You are on page 1of 5

SÜLEYMAN MABEDİNİN KALFALARI

Tanju KORAY

Her derecede olduğu gibi, bu derecede de birçok sembol var. Ritüeli bütünlüyor. Bunlarla
ilgili açıklamaları, yorumları her yerde kolaylıkla bulmak mümkün. Onun için bu ayrıntılara
girmeyeceğim. Eksiklik olarak görülmesin.

Ayrıca, 1965 ritüel değişikliği ile anlamını ve değerini yitirecek kadar zayıflamış bir Kalfa
ritüelimiz var. İçeriği ile yamanan semboller birbirini tutmuyor, uyuşmuyor. Örneğin,
tablodaki sembollerle ritüelin öğretisi zorlama. Konuşmamda bunları konu etmeyeceğim.

Her şeye rağmen, bizim Kalfa ritüelimiz dünyadaki en güzel ritüel. Gerçek kalfalar çıkarsa bu
ritüel hak ettiği gerçek değerini yeniden kazanır.

Çırak-Kalfa diyoruz. Usta diyemiyoruz. Birbirimize Kardeşim de diyemiyoruz ya. Ama


Üstad’ı pek seviyoruz. Öyle ki Üstadı Muhterem’e bile Üstadım diye hitap ediyoruz. Çırak,
Kalfa, Usta oturuyor. Ama Üstad burada ters. Çünkü inşaat terminolojisine uymuyor.

Batı dillerinde, ister Fransızca, ister İngilizce olsun, sıfatlar kendi içinde daha tutarlı.
Fransızcada, Apprenti, Compagnon, Maitre. İngilizcede de Apprentice, Fellow Craft ve
Master.

Bizdeki Kalfanın batı dillerindeki karşılıklarının geldikleri kökler itibariyle anlamları da


farklı. İngilizcedeki Fellow Craft, daha ziyade, dost, ahbap, arkadaş gibi. Bizim Kalfa yerine
eskiden kullandığımız Refik buna benziyor. Fransızcadaki Compagnon ise, cum panis’den,
aynı ekmeği bölen, paylaşan demek.

Üstat, Müptedi ve Refik’ten sonra iyi, ama Çırak-Kalfa’da olmuyor.

Kalfalık deyince, aklımıza iki şey geliyor.

Bir tanesi, topluca anglosakson olma heves ve eğilimimiz arttığı için pek üzerinde
durmadığımız Compagnonage. Ama önemli. Çünkü bunlar efsanelerinin anlattığı gibi
Süleyman Mabedinin Kalfaları. Başta Fransa olmak üzere bütün Avrupa’yı imar etmişler.
Gotik mimarinin bütün saraylarını, katedrallerini yapmışlar. Belge bırakmadıkları için
Masonlukla bağlantıları kurulamıyor. Ama onlardan bazılarının Fransa’da bıraktıkları işaretler
Iskoçya’da da binalarda çıkmış. Ama bu kadar. İskoçya’ya da geçtikleri, operatif Masonluğun
köklerini onlarda aramak gerektiği söyleniyor. Ama belge, kayıt yok.

Bu Compagnon’ların Fransa turları meşhur. Bir yerden, Paris’ten başlıyorlar, bir daire çizerek
dolaştıktan sonra tekrar Paris’e dönüyorlar. Hanlar var güzergâhlarında, Cayenne diyorlar.
Hanın sahibi de Compagnon. Karısı hanı işletiyor. Ona da Ana diyorlar. İşsiz kalfaları
alıyorlar, barındırıyorlar, yedirip,içiriyorlar, iş bakıyorlar. Bir yere göndereceklerse harçlık da
veriyorlar. Bu hanlar yemekhane, yatakhane. İskoçya’daki operatif locaların işlevleri de
böyle. Ancak İskoçya’dakiler daha dar bir çevreye hizmet vermişler. Locanın bulunduğu yer
inşaatın dibi. Dışardan gelen az. İnşaat bitince locanın işlevi de bitince loca yok oluyor. Ama
bu hanlar kalıcı, sabit.

1
İş, at, koyun, gemi, tekne, seyahat belgesi/mektubu, kare adları verilen pasaportları var.
Yolculuklarda yanlarında taşıyorlar. Konaklamaya geldiklerinde teslim ediyorlar. O zaman
açılıyor. Öldüklerinde pasaport yakılıyor.

Kalfaların bağlı olduğu 3 büyük grup var. Bunlara Devoir, Ödev deniyor. Bu Ödev, operatif
masonların yükümlülükleri, Charges, ile aynı şey. Statülerine ve mesleklerine göre
gruplanmışlar. Hepsi taşçı, inşaatçı değil. Ağaç işlerinde olanlar da, dericiler de var. Ama her
birinin kıyafetleri, işaretleri farklı. Kulaklarındaki küpelerden, üstlerindeki çaputa, renklere
kadar değişik. Bunlarla kendilerini farklı gösteriyorlar. Bunların bastonları, asaları da var.
Tutuluşuna göre bir anlam ifade ediyor. Dostluk için başka türlü tutuluyor, meydan okumada
ise daha başka.

Bu 3 ödev şöyle:

1. Süleymanın Evlatları (Hürriyet Ödevi)

Taş yontucular , Marangozlar, İskele kuranlar


Taş yontuculara, yabancı kalfalar veya kurtlar deniyor. Adaya genç-adam diyorlar
Marangozlar, Hürriyet Kalfaları, adaylarına tilki diyorlar.
Hürriyet Ödevindekilerde itikat serbestisi var.

2. Usta Jak’ın Evlatları. Bunlar sadece Ödev

Taş yontucular, Marangozlar, Anahtarcılar


Bunlar taş yontucular, geçici/seyyar kalfa.
Marangozlarla, anahtarcılara, Ödevin kalfaları ya da Ödevciler denmiş.
Bu ödevdekilerin katolik olmaları zorunlu.

3. Soubise Babanın Evlatları - Aziz Ödev

Başlangıçta yalnız iskele kuranlar varken, daha sonra çatıcılar ve alçı işçileri katılmış. Bir
rivayete göre, 13. yüzyılda Orleans katedrali inşaatında anlaşmazlık çıkmış, Süleyman’ın
Evlatlarında bölünme olmuş, bunlara katılmışlar.

İskele kuranlar, çıraklara tavşan, patrona maymun diyorlar.

Bir de Kalfalık denilince, bizim Çıraklıkla Üstatlık arasına sıkıştırıp, terfi törenlerinde
aklımıza getirdiğimiz ya da Üstat olabilmek için geçmek zorunda olduğumuz bir derece.
Garip, yalnızlığa terkedilmiş bir derece ve sıfattır ama o derecede de önemli bir derecedir.
Üzerinde durmadığımız, önemsemediğimiz, içeriğini aklımız ve gönlümüz yerine dışını
gözümüze ve ağzımıza aldığımızdan bütün işlerimizi bu derecenin öğretisinden uzak yapıp
yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz. Ne yapıyoruz, ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız öyleyse?
Cevabı bir Kalfa gibi. Peki Kalfa olmak ne demek? Gelin şimdi ritüelimize dönelim, bakalım.

Masonik sistemde bütün açılışlar, müziğin ifadelerini kullanırsak bir prelüd, uvertür, giriş
faslıdır. Amaç yapılacak işin ön hazırlığı. Katılanları hazırlamak. Hem moral olarak hem de
ne yapılacağı hakkında özet fikir vermek.

Kalfa toplantısmn açılışındaki

2
Kalfa Mason musunuz?
sorusu ve cevabı da bir kere bunun içindir.

Cevap
G harfini bilirim, alev saçan yıldızı gördüm, beni gönyeyle sınayabilirsiniz.

Bu cevapla, Çıraklıktan farklı üç yeni unsur karşımıza çıktı demektir: G harfi, alev saçan
yıldız, gönye.

Nedir G harfi? Cevabı kolay. Hıristiyani yorumlarda God yani Tanrı’dan başka bir şey değil
diyorlar. Anglosakson ritüellerinde de böyle. Ama hemen hemen bütün eski masonik
belgelere göre ise Masonluk, Mimarlık, Geometri. Buradan da G, Geometridir denmiş.
Geometri, spekülatif masonlara göre, bütün evreni yöneten değişmez tabiat yasalarını
sembolize etmektedir. Bu yasalar Tanrı’nın yasalarıdır. Tanrı Evrenin Geometricisidir. Ulu
Geometrici Evrenin Akıl ve Hikmetidir.

Fransız kaynaklarına baktığımızda, G bir muammadır. Ama ritüelleri ayrıca Şan (Gloire),
Grandeur (Büyüklük), Gravitation (Yer Çekimi), Genie (ilahi zekâ), Gnose’un (ilahi bilgi)
başharfleri olduğunu söylüyor.

G, 1760’lardan itibaren hemen hemen bütün Loca tablolarında, resimli bezlerde, yer
döşemelerinde alev saçan yıldızla birlikte görülmeye başlamıştır. Bu yıldız bazen 5, bazen 7
köşelidir.

Ritüellerdeki açıklamalara göre, Tanrısal kudretin insanı yaratma eylemini, insanın


temizlenerek yücelişini, evrendeki uyum ve dengeyi sembolize etmektedir. Yıldızın alevi,
masonluğun evrenselliğini gösterir. Hıristiyani yorumlarda, bu yıldız, Mesih yani İsa’dır.
Yıldız, kılavuzdur, yol gösterir.

7 uçlu yıldız, yaşamın kaynağı Güneş olarak açıklanır. Pitagorculuktaki önemli, gizemli bir
anlamı vardır.

Açılıştaki ikinci temel soru-cevap, kalfaların toplantılarının nedeni, ne yaptıkları, maksatları


ile ilgilidir:

- Biz burada ne maksatla toplanıyoruz?


- Tekâmül ederek bâtıl fikirlerden kurtulmak, insanlık Mabedinin inşasına hazır
olduğumuz temin etmek

sonra devam ediliyor

İnsanların ancak ahlaken tekamül ederek saadete ulaşabileceklerine inanıyoruz. Aldığımız


nurla nur isteyenleri aydınlatmak suretiyle insanlık Mabedini inşaaya çalışıyoruz.
Burada açıkça Kalfanın ayrı bir platformda çalıştığı görülüyor. Bağnazlıktan kurtulacak,
özgürlüğüyle dışa açılmaya başlıyor demek. Yontulan taş, bir kenarda işe yaramadan
kalmayacak, Mabetteki yerine doğru gidiyor, ya da gitmeli demek.

Çırağın kendi kendine çalışması bitmiş, şimdi aktif olarak işe giriyor demektir. Aktif çalışma
çırağın tek başına çalışmasının aksine kollektiftir. Tek başına değil, birlikte yapılır. İşte bunun
içindir ki, Kalfa adayı, Locaya kardeşlik zincirinin bir halkası olarak girer.

3
Bu zincir çift halkalıdır. Onun için de sağlamdır, esner, ama kırılmaz. Dayanışma vardır. Güç
vardır. Birlik, bütünlük vardır.

Kollektif, toplumsal çalışmada Kalfa adayının göz ardı etmemesi gereken hususlar 3 motto ile
belletilmeye çalışılır. Buradaki öğretiler,

- servet hırsı,
- mevki hırsı
- kaba kuvvet

üzerindedir. Çünkü bunlar, toplumun gelişmesini veya geri kalmasını etkileyen unsurlardır.
Bunun için de tavsiye, öğüt şöyledir:

- Hiçkimse, kötüye kullanmaya mani olacak bir irfana sahip değilse, zengin olmayı
istemesin!
- Hiçkimse, iyiye kullanma iktidarını kendinde görmedikçe yüksek mevki almayı
istemesin!
- Hiçkimse itidali temin edecek nefis hakimiyetine malik olmadıkça kuvvet ve kudret
sahibi olmayı istemesin!

Bu sözler aynayla insanın yüzüne vuruluyor. Kendinle yüzyüze gelme cesaretin varsa,
kendine bir bak! Yüzüne değil, içine. Bunun için sadece cesaret yetmez, samimiyet de
gereklidir. Kendini aldatma. Serveti, mevkiyi, kudreti doğru kullanabilecek yeterlikte olup
olmadığına bir bak, karar ver. Yeterli değilsen, bu yeteneği kazanabilecek şartlara kendini
getir.

Onun için de Kalfanın avadanlıkları çalışma avadanlıkları değil, kontrol, test avadanlıklarıdır.
Bunlar fiilen işte kullanılmak için değil yapılan işi kontrolde kullanılan, bilgisi sağlam,
meslekte yetişmiş insanın avadanlıklarıdır: Gönye, Şakul ve Tesviye.

Ritüelde, Kalfa, insan ömrü içinde, temel eğitimini tamamlamış, alt yapısını hazırlamış,
aklını, gönlünü sağlam, tutarlı ve güvenli bir biçimde donatmış, bilgi ve deneyiminden
faydalanılabilecek orta yaşındaki bir insan olarak da görülmektedir. Böyledir, iyidir, güzeldir
gibi gözükse de, tehlikelidir de. Çünkü yetersizliğini, avadanlıklarını kullanmayı
beceremediğini görürse sükutu hayal de, üzüntü de vardır. Gerçekleri araştırmak işte bunun
için cesaret ister, doğru görebilmek samimiyet ister.

Kalfa, aslında orta yaşlı bir insan değil, insanın ta kendisidir. Boş hayalleri geride kalmıştır.
Geleceğe bakar, ama güvenle. Sağlam basar. Sorumluluklarının bilincindedir. Yalnız kendisi
için değil, ailesi, kardeşleri, vatanı için. Locası için. Bu Kurum için. Çünkü Kalfa, her
bakımdan tam teçhizatlı bir insandır. Bilgisi, görgüsü, deneyimleri, aklı, gönlü ile pırıl pırıl
ışık saçan bir insandır. Kalfa, Üstadın, Ustanın tasarladığı ideal Mabedi gerçekleştiren
insandır.

Loca tablosunun temel öğesi Dönemeçli ya da Dolambaçlı merdiven, esas olarak bilginin
özüne ilerlemenin, varlığın yücelmesinin sembolüdür. Kalfalığın servet, mevki, kudret ile
ilgili öğretisinden bilginin özüne varmak gereği bu paralelde dikkate alınmalıdır. Gelecek
çıkılan merdivenin kıvrımdan sonrası görünmeyen ne olduğu bilinmeyen basamakları gibidir.
Ama Kalfa kör değildir. Aklı ve sezgisi onu sonunda aydınlığın beklediğini bildirir. Çünkü
Kalfa geçmişinin birikimi ile geleceğini teminat altına almak için temeli sağlam, güçlü

4
insandır. Böyle olmak zorundadır. Bu merdiven realitedir. Hayattır, hayat realitedir. Kalfa
kendi kabuğundan çıkmış, hayatın gerçekleri içindeki insandır.

Bu merdiven hakikat yoludur. Diktir ama Kalfa zorlanmaz. Çünkü kalfa güçlüdür,
sebatkardır, geri dönüşü asla düşünmez.

Dönemeçli merdiven Tefekkür Hücresine girerek başlanmış olan tekris yolunun yani evrimin
bir etabıdır. Tekris bir arayıştır, hakikati arayıştır. Dönemeçli merdiven Büyük Işığa, ilahi
Nura giden yoldaki etaptır.

Bu yol tek kişilik bir yol gibi gözükür. Ama Kalfa yalnız değildir, kollektif şuurun,
dayanışmanın, birlikteliğin sağlamlığı ve güveni içindedir.

Onun için de,

1. Kalfa, hayatın gerçekleri ile yüzyüze gelerek deneyim kazanmalı, hayatın akışına
kendini bırakmak yerine bunu aşmaya çalışmalıdır.

2. Ayrıca, eğitim şarttır. Bu da diploma almak için değildir. Diploma öğrenimin


sonucudur. Eğitim düşünebilme, sorgulayabilmedir.

Kısacası, Kalfaya deneyim ve bilgi gereklidir. Ama bunlar akıl ve hikmetle kazanılmalıdır.

Ancak bu suretle, Kalfa oluruz. Belirli sayıda toplantıya katılmış, hazineye borçlu
olmadığımız için Çıraklıktan kurtulmuş Kalfa değil, bu sıfatı hak eden gerçek Kalfa oluruz.

Üstat bile oluyoruz, hem de diplomalı, ama Kalfalıktan sınıfta kaldığımızın farkında bile
olmuyoruz. Aynadaki yüze bakar, içini göremezsek Kalfa değil, Usta değil, Üstat bile olsak,
neye yarar?

Tanju Koray, "Süleyman Mabedinin Kalfaları", GEOMETRİ 10. Yıl Kitabı, s. 125-140.

You might also like