Professional Documents
Culture Documents
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MMM 498
BİTİRME ÇALIŞMASI
HAZIRLAYAN
Gamzenur ELVER
Yaren ŞAFAK
DANIŞMAN
2023 BAHAR
AMAÇ VE KISITLAR FORMU
1. Çalışmanın amacı
Yapmış olduğumuz çalışma teoriktir. Bu yüzden daha önce yapılmış olan literatürdeki
çalışmalar incelenmiştir.
3. Kullanılan yöntemler
Literatürde mikro ark oksidasyon (MAO) kaplama yöntemi ile kaplanmış Al alaşımları
incelenmiştir.
a) Ekonomi
b) Çevre Sorunları
c) Sürdürülebilirlik
e) Üretilebilirlik
Danışman Onayı
BEYAN
28 / 03 /2023
Gamzenur ELVER
İmza
Yaren ŞAFAK
İmza
TEŞEKKÜR
Mühendis unvanını alma sürecinde bugüne kadar bilgi birikimleri ve bütün emekleri
ile bizim buraya kadar gelmemizi sağlayan tüm Sakarya Üniversitesi Metalurji ve Malzeme
Mühendisliği Bölümü hocalarımıza çok teşekkür ederiz.
Hayatımızın her anında yanımızda olan ve bizi bugünlere getirirken her türlü maddi ve
manevi desteği esirgemeyen, varlıklarından onur duyduğumuz kıymetli ailelerimize ve bu zor
süreçte vermiş oldukları motivasyonlar ile bize destek olan sevgili arkadaşlarımıza bir
teşekkürü borç biliriz.
İÇİNDEKİLER
BEYAN.....................................................................................................................................iii
TEŞEKKÜR...............................................................................................................................iv
İÇİNDEKİLER...........................................................................................................................v
ŞEKİLLER LİSTESİ................................................................................................................vii
TABLOLAR LİSTESİ...............................................................................................................ix
1. GİRİŞ......................................................................................................................................1
2.7.2. Sertlik......................................................................................................................13
3. ALÜMİNYUM VE ALAŞIMLARI.....................................................................................16
3.1. ALÜMİNYUM..................................................................................................................16
5.1 Kaplama Katmanlarının Mikro Yapısını Etkileyen Mikro Ark Oksidasyon Parametreleri
...............................................................................................................................................25
6.2.1. Ekonomi..................................................................................................................35
6.2.3. Sürdürülebilirlik......................................................................................................36
6.2.4. Üretilebilirlik...........................................................................................................36
7. SONUÇ.................................................................................................................................37
KAYNAKLAR.........................................................................................................................38
ŞEKİLLER LİSTESİ
Mikro ark oksidasyon yöntemi yaklaşık 40 yıl önce Sovyetler Birliğinde bilimsel
araştırmalarda daha sonra askeri alanlarda uygulanmaya başlamıştır. Özellikle hafif metaller
(Al, Mg, Ti) için sulu çözeltide uygulanan bu yöntemi Carl Zeus isimli bilim insanı
Almanya’da zorlu koşullara dayanabilecek bir uzay teleskopu yaparken kullanmıştır.
Al, Ti, Mg, Zr gibi metaller ile bu metallerin alaşımları, yüzeylerinde oluşturdukları
kararlı oksit filmin dielektrik bariyer tabaka olarak direnç yaratması ve bu sayede anotlamaya
imkân tanıması açısından MAO yöntemi ile kaplanmaya uygundur. Bu metallerin kendi
oluşturdukları oksitler açık devre şartlarında kararlıdırlar ve korozyona uğramaları bir hayli
zordur. Metale akım uygulanarak metal elektrodun potansiyeli pozitif doğrultuda arttırılırsa
devreden geçen akımın neredeyse hepsi yüzeydeki oksit filmin büyümesi ile tüketilir. Ayrıca
paslanmaz çelik gibi bu yöntemle kaplanamayan metallerin yüzeylerinin çeşitli işlemlerle
modifikasyonu sonucu kaplanması mümkün olur. Kaplanan metallerin yüzeylerinde oluşan
seramik oksit filmi genellikle mattır. Fakat proses sırasında oluşacak oksit miktarları ve
fazların değişimiyle birlikte elde edilen kaplamaların dekoratif amaçlı olarak
renklendirilebilmesi de mümkün olur [2].
Şekil 2.1’de MAO için tipik bir çalışma düzeneği gösterilmektedir. Düzenekte
kaplanacak numune güç kaynağına anot olarak bağlanırken, genellikle paslanmaz çelikten
üretilen tank devreyi tamamlamak için sisteme katot olarak bağlanır. Elektrolitin homojenliği
için karıştırıcı kullanılır ve soğutucu yardımıyla elektrolitin sıcaklığı düşürülürken, sistem
sıcaklığı da ideal bir seviyede tutulur [3].
Şekil 2.2.’de görüldüğü gibi MAO, dört basamakta gerçekleşen, bir dizi elektrot
işleminin eşlik ettiği bir prosestir. İşlem, elektrolit içine daldırılan elektrotların oluşturdukları
elektrolit ara yüzeylerinde gerçekleşir. Elektrolit içerisinde bulunan metal ve karşı elektrot
potansiyel farkları elektrolize neden olur ve kritik voltaj değeri aşıldığında metal elektrolit ara
yüzeyinde deşarjlar oluşur. Şekil 2’de görüldüğü üzere I-II-III numaralı basamaklar elektroliz
basamaklarıdır. Bu elektroliz prosesinde metal numune anot olarak kullanılır ve uygulanan
potansiyel farkın yarattığı elektrik alan ile anyonlar anot, katyonlar katot tarafına hareket eder.
Özellikle, anodik yüzeyde gaz halindeki oksijen ve/veya metal oksidasyonunun serbest
bırakılması meydana gelir. Metal ile ilgili elektrolit kimyasal aktivitesine bağlı olarak,
oksidasyon işlemi ya yüzey çözünmesine ya da oksit film oluşumuna yol açabilir. Katodik
yüzeyde gaz halindeki hidrojenin serbest bırakılması ve/veya katyon indirgenmesi de
meydana gelebilir. IV. basamakta görülen elektrot çevresinde zamanla mikro boşalmalara
dönüşen parıltılar oluşur [3].
Şekil 2. 2. MAO işlem basamakları [3].
MAO işlem sürecinde parametrelerin büyük etkisi bulunmaktadır. Şekil 4’te gösterilen
parametreler kaplama kalınlığı ve yüzey morfolojisi gibi her alanda kaplamayı etkilemektedir
[3].
MAO yöntemi ile kaplanmış parçalar, başta otomotiv, tekstil, uzay sanayi ve askeri
alanda olmak üzere pek çok alanda sıkça kullanılmaktadır. Bu yöntem ile kaplanmış olan
parçaların bu derece tercih edilmesinin asıl nedeni, metal üzerinde oluşan kalın seramik
tabakadır. Alüminyum alaşımlarının kaplanmasında tercih edilen bir diğer yöntem olan
anotlama ile kaplanamayan silisyumca zengin alüminyum alaşımları da MAO yöntemi ile
kaplanabilmektedir. Ayrıca bu yöntem ile kaplanan parçalar, pürüzlü yüzeyleri ve boya tutma
özelliği sayesinde rahatlıkla boyanabilmektedir [2].
MAO yöntemi ile kaplanan parçalar yüzeylerindeki seramik kaplama dolayısıyla üstün
dielektrik özellik gösterir ve elektriksel yalıtkanlığın istenildiği ortamlarda kullanılabilir. Aynı
şekilde yüksek sıcaklığa dayanıklı bir kaplama olmasından dolayı da uzay sanayisinde de
sıklıkla tercih edilebilmektedir. Ayrıca elektrolitik çözeltiye eklenen ilaveler sayesinde ortaya
çıkan farklı renkteki kaplamalar, bu kaplama tekniği ile kaplanan malzemelerin mimari
alanlarda ve estetik amaçlı olarak kullanılabilmesini sağlamaktadırlar [2].
Çok yüksek enerjilerle çalışan bir yöntem olduğundan dolayı üretim maliyetleri
anodik oksidasyona göre çok daha yüksek olmaktadır.
Malzemenin yüzeyinde çok yüksek sıcaklıklar oluşmaktadır ve bu soğutmayı yapmak
için kapasitesi yeterince yüksek bir soğutucu gerekmektedir. Soğutma iyi yapılmaz ise
paslanmaz çelikten oluşan tank plastik deformasyona uğrayabilmektedir.
Bu yüksek enerji kullanımı, sistemi parçanın büyüklüğüne ya da türüne göre tehlikeli
kılar.
Parçanın dış yüzeyindeki mekanik kaplamanın aşınma direnci çok düşüktür ve aynı
zamanda yüzey çok kırılgandır. İç yüzey olabildiğince sert ve pürüzsüz; aşınma
direnci ise çok yüksektir. Dış yüzeydeki bu seramik kaplamanın uzaklaştırılması ise
çok pahalı bir işlemdir ve ayrıca pratik değildir [5].
2.6. Gerekli Ekipmanlar
MAO ile kaplama işlemi yapılmak üzere hazırlanan düzenek genel hatlarıyla bir güç
kaynağı, elektrolitik banyo, anot, katot ve soğutma sisteminden meydana gelir. Sistemin
şematik gösterimi Şekil 2.10'de yer almaktadır. MAO yönteminde, kaplanılmak üzere
yüzeyinde kararlı bir oksit film oluşturabilen metaller tercih edilir. Bu metaller güç kaynağına
anot olarak bağlanırlar. Genellikle paslanmaz çelikten imal edilen kazan, devreyi
tamamlamak üzere katot görevi görür. Çözeltinin homojenliğini sağlamak üzere çelik kazan
içerisindeki çözelti sürekli olarak karıştırılır. Plazma oluşumu dolayısıyla metal çevresinde
oluşan yüksek sıcaklık yüzünden çözeltinin ısınma ihtimaline karşı çift cidarlı çelik kazan
içerisinde devamlı olarak soğutma suyu dolaştırılır [5].
Kaplanacak olan metal MAO işlemi öncesinde temizlenir ve metal üzerindeki yağ ve
kirlilikler alınır. Ardından elektriksel olarak izole edilmiş bir çubuğun ucuna takılan numune
elektrolitik çözeltiye 4-5 cm daldırılır. Numunenin daldırıldığı elektrolitik çözeltinin
kompozisyonu, istenen kaplama özelliklerine ve altlık alaşımına uygun olmalıdır. Çözelti
genel olarak düşük konsantreli sodyum ya da potasyum hidroksit (1-5 gr/lt) alkalin çözeltiden
oluşur. Ayrıca içerisinde sodyum tetra silikat veya sodyum pirofosfat (2-12 gr/lt) gibi
modifiye bileşenleri de bulunabilir. Çözeltideki NaOH veya KOH, elektrolitiğin davranışını
yeterli miktarda iletkenlik sağlayarak desteklemektedir ve elektrolitin pH seviyesini
ayarlamaktadırlar. Silikatlar ise depozisyon oranını artırırken, gözenekliliğe neden olmaktadır.
Dolayısıyla kaplama kalınlığı düşmektedir. Fosfatlar, kaplam sertliğini, yüzey düzgünlüğünü,
pürüzsüzlüğünü sağlamaktadır. Çözeltinin sıcaklığı kullanım süresi bakımından çok
önemlidir. Çözeltinin sıcak olması kaplamayı kolaylaştırıcı bir etken olmasına karşın, aktif
bileşenlerin daha hızlı etki etmesiyle çözelti daha kısa zamanda tükenmektedir. Bu yüzden
çözelti sıcaklığının oda sıcaklığında olması tercih edilir. Çözeltinin sıcaklığı, çift cidarlı kazan
içerisinde kaplama süresince dolaştırılan soğutma suyu sayesinde sabit tutulmaktadır. MAO
sisteminde anot konumundaki numuneye voltaj uygulanması ile malzeme yüzeyinde oksit
film oluşmaya başlar. Bu aşama klasik anodizasyon işlemidir. Ark oluşumu ile malzeme
üzerindeki yerel geçici sıcaklığın neredeyse güneşin merkezindeki sıcaklığa yaklaşarak birkaç
bin Kelvin'e ulaşabildiğini belirtilir. Uygulanan voltaj belli bir değeri aştığında malzeme
yüzeyinde ark oluşumu gözlenir. Arkların oluşmaya başladığı bu kritik voltaj değerine
bozunum voltajı (dielectirc breakdown) denir. Bu değerden itibaren metal iyonları ile
hidroksil iyonları ters yönlere hareket ederek malzeme yüzeyinde oksit oluşumunu başlatırlar.
MAO işleminde akım yoğunluğu 0,01- 0,3 A/cm2 olarak ayarlanır. Metal üzerinde
kaplamanın oluşmasıyla birlikte voltajda hızlı bir artış olur. Voltaj değerindeki bu artışın hızı
giderek azalırken, kaplama kalınlığının artmasıyla birlikte durur. Prosesin, ilk 10 dakikasında
elektrodu çevreleyen beyaz renkli bir ışık gözlenir. İşlemin ilerleyen aşamalarında (35.
dakikada) beyaz ışık, aniden parlayan ve sönen çok parçalı sarı kıvılcımlara dönüşür. 65
dakika sonra ise yüzeyde hareket eden, çok az sayıda kırmızı renkli kıvılcımlar görünür.
Malzeme yüzeyinde oluşan bu kıvılcımlara ait fotoğraflar Şekil 8'de verilmiştir [2].
2.7.2. Sertlik
Alüminyum altlık üzerinde büyüyen MAO kaplamalar, çözeltiye bağlı olmakla birlikte
genellikle müllit, α-Al2O3 ve ɤ-Al2O3 içerirler. Kaplamanın yüzey sertliği 18 GPa (1835
HV) olarak ölçülebilmektedir ve kaplamanın kullanışlı kısmının kesit sertlik değeri ise 23
GPa (2345 HV)'ya kadar çıkabilmektedir. Şekil 9'da Altlık malzemenin sertliği, kaplamadan
çok daha düşüktür. Ara yüzey bölgesinden kaplama bölgesine doğru uzaklaştıkça, sertlik
değerinin bir noktada en yüksek değerine ulaştığı, ardından ise düşmeye başladığı gözlenir
[2].
Şekil 2. 12. Kaplama kesiti mikro sertlik dağılımı, (1) α-Al2O3; (2) Ɣ- Al2O3; müllit [2].
Şekil 2. 14. Yüzey işlemlerine bağlı olarak malzemelerin sertliklerinde meydana gelen
değişimler [2].
3.1. ALÜMİNYUM
Alüminyum muhteşem bir ısı iletkenidir, yaklaşık olarak %60 termal iletkenliği vardır.
Alüminyum alaşımlarının termal iletkenliği, bileşimlere ve uygulanan metalurjik işlemlere
göre değişmektedir. Buna ek olarak, alüminyumun elektrik iletkenliği birçok elektrik
uygulamasında kullanılan bakırın yaklaşık olarak üçte ikisi kadardır [1].
Alüminyum ve 1000, 3000, 5000, 6000 ve 8000 serisi alaşımlar atmosferik korozyona
karşı çok yüksek derecelerde direnci vardır. Fakat bazı asit, baz ve tuz çözeltileri bünyesinde
bulundurduğu oksit tabakayı zedeleyebilir [1].
Alüminyum malzemesinin diğer bir özelliği geri dönüşüme sahip olmasıdır. Enerji
tasarrufu ve ekonomik nedenlerden dolayı kullanım açısından çok iyi bir malzemedir [1].
Özellikler Değeri
Atom Numarası 13
Atom Ağırlığı 26.97 gr/mol
Kristal Yapısı Yüzey Merkezli Kübik
Yoğunluğu 2.7 gr/cm3
Ergime Noktası 660℃
Yeniden kristalleşme sıcaklığı 150-300℃
Buharlaşma noktası 2450℃
Özgül ısı 0.224 cal/gr
Elastisite modülü 72x103
Kayma modülü 27x103
Çekme Mukavemeti 40-90 MPa
Akma mukavemeti 10-30 MPa
Kopma uzaması %30-40
Saf alüminyum malzemesine; Mg, Cu, Si, Zn ve Mn ana elementleri ve ilave olarak
Ti, Ni, Co, Zr eklenerek malzemenin özellikleri geliştirilebilmektedir. Alaşım elementleri,
işlenmiş alüminyuma %1 ve %7 arasında değişen ölçülerde ve döküm alaşımlarına daha
yüksek ölçülerde konulmaktadır. Bu elementler, aynı seriye ait alaşımların ortak özelliklerini
belirlerken diğer bir yandan yaşlandırma işlemi esnasında intermetalik oluşturarak sertlik ve
dayanım artışını sağlar [3].
Özellikler Cu Si Mg Zn Ni Co Ti Mn Fe Cr
Kopma
Mukavemeti ++ + + ++ + + + -
Elastik Sınır ++ + - + -
Sertlik ++ - - + + +
Isıya ++
Dayanıklılık ++ + +
Kaynak ++ - -
Kabiliyeti - + + + +
Talaş Kaldırma ++
ile İşlenebilirlik - + + + ++ + ++ +
Elastik Modülü + ++ - + + ++ + -
Döküm +
Kabiliyeti ++ - + + - -
Süneklik - -- + + --
Korozyon
Direnci - + ++ + - -- ++
Anodizasyona
Elverişsizlik - + ++ + -
++: Çok İyi +: İyi -: Kötü --: Zararlı
3.2.1. Alüminyum alaşımlarının sınıflandırılması
Aynı zamanda alüminyum döküm alaşımları genel olarak 3 rakamlı bir simgeyle
gösterilmektedir. Bu sistemde de birinci rakam dövme alaşımlardakine benzer şekilde,
malzemenin temel alaşım elementini belirtmektedir [4].
2xxx serisi Al-Cu alaşımlarının ana alaşım elementi bakırdır. Bileşiminde %4.5 Cu ve
%1.5 Mg bulundurmaktadır. Al-Cu alaşımları 490 °C' den hızla soğutularak çökeltme
sertleşmesi işlemine maruz bırakılırlar. Daha sonra oda sıcaklığında doğal yaşlanmaya maruz
bırakılabildikleri gibi, mekanik mukavemetin daha da yükselmesi için 120°C’de tavlanarak
yapay yaşlanma başlatılır. Bu işlemin sonunda bu alaşımlarda, alaşımsız çelik mukavemetinin
üzerinde bir mukavemet değeri oluşmaktadır. Sertleştirilen alaşımın çekme dayanımıyla
beraber işlenme kabiliyeti de artar, fakat sünekliği düşer. Bunun yanında yaşlanma sonucunda
malzemesi elektrik iletkenliği düşmektedir. Bu malzemelerin bakır ilavesi nedeniyle korozyon
direnci zayıftır ve dış ortam koşullarına veya diğer agresif ortamlara maruz bırakılmamalıdır.
2xxx serisinin kullanıldığı en önemli alan uçak ve uzay sanayisidir. Genellikle otomotiv,
vagon, uçak, mühimmat sanayisinde, dişli ve bağlantı elemanlarında, voltaj yükselticilerinde,
süspansiyon parçalarında, perçinlerde, vida mekanizmalarında yüksek dayanım ve hafifliğin
gerekli olduğu yerlerde kullanılmaktadır [3]
Al-Mg (%0. 205-1.8 Mn) serisine ısıl işlem uygulanmamaktadır, 110-283 N/mm 2'lik
çekme mukavemeti vardır. Yüksek korozyon dirençli ve yüksek sıcaklıkta kullanıma
uygundur. Bu serinin kullanım alanları tencere ve tava üretimi, arabalarda ısı eşanjörleri ve
güç üniteleri ve çatı kaplamalarıdır. Mukavemet derecesi orta olduğu için yüksek
mukavemetli uygulamalara uygun değildir [3].
3.2.1.4. 4XXX serisi alaşımlar
Al-Si (%0,6-21.5 Si) alaşımları özel bir seridir, bünyesinde hem ısıl işlem uygulanan
hem de uygulanamayan elementler içermektedir. Bu serini 172-379 N/mm 2'lik çekme
mukavemeti vardır. Silisyum alüminyuma ilave edildiğinde ergime sıcaklığını arttırır ve
ergimiş durumdaki akışkanlığını iyileştirir. Bu tip özel durumlar, tüm ergitme kaynakları ve
lehimlemenin her ikisi içinde kullanılan ek kaynak metalleri için istenmektedir [3]. Bu alaşım
serisinin kullanım alanları ise, kaynak ve lehim telleri, silindir kafaları ve mimari
uygulamalardır [5].
Al-Zn (%0,8-15 Zn) serisine ısıl işlem uygulanmaktadır, 221-607 N/mm 2 çekme
mukavemetiyle alüminyum alaşımları arasında en yüksek mukavemete sahip alaşım serisidir.
Bu alaşım serisi çoğunlukla havacılık, uzay ve spor malzemeleri gibi yüksek performans
istenen yerlerde kullanılır [3].
Şekil 5.3.’ te 425 ile 500 V arasında darbeli DC kaynağının gerilimleri altında yapılan
MAO kaplamalarının mikro yapısı verilmiştir. Bu görseli yorumladığımız zaman, yüksek
voltajdan dolayı mikro gözeneklerin boyutu ve kalınlığı artmıştır bu yüzden çatlaklar
oluşmuştur [13].
Şekil 5. 3. Voltajın mikro ark oksidasyon kaplamalarının mikro yapısı üzerindeki etkileri [13].
Çoğunlukla MAO işlemleri esnasında uygulanan gerilim arttıkça aynı oranda akım
yoğunluğu da artış göstermektedir. Bu akım yoğunluğundaki artış sayesinde kaplamanın,
kalınlığı, mikro gözenek boyutu, çatlağı, aşırı büyüme boyutu, α-Al 2O3 içeriği ve pürüzlülüğü
artarken gerilim ve gözeneklilik düşüş göstermektedir [13]. Özetle voltaj ve akım yoğunluğu
MAO kaplamanın mikro yapısı için önemli iki parametredir.
Diğer parametrelerden birisi ise görev döngüsüdür. Görev döngüsü, tek bir darbenin
deşarj süresini belirleyen darbeli güç kaynağının temel parametrelerinden birisidir [13].
Yapılmış olan deneyler sonucunda, düşük görev döngüsünde kaplama yüzeyi biraz daha
pürüzsüzdür ve kaplama yavaş yavaş büyümektedir [13]. Yüksek görev döngüsünde ise
kaplama kalınlığını ve artık gerilmenin azalmasını, yüzey gözenekliliğinin büyümesini
sağlamıştır [13]. Ek olarak, yüksek görev döngüsünde büyük boyutlu gözenekler ve aşırı
büyüme bölgeleri çatlak oluşumuna neden olmuştur [13]. Alüminyum alaşımlarına uygulanan
%10 görev döngüsü MAO kaplamaların kaliteli olması için yeterlidir [13].
Şekil 5. 4. (a)-(b) 6061 Al alaşımı [91] ve (c)-(d) 7075-T6 Al alaşımı üzerine uygulanan
mikro ark oksidasyon kaplamalarının yüzey morfolojileri [13].
Son parametre ise frekanstır. Artan frekans sayesinde mikro deşarjların MAO
kaplamaya verdiği zararı düşürmüş ve ince mikro gözenek oluşumunu sağlamıştır [13].
Böylelikle yüksek frekans ve düşük görev döngüsü sayesinde pürüzsüz ve kaliteli bir kaplama
elde edilebilir.
Yapılan çalışmalarda MAO kaplama ve alt yüzey arasındaki yapışması çizik deneyi ile
test edilmektedir [13]. Özellikle MAO kaplama ve alt tabakanın fiziksel olarak sıkı bir şekilde
tutunması sayesinde muntazam bir yapışma meydana gelmektedir. Bu sayede elde edilen
yüksek sertlik oranına sahip MAO kaplamalar, elmas kalemin penetrasyonuna karşılık çok
yüksek bir direnç sağlamıştır [13]. Yapışma eylemini olumsuz etkileyen faktörlerden birisi ise
MAO işlemi esnasında hidrojen salınımının olduğu görülmüştür [13]. Bunlara ek olarak
amorf alümina yapısı (ALL), substrat yüzeyinde bulunmaktadır [13]. Alüminyum oksit
tabakası Şekil 5.5’ te sunulduğu gibi çatlamayan bir yapısı vardır. Ayriyeten kendisini
yenileyebilme özelliğinden dolayı MAO kaplamanın daha iyi yapışmasını sağlayabilir [13].
Şekil 5. 5. Alüminyum oksidin kendisini iyileştirme şeması [13].
Daha önce yapılmış çalışmalarda, MAO kaplı numunelerin üstün korozyon ve aşınma
direnci gösterdiği bulunmuştur. Buna ek olarak AAL’nin, MAO kaplamanın korozyon ve
aşınma direncinin değerlerinde değişiklik yaratması da dikkat çekiyordu [13]. MAO
kaplamayı etkileyen parametrelerden birisi görev döngüsüydü, bu parametrenin yüksek
oranlarda kullanılması aşınma direncinde olumlu gelişmeler sağlamıştır [13]. Bu tür mikro
yapı faktörlerine ek olarak, korozyon ve aşınma direncini termal çatlaklar ve faz bileşimi de
etkilemektedir. Örneğin oluşan termal çatlaklar yüksek oranda α- Al 2O3 fazı içermekteydi
bundan dolayı korozyon ve aşınma direncinin daha yüksek oranlara çıktığı görülmüştür [13].
Diğer etkenlerden birisi ise yüzey pürüzlülüğü olmuştur. Pürüzlü yüzey MAO kaplamların
aşınma direncini azaltan yönde bir etki gösterdiği bulunmuştur [13]. Ayriyeten bilinenin
üzerine kalın ve yoğun tabakalar korozyon ve aşınma direncini arttırmaktadır. Fakat kalın
kaplamaların gevşek tabakaları korozyon direncini azaltırken, ortak kalınlıktaki kaplamaların
daha az sürtünme özelliği gösterdiği bulunmuştur [13]. Özetle eğer ki MAO kaplamanın
korozyon ve aşınma direnci arttırılmak isteniyorsa, yüzey kalitesi ve yoğun tabakanın
kalınlığının arttırılması gerekmektedir.
Yapılan bir çalışmada MAO kaplı 7075 serisi alüminyum alaşımlarına 90℃, 120℃ ve
150℃ sıcaklıklarında yaşlandırma işlemi uygulanmıştır [12]. Numunelere MAO 90, MAO
120 ve MAO 150 isimleri verilmiştir. Daha sonrasında yaşlandırma işleminin MAO kaplama
üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Genellikle, MAO kaplaması esnasında giriş gerilimleri aynı ve sabit olduğu için, farklı
sıcaklıklarda yaşlandırılmış numunelerin akım yoğunlukları Şekil 5.6 da görüldüğü gibi şu
şekilde sıralanmıştır; MAO 150> MAO 120> MAO 90. Bu sıralamanın nedeni olarak Al
matrisinin farklı yaşlandırma sıcaklıklarında elektriksel iletkenliğini değiştirdiği için bazı
çökeltiler oluşmuş olabilir [12]. İlk başta yüksek bir artış gösteren akım yoğunluğunun sebebi
malzeme yüzünde oluşan kıvılcımlarından dolayıdır. İlerleyen zamanlarda olan düşüsün
sebebi ise, MAO işleminin oluşturduğu seramik kaplamaların elektriğin serbest bir şekilde
akmasının önüne geçmesi şeklinde yorumlanabilir. Grafiğin son kısımlılarında ise ilk MAO
kaplamanın oluştuğunu gösteren kararlı bir iniş aşaması vardır, kaplama kalınlaşmaya
başladığı zaman boşaltma kanallarını oluşturmak oldukça zahmetlidir bu yüzden akım
yoğunluğu yavaş yavaş azalmaktadır [12].
Şekil 5. 6. Belirli sıcaklıklarda yaşlandırılmış 7075 alüminyum alaşımı için MAO işlemi
sırasında akım yoğunluğu değişim eğrileri [12].
Şekil 5. 8. Ağırlıkça %3,5 sodyum klorür solüsyonunda kaplanmamış ve MAO kaplı 7075
alüminyum alaşımının potansiyodinamik polarizasyon eğrileri [12].
Elimizdeki verilere bakıldığı zaman MAO 150 numunesi en düşük korozyon akımı
yoğunluğu ve en yüksek korozyon potansiyeline (0.191 V) sahiptir. Bu durumu
yorumladığımız zaman MAO 150 numunesinin kaplamasının korozyon direnci daha
yüksektir. Daha sonra numuneler 40 saatlik bir daldırma işlemin tabi tutulmuştur, elde edilen
yüzey görüntüleri Şekil 5.9’ da verilmiştir [12]. (a)’ da görüldüğü üzere kaplanmamış
numunelerin parça parça döküldüğünü görmekteyiz. (b) kısmında ise MAO 90 numunesinin
birçok gözeneğinin aşındığını ve birbirine bağlanmış korozyon ürünlerinin oluştuğu
görülmektedir. (c) kısmında ise MAO 120 numunesinin daha az korozyon ürünü çıkarttığını
görmekteyiz. (d) kısmında MAO 150 numunesinin korozyon davranışının önemli ölçüde az
olduğu görülmektedir.
6.2.1. Ekonomi
Mikro ark oksidasyon yöntemi, yüksek enerjilerle birlikte yapılan bir işlem olduğu için
bilinen anodik kaplama yöntemlerine göre üretim maliyeti biraz daha fazladır. Yine de birçok
kaplama yöntemine göre oldukça ekonomik bir yöntemdir. Ayrıca, farklı metallere ve
malzemelere uygulanabilir olmasıyla endüstri alanında bu kaplamaya olan ilgi zamanla
artmaktadır.
Araştırmamızın ana malzemesi olan alüminyum geri dönüşümü mümkün olan bir
malzeme olmasıysa çevreci bir duruşu vardır. Mikro ark oksidasyon yöntemine baktığımız
zaman, öncelikle kullanılan sulu çözelti korozif özellik göstermediği için çevre sorunu
yaratmamaktadır. İşlem boyunca ortaya çıkabilecek zehirli gaz ve atıkların olmamasından
dolayı çevreci bir prosestir.
6.2.3. Sürdürülebilirlik
6.2.4. Üretilebilirlik
Son olarak, yapmış olduğumuz bu teorik araştırma sayesinde grafikleri ve mikro yapı
görüntülerini anlama becerisi kazanılmıştır. Birçok parametrenin kaplama kalitesi üzerindeki
etkisi öğrenilmiştir.
KAYNAKLAR
[2] Güleç, A.E. Sentetik Al-Si İkili Alaşımlarının Mikro Ark Oksidasyon (MAO)
Tekniği ile Kaplanması. (Yüksek Lisans Tezi). Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü,
Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Ana Bilim
Dalı. (2012). sf. 25-26
.
[3] Taşkent, B. Mikro Ark Oksidasyon (MAO) ve Sol-Jel Daldırma Yöntemleri
Kullanılarak Dubleks Kaplanmış Al2024 Alüminyum Alaşımının Korozyon
Davranışının İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı. (2021). sf.7-10.
[6] Vargel, C. Corrosion of Aluminium. Elsevier Science. Fransa. (2004). sf. 9-69.
[7] Gökşahin, E. Sert Eloksal ile Kaplanmış 6XXX Serisi Alüminyum Alaşımlarının
Aşınma Davranışının İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). İ.T.Ü. Fen Bilimleri
Enstitüsü, (2007). sf. 2-4.
[8] Kırcı, O. AW-5005 Alüminyum Alaşımının Bindirme Sürtünme Karıştırma Kaynaklı
Bağlantı Özelliklerine Takım Profilinin Etkisi (Yüksek Lisans Tezi). Kocaeli
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Mühendisliği Anabilim Dalı. (2012). sf.
14.
[9] Özkara, İ.M. 2024 Aluminyum Alaşımının Mikro Ark Oksidasyon Yöntemiyle
Kaplanması ve Yüzey Özelliklerinin Geliştirilmesi. (Yüksek Lisans Tezi). İ.T.Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü. (2009). sf. 3-4.
[11] Taban, E. 5xxx Serisi Alüminyum Alaşımlarının TIG, MIG ve Sürtünen Eleman ile
Birleştirme Kaynaklı Bağlantılarının Mekanik ve Mikroyapısal Özelliklerinin
İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
(2004). sf. 34-36.
[12] Xing Qi, Bo Jiang, Ziqiu Jiang, Yafeng He, Renguo Song. Study On Microstructure
And Properties Of AA7075 Coated By Micro Arc Oxidation. Journal of Materials Reserch
and Technology. (2023). Sf. 5325-5328.
[13] Jianzhuo Zhang, Weibing Dai, Xishu Wang, Yaming Wang, Haitao Yue, Qiang Li,
Xinle Yang, Chenguang Guo, Changyou Li. Micro-Arc Oxidation Of Al Alloys: Mechanism,
Microstructure, Surface Properties, And Fatigue Damage Behavior. Journal of Materials
Reserch and Technology. (2023). Sf. 4310-43120.