Professional Documents
Culture Documents
HADİS VE SÜNNET
KURAMER
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi
Kur'an Araştırmaları Merkezi Yayınlan
KURAMER Yayınları: 44
Siinnet Serisi: 2
Editör/Proje Sorumlusu
Prof. Dr. Bünyamin Erul
Yayın Koordiuatörü
M. Turan Çalışkan
KURAMER
Eimalıkent Malı. Üniversite Cad. No: 4 B Blok Kat: 3 34764 Ümraniye/ İstanbul
+90 216 474 08 60 / 2910
www.kuramer.org
..
553
Ahmet Yücel
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Son dönemde yapılan bir araştırmaya göre yaklaşık 620 oryantalistin ha-
dis alanında çalışma yaptığı tespit edilmiştir. 1 Bunlardan bir kısmı özellikle
oryantalist hadis anlayışını oluşturan, oryantalist hadis kavramları geliştiren
Ignaz GoldZiher (ö. 1921), Joseph Schacht (ö. 1969) ve Gautier Hendrik Al-
bert Juynboll (ö. 2010) gibi oryantalistlerdir. Bu açıdan bunlar oryantalist
hadis anlayışının kurucuları olarak kabul edilebilir. Harald Motzki (ö. 2019)
gibi bazıları ise söz konusu oryantalistlerin hadis anlayışıyla ilgili temel yak-
laşımlarını kabul etmekle birlikte geliştirdikleri yöntemleri ve uygulamalarını
.eleştiren oryantalistlerdir.'Bu araştırmada daha önce yayımlanan Oryantalist
Hadis Anlayışı. ve Eleştirisi2 isimli çalışmamızdan istifade ederek özellikle or-
yantalist hadis anlayışının kurucuları ile eleştirenleri esas alınarak oryantalist-
lerin ha~se yaklaşımı tespite çalışılacaktır.
Giriş
Genel olarak Doğu ve Uzak Doğu toplumlarını, özel olarak da İslam
tarihini konu edinen oryantalizmin ilk temelleri XVII. ve XVIII. yüzyıllarda
atıldı. Nitekim 1600'lü yıllarda Avrupa'da Arapça eserler yayımlanmış, gramer
kitapları, sözlükler ve temel metinler neşredilmeye bilŞlanmıştı. Baithelemy
d'Herbelot'un (ö. 1695) Bibliotheque Orientale (Şark Kütüphanesi) ismiyle ha-
zırladığı ve İslam Ansiklopedisi'nin ilk taslağı kabul edilen eserin ilk baskısı
Antoine Galland tarafından 1697 yılında Paris'te yapılmıştı. 3 XVII. ve XVIII.
Yüzyıllarda temelleri atılan İslamiyat çalışmaları, XIX. yüzyılda büyük bir artış
gösterdi. Bu dönemde Batı üniversitelerinde İslamiyat kürsüleri kuruldu\ on
binlerce kitap5 ve makale yazıldı, birçok dergi yayımlandı, 6 master ve doktora
tezleri hazırlandı.7 Bu dönemde oryantalistler, başta Vakıdi'nin el-Meğazfsi,
İbn Sa'd'ın et-Tabakô.tü'l-kübra'sı, İbn Hacer'in el-İsabe fi temylzi's-sahabe'si
olmak üzere klasik eserleri yayımladılar. 8 Oryantalistler Kur'an-ı Kerlın, Hz.
Peygamber'in hayatı, İslam tarihi ve medeniyeti, tefsir, hadis, fıkıh, mezhepler
tarihi, kelam ve tasavvuf konularında birçok eser kaleme aldılar.
Oryantalistler, İslam araştırmalarında dini (Hıristiyanlaştırma), ilnll, tic~i,
siyasi ve sömürgecilik gibi farklı amaçlar taşımaktadır. 9 Cambri!ige Üniversitesi
Yönetim Kurulu'nun Arap dili kürsüsü kurucusunun, "Asıl amacımız Doğu ül-
keleriyle olan ticaretimiz aracılığıyla krala ve devlete yararlı bir hizmet sunmak,
kilisenin sınırlarını genişletmek ve şu aİıda karanlıklar içiride yaşayan insanları
Hıristiyanlığa davet etmek suretiyle Tanrı'nın şanını yüceltınekti(10 şeklindeki
ifadeleri, oryantalizmin dini ve ticari amaçlarına işaret etmektedir. Önde, gelen
oryantalistlerin aynı zamanda sömürge hükümetlerinin verdiği görevleri üstlen-
meleri onlarıri araştırmalarını siyasi amaçlarfa. da yaptıklarını göstermektedir. 11
Batı'da özellikle son iki yüzyılda hadis tarihi, hadis usfilü, hadis literatürü
konularında birçok çalışma yapılmış, kitap ve makale yazılmıştır. 12 Ancak hadis
alanında çalışan oryantalistleri en çok etkileyen, Batı'daki hadis çilişmalarının
belirleyicisi olan oryantalistlerin başında, kendisini samimi bir Yahudi olarak
niteleyen Ignaz Goldziher gelmektedir. Hadisin Batı'da müstakil bir araştırma
konusu haline gelmesi Ignaz Goldziher'in Muhammedanische Studien'in hadisle
ilgili görüşlerine yer verdiği ikinci cildinin 1890 yılında yayımlanmasından sonra
gerçekleşmiştir. Ayrıca o, Batı'daki İslamı incelemelerin kurucusu ve Batı'daki
İslam araştırmacılarının manevi babası ve tartışılmaz üstadı kabul edilmektedir. 13
Goldziher, Batı düşünce geleneğindeki tarihi tenkid metodunu hadislere
uygulayan ve hadis tarihlendirme faaliyetlerini başlatan ilk kişi olarak da ka-
bul edilmektedir14 • İstisnaları bulunmakla birlikt~ Batı'da hadisle ilgili yapılan
çalışmaların önemli ölçüde Goldziher ve Schacht'ın anlayış ve yaklaşımları çer-
çevesinde geliştiği söylenebilir. Dolayısıyla sözü edilen iki oryantalist hadisle
ilgili oryantalist çalışmaların belirleyicisi konumunda olmuşlardır. Goldziher
ve Schacht'tan sonra çalışma yapan her oryantalist onların eserlerini görmüş
ve bir şekilde onlardan istifade etmiştir. Onlardan sonra özellikle Schacht'ın
hadislerin tarihlendirilmesinde isnad merkezli yaklaşımını geliştiren Gautier
HendrikAlbertJuynboll gelmektedir. NitekimJonathan A. C. Brown da sözü
-edilen üç oryantalisti oryantalist yaklaşımın temsilcileri olarak nitelemekte-
dir .15 Joseph Schacht (ö. 1969) da ondan-sık sık iktibasta b_ulunduğunu, kendi
eserinin onun mütevazı bir devamı kabul edilmesini urİıduğunu ifade eder.
O, hadislerle ilgili Goldziher'in ulaştığı sonuçlara hayranlığını belirtmekte,
onun vardığı sonuçları teyit edecegmi ,ifade etmektedir. 16 Juynboll, Goldzi-
her'in hadislerle ilgili tezinin-Batı ilim dünyasını ikna ettiğini, 17 onun ulaştığı
12 Batı'da hadisle ilgili yapılan çalışmalar için bk. Yücel, Oryantalist Hadis Literatürü, İstanbul
2016.
13 Juynboll, Hadis Tarihini11 Ymiden İıış!isı, s. 18; Motzki, Hadis Tp.ıihlendirme Metotlan, s. 143;
Hariboğlu, "Okuyucumuza", s. 14, 16, 20-25 (Goldziher, İslam Kiiltün"iAraştımıalan; çev. Ci-
had Tunç-Mehmed Said Hariboğlu, Ankara 2019).
14 Kızıl, "Goldziher'den Schacht'a Oryantalist Literatürde Hadis ve Sünnet: Bir Okulun Yaşayan
Geleneği", Hadis Tetkikleri Dergisi, VII/2, 2009, s. 48-49.
15 Brown, Hadith, s. 205-217; Kızıl, Miişterek Rtıui Teorisi, s. 27; Hariboğlu, Mehmet S., "Goldziher
Ignaz", DİA, XIY, 103; Maloush, Early Hadith Literatııre, s. 4.
16 Schacht, Origim, s. v-vi, 4; a.m!E, "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 135.
17 Juynboll, Modem lvfısır'da Hadis Tartışma/an, s. 9.
ff Hadis ve Sünnet
556
18 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 18; a.mlf., "İsnad Analiz Metotları", s. 59.
19 Juynboll, Modern lvfısır'da Hadis Tartışmalan, s. 10, 11; a.mJf., Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s.
17, 18.
20 Motzki, "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?", s. 208.
21 Berg, The Developmeııt, s. 12.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
557
(Havarilere ait öğreti) olarak nitelendirilir. Kutsal Kitap bir geleneğin sonucu
meydana gelmiştir. Katolik inancında menşelerine göre "ilahi'', "apostolik" ve
"kiliseye ait" olmak üzere üç çeşit tradition söz konusudur. Tanrı veya Mesih
ilahi geleneği başlatmıştır. RUhulkudüs'ün ilhamı altında Havariler apostolik
geleneği, Havariler sonrası Kilise ise Kilise geleneğini oluşturmuştur. Hıristi
yanlara göre gelenek (tradition), kilise babalarının inançlarından konsil karar-
larına kadar geniş bir çerçeveyi ifade eder ve dogmanın kaynağıdır. Buna göre
gelenekle Hz. İsa arasında herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Tradition Hz.
İsa'dan sonraki döneme işaret etmektedir. Böylece oryantalistler hadis veya
sünnet yerine tradition tabirini kullanmak suretiyle bunların Hz. Peygamber'!e .
bir ilişkisinin bulunmadığını ifade etmek istemektedirler.
Goldziher hadislerin Hz. Peygamber ile bir ilişkisinin bulunmadığını açık
ça ifade etmiştir.. Ona göre İslam kaynaklarında hadis olarak söz konusu edilen
metinlerin sınırlı birkaç örnek dışında Hz. Muhammed'le doğrudan bir ilgisi
bulunmamaktadır. Kaynaklarda hadis olarak zikredilen bilgiler, Müslümanlar
arasındaki siyasi çatışmalar ve fırka ihtilaflarında, tarafların kendi görİişlerini
Hz. Peygambeı:'in otoritesiyle destekleme teşebbüslerinin sonucudur. Başka bir
ifadeyle ona göre hadisler, İslam'ın birkaç asır devam: eden oluşum süreci içinde
bu sürece katılan siyasi, ictima1, iktisadı birçok faktörün sonucudur.24
Schacht ve Juynboll'a göre de hadislerin Hz. Peygamber'in mirasıyla doğ
rudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Hadi_sler Hz . Peygamber ve ashabından
gelmemektedir. Hu!<uhl hadislerin-önemli bir kısmı hicri ikinci asrın ortaları
na doğru ortaya çıkmıştır.25 Klasik eserlerdeki hadislerin büyük çoğunluğu ise·
Şafü'den sonraki bir zamanda tedavüle çıkarılmıştır. 26 Schacht, "Klasik ve diğer
mecmualardaki hadislerin büyük çoğulıluğu Şafü'den sonra tedavüle sokul-
muştur. Eski hukuk ekollerinin yaşayan geleneğinin ve saha.biler ile diğer oto-
ritelerden gelen daha erken döneme ait rivayetlerin aksine, Hz. Peygamber'den .
gelen hukuki hadislerin dikkate değer ilk bölümü II. yüzyılın ortalmna doğru
24 Goldziher, Muslim Stııdies, Il, 19, 73-83; a. mlf., İslam Kiiltün'i Araştımzalan (çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu), s. Il, 20, 125, 174, 183; Schacht, Origins, s. 4; Juynboll, Mo-
dern Mzszr'da Hadis Tartışma/an, s. 9. ·
25 Schacht, Origins, s. 140-141, 149; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10. Scha-
cht'a göre merfü' hadisler hicri Il. yüzyılın ortalarına doğru muhaddisler tarafından tedavüle
sokulmuşrur (Schacht, Origins, s. 138; a.mlf., İslilm Hııkııkıına Giriş, s. 45).
26 Schacht, Origins, s. 4-5; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10.
Hadisleri Anlamada Yerellik!farihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
559
ğünü ifade etmektedir. Ona göre, İslam! sünnet, eski Arap anlayışının yeniden
gözden geçirilmiş şeklidir. İslamın gelişiyle sünnet kavramının içeriği, Müs-
lümanlar için, Hz. Peygamber'in örnek davranışı, onun yazılı hale getirilmiş
olan fiil ve sözlerinden elde edilen ameli kurallar şeklinde bir değişikliğe uğra
mıştır. Buna göre sünnet ilk İslam cemaatinin fiilen yaşayan tatbikatı şeklinde
tanımlanabilir. Böylece o, sünnet kelimesini Hz. Peygamber'le değil ilk dönem
Müslüman toplumuyla ilişkilendirmektedir. 31
J oseph Schacht ise "sünnet" ve "Peygamber'in Sünneti" tabirleriyle özel
olarak ilgilenen oryantalisttir.32 Schacht'a göre Şafü'ye kadar sünnet, Peygam-
ber'in Sünneti anlamında değil, örf/toplumun uygulamaları, alimlerin re'yleri
(living tradition) manasında' kullanılmaktaydı. O, bu uygulamaları eski hukuk
ekollerinin yaşayan geleneği olarak isimlendirmektedir. Eski hukuk ekolleri,
yaşayan geleneklerini ve mevkllf rivayetleri hadislere takdim etmekteydi. 33 Ona
göre Şafü'den önceki faklhler nazarında sünnetin mutlaka Peygamber'le ilgili
olması şart değildi. Sünneti Peygamber'in model davranışı olarak belirİeyen ilk
kişi Şafü'dir. Q, Peygamber'in Sünnetini ondan nakledilen hadislerle özdeş
leştirmiştir.34 Schacht'a göre "sünnet'' ve "Peygamber'in Sünneti" tabirleri dilli
ve hukuk! anlamda Şafü'den önce bulunmamaktaydı. Bu tabirlerin eş anlamlı
olarak İslam hukuk teorisine girişi Şafü ile söz konusu olmuştur. 35
Juynboll'a göre de üçüncü asırdan önceki eserlerde sünnet kelimesi "Pey-
gamber'in Sünneti"_ anlamında dilli değil siyasi bir terim olarak kullanılmak
tadir. 36 O, "Peygamber'in Sünneti" tabirinin Şafi! ile birlikte belirginleştiği
hususunda Schacht ile aynı görüşü paylaşmaktadır.37
31 Goldziher, Mııslim Stııdies, II, 24-28. Goldziher'in "sünnet" tabiri hakkındaki görüşü için ayrıca
bk. Köktaş, "Bazı Yeni Sünnet Tanımları Üzerine", s. 96-98.
32 O, "sünnet" ve "Hz. Peygamber'in Sünneti" tab.irleri hakkındaki görüşlerini The Origins of
Mııhammadaıı ]ıırisprııde11ce ve An Iııtrodııctio11 to Islamic Law isimli eserlerinde açıklamak
tadır. Ayrıca o, bu kavr:imlar ile ilgili olarak "Pçygamber'in Sünneti Tabiri Hakkında" (çev.
M. Said Hatioğlu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18, 1970, s. 81-84) ismiyle
Türkçeye tercüme edilen müstakil b.ir makale de yazmıştır.
33 Schacht, Origins, s. 21.
34 Schacht, Origi11s, s. 2-3, 58, 69, 77, 80, 83; Schacht, İslam Hııkııkıma Giriş, s. 28-29.
35 Schacht, Origins, s. 58-59.
36 Juynboll, a. g. m., s. 3, 6.
37 Juynboll, a. g. m., s. 9.
Hadisleri Anlamada Yerellik!farihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
561
46 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşô.sı, s. 37; a.mlf., "İsl:iın'da İlk Siyasi Fitnenin Tarihi", s. 57;
"Fitne ve Bid'at Kavramlarının Tarihlenmesine Dair", s. 59, 65, 69, 116; "İbn Ömer'in Azadlı
Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri", s. 102; "İsnadlann İlk Şekillenmesinde Mu-
aınmerılnun Rolü", s.138. İsnadın başlangıcı hakkında oryantalist görüşler için ayrıca !;ık. Kızıl,
"Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel
İddialar", Hadis ve Siyer Araştırma/an, s. 197-202.
47 Motzki, "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?", s. 208.
48 Motzki,Batıda Hadis Çalışnıalamıın Tarihi Seyri,s.152-153; a.mlf.,Hadis Tarihlendirme ll'fetotla-
n, s. 158; a.mlf., "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?~, s. 208.
49 Goldziher, Mııslim Stııdies, II, 148.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
563
50 Aşağıda müstakil başlık altında açıklanacağı üzere oryantalist bir kavram .olan müşterek clvi,
hem hadisin hem de kendisinden Peygamber' e doğru giden "müşterek clvi > sahabi > Peygamber"
isnadının sorumlusu yani.icatçısı kabul edilen kişi anlamındadır.
51 Schacht, Origins, s. 163, 171, 175.
52 Schacht, a.g.e., s.163-164.
53 Schacht, a.g.e., s. 166.
54 Schacht, a.g.e., s. 171.
55 S'chacht, a.g.e., s. 166.
56 Schacht, a.g.e., s. 4. .
57 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 101, 174.
f f Hadis ve Sünnet
564
· uydurma kişilerdir. Yaş hilesi, gerçek kişilerden ziyade bunlar kanalıyla kolayca
yapılabilmiştir. Sonraki muhaddisler bu hileye genel olarak kanmışlardır, Yaş
hilesine başvurma, ilk muhaddislerin temel özelliğidir. 73
Juynboll'a göre, Şurayh b. Hani (ö. 78-79/697-698), meşhur kadl Şurayh
b. Haris (ö. 78-99/697-717), Kays b. Ebu Hazim (ö. 84-98/703-716), Zir b.
Hubeyş (ö. 81/700), Ebfr Vfill Şaklk b. Seleme (ö. 82/701), Rib1 b. Hıriş (ö.
82/701), Ebfr Osman en-Nehdl (ö. 100/718), Ebu Reca el-Utarid! (ö. 107-
109/725-727) ve benzerleri muammerfrndan74 olan hayali şahsiyetlerdir. 75
73 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 22, 71-73, 89; a.mlf., "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi
ve Onun Hadis Literatüründeki Yert, s. 117.
74 Juynboll, Hadis Taı,ilıinin Yeniden İnşası, s. 89; a.mlf., "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muam-
merı1nun Rolü", s. 129-133.
75 Yaş hilesi iddiasının eleştirisi için bk. Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ~e Eleştirisi, s. 99-104.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
567
yete geçilmiştir. II./VIII. yüzyılın ilk yarısı ise ana müşterek ravilerin (com-
. mon linklerin) yaşadığı dönem olmuştur. Rivayet şeklindeki değişiklik isnad
zincirine de yansımıştır. Dolayısıyla bu geçiş döneminde yer alan müşterek
ravilerin (common linklerin) ilk büyük müdevvinler ve öncekilerin rivayetlerini
toplayanlar oldukları anlaşılmaktadır. Bu alimler kendilerinden önceki bilgi-
leri eserlerde toplayıp sonraki nesillere aktarma görevini üstlenmişlerdir. Bu
durum onların hadis rivayetinde merkezi bir konumda olmalarına ve birçok
ravinin kendilerinden hadis almalarına sebep olmuştur.
Schacht ve Juynboll, eserlerinde önde gelen tabiin ve tebe-i tabiin alim-
lerinden bir kısmını müşterek ravi olarak nitelemiş; onların hadisleri ilk defa
icad edip tedavüle sokan kimseler olduklarını ileri sürmüşlerdir. İbn Şihab
ez-Zühri (ö. 1211741), Yahya b. Ehli Kesir (ö 129/746), Yahya b. Said el-Ensan
(ö. 143/760), Hişam b. Urve (ö. 146/763), Süleyman b. Mihran el-A'meş
(ö. 147/764), İbn Cüreyc (ö. 150/772), Muhammed b. İshak (ö. 150/772),
Şu'be b. Haccac (ö. 160/777), Süfyan es-Sevd (ö. 161/777), Malik b. Enes (ö.
179/795), Abdullah b. Mübarek (ö. 181/797), Süfyan b. Uyeyne (ö. 198/814)
Schacht ve Juynboll tarafından müşterek ravi olarak nitelenen alimlerden bir
kısmıdır.82Juynboll müşterek ravi anlayışını sistemleştirerek daha önceki or-
yantalistler tarafından kullanılmayan· yeni kavramlar da geliştirmiştir. 83
82 Schact ve J uynboll tarafından müşterek d.vi veya kısınl müşterek d.vi olarak nitelendirilen ilim-
ler için bk. Yücel, Oryanüılist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, S; 77-78.
83 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi'', s. 144-145; a.mlf., "İbn
Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri'', s. 107.
84 Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri'', s. 94.
Hadisleri Anlamada Yerellik!Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
569
B. Kullandıkları Yöntemler
Batı'da hadislerin ortaya çıkış tarihini tespit etmek amacıyla XIX. yüz-
yılın sonundan itibaren ortaya atılan farklı metotlar, sözü edilen tarih! tenkit
yöntemi çerçevesinde geliştirilmiştir. Bu amaçla oryantalistler, "metin esaslı",
"kaynak esaslı", "isnad esaslı", "ı,netin Ve isnad esaslı"87 Ve "diğer kriterler esas-
lı" olmak üzere farklı yöntemler kullanmaktadırlar.
Goldziher'e göre, siyasi, itilci.dt veya ilm1 herhangi bir grubu doğrudan
veya dolaylı olarak övme ya da görüşlerini destekleme ihtimali bulunan her
hadis, söz konusu grup tarafından ortaya atılmıştır. Herhangi bir grubu doğ
rudan veya dolaylı olarak yeren ya da görüşlerine aykırı olma ihtimali bulunan
hadis ise karşı grup tarafından tedavüle sokulmuştur. O, bu ikinci grup hadis-
leri counter~hadithlkarşı hadis diye isiri:ılendirmektedir. 90 · ••
88 Motzki, Batıda Hadts Çalışnıalannın Tarihi Seyri, s. 152-153. Motzki, Goldziher'den sonra birçok
Batılı ilim adamının isnada güvenmediğini ve genel olarak onu göz ardı ettiğini ifade etmektedir
(Motzki, Hadis Tariblendimıe Metotlan, s. 158).
89 Goldziher, Mıısli; Studies, IT, 19, 43-44, 46-47; a. ınlf., İslam Kiiltiirii Araştımıalan (çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu), s. II, 20, 125, 174, 183.
90 Goldziher, a.g.e., II, 104.
91 Ebu Sa!d el-Hudri'nin rivayetine göre Hı. Peygamber, "Benden, Kur'an'dan başka hiçbir şey yazma-
yınız. Şayet Kur'an'dan başka bir şey yazan varsa onu imha etsin" buyurarak hadislerin yazılmasını
yasaklamıştı(Müslim, "Zühd", 72). Hadislerin yazılmasını yasaklayan rivayetlerve değerlendirilme
si için bk. Yüceı "Hadislerin Yazılmasıyla İlgili Rivayetlerin Tenkit ve Değerlendirilmesi", s. 93-100.
92 Abdullah b. Amr Resfılullah'tan duyduğu her şeyi ezberlemek amacıyla yazmaktaydı. Baı.ı
saha.biler ise Hı. Peygarnber'den duyduğu her. sözü kaydetmesine "Resfılullah da bir insandır,
bazen neşeli, bazen de öfkeli hali olur" diyerek karşı çıkmışlardı. O, bu durumu Hı. Peygamber'e
arı etmiş ve Resfılull;ıh "Yazmaya devam et" buyurmuştur. Abdullah'ın "Neşeli ve öfkeli oldu-
ğunuz hallerde söylediklerinizin hepsini yazayım mı?" diye sorması üzerine de Hı. Peygamber
"Evet, nza ve gazab halinde söylediklerimi de yaz" dedikten sonra, eliyle mübarek ağıılarına işa
ret ederek "Çünkü buradan yalnız hak söz çıkar" buyurarak hadislerin yazılmasına izin verdiği
kaynaklarda yer almışm (bk. Miisned, IT, 162, 192, 201;215; Dfilimi, "Mukaddime", 43; Ebu
Davfıd, "İlim", 3). Hadislerin yazılmasına izin veren rivayetler ve değerlendirilmesi için bk. Yü-
cel, "Hadislerin Yazılmasıyla İlgili Rivayetlerin Tenkit ve Değerlendirilmesi'', s. 100-108.
93 Goldziher, Muslim Stııdies, II; 184-185.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
571
Schacht ve J uynboll'a göre, tebe-i tabun nesline kadar isnadlar Hz. Pey-
gamber> Sabahı> Tabiı şeklindedir. Tebe-i tabi1n neslinden itibaren ise is-
nadlar kollara ayrılmaktadır. Schacht'a göre bu·nesilde isnadların kendisinden
kollara ayrıldığı kimse müşterek ravidir. Her iki oryantaliste göre hadisin me-
tin ve isnadından müşterek ravi sortJ?lludur. Onlara göre isnadlar müşterek
raviye kadar Hz. Peygambe~'in sözünün sadece bir sahab1 tarafından ve bu
sahab1den de yalnız bir tabu tarafından nakledilmesi şeklindedir. Hadis lite-
94 Goldziher, a.g.e., II, 43-44; Schacht, Origim, s. 3. Yöntem hakkında bk. Hıdır, "Şai:kiyatçıların
Hadisi Tarihlendirme Metotları", s. 99-103.
95 Yöntemin eleştirisi hakkında bk. Yücel1 Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 181-184.
96 Schacht, Origim, s. 4, 5, 163. Schacht'ın hadislerle ilgili görüşlerinin özeti için bk. Schacht,
"Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi" (çev. İshak Emin Aktepe), Hadis Tetkikleri Dergisi, V, sy.
2, yıl: 2007, s. 135-144. .
97 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşfısı, s. 20; a.mlf., "Erken Dönem Hadis Literatüründen
Hareketle İlk Fııkaha Hakkınd'.1 Bazı Mülahazalar" (çe~. Rahile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi,
2009/1, s. 126-130.
ff Hadis ve Sünnet
572
98 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri",s. 109; Berg, The
. Development of Exegesis in Early Islam, s. 31.
99 Müşterek ravi örnekleri için bk. Schacht, Origiııs, s. 172-175.
100 Schacht, Origins, s. 140-141; Berg, The Development ofExegesis in Early Islam, s. 14.
101 Schacht, Origins, s. 74, 141-149, 230.
Hadisleri Anlamada Yerelliklfarihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
573
e silentio (sük:Ut) yöntemi gereğince daha sonra ortaya atılmıştır. 102 Juynboll,
bu yöntemi kullanarak İbn Sa'd'ın (ö. 230/845) et-Tabak.atü'l-kübra, Kindi'nin
(ö. 350/961) Kitabü'l-Vülat ve'l-kudat ve İbnu'l-Cevzi'nin (ö. 597/1201) Sıfa
tü's-safoe eserlerinde bulunmadığı için Nafı"in tarihi bir şahsiyet olmadığını
iddia etmiştir. Böylece o, Nafi' kanalıyla gelen hadislere güvenilemeyeceğini
söyler. 103
Motzki'ye göre hadisleri sadece kaynağını esas alarak tarihlendirme, söz
konlısu yöntemlerin en hatalısıdır. Zira bir hadisin ilkgöründüğü eserden ön-
~eki zamanda bulunmadığını e-silentio delili ile iddia eden bir tarihlendirme,
belirsiz ve oldukça geç tarihe, eğilimlidir. Belirli bir hadisin sadece isnadını
ve müşterek dvi olgusunu araştırmayı esas alaıt. tarihlendirme, isnad analizi
sonuçlarını metin varyantlarının incelenmesi yoluyla test eden tarihlendirme-
den daha az güvenilirdir. Bu, isnadla birlikte metin analizinin herhangi bir
problem ortaya çıkarmadığı anlamına gelmez. O da problemler ortaya çıkarır.
Netice itibariyle "tarihlendirme" yapılacaksa, bir hadisin tarihlendirmesinin
güvenilir olup olmadığı, sadece kullanılan metotlara değil, aynı zamanda sözü
edilen yöntemleri kullanan kimsenin İslam'ın erken dönemi hakkında önce-
den oluşturduğu telakkilerine de dayanmaktadır. 104
. .
yönteme göre metinlerde geçen tekrarlar ile sonraki dönemlere ait tartışma-
ların izinin metinlerde bulunmaması, ilgili versiyonun erken tarihli olduğuna
işaretetmektedir. Metinlerde tespit edilen detay bilgilerin ise ilgili versiyonun
geç tarihli olduğuna delalet ettiği kabul edilir. Bu hususta "doktrinlerin geli-
şiminde daha sonraki bir aşamaya işaret eden hadisler geç tarihlidir" prensibi
esas alınmaktadır.
Motzki isnad ve metin esaslı tespit metoduyla hadislerin en erken birinci
asrın ikinci yarısı veya ikinci asrın ilk yarısına tarihlendirilebileceği sonucuna
varmıştır. Dolayısıyla bu yöntemle de hadislerin Hz. Peygamber'e aidiyeti so-
nucuna ulaşılmamaktadır. 105 Ayrıca Motzki isnadla birlikte metin analizinin
herhangi bir problem ortaya çıkarmadığı anlamına gelmediğini ve bu yönte-
min de problemlerinin bulı:ınduğunu ifade etmiştir. 106
devrinde yerleşmiş ve uygulanmış bir fiili gündeme getirmek isteyenler ile geç-
mişle kendi dönemleri arasındaki zaman boşluğuna raviler zinciri ihdas ederek
köprü kurmayı amaçlayanlar güvenilir ravileri bulma problemi ile karşı karşıya
gelc;liler"110 ve "Gerçek kişiler olan babalara, olmayan oğullar icadı, hem Malik
hem de hadisçi arkadaşlarının isnad zincirlerinin tamamında oldukça sıkça
gözlemlenen bir olgudur" 111 diyerek hadis alimlerinin isnadları tamamlamak
amacıyla gerçekte olmayan raviler icat ettikleri iddiasında bulunmakta, rical
kaynaklarında bu durumun oldukça yaygın olduğunu_ ileri sürmektedir. Nite-
. kim o, İbn Hacer'in Tehzibü't-Tehzib isimli eserindeki ravilerle ilgili, "Tüni bu
hoca ve öğrencilerin hakikaten gerçek kişiler olup olmadığına cevap vermek
zordur" 112 açıklamasıyla rical kaynaklarındaki ravilerin önemli ölçüde uydurma
olduğu görüşünü dile getirmektedir. "
Juynboll'a göre, Hafs b. Ömer gibi rical kaynaklarında yer alan, ismi ve
baba adı aynı ravilerden sadece birisi gerçektir. Diğerleri ise onun şöhreti ve
dolayısıyla dokunulmazlığı sebebiyle ortaya atılmış sahte adaşlarıdır. Dolayı
sıyla böyle bir durumdaki rical kitapları bunun örnekleriyle doludur; bunlar-
dan en tanınmışı gerçek, diğerleri onun şöhretinden istifade etmek amacıyla
uydurulmuş hayali kimselerdir. Ona göre, bu olgu o kadar çok sıklıkla gö-
rülmektedir ki, bir model olarak bile değerlendirilebilir. 113 Bu açıklamasıyla
Juynboll, ismi ve baba adı aynı olan ravilerden sadece birinin gerçek, diğerle
rinin onun şöhretini istismar ederek uydurulmuş hayali ~şiler olduğunu ileri
sürmektedir. Başka bir ifadeyle rical kitaplarındaki hayali. kişilerin en belirgin
özelliklerinin, isimleri ve baba adlarının aynılığı olduğunu ifade etmektedir. 114
\
gibi oryantalistler onu takip etmiştir. Sprenger, Ebı1 Hureyre'nin dine hizmet
· amacıyla hadis uydurduğunu, Hz. Aişe'nin rivayetlerine güvenilemeyeceğini
ifade etmiş, Abdullah b. Abbas'ı da Kur'an ayetleriyle ilgili yorumları sebe-
biyle eleştirmiştir. 115 Goldziher, sahabenin, vefatından sonra Peygamberi ruha
uygun olduğunu düşündükleri, Hz. Peygamber adına nakletmekte bir sakınca
olmadığına inandıkları veya faydasına kani oldukları bazı yararlı sözleri onun
adına uydurduklarını ve hadislere ilavede bulunduklarını iddia etmektedir. 116
115 Efendioğlu, Sahabeye Yöııeltilen Tenkitler, s. 191 - 195; a.m!E, "Sahabe", DİA, XXXV, 497.
116 Goldziher, ı'vfııslim Stııdies, II, 18; a. m!E, İslam Kiiltürü Araştımıalan (çev. Cihad:Tunç-Meh-
meçl Said Hatiboğlu), s. II, ·
117 İbn Sa'd, et-Tabakiit (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1968, ıv, 142-188.
118 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve· Onun Hadis Literatüründeki Yer(, s. 110,
112.·
119 Juynboll, a.g.m., s. 110. ,
120 Juynboll, a.g.m., s. 110-111.
121 Zühri hakkında geniş bilgi için bk. Koçyiğit, "İbn Şihab ez-Zühri", Ankara Üııiversitesi İlahiyat
Fakiiltesi Dergisi, s. 51-84.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
577
O, hadis tarihinde 120 Zühri tespit ettiğini belirttikten sonra bunların ger-
çek olanı ile sahtesini birbirinden ayırt etmenin im.kfuısız olduğunu ifade et-
mektedir.122 Juynboll, bu iddiasını ispat etmek üzere önce H3.şim b. H3.şim
ez-Zühri'nin (ö. 144/761) Ahmed b. Beşir el-KAfi'nin şeyhi olduğu tespiti-
ni yapmakta, 123 daha sonra ismi zikredilmeden "Zührl' nisbesiyle anılanları
meçhUl olarak nitelemektedir. 124
Juynboll, "İbn Hacer, tartışmalı fakat genel olarak meşhur bir raviyle ilgili
·alıntıları seçerken, cerh edici olarak anlaşılabilecek olanları zikretmemek için
özel bir çaba sarfetmektedir; oysa aynı kişiyle ilgili cerh edici değerlendirmeler
başka birinin tercemesinde karşısına çıktığında böyle bir çaba göstermemek-
tedir. Bu husus birçok örnek açısından geçerlidir. Genellikle aleyhteki malze-
meyi zikretmeyip övgülü olanlarla yetinmektedir"132 şeklindeki açıklamasıyla
İbn Hacer'in önemli raviler hakkında verilen cerh-ta'dll kararlarında subjektif
davrandığını iddia etmektedir.
138 Ak,,oiirı, GoLlziher ve.Hadis, s.162 (Goklziher, "Die Religion des Islaın", s. lOl'den naklen).
139 Schacht, Origins, s. 149.
140 Schacht, a.g.e., s. 140-141, 149; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10; a.mlf., "Er-
ken Dönem Hadis Üreratüründen Hareketle İlk Fukaha Hakkında Bazı Mülahazalar", (çev. Ra-
hile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi, 2009/1, s. 123-124. Schacht'a göre bizzat Peygamber'den
gelen sünnetler hicri II. yüzyılın ortalarına doğru muhaddisler tarafından piyasaya sürülmüştür
(Schacht, Origins, s. 138; a.mlf.,İslôm Hııkııkıma Giriş, s~ 45).
141 Schacht, Origiııs, s. 4-5.Juynboll, Modimı Mısır'da Hadis Tartışma/an, s.10; Berg, The Develop-
ment of Exegesis in Early Islam, s.13-14.
142 Juynboll,a.g.e.,s.20. .
143 Juynboll, "İlk Devrr İslrun Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 74.
144 Juynboll, a.g.m., s. 74.
145 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kiİni Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 144.
ff Hadis ve Sünnet
580
Entwicklung in Mekka his zur Mitte des 2.18. ]ahrhunderts (İslam Hukuk Bili-
minin Başlangıcı: II./VIII. Yüzyılın Ortasına Kadar Mekke'deki Gelişimi) 170 ve
Analysing Muslim Traditions: Studies in Legal, Exegetical and Magbazf Hadith
{Hadisleri Tahlil Etmek: Hukuk, Tefsir ve Megaz!Hadisleri Hakkında Hadis
Araştırmalarının Tahlili) 171 isimli eserlerinde ortaya koymuştur.
170 Sruttgart 1991. Eser Marion H. Katz tarafından The Origins of Islamic Jıırispnıdeııce: Meccan
Fıqh Before tbe Classical Schools (Leiden/Boston/Köln 2002) .ismiyle İngilizceye tercüme edil-
miştir. Eserin İlk bölümü geniş bir özectYle Bülent Uçar tarafından Batı'da, Hadis Çalışnıalan
nın Tarihi Seyri isimli eser de Türkçeye çevrilmiştir (İstanbul 2006, s. 31-129). Müellif eserde,
İslam hukukunun kaynağı olarak Abdürrezzak b. Hemmfun ve eseri el-1\1ıısamıef'i hakkında
bilgi vermektedir (Motzki, Origins, s. 51-74).
171 Leiden 2009. Motzki'nin makalelerinin bir araya toplandığı kitap, bu alanda çalışma yapan Sc-
hacht, Calder, Juynboll, Schneider gibi yazarların ele aldıkları konuların yeniden incelemesini
yapan ve onları isnadla birlikte metin temeline dayanan analizlerle çürütmeye yönelik görüşler
ileri süren yazılardan oluşmaktadır. ·
172 1956'da İstanbul'da yayımlanmıştır.
173 1976'da Riyad'da yayımlanmıştır.
174 1985'te Toronto, 1987'de New York yayımlanmıştır. Eser Mustaf.ı. Ertürk tarafından İslam Fıkhı ve
Siinnet (İstanbul 1996) ismiyle Türkçeye tercüme edilmiştir. Abdülhakim b. İbrahim el-Matrfıdi
ise eseri UsUlü'l-Jikhi'l-İsliıml li'l-nıiisteJrik Schacbt adıyla Arapçaya tercüme etmiştir.
175 2013'te İstanbul'da yayımlanmıştır.
176 2015'de İstanbul'da yayımlanmıştır.
177 2013'te İstanbul'da yayımlanmıştır.
178 Müslümanların oryantalist hadis anlayışının eleştirisi ile ilgili literatür hakkında bk. Yücel,
Oryantalist Hadis Anlayışı ve Ele1tirisi, s. 203-285.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
585
V. Değerlendirme
Oryantalistler için hadisler, Hz. Peygamber ile ilgili olmaktan çok İslam
tarihini, İslam fıkhının tarihini, dilli fikir ve kurumları ve diğer konuları tek-
rar inşa etmek için bir kaynak konumundadır. 179 Dolayısıyla oryantalistlere
göre hadislerin Hz. Peygamber'le bir ilişkisi bulunmamaktadır ve geliştirdik
leri yöntemleri de bunu tespite yöneliktir. Ancak bu amaçla kullandıkları mal-
zemeler ve yöntemleri tartışmaya açıktır.
Oryantalistler, çalışmalarında tarafsız olmaya ve önyargılardan uzak dur-
maya gayret gösterdiklerini öne sürseler de 180 eserlerinde bu vasıftan önemli
ölçüde uzaklaştıkları görülmektedir. Nitekim oryantalistlerin iddialarını ispat
amacıyla bütün kaynakları kullanmadıkları 181 , işlerine gelen metinleri seçtikle-
ri182, bunları ispat etmek istedikleri yönde yorumladıkları, Müslüman ilimlerin
sahih saydıkları hadisleri nadiren esas aldıkları 183 ve genellemelere gittikleri,
bizzat Motzki gibi oryantalistler tarafından tespit edilmiştir. Hatta Motzki'ye
göre Goldziher'in, metinleri esas alarak bazı hadisleri tarihlendirme metodu
son derece basittir. O, bir hadisin kökeni hakkındaki sonuçlarını çoğu kere
sezgilerden elde etmiştir ve bunlar önemli ölçüde keyfldir. 184 Motzki'nin bu
,
· 179 Goldziher, Mııslinı Stııdies, II, 19; Morzki, Hadis Tarihlendinne Metotları, s. 65, 69, 71-73.
180 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşfısı, s. 26.
181 Nitekim Morzki oryantalistlerin sınırlı sayıda kaynak kullanıp genel s9nuçlara vardıklarını irade
etmektedir (bk. Morzki, "G. H. A.Juynboll'un 'Nafi' the Mawla ofibn 'Umar and his Position
in Muslim Hadith Literature' Adlı Çalışmasına Bir Tenkit Denemesi", s. 182).
182 · Nitekim Morzki "Juynboll'un, Mfilik'in.Nafi"in öğrencisi olmadığı yolundaki tezinin altını çiz-
mek için bir yönden selektif hareket e~ği, yani işine gelen metinleri seçtiği, öte taraftan bu
metinlerin yorumunu da sadec~ bir şekilde, ispat etmek istediği yönde kullandığı intibaından
doğrusu insan kendini alamıyor" (Morzki, "G. H. A. Juynboll'un 'Nafi' the Mawla ofibn 'Umar
and his Position in l\1uslim Hadith Literature' Adlı Çalışmasına Bir Tenkit Denemesi", s. 179)
açıklamasıyla bu duruma işaret etmektedir.
183 Nitekim Juynboll, "el-Hatib'in Tdrihıı Bağdfid'ında ve İbnu'l-Cevzi'nin Kitı1bii'/-lvfevdudt!ında,
birçok nedenden dolayı amacımıza uygun olari bir hadis görmekteyiz; zira, a) bu metin ne zaman
ve nerede orraya çıktığını açıkça göstermek-redir; b) birçok isnadının tek bii: müşterekravisivar
dır ki, o, zamanının en meşhur muhaddislerinden birisidir ve tercemesi onun bu sözü tedavüle
çıkarması açısından muhtemel bir nedeni de açıkça işaret ermek-redir; c) Hatib ve İbnu'l-Cevzl,
konuyla ilgili isnadlar üzerine yaptıkları geniş yorumlarında hem bu muhaddisin (bu sözün)
muhtemel ortaya çıkarıcısı olduğuna hem de bu gerçeği gizlemeye yönelik açıkça başarısız giri-
şimlere ilişkin birkaç ipu~unu da kaydetmişlerdir" (Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşilsı, s.
256-257) diyerek İbnu'l-Cevzi'nin mevzu olarak kabul ettiği bir rivayeti amaana uygun olduğu
gerekçesiyle tercih ettiğini ifude ermektedir.
184 Morzki, Hadis Tarihlendimıe Metot/an, s. 73.
f f ' Hadis ve Sünnet
586
kitapları aynı zamanda sosyal ve kurumsal tarih için de kıymetli bilgiler ihtiva
etmektedir. 188 Von Grunebaum ise, Müslümanların bu konudaki faaliyetlerine
duyduğu hayranlığı şöyle dile getirmektedir, "Müslümanların, herhangi bir
dalda kaleme aldıkları biyografik eserler mecmuası; sayıca çokluğu, titizlik-
le ele alınışı ve enteresan ma.IU:matı toplayışları bakımından, insanı hayret ve
dehşete düşürmektedir. Zira bu sahada, ortaçağdaki Batılı alimlerin, muasır
ları olan İslam alimlerinin verdikleri eserlere benzer bir çalışmaları yoktur." 189
Kaynakça
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, İstanbul 1981.
Ahmed Naim, Tecrid Mukaddimesi (Sahlh-i Bubari Muhtasan Tecrid-i Sarih Tercemesi!Mukad-
dime), Ankara 1979.
Akgün, Hüseyin, Goldziher ve Hadis, Ankara 2014..
Akild, Necib, el-Müsteşrikun, Kahire ts.
Aydın Cengiz-Görgün Tahsin, "Herbelot", DİA, XVII, TDVYayınları, İstanbul 1998.
Berg, Herbert, The Development ofExegesis in Early Islam, Curzon Press 2000.
Bulut, Yücel, Oryantalizmin Kısa Tarihi, İstanbul 2004.
Cuha, Mişel, ed-Dir!ısatü'l-arabiyye ve'l-İslftmiyye ftAvrlıpa, Beyrut 1982.
D3.riml, Abdullah b. Abdurrahman, es-Sünen, İstanbul 1981.
Ebu Daviid, Süleyman b. Eş'as es-Sicistani, es-Sünen, İstanbul 1981.
Efendioğlu, Mehmet, Sahabeye Yöneltilen Tenkitler, İstanbul 2011.
Hatiboğlu, Mehmed S., "Goldziher Ignaz", DİA, XIY, TDVYayınları, İstanbul 1996.
---,"Okuyucumuza", s. 14, 16, 20-25 (Goldziher, İslam KültürüAraştırmalan, çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu, Ankara 2019). ·
Hıdır, Özcan, "Şarkiyatçıların Hadisi Tarihlendirme Metotları", Hadis Tetkikleri Dergisi, 1,
2003, s. 97-115.
Horovitz, Josef, İslami Tarihçiliğin Doğuşu (çev. Ramazan Altınay-Ramazan Özmen), Ankara
2002.
- - - , "The Antiquity and Origin of the Isnad" (çev. Gvendolyn Goldbloom, Hadith Origins
and Developments (ed. Harald Motzki), Ashgate. 2004), s. 151-158.
- - - , "Further on The Origin of the Isnad" (çev. Gvendolyn Goldbloom), Hadith Origins
and Developments, ed. Harald Motzki, Ashgate 2004, s. 159-161.
İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-Askalarn, Tehzlbü't-Tehzlb, Haydarabad 1325/1907.
İbn Sa'd, Muhammed b. Sa'd, et-Tabakfttü'l-kübra (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, Bey-
rut 1377/1957.
Hadisleri Anlamada YerellikfI'arihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
589
Juynboll, G. H. A., Hadis Tarihinin Yeniden İnşdsı (çev. Salih Özer), Ankara 2002.
---,Modern Mısır'da Hadis Tartışmalan (çev. Salih Özer), Ankara 2000.
- - - , "İsnad Analiz Metotları" (çev. Salih Özer), İmad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih
Özer), Ankara 2005, s. 59-97.
- - - . , "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri" (çev. Salih
Özer), İmad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih Özer), Ankara 2005, s. 99-139.
- - - , "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi" (çev. Salih Özer), İs-
nad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih Özer), Ankara2005, s. 141-190.
- - - , "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muammerfuıun Rolü" (çev. Mustafa Ertürk), Or-
. yantalistik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 121-142.
- - - , "İslam'da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi" (çev. Mustafa Ertürk), Oryantalistik Ha-
dis Araştırmalan {der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 39-58 .
.··
- - - , "Fitne ve Bid'at Kavramlarının Tarihlenmesine Dair" (çev. Mustafa Ertürk), Oryanta-
listik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 59-69.
- - - , "İlk Devir İslam Toplumun,un İsnad Kullanma Yöntemleri" (çev. Mustafa Ertürk),
Oryantalistik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 71-119.
- - - , "Erken Dönem Hadis Literatüründen Hareketle İlk Fukaha Hakkında Bazı Mülaha-
zalar" (çev. Rahile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi, 1, 2009, s. 121-144.
Juynboll, Theodorus Willem, "Hadis", İA, V/1, 48.
Kalın, İbrahim, İslam ve Batı, İstanbul 2007.
' ,. . .
Karataş, Mustafa, Hadislerin Artması ve Sayısı, Istanbul 2006.
Kıtbaşoğlu, M. Hayri, AlternatifHadis Metodolojisi, Ankara 2002.
Kızıl, Fatma, Müşterek R!J.vi Teorisi ve Tenkidi, İstanbul 2013.
___, Oryantalistlerin Hadislerin Menşeini Tespite Yönelik Yöntemleri (Yayımlanmamış yüksek
lisans tezi, 2005, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü)
- - - , "Goldziher'den Schacht'a Oryantalist Üteratürde Hadis ve Sünnet: Bir Okulun Yaşa
yan Geleneği", Hadis Tetkikleri Dergisi, 712, 2009, s. 45-62.
- - - , "Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve
Temel İddialar", Hadis ve Siyer Araştırmalan, 511, 2019, s. 155-245.
Koçyiğit, Talat, "İbn Şihab ez-Zührı"", Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 21, s. 51 -84.
Köktaş, Yavuz, "Bazı Yeni Sünnet Tanımları Üzerine", Dtvtın İlmi Araştırmalar, 12/1, 2002, s.
95-160.
Kuzudişli, Bekir, "Hadis Araştırmalarınd~ Oryantalist Gelenek ve Motzki", Harald Motzki,
Hadis Tarihlendirme Metotlan (der. ve çev. Bekir Kuzudişli), İstanbul 2011, s. 13-62.
- - - , "Hadith of Man Kadhaba 'Aleyye and Arguentum e Silentio (Men Kezebe 'Aleyye
hadisi ve e Silentio Delili)", Hadis Tetkikleri Dergisi, 2007, V/2, s. 47-71.
ff Hadis ve Sünnet
590