You are on page 1of 13

AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

TÜRK KİTAP SANATLARI YAYIMLARINDA GÖRÜLEN TERİM YANLIŞLARI


VE KİTAP SANATLARI SÖZLÜĞÜ ÜZERİNE*
Salih SULAK1

ÖZET

Kelimelerle düşünür. Kelimelerle anlar ve anlatırız. Bir kelimenin anlamının muhatabı


tarafından bilinmemesi veya kelimeye yüklenen anlamın hatip ile muhatapça farklılık
göstermesi anlaşmağı, bilgi aktarımını engeller. Her sanat dalının kendine has terminolojisi
vardır. Bu terminolojiyi bilmeyenlerin; eksik, yanlış bilenlerin o sanatı anlamaları mümkün
değildir. Kitap sanatlarıyla uğraşanlar ve bu sanatları araştıranlar ilkin ilgilendikleri sanatın
kendine has kelimeleriyle muhatap olurlar. Zamanla bu kelimeleri anlayıp
anlamlandırabilirler. Bazı kelimeler, kavramlar ise zihinlerinde hep muğlâk kalır. Dildeki
değişim ve kültürel uzaklaşma sanatla uğraşanları bile uğraştıkları sanatın terminolojisini
bilmez hâle getirmiştir. Bu tebliğde kitap sanatlarının terminolojisi ve kitap sanatları
sözlüğünün ehemmiyeti üzerine konuşulacaktır.

Son yıllarda kitap sanatlarıyla ilgili yapılan yayımlarda, verilen röportajlarda kimi kelime ve
terimlerin hatalı kullanıldıkları sıkça görülmektedir. Bu hatalı kullanımları şu dört grupta
toplayabiliriz:

1. Pek çok terim farklı yayımlarda farklı isimlendirilmektedir.

2. Bazı kelimeler, ilgili sanat dalıyla alakasız biçimde anlamlandırılmaktadır.

3. Tanımlarda doğru, sağlam ve kullanışlı bilgi aktarılmamaktadır.

4. Hiçbir kaynakta yer almayan, yazarın muhayyilesinden uydurduğu kimi adlandırmalar


veya anlamlandırmalar yapılmaktadır.

Bu tebliğde kitap sanatlarıyla ilgili terimlerin son yıllardaki yayımlarda hatalı


kullanımları irdelenecek, “Kapsamlı bir ‘Kitap Sanatları Sözlüğü’nün hazırlanması bu hataları
büyük ölçüde düzeltebilir mi? Kitap sanatları sözlüğü niçin ve hangi özelliklere sahip olacak
şekilde hazırlanmalıdır?” sorularına sözlükbilimin ışığında cevap aranacaktır.

Anahtar Kelimeler: Kitap sanatları, kelime, terim, sözlük.

* Bu makale 22-24 Mart 2012 tarihleri arasında I. Uluslararası Kitap Sanatları Sempozyumu’nda sözlü
bildiri olarak sunulmuştur.
1Türkçe Öğretmeni, Sancaktepe Beyhan Şenyuva İÖO, tayangu@gmail.com, salihsulak@hotmail.com

Sayfa 252
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

ON THE TERM MISTAKES SEEN IN TURKISH BOOK ARTS PUBLICATIONS


AND BOOK ARTS DICTIONARY

SUMMARY
We think via words, understand and explain via words, as human being. The matter that
someone you talk with doesn’t know the meaning of a word, or another matter, meaning of a
word might be different for talking one and listener hinder information flow and
understanding each other. Each art branch has its own terminology. It is not possible to
understand an art branch not knowing about it, knowing about it little or without knowing
very well. People who concerned with book arts and ones studying on that arts interest with
special words of each art branch, initially. They can gradually understand and make that
words meaningful for themselves. On the other hand, some words and terms stay recondite in
their mind. The cultural asimilation and change on language make even people who concern
with arts terminology not knowing well the branch of art they concern. In that notice, the
importance of book arts terminology and book arts dictionary will be mentioned.
In recent years, in puclications and conversations made on book arts, it was rather
frequently seen that some words and terms were used mistakenly. These mistakes can be
mentioned in four groups:
1. Many of terms are named differently in different publications
2. Some words are given unrelated meanings with the related art branch.
3. In definitons, corrct and useful knowledges are not used.
4. Some imaginary terms or meanings which authors made themselves, and not used in a
written source so far are formed and used
In that notice, the misuse of terms on book arts will be investigated and such questions will be
replied with the illumination of lexicology: Might such kind mistakes be corrected via a
comprehensive ‘Book Arts Dictionary?, Why should a Book Arts Dictionary be prepared? and
What kind of features should such a dictionary include?’

Key words: Book arts, word, term, dictionary.

Sayfa 253
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

GİRİŞ

Terimler, bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir
kavramı karşılayan kelimelerdir. (Büyük Türkçe Sözlük:1959b) Günlük dilde kullanılan bir
kelimeye özel bir anlam yüklenmesiyle o kelime terimleşebildiği gibi bir kelime sadece terim
anlamıyla da dilde yer alabilir. Her iki hâlde de bu terimlerin, bir bilenin tarifiyle veya
araştırılarak öğrenilip anlaşılması gerekmektedir. Kitap sanatlarıyla, sanatçı olarak veya
araştırmacı olarak ilgilenenler de bu alandaki terimleri hocasından duyarak veya kaynaklardan
okuyarak öğrenirler. Dinledikleri veya okudukları kaynak bu terimleri açıklamakta yeterli ve
yetkin olduğunda anlamlandırma doğru olur. Günümüzde, kitap sanatlarının terimleriyle ilgili
yeterli kaynak eserin bulunmaması, nitelikli bir kitap sanatları sözlüğünün olmaması, hoca-
talebe ilişkisindeki kopmalar, kimi hocaların kültürel yozlaşmanın etkisinde kalarak, kendi
alanının terminolojisinden dahi bîhaber olması kitap sanatlarıyla ilgili terimlerin yanlış
anlamlarda veya birbirinin yerine kullanılmasının yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.

TÜRK KİTAP SANATLARI YAYIMLARINDA GÖRÜLEN TERİM


YANLIŞLARI

Son yıllarda kitap sanatlarıyla alakalı yayımlardaki hatalı kullanımları dört grupta
toplayabiliriz. Şimdi kitap sanatlarıyla ilgili yayımlarda görülen bu yanlışlara bazı örnekler
verelim. Dediğimiz gibi bunlar sadece örnek, bu yayımlar incelendiğinde hatalı kullanımların
hayrete düşürecek kadar çok ve basit olduğu görülecektir. Bu sempozyum ve çalıştay ebrû
sanatı ağırlıklı olduğu için örneklerimizi de ağırlıklı olarak ebrû ile ilgili yayımlardan seçtik.

1. Pek çok terim farklı yayımlarda farklı isimlendirilmektedir:

* geleneksel-klasik-gelenekli-ananevî

* çintamânî – kaplan beneği – timuçin damgası

* hatâyî – şakayık – islîm-i hıtâyî

* rûmî – islîmî – selçûkî – türkî – arabesk

* kitre - kıvam artırıcı – kıvamlaştırıcı - su yoğunlaştırıcı

* ebrû sanatçısı – ebrûcu – ebrûzen - ebrûkâr

* hafif ebrû – fon ebrusu

Sayfa 254
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

Dildeki her kavram için bir kelime vardır. Eş anlamlı sayılan kelimeler arasında bile
anlam farklılıkları bulunmaktadır. Aynı anlamı karşıladığı düşüncesiyle bir kavram farklı
isimlerle karşılanamaz. O kavramı tam olarak karşılayan tek bir kelime vardır. Hiçbir kelime
başka bir kelimenin yerini aynen tutamaz. Günlük dilden örneklersek siyah, asla kara
kavramını tam olarak karşılayamaz. O sebeple “kara gözlüm” ile “siyah gözlüm” aynı duygu
ve düşünceleri yansıtmaz. Yine bugün sadece üzüntü diye karşıladığımız aynı kavram alanına
giren gam, keder, elem, ıstırap, dert, tasa, sıkıntı, melal gibi kelimelerin hepsinin farklı
anlamları ve kullanım alanları vardır. Kadim eserlerde hepsi bu anlam farklılıklarına uygun
olarak kullanılmıştır. Şairin “Melali anlamayan nesle aşina değiliz.” mısraındaki gibi. Kitap
sanatlarıyla ilgili yukarıda birkaç örneğini verdiğimiz yakın anlamlara sahip kelimelerin
anlam farklılıkları tespit edilmeli, bu farklılıklara uygun olarak kullanılmalıdır. Aynı terimin
eş anlamlılarıymış gibi farklı isimlendirmelerden vazgeçilmeli. O kavramı en iyi karşılayan
tek bir terimde karar kılınmalıdır.

Aynı kavramın farklı isimlendirilmesi hem kargaşaya neden olmakta hem de anlaşmayı
engellemektedir. Hatta yersiz münakaşalara dahi sebep olmaktadır.

Böyle bir münakaşada taraf olan bir ebrû sanatçısı, klasik sanatlarımızı anlatmak için
farklı terim arayışlarını eleştirmekte, bu sanatlarımızı anlatmak için geleneksel kelimesi
dururken gelenekli kelimesi gibi ‘çok oturgaçlı götürgeç’ misali uydurma bir kelime
kullanmanın yanlışlığını, bunun da sanatsal kelime türetme modasından kaynaklandığını iddia
edebilmektedir.2 Oysa muhterem hocamız bilmiyor ki gelenekli daha geç dönemde ve kelime
türetme kurallarına uygun türetilmiş bir kelimedir. Geleneksel ise hem kelime türetme
kurallarına aykırı3, hem de alaya aldığı çok ‘oturgaçlı götürgeç, kıldırgaç’ gibi kelimelerle
aynı dönemde aynı mantıkla uydurulan bir kelimedir. Pek çok uydurma kelime gibi
yaygınlaştığı için normal karşılanmaktadır.4 Bu örnekten şunu da çok iyi anlıyoruz ki aslında
farklı terimleri tercih edenler, o terimin tam olarak neyi karşıladığını, niçin onu tercih
ettiklerini de genellikle bilmiyorlar.

Tezhip ile ilgili motif isimlerinden olan hatâyî ve rûmî’nin farklı kaynaklarda farklı
isimlerle anılması daha önce ele alındı. Konuyu bir makale ile işleyen Çiçek Derman
hatâyî’nin farklı yayınlarda kasımpatı, nar çiçeği, şakayık, çiçekli arabesk, palmet, islîm-i

2
Mahmut PEŞTELİ: Sanatsal Kelime Türetme Modası: http://www.mahmutpesteli.com/tr/, (Erişim tarihi: 20.03.2012)
3
Türkçede isimden isim yapan +sAl diye bir ek yoktur.
4
Bkz. Faruk Kadri TİMURTAŞ: Uydurma Olan ve Olmayan Yeni Kelimeler Sözlüğü: Umur Kitapçılık, İstanbul, 1979. ve
Türk Dili Araştırma Kurumu: Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu: İstanbul Devlet Basımevi 1935.

Sayfa 255
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

hıtâyî olarak anılmasını yine rûmî motifinin, islîmî, selçûkî, türkî, rûmî, lotus, yarım palmet,
arabesk olarak adlandırılmasını eleştirmekte, bunların terim kargaşasına sebep olduklarını
belittmektedir. Tezhip sanatını uygulayan kişiye müzehhip (hanımsa: müzehhibe)
denilebileceğini, tezhipçi denilmesinin terimler konusunun ne derece korkunç seviyeye
gerilediğinin çarpıcı ispatı olduğunu da ifade etmektedir.5 Daha detaylı bilgi için yazarın
“Türk Tezyinâtında Istılâh ve Tâbir Kargaşasına Dair” adlı makalesine bakılabilir. Çiçek
Hoca’nın endişelendiği ‘terimler konusunun korkunç seviyeye gerilemesi’ hâli ne yazık ki
tüm hızıyla devam etmektedir.

2. Bazı kelimeler, ilgili sanat dalıyla alakasız biçimde anlamlandırılmaktadır:

keyif: Ebrunun kıvamında ve istenilen şekilde meydana gelmesine verilen ad. (Ebru
Terimleri Sözlüğü, s. 23)

hezarfen: Ünlü hattatımız Necmeddin Okyay (1883-6 Ocak 1976)’ın ünvanı. Çok yönlü
çok marifet ve hünerli bir şahsiyet olduğu için bu ünvanla anılır. (Ansiklopedik Hat Tezhip
Sanatları Deyim Ve Terimleri Sözlüğü, s. 71)

ebrû: kaş; bulut. (Ansiklopedik Hat Tezhip Sanatları Deyim Ve Terimleri Sözlüğü, s. 39)

battal : iri, geniş, büyük. Hükümsüz, modasız.

Örnekler çoğaltılabilir. Bahsi geçen kelimelerin ilgili sanat dalıyla alakasız bir şekilde
anlamlandırıldıkları, ilişkilendirildikleri görülmektedir. Mesela ebrû kelimesi için verilen kaş
anlamının ebrû sanatı ile ne ilgisi vardır, niçin verilmiştir anlamak zor.

Hatta ebrû ile ilgili bir kitapta hazırlayanlarca, her gördüğü sakallıyı dedesi zanneden
çocuk tavrıyla kaş anlamındaki ebrû kelimesinin geçtiği beyitlerin sanki ebrû sanatı
anlatılmaktaymış gibi bir araya getirildiği görülmektedir.6

Hûblar mihrâb-ı ebrûsuna meyl etmez fakîh


Ölse kâfirin müselmanlar ona kılman namaz
Fuzûlî’nin bu beyti gibi, kaş anlamındaki ebrû kelimesinin geçtiği Alvarlı Efe’den,
Muhibbî’den, Fuzûlî’den beyitleri derleyip sanki ebrû sanatıyla ilgiliymiş gibi ebrûyla

5
Çiçek DERMAN: Türk Tezyînatındaki Istılâh ve Tâbir Kargaşasına Dair: M. Uğur Derman Armağanı, Sabancı
Üniversitesi, İstanbul, 2000, s. 253-260.
6
Hikmet BARUTÇUGİL, Mustafa ÖZDAMAR: Battaldan Baruta Ebruvan: Üsküdar Belediyesi, İstanbul, 2008. 286 s.

Sayfa 256
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

ilgili bir kitapta sunmak, saygısızlığın ve ciddiyetsizliğin ötesinde tarifi zor bir ruh hâlidir. Ve
tamiri zor bir tahriftir.

3. Tanımlarda doğru, sağlam ve kullanışlı bilgi aktarılmamaktadır.

Laleli Ebru: Çiçekli ebrulardan bir türe verilen ad. (Ebru Terimleri Sözlüğü, s. 25)
Menekşeli Ebru: Çiçekli ebrulardan bir türe verilen ad. (Ebru Terimleri Sözlüğü, s. 25)
Hatt-ı gubarî: Bir yazı stilidir. (Türk Hat Sanatı, s. 13)
Ebrû : Sulu bir karışım üzerinde fırça yardımıyla atılan boyaların şekillenmesiyle
meydana getirilen sanat türüne verilen ad. (Ebru Terimleri Sözlüğü, s. 24)
İcazet: Hoca tarafından öğrencisine verilen diploma. (Mürekkep Zamanlar, s. 44)
Hatt-ı Hümâyûn: Padişahların herhangi bir iş için bizzat yazdıkları yazılar. Buna hatt-ı
şerif de denir. (Mürekkep Zamanlar, s. 22)

İster sözlük maddesi olsun ister herhangi bir yayında geçsin bir terim açıklanırken doğru,
sağlam ve kullanışlı bilgi aktarılmalıdır. Yukarıdaki örneklere bakıldığında verilen bilgilerin
açık olmadıkları, anlaşılabilir ve kullanılabilir olmadıkları görülüyor. Yukarıda ebrû terimleri
için hazırlanmış bir sözlükten alınan örneklerde dikkat ederseniz Laleli Ebru maddesi için de
Menekşeli Ebru maddesi için de aynı tanım yapılmış. Bu sözlüğe göre laleli ebrû ile
menekşeli ebrû aynı şeydir. Bu hâl, bizim niteliksiz sözlüklerimizde çok karşılaştığımız bir
hatadır. Ortak niteliklerine dayanılarak oluşturulan genel bir kavramın alt kavramları bu
şekilde geçiştirilir. Böyle sözlükler için hatt-ı gubarî bir yazı stilidir, reyhanî bir yazı stilidir
vs. Günlük dilden örneklemek gerekirse çam, bir tür ağaçtır; meşe, bir tür ağaçtır; bambu da
bir tür ağaçtır. İcâzet ve hatt-ı hümâyûn örneklerine bakarsak, icazetin diplomayla benzer ve
ondan farklı yönleri nelerdir, hangi sanat dallarında, hangi maksatla hangi ölçülere göre
verilmektedir? Tanımdan anlamak imkânsız Yine padişahın bizzat yazmadığı hatt-ı
hümâyûnlar yok mudur? Yapılan tanımlar, tanımı yapılan kelimeye has özellikleri içermeli, o
kelimenin anlamı başka anlamlarla karışmayacak şekilde berrak olmalıdır.

4. Hiçbir kaynakta yer almayan, yazarın muhayyilesinden uydurduğu kimi


adlandırmalar veya anlamlandırmalar yapılmaktadır.

- damla ebrusu

- fon ebrusu

Sayfa 257
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

- Ebruzen

- ebruvan

Eğer şimdiye kadar yapmadıysanız size onlarca ebrû çeşidi: düzenleme ebrusu, kapak
ebru, idol figurlü ebrular, manzara ebrusu, damla ebrusu, soyut ebrusu, tablo ebrusu
(Bkz. Gelenekselden Günümüze Ebru) ve daha niceleri. Bir başka eserde de ‘fon
ebrusu’ndan (Sudaki Nakış Ebru S. 19) bahsediliyor. Sanata saygısı olan bir kişi, kendince
kelimeler uyduramaz. Mevcut olanlar kullanılır, ihtiyaç hâlinde ehil olan kişilerce bir terim
tavsiye edilebilir. Aksi terim kargaşasıdır, saçmalıklar yumağıdır. Kimse kalkıp sülüs yazıya
üçtebir yazı diyemez, dememelidir.

Ebrûzen : Kaş vuran, kaş yapan mı, kaş yaparken göz çıkaran mı demek bu kelime
bilemiyorum. Ebrûcunun, ebrûnun ticaretini yapan kişiyi çağrıştırdığı düşüncesiyle ebrû
sanatçısı anlamında teklif edilen bir terimdir. Sözlüklerde ise böyle bir kelime yok. Ebrû ile
bağlantılı olarak da böyle bir terim (uydurulana kadar) kullanılmamaktadır. Ebrûvan kelimesi
ise daha ilginçtir ve eminim ne anlamda kullanıldığını kullananlar da bilmiyorlar. Kaşlar
anlamında mı kullanılıyor (ebrûvân: ebrû’nun Farsça çokluk eki +ân almış şekli) yoksa +van
eki için Eski Anadolu Türkçesi 1. Teklik Şahıs eki +vAn mı örnek alınmıştır bilemiyoruz.
Yine ebrûzende olduğu gibi Türkçeleşmiş bir kelimeye Farsça çokluk eki ekleyerek ‘ebrular’
demek istendiği anlaşılıyor. Hemen +lAr çokluk ekini bilmiyorlarmıymış diye sorulabilir.
Mesele bilmemek değil, bilmiş görünmek, farklı görünmek, düşünememektir. Bu hâl, “bu
kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur” sözüne örnek teşkil edecek bir garabettir. Böylesi
kullanımların simitchi benzeri kullanımlardan pek farkı yoktur. Klasik sanatlarımızda nasıl
kullandığımız malzemenin kalitesine dikkat ediyorsak, kullandığımız kelimelere de dikkat
etmeliyiz. Sanatçıların dil konusunda daha bilinçli ve hassas olmaları gerekir.

Söz buraya gelmişken bir de imlâ hatalarından bahsetmek yerinde olur. Yine son dönem
kitap sanatları yayımlarında pek çok terimin yanlış veya farklı imlâ ile yazıldıkları
görülmektedir. Bir örnek vermek gerekirse ‘Hüsn-i Hat’ın Hüsn-ü Hat, Hüsnühat gibi
yazımlarını söyleyebiliriz. Hüsn-ü Hat gibi bir garabet kullanımı, herhangi bir gazetede vs.
görmek görmezden gelinebilecek bir hata sayılabilir. Ancak ne tuhaftır ki bu sanatları gelecek
kuşaklara yozlaştırmadan aktarmak iddiasında olan bir kurumun (KTSV) yaptığı Hüsn-i Hat
sergisi katalogları, Hüsn-ü Hat olarak basılabiliyor. Bir işin ciddiyetini veya ciddiyetsizliğini
gösteren emareler vardır. İşte gözle görülür hataların çokluğu veya basitliği bir çalışmanın

Sayfa 258
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

ciddiyetsizliğini ortaya koyar.

İmlâ hatalarına veya farklı imlâ ile yazımlara birkaç örnek:

- tevkii yazı

- rıkaa yazı

- hüsn-ü hat

- hüsnühat

- ebru

- katı sanatı

Kitap sanatlarıyla ilgili yapılan yayımlarda, tıpkı her kavram için tek bir terim
kullanılması gerektiği gibi, imlâda da teklik sağlanmalı. Doğru olan imlâ yaygınlaştırılmalıdır.

Kitap sanatlarıyla alakalı yayımlardaki hatalı kullanımlar, daha önce de belirttiğimiz gibi
bunlarla sınırlı değil. Ancak bu tebliğin sınırları içerisinde biz ilk akla gelen, incelediğimiz
yayınlarda karşımıza çıkan bellibaşlı hatalı kullanımları sınıflandırarak sunduk. Önemli olan
bu hataların tamamının tespiti ve tashihidir. Bu hataların nedeni hoca-talebe ilişkisinin
kopması, kültürel yozlaşma, sözlük kullanmamak ve araştırmamak şeklinde sıralanabilir. Ne
kadar kelime hazinemiz geniş olsa da sözlük kullanmağa mecburuz. Hele hele kelimelerin
özel anlamlar kazandığı sanatlarla uğraşıyorsak bu iki kat gerekli hâle geliyor. Yaklaşık on
yıldır gözlemlediğim ve daha yeni yaptığım küçük bir araştırmanın sonucunda şu üzücü
gerçek ortada durmaktadır: Sözlük kullanmıyoruz. Eskiler lugatte pehlivanlık olmaz
derlermiş. Sözlük kullanmağı alışkanlık hâline getirmek, kullanılan terimi, tabiri bilinçli
kullanmak, terimler konusundaki bu hatalı kullanımları, terim kargaşasını önleyecektir. Ancak
burada yeni bir mesele ortaya çıkıyor, kitap sanatlarıyla ilgilenenler hangi sözlüklerden
faydalanacaklar. Mevcut sözlükler nitelikli mi ve ihtiyacı karşılayabiliyor mu?

KİTAP SANATLARI SÖZLÜĞÜ ÜZERİNE

Kitap sanatlarıyla ilgilenen her sanatçı ve araştırmacı bu sanatların terimlerini açıklayan


birçok sözlükten faydalanmalı. Ancak nitelikli ve kapsamlı bir kitap sanatları sözlüğü var mı?
Bu alanda yazılmış ihtiyacı karşılayacak dört başı mamur bir sözlük olmadığı malumunuzdur.

Sayfa 259
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

Kitap sanatlarıyla ilgili mevcut sözlüklerin belli başlıları ise şunlardır:

1. Mine Esiner Özen: Yazma Kitap Sanatları Sözlüğü : İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi, İstanbul 1985. 95 s.

2. Hasan Özönder : Ansiklopedik Hat Tezhip Sanatları Deyim ve Terimleri Sözlüğü:


Tablet Basım Yayın, Konya 2003, 230 s.

3. Abdulkadir Yılmaz: Türk Kitap Sanatları Tabir ve Istılahları: Damla Yayınevi,


İstanbul 2004, 406 s.

4. Berin U. Yurdadön: Kitaplıkbilim Terimleri Sözlüğü : Türk Dil Kurumu Yayınları,


Ankara 1974, 111 s.

Biz burada bu sözlükleri tek tek tanıtıp ayrıntılı olarak incelemeyeceğiz; hepsine bir
bütün olarak baktığımızda bu sözlüklerde de yukarıda belirttiğimiz hatalar yer almaktadır.
Ayrıca bu sözlükler, kitap sanatlarıyla ilgili terimleri açıklamada yetersiz kalmaktadır. Bu
sözlüklerde kimi gerekli maddeler yer almadığı hâlde kimi alakasız maddelere yer
verilmektedir. Kısacası bu sözlükler başvuru kaynağı olmaktan uzaktırlar. Fakat bu
çalışmaların önemli olduğunu da belirtelim. Böyle çalışmaların sayısı çoğalmalı, yeni
çalışmalarda hatalar düzeltildikçe daha iyiler ortaya çıkacaktır.7

Ayrıca farklı amaçlarla hazırlanmış sözlükler8 ve sözlük özelliği taşımayan farlı eserler
de, kitap sanatlarıyla ilgili pek çok terimin açıklamasına yer vermektedir. Fakat kitap sanatları
terimlerini anlamak için, bu eserleri tek tek taramak özel bir gayret gerektirdiğinden bu
eserlerden de yeterince faydalanılmadığı ortadadır.

Türk Kitap Sanatları yayımlarında görülen terim yanlışları, ancak nitelikli kitap sanatları
sözlüklerinin ve araştırmalarının yapılmasıyla giderilebilir. Bizde daha dil inkılâbının
öncesinden başlamış olan dil tartışmalarına ilaveten son dönemde ortaya çıkan gelenekçi-
modern tartışmaları da hâlen devam etmektedir. Hazırlanacak kitap sanatları sözlüğü bu
tartışmaların uzağında, ilmî bir çalışma ile hazırlanmalıdır. Batıda hazırlanmış terim
sözlükleri var, bunlar incelenmelidir. Yerleşmiş olan uydurma kelimeleri, galat kelimeleri
değiştirmeğe çalışmak gereksizdir. Bugün yapılması gereken ortak olarak kullanabileceğimiz

7
Bu sözlüklerin incelenmesiyle ilgili bkz. Fikret USLUCAN : Hat, Tezhip ve Cilt Terimleri Sözlükleri: Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 s.
978-994
8
Bkz. Mehmet Zeki Pakalın: Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü: Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara 1972. ve
Celal Esad Arseven: Sanat Ansiklopedisi: Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara 1971.

Sayfa 260
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

terimleri içeren bir sözlüktür.9 Kadim eserler incelenmeli kitap sanatlarıyla ilgili bilgiler
derlenmeli, ayrı ayrı aktarılmalıdır. Bunun örnekleri de aslında çoktur. Bir örnek olarak, İrvin
Cemil SCHICK’in “Tâczâde Risâlesi’ne Göre Sülüs Hattına Dair Bazı Istılâhat” adlı hacimli
makalesini gösterebiliriz. Kitap sanatlarıyla ilgili kaynak metinler veya kaynak metnin ilgili
bölümleri günümüze ilmî olarak aktarılmalıdır. Tarihî sözlüklerdeki tanımlar, açıklamalar
önemlidir. Bir kelimenin bugünkü anlamıyla tarihteki anlamı çok farklılık gösterebilmektedir.

Acaba kitap kelimesi, tarihî metinlerde bugün bizim anladığımız anlamda mıdır? Kitap
illa ki bütünlenmiş, ciltlenmiş mi olmalı, yoksa tek bir sayfa da kitap sayılabilir mi? Bu ve
benzeri pek çok kelime yüzyıllar içerisinde anlam değişikliklerine uğramıştır. Bunu
anlayabilmek tarihî metinlerden, sözlüklerden faydalanmakla olur. Bu çalışmaların yapılması
kitap sanatları terimleri sözlüğünün hazırlanması için elzemdir.

SONUÇ

Kitap sanatlarıyla ilgilenenlerin bu sanatlarla ilgili terimleri doğru anlamaları ve


kullanabilmeleri, kitap sanatları yayımlarında yer alan zikrettiğimiz hataların sonraki
yayınlarda tekrarlanmaması için nitelikli ve kapsamlı bir Kitap Sanatları Terimleri
Sözlüğü’ne ihtiyaç vardır. Bu amaçlarla hazırlanacak kitap sanatları sözlüğü ise şu özellikleri
taşımalıdır:

1. Kitap sanatlarıyla ilgili söz varlığı tespit edilmeli, her bir maddeye yer verilmeli.

2. Kitap sanatlarını doğrudan ilgilendirmeyen terim ve tabirlere yer verilmemeli.

3. Tanımlar kısa ve öz olmalı, gerekliyse ayrıntılı bilgiler verilmeli.

4. Tanımlarda doğru, kullanışlı ve sağlam bilgi aktarılmalı.

5. Anlamağa katkı sunması bakımından resme, şekle ihtiyaç duyulan maddeler


resimlenmeli. Ancak her madde resimlenmeğe çalışılmamalı.

6. Bir kelime zaman içerisinde anlam değişmesine uğramışsa, bu farklılıklar belirtilmeli.

7. Kelimelerin köken bilgisi verilmeli.

8. Gerekli maddelerin Arap harfli yazımı (başka dillerden geçenler için de o dildeki aslî
yazımı) gösterilmeli.

9
Mehmet Kaplan: Ortak Bir Kültür Lügatı Hazırlanmalıdır: Boğaziçi Yay. 1985. S. 14-18

Sayfa 261
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

9. Tek bir imlâ kullanılmalı, imlâ farklılıkları olan maddelerin her biri madde başı
yapılmalı, asıl maddeye gönderme yapılmalı.

10. Sözlük maddesi özelliği taşımayan sözlere yer verilmemeli.

11. Kelimenin sadece ilgili sanat dalındaki anlam(lar)ı verilmeli; kitap sanatlarını
ilgilendirmeyen anlamlarına yer verilmemeli.

12. Her kelimenin kitap sanatlarından hangi sanat dalıyla ilgili olduğu kısaltmalarla
gösterilmeli.

13. Sanatkârlar, terimler sözlüğüne alınmamalı, kitap sanatlarıyla ilgili bir kavramı
karşılayan sanatkâr isimlerine (örneğin; hatip) ise yer verilmeli.

Bu bahsedilen özellikler, acilen hazırlanması gerektiğine inandığımız Kitap Sanatları


Terimleri Sözlüğü içindir. Bu sözlük, sadece kitap sanatlarıyla ilgili terim ve tabirlerin
ayrıntıya girilmeden açıklandığı bir sözlük olmalıdır.

Öncelikli olan bu sözlükten sonra kitap sanatlarıyla ilgili iki sözlük daha hazırlanmalıdır.
Biri bütün kitap sanatları sanatkârlarının kısa biyografilerinin, elde edilebilenler için
eserlerinden birkaç örneğin yer alacağı Kitap Sanatları Sanatkârlar Sözlüğü, diğeri de Kitap
sanatları ile ilgili her bilginin sistematik bir şekilde en ince ayrıntısına kadar derlenip
aktarılacağı Ansiklopedik Kitap Sanatları Sözlüğü’dür. Bu sözlük, Kitap Sanatları Terimleri
Sözlüğü ve Kitap Sanatları Sanatkârları Sözlüğü’nün maddeleri başta olmak üzere kitap
sanatlarıyla ilgili elde edilen her maddeyi içine alan ve her madde için ayrıntılı bilgiler içeren
bir ansiklopedik sözlük özelliği taşımalıdır.

Sonuç olarak, bu teklifi sadece kitap sanatları ile ilgili düşünmeyip, bütün klasik Türk
sanatları için üç farklı sözlüğün yukarıdaki kıstaslara göre hazırlanması gerektiğini
söyleyebiliriz:

1. Klasik Türk Sanatları Terimleri Sözlüğü

2. Klasik Türk Sanatları Sanatkârlar Sözlüğü

3. Ansiklopedik Klasik Türk Sanatları Sözlüğü

Şimdiye kadar çoktan yapılmış olması gereken bu çalışmalar, Türk kültürü ve Türk
sanatının anlaşılması, gelecek nesillere aslı korunarak aktarılabilmesi için önemlidir.

Sayfa 262
SULAK, Salih, “Türk Kitap Sanatları Yayımlarında Görülen Terim Yanlışları ve Kitap
Sanatları Sözlüğü Üzerine”

KAYNAKÇA

BARUTÇUGİL, Hikmet (Editör): Türklerin Ebru Sanatı: Kültür ve Turizm Bakanlığı


Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Ankara 2007, 359 s.
BARUTÇUGİL, Hikmet, ÖZDAMAR, Mustafa: Battaldan Baruta Ebruvan: Üsküdar
Belediyesi, İstanbul, 2008. 286 s.

DERMAN, Çiçek: “Türk Tezyînatındaki Istılâh ve Tâbir Kargaşasına Dair”: M. Uğur Derman
Armağanı, Sabancı Üniversitesi, İstanbul, 2000, s. 253-260.

GÖKTAŞ, Uğur: Ebru Terimleri Sözlüğü: Anadolu Sanat Yayınları, İstanbul 1987, 32, 7 s.

ÖZEN, Mine Esiner: Yazma Kitap Sanatları Sözlüğü : İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi,
İstanbul 1985. 95 s.

ÖZÖNDER, Hasan: Ansiklopedik Hat Tezhip Sanatları Deyim ve Terimleri Sözlüğü: Tablet
Basım Yayın, Konya 2003, 230 s.

SCHICK, İrvin Cemil: “Tâczâde Risâlesi’ne Göre Sülüs Hattına Dair Bazı Istılâhat” M. Uğur
Derman Armağanı, Sabancı Üniversitesi, İstanbul, 2000, s. 456-482.

ŞENTÜRK, Şennur: 700 Yıllık Süreçte Kalem Medeniyeti Mürekkep Zamanlar: Yapı ve
Kredi Bankası, İstanbul, 1997. 111 s.
SÖNMEZ, Gülseren: Gelenekselden Günümüze Ebru : İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2007. 205,
[3] s.
TİMURTAŞ, Faruk Kadri: Uydurma Olan ve Olmayan Yeni Kelimeler Sözlüğü: Umur
Kitapçılık, İstanbul, 1979.
Türk Dili Araştırma Kurumu: Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu: İstanbul Devlet
Basımevi 1935.
TÜRKMENOĞLU, Turan M.: Sudaki Nakış Ebru = Marbling Paper: Milenyum Yayınları,
İstanbul 1999. 106 s.
ÜLKER, Muammer: Türk Hat Sanatı : Başlangıcından Günümüze = The Art Of Turkish
Calligraphy : From The Begining Up To Present: (trc. Rauf İsaoğlu) :Türkiye İş
Bankası, Ankara 1987. 351 s.
USLUCAN, Fikret: “Hat, Tezhip ve Cilt Terimleri Sözlükleri”: Turkish Studies International
Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume
4/4 Summer 2009

Sayfa 263
AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5 Sayı 10

YILMAZ, Abdulkadir: Türk Kitap Sanatları Tabir ve Istılahları: Damla Yayınevi, İstanbul
2004, 406 s.

YURDADÖN, Berin U.: Kitaplıkbilim Terimleri Sözlüğü : Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara 1974, 111 s.

Sayfa 264

You might also like