki nüfus merkezinde toplanma eğiliminin arttığı gö-
artışının sebebinin göçler olduğu anlaşıl- rülmektedir. Bu eğilim sonucunda küçük de
maktadır. Ordu Kazasındaki Rum Nüfus ise, olsa Ermeniler lehine Rum nüfus aleyhine
1869’da yarısına yakını (%49), merkez ka- olarak bir değişme görülmektedir. 1869’da
zada olmak üzere toplam 9.398 kişidir. Yine merkez kaza ve köylerinde Rum ve Ermeni
1869’dan 1914’e kadar geçen 45 yılda Orto- oran % 20,1 ve 10 iken 1904 yılında %18,2 ve
doks nüfus % 100 oranında artmış ve 18.505 %14,4 şeklinde Ermeniler lehine bir değişme
olmuştu. 1869 tarihinde kazada Rum nüfu-
gözlemlenmektedir. Ordu merkez kazasında 9
sun oranı %13,7 iken, 1904 yılında %11,9’a
ise 1869’dan 1904’e kadar geçen 35 yılda
düşmüş, 1914 yılında ise biraz yükselerek %
Müslüman nüfus % 74,8, Rum nüfus % 63,
13 olmuştur.
Ermeni nüfus ise % 116 artmıştı.
Genel olarak Trabzon vilayetindeki
Kentleşmeyle beraber oluşan esnaf
nüfus istatistiklerinin daha düzenli bir şekil-
ve tüccar sınıfının sahillere doğru olan yeni
de tutulduğu bilinmektedir. Keza Ermenilere
göçleri özendirdiği açıktır. Liman kentleri,
ait kayıt ve istatistikler de çok iyi ve düzenli
kentleşmenin en yoğun olduğu, göçlerin baş-
tutulmuştu. 1869’dan 1918’e kadar düzen-
ladığı, bittiği, fikirlerin ve karşı fikir ve tepki-
li bir ivmeyle (bazen de hızla) bozulmakta
lerin yükseldiği yerler olacaktır. Gayrimüslim
olan Osmanlı-Ermeni ilişkilerine rağmen,
nüfusun kent veya kent civarında bulunuşu,
Osmanlı istatistiklerinde Trabzon’daki Er-
onların ekonomik, kültürel, sosyal olarak
meni nüfusunda devamlı ve düzenli bir artış
gözlenmektedir27. Vilayet genelindeki Erme- milliyetçi, ayrılıkçı fikirlerden etkilenmesi ve
ni nüfusu düzenli ve 1870’den 1914’e kadar bununla ilgili teşkilatlanmaların içinde hatta
geçen 44 yıllık sürede 32.798’den 68.269’a genelde başında yer almalarına sebep olmuş-
yükselerek, iki katından fazla (% 108 ora- tur. En azından bu tür örgütlenmelerin şehirli
nında) arttığı görülmektedir. Ordu kazasında gayrimüslim aydınlar arasında daha yoğun ol-
da en hızlı artış oranı Ermeni nüfusa aittir. duğu söylenebilir28.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(1869’dan 1914’ kadar geçen 45 yılda Erme- (26) BOA, A.MKT.MVL, 133/13, 03.10.1861.
(27) McCarthy, Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık
ni nüfusu 5.422’den 12.349’a iki katından Nüfus, s.56.
(28) 1888 yılında Ordu, Ünye ve Terme’de çeşitli dillere vâkıf Kirkor
fazla (% 227,7 oranında) artacaktır. Ermeni adlı bir Ermeni rahibin halkla görüşerek müfsid fikirler aşıladığı,
nüfus artışındaki asıl sebep yine göçlerden, rahibin dolaşmasına engel olunması için gerekli tedbirlerin alınma-
sı istendiğini görüyoruz. BOA, DH. MKT, 1515/58, 25.06.1888,
özellikle Anadolu’nun iç kesimlerinden sahile Trabzon Vilayetinden Adliye ve Mezahib Nezaretine.
4. Bir Nüfus Dinamiği Olarak Ordu reketi 19. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle
Yöresinde Ermeni Göçleri siyasi merkezli olmak üzere sosyal ve ekono-
mik sebeplerle Anadolu dışına da yönelmişti.
Bölgenin nüfusu ve sosyal yapısı üze- Rusya’nın Kafkas politikası sebebiyle bölge-
rinde etkili olmuş göç hareketleri yalnızca deki Müslümanları Osmanlı ülkelerine doğru
Müslümanları değil gayrimüslimleri de içer- gitmeye zorlarken, Karadeniz’deki gayrimüs-
mektedir. Hatta nüfusa oranı ve yoğunluğu lim unsurları kendi topraklarına olan göçleri-
düşünülürse gayrimüslimler için daha geniş ni teşvik etmesi, bölgeden gayrimüslim grup-
ve kapsamlı olduğu söylenebilir. Ordu ve ların Rusya’ya doğru göçünü hazırlamıştır.
çevresindeki gayrimüslim nüfus, takip edile- Anadolu’dan pek çok Ermeni ve Rum Hıris-
bildiği 1613 yılına kadar % 3’ün altındayken, tiyan ailesi yerleşme niyetiyle Kırım’a gitmişti
19. yüzyılın ikinci yarısında %18-21’ler sevi-
yesine gelmesi, bu konuda tabii olmayan bir “Ermenilerin Ordu’ya 18. yüzyılın son-
nüfus artışına işaret etmektedir. 19. yüzyılda larında, Sivas, Karahisar ve Suşehri bölgelerin-
sağlık, güvenlik ve ekonomik şartların iyileşip den geldikleri, ilkönce Bayramlı ve çevresine
doğum oranlarının yükselip, ortalama yaşam birkaç aileden ibaret ufak topluluklar halinde,
süresinin arttığı, yani tabii nüfus artışının ha- büyük toprak sahiplerinin yanında yerleşmeye
ricinde bölgedeki nüfus artışının temel sebe- başladıkları ifade edilmektedir. Buradan geliş-
binin göçler olduğu ifade edilmişti. mekte olan Ordu Bucak kasabasına yerleşmeye
başlamışlardı”30. Ermeni kayıtlarında Ordu
Bir sahil kasabası olarak Ordu’ya yapı-
Kazası’nda yaşayan özellikle (güğüm, ibrik,
lan göç ve yerleşmeyle ilgili olarak anlatılmak-
bakraç) zanaatıyla uğraşan Ermenilerin 18.
ta olan yerel hikâyeler de yine 19. yüzyılın ilk
yüzyılda kasabaya gelen Hemşinli ve Karade-
10 yarısındaki Osmanlı’nın genel görünümüne
reliler olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca Boz-
uygundur. Yani ıslahatlarla merkezi otorite-
tepe mahallesine yerleşmiş olan Ermeniler
yi güçlendirmeye çalışan devletin, ayanlarla;
19. yüzyılın ortalarına kadar pek varlık gös-
ayanların birbirleriyle veya devletle yaptıkları
teremezken, Tamzara ve Giresun’dan gelen
mücadelelerde ortaya çıkan güvenlik, güç ve
Ermenilerle birlikte Zeytun ve Saray mahal-
hâkimiyet sağlama amacına yönelik çabalar
lelerine yerleştikleri ve liman ticaretinde söz
arasında Ermeniler şimdiki Ordu merkeze
sahibi oldukları belirtilmiştir31. Ermenilerin
yerleşmiş veya yerleştirilmişlerdi. 19. yüzyıla
bir kısmının Hemşin’den göç ettiklerine dair
kadar, batıya ve sahillere doğru olan gayri-
bilgiyi Nüfus defterleri de doğrulamaktadır.
müslim göç hareketinin genel sebepleri ola-
rak; “gelişmiş fırsatlara ve daha güvenli olan Ordu kaza merkezindeki Ermenilerin tama-
bölgelere gidiş”, “17. yüzyıl sonrası Osmanlı- mının kökenlerine dair bilgi bulmak müm-
İran ticaretinde daha etkili olmaya başlayan Er- kün görünmemekte fakat en azından Çavuş-
menilerin ticaret yolları boyunca yayılışı”, “iç lar, Emekse Burtan köyündeki Ermenilerin
kısımlardaki madenlerin kapanmasıyla birlikte (29) Bölgede sözlü kültürden gelen rivayetler bölgenin maden kay-
naklarının yoğun bir şekilde işletilmeye başlanmasında gayri-
gayrimüslimlerin sahillere doğru yönelişi29”, müslimlerin etkili olduğu şeklindedir. Yani kazadaki madencilik
faaliyetlerinin gayrimüslimlerin elinde olduğu veya çıkarılması ve
“kaynağını da en azından iki asırdan beri nü- işletilmesinde gayrimüslimlerin etkili olduğuna dair sözlü rivayet
fus yoğunluğunun büyük olduğu Karadeniz’in ve söylemlerin tarihi belgelerde ifade edilen gelişmelerle tutarlı
olduğu anlaşılmaktadır. Madenlerin kapanmaya başlaması sonrası
güney-doğu sahilleri halkını sahilin daha batı bölgeden göç edenler ve bölgenin potansiyel maden kaynaklarının
kullanılmasına dair bu göçlerin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Ayrı-
kesimlerindeki, eskiden beri ağaçlı, bataklık ve
YENİ TÜRKİYE 60/2014

ca Madenler ve gayrimüslim nüfusun ilişkisini nüfus defterlerinde


yarı çöl ve ancak yakın zamanlarda iskân edi- de görmek mümkündür. BOA, NFS.d 1043, s.68 vd.
(30) Ordu ve çevresindeki etkin ailelerden Şeyhoğulları ile Kadıoğul-
len kıyı delta ovalarına doğru iten büyük toprak ları arasındaki olayları bastıran Trabzon valisi Osman Paşa’nın,
mücadelelerin içinde kalan Ermenileri güvenlik gerekçesiyle Ordu
kolonizasyonu ve göç hareketinin bir parçası” Boztepe eteklerine yerleşmelerine müsaade edilmişti. Sıtkı Çebi,
şeklinde değerlendirmek mümkündür. Ana- Ordu Şehri Hakkında Derlemeler ve Hatıralar, İstanbul 2000, s.80.
(31) Kemal Saylan, 1868-1914 Döneminde Ordu Kazası, Basılmamış
dolu’nun iç kesimlerinden gelen bu göç ha- Yüksek Lisans Tezi. Trabzon, s.54.
kaydın başındaki Hemşin ifadesinden bura- “evsat” olarak nitelendirilmesi ve hiç “ala”
dan geldikleri anlaşılmaktadır. olmaması bunların mensup oldukları sosyal
ve ekonomik çevreye ve göçlerin ekonomik
Kazadaki gayrimüslimlerle ilgili olarak boyutuna dair bir ipucu olarak kabul edilebi-
1837 tarihli “Nefs-i Ordu ve Bayramlu kazası lir. Defterde, aileleriyle beraber erkek çocuk,
nahiyelerinin köylerinin muhtar ve reayalarının
kardeş, yeğen, torun ilişkisi içerisinde 147
kocabaşları ve kâhyalarının” kaydedildiği def-
kişinin kaydı vardır. Defter dar bir alana ve
ter, yöredeki gayrimüslim varlığı hakkında bir
üç yıllık kısa bir periyoda ait bilgiler verse de,
fikir vermektedir. Tanzimat döneminin mer-
göç hareketinin yönü ve yoğunluğu hakkında
keziyetçi yapı oluşturma çabalarının bir gös-
bize bazı fikirler vermektedir. Bu 147 kişiden
tergesi olan defterde, gruplar halinde yazılan
56’sı Çarşamba’ya, 32’si Ünye’ye göç etmişti
köylerde, Müslümanların muhtar-ı evveli,
ki batıya ve sahile, tarım ve ticaret merkez-
muhtar-ı sanisi ve imamları, gayrimüslimlerin
lerine doğru yoğun bir göç olduğu görül-
ise kocabaş ve kâhyaları kaydedilmişti. Er-
mektedir. Yine önemli bir kısmı (24’ü) kaza
menilerden, Bucak, İhtiyar, Şayib ve Uskara
merkezi olan Ordu’ya, göç edecektir ki bu da
nahiyelerinde toplam 11 yerleşim yerinde 2
ticari fırsatlar sunan kent merkezine doğru
kocabaş ve 4 kâhya, Rumlardan ise; Merkez,
gidişi göstermektedir. Yalnız 23’ü Gölköy’e
Bucak, Uskara ve Fermude nahiyelerinde 20
(yatay olarak bir başka kazaya), 10’u Mesu-
yerleşim yerinde 5 kocabaş ve 7 kâhya kayde-
diye ve Niksar’a, iki kişi de kaza içinde baş-
dilmişlerdi32. Rumların Ermenilere göre daha
ka bir köye göçmüşlerdi. Dolayısıyla göçlerin
merkeze yakın ve merkezde yerleştikleri an-
%23’ü yatay veya iç kısımlara doğru yapılır-
laşılmaktadır.
ken %77’si sahile ve batıya doğru yapılmıştı.
Nüfus sayımından sonra alınan kararla
11
tüm nüfus eğilimleri takip edilmeye çalışıl-
mıştı. Bunun için belirli periyotlarda imam
ve muhtarlar tarafından gönderilen bilgiler
mahalli nüfus idareleri tarafından merkeze
bildirilmiş ve bu bilgiler merkezdeki defterle-
re işlenerek güncellenmeye devam edilmişti.
Bunun yanında daha köklü nüfus değişimleri
için de ayrı defterler tanzim edildiği anlaşıl- Ermeni kayıtlarında 1850 yıllarında
maktadır. Çünkü Tanzimat döneminde, Er-
Ordu şehrindeki Ermenilerin 100-120 hane
menilerin (gayrimüslimlerin) kaza içine ve
kadar oldukları belirtilmektedir. Ordu Kasa-
dışına doğru olan göç hareketlerinin takip
basında ilk kiliselerini 1856 yılında, okulları-
edildiğini ve bunun için defter tutulduğu-
nı da 1860 yılında yaptırmışlardı34. Bu bilgiler
nu görüyoruz. Fakat bu takibatın siyasi bir
nüfus defterleri ve Hamilton’un izlenimleri
mahiyetten ziyade, göçler dolayısıyla tahsili
ile büyük oranda uyum göstermektedir35.
güçleşmekte olan cizye vergisinin toplanma-
(32) BOA, ML. CRD, Defter no 17, 07.08.1837.
sıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir (33) BOA, ML. CRD, Defter no 232.
defterde 9 Mayıs 1835’den 6. Ağustos 1838 (34) Çebi, Ordu Şehri Hakkında Derlemeler ve Hatıralar, s. 59, 79.
(35) Onnik Efendiye göre; 1875 tarihinde 350 evlik küçük bir kasa-
tarihine kadar geçen üç yıllık süre zarfında ba halini alan Ordu’daki evlerin 120’si Ermenilere aitti. Bucak
kasabasının süratle yayılıp gelişmesi asıl 1875’ten sonra başlar.
Ordu’nun Ulubey nahiyesinden göç etmiş
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Bu gelişmeyi dışarıdan gelen göçmenler sağlıyor. Kasabanın yeni


olan Ermenilerin; ayrıldığı köy, gittiği yer, konukları Perşembe’den (Efirli bölgesi) Tamzara, Şebinkarahisar,
Hemşin, Tokat’tan ve 1877’de Batum’dan gelen göçmenlerdir.
bulunduğu cizye sınıfı, ailedeki büyük küçük 1912 yılında Ordu kasabasında 500 Türk, 500 Ermeni ve 1500
Rum evi olduğu, şehrin 15000 nüfusu bulunduğu, şehirde 17 ça-
tüm erkek çocukların adları, yaşları ve görü- pulacı, 11 kunduracı,14 mobilyacı, 22 demirci, 16 bakırcı, 17 terzi,
nüşleri kaydedilmişti33. Göç edenlerin büyük 40 manifaturacı, 50 manav, 35 kahve, 10 meyhane, 71 bakkal bu-
lunduğunu işleri yönetenlerin çoğunun Rum ve Ermeni olduğunu
kısmının cizye oranının “edna” pek azının yazar. Pala, Bir Kentin Tarihi Ordu, s.168-169.
Raymond H. Kvorkian ve Paul B. Paboudjian ve bunların göç edeceklerine dair herhangi
tarafından yazılan “Les Armeniens Dans L’em- bir ipucu vermemişlerse de kendilerinden
pire Ottoman A La Veille du Genocide” başlıklı talep olunan kira bedellerinin yüksekliği, ara-
eserde Ordu kazası genelinde 13.565 Erme- zi sahipleri tarafından çıkarılan zorluklar ve
ni nüfus olduğu, Bu nüfusun 3002 kişisinin istenilen yüksek bedeller sebebiyle huzursuz
Ordu merkez kazasında bulunduğu belirtil- oldukları gibi ayrıca aşar memurlarının elle-
mişti. Ordu’da Ermenilerin 80 köyü (Doğ- rinde bulunan ölçeklerin nisabından fazla
rusu yerleşim yeri olmalıdır. Çünkü mahalle olduğundan dert yanarak düzeltilmesini iste-
olarak geçen her birimi müstakil köy olarak mişlerdi. Bunun üzerine ellerindeki araziler
gördüğü anlaşılmaktadır), 25 kilise, 28 okul- için mutedil kira bedelleri ve nizami ölçülerle
ları bulunmaktaydı. Ordu kazasında bulunan ayarlanacak ölçülerle alınacak vergilerin alın-
Ermeni yerleşimcilerin çoğunun 18. yüzyılın ması için Ordu Kaymakamı Ali Paşa’ya yazı
başlarında Hemşin ve Sev-ked (Araklı ilçesi gönderilmişti.38
Karadere Havzası)’ından göç ederek gelen
Gayrimüslimlerin sahillere doğru olan
Ermenileri olduğu belirtilmiştir36.
göçlerinin memnuniyetsizliklere rağmen de-
Anadolu’nun iç kesimlerinden gelen vam ettiği anlaşılmaktadır39. 1887 yılında
bu göç hareketi 19. yüzyılın ikinci yarısın- Ordu kazasından 120’den fazla gayrimüslim
da, özellikle sosyal ve ekonomik sebeplerle (44 hane) Rusya’ya göç etmişti. Gidenlerin
Anadolu dışına yönelmişti. Rusya’nın Kaf- ekserisi Rusya’da yerleştikleri için bunların
kas politikası bölgedeki Müslümanları Os- bedelat-ı askeriyeleri kefillerinden talep edil-
manlı ülkelerine doğru gitmeye zorlarken, miş, kefilleri de, bu şekliyle kefil olmadıkla-
Karadeniz’deki gayrimüslim unsurları kendi rını söyleyerek, reddetmişlerdi. Yetkililer bir
12 topraklarına olan göçlerini teşvik etmesi, böl- taraftan verginin takibi ve kaybı önlemeye yö-
geden gayrimüslim grupların Rusya’ya doğru nelik bazı tedbirler alırlarken, diğer taraftan
göçünü hazırlamıştır. Anadolu’dan pek çok bir kaza veya köy halkından toplu göç izinleri
Ermeni ve Rum Hıristiyan ailesi yerleşme ni- için Babıâli’nin bilgi ve müsaadesi olmadan
yetiyle Kırım’a gitmişti. Seyahatleri sırasında pasaport verilmemesi de kararlaştırılmıştı40.
yerel din adamları tarafından basılan ve Rus
Ordu yöresinden Rusya’ya yapılan Er-
konsolosu tarafından seyahat evrakı olarak meni göçlerini adeta özetleyen, Ermeni ka-
yasallaştırılan belgelerden yararlanıyorlardı. dınların gözünden Rusya’ya göç etmiş olan
Bununla birlikte birçok göçmen Rum aile- kocalarının dönmelerine ya da kendilerinin
si fikir değiştirip Türkiye’ye geri dönmeye de gitmesine izin verilmesi için Sadarete yaz-
karar vermişti. 1869 yılında Rumlar Sultana
(36) Pala, Bir Kentin Tarihi Ordu, s.168-169.
hitaben Türkiye’ye geri dönmek konusunda (37) Karpat, Osmanlı Nüfusu, s.111.
izin ve yardım isteklerini belirten bir mektup (38) BOA, A.MKT.UM, 473/18, 21.05.1861.
(39) Örneğin 1890 yılında, Gümüşhane’de maden işletmesinde iş bu-
göndermişlerdi37. lamamaları ve geçimlerini temin edecek araziye sahip olamamala-
rından dolayı 2000 Rum reaya hanesinin Rusya’ya hicret ettiği ve
pek çoklarının da göç etmek arzusunda bulunduklarına dair bkz.
Ordu sancağı kazalarında İslam ve Hı- Nedim İpek, “Kafkaslar’dan Anadolu’ya göçler (1877-1900)”,
ristiyanlardan gayri meskûn birçok aile olup OMÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, S.6, Samsun 1991, s.131.
(40) Gelir kaybı üzerine hazine, yabancı ülkelere, ticaret veya ziyaret
bunların başkalarının sahip oldukları arazi- için gideceklere kuralına uygun olması koşuluyla izin verilmesini,
fakat bir kazadan bu kadar hane halkının gitmesinin bunların bir
de çalıştıkları, durumu iyileşenlerin emlak daha dönmeyeceklerine işaret ettiğini, bundan sonra gideceklere
vergi borcu olmadığına dair vergi dairelerinden tasdik ettirdikten
ve arazi tedarik ederek ziraatla uğraştıkları
YENİ TÜRKİYE 60/2014

sonra izin verilmesi ve kefillerinden gidenlerin olmadıkları süre


belirtilmektedir. Bunların Akköy kazasında zarfındaki vergilerinin ödeneceğine dair garanti alınmasını öner-
mişti. Fakat bunun hukuki ve diğer birçok problemlere sebep
bulunanlardan bazılarının yabancı ülkelere olacağı için onun yerine Osmanlı Devleti’nden kesin bir şekilde
ayrılan, hicret edecekler için vergileri dolayısıyla ilişkileri olduk-
veya diğer yerlere gitme düşüncesinde olduk- ları hususlar için vekil vasıtasıyla idare olunacak emlaki olduğu
ları haberi alınmıştı. Bunun üzerine bölgeye halde vekili işleyecek ve vergilerini ödeyeceğine dair taahhüt et-
medikçe pasaport verilmemesi kararlaştırılmıştı. BOA, DH. MKT,
bir memur tayin edilerek durum araştırılmış 1391/26, 10.01.1887.
mış oldukları mektup, bu göç hareketlerini, ve bir takım masum çocuklarının fevt-i
maruz kalanlar açısından anlamak adına bize yevmiyelerine mahsus kazandıkları pa-
yardımcı olmaktadır. Ordu merkez ve köyle- raları turuk-ı gayri layikada sarf ederek
rinde yaşayan; babaları, eşleri veya çocukları günden güne cariyelerini unudub değil
Rusya’ya gitmiş olan 38 Ermeni kadının im- para hatta mektub bile göndermeyerek
zaladığı bu mektuptan; satır aralarında işaret kat’-ı alaka eylediler. Şu halde tohumsuz
ettiği sosyal problemleri, sıkıntılarının dile kalarak ziraatden mahrumiyetle kap ve
getirilişi açısından adeta bugünkü problemle- kazana varınca satub, yedik, içdik. Fakat
re olan benzerlikleri sebebiyle sadeleştirerek bundan böyle satılacak daha bir nesne-
bazı alıntılar yaptık41; miz kalmadığından suzişli ağlayışlarını
kesmek içün çocuklarımızın ellerine ve-
“…aşağıda imzaları olan cariyeleri recek bir dilim nan-ı aziz bulamıyoruz.
Trabzon vilayetine bağlı Ordu kasabası Diğer taraftan bedelat-ı askeriye ve sair
ve civarında muhtelif köylerde meskûn divan-ı miriyemiz tediyesinden tabii aciz
gürûh-ı ziraatdeniz. Babalarımız bira- kalarak seneden seneye müterekkimen
derlerimiz zevclerimiz memleketimizde bakayada kalıyor... ser-be-zemin tekrar
emr-i idare ve maişetçe gördükleri ıztı- tekrar hakpay-i sami-i cenab-ı devletle-
rab ve müşkülat üzerine on beş seneden rine kapanarak maruz-ı ahval pürmelal-
beridir Rusya’ya gidip orada tütün vesair i umumiyemizden irade-i azade ile ihya
ziraat yahud birer tarik-i ticaret ile çalı- ve çerağ buyurulmak üzere Rusya’da
şarak bir iki sene zarfında kazandıkları kalmış babalarımız biraderlerimiz zevc-
birer mikdar mebaliğ ile yine hanelerine lerimizi alıp birlikte yine karyelerimizde
dönerek evvela birikmiş olan vergi borç- ubudiyet etmek içün cariyelerine Rus-
larımızı kapatmak ikinci olarak cariyele- ya’ya güdüp gelmek yahud Rusya’da mu- 13
rince zaruri ihtiyaçlarını görüb gözetmek kim Devlet-i Aliyye şehbenderhaneleri
ile saye-i…padişahîde herkes halimizce vasıtasıyla bunların bu tarafa sevk etmek
hamd olsun yaşayub gece ve gündüz du- cihetlerden birisine müsaade ve irade
adan gerüye durmuyorduk. İşte maruz-ı buyurulmasını veliyyülnimet bî-minnet
vechle dört beş sene önce yine Rusya’ya padişah fukara ve tebeaperver efendimiz
gitmiş babalarımız, biraderlerimiz ve hazretlerinin başı içün olsun ağlayarak
zevclerimizin dönüşleri hikmet-i hükü- arz ve istirhamına cesaret olunur...”
met üzere taht-ı memnuiyyete alındıktan
sonra orada kaldılar ki, bu müddet zar- Elbetteki mektubu yazanlar açısından
fında bunlar seneden seneye çoluk ço- bu isteklerin dile getirilişi sosyal, ekonomik
cuklarını unudub para göndermiyorlar. problemleriyle, çektikleri sıkıntılarla adeta
Malum buyurulacağı vech üzere Ordu günümüz Karadeniz hanımlarının dertlerine
kazamız ahalisi ötedenberü kendü ab ü ait bir fotoğraf çekiyor. Fakat göç edenler,
‘âlem ve daire-i namus ve iffetde yaşadı- örgütlenmeler, taşıdıkları fikirler sebebiyle,
ğı gibi mügayir-i rıza-yı cenab-ı padişahî devletin durduğu yer ve yaratacağı sonuçları
olarak hiçbir suretle lekelenmemiştir ki açısından bu hareketin ve isteklerin o kadar
Rusya’da kalmış adamlarımız da bu me- masum olmadığı en azından kalmadığı söyle-
yandadır. “Gözden uzak olan gönülden nebilir. Ülke dışına çıkan, milliyetçi, bağımsız
de uzak olur” darb-ı meselince malum-ı devlet fikirleriyle örgütlenen veya örgütlendi-
devletleri buyurulacağı vechle Rusya’da-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

rilen, gittikçe siyasileşen, hareketlerini, ülke


ki ma’nen serbestiyyetden esasen insanı
dışından yöneten ve yönlendiren Ermenile-
kendüsüne celb eylediği mamafih mem-
rin, hele ki II. Abdülhamid’in sıkı denetim ve
nuiyyet mevzuu adamlarımız kendilerine
kontrol arayışları içerisinde, yalvarışlarla dolu
bir ser-rişte addeyledikleri hasebiyle biça-
re ve bî-kes kalmış analarının zevclerinin (41) BOA, A.MKT.MHM, 709/37, 20.03.1902.
bu dilekçenin etki etmesi veya anlam bulma- dığı için arazilerinin tahsisinden haberdar ol-
sı zordu. Nitekim karar, Rusya’dan gelecek madığını ifade eden Berberoğlu Artin, 1886
Ermenilerin Osmanlı’ya kabullerinin yasak- yılında tahsis edilmiş olan arazilerin üzerin-
landığı, bunların geri dönemeyecekleri, bu den 27 yıl geçtikten sonra başvurmuştu. Yet-
sebeple Osmanlı tabiiyetinden düşürülüp bir kililer uzun yıllar muhacirlerin tasarrufunda
daha dönmemek üzere kadınların velilerinin kalmış ve imar edilmiş olan toprakların iade-
yanlarına gitmesine izin verilebileceği (veril- sinin artık mümkün olamayacağını, kabul et-
mesi gerektiği) şeklinde olacaktır. Fakat bu tiği takdirde bu arazilerinin yerine kendisine
kadar kadının birden tabiiyetten düşürülüp boş arazi verilmesini, buna da razı gelmiyorsa
göç etmelerine izin verilmesinin dikkati çe- bedelinin ödenmesini kararlaştırılmıştı46.
keceği ve problem yaratabileceğini düşünen
yetkililer, kadınların toptan değil, bölümler 5. Misyonerlik ve Ordu Kazası
halinde göçlerine izin verilebileceğini ifade
Ermenileri
etmişlerdi42.
Müslim gayrimüslim ilişkilerinin yanın-
Ordu ve çevresinden batıya göçün
da Ordu’da cemaatlerin birbirleriyle ilişkile-
devam ettiğine dair münferit de olsa belge-
rinde de bazı gerilimler yaşanmıştı. Bu ko-
ler vardır43. Bölgeden Ermeni göçlerinin ve
nudaki dönüm noktalarından birisi Ordu’da
göç isteklerinin devam ettiği görülmektedir.
Ortodokslarla Protestanlar arasında yaşanan
Karakiraz Musa Karık köyünde yaşayan Er-
bir kilise gerginliğidir. Ordu’da misyonerlik
menilerden 24 imzalı bir dilekçede “köyde
faaliyetlerinin ne zaman başladığını bilemiyo-
arazileri olmadığı için zor şartlarda yaşadık-
ruz. Fakat Ordu’da Protestanlar ilk defa 1872
ları, buna artık tahammülleri kalmadığı” gibi
yılında nüfus ayırımı ve mezarlık tahsisi için
14 ekonomik kaygı ve gerekçelerle, boş yerler
başvurmuşlardı47. Vilayet genelinde, sayıca az
olduğunu duydukları Sinop ve çevresinden
fakat en istikrarlı ve hızlı artan cemaat olduk-
ve kendilerine nüfusları adedinde yer gös-
ları görülmektedir. Ordu’daki Protestanlar
terilerek iskân edilmek istediklerini bildir-
1893 yılında biten nüfus sayımında 288, 1904
mişlerdi. Fakat Kastamonu vilayeti Sinop ve
Trabzon Vilayet Salnamesinde 520, 1914 nü-
çevresinde yer olmadığını bildirmiş, teklifleri
fus sayımında ise 1211 kişi olarak görünmek-
reddedilmişti44.
tedir. Trabzon Vilayeti’nin bu en uzak kazası-
Ermenilerin göçleri sonucu boşalan nın Protestanların en yüksek büyüme hızına
alanların 1877-78 Osmanlı Rus harbi son- sahip olmaları ve en büyük cemaatini teşkil
rası gelen göçmenlerle doldurulduğu ya da etmeleri dikkat çekici bir olgudur48.
dengelendiği söylenebilir. Buna dair toprak
Protestanlığı seçenler ilişkileri açısın-
anlaşmazlığı merkezli bir belgeyi ifade et-
dan koptukları cemaatle yan yana yaşamaya
mek gerekir. Muhacirlerin iskânı için da-
devam ediyorlardı. Fakat sosyal ve dini iliş-
ğıtılan topraklar arasında gayrimüslimlerin
bıraktıkları ve boşalttıkları araziler de vardı. kilerin yara aldığı açıktır. Bu ilişkilerin bozul-
Fakat uzun yıllar sonra da olsa geri dönmek ması Ordu ölçeğinde olduğu gibi nispeten
isteyen veya bıraktıkları arazilerin bedellerini (42) BOA, A.MKT.MHM, 709/37, 26.05.1902, Dahiliye ve Hariciye
Nezareti Tezkereleri.
almak isteyenler çıkabiliyordu. 1913 yılında, (43) Ordu Kazasından Rum cemaatinden 21 hanenin Düzce kazasında
Büyükpınar adlı yere göçleri ve burada bir kilise inşası için izin
Taşbaşı Orta mahallesinden olan Berberoğlu
YENİ TÜRKİYE 60/2014

istedikleri görülmektedir. BOA, İrade Adliye ve Mezahib, 12,


Artin, Delikkaya köyündeki arazisinin Batum 02.02.1896.
(44) BOA, DH. İD, 85/16, 10.05.1911
göçmenlerine verilmiş olduğunu ifade ederek (45) BOA, DH.İD, 160-1/29, 23.02.1913.
(46) BOA, DH.İD, 160-1/29, 25.02.1913, Şuray-ı Devlet Mülkiye ve
bedeli veya iadesini istemişti45. Yapılan tahki- Maarif Dairesi.
katta gerçekten tapulu arazisinin muhacirlere (47) BOA, Trabzon Vilayet Gelen Giden Defterleri, 190, s. ,
27.04.1872.
tahsis edildiği ortaya çıkmıştı. Rusya’da yaşa- (48) Karpat, Osmanlı Nüfusu, s.376.
küçük merkezlerde cemaatler arası yaşanan ilgili olarak Ordu kaymakamlığına gerekli
gerilim veya problemleri artırmış görünmek- telgrafların çekildiğini beyan etmişti50.
tedir. Genelde Ermenilerin tercih ettiği veya
1881 yılında Rum ve Protestanlar ara-
onlar üzerinde yapılan propaganda sonucu
sında yaşanan gergin ilişkilerin, 1894 yılında
Ermenilerin mezhep ve cemaat birliği bo-
yeniden ve belki daha keskin olarak ortaya
zulmuştu. Fakat Protestanlık faaliyetleri Or-
çıktığını görmekteyiz. Anadolu’da 1893 Er-
todoks gayrimüslimleri de hedef almış veya
meni olayları, yalnızca hadiselerin yoğun bir
etkilemişti. Protestanların gelişi ve artışı, ce-
şekilde cereyan ettiği yerleri değil, Ermenile-
maatler arası dengeleri ve Osmanlı’nın klasik
rin yaşadığı alanları da doğrudan veya dolaylı
cemaat yapısını etkileyen yeni bir durumdu.
olarak etkilemişti. Olayların merkezinden
Bu yeni durumu Cemaatlerin dini endişeleri
uzaklaştıkça farklı biçim aldığı, daha yumuşa-
yanında, Osmanlı yetkililerinin de var olan
dığı, tepkilerin biçim değiştirdiği anlaşılmak-
mevcut düzeni tehdit eden yeni bir durum tadır. Merkezde bu açık bir isyan, ayaklanma
olarak algıladıkları düşünülebilir. Çünkü denemesi, olarak görünürken Ermeni nüfu-
yerel idare ve yetkililerin Ordu’da yaşanan sun ve etkilerinin nispeten daha az olduğu vi-
Protestan-Ortodoks gerginliğinde, Ortodoks layetlerde bu olaylar ve karşı tepkilerin farklı
Rumlardan yana bir tavır aldıklarına dair işa- biçimlerde olduğu, Ordu’da olduğu gibi doğ-
retler vardır. rudan Ermenilere karşı değil fakat özellikle
Trabzon vilayeti dâhilinde Protestan onlarla ilgili olduğu için Protestanlara karşı
faaliyetlerinin en canlı olduğu yerlerden birisi gösterilen tepkiler şeklinde olabileceği akla
gelmektedir. Ordu kazasında yaşanan bo-
Ordu idi. Trabzon İngiliz konsolos yardımcısı
yutunun kilise anlaşmazlığı şeklinde ortaya
Alfred Biliotti, Ordu’daki Protestanların faa- 15
çıktığı söylenebilir. En azından bu kilise me-
liyetleriyle yakından ilgiliydi ve İngiliz elçili-
selesinin Ordu’daki cemaatler arası gerginliği
ğine bu durum ve faaliyetleri hakkında bilgi
artırdığı açıktır. Ordu’da, daha önce de ya-
vermişti. Biliotti Nisan 1881’de yazdığı mek-
şanmış olan Ortodoks-Protestan problemini
tupta, Ordu’daki Protestanların sorunlarını
bu sefer daha da keskin olarak yeniden gün-
önce gayri resmi bir şekilde, sonra da bir tak-
deme getiren olayın, Protestanların Ortodoks
rirle resmen, Trabzon valisi Sırrı Paşa’ya ifade
Rumlar arasında yaptıkları çalışmalar olduğu
ettiklerini bildirmişti. Konsolos, İngiliz elçisi- anlaşılmaktadır. Zamanla sayılarının artması
ne yazdığı mektupta, Ordu’daki Protestanla- sebebiyle Ordu’da Rum Protestanların, kili-
rın, kiliselerinin ayrılma işlemlerinin devam seleri inşa edilinceye kadar Ermeni Protes-
ettiği yaklaşık bir aylık geçiş dönemi sırasın- tanlara mahsus kilisede ibadet etmelerine en-
da, Rumların kötü ve kaba davranışlarına ve gel olunmamasını istedikleri görülmektedir51.
baskılarına maruz kaldıklarını, yerel otorite- Fakat belki de o zamana kadar zaten prob-
lerin, kilise ve okulları kapanma tehlikesi ya- lemli olan ilişkilerin, Rum kilisesi ile Ermeni
şayan Protestanları koruyamadıklarını, kaza
(49) Ordu’daki Protestanlar, Trabzon Protestan Ermenilerinin reisi
kaymakamının Vilayet tarafından gönderilen aracılığıyla İngiliz ve Amerikan konsolosluklarına ulaşmışlardı.
Protestanlar kiliseye giderken Rumların sözlü, taşlı saldırılarına,
emirlere rağmen fazla bir şey yapmadığından silahlı tehditlerine maruz kaldıklarını, başta Fidangouroglou And-
şikâyet ediyordu49. Ordu’daki Protestanların rea, oğlu Nicola, Hadji Gorgon, Hatchika ve diğer bazı Rumla-
rın son pazar günü yapmış olduğu saldırılardan sonra kilise ve
durumuna müdahale eden yalnızca İngilizler okullarına gidemediklerini belirtmişlerdi. Dahası resmen şikâyet
YENİ TÜRKİYE 60/2014

etmelerine rağmen mahalli yetkililerin mahkeme yerine işi nasi-


değildi. Aynı konuda Amerikan konsolosluğu hatle geçiştirdiklerinden şikâyetçiydiler. Konsolos, Protestanların
korunması ve faillerin cezalandırılması için Trabzo Valisi Sırrı Pa-
da Trabzon valiliğine bir takrir vermişti. Kon- şa’dan duruma müdahale etmesini, telgraf emri göndermesini ta-
lep etmişti. Bilal Şimşir, Biritish Documents on Otoman Armenians,
solosların 19 Nisandaki resmi takrirleri üze- Ankara 1989, Volume 2, s. 244-245.
rine Vali Sırrı Paşa, bu konuya konsolosların (50) Şimşir, Biritish Documents on Otoman Armenians, Volume 2, s.
245-246.
müdahalesini yersiz bulmuş, fakat konuyla (51) BOA, BEO, Trabzon VGG, 192, s. 55, 10.01.1895.
Protestanların ibadethanelerinin yan yana ol- tecavüzde bulunmalarına engel olunması is-
ması, Rumlardan bazılarının Protestanlığı ka- tenmişti54.
bul etmesiyle iyice sertleştiği anlaşılmaktadır.
Protestanların geçici olarak Protestan
Ordu kazasında Rum Protestan ce- Ermenilere mahsus kilisede ayin yapmala-
maati reisi Pandelidi’nin ev olarak kullandı- rına müdahale olunmaması kaymakamlığa
ğı hanenin aynı zamanda okul ve ayin için bildirilmişti. Pandelidi’nin hanesinin Rum
kullanılmasına izin verilmesi için, cemaatin Protestanları için mabet yapılması hususun-
vekili Agob Boyaciyan Efendi tarafından bir da ise iki cemaat arasında “niza ve fesat” ya-
takrir verilmişti. Fakat bu hanenin Ortodoks ratacağından, başka bir hanenin kullanılması
kilisesine yakınlığı sebebiyle mahalli Rumlar mahalline yazılmış ise de cemaatlerin liderleri
tarafından zorluk çıkarılmaktaydı52. İki ce- Rum Pandelidi ile Rum Papaz Samvil (Samu-
maat arasında anlaşma sağlanamadığından il?) tarafından zorluk çıkarılmaktaydı55. Pro-
mesele hükümete havale edilmişti. Bunun testanlar anlaşmazlığı gidermek için kilise ve
üzerine Protestanlar için Rum kilisesinden okul yapmak istedikleri binalarıyla ilgili ola-
uzakta uygun bir yer bulunması kararlaştırıl- rak merkezi bilgilendirmişlerdi56.
mıştı. Protestanlar, resmi muameleleri yapı-
lıncaya kadar bu hanenin geçici olarak ayin Merkezi hükümetin araya girerek an-
ve tedris için kullanılması için izin verilmesi- laşmazlığın halli için çaba gösterdiği ve Or-
ni istemişlerdi. Karar, bekletilerek (Meclis-i du’daki Protestanlar için mabet yapılmak
Mahsus-ı Vükela kararıyla Adliye ve Mezahib üzere seçilen arsanın Rum hanelerine uzak
Nezaretine yazılmamıştı), Rum papazları ve ve uygun bir yerde bulunduğu ifade edilmişti.
bazı muteber kişilere duyurulmuştu. Bu ara Hatta Rum ahali ve Ordu Metropolit veki-
16 formül de Rumlar tarafından itirazla karşılan- li gönderdikleri telgrafla merkezi hükümete
mıştı. Protestanları taciz etmeleri üzerine, bu teşekkür etmişlerdi. Fakat buna rağmen an-
tür hareketlerine meydan verilmemesi Rum laşmazlık çözülememiş yine şikâyetler devam
patrikliğine tebliğ edilmişti. Fakat bu sefer de etmişti. Çabalara rağmen meseleyi bir türlü
Ordu kazasının Rum ahalisinin mektepleri ile halledemeyen Osmanlı yetkilileri, şikâyet ve
kilise ve bir okullarını kapatıp anahtarlarını memnuniyetsizliklerin kötü niyetli olarak işi
mahalli hükümete teslim ettiklerini Vilayete daha da zorlaştırmak amaçlı olduğunu, dik-
bildirmişlerdi. Anlaşmazlık, padişaha kadar kat edilmesini ve ilgili kişilerin uyarılmasını
yansımıştı. Anlaşmazlığın halli için Protestan- istemişti57.
ların hangi milletten olduklarının araştırılarak
bildirilmesi istenmişti53. Problemi halletmek için merkezi hükü-
met Ordu’ya bir yetkili göndermişti. Yapılan
Protestanların mabet ve okul olarak çalışmalar sonucu anlaşmazlığın çözüldüğü
kullanmaya çalıştıkları Pandelidi’nin hanesi- fakat bu işte dahili ve tahriki görülen Met-
ne tecavüzlerinin arkası alınamamıştı. Pan-
(52) Bu konuda yalnızca Ordu’da değil, başka yerlerdeki ruhsatsız
delidi Efendi’nin binayı Protestan cemaatine ibadethane ve Kilislerin de üzerine gidildiği anlaşılıyor. Keza Fat-
sa’nın Rum mahallesinde Lamriyani oğlu Konstantin’in hane olara
terk etmesi Rumların karşı çıkması sebebiyle inşa ettiği binasının üst katını gizli olarak Protestan ibadathanesi,
mümkün olamamaktaydı. Satışını da kendi- alt katını da erkek ve kızlar için okul olarak kullandıkları, Orto-
doks Rumlar tarafından yetkililere şikâyet edilmişti. Resmi izin
si kabul etmemekteydi. Mahalli hükümet iki olmaksızın evlerin, okul ve kilise haline dönüştürülmesi yasaktı.
Bunların tekrar eski amacına uygun olacak şekilde kullanılması-
cemaat arasında sıkışmış kalmıştı. Yaz başı
YENİ TÜRKİYE 60/2014

nın sağlanması istenmişti. Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, C.19,


olduğu ve Ordu halkı Çambaşı’na çıkmakta İstanbul 1989, s.167; Trabzon vilayetinin 20.05.1894 tarihli tahri-
ratı; Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, C.19, İstanbul 1989, s.167.
oldukları için mesele biraz durulmuş, fakat (53) BOA, İ. HUS, 1311.2.3/8. 07.06.1894; BOA, VGG, 192, s. 55,
10.01.1895.
yaz dönüşüne problemin çözülmesi gerektiği, (54) BOA, Trabzon VGG, 192, s. 55, 10.01.1895.
Protestanların şimdilik kürsü etrafında dolaş- (55) BOA, BEO, VGG, 188, s. 79, 12.01.1895. Şifre Telgraf.
(56) BOA, BEO, VGG, 192, s. 55, 15.01.1895.
malarının, Rumların da haneye herhangi bir (57) BOA, BEO, VGG, 188, s. 79, 19.02.1895. Şifre Telgraf.
ropolit vekilinin yeniden Ordu’ya iadesinin teaddi vukubulmakta” sözünün “sefaretlerin
doğru olamayacağı ve yerine bir başkasının itiraz ve ihtarlarını defe kâfi olmadığını”, Pro-
tayini için patrikhaneye yazı yazılması isten- testanların, dini vazifelerini yapmalarına en-
mişti58. gel olanların durdurulması gerektiğini Trab-
zon vilayetine bildirilmişti63. Rum kadınların
Merkezin meselenin çözüldüğüne dair göstermiş oldukları zorlukları önlemek için
iyimser tavrının Ordu gayrimüslimleri ara- gerekirse Orduya giderek her türlü tedbirin
sında pek geçerli olduğunu söylemeyiz. Ce- alınması istenmişti64.
maatler arasındaki gerginlik iyice artmış ve
Protestan Okulu, Rum kadınlar ve çocuklar Rumların, 1893 sonrası Ermenilerin
tarafından saldırıya uğramış taşa tutulmuştu. girişmiş olduğu ayaklanma denemesi karşı-
Merkezi yetkililer kadın ve çocukların tutuk- sında onlara karşı yükselen tepkilerden fay-
lanmasının doğru olmayacağını, valinin gü- dalanmaya çalıştıkları, Ermenilerle ilgili ko-
rültüsüz bir şekilde işi güzellikle halletmesini vuşturmaya uğrayan kilise ve okullar şeklinde
istemişti59. ortaya çıkan tepkilerini Müslüman yetkili-
lerle beraber gösterdikleri anlaşılmaktadır.
Mektebin tahribatında bulunan bazı Ermenilere karşı tepkilerin durulduğu, muh-
Rumlar ve kadınlardan beşi tutuksuz olarak temelen Protestanlarla ilgili anlaşmazlığın
sorgulanmışlardı. Bunlar suçlarını itiraf ettik- halledildiği, en azından Protestanlara karşı
leri gibi, bu olayla ilgili olarak hiç kimsenin Rumların gösterdikleri tepkilerin dindirildiği,
tahriki olmadığı, kendilerinin yaptıklarını, Ordu kazası Ermenilerinden gönderilen 10
yeniden inşasına başlanırsa umumen yine imzalı bir teşekkür telgrafından anlaşılmak-
hücum edip yıkacaklarını beyan etmişlerdi. tadır65. Fakat cemaatler arası gerginlikler ve
Protestanlar için yapılmaya başlanan mabet anlaşmazlıklar, hamiliklerini üstlenmiş olan, 17
ve mektebin oradan kaldırılması için patrik- bunları destekleyen konsolos ve elçiliklerin
haneye irade buyrulmasına kadar süreceğini müdahaleleri, Osmanlı yerel ve merkezi ida-
belirtmişlerdi. Olaya dahilleri olanlar adliyeye resini uğraştırmış, meşgul etmişti.
teslim edilmişti. İşin şiddetleneceğini gören
yetkililer, binaya hücum edip yakanlara ve 6. Kırılan İlişkiler ya da Sonuç
buna tahrik edenlerin, tabi oldukları Tokat
Metropolidi aracılığıyla uyarılmasını istemiş- Osmanlı Devleti, 19. yüzyıla gelinceye
lerdi60. Diğer taraftan yerel yönetimin de bu kadar, farklı etnik kökenden ve farklı din ve
meselede taraf olduğuna dair bilgi alınmış mezheplere mensup toplulukları, altında ba-
olmalı ki bu işte dahilleri olan Belediye reisiy- rış ve huzur içinde yaşatabilmişti. Bu düzen
le Rumlardan bir kaçının, vilayet merkezine 19. yüzyıldan itibaren bozulmaya başlamıştı.
çağrılarak “tenbihat-ı şedidede bulunulması” 19. yüzyılda, özellikle ikinci yarısında artarak
istenmişti61. Protestanların mabet ve mektep- devam eden bir çabayla, bu çok dinli, dilli ya-
lerinin inşasına mani olanlardan daha ziyade pıyı bir arada tutmak için çalışmalar, düzen-
Ordu’da bulunan Marhasa vekilinin daha lemeler yapıldı. Fakat bütün bu çalışmalara
fazla zararı olduğu ve fesadı olduğuna dair (58) BOA, BEO, VGG, 188, s.79, 09. 03. 1895.
(59) BOA, BEO, VGG, 188, s. 79, 05.03.1895.
şikâyetler gidiyordu62. (60) BOA, BEO, VGG, 188, 28.5.1895, Şifre Telgraf.
(61) Protestanların mabet ve mekteplerinin inşasına mani olanlardan
Bir taraftan yerel idare diğer taraftan daha ziyade Orduda bulunan Marhasa vekilinin daha fazla zararı
YENİ TÜRKİYE 60/2014

olduğu ve fesadı olduğuna dair şikâyetler gidiyordu. Yerel idare


merkezi hükümetin çabalarına rağmen halle- bunların mektep ve kiliselerini Elmalık mahallesinde seçilen arsa
üzerinde inşasına lüzum olduğunu bildirilmişti BOA, BEO, VGG,
dilemeyen anlaşmazlığa, hamisi oldukları ce- 188, s. 33/67, 15.5.1895. Telgraf.
(62) BOA, BEO, VGG, 188, 21.05.1895. Ordu Kaymakamlığından
maatleri destekleyen sefaretlerin karışması işi Şifre Telgraf.
iyice zorlaştırmıştı. Osmanlı yetkilileri, yerel (63) BOA, BEO, VGG, 188, s.61, 13.07.1895.
(64) BOA, BEO, VGG, 192, s.79, 05.08.1895.
idareden gelen “kadınlar tarafından tecavüz ve (65) BOA, BEO, VGG, 188, 02.01.1896.
rağmen imparatorluk toplumunda ilişkiler dağılım, süreklilik ve oran bakımından bir in-
gittikçe kırılmaya uğradı. İmparatorluk gene- celemeye tabi tutulmaları gerekmektedir. Fa-
li düşünüldüğünde bu ilişkileri, beraber ya- kat ilk bakışta Gayrimüslimlerin memuriyet-
şama tecrübesini zedeleyen, sarsan genel ve lerde daha uzun süreli ve tutarlı olarak görev
mevzi birçok olay vardır. Hatta yüzyılın ikinci yaptıkları izlenimi doğmaktadır. Kurumlarda
yarısındaki tüm olaylarda, farklılaşan bakış ve uzun yıllar boyunca üyelik yapmış olanlar, şe-
duruş yerine dair örnekler sunulabilir. Sırp hir yönetiminde bir devamlılığı simgelemek-
ve Yunan isyanları, Tanzimat ve Islahat Fer- tedir. Müslüman kesimde memuriyetlerdeki
manları, Meşrutiyete bakış, Osmanlı Rus ve değişim ve dağılım daha fazla görünmektedir.
Yunan harpleri, Girit ve Bosna’nın ilhakları, Bu devamlılık gayrimüslim üyelerin tecrübe
Boykotlar… Bütün bu olaylar sonuçları açı- ve istikrarlı konumlarıyla kent yönetiminde
sından, bazıları tüm iyi niyet ve amaçlarına daha etkili olmaları sonucunu doğurmuş ola-
rağmen, tersine sonuçlanarak toplumsal iliş- bilir.
kileri çözmekteydi. Bu genel olayların yanın-
Müslüman-gayrimüslim ilişkisinde ya-
da daha küçük ölçekli, mahalli olaylardan da şanan kırılma noktalarından birisi de savaş-
bir vilayet ve kazadaki toplumsal çözülmeyi lardı. Trablusgarp ve Balkan harplerinin dı-
veya bu çözülmeye yardımcı olan dönüm şında özellikle I. Dünya Savaşı; düşünceleri,
noktalarına ait işaretleri takip etmek müm- safları, tarafları, keskinleştiren birçok olaya
kündür. sahne olmuştu. Ordu Kazası’nda, şehir yöne-
Gayrimüslimler tüm Osmanlı devletin- timinde yaşanan bir olay da bunu destekler
de olduğu gibi Ordu kazasında da Tanzimat mahiyettedir. Ordu Belediye Başkanlığına
ve Islahat Fermanı sonrası, kent merkezinde 1913 yılında Mardiros Şirinyan Efendi seçil-
18
nüfuslarını temsil etme hakkına sahip ol- di. Fakat Mardiros Şirinyan Efendi’nin Bele-
muşlardı. Ordu Kazası’nda dönemin kanun diye başkanlığı kısa sürmüş, 1914 yılı başla-
ve nizamlarına uygun olarak Dava, Belediye rında kendi isteğiyle başkanlıktan ayrılarak
ve Kaza İdare meclislerinde gayrimüslimler ticarethanesinin başına dönmüştü. Onun bu
ayrılışının arkasındaki asıl sebepleri bilemi-
temsil edilmişlerdi. Ortaya çıkan bu görüntü
yoruz. Fakat yaşanan gelişmeler bazı ipuçları
ve şehirlerde oynadıkları roller, Müslümanlar
vermektedir. Onun yerine Belediye başkan-
“karşısında” çok güçlü bir şekilde temsil edil-
lığına Furtunzade Yusuf Sırrı Bey geçmiş ve
meleri, genelde gayrimüslimlerin nüfuslarının
1927 yılına kadar kesintisiz 13 yıl Belediye
olduğundan daha çok görme gibi bir yanlış
başkanlığı yapmıştır66. Belediye başkanlığına
algılamaya sebep olmuştur. Yabancı temsilci,
gayrimüslimlerden birinin seçilmesi kişisel
tarihçi ve seyyahların bu yönlü vurgulamaları
bir güvenden kaynaklanabileceği gibi, Ordu
gayrimüslimlerin bölge tarihi üzerindeki etki
ve Giresun’da olduğu gibi gayrimüslimlerin
ve rollerini yükseltme, yüceltme ve artırma
şehirdeki etkinliklerinin zirvesi olarak da de-
konusunda bir avantaj sağlamaktadır. Kaldı
ğerlendirilebilir. Fakat sonuçta her iki şekilde
ki gayrimüslimlerin yerel yönetimlerdeki bu
de hassas zamanlarda bu etkinlik bir tehdit
temsil edilişleri, Osmanlı Devleti’nin çağdaş-
algılamasına dönüşecektir. Ordu şehrinde
ları olan komşularından çok daha ileri dü-
gayrimüslimlerin yükselen etkilerinin belki
zeydeydi. Elbetteki bu ticarî, ve siyasî olarak
YENİ TÜRKİYE 60/2014

de zirvesi bu olay olacaktır. Hemen arka-


gittikçe öncelikli hale gelen konumları Müs- sından 13 yıl kesintisiz Belediye başkanlığı,
lüman tepkilerini beslemiştir. zor şartlar altında güven arayışı olarak de-
Kaza İdare, Belediye ve Dava meclisle- ğerlendirilebilir. Birinci Dünya Savaşı’ndan
rinde görev alan Müslim ve gayrimüslimlerin (66) Çebi, Ordu Şehri Belediye Tarihi, s.227-228.
1927’ye kadar geçen zamanda merkezi hü- sözlü bir ihbar üzerine, bu muameleyi itidalle
kümeti temsil eden kaymakam ve sonra da hareket etmeden, olaya tam vakıf olmadan, bü-
mutasarrıfların çok sık değişmesine hatta I. tün kuvvetle hareket edip, halkı galeyana, heye-
Dünya savaşı sırasında bir ara kaymakamsız cana ve korkuya duçar etmesi” eleştiriliyordu.
kalmasına (Vali Cemal Azmi Bey zamanında) Komiserlik, olayın kasabanın içinde olması
veya vekâletlerle yönetilmesine karşılık, idari sebebiyle, polislerin kullanılmayarak, görev
yönden yerel eğilimleri temsil eden Belediye alanı kırsal kesim olan jandarmanın kullan-
başkanının güç kazanması ve uzun yıllar aynı masından rahatsızdı68. Bu olaydaki yetki
kişinin başkanlık yapmasından anlaşılmakta- kargaşasının altında şehirde nüfuzlu bir ko-
dır. numda olan gayrimüslimlere karşı yürütülen
bir kovuşturmada şehrin içinden değil, belki
I. Dünya Savaşı başladıktan sonra 21
merkezi otoriteyi temsil eden ve şehirdeki
Kasım 1916 tarihine kadar Ordu’da kayma-
gayrimüslim etkisinden daha uzak görünen
kam olarak Mehmed İzzet Bey’i görmekte-
jandarmayı tercih etmesi dikkati çekmekte-
yiz. Mehmed İzzet Bey’in ordu kaymakamlığı
dir. Polisin, şehirdeki nüfuz kazanmış gayri-
devresi, I. Dünya Savaşı’nın en şiddetli za-
müslimler karşısında kullanılmamış olması
manına tesadüf etmişti. Şehirde, köylerde ve
önemlidir. Rum okulunun aramasından bir
yurdun her tarafında büyük yiyecek sıkıntısı
şey çıkmamıştı. Gerekçe ne olursa olsun,
baş göstermişti. Gıda maddelerinin dağıtı-
olay, Müslüman toplumun gayrimüslimler
mındaki yolsuzluklar, bilhassa ilaç ve gazyağı
karşısında kendini güvende hissetmediğini
konusundaki sıkıntılar devam ederken, Or-
göstermektedir. Elbette bunda yeni çıkmış
du’ya gelen muhacir hareketi şehirdeki yok-
olan I. Dünya Savaşı ve savaşın getirdiği gü-
luğu artırmıştı67. 19
vensizlik ortamı da etkili olmuştur. Polislerin
I. Dünya Savaşına girerken yaşanan görev tercihi, iş bilmeme, itidali bozma, heye-
bazı olaylar Müslüman ve gayrimüslim top- can yaratmakla suçladıkları Kaymakam İzzet
luluklar arasındaki ilişkilerin, güvenliğin, em- Beyle ilgili olarak halkın vermiş olduğu tepki
niyet duygularının adeta ortadan kaktığını daha da dikkati çekmektedir. Çünkü merke-
göstermektedir. Kaymakam İzzet Bey, bazı ze, Kaymakam İzzet Bey hakkında bir destan
Ermenilerin saklandığına dair almış olduğu tanzim olunduğu, bestelenerek çocuklar ara-
sözlü bir ihbar üzerine yanında jandarma bö- sında söylendiği, haberi ulaşmıştı69.
lük kumandanı da dâhil olduğu halde 8-10
Mütareke sonrası I. Dünya Savaşı sı-
jandarmayla Taşbaşı Rum mahallesinde bulu-
rasında yaşanan göçlerin dönüşünü hızlan-
nan Rum okuluna gitmişler ve arama yapmış-
dırmıştı. Ancak bu geri dönme ve döndürme
lardı. Olay özü itibarıyla pek de önemli olma-
çabaları Ordu kaymakamlığında da yakından
yan basit bir araştırma olarak görünmektedir.
takip edilmiş ve merkeze bildirilmişti. Özel-
Fakat olayın merkeze yansıma şekli ve Müs-
lüman ahali üzerindeki sonuçları açısından likle Rusya’ya gitmiş olan Ermeni ve Rumlar
daha derin etkiler bıraktığı anlaşılıyor. Her mütareke dönemi geri dönmekteydiler70. 9
şeyden önce olay problemlere bakışta kaza (67) Çebi, Ordu Şehri Belediye Tarihi, s.295.
(68) Okul ve mahzeni aranmış kaçak Ermeni veya silaha rastlanmamış-
ölçeğinde bile olsa yerel yönetimlerle merke- tı. Olayla ilgili herhangi bir suç unsuru bulunamamıştı. BOA, DH.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

EUM. VRK, 22/87, 14.02.1916, Ordu Komiser Muavini Raporu.


zi yönetim arasındaki bir farka işaret etmek- (69) Destan sureti tanzim edilip gönderilmişti. (Fakat ne yazık ki
belgeler arasında çıkmamıştır.) BOA, DH. EUM. VRK, 22/87,
tedir. Çünkü olayla ilgili olarak Kaymakamın 15.04.1919.
hareket tarzından şikâyetçi olanlar kaza mer- (70) Fatsalı Hacı Gorgoroğlu Nikola’nın motoruyla Rum ve Ermenileri
hamil olduğu halde, daha önce Ordu ahalisinden olup, Rusya’ya
kezinin güvenliğinden sorumlu komiserlikti. firar etmiş olan kadın erken 22 nüfusu eşyalarıyla karaya çıkarmış-
tı. Eşyaları meyanında calib-i şüphe bir şey görülemediği ve sahilin
Kaymakamın “yazılı olmayan, tamamen adi taht-ı tarassuda alındığı… DH. EUM. AYŞ, 1/63, 23.03.1919.
Tablo1: 1831 Sayımına Göre Ordu Kazası Gayrimüslim Nüfusu

Tahmini
Kaza Hane Erkek Nüfus Ala Evsat Edna Sagir Amelmend Toplam
Nüfus(x2)
R 481 1819 3638 - 57 12 50 6 125
Ordu E 190 741 1482 42 292 72 324 11 741
T 671 2560 5120 42 349 84 374 17 866
R 94 350 700 71 17 55 1 144
Ulubey E 121 503 1006 - 249 44 216 2 511
T 215 853 1706 - 320 61 271 3 655
Habsamana
R 159 756 1512 - - - - - -
(Gölköy)
R 24 102 204 - 25 3 24 - 52
Perşembe E 45 169 338 - 67 11 62 - 140
T 69 271 542 92 14 86 192
R 40 157 316 - 18 1 25 2 46
Ebulhayr E 1 3 6 - - - - - -
T 41 160 322 - 18 1 25 2 46
R 113 454 908 - - - - - -
Aybasdı E 2 7 14 - - - - -
T 115 461 922 - - - - - -
Pazarsuyu72 R 456 912 - 213 - 243 - -
Bolaman* R 49 98 - 23 6 20 - 49
20 Çamaş* R 154 308 - 75 15 64 - 154
Toplam R 911 4292 8594 - 574 54 481 9 367
Toplam E 359 1423 2846 42 608 127 602 13 1392
Genel toplam 1270 5745 11440 42 1182 181 1083 22 2510

R: Rum, E: Ermeni, T: Toplam

Kasım 1919’da Harbiye Nazırı Cemal Pa- kıyı ovalarının işgücü açığını karşılayabilecek
şa’ya gizli olarak gönderilmiş bir belgeyle; işgücü deposu, diğer tarafta şehirlerde Rum-
mütareke başlangıcında Trabzon’da Ponteus lardan kalan faaliyet alanlarını değerlendiren
hükümeti kurulması isteğiyle bu vilayete tüccarlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
akan Rum muhacirleri durmuş, aksine Erme- Ordu Kazası tarihinde Ermeniler belki daha
ni ve Rumlar Batum’a yönelmişlerdi. Ordu yumuşak ancak göç merkezli olarak impara-
kazasında Rumlardan yüz, Ermenilerden
torluğun farklı coğrafyalarında geçirmiş ol-
seksen kişi Rusya’ya gitmişti ve bu göç devam
dukları süreci geçirmişlerdir.
etmekteydi71.
(71) Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Fransız İlişkileri 1918-1919, Cilt II,
Ankara 2002, s.100, 390.
Kazada Ermenilerin göç hareketlili- (72) Bu üç kazanın Nüfus Defterlerinde gayrimüslimlerle ilgili kayıtları
ği çok yoğun bir şekilde yaşanmıştı. Bu göç çıkmamıştır. Yalnız 1048 numaralı dört sayfalık defter Ordu kaza-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

sındaki gayrimüslimlerin nüfus icmalleri olduğu (Defterdeki diğer


yoğunluğu onları diğer grupların boş bırak- kaza icmalleri mufassallarıyla karşılaştırıldığında) anlaşılmaktadır.
Bu rakamlar hane ve millet değil yalnız cizye esasına göre (ala,
tıkları alanları dolduran hareketliliği yüksek evsat, edna, sagir veya kebir veya sagir) düzenlendiği için Rum
ve Ermeni ayrımı yapılamamaktadır. Bulunulan kazaların çevre-
bir grup haline dönüştürdüğü anlaşılmakta- de oluşları, çevreye doğru gidildikçe Ermeni nüfusun azaldığı göz
dır. Bir tarafta ayanların topraklarında daha önüne alınarak bu nüfus Rum olarak değerlendirilmiştir. Pazarsu-
yu ile ilgili Emecen 244 Rum (Nefer) vermektedir ki yaklaşık 500
aza razı olarak çalışabilecek yarı göçerler, kişilik bir gayrimüslim nüfusa tekabül etmektedir.
Tablo 2: 1831 Nüfus Sayımına Göre Ordu Merkez Kazası Ermeni Nüfusu
Erkek Tahmini
Köy/Mezra Hane Ala Evsat Edna Sagir Amelmend Toplam
Nüfusu Nüfus(x2)
Kasaba-i Ordu 65 220 440 19 95 20 81 5 220
Bozdepe 33 102 204 5 40 17 39 1 102
Çavuşlar (Hemşin) 7 27 54 3 11 1 11 1 27
Emekse (Hemşin) 3 16 32 4 3 1 8 - 16
Ermeni

Burtan (Hemşin) 2 5 10 1 1 1 2 - 5
Depe 23 94 188 6 39 12 36 1 94
Cörüt Damı ve Karakiraz 16 99 198 - 40 6 51 2 99
Bayat 4 17 34 - 10 - 7 - 17
Gökömer 5 19 38 - 10 - 8 1 19
Yayca 32 142 284 4 43 14 81 - 142
Toplam 190 741 1482 42 292 72 324 11 741

Tablo 3: 1831 Nüfus Sayımına Göre Ulubey Kazası Ermeni Nüfusu


Erkek Tahmini
Köy/Mezra Hane Ala Evsat Edna Sagir Amelmend Toplam
Nüfusu Nüfus(x2)
Çukur 23 80 160 - 47 8 29 - 84
Kozören 13 43 86 - 19 5 19 - 43
Kızılin 19 88 176 - 39 5 43 - 87
Daraklıca 29 131 262 - 62 10 60 - 132
Panbukluk 10 50 100 - 24 3 22 1 50
Kayadibi 8 27 54 - 17 4 10 - 31
Kızılimat M. 5 27 54 - 13 4 10 - 27
Ermeni

Hocaoğlu M. 10 44 88 - 20 5 18 1 44
Cankalbeleni M. 4 13 26 - 8 0 5 - 13 21
Toplam 121 503 1006 - 249 44 216 2 511

Tablo 4: 1831 Nüfus Sayımına Göre Perşembe Kazası Ermeni Nüfusu


Erkek Tahmini
Köy/Mezra Hane Ala Evsat Edna Sagir Amelmend Toplam
Nüfusu Nüfus(x2)
Anaç 2 6 12 - - - - - -
Yaraşlu 5 18 36 - - - - - -
Ermeni

Kısacuk? 11 52 104 - 25 3 24 - 52
Batamı 17 67 134 - 33 7 27 - 67
Afurlu tâbi iskele-i Perşenbe 8 21 42 - 9 1 11 - 21
Kızılcahisar 2 5 10 - - - - - -
Toplam 45 169 338 - 67 11 62 - 140

Tablo 5: 1869 Yılında Ordu Kazası Nüfusu


Hane Sayısı Erkek Nüfus
Müslim G. müslim Toplam Müslim Rum Ermeni Toplam
Ordu 2511 933 3444 7663 2299 1445 11407
Ulubey + 2011 492 2503 6136 1221 808 8165
Habsamana
Aybastı 983 143 1126 3677 630 --- 4307
YENİ TÜRKİYE 60/2014

Perşembe 1486 105 1591 5323 149 294 5766


Bolaman* 1144 136 1280 3940 400 164 4504
Toplam 8135 1809 9944 26739 4699 2711 34149
Kaynak 1869 Tarihli Trabzon Vilayet Salnamesi, s.64,66.
*Ünye Kazasına bağlıdır
Tablo 6: 1878 Yılında Ordu Kazası Nüfusu
Erkek Nüfus Tahmini Nüfus
Müslim Rum Ermeni Toplam (x2)
Ordu 9111 2626 1991 13728 27456
Ulubey 3926 218 875 5019 10038
Habsamana 4783 926 27 5736 11472
Aybastı* 4377 658 --- 5035 10070
Perşembe 6596 214 261 7071 14142
Bolaman** 4165 327 176 4668 9336
Toplam 32958 4969 3330 41257 82514
Kaynak 1878 Tarihli Trabzon Vilayet Salnamesi, s.64,66.
* Bu tarihte nahiye değil kazadır.
**Ünye Kazasına bağlıdır

Tablo 7: 1904 Yılında Ordu Nüfusu


Müslüman Rum Ermeni Toplam
Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek
Ordu 13964 12832 3286 3952 2861 2867 39762
Ulubey 5487 5500 417 479 1242 1246 14371
Hapsamana 6680 6821 1146 1313 23 29 16012
Perşembe 9375 9113 407 420 494 519 20328
Bolaman 6821 6824 422 466 312 335 15180
Aybastı 5689 5868 923 957 -- -- 13437
22 Toplam 48016 46958 6601 7587 4932 4996 119090
*Bu tarihte Ermeni nüfusa 520 Protestan eklenmiştir.

Tablo 8: Ordu ve Merkez Kazası Nüfusu

Yıllar Ordu Merkez Kazası Ordu Kazası


Müslim Rum Ermeni Toplam Müslim Rum Ermeni Toplam
1869 15326 4598 2890 22814 53478 9398 5422 68298
1878 18222 5252 3982 27456 65916 9938 6660 82514
1893 - - - - 79771 10398 7552 97721
1895 - - - - 80333 10443 7871 98647
1902 - - - - 91139 13736 - -
1903 - - - - 110185 13658 - -
1904 26796 7238 5728 39762 94974 14188 9983 119145
1914 - - - - 111421 18505 12349 142275
YENİ TÜRKİYE 60/2014

You might also like