Professional Documents
Culture Documents
Yazarlar
Prof.Dr. Mustafa CANKURTARAN (Ünite 1, 7)
Prof.Dr. Belgin. Demet ÖZBABALIK ADAPINAR (Ünite 2, 3, 4)
Prof.Dr. Emine DÜNDAR (Ünite 5)
Prof.Dr. Baki ADAPINAR (Ünite 6)
Prof.Dr. Ali ARSLANTAŞ (Ünite 8)
Editör
Prof.Dr. Belgin Demet ÖZBABALIK ADAPINAR
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Öğretim Tasarımcıları
Dr.Öğr.Üyesi Fatma Seçil Banar
Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan
Kapak Düzeni
Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan
E-ISBN
978-975-06-3241-9
2708-0-0-0-1309-V01
İçindekiler iii
İçindekiler
Önsöz .................................................................................................................. viii
Merdiven ................................................................................................................. 24
Mobilya .................................................................................................................... 24
Banyo ve Tuvalet .................................................................................................... 24
Özet ................................................................................................................................ 25
Kendimizi Sınayalım .................................................................................................... 26
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ......................................................................... 27
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................. 27
Yararlanılan Kaynaklar ................................................................................................ 28
Sözlük......................................................................................... 113
viii İçindekiler
Önsöz
Sevgili öğrenciler,
İnsanoğlunun varlığını sürdürebilmesi temel bakım gereksinimlerinin karşılanması
ile mümkün olmaktadır. Günümüzde değişen koşullar, artan bilimsel ve teknolojik ge-
lişmeler geleneksel bakım anlayışını değiştirmiş ve gerek bireyin gerekse toplumun diğer
öğelerinin temel bakım hizmetlerine bakışını da farklılaştırmıştır. Bu değişimin en çok
hissedildiği yaş grupları ise bebekler ve yaşlılardır. Son 20 yılda ülkemizde ortalama ya-
şam süresi anlamlı bir şekilde uzamıştır. Türkiye’de 2009 yılı itibarıyla doğuştan itibaren
beklenen yaşam süresi 73,4 yıl olup bu değer erkekler için 71,5 ve kadınlar için 76,1’dir.
Bu durum temel bakım ile beraber geçmiş bilgilerimizin artık çok geçerli olmadığını yeni
birçok kavramın ve hizmetin hayatımızın içinde olması gerektiğini bize göstermektedir.
Elinizdeki kitap, temel bakım hizmetleri ile ilgili en güncel ve en son bilgileri içermek-
te olup bu konudaki birikimlerin bir ürünüdür. Kitap sekiz bölümden oluşmaktadır. İlk
ünite konunun ana hatlarını oluşturmakta olup yaşlıda temel bakımın nasıl planlanması
gerektiğini vurgulamaktadır. İkinci ünite ile beraber daha iyi yaşam koşulları oluşturmak
için oluşabilecek kazalardan korunma yolları tanımlanmaktadır. Üçüncü ve 4. üniteler
yaşlının zamanını daha verimli geçirmesine yardımcı olacak meşguliyet ve davranış teda-
vilerini tanımlarken, 5. ünite psikososyal davranış tedavisinden bahsetmektedir. Altıncı
ünite bakım hizmetlerinin etik ve hukuksal boyutunu gözden geçirmekte, 7. ünite ise öz
bakım ve beslenmeyi içermektedir. Son ünite ile de bakım hizmetleri üzerinde ki dini ve
ahlaki bakışı da öğrenmiş olmaktayız.
Farklı bilim alanlarından farklı insanların oluşturduğu bu kitabın sizler için iyi bir
referans kitabı olması dileği ile verimli bir yıl geçirmenizi diliyorum.
Editör
Prof.Dr. Belgin Demet ÖZBABALIK ADAPINAR
1
TEMEL BAKIM HİZMETLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yaşlılık ve bakım konusunu tanımlayabilecek,
Temel bakımın ana prensiplerini sıralayabilecek,
Bakım tiplerini ve yerlerini ifade edebilecek,
Sosyal hizmet alanı ve yaşlı bakımı ilişkisini açıklayabilecek,
Temel bakımda sorunlar, iletişim ve uygulama alanlarını tanımlayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Geriatri • Sosyal Hizmet Alanı
• Yaşlı • İnterdisipliner Ekip
• Bakım • Evde Bakım
• Aktivite • Kurumsal Bakım
• Bağımlılık • Sağlıklı Yaşlı
• Yetiyitimi • Kırılgan Yaşlı
İçindekiler
• GİRİŞ
• BİREYSEL TEMEL GEREKSİNİMLER VE
TANIMLAR
• BAKIM UYGULAMALARININ
YÜRÜTÜLMESİNDE TEMEL KURALLAR
• ALIŞKANLIKLARIN ORTAYA KONMASI
• TEMEL BAKIM YÜRÜTÜRKEN SIK
KARŞILAŞILAN KISITLILIKLAR
• BİREYE ÖZGÜ BAKIM PLANLAMASI
Temel Bakım Hizmetleri Temel Bakımın Planlanması • PLANLANAN BAKIMLA İLGİLİ BİLGİYİ
SUNMA VE İLETİŞİM YOLLARI
• BAKIM PLANI İLE İLGİLİ GEREKLİ
DÖKÜMANI HAZIRLAMA VE
DOLDURMA
• BAKIM PLANININ YÜRÜTÜLMESİ
SIRASINDA TEKNOLOJİYİ KULLANMA
VE GELİŞTİRME
• ÖLÜM ANINDA YANINDA OLMA
Temel Bakımın Planlanması
GİRİŞ
İnsanlar artık daha uzun yaşamakta, doğum oranları azalmakta ve sonuçta yaşlı nüfus sayı
ve oranı gün geçtikçe artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geriatrik yaş grubunu
65 yaş ve üzeri olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde 2000 yılında yapılan nüfus sayımında
65 yaş ve üzeri nüfus tüm nüfusun %5.7’si iken 2007’de bu oran %7.1, 2009’da %6.9 ve son
olarak Türkiye İstatistik Kurumunun Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2010
verilerine göre bu oran % 7.2’dir (5.327.736 kişi). Devlet Planlama Teşkilatı tarafından
hazırlanan verilere göre yaşlı nüfusun 2015 yılında 8.4 milyon, 2025 yılında ise 12 milyon
olacağı tahmin edilmektedir.
Yaşlı nüfusun artmasının yanı sıra doğuştan itibaren beklenen yaşam süresi de art-
maktadır. Türkiye’de 2009 yılı itibarıyla doğuştan itibaren beklenen yaşam süresi 73,4 yıl
olup bu değer erkekler için 71,5 ve kadınlar için 76,1’dir. Nüfus oranlarının dışında hasta-
ne hizmetlerinin ve akut hospitalizasyonların % 36’sını ve sağlık harcamalarının %50’lere
yaklaşan kısmını 65 yaş üstü hastalar kullanmaktadır.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte fizyolojik, psikolojik, emosyonel, bilişsel, sosyal alanlarda
değişiklikler oluşabilmekte, bireyin fonksiyonel kapasitesi azalırken kronik hastalıklar
artmaktadır. Yaşlılık döneminde kronik hastalıkların bulunması bireylerin yaşamlarını
olumsuz etkilemekte, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede yetersizlik, fonksiyo-
nel güçsüzlük, hastalık semptomları ve fiziksel iyilik halinin bozulması tedaviye uyumu
zorlaştırmakta ve öz bakım gücü yetersizliğine neden olarak psikolojik sorunlara yol aça-
bilmektedir.
Bugün için yaşlılarımızın kasım 2009’daki bir rakama göre sadece 235’te birinin yatılı
bakım kurumlarında yer alması, evde bakım sisteminin yetersiz sayı ve donanımda olma-
sı, yaşlılar ile ilgili gündüz hastanesi -gündüz bakımevi ve kreşleri- yaşlı apartmanları gibi
alternatif daha modern daha az maliyetli ve bakımı ve sosyal yapıyı destekleyen sistem-
lerin olmaması ya da bir iki taneyi geçmemesi bakımın önünde önemli engellerdir. Ülke
nüfusunun yaşlanmaya başlaması ile son 10 yılda özelikle geriatri alanında üniversitelerde
bilim dallarının açılması ile ve yaşlı bakımının sağlık, sosyal, fiziksel, psikolojik yönlerinin
olduğu gerçeğinden hareketle oluşturulmaya çalışılan multidisipliner yaklaşımla bugün
için yetersiz ama önemli adımlar atılmaktadır.
Geriatri ve Gerontoloji’nin gelişimi paralelinde 1954 yılında Clark Tıbbitts’in “yaşlıla-
rın toplumsal ve kültürel çevreden soyutlanmadan incelenmesine” ilişkin görüşü ile sos-
yal-gerontoloji kavramını ortaya çıkmıştır. Sosyal gerontoloji, yaşlıların ve yaşlanmanın
toplumsal yapıyı nasıl etkilediği ve bu etkiden nasıl etkilendiğini inceleyerek kuramsal bir
4 Temel Bakım Hizmetleri
çerçeve oluşturmayı amaçlayan bir disiplindir. Gerontolojik sosyal hizmet, toplumu bir
bütün olarak ele alır ve sosyal refah programlarının geliştirilmesinde de rol oynar. Çağdaş
yaşlı politikası sorunları önlemeyi, hizmetler ile var olan sistemi her an hazır tutmayı ve
yaşlıların sağlıklı yaşlanmasına olanak sağlayan ortamları oluşturmayı temel almaktadır.
Bu hizmetin verilebilmesinde sosyal hizmet uzmanlarına büyük görevler düşmektedir.
Yaşlılara yönelik verilen hizmetleri genel olarak barınmaya ilişkin hizmetler, gündüz
bakımı ve destek hizmetleri, boş zaman değerlendirilmesine yönelik faaliyetler, çalışma
yaşamı ve ekonomik sorunlara ilişkin hizmetler olarak 4 başlık altında toplanabilir. Bunun
yanı sıra yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerini, eğitim ve çalışma hizmetlerini ayrı bir kate-
gori olarak ele alan yaklaşımlar da vardır. Bu başlıkların her birinin altında sosyal hizmet
uzmanının görevleri çeşitlenmekte ve önemi artmaktadır. Bu görevleri düşünüldüğünde
ve geriatrist gözüyle bakıldığında sosyal hizmet uzmanları özellikle yaşlı hastalar için vaz-
geçilemez kimselerdir.
Sosyal hizmet uzmanı yaşlıyı değerlendirirken kişilerin sorun çözme kapasitelerini
geliştirmelerine yardımcı olmayı, yaşlıların toplumda var olan kaynaklara ulaşmalarını
sağlamayı, mevcut hizmetleri yaşlıların ihtiyaçlarına cevap verir hale getirmeyi, yaşlı ve
çevresi arasındaki etkileşimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.
Yaşlının, evde, hastanede, kurumda nerede değerlendirildiğine göre temel bakımın
planlanması değişmektedir. Kurumsal bakım, evde bakım, toplumda değerlendirme, has-
tanede bakım farklıdır ve her birinde sosyal hizmet uzmanının görevleri vardır.
Örneğin hastanede değerlendirilirken sosyal hizmet uzmanı, yaşlıyı polikliniğe ilk
geldiği andan itibaren değerlendirmeye başlar. Doktor tarafından muayenesi yapılan yaşlı
ve yakını ile ilk görüşmeyi yapar. Muayene sonrası doktorun istediği tetkiklerin yapıl-
ması ve sonuçlarının doktoruna gösterilmesi konusunda danışmanlık eder. Sonuçlara
göre ilaç kullanımı, diyetinin ayarlanması ve diğer ilgili dallara yönlendirilen hastanın
bu meslek elemanları ile görüşmesi sağlanır. Ekip elemanlarının koordinasyonunun sos-
yal hizmet uzmanı tarafından sağlanması, hastanın tekrarlar yaşamasını engellemiş olur.
Böylece yaşlının aynı bilgileri tekrarlaması ve bıkkınlık oluşmaması sağlanmış olur. Has-
tanın yatması gerektiğinde yaşlı ve ailesine yatış işlemleri ve yatış sırasında hastane pro-
sedürü hakkında bilgi verilir. Yaşlı hastanede kaldığı sürece takip edilir. İhtiyacına göre
psikolojik desteklemede bulunulur. Yaşlının kendisine yetmediği durumlarda kendisinin
ve yakınlarının isteği doğrultusunda bakıcı temini konusunda yönlendirilir. Yaşlının sü-
rekli kullanması gereken tıbbi malzeme ve cihazların temini konusunda da sosyal hizmet
uzmanı yaşlı ve yakınlarına danışmanlık eder. Raporlarının hazırlanması için doktorları
ile görüşür. Taburculuk sonrası bakım problemi yaşayacağı düşünülen yaşlı ve yakınları,
ilgili sosyal hizmet kuruluşları (Huzurevi, bakımevi, rehabilitasyon merkezi vs.) hakkında
bilgilendirilir. Yaşlının taburculuk sonrası yaşayacağı ortam sosyal hizmet uzmanı tarafın-
dan değerlendirilir. Evin mimari yapısından yaşlının kiminle yaşayacağına kadar her türlü
ayrıntı önemlidir. Yaşlının yaşamını sağlıklı ve kaliteli sürdürebilmesi için gerekli düzen-
lemelerin yapılması sosyal hizmet uzmanınca sağlanır. Yakını olmayan yaşlı hastaların
takibi de sosyal hizmet uzmanınca yapılır. Kalacak yeri olmayan yaşlılar için uygun sosyal
hizmet kuruluşları ile görüşülür, sosyal inceleme raporu hazırlanır ve yaşlının kuruluşa
kabulü için gerekli işlemler başlatılır. Ayrıca yaşlı huzurevi gibi bir sosyal hizmet kuru-
luşundan geliyorsa kuruluşla irtibat ve koordinasyon sosyal hizmet uzmanınca sağlanır.
Sosyal hizmet alanının aktif olduğu yerlerden birisi de kurumsal bakımdır. Günümüz-
de kurumsal bakımın yerini, yaşlının bulunduğu ortamda/evde desteklenerek yaşama-
sı almıştır. Ancak ülkemiz koşullarında uzun dönemli bakım hizmetlerine gereksinimi
olan yaşlıların kurumlardan hizmet alması için talep halen devam etmektedir. Ülkemizde
uzun dönemli bakım hizmetleri Yaşlı ve Özürlülük Genel Müdürlüğü, belediyeler, kamu
1. Ünite - Temel Bakımın Planlanması 5
kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörlere bağlı bakım kuruluşları tarafından
yürütülmektedir. Farklı kurumlara bağlı yürütülen uzun dönem bakım hizmetlerinde be-
lirli bir standardizasyon mevcut olmayıp; yaptığımız bu çalışma ile uzun dönemli bakım
hizmeti sunan kurumlar arasında standardizasyon sağlanarak, hizmetlerin ulaşılabilir,
etkin, verimli, güvenli ve kaliteli olarak sunulması hedeflenmiştir. Sosyal hizmet uzmanı
kimlerin uzun dönemli bakım hizmetine nerede ihtiyaç duyduğunun belirlenmesi; ihtiyaç
duyulan bakım hizmetinin güvenli, eşit, ulaşılabilir ve kaliteli olarak sunumunun sağlan-
ması konularında sorumluluk almalıdır.
Ülkemizde yaşlı bakımı verecek personel ya da bireyin nitelik ve nicelik açısından
yetersizliği önemli bir sorundur. Bu mevcut durumda özveri ile çalışan ve kendini ge-
liştirmeye çalışan personel olmadığı anlamında yorumlanmamalıdır. Ancak özellikle hu-
zurevlerinde ve bakımevlerindeki personel sayımız ve personelin yararlandığı hizmet içi
eğitimler ve mezuniyet sonrası eğitimler konusunda önemli eksikler vardır. Bakımevle-
rinde çalışan personelin interdisipliner bir ekip oluşturması, bakımevindeki yaşlı bakımı-
nın kalitesinin arttırılmasının ilk şartıdır. Bugün gördüğümüz uygulama bakımevi per-
sonelinin bir arada çalışma, ekip olarak hareket etme konusunda sorunların görülebildiği
gerçeğidir. Bunun çok yönlü olarak ele alınması gerekmektedir.
lemi veya diğer hastalıkların habercisi olabilir. Bu testlerden alınan puanlardaki düşüşe
neden olan medikal bir sebep bulunamazsa destekleyici yaklaşımlar önerilmelidir. Temel
günlük yaşam aktivitelerinde ve enstrümantal günlük yaşam aktivitelerinde test edilen
başlıklar Tablo 1’de gösterilmiştir.
Bu alanların test edilmesi için geliştirilen ve en sık kullanılan ölçek Barthel’in Gün-
lük Yaşam Aktiviteleri Ölçeğidir. Bu testin amacı hastanın günlük işlerinde ne yaptığını
kaydetmektedir. Hastanın ne yapabileceğini öğrenmek hedeflenmemiştir. Değerlendirilen
işler gayta kontinansı, idrar kontinansı, beslenme, yıkanma (yüz yıkama, saç bakımı, tıraş
dahil olmak üzere), giyinme, transfer, tuvalet kullanma, mobilite, basamak çıkma ve ban-
yodan oluşmaktadır. Hastanın bu işleri bağımsız veya yardımlı yapmasına göre puanlanır.
Alınan skor bağımsızlık derecesini gösterir, ne kadar az puan alınırsa temel günlük yaşam
aktiviteleri o kadar bağımsız yapılmaktadır.
Lawton-Broody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği (EGYA) ise işlemleri
hastanın ne derece bağımsız yerine getirdiğine göre puanlandırılır. Toplam puan 17’dir. Alı-
nan puan bağımsızlık derecesini gösterir, aktiviteleri yerine getirmedeki bağımsızlık dere-
cesi arttıkça alınan puan da artar. Bu testlerin sadece ilk değerlendirmede uygulanması de-
ğil, belli aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir. Disabilite belli bir sürede gelişen dinamik
bir süreç olduğu için hastaların belli aralıklarla bu açıdan değerlendirilmesi uygun olur.
Denge ve duruş bozuklukları yaşla birlikte artar ve düşmelere neden olur. Düşmeler
morbidite ve mortaliteye neden olması açısından önlenmesi önemlidir. Kas-iskelet sistemi
hastalıkları, demans dahil nörolojik hastalıklar ve polifarmasi düşme riskini artırmakta-
dır. Yaşlıların yaklaşık %30’u yılda bir kez düşmektedir. Bu oran 80 yaş üstünde %50’ye
çıkmaktadır. Yaşlıların yaklaşık %20’sinde ise yürüme problemi vardır ve bunlar yürürken
bir başka kişiye veya yardımcı aletlere ihtiyaç duymaktadır. Geriatrik değerlendirme ya-
pılan tüm yaşlılara son 6 ay içinde düşüp düşmedikleri sorulmalıdır. Evet yanıtı verenlere
postür ve mobilite testleri uygulanmalıdır.
Bir kez düşmesi olduğu tespit edilen yaşlılara ‘Kalk ve yürü testi’ uygulanmalı, bu testi
yapamayanlara daha ileri testler yapılmalıdır. Bu testte hastadan kollarını kullanmadan
oturduğu yerden kalkması, 3 metre yürüyerek geri dönmesi ve tekrar oturması istenir. Bu
test ile kuvvet, duruş ve denge değerlendirilebilmektedir. ‘Zamanlı kalk ve yürü’ testinde
ise bu işlem yapılırken zaman tutulur, 15 saniye ve üzerindeki süre düşmelerle ilişkili-
dir. Son bir yıl içinde rekürren düşmesi olanlar veya denge ve postür bozukluğu olanlar
eğitimli kişiler tarafından ve fizyoterapistlerle işbirliği halinde değerlendirilmelidir. İleri
değerlendirme; düşmenin ciddiyeti, hastanın kullandığı medikasyonlar, akut veya kronik
medikal problemler, kardiyovasküler durum, mobilite durumu, görme, postür ve denge-
nin değerlendirilmesi, alt ekstremite eklemlerinin fonksiyonu ve temel nörolojik değer-
lendirmeyi içermelidir.
1. Ünite - Temel Bakımın Planlanması 7
Denge ve postür ile ilgili testlerin gerçekleştirilmesinde ve bozukluk saptanan hasta-
ların terapisinde fizik tedavi uzmanları ve fizyoterapistler ile işbirliği içinde çalışılmalıdır.
Böylece tam bağımsız, yarı bağımlı, bağımlı yaşlı; dinç sağlıklı yaşlı, kırılgan yaşlı
tanımları ortaya kondukça yaşlının gereksinin düzeyi ve çeşitleri de ortaya çıkmaktadır.
Kırılgan yaşlı yaştan bağımsız olarak yarı bağımlı ya da tam bağımlı olan, çok sayıda has-
talığı olan, genel durumunun daha bozuk olduğu veya daha çabuk bozulabilen yaşlılar
için kullanılan bir tanımdır.
tektörü, halı saçakları, serbest kordonların saklanması, baston, yürüteç, tekerlekli sandal-
ye sağlanması evde bakımda önemlidir. Acil durum telefonları kolay ulaşılabilir olmalıdır.
Destekli yaşam sisteminde ise beslenme, ev düzeni, çamaşır, transport, sağlık bakımı
uygulanabilir. Bakımevlerinden daha hesaplıdır. Haftalık doktor bakımı yapılmaktadır.
Grup evlerinde demans hastaları, son dönem hastalar için grup halindeki apartmanlarda
yaşam sistemidir. Sosyal ilişkileri arttırır. Bakım verenler için kolaylıktır ve maliyeti düşü-
rür. Ev hastaneleri sistemi ise hastanede bakımını evde uygulamaktır. Eğitimliler, evliler,
günlük yaşam aktivitelerinde bağımlı olanlar tercih ediyor. Yaşlıda transport önemlidir,
demans hastalarının anlamsız dolaşma, kaçma, kaybolma eğilimi olduğundan dikkatli
olunmalıdır. Yaşlıda tüm bakım sistemlerine rağmen bakıcı tükenme sendromu sıktır.
Özellikle kadın cinsiyette olan aile bireyleri risk altındadır.
Bunlar dışında temel bakım hasta olmadan da toplumda yaşayan yaşlılar için evde
veya toplum merkezlerinde mümkündür. Dolayısı ile bakımın kuralları aslında her yerde
ve ne tip bir bakım olduğuna göre değişmektedir.
Bu tür yaşlıların karşı karşıya olduğu sorunlar temel bakımını da etkilemektedir. Hele
bir de bakım ihtiyaç derecesi arttıkça, bu sorunlarında daha da artması son derece önemli
kısıtlılıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu sorunların bakım verilende ve bakım
verende ve ailede çeşitli sosyal ve psikolojik sonuçları olmaktadır. Bu sorunların aşılma-
sında bakım ekibinde bir sosyal hizmet uzmanı olması son derece yararlı olacaktır. Yaşlı-
nın profesyonel bir destege ulaşması bakımı da kolaylaştırmaktadır.
alıyor olsalar bile bu yaklaşımlardan fayda görürler. Yaşamının sonuna yaklaşmış hastala-
rın bakımı konusunda basamaklı bir yaklaşım geliştirilmelidir. Bu basamaklar aşağıdaki
gibidir:
1. Hastanın sona yaklaştığının fark edilmesi
2. Bakımın amaçlarının netleştirilmesi ve açıklanması
3. Bakımın planlanması
4. Planın uygulanması
5. Tedavinin etkinliğinin ve semptomların şiddetinin değerlendirilmesi
6. Değişiklik olmaması veya başarı durumunda tedaviye devam edilmesi/ Yeni bir
problemle karşılaşılması veya başarısızlık durumunda yeni bir tedavi seçeneği
aranması/ Ölümün gerçekleşmesi durumunda sağlık personelinin üzerine düşen
görevlerin yerine getirilmesi.
Hastanın sona yaklaştığının fark edilmesini takiben bakım amaçlarının belirlenmesi
gereklidir. Hastalık farklı hastalarda farklı şekilde seyredebileceğinden hekim, sosyl hizmet
uzmanı, hasta ve yakınlarını hastanın mevcut sağlık durumu, hastalığın ölüm ihtimali de
dahil tüm muhtemel seyirleri, girişim-tedavi seçenekleri ve bunların fayda ve zararları ko-
nusunda bilgilendirmelidir. Gerekli bilgilendirmeden sonra hastanın değer yargılarını ve
tercihlerini anlamaya çalışmalıdır. Bunların sonucunda tedavi amaçları belirlenmeli, amaç-
lar hasta ve yakınlarıyla görüşerek netleştirilmelidir. Hastalığın seyri boyunca hastalık iler-
ledikçe ve tedavi verildikçe amaçlar değişebilir. Bu yüzden hasta ve yakınlarının ihtiyaçları
ve tercihleri sık sık değerlendirilmelidir. Bir başka deyişle karar verme yaşa sonunda bakı-
mın sadece başlangıcında yapılan bir basamak değildir, aynı zamanda dinamik bir süreçtir.
Bundan sonraki aşama bakımın planlanmasıdır. Bakımın her aşaması dikkatli bir şe-
kilde planlanmalıdır. Öncelikle semptomların belirlenmesi ve iyileştirilmesi gereklidir.
Şikayetlerin sebepleri belirlenmeli, geri döndürülebilir sebepler tedavi edilmelidir. Sürekli
semptomlar için düzenli, epizodik semptomlar için ise lüzumu halinde kullanılacak ilaç-
ların belirlenmesi gerekir. Hastalık seyrinde meydana gelebilecek medikal durumlar ko-
nusunda dikkatli olunmalıdır.
Bakımın planlanması aşamasında bakımın nasıl yapılacağı kadar nerede yapılacağı da
önemlidir. Hastanın bakımının nerede sağlanacağının baştan belirlenmesi şarttır. Ayrıca
fonksiyonel problemler, mobilite, beslenme ve hijyen ile ilgili problemler çözüme kavuş-
turulmalıdır.
Beklenen kayıp konusunda aile bireylerinin bilgilendirilmesi, aydınlatılması gerekli-
dir. Yaşam sonunda bakım planlanırken karar verilmesi gereken hassas konular aşağıda
listelenmiştir.
1. Agresif tedavilerden kaçınılmalıdır. Yaşlıda agresif kemoterapi veya kemoterapiye
dirençli ilerlemiş kanserde kemoterapi verilmesi buna örnektir.
2. Eksik tedavi yapılmamalıdır. Yaşam kalitesini düzeltecek tedaviler aksatılmamalıdır.
3. Tedavinin kar-zarar oranı dengelenerek karar verilmelidir.
4. Semptomların tedavisi yeterli yapılmalıdır.
5. Medikal endikasyon, yaşam kalitesi, hasta ve ailenin istekleri gözden geçirilerek
karar verilmelidir.
6. Kardiyopulmoner resusitasyon (CPR), mekanik ventilasyon, diyaliz, parenteral
beslenme ve hidrasyon gibi invaziv işlemlere yukarıda belirtilen şekilde karar ve-
rilmelidir.
Beklenen ölüm karşısında üzüntü ve yas anlaşılmalı, bu konuda hasta ve ailesine des-
tek verilmelidir. Hasta ve yakınları birbirlerine veda edebilmeleri ve birlikte vakit geçi-
rebilmeleri için ölümün yakın olduğu konusunda bilgilendirilmelidirler. Aile bireylerine
destek ve bakım sağlanmalıdır
1. Ünite - Temel Bakımın Planlanması 13
Özet
Yaşlılık gerçeği ve yaşlı nüfus artmakta ve buna paralel ola-
rak bakım ihtiyacı olan yaşlılar artmaktadır. Temel bir bakım
planının olması bakımın yeri ve tipi ile başlar ve son derece
kapsamlıdır. Sosyal hizmet uzmanı veya yaşlıdan sorumlu
kişi bu temel bakımı aile ve yaşlı ve diğer ilgili disiplinlerle
birlikte planlamalıdır.
Kurumsal bakım, evde bakım, hastanede bakım; yaşlının ol-
duğu her aşamada bakım planları olmalıdır. Gelişmiş ülkeler
baz alınıp, kendi toplum geleneğimiz göz önünde bulundu-
rularak oluşturulacak bir sistem, tüm toplumca benimsene-
cek ve desteklenecektir.
14 Temel Bakım Hizmetleri
Kendimizi Sınayalım
1. Yaşlı bakım tipleri arasında yer almayan hangisidir? 6. Hangisi yaşam sonu bakımın basamaklarından değildir?
a. Evde bakım a. Hastanın sona yaklaştığının fark edilmesi
b. Hastanede bakım b. Bakımın amaçlarının netleştirilmesi ve açıklanması
c. Kurumsal bakım c. Bakımın planlanması
d. Palyatif bakım d. Planın uygulanması
e. İnkontinans bakımı e. Tedaviye son verilmesi
2. Türkiye’de 2010 tarihine göre yaşlı nüfus oranı yaklaşık % 7. Hangisi Bakım planının yürütülmesi sırasında teknoloji-
kaçtır? yi kullanma ve geliştirme içerisinde yer almaz?
a. 5 a. Elektronik tabanlı kayıt sistemi
b. 7 b. Gerontoteknoloji
c. 10 c. Pediatri
d. 12 d. Yaşlının ve ailenin adaptasyonu
e. 15 e. Bakımda teknolojinin kullanılması
3. Hangisi yaşlı bakımda bireysel ihtiyaçlarının belirlenme- 8. Hangisi bireye özgü bakım planlamasında primer önemli
sinde ana değerlendirme kriterlerinden değildir? değildir?
a. Günlük yaşam aktiviteleri a. Diyabet varlığı
b. Enstrumental Günlük yaşam aktiviteleri b. Demans varlığı
c. Beslenme değerlendirmesi c. Aile
d. Hastalıkları ve ilaçları d. Alışkanlıkları
e. Safra kesesi ameliyatı öyküsü e. Gerontoteknoloji
4. Hangisi günlük temel yaşam aktivitelerinden biri değildir? 9. Yaşıyla ilgili bakış ve anlayışının gençlerin anlayış ve ba-
a. Giyinme kışlarıyla örtüşememesinin yarattığı sorunlar nedir?
b. Banyo a. Kuşak sorunu
c. Kontinans b. Sevgi sorunu
d. Transfer c. Ekonomik sorun
e. Bulaşık yıkama d. Geleneksel sorun
e. Duygu sorunu
5. Hangisi yaşlı bakım planının sunulmasında temel mad-
delerden değildir? 10. Derdini tam anlamıyla anlatamama, ağrılarının geçme-
a. Etik değerler yeceğinin, gözlerinin artık daha iyi görmeyeceğinin, kulak-
b. İletişim larının daha iyi duymayacağının bilincinde olması ve bunun
c. Göz Teması yarattığı sorunlara ne isim verilir?
d. Ailesi a. Sevgi sorunu
e. Yemek çeşidi b. İletişim sorunu
c. Umut sorunu
d. Kuşak sorunu
e. Gereksizlik sorunu
1. Ünite - Temel Bakımın Planlanması 15
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Kaza tanımını ve yaşlılarda en sık karşılaşılan kaza nedenlerini ifade edebilecek,
Kazalardan korunmada önemli olan kişisel ve çevresel faktörleri belirleyebilecek,
Kazaları önlemede alınabilecek kişisel ve çevresel önlemleri sıralayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Kaza • Kırık
• Düşme • Aspirasyon
• Ev Kazası • Yanık
• Trafik Kazası • İntoksikasyon
• Yangın • Güvenlik
İçindekiler
• GİRİŞ
• KAZA TANIMI
• YAŞLILARDA EN SIK KARŞILAŞILAN
KAZALAR VE SONUÇLARI
• KAZALARDAN KORUNMADA KİŞİSEL
Yaşlılarda Kazalardan Korunmak FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ
Temel Bakım Hizmetleri • KAZALARDAN KORUNMADA
İçin Çevrenin Düzenlenmesi
ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN
BELİRLENMESİ
• KAZALARI ÖNLEMEDE KİŞİSEL
ÖNLEMLER
• KAZALARI ÖNLEMEDE ÇEVRESEL
ÖNLEMLER
Yaşlılarda Kazalardan
Korunmak İçin Çevrenin
Düzenlenmesi
GİRİŞ
Yaşlılık dönemi bireyin, yaşam tarzı ile ilgili pek çok değişikliği de beraberinde getirir.
Bunun nedenleri çoğunlukla yaşa bağlı değişen fiziksel, duygusal ve sosyal durumlardır.
Örneğin, yaşlanma ile azalan görme ve işitme duyusu etraftaki pek çok tehlikeyi gö-
rünmez kılabildiği gibi iletişim sorunlarına yol açarak çevreden haberdar olmayı da ön-
leyebilir. Yine yaşlanma ile beraber bireyin yalnız yaşama becerisi azalırken, buna karşın
çoğunlukla da yalnız yaşamak zorunda kalarak tehlikelere karşı savunmasız olabilir. Bazı
kronik hastalıklar hareketi zorlaştırarak kişileri bulundukları mekana bağımlı kılabilir.
Bellek sorunları nedeniyle dikkat ve bilişsel aktiviteler azalabilir. Yapılan çalışmalar-
da, yaşlıların %56,6’sında görme gücünde azalma, %39,6’sında işitme gücünde azalma,
%78’inde unutkanlık, %76,2’sinde yürüme güçlüğü, % 60,8’inde karanlığa uyum göster-
mekte güçlük ve %88,1’inde güçsüzlük ve bitkinlik problemleri olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu olumsuz durumlar yaşlının kazalara yatkınlığını arttırır.
Yaşlılar hem ev içi hem de ev dışı alanlarda kazalara yatkındırlar. Bununla beraber
yaşlılarda en fazla görülen kazalar ev kazalarıdır.
KAZA TANIMI
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kaza Arapça kökenli bir sözcük olup” Can veya mal
kaybına, zararına neden olan kötü olay” anlamına gelmektedir. Daha geniş bir ifade kul-
lanmak gerekirse kaza; daha önce alınabilecek önlemlerle engellenebilen, önceden plan-
lanmayan ve beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkan, can ve mal kaybı ile sonuçlanan bir
olay olarak tanımlanmaktadır.
http://www.msxlabs.org/forum/x-sozluk/235461-kaza-kaza-nedir-kaza hakkinda.
html#ixzz201NeqwRs
Kazaların tipleri ile nasıl ve niçin olduğuna ilişkin konular çok sayıdaki çalışmalar ile
incelenmiştir. Kazalar, sadece nedenleri ile değil doğurduğu sonuçlar açısından da gü-
venlik ve sağlık çalışmalarını meşgul eden bir problemdir. Çünkü bu soruya bulunacak
cevaplar, kazaları önleyebilmek için yapılacak çalışmaların temelini de teşkil eder.
Kazalar şu şekilde sınıflanabilir,
• İş kazaları,
• Ev kazaları,
• Trafik kazaları,
18 Temel Bakım Hizmetleri
• Zehirlenmeler,
• Yanıklar,
• Diğerleri (spor, kitlesel, boğulma, elektrik çarpması).
Kazaların görülme oranları ile ilgili bilgiler çok değişiktir. Genel popülasyona baktığı-
nızda, Türkiye’ deki kazaların %40’ ı trafik kazaları, %20’ si iş kazaları, %20’ si ev kazaları
ve %5’ i ise ateşli silah yaralanmalarıdır. Ayrıca tarımsal uygulamalar ve sportif etkinlik-
lerde de kazalar görülmektedir. Türkiye genelindeki kaza dağılımında ev kazaları, trafik
kazalarından sonra iş kazaları ile birlikte ikinci sırada yer almaktadır. İş kazaları, daha
sıklıkla çalışma hayatındaki genç popülasyon arasında görülürken, ev kazaları evde daha
çok zaman geçiren çocuk, özürlü ve yaşlı grupta daha fazla görülür. Trafik kazaları yaşa-
ma, duyu organlarının zayıflaması ve reflekslerde azalmadır.
Yaşlılarda en sık rastlanılan kazalar ev kazaları ve düşmelerdir. Daha sonraki sırada
trafik kazaları gelir. İleri yaş grubunda (85 ve üzeri) düşme sonrası hastaların %20’si ölür.
Yaşlılık döneminde, kazalar artan bir şekilde sakatlık ve ölüm nedeni olup ölüm nedenleri
arasında 6. Sırada yer almaktadır.
www.dti.gov.uk/homesafetynet Works/pdffalls/accidents
Ev Kazaları
Ev kazaları içerisinde en sık rastlanan kaza tipleri düşme, yangın, havasız kalma ve zehir-
lenmelerdir.
Düşme
Düşmeler, en sık rastlanan kaza tiplerinden birisidir ve sıklıkla ciddi yaralanmalara sebep
olur. Yaralanmalar genellikle kol, bacak, kaburga veya kafatası kemiklerinde görülen kı-
rıklardır. Huzurevi ve hastanelerdeki düşme hızının, 65 yaş ve üzeri toplumda yaşayanlara
göre 3 kat daha fazla olduğu açıklanmaktadır. Huzurevinde yaşayan yaşlıların düşme mik-
tarı, yatak başına 1.5 yıl olup bunların çoğunluğu yaralanmadan hafif olarak geçirilirken,
%10-15’i hastaneye yatışla sonlanmaktadır. Hafif düşmelerle, %10-25’inin ise hastaneye
yatış ya da kırıkla sonuçlandığı belirtilmektedir.
Düşmenin pek çok nedeni vardır.
Düşme risk faktörleri; biyolojik, davranışsal, çevresel ve sosyoekonomik faktörler ola-
rak dört grupta toplanmaktadır.
2. Ünite - Yaşlılarda Kazalardan Korunmak İçin Çevrenin Düzenlenmesi 19
Sosyal ve ekonomik faktörler Yetersiz gelir, düşük eğitim, kötü koşullu konutlarda yaşam
Şekil 2.1
Pinto, M.R.,
Medici, S.D., Sant,
C.V Ergonomics
Gerontechnology and
Design For The Home-
Environment, Applied
Ergonomics 2000
Düşme nedenleri;
• Merdiven, sandalye, yatak, koltuk gibi yüksek bir yerden düşme,
• Tümsek, halı gibi engellere takılarak düşme,
• Zayıf ışıklandırma, karanlıkta yapılan aktiviteler nedeniyle düşme,
• Şekli bozulmuş veya cilalanmış yüzey, tuvalet, banyo gibi ıslak zemin sorunları
nedeniyle düşme,
• Beyin hastalıklarına bağlı denge ve baş dönmesi problemleri nedeniyle düşme,
• Görme, işitme, dokunma gibi duyu kayıplarına bağlı ortaya çıkan düşme,
Yanıklar, Ev Yangınları
Unutkanlık, refleks kaybı, dikkat eksikliği, ihmal veya fiziksel kusurlar ev yangınlarının
en büyük nedenleri arasındadır. Bu yangınların sonucu olarak bölgesel veya genel yanık
olguları sıklıkla görülür. Yanık dışında yangında ortaya çıkan diğer bir durum, karbon
monoksit solunmasına bağlı zehirlenmelerdir. Yanıklar yaşamsal olarak önemli bölgeleri
veya vücudun geniş alanlarını tuttuğu zaman ölüm ortaya çıkabilir. Sinir uçlarının yoğun
olduğu hassas bölgelerde olduğu zaman ise şok gelişebilir.
Yangında oluşan karbon monoksit zehirlenmelerinde, renksiz ve kokusuz olan karbon
monoksit gazı, kanda hemoglobindeki oksijenin yerini alarak %30 oranında zehirlenme-
ye, yaklaşık %65 oranında da ölüme neden olur. Bu kişilerin kanlarında ölçülebilir şekilde
karbon monoksit gazı saptanır.
20 Temel Bakım Hizmetleri
Lokal olarak vücut yanıkları, ev yangınları dışında gaz, elektrik ya da açık ateşe ku-
maş veya elbiselerin değmesi ile de olabilir. Koku alma yeteneği azalmış yaşlı, demanslı
insanlarda da bu sıklıkla gözlenir. Aşırı alkol ve sigara kullanma da birer yangın nedeni
olabilir. Bunların önlenebilmesi için hemen alev almayan kumaş türlerinin kullanılması
yararlı olabilir.
Yanlışlıkla alınan sıcak maddeler, korozif likitler ve buhar yanık ve yaralara yol açabi-
lir. Bu nedenle yaşlıyı çok sıcak maddeleri kullanmasından uzak tutmak gerekir.
Zehirlenmeler
Evdeki ve çevredeki birçok madde zehirlenmeye yol açabilir. Bunlar çoğunlukla katı veya
sıvı zehirli maddeler yoluyla, daha az bir olasılıkla inhalasyon (solunum) yoluyla olur.
Zehirlenme bilmeden, yiyeceklerle veya intihar amacı ile olabilir. Yaşlının aldığı ilaçların
dozunu ayarlayamaması, çoklu ilaç etkileşimleri, duyu organlarının zayıflaması nedeniyle
renk, koku algısını yapamamaları zehirlenmeleri kolaylaştırır. Deterjanlar, tarım ilaçları,
boya maddeleri, gaz, karosen, antifiriz ve diğer temizleyici maddeler zehirlenmeye yol
açabilir. Bu maddeler orijinal paketlerinde değil de herhangi bir şişe ya da paketin içinde
bulunmaları nedeni ile yanlışlıkla alınabilirler.
Elektrik Çarpmaları
Evlerdeki 220’nin üstü 230/240 alternatif akımlar oldukça tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
100 volt altındaki akımlar nadiren tehlikeli olabilir. Evde elektrik tamiri ile uğraşanlarda
bu tip elektrik kazaları sıklıkla görülmektedir. Çoğu kazalar, dikkatsizlikten ya da evdeki
elektrik donanımındaki bir hatadan kaynaklanır. Elektrik hattının ortada olması ya da aşı-
rı yük binmesi de buna neden olabilir. Özellikle banyoda ve banyo sonrasında ıslak kalı-
nan durumlar tehlikeli olabildiği gibi, derinin ıslaklığı ve geçirgenliği de önemlidir. Elekt-
rik çarpmaları kardiyak fibrilasyon, koma ve solunum sıkıntısı ile ölüme neden olabilir.
Yapılan çalışmalar, 65 yaş üstü grupta, kadınların, evli olmayanların ve eğitim düzeyi düşük
olanların, 75 yaş üstü grupta ise, yalnız yaşayanların daha fazla ev kazası riski taşıdığını
saptamıştır. Genel anlamda kaza oranları kadınlarda erkeklerden daha yüksek olup her iki
cinste de yaşla birlikte artmaktadır.
yaşayanlara göre daha fazla yaşadıkları belirlemiştir. Yaşlı eş ile yaşayanların daha sık kaza
geçirdiğini savunan görüş, bunun nedeni olarak eşle birlikte yaşamanın çocuklarının des-
teğinden daha yoksun kalmaları anlamına geldiğinden bahsetmişlerdir.
Yaşlı bireylerin “dolap kullanırken “gece karanlıkta oda veya koridor içerisinde yürürken”,
“küvet, duş, tuvalet zaman geçirirken”, “hızla yataktan kalkarken”, “ev içinde yürürken”, “ıs-
lak elle kapı/pencere kolu açarken” ev kazalarına yönelik riskleri vardır. Kadın olmak ve
eğitim düzeyi bu davranışları olumlu yönde etkiler
www.dti.gov.uk/homesafetynet work/pdffalls/accident.
Ev İçi Düzenlemeleri
Telefon
Kapılar
Girişte ve tekerlekli sandalye ile problem yaşamamak için sahan-
lık, merdiven ve kapı geçişleri geniş ve yatay olmalı.
Kapı kolları içeriden ve dışarıdan kolay açılabilecek şekilde olmalı.
Kapı eşikleri olmamalıdır.
Kapı kolları ve kapılar sağlam olmalı.
Kapıya yakın olarak yerleştirilmiş bir oturma yeri eve yorularak
gelen yaşlı bireyin dinlenmesine olanak sağlayabilir.
İlaçlar
İlaçlar direkt ışık almayan, serin ve güvenli yerde saklanmalıdır.
İlaçlar kendi kutularında tutulmalıdır.
Yanlış ilaç kullanımının engellenmesi amacıyla ilaç kutularının
üzerine çeşitli uyarıcılar yazılmalıdır.
Mutfakta böcek ilacı bulundurulmamalıdır.
Zemin
Zemine kayabilecek özellikte olan halı, kilim gibi malzemeler se-
rilmemelidir
Zemindeki malzemeler kenarları takılıp, düşmeye ve kaymaya yol
açabilecek biçimde veya kıvrılmış durumda olmamalıdır.
Özellikle banyo, mutfak ve tuvalette çabuk kuruyan zeminler ter-
cih edilmelidir.
Islak yerler hızlıca kurulanmalıdır.
Ayak tabanı kaydırmaz terlik ya da ayakkabı seçilmeli ve giyil-
melidir.
Yatak etrafında bol miktarda yürüyüş yolu bırakılmalıdır.
Elektrik kabloları mutfak, banyo gibi su kullanılan alanlarda elektrik çarpmasını ön-
leyici özellikte olmalıdır.
Mümkünse yangın alarmı kullanılmalıdır.
Yaşlıların yatakta sigara içmesi engellenmelidir
Yangın merdiveni ya da acil çıkış kapıları olmalıdır.
Doğal gaz kullanılıyorsa alev ya da arıza anında otomatik gaz kesim sistemi olmalıdır.
Ocak, ısıtıcı gibi araçların düğmelerinin açık kapalı durumları kolayca fark edebilecek
biçimde işaretletmiş olmalıdır.
Ocak, ısıtıcı gibi araçların düğmeleri yanıklara engel olacak şekilde fırının ön tarafında
olmalıdır.
Ocak ve fırınların yakınında kolayca tutuşabilecek maddeler ve cisimler olmamalıdır.
Merdiven
Mobilya
Mobilyalar, düşme riskini azaltmak için duvarlar boyunca ve alanın
köşesine yerleştirilmelidir.
Yumuşak oturaklı ama sert destek kollu sandalye ve koltuklar tercih
edilmelidir.
Sandalye ve kanepeler çok yüksek ya da çok derin olmamalı, kolay-
lıkla kalkılabilmelidir.
Sandalye ve kanepeler sağlam ve güvenli olmalı, oturma ya da aya-
ğa kalkmada yardımcı kollukları olmalıdır, eğilme yada sallanma
yapmamalıdır.
Masa ayakları düşme ve takılmaları engellemek için dışarıya çıkıntılı olmamalıdır.
Mutfak masalarında ayakta kullanıldığı durumlarda bir destek fonksiyonu da üstlene-
bilmelidir.
Yaşlıların baston kullandığı düşünülerek kapı üzerinde bir baston askısı yapılabilir.
Banyo ve Tuvalet
Oturma-kalkma eyleminin daha rahat yapılmasını sağlamak için
klozet kenarından duvara monte edilecek bir destek kolu olan klo-
zetler tercih edilmelidir.
Banyo ve tuvaletler iyi aydınlatılmalı, döşeme malzemesi kaygan
olmamalı, kaymayan paspaslar kullanılmalı, döşemeler ıslak bıra-
kılmamalıdır.
Kaymayan terlikler kullanılmalıdır.
Banyo ve tuvalette eşik olmamalıdır.
Sonuç olarak; Yaşlılarda kazalara sıklıkla rastlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni
yaşlanma ile değişen ve bozulan denge ve duyu organlarıdır. Kazalarda bireylerin rolü ol-
duğu kadar çevrenin ve yaşanılan mekânın da etkisi vardır. Bu nedenle, riski azaltmanın
yolu, bireylerin bilgilendirilmesi ve yaşanılan çevrenin düzenlenmesinden geçer.
2. Ünite - Yaşlılarda Kazalardan Korunmak İçin Çevrenin Düzenlenmesi 25
Özet
Daha önce alınabilecek önlemlerle engelle-nebilen, önceden me güçlüğü, refleks azalması ve duyu organ bozukluğu trafik
planlanmayan ve beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkan, içindeki hareket halinde veya duran araçlar ile ilgili risk ya-
can ve mal kaybı ile sonuçlanan olaylara kaza denir. Kazalar, ratır. Yaş arttıkça trafik kazaları sonrasında beyin, omurga,
iş, ev, trafik kazaları, zehirlenmeler ve yanıklar şeklinde sınıf- göğüs kafesi ve iskelet sistemi yaralanması riskleri artar.
lanabilir. Yaşlılarda en sık rastlanılan kazalar ise ev kazaları Yaşlıların davranışsal problemleri, yaş, kadın olma, eğitim
ve düşmeler, trafik kazaları olarak sıralanabilir. Yaşlılık dö- durumu, birlikte yaşadığı bir kişinin varlığı kazaları oluştu-
neminde, kazalar artan bir şekilde sakatlık ve ölüm nedeni ran kişisel faktörler iken, olduğu yer, zaman ve mevsim çev-
olup ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır. Yaşlı- resel faktörlerdir. Bu bağlamda eğitim ile davranışsal destek
larda kazaların oluşmasındaki ana nedenler, dikkat azalması, sağlamak bireysel riskleri azaltırken, çevre ve mekân düzen-
yalnız yaşam, görme ve işitme gücünün azalması, karanlığa lemesi birey dışındaki riskleri azaltır. Buna göre yaşlının ka-
adaptasyonun zayıflaması, adale kuvveti ve koordinasyonun zadan korunmasında yaşadığı çevrenin;
yetersiz olması, unutkanlık, erken yorulma ve ileri yaştır. İyi aydınlatılması, eşyaların az ve düzenli oluşu, hareket ala-
Düşmeler, en sık rastlanan kaza tiplerinden birisidir. Düşme nının fazlalığı, halı ve kilim gibi kazayı kolaylaştıran zemin
nedenleri; Merdiven, sandalye, yatak, koltuk gibi yüksek bir materyallerinin azaltılması, elektrik kablolarının engel teşkil
yerden düşme, tümsek, halı gibi engellere takılarak düşme, etmesinin önlenmesi alınacak ilk önlemlerdendir.
zayıf ışıklandırma, karanlıkta yapılan aktiviteler nedeniyle Kapıların geniş ve eşiksiz oluşu, kolay ulaşabilen birden faz-
düşme, şekli bozulmuş veya cilalanmış yüzey, tuvalet, ban- la telefonun varlığı, kaygan zeminlerin önlenmesi, ilaçların
yo gibi ıslak zemin sorunları nedeniyle düşme, beyin hasta- iyi korunması, evde ki tehlikeli ateş kaynaklarının kontrol
lıklarına bağlı denge ve baş dönmesi problemleri nedeniyle edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması, ocak havagazı gibi
düşme, görme, işitme, dokunma gibi duyu kayıplarına bağlı kullanılan araçların düğmelerinin kontrol edilmesi, otomatik
ortaya çıkan düşme olarak sıralanabilir. kapatma sistemi ve yangın alarmı gibi önlem sistemlerinin
Daha az görülmekle beraber yangınlar ve ev yangınları da alınması diğer önemli çevresel korunma yollarındandır.
görülebilir. Yaşlılarda unutkanlık, refleks kaybı, dikkat ek- Merdivenlerde iki taraflı tırabzan olması, iyi ışıklandırılması,
sikliği, ihmal veya fiziksel kusurlar yangınlarının en büyük tuvalet ve banyo gibi yerlerde oturma ve kalkmayı kolaylaştıran
nedenleri arasındadır. tutunma sistemlerinin olması yaşlılar için mutlak gereklidir.
Yaşlıların diğer gruplara göre daha fazla etkilendiği trafik Yaşlıların bireysel ve çevresel koşullarının takibi kaza riskini
kaza tipi ise yaya kazalarıdır. Yaşlının dikkat eksikliği, yürü- azaltarak yaşam kalitesini arttırabilir.
26 Temel Bakım Hizmetleri
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi kazaya yol açan ve yaşlılık döne- 6. Aşağıdakilerden hangisi kazaların oluşmasındaki kişisel
mine ait fizyolojik değişimdir? faktörlerden biri değildir?
a. Ayakta çıkan nasırlar a. Kırsal yerde oturmak
b. Bel fıtığı b. İleri yaş
c. Görme duyusunda azalma c. Davranış problemleri
d. Gece uykusunda azalma d. Düşük eğitim
e. Daha agresif davranış şekli e. Birlikte yaşadığı insan sayısı
Sıra Sizde 3
• Bireye İlişkin Faktörler:
• İleri Yaş
• Denge ve yürüme problemleri
• Duyma yetersizliği
• Görme bozuklukları
• İlaç kullanımı
• Bazı hastalıklar (hipertansiyon, osteoporoz vb.)
• Çevreye ilişkin Faktörler
• Kaygan ve ıslak zemin
• Kalabalık ve hareketli mobilyalar ve objeler
• Yetersiz aydınlatma
28 Temel Bakım Hizmetleri
Yararlanılan Kaynaklar
Güner, P. Ve Güler, Ç. Yaşlıların Ev Güvenliği ve Güvenlik
Listesi, Turkish Journal of Geriatrics 2002, 5 (4): 150-154.
Pinto, M.R. Medici, S.D. Sant, C.V. Bianchi, A. Zlotnicki, A.
Napoli, C. Ergonomics, Gerontechnology and Design
For The Home-Environment, Applied Ergonomics 2000,
31.317-322.
İlçe ö, İlçe C, Dıramalı A, “yaşlılarda ev kazalarının önlen-
mesi ve ev kazalarının önlenmesine yönelik iç mekân
çözümlemeleri”, Hacettepe sosyolojik araştırmalar, e der-
gisi; 2007
Ortabağ T, Özdemir Ö, Kılıç S, Özel bakım merkezinde ya-
şayan yaşlı bireylerin ev kazalarına yönelik riskli dav-
ranışlarının belirlenmesi, Gülhane Tıp Dergi 2011; 53:
189-194
Yıldırım YK, Karadakovan A. Yaşlı bireylerde düşme korkusu
ile günlük yaşam aktiviteleri ve yaşam kalitesi arasındaki
ilişki. Türk Geriatri Dergisi 2004; 7: 78-83.
www.gebam.hacettepe.edu.tr/oneri/yaslilarda_dusme.pdf
http://www.msxlabs.org/forum/x-sozluk/235461-kaza-kaza-
nedir-kaza hakkinda.html#ixzz201NeqwRs
www.dti.gov.uk/homesafetynet work/pdffalls/accidents
3
TEMEL BAKIM HİZMETLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Meşguliyet tedavisinin tanımını ve amacını ifade edebilecek,
Meşguliyet tedavsinin uygulama ve verimliliğini arttırma yollarını açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Meşguliyet • Fonksiyonel Değerlendirme
• Uğraşı Ölçekleri
• Ergoterapi • Depresyon Ölçekleri
• Yaşam Kalite Ölçekleri
İçindekiler
• GİRİŞ
• MEŞGULİYET TEDAVİSİNİN TANIMI VE
AMACI
• MEŞGULİYET TEDAVİSİNİN ÇEŞİTLERİ
• MEŞGULİYET TEDAVİSİNİN UYGULAMA
Temel Bakım Hizmetleri Meşguliyet Tedavisi İLKELERİ VE YOLLARI
• MEŞGULİYET TEDAVİSİ SIRASINDA
KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER VE
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
• MEŞGULİYET TEDAVİSİNİN
VERİMLİLİĞİNİ DEĞERLENDİRME
YOLLARI
Meşguliyet Tedavisi
GİRİŞ
Dünyada ve ülkemizde doğum oranlarının düşmesi, koruyucu tedaviler ile erken ölüm-
lerin önlenmesi gibi nedenlerle yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Beklenen yaşam sürele-
ri gelişmiş ülkelerde %80-85’lere ulaşmıştır. Amerika’daki 65 yaş ve üzeri popülasyonun
2030’da %22’ye çıkacağı belirtilmektedir. Dünya’daki yaşlı sayısı 2000 yılında 600 milyon
iken 2050’de 1,2 milyar olması beklenmektedir. Ülkemizde 65 yaş ve üzeri nüfus ora-
nı 2009’da %7 olarak tespit edilmiş ve ileriye yönelik projeksiyonlarda 2025’te %10,7’lere
ulaşacağı öngörülmektedir. Sayısal artış yaşlılık dönemi ile ilgili eski bakış açısını da de-
ğiştirmiştir. Artık yaşlılık kavramı hayatının sonuna gelen ve ölümü bekleyen zihinsel ve
fiziksel aktivasyona ihtiyaç duymayan bir dönem olmaktan çıkıp, tüm engellere rağmen
fiziksel, sosyal ve zihinsel açıdan desteklenmesi gereken bir dönem olarak düşünülmekte-
dir. Günümüzde gelişmiş ülkelerde başta olmak üzere tüm ülkelerde gerek sağlıklı gerekse
hasta yaşlıların zamanlarını daha iyi ve faydalı geçirebilecekleri merkezler bulunmaktadır.
Burada bulunan destek personeli yaşlılara fizyoterapi, iş ve meşguliyet tedavileri uygula-
makta ve daha aktif bir dönem geçirmelerini sağlamaktadırlar.
http://www.rehabilitasyon.com/action/makale/1/Is_ve_Ugrasi_Terapi si__Ergoterapi__Ne-
dir-4032
b. Örgü; Tığ veya şiş ile yapılan örgüler olarak çeşitlere ayrılır. Türk insanının özel-
likle kadınların yatkın olduğu bir uygulamamdır. Yapılışı kolay, ekonomik, sağlam
ve estetik bir görünüşü vardır. Uygulama alanı çok geniştir. Yaşlı için oldukça iyi
34 Temel Bakım Hizmetleri
http://www.nice.org.uk/nicemedia/pdf/PH16Guidance.pdf
............................................................................................................................................... (1)
Tüm bu ölçeklerin dışında alanları değerlendiren çok sayıda ölçek vardır.
38 Temel Bakım Hizmetleri
Özet
Yaşlanma sonucu mental, sosyal veya fiziksel yeteneklerde
oluşan bozukları iyileştirmek, mevcut yetenekleri geliştir-
mek, ortaya çıkartmak ve kişinin bu yeteneklerini günlük
hayatında kullanabilmesini öğretmek için uygulanan amaca
yönelik hareketlere meşguliyet tedavisi adı verilir. Bu tedavi
ile zihinsel ve motor işlevler korunur, kronik hastalıkların
komplikasyonları geciktirilir, yaşam kalitesinin artırılır, ya-
şamla bağlantının kuvvetlenmesine katkı sağlanır. Meşgu-
liyet tedavisi, fiziksel ve zihinsel olmak üzere ikiye ayrılır.
Fiziksel tedavi, müzik aleti çalmak, el işciliği, gezi ve ziya-
retler iken, zihinsel olanlar, müzik dinlemek, şarkı söylemek,
eski anıları hatırlatan dökümanları gözden geçirmek, güncel
olayları takip etmek, kitap okumak, fikir kuluplerinde görev
almak olarak sıralanabilir. Meşguliyet tedavilerinde sürekli-
lik sağlamak için, kararlı olmak, aynı saatte devamlılığı sağ-
lamak, eğlendirici olması, kişiye özel ve kolay kabul edilebilir
olası, yan etkisi bulunmaması ve bu durumun gerekli oldu-
ğuna kişinin ikna edilmesi gereklidir. Sanatın bütün dalları
ve müzik gerek alet ve gereçlerle gerekse sadece dinleyerek ve
seyrederek iyi bir meşguliyet yolu olabilir. Geleneksel ölçü-
lere uyan meşguliyet yolları Türk insanı için çok daha tercih
edilebilirdir. Boncuk, örgü gibi…. Kişinin sıkılması, toplum
desteğinden yoksun olması, maliyetin yüksek olması, erkek
cinsiyeti, tedavinin bırakılmasına neden olabilir. Bu neden-
le tedavi sırasında karşılaşılabilecek olumsuzluklarla ilgili
ayrıntılı bilgilendirilme yapılmalıdır. Meşguliyet tedavisinin
devamlılığı kişiye verdiği mutluluk ve haz ölçüsünde olur.
Aksi halde verimlilik düşer.
Meşguliyet tedavisinin başarısı kişide yaptığı fonksiyonel,
zihinsel ve ruhsal değişikliklerle ortaya konabilir. Bunlarla il-
gili pek çok test vardır. Bu testler öncesi ve sonrası sayısal de-
ğerleri ile kişide yapılan tedavinin değişikliğini gösterebilir.
3. Ünite - Meşguliyet Tedavisi 39
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi meşguliyet tedavisini birincil 6. Müzikle tedavi aşağıdakilerden hangisini veya hangileri-
amacı değildir? ni sağlar?
a. Zihinsel işlevleri korumak. I. Müzik duygusal değişiklikler meydana getirir.
b. Motor işlevleri korumak. II. Sosyal ve akraba bağlarını kuvvetlendirir.
c. Evin kazancını sağlamak. III. Yaşlı kişilerinde bunu yapabileceklerini topluma gösterir.
d. Kronik hastalıkları engellemek. IV. Koruyucu hekimlikte kullanılır.
e. Yaşam kalitesini arttırmak. V. Doğumu kolaylaştırır.
a. I, II, III ve V
2. Meşguliyet tedavisini kimler yürütür? b. I, III, IV ve V
a. Konuşma terapistleri c. I, II, III, IV
b. Sosyal çalışmacılar d. I, II, IV, V
c. Uğraşı terapistleri e. I, II, III, V
d. Doktorlar
7. Meşguliyet tedavisi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi veya
e. Akrabalar
hangileri doğrudur?
I. Tedavi ile ilgili kararlı olunmalı
3. Müziğin hangi özelliği dikkat ve belleği arttırır?
II. Bu tedavi her gün olmalı
a. Ritm
III. Ciddi ve kurallı uygulamalar yapılmalı
b. Enstrüman
IV. Tedaviler kişiye özel olmalı
c. Şarkı söylemek
V. Tedavinin gerekliliğine ikna olmalı
d. Şarkı dinlemek
a. I ve II
e. Beste yapmak
b. I, II, III ve IV
c. I, II, IV ve V
4. Aşağıdakilerden hangisi veya hangileri meşguliyet teda-
d. I, III, III ve IV
visinin yarar sağladığı alanlardan birisidir?
e. I, IV ve V
I. Fonksiyonel durum
II. Zihinsel aktivite 8. Bartel ölçeği ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
III. Yaşlının evliliği a. Günlük yaşam ölçeğidir.
IV. Yaşlının ruhsal durumu b. Depresyonun varlığını veya yokluğunu gösterir.
V. Yaşlının parasal durumu c. Zihinsel durumu test eder.
a. I ve II d. Ruhsal durumu test eder.
b. II ve III e. Düşen hastalarda düşme sıklığını test eder
c. I, II, V
d. I, II, IV 9. Kısa mental durum değerlendirme ölçeği ile ilgili aşağı-
e. I, II, III, IV dakilerden hangisi doğrudur?
a. Günlük yaşam ölçeğidir.
5. Müziğin hangi özelliği motivasyonu sağlar? b. Depresyonun varlığını veya yokluğunu gösterir.
a. Makam c. Zihinsel durumu test eder.
b. Sözler d. Ruhsal durumu test eder.
c. Ritm e. Düşen hastalarda düşme sıklığını test eder.
d. Enstrüman
10. Geriatrik depresyon değerlendirme ölçeği ile ilgili aşağı-
e. Nakarat
dakilerden hangisi doğrudur?
a. Türkiye’ uygulanamaz.
b. Kısa ve uzun formu vardır.
c. Sadece sağlam hastaya uygulanabilir.
d. Bu alanda uygulanan tek ölçektir.
e. Sadece felç geçiren hastaya uygulanabilir.
40 Temel Bakım Hizmetleri
Yararlanılan Kaynaklar
http://www.hayatimdegisti.com/forum/makaleler/9580- American Occupational Therapy Association. (2002). Occu-
hangi-makam-hangi-hastaliga-osmanli-da-muzikle- pational therapy practice framework:Domain and pro-
tedavi.html cess. The American Journal of Occupational Therapy, 56,
Güngen C, Ertan T, Eker E, Yaşar R, Engin F, Standardize 609–639.
Mini Mental Test?in Türk Toplumunda Hafif Demans Fisher, A.G. (1997).Multifaceted measurement of daily life
Tanısında Geçerlik ve Güvenilirliği Türk Psikiyatri der- task performance: Conceptualizing a test of instrumental
gisi, 2002; 13(4): 273-281 ADL and validating the addition of personal ADL tasks.
Folstein MF, Folstein S, Mc Hugh PR (1975) “Mini Mental Physical Medicine and Rehabilitation, 11(2), 289–303.
State” A practical method for grading the cognitive state www.nice.org.uk/PH16
of patients for the clinician. J Psychiatr Res, 12:189-198. College of Occupational Therapists and National Association
Judith Whitehead: Occupational Therapy Team Leader: April for Providers of Activities for Older People (2007) Acti-
2011 vity provision: benchmarking good practice in care ho-
Turner A, Foster M, Johnson S. (2002) Occupational therapy mes for older people. London: College of Occupational
and physical dysfunction: principles, skills and practice. Therapists.
Churchill Livingstone: Harcourt publishes, Chapter 7 www.megep.gov.tr (megep -mesleki eğitim ve öğretim sis-
Hansen R. & Atchison B. (2000) Conditions in occupational teminin güçlendirilmesi projesi yaşlı ve hastahizmetleri
therapy: effects on occupational performance. Lippincott sosyal ve kültürel aktivite organizasyonu, Ankara, 2008)
Williams & Wilkins: Baltimore. Ertan T, Eker E, Şar V (1997) Geriatrik depresyon ölçeğinin
Kutsal Y G, Geriatri, Hacettepe Üniversitesi Geriatrik Bilim- Türk yaşlı nüfusunda geçerlilik ve güvenilirliği. Nöropsi-
ler Araştırma ve Uygulama Merkezi, Turgut Yayıncılık, kiyatri Arşivi, 34: 62-71.
İstanbul, 2002. Eser S, Saatlı G, Eser E, Baydur H, Fidaner C, Yaşlılar İçin
http://egitek.meb.gov.tr/aok/aok_kitaplar/AolKitaplar/Psi- Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Modülü
koloji_2/3.pdf WHOQOL-OLD: Türkiye Alan Çalışması Geçerlilik ve Gü-
h t t p : / / w w w. d o n u s u m k o n a g i . n e t / m a k a l e . venilirlik Sonuçları Türkçe Sürüm Türk Psikiyatri Dergi-
aspid=2495&baslik=hafizanizi_gelistir si 2010; 21(1): 37-48
Crennan M, MacRae A, Occupational Therapy Discharge http://www.seniorhomes.com/p/occupational-therapy/
Assessment of Elderly Patients from Acute Care Hospi-
tals, Physıcal & Occupatıonal therapy ın Gerıatrıcs, Vol.
28(1), 2010
4
TEMEL BAKIM HİZMETLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Davranış tedavisini tanımlayarak, amaç ve çeşitlerini ifade edebilecek,
Davranış tedavisi uygulama ilkeleri ve yollarını sıralayabilecek,
Davranış tedavisi sırasında rastlanılan güçlükleri ve başarısızlık nedenlerini
ifade edebilecek,
Davranış tedavisinin verimliliğini değerlendirme yollarını sıralayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Davranış
• Bilişsel
• Kognitif
İçindekiler
• GİRİŞ
• DAVRANIŞ TEDAVİSİNİN TANIMI VE
AMACI
• DAVRANIŞ TEDAVİSİNİN ÇEŞİTLERİ
• DAVRANIŞ TEDAVİSİNİ UYGULANMA
Temel Bakım Hizmetleri Davranış Tedavisi İLKELERİ VE YOLLARI
• DAVRANIŞ TEDAVİSİ SIRASINDA
KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER VE
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
• DAVRANIŞ TEDAVİSİNİN VERİMLİLİĞİNİ
DEĞERLENDİRME YOLLARI
Davranış Tedavisi
GİRİŞ
Canlıların yaptıkları eylem veya eylemler bütününe davranış adı verilir. Davranış sadece
ve sadece beynin bir ürünüdür. Davranabilmek için girdiyi (input) işleyebilecek ve değişik
çıktılara (output) yol verebilecek sofistike bir “işlemci” gereklidir. İnsan beyni modern
bilgisayardan farklı olarak çok fazla işlemcinin birlikte çalıştığı fonksiyonel bir yapıya sa-
hiptir. Bu durum karışık davranış modellerinin oluşmasına neden olabilir. Zaman zaman
davranışlarımız kendimizi huzursuz edecek şekilde farklılaşabilir. O dönemlerde bunu
anlamak ve farkına varmak rahatlamanın en kolay yollarından biri olabilir. Bizi huzursuz
ve rahatsız eden davranışlarımızın farkına vararak bunları düzeltmeye çalışmak günümü-
zün en modern tedavilerinden davranışçı tedavinin esas amacını oluşturur.
http://tr.scribd.com/doc
Davranışçı terapiler çocuk, genç, yetişkin, yaşlı ve aile ile çalışmak için son derece uygun-
dur; Genel olarak bu terapilerin amaçladığı hedefler bireyin hoşnutluk durumunun artması,
sosyal becerilerinin geliştirilmesi ve istenmeyen davranışının azaltılmasıdır. Terapi sırasın-
da yapılan etkinlikler, klinik ortam dışında da gerçekleştirebilir (asansöre binerken, alışve-
rişe giderken).
http://onlinemakale.dusunenadamdergisi.org/pdf/dusunenadam/2110201018281-6-13.pdf
genel kişilik sorunları ile ilgilenmez. Tedavi veren kişi, davranış bozukluklarını öğrenme,
kavram ve süreçleriyle ortadan kaldırılabilirse sorunu çözmüş olarak kabul eder. Danışa-
nın tedavi seansları içinde öğrendiklerini seanslar arasındaki süreç içinde de uygulaması
istenir. Seans sayısı sorunun nitelik ve şiddetine göre değişir. Genelde haftada bir, birer sa-
atlik 10-15 seans olarak planlanır ancak, bu süre kısalabilir veya uzayabilir. Tedavi tamam-
landıktan sonra danışan ve terapist, izleme seansları yapabilir. Amaç tedavide sağlanan
değişimin izleme döneminde de başarı ile devamını sağlamaktır. Bilişsel ve Davranışçı
terapiler gerektiğinde ilaçlarla birlikte de kullanılabilir. Farmakolojik tedavinin tek başı-
na yetersiz kaldığı durumlarda davranışsal yöntemler ilaçla birlikte uygulandığında çok
olumlu sonuçlar alınmaktadır.
En sık kullanım alanları
• Anksiete ve Panik Atakları
• Fobiler (ör. Agorafobi, sosyal fobi)
• Kronik Yorgunluk Sendromu
• Depresyon
• Obsesif-Kompulsif bozukluk
• Yeme bozuklukları
• Cinsel sorunlar
• İlişki sorunları
• Eşler arası ilişkiler (Eş terapileri)
• Çocukluk ve Ergenlik dönemi sorunları
• Genel Sağlık sorunları
• Kronik Ağrı
• Alışkanlık şeklinde devam eden davranış sorunları (Tikler)
• Öfke
• İlaç ve alkol kullanımına bağlı sorunlar
• Şizofreni ve diğer psikozlar
• Öğrenme güçlüğüne bağlı sorunlar
• Bipolar bozukluk (İki Uçlu Duygu Durum Bozuklukları)
• Travma sonrası stres bozukluğu
• Uyku bozuklukları
Özet
Bilişsel-davranışçı terapiler, yaşam problemleri için öğrenme
kuramlarını uygulayarak, bireylerin günlük yaşamlarında
karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden gelmelerine yardım et-
meyi amaçlayan tedavilere verilen isimdir. Yaşa, zaman, olaya
veya hastalığa bağlı ortaya çıkan baş etme zorlukları kişinin
günlük hayatını etkiler. Bilişsel terapinin hedefi gerçek dışı
inanç, düşünce ve olumsuz kendilik durumunun değiştiril-
mesidir. Bilişsel-davranışçı terapi teknikleri bireyin baş etme
becerilerini genişleterek kişisel gelişimine ve hastalıkla ilgili
yaşantılara uyum göstermesine yardım edebilir. Bu teknikler-
den bazıları okulda, evde, iş ortamında uygulanabildiği gibi,
boş zaman etkinliği olarak da uygulanabilmektedir. Biliş-sel-
davranışçı tedavi teknikleri, bireyin uyumsal olmayan davra-
nışlarını değiştirmek ve sağlıklı baş etme yanıtlarını artırmak
davranış terapistleri tarafından yapılmalıdır. Farklı teknik ve
uygulama şekilleri vardır.
4. Ünite - Davranış Tedavisi 49
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi davranışçı yaklaşımın ilkeleri 6. Davranış tedavisinin en sık kullanım alanı aşağıdakiler-
arasında değildir? den hangisi veya hangileri olabilir?
a. Sorunun tanımlanması I. Tikler
b. Sorunun anlaşılması II. Eş ile ilgili sorunlar
c. Sorunla ilgili fikir birliği sağlanması III. Öfke kontrol bozukluğu
d. Sorunu çıkaranların cezalandırılması IV. Kilo kaybı
e. Sorunla baş etme yollarının belirlenmesi a. Yalnız II
b. II ve IV
2. Davranışçı tedavinin yaratıcısı kimdir? c. I ve II
a. Skinner d. I, III ve IV
b. Back
e. I, II, III ve IV
c. Pavlow
d. Freud
7. Aşağıdakilerden hangisi Biyobildirimi tanımlar?
e. Montgomery
a. Kendini denetleme problemine verilen isimdir.
b. Kendi kendini denetlemenin biyolojik yoludur.
3. Aşağıdakilerden hangisi davranışçı tedavinin çeşitlerin-
c. Kendini denetleme sırasında ortaya çıkan belirtilerdir.
den biri değildir?
d. Kendini denetleme mekanizması bozukluğudur.
a. Sistematik Duyarsızlaştırma
e. Kendini denetleyememektir.
b. Üstüne gitme
c. İtici koşulama
d. Çekilme 8. Aşağıdakilerden hangisi davranış tedavisinde rastlanılan
e. Ters niyetlenme en önemli başarısızlık nedenidir?
a. Tedavi yapanın genç olması
4. Davranışçı tedavi için aşağıdakilerden hangisi ya da han- b. Standart tedaviden kaçınarak her bireye farklı tedavi
gileri doğrudur? uygulanması
I. Her yaş ve cinsteki kişiye uygulanabilir. c. Terapist ile hasta arasındaki güven sorunu
II. Kişiliği değiştirmeye yöneliktir. d. Terapistin tedaviyi sürdürme arzusu
III. Sorunların davranışlara olan etkilerini gözlemle- e. Hastanın tedaviyi sürdürme arzusu
meye yöneliktir.
IV. Yaşlı depresyonunda sıklıkla kullanılabilir. 9. Sigarayı bırakmada hangi davranışçı yöntem kullanılabilir?
a. Yalnız I a. İtici uyarıcılara koşulama yöntemi
b. I ve II b. Biyobildirim
c. I, II ve III c. Kendini denetim
d. Yalnız III d. Üstüne gitme
e. I, III ve IV e. Marka ile ödüllendirme
5. Davranış tedavisinin en sık kullanım alanı aşağıdakiler- 10. Kronik baş ağrısında hangi davranışçı yöntem kullanı-
den hangisi veya hangileri olabilir?
labilir?
I. Baş ağrıları
a. İtici uyarıcılara koşulama yöntemi
II. Uçak korkuları
b. Biyobildirim
III. Panik bozukluk
c. Kendini denetim
IV. Uykusuzluk
d. Üstüne gitme
a. I
e. Marka ile ödüllendirme
b. I ve II
c. I, II ve III
d. Yalnız III
e. I, II, III ve IV
50 Temel Bakım Hizmetleri
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Toplum, birey ve iletişim kavramlarını yorumlayabilecek,
Sağlığın fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutları arasındaki etkileşimi açıklayabilecek,
Sosyal hizmet ve psikososyal iletişim kavramlarını açıklayabilecek,
Çocuk ve gençler, madde bağımlısı kişiler, yaşlı ve demanslı kişiler, kanser has-
taları ile sosyal hizmete muhtaç kişilerde psikososyal iletişim terapi yöntemle-
rini açıklayabilecek,
Psikososyal iletişim terapisinin önemini ifade edebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Birey • Sosyal Sağlık
• İletişim • Ruhsal Sağlık
• Toplum • Psikososyal İletişim Terapisi
• Fiziksel Sağlık
İçindekiler
• GİRİŞ
• SOSYAL HİZMET KAVRAMI VE
PSİKOSOSYAL İLETİŞİM
• ÇOCUK VE GENÇLERDE PSİKOSOSYAL
İLETİŞİM TERAPİSİ
• MADDE BAĞIMLILARINDA
Temel Bakım Hizmetleri Psikososyal İletişim Terapisi PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
• YAŞLILIK VE DEMANSDA (BUNAMA)
PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
• KANSERLİ HASTALARDA PSİKOSOSYAL
İLETİŞİM TERAPİSİ
• SOSYAL HİZMETE MUHTAÇ HASTA VE
YARALILARA PSİKOSOSYAL DESTEK
Psikososyal İletişim Terapisi
GİRİŞ
Birey, çeşitli ihtiyaçları olan ve bu ihtiyaçlarını karşılayabileceği maddi kaynakları sınırlı
bir ortamda yaşayan sosyal ve medeni bir varlıktır. İnsan; bir toplumun içinde doğar,
toplumda yaşar, o toplumun kültürünü alır, toplumsal kurallara uyar, yaşamın çeşitli dö-
nemlerinde aldığı özelliklerle toplumsallaşır ve iletişimini sürdürür.
Toplum; sınırları belli bir doğal çevrede ortak amaçlar için bir araya gelen, birbiri ile
ilişki, iş birliği ve dayanışma içinde olan insanlardan oluşan kümelerdir. Yaşantımızın bü-
yük bir bölümü toplumsal etkileşimlerden oluşmaktadır. İnsanlar toplumda herhangi bir
sebepten dolayı etkileşimde bulunur (ev, okul, iş yeri, arkadaşlık grupları gibi). Etkileşim-
ler, bir grubun üyeleri arasında gelişen alma verme sürecidir. Kişiler, toplumsal etkileşim
ile bir kimlik sahibi ve etkisi altında olduğu toplumun bir parçası olurlar.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabul edilen tanımlamada; sağlığın fiziksel, ruhsal
ve sosyal boyutları ile bir bütün olduğu ve her boyutun birbirini etkilediği, bu olgulardan
birinde yaşanan sorunun diğerlerini de olumsuz etkileyeceği belirtilmektedir.
Bu tanıma esas olan bilimsel bakış, insanın biyo-psikososyal bir varlık olduğunu ve
tıbbın sağlık sorunlarına bütüncül yaklaşmasının zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Fiziksel ve ruhsal sağlığımız ayrılmaz bir bütündür. Fiziksel hastalıklar ruh sağlığımızı,
ruhsal durumumuz bedensel işlevlerimizi etkiler. Hastalık ise biyolojik, ruhsal, sosyal,
çevresel, ailesel, psikososyal, psikoseksüel yönden çok boyutlu bir olgu olup, bir yaşam
sorunudur. Özet olarak beden ve ruh sağlığını birbirinden ayırmak mümkün değildir
Günümüzde, birçok fiziksel hastalığın etiyolojisinde psikolojik faktörlerin rol oyna-
dığı, bedensel yakınmaların organik veya psikolojik temelli olarak ayrılmasından çok,
54 Temel Bakım Hizmetleri
Ruhsal bozukluklar aynı zamanda fiziksel hastalıklar, yoksulluk, işsizlik, madde bağımlı-
lığı, aile çözülmeleri, korunmaya muhtaç çocuklar, sokak çocukları, yaşlılık gibi birbiriyle
bağlantılı sosyal sorunlar ile iç içedir. Bu nedenle ruh sağlığı ve hastalıkları alanında sosyal
hizmet mesleğinin kendine özgü çok boyutlu sorumlulukları vardır.
Sosyal hizmet tıbbın psikiyatri uzmanlık alanında yüz yılı aşkın süredir etkindir. Sos-
yal hizmet eğitiminde yer alan; psikolojiye giriş, krize müdahale, gelişim psikolojisi, sosyal
psikoloji, davranış bozuklukları psikolojisini içeren insan davranışı ve sosyal çevre dersle-
rinin yanı sıra görüşme yöntemleri, tıbbi ve psikiyatrik sosyal hizmet dersleri ruh sağlığı
alanındaki temel bilgi ve becerileri edindirmeyi amaçlamaktadır.
Sosyal hizmet uzmanı ise sağlığın alt öğelerinden “sosyal” alanda sorumluluk sahibi
olan, sosyal sağlığın sağlanmasında yetkin konumda olan kişidir. Sosyal hizmet uzmanları
toplum ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesinde, tanı, terapi ve izleme aşamalarında
psikiyatri biliminin çeşitli kısımlarında rol alırlar. Mesleki uygulamalar bağımsız olarak
yapılabildiği gibi, özel, psikiyatrik sosyal hizmet bilgi ve becerisinin kullanıldığı hekim
sorumluluğu altındaki uygulamalar içinde de yapılabilir.
5. Ünite - Psikososyal İletişim Terapisi 55
Sosyal hizmet mesleğinde uygulanan bir teknik olan psikososyal inceleme hastanın
aile ve sosyal çevresinde yapılır. Buradaki çalışma alanları içinde hasta, hastanın ailesi ve
sosyal çevresi yer almaktadır. Kişinin özellikleri ve sorunun niteliği girişimin sınırlarını
belirler. Psikososyal çalışma;
• Viziteleri,
• Klinikte bireyle çalışmayı,
• Grup çalışmalarını,
• Ev görüşmesini,
• İşyeri görüşmesini,
• Gündüz/gece hastanesi uygulamasını,
• Sosyal işlevsellik etkinliklerini (uğraşı, spor, gezi gibi),
• Taburculuk sonrası izlemeyi
kapsar.
Oyun Terapisi
Oyunun çocukların hayatında önemli bir yer kapladığı çok öncelerden biliniyordu. Jean-
Jacques Rousseau, 18. Yüzyılın başında, çocukları anlamak için oyunlarının gözlenmesi-
nin önemini vurgulamıştır. Çocuklar iç dünyaları ile ilgili iletişimi oyun yoluyla dış dün-
yaya ifade ederler. Bu nedenle oyun terapisi, çocukların oyunu ve oyuncakları kullanarak
kendilerini ifade ettikleri, çocukların uyumlu ve mutlu olarak yaşamalarını hedefleyen
gelişimsel bir terapi şeklidir. Oyun ve oyuncaklar kullanılarak çocuklar ile iletişim kur-
maya, sorunları çözmelerine ve olumsuz davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olunur.
Çocuklar, kendilerine güvenli bir ortam sunan eğitimli bir oyun terapisti ile istedikleri
şekilde oynayabilmeleri için cesaretlendirilirler. Bu süreçte, çocuklara duygusal sorunla-
rını ifade edebilmeleri için farklı oyuncaklar sağlanarak kendilerini sanat, drama ve hayal
içeren oyunlar yoluyla ifade edebilmeleri için fırsat yaratılır. Geliştirilecek oyun arkadaşı
projeleri ile oyun terapisi desteklenebilir.
Spor Terapisi
Gençler ve çocuklar için düzenlenecek jimnastik, futbol, voleybol, yoga ve Uzakdoğu
sporları gibi farklı fiziksel aktiviteler ile fiziksel ve ruhsal gelişime katkıda bulunulması
amaçlanır.
Sanat Terapisi
Sanat terapisi; sanatın değişik dallarını, kişilerin yaratıcılıklarını, yaşadıkları süreçleri ve
ortaya çıkardıkları ürünlerini kişilerin gelişmesi, değişmesi ve gelişmesi için kullanmak-
tadır. Yaşanan zorluklar, sorunlar ve kişisel çatışmaların yumuşak bir geçişle üstesinden
gelmeyi sağlar. Bu yöntem kısaca kişinin duygularını sanat yoluyla dışa vurma biçimidir.
Bir sanat eseri ortaya koyan kişi bilinç dışındaki duygu ve düşünceleriyle yüzleşebilir. Sa-
nat terapisinin önemli katkılarından biri de stresi azaltmasıdır.
5. Ünite - Psikososyal İletişim Terapisi 57
Sanat terapisinde;
• Serbest çizim,
• Resim yapma oturumları,
• Film gösterim günleri,
• Yaratıcı yazma,
• Fotoğrafçılık,
• Yayımcılık eğitimi,
• Müzik ve ritim eğitimleri,
• İnteraktif psiko-drama eğitimleri
ile çocuk ve gençlerin psikososyal gelişimlerine destek olunması amaçlanır. Bu yöntem,
çocuk ve gençlerin ait olma ve dayanışma hissini kazanmalarına yardımcı olur.
Bu tedavilerin ayrıca;
• Geleceğe yönelik inanç, ümit ve iyimserlik oluşturma,
• Anlamlı arkadaşlıklar ve sosyal bağlar geliştirme,
• Entelektüel, fiziksel ve ruhsal gelişim için fırsatlar araştırma,
• Ait olma duygusu ve özdeğer geliştirme,
• Başkalarına karşı güven kazanma,
• Fiziksel ve ekonomik güvenliği sağlama
gibi hedefleri bulunmaktadır.
Kısa Girişimler
Kısa girişimler ile farkındalığın yükseltilmesi, değişim ve bireyin kendini denetlemesi he-
deflenir. Sorunun algılanması ve çözüm arayışını hızlandıran kısa danışmalık hizmetleri-
ni kapsayan bir yaklaşımdır. Bu yöntemin özellikleri arasında;
• Eğitiminin kolay oluşu,
• Kısa oluşu,
• Genel sağlık hizmetlerinde ve rutin uygulamada kullanılabilir oluşu,
• Düşük maliyetli oluşu,
• Sorun ile ilgili özelleşmiş tedavi kurumlarına ulaşmakta kolaylık sağlaması,
• Tedavi arayışını hızlandırması,
• Uzun süreli tedaviler için bekleme süresini kısaltması,
• Özelleşmiş tedavilerden önce kişinin motivasyonunun sağlanması
yer almaktadır.
Kısa girişim sağlık personeli, hemşire, sosyal çalışanlar ve sağlık eğitmenleri gibi kişi-
lerce uygulanabilir. Uygulamada yazılı ve görsel araçlardan faydalanılır.
Madde Danışmanlığı
Madde danışmanlığı, hastanın şimdiki durumunun gerçekleri ile uğraşan, danışmanın
profesyonel bir şekilde tavsiyelerde bulunduğu, randevu düzeni içinde yapılan görüşme-
lerden oluşan bir yöntemdir. Kişinin bireysel gereksinimleri saptanarak uygun hizmetlere
yönlendirilir. Kişiye sorunlarını anlatması için fırsat verilerek birey yargılanmadan din-
lenip, koşulsuz kabullenilir. Yakın gelecek için gerçekçi hedefler koyması için yardımcı
olunur. Hedefler sadece madde kullanımı açısından değil aynı zamanda sosyal içerikli de
olabilir. Seçenekler bireye sunularak birisini seçmesi sağlanır. Sosyal çevrenin değiştiril-
mesinde yardım, uzaklaştırıcı hobilerin edinilmesi gibi yönleri bulunabilir.
Motivasyonel Görüşme
Motivasyonel görüşme, değişim için isteksiz ya da kararsız olan kişilerin sorunlarını anla-
malarını ve değişim amacıyla eyleme geçmelerini sağlamak için yapılan hasta ve danışan
arasında özel bir iletişim yoludur. Kararsızlığı çözmeye, aktivasyonu sağlamaya, davranışı
değiştirmeye yöneliktir. Bu teknikte kişiyi eğitmeye çalışmaktan çok dinleyerek stratejik
soruların sorulması ve ortaya bir verinin çıkarılması amaçlanır. Yöntem, uzmanın danışa-
nın tercih yapma özgürlüğüne saygı duyduğu bir arkadaşlık ilişkisine benzetilebilir. İkna,
saldırgan yüzleştirme ve tartışma motivasyonel görüşmenin kuramsal olarak karşıtlarıdır.
Relaps Önleme
Relaps, kişinin alkol ya da madde kullanımını bıraktıktan sonra tekrar kullanmaya baş-
laması demektir. Relaps madde bağımlılarında %40 ile 80 oranında görülür. Relapsların
üçte ikisinin genellikle ilk üç ay içinde ortaya çıktığı gösterilmiştir. Relapsla başa çıkma
yöntemleri diğer tüm terapi yöntemlerine eş olarak kullanılabilir ya da farklı bir terapi
yöntemi olarak uygulanabilir. Uzmanın, danışan kişiye relapsın her şeyin bittiği ve teda-
vinin başarısızlığı anlamına gelmediğini anlatması gerekir. Relaps önlemede temel yakla-
şımlar arasında;
• Sosyal destek yaklaşımı,
• Yaşam biçimini değiştirme yaklaşımı ve
• Bilişsel davranışçı terapi
yer almaktadır.
5. Ünite - Psikososyal İletişim Terapisi 59
Yaşlanma, psikolojik, ekonomik ve sosyal yönleri olan fizyolojik bir süreçtir. Çoğu ülkede
yaşlılık sınırı olarak 65 yaş kabul edilir.
Bazı araştırmacılar 65-75 yaşı genç yaşlı,75-85 yaşı yaşlı ve 85 üstü yaşı ileri yaşlı ola-
rak sınıflandırmaktadır.
Yaşlanma dönemince birçok patolojik değişiklik ve kronik hastalık görülür. Yaşlıların
pek çoğunda ayrı terapi ve iyileştirme programları gerektiren nöroloji, ortopedi, kardiyo-
loji ve solunumu ilgilendiren bozukluklar mevcuttur. Bu nedenle yaşlılarda yaşamı fonk-
siyonel olarak iyileştirme çabaları daha karmaşık, yorucu ve zaman alıcıdır.
Demans (bunama), edinsel olarak gelişen bilişsel yeteneklerde günlük yaşam aktivitelerini
bozacak düzeydeki bozulmaları tanımlar. Bu durumu tam anlamıyla ortadan kaldıran bir
ilaç bulunmamakla birlikte hastalığın ilerlemesini geciktiren ya da kısmi fayda sağlayabilen
ilaç tedavileri bulunmaktadır.
Zihinsel Aktiviteler
Hastaların mevcut zihinsel kapasitelerini tüm yaşamsal işlevleri içerecek şekilde destek-
lemek, demansla başa çıkma kapasitelerini arttırmak ana hedeftir. Renkler ve şekillerin
birlikte yorumlanması, kavramlar arası ilişki kurulması, olayların sıralanması, zaman ve
mevsimlerin vurgulanması, saatin ve bu saat dönemlerinin günün hangi kısmına karşılık
geldiğinin yorumlanması gibi zihinsel aktiviteler ile bireyin zaman, yer ve kişi uyumunun
korunması ve iyileştirilmesi sağlanabilir. Burada dikkati yoğunlaştırma kapasitesinin art-
tırılması ya da devamı ile yaşam kalitesinin arttırılması hedeflenir.
Psikomotor Aktiviteler
Hastaların geçmişlerinde de yer alan bazı aktivitelerin birlikte yapılması hem birey ile ile-
tişimin sağlanmasında hem de el becerilerini ve vücut esnekliklerini korumada yardımcı
olabilir. Bu grup içinde halka sıralama, denge sağlama, hamur yoğurma, vida sıkma, be-
bek giydirme gibi aktiviteler yer alabilir.
Sanat Aktiviteleri
Zihinsel ve fiziksel aktiviteyi birlikte sağlaması nedeni ile bu tip uğraşlar günlük hayata
uyumun geliştirilmesinde faydalıdır. Bu gibi yöntemlerden duyu ve düşünce eşgüdümü-
nün devamı için faydalanılabilinir.
Müzik Aktiviteleri
İleri derecede demansı olan kişilerin bile müziğe tepkileri genellikle olumlu olduğundan
bu hastalarda sıklıkla görülen taşkınlık, huzursuzluk ve kafa karışıklığı müzik yardımı ile
azaltılabilir. Özellikle yemek ve banyo sırasında dinletilen müzik ile demanslı kişilerin
davranışsal problemlerinde azalma sağlanabilir.
Oyun Aktiviteleri
Bu gibi aktiviteler ile demans hastalarının kurgulama, yargılama, kendini ifade edebilme
gibi edinimlerinin geri kazanılması hedeflenmektedir. Amacı olan, duyu ve düşünceleri
uyaran, isteklerine uygun oyun aktiviteleri kurgulanarak bu kişilerin yaşam kaliteleri art-
tırılabilir. Bu yolla kendilerini ifade edebilmeleri, sosyal dışlanma duygularının azalması,
duyu, sinir ve kas koordinasyonu sağlanabilir.
Dans Terapisi
Dans terapisi yaşlıların depresyona girmelerini ve yalnızlık hissini engelleyerek dansla bir-
likte egzersiz yapmalarını, kas sisteminin güçlenmesini ve denge hissinin kuvvetlenmesini
sağlayarak yardımcı olmaktadır.
Bu hastalarda cerrahi girişim, kemoterapi, radyoterapi gibi çoğul tedaviler yanısıra psi-
kososyal iyileşmenin sağlanması da temel tedavi hedefleri arasındadır. Bunu sağlayan çok
önemli bir araç sosyal destektir.
Sosyal destek içeriğinde rolü olan bireyler arasında aile üyeleri, yakın çevre ve sağlık
bakım ekibi (hekim, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, psikolog) bulunur. Sosyal destek ile
kanser hastasının içinde bulunduğu gerçeğe uyumu kolaylaşacaktır. Bir kanser hastasının
temel psikososyal gereksinimleri arasında;
• Kanser ve tedavisi konusunda bilgi edinme,
• Yaşam planını ve önceliklerini yeniden biçimlendirme,
• Kanser hastası olmaktan kaynaklanan damgalanma sorunundan kurtulma,
• Kontrolü sağlama ve çaresizlik hissinden arınma
• Ölüm düşüncesinden uzaklaşma,
• Yakın çevre ve tedavi ekibiyle sağlıklı bir iletişim sağlama,
• Baş etme becerilerini geliştirme; aile ve arkadaşlardan destek alma ve onlara destek
verme becerisini artırma,
• Depresyon ve anksiyeteden kurtulma
gibi öğeler bulunmaktadır.
62 Temel Bakım Hizmetleri
Bir kanser destek grubunda hem yakın çevre içinde arkadaş olarak yer alan diğer kanser has-
taları hem de yönetici olarak sağlık ekibinden sosyal hizmet uzmanı, psikolog ya da konuyla
ilgili diğer sağlık profesyonellerinden birisi yer alır. Bu nedenle bir kanser destek grubu çok
boyutlu yönü ile psikososyal uyum için oldukça faydalıdır.
Bir kanser destek grubunda yaygın olarak üzerinde durulan konular nelerdir?
5
SOSYAL HİZMETE MUHTAÇ HASTA VE YARALILARA
PSİKOSOSYAL DESTEK
Bu kavram içinde hastalara psikolojik, sosyal ve ekonomik destek sağlama hastaneye ve has-
talığa uyum sürecini kolaylaştırmak ve sosyal hayatını en verimli, en iyi şekilde sürdürmek
için gerekli tıbbi, psikolojik destek verilmesi yer alır.
Özet
Birey, çeşitli ihtiyaçları olan ve bu ihtiyaçlarını karşılayabile- Bağımlılarla yapılan terapiler ile bağımlının içgörü geliştir-
ceği maddi kaynakları sınırlı bir ortamda yaşayan sosyal bir mesi, bağımlı olduğunu kabul etmesi ve yeni yaşam hedefleri
varlıktır. Toplum; sınırları belli bir doğal çevrede ortak amaç- oluşturması amaçlanır. Bu amaçla; kısa girişimler, kısa süreli
lar için bir araya gelen, birbiri ile ilişki, iş birliği ve dayanış- terapiler, madde danışmanlığı, motivasyonel görüşme, kont-
ma içinde olan insanlardan oluşan kümelerdir. Yaşantımızın rollü içme yöntemi, bilişsel davranışçı terapi, relaps önleme,
büyük bir bölümü toplumsal etkileşimlerden oluşmaktadır.
nikotin bağımlılığının tedavisi, grup psikoterapisi gibi yön-
İletişim, kişisel ve toplumsal yönleri olan, iki kişiyi ilişki içine
temlerden faydalanılmaktadır.
sokan psikososyal bir süreçtir. Toplumsal yaşamda insanla-
Yaşlanma, psikolojik, ekonomik ve sosyal yönleri olan fiz-
rın düşünce alışverişinde bulunmaları ve iletişim kurmaları
yolojik bir süreçtir. Çoğu ülkede yaşlılık sınırı olarak 65 yaş
gerekir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabul edilen tanım- kabul edilir. Demans (bunama), edinsel olarak gelişen bilişsel
lamada; sağlığın fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutları ile bir yeteneklerde günlük yaşam aktivitelerini bozacak düzeyde-
bütün olduğu ve her boyutun birbirini etkilediği, birinde ki bozulmaları tanımlar. Yaşlı ve demanslı kişilerde uygula-
yaşanan sorunun diğerlerini de olumsuz etkileyeceği belir- nabilecek psikososyal iletişim terapisi yöntemleri arasında
tilmektedir. Fiziksel ve ruhsal sağlığımız ayrılmaz bir bü- zihinsel aktiviteler, psikomotor aktiviteler, paylaşım saati
tündür. Hastalık, biyolojik, ruhsal, sosyal, çevresel, ailesel, aktiviteleri, hobi saati aktiviteleri, sanat aktiviteleri, müzik
psikososyal, psikoseksüel yönden çok boyutlu bir olgu olup, aktiviteleri, egzersiz ve spor aktiviteleri, oyun aktiviteleri,
bir yaşam sorunudur. manevi bakım aktiviteleri, dış mekan aktiviteleri, dans tera-
Ruh sağlığı ve hastalıkları alanında sosyal hizmet mesleğinin pisi bulunmaktadır.
kendisine has çok boyutlu sorumlulukları vardır. Sosyal hiz-
Kanser, hasta ile yakınlarında bilişsel, psikolojik, duygusal,
met tıbbın psikiyatri uzmanlık alanında yüz yılı aşkın süredir
ruhsal ve sosyal yönden önemli etkiler yaratan bir hastalıktır.
etkindir.
Bu hastalarda cerrahi girişim, kemoterapi, radyoterapi gibi
Çocukların erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış
çoğul tedaviler yanı sıra psikososyal iyileşmenin sağlanması
ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme
gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir da temel tedavi hedefleri arasındadır. Psikososyal iyileşmede
toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu kanser destek grupları önemli bir rol oynamaktadır.
sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi 20 Kasım 1959’ Sosyal hizmete muhtaç hasta ve yaralılara psikososyal destek
da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Çocuk Hakları Bil- kavramı içinde hastalara psikolojik, sosyal ve ekonomik des-
dirgesi” ile kabul edilmiştir. Çocuklarda uygulanacak psiko- tek sağlama hastaneye ve hastalığa uyum sürecini kolaylaştır-
sosyal iletişim terapisinde oyun, spor ve sanat terapileri alt mak ve sosyal hayatını en verimli, en iyi şekilde sürdürmek
başlıkları bulunmaktadır. için gerekli tıbbi, psikolojik destek verilmesi yer alır.
5. Ünite - Psikososyal İletişim Terapisi 65
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi geriatri biliminin ilgilendiği yaş 6. 18. Yüzyılın başında çocukları anlamak için oyunlarının
grubudur? gözlenmesinin önemini vurgulayan bilim adamı aşağıdaki-
a. 45 yaş üzeri lerden hangisidir?
b. 55 yaş üzeri a. Jean-Jacques Rousseau
c. 65 yaş üzeri b. John Graunt
d. 25 yaş üzeri c. William Farr
e. 35 yaş üzeri d. Jacques Bertillon
e. İbn-i Sina
2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal hizmet kavramını tam
olarak tanımlamaktadır? 7. Hangisi nikotin bağımlılığından kurtulmanın kişiye sağ-
a. Yaşlılara yardım layacağı yararlardan biri değildir?
b. Yetim çocuklara yardım a. Daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam
c. Fiziksel engellilere yardım b. Kanser olma riskinde azalma
d. Afet sonrası yardım c. Sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansının artması
e. Kişinin sosyal durumuna göre tıbbi yardım yaparak d. Ekonomik kazanç
kişiyi sosyal hayata kazandırmak e. Kalp krizi riskinde artış
3. Çocuk Hakları Bildirgesi Birleşmiş Milletler Genel Ku- 8. Aşağıdakilerden hangisi yaşlı ve demanslı kişilerde uygu-
rulu tarafından hangi tarihte kabul edilmiştir? lanabilecek psikososyal iletişim terapilerinden biri değildir?
a. 10 Kasım 1959 a. Dans terapisi
b. 10 Kasım 1958 b. Müzik aktiviteleri
c. 10 Aralık 1959 c. Hobi saati aktiviteleri
d. 20 Kasım 1959 d. Uzun ve ağır spor aktiviteleri
e. 30 Kasım 1959 e. Zihinsel aktiviteler
4. Hafıza, düşünme, problem çözme gibi bilişsel yetenek- 9. Aşağıdakilerden hangisi bir kanser destek grubunda üze-
lerde günlük yaşam aktivitelerini bozacak düzeydeki bozul- rinde yaygın olarak durulan konulardan biri değildir?
maların olduğu geriatrik dönem hastalığı aşağıdakilerden a. Kanser tanısıyla oluşan kayıplarla baş edilmesi
hangisidir? b. Kanser tedavisinde kullanılabilecek bitkisel ürünle-
a. Demans rin tartışılması
b. Depresyon c. Umudu korurken hastalığı kabullenmenin öğrenil-
c. Romatizma mesi
d. Kalp hastalığı d. Mevcut durumla ilgili belirsizliğin azaltılmasına yö-
e. Kanser nelik girişimler
e. Ben kavramının güçlendirilmesi
5. Aşağıdakilerden hangisi psikososyal iletişim terapisinin
beklenen amaçlarından biri değildir? 10. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda uygulanabilecek sa-
a. Değişim umudunu arttırmak nat terapileri yöntemlerinden biri değildir?
b. Duygusal destek sağlamak a. Resim yapma oturumları
c. Uyum, duygu ve davranış değişiklikleri sağlamak b. Yaratıcı yazma
d. Ailenin yükünü ve stresini azaltmak c. Oyun terapisi
e. Hastalık ya da sorunun belirtilerini inkar etmeyi öğ- d. Müzik ve ritim eğitimleri
renmek e. Fotoğrafçılık
66 Temel Bakım Hizmetleri
Yararlanılan Kaynaklar
Sıra Sizde 5 http://www.megev.gov.tr
Bir kanser destek grubunda yaygın olarak üzerinde durulan Darülaceze Demans Çalışma Grubu. Demanslı yıllara değer
konular arasında; kişisel hayatın kontrolüne etkin olarak sa- katan aktiviteler (Derleme). Akademik Geriatri Dergisi
hip olmayı öğrenme, kanserle bağlantılı sorunların tartışıl- 2009;1: 152-156.
ması, kanser tanısıyla oluşan kayıplarla baş edilmesi, umudu Tarık Tuncay. Kanserle baş etmede destek grupları (Derle-
korurken hastalığı kabullenmenin öğrenilmesi, tedavi sıra- me). Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi 2010;21: 59-71.
sında oluşan duygusal baskının azaltılması, grup üyeleri ara-
sında duyguların paylaşılması, psikososyal gereksinimlerin
tanımlanması, ben kavramının güçlendirilmesi, koşullar ge-
rektirdiğinde ölüm üzerine konuşma, mevcut durumla ilgili
belirsizliğin azaltılmasına yönelik girişimler yer alır.
Sıra Sizde 6
Ebeveynlerinden biri ya da her ikisini kaybeden veya terk
edilen çocuklar, ebeveynleri tarafından ihmal ve istismar
edilen çocuklar, doğuştan engelli doğanlar ya da sonradan
bir sağlık sorunu trafik kazası veya doğal afetle engelli hale
gelenler, yaşlılığa bağlı psikolojik ve fizyolojik engelleri olan
ya da evlatları tarafından terk edilen yaşlılar sosyal hizmete
muhtaç kişi kavramı içinde yer almaktadır.
6
TEMEL BAKIM HİZMETLERİ
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Bakım hizmetleri ile ilgili yasal düzenlemeleri tanımlayabilecek,
Bakım hizmetlerinin denetleme mekanizmalarını tanımlayabilecek,
Bakım hizmetlerinin etiksel ve hukuksal boyutunu açıklayabilecek,
Bakım hizmetleri sırasında karşılaşılabilecek etiksel ve hukuksal sorunları ifade
edebilecek,
Bakım hizmetlerine toplumsal bakış, ahlak ve dinsel öngörüleri açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Bakım Hizmeti • Huzur Evleri
• Sosyal Hizmetler ve Çocuk • Yaşlı Bakım Parası
Esirgeme Kurumu • İhmal ve İstismar
• Sosyal Devlet • Gündüz Bakım Evleri
• Evde Bakım
İçindekiler
• GİRİŞ
• BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ YASAL
DÜZENLEMELERİN TANIMLANMASI
• ETİK ÇERÇEVESİNDEN BAKİM
HİZMETLERİNE BAKIŞ
• BAKIM HİZMETLERİNİN DENETLEME
MEKANİZMALARI
• BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA
Bakım Hizmetlerinin Etik ve
Temel Bakım Hizmetleri SIRASINDA KARŞILAŞILAN HUKUKİ
Hukuksal Boyutu SORUNLAR
• BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA
SIRASINDA KARŞILAŞILAN ETİKSEL
SORUNLAR
• BAKIM HİZMETLERİNE TOPLUMUN
BAKIŞI
• BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ AHLAK
VE DİNSEL KURALLAR
Bakım Hizmetlerinin Etik ve
Hukuksal Boyutu
GİRİŞ
Yaşlılık, normal bir süreç olup, bireylerin fizyolojik ve ruhsal güçlerini yavaş yavaş ve geri
dönüşümsüz olarak kaybetme durumu olarak tanımlanabilmektedir. Yaşlılığın başlama
zamanı ile ilgili tanımlamalar değişiktir. Sosyal olarak yaşlılık, kişinin toplum içinde yaşlı
olarak tanımlanması ile başlamaktadır. Ekonomik tanımlamada, kişinin emekli olması ile
yaşlılık başlamaktadır. Kronolojik tanımda yaşlılığın başlangıcı için bir yaş sınırı kullanı-
lır. Uluslararası karşılaştırmalarda yaygın olarak kronolojik tanım kullanılır. Batılı ülkeler
başta olmak üzere tüm dünyada yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Bunun nedeni olarak son
50 yılda ekonomik, sosyal ve sağlık alanındaki gelişmeler gösterilebilir.
Ülkemizde de ortalama yaşam süresi son yıllarda hızla yükselmiş olup ortalama yaş
71 olarak belirlenmiştir. Nüfusunun toplam 71.517,100 olarak belirtildiği 2008 yılı veri ta-
banı dikkate alındığında ülkemizde 60 yaş üstü kişilerin toplam nüfusa oranının yaklaşık
olarak % 10 olduğu görülmektedir.
Yeni bir dönem olan yaşlılık yeni sorunları da beraberinde getirir. Sağlık sorunları-
nın dışında yaşlının en sık karşılaştığı diğer sorunlar, ekonomik ve sosyal hakları ile ilgili
olanlardır. İleri toplumlarda yapılan yasal düzenlemeler, yaşlıların bu sorunları daha az
yaşamalarına yöneliktir. Bu yasal düzenlemeler bakım hizmetleri, sosyal hizmetler, sosyal
yardımlar ve çeşitli emeklilik sistemleri yolu ile yapılmaktadır.
Anayasamızın ikinci maddesinde Cumhuriyetin Nitelikleri açıklanırken “Türkiye
Cumhuriyeti Sosyal bir hukuk Devletidir” ifadesi kullanılmıştır. Sosyal bir hukuk devleti
olmanın temel özelliklerinden biride ülkede yaşayan yaşlı, özürlü (engelli) vatandaşlara
yönelik sosyal yardım, bakım ve hayatın devamı için gerekli kolaylıkları sağlayacak yasal
düzenlemelerin de yapılmasını da sağlamaktır. Buna göre devlet yaşlının, bakımı, konut,
sağlık, eğitim ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılamalı ve ailesini de yaşlı bakımı nedeniy-
le desteklemelidir. Sosyal devlet ilkesi, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde,
hukukî ve siyasî anlamda gelişmiş ülkelerin anayasalarında yerini almıştır. Böylece “yaş-
lılar için devlet sorumluluğu” ve hayatın her alanında yaşlılara garantinin sağlanması söz
konusu olmuştur. Sosyal devlet ilkesi sonucunda, yaşlıların bakım, gözetim ve korunma
gibi ihtiyaçlarının yerine getirilmesi, yaşlılar için bir “hak”, vatandaşı oldukları devlet için
de bir “görev” halini almıştır.
70 Temel Bakım Hizmetleri
Evde Bakım
Türkiye’de son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler, ailesi ekonomik yoksunluk içinde bu-
lunan bakıma muhtaç özürlü bireylere bakım parası altında bir maddi yardım ile evde
bakımlarını mümkün kılmaktadır. Bakımı aile bireyi ya da yakını tarafından karşılanan
özürlü birey için, bakımı yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır. Bu
bireylere bakım adı altında yapılan yardımlar, parasal yardım, sosyal bakım ve rehabili-
tasyon hizmetlerini kapsamaktadır Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için
ikamet edilen yerdeki İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne veya varsa İlçe Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü başvurmak gerekmektedir.
6. Ünite - Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu 71
Huzur Evleri
Ülkemizde, yaşlılara yönelik yatılı kurum hizmetleri SHÇEK’e bağlı faaliyet gösteren Hu-
zurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri, Özel Huzurevleri, Yaşlı
Bakım Merkezleri ve Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları bünyesinde açılan Huzurevleri
eliyle sunulmaktadır. SHÇEK Genel Müdürlüğüne bağlı Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Re-
habilitasyon Merkezlerinde ekonomik durumu iyi olan ve sosyal yönden yoksunluk içinde
bulunan yaşlılarımıza ücretli, ekonomik yönden yoksunluk içinde bulunan ve 1005 sayılı
Kanun gereği İstiklal Madalyası verilen yaşlılarımıza ise ücretsiz yatılı bakım hizmeti su-
nulmaktadır. Bakım Merkezleri Yönetmeliği çerçevesinde; dernekler, vakıflar, azınlıklar
ve özel-tüzel kişiler de huzurevleri açabilmekte ve uygunlık şartları SHÇEK tarafından
denetlenmektedir.
Gündüzlü Hizmetler
“Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Yaşlı Bakımı ile Evde Yaşlı Hizmetle-
ri Hakkında Yönetmelik” 07.08.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kurumlar yatılı
kurum bakımına gereksinim duymayan ve ekonomik-sosyal durumu ne olursa olsun ev
ortamında yaşayan sağlıklı veya hasta yaşlıların sosyal ve psikolojik gereksinimlerini kar-
şılamak amacıyla hizmet vermektedir.
http://www.shcek.gov.tr/yasli-bakim-hizmetleri.aspx
hizmeti verenler ile hizmet alanların beklentileri arasındaki çelişkilerden doğan ikilemleri
pratik açıdan çözüme ulaştırmaktır.
Bakım etiğinin çerçevesi meslek örgütlerinin kendi hizmetlerinin sunulması sırasında
bağlı olmak zorunda oldukları kurallar şeklinde belirlenir. Örneğin hemşireler için ilk etik
kodları Florance Nightingale andı ile belirlenmiştir.
Bakım Etiğinin bakım veren ve bakılan bireyler açısından sunduğu bazı yararlar var-
dır. Örneğin;
• Bakım sunan kişi veya kuruluşun davranışlarını ve sorumluluğunu belirler. Zarar-
dan kaçınma, zararlı etken ve koşulları ortadan kaldırma ve önlemeyi içerir. Buna
zarar vermeme denir.
• Sorunların hem hastalıkta hemde sağlıkta görülmesini sağlar. Bakım veren taraf
açısından motivasyon, tutarlılık, mesleki tatmin, dayanışma ve süreklilik sağlar.
Bakılan birey açısından inanma, sadık kalma ve ahlaki ilkeler doğrultusunda tutar-
lı ilişkisinin yarattığı güven duygusuna sebep olur. Buna sadakat denir.
• Birey için iyi olanı yükseltir. Buna yarar sağlama denir.
• Hasta ile ilgili yapılan uygulamalarda doğru kayıt tutulmasına neden olur. Buna
doğruluk denir.
• Tedavi ve bakımda kullanılan araç gereç-donanım kaynakları, kişilerin yetki, yete-
nek ve yeterliliklerinin eşitlik ilkesine uygun dağılımını sağlar. Buna adalet denir.
• Bakım eylemi sırasında karşılaşılabilen baskı ve önyargıları engeller. Bireye ait bil-
gilerin saklanması, gerçeği söylemeyi gerektirir. Buna güvenirlik denir.
• Mesleğin toplumsal değerini güçlendirir. Etik ve manevi olarak prensip sahibi ol-
mayı sağlar. Buna dürüstlük denir.
• Karar verme özgürlüğü ve bağımsızlığını sağlar sağlar. Buna otonomi adı verilir.
• İnsanın yaşamına, haklarına, duygu ve düşüncelerine, başkalarına zarar vermediği
sürece davranışlarına ve onuruna saygılı olmayı ifade eder. Buna İnsan onuruna
saygı denir.
Osmanlı İmparatorluğu’ nda birçok ırktan, milletten, dinden insanlar yüzyıllarca bir arada
yaşamıştır. 2. Abdülhamit 1896 yılında Darülacezeyi kurduğunda midraş, şapel ve camiyi
de inşa ettirmiştir. Yine İstanbul darülaceze Müdürlüğünde de, midraş, şapel ve mescid yan
yana bulunmaktadır.
Örneğin Yehova şahitleri, yaşamı tehdit eden durumlarda bile kan transfüzyonunu
kabul etmezler. Musevilerin bir kolu olan Brastlav Hasidizmi yandaşları, modern tıbba ve
psikiyatriye karşı olumsuz bir tutum içindedir. Oruç tutulan aylarda, hasta oruç tutmakta
ısrarlı ise gün içinde alınan ilaçları aksatabilir. Kan verme ve serum almanın orucunu
bozabileceğini iddia edebilir. Bayramlarda yiyeceklerine yeterli özeni göstermeyebilir.
Bu nedenle bakım alan bireyin inanç ve inanç düzeyi dikkatle izlenmelidir. Onu ra-
hatlatacak bazı inanç uygulamaları, örneğin dua etmek, motive edilebilir. Ancak inanç
uygulamalarının ona zarar vermesine de engel olunmalıdır (ilaç almayı reddetmek). Ba-
kım veren kişi açısından hasta ile kendi dinsel duygularını çok karşı karşıya getirmemeye
çalışmak, dinsel tutumları konuşurken rahat olmak, hasta ve ailesinin içinde bulunduğu
durumu anlar açısından değerlendirmek yerinde olur. Ancak bakım verenlerin hastaları
ile konular konuşurken onlarda “dindar insanlar daha iyidir, dindar olmayanlar daha kö-
tüdür” şeklinde bir sonuç ortaya çıkmasına imkan vermemek gerekmektedir.
Son zamanlarda, dini inancın hastalıklardan koruyucu ve iyileştirici etkisi konusunda
gerek halk kesimi gerekse tıbbi otoriteler arasında olumlu bir kanı vardır. Ancak hastalara
tıbbi yöntemler dışında dua etmelerini önermekle ilgili etik sorun bulunmaktadır.
Bazı dini kurallar sağlığa zararlı sigara, alkol ve uyuşturucuyu yasaklayarak sağlığa da
koruyucu etki yaparlar. Dini ayinler depresyonu engelleyebilir, tansiyon arteryel üzerine
olumlu etki yaratabilir.
Din ve sağlık bireylerin en çok önem verdiği iki önemli kavramdır. Geçmişte bireylere
iki hizmeti de götüren aynı kişilerdir. Bugün bu alanlar ayrılmada hastanın yaşamı üzeri-
ne benzer derecelerde etkin olabileceği unutulmamalıdır.
6. Ünite - Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu 77
Özet
Yaşlılık, normal bir süreç olup, bireylerin fizyolojik ve ruhsal Din ve sağlık bireylerin en çok önem verdiği iki önemli kav-
güçlerini yavaş yavaş ve geri dönüşümsüz olarak kaybetme ramdır. Bilimsel araştırmalara göre hasta bakım hizmetleri
durumu olarak tanımlanabilmektedir.Dünyanın birçok ül- sırasında dini ve ruhani hayatla ilgili konuların bakım alan ve
kesinde, sosyal devlet anlayışı ile yaşlılıkta ortaya çıkan bazı bakım veren arasında bir gündem oluşturduğunu saptamış-
bakım problemleri devlet eliyle çözülmektedir. Türkiye’de lardır. Bu nedenle bakım verenin hastanın biyolojik olduğu
yaşlılıkla ilgili bakım hizmetlerini Sosyal Hizmetler ve Ço- kadar dinsel durumunu da tanıması gerektiği söylenir. Din
cuk Esirgeme Kurumu yürütmektedir. Buna göre kurum, olgusunun sıkı yerleştiği toplumlarda, din ve inanç kuralları
belli bir yaşın üstünde bakıma ihtiyacı olan ve maddi güçten hem bakım şartlarını hem de bakımın içeriğini etkiler. Dini
yoksun yaşlılara evde bakım parası adı altında maddi yardım ve ahlaki kurallar hastaların yemek yemesinden bakılma bi-
yapmaktadır. Diğer taraftan yoksul veya yoksul olmayan yaş- çimine kadar birçok alana olumlu ya da olumsuz etki yapar.
lılara ise huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabili- Türkiye’de aile bireyleri asındaki bağın halen güçlü olması,
tasyon Merkezleri, Özel Huzurevleri, Yaşlı Bakım Merkezleri yaşlıların yaşam ve bakım alanlarını belirlemedeki tercihleri-
ve Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları bünyesinde açılan Hu- nin de farklı olduğunu göstermektedir. Yaşlıya daha çok eşi,
zurevleri yoluyla yatılı bakım desteği sunmaktadır. Bu ku- çocuğu veya yakın akrabası bakmaktadır. Bu durum zaman
rumlar işleyişleri ve finansmanlarını belirlenmesi açısından zaman ekonomik yetersizlik nedeni ile olabildiği gibi daha
da sosyal hizmetlere bağlı olarak çalışırlar ve denetlenirler. çok da toplumun diğer bireylerinin bakım hizmetleri üze-
İnsan yaşamında hastalık ve bakım dönemleri birey için en
rine oluşturduğu ön yargılar ile ilgilidir. Türk toplumunda
güçsüz ve mutsuz dönemlerdir. Bu dönemlerde bakım veren-
huzurevleri hala kolay kabul edilebilir bir düşünce değildir.
lerin çok önemlidir. Ancak bu bakımı sağlarken bazı uymak
Huzurevleri toplum gözünde bakım verilemeyen yaşlının
zorunda olunan kurallar vardır. Buna etik kurallar denir.
atıldığı yerler olarak algılanır. Bu konuda yakınını “huzure-
Buna göre bakım sırasında yararlılık, zarar vermeme, hasta
vine” gönderen bireyler üzerine diğer bireylerin vicdani ve
özerkliğine saygı ve adalet başta gelen 4 ana etik ilkedir.
yargılayıcı baskısına rastlanır. Buna karşın bakım hizmetleri-
Bakım sırasında ortaya çıkan etiksel sorunlar “etik ikilem”,
nin evde işin profesyoneli olarak birine devredilmesi düşün-
ikincisi “etik ihlali” olarak ikiye ayrılırlar. Etik ikilem tedavi
cesi özellikle maddi kaynakları iyi olan kesimlerde giderek
sırasında mesleki bilgilerle çelişen durumlar, etik ihlal yan-
kabul görmeye başlamıştır. Evde bakım parası ile ilgili geliş-
lış uygulamalardır. Etik ikileme örnek, acı çekmemesi için
melerde bunu destekler boyuttadır. Bu durum sosyal devlet
hastanın hayatına son verme, atik ihmal hastanın ilaçlarını
anlayışının azda olsa yaşlı topluma getirdiği refah açısından
vermemedir.
önemlidir. Türkiye’de yeni dönemlerde belediye ve sivil top-
Yaşlı bakımı sırasında hukuki sonuç yaratacak pek çok so-
lum örgütleri bakım sertifika programları açmakta, yükseko-
runla karşılaşılır. Bunların başında yaşlının ihmali ve istisma-
rı gelmektedir. Yaşlı istismarı dendiğinde ailede ve kurumsal kullarda bununla ilgili bölümler yaygınlaşmaktadır. Türkiye
bakım yapan yerlerde yaşlılara karşı yapılan bedensel, eko- Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının
nomik ve psikolojik nedenli istismarlar anlaşılmalıdır. İhmal, bu konu ile ilgili eylem planlarını ve bakım programlarını
istismar ve şiddet bir suçtur. Yasalara göre bu durumdan şüp- açıklayan dokümanları, internet ortamından eğitim çalışma-
helenildiğinde adli makamlara bildirmek zorunluluğu vardır. ları mevcuttur.
78 Temel Bakım Hizmetleri
Kendimizi Sınayalım
1. Birleşmiş Milletler tarafından 12 Nisan 2002’de 6. Yaşlıya bakım verenin güç kullanarak vücuda zarar ver-
İspanya’nın başkenti Madrit’te gerçekleştirilen Uluslararası me, ağrı verme tarzındaki istismara ne tip istismar adı verilir?
Madrit Yaşlanma Hareketi Planı çerçevesinde yaşlılık kavra- a. Fiziksel
mı ile ilgili hangi sonuç kabul edilmiştir? b. Psikolojik
a. Parası olamayan yaşlılar devletin onlara sağladıkları c. Cinsel
bakımevlerinde yaşarlar.
d. İhmal
b. Devletin yaşlıya sağladığı hizmetler, yaşlının devlet-
e. Ekonomik
ten alması gereken bir “hak” olarak görülmelidir.
c. Hasta yaşlı isterse kendi hayatına son verebilmelidir.
d. Her ülkede bulunan sasyal hizmetler birimleri muh- 7. Bilerek veya bilmeden yaşlı bireyden yiyecek, içecek, ilaç,
taç yaşlıları saptamakla yükümlüdür. tıbbi cihaz ihtiyaçlarını esirgemek, bakım vermedeki sorum-
e. Yaşlılık geri dönüşümsüz bir dönemdir. Bu dönemde luluklarını yerine getirmede isteksiz davranarak veya redde-
aslolan yaşlının huzur içinde ölmesidir. derek yaşlıya duygusal, fiziksel acı ve sıkıntı vermek tarzın-
daki istismara ne isim verilir?
2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal hizmetlerin sorumluluk- a. Fiziksel
larından değildir? b. Psikolojik
a. Kişi ve ailelerin kendi bünye ve şartlarından doğan
c. Cinsel
veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve
d. İhmal
sosyal yoksunluklarının giderilmesine yardımcı olur.
e. Ekonomik
b. Yaşlılar için gerekli eğlence, gezi hizmetlerini hazırlar
ve yürütür.
c. Kişi ve ailelerin kendi bünye ve şartlarından doğan 8. Yaşlıya bakım verenin, yaşlıya ait para veya malı yasal
veya kontrolleri dışında oluşan İhtiyaçlarının karşı- olmayan şekilde kötüye kullanılması veya çalması tarzındaki
lanmasına istismara ne isim verilir?
d. Sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine a. Fiziksel
yardımcı olunmasına b. Psikolojik
e. Hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilme- c. Cinsel
sinine yardımı amaçlayan sistemli ve programlı hiz- d. İhmal
metler bütünü” dür. e. Ekonomik
3. Ülkemizde huzurevleri hangi kuruma bağlıdır?
a. Devlet bakalığına 9. Yaşlıya bakım verenin sözel veya sözel olmayan yolla
b. Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuna strese sokan davranışlar tarzındaki istismara ne isim verilir?
c. Belediyelere a. Fiziksel
d. Çalışma bakanlığıma b. Psikolojik
e. İl genel meclisine c. Cinsel
d. İhmal
4. Aşağıdakilerden hangisi tıp etiğini oluşturan 4 ana ilke- e. Ekonomik
den biri değildir?
a. Yararlılık
10. Ulusal eylem planı hangi yıl devreye girdi?
b. Zarar vermeme
a. 2006
c. Hasta özerkliğine saygı
d. Adalet b. 2005
e. Çaresizlik c. 2008
d. 2002
5. Aşağıdakilerden hangisi bakım veme sırasında karşılaşı- e. 2009
lan etiksel sorunlardan biri değildir?
a. Doğruyu söylememe
b. Bireylerin denek olarak kullanılması
c. Hasta bilgilerini paylaşmama
d. İlacın kötüye kullanımı
e. Şüpheli ilaç istismarının rapor etmeme
6. Ünite - Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu 79
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yaşlının özbakımı ve hijyeni konularını açıklayabilecek,
Yaşlı için ideal banyo ve tuvalet koşullarını sıralayabilecek,
Yaşlıda infeksiyonlardan korunma yollarını ifade edebilecek,
Yaşlıda beslenme konusunu açıklayabilecek,
Yaşlıda özbakım ve güvenlik alanlarını tanımlayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Geriatri • İnterdisipliner Ekip
• Yaşlı • İnfeksiyonlar
• Bakım • Beslenme
• Özbakım • Malnutrisyon
• Güvenlik • Temizlik
• Sosyal Hizmet Alanı • Hijyen
İçindekiler
• GİRİŞ
• BİREYSEL BAKIM VE TEMİZLİK
BECERİLERİNİN TANIMI
• GİYSİ VE BARINMA KOŞULLARI
• TEMİZLİK
Temel Bakım Hizmetleri Özbakım ve Beslenme • İDEAL BANYO VE TUVALET KOŞULLARI
• ÖZ BAKIMI GERÇEKLEŞTİRME
SIRASINDA KİŞİSEL VE ÇEVRESEL
GÜVENLİK
• ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA
• AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
• TEMEL BESLENME İLKELERİ
Özbakım ve Beslenme
GİRİŞ
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geriatrik yaş grubunu 65 yaş ve üzeri olarak tanımlanmış-
tır. Ülkemizde 2010 yılı rakamlarına göre 65 yaş üstü nüfus %7.1, yaklaşık 5 milyon yaşlı
seviyelerindedir. Ortama yaşam süresi ise 2008 yılında erkeklerde 70.6 ve kadınlarda 75.7
olarak bildirilmiştir.
Yaşlanmayla birlikte psikolojik, fizyolojik, bilişsel, emosyonel, sosyal alanlarda deği-
şiklikler oluşmaktadır; bir yandan fonksiyonel kapasitesi azalırken, genel olarak kronik
hastalıklar artmaktadır. Bu durum bireylerin yaşamlarını olumsuz etkilemekte, günlük
yaşam aktivitelerini yerine getirmede yetersizlik, fonksiyonel güçsüzlük, hastalık semp-
tomları ve fiziksel iyilik halinin bozulması tedaviye uyumu zorlaştırmakta ve öz bakım
gücü yetersizliğine neden olmaktadır.
Yaşlının özbakımı son derece önemlidir. Kendisinin yapabilmesi, yardıma ihtiyacı ol-
ması, bağımlı ya da bağımsız olması, fonksiyonel yapısı son derece belirleyicidir. Giyin-
mesi, barınması, yemek yemesi, güvenligi ve sürekli temizliği ve hijyeni bu özbakımın
temelini oluşturmaktadır. Bu bölümde özbakımın bu elemanları tüm yönleriyle değerlen-
dirilmektedir.
Yaşlının eviçinde, toplumda ve özbakım sırasında her aşamada güvenliği son dere-
ce önemlidir. Özellikle özbakımı gerçekleştirme sırasında özellikle evde veya kurumda
banyodan tuvalete kadar tüm özbakım temel alanlarının yaşlılara göre yapılmış olması
veya ona göre modifiye edilmiş olması son derece önemlidir. Yaşlıya göre ev ve eviçi dü-
zenlemeleri son yıllarda giderek önem kazanmaktadır. Düşmelerden, kaybolmalara, ya-
ralanmalara kadar farklı durumlar söz konusu olabilir. Yaşlının mental kapasitesine göre,
demansı, depresyonu varlığına göre süreç değişebilmektedir. Yaşlıların temel ve özel du-
rumlarla ilgili eviçi ve evdışı güvenliklerinin sağlanması son derece önemlidir.
Yaşlılarda infeksiyonlara sıklıkla rastlanmaktadır. Atipik etkenlerle, atipik klinik pre-
zantasyonlarda infeksiyonlara sıklıkla rastlanmaktadır. Klasik bir idrar yolu infeksiyonu
kendini düşme, idrar kaçırma, sepsis ile gösterebilmektedir. İnfeksiyonların önlenmesi ve
aşılama son derece önemlidir.
Yaşlılarda beslenme sorunları sıktır. Ağız ve diş sağlığından yola çıkılarak, besinin ha-
zırlanmasından besinin tüketimine, ekonomik-sosyal-medikal faktörler farklı sebeplerle
yaşlıda beslenmeyi etkilemektedir. Malnutrisyon; yani yetersiz beslenme yaşlılarda sıktır
ve erken tanınması ve tedavisi hayat kurtarıcı olabilmektedir.
Yaşlının kiminle yaşadığı, özbakımını kendisinin mi yaptığı, nerede oturduğu, evi,
sosyoekonomik ve eğitim durumu, yakınlarının ilgisi ve desteği, toplumun desteği, resmi
82 Temel Bakım Hizmetleri
ve özel kurumlarının bakış açıları gibi bir çok faktör yaşlıda özbakımı ve bununla ilgi-
li parametreleri etkilemektedir. Bu sebeple her yaşlıya özgü değişik faktörler bu süreci
etkilemektedir. Burada daha çok genel hatlarıyla özbakım konusu işlenmektedir, elbette
bireysel yaşlıya ve ortamına özgü değişiklikler olabilmektedir.
Yaşlıya saygı, yaşlıyı anlamaya çalışma ve yaşlıya yardım geriatrinin tüm alanlarında
en temel kuralı ve felsefeyi oluşturur. Özbakım uygulamasında da bu felsefe geçerlidir.
Yine 2010 yılından itibaren uygulamaya geçen evde sağlık hizmeti, aile hekimi tara-
fından yaşlının evde bakımı, belediyelerin evde bakım destekleri, evde barınma ve temel
ihtiyaç destekleri gibi evde bakıma yönelik faaliyetlerin arttırılması, evde bakımın gelişti-
rilmesi son derece etkin ve ekonomiktir. Evde bakım yaşlı bakımının bugün en önemli ve
dinamik konusudur ve ülkemizde gelişmektedir.
Barınma için evin ısınmasından güvenliğine bir çok konu bu alana girmektedir. Bun-
larında her birinin ekonomik gereklilikleri vardır. Bu konularda yaşlılar zorlanmaktadır
ve desteğe ihtiyaç duymaktadır. Kişilerin daha genç dönemlerinde artık yaşam süresinin
uzayacagını da düşünerek yaşlılık dönemi için bakımla ilgili mental-ekonomik-medikal
hazırlık yapmaları çok önemlidir. Yasalardaki yeni düzenlemelerin yaşlılara barınma ko-
nularında ve tüm özbakım konularında destek vermesi de son derece önemlidir.
Yaşlıların bir arada oturduğu yaşlı evleri, yaşlı apartmanları, yaşlı mahalleleri gündüz-
leri bir arada olunan ve desteklerin sağlandığı yaşlı kreşleri, yaşlı dayanışma merkezleri
gibi örneklerin sayılarının artması ve ülke sathına yaygınlaşması da önemlidir.
Giyinme ve giysiler özbakımın son derece önemli temel alanlarındadır. Yaşlının giysi
bulması, giysilerinin temizliği, rahatlığı, pratikliği, son derece önemlidir. Yaşlı giysi içinde
kendini rahat hissetmelidir. Kendi kendime yeterliliği korumada ve desteklemede giyinme
çok önemlidir. Yaşlının giyinme konusunda demans, felç, depresyon, gibi sağlık sebepleri
veya başka sebeplerle yardıma ihtiyacı varsa mutlaka desteklenmelidir. Burada aile, bakı-
cı, devletin evde bakım sistemleri hepsi birer faktör olabilir ve daha da yaygınlaşmalıdır.
Uygun giyinme ve temiz giyinme yaşlının psikolojik olarak olumlu etkiler ve sağlığı içinde
belirleyicidir. Yaşlının oryantasyonunun bozuk olduğu, felçli olduğu, görmediği, hareket
kabiliyeti sorun olan durumlarda yardıma ihtiyacı vardır.
Giysilerin pratik, az düğmeli, rahat, bol olması belirleyecidir. Giyinmenin ve giysile-
rin basit olması önemlidir. Hatta demansı olan yaşlılarda alışkanlıklarını bozmamak için
benzer aynı giysilerin birden fazla olması psikolojik olarak rahatlatıcı ve pratik olabilir.
İdrar veya gayta kaçırması olan yaşlılarda ve genel olarak kolay çıkartılabilen giysiler ter-
cih edilmelidir.
TEMİZLİK
Temizlik kelime anlamı herkesçe bilinmektedir. Genel hijyen kuralları geçerlidir. Ancak
yaşlıda temel sorun el yıkamadan banyo yapmaya bunları tek başına yapıp yapamadığı
gerçeğidir.
Yardıma ihtiyaç durumu tespit edilmelidir. İdrar ve gayta tutamamak veya zaman za-
man kaçırmak son derece önemlidir ve uygun önlemler ve tedavi ile temizlik hedeflen-
melidir. Yine demansı olan yaşlılarda, felçli yaşlıda, depresif yaşlıda, hareket kabiliyetinde
yetersizlik olan yaşlıda temizliğin sağlanması son derece önemlidir.
Temizlik vücut temizliği, tuvalet ile ilgili temizlik, banyo ile ilgili temizlik, ağız ve diş
sağlığı farklı kısımlarda yaşlılar için ayrı ayrı ele alınmalıdır. Eger yaşlı yıkanamayacak
durumda ise silinme, tüm vücut veya bir kısmın silinmesi, bu sırada uygulanacak malze-
meler ve yöntemler yaşlı hasta için ayrı ayrı bilinmelidir.
Yatakta tam silme, yatakta saç yıkama, elbise giydirme çıkartma, ağız ve diş bakımı,
burun bakımı, kulak bakımı, kapalı gözün bakımı, tırnak bakımı, yatak ve malzemele-
rinin temizliği, tuvalette eğitim ve destek, kusma var ise kusma sonrası temizlik, duş ile
temizlik temizliğin farklı alanlarıdır. Temiz su en önemli temizlik aracıdır ancak uygun
ve gerekli durumlarda vücut temizleme ürünleri yara oluşmasını engellemektedir ve ve
hijyenik durumu desteklemekte ve infeksiyonları engellemektedir.
Temizlik bir bütün olarak ele alınmalı, bir kez değil sürdürebilir olması hedeflenmeli-
dir. Bu konuda yaşlının bağımsızlık durumu ve fonksiyonel durumu son derece önemlidir.
Evin temizliğinden, yaşlının temizliğine kadar birçok alanda yaşlının desteğe ihtiyacı ola-
bileceği gerçeği unutulmamalıdır.
7. Ünite - Özbakım ve Beslenme 85
Yanlış ilaç kullanımının engellenmesi önemlidir. Yaşlılar bir çok sebeple farklı ilaçlar
kullanmaktadır. Görme, anlama veya bilgi eksikliği gibi sebeplerle sıklıkla yanlış ilaç kul-
lanabilmektedirler, bunun en aza indirgenmesi son derece önemlidir.
Kaygan zeminler, eşikler, gereksiz çok eşya ve sıkışık odalar, kötü aydınlatma sıklıkla
eviçinde kazalara sebep olmaktadır. Halı, kilimler ve saçaklar; gereksiz kablolar; düşmele-
re sebep olmaktadır. Gece aydınlatmasının yetersiz oluşu da önemli bir sorundur. Bunla-
rın giderilmesi eviçi güvenlik için son derece önemlidir.
Özbakım sırasındaki güvenlik için tuvalette, banyoda veya ev içinde başka bir yerde
acil bir durumda yapılması gerekenlerle ilgili bir hazırlık planı olması son derece yararlı-
dır. Yutma fonksiyonları, yatalak olması, demansı olması, felçli olması yani yaşlının sağlık
durumu da özbakım sırasındaki güvenliği belirgin olarak etkilemektedir ve alınacak ön-
lemler buna göre bireyselleştirilmelidir.
ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA
Yaşlılarda infeksiyon hastalıkları ve bu hastalıklarla uğraşabilmek için eğitimli sağlık per-
soneline duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. İnfeksiyon hastalıkları 65 yaş ve üstü insan-
larda hastaneye yatışa neden olan hastalıklarda ilk onda, mortaliteye sebep olan hastalık-
larda ilk beşte yer alır.
Yaşlanma sürecinde, infeksiyon hastalıklarını kolaylaştıran fizyolojik değişiklikler
vardır. Prostat hipertrofisi, rahim sarkması, idrar torbası hastalıkları idrar yolu infek-
siyonlarını; mukosilier kleransın azalması, öksürük refleksinin azalması, sık aspirasyon,
diyabet-kronik obstrüktif akciğer hastalığı, alkol öyküsü, kalp yetmezliği, gibi kronik
hastalıklar, boğaz florasında ajan patojenlerin kolonizasyonu (Streptococcur Pnemoni-
ae, Hemofilur Influensa, Klebsiella Pnemoniçe), bakımevlerinde yatanlarda gram negatif
bakterilerin kolonizasyonu pulmoner infeksiyonların sıklığını arttırır. Hücresel immu-
nitede bozulma sonucunda gecikmiş tip aşırı duyarlılık mekanizmalarının bozulması,
lökosit fonsiyonlarının bozulması, ve humoral immunitede azalma, önemli fizyolojik
değişiklikler iken, yaşlılıkta üriner ve pulmoner sistem infeksiyonlarını kolaylaştıran ya-
pısal değişiklikler vardır.
Yaşlıların şikayetlerini doktora söylemedikleri, infeksiyon belirtilerini yaşlanmanın
doğal bir sonucu olarak algılamaları, sosyokültürel etkiler, yaşlının kognitif kapasitesinde-
ki azalmalar, demans ve depresyon sıklığının yaşlılarda artması, infeksiyon hastalıklarına
yönelik tanısal işlemlerin bu yaş grubunda güçlükle yapılması, kronik hastalıkların sayısı-
nın çokluğu, ilerleyen yaşla hastalıklara yanıtın değişmesi (ateş yanıtı, lökositoz gibi kla-
sik infeksiyon bulgularının yokluğu) yaşlıda tanıyı geciktiren faktörlerdendir. Hastalarda
sadece halsizlik, iştahsızlık, konfüzyon, inkontinans gibi infeksiyonla direk ilişkisi olma-
yan nonspesifik şikayetler vardır. Yaşlı hastalarda ateş cevabı azalmış ya da baskılanmıştır.
Hipotermi bu yaş grubunda daha sıktır. Yaşlıda ateş ancak ciddi bakteremilerde görülür.
Yaşlı hastalarda sebebi bilinmeyen ateşlerin nedeni genelde gençlere göre daha kolay bu-
lunur ve bağ doku hastalıkları (temporal arterit, polimiyalgia romatika...) ve kanserler
(lenfoma ve karsinom ) önemli ve sık sebepler arasında yer alır. Ateş cevabının azalması
ilerleyen yaşla termal hemostazda meydana gelen bozukluklar (çevre ısısının algılanması,
sudomotor cevap değişiklikleri), interleukin-1 ve tumor nekrozis faktör alfa(TNFa) gibi
endojen pirojen maddelere yanıtın azalması, hipotalamusun endojen pirojen maddelere
duyarlılığının azalması, vücut ısısı yapım ve korunumunda bozulma ile, malnutrisyon,
kronik debilite gibi faktörlerle açıklanabilir. Ateş yanıtının baskılanması sadece tanıyı ge-
ciktirmez, aynı zamanda prognozunda kötü olabileceğini gösterir çünkü ateş önemli bir
konakçı savunma mekanizmasıdır. Ateş yükseldiğinde lökositlerin migrasyonu artar, len-
fokin üretimi artar.
7. Ünite - Özbakım ve Beslenme 87
Yaşlılarda infeksiyon hastalıkları gençlere göre daha sık ve ağır seyreder. Enfeksiyonla-
ra bağlı komplikasyonlar daha fazladır. Yaşlılarda enfeksiyonlara bağlı mortalitenin daha
sık olması, immunitede yaşla beraber meydana gelen azalma, sıklıkla altta yatan ciddi has-
talıkların varlığı, nazokomial enfeksiyonların hospitalizasyon sıklığı sonucunda artması,
diyagnostik ve terapatik girişimlerin ve bunlara bağlı komplikasyonların bu yaş grubunda
sık olması, antibiyotik tedavi yan etkilerinin sıklığı gibi nedenlerle açıklanabilir. Bu ne-
denle yaşlıda infeksiyon tanısında hızlı tanı ve uygun antibiyotik tedaisinin hızlı başlan-
ması önemlidir.
Yaşlılarda infeksiyonlardan korunma özbakımın önemli kısımlarındandır. Tabi ki bu-
rada barınma, giyinme, ısınma, beslenme, sağlık kontrollerinin düzenli yapılması, sosyal
destek sistemlerinin iyi olması son derece önemlidir. Temizlik, hijyen, ağız diş sağlığından
barınmaya kadar bir çok faktör infeksiyonlardan korunmada önemlidir. Korunma için
özel ilaçlara gerek yoktur. Bağışıklık sistemi güçlendiricileri olarak tanıtımları yapılan bir
çok ilacın etkinlikleri tartışmalıdır ve genel olara geriatrik yaş grubunda önerilmez.
Hastanın bakım ihtiyacına göre infeksiyonlardan korunma da değişebilir. Yaşlıların ban-
yo yapılamayan durumlarda silinmesi, uygun yasal izinleri alınmış vücut temizleme ürünle-
ri kullanılarak hijyenlerinin sağlanması da bir infeksiyonlardan korunma yöntemidir.
Aşı son derece önemlidir. Geriatrik uygulamada karşılaşılan pek çok infeksiyon has-
talığına karşı elimizde etkin aşı olmaması ve varolan aşıların ise yeterince kullanılma-
ması önemli sorunlardır. Öte yandan aşılar genç erişkinlerdekine kıyasla yaşlı kişilerde
daha zayıf immün yanıt oluşturabilmektedirler. Etkin aşıların varlığı ve bunların uygu-
lanması ile hastanın korunacağı hastalıklar hakkında bilgi eksikliği, aşıların etkinliği
ve yan etkileri konusunda yanlış bilgi edinilmiş olması önemli sorunlardır. Erişkin ve
yaşlı kişilere hizmet veren sağlık personeli immünizasyona ilişkin uygulamalarına rutin
pratiği içinde mutlaka yer vermelidir. Her erişkin hasta muayenesi aşılama için bir fır-
sat olarak değerlendirilmelidir. Sağlıklı yaşlılara influenza, pnömoni ve tetanoz aşıları
yapılması mutlak bir gerekliliktir. Bu aşılara ek olarak kişilerin mesleksel, yaşam tarzı
veya seyahat gibi çeşitli faktörler de göz önünde bulundurularak diğer gerekli aşıların
da yapılması planlanmalıdır.
Özet
Özbakım yaşlıda çok önemlidir. Kendine olan saygısı, psiko-
lojisi, sağlığı üzerinde direk etkilidir. Temizlik, hijyen, özba-
kım faktörlerinin eksiksiz ve uygun gerçekleşmesi yaşlının
hayatında son derece olumlu sonuçlar vermektedir. Burada
yaşlının sosyoekonomik ve eğitim durumu; aile desteği varlı-
ğı son derece önemlidir.
Beslenme, malnutrisyon, infeksiyonlardan korunmada öz-
bakımda temel faktörlerdendir. Yaşlının özbakım sırasındaki
güvenliğinin sağlanması, özellikle eviçi ve özbakım faktörleri
ile ilgili güvenliği son derece önemlidir.
7. Ünite - Özbakım ve Beslenme 91
Kendimizi Sınayalım
1. Hangisi özbakım konuları arasında yer almamaktadır? 6. Hangisi yaşlılıkta ağız ve diş sağlığında konu içerisinde
a. Temizlik yer almamaktadır?
b. Barınma a. Tükrük
c. İnfeksiyonlardan korunma b. Tat
d. Güvenlik c. Mesane
e. Diyabet d. Mine ve sement
e. Dişler
2. İnfeksiyonlardan korunma için hangisi bir faktör değildir?
a. Beslenme 7. Hangisi yaşlılar için barınma yeri alternatiflerinden de-
b. Yaş ğildir?
c. Hijyen a. Ev
d. Eşlik eden hastalıklar b. Huzurevi
e. Aşı c. Aciller
d. Rehabilitasyon merkezi
3. Hangisi yaşlılarda beslenme konusunda yanlıştır? e. Bakımevi
a. Sarkopeni kas güçsüzlüğü demektir
b. Kilo kaybı önemli değildir. 8. Yaşlıda hangi vitamin eksikleri sıktır ve tedavide yerine
c. Yaşlıya göre bir beslenme programı veya düzeni ya- konulmalıdır?
pılmalıdır a. A
d. Hipertansiyonda tuz kısıtlaması önemlidir b. B12 ve D
e. Demans hastasında beslenme sorunları daha sıktır c. C
d. E
4. Hangisi ev içi güvenliğinde risklerden değildir? e. K
a. Eşikler
b. Kötü aydınlatma 9. Evde sağlık hizmetleri hangi yılda hayata geçirildi?
c. Tuvalet ve banyoda tutacak kollar olması a. 2000
d. Demanslı yaşlı b. 2004
e. Yakıcı ve kesici aletler c. 2006
d. 2008
5. Hangisi yaşlılarda temizlik ile ilgili yanlıştır? e. 2010
a. Banyo yapılamayan durumlarda silme önemlidir
b. Uygun yaşlılarda vücut temizleme ürünleri kullanı- 10. Yaşlılıklat en sık mortalite nedeni olan enfeksiyon hangi-
labilir sidir?
c. İdrar kaçırmaya uygun önlemler ve temizlik yöntem- a. Üst solunum yolu enfeksiyonları
lerine gerek yoktur b. Farenjit
d. Yaşlıya uygun bir banyo ve tuvalet önemlidir c. Prostatit
e. Vücud bçlgelerinin temizliği yaşlının ihtiyaçlarına d. Üriner sistem enfeksiyonu
göre ayarlanmalıdır. e. Sinüzit
92 Temel Bakım Hizmetleri
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Bakım elemanının fiziksel sorunlarını tanımlayabilecek,
Bakım elemanının psikolojik sorunlarını tanımlayabilecek,
Bakım elemanının fiziksel ve psikolojik sorunlarının nedenlerini ve baş etme
yollarnı açıklayabilecek,
Bakım elemanının fiziksel ve psikolojik sorunlarını engellemek için alınması
gereken önlemleri belirleyebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Bel Ağrısı • Ayarlanabilir Yükseklikler
• Depresyon • Parabolik Aydınlatma
• Ruh Sağlığı • Ergonomi
• Vücut Mekanikleri • Depresyon
• Antropometri • Ruh Sağlığı
İçindekiler
• GİRİŞ
• BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL
SORUNLARI
• BAKIM EEMANININ PSİKOLOJİK
Bakım Elemanının Karşılaşılması SORUNLARI
Muhtemel Olan Sağlık Sorunları ve • BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL
Temel Bakım Hizmetleri
Alınması Gereken Önlemler Tıbbi VE PSİKOLOJİK SORUNLARININ
Dokümantasyonun Hukuksal Yönü NEDENLERİ VE BAŞ ETME YOLLARI
• BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL
VE PSİKOLOJİK SORUNLARINI
ENGELLEMEK İÇİN ALINMASI GEREKEN
ÖNLEMLER
Bakım Elemanının Karşılaşılması
Muhtemel Olan Sağlık Sorunları
ve Alınması Gereken Önlemler
Tıbbi Dokümantasyonun
Hukuksal Yönü
GİRİŞ
Gelişen sağlık teknolojileri, bilgi çağının getirdiği değişimler sayesinde yaşlı ve bakıma
muhtaç populasyondaki artış sağlık alanında nitelikli elemanlara olan ihtiyacı arttırmak-
tadır. Hasta, engelli ve yaşlı hizmetleri alanı, dünyada insan hakları gelişimine paralel ola-
rak son yıllarda ülkemizde de hızlı bir değişim süreci içerisine girmiştir. Bu alanda yetiş-
miş nitelikli iş gücüne ihtiyaç ülkemizde de gün geçtikçe artmaktadır. Değişim süreci ve
artan iş gücü ihtiyacı ile alanda faaliyet gösteren çalışanların bilgi ve becerilerini artırarak
kendilerini yenilemelerini gerektirmektedir.
Çalışma yaşamı, insan yaşamının her bölününe yayılan bir öneme sahip olup, bireye
sağladığı olanakların yanı sıra fizyolojik ve psiko-sosyal yönden bazı olumsuzlukları da
beraberinde getirmektedir. Çalışan bireyin sağlığı, genel faktörlerden etkilendiği gibi daha
da fazla oranda çalısma ortamından, koşullarından ve ilişkilerinden kaynaklanan risk-
lerden de etkilenmektedir. Bundan dolayıdır ki, çalısan bireyin beden ve ruh saglıgının
korunması, çağdaş bilimin temel amaçlarından biri olmustur.
Çalışma ortamından kaynaklanan sağlık sorunları açısından risk altında olan meslek
grupları arasında sağlık hizmetlerinde çalışanlar ilk sıralarda yer almaktadır . Sosyal Sigor-
talar Kururmu’ nun 2003 yılı verilerine gore çalışanlarda en fazla bel ve sırt bölgesini ilgi-
lendiren sağlık sorunları görülmektedir. Sağlık çalışanlarında da en fazla bel, sırt bölgesine
ilişkin sorunlarla karşılaşılmaktadır. Çalışanlar en çok bel-sırt bölgesine yönelik şikayetler-
le hastanelere gelmekte ve bel-sırt ağrılarına bağlı olarak hastaneye yatmaktadırlar.
Bakım elemanları, çalıştıkları ortama bağlı olarak olumsuz durumlarla karşılaşabil-
mekte ve bu nedenle çalışan bireylerin sağlıkları tehlikeye girebilmektedir. Çalışma orta-
mında sağlığa zarar veren faktörler fiziksel ve psikososyal olabilmektedir.
Gelişmiş ülkelerde iş gücü kaybına yol açan hastalıklar arasında bel ağrıları ikinci sırada
yer almaktadır ve üretim azalmasını etkileyen en önemli faktör olarak kabul edilmektedir. İş
yerinde ağır kaldırma, öne eğilerek çalışma, bel ve vücüdun yanlış pozisyonlarda kullanılması
gibi risk etkenlere maruz kalma ve uygun olmayan çalışma koşullarına bağlı gelişen mesle-
ki bel ağrısı sık rastlanan sakatlanma nedenidir. Günümüzde teknolojinin yaygınlaşmasına
ragmen beden hareketlerinin azalması sonucu bel ağrısı sıklığının arttığı düşünülmektedir.
Bakım elemanlarında bel ağrısı çoğunlukla bel bölgesinin zorlanması ve incinmesi
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda, bel ağrısı tekrarlayıcı ve güç isteyen
işlerin gerçekleştirilmesi, gövdenin üst bölümünün rotasyon ve fleksiyonu, tüm bedeninin
vibrasyona maruz kalması ve eşyaların elle kaldırılması arasında güçlü ilişki bulunmuştur.
İşe bağlı bel ağrıları, hemşirelerde diğer kadın çalışanlara göre 1,5-2 kat fazla görül-
mektedir. Dünyada yapılan farklı araştırmalarda hemşirelerde bel ağrısının bir yıllık pre-
velansını %45-%69 arasında bulunmuştur. Ülkemizde yapılan çalışmalarda hemşirelerin
yaklaşık olarak %65-%85’ inin bel ağrısı yaşadığı belirlenmiştir.
Bakım elemanlarında bel ağrısının yaygın olarak görülmesinin temel nedenleri ara-
sında çalışma koşulları önemli bir yer tutmaktadır. Bel ağrısı; bireyin gücünü aşan şekilde
ağırlık kaldırması, uygun taşıma gereçlerinin olmaması, personel eksikliğine bağlı olarak
fiziksel yükün artması, vücut mekaniklerinin doğru kullanılmaması ve bu konuda eğitim
eksikliği gibi pek çok nedenlere bağlanmaktadır. Mesleğe bağlı bel ağrısının bakım eleman-
ları arasında bu kadar yaygın olmasındaki en temel etken ise hasta kaldırma girişimleridir.
Hastaların vücut ağırlıklarının, bakım elemanlarının kaldırma güçlerinin üstünde ol-
ması ya da kaldırma girişimleri bakım elemanlarına yardımcı olamamaları, bakım ele-
manlarının bel bölgelerine daha fazla yük binmesine yol açmaktadır. Yapılan çalışmalarda
bel ağrısı görülme oranının, hastaları sıklıkla kaldıran bakım elemanlarında, az sıklıkta
hasta kaldıran bakım elemanlarına göre daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Yine
yapılan çalışmalarda bakım elemanları, bel ağrılarının başlamasına yol açan işler arasında
hasta kaldırmayı (%35) ilk sırada göstermişlerdir ve bakım elemanlarında 5 kg’ dan faz-
la ağırlık kaldırma ile bel ağrıları görülme durumu arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.
Aynı çalışmada bakım elemanlarının yarısından fazlasının oturma (%53.6), yerden nesne
kaldırma (%57.1), uzanma (%82.2) ve hastanın yatak kenarına çekilmesi (%53.4) gibi uy-
gulamaları doğru olarak gerçekleştirmediği belirlenmiştir.
Bakım elemanları, yaşadıkları bel ağrıları sonucunda fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlarla
karşı karşıya kalmaktadırlar. Bel ağrılarına bağlı olarak günlük yaşam olumsuz etkilenmek-
te, hareketler kısıtlanmakta; uykusuzluk, huzursuzluk, sinirlilik, depresyon görülmekte; boş
zaman aktiviteleri ve aile için ayrılan zaman azalmaktadır. Bel ağrılarına bağlı olarak iş orta-
mından uzak kalma ve maddi kayıplar bakım elemanlarının bel ağrıları nedeniyle yaşadık-
ları diğer önemli sorunlardır. Bakım elemanlarının bel ağrıları nedeniyle işe gidememeleri,
yaşadıkları ağrı düzeyine bağlı hareketlerinin kısıtlanması ve ağrı nedeniyle huzursuzluk
yaşamaları hasta bakımına yansımakta ve bakımın aksamasına yol açabilmektedir.
Bakım elemanlarının hastaya pozisyon vermelerindeki amaç nedir, hastaya düzenli aralık-
1 larla pozisyon verilmezse ne olur?
http://www.nobelmedicus.com/AbstractsView.aspx?id=6.
Bireysel Faktörler
Bireysel faktörler arasında yaş, cinsiyet, fiziksel egzersiz, sigara kullanımı, kişisel eğitim,
vücut mekaniklerinin bilinmesi ve antropometrik ölçüler bulunmaktadır.
Cinsiyet ve Yaş
Bakım elemanı olarak çalışan bayanlar kas- iskelet sistemleri ve postür özellikleri nede-
niyle erkeklere göre olumsuz koşullardan daha fazla etkilenmektedir. Ayrıca bakım işiyle
uğraşan kadınlarda özel bir durum olan gebelik önemlidir. Gebelikte karın büyüklüğünün
en büyük orana ulaştığı üçüncü trimesterde en büyük travma riski altındadır. Karpal tünel
sendromu görülme riski gebelikte artar, vücut dengesini bozulması fiziksel travma riskini
artırır. Günümüzde bir çok kadın hamileliklerinin son gününe kadar çalışabilmektedir.
Bu açıdan kadınlarda gebelik döneminde yetersizlikler önemli hale gelmektedir. Mes-
leksel Sağlık ve Güvenlik Birliği (OSHA) kas- iskelet hastalıklarını kadınların daha fazla
yaşadığını bildirmektedir.
Baıkm elemanlarının fiziksel iş başarısı üzerinde yaşın etkisi büyüktür. Fiziksel iş ye-
teneği 25- 30’lu yaşlarda en yüksek düzeye ulaşır. Bu yaşlardan sonra azalmaya başlar-
ken karar verme ve deneyimlilik artışı devam eder. Karar verme yeteneği 55-70 yaşları
arasında kas güçsüzlüğü ve yanıtlama süresindeki gelişmeler ile solunum, kalp ve damar
yetersizliğinden dolayı azalmaya başlar. Yaşla birlikte kasiskelet sisteminde meydana gelen
değişim veya olumsuzluklar bireyin çevreye uyumunu zorlaştırır.
Eğitim
Temel bakım hizmeti bilinci oluşturarak, çalışanların sağlık ve güvenliğini iyileştirmek, iş
verimliliğini ve kalitesini artırmak eğitim ile mümkün olabilir. Örneğin; bel ağrısı çalışa-
nın fiziksel aktivitelerini kısıtlayarak sakat bırakabileceği gibi iş veriminin azalması sonu-
cu kişinin işini kaybetmesine neden olabilir. Uzun sürdüğünde psikolojik sorunlara yol
açabilir. Böylece sadece çalışanın kendisini değil, tüm aile ve iş yaşamını olumsuz etkiler.
Çalışanı böylesine etkileyen bel ağrısından korunmak kişisel eğitim ve ortam düzenleme
ile çok büyük ölçüde mümkündür. Bel ağrılarının dörtte üçünün korunma ile engellene-
bileceği bildirilmektedir. Ayrıca duruş, vücut mekaniklerine uyum, yardımcı araç gereç
kullanımı bu eğitimin içerisindedir.
Antropometrik Ölçüler
Antropometri; insan vücudunun ölçülerini konu edinen bir bilim dalıdır. İnsan vücudu-
na ait çeşitli organların ölçülerini elde ederken bu ölçülerin çeşitli topluluklar, meslek-
ler, yaş ve cinse göre farklı oluşlarını etkileyen etmenlerin araştırılması antropometrinin
araştırma konuları arasına girer. Çalışma yerlerinin düzenlenmesinde insan vücuduna ait
organların en, boy, çevre vb. iyi tanımlanmış ölçülerine ihtiyaç vardır. Çalışma ortamı,
kullanılacak araç gereç ve makinalar insan vücut ölçüleriyle doğrudan ilişkilidir.
İşyeri tasarımında ya da insanların araç ve gereçleri kolaylıkla kullanabilmelerini sağ-
lamak için, bu araç ve gereçlerin, insanın anatomik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerine ve
kapasitesine uygun olarak tasarımlanması gerekir. Bunlar içinde insanın anatomik özel-
liklerinin ayrı bir önemi vardır. Çünkü araç ve gereçlerin boyutları, insanların anatomik
ölçüleri ile doğrudan ilgilidir. Tasarımların yapılabilmesi için insan vücudunun ortalama
metrik ölçülerine gereksinim vardır. Ülkemizde bu verilere ulaşılamadığından ya da ithal
edilmesi nedeniyle genellikle diğer ulus standartları kullanılmaktadır.
Antropometrik veriler bölgesel, ırksal hatta yerel değişikliklere sahiptir. Bu nedenle
her ulus ya da kendi hedef kitlesi için hesaplanmış veriler kullanmalıdır.
Psikososyal Faktörler
Psikososyal faktörler arasında çalışanlarda yorgunluk, stres, işten kalma gibi olumsuz
etkilere neden olan işin doğası gereği ortaya çıkan çalışma saatleri, iş görevleri ve iş stresi
psikososyal faktörler içerisinde incelenmiştir.
Çalışma Saatleri
Uygun olmayan çalışma saatleri bireylerin biyolojik ritimlerini etkileyerek verimliliği
azalmasına neden olabilir.
Hasta bakım hizmetlerinde görevli kişiler vardiya çalışması yönünden ayrıntılı değer-
lendirilen bir gruptur. Yapılan çalışmalarda dönen vardiya sisteminde çalışan görevlileri-
nerin, sabit vardiyada çalışan görevlilere göre daha büyük oranda işten kalma gösterdiği
belirtilmektedir. Sabit vardiyalarda çalışan bakım görevlilerinde ise, işe gece vardiyasında
gelenlerin, öğleden sonra ya da gündüz vardiyasında çalışanlara göre daha fazla hastalık
nedeni ile işten kalma ile karşılaştıkları görülmüştür.
İş Görevleri
Eğer mümkünse uzun süreli ayakta çalışma önlenmelidir. Uzun süre ayakta çalışma sırt
ağrısına, ayaklarda şişmelere, kan dolaşım sistemlerinde problemlere ve kas yorgunlukla-
rına neden olur.
Bakım elemanı sürekli ayakta kalmak zorunda ise aşağıdaki önerilere dikkat etmesi
gerekmektedir:
• Eğer bir iş mutlaka ayakta çalışmayı gerektiriyor ise, ek olarak çalışanın belirli ara-
lıklarla oturabilecekleri bir sandalye veya tabure sağlanmalıdır.
• Çalışanın kollarının uzanabileceği alanlar dışına çıkmamalı ve bu alan dışına ulaş-
mak için sırtı dönme, eğilme ve uzanma hareketleri yapmamalıdır.
• Çalışma masası veya çalışma yüzeyi farklı yükseklikteki işlere gore ayarlanabilir
olmalıdır.
• Ayak dinlenme destekleri acı ve ağrı hislerini engelleyecek ve çalışanın pozisyon
değiştirebilmesine olanak sağlayacaktır. Ayak yüksekliğinin zaman zaman değiş-
mesi sırt ve bacaklardaki ağrı ve rahatsızlıkları önler.
• Çalışanlar sert olmayan bir malzeme üzerinde çalışmalıdırlar. Beton veya metal
yüzeyler şokları absorbe edici malzeme ile kaplanmalıdır. Yerler temiz, düz ve kay-
maz olmalıdır.
8. Ünite - Bakım Elemanının Karşılaşılması Muhtemel Olan Sağlık Sorunları ve Alınması Gereken Önlemler Tıbbi
Dokümantasyonun Hukuksal Yönü 103
• Ayakta iş yapan çalışan, alçak topuklu ve tabanı destekli iş ayakkabısı giymelidir.
• Çalışanlar işine uzanmamalı ve vücudunun önünde 20-30 cm’lik bir uzaklıkta ça-
lışmalıdırlar.
Zorlanma, tekrarlayan hareketler, uygunsuz postür, durağan postür, titreşim gibi du-
rumların sık tekrarlanması kasiskelet hastalıkları için risk faktörü olarak tanımlamıştır.
Hasta bakımı mesleği elle taşıma (kaldırma, taşıma, hareket ettirme), uygunsuz postür
(eğilme, bükülme ve diz çökme), statik yük (uzun süre oturma ve ayakta kalma) vb. bi-
yomekanik faktörleri yerine getiren riskli bir meslek grubu olarak değerlendirilmektedir.
Fiziksel Faktörler
Fiziksel faktörler içerisinde hasta bakım odası tasarımı, ayarlanabilir yükseklikler, mobilya
özellikleri, yardımcı araç- gereç kullanımı, çevre-iklimlendirme faktörleri incelenmiştir.
Ayarlanabilir Yükseklikler
Ayarlanabilirlik kavramı son yıllarda deneysel çalışmalarda sıkça yer almaktadır. Yapılan
çalışmalarda bakım elemanlarının kullandığı yardımcı aksesuarların onların ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde tasarlanması halinde verimliliğin en az %17 oranında arttığını bul-
muştur. Hasta bakımı uygulamalarında bakım elemanlarının çalışma postürünü etkile-
yen ayarlanabilir hasta karyolalarının kullanımı önerilmektedir.
Ayarlanabilinir Çalışma Biriminin kullanılması için nedenler:
• Bakım elemanlarının boy ve vücut oranları oldukça çeşitlilik göstemektedir.
• Farklı görevler farklı çalışma alanları gerektirebilir.
• İnsanlar duruşlarını ve pozisyonlarını sıkça değiştirir.
• Tıbbi sorunlar, ağrılar ve rahatsızlıklar için geçici değişimler gerektirebilir.
• Deneyim bir insanın pozisyon tercihini değiştirebilir.
• Daha yaşlı insanlar 10 kat daha fazla ışığa ihtiyaç duyabilir.
• Isı, nem, hava akımı ve güneş ışığı açısı pozisyon değişimleri gerektirebilir.
• Yorgunluk pozisyon değişimini gerektirebilir.
• Hasta bakma işinde farklı görevlilerin çalışması gerekebilir.
Hasta Yatakları
Hasta yatakları ergonomik özellikda ise hem hastalar hem de çalışanlar için oldukça
yararlıdır. Günümüzde hidrolik arkalıklı, X-ray dalgalarını geçirebilecek özellikte şilteli ve
104 Temel Bakım Hizmetleri
Gürültü
Günümüzde gürültü sonucu meydana gelen işitme kayıpları gittikçe artmaktadır. İş-
gücünün ruhsal ve fiziksel sağlığını bozan gürültü önemli ölçüde işgücü verimini olum-
suz etkilemektedir.. Aşırı gürültü işe verilen dikkati azaltmakta, sinirliliğe yol açmakta,
karşılıklı anlaşma olanaklarını kısıtlamakta, kişiler arasındaki ilişkiler üzerinde olumsuz
sonuç doğurmakta ve işitme duygusunun azalmasına kadar gidebilmektedir. Bu nedenle
ortamda bulunanlar ve çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlıkları açısından gürültü olabildi-
ğince azaltılmalıdır.
Klima ve Havalandırma Sistemleri
Hasta odalarında klima tesisatı, odalarda konfor şartlarının sağlanmasının yanı sıra
oda içerisinde mikroorganizmaların, tozların, anestezi gazlarının ve kötü kokuların da en
alt seviyelerde olmasını temin etmek için kullanılırlar.
Hasta odalarındaki normal aktiviteler, havadaki mikroorganizmaların yayılmasına
sebep olur. Havalandırma sistemi, bakterilerin çevreye saçılmasını mümkün olduğunca
önlemelidir. Laminar akım şekli, hasta odaları için tercih nedenidir. Bu akım herhangi bir
engelle karşılaşıp bozulmamalıdır.
Ortam Isısı ve Nem Oranı
Çalışılan yerdeki hava koşulları ne kadar çalışana uygun olursa, çalışan o kadar ken-
dini rahat hisseder. Bu durumda düşünme ve çalışma kapasitesi başarısı artar, iş gücü
ve verimliliğide artar. Yüksek sıcaklık gibi düşük sıcaklığın da çalışma başarısı üzerine
olumsuz etkileri vardır. Düşük sıcaklıkta algılama ve reaksiyon süresi uzar. ellerin becerisi
azalır. Düşük sıcaklığın etkisi yüksek sıcaklığın etkisinden daha azdır. Düşük sıcaklıkta
daha fazla giyinerek etkiler azaltılabilir. Ayrıca hastalarda hareketsizlikle beraber görülen
dolaşım yetersizliğini soğuk hava artırabilir.
Ortamın, normalin üstünde sıcak olması bıkkınlık, sinirlilik, dikkatsizlik, hataların
yoğunlaşması, zihinsel çalışmalarda verim düşüklüğü, yetenek ve becerilerin azalması, iş
kazalarının fazlalaşması, bedensel işlerde verim düşüklüğüne ve vücutta sıvı- elektrolit
dengesinin ve kan akımının bozulmasına dolayısıyla yorgunluğa neden olabilir. Ayrıca
hastalarda sıcak ortamda vücut ısısında artış ve psikolojik olumsuz etkileri olabilir, terle-
me ile beraber bası yaralarında artışa neden olabilir.
Özet
Çalışma ortamından kaynaklanan sağlık sorunları açısından her canlı çevresiyle etkilesim halindedir ve çevreye kendini
risk altında olan meslek grupları arasında sağlık hizmetlerin- uydurma becerisine sahiptir. Kişinin çevreye uyum çabaları
de çalışanlar ilk sıralarda yer almaktadır. Sağlık çalışanlarında yetersiz kaldıgında ruhsal hastalıkların oluşma sürecinin art-
en fazla bel, sırt bölgesine ilişkin sorunlarla karşılaşılmaktadır. tığı görülür. Ruhsal hastalıkların oluşmasında etkili faktörler
Bakım elemanlarında bel ağrısının yaygın olarak görülmesi- arasında; cinsiyet, evlilik, aile, iş yaşamı, egitim, kültürel yapı,
nin temel nedenleri arasında çalışma koşulları önemli bir yer sosyo-ekonomik sınıf, yaşanan çevre yer almaktadır.
tutmaktadır. Bel ağrısı; bireyin gücünü aşan şekilde ağırlık Vücut mekanikleri terimi birey hareket ederken, bir şey kal-
kaldırması, uygun taşıma gereçlerinin olmaması, personel dırırken, duruş, oturuş, yatış pozisyonundayken ve tüm gün-
eksikliğine bağlı olarak fiziksel yükün artması, vücut meka- lük yaşam aktiviteleri yerine getirilirken kas, iskelet ve sinir
niklerinin doğru kullanılmaması ve bu konuda eğitim eksik- sisteminin koordineli bir şekilde çalışmasını içeren oldukça
liği gibi pek çok nedenlere bağlanmaktadır. Mesleğe bağlı bel kapsamlı bir terimdir.
ağrısının bakım elemanları arasında bu kadar yaygın olma- İşyeri tasarımında ya da insanların araç ve gereçleri kolaylık-
sındaki en temel etken ise hasta kaldırma girişimleridir. la kullanabilmelerini sağlamak için, bu araç ve gereçlerin, in-
Boy, kilo ve kas kuvveti açısından erkeklerden farklı olan ka- sanın anatomik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerine ve kapa-
dınların, ağırlık kaldırma eylemlerinde dayanıklılıklarının sitesine uygun olarak tasarımlanması gerekir. Bunlar içinde
daha az olması kas- iskelet rahatsızlıkları riskini artırmaktadır. insanın anatomik özelliklerinin ayrı bir önemi vardır. Çünkü
Kas gerginliği, tendinit ve karpal tünal sendromu, omuz ağ- araç ve gereçlerin boyutları, insanların anatomik ölçüleri ile
rıları bakım elemanlarında görülen diğer kas- iskelet sistemi doğrudan ilgilidir. Tasarımların yapılabilmesi için insan vü-
rahatsızlıklarıdır. Her insan farklı fiziksel kapasiteye sahip cudunun ortalama metrik ölçülerine gereksinim vardır. Ül-
olduğundan, kas- iskelet hastalıkları için farklı risk faktörleri kemizde bu verilere ulaşılamadığından ya da ithal edilmesi
ve predispozan faktörlere sahiptir. Bakım elemanları arasın- nedeniyle genellikle diğer ulus standartları kullanılmaktadır.
da yapılan çalışmalarda, karpal tünel sendromlarının %70’i, Bakım elemanlarının çalıştıkları ortamda fiziksel zorlanma-
tendinitlerin ise %62’si kadınlarda görülmüştür. Çok yüksek larını azaltmak amacıyla kullanılan ve hastanın hareket etti-
çalışma yükseklikleri ve ekipmana uzanma artışı omuz ağrı- rilmesine katkı sağlayan araçlar bulunmaktadır. Bu malzeme
sına neden olabilmektedir. ve araçların başlıcaları, ayarlanabilir karyolalar, sandalyeler
Ruh sağlığı sorunları, tüm akut ve kronik sağlık sorunları- ve sedyeler, hastanın aynı seviyede iki yüzey arasında kay-
nın önemli bir oranını olusturmasının yanı sıra, çalısma ya- dırılmasını sağlayan (transfer tahtaları) malzemeler ve has-
samında en fazla iş gücü kaybına neden olan sorunlardan tanın karyola içine ve dışına taşınmasını ve kaldırılmasını
biridir. Tüm hastalıklar dikkate alınarak yapılan sıralamada sağlayan araçlardır.
iş yaşamını en çok etkileyen rahatsızlıklar kalp hastalıkları, Bel ağrısının oluşmasının ve tekrarlanmasının önlenmesin-
ikincisi ise ruhsal bozukluklardır. de, bel sağlığının korunmasında da eğitimin önemi büyük-
Bakım elemanları, mesleklerindeki yüksek stres kaynakları tür. Belağrısının önlenmesine yönelik eğitimller yurtdışında
ve kadın cinsinin risk faktörlerini taşımaları nedeni ile po- bel okulları aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bu okulların ama-
tansiyel olarak depresyon ve anksiyeteye yatkın bir gruptur. cı; ağır yükleri kaldırma, vibrasyona maruz kalma ve uzun
Bireylerin ruh sağlığı üç noktanın etkileşimi sonucu belir- süre aynı pozisyonda çalışma gibi durumlar sonucunda orta-
lenir; kalıtım, gelişim basamakları, çevre ve insan. Yaşayan ya çıkabilecek bel ağrılarını azaltmaktır.
8. Ünite - Bakım Elemanının Karşılaşılması Muhtemel Olan Sağlık Sorunları ve Alınması Gereken Önlemler Tıbbi
Dokümantasyonun Hukuksal Yönü 111
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi bakım elemanında stresle başa 6. Bakım elemanlarında aşağıdaki rahatsızlıklardan hangisi
çıkmanın yollarından biri değildir? en sık görülmektedir?
a. Gevşeme egzersizleri a. Tendinit
b. Kişiler arası ilişkileri geliştirme b. Karpal tünel sendromu
c. Sosyal etkinlikleri geliştirme c. Burkulma
d. Fizksel aktivite d. Bel ve sırt ağrıları
e. Bol kahve içme e. Çıkıklar
2. Aşağıdakilerden hangisi bakım elemanlarının çalıştıkları 7. Dışarıdan gelen herhangi bir uyarana karşı oluşturulan
ortamda fiziksel zorlanmalarını azaltmak amacıyla kullanı- normali aşan korku duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
lan malzemelerden birisi değildir? a. Depresyon
a. Klimalar b. Anksiyete
b. Taşıma tahtaları c. Tükenme sendromu
c. Ayarlanabilir karyolalar d. Stres
d. Kaldıraç aleti e. Kişilik bozukluğu
e. Kaydırma aleti
8. Tüm hastalıklar dikkate alınarak yapılan sıralamada iş
3. Aşagıdakilerden hangisi bakım elemanlarında bel ağrısı- yaşamını en çok etkileyen rahatsızlıklar hangi grup içerisin-
nın sık görülme nedenlerinden biri değildir? de yer almaktadır?
a. Personel yetersizliği a. Kalp rahatsızlıkları
b. Çalışma ortamının hasta bakımına uygun düzenlen- b. Ruhsal bozukluklar
memesi c. Ortapedik rahatsızlıklar
c. Baık elemanlarının çoğunun bayan olması d. Mide bağırsak rahatsızlıkları
d. Hastaların hareket etmesine yardım etme e. Akciğer rahatsızlıkları
e. Rahat ayakkabı giyme
9. Birey hareket ederken, bir şey kaldırırken, duruş, oturuş,
4. Bakım elemanlarında görülen bel ağrısının en sık nedeni yatış pozisyonundayken ve tüm günlük yaşam aktiviteleri ye-
hangisidir? rine getirilirken kas, iskelet ve sinir sisteminin koordineli bir
a. Stres şekilde çalışmasını inceleyen alan aşağıdakilerden hangisidir?
b. Hasta kaldırma a. Antropometri
c. Öne doğru eğilme b. Statik kuvvetler
d. Fiziksel egzersiz c. Vücut mekanikleri
e. Aşırı kilo d. Mukavemet bilimi
e. Denge mekanikleri.
5. Aşağıdakilerden hangisi insan vücudunun ölçülerini
konu edinen bir bilim dalıdır? 10. Hasta odası aydınlatılmasında aşağıdakilerden hangisi
a. Vücut mekanikleri yanlıştır?
b. Fizyoloji a. Aydınlatmanın şiddeti yeterli olmalı,
c. Antropometri b. Aydınlatma bütün alana eşit yayılmalı,
d. Tıbbi biyoloji c. Işık yansımalarından kaçınılmalı
e. Sağlık bilimi d. Aydınlatma değişken olmalı
e. Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalı
112 Temel Bakım Hizmetleri
Yararlanılan Kaynaklar
Altınel L. (2007). Profesyonel hastane çalışanlarında bel
ağrısı prevelansı ve bel ağrısını etkileyen faktörler. Af-
yon: Tıp Araştırmaları Dergisi sayı 5.
Yılmaz F., Şahin F., Kuran B. (2006). İşe Bağlı Kas İskelet
Hastalıkları Ve Tedavisi. Nobel Medicus Online Dergi.
Uslu, T. (2005). İşe Bağlı Üst Ekstremite Kas İskelet Sistemi
Hastalıkları.
İlçe A. (2007). Yoğun bakim ünitelerinde ergonomik fak-
törlerin incelenmesi. Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Uzmanlık Tezi.
Karahan A. (2007). Hemşirelerde bel ağrısını önlemeye yö-
nelik geliştirilen eğitim programının etkinliği. Hacet-
tepe Üniversitesi Sağlik Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi.
Sözlük 113
Sözlük
A K
Alzheimer: En sık görülen demans türü, unutkanlık Kırılgan yaşlı: Genel olarak çabuk bozulan, risk altındaki,
hastalığı çok hastalığı olan yaşlı hastalar
Aspirasyon: Yenilen veya içilen içeriğin soluk borusuna Kolonizasyon: Çoğalma, kümelenme
kaçması
Kronolojik: Sayısal bir zamana bağlı sıralama
Atipik: Farklı, tipik olmayan
L
B
Lökosit: Akyuvar, beyaz küre kan hücresi
Bakteremi: Kanda bakteri varlığı
M
D
Medikasyon: Tıbbi ilaçlar
Deliryum: Yer zaman ve kişi oryantasyonun bozulması
Mental: Ruhsal ve zihinsel
Demans: Unutkanlık hastalıklarının tümü, en sık tipi
Alzheimer hastalığı Migrasyon: Göç
Depresyon: Çökkün, yaşamdan zevk almayan duygudurum Mobilite: Hareket ve yürüme kabiliyeti
hastalığı
Mortalite: Ölüm
Disabilite: Sakatlık, maluliyet
Diyabet: Şeker hastalığı N
Nazokomial: Hastane kökenli
E
Nörolojik: Sinir sistemi hastalıkları ile ilgili
Emosyonel: Duygusal, duygudurumla ilgili
Enfeksiyon: İnfeksiyon olarak da yazılabilir, vücutta iltihap O
olması durumu
Opsiyon: Alternatif, tercih
G Osteoporoz: Kemik erimesi
Gayta: Dışkı
P
Geriatri: 65 yaş üstü kişilerin tüm sağlık sorunları ile ilgili,
iç hastalıkları anabilimdalına bağlı tıp bilimdalı Pirojen: Ateş çıkartan, ısı yükselten
İ Y
Yetiyitimi: Daha önce yapılabilen bir melekenin
İmmün: Bağışıklık
yapılamaması
İnfluenza: Grip
İnkontinans: İdrar veya dışkı kaçırma