Professional Documents
Culture Documents
MEDYA VE REKLAM
Yazarlar
Prof.Dr. Banu DAĞTAŞ (Ünite 1)
Prof.Dr. Sema YILDIRIM BECERİKLİ (Ünite 2, 3, 6)
Doç.Dr. Özgül BİRSEN (Ünite 4)
Prof.Dr. Erdal DAĞTAŞ (Ünite 5)
Doç.Dr. Yeşim ÇELİK (Ünite 7, 8)
Editör
Prof.Dr. Banu DAĞTAŞ
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Öğretim Tasarımcıları
Dr.Öğr.Üyesi. Seçil Banar
Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan
Kapak Düzeni
Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan
Grafiker
Gülşah Karabulut
Medya ve Reklam
E-ISBN
978-975-06-3343-0
İçindekiler
Önsöz .................................................................................................................... vii
Önsöz
Bu kitap, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi “Medya ve İletişim” Önlisans
Programı’nda yürütülecek olan “Medya ve Reklam” dersi için hazırlanmıştır. Kitap, sekiz üni-
teden oluşmaktadır.
Birinci ünitenin başlığını, “Medya, Kültür ve Reklam” oluşturmaktadır. Bu ünitede, Banu
Dağtaş, kültür endüstrisi kavramını, reklam endüstrisini, reklam endüstrisinin temel aktörle-
rini, reklam endüstrisinin küreselleşme ile birlikte geçirdiği değişiklikleri, tüketim kültürü rek-
lam ilişkisini ve fordist ve postfordist dönemde reklam-tüketim kültürü ilişkisini irdelemiştir.
İkinci ünite, “Reklamın Tarihi” başlığını taşımaktadır. Sema Yıldırım Becerikli, reklamım
dünyadaki ve Türkiye’deki gelişim süreçlerini ve bu gelişme süreçlerindeki tarihsel etkenleri
açıklamıştır.
“Basın ve Reklam” başlığını taşıyan üçüncü ünite, Sema Yıldırım Becerikli tarafından
yazılmıştır. Bu ünitede, önce basılı reklam mecraları tanıtılmış, ardından basın ve dergi rek-
lamları ele alınmış ve basın reklamlarında ölçümleme ve Basın İlân Kurumu hakkında bilgi
verilmiştir.
Dördüncü ünitede, Özgül Birsen, “Radyo ve Reklam” konusunu ele almıştır. Bu ünitede,
Dünya’da ve Türkiye’de radyonun ve radyo reklamcılığının gelişimi ve bir reklam mecrası ola-
rak radyonun özellikleri irdelenmiştir.
Beşinci ünitenin başlığı, “Televizyon ve Reklam”dır. Bu ünitede Erdal Dağtaş, bir kitle il-
tişim aracı olarak televizyonun özelliklerini, televizyon reklamlarının temel özelliklerini, te-
levizyon reklamlarının güçlü ve güçsüz yönlerini, televizyon reklamının üretim aşamalarını,
Türkiye’de kamusal yayıncılık ve ticari yayıncılık dönemlerinde televizyon reklamları-yayın
politikaları ilişkisini incelemiştir.
Altıncı ünitenin adı, “İnternet ve Reklam”dır. Bu ünitede, Sema Yıldırım Becerikli, yeni
medya olarak internetin özelliklerini, internet reklamının temel özellikleri, internet reklamla-
rının güçlü ve güçsüz yönlerini, internet reklamlarının türlerini ve ölçümlemesini incelemiştir.
“Mobil Reklam” başlıklı yedinci ünite, Yeşim Çelik tarafından kaleme alınmıştır. Ünitede,
bir reklam mecrası olarak mobil iletişim platformlarının temel özellikleri; mobil reklam türleri
olan SMS reklamları, EMS reklamları, MMS reklamları, IVR reklamları, mobil internet rek-
lamları, mobil arama motoru reklamcılığı, lokasyon tabanlı reklamlar, Bluetooth reklamları,
QR kod uygulamaları, mobil platformlardaki reklam içeren oyunlar, mobil televizyon ve radio
reklamları, mobilecasting ve bluecasting uygulamaları, çağrı melodisi reklamları; mobil rek-
lam kampanyasının üretim aşamaları ve ölçümlemesi incelenmiştir.
Son ünitenin başlığını ise, “Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim” oluşturmak-
tadır. Yeşim Çelik, bu ünitede, reklamla ilgili etik ilkeleri, reklamlarla ilgili Türkiye’deki yasal
düzenlemeleri ve reklamların denetlenmesini incelemiştir. Reklamla ilgili etik ve yasal düzen-
lemelerin odak noktasını haksız rekabet (Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu), tüketici-
nin korunması (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun) ve Avrupa Birliği muktesabatına
uygun olarak hazırlanan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun’un yayın hizmetlerinde ticari iletişim başlıklı kısmında reklamların yayınlanması ile
ilgili usul ve esaslar oluşturmaktadır.
Özetle, bu kitap, “medya ve reklam” konusunu, geleneksel ve çağdaş medya mecraları
bağlamında ele almaktadır. Kitabın temel amacı, “medya ve reklam” ilişkisini birçok yönüyle,
öğrencilerimizin öğrenmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, bu kitabın ortaya çıkmasında üstlerine
aldıkları sorumluluğu hakkıyla yerine getiren, kitabın zamanında çıkması için çaba gösteren
tüm yazar arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür eder, bu kitabın tüm öğrenci arkadaşlara yararlı
olmasını içtenlikle dilerim.
Editör
Prof.Dr. Banu DAĞTAŞ
1
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Kültür endüstrisi kavramını tanımlayabilecek,
Reklam endüstrisinin temel aktörlerini açıklayabilecek,
Küreselleşme sürecinde reklam endüstrisinin geçirdiği değişiklikleri değerlen-
direbilecek,
Reklam ve tüketim kültürü ilişkisini açıklayabilecek,
Tüketim kültürü ve reklamın fordist ve postfordist dönemlerini değerlendirebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Kültür Endüstrisi • Fordizm
• Reklam Endüstrisi • Postfordizm
• Küreselleşme • Reklam ve Kültürel Değişim
• Küresel Network • Reklam ve Mit
• Tüketim Kültürü
İçindekiler
• GİRİŞ
Medya ve Reklam Medya, Kültür ve Reklam • KÜLTÜR VE REKLAM ENDÜSTRİSİ
• TÜKETİM KÜLTÜRÜ VE REKLAM
Medya, Kültür ve Reklam
GİRİŞ
Reklam kavramı genellikle şöyle tanımlanır: “Ürün ve servislerin satışı için yapılan ta-
nıtım; herhangi bir ürün ya da servis için en ikna edici satış mesajını en düşük maliyetle
uygun kitleye ulaştırma; kitleleri herhangi bir ürünü satın almaya itmek için o ürün hak-
kında fikirlerin halka iletilmesi (Ülgen, 1991). Bu reklamın pazarlama ve ikna boyutudur.
Reklamın diğer boyutu ise reklamın hem bir kültür endüstrisi ürünü olması, hem de kül-
türel ve ideolojik bir metin olma özelliğidir. Bir medya endüstrisi olarak reklamcılık, ürün
ve hizmetleri pazarlarken, kültürel ve ideolojik temsillere ve mitlere başvurur.
Reklamın kültürel bir metin olarak incelenmesi, tüketim kültürü çalışmalarıyla iç içe-
dir. Çünkü tüketim kültürünün hakim olduğu toplumlarda tüketim; ihtiyaçtan daha çok
prestij, farklılık, bir gruba ait olma, kimlik edinme ve sınıf atlama gibi simgesel değerler
adına yapılmaktadır. Reklam metinleri tüketicinin ürünü veya hizmeti kullanarak “sınıf
atlayacağı”, “yaşamının olumlu anlamda değişeceği”, “bir gruba ait olacağı” ya da “farklı
olacağı“ gibi iletiler sunmakta, ürünün tanıtımı ise geri planda kalmakta ya da hiç yer
almamaktadır. Reklamın kültürel bir metin olmasıyla ilgili diğer bir boyut; reklam metin-
lerinin toplumsal ve kültürel değişimlerden bağımsız olmamasıdır. Toplumsal ve kültürel
değişimlere dair imajlar reklam metinlerine yansımaktadır. Bir toplumun reklam tarihine
bakılarak, o toplumun kültürel ve toplumsal değişimleri hakkında fikir edinilebilir.
Reklam metinleri kültürel değerleri yansıtırken, mitleri de kullanmaktadır. Nasıl mit-
ler kültürel olanı doğallaştırıp, ikili karşıtlıklardan doğan temel çelişkileri giderebiliyorsa;
reklam metinlerindeki mitler de ürünün ya da hizmetin kullanımıyla giderilecek çelişki-
lerden bahseder. Diğer bir deyişle reklam metinlerindeki mitler de, iyi/kötü, mutluluk/
mutsuzluk gibi temel çelişkileri ortaya koyar ve çözüm üretir. Günümüzde bu çözümler
kapitalist toplumun değerlerine göre oluşturulmaktadır. Reklamlar da, mitler gibi insanlar
için temel ikilemleri ve çelişkileri ortaya koyup, bunlara çözümler önererek kaygı giderici
bir işlev görmektedir.
İnsanlar artık bir ürünü ya da hizmeti satın aldığında, yalnızca bu ürünü/hizmeti değil,
bir imajı da satın almaktadır. Reklam metinlerinde yeniden üretilen anlamlar ve değerler
analiz edilirken, bu metinlerin bir kültür endüstrisi tarafından üretildiği unutulmamalıdır.
Yani reklam metinleri edebi metinler değildir, taşıdıkları imgelemler edebi imgelemler de-
ğildir. Reklam metinleri, kapitalizmin ekonomik olarak yeniden üretimi için gerekli olan
bir sektör tarafından üretilen metinlerdir. Bu nedenle de reklam metinleri diğer medya
içeriklerini, özellikle de televizyonun içeriğini belirleme gibi bir güce sahiptir. Bugün ar-
tık ticari televizyonların içerikleri, medya profesyonelleri tarafından değil, reklamverenler
4 Medya ve Reklam
tarafından belirlenmektedir. Bir televizyon formatı aşırı yozlaşmış bir kültürü yeniden
üretiyor olsa bile, reklam gelirini garanti ediyorsa, bu format tüm diğer ticari kanallar
tarafından benimsenmektedir. Böylece televizyon içerikleri de tektipleşmektedir.
Küresel medya politikalarıyla kamusal yayıncılık anlayışı terk edilip, özel yayıncılığa
geçilmiştir. Özel yayıncılığa geçişle birlikte, medya–reklam ilişkisi değişmiş ve medyanın
reklam gelirlerine olan ihtiyacı artırmıştır. Bu nedenle reklam endüstrisi büyümüş ve kü-
resel olarak iş yapan bir endüstri haline gelmiştir. Küreselleşme ile birlikte, reklam endüst-
risinde önemli değişiklikler gerçekleşmiştir.
Kültür Endüstrisi
Kültür endüstrisi, en basit tanımıyla kitle iletişim araçlarıyla kitleye dağıtılan bir kültür-
dür. Kitle iletişimi ulaştığı coğrafi alan açısından büyük ölçekli, iletilerin tek yönlü olarak
aktığı, kaynakla alıcı arasında eşitsiz bir ilişki yaratan, anonim, standartlaşmış bir ileti� -
şim biçimidir. Kültür endüstrisi kavramı ilk kez, eleştirel teoriyi temsil eden Frankfurt
Okulu üyelerinden, Adorno ve Horkheimer’ın, “Aydınlanmanın Diyalektiği” çalışmalarında
kullanılmıştır. Adorno ve Horkheimer kültür endüstrisi kavramının, “kitle kültürü” kav-
ramı yerine kullanmayı tercih etmişlerdir.
“Kitle kültürü” kavramı Ortega Gasset, Raymond Leavis, Gustave Le Bon gibi 19.
yüzyılın tutucu düşünürleri tarafından, sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte, kentlerde to-
planmaya başlayan geniş kitlelerin, kültürel pratiklerini eleştirme amacıyla kullanılmıştır.
Çünkü bu tutucu yazarlar, üretim ilişkilerinin değişmesi sonucu kentlerde çalışmaya baş-
layan kitleleri tehlikeli ve yoz olarak görmüşlerdir. Bu nedenle Frankfurt Okulu üyele-
rinden Adorno ve Horkheimer, “kitleye ait kültür” anlamına gelen, kitle kültürü kavramı
yerine, “kültür endüstrisi” kavramını tercih etmişlerdir. Çünkü onlara göre 19. yüzyılda,
sanayileşme ile pazarda alınıp satılan bir meta haline gelen ve kapitalizmi yeniden üretme
işlevi olan kültürel ürünler, kitlenin kendisinin ürettiği bir kültür değildir. Kitle kültürü
endüstriyel tekniklerle üretilerek çok geniş bir kitleye ulaştırılır. Kitle kültürünün ortaya
çıkmasına neden olan gelişmeler sanayileşme ve kentleşmedir. Sanayileşme ve kentleş-
meyle birlikte, kentlerde kitleler oluşmuştur. Kültür endüstrisi ürünlerini tüketen kitleler,
farklı yaşam ve düşünceye sahip olsalar da, ortak kültür içeriklerini tüketirler ve böylece iş
dışı zamanlarında aynı kültürel ürünlerle zaman geçirirler. Boş zamanın, yani iş dışındaki
zamanların nasıl denetlendiğini, kontrol edildiğini ve yönlendirildiğini anlamak, kültür
endüstrisi anlayışının temel araştırma konusudur.
Frankfurt Okulu üyelerinden Adorno ve Horkheimer, kitleye ait kültür anlamına gelen “kit-
1 le kültürü” kavramı yerine neden “kültür endüstrisi” kavramını kullanmışlardır?
Reklamveren, reklam ajansına “brief ” (özet) olarak bilinen bir yol haritası sunar. Reklam-
cılık dünyasında brief olarak tanımlanan bu yol haritasında reklamveren kampanyasından
beklentilerini, seslenmek istediği tüketici kitlesini, ürünün niteliklerini, pazarda karşı kar-
şıya bulunduğu sorunları ve fırsatları, izleyeceği strateji ve zamanlamayı aktarır.
1980 sonrası büyüyen Türkiye reklam endüstrisinde, uluslararası reklam ağlarıyla (net-
workler) işbirlikleri ve ortak yatırımcılık yoğun şekilde artmıştır.
Küreselleşme sürecinde reklam endüstrisinde ortaya çıkan yeni reklam mecraları nelerdir?
4
Araştırma Sektöründe Değişim: Araştırma şirketleri küresel reklam networklerine
bağlı olarak çalıştıkları için; küresel, bölgesel ve yerel ölçekte yapılan araştırmalarda ortak
standartlar kullanılmakta ve ülkeler arası veriler karşılaştırılabilmektedir.
Hedef kitlenin profilini oluşturmak için bazı yeni bilgi toplama teknikleri kullanıl-
maya başlanmıştır. Bu yeni bilgi toplama teknikleri şunlardır: Hedef kitlenin kredi kartı
ve internet kullanımı bilgisi ve cep telefonlarıyla oluşturulan bilgi bankası. Bilgi bankala-
rında tüketicilerin hangi alışveriş merkezini ne kadar sıklıkla ziyaret ettiği, hangi ürünleri
hangi sıklıkla satın aldığına dair bilgiler depolanmaktadır.
Tüketicilerdeki Değişim: Küreselleşme sürecinde tüketicilerde özellikle “marka ba-
ğımlılığı” gelişmiştir. EACA (Avrupa İletişim Ajansları Birliği) ve WFA (Dünya Reklam-
verenler Federasyon) raporlarına göre, farklı ülkelerden aynı markayı kullanan insanları
“küresel bir yurttaşlığı” paylaştıkları öne sürülmüştür. Tüketicilerin tüketirken aynı za-
manda bir “kimlik” edinmeye çalıştıkları genellikle paylaşılan bir tespittir. Yine küreselleş-
me sürecinde tüketiciler reklamcılar tarafından sadece aile ya da kadın olarak değil; genç,
kadın, erkek, çocuk, homoseksüel, etnik ve dinsel duyarlıkları olan gruplar olarak tespit
edilmeye başlanmıştır. Bunun yanı sıra tüketicilerin haklarını savunmak için bir araya
gelmeleriyle birlikte, “tüketici hareketleri” de gelişmiştir.
Yasal Düzenlemelerde Değişim: Küreselleşme sürecinde reklam endüstrisinin yeni-
den yapılanma süreci büyük ölçüde benzerlikler taşısa da, ülkeler arasında farklılıklar ya-
ratan en önemli unsurlardan birisi yasal düzenlemelerdir. Bu süreçte ülkelerin genellikle
reklam endüstrisini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen 6 ana alanda yasal düzenle-
meye gidildiği görülmektedir. Bu alanlar şöyledir: Yabancı sermaye girişine izin verilmesi,
rekabet hukuku, reklamların içeriği/süresi, tüketicinin korunması, reklam ithali ve sektör-
ler ile ilgili reklamlara dair (sağlık, sigara, alkollü içeceklerin reklamı) düzenlemelerdir.
Mesleki Örgütlenmelerdeki Değişim: Küreselleşme sürecinde reklam endüstrisinin
gelişimi, tüketici ve çevre hareketlerinin artması gibi faktörler, küresel ve bölgesel ölçekte
kurulan mesleki örgütlerin sayısının ve gücünün artmasına neden olmuştur. Uluslararası
Reklamcılık Derneği (IAA), Avrupa İletişim Ajansları Birliği (EACA), Avrupa Reklam
Standartları Birliği (EASA), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), Amerikan Pazarlama
Derneği (AMA), Reklam Profesyonelleri Enstitüsü (IPA) gibi mesleki örgütler, eğitim
programları ile çalışanların profesyonel gelişimine katkıda bulunarak, onların reklam sek-
töründeki uluslar arası gelişmeleri yakından takip etmeleri için çalışmaktadır.
Bu mesleki örgütlenmeler ayrıca sektördeki kuruluşların çıkarlarını ulusal ve ulusla-
rarası platformlarda temsil etmekte ve yasal düzenlemeleri yapan kesimleri etkilemeye
1. Ünite - Medya, Kültür ve Reklam 11
yönelik lobi faaliyetleri yürütmektedir. Bu faaliyetlerden öne çıkanlar şunlardır: reklama
yasal olarak kapalı alanların sınırlarının daraltılması, özellikle tütün ürünleri ve alkollü
içecekler başta olmak üzere bazı ürünlerin reklamına yönelik yasaklamaların kaldırılması
ya da kısıtlamaların azaltılması, reklamların vergilendirilmesi, mecraların ölçümlenmesi,
reklamın içeriğine ve süresine yönelik kurallar, reklamveren-reklam ajansı ilişkilerini dü-
zenlemek için örnek sözleşmeler hazırlamak. Uluslararası meslek kuruluşlarına üye olan
dernekler, kendi ülkelerindeki uygulamalar ve yasal düzenlemeler konusunda görüş alış-
verişi ve çeşitli projelerle işbirliği yapmaktadır. Reklamcılık endüstrisinde faaliyet göste-
ren mesleki örgütlenmeler, yasal denetimden ziyade özdenetim (kendi kendini denetim)
yapılmasını savunmaktadır.
Tüketim Kültürü
Tüketim toplumu kimi araştırmacılara göre başlangıç olarak kitlesel eğlencenin, tatil ge-
zintilerinin, boş zamanın ortaya çıktığı 19. yüzyılda oluşmuş, kimi araştırmacılara göre
ise II. Dünya Savaşı sonrası fordizm ve seri üretim ile Amerikan toplumunda oluşmuştur.
Genel eğilim 1945 sonrası Amerikan toplumunda oluştuğu yönündedir. Tüketim kültü-
rünün savaş sonrası oluşan toplumsal refah, 1929 ekonomik bunalımını tekrarlamamak
için tercih edilen ve toplam talebi artırmayı hedefleyen Keynesyan ekonomi politikaları ve
fordist üretim tarzı sonucu Amerikan toplumunda oluştuğu ve diğer batılı ülkelere yayıl-
dığı kabul gören bir yaklaşımdır. Lyon (1994) ve Baudrillard (1997) ise, tüketim kültürünü
postmodernizm ile beraber düşünür. Lyon tüketimin ve tüketicinin yaşam tarzının hakim
olduğu bir kültürü postmodern olarak tanımlar. Slater (1997) ise, son yıllarda tüketim
ve kültür olgularının toplumsal yaşamda merkezi bir rol almasını kabul etmekle birlikte,
tüketim kültürünü Aydınlanma’dan bu yana moderniteye ait bir olgu olarak görür.
Tüketim kültürü ilre ilgili daha ayrıntılı bilgi için şu kitaba başvurulabilir: Dağtaş, Banu ve
Erdal Dağtaş (der.) (2009). Medya, Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları. Ankara: Ütopya
Yayınevi.
Postmodern, geç kapitalist ya da çağdaş tüketici toplum olarak ifade edilen 1980’ler ve
1990’larda, daha önceki dönemlerden farklı olarak reklamlarda, tüketiciye sunulan yaşam
tarzı (life style) ön plana çıkarılmıştır. R. W. Pollay reklam metinlerindeki bu değişime
göre reklamları bilgi verici reklam (informational advertisement) ve dönüştürücü reklam
(transformational advertisement) olarak ikiye ayırır. Bilgi verici reklamda tüketici ürün
hakkında bilgi alırken, dönüştürücü reklamlarda marka adı, tüketim tarzı, yaşam tar-
zı, kişisel ve toplumsal başarı gibi tutumların sunumu yer alır. Leiss vd. (1990), Pollay’ın
yaptığı bu ayırımı reklam metinlerinin formatı açısından tarihsel olarak ele alır ve dört
dönemde inceler:
12 Medya ve Reklam
Özetle Batı toplumlarında 1925’ten itibaren reklam metinlerinde ürün hakkında bilgi-
lendirmenin geri plana atıldığı ve toplumsal bağlamın öne çıktığı söylenebilir. 1965 yılın-
dan sonra ise reklam metinlerinde kimlik ve aidiyet oluşturmaya yönelik imajlar ve yaşam
tarzlarının sunulduğu görülmektedir. Türkiye’de ise bu tarz imajlara 1990’lı yıllarda ağırlık
verildiği söylenebilir.
Featherstone (1996) tüketim kültüründe yaşı ya da sınıfsal kökeni ne olursa olsun,
tüm bireylerin kendini ifade etme olanağına sahip olduğunu belirtir ve bu ifade biçimle-
rini şöyle tanımlar: “Bu dünya ilişkilerinde ve tecrübelerinde yeninin ve en son modanın
peşinde koşan, maceradan hoşlanan, hayatın tüm olanaklarını araştırmak için riske gi-
rebilen, yaşayacağı tek bir hayatın olduğunun ve bu hayattan zevk almak, yaşantılamak
ve dışa vurmak için çok gayret etmek gerektiğinin bilincinde olan erkek ve kadınların
dünyasıdır.”
Featherstone’un bu ifadesi tüketim kültürünün teşvik ettiği bireyselliği ve farklılığı ol-
dukça iyi anlatır. Baudrillard (1997) tüketim toplumunda tüketim sürecinin bireyler ara-
sında fırsatları eşitlemek ve toplumsal rekabeti azaltmak yerine, keskinleştirdiğini söyler.
Baudrillard’a göre tüketim nesneleri ve mallarına sahip olma durumu bireyselleştirici, da-
yanışma kırıcı ve tarihsizleştiricidir.
1. Ünite - Medya, Kültür ve Reklam 13
Özetle bu ifadeler tüketim kültürünün bireyselliği ve farklılığı teşvik ettiğini öne sü-
rer. Bu bireysellik bencil ve hedonist bir bireyselliktir ve reklam metinlerinde oluşturulan
imajlarla tüketiciye ulaşır. Harms ve Kellner (1996)’a göre reklam tüketici kapitalizminde
tüketici tatminini yönlendirirken, aynı zamanda işçi sınıfı radikalizmini geriletir. Harms
ve Kellner ayrıca reklam ve tüketim kültürü tarafından teşvik edilen hedonist ve bencil
bireyselliği demokrasi kültürü açısından da tartışır. Demokrasi kültüründe vatandaşların
aktif olarak kamusal hayata katılımı ve toplumu daha iyiye götürme çabası içinde olma-
sı gerekir. Reklam ise toplumsal hayata katılım için metaları ve metalaşmayı işaret eder.
Dolayısıyla reklamın teşvik ettiği bencil ve hedonist bireysellik, demokratik idealler ve
hedeflerle çatışır.
Toplumsal bir varlık olarak bireylerin sosyal bağlara ihtiyacı vardır. Tüketim toplu-
munda bu bağ maddi olarak sahip olunanlar ile kurulur. Bireyler öncelikle ne tükettikleri-
ne göre sınıflanır, konumlandırılır ve bu çerçevede bir statü belirlenir. Kullanılan otomo-
biller, giysiler, seçilen yiyecekler hem bireyin maddi ihtiyaçlarını karşılar hem de bir gruba
ait olma ihtiyacını karşılar. Tüketim toplumu tanımı gereği bireyseldir. Ancak tüketim
bizim sadece nesnelerle olan ilişkimizi belirlemez; diğer insanlarla olan ilişkilerimizi de
etkiler. Diğer bireylerin tercihleri ve zevkleri, mal ve hizmetleri tercih edişleri ve zevkleri-
ni bizim temel kanılarımızı etkiler.
Tüketim toplumunda bireyler kullandıkları ürünler ile sınıflanır, belirlenir hale gel-
miştir. Toplumsal konumumuz tükettiğimiz mal ve hizmetlerle belirlenir hale gelince;
reklam metinlerinde de tüketilen ürün ile sınıf atlanacağı, statü sahibi olunacağı fikri
sürekli olarak yeniden üretilmektedir. Sınıflar arasındaki farklılığın giderek keskinleştiği
günümüz kapitalizminde reklam metinlerinde böyle bir tercih yapılması varolan sınıf ko-
numlarını pekiştirtirmektedir. Böylece reklam metni toplumsal tabakalaşma konumlarına
daha duyarlı olarak oluşturulmaktadır. Tüm toplumsal statü, başarı gibi olguların maddi
olarak ölçülmesi, bunlara sahip olamayanlarda “vatandaşlığı” sorgulamaya kadar giden
bir dışlanma yaratır.
Fordist dönemin tüketim eğilimleri nasıldır? Bu dönemde reklam metinlerinde hakim olan
6 format hangisidir?
Türkiye’de reklamcılık sektörünün hızlı geliştiği 1990’lı yıllarda, “yaşam tarzı” kavramı-
nın Türkiye basınındaki yansımaları için şu çalışmaya başvurulabilir: Bali, N. Rıfat (2002).
Tarz-ı Hayattan Life Style’a. İstanbul: İletişim Yayınları.
Kola reklamlarının Ramazan ayında “geniş iftar sofrası” imajıyla oluşturulması örneğinde
olduğu gibi, global ürünlerin reklamları yerel kültürlere uyumlu şekilde yapılabilmektedir.
1. Ünite - Medya, Kültür ve Reklam 17
Reklam metinleri toplumsal ve kültürel değişimlerden bağımsız metinler değildir. Bir
toplumun reklam tarihine bakarak, o toplumun kültürel ve toplumsal değişimleri hak-
kında fikir edinilebilir. Bu konudaki önemli çalışmalardan birisi O’Barr’ın (1994) “Kültür
ve Reklamcılık: Ötekiliği Reklamcılığın Dünyasında Keşfetmek” isimli çalışmasıdır. Ameri-
kan reklamlarında siyahilerin ve Japonların sunumlarını tarihsel bir şekilde analiz eden
O’Barr, toplumsal değişimlerin reklam metinlerine yansımasını göstermiştir. O’Barr’ın
incelediği II: Dünya Savaşı öncesi Amerikan reklamlarında siyahilerin beyaz adama hiz-
met eden ahçı, hizmetçi, kondüktör, garson, kat görevlisi gibi oldukça alt statülü vasıfsız
işlerde ve hala beyazların kölesi durumunda sunulduğu görülmektedir. Ancak 1960’dan
sonra yayımlanan, bir başka deyişle ABD’de Sivil Haklar’ın kabulünden sonra yayınlanan
reklamlarda siyahilerin kariyer sahibi, iyi giyimli, beyaza eşit konumda (subay, iş adamı,
güzel ve çekici kadın, atlet vb.) orta sınıf tüketici olarak sunulduğu görülür. Görüldü-
ğü gibi Amerikan toplumunda siyahilerin toplumsal mücadelelerinin sonucu, onların
reklam metinlerindeki imajlarını da değiştirmiştir. Önceden beyaz adama hizmet eder
konumlarda sunulurken, Sivil Haklar’ın kabulünden sonra “orta sınıf tüketiciler” olarak
sunulmuşlardır.
O’ Barr’ın (1994) diğer bir analizi Japonların Amerikan reklamlarındaki sunumu ile il-
gilidir. Yüzyılın başında Japonlar Amerikan dergilerindeki reklamlarda “ekzotik Asya’nın”
temsilcisi olarak sunulmuştur. Ancak 1960’dan sonra ABD ile Japonya arasındaki ticari
ilişkilerin gelişimine paralel olarak; egzotizmin yerini iş dünyasına ait sunumlara bırak-
mıştır.
kültür ilişkisidir. Toplumlar kültürü oluşturmak için önce kendilerini doğadan farklılaştı-
rırlar, daha sonra da doğa ile karşılaştırırlar. Mitler kültürel olanı doğallaştırır, temel ikili
karşıtlıklardan doğan çelişkileri giderir. Anlamlandırma sistemi ölüm/yaşam, aydınlık/
karanlık gibi ikili karşıtlıklar üstüne kuruludur.
Levi-Strauss’un mit analizinden faydalanarak reklamları inceleyen araştırmacılardan
Langholz-Leymore, Chapman, Egger ve Chapman ve Valentine sayılabilir. Langholz-Ley-
more reklam-mit ilişkisini şöyle değerlendirir: “Reklamcılık endişe azaltıcı mekanizma
gibi hareket eder. Önce derindeki düzeyde insanlıkla ilgili temel çelişkileri yeniden günde-
me getirir ve daha sonra onlara çözüm üretir. Yaşamın temel çelişkileri olan yaşam/ölüm,
iyi/kötü, mutluluk/mutsuzluk gibi temel problemleri ortaya koyar ve onlara çözüm üretir”
(Akt: Chapman ve Egger, 1983).
Özet
Reklam kavramı genellikle şöyle tanımlanır: “Ürün ve servis- mik ve yönetsel birleşimlerine verilen isimdir. Ancak her üç
lerin satışı için yapılan tanıtım; herhangi bir ürün ya da servis yüzyılda da kültür endüstrilerinin motor gücü hep, reklam
için en ikna edici satış mesajını en düşük maliyetle uygun kit- endüstrisi olmuştur. Çünkü daha önce de değinildiği gibi, ka-
leye ulaştırma; kitleleri herhangi bir ürünü satın almaya itmek pitalist üretim biçimi ve sanayileşmeyle birlikte, kültür ürün-
için o ürün hakkında fikirlerin halka iletilmesi (Ülgen, 1991). leri meta olarak pazarda alınıp satıldığı için, reklamcılık tüm
Bu reklamın pazarlama ve ikna boyutudur. Reklamın diğer bo- kültür endüstrisi ürünlerinin merkezinde yer almıştır.
yutu ise reklamın hem bir kültür endüstrisi ürünü olması, hem Reklam endüstrisinin en temel hedefi, üretilen ürünlere
de kültürel ve ideolojik bir metin olma özelliğidir. Bir medya talep yaratılmasını sağlamaktır. Bunu sağlamak için reklam
endüstrisi olarak reklamcılık, ürün ve hizmetleri pazarlarken, endüstrisi şu yollara başvurmaktadır: tüketiciyi ürünü dene-
kültürel ve ideolojik temsillere ve mitlere başvurur. meye ikna etme, ürünün kullanımını artırma, ürün imajını
İnsanlar artık bir ürünü ya da hizmeti satın aldığında, yalnızca tüketicinin zihnine yerleştirme, ürünü satacak olan aracı ku-
bu ürünü/hizmeti değil, bir imajı da satın almaktadır. Reklam ruluşları çoğaltma, marka bağımlılığı yaratma, tüketicinin
metinlerinde yeniden üretilen anlamlar ve değerler analiz edi- tutum ve davranışlarını istenilen yönde değiştirme. Reklam
lirken, bu metinlerin bir kültür endüstrisi tarafından üretildiği endüstrisinin temel aktörleri şunlardır: Reklamverenler,
unutulmamalıdır. Kültür endüstrisi, en basit tanımıyla kitle reklam ajansları, medya kuruluşları, destekleyici/tedarikçi
iletişim araçlarıyla kitleye dağıtılan bir kültürdür. Kitle iletişi- kuruluşlar ve mesleki örgütlenmeler.
mi ulaştığı coğrafi alan açısından büyük ölçekli, iletilerin tek Reklam endüstrisinin temel aktörlerinden reklamveren, be-
yönlü olarak aktığı, kaynakla alıcı arasında eşitsiz bir ilişki lirli bir mal ve hizmetin üreticisi, dağıtıcısı ve satıcısıdır. Rek-
yaratan, anonim, standartlaşmış bir iletişim biçimidir. Kültür lam ajansı reklam işini yapmak üzere örgütlenmiş işletmeler,
endüstrisi kavramı ilk kez, eleştirel teoriyi temsil eden Frank- reklamverenin işletme/pazarlama amaçlarına uygun ve paralel
furt Okulu üyelerinden, Adorno ve Horkheimer’ın, “Aydın- olarak reklamını yaptırmak üzere işbirliğine girdiği kuruluş-
lanmanın Diyalektiği” çalışmalarında kullanılmıştır. Adorno lar olarak tanımlanabilir. Reklam ajansı reklamverenin kendi
ve Horkheimer kültür endüstrisi kavramının, “kitle kültürü” ürün ve hizmetleriyle ilgili tüketicilere göndermek istediği
kavramı yerine kullanmayı tercih etmişlerdir. iletilerin hazırlayıcısı ve kodlayıcısıdır. Reklam ajanslarını
Kültür endüstrisi kavramındaki endüstri sözcüğü, kültürel bir verdikleri hizmetlere göre “tam hizmet ajansı”, “butik ajans”,
ürünün standardizasyonunu ve dağıtım tekniklerinin rasyo- “a la carte ajans” olarak da sınıflandırılmaktadır. Tam hizmet
nelleştirilmesini anlatmak amacıyla kullanılmaktadır. Kültür ajansı, reklam kampanyasının ve pazarlama iletişiminin tüm
endüstrisinin yükselmesi, kültürel ürünlerin standartlaşması ve aşamalarını yürüten ajanslardır. Butik ajans, reklam yazarı ve
rasyonalizazyonu ile sonuçlanmıştır. Üretilen bu kültürel veya sanat yönetmeni gibi reklam sürecinin yaratıcı bölümünü içe-
sanatsal ürünler, kapitalist birikim ve kâr elde etme amaçları- ren hizmetleri sunan reklam ajanslarıdır. A la carte ajans (di-
na uygun olarak, kitlelerin tüketimi için hazırlanmıştır. Kültür ğer adıyla modüler hizmet ajansı), müşteriye istediği hizmeti
endüstrileri mal ve hizmetlerin tüketimini artırmak için de bir ayrı ayrı satın alma hakkı tanıyan ajanslardır.
araçtır. Frankfurt Okulu’ndan Marcuse’e göre, standartlaşmış ve Reklam endüstrisinin destekle-yicileri/tedarik-çiler; araştır-
metalaşmış kültür endüstrisi ürünleri, herkese benzer bir yaşam ma şirketleri, film yapım şirketleri, halkla ilişkiler ajansları gibi
biçimi sunarak, onları tek boyutlu hale getirir. Bireysellik yerine, uzmanlaşmış kuruluşlar ile fotoğrafçı, renk ayrımcı ve matbaa
tüketimcilik ideolojisini topluma yerleştirir. gibi reklamın son halinin oluşmasında rolü olan birimlerdir.
Kültür endüstrisi 19. yüzyılda gazete, yayıncılık ve reklam Reklam endüstrisinin başlangıcından bugüne önemli bir bile-
sektörlerinden oluşurken; 20. yüzyılda buna film endüstrisi, şeni medyadır. Küreselleşmenin iletişim alanına yansıyan “özel
müzik endüstrisi, radyo ve televizyon endüstrisi ve bu en- yayıncılığa geçiş” ve “kuralların kaldırılması” (deregülasyon)
düstrilerin yan sektörleri (dizi sektörü, haber ajansları gibi) politikalarıyla, kamu yararını gözeten “kamusal yayıncılık” an-
eklenmiştir. 21. yüzyıla yaklaşırken ve 21. yüzyılla birlikte, layışından vazgeçilmiş ve reklamcılık endüstrisinin medya içe-
teknolojik değişimler hızlanmıştır. Bugün kültür endüstrisi riklerini etkileme gücü çok artmıştır. Reklam endüstrisinin bir
ürünleri; televizyon yayıncılığı, internet yayıncılığı ve mobil diğer aktörü, sektördeki mesleki örgütlenmelerdir. Türkiye’de
iletişimi bütünleştiren yöndeşmeler (convergence) aracılığı reklam endü-strisini temsil eden başlıca örgütler şunlardır:
ile dolaşıma sokulmaktadır. Yöndeşme (convergence), 3G Reklamcılar Derneği, Reklamcılar Vakfı, Reklam Yaratıcıları
teknolojisi olarak isimlendirilen karasal yayıncılık, uydu Derneği, Araştırmacılar Derneği, Açıkhava Reklamcılar Der-
yayıncılığı ve telekominükasyon ağının; teknolojik, ekono- neği ve Reklam Özdenetim Kurulu.
20 Medya ve Reklam
Küreselleşme tanım olarak ürünlerin, sermayenin, enfor- Reklamın kültürel bir metin olarak incelenmesi, tüketim
masyonun, kültürel değerlerin, fikirlerin, sistemlerin, ku- kültürü çalışmalarıyla iç içedir. Çünkü tüketim kültürünün
ralların, standartların ulus devlet sınırlarını aşarak dünya hakim olduğu toplumlarda tüketim; ihtiyaçtan daha çok
çapında yaygınlaşması ve bütünleşmesidir. Bunun yanı sıra prestij, farklılık, bir gruba ait olma, kimlik edinme ve sınıf
küreselleşme kavramıyla ulaşım ve iletişim alanındaki ge- atlama gibi simgesel değerler adına yapılmaktadır. Reklam
lişmeler sayesinde dünyanın giderek küçülmesine de işaret metinleri tüketicinin ürünü veya hizmeti kullanarak “sınıf
edilmektedir. Reklamcılık alanında ise reklam endüstrisinin atlayacağı”, “yaşamının olumlu anlamda değişeceği”, “bir
bazı önemli değişiklikler geçirdiği ve küresel networklerin gruba ait olacağı” ya da “farklı olacağı“ gibi iletiler sunmak-
(bünyesinde dünya çapında birçok reklam ajansını ve araştır- ta, ürünün tanıtımı ise geri planda kalmakta ya da hiç yer
ma şirketini barındıran örgütlenme) ortaya çıktığı görülmek- almamaktadır. Tüketim toplumu kimi araştırmacılara göre
tedir. Küreselleşmeyle birlikte reklam endüstrisinin önemli başlangıç olarak kitlesel eğlencenin, tatil gezintilerinin, boş
bir aktörü haline gelen küresel networkler, yerel ajanslarla zamanın ortaya çıktığı 19. yüzyılda oluşmuş, kimi araştırma-
işbirliği yaparak ya da yeni bir şirket kurarak dünya çapında- cılara göre ise II. Dünya Savaşı sonrası fordizm ve seri üretim
ki ulusal pazarları kontrol etmektedir. Dünya çapında geniş ile Amerikan toplumunda oluşmuştur. Genel eğilim 1945
bir ağın parçası olmak, ofisler arasında bilgi birikimi ve yazı- sonrası Amerikan toplumunda oluştuğu yönündedir.
lım transferi, yeni eğilimlerin paylaşımı gibi avantajlar sun- Fordist dönemin tüketim eğilimlerine bakıldığında, ön-
maktadır. Küresel reklam networkleriyle birlikte hem reklam celikle tüketim kitleseldir ve otomobil ve dayanıklı tüketim
ajanslarının mülkiyetinde bir yoğunlaşma hem de reklam malları gibi oldukça “maddi” şeyler tüketilmektedir. Sosyo-
içeriklerinde bir tektipleşme olmaktadır. lojik olarak fordist dönemin tüketim grupları sınıf, cinsiyet,
Reklam ajanslarının organizasyon yapısına bakıldığında, yaş gibi geniş demografik değişkenlerle ifade edilir ve temel
networklerin artık büyük ölçekli tam hizmet ajansı yerine, tüketim birimi ailedir. Fordist dönemin reklam metinlerin-
kendi alanlarında uzmanlaşmış, küçük ölçekli ajanslarla hiz- de psikolojik tatminler, doyumlar ve bilinçaltına hitap eden
met verdikleri görülmektedir. Böyle bir yapılanmayla değişen içerikler hakimdir. Bireylerin ürünle kurdukları ilişki sonucu
piyasa koşullarına daha çabuk yanıt verilmesi hedeflenmiştir. yaşayacağı duygular işlenir.
Yine reklam ajanslarındaki yaratıcı grubun, muhasebe mü- Postfordist dönemdeki tüketim eğilimlerine bakıldığında,
dürlerinin ve medya planlamacılarının, bir marka etrafında tüketim kitlesel değildir ve pazar ayrışmıştır. Temel tüketim
ekip olarak çalışması küreselleşme sürecinde reklam endüst- birimi ise bireydir. Sosyolojik olarak tüketim grupları sınıf,
risinde ortaya çıkan önemli değişikliklerden birisidir. cinsiyet, yaş gibi demografik değişkenlerle değil, “yaşam tar-
Reklam üretim sürecinde öncelikle hedef kitlenin analizi ko- zı” grupları tarafından ifade edilir. Yaşam tarzı; “bir kimse-
nusunda uzmanlaşma artmıştır. Hedef kitle analizinde yaş, nin bedeni, giysileri, konuşması, boş zamanı kullanma şekli,
cinsiyet, sınıf gibi demografik değişkenlerin yanı sıra, yaşam yiyecek-içecek tercihleri, ev, otomobil, tatil seçimleri vb. gibi
tarzı araştırmalarından da yararlanılmaktadır. Reklamın üretim tüketicinin beğeni üslubunun bireysel işaretleridir” Kimlik-
sürecini, medya planlaması ve satın almayla birleştiren “bütün- lerin oluşumunda ve tanınmasında yaşam tarzı çok ön pla-
leşik pazarlama iletişimi” önem kazanmıştır. Küresel reklam na çıktığı için, postfordist dönemin reklam metinlerinde
networkleri tarafından oluşturulan küresel ve bölgesel reklam de yaşam tarzı sunumları ağırlıklı olarak yer almaktadır. Bu
kampanyalarında, ulusal ve bölgesel farklılıklardan ziyade ben- dönemde pazar ayrışmış ve tüketici grupları farklılaşmıştır.
zerlikler üzerine odaklanılmaktadır. Bunun sonucu olarak da Reklamın kültürel bir metin olmasıyla ilgili diğer bir boyut;
reklam kampanyaları standartlaşmaktadır. Yine farklı bölge- reklam metinlerinin toplumsal ve kültürel değişimlerden
lerdeki reklam çalışanlarının, küresel reklam networklerinin bağımsız olmamasıdır. Reklam metinleri kültürel değerleri
merkezlerinde ortak eğitimler alması yoluna gidilmektedir. yansıtırken, mitleri de kullanmaktadır. Nasıl mitler kültürel
Küreselleşme sürecinde reklam endüstrisinin yeniden ya- olanı doğallaştırıp, ikili karşıtlıklardan doğan temel çelişkile-
pılanma süreci büyük ölçüde benzerlikler taşısa da, ülkeler ri giderebiliyorsa; reklam metinlerindeki mitler de ürünün ya
arasında farklılıklar yaratan en önemli unsurlardan birisi ya- da hizmetin kullanımıyla giderilecek çelişkilerden bahseder.
sal düzenlemelerdir. Bu süreçte ülkelerin genellikle reklam Diğer bir deyişle reklam metinlerindeki mitler de, iyi/kötü,
endüstrisini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen 6 ana mutluluk/mutsuzluk gibi temel çeliş-kileri ortaya koyar ve
alanda yasal düzenlemeye gidildiği görülmektedir. Bu alanlar çözüm üretir.
şöyledir: Yabancı sermaye girişine izin verilmesi, rekabet hu-
kuku, reklamların içeriği/süresi, tüketicinin korunması, rek-
lam ithali ve sektörler ile ilgili reklamlara dair (sağlık, sigara,
alkollü içeceklerin reklamı) düzenlemelerdir.
1. Ünite - Medya, Kültür ve Reklam 21
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi kültür endüstrisi kavramındaki 6. Aşağıdakilerden hangisi reklam endüstrisinde destekle-
“endüstri” kavramını ifade etmez? yici/tedarikçi bir kuruluş değildir?
a. Kültürel bir ürünün standartlaşmasını a. Fotoğraf ajansı
b. Kültürel ürünlerin dağıtımının rasyonelleşme sini b. Araştırma şirketi
c. Kültürel ürünlerin geniş bir kitle için üretil mesini c. Butik reklam ajansı
d. Ülkelerin sanayileşmesini d. Halkla ilişkiler ajansı
e. Kültürel ürünlerin pazarda alınıp-satılmasını e. Film yapım şirketi
2. Aşağıdakilerden hangisi reklam endüstrisi tarafından 7. Aşağıdakilerden hangisi “salt ürün işlevi, fiyatı ve fay-
ürünlere talep yartmak için başvurulan bir yol değildir? daları” tanıtılan reklam metni formatının adıdır?
a. Tüketiciyi ürünü denemeye ikna etme a. Ürün-imaj formatı
b. Marka bağımlılığı yaratma b. Ürün-bilgi formatı
c. Ürünün maliyetini düşürme c. Kişiselleştirme formatı
d. Ürün imajını yerleştirme d. Yaşam tarzı formatı
e. Ürün kullanımını artırma e. Dönüştürücü reklam formatı
3. Aşağıdakilerden hangisi reklam endüstrisinin temel ak- 8. “Bu tüketim sonucu ben kim olacağım? Aynı ürünü tü-
törleri arasında değildir? ketenler kimlerdir?” sorularının sorulduğu reklam metni
a. Reklam ajansları formatı aşağıdakilerden hangisidir?
b. Reklamverenler a. Yaşam tarzı formatı
c. Medya kuruluşları b. Ürün-imaj formatı
d. Tedarikçi kuruluşlar c. Ürün-bilgi formatı
e. Ürünlerin üretildiği fabrikalar d. Kişiselleştirme formatı
e. Bilgilendirici reklam formatı
4. Aşağıdakilerden hangisi reklamverenlerin, reklam ajan-
sına reklamı yapılacak ürünle ilgili gönderdiği yol haritası- 9. Aşağıdakilerden hangisi fordist üretim tarzının bir özel-
nın literatürdeki adıdır? liğidir?
a. Brief a. Esnek emek
b. Reklam metni b. Esnek üretim
c. Marka adı c. Otomasyon yolu ile kitlesel üretim yapılması
d. Ürün imajı d. Taleplerde farklılaşma
e. Reklam kampanyası e. Yatay işbölümü
5. Aşağıdakilerden hangisi küresel reklam endüstrisine 10. ABD’de Sivil Haklar’ın kabulünden önce reklamlarda
hakim olan şirketler grubunun literatürdeki adıdır? siyahilerin mesleki temsili aşağıdakilerden hangisi gibi de-
a. Kurumsal ajans ğildir?
b. Butik ajans a. Garson
c. Ala carte ajans b. Hizmetçi
d. Modüler hizmet ajansı c. Ahçı
e. Network d. İş adamı
e. Apartman görevlisi
22 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Sıra Sizde 6 Acar, Y. (2009). Küreselleşme Sürecinde Türkiye’de Reklam En-
Fordist dönemin tüketim eğilimlerine bakıldığında, öncelikle tüke- düstrisinde Değişimler, Yayınlanmamış Doktora Tezi, An-
kara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
tim kitleseldir ve otomobil ve dayanıklı tüketim malları gibi oldukça Adorno, T. (1998). Minima Moralia. Çev. Orhan Koçak ve Ah-
“maddi” şeyler tüketilmektedir. Sosyolojik olarak fordist dönemin met Doğukan, İstanbul: Metis Yayınları.
tüketim grupları sınıf, cinsiyet, yaş gibi geniş demografik değişken- Argın, Ş. (1992). “Boş Zamanın Toplumsal Anlamı Üzerine Not-
lar”, Birikim, 43, ss. 29-42.
lerle ifade edilir ve temel tüketim birimi ailedir. Fordist dönemin
Bali, N. Rıfat (2002). Tarz-ı Hayattan Life Style’a, İstanbul: İle-
reklam metinlerinde psikolojik tatminler, doyumlar ve bilinçaltına tişim Yayınları.
hitap eden içerikler hakimdir. Bireylerin ürünle kurdukları ilişki so- Barthes, R. (1990). Çağdaş Söylenler, çev. Tahsin Yücel, İstanbul:
nucu yaşayacağı duygular işlenir. Reklam metinlerinde ürüne sahip Hürriyet Vakfı Yayınları.
Baudrillard, J. (1997). Tüketim Toplumu, çev. Hazar Deliceçay-
olmanın verdiği gurur, ürünü kullanamamanın yaratacağı endişe ve lı-Ferda Keskin, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
reklamı yapılan ürünün tüketimiyle oluşacak doyum duygularının Cengiz, S. A. (2008). Modernizm, Otomobil Kültürü ve Rek-
altı çizilir. lam, Ankara: Ütopya Yayınevi.
Chapman, S. (1986). Great Expectorations: Advertising and
the Tobacco Industry, London: Comedia.
Sıra Sizde 7 Chapman, S. ve G. Egger (1983). “ Myth in Cigarette Advertising
Postfordist dönemdeki tüketim eğilimlerine bakıldığında, tüketim and Health Promotion”, Language, Image, Media, der. H.
kitlesel değildir ve pazar ayrışmıştır. Temel tüketim birimi ise bi- Davis ve P. Walton, London: Basil Blackwell, ss. 167-185.
Dağtaş, B. (2012). Reklamı Okumak (2. Baskı), Ankara: Ütopya
reydir. Sosyolojik olarak tüketim grupları sınıf, cinsiyet, yaş gibi Yayınevi.
demografik değişkenlerle değil, “yaşam tarzı” grupları tarafından Dağtaş, B. ve Erdal Dağtaş (der.) (2009). Medya, Tüketim Kültü-
ifade edilir. Postfordist dönemde tüketim kültürü ve reklamın rü ve Yaşam Tarzları, Ankara: Ütopya Yayınevi.
Dağtaş, B. (2008). Reklam Kültür Toplum, Ankara: Ütopya Ya-
toplumsallaştırıcı rolü açısından en belirgin özelliği; tüketim ve yınevi.
reklamın bireysel kimliklerin belirlenmesinde çok büyük bir rol Featherstone, Mike (1996). Postmodernizm ve Tüketim Kültü-
oynamasıdır. Bu dönem reklam metinlerindeki hakim soru daha rü, Çev. Mehmet Küçük, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
önce belirtildiği gibi; reklamı yapılan ürün ya da hizmeti tüke- Hızal Gençtürk, S. G. (2005). “Reklam Endüstrisinin Topograf-
yası: Türkiye Örneği”, İletişim Araştırmaları, 3 (1-2), ss.
tenin “kim” olacağıdır. Emeğin örgütsüz oluşu, bireysel kimlik 105-131.
arayışlarını arttırmıştır. Postfordist dönemde sosyolojik anlamda Horkheimer, M., Adorno, T.W., (1996). Aydınlanmanın Diya-
kimliğin belirlenmesinde sınıf, iş gibi fordist dönemdeki yapısal lektiği II, Çev. O. Özügül, İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
Kellner, D. (1992). “Popular Culture and the Construction of
belirleyicilerin gerilediği öne sürülmektedir. Kimliklerin oluşu- Postmodern Identities”, Modernity and Identity, der. S. Lash
munda ve tanınmasında yaşam tarzı çok ön plana çıktığı için, and J. Friedman. Cambridge: Blackwell, ss. 141-177.
postfordist dönemin reklam metinlerinde de yaşam tarzı sunum- Krogg, T. (1999). “Frankfurt Okulu’nun Kültür Analizi”, Medya
İktidar İdeoloji, Çev. Mehmet Küçük, Ankara: Ark Yayınevi.
ları ağırlıklı olarak yer almaktadır. Bu dönemde pazar ayrışmış
Leiss, William, S. Kline ve Sut Jhally (1990). Social Communi-
ve tüketici grupları farklılaşmıştır. cation in Advertising, Persons, Products and Images of
Well-Being, London: Routledge.
Sıra Sizde 8 Leymore, V. L. (1975). Hidden Myth, Structuralism and
Symbolism in Advertising, London: Heinemann Educati-
Levi-Strauss’a göre tüm toplumların anlamlı hale getirmeye ça- onal Books.
lıştığı en önemli sınır doğa-kültür ilişkisidir. Toplumlar kültürü Lyon, D. (1994). Postmodernity, London: Open University
oluşturmak için önce kendilerini doğadan farklılaştırırlar, daha Press.
Jay, Martin. (1989). Diyalektik İmgelem, Çev. Ünsal Oskay, İs-
sonra da doğa ile karşılaştırırlar. Mitler kültürel olanı doğallaş-
tanbul: Ara Yayınevi.
tırır, temel ikili karşıtlıklardan doğan çelişkileri giderir. Anlam- MacFarquar, Larissa (1994), “This Semiotician Went to Market-
landırma sistemi ölüm/yaşam, aydınlık/karanlık gibi ikili karşıt- Shooping With Saussure, Don’t Forget Your Peirce”, Linqua
lıklar üstüne kuruludur. Franca, 4, ss. 58-69.
O’Barr, William M. (1994), Culture and Advertising, Exploring
Levi-Strauss’un mit analizinden faydalanarak reklamları incele- Otherness in the World of Advertising, Oxford: Westview.
yen araştırmacılardan Langholz-Leymore, Chapman, Egger ve Oskay, Ü. (1992). İletişimin ABC’si, İstanbul: Simavi Yayınları.
Chapman ve Valentine sayılabilir. Langholz-Leymore reklam- Slater, Don (1997). Consumer Culture and Modernity, Camb-
ridge: Polity Press.
mit ilişkisini şöyle değerlendirir: “Reklamcılık endişe azaltıcı
Suğur, Nadir (1999). “Fordizm Postfordizm ve Ötesi”, Anadolu
mekanizma gibi hareket eder. Önce derindeki düzeyde insanlık- Ün. Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1 (1), ss. 133-154.
la ilgili temel çelişkileri yeniden gündeme getirir ve daha sonra Yaylagül, L. (2006). Kitle İletişim Kuramları, Anara: Dipnot
onlara çözüm üretir. Yaşamın temel çelişkileri olan yaşam/ölüm, Yayınları.
Urry, John (1995), “Örgütlü Kapitalizmin Sonu”, Yeni Zamanlar
iyi/kötü, mutluluk/mutsuzluk gibi temel problemleri ortaya ko- 1990’larda Politikanın Değişen Çehresi, Der. S. Hall ve M.
yar ve onlara çözüm üretir.” Jacques, Çev. Abdullah Yılmaz, İstanbuL. Ayrıntı Yayınları.
Ülgen, N. E. (1991). Advertising Dictionary-Reklamcılık Söz-
lüğü (İngilizce-Türkçe), İstanbul: Nerpa Reklam Ajansı.
Williamson, J. (1978). Decoding Advertisements: Ideology and
Meaning in Advertising, London: Marian Boyars.
2
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Reklamın dünyadaki gelişim sürecini açıklayabilecek,
Reklamcılığın dünyadaki gelişim dönemlerini tanımlayabilecek,
Türkiye’de reklamın gelişim sürecini açıklayabilecek,
Reklamcılığın gelişmesindeki tarihsel etkenleri değerlendirebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• İlkçağ Reklamları • 20.yy. Reklamları
• Ortaçağ Reklamları • Kontrol Krizi
• Rönesans Reklamları • Kontrol Devrimi
İçindekiler
• GİRİŞ
• REKLAMIN DÜNYADAKİ GELİŞİM
SÜRECİ
Medya ve Reklam Reklamın Tarihi • REKLAMIN TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİM
SÜRECİ
• REKLAMCILIĞIN GELİŞMESİNDEKİ
TARİHSEL ETKENLER
Reklamın Tarihi
GİRİŞ
Reklamcılığın dünya çapında geçmişi, ekonomik ilişkilerin ilk ortaya çıktığı döneme
yani insanlığın ortaya çıkışına kadar götürülmektedir. Ancak modern anlamda gelişim
süreci kitle iletişim araçlarının ortaya çıkışına paraleldir. Sanayi devrimi sonrasında
pazarlamaya bağımlı bir yapıda gelişen reklamcılık, 19. Yüzyılın son çeyreğinden itiba-
ren teknolojik gelişmelerin sağladığı olanaklardan ve 20. Yüzyılın başından itibaren de
kitlesel üretim mekanizmalarının sağladığı avantajlardan yararlanarak bağımsız bir iş
koluna dönüşmüştür.
Toplumun bir kitle toplumuna dönüştüğü ve kültürün de kitle kültürü halini aldığı
modern toplumda reklamlar yoluyla aktarılan fikirler, modeller, imajlar ve söylemler bi-
reyin kendini tanımlama ve anlamlandırma sürecinin önemli bir parçasını oluşturmak-
tadır. Bu nedenle reklamın tarihsel seyrindeki dönüm noktalarını incelemek ve reklam
metinlerindeki dönüşümü kavramak hem günümüzde reklamın ulaştığı düzey açısından
medyayla ilişkisini kavramak hem de modern bireyin özelliklerini açıklayabilmek açısın-
dan önem taşımaktadır.
İlkçağdan günümüze en ilkel araçlardan en modern araçlara kadar uzanan geniş bir
yelpazede pek çok aracı kullanan reklamcılık, günümüzde bireyin nefes alıp verdiği her
alanda onu geniş bir biçimde sarmalamaktadır. Geleneksel kitle iletişim araçlarının yanı
sıra yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi, reklam dünyasında şimdiye kadar kullanılan
bilinen bütün yöntemlerin ötesinde, reklam anlayışını değiştiren, hızlandıran ona farklı
boyutlar ekleyen bir anlayışı karşımıza çıkarmıştır.
Reklamın medyayla olan bağlantısı onun tanımlanma çabalarında da karşılığını bul-
muştur. Artık reklam; “önceden belirlenmiş bir hedef kitleye, belirli bir ücret karşılığın-
da, reklamı yapan işletme bilinerek, reklam mesajını iletmede geniş kitlelere ulaşabilecek
olan yayın araçlarından yer ve zaman satın alınarak kitlesel bir şekilde yapılması” olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanımda hedef kitlelere ulaşmak için geniş kitlelere ulaşabilecek
yayın araçlarından yararlanmak gerekliliğinin vurgulanması bizi reklam sektörünün kit-
le iletişim araçlarıyla olan ilişkisini tarihsel olarak analiz etmeye yöneltmektedir. Ayrıca
dönemsel olarak tarihsel süreç boyunca reklamların oluşum süreci farklı özellikler gös-
termektedir. Bu özelliklerin bilinmesi de reklam üzerindeki toplumsal/siyasal/ekonomik
koşulların etkisini tahlil edebilmemiz açısından önemlidir.
Günümüzde reklam stratejilerinin oluşturulması temelde medyanın olanaklarının
bilinmesiyle mümkündür. Reklamların kitle iletişim araçları yoluyla çok sayıda insana
ulaşması ise oldukça dikkatli bir planlama sürecinin sonunda gerçekleşmektedir. Reklam
26 Medya ve Reklam
stratejileri içinde yer alan medya stratejisi, pazarlama, satış ve tutundurma hedeflerine en
etkili ve en ekonomik biçimde ulaşabilmek için medya karmasının belirlenmesi, reklamın
seçilen medyada hangi ölçülerde ve sıklıkta yayınlanması kararının verilmesiyle ilgili ça-
lışmaları kapsamaktadır. Bu nedenle reklam stratejilerinin izlediği güzergâhı daha iyi an-
layabilmek için reklamın basın, radyo, televizyon ve internetle olan geçmişini incelemek
gerekmektedir. Günümüzde reklamcılar tüm bu medya araçlarında faydalanma olanağına
ve stratejilerini bu olanaklar dahilinde belirleme imkânına sahiptir.
İlkçağda Reklam
Reklam, belirli amaçlara dayanan fikirlerin yayılmasını, mal ve hizmetleri satmak isteyen-
lerle bu mal ve hizmetlerin tüketicileri arasındaki ekonomik ilişkileri kolaylaştırmaktadır.
Reklamın en eski ve temel işlevi budur. Bu işlevinden dolayı reklamcılığın tarihi oldukça
eskilere dayanmaktadır. Reklamcılığın tarihsel gelişimini ticaretin tarihiyle başlatmamız
mümkündür.
Reklam anlayışı insanlık tarihinde alım-satım ya da değiş-tokuş faaliyetinin başlama-
sıyla doğmuştur. İnsanların okuma yazma öğrenmesinden çok önce başlayan ticaret en
ilkel şekliyle bir işbölümünü ve düzenli piyasaların ortaya çıkmasını zorunlu kılmıştır.
Birçok tarihçi, dükkân kapılarında asılı olan tabelaların reklamcılığın ilk adımları olduğu-
na inanır. Babilliler kendi dükkânlarının reklamı için bu tür tabelalar kullanmaktaydılar.
Bu uygulamalara Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında da rastlıyoruz.
Babil ve Mısır’da egemen güçlerin, bugünün diliyle “kurumsal” reklam adını verebile-
ceğimiz faaliyetlerde bulunduğunu biliyoruz. Çivi yazısı uzmanları için bir anahtar sayılan
Rosetta Taşı’nın keşfi ile, ilk Mısır krallarının kendileri ve başarıları ile ilgili duyuru faali-
yetleri yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Rosetta Taşı, Mısır’da kale yapımı için gerçekleştirilen bir kazıda, Fransız ordu mü-
hendisi Yüzbaşı Pierre-François Bouchard tarafından 15 Temmuz 1799’da bulunmuştur.
Rosetta Taşı belli başlı üç Mısır tapınağına gönderilmek üzere, Mısır halkı ve asilleriyle
Yunanlıların kolaylıkla okuyabilmeleri için üç dilde (Demotik, Hiyeroglif ve Antik Yu-
nanca) yazılmış bir antlaşmadır. Hiyeroglif, Napolyon’un 1798’deki Mısır Seferi sırasında
bulanan bu taşın yardımıyla çözülmüştür. Adını, Kuzey Mısır’ın Akdeniz kıyısında bulu-
nan Rosetta kasabasından alan bu taşın, Büyük İskender’in Mısır’ı fethinden sonra hüküm
sürmeye başlayan Helenistik Ptolemaion Hanedanı’nın (İ.Ö 305-İ.Ö. 30) hükümdarların-
dan biri tarafından yazdırıldığı tahmin edilmektedir. İngiliz kolleksiyoncular tarafından
İngiltere’ye götürülen taş, günümüzde British Museum’da sergilenmektedir. Bu tür rek-
lamlar çoğu defa, daha önce yaşamış olan kralların abidelerine zarar vermiştir. Çünkü es-
2. Ünite - Reklamın Tarihi 27
kiye ait yazılar sökülüp yeni kralın reklamı için yer açılması gerekmiştir. İlkçağ dönemine
ait kazılarda ortaya çıkarılan tablet ve sanat eserlerinin çoğunluğu, dönemin yöneticilerini
tanıtmak, kralların, dini liderlerin ve devlet büyüklerinin olumlu işlerini halkla duyurmak
amacını taşıyordu.
Rosetta Taşı, İlkçağ dönemine ait bir antlaşma metni olmasına rağmen, kralların kendi rek-
lamlarını yapma arzusu taşıdıklarını göstermektedir.
Ortaçağ döneminde okuma yazma oranı sınırlıdır ve halk yazıya ilgi göstermez. Rekla-
mı ifade eder biçimde “çığırma” ve “tezgâhtar” sözcükleri kullanılmaktadır. Çığırma işini
gerçekleştirenler krala bağlı olarak çalışmaktadır. Ücretleri satıcılar tarafından ödenen ye-
minli çığırtkanlar devlete vergi vermekteydiler. Çığırtkanlar, satıcıların hizmetine yönelik
olarak loncalar kurmuşlardır.
Modern anlamda reklam çalışmalarına yönelik ilk örnekler bu dönemde Avrupa’da ya-
şanan teknolojik ve coğrafi keşiflere paralel olarak ortaya çıkmıştır.Yeni yerlerin keşfedil-
mesi ekonomik hayat ve pazarlama açısından yeni bir dönemin ortaya çıkışını hazırlamış-
tır. Hindistan ve Amerika Kıtası’nda yeni keşfedilen topraklar Avrupa’nın daha önce fark
etmediği hammaddeler, bitki örtüsü ve değerli madenlerle karşılaşmasına yol açmıştır. Bu
durum üretimde çeşitlenmeye ve yeni ürünlerin piyasaya girmesine neden olmuştur. Bu
gelişmeler tanıtım faaliyetlerinin dolayısıyla da reklamın pazarlama çerçevesinde önemi-
nin artmasına neden olmuştur.
Ortaçağ’ın bitimine yakın bir tarih olan 1450’de Gutenberg’in matbaa makinesini icat
etmesi, reklamcılıkta yeni bir dönem açmıştır. Matbaanın icadıyla birlikte reklamlar ve
ilânlar ve gazeteler yoluyla yapılmaya başlanmıştır. Başlangıçta el ilânlarının basılması ge-
niş kitlelere ulaşma imkânı sağlamıştır. Matbaanın icadından sonra okuma yazma hızla
artmış yeni teknikler kullanılmaya başlanmıştır. Gazete, dergi vb. kitle iletişim araçlarının
basım tekniklerinin gelişimi ile reklamın gelişimi aynı tarihsel süreç içinde olmuştur. Böy-
lelikle mesajlar büyük kitlelere daha büyük bir hızla yayılmaya başlamıştır.
1480’de ilk duvar afişi Londra’da bir kilise kapısına asılmıştır. Bu William Caxton’un
rahipler için hazırladığı ‘The Pyes Of Salisbury Use’ adlı kitabının reklamıydı. Saptanabilen
ilk gazete ilânı ise 1525’te Almanya’da yayınlanan bir ilaç reklamıdır.
Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkışını, ekonomik, siyasal, teknolojik ve dini alandaki değişim-
ler hazırlamıştır. Seri üretime geçilen bu dönemde reklam, işletmelerin artan rekabetle baş
etme yollarından biri olarak görülmeye başlanmıştır.
masıyla birleşerek, basılıp satılan gazete sayısının ciddi bir şekilde artmasına yol açmıştır.
Tüm bu gelişmeler ise daha çok reklamın gazetelerde yer almasına neden olmuştur.
Kontrol krizi ve kontrol devrimiyle ilgili daha fazla bilgi için şu kitaba başvurulabilir: Elden,
M. (2009). Reklam ve Reklamcılık. Say Yayınları: İstanbul.
Sanayi Devrimi’yle ulaşım olanakları o denli artmıştır ki, geleneksel iletişim ve kontrol
mekanizmaları bu artan hızın gerisinde kalmışlardır. Örneğin, önceleri sınırlı sayıda ayak-
kabı üretebilen ve satabilen bir üretici kısa bir zaman içinde aynı ayakkabıdan binlercesini
üretebilecek ve satabilecek bir konuma gelmiştir. Bu durum da pazarın kontrolünü önceki
dönemlere nazaran zorlaştırmış ve bir kontrol krizinin doğmasına neden olmuştur. Kont-
rol krizinin ortaya çıktığı bu süreç de kontrol devriminin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Kontrol devrimi, kitle iletişim ve telekomünikasyon teknolojilerindeki hızlı değişim-
leri ifade etmektedir. Bunun yanı sıra Sanayi Devrimi süresinde ortaya çıkan toplumsal
düzeylerdeki ekonomik ve politik kontrol kaybının önlenmesini de anlatmaktadır. Kont-
rol devriminden önce hükümet ve pazarın kontrolü, kişilerarası ilişkilere ve yüzyüze ger-
çekleşen etkileşimlere dayanmaktadır. Kontrol devrimiyle birlikte; kontrol; yeni nakliye
altyapılarını, telekomünikasyon araçları, kitle iletişim araçları gibi yeniden kurulan bü-
rokratik örgütlerin eline geçmiştir. Buradaki “kontrol” sözcüğü, en genel anlamıyla önce-
den belirlenmiş hedefler için yapılan maksatlı etkiyi ifade etmektedir. Ekonomistlere göre
reklam, talebi kontrol etmeye hizmet etmektedir.
İngiltere, Fransa ve Japonya gibi ülkelerdeki reklam tarihi hakkında ayrıntılı bilgi edinmek
için şu kaynağa başvurulabilir: Tungate, M. (2007). Reklamcılığın Global Tarihi. MediaCat
Yayınları: Ankara.
tırmaları da yapan, içerik tasarlayan, reklam mesajlarını saptayan, medya stratejisini be-
lirleyen ve reklamın medyada sunulmasına kadar bütün süreçleri baştan sonra örgütleyen
birimler haline gelmişlerdir. Reklamcılığın bu şekilde profesyonel bir tarzda örgütlenmesi,
reklamcıları artık sadece mesajı tasarlayan ve belli bir mecradan ileten kişiler olmaktan
çıkarmış, onları hangi mesajın, ne zaman, kimlere iletilmesi gerektiğini bilen kişiler haline
getirmiştir.
1922 yılında radyonun yayın aracı olarak kullanılmaya başlaması ile radyo reklamları
gündeme gelmiştir. 1907 yılında ilk radyo yayınının yapılması, reklamcılık açısından rad-
yoyu kısa sürede önemli bir mecra haline getirmiştir. İlk ticari radyo istasyonu 1922’de
WEAF adıyla kurulmuştur.
WEAF adlı NewYork kökenli radyo istasyonu Amerikan Telephone &Telgraph şirketine bağlı
olarak kurulmuş, 100 $ karşılığında 10 dakikalık reklamlar yayınlamaya başlamıştır. WEAF
1926 yılında National Broadcasting Compyany (NBC) adını alarak yayın hayatını sürdür-
müştür.
1924 yılında N.W. Ayer&Son firması, “Eveready Saati” (Emre amade Saati) adı altında
ilk özel reklam programını hazırlamıştır. Bu dönemde radyolar reklamdan kısa sürede
önemli gelirler elde etmeye başlamışlardır. Bu yıllarda, reklam ajansları reklam verenleri-
nin sponsorluğunda radyo programları yapma görevini de üstlenmişlerdir.
II. Dünya Savaşı’nın ardından televizyonun ortaya çıkışı ve 1955’ten itibaren renk-
li televizyonların kullanımı reklamcılıkta yeni bir çığır açmıştır. Reklamcılık tarihi açı-
sından önemli konulardan biri 1911 yılında reklamcılık konusunda çıkarılan bir yasanın
oluşması ve Amerikan Reklamcılar Derneği’nin, “Reklamda Doğruluk” ilkesini benim-
semiş olmasıdır. Reklam sloganlarının kendine yer bulma tarihi olarak 1920 yılına işaret
edilmektedir. 1930’lu dönemlerde kurulan araştırma şirketleri de reklamların ölçümü
açısından önem kazandığından reklamcılık tarihi açısından önemli bir yer tutmaktadır.
1955’ten itibaren Batı’da televizyonların kullanımı, reklamcılıkta yeni bir çığır açmıştır.
1929 yılında tüm dünyada büyük bir ekonomik krizin yaşanması, reklama yapılan har-
camaların azaltılmasına neden olmuş, tüketiciler reklamlara yönelik olumsuz duygular
beslemeye başlamışlardır. II. Dünya Savaşı döneminde yaşanan olumsuzluklara rağmen
1940’lı ve 1950’li yıllarda reklamcılık büyük bir hızla gelişmiştir. 1940’lı yıllardaki bu ge-
lişmenin arkasında radyo yayınlarının çoğalması, güçlenmesi ve televizyonun izler kitlesi-
nin çoğalması yatmaktadır. Bu yıllarda firmaların reklama ayırdıkları bütçeler büyümüş,
reklam alanında faaliyet gösterecek şirketler reklam sektörünün temellerini atmaya baş-
lamışlardır. 1941 yılında Time Life’ın editörü Henry Luce bu dönemi “Amerikan Yüzyılı”
olarak ilân etmiştir. Bu dönemde Amerika’daki reklamcılar Amerikan yaşamı ve siyase-
tinde yeni bir rol üstlenmişler, Beyaz Saray’la ve ulusal güvenlik kurumlarıyla ilişkilerini
biçimlendirmişlerdir,
Bir diğer önemli konu da; reklamcılık gelişimi içindeki akımlardır. 1960’lardan son-
ra reklamcılık meslekleşmeye başlamıştır. 1960-1969 arasındaki dönemde reklamcılıkta
yaratıcılık ön plana çıkmış, 1970-1979 arası konumlandırma faaliyetleri ağırlık kazanmış,
1980 sonrası ise ilkelerin belirlendiği bir dönem olarak ortaya çıkmıştır. 1980’lerden sonra
uluslararası reklamcılık faaliyetleri de ajanslar eliyle hız kazanmıştır. 1990’lardan sonra
tüketicinin ön planda olduğu, müşteri odaklı yaklaşımların yer tuttuğu, teknolojinin rek-
lamcılığı desteklediği bir dönem yaşanmıştır. Günümüzde ise; reklamcılıkta yeniliğin ve
internetin gücü ön plana çıkmaktadır.
2. Ünite - Reklamın Tarihi 33
Günümüzde ise bilindiği üzere, açık havadan mekan içi kullanımlara, sinemadan mul-
ti medyaya, internetten mobil reklamcığa kadar çok çeşitli uygulamalar reklamcılığın ala-
nına girmiştir. Gelişen her iletişim aracı reklamcılık üstünde etki yaratmakta ve bir reklam
mecrası olarak kullanılmaktadır. Yeni iletişim teknolojileri (internet, cep telefonu, sayısal
TV vs.) 21. yüzyılın reklam mecraları olarak zengin olanaklara sahiptir.
Kitle iletişim araçlarının tarihsel gelişimiyle ilgili detaylı bilgi için şu kitaba başvurulabilir:
Crowley, H. ve Heyer, P. (2011). İletişim Tarihi: Teknoloji-Kültür-Toplum. Siyasal Kitabevi:
Ankara.
Türkiye’nin ilk reklam şirketi olan İlânat Acentası 1909 yılında kurulmuştur.
Gazetelerin Türkiye tarihinde günlük tirajları ve reklam gelirleriyle ilgili daha detaylı bilgi
için bkz. http://www.izafet.com/reklamlar/245551-turk-reklam-tarihi.html
2. Ünite - Reklamın Tarihi 35
1930’lu yıllar, dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle reklamcılar açısın-
dan zor bir dönem olmuştur. Reklamcılar bu dönemde oldukça sert eleştirilere maruz
kalmışlardır. Aynı yıllar reklamcılık açısından olumlu bir gelişme olmuş ve araştırma şir-
ketleri kurulmuştur. Bu şirketler halkın niçin herhangi bir markayı satın alıp diğerlerini
almadığını, hangi radyoları hangi saatlerde dinlediğini, bazı ürünlerin satışlarının belirli
dönemlerde artma nedenlerini ortaya çıkarmayı hedefleyen araştırmalar yürütmüşlerdir.
1950’lerde çok partili hayata geçişle birlikte reklamcılık faaliyetlerinde dönüm noktası olan
hukuki düzenlemeler nelerdir? 5
1990’lı yıllarda televizyon yayınları ülkenin her tarafına yayılmış ve televizyonu izle-
me oranları %98’e kadar varmıştır. 1983 yılından itibaren renkli yayınların başlamasıyla
birlikte televizyon daha önemli bir iletişim aracı haline gelmiştir. Televizyonun bu kadar
gelişmesi ve izleyici sayısındaki artış reklamcıların ufuklarını genişletmiştir. Örneğin rek-
lamların dikkat çekmesi, izlenmesi ve sürekli hatırlanmasını sağlayacak bazı görsel efekt-
ler, genişleyen teknolojiyle birlikte daha rahat kullanılabilir hale gelmiştir. Her şeyden
önce renkli televizyon izleyici için başlı başına diğer iletişim araçlarının önüne geçmiştir.
Günümüzde ise özel televizyon kanallarının çoğalması, uydudan yayın yapılması te-
levizyonun izleyici sayısını, izlenme oranını, izlenme süresini daha da arttırmıştır. Bunun
sonucu televizyon kanallarının reklam yayınları da aynı oranda artmıştır. Bütün bu geliş-
melere paralel olarak ticari televizyonlar sahip oldukları kanallardan birisini de pazarla-
ma (marketing) kanalı olarak kullanıp, doğrudan satış amacıyla ürünlerini ve bunların
özelliklerini gösterip satış yapmaya başlamışlardır.
1990’lı yıllardan sonra dijital teknolojinin gelişmesine paralel olarak reklamcılık yeni
bir iletişim sahası olan internet ortamında da yapılmaya başlanmıştır. İnternet sayesinde
bir reklam mesajı dünyanın her tarafına aynı anda ve büyük bir hızla iletilmektedir. Bu
nedenle reklam verenler, hedef kitlelerini genişletebilmekte ve onlara ulaşmada daha etkili
yöntemleri kullanabilmektedirler. İnternet reklamları, reklam maliyetini düşürmesi açı-
sından reklamverenler için avantajlı bir durum yaratırlar. Ancak internet reklamcılığının
en önemli dezavantajlarından biri; reklamın tam olarak hangi niteliklerde ve kaç kişiye
ulaşıldığının bilinmeyişidir.
Reklam ajanslarının tarihsel gelişimiyle ilgili daha fazla bilgi için şu kitaba başvurulabilir:
Aktuğlu K. vd. (2007). Temel Kavramlarla Reklam Ajansı-Reklamveren İlişkileri. Nobel Ya-
yınları: Ankara.
letmeler, devamlı olarak üretimde yeni teknikler uygulamak, yeni ürünler/hizmetler üret-
mek amacıyla araştırmalar yaparlar. Büyük üretim işletmelerinde bu işle göreve AR-GE
bölümü denir. Bu birimde üretimden önce üretilmesi düşünülen, yeni bir mal ve hizmet
için araştırma ve geliştirme çalışması yapılır. Daha sonra üretimde kullanılacak alternatif
üretim teknoloji arasından en uygun olanı seçilir. Bundan sonraki aşamada seçilen bu tek-
nolojiyle, piyasa talebine uygun miktar, kalite, zaman ve yerde üretim gerçekleştirilir. Son
aşamada ise ürün ve hizmetler piyasa talebini karşılamak üzere pazara sürülür. İşletmeler
yeni ürünler ve hizmetler üretebilmek için sürekli olarak araştırma geliştirme faaliyetleri
sürdürmüşlerdir
Ambalajda Gelişme: Ambalaj, bir markanın tanıtımı, tüketicinin dikkatini çekmesi,
ürün içeriği,miktarı ve kullanımı konusunda bilgi verme gibi işlevlere sahiptir. Ambalaj,
ürünün korunmasında ve taşınmasında kolaylık sağlamasının yanısıra, ürünü farklılaş-
tırma ve tutundurmaya yardımcı olması gibi faydalar da sağlamaktadır. Tarihsel süreç
içerisinde teknolojik gelişmelere paralel olarak ambalaj da gelişme göstermiş, önceden
ambalajlanması mümkün olmayan su ve süt gibi sıvı gıdalar bile bir kimlik kazanarak
marka haline gelmişlerdir. Ambalaj sanayinin gelişmesi ürünün ayırt edici niteliklerinin
tüketici tarafından daha kolay fark edilmesini sağlamıştır
Üretim ve Serviste Gelişme: Teknolojik gelişmenin yanında üretim teknikleri de ge-
lişmiş, üretim miktarı ve ürün çeşitliliği yelpazesi de genişlemiştir. Ürünlerin pazara su-
nulması, dağıtımı ve özellikle dayanıklı tüketim ürünlerini kapsayan satış sonrası hizmet-
ler de buna paralel olarak gelişmiştir. Üretim tekniklerinin gelişmesiyle üretim miktarı ve
çeşitliliği de artmıştır.
Üreticinin Tüketiciden Uzaklaşması: Fabrikaların kuruluş yerlerinin yerleşim bölge-
lerine uzak olması ve nüfusun çoğalması, üreticiyi tüketiciden uzaklaştırmıştır. Üretilen
üründen tüketicinin haberdar edilmesi için reklam yapmak zorunlu hale gelmiştir. Üretici
ile tüketici arasındaki fiziksel mesafenin artması reklam faaliyetlerine duyulan ihtiyacı
artırmıştır.
Pazarlama Anlayışındaki Gelişme: Ekonomik gelişmeler pazarlama anlayışını da
dönüşüme uğratmıştır. Önceden uygulanan geleneksel pazarlama anlayışı yerini modern
pazarlama anlayışına bırakmıştır. Geleneksel pazarlamada işletme sahibinin politikala-
rı egemen durumdayken, modern pazarlamada bu güç, tüketicilerin arzu ve ihtiyaçları
doğrultusunda el değiştirmiştir. Modern pazarlama anlayışı tüketicinin istek ve arzularını
dikkate almaktadır.
Self-Servis Satışlarının Doğuşu: Özellikle gıda ve hizmet sektöründe yoğun olarak
kullanılan bir satış yöntemidir. Tüketiciler satıcıya gerek duymadan ürünleri kendileri se-
çerek ve beğenerek alırlar. Bu nedenle reklamı yapılan ürünü yakından görme ve inceleme
imkânına sahip olurlar. Tüketiciler satıcıya gerek duymadan ürünleri ve hizmetleri seçe-
rek aldıklarında, reklamı yapılan ürünü/hizmeti yakından görmüş olurlar.
Özet
Reklamlar tarihin ilk dönemlerinden günümüzdeki modern reklamcılık faaliyetleri profesyonel reklam ajansları eliyle
anlamına kavuşuncaya kadar pek çok faktörden etkilenerek yürütülmeye başlanmıştır. 1950’lerde gazete ve dergilere
ortaya çıkmışlardır. Reklamların geçirdiği bu dönüşümü an- ilân verme hakkını yalnızca Resmi İlanlar Şirketi’ne tanıyan
lamak tarih sahnesinde olan biten değişme ve gelişmelerin karardan sonra ajanslar ve reklamcılık faaliyetleri tekrar bir
de hesaba katılması demektir. İlkçağdan günümüze kadar düşüşe geçse de 1961’de Basın İlan Kurumu’nun kurulması
reklam faaliyetler, duyurudan ilâna, ilândan reklama, ulusal ve yalnızca resmi ilânlar ile yabancı kaynaklı reklamların bu
reklamlardan uluslararası düzlemdeki reklamlara kadar de- kurum aracılığıyla yayınlanmasına karar verilmesi sonucu
ğişim geçirmiştir. İlkçağ ve Ortaçağ’de çığırtkanlar ve tellallar bütün ilân ve reklamlar serbest bırakılmıştır.
yoluyla daha çok sözlü bir biçimde duyuruların yapıldığını 1980’lerden sonra 24 Ocak kararlarıyla birlikte serbest piyasa
görmekteyiz. İlkçağ döneminde taş levhaların üzerine yazılı ekonomisi iç pazardaki rekabeti artırmıştır. Bu durum aynı
duyuru metinleri de reklamın en ilkel biçimlerinden birini zamanda bu pazarın kapılarının da çok uluslu yabancı şirket-
oluşturmaktadır. Ortaçağ’da da okuma yazma oranının dü- lere açılmasına neden olmuştur. Çokuluslu şirketlerin pazara
şüklüğü nedeniyle duyurma faaliyetleri hakim reklam biçi- girmeleri, onlar adına reklam faaliyetlerini yürüten profes-
mini oluşturmuştur. yonel reklam ajanslarının ve dünyaca ünlü reklamcıların da
Ortaçağ döneminin sonlarında matbaanın bulunuşu ve daha ülkemize gelmesi anlamındadır. Özel televizyon yayıncılı-
sonra gazetelerin çıkmaya başlaması reklam faaliyetleri açı- ğının ülkeye girişiyle de reklamcılık tam anlamıyla yeni bir
sından bir çığır açmıştır. Sanayi devrimini oluşturan ekono- döneme girmiş ve faaliyetler uluslararası nitelik göstermeye
mik, siyasal ve toplumsal etkenler ise firmaların artan ürün başlamıştır.
ve hizmetler ağı içerisinde seslerini duyurma ve reklamlarını Reklamcılığın gelişmesinde pek çok tarihsel faktör rol oyna-
yapma ihtiyaçlarını artırmıştır. Bu dönemde ulaşım ağının mıştır. İş başında verimliliğin artması, teknolojik gelişmeler,
gelişmesi, haberleşme araçlarının doğuşu ürün ve hizmet- gelirdeki artış, orta sınıfın gelişmesi, eğitimde gelişme, kişisel
lerin hem artışına hem de dağıtımına/yaygınlaştırılmasına satış kullanımının azalması, reklam ajanslarındaki gelişme,
olanak tanımıştır. Günümüzde yeni iletişim teknolojilerinin araştırmada, ambalajda, üretimde ve serviste gelişme, pazar-
de geleneksel kitle iletişim araçlarına (gazete/dergi/televiz- lama anlayışındaki gelişme ve self-servis satışlarının doğuşu
yon/radyo) eklenmesiyle reklamların varolduğu mecraların gibi faktörler reklamcılığın hem uluslararası hem de yerel
sayısında ve niteliğinde de hızlı bir artış ve dönüşüm gerçek- ölçekte gelişmesinin arkasındaki nedenler olarak sıralanabi-
leşmiştir. lirler.
Türkiye’de reklamın gelişimi modern anlamda dünyadaki-
ne paralel bir biçimde olmuştur. 1800’lü yıllarda gazetelerin
ortaya çıkışıyla birlikte gazeteler ilânlar yayınlamaya başla-
mışlardır. 1908’de Meşrutiyet dönemiyle birlikte basın özgür-
lüğünün artışı gazetelerin de sayısını artırmış bu da reklam-
cılığın bu dönemde canlanma göstermesine neden olmuştur.
Cumhuriyet döneminde de reklamcılık faaliyetleri gazeteler
üzerinden sürmüş, 1. Dünya Savaşı’nın ekonomi üzerindeki
olumsuz etkileri reklamcılık faaliyetlerinin sınırlı bir şekilde
sürdürülmesine neden olsa da bu dönemde radyo yeni bir
reklam mecrası olarak ortaya çıkmıştır.
1930’lu yıllarda bütün dünyada etkisi görülen ekonomik
kriz, reklam faaliyetlerini de etkilemiştir. Bu dönemde rek-
lam harcamaları kısılmıştır. Ancak araştırma şirketlerinin
kurulması ve tüketicinin istek ve ihtiyaçlarını öğrenmek üze-
re işletmelerin bu yönde faaliyetler göstermesi, dönem açı-
sından olumlu bir niteliktir.
1940’lardan sonra okuma-yazma oranının artışıyla gazete
satışları artmış, bu durum da reklamcılığın tekrar canlanma-
sına neden olmuştur. Ayrıca bu dönemden sonra Türkiye’de
40 Medya ve Reklam
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi reklam sözcüğünün anlam ola- 6. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de Mana jans’ı reklam
rak karşılığıdır? tarihi açısından önemli kılan özelliktir?
a. Bir şeye/tarafa döndüren a. İlk reklam ajansı olması
b. Satın alma b. İlk büyük reklamverenle çalışan ajans olması
c. Karar verme c. Televizyonu kullanan ilk reklam ajansı olması
d. Kişiyi inandıran d. Çokuluslu bir reklam ajansıyla ilk ortaklık kuran ajans
e. Plan-program yapma olması
e. Modern reklam ajansı işlevlerini yerine getiren ilk
2. Aşağıdakilerden hangisi yazılı reklamın en eski örneği ajans olması
hangisidir?
a. Bir tiyatro gösterisinin afişi 7. Aşağıdakilerden hangisi 1980’lerle birlikte Türkiye’de rek-
b. Bir sinema filminin duyurusu lamcılığın gelişmesi adına gerçekleşen en önemli etkendir?
c. Bir papirüste kaçan bir esiri getirene mükâfat verile- a. Basın İlan Kurumu’nun kurulması
ceğini yazan bir duyuru b. TRT’nin televizyona reklam kabulüne başlaması
d. Roma’da tüccarların kullandığı el ilânları c. Çokuluslu şirketler ve onların reklam ajanslarının da
e. Amerikalıların kullandığı tanıtım panoları ülkemizde faaliyet göstermeye başlaması
d. Gazetelerin reklam almaya başlaması
3. Aşağıdakilerden hangisi reklamın gelişiminde dönüm e. İnternet reklamlarının ortaya çıkışı
noktası olan ilk teknolojik gelişmedir?
a. Telgrafın bulunması 8. Aşağıdakilerden hangisi internet reklamcılığının sağla-
b. Telefonun bulunması dığı avantajlardan biri değildir?
c. Radyonun icadı a. Reklam mesajlarının hızlı iletilmesi
d. Televizyonun icadı b. Reklam mesajlarının aynı anda tüm dünyaya ulaştırı-
e. Matbaanın bulunuşu labilmesi
c. Reklamverenlerin hedef kitlelerini genişletmesi
4. Aşağıdakilerden hangisi Sanayi Devrimi’nin yol açtığı d. Reklam maliyetlerini düşürmesi
sonuçlardan biri değildir? e. Reklamın ulaştığı kişi sayısının kesin olarak biline-
a. Üretimde kullanılan hayvan gücü yerini makinalara memesi
bırakmıştır.
b. Üretimde makinaların kullanılmasıyla birlikte firma- 9. Aşağıdakilerden hangisi reklamın gelişmesine yol açan
ların üretim kapasitesi artmıştır. tarihsel etkenlerden biri değildir?
c. Aynı kalitede olan mallar kitlesel olarak üretilmeye a. Teknolojik gelişmeler
başlanmıştır. b. Gelirdeki artış
d. İşletmeler rakiplerinden farklılaşabilmek için rekla- c. Okuma-yazma oranının düşmesi
mı artan bir biçimde kullanmışlardır. d. Orta sınıfın gelişmesi
e Yeni iletişim teknolojileri bir reklam mecrası olarak e. Üretim ve servisteki gelişmeler
kullanılmaya başlanmıştır.
10. Günümüzde pazarlama alanındaki değişim aşağıdaki
5. İlk reklam ajansı kaç yılında ve kim tarafından kurulmuştur? şıklardan hangisinde doğru bir biçimde özetlenmiştir?
a. 1910-George P. Powell a. Tüketiciyi merkeze alan bir yaklaşımdan, ürünü ve
b. 1842-Volney Palmer hizmeti ön plana alan bir yaklaşıma geçilmiştir.
c. 1915-J. Walter Thompson b. İşletme sahibinin politikalarının egemenliğin den,
d. 1941-Henry Luce tüketicilerin ihtiyaç ve arzularının egemen olduğu
e. 1927-Abdi Tevfik Bey bir döneme geçilmiştir.
c. Çevresel koşulların dikkate alındığı bir çerçeveden,
bireysel koşulların dikkate alındığı bir çerçeveye ge-
çilmiştir.
d. Teknolojiye verilen önem yerini ekonomik dinamik-
lere verilen öneme bırakmıştır.
e. Rakiplere verilen önem yerini işletmenin kendisine
önem vermeye bırakmıştır.
2. Ünite - Reklamın Tarihi 41
Sıra Sizde 4
Sanayi Devrimi’yle ulaşım olanakları o denli artmıştır ki,
geleneksel iletişim ve kontrol mekanizmaları bu artan hızın
gerisinde kalmışlardır. Örneğin, önceleri sınırlı sayıda ayak-
kabı üretebilen ve satabilen bir üretici kısa bir zaman içinde
aynı ayakkabıdan binlercesini üretebilecek ve satabilecek bir
konuma gelmiştir. Bu durum da pazarın kontrolünü önceki
dönemlere nazaran zorlaştırmış ve bir kontrol krizinin doğ-
masına neden olmuştur. Kontrol krizinin ortaya çıktığı bu
süreç de kontrol devriminin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Kontrol devrimi, kitle iletişim ve telekomünikasyon teknolo-
jilerindeki hızlı değişimleri ifade etmektedir. Bunun yanı sıra
Sanayi Devrimi süresinde ortaya çıkan toplumsal düzeyler-
deki ekonomik ve politik kontrol kaybının önlenmesini de
anlatmaktadır. Kontrol devriminden önce hükümet ve pa-
zarın kontrolü, kişilerarası ilişkilere ve yüzyüze gerçekleşen
etkileşimlere dayanmaktadır. Kontrol devrimiyle birlikte;
42 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Aktuğlu,K., Temel Eğinli, A., Misci, S. (2007). Temel Kav-
ramlarla Reklam Ajansı-Reklamveren İlişkileri, Anka-
ra, Nobel Yayınları.
Aygün Cengiz, S. (2008). Modernizm, Otomobil Kültürü ve
Reklam, Ankara, Ütopya Yayınları.
Bayraktaroğlu, A. (2009). “Çağdaş Zamanların Hileli Güdü-
leyicileri: Reklam Fotoğrafları”. (der) Derya Tellan. Rek-
lamcılık: Bakmak Görmek. Ankara, Ütopya Yayınları.
(ss. 146-181).
Bir, A.A., Maviş, F. (1988). Dünyada ve Türkiye’de Reklam-
cılık: Reklamın Gücü. Ankara, Bilgi Yayınevi.
Crowley, H. ve Heyer, P. (2011). İletişim Tarihi: Teknoloji-
Kültür-Toplum. Siyasal Kitabevi, Ankara.
Çakır, H. (1999). İlk Dönem Basın Reklamlarıyla Osmanlı’da
Tüketim Toplumu Yaratma Çabaları. Osmanlı Basın Ya-
şamı Sempozyumu. Ankara: Gazi Üniversitesi İletişim
Fakültesi Yayını. (s. 109-117).
Çamdereli, M., Varlı, M. (2009). Reklam Dergi ve Gazete-
leri. İstanbul, Rasyo Yayınları.
Çetinkaya, Y. (1992). Reklamcılık, İstanbul, Ağaç Yayınları.
Elden, M., Yeygel, S. (2006). Kurumsal Reklamın Anlattık-
ları, İstanbul, Beta Yayınları.
Elden, M. (2009). Reklam ve Reklamcılık, İstanbul, Say Ya-
yınları.
Koloğlu, O. (1999). Reklamcılığımızın İlk Yüzyılı 1840-
1940, İstanbul, Reklamcılar Derneği.
Mattelart, A. (1994). Reklamcılık. (Çev. Fatoş Ersoy), İstan-
bul, İletişim Yayınları.
Tayfur, G. (2010). Reklamcılık, Ankara, Nobel Yayınları.
Tellan, D. (2009). “Reklamcılık Endüstrisinin Gelişimini
Ekonomik İlişkiler Temelinden Değerlendirmek”. (der).
Selda Akbulut. Sermayenin Medyası, Medyanın Ser-
mayesi: Ekonomi-Politik Yaklaşımlar, Ankara, Ütopya
Yayınevi. (ss. 115-148).
Tungate, M. (2007). Reklamcılığın Global Tarihi, İstanbul,
MediaCat Yayınları.
Ünsal, Y. (1984). Bilimsel Reklam ve Pazarlamadaki Yeri,
İstanbul, Tivi Reklam.
Yavuz, Ş. (2007). Reklamları İzlediniz. Ankara, Ütopya Ya-
yınları.
3
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Basılı reklam mecralarını sıralayabilecek,
Basılı reklam mecralarının özelliklerini ayırt edebilecek,
Gazete ve dergi reklamlarındaki unsurları açıklayabilecek,
Basılı reklamların geçirdiği süreçleri özetleyebilecek,
Basın reklamlarında ölçümleme süreçlerini sınıflandırabilecek,
Basın İlân Kurumu’nun tarihçesini ve görevlerini açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Reklam Mecraları • Reklam Unsurları
• Basılı Reklam • Reklam Süreçleri
• Gazete • Tiraj
• Dergi • Basın İlân Kurumu
• Katalog-Broşür
İçindekiler
• GİRİŞ
• BASILI REKLAM MECRALARI
• GAZETE VE DERGİ REKLAMLARINDA
Medya ve Reklam Basın ve Reklam YER ALAN UNSURLAR
• BASILI REKLAMLARIN GEÇİRDİĞİ
SÜREÇLER
• BASIN REKLAMLARINDA ÖLÇÜMLEME
• BASIN İLÂN KURUMU
Basın ve Reklam
GİRİŞ
Basılı reklam mecraları, çok uzun yıllardan bu yana kullanılagelen reklam mecraları ara-
sında yer almaktadır. Gazetelerin, dergilerin, kataloglar ve broşürlerin diğer reklam mec-
ralarına kıyasla daha ekonomik olması, kalıcı ve esnek özellikler taşıması reklamverenle-
rin basılı reklam mecralarını tercih etme nedenleri arasında yer almaktadır.
Reklamların hazırlanmasında önemli olan birtakım unsurlar vardır. Öncelikle reklam
için bir bütçe ayrılması gerekir. Daha sonra tüketicilere iletilecek mesajların ve reklamın
işletmenin amaçlarından hangisine yönelik olduğunun kararlaştırılması gelir. Reklam,
yeni bir ürünün ya da hizmetin tanıtımı, pazar payını genişletme gibi amaçlara hizmet
edebilir. Amaçlar saptandıktan sonra mesajların iletileceği mecra kararlaştırılır. Reklam
faaliyetlerinin sonunda ise etkinliğin ölçümü için araştırmalar yürütülür ya da medyanın
takip edilme oranları gibi veriler kullanılır.
Reklamın başarısı ürün ya da hizmetin tüketiminin artışıyla yani satılmasıyla ölçülür.
Medya, reklamın yapılması için ihtiyaç duyulan alanı ve süreyi sağlar. Günümüzde gaze-
teler, dergiler, televizyon, radyo, internet, açıkhava panoları vs. gibi pek çok medya organı
reklamların yayınlanması için farklı olanaklar sunmaktadır.
Reklam ya da reklam kampanyalarının en önemli aşamalarından biri reklam mecra-
sının seçimidir. Çünkü reklam mecraları reklam mesajıyla hedef kitlenin buluştuğu nok-
tadır. Bu noktada yapılacak yanlış bir seçim, mesajın doğru hedef kitleye ulaşamamasına
neden olur. Kısaca doğru mecrayı seçmeden yapılan reklam harcamaları, bu konuda ya-
pılan çalışmaların boşa gitmesi anlamına gelir. Bu nedenle reklam mecralarının yapısı-
nın, işleyişinin, olanaklarının, sınırlılıklarının ve tirajlarının araştırılması, reklamın doğru
mecrada yayınlanması adına önem taşımaktadır. Herşeyden önce bir reklam metni hedef
kitlenin ve yayınlanacağı mecranın özellikleri bilinmeden yazılamaz.
Günümüzde öğrenmek, bilgi sahibi olmak, araştırma yapmak, yenilikleri izlemek is-
teyen herkes gazete ya da ilgisini çeken alanlardaki dergileri okumaktadır. Bu nedenle
mesajlarını geniş hedef kitlelere ulaştırmak isteyen reklamverenler gazeteleri, daha spesi-
fik hedef kitlelere ulaşmak isteyen reklamverenler de dergileri seçmektedirler. Gazeteler
yayın sıklıklarına, dağıtım alanlarına ve içeriklerine göre sınıflandırılabilmektedir. Bu ne-
denle reklamverenler çok çeşitli bir dizgede yayın yapan gazeteler arasından seçimlerini
yapabilmektedirler. Dergilerin de giderek daha özel ilgi alanlarına yönelik yayın yapma-
ları (dekorasyon, haber, kadın, aile, çocuk, otomotiv sektörü, bilişim sektörü, sağlık, eği-
tim vs.) reklamverenler için konuyla doğrudan ilgili kişilere ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.
Katalog ve broşürler de basılı reklam mecraları arasında yer alırlar. Ancak doğrudan satış
hedefi gütmeden ürünü, hizmeti ya da kurumu tanıtmayı amaçlarlar.
46 Medya ve Reklam
Reklamlar bir yandan reklamverenlerin arzu ettikleri hedef kitlelerine ulaşarak mesaj-
larını iletmelerine olanak tanırken, bir yandan da gazete ve dergi gibi yazılı basın organ-
larının yayın hayatını sürdürmelerini ekonomik anlamda kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle
çift taraflı bir yararın sözkonusu olduğu görülmektedir.
• Gazete reklamı diğer medyalara göre daha esnektir. Gazetenin boyu, içeriği ve
formatıyla ilgili değişiklikler oldukça hızlı bir biçimde yapılabilir. Baskılar günlük
olduğu için hatalı basılan ve/veya reklamda istenmeyen bölümler ertesi günkü bas-
kıda değiştirilebilir.
• Kampanya dönemlerinde gazete en etkin medyadır. Kampanyalar diğer kitle ileti-
şim araçlarından duyurulsa bile, açıklayıcı bilgiler gazetede yayınlanmadan kam-
panyanın başarılı olması zordur.
• Ülke genelinde olsun yerel bazda olsun reklam maliyeti televizyona göre daha
ucuzdur. Özellikle bölgesel ve yerel anlamda faaliyet gösteren işletmeler için gazete
çok elverişli bir mecradır.
• Gazete reklamları okuyucuyla gün boyu beraberdir. Radyo ve televizyon reklamlarında
bu özellik bulunmamaktadır. Görüntü ve ses belirli bir süre sonra ortadan kalkar.
• Gazete geniş bir hedef kitlesi olmasına rağmen, radyo ve televizyonla kıyaslandı-
ğında hedef kitlesi daha belirgindir. Gazetenin okuyucu kitlesi yaklaşık olarak bi-
lindiği için reklam ona göre verilir. Gazetenin tirajı, reklamın kaç kişi tarafından
görüldüğünün ya da okunduğunun sayısını da vermektedir. Özellikle yerel gazete-
lerde ya da ulusal gazetelerin bölge ekleri belli bir coğrafi bölgede varlık gösteren
reklamverenler için güçlü birer reklam mecrasıdır. Sadece istenilen bölgedeki he-
def kitleye böylelikle ulaşabilmek mümkün olmaktadır.
Gazete reklam aracı olarak kullanılan, geniş kitlelere hitap eden ilk kitle iletişim aracıdır. Rek-
lam mecrası olarak diğer araçlara nazaran daha ucuzdur ve hedef kitlesi daha belirgindir.
Bir reklam aracı olarak gazetelerin güçlü yönleri olduğu kadar zayıf yönleri de söz
konusudur:
Gazetelerin en zayıf yönü baskı ve dağıtımda meydana gelebilecek arıza ve aksama-
lardır. Gazete öncelikle haber ileten bir araç olduğu için vaktinde okuyucuların elinde ol-
ması gerekir. Özellikle taşraya giden gazeteler gününden bir gün önce basılır. Yani radyo,
televizyon, internet gibi olayı hemen izleyici/dinleyici kitleye iletemezler. Gazetede olayın
(haberin) baskıya girmesi gerekir. Bu da zaman alıcı bir işlemdir. Bu nedenle baskıda mey-
dana gelebilecek bir arıza veya gazeteye ulaştırmada kullanılan araçlardaki arızalar, kış
aylarındaki ulaşım gazetenin zayıf yönünü oluşturur.
• Gazete imaj, duygu, hareket ve ses içeren ürünlerin/hizmetlerin tanıtılması için
uygun değildir.
• Gazetede çok sayıda reklamın yer alması, reklamın diğer reklamlar arasında oku-
yucu tarafından görülmemesine, en azından fazla dikkat edilmemesine yol açar.
• Gazetenin reklam üzerindeki hakimiyeti televizyonun reklam medyası olarak kullanılmaya
başlamasından sonra yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştır. Artık küçük ve orta ölçekli işlet-
meler reklam vermek için gazeteye, büyük işletmeler televizyon ve radyoya yönelmişlerdir.
• Gazeteler yalnızca görme duyumuza seslenirler. Bu nedenle okurda duygusal bir
etki yaratmaları zordur. Örneğin televizyon, görmenin yanında işitme duyusuna
da hitap eder, bu nedenle de duygusal etki yaratmaları daha yüksek bir olasılıktır.
• Gazeteler kısa ömürlüdür. Genellikle günlük olarak basıldıkları için ömürleri kı-
sadır. Bir kez okunduktan sonra ya bir kenara bırakılmakta, ya geri dönüşüm için
saklanmakta ya da çöpe atılmaktadır. Tüketiciler günlük gazeteleri tekrar okumak
için zaman ayırmamaktadırlar. Gazeteler ikinci kez ele alındığında ise tüketici
okumaya kaldığı yerden devam etmekte, daha önce okuduğu bölümleri tekrar göz-
den geçirmemektedir. Bu sebeple gazete reklamları ilk okunuşta göze çarpmazsa,
hiç fark edilmeyebilir.
3. Ünite - Basın ve Reklam 49
• Renk açısından zayıf baskı kalitesine sahiptirler. Gazete, basılı reklam araçla-
rı arasında en düşük renk çözünürlüğü, en zayıf baskı ve üretim kalitesine sahip
mecradır. Kullanılan kağıt kalitesinin de etkisiyle ortaya çıkan bu durum yaratıcı
uygulamayı ve hazırlanan görsel öğelerin dikkat çekiciliğini olumsuz yönde etki-
lemektedir. Gazetelerin renkli sayfalarında yer alan reklam alanları, iç sayfalarda
yer alan reklam alanlarından daha pahalıdır. Gazetelerde yayımlanan reklamla-
rın düşük kalitesi sebebi ile görsellerinin fark edilmesi ve metinlerinin okunması
dergilere oranla daha zordur. Üretimden kaynaklı bu problemler yüzünden gazete
reklamlarında yaratıcılık sınırlıdır.
• Gazeteler günümüzde internet gibi güçlü bir rakibe sahiptirler. İnternetin günlük
yaşamın vazgeçilmez bir parçası olması, hemen hemen her gazetenin sanal dün-
yada da yer almasını zorunlu kılmıştır. Tüketiciler günlük gazeteleri artık inter-
net üzerinden takip etmekte, az bir zaman içerisinde birden çok gazeteyi gözden
geçirmektedirler. Alışılagelen “gazete keyfi” ise hayat koşulları ve zamanın çabuk
tüketilmesi sebebiyle ancak hafta sonları yaşanmaktadır. Gazete haberleri internet
üzerinden takip edildiği için gazete reklamlarının dikkat çekebilme gücü giderek
azalmaktadır. Gazete reklamları internet üzerinde giderek internet reklamlarına
dönüşmekte, kendi karakteristik özelliklerini yitirmektedirler.
• Özellikle tatillerde ve özel günlerde reklam kirliliği artmaktadır. Gazetelerdeki rek-
lam sayısı özellikle tatil günlerinde verilen ekler ve bayramlar, Sevgililer Günü,
Anneler Günü gibi özel günlerde oldukça fazladır. Tüketiciler için ileti kirliliğine
dönüşen reklam sayısındaki artış, reklamlara gösterilen ilginin de azalmasına ne-
den olmaktadır.
Gazetelerde yer alan reklamlar dört grup halinde incelenebilir (Elden, 2009: 235-236):
• Teşhir reklamlar: Teşhir reklamlar, belli bir metne, başlığa, alt başlığa fotoğra-
fa, illüstrasyona vb. basın reklamlarına ait unsurları barındıran reklamlardır. Bu
tarz reklamlarda amaç; bir ürünü ya da kurumu tanıtmak, ürünün ya da firmanın
imajını güçlendirmek, bir kampanyayı duyurmak, tüketicilere bilgi vermek, tüke-
ticilerde satın alma davranışı oluşturmaktır. Bu tarz reklamlarda çarpıcı başlıklar
ya da görsel unsurlar, etkileyici reklam metinleri ve sayfa tasarımları başarıya ulaş-
manın anahtarıdır.
• Seri ilanlar: Gazetelerde sıkça rastlanılan bir reklam türüdür. Seri ilan sayfalarında
yer alırlar. Bu ilanlarda bilgiler açık ve basit bir şekilde kısa ve öz olarak iletilmesi
gerekmektedir. Bu sayfalar tipografi, taslak ya da resimleme bilgisi gerektirmez.
Basit yazım kurallarının bilinmesi yeterli olmaktadır.
• Kamu duyuruları: Kamu duyuruları tüm toplumu ya da belli bir grubu ilgilen-
diren konularda, kamu kurumları tarafından gazetelere verilen ilânlardır. Bu tür
ilânlarda, ilanı veren kurumun logosu dışında görsel unsur kullanılmaz. Burada
amaç; verilmesi gerekli ve zorunlu olan bilgilerin ilân aracılığıyla topluma akta-
rılmasıdır. Bu tür ilânların verilmesi genellikle belirli kanun maddelerinde düzen-
lenmiş yasal bir zorunluluğa dayalıdır. Ülkemizde resmi ilanlarla, kamu kurum
ve kuruluşlarına ait reklamların yayınlanmasına yasalar gereği Basın İlan Kuru-
mu aracı olmaktadır. Ticari kuruluşlar reklam ve ilanlarını kendileri ya da reklam
ajansları yoluyla gazetelere ulaştırırken, resmi kuruluşlar bu ilişkiyi yasal bir zo-
runluluk olarak Basın İlan Kurumu aracılığıyla gerçekleştirirler.
• İlaveler: İlaveler gazete sayfalarından bağımsız olarak, gazetenin arasına eklenmek
suretiyle tüketiciye ulaştırılan reklamlardır. Reklamverenler tarafından gazeteden
bağımsız bir şekilde basılır.
50 Medya ve Reklam
Dergiler homojen bir kitleye seslenirler, bu nedenle de doğru hedef kitleye ulaşma olasılığı
yüksektir.
3. Ünite - Basın ve Reklam 51
Bir reklam aracı olarak dergilerin güçlü yönlerini inceleyelim:
• Dergiler yüksek bir hedef kitle analizine sahiptir. Konularına ve hedef kitlelerine
göre pek çok şekilde bölünebilmektedir. Bu nedenle dergi hedeflenen kitleye kolay
ulaşılmasını sağlar. Okuyucular zaten ilgi duyduğu konudaki dergiyi satın aldığı
için derginin içindeki reklam da doğrudan hedef kitlesine ulaşmış olur. Okuyucu
reklamı doğrudan kabullenerek okumaya başlar.
• Dergiler haftalık, aylık, altı aylık ya da yıllık baskı periyodlarına sahip olabilirler.
Baskı periyodlarının sık olmamasının getirdiği avantajla da yüksek reklam baskı
kalitesine sahiptirler. Ancak bu durum reklamın maliyetini artıran bir unsurdur.
• Doğrudan tepki tekniklerini kullanırlar. İnternet adresleri, ücretsiz danışma hatla-
rı gibi hizmetlerle tüketicinin harekete geçmesini hızlandırırlar. Bunlar tüketicinin
merak ettiği hususlar ya da reklamlarla ilgili açıklanmasını istediği noktalarla ilgili
etkili bir çözüm oluştururlar. Doğrudan tepki teknikleri, kitleden daha hızlı geri
bildirim alınmasına yardımcı olmaktadır.
• Dergiler uzun ömürlüdür. Derginin okurları dergiyi tekrar tekrar okuma imkanına
sahiptir. Okurlar dergi reklamlarına birden fazla sayıda maruz kalırlar ve reklam-
lara daha çok dikkat ve zaman harcayabilirler. Dergi sayıları biriktirilebilir ve yeni
sayı çıkana kadar eski dergi defalarca gözden geçirilebilir. Dergiler gidilen lokanta,
kafe, bekleme istasyonları, doktor muayenehaneleri gibi çok değişik ortamlarda da
çok uzun süreler kalırlar. İkinci kez okunma oranı çok yüksektir. Tüketici kendisi
almamış olsa bile değişik mekânlarda vakit geçirmek için eline alıp baktığında,
ikincil okuyucu sayısını oluşturmuş olur. Ayrıca bir arkadaş ya da ev arkadaşının
aldığı dergi de muhakkak yakınları tarafından elden ele dolaşıp okunduğu için
ikincil okuma sayısı artarak devam eder.
• Dergilere özel reklam içerikleri konulabilir. Son yıllarda bu konuda yaratıcı reklam
çözümlerine yer verilmektedir. Reklam mesajını farklılaştırmak ya da dergi sayfa-
larını etkili kullanmak sonucunu doğuran özel reklam içerikleri, reklam mesajını
yaratıcı fikirlerle birlikte dergi içeriğine uyumlu hale getirir. Piyasaya yeni sürülen
ürünlerin (bakım kremleri, kozmetik ürünleri vs.) tek kullanımlık paketleri dergi
reklamcılığına yeni bir boyut getirmektedir. Bazı parfüm reklamlarında “Scratch
and sniff ” denilen bir yöntemin uygulanmasını, özel içerikli reklamlara örnek ola-
rak verebiliriz. “Kazı ve kokla” olarak dilimize çevirebileceğimiz bu uygulamaya
günümüzde sıkça rastlamaktayız.
Katalog ve Broşürler
Genellikle doğrudan bir satış mesajı içermeyen kataloglar, ürün veya hizmet hakkında
ayrıntılı bilgi vermek için kullanılan yazılı reklam ortamıdır. Katalog günümüzde daha
çok firmaların ve kurumların ürün ya da hizmetlerini tanıttığı matbu kitapçıklar olarak
anlaşılmaktadır.
Kataloglar kuşe kağıda hazırlanır ve firmanın ya da kurumun kurumsal kimliğiyle
özdeşleşmesi gerekir. Ürün ya da hizmetlerin detaylarının verilmesi ve bu bilgilerin ko-
lay anlaşılması önem taşır. Günümüzde kurumsal firmaların kendilerini ifade etme ve
tanıtmada kullandığı önemli basılı reklam araçlarındandır. İstenilen amaca ulaşılmasını
sağlamakla birlikte maliyeti yüksektir.
Ürün türleri, özellikleri, fiyatları hakkında tüketiciye ayrıntılı bilgi sağlayan katalogla-
rın, ürün türlerine ve fiyat değişikliklerine göre yenilenmesi gerekmektedir.
Broşürler ise; firmaların potansiyel müşteri olabilecek gönderdiği, ürün veya hizmet-
leri hakkında detaylı bilgi içeren, maliyeti yüksek olan küçük kitapçıklardır. Kurumun
kendisi tarafından hazırlandıkları için belirli üstünlükler taşırlar. Broşürün içeriği kurulu-
şun denetimi altındadır. Broşür, genellikle az sayfalı, bol resimlidir. Çoğunlukla renkli ola-
rak basılırlar. Açıldığında ilk ve yoğun dikkat ön sayfalarda toplandığı için gerek kapağın
gerekse baş sayfalardaki düzenin göze hoş görünmesi ve çekici olması gerekir. Broşürde
önemli bir başka nokta, sayfa düzeninin kitleye verilmek istenilen mesajı kolayca verebi-
lecek biçimde tasarlanmış olmasıdır.
ihtiyacı varsa, bir satış yerine ürünü göstermeye çağrılır. Daha sonra, okuyucuda istek ve
arzu yaratılması için gerekli geliştirmeler yapılır.
Gazete ve dergi reklamlarında ikna ve satış mesajlarını aktaran, tüketcide arzu edilen
tutum ve davranışı gerçekleştiren reklam metinlerinin taşıması gereken bir takım temel
özellikler bulunmaktadır:
• Reklam metinlerinde kullanılan dil, basit ve anlaşılır olmalıdır.
• Spesifik sözcükler ya da deyimler kullanmaktan kaçınılmalıdır.
• Hedef kitlenin dikkatini reklamda tutabilmek için uzun olmamalı, ürün ya da hiz-
metle ilgili temel noktaları kısaca anlatmalıdır.
• Hazırlanan reklam metni ikna edici olmalıdır. İknanın sağlanabilmesi için reklam
metninin yalın, anlaşılır ve inanılır olması gerekir.
İllüstrasyonlar, fotoğraflara göre daha fazla emek ve zaman gerektirmekle birlikte okurun
ilgisini çeken görsel imajlar yaratılmasında önemli unsurlar arasında yer alırlar.
Layout: Basılı bir reklamda layout, görsel ve yazılı ögelerin düzenlenmesidir. Rekla-
mın görsel ögeleri ile metni arasındaki oranın, dengenin, okuyucunun reklamı okurken
izleyeceği yolun belirlenmesidir. Reklamda kullanılan ögeler rastgele bir dizilim içinde
olduğunda reklamın okunması olanaksız hale gelirdi. Bir basın reklamında bu ögeler; gra-
fikler, illüstrasyonlar, fotoğraflar, başlık, alt başlık, slogan, ana metin, logo, marka, rek-
lamverenin adı ve diğer ögelerdir. Tüm bunlar belli bir düzen içine yerleştirilerek reklam
hazırlanır.
Araştırma
Diğer reklam çalışmalarında olduğu gibi basılı reklamlarda da yaratıcı strateji süreci araş-
tırma aşaması ile başlamaktadır. Bu aşama, ürün ya da hizmet ile hedef tüketicilerin ve
pazarın tanımlanmasını içermektedir (akt Çekiç Akyol, 2009):
Ürün ya da hizmetin tanımlanması: Ürün ya da hizmetin tanımlanmasında, ürün ya
da hizmetin ait olduğu sınıfın tanımlanması, hangi kategoride değerlendirildiği, rakipleri,
kendisine rakip olabilecek başka ürün/hizmet kategorilerinin olup olmadığı gibi bilgiler
toplanır. Ürün ya da hizmetin rakipleri karşısındaki konumu, yaşam dönemi, getirdiği
yenilik, üretim biçimi, kurum ve marka imajı, kullanım özellikleri, tüketicilerin ürünü
algılamaları ve ürüne yönelik tutumları araştırılır.
Hedef tüketicilerin tanımlanması: Ürünün ya da markanın tüketicinin zihnindeki
konumunu saptamak üzere, tüketicinin ürün kategorisini satın alma ve kullanma kalıpları
araştırılır. Araştırılan diğer noktalar arasında marka seçimi ve marka prestiji de yer alır.
Tüketicilerin ürünü kullanma ya da kullanmama nedenleri ortaya çıkarılmaya çalışılır.
Ayrıca ürünü kullanan ya da kullanma potansiyeli olan kişilerin sosyo-demografik (yaş/
cinsiyet/meslek grubu/eğitim durumu vs.) özelliklerinin bilinmesi de reklam mesajlarının
yapılandırılmasında önemli bir veri teşkil eder.
Reklam çalışmaları ürün/hizmete ilişkin her türlü bilgiyi ve insanların tüketim alışkanlık-
larını araştırma aşamasıyla başlar. Böylelikle reklamda hangi noktalara ve nasıl vurgu yapı-
lacağı, mesajların nasıl kodlanacağı konusu açığa kavuşmuş olmaktadır.
Yaratıcı Düşünce
Reklamda yaratıcı düşüncenin geliştirilmesi için birden fazla yol denenebilir. Reklam temel
bir satış önerisi sunarak; hedef kitlesine ürünü ya da hizmeti satın aldığı takdirde elde edece-
ği yararı sunabilir. Reklam sadece o markaya ait olan ve rakip markalarda olmayan bir vaadi
sunabilir. Bu vaat geniş bir tüketici kitlesini harekete geçirebilecek kadar güçlü olmalıdır.
Başka bir açıdan reklam markaya kimlik kazandırmayı da hedefleyebilir ve bütün ya-
ratıcı düşünce süreci bunu yapılandırmak üzerine kurulabilir. Tüketicinin marka hakkın-
da rasyonel ve duygusal olarak çıkarımlarda bulunarak geliştirdiği öznel ve algısal bir olgu
olan marka imajı üzerine yoğunlaşılabilir.
56 Medya ve Reklam
Uygulama
Reklamda yaratıcı strateji sürecinden sonra gelen üçüncü aşama uygulamadır. Araştırma
ve düşünce aşamalarında elde edilen bilgiler ışığında reklamın yapım tarzı, yapım formatı
ve yapım teknikleri konusunda karara varılır.
Yapım tarzı: Reklamlarda kullanılan yapım tarzları doğrudan satış (hard sell) ve dolaylı
satış (soft sell) tekniklerine bağlı olarak rasyonel, duygusal, ciddi, mizahi, gerçekçi ve abar-
tılı anlatım tarzları ya da bunların çeşitli bileşimlerinden meydana gelmektedir.
Doğrudan satış tekniği, rekabetçi (dolaysız) satış yapmadır. Ürününün yararları vur-
gulanarak müşteriyi alım yapmaya özendirmeyi içerir. Ürünün hemen satılmasını teşvik
eden ve reklamı bunun nedenleri üzerine kuran, iddialı, rekabetçi bir yaklaşımı yansıtır.
Buradaki temel amaç tüketiciyi bilgilendirmek ve ikna etmektir. Tüketiciye doğrudan tek
bir hedef gösterilir; “şimdi alın”, “hemen alın” gibi.
Dolaylı satış tekniğinde ise, tüketicilere reklamı yapılan ürünü satın almaları için doğ-
rudan baskı yapmak yerine, eğlendirici daha çok duygusal bir yaklaşımla, olumlu bir mar-
ka imajı yaratarak dolaylı olarak satışı gerçekleştirilmeye çalışılır. Reklamda ürün ya da
hizmetin sergilenmesinden çok tüketicilerin yaşamaktan haz duyacağı bir atmosfer, tutku
ve hayal ortamı yaratılmaya çalışılır.
Yapım formatı: Reklamı yapılan ürün ya da hizmetin hedef tüketicilerde reklam me-
sajına bağlı olarak meydana getirmek istediği etkiyi güçlendirmek için reklamda çeşitli
yapım formatları kullanılmaktadır. Ürün, gösterme, örnek olaylar ve sorun çözümü, de-
vamlı kullanılan karakterler, tanıklık, öykü, kişileştirme, simgesel anlatım gibi pek çok
format kullanılabilmektedir.
Yapım teknikleri: Reklam metni, her şeyden önce, titiz ve yorucu bir çalışma sonu-
cunda belirlenen “reklam fikrinin” sözcüklerle, görüntülerle ya da her ikisiyle birlikte an-
latılmasıdır. Etkili reklam metninin yaratılması, teknik ve yaratıcı sürece ilişkin bilgi ve
beceriyi bilmeyi ve kullanmayı gerektirir. Başlık, alt başlık, reklam metni, slogan, görsel
ögeler ve layout gibi reklamı oluşturan bütün unsurlar yapım teknikleri aracılığıyla tasar-
lanır ve sunulurlar.
Basın reklamlarında ölçümleme teknikleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için şu kitaba başvurulabi-
lir: Güneri Fırlar, B. (2009). Reklamda Rekabetin Anahtarı. Nobel Yayınları: Ankara.
Basın İlân Kurumu resmi ilanların gazete ve dergilerde yayınlanma sına aracılık etmek ve
basın çalışanlarıyla kuruluşlarına yardım etmek amacıyla 1961 yılında kurulmuştur.
Basın İlan Kurumu’nun kurulduğu döneme kadar tarihsel düzlemde bu konuyla ilgili
farklı düzenlemeler gerçekleşmiştir. Dönemsel olarak bu düzenlemeleri ele alırsak;
Serbest Uygulama Dönemi: 1931 yılına kadar devlet, ilânlarını özel sektör gibi hiçbir
kayıt ve şarta bağlı kalmadan seçtiği gazetelerde yayınlatırdı. Bunu ya doğrudan doğruya
yapar veya bir takım simsarlara yaptırır, pazarlık eder, gerekirse eksiltme suretiyle en dü-
şük fiyatı veren gazetelerde yayın işi gerçekleşirdi.
Maarif Cemiyeti Dönemi: 1931 yılında Maarif Cemiyeti, gelirlerini artırmak amacıy-
la İstanbul, Ankara ve İzmir’de yayınlatılacak resmi ilanların ‘aracılık hakkını’ aldı. Bu
58 Medya ve Reklam
gaye ile kurduğu ‘Özel Şirket’ 1943 yılı başlarına kadar hizmet verdi. Bu şirketin aracılık
ettiği ilanlar, özellikle ‘bedeli hazineden ödenen’ ilânlardı.
Basın Birliği Dönemi: 1943 yılında çıkarılan bir kararname ile resmi ilânların aracılık
hakkı ‘Basın Birliği’ne verildi. Birlik, birçok gazete ile işbirliği yaparak yeni bir şirket kur-
du. Resmi ilânların kapsamı da genişletildi.
Resmi İlânlar Şirketi: 27 Kasım 1957 tarihli kararname ile Resmi İlânlar Şirketi’ne
yeni haklar tanındı. Bu hakların en önemlisi bütün ilân ve reklamların gazete ve dergilere
ancak bu şirket aracılığı ile yayınlatılacağı esası getirildi.
İlgili kanun gazete seçimini hükümete bırakıyordu. Bu nedenle 1960 öncesi, resmi ilân
dağıtımı ve yayını konusunda hükümetlerle gazeteler sık sık karşı karşıya geliyordu. Keyfi
uygulamalar sonucu ‘Besleme Basın’ tabir edilen gazetelerin doğmasına sebep olduğu, ba-
sın özgürlüğünün ortadan kalktığı iddiaları, Basın İlân Kurumu’nun kuruluşuna gerekçe
oldu. 27 Mayıs darbesinden sonra bu konu gündeme getirildi ve 2 Ocak 1961 tarihli, 195
Sayılı Kanun ile kuruldu.
Kamu tüzel kişiliğine haiz, özel bütçesi olan bir kurum olan Basın İlân Kurumu, 49
yıldan beri faaliyetine devam etmektedir.
Basın İlân Kurumu’nun temel görevi, resmi ilânların gazete ve dergilerde yayımlan-
masına aracı olmaktır. Basın İlân Kurumu, kamu tüzel kişisi olarak kendi alanında ilân
ve reklamlara ilişkin düzenlemeler yapmıştır. Ayrıca basın mensupları ile basın kuruluş-
larına (basın dernek ve sendikalarına) yardım etmektedir. Basın derneklerine para yardı-
mında bulunmak, gazetelere kredi açmak, basında çalışanlara borç para vermek, yardıma
muhtaç olanlarla, ölenlerin ailelerine yardım etmek de görevleri arasındadır. Bu kurum
yayınlanmasına aracılık ettiği ilân ve reklamlardan en fazla %15 oranında komisyon ücreti
almaktadır.
Kurum, kanun, tüzük ve yönetmelikler gereği yayınlanması mecburi olan ilânlar, genel
katma bütçeli daireler, belediyeler, iktisadi devlet teşekkülleri, yabancı ülkelerdeki gerçek
ve tüzel kişilerin reklamlarını, şubesi bulunan yerlerde çıkan gazete ve dergilerde yayın-
latır. Burada asıl amaç ilân ve reklam verenler ile bunları yayınlayanların karşılıklı hak ve
çıkarlarını bağdaştırmaktır. Kurum ayrıca yabancı ülke ile dergi ve gazetelerinde yayınla-
nacak ilân ve reklamlar konusunda kamu kuruluşlarına yardımcı olmaktadır.
Basın İlân Kurumu, 7 maddeden oluşan Basın Ahlâk Esasları Hakkındaki Genel Ku-
rul Kararı’nı 1994’te uygulamaya sokmuştur. Gazeteciliği bir kamu görevi olarak tanım-
layan kurulun temel ilkeleri arasında gazeteciliğin kişisel çıkar ve ahlâka aykırı amaçlar
için kullanılamayacağı, haberde çarpıtma, doğruluğu kanıtlanmamış haberin yayınlana-
mayacağı gibi maddeler yer almaktadır. Bu düzenlemede ilân veya reklam niteliğindeki
haber, resim ve yazıların, tereddüte yer bırakmayaca şekilde ilan veya reklam olduğunu
belirtilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Özet
Basılı reklamlar gazeteler, dergiler, broşür ve kataloglar yo- ögelerin kullanımında, gazetelere oranla daha avantajlı ko-
luyla tüketicilere ulaşmaktadırlar. Matbaanın keşfinden son- numdadırlar. Gazetelerin kağıt kalitesi nedeniyle reklamlar-
ra insanların tutum ve kanaatleri üzerindeki etkileri tartışılan da görsel ögelerin dikkatli bir biçimde tasarlanması ve uygu-
bu mecralar reklam açısından çeşitli avantaj ve dezavantajlara lanması gerekir.
sahiptirler. Reklamverenler tüm bu mecraların olanaklarını İllüstrasyonda bir durum, olay ya da tema çizgilerle ifade edil-
ve sınırlılıklarını gözeterek, en düşük maliyetle seslenmek is- mektedir. Günümüzde teknolojinin gelişen olanaklarıyla bir-
tedikleri en doğru hedef kitleye ulaşmak için çaba gösterirler. likte, okuru çeken görsel imajların yaratılması mümkündür.
Reklamverenler doğru bir medya planlamasının ardından, Gerçeküstü imajların oluşturulmasında, mizah duygusunun,
reklamın yayınlanacağı mecranın, tüketicilerin ve ürün ya doğal ve samimi bir ortamın yaratılmasında illüstrasyonlar
da hizmetlerinin özelliklerine göre reklamı yapılandırırlar. önemli bir rol oynamaktadır. İllüstrasyonlar anlatılmak iste-
Başlık, alt başlık, metin, slogan, görsel öğe, layout gibi unsur- neni net, eğlenceli ve dramatik şekilde anlatabilirler.
lardan oluşan reklam, tüketicilerle buluşur. Okurun dikkatini Basın reklamlarında kullanılan ölçümleme teknikleri rek-
çekmek için birbiriyle yarışan reklamlar, ürün ya da hizmetin lamverenleri için doğru bir medya planlamasının temel
özellikleri hakkında tüketiciyi ikna etmeyi amaçlarlar. Ayrıca göstergelerini ortaya çıkarırlar. Tiraj, toplam tiraj ve izleyici
fotoğraflar ya da illüstrasyonlar gibi öğeler aracılığıyla tüketi- yoğunluğu ölçümleme tekniklerinde kullanılan kavramlar-
ci için çekici görsel imajlar yaratmayı hedeflerler. dır. Tiraj, bir reklam ortamının tüketim değeri olarak ta-
Her reklam çalışması araştırma, yaratıcı düşünce ve uygu- nımlanmaktadır ve özellikle gazete ve dergiler için kullanılır.
lama süreçlerinden geçerek karşımıza gelir. Araştırma aşa- Bir yayının dağıtıma giren ya da satılan miktarını ifade eder.
masında ürün ya da hizmetin tanımlanması, sahip olduğu Toplam tiraj ise; belli bir zaman diliminde, herhangi bir sü-
özelliklerin ortaya çıkarılmasıyla birlikte hedef kitlenin de ta- reli yayının toplam satış miktarının hesaplanmasıdır. İzleyici
nımlanması özelliklerinin araştırılması sözkonusudur. Araş- yoğunluğu da reklamın ölçümleme tekniklerinde yer alan ve
tırma aşamasından sonra gelen yaratıcı düşünce aşamasında sadık tüketicilerin sayısını bulmak için kullanılan bir kav-
pek çok farklı yol denenerek, tüketicinin zihninde olumlu bir ramdır.
marka imajı bırakılmaya çalışılır. Uygulamada ise daha önce- İlânlar; resmi ilânlar, ticari ilânlar ve küçük-seri ilânlar ol-
ki aşamalardan elde edilmiş bilgiler ışığında reklamın yapım mak üzere üçe ayrılırlar. Basın İlân Kurumu bunlardan resmi
tarzına, formatına ve tekniklerine karar verilir. ilânların gazete ve dergilerde yayınlanmasına aracılık etmek
Yapım tarzında doğrudan ya da dolaylı satış tekniklerine ve basın çalışanlarıyla kuruluşlarına çeşitli yardımlarda bu-
başvurulabilir. Ayrıca mizah, rasyonel bir anlatım tarzı, duy- lunmak amacıyla oluşturulmuş bir kuruluştur.
gusal bir anlatım tarzı, abartılı bir anlatım tarzı, gerçekçi bir
anlatım tarzı, ciddi bir anlatım tarzı gibi unsurlar da yapım
tarzının biçimlendirilmesinde etkili olabilir. Yapım formatı
olarak ürün, gösterme, örnek olaylar ve sorun çözümü, de-
vamlı kullanılan karakterler, tanıklık, öykü, kişileştirme, sim-
gesel anlatım gibi reklamın etkisini güçlendirecek anlatım
biçimleri kullanılmaktadır. Yapım tekniklerinde ise; başlık,
alt başlık, reklam metni, slogan, görsel ögeler ve layout gibi
reklamı oluşturan bütün unsurlar tasarlanarak sunulur.
Tüm bun unsurlar reklam metninin okunurluğunu artır-
mak için anlaşılır, kısa ve ikna edici bir tarzda kurgulanırlar.
Bu unsurlar yoluyla reklamcılar markayı tüketicinin zihni-
ne yerleştirmeyi ve satın alma davranışını gerçekleştirmeyi
amaçlarlar. Reklamda tüketicilerin ikna edilmesi için görsel
unsurların yer alması önem taşır. Bu nedenle basılı reklam-
larda illüstrasyon ve fotoğraf kullanımına yer verilir. Görsel
ögeler, hem dikkat ve ilgiyi çekmede hem de reklamı yapı-
lan ürün ya da hizmeti gösterip zihne yerleştirmede önemli
bir role sahiptirler. Baskı kaliteleri nedeniyle dergiler görsel
60 Medya ve Reklam
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisinde basılı reklam mecraları doğ- 6. Aşağıdakilerden hangisinde basılı reklamların geçirdiği
ru bir biçimde verilmiştir? süreçler doğru bir sıralamayla verilmiştir?
a. Gazeteler-Dergiler-Katalog ve Broşürler a. Yaratıcı düşünce-Araştırma-Uygulama
b. Gazeteler-İlanlar-Broşürler b. Uygulama-Araştırma-Yaratıcı düşünce
c. Kataloglar-Broşürler-El İlanları c. Araştırma-Yaratıcı düşünce-Uygulama
d. El ilanları-Kataloglar-Gazeteler d. Araştırma-Uygulama-Değerlendirme
e. Broşürler-El ilanları-Dergiler e. Yaratıcı düşünce-Uygulama-Değerlendirme
2. Aşağıdakilerden hangisi gazetelerin güçlü yönleri arasın- 7. Aşağıdakilerden hangisi doğrudan satış tekniğinin bir
da yer almaz? özelliğidir?
a. Okuyucu açısından yüksek güvenilirliğe sahiptirler. a. Satış amacının eğlendirici bir yaklaşım içinde verilmesi
b. Geniş kitlelere hitap eden ilk kitle iletişim aracıdır. b. Satış amacının “şimdi alın” tarzında tek bir hedef gös-
c. Reklam maliyeti televizyona göre daha ucuzdur. terilerek verilmesi
d. Hedef kitlesi radyo ve televizyona göre daha belirgindir. c. Satış amacının duygusal bir yaklaşımla verilmesi
e. Tek bir duyu organımıza seslenirler. d. Satış amacının ciddi bir anlatım tarzıyla verilmesi
e. Satış amacının abartılı bir anlatım tarzıyla verilmesi
3. Aşağıdakilerden hangisi bir derginin sahip olduğu özel-
liklerden biridir? 8. Aşağıdakilerden hangisinde ilânlar doğru gruplandırıl-
a. Günlük yayınlanması mıştır?
b. İçinde görsel bulunmaması a. Küçük ilânlar-Seri ilânlar-Büyük ilanlar
c. Gazetelerin zaman zaman ek olarak vermesi b. Resmi ilânlar-Ticari ilânlar-Küçük/Seri İlânlar
d. Okur tarafından talep edilmesi ve satın alınması c. Büyük ilânlar-Orta ilânlar-Küçük ilânlar
e. Düzenli bir yayın aralığının bulunmaması d. Resmi ilânlar-Gayriresmi ilânlar
e. Firma ilânları-Kamu kurumlarının ilânları
4. Aşağıdakilerden hangisi basılı reklamlarda yer alan un-
surlar arasında sayılamaz? 9. Basın İlân Kurumu kaç yılında kurulmuştur?
a. Başlık a. 1980
b. Alt başlık b. 1968
c. Slogan c. 1961
d. Görsel öge d. 1923
e. Ses e. 1898
5. Aşağıdakilerden hangisi layoutun tanımıdır? 10. Aşağıdakilerden hangisinde Basın İlân Kurumu’nun te-
a. Televizyonda görüntülü unsurların düzenlenmesidir. mel görevi açıklanmıştır?
b. Radyoda sesli unsurların düzenlenmesidir. a. Reklamlarda etik kodlar ihlâl edildiğinde ceza kesmek
c. Basılı reklamlarda görsel ve yazılı unsurların düzen- b. Reklamverenler ve reklam ajansları arasında aracılık etmek
lenmesidir. c. Reklamverenler ile tüketiciler arasında aracılık etmek
d. İnternette yer alan reklam unsurlarının düzenlenme- d, Resmi ilanların gazete ve dergilerde yayınlanmasına
sidir. aracı olmak
e. Reklamda fotoğraf ya da illüstrasyon kullanılmasıdır. e. Özel sektördeki firmaların reklamlarının yayınlan-
masına aracı olmak
3. Ünite - Basın ve Reklam 61
Yararlanılan Kaynaklar
Bir, A. A., Maviş, F. (1988). Dünyada ve Türkiye’de Reklam-
cılık. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Çekiç Akyol, A. (2009), “Gazete Reklamlarının Nitel ve Nicel
Özellikleri: Otomotiv Reklamları Üzerine İçerik Analizi”,
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 21,
s:1-27.
Çallı, İ.D. (2007). Bir Sözsüz İletişim Öğesi Olarak Renk ve
Renk Kullanımının Basılı Reklam Araçlarında Tüketi-
ci Algısı Üzerine Etkisi. (Yayınlanmamış yüksek lisans
tezi). Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla
İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı: İzmir.
Elden, M. (2009). Reklam ve Reklamcılık. İstanbul: Say Ya-
yınları.
Elden, M., Yeygel, S. (2006). Kurumsal Reklamın Anlattık-
ları. Istanbul: Beta Basım Yayım.
Elden, M., Ulukök, Ö., Yeygel, S. (2005). Şimdi Reklamlar.
İstanbul, İletişim Yayınları.
Gürgen, H. (1990). Reklamcılık ve Metin Yazarlığı, Eskişe-
hir, Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Kazancı, M. (2007). Kamuda ve Özel Kesimde Halkla İlişki-
ler. Ankara: Turhan Kitabevi.
Kocabaş F, Elden M. (2004)., Reklamcılık, Kavramlar, Ka-
rarlar, Kurumlar, İstanbul, İletişim Yayınları.
Tayfur G. (2006). Reklamcılık, Ankara, Nobel Yayınları.
Tikveş, Ö. (2003). Halkla İlişkiler & Reklamcılık. İstanbul:
Beta Yayınları.
Topçuoğlu, N. (1996). Basında Reklam ve Tüketim Olgusu.
Ankara: Vadi Yayınları.
Ünsal, Y. (1984). Bilimsel Reklam ve Pazarlamadaki Yeri,
İstanbul, Tivi Reklâm.
4
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Dünyada radyonun gelişimine ilişkin temel kavramları açıklayabilecek,
Türkiye’de radyonun gelişimine ilişkin temel kavramları açıklayabilecek,
Reklam aracı olarak radyonun özelliklerini tanımlayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Radyo Reklamı • Matbuat Umum Müdürlüğü
• Kamusal Yayıncılık Dönemi
• Özel Yayıncılık • Çok Partili Dönem
• Hedef Kitle • TRT Dönemi
• Devlet Radyosu Dönemi • Reklamda Yaratıcılık
İçindekiler
• GİRİŞ
• DÜNYADA RADYONUN GELİŞİMİ
Medya ve Reklam Radyo ve Reklam • TÜRKİYE’DE RADYONUN GELİŞİMİ
• REKLAM ARACI OLARAK RADYONUN
ÖZELLİKLERİ
Radyo ve Reklam
GİRİŞ
Radyo, “sesin elektromanyetik dalgalar aracılığı ile belli bir yerden vericiye iletilmesi,
oradan da özel alıcı aygıtlar yoluyla topluma aktarılmasıdır.” Bu en yalın biçimi ile
radyonun teknik tanımıdır. Radyo yayıncılığı ise, radyo yayın personelinin haber ve prog-
ram üretimini gerçekleştirmek amacıyla, kurumsal bir yapı oluşturarak dinleyiciye iletme
etkinliğidir. Radyo yayıncılığının temel malzemesi “ses”tir. Radyo tek bir duyu organına,
kulağa seslendiği için, izlenmesi/dinlenmesi dikkat gerektiren sıcak bir iletişim aracıdır.
Söz, müzik ve efekt unsurları radyonun temel öğeleridir. Radyo programı, bu öğelerin
uyumlu bir biçimde değerlendirilmesi ve kompozisyon oluşturulmasıyla gerçekleştirilir.
Görüntü unsurunun olmaması, dinleyiciye geniş bir hayal dünyası sunabilmekte, onun
düş gücünü harekete geçirebilmektedir. Radyonun bu özelliği ucuz, pratik ve hızlı bir tek-
noloji olma özelliği ile birleşince, en temel nitelikleri ortaya çıkmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde radyo yayınlarının başlaması 1920’li yılların ikinci yarısına
rastlamaktadır. Reklam aracı olarak radyonun kullanılması da aynı yıllara rastlar. İlk ticari
radyo ABD’de 1922 yılında kurulur ve ilk radyo reklamı yayınlanır. Ülkemizde ise ilk rad-
yo reklamlarının yayınlanması 1949 yılının sonlarına doğru gerçekleşir. Gazeteden sonra,
kitlelerle buluşan ikinci kitle iletişim aracı radyodur. Özellikle 1940’lı yıllar, radyoculuk
açısından en parlak dönemlerdir. O yıllarda radyo oturma odalarının en önemli bölüm-
lerini süsler ve ailece akşamları hep birlikte radyo dinlenirdi. Radyoda her söylenen, din-
leyici tarafından son derece ciddiye alınır ve bunun üzerinde önemle durulurdu. Radyo o
yıllarda en etkin bir reklam aracı olarak kullanılmıştır. 1950’lerde kuşkusuz, ülke günde-
mini belirleyen en önemli araç; gazete ve radyoydu. Dönemin radyo programları dinleyici
üzerinde oldukça etkilidir. 30 Ekim 1938’de Orson Welles, CBS radyo kanalında “Dünya-
lar Savaşı (War of the Words)” adlı bilim kurgu romanından uyarladığı radyo oyununun
sonunda dramatik bir sesle şu cümleyi okur: “Marslılar dünyaya indi ve Amerika Birle-
şik Devletleri topraklarını istila ediyor”. Bunun üzerine programı dinleyen milyonlarca
Amerikalı, bu anonsu duyar duymaz, arabalarına yönelirler. Koşarak ya da buldukları ilk
araçla nereye gittiklerini bile bilmeden kaçmaya başlarlar. Yaşanan panik öyle büyüktür ki,
Wells’in programı kapatırken “Dünyalar Savaşı adlı romandan uyarlanan, radyo oyununu
dinlediniz” sözlerini, hemen hemen kimse duyma fırsatını bile bulamaz. Bu radyo dra-
ması, radyonun insanlar üzerindeki etkisinin gücünü gösteren en güzel örneklerden biri-
dir. Televizyonun tarih sahnesindeki yerini alması ile radyo eski altın dönemlerini geride
bırakır. Radyo 1950’li yıllarda, oturma odalarının en değerli yerini televizyona bırakır.
Ancak internet teknolojisindeki gelişmelerle birlikte radyo isteyen herkesin kendi yayınını
66 Medya ve Reklam
yapabildiği ve aynı zamanda Dünyanın herhangi bir noktasından istenilen her yayının
dinlenebildiği bir hal almıştır.
1960’lı yıllarda, televizyon yayıncılığında yaşanan gelişmelere paralel olarak reklamcı-
lık faaliyetlerinde de yaratıcılık ön plana çıkmıştır. Reklamcılığın bir sektör halini alması
ise 1990’lı yıllarda özel radyo ve televizyon yayıncılığının gelişme dönemlerine rastlamak-
tadır. Radyonun diğer kitle iletişim araçlarına oranla yaygın bir araç olması ve teknolojik
üstünlükleri sayesinde her zaman her yerde dinlenebilmesi onu reklam mecrası olarak da
etkili kılmaktadır. Radyo reklam mecrası olarak hem tek başına bir kitle iletişim aracı hem
de diğer medya organlarının tamamlayıcısı olarak varlığını sürdürmektedir.
1983 yılında, 1982 Anayasası’nın 133. Maddesi’ne uygun olarak çıkarılan 2954 sayılı, Tür-
kiye Radyo ve Televizyon Kanunu, radyo ve televizyon alanında çıkarılan tüm yasalardan
daha kapsamlı olması nedeniyle, kendinden sonraki yasalara kaynaklık etmiştir. 2017 Baş-
kanlık sistemine geçişle birlikte TRT, Cumhurbaşkanlığı’na, RTÜK de Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na bağlı kurumlar haline gelmiştir.
1990’lı yıllarda, devletin tekelindeki TRT yayınları dışında pek çok kurum ve özel gi-
rişimci yayın yapar. Yine bu dönemde, polis radyoları, belediye radyoları, üniversite rad-
yoları, yayıncılık hayatına katılmışlardır. 1990’lar bir medya endüstrisinin oluşmaya baş-
ladığı yıllardır. Yasal bir zemine oturtulamayan özel radyo yayıncılığı kısa bir süre sonra
devlet tarafından engellenmeye çalışılır. Nisan 1993’de Ulaştırma Bakanlığının yurt için-
den yayın yapan radyo ve televizyonları kapatma kararı almasından sonra, bu karara ülke
genelinde tepki gösterilmiştir. Radyoların kapatılma sorunu Tansu Çiller başkanlığındaki
Doğru Yol Partisi tarafından siyaset gündemine taşınır.
Söz konusu dönemde Çiller tarafından “siyah kurdele kampanyası” başlatılır. Bu kam-
panyaların ardından 1994’te yasal düzenlemeler yapılarak özel radyo ve televizyonlar yasal
bir zemine kavuşmuştur. 3984 Sayılı “Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkın-
da Kanun” ile Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulunu ortadan kaldırmış yerine Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunu getirmiştir. Yasa ile radyo ve televizyon kuruluşlarının denetimi,
kuruluşları ve frekans tahsisi RTÜK’ün görev ve yetkileri içinde yer almıştır. Üst kurul radyo
televizyon kuruluşlarının yasanın getirdiği sınırlamalara ve kurallara uymalarını sağlamak,
kuralların ihlali durumunda uyarmak ve cezalandırmak yetkisiyle donatılmıştır.
Yasa kimlerin ve hangi kurumların radyo ve televizyon kurabileceğini tanımlar. Buna
göre radyo ve televizyonlar anonim şirket olarak kurulacaktır. Yasa tekelleşmenin önüne
geçecek düzenlemeler de içerir. Yasa ile gelen diğer düzenlemelerden bazıları ise cevap-
düzeltme hakkı ve telif hakları ile ilgilidir. Bu dönemde ticari yayınlar ilk bakışta bir can-
lılık, renk, cesaret, örneği olarak görülmüşlerdir. Ancak zamanla ticari kaygılarla yayın
yapan radyo ve televizyonlar pek çok eleştiriye de hedef olmuşlardır.
72 Medya ve Reklam
Kamusal radyoculuk toplumun her kesimine eşit mesafede, doğru ve tarafsız haber vermeyi
ve kamuyu doğru bilgilendirmeyi amaçlar. Kamu hizmeti yapan kurumlar reklam almaz ve
fonlarla desteklenirler.
Kamusal hizmet iletişim araçlarının topluma karşı sorumluluğu olduğu inancına da-
yalıdır. Bu sorumluluk, ulus devletin sınırları içinde yaşayan tüm kesimlerin bir yurttaş
olarak kabul edilmesi, topluma uyumlarının sağlanması, aynı zamanda toplumun bütün
kesimlerinin kendilerini temsil ettiğine inandıracak denli çoğulcu olması anlamına gel-
mektedir. Kamu hizmeti yayıncılığı, evrensellik anlayışı ile içinde yer aldığı ulusun bütün
4. Ünite - Radyo ve Reklam 73
çıkar ve beğenilerine seslenebilmeli, küçük ve büyük gruplara, çoğunluklara ve azınlıklara
hizmet edebilmelidir. Kamu hizmeti yayıncılığı yapan radyolar, yayınlarında, daha çok
toplum yararını düşünerek, bilgilendirici ve eğitici programlara yer verirler. Aynı zaman-
da geniş kitlelere ulaşan yayınların dışında, azınlık sayılabilecek küçük toplulukları ilgi-
lendiren ya da özel ilgi alanlarıyla programlar yapmakla da yükümlüdürler.
Özgün Olmalıdır
Reklamın düşüncesinde özgünlük olmalıdır. Dinleyicinin ilgisini çekebilmek, reklamın
özgünlüğü ile doğrudan ilişkilidir. Dinleyicinin dikkatini çekebilmek, ancak özgün ve şa-
şırtıcı reklamlarla mümkündür. Bu süreçte kimsenin düşünemediğini düşünmek ve bunu
en basit biçimiyle dinleyiciye aktarmak gerekmektedir.
Basmakalıp Olmamalıdır
Daha önce defalarca dile getirilmiş reklam metinleri dinleyicinin ilgisini çekmeye yetmez.
Bu nedenle, sıradan fikirlerin tekrarlanması reklamın başarısız olmasına neden olmak-
tadır. Basmakalıp düşüncelerin ve reklamların taklit edilmesi, tekrar edilmiş anlamına
gelmektedir ki bu da reklamın başarısız olmasına neden olmaktadır.
Dikkat Çekmelidir
Dinleyicinin dikkatini çekmek başarılı reklamın ilk koşuludur. Dikkat çekmeyen bir rek-
lam, en başında dinleyiciye ulaşamaz. Hedef kitlenin dikkatini çekmeyi başaran bir rek-
lam, gönderilen iletinin amacına ulaşması için gerekli ilk adımdır.
Radyo Kişiseldir
Radyo, televizyona oranla çok daha kişisel bir araçtır. Dinleyici ile arasındaki mesafeyi
en aza indirebilen radyo yayınları başarılı olmaktadır. Radyo yayınları dinleyiciyi farklı
fiziksel ortamlarda yakalar. Radyo evde, iş yerinde, okulda, hatta yolda yürürken bile he-
def kitlesine ulaşabilir. Diğer kitle iletişim araçlarından farklı olarak radyo, sadece tek bir
kişiye seslenirmişçesine yayın yapar.
Radyonun en büyük avantajı, insan sesinin gücüdür. Ses; acıyı, üzüntüyü, sevinci ve
kahkahayı tüm çıplaklığıyla aktarır. İnsan sesi duyguları, düşünceleri yazılı metinlerden
daha iyi aktarır. Radyoda sunucunun verdiği bilgiden, metnin içeriğinden daha çok nasıl
söylendiği önemlidir. Doğrudan bireye seslenen tek iletişim aracı radyodur. Bu seslenişte,
dinleyici ile sunucu arasındaki tek bağ ise sunucunun dinleyene sesleniş biçimi ve sesidir.
80 Medya ve Reklam
www.radyoa.anadolu.edu.tr
Radyonun yerel bir medya olarak etkili bir güce sahip olmasına rağmen, Türkiye’de radyo-
nun bu gücünden yararlanamama sebepleri nelerdir? 4
Dinleyici Dikkatsizdir
İşitsel bir araç olan radyoda, mesajların algılanması, görselliği kullanan mecralara oranla
daha zordur. Mesajlar çabucak kaybolur ve reklamlar dinlenmeyebilir. Günümüz yayıncı-
lığında radyo, dinleyici için günlük yaşama eşlik eden bir araçtır. Dinleyici tüm dikkatini
radyo yayınına vermez. Bu nedenle de mesajın dikkatlerini çekebilmesi gerekir. Dinle-
yicinin radyoda dinleyemediği bir haberi ya da reklamı tekrar dinlemek için beklemesi
gerekir. Radyo reklamlarının dinleyicinin dikkatini çekebilmek için 3 saniyeye ihtiyaç
duyulmaktadır. Araştırmalar radyo dinleyicisinin yüzde 44,4’ünün, radyo reklamları baş-
ladığında kanalı değiştirdiği, yüzde 13,6’sının radyonun sesini kıstığı ve yüzde 8,3’ünün
de radyoyu kapattığı göstermektedir. Dinleyicinin reklamı yakalayabilmesi için, radyo
reklamları gün içerisinde sık sık yayınlanmaktadır. Bu nedenle radyo reklam verenler açı-
sından destekleyici araç olarak tanımlanmakta ve diğer kitle iletişim araçları ile birlikte
kullanılmaktadır.
Görüntünün Olmaması
Reklam açısından radyo, özellikle televizyona ve internete oranla dezavantajlı bir konum-
dadır. Görüntünün olmaması, radyoyu reklam mecrası olarak ikinci plana atmaktadır.
Ürünü, dinleyicinin görmesi için cesaretlendirecek radyo reklemları yazmak yaratıcılık
gerektirmektedir. Radyo reklamlarında istenilen etkiyi yaratabilmek için ses ve müzik
efektlerinden yararlanılmaktadır. Ses ve müzik efektlerinin dışında, dinleyiciyi etkilemek
için mizahdan da yararlanılmaktadır. Yalnızca kulağa seslenen radyoda, işitsel özellikle-
re sahip reklamların dinleyiciye benimsetilmesi oldukça zor bir iştir. Tüketici görmediği
ürünü, sadece duyarak satın alma konusunda yeteri kadar ikna olamayabilir. Bu bakım-
dan radyo reklamlarının yapımında kullanılan ses efektleri, seslendirenin tonlamaları
ve vurguları, en önemlisi ise radyo metninin inandırıcı ve harekete geçirici özelliğinin
olması, radyo reklamının etkinliğini artıran önemli ayrıntılardandır. İyi bir radyo rekla-
mı, dinleyici ile ilişki kurabilmeli, onu hikâyenin içine alarak hayal gücünü kullanmasını
sağlamalıdır. Dinleyiciye reklamı yapılan markaya karşı olumlu duygular besletmeli, ya-
pılan tekrarlar sonucunda dinleyiciyi sıkmamalıdır. Radyo reklamlarında, duygusal boyut
kullanılarak, dinleyiciye sadece sözle bir şeyleri anlatmak yerine, dinleyicinin zekâsına ve
beğenilerine güvenerek mesajlar iletilmelidir.
İyi bir radyo reklamı, dinleyici ile ilişki kurabilmeli, onu hikayeninin içine alarak hayal gü-
cünü kullanmasını sağlamalıdır.
4. Ünite - Radyo ve Reklam 83
Özet
Radyo yayıncılığının temel malzemesi “ses”tir. Söz, müzik ve Reklam aracı olarak radyo, diğer kitle iletişim araçlarına
efekt unsurları radyonun temel öğeleridir. Radyo programı ve oranla pek çok avantaja sahiptir. Radyo uzmanlaşmış bir
reklamı, bu öğelerin uyumlu bir biçimde değerlendirilmesi ve araçtır, kişisel bir araçtır, geniş bir dinleyici kitlesine ulaşır,
kompozisyon oluşturulmasıyla gerçekleştirilir. Görüntü unsu- her yerde dinlenebilir, müziğin gücünden yararlanır, yayın-
runun olmaması, dinleyiciye geniş bir hayal dünyası sunabil- cı ve dinleyici açısından hızlı ve esnektir, radyoda maliyet
mekte, onun düş gücünü harekete geçirebilmektedir. Radyo- düşüktür, zihinsel görüntü yaratma gücü vardır, yerel gücü
nun bu özelliği ucuz, pratik ve hızlı bir teknoloji olma özelliği yüksektir, yüksek kabul edilebilirlik seviyesindedir. Radyo
ile birleşince, en temel nitelikleri ortaya çıkmaktadır. televizyonun tarih sahnesindeki yerini almasıyla birlikte tek
Radyonun tarihçesi, ilk olarak adı radyo olmasa da, İskoç fi- iletişim aracı olma özelliğini yitirmiş ve 1960 yılından itiba-
zikçi James Clerk-Maxwell ile başlar. 1864’te, ışık dalgalarına ren radyo aynı özelliğe sahip gruplara ya da kitlelere yönelik
ek olarak genel bir elektromanyetik dalga teorisinin kurulması bir araç olmaya başlamıştır. Bu değişim aynı zamanda rad-
radyonun ilk adımıdır. 1887’de, Alman Heinrich Hertz, iler- yonun uzmanlaşmasını da sağlamıştır. Bu özelliği nedeniyle
de kendi adını taşıyacak olan dalgaları bulur ve bu dalgaları radyo “bölümlenmiş medya” olarak tanımlanmaktadır. Özel-
üretmeyi başarır. 1894’de İtalyan Markoni, Manş üzerinden ilk likle internetle birlikte radyonun sınırları daha da genişleye-
bağlantıyı kurmayı başarır ve ilk mesajını da gönderir. Ameri- rek kıtaları aşmıştır.
kalı Lee de Forest üç elektrotlu lambayı icat eder. İnsan sesinin Reklam aracı olarak radyonun sahip olduğu avantajlar ise
aktarıldığı ilk bağlantı, 1908’de Eiffel Kulesi ile Villejuif arasın- şöyledir: Radyo uzmanlaşmış bir araçtır, kişisel bir araçtır,
da gerçekleştirilir. Birinci Dünya Savaşı sırasında koşulların geniş bir dinleyici kitlesine ulaşır, her yerde dinlenebilir,
da teşvik ettiği pek çok ilerleme birbirini izler ve telsiz telg- müziğin gücünden yararlanır, yayıncı ve dinleyici açısından
raf önem kazanır. Öncelikle telsiz telgraf açık denizlerde de- hızlı ve esnektir, radyoda maliyet düşüktür, zihinsel görün-
nizciler tarafından kullanılır. Böylece koloni imparatorlukları tü yaratma gücü vardır, yerel gücü yüksektir, yüksek kabul
metropollere yakınlaşır. Radyo, önemli bir toplumsal değişime edilebilirlik seviyesindedir. Dinleyicilerin dikkatsiz oluşu ya
neden olur. 1920’li yılların ortalarına doğru radyo, kamu ha- da radyonun anlık bir araç olması ve görüntünün olmaması
berciliğinde ve iletişim dünyasında önemli bir yere sahip olur. radyonun reklam mecrası olarak dezavantajları olarak göste-
Türkiye radyoculuğunu Türk Telefon Telsiz Anonim Şirke- rilmektedir.
ti Dönemi, Devlet Radyosu (1936-1960) Dönemi, Matbuat
Umum Müdürlüğü Dönemi (1940-1946), TRT’nin Kurul-
ması (1960 ve sonrası) ve de 1980’lerden Günümüze olmak
üzere beş farklı dönemde incelenmektedir.
Reklam, bir ürün veya hizmeti halka tanıtmak, beğendirmek
ve böylelikle sürümü sağlamak için söz, yazı ya da resimle
yapılan her türlü çabayı ifade etmektedir. Radyoda ilk rek-
lam yayınları, 1949 yılının sonlarına doğru gerçekleşmiştir.
Dinleyiciler için yeni bir tür olan reklam yayınları, sonraki
yıllarda hızlı bir gelişme göstermiştir. İlk dönemlerde iş çev-
releri radyo reklamlarına ilgi göstermez ancak 1956 yılından
itibaren radyo reklamcılığı gelişme göstererek kısa sürede
reklam gelirlerini arttırmıştır.
Radyo reklamlarında düşünsel yaratım süreci özgün olma-
lıdır, basmakalıp olmamalıdır, dikkat çekmelidir ve yaratıcı
düşün etkin olmalıdır. Radyo reklamlarında yaratıcı sürecin
düşünceye dönüşmesi ve sonuç olarak dinleyiciye ulaşması-
na kadar geçen sürece, reklam yapım aşamaları denmektedir.
Geniş bir ekip çalışması sonucu üretilen reklamlar, araştırma
ve bilgi toplama, ürün ya da hizmeti tanımak ve tanımlamak,
hedef kitleyi tanımak ve yaratıcı düşüncenin iletiye dönüş-
mesi gibi farklı aşamalar sonucu üretilmektedir.
84 Medya ve Reklam
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi radyonun teknik olarak gelişi- 6. Aşağıdakilerden hangisi radyo reklamlarında düşünsel
mine katkıda bulunan bilim insanların dan biri değildir? yaratım süreçlerinden biri değildir?
a. James Clerk-Maxwell a. Araştırma ve bilgi toplama
b. Heinrich Hertz b. Ürün ya da hizmeti tanımak ve tanımlamak
c. Edouard Branly c. Hedef kitleyi tanımak
d. Lee de Forest d. Yaratıcı düşüncenin iletiye dönüşmesi
e. Michael Faraday e. Seslendirme
2. Radyonun altın yılları olarak tanımlanan yıllar hangisidir? 7. Aşağıdakilerden hangisi reklam mecrası olarak radyo-
a. 1940-1950 nun avantajlarından biri değildir?
b. 1920-1930 a. Radyo amotör bir araçtır
c. 1970-1980 b. Kişisel bir araçtır
d. 1980-1990 c. Geniş bir dinleyici kitlesine ulaşır
e. 1920-1930 d. Her yerde dinlenebilir
e. Radyoda maliyet düşüktür
3. Radyoda, önceleri deneme amaçlı olarak yapılan eğitim
yayınlarının başlangıç tarihi hangi- sidir? 8. Aşağıdakilerden hangisi reklam mecrası olarak radyo-
a. 1927 nun dezavantajlarından biridir?
b. 1917 a. Hayagücüne seslenmesi
c. 1921 b. Kişisel bir araç olması
d. 1950 c. Görüntünün olmaması
e. 1945 d. Maliyetin düşük olması
e. Her yerde dinlenebilmesi
4. Doğru ve tarafsız haber vermeyi amaçlar, reklam al-
madan fonlardan desteklenir, eğlendirmekten çok eğitmek 9. Aşağıdakierden hangisi radyo reklam formatlarından
amaçlanır. biri değildir?
Yukarıdaki niteliklere sahip bir radyo istasyonu ne tür yayın- a. Düz anons
cılık anlayışına sahiptir? b. Donut format
a. Özel radyoculuk c. Diyalog ve ses efektleri
b. Devlet denetiminde radyoculuk d. Müzikli veya cıngıl format
c. Geleneksel radyoculuk e. Drama format
d. Kamusal radyoculuk
e. Ticari radyoculuk 10. Radyo reklamı hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler-
den biridir?
5. Eğlendirmek amaçlanır, reklam gelirleri ile desteklenir, a. Reklamı yapılacak ürünün ucuz olması
çok sayıda dinleyiciye ulaşmak hedeflenir. b. Reklamı yapılacak ürünün kalitesi
Yukarıdaki niteliklere sahip bir radyo istasyonu ne tür yayın- c. Reklamın özgün olması
cılık anlayışına sahiptir? d. Reklamın herkese seslenmesi
a. Özel radyoculuk e. Reklamın birden fazla mesaj içermesi
b. Devlet denetiminde radyoculuk
c. Geleneksel radyoculuk
d. Kamusal radyoculuk
e. Ticari radyoculuk
4. Ünite - Radyo ve Reklam 85
Sıra Sizde 3
Özel radyo ve televizyonlar program içerikleri ve sunuşlarıy-
la gündeme yeni bir yayıncılık biçimi getirirler. Özel radyo ve
televizyonlar da temel amaç izleyiciyi eğlendirmek dolayısiy-
le de kendisini izlettirmektir. Bu nedenle kültür sanat prog-
ramları, belgeseller, eğitim programları ve haber programla-
rının yerini eğlence, müzik ve Show programları almaktadır.
5
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Televizyon reklamlarınının özelliklerini ve türlerini açıklayabilecek,
Televizyon reklamının üretim aşamalarını özetleyebilecek,
Türkiye’de kamusal ve ticari yayıncılık dönemindeki televizyon-reklam ilişkisi-
ni tanımlayabilecek,
Türkiye’de ana yayın kuşağının önemini, reklam ve tektipleşme ilişkisi çerçeve-
sinde ifade edebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Televizyon ve Reklam • Ticari Televizyonlar ve Reklam
• Televizyon Reklamı Türleri • Deregülasyon
• Televizyon Reklamında • Ana Yayın Kuşağı
Yaklaşımlar • Reyting
• Televizyon Reklamının Üretimi • Tektipleşme
• TRT ve Reklam
İçindekiler
• GİRİŞ
• BİR KİTLE İLETİŞİM ARACI OLARAK
TELEVİZYON
• REKLAM MECRASI OLARAK
Medya ve Reklam Televizyon ve Reklam TELEVİZYON
• TELEVİZYON REKLAMININ ÜRETİM
AŞAMALARI
• TÜRKİYE’DE TELEVİZYON-REKLAM
İLİŞKİSİNİN ARKAPLANI
Televizyon ve Reklam
Televizyon ve Reklam
GİRİŞ
Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de, “televizyon” vazgeçilemez bir reklam mecrasıdır. Te-
levizyonun, diğer kitle iletişim araçlarından daha güçlü bir şekilde izleyiciyi etkisi altına
alma özelliğinden, en çok “reklamcılar” yararlanmaktadır. Türkiye’de pek çok reklam ajan-
sı, reklamcı ve reklamveren görsel-işitsel özelliğinden dolayı televizyonu tercih etmekte-
dir. Böylece, televizyon, reklam açısından önemli bir konuma yerleşmektedir.
Hareketli görüntü ve sesin birarada kullanılması ile etkili bir mecra olarak karşımıza
çıkan televizyon, bir reklam aracı olarak da reklamveren ve reklam ajansları tarafından
yoğun bir biçimde hedef kitlelere ulaşmak adına kullanılmaktadır. Hedef kitlenin kim
olduğu; demografik, sosyo-kültürel özellikleri eşliğinde hangi kanalı, hangi günlerde ve
saatlerde, hangi programı izlediği “izleyici ölçümleri” ile reklamverene ve reklam ajansla-
rına sunulmaktadır.
“Televizyonda görsel ve işitsel öğelerin bir bütünlük gösterecek şekilde, reklamın he-
deflediği etkiyi sağlayacak, çeşitli teknolojik uygulamalar ve tekniklerle yaratıcı ve hedef
kitleye uygun kompozisyonlar halinde sunulmasıyla, reklamın hedef kitle gözündeki
farkındalığı ve akılda kalıcılığı arttırılmaya çalışılmaktadır” (Elden ve Yeygel, 2006). Bu
yüzden, görsel ve işitsel faktörler birarada sunulurken bir bütünlük oluşturmasına dikkat
edilmektedir. Bu uyum yok olduğunda, reklam izleyici için bir anlam ifade etmemekte ve
reklamın mesajı, hedef kitleye ulaşmamaktadır.
Televizyonun kitlesel niteliği ile yapılacak reklam arasında bir bağlantı kurulmuştur.
Böylece, pek çok kişiye duyurulması planlanan reklamlar, okuma yazma bilmeyen geniş
bir hedef kitleye de sahip olmaktadır. İnsanların tüketim tercihlerine rehberlik ederek;
onlara bu süreçte ürünlerin özelliklerini tanıtarak ışık tutmaktadır.
Dolayısıyla, bu ünitenin ilk bölümünde televizyon ve reklam arasındaki ilişkiye yer ve-
rilmiştir. Bunun için sırasıyla, öncelikle televizyon hakkında genel bir bilgiye ve reklamın
tarihsel olarak televizyona girişine değinilmiştir. Ardından da, bir reklam mecrası olarak
televizyon reklamlarının özellikleri, güçlü ve zayıf yönleri, yayın ve içerik açısından tele-
vizyon reklamı türleri, televizyon reklamlarında kullanılan yaklaşımlar ve bir televizyon
reklamının üretim aşamaları açıklanmıştır.
Ünitenin ikinci bölümünde ise, Türkiye’de reklamcılığın gelişimi açısından, ulusal
ölçek temel alınmıştır. Televizyon yayıncılığı alanında 1990’lı yılların başına kadar tekel
konumunda bulunan Türkiye Radyo Televizyon (TRT) kurumu ve reklam ilişkisi “ka-
musal yayıncılık dönemi” başlığı altında irdelenmiştir. Ardından, 1980’li yıllarla birlikte
Türkiye’de doğrudan yansımaları gözlenen yeni sağ politikaların medya alanındaki izdü-
88 Medya ve Reklam
Televizyon 1923 yılında, John Logie Baird tarafından İngiltere’nin Hastings kasabasında
icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 1926 yılında yayınlan-
mıştır. Dünyada ilk düzenli televizyon yayını, İngiltere’de 1936’da BBC tarafından gerçek-
leştirilmiştir. Türkiye’de ise, 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından deneme
amaçlı başlatılan İstanbul’a yönelik televizyon yayınları, düzenli olarak ilk kez 1968 yılında
Ankara’da TRT tarafından gerçekleştirilmiştir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Televizyon, Eri-
şim Tarihi: 27.06.2012).
Günümüzde televizyon, gerek kültürün üretiminde gerekse tüketiminde önemli bir ak-
tör konumundadır. Televizyon kanalları bir yandan, izleyicilere daha etkili bir iletişim ku-
rabilmek ve izleyici pastasından daha büyük bir dilim alabilmek gibi nedenlerle dini inanç-
90 Medya ve Reklam
lar, gelenek ve görenekler, toplumsal roller, norm ve değerler gibi kültürel unsurları ekrana
yansıtmaktadır. Diğer yandan da, toplumsal, siyasal ve ekonomik amaçlar doğrultusunda
çeşitli değerleri yeniden yorumlayabilmekte, değiştirebilmekte ya da bunların yenilerini
sunabilmekte, bireylerin yaşam biçimlerinden siyasal tercihlerine kadar pek çok konuda
onları etkileyebilmekte, toplumsal değişim sürecine yön verebilmektedir (Elden, 2009).
Televizyon yayıncılığının temel gelir kaynağı olan reklamlar, günlük yayın akışı içeri-
sinde, rekabet halindeki birçok firmanın ürününü tanıtabilmek için, izleyicileri yoran ve
bıkkınlık düzeyine ulaştıran mesaj bombardımanına tabi tutmaktadırlar. Böylece, izleyici,
belli bir zaman dilimi içerisinde, ne zaman karşılaşacağını bilmediği reklam kuşakların-
dan sıkılır duruma gelmektedir. “Reklam mesajları, televizyon programlarını sürekli ya
da belirli bir periyotta kesintiye uğratan biçimde, ses ve müziğin yayın akışındaki diğer
içeriklere kıyasla daha yüksek düzeyde sunulduğu bir yapıda ve benzer mesaj setlerinin
egemen olduğu bir tarzda iletildikleri için amaçlarına ulaşamama riski ile karşı karşıyadır-
lar” (Tellan ve Yılmaz, 2009). Böylece, yeni stratejiler üretmeye çalışan reklamcılar ya da
reklam ajansları, izleyici ile kurdukları bağda iletişimde yeni teknikler geliştirerek reklamı
izlettirmeyi hedeflemektedir. Reklamlarda, yapay ve modası geçmiş düşüncelerden kaçı-
nılmakta; sürekli değişen görüntü teknolojisinin de yardımı ile ‘mecaz kullanımı’, ‘karşıtlık
ve tersliklerden faydalanma’, ‘sürekli değişim olgusunun işlenmesi’ ve ‘kinayeye başvurul-
ması’ gibi etkili çağrışımsal iletişim teknikleri kullanılmaktadır” (Tellan ve Yılmaz, 2009).
Türkiye’de yakın zamana kadar ürün yerleştirmeyle ilgili yasal bir düzenleme olmayışı, iz-
leyicinin bu uygulamaya maruz kalmasını beraberinde getirmiştir. Ancak, RTÜK’ün 3 Ka-
sım 2011 tarihli “Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”inde televizyonda
ürün yerleştirme uygulamalarına düzenlemeler getirilmiştir. Buna göre, ürün yerleştirme,
tüketicinin farkında olması şartıyla, markanın, program içeriğine entegre edilmesi olarak
tanımlanabilir.
daşlarıyla birlikte doyurucu bir yaşam sürmekte, anlamlı bir iş yapmakta, basit
ancak, kendi seçimi olan şeylerden zevk almaktadırlar. Böylece, ideal bir yaşantı
oluşmaktadır (Rutherford, 1996).
8. Müzikli Reklamlar: Müzikal türde ya da fonda müzik kullanılan reklamlardır.
Kullanılan müzikler ya ürün için yaptırılan özgün müzik ya da piyasada popüler
olan müzikleridir.
9. Karşıtlık İçeren Reklamlar: Reklamcılar, reklamlarının anlaşılması ve arzuladık-
ları mesajı daha görünür kılmak için; koyu/açık, yavaş/hızlı, sıcak/soğuk, yaşlı/
genç, taze/bayat vb. karşıtlıkları kullanırlar. Böylece, tüketiciye ürün ve hizmetler
arasında karşılaştırma olanağı da sağlanmış olur.
10. Tavsiye Edici Reklamlar: Herhangi bir ürünü kullanan ya da herhangi bir hizmet-
ten yararlanan bireylerin memnunluk derecesini belirterek; diğer kişilerin de bu
ürün ya da hizmeti satın alması için yapılan reklamlardır.
Televizyon reklamlarında kullanılan anlatılar hakkında daha ayrıntılı bilgi ve somut örnek-
ler için şu kitaba başvurulabilir: Bkz. Müge Elden, Özkan Ulukök ve Sinem Yeygel (2005).
Şimdi Reklamlar…İstanbul: İletişim Yayınları: 367-374.
Şekil 5.1
Reklam Filminin
Yaratıcı Stratejisi
Televizyon reklamının üretim aşamalarına ilişkin daha ayrıntılı bilgi için şu kitaba başvu-
rabilirsiniz. Gıyasettin Tayfur (2010). Reklamcılık. 4. Basım. İstanbul: Nobel Yayın Dağıtım
Tic. Ltd. Şti: 122-132.
TRT’nin tekelini koruduğu bu dönemde, bazı reklamlar, hem kamuoyunun hem de siya-
silerin üzün süre gündeminde kalmış ve çok tartışılmıştır. Örneğin 1980’li yılların başın-
da, gündemi uzun süre meşgul eden reklamların başında bira reklamları gelmiştir. 1984
yılı öncesi TRT, bira alkolsüz içki sayıldığından herhangi bir yasakla karşılaşmadan bira
reklamlarında televizyon ekranlarında yer verebilmiştir. Ancak, uzun süren tartışmalar
sonrası 1984 Mayıs’ında, biranın alkollü içki sayılması ve yasaklanmasını öngören bir yasa
tasarısı TBMM’ye sunulmuştur. Sonuçta, bira alkollü içki sayılmış ve reklamının yapılması
televizyonda yasaklanmıştır. Yine, TRT’nin yayınlandığı reklamlar içerisinde çiklet rek-
lamları da çok tartışılmıştır. TRT’de çiklet reklamlarının yasaklanmasından bir yıl sonra,
bu yasak kaldırılmıştır. 1980’li yıllarda yasaklanan bir diğer reklam da bankerlerle ilgili
olandır (Erdemir, 2011).
Özel yayıncılığa geçişte ilk aşamayı TRT vericilerinin, PTT’ye devri olayı oluşturmaktadır.
Bundan sonraki aşama, Ankara’nın Çankaya ilçesinin pilot bölge seçilerek kablolu yayına
başlamasıdır. PTT yasal olmamasına karşın, TRT vericilerini kullanarak bu yayıncılığa baş-
lamış ve ticari televizyonların sayısı bu adımlardan sonra hızla artmıştır.
Star 1 yayın yaşamına başlayana değin; TRT, yayın ve beraberinde reklam tekelini elin-
de tutan, reklamdan büyük gelir elde eden, bu yüzden de oldukça rahat ve mali sorunları
olmayan bir kurum görünümündedir. Ancak, Star 1’in hukuk dışı bir şekilde yayınlarına
başlamasıyla birlikte, birçok ülkede kamu hizmeti yayıncılığının yaşadığı finansman so-
runuyla bu kez TRT karşı karşıya kalmıştır. TRT, 1990’lı yıllara kadar devletçi bir yayın
anlayışını sürdürmüş ve İngiltere’deki BBC’nin 1950’li yıllarda yaşadığı pazar baskılarına
kendisini uyarlama deneyimini yaşamamıştır (Çatalbaş, 2004). 2017 yılında Başkanlık sis-
temine geçişle birlikte, TRT Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir kurum haline gelmiştir.
5. Ünite - Televizyon ve Reklam 103
Kaldı ki, Star 1 ile başlayan ve sonrasında diğer ticari televizyonlarla süren yayıncılık
ortamında, bu televizyonların TRT’nin tam tersi bir yayıncılık anlayışını benimsemeleri,
eğlence-magazin programlarına ağırlık vermeleri, cinselliği kullanmaları TRT’nin ciddi
yayıncılık anlayışından sıkılan izleyicilerin bu renkli kanallara yönelmesine neden olmuş-
tur. Bunun sonucunda, TRT hem izleyici kitlesini hem de bununla doğru orantılı olarak
reklam gelirlerinin önemli bir bölümünü kaybetmiştir (Erdemir, 2011).
Gerçekten de, Star 1, reklam tarifesini TRT’nin oldukça altında tutarak haksız bir re-
kabete neden olmuştur. Bunun yanı sıra, reklam pastasının bölüşümünde de başka ne-
denlerden dolayı da avantajlı duruma geçmiştir. Çünkü, şirketin merkezi yurtdışında
bulunduğundan, kanal yayınladığı reklamlardan elde ettiği kazancın vergisini ödememiş
ve TRT’nin yayınlamadığı içki ve sigara reklamlarını yayınlayarak da haksız bir rekabet
yaratmıştır (Cankaya, 2003). Dolayısıyla, önce Star 1 sonra da, diğer ticari televizyonlar,
yeni olmalarının ve yasasız bir ortamda yayın hayatına girmelerinin avantajlarını sonuna
kadar kullanmaya başlamışlardır. Ancak, bu yasasız ortam ve boşluk, 1994 yılında reklam-
la ilgili düzenlemeleri de içeren 3984 sayılı “Radyo ve televizyon Kuruluşları ve Yayınları
Hakkındaki Kanun”la son bulmuştur (Erdemir, 2011).
Radyo ve televizyon kuruluşlarının uymakla yükümlü olduğu 3984 sayılı kanunun, dördün-
cü bölümünde 19. ve 23. maddeleri arası reklamlarla ilgili düzenlemelere ayrılmıştır. Bu
maddelerde reklamların biçimi, sunumu, programların arasına nasıl yerleştirileceği, ne sık-
lıkta hangi süreyle yayınlanacağı, hangi ürünlerin reklamının yapılamayacağı, bir sponsor
tarafından desteklenen programlarda hangi kuralların geçerli olacağı vb. konular ayrıntılı
bir biçimde düzenlenmiştir.
rilmiştir. Bir filmde, birden fazla ürünün tanıtımına olanak sağlayan kolektif reklama izin
verilmiştir (Dünden Bugüne Radyo-Televizyon: 1927- 1990, 1990).
Dönemin dikkat çeken diğer bir gelişmesi, TRT’nin reklamlarda bir dönem sıkı bir şe-
kilde uyguladığı yasakları da kaldırmaya başlamasıdır. Bunun en somut örneği ise, uzun bir
süre radyo ve televizyon reklamlarında uygulanan arabesk yasağının kaldırılması olmuştur.
Değişen iletişim ortamının, TRT’yi ne gibi önlemeler almaya ittiğini dönemin genel
yayın planlarında da görmek mümkündür. Örneğin, 1991 genel yayın planında (1991);
“Reklamveren kişi ve kuruluşlarla TRT arasında sağlıklı ilişkilerin sürdürülmesine, ku-
rum gelirlerinin en önemli bölümünü teşkil eden reklam gelirlerinin arttırılmasına yar-
dımcı olunacaktır” denilmekte ve “daha fazla gelir elde edilmesi yönünde çalışmalar yapı-
lacaktır” vurgusunda bulunulmaktadır. Yine, bu dönemin genel yayın planlarında reklam
gelirlerinin, kurumun en önemli gelir kaynağı olduğu sıkça dile getirilmektedir.
TRT, reklam ajansları tarafından 1990 yılına kadar iki noktada eleştirilmiştir: Birincisi,
tekel konumundaki tek kanal olması ve reklam politikası ile artan reklam talebine yanıt
verememesi; ikincisi ise, TRT’nin reklam denetim mekanizması ve bürokratik işlemleri
(Yüce, 1999). Gerçekten de, 1972’den başlayarak TRT, yayınlayacağı reklamlara uyguladığı
sıkı denetimler nedeniyle reklamverenler tarafından sürekli eleştirilmekteydi. Çünkü, TRT
yapısı altında reklam filmleri öndenetimden geçmekteydi. Bu durum, hem hızlı reklam ya-
yınını engellemiş hem de reklamlarda etkinliğin sağlanmasını zayıflatmıştır. Ayrıca, kadın
cinselliğinin ve çocukların kullanılması konusunda titiz davranılmış ve tutmuş dizlerin
“sanatçıları”nın reklamlarda öne çıkması da kolay olmamıştır (Geray, 2003).
Yapılan araştırmalar, TRT’nin ilan ve reklam gelirlerinin 1990 yılı sonuna kadar is-
tikrarlı bir artı seyri izlediğini; ancak, 1991 yılında reel olarak önemli ölçüde azaldığını
ortaya koymaktadır. Örneğin, ilan ve reklam gelirlerinin artış hızı 1990’da % 88 iken; bu
oran 1991 yılında % 24’e gerilemiştir (User, 1993).
Ticari televizyonun ilk yayın yılında, ortaya çıkan bu tablo çok çarpıcıdır. İlk yılın
sonrasında Star 1’in izlenme oranındaki artış, reklam gelirlerine yansımış ve ticari televiz-
yonların ilki olmanın sağladığı avantajdan yararlanılmıştır. Kaldı ki, 1991 yılı reklam har-
camalarına bakıldığında, Star 1’in toplam televizyon gelirlerinin yüzde 46.69’unu aldığı,
kalan yüzde 53.31’lik oranın da TRT’nin olduğu gözlemlenmektedir. Ticari televizyonun
ilk yılı için bu oran, son derece önemli bir gelişmedir. Hatta, 1992 yılında diğer ticari
televizyonların yayına geçmeleriyle birlikte, ticari televizyonlar toplam televizyon reklam
harcamalarından yüzde 87.1’lik önemli bir pay almışlardır (Işık, 1999). Bunun sonucun-
da, yıllardır yayıncılık alanının tek hâkimi olan TRT’ye ise, çok küçük bir oran (yüzde
3’lere gerileyen) kalmıştır. Günümüze değin gelen süreçte ise, bu durum değişmemiştir.
Kısacası, 1990’lı yılları, TRT’nin reklam stratejisinde önemli bir dönem olarak ta-
nımlamak mümkündür. Çünkü, bu dönemde, medya sektöründe hızlı bir ticarileşme
süreci yaşanmıştır. Bu ortamdan olumsuz etkilenen TRT, reklam gelirlerini çok büyük
ölçüde kaybetmiştir. Dolayısıyla, kurum, 1990’lı yıllarda aleyhine işleyen koşulları lehine
çevirmek için, çeşitli önlemler almış ve birtakım yenilikleri gerçekleştirmiştir. TRT’nin
yeni dönemdeki en önemli özelliğini ise, yeni dünya düzeninin şekillendirdiği iletişim
ortamına eklemlenme çabaları oluşturmuştur.
TRT, 2000’li yıllara da, öncelikli finansman sorunlarıyla girmiştir. Gelirlerinin yarıya
yakınını personel giderlerine harcayan kurum, bu dönemde de sürekli, finansman açık-
larıyla gündeme gelmiştir. 2000’li yıllarla birlikte, reklam alanında çok sayıda yenilik ger-
çekleştirdiği ve artık, reklam alabileceği bütün kanalları kullandığı gözlemlenmektedir.
Örneğin, 2008 yılı genel yayın planında; TRT’ye ait web sitesindeki reklam alınabilecek
5. Ünite - Televizyon ve Reklam 105
yerlere (banner) reklam alınarak gelir arttırımına çalışılacağı, kurum gelirlerinin bir bö-
lümünü oluşturan reklam gelirlerinde, TRT’nin artan finansman gereksinimini karşılaya-
bilmek ve yayınla ilgili yeni yatırımlar yapabilmek için tutarlı bir fiyat politikası izlenece-
ği, sponsor programların, sosyal amaçlı reklam programlarının ve kurum reklamlarının
teşvik edileceği, özellikle küçük ilan niteliğindeki potansiyelin de “Telegün” yayınlarında
değerlendirileceği vurgulanmıştır (http://www. trt.net.tr, Erişim Tarihi: 20.05.2012).
TRT Reklam Dairesi, bütçe indirimlerinin yanı sıra, lansman (tanıtım) ve TRT’yi ilk kez
kullanma indirimi, peşin ödeme indirimi, mevsimsel indirim, sosyal amaçlı reklam indiri-
mi ve grup indirimi gibi çeşitli kampanyalarla reklamverenleri TRT’ye çekmeye ve reklam
gelirlerini arttırmaya çalışmıştır.
TRT’nin bu dönemde, reklam pastasından pay alabilmek için yaptığı bir diğer uygu-
lama da, “barter” (değiş tokuş) anlaşmalarıdır. Kurumun bu uygulamaya yönelmesinde,
reyting ölçümleri etkili olmuştur. Çünkü, TRT’nin yayınladığı programlar reyting ölçüm-
lerinde hep ticari televizyonların gerisinde gösterilmekte ve bu nedenle yüksek reyting
alan programlara reklam veren ajanslar tarafından kurum tercih edilmemekteydi. Do-
layısıyla, TRT, en önemli gelir kaleminden yoksun bırakılmaktaydı. Bu olumsuzluktan
kurtulmak isteyen kurum, son yıllarda reklamveren firmaların sürekli nakit ödeme yerine
mal, hizmet, program, film ile ödeme yöntemlerini tercih ettiği için barter uygulamasına
yönelmek zorunda kalmıştır. Yine dönemin, reklam alanında dikkat çeken bir yeniliği de
“sanal reklam” uygulaması olmuştur (Erdemir, 2011).
Kamusal yayıncılık dönemine ilişkin TRT ve reklam ilişkisine yönelik daha ayrıntılı bilgi
için şu çalışmaya bakılabilir: Erdemir, F. (2011). “Başlangıçtan Günümüze TRT’nin Reklam
Serüveni”. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, (Bahar,
2011/32): 205-226.
2000’li yılların TRT’si açısından ilginç bir gelişme de, kurumun artık, reyting ölçüm-
lerini önemsemesidir. Ayrıca, reklam gelirleri için, ticari televizyonlarla yarıştığını açıkça
dile getirmesidir. Özetle, TRT’nin varlığını sürdürebilmesi için, geniş bir izleyici kitlesiyle
buluşabilmesi gerekmektedir. Ancak, bu stratejiyle somutlaşan durum, TRT’nin ticari te-
levizyonlarla nasıl bir yarış içine çekildiğidir. Ayrıca, 2000’li yıllarda, genel yayın planla-
rında hedeflenen reklam oranları da, TRT’nin reklam yayınlarından daha çok gelir elde
etmek için çabaladığını göstermektedir.
Özetle, TRT’ye ilişkin tüm bu gelişmeler, kurumun yaşanılan dönemin ekonomi po-
litik koşulları çerçevesinde rekabet olgusuyla hareket ettiğinin yansımalarını ortaya koy-
muştur. Kaldı ki, kurumun bugün itibariyle yayıncılık anlayışına bakıldığında, eğlence
ağırlıklı yayınların arttığı ve popüler yayıncılık anlayışına doğru hızlı bir ilerlemenin ol-
duğu görülmektedir. Hatta son zamanlarda, bazı ticari kanallarda yayınlanan ve reytingle-
ri yüksek olan bazı programların TRT tarafından da yapılmaya/taklit edilmeye başlandığı
ve ünlü isimlerin yüksek ücretlerle transfer edildiğinden söz edilebilir.
1990’lı yıllarla birlikte, TRT’nin reklam gelirlerinin düşüşündeki en önemli etken nedir?
TRT’nin, bu durum karşısında ne tür girişimlerde bulunduğunu kısaca açıklayınız? 4
106 Medya ve Reklam
Reyting (rating), bir programın izlenebildiği alan içinde kalan hanelerden, onu izlemeyi ter-
cih edenlerin yüzdesi olarak tanımlanır. Özellikle, radyo ve televizyon ortamlarının izlenme
oranlarının belirlenmesinde başvurulan rakamsal veri topluluğu olarak da ifadelendirilir.
Reyting, geneli temsil yeteneğine sahip bir örneklemin ve ilgili ortamın yayın alanının temel
alınarak, yerel, bölgesel ya da ulusal bazda tahmin yapılmasına olanak tanır (Fırlar, 2009).
Bununla birlikte, “Türkiye’de reklamcılık, harcanan para olarak değilse de, nitelik
olarak çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Sektörün yapısı, geleneksel ölçülerden küresel
standartlara doğru gelişme göstermiştir. Dış ticaretin serbestleşmesi, dünya markalarının
Türkiye pazarına girmesiyle, bazen de üretim için yatırım yapmaları ile sonuçlanmıştır”
(Sönmez, 2010). Türkiye’de, ticari yayıncılığın başlamasıyla birlikte reklamverenler açısın-
dan “televizyon” önemli ve sanki “tek bir mecra” haline gelmiştir. 1990’lara gelindiğinde,
tüketim kültürünün yaygınlaşmasıyla birlikte, özel kanallar içerisinde tekelleşen medya
kapsamındaki televizyon da, kapitalizmin vazgeçilmez unsuru reklamlara gereken önemi
vermiştir.
Küreselleşme çerçevesinde, dolaşıma sokulan tüketim kültürünü yaşayan insanlar, rek-
lamlarda tanıtımları yapılan ürünlerin “nasıl tüketileceğini” öğrenmişlerdir. Sosyal yaşan-
tılarında bu ürünlerin kendilerine ne kattıklarını ve kendileri için ne anlam ifade ettiklerini
108 Medya ve Reklam
Türkiye’de ticari yayıncılık dönemine geçişte etkili olan politikaların neler olduğunu tanım-
5 layınız? Yasalara aykırı olarak, Türkiye’de hangi televizyon kanalı, ne zaman ilk özel yayıncı-
lığı gerçekleştirmiştir açıklayınız?
2017 yılında Başkanlık sistemine geçişle birlikte, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı hale
getirilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), görev ve yetkileri kapsamında kamuoyu
araştırmaları yapmaktadır. İzleyici ölçümü yapmamaktadır. Burada yer verilen “Televizyon
İzleme Eğilimleri Araştırması” ise, izleyici ölçümlerine yönelik bir çerçeve olarak değerlen-
dirilebilir.
Bununla birlikte, “televizyon”, bir reklam aracı olarak medya planlamasında işe ko-
şulurken; televizyonda yayınlanacak reklamın türü, yayınlanacağı televizyon kanalı, bu
kanalın program akışı, yayın saatleri “hedef kitle”ye mesajın ulaşabilirliğini belirleyecek
değişkenler olarak sıralanabilir (Gençtürk Hızal, 2012).
2017 yılı itibariyle RTÜK verilerine göre, 19’u ulusal, 13’ü bölgesel ve 167’si yerel ol-
mak üzere 199 karasal televizyon bulunmaktadır. Bunun yanısıra 373 uydu ve 159 kablolu
televizyon bulunmaktadır (RTÜK, 2017).
Reklamcılar Derneği’nin 2017 yılı “Medya ve Reklam Yatırımları Raporu”na göre,
en büyük medya yatırımı % 47.8 ile televizyon, % 25.9 ile dijital ve %12 ile yazılı basın
gelmektedir.
Türkiye’deki televizyon yayıncılığına ilişkin irdelenen bu nicel bulgular bağlamında,
ana yayın kuşağının, reyting ve reklam gelirleri ile doğrudan bağlantısı ortaya çıkmak-
tadır. Türkiye’de ana yayın kuşağı, 20:00-23:00 saatleri arası olarak kabul edilmektedir ve
2000 yılından bu yana, tematik ve haber kanallarının dışındaki yaygın televizyon kanal-
larında, 20:00-23:00 saatleri arasında yerli diziler yayınlanmaktadır. Bu akış, tüm yaygın
kanallar için hafta içi geçerlidir. Hafta sonu ana yayın kuşağında ise, bazı kanallarda dizi
yayınlanırken; bazılarında ise şov nitelikli yarışma programları yayınlanmıştır.
Ana yayın kuşağında, son yıllarda tercih edilen yerli diziler, birbirini takip eden bö-
lümlerden oluştuğu için, sürekli bir izleyiciyi garanti edebilmektedir. Bu da, doğal olarak
televizyon kanalı için sürekli akan bir reklam gelirini garantilemektedir. Kaldı ki, reyting
oranlarına bakılarak, izlenme oranları düşük olan diziler hemen yayından kaldırılmak-
tadır. Ana yayın kuşağında Aralık 2007’de Show TV’de başlayan, “Var mısın Yok musun”
isimli yarışma programının aldığı reyting üstüne, birkaç yarışma programı daha başlamış;
110 Medya ve Reklam
ancak, bu yarışmanın reytinglerine ulaşamamıştır. “Var mısın Yok musun” isimli yarışma
programı da zaten hafta içi iki gün ana yayın kuşağında yayınlanmıştır (Dağtaş, 2009).
Bu yarışma gibi, aynı kanalda yayınlanan “Survivor” ve “Yetenek Sizsiniz” “O Ses Tür-
kiye” gibi yarışma programları da haftanın belirli günlerinde özellikle, hafta sonlarında
ana yayın kuşağında izlerkitleyle buluşmaktadır. Diğer yaygın kanalların da, bu konuda
girişimleri olmuştur.
Bununla birlikte, ana haber bültenleri ve özellikle spor programları bağlamında ege-
menliğini sergileyen “televizyonlaşan futbol” da ana yayın kuşağına yerleşen program-
lar olarak önem kazanmıştır. “Ana haber bültenleri”, özellikle ana yayın kuşağına geçiş
öncesinde bir köprü işlevi üstlenmektedir. Eşdeyişle, bir diziye, yarışma programına ya
da futbol karşılaşmasına bağlanmadan önce ana haber bültenleri, bir anlamda izlerkitle-
yi hazırlamaktadır. Bu anlamda, Türkiye’deki yaygın televizyon kanallarındaki ana haber
bültenlerinin magazinleştiğinden ve süre olarak kısaldığından söz etmek mümkündür.
Yine özel televizyon yayıncılığında dijital yayın platformlarının oluşması ve futbolun
endüstrileşmesiyle birlikte; “öde-izle televizyonu” (pay-watch TV) olarak adlandırılan
yayıncılık anlayışı ile reklam gelirleri arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Televizyon
futbolu olarak da adlandırılan bu yayıncılığın Türkiye’deki en önemli örneği, 2010 yılında
futbol karşılaşmalarının naklen yayın hakkı ihalesini, normal bedelinin üç katı fiyata sa-
tın alan Digitürk televizyonudur. Digitürk’ün bu ihaleye üç katı fiyat ödemesinin nedeni,
reklam gelirleridir. Futbol karşılaşmalarının bu kanalda, ana yayın kuşağında naklen ve
banttan yayınlanmasının arkaplanında yatan unsur reklam gelirleridir.
“Televizyon futbolu” ve “reklam” arasındaki organik ilişkinin ayrıntılı bir analizi için “Eski-
şehirspor” örneğinden yola çıkan şu çalışmaya bakınız: Banu Dağtaş (2012). “Futbolda Tü-
ketim Kültürü: Esstore ve ES ES Bonus Kart”. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi.
(Haziran/16): 28-43.
Ana yayın kuşağına yerleşen “yerli diziler”in tektipleşmesi ve “reklam” arasındaki ilişki ko-
nusunda daha ayrıntılı bilgi için şu esere başvurulabilir. Banu Dağtaş (2009). Reklam Kültür
Toplum. Ankara: Ütopya Yayınevi: 81-121.
Türkiye’de “ana yayın kuşağı”na yerleşen televizyon formatı hangisidir? Neden bu televizyon
6 formatı, ana yayın kuşağında egemenlik sağlamıştır?
5. Ünite - Televizyon ve Reklam 111
Özet
Televizyon, günümüzde en sık kullanılan kitle iletişim araç- ekonomi politik durum, TRT’yi de etkilemiş ve bu yüzden,
larından biri olarak önemini sürdürmektedir. Televizyon, bir kurum önemli finansman açıkları vermiştir. 1990’lı yıllar
yandan, gündemde olup biten haberler hakkında bize bilgi ise, dünyada küresel ticari medyanın yaygınlaştığı, TRT’nin
verirken; diğer yandan da, eğlence dünyasındaki gelişmeler- de tekelini kaybettiği yıllar olarak karşımıza çıkmaktadır.
den bizi haberdar etmektedir. Bu açıdan, dünyadaki güncel Türkiye’nin ilk ticari televizyon kanalı (Magic Box-Star 1)
gelişmeler hakkında bilgiye sahip olmak amacıyla televizyo- hukuka aykırı olarak yayına başlamış ve bu yeni kanal, ya-
nun her zaman için el altında olması istenilir. Dolayısıyla, te- yına başlamasıyla birlikte, TRT’nin reklam gelirlerine ortak
levizyon, özel alanı oluşturan “evler”in vazgeçilmez tüketim olmuştur. TRT, kamusal bir yayın kuruluşu olarak; varlığını
malzemelerinden biri haline gelmiştir. ortaya koymak açısından yeni yayıncılık düzenine yönelik
Hareketli görüntü ve sesin birarada kullanılması ile etkili bir olarak kural ve ilkelerini yeniden gözden geçirmiştir. Bu an-
mecra olarak karşımıza çıkan “televizyon”, bir “reklam” aracı lamda, reyting ve reklamı öncelik veren dönemin yayıncılık
olarak da reklamveren ve reklam ajansları tarafından yoğun anlayışını benimsemiştir.
bir biçimde hedef kitlelere ulaşmak adına kullanılmaktadır. Bu bağlamda, ünitenin ikinci bölümünde ise, televizyon
Televizyonun kitlesel niteliği ile yapılacak reklam arasında yayıncılığı alanında 1990’lı yılların başına kadar tekel ko-
bir bağlantı kurulmuştur. Böylece, pek çok kişiye duyurul- numunda bulunan TRT kurumu ve reklam ilişkisi “kamusal
ması planlanan reklamlar, okuma yazma bilmeyen geniş bir yayıncılık dönemi” başlığı altında irdelenmiştir. Ardından,
hedef kitleye de sahip olmaktadır. İnsanların tüketim tercih- 1980’li yıllarla birlikte Türkiye’de doğrudan yansımaları
lerine rehberlik ederek; onlara, bu süreçte ürünlerin özellik- gözlenen yeni sağ politikaların medya alanındaki izdüşüm-
lerini tanıtarak ışık tutmaktadır. leri “deregülasyon” politikaları ve yarattığı sorunlar çerçe-
“Reklam” ve “reklam endüstrisi”, her zaman toplumu tüke- vesinde ele alınmıştır. Bu politikaların bir sonucu olarak or-
time yönlendirmek adına “tüketim toplumu”nu yaratmada taya çıkan ve tekelleşme eğilimi gösteren ticari televizyonlar
önemli katkılarda bulunmuştur. Reklam endüstrisi, yenile- ile reklam arasındaki ilişki de medya içerikleri üzerinden
nen teknoloji ile üretimini gerçekleştirirken; teknik açıdan değerlendirilmiştir.
da farklı yöntemler kullanarak, izleyiciye seslenmiş ve yeni Kısacası, günümüz Türkiye’sinde yayıncılık alanı, hem “ka-
yöntemler geliştirmeye çalışmıştır. musal” hem de “ticari” televizyonlar için “reyting” ve “rek-
Böylelikle, televizyonun, bu süreçte kullandığı teknoloji ve lam” yarışlarına sahne olmaktadır. Bu anlamda, televizyon
içerikle insanların duygu, düşünce ve isteklerini daha hızlı kanalları için yayın kuşakları içerisinde özellikle, “ana yayın
bir şekilde ele geçirerek onları tüketime zorlayıcı bir yolu kuşağı” tam anlamıyla rekabetin, eşdeyişle “reytingin” ve
seçtiği göz ardı edilemez bir gerçektir. Toplumda varolan sis- “tektipleşme”nin gerçekleştiği bir zaman dilimini oluşturmuş-
temi yeniden yapılandırarak, mevcut ideolojinin de yeniden tur. Televizyonların ana yayın kuşaklarında yayınlanan “yerli
üretimini ve meşrulaştırılmasını gerekli kılmıştır. “Televiz- diziler” de, bu durumun somut örneğini oluşturmaktadır.
yon reklamları”, diğer kitle iletişim araçlarına göre, izleyici
ile kurdukları güçlü etkileşim ile günümüzde en çok tercih
edilen reklam mecrası konumuna gelmiştir.
Dolayısıyla, bu ünitede öncelikle “televizyon” hakkında genel
bir bilgiye ve sonrasında da, bir reklam mecrası olarak tele-
vizyon reklamlarının özellikleri, güçlü ve zayıf yönleri, yayın
ve içerik açısından televizyon reklamı türleri, televizyon rek-
lamlarında kullanılan yaklaşımlar ve bir televizyon reklamı-
nın üretim aşamaları açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Türkiye’de “televizyon” (Türkiye Radyo Te-
levizyon Kurumu-TRT), yayın yaşamına girdikten dört yıl
sonra, 1972 yılında reklam yayınına başlamış ve kısa sürede
reklamlar, televizyonun en önemli gelir kaynağını oluştur-
muştur. Sözü edilen dönem, TRT’nin reklamlar üzerinde sıkı
denetim ve tekel uyguladığı bir dönem olmuştur.
1980’li yıllara gelindiğinde, Türkiye’nin karşılaştığı yeni
112 Medya ve Reklam
Kendimizi Sınayalım
1. Dünyada ilk televizyon yayını hangi ülkede ve kaç yılın- 6. Aşağıdakilerden hangisi, içerik açısından televizyon rek-
da gerçekleştirilmiştir? lamı türlerinden biridir?
a. İngiltere-1923 a. Hareketli reklamlar
b. ABD-1923 b. Psikolojik reklamlar
c. ABD-1930 c. Özel tanıtıcı reklamlar
d. İngiltere-1936 d. Program içi tanıtıcı reklamlar
e. ABD-1936 e. Reklam haber
2. Aşağıdakilerden hangisi, televizyonun özelliklerden biri 7. Aşağıdakilerden hangisi, televizyon reklamlarında kulla-
değildir? nılan anlatım türlerinden biri değildir?
a. Okuma yazma bilmeyen insanlara da seslenmesi a. Mizahi anlatım
b. Hem göze hem kulağa seslenmesi b. Dolaylı anlatım
c. İnandırıcılığının ve güvenirliliğinin olmaması c. Abartılı anlatım
d. Kültürün üretimi ve tüketiminde önemli bir işlev üst- d. Düz anlatım
lenmesi e. Ayrıntılı anlatım
e. Gündelik yaşamın değişmez bir parçası olması
8. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), televizyonda
3. Dünyada televizyon reklamcılığı ilk olarak ne zaman ilk reklam yayına hangi tarihte geçmiştir?
başlamıştır? a. 1968
a. 1910’lu yıllar b. 1969
b. 1920’li yıllar c. 1970
c. 1930’lu yıllar d. 1971
d. 1940’lı yıllar e. 1972
e. 1950’li yıllar
9. Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de yasal olmayan yol-
4. Aşağıdakilerden hangisi, televizyon reklamlarının özel- lardan ticari televizyon yayıncılığını başlatan ilk kanaldır?
liklerinden biri değildir? a. Show TV
a. Çabukluk b. Kanal 6
b. Maliyet c. Star 1
c. Hedef seçme olanağı d. Kanal D
d. Doğrudan seslenmesi e. Kanal 7
e. İşletmeyi zayıf göstermesi
10. Aşağıdakilerden hangisi, reklam verenler için önemli
5. Aşağıdakilerden hangisi, yayın açısından televizyon rek- olan ana yayın kuşağını tanımlayan zaman aralığıdır?
lamı türlerinden biridir? a. 17:00-23:00
a. Hareketli reklamlar b. 18:00-23:00
b. Müzikli reklamlar c. 19:00-23:00
c. Psikolojik reklamlar d. 20:00-23:00
d. Alaycı reklamlar e. 21:00-23:00
e. Karşıtlık içeren reklamlar
5. Ünite - Televizyon ve Reklam 113
Sıra Sizde 4
1990’lı yıllarla birlikte, TRT’nin reklam gelirlerinin düşüşün-
deki en önemli etken, medya sektörünün “yeni sağ” politi-
kalar sonucunda yeniden düzenlenmesi ve ticari televizyon
yayıncılığının önündeki “tekel engeli”nin kaldırılmasıdır.
1990’lı yılları, TRT’nin reklam stratejisinde önemli bir dö-
nem olarak tanımlamak mümkündür. Dolayısıyla, kurum,
1990’lı yıllarda aleyhine işleyen koşulları lehine çevirmek
için, çeşitli önlemler almış ve birtakım yenilikleri gerçekleş-
tirmiştir. TRT’nin yeni dönemdeki en önemli özelliğini ise,
yeni dünya düzeninin şekillendirdiği iletişim ortamına ek-
lemlenme çabaları oluşturmuştur.
114 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Sıra Sizde 5 Aziz, A. (1982). Radyo ve Televizyonla Eğitim. Ankara: Se-
Türkiye’de yeni sağ ideoloji çerçevesinde uygulanan deregü- vinç Matbaası.
lasyon/reregülasyon politikası, ticari yayıncılığa geçişe neden Baltacıoğlu, T. (1976). Türkiye’de Reklam Harcamaları. An-
olmuştur. 1980’li yıllarda bütün dünyaya yayılan “özelleştir- kara: İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Matbaası.
me hareketi”, en genel anlamıyla, pazarın genişletilmesine Becer, E. (1999). İletişim ve Grafik Tasarım. Ankara: Dost
ve girişimcilerin pazarda artan bir serbestlikle hareket ede- Kitabevi.
bilmelerine dönük devlet müdahalelerini kapsamaktadır. Bilgili, C. (2010). “2009 Reklam Verileriyle Radyo ve Tele-
“Devlete ait kuruluşların özel girişimcilere satılması, reka- vizyon Yayıncılığı Sektör Raporu”. Radyo Televizyon Ya-
bete açılan pazarların serbestleştirilmesi, kamu sektöründeki yıncıları Meslekler Birliği (RATEM). http://www.ratem.
kuruluşların içeriden ticarileştirilmeleri ve kuralların kaldı- org/web/RATEM_SEKTOR_RAPORU_2010.pdf.
rılması (deregülasyon); bir başka deyişle, ticari çıkarları öne Cankaya, Ö. (2003). TRT Bir Kitle İletişim Kurumunun Ta-
çıkaracak biçimde yeni kuralların getirilmesi (reregülasyon) rihi: 1927-2000. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
özelleştirme hareketinin farklı boyutları olarak öne çıkmak- Çatalbaş, D. (2004). “Türkiye’de Kamu Hizmeti Yayıncılı-
tadır” (Murdock, 1990). Türkiye’de yayıncılık alanındaki ğının Açmazları ve Geleceği”. İçinde Türkiye’de Kitle
“devlet tekeli”, Magic Box-Star 1 kanalının, 1 Ekim 1990 tari- İletişimi. Der. Nilgün Gürkan Pazarcı. Ankara: Turhan
hindeki yasal olmayan yayınlarıyla aşılmıştır. Kitabevi: 77-96.
Çelenk, S. (2005). Televizyon, Temsil, Kültür. Ankara: Ütop-
Sıra Sizde 6 ya Yayınevi.
Ticarileşmiş yaygın televizyon kanallarının ana yayın ku- Dağtaş, E. (2006). Türkiye’de Magazin Basını. Ankara:
şaklarında “yerli diziler” egemen durumdadır. Bu durumun Ütopya Yayınevi.
temel nedeni, televizyon kanallarının “reyting” ve “reklam Dağtaş, B. (2009). Reklam Kültür Toplum. Ankara: Ütopya
geliri” kaygısıdır. Herhangi bir ticari kanalın bulduğu ve rey- Yayınevi.
ting alan bir program formatı; “magazin”, “futbol” ve yarışma Dağtaş, B. (2012). “Futbolda Tüketim Kültürü: Esstore ve ES
programları ya da “yerli diziler” diğer kanallar tarafından da ES Bonus Kart”. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi
taklit edilerek yaşama geçirilmektedir. Reyting ve dolayısıyla Dergisi, (Haziran/16): 28-43.
reklam alan bir format, tüm yaygın televizyon kanalları için Dünden Bugüne Radyo-Televizyon: 1927-1990 (1990). An-
de, reklam pastasını paylaşmanın ve rekabetin yolu olarak kara: Ajans-Türk Matbaacılık Sanayi A.Ş.
görülmektedir. Bu da doğal olarak, televizyon içeriklerinde Elden, M., Ulukök, Ö. ve Yeygel, S. (2005). Şimdi Reklam-
bir “tektipleşmeye/benzeşmeye” yol açmaktadır. Türkiye’de lar… İstanbul: İletişim Yayınları.
yaygın televizyonların ana yayın kuşağında, “tektipleşmiş Elden, M. ve Yeygel, S. (2006). Kurumsal Reklamın Anlat-
ürün” olan yerli dizilerin, içeriklerinde de bir “tektipleşme” tıkları… İstanbul: Beta Basım.
görülmektedir. Reyting oranlarına bakılarak izleyicinin be- Elden, M. (2009). Reklam ve Reklamcılık. İstanbul: Say
ğenisini kazandığı düşünülen anlatılar, sürekli olarak farklı Yayınları.
televizyon kanallarında tekrarlanmaktadır. Erdemir, F. (2011). “Başlangıçtan Günümüze TRT’nin Rek-
lam Serüveni”. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi İle-
tişim Kuram ve Araştırma Dergisi, (Bahar, 2011/32):
205-226.
Fırlar, B. G. (2009). Reklamda Rekabetin Anahtarı. Medya
Planlama. İstanbul: Nobel Yayın Dağıtım Tic. Ltd. Şti.
Gençtürk Hızal, G. S. (2012). “Reklam Endüstrisi ve Medya”.
İçinde Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği. Edt. Erdal
Dağtaş. Anadolu Üniversitesi: AÖF Yayınları (Yayım aşa-
masında).
Geray, H. (2003). İletişim ve Teknoloji. Uluslararası Biri-
kim Düzeninde Yeni Medya Politikaları. Ankara: Ütop-
ya Yayınları.
5. Ünite - Televizyon ve Reklam 115
Göksel, A. B. ve Güneri, B. (1993). Reklam Kampanyaları Rutherford, P. (1996). Yeni İkonalar. Televizyonda Reklam
ve Medya Planlaması. İzmir: Ege Üniversitesi İletişim Sanatı. Çev. M. K. Gerçeker. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Fakültesi Yayınları. Sönmez, M. (2010). Medya, Kültür, Para ve İstanbul İktida-
Göksel, A. B. ve Elden, M. (1994). Radyo-Televizyon İçin rı. İstanbul: Yordam Kitap.
Reklam Üretimi-Ders Notları. İzmir: Ege Üniversitesi Tayfur, G. (2010). Reklamcılık. 4. Basım. İstanbul: Nobel Ya-
İletişim Fakültesi Yayınları. yın Dağıtım Tic. Ltd. Şti.
Gülsoy, T. (1999). Reklam Terimleri ve Kavramları Sözlü- Tellan, D. ve Yılmaz, A. (2009). “Görüntünün Egemenliği:
ğü. İstanbul: Adam Yayınları. Televizyon Reklamcılığı”. İçinde Reklamcılık: Bakmak
Güngör, N. ve Tellan, T. (2000). “Neo-Liberalizmin İzlerini ve Görmek. Der. D. Tellan. Ankara: Ütopya Yayınevi:
Dergilerde Sürmek”. İletişim- Medya ve Kültür: 3-5 Ma- 230-258.
yıs/1. Ulusal İletişim Sempozyumu Bildirileri: 161-192. Tikveş, Ö. (2003). Halkla İlişkiler ve Reklamcılık. Temel
http://tr.wikipedia.org/wiki/Televizyon, [Erişim Tarihi: Bilgiler-Uygulamalar. İstanbul: Beta Basım.
27.06.2012]. Topuz, H., Öngören, M. T. ve Aziz, A. (1990). Yarının Rad-
http://tr.wikipedia.org/wiki/TRT, [Erişim Tarihi: yo ve Televizyon Düzeni. İstanbul: Mozaik Basım ve
27.06.2012]. Yayıncılık.
http://www.trt.net.tr/Kurumsal/Televizyon Tanitim.aspx, TRT Genel Yayın Planları (1977, 1981,1991). Ankara: Yayın
[Erişim Tarihi: 27.06.2012]. Planlama Koordinasyon ve Değerlendirme Dairesi Baş-
http://www.trt.net.tr, [Erişim Tarihi: 20.05.2012]. kanlığı Yayınları.
Işık, Ş. (1999). “Reklam Harcamalarının 1994-1998 Yılları User, G. (1993). “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun Te-
Arasında Medya Geneline Dağılımı”. Yayımlanmamış levizyon Reklam Politikası”. Yayımlanmamış Doktora
Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sos- Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
yal Bilimler Enstitüsü. Wells, W. D., Moriarty, S. ve Burnett, J. (2000). Advertising:
Karaçor, S. (2007). Reklam İletişimi: İnternet ve Gazete Principles and Practice. Fifth Edition. New Jersay: Pren-
Reklamlarının Etkilerine Yönelik Bir Araştırma. Kon- tice Hall.
ya: Çizgi Kitabevi. Yengin, H. (1994). Ekranın Büyüsü: Batıda Değişen Tele-
Kocabaş, F. ve Elden, M. (2006). Reklamcılık-Kavramlar, Ka- vizyon Yayıncılığının Boyutları ve Türkiye’de Özel Te-
rarlar, Kurumlar-. 9. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları. levizyonlar. İstanbul: Der Yayınevi.
Murdock, G. (1990). “Redrawing the Map of the Commu- Yüce, E. (1999). “Kapitalizm ve Medya: Kapitalizmin Yeniden
nications Industries: Concentration and Ownership in Yapılanması Bağlamında TRT’nin Yayın Tekelinin Kaldı-
the Era of Privatization”. İçinde Public Communication: rılması”. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara:
The New Imperatives, Future Public Communication: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
The New Imperatives, Future Directions for Media Re-
search. Edt. M. Ferguson. London: Sage: 1-15.
Mutlu, E. (1991). Televizyonu Anlamak. Ankara: Gündoğan
Yayınları.
Mutlu, E. (1999). Televizyon ve Toplum. Ankara: Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu Yayınları.
Özgür, A. Z. (1994). Televizyon Reklamcılığı. İstanbul: Der
Yayınları.
6
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
İletişim açısından yeni iletişim teknolojilerinin getirdiği olanakları ve sınırlı-
lıkları açıklayabilecek,
İnternet reklamcılığını açıklayabilecek,
İnternet reklamcılığının güçlü ve zayıf yanlarını kavrayabilecek,
İnternet reklam türlerini ve ölçme-değerlendirme biçimlerini ayırdedebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Yeni İletişim Teknolojileri • İnternet
• İnternet Reklamcılığı • İnternet Reklamlarının Ölçümü
İçindekiler
• GİRİŞ
• YENİ İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ
• İNTERNET
Medya ve Reklam İnternet ve Reklam • İNTERNET REKLAMCILIĞI
• İNTERNET REKLAM TÜRLERİ
• İNTERNET ÜZERİNDEN REKLAM
ETKİNLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİ
İnternet ve Reklam
GİRİŞ
İnternet, birçok bilgisayar sistemini birbirine bağlayan ve giderek dünya çapında yaygın-
laşan ve büyüyen bir iletişim ağıdır. Günümüzün internet kullanıcıları, evlerinden ya da
işyerlerindeki bilgisayarlardan, bir modem cihazı aracılığı ile internet ağına kolaylıkla
bağlanabilmektedirler. İnternet günümüzde bilgiye kolaylıkla, ucuz yoldan ve hızlı bir bi-
çimde erişmenin bir yoludur. Bireyler interneti bilgi edinmek, iletişim kurmak, eğlenmek
ya da ticari faaliyetlerini sürdürmek amacıyla kullanabilmektedirler.
İnternet günümüzde enformasyon çağı olarak da adlandırılan dönemde pazarlama, ta-
nıtım, halkla ilişkiler ve reklam alanına yeni bir boyut kazandırmıştır. Gündelik hayatımız-
da temel olarak pek çok şeyi değiştiren internet, iletişim kurma biçimlerimizin değişmesi
açısından da önemli etkilerde bulunmuştur. İnternetin sağladığı en önemli olanaklardan
birisi iletişimin iki yönlü olmasıdır. Etkileşimli bir iletişim platformu yaratması nedeniyle
geleneksel medya araçlarının önüne geçmiştir. Televizyon, gazete, radyo, dergi gibi med-
ya araçları sundukları bütün olanaklara rağmen tek yönlü iletişim araçlarıdır. İzleyiciler,
okuyucular ya da dinleyiciler mesajların yalnızca alıcısı konumundadırlar. Oysa internet,
kullanıcılarına etkileşimli bir iletişim ortamı yaratmakta ve kullanıcılara da aktif olarak
iletişimin içeriğini ya da aktif bir katılımla sürecin parçası olma olanağını vermektedir.
İnternet, tüketicilere pek çok iletişim biçimini aynı anda sunabilen bir platformdur.
Yazılı, sözlü, yüzyüze (görüntüsel anlamda) iletişim gibi pek çok iletişim türünün birarada
varolabilmesi internet aracılığıyla mümkün olmuştur. Çok yönlü ve doğrudan etkileşimli
bir ortam olanağı sunan internet, bu özellikleri nedeniyle de reklamcıların ilgi odağı hali-
ne gelmiştir. Üretici-tüketici ilişkileri de önemli bir değişim süreci başlamıştır.
İnternet reklamcılığının diğer reklam mecralarına göre sahip olduğu avantajlar arasın-
da; kişiye özel olabilmesi ve ölçümlenebilirliği sayılabilir. Reklamın kaç kişiye, ne zaman
ve ne sıklıkta ulaşıldığı daha net bir biçimde saptanabilir. İnternet reklamcılığı, geleneksel
mecraları kullanan reklam anlayışına göre bilgilere daha hızlı ve daha düşük maliyetle
ulaşılabilmesini temin etmektedir. Tüketicilerin giderek artan sayıda bu mecrayı takip et-
mesi ve internetin gündelik yaşamın önemli bir parçası haline dönüşmesi reklamverenleri
internet reklamlarına yöneltmektedir.
Türkiye’de internet alanında hızlı bir büyüme sözkonusudur. Bilişim sektörüne yapılan
yatırımların ve desteğin artmasıyla internet reklamcılığı alanında da bir gelişme gözlem-
lenmektedir. Bu nedenle işletmeler, sürdürdükleri rutin halkla ilişkiler ve reklam harca-
malarının yanında, internet reklamları için de özel bir bütçe ayırmaya başlamışlardır. İş-
letmelerin reklam faaliyetleriyle ilgili olarak giderek önem verdiği bir alan haline gelmesi
118 Medya ve Reklam
nedeniyle de, özel olarak internet reklamları üzerine uzmanlaşmış ajanslar doğmaya baş-
lamıştır. Beraberinde internet reklamlarının etkinliğini, ulaştığı kişi sayısını ve bu kişile-
rin niteliksel özelliklerini de araştırmaya dönük faaliyetler yürütülmektedir.
İnternet reklamcılığı alanı hem bu alana önem veren işletmelerin varlığı ve internet
reklamlarını takip eden tüketicilerin artışı hem de bu alanda uzmanlaşmış reklamcıların
ve ajansların doğuşu nedeniyle reklamcılık alanında giderek önem kazanmaktadır.
Enformasyon çağında yeni ve eski iletişim araçlarının karşılaştırmalı tarihsel analizi hak-
kında detaylı bilgi için şu kaynağa başvurulabilir: Crowley, David ve Heyer, Paul (2011). İle-
tişim Tarihi: Teknoloji-Kültür-Toplum, Ankara: Siyasal Yayınevi.
Günümüzün yeni iletişim araçları içinde interneti, sayısal televizyonu, GSM, GPRS, etkile-
şimli CD ve benzeri teknolojileri sıralayabiliriz.
İNTERNET
Günümüzde internet bütün dünyada ve Türkiye’ye de yaygın bir biçimde kullanılmakta-
dır. İnternet, kişisel, kurumsal ve uluslararası ilişkiler düzlemlerinde kullanılan oldukça
geniş bir kullanım olanağına sahiptir.
21.yy’ın en önemli iletişim sistemi olarak değerlendirilen internetin kökleri, dünya-
nın en yenilikçi araştırma kurumlarından birisi olan Amerika Birleşik Devletleri Savunma
Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Kurumu’nun (DARPA) çalışmalarında bulunmaktadır.
1960’lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı, savunma kaynaklarını geliştirmek ve askeri ve-
rilere ulaşabilmek amacıyla başlattığı çalışmada, savunma amaçlı çalışan bilgisayarlar için
oldukça sıkı örülmüş bir iletişim sistemi tasarlamıştır. Bu sistem ağın komuta ve kontrol
merkezlerinden bağımsız olmasını sağlayarak, mesaj birimlerinin ağ içerisinde bir diziyi
izlemeden kendi yollarını bularak hedefe varıp, ağın herhangi bir noktasında tutarlı an-
lamla yeniden toplanabilmesine imkân sağlamaktadır. Birden fazla kullanıcının, birimlere
ayrılmış verilere aynı bağlantı içinde erişmesine olanak sağlayan bu yöntem ile, bilgisa-
yarların birbirlerine bağlanarak verilere aynı anda ulaşması mümkün olmuştur. Böylece
ses, görüntü ve veri dahil her türlü mesajı iletebilen bir ağ olan internet oluşturulmuştur.
Bu sistemin gelişimi ile beraber her türlü hareketli ve sabit görüntünün, müzik, ses
ve metinsel verilerin bir bilgisayardan diğer bilgisayara aktarımı mümkün hale gelmiş-
tir. İnterneti farklı disiplinlerden gelen çok sayıda bilim insanı farklı ölçütler kullanarak
tanımlamaya çalışsa da; sonuçta internetin bir iletişim ağı olduğu noktasında hem fikir
olmuşlardır. Bu aşamada internet ile ilgili yapılan çeşitli tanımların verilmesi, bu iletişim
aracının doğasının değişik açılardan kavranmasını sağlayacaktır. İnternet, bilgi erişimine
ve kişiler arasında iletişime izin veren, bilgisayarlar ve diğer sayısal aygıtlar vasıtasıyla
insanları ve bilgiyi birbirine bağlayan elektronik bir ağdır. İnternet, intranet (işletme içi
internet kullanımı) ve extranetler (işletmelerarası internet kullanımı) sayesinde kişiler,
gruplar ya da kurumlar arasında sistematik bir ilişki kurabilirler.
İnternet, birçok insanı birçok insana bağlayan, yeni bir elektronik iletişim tekno-
lojisi, yeni bir örgütlenme biçimi, yeni bir iletişim aracıdır. İnternet, temelde medya-
nın yeni türlerinin ortaya çıktığı karmaşık bir iletişim platformudur. İnternet saklama,
değiştirme, etkileşim, yeniden üretim ve iletişim kanallarının değiştirilebilmesi gibi ileti-
şim süreçlerinin çok sayıda aşamasını bir araya getirerek bütünleştirmektedir. İnternetin
temel niteliklerinden bir tanesi, farklı medya biçimlerini ağlarla bütünleştirmesi ve farklı
iletişim biçimlerine imkân vermesidir.
İnternet yeni bir örgütlenme biçimi ve yeni bir iletişim aracı olarak bilgiyi saklama, değiş-
tirme, etkileşimli hale getirme, yeniden üretme gibi alanları bütünleştiren çok yönlü ve kar-
maşık bir iletişim platformudur.
120 Medya ve Reklam
İnternet, Dünya’nın herhangi bir bölgesindeki bir olaya kullanıcıların anında erişe-
bilmesini zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın küresel bir iletişim imkânı dahilinde
sağlamaktadır. Burada söz konusu olan fiziksel olarak uzaklıkları aşmak için zaman har-
camak yerine, bilgi ve imgelerin elektronik araçlarla gönderilmesiyle mesafelerin ve za-
manın büyük ölçüde kısaltılmasıdır. İnternet gibi yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi
zaman ve mekân arasındaki ilişkiyi kökten sarsmıştır. Artık mekânın anlamını kaybettiği
bir düzlemde yaşamaktayız. Dünyanın her yerinde bulunan insanlardın birbirleriyle her
an ortak bir platform üzerinden iletişim kurma olanağına sahiptir.
Hızla yayılan bir iletişim aracı olarak internet, diğer bütün iletişim teknolojilerinin
yaptığı gibi, modern toplumlarda insanların yaşam tarzları üzerinde etkili olmaktadır. İn-
ternetin bir iletişim aracı olmanın ötesinde artık toplumsal olarak buluşulan ortak bir me-
kan haline geldiği belirtilmektedir. İnternet aracılığıyla bireyler bir araya gelmekte, top-
lumsallaşmakta ya da oyun oynayarak eğlenmektedirler. İnternetin, yalnızca enformasyon
erişimine ve uzak mesafelerde anlık iletişime olanak sağlayan bir araç olmanın ötesinde,
kitlesel bir şekilde toplumu da kolaylıkla etkileme imkânına sahiptir. İnternet yeni bir top-
lumsal buluşma yeri haline gelmiştir. Yeni toplumsal ilişki biçimleri yaratmış, yeni sanal
topluluklar ortaya çıkmıştır.
Günümüzde internet; iletişim, alışveriş, sosyal gruplara katılma, arşiv taraması yapma
ya da bilgi edinme, televizyon izleme, radyo dinleme, film ve konser izleme vs. gibi pek
çok alanda kullanılmaktadır. İnternetten alışveriş eden bir tüketici kitlesi giderek artmak-
tadır. Sanal alışveriş merkezleri ve mağazalar yoluyla, elektronik ticaretin ürün ve hizmet-
ler üzerinden gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır. On-line alışverişler yoluyla, tüketi-
ciler internete bağlanabildikleri her türlü ortamda, ürünlerin ve hizmetlerin avantajlı ve
dezavantajlı yönlerini karşılaştırarak ve ödemeyi de yine internet üzerinden yaparak ih-
tiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilmektedirler. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerin
en önemli avantajı, hem tüketici açısından zaman darlığı sorununun aşılmasına yardımcı
olması hem de tüketicinin bizzat yerinde göremeyeceği kadar çok seçeneği karşılaştırmalı
olarak değerlendirme fırsatı sunmasıdır.
İnternet reklamcılığının alt yapısı 1980’lerde ortaya çıkmış ve 1990’lardan sonra bu alan
yükselişe geçerek günümüzdeki halini almaya başlamıştır.
İnternette gerçekleştirilen her türlü reklam faaliyetinin adı internet reklamı olarak
adlandırılmaktadır. İnternet reklamı satıcıyla alıcıyı biraraya getirmeye yönelik her tür-
lü bilginin, internet yoluyla erişilebilir tarzda internet kullanıcılarına sunulmasıdır. Tek-
nolojik gelişmelerin kurumlara etkileri sonucunda günümüz işletmeleri ürünlerini, hiz-
metlerini ve kendilerini hedef kitlelerine tanıtırken ve aynı zamanda tanıttıkları ürün ve
hizmetlerin satışını yaparken, interneti bir pazarlama ve reklam mecrası olarak kullan-
maktadırlar. Etkileşimci bir ortam oluşturan internet yoluyla, bireylerin ve kurumların
karşılıklı iletişimde bulunmalarını sağlamaktadır.
İnternet reklamlarının üç temel amacı bulunmaktadır (Karaçor, 2007):
• Bir markanın, kuruluşun ya da web sitesinin kamuoyunda bilinirliğini artırmak
• Web sitesinin ziyaretçi trafiğini oluşturup genişletmek
• Tüketici tepkilerini web sitesine yönlendirerek bir reklam kampanyasının stratejik
amacını belirlemek
İnternet reklamcılığında tam olarak bir standartlaşmanın oluşmama- sının nedenleri ne-
lerdir? 4
Reklam verenler açısından yeni bir reklam ortamı olması nedeniyle diğer reklam or-
tamları kadar etkili kullanılamamaktadır. İnternetin kullanılmaya başlanmasından bu
yana geçirdiği hızlı değişim gözönünde bulundurulduğunda yukarda sayılan olumsuz
taraflarının olumlu bir hale dönüştürülmesinin kısa sure içerisinde mümkün olabileceği
ifade edilebilir.
Bir web sitesi ya da bir internet ortamında yer alan reklamlar büyük çapta bir kitleye
ulaşma olanağına sahiptir. Kullanıcılar kendi istekleri ile sayfayı ya da reklamı tıkladıkları
için, iletilmek istenen mesajın kendilerine özel bir mesaj olduğu hissine kapılmaktadırlar.
Bu nedenle kendilerini özel bir statüde görmekte ve reklamları etkileşimci iletişimin bir
unsur olarak değerlendirmektedirler.
Kullanıcıların internet reklamlarına olan ilgisinin ölçülmesi kurum ve kuruluşlar için
hayati bir önem taşımaktadır. İnternet reklam kampanyalarında, medya planlaması süre-
cinde dikkat edilmesi gereken öncelikli nokta, hedef kitle ve yoğunlukla ziyaret etmekte
olduğu sitelerdir. Bu nedenle medya planlama sürecinde sitelerin web trafik analizleri ve
hedef kitle profilleri sıkça incelenmelidir.
Web siteleri aracılığıyla kurumlar hem kurumsal reklamlarını hem de ürün ya da hizmetle-
rinin reklamlarını gerçekleştirebilmektedirler.
Web siteleri işletmeler açısından kurum içi ve kurum dışı iletişimi sağlamada önemli
bir araç oldukları gibi, pazarlama ve pazarlama iletişimi faaliyetlerinde de etkilidirler. Web
siteleri; işletmelere hedef kitlelerine birebir ulaşma imkanı sunan, onlara işletme imajı
6. Ünite - İnternet ve Reklam 125
ve işletmenin sahip olduğu marka ve ürünlere ilişkin bilgiler ileten etkileşimci yapıdaki
iletişim ortamlarıdır. Web sitelerinde; kurum kimliği ve kültürünü içeren metinler, kuru-
mun tarihi, amaçları, hedefleri, faaliyet alanı, yönetim ve çalışan kadrosu, iletişim bilgile-
ri, logosu, başarıları, referansları, sponsorluk faaliyetleri, sosyal sorumluluk kapsamında
düzenlediği faaliyetler, medyada kurumun nasıl yer aldığı, öneri ve şikayetler için iletişim
kurulabilecek bölümler, ürünler ve hizmetlere ilişkin bilgiler yer almaktadır. Bu bağlamda
web siteleri bütünsel anlamda da bir kurumsal reklam mecrası olarak kabul edilebilir.
Web siteleri aracılığıyla kurumlar, hem kurumsal reklamlarını hem de mal ve hizmetlere
ilişkin reklamlarını yürütürler.
Bir web sitesinin sahip olması gereken temel özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz (akt.
Akıncı Vural, Coşkun: 2006):
• Web sayfasının erişimi kolay ve hızlı olmalıdır.
• Web sayfası kullanımı basit, kullanıcı ile iletişimi kolaylaştıracak şekilde dizayn
edilmelidir.
• Hedef kitlenin beklentilerine uygun, dikkat çekici, görsel olarak zengin bir içeriğe
sahip olmalıdır.
• Etkileşimci bir yapıda olmalı, rahat dolaşım imkânları sunmalı, bunun için de kul-
lanıcıya yönelik geribildirim sistemleri içermelidir.
• Site tasarımı, hata mesajları, bilgi akışı, etkileşimci bilgi sistemi açısından önemli-
dir. Sitede dolaşımın kalitesinin algılanması üzerinde de belirleyici olan bu nitelik-
ler dikkatle oluşturulmalıdır.
• İyi bir web sitesi, kullanıcıların öğrenmek istediklerine kolaylıkla ulaşabilecekleri,
site içerisinde rahatlıkla gezinebilecekleri bir şekilde hazırlanmalıdır.
• Ana sayfa web sitesini en iyi şekilde ifade edebilecek şekilde hazırlanmalı, kullanı-
lırlık açısından iyi bir performansa sahip olmalı ve hızlı yüklenebilir bir nitelikte
oluşturulmalıdır.
• Çok çeşitli hedef kitlelerle iletişim ve etkileşimi sağlayan bir alan olduğu için web
sitesi açık, net kolay anlaşılabilir bilgileri içermelidir.
• İşletmeye ilişkin ortak değerlerin kurum kimliği ve kültürü açısından siteyle bü-
tünleştirilmesi oldukça önemlidir.
• İşletmenin, kurumsal vatandaşlık kapsamında gerçekleştirdiği bir takım sosyal so-
rumluluk çalışmaları vb. etkinlikler web sitesinin içerisinde yer almalıdır. Bu bağ-
lamda işletmeye ilişkin her tür bilgiyi içeren web sitelerinin sürekli güncellenmesi
oldukça önemlidir.
• İşletmeler, web sitelerinde hedef kitlenin dikkatini çekecek ve kullanıcıyı siteye
bağlayacak bir takım görsel ve işitsel yaratıcı çalışmalar gerçekleştirmelidir. Web
sitesinin metin içeriği kadar görsel içeriği de bu bağlamda büyük önem taşımakta-
dır. Sitenin içerisinde yayınlanan reklamlar, verilen linkler, çeşitli program, oyun,
duvar kağıdı, melodi vb. indirme teknikleri, kurumsal imaja olumlu bir katkı sağ-
layabilmektedir. Bu noktada web sitesi kullanıcılar tarafından eğlendirici, bilgi
verici ve iyi örgütlenmiş olarak algılanırsa kuruma yönelik olumlu bir algılama
yaratılabilir.
• Web sitesi içeriğinde yöneticilerin biyografileri ve kurumla ilgili çeşitli yazıları,
ürün/hizmetlerle ilgili bilgiler, kurumun tarihi, yıllık faaliyet raporları, ürün, hiz-
met ve kuruma ilişkin sıkça sorulan sorular, yararlı linkler, basında yayınlanmış
haberler ve basın bültenleri, basının yaralanabileceği bir basın odası, finansal ra-
porlar ve gelecekteki yatırımlara ilişkin bilgiler yer alabilmektedir. Aynı zamanda
site içerisinde genel olarak yer alması gereken unsurlar ise; site haritası, arama mo-
toru, işletmenin iletişim adresleri (adres, telefon, faks, e-posta vb), ücretsiz olarak
126 Medya ve Reklam
indirilebilecek materyallerdir. İşletme hedef kitleleri ile olumlu bir iletişim kurmak
istiyorsa, söz konusu etkileşimci ve işlevsel nitelikleri, web sitesinin dizaynında ol-
ması gereken unsurlar olarak değerlendirmeli ve kullanmalıdır.
Web sitelerinin reklam aracı olarak kullanımıyla ilgili bilgi için şu kaynağa başvurulabilir:
Elden, Müge (2009). Reklam ve Reklamcılık. Ankara: Ütopya Yayınevi.
İnternet reklam türleriyle ilgili detaylı bilgi için şu kaynağa başvuru labilir: Elden, Müge vd.
(2005). Şimdi Reklamlar. İstanbul: İletişim Yayınları.
Spam, bir e-posta mesajının alıcıların talebinin ve arzusunun dışında zorlayıcı nitelikte gön-
derilmesidir.
İnternet reklamlarının etkinliğinin sayısal biçimde ve kolaylıkla ölçülebilir olması, onu ge-
leneksel reklam ortamlarından ayıran en önemli özelliklerden biridir.
Günümüzde internet reklamlarının etkinliğini ölçen çok sayıda şirket vardır. Bu şir-
ketler; kullanıcıların bilgisayarlarına ölçüm yazılımları yükleyerek, web sitesi kullanım
istatistikleri oluşturarak, ana sunucuları kullanarak, çeşitli anketler v.b. yaparak mümkün
olduğunca internet üzerinden yapılan reklamın etkinliğini ölçümlemeye çalışmaktadır-
lar. On-line olarak düzenlenen anketler de reklam etkinliğini ölçmede kullanılan önemli
araçlardır.
Reklam kampanyaları için internet ortamı üzerinden planlama yapılırken, siteye gi-
riş sayısının yüksekliği, site içeriğinin hedef kitle uyumlu olması, maliyeti, sitenin
raporlama kabiliyeti göz önünde bulundurulması gereken öncelikli noktalardır. Bunun
yanında sitenin reklam gösterme kabiliyeti (bazı sitelerin altyapısı banner’ı sadece sa-
bit yayınlamaya uygunken, bazıları kayıtlı kullanıcılarına demografik özelliklerine göre
farklı reklam gösterebilmektedir), sitenin raporlama kabiliyeti (banner’ın gösterim sayısı,
banner’a tıklanma oranı) gibi hususlar da internet tabanlı planlamalarda önemli olmak-
tadır. Banner reklamlarının yanı sıra yaratıcı uygulamaların eklenmesi, sponsorluklar,
anketler, e-mail vs. gibi olanaklar da internet planlamalarında kullanılabilecek reklam ve
tanıtım faaliyetleridir.
İnternet üzerinden reklam etkinliğinin ölçülmesine ilişkin detaylı bilgi için şu kaynağa baş-
vurulabilir: Güneri Fırlar, Belma (2009). Reklamda Rekabetin Anahtarı: Medya Planlama.
Ankara: Nobel Yayınevi.
130 Medya ve Reklam
Özet
İnternet reklamcılığı günümüzde hem Dünyada hem de tutulduğu bu mesajlarda aynı zamanda görüntü ve ses gibi
Türkiye’de giderek gelişen bir reklamcılık türüdür. Yeni ile- destekleyici unsurlardan da yararlanılmaktadır.
tişim teknolojilerinin sağladığı olanaklar zenginleştikçe bu Ancak e-posta reklamlarında spam dikkat edilmesi gereken
alanda gerçekleştirilen reklamlar da hem nicel hem de nitel bir husustur. Spam çoğunlukla ticari reklam niteliğinde olup,
anlamda ilerleme kaydetmektedir. bu reklamlar sıklıkla güvenilmeyen ürünlerin, çabuk zengin
Özel sökterde internetin sunduğu olanaklar reklamcılık açı- olma kampanyalarının, yarı yasal hizmetlerin duyurulması
sından en etkili biçimde kullanılmaya başlamıştır. Kurumlar gibi amaçlara hizmet etmektedir. Spamlar kullanıcılar tara-
hem kurumsal reklamlarını hem de ürün ya da hizmetlerine fından olumlu bir şekilde karşılanmamaktadırlar. Bu nedenle
ilişkin reklamları, etkileşimci yapısı, maliyetinin düşüklüğü, kaynağı ve amacı belirgin bir şekilde hazırlanan e-postalar
hedef kitleye ulaşmada isabet kaydetmesi, esnek yapısı ve öl- gönderilmeli, spam niteliğinde mesajlar kurumun tüketiciyle
çülebilirliğinin kolaylığı nedeniyle internet üzerinden yürüt- ilişkilerinin daha sağlıklı bir platformda yürütülmesi adına
meyi tercih etmektedirler. kullanılmamalıdır.
İnternet reklamcılığı alanı hem bu alana önem veren işlet- İnternet reklamlarının ölçülmesi reklamın başarı sının ku-
melerin varlığı, internet reklamlarını takip eden tüketicilerin rum ve kuruluşlar açısından değerlen dirilmesi adına gerek-
artışı hem de bu alanda uzmanlaşmış reklamcıların ve ajans- lidir. Ölçümlemelerde inter net ortamındaki sitelere ne kadar
ların doğuşu nedeniyle reklamcılık alanında giderek önem sayıda kulla nıcının girdiği ve o reklamın ne kadar tıklandığı
kazanmaktadır. İnternet, yeni bir reklam mecrası olarak, rek- hesaplanmaktadır. Ziyaretçilerin sitede kalma süreleri, hangi
lamcıların uzun zamandır geleneksel medya ile yaşadıkları sayfaları daha çok tıkladıkları da sitenin değerini ekonomik
sorunları aşma noktasında önemli olanaklar sağlamaktadır. ve imaj açısından artıran ya da azaltan unsurlardır. İnternet
İnternet reklamcılığı, web sitelerinin reklam aracı olarak reklamcılığında reklam ölçümlerinin sayısal olarak kolayca
kullanılması, web sayfalarına reklam verilmesi ve e-posta yo- yapılması, geleneksel reklam mecralarıyla kıyaslandığında en
luyla yapılan reklamlar olmak üzere üç temel tür dahilinde büyük avantaj larından birisini oluşturmaktadır.
gerçekleştirilmektedir. İnternet reklamları hala bu teknolojileri kullanan insan sa-
Web siteleri yoluyla yapılan reklam faaliyetlerinde kurum ve yısının sınırlı olması ve bir takım alt yapı şartlarını gerek-
kuruluşlar hedef kitlelerine kim olduklarını, ne yaptıklarını tirmesi nedeniyle sınırlı bir hedef kitleye ulaşsa da, giderek
ve kurum kimliklerini açıklayabilmektedirler. Kurumun viz- artan bilgisayar okur-yazarlığı ve bu teknolojilerin herkesin
yonu, misyonu, felsefesi, kazandıkları başarılar, faaliyet alan- erişimine açık hale gelmesi, önümüzdeki yıllarda internet
ları, satış noktaları, iletişim bilgileri gibi bilgiler bu sayfalar reklamcılığının daha da yükselmesine olanak tanıyacak gibi
aracılığıyla aktarılabilmektedir. Ürün ya da hizmet satışının gözükmektedir.
yapılmasına da olanak veren bu mecralar, kuruma çağı ya-
kalayan ve yenilikleri takip eden bir imajı da beraberinde
kazandırmaktadır. Web siteleri erişimi kolay ve hızlı olmalı,
sayfa basit ve etkileşimci bir tarzda inşa edilmelidir. Kullanı-
cıların ilgisini çekecek görsel unsurlarla desteklenmeli, kulla-
nıcıların geri bildirimde bulunacağı kanallara yer vermelidir.
Web siteleri yoluyla yapılan reklamlarda ise Bannerlar, fır-
layan (Pop-up/Pop-under) kutular, kenar çerçeveleri, rich
medya, ekran koruyucular (Screen Savers), profil reklam, içe-
rik sponsorlukları, advertorials modeli, affiliate programlar,
itme (Push), görünürlük, kardeş pencereler, arama motorlu
reklamlar gibi pek çok tür ve teknik kullanılabilmektedir.
İnternet üzerinden reklam faaliyetlerinin bir başka yolu olan
e-posta yoluyla reklamcılık ise potansiyel ve gerçek tüketici-
lerle iletişim kurabilme, etkileşimci bir yapıda iletişim süre-
cini sürdürme, düşük maliyetle reklamları gerçekleştirme ve
birebir iletişim kurmanın en etkili yolu olarak kullanılmakta-
dır. Konuyla ilgili bilginin çok iyi verildiği ve mesajların kısa
6. Ünite - İnternet ve Reklam 131
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi yeni iletişim araçları kapsamına 6. Aşağıdakilerden hangisi web sitelerinin sahip olması ge-
girmez? reken özelliklerden biridir?
a. İnternet a. Web sitesinin erişimi zor olmalıdır.
b. Etkileşimli CD b. Web sitesi sadece belli bir eğitim düzeyinin üzerinde-
c. GSM ki insanlar için hazırlanmalıdır.
d. Gazete c. Web sitesi etkileşimci bir yapıya sahip olmalıdır.
e. Sayısal televizyon d. Web sitesi yalnızca metinlerden oluşturulmalıdır.
e. Hedef kitlenin beklentileri dikkate alınma malıdır.
2. Aşağıdakilerden hangisi internetin en doğru tanımıdır?
a. İnsanlara tek yönlü bilgi aktarımı gerçekleştiren mer- 7. Aşağıdaki ifadelerden hangisi kenar çerçeveleri tanımla-
kezi bir ağ sistemidir. maktadır?
b. Kurum ve kuruluşların iç iletişimini sağlamaya dö- a. İçerik alanlarındaki, diğer canlandırma veya etkile-
nük bir sistemdir. şimli internet reklamlarından ayrılan online sayfala-
c. Kurum ve kuruluşların dış iletişimini sağlama dönük rın dikey bölümleridir.
bir sistemdir. b. Kullanıcı internette gezinirken ve açmak istediği say-
d. Sivil toplum kuruluşlarının kendilerini topluma ifade fa yüklenirken ya da bir sayfadan diğerine geçerken
etmesine olanak tanıyan bir ağdır. çok kısa sürelerle görülen tam ekran reklamlardır.
e. Bilgisayarlar ve diğer sayısal aygıtlar vasıtasıyla in- c. Bilgisayarda belli bir süre işlem yapılmadığında beli-
sanları ve bilgiyi birbirine bağlayan elektronik bir ren hareketli görüntülerdir.
ağdır. d. Bir kuruluşun belirlemiş olduğu hedeflere ulaşmak
amacıyla çeşitli faaliyetlere ayni, nakdi ya da başka
3. İnternet reklamcılığının alt yapısı hangi yıllar da ortaya türlü destek vermesidir.
çıkmıştır? e. Sanal alışveriş mağazalarının başka siteler üzerinden
a. 1930’lar gerçekleştirdiği reklamlardır.
b. 1940’lar
c. 1980’ler 8. Aşağıdakilerden hangisi verilen cümledeki boşluğu en
d. 1990’lar uygun şekilde doldurmaktadır?
e. 2000’ler Genellikle ekranda beliren ilk reklam içeriğinin ardındana
çılan ikinci reklam içeriğini belirtmek için …………………
4. Aşağıdakilerden hangisi internet reklamcılığının amaç- terimi kullanılır.
ları arasında sayılamaz? a. Görünürlük
a. Bir markanın bilinirliğini artırmak b. İtme
b. Bir kuruluşun bilinirliğini artırmak c. Kardeş pencereler
c. Web sitesinin ziyaretçi trafiğini oluşturup genişletmek d. İçerik sponsorlukları
d. Reklamcılık sektörünü internet reklamcılığıy la sınır- e. Advertorials Modeli
landırmak
e. Tüketici tepkilerini web sitesine yönlendire rek bir 9. Aşağıdakilerden hangisi arama motorlu reklamların
reklam kampanyasının stratejik amacını belirlemek tanımıdır?
a. Arama motorlarının kendi tanıtımlarını yaptıkları
5. Aşağıdakilerden hangisi internet reklamcılığında esnek- reklamlardır.
lik kavramını karşılamaktadır? b. Kullanıcıların arama motorları üzerinden tarama yap-
a. Reklam ve içeriğinin hızlı müdahaleyle değiştirilebil- tıkları kelimelere göre karşılarına çıkan reklamlardır.
mesi c. Bir web sitesinde kullanıcıların karşılarına çıkan ilk
b. Hedef kitleye odaklı kesin erişim reklamlardır.
c. Satışa yönelik promosyonlara katılımı sağlama d. E-posta yoluyla gönderilen reklamlardır.
d. Hedef kitlede bilgilenme isteğine yol açma e. Web sitelerinin kendisinin reklam aracı olarak kulla-
e. Birim kişiye ulaşma maliyetinin düşük olması nılmasıdır.
132 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Akıncı Vural, B (ed.). (2006). Bilgi İletişim Teknolojileri ve Elden, M., Ulukök, Ö., Yeygel, S. (2005). Şimdi Reklamlar.
Yansımaları, Ankara: Nobel Yayınları. İstanbul: İletişim Yayınları.
Akıncı Vural, B., Coşkun, G. (2006). Yeni Medya Orta- Geray, H. (2003). İletişim ve Teknoloji: Uluslararası Biri-
mında E-Pazarlama İletişimi: GSM Operatörlerinde kim Düzeninde Yeni Medya Politikaları. Ankara: Ütop-
E-Promosyon ve E-Reklam Kullanımı. Yeni İletişim Or- ya Yayınları.
tamları ve Etkileşim Uluslararası Konferansı, İstanbul: Geray, H. (1999). 1980 Sonrası Yeni Teknolojiler ve İkitelli
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi. Medyası, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar. İstan-
Atala, S. (2006). İnternet Üzerinden Reklam ve Türkiye Uy- bul: Afa Yayıncılık.
gulaması (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Uludağ Güneri Fırlar, B. (2009). Reklamda Rekabetin Anahtarı:
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Medya Planlama. Ankara: Nobel Yayınları.
Dalı: Bursa. Karaçor, S. (2007). Reklam İletişimi. Konya: Çizgi Kitabevi.
Aydoğan, A., Dinçer, Ö. (2011). Sanal Ortamda Gerçek Lyon, D. (1997). Elektronik Göz Gözetim Toplumunun
Amaçlar: İnternet Reklamcılığının Ekonomi-Politik Yükselişi. (Çev. Dilek Hattatoğlu). İstanbul: Sarmal Ya-
Analizi. (ed.) Sema Yıldırım Becerikli. Halkla İlişkiler yınevi.
ve Reklamın Anatomisi: Eleştirel Bir Kavrayış. Ankara: Şar, E. (2007). İnternet Reklamlarının Ölçülebilirliği ve
Ütopya Yayınları. Uygulamaları. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Castells, M. (2005). Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim
ve Kültür Ağ Toplumunun Yükselişi. (çev. Ebru Kılınç). Bilimleri Anabilim Dalı: İstanbul.
İstanbul: Bilgi Üniversitesi. Tan, Akbulut, N., Balkaş, E.E. (2006). Adım Adım Reklam
Crowley, D., Heyer, P. (2011). İletişim Tarihi: Teknoloji, Üretimi. İstanbul: Beta Yayınları.
Kültür, Toplum. Ankara: Siyasal Kitabevi. Tayfur, G. (2010). Reklamcılık. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Elden, M. (2009). Reklam ve Reklamcılık. İstanbul: Say Ya- Törenli, N. (2005). Yeni Medya Yeni İletişim Ortamı. Anka-
yıncılık. ra: Bilim ve Sanat Yayınevi.
Elden, M. ve Yeygel, S. (2006). Kurumsal Reklamın Anlat-
tıkları. İstanbul: Beta Yayınları.
7
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Mobil reklamı tanımlayabilecek,
Mobil reklamın önemini ifade edebilecek,
Mobil reklam türlerini açıklayabilecek,
Mobil reklam kampanyası hazırlama sürecindeki temel aşamaları ifade edebi-
lecek ve mobil reklamcılık uygulamalarında dikkat edilmesi gereken hususları
açıklayabilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Mobil Reklamcılık • Bluetooth Reklamları
• SMS Reklamları • QR Kod Uygulaması
• MMS Reklamları • Lokasyon Tabanlı Reklamlar
• IVR Reklamları • Segmentasyon
• Mobil Arama Motoru • İzinli Pazarlama
Reklamcılığı
İçindekiler
• GİRİŞ
Medya ve Reklam Mobil Reklam • MOBİL REKLAMCILIK
Mobil Reklam
Mobil Reklam
GİRİŞ
İletişim teknolojilerindeki gelişmelere, bilgisayarların yaygınlaşmasına ve internet kulla-
nımındaki artışa paralel olarak dijital pazarlama uygulamaları önem kazanmaktadır. Gü-
nümüzde televizyon, radyo, gazete, dergi gibi geleneksel reklam mecralarının kullanılma-
sı hedef kitleyi oluşturan tüketicilere erişmede yeterli olmamaktadır. Bu duruma paralel
olarak bilişim ve mobil iletişim teknolojilerinin kullanıldığı dijital reklam platformları ön
plana çıkmaktadır. Bu süreçte, dijital pazarlama platformlarından biri olan, mobil iletişim
platformlarının hızla geliştiği görülmektedir. Cep telefonlarının fiyatlarının düşmesi, cep
telefonlarına erişim oranını artırmaktadır. Cep telefonuna yeni özelliklerin eklenmesiyle
de birlikte mobil telefon kullanıcılarının sayısı artmaktadır. Cep telefonlarına sürekli ekle-
nen yeni özelliklere paralel olarak tüketiciler mobil iletişime daha fazla zaman ayırmakta-
dır. Bu gelişmeler, mobil iletişim platformlarını, reklamların tüketicilere ulaştırıldığı yeni
mecralardan biri haline dönüştürmektedir. Tüketicilerin cep telefonlarına olan yoğun il-
gisini göz önüne alan reklamverenler, hedefledikleri tüketicilere erişim noktalarından biri
olarak, mobil mecraları kullanmaktadır. Cep telefonlarının hem kullanım alanlarının art-
ması, hem de kullanım oranının artması, mobil reklamcılık uygulamalarının gelişmesini
sağlamaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak, reklamverenlerin mobil mecralara yaptığı
yatırım miktarı ve mobil mecralara reklam veren şirket sayısı artmaktadır. Reklam ajans-
ları tarafından gerçekleştirilen yaratıcı uygulamalar da, mobil reklamcılığın gelişimine
katkıda bulunmaktadır.
Bu ünitede mobil reklamcılık kavramı tanımlanacaktır; bir reklam mecrası olarak
mobil iletişim platformlarının temel özellikleri ile mobil reklamcılığın avantajları ve de-
zavantajları açıklanacaktır. Mobil reklam türleri üzerinde durulacaktır ve mobil reklam
kampanyası hazırlama sürecindeki temel aşamalar açıklanacaktır.
Mobil reklamcılık hakkında daha fazla bilgi için şu kitaba başvuru labilir: Varnali, Kaan, To-
ker, Ayşegul&Yilmaz, Cengiz (2010). Mobile Advertising. Chica go: McGraw Hill Publication.
MOBİL REKLAMCILIK
gilendirici, hatırlatıcı veya ikna edici reklam mesajlarının gönderilmesi (Barutçu, 2008)
olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan yola çıkılarak, mobil reklamcılığın, ürün ve
hizmetleri tanıtan mesajların, tüketicilere mobil kanallar kullanılarak ulaştırılmasına ya
da reklamverenlerin hedef kitleye ürün ve hizmetleri ile ilgili mesajları taşınabilir iletişim
araçları aracılığıyla iletmesine gönderme yaptığı ifade edilebilir. Mobil reklamcılık, mobil
telefonlara gönderilen reklamların yanı sıra, bir yerden bir yere taşınan (örneğin toplu ta-
şıma araçlarındaki) reklamlara da gönderme yapmaktadır (Barutçu&Göl, 2009). Bu üni-
tede cep telefonları ya da Blackberry, PDA gibi taşınabilme özelliğine sahip mobil cihazlar
aracılığıyla gerçekleştirilen mobil reklamcılık uygulamaları üzerinde durulacaktır.
Mobil reklam konusunda internette yer alan şu kaynaktan daha fazla bilgi edinilebilir: Idd-
ris, Faisal (2006). Mobile Advertising in B2C Marketing. İsveç: Lulea University of Techno-
logy. http://pure.ltu.se/portal/files/30984649/LTU-PB-EX-0611-SE.pdf.
• MMS
• IVR reklamları
• Mobil internet reklamları
• Mobil arama motoru reklamcılığı
• Lokasyon tabanlı reklamlar
• Bluetooth reklamları
• QR kod uygulamaları
• Mobil platformlardaki reklam içeren oyunlar
• Mobil televizyon reklamları ve mobil radyo reklamları
• Mobilecasting
• Bluecasting
• Çağrı melodisi reklamları (Leppäniemi&Karjaluoto, 2008; Varnali, Toker, Yıl-
maz, 2010).
Mobil reklamlar hakkında şu kaynaktan daha fazla bilgi edinebilir: Çakır, Fatma, Çakır,
Mesut&Çiftçi, Taha Emre (2010). “Tüketicilerin SMS Reklam Mesajlarına Yönelik Tutum ve
Davranışları”. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi. 2 (1): 27-35. İspir, N. Bilge&Süher,
H. Kemal (2009). “SMS Reklamlarına Yönelik Tüketici Tutumları”. Selçuk Üniversitesi İleti-
şim Fakültesi Dergisi. 5 (4): 6-17.
EMS Reklamları
EMS (enhanced messaging service/geliştirilmiş mesajlaşma standardı), 160 karakter-
den daha uzun metinler gönderilmesine imkan vermektedir. EMS sistemi ile, tüketicilerin
cep telefonlarına, ürün ve hizmetlerle ilgili yazılı mesajların yanısıra; grafik, resim ve ses
dosyası da içeren reklamlar gönderilebilmektedir. EMS sistemi, yazılı mesajların yazı tipi-
ni ve puntosunu biçimlendirmeye ve animasyonlu grafiklerin gönderilmesine de olanak
sağlamaktadır. EMS reklamlarının en önemli dezavantajlarından biri, renkli resimlerin
gönderilmemesidir.
7. Ünite - Mobil Reklam 141
MMS Reklamları
MMS (multimedia messaging service/mobil çoklu ortam mesajlaşma standardı) uygu-
lamasında, tüketicilere ürün ve hizmetler ile ilgili mesajlar sadece yazıyla ya da metinle
ulaştırılmamaktadır. Bu uygulamada görsel ve işitsel unsurlar da mesajın iletilmesinde
kullanılmaktadır. MMS reklamlarının en büyük avantajı; fotoğraf, ses dosyası, animasyon
ya da video klip içeren reklamların gönderimine olanak sağlamasıdır. Bu uygulamanın en
büyük dezavantajlarından biri; MMS reklamlarının teknik açıdan birçok telefon tipi için
uygun olmasına rağmen, 100 kilobayttan büyük MMS reklamlarının eski model cep tele-
fonlarına gönderildiğinde reklamın indirilememesi ya da daha düşük kalitede indirilme-
sidir. Bunun yanısıra, bazı operatörler arasında MMS gönderiminin mümkün olmaması
da uygulamada sorunlar yaratmaktadır. Bununla birlikte, tüketiciler kendilerine gönderi-
len MMS reklamlarına, cihazları bu sistemle uyumlu olmadığı için ulaşamadığında, gön-
derilen reklama internet üzerinden de erişebilmektedir.
IVR Reklamları
IVR (interactive voice response/etkileşimli sesli yanıt sistemi) uygulamasında, sesli mesaj
ile mobil reklam yapılmaktadır. IVR reklamlarının en önemli özelliği, tüketicilere ürün
ve hizmetlerle ilgili mesajların aracı kullanmadan, sürekli olarak verebilmesidir. Bu mobil
reklamcılık uygulamasında, tüketiciler otomatik olarak aranmaktadır ve etkileşimli yanıt
sistemi sayesinde tüketiciler önceden kaydedilmiş sesli mesajı dinlemektedir. Bu esnada
IVR sistemi ile, hem tüketicilere bilgi verilmektedir, hem de tüketicilerin ürün ve hizmet-
lerle ilgili görüşleri hakkında bilgi edinilmektedir. Telefon görüşmesi sırasında ürün ve
hizmetler ile ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen tüketiciler, reklamverenin çağrı merke-
zine yönlendirilmektedir.
Mobil reklamlar hakkında şu kaynaktan daha fazla bilgi edinebilir: Barutçu, Süleyman&Göl,
Meltem Öztürk (2009). “Mobil Reklamlar ve Mobil Reklam Araçlarına Yönelik Tutumlar”.
KMU İİBF Dergisi. 11 (7): 24-41. Barutçu, Süleyman&Göl, Meltem Öztürk (2009). “Mobil
Reklamcılığın Kavramsal Analizi ve Mobil Reklam Araçlarına Yönelik Tutumların Karşılaş-
tırılmasına Yönelik Pilot Bir Araştırma”. 8. Anadolu İşletmecilik Kongresi. Manisa. 375-379.
Bluetooth Reklamları
Reklamverenlerin tüketicilere ulaşmasındaki önemli erişim noktalarından biri de; lokas-
yon tabanlı mobil uygulamalardan biri olan Bluetooth reklamlarıdır. Kablo bağlantısını
ortada kaldıran kısa mesafe radyo frekansı (RF) teknolojisi olan Bluetooth; kablolu bağlan-
tılara alternatif olarak geliştirilen radyo dalgaları vasıtasıyla, kısa mesafede yüksek hızda
7. Ünite - Mobil Reklam 143
veri aktarımı sağlayan kablosuz iletişim sistemidir (Barutçu&Göl, 2009; Tanyıldız, 2005).
Bu uygulamada mağaza, alışveriş merkezi gibi belirli bir mekâna yakın olan tüketicilere,
kablosuz iletişim ağı olan bluetooth sistemi ile mesaj göndermektedir. Örneğin, tüketiciler
bir mağazanın yanından geçerken bluetooth sistemi devreye girmektedir ve tüketicilere
yeni ürünlerle ilgili bilgi gönderilmektedir. Cep telefonundaki bluetooth uygulaması açık
olan tüketicilere, reklamveren tarafından, gönderilen mesajı kabul edip etmediği sorul-
maktadır. Tüketici mesajı almayı kabul ettiği takdirde, mesaj tüketiciye iletilmektedir.
Bluetooth reklamlarının en önemli avantajları, yazılı, sesli ve/veya görüntülü mesajla-
rın hedef kitleye hızlı bir şekilde ve daha düşük bir maliyetle ulaştırılabilmesi, reklamın
tüketiciler tarafından okunma oranının ve mesajın yanıtlanma oranının yüksek olmasıdır
(Barutçu&Göl, 2009).Bununla birlikte, bluetooth reklamlarının en önemli dezavantajı,
bu teknolojiyi kullanmaya istekli olmayan kişilere ulaşılmasının zor olması ve aynı sis-
temin çok sayıda işletme tarafından kullandığında, mobil telefon kullanıcılarının hangi
mesajları kabul edeceğine karar vermede zorluk yaşamasıdır (Barutçu&Göl, 2009). Mobil
reklamcılık uygulamalarının gelişimi gözlenildiğinde, bu dezavantajına rağmen, kullanıcı
iznini ön plana çıkaran ve mesaj gönderim ücreti olmayan bluetooth uygulamalarının
kullanımının arttığı görülmektedir.
QR Kod Uygulamaları
Bilgi kodlama teknolojisindeki yöntemlerden biri olan QR kod (quick response code/hızlı
yanıt veren kod), kameralı cep telefonlarına yüklenen yazılımlar aracılığı ile kodlanmış
veriye erişilmesini sağlayan bir arayüzdür (Acartürk, 2012). Yaygın bir şekilde kullanıl-
maya başlanan QR kod uygulaması, gerçek dünya ile dijital platformlar arasında köprü
rolü üstlenmektedir. Bu uygulamada bir ürün paketi üzerinde ya da geleneksel mecralarda
yayınlanan bir reklamda yer alan kod, cep telefonu aracılığıyla taranmaktadır ve tarama
sonucunda kodlanan bilgiye erişilmektedir. Bu uygulamada öncelikle ürün ve hizmetleri
tanıtan mesajları şifreleyen etiketler yaratılmaktadır ya da bir QR kod oluşturulmaktadır.
Tüketiciler kodu taradıklarında, genellikle web sayfasına ya da reklama yönlendirilmekte-
dir. Bu yaygın kullanımın altında yatan önemli bir etken, QR kodların, web sayfası adresi
(URL bilgisi) gibi çok sayıda karakter içeren dizileri saklayabilecek kapasiteye sahip olma-
sı ve kullanıcıların bu bilgiye cep telefonları ve PDA cihazları aracılığı ile erişebilmesidir
(Acartürk, 2012).
Mobil reklam konusunda internette yer alan şu kaynaktan daha fazla bilgi edinilebilir: Chen,
Jane & Ringel, Mathew (2001). “Can Advergaming Be The Future of Interactive Advertising.
http://locz.com.br_loczgames_advergames.
Mobilecasting ve Bluecasting
Reklamverenlerin tüketicilere ulaşmasındaki önemli erişim noktalarından biri de, kolay
içerik paylaşımına izin veren podcasting uygulamasıdır. Podcasting, dijital medya dos-
yalarının mp3 çalar, iPod ve bilgisayar gibi cihazlarda kullanılmak üzere hazırlanarak
internet üzerinden dağıtılması (Gülseçen vd., 2010); ya da belirli bir konu hakkında kay-
dedilmiş ses, konuşma ya da videonun .mpeg uyumlu cihazlar üzerinde dinlenmesi veya
seyredilmesi (Alkaya, 2007) olarak tanımlanmaktadır. Podcastler, internetten mobil araç-
lara yüklendikten sonar, internet bağlantısına gerek duyulmaksızın istenilen yere aktarıla-
bilmektedir ya da istenildiği zaman dinlenebilmektedir (Gülseçen vd., 2010). Podcasting
uygulamaları yaygınlaşmasına paralel olarak, dijital ortamdaki verilerin taşınabilir mobil
cihazlara yüklenmesine ve mobil platformlarda kolay içerik paylaşımına izin veren mo-
bilcastlerin; ve bluetooth aracılığıyla dijital verilerin ücretsiz bir şekilde paylaşılmasını
mümkün kılan bluecastlerin kullanım oranları artmaktadır. Özellikle gençler tarafından
yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan bu uygulamalar, mobil platformlardaki önemli
reklam mecralarından biri haline dönüşmektedir.
Mobil reklam konusunda Mobil Pazarlama Derneği’nin (Mobile Marketing Association) in-
ternet sitesinden daha fazla bilgi edinilebilir: Mobile Advertising Guidelines, www.mmaglo-
bal.com/mobileadvertising.pdf.
Kampanyanın Dizaynı
Mobil reklam kampanyasının tasarlanması aşamasında öncelikle amaçlar, ya da ulaşılmak
istenen hedefler ve kampanyanın başarılı sayılması için gerekli olan başarı ölçütleri belir-
lenmektedir (Kavvassalis vd., 2003). Daha sonraki adımda, hedef kitle analiz edilmektedir
ve hangi tüketici gruplarına ulaşılacağına karar verilmektedir. Mobil reklamcılık uygu-
lamalarında, tüketicilerinin demografik özelliklerini, beklentilerini ve ilgi alanlarını
belirlemek; kampanyanın başarısı açısından büyük önem taşımaktadır. Bu noktada mobil
iletişim endüstrisinde faaliyet gösteren şirketler detaylı profilleme seçenekleri sunmak-
tadır. GSM şirketlerinin veritabanında, tüketicilerin hem demografik bilgileri, hem de
farklı ilgi alanları ile ilgili ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır. Bu veritabanından yararlanı-
larak tüketici profilleri oluşturulmaktadır. Hedef kitleyi oluşturan tüketiciler demografik
özelliklere göre gruplandırılarak yönetilebilmektedir. Detaylı profilleme olanağı, en doğru
segmentasyonun yapılmasına olanak sağlamaktadır. Hedef kitleyi oluşturan tüketicileri
demografik verilerin yanısıra ilgi alanları, geçmiş kampanya katılımı, bulunduğu bölge
gibi kriterlere göre de gruplandırılabilmektedir. Örneğin, 4 farklı marka mobilya üreten
bir şirket, her markayı tercih eden müşterilerden oluşan bir grup oluşturabilir. Böylelikle
farklı sosyo-ekonomik statü grubunda yer alan tüketicileri, tek sistem üzerinden yönete-
rek mobil reklamcılık uygulamalarını gerçekleştirmek mümkün hale gelmektedir.
Mobil reklam kampanyasının tasarımı sürecinde hedef kitle belirlendikten sonra,
kampanyanın bütçesi belirlenerek kampanya sürecinde yapılacak harcamalara ilişkin ka-
rarlar verilmekte ve daha sonraki adımda temel stratejiler biçimlendirilmektedir (Karjalu-
oto vd., 2007). Kampanya süresince hangi reklam türünün ya da türlerinin kullanılacağına
karar verilmektedir. Mobil reklamcılık alanında itme (push), çekme (pull) ve sürekli di-
yalog olmak üzere üç temel strateji bulunmaktadır (Iddris, 2006: 19). İtme stratejisinde,
hedef kitleyi oluşturan tüketicilere, ürün ve hizmetlerle ilgili yazılı ve görüntülü mesajlar
gönderilmektedir. Çekme stratejisi ise, daha çok “şifre gönder çekilişe katıl” şeklindedir.
Bu yöntemde, kulanıcılar, klasik reklam araçlarıyla duyurulan kampanyaya cep telefonları
aracılığıyla katılmaktadır (Quah vd., 2002; Scharl vd., 2005). Çekme stratejisinde genellik-
le tüketiciler ödül kazanmak ya da çekilişe katılmak için kampanya kodunu, ya da şifreyi
mesajla göndermektedir. Ya da tüketiciler istenilen bilgileri gönderdiğinde, bedava ko-
nuşma süresi kazanmaktadır veya kontör cep telefonuna anında yüklenmektedir. Oylama
düzenlemek ve buna benzer diğer katılımcı uygulamalar, tüketiciler ile marka arasındaki
bağı güçlendirmektedir. Tüketici daha aktif bir şekilde sürece dahil olmaktadır ve marka-
ya bağlılığı artmaktadır. Mobil diyalog kampanyası, reklamveren ile tüketici arasındaki
etkileşimin yoğunluğu ve kampanyanın süresi açısından itme ve çekme türü mobil reklam
kampanyalarından ayrılmaktadır. İtme ya da çekme stratejesini temel alan bir mobil rek-
146 Medya ve Reklam
lam kampanyasında, birkaç haftalık dönemde bir çekiliş ve oyun üzerine odaklanılırken;
birkaç aya kadar süren mobil diyalog kampanyalarında ise, birbiriyle ilişkilendirilmiş bir-
den fazla temaya odaklanılmaktadır (Iddris, 2006).
Geleneksel mecralarda yayınlanan reklamlarda olduğu gibi, mobil platformlardaki
reklamlarda da, hedef tüketicilerin dikkatini çekilmesi sürecinde mesajların içeriği önem-
li bir rol üstlenmektedir. Bu noktada mesaj içeriği oluşturma sürecinde, genellikle mobil
iletişim platformlarını kullanmanın avantajlarından yararlanılmaktadır. Mobil iletişim
platformlarının en önemli karakteristiklerinden biri; mesajların kişiselleştirilmesine ola-
nak sağlamasıdır. Başka bir anlatımla, tüketiciler ile ilgili çeşitli bilgiler temel alınarak
filtreleme ve segmentasyon yapıldıktan sonra mesajlar yapılandırılabilmektedir. Mobil
platformlar, ilgi alanlarına göre tüketicilere farklı içerikler sunulmasına olanak sağlamak-
tadır. Tüketiciler ilgi alanlarına göre gruplandırıldıktan sonar, istenilen parametre esas
alınarak her gruba özel mesajlar gönderilebilmektedir. Mobil reklamcılık uygulamaları,
hedef kitleyi oluşturan tüketicilere ait kişisel bilgilerin mesajda yer almasına, ya da mesa-
jın her müşteriye kendi ismiyle ulaşmasına imkan vermektedir.
Mobil platformlar için reklam hazırlanırken, mecranın interaktif yapısına uygun, ürü-
nün temel vaadini vurgulayan, yaratıcı ve dikkat çekici bir fikirle hedef kitleye ulaşmaya;
mesajı ve mecrayı başarılı bir şekilde buluşturarak etkinin artırılmasına önem verilmeli-
dir. Bu tarz yaratıcı uygulamalar, tüketiciler ile marka arasındaki bağın güçlendirilmesine
katkıda bulunabilmektedir. Bunun yanısıra, bu tarz yaratıcı uygulamalar söz konusu ol-
duğunda, tüketicilerin ilgilendiği veya beğendiği reklamları arkadaşlarına ilettikleri ya da
arkadaşlarına reklamda belirtilen fırsatları tavsiye ettikleri görülmektedir.
Mobil platformlar için reklam hazırlanırken, tasarımların tüm cep telefonlarında en
iyi şekilde görüntülenebilmesi için gerekli optimizasyon ve kodlamaların yapılmasına
özen gösterilmelidir. Bu noktada, mobil iletişim platformlarının kullanılması sürecinde
dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri; reklamların farklı cep telefonları-
nın altyapı sistemlerine uygun olarak hazırlanmasıdır. Medya planlama sürecinde ise,
geleneksel mecralarda olduğu gibi, mobil reklamcılık uygulamalarında da uygun kanal-
ları kullanarak doğru zamanda hedeflenen tüketicilere ulaşmak önemlidir. Bu çerçevede,
yeni teknolojileri kullanmaya istekli olan tüketicilerin hedeflenmesi, mobil reklamcılık
uygulamalarının başarısının artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bunun yanısı-
ra, mesajların gönderilme sıklığı da önem taşımaktadır. Gönderilme sıklığı arttığında,
tüketicilerin reklamlardan rahatsız olmaya başladığı görülmektedir. Bu çerçevede, dijital
iletişim platformlarını aktif olarak kullanan tüketicilerin hedeflenmesi, mobil reklamcılık
uygulamalarının başarısının artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Mobil reklamlar hakkında şu kaynaktan daha fazla bilgi edinebilir: Barutçu, Süleyman
(2008). “Mobil Pazarlama”. Güncel Pazarlama Yaklaşımlarından Seçmeler. Editörler: İnci
Varinli&Kahraman Çatı. Ankara: Detay Yayıncılık. 259-285.
Mobil iletişim hakkında şu kaynaktan daha fazla bilgi edinebilir: Köroğlu, O. (2002). Mobil
İletişim, Etkileşimli Yayıncılık ve Türkiye’deki Uygulamalar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
7. Ünite - Mobil Reklam 147
Kampanyanın Gelişimi
Kampanyanın gelişimi aşamasında izinli veritabanı listeleri oluşturulmaktadır veya satın
alınmaktadır (Kavassalis vd., 2003). Mobil reklamcılık uygulamalarında, reklamların gön-
derilmesi için tüketicilerden izin alınması önem taşımaktadır. Tüketiciler ilgi alanlarına
girmeyen ürün ve hizmetleri tanıtan reklamlarla ilgilenmeyebilir veya cep telefonlarına
izin almadan gönderilen mobil reklamlara tepki gösterebilir. Benzer şekilde, tüketiciler ki-
şisel bilgilerinin onay alınmadan kullanılmasını ve kendileri haklarında izinsiz alınmadan
ilgi alanlarına ve davranışlarına ilişkin profil oluşturulmasını istemeyebilir. Bu çerçevede,
mobil reklamcılık uygulamalarının artmasıyla birlikte, izinli pazarlama kavramının ön
plana çıktığı görülmektedir.
İzin temelli reklamcılık, hedef kitlenin ön izninin alınması ile rahatsız edicilik et-
kisinin azaltılmasına odaklanmaktadır (Tsang vd., 2004). Bu çerçevede, izinli pazarlama
uygulamasında cep telefonu kullanıcılarının onayı alındıktan sonra reklam gönderilmek-
tedir. Bu noktada şirketler ürün ve hizmetler ile ilgili mesajları almaya ikna etmek için tü-
keticilere çeşitli ödüller vermektedir. Örneğin, uluslararası ölçekte olduğu gibi Türkiye’de
de GSM şirketleri, reklam almayı kabul eden abonelerine bedava kontör, konuşma süresi
gibi hediyeler ya da bedava içerik (logo, melodi vb.) vermektedir. Böylelikle, reklamveren-
ler de GSM şirketlerinin izinli veritabanında bulunan tüketicilere istediği zaman ve yerde
ulaşabilmektedir. Bununla birlikte, GSM şirketinin aboneleri izni istedikleri zaman iptal
edebilmektedir.
Bu noktada şirketler hem kendi prestijlerini korumak hem de tüketicilerin haklarını
korumak adına bu müşterilere reklam göndermeme konusunda gerekli özeni gösterme-
lidir. Tüketicilerin ticari mesajlara maruz kalmama hakkına saygı duyulmalıdır; tüketici-
lerin mobil reklam kabul edip etmeme konusundaki tercihi dikkate alınmalıdır ve tüke-
ticilerin rızası olmadan reklam gönderilmemelidir. İzin almadan gerçekleştirilen mobil
reklamcılık uygulamaları marka imajına zarar verme riski de taşımaktadır. Bu süreçte
reklam endüstrisindeki kuruluşlar, izin alınmadan gerçekleştirilen uygulamaların mobil
reklamcılık faaliyetlerine yönelik olumsuz bir tutum geliştirilmesine yol açmaması için
çeşitli önlemler almaktadır. Mobil Pazarlama Birliği’nin, mobil iletişim endüstrisindeki
aktörlere yol göstermek amacıyla hazırladığı, Mobil Pazarlama Birliği Global Etik Kural-
ları adlı yönerge buna örnek olarak gösterilebilir.
İzinli pazarlama kavramı nasıl tanımlanmaktadır? İzinli pazarlama konusunda dikkat edil-
mesi gereken temel hususlar nelerdir? 7
Uygulama
Mobil reklam kampanyasının uygulama aşamasında hazırlanan mesajlar tüketicilere iletil-
mektedir ve mesaj dağılımı doğrulanmaktadır (Kavvassalis vd., 2003). Mobil platformlar,
reklamverenlerin, reklam ajanslarının, medya planlama ve satınalma ajanslarının rek-
lamların gönderimi üzerindeki kontrolünün artmasına olanak sağlamaktadır. Bunun en
önemli göstergelerinden biri, mobil iletişim platformlarının kampanyanın segmente edil-
miş bir veritabanına duyurulmasına olanak sağlamasıdır. Mobil platformlarda reklamlar
cinsiyet, yaş, bölge gibi parametrelere göre kategorize edilerek gönderilebilmektedir. Bu
bağlamda, sadece belirli yaş aralığındaki tüketicilere; örneğin sadece kadınlara veya sadece
erkeklere, ya da daha önce kampanyaya geri dönüş yapanlara mesaj gönderilebilmektedir.
148 Medya ve Reklam
Akbıyık, A., Okutan, S. ve Altunışık, R. (2008). “Mobil Pazarlama Platformunda İzinli Pa-
zarlama Uygulamalarına Yönelik Tüketici Tutum ve Algıları Üzerine Bir Araştırma”. 13. Pa-
zarlama Kongresi Bildiri Kitabı. Nevşehir. 1-9.
Ölçümleme ve Analiz
Mobil iletişim platformları, reklam kampanyasının etkinliğinin kolayca ölçümlenmesine
olanak sağlamaktadır ve tüketici davranışları ile ilgili bilgi toplanması konusunda önem-
li fırsatlar sunmaktadır. Reklamların okunma bilgisi anlık olarak saptanabilmektedir.
Gönderim raporlarının incelenmesi sonucunda hedef kitlenin mesajı okuyup okumadığı
belirlenebilmektedir. Buna ek olarak, gönderilen reklam ve kullanıcı sayısı, hedef kitleye
ulaşmayan ya da gönderim işlemi başarısız olan reklam sayısı, mesajın okunma tarihi ve
saati, eğer bir link (bağlantı adresi) verilmiş ise bu linkin tıklanıp tıklanmadığı, tıklandıy-
sa ne zaman ve kaç kez tıklandığı da tespit edilebilmektedir. Müşterilerin mobil reklam
kampanyasıyla ilgili eylem ve işlemleri ile ilgili istatistiksel veriler kolaylıkla ortaya kona-
bilmektedir. Hedef kitleyi oluşturan tüketicilerin mesaja tepkileri takip edilebilmektedir
ve kampanyaya geri dönüş oranları anlık ölçülebilmektedir.
Mobil iletişim platformlarında yer alan reklamları hangi şehirden kaç tüketicinin oku-
duğu ya da görüntülediği de saptanabilmektedir. Reklam kampanyasının ölçümlenmesi
ile ilgili tüm bu veriler reklamverenlere ve ajanslara detaylı bir şekilde iletilmektedir. Kam-
panya erişim raporlarından yararlanılarak tüketicilerin mobil reklam kampanyasıyla ilgili
eylem ve işlemleri, cinsiyet, yaş, mesajı okuma zamanı, mesaja geri dönüş oranı gibi para-
metreler açısından sınıflandırılmaktadır. Bu bilgiler analiz edilerek kampanya hedeflerine
ulaşılıp ulaşılmadığı kolaylıkla tespit edilmektedir ve başarı oranı niceliksel olarak ortaya
konulabilmektedir. Mobil reklamcılık, bu bilgilerden hareket edilerek doğru stratejiler ve
7. Ünite - Mobil Reklam 149
en uygun segmentasyonun belirlenmesine ya da doğru hedef kitleye odaklanılmasına ola-
nak sağlamaktadır. Tanıtımı yapılan ürün ve hizmetlerle ilgilenmeyen kişilere ulaşmakla
zaman kaybedilmemektedir. Reklamı en çok okuyan ya da en hızlı geri dönüşü yapan
tüketicilerin saptanması, daha sonra düzenlenecek olan kampanyalarda bu tüketiciler için
farklı stratejiler belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Geçmişte yapılmış kampanyalara
ilişkin verilerin analizi, yeni mobil reklam kampanyalarının düzenlenmesi ve yürütülmesi
sürecinde yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.
150 Medya ve Reklam
Özet
İletişim teknolojilerindeki gelişmelere, bilgisayarların yay- mobil platformlardaki reklam içeren oyunlar, mobil televiz-
gınlaşmasına ve internet kullanımındaki artışa paralel ola- yon reklamları ve mobil radyo reklamları, mobilecasting,
rak dijital pazarlama uygulamaları önem kazanmaktadır. bluecasting ve çağrı melodisi reklamları olarak sıralamak
Günümüzde televizyon, radyo, gazete, dergi gibi geleneksel mümkündür.
reklam mecralarının kullanılması hedef kitleyi oluşturan tü- Mobil reklam kampanyası hazırlama sürecindeki temel aşa-
keticilere erişmede yeterli olmamaktadır. Bu duruma paralel malar; kampanyanın tasarımı, kampanyanın gelişimi, uygu-
olarak bilişim ve mobil iletişim teknolojilerinin kullanıldığı lama, ölçümleme ve analizdir. Mobil reklam kampanyasının
dijital reklam platformları ön plana çıkmaktadır. Bu süreçte tasarlanması aşamasında, öncelikle amaçlar ya da ulaşılmak
dijital pazarlama platformlarından biri olan mobil iletişim istenen hedefler ve kampanyanın başarılı sayılması için ge-
platformlarının hızla geliştiği görülmektedir. Cep telefonla- rekli olan başarı ölçütleri belirlenmektedir. Daha sonraki
rının fiyatlarının düşmesi, cep telefonlarına erişim oranını adımda, hedef kitle analiz edilmektedir ve hangi tüketici
artırmaktadır. Cep telefonuna yeni özelliklerin eklenmesiyle gruplarına ulaşılacağına karar verilmektedir. Mobil reklam
de birlikte, mobil telefon kullanıcılarının sayısı artmaktadır. kampanyasının tasarımı sürecinde hedef kitle belirlendik-
Cep telefonlarına sürekli eklenen yeni özelliklere paralel ola- ten sonra, kampanyanın bütçesi belirlenerek kampanya sü-
rak tüketiciler mobil iletişime daha fazla zaman ayırmakta- recinde yapılacak harcamalara ilişkin kararlar verilmekte ve
dır. Bu gelişmeler, mobil iletişim platformlarını reklamların daha sonraki adımda temel stratejiler biçimlendirilmektedir.
tüketicilere ulaştırıldığı yeni mecralardan biri haline dönüş- Kampanya süresince hangi reklam türünün ya da türlerinin
türmektedir. Tüketicilerin cep telefonlarına olan yoğun ilgisi- kullanılacağına karar verilmektedir. Kampanyanın gelişimi
ni göz önüne alan reklamverenler, hedefledikleri tüketicilere aşamasında izinli veritabanı listeleri oluşturulmaktadır veya
erişim noktalarından biri olarak mobil mecraları kullanmak- satın alınmaktadır. Mobil reklam kampanyasının uygulama
tadır. Cep telefonlarının hem kullanım alanlarının artması, aşamasında hazırlanan mesajlar tüketicilere iletilmektedir ve
hem de kullanım oranının artması, mobil reklamcılık uygu- mesaj dağılımı doğrulanmaktadır. Mobil iletişim platform-
lamalarının gelişmesini sağlamaktadır. Buna paralel olarak ları, reklam kampanyasının etkinliğinin kolayca ölçümlen-
reklamverenlerin mobil mecralara yaptığı yatırım miktarı ve mesine olanak sağlamaktadır ve tüketici davranışları ile ilgili
mobil mecralara reklam veren şirket sayısı artmaktadır. Rek- bilgi toplanması konusunda önemli fırsatlar sunmaktadır.
lam ajansları tarafından gerçekleştirilen yaratıcı uygulamalar Gönderim raporlarının incelenmesi sonucunda hedef kitle-
da mobil reklamcılığın gelişimine katkıda bulunmaktadır. nin mesajı okuyup okumadığı belirlenebilmektedir. Buna ek
Mobil reklamcılık, mobil iletişim araçları kullanarak hedef olarak, gönderilen reklam ve kullanıcı sayısı, hedef kitleye
gruba kişiselleştirilmiş bilgilerle ürün, hizmet ve fikirler su- ulaşmayan ya da gönderim işlemi başarısız olan reklam sayısı,
nulması (Dickinger, Heinzmann&Murphy, 2005) ya da he- mesajın okunma tarihi ve saati, eğer bir link (bağlantı adresi)
def müşteri gruplarının bulunduğu yer, zaman ve ilgilerine verilmiş ise bu linkin tıklanıp tıklanmadığı, tıklandıysa ne
göre kişiselleştirilmiş bilgilendirici, hatırlatıcı veya ikna edici zaman ve kaç kez tıklandığı da tespit edilebilmektedir. Kam-
reklam mesajlarının gönderilmesi (Barutçu, 2008) olarak panya erişim raporlarından yararlanılarak tüketicilerin mo-
tanımlanmaktadır. Reklam ve oyun sözcüklerinin biraraya bil reklam kampanyasıyla ilgili eylem ve işlemleri, cinsiyet,
gelmesiyle oluşturulan ve pazarlama içerikli mesajlarla mar- yaş, mesajı okuma zamanı, mesaja geri dönüş oranı gibi pa-
ka bilinirliğini artırmayı amaçlayan advergame, bir ürün rametreler açısından sınıflandırılmaktadır. Bu bilgiler analiz
veya hizmetinin tanıtımının etkileşimli video oyunlarının edilerek kampanya hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığı kolaylık-
içerisine reklam mesajlarının yerleştirilerek yapılması olarak la tespit edilmektedir ve başarı oranı niceliksel olarak ortaya
tanımlanmaktadır (Elden, 2009; Özkaya, 2010) Bu tanım- konulabilmektedir. Mobil reklamcılık, bu bilgilerden hare-
lardan yola çıkılarak mobil reklamcılığın ürün ve hizmetleri ket edilerek doğru stratejiler ve en uygun segmentasyonun
tanıtan mesajların tüketicilere, mobil kanallar kullanılarak belirlenmesine ya da doğru hedef kitleye odaklanılmasına
ulaştırılmasına ya da reklamverenlerin hedef kitleye ürün ve olanak sağlamaktadır. Tanıtımı yapılan ürün ve hizmetlerle
hizmetleri ile ilgili mesajları taşınabilir iletişim araçları aracı- ilgilenmeyen kişilere ulaşmakla zaman kaybedilmemektedir.
lığıyla iletmesine gönderme yaptığı ifade edilebilir. Reklamı en çok okuyan ya da en hızlı geri dönüşü yapan tü-
Mobil platformlar tüketicilere birçok farklı yoldan metinle, keticilerin saptanması, daha sonra düzenlenecek olan kam-
görsel ve işitsel bileşenler kullanılarak ulaşılmasına olanak panyalarda bu tüketiciler için farklı stratejiler belirlenmesine
sağlamaktadır. En çok tercih edilen mobil reklamcılık uygu- olanak sağlamaktadır. Geçmişte yapılmış kampanyalara iliş-
lamalarını SMS, EMS, MMS, IVR reklamları, mobil internet kin verilerin analizi, yeni mobil reklam kampanyalarının dü-
reklamları, mobil arama motoru reklamcılığı, lokasyon ta- zenlenmesi ve yürütülmesi sürecinde yol gösterici bir nitelik
banlı reklamlar, bluetooth reklamları, QR kod uygulamaları, taşımaktadır.
7. Ünite - Mobil Reklam 151
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi mobil reklam türlerinden biri 6. Bir ürün veya hizmetinin tanıtımının etkileşimli video
değildir? oyunlarının içerisine reklam mesajlarının yerleştirilerek ya-
a. SMS reklamları pılmasına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
b. MMS reklamları a. Bluecasting
c. Bluetooth reklamları b. Advergame
d. IVR reklamları c. Podcasting
e. FRB reklamları d. QR kod
e. Mobilecasting
2. Lokasyon tabanlı reklamların Türkçedeki bir diğer adı
aşağıdakilerden hangisidir? 7. Tüketicilerin onayı alındıktan sonra reklam gönderilme-
a. MMS reklamları si kavramına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
b. IVR reklamları a. Mobilecasting
c. EMS reklamları b. İzinli pazarlama
d. Konum bazlı reklamlar c. Bluecasting
e. SMS reklamları d. Podcasting
e. Coğrafi pazarlama
3. Aşağıdakilerden hangisi mobil reklam kampanyası ha-
zırlama sürecindeki temel aşamalardan biri değildir? 8. Mobil reklamcılık ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi
a. Kampanyanın ölçümlenmesi ve analizi doğrudur?
b. Kampanyanın dizaynı a. Kişiye özel içerik oluşturulamaz.
c. Kampanyanın gelişimi b. Kolay ölçümlenemez.
d. Kampanyanın uygulanması c. Tüketicilere birebir iletişim kurulamaz.
e. Kampanyanın düzeltilmesi d. Bluetooh reklamlarında mesaj gönderebilmek için
tüketicilerden izin alınması gerekmek tedir.
4. Radyo dalgaları vasıtasıyla kısa mesafede yüksek hızda e. Hedef kitle demografik niteliklerine göre gruplandı-
veri aktarımı sağlayan kablosuz iletişim ağı aracılığıyla gön- rılamaz.
derilen reklamlara verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
a. EMS reklamları 9. Aşağıdakilerden hangisi mobil iletişim platformu olan
b. Bluetooth reklamları cep telefonlarının dezavantajlarından biri değildir?
c. SMS reklamları a. Ekran boyutunun küçük olması
d. FRB reklamları b. Reklamın görülme ihtimalinin düşük olması
e. IVR reklamları c. Belleğinin yetersiz olması
d. Harf tuşlarının düşük olması
5. Tüketicilerin bilgi teknolojileri kullanılarak hazırlanmış e. Kısıtlı pil ömrü olması
olan kodu cep telefonları aracılığıyla tarayarak dijital plat-
formda yer alan reklamlara ulaşması uygulamasına verilen 10. Mobil reklamcılık uygulamaları ile ilgili aşağıdaki ifade-
ad aşağıdakilerden hangisidir? lerden hangisi doğrudur?
a. QR kod uygulaması a. Reklam tüketicilere farklı zaman dilimlerinde gönde-
b. Lokasyon tabanlı uygulama rilemez.
c. Çağrı melodisi uygulaması b. Reklamlar tüketicilere periyodik olarak gönderilemez.
d. Mobilecasting uygulaması c. Reklamlar cinsiyete göre kategorize edilerek gönderi-
e. Bluecasting uygulaması lemez.
d. Mobil platformlardaki reklam içeren oyun uygulaması
tüketicinin yazılı iznini almadan gerçekleştirilmez.
e. Reklamları hangi şehirden kaç tüketicinin okuduğu
tespit edilemez.
152 Medya ve Reklam
Sıra Sizde 3
En çok tercih edilen mobil reklamcılık uygulamalarını SMS,
EMS, MMS, IVR reklamları, mobil internet reklamları, mo-
bil arama motoru reklamcılığı, lokasyon tabanlı reklamlar,
bluetooth reklamları, QR kod uygulamaları, mobil platform-
lardaki reklam içeren oyunlar, mobil video reklamları, mobil
televizyon reklamları ve mobil radyo reklamları, mobilecas-
ting, bluecasting ve çağrı melodisi reklamları olarak sırala-
mak mümkündür (Leppäniemi&Karjaluoto, 2008; Varnali,
Toker, Yılmaz, 2010).
Sıra Sizde 4
Mobil iletişim platformlarının gelişmesine paralel olarak
coğrafi enformasyon teknolojileri aracılığıyla elde edilen
veriler pazarlama alanında kullanılmaktadır ve buna paralel
olarak coğrafi pazarlama yaklaşımı ön plana çıkmaktadır.
Coğrafi pazarlama, hedef kitlenin fiziki konumuna ilişkin
7. Ünite - Mobil Reklam 153
bilgilerin dijital olarak saptanmasını, kaydedilmesini, ana- Sıra Sizde 6
liz edilmesini, grafiksel olarak sunulmasını sağlayan coğra- Mobil reklam kampanyası hazırlama sürecindeki temel aşa-
fi enformasyon sistemleri ile elde edilen veriler aracılığıyla malar, kampanyanın tasarımı, kampanyanın gelişimi, uygu-
pazarlama iletişimi kampanyalarının planlanması, düzenlen- lama, ölçümleme ve analizdir (Kavvassalis vd., 2003).
mesi ve kontrolüdür (Schüssler, 2006: 9’dan aktaran Gürder,
2011: 39). Coğrafi pazarlama yaklaşımını esas alan lokasyon Sıra Sizde 7
tabanlı uygulamalarda ya da konum bazlı reklamlarda GSM Mobil reklamcılık uygulamalarının artmasıyla birlikte izinli
operatörleri, GPS (global positioning system) teknolojisini pazarlama kavramının ön plana çıktığı görülmektedir. İzin
kullanılarak tüketicilerin yerini belirlemektedir. Daha sonra temelli reklamcılık, hedef kitlenin ön izninin alınması ile
cep telefonu kullanıcısının bulunduğu fiziki konuma göre rahatsız edicilik etkisinin azaltılmasına odaklanmaktadır
pazarlama iletişimi etkinlikleri yürütülmektedir. Bu süreçte (Tsang vd., 2004: 68). Bu çerçevede, izinli pazarlama uygula-
mobil reklamlar öncelikli olarak ürün ve hizmete yakın olan masında cep telefonu kullanıcılarının onayı alındıktan sonra
tüketicilere gönderilmektedir. Örneğin, bir alışveriş merke- reklam gönderilmektedir. Şirketler tüketicilere çeşitli ödüller
zindeyken tüketicilere o merkezde bulunan mağazalardaki vererek tüketicileri ürün ve hizmetler ile ilgili mesajları alma-
indirimler ile ilgili mesajlar gönderilmektedir. Bu uygula- ya ikna etmektedir. Bununla birlikte, GSM şirketinin abone-
malar, kişiye özel reklam yapılabilmesini de olanaklı kılmak- leri izni istedikleri zaman iptal edebilmektedir. Bu noktada
tadır; reklamverenlerin ve reklamcıların tüketicilere daha şirketler hem kendi prestijlerini korumak hem de tüketicile-
etkin bir şekilde ulaşmalarına ya da sadece hedefledikleri tü- rin haklarını korumak adına bu müşterilere reklam gönder-
keticilere mesaj göndermelerine olanak vermektedir. Bu tarz meme konusunda gerekli özeni göstermelidir. Tüketicilerin
uygulamaların en önemli dezavantajı, tüketicilerin genellikle ticari mesajlara maruz kalmama hakkına saygı duyulmalıdır;
mesaj gönderilmeden reklam gönderilmesi uygun olan böl- tüketicilerin mobil reklam kabul edip etmeme konusunda-
geden kısa sürede uzaklaşabilmesidir (Kim, 2005: 60). Bu ki tercihi dikkate alınmalıdır ve tüketicilerin rızası olmadan
dezavantajına rağmen mobil reklamcılık uygulamalarının reklam gönderilmemelidir. İzin almadan gerçekleştirilen
gelişimi gözlenildiğinde hedeflenen tüketicilere ulaşma ola- mobil reklamcılık uygulamaları marka imajına zarar verme
nağının fazla olması nedeniyle lokasyon bazlı uygulamalara riski de taşımaktadır.
yönelik eğilimin arttığı görülmektedir.
Sıra Sizde 5
Günümüzde çok sayıda mesaja maruz kalan tüketicilerin
dikkatini tek yönlü iletilerle ya da geleneksel reklam for-
matları ile çekmek zorlaşmaktadır. Tüketiciler özellikle de
gençler sohbet etmenin ve mesaj göndermenin yanısıra oyun
oynamak için de cep telefonlarını kullanmaktadır. Bu du-
rum, cep telefonu kullanıcılarının etkileşimini artıran mobil
platformlardaki reklam içeren oyunları (advergames) önemli
ve değerli hale getirmektedir. Bu uygulamaların en önemli
avantajı, geleneksel mecralarında yer alan reklamlara karşı
savunma mekanizması oluşturan tüketicilere reklam mesaj-
larını oyunun doğal kurgusu içine yerleştirerek vermesidir
(Elden, 2009: 552). Buna paralel olarak mobil reklamcılık
uygulamaları arasında kullanıcıların daha aktif bir şekilde
sürece dahil oldukları mobil oyunlar ön plana çıkmaktadır.
154 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Acartürk, Cengiz (2012). “Barkod Teknolojilerinin Eğitimde Jelassi, Tawfik & Enders, Albrecht (2004). “Leveraging Wi-
Kullanımı: Bilişsel Bilimler Çerçevesinde bir Değerlen- reless Technology for Mobile Advertising”. Proceedings
dirme”. Akademik Bilişim Konferansı. http://ab.org.tr/ of the 12th European Conference on Information
ab12/bildiri/106.pdf (erişim tarihi: 1 Haziran 2011). Systems (ECIS), 14-16 Haziran 2004, Finland. http://is2.
Akbıyık, A., Okutan, S. & Altunışık, R. (2008). “Mobil Pazar- lse.ac.uk/asp/aspecis/20040075.pdf (erişim tarihi: 1 Ha-
lama Platformunda İzinli Pazarlama Uygulamalarına Yö- ziran 2011).
nelik Tüketici Tutum ve Algıları Üzerine Bir Araştırma”. Kim, H. Jung (2005). The Effects of Mobile Advertising For-
Nevşehir: 13. Pazarlama Kongresi Bildiri Kitabı. 1-9. mats. Amerika: Michigan State Universty.
Alkaya, Alkan (2007). Mobil Kanallar Yoluyla Pazarlama Iddris, Faisal (2006). Mobile Advertising in B2C Marketing.
İletişimi Süreci ve Üniversite Öğrencilerinin Mobil Pa- İsveç: Lulea University of Technology. http://pure.ltu.se/
zarlamaya İlişkin Tutumlarına Yönelik Bir Araştırma. portal/files/309846 49/LTU-PB-EX-0611-SE.pdf (eri-
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. şim tarihi: 1 Haziran 2011).
Barutçu, Süleyman (2008). “Mobil Pazarlama”. Güncel Pa- İspir, N. Bilge & Süher, H. Kemal (2009). “SMS Reklamlarına
zarlama Yaklaşımlarından Seçmeler. Editörler: İnci Yönelik Tüketici Tutumları”. Selçuk Üniversitesi İletişim
Varinli&Kahraman Çatı. Ankara: Detay Yayıncılık. 259-285. Fakültesi Dergisi. 5 (4): 6-17.
Barutçu, Süleyman & Göl, Meltem Öztürk (2009). “Mobil Karaca, Yasemin & Ateşoğlu, İrfan (2006). “Mobil Reklamcı-
Reklamlar ve Mobil Reklam Araçlarına Yönelik Tutum- lık ve Uygulamaları: Kuramsal Bir Çerçeve”. Pİ (Pazarla-
lar”. KMU İİBF Dergisi. 11 (7): 24-41. ma ve İletişim Kültürü Dergisi). 5 (18): 37-43.
Barutçu, Süleyman & Göl, Meltem Öztürk (2009). “Mobil Karaca, Şükran & Gülmez, Mustafa (2010). “Mobil Pazarla-
Reklamcılığın Kavramsal Analizi ve Mobil Reklam Araç- ma: Kavramsal Bir Değerlendirme”. Akademik Yakla-
larına Yönelik Tutumların Karşılaştırılmasına Yönelik şımlar Dergisi. 1 (1). 69-81.
Pilot Bir Araştırma”. 8. Manisa: Anadolu İşletmecilik Karagöz, Bihter & Çağlar, Berna (2011). “Perakende Sektö-
Kongresi Bildiri Kitabı. 375-379. ründe Mobil Pazarlama Uygulamalarına Karşı Tüketici
Çakır, Fatma, Çakır, Mesut & Çiftçi, Taha Emre (2010). “Tü- Davranışlarının İncelenmesi”. Academic Journal of In-
keticilerin SMS Reklam Mesajlarına Yönelik Tutum ve formation Technology. 2011 (Yaz): 1-17.
Davranışları”. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Der- Karjaluoto, Heikki, Lehto, Heikki, Leppäniemi, Matti & Mus-
gisi. 2 (1): 27-35. tonen, Tina (2007). “Insights into the Implementation of
Dickinger, Astrid, Heinzmann, Peter & Murphy, Jamie Mobile Marketing Campaigns”. International Journal of
(2005). Mobile Environmental Applications. Proce- Mobile Marketing. 2 (2): 10-20.
edings of the 38th Hawaii International Conference on Kavassalis, Petros, Spyropoulou, Ntina, Drossos, Dimitris,
System Sciences. http://csdl.computer.org/dl/procee- Mitrokostas, Evangelos, Gikas, Gregory & Hatzistama-
dings/hicss/2005/2268/07/22680178a.pdf (erişim tarihi: tiou, Antonis (2003). “Mobile Permission Marketing:
1 Haziran 2011). Framing the Market Inquiry”. International Journal of
Elden, Müge (2009). Reklam ve Reklamcılık. İstanbul: Say Electronic Commerce. 8 (1): 55–79.
Yayınları. Köroğlu, Osman (2002). Mobil İletişim, Etkileşimli Yayın-
Gülseçen, Sevinç, Gürsul, Fatih, Bayrakdar, Betül, Çilengir, cılık ve Türkiye’deki Uygulamalar. Yayınlanmamış Yük-
Sevgi & Canım, Sinem Canım (2010). “Yeni Nesil Mobil sek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal
Öğrenme Aracı: Podcast”. Akademik Bilişim Konfe- Bilimler Enstitüsü.
ransı (10 - 12 Şubat 2010, Muğla Üniversitesi) http:// Leppäniemi, Matti & Karjaluoto, Heikki (2008). “Mobile
ab.org.tr/ab10/kitap/AB10-guncel.pdf (erişim tarihi: 1 Marketing: From Marketing Strategy to Mobile Marke-
Haziran 2011). ting Implementation”. International Journal of Mobile
Gürder, Filiz (2011). “Coğrafi Enformasyon Sistemi ve Pa- Marketing. 3 (1): 50-61.
zarlama Alanındaki Kullanımı: Coğrafi Pazarlama”. In- Mobile Advertising Guidelines, www.mmaglobal.com/mo-
ternational Journal of Economic and Administrative bileadvertising.pdf (erişim tarihi: 1 Haziran 2011).
Studies. 4 (7): 35-59.
7. Ünite - Mobil Reklam 155
Özkaya, Betül (2010). “Reklam Aracı Olarak Advergaming”.
Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi. 29 (2): 455-478. http://
iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2010_2/21-
ozkaya.pdf (erişim tarihi: 1 Haziran 2012).
Quah, J.S. & Lim, G.L. (2002). “Push Selling Multicast Mes-
sages to Wireless Devices Based on the Publish/Subscribe
Model”. Electronic Commerce Research and Applicati-
ons. 1 (3-4): 235-246.
Scharl Arno, Dickinger, Astrid & Murphy, Jamie (2005).
“Success Factors and Industry Difussion of Mobile Mar-
keting”. Electronic Commerce Research and Applicati-
ons. 4 (1): 159–173.
Schüssler, Frank (2006). Anwendungen Geographischer
Informationssysteme im Einzelhandel. Almanya:
Marburg.
Tanyıldız, Barış Baki (2005). Kablosuz İletişim Teknolojile-
ri, Kullanım Alanları, İnsan Hayatındaki Yeri ve Öne-
mi. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühen-
disliği Fakültesi.
Tsang, Melody, Ho, Shu-Cun & Liang, Ting-Peng. (2004).
“Consumer Attitudes Toward Mobile Advertising: An
Empirical Study”. International Journal of Electronic
Commerce. 8 (3): 65-78.
Varnali, Kaan, Toker, Ayşegul & Yilmaz, Cengiz (2010). Mo-
bile Advertising. Chicago: McGraw Hill Publication.
Yuan, Soe Tsyr & Cheng, Chiahsin (2004). “Ontology-based
Personalized Couple Clustering for Heterogeneous Pro-
duct Recommendation in Mobile Marketing”. Expert
Systems with Applications. 26 (4): 461-476.
8
MEDYA VE REKLAM
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
Reklam kampanyası hazırlama sürecinde dikkate alınması gereken etik ilkeleri
açıklayabilecek,
Reklam alanının düzenlenmesine yönelik mevzuat konusunda temel bilgileri
ifade edebilecek, reklam hukukundaki temel kavramları tanımlayabilecek, rek-
lam alanındaki sınırlamaları, yükümlülükleri ve yaptırımları açıklayabilecek,
Reklam alanında devletin denetim yetkilerine ilişkin temel ilkeleri ve rek-
lam denetimi konusunda yetkili olan kuruluşlara ilişkin temel bilgileri ifade
edebilecek
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
• Reklamda Etik • Bilinçaltı Reklamcılık
• İdari Denetim • Örtülü (Gizli) Reklam
• Özdenetim • Ürün Yerleştirme
• Yanıltıcı Reklam • Tanıklı Reklam
• Karşılaştırmalı Reklam • Online Davranışsal Reklamcılık
İçindekiler
• GİRİŞ
• REKLAMDA ETİK İLKELER
Reklamda Etik, Yasal
Medya ve Reklam • REKLAM ALANINDA YASAL
Düzenlemeler ve Denetim
DÜZENLEMELER
• REKLAMLARIN DENETİMİ
Reklamda Etik, Yasal
Düzenlemeler ve Denetim
GİRİŞ
Reklam sektöründe çalışan profesyonellerin ürün ve hizmetlerin tanıtımı için hazırladık-
ları mesajlar medya aracılığıyla toplumun geniş bir kesimine ulaşmaktadır. Çok geniş bir
tüketici kitlesine ulaşan ve farklı toplumsal grupları etkileme potansiyeli olan reklamların
toplumsal hassasiyetleri dikkate alarak hazırlanması önem taşımaktadır. Bu noktada tüke-
ticilerin reklamlar aracılığıyla iletilen mesajlardan olumsuz bir şekilde etkilenmemeleri ya
da reklamların tüketicileri yanlış yönlendirmemesi amacıyla sektör temsilcileri tarafından
etik ilkeler (kodlar) geliştirilmiştir. Etik ilkeler, reklamların hazırlanması ve medyada ya-
yınlanması sürecinde dikkate alınması gereken hususlara gönderme yapmaktadır. Reklam
sektöründe temel aktörler olan reklamverenlerin, reklam ajansları ve mecra kuruluşları-
nın topluma karşı olan sorumluluğunun bir yansıması olan etik ilkeler, tüketicilerin ko-
runmasına ve haksız rekabetin önlenmesine odaklanmaktadır. Etik ilkelere benzer şekilde
reklam alanındaki yasal düzenlemeler de tüketicilerin bilgi eksikliğininin ve güveninin
istismar edilmemesini, sağlığının ve güvenliğinin korunmasını, piyasada faaliyet gösteren
şirketlerin haksız rekabet uygulamalarına karşı korunmasını amaçlamaktadır. Bu amaç
doğrultusunda yasalar, yönetmelikler, tebliğler ve yönergeler gibi çeşitli hukuki düzenle-
meler ile reklamlarda uyulması gereken kurallar belirlenmektedir. Reklamların denetimi
sürecinde ise reklamların yasal düzenlemelere veya etik kodlara uygun olup olmadığı tes-
pit edilmektedir. Bu çerçevede, ilgili mercilerce gerçekleştirilen denetim sonucunda huku-
ka aykırı eylem ve işlemlerin tespit edilmesi durumunda yasal düzenlemelerde öngörülen
yaptırımlar uygulanmaktadır ya da etik kodlara uygun olmayan reklamların hazırlanması
ve yayınlanması sürecinde sorumluluk taşıyan kişi ve kuruluşlar uyarılmaktadır.
Bu ünitede reklam alanındaki etik ilkeler, yasal düzenlemeler ve denetim üzerinde
durulacaktır. Bu çerçevede öncelikle etik kavramı ile etik alanındaki yaklaşımlar açıkla-
nacaktır ve reklam alanındaki temel etik ilkelere odaklanılacaktır. Daha sonra reklam ala-
nındaki temel yasal düzenlemeler, reklamda denetim ve denetim sürecinde tercih edilen
yöntemler üzerinde durulacaktır.
Etik Kavramı
Etik ve ahlak, farklı anlamları olsa da birbirlerinin yerine kullanılan sözcüklerdir. Bu farkı
anlamak için her iki kavramı da açıklamak gerekmektedir. Ahlak, “insanın iyi veya kötü
olarak nitelendirilmesine yol açan manevi özellikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya
158 Medya ve Reklam
koyduğu iradeli davranışlar bütünü” (İrvan, 2005) olarak tanımlanmaktadır. Etik ya da ah-
lak felsefesi ise “insan davranışlarını, yargılarını, davranış kurallarını ve ilkelerini ahlakilik
temelinde araştıran, savunan ya da eleştiren bir felsefe dalı”dır. Etik, ideal ve soyut olana
işaret ederek ahlak kurallarının ve değerlerinin incelenmesi (Fromm, 1995) veya doğru ya
da iyinin ne olduğunu belirleme sanatı (Dedeoğlu, 2004) olarak da tanımlanmaktadır. Bu
tanımlarda da işaret edildiği gibi doğrunun veya yanlışın, iyinin veya kötünün ne olduğu
tanımlanmaktadır ve etik tartışmalara konu olan eylemlerin ve işlemlerin iyi ya da kötü,
doğru ya da yanlış olup olmadığını belirlemek üzere ilkeler oluşturulmaktadır.
Reklam etiği alanındaki önemli standartlardan biri Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafın-
dan hazırlanan ve Türkiye’de de benimsenerek reklam özdenetiminde temel alınan Uluslara-
rası Reklam Uygulama Esasları’dır.
Dürüstlük ve Doğruluk
Tüketicilerin ürün ve hizmetler hakkında doğru olarak bilgilendirilmesi reklamverenlerin
ve reklam sektöründe çalışan profesyonellerin en önemli sorumluluk alanlarından birini
oluşturmaktadır. Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklamda tüketicilere
ürün hakkında yanıltıcı veya yanlış bilgiler verilmemeli, abartılı iddialarda bulunulmama-
lıdır. Reklamlarda eksik ve yanıltıcı bilgiler vermek, tüketicinin tanıtımı yapılan markaya
ve genel olarak reklamlara olan güvenini sarsmaktadır. Dürüstlük ve doğruluk ilkesine
uygun hareket etmek, tüketicilerin reklamlara olan güvenini sarsılmamasını sağlayacaktır.
Dürüstlük ve doğruluk ilkesine göre şirketler reklamda ürün ile ilgili öne sürdüğü bil-
gileri ya da iddiasını bilimsel olarak kanıtlayabilmelidir. Başka bir anlatımla, reklamda
doğrulanması ve gerçekleştirilmesi mümkün olan bilgiler yer almalı veya doğru vaadlerde
bulunulmalıdır.
Ürün ve hizmetler ile ilgili temel bilgiler reklamda görünür bir şekilde yer almalı-
dır. Reklamda iletilen mesajlar anlaşılabilir olmalıdır. Puntosu küçültülerek tüketicilerin
mesajı okuması zorlaştırılmamalıdır. Örneğin bazı televizyon reklamlarında ürün ve hiz-
metle ilgili önemli bilgiler (garanti, fiyat, ürünün içeriği vb.) çok küçük puntoda yazıl-
maktadır ya da yazılar çok hızlı bir biçimde ekrandan geçmektedir. Dolayısıyla tüketiciler
bu yazıları okuyamadıkları için ürün ve hizmetle ilgili tam olarak bilgi edinememektedir.
Benzer şekilde gazete ve dergi reklamlarında da ürün ile ilgili bilgiler küçük puntolarla
yazıldığı için tüketiciler reklamdaki bu kısımları okumakta güçlük çekmektedir ve ürün
hakkında eksik bilgi edinmektedir.
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklamlar ürün ve hizmetlerin özellik-
lerine ilişkin tüketiciyi doğrudan ya da dolaylı olarak yanıltabilecek ifadeler ya da görsel
bileşenler içermemelidir. Ancak ürün ve hizmetler ile ilgili tüketicilere yanıltıcı bilgiler
reklamlarla sık sık karşılaşılmaktadır. Örneğin, meyve suyu reklamlarında tüketicileri
ikna etmek amacıyla “% 100 doğaldır” ifadesi kullanılmaktadır. Ancak bu ifade genellikle
doğruyu yansıtmamaktadır. Reklamlarda ürünün doğal olduğu belirtilse de, ürünün içe-
riği dikkatli bir şekilde okunduğunda meyve suyunun konsantrelerden üretilmiş olduğu
fark edilmektedir. Resmi mercilerden gıda takviyesi adı altında izin alınan ürünler rek-
lamlarda zayıflama ilacı olarak sunulabilmektedir. Benzer şekilde bal reklamlarında da
ürünün doğal ve sağlıklı olduğu iddia edilmektedir. Ancak bu sektörde faaliyet gösteren
çeşitli şirketlerin ürettiği ürünlerin içeriği yetkili merciler tarafından incelendiğinde sahte
ballar üretildiği ortaya konulmuştur.
Toplumsal Sorumluluk
Reklam sektöründe çalışan profesyonellerin ürün ve hizmetleri tanıtmak amacıyla ha-
zırladıkları mesajlar toplumun geniş bir kesimini etkileyebilmektedir. Bu süreçte medya
160 Medya ve Reklam
Reklamlarda ırk, etnik köken, sosyal ve ekonomik statü, cinsiyet, dini inanç, yaş, fiziksel
görünüş ve engelli olma konusunda ayrımcılığa yönelik mesajlar vermekten kaçınmalıdır ya
da ayrımcılık teşvik edilmemelidir.
Etik konusunda daha fazla bilgi için şu kitaba başvurulabilir: Sayımer, İdil & Yayınoğlu, Pı-
nar Eraslan (2008). Halkla İlişkiler ve Reklam Üzerine Etik Değerlendirmeler. İstanbul: Beta
Yayıncılık.
Taklit
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklamlar, başka reklamların genel düze-
nini, metnini, sloganını, görsel sunumunu, müzik ve ses efektlerini tüketiciyi yanıltacak
şekilde taklit etmemelidir. Etik ilkeler uyarınca rakip şirketlerin reklamlarındaki özgün
biçimsel formatın da taklit edilmemesi gerekmektedir. Bunun yanısıra, bir ürünün ve
hizmetin tanıtımında kullanılan slogan, yaratıcı fikirler ve stratejiler, benzer veya rakip
kategorideki bir ürünün ve hizmetin reklamında kullanılmamalıdır. Ancak bazı reklam-
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 161
larda reklam sektöründe çalışan profesyonellerin rakip şirketlerin kurum renklerini, ticari
iletişimde kullandıkları yazı karakterlerini ve yaratıcı fikirleri kullandığı görülmektedir.
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir
reklamverenin bir veya birden daha fazla ülkede gerçekleştirdiği bir reklam kampanyası,
rakip şirketler tarafından o reklamverenin faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde aynı reklam
kampanyasının söz konusu reklamveren tarafından kullanılmasını önleyecek bir biçimde
taklit edilmemelidir.
Karşılaştırmalı Reklamlar
Karşılaştırmalı reklamlar, “reklam mesajlarında doğrudan ya da dolaylı bir biçimde rakip
ürünlerin gösterildiği veya adının verildiği reklamlar”dır (Aktuğlu, 2006). Uluslararası
Reklam Uygulama Esasları’na göre bu tarz reklamlarda karşılaştırma yanıltıcı olmamalı,
karşılaştırma noktaları doğrulanabilir gerçeklere dayanmalı ve hakkaniyete uygun olarak
belirlenmelidir. Reklamlarda aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik ürün-
ler ve hizmetler arasında karşılaştırma yaparken adil rekabet ilkelerine uygun hareket
edilmelidir ve reklamlar haksız rekabete yol açacak unsurlar içermemelidir. Uluslararası
Reklam Uygulama Esasları’nda karşılaştırmalı reklamlar konusundaki ilkeler aşağıda be-
lirtilen şekilde düzenlenmektedir:
• “Karşılaştırılan ürün, hizmet ya da marka adı belirtilmemelidir.
• Karşılaştırma içeren reklamlarda benzer durumlar karşılaştırılmalıdır. Karşılaştı-
rılan ürün ya da hizmetlerin aynı nitelikte ve özellikte olması veya aynı istek ya da
ihtiyaca cevap vermesi gerekmektedir.”
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre karşılaştırma yapılırken rakip bir
ürünü veya hizmeti çağrıştıran unsurlar (ambalaj şekli, kurumsal renk vb.) kullanılma-
malıdır. Reklamda rakip ürünün görüntüsünün ürünün şekli, markası belli olmayacak
ve onu anımsatmayacak biçimde mozaiklenerek yer alması gerekmektedir. Rakip ürün
ve hizmetler için “diğer”, “sıradan”, “öteki” ifadeleri ve benzeri sözcükler kullanıldığında
piyasada mevcut ürün ve hizmetlerin tamamı ile karşılaştırmaya dayalı kanıtlar ortaya
konulmalıdır. Bu bağlamda, Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’nda da işaret edildiği
gibi reklamlarda rakip ürün ve hizmetlerden bahsederken önüne sıfat eklenen karşılaştır-
malarda (diğer kaliteli deterjanlar, buğdaydan üretilen ekmekler ya da kafein içeren içe-
cekler vb.), eklenen sıfat hangi kategoriyi kapsıyorsa o ürün ve hizmetlerle karşılaştırmayı
gösteren kanıtlar yeterli kabul edilmektedir.
162 Medya ve Reklam
Kötüleme
Reklam kampanyası hazırlama sürecindeki en önemli etik kodlardan birisi de bir ürünün,
markanın, şirketin, kişinin ve mesleğin kötülenmemesidir. Uluslararası Reklam Uygula-
ma Esasları’nda bir ürünün rakiplerinden farklı olan özelliğini ya da üstünlüğünü tüketi-
ciye bir alternatif olarak sunabileceği ancak reklamlarda iftiradan, manipülasyondan, de-
dikodu ve temelsiz suçlamalardan uzak durulması gerektiği belirtilmektedir. Reklamlarda
bir kişinin ya da bir zümrenin onurunu zedeleyecek, şeref ve haysiyetin zarar verecek
ifadelere yer verilmemelidir. Başka ürünlerin veya ürün gruplarının kullanımını engelle-
meye yönelik ifadeler ile başka markaları küçük düşüren sözlerin veya görüntülerin kulla-
nılmamasına özen gösterilmelidir.
Kötüleme ile ilgili ilkeye rağmen reklam sektöründe etik kodlarla bağdaşmayan rek-
lamların hazırlandığı görülmektedir. Örneğin, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler
Derneği, alışveriş merkezlerini kötüleyerek kendi reklamını yapan bir ayakkabı şirketi-
nin tam sayfa gazete reklamlarını ve televizyon reklamını Reklam Özdenetim Kurulu’na
şikâyet etmiştir. Reklam Özdenetim Kurulu, söz konusu reklamı kötüleme maddesine ay-
kırı bulmuştur ve reklam yayınının durdurulmasına karar vermiştir:
“ilanın başlığında yer alan ‘sadece aldığınız ayakkabının parasını ödeyin. Alışveriş
merkezlerindeki mağazaların 10 binlerce dolarlık kirasını ödememek için haydi... Semti-
nizdeki mağazaya’ ve ilan metninde yer alan alışveriş merkezlerinde başta mağaza kirası
olmak üzere işletme maliyetleri çok çok yüksek. Mağaza sahipleri de doğal olarak kira be-
dellerini ürün maliyetlerinin üzerine koyuyorlar... istikrarlı fiyat politikası ve yüksek kalite
standartlarıyla, üst gelir grubuna dahil olan tüketicileri de alışveriş merkezlerinden uzak-
laştırarak semt mağazalarına çekmeyi başarmıştır…’ gibi ifadeler, Özdenetim Esasları’nın
‘Kötüleme’ başlıklı 12. maddesine aykırı bulunmuştur. Reklamverenin, ürününün ucuz
olduğunu ve bu sebeple tercih edilmesi gerektiğini belirterek sadece kendi ürününü öven
cümleleri, reklam metninde kullanması doğaldır. Ancak burada, semt mağazaları övül-
mekle birlikte, AVM’lerde yer alan mağazalar hakkında olumsuz ifadelere yer verilerek
tüketiciler, AVM’lerdeki mağazalardan alışveriş yapmamaya yönlendirilmeye çalışıldığın-
dan ilanın kötüleme içerdiği sonucuna varılmıştır.” (“Reklamda Kötüleme Örneği”, Arasta
Dergisi, 33 Mayıs-Haziran: 37, 2008).
Tanıklı Reklamlar
Tanıklı reklamlarda ürünler ve hizmetler ile ilgili bilgilerin hedef kitleye iletilmesi ve tü-
keticilerin ikna edilmesi amacıyla genellikle ürünü deneyen kişilerin görüşlerine başvu-
rulmaktadır. Bu tarz reklamlarda ürünün kullanan kişilerin deneyimleri aktarılmaktadır
ya da bir uzmanın görüşüne yer verilmektedir. Bu bağlamda, tanıkların görüşlerine atıfta
bulunulan reklamlarda uzman olmayan kişilerin uzmanmış gibi gösterilerek veya sahte
tanıklara başvurularak tüketicilerin yanıltılmaması önem taşımaktadır. Uluslararası Rek-
lam Uygulama Esasları’na göre reklam, gerçek olmayan ve tanıklığına başvurulan kişinin
tecrübesine dayanmayan, zamanla geçerliliğini yitiren tanıklık ya da onay ifadelerine atıf-
ta bulunmamalıdır.
Güvenlik ve Sağlık
Reklamlarda tüketici sağlığı ve can güvenliği açısından zararlı olabilecek ifadelere veya
görsel bileşenlere yer verilmemelidir. Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre
reklamlar, sağlık açısından tehlike oluşturabilecek uygulamalarla ve eğitici ya da sosyal
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 163
bakımdan haklı bir gerekçeye dayanmadığı takdirde güvenlik kurallarının gözetilmediği
durumlarla ilgili ifadeler ya da görsel unsurlar içermemelidir.
Kanıtlama
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklamlarda yer alan somut iddialar bi-
limsel yayınlarla, ya da reklamverenlerin akreditasyon belgeli yerli veya yabancı orgazi-
nasyonların ve akademik kuruluşların laboratuvarındaki teste dayalı raporlarla kanıtla-
nabilmelidir. Bu raporlar, reklamda belirtilen iddiaları ortadan kaldıracak yeni koşulların
oluşmaması (teste tabi tutulan ürünlerin yeni formülle üretilmiş olmaması, teknolojik de-
ğişim geçirmiş olmaması, rakibin piyasaya yeni sürmüş olmaması vb.) durumunda hazır-
lanma tarihi dikkate alınmaksızın geçerli olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Reklam
Uygulama Esasları’na göre resmi makamlar tarafından üretim ya da ithalat izni verilmiş
olan ürünlerin ambalajında bu izne uygun olarak yer alan ifadelerin reklamda aynen kul-
lanılması halinde iddiaların kanıtlanması gerekmemektedir. Uluslararası Reklam Uygu-
lama Esasları’nda http://www.rok.org.tr/urue.html - top ürün ve hizmete ilişkin üstünlük
iddialarının kanıtlanması konusu aşağıda belirtilen şekilde düzenlenmektedir:
• “Ölçülebilir, nesnel üstünlük iddiaları sayısal verilere dayanan veya doğruluğu test,
rapor veya belgelerle kanıtlanabilen üstünlük iddiaları (‘ilk’, ‘tek’, ‘birinci’, ‘pazar
payının % 20’sine sahip’ vb.) belge ile kanıtlanmalıdır.
• ‘Daha iyisi yok’ gibi eşitler arası üstünlük iddiaları, reklamdaki mesaja göre piyasa-
daki rakiplerinin tümü ile eşit olduğu kanıtlanmak koşulu ile kullanılabilir.
• Reklam mesajındaki iddia ölçülemeyecek nitelikte üstünlük taşıyor ise kanıt göste-
rilmeden de kullanılabilir.”
Ürün ve hizmetlerle ilgili kanıtlanamayacak iddialarda bulunulmamalıdır. Özdene-
tim kuruluşlarının doğrulamayı talep etmeleri durumunda reklamverenler bu belgeleri
hemen sunabilmelidir. Kanıtlama konusundaki ilkeye rağmen reklam sektöründe etik
kodlarla bağdaşmayan uygulamaların söz konusu olduğu görülmektedir. Reklam Özde-
netim Kurulu, bir balık firmasının televizyonda yayınlanan reklamına ilişkin olarak eksik
bilgilendirme ve yanlış yönlendirme gerekçesiyle başvuruda bulunulmuştur. Reklamda
alzheimerdan korkulmaması gerektiği ve çözümün balık yenmesinden geçtiği belirtilmiş-
tir. Özdenetim Kurulu yaptığı inceleme sonucunda aşağıdaki sonuca ulaşmıştır ve reklam
filminin mevcut haliyle yayınlanmaması gerektiği yönünde bir karar almıştır:
“Filmlerin ortak mesajı, gıda olarak balığın birçok hastalıktan korunmanın yolu oldu-
ğudur. Bu mesaj izleyici/tüketici tarafından bu hastalıklara yakalanmamak için balık ye-
menin gerekli olduğu biçiminde algılanacaktır. Bu ise çok kesin ve insan sağlığını ilgilen-
164 Medya ve Reklam
dirmesi açısından hassas ve önemli bir iddiadır. O nedenle de bilimsel olarak kanıtlanması
gerekmektedir. Filmlerde sayılan her bir hastalıktan korunmak için balık yemenin yeterli
olduğu, tarafsız, bilimsel ya da bağımsız uzman kuruluşlardan alınacak görüş ve raporlar-
la kanıtlanmadıkça bu iddianın kullanıldığı filmlerin bu hali ile yayınlanması Uluslararası
Reklam Uygulama Esasları’nın Kanıtlama başlıklı 23. maddesine aykırıdır.” (http://www.
yorumsal.net/alzheimer-hastalydhyndan-korkmak-gerekir-2.html)
Reklam etiği konusundaki temel metinlerden biri olan Uluslararası Reklam Uygulama Esas-
ları hakkında şu internet sitesinden daha fazla bilgi edinilebilir: http://www.codescentre.
com/images/downloads/660%20consolidated%20icc%20code_2011_final%20with%20co-
vers.pdf.
Çocuklar ve Gençler
Meslek ilkelerinin geliştirilmesinde odak noktalarından birisi de çocukların ve gençlerin
korunmasıdır. Sektördeki tüm aktörler, reklam kampanyasında yer alan bileşenlerin ço-
cuklar ve gençler üzerinde yaratacağı etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Reklamlar
çocukların ve gençlerin fiziksel ve duygusal gelişimine zarar verecek unsurlar içermemeli-
dir. Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’nda da işaret edildiği gibi yetişkinlere yönelik
reklamlarda yayın akışı, izleyiciler arasında çocukların da olabileceği ihtimali göz önünde
bulundurularak düzenlenmelidir. Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre çocuk-
lar ve gençler için uygun olmayan ürünlerin reklamları, bu hedef kitleye yönelik olan mec-
ralarda yayınlanmamalıdır.
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre çocuklar ve gençler, kendilerine ya da
başkalarına zarar verebilecek faaliyetler içinde gösterilmemelidir. Bu bağlamda, çocuklara
yönelik reklamlarda hırsızlık, yaralama gibi olumsuz davranışları özendiren ifadelerin ve
görüntülerin de kullanılmamasına ya da şiddeti teşvik eden unsurlara yer verilmemesine
dikkat edilmelidir. Benzer şekilde, reklamlarda çocukların cinselliği çağrıştıracak şekilde
konumlandırılmaması konusunda da gerekli dikkat ve özen gösterilmelidir.
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklam sektöründe çalışan profes-
yoneller çocukların ve gençlerin deneyimsizliğini ve kolay inanma özelliğini göz önüne
almalıdır; onların bu özelliklerinin istismar edilmemesi gerektiği bilinciyle ve sorumlu-
luğuyla hareket etmelidir. Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’nda bu konu aşağıda
belirtilen şekilde düzenlenmektedir:
1. “Pazarlama iletişimi, bir ürünün performansını ya da kullanımını gösterirken,
ürünün biraraya getirilmesi, montajı ve kullanımı için gerekli beceri ya da yaş dü-
zeyini olduğundan az göstermemelidir.
2. Her ne kadar hayal gücünün kullanımı hem çocuklar hem de gençler için uygun
olsa da, yapılacak pazarlama iletişimi onların gerçekle hayal gücü arasındaki ayırı-
mı yapmalarını güçleştirecek nitelikte olmamalıdır.
3. Çocuklara yönelik olarak yapılacak pazarlama iletişimi, çocuklar tarafından da
ayırt edilecek biçimde olmalıdır.”
Çocukların korunmasındaki etik ilkelere rağmen reklam sektöründe etik kodlarla
bağdaşmayan uygulamaların söz konusu olduğu görülmektedir. Reklam Özdenetim Ku-
rulu, bir bebek bezi firmasının reklam filmi hakkında yapılan şikayeti incelemiştir ve aşa-
ğıdaki kararı alarak reklam filminde gerekli değişiklikler yapılmadan reklamın mevcut
haliyle yayınlanmasının uygun olmadığı doğrultusunda görüş bildirmiştir:
“Reklamda oynayan küçük kız çocukları özellikle ‘Bebek’te üç beş tur atarım’ sözünün
yer aldığı ve filmin sonunda elele tutuşarak yürüdükleri planlarda yetişkin tavırları ser-
gilemektedirler. Bir çocuğun aile büyüklerini taklit etmesi, çocuksu bir davranış olarak
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 165
görülmektedir. Ancak belirtilen bu planlardaki davranışlar, bir yetişkinin kadınsı davra-
nışlarının abartılı özentisi olarak görülmüştür. Reklam filmindeki çocukların hareketleri
ve giyim tarzları çocuk masumiyeti çerçevesinde sayılabilecek ‘anneyi taklit etme’ oyunu-
nu aşan sahneler olduğundan Özdenetim Esasları’nın ‘Çocuklar ve Gençler’ başlıklı 18.
maddesinin ‘Çocuklara ve gençlere yönelik ya da onları konu alan pazarlama iletişimi ger-
çekleştirilirken çok dikkatli olunmalı ve ayrı bir özen gösterilmelidir. Bu tarz iletişimler,
olumlu sosyal davranışları, yaşam biçimlerini ve tavırları sarsacak nitelikte olmamalıdır’
şeklindeki hükmüne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.” (http://www.haberturk.com/
medya/haber/691143-reklam-bu-haliyle-yayinlanamaz)
Çevre
Meslek ilkelerinin geliştirilmesinde odak noktalarından birisi de tüketicilerin çevre ko-
nusundaki hassasiyetlerinin istismar edilmemesidir. Reklamlarda çevrenin korunmasına
önem veren tüketicileri ikna etmek amacıyla ürün ve hizmetler çevre ile ilişkilendiril-
mektedir. Bu kapsamda, ürünün ve hizmetin çevreye zararlı olmadığına işaret edilmek-
tedir ya da çevrenin korunmasına yaptığı katkı vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda, ürün
ve hizmetler tanıtırken çevre dostu, karbonsuz, ekolojik, organik, doğa dostu ve benzeri
ifadeler kullanılmaktadır. Reklamlarda çevre ile ilişkilendirilen bu ve benzeri ifadelerin ya
da iddiaların bilimsel verilerle ve belgelerle desteklenmesi gerekmektedir. Bunun yanısıra,
Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na göre reklamlar, çevre konusunda toplumda ge-
nel kabul görmüş davranış biçimlerini olumsuz yönde etkilememeli veya olumsuz davra-
nış biçimlerini teşvik etmemelidir. Mesleki etik kapsamında çevre konusuna önem verilse
de etik kodlarla bağdaşmayan reklamların hazırlandığı görülmektedir.
Televizyon mecrasında yer alan reklamlara ilişkin etik kurallar hakkında daha ayrıntılı bil-
gi edinmek için şu kitaba başvurulabilir: Aytekin, Pınar (2011). Televizyon Reklamlarında
Etik. Ankara: Detay Yayıncılık.
ödeme yükümlülüğü olmadığı, satın alınacak bir diğer ürünle beraber verildiği ve üsteni-
lecek tek yükümlülüğün reklamveren tarafından ödenmesi gereken ürün teslimat bedeli
kadar olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Reklamlarda yasaların tanıdığı tüketici hakları-
nın dışında yeni haklar ile ilgili bilgi verilmiyorsa “garanti”, “teminat” ya da bu anlama ge-
lebilecek benzer sözcükler kullanılmamalıdır. Ürün ve hizmetler tanıtılırken söz konusu
sözcükler kullanıldığında tüketicilerin bu fırsatlardan nasıl yararlanacağı açıklanmalıdır.
Bu kapsamda reklamlarda söz konusu fırsatlar ya da teminatlardan yararlanabilmek için
yerine getirilmesi gereken koşullar ya da bu konuyla ilgili kısıtlamalar (süre, miktar vb.)
ile ilgili bilgiler verilmelidir.
Reklam alanındaki temel yasal düzenlemeler ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için şu
kitaba başvurulabilir: Avşar, Zakir, Elden, Müge, Çaydere, Osman & Bakır, Uğur (2011).
Reklam ve Hukuksal Düzenlemeleri. İstanbul: Geçit Yayıncılık.
Reklamlarda yer alan ifade ve görüntülerle haksız rekabete yol açıldığının tespit edil-
mesi halinde sorumlulara ceza verilmektedir. Zarar ve zıyanın tazmini ile manevi taz-
minat verilmesi için açılan davalarda Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
2011 yılında çıkarılan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun haksız rekabet ile ilgili 57. madde-
sine göre dürüstlük kurallarına aykırı veya gerçek olmayan vaadlerde bulunan reklamların
yapılması nedeniyle müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi,
bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararının giderilmesini talep
edebilmektedir. Bu Kanun’un kişilik haklarının zedelenmesi ile ilgili 58. maddesi uyarınca
kişilik haklarının zarar gördüğünü iddia edenlere manevi tazminat talep edebilme hakkı
tanınmaktadır.
Reklam mevzuatındaki temel odak noktalarından biri de tüketicilerin korunmasıdır.
Bu bağlamda, tüketici haklarının gelişmesine paralel olarak tüketicilerin en önemli hak-
larından biri olan doğru bilgilendirilme hakkı veya tüketicilerin ürün ve hizmetler konu-
sunda yanlış yönlendirilmemesi hususu ön plana çıkmaktadır. Bu konudaki hassasiyet-
ler ya da eğilimler göz önüne alınarak 1995 yılında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun çıkarılmıştır. 4077 sayılı Kanun’la tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı, onun
tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edecek reklamlar yasaklanmaktadır. Bu konu
Kanun’un 16. maddesinde şu şekilde düzenlenmektedir:
“Ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ah-
laka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır. Tüketici-
yi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin
can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici,
kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve
ilânlar ve örtülü reklam yapılamaz.”
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kanun’un 16. maddesinde rek-
lamverenlerin ticari reklam veya ilanda yer alan somut iddiaları ispat etmekle yükümlü
170 Medya ve Reklam
Reklam hukukuna ilişkin daha ayrıntılı bilgi edinmek için şu kitaba başvurulabilir: İnal,
Emrehan (2000). Reklam Hukuku ve Aldatıcı Reklam. İstanbul: Beta Yayınları.
tadır. Bilinçaltı reklamcılık, televizyonda ve sinemada algılama eşiğinin altında yer alan
bazı unsurların kullanılmasıyla tüketicinin bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen mesajların
hazırlanması (Sungur, 2007) ya da “bilinçaltını etkilemeyi amaçlayan, gözle algılanamaya-
cak ancak bilinçaltı düzeyde algılanabilecek kadar kısa verilmiş söz, resim ve biçimlerden
oluşan sinema ya da televizyon reklamları” (Avşar, Elden, Çaydere& Bakır, 2011) olarak
tanımlanmaktadır. Bilinçaltı tekniklerin kullanılmasına tüketicilerin rızaları dışında ticari
mesajlara maruz kalması nedeniyle izin verilmemektedir.
Türkiye’de televizyon ve radyo mecrasında ürün yerleştirme uygu lamasına izin verilmekte-
dir; bilinçaltı reklamcılık ve gizli (örtülü) reklam yasaklan maktadır.
Reklam hukukuna ilişkin daha ayrıntılı bilgi edinmek için şu kitaba başvurulabilir: İnal,
Emrehan&Baysal, Başak (2008). Reklam Hukuku ve Uygulaması. İstanbul: On İki Levha Ya-
yıncılık.
REKLAMLARIN DENETİMİ
Reklamların denetimi sürecinde temel olarak tüketicilerin maddi çıkarlarının, sağlığının
ve güvenliğinin korunmasına, bilgi eksikliğininin ve güveninin istismar edilmemesine,
piyasada faaliyet gösteren şirketlerin haksız rekabet uygulamalarından zarar görmeme-
sine odaklanılmaktadır. Bu odak noktasından hareket ederek denetim konusunda yetkili
olan merciler, reklamların yasal düzenlemelere veya etik kodlara uygun olup olmadığını
incelemektedir. Bu inceleme işleminin ardından denetim görevini yerine getiren kuruluş-
lar, yasal düzenlemelere aykırı olan ya da etik kodlara uygun olmayan reklamların revize
edilmesine veya yayından kaldırılmasına karar verebilmektedir. Reklamların denetimi
sürecinde yanıltıcı ve aldatıcı reklamlarla mücadele edilirken idari denetim, özel hukuk
davaları, cezai takibat ve özdenetim olmak üzere dört yöntem tercih edilmektedir (Avşar,
Elden, Çaydere&Bakır, 2011).
İdari Denetim
İdari denetim, idari otoritenin düzenleyici, kural belirleyici ve müeyyide uygulayıcı ol-
duğu, idari otoritenin düzenleme ve denetlemelerini devlet politikası doğrultusunda
kullandığı modeldir (Karadağ, 2012). Bu modelde denetim, bağımsız idari otoriteler ve
üst kuruluşlar tarafından yerine getirilmektedir. Reklamları denetleme konusunda yetkili
olan bu merciler, reklamlarda uyulması gereken kuralları belirlemektedir ve bu kurallara
uyulup uyulmadığını takip etmektedir. Düzenleyici kurullara yayıncıların uyması gereken
kuralları belirleme yetkisi verilse de uygulamada denetim işlevlerinin daha ağır bastığı
görülmektedir (Çaplı, 1995).
Türkiye’de reklamlar konusunda idari denetim işlevini gerçekleştiren merciler, Reklam
Kurulu (RK) ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)’dur. Bu kurullar, reklamların
denetimi konusunda benzer kurallar getirse de farklı kanunlara dayanmaktadır. Bunun
yanısıra, bu kurulların sorumluluk alanları, yetkileri ve müeyyideleri de farklılaşmaktadır.
Bu nedenle, aynı reklamı iki kurul da inceleyebilmektedir.
Türkiye’de reklamlar konusunda idari denetim işlevini gerçekleştiren temel merciler, Rek-
lam Kurulu ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’dur.
176 Medya ve Reklam
Kamu idaresi içinde reklamların denetiminde yetkili otoritelerinden biri olan ve Sa-
nayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Reklam Kurulu, Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun kapsamında oluşturulmuştur. Bu Kanun’un 17. maddesi temel alınarak
oluşturulan Reklam Kurulu, ticari reklam ve ilanlarda uyulması gereken ilkeleri belirle-
mek, bu ilkeler çerçevesinde ticari reklam ve ilanları incelemek ve inceleme sonucuna
göre kanuna aykırı hareket edenler hakkında gerekli yaptırımları uygulamak ile görevli-
dir. 25 üyeden oluşan Reklam Kurulu, tüm mecralarda yayınlanan ticari reklam ve ilanla-
rın denetiminden sorumludur. Başka bir anlatımla, bu Kurul, mecra (internet, açıkhava,
gazete, dergi, radyo ya da televizyon vb.) farklı gözetmeksizin tüm mecralarda yayınlanan
reklamları inceleme yetkisine sahiptir.
2003 yılında çıkarılan 25186 sayılı yönetmelikle Reklam Kurulu’nun görevleri ile ça-
lışma usul ve esasları, üyelerin nitelik ve görev süreleri belirlenmiştir. Bu yönetmeliğin
8. maddesine göre Reklam Kurulu, yazılı başvuru üzerine ya da re’sen hareket ederek
reklamlar hakkında inceleme başlatma yetkisine sahiptir. Reklam Kurulu’nun re’sen ha-
reket edebilme yetkisi olsa da genellikle şikayet üzerine değerlendirme yapmaktadır. Bu
bağlamda özellikle zarar görebilecek iki kesim olan rakip şirketler veya tüketiciler, yasa
ve ilgili düzenlemelere aykırı reklamları şikayet etmektedir. Reklam Kurulu da düzenli
aralıklarla toplanarak reklam ile ilgili şikayetleri incelemektedir ve karara bağlamaktadır
25186 sayılı yönetmeliğin 6. maddesinde reklamlarda genel ahlak kurallarına aykırı
olan, pornografi içeren, korku ve batıl inançların istismar eden, hasta, bebek, çocuk, yaşlı
ve özürlülerle ilgili toplumun acıma duygularını istismar eden ifadeler ya da görüntüler
kullanılamayacağı belirtilmektedir. Reklamların kamu düzenini bozucu, kamu sağlığını
bozucu, şiddet hareketlerini özendirici, yasadışı davranışları cesaretlendiren, insan onu-
runu ve kişilik haklarını zedeleyici unsurlar içeremeyeceğine işaret edilmektedir. İlgili
mevzuat uyarınca reklamların güvenlik kurallarının gözetilmediği ve insan güvenliği açı-
sından tehlike oluşturabilecek durumlarla ilgili sözler ya da görüntüler içeremeyeceği be-
lirtilmektedir. Reklamların ayrımcılığı desteklememesi veya onaylamaması gerektiği ifade
edilmektedir. Reklamların tüketicilerin çevre konusundaki duyarlılığını ya da bu alandaki
olası bilgi eksikliğini istismar edecek nitelikte olamayacağına işaret edilmektedir.
25138 sayılı Yönetmelik’te doğrudan satış reklamları, tanıklı reklamlar ve karşı-
laştırmalı reklamlar ile ilgili de kurallar getirilmektedir. Doğrudan satış reklamları,
ürün ve hizmetlerin alım satımı veya kiralanması işleminin reklama cevap veren kişinin
adresinde gerçekleştirileceği mesajını veren reklamlar olarak tanımlanmaktadır. Bu tarz
reklamlarda ürün veya hizmetin temel özelliklerinin, satış fiyatının, tüketicilerin ürün ve
hizmeti kabul etmeme hakkı olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Yürürlükteki yasal
düzenlemeye göre tanıklı reklam kategorisinde yer alan reklamlarda tanıklığına başvuru-
lan kişinin tecrübesine dayanmayan ya da geçerliliğini yitiren hiçbir onay ifadesine yer ve-
rilmemesi gerekmektedir. 25138 sayılı Yönetmelik’te yer alan hükümler uyarınca karşılaş-
tırmalı reklamlara karşılaştırılan ürün, hizmet veya markanın adının belirtilmemesi, aynı
nitelikte olan veya benzer ihtiyaçlara cevap veren ürün veya hizmetlerin karşılaştırılması,
dürüst rekabet ilkelerine uygun hareket edilerek tüketicinin yanlış yönlendirilmemesi ko-
şuluyla izin verilmektedir.
Karşılaştırmalı reklam hukuku ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için şu kitaba başvuru-
labilir: Bozbel, Savaş (2006). Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Karşılaştırmalı Rek-
lam Hukuku. Ankara: Seçkin Yayınları.
25138 sayılı Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve ve Uygulama Esaslarına Dair
Yönetmelik’te düzenleme getirilen konulardan biri de piyasada faaliyet gösteren başka
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 177
şirketlerin kötülenmesi ve bu şirketlerin ticari itibarından haksız yararlanılmasıdır. Bu
bağlamda, reklamlarda başka bir kuruluşun, endüstriyel veya ticari faaliyetin, mesleğin
markanın, ürünün veya hizmetin kötülenmesi yasaklanmaktadır. Bunun yanısıra, rek-
lamlarda başka bir şirketin özgün kurumsal kimlik unsurlarının kullanılmaması, ticari
unvanı ile sağladığı itibardan haksız olarak yararlanılmaması gerekmektedir. Benzer şe-
kilde, başka reklamların tamamının, bir bölümünün ya da bir bileşeninin (sloganın, görsel
sunumunun, yaratıcı stratejisinin ve benzeri unsurların) taklit edilmesi yasaklanmaktadır.
25138 sayılı Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve ve Uygulama Esaslarına Dair
Yönetmelik’te çocuklara veya reşit olmayan gençlere yönelik olan reklamlar ve içinde
çocukların veya reşit olmayan gençlerin kullanıldığı reklamlar da ile ilgili kurallar ge-
tirilmiştir. Bu yönetmeliğin 18. maddesine göre bu tarz reklamlarda gençlerin fiziksel,
zihinsel, ahlaki ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek, bilgi eksikliklerini
ve tecrübesizliklerini istismar edecek sözlerin ya da görüntülerin kullanılmasına izin ve-
rilmemektedir. Ürünün özellikleri, fonksiyonları, boyutları, kullanılması için gerekli olan
ek malzemeler ve performansı hakkında çocukların ve gençlerin yanlış yönlendirilmesine
yol açabilecek ifadeler veya görsel bileşenler içeren reklamlar yasaklanmaktadır. Şiddet
unsurları içeren, tehlikeli araçları kullanırken gösterilen ve emredici ifadeler kullanan rek-
lamlar da yasaklanmaktadır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kendilerine sorumluluk yük-
lenmiş olan reklam sektöründe çalışan profesyoneller kurallara uymadıklarında cezai yap-
tırımlarla karşılaşmaktadır. Reklam Kurulu’nun yasal düzenlemelerde belirtilmiş olan
hükümlere uymadığına karar verdiği reklamları üç aya kadar tedbiren durdurma veya
tamamen durdurma ve/veya düzeltme yetkisi bulunmaktadır. Buna ek olarak, Reklam
Kurulu’nun yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenlere idari para cezası ver-
me yetkisi de bulunmaktadır. Bu çerçevede, söz konusu hükümlere aykırı hareket eden-
lere altı bin Türk Lirası idari para cezası verilebilmektedir. Kanun’un ilgili hükümlerine
aykırılık ulusal ölçekte yayın yapan medya kuruluşları aracılığıyla gerçekleşmiş ise para
cezasının on katı olarak uygulanacağına işaret edilmektedir.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun kapsa-
mında radyo ve televizyon kanalları ile isteğe bağlı yayın hizmetleri sektöründeki reklam
yayınlarını denetleme konusunda yetkili olan makam, 2017 yılında Başkanlık sistemine
geçişle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK)’dur. Medya hizmet sağlayıcıların uyması gereken yayın hizmeti usul ve esasları
02.11.2012 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yayın Hizmeti Usul ve Esas-
ları Hakkında Yönetmelik’te ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Kural ihlallerini re’sen
veya şikayet üzerine tespit eden Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun hukuki açıdan
yaptırım yetkisi bulunmaktadır. Kanun’un 18. maddesine göre kendileri hakkında şeref
ve haysiyetlerini ihlal edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılan gerçek ve tüzel kişilere -yayın
tarihinden itibaren altmış gün içinde- cevap ve düzeltme hakkı tanınmaktadır. Bu kişi ve
kuruluşlar, RTÜK’e başvurarak doğrudan ilgili yayın kuruluşunun cezalandırılmasını da
isteyebilmektedir. Bu tarz durumlarda Kurul da düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya
kuruluşlarına göndermektedir. Bu noktada medya kuruluşları, yazıyı aldığı tarihten itiba-
ren en geç yedi gün içinde cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve program-
da izleyiciler tarafından açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlamakla
yükümlüdür. Düzeltme ve cevabın yasada belirtilen hükümlere uygun olmayan bir şekilde
yayınlanması durumunda ilgili kişiye mahkemeye başvurma hakkı tanınmaktadır.
İdari denetim organlarından biri olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kanun
ve yönetmelikte belirlenen hükümlere aykırı hareket edenlere 6112 sayılı Kanun’un 32.
maddesindeki yaptırımları uygulama yetkisine sahiptir. Bu çerçevede, Radyo ve Televiz-
178 Medya ve Reklam
yon Üst Kurulu yasada belirtilen hükümlere uygun yayın yapmayan medya kuruluşlarını
uyarmaktadır. Yasak ihlalinin suç oluşturması halinde, ilgililer hakkında soruşturma veya
kovuşturma yapılmasına gerek duyulmaksızın idari para cezası veya idari tedbir kararı
verilmektedir. İdari tedbirler kapsamında yasaya aykırı olan programların yayınının dur-
durulmasına karar verilebilmektedir. İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan
programların yerine aynı yayın kuşağında ve kamuya yararlı konularda reklam içermeyen
programlar yayınlanmaktadır. Belirlenen ilkelere aykırı hareket edilirse medya kuruluş-
larına ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde
birinden üçüne kadar idari para cezası verilebilmektedir. İdari para cezası miktarının alt
limiti, radyo kuruluşları için bin Türk Lirası, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya
hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirası’dır.
Cezai Takibat
Reklamların denetiminde idari denetimin ve özel hukuk davalarının yanısıra cezai takibat
yoluna da başvurulabilmektedir. Bu bağlamda, bireylerin ve şirketlerin eylem ve işlemle-
rini düzenlemek amacıyla konulan kurallar cezai yaptırımlarla desteklenmektedir. Huku-
ki düzenlemeler kapsamında suç teşkil eden eylemleri işleyenler hakkında o suçu işleyip
işlemediğini ortaya çıkarmak için cezai takibat yapılması, arzu edilmeyen uygulamaların
veya faaliyetlerin ortaya çıkmasının önlenmesinde ya da engellenmesinde önemli bir rol
oynamaktadır.
Reklamda Özdenetim
Reklam denetiminin sadece idari veya adli organlarca yürütülmesi yeterli olmamaktadır.
Sektörde faaliyet gösteren ajanslarda çalışan profesyoneller, reklamverenler ve medya ku-
ruluşları etik açıdan ortaya çıkan problemlerin çözümlenmesi için özdenetim mekaniz-
ması oluşturmaktadır. Özdenetim, devlet otoritesinin kontrol politikasına bir alternatif
olarak ortaya çıkmıştır. Özdenetim, reklamlarla ilgili yasal ve etik konuların idari denetim
veya yargı organlarına gelmeden bizzat reklam sektörünün kendisi tarafından üstlenil-
mesidir (Elden, 2009: 622). Özdenetim mekanizması sayesinde konuyla ilgili tarafların
anlaşması veya uyarılması sonucunda idari denetim kuruluşlarının ya da mahkemelerin
vereceği karara gerek kalmadan anlaşmazlık çözümlenebilmektedir. Özdenetim kuruluş-
ları, reklamverenleri ve medyayı idari denetim kuruluşlarının yaptırımlarına karşı önlem
alma olanağı sağlayan erken uyarı sistemi olarak işlev görmektedir. Bu bağlamda, reklam-
verenlerin, reklam ajanslarının ile medya kuruluşlarının otokontrolü ve sektörde çalışan
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 179
tüm profesyonellerin reklamların planlanması, yaratılması ve yürütülmesi sürecinde etik
kodlara uygun olarak hareket etmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda oluştu-
rulan kurullar, reklamda özdenetimin etkin biçimde benimsenmesine, sektörde yer alan
profesyonellerin mesleki etik ilkeleri benimsemesine ve reklamcılık mesleğinin saygınlı-
ğının korunmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir.
Özet
Reklam sektöründe çalışan profesyonellerin ürün ve hizmet- Reklam mevzuatındaki temel odak noktalarından biri de tü-
lerin tanıtımı için hazırladıkları mesajlar medya aracılığıyla keticilerin korunmasıdır. Bu bağlamda, tüketici haklarının
toplumun geniş bir kesimine ulaşmaktadır. Çok geniş bir tü- gelişmesine paralel olarak tüketicilerin en önemli hakların-
ketici kitlesine ulaşan ve farklı toplumsal grupları etkileme dan biri olan doğru bilgilendirilme hakkı veya tüketicilerin
potansiyeli olan reklamların toplumsal hassasiyetleri dikkate ürün ve hizmetler konusunda yanlış yönlendirilmemesi
alarak hazırlanması önem taşımaktadır. Bu noktada tüketici- hususu ön plana çıkmaktadır. Bu konudaki hassasiyetler ya
lerin reklamlar aracılığıyla iletilen mesajlardan olumsuz bir da eğilimler göz önüne alınarak 1995 yılında çıkarılan 4077
şekilde etkilenmemeleri ya da reklamların tüketicileri yanlış sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca
yönlendirmemesi amacıyla sektör temsilcileri tarafından etik tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi nok-
ilkeler (kodlar) geliştirilmiştir. Etik ilkeler, reklamların hazır- sanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliği-
lanması ve medyada yayınlanması sürecinde dikkate alınma- ni tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi
sı gereken hususlara gönderme yapmaktadır. Reklam sektö- özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocuk-
ründe temel aktörler olan reklamverenlerin, reklam ajansları ları ve özürlüleri istismar edici reklamlar yapılamaz.
ve mecra kuruluşlarının topluma karşı olan sorumluluğunun Avrupa Birliği müktesebatına uygun olarak hazırlanan 6112
bir yansıması olan etik ilkeler, tüketicilerin korunmasına ve sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkın-
haksız rekabetin önlenmesine odaklanmaktadır. da Kanun’da radyo ve televizyonlarda yayınlanan reklamlara
Uluslararası ölçekte reklam etiği konusundaki temel metin- ilişkin genel esaslar belirlenmektedir. Bu kapsamda reklam-
lerden biri olan Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından ların sunuluş biçimi, reklama ayrılan süre, reklamların yayın
hazırlanan Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’dır. Ulus- içine yerleştirilmesi ile kurallar düzenlenmektedir. Televiz-
lararası Reklam Uygulama Esasları kapsamındaki etik ilkeler yon ve radyo mecrasında ürün yerleştirme uygulamasına izin
ahlaka uygunluk, dürüstlük ve doğruluk, toplumsal sorum- verilirken bilinçaltı reklamcılık ve gizli ticari iletişim (örtülü
luluk, karşılaştırmalı reklamlar, kötüleme, tanıklı reklamlar, reklam) yasaklanmaktadır. Alkol ve tütün ürünlerinin, reçe-
özel (kişisel) mülkiyetin gösterilmesi, ticari itibardan haksız teye tabi ilaçların ve tedavilerin reklamlarının yapılması ya-
yararlanma, taklit, reklamların biçimsel açıdan ayırt edilme- saklanmaktadır. Reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin
si, güvenlik ve sağlık, çocuklar ve gençler, çevre, kanıtlama, reklamlarının dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan
sipariş edilmeden gönderilen ürünler, sayısal/bilimsel verile- ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde ha-
rin kullanımı, “bedava” ve “garanti” sözcüklerinin kullanımı, zırlanması gerektiğine işaret edilmektedir.
tüketicilerden elde edilen verilerin korunması ve kullanımı, Reklamların denetimi sürecinde reklamların yasal dü-
tüketicilerin ödeyeceği iletişim bedellerinde şeffaflık ve diji- zenlemelere veya etik kodlara uygun olup olmadığı tespit
tal medya platformlarındaki uygulamalara odaklanmaktadır. edilmektedir. İlgili mercilerce gerçekleştirilen denetim so-
Reklam mevzuatındaki temel odak noktalarından biri hak- nucunda hukuka aykırı eylem ve işlemlerin tespit edilmesi
sız rekabetin önlenmesidir. Bu konu Türk Ticaret Kanunu durumunda yasal düzenlemelerde öngörülen yaptırımlar uy-
ve Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. 2011 yılında çıka- gulanmaktadır ya da etik kodlara uygun olmayan reklamla-
rılan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında dürüst- rın hazırlanması ve yayınlanması sürecinde sorumluluk taşı-
lük kuralına aykırı reklamlar başlıca haksız rekabet yaratan yan kişi ve kuruluşlar uyarılmaktadır. Reklamların denetimi
işlemlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Türk Ticaret sürecinde idari denetim, özel hukuk davaları, cezai takibat ve
Kanunu’nda yanlış ya da aldatıcı reklam yapanlara karşı dava özdenetim olmak üzere dört yöntem tercih edilmektedir. Bu
açma hakkı tanınmaktadır. Reklamlarda yer alan ifade ve çerçevede, Türkiye’de reklamlar konusunda idari denetim iş-
görüntülerle haksız rekabete yol açıldığının tespit edilmesi levini gerçekleştiren temel merciler, Reklam Kurulu ile 2017
halinde zarar ve zıyanın tazmini ile manevi tazminat veril- yılında Başkanlık sistemine geçişle birlikte Kültür ve Tu-
mesi için açılan davalarda Türk Borçlar Kanunu hükümleri rizm Bakanlığı’na bağlanan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
uygulanmaktadır. (RTÜK)’dur. Kamu idaresi içinde reklamların denetiminde
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 181
yetkili otoritelerinden biri olan ve Sanayi ve Teknoloji Ba-
kanlığı nezdinde oluşturulan Reklam Kurulu, ticari reklam
ve ilanlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler
çerçevesinde ticari reklam ve ilanları incelemek ve inceleme
sonucuna göre kanuna aykırı hareket edenler hakkında ge-
rekli yaptırımları uygulamak ile görevlidir. Reklam Kurulu,
tüm mecralarda yayınlanan ticari reklam ve ilanların deneti-
minden sorumludur. Radyo ve televizyon kanalları ile isteğe
bağlı yayın hizmetleri sektöründeki reklam yayınlarını de-
netleme konusunda yetkili olan merci, özerk bir düzenleyici
makam olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)’dur.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yasada belirtilen hükümlere
uygun yayın yapmayan medya kuruluşlarını uyarmaktadır.
Yasak ihlalinin suç oluşturması halinde ilgililer hakkında
soruşturma veya kovuşturma yapılması gerek duyulmaksızın
idari para cezası veya idari tedbir kararı vermektedir.
Reklam denetimindeki yöntemlerden biri olan özel hukuk
davaları, haksız rekabetin önlenmesinde ve aldatıcı reklam-
lara karşı tüketicinin korunmasında önemli bir rol oyna-
maktadır. Türk hukukunda haksız rekabet ve tüketiciyi ya-
nıltan reklamlar özellikle Türk Ticaret Kanunu’nun konuyla
ilgili hükümleri ile önlenmeye çalışılmaktadır. Reklamların
denetiminde idari denetimin ve özel hukuk davalarının
yanısıra cezai takibat yoluna da başvurulabilmektedir. Bu
bağlamda, bireylerin ve şirketlerin eylem ve işlemlerini dü-
zenlemek amacıyla konulan kurallar cezai yaptırımlarla des-
teklenmektedir.
Reklam denetiminin sadece idari veya adli organlarca yü-
rütülmesi yeterli olmamaktadır. Sektörde faaliyet gösteren
ajanslarda çalışan profesyoneller, reklamverenler ve medya
kuruluşları topluma karşı olan sorumluluklarının bir yan-
sıması olarak etik açıdan ortaya çıkan problemlerin çözüm-
lenmesi için özdenetim mekanizması oluşturmaktadır. Bu
mekanizma ile reklamverenlerin, reklam ajanslarının ile
medya kuruluşlarının otokontrolü ve sektörde çalışan tüm
profesyonellerin reklamların planlanması, yaratılması ve
yürütülmesi sürecinde etik kodlara uygun olarak hareket
etmesi amaçlanmaktadır.
182 Medya ve Reklam
Kendimizi Sınayalım
1. 1995 yılında çıkarılan, tüketicilerin bilgi noksanlıklarını 6. 28103 sayılı Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında
istismar eden aldatıcı reklamları yasaklayan kanun aşağıda- Yönetmeliğe göre aşağıdakilerden hangisinin reklamı yasak-
kilerden hangisidir? lanmamıştır?
a. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun a. Alkol ve tütün ürünleri
b. Türk Borçlar Kanunu b. Silah üreticileri ve satıcıları
c. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun c. Deterjanlar
d. Türk Ceza Kanunu d. Falcı, medyum ve astrologlar
e. Türk Medeni Kanunu e. Reçeteye tâbi ilaçlar
2. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 7. Aşağıdakilerden hangisi Uluslararası Reklam Uygulama
kapsamında reklamları denetleme konusunda yetkili olan Esasları çerçevesinde uyulması gereken etik ilkelerden biri
merci aşağıdakilerden hangisidir? değildir?
a. Reklamcılar Derneği a. Dürüstlük
b. Reklamcılık Vakfı b. Doğruluk
c. Reklam Kurulu c. Reklamların ayırt edilmesi
d. Uluslararası Reklamcılık Derneği d. Yaratıcılık
e. Reklam Özdenetim Kurulu e. Hiçbir ürünün veya şirketin kamuoyu önünde küçük
düşürülmemesi
3. Aşağıdakilerden hangisi Reklam Özdenetim Kurulu’nun
görev alanları içerisinde yer almamaktadır? 8. Reklamdaki etik ilkelerin temel amaçlarından biri aşağı-
a. Yanıltıcı reklamlarla ilgili tüketici şikayetlerini ince- dakilerden hangisidir?
lemek a. Ürünün satışını artırmak
b. Reklamverenler veya reklam ajanslarının reklamlarla b. Tüketicinin korunması
ilgili şikayetlerini incelemek c. Kârı artırmak
c. Reklamverenlere, reklam ajanslarına ve medya kuru- d. Ürünü denemeye/kullanmaya teşvik etmek
luşlarına reklam yayınlamadan önce danışma hizme- e. Marka bilinirliğini artırmak
ti vermek
d. Etik ilkelere uygun olmayan reklamlarda değişiklik 9. Aşağıdakilerden hangisi karşılaştırmalı reklamlarda
yapılmasını önermek uyulması gereken etik ilkelerden biri değildir?
e. Etik ilkelere uygun hareket etmeyen kişilere para ce- a. Yanıltıcı olmamak
zası vermek b. Dürüst rekabet ilkelerine uymak
c. Karşılaştırmanın doğrulanabilir gerçeklere dayanması
4. Türkiye’de 1994 yılında kurulan ve Uluslararası Reklam d. Reklamın 30 saniyeden fazla olmaması
Uygulama Esasları’nı temel alarak reklamları değerlendiren e. Karşılaştırılan markanın adının belirtilmemesi
oluşumun adı aşağıdakilerden hangisidir?
a. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 10. Aşağıdakilerden hangisi çocuklara ve gençlere yönelik
b. Reklam Yapımcıları Derneği reklamlarda uyulması gereken etik ilkelerden biri değildir?
c. Reklam Yaratıcıları Derneği a. Ürünün kullanımı için gerekli beceri ya da yaş düzeyi
d. Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği olduğundan az gösterilmemelidir.
e. Reklam Özdenetim Kurulu b. Çocukların ve gençlerin duygusal gelişimine zarar
verecek unsurlar kullanılmamalıdır.
5. 28103 sayılı Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında c. Çocuklar cinselliği çağrıştıracak şekilde konumlan-
Yönetmelik uyarınca aşağıdakilerden hangisinde ürün yer- dırılmamalıdır.
leştirme uygulamasına izin verilmemektedir? d. Yaratıcı olmalıdır.
a. Spor programları e. Çocuklar veya gençler başkalarına zarar verebilecek
b. Eğlence programları faaliyetler içinde gösterilmemelidir.
c. Dini programlar
d. Sinema programları
e. Televizyon dizileri
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 183
Sıra Sizde 4
Bilinçaltı reklamcılık, “bilinçaltını etkilemeyi amaçlayan,
gözle algılanamayacak ancak bilinçaltı düzeyde algılana-
bilecek kadar kısa verilmiş söz, resim ve biçimlerden olu-
şan sinema ya da televizyon reklamları” (Avşar, Elden,
Çaydere&Bakır, 2011: 84) olarak tanımlanmaktadır. Bilin-
çaltı tekniklerinin kullanılması tüketicilerin rızaları dışında
ticari mesajlara maruz kalması nedeniyle yasaklanmaktadır.
Sıra Sizde 5
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanun’da gizli ticari iletişim (örtülü ya da gizli
reklam), “medya hizmet sağlayıcı tarafından reklam yapmak
maksadıyla veya kamuyu yönlendirebilecek şekilde; mal veya
hizmet üreticisinin faaliyetinin, ticarî markasının, adının,
hizmetinin ve ürününün reklam kuşakları dışında ve reklam
yapıldığına ilişkin açıklayıcı bir ses veya görüntü bulunmak-
sızın programlarda sözcükler veya resimler ile tanıtılması”
olarak tanımlanmaktadır.
184 Medya ve Reklam
Yararlanılan Kaynaklar
Sıra Sizde 6 Aktuğlu, Işıl Karpat (2006). “Tüketicinin Bilgilendirilme-
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınla- si Sürecinde Reklam Etiği”. Küresel İletişim Dergisi. 2
rı Hakkında Kanun’un 13. maddesinde ürün yerleştirme, (Güz): 1-20.
“bir ürün, hizmet veya ticari markanın, ücret veya benzeri Avşar, Zakir, Elden, Müge, Çaydere, Osman & Bakır, Uğur
bir karşılıkla program içine dahil edilerek veya bunlara atıf (2011). Reklam ve Hukuksal Düzenlemeleri. İstanbul:
yapılarak, program içinde gösterildiği her tür ticari iletişim” Geçit Yayıncılık.
olarak tanımlanmaktadır. Aytekin, Pınar (2011). Televizyon Reklamlarında Etik. An-
kara: Detay Yayıncılık.
Sıra Sizde 7 Bozbel, Savaş (2006). Mukayeseli Hukukta ve Türk Huku-
Reklam denetiminin sadece idari veya adli organlarca yü- kunda Karşılaştırmalı Reklam Hukuku. Ankara: Seçkin
rütülmesi yeterli olmamaktadır. Sektörde faaliyet gösteren Yayınları.
ajanslarda çalışan profesyoneller, reklamverenler ve medya Çaplı, Bülent (1995). Televizyon ve Siyasal Sistem. Ankara:
kuruluşları topluma karşı olan sorumluluklarının bir yan- İmge.
sıması olarak etik açıdan ortaya çıkan problemlerin çözüm- Dedeoğlu, Gözde (2004). Etik Düşünce ve Postmodernizm.
lenmesi için özdenetim mekanizması oluşturmaktadır. Bu İstanbul: Telos Yayıncılık.
mekanizma ile reklamverenlerin, reklam ajanslarının ile Elden, Müge (2009). Reklam ve Reklamcılık. İstanbul: Say
medya kuruluşlarının otokontrolü ve sektörde çalışan tüm Yayıncılık.
profesyonellerin reklamların planlanması, yaratılması ve Fromm, Erich (1995). Erdem ve Mutluluk. Çev. A. Yörükan.
yürütülmesi sürecinde etik kodlara uygun olarak hareket Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
etmesi amaçlanmaktadır. İnal, Emrehan & Baysal, Başak (2008). Reklam Hukuku ve
Uygulaması. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
İnal, Emrehan (2000). Reklamın Hukuku ve Aldatıcı Rek-
lam. İstanbul: Beta Yayınları.
İrvan, Süleyman (2005). “Medya ve Etik”. Medya, Etik ve Hu-
kuk içinde. Derleyen Sevda Alankuş. İstanbul: IPS İleti-
şim Vakfı Yayınları. 61-90.
Karadağ, Volkan (2012). Görsel-İşitsel Medyada Denetim
Biçimleri. Ankara: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Uz-
manlık Tezi).
Kaya, Arslan (2002). “Reklamın Fikri Mülkiyet Hukuku İçin-
deki Yeri”. Prof. Dr. Ömer Teoman’a 55. Yaş Günü Ar-
mağanı (I. Cilt). İstanbul: Beta Yayınları. 459-478.
“Reklamda Kötüleme Örneği” (2008). Arasta Dergisi. 33
(Mayıs-Haziran): 36-37.
Sayımer, İdil & Yayınoğlu, Pınar Eraslan (2008). Halkla İliş-
kiler ve Reklam Üzerine Etik Değerlendirmeler. İstan-
bul: Beta Yayıncılık.
Sungur, Suat (2007). “Bilinçaltı Reklamcılık ve Toplumsal
Etkileri”. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Der-
gisi. 29 (2): 169-182.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (14.02.2011 tarih ve 27846
sayılı Resmi Gazete).
6098 sayılı Borçlar Kanunu (4.02.2011 tarih ve 27836 sayılı
Resmi Gazete).
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
(08.03.1995 tarih ve 22221 sayılı Resmi Gazete).
8. Ünite - Reklamda Etik, Yasal Düzenlemeler ve Denetim 185
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanun (03.03.2011 tarih ve 27863 sayılı Res-
mi Gazete).
25138 sayılı Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve
Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik (14.06.2003 ta-
rih ve 25138 sayılı Resmi Gazete).
25186 sayılı Reklam Kurulu Yönetmeliği (01.08.2003 tarih
ve 25186 sayılı Resmi Gazete).
27331 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Reklam
Yönetmeliği (26.08.2009 tarih ve 27331 sayılı Resmi
Gazete).
28103 sayılı Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelik (2.11.2011 tarih ve ve 28103 sayılı Resmi
Gazete)
Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi (22.11.1993 tarih
ve 93/5038 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı onaylanarak
yürürlüğe girmiştir).
www.rok.org.tr (erişim tarihi: 10 Mart 2012).
http://www.yorumsal.net/alzheimer-hastalydhynd an-
korkmak-gerekir-2.html (erişim tarihi: 10 Mart 2012).
http://www.haberturk.com/medya/haber/691143-reklam-
bu-haliyle-yayinlanamaz (erişim tarihi: 10 Mart 2012).
http://www.codescentre.com/images/downloads/660%20
consolidated%20icc%20code_2011_final%20with%20
covers.pdf (erişim tarihi: 10 Mart 2012).