Professional Documents
Culture Documents
Yazarlar
Doç.Dr. Burçin YERSEL (Ünite 1)
Doç.Dr. Haluk BİRSEN (Ünite 2)
Prof.Dr. Ferruh Mutlu BİNARK (Ünite 3)
Doç.Dr. Fatma Zeynep ÖZATA (Ünite 4)
Doç.Dr. Günseli BAYRAKTUTAN (Ünite 5)
Doç.Dr. Mesude Canan ÖZTÜRK (Ünite 6)
Prof.Dr. Rasime Ayhan YILMAZ (Ünite 7)
Öğr.Gör. Mine ŞEN (Ünite 8)
Editör
Prof.Dr. Mesude Canan ÖZTÜRK
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Öğretim Tasarımcıları
Dr.Öğr.Üyesi. Seçil Banar
Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan
Kapak Düzeni
Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan
Grafiker
Gülşah Karabulut
E-ISBN
978-975-06-3248-8
İçindekiler
Önsöz .................................................................................................................... vii
E-Devlet Siteleri ...................................................................................................... 39
Sivil Toplum Kuruluşlarınca Yapılan Yayınlar .................................................... 40
İNTERNET YAYINLARI ............................................................................................ 41
İçeriği Kullanıcı Tarafından Üretilen Siteler ............................................................. 41
Diğer internet Yayınları ............................................................................................... 41
YENİ MEDYADA İÇERİĞİN DÖNÜŞÜMÜ........................................................... 42
Yeni Medyayı Gelenekselden Ayıran Özellikler ....................................................... 44
Erişim Araçları ....................................................................................................... 44
Erişim Yazılımları ................................................................................................... 45
Yeni Medya İçeriğinin Farklılaşması ................................................................... 46
Hipermetinselliğin Getirdiği Farklılıklar ............................................................ 47
Etkileşimliliğin Getirdiği Farklılıklar .................................................................. 47
Seçeneklerin Karmaşıklığı .................................................................................... 48
Kullanıcının Çabası ................................................................................................ 48
İzlerkitlenin Yanıtlanması ..................................................................................... 49
Enformasyon Eklemenin Kolaylığı ...................................................................... 50
Bireylerarası İletişimin Kolaylığı .......................................................................... 50
İzleme Sistemi Kullanımı ...................................................................................... 51
Özet ................................................................................................................................ 52
Kendimizi Sınayalım .................................................................................................... 53
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ......................................................................... 54
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................. 54
Yararlanılan Kaynaklar ................................................................................................ 54
Önsöz
Toplumsal yaşamda yeni iletişim teknolojilerinin etkisi ve gelişimi giderek artan
bir hızla önem kazanmaktadır. Toplumun hızla değişmesi ve yeni medyanın değişimde
önemli rol oynaması söz konusudur. Dijital iletişim ve yeni medya kavramları artık gün-
lük yaşantımızın bir parçası haline gelmiştir. Toplum içinde yeni medyanın etkisini her
alanda görmekteyiz. Yeni medya, ekonomi, siyaset ve iletişim pratiklerini değiştirmiş du-
rumdadır. İletişim bilimleri alanında eğitim alan kişilerin bu yeni medya ile ilgili bilgi ve
becerilerini geliştirmeleri önem taşımaktadır.
İnsanlar farklı yöntemlerle bu dijital iletişim ve yeni medya ortamına uyum sağlama-
ya çalışmaktadır. Hayatın pek çok alanına giren bu yeni teknolojinin yaşam pratiklerini
ne ölçüde değiştirdiği, etkisi ve gelişiminin farkında olmak, bu yeni teknolojileri istenen
amaçlar için kullanımı kolaylaştıracaktır. Dijital iletişim olanaklarının gelişmesi, bilgiyi
tükettiğimiz kadar üretmemize de olanak sağlamıştır. Özellikle sosyal medya kullanımı
konusunda yaşanan gelişmeler iletişim konusunda bir önceki döneme büyük miktarlarda
bilginin üretilmesine ve tüketilmesine, kullanıcılar arasında etkileşim kurulmasına imkan
sağlamaktadır. Sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşması, kurumların hedef kitlesi ile
etkili iletişim kurabilmesine aracılık etmektedir.
Günlük yaşamda kullandığımız yeni medya içinde yaşadığımız dünyaya yönelik anla-
yışımızda, iş ortamında , sosyal ortamda farklı yollar sunmaktadır. Yeni medyaya uyum
sağlamak ve özellikle iş hayatının bir parçası haline getirebilmek kurumlara rekabet üs-
tünlüğü sağlayacaktır. Dijital iletişim pratikleri, kurumların farklı iletişim stratejileri geliş-
tirmelerine fırsat sağlamaktadır. Dijital iletişim ve yeni medya kavramları geniş bir erişim
ağı sunması nedeniyle küresel uygulamalara da açık bir hale gelmiştir.
Dijital iletişim ve yeni medya kavramları üzerinde çalışmak, güncel yaklaşımları yaka-
lanmak ve dijital iletişim yöntemlerini geleceğe taşıyacak anlayışı geliştirmek, iletişim ala-
nında yeterli olabilmek için gereklidir. Yeni medyanın tanınması ayrıca bu yeni teknoloji-
nin etkileri hakkında bir farkındalık geliştirilmesini sağlamaktadır. Bu kitap kapsamında
bu bilgi ve becerilerin kazandırılması hedeflenmektedir.
Tüm çalışmalarınızda ve yaşamınızda başarılar dilerim.
Editör
Prof.Dr. Mesude Canan ÖZTÜRK
1
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yeni iletişim teknolojilerini sıralayabilecek,
Toplum yapısının değiştiren teknolojik akımları tartışabilecek,
Dijital dilin üstünlüklerini sıralayabilecek,
Uydu teknolojisini açıklayabilecek,
letişim teknolojilerinin gelişimini açıklayabilecek,
İletişim teknolojilerini özelliklerine göre sınıflandırabilecek,
Teknolojik yakınsamayı açıklayabilecek,
Yeni medyanın özelliklerini sıralayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Yeni İletişim Teknolojileri • Yeni Medya
• Dijital Dil • İnternet
• Uydu Teknolojisi • Yakınsama
İçindekiler
• GİRİŞ
• YENİ İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ KAVRAMI
Yeni İletişim Teknolojilerinin • İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN TARİHSEL
Dijital İletişim ve Yeni Medya GELİŞİMİ
Gelişimi
• YENİ İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNDE
YAKINSAMA
• YENİ MEDYA KAVRAMI
Yeni İletişim
Teknolojilerinin Gelişimi
GİRİŞ
Teknolojik gelişmelerin toplumsal yaşamdaki yansımaları günümüz toplumunun bilgi
toplumu olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Özellikle dijital teknolojilerin gelişmesi
ve gündelik yaşamda kullanımının yaygınlaşması, bireylerin yaşamını değiştirmiş, haya-
tını kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. İletişim teknolojilerinin dijitalleşmesiyle birlikte
bireylerin iletişim etkinliklerindeki zaman ve uzam kısıtı ortadan kalkarak, tek yönlü ile-
tişim etkinliği etkileşimli bir yapıya dönüşmüştür. Bu çağ bilginin de öneminin artmasını
beraberinde getirmiştir. Her iletişim etkinliği özünde bir bilgi paylaşımını barındırmaya
başlamıştır. Dijitalleşmenin egemen olduğu, yeni iletişim teknolojilerinin gün geçtikçe
çeşitlendiği ve işlevlerinin arttığı günümüz toplumsal yapısı; bilgi paylaşımını, erişimi-
ni, yayılımını, arşivlenmesini, üretilmesini, iletimini kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Bu
bağlamda yeni iletişim teknolojilerini bilgi çağının itici gücü olarak konumlandırmamız
yanlış olmayacaktır.
Pek çok yerde bilgi ve iletişim teknolojileri olarak kavramlaştırılan yeni iletişim tek-
nolojileri, gündelik hayatımızın neredeyse vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır. Yaşa-
mımıza giren her yeni teknoloji hayatımızı da şekillendirmeye başlamıştır. Artık banka-
cılık işlemlerini yapmak için bankaya gitmek durumunda değiliz, bir konuda bilgi almak
için kütüphaneye gitme zorunluluğumuzda kalmadı, alışverişi evimizdeki televizyondan
da yapabiliriz. Geçmişin alışkanlıklarından bizi uzaklaştırarak “hayatı kolaylaştırma ve
hızlandırma” adı altında, yeni bir yaşam ve bu doğrultuda yeni bir kültürel yapının da
oluşmasına neden olmuştur. Marshall McLuhan “Teknolojik Belirleyicilik” tezinde, “araç-
larımıza biz şekil vermekteyiz, ancak bunun sonunda onlar da bizi şekillendirmektedir”
ifadesiyle iletişim teknolojisinin toplumsal yaşamı nasıl değiştirdiği ve şekillendirdiğini
ifade etmiştir. 10 yıl önceki yaşam tarzımızla günümüzü karşılaştırdığımızda McLuhan’ın
savının ne kadar doğru olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Yeni iletişim teknolojileri der-
ken günümüz toplumsal yapısının “bilgi çağı” olarak tanımlanmasına neden olan tekno-
lojiler ve özellikleri üzerinde duracağız.
Bilgi çağı dijital teknolojiyle çevrelenmiş bir toplum yapısını tanımlamaktadır. Dijital
teknoloji günümüzde her yerde karşılaşabileceğimiz ve kullanmak durumunda olduğu-
muz yeni teknolojilerdir. Özünde dijitalleşmeyi barındıran yeni teknolojiler “teknolojik
yakınsamanın” etkisiyle bir iletişim teknolojisinin tek bir işlevi yerine getirmek için kulla-
nılma kısıtlılığını da ortadan kaldırmıştır. Günümüzde televizyon denildiğinde akla sadece
izleyicilerin ekran karşısında oturup çeşitli türlerdeki programları izlediği “tek yönlü kitle
iletişim aracı” akla gelmemelidir. Televizyon izleyicinin pasif konumda verileni aldığı bir
4 Dijital İletişim ve Yeni Medya
cihaz olmaktan sıyrılmıştır. Televizyon yeri geldiğinde bir radyo, yeri geldiğinde internet,
yeri geldiğinde alışveriş, arkadaşlarla sohbet edebilecek etkileşimli bir kitle iletişim aracı
olarak konumlanmaktadır. Çünkü teknolojik gelişim sonucunda iletişim teknolojilerinin
birbiriyle yakınsaması, televizyonun içerisinde radyoyu, interneti bulmamıza izin vermiş-
tir. Dijital çağda iletişim teknolojilerinin yakınsaması ile internetten televizyon izleyebilir,
cep telefonundan oyun oynayabiliriz, yol haritasına dilediğimiz anda son güncellemelerle
seyahat halindeyken aracımızdaki radyodan ulaşabiliriz. İç içe geçmiş teknolojiler olarak
da görebileceğimiz yeni iletişim teknolojileri mobil yaşama da uyumlu bireyler olarak ko-
numlanmamızı sağlamaktadır.
Günümüz toplumsal yaşamının bilgi çağı olarak tanımlanmasına neden olan en önemli tek-
1 nolojik gelişmeler nelerdir?
Özellikle 1990’lardan sonra bilgi çağı kavramının yaygın olarak kullanılmaya başlan-
ması ve toplumsal yapının da bilgi toplumu olarak tanımlanmasının altında yatan dört
teknoloji akımı yer almaktadır; bilgisayarlar, dijital dilin geliştirilmesi, uydu teknolojileri,
fiber optik teknolojisinin gelişmesi.
Bilgisayarlar
İlk olarak 1940’lı yıllarda üretilen bilgisayarlar, yazılım ve donanım alanındaki çalışmala-
rın hiç durmaksızın sürdürülmesiyle günümüzdeki kapasiteye kavuşmuştur. İlk üretildi-
ğinde bir oda büyüklüğünde ve 30 ton ağırlığında olan bilgisayarlar 2000’li yıllarla birlikte
mobil yaşama uygun hale gelerek taşınabilir boyutlara gelmiştir. Bunda mikroelektronik
teknolojisindeki gelişmelerin etkisi bulunmaktadır. Mikroelektronik teknolojisi üzerine
çalışmalar 1960’lı yıllarda başlamıştır. Silikon chipler (yongalar), elektronik devre eleman-
larının daha az yer kaplayacak şekilde küçültülmüş teknolojik yapılardır. Mikroelektronik
ile büyük veriler küçük cihazlar içerisinde saklanabimektedir. Mikroelektronik teknolo-
jisinin de gelişmesiyle birlikte hafıza birimlerinin veri saklama kapasiteleri ve işlevleri de
artmıştır ve gün geçtikçe artmaktadır.
Mikroelektronik teknolojisinin desteğiyle mobil boyutlara gelmiş olan bilgisayarlar, ilk
yayılım dönemlerinde profesyonel kullanımlara yönelik uygulamalar içerirken, son yıl-
larda evlerimizin vazgeçilmezleri arasında yer almaya başlamıştır. Bilginin sistematik bir
biçimde düzenlenmesi, arşivlenmesi, işlenmesi, aktarılması ve kullanılması bilgisayarların
sunduğu olanaklar içerisinde yer almaktadır. En basit işlemden en karmaşığına kadar ko-
lay ve hızlı bir şekilde problemlerimize çözüm bulan bilgisayarların iletişim fonksiyonları
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 5
da internetin gelişmesiyle çeşitlenmiştir. Modemler ve telefon hatlarının desteğiyle bilgi-
sayarlar iletişim teknolojisi olarak gündelik yaşamımızda yer almaya başlamışlardır. Bil-
gisayarların kapasitelerinin artması, iletişim fonksiyonlarının eklenmesi ve tüm bunlara
ek olarak çokluortam özelliğinin de artması toplumu oluşturan bireyler tarafından tercih
edilmesinde ve toplum içerisinde yaygınlaşmasında oldukça önemli bir etken olarak gö-
rülmektedir.
Resim 1.1
Geçmişte ve
günümüzde bilgisayar
teknolojisinin fiziksel
değişimi
Uydu Teknolojileri
1960’lı yıllara kadar haberleşme ve yayıncılık, radyo dalgalarının atmosferdeki yansıma-
sıyla gerçekleşiyordu. Hat sayısının sınırlı olması, atmosferik değişimler, haberleşme ve
yayın kalitesini etkilemekteydi. Daha yüksek nitelikli, kesintisiz yayın ve haberleşme isteği
uydu düşüncesinin geliştirilmesine yol açmıştır. Dünyanın çevresinde yörüngeye yerleş-
tirilecek olan bir uydu ile dünyanın büyük bir kısmına sinyal gönderilebilir ve pek çok
istasyon arasında bağlantı sağlanabilirdi. Bu düşünce zaman içinde gerçeğe dönüştürüldü.
Günümüzde yörüngede gözlem, gözetleme, navigasyon, astronomi, meteorolojik, askeri
ve haberleşme v.b. amaçlarla kullanılan pek çok uydu bulunmaktadır. Çok uzak mesafe-
lerle, yüksek kalitede, kesintisiz veri alışverişi yapmamıza izin veren uydulardan fazlasıyla
yararlanmaktayız. Cep telefonu görüşmeleri, radyo-televizyon yayınları, aracımızla seye-
hat ederken yol tarifi almak için kullandığımız navigasyon cihazları uydu teknolojisinden
yararlanarak bilgi iletimi gerçekleştiren cihazlardır. Uydular genel görünüş ve nitelikle-
ri açısından benzerlik göstemektedir. Ancak sahip oldukları donanımlardaki farklılıklar
farklı amaçlarla uydulardan yararlanılmasını sağlamaktadır. Kullanım amaçlarına göre
uyduları dört grupta inceleyebilmekteyiz (Özçağlayan, 1998,s.117):
Meteoroloji uyduları: Dünyadaki hava olaylarını tespit etmek amacıyla kullanılan uy-
dulardır.
Haberleşme uyduları: Radyo-televizyon yayınlarını ve telefon iletişimini gerçekleş-
tirme amacıyla kullanılan uydulardır. Haberleşme uyduları eşzamanlı veri akışına imkan
tanımaktadırlar.
Askeri amaçlı uydular: Erken uyarı, savaş, navigasyon, keşif ve askeri hareketlerin
gözetlenmesi amacıyla kullanılan uydulardır.
Araştırma uyduları: Ziraat, ormancılık yer altı ve yer üstü kaynaklarını araştırma
amacıyla kullanılan uydulardır. Petrol, doğalgaz, kömür ve madenleri, deniz suyu kirli-
liğini, orman yangınlarını, ziraat alanlarını v.b. araştırma amacına yönelik kullanılan uy-
dulardır.
Belirli bir kullanım amacı doğrultusunda uzaya fırlatılan uydular dünyanın çevresinde
bir yörünge çizmektedirler. Her uydunun belirli bir ömrü vardır. Belirlenen ömür süre-
since uydu çizdiği yörüngede dolanımını sürdürür. Ömrünü dolduran uydu yörüngeden
çıkar ve uzay boşluğunda kaybolur. Ömrü süresince fırlatıldığı yörüngede dolanan uydu
dünyanın çevresinde dünyayla birlikte hareket etmektedir. Dolayısıyla uydunun yeryü-
zünde kapsadığı alan da değişmemektedir. Yörüngede yer alan bir uydunun yer yüzünde
kapsadığı alan o uydunun ayak izi “foot print” olarak tanımlanmaktadır. Her uydunun
ayak izi bellidir ve ayak izleri içerisinde hizmet verirler. Bir uydunun ayak izinin büyüklü-
ğü dünyaya olan mesafesiyle doğru orantılıdır. Uydunun yörüngedeki yeri dünyaya olan
mesafesi fazla ise, ayak izi de büyük olacaktır. Dolayısıyla yer yüzünde kapsayacağı alan
da fazla olacaktır. Uyduların yerleştiği yörüngeyi dünyaya olan mesafesi doğrultusunda üç
kategoride ele alabiliriz: alçak yörüngeli uydular, orta yükseklikteki yörüngeli uydular ve
jeosenkron yörüngeli uydular (Özçağlayan, 1998, 116-117).
Alçak Yörüngeli uydular: Dünyaya olan uzaklığı 2000 km. altında olan yörüngeye
yerleşmiş uydulardır. Bu uyduların dünyada kapsadığı ayak izi diğerlerine nazaran daha
dardır. Dünyaya yakın olmaları nedeniyle yörüngeden çıkmamak için oldukça hızlı dönen
uydulardır. Alçak yörüngeli uydular, dünyanın çevresindeki bir turlarını yaklaşık olarak
100 dakikada gerçekleştirmektedirler. Diğer yörüngelerdeki uydulara göre daha küçük
olan uyduların maliyetleri de daha düşüktür. Askeri ve meteorolojik amaçlı kullanılan
uydular bu yörüngede dolanımlarını sürdürmektedirler.
Orta Yükseklikte Yörüngeli uydular: Dünyaya olan mesafeleri yaklaşık olarak 10000
km’dir. Dünyanın çevresindeki bir turu ortalama altı saatte tamamlamaktadırlar. Alçak
yörüngeli uydulara göre daha büyük ayak izine sahip uydulardır. Askeri araştırmalar ve
erken uyarı amaçlı kullanılan uydular bu yörüngede yer almaktadır.
Jeosenkron Yörüngeli uydular: bu uyduların dünyaya olan uzaklığı 36.000 km. kadar-
dır. Bu yörüngeye Clarke yörüngesi de denilmektedir. Radyo mühendisi ve bilim-kurgu
yazarı Arthur Clarke, 1945 yılında dünyanın 35786 km. uzağından geçen yörüngede yer
alacak bir uydunun saniyede 3 km. hız yaparak dünyayla aynı hızla döneceğini bu nedenle
de en uygun yörünge olduğunu belirtmiştir (Özçağlayan, 1998, s.113). Clark yörüngesin-
de yer alan uydular dünyayla aynı hızla dönmektedirler. Bu nedenle sabitmiş gibi de görü-
lebilirler. Bu türden bir uydu dünya çevresindeki bir turunu bir günde tamamlamaktadır.
Yeryüzünde oldukça geniş ayak izine sahiptirler. Bu yörüngedeki uydular oldukça büyük,
yapım ve fırlatma maliyetleri de diğerlerine oranla yüksektir. Clarke yörüngesinde yer
alan uydular haberleşme amacıyla kullanılmaktadır.
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 9
Resim 1.2
Uyduların ayak izi
Süper iletkenler arasında yer alan fiber optik teknolojisi, iletişim teknolojileri arasında
hızlı haberleşme ağlarının kurulması açısından oldukça işlevseldir.
özelliklerinin etkisiyle sinyal işleme teknikleri, özellikleri, veri gönderme, saklama kapasi-
teleri gibi teknik özelliklerinin yanında, işlev, içerik ve sosyal kullanım boyutunda da pek
çok özellikleri değişmiştir. Bazı geleneksel iletişim teknolojilerinin şekil değiştirmiş hali-
ni de kapsayan yeni iletişim teknolojileri; internet tabanlı teknolojileri, mobil telefonları,
tablet bilgisayarları, portatif oynatıcıları (MP3, MP4, MP5...), 3G, 4G teknolojisini ve daha
sayamadığımız pek çok teknolojiyi ve uygulamayı içermektedir. Bu nedenle yeni iletişim
teknolojileri denildiğinde-verilerin dijital olarak işlendiği ve zaman, uzam farkı gözet-
meksizin çok miktardaki bilginin çeşitli iletim yolları vasıtasıyla çok hızlı bir şekilde
aktarılabildiği etkileşimli teknolojiler-akla gelmektedir.
dijitalleşmesiyle çok sayıda ulusal ve uluslararası kanalı izleyebilen izleyiciler, teknolojik ya-
kınsamayla birlikte televizyonu etkileşimli iletişim teknolojisi olarak da evlerinde konum-
landırabilmektedir. Etkileşimli televizyon uygulamalarıyla izleyici kendi isteği doğrultusun-
da televizyon içeriğini yönlendirebilmekte, zaman ve mekandan bağımsız yayınları dilediği
anda dilediği bir iletişim teknolojisiyle alabilmektedir. Başlangıçta tek yönlü bir iletişim
teknolojisi olarak hayatımıza giren televizyon, günümüzde sadece yayınların alındığı değil,
başka insanlarla iletişimin kurulabildiği, içeriğin gereksinimler doğrultusunda yönlendiri-
lebildiği, alışveriş, oyun, bankacılık v.b. işlemlerin gerçekleştirildiği çift yönlü bir iletişim
teknolojisi olarak dijital dünyada yerini almıştır.
İletişim teknolojilerinin tarihsel gelişimi içerisinde yeni bir çağın başlaması internet
teknolojisinin gelişiminin bir sonucudur. Bilgi çağının başlangıcı internet olarak görül-
mektedir. Elektronik çağdan dijital çağa geçiş teknolojisi olan internet, pek çok teknolojiye
de ilham veren, pek çok teknolojinin içinde barındırdığı küresel bir hizmeti tanımlamak-
tadır. Bilgisayarlar arası ağ balantısı olarak başlayan uygulama günümüzde dijital iletişim
teknolojileri arasında bir ağ bağlantısına dönüşmüştür.
İnternet
Başlangıçta büyük bir icat, teknolojik bir devrim gibi gözüken kişisel bilgisayarlar, 1990’lar-
da yetersiz görülmeye başlandı. Çünkü küresel sisteme dönülmesinde kişisel bilgisayarlar
yetersiz kalıyordu. Bu nedenle küresel bir yapının ağ sistemi kurulmasıyla mümkün ola-
cağı ifade edilerek “internet” düşüncesinin uygulamaları başlamıştır.
Çoklu Ortam
İngilizce “multimedia” olarak ifade edilen kavram farklı türlerdeki içerik formlarının bir
arada bulunduğu ortamları tanımlamaktadır. Çoklu ortam, metin, durağan veya hare-
ketli görüntü, ses ve animasyonların en az iki tanesinin bir arada kullanılarak bilgisayar
tarafından işlenmesini ve okunmasını kapsamaktadır. Çoklu ortam uygulamaları sadece
14 Dijital İletişim ve Yeni Medya
aktarılacak iletinin farklı şekillerde sunulmasını içeren uygulamalar değildir. Çoklu or-
tam uygulamalarında gönderilecek ileti, farklı içerik aktarma yöntemlerini planlanmış
bir program olarak kullanıcısına sunmaktadır. Planlanmış program bir sistem olarak yer
almaktadır. Bu sistemde yer alan tüm öğeler birbirini tamamlayacak şekilde bütünleştiri-
lerek kullanılmaktadır. Çoklu ortam uygulamaları mühendislik, tıp, fen bilimleri, eğitim,
güzel sanatlar gibi pek çok alanda destekleyici ortam olarak kullanılmaktadır.
Çoklu ortam uygulamalarında yer alan bilgiler çoğunlukla önceden kayıt edilmiş ol-
makla birlikte canlı aktarımlar da söz konusu olabilmektedir. Çoklu ortam uygulamaları,
kayıt edilmiş özelliği göz önüne alınarak genellikle farklı zamanlı ve pasif kullanıcı ka-
tılımına izin veren etkileşim düzeyinin çok düşük olduğu uygulamaları kapsamaktadır.
Etkileşim düzeyi oldukça düşüktür çünkü ileti aktarımı doğrusal bir süreçte gerçekleş-
mektedir. Çoklu ortam uygulamaları insan-teknoloji etkileşimi ile sınırlıdır. Günümüzde
çoklu ortam hizmetlerinde oyun gibi eğlenceye yönelik uygulamaların yanında, bilgisayar
destekli tasarım v.b. uygulamalarda kullanılmaktadır. Etkileşim düzeyinin düşük olması
nedeniyle çoklu ortam uygulamalarından yararlananlar kullanıcı olarak değil, daha çok
izleyici olarak tanımlanmaktadır.
Çoklu ortam uygulamaları metin, grafik, ses, animasyon, fotoğraf ve görüntü içeren
dijital ortamlardır (Özçağlayan, 1998, s.146). Çoklu ortam uygulamaları etkileşimi gerek-
tirmeyen uygulamalardır. Çoklu ortam uygulamasından yararlanan birey tıpkı televizyon-
da film izler gibi koltuğuna oturur ve sırtını yaslar ve sunulan içeriği izler. Sunulan içeriği
izleyici başından sonuna doğrusal bir süreçte izlemek durumundadır. “Doğrusallık” ve
“etkileşimsizlik” çoklu ortam uygulamalarının temel özelliklerindendir. Uygulamada et-
kileşim sadece içeriği durdurma, ileri geri alma ile sınırlıdır.
Hypermedya
Çoklu ortam uygulamalarının üst düzeydeki etkileşimli boyutunu tanımlamaktadır.
Hypermedya kavramı, bilgisayar ve görüntü teknolojilerinin birleştirilmesiyle oluşturulan
iletişim ortamlarını tanımlamaktadır. Metin, durağan ve hareketli görüntü, ses, animsa-
yon gibi uygulamaları barındıran hypermedya, “ortam ötesi bağlantılı ortam” kavramıyla
Türkçeleştirilmiştir. Kimi yerlerde “etkileşimli çoklu ortam” kavramıyla ifade edilmek is-
tense de, çok daha kapsamlı olduğundan kavram tam olarak oturmamaktadır.
Etkileşimli çoklu ortam ve hypermedya kavramları arasındaki farkı ortaya koyan çok
ince bir çizgi vardır. Çoklu ortam uygulamasından yararlanan bireye, ortamda yer alan
ögelerin ne olacağına ve ne zaman iletileceğini kontrol etme izni verdiğinizde etkileşimli
çoklu ortam olarak tanımlanmaktadır. Kullanıcıya linklerle öğelere erişim ve yönlendirme
şansı verdiğinizde ise etkileşimli çoklu ortam, hypemedya uygulamasına dönüşmektedir.
Hypermedya, etkileşimli çoklu ortamlara göre daha üst düzey uygulamaları içermektedir.
Çevrimiçi bağlantılar, web uygulamaları, telekomünikasyon, HDTV, etkileşimli televizyon,
bilgisayar oyunları ve çoklu ortamlardan oluşmuş daha geniş bir çerçevede yer alan uygula-
maları kapsamaktadır. Hypermedyanın üç temel özelliği vardır (Cotton ve Olvier, 1997,98):
· Etkileşimlidir. Hypermedya uygulamaları çevrimiçi, web tabanlı uygulama kay-
naklarını da içerisinde barındırmaktadır. Etkileşim sadece içerikten sunulanı
seçmeyle sınırlı değildir. Kullanıcı yönlendirmesine, içerik değişimine de izin
veren üst düzeyde etkileşim olanaklarına sahiptir.
· Özel ortam kombinasyonlarını gerektirmektedir. Hypermedya uygulamaları, kul-
lanıcının seçeceği özel ortam kombinasyonlarının yanında multimedya kombi-
nasyonunu gerektirir. Hypermedya uygulamaları pek çok ortamın bir arada kul-
lanılması esasına dayanmaktadır. Temelinde çoklu ortam uygulamalarının var
olduğu hypermedya, farklı iletişim ortamlarıyla yakınsamayı gerektirmektedir.
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 15
· Doğrusal değildir. Hypermedya uygulamalarında doğrusallık yoktur. Başlangıcı,
ortası, sonu yoktur. Kullanıcı “rastgele erişim sistemi” ile kendi amacı doğrultu-
sunda içeriğe istediği şekilde erişebilmekte ve yönlendirebilmektedir. Bu uygula-
ma ile kullanıcı özgürlüğü de sunan hypermedya uygulamaları kullanıcının belli
bir sistem ve akış dahilinde amacına ulaşma zorunluluğunu ortadan kaldırmak-
tadır.
Hypermedya’yı günlük yaşamımızda çevrimiçi aktivitelerimizin büyük bir kısmında
kullanmaktayız. Web ortamındaki her hangi bir aktiviteyi gerçekleştirmek istediğimiz-
de arayüz tasarımında gözüken linklere (bağlantı düğmelerine) tıklayarak (click) sayfalar
arasında gezinimi gerçekleştirmekteyiz. Sayfalar arası gezinme sadece metin tabanlı içerik
gezinimi değil aynı zamanda görsel, işitsel veya görsel-işitsel veri erişimini ve oynatımını
da içermektedir. Web sayfaları arasındaki bağlantılar bir ürünü satın almak, bilgi aramak,
görsel veya işitsel tabanlı bir metin oluşturmak ya da bir yemek siparişi vermek gibi uy-
gulamaları içermektedir. Kaynaklar arası bağlantı linkleri Hypermedya uygulamalarının
en temel özelliğidir.
Bir hypermedya sistemi, iletim linkleri vasıtasıyla sunulan kaynak içeriğinde kulla-
nıcıların farklı yönlendirmeleri gerçekleştirebilmesiyle karakterize edilmektedir. Hyper-
medya sistemini karakterize eden temel nokta kullanıcıya sağladığı etkileşim olanağı ve
bunun sonucunda bireyin edindiği yönlendirme özgürlüğüdür. Örneğin; kullanıcı ve
hizmet sağlayıcı etkileşimine sahip bir hypermedya uygulamasında başlangıçta kullanıcı
sistemden küçük bir istekte bulunur. Hizmet sağlayıcı bu isteği alır ve linklerle kullanı-
cıya yönlendirme hizmeti sunar. Kullanıcı arayüz tasarımında yer alan linkler arasından
uygun olanı seçer ve etkileşimin bir diğer aşamasını gerçekleştirir. Kullanıcı, hypermedya
uygulamasını kullanma amacı doğrultusunda linkler aracılığıyla etkileşimli bir şekilde
sürdürür. Hypermedya uygulamalarında verilen linkler, kullanıcılar tarafından kolaylıkla
anlamlandırılabilecek sembollerle tanımlanmıştır.
Sosyal medya platformunda paylaştığınız bir iletiye birbirinden farklı yerlerde olan bireylerin
yorum yazması ve iletişim etkinliğini sürdürmesi CMC’nin hangi özelliğiyle açıklanabilir? 8
16 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Bir foruma abone olan kullanıcı başka bir abone tarafından ortaya atılan konuya ilişkin
9 tartışmaları yorum yapmadan takip etmektedir. Bu türden bir CMC kullanıcısının konumu
sizce nedir?
Sanal Gerçeklik
Sanal gerçeklik, kullanıcıların bilgisayarlar tarafından oluşturulmuş benzetime (simülas-
yon) dayanan üç boyutlu bir ortamda aktif bir şekilde yer almasını sağlayan bir model
olarak tanımlanabilir (Biocca, Donatello ve Conville, 1995, s.241). Sanal gerçeklik uygu-
lamaları eğlence sektörü ve oyunların yanında eğitim uygulamalarında da oldukça tercih
edilmektedir. Oluşturulan üç boyutlu ortamlar gerçek yaşamın benzetimidir ve ortam
içerisinde yer alan kullanıcının aktif katılımına izin veren teknolojilerdir. Kullanıcı ortam
içerisinde tıpkı gerçek hayattaki gibi yönlendirmelerde bulunarak bir uçağı kullanabil-
mekte, bakış açısını değiştirebilmekte, sanal bir ameliyatı gerçekleştirmektedir. Havacılık,
askeriye, tıp v.b. akademik alanlarda oluşturulan sanal gerçeklik uygulamaları kullanıcıla-
rının eğitiminde oldukça etkili bir yere sahiptir.
Sanal kelimesi gerçekte var olmayan kavramları, olguları, mekanları tanımlamak için
kullanılan, “sanmak” fiilinden türemiş bir kavramdır. Bu bağlamda sanal kavramı da ger-
çeği değil, gerçek sanılanı kapsamaktadır. Ancak bunu yalan, sahte veya gerçek dışı olarak
nitelemek yersiz bir yaklaşımdır. Sanal gerçeklik uygulamaları kullanıcılarının beden ha-
reketleri, bakışları ile içerisinde yer aldığı üç boyutlu sanal ortamı kendi duyuları, algıları,
gereksinimleri, beklentileri doğrultusunda yönlendirmesini içermektedir. Sanal gerçeklik
ortamında yer alan kullanıcıya gönderilen görsel ve işitsel uyaranlar yüksek görüntü ve ses
kalitesine sahiptir. Günümüzde HD (yüksek çözünürlüklü) kalitesinde görüntü ve quad-
rofonik (4 kanallı ses kaydı ve çıkışı) ses uygulamalarını da içeren teknolojik yenilikler sa-
nal gerçeklik ortamlarında yer almaktadır. Sanal gerçeklik ortamındaki ekranda yer alan
görüntü ve ses, kullanıcının davranışları dorultusunda değişmektedir. Kullanıcının yaptı-
ğı her hareket sonrasında ekranda bir dizi yeni görüntü yer alacaktır. Bu ise gerçek zaman
ve mekana çok yakın bir şekilde gösterilmektedir. Sanal gerçeklik ortamında yer alan ses-
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 17
ler de oldukça gerçekçidir. Sesin yoğunluğu ve sesin geldiği yön birebir gerçek hayattakine
yakın bir şekilde verilerek ortamdaki gerçeklik algısının arttırılmasına destek verir.
Sanal gerçeklik uygulamaları genelde pek çok bileşenden oluşmaktadır. En temel
bileşenleri ses ve görüntü tanımlayıcı vizörler ve konum algılayıcı eldivenlerdir. Bunun
yanında destek bileşenler olarak, kumanda paneli, elbise, saç bantları v.s. sayılmaktadır.
Uygulamanın özelliği doğrultusunda kullanılacak bileşenler farklılık gösterebilmekte-
dir. Sanal gerçeklik uygulamaları etkileşimin üst düzeyde olduğu uygulamalardır. Bilgi-
sayar desteğiyle oluşturulmuş sanal ortamda yer alan kullanıcı gideceği yönü, bakacağı
yeri kendisi belirlemektedir. Sistemin izin verdiği bu etkileşimli uygulama, ana ve destek
bileşenlerin de kullanılmasıyla mümkündür. Sanal ortam sadece görme ve işitme duyu-
larına hitap etmemektedir. Sanal ortamda yer alan nesnelere dokunma, onların yapısını
hissetme, nesnelerin yerlerini değiştirme gibi uygulamalar ile kullanıcının gerçeklik algısı
arttırılmaktadır. Sanal gerçeklik uygulamaları insan-teknoloji etkileşimine olanak tanıyan
ve eşzamanlı iletişim etkinliğinin gerçekleştiği tam etkileşimli uygulamalardır.
Ortak dilin kullanımı ve birbiriyle uyumlu iletim ağlarıyla içeriğin sunumu, tüm tek-
nolojilerin birbiriyle uyum içerisinde çalışmasına olanak vermektedir. Teknolojik yakın-
sama sonucu kullanıcılar zaman ve mekan bağlılığı olmaksızın diledikleri içeriğe erişim
şansına sahiptir. Yeni iletişim teknolojileri arasındaki yakınsama mobil yaşama da uygun
uygulamaları barındırmaktadır. Yolda yürürken cep telefonumuzla müzik dinleyebilmek-
teyiz, radyo yayınlarını alabilmek için bir radyo alıcısına ihtiyacımız kalmamıştır. İster cep
telefonumuzdan, ister televizyonumuzdan istersek internet bağlantısı olan bir bilgisayar
18 Dijital İletişim ve Yeni Medya
aracılığıyla canlı olarak yayınlanan bir radyo programını eşzamanlı olarak dinleyebilir ya
da yayını kayıt ederek dilediğimiz bir zamanda dinleyebiliriz. Sadece radyo yayınların
değil herhangi bir medya içeriğini herhangi bir iletişim teknolojisini kullanarak erişim
sağlamamız mümkündür.
Teknolojik yakınsama ile sunulan hizmetler sadece veri işleme, iletme ve okumada
ortak dil olan dijitalin kullanılmasının bir sonucu değildir. Telekomünikasyon, yayıncılık
ve bilgisayarlaşma da teknolojik yakınsamayı mümkün kılmıştır.
Telekomünikasyon
Ses, durağan/hareketli görüntü, yazı, resim ve her tür bilginin koaksiyel (bakır iletken)
kablolar, fiberoptik kablolar veya elektromanyetik dalgalar ile uzak mesafelere iletilmesi
ve alınmasını kapsamaktadır. Telekomünikasyon kavramı oldukça geniş bir çerçeveyi ba-
rındırmaktadır. Radyodan televizyona, kablolu telefondan cep telefonuna hatta görüntü-
lü cep telefonuna, uydu haberleşme sistemlerinden internete ve daha sayamadığımız pek
çok iletişim teknolojisinin teknik anlamdaki iletişimini kapsamaktadır. Telekominikasyon
kavramı içerisinde yer alan alanları kısaca şöyle sıralayabiliriz;
Diyafon, interfon ve telefon gibi bireylerarası iletişimin gerçekleştiği etkileşimli uygu-
lama alanları; işitsel veri alışverişini sağlayan etkileşimli uygulama alanlarını kapsamak-
tadır. Teknolojik gelişmeler ve yakınsama bu teknolojilerde çift yönlü görüntü bilgisinin
aktarılmasına da izin vermiştir. Bu teknolojiler, bireylerarası (genelde iki kişi) eşzamanlı
ve etkileşimli bilgi alışverişinin yapıldığı telekomünikasyon araçları olarak konumlan-
maktadır.
Radyo, televizyon gibi kitle iletişimin gerçekleştiği uygulama alanları; radyo için gör-
sel, televizyon için görsel işitsel veri iletiminin bir noktadan çok noktaya eşzamanlı aktarı-
mın mümkün olduğu elektromanyetik iletim alanlarını kapsamaktadır. Aynı iletim alanı
telsiz kullanımı için de söz konusudur. Ancak telsiz kullanımı eşzamanlılık özelliği nede-
niyle benzerlik taşırken, bireylerarası iletişimin gerçekleştirilebildiği araç olma yönünde
farklılaşmaktadır. Radyo ve televizyon uygulama alanları çoğunlukla eşzamanlı veri ile-
timini tek yönlü olarak gerçekleştirmektedir. Ancak teknolojik yakınsama ve yayınların
dijitalleşmesi sonucu radyo ve televizyon yayınlarının çift yönlü ve etkileşimli bir şekilde
gerçekleşmesi mümkün olmuştur.
Cep telefonu gibi kablosuz etkileşimli bireylerarası iletimin gerçekleştiği uygulama
alanları; temelinde eşzamanlı işitsel veri alışverişinin gerçekleştiği iletişim teknolojisi
olarak tanımlayabileceğimiz telefon teknolojisi, telekomünikasyon sektöründeki gelişme
ve teknolojik yakınsamanın etkisiyle görsel bir boyut kazanmıştır. Bireylerarası iletişim
etkinliğinin kitle iletişimine dönüşebildiği bir konumda yer almaktadır. Yeni nesil cep te-
lefonları bir fotoğraf makinesi, kamera olmaktan öte, televizyon yayınlarının kesintisiz
izlendiği, radyonun dinlenebildiği, internet bağlantısının yüksek hızda kesintisiz sağlana-
bildiği iletişim teknolojisi olarak günlük yaşantımızda yerini almaktadır.
Veri transferleri ve bilgi paylaşım sistemleri uygulama alanları; telekomünikasyon
alanında ortak dil olan dijital dilin kullanımı çok yüksek miktarlardaki verilerin (data)
bile iletiminin çok hızlı bir şekilde çift yönlü olarak aktarımına olanak tanımıştır. Dijital
olarak kodlanan bilgiler ağ altyapısı ve uydu iletimi ile eşzamanlı olarak farklı mekanlara
iletilebilmektedir. İnternet, intranet (bir kuruluş içindeki yerel ve geniş alan ağlarını bağ-
layan ağdır), LAN (local area network-yerel alan ağları), WAN (wide area network-geniş
alan ağları) gibi bilgi paylaşım ortamları da veri transferinin çok hızlı bir şekilde ve eş-
zamanlı olarak uzak mesafelere iletimine izin veren ortamlar olarak konumlanmaktadır.
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 19
Yayıncılık
Bir merkezden birbirinden farklı mekanlarda olan alıcılara elektromanyetik dalgalar veya
uydu aracılığıyla her tür bilginin iletimini tanımlamaktadır. Radyo yayınları, televizyon
yayınları, GSM (günlük yaşantımızdaki yaygın kullanımıyla cep telefonları) ve internet
ağındaki tüm bilgisayarlara yayın yapılabilmektedir. Yayın belli bir merkezden gönderilen
bilginin birbirinden fiziksel olarak uzakta olan ve farklı özelliklere sahip alıcılara ulaştı-
rılmasını tanımlamaktadır. Yayıncılık, yayın yapan teknolojinin özelliğine göre eşzamanlı
ve farklı zamanlı gerçekleşebilmektedir. Yeni iletişim teknolojilerinde yayıncılık, kitle ile-
timinin yanında bireye özgü iletişimin de gerçekleşmesini mümkün kılmaktadır. Dola-
yısıyla günümüzün yayıncılık anlayışında kitle yayıncılığının yanında bireysel yayıncılık
uygulamaları da söz konusudur. Teknolojik yakınsama sonucunda yayıncılık; mobil yaşa-
ma uyumlu, alıcı cihaz serbestliği sağlayan, etkileşimli, zaman ve mekan kısıtı olmayan,
bireyselliğin var olduğu bir uygulama boyutuna sahiptir.
Bilgisayarlaşma
Kökeni dijital dile dayanmaktadır. Gündelik yaşamda yer alan tüm uygulamalarda bilgi-
sayar tabanlı dijital teknolojilerin kullanılmasını içermektedir. Bilgisayarlaşma kavramı
bu nedenle çok geniş bir yelpaze içerisinde pek çok iletişim ortamını içerisine almaktadır.
Bilgisayarlaşma dijital dilin alt yapısında farklı iletiişm teknolojilerinin birbiri yerine kul-
lanılmasını kapsamaktadır. Kablosuz ağ bağlantısı alt yapısıyla görsel işitsel tüm teknolo-
jilerin bilgisayar dilini kullanarak bütünleşmesini tanımlamaktadır.
Değişen ve gelişen teknolojik uygulamaların birbiriyle yakınsaması pek çok alanda öz-
gürlükler sunmaktadır. Günlük yaşantımıza gelen kolaylıklar ve rahatlıklar, hybrid tekno-
lojinin sunduğu olanaklarla yakından ilişkilidir. Tek bir teknolojiyi kullanma zorunluluğu-
muzun ortadan kalkması kullanıcıların daha özgür daha esnek bir yaşam sürmesine destek
olmuştur. Teknolojik yakınsama bir teknolojiye bağımlı olmayı ortadan kaldırmıştır.
Teknolojik yakınsamanın sağladığı bir diğer olanak ise bir teknolojinin sahip oldu-
ğu eksiklikleri gidermesidir. Televizyon üzerinden bir örnek vererek bunu açıklayabiliriz.
Televizyon hepimizin de bildiği gibi görsel işitsel bilginin tek yönlü olarak aktarıldığı bir
iletişim teknolojisidir. Yayın merkezi tarafından sunulan içeriği ekran başındaki izleyiciler
sadece izler, her hangi bir etkileşim olanağı yoktur. Geleneksel televizyon izleme alışkanlı-
ğı bu şekilde sürmektedir. Ancak gelişen yayın teknolojisi ve yakınsama sonucu televizyon
alıcımızın etkileşimsiz olma eksikliğini ortadan kaldırmıştır. Teknolojik yakınsamanın
etkisiyle televizyon alıcılarında ve yayınlarında dijital dilin varlığı televizyonumuzu et-
kileşimli bir teknoloji olarak kullanmamıza izin vermektedir. Televizyonumuz aracılığıy-
la internet erişimi sağlayabilir, televizyon üzerinden alışveriş yapabilir, oyun oynabiliriz.
Televizyon yakınsama sonucunda sadece yayın içeriğinin sunulduğu bir araç olmaktan
sıyrılarak etkileşimli yeni iletişim teknolojisi olarak konumlanmıştır.
Etkileşim
Etkileşim kavramı 1990’lardan beri tanımı üzerinde tartışılan ve defalarca yeniden tanım-
lanan bir kavramdır. Etkileşim kavramı yeni medyayı geleneksel medya ortamlarından
ayıran temel özelliklerden biridir. Etkileşim, medya içeriği ile kullanıcısını daha yakın-
laştıran, medya kullanımını bireyselleştiren, oldukça fazla kullanıcı seçeneği sunan güçlü
bir yapıyı tanımlamaktadır. Yeni medyanın sahip olduğu etkileşim olanağı bireyleri pasif
birer alıcı olma durumundan uzaklaştırarak daha aktif bir konuma yönlendirmiştir. Ge-
leneksel medyada izleyici, okuyucu, dinleyici olarak tanımlanan bireyler, yeni medyada
kullanıcı olarak tanımlanmaktadır. Çünkü yeni medyadaki iletilere maruz kalanlar pasif
değildir ve yeni medyanın sahip olduğu etkileşim olanağı ile kendi gereksinim, beklenti
ve istekleri doğrultusunda içeriği yönlendirebilmektedir. Yeni medya kategorisinde yer
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 21
alan her teknolojinin sahip olduğu etkileşim olanağı elbette eşit değildir. Tam kullanıcı
etkileşimine sahip ortam internet ortamıdır. Yeni medya kategorisinde yer alan etkileşimli
televizyon ortamında biraz daha sınırlı bir etkileşimin olduğunu söyleyebiliriz.
İnternet bağlantısı olan bilgisayarlar en yüksek etkileşim deneyimini sağlayan ortam-
lardır. Bu nedenle internetten yararlanan bireylerin en aktif bireyler olduğu söylenebi-
lir. Doğrudan internet kullanıcısı tanımlamasının yapılması doğrudur. Televizyon ise en
düşük etkileşim deneyimi sağlayan ortam olarak konumlanmaktadır. İzleyici program
içeriği ile değil televizyon cihazı ile sadece açma, kapama veya kanal değiştirme biçimin-
de etkileşim içerisinde bulunabilmektedir. Dolayısıyla geleneksel izleyici ile televizyon
arasında zayıf bir ilişki bulunmaktadır. Tek yönlü iletişim etkinliğinin gerçekleştiği te-
levizyon uygulamalarında teknoloji kullanımı da çok fazla bilgi gerektirmeyen, basit bo-
yutta gerçekleşmektedir. Bu nedenle geleneksel televizyon izleyicisi pasif izleyici olarak
tanımlanmaktadır. Etkileşimli televizyon uygulamalarına gelindiğinde çift yönlü iletişim
etkinliği, geleneksel televizyona göre daha karmaşık kullanım deneyimiyle, televizyon ve
izleyici arasında daha güçlü bir ilişki göze çarpmaktadır. Çift yönlü iletişime izin veren
etkileşimli televizyonda, etkileşim de daha yoğun olmaktadır. Etkileşimli televizyon uy-
gulamalarını birey kısmen yönlendirebilmektedir. İçeriğe belirli ölçüde müdahalelerde
bulunabilmektedir. Bu nedenle etkileşimli televizyon uygulamasından yararlanan birey-
ler katılımcı olarak tanımlanmaktadır. En üst düzeyde etkileşime izin veren teknoloji ise
bilgisayarlar olarak görülmektedir. Kullanıcıların çok güçlü bir şekilde ilişki içerisinde
bulunduğu cihazlar, aynı zamanda karmaşık bir yapıya da sahiptir. Bu nedenle kullanımı
diğerlerine göre daha zor olabilmektedir.
Kitlesizleştirme
Geleneksel iletişim araçları ya kitle iletişimine izin veren ya da doğrudan bireylerarası
iletişime izin veren bir teknolojiydi. Yeni medya olarak tanımladığımız ortamlar büyük
bir kullanıcı kitlesi arasından, bireye özel ileti gönderme ve alma yetisine sahiptir. Ge-
leneksel medya ile gönderilen iletiler tüm izleyici, okuyucu dinleyici kitlesini kapsaya-
cak şekilde gönderilirken, yeni medya ile kitle de yer alan bireylere özel mesaj gönderme
olanağı gelişmiştir. Örneğin: dijital platform aracılığıyla televizyon yayınlarını takip eden
bir kullanıcı, bir anda televizyon ekranında yayın merkezinden doğrudan kendisine gön-
derilmiş bir mesajı görebilmektedir. “Sayın …………, bu ay ki faturanızın son ödeme ta-
rihi ………’dir. Daha önceki aylarda ödenmemiş faturanız bulunmamaktadır. Teşekkürler”.
Milyonlarca platform abonesi izleyici kitlesi içerisinde bizzat isminize gönderilmiş bir ha-
tırlatma ile karşı karşıyasınız. Doğrudan bize gönderilen bu hatırlatma mesajı bir taraftan
kendimizi özel hissetmemizi sağlarken, diger taraftan da hayatımızı kolaylaştırmaktadır.
Bankalar, mağazalar ve daha pek çok kurumsallaşmış birimler tarafından doğrudan bizim
şahsımıza gönderilen iletilere günlük hayatımızda defalarca maruz kalmaktayız. Gelenek-
sel medyada farklı özelliklere sahip olan bireylerden oluşmuş kitleye gönderilen iletiler
arasından ilgimizi seçenleri alıyorduk, çoğu zaman da bizim için önemli olan pek çok
iletiyi kaçırabiliyorduk. Yeni medyanın kitlesizleştirme özelliği benim için önemli olanı
bizzat bana gönderebilme şansını da vermiştir. Yeni medya kullanıcısı medyayı kendi ge-
reksinimleri doğrultusunda düzenleyerek sadece beklentilerini karşılayacak içeriği alma,
o iletilere maruz kalma olanağına da sahiptir.
Cep telefonunuza gelen doğum günü kutlama mesajı, yeni medyanın kitlesizleştirme özelli-
ğine verilebilecek bir örnektir.
Resim 1.5
Geleneksel ve Yeni
Medyada Kitle
İletişimi. (Vivian,
2007, s.202’den
uyarlanmıştır)
Eşzamansız Olabilme
Yeni medya ile birey kendisine uygun olan herhangi bir zamanda bilgi gönderebilmektedir
ve alabilmektedir. Yeni medya bilginin eşzamanlı olarak karşılıklı iletimi zorunluluğunu
ortadan kaldırmaktadır. Birey bilgiye erişim, bilgiyi alma ve iletme anlamında yeni medya
ile daha da özgürleşmiştir. İçeriğin sunulduğu anda alma zorunluluğu olmayan yeni med-
ya kullanıcısı, zaman açısından daha da özgürleşmiştir. Farklı iletişim teknolojilerinde eş-
zamansız uygulamaları destekleyecek farklı çözümler bulunmaktadır. Ağ bağlantısı olan
bilgisayarlar aracılığıyla bireyler her hangi bir içerik erişimini arşiv kayıtlarına ulaşarak
elde edebilmektedir. Dolayısıyla internette yer alan bir bilgiye erişim, bilginin yayınlandı-
ğı tarihte olmak durumunda değildir. İnternet kullanıcısı günlük gazeteleri okuyabildiği
gibi, bir yıl önceki haberlere makalelere rahatlıkla erişim sağlamaktadır. Bilgisayar tabanlı
teknolojilerde bilginin depolanma sorununun olmaması eşzamansız olabilme özelliğini
desteklemektedir.
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 23
İletişim teknolojileri ve toplumsal yaşamdaki etkilerine dair daha fazla bilgiye, Haluk
Geray’ın “İletişim ve Teknoloji” (Ankara: Ütopya Yayınevi,2003) kitabından ulaşabilirsiniz.
Radyo televizyon gibi geleneksel medya kategorisinde yer alırken dijital yayıncılık-
la yeni medya kategorisinde konumlanmaya başlayan teknolojilerde durum nasıldır?
Eşzamansızlık bu teknolojilerin dijital yayın yapmasıyla sağlanabilmekte midir? Elbette
geleneksel medya kategorsinden yeni medya kategorisine dönüşüm yapan teknolojiler
için de aynı uygulamalar söz konusu olabilmektedir. Yapılan yayınların kayıt edilebilme
özelliği ile bireyler radyoyu veya televizyon içeriğine kendilerine uygun zamanda erişim
sağlayabilmektedir. Dijital radyo yayıncılığında yer alan podcast uygulaması radyo din-
leyicisinin, istediği programı düzenli olarak kayıt olarak otomatik kayıt etmesine olanak
tanımaktadır. İnternet bağlantısı desteğiyle dinleyici favori programını dilediği anda takip
edebilmektedir. Dijital televizyon yayıncılığında ise eşzamansızlık, VOD ve NVOD uygu-
lamalarıyla sağlanmaktadır.
VOD (Video on Demand) uygulaması “isteğe bağlı program yayını” veya “ısmarlama
görüntü” olarak tanımlanan bir etkileşimli televizyon uygulamasıdır. VOD sisteminde
izlenmek istenen bir televizyon filmi veya programına izleyicinin istediği anda erişebil-
mesine imkan tanıyan bir sistemdir. Bu sistemde izleyicinin video sunucusuna yüklenen
televizyon programı, izleyicinin istediği anda aktif hale gelerek yayınlanmaktadır.
NVOD (Near Video on Demand) uygulaması ise “kanallarda dönüşümlü program ya-
yını” olarak tanımlanmaktadır. Bu uygulama da VOD sisteminde olduğu gibi izlenmek
istenen televizyon programının istenilen zamanda izlenmesine olanak sağlayan bir sis-
temdir. Bu sistem de eşzamansızlık imkanını sunmaktadır. Ancak NVOD, VOD sistemi
kadar izleyiciyi zaman bağımsız kılmamaktadır.
NVOD sisteminde bir televizyon programı, farklı kanallarda farklı başlama saatleriyle
yayınlanmaktadır. Televizyon izleyicisi izlemek istediği programı kendisine uygun olan
zamanda başlayan kanaldan seçerek izlemektedir. Bu hizmette bir televizyon programı ve
film, NVOD hizmetinin verildiği kanallarda 15-30 dk. aralıklarla başlamaktadır. İzleyici
kendisine uygun olan zaman dilimindeki yayını seçerek programı izlemektedir. NVOD
sistemi, bu özelliği ile kısmen televizyon izleyicisini zaman açısından bağımsızlaştırmakta
ise de VOD uygulaması kadar zaman esnekliği yoktur.
24 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Özet
Günümüz toplumsal yapısı, yeni iletişim teknolojilerinin et- basılı teknolojilerden sonra telgraf teknolojisinin bulunması
kisiyle bilgi çağı olarak tanımlanmaktadır. Yeni iletişim tek- eşzamanlı uzak mesafelere veri iletiminin gerçekleştirilmesi-
nolojileri, özellikle 1990’lardan sonra hızlı bir şekilde gelişen ne olanak sağlayan ilk teknoloji olarak yaşamdaki yerini al-
etkileşimli dijital teknolojileri kapsamaktadır. bilgi çağının mıştır. Basım çağından elektronik çağa geçiş teknolojisi olan
yaşanmasına neden olan dört teknoloji akımı söz konusu- telgraf iletişim teknolojileri tarihinde bir devrim olarak gö-
dur; bilgisayarlar, dijital dil, uydu teknolojileri, ve fiber optik rülmektedir. İletişim teknolojisi tarihinin ikinci büyük adımı
teknolojisi. ise uzak mesafelere kablosuz veri iletiminin gerçekleştirilme-
İlk olarak 1940 yılında üretilen bilgisayarlar, özellikle sidir. Bu gelişim radyo yayıncılığınında öncüsü olmuştur.
1990’larda sonra gelişmiştir ve ev kullanıcısına kadar yay- İnternet, çoklu ortam, hypermedya, CMC ve sanal gerçeklik
gınlaşmıştır. 2000’li yıllar ile birlikte ağ teknolojisininde uygulamaları günümüzde yaygın olarak kullanılan ve kulla-
yaygınlaşması ve bilgisayarların kapasitelerinin ve uygulama nıcılarına çok çeşitli olanaklar sunan yeni iletişim teknoloji-
alanlarının da artmasıyla birlikte gündelik yaşamın vazgeçil- leri olarak konumlanmaktadırlar.
mezlerinden olmuştur. Bilgisayarlar bilginin sistematik bir Yeni iletişim teknolojilerinde yakınsama, birbirinden farklı
biçimde düzenlenmesini, işlenmesini, aktarılmasını ve kul- özelliklere ve olanaklara sahip teknolojilerin bir araya gele-
lanılmasını sağlayan teknolojilerdir. Başlangıçta fiziksel ola- rek karma bir teknolojiyi oluşturmasıdır. İletişim teknoloji-
rak daha büyük yapıya sahip olan bilgisayarlar günümüzde lerinin yakınsaması dijital dilin kullanımının, bir sonucudur.
mikroelektronik teknolojisinin etkisiyle mobil yaşama uygun Bunun yanı sıra yayıncılık, telekomünikasyon sistemleri ve
hale gelerek küçülmüştür. bilgisayarlaşma iletişim teknolojilerinin bir araya gelmesini
Dijital dilin geliştirilmesi bilgisayarlar dışında daha pek çok sağlayan teknolojik gelişmelerdir.
iletişim teknolojisinin kullanım alanlarını ve uygulama kapa- Yeni medya kavramı; yeni iletişim teknolojilerindeki deği-
sitelerini geliştirmiştir. Dijital dilin iletişim teknolojilerinde şimlerin gözlemlendiği etkileşimli kitle iletişim araçlarını
kullanılmasının analog sistemlere göre pek çok üstünlüğü tanımlamaktadır. yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran
bulunmaktadır. Dijital sistemlerin özellikleri; güvenilir, sin- temel özellikler etkileşim, kitlesizleştirme ve eşzamansızlık-
yal kalitesi değişmez, gürültü ve dış etkenlerden çok az etki- tır. Bu özellikleri nedeniyle yeni medyayı tüketen bireyler
lenirler, daha ucuzdurlar, kopyalama ve iletim anında bozul- kullanıcı olarak tanımlanmaktadır ve geleneksel medyaya
ma olmaz, yongalar halinde imal edilebilirler, sinyal işleme göre daha aktif bir konumda yer almaktadırlar.
teknikleri hergün gelişmektedir, geleneksel medya formları
yeni materyallere dönüşebilmektedir, çok büyük miktarda
veri çok küçük yer kaplayabilmektedir, doğrusal olmayan ile-
time olanak tanımaktadır.
Uydu teknolojileri yüksek nitelikli, kesintisiz yayın ve haber-
leşme isteğinin doğmasıyla gelişmiştir. Dünyanın çevresinde
yörüngeye yerleştirilecek bir uydu ile yer yüzünün büyük bir
kısmına sinyal gönderilebilmektedir. Günümüzde uydular-
dan meteorolojik, askeri, haberleşme, araştırma amaçlı ola-
rak yararlanılmaktadır. Uyduların yerleştikleri yörüngeleri
dünyaya olan mesafesi doğrultusunda alçak yörüngeli, orta
yükseklikte yörüngeli ve jeosenkron yörüngeli uydular ol-
mak üzere üç kategoride ele alabilmekteyiz.
Fiber optik teknolojisi veri iletimini ışık parçacıklarıyla ger-
çekleştiren ve aynı anda yüzbinlerce ses binlerce görüntü bil-
gisini aktarabilen iletim teknolojisidir. Fiberoptik teknolojisi
hızlı ve kapasitesi yüksek veri iletiminin sağlanabilmesi ne-
deniyle haberleşme ağlarında oldukça işlevseldir.
Yeni iletişim teknolojilerinin yaygınlaştığı günümüze gelene
kadar pek çok iletişim aracı çeşitli dönemlerde yaşantımıza
girmiştir. Kitle iletişim araçlarının doğuşuna öncülük eden
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 25
Kendimizi Sınayalım
1. Bilgisayarların mobil boyutlara gelmesini sağlayan tek- 6. Kitle iletişim araçlarının doğuşuna öncülük eden ortam-
noloji aşağıdakilerden hangisidir? lar hangisidir?
a. Mikroelektronik a. Radyo
b. Uydu yayıncılığı b. Kitap
c. CMC c. Televizyon
d. Fiber optik d. İnternet
e. Hypermedya e. Telsiz
2. Dijital dilin gelişimi hangi yüzyıla dayanmaktadır? 7. “Küresel bir yapının ağ sistemi kurularak gerçekleştirile-
a. 16. yüzyıl bileceği” düşüncesi hangi teknolojinin temelini oluşturmak-
b. 17. yüzyıl tadır?
c. 18. yüzyıl a. Televizyon
d. 19. yüzyıl b. Sanal Gerçeklik
e. 20. yüzyıl c. Çoklu ortam
d. İnternet
3. Dünyadaki hava olaylarını tespit etmek amacıyla kulla- e. Hypermedya
nılan uydular hangisidir?
a. Araştırma uyduları 8. Aşağıdakilerden hangisi sanal gerçeklik uygulamaların-
b. Meteoroloji uyduları da bulunan teknolojik bileşenlerden değildir?
c. Hava durumu uyduları a. Çanta
d. Jeosenkron uydular b. Elbise
e. Clarke yörüngesi uyduları c. Saç bantları
d. Konum algılayıcı eldiven
4. Aşağıdakilerden hangisi dijital sistemlerin analog sis- e. Kumanda paneli
temlere gore üstünlerinden değildir?
a. Dijital sistemler daha güvenilirdir. 9. Aşağıdakilerden hangisi yakınsama kavramının kapsadı-
b. Dijital sistemlerin sinyal kalitesi değişmez ğı birlikteliği içeren unsurlardan biri değildir?
c. Dijital sistemlerde gürültü olmaz a. Hizmet
d. Dijital sistemlerde iletim anında bozulma olmaz b. Teknolojik
e. Dijital sistemler daha pahalıdırlar c. Kurumsal
d. Ekonomik
5. Veri iletiminin ışık parçacıklarıyla gerçekleştirildiği ile- e. Duygusal
tim teknolojisi aşağıdakilerden hangisidir?
a. Wireless 10. Aşağıdaki teknolojilerden hangisi en üst düzeyde etkile-
b. Koaksiyel Kablo şime izin vermektedir?
c. Fiber optik a. Radyo
d. Elektromanyetik dalga b. Televizyon
e. Radyo dalgaları c. İnternet
d. Etkileşimli Televizyon
e. Gazete
26 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Sıra Sizde 7
Küresel sisteme dönülmesinde kişisel bilgisayarlar yetersiz
kalıyordu. Bu nedenle küresel bir yapının ağ sistemi kurul-
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı masının mümkün olacağı ifade edilerek “internet” düşünce-
Sıra Sizde 1 sinin uygulamaları başlamıştır.
Uydu teknolojilerindeki ilerlemeler, bilgisayar dili olan diji-
tal dildeki gelişmeler bilgi çağının yaşanmasına etki eden en Sıra Sizde 8
önemli gelişmeler olarak yer almaktadır. Birey-grup etkileşimi gerçekleşmektedir. Bilgisayar aracılı bir
uygulama ile bir kişi tarafından iletilen bir mesaj aynı anda
Sıra Sizde 2 birbirinden farklı yerlerde olan veya aynı mekanda bulunan
Bilginin sistematik bir biçimde düzenlenmesi, arşivlenmesi, bireyler tarafından görülebilmektedir.
işlenmesi, aktarılması ve kullanılması bilgisayarların sundu-
ğu olanaklar içerisinde yer almaktadır. Sıra Sizde 9
CMC kullanıcısı pasif bir konumda yer almaktadır.
Sıra Sizde 3
Günlük hayatımızda radyodan televizyon, buzdolabından Sıra Sizde 10
fırına pek çok üründe dijital dilin yer aldığı bir uygulamayı Medya dönüşüm çağı medyanın geleneksel kullanım alışkan-
kullanmaktayız. Fırınımızda pişireceğimiz bir kek için ideal lıklarını ve tüketimini de dönüştürmüştür.
süreyi, pişirme yöntemini dijital göstergelerden yararlana-
rak ayarlıyoruz, satimize baktığımızda akrep ve yelkovanın
konumu doğrultusunda saati söylemeye gerek duymuyoruz.
Dijital göstergeli saatler ile doğrudan zamanı söylüyoruz.
Radyomuzda çalan parçanın kime ait olduğunu üzerindeki
ekranda okuyoruz. Bu ve bunun gibi uygulamalar ve berabe-
rinde getirdiği kolaylıklar dijital dilin gündelik yaşamımızda
kolayca yerleşmesine yol açmıştır.
1. Ünite - Yeni İletişim Teknolojilerinin Gelişimi 27
Yararlanılan Kaynaklar
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yeni medya kavramını açıklayabilecek,
Yeni medya ortamındaki yayınları sınıflandırabilecek,
Site türlerini tanımlayabilecek,
Yeni medya erişim araç ve yazılımlarını açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Yeni Medya • Hipermetinsellik
• İnternet • Erişim Araçları
• Yayın • Erişim Yazılımları
• Site • E-Devlet
• Etkileşim • E-Ticaret
İçindekiler
• GİRİŞ
• YENİ MEDYA KAVRAMI
Dijital İletişim ve Yeni Medya Değişim Aracı Olarak Yeni Medya • YENİ MEDYA VE DEĞİŞİM
• İNTERNET YAYINLARI
• YENİ MEDYADA İÇERİĞİN DEĞİŞİMİ
Değişim Aracı Olarak
Yeni Medya
GİRİŞ
İnternetin 1990’lı yıllarla birlikte toplum yaşamına girmesi ile medya dünyası önemli bir
kırılma yaşadı. İnternet artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını kısa sürede gösterdi. Bu
andan itibaren internet öncesi döneme ait kitle iletişim araçları geleneksel medya olarak
tanımlanmaya başladı. Bu tanımlamada etkili olan en önemli faktör kitle iletişim araçları-
nın sahip olduğu etkileşim düzeyi farkıydı. Başka bir anlatımla izlerkitlesini edilgen kılan
geleneksel kitle iletişim araçları izlerkitlesine etkin bir rol biçen yeni medya ile karşı karşıya
kalmışlardır. Her kitle iletişim aracının izlerkitlesine o aracın özellikleri doğrultusunda bir
adlandırma yapılır. Örneğin gazetenin ve diğer basılı materyallerin okuru vardır; Radyo-
nun dinleyicisi, televizyonun izleyicisi olduğu gibi. Aracın sınırlılıkları izlerkitlenin de ya-
pabileceklerini sınırlandırmakta onlara bu sınırlar doğrultusunda bir rol vermektedir. Oysa
geleneksel kitle iletişim araçlarının bütün özelliklerini barındıran yeni medya geniş içerik
yelpazesi ve sunum çeşitliliği ile izlerkitlesini özgür bırakmaktadır. Bu nedenle yeni medya-
nın izlerkitlesine kullanıcı denir. Kullanıcı hem içeriği hem de kullanacağı zamanı seçmekte
özgürdür. Üstelik kullanıcı içeriği oluşturan, ona katkı sağlayan ve ileten kişi konumundadır.
Yeni medyanın izlerkitleye sağladığı yeni olanaklar geleneksel medya üretim süreçleri-
ni de doğal olarak etkilemiştir. Yeni medya ortamının multimedya (çoklu ortam) özellik-
leri, linklerle gezinebilme özgürlüğü, içerik üretimine ve geliştirilmesine katkıda bulunma
fırsatı bu yeni üretim biçiminin çalışma prensiplerini belirlemektedir. Teknolojik alt yapı-
nın gelişmesiyle her geçen gün daha hızlanan ve veri taşıma kapasitesi artan veri kanalları,
bireyi mekândan bağımsız kılarak özgürleştiren mobil cihazlar yeni üretim biçiminin alt
yapısını oluşturmaktadır. Bugünün internet temelli yeni medya ortamında her kullanı-
cı istediği anda bir yayıncıya dönüşebilmektedir. Artık bireyin bir tüzel kimse kimliğine
bürünmeden yalnızca kendisi olarak yayın yapması olanaklıdır. Yeni ortamda geleneksel
medya şirketleri ve profesyonel medya çalışanları toplumdaki herhangi bir bireyle birlikte
aynı kulvarda yayıncılık yapabilmektedir.
Günümüzde erişim teknolojilerinin çeşitlenmesi, internetin yaygınlaşmasının hatta
kendi başına bir gereksinim olmasından kaynaklanmaktadır. Erişim araçları evlerde ve
ofislerde kullanılan sabit araçlar olabildiği gibi, mobil araçlar olarak bireyin yanında taşı-
yabildiği araçlar olarak da karşımıza çıkmaktadır.
İnternet kullanımının yaygınlaşmasının altında içeriğin zenginleşmesi ve günlük hayat-
taki pek çok şeyin internette karşılığını bulması yatmaktadır. Eğlenceden, işe kadar günlük
hayattaki gereksinimlerin internette karşılığını bulması hem yazılımların çeşitlenmesini
hem de sunucuların verdiği hizmetlerin çeşitlenerek genişlemesini zorunlu kılmaktadır.
30 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Sanayi toplumunda ön planda olan “maddi” ürünleri yerine, bilişim teknolojisi sayesinde
bilgi üretiminin önem kazandığı toplum yapısı nedir? Açıklayınız. 1
Dinamik web sayfaları neden kullanıcısına sürpriz yapan sayfalar olarak nitelendirilir?
2
Sitenin İşlevi
İnternet yayınlarının doğru bir biçimde sınıflandırılabilmesi için dikkat edilmesi gerekli
konulardan bir diğeri sitenin işlevidir. Web sitelerinin çeşitli işlevleri vardır. İşte bu iş-
levleri nedeni ile insanlar web sitesi kurmaktadır. Web sitelerinin sağladıkları olanaklar
kurulacak bir site ile neler yapılabileceğinin sınırlarını çizmektedir. Bu işlevlerden han-
gisinin bir sitenin hazırlanmasında öne çıktığı o sitenin ne tür bir yayın olma eğiliminde
olduğunu göstermektedir. Sitenin sahip olması olası işlevlerin her biri bağımsız başlıklar
altında ele alınabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu işlevlerin her biri birbiriyle sıkı bir bağ
içindedir. Kurulacak bir sitenin on ayrı işlevi olabilir:
a. Site sizin öykünüzü anlatabilir.
b. Site sizin sorularınızı yanıtlayabilir.
c. Site ilişki ağınızı geliştirebilir
d. Site sizi görünür ve ulaşılır yapabilir.
e. Site insanlar arası iletişimi kolaylaştırır.
f. Güvenilirliğinizi artırır.
g. Site beklentilerin sınıflandırılmasını sağlar.
h. Site iyi bir başlangıç yapmanızı sağlar.
i. Site hedef kitlenizi genişletir
36 Dijital İletişim ve Yeni Medya
mış bir site potansiyel olarak var olan işlevlerini doğru bir biçimde kullanırsa siteyi kuran
kurum ya da kişi amaçlara doğrultusunda iyi bir başlangıç yapmış olacaktır. Her sitenin
bir kuruluş amacı vardır. Bu amaç bireysel bir emeğin sunumu, kamu hizmeti ya da tica-
ri bir eylem olabilir. Hangisi olursa olsun site kurmak amaca ulaşmak için kullanılacak
yolardan biridir. Çağdaş iletişim ortamlarında internetin toplum içindeki yaygınlığı göz
önüne alındığında gelişme hızı dikkate alındığında doğru tasarlanmış bir internet sitesi-
nin amaca ulaşmayı hızlandıracaktır.
Kişisel Yayınlar
Kişisel siteler, yayımcıları birinci kişiler olan internet yayınlarıdır. Bu tür internet yayın-
larının amacı bu kişilerin kendilerini gösterebilecekleri bir kanal oluşturmaktır. Kişisel
yayınlar genel olarak kişinin kendini tanıttığı, çalışmalarını yayınladığı, deneyimlerini
ve düşüncelerini paylaştığı, bazen kendi hayatından küçük kesitler anlattığı dar kapsamlı
yapılardır. Bu tür yayınlar site olarak karşımıza çıkabildiği gibi, ağ teknolojisinin sağla-
dığı yeni olanaklarla daha etkileşimli olarak blog (ağ günlüğü) ya da sosyal ağ siteleri
hesaplarıyla çıkmaktadır. Kişisel yayınlar bireyin sesini duyurabildiği, kurduğu iletişimin
karşılığını alabildiği mecralardır.
E-Ticaret Yayınlar
Son çeyrek yüzyılda yaşadığımız teknolojik devrim, sadece günlük yaşamımızı etkilemek-
le kalmadı, iş yaşamı ve ekonomik faaliyetlerle ilgili tüm alanları doğrudan yeniden ya-
pılandırmaya başladı. Teknolojinin getirdiği bu yeni yapılanma, yeni ekonomi, e-ticaret,
2. Ünite - Değişim Aracı Olarak Yeni Medya 39
e-iş, e-devlet gibi yeni kavramlarla da bizi tanıştırdı. Bu tanışmayı yalnızca teorik olarak
düşünmeyip, pratiğe döken ve uygulamaya geçen kişi ve kurumlar, ekonomik anlamda
verimlilik ve rekabet gücü açısından büyük yol kat ettiler.
Elektronik ticaret (e-ticaret) tüm bu gelişmeleri simgeleyen ve hepsini kapsayan bir
kavram olarak kabul edildi. Ayrıca, teknolojiyle yenilenen ekonomi ve ticaret uygulama-
ları süreci olarak da kabul görmeye başladı. Bu sürece katılan dünyadaki irili ufaklı tica-
ri birimler yepyeni bir verimlilik, sınırsız pazar ve rekabet gücü elde etmeye başladılar.
E-ticareti kısaca “Bilişim ağları (Internet gibi) üzerinden yapılan tüm bilgi, hizmet, para
vs. gibi ekonomik değerlerin değişimi süreci” olarak nitelenmektedir. Ekonomi bir de-
ğişim mekanizması ise, bu değişimin bilişim ağları üzerinden çevrimiçi veya elektronik
olarak gerçekleştirilmesi özetle “e-ticaret”tir. Geleneksel ekonomide üretim faktörleri bi-
lindiği gibi sermaye, toprak ve işgücü olarak kabul edilmekteydi. Teknoloji devrimi bu
faktörlere, geleneksel faktörlerden daha da etkin şekilde teknoloji, bilgi ve yaratıcılığı ek-
ledi. Bu durum sadece ekonomik değişim çeşitliğini arttırmadı, ayrıca sermaye, işgücü
kapasitesi yönünden kısıtlı olan ticari birimlere de (KOBİ´ler gibi) büyük ticari birimlerin
sahip olduğu ölçüde verimlilik ve rekabet gücü şansı sağladı.
Elektronik Ticaret’in 24 saat 7 gün çalışabilen altyapısı, iletişimi ve alışverişi kısıtla-
yıcı zaman problemini ortadan kaldırır. Elektronik Ticaret’in güvenilirliği istatistiklerle
ispatlanmıştır. Gelişmekte olan yeni teknolojilerin güvenilirliği daha da kuvvetlendirmesi
beklenmektedir. Elektronik Ticaret’in altyapısı ile tüketicilerin tercihleri, alışkanlıkları ve
demografik özellikleri takip edilebilir ve bu bilgiler kullanılarak ürün veya hizmet satın
alanla, satan arasında “kişiye özel” ticari ilişki kurulabilir. Elektronik Ticaret evrenseldir.
İnternet ile birlikte sınırlarda kalktığı için rekabet küresel hale gelmiştir. Bu “küresel” re-
kabet ortamında arz edilen ürün ve hizmetlerden “kalite-maliyet-müşteri hizmeti” üçge-
ninde en üst düzeye çıkabilenler “küresel” anlamda başarılı olmaktadırlar (Erkul, 2012).
E-Devlet Siteleri
Elektronik-devlet, verimliliği artırmanın bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda
yönetenlerle yönetilenler arasındaki her türlü ödev ve yükümlülüklerin karşılıklı olarak
“dijital ortamda” sürekli ve güvenli bir biçimde gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir.
E-Devlet kavramı farklı unsurları ön plana çıkarılarak tanımlanmıştır. Bu çerçevede ya-
pılan bir tanıma göre e-devlet çağdaş toplumlarda devlet ve birey ilişkilerinde, devletin
vatandaşa karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve hizmetler ile vatandaşla-
rın devlete karşı olan görev ve hizmetlerinin karşılıklı olarak elektronik iletişim ve iş-
lem ortamlarında kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesi demektir. Bir başka anlatımla
“e-Devlet” kavramı, güçlü bir bilgi teknolojisi altyapısına ve uygulamalarına dayanan bir
devlet yapısını ifade etmektedir Arifoğlu ve Diğerleri, 2002). E-devlet; kamu kuruluşları,
vatandaşlar ve ticari kurumlar arasındaki bilgi, hizmet ve mal alışverişlerinde bilgi tek-
nolojilerinin kullanılarak performans ve verimlilik artışını hedefleyen devlet modelidir.
E-Devlet projesi, en geniş anlamıyla daha verimli bir devlet yapısını amaçlar. E-Devlet,
yalnızca teknolojiye uyum sağlamak değildir, aksine devlete odaklanarak onu daha işlev-
sel kılmayı hedefler. E-Devlet ile devletin şu özellikleri işlev kazanır (Başbakanlık, 2012):
a. Devletin Şeffaflaşması,
b. Devletin hızlı ve etkin bir şekilde işleyişinin sağlanması,
c. Her düzeyde vatandaşın yönetime katılımının sağlanması,
d. Kurumlar arası bilgi alışverişinin sağlanarak iş ve veri yinelemesinin önlenmesi,
e. Kamunun hizmet verdiği vatandaşların yaşamalarının kolaylaştırılması,
f. Karar vericilerin bilgiye dayalı karar verme süreçlerinin geliştirilmesi ve hızlan-
dırılmasıdır.
40 Dijital İletişim ve Yeni Medya
E-devlet uygulamasının sağlıklı bir biçimde hayata geçmesi durumunda nasıl bir fayda elde edilecektir?
3
2. Ünite - Değişim Aracı Olarak Yeni Medya 41
İNTERNET YAYINLARI
İnternetin toplum yaşamına girmesi ve yaygınlaşması ile yayın kavramının anlamı da ni-
teliği de önemli bir değişime uğramıştır. Profesyonellerce üretilen geleneksel yayınlar, in-
ternette varlıklarını sürdürürken aynı zamanda internet kullanarak kendiliğinden yayıncı
durumuna gelen kullanıcılarla rekabet içine girmek durumunda kalmışlardır. Yeni orta-
mın kullanıcılarını yayıncı konumuna getirmesindeki en önemli etmenler ise etkileşimli-
lik, kolay kullanılabilirlik ve düşük maliyettir. Kolay kullanılabilirlik ve düşük maliyet ta-
sarımın, teknolojinin getirdiği bir sonuçtur. İnternetin etkileşimliliği ise sonuçları olan bir
başlangıç noktasıdır. Bu özellik internet kullanıcısının içerik üretimine, var olan içeriğe
katkı sunmasına izin vermektedir. Etkileşimliliğin sağladığı bu olanak dikkate alındığın-
da, internet yayınlarının kendi içinde bir ayrıma gittiği de görülmektedir. İçeriği üretenin
siteyi de yapması bu durumlardan biridir. Burada içerik üretiminin birey ya da kurum ta-
rafından üretilmesi ayrımı öne çıkar. Diğer taraftan ise ticari yapılar olan ve en açık örneği
sosyal ağ sitelerinde olduğu gibi sitenin başkaları tarafından yapılması içeriğin bütünüyle
kullanıcı tarafından üretilmesi ile oluşan siteler bulunmaktadır. Bu ayrımlar sitelerin yazı-
lımında, tasarımında ve içeriğinde farklılıklar oluşmasına da aracılık etmektedir.
Erişim Araçları
Bir iletişim ortamı olarak internet geniş kitlelerin eş zamanlı ya da eş zamansız, et-
kileşimli bir iletişim sürecinin içine sokmaktadır. İşlevselliği, karşıladığı gereksinimler,
gelişen teknolojiye uyum sağlam becerisi, kendini yenileme potansiyeli hızlı yaygınlaşma-
sındaki önemli etmenlerdir. İnternetin hızlı yaygınlaşmasındaki önemli nedenlerden biri
ise erişimin kolay olması ve farklı araçlarla gerçekleşebilmesidir. İnternet yayıncılığının
bütün bu özellikleri kapsayan ve gereksinimlere cevap verebilen sitelerle yapılması gerek-
mektedir. Yayıncılığın güçlüklerinden biri içeriğin internete erişilen aracın niteliklerine
uygun olarak verilmesi zorunluluğudur. İnternete şu araçlardan erişilmektedir,
a. Masaüstü bilgisayar
b. Dizüstü bilgisayar
c. Tablet bilgisayarlar
d. Akıllı telefonlar
2. Ünite - Değişim Aracı Olarak Yeni Medya 45
Resim 2.2
Erişim araçları
zaman içinde
taşınabilir cihazlara
dönüşmüştür. Bu
da yeni medyanın
daha yaygın
kullanılmasının
önünü açmıştır
Erişim Yazılımları
Ağ tarayıcısı küresel ağ üzerindeki enformasyon kaynaklarına, erişmek, onları işlemek
ve üretilenleri sunmak için geliştirilmiş uygulama yazılımlarıdır. Ağ üzerindeki enfor-
masyon kaynakları Tektip Kaynak Tanımlayıcısı (URI – Üniforma Resource İdentiğiler)
olarak tanımlanır. URI bir ağ sayfası, görsel imaj, video ya da farklı formatta bir içerik
olabilir. Ağ tarayıcıları hiperbağlar yardımıyla kullanıcının sayfalar arasında gezinmesini
ve aradığı içeriğe erişmesini sağlar.
Ağ tarayıcılarının öncelikli varlık nedeni küresel ağa erişmektir. Buna ek olarak ağ
tarayıcıları bunun yanı sıra enformasyon sağlayan özel ağlara ve dosyalara ve dosya ar-
şivlerine erişme olanağı da sunmaktadır. İlk ağ tarayıcısı Tim Bernlerse Lee tarafından
1990’da geliştirilmiştir. Bu ağ tarayıcısı başlarda WorldWideWeb (hiç boşluk verilmeden
yazılmaktadır) olarak adlandırılmıştır daha sonra Nexus olarak adlandırılmıştır.
İlk ağ tarayıcısı yazılımı 1993 yılında Marc Andreesen tarafından geliştirilmiştir ve
Mosaic adı ile piyasaya sürülmüştür. Mosaic daha sonrasında Netscape adını alarak bir
dönem dünyanın en popüler ağ tarayıcısı olmuştur. Netscape kullanışlı ve kolay tasarımı
ile ağ tarayıcılarının standartlarının belirlenmesinde ve gelişiminde önemli bir rol oyna-
mıştır. Netscape yakaladığı hızlı çıkış ile yeni iletişim ortamının gelişiminde önemli bir
rol oynarken yazılım dünyasında yeni bir ticari alanın oluşmasını sağlamış ve bir rekabet
ortamı gelişmiştir. Microsoft firması bu rekabete 1995 yılında Internet Explorer ile gir-
miştir. Bu atak ağ tarayıcısı rekabetini zorlu bir mücadeleye dönüştürmüştür. Explorer’ın
Microsoft Windows işletim sisteminin içinde kurulu olarak gelmesi onu bu rekabette öne
geçirmiştir. Windows ilerleyen zamanlarda explorer’ı kendi işletim sisteminin ana parça-
larından biri haline de getirmiştir. http, https, ftp, file ve diğer URI biçimleri kullanılarak
kaynağa erişildiğinde ağ tarayıcısı içeriği gösterir. HTML erişilen bilginin ağ tarayıcısının
tasarım işleyicisini kullanarak etkileşimi bir belgeye dönüştürür. Ağ tarayıcıları html’nin
yanı sıra ağ sayfasının içerdiği ve teknik olarak desteklediği her şeyi gösterirler. Resimler,
ses dosyaları, videolar XML dosyaları, flash dosyaları, Java Script destekli içerikler bun-
lardan bazılarıdır. Bazı ağ tarayıcıları bu tür içerikleri her hangi bir eklentiye gereksinim
46 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 2.3
Günümüzde
kullanılan Ağ
Tarayıcıları örnekleri
a. Gezinme sırasında ziyaret edilen sayfalara geri dönebilmek için geri ve ileri butonu
bulunur.
b. İçeriği belirli aralıklarla yenilenen sayfaların otomatik güncellemesini beklemeden
yüklenmesini sağlamak için sayfayı yenile ya da yeniden yükle butonu bulunur.
c. Yüklemesi geciken içeriklerin yüklenmesini beklememek ya da durdurmak için
sayfanın yüklenmesini durdur butonu bulunur.
d. Kullanıcının ağ tarayıcısının başlangıç sayfasına dönmesini sağlamak için giriş
sayfasına dön butonu bulunur.
e. Kullanıcının erişmek istediği sayfanın ağ adresini yazabilmesi için adres satırı bu-
lunur.
f. Kullanıcının arama motorlarına doğrudan erişimini sağlayan arama satırı bulunur.
g. Sayfanın yüklenip yüklenmediğinin ya da ne kadarının yüklendiğinin anlaşılması
için durum satırı bulunur.
sel medya da olmayan pek çok yeni uygulama gündeme gelmiş, yeni medyada bulun-
ması gereken özellikler de bu sayede ortaya çıkmaya başlamıştır. Etkileşimlilik, iletişimin
kendindekini yansıtması, geçmişten beslenip, geçmişi yanıtlamasıdır. Etkileşim çift ya da
daha fazla yönlü bir iletişim modeli gerektirmektedir. Yeni ortamın etkileşimli yapısıyla
geleneksel kitle iletişiminin alıcısı artık etkin bir katılımcı olarak anılmaktadır. İletişimin
hedefi katılımcıların iletişim ortamı üzerinde daha fazla kontrolü olmasından çok, bilgi
alış verişi olduğunda, katılımcılar iletişimden tam olarak yarar sağlamak için etken bir rol
üstlendiklerinde, katılımcılar çift yönlü iletişim aracılığıyla mesajlara etki-tepki verdiğin-
de ve iletişim ortamı bir mekân hissi uyandırdığında etkileşim artmaktadır. İnternetin
etkileşim potansiyeli diğer özelliklerinden farklı bir şekilde ağırlıklı olarak üzerinde duru-
lan önemli bir özelliğidir. Hatta pek çok araştırmacıya göre de iletişim araştırmacıları için
internete ilişkin olarak öncelik verilmesi gereken bir özelliktir (Heeter, 1989).
Etkileşimin altı boyutu vardır ve boyutlar bir sitenin etkileşime sahip olup olmadığının
göstergesidir. Bu boyutlar, sunulan seçeneklerin karmaşıklığı, kullanıcının harcaması ge-
reken çaba, kullanıcıya karşılık verilmesi, enformasyon eklemenin kolaylığı, bireylerarası
iletişimin kolaylığı ve izleme sistemi kullanımıdır. Carrie Heeter’in 1989 yılında yaptığı bu
sınıflama bugün bile geçerliliğini korumakta pek çok araştırmacı tarafından ayrıntılandı-
rılabilir, ölçülebilir bir sistem getirdiği için kabul görmektedir. Heeter’in etkileşime ilişkin
olarak belirlediği bu altı boyut aynı zamanda internetin ortaya koyduğu bütün kolaylık-
ları, özelliklerini açıkça gözler önüne sermekte, bir başka ifadeyle internetin en kapsamlı
tanımını yapmaktadır.
Seçeneklerin Karmaşıklığı
İnternet aracılığıyla kurulan iletişim geleneksel medyada olduğu gibi doğrusal değildir.
Başka bir ifade ile internet kullanıcısı seçme şansına sahiptir. Seçme şansı pek çok içerik
arasından istediğini seçmekle sınırlı değildir, kullanıcı bu hakkına ek olarak seçtiği içeri-
ğin ilgilendiği bölümünü seçme hakkına sahiptir. Site tasarımcıları internet kullanı-
cılarına hiper bağlar aracılığıyla site içinde gezebilmesi için daha fazla şans yaratırlar. Baş-
ka bir ifadeyle internet kullanıcısı sitenin neresi ile ilgileniyorsa oraya doğrudan ulaşma
şansına sahiptir. Bir televizyon izleyicisi gibi ilgilendiği şeye ulaşmak için programdaki
her şeyi izlemek zorunda değildir.
Heeter’e göre bir kullanıcıya ne kadar çok seçenek sunulursa etkileşim o kadar artar.
Bu nedenle internet sitelerinin tasarımı geleneksel medya ürünlerinin tasarımından fark-
lıdır. Seçenekler sınıflandırılarak gruplanır. Her grup eğer gereksinim duyulursa kendi
içinde de sınıflandırılabilir. Bir aile ağacını andıran bu gruplandırma kullanıcıya sunula-
cak olan içeriğin ve seçeneklerin çeşitlenmesini ve bir düzen içinde sunulmasına olanak
sağlamaktadır. Unutulmamalıdır ki seçeneklerin çeşitlendirilmesi kadar belirli bir düzen
içinde olması kullanıcının site içinde gezerken kaybolmasını engelleyecek aradığını bul-
masını sağlayacaktır (Heeter, 1989).
Kullanıcının Çabası
İnterneti geleneksel medyadan ayıran en önemli fark, izlerkitlenin medya karşısındaki
konumundan kaynaklanmaktadır. İzlerkitle geleneksel medya karşısında edilgen bir role
sahipken internet karşısında kontrolü elinde tutan kişiye dönüşür. Bu nedenle internetin
izlerkitlesi kullanıcı olarak anılır. Doğru bir site tasarımında kullanıcı aradığı bilgiye en
kısa yoldan ulaşabilmelidir. Seçeneklerin çokluğu kadar kullanıcının seçeneklere ulaşmak
için harcadığı çaba da etkileşim düzeyini etkiler. Bilinmelidir ki kullanıcının aradığına
ulaşabilmesi en az içerik kadar önemlidir. Bu nedenle sitenin kullanılabilirliği önemli bir
olgu olarak site yapımcılarının karşısına çıkar (Heeter, 1989). İnsan hayatındaki her araç
2. Ünite - Değişim Aracı Olarak Yeni Medya 49
için kullanılabilirlik incelemesi yapmak mümkündür ve bir ihtiyaçtır. Bu nedenle kulla-
nılabilirlik bilimsel bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır web kullanılabilirliği de bu
çalışma alanının bir alt kategorisidir. Web kullanılabilirliği son kullanıcının web sitesini
özel bir donanıma, yardıma ve eğitime gereksinim duymadan kullanabilir hale getiril-
mesini inceleyen bir yaklaşımdır. Sitelerde sunulmak istenen içerik kullanıcıya açık ve öz
biçimde verilmelidir; içerik kullanıcıya doğru seçeneklerle açık bir biçimde verilmelidir;
belirsiz, kafa karışıklığına neden olabilecek uygulamalar, hiper bağlar ve her türlü içerik,
düzeltilmeli ya da kaldırılmalıdır; En önemli şey web sayfasının doğru yerinde olmalıdır.
Şekil 2.1
Bir site Haritası
Örneği
Şekil 2.2
Site yapım Modeli
Kullanıcı dostu bir tasarım yapmak için ilk adım ihtiyaçların saptanmasıdır. İhtiyaçla-
rın saptanması yapılacak sitenin amacının ne olduğu ve hedef kitlesinin kim olduğunun
belirlenmesidir. İkinci aşama içeriğin belirlenmesidir. Bir site içeriği ile vardır. Yapılacak
sitede nelerin yer alacağının belirlenmesi, bunların derlenmesi ve sınıflandırılması bu
aşamada gerçekleşir. Üçüncü aşama tasarımdır. Tasarım amaca uygun ve içeriği taşıma-
ya elverişli olmalıdır. Bu aşamada site şablonunu hazırlamaktır. Bu amaca uygun içeriği
taşıyabilen bir tasarım oluşturulup oluşturulmadığına ilişkin bilgi verecektir. Ayrıca şab-
lon hayal edilen ve planlanan bir ürünün kullanıma sunulmadan önceki halini görme ve
deneme şansı verir. Geliştirme beşinci aşamadır. Ortaya çıkan şablonun ilk eleştiriler doğ-
rultusunda geliştirilmesi sürecidir. Bu aşamadan sonra inceleme ve deneme aşaması baş-
lar ki bu aşama ürünün kullanıma sunulmadan önce kendi iç denetiminde ürünü kapsam-
lı bir biçimde kontrol edebileceği son fırsattır. Son aşama Sitenin yayınlanması aşamasıdır.
İzlerkitlenin Yanıtlanması
İnterneti kendinden önceki kitle iletişim araçlarından farklı, kendinden önceki bireyle-
rarası iletişim araçlarından üstün kılan özelliği kullanıcının hem bireylerarası iletişim
50 Dijital İletişim ve Yeni Medya
sürecinde hem de kitle iletişim sürecinde karşılıklı iletişim kurabilme olanağına sahip
olmasıdır. İnternet işte bu nedenle geleneksel kitle iletişim araçlarının izlerkitlesini hızla
ve her gün artan oranla kendine çekmiştir. Karşılıklı iletişim kurabilme olanağı ilk anda
iki birey arasında kurulabilecek olası bir iletişim sürecini çağrıştırsa da kapsamı çok daha
geniştir. Sıkça sorulan sorular bölümü, e-posta iletişim kurma olanağı, anlık mesajlaşma
sistemleri, sorunu çözmeye ya da bir soruyu cevaplamaya yarayan formlar izlerklenin ya-
nıtlanmasının alt başlıklarıdır. İnternet, kullanıcıya sitenin amacına ve hedeflerine bağlı
olarak sorumlusuna, diğer site kullanıcılarına erişme olanağı sağlar. Bu iletişimin gerçek-
leşebilmesi iki tarafında iletişim sürecine katılmasıyla olanaklı olur. Teknoloji bu konu-
da ek kolaylıklar getirmekte kullanıcıların sorularına bilgisayar aracılığıyla cevap verme,
yanlış hamleler için uyarı mesajları gönderme gibi pek çok uygulamayı site tasarımcıları-
nın kullanımına sunmaktadır (Heeter, 1989).
Özet
Bilişim teknolojisine dayalı olarak şekillenmekte olan bilgi bir gruplamayı olanaksız kılıyormuş gibi gözükse de sahip-
toplumunun temel özelliği sanayi toplumunda ön planda lik yapısı üzerinden bir sınıflandırma yapmak olanaklıdır.
olan “maddi” ürünleri yerine, bilişim teknolojisi sayesin- Sahiplik yapısı, yayının çıkış noktası, varoluş gerekçesi ve
de bilgi üretiminin önem kazanmasıdır. Bilgi toplumunda hedefleri konusunda yön gösterici bir sınıflandırmanın oluş-
bilişimsel, sistematize bilgi ve teknolojinin kitlesel üretimi masına yardımcı olacaktır. Ticari eğilimlerin öne çıkması,
gerçekleştirmesi söz konusudur. Başka bir ifadeyle bilgi top- kamu hizmetinin öne çıkması, kişisel amaçlarla yola çıkıl-
lumunun bilişimsel bilgisi, bilgi teknolojileri içinde geleceğe ması, devlet hizmetlerinin sağlanması arzusu bir sitenin sınıf-
yönelmiş işlenmiş bilgidir. landırılması için ipucu vermektedir. Sitelerin sahiplik yapısı
Yeni medyanın oluşturduğu iletişim olanaklarına kitle ile- dikkate alınarak Kişisel yayınlar, E-ticaret yayınları, E-devlet
tişim süreci perspektifinden bakan ilk araştırmalar konuya yayınları, Sivil toplum kurumlarınca yapılan yayınlar şeklin-
daha çok bilgisayar teknolojisini temel alarak yaklaşmışlar de sırtlandırılırlar.
ve bu süreci “Bilgisayar Aracılı İletişim” (Computer Me- Yeni medya kullanıcısı, kendisine sunulan enformasyon-
diated Communication) sözcükleriyle kavramlaştırmış- dan hangisini alacağı konusunda geleneksel medyanın izler
lardır. İnterneti bu yapılanmayla ilişkilendirerek ele alan kitlesine göre daha özgürdür. Haber sitesi okuru ilgilendiği
bir başka yaklaşım ise konuyu “İnternet Tabanlı, Bilgisayar haberle ilgili konuları sitesinde bulabileceği gibi bununla ye-
Aracılıklı İletişim” (Internet Based, Computer Mediated tinmeyip diğer haber sitelerini de ziyaret ederek ayrıntılı bil-
Communication) kavramıyla ifade etmektedir. Geleneksel gi alabilir. Sosyal medya üzerinden konuyla ilgili tartışmaları
medya ortamında yayıncılık kavramı sektör kavramı ile bir- izleyebilir hatta katılabilir. Bu durum yeni medya kullanıcısı-
likte anılan profesyonel bir ekonomik faaliyeti ifade eder. Ba- nı bilgiye ulaşmak konusunda daha özgür kılmaktadır.
sılı yayınlar, işitsel yayınlar ve video temelli yayınlar gelenek- İnternet ile geleneksel medya arasındaki en önemli fark in-
sel medya ortamının yayın türleridir. Söz konusu yayınların ternetin geleneksel medyanın tamamı hatta fazlası olması-
sınıflandırılması özellikleri kadar seslendiği duyu organları dır. Gazetenin, radyonun, televizyonun ve diğer geleneksel
da etkili olmuştur. İnternet ise çoklu ortam ve etkileşimlilik kitle iletişim araçlarının özgün, biri diğerini ikame etmeyen
özelliği ile hem geleneksel medyanın bütün özelliklerini ken- ürünleri internet ortamında uygun bir araç ve yazılımla iz-
dinde barındırabildiği için onların hepsi ve daha fazlası ol- lerkitlenin kullanımına sunulabilmektedir. Bu bir araya geliş
muştur. Üstelik gelişmeye açık, yeniliklere uyum gösterebilen yeni medya içeriğinin birbirini ikame eden, tamamlayan ve
doğası kullanıcılara her geçen gün gelişen etkileşim olanak- geliştiren yeni bir içeriğe dönüşmesini sağlamaktadır. Yeni
ları sunmakta bu da yeni medyada yayıncılığın boyutlarını medyayı gelenekselden farklılaştıran üç temel faktör vardır.
değiştirmektedir. Yeni medya yayınları için kullanılan genel Bunlar erişim cihazları, erişime aracılık eden yazılımlar ve
kavram sitedir. Site html tabanlı olarak hazırlanmış birden içeriktir.
çok ama birbirleri ile hiperbağlar aracılığıyla ilişkilendirilmiş
ağ sayfaları bütününe verilen addır.
İnternet yayınlarının doğru bir biçimde sınıflandırılabilmesi
için dikkat edilmesi gerekli konulardan bir diğeri sitenin iş-
levidir. Web sitelerinin çeşitli işlevleri vardır. İşte bu işlevleri
nedeni ile insanlar web sitesi kurmaktadır. Web sitelerinin
sağladıkları olanaklar kurulacak bir site ile neler yapılabile-
ceğinin sınırlarını çizmektedir. Bu işlevlerden hangisinin bir
sitenin hazırlanmasında öne çıktığı o sitenin ne tür bir ya-
yın olma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Sitenin sahip
olması olası işlevlerin her biri bağımsız başlıklar altında ele
alınabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu işlevlerin her biri
birbiriyle sıkı bir bağ içindedir.
İnternet ortamındaki yayın türlerinin doğru sınıflandırıl-
ması için dikkat edilmesi gereken bir başka nokta yayınların
hangi sahiplik yapısı altında toplandıklarının anlaşılmasıdır.
İnternet ortamındaki yayınların ve içeriğin çeşitliliği böyle
2. Ünite - Değişim Aracı Olarak Yeni Medya 53
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi bilgi toplumunu belirleyen te- 6. Aşağıdakilerden hangisi site sahiplik yapısı sınıflandır-
mel unsurlardan biri değildir? ması içinde yer alamaz?
a. Maliyetlerin artması a. Kaynağı belirsiz yayınlar
b. Yeni sınıfların ortaya çıkması b. Kişisel yayınlar
c. Bilginin artan rolü c. E-ticaret yayınları
d. Bilişim teknolojisi d. E-devlet yayınları
e. Ekonomik yapıdaki dönüşüm e. Sivil toplum kuruluşlarının yayınları
2. Aşağıdakilerden hangisi internet teknolojisinin yaygın- 7. Aşağıdakilerden hangisi e-devlet uygulaması ile devletin
laşması ile ortaya çıkan internet kültürünün yarattığı değişi- işlev kazanan özelliklerinden biri değildir?
me gösterilen örneklerden bir değildir? a. Devletin şeffaflaşması
a. Paylaşım b. Adrese trafik cezası göndermek
b. İletişimin ucuzlaması c. Vatandaşın yönetime katılması
c. Demokratikleşmesi d. Bilgiye dayalı karar verme sürecinin oluşumu
d. Bilgiye hızlı ve kolay erişim e. İş ve veri tekrarının önlenmesi
e. Sosyal kimlikten bağımsız iletişim
8. Hangi sitenin içeriği bütünüyle kullanıcılar tarafından
3. Aşağıdakilerden hangisi yeni medyada yayınların sınıf- üretilmez?
landırılmasında kullanılır? a. Arama motorları
a. Sahibinin mesleği b. İnternet forumları
b. Ziyaretçi sayısı c. Haber siteleri
c. Sitenin işlevi d. Viki siteleri
d. Güncelleme sıklığı e. Sosyal Ağ siteleri
e. Sayfa sayısı
9. Aşağıdakilerden hangisi Türk Basınının internetteki ilk
4. Aşağıdakilerden hangisi durağan web sayfalarının avan- temsilcilerinden biri olan Milliyet Gazetesinin Yayımlanma
tajlarından biridir? tarihidir?
a. Etkileşimli uygulama olmaması a. 2000
b. Sayfanın aşağıya doğru uzaması b. 2001
c. Kaydırma çubuğunun kullanılması c. 1995
d. html uzantısı ile kaydedilebilmesi d. 1996
e. Kullanıcının tekrar ziyaret etmeme olasılığı e. 1997
5. Aşağıdakilerden hangisi bir site ile ilgili beklentiyi karşı- 10. Aşağıdakilerden hangisi yeni medyanın erişim araçların-
lamaz? dan biridir?
a. Öykünüzü anlatır a. Blueray oynatıcı
b. Sorularınızı arttırır b. Radyo
c. Ulaşılır yapar c. Televizyon
d. Güvenilirliği arttırır d. Uydu alıcı
a. Beklentileri arttırır e. Akıllı telefonlar
54 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Sıra Sizde 2
Dinamik web sayfası sıklıkla güncellenen, her bir ziyaret-
te farklılaşan, kullanıcısına her seferinde sürpriz yapabilen
web sayfalarıdır. Durağan değildir, çünkü zaman, kullanıcı,
etkileşimlilik düzeyi, sitenin teması ve başka pek çok etmen
tasarımın hareketli olmasını zorunlu kılar. Dinamik sayfalar-
da değişim mutlaka bir düzene göre olur. Bu sayfaların dina-
mikliğini sağlayan iki etkin faktör bulunmaktadır. Birincisi
sayfanın kodları diğeri ise içeriktir.
3
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yeni medya bağlamında etki sorunsalını değrlendirebilecek,
Yeni medya kullanım pratiklerini örneklerle değerlendirebilecek,
Yeni medya ortamına yönelik olanakları, riskleri ve engelleri açıklayabilecek,
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Etki • Kullanım Pratikleri
• Olanaklar • Hareketsiz Toplumsallaşma
• Riskler • Netdaş
• Sayısal Uçurum • Üre-Tüketici
• Yeni Medya Okuryazarlığı
İçindekiler
• GİRİŞ
• YENİ MEDYA VE ETKİLERİ
Dijital İletişim ve Yeni Medya Yeni Medya Kullanımının Etkileri • YENİ MEDYA ORTAMLARINDA
OLANAKLAR, RİSKLER VE ENGELLER
• YENİ MEDYA OKURYAZARLIĞI
Yeni Medya
Kullanımının Etkileri
Yeni Medya
Kullanımının Etkileri
GİRİŞ
Günümüzde gündelik yaşama gitgide daha fazla dahil olan yeni medyanın ve ortamla-
rının başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun her kesimi üzerinde olumlu veya
olumsuz bir çok etkisi olduğu konusu siyasi iradenin, yeni medya ortamlarını düzenle-
yen kurum ve kuruluşların ve farklı disiplinlerden bilim insanlarının gündemindedir. Bu
ünitede yeni medya ortamlarının toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik etkileri önce
iletişim bilimlerinde etki sorunsalı tartışmaları çerçevesinde kısaca değerlendirilmekte,
ardından yeni medya ortamlarında olanaklar, riskler ve engeller ile ilgili akademik litera-
tür serimlenerek tartışılmaktadır.
Ünitenin birinci kısmında ayrıntılı olarak ele alınacağı üzere, yeni medya ortamları-
nın toplum ve birey üzerindeki olası olumlu ve/veya olumsuz toplumsal, kültürel, siyasal
ve ekonomik etkileri konusu geleneksel kitle iletişim araçlarının, diğer bir deyişle gazete,
dergi, radyo, televizyon ve sinemanın etkileri konusunda geliştirilen iletişim kuram ve
kavramlarından bağımsız bir şekilde tartışılamaz. Bunun nedeni kitle iletişim araçlarının
olası etkileri konusunun iletişim kuram ve kavramlarında asli tartışma konusu olmasıdır.
“Etki sorunsalı” olarak da kısaca adlandırabileceğimiz bu tartışmanın önemi, aslında ge-
leneksel kitle iletişim araçlarının-günümüzde yeni medya ortamlarının-etkilerinin yaygın
olarak “ahlaki panik” çerçevesinde ele alınmasından kaynaklanmaktadır. Bundan ötürü
“ahlaki panik” kavramı ünitenin ilk kısmında tanımlanmakta, toplumda ve siyasal düzen-
de nasıl işlediği, anaakım geleneksel medya metinlerinin yeni medya ortamları özelinde
ahlaki paniği nasıl yaygınlaştırdığı bazı örneklerle kısaca tartışılmaktadır.
Bu tartışmanın ardından Türkiye’de bireylerin yeni medya ortamlarını kullanım pra-
tiklerine ilişkin nicel veriler ve nitel değerlendirmelere yer verilecektir. Ünitede yeni med-
ya ortamlarının özelliklerinden beslenen çeşitli olanaklar konusu “netdaş”, “üre-tüketici”
olguları ve “hareketsiz toplumsallaşma” kavramı çerçevesinde ele alınmaktadır. Hiç şüp-
hesiz yeni medya ortamında bireyin kullanım pratikleri ve kullanım durumu bazı riskler
ve engeller ile de karşı karşıyadır. Yeni medya ortamlarında varolan riskler ve özellikle
sayısal uçurum olarak kavramsallaştırılan araca ve/veya ortama erişim ve kullanım bilgi
becerisinde var olan eşitsizlikler de bu ünitede ele alınmaktadır.
Ünitenin son kısmında ise yeni medya ortamlarının olanaklarından faydalanabilmek
ve risklerinden etkilenmemek için bireyi güçlendirecek yeni medya okuryazarlığı kavramı
ve bu anlamda bireyin elde etmesi ve donanması gereken yeni medya okuryazarlığının
bileşenleri açıklanmaktadır. Bu bölümde ayrıca Türkiye özelinde yeni medya okuryazar-
lığının mevcut durumu somutlanmakta, yeni medya okuryazarlığının geliştirilmesinden
sorumlu ve paydaş aktörler de tartışmaya açılmaktadır.
58 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 3.1
Habertürk
gazetesinden bir
toplumsal paylaşım
ağının kullanım
pratiğine ilişkin
sunum
Geleneksel iletişim kuram ve kavramları açısından etki sorununa ilişkin detaylı okuma için
Şermin Tekinalp ve Ruhdan Uzun’un İletişim Araştırmaları ve Kuramları (2004, İstanbul:
Derin Yayınları) isimli kitaplarına bakılabilir.
Türkiye’de yeni medya ortamlarının artan ekonomik değeri konusunda, Bilgi Teknolo-
jileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından Mayıs 2012’de yayımlanan, Türkiye Elektronik
Haberleşme Sektörü 2012 yılı 1.Çeyrek Pazar Verileri Raporu’nu da kısaca ele alalım. Rapo-
ra göre, 2012 yılı birinci üç aylık dönemde Türk Telekom ve mobil işletmecilerinin net sa-
tış gelirleri yaklaşık 5,68 milyar TLolarak gerçekleşmiştir. 2012 yılı birinci çeyrekte toplam
mobil trafik miktarı 39,1 milyar dakika iken, sabit trafik miktarı ise 5,4 milyar dakika ola-
rak gerçekleşmiştir. Aynı rapora göre, Türkiye’de 2008 yılında 6 milyon genişbant İnternet
abonesi bulunmaktayken, dört yılda bu sayı yaklaşık üç kat artışla 2012 yılı birinci çeyrek
sonu itibariyle 16,6 milyon aboneye ulaşmıştır. 2012 birinci çeyrek için İnternet Servis
Sağlayıcılığı (İSS) hizmetlerinden elde edilen toplam gelir yaklaşık 1.007.755.876 T’dir.
Mart 2012 itibariyle Türkiye’de toplam 65,8 milyon mobil abone (cep telefonu hizmeti)
bulunmaktadır, 3G abone sayısı ise 34,9 milyona ulaşmıştır. 2011 sonunda, 3G hizmetiyle
birlikte mobil bilgisayardan ve cepten İnternet hizmeti alan abone sayısı da 6.454.801’den
8.941.987’e yükselmiştir.
Yeni medyanın özellikleri konusunda Mutlu Binark ve Koray Löker (2011) Sivil Toplum
Örgütleri için Bilişim Rehberi. Ankara: STGM’e bakabilirsiz. Bu çalışmayı ücretsiz e-kitap
olarak bilgisayarınıza yüklemek için: http://www.stgm.org.tr/tr/icerik/detay/sivil-toplum-
orgutleri-icin-bilisim-rehberi-2
Ali Toprak vd.’nin 2010 tarihli Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook. “Görülüyorum Öyleyse
Varım!” (İstanbul: Kalkedon) adlı çalışmasını toplumsal paylaşım ağları hakkında ayrıntılı
bilgi edinmek için okuyabilirsiniz.
64 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Yeni medya ortamlarındaki bir diğer risk de aşırı ticari iknadır. İnternet sitelerindeki
açılış öncesi reklamlar, banner’lar, vb. gibi reklam unsurları, çoğunlukla web sayfasında
kullanıcının ulaşmak istediği içerikten çok daha fazla yer almakta, kullanıcıyı yorucu bir
biçimde reklama maruz bırakmaktadır. İnternet’in ortaya çıktığı günden beri varolan ve
web 2.0 olarak adlandırılan daha yüksek etkileşimsellik olanağı barındıran sistemlerin
yaygınlaşmasıyla birlikte artan bir biçimde “içerik üreten” İnternet kullanıcıları, çoğun-
lukla “tüketici” olarak konumlandırılmakta; daha önce bahsedildiği üzere kapitalizmde
tüketici olmaya davet edilmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken bir diğer risk de yeni medya ortamlarındaki nef-
ret söyleminin mevcudiyetidir. Nefret söylemi, bireylere, ırkları, ten renkleri, etnik köken-
leri, toplumsal cinsiyetleri, milliyetleri, dinleri, cinsel kimlikleri, yetersizlikleri ve diğer
bireysel ayrımcılık biçemleri temelinde yöneltilen nefreti içeren ve teşvik eden söylemler
olarak tanımlanabilir (Çomu, 2010). Tuğrul Çomu’nun yayına hazırladığı Yeni Medyada
Nefret Söylemi adlı çalışmada Facebook’dan, Youtube’a, çevrimiçi haber sitelerinin okur-
yorumlarından, dijital oyunlara, çevrimiçi spor haberleri ve taraftar portallarından farklı
İnternet ortamlarında varolan nefret söylemi ve türleri açığa çıkartılmış, nefret söylemi ile
mücadele için stratejiler de tartışmaya açılmıştır. Yeni medya ortamında nefret söylemi,
geleneksel kitle iletişim araçlarına göre etkileşimsellik, kullanıcı türevli içerik üretimi, ya-
yılım vb. yeni medyanın özelliklerinden beslenerek kolay ve hızlı bir şekilde kullanıcılara
ulaşmakta, bu söylemin içerdiği etiketleyici, küçümseyici, kızgın ve öfkeli dilsel pratikler
arayüzeyde daha etkili bir şekilde mevcudiyetini devam ettirmektedir. Türkiye’de nefret
söylemi üstelik sanki ifade özgürlüğü gibiymiş görülmekte, farklı siyasi görüşlere, dini
inanç ve etnik köken sahiplerine yönelik tahammülsüz bir bakış açısı üretilmekte, do-
laşıma sokulmakta ve yaygın kılınmaktadır. Oysa ifade özgürlüğü ile nefret söyleminin
birbirine karıştırılmaması gerekmektedir.
66 Dijital İletişim ve Yeni Medya
M. Binark ve T. Çomu’nun sosyal medyada nefret söylemi konusunda 20 Ocak 2012 tarihli
blog yazısını okuyalım: https://yenimedya.wordpress.com/2012/01/20/ sosyal-medyanin-
nefret-soylemi-icin-kulla nilmasi-ifade-ozgurlugu-degildir/
Alternatif Bilişim Derneği’nin yeni medya nefret söylemi ve ayrımcılıkla ilgili eğitim atölye-
leri için bakınız. www.alternatifbilisim.org
21-22 Kasım 2011 tarihlerinde Ankara’da TBMM’nin himayesinde, Aile ve Sosyal Po-
litikalar Bakanlığı ile UNICEF’in işbirliğinde düzenlenen “Türkiye’de Bilgi İletişim Tek-
nolojileri ve Çocuk ve Gençlerin İnternet ve İletişim Teknolojileri” kullanımı konulu kon-
ferans ve çalıştayda, İnternet’in çocuklar ve gençler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri
farklı bakış açıları ile çeşitli sunumlar ve tartışma gruplarında ayrıntılı olarak ele alınmış-
tır. Bu çalıştayın iki ayrı sonuç bildirgesi (yetişkin raporu ve çocuk raporu) ise 23 Kasım
2011 tarihinde TBMM’de sunulmuş bulunmaktadır. Bu konferans ve çalıştay UNICEF’in
bir çok ülkede yürüttüğü “dijital yurttaşlık” projesinin bir parçasıdır. Bu bildirgede bilgi
iletişim teknolojilerinin sağladığı olanaklar:
· Eğitim amaçlı kullanımı ile özellikle uzaktan eğitim sistemleri ile eğitimde
mekân sınırlarının aşılması ve toplumun tüm kesimlerine eğitim olanakları,
· Toplumsal ve kültürel ifade amaçlı kullanımı,
· Kullanıcılarının kendilerini ifade etmelerini,
· Kültürel çeşitliliğe olanak,
· Küreselleşme olgusu sonucunda farklı dilleri kullanabilme becerisinin gelişme-
sine katkı,
· İletişimin ve hızının artmasını,
· Çeşitli ve güncel bilgi kaynaklarına ve bilgiye kolay erişimi,
· Bilgiye erişmede ve kullanmada fırsat eşitliğini,
· Ekonomik, toplumsal ve kültürel amaçlarla bireylerin bir araya gelmesini,
· Oyun oynamayı, sağlar, şeklinde sıralanmıştır.
Yine aynı Bildirge’de, “Bilgi İletişim Teknolojilerinin sunduğu olanaklar, yanlış ve ni-
teliksiz kullanılmaları halinde riske dönüşmektedir” denilmektedir ve riskler şu şekilde
sıralanmıştır:
· “üretici” değil “tüketici” durumunda bulunmak;
· Dijital oyun sınıflandırma sisteminin olmaması ve mevcut dijital oyunlara bi-
linçsiz erişim;
· Ebeveynlerin ve eğiticilerin “dijital okuryazarlık” düzeylerinin düşük olmasın-
dan dolayı çocuklara ve gençlere etkili yönlendiricilik yapamamaları;
· Çocuklara ve gençlere nitelikli sosyalleşme ortamları sağlanamamasına bağlı
olarak İnternet’in aşırı kullanımı;
· Aşırı kullanım sonucu bedensel, ruhsal ve bilişsel sorunlar;
· Kişisel bilgilerin kötüye kullanımı;
· Kötü niyetli yazılımların yarattığı tehlikeler;
· Aşırı ticari içerik ve yanıltıcı reklamların varlığı;
· Zararlı içeriklerin ve siber zorbalığın mevcudiyeti.
3. Ünite - Yeni Medya Kullanımının Etkileri 67
Bu Bildirge’de yeni medya ortamlarının olanaklarından yararlanmak ve riskleri azalt-
mak ve/veya ortadan kaldırmak için aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:
· Üretilecek politikalar, öncelikle ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkını temel
alarak tüm paydaşların katılımıyla farklı hedef kitlelere yönelik olarak geliştiril-
melidir.
· Dijital okuryazarlık eksikliği, başta MEB, üniversiteler ve diğer paydaşların işbir-
liği ile giderilmelidir.
· Türkiye’de var olan İnternet’in güvenli kullanımına yönelik çeşitli çalışmaların
ilgili tüm kurum ve kuruluşları, STK’ları ve özel sektörü içerecek şekilde gelişti-
rilmesi, işbirliği ve koordinasyonun sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmalarda
özellikle çocukların ve gençlerin görüşlerine başvurulması gereklidir.
· Çocukların, gençlerin ve ebeveynlerin Bilgi İletişim Teknolojilerinin doğru kul-
lanımı konusunda farkındalıklarının arttırılması gereklidir.
· Medyanın Bilgi İletişim Teknolojilerinin kullanımından kaynaklanan olanakları
ve riskleri dengeli bir şekilde sunması, toplumda doğru kanaat oluşumunu des-
teklemesi gereklidir.
· “Medya Okuryazarlığı” ve “Bilgisayar” dersleri müfredatının gözden geçirilmesi
gereklidir.
· Ulusal kurum ve kuruluşların uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapması ve geliş-
melerin takip edilmesi gereklidir.
· Dijital eşitliği sağlayacak şekilde alt yapı eksikliğinin giderilmesi gereklidir.
· 5651 sayılı Kanunun ve ilgili diğer mevzuatın yukarıda tespit edilen olanaklar ve
riskler temelinde yeniden ele alınması önerilmiştir (Binark, 2012).
Görüldüğü üzere UNICEF’in girişimi ile hazırlanan bu Bildirge’de Türkiye’deki dijital
okuryazarlık eksikliğine dikkat çekilmiş olup, yeni medya ortamlarının olanakları ve risk-
leri ayrıntılı olarak sıralanmıştır. Yeni medya ortamlarının olanaklarından yararlanma-
nın ve risklerden korunmanın yolu ünitenin son kısmında açıklanacak olan yeni medya
okuryazarlığıdır. Binark’a göre, “Yeni medya okuryazarı olan birey kamusal, sivil ve siyasal
alanlarda bireysel ve kolektif olarak fikirlerini daha iyi bir şekilde açıklayabilir, pazar yö-
nelimli ekonomide kendinin salt tüketici olarak konumlandırılmasını önleyecek şekilde
enformasyonu kullanılabilir ve nitelikli enformasyon kaynaklarına ulaşabilir, yeni medya
ortamlarında etik ihlallerde bulunmaz ve etik ilkelere uygun davranabilir. Bir başka de-
yişle, yeni medya okuryazarı olan bireyin İnternet’te risk yaratabilecek çeşitli niteliksiz
ve/veya sakıncalı içeriklere erişim konusunda bir çeşit farkındalıkla donanmış olması ve
bu içeriklere erişmemesi, aracın ve ortamın iletişim sürecindeki dolayımlayıcı niteliğinin
farkında olması beklenebilir” (2012).
“Türkiye’de Bilgi İletişim Teknolojileri ve Çocuk ve Gençlerin İnternet ve İletişim Tek-
nolojileri” konulu konferans ve çalıştaya katılan Dublin Teknoloji Enstitüsü’nden Brian
O’Neill da yeni medya kullanımının sınırlandırılması yerine, sorumlu davranışların, diji-
tal yurttaşlığın geliştirilmesini önermektedir:
“Bizce İnternet’in güvenli ve nitelikli kullanımını sağlamak için; öncelikle kişisel veri-
lerin güvenliğini sağlayan ve özel yaşamın gizliliğini/ihlalini engelleyen düzenlemeler, aşı-
rı ticarileşmeye ve enformasyonun içinin boşaltılmasına karşı nitelikli enformasyon kay-
naklarının yaygınlaştırıldığı yeni medya ortamlarının desteklenmesi ve her türlü saldırgan
ve nefret söylemi yayan içeriklere karşı her yaştaki yurttaşın farkındalığının geliştirilmesi
gereklidir. Bunun aracı da eğitbilimsel politika/çözüm olan yeni medya okuryazarlığıdır.”
Mayıs 2012 tarihinde Avrupa Komisyonu “Çocuklar için daha iyi bir İnternet’e Yönelik
Strateji”yi (New Strategy for a Better Internet for Children) kabul etti. Komisyon, çocuk-
ların dijital dünyadan tam anlamıyla ve güvenli bir şekilde faydalanmalarını sağlamak
68 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Bu stratejide odak noktası hiç kuş kusuz yeni medya okuryazarlığ ının geliş tirilmesidir.
EU Kids Online Projesi’nin Ekim 2011 tarihli “Siyasa, Yöntem ve Araş tırmaya Yönelik So-
nuç Önerileri” (Final Recommendations for Policy, Methodology and Research ) adlı nihai
raporda şu saptamaya da yer verilmiştir: “İnternet okuryazarlığ ı, beceriler, deneyimler, me-
tin, kurumlar ve İnternet’e ilişkin kültürel değerler nedeniyle geleneksel okuryazarlıklardan
farklıdır (www.eukidsonline.net , 2011:106-107). Görüleceğ i üzere, yeni medya ortamla-
rının olanaklarından yararlanmanın ve risklerini azaltmanın temel aracı eğ itbilimsel bir
politikanın yaş ama geçirilmesidir. Bu önemli projeyi ve bulgularını kısaca tanıyalım.
ların % 50’si bundan rahatsız olduklarını belirtmiştir. Avrupa’da ise çocukların sadece %
25’i buna benzer mesaj aldıklarında rahatsız olduklarını belirtmiştir. Türkiye’de 9-16 yaş
arasındaki çocukların % 14’ü yüz yüze tanışmadığı kişilerle İnternet’te görüştüğünü, sa-
dece % 2’si bu kişilerle İnternet dışında da buluştuğunu belirtmiştir. Avrupa’da çocukların
% 25’i tanımadığı kişilerle ilk defa İnternet’te görüştüğünü, % 6’sı ise bu kişilerle İnternet
dışında da buluştuğunu belirtmiştir.
EU Kids Online Projesinin Ekim 2011 Raporunda yer alan bir diğer bulguda Türkiye’de
çocukların dijital kullanım becerisini ölçen 8 kriterli bir kullanım beceri ölçeğinden de 2.6
puan aldığı görülmektedir (Bakınız Tablo 3.2).
Tablo 3.2
Avrupa Çevrimiçi
Çocuklar Projesi
Ülkelerinde Kullanım
Becerisi ve Türkiye’nin
Durum
Dijital beceriler ise şu şekilde sıralanabilir: Haberleşmek istemediğiniz bir kişiden ge-
len mesajları engellemek; İnternet güvenliğinin nasıl kullanılacağıyla ilgili bilgi bulmak;
bir web sitesini sık kullanılanlara eklemek; sosyal paylaşım ağı profilinde gizlilik ayarlarını
değiştirmek; içerdiği bilginin doğruluğuyla ilgili farklı web sitelerini kıyaslamak; ziyaret
edilen site kayıtlarını silmek; istenmeyen reklâm ve spam e-postalarını engellemek ve filt-
re ayarlarını değiştirmek.
Sizde çevrenizdeki kişilerin yeni medya kullanım pratiklerini gözlemleyerek, yakın çevreni-
3 zin hangi yeni medya ortamlarını kullandığını, yeni medyanın hangi olanaklarından fayda-
landığını ve ne gibi risklerle karşı karşıya kaldığını bir hafta süre ile not alınız.
EU Kids Online Projesinin Yöneticisi Prof. Dr. Sonia Livingstone “E-Gençliğin Gele-
ceği” adlı 27 Mayıs 2010 tarihli Antwerp’deki konferansında çocukların İnternet ortamın-
da karşılacağı risklere ile ilişkin araştırmalar yapılmasını ve yapılan araştırmaların da sü-
rekli güncellenmesi gerektiğini belirtmiştir. Livingstone, özellikle kamu kurumlarının ve
medyanın çocukların İnternet medyasında karşılaşabileceği riskler konusunda yaratacağı
ahlaki paniğe karşı araştırmacıları uyarmıştır. Livingstone’a göre, araştırmacılar şu husu-
sa çok dikkat etmelidir “acaba İnternet’teki riskler gerçek dünyadaki risklerden daha mı
tehlikelidir?”. Ayrıca, Livingstone, toplumun, özellikle de ebevenylerin sürekli yeni medya
ortamlarındaki risk öyküleri ile korkutulması yerine yeni medya ortamlarındaki risklerin
ve olanakların eş değerde anlatılması ile İnternet ortamının kullanımı konusunda nitelikli
bilgi ile donanabileceklerinin altını çizmiştir. Bu izlekte, EU Kids Online Projesinin Tür-
kiye alan çalışmasının bulgularını değerlendirecek olursak, Ekim 2011 EU Kids Online
Raporuna göre, “Türkiye düşük risk, düşük kullanım” ülkesi durumundadır. Diğer bir
deyişle, Türkiye’de İnternet’i yoğun kullanan çocuklar ve gençlerin kullanım bilgi ve beceri
3. Ünite - Yeni Medya Kullanımının Etkileri 71
düzeyi düşüktür. Bundan ötürü yeni medya ortamında varolan risklerle karşılaşma duru-
mu da düşüktür. Ancak, kullanım yaygınlığı, yoğunluğu arttıkça yeni medya ortamında
varolan risklerle karşılaşma olasılığı da artacaktır.
Resim 3.2
Batum’da bir İnternet
kafe (Fotoğraf: Mutlu
Binark)
Resim 3.3
Ankara’da bir İnternet
kafe (Fotoğraf: Duygu
Altınordu)
Çevrenizdeki İnternet kafelere giderek, hangi yaş ve cinsiyet grubu tarafından bu mekânların
nasıl kullanıldığını gözleyiniz. 4
Yeni medya genelinde özellikle İnternet kullanım pratiği tartışılırken, İnternet kul-
lanımını olumsuzlayan bakış açısının en çok başvurduğu iddia İnternet’in bireyleri top-
lumsal yaşamdan uzak tuttuğu, bireysel ve kolektif sorumluluklarını ihmal etmelerine ne-
den olduğu ve yalnızlaştırdığı üzerine kuruludur. Ancak, burada kavranması gereken en
önemli unsur toplumsallaşmanın -burada çeşitli amaçlar doğrultusunda bir araya gelme
ve dayanışma benzeri pratikler olarak değerlendirilebilir- sadece fiziksel aktivite ile sınırlı
olmadığıdır. Ekran başında, arayüzeyde zaman zaman yapay zeka ile zaman zaman da
diğer bireylerle gerçekleşen karşılaşmalar esnasında (dijital oyun ortamında, toplumsal
paylaşım ağlarında, çeşitli görsel, video paylaşım sitelerinde) birey sınırlı fiziksel aktivi-
de bulunmakta ancak diğer birey ve topluluklarla birarada olmaktadır. Tüm bu etkileşim
“hareketsiz toplumsallaşma” (Binark ve Bayraktutan-Sütcü, 2007: 161) olarak tanımlan-
maktadır. İkinci olarak da bu mekânlar sayısal uçurumun olumsuz etkilerinin bir biçimde
azaltılabilmesine olanak sağlayacak mekânlar olarak yeniden kullanıma açılabilir. Özellik-
le dijital okuryazar olmayan, toplumsal yaşamın daha güçsüz, yoksunlaştırılmış bireyleri
için önemli bir eğitim merkezi haline dönüştürülebilir.
Konuyla ilgili olarak TÜİK’in 2011 Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım
Araştırması’na bakıldığında bireylerin son 3 aylık İnternet kullanım amaçları şöyle sırala-
nabilir: İnternet üzerindeki sosyal gruplara (Facebook, Twitter) katılma, çevrimiçi haber,
gazete ya da dergi okuma, haber indirme, düzenli olarak bilgi almak için haber servis
ya da ürünlerine abone olma, sağlıkla ilgili bilgi arama (yaralanma, hastalık, beslenme,
74 Dijital İletişim ve Yeni Medya
vb.), okul, üniversite, mesleki kurslar ile ilgili bilgi arama, mal ve hizmetler hakkında bilgi
arama (satın almayı kapsamıyor), yazılım indirme (oyun yazılımları hariç), web sitele-
ri aracılığıyla (Blog siteleri, Facebook, Twitter) toplumsal veya siyasal konular ile ilgili
görüşleri okuma veya paylaşma, toplumsal veya siyasal bir konuda online bir oylamaya
katılma, herhangi bir konuda çevrimiçi eğitim alma (yabancı dil, bilgisayar vb.), herhangi
bir konu ile ilgili bilgi almak için Wikipedia, çevrimiçi ansiklopedi, ekşi sözlük vb. kul-
lanma, iş arama ya da iş başvurusu yapma, profesyonel bir gruba katılma, seyahat ve ko-
naklama ile ilgili hizmetleri kullanma (otel rezervasyon, bilet satış, vb.), mal veya hizmet
satışı (iş ile ilgili olmayan, açık artırma ile satış, vb.), İnternet üzerinden telefonla görüşme
(VoIP)/video görüşmesi (webcam ile), İnternet bankacılığı (www.tuik.gov.tr, Erişim Tari-
hi 26.05.2012).
İstatistiki anlamda bu bulgular değerlendirildiğinde bireylerin İnternet ortamında en
çok sırasıyla çevrimiçi haber, gazete ya da dergi okuma , sağlıkla ilgili bilgi arama (yaralan-
ma, hastalık, beslenme, vb.), web siteleri aracılığıyla (Blog siteleri, Facebook, Twitter) top-
lumsal veya siyasal konular ile ilgili görüşleri okuma veya paylaşma, İnternet üzerindeki
sosyal gruplara (Facebook, Twitter) katılma gibi etkinlikleri gerçekleştirdikleri görülmek-
tedir. (www.tuik.gov.tr, Erişim Tarihi 26.05.2012). Bu kullanımları temel başlıklar altında
sınıflandırdığımızda haberleşme (toplumsal paylaşım ağları üzerinden haberleşmenin
olanaklı olması), eğlence (dijital oyunlar vb. uygulamalar), eğitim (sağlık vb.konularda
danışmanlık hizmeti almak, bilgi sahibi olunmayan alanlarda ansiklopedi vb. mecraları
araştırmak), ticaret (bankacılık, e-ticaret, alışveriş siteleri vb. uygulamalar), siyasallaşma
vd. kullanım pratikleri olarak sayılabilir. Ayrıca giderek artan boyutta e-devlet uygula-
maları da söz konusudur. Ancak, tüm bu uygulamalara erişme ve kullanma konusunda
bireyler ve topluluklar arasındaki eşitsizlik ve farklılıklara yeniden dikkat çekmek gerekir.
Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan Sütcü’nün Kültür Endüstrisi Olarak Dijital Oyun (İs-
tanbul: Kalkedon Yayınları, 2008) adlı kitabı dijital oyun türleri ve Türkiye’deki tarihçesi
konusunda okunabilir.
76 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Bu konuda daha detaylı bir okuma için TÜBİTAK Destekli Projeler Veri Tabanı’ndan www.
uvt.ulakbim.gov.tr/proje adresinden “Dijital Oyun Kültürü ve Türkiye’de Gençliğin İnternet
Kafe Kullanım Pratikleri: Çevrimiçi ve Çevrimdışı Kimlik Egzersizleri, Hareketsiz Toplum-
sallaşma ve Sanal Kariyer Yapma: Ankara’da Etnografik Alan Çalışması” isimli projeye ula-
şıp bilgisayarınıza indirip okuyabilirsiniz.
Dan Laughey’in 2010 tarihli Medya Çalışmaları (İstanbul: Kalkedon) adlı kitabını medya
okuryazarlığı kavramına giriş için (syf. 63-66) okuyabilirsiniz.
Mutlu Binark ve Mine Gencel Bek’in (2007, birinci basım) 2010 tarihli Eleştirel Medya
Okuryazarlığı:Kuramsal Yaklaşımlar ve Uygulamalar. (İstanbul: Kalkedon) adlı kitabında
yeni medya okuryazarlığı kavramına giriş için (syf. 211-218) okuyabilirsiniz.
Sonia Livingstone “Internet Literacy, Young Peoples Negotiation of New Online Oppor-
tunities” isimli çalışmasında yeni medya okuryazarlığının üç bileşeni olduğunu belirt-
mektedir: Birinci bileşen, okuryazarlığın bir bilme biçimi olmasıdır; ikinci bileşen, okur-
yazarlığın bireysel beceriler ve toplumsal pratikleri bağlayan, bilmenin yerleştirilmiş bir
biçimi olduğudur; üçüncü bileşen ise, okuryazarlığın neyin kültürel olarak kural, neyin
onaylanmayan olduğu bilgisini kapsayan kültürel olarak düzenlenmiş yetkinlikler dizgesi
olduğudur (2008: 106). Özetle, yeni medya okuryazarlığı bireyin yeni medya ortamları-
nın olanaklardan yararlanmasını ve bu ortamlardaki risklere karşı da donanımlı olması-
nı sağlarken, olanaklardan da en etkin şekilde yararlanmasının yolunu açar (2008: 112).
Livingstone, “Media Literacy and the Challenge of New Information and Communicati-
on Technologies” (2004) medya okuryazarlığının bireysel bir özellik olmadığını, birey-
ler tarafından da basitçe kazanılacak bir beceri olmadığını da belirtir. Ona göre, medya
okuryazarlığı ideolojik ve siyasal olarak işleyen bir süreçtir (2007: 48). Bu noktada, medya
okuryazarlığı ve yeni medya okuryazarlığı konusunda bireyi demokratik bir toplumsal
düzenin inşası için eyleyen, müdahil olan bir özne olarak güçlendirebilecek bir izlencenin
önemi ve gereği ortaya çıkmaktadır.
78 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Özet
Yeni medyanın bireysel kullanımları üzerinden toplumsal lan sorunları sıralayacak olursak, kullanıcılardaki nitelikli
yaşama, siyasete, ekonomiye, kültüre, kişilerarası ilişkilere ve yetkin kullanım bilgi ve becerisi eksikliği, cinsiyete, yaşa,
doğru çeşitlenen farklı alanlarda ve kapsamlardaki etkilerin- sınıfsal konuma ve yerleşim yerine göre ortaya çıkan sayısal
den söz etmek mümkündür. Yeni medya ortamında var olan uçurum ve eşitsizlikler ile yeni medya okuryazarlığının geliş-
kullanım pratiklerinden kaynaklanan bu etkiler olumlu ve tirilmemesi ve buna yönelik kamu politikasının yoksunluğu
olumsuz nitelikte olabilirler. Günümüzde ise yeni medyanın sayılabilir. Sayısal veya dijital uçurum kavramı temel olarak
etkileri tartışması çoğunlukla olumsuz bir bakış açısıyla ele yeni medya araçlarının kullanımı konusunda bireyler, toplu-
alınmakta ve sunulmaktadır. “Etki sorunsalı” olarak da kı- luklar, bölgeler, uluslar ve kurumsal yapılar arasındaki fark-
saca adlandırabileceğimiz bu durumun önemi, günümüzde lılıkları ve bu farklılıklardan kaynaklanan eşitsizlikleri içeren
yeni medya ortamlarının etkilerinin yaygın olarak “ahlaki bir durumu nitelemek üzere kullanılır.
panik” çerçevesinde ele alınmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak medya okuryazarlığı, özellikle eleştirel medya
Türkiye’de özellikle çocuklar ve gençlerin İnternet’te ve diğer okuryazarlığı medyanın etkilerine yönelik olarak yaratılan
yeni medya ortamlarında varolan çeşitli risklerden korun- bu ahlaki paniğe karşı, medya metinlerinin bilinçli ve ideolo-
ması konusunda bir tür ahlaki panik üretildiğini söylemek jik olarak üretilen anlamların ve durum tanımlarının farkın-
mümkündür. da kullanılmasını, bireyin medya metni üreticisine dönüş-
Türkiye’de bireylerin yeni medya ortamlarını kullanım pra- mesini önererek, medyanın kendisini eğitsel bir araç olarak
tiklerine ilişkin nicel veriler ve nitel değerlendirmeler için ele alır (Laughey, 2010: 64). Yeni medya okuryazarlığı, yeni
TÜİK verilerine ve ünite içerisinde anılan çeşitli rapor ve medya ortamlarını, özellikle sosyal medyayı risklerin farkın-
araştırma sonuçlarına bakmakta yarar vardır. Bu kullanım- da olarak, bilinçli/farkında kullanmak; olanakları arttırmak;
lardan ve yeni medya ortamlarının özelliklerinden beslenen sadece tüketici değil, yeni medya arayüzeyinde üre-tüketici
çeşitli olanaklar konusu “netdaş”, “üre-tüketici” olguları ve de olabilmek demektir (Binark 2012).
“hareketsiz toplumsallaşma” kavramları çerçevesinde ele
alınabilir.
Yeni medya ortamında bireyler yeni medyanın özelliklerin-
den de yararlanarak kolaylıkla içerik üretebilir noktaya gel-
mişlerdir. Bireylerin yeni medya ortamında kullanıcı olarak
enformasyon üretmesi, dağıtması, farklı enformasyon kay-
naklarına erişmesi ve yeniden kullanması biçimlerindeki bu
olanak kullanıcının söz konusu yeni iletişim ortamlarında
özerkliğini, katılımını, yaratıcılığını arttırmaktadır. Kullanı-
cıyı yeni medya ortamlarının, özellikle İnternet’in kullanımı
konusunda güçlendirecek “üre-tüketici”ye ve “netdaş”a dö-
nüştürecek bilgi ve beceri donanımlarının kazandırılması
önemlidir. Etkin özne olmanın bir diğer somut sonucu da
“netizen” (netdaş) olarak tanımlanmaktır. Yeni medya gün-
delik yaşam içerisinde geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz
pek çok etkinliği zaman ve mekân kısıtlaması olmadan de-
neyimlememize olanak tanımaktadır. Ayrıca ekran başında,
arayüzeyde zaman zaman yapay zeka ile zaman zaman da
diğer bireylerle gerçekleşen karşılaşmalar esnasında birey
sınırlı fiziksel aktivide bulunmakta ancak diğer birey ve top-
luluklarla birarada olmaktadır. Tüm bu etkileşim “hareketsiz
toplumsallaşma” (Binark ve Bayraktutan-Sütcü, 2007: 161)
olarak tanımlanmaktadır.
Yeni medya ortamında bireyin kullanım pratikleri ve kulla-
nım durumunun bazı riskler ve engeller ile de karşı karşıya
olduğu yadsınamaz. Yeni medya ortamında Türkiye’de varo-
80 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi medyanın etkisini tanımlar? 6. Aşağıdakilerden hangisi yeni medya ortamlarında yurt-
a. Duyulur değişim taşın demokratik katılımını tanımlayan kavramdır?
b. Hissedilir değişim a. İnternet servis sağlayıcı
c. Sezilen değişim b. Kullanıcı
d. Ölçülebilen değişim c. Tüketici
e. Dokunulabilir değişim d. Üre-tüketici
e. Netdaş
2. Aşağıdakilerden hangisi etki araştırmalarının özellikle-
rinden değildir? 7. Aşağıdakilerden hangisi yeni medya ortamlarının ola-
a. Sosyal psikolojik kökenli olma naklarından değildir?
b. İletişim sürecinin tarihini, ekonomisini, yapısını in- a. Aktivizm
celeme b. Eski ve yeni arkadaşlıklar için toplumsal ağ kullanıl-
c. İletişim sürecini ampirik olarak inceleme ması
d. İletişim sürecini bir deney gibi ele alma c. Yeni istihdam alanlarının ortaya çıkması
e. Düzçizgisellik d. Dijital gözetim
e. Uzaktakilerle deneyim paylaşılması
3. Etki araştırmalarında araştırma talebi aşağıdakilerin
hangisinde gelmemiştir? 8. Aşağıdakilerden hangisi yeni medya ortamlarının risk-
a. Aile dernekleri lerinden değildir?
b. Devlet a. Nefret söyleminin varlığı
c. Çocuk ve gençler b. Yasadışı içerik
d. Medya denetim kurumları c. Aşırı ticari ikna
e. Adalet kurumları d. Kişisel bilginin istismarı
e. Kimliğin ifadesinde mahremiyet
4. Ahlaki panik bir toplumda aşağıdakilerden hangisine yol
açar? 9. EU Kids Online Projesinin 2011 araştırma bulguları ra-
a. Hoşgörü poruna göre Türkiye çocukların İnternet’i ilk kez kullanma
b. Tahammül yaşı kaçtır?
c. Korku ve kaygı a. 10
d. Toplumsal refah artışı b. 7
e. Rasyonel tartışma kültürü c. 6
d. 12
5. Türkiye’de İnternet’in kamu kurum ve kuruluşları ile e. 13
iletişimde kullanımın artması hangi uygulamanın arttığına
işaret eder? 10. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yeni medya okuryazarlı-
a. Çevrimiçi ticaret ğını en iyi şekilde ifade eder?
b. Çevrimiçi haber okuma a. İyi tüketici olmak
c. Çevrimiçi oyun oynama b. Bilinçli ve uyumlu oyuncu olmak
d. Çevrimiçi istihdam c. Risklerin farkında olarak bilinçli kullanmak, olanak-
e. E-devlet ları attırmak ve üre-tüketici olmak
d. Dikkatli kullanmak, bilinçli tüketmek
e. Filtre yazılımları kullanmak ve kullanımı sınırlamak
3. Ünite - Yeni Medya Kullanımının Etkileri 81
Sıra Sizde 4
Çevrenizdeki İnternet kafelere gidip gözlem yaptığınızda,
buraların erkek egemen mekânlar olduğunu görebileceksiniz.
Kadın kullanıcıların günün belli saatlerinde bu mekânları
kullandığı da dikkatinizi çekecektir. Ayrıca bu mekânların
gençler için yeni toplumsallaşma mekânı olduğunu da gör-
mek olanaklıdır. İnternet kafelerin yüksek çözünürlükte
bilgisayar ekranı ve sohbet için kamera ve kulaklık gibi yan
donanımları da kullanıcıya sunması dikkatinizi çekecektir.
Bu da mekânın uzaktakilerle iletişim için kullanıldığını gös-
termektedir.
82 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Yararlanılan Kaynaklar
Atikan, Z. ve Tunç, A. (2011). Blogdan Al Haberi: Haber European Commission: New strategy for a Better Internet
blogları, Demokrasi ve Gazeteciliğin Geleceği Üzerine, for Children (2012) Brüksel.
İstanbul, Yapı Kredi Yayınları. “Final Recommendations for policy,methodology and re-
Binark, M ve Löker, K. (2011) Sivil Toplum Örgütleri için search” October 2011. www.eukidsonline.net
Bilişim Rehberi, Ankara, STGM. (Ücretsiz e-kitap olarak Göker, G. (2007). İnternet’in Türkiye Kadın Hareketi Üzerin-
bilgisayarınıza yüklemek için: http://www.stgm.org.tr/ deki Etkisi. Yeni Medya Çalışmaları, der. Mutlu Binark,
tr/icerik/detay/sivil-toplum-orgutleri-icin-bilisim- içinde 205-247. Ankara: Dipnot Yayınları.
rehberi-2) Göker, G. (2009). İnternetsiz devrim mümkün mü?, Evrensel
Binark, M, Bayraktutan-Sütcü, G. ve Buçakcı, F. (2009) “İn- Kültür 216 (Aralık): 73-76.
ternet Kafelerde Gençlerin Oyun Oynama Pratikleri: Güngör, N. (2011) İletişim- Kuramlar ve Yaklaşımlar, An-
Ankara Mikro Ölçeğinde Etnografik Alan Çalışmasının kara: Siyasal Kitabevi.
Bulgularının Değerlendirilmesi ve Yeni Medya Okurya- Kellner, D. (2004). YeniTeknolojiler/Yeni Okuryazarlıklar:Yeni
zarlığı Önerisi”, Dijital Oyun Rehberi: Oyun Tasarımı, Binyılda Eğitimin Yeniden Yapılandırılması. Kamusal
Türler ve Oyuncu, Der. Mutlu Binark, Günseli Bayrak- Alan, çev. Tülin Kurtarıcı, der. Meral Özbek, içinde 715-
tutan-Sütcü ve Işık Barış Fidaner, İstanbul, Kalkedon, 735. İstanbul: Hil Yayınları
187-224. Laughey, D. (2010) Medya Çalışmaları –Teoriler ve Yakla-
Binark, M. ve Bayraktutan-Sütcü, G. (2007) “Teknogünlük- şımlar, (Çev. Ali Toprak). İstanbul: Kalkedon Yayınları.
lerdeki Çok(lu) Sessiz Yaşamlar: Yeni Medyanın Sessiz Livingstone, S. (2008) “Internet Literacy, Young Peoples Ne-
Enstrümanları: Yeni Orta Sınıf Gençlik , Yeni Medya Ça- gotioation of New Online Opportunities”, Digital Youth,
lışmaları (der. Mutlu Binark), Ankara: Dipnot Yayınevi, Innovation and the Unexpected, (Der.) Tara McPher-
147-176. son, The MIT Press, 101-122.
Binark, M. (2009). “Yeni Medya Dolayımlı İletişim Ortamın- Lyon, D. 2006. Gözetlenen Toplum, Çev. Gözde Soykan. İs-
da Olanakların ve Ol(a)mayanların Farkında Olmak”, Ev- tanbul: Kalkedon Yayıncılık
rensel Kültür, 216: 60-63. Maigret, É. (2011) Medya ve İletişim Sosyolojisi, (Çev. Hali-
Binark, M. (2012) “Yeni Medya Okuryazarlığı”, I. Uluslarara- me Yücel) İstanbul: İletişim Yayınları.
sı Teknoloji Bağımlılığı Konferansı Bildiri Tam Metin- Matterart, A. (2012) Gözetimin Küreselleşmesi: Güvenlileş-
leri Kitabı, İstanbul: Ümraniye Belediyesi Yayınevi. tirme Düzeninin Kökeni, İstanbul: Kalkedon Yayınları.
Binark, M. ve Bayraktutan Sütcü, G. (2008) Kültür Endüst- Toker-Erdoğan, M. (2010) Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin
risi Olarak Dijital Oyun, İstanbul: Kalkedon Yayınları. Sağlanmasında Medya Okuryazarlığının Rolü, Anka-
Binark, M. ve Gencel Bek, M. (2010) Eleştirel Medya Okur- ra: KSGM.
yazarlığı- Kuramsal Yaklaşımlar ve Uygulamalar, İs-
tanbul: Kalkedon Yayınları. Arslantaş Toktaş, S., Binark, M., Dikmen, Ş. Fidaner, I. B.,
Bojana, L., Livingstone, S. vd., (2008) EU KidsOnline- Best Küzeci, E., Özaygen, A. (2012) Türkiye’de Dijital Göze-
Practice Research Guide: How to research children and tim: T.C. Kimlik Numarasından E Kimlik Kartlarına
online Technologies from a comparative perspectiv, Yurttaşın Sayısal Bedenlenişi, İstanbul: Alternatif Bili-
LSE, London: EU Kids Online. şim Derneği. www.alternatifbilisim.org’da ücretsiz özgür
Briggs, A. ve Burke, P. (2011) Medyanın Toplumsal Tarihi- e-kitap olarak indirilebilir.
Gutenberg’den İnternet’e… (Çev. Ümit Hüsrev Yolsal ve Tekinalp, Ş. ve Uzun, R. (2004) İletişim Araştırmaları ve
Erkan Uzun), İstanbul: Kırmızı Yayınları. Kuramları, İstanbul: Derin Yayınları.
Cohen, S. (1980) Folk Devils and Moral Panics, Oxford, Timisi, N. (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi,
Martin Robertson. Ankara: Dost Yayınları.
Çomu, T. (yay. haz.) (2010). Yeni Medyada Nefret Söylemi, Toprak, A., Yıldırım, A., Aygül, E., Binark, M., Börekçi ,S. ve
İstanbul, Kalkedon Yayınları. Çomu, T. (2009). Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook:
De Mul, J. (2008). Siberuzayda Macera Dolu Bir Yolculuk, Görülüyorum Öyleyse Varım!. İstanbul: Kalkedon Ya-
Çev. Ali Özdamar. İstanbul, Kitap Yayınevi. yınları.
www.tuik.gov.tr
www.alternatifbilisim.org
4
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Sosyal medya platformlarını sınıflandırabilecek,
Bu platformların özelliklerini ve gelişimlerini açıklayabilecek,
Bu platformların önde gelen örneklerini sayabilecek ve işleyişlerini açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sosyal Ağ Siteleri • Sanal Dünyalar
• Bloglar • İşbirliğine Dayalı Yazarlık
• Mikrobloglar • Doküman Paylaşımı
• Podcast • Sosyal İmleme
• İçerik Toplulukları • Wikiler
İçindekiler
• GİRİŞ
• SOSYAL AĞ SİTELERİ
• BLOGLAR
Dijital İletişim ve Yeni Medya Sosyal Medya Platformları
• İÇERİK TOPLULUKLARI
• SANAL DÜNYALAR
• İŞBİRLİĞİNE DAYALI PROJELER
Sosyal Medya Platformları
GİRİŞ
Sosyal medya platformlarının ortaya çıkışı Web 2.0 ve kullanıcılar tarafından yaratılan
içerik kavramları ile oldukça bağlantılıdır. Internet 1960’lı yıllarda gelişmeye başlasa da,
web 1989-91 yılları arasında Dr. Tim Berners-Lee tarafından geliştirilmiştir. Internet’in
gelişimi sonrasında bazı yazarlar, kullanıcıların serbestçe bilgiyi tarayabilecekleri, birbi-
riyle bağlantılı sayfaların oluşturulabileceği fikrini ortaya atmışlardır. Bu fikirlerden ha-
reketle Berners-Lee ve ekibi web‘in en temel dört unsuru olan HTML, HTTP, bir web
server ve bir tarayıcının (browser) ilk versiyonunu oluşturmuşlardır. Oluşturulan ilk web
sayfaları, siyah-beyaz ve tamamen metne dayalı bir yapıdadır. 1993 yılına kadar da web
üzerinden paylaşılan bilgiler metin tabanlı olmaya devam etmiştir.
1993 yılında Marc Andersen ve NCSA’da (National Center for Supercomputing Appli-
cations at the University of Illinois) çalışan ekip üyeleri grafik kullanıcı ara yüzüne sahip
bir web tarayıcı olan Mosaic’i geliştirmişlerdir. Mosaic Macintosh, Windows ya da UNIX
gibi grafiğe dayalı ara yüzler üzerinde çalışabilen bir yazılımdır. Siyah-beyaz metin taban-
lı yapısından sıyrılan web, artık bir bilgisayar ve mouse kullanabilen herkes tarafından
görülebilir hale gelmiştir. Grafik tabanlı web tarayıcı beraberinde dosyaların, bilginin,
grafiklerin, görüntü ve seslerin paylaşıldığı evrensel bir programlama alanını da müm-
kün kılmıştır. Mosaic programı sayesinde kullanılan bilgisayar ve işletim sistemi ne olursa
olsun, dünyanın her yerinden aynı web sayfaları görüntülenebilmiştir. Bu yeni tarayıcı
ile birlikte, dünya 1993 yılında görmediği yeni bir programlama ve bilgi yönetimi siste-
mi ile tanışmıştır. 1994 yılında Andreesen ve Jim Clark ilk ticari tarayıcı olan Netscape
Navigator’u kurmuşlardır. Mosaic’in bedava olmasına karşın Netscape’in yazılımı ücret-
lidir. 1995 yılında Microsoft Internet Explorer adı altında kendi tarayıcısını sunmuştur.
Web‘in bu ilk dönemleri Web 1.0 olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemin web site-
lerinin temel amacı, web sitesinin sahibi olan kuruluş ya da kişi hakkında ziyaretçileri
bilgilendirmektir. Ziyaretçilerin Web 1.0 siteleri ile etkileşim içinde olmaları mümkün
değildir. Ziyaretçiler web üzerinde daha çok okuyucu-izleyici konumundadır. Elbette, zi-
yaretçilerin bu sitelerde birtakım işlemler yapması da mümkündür ancak, bugün anladı-
ğımız anlamda bir etkileşim de söz konusu değildir. Web 2.0 ise, yeni türde bir world wide
web anlayışı sunmaktadır. Ancak bu yenilik web‘in teknolojik özelliklerindeki bir iyileş-
meden kaynaklanmamaktadır. Bu yenilik, daha çok yazılım uzmanlarının ve son kullanı-
cıların web kullanımlarındaki kümülatif değişimden kaynaklanmaktadır. Web 2.0 önceki
web teknolojilerinden niteliksel anlamda farklılaşmaktadır. Web 2.0, kullanıcıların okur
olmaktan çıkıp okur-yazar oldukları yeni platformun adıdır. Bir başka deyişle web, sadece
86 Dijital İletişim ve Yeni Medya
teknik bilgiye sahip kişilerin değil sıradan kullanıcıların da içerik yaratmaya başladığı bir
ortam halini almıştır. Web 2.0 kavramı, bu yeni nesil etkileşimli web sitelerini tanımlamak
üzere ilk defa Bill O’Reilly tarafından 2004 yılında kullanılmıştır. Günümüzde Web 2.0
içeriğin paylaşıldığı, yayınlandığı ve sosyal ağ oluşumlarının gerçekleştiği web siteleri-
ni ifade etmektedir. Sosyal medya, ideolojik ve teknolojik tabanı Web 2.0’a dayanan ve
kullanıcılar tarafından yaratılan içeriğin üretimine ve paylaşımına olanak veren, Internet
tabanlı uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. Bu genel tanım altında, sosyal medyanın
farklı türleri olduğu görülmektedir. Her ne kadar birbirinden kesin çizgilerle ayrışmasa
da, sosyal medya platformlarını beş kategori altında ele almak mümkün gözükmektedir:
Sosyal ağ siteleri, bloglar, içerik toplulukları, sanal dünyalar ve işbirliğine dayalı projeler
(Kaplan ve Haenlein, 2010).
SOSYAL AĞ SİTELERİ
Sosyal ağların hayatımıza girmesinden bu yana geçen sürede Facebook, MySpace ve ben-
zeri siteler milyonlarca kullanıcıya ulaşmış durumdadır. Hatta birçok kişi için bu site-
ler günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olmuş durumdadır. Sabah bilgisayar başına
geçtiklerinde ilk kontrol ettikleri, gün içinde arkadaşlarını takip ettikleri ve yaşamlarını
paylaştıkları bu siteler yaşamın vazgeçilmez alanları haline gelmeye aday durumdadır.
Belli başlı sosyal ağ sitelerinin yayına giriş tarihleri hakkında detaylı bilgi almak için aşağı-
daki siteyi ziyaret ediniz.
http://www.marklund.no/the-launch-dates-of-major-social-networking-sites/
LinkedIn. Site 2002 yılında kurulan ve 2003 yılında yayına başlayan bir profesyonel
bağlantı ve paylaşım sitesidir. Sitenin temel amacı insanların profesyonel bağlantıları için
bir veri tabanı oluşturmak ve profillerini bu kişilerle paylaşmalarını sağlamaktır. Kulla-
nıcılar LinkedIn üyesi herkesi bağlantıları içine almak için davet gönderebilirler. Sahip
oldukları arkadaşların arkadaşları sayesinde oldukça geniş bir profesyonel ağa sahip olma
imkanı yakalamaktadır. Bu ağ sayesinde kullanıcılar yeni iş fırsatlarını görebilmekte, iş
verenler ise iş fırsatlarını paylaşıp potansiyel işgücünü kendilerine çekebilmektedirler. İş
arayan bir kişi iş görüşmesi öncesinde, görüşeceği kişi ile sahip olduğu ağın içinde bağlan-
tılı bir başka kişiyi bulma şansına da sahiptir.
MySpace. 2003 yılından sonra çok sayıda yeni sosyal ağ sitesinin ortaya çıktığı gö-
rülmektedir. LinkedIn, Visible Path ve Xing gibi siteler profesyonel iş dünyasına odak-
lanmıştır. Dogster gibi sayfalar benzer ilgi alanlarına sahip kişileri, Care2 aktivistleri,
Couchsurfing seyahat edenleri bir araya getirmiştir. Sosyal medya ile birlikte kullanıcı
tarafından yaratılan içerik kavramı popüler hale gelmiş ve Flickr (fotoğraf paylaşımı) ve
YouTube (video paylaşımı) gibi içerik paylaşım siteleri rağbet görmeye başlamıştır. Tüm
bu karmaşa içinde, Frienster’ın hedef kitlesine göz dikmiş olan MySpace de 2003 yılın-
da kurulmuş ve çok az kişi bu sitenin bu denli rağbet göreceğini tahmin edebilmiştir.
Friendster’ın üyeliğini ücretliye çevireceği dedikoduları yayılmaya başlayınca bu sitenin
üyeleri yeni bir sayfa arayışına girmişlerdir. Ayrıca, Friendster’ın profillere getirdiği bazı
sınırlamalardan rahatsızlık duyan bağımsız rock grupları da MySpace’i tercih etmişlerdir.
Temel hedef kitlesi bu gruplar olmasa da MySpace bu gruplara kucak açmıştır. Bu gruplar
ve onların hayranları arasındaki bağ, MySpace’in büyümesinde büyük bir rol oynamıştır.
Rock grupları hayranları ile buluşmayı, hayranları da favori grupları ile bağlantı içinde ol-
mayı istemektedir. Aynı zamanda hayranlar ilişki içinde oldukları rock gruplar üzerinden
benliklerini ve aidiyetlerini sergilemektedirler. MySpace profillerin kişiselleştirilebilmesi
fonksiyonu ile önemli bir farklılaşma sağlamıştır. 2004 yılında MySpace’in daha kitlesel
olması ile birlikte gençler bu ağa dahil olmaya ve beraberlerinde de arkadaşlarını ağa çek-
meye başlamışlardır. 2005 yılında News Corporation’un MySpace’i 580 milyon dolara sa-
tın alması medyada büyük yankı uyandırmıştır.
Facebook. Önceki sosyal ağ sitelerinin aksine Facebook ilk olarak kolej ağlarını des-
teklemek üzere kurulmuştur. 2004 yılında ilk kurulduğunda sadece Harvard’ı kapsamak-
tadır ve üye olabilmek için kullanıcının bir Harvard.edu e-posta adresine sahip olması
gerekmektedir. Facebook zaman içinde diğer kolejlere yayılmasına karşın, üyelik için bir
edu e-posta adresine sahip olunmasını zorunlu kılmıştır. Bu da Facebook’un daha az bi-
linen ve kapalı bir ağ sitesi olmasına sebep olmuştur. 2005 yılından başlayarak Facebook
88 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Son yıllarda yayına giren ve popüler olan başka hangi sosyal ağ sitelerini biliyorsunuz? Bun-
1 ların özellikleri nelerdir?
BLOGLAR
Bloglar, Web 2.0’ın ilk platformlarından birisidir. Blogger.com ya da Wordpress.com gibi
blog hizmeti veren siteler sayesinde kullanıcılar, birkaç dakika içinde kendilerine ait bir
web sayfasını yayına sokabilmektedir. Bloglar üzerinden ister belirli bir konudaki görüş
ve fikirlerini isterlerse de kendi yaşamlarından parçaları paylaşabilmektedirler. Bu sayede
birçok insan sesini geniş kitlelere duyurma imkanına sahip olmaktadır. Blog dünyası 150
milyonun üzerinde bloğuyla ve yakın zamanda ortaya çıkan mikrobloglarla sosyal medya
içinde önemli platformlardan birisini oluşturmaktadır.
Blogların Gelişimi
HTTP’nin bu denli yoğun kullanılmadığı 1983 yılından 1990 yılına kadarki süreçte web
üzerindeki temel iletişim ortamı Usenet’tir. Usenet günümüz forumlarının basit formu
olan haber gruplarının ön plana çıkmasını sağlamıştır. Bu dönemde, Brian E. Redman
Internet’te karşılaştığı ilginç bilgileri özetleyerek yayınlamaya başlamış ve böylelikle kendi
isminin baş harflerinden türettiği mod.ber isimli bir blog oluşturmuştur. 1990’ların orta-
larına gelindiğinde ise GEnie, BiX, EarthLink, Prodigy ve CompuServe gibi sanal toplu-
4. Ünite - Sosyal Medya Platformları 91
luklar duyuru tahtaları ve forumlar sunmaya başlamışlardır. Daha sonraları insanlar bu
alanları birer günlük ya da gazete haline getirmişler ve gündelik yaşamlarından parçaları
bu alanlarda paylaşmaya başlamışlardır. Bu ilk nesil blog yazarları kendilerini günlükçüler
ya da haberciler olarak adlandırmışlardır. 1994 yılında Swarthmore Koleji öğrencilerin-
den Justin Hall gerçek anlamda ilk blog yazarı olarak ortaya çıkmıştır (Saflo, 2010).
1994 yılında ortaya çıkan ilk nesil bloglardan bir diğeri ise Wearable Wireless Webcam
ismini taşımaktadır. Yazı, fotoğraf ve videodan oluşan bu bloğun yazarı üzerine giydiği
kablosuz bir kamera aracılığıyla gündelik yaşamını bloğu üzerinden paylaşmaya başla-
mıştır. 1990-94 yılları ilk nesil blogların sayıca artmaya başladığı dönemdir. Bu ilk dö-
nemde bloglar temel olarak bir HTML kodunun güncellenmesini gerektirmektedir. Do-
layısıyla da bu dönemin blog yazarlarının teknik birtakım bilgilere ve becerilere sahip
olması da gerekmektedir. 1998 yılında okuyucuların da yazılara yorum yapmasına olanak
sağlayan Açık Günlük hizmeti ortaya çıkmıştır. 1999 yılına kadar blogların yayılması çok
yavaş devam etmiştir.
2000-2003 yılları arasında ise tarayıcı tabanlı blog platformları (Blogger, WordPress,
TypePad gibi) ortaya çıkmaya başlamış ve böylelikle teknik bilgi ve beceriye sahip olma-
yan kişiler de web üzerinde kendilerini ifade etme şansına sahip olmuşlardır. Blogların asıl
büyümesi 2006-2008 yılları arasına denk düşmektedir. Blogların bu denli artmasında etki-
si olan iki önemli etken bulunmaktadır. Bunlardan ilki, blogların politik amaçlı kullanımı
ve 2004 senesinde yaşanan Amerikan başkanlık seçimindeki etkileridir. Blogların seçim
sürecindeki etkisi insanların bloglara olan merakını ve eğilimini arttırmıştır. İkinci olarak
ise, yine 2004 yılında yaşanan Asya depremidir. Bu deprem sonrasında Tayland, Endo-
nezya, Hindistan ve diğer zarar gören ülkelerdeki blog yazarları, ilk durum raporlarını
iletmek için harekete geçmişlerdir. Milyonlarca insan, dakika dakika bu büyük felaketin
detaylarını, medyadan önce, bu bloglardan izlemiştir.
2005 yılında Fortune dergisi iş adamlarının göz ardı etmemesi gereken sekiz bloğu
açıklamıştır. Bunlar; Peter Rojas (www.crunchbase.com/person/peter- rojas), Xeni Jar-
din (www.boingboing.net), Mena and Ben Trott (www.sixapart.com), Jonathan Schwartz
(www.blogs.sun.com/jonathan), Jason Goldman (www.goldtoe.net), Robert Scoble (www.
scobleizer.com) ve Jason Calacanis (www.calacanis.com). Aynı yıl The Guardian gazetesi
blogların dahil edildiği yeni bir tasarıma geçmiştir. 2006 yılında onu BBC izlemiş ve edi-
törleri için blog açmıştır.
Bu gelişmelere paralel olarak blogların türleri de çeşitlilik kazanmıştır. 2004 yılında
kullanıcıların çektikleri ya da Internet’te buldukları videoları paylaşabilecekleri video
bloglar yaygınlaşmaya başlamıştır, 2006 yılında yeni bir blog türü olarak mikroblogging
ile birlikte Twitter ortaya çıkmıştır. Günümüzde yazı, fotoğraf ve video içeriğinin sunu-
labildiği farklı formatlarda bloglar bulunmaktadır. 2010 yılı itibariyle tüm dünyada 150
milyonun üstünde aktif blog bulunmaktadır.
Resim 4.1
Bir blog sayfasının
görünümü
En basit tanımıyla blog, kolay hazırlanabilir bir web sayfasıdır. Bedava veya pahalı
olmayan yazılımlar aracılığıyla herkesin birkaç dakika içinde, bir web sayfası üzerinde
günlük oluşturması olarak tanımlanabilir (Özata ve Öztaşkın, 2005). Bir blog oluşturmak
için doğrudan barındırma hizmeti veren Blogger.com, Wordpress.com ya da Blogcu.com
gibi hizmet sağlayıcılara başvurulabileceği gibi, kullanıcılar WordPress, Blogger, Movab-
leType ya da LiveJournal gibi sitelerin sundukları yazılımları kullanarak bloglarını kendi
sunucuları üzerinde de barındırabilirler.
Bloglara yapılan her yeni girişe “gönderi – post” adı verilmektedir. Bu gönderiler ya-
zarın görüş ve düşüncelerini ya da hislerini yansıtan yazılardan, fotoğraflardan ya da vi-
deolardan oluşabilmektedir. Bloglar, genel olarak en yeni gönderinin en üstte yer aldığı
tersten bir kronolojik sıraya sahiptir. Her yeni gönderi geldiğinde diğer gönderiler aşağıya
doğru kaymakta ve sayfanın en üstünde son gönderi gözükmektedir. Bloglar genellikle
belirli bir konu üzerine olmakla birlikte kimileri de sadece yazarların tuttuğu günlük-
lerden ibaret olmaktadır. Blogların içeriği diğer bloglara, haber hikayelerine, fotoğrafla-
ra, resimlere, yorumlara, video ve ses kayıtlarına verilen pek çok bağlantıdan (linkten)
oluşmaktadır. Bloglar çok sık güncellenmektedir. Günlük veya günde birkaç kez gönderi
yapılması tercih edilmektedir. Blogların en önemli özelliklerinden birisi de okuyucuların
yapacakları yorumlar aracılığıyla yazara ulaşma ve onunla iletişim kurabilme şanslarıdır.
Her gönderinin kalıcı bir web adresinin (perma link) olması da blogların ayırt edici özel-
liklerinden bir diğeridir.Bloglar ilk etapta yazılardan oluşmasına karşın günümüzde çok
çeşitte içerik paylaşımı yapılabilen farklı türde bloglar bulunmaktadır. Örneğin, sanatın
4. Ünite - Sosyal Medya Platformları 93
paylaşıldığı artbloglar, fotoğraf ve grafik paylaşımı yapılan fotobloglar, skeçlerden oluşan
sketchbloglar ya da müzik ve podcastlerden oluşan sesli bloglar (audiobloglar) bunların
en bilinen örnekleridir.
Bloglar kişisel ya da kurumsal olabilmektedir. Kurumsal bloglar, firmaların çalışanla-
rıyla iletişim kurmaları ya da kamuoyu tarafından izlenilmesi amacıyla yaratılabilmekte-
dir (Akar, 2010). Kurumsal bloglar temel olarak firmaların satış, pazarlama, halkla ilişkiler
ve müşterileriyle ilişkilerini geliştirmek amaçlarını taşımaktadır. Aşağıda Tablo 4.3’de ku-
rumsal blogların türleri yer almaktadır.
Mikrobloglar
Mikroblogların gelişimi de bloglara dayanmaktadır. Bazı yazarlar, bloglarına yazdıkları
uzun ve detaylı yazılar yerine daha kısa ve öz yazılar yazmaya başladıklarında mikroblog-
lar ortaya çıkmıştır. Mikrobloglar, geleneksel bloglara göre çok daha hızlı ve kolay gönderi
yayınlama imkanı sağlamaktadır (Borges, 2009). Bir blog yazarı sayfasını birkaç günde bir
güncellerken, mikrobloglar gün içinde bile defalarca güncellenebilmektedir. Mikroblogla-
rın takibi de bloglara göre çok daha kolay olmaktadır. Bu sayede mikrobloglar insanların
bilgiyi ve günlük faaliyetlerini iletmek için kullandıkları popüler platformlar haline gel-
miştir. Ayrıca, blog yazmaktan çok daha az emek isteyen mikrobloglar çoğu zaman blog
yazarlarının kendi sayfalarını desteklemek için kullandıkları bir platform halini de alabil-
mektedir. Yazarlar kendi web sitelerinde ya da bloglarında paylaştıkları bir konuya dikkat
çekebilmek için mikroblogları kullanmaktadır.
Resim 4.2
Twitter sitesinden
örnek bir profil.
Mikroblog hizmeti veren en bilindik sayfalardan birisi Twitter olmuştur. Twitter, 140
ya da daha az karakter içeren, anlık kısa mesaj alma ve gönderme imkanı sağlayan bir
mikrobloglama ve sosyal paylaşım sitesidir. Bu mesajlar kullanıcının seçimine göre Twit-
ter sayfası üzerinden ya da kişinin kendi web sitesinde, bir uygulama üzerinde (Facebo-
ok gibi), cep telefonu mesajı ya da e-posta olarak yayınlanabilmektedir. Mesajlar Twitter
üzerinden sizi takip eden diğer kullanıcılara da ulaştırılmaktadır. Twitter üzerinden birini
takip etmeye başlamak ya da takip etmekten vazgeçmek oldukça kolay bir işlemdir. Böy-
lelikle, takip edilen kişinin mesajlarından rahatsız olduğu anda kullanıcının o kişiyi takip
etmeyi bırakması mümkün olmaktadır.
Twitter’ın bu denli rağbet görmesinin sebeplerinin başında, mikroblogların özellikle de
Twitter’ın takibinin geleneksel bloglara göre çok daha kolay olması gelmektedir. Kullanıcı-
lar onlarca hatta yüzlerce kişiyi aynı anda takip edebilmektedir. Bu da Twitter üzerinden
paylaşılan kısa mesajların daha fazla okunur ve takip edilir olmasını sağlamaktadır. Yanı
sıra, Twitter üzerinden paylaşımda bulunmak, paylaşımları takip etmek ya da yorumda
bulunmak çoğu kişi için başlı başına bir eğlence kaynağı haline de gelmiş durumdadır.
Twitter mikroblog hizmeti veren tek site konumunda değildir. Twitter dışında en çok
bilinen mikroblog sayfalarının başında Tumblr, Cif2.net, Plurk ve Jaiku gibi sayfalar gel-
mektedir. Diğer taraftan, Facebook, MySpace, LinkedIn, Google Buzz, Google+ ve XING
gibi sosyal ağ siteleri de, “durum güncellemeleri” başlığı altında mikroblog hizmeti sun-
maktadır. Bunlar içinden Tumblr mikroblog platformları içinde son dönemde oldukça
fazla rağbet görmeye başlamış olan örneklerden birisidir. Bu sayfa, yazarların bilgisayar-
larından, telefonlarından, e-postalarından metin, fotoğraf, alıntı, bağlantı, müzik ve video
4. Ünite - Sosyal Medya Platformları 95
paylaşmalarını sağlayan bir mikroblog platformudur. Burada yer alan bloglar “tumblog”
olarak isimlendirilmekte ve yayınlanan içerikler blog gönderilerine göre oldukça kısa ve
öz yapıdadır. Kullanıcılar kendi bloglarını kamuya açık ya da kendilerine özel yayınlaya-
bilecekleri gibi, diğer blogların takipçisi de olabilmektedirler.
İÇERİK TOPLULUKLARI
İçerik topluluklarının en bilinenleri, kullanıcılarının fotoğraf ve video paylaştığı Flickr ve
Youtube gibi sitelerdir. Ancak, bu toplulukların paylaşımları fotoğraf ve video ile sınırlı kal-
mamaktadır. Çok farklı türde içeriğin paylaşılmasına olanak veren çok sayıda içerik toplulu-
ğu sitesi günümüzün en popüler sosyal medya türlerinden birisini oluşturmaktadır.
Resim 4.3
Pinterest sitesinden bir
görüntü
Kaynak: Pinterest
sitesinden bir görüntü
Müzik: last.Fm, imeem ve Sonic Garden gibi siteler ise müzik üzerine kurulmuşlar-
dır. Bu siteler de video ve fotoğraf paylaşımı siteleri ile benzer özellikler taşımaktadır.
Bu sitelerde de başkalarıyla arkadaş olunabilmekte, yorum bırakılabilmekte ve belirli eti-
ketlere göre sunulan içerik içinde arama yapılabilmektedir. Bu sitelerin sunduğu farklı
özelliklerden birisi, kullanıcının mevcut durumda beğendiği şarkılardan yola çıkarak, ona
beğenebileceği şarkıları önermesidir. Farklı alanlarda sıkça gördüğümüz bu uygulama sa-
yesinde, kullanıcılar hoşlarına gidebilecek ve daha önceden bilmedikleri çok sayda müzik
parçasını bulma şansına sahip olmaktadırlar.
Sosyal imleme: Çoğu kişi web üzerinde dolaşırken bulduğu ilginç sayfaları ya da daha
sonra işine yarayabileceğini düşündüğü içeriği saklama ihtiyacı duymaktadır. Bu içerik
sadece kullanıcısına değil, paylaşılırsa çok sayıda insana da faydalı olabilecektir. İnsanla-
rın bu ihtiyaçlarından yola çıkarak, yer imlerini (web sitelerinin adreslerini) kaydetmeyi
ve paylaşmayı sağlayan çok sayıda site ortaya çıkmıştır. Bu sitemde, içeriğin kendisi de-
ğil, içeriğe ulaşmayı sağlayan adresler referans olarak kaydedilmekte ve paylaşılmakta-
dır. Sosyal imleme olarak adlandırılan bu uygulama, kullanıcılarının Internet üzerindeki
kaynakları düzenlemelerine, arşivlemelerine ve gerektiğinde geri bulmalarına yardımcı
olmaktadır. Etiketleme bu tür sitelerin en önemli fonksiyonlarından birisini oluştur-
maktadır. Kullanıcılar kaydettikleri içeriği, bu içeriği ifade eden kavramlarla fişlemekte
ya da etiketlemektedirler. Böylelikle, içeriğin aranması ve bulunmasının kolaylaşmasının
yanında, diğer kullanıcılar bu içeriğin kapsamını daha kolay anlayabilmektedirler. Ör-
neğin, deli.cio.us, digg, reddit ve stumbledupon gibi siteler kullanıcıların web üzerinde
bulduğu ilginç içeriği kaydetmelerine, etiketlemelerine ve diğer insanlarla paylaşmalarına
yardımcı olmaktadır. Bu siteler aynı zamanda kullanıcıların diğer kullanıcılar tarafından
kaydedilmiş ve paylaşılmış yer imlerini taramasına da olanak vermektedir. Özetlemek ge-
rekirse, bu siteler kullanıcıların çok sayıda yer imini derlemesine, bu içeriğe istedikleri
98 Dijital İletişim ve Yeni Medya
anda istedikleri yerden ulaşmasına ve benzer ilgi alanlarına sahip olan kişilerin bir ağ
kurmasına olanak veren paylaşım sitelerdir. Benzer şekilde, kitaplar ve dergi makaleleri
gibi web dışı içeriğin paylaşımı için de Goodreads, libraryThing, citeulike ve connote gibi
siteler bulunmaktadır.
SANAL DÜNYALAR
Sanal dünyalar kullanıcıların çevrimiçi olarak üç boyutlu modellenmiş bir dünyada, kişi-
sel avatarları ile temsil edildikleri ve gerçek dünyada olduğu gibi diğer insanlarla iletişime
girdikleri platformlardır. Sanal dünyalar bilgisayarlar aracılığıyla kurgulanmış ortamlar-
dır. Bu ortamlarda kullanıcılar birbirlerini “avatar”ları üzerinden görebilmektedirler. Ava-
tarlar, kullanıcıların ya da bu kullanıcıların sanal dünyada canlandırdıkları karakterlerin
grafik gösterimleridir. Diğer sosyal medya türlerinde ağırıklı olarak iki boyutlu olarak
karşımıza çıkan avatarlar, sanal dünyalarda üç boyutlu bir hal almaktadır. Genel olarak
sanal dünyalar çok sayıda kullanıcının katılımına açık olmaktadır.
Sanal dünyalar çok çeşitli ilişki ağlarının kurulmasına olanak vermektedir. Oldukça
basit oyunlar bile arkadaş gruplarının ya da takımların kurulmasına izin vermektedir.
Oyun sistemlerinde oyuncuların takımlara, kabilelere, birliklere ya da kulüplere dahil ol-
ması, oyuncuların bir takım üyelik ağları geliştirmesine olanak sağlamaktadır.
Sanal dünyalar kendi içinde bazı özelliklerine göre farklılıklar göstermekle birlikte,
bazı ortak özellikleri de paylaşmaktadırlar. Bunları şu şekilde sınıflandırabiliriz (Akar,
2010);
· Paylaşılan alan: Katılımcılar aynı ortak alana aynı zamanda katılabilirler.
· Yakınlık: Etkileşimler gerçek zamanda gerçekleşmektedir.
· Üç boyutlu görsel ortam: Sanal dünyaların çoğu üç boyutludur ve gerçek yaşam
görüntülerine sahiptir. Topografya, mimari yapı ve yerçekimi bu dünyaların ger-
çek yaşam alanlarına benzemesini sağlamaktadır.
· Kişiselleştirme: Kullanıcılar bu dünyalarda sunulan nesneleri değiştirebilir, geliş-
tirebilir ya da kendilerine göre kişiselleştirebilirler.
· Süreklilik: Bu dünyalardaki yaşam, kullanıcılarının oturum açmasından bağım-
sız olarak devam etmektedir.
· Topluluk ve sosyalleşme: Sanal dünyalar içinde sosyal grupların (takımlar, ku-
lüpler, dernekler, komiteler, ev arkadaşlıkları, komşuluklar gibi) kurulmasına
imkan verilmektedir.
Sanal dünyaların temel olarak iki farklı türü bulunmaktadır; sanal oyun dünyaları (çok
oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunları) ve sanal gerçeklik dünyaları (çok oyunculu çev-
rimiçi gerçek yaşam oyunları).
Kaynak: www.
hdwallpapers.eu/wp-
html/wallpapers-wow-
world-of-warcraft-
special-1920x1200.
htm (28.04.2012)
http://tr.wikipedia.org/wiki/World_of_Warcraft
100 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 4.5
Second Life
oyunundan
görüntüler.
Kaynak: www.
secondlife.com
http://tr.wikipedia.org/wiki/Second_Life
Wikiler
Wiki, 1995 yılında Ward Cunningham tarafından geliştirilen ve kullanıcılarının web si-
tesi üzerindeki içeriği serbestçe oluşturmasına ya da düzeltmesine izin veren grup ileti-
şim mekanizmalarıdır. Wikiler ansiklopedi oluşumu dışında kurumsal intranetler, bilgi
yönetim sistemleri ve not alma amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Wikilerin iki önemli
ayırt edici özelliği bulunmaktadır (Emigh ve Herring, 2005); ortak yazarlık ve versiyon
kontrolü. Wikiler içinde, tüm kullanıcılar potansiyel birer yazar ya da editör konumunda-
dır. İçerik üzerinde değişiklik yapmak isteyen bir kullanıcı, o metin üzerine tıkladığında
açılan sayfa içinde istediği ekleme ve düzeltmeleri yapıp değişiklikleri kaydettiğinde, ge-
rekli düzenlemeler web sitesinin arka planında otomatik olarak gerçekleşmektedir. Kimi
wikiler tüm kullanıcılarının sayfalarında değişiklik yapmasına izin verirken, kimileri ise
sadece izin verdikleri sınırlı sayıda kullanıcının metinler üzerinde değişiklik yapmasına
izin vermektedir. Hatalı bilgilerin girilmesi ya da mevcut bilgilerin bir yazar tarafından
silinmesi gibi sorunların önüne geçmek için, yapılan her değişiklik ve değişikliği kimin
yaptığı kaydı tutulmaktadır. Diğer yazarların yapılan değişiklikleri izleyebilmesi için, bu
değişiklikler ayrı bir sayfada listelenmektedir. Aşağıda, Resim 4.2’de Wikipedia’nın de-
ğişiklikler sayfası yer almaktadır. Böylelikle, kullanıcılardan birisi yapılan değişikliklerin
hatalı olduğunu veya yanlış bilgi içerdiğini düşünürse, ilgili kaydın bir önceki versiyonunu
devreye sokarak sorunu çözümlemektedir. Bu kullanıcının yaptığı değişiklik de yine yapı-
lan değişiklikler listesinde gösterilmektedir.
102 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 4.6
Wikipedia’da yapılan
son değişiklikleri
gösteren sayfa
Kaynak: http://
upload.wikimedia.
org/wikipedia/tr/a/
af/Vikipedi_son-
degisiklikler.jpg
(Erişim tarihi:
28.04.2012)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ana_Sayfa
4. Ünite - Sosyal Medya Platformları 103
Doküman Paylaşımı
Word dokümanların ortak paylaşımı ve yaratımı wikilerden çok daha öncesine dayan-
maktadır. Ancak günümüz sosyal medya araçları sayesinde her türden dosya web tabanlı
uygulamalar sayesinde çok sayıda kullanıcı arasında paylaşılabilmekte ve güncellenebil-
mektedir. Bu sayede kullanıcılar bir dokümanı birbirlerine gönderip daha sonra yapılan
değişiklikleri tek bir dosya üzerinde güncellemeye çalışmak yerine, bu uygulamalar üze-
rinde ortaklaşa bir dokümanı yaratabilmekte ve düzenleyebilmektedirler. Google Docs,
Windows liveSync veya DropBox bu işlevi yerine getiren uygulamalar arasındadır. Ör-
neğin Google Docs, farklı yerlerde bulunan kullanıcıların, aynı zamanda aynı doküman
(word doküman, sunu dosyası vs. gibi) üzerinde ortaklaşa çalışmasına izin vermektedir.
Kullanıcılar yapılan değişiklikleri eş zamanlı olarak görebilmektedir. Aynı anda bir dokü-
manı 50 kişi düzenleyebilmektedir.
104 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Özet
Sosyal medya, temelleri Web 2.0’a dayanan, kullanıcılar tara- tadırlar. Diğer kullanıcılar tarafından belirli kategoriler altında
fından yaratılan içeriğin üretimine ve paylaşımına olanak ve- etiketlenmiş olan içerik sayesinde kullanıcılar, içeriği hem daha
ren, Internet tabanlı uygulamalardır. Bu genel tanım altında, kolay aramakta ve bulmakta, aynı zamanda içeriğin kapsamı
sosyal medya platformlarını beş kategori altında ele almak konusunda deha iyi fikir edinebilmektedir. İçerik toplulukla-
mümkün gözükmektedir: Sosyal ağ siteleri, bloglar, içerik rı metin (kullanıcıların sahip oldukları kitapları paylaş-tıkları
toplulukları, sanal dünyalar ve işbirliğine dayalı projeler. BookCrossing sayfası gibi), fotoğraf (Flickr veya Pinterest gibi),
Sosyal ağ siteleri kullanıcıların profillerini oluşturdukları, belirli video (YouTube gibi) ya da power point sunumlar (Slideshare
bir arkadaş listesi içinde bu profilleri paylaştıkları ve listelerinde gibi) şeklinde farklı türde içeriğin paylaşımına olanak verme-
yer alan arkadaşların faaliyetlerini takip ettikleri web tabanlı sis- lerine göre çeşitliliğe sahiptirler. İçerik paylaşımı kapsamında
telerdir. Sosyal ağ siteleri sayesinde insanlar geniş çevrelerinde yer alan bir diğer uygulama da sosyal imlemedir. Sosyal imleme
yer alan kişilerle iletişim kurmayı başarmaktadırlar. Kullanıcılar siteleri kullanıcıların yer imlerini (web sitelerinin adreslerini)
bu sitelere girişleri sırasında doldurdukları form ile profillerini kaydetmesini ve paylaşmasını sağlayan sitelerdir. bu uygulama,
oluşturmaktadırlar. Profillerini oluşturduktan sonra ise arkadaş kullanıcılarının Internet üzerindeki kaynakları düzenlemeleri-
listelerini yapılandırma süreci başlamaktadır. Sosyal ağ siteleri- ne, arşivlemelerine ve gerektiğinde geri bulmalarına yardımcı
nin çoğu, arkadaşlarla bağlantı kurmanın yanında içerik pay- olmaktadır.
laşımı ve mikroblogging gibi ek işlevlere de sahiptir. Sosyal ağ Sanal dünyalar kullanıcıların çevrimiçi olarak üç boyutlu mo-
siteleri üyelik koşullarına ve kullanıcı profillerine göre iki farklı dellenmiş bir dünyada, kişisel avatarları ile temsil edildikleri ve
şekilde sınıflandırılabilmektedir. gerçek dünyada olduğu gibi diğer insanlarla iletişime girdikleri
Bloglar, Web 2.0’ın ilk platformlarından birisidir. Blog, kolay platformlardır. Sanal dünyalar bilgisayarlar aracılığıyla kur-
hazırlanabilir bir web sayfasıdır. Bedava veya pahalı olmayan gulanmış ortamlardır. Bu ortam-larda kullanıcılar birbirlerini
yazılımlar aracılığıyla herkesin birkaç dakika içinde, bir web “avatar”ları üzerinden görebilmektedirler. Avatarlar, kullanı-
sayfası üzerinde günlük oluşturması olarak tanımlanabilir. cıların ya da bu kullanıcıların sanal dünyada canlandırdıkları
Bloglar kişisel ya da kurumsal olabilmektedir. Kurumsal blog- karakterlerin grafik gösterim-leridir. Sanal dünyaların temel
lar, firmaların çalışanlarıyla iletişim kurmaları ya da kamuoyu olarak iki farklı türü bulunmaktadır; sanal oyun dünyaları
tarafından izlenilmesi amacıyla yaratıla-bilmektedir. Bunun (çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunları) ve sanal gerçeklik
dışında da bloglar farklı kategoriler altında sınıflandırılabil- dünyaları (çok oyunculu çevrimiçi gerçek yaşam oyunları). Bu
mektedir. Qlogs (Question Blogs), soru blogları olarak bilin- oyunlar çok sayıda oyuncunun (yüzlerce hatta binlerce oyun-
mektedir ve okuyucular yorumlar, e-posta ya da sayfadaki cu oyunu aynı anda oynayabilir) katılımına açıktır ve oyundaki
iletişim formları üzerinden yazara sorular iletmekte ve blog dünya, oyuncuların varlığından bağımsız olarak devam etmek-
yazarı da bu soruları cevaplamaktadır. Video içeriği paylaşan tedir. Sanal dünyalar çok çeşitli ilişki ağlarının kurulmasına ola-
bloglar “vlog”, sadece diğer sitelere bağlantılar veren bloglar nak vermektedir. Oldukça basit oyunlar bile arkadaş gruplarının
“linklog”, daha kısa gönderiler ve zengin medya karışımı sunan ya da takımların kurulmasına izin vermektedir.
bloglar “tumblog” ve yasal konu ve bilgiler sunan bloglar ise Sosyal medya içinde ortaya çıkan işbirliğine dayalı yazarlık
“blawg” olarak adlandırılmaktadır. Bir de spam bloglar olarak platformları ise, çok sayıda son kullanıcının (küçük grup-
adlandırılan “sploglar” bulunmaktadır. Tüm bu blogların oluş- lardan yüzlerce hatta binlerce yazara kadar) dokümanları
turduğu dünya ise blogsfer olarak tanımlanmaktadır. ortaklaşa şekilde oluşturmasını ve düzenlemesini mümkün
Bazı yazarlar, bloglarına yazdıkları uzun ve detaylı yazılar kılmıştır. Bu tür işbirliğine dayalı yazarlığın temelde iki türü
yerine daha kısa ve öz yazılar yazmaya başladıklarında mik- bulunmaktadır. Bunlardan ilki, çok sayıda yazarın bir web si-
robloglar ortaya çıkmıştır. Mikrobloglar, geleneksel bloglara tesindeki içeriği ortaklaşa oluşturdukları ya da düzenledikle-
göre çok daha hızlı ve kolay gönderi yayınlama imkanı sağ- ri wikilerdir. Wikiler, içeriğin uzmanlarca derlen-diği ve dü-
lamaktadır. Mikroblogların takibi de bloglara göre çok daha zenlendiği platformlara göre çok daha demokratik ortamlar
kolay olmaktadır. Bu sayede mikrobloglar insanların bilgiyi sunmaktadır. Internet erişimi olan her kullanıcı bu sayfalara
ve günlük faaliyetlerini iletmek için kullandıkları popüler katkı yapabilmektedir. Ancak, yazarların yazım becerileri ve
platformlar haline gelmiştir. bilgi düzeyleri birbirlerinden oldukça farklıdır. Bu da wiki-
İçerik topluluklarının temel amacı, kullanıcıların sahip olduk- lerde içeriğin kalitesinin belirli bir seviyede tutulmasını zor-
ları içeriği birbirleriyle paylaşmalarını sağlamaktır. Bu siteler laş-tırmaktadır. İkincisi ise, sosyal medya aracılığıyla dokü-
kullanıcılarına geleneksel anlamda arama motorlarında içerik manların ortaklaşa kullanımı ve oluşturul-masını ifade eden
aramaya göre oldukça kullanışlı bir arama deneyimi sunmak- doküman paylaşımı uygulamalarıdır.
4. Ünite - Sosyal Medya Platformları 105
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağ sitelerinin arasındaki 6. Aşağıdaki içerik topluluğu sitelerinden hangisi kullanı-
önemli farklılıkların başında yer almaktadır? cılarının Internet üzerinde bulduğu ilginç içeriği kaydetme-
a. Profillerin görüntülenmesi ve ulaşımı lerine, etiketlemelerine ve diğer insanlarla paylaşmalarına
b. Profil sayfası yardımcı olmaktadır?
c. Başvuru formu a. Flickr
d. Arkadaş listesi b. lastFM
e. Profil fotoğrafı c. YouTube
d. deli.cio.us
2. Aşağıdakilerden hangisi ilk kurulan sosyal ağ sitesidir? e. Google Video
a. Facebook
b. Twitter 7. Aşağıdakilerden hangisi sanal dünyaların ortak özellikle-
Sc. ix Degrees rinden birisi değildir?
d. Friendster a. Paylaşılan alan
e. Cyworld b. Yakınlık
c. Geçicilik
3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağ sitelerinin türlerinden d. Üç boyutlu görsel ortam
birisidir? e. Kişiselleştirme
a. İçerik toplulukları
b. Davete dayalı ağ siteleri 8. Aşağıdakilerden hangisi sanal oyun dünyaları ile sanal
c. Doküman paylaşımı gerçeklik dünyaları arasındaki temel farklılıktır?
d. Sanal oyunlar a. Sanal gerçeklik dünyalarında oyuncular belirli sınırla-
e. Sosyal imleme malar olmaksızın istedikleri karaktere sahip olabilirler
b. Sanal gerçeklik dünyaları içinde fantezi dünyalar
4. Aşağıdakilerden hangisi blogların ayırt edici özellikle- yoktur
rinden birisidir? c. Sanal oyun dünyaları üç boyutludur
a. Hakkında bölümünün olması d. Sanal gerçeklik dünyaları içinde topluluklar kurulabilir
b. Her gönderinin kalıcı bir web adresinin (perma link) e. Sanal oyun dünyaları içinde oyuncular birbirleriyle
olması iletişime geçemezler
c. Fotoğraf ve video paylaşımına izin vermesi
d. Blog sahibine mesaj gönderilebilmesi 9. Aşağıdakilerden hangisi dokümanları ortaklaşa biçimde
e. Blogların çok sık güncellenmesi oluşturmasını ve düzenlemesini mümkün kılan sosyal med-
ya platformudur?
5. Aşağıdakilerden hangisi şirketin içinde olup bitenler a. Podcast
hakkında işletme lehine yazılar yazılan, şirketi temsil eden b. Sanal dünyalar
bloglardır? c. Sosyal imleme siteleri
a. Yönetici blogları d. Wikiler
b. Ürün blogları e. Profesyonel sosyal ağ siteleri
c. Müşteri hizmeti blogları
d. Çalışan blogları 10. Aşağıdakilerden hangisi kullanıcıların bloglara yeni ek-
e. Şirket blogları lenen içeriği daha kolay takip etmesini sağlayan bir tekno-
lojidir?
a. Podcast
b. Wiki
c. Linklog
d. Splog
e. RSS
106 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Yararlanılan Kaynaklar
Akar, E. (2010). Sosyal Medya Pazarlaması: Sosyal Web’de Pa- www.hdwallpapers.eu/wp-html/wallpapers-wow-world-of-
zarlama Stratejileri. Efil Yayınevi, Ankara. warcraft-special-1920x1200.htm (28.04.2012)
Borges, B. (2009). Marketing 2.0: Bridging the Gap between http://www.marklund.no/the-launch-dates-of-major-social-
Seller and Buyer through Social Media Marketing, Whe- networking-sites/ (Erişim tarihi: 28.04.2012)
atmark. http:/ / e n.w i k ip e di a.org / w i k i / S o ci a l _ne t work i ng _
Boyd, D.M. ve Ellison, N. B. (2007). Social network sites: De- service#cite_note-98 (Erişim tarihi: 28.04.2012)
finition, history, and scholarship. Journal of Computer- http://www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey
Mediated Communication, 13, 1. (Erişim tarihi: 29.05.2012)
Emigh, W. ve Herring, S.C. (2005). “Collaborative Authoring http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/a/af/Vikipedi_
on the Web:A Genre Analysis of Online Encyclopedi- son-degisiklikler.jpg (Erişim tarihi: 28.04.2012)
as”, Proceedings of the 38th Hawaii International Con- http://tr.wikipedia.org/wiki/Second_Life (Erişim tarihi:
ference on System Sciences. http://www.computer.org/ 28.04.2012)
comp/proceedings/hicss/2005/2268/04/22680099a.pdf http://tr.wikipedia.org/wiki/World_of_Warcraft (Erişim tari-
(25.04.2012) hi: 28.04.2012)
Hansen, D., Shneiderman, B. ve Smith, M.A. (2010). Analy-
zing Social Media Networks with NodeXL: Insights from
a Connected World. Morgan Kaufmann.
Kaplan, A.M. ve Haenlein, M. (2010). “Users of the world,
unite! The challenges and opportunities of Social Media”,
Business Horizons 53, s. 59—68.
O’Murchu, I., Breslin, J.G. ve Decker, S. (2004). Online Social
and Business Networking Communities. DERI Technical
Report. http://www.deri.ie/fileadmin/documents/DERI-
TR-2004-08-11.pdf (25.04.2012)
Özata F.Z. ve Öztaşkın A. (2005). «Pazarlama Dünyası
Blogsfer›i Keşfetti: Büyük Bir Değişimin İlk Adımları»,
Pİ Dergisi (Pazarlama ve İletişim Kültürü Dergisi); Cilt:4;
Sayı:13; Temmuz-Ağustos-Eylül; s.36.
Saflo, L. (2010). The Social Media Bible: Tactics, Tools and
Strategies for Business Success. İkinci Basım. John Wiley
& Sons, Inc.
Scott, D.M. (2010). The New Rules of Marketing and PR:
How to Use Social Media, Blogs, News Releases, Online
Video, & Viral Marketing to Reach Buyers Directly. John
Wiley & Sons, Inc.
5
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Yeni medyada etkileşim olgusunu açıklayabilecek,
Sosyal medyada etkileşimin boyutlarını ve işlevlerini açıklayabilecek,
Sosyal medyada topluluk kavramını açıklayabilecek ve örneklendirebilecek ve
etkilerini sıralayabilecek,
Sosyal medyada topluluk ve etkileşimin demokrasinin gelişimine katkısını
açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Etkileşim • Kamusal Alan
• Sanallık • Dijital Aktivizm
• Yayılım • Yurttaş Gazeteciliği
• Topluluk
İçindekiler
• GİRİŞ
• YENİ MEDYADA ETKİLEŞİM: TEMEL
KAVRAMLAR
• SOSYAL MEDYA VE DİJİTAL OYUN
ORTAMLARINDA ETKİLEŞİM
Dijital İletişim ve Yeni Medya Sosyal Medyada Etkileşim
ÖRNEKLERİ
• SOSYAL MEDYADA TOPLULUK
VE ETKİLEŞİMİN DEMOKRASİ
KÜLTÜRÜNÜN GELİŞİMİNE KATKISI
• YURTTAŞ GAZETECİLİĞİ OLGUSU
Sosyal Medyada Etkileşim
GİRİŞ
Günümüzde sosyal medya olarak bilinen Facebook, LinkedIn, gibi toplumsal paylaşım
ağları, Twitter gibi mikroblog uygulamaları, YouTube, Daily Motion, Vimeo gibi video
paylaşım ağları, Blogspot, Wordpress, Thumbler gibi blog siteleri gündelik yaşamımızda
sıklıkla kullandığımız yeni medya ortamlarıdır. Bu ortamlara hergün bir yenisi eklenmek-
te ve hızla popülerleşmektedirler. Söz konusu ortamların arayüzey dolayımlı bir iletişim
olanağı sağladığını biliyoruz. Arayüzey dolayımlı bu iletişim süreci ilk başlarda “bilgisayar
dolayımlı iletişim” gibi kavramlar ile tanımlanmaya çalışılmış olsa da, 2000’li yıllardan
itibaren kullanımı yaygınlaşan kavram “yeni medya” olmuştur (Binark, 2007:6). “Bugün
yeni medya dolayımlı iletişim denildiğinde cep telefonları, dijital oyunlar, İnternet orta-
mı, İnternet arayüzeyinde sunulan tüm yazılım hizmetleri, i-podlar, PDA’lar üzerinden
gerçekleşen iletişim etkinliği kastedilmektedir” (Binark, 2009: 60). Yeni medya üzerinden
gerçekleşen bu arayüzey dolayımlı iletişim süreci kısaca etkileşim olarak tanımlayabile-
ceğimiz özelliğin de ortaya çıkmasını sağlar. Etkileşim ise çoğu kez yeni iletişim ortam-
larına yönelik olarak olumsuz önyargıların gerek geleneksel medya metinlerinde gerekse
kamu politikalarının uygulayıcıları tarafından üretilmesine neden olan en önemli yeni
medya özelliklerinden birisidir. Üçüncü Bölümde bu önyargıların “ahlaki panik” kavramı
ile tartışılabileceği açıklanmıştı. Yeni medya ortamlarının özellikle çocukları ve gençleri
asosyalleştirdiği, yüzyüze iletişim pratiklerini zayıflattığı gibi iddialar geleneksel medya
metinlerinde çokça rastladığımız dolaşımdaki haber içeriklerindendir. Oysa Üçüncü Bö-
lümde açıklandığı üzere, ekran karşısında, arayüzeyde zaman zaman yapay zeka ile zaman
zaman da diğer bireylerle gerçekleşen karşılaşmalar esnasında (dijital oyun ortamında,
toplumsal paylaşım ağlarında, çeşitli görsel, video paylaşım sitelerinde) birey sınırlı fi-
ziksel etkinlikte bulunmakla beraber diğer birey ve topluluklarla yazılı ve görsel-işitsel
iletişim araçlarını kullanarak iletişim kurmakta ve birarada bulunabilmektedir. Tüm bu
etkileşim “hareketsiz toplumsallaşma” (Binark ve Bayraktutan-Sütcü, 2007: 161) olarak
adlandırılabilir. Bu bölümde arayüzey dolayımı ile bireyler arasında ve/veya gruplar ara-
sında gerçekleşen iletişim pratikleri ve ortaya çıkan etkileşim kavramlar ve örnekler üze-
rinden ele alınacaktır.
bir deyişle geri bildirim olanağı, oldukça sınırlıdır, ancak gazetede yayınlanan bir habere
yönelik okur mektubu yazılması veya televizyonda izlenen bir programa telefon edilerek
canlı yayına katılmak gibi sınırlı geri bildirim olanakları vardır. Son zamanlarda geleneksel
medya kurumları da çalışanlarını özellikle sosyal medya hesabı kullanmaya teşvik etmekte
ve hem bireysel hem de örneğin televizyon programı adına sosyal medya ortamlarını kul-
lanmaya teşvik etmektedir. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) bünyesinde yayın
faaliyeti gösteren hem farklı tematik kanalların hem de çeşitli popüler programların sosyal
medya ortamlarında hesapları vardır. Birçok gazetecinin ve program yapımcısının televiz-
yonda canlı yayın sırasında Twitter hesaplarını duyurduğunu ve bu mikroblog aracılığı ile
izleyicinin kanı ve görüşleri hakkında nabız tutmaya çalıştığını görebiliriz.
Geri bildirim, sözlük anlamı ile bir göndericinin iletişimine alıcı tarafından gösterilen tepki
demektir. Bakınız: Mutlu, E. (2012) İletişim Sözlüğü, Ankara, Sofos.
Ünsal Oskay’ın İstanbul, Der Yayınları tarafından basılan İletişimin ABC’si (2001) isimli ki-
tabını yüzyüze ve kitle iletişim sürecinde geri bildirim olanakları için okuyabiliriz.
Yeni medya ortamlarında iletişim sürecinin iki aktörü -üreten ve kullananlar- arasında
etkileşim eşanlı (senkron) veya eşansız (asenkron) olmak üzere iki şekilde gerçekleşebil-
mektedir. Örneğin çevrimiçi bir haber sitesinde haber metnine ilişkin bir okur yorum
yazabilmekte, hatta başka okurlar da bu okur yorumu üzerine kendi yorumlarını üretebil-
mektedirler. Sosyal medya ortamında paylaşılan bir ileti, eşansız olarak dolaşıma sokula-
bilmekte ve dolaşıma sokulan bu iletiye ilişkin kullanıcılar çeşitli yorumlar yapabilmek-
tedir. O halde yeni medya ortamları geleneksel medya metinlerine göre kullanıcılarına
gerek kendi aralarında gerekse de üretenlerle etkileşime girme olanağını tanımaktadır.
Üstelik, yeni medya ortamları kullanıcılara bireyselleşmiş medya kullanım olanağı sağlar;
üstelik yeni medyanın “etkileşimsellik” özelliği, kullanıcının farklı metinlere veya imgelere
ulaşabilmesine ve bunları istediği takdirde değiştirebilmesine de olanak tanır. Etkileşim-
sellik özelliğinin önemini Leah Lievrouw ve Sonia Livingstone şu şekilde açıklamaktadır-
lar: “Etkileşimsellik, kullanıcıların bilgi kaynaklarına ulaşmada daha seçici olabilmesini
sağlaması ve diğer kişilerle etkileşime olanak tanıması bakımından yeni medya sistemleri-
nin en önemli özelliklerinden biridir. Etkileşimsellik özelliğiyle yeni medya, kullanıcılara
seçici bir biçimde içerik oluşturma, arama, paylaşma ve diğer bireyler ya da gruplarla et-
kileşime girme imkanını, geleneksel medyanın sağlayamayacağı ölçüde verir” (Lievrouw
ve Livingstone, 2007: 25’den akt. Çomu, 2012).
Tuğrul Çomu, yeni medya ortamında gerçekleşen etkileşimi aşağıdaki şekilde tanım-
lamaktadır: “Herhangi bir ağ uygulamasının kullanılmasında, farklı düzeylerde etkileşim-
sellik ortaya çıkabilmektedir. İnternet üzerinden bir sitenin sadece ziyaret edilmesinde
dahi, web adresinin yazılması, bir yerdeki bir sunucudan veri istenmesi anlamına gelmek-
tedir ki bu, kullanıcının ağ sistemiyle (yeni medya aracıyla) kurduğu etkileşim demektir.
Kullanıcının ulaştığı bu veri ile yeni etkileşimlere girmesi de çoğunlukla mümkündür.
Örneğin, kullanıcı erişim sağladığı web içeriğine yorum yazabilir ve bu yorum da artık
o içeriğin bir parçası haline gelebilir. Etkileşim, kullanıcı ile yazılım arasında gerçekle-
şebileceği gibi, yazılımsal olarak sağlanmış bir arayüz üzerindeki diğer kullanıcılarla da
gerçekleşebilir. Burada etkileşimin uzam boyutu, iki taraflı veya çok taraflı olarak ortaya
çıkmaktadır.” (Çomu, 2012).
Beth Coleman da, özellikle İnternet dolayımıyla bireylerin birbirleri ile etkileşime gir-
diklerine ve bu etkileşimin günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiğine dikkat
çekerek, “Bugün en önemli dönüşüm alanı insan-bilgisayar ilişkisi değil, insan-insan iliş-
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 111
kisidir” (Coleman, 2012: 46) saptamasında bulunmaktadır. Arayüzeyde etkileşimin yüz-
yüze iletişimden veya kitle iletişim sürecine göre daha fazla geniş ve yaygın olmasının
nedeni de, yeni medyanın “yayılım” özelliği ile ilişkilidir. Ağ üzerinde bir ileti kullanıcı-
ların paylaşımları ile, bağlantılar (link) ve etiketler üzerinden dolaşıma girebilmekte ve
yayılmaktadır. Coleman’a göre, “Bir ağın en belirleyici özelliklerinden biri, hiyerarşik ol-
mak yerine yaygın dağılımlı olmasıdır. Bir ağ, hiyerarşik bir düzendekinin aksine düğüm
noktalarından her yöne doğru uzayabilir” (2012: 26). Örneğin Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün Twitter hesabının 1,5 milyona yakın takipçisi vardır ve bu Twitter hesabında pay-
laşılan iletiler 1,5 milyona yakın izleyiciler tarafından hızla paylaşılabilmektedir.
Resim 5.1
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün
Twitter Hesabının
Ekran Görüntüsü,
Kaynak: https://
twitter.com/
cbabdullahgul/
adresinden 24 Şubat
2012 tarihinde
erişilmiştir
Bilgisayar oyunu tüketicileri, izleyiciden üre-tüketiciye geçişe örnek olarak verilebilir. Ör-
neğin, Countersrike oyunu, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası askeri harekatlara dayanan bir
terörist/karşı terörist oyunudur. Kanadalı öğrenci Minh ‘Gooseman’ Le liderliğinde bir grup
“yaratıcı oyuncu” tarafından Half Life oyun motoru üzerine Counterstrike adlı oyun gelişti-
rilmiştir (Lister, vd, 2009: 224’den aktaran Çomu, 2012).
Yeni medyanın özellikleri konusunda Mutlu Binark ve Koray Löker (2011) Sivil Toplum Ör-
gütleri için Bilişim Rehberi. Ankara: STGM’e bakabilirsiniz. Bu çalışmayı ücretsiz e-kitap
olarak bilgisayarınıza yüklemek için: http://www.stgm.org.tr/tr/icerik/detay/sivil-toplum-
orgutleri-icin-bilisim-rehberi-2
Yeni medya dolayımlı etkileşim kavramıyla birlikte ele alınması gereken bir diğer kav-
ram da sanallık kavramıdır. Çoğunlukla gündelik yaşamda gerçeklikten uzak ve bağımsız
bir vurguya atıfla kullanılan bu sözcük aslında bireylerin yeni medya dolayımlı iletişimde
yapay zeka ile ve diğer bireylerle biraraya geldikleri ve karşılaştıkları mekanı ve deneyi-
mi içermektedir. Coleman’a göre (2012:144) “Ağ tabanlı medya ve ağ tabanlı öznelliğin
en önemli özellikleri sanal mevcudiyet (dolayımlama yoluyla bir yerde olma duygusu)
ve bununla yakından ilişkili olan birlikte mevcudiyet (dolayımlama yoluyla başkalarıyla
birlikte olma duygusu) kavramıyla ilişkilidir”. Oxford Internet Institute’de sosyal bilimci
olan Ralph Schroeder’e göre, “eğer mevcudiyet ‘orada olma hissi’ ise, bu durumda birlikte
mevcudiyet orada birlikte olma hissidir” (akt. Coleman, 2012: 147). Sanal deneyim ger-
çeklikten bağımsız değildir. Etkileşim ve yayılım özellikleri nedeniyle de bireyler bu dene-
yimi topluluklar halinde yaşayabilirler. Coleman’a göre (2012: 148) “Düzenli olarak içinde
bulunduğumuz parçalı ilişkiler açısından birlikte mevcudiyetin önemi birlikte olmanın
paylaşılan algısal deneyiminde yatar. Bu dolayımlı bağlanmalar tüm resmi oluşturmama-
larına karşın sahici paylaşılmış anlar sunarlar”. Bireyin bireysel olarak ve/veya toplulukla
yaşadığı bu deneyim bireyin algısıyla ve yeni medya aracının bu algıyı kolaylaştıracak
teknik (görsel-işitsel) desteğiyle de ilgilidir. Örneğin çok kullanıcılı bir devasa çevimiçi rol
yapma oyunu genel olarak oyunun senaryosuna uygun kurgulanmış bir grafik dünyada
gerçekleşir. Çoğunlukla oyunlarda mekan olarak dağlar, tepeler, tapınaklar, labirentlerle
dolu saraylar ve büyülü ormanlar sözkonusudur. Tüm bu mekânlar çekici bir atmosfer
de yaratır. Oyuncular bu ortamda kendilerini temsil eden avatarlarla etkileşim sürecine
dâhil olurlar.
Avatar, oyuncunun denetiminde olan, oyun dünyası ile bağını kuran nesne. İnsan, hayvan,
araba, uçak gibi farklı biçimler alabilir. Strateji gibi bazı oyun türlerinde yoktur. (Binark,
Bayraktutan Sütcü, Fidaner, 2009: 350).
üzerine yaptığı çalışmasında şu sonuca ulaşmıştır: “…yeni medya ortamında bloglar bi-
reylerin yoğun olarak benlik sunumu yaptığı, dolayısıyla da büyük önem taşıyan iletişim
araçlarıdır. Sahip oldukları alışkanlıklara, görüş, duygu ve düşüncelere sahip olan başka
insanlara ulaşmak bireyleri mutlu etmekte, dolayısıyla bireyler, bloglar gibi içerik üreti-
minin rahat ve çeşitlendirilebilir olduğu ortamlara yönelmektedirler.” (2011: 90). Kültürel
sermaye kavramı, önemli Fransız sosyolog Pierre Bourdieu’nun geliştirdiği kuramsal yak-
laşımın önemli anahtar kavramlarından birisidir. Bourdieu’ya göre, “Toplumsal dünyanın
nesnelerinin toplumsal aktörler tarafından içselleştirilmiş birtakım bağıntısal yapılar ta-
rafından tanımlandığı varsayılmaktadır. Toplumsal aktörler bunları kültür, yani simgesel
her türlü sistem-dil, tarz, biçimler, biçemler ve zevkleri, düşünceleri, duyguları dile getiren
her türlü im-aracılığıyla zihinsel yapılarına katarlar.” (Nathalie Bulle-Schmidt, Borlandi
vd., içinde 2011: 115.
Sosyal medyanın yaygın kullanımı hem uluslar arası ölçekte hem de Türkiye gene-
linde çeşitli boyutlarıyla araştırılan bir konudur. Özellikle, pazarlama aracı olarak sosyal
medyanın kullanımı ve bireysel kullanıcıların çeşitli sosyal medya platformlarında oluş-
turdukları profiller aracılığıyla katkıda bulundukları hedef kitleye yönelik demografik
bilgiler bu mecraları özellikle ticari anlamda araştırma konusu haline getirmektedir. Yine
gözlenen ve araştırmalarla da desteklenen bir durum, sosyal medyanın özellikle gençler
arasında çok yaygın kullanıldığı bilgisidir.
Siz de en sıklıkla kullandığınız sosyal medya uygulamasında nasıl bir profil yarattığınızı,
1 platformdaki diğer kişilerle hangi bilgileri paylaştığınızı ve ne amaçla kullandığınızı 1 hafta
süreyle gözlemleyiniz ve not alınız.
Bu konuda güncel bir araştırma Common Sense Media Research tarafından gerçek-
leştirilmiştir: Haziran 2012 de sonuçları açıklanan “Social Media, Social Life: How Teens
View Their Digital Lives” “Sosyal Medya, Sosyal Yaşam: Gençler Dijital Yaşamlarını Nasıl
Görüyorlar” isimli araştırma, Amerika’da 13-17 yaş arasındaki 1030 genç ergenin sosyal
medya kullanımı üzerine yapılmıştır. Araştırmada sosyal medya ile işaret edilen, Face-
book, MySpace, Twitter, Thumbler gibi mikroblog uygulamaları, bloglar, çevrimiçi çok
oyunculu dijital oyunlardır (2012:13). Araştırmanın bazı bulgularına sosyal medya ve et-
kileşim temelinde bakarsak şu sonuçları özetlemek mümkündür:
• sosyal medya kullanımının gençlerin özelllikle arkadaş çevreleri ile ilişkilerini
olumlu yönde etkilemektedir
• 13-17 yaş arası gençler gün içerisinde bir biçimde sosyal medyayı kullanmaktadır-
lar (bakınız Resim 5.2)
• çoğunlukla bu mecralarda yazarak üretimde ve katılımda bulunmaktadırlar (bakı-
nız Resim 5.3),
• çoğunlukla buradaki varoluşlarını ve deneyimlerini olumlu duygu durumlarıyla
birleştirmektedirler (bakınız Resim 5.4),
• çoğunlukla çevrimdışı ilişkilerini destekler bir biçimde kullanmaktadırlar (bakınız
Resim 5.5 ve Resim 5.6).
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 115
Resim 5.2
Sosyal ve dijital
iletişim araçları
kullanımı, Common
Sense Media Research
Study (2012)
Resim 5.3
Sosyal ve dijital
iletişim medyasının
günlük kullanımı,
Common Sense Media
Research Study (2012)
116 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 5.4
Sosyal ağların sosyal
ve duygusal iyi oluşta
hissedilen etkisi,
Common Sense Media
Research Study (2012)
Resim 5.5
Sosyal ağların ilişkilere
etkisi, Common Sense
Media Research Study
(2012)
Resim 5.6
Sosyal ağlar ve
arkadaşlık, Common
Sense Media Research
Study (2012)
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 117
Türkiye’de de sosyal medya araştırma konusu olarak da yakın zamanlarda ilgi çek-
meye başlamıştır. Bu konudaki ilk çalışmalardan birisi olan Ali Toprak ve arkadaşlarının
2009 yılında hazırladığı “Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook: Görülüyorum Öyleyse Varım!”
isimli araştırmada da Türkiye’de Facebook kullanıcılarının özellikle toplumsal hareketler
ve topluluklar düzeyinde ne tür görünümler gösterdiği sergilenmeye çalışılmıştır. Toprak
ve arkadaşları yeni toplumsal hareketlerin İnternet’e olan ilgisini şöyle özetlemektedirler:
“Yeni medya, toplumsal hareketlere ve demokrasinin gelişimine katkısı bağlamında
ister olumlu bir rol atfedilerek değerlendirilsin, ister olumsuz; genel olarak dünyanın he-
men her yerinde günden güne, gerek kimlik temelli, gerek cinsiyet temelli, gerekse sınıf
temelli olsun, bir derdi olan herkes ve her grup İnternet’te kendisine bir yer bulmakta/yer
almaktadır. Dünya üzerinde sayısı milyonları bulan bu örgütlenmelerin çeşitli yansımaları
Türkiye’de de görülmektedir. Türkiye’de dünyadaki örnekler kadar geniş çaplı olmasa da
özelikle 2000’li yıllara gelindiğinde İnternet’i etkin bir şekilde kullanan pek çok yeni top-
lumsal hareket örneği olduğu görülmektedir. Türkiye’de İnternet kullanımının yaygınlaş-
ması ile birlikte, farklı düşünce ve hedeflere, politikalara sahip pek çok grubun İnternet’te
örgütlendiğine tanık oluyoruz.” (Toprak vd. 2009: 199). Sosyal medya bağlamında toplu-
lukların, özellikle yeni ve farklı çeşitli politik görüşleri ve düşünceleri yaymak anlamında
etkili kullandıklarını söylemek mümkündür. Bu anlamda ele almak gereken önemli diğer
kavramlar ise dijital aktivizm ve yeni toplumsal hareketler olarak ortaya çıkmakta: “Dijital
aktivizm, İnternet ortamının belli siyasal, toplumsal, ekonomik amaçlar doğrultusunda
örgütler tarafından kullanılması ve örgütün çevrimdışı etkinliklerinin ve varoluşunun
desteklenmesidir.” (Binark ve Löker, 2011: 16). Dahlgren yeni toplumsal hareketlerin or-
taya çıkışının farklı alanlarda gerçekleştiğini söyler: “çevre, silahsızlanma, kadınların yasal
hakları ve toplumsal koşulları, cinsel azınlıklar, ırkçı ve etnik gruplar, toplumsal güvenlik
ya da barınma gibi sosyal politika sorunları.” (2012: 49).
Binark ve Löker yeni medya ortamının özellikle sivil toplum örgütleri ve toplumsal
hareket aktivistleri için sağladığı olanakları, enformasyon temini, üyeleri eyleme çağırma
ve harekete geçirme, üyeler arası diyalog ve etkileşim, farklı hareketlere bağlı aktivistler ve
STÖ’ler arasında bağlantı kurulmasını sağlama, yaratıcı ifade olanakları ve fon toplama ve
kaynak yaratma olarak sıralarlar (2011: 17).
Facebook Türkiye’de de çoğunlukla çeşitli amaçlarla kurulmuş toplulukların dijital ak-
tivizm için kullandıkları bir yeni mecra olmuştur. Bu gözlemden hareketle Toprak ve arka-
daşları Facebook’un içeriklerine (temalarına) göre yapılan arayüzey araştırmasında, “siyasal
örgütlenme”, “sivil toplum örgütlenmesi”, “dini örgütlenme”, “ırkçılık ve nefret söylemini
yayma amaçlı örgütlenme” ve resmi bir nitelik taşımayan, çoğu sadece sanal uzamda yürü-
tülen “kampanyalar” için kullanıldığı saptanmıştır. Bu topluluklar bazen sadece sosyal mec-
rada yani çevrimiçi ortamda varlık gösterirken, bazen de topluluklar burada yapılanıp, örgüt
içi iletişimlerini güçlü tutarak çevrimdışı yaşama da etki etmektedirler. Bu konudaki iyi bir
örneğe ilişkin Toprak ve arkadaşları şöyle bir değerlendirme yapmaktadırlar:
“Bu örnekler içerisinde yer alan “Kadın Kurultayı E-Grubu”, Gamze Göker’in
“İnternet’in Türkiye’de Kadın Hareketi Üzerindeki Etkisi: Kadın Kurultayı E-Grubu Örne-
ği” (2007) adlı çalışmasında belirttiği üzere, Türkiye’deki kadın hareketlerinin görünürlü-
lüğüne ve başarısına İnternet dolayımlı tartışma ortamı bir katkı sağlamıştır. 2000 yılında
Kadın Sığınakları ve Danışma/Dayanışma Merkezleri Kurultayı adıyla düzenlenen etkin-
liğin örgütleyicisi bir grup tarafından oluşturulan “Kadın Kurultayı E-Grubu”, Türkiye’nin
dört bir yanında şiddette karşı mücadele eden kadınlar ya da kadın gruplarının ortak
örgütlülüğünü ve hareketini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Yeni TCK ve Medeni
Kanun tartışmaları sırasında bu grubun kadın örgütlerini eyleme geçirmekte oynadığı
önemli rol de yadsınamaz (Göker, 2007: 206).” (Toprak vd. 2009: 199)”.
118 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Resim 5.7
Facebook ortamında
bir dijital aktivizm
örneği
Kaynak: http://
www.facebook.
com/sansuresansur
adresinden 28 Mayıs
2012 tarihinde
erişilmiştir.
Gamze Göker’in “İnternet’in Türkiye’de Kadın Hareketi Üzerindeki Etkisi: Kadın Kurultayı
E-Grubu Örneği” adlı makalesini Yeni Medya Çalışmaları. Derlemesinde (Der. Mutlu Bi-
nark. Ankara: Dipnot Yayınları) (205-247) İnternet’in kadın hakları için örgütlenme-
deki olumlu rolü ve siyasa belirlemedeki gücü için okuyabilirsiniz.
Sonuç olarak, sosyal medya ortamları insanların hareketsiz bir biçimde (bakınız 3.
ünite, hareketsiz toplumsallaşma kavramı) diğer insanlarla biraraya gelebildikleri ve çeşitli
amaçlarla (eğlence, eğitim, toplumsallaşma, eski ve yeni ilişkileri canlı tutma/ canlandır-
ma) sosyal medya ortamlarının etkileşimsellik özelliğini kullanarak topluluklar oluştur-
malarına izin vermektedir.
Yeni medya araçlarının topluluk geliştirme özelliği ele alındığında belki de en önemli
mecrası dijital oyunlardır. Bireysel oyuncular çoğunlukla çevrimiçi oyun platformların-
da çeşitli topluluklara dahil olarak oyun oynamaya devam ederler. Bu topluluklara dahil
olmak konusunda çeşitli motivasyonlar söz konusudur. Nick Yee (2006), çevrimiçi oyun
oynama pratiklerini ve oyuncuların bu konudaki motivasyonlarını 3 temel başlık altında
ele almıştır ki, bunlar: başarı, toplumsallık ve dahil olmadır. Yee çevrimiçi oyun oynama
pratiğindeki motivasyonları incelediği çalışmasında, 3 temel grup altında on motivasyon
saptamıştır. Bu motivasyonları şu şekilde gösterebiliriz (2006:3).
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 119
Etkileşim oyun sırasında oyuncuların birbiriyle konuşmalarını sağlayan oyun içi ve oyun
dışı (örneğin MSN) gibi online sohbet (chat) programları aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Dijital oyun kültürü ve ilgili kavramlar için TÜBİTAK ULAKBİM Proje veri tabanından
(http://uvt.ulakbim.gov.tr/proje/ adresinden) 107K039 no’lu ve “Dijital oyun kültürü ve
Türkiye’de gençliğin internet kafe kullanım pratikleri: çevrim içi ve çevrim dışı kimlik eg-
zersizleri, hareketsiz toplumsallaşma ve sanal kariyer yapma-Ankara’da etnografik alan ça-
lışması” başlıklı projeyi indirip tam metnini okuyabilirsiniz.
Dijtal oyun dünyası, topluluklar ve oyuncu türevleri ile ilgili olarak http://yenimedya.word-
press.com/videolar/adresindeki videoları izleyebilirsiniz.
Oyun oyunama pratiği ve üre-tüketici pozisyonundan kaynaklanan bir kariyer tasarımı için
Murat Yavuz Kaplan’ın Dijital Oyun Rehberi isimli derlemedeki “Oyun Uzmanlığı: Profes-
yonel Bir Kariyer” isimli çalışmasını okuyabilirsiniz.
ortam olacağına ilişkin kanım daha da gelişiyor. Takip ettiğim bloglar var örneğin, bana
hiç beklemediğim düşünce kapıları açıyorlar. Blog yazarlarıyla okurlar arasında interaktif
bir ilişki kuruluyor. Yazarı vaaz veren olmaktan çıkaran, medenice tartışmanın kapısını
açan bir imkan bu. Elbette kirlilik ve psepayelik her alanda olduğu gibi İnternet’te de var
ama nitelikli blogların demokratik kimlikleri geliştirici olduğu kanısındayım” Şöyleşi Fi-
sun Yalçınkaya, Kitap Sabah, 22 Haziran 2012, s.18.
Sosyal medya ve demokrasi ilişkisini siyasal iletişim faaliyetleri üzerinden de izlemek
mümkündür. Gündelik yaşam içerisinde geleneksel siyasal iletişimin de farklılaştığını
söyleyebiliriz. Siyasi parti liderleri, siyasetçiler artık sadece geleneksel medyayı değil sos-
yal medyayı da yoğun ve etkili bir biçimde kullanmaktalar: “Siyasi kampanya stratejistleri,
yakın zamana kadar sabahları koşu yapan adayları modernite simgesi olarak sunarlardı.
Bugün blogcu, Twitter ve Facebook kullanıcısı olanlar modern siyasetin aktörü sayılıyor.”
(Atikkan ve Tunç, 2011: 120).
Sosyal medya ve demokrasi ilişkisini değerlendiren ikinci yaklaşım ise konuya ilişkin
daha karamsar bir bakış açısı sergilemekte ve bu yeni mecranın değişim getirmeyeceğini
iddia eden görüşlerden oluşmaktadır. Binark ve Löker, yeni medya ortamının sivil toplum
örgütleri ve diğer toplumsal hareketler açısından olumsuz özelliklerine de dikkat çekerler
(2011: 18): tecimselleşme ve tekelleşme olgusu, dijital uçurum olgusu, elektronik gözetim
ve dijital denetim ile kolektif eylemin zayıflaması olgusu. Sosyal medya mecraları aynı
zamanda bir gözetleme (panoptikon) da oluşturmaktadır. Herkesin çeşitli profilleri belirli
kriterlerle tarayabildiği, ağında mevcut bağlantılarının diğer ilişkilerini kontrol edebildiği
ve erişebildiği, ziyaret edilen fiziksel/ çevrimdışı mekanların ortak kullanılan yazılımlar
ve sosyal medyanın entegre edilebildiği akıllı telefonlar aracılığıyla her an takipçi kitlesine
bildirilebildiği yeni, dinamik, küçük ve herkesin birbirini gözetleyebildiği bir yeni küresel
köyden söz etmek mümkündür.
Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarla-
mış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki;
bütünü(pan-) gözlemlemek(-opticon) anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hüc-
relerden oluşan bir halka üzerine kuruluydu. Her hücre bu halkanın iç kısmına açıktı ve
halkanın dış cephesindeki duvarda birer pencere vardı. Halkanın ortasında mahpuslardan
tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer almaktaydı. (Kay-
nak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Panoptikon, Erişim tarihi: 18 Temmuz 2012).
Olumsuz bakış açısı ayrıca bir ticari boyutun etkisini de öne sürer: “…teknolojik ge-
lişmeler, kitle iletişimi, bilgisayarlar, telekomünikasyon hizmetleri ve uydular arasındaki
arayüzeyleri çoğalttığı halde, kamusal politikalarla birbirine bağlı pazar güçleri toplumsal
alan aleyhine özel çıkarları desteklemiştir.” (Dahlgren, 2012: 47). Bu gelişmelerin sonu-
cunda da Dahlgren’e göre (2012: 47), enformasyon gitgide daha pahalı olacak ve eşitsiz
biçimde dağılacaktır.
Sosyal medya ve demokrasi tartışmasında en çok vurgulanan noktalardan birisi de
fiziksel olarak bir araya gelmeyen insanların herhangi bir eylemlilik gösterebilmeleri ola-
nağının çok zayıf olduğudur: “Zayıf insan ilişkileri asla yüksek risk taşıyan bir aktivizme
dönüşmüyor. Gladwell’e göre sosyal medya mecraları katılımı artırırken bir diğer yandan
da katılımın gerektirdiği motivasyon ve coşku düzeyini düşürmekte.” (Atikkan ve Tunç,
2011: 103).
Sonuç olarak, sosyal medyanın yeni bir kamusal alan yaratıp yaratmadığı sorusu halen
canlılığını koruyan ve üzerinde farklı savlarla tartışmalar yapılan bir konudur. Atikkan
ve Tunç, sanal ortamın yeni bir kamusal alan yaratıp yaratmadığı sorusunu teknoloji ve
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 123
inovasyon sosyologu Patrice Flichy’e sormuşlar ve şöyle bir yanıt almışlar (2011: 98-99):
“Bloglar, siteler ve belli temalar çerçevesinde ‘tık’lanarak oluşturulan e-referandumlar sa-
nal alemi dinamik bir foruma çevirdi. Böylece sanal ortam iki önemli gelişmeye zemin
hazırladı.” Flichy’e gore bu iki önemli gelişme, özel alanın genişlemesi ve kamusal alanın
genişleyip çeşitlenmesidir (Atikkan ve Tunç, 2011: 99). Bu iki gelişmenin de Türkiye’de
sosyal medya ortamları ve araçları gözlendiğinde görünür olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu konuda Ruhdan Uzun’un “Gazetecilikte Yeni Bir Yönelim: Yurttaş Gazeteciliği” isim-
li makalesini http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/Ruhdan%20UZUN/
UZUN,%20Ruhdan.pdf adresinden erişerek okuyabilirsiniz.
Ünitenin sonunda genel bir değerlendirme yapacak olursak, sosyal medya sanallık,
yayılım ve en çok da etkileşim özelliği nedeniyle bu mecralarda varolan bireylerin çeşit-
li amaçlarla bir araya gelmelerine ve çevrımdışındaki topluluklarla da benzer özellikler
ve dinamikler gösteren, sanal cemaatler/sanal topluluklar olarak tanımlanan birliktelik-
ler oluşturmasına olanak sağlamaktadır. Bu toplulukların en çok dikkat çeken özellikle-
ri, özellikle demokratik katılımcı kültürün bir uygulama alanı olarak ortaya çıkmaları ve
değerlendirilmeleridir. Ancak, yeni medya ortamına ilişkin kimi olumsuz özellikler de,
örneğin ticarileşme, dijital gözetim, sayısal uçurum vb. özellikler sosyal medya ortam-
larındaki topluluk oluşumları üzerinde de olumsuz yönde etkili olabilmektedir. Burada
dikkat edilmesi gereken husus, bu topluluk pratiklerinin ve bu topluluklar içerisindeki ya-
şamın çevrimdışındaki yaşam pratiklerinden ve kurallardan çok da bağımsız olmadığıdır.
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 125
Özet
Günümüzde sosyal medya olarak bilinen Facebook, Linke- lan-dıklarını söylemek mümkündür. Bu anlamda ele almak
dIn, gibi toplumsal paylaşım ağları, Twitter gibi mikroblog gereken önemli diğer kavramlar ise dijital aktivizm ve yeni
uygulamaları, YouTube, Daily Motion, Vimeo gibi video pay- toplumsal hareketler olarak ortaya çıkmaktadır. Yeni medya
laşım ağları, Blogspot, Wordpress, Thumbler gibi blog sitele- araçlarının topluluk geliştirme özelliği ele alındığında belki
ri gündelik yaşamımızda sıklıkla kullandığımız yeni medya de en önemli mecrası dijital oyunlardır. Bireysel oyuncular
ortamlarıdır. Bu ortamlara hergün bir yenisi eklenmekte ve çoğunlukla çevrimiçi oyun platform-larında çeşitli topluluk-
hızla popülerleşmektedirler. Söz konusu ortamların arayüzey lara dahil olarak oyun oynamaya devam ederler.
dolayımlı bir iletişim olanağı sağladığını biliyoruz. Çeşitli sosyal medya ortamlarının etkileşim temelli en önem-
Yeni medya ortamlarında iletişim sürecinin iki aktörü -üre- li sonuçlarından birisi olarak yurttaşlar arası etkileşimin de-
ten ve kullananlar- arasında etkileşim eşanlı (senkron) veya mokrasinin gelişimine ve demokrasi kültürünün yaygınlaş-
eşansız (asenkron) olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilmek- tırılmasına yönelik olumlu katkısından bahsedilebilir.
tedir. Örneğin çevrimiçi bir haber sitesinde haber metnine Sosyal medya ve demokrasi, katılım kültürü, yurttaşlık pratik-
ilişkin bir okur yorum yazabilmekte, hatta başka okurlar da lerinin gelişimi konusunda örnek olarak ele alınabilecek geliş-
bu okur yorumu üzerine kendi yorumlarını üretebilmekte- melerden birisi de yurttaş gazeteciliğidir.
dirler. Sosyal medya ortamında paylaşılan bir ileti, eşansız Sonuç olarak, sosyal medya sanallık, yayılım ve en çok da
olarak dolaşıma sokulabilmekte ve dolaşıma sokulan bu ileti- etkileşim özelliği nedeniyle bu mecralarda varolan bireyle-
ye ilişkin kullanıcılar çeşitli yorumlar yapabilmektedir. O hal- rin çeşitli amaçlarla bir araya gelmelerine ve çevrımdışında-
de yeni medya ortamları geleneksel medya metinlerine göre ki topluluklarla da benzer özellikler ve dinamikler gösteren,
kullanıcılarına gerek kendi aralarında gerekse de üretenlerle sanal cemaatler/topluluklar olarak tanımlanan birliktelikler
etkileşime girme olanağını tanımaktadır. Üstelik, yeni medya oluşturmasına olanak sağlamaktadır. Bu toplulukların en
ortamları kullanıcılara bireyselleşmiş medya kullanım ola- çok dikkat çeken özellikleri, özellikle demokratik katılım-
nağı sağlar; üstelik yeni medyanın “etkileşimsellik” özelliği, cı kültürün bir uygulama alanı olarak ortaya çıkmaları ve
kullanıcının farklı metinlere veya imgelere ulaşabilmesine ve değerlendirilmeleridir. Ancak, yeni medya ortamına ilişkin
bunları istediği takdirde değiştirebilmesine de olanak tanır. kimi olumsuz özellikler de, örneğin ticarileşme, dijital gö-
Yayılım, ağ üzerinden “arayüzeydeki bir metnin hızla dağıl- zetim, sayısal uçurum vb. özellikler sosyal medya ortamla-
masını, bu metne farklı zamanlarda ve uzamlarda yeniden ve rındaki topluluk oluşumları üzerinde olumsuz yönde etkili
yeniden erişilebilmesini ifade eder” (Binark ve Löker, 2011: olabilmektedir.
12). Böylelikle yayılım özelliği, tüketicilerin, aktif alımlayı-
cılıktan gerçek üreticiliğe doğru katılım-larını arttırabilme-
lerini sağlamaktadır (Lister vd., 2009:35’den aktaran Çomu,
2012). Yeni medya dolayımlı etkileşim kavramıyla birlikte
ele alınması gereken bir diğer kavram da sanallık kavramıdır.
Çoğunlukla gündelik yaşamda gerçeklikten uzak ve bağımsız
bir vurguya atıfla kullanılan bu sözcük aslında bireylerin yeni
medya dolayımlı iletişimde yapay zeka ile ve diğer bireyler-
le biraraya geldikleri ve karşılaş-tıkları mekanı ve deneyimi
içermektedir.
Web 1.0 bireyin çoğunlukla yalnız var olduğu ve etkinlik gös-
terdiği bir teknolojiyi ve bu teknolojinin içinde barındırdığı
mecraları tanım-larken Web 2.0 bir tür topluluklar çağı ola-
rak tanımlanabilir. Web 2.0 ve/veya sosyal medya bireylerin
atomize var oldukları bir ortam değil, aynı zamanda eğlen-
mek, bilgilenmek, deneyim paylaşmak vb. amaçlarla sosyal
medyanın amaca uygun çeşitli araçlarını kullanarak toplum-
sal-laşma deneyimi yaşadıkları yeni bir alandır. Sosyal med-
ya bağlamında toplulukların, özellikle yeni ve farklı çeşitli
politik görüşleri ve düşünceleri yaymak anlamında etkili kul-
126 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi yeni medya ortamlarından 6. Sanal cemaat üyesi bir birey aşağıdaki davranışlardan
değildir? hangisine sahip değildir?
a. Akıllı Cep Telefonları a. İşbirliği
b. İnternet b. Dayanışma
c. Dijital oyunlar c. Benmerkezcilik
d. Tablet bilgisayarlar d. Topluluk kurallarına uyum
e. Gazete ve dergiler e. Topluluğun ortak çıkarlarına uygun davranma
2. Yeni medya ortamlarında iletişim sürecinin aktörleri 7. Aşağıdakilerden hangisi Common Sense Media Rese-
arasında etkileşim nasıl gerçekleşmektedir? arch tarafından yapılan araştırma bulgularından değildir?
a. Eşansız a. 13-17 yaş arası gençler gün içinde bir biçimde sosyal
b. Eşanlı medya kullanmaktadır.
c. Dolaylı b. 13-17 yaş arası gençler sosyal medyadaki deneyimle-
d. Dolaysız rini olumlu duygu durumları ile birleştirmektedir.
e. Eşanlı ve eşansız c. 13-17 yaş arası gençler sosyal medyadaki varoluşları
çevrimdışı ilişkilerini desteklemektedir.
3. Yeni medyanın yayılım özelliği aşağıdakilerden hangisi- d. 13-17 yaş arası gençler sosyal medya ortamlarında
ne olanak sağlamaz? sadece tüketici konumundadır.
a. Arayüzeydeki bir metnin kolaylıkla paylaşılmasına e. 13-17 yaş arası gençler sosyal medya ortamlarında
b. Arayüzeydeki bir metnin içeriğinin değiştirilebilmesine katılımcı pratik sergilemektedir.
c. Arayüzeyde bir metnin sabit kalmasına
d. Arayüzeydeki bir metne yeniden erişebilmeye 8. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın demokrasi
e. Arayüzeydeki bir metnin hızla dağıtılması kültürüne etkisine ilişkin bakış açılarını tanımlar?
a. Bilinçli kullanım bakış açısı
b. İyimser bakış açısı ve kötümser bakış açısı
4. Counterstrike oyunu için aşağıdaki kavramlardan hangisi
c. Risklerin farkında olmak
kullanılamaz?
d. Olumsuz bakış açısı
a. Üre-tüketici
e. Olumlu bakış açısı
b. Etkileşimsizlik
c. Etkileşimsellik
9. Dijital oyun oynama pratiği üzerine yapılan araştırmalar
d. Kullanıcı türevli içerik
ilk başta hangi konular üzerine yoğunlaşmıştır?
e. Dijitallik
a. Etkileşimsellik
b. Fiziksel zararlar
5. Sanal cemaat kavramını aşağıdaki kişilerden hangisi ge-
c. Toplumsallık
liştirmiştir?
d. Aktiflik
a. Howard Rheingold
e. Katılım
b. Beth Coleman
c. Nancy Baym
10. Aşağıdakilerden hangisi dijital aktivizmi en iyi şekilde
d. Pierre Bourdieu
tanımlar?
e. Hiçbiri
a. Kişisel bilgilerin ve özel yaşamın gizliliğinin ihlal etmek
b. İnternet ve sosyal medya ortamının belli siyasal, top-
lumsal ve ekonomik amaçlar doğrultusunda örgütler
tarafından kullanılması ve örgütün çevrimdışı etkin-
liklerinin desteklenmesi
c. İnternet ortamında belli amaçlar için enformasyon
dağıtmak veya yaymak
d. İnternet ortamında bireysel kanıları ifade etmek
e. Arayüzeyde korsanlık yapmak, hesapları kırmak
5. Ünite - Sosyal Medyada Etkileşim 127
Yararlanılan Kaynaklar
Akar, E. (2010). Sosyal Medya Pazarlaması-Sosyal Webde Pa- Dahlgren, P. (2012) “Kamusal Alan ve Medya: Yeni Bir Dö-
zarlama Stratejileri, Ankara, Efil Yayınevi. nem mi?” , Kamusal Alan. Der. Éric Dacheux içinde, s.
Atikkan, Z. ve Tunç, A. (2011). Blogdan Al Haberi: Haber 45-58, İstanbul, Ayrıntı Yayınları.
Blogları, Demokrasi ve Gazeteciliğin Geleceği Üzerine, Erbaş, T. (2011). Türkiye’de Tumblr Blog Ortamındaki Po-
İstanbul, Yapı Kredi Yayınları. püler Blogcuların Kullanım Pratikleri, Yayınlanmamış
Bayraktutan Sütcü, G. (2007). “Devasa Online Oyunlarda Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Başkent Üniversitesi Sosyal
Klan Kültürü ve Liderlik Olgusu”, Folklor ve Edebiyat, Bilimler Enstitüsü.
2007/2, (50), s. 41-56. Göker, G. (2007) “İnternet’in Türkiye’de Kadın Hareketi Üze-
Bayraktutan Sütcü, G. (2010), Blog Ortamı ve Türkiye’de Blo- rindeki Etkisi: Kadın Kurultayı E-Grubu Örneği”, Yeni
gosferdeki Akademik Entelektüeller Örneği, Yayımlan- Medya Çalışmaları. (Der. Mutlu Binark), Ankara: Dip-
mamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi not Yayınevi, 205-247.
Binark, M. (2007). “Yeni Medya Çalışmaları”, Yeni Medya Çalış- Kaplan, M. Y. (2009) “Oyun Uzmanlığı: Profesyonel Bir
maları, (Der.) Mutlu Binark, Ankara, Dipnot Yayınları, 5-20. Kariyer” Dijital Oyun Rehberi-Oyun Tasarımı Türler ve
Binark, M. (2009), “Yeni medya dolayımlı iletişim ortamında Oyuncu (Der.) Binark, M., Bayraktutan Sütcü, G. ve Fi-
olanakların ve ol(a)mayanların farkında olmalı” Evrensel daner, I. B., İstanbul: Kalkedon Yayınları, 225-229.
Kültür, Aralık 2009, S: 216, 60-63. Mutlu, E. (2012). İletişim Sözlüğü, Ankara, Sofos.
Binark, M. ve Bayraktutan-Sütcü, G. (2007). “Teknogünlükler- Oskay, Ü. (2001). İletişimin ABC’si. İstanbul:Der.
deki Çok(lu) Sessiz Yaşamlar: Yeni Medyanın Sessiz Enstrü- Timisi, N. (2003) Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi,
manları: Yeni Orta Sınıf Gençlik”, Yeni Medya Çalışmaları Ankara, Dost Kitabevi Yayınları.
(der. Mutlu Binark), Ankara, Dipnot Yayınevi, 147-176. Toprak, A., Yıldırım, A., Aygül, E., Binark, M., Börekçi ,S. ve
Binark, M., Bayraktutan Sütcü, G. ve Fidaner, I. B. (Der.) Çomu, T. (2009). Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook: Gö-
(2009), Dijital Oyun Rehberi-Oyun Tasarımı Türler ve rülüyorum Öyleyse Varım!, İstanbul: Kalkedon Yayınları.
Oyuncu, İstanbul: Kalkedon Yayınları. Uzun, R. (2006) “Gazetecilikte Yeni Bir Yönelim: Yurttaş Ga-
Binark, M ve Löker, K. (2011). Sivil Toplum Örgütleri için zeteciliği”, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/
Bilişim Rehberi, Ankara, STGM. makaleler/Ruhdan%20UZUN/UZUN,%20Ruhdan.pdf.
Borlandi, M. vd., (2011). Sosyolojik Düşünce Sözlüğü, İstan- Yee, N. (2006). “Motivations for Play in Online Games”,
bul, İletişim Yayınları. CyberPsychology and Behavior, 9, (6) 772-775. (Çevri-
Coleman, B. (2012), Hello Avatar, (Çev.) Emrah Bilge, İstan- miçi kaynak: http://online.liebertpub.com/toc/cpb/9/6)
bul: Mediacat Yayınları. Williams, D., Yee, N. ve Caplan, S. E. (2008) “Who plays, how
Common Sense Media Research Study (2012) “Social Media, much, and why? Debunking the stereotypical gamer pro-
Social Life: How Teens View Their Digital Lives”, http:// file”, Journal of Computer-Mediated Communication, 13:
www.commonsensemedia.org/sites/default/files/rese- 993–1018.
arch/socialmediasociallife-final-061812.pdf adresinden Yalçınkaya, Fisun. (2012) Ayfer Tunç ile söyleşi. Kitap Sabah,
erişilmiştir. 22 Haziran 2012, s.18.
Çomu, T. (2012). Video Paylaşım Ağlarında Nefret Söylemi:
YouTube Örneği, Ankara, Ankara Üniversitesi Sosyal Bi-
limler Enstitüü Kadın Çalışmaları AnaBilim Dalı, Yayın-
lanmamış Yüksek Lisans Tezi.
6
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Kurumsal iletişim amaçlı olarak Internet’in nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,
Sosyal medyanın kurumsal iletişim kavramı açısından nasıl ele alındığını
açıklayabilecek,
Kurumsal iletişim aracı olarak sosyal medyanın nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,
Sosyal medyada kurumsal iletişim uygulamalarının nasıl gerçekleşmesi
gerektiğini açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sosyal Medya • Sanal Dünyalar
• Kurumsal İletişim • İtibar Yönetimi
• İçerik Toplulukları • Medya İlişkileri
• Bloglar • Kriz İletişimi
• Sosyal Ağlar • Kurumsal Sosyal Sorumluluk
• Vikiler • Kurumsal Kimlik
İçindekiler
• GİRİŞ
• KURUMSAL İLETİŞİMDE SOSYAL
MEDYANIN YERİ
Sosyal Medya ve
Dijital İletişim ve Yeni Medya • KURUMSAL İLETİŞİM ARACI OLARAK
Kurumsal İletişim
SOSYAL MEDYA
• KURUMSAL İLETİŞİMDE SOSYAL
MEDYA UYGULAMALARI
Sosyal Medya ve
Kurumsal İletişim
GİRİŞ
Sosyal medya, insanların birbirleri ile içerik, fikir, deneyimlerini ve bakış açılarını pay-
laştıkları çevrimiçi teknolojiler, uygulamalar veya topluluklardan oluşmaktadır. Örneğin,
bloglar, intranet, podcast, video paylaşım siteleri, fotoğraf paylaşım siteleri, sosyal ağlar,
viki, oyun siteleri, sanal dünyalar vardır. Son on yıl içinde bu teknolojiler oldukça po-
püler hale gelmiştir ve aynı anda her yerde artmıştır. Sosyal medya, kurumlarla hedef
kitlelerinin değişik yollarla bir araya gelmelerini sağlamaktadır. Kurumlar, sosyal medya
uygulamaları aracılığı ile etkileşim yaratarak, hedef kitlelerle ilişkilerini geliştirebilmek-
tedir. Hedef kitlenin kurumlardan beklediği daha fazla açıklık ve şeffaflıktır. Bu nedenle
kurumlar, sosyal medya aracılığıyla açık, doğru ve dürüst iletişim kurmayı hedeflemelidir
ve online iletişim etkinliklerinde şeffaflığını korumalıdır.
Sosyal medya, kurumsal iletişim açısından bir çeşit devrim yaratmıştır. Sosyal med-
ya, kurum ile paydaşları arasındaki iletişimi geleneksel tek yönlü iletişim yerine artık iki
yönlü iletişime dönüşümünü hazırlayan bir alt yapı sunmaktadır. Bunun anlamı, kuru-
mun özellikle tüketicileri arasında genişletilmiş bir diyaloğun gerçekleşmesine fırsat
sağlamakta, geniş çerçevede ise hedef kitlesi ile doğrudan ve anında iletişim kurmasına
imkan sağlamaktadır (Matthews, 2010). Sosyal medya hedef kitlenin sorular sormasına
izin vermekte ve bu sorulara kurum yöneticileri tarafından doğrudan cevap verilmesine
olanak tanımaktadır. Bu durum, kurum yöneticileri için kendi hedef kitlesinin fikirlerini
öğrenmek ve geribildirim almak için de olanak sağlar. Sosyal medya doğrudan ve anlık
kurumsal iletişim için bir fırsat yaratmaktadır. Hedef kitlenin kuramlara yönelik güven-
sizlik duygularından, sosyal medya aracılığı ile ilişkiler kurarak ve sürdürerek, kalıplaşmış
yargılardan kurtulmaya çalışıldığı görülmektedir.
Sosyal medya, çalışanlar, müşteriler, rakipler, tedarikçiler ve medya ile ilişkilerde de-
ğişiklik meydana getirmiştir. Mesajın iletilmesi daha kolay, hızlı ve etkili hale gelmiştir.
Ayrıca sosyal medya yeniliklerin benimsenmesinde motivasyon sağlamaktadır. Sosyal
medyanın hedef kitle ile iletişimin sürekliliğini sağlaması açısından özelliklerinin far-
kında olmak ve bunu gerçekleştirmek kurumlar için önemlidir. Hem iç hem dış hedef
kitle için sürekli iletişim, motivasyon kaynağı olarak görülmektedir. Hedef kitle ile etkili
iletişim kurabilmek için sosyal medyanın sağladığı olanakları kullanmak gerekir (Byard,
2012). Online kriz iletişiminde etkileşimli ve yenilikçi kanalların kullanımı daha önemli
olmaya başlamış durumdadır. Krize cevap verebilmek için çevrenin iyi araştırılması ve
gözlenmesi gerekmektedir. Sosyal medya kanalları özellikle kurum imajının oluşturulma-
sında rol oynamaktadır. Sosyal medya kullanımı hedef kitlelerle online iletişim kurabilme
132 Dijital İletişim ve Yeni Medya
fırsatı verir. Bunun yanında sosyal medya, kurum imajını geliştirmede ve iyileştirmede
kullanılabilecek bir araç olarak görülmektedir.
Bloglar
Günümüzde bloglar, bireysel kullanımının yanı sıra kurumsal olarak da üretilmeye baş-
lamıştır. Blogları kurumların günlüklerinin tutulması güncel olayların takip edilmesi
açısından ele aldığımızda kurumsal iletişim açısından önemli bir iletişim aracı olarak
görebiliriz. Kurumsal bloglar, şirket çalışanlarının ya da yöneticilerin kurum adına blog
sayfasına yazılar yazması, hedef kitleye bir takım bilgiler sunması ve hedef kitleden de
geribildirim alması sürecini kapsamaktadır (Alikılıç, 2011; 25). Kurumlar, hedef kitlenin
ilgisini çekmek, yaptıkları etkinliklerden onları haberdar etmek, kurum hakkındaki dü-
şüncelerini edinebilmek amacıyla bloglardan yararlanmaktadır. Bloglar, kurumlar için
ürünleri ve hizmetleri hakkında geribildirim almanın en hızlı, ucuz ve kolay yoludur (Sa-
yımer, 2008; 120).
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 135
Bloglardaki içeriğin üslubu, web sayfalarına göre daha samimi olduğu için kurumlar
hedef kitle ile iletişim kurma konusunda daha rahat davranabilmektedir. Sade dille yazı-
lan blogların daha kolay anlaşılması ve güven vermesi söz konusudur. Kurumsal bloglar,
ürün ya da hizmet tanıtımında, kurumun müşterileriyle iletişim kurma fırsatı sağlayan
yerler olarak görülmelidir. Bloglarda kurum ürün, hizmet ya da etkinliklerle ilgili bilgi
içeren kısa ya da uzun bilgiler, satış ya da kampanya bilgileri, video, ses dosyaları ya da bir
fotograf paylaşılabilir (Tasner, 2010; 48). Bloglarda paylaşılan bilgilerin ilgi çekici olması
ve hedef kitle ile iletişimi etkili bir biçimde kuracak biçimde yönetilmesi gerekir. Bazı ku-
rumlar, hedef kitlenin ilgisini çekebilmek ve takipçi sayısını arttırabilmek amacıyla, blog-
larında indirim kuponları bile paylaşmaktadır.
http://blog.turkcell.com.tr/
Kurum, bloglar aracılığı ile hedef kitlenin kurum, sunulan ürün ya da hizmet hakkın-
daki görüşlerini edinebilir. Özellikle iki yönlü simetrik iletişim modeli kapsamında hedef
kitlenin görüşleri doğrultusunda kurumda ya da üretilen ürün ve hizmet ile ilgili düzenle-
melere gidilmesi beklenmektedir. Ayrıca hedef kitleden bloglar aracılığı bilgi edinmek için
büyük bir bütçeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Blog metinlerinin yazılması ve kullanıcılar ta-
rafından eklenen yorumların takibi ve soruların cevaplanması için görevlendirilen çalışan-
ların ücreti dışında başka bir maliyet içermemektedir. Böylece son derece düşük bir mali-
yetle hedef kitle ile etkin bir iletişim kurma şansı yakalanabilmektedir. Blogların kurumlar
açısından sağlayacağı yararlar şöyle sıralanabilir (Alikılıç, 2011; 26, Aydede, 2006; 80):
• Kurumlar hedef kitle arasında iyi niyeti geliştirir,
• Pazar araştırması sürecinde yardımcı olur,
• Rekabet avantajı yaratır,
• Rakiplerin araştırılmasında kaynak oluşturur,
• Yeni iş ortam ve olanaklarını kendine çeker,
• Ürün ve hizmet satışında artış sağlar,
136 Dijital İletişim ve Yeni Medya
http://twitter.com/#!/kocholding
Sosyal Ağlar
Sosyal ağlar, kullanıcıların kendi içeriklerini yaratabildikleri, zaman ve mekandan bağım-
sız olarak iletişim kurabildikleri, istedikleri kişilerle ortak bir sosyal alan oluşturabildikleri
sanal buluşma ortamlarıdır. Sosyal ağlar, sosyal medya platformu içerisinde en popüler
alanlardır. Facebook, Myspace gibi arkadaşlık sitelerinin yanında LinkedIn, Netlog, Xing
gibi iş bağlantılı sosyal ağ sitelerinin varlığına da rastlamaktayız. Özellikle iş bağlantılı
sosyal ağ siteleri profesyonel hayatın paylaşıldığı, eğitim, iş alanı gibi özelliklerin dikkate
alındığı, yapılan işlerin ve ortak konuların paylaşılmasına fırsat veren ağlardır. Ayrıca bu
ağlar, iş ve eleman arama siteleri gibi de çalışmaktadır. Sosyal ağlar ister arkadaşlık sitesi
olsun ister iş bağlantılı siteler olsun, kurumsal iletişim uygulamaları için oldukça uygun
bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal ağların toplulukları organize etme ve hare-
kete geçirme konusundaki örnekleri göz önünde bulundurulduğunda, hedef kitleyi ikna
etme amacıyla kullanımı da kurumlar tarafından dikkate değerdir (Alikılıç, 2011; 36).
Sosyal ağların kurumlar açısından tercih edilmesinde bazı nedenler şunlardır:
• Kuruma ait içeriğin daha hızlı yayılması için de uygun bir araçtır.
• Kurumun sosyal ağlarda yer alması, farkındalığının artışını da sağlayacaktır.
• Kurumların sosyal ağlardaki varlığı, iletişim teknolojilerindeki yaklaşımları takip
etmesinin göstergesi olması açısından kuruma itibar sağlayacaktır.
• Kurumların gerçekleştirdikleri etkinliklerinin duyurulmasında etkin olarak kulla-
nılmaktadır.
• İki yönlü iletişim ve etkileşime olanak vermektedir.
Kurumların özellikle hedef kitlesi ile etkileşiminde sosyal ağların kullanımı için ku-
rumların farklı uygulamalara da yönelmesi gerekir. Bunun için etkinlikler kapsamında
çeşitli iletişim programları da yürütülmelidir. Sosyal ağlar hedef kitlenin kurumla iletişim
kurabilmesi açısından hem kolay hem de ek bir kanal yaratmaktadır. Bu sayede etkili ile-
tişim yöntemlerinin uygulanması, hedef kitlenin tanınması ve yönlendirilmesi açısından
kuruma kolaylık sağlayacaktır. Sosyal ağlar, itibar yönetim aracı olarak, hedef kitlenin
kurum hakkında yazdıklarını takip edebilmekte ve sorulara ya da sorunlara daha çabuk
yanıt verme fırsatı yaratmaktadır.
Sosyal ağlarda sadece kurum ve hedef kitle iletişiminin olmadığını unutmamak gere-
kir. Hedef kitle de sosyal ağ sitelerinde kendi aralarında iletişim kuracaklardır. Bu iletişi-
min olumlu ve olumsuz sonuçları olabilmektedir. Kurum hakkındaki beğenilerini pay-
138 Dijital İletişim ve Yeni Medya
http://www.facebook.com/doguscay
Facebook ve diğer sosyal medya siteleri kurumun hedef kitlesi ile doğrudan iletişime
izin veren küresel ve popüler bir pazarlama ve iş kanalı olarak görülmektedir. Facebook
siteleri, kurumsal sponsorluklar için de fırsatlar sağlamaktadır. Ziyaretçilere ait demografik
veriler, yaş, cinsiyet, coğrafi konum, ilgi alanları ve diğer verilere dayanarak, site ziyaretçile-
ri için özelleştirilmiş reklamları görüntülenebilmektedir. Kurumların, Facebook kurumsal
sayfalarında etkileşim sağlayabilmek için duvar yazısı eklemeleri mümkündür. Kurumlar
genellikle facebook duvar yazısı olarak şu içerikleri kullanmaktadır (Dekay, 2012):
• Ürünlerin veya hizmetlerin doğrudan pazarlanması (yeni ürün satışı veya duyurular)
• Sponsorluğundaki etkinliklerin tanıtımı (örneğin yardım yürüyüşleri ya da tenis
turnuvaları)
• Araştırmalar (örn. anketler gelecekteki iş yerleri ile ilgili)
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 139
• Bilgilendirme duyuruları (yeni mağaza açılışları gibi)
• Yenilik veya etkinliklerle ilgili “eğlenceli” sorular (örn. “En iyi öneriyi kim sunacak?)
Vikiler
Vikiler, kurumlara içerik ekleme ve düzenleme imkanı vermektedir. Bilgi paylaşımı özel-
likle broşür biçiminde hazırlanmaktadır. Veri tabanı olarak kullanımı da söz konusudur.
Bir kurum içerisindeki farklı departmanlar tarafından hazırlanan dokümanların ortak
bir alanda paylaşımına olanak verir. Kurumlar iş görme biçimlerini de vikiler aracılığıyla
paylaşmaktadır. Alım satım politikaları, sponsorluk başvuruları, başvurulacak hizmetler,
işlem ya da programın nasıl gerçekleştiği gibi konularda vikileri bir tür kılavuz olarak kul-
lanmaktadır. Kurumların vikileri kullanma nedenlerini şöyle sıralanabilir (Akar, 2010; 73):
• Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı,
• Dağınık dokümanların bir araya toplanması,
• Notları, ajandayı, takvimi, planları yönetme,
• Ucuz ve herkes tarafından erişilebilir proje yönetim aracı,
• Hem iç hem de dış hedef kitlenin dokümanlara ulaşabileceği bir platform.
Türkiye’de yaygın olarak kullanılan vikiler, Wikipedia ve Ekşi Sözlük’tür. Wikipedia.
org sitesi kullanılarak, Toplu Projeler altında yer alan “vikiprojeler ve portallar” aracılığı
ile kurumsal işbirliklerine gitmek ve hedef kitle ile ortak projeler yürütmek mümkündür.
Wikipedia sayfalarında yer almanın kurum için sağladığı avantajlardan biri, kurumun gö-
rünürlüğünü arttırarak iyi bir itibar sağlamasıdır. Ayrıca Wikipedia sayfalarından paylaşı-
lan bilgilerin yanında, kurumsal web sayfasına ve kurumun diğer sosyal medya araçlarına
verilecek bağlantılarla da hedef kitlenin kurum hakkında daha fazla bilgi edinebileceği
ortamlara ulaşması sağlanır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi:Topluluk_portali
İçerik Toplulukları
Youtube, Flickr, SlideShare gibi video, fotoğraf ve sunum dosyalarını paylaşmaya fırsat
veren bu siteler giderek yaygınlaşmaktadır. Kurumlar, ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım vi-
deolarını bu siteler aracılığı ile paylaşmaktadır. Kurumlar, kendi kurumsal web sayfaların-
da bu tanıtım görüntülerinin indirilmesine imkan vermiş olsa da içerik topluluklarında
veya bir başka yaygın deyişle medya paylaşım sitelerinde daha kolay izleme ve bu sitelerin
veri tabanından da erişim sağlaması açısından tercih edilir duruma gelmiştir. Kurumlar
böylece videonun izlenme oranlarını da takip edebilmektedir. Bunun yanında bu sitelerde
sunulan görüntüleri, hedef kitlenin tercihleri doğrultusunda diğer sosyal medya platform-
larında da kolaylıkla paylaşılmasına olanak sağlaması, işletmeyle ilgili bilginin kolaylıkla
yayılmasına olanak sağlayacaktır.
Kurumsal iletişim çalışanları içerik topluluklarını çalışanlarla ilişkiler, müşteri ilişki-
leri ve eğitimi amacıyla kullanabilmektedir. Kullanıcıların anahtar kelimelerle arayarak
izleyebildikleri videolar VOD (video on demand) türündeki Internet videolarıdır.
http://www.slturkiye.com/
Resim 6.1
Sosyal medyada
kurumsal kimliğin
kullanımı örneği
Kaynak: http://
www.facebook.com/
arcelik?ref=ts&fref=ts
(Erişim:15.10.2012)
Kurumlar için sosyal medyada kimlik oluşturmanın çeşitli yolları vardır. Kurumlar
bu belirleyiciler için mümkün olduğunca dikkatli davranmalıdır. Her sosyal ağ kullanıcı
profilin nasıl çalıştığını ve iş açısından nasıl yapılandırıldığının farkında olmalıdırlar. Sos-
yal ağlarda kurumun hedef kitlesinin, kurum otoritesine sahip kişi ile konuştuğunu fark
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 143
etmesi sağlanmalıdır. Kurumla bir araya gelen tüketiciler iyi tasarlanmış ve iyi uygulanan
sosyal medya, anlaşıldık-larını hissettirecek ve kurum onların tatmin olmasını sağlaya-
caktır. Özellikle sosyal ağ üyelikleri kurumsal web sayfaları üzerinden gerçekleştirilme-
lidir. Sosyal medya sitelerine yönelik güvenlik konularında kurumların hedef kitlesini
uyarması, sağladıkları hizmeti değerli hale getirir. Kurumlar sosyal medya uygulamaları
kullanarak izleyicilere ulaşabilir ve iletişim etkililiğini arttırabilir.
Kurumların sosyal medyadaki varlığı kurumların farkındalığını ve tanınırlığını arttı-
racaktır. Sosyal medya araçlarında kurum kimliği özelliklerine yer verilmesi kurum kim-
liğinin bilinirliğini arttıracaktır.
Yatırımcı İlişkileri
Yatırımcı ilişkileri profesyonellerinin, kurumun karlılığını takip edebilmeleri açısından
mümkün olduğu kadar sık kurumlarla iletişim kurmaya ihtiyacı vardır. Finansman ko-
nusu önemli olduğu için yatırımcı ilişkilerinde daha güçlü iletişim becerilerine ihtiyaç
duyulmaktadır (Argenti, 2009; 212). Sosyal medya geleneksel iletişim araçlarının yanında,
hızlı, etkileşimli ve alternatif iletişim yollarını içermektedir. Kurumsal web sayfaları, vide-
okonferans uygulamaları ve sosyal medyadan da bu alanda yararlanılmaktadır. Özellikle
videokonferans uygulamaları farklı şehirlerdeki yatırımcıları bir araya getirebilme fırsatı
sağladığı için oldukça önemli bir uygulama olarak görülmektedir. Öncelikle kurumların
web sayfalarının yatırımcılar için etkili bir iletişim ve bilgi sunum aracı olarak görüldü-
ğüne dikkat etmelidir.
Kurumsal web sayfalarında, kurumların yer alan yatırımcılara yönelik olarak yer al-
ması beklenen bilgiler şunlar olabilir (Sayımer, 2008;164):
• Ticaret sicili bilgileri,
• Hisse bilgileri,
• Organizasyon şeması,
• Finansal bilgiler,
• Faaliyet raporları,
• Mali tablolar ve raporlar,
• Yatırımcı ilişkileri takvimi,
• Toplantı tutanakları,
• Yatırımcılara yönelik sunumlar,
• Sahip olunan standartlar,
• Alınan ödüller,
• Sıkça sorulan sorular.
Internet kurumların hedef kitlesine kurum hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlayarak
büyük şeffaflık sergilemesine fırsat verir. Bu bilgiler genellikle web sayfalarında yer alan
rutin bilgilerdir. Kurumların sosyal medyayı kullanarak yatırımcı ilişkilerini de yönetmeyi
tercih edecekleri bir platform olarak düşünürsek, yapılabilecek çok şey olduğunu görebili-
riz. Özellikle facebook ve twitter gibi sosyal ağlar ve mikroblogların kullanımında içerikle
ilgili şu konular önerilmektedir:
• Hisse senedinde meydana gelen değişimlerin duyurumu,
• Yapılan anlaşmalar ve kurulan ortaklıklar,
• Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları,
• Alınan ödüller,
• Kazanılan standart anlaşmaları.
Yatırımcılar için kurumlara ait diğer bilgilerin yanı sıra finansal performansında anla-
şılması gerekir. Bunun için teknik ya da mali raporların yanında daha kolay anlaşılır ifade-
lerin yer alabileceği platformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Yatırımcı ilişkilerinde bloglarda
144 Dijital İletişim ve Yeni Medya
önemli bir platform olarak değerlendirilmelidir. Üstelik bloglarda yazılara yorum yapmak
ve soru sormak da daha kolaydır. Yatırımcı ilişkilerinde bloglara yönelik iletişim stratejisi
şu konular üzerinde odaklanmaktadır:
• Özellikle önemli ve kapsamlı anlaşmalar ve ortaklıklar öncesinde konunun bloglar
aracılığı ile tartışmaya açılması ve fikrilerin değerlendirilmesine fırsat sağlar.
• Yatırımcıların katılacağı toplantılar öncesinde gündemi belirlemek için açık bir or-
tam oluşturulmasını sağlar.
• Toplantı sonrasında ise toplantıya yönelik geribildirimlerin alınması ve toplantının
başarı düzeyi konusunda fikir edinilmesini sağlar.
Video ve medya paylaşım araçları aracılığı ile yönetici konuşmaları, ödül törenleri,
finansal bilgi içeren sunumlar yatırımcılarla paylaşılabilir. Internet kurumlara hedef kitle-
sine kurum hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlayarak büyük şeffaflık sergilemesine fırsat
verir (Argenti, 2009; 242).
Yatırımcı ilişkilerinde genel olarak sosyal medya platformlarının kullanımı kurumun
şeffaf yapısını göstermekte, iletişim için açık bir kurum olduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca
sosyal medyanın iki yönlü iletişime izin veren yapısı kurumun yatırımcıların görüşlerini
doğrudan ve sıklıkla alabilmesine olanak sağlamaktadır. Böylece kurumlar finansal yöne-
timlerini gerçekleştirirken farklı bakış açılarını görebilmekte, önerileri değerlendirebil-
mek ve finansal sorumluluğu paylaşabilmektedir.
Çalışanlarla İlişkiler
Günümüzde internet teknolojisi çalışanların birbirleriyle daha kolay iletişim kurabilme-
sine fırsat sağlamaktadır. E-posta, intranet uygulamaları, bloglar ve videokonferanslar sa-
yesinde birbirine oldukça uzak mesafedeki çalışanlar kurum içi iletişim kurabilmektedir
(Argenti, 2009; 199). Kurum içi iletişimde yaygın olarak intranet kullanılmaktadır. Intra-
net çalışanların kurum içerisindeki programların ve yazışmaları paylaşılması için uygun
ve güvenli bir ortam sunmaktadır. Intranet ayrıca çalışanların diğer çalışanlarla da iletişim
kurabilmesine fırsat sağlamaktadır. Sosyal medyanın gelişimiyle beraber intranet, çalışan-
lar arasındaki iletişime alternatif bir iletişim ortamı sunmuştur.
Kurumsal iletişim çalışmaları kapsamında kurum çalışanları arasında uyumlu ve
verimli bir çalışmanın sağlanması için özellikle sosyal medyadan yararlanılması yerin-
de olur. Kurumun yönetimi tarafından çalışanların bilgilendirilmesi aşamasında kurum
çalışanlarına yönelik blog uygulamaları yapılabilir, çalışanların işlerini ortak projeler
kapsamında koordineli bir biçimde yürütebilmesi için viki çalışması gerçekleştirilebilir,
yöneticiler, çalışanlarının işlerini yine bloglar aracılığı ile takip edebilir, sosyal konuların
paylaşımı için facebook ve twitter uygulamalarından yararlanılabilir. Çalışanlarla ilişkiler
kapsamında sosyal medyanın kullanımı oldukça etkilidir.
Kurum içi iletişim kapsamında kullanılabilecek çok sayıda sosyal medya uygulaması
vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Çevrimiçi Haber Bültenleri: Kurumlar artık basılı haber bülteni kullanmak yerine
bunu internet aracılığı ile dağıtmaktadır. Böylece sosyal medya bağlantılarını kurmak
oldukça kolaylaşmaktadır. Bu durumda kurum içi iletişim aracı olan haber bültenlerine
yorum yapmak ve bu bültenlere etkileşim katmak olanaklı hale gelmiştir. Çevrim içi haber
bültenlerinde yer alabilecek bilgiler ise şöyle sıralanabilir (Sayımer, 2008; 213):
• Genel kurum haberleri
• Atama, terfi ve işe yeni başlayanlar
• Eğitim kursları
• Tatil çizelgesi
• Personel haberleri
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 145
Kurum içi E-posta Sistemi: Kurum içerisinde gerçekleştirilmesi gereken yazışmaların
internet ortamına aktarılması, daha ucuz, daha hızlı ve daha fazla yer tasarrufu sağlar. Bu
yöntemin kullanılması, kağıt masrafını ortadan kaldırdığı için maliyet açısından ekono-
miktir. Metin üretilir üretilmez, basım ve dağıtım için bekleme süresi olmaksızın yazılar
gerekli kişilere gönderilebilir. Ayrıca bu yazışmalar yine bilgisayar ortamında kaydedile-
rek depolanabilir. Bu da fiziksel mekanlar açısından bir rahatlama getirmektedir. Bu siste-
min tek sorunlu yanı e-postalar hızlı bir biçimde alıcıya gönderilse bile alıcının bu mesajı
hemen gördüğünden emin olunamamasıdır. Çalışanlar gün içerisinde e-posta mesajı uya-
rı sistemlerini açık tutarak bunun bir sorun halinden çıkarılması sağlanabilir. E-postalar
eş zamansız iletişim olanağına sahiptir. Ancak yine iki yönlü ve etkili bir iletişim kurma
fırsatı da sunmaktadır. Sosyal medya araçlarında olduğu gibi mesajın gruba değil, kişisel
mesajların gönderilmesine de imkan tanır. E-posta sisteminde mesajı bir kişi ya da adres
olarak çok sayıda kişi seçilmişse onlara ulaşacaktır.
Bloglar: Çalışanlar arasındaki iletişimin daha etkin ve yaygın olarak gerçekleşmesi-
ne fırsat sağlayan sosyal medya araçları aynı zamanda çalışan yönetici arasındaki iletişimi
daha etkinleştirmektedir. Kurumun değerlerini anlatmak ve kurumsal bağları güçlendir-
mek amacıyla özellikle bloglardan yararlanıldığı görülmektedir. Kurumların iletişim açı-
sından açık ve şeffaf bir iletişim ortamı sundukları bloglarda çalışanların görüşlerinin alın-
ması, dikkate alındıklarını hissetmeleri önem taşımaktadır (Vural & Öksüz, 2008). Çalışan
blogları kurum içinde çalışanların kendi aralarında yazışmaları ve bir şeyler yayınlamaları
verimlilik ve yeniliklerin geliştirilmesi açısından uygun bir ortam sunmaktadır. Kurum ça-
lışanları arasındaki blogları şu amaçlarla kullanabilmektedir (Raghavan, 2006):
• Haberler: Çalışanlar endüstri/kurum haberlerine katkı sağlamaktadır.
• Beyin Fırtınası: Çalışanların strateji, süreç ve daha gayri resmi diğer konularla
ilgili beyin fırtınası ortamı sağlar.
• Müşteriler: Müşteri ziyaretleri veya aramaları hakkında bilgi paylaşımı sağlar.
• Bölüm: Başarı ve önerilerin paylaşımında iç iletişim açısından bölüm içi ağ yar-
dımcı olur.
Bloglar, kurumların hedeflerine ulaşabilmesi için içeriği yönetebildikleri web sayfa-
ları olarak görülmektedir. Özellikle çalışan bloglarının oluşturulması kurumun şeffaf bir
kurum olmasında önemli bir adım olarak görülmektedir. Ancak çalışan blogları için bir
kontrol sorunun yaşanabileceği göz ardı edilmemelidir. Kontrol baskısı altındaki blogların
da hedefine ulaşması çok mümkün değildir. Çalışanların bloglarının yazımında bir parça
serbestlik verilmelidir. Aksi takdirde blogların inandırıcı olması beklenemez. Bu sorunun
üstesinden gelebilmek için öncelikle bir iletişim stratejisi geliştirilmesi gerekir. Kurum yö-
neticileri gerginliği ortadan kaldıracak yöntemler geliştirmelidir. Blog içerisindeki tartış-
maların nasıl yürütüleceği konusunda ortak bir yol bulunabilir.
Kurumsal Reklamcılık
Ürün ve hizmet satışına yönelik olarak daha çok karşımıza çıkan reklamlar bazen sadece
ürün/hizmet yerine kurumu ön plana çıkaran reklamlar olarak da sunulmaktadır. Kurum-
sal itibar yönetimin temel bir parçası olarak görülen kurumsal reklamlar ürün ve hizmet
reklamları gibi satış amacı taşımamaktadır. Kurumun saygınlık duyuruları, yönetim kut-
lamaları, yaptığı sponsorlukları, yardım kampanya duyuruları ve herhangi bir nedenden
ötürü teşekkür iletilerini içerden reklamlar kurumsal reklamlar olarak adlandırılmaktadır
(Okay, 2009; 89).
Online, interaktif ya da internet reklamcılığı olarak adlandırılan ve internet üzerinden
web sayfalarında ve sosyal medya araçlarında karşımıza çıkan reklamlar giderek yaygın-
laşmaktadır. Ürün ya da hizmet reklamlarının yanı sıra kurum reklamları da bu yeni mec-
146 Dijital İletişim ve Yeni Medya
rada yer almaktadır. İnternet reklamcılığını kurumsal reklamlar kapsamında iki şekilde
değerlendirmek mümkündür: Öncelikle web sayfalarının çokluğu ve sosyal medya araç-
larına her gün yeni birisinin eklenmesi söz konusudur. Böylece reklamların yayınlanacağı
mecralarda artışın meydana gelmesi kurumsal iletişim açısından daha geniş bir reklam
alanı yaratmaktadır. Internet reklamcılığını ele alırken bu reklamlara yönelik eleştirilerin-
de dikkate alınması gerekir. Hemen her ekranda reklamlarla karşılaşılması kullanıcıların
rahatsız hissetmelerine neden olmaktadır. İkinci olarak, internet reklamcılığının, reklam-
cılar açısından en büyük avantajı ise görüntüleme ya da tıklama başına yapılan ücret-
lendirmelerin reklamın etkilerinin değerlendirilmesi için de bir fırsat sağlamasıdır. Glo-
bal Web Index Türkiye Araştırması sonuçlarına göre (Digital Kullanma Kılavuzu 2012;
21) Türkiye’de her 10 aktif internet kullanıcısından 7’si markanın web sayfasını ziyaret
etmekte ve 4’ü markanın sosyal ağlardaki sayfasını ziyaret etmektedir. Bu durum sosyal
medyanın reklam mecrası olarak etkili bir biçimde kullanımını için fırsat sağlamaktadır.
Geleneksel kurumsal reklamcılık uygulamalarını yeni medyaya taşımak, yeni bir mecra
yaratmanın ötesinde, internet reklamcılığı uygulamalarının da kullanımıyla reklamları
daha etkin kullanılabilir hale getirmektedir.
Internet reklamı, geleneksel reklamın internette yer alan iletişim biçimleri olarak ele
alınmaktadır. Internet reklamları, kullanıcı deneyimi ve iki yönlü iletişim fırsatı sağla-
maktadır. Internet reklamcılığı interaktif bir yapıya sahiptir. Geleneksel medyaya göre
daha çekici unsurlara sahiptir. Hedef kitle ile uzun vadeli ilişki kurmak için bir yöntem
sağlamaktadır. Internet reklamcılığı kurumsal reklamcılık açısından ele alındığında farklı
kullanım yollarını görmek mümkündür. Bannerler, arama raporu reklamları, mobil rek-
lam, e-posta ile gelen reklamlar, in game advertising ve viraller gibi uygulamalardan olu-
şan internet reklamlarından söz etmek mümkündür.
Kaynak: http://
twitter.com/i/#!/
garanti/media/
slideshow?url=pic.
twitter.
com%2FJXFFmHBF
(Erişim:15.10.2012)
Konu Yönetimi
Geleneksel olarak gerçekleştirilen konu yönetiminde bir plan dahilinde hareket edildiği
gibi sosyal medya kullanımında da bir yönetim planının bulunması gerekir. Konu yöne-
timi kapsamında sosyal medyada online iletişim kullanımı gerçekleştirdiği için aslında
oldukça büyük bir risk taşımaktadır. İletişim stratejisinin oldukça dikkat hazırlanması ve
tüm olası sorunların hesaplanması gerekir. Kesinlikle hazır olunmadan bu çalışmaya ge-
çilmemelidir. Aksi durumda bir konu yönetimi çalışması bir krize neden olabilir. Bu iş
için bilgili ve yetkili bir ekibin görevlendirilmesi gerekir. Yönetim planında ekibin tüm
olasılıkları düşünmeli ve gerekli cevapları hazırlamalıdır. Gelecek sorular ya da eleştiriler
için tatmin edici cevaplar oluşturulmalıdır.
Özellikle önemli konularda teknik adımları da içeren mesajların oluşturulması, online
iletişim yollarının açık tutulması, konuşma başlatmak, özür dilemek ya da soruları cevap-
landırma gibi etkinliler planlanmalıdır. Sosyal medya kapsamında yapılabilecek çalışma-
lar şunları içermektedir:
• Kurum veya konuyla ilgili bloglar oluşturulmalı
• Bloglara gönderilen yorumlar değerlendirilmeli
• Konuya destek sağlayacak, konu ile ilgili devlet uygulamalarına ait web sayfası ve
sosyal medya araçlarına bağlantı kurulmalı
• Konu kapsamında öncülük eden diğer blogların gönderileri takip edilmeli
• Konuyu açıklayan sosyal medya bültenleri oluşturulmalı ve dağıtımı yapılmalı
• Konu ile ilgili reklamlar ya da haber videoları YouTube aracılığı ile yayılmalı
• Kurumsal web sayfasında facebook, twitter gibi yaygın olarak kullanılan sosyal
medya araçlarının bağlantısı verilmeli
Sosyal medya araçlarının konu yönetimi amaçlı kullanımında proaktif çalışmaların
gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır. Kurumun belirlediği iletişim politikaları ve oluş-
turduğu stratejik plan çerçevesinde ele alacağı konu ve çözüm önerilerini hedef kitlesine
sunmalıdır. Proaktif çalışmalar kurum itibarının yönetilmesine katkı sağlayacak çalış-
malardır. Ancak sosyal medyanın hızlı ve yaygın etkisinin dikkate alınması ve iletişim
çalışmalarının çok dikkatli yürütülmesi gerekir. Aksi takdirde sosyal medyadaki iletişim
içeriği çok kolay biçimde bir krizin patlamasına neden olur. Bu olumsuz sonuçtan sa-
kınabilmek için kurum adına yürütülen sosyal medya çalışmalarının iletişim ve halkla
ilişkiler alanında uzman kişiler tarafında yürütülmesi yerinde bir karardır. Sosyal medya
çalışanlarının teknik servis çalışanlarından farklı özelliklere sahip olması gerektiğinin far-
kında olunması kurum yöneticileri için göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Konu
yönetimi ve sosyal medya konularında bilgi sahibi çalışanlardan bir ekip oluşturulmalı ve
konunun takibi yapılmalıdır. Konun takibi için sadece kurum tarafından oluşturulan ve
kullanılan sosyal medya aracı değil diğer yaygın sosyal medya araçları ve konu ile bağlan-
tılı öncü kişi ve kurumların sosyal medya içerikleri de takip edilmelidir.
Devletle İlişkiler
Kurumların tüm yasal düzenlemeler ve denetimler kapsamında işlerine devletin karıştı-
ğını söylemek mümkündür. Kurumların devletle ilişkilerine baktığımızda özellikle sosyal
kampanyalar ve lobicilik çalışmaları açısından yoğunluk kazandığı görülmektedir. İnter-
netin gelişmesiyle birlikte kurumların devlete yönelik iletişim çalışmalarının da geliştiği
görülmektedir. Kurumlar devletle ilişkileri kapsamında web takibine, konu odaklı web
sayfaları oluşturmaya ve online ağlar aracılığı ile gerçekleştirilen lobi faaliyetlerine destek
vermeye çalışmaktadır (Argenti, 2009; 276).
Günümüzde kurumsal web sayfaları sosyal kampanyaların etkin iletişim araçları ola-
rak kullanılmaya başlamıştır. Sosyal sorun ve kampanya ile ilgili tüm bilgilerin ve ileti-
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 149
şim bilgilerinin yer aldığı ve kampanya ile ilgili gelişmeleri takip edebildikleri, kampanya
yürütücülerinin kimlik bilgilerine ulaşıldığı bu sayfalar sosyal kampanyalar için oldukça
önemlidir. Ticari kurumların bazen sosyal sorunların çözümü için devlet kurumları ya
da bakanlıklarla ortak çalıştıkları görülmektedir. Böyle bir çalışma kurumun yürüttüğü
kampanya ile ilgili kapsamın genişliğini değerlendirmek açısından önemlidir. Web sayfa-
ları ise bu ortak çalışmaları duyurmak için uygun bir ortamdır. Genellikle devlet kurum-
larının onayı ya da desteği ile gerçekleştirilen kampanyalar, kampanya web sayfalarında
bu bağdan söz etmektedir. Sosyal medya araçlarının gelişmesiyle birlikte özellikle twitter
ve facebook uygulamalarında bu ortak kampanyaların yer aldığı görülmeye başlamıştır.
Sosyal medyanın kullanımı ticari kurum ve devlet çalışanları arasındaki etkileşimi de art-
tırmaktadır. Özellikle sosyal kampanyalar gibi konularda daha güçlü ilişkilerin ve anlık
iletişimin sağlanması kampanyalarının başarısını etkilemektedir. Örneğin, Koç Toplulu-
ğu, Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle, “Mesleki-Teknik Eğitimi Özendirme Programı“nı
yürütmektedir. Bu kampanya ile bağlantılı olarak facebook ve twitter hesabı da açılmıştır.
http://www.facebook.com/pages/Dumans%C4%B1z-Hava-Sahas%C4%B1/69294880054
(erişim tarihi: 23.10.2012)
Kurumsal İtibar
Kurum içindeki ve dışındaki hedef kitlenin kurum hakkındaki algılamaları olarak tanım-
lanan kurumsal itibar, kurumsal iletişim fonksiyonlarından biri olarak ele alınmaktadır.
Kurumsal itibarın elde edilmesi için en temel çalışma hedef kitle ile iyi ilişkiler kurulma-
sına dayanmaktadır. İç ve dış hedef kitlenin güvenini kazanmak ve korumak için itibar
yönetimi gerçekleştirilmelidir. Sosyal medyanın kullanılmaya başlamasından sonra hedef
kitle ile iletişim kurabilme fırsatı itibar yönetimi için temel olmuştur. Kurumsal başarının
sağlanması için bu topluluklara yönelik stratejik iletişim çalışmalarının gerçekleştirilmesi
önerilmektedir (Byard, 2012).
Sosyal medya ortamında kullanılan platformlar, kurumların itibarlarını yönetmesi-
ne fırsat sağlamaktadır. Bir kurum, sosyal medya ortamında itibarını yönetebilmek için
150 Dijital İletişim ve Yeni Medya
özellikle blogları kullanabilir. Bloglar aracılığı ile imajını güçlendirecek bilgi akışı sağla-
yabilir ve kullanıcılarla etkileşim içerisinde olasıdır. Bloglar kurumların kendileri ile ilgili
olarak gündem oluşturabilmelerine olanak sağlamanın yanında, hedef kitlenin öneri ve
şikayetlerini doğrudan alabilmesine de fırsat tanımaktadır. Böylece kurumlar hedef kit-
lenin kendileri hakkındaki düşüncelerini takip edebilmeleri de kolaylaşmaktadır. Ancak,
itibarın iyi yönetilebilmesi için hedef kitle ile karşılıklı iletişim kurmaya, onların öneri ve
şikayetlerine cevap vermeye ve onlara karşı dürüst, şeffaf davranmaya özen göstermelidir.
Blogların temel amacı hedef kitleye kurumla ilgili bilgiler vermenin yanı sıra hedef
kitlenin düşünce ve tutumları üzerinde kontrol sağlayabilmektir. Kurum hakkında verilen
bilgilerin doğru, açık ve net olması gerekir. Gereksiz, yalan yanlış bilgiler içeren bloglar
hedef kitle üzerinde olumsuz bir etki yaratacak ve bu durum kuruma karşı güvensizlik
yaratacaktır. Böyle blog sayfaları kurum itibarının sarsılmasına bile neden olabilir.
İtibar yönetiminde sosyal medya platformlarında kurumla ilgili haberlerin takip edil-
mesi ve olumsuz söylemlerle karşılaşıldığında uygun bir üslupla verilen cevaplarla olum-
suz bu durumun iyileştirilmeye çalışması da önem taşır. Kurumla ilgili mesaj ve haberle-
rin takibi, olumsuz olayların ortaya çıkmasını engelleyerek de itibarın korunmasına katkı
sağlar. Kurumsal itibarın sosyal medya aracılığı ile iyi bir biçimde yönetilebilmesi için
ayrıca, markaya ve kuruma yönelik reklamlar, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları,
sponsorluk bilgileri, etkinlik bilgileri, alınan ödüller ve başarılar da paylaşılabilir. Sos-
yal medya ortamında itibarın izlenmesi ve korunmasını sağlamak için şunlar yapılabilir
(Güçdemir, 2010; 75):
• Arama motorları ve sosyal ağlarda işletme ve marka ile ilgili tüm anahtar kelimele-
rin düzenli olarak takibi.
• Technorati ve Feedster gibi blogları takip eden sistemlerin düzenli izlenmesi
• Hedef kitlelere sistematik ve doğru bilgi akışının sağlanması
Sosyal medya, kurumların stratejik iletişim çalışmalarını da etkilemektedir. Sosyal
medya kullanımının geleneksel itibar yönetimi açısından farklılıkları ve yenilikleri de be-
raberinde getirmiştir (Aula, 2010):
İlk olarak, sosyal medya kurumsal iletişim sağlamak için tek kanal değildir. Sosyal med-
ya platformları topluluk etkileşimi için geniş bir ortam sunmaktadır. Bu etkileşimler her
kurum için önemli bir izlenim yaratmaktadır. Bu nedenle, sosyal medya platformları kulla-
nıcılarının kurumlarını değerlendirmelerine olanak tanıyan bir alan olarak görülmektedir.
İkincisi, stratejik itibar yönetimi kapsamında kısa vadeli çıkarlar için uygun bir alan
değildir. Sosyal medyanın, kurumun hedef kitlesinin beklentilerini karşılayacağı ve iş he-
deflerine yönelik iletişim kuracağı ve beklentilere göre davranışlarını belirleyeceği bir alan
olduğu unutulmamalı ve etik davranışların dışına çıkılmamalıdır.
Üçüncü olarak, sosyal medyada kullanıcılar bilgi arar ve sağlar ve kurum hakkında yo-
rumlar yapar. Kullanıcıların istenmeyen görüş ve yorumlarını göz ardı etmek ya da onları
cevapsız bırakmak ileride düzeltilmesi zor riskler yaratabilir.
Yakın geçmişe kadar kurumlar herkesin var bizim de bir web sayfamız olsun düşüncesiy-
le hareket ediyorlardı. Ancak son beş yıldır özellikle sosyal medyanın etkisini arttırmasıyla
beraber kurumlar web sayfalarının tasarımına kurumsal itibar kapsamında daha fazla önem
vermeye başlamışlardır. Kurumsal web sayfalarının içeriği ve tasarımı konusunda daha
özenli olmaya ve web sayfalarını etkili iletişim amacıyla kullanma yoluna gitmektedirler.
Ancak bu sitelerin ziyaretçi sayısının az olması, istenen etkinin yaratılmasını engelleyecektir.
Kriz İletişimi
Kriz döneminde ise geleneksel medyanın yanı sıra sosyal medyanın da takip edilmesi
gerekir. Özellikle haber bloglarının takibi, ürün ve alanla ilgili blog yazarlarının takibi
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 151
de yapılmalıdır. Blogların takibiyle kurum hakkında yaşanan krizle ilgili haberlere cevap
verilmesi, olumsuz haberlerin yayılmasını engelleyecektir. Ancak haberlere açık ve dürüst
cevap verilmesi çok önemlidir. Kurumların, sosyal medyayı kriz durumunda bir savunma
yeri olmaktan çok, çözüm bulma yeri olarak görmeleri daha yerinde bir davranış olacak-
tır. Internet’in kriz dönemleri için yarattığı avantajlar (Sayımer, 2008; 244):
• Web siteleri ve kurumsal bloglar çeşitli spekülasyonlarla başa çıkma konusunda
yardımcı olur.
• İşletmeyle ilgili bilgilerin hızla yayılmasını sağlar.
• Basın bültenleri ve duyurumlar aracılığı ile kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanır.
• Kriz sürecinde temel enformasyon kaynağı olarak rol oynar.
• Bloglarda yer alabilecek resim ve görüntülere kolay erişim sağlar.
• İşletmenin açıklık ve şeffaflık politikasına destek olur.
• Hedef kitle ile etkili iletişim kurulmasına olanak sağlar.
Sosyal medya platformlarında hedef kitle ile etkileşim içerisinde olmak daha kolaydır.
Bunu avantaj olarak kullanabilmek kurumun elindedir. Ancak, bu platformlarda hedef
kitle ile tartışmaya girmek en istenmeyen olaydır. Kurumların kriz iletişimini iyi yöne-
tememesi, yeni krizlerin yaratılmasına bile neden olabilir. Bu nedenle, kriz iletişiminde
sosyal medya alanında iletişimi yöneten kişilerin, özellikle kurumsal iletişim alanında uz-
man olması önemlidir. Internet’te kullanılabilir kriz iletişimi ile ilgili stratejiler şunlardır
(Taylor ve Perry, 2005: 211-212, akt: Güçdemir, 2010; 83):
• Tek yönlü iletişim taktikleri: Geleneksel iletişim yöntemlerinin Internette uygu-
lanmasıdır. Basın bültenleri ve toplantılarının Internet’ten yayınlanmasını içerir.
• Yenilikçi medya taktikleri: Bu taktikler beş kategoride toplanır:
• Diyaloğa dayalı iletişim
• Bağlantı linkleri: özel sayfalar
• Gerçek zamanlı bilgi ulaştırma
• Multimedya efektlerinden yararlanma
• Online sohbet fırsatının kullanılması
Sosyal medya ortamında hedef kitle ile etkileşim içerisinde iken, iletişimi yöneten kişi-
nin kurum adına cevap verdiğini göz ardı etmemesi gerekir. Sosyal medyada iyi yürütüle-
cek kriz iletişimi hedef kitlenin kuruma destek olmasını bile sağlayacak etkiler yaratabilir.
Kurumlar Internet’i kriz planlarına şu şekilde dahil etmektedir (Güçdemir, 2010; 83):
• Intranet sanal kriz yönetim merkezi olabilmeli,
• Web ortamı 7-24 izlenmeli,
• Kriz ekibinde bir bilişim ya da web uzmanı olmalı,
• Kurumsal web sayfanın dışında bağımsız kaynakların linkleri de bulunmalı,
• Kurumsal web sitesi güncel olmalı,
• Diğer blog yazarları takip edilmeli,
• Krize ait bir web sayfası hemen oluşturulmalı,
• Sosyal paydaşların iletişim bilgileri dikkate alınmalı,
• Web sitesinde online bir platform kurulmalı
Bir kurumun yaşadığı krizler bazen internet ortamından hatta sosyal medyadan kay-
naklanabilmektedir. Internet aracılığı ile iletişimde iki yönlü ve anlık iletişim her zaman
iyi sonuçlar vermeyebilir. İletişim hatalarını düzeltmek daha zor olabilir. Ayrıca kriz in-
ternet aracılı iletişim kapsamında ya da dışında nerde olursa olsun sosyal medya aracılığı
ile çok hızlı yayılmaktadır. Bu durum kurumun itibarını zedeleyebilir, borsa değerlerinin
düşmesine neden olabilir, hedef kitle üzerinde hoşnutsuzluk yaratabilir.
İnternet üzerinden iletişimin son derece hızlı yayılma ve kısa sürede çok sayıda kulla-
nıcıya ulaşabilme özelliği nedeniyle dikkatli davranılması gerekir. Kasıtlı bazı haberlerin
152 Dijital İletişim ve Yeni Medya
e-postalar, facebook ve blog gibi ortamlarda yer alması mümkündür. Bu tür bir durumun-
la karşılaşıldığında özellikle kurumsal bloglarda çok hızlı bir biçimde haberlerin doğru
olmadığına dair kanıtların sunulması olumsuz ifadelerin önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Bunun en yakın örneklerini ülkemizde Danone, Polonez ve LCW markalarının yaşadığı
görülmüştür. Danone ile ilgili e-posta, 6,3 milyon kişiye ulaşmıştır ve çocuklara yönelik
süt ve süt ürünleri pazarı yüzde 26 küçülmüştür. LCW markasının satışları ise yüzde 10-
15 oranında gerilemiştir. Kurumların bloglar dikkate alındığında karşılaşabilecekleri bir
başka sorunda kurumların bilgisi dışında kurumla ilgisi olmayan bilgilerin yer aldığı sah-
te bloglardır. Sahte blogları rakip firmalar ya da öfkeli müşteriler açabilmektedir. Adına
sahte blog açılan markalardan birisi de Canon’dur (Manavcıoğlu, 2009). Asılsız içeriklerin
yer aldığı, benzer karalama amaçlı e-posta zincirine maruz kalan kurumların yapabilecek-
leri şey internette kullanıcıların oluşturduğu içerikleri takip etmesidir.
Haberlerin detaylarını okumak için ilgili bağlantılara ulaşabilirsiniz. Öncel, Ü. (2009) “Sah-
te Canon blog’una ilginç Canon desteği!” Chip Online tr 22 Şubat http://www.chip.com.tr/
haber/sahte-canon-blog-una-ilginc-canon-destegi_11053.html Bilgin, D. C. (2007) “LCW:
Ticari kaygımız yok ama iftira bizi çok incitti” Hürriyet Ekonomi. 7 Kasım: http://www.hur-
riyet.com.tr/ekonomi/7638056.asp
Internette viral olarak yayılan online krizlerin türleri şöyledir (Uzunoğlu ve diğer,
2009; 169):
• E-posta zinciri ile yayılan mesajlar
• Sosyal ağ sitelerinde yayılan mesajlar
• Sosyal ağ sitelerinde oluşturulan eylem grupları
• Video paylaşım sitelerindeki videolar
• Haber gruplarında yayılan mesajlar
• Blog yazıları ve gelen yorumlar
• Şikayet sitelerindeki yorumlar
• Gazetelerin haber yorum bölümleri
• Tartışma forumlarındaki mesajlar
• Sahte web siteleri
• Karalama siteleri
Kurumlar, paydaşlarının kendileri ile ilgili görüşlerini farklı bloglarda paylaşmasından
ötürü, bu bilgilerden habersiz kalabilir. Bu bilgi eksikliği yüzünden olumsuz görüşlerin
yayılmasını kontrol edemeyebilir. İstenmeyen bu gibi durumlarla karşılaşmak istemeyen
kurumlar, pek çok farklı blog yazarını ya da grubunu takip etmek zorunda kalmaktadır.
Böyle bir durumdan korunmanın en iyi yolu, kuruma ait bir blogun oluşturulmasıdır.
Böylece tüketiciler, dilek ve şikayetlerini kurum blogunda paylaşma olanağı bulacaktır. Bu
sayede kurumlar hem şikayetlerden haberdar olabilecek, hem de yaşanan sorunları telafi
etmek için önemli bir fırsat yakalayacaktır. Bloglar proaktif bir çalışma olarak görülmek-
tedir. Yani, sorunları ya da ortaya çıkabilecek krizleri önleyici bir uygulamadır. Karşılaşı-
lan problemlerin çok büyümeden üstesinden gelmek daha kolaydır. Ancak bazı durum-
larda kurumların kontrol edemedikleri bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Kurum kendini bir
krizin ortasında bulabilir. Böyle durumlarda ise reaktif uygulamalar gerçekleştirilmelidir.
Bloglar kriz iletişimini sağlamak amacıyla ve hedef kitleye sorun ile ilgili detaylı bilgi ver-
mek ve yapılan yorumları değerlendirmek amacıyla kullanılmalıdır.
Internet ortamında ya da sosyal medya ortamdaki kriz iletişiminde dikkat edilmesi
gereken noktalar vardır (Demir, 2009): Geleneksel medyada olduğu gibi sosyal medya
üzerinden de medya analizlerinin yapılması gerekir. Kurum hakkındaki olumsuz ifade-
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 153
ler, şikayetler takip edilmeli ve gerekli ve yeterli cevap verilmelidir. Bunun için özellikle
yaygın olarak kullanılan tüketici memnuniyeti, şikayet web sayfaları gibi siteler takip edil-
melidir. Olumsuz haberler için çok hızlı bir biçimde cevap verilmesi olumsuz mesajların
daha geniş çevreye yayılmasını engelleyecektir. Verilen cevapların birçok kişi tarafından
okunabileceğine dikkat edilmeli ve kullanılan ifadelerde kibar davranılmalıdır. Haber
gruplarının moderatörleri ile iletişim kurulabileceği dikkate alınmalıdır. Olumsuz haber-
lere sadece cevap yazmak yeterli olmayabilir aynı zaman da olumsuz ifadeye neden olan
sorunun çözümünün de gerçekleştirilmesi gerekir.
Kurumun web sitesinde krizle ilgili bilgiler bulunmalıdır. Bilgilerin doğrudan kurum-
dan aktarılması en doğru ve güncel bilgiye ulaşılmasını sağlayacaktır. Böylece farklı yo-
rumların ya da düşüncelerin önüne geçilebilmesi sağlanmış olur. Özellikle krize yönelik
açıklamalara ve ayrıntılı bilgilere yer verilmesi aşamasında kurumsal web sayfalarından ve
sosyal medyadan yararlanılması hızlı ve yeterli bilgi sunumu sağlar ve kriz iletişimin etkin
biçimde yürütülmesine olanak verir. Ayrıca kriz iletişiminde medya ile ilişkilerinde ihmal
edilmemesi gerekir. E-posta gönderme ve online basın toplantısı gibi uygulamaların ya-
nında, sosyal medya bültenleri oluşturularak hızlı biçimde medya çalışanlarına ulaşılması
sağlanır. Sosyal medya bültenleri ayrıntılı bilgileri, görsel öğeleri, hareketli görüntüleri ve
gerekli bağlantıları içermesi açısından tatmin edici bilgi sağlamasının yanı sıra dijital or-
tamda içerik sağlaması nedeniyle medya çalışanlarının işini de kolaylaştıran bir uygulama
olduğu dikkate alınmalıdır.
• Bir düşünceye destek olmak üzere üyelik: Kurumlar sosyal sorunlara destek olabil-
mek için kamuoyu oluşturmada öncülük edebilir. Sosyal sorunu desteklemek üzere
oluşturulan özel web sayfalarına kayıt ya da sosyal medya üyeliği günümüzde kamuoyu
oluşturma konusunda etkin yöntemler olarak görülmektedir (kanserle mücadele gibi).
Kurumların sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ilgili web sayfalarında yer alabilecek bilgilerin
7 neler olduğunu araştırınız.
Resim 6.3
Sosyal sorumluluk
uygulaması örneği
Kaynak: http://www.
facebook.com/opet
(erişim tarihi:
23.10.2012)
Medya İlişkileri
Medya ilişkileri sosyal medyalarla birlikte değişim göstermiş hedef kitleye online erişe-
bilme olanağını da beraberinde getirmiştir. Geleneksel medya ilişkilerinde geçerli olan
156 Dijital İletişim ve Yeni Medya
bazı kurallar sosyal medyaların gelişmesinden sonra da geçerlidir (Waters, Tindall, Mor-
ton, 2010). Bir kurumun medyada yer alabilmesi için medya çalışanları ile etkili iletişim
kurulması kurumun medyada haber olarak yer almasını sağlamak açısından önemlidir.
Medya iletişimi, kuruma ait bilgi ve etkinliklerin medya tarafından en verimli şekilde ha-
bere dönüştürülmesinin koşullarını sağlar (Aydede, 2004; 15). Bir kurumun medyada yer
almasına olanak tanıyan en önemli uygulamalarından biri duyurumlardır. Duyurumlar,
kurumun haber alma değerine bağlı olarak kurumla ilgili bir haberin kitle iletişim araç-
larında bedel ödemeksizin yer almasıdır (Akyürek, 1998; 40). Kurumsal iletişim ve halkla
ilişkiler açısından, duyurumlar tarafsız yayın yaptıkları varsayıldığından daha güvenilir
kabul edildikleri için ve ucuz olduğu için tercih edilen bir uygulamadır.
Kurumsal web sitelerinin medya çalışanlarını çekebilmesi için sadece iyi tasarlanmış
olması yeterli değildir. Kurumsal web sayfalarının bir halkla ilişkiler aracı olduğu unutul-
mamalıdır. Ayrıca kurumsal web sayfaları içerinde diğer tutundurma karması unsurlarını
da barındırabilecek altyapıya sahiptir. Kurumsal web sayfalarında reklam videoları ve basılı
reklamlar, satış teşviki unsurları yer alabilir. Ayrıca diğer halkla ilişkiler iletişim araçlarını
ve uygulamalarını da içermelidir. Kurumsal yayınlar, tanıtım videoları, broşürler, kurumsal
sosyal sorumluluk projeleri, etkinlikler takvimi gibi. Bütün bu bilgilerin web sayfalarında
sunulması medya çalışanlarının işlerini kolaylaştıracaktır. Medya ile ilişkilerde kurumsal
web sayfalarının dışında dikkate alınması gereken bir başka araç ise e-posta aracının kul-
lanımıdır. Basın bültenleri artık günümüzde e-bülten olarak medya çalışanlarına ulaştırıl-
maktadır. Online medya ile iletişimde kullanılacak yöntemler şunlardır (Alikılıç, 2011; 79):
• Kurumsal web sayfalarında basın odalarının oluşturulması
• Basın bültenlerinin e-posta aracılığı ile gönderilmesi
• Dijital basın kitlerinin hazırlanması
• Kurumsal e-dergi ve e-bültenlerin hazırlanıp gönderilmesi
• Güncel ve yüklenebilir ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım dosyalarının oluşturulması
• Üst düzey yöneticilerin özgeçmişleri
• Kurumsal blogların hazırlanması
• Çevrimiçi iletişim fırsatlarının yaratılması
• RSS güncellemelerinin etkin kullanımı
• Videokonferans çalışmalarının yapılması
• Kurum tanıtımı için sanal turların oluşturulması
• Medya takibinin çevrimiçi yapılması
Medya ile ilişkilerin kurumsal iletişim açısından avantajlarının neler olduğunu açıklayınız.
8
Web sayfalarında kurumun hedef kitlesini ilgilendireceği diğer web sayfalarına bağ-
lantıların olması sitenin kullanışlılığını arttıran bir özellik olarak görülebilir. Ayrıca ku-
rumsal web sayfasında kurumsal sosyal medya platformlarına yapılacak bağlantılar da
kullanıcıları doğru adrese yönlendirecektir. Kullanıcıların kurumla ilgili söyleyecek bir
fikir, şikayet ya da önerileri olduğunda bunu kurumun takip edebildiği bir sosyal med-
yada olmasının avantajları vardır. Gönderilen mesajlara en kısa sürede cevap verilmesine
olanak sağlar. İki yönlü iletişim fırsatı yaratır. Hedef kitlenin ilgisine göre erişebileceği bir
ortamda kurum, ürün, hizmet ve etkinlik ile ilgili bilgilerini paylaşabilir. Hedef kitlenin
tepkisine göre düzenlemelere gidebilir.
Genel olarak web sayfalarında öncelikle medya çalışanlarına yönelik içerik de yer al-
ması gereken malzemeler şunlar olabilir:
• Basın Bültenleri: Güncel bültenlerin yanı sıra basın bültenlerinin de arşivine yer
verilebilir. Geriye dönük olarak etkinliklerin takibini kolaylaştıracaktır. Bültenle-
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 157
rin isimlerinde sıralamasına tarih sıralamasına dikkat edilmelidir. Eğer sayısı çok-
sa sistematik listelemelerin yapılması, yıla ya da konuya göre yerinde olur.
• Kuruma ait yüklenebilir broşür, tanıtım CDsi, fotoğraflar ve varsa afişlere yer
verilebilir.
• Kurum üst düzey yöneticilerinin özgeçmişlerine ait bilgiler ve fotoğrafları yer
almalıdır.
• Kuruma ait raporlar, analizler, tablolar ve grafikler verilmelidir.
• E-dergi, e-bülten, e-kitap gibi yüklenebilir kurum yayınları yer almalıdır.
Basın bültenlerinin sosyal medya aracılığı ile paylaşıldığı uygulamalar da görülmekte-
dir. Internet aracılığı ile gönderilen basın bültenlerine e-bülten ya da çevrimiçi bülten gibi
isimler verilirken, sosyal medya aracılığı ile dağıtılıp paylaşılan basın bültenleri de sosyal
medya bülteni olarak adlandırılmaktadır (Alikılıç, 2011; 94).
Sosyal medya bültenlerinde dikkat edilmesi gereken özelliklerin neler olduğunu açıklayınız.
9
Sosyal medya bültenlerinin medya çalışanları için sağladığı bazı avantajlar vardır:
• Arama motorları aracılığı ile ulaşılabilir
• Ek kaynaklara bağlantı vermek mümkündür
• Bilgiyi saklamayı, taşımayı ve paylaşmayı kolaylaştırır.
• Görsel malzemelere ulaşmayı sağlar.
• RSS takip aboneliğini içermesi güncel bilgilerin takibine imkan verir.
• Dağıtımı ucuzdur.
• Üzerinde düzenleme yapılmasına olanak verdiği için haber üretimini kolaylaştırır.
http://www.kurumsalhaberler.com/kurumsalhaberler
158 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Özet
1990’ların ortalarından itibaren internetin ve daha sonraki Kurumsal iletişim çoğu zaman kapsayıcı konumlandırma
dönemlerde ise sosyal medyanın kurumsal iletişim amacıyla gerçekleştirir. Bir kurum sosyal medya platformlarında nasıl
kullanımı üzerinde çalışıldığı görülmektedir. Web sayfaları- davranması gerektiğini anlamak için ideal bir konum oluş-
nın kolay güncellenebilir olması ve sosyal medya içeriğinin turmalıdır. Kurumsal iletişim departmanları, doğru sosyal
paylaşımının kısa sureli olması kurumsal ilişim alanında medya stratejileri ve taktikleri geliştirmek ve dağıtmak için
çalışanları iletişim stratejilerini belirlerken daha dinamik donatılmalıdır. Sosyal medya araçları ile bire-bir ilişkiler ge-
olmaya, gündemi belirleme ve konu yönetimi konusunda liştirmelidir. Özellikle gazeteciler, analistler, yatırımcılarla
daha çok çalışmaya yöneltmiştir. Ayrıca sosyal medya plat- sosyal medya platformlarında da iletişim kurulması gerekir.
formları ölçmeye uygun araçlar oldukları için harcanan ça- Kurumsal iletişim departmanının, kurumun nasıl algılandığı
baların karşılığını alıp almama konusunda daha net veriler üze-rinde çalışması gerekir. Sosyal medyada bu bilgilere ko-
elde eder hale gelmişlerdir. Özellikle medya takibi de kolay- laylıkla erişim sağlanabilir. Ayrıca kurumsal iletişim içeriği
laşmıştır. Arama motorları aracılığı ile kurum hakkında çı- broşür, kitapçık gibi sosyal ağlarda paylaşılabilir.
kan haberler, anahtar kelime olarak kurum adı girildiğinde Sosyal medya araçlarının kurumsal iletişim kapsamında
listelenmektedir. Bu durum internet üzerinde medya takibi nasıl kullanıldığını görebilmek için sosyal medya platform-
işini kolaylaştırmıştır. larının özelliklerini ve kurumsal iletişim açısından nasıl ele
Kurumlar güçlü bir bilgi yönetim sistemi oluşturmak için alınması gerektiğinin anlaşılması gerekir. Kurumsal ile-tişim
sosyal ağlardan yararlanabilir. kullanır veya birleştirir. Wi- fonksiyonlarını açısından sosyal medya platformlarının kul-
kiler, bloglar ve RSS beslemeleri gibi sosyal medya araçları lanımında özellikle bloglar, mikrobloglar, sosyal ağlar, med-
müşteri ilişkileri ve kurumsal kültürü üzerinde etkisi kurum ya paylaşım siteleri, sanal oyun ve dünyalardan oluşan sosyal
için güçlü bir kaynak haline gelmektedir. Sosyal medya ve medya platformları incelenmelidir.
yeni medya uygulamalarındaki en büyük sorunlardan biri, Sosyal medya platformlarının kurumsal iletişim fonksiyon-
her gün yeni medya kullanımında yeniliklerle ve değişiklik- ları açısından ayrı ayrı ele alınması stratejik açısından bir ile-
lerle karşılaşılmaktadır. Sürekli olarak sosyal medyadaki ye- tişim planının oluştu-rulması için gereklidir. Kurumsal ileti-
niliklerin takip edilmesi ve yeni programlara ve platformlara şim kapsa-mına giren fonksiyonların neredeyse tamamında
uyum sağlamak gerekir. Sosyal medya araçlarının kullanı- sosyal medya kullanımını görmekteyiz. Bu uygulamalardan
mındaki çeşitlilik takip etmeyi ve kurum uygulamaları için bazıları arasında; kurumsal kimlik ve imaj, çalışanlarla iliş-
uygun platformun seçilmesini zorlaştırmaktadır. Kurumun kiler, yatırımcı ilişkileri, devlet ilişkileri kurumsal itibar, kriz
her yeni uygulamayı gerçekleştirmesi olanaksız ve gereksiz- iletişimi, medya ilişkileri ve kurumsal sosyal sorumluluktan
dir. Sosyal medya seçi-minde kurumun stratejik hedeflerine söz etmek mümkündür.
en iyi cevap verecek olan sosyal medya platformunun seçil-
mesi ve uygulamaların bu çerçevede gerçek-leştirilmesi ye-
rinde olur. Ancak hedef kitlenin çeşitliliği ve farklı tercihlerin
olmasını, farklı sosyal medya platformlarının farklı etkilere
sahip olduğu göz ardı edilmemelidir.
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 159
Kendimizi Sınayalım
1. Kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile internet kul- 6. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağ sitelerinin kurumsal
lanıcıları arasında daha fazla etkileşim sağlayan çevrimiçi iletişim aracı olarak kullanım yerlerinden biri değildir?
uygulamalar ne olarak tanımlanır? a. Kurumsal itibarın izlenmesi
a. Özgün medya b. Sosyal sorumluluk projelerinin tanıtımı
b. Sosyal Medya c. Kriz yönetimi
c. Kitle İletişimi d. Etkinlik duyurumu
d. Kişisel Medya e. Ürün ve hizmet tanıtımı
e. Geleneksel Medya
7. Aşağıdakilerden kurumların web sayfalarında yatırımcıla-
2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın özelliklerin- ra yönelik olarak yer alması beklenen bilgilerden biri değildir?
den biri değildir? a. Faaliyet raporları
a. İşletme içeriği sağlar b. Hisse bilgileri
b. İki yönlü iletişime dayalıdır c. Toplantı tutanakları
c. İçerik paylaşımına izin verir d. Alınan ödüller
d. İletişim hızlı ve etkilidir e. Basın bültenleri
e. Kullanıcıların eğitimi gerekmez
8. Aşağıdakilerden hangisi kurumlar açısından içerik top-
3. Ürünler, hizmetler ve etkinlikleri hakkında haber yay- lulukları kullanım yerlerinden biri değildir?
mak amacını taşıyan kurumsal bloglar ne olarak adlandırılır? a. Konferanslar
a. Çalışan bloğu b. Ürün hizmet Sunumları
b. Grup bloğu c. Müzik-Eğlence
c. Yönetici bloğu d. Kutlama Partileri
d. Tanıtım bloğu e. Basın Toplantıları
e. Haber bloğu
9. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin viki kullanma ne-
4. Aşağıdakilerden hangisi, blogların üstlendiği görevler- denlerinden biri değildir?
den biri değildir? a. Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı
a. Ürün, hizmet satışı b. Dağınık dokümanların bir araya toplanması
b. Bilgilendirme metni sunma c. Notları, ajandayı, takvimi ve planları yönetmesi
c. Fikirleri tartışmaya açma d. Ürün ve hizmetler için tanıtım fırsatı sunması
d. Görüş ve tutumları aktarma e. İç ve dış hedef kitlenin ulaşabileceği bir platform
e. İkna etme sunması
5. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağların kurumlar açısın- 10. Aşağıdakilerden hangisi çevrim içi haber bültenlerinde
dan tercih edilme nedenlerinden biri değildir? yer alabilecek bilgilerden biri değildir?
a. Kuruma ait içeriğin yayılmasını sağlaması a. Genel kurum haberleri
b. Kurumun farkındalığını arttırması b. Atama, terfi ve işe yeni başlayanlar
c. Kurumun rakiplerinin takibini sağlaması c. Eğitim kursları
d. Kurumsal itibar sağlaması d. Tüketici davranışı analizleri
e. İki yönlü iletişime olanak vermesi e. Tatil çizelgesi
160 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Kaynak: http://ekonomi.milliyet.com.tr/onurair-like-
tan-dondu-110-bin-tl-bagis-yapti/ekonomi/ ekonomide-
tay/28.10.2011/1456233/default.htm (erişim tarihi: 6.8.2012)
6. Ünite - Sosyal Medya ve Kurumsal İletişim 161
Yararlanılan Kaynaklar
Akar, E. (2010) Sosyal Medya Pazarlaması, Efil Yayınları: Matthews, L. (2010) “Social Media and the Evolution of
İstanbul. Corporate Communications” The Elon Journal of Un-
Akyürek, R. (1998) Sponsorluk Planlaması, Anadolu Üni- dergraduate Research in Communications. Vol. 1, No.
versitesi, ESBAV Yayınları, Eskişehir. 1.Winter.
Alikılıç, Ö. A. (2011) Halkla İlişkiler 2.0, Efil Yayınları: İstanbul. Mavnacıoğlu, K. (2009) “İnternette Kullanıcıların Oluştur-
Argenti, P. A. (2009) Corporate Communication, 5th editi- duğu Ve Dağıttığı İçeriklerin Etik Açıdan İncelenmesi:
on. McGraw-Hill Education: Singapur. Sosyal Medya Örnekleri” Medya ve Etik Sempozyumu,
Aula, P. (2010),”Social media, reputation risk and ambient Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi, Elazığ.
publicity management”, Strategy & Leadership, Vol. 38 McMillian, S. J. (2007) “Internet Advertising One Face or
Iss: 6 pp. 43 – 49. Many” edit: David W. Schumann & Esther Thorson.
Aydede, C. (2004) Medya ve Halkla İlişkiler. Rota Yayınları, Internet Advertising Theory an Research. Pscyhology
İstanbul. Press: NY-London.
Aydede, C. (2006) Blog Çağı, Hayat Yayıncılık, İstanbul. Morsing, M, & Schultz, M. (2006) “Corporate social respon-
Byrd, S. (2012),”Hi fans! Tell us your story!: Incorporating a sibility communication: stakeholderinformation, respon-
stewardship-based social media strategy to maintain brand se and involvement strategies” Business Ethics: A Euro-
reputation during a crisis”, Corporate Communications: pean Review Volume 15 Number 4.
An International Journal, Vol. 17 Iss:3 s.241–254. Okay, A. (2009) Kurumsal Reklamcılık, Derin Yayınla-
Capriotti, P. (2011) “Communicating Corporate Social Res- rı:138- İstanbul.
ponsibility through teh Internet and Social Media” edi- Onat, F. & Alikılıç, Ö.A. (2008) “Sosyal Ağ Sitelerinin Reklam
tors: Oyvind Ihlen, Jennifer L. Barlett & Steve May. The Ve Halkla İlişkiler Ortamları Olarak Değerlendirilmesi”
Handbook of Communication and Corporate Social Journal of Yasar University, 3(9), 1111-1143.
Responsibility. Wiley-Balckwell Publication.UK. Postman, J. (2009) SocialCorp: Social Media Goes Corpo-
Constantinides, E., Romero, C. L. and Gómez Boria, rate, Pearson Educaiton, USA.
M.A.(2008) “Social Media: A New Frontier for Retai- Raghavan, S. (2006) “Blogs and Business Conversations” Jo-
lers?” European Retail Research, Vol. 22, pp. 1-28 urnal of Creative Communications. 1: 285.
Dahan, G. S. & Levi, E. (2012) “Netnograrafya: Sosyal Mec- Sayımer, İ. (2008) Sanal Ortamda Halkla İlişkiler, Beta Ya-
ralarda Tüketici Araştırmaları Üzerine Yeni Bir Method” yınları, İstanbul.
Gümüşhane Üniversitesi, İletişim Fakültesi Elektronik Scott, D. M. (2008) Pazarlamanın ve İletişimin Yeni Kural-
Dergisi, Sayı: 3-Mart, 33-54. ları, MediaCat Yayınları: İstanbul.
Dekay, S.H. (2012),”How large companies react to negative Tasner, M. (2010) Anında Pazarlama, Mediacat Yayınları.
Facebook comments”, Corporate Communications: An İstanbul.
International Journal, Vol. 17 Iss: 3 pp. 289-299 Uzunoğlu, E., Onat, F., Alikılıç, Ö. A. ve Çakır, S. Y. (2009)
Demir, F.O. (2009) Kriz Yönetim Stratejileri ve Kriz İletişimi İnternet Çağında Kurumsal İletişim, Say Yayınları,
FBE Journal Volume 10/11 Fall. http://fbe.emu.edu.tr/ Reklamcılık ve İletişim Dizisi 2: İstanbul.
fbe_journal_v11_12.html (erişim tarihi: 26.8.2012) Vural, Z. B. A. ve Öksüz, B., (2008). “Kurumsal İletişimde
Digital Kullanma Kılavuzu 2012; eki Bütünleşik Pazarlama- Çalışan Bloglarının Kullanımı ve Etkileri”, İstanbul Üni-
da Marketing Türkiye; 21. versitesi İletişim Fakültesi Dergisi. 32, 5–19. http://
Gilpin, D. (2010) “Organizational Image Construction in a www.iudergi.com/tr/index.php/iletisim/article/viewFi-
Fragmented Online Media Environment” Journal of le/12843/12071 (erişim tarihi: 23.10.2012)
Public Relations Research, 22(3):265–287. Waters, R. D., Tindall, N. T. J., & Morton, T. S. (2010). “Media
Güçdemir, Y. (2010) Sanal Ortamda İletişim, Derin Yayın- catching and journalist public relations practitioner rela-
ları: İstanbul. tionship: How social media are changing the practice of
Hearn, G., Foth, M. & Gray, H. (2009),”Applications and imp- media relations.” Journal of Public Relations Research,
lementations of new media in corporate communications: 22(3) 241-264.
An action research approach”, Corporate Communicati- Zerfass, A., Fink, S. & Linke, A. (2011) “Social Media Go-
ons: An International Journal, Vol. 14 Iss: 1 pp. 49-61
vernance: Regulatory frameworks as drivers of success
Kaplan, A. M.& Haenlein, M. (2010) “Users of the world,
in online communications”, 14th Annual International
unite! The challenges and opportunities of Social Media”
Public Relations Research Conference, Miami, Florida,
Business Horizons. s.53, 59—68.
Lee. S., Hwang, T., Lee, H. (2006), “Corporate blogging stra- USA, March 9-12.
tegies of the Fortune 500 companies”, Management De-
cision, Vol. 44 Iss: 3 pp. 316-334
7
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Marka yönetimini tanımlayabilecek,
Markaların sosyal medyada yer alma nedenlerini açıklayabilecek,
Sosyal medyanın markalaşmaya etkilerini tartışabilecek,
Sosyal medyada ölçümlemenin marka açısından kazanımlarını açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Sosyal Medya • Ölçümleme
• Marka • Çevrimiçi Markalama
• Marka Yönetimi
İçindekiler
• GİRİŞ
• MARKA YÖNETİMİ
• SOSYAL MEDYADA MARKALAMA
Dijital İletişim ve Yeni Medya Sosyal Medyada Marka Yönetimi
(ÇEVRİMİÇİ MARKALAMA)
• SOSYAL MEDYA TOPLULUKLARI
• SOSYAL MEDYADA ÖLÇÜMLEME
Sosyal Medyada
Marka Yönetimi
Sosyal Medyada
Marka Yönetimi
GİRİŞ
Kitle iletişim araçları aynı zamanda birer öykü anlatma araçlarıdır. Bu öyküler, kişiler,
kuruluşlar ya da markalar üzerine olabileceği gibi, bir fikir ya da bir hizmet üzerine de
olabilmektedir. Geleneksel medya ya da konvansiyonel medya olarak adlandırılan televiz-
yon, gazete, dergi ve benzerinin oturduğu taht, bu araçları öykü anlatımının ana karak-
terleri haline getirmişti. Teknolojide yaşanan gelişimler ve değişimler, geleneksel olarak
kabul ettiğimiz medyanın ya da bir başka ifade ile kitle iletişim araçlarının yapılarında ve
çeşitlerinde artışa yol açtı. Teknoloji, özellikle de iletişim teknolojisi insanın bir uzantısı
olduğuna göre, iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmenin insan faktöründen bağımsız
yorumlanması mümkün olmamaktadır. İnternet çağı olarak adlandırılan dönem, öykü
anlatma araçları arasına adına yeni medya, sosyal medya denilen araçları katttı. Gele-
neksel medya ile yeni medya arasındaki temel farklılık, yeni medyada yer alan içeriğin,
bireyler tarafından da -ki bu bireyler tüketiciler, müşteriler, oy verenler olabilir- üretile-
bilir olmasıydı. İçerik üretimi beraberinde etkileşimi, anlık paylaşımları da getiriyordu.
Dünyanın herhangi bir yerindeki birey, çektiği fotoğrafı, altına yorum ekleyerek, diğer
bireylerle paylaşabilir hale geldi.
Bu gelişmeler markalar dünyasını da etkiledi. Bir marka için müşterisine ulaşmak ve
onun fikrini/desteğini almak sözkonusu olduğunda, sosyal medyada bir çok alternatif
bulunuyor. Şimdi zaman, sadece markaların konuştuğu, tüketicilerin dinlediği tek yönlü
iletişim zamanı değil. Artık, markaların müşterilerinin de konuştuğu, bilgiyi ve deneyimi
paylaştığı iki yönlü ve etkileşimli bir çağdayız.
Bu ünitede, markaların mevcut ya da potansiyel müşterileri ile konuşmak, tüketicile-
rinden geribildirim almak, aralarındaki iletişimi etkileşimli hale getirmek ve bu iletişimi
yönetebilmek için adına sosyal medya denilen web siteleri, bloglar, sosyal ağlar gibi araç-
ları nasıl kullanıp, yönettikleri üzerinde durulacaktır.
MARKA YÖNETİMİ
Markalama, temel olarak ürüne ait bir kimlik oluşturulmasını ifade eder ve markaların
yaratılması ve yönetilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Markalama veya günümüzdeki
anlamıyla marka yönetimi, bir markayı yaratma, markayı genişletme, yeniden konumlan-
dırma, yenileme gibi uygulamaları içerir.
Marka yönetim sistemi ve markalama stratejileri, tüketicilerin pazardaki ürünlerin
birbirinden farklı versiyonlarını ayırt edebilmesi ve belirli bir ürünü satın almak istediği
alanlar üzerine dayandırılması amacıyla oluşturulmaktadır (Aktuğlu, 2004).
166 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Bir markanın ayrıştırma veya birleştirme yoluyla yeni bir kategori belirlemesi, hedef
kitle tarafından nasıl algılanmak istenildiğine dair kararı kapsayan konumlandırmanın
yapılması, bu karara ilişkin algılamanın gerçekleşmesi için gerekli kimliğin tasarlanması,
bu tasarımın hedef kitleye ulaşmasını sağlayacak marka iletişimi çalışmalarının planlan-
ması ve uygulanması daha sonra ise marka denkliğinin gerçekleşmesi boyutunun belirle-
nip, denkliğin dolayısı ile değerin artmasına yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi “mar-
ka yönetimi” kapsamı içinde yer alır (Tosun, 2010).
Dijital markalar, yapılacak işleri –örneğin bir kitabın satın alınmasından, en iyi fiyatın
bulunmasına kadar- kolaylık vaadiyle daha hızlı, daha iyi ve daha ucuz bir hale getirirler.
Elektronik iş dünyasının ilk neslini oluşturanlardan biri olan Amazon.com internet sitesi,
bu vaat üzerine kurulmuştur.
İnsanlara kazanma hissi veren markalar başarma vaadini sunmaktadırlar. Örneğin bir
internet sitesi, müşterilerine yatırımlarını kolaylıkla yönetebilme vaadini sunmaktadır. Fi-
nansal araç ve araştırma gibi temel işlevlerin ötesinde, menkul kıymetlerin takibi ve erken
uyarı hizmetleri gibi birçok yenilikleri de sunmaktadır.
Oyunlar ve diğer aktiviteler, tüketicilere eğlence ve macera vaadini sunmaktadırlar. Bu
aktiviteler çoğu zaman çok gelişmiş teknolojileri kullanmaktadırlar. Bazı dijital markalar,
tüm faaliyetlerini gelişmiş teknolojiler üzerine kurmaktadırlar.
GeoCities (tüketicilere kendi web sayfalarını yaratma olanağı tanıyan bir şirket) gibi
şirketler, tüketicilere kendini ifade edebilme ve tanınma vaadini sunmaktadır. Bir internet
sitesinin, tüketicilere, kendi ev hayvanlarının resimlerini ve onlar hakkındaki hikayeleri
yayınlayabilecekleri web sayfaları yaratma imkanı sunması buna örnektir.
Çeşitli kulüpler ve topluluklar ise aidiyet vaadini sağlamaktadır. Örneğin kadınların
bazı siteler aracılığı, ile birbirleriyle hikayelerini ve faydalı bilgileri paylaşabilmeleri bu va-
ade yömeliktir. Bir başka internet istesi daha somut bir fayda sağlamıştır. Topluluk üyele-
rinin satın alma gücünü kullanarak, çeşitli fiyat anlaşmalarına girmekte ve kullanıcılarına
daha düşük fiyatlarla satın alma kolaylığı sağlamaktadır (Yazıcı, 2001).
Ann Handley ve C. C. Chapman’ın ‘Dijital Çağda İçerik Yönetiminin Kuralları’ adıyla Medi-
aCat Yayınları’ndan çıkan kitabını okuyun.
Sosyal detaylar konusunu inceledikten sonra, bir markayı sosyal medyada tanıtmak
için kullanılan temel teknikler ve uygulanma sebepleri üzerinde duracağız.
Kullanıcılarla ilişki kurma
Bir Twitter ya da Facebook sayfası açmanın markanın tanıtımı için hiçbir anlamı yok-
tur. Bir partiye katıldığınızı ve ilişki kurmak için sosyalleşmeniz gerektiğini düşünün ya
da kullanıcılarla iletişime geçmeniz gerektiğini. Paylaştığınız şey ne olursa olsun ilginç ve
paylaşım değeri olduğundan emin olun. Böylece paylaşımınız kullanıcıların ilgisini çe-
kebilir ve marka imajınızı yükseltebilir. Çünkü yenilikçi ve çok iyi bir fikir kullanıcıları
marka ile etkileşime girmeye ve ilişki kurmaya teşvik eder (Digitalfabrika, 2011).
İçeriği düzenli olarak güncelleme
İçeriğin her zaman güncellenmesi, her ürün ve marka için çok önemlidir ve pazarlama
trendleri ile ilgilidir. Çünkü, kullanıcılar çoğunlukla geçmiş detaylarla ilgilenmezler ve
her zaman en son ve yeni tekliflere bakarlar. Her ne paylaşırsanız paylaşın mantıklı ve zeki
olmayı unutmayın.
170 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Sosyal medyada takip ettiğiniz bir markayı, sosyal medyada markayı tanıtmak için kullanı-
3 lan temel teknikler çerçevesinde değerlendirin.
Markalar için Facebook stratejilerini belirlemede faydalı olabilecek bazı dijital strate-
jileri ise şu şekilde sıralayabiliriz (http://www.trendweek.com/facebook-marka-yonetimi-
25-ipucu/):
1. Çekici Bir Profil Oluşturmak: Facebook’ta yapılacak çalışmaların ilk adımını at-
madan önce mevcut amaçlar üzerinden hareketle potansiyel müşterilerle nasıl bir
iletişime geçileceği planlanmalıdır. Bunun sonrasında ise profilin oluşturulmasına
başlanmalı ve işe yarar bilgiler hazırlanarak hedef kitleye hitap edilmelidir. Profilin
her bölümü doğru doldurulmalı ve bir profil resmi eklenmelidir.
2. Konuyla İlgili Arkadaşları Eklemek: Arkadaş listesinin genişliği kuşkusuz pazar-
lama hedefini doğrudan etkileyecektir. Sektörle alakalı kişilerle ve gruplarla temas
kurarak arkadaş listesini hedefimizle paralel şekilde genişletmek yararlıdır. Profi-
limize sadece iş ilişkisi kurabileceğimiz ve dahil olduğunda profilimize değer kata-
bilecek insanları davet edebiliriz.
3. Gruplara Katılmak: Facebook bünyesinde milyonlarca grup mevcuttur. Bu grup-
lar, işimizi geliştirme imkanı tanır. Kendi sektörümüzün önde gelen Facebook
gruplarını araştırmalı ve bunlara dahil olarak bilgi alışverişine girilmelidir. Grup-
lara kabul olunmasından itibaren gruba değer katmaya özen göstermeli, işe yarar
bilgiler paylaşılmalı ve tartışma konularına dahil olmaya çalışmalıdır.
4. Bir Grup Kurmak: Facebook profilini aktif hale getirdikten sonra istenilen konuy-
la ilgili grup kurma kurulabilir. Yaratıcı olmalı ve pazar araştırması verileri sağlaya-
cak konuları tercih edilmelidir. Bu sayede ilgili insanlardan yararlı bir ağ kurabilir,
ürün ve hizmetlerinizi bu kanaldan tanıtılabilir.
5. Diğerlerinin Profillerine Yorum Yazmak: Facebook, ilişkiler kurmak içindir. Bu
ilişkileri kurmanın bir yolu ise diğerlerinin profillerine yorum yazmak ve onlara
yardımı olacağını düşünülen linkleri paylaşmaktır. Başkalarının profillerine yo-
rum yapmak diğer daha geniş bir Facebook kitlesince fark edilmeyi sağlar.
6. Mevcut blogu Facebook’tan desteklemek: Facebook’ta daha geniş kitlelere hitap
etmenin diğer bir yolu ise şirket blogunun profille paralel kullanılmasıdır. Profil-
deki RSS ayarı yapıldığında, blogtaki her yenilik Facebook profilinden duyuru-
lacaktır. Bu sayede Facebook hesabında sahip olunan kitleler tüm yeniliklerden
haberdar olacaktır.
7. Ünite - Sosyal Medyada Marka Yönetimi 171
7. Önemli Olayları Bildirmek: Facebook profili kuruluşun düzenlediği organizasyon-
ları ve aktiviteleri duyurmak için ideal bir alandır. Aktiviteler düzenlendikten sonra
katılımcıların bıraktığı yorumlar sayesinde geri dönüş almak da mümkündür.
8. Buluşmalar Organize Etmek: Facebook’da iyi takip edilen bir profil oluşturduk-
tan sonra buluşmalar düzenleyerek fikir alışverişine ortam sağlanabilir. Arkadaşlar
ve işle ilgilenen diğer insanlar bir araya getirilmiş olurlar.
9. Geri Bildirim Almak: Facebook sayfaları paylaşımın ve katılımın hızlı ve devamlı
olduğu ortamlardır. Bu nedenle müşterilerden belli bir hizmet veya ürün hakkında
geri bildirim almak mümkündür. Yaratıcı olmak ve müşterilere değer sağlamak
önemlidir. Bu sayede kritik konular hakkında müşterilerin fikri alınarak işi geliş-
tirmek adına bilgi toplanabilir.
10. Daha İşlek Bir Profil: Bazı durumlarda Facebook profili kuruluşun websitesi ve
blogundan fazla ziyaret edilebilir. Bunu problem etmek yerine durumu fırsata çevi-
rerek, websitesine ait linklere ve bloga girilen yeni makalelere Facebook profilinde
yer vermek doğru bir karar olacaktır.
11. Sosyal İmleme Girişlerini Duyurma: Sosyal imleme sitelerine yerleştirilen blog
yazılarını Facebook durum iletisi bölümünden duyurmak hedef kitlenin blog yazı-
larını takip etmesini kolaylaştırır.
12. Sektörü Takip Etme: Facebook bünyesinde, mevcut her sektörle ilgili pazar bilgi-
si bulunmaktadır. Araştırma yapmak, farklı profilleri ziyaret etmek, gruplara ka-
tılmak, hayran sayfalarına yorumlar yazmak ve tartışma konularına dahil olmak,
sektörü takip etmek için kullanılan anahtar yöntemlerdir.
13. İş İlanı Yayınlama: İşimiz yerel de olsa Facebook’u kullanarak işimizi büyütmemi-
ze yardımı olabilecek insanlara ulaşılabilir. İş ilanını profilinde yayınladığında geri
bildirimde bulunan kişilerin profillerini ziyaret ederek kişiler hakkında geniş bilgiye
ulaşabilir. Hatta daha önceki işverenlerinin kendileri hakkında yazdığı yorumlar bile
görülebilir.
14. Sektörün Kanaat Önderleri ile Bağlantı Kurma: Sektörlerinin kanaat önderleri
ile bağlantıya geçmek tüm şirketleri için iyi bir adımdır. Sektördeki kanaat önder-
lerini araştırmak ve arkadaş listesine eklemek ve bunun sonrasında o kişilerle bağ-
lantı kurmak gerekir. Bu önemli kimselere değerli bilgiler sağlamamız karşılığında
onlar da bize katkı sağlayacaktır.
15. Sektörel Haberleri Paylaşma: Kanaat önderi olmaya çalışmak Facebook’ta uygu-
lanabilecek güçlü stratejilerdendir: Bu sayede Facebook’ta çok vakit harcamadan
geniş kitlelere ulaşmak mümkün olur. Eğer sektör hakkında geniş bilgiye ve tecrü-
beye sahipsek bu değerli bilgileri Facebook’ta paylaştığımızda kişiler bizi eklemek
isteyecektir ve kitlenizde organik bir büyüme olacaktır.
16. Müşteri Hizmeti Sağlamak: Ürünler ve hizmetler hakkında sorulan sorulara hızlı
ve kolay cevaplar verilerek müşteri hizmeti sağlanır. Halka açık ortamda sorulara ve-
rilen yanıtlar, aynı soruların cevabını arayan birçok insana ulaşılmasını sağlayacaktır.
17. Proje İletişimi: Bir projenin üstünde çalışan birden fazla insan kolaylıkla Facebo-
ok sayesinde iletişim kurabilir. Facebook profilindeki “duvar” bölümünü kullana-
rak etkin grup iletişimi birçok farklı proje için oluşturulabilir.
18. Blogger ve Gazetecilere Haber Sağlama: Basın bültenleri işimizi görmeye yetmi-
yorsa, Facebook kanalıyla fikirlerimizi gazetecilere ulaştırılabilir. Bu konularla ilgile-
nip ilgilenmediklerini görebilmek için öncesinde o kişilere mail atmak yararlı olur.
19. Müşteri İzleme: Eğer müşterilerin firmalar hakkında ne düşündüklerini merak
ediliyorsa, Facebook bu iş için ideal bir araçtır. Facebook’un arama özelliği kullanı-
larak istenen firma ile ilgili tartışma ve yorumlara ulaşmak mümkün olur.
172 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Sosyal medya topluluklarında etkileşimi arttırmak için kullanılan bazı özellikler şöyle
sıralanabilir:
• Diğer üyelerle gerçek zamanlı olarak sohbet edebilme
• Marka veya üründen bağımsız konular hakkındaki tartışmalar için forumlar
• Kişisel geçmiş, resimler ve videolar gibi içeriğin yüklenmesine olanak sağlanması
• Çevrimiçi ve çevrimdışı sosyal etkinliklere yönelik duyuruların yapılması ve ger-
çekleştirilmesi
• Üyenin topluluk içindeki katılımının kalitesinin diğer üyelerin değerlendirmesi
için puanlama gibi araçların olması.
Üyelerin konuşmasına ve birbirleriyle etkileşim kurmalarına olanak sağlamak onların
kendilerini özel bir gruba dahil olduklarını hissetmelerinı sağlayacak ve markaya olan
desteği artacaktır.
4. Eğer fan toplulukları gibi olamıyorsanız, en azından onları izleyin ve destek-
leyin: Birçok şirketin resmi olmayan marka topluluklarını izlemek ve desteklemek için
oluşturdukları sistematik programları bile yoktur. Hatta bazıları bu toplulukların varoldu-
ğundan bile bihaberdir.
Ancak bu toplulukları düzenli olarak izlemek ve topluluk üyeleriyle bağlantı kurmak
şirket için birçok potansiyel fayda sağlayacaktır. Marka fan topluluklarıyla bağlantı kura-
rak, en sadık ve etkili tüketicilerine ulaşmakla kalmayıp, markayla ilgili birçok yenilikçi fikir
edinme, ürünle ilgili problemlere yönelik ciddi ve yapıcı eleştirileri dinleyebilme ve hatta
sorunları onlarla birlikte çözebilme imkanı kazanacaktır (Dholakia ve Vianello, 2009).
http://www.comscore.com
HP şirketi online bir video paylaşım kanalı olan “You Tube” uygulamasında 2005’in
Ekim ayında bir kısa video filmleri yarışması düzenlemiştir. “You Tube” üzerinde yer alan
HP kanalı 2,780,271 defa görüntülenmiş ve 6,449 kişi tarafından düzenli bir biçimde kul-
lanılmıştır. HP düzenlediği bu video yarışması ile ürün tanıtımı gerçekleştirerek, marka
farkındalığını arttırmayı hedeflemiştir.
Müşterilerin davranışlarının incelendiği müşteri yaşam döngüsünde şirketlerin sos-
yal paylaşım ortamı olan “Twitter”ı çeşitli basamaklarda belirli amaçlar için kullandığı
görülmektedir.
Türkiye’de yer alan “Twitter” uygulamalarından en önemlilerden bir tanesini Türk
Hava Yolları kullanmaktadır. 2009 yılının Mart ayından bu yana 2,312 üye takip edilen bu
uygulama ile THY özellikle fiyat kampanyalarını ve uçuş bilgileri, yeni rotalar gibi hizmet
duyurularını topluluk üyeleri ile paylaşmaktadır (Erdem, 2010).
http://altinorumcek.com/altin-orumcek/altin-orumcek-odulleri/
176 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Özet
Teknolojide yaşanan gelişimler ve değişimler, geleneksel ola- Bir markanın sosyal medyada olma nedeni kullanıcılarıy-
rak kabul ettiğimiz medyanın ya da bir başka ifade ile kitle la ilişki kurmak, onlarla iletişime geçmektir. Oluşturulacak
iletişim araçlarının yapılarında ve çeşitlerinde artışa yol açtı. içerik kullanıcıyı marka ile iletişim kurmaya teşvik etmelidir.
Teknoloji, özellikle de iletişim teknolojisi insanın bir uzantısı İçerik sürekli olarak güncellenmelidir. Takipçilere bir teklif
olduğuna göre, iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmenin sunulduğunda bunu viral yollarla yaparak onun değerini art-
insan faktöründen bağımsız yorumlanması mümkün ol- tırmak önemli bir avantaj sağlar. Çok önemli bir diğer nokta
mamaktadır. İnternet çağı olarak adlandırılan dönem, öykü ise sosyal medyada hedef kitlenize görünür olmaktadır. Daha
anlatma araçları arasına adına yeni medya, sosyal medya de- fazla kullanıcıyla iletişime geçebilmek için sosyal medyada
nilen araçları katttı. görünürlük üst düzeyde tutulmaya çalışılmalıdır. Daha iyi bir
Marka yönetimi, bir markayı yaratma, markayı genişletme, sosyal medya stratejisi geliştirmenin bir başka önemli parçası
yeniden konumlandırma, yenileme gibi uygulamaları içerir. da fanlarınıza ya da tüketicilerinize olabildiğince hızlı cevap
Marka yönetim sistemi ve markalama stratejileri, tüketici- vererek onlarla iletişimi koparma-manızdır.
lerin pazardaki ürünlerin birbirinden farklı versiyonları- Sosyal medyada ölçümlemenin basilica faydaları şöyle sıra-
nı ayırt edebilmesi ve belirli bir ürünü satın almak istediği lanabilir: Müşterilerin şirket hakkında söylediklerinin po-
alanlar üzerine dayandırılması amacıyla oluşturulmaktadır. zitif, nötr, negatif diye gruplandırılarak kök analize olanak
Bir markanın ayrıştırma veya birleştirme yoluyla yeni bir tanıması; Müşterinin gözüyle kampanya ya da yeni hizmetin
kategori belirlemesi, hedef kitle tarafından nasıl algılanmak nasıl görüldü-ğünün anlaşılması; Markayı, pazarda bulunan
istenildiğine dair kararı kapsayan konumlan-dırmanın yapıl- rakiplerle kıyaslamaya olanak tanıması; Atılan twitlerin veya
ması, bu karara ilişkin algılamanın gerçekleşmesi için gerekli paylaşılan iletilerin etkisinin incelenerek marka için etkili
kimliğin tasarlanması, bu tasarımın hedef kitleye ulaşmasını iletişim sözcük-lerinin belirlenmesi; Sürekli ölçümleme ve
sağlayacak marka iletişimi çalışmalarının planlanması ve uy- raporlama ile tüketicinin neyi, neden ve ne kadar onaylama-
gulanması daha sonra ise marka denkliğinin gerçekleşmesi dığının anlaşılması olarak sıralanabilir.
boyutunun belirlenip, denkliğin dolayısı ile değerin artması-
na yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi “marka yönetimi”
kapsamı içinde yer alır
Pazarlamacıların temel amacı, hedef müşteri-lerine çekici
gelecek ve tamamıyla farklı değer yaratacak bir vaat sunmak
olmalıdır. Bu vaatlerden beş tanesi oldukça etkilidir: Kolaylık
vaadi, başarma vaadi, eğlence ve macera vaadi, kendini ifade
edebilme ve tanınma vaadi ve aidiyet vaadi olarak olarak sı-
ralanabilir.
Büyük markaların sosyal medyada yer almak istemeleri-
nin nedenleri arasında şunlar sıralanabilir:İletişimi tek bir
merkezde toplamak isterler. Hayranlarıyla/takipçileriyle
günlük iletişim kurarak onlara yakın olmak isterler. İçgörü
(insight) yakalamak isterler. Sürekli iletişim kurmak ister-
ler. Yeniliklerden yararlanmak isterler. Gelişmiş hedefleme
yapmak isterler.
7. Ünite - Sosyal Medyada Marka Yönetimi 177
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi geleneksel (konvansiyonel) 6. Aşağıdakilerden hangisi internetin markalaşma üzerin-
medyaya örnek olarak gösterilebilir? deki etkilerinden birisi olamaz?
a. İnternet a. Pazarlamayı dönüşüme uğratabilir
b. Akıllı telefon b. Tüketicinin gücünü ortadan kaldırabilir
c. İnteraktif televizyon c. Mevcut perakende modellerini yok edebilir
d. Dergi d. Karışıklığı artırabilir
e. Sosyal medya e. Markayla ilgili mevcut modelleri değiştirilebilir
2. Aşağıdakilerden hangisi marka yönetimi faaliyetleri içe- 7. Aşağıdakilerden hangisi çevrimiçi markalamanın hedef-
risinde yer almaz? lerinden birisi değildir?
a. Markayı yaratma a. Zamanla çevrimdışı hizmetleri tamamen ortadan
b. Üretimi yapılacak ürün kategorisinin belirlenmesi kaldırması
c. Yeniden konumlandırma b. Yüksek seviyede kullanımı teşvik etmesi
d. Kimliğin tasarlanması c. Kullanıcı ve marka arasındaki iletişimin etkinliğini
e. Marka iletişimi çalışmalarının planlanması artırması
d. İnsanların markayı hatırlamasına sebep olması
3. Marka konumlandırması ne amaçla yapılır? e. İnsanların markaya karşı olan tutumlarını değiştirmesi
a. Kimliğin tasarlanması
b. Marka denkliğinin gerçekleştirilmesi 8. Markanın internet sitesinde üyelerine kendi resimlerini
c. Markanın pazardaki fiyatının belirlenmesi paylaşma ve kendi küçük web sayfalarını kurma imkanı tanı-
d. Markanın hedef kitle tarafından nasıl algılanmak is- ması, hangi dijital vaadi sunduğu anlamına gelmektedir?
tenildiğine dair karar verilmesi a. Kolaylık vaadi
e. Markanın tüketicilerinden geribildirim alınması b. Başarma vaadi
c. Özgünlük vaadi
4. Aşağıdakilerden hangisi marka iletişiminde yeni medya d. Eğlence ve Macera Vaadi
kullanımının yaygınlaşmasının nedenlerinden birisi değildir? e. Kendini ifade edebilme ve tanınma vaadi
a. Kullanıcı kimliklerinin belirgin olması
b. Yeni medya kullanımının yaygınlaşması 9. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya topluluklarında etkileşi-
c. Geleneksel medyanın önemini kaybetmesi mi arttırmak için kullanılabilecek özelliklerden birisi değildir?
d. Ölçümlemenin hızla gerçekleşmesi a. Ürün/hizmet hakkındaki olumsuz eleştirilerin engel-
e. Etkileşimi kolaylaştıran teknik özellikleri lenerek markanın itibarının korunması
b. Diğer üyelerle gerçek zamanlı olarak sohbet edebilme
5. Yeni medya ile birlikte tüketicinin ‘aktif katılımcı’ya dö- c. Marka veya üründen bağımsız konulara yönelik fo-
nüşmesi ne anlama gelmektedir? rumlar
a. Tüketicinin daha fazla tüketim imkanı bulması d. Kullanıcının resim, video gibi kişisel içeriklerini yük-
b. Tüketiciler ve markalar arasındaki mesafenin giderek leyip, paylaşabilmesi
artması e. Çevrimdışı sosyal etkinliklere yönelik duyuruların
c. Yeni medyada artık markaya ihtiyacın kalmaması yapılıp, hayata geçirilmesi
d. Yeni medyada tüketimden çok üretimin söz konusu
olması 10. Markanın sosyal medya topluluğunda ‘çeşitliliği
e. Tüketicinin markarının yaratım aşamasına katılarak desteklemesi’nin önemi ne anlama gelmektedir?
aktifleşmesi a. Kullanıcıların birbirleriyle iletişim kurmasına olanak
tanınması
b. Markayla ilgili olmayan içeriklerin paylaşılmasına
izin verilmesi
c. Markanın tüketicisi üyelerin yanında daha geniş bir
tüketici kitlesine ulaşarak, yeni ve çekici pazar alan-
larının keşfine olanak sağlanması
d. Kullanıcıların marka hakkında olumlu ve olumsuz
eleştirilerini paylaşabilmeleri
e. Rakip markaların da sosyal medya topluluğunda
temsil edilmeleri
178 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Yararlanılan Kaynaklar
Aktuğlu, Işıl K. (2004). Marka Yönetimi. İletişim Yayınları,
İstanbul.
Aydoğan, F. ve Akyüz, A. (Derleyen) 2010. İkinci Medya Ça-
ğında İnternet. Alfa Yayınevi. İstanbul.
Batislam, E. (2009). “Insight nedir, nasıl bulunur, neye yarar”?.
http://batislam.blogspot.com/2009/03/insight-nedir-
nasl-bulunur-neye-yarar.html
Caner, E. (2012).“ Markalar Neden Sosyal Medyada”, http://
www.campaigntr.com/2012/07/03/14197/markalar-ne-
den-sosyal-medyada/
Demirok, G. (2012). “Facebook Sayfalarında-
ki Etkileşimi Artırmak İçin Neler Yapılmalı?”.
http://sosyalmedya.co/facebookta-etkilesimi-artirmak-
infografik/
Digitalfabrika (2012). “Sosyal Medyada Marka Yönetimi: Na-
sıl? Neden?”. http://www.digitalfabrika.com/sosyal-med-
yada-marka-yonetimi-nasil-neden
Dholakia, U.P. ve Vianello, S. (2009). “The Fans Know Best”.
http://online.wsj.com/article/SB10001424052970204482
304574222062946162306.html
Erdem, Ş. (2010).“Sosyal Medya Topluluklarında Marka Yö-
netimi”. İkinci Medya Çağında İnternet. Derleyen: Filiz
Erdoğan ve Ayşen Akyüz. Alfa Yayınevi. İstanbul.
Karakaş, M. (2010). “Facebook’ta Marka Yönetimi İçin 25
İpucu”. Trendweek. Tick Tock Bloom Blog. http://www.
trendweek.com/facebook-marka-yonetimi-25-ipucu
Social Studies, (2011). “Infographic: What Ma-
kes People Want to Follow a Brand”.
http://blog.getsatisfaction.com/2011/06/29/what-makes-
people-follow-brands/
Sosyalmedyaci.com. (2012). “Sosyal Med-
ya Takibi ve Sosyal Medya Ölçümleme”.
http://www.sosyalmedyacci.com/2012/03/sosyal-medya-
takibi-ve-sosyal-medya.html
Tarhan, B. (2011) “Markalar Sosyal Medyayı Nasıl Ölçümlüyor?.
http://webrazzi.com/2011/07/12/sosyal-medya-olcumle-
mesi/
Tosun, Nurhan B. (2010). İletişim Temelli Marka Yönetimi.
Beta Yayınları.
Webrazzi, (2011). “Sosyal Medya Yönetimi Kimin İşi? .
http://www.webrazzi.com/2011/05/03/sosyal-medya-yo-
netimi/
Yazıcı, S. (2001) “Dijital Markalar Yaratmak”, İ.Ü. Siyasal Bil-
giler Fakültesi Dergisi, 23-24.
8
DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Küreselleşme kavramı tanımlayabilecek,
Küreselleşmenin unsurlarını sıralayabilecek,
Küreselleşmenin olumlu ve olumsuz etkileri açıklayabilecek,
Dünyada ve Türkiye’de küreselleşmenin etkilerini açıklayabilecek,
Küresel sosyal medya uygulamalarının neler olduğunu açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Küreselleşme • Medya Paylaşım Siteleri
• Küreselleşmenin Unsurları • Sosyal Ağlar
• Sosyal Medya
İçindekiler
• GİRİŞ
Küreselleşme ve Sosyal • KÜRESELLEŞME KAVRAMI
Dijital İletişim ve Yeni Medya • KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE
Medya Uygulamaları
MEDYANIN ROLÜ
• SOSYAL MEDYA VE KÜRESELLEŞME
Küreselleşme ve Sosyal Medya
Uygulamaları
GİRİŞ
Bu yüzyılın başından itibaren dünyamız çok hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Bizler-
de bu sürece tanıklık etmekteyiz. Hızla gelişen teknolojiler sayesinde milyonlarca insanı
mekan, zaman, uzaklık demeksizin internet aracılığıyla birbirine bağlayan bilgisayar, cep
telefonları, her ülkeden izlenebilen televizyon kanalları iletişim ve haberleşme alanlarında
pek çok yeni kapılar açmıştır. Hayatımıza küreselleşme olgusu girmiştir. Son dönemle-
rin en çok tartışılan, eleştirilen ve ekonomi, ahlak, sosyal değerler, kültürel değişimler,
teknoloji, iletişim gibi pek çok farklı boyutta ele alınan kavramlardan bir tanesi “küresel-
leşme” dir. Günümüzde daha önce hiçbir yüzyılda olmadığı kadar ekonomiler, ülkeler ve
kültürler birbirlerinden etkilenir ve birbirleriyle ilişkili hale gelmişlerdir. Dünyamız artık
“küresel bir köy” haline gelmiştir.
Küreselleşmenin sadece ekonomik açıdan etkilerinin olduğunu düşünmek çok dar
bir bakış açısı olur. Küreselleşme içinde yaşadığımız dünyayı her yönü ile etkileyebilen,
değiştiren ve belki de dönüştüren bir kavramdır. Küreselleşme sürecinde özellikle medya
ve kültür üzerinde etkileri hem bireysel hem de toplumsal olarak daha yakından hisse-
dilmektedir. Küreselleşme süreci kitle iletişim araçlarının hayatımızdaki rolünü daha da
artırmıştır. İletişimin dünya ölçeğinde yaygınlaşması, toplumları birbirlerine yakınlaştı-
rırken, kültürel alışverişi de hızlandırmıştır. Teknolojik alandaki küresel değişimlerden en
çok etkilenen sektörlerden bir tanesi de iletişim sektörü olmuştur. İnternet ve cep telefon-
larının insanların hayatlarına hızlı bir giriş yapmasıyla iletişim sektöründe sosyal medya
kavramı ortaya çıkmış ve bu alanda önemli bir mecra olmuştur. İletişim sektöründe sosyal
medya uygulamaları gün gettikçe artmaktadır. Hem küresel hem de yerel firmalar bu alanı
çok daha sık kullanmaya başlamışlardır. Etkileşim olanağının olması ve zaman-mekan kı-
sıtlamasını ortadan kaldırması nedeniyle bu mecra hem hızlı hem de daha düşük maliyetli
bir mecra halini almıştır. Yeni medya düzeninde sosyal medyayı gözardı etmek mümkünü
değildir. Bu bölümde küreselleşme kavramı üzerinde durularak küreselleşme çerçevesin-
de sosyal medya uygulamaları açıklanacaktır.
KÜRESELLEŞME KAVRAMI
İçinde yaşadığımız yüzyılın son çeyreğinde dünyanın her yerinde ve her alanda baş dön-
dürücü değişiklikler yaşanmıştır. Zihinlerimizi biraz zorlarsak bunları hatırlamamız
mümkündür. Örneğin, hayatımıza cep telefonu ve internet gibi iki önemli yenilik gir-
miştir. Bu yenilikler dünya giderek küresel bir köy halini almıştır. Büyük ülkeler iç sa-
vaşlar sonrasında parçalanmış ve yeni ülkeler oluşmuştur. Sosyalizm uygulamaları yerini
182 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Şekil 8.1
Yirmibirinci Yüzyılda
Yaşanan Farklı
alanlarda Yaşanan
Değişimler
Şekil 8.1’de görüldüğü gibi son yirmi beş yılda yaşanan büyük değişim, insan ve top-
lumları daha esnek, daha çeşitli, daha geniş düşünen, dünyaya daha açık ve hareket ser-
bestliği daha fazla olan bir döneme getirmiştir.
Küreselleşmenin Unsurları
Küreselleşmenin boyutlarının gelişmesinde etkili olan unsurlar bulunmaktadır. Bu un-
surların etkisi ile küreselleşme çok boyutlu bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Küreselleş-
menin pek çok alana etkisi olmuştur. Uzmanların görüşlerine göre bu alanlarda küresel-
leşmenin olumlu etkilerinin yanısıra olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Küreselleşmenin
belli başlı unsurları şu şekilde sıralanabilmektedir;
· Uluslararası ticaret ve uluslararası ticarete açık olmak
· Sermaye hareketliliği
· İşgücü hareketliliği
· Çokuluslu işletmeler
· Üretimin değişen yapısı
· Teknoloji üretme ve kullanabilme
· Endüstriyel ilişkilerdeki dönüşümler
Bu unsurlara kısaca değinerek küreselleşme kavramının açıklanmasına devam edebiliriz;
Sermaye Hareketliliği
Sermaye hareketliliği iki şekilde gerçekleşmektedir. Birisi doğrudan yatırım şeklinde doğ-
rudan sermaye girişi biçiminde gerçekleştir. Burada anlatılmak istenen bir ülkenin başka
ülkelerin maden sektörüne ve alt yapısına büyük yatırımlar yapması ya da kurması anla-
mında olup, uzun vadeli yatırımlardır. Diğeri ise kısa vadeli olup vurkaç takdiği ile hareket
eden fonlardır ve sıcak para olarak isimlendirilirler. Sermaye hareketliliği, ekonomi de
yapıları çok etkilediği için küreselleşme yaklaşımında önemli bir unsurdur.
İşgücü Hareketliliği
Küreseleşmenin unsurlarından bir tanesi de işgücü hareketliliğidir. Küresel ekonomi ih-
tiyaç duyduğu vasıfa sahip işgücünü bu hareketlilikten elde edebilmektedir. İşgücü, doğal
olarak göç ettiği ülkede daha fazla refah ve yüksek yaşam kalitesi beklemektedir. Ancak,
gün geçtikçe göç alan ülkelerin başvuruda bulunan işgücü içinden en vasıflılarını seçtik-
leri ve böylece hazır beyinleri kullanarak beyin göçü oluşturdukları da bir gerçektir. Küre-
selleşme, istikrarsız sosya-ekonomik yapıdaki ülke insanlarına sınırlarının diğer tarafında
yeni ufuklar ve imkanlar göstermektedir.
Çokuluslu İşletmeler
Küreselleşme sürecinde sermayenin en önemli öğelerinden bir tanesi kuşkusuz çok uluslu
işletmelerdir. Çokuluslu işletmelerin genel bir tanımını yapmak gerekirse; çokuluslu iş-
letme, doğrudan yabancı sermaye yatırımı yaparak birden fazla ülkede gelir getiren aktif
değerlere sahip olan veya bunları kontrol eden, dolayısıyla kaynak ülke dışında mal ve
hizmet üreten özetle uluslararası üretim yapan firmadır (Karluk, 1997; 185).
Çokuluslu işletmelerin tarihsel sürecine bakıldığında, bu işletmelerin İkinci Dünya
Savaşından sonra, özellikle de 1960’lardan sonra hızla yaygınlaştıklarını görmekteyiz.
Çokuluslaşma furyasının öncüsü ABD işletmeleri olurken onları Batı Avrupa, Japonya
ve Güney Kore firmaları izlemişlerdir. Günümüzde çokuluslu işletmelerin en az %89’u
Avrupa Birliği, Amerika ve Japonya merkezlidir. Çokuluslu işletmeler, küreselleşme sü-
recinde doğrudan yabancı yatırım açısından hayli önemli görevler üstlenmişlerdir. Ço-
kuluslu işletmeler, gittikleri ülkelere kendi çalışma kültürlerini, kendi avantajlarını öne
çıkartan yeni pazarlık stratejilerini, yeni işçi eğitim dinamiklerini, pazarlama tekniklerini,
örgüt yapılarını ve küreselleşen finansal pazarlar için uyarlanan oyun teorilerini götür-
mektedirler. Bu nedenle çokuluslu işletmelerin küreselleşme sürecinde sadece ekonomi
ve sermaye bazlı bakış açısıyla değil kültürel, sosyal vb. bakış açıları ile birlikte düşünmek
gereklidir. Bu şirketlerin gelişmekte olan ülkeler açısından en olumlu tarafı yabancı yatı-
rımdır. Ancak yabancı yatırımın ekonomik büyümeyi olumlu ya da olumsuz etkilediğini
8. Ünite - Küreselleşme ve Sosyal Medya Uygulamaları 187
savunan pek çok farklı görüş olduğunu ve bu konunun hala tartışılmaya devam ettiğini
unutmamak gerekmektedir.
Çokuluslu işletmelerde malların ve hizmetlerin akışının üzerindeki vergilerin azaltıl-
masıyla beraber üretim, ticaret ve finans sektörleri uluslarası boyutlara taşınmıştır. İnter-
nete dayanan e-şirket yapılarıyla birlikte elektronik ticarette yükselmeye başlamıştır.
Türkiye’de 1977-80 döviz krizinden sonra da ilk olarak Ocak 1980’de IMF ve Dünya
Bankası destekli yapısal uyum programı diğer bir deyişle dışa açılma hamlesi gerçekleş-
miştir. Böylece pek çok işletme ülkemizde yatırım yapmaya başlamıştır.
Resim 8.1
Küreselleşme ve Çok
Uluslu İşletmeler
Kaynak: http://
tower.arcadia.
edu/wp-content/
uploads/2012/02/
globalization_b_
1293566053.png
(erişim tarihi:
30.8.2012)
Medya sektörü açısından bakıldığında ise, aynı yapının bu sektör içinde geçerli ol-
duğunu görmek mümkündür. Günümüzde medya sektöründe genellikle Kuzey Amerika
kökenli ve çok uluslu bir yapılanma oluşmaktadır. Örneğin yerel bir medya grubu, çok
uluslu bir yapım şirketinin televizyon kanallarını ülkesinde yayınlanması hakkını satın
alabilmekte ya da çok uluslu bir şirkete yayn kanalını satabilmektedir. Ülkemizde de bu
yapıda yayın yapan kanallar (Cartoon Network, CNBC-e, FOX TV gibi) bulunmaktadır.
Bu durum sadece televizyon kanalları için değil, radyo, gazete ya da dergi gibi medya
araçlarının tümü için geçerli olmaktadır.
Küreselleşme sürecinde üretim ortamının değişen yapısı ile teknolojiye ulaşmanın ma-
liyetini karşılayabilen, yeni teknoloji geliştirmeye pay ayırabilen ve eğitim sistemlerini bu
şekilde yenileyen ülkelerin bu fırsat havuzundan yararlanabileceği bir ortam oluşmuştur.
Olumlu Etkiler
· Küreselleşme ile zaman ve mekân sınırları yüzyıllar boyunca adım adım genişleyerek
günümüze kadar gelmiş, dünyada olup biten her şey bütün insanlığa mâledilmeye baş-
lanmıştır.
· İnsanlığın ortak değerleri oluşmaya başlamış, insan ve onun eserleri, yani kültür ve
uygarlık yeni baştan anlamlandırılmıştır.
· İnsan hakları, özgürlük, adalet ve eşitlik gibi kavramlar yaygınlaştıkça, insanlar yeni
bir kişilik kazanmaya, kendine inanmaya ve güven duymaya başlamıştır. Kendini ta-
nıyan ve giderek kendine güvenen insan, kendi değerini keşfetmiş, hiç bir kimseye ve
kuruma kul köle olmaması gerektiğini anlamıştır.
· Her ülkenin sadece seçkin bir kesimini eğitmenin çıkar yol olmadığı, kalkınma için
halkın tabanına kadar ulaşan bir eğitim sistemiyle kitlesel olarak yetişmiş nitelikli nü-
fusa ihtiyaç olduğu gerçeği kavranılmıştır.
· Sağlık alanında bir çok hastalık ülkelerin işbirliği ile yenilmiş, bebek ve çocuk ölümleri
azalmış, insanların yaşam süreleri uzamış, sağlıklı yaşam olanakları genişlemiştir.
· Ülkeler arasında çeşitlenmiş işgücünün serbest dolaşımı sağlanmış, üretim ve tüke-
timde rekabet artmış, dünyanın neresinde olursa olsun insanlar birbirlerinin üreti-
minden faydalanmaya ve birbirlerinin ürünlerini tüketmeye başlamıştır.
190 Dijital İletişim ve Yeni Medya
· İnsanlar arasında yeni ve ortak yaşam biçimleri belirmeye başlamış, ortak eğitim poli-
tikaları yoluyla ülke vatandaşları arasında ortak kavrayış ve anlayışlar gelişmiştir.
Olumsuz Etkiler
· Küreselleşen dünyada güçlü devletlerle bütünleşmek zorunda kalan gecikmiş ulusal
devletler ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan büyük devletlerin açık etkisine maruz
kalmıştır. Bunun sonucunda bir tür bağımlılık durumu oluşmuş, ulusal sınırlar yok
sayılmış, milli egemenlik ve bağımsızlık gibi kavramların içi boşaltılmış, emperyalist
amaçlar küreselleşme adı altında meşrulaştırılmaya çalışılmıştır.
· Küreselleşme toplumları birbirinden farklı ve hatta zıt olan iki yöne doğru çekmeye
başlamıştır. Birinci yönde toplumlar daha da yakınlaşıp bütünleşirken, öteki yönde
ulusalcılık, etnik ulusalcılık ile parçalanma sürecine sokulmuştur. Birbirine zıt bu iki
durum, üye ülkeler için bir yandan küreselleşme sürecinin dışında kalmamak, öte yan-
dan ulusal bütünlüğü korumak gibi bir ikilem yaratmıştır.
· Dünyadaki ülkelerin üretim gücü ve tüketim olanakları aynı değildir. Bu yönden sana-
yileşmesini tamamlamış ülkeler daha üstün durumdadır. Küreselleşme zenginleşme-
nin ve refahın dağılımı kadar, fakirlik ve sefaletin dağılımını da hızlandırmıştır.
· Dünyada eğitim sürecine katılan insanların sayısı giderek artmaktadır. Her kademe-
deki eğitim kurumları teknolojik imkânları kullanarak insanların bilgi ve beceri dü-
zeylerini yükseltmektedir. Buna karşılık eğitimden yararlanmayanların sayısında bir
azalma değil, artma olduğu ileri sürülmüştür.
Yukarıdaki özet bilgilerden de anlaşılacağı üzere küreselleşme, olumlu ve olumsuz bir-
çok etkiyi bir arada tutmaktadır. İnsanlar ve toplumlar, bir yandan bu sürecin olumlu yön-
lerini pekiştirip yaygın hale getirirken, diğer yandan olumsuz etkilerini en aza indirerek
en yüksek faydayı sağlamaya çalışmalıdır (Balay; 2004: 63-66).
Kısaca medya olarak tanımladığımız kitle iletişim araçları, toplumda belli fonksiyon-
lar üstlenmekte ve üstlendiği bu fonksiyonlar aracılığıyla toplumun şekillenmesinde rol
oynamaktadır. Daniel Katz, Graeme Burton ve Denis McQuail’e göre kitle iletişim araçla-
rının bireyler açısından fonksiyonlarını ise şöyle sıralamaktadır:
· Bilgilendirme
· Kültürel devamlılık
· Toplumsallaştırma
· Eğlendirme
· Kamuoyu yaratma
Kitle iletişim araçlarının bilgilendirme fonksiyonu, “toplum ve dünyada olan olaylar
hakkında bilgi sağlaması, güç ilişkilerine işaret etmesi, yenilik, uyum ve ilerlemeyi ko-
laylaştırması” olarak ifade edilmektedir. Kitle iletişim araçları, olay ve bilgilerin anlamını
açıklayıp yorumlayarak, kurulu otorite ve normlar için destek sağlayarak, sosyalleşmeye
yardımcı olarak ve paylaşmaya katkıda bulunarak toplumsallaştırma fonksiyonu’nu yeri-
ne getirmektedir.
Kültürel devamlılık fonksiyonu, “hakim kültürün ifade edilmesi, alt kültürlerin ve yeni
kültürel gelişmelerin tanınması ve değerlerin yaygınlaştırılması” olarak ifade edilirken;
eğlendirme fonksiyonu, “oyalanma, zevk ve rahatlama sağlayarak sosyal tansiyonun dü-
şürülmesini” amaçlamaktadır. Kitle iletişim araçlarınını kamuoyu yaratma fonksiyonu ise
“toplumsal hedefler için çalışmayı” işaret etmektedir.
Bireyler kitle iletişim araçlarına, dünya hakkında bilgi edinme, problemlerin çözü-
münde ve karar aşamasında tavsiye alma, merak ve ilgiyi tatmin etme, kendini eğitme,
davranış modelleri bulma, bireysel değerleri pekiştirme, başkalarıyla özdeşleşme ve sosyal
empati gibi nedenlerle yönelmektedirler (Özkan, 2006;18)
Sosyal Ağlar
Bireyleri internet üzerinde toplum yaşamı içinde kendilerini tanımlayarak, aynı kültürel
seviyesinde rahatlıkla anlaşabilecekleri insanlara internet iletişim metotları ile iletişime
geçmek için ve aynı zamanda normal sosyal yaşamda yapılan çeşitli jestleri simgeleyen
sembolik hareketleri göstererek insanların yarattığı sanal ortamdaki sosyal iletişim kur-
maya yarayan ağlara “sosyal ağlar” denilmektedir (http://www.chip.com.tr/blog/karcet/
sosyal-ag-nedir_7243.html)
ne, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu onları tanıtan bir formdur. Site kullanıcılara
ücretsizdir ve gelirini banner reklamlarından ve sponsor gruplarından almaktadır. Nisan
2006’da gelirlerin haftalık 1,5 milyon dolar olduğu öne sürülmüştür(http://tr.wikipedia.
org/wiki/Facebook). Facebook’un kendi sitesinde yayınladığı Haziran 2012 istatistiklerine
göre 955 milyon kullanıcısı bulunmaktadır. Bu perspektiften bakıldığında Facebook, Çin
(1.33 milyar kişi) ve Hindistan’ın (1.15 milyar kişi) ardından dünya üzerindeki en kalaba-
lık sosyal alandır. Başka bir deyişle Facebook bir ülke olsaydı, şu anda en kalabalık üçüncü
ülke olmaktadır. Facebook’u bu çerçevede ABD (304 milyon kişi) izlemektedir (Dilmen
ve Öğüt, 2011; 239).
Araştırmalara göstermektedir ki, ortalama bir Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı
var ve günde 55 dakikasını sitede geçirmektedir.
Bir başka sosyal ağ ise daha çok iş hayatında kullanılan LinkedIn’dir. LinkedIn, çalı-
şanlar, iş arayanlar ve işverenlerin profesyonel anlamda kullanımı amacıyla tasarlanmış
bir sosyal ağ sitesidir. Başka bir ifadeyle LinkedIn’i “link” yani bağlantı oluşturma sitesi
olarak da düşünebilirsiniz. Kişiler bu site aracılığı ile iş başvurusu yapabilme, özgeçmiş ve
hazırladığınız çalışmaları ya da dosyaları ekleyebilme olanağı bulabilmektedir. Bu sosyal
ağ, Facebook ve Twitter ile bağlantılı bir site biçimindedir. Günümüze yaklaştıkça rağbet
gören sosyal medya kuruluşları arasında 2007 yılında FriendFeed, GlobalGrind, Tumblr,
Osmosus, 2008 yılında Ping.Fm, Kontain, 2009 yılında NetLog, Posterous, 2010 yılında
ise Google Buzz ile Sportpost sayılabilmektedir.
Bloglar
Bloglar, Türkçe karşılığı günce ya da ağ günlüğü olarak tanımlanabilen, kişilerin kendi is-
tedikleri konuları kendi istedikleri şekilde yazarak oluşturdukları web sayfalarından oluş-
maktadır. Blogların kullanımı 1999 yılında başlamış, ücretsiz olmasının da etkisi ile kısa
sürede tüm dünyada kullanılmaya başlamıştır. 2011 yılı itibariyle çeşitli sitelerde bulunan
verilere göre Technorati tarafından indekslenen blog sayısı yaklaşık olarak 133 milyon ve
blog okuyan internet kullanıcılarının sayısı yaklaşık olarak 346 milyon kişi seviyesindedir.
Bir gün içinde yayınlanan blog yazısı sayısı da ortalama 900 bin’dir. Türkçe blog sayısı da
(internette çeşitli kaynaklarda rakamlar farklılık göstermekle birlikte) 750 bin – 1,5 mil-
yon arasında değişmektedir.
Halkla ilişkiler sektörü özelinde düşünüldüğünde, halka ilişkilerde yeni stratejileri,
yapılanmaları, şirketlerin gerçekleştikleri faaliyetleri takip etmenin önemi çok büyüktür.
Bu nedenle halkla ilişkiler alanında çalışan kişilerin global bir bakış açısı geliştirerek ülke-
sindeki ve dünyadaki alanıyla ilgili yenilikleri takip etmesi gerekmektedir. Dünyada halka
ilişkiler alanındaki bloglara örnek vermek gerekirse; PRSquared, Brain Solis, Peter Shank-
man, Social Media Explorer gibi bloglar bu blogların sadece birkaç tanesidir. Bu bloglar-
da sektörle ilgili gelişmeler, yenilikler, okuma önerileri gibi konulara yer verilmektedir.
Ülkemizde halkla ilişkiler alanındaki bazı blog örnekleri ise; prhalklailiskiler, prrehberi,
bielog şeklindedir. Bu blog adreslerinin sayısının her geçen gün arttığını ve adreslerde
değişiklikler meydana gelebileceği unutulmaması gereken bir noktadır.
8. Ünite - Küreselleşme ve Sosyal Medya Uygulamaları 197
Paylaşım Ağları
Paylaşım ağları, kişiler ya da kurumlarca hazırlanan video, fotoğraf ya da bilgilerin pay-
laşıldığı ağ oluşumlarıdır. Günümüzde en sık kullanılan video paylaşım ağları; Youtube,
Dailymotion, Google Videos, Yahoo Video It’s on vb. ağlardır. Fotoğraf paylaşım ağlarına
günümüzden örnekler verecek olursak, Instagram, 1x, Flickr, Deviantart, photosig, Foto-
community, Photo, Photodom gibi ağları sayabiliriz.
Bilgi paylaşım ağlarının günümüz örnekleri ise, Wikipedia, Intelipedia sayılabilmek-
tedir. Ülkemizde de sıklıkla kullanılan Wikipedia’nın yüzden fazla dilde, 3.800.000 madde
üzerinde çalışan 48.000 aktif editörü vardır. Bugün itibariyle Türkçe Wikipedia’da 193.627
madde vardır; Wikipedia’da sahip olduğu bilgi birikimini artırmak için hergün tüm dün-
yadan yüz binlerce ziyaretçi on binlerce değişiklik yapmakta, binlerce yeni madde başlat-
maktadır. Katkıda bulunmak için ziyaretçilerde herhangi bir özel nitelik aranmamaktadır
ve isteyen her yaştan insan Wikipedia’ da madde yazımına yardım etmektedir (http://
tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi:Hakk%C4%B1nda).
Mikroblog ağların en önemli örneği olarak Twitter belirtilebilmektedir. Twitter,
140 karakterden oluşan tweet adı verilen internet kısa mesajlarının gönderildiği ve
başkalarının mesajlarının okunabildiği bir mikro-blog servisidir(http://twitter.nedir.
com/#ixzz25YgVAgZf). Twitter daha kısa cümlelerin kurularak iletişim kurma imkânı
sağlamasından dolayı özellikle gençler tarafından çok benimsenmiştir. Siyaset, sinema,
tiyatro ve müzik dünyasının ünlülerin de Twitter’ı kullanmayı tercih etmeleriyle üye ve
takipçi sayıları gün geçtikçe artar hale gelmiştir. Altı yıl gibi kısa bir sürede üye sayı-
sının ne kadar olduğu incelendiğinde, bu uygulamanın küreselleşen dünyada ne kadar
yaygın olduğunu görmek mümkündür. Aşağıda sizlere Twitter ile ilgili istatistiki bilgiler
sunulmuştur.
Dünyanın en büyük mikroblogging sitesi Twitter, Temmuz 2006’da kurulduğunda,
fotoğraf sitesi Flickr’dan esinlenerek Twitter ismini almıştır. Twitter, aynı yılın sonlarına
doğru Twitter ismini benimsemiştir. Bugün sosyal medyanın en güçlü temsilcilerin biri
olan Twitter’ın, Şubat 2012 verilerine göre dünya genelinde 465 milyonu aşkın üyesi bu-
lunmaktadır. Merkezi San Francisco’da bulunan şirketin en çok üyesinin bulunduğu ülke
de 107.7 milyon kullanıcıya sahip olduğu Amerika’dır. Amerika’nın ardından ikinci sırada
33.3 milyon ile Brezilya, üçüncü sırada ise 29.9 milyon kullanıcıyla Japonya gelmektedir.
Dördüncü sırada 23.8 milyon ile İngiltere, beşinci sırada ise 19.5 milyon kullanıcı sayısıyla
Endonezya yer almaktadır. Türkiye’deki kullanıcı sayısı ise 7.2 milyon kişidir. Türkiye’de-
ki aktif Twitter kullanıcılarının sayısı ise 5.3 milyondur. Bu rakam, son bir ay içinde en
az bir tane tweet atan kullanıcı sayısını temsil etmektedir. Dünya genelinde her gün 175
milyon tweet atılmaktadır. Türkiye’de bir aylık süreçte her gün atılan tweet sayısı ise 1.7
milyon’dur. Bu her saniye 20 tweet atıldığı anlamına gelmektedir (http://www.sabah.com.
tr/Teknoloji/Haber/2012/03/16/iste-turkiyenin-twitter-istatistikleri).
Sosyal medyanın dikkate alınmadığı bir medya sektörünü dşünmek mümkün olma-
maktadır. Medya sektöründe son yıllarda internet üzerinden yapılan kampanyalar, medya
uygulamaları, reklamlar hızla artmıştır. Türkiye’de internet reklamcılığı ciddi bir gelişim
göstermektedir. 2006 yılında Türkiye’de internet reklam pazarı yaklaşık olarak 40 milyon
dolar iken bu oran son yıllarda oldukça ciddi bir atış göstermiştir. IAB Türkiye şirketinin
yaptığı digital reklam harcamaları tahmini 2011 yılı için toplam 721 Milyon T dir. Sosyal
medyanın önemini farkedemeyen şirketler ilgili pazarlarda söz sahibi olma özelliklerini
yitirmektedirler.
198 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Facebook’un kendi sitesinde yayınladığı Haziran 2012 istatistiklerine göre 955 milyon kulla-
nıcısı bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Facebook, Çin ve Hindistan’ın ardından dün-
ya üzerindeki en kalabalık sosyal alandır. Başka bir deyişle Facebook bir ülke olsaydı, şu
anda en kalabalık üçüncü ülke olacaktı.
Şekil 8.2
Müslüman ülkelerin
küreselleşmeye bakış
açıları
Kaynak: http://www.
worldpublicopinion.
org/pipa/articles/
btglobalization
tradera/
528.php adresinden
uyarlanmıştır.
Ankete katılan yedi ülke cevaplayıcılarının verdikleri yanıtlar incelendiğinde altı ülke-
de küreselleşme “oldukça iyi” yönünde cevaplar yer almaktadır. Türkiye’de ise küreselleş-
me konusunda “oldukça iyi” diyenlerin oranı ortalamanıın oldukça altındadır.
Küreselleşmenin bu kadar hızlı bir şekilde yayılmasında elbetteki internet ve sosyal
ağların etkisi çok fazladır. Televizyon, radyo gibi diğer medya araçlarının tüm dünyada-
ki kişilere ulaşması yıllar almışken, örneğin radyonun 50 milyon kişiye ulaşması 38 yılı,
TV’nin 13 yılı, intertein ise sadece 4 yılı almıştır. Bu durumda sosyal medyayı kullanmayı
seçip seçmemek söz konusu bile değildir. Giderek herkes bu medyayı kullanmaya kendini
mecbur hissedecektir. Bu noktada önemli olan şey bu alanı nasıl daha iyi kullanabiliriz
sorusuna cevap aramak olacaktır (Qualman, 2010).
200 Dijital İletişim ve Yeni Medya
http://www.youtube.com/watch?v=x0EnhXn5boM
Özet
Küreselleşme son yılların hayatımıza girmiş en önemli kav- reselleşme en çok iletişim alanını etkilemiştir. Zaman ve yer
ramlarından bir tanesidir. 21. yüzyılla birlikte yaşamımızın kavramlarının değişen teknolojiler sayesinde önemi giderek
her alanını etkileyen bir sürece giren dünyamızda her alanda azalmaktadır. Teknolojik yeniliklikler ile daha az maliyetli
beklentiler de değişim göstermiştir. Bu değişim küresel ölçek- işler yapabilme imkanı yakalanırken işsizlik kavramı haya-
te yaşanan çok yönlü değişimin bir sonucudur. Küreselleşme tımıza önemli ölçüde girmeye başamıştır. Küreselleş-menin
kavramı yirminci yüzyılın ikinci yarısında bir dizi karmaşık her alana kattığı olumsuz ve olumlu etkileri bulunmaktadır.
ve çok boyutlu değişimin başlamasıyla kullanılmaya başlan- Sosyal Medya, kişinin kendisinin ürettiği içeriği, yayınladığı
mıştır. Küreselleşmeyi insanların ve toplumların birbirine ve paylaştığı her türlü platformun genel adıdır. Küreselleşme
yakınlaşması olarak yorumlayanlar olduğu gibi, iki kutuplu sürecinde teknolojik alanlarda yaşanan değişimler ile hayatı-
dünya gerçeğinin daha da belirginleştiğini vurgulayanlar da mıza giren sosyal medya yine küreselleşmenin doğası gereği
bulunmaktadır. Bu nedenle küreselleşme kavramına geniş hızla tüm dünyada etkili bir hal almıştır. Klasik medyadan
bir perspektif ile bakmak gerekmektedir. en büyük farkı, karşılıklı bir iletişimin söz konusu olmasıdır.
Küreselleşme sadece ekonomik ve teknolojik alanda değil Kişilerin birbirleriyle, kurumların kişilerle doğrudan iletişim
çok daha farklı boyutlarda da irdelenmelidir. Ekonomik açı- kurabildiği ve geri dönüş alabildiği bir platformdur. Eskiden
dan bakıldığında küreselleşmenin tüm dünya ekonomilerin- medya araçları etkileşim anlamında ihtiyaçları yeterince kar-
de etkisi olduğu kuşkusuzdur. Küreselleşme süreciyle birlikte şılamazken sosyal medya araçlarının hayatımıza girmesi ile
ulusal ekonomilerin etkisi oldukça azalarak küresel ölçekte etkileşim kavramı daha etkili olmaya başlamıştır. Sosyal med-
güç sahibi şirketler ve uluslarası şirket ortaklıkları dünya yanın bireyler arasında karşılıklı etkileşim imkanı sağlaması
ekonomisinde söz sahibi olmuşlardır. Siyasi açıdan incelen- ve fikirlerini birbirleriyle paylaşma-larına olanak tanıması bu
diğinde ise devlet kavramı giderek önemini yitirmeye başla- kadar hızlı yayılmasında önemli faktörler olmuşlardır.
mış ve artık devletin gücü, işleyişi ya da biçimi tartışılır hale Yeni medya düzeninde günümüz şartlarının getirmiş olduğu
gelmiştir. İç-dış politika kavramları giderek ortadan kalmaya toplumsal dönüşüm, sosyalleşme olgusu üzerinde de etkisini
başlayarak, devletin egemenliği sermayenin küreselleşmesiy- göstermiştir. Sosyalleşme teknolojinin de yardımı ile sosyal
le etkisi yitirmeye başlamıştır. Sosyo-kültürel açıdan baktı- medya ile hayatımıza girmiştir. Sosyal medyanın bu kadar
ğımızda ise küreselleşme ile “yerel kimlik” kavramı önemini yoğun olarak kullanıldığı günümüzde işletmelerin de bu
yitirmeye başlarken artık daha evrensel değerler ön plana medya alanını kullanmaları oldukça doğaldır.
çıkmıştır. Coğrafi ve ekolojik olarak da küresellemenin etki-
leri olmuştur. Hammadde ve doğal kaynak kullanımlarında
gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler üzerinde yarattık-
ları baskılar daha fazla artmaya başlamıştır. Teknolojik kü-
8. Ünite - Küreselleşme ve Sosyal Medya Uygulamaları 203
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki kavramlardan hangisi küreselleşme kavramı 6. Hangisi küreselleşmede iletiişm alanında meydana gelen
ile anılan kavramlardan değildir? belli başlı değişimlerden değildir?
a. Gelişimi tamamlamış süreç a. Alıcının enformasyon üzerinde kontrolünün kalkması
b. Yeni dünya düzeni b. Taşınabilirlik
c. Sanayi sonrası toplum c. Sistemlerin ağ yeteneklerinin artması
d. Bilgi toplumu d. Zaman sınırlamasının ortadan kalkması
e. Kapitalizm ötesi toplum e. Mekan sınırlamasının ortadan kalkması
2. Küresel değişimler düşünüldüğünde 21. yüzyılda aşağı- 7. Hangisi kitle iletişim araçlarının bireyler açısından fon-
daki kavramlardan hangisinden uzaklaşılmıştır? kiyonlarından değildir?
a. Merkeziyetçilik a. Bireyselleştirme
b. Bilgi toplumu b. Eğlendirme
c. Çoklu seçme sistemi c. Toplumsallaştırma
d. İnsan yönetimli teknoloji d. Kamuoyu yaratma
e. Katılımcı demokrasi e. Bilgilendirme
3. Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmenin etki alanların- 8. Kişinin kendisinin ürettiği içeriği, yayınladığı ve paylaştığı
dan bir tanesi değildir? her türlü platformun genel adı aşağıdakilerden hangisidir?
a. Psikolojik Küreselleşme a. Sosyal medya
b. Siyasal küreselleşme b. Yeni medya
c. Ekonomik Küreselleşme c. Klasik medya
d. Teknolojik Küreselleşme d. Modern medya
e. Kültirel Küreselleşme e. Sanal medya
4. Tüketicilerin hızlı tüketme davranışları aşağıda verilen 9. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya türlerinden değildir?
küreselleşme unsurlarından hangisi ile doğrudan ilişkilidir? a. Viral ağlar
a. Üretimin değişen yapısı b. Sosyal ağ
b. İşgücü hareketliliği c. Bloglar
c. Teknoloji üretme d. Paylaşım ağları
d. Endüstri ilişkilerindeki dönüşümler e. Mikroblog ağlar
e. Uluslarası ticaret
10. Günümüzde mikroblog ağların en önemli örneği aşağı-
5. Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmenin olumlu etkile- dakilerden hangisidir?
rinden bir tanesi değildir? a. Twitter
a. Ülkeler arası üretim gücü farklılıklarında artış b. Facebook
b. Ortak eğitim politikaları c. Youtube
c. Sağlıklı yaşam olanakları d. Google
d. İşgücünün serbest dolaşımı e. Wikipedia
e. Ortak kültür oluşturma
204 Dijital İletişim ve Yeni Medya
Yararlanılan Kaynaklar
Balay, R. (2004) “Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim” An- Millson, A. (2010) “Social Media and Globalisation” On-
kara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, line Conference on Networks and Communities,
cilt: 37, sayı: 2, 61-82 Department of Internet Studies, Curtin University of
Başkaya, Fikret. (2004). Çığırından Çıkmış Bir Dünya-Sos- Technology. (http://networkconference.netstudies.
yal Felaketin, Ekolojik Felaketin, Etik Yozlaşmanın org/2010/04/social-media-and-globalisation/ erişim ta-
Kökeni. Ankara: Özgür Üniversite Yayını. rihi: 13.11.2012)
Bauman, Zygmunt (1999). Küreselleşme: Toplumsal Sonuç- Onat, F. Ve Alikılıç Ö. (2009). “Sosyal ağ sitelerinin reklam
ları, Ayrıntı Yayınları, İstanbul. ve halkla ilişkiler ortamları olarak değerlendirilmesi,
Bilhan, S. (1996). Küreselleşme ve Ulusal Değerler. Türkiye Journal of Yasar University, 3(9), 1111-1143.
2. Eğitim Felsefesi Kongresi (23-26 Ekim). Van: Yüzüncü Öğüt S. Ve diğerleri. “Sosyalleşmenin Yeni Yüzü: Sosyal Payla-
Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 177-185. şım Ağları” http://www.sertacogut.com/blog/wpcontent/
Boratav, K. (1997) “Ekonomi ve Küreselleşme”, Emperya- uploads/2010/05/OgutDilmenSosyalle%C5%9Fmenin-
lizmin Yeni Masalı Küreselleşme, Der. Işık Kansu, An- Yeni-Y%C3%BCz%C3%BC-Sosyal-Payla%C5%9F%
kara: İmge Yayıevi. C4%B1mA%C4%9Flar%C4%B1.pdf. Erişim tarihi:
Çoban, Aykut. (2002). “Küreselleşmeye Karşı Olmak: Ola- 3.10.2012.
naklar ve Sınırlılıklar”. Praksis. Sayı 7 (Yaz). Öymen, Onur (2000). Geleceği Yakalamak, İstanbul: Remzi
Doğan, İ. (2006). Parçalayan Küreselleşme, Ankara: Yetkin Kitapevi.
Yayınları. Özkan, A. (2006). Küreselleşme Sürecinin Medya ve Kültür
Erbay, Yusuf (1996). Küresel İşletmelerin Yönetimi ve Türk Üzerindeki Etkileri. İstanbul: TÜSAM Stratejik Rapor,
İşletmelerin Yeni Türk Cumhuriyetlerine Yönelik Faa- No: 15.
liyetleri, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Yayın No: 11, Robertson, R.(1999). Küreselleşme, Toplum ve Kuramı ve
Ankara. Küresel Kültür (Çev: Ü.H.Ünsal), Ankara: Bilim Sanat
Giddens, Anthony (2000). Elimizden Kaçıp Giden Dünya, Yayınları.
Çev., Osman Akınhay, İstanbul: Alfa Yayınları. Savran, S. (2008). Kod Adı Küreselleşme 21. Yüzyılda Em-
Güzel, M. (2006). “Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kül- peryalizm. İstanbul: Yordam Kitap.
türü”. Küresel İletişim Dergisi, S.1, Bahar 2006. Soydan, Mehmet K. (2012). Küreselleşme Sürecinde Med-
Hazar,Murat (2011) “Sosyal Medya Bağımlılığı-Bir Alan yanın Rolü. Uzmanlık Tezi. http://www.rtuk.org.tr/uplo-
Çalışması” İletişim Kuramları ve Araştırmaları Dergisi, ad/UT/54.pdf
Bahar, Sayı: 32, 151-176. Tezcan, M. (1996). Küreselleşmenin Eğitimsel Boyutu. Tür-
Hutton, G., Fosdick, M. (2011) The Globalisation of Social kiye 2. Eğitim Felsefesi Kongresi (23-26 Ekim). Van: Yü-
Media. Journal of Advertising Research. Vol 51. Issue 4, züncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 187-195.
p564-570. Strene, J. (2010). Socıal Medıa Metrres; Howto Measure and
Kaçmazoğlu, H. B. (Ocak 2002). Doğu-Batı Çatışması Açı- Optimize Your Marketing Inxcsment, New Jersey: John
sından Globalleşme. Eğitim Araştırmaları 6: 44-55. Wiley ∞ Sons, ıNC.
Karluk, S. Rıdvan; “Çok Uluslu Şirket Üzerine Bir incele- Qualman, E. (2012). Socialnomics: How social media trans-
me”, Eskişehir ITIA Dergisi, C.8, No: 2, Haziran 1997. form the way we live and do business. New Jersey: John
Kazgan, G. (2009). Küreselleşme ve Ulus Devlet. İstanbul: Wiley ∞ Sons, Inc.
Bilgi Üniversitesi Yayınları. Timisi, Nilüfer (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve De-
Koray, Meryem. (1999). Küreselleşme Süreci ve Ulus Devlet. mokrasi. Ankara: Dost Yayınevi.
Ekonomi, Siyaset Tartışmaları. http://www.populertarih.com/ Toulmin, S. (1999). The Ambiguities of Globalization. Fu-
kuresellesme-sureci-ve-ulus-devletekonomisiyaset-tartismalari. tures 31, 905-912.
Kotler,P.(2011). Kaos Yönetimi. İstanbul: Optimist Yayınları. Yeldan, E. (2008). Küreselleşme, Kim İçin? İstanbul: Graphis.
Marcuse, P. (2001) “Küreselleşmenin Dili” (Çeviren: Ali Tar- Zengingönül, O. (2007) Küreselleşme. İzmir: Barış Yayınları.
tanoğlu) Mülkiye Dergisi, Cilt: XXY. Sayı: 229.
Örs, F. (2010) “Küresel medya ortamında yaşanan etik sorun-
lar ve uluslararası düzenlemeler” Journal of Yasar Univer-
sity 20 (5) 3443-3452