You are on page 1of 40

İslam Geleneğinde ve Modern Dönemde

HADİS VE SÜNNET

KURAMER
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi
Kur'an Araştırmaları Merkezi Yayınlan

KURAMER Yayınları: 44
Siinnet Serisi: 2

İSLAM GELENEGİNDE VE MODERN DÖNEMDE


HADİS VE SÜNNET

Editör/Proje Sorumlusu
Prof. Dr. Bünyamin Erul

Yayın Koordiuatörü
M. Turan Çalışkan

Kapak ve Sayfa Tasarımı


Furkan Selçuk Ertargin

Basım ve Cild: Asya Basım Yayın Sanayi Tic. Ltd. Şti


15 Temmuz Malı. Gülbahar Cad. No: 62/B Güneşli - Bağcılar - İSTANBUL
Tel: 0212 693 00 08
Sertifika No: 36150 ·

Biriuci Basım: İstanbul, Temmuz 2020


ISBN 978-605-9437-40-0

© Her hakkı mahfuzdur.

Yayıncının izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.


Kaynak gösterilmek şartıyla iktibas edilebilir.

KURAMER
Eimalıkent Malı. Üniversite Cad. No: 4 B Blok Kat: 3 34764 Ümraniye/ İstanbul
+90 216 474 08 60 / 2910
www.kuramer.org
..
553

Oryantalistlerin Hadis ve Sünnet'e


Yaklaşımları

Ahmet Yücel
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Son dönemde yapılan bir araştırmaya göre yaklaşık 620 oryantalistin ha-
dis alanında çalışma yaptığı tespit edilmiştir. 1 Bunlardan bir kısmı özellikle
oryantalist hadis anlayışını oluşturan, oryantalist hadis kavramları geliştiren
Ignaz GoldZiher (ö. 1921), Joseph Schacht (ö. 1969) ve Gautier Hendrik Al-
bert Juynboll (ö. 2010) gibi oryantalistlerdir. Bu açıdan bunlar oryantalist
hadis anlayışının kurucuları olarak kabul edilebilir. Harald Motzki (ö. 2019)
gibi bazıları ise söz konusu oryantalistlerin hadis anlayışıyla ilgili temel yak-
laşımlarını kabul etmekle birlikte geliştirdikleri yöntemleri ve uygulamalarını
.eleştiren oryantalistlerdir.'Bu araştırmada daha önce yayımlanan Oryantalist
Hadis Anlayışı. ve Eleştirisi2 isimli çalışmamızdan istifade ederek özellikle or-
yantalist hadis anlayışının kurucuları ile eleştirenleri esas alınarak oryantalist-
lerin ha~se yaklaşımı tespite çalışılacaktır.

Giriş
Genel olarak Doğu ve Uzak Doğu toplumlarını, özel olarak da İslam
tarihini konu edinen oryantalizmin ilk temelleri XVII. ve XVIII. yüzyıllarda
atıldı. Nitekim 1600'lü yıllarda Avrupa'da Arapça eserler yayımlanmış, gramer
kitapları, sözlükler ve temel metinler neşredilmeye bilŞlanmıştı. Baithelemy
d'Herbelot'un (ö. 1695) Bibliotheque Orientale (Şark Kütüphanesi) ismiyle ha-
zırladığı ve İslam Ansiklopedisi'nin ilk taslağı kabul edilen eserin ilk baskısı
Antoine Galland tarafından 1697 yılında Paris'te yapılmıştı. 3 XVII. ve XVIII.

Yücel, Oryantalist Hadis Literatürü, s. 279.


2 İstanbul 2016. ·
3 Aydın-Görgün, "Herbelor",DİA, XVII, s. 220.
f f Hadis ve Sünnet
554

Yüzyıllarda temelleri atılan İslamiyat çalışmaları, XIX. yüzyılda büyük bir artış
gösterdi. Bu dönemde Batı üniversitelerinde İslamiyat kürsüleri kuruldu\ on
binlerce kitap5 ve makale yazıldı, birçok dergi yayımlandı, 6 master ve doktora
tezleri hazırlandı.7 Bu dönemde oryantalistler, başta Vakıdi'nin el-Meğazfsi,
İbn Sa'd'ın et-Tabakô.tü'l-kübra'sı, İbn Hacer'in el-İsabe fi temylzi's-sahabe'si
olmak üzere klasik eserleri yayımladılar. 8 Oryantalistler Kur'an-ı Kerlın, Hz.
Peygamber'in hayatı, İslam tarihi ve medeniyeti, tefsir, hadis, fıkıh, mezhepler
tarihi, kelam ve tasavvuf konularında birçok eser kaleme aldılar.
Oryantalistler, İslam araştırmalarında dini (Hıristiyanlaştırma), ilnll, tic~i,
siyasi ve sömürgecilik gibi farklı amaçlar taşımaktadır. 9 Cambri!ige Üniversitesi
Yönetim Kurulu'nun Arap dili kürsüsü kurucusunun, "Asıl amacımız Doğu ül-
keleriyle olan ticaretimiz aracılığıyla krala ve devlete yararlı bir hizmet sunmak,
kilisenin sınırlarını genişletmek ve şu aİıda karanlıklar içiride yaşayan insanları
Hıristiyanlığa davet etmek suretiyle Tanrı'nın şanını yüceltınekti(10 şeklindeki
ifadeleri, oryantalizmin dini ve ticari amaçlarına işaret etmektedir. Önde, gelen
oryantalistlerin aynı zamanda sömürge hükümetlerinin verdiği görevleri üstlen-
meleri onlarıri araştırmalarını siyasi amaçlarfa. da yaptıklarını göstermektedir. 11

I. Batı'da Hadisle İlgili Çalışmaların Başlaması


Bu dönemde oryantalistler hadis ve hadis illmleriyle ilgili birçok çalışma
yapmış, başta hadi_şlerin Hz. Peygamber'le ilişkisi ve kaynağına aidiyeti konu-
ları olmak üzere birçok konuda Müslüman filimlerden farklı görüşler ortaya
koymuşlardır.

4 Fransa'cla kurulan kürsüler için bk. Aldki, el-Miiste;rikCm, I, 138-141.


5 Nitekim Edward Said 1800-1910 yılları arasında oryantalistlerin İslam hakkında 60.000 kitap
yazdığını söylemektedir (Said, Oryantalizm, s. 325). ··
6 Misal olarak Fransaaa çıkarılan dergiler için bk.Aldki, el-Miistejrikun, I, 146-151.
7 Kalın,İslam ve Batı, s. 93-94, 116-117; Bulut, Oryantalizmin Kısa Tarihi, s. 51-52; 61-62, 69.
8 Zakzfık, Oryantalizm, s. 55-56; Bulut, "Oryantalizm", DİA, XXXIII, 432.
9 Cuha, ed-Dirı:lsatü'l-arabiyye, s. 19-23.
10 Said, Oryantalizm, s. 280-306, 365-366. Oryan~alistlerin siyasi amaçlı çalışmaları ve sömürge-
ciliğe katkıları hakkında aynca bk. Taşcı, "C. H. Becker (1876-1933) Örneğinde Uygulamalı
Oryantalizm (Angewandte Orientalistik) Anlayışı-Oryantalizm Çalışmalarının Siyasallaşma Sü-
reci", AÜİFD 47 (2006), sy. 2, s. 143-164; Görmez, "Klasik Oryantalizmi Hadis Araştırmalarına
Sevk Eden Temel Faktörler Üzerine", İsl!ımiyat III (2000), sy. 1, s. 11-31; Polat, Metin Tenkidi, s.
124-126; Reid, Donald Malcom, "İslam Dünyasında Avrupai Üniversiteler-Il -Kahire Üniver-
sitesi Örneği-" (çev. Mehmet Özşenel-Suat Mertoğlu), Dergah Dergisi, 5/49, s. 20.
11 Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Ele;tirisi, s. 26-29.
Hadisleri Anlamada Yerellik!I'arihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
555

Batı'da özellikle son iki yüzyılda hadis tarihi, hadis usfilü, hadis literatürü
konularında birçok çalışma yapılmış, kitap ve makale yazılmıştır. 12 Ancak hadis
alanında çalışan oryantalistleri en çok etkileyen, Batı'daki hadis çilişmalarının
belirleyicisi olan oryantalistlerin başında, kendisini samimi bir Yahudi olarak
niteleyen Ignaz Goldziher gelmektedir. Hadisin Batı'da müstakil bir araştırma
konusu haline gelmesi Ignaz Goldziher'in Muhammedanische Studien'in hadisle
ilgili görüşlerine yer verdiği ikinci cildinin 1890 yılında yayımlanmasından sonra
gerçekleşmiştir. Ayrıca o, Batı'daki İslamı incelemelerin kurucusu ve Batı'daki
İslam araştırmacılarının manevi babası ve tartışılmaz üstadı kabul edilmektedir. 13
Goldziher, Batı düşünce geleneğindeki tarihi tenkid metodunu hadislere
uygulayan ve hadis tarihlendirme faaliyetlerini başlatan ilk kişi olarak da ka-
bul edilmektedir14 • İstisnaları bulunmakla birlikt~ Batı'da hadisle ilgili yapılan
çalışmaların önemli ölçüde Goldziher ve Schacht'ın anlayış ve yaklaşımları çer-
çevesinde geliştiği söylenebilir. Dolayısıyla sözü edilen iki oryantalist hadisle
ilgili oryantalist çalışmaların belirleyicisi konumunda olmuşlardır. Goldziher
ve Schacht'tan sonra çalışma yapan her oryantalist onların eserlerini görmüş
ve bir şekilde onlardan istifade etmiştir. Onlardan sonra özellikle Schacht'ın
hadislerin tarihlendirilmesinde isnad merkezli yaklaşımını geliştiren Gautier
HendrikAlbertJuynboll gelmektedir. NitekimJonathan A. C. Brown da sözü
-edilen üç oryantalisti oryantalist yaklaşımın temsilcileri olarak nitelemekte-
dir .15 Joseph Schacht (ö. 1969) da ondan-sık sık iktibasta b_ulunduğunu, kendi
eserinin onun mütevazı bir devamı kabul edilmesini urİıduğunu ifade eder.
O, hadislerle ilgili Goldziher'in ulaştığı sonuçlara hayranlığını belirtmekte,
onun vardığı sonuçları teyit edecegmi ,ifade etmektedir. 16 Juynboll, Goldzi-
her'in hadislerle ilgili tezinin-Batı ilim dünyasını ikna ettiğini, 17 onun ulaştığı

12 Batı'da hadisle ilgili yapılan çalışmalar için bk. Yücel, Oryantalist Hadis Literatürü, İstanbul
2016.
13 Juynboll, Hadis Tarihini11 Ymiden İıış!isı, s. 18; Motzki, Hadis Tp.ıihlendirme Metotlan, s. 143;
Hariboğlu, "Okuyucumuza", s. 14, 16, 20-25 (Goldziher, İslam Kiiltün"iAraştımıalan; çev. Ci-
had Tunç-Mehmed Said Hariboğlu, Ankara 2019).
14 Kızıl, "Goldziher'den Schacht'a Oryantalist Literatürde Hadis ve Sünnet: Bir Okulun Yaşayan
Geleneği", Hadis Tetkikleri Dergisi, VII/2, 2009, s. 48-49.
15 Brown, Hadith, s. 205-217; Kızıl, Miişterek Rtıui Teorisi, s. 27; Hariboğlu, Mehmet S., "Goldziher
Ignaz", DİA, XIY, 103; Maloush, Early Hadith Literatııre, s. 4.
16 Schacht, Origim, s. v-vi, 4; a.m!E, "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 135.
17 Juynboll, Modem lvfısır'da Hadis Tartışma/an, s. 9.
ff Hadis ve Sünnet
556

sonuçlardan temel olarak farklı sonuçlara varan hiçbir çalışma yapılınadığını, 18


·Goldziher ve Schacht'ın kitaplarından etkilendiğini 19 ifade etmiş; Harald Mo-
tzki de Goldziher'in Batı'daki hadis incelemelerinin temel kurucularından biri
olduğunu belirtmiştir. 20 Özellikle o~ıun hadislerle ilgili oluşturduğu şüphenin
Batı'daki hadis çalışmalarının seyrini önemli ölçüde etkilediği ifade edilıniş­
tir. 21 Goldziher ve Schacht'tan sonra Batı'da hadis alanındaki çalışmalarıyla
tanınan üçüncü oryantalist Gautier Hendrik Albert Juynboll'dur. Özellikle
Schacht'ın müşterek ravi teorisini geliştirmesiyle tanınan Juynboll daha çok
isnad alanındaki çalışmalarıyla ön plana çıkmaktadır.

II. Oryantalist Hadis Anlayışı


Aşağıdaoryantalist hadis anlayışı, klasik oryantalizmin temsilcileri olan
söz konusu iki oryantalistle, onların teorilerini geliştirdiğin! açıkça ifade eden
Juynboll ve klasik oryantalizmin hadisle ilgili yöntemlerini eleştiren Harald
Motzki esas alınarak ortaya konulmaya çalışılacaktır. '

A. Kullandıkları Kavramlar Çerçevesinde Hadis/Sünnet'le İlgili


Temel Yaklaşımları
Oryantalistler hadis alanında yaptıklar! çalışmalarda Müslümanlardan
farklı kavramlar geliştirmiş ve görüşlerini bunlar çerçevesin.de ortaya koymuş­
lardır. Ayrıca Müslümanlar tarafından kullanılan bazı temel kavramlarla ilgili
de farklı sonuçlara ;,armışlardır.

1. "Sünnet" Yerine "Tradition" Kavramını Kullanmaları


İlk dönemde farklı kullanımları bulunmakla birlikte genellikle Müslü-
manlar "sünnet" tabiri ile Hz. Peygamber'in Sünnetini kastetmektedir. Or-
yantalistler ise söz konusu tabirin ilk iki asırda Hz. Peygamber'le ilişkisi bu-
lunmadığını, bu irtibatın sonradan kurulduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca

18 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 18; a.mlf., "İsnad Analiz Metotları", s. 59.
19 Juynboll, Modern lvfısır'da Hadis Tartışmalan, s. 10, 11; a.mJf., Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s.
17, 18.
20 Motzki, "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?", s. 208.
21 Berg, The Developmeııt, s. 12.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
557

oryantalistler çalışmalarında "sünnet" veya "hadis" yerine kendi görüşlerini ve ·


kültürlerini yansıtan tradition .(gelenek) tabirini kullanmayı tercih etmekte-
dirler. Onların hadisler hakkında yazdıkları eser ve makale isimlerinde de bu
durum açıkça görülmektedir. Nitekim ArentJan Wensinck (ö. 1939), Margo-
liouth (ö. 1940), Johannes Heindrik K.ramers (ö. 1951), Arthur John Arberry
(ö. 1969), Johann W. Fück (ö. 1974) gibi ilk dönem ve Harald Motzki, Nabia
Abbott, Gautier Hendrik Albert Juynboll ve benzeri son dönem oryantalist-
lerinin eser ve makale isimlerinde hadis yerine tradition kelimesinin kullanıl-
. ması da bu durumu desteklemektedir. 22
Oryantalistlerin hadislerle ilgili araştırmalarında tradition (gelenek) 23, li-
ving tradition (yaşayan gelenek), putting into circulation (tedavüle sokmak),
processing ofgrowth (gelişim süreci), growth of traditions (hadislerin gelişmesi/
çoğalması), originating (ortaya çıkmak), appearing later (sonradan ortaya çık­
mak), dating of traditions (hadislerin ortaya çıkış tarihini tespit) gibi ifadele-
ri sık sık kullanmaları da bu durumu teyit etmektedir. Söz konusu ifadenin
oryantalist araştırmalarda merkezi bir konumda olınası, özellikle dinlerinde
geleneğin önemli bir yeri olan Batılılar tarafından, hadislerin Hz. Peygamber
ile bir ilişkisinin bulunmadığı şeklinde anlaşılınasına da sebep olınuştur.
Oryantalistler tarafından tradition (gelenek) tabirinin seçilınesinde, sözü
edilen kavramın Hıristiyanlarca yaygın olarak bilinen anlamıyla hadis veya
sünneti özdeşleştirme anlayışının bulunduğu görülmektegrr. Böylece Hıristi­
yanlık'ta olduğu gibi önemli ölçüde hadis veya sünnet kawamlarının Hz. Pey-
gamber'le ilişkisinin bulunmadığı daha kolay izah edilmiş olacaktır. Zira söz
konusu tabir Hıristiyanlık açısınd~ önemli ve belirleyici bir kavramdır. Nite-
kim Kitab-ı Mukaddes'in yanında özellikle Katolik kilisesinde geleneğin (tra-
dition) önemli bir yeri vardır. "Dini konularla ilgili olup Kit3.b-ı Mukaddes'te
bulunmayan bilginin nakledilınesi" anlamında tradition, doktrinle ilgili gerçe-
ğin kriteridir. Hıristiyanlık'ta tradition, Mesih hakkındaki bilgilerle bunların
teolojik açıdan önemi ve Hıristiyan hayatı için kullanımını içeren· apostolik

22 Misal için bk. Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 43-44.


23 Ahmed Naim· söz konusu kelimenin kilise ile ilgili bir kavram olduğuna dikkat çekmekte-
dir. O, kelimenin uzun süre nakledilegelen ve kaynağı belli olmayan anonim bilgiler hakkında
kullanıldığuu ve rlvileri bilindiği için hadislerle ilgili kullanımının isabetli olmayacağını ifade
etmektedir (bk. Tecrid ıVfııkaddimesi, I, 85-86).
ff Hadis ve Sünnet
558

(Havarilere ait öğreti) olarak nitelendirilir. Kutsal Kitap bir geleneğin sonucu
meydana gelmiştir. Katolik inancında menşelerine göre "ilahi'', "apostolik" ve
"kiliseye ait" olmak üzere üç çeşit tradition söz konusudur. Tanrı veya Mesih
ilahi geleneği başlatmıştır. RUhulkudüs'ün ilhamı altında Havariler apostolik
geleneği, Havariler sonrası Kilise ise Kilise geleneğini oluşturmuştur. Hıristi­
yanlara göre gelenek (tradition), kilise babalarının inançlarından konsil karar-
larına kadar geniş bir çerçeveyi ifade eder ve dogmanın kaynağıdır. Buna göre
gelenekle Hz. İsa arasında herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Tradition Hz.
İsa'dan sonraki döneme işaret etmektedir. Böylece oryantalistler hadis veya
sünnet yerine tradition tabirini kullanmak suretiyle bunların Hz. Peygamber'!e .
bir ilişkisinin bulunmadığını ifade etmek istemektedirler.
Goldziher hadislerin Hz. Peygamber ile bir ilişkisinin bulunmadığını açık­
ça ifade etmiştir.. Ona göre İslam kaynaklarında hadis olarak söz konusu edilen
metinlerin sınırlı birkaç örnek dışında Hz. Muhammed'le doğrudan bir ilgisi
bulunmamaktadır. Kaynaklarda hadis olarak zikredilen bilgiler, Müslümanlar
arasındaki siyasi çatışmalar ve fırka ihtilaflarında, tarafların kendi görİişlerini
Hz. Peygambeı:'in otoritesiyle destekleme teşebbüslerinin sonucudur. Başka bir
ifadeyle ona göre hadisler, İslam'ın birkaç asır devam: eden oluşum süreci içinde
bu sürece katılan siyasi, ictima1, iktisadı birçok faktörün sonucudur.24
Schacht ve Juynboll'a göre de hadislerin Hz. Peygamber'in mirasıyla doğ­
rudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Hadi_sler Hz . Peygamber ve ashabından
gelmemektedir. Hu!<uhl hadislerin-önemli bir kısmı hicri ikinci asrın ortaları­
na doğru ortaya çıkmıştır.25 Klasik eserlerdeki hadislerin büyük çoğunluğu ise·
Şafü'den sonraki bir zamanda tedavüle çıkarılmıştır. 26 Schacht, "Klasik ve diğer
mecmualardaki hadislerin büyük çoğulıluğu Şafü'den sonra tedavüle sokul-
muştur. Eski hukuk ekollerinin yaşayan geleneğinin ve saha.biler ile diğer oto-
ritelerden gelen daha erken döneme ait rivayetlerin aksine, Hz. Peygamber'den .
gelen hukuki hadislerin dikkate değer ilk bölümü II. yüzyılın ortalmna doğru

24 Goldziher, Muslim Stııdies, Il, 19, 73-83; a. mlf., İslam Kiiltün'i Araştımzalan (çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu), s. Il, 20, 125, 174, 183; Schacht, Origins, s. 4; Juynboll, Mo-
dern Mzszr'da Hadis Tartışma/an, s. 9. ·
25 Schacht, Origins, s. 140-141, 149; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10. Scha-
cht'a göre merfü' hadisler hicri Il. yüzyılın ortalarına doğru muhaddisler tarafından tedavüle
sokulmuşrur (Schacht, Origins, s. 138; a.mlf., İslilm Hııkııkıına Giriş, s. 45).
26 Schacht, Origins, s. 4-5; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10.
Hadisleri Anlamada Yerellik!farihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
559

ortaya çıkmıştır. Sahabilerden ve diğer otoritelerden gelen rivayetler aynı bü-


yüme sürecinden geçmiş olup, Hz. Peygamber'den gelen hadislerdeki gibi aynı
bakış açısıyla değerlendirilmelidir"27 derken bu durumu ifade etmektedir. Zira
ona göre Şafü'den önceki klasik hukuk ekollerinde sünnet, onların yaşayan
geleneğini (living tradition) teşkil eden, toplumun ideal geleneksel uygulama-
larıydı. Onlar sahabe ve tabiin görüşleriyle Hz. Peygamber'in hadislerini aynı
seviyede kabul etmekteydi. Bu sebeple Şfilifden önceki iki nesilde sahabe ve
. tabiine atıf yaparak onları esas almak kural; Hz. Peygamber hadislerini delil
olarak kullanmak ise istisna idi. Aynı durum mevklif ve makt:U' hadisler için
de söz konusudur. Önce makt:Ular esas iken daha sonra mevkfı.flar esas olmuş­
tur. Dolayısıyla makt:Ular önce, mevkfı.flar ise daha sonra ortaya çıkarılmıştır. 28
Şafii ise, sünnetin Hz. Peygamber'le ilgili olmasını zorunlu görmeyen önceki
alimlerin aksine sünneti Hz. Peygamber'in örnek davranışı olarak tanımlayan
ilk hukukçuydu. Dolayısıyla Şfilifye göre, sahabe ve tabiinin göruşleri yardımcı
delil kabul edilse de sadece Hz. Peygamber'in davranışları otorite olmalıydı. 29
Görüldüğü üzere Schacht, Şafıfden önce hicri ikinci asır alimlerinin, sahabe,
tabun ve kendi görüşleri ile toplumun örfünü yaşayan gelenek kabul edip esas
aldıklarını ve Hz. Peygamber'in hadislerine istisnai olarak müracaat ettiklerini
ifade etmektedir. Ona göre Hz. Peygamber hadislerinin (merfü' hadislerin)
önem ve otorite kazanması Şafii ile birlikte gerçekleşmiştir. Bu sebeple de
hadislerin büyük çoğunluğu Şfilifden sonraki dönemde o~aya çıkmıştır.
Netice itibariyle Juynboll'un ifadesiyle Goldziher ve Schacht'ın bulguları,
hadis literatürünün büyük kısrnınu:ı, onun sözde kaynaklarına (Hz. Peygamber,
sahabe veya daha sonrakilere bile) atfının sahih olmadığını ortaya koymakta-
dır. 30 Dolayısıyla oryantalistlere göre, hadisler dini bir metin değil, İslam toplu-
munun siyasi, sosyal.ve kültürel durumlarını yansıtan tarihi metinlerdir.

2. "Hz. Peygamber'in Sünneti" Kavramıyla İlgili Görüşleri


Ignaz Goldziher, sünnet kavramının Cahiliyye döneminden itibaren kul-
lanıldığını, bu dönemde ataların açlet ve geleneklerinin sünnet olarak görüldü-

27 Schachr, Origirıs, s. 4-5.


28 Schacht, Origins, s. 3, 33, 72-73, 80; a.mlf., İslam Hukukuna Giriş, s. 40-41; Juynboll, Modern
Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10.
29 Schachr, Origins, s. 2-3.
30 Juynboll, Hadis Taribinin Yeniden İnşnsı, s. 20.
ff Hadis ve Sünnet
560

ğünü ifade etmektedir. Ona göre, İslam! sünnet, eski Arap anlayışının yeniden
gözden geçirilmiş şeklidir. İslamın gelişiyle sünnet kavramının içeriği, Müs-
lümanlar için, Hz. Peygamber'in örnek davranışı, onun yazılı hale getirilmiş
olan fiil ve sözlerinden elde edilen ameli kurallar şeklinde bir değişikliğe uğra­
mıştır. Buna göre sünnet ilk İslam cemaatinin fiilen yaşayan tatbikatı şeklinde
tanımlanabilir. Böylece o, sünnet kelimesini Hz. Peygamber'le değil ilk dönem
Müslüman toplumuyla ilişkilendirmektedir. 31
J oseph Schacht ise "sünnet" ve "Peygamber'in Sünneti" tabirleriyle özel
olarak ilgilenen oryantalisttir.32 Schacht'a göre Şafü'ye kadar sünnet, Peygam-
ber'in Sünneti anlamında değil, örf/toplumun uygulamaları, alimlerin re'yleri
(living tradition) manasında' kullanılmaktaydı. O, bu uygulamaları eski hukuk
ekollerinin yaşayan geleneği olarak isimlendirmektedir. Eski hukuk ekolleri,
yaşayan geleneklerini ve mevkllf rivayetleri hadislere takdim etmekteydi. 33 Ona
göre Şafü'den önceki faklhler nazarında sünnetin mutlaka Peygamber'le ilgili
olması şart değildi. Sünneti Peygamber'in model davranışı olarak belirİeyen ilk
kişi Şafü'dir. Q, Peygamber'in Sünnetini ondan nakledilen hadislerle özdeş­
leştirmiştir.34 Schacht'a göre "sünnet'' ve "Peygamber'in Sünneti" tabirleri dilli
ve hukuk! anlamda Şafü'den önce bulunmamaktaydı. Bu tabirlerin eş anlamlı
olarak İslam hukuk teorisine girişi Şafü ile söz konusu olmuştur. 35
Juynboll'a göre de üçüncü asırdan önceki eserlerde sünnet kelimesi "Pey-
gamber'in Sünneti"_ anlamında dilli değil siyasi bir terim olarak kullanılmak­
tadir. 36 O, "Peygamber'in Sünneti" tabirinin Şafi! ile birlikte belirginleştiği
hususunda Schacht ile aynı görüşü paylaşmaktadır.37

31 Goldziher, Mııslim Stııdies, II, 24-28. Goldziher'in "sünnet" tabiri hakkındaki görüşü için ayrıca
bk. Köktaş, "Bazı Yeni Sünnet Tanımları Üzerine", s. 96-98.
32 O, "sünnet" ve "Hz. Peygamber'in Sünneti" tab.irleri hakkındaki görüşlerini The Origins of
Mııhammadaıı ]ıırisprııde11ce ve An Iııtrodııctio11 to Islamic Law isimli eserlerinde açıklamak­
tadır. Ayrıca o, bu kavr:imlar ile ilgili olarak "Pçygamber'in Sünneti Tabiri Hakkında" (çev.
M. Said Hatioğlu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18, 1970, s. 81-84) ismiyle
Türkçeye tercüme edilen müstakil b.ir makale de yazmıştır.
33 Schacht, Origins, s. 21.
34 Schacht, Origi11s, s. 2-3, 58, 69, 77, 80, 83; Schacht, İslam Hııkııkıma Giriş, s. 28-29.
35 Schacht, Origins, s. 58-59.
36 Juynboll, a. g. m., s. 3, 6.
37 Juynboll, a. g. m., s. 9.
Hadisleri Anlamada Yerellik!farihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
561

3. İsnad Hakkındaki Görüşleri


Müslümanlar, isnadın daha önceki din mensuplarında bulunmayan,
kendilerine ait özel bir metot olup hadis uydurma faaliyetlerine karşı gelişti­
rilen en önemli tedbiri ifade ettiği görüşündedir. Oryantalistlerin isnadlarla
ilgili genel yaklaşımı ise, isnadların çoğu durumda asılsız olduğu kanaatine
dayanmaktadır.

a. İsnadlann Ortaya Çıkışı ile İlgili Görüşleri


Oryantalistler isnad ve hadis rivayetinde isnadların kullanımının başlan­
gıcı hususunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Leone Caetani'ye (ö. 1935)
göre hadis metinlerine isnadlar sonradan ekle~iştir. 38 İsnadın başlangıci ola-
rak James Robson (ö. 1949) hicri birinci asrın ortalarını, 39 Arapların isnad
fikrini Yahudilerden aldığını düşünen Josef Horovitz (ö. 1931) birinci asrın
sonunu, 40 Joseph Schacht (ö. 1969) hictl 126 tarihini41 kabul etmektedir. Ga-
utier Hendrik A. Juynboll ise isnadın başlangıcının sebebi olarak zikredilen
fitnenin Abdullah b. Zübeyr'in (ö. 73/692) öldürülmesi olduğunu, dolayısıyla
isnad kullanımının bu tarihlerde başladığını ileri sürmektedir.42
İsnadın fitne olayından sonra kullanılmaya başladığını ifade eden riva-
yetin İbn S!rin'e (ö. 110/728) aidiyetinin yanlış olduğunu belirten Schacht,43
Velid b. Yez!d'in 126/743 tarihinde öldürülmesinden sorıra çıkan iç savaşları
fitne olarak değerlendiren iki rivayeti görüşünün delili olarak zikreder ve is-
nadın bu tarihten sonra başladığın~ ileri sürer. 44 Juynboll, öncelikle Schacht'ın
isnadın başlangıcıyla ilgili Batılı ilini adamları gibi İslam alimlerinin de ge-
nellikle kabul ettiği tarihtefı 88 yıl sonra başladığını ileri sürdüğü bir teori
ortaya attığını zikreder. 45 Hz. Osman'ın şehit edilmesiyle artık isnadda adalet

38 Robson, "The Isnad in Muslim Tradition'', s. 17-18.


39 Roİıson, a.g.m., s. 21-22.
40 Horovitz, "Further on The Origin ofThe Isnad", s. 1; a.mlf., "The Antiquity and Origin of the
Isnad", s. 154; İslami Tarihçiliğin Doğıışıı, s. 35.
41 Schacht, Origim, s. 36-37, 71. ·
42 Juynboll, "İslfun'da İlk Siyasi Fitnenin Tarihi'', s. 57-58.
43 Schacht, Origim, s. 36. .
44 Schacht, a.g.e., s. 71-72.
45 Juynboll, "İsıam'da İlk Siyasi Fitnenin Tarihi", s. 40, 57; a.mlf., "Fitne ve Bid'at Kavramlarının
Tarihlenmesine Dair", s. 59, 6i, 65. .
ff Hadis ve Sünnet
562

(dürüstlük ve güvenilirlik) şartı aramanın zaruri görüldüğünü düşünen İslam


·ilimlerinin bu görüşünü isabetsiz bulur. Kendisi fitne kavramının anlamını
"başkaldırma" olarak tespit ettikten sonra bunun Abdullah b. Zübeyr'in Emevi
iktidarına karşı isyan etmesiyle kullanılmaya başladığı sonucuna varır. Hadiste
isnad aramanın fitneden sonra başladığını ifade eden İbn S!rin'in açıklamasın­
daki fitne kelimesiyle de Abdullah b. Zübeyr'in isyanının kastedildiğini ileri
sürer. Dolayısıyla Juynboll'a göre isnad bu tarihten sonra, !.MI. asrın 70'li
senelerinin başlarında ortaya çıkmıştır. 46

b. İsnadlann Uydurulduğu Görüşü


Harald Motzki, "Batıl~ar bir hadisin tarihsel değerini ele alırken büyük
oranda metinden hareket etmişlerdir. Batılıların yaklaşımı, isnadın çoğu du-
rumda asılsız olduğu kanaatine dayanmaktadır. Batıdaki hadis incelemelerinin

temel kurucularından biri olan Ignaz Goldziher de bu kanaattedir" 47
açıklama-
sıyla, başta Goldziher olmak üzere oryantalistlerin, isnadların büyük oranda
uydurulduğu ve onlara güvenilemeyeceği hususundaki genel yaklaşmtlarını
ifade etmektedir.
Goldziher ve onun gibi düşünen oryantalistlere göre raviler hakkındaki
biyografilerin Müslümanlar tarafından hazırlanması, isnad zincirinin güveni-
lirliğini tespit etmeyi imkansız kılmaktadır. Nitekim Goldziher hadisle ilgili
temel eseri olan Muhammedanische Studien'de isnada neredeyse hiç değinme­
mektedir. Bu dllrll!11, onların isnadı dikkate almamaları ve hadislerin hicri
ikinci asırda ortaya çıkışını ispatta metin esaslı araştırmayı tercih etmelerin-
den de anlaşılmaktadır. 48 Goldziher'e göre, uzun süre başka bir ismin otoritesi
altında tedavülde olan sözlerin Hz. Peygamber' e nispet edilmesi yaygın bir
durumdu. Bu amaçla oluşturulan isnad zincirlerindeki eksiklikler keyfi olarak
tamamlanmakta, dolayısıyla isnadlar keyfi olarak oluşturulmaktaydı. 49

46 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşô.sı, s. 37; a.mlf., "İsl:iın'da İlk Siyasi Fitnenin Tarihi", s. 57;
"Fitne ve Bid'at Kavramlarının Tarihlenmesine Dair", s. 59, 65, 69, 116; "İbn Ömer'in Azadlı
Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri", s. 102; "İsnadlann İlk Şekillenmesinde Mu-
aınmerılnun Rolü", s.138. İsnadın başlangıcı hakkında oryantalist görüşler için ayrıca !;ık. Kızıl,
"Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel
İddialar", Hadis ve Siyer Araştırma/an, s. 197-202.
47 Motzki, "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?", s. 208.
48 Motzki,Batıda Hadis Çalışnıalamıın Tarihi Seyri,s.152-153; a.mlf.,Hadis Tarihlendirme ll'fetotla-
n, s. 158; a.mlf., "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor?~, s. 208.
49 Goldziher, Mııslim Stııdies, II, 148.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
563

Schacht'a göre de isnadlar hadislerin en keyfi kısmıdır ve genellikle


özensizce oluşturulmuşlardır. O, tüm isnadların müşterek ravi50 ile Hz. Pey-
. gamber arasındaki kısımlarının uydurma olduğu ve isnadların müşterek rivi
ile müdevvinler ·arasındaki kısmının ise dikkatsiz bir şekilde düzenlenlendiği
görüşündedir. 51 İsnaddaki riviler, fıkıh ekolleri tarafından görüşlerini önceki
otoritelere nispet edecek şekilde kendi temsilcilerinden rastgele seçilip yer-
leştirilmek suretiyle oluşturulmaktaydı. 52 Süreç ilerledikçe
- . . isnadlar daha mü-
,

.kemmel hale getirilmekteydi. İsnadların gelişiminin ve geriye doğru gelişme


göstermesinin yaygınlaşmasına paralel olarak aynı doktrin ya da hadis için
ilave raviler ya da şeyhler (üstadlar} icadı ortaya çık.ınıştır. 53 Nitekim erken
dönem hadisleri eksik isnadlara, geç döneme ait hadisler ise birinci sınıfisnad­
lara sahiptir.54 Dolayısıyla isnadlar zamanla mükemmelleştirilmiştir. İsnadların
bu şekilde gelişmesi, ona göre, haber-i vahidlerle ilgili itirazlara karşı koyma
amacına yöneliktir. 55 İsnadlar hakkında böylesine olumsuz bir kanaate sahip
olmakla birlikte Schacht, hadislerin tarihlendirmesinde Goldziher'den farklı
olarak isnadların da kullanılabileceği görüşünü ilk defa ortaya atan kimsedir. 56
O, bu yaklaşımıyla isnadlardan hareketle de hadislerin önemli ölçüde hicri
ikinci ve üçüncü asırlarda ortaya atılarak Hz. Peygamber'e nispet edildiğinin
'
ortaya konabileceğini düşünmekteydi.
Juynboll'a göre de isnad uydurulması, metin uydurm* kadar büyük bo-
yutlarda gerçekleşmiştir. İsnadlardan elde edilen dahili kanıt, geniş çaptaki
isnad uydurulmasından dolayı şüpheyle karşılanmalıdır. Ona göre isnad uy-
durma faaliyeti bir hadisin menşeifii ·neredeyse tam olarak gizleyecek kadar
gelişmişti. 57 Bu sebeple her metin tarihsel olarak uygulanabilirliği açısından

50 Aşağıda müstakil başlık altında açıklanacağı üzere oryantalist bir kavram .olan müşterek clvi,
hem hadisin hem de kendisinden Peygamber' e doğru giden "müşterek clvi > sahabi > Peygamber"
isnadının sorumlusu yani.icatçısı kabul edilen kişi anlamındadır.
51 Schacht, Origins, s. 163, 171, 175.
52 Schacht, a.g.e., s.163-164.
53 Schacht, a.g.e., s. 166.
54 Schacht, a.g.e., s. 171.
55 S'chacht, a.g.e., s. 166.
56 Schacht, a.g.e., s. 4. .
57 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 101, 174.
f f Hadis ve Sünnet
564

ve sadece isnad kriterine dayanarak asla kabul edilmemelidir. 58


araştırılmalı
Ona göre, isnadlar hatta 'sağlam' olanları bile tümüyle uydurulmuş olabilirler
ki, bu ihtimal özellikle temel eserlerdeki hadisler açısından asla dikkate alın­
mamıştır.59 Schacht'ın isnadla ilgili görüşlerini geliştiren Juynboll'a göre de
isnadlar müşterek ravinin belirli bir söze saygınlık/otorite kazandırmak ama-
cıyla en önemli tashih aracı olarak kullanılan şahıslar zinciridir. Onun, "İsnad
konusunda yapılan son araştırmalar, çok sayıda müşterek ravinin, sözde ken-
disinden rivayet ettiği pek çok şeyhi aslında uydurduğunu ortaya koymakta-
dır"60 şeklindeki açıklaması isnadların müşterek raviler tarafından uydurulduğu
görüşünde olduğunu göstermektedir.
Sonuç itibariyle ory~talistlere göre isnad, şahsi görüşlerin Hz. Peygam-
ber'e nispet edilerek hadisleştirilmesi sürecinde "zorunlu tashih aracı" 61 olarak
kullanılan bir unsurdur. 62

c. İsnadlann Geliştiği. Görüşü


Oryantal!stlerin temel iddialarından biri, isnadların gelişmesi veya mun-
katı' isnadların muttasıl hale getirilmesidir. Onlara göre raviler bu konuda çok
rahat davranmışlar ve keyfi bir tutum sergilemişlerdir. Oryantalistler tarafın­
dan growth· of isnads tabiriyle ifade edilen isnadların gelişmesi, raviler tarafın­
dan güvenilirlik kazandırmak amacıyla isnadların eksiklikl~rini tamamlamaya
yönelik bir faaliyettir.
Schacht'a gör~ isnadlar, basit bir şekilde başlamasına rağmen, hicd üçün-
cü asrın ortalarında Kütüb-i Sitte'yle birlikte mükemmelliğe ulaştırılmıştır. 63
Bu sebeple bir isnad ne kadar basit ve sade bir biçimde tanzlın edilmişse onun
erken dönemde ortaya çıkmış olma ihtimali de o kadar fazladır. Zira süreç
ilerledikçe isnadlar daha mükemmel hale getirilmiştir .. Nitekim erken dönem
hadisleri eksik isnadlara, geç döneme ait hadisler ise birinci sınıf isnadlara

58 Juynboll, a.g.e., s. 21. ·.


59 Juynboll, a.g.e., s. 106.
60 Juynboll, "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muammerfınun Rolü", s.124.
61 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri", s. 102.
62 İsnadların ortaya çıkışı ve uydurulduğu hususundaki oryantalist iddiaların eleştirisi için bk. Yü-
cel, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 70-74.
63 Schacht, Origim, s. 163.
Hadisleri Anlamada Yerellik!farihsellik. ve Evrensellik. Vurguları f f
565

sahiptir. 64 Schacht bu durumu "Bir isnad ne kadar mükemmelse o kadar geç


tarihlidir"65 şeklinde ifade etmiştir. 66
Schacht'ın isnadların geriye doğru büyüme eğilimi göstermeleri teori-
sinden yararlandığını ifade eden67 ve "isnadların zamanla sağlamlık açısından
büyümesi"68 ifadesini tercih eden J uynboll da, en mükemmel isnadların en geç
ortaya çıkanlar olduğu kanaatindedir. 69 Juynboll'a göre, zayıf ve kusurlu isnad-
lar daha sağlam gözükmesi için değiştirilmişlerdir. 70 İsıiadlar ortaya çıktıktan
.sonra, yeni isnad kuralları öyle gerektirdiği için yaşlı ravi isimleri isnada dahil
edilmiştir. Hala mükemmel olmayan isnadlardaki kopuklukları gidermek için .
sıklıkla meşhur tarihsel şahsiyetler seçilmesine r~ğmen daha çok uydurma ki-
şilerin isimleri tercih edilmiştir. 71
Juynboll'a göre isnadları tamamlama ve mükemmel hale getirmenin yol-
larından biri age-tricklyaş hilesidir. Müşterek raviler kendilerinden peygam-
bere doğru giden tek ravili isnadı tamamlama ihtiyacı duyduklarında bunu
daha az ravi ile gerçekleştirebilmek için yaş hilesine başvurmuşlardır. Başka bir
ifadeyle isnadlar ortaya çıktıktan sonra, yeni isnad kuralları öyle gerektirdiği
için yaşlı ravi isimleri isnada dahil edilmiştir. 72
İsnadların tanzimine' yönelik gittikçe egemen olan prensip, isnadların
olabildiğince kısa olmasını, diğer bir deyişle gerektiği kadar uzun bir zaman
periyodunu kapsayan olabildiğince az ravi içermesini şart-koştuğu için, daha
eski ve daha uzun isnadlar, sonradan daha az isim içeren ve yeni oluşturulmuş
kısa olanlarıyla yer değiştirmişlerdiı:. Mükemmel olmayan isnadlardaki kopuk-
lukları gidermek için meşhur tarihsel Şahsiyetler seçilmesine rağmen daha çok
uydurma kişilerin isimleri tercih edilmiştir. Bu hususta yaş hilesi olarak mu-
ammerfuı devreye sokulmuştur. Görünüşe bakılırsa bu muammerfuıun çoğu,

64 Schacht, a.g.e., s. 139, 165, 166, 171.


65 Sch~cht, a.g.e., s. 165.
66 Konuyla ilgili aynca bk. Schacht,"Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 139; Juynboll, Hadis Tari-
hinin Yeniden İnş!ısı, s. 165; a.m!E, "İlk Devir İsiam Toplumunun İsnad Kııllanına Yônremleri'', s. 87.
67 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası", s. 20.
68 Juynboll, a.g.e.; s. 149.
69 Juynboll, a.g.e., s. 165.
70 Juynboll, a.g.e., s. 174-175, 203.
71 Juyrtboll, a.g.e., s. 22. İsnadların gellşmesiyle ilgili oryantalist yaklaşımın eleştirisi için bk. Yü-
cel, Oıyantalist Hadis Anlayışı ~e Eleştirisi, s. 94-97.
72 J uynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İıışfisı, s. 22.
f f Hadis ve Sünnet
566

· uydurma kişilerdir. Yaş hilesi, gerçek kişilerden ziyade bunlar kanalıyla kolayca
yapılabilmiştir. Sonraki muhaddisler bu hileye genel olarak kanmışlardır, Yaş
hilesine başvurma, ilk muhaddislerin temel özelliğidir. 73
Juynboll'a göre, Şurayh b. Hani (ö. 78-79/697-698), meşhur kadl Şurayh
b. Haris (ö. 78-99/697-717), Kays b. Ebu Hazim (ö. 84-98/703-716), Zir b.
Hubeyş (ö. 81/700), Ebfr Vfill Şaklk b. Seleme (ö. 82/701), Rib1 b. Hıriş (ö.
82/701), Ebfr Osman en-Nehdl (ö. 100/718), Ebu Reca el-Utarid! (ö. 107-
109/725-727) ve benzerleri muammerfrndan74 olan hayali şahsiyetlerdir. 75

d. İsnadla İlgjli Oryantalist Kavramlar


Schacht ve Juynboll'a göre isnadlar da hadislerin ortaya çıkış tarihini tes-
pitte önemli katkı sağlayabilmektedir. Juynboll'a göre belırli bir hadisin ne-
rede, ne zaman ve kimin tarafından tedavüle çıkarıldığı gibi so~ara, aslında
kimi zaman sadece isnad analizleri vasıtasıyla cevap bulunabildiği içirı, genel
olarak isnadlar, hadis incelemeleri açısından olmazsa olmaz bir unsurdur. Do-
layısıyla Juynboll, ilk dönem İslam düşüncesiyle ilgili herhangi bir teşebbüsün
ancak isnadların ayrıntılı olarak tetkik edilmesiyle başarıya ulaşacağı görüşü­
nü benimsemiştir. Hadislerin ortaya çıkış tarihini tespitte isnadların önemine
dikkat çeken Schacht ve Juynboll, isnadlarla ilgili Müslümanlar tarafından
daha önce kullanılmayan oryantalist hadis kavramları geliştirmişlerdir. Müşte­
rek ravi/common link/the key transmitter isnadlarla ilgili Schacht ve Juynboll
tarafından geliştirilen en temel kavramdır.

da. Müşterek Ravi

Türkçe'ye genellikle "müşterek ravi" şeklinde tercüme edilen bu ifade,


Schacht ve Juynboll tarafından "common link'' ve "the key transmitter" olarak
kavramsallaştırılmıştır. Schacht'a göre hadisler ve isnadları commo~ link veya
the key transmitter diye isimlendirilen müşterek ravi tarafından ya da onun adı-

73 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 22, 71-73, 89; a.mlf., "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi
ve Onun Hadis Literatüründeki Yert, s. 117.
74 Juynboll, Hadis Taı,ilıinin Yeniden İnşası, s. 89; a.mlf., "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muam-
merı1nun Rolü", s. 129-133.
75 Yaş hilesi iddiasının eleştirisi için bk. Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ~e Eleştirisi, s. 99-104.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
567

nı kullanan biri tarafından belirli bir zamanda tedavüle çıkarılmıştır. Müşterek


ravi hadise, Hz. Peygamber' e ulaşan bir isnad ekler; ileriki süreçte uydurulan
bu isnadın eksiklikleri giderilerek geliştirilir ve mükemmel hale getirilir. Be-
lirli bir hadisin çoğu isnadında bariz bir müşterek ravinin varlığı, bu hadisin,
müşterek ravi zamanında ortaya çıktığına dair güçlü bir işarettir. 76 Müşterek
ravi, hem hadisin hem de kendisinden Peygamber'e doğru giden "müşterek
ravi > sahab1 >Peygamber" isnadının sorumlusu, yani icadcısıdır. 77 Juynboll'a
göre ilk defa Schacht tarafından ortaya atılan7s müşterek ravi yaklaşımı ha-
, rika bir teoridir. 79 Ona göre de müşterek ravi, bir isnad kümesinde hadisi
birden çok öğrenciye aktaran ravidir. Başka bir ifadeyle bir isnad kümesi ne-
rede dallanmaya başlarsa, o kümenin müşterek ravisi de oradadır. Söz konusu
oryantalistlere göre, Hz. Peygamber çoğu sözfulü sadece tek bir sahab!ye, bu
tek sahab1 de tek bir tabliye o da tek bir tebe-i tabiine söylemeyi tercih et-
miş olamaz. Bu sebeple de sözü edilen hadis müşterek ravi tarafından isnad
da ilave edilerek Hz. Peygamber'e nispet edilmiştir.sa Ona göre çok sayıdaki
müşterek ravi sözde kendisinden rivayette bulunduğu pek çok şeyhi aslında .
uydurmuştur. Müşterek raviler, hem isnaddan hem de metinden sorumlu ol-
dukları kadar, isnadlara hayal! şahsiyetler ilave etmekten de sorumludurlar.sı
Müşterek ravi teorisi Batı'da birçok çalışmada uygulanmış, Gautier Hendrik
· Albert Juynboll (ö. 2010) tarafından geliştirilen kavramlarla birlikte Batılı bir
isnad tenkit metodu vasfını kazanmıştır.
Harald Motzki'ye göre ise bir haberin sahab!den başlayarak müşterek d-
viye kadar her nesilde tek kişi tarafından aktarılması, sürekli bir sözlü aktarım
uygulaması düşüncesine dayanmaktadır. Ancak hicd I. asırda genelde sözlü
aktarım hakim iken II. yüzyılın başlarından itibaren yazılı ve sistematik riva-

76 Schacht, Origins, s. 156-157, 171-172, 175.


77 Schacht, a.g.e., s. 33, 156-157, 175; Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun İsnad Kullanma
Yöntemi'', s. 74, 75. ... .
78 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 145; a.mlf., "İlk Devir
İslam Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 75.
79 Juynboll, Hadis Taribi11in Yeniden İnşli5ı, s. 256.
80 Juynboll, "İsnad Analiz Metotları", s. 67-68, 74, a.mlf., "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun
Hadis Literatüriindeki Yeri", s. 101-103; a.mlf., "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden
Değerlendirilmesi'', s. 143; a.mlf., "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muammerfınun Rolü'', s. 121,
139.
81 Juynboll, "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muammen'.'ınun Rolü", s.124.
f f Hadis ve Sünnet
568

yete geçilmiştir. II./VIII. yüzyılın ilk yarısı ise ana müşterek ravilerin (com-
. mon linklerin) yaşadığı dönem olmuştur. Rivayet şeklindeki değişiklik isnad
zincirine de yansımıştır. Dolayısıyla bu geçiş döneminde yer alan müşterek
ravilerin (common linklerin) ilk büyük müdevvinler ve öncekilerin rivayetlerini
toplayanlar oldukları anlaşılmaktadır. Bu alimler kendilerinden önceki bilgi-
leri eserlerde toplayıp sonraki nesillere aktarma görevini üstlenmişlerdir. Bu
durum onların hadis rivayetinde merkezi bir konumda olmalarına ve birçok
ravinin kendilerinden hadis almalarına sebep olmuştur.
Schacht ve Juynboll, eserlerinde önde gelen tabiin ve tebe-i tabiin alim-
lerinden bir kısmını müşterek ravi olarak nitelemiş; onların hadisleri ilk defa
icad edip tedavüle sokan kimseler olduklarını ileri sürmüşlerdir. İbn Şihab
ez-Zühri (ö. 1211741), Yahya b. Ehli Kesir (ö 129/746), Yahya b. Said el-Ensan
(ö. 143/760), Hişam b. Urve (ö. 146/763), Süleyman b. Mihran el-A'meş
(ö. 147/764), İbn Cüreyc (ö. 150/772), Muhammed b. İshak (ö. 150/772),
Şu'be b. Haccac (ö. 160/777), Süfyan es-Sevd (ö. 161/777), Malik b. Enes (ö.
179/795), Abdullah b. Mübarek (ö. 181/797), Süfyan b. Uyeyne (ö. 198/814)
Schacht ve Juynboll tarafından müşterek ravi olarak nitelenen alimlerden bir
kısmıdır.82Juynboll müşterek ravi anlayışını sistemleştirerek daha önceki or-
yantalistler tarafından kullanılmayan· yeni kavramlar da geliştirmiştir. 83

db. Aile İsnadları


Oryantalistlerin·ilgilendiği isnad türlerinden biri de aile isnadlarıdır. Or-
yantalistlerin family isnads diye isimlendirdikleri aile isnadları, erken dönem-
deki isnad talebine uygun olarak ortaya çıkmışlardır. Onlara göre Müslüman-
lar ilk dönemlerde isnadın bu türüne güvenilir gözüyle bakmışlardır. 84
Babadan oğula ve toruna, amcadan yeğene veya e.fendiden azatlı köleye,
bir ailenin üyeleri arasında rivayetin söz konusu olduğu isnadı aile isnadı olarak
niteleyen Schacht, araştırması sonucunda bunların uydurma olduğunu belirle-
diğini iddia etmektedir. O, aile isnadların!, sahihliğin bir işareti olarak değil,

82 Schact ve J uynboll tarafından müşterek d.vi veya kısınl müşterek d.vi olarak nitelendirilen ilim-
ler için bk. Yücel, Oryanüılist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, S; 77-78.
83 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi'', s. 144-145; a.mlf., "İbn
Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri'', s. 107.
84 Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri'', s. 94.
Hadisleri Anlamada Yerellik!Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
569

zevahiri kurtarmanın yöntemi olarak değerlendirmektedir. Başka bir ifadeyle


bir aile isnadının varlığı, söz konusu hadisin otantik olmadığının göstergesidir.
Dolayısıyla Schacht'a göre aile isnadlarının tamamı uydurmadır. 85 Bu anlayışı
çerçevesinde Schacht, "Hişam> Urve" ile "Salim> İbn Ömer" veya "Nafi'>
İbn Ömer" isnadlarının sahte olduğunu iddia etmektedir. 86

B. Kullandıkları Yöntemler
Batı'da hadislerin ortaya çıkış tarihini tespit etmek amacıyla XIX. yüz-
yılın sonundan itibaren ortaya atılan farklı metotlar, sözü edilen tarih! tenkit
yöntemi çerçevesinde geliştirilmiştir. Bu amaçla oryantalistler, "metin esaslı",
"kaynak esaslı", "isnad esaslı", "ı,netin Ve isnad esaslı"87 Ve "diğer kriterler esas-
lı" olmak üzere farklı yöntemler kullanmaktadırlar.

Burada sözü edilen yöntemlerin, hadislerin Hz. Peygamber'e aidiyetini


tespite yönelik olarak geliştirilmediğini, hadislerin ne zaman ortaya atılıp han-
gi tarihte ona nispet edildiğini ortaya çıkarmayı amaçladığını özellikle belirt-
mek gerekir. Dolayısıyla bu amaçla oryantalistlerin kullandığı dating of tradi-
tionslhadislerin tarihlendirilmesi kavramıyla Müslümanların kullandığı sıhhat
tespiti tabiri birbiriyle karı§tırılmamalıdır. Zira dating of traditions kavramı,
hadislerin Hz. Peygamber'le bir ilgisinin bulunmadığı ve ona sonradan nispet
edildiği temel görüşünü ifade etmektedir. Sıhhat tespiti ifa,desi ise hadislerin
Hz. Peygamber'le ilişkili olduğuna işaret etmekte ve rivayet malzemesi içinde
ona ait olanla olmayanı ayırt etmeyi amaçlamaktadır.

1. Metin Esaslı Yöntem


Hadislerin ortaya çıktığı tarihi belirlemede metni esas alan yaklaşımın
önde gelen temsilcisi. Ignaz Goldziher'dir. İsnadların önemli ölçüde uydurma
olduğuna inanması, onu metni esas almaya yönlendirmiştir. Batılı araştırma­
cıların metni esas
, almalarının
. bir başka sebebi de,. ra;iler hakkındaki biy~gra-
filerin Müslümanlar tarafından hazu;lanmasıdır. Zira onlara göre bu kaynakları

85 Schacht, Origim, s: 170; a.m!E, "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 139.


86 Schacht, "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 139, 141, 142.
87 Konuyla ilgi bilgi için bk. Motzki, Hadis Tarihlendirme Metot/an, s. 123-125; Kızıl, Oryantalistle-
ıin Hadislerin Menşeini Tespite Yönelik Yöntemleri,s.59-68; Hıdır, "ŞarkiyarÇıların Hadisi Tarihlen-
dirme Metotları", s. 113-114.
f f :Hadis ve Sünnet
570

esas alar'.11c isnad zincirinin güvenilirliğini tespit etmek imkansızdır. 88 Goldzi-


her, İslam toplumunun ilk yüzyıllardaki sosyo-politik gelişiminin veya çatış­
malarının yansıması olarak gördüğü hadisleri, bu kurguya göre ait oldukları
t~ihsel kesite yerleştirmekte ve buna göre açıklamaktadır. O, siyasi gruplaşma
bakımından Hz. Ali ile Emeviler, Emeviler ile Abbasller; ilm1 gruplaşma ba-
kımından Ehl-i Hadis ile Ehl-i Re'y arasındaki tartışmaları, hadislerin ortaya
çıkış tarihini belirlemede en temel ölçü olarak kabul etmiştir. 89

Goldziher'e göre, siyasi, itilci.dt veya ilm1 herhangi bir grubu doğrudan
veya dolaylı olarak övme ya da görüşlerini destekleme ihtimali bulunan her
hadis, söz konusu grup tarafından ortaya atılmıştır. Herhangi bir grubu doğ­
rudan veya dolaylı olarak yeren ya da görüşlerine aykırı olma ihtimali bulunan
hadis ise karşı grup tarafından tedavüle sokulmuştur. O, bu ikinci grup hadis-
leri counter~hadithlkarşı hadis diye isiri:ılendirmektedir. 90 · ••

Goldziher'e göre hadislerin yazılmasını yasaklayan hadisi, 91 lıadislerin gü-


venilir olmadığını düşünen ve onları delil olarak kullanmak istemeyen Ehl-i
Re'y; hadisl~rin yazılmasına izin veren92 hadisleri ise hadislerin güvenilir ol-
duğunu ve delil olarak kullanılması gerektiğini ileri süren Ehl-i Hadis ortaya
atmıştır. 93

88 Motzki, Batıda Hadts Çalışnıalannın Tarihi Seyri, s. 152-153. Motzki, Goldziher'den sonra birçok
Batılı ilim adamının isnada güvenmediğini ve genel olarak onu göz ardı ettiğini ifade etmektedir
(Motzki, Hadis Tariblendimıe Metotlan, s. 158).
89 Goldziher, Mıısli; Studies, IT, 19, 43-44, 46-47; a. ınlf., İslam Kiiltiirii Araştımıalan (çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu), s. II, 20, 125, 174, 183.
90 Goldziher, a.g.e., II, 104.
91 Ebu Sa!d el-Hudri'nin rivayetine göre Hı. Peygamber, "Benden, Kur'an'dan başka hiçbir şey yazma-
yınız. Şayet Kur'an'dan başka bir şey yazan varsa onu imha etsin" buyurarak hadislerin yazılmasını
yasaklamıştı(Müslim, "Zühd", 72). Hadislerin yazılmasını yasaklayan rivayetlerve değerlendirilme­
si için bk. Yüceı "Hadislerin Yazılmasıyla İlgili Rivayetlerin Tenkit ve Değerlendirilmesi", s. 93-100.
92 Abdullah b. Amr Resfılullah'tan duyduğu her şeyi ezberlemek amacıyla yazmaktaydı. Baı.ı
saha.biler ise Hı. Peygarnber'den duyduğu her. sözü kaydetmesine "Resfılullah da bir insandır,
bazen neşeli, bazen de öfkeli hali olur" diyerek karşı çıkmışlardı. O, bu durumu Hı. Peygamber'e
arı etmiş ve Resfılull;ıh "Yazmaya devam et" buyurmuştur. Abdullah'ın "Neşeli ve öfkeli oldu-
ğunuz hallerde söylediklerinizin hepsini yazayım mı?" diye sorması üzerine de Hı. Peygamber
"Evet, nza ve gazab halinde söylediklerimi de yaz" dedikten sonra, eliyle mübarek ağıılarına işa­
ret ederek "Çünkü buradan yalnız hak söz çıkar" buyurarak hadislerin yazılmasına izin verdiği
kaynaklarda yer almışm (bk. Miisned, IT, 162, 192, 201;215; Dfilimi, "Mukaddime", 43; Ebu
Davfıd, "İlim", 3). Hadislerin yazılmasına izin veren rivayetler ve değerlendirilmesi için bk. Yü-
cel, "Hadislerin Yazılmasıyla İlgili Rivayetlerin Tenkit ve Değerlendirilmesi'', s. 100-108.
93 Goldziher, Muslim Stııdies, II; 184-185.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
571

Sonuç itibariyle Goldziher'in yaklaşımına göre hadisler İslam toplumun-


daki siyasi, itikadl, fıkhl gruplar tarafından karşılıklı olarak ortaya çılw"ılmış­
lardır .94 Goldziher'in. takipçisi Schacht da aynı yöntemi kullanmıştır. Böylece
onlar değişik görüşleri desteklemek için kullanılan hadisleri tarihsel bir çerçe-
veye yerleştirmişlerdir. 95

2. lsnad Esaslı Yöntem


Hadislerin ortaya çıktığı tarihi belirlemede isnadı esas alan yaklaşımın ilk
önemli temsilcisinin Joseph Schacht olduğu kabul edilir. Ona göre, isnadlar
her ne kadar hadislerin eri keyfi kısmı ise de ge_~elde hadislerin ortaya çıktığı
tarihin tespitine imkan vermektedir. 96 Müşterek ravi (common link) ve isnad-
lann geriye doğru gelişme eğilimi göstermesi (backward growth of isnads) teori-
leri, onun hadislerin ortaya çıktığı tarihi isnad esaslı belirlemede geliştirdiği
yöntemlerdir. Müşterek ravi teorisi ilk defa Schacht tarafından ortaya atılmış
olsa da, teoriyi daha sonra onun takipçisi Juynboll geliştirilmiştir. Nitekim
Juynboll da, çalışmalarında Schacht'ın isnadlarla ilgili müşterek ravi teorisini
geliştirmeyi amaçladığını belirtmektedir. 97

Schacht ve J uynboll'a göre, tebe-i tabun nesline kadar isnadlar Hz. Pey-
gamber> Sabahı> Tabiı şeklindedir. Tebe-i tabi1n neslinden itibaren ise is-
nadlar kollara ayrılmaktadır. Schacht'a göre bu·nesilde isnadların kendisinden
kollara ayrıldığı kimse müşterek ravidir. Her iki oryantaliste göre hadisin me-
tin ve isnadından müşterek ravi sortJ?lludur. Onlara göre isnadlar müşterek
raviye kadar Hz. Peygambe~'in sözünün sadece bir sahab1 tarafından ve bu
sahab1den de yalnız bir tabu tarafından nakledilmesi şeklindedir. Hadis lite-

94 Goldziher, a.g.e., II, 43-44; Schacht, Origim, s. 3. Yöntem hakkında bk. Hıdır, "Şai:kiyatçıların
Hadisi Tarihlendirme Metotları", s. 99-103.
95 Yöntemin eleştirisi hakkında bk. Yücel1 Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 181-184.
96 Schacht, Origim, s. 4, 5, 163. Schacht'ın hadislerle ilgili görüşlerinin özeti için bk. Schacht,
"Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi" (çev. İshak Emin Aktepe), Hadis Tetkikleri Dergisi, V, sy.
2, yıl: 2007, s. 135-144. .
97 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşfısı, s. 20; a.mlf., "Erken Dönem Hadis Literatüründen
Hareketle İlk Fııkaha Hakkınd'.1 Bazı Mülahazalar" (çe~. Rahile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi,
2009/1, s. 126-130.
ff Hadis ve Sünnet
572

~atüründe binlerce hadis bu şekildedir. 98 Görüldüğü gibi Schacht ve Juynboll,


hadislerin kendisinden kollara ayrıldığı müşterek raviyi tespit etmek suretiyle
hadislerin ortaya çıkrığı tarihin belirleneceği görüşündedirler. 99

3. Kaynak Esaslı Yöntem


Schacht ve Juynboll, herhangi bir hadisin ortaya çıkış tarihinin tespi-
tinde, ilk defa geçtiği kaynağın da belirleyici olacağını iddia etmişlerdir. Bu
anlayışa göre ekoller arasında tartışılan bir konuda herhangi bir hadis delil
olarak kullanılmıyorsa bu, söz konusu dönemde konuyla ilgili hadisin hen_üz
tedavüle sokulmadığını gösterir. Schacht bu durumu, "Bir hadisin belirli bir
dönemde mevcut olmadığını ispatlamanın en iyi yolu, kendisine başvurmanın
zorunluluk arz edeceği bir tartışmada hukuk! bir delil olarak kullanılmadığını
göstermektir; eğer mevcut olsaydı mutlili kullanılırdı" şeklinde ifade etmek-
tedir. Başka bir ifadeyle bir hadis mutlaka bulunması gereken bir eserde yoksa,
o halde bu hadis söz konusu eserin telif edildiği zamanda da mevcut değildir. ıoo
Bu yöntem, konunun tartışıldığı dönemin kaynaklarında ilgili hadisin
bulunmadığını ifade etmek üzere e silentio (sessizlik, sükfıt) delili olarak isim-
lendirilmektedir. Bu yönteme göre, bir zamanlar hukuk! bir tartışmada eğer
ilgili hadise müracaat edilmemişken, daha sonra gelen bir alim fıkhl istidla-
linde hadisten istifade ettiyse, söz konusu hadis bu iki ~ arasındaki zaman
diliminde uydurulmuş olmalıdır. <Schacht bu yöntemi, sadece hukuki hadis-
ler değil, itikadı hadisler hakkında da kullanmıştır. Nitekim Schacht, Ha-
san el-Basrl'nin Halife Abdülmelik'e kader ile ilgili görüşünü yazdığı risalede
ayetlerden söz edip herhangi bir hadis zikretmemesinden hareketle,. konuyla
ilgili hadislerin bu risaleden sonra, hicri II. yüzyılın ilk yıllarında ortaya çıktığı
sonucuna varmaktadır. 101
Juynboll'a göre, kitap sahibi hadis alimleri kendilerinden öncekilerin eser-
lerinde bulunan bütün hadisleri kitaplarına almaktadırlar: Bu durun:lda önceki
alimlerin eserlerinde yer almayıp sonraki hadis kitaplarında bulunan hadisler

98 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri",s. 109; Berg, The
. Development of Exegesis in Early Islam, s. 31.
99 Müşterek ravi örnekleri için bk. Schacht, Origiııs, s. 172-175.
100 Schacht, Origins, s. 140-141; Berg, The Development ofExegesis in Early Islam, s. 14.
101 Schacht, Origins, s. 74, 141-149, 230.
Hadisleri Anlamada Yerelliklfarihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
573

e silentio (sük:Ut) yöntemi gereğince daha sonra ortaya atılmıştır. 102 Juynboll,
bu yöntemi kullanarak İbn Sa'd'ın (ö. 230/845) et-Tabak.atü'l-kübra, Kindi'nin
(ö. 350/961) Kitabü'l-Vülat ve'l-kudat ve İbnu'l-Cevzi'nin (ö. 597/1201) Sıfa­
tü's-safoe eserlerinde bulunmadığı için Nafı"in tarihi bir şahsiyet olmadığını
iddia etmiştir. Böylece o, Nafi' kanalıyla gelen hadislere güvenilemeyeceğini
söyler. 103
Motzki'ye göre hadisleri sadece kaynağını esas alarak tarihlendirme, söz
konlısu yöntemlerin en hatalısıdır. Zira bir hadisin ilkgöründüğü eserden ön-
~eki zamanda bulunmadığını e-silentio delili ile iddia eden bir tarihlendirme,
belirsiz ve oldukça geç tarihe, eğilimlidir. Belirli bir hadisin sadece isnadını
ve müşterek dvi olgusunu araştırmayı esas alaıt. tarihlendirme, isnad analizi
sonuçlarını metin varyantlarının incelenmesi yoluyla test eden tarihlendirme-
den daha az güvenilirdir. Bu, isnadla birlikte metin analizinin herhangi bir
problem ortaya çıkarmadığı anlamına gelmez. O da problemler ortaya çıkarır.
Netice itibariyle "tarihlendirme" yapılacaksa, bir hadisin tarihlendirmesinin
güvenilir olup olmadığı, sadece kullanılan metotlara değil, aynı zamanda sözü
edilen yöntemleri kullanan kimsenin İslam'ın erken dönemi hakkında önce-
den oluşturduğu telakkilerine de dayanmaktadır. 104

4. İsnad ve Metin Esaslı Yöntem


Bu yöntemde isnadla varılan sonuçların metinden elde edilenle test edil-
me~i, böylece daha isabetli neticelere ulaşılması amaçlanmaktadır. Yöntem,
bir hadisin farklı tarikleri ile metinlerµün bir araya getirilmesi ve aralarındaki
. ilişkinin tespiti suretiyle gerç~kleştirilir: Söz konusu hadisin farklı tarikleri ile
metinleri arasında karşılıklı bir ilişki tespit edilirse, müşterek dvinin naklet-
tiği orijinal metinle ve müşterek dviden sonraki rivayet esnasında meydana
gelen değişikliklerden sorumlu kişiye ilişkin sonuçlar elde edilmiş olur. Bu

102 J uynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşan, s. 129-130.


103 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadls Literatüründeki Yeri", s. 110-116.
Kaynak esaslı yöntem hakkında ayrıca bk'. Hıdır, "Şarkiyatçıların Hadisi Tarihlendirme Metotları",
s. 104-107.
104 Motzki, Hadis Tarihlendi'"!fle Metot/an, s. 126-127. Kaynak esaslı yöntemin eleştirisi için bk.
Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 194-196; Kızıl, Miişterek Ritvi Teorisi ve Tenkidi,
s. 113-127; Kuzudişli, "Hadith ofMan Kadhaba 'Aleyye and arguentum e Silentio (Men Kezebe
'Aleyye hadisi ve e Silentio Delili)", Hadis Tetkikleri Dergisi, 2007, V/2, s. 47-71.
ff Hadis ve Sünnet
574

. .

yönteme göre metinlerde geçen tekrarlar ile sonraki dönemlere ait tartışma-
ların izinin metinlerde bulunmaması, ilgili versiyonun erken tarihli olduğuna
işaretetmektedir. Metinlerde tespit edilen detay bilgilerin ise ilgili versiyonun
geç tarihli olduğuna delalet ettiği kabul edilir. Bu hususta "doktrinlerin geli-
şiminde daha sonraki bir aşamaya işaret eden hadisler geç tarihlidir" prensibi
esas alınmaktadır.
Motzki isnad ve metin esaslı tespit metoduyla hadislerin en erken birinci
asrın ikinci yarısı veya ikinci asrın ilk yarısına tarihlendirilebileceği sonucuna
varmıştır. Dolayısıyla bu yöntemle de hadislerin Hz. Peygamber'e aidiyeti so-
nucuna ulaşılmamaktadır. 105 Ayrıca Motzki isnadla birlikte metin analizinin
herhangi bir problem ortaya çıkarmadığı anlamına gelmediğini ve bu yönte-
min de problemlerinin bulı:ınduğunu ifade etmiştir. 106

C. R.avilerle İlgili Görüşleri


Oryantalistler, genel olarak raviler ve başta sahabe olmak üzere hadis il-
minde önde g~len bazı raviler hakkında müstakil araştırmalar yaparak Müslü-
manlardan farklı görüşler ileri sürmüş ve birtakım iddialarda bulunmuşlardır.

1. Rlivilerin Uydurma/Hayali Kişiler Olduğu Görüşü

Juynboll, Müslümanların isnadları tamamlamak amacıyla ravi uydurduk-


larını, dolayısıyla isnadlarda yer alan birçok ravinin gerçek değil hayal! kişiler
olduğunu iddia-etmiştir. o, "Çoğu zaman bu raviler tarihi şahsiyetler değil­
dir", 107
"İbn Slcln hariç genel olarak Basralı tabilnin şaşırtıcı özellikleri şudur:
Hadis rivayeti söz konusu olduğunda hepsi oldukça tartışmalı şahsiyetlerdir", 108
"Tehzlb ve diğer rical kitaplarında muhtemelen yüzlerce uydurma ravinin bu-
lunduğu gerçeği" 109 şeklindeki açıklamalarıyla rical ka)tnaklarındaki yüzlerce
ravinin gerçek kişiler olmadığını ileri sürmektedir. Ona göre bu qurum is-
nadlardaki boşlukları doldurma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. "Peygamber

105 Kuzudişli, "Hadis Araştırmalarında Oryantalist Gelenek ve Motzki", s. 43


106 Motzki, Hadis Tarihlendirme Metot/an, s. 126-127. .
107 Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 77.
108 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 85.
109 Juynboll, a.g.e., s. 200.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
575

devrinde yerleşmiş ve uygulanmış bir fiili gündeme getirmek isteyenler ile geç-
mişle kendi dönemleri arasındaki zaman boşluğuna raviler zinciri ihdas ederek
köprü kurmayı amaçlayanlar güvenilir ravileri bulma problemi ile karşı karşıya
gelc;liler"110 ve "Gerçek kişiler olan babalara, olmayan oğullar icadı, hem Malik
hem de hadisçi arkadaşlarının isnad zincirlerinin tamamında oldukça sıkça
gözlemlenen bir olgudur" 111 diyerek hadis alimlerinin isnadları tamamlamak
amacıyla gerçekte olmayan raviler icat ettikleri iddiasında bulunmakta, rical
kaynaklarında bu durumun oldukça yaygın olduğunu_ ileri sürmektedir. Nite-
. kim o, İbn Hacer'in Tehzibü't-Tehzib isimli eserindeki ravilerle ilgili, "Tüni bu
hoca ve öğrencilerin hakikaten gerçek kişiler olup olmadığına cevap vermek
zordur" 112 açıklamasıyla rical kaynaklarındaki ravilerin önemli ölçüde uydurma
olduğu görüşünü dile getirmektedir. "
Juynboll'a göre, Hafs b. Ömer gibi rical kaynaklarında yer alan, ismi ve
baba adı aynı ravilerden sadece birisi gerçektir. Diğerleri ise onun şöhreti ve
dolayısıyla dokunulmazlığı sebebiyle ortaya atılmış sahte adaşlarıdır. Dolayı­
sıyla böyle bir durumdaki rical kitapları bunun örnekleriyle doludur; bunlar-
dan en tanınmışı gerçek, diğerleri onun şöhretinden istifade etmek amacıyla
uydurulmuş hayali kimselerdir. Ona göre, bu olgu o kadar çok sıklıkla gö-
rülmektedir ki, bir model olarak bile değerlendirilebilir. 113 Bu açıklamasıyla
Juynboll, ismi ve baba adı aynı olan ravilerden sadece birinin gerçek, diğerle­
rinin onun şöhretini istismar ederek uydurulmuş hayali ~şiler olduğunu ileri
sürmektedir. Başka bir ifadeyle rical kitaplarındaki hayali. kişilerin en belirgin
özelliklerinin, isimleri ve baba adlarının aynılığı olduğunu ifade etmektedir. 114
\

2. Sahabenin Adaletiyle İlgili Görüşleri


EbU Hureyre, Hz. Aişe ve Abdullah b. Abbas gibi çok hadis rivayetiy-
le tanınan sahabüer. hakkında eleştiri yapan ilk oryantalistin Aloys Spren-
ger (ö. 1893) olduğu bilinm~k:i:edir. Daha sonra G,olcl.ziher, Leone Caetani

110 Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun'İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 94.


111 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 173.
112 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İıışfısı, s. 143/dp. 58.
113 Juynboll,Hadis Tarihinin Yeııidenİıışfısı,s.176-177, 178-179.
114 Ravilerin uydurma/hayali kişiler olduğu iddiasının eleşririsi için bk. Yücel, Oryantalist Hadis
Anlayışı ve Eleştirisi, s. 109-115.
f f Hadis ve Sünnet
576

gibi oryantalistler onu takip etmiştir. Sprenger, Ebı1 Hureyre'nin dine hizmet
· amacıyla hadis uydurduğunu, Hz. Aişe'nin rivayetlerine güvenilemeyeceğini
ifade etmiş, Abdullah b. Abbas'ı da Kur'an ayetleriyle ilgili yorumları sebe-
biyle eleştirmiştir. 115 Goldziher, sahabenin, vefatından sonra Peygamberi ruha
uygun olduğunu düşündükleri, Hz. Peygamber adına nakletmekte bir sakınca
olmadığına inandıkları veya faydasına kani oldukları bazı yararlı sözleri onun
adına uydurduklarını ve hadislere ilavede bulunduklarını iddia etmektedir. 116

3. Nlifi' ve Zühri Hakkındaki Görüşler


Juynboll'e göre hadis literatüründe Nafi' kadar sık karşılaşılan ancak ha-
ya~ hikayesi on~ki kadar relişkili ve az bilinen sadece birkaç kişi vardır. İbn
Sa'd'ın et-Tabak.atında otuz dört sayfalık İbn Ömer tercemesinde Nafi' ismi-
nin sıkça ziktedilmesine rağmen 117 okuyucuda gerçekten -y:aşamış birisinden
bahsedildiği izlenimi pek uyanmamaktadır. 118 Onun doğınn tari}tl bile bilin-
memektedir.119
Juynboll, Nafl'in Ömer b. Abdülaziz tarafından Mısır'a sünneti öğretmek·
için gönderildiğini, ancak bu iddiayı teyit edecek ilk kaynak olan (Ebı1 Ömer
Muhammed b. Yusuf) el-Kindfnin (ö. 350/961) Kitabü'l-Vülat ve'l-kudatın­
da, İbn Sa'd'ın et-Tabakô.t'ı ile İbnu'l-Cevzf{\in Safoetü's-'safve'sinde onun adı­
nın geçmediğini iddia etmektedir. Ona göre İbn Hacer'in Tehzfb'te Nafi' ile
ilgili İbn Sa'd'dan yaptığı alıntılar da sorgulanmalıdır. 120 DolayısıylaJuynboll'a
göre Nafı"in tarihl-bir kişi olduğli tartışmalıdır.
Goldziher Zühri'yi Emev! yöneticilerinin emriyle uydurma hadisler yaz-
makla, Emev!ler lehine hadis uydurmakla121 itham etmektedir. Juynboll, daha
da ileri giderek Zührfnin kimliğinin tespit edilemediği iddiasında bulunur.

115 Efendioğlu, Sahabeye Yöııeltilen Tenkitler, s. 191 - 195; a.m!E, "Sahabe", DİA, XXXV, 497.
116 Goldziher, ı'vfııslim Stııdies, II, 18; a. m!E, İslam Kiiltürü Araştımıalan (çev. Cihad:Tunç-Meh-
meçl Said Hatiboğlu), s. II, ·
117 İbn Sa'd, et-Tabakiit (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1968, ıv, 142-188.
118 Juynboll, "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve· Onun Hadis Literatüründeki Yer(, s. 110,
112.·
119 Juynboll, a.g.m., s. 110. ,
120 Juynboll, a.g.m., s. 110-111.
121 Zühri hakkında geniş bilgi için bk. Koçyiğit, "İbn Şihab ez-Zühri", Ankara Üııiversitesi İlahiyat
Fakiiltesi Dergisi, s. 51-84.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
577

O, hadis tarihinde 120 Zühri tespit ettiğini belirttikten sonra bunların ger-
çek olanı ile sahtesini birbirinden ayırt etmenin im.kfuısız olduğunu ifade et-
mektedir.122 Juynboll, bu iddiasını ispat etmek üzere önce H3.şim b. H3.şim
ez-Zühri'nin (ö. 144/761) Ahmed b. Beşir el-KAfi'nin şeyhi olduğu tespiti-
ni yapmakta, 123 daha sonra ismi zikredilmeden "Zührl' nisbesiyle anılanları
meçhUl olarak nitelemektedir. 124

D. Rical Kitaplarıyla İlgili Görüşleri


Batılı araştırmacılaragöre, raviler hakkındaki biyografilerin Müslümanlar
tarafından hazırlanmış olması sebebiyle isnad zincirinin güvenilirliğinin bu
kaynakları esas alarak tespit edilmesi imkansızdır. 125 Goldziher' e göre, · her-
hangi bir ravi hakkında doğru karar verebilmek mümkün gözükmemektedir. 126
Schacht ve Juynboll hadislerin ortaya çıktığı tarihi tespitte isnad merkezli bir
yöntemin belirleyici olabileceğini ileri sürseler de raviler hakkında bilgi veren
rical kaynaklarının güvenilirliği konusunda olumsuz bir yaklaşımı benimse-
mişlerdir. Rical kaynaklarının güvenilirliği hususuyla özel olarak ilgilenen
Juynboll, rical eserlerinin sahte isimler deposu olduğunu iddia etmektedir. 127
Nitekim J uynboll "Tehzfh ve diğer rical kitaplarında muhtemelen yüzlerce uy-
- durma ravinin bulunduğu' gerçeği", 128 "Tüm bu hoca ve öğrencilerin hakikaten
gerçek kişiler olup olmadığına cevap vermek zordur", 129 "Esasında pek çok du-
rumda bu raviler de tarihi şahsiyetler olmayabilir. Hoca-talebe ilişkisini ifade
eden bilgiler, kendilerine kadar ulaştığı tahmin edilen belirli rivayetlerin tarik
sayısını artırmak amacıyla yeni isnadl~ ihdas eden daha sonraki hadis müdev-
vinlerinin uydurmalarıdır" 13~ şeklindeki açıklamalarıyla rical kaynaklarındaki
yüzlerce ravinin gerçek kişiler olmadığını belirtmektedir. 131

122 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşt1sı, s.190, 197.


123 İbn Hacer, Tehzib, I, l8.
124 Nafi' ve Zührl hakkındaki iddiaların eleştirisi için bk. Yücel,Dryantalist Hadis Anlayışı ve Eleş-
tirisi, s. 135-137, 138-143. .
125 Motzki, Batıda Hadis Çalışmalannm Tarihi Seyri, s. 152-153.
126 Goldziher, Mııslinı Stııdies, II, 143-144.'
127 Motzki, Origins, s. 8, 36, 49.
128 Juynboll, Hadis Tarihinin. Yen iden İnşt1sı, s. 176-177, 178-179, 200.
129 Juynboll, a.g.e., s. 143/dp. 58.
130 Juynboll, "İlk Devir İslam Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 77-78.
131 Juynboll, a.g.e., s. 200. .
f f Hadis ve Sünnet
578

Juynboll, "İbn Hacer, tartışmalı fakat genel olarak meşhur bir raviyle ilgili
·alıntıları seçerken, cerh edici olarak anlaşılabilecek olanları zikretmemek için
özel bir çaba sarfetmektedir; oysa aynı kişiyle ilgili cerh edici değerlendirmeler
başka birinin tercemesinde karşısına çıktığında böyle bir çaba göstermemek-
tedir. Bu husus birçok örnek açısından geçerlidir. Genellikle aleyhteki malze-
meyi zikretmeyip övgülü olanlarla yetinmektedir"132 şeklindeki açıklamasıyla
İbn Hacer'in önemli raviler hakkında verilen cerh-ta'dll kararlarında subjektif
davrandığını iddia etmektedir.

Herbert Berg de rical literatürünün isnad uydurma faaliyetinin bir ürünü


olduğunu iddia etmiştir. 133 Ayrıca Berg'e göre 134 rical kaynaklarındaki bilgi!e-
rin objektif olmaması, bu kaynakların şüphe taşıyan bilgiler ihtiva etmesi de
kaynak olarak kullanılmalarının önündeki engeldir. 135

E. Hadis Kaynaklarının Güveı:illir Hadis İhtiva Etmediği Görüşü


Hadis kaynaklarının güvenilirliği, başka bir ifadeyle ihtiva ettilPeri ha-
dislerin kaynağına aidiyeti konusunda oryantalistlerin temel yaklaşımı olum-
suzdur. Oryantalistlere göre hadis kaynaklarında y~r alan hadisler hicri ikinci
asırda ortaya çıkarılmıştır, dolayısıyla onların Hz. Peygamber'le bir ilişkisi bu-
lunmamaktadır.

Goldziher'e göre geniş hadis malzemesi~den güven duyulabilecek ve Hz.


Peygamber'e veya sahabllerine doğru olarak isnad. edilebileGek bir parçayı bul-
mak hemen heme!1 imk:ansızdır.·Hadis malzemesi itikadı ve fikhl mezhep~
lerin .çeşitli ve çoğunlukla birbiriyle çelişik görüşlerine paralellik gösterdiği
ve onları yansıttığı için, Hz. Peygamber'in kendi öğretisi ve davranışının bir
kaynağı olarak hicri üçüncü asırdaki hadis kaynakları genellikle güvenilir ol-
maktan uzak sayılmalıdır. 136 Dolayısıyla hadis literatürünün, İslam'ın ilk iki
yüzyıldaki dinsel, tarihsel ve sosyal gelişiminin bir sonucu olarak mütalaa
edilmesi gerekmektedir. 137

132 Jııynboll, a.g.e., s. 218.


133 Berg, The Development ~f Exegesis in Early Islam, s. 26, 137.
134 Berg, a.g.e., s. 136, 137.
135 Oryantalistlerin ricil kitapları hakkındaki görüşlerinin eleştirisjiçin bk. Yücel, Oryantalist Ha-
dis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 117-127; Kızıl, "Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana-
Eğtlirnler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar", Hadis ve Siyer Araştırmalan, s. 208-216.
136 Goldziher, a.g.e., II, 18-19. Ayrıca bk. Fazlur Rahman, İslam, s. 53:
137 Goldziher, a.g.e., II, 19; Schacht,. Origins, s. 3-5; Jııynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartıjmalan, s. 9.
Hadisleri Anlamada Yerellikfrarihsellik ve Evrensellik Vurgulan f f
579

Goldziher, Batı'da uzun süre Kütüb-i Sitte ile Buhar! ve Müslim'in


Sahlh'leri hakkında Müslümanların verdikleri bilgilere güvenildiğine, ancak
bunun yanlış olduğuna da işaret etmektedir. Ona göre, Müslümanların söz
konusu anlayışı önceleri yeteri kadar incelenmemişti. Halbuki Müslümanların
bakış açısı modern tarih biliminin kendilerine sunulan kaynaklara uyguladığı
eleştirel metotla örtüşmemektedir. Batılılar uzun zaman bu kaynaklara güve-
nirken söz konusu sebeple kendisi buna karşı çıkmaktaydı. 138
Schacht'a göre de hukukla ilgili merfü' hadisler daha sonraki bir tarihte
formüle edilmiş hukuk! bir doktrinin sahte bir ifadesi olarak kabul edilmeli-
dir.139 Hukuk! hadislerin önemli bir kısmı hicd ikinci asrın ortalarına doğru
ortaya çıkmıştır. 140 Klasik eserlerdeki hadislerin büyük çoğunluğu ise Şafü'den
sonraki bir zamanda tedavüle çıkarılmıştır. 141 ,.
Juynboll, konuyla ilgili Goldziher ve Schacht'ın görüşlerini naklederek on-
lara katıldığını belirtmektedir. "Goldziher ve Schacht'ın bulguları, hadis lite-
ratürünün büyük kısmının, onun sözde kaynaklarına (Peygamber, sahabe veya
daha sonrakilere bile) atfının sahihliğini gerçekten inkar anlamını taşımakta­
dır"142 şeklindeki açıklamasıyla, konuyla ilgili Goldziher ve Schacht' ın vardığı
sonuçları benimsediğini ve esas aldığını belirtmektedir. Ayrıca ona göre, Kü-
tüb-i Sitte'deki hadislerin çoğunluğu tek ravili rivayet zincirine sahip isnadlarla
- desteklenmektedir. 143 O, '"Ferd hadisleri de içine alan isnad tarikleri meşhur
sahih hadis koleksiyonlarında ve diğer hadis eserlerinde çokça yer alsa bile,
bu tariklerin tarihen gerçek olduğu garantisini vermez. Bilakis tarihl geçerlili-
ği olmadığını gösterir" 144 demek suretiyle söz konusu eserlerdeki rivayetlerin,
müelliflerinin veya onların hocalarınuı. uydurması olduğunu ifade etmektedir. 145

138 Ak,,oiirı, GoLlziher ve.Hadis, s.162 (Goklziher, "Die Religion des Islaın", s. lOl'den naklen).
139 Schacht, Origins, s. 149.
140 Schacht, a.g.e., s. 140-141, 149; Juynboll, Modern Mısır'da Hadis Tartışma/an, s. 10; a.mlf., "Er-
ken Dönem Hadis Üreratüründen Hareketle İlk Fukaha Hakkında Bazı Mülahazalar", (çev. Ra-
hile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi, 2009/1, s. 123-124. Schacht'a göre bizzat Peygamber'den
gelen sünnetler hicri II. yüzyılın ortalarına doğru muhaddisler tarafından piyasaya sürülmüştür
(Schacht, Origins, s. 138; a.mlf.,İslôm Hııkııkıma Giriş, s~ 45).
141 Schacht, Origiııs, s. 4-5.Juynboll, Modimı Mısır'da Hadis Tartışma/an, s.10; Berg, The Develop-
ment of Exegesis in Early Islam, s.13-14.
142 Juynboll,a.g.e.,s.20. .
143 Juynboll, "İlk Devrr İslrun Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemleri", s. 74.
144 Juynboll, a.g.m., s. 74.
145 Juynboll, "Hadis İlmindeki Kiİni Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi", s. 144.
ff Hadis ve Sünnet
580

Wensinck'in, "Kanonik koleksiyonlarda bulunan materyal yığınının çoğu,


son şeklini III. (IX.) yüzyılın ortalarında alınış olsa da, II. (VIII.) asrın ba-
şından daha geriye gitmeyen bir dönemi kapsar" 146 açıklaması da temel hadis
kaynaklarındaki rivayetlerin hicri ikinci asırdan sonra oluşturulduğunu, dola-
yısıyla güvenilir olarak nitelenemeyeceğini ifade etmektedir. 147

F. Hadis Metinlerinin Mükeınınelleştirildiği Görüşü


Oryantalistlerin temel hadis kaynaklarına yönelik eleştirilerinden biri,
bu eserlerde yer alan hadis metinlerinin, hicri ikinci asırdaki metinlerin mü_-
kemmelleştirilmiş hali olduğu iddiasıdır. Nitekim Schacht, ilk dönemde Hz.
Peygamber ve diğerlerine isnad edip kanıt olarak ileri sürülen bilgilerin hepsi-
nin genelde kısa ve tek cümle şeklinde olduğunu ifade etmektedir. 148 O, önce
· mevcut olmayan hadislerin daha sonraki devirlerde ortaya çıktığı ve dolayısıyla
uydurulduğu ya da sonraki metinlerin öncekilerden daha tam ve bu nedenle de
sonraki metinlerin tahrif edilmek suretiyle genişletilmiş hali oldtiğu.görüşün­
dedir.149 Juynboll da, "bir metin ne kadar detaylı ise onun tedavüle girmesi de
o kadar geç bir tarihtedir" 150 şeklindeki açıklamasıyla hadis metinlerinin tarihi
süreçte geliştirildiğini ve uzun metinlerin geç tarihli olduğunu ifade etmek-
tedir. Kısaca oryantalistler hadis metinlerinin' süreç içerisinde geliştirildiğini
ve uzun metinlerin daha sonraki bir tarihe ait olduğunu iddia etmektedirler.
Dolayısıyla Schacht ye Juynboll'a göre temel hadis kaynaklarında bulunan ha-
disler süreç ·içerisinde geliştirilmiş metinlerdir ve bunların nispet edildikleri
kaynağa aidiyetleri tartışmalıdır.

Hadis metinlerinin mükemmelleştirildiği iddiası; Batı'da İncillerin ta-


rihlendirilmesiyle ilgili geliştirilen "uzun metin daha sonra tarihlidir, metin
farkları konusunda kısa olan tercih edilir" 151 prensibini hadislere uygulama

146 Schacht, "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi", s~ 140.


147 Hadis kaynaklarına güven:ilemeyeceği görüşünün eleştirisi için bk.Yücel, Oryantalist Hadis An-
layışı ve Eleştirisi, s. 158-160.
148 Schacht, Origins, s. 3.
149 Schacht, a.g.e., s. 180.
150 Juynboll, "İsnad Analiz Metotları", s. 80.
151 Sözü edilen prensibin Batı'da on beş metin tenkidi kuralının en önemlisi olduğuna dair bk.
Polat, Metin Tenkidi, s. 74-75.
Hadisleri Anlamada Yerellik!I'arihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
581

anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışı benimseyen oryantalistlere. göre


özellikle İmam Şafü'nin merfil' hadisin ön plana çıkarılması hakkındaki gay-
retleri sonucu merfil' hadisler daha mükemmel hale getirilmiştir. 152

G. Hadis Kitaplarının Binlerce Hadisten Seçilmiş Az Sayıda


Hadis İhtiva Ettiği Görüşü
Binlerce hadisten seçilmiş az sayıda hadis ihtiva etmeleri sebebiyle hadis
kitaplarına güvenilemeyeceği de oryantalistlerin iddialarından biridir. Goldzi-
her, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inin 750.000 hadisten seçilerek telif edil-
diğini kabul etmemekte ve bunun abartı geleneğinden kaynaklandığını ifade
etmektedir. 153 Buharl'nin el-Camius-sahl'h'inin 600.000 hadisten seçilmiş 4000
hadis ihtiva etmesi de oryantalistlerin hadis kitaplarına· güvenilemeyeceğiyle
ilgili iddialarından biridir. 154 Aynı husus hadis alimlerinin bildiği hadis sayı­
sıyla ilgili olarak da gündeme getirilmektedir. Nitekim Juynboll, kaynaklarda
hadis alimlerinin bildikleri hadislerin sayısı ile ilgili zikredilen rakamları hayali
olarak nitelemektedir. 155
Bu yanlış anlayışın temel sebebinin söz konusu rakamların delaletleri
hakkındaki bilgisizlik olduğu anlaşılmaktadır. Zira gerek hadis alimlerinin
'
eserlerine ne kadar hadisten seçme yaptığını ifade eden gerekse hadis alimle-
rinin bildiği hadis sayısından söz eden rakamların hadis metniyle ilgili olduğu
düşünülmektedir. Ehli tarafından bilindiği üzere sözü edilen rakamlar hadis
metinleriyle değil isnadlarla ilgilidir. 156

152 Oryantalistlerin hadis metinlerinin rnükernrnelleştirildiği hakkındaki görüşlerinin eleştirisi için


bk. Yücel, Oryantaİist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 167-171.
153 Akgün, Goldziher ve Hadis, s. 234 (Goldziher, "Neue Materialien zur Litterarur des Ueberliefe-
rungswesens bei den Muhamrnedanern", s. 477'den naklen).
154 Gustav Weil'in iddiası için bk. Akgün, Goldziher ve Hadis, s. 22 (Gustav Weil, Geschichte der
Chalifen, Mannheim 1848, II, 290-291'den naklen); Kırbaşoğlu, Alternatif Hadis Metodolojisi,
s. 389. Hicri üçüncü asır hadis alimlerinin bildikleri hadis sayısı ve eserlerini ne kadar hadisten
seçerek telif ettikleri h~da bk. Karataş, Hadislerin Sayısı ve Artması, s. 18-19.
155 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşôsı, s. 23.
156 Oryantalistlerin hadis kitaplarının binlerce hadisten seçilmiş az sayıda hadis ihtiva ettiği hakkın­
daki görüşlerinin eleştirisi içiİı bk. Yücel, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 172-174.
ff Hadis ve Sünnet
582

·İ. Metin Tenkidi Yapılmadığı Görüşü


Oryantalistlerin temel hadis kaynaklarına yönelik eleştirilerinden biri, bu
eserlerde yer alan hadislerin metin tenkitlerinin yapılmadığı iddiasıdır. Nite-
kim Goldziher, Müslümanların hadislerin sıhhatini tespitte isnadı esas alıp
metni ihmal ettiklerini ileri sürmektedir. Ona göre herhangi bir Müslümanın,
metni akla veya tarihi bilgiye aykırı olan bir hadisin isnadının sahih olduğun­
dan şüphe ettiğini söylemesi mümkün değildir. Müslüman münekkitlere göre
hadisin sahih olması için tarih! bilgiye aykırı olsa bile isnadın sahih olması
yeterlidir. Bu yaklaşım geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam etmekte-
dir.157 Kısaca Goldziher, kaynağına aidiyetini tespitte Müslümanlar için hadisi
nakleden ravilerin güvenilirliğinin esas olduğu, onlar için metnin önem arz
etmediği, hadisin sahih olup olmadığının ravilerle belirlendiği görüşündedir. 158
Schacht'a göre de İslam ilimleri hadisin kaynağına aidiyet~hususunda tama-
men isnadı esas almakta, dolayısıyla şekilci bir yaklaşımı benimse.mektedir. 159
Söz konusu açıklamalar oryantalistlere göre metin tenkidi yapılmadı~ için
hadis kaynaklarındaki metinlere güvenilemeyeceği anlamına da gelmektedir.
Oryantalistlerin söz konusu ettiği metin tenkidi, hadislerin muhtevası­
nın özellikle akıl ve tarihi bilgiler esas alınarak değerlendirilmesidir. 16° Ca-
etani'nin "Hadislerin metinlerinin tenkit edilebileceğini kabul etmek, iman
ve akfild kapılarını tahripkar akıl ve mantığa açık bulundurmak olurdu".ve
"Hadis alimlerinin araştırmaları sadece. isnadlar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Hadislerin metinleri ·ise hiç araşt~ılmaz" şeklindeki açıklamaları bu d\lruffiu
teyit etmektedir. Caetani ayrıca Müslümanların tenkit zihniyetine sahip ol-
madıklarına vurgu yapmaktadır. Ancak sözü edilen oryantalistlerin genelde
Müslümanlar özellikle de hadis ilmiyle ilgili ortaya attıkları bu iddialar tarihi
gerçeklerle örtüşmemektedir. Başka bir ifadeyle tarihi bilgiler esas alındığında
oryantalistlerin sözü edilen yaklaşımının isabetli olmadığı görülmektedir. 161

157 Goldziher, Mııslim Stııdies, IT, 141.


158 Goldziher, a.g.e., II, 134 ..
159 Schacht, Origins, s. 3-4.
160 Metin tenkidi kavramının fiırklı kullanımları ve hadis ilminde kullanılan metin tenkidi-tabirinin
"Hadiste Muhteva/İçerik J:enkidi" şeklinde kullanılmasının daha isabetİi olduğuna dair bk:. Polat,
Metin Tenkidi, s. 23-25, 294.
161 Oryantalistlerin metin tenkidi yapılmadığı görüşlerinin eleştirisi için bk:. Yücel, Oryantalist Ha-
dis Anlayışı ve Eleştirisi, s. 162-166; Kızıl, "Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana
ve
Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar", Hadis Siyer Araştımıalan, s. 203-208.
Hadisle1:İ Anlamada Yerellik!I'arihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
583

III. Oryantalist Hadis Literatürü


Son dönemde yapılan- bir araştırmaya göre oryantalistler tarafından kitap,
makale, tercüme, neşir, editör çalışma, kitap tanıtımı, seçme hadis metni ve an-
siklopedi maddesi olmak üzere toplam 1954 çalışma yapıldığı tespit edilmiştir. 162
Bunlardan Ignaz Goldziher, J oseph Schacht, Gautier Hendrik Albert Juynboll
ve oryantalist yaklaşıma eleştirileriyle tanınan Harald Motzki'nin çalışmaları
Batı'da hadis alanında araştırma yapanların en çok müracaat ettikleri kaynak-
ların başında gelmektedir. Zira bunlar, oryantalist hadis anlayışını oluşturan,
oryantalist hadis kavramları geliştiren veya bunları değerlendiren çalışmalardır. 163
Goldziher'in temel çalışması, S. M. Stern ve C. R. Barber tarafından
Muslim Studies 164 adıyla İngilizceye tercüme edilen Muhammedanische Studien
(İslam Araştırmaları) 165 isimli eseridir. Eser İngilizce, Fransızca, Rusça, Arap-
ça ve Türkçe 166 olmak üzere farklı dillere tercüme edilmiştir. 167 Eserin ikinci
cildi hadis ilmiyle ilgilidir. Joseph Schacht hadis anlayışını önemli ölçüde The
Origins ofMuhammadan ]urisprudence (İslam Hukukunun Kökenleri) 168 isimli
eserinde ortaya koymuştur. Gautier Hendrik Albert Juynboll hadis analayışını
önemli ölçüde Muslim Tradition-Studies in Chronology Provenance and Aut-
horship ofEarly Hadith (Hadis: İlk Dönemde Hadisin Ortaya Çıkış Kronolojisi
ve Sorumlusu Hakkında' Araştırma) 169 isimli eserinde ortaya koymuştur.
Hadislere temel yaklaşımı aynı olmakla birlikte Alman oryantalist Harald
Motzki çalışmalarında özellikle Schact ve J uynboll'un göf-üşlerini ve genel ola-
rak oryantalistlerin kullandıkları yöntemleri eleştirmektedir. Harald Motzki
hadis anlayışını önemli ölçüde Die ,ı4nfange der islamischen ]urisprudenz: Ihre

162 Yücel, Oryantalist Hadis Literatarii, s. 279.


163 Oryantalist hadis alanında yaptıkları çalışmalar hakkında bk. Yücel, Oryantalist Hadis Literatii-
rii, İstanbul 2016.
164 İlk baskısı 1890 yılinda Halle'de yapılan eser, 1961 tarihinde Hildesheirn'de tekrar yayımlanmıştır.
165 Eser 1967 tarihinde London'da yayımlanmıştır. _ _ -- _
166 Eser Cihad Tunç ve Mehmet S. Hatiboğlu tarafından İsİam Kültarii Araştırmal~n başlığıyla
2019 yılında Ankara'da yayımlanmıştır.
167 -Eserin söz konusu dillere tercümesi ve hakkında yapılan çalışmalar için bk. Yücel, Oryantalist
Hadis Literatiirii, s. 90-91.
168 Oxford 1950.
169 Cambridge 1983. Eser .Salih Özer tarafından Hadis Tarihinin Yeniden İnşası-İlk Dönemde Hadi-
sin Ortaya Çıkış Zamanı, Yeri ve Sorumlıılamıa İlişkin İnc;lemeler (Ankara 2002) adıyla Türkçe-
ye tercüme edilmiştir.
f f Hadis ve Sünnet
584

Entwicklung in Mekka his zur Mitte des 2.18. ]ahrhunderts (İslam Hukuk Bili-
minin Başlangıcı: II./VIII. Yüzyılın Ortasına Kadar Mekke'deki Gelişimi) 170 ve
Analysing Muslim Traditions: Studies in Legal, Exegetical and Magbazf Hadith
{Hadisleri Tahlil Etmek: Hukuk, Tefsir ve Megaz!Hadisleri Hakkında Hadis
Araştırmalarının Tahlili) 171 isimli eserlerinde ortaya koymuştur.

IV. Oryantalist Hadis Anlayışını Eleştiri Literatürü


Oryantalistlerin hadis ilmiyle ilgili ortaya attıkları görüşler, kullandıkla­
rı yöntemler ve oluşturdukları kavramlar hakkında Müslümanların çalışma­
ları önemli ölçüde 1950 yılın~an sonra gerçekleştirilmiştir. Fuad Sezgin'in
Buhari'nin Kaynaklan Hakk1nda Araştırmalar'ı 172 , Muhammed Mustafa el-
A'zarrünin Dirasat fi'l-hadfs'in-Nebevf ve tarihi tedvfnihf {Hadis ve Tedvin Ta-
rihi Hakkında Araştırmalar) 173 ve On Schachts Origins of Mf!:hammadan ]u-
risprudence {Schacht'ın Origins of Muhammadan Jtirisprudence İsimli Eseri
Hakkında) 174 adlı kitapları, Fatma Kızıl'ın MüŞterek Ravi Teorisi ve Tenkiğ.i 175
isimli eseri, Ahmet Yücel'in Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi176 adlı kitabı
ile Süleyman Döğanay'ın Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımla­
n177 isimli eseri bunlardan bir kısmıdır. 178

170 Sruttgart 1991. Eser Marion H. Katz tarafından The Origins of Islamic Jıırispnıdeııce: Meccan
Fıqh Before tbe Classical Schools (Leiden/Boston/Köln 2002) .ismiyle İngilizceye tercüme edil-
miştir. Eserin İlk bölümü geniş bir özectYle Bülent Uçar tarafından Batı'da, Hadis Çalışnıalan­
nın Tarihi Seyri isimli eser de Türkçeye çevrilmiştir (İstanbul 2006, s. 31-129). Müellif eserde,
İslam hukukunun kaynağı olarak Abdürrezzak b. Hemmfun ve eseri el-1\1ıısamıef'i hakkında
bilgi vermektedir (Motzki, Origins, s. 51-74).
171 Leiden 2009. Motzki'nin makalelerinin bir araya toplandığı kitap, bu alanda çalışma yapan Sc-
hacht, Calder, Juynboll, Schneider gibi yazarların ele aldıkları konuların yeniden incelemesini
yapan ve onları isnadla birlikte metin temeline dayanan analizlerle çürütmeye yönelik görüşler
ileri süren yazılardan oluşmaktadır. ·
172 1956'da İstanbul'da yayımlanmıştır.
173 1976'da Riyad'da yayımlanmıştır.
174 1985'te Toronto, 1987'de New York yayımlanmıştır. Eser Mustaf.ı. Ertürk tarafından İslam Fıkhı ve
Siinnet (İstanbul 1996) ismiyle Türkçeye tercüme edilmiştir. Abdülhakim b. İbrahim el-Matrfıdi
ise eseri UsUlü'l-Jikhi'l-İsliıml li'l-nıiisteJrik Schacbt adıyla Arapçaya tercüme etmiştir.
175 2013'te İstanbul'da yayımlanmıştır.
176 2015'de İstanbul'da yayımlanmıştır.
177 2013'te İstanbul'da yayımlanmıştır.
178 Müslümanların oryantalist hadis anlayışının eleştirisi ile ilgili literatür hakkında bk. Yücel,
Oryantalist Hadis Anlayışı ve Ele1tirisi, s. 203-285.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
585

V. Değerlendirme
Oryantalistler için hadisler, Hz. Peygamber ile ilgili olmaktan çok İslam
tarihini, İslam fıkhının tarihini, dilli fikir ve kurumları ve diğer konuları tek-
rar inşa etmek için bir kaynak konumundadır. 179 Dolayısıyla oryantalistlere
göre hadislerin Hz. Peygamber'le bir ilişkisi bulunmamaktadır ve geliştirdik­
leri yöntemleri de bunu tespite yöneliktir. Ancak bu amaçla kullandıkları mal-
zemeler ve yöntemleri tartışmaya açıktır.
Oryantalistler, çalışmalarında tarafsız olmaya ve önyargılardan uzak dur-
maya gayret gösterdiklerini öne sürseler de 180 eserlerinde bu vasıftan önemli
ölçüde uzaklaştıkları görülmektedir. Nitekim oryantalistlerin iddialarını ispat
amacıyla bütün kaynakları kullanmadıkları 181 , işlerine gelen metinleri seçtikle-
ri182, bunları ispat etmek istedikleri yönde yorumladıkları, Müslüman ilimlerin
sahih saydıkları hadisleri nadiren esas aldıkları 183 ve genellemelere gittikleri,
bizzat Motzki gibi oryantalistler tarafından tespit edilmiştir. Hatta Motzki'ye
göre Goldziher'in, metinleri esas alarak bazı hadisleri tarihlendirme metodu
son derece basittir. O, bir hadisin kökeni hakkındaki sonuçlarını çoğu kere
sezgilerden elde etmiştir ve bunlar önemli ölçüde keyfldir. 184 Motzki'nin bu

,
· 179 Goldziher, Mııslinı Stııdies, II, 19; Morzki, Hadis Tarihlendinne Metotları, s. 65, 69, 71-73.
180 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşfısı, s. 26.
181 Nitekim Morzki oryantalistlerin sınırlı sayıda kaynak kullanıp genel s9nuçlara vardıklarını irade
etmektedir (bk. Morzki, "G. H. A.Juynboll'un 'Nafi' the Mawla ofibn 'Umar and his Position
in Muslim Hadith Literature' Adlı Çalışmasına Bir Tenkit Denemesi", s. 182).
182 · Nitekim Morzki "Juynboll'un, Mfilik'in.Nafi"in öğrencisi olmadığı yolundaki tezinin altını çiz-
mek için bir yönden selektif hareket e~ği, yani işine gelen metinleri seçtiği, öte taraftan bu
metinlerin yorumunu da sadec~ bir şekilde, ispat etmek istediği yönde kullandığı intibaından
doğrusu insan kendini alamıyor" (Morzki, "G. H. A. Juynboll'un 'Nafi' the Mawla ofibn 'Umar
and his Position in l\1uslim Hadith Literature' Adlı Çalışmasına Bir Tenkit Denemesi", s. 179)
açıklamasıyla bu duruma işaret etmektedir.
183 Nitekim Juynboll, "el-Hatib'in Tdrihıı Bağdfid'ında ve İbnu'l-Cevzi'nin Kitı1bii'/-lvfevdudt!ında,
birçok nedenden dolayı amacımıza uygun olari bir hadis görmekteyiz; zira, a) bu metin ne zaman
ve nerede orraya çıktığını açıkça göstermek-redir; b) birçok isnadının tek bii: müşterekravisivar­
dır ki, o, zamanının en meşhur muhaddislerinden birisidir ve tercemesi onun bu sözü tedavüle
çıkarması açısından muhtemel bir nedeni de açıkça işaret ermek-redir; c) Hatib ve İbnu'l-Cevzl,
konuyla ilgili isnadlar üzerine yaptıkları geniş yorumlarında hem bu muhaddisin (bu sözün)
muhtemel ortaya çıkarıcısı olduğuna hem de bu gerçeği gizlemeye yönelik açıkça başarısız giri-
şimlere ilişkin birkaç ipu~unu da kaydetmişlerdir" (Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşilsı, s.
256-257) diyerek İbnu'l-Cevzi'nin mevzu olarak kabul ettiği bir rivayeti amaana uygun olduğu
gerekçesiyle tercih ettiğini ifude ermektedir.
184 Morzki, Hadis Tarihlendimıe Metot/an, s. 73.
f f ' Hadis ve Sünnet
586

tespiti Juynboll için de geçerlidir. Nitekim Juynboll, Hz. Osman'ın faziletiyle


ilgili Muaviye'nin para karşılığında hadis uydurttuğuna dair üstelik kendisinin
de şüpheli olduğunu ifade ettiği bir haberi işine geldiği için kullanmakta bir·
sakınca görmemektedir. 185
J uynboll'un, Hz. Aişe'ye iftira edildiğine dair rivayette anlatılan· olayın
gerçek ve sahih olduğunu ortaya koymaya çalışması ve konuyla ilgili ·haberi
kendi sistemi açısından değerlendirmeye bile alma ihtiyacı duymaması da sub-
jektif yaklaşımına delalet etmektedir. Nitekim onun konuyla ilgili açıklaması
şöyledir: "Bu kıssa tınhen sabit olduğunu ispatlayacak derecede insanlık ku-
surlarından bahsetmektedir. Aişe hakkında ileri sürülen iddialar ister tama-
mıyla bir iftira isterse bir başka sebeple olsun ateş olmayan yerden dumanın
tütme_yeceğini makul olarak göstermektedir. Hiç kimse bu olayın üzerine bü-
tünüyle sünger çekmeyi başaramamış ve isnad kümelerinde görüleceği üzere,
. '·
o olayı hafızalardan silememiştir. Ifk rivayeti çok yakından incelendiğinde, bir
olayın kabul edilebilirliği onun ekseri temel niteliklerinin tarih! aÇıdan kabul
görmesiyle mümkün olmaktadır." 186 Halbuki kendi çizdiği isnad şemisında
Zühr! müşterek ravi olarak bulunmakta ve rivayet, ondan yayılmaktadır. Bu
durumda bu olayın da kendi sistemi açısından Zührl'nin uydurması olduğu
söylenebilecekken J uynboll bu olayı iftira değil gerçek bir tarih! hadise olarak
kabul edebilmektedir. \
Son olarak, oryantalistlerin hadis ravileri ve onlarla ilgili yazılan kitaplar
hakkındaki temel yaklaşımlarına da işaret edilmelidir. Goldziher ve Juynboll
rical kaynaklarına güvenilemeyeceğini söyleseler de Adam Mez (ö. 1917), Ha-
milton Gibb (ö. 1971) ve Von Grunebaum (ö. 1972) gibi bazı oryantalistler
Müslümanların hadis ravileriyle ilgili telif ettikleri rical kitapları hakkındaki
hayranlıklarını ifade etmişlerdir. Nitekim Adam Mez, hadis münekkitlerinin
ravilerin kimlikleri ile hadis rivayetine ehliyetleri hususlliıa önem verdiklerine,
ravilerde bulunması gereken şartları tespit ettiklerine, cerh-ta'dil i!mini ge-
liştirdiklerine ve ravilerin biyografilerini ihtiva eden büyük rical kitapları telif
ettiklerlıie dikkat çekmiştir. 187 Hamilton Çibb'e göre de rical kitapları olma-
saydı, İslam kültürü ile ilgili detaylı çalışma yapma imkanı olmazdı. Zira rical

185 Juynboll, Hadis Tarihinin Yeniden İnşası, s. 31-32.


186 Juynboll, "İlk Devir Toplumunun İsnad Kullanma Yöntemi", s. 105, 106.
187 Mez, el-Hadiiratii'l-İsliiıniyye, I, 357-358.
Hadisleri Anlamada Yerellik/Tarihsellik ve Evren.sellik Vurguları f f
587

kitapları aynı zamanda sosyal ve kurumsal tarih için de kıymetli bilgiler ihtiva
etmektedir. 188 Von Grunebaum ise, Müslümanların bu konudaki faaliyetlerine
duyduğu hayranlığı şöyle dile getirmektedir, "Müslümanların, herhangi bir
dalda kaleme aldıkları biyografik eserler mecmuası; sayıca çokluğu, titizlik-
le ele alınışı ve enteresan ma.IU:matı toplayışları bakımından, insanı hayret ve
dehşete düşürmektedir. Zira bu sahada, ortaçağdaki Batılı alimlerin, muasır­
ları olan İslam alimlerinin verdikleri eserlere benzer bir çalışmaları yoktur." 189

188 Gibb, "Islarnic Biographical Literarure", s. 58.


189 Yardım, Hadis I, s. 71 (Tbe Joiımal Education, S'f· 4, s. 25'den naklen).
ff Hadis ve Sünnet
588

Kaynakça
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, İstanbul 1981.
Ahmed Naim, Tecrid Mukaddimesi (Sahlh-i Bubari Muhtasan Tecrid-i Sarih Tercemesi!Mukad-
dime), Ankara 1979.
Akgün, Hüseyin, Goldziher ve Hadis, Ankara 2014..
Akild, Necib, el-Müsteşrikun, Kahire ts.
Aydın Cengiz-Görgün Tahsin, "Herbelot", DİA, XVII, TDVYayınları, İstanbul 1998.

Berg, Herbert, The Development ofExegesis in Early Islam, Curzon Press 2000.
Bulut, Yücel, Oryantalizmin Kısa Tarihi, İstanbul 2004.
Cuha, Mişel, ed-Dir!ısatü'l-arabiyye ve'l-İslftmiyye ftAvrlıpa, Beyrut 1982.
D3.riml, Abdullah b. Abdurrahman, es-Sünen, İstanbul 1981.
Ebu Daviid, Süleyman b. Eş'as es-Sicistani, es-Sünen, İstanbul 1981.
Efendioğlu, Mehmet, Sahabeye Yöneltilen Tenkitler, İstanbul 2011.

---;"Sahabe", DİA, XXXV, TDV Yayınları, İstanbul 2008.


Fazlur Rahman, İslam (çev. Mehmet Dağ-Mehmet Aydın), İstanbul 1981.
Gibb, Harnilton, "Islamic Biographical-Literature", Historians of the Middle East (ed. Bemard
Lewis-P. M. Holt), London 1962, s. 58.
Goldziher, Ignaz, Mııslim Studies (çev. C. R. Barber-S. M. Stem), II, London 1971.
- - - , İslam Kültürü Araştırmalan (çev. Cihad Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu), Ankara
2019. "
Görmez, Mehmet, "Klasik Oryantalizmi Hadis Araştırmalarına Sevk Eden Temel Faktörler",
İslftmiyat, 3/1, 2000, s. 11-31.

Hatiboğlu, Mehmed S., "Goldziher Ignaz", DİA, XIY, TDVYayınları, İstanbul 1996.
---,"Okuyucumuza", s. 14, 16, 20-25 (Goldziher, İslam KültürüAraştırmalan, çev. Cihad
Tunç-Mehmed Said Hatiboğlu, Ankara 2019). ·
Hıdır, Özcan, "Şarkiyatçıların Hadisi Tarihlendirme Metotları", Hadis Tetkikleri Dergisi, 1,
2003, s. 97-115.
Horovitz, Josef, İslami Tarihçiliğin Doğuşu (çev. Ramazan Altınay-Ramazan Özmen), Ankara
2002.
- - - , "The Antiquity and Origin of the Isnad" (çev. Gvendolyn Goldbloom, Hadith Origins
and Developments (ed. Harald Motzki), Ashgate. 2004), s. 151-158.
- - - , "Further on The Origin of the Isnad" (çev. Gvendolyn Goldbloom), Hadith Origins
and Developments, ed. Harald Motzki, Ashgate 2004, s. 159-161.
İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-Askalarn, Tehzlbü't-Tehzlb, Haydarabad 1325/1907.
İbn Sa'd, Muhammed b. Sa'd, et-Tabakfttü'l-kübra (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, Bey-
rut 1377/1957.
Hadisleri Anlamada YerellikfI'arihsellik ve Evrensellik Vurguları f f
589

Juynboll, G. H. A., Hadis Tarihinin Yeniden İnşdsı (çev. Salih Özer), Ankara 2002.
---,Modern Mısır'da Hadis Tartışmalan (çev. Salih Özer), Ankara 2000.
- - - , "İsnad Analiz Metotları" (çev. Salih Özer), İmad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih
Özer), Ankara 2005, s. 59-97.
- - - . , "İbn Ömer'in Azadlı Kölesi Nafi ve Onun Hadis Literatüründeki Yeri" (çev. Salih
Özer), İmad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih Özer), Ankara 2005, s. 99-139.
- - - , "Hadis İlmindeki Kimi Terimlerin Yeniden Değerlendirilmesi" (çev. Salih Özer), İs-
nad Analiz Yöntemleri (der. ve çev. Salih Özer), Ankara2005, s. 141-190.
- - - , "İsnadların İlk Şekillenmesinde Muammerfuıun Rolü" (çev. Mustafa Ertürk), Or-
. yantalistik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 121-142.
- - - , "İslam'da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi" (çev. Mustafa Ertürk), Oryantalistik Ha-
dis Araştırmalan {der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 39-58 .
.··
- - - , "Fitne ve Bid'at Kavramlarının Tarihlenmesine Dair" (çev. Mustafa Ertürk), Oryanta-
listik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 59-69.
- - - , "İlk Devir İslam Toplumun,un İsnad Kullanma Yöntemleri" (çev. Mustafa Ertürk),
Oryantalistik Hadis Araştırmalan (der. ve çev. Mustafa Ertürk), Ankara 2001, s. 71-119.
- - - , "Erken Dönem Hadis Literatüründen Hareketle İlk Fukaha Hakkında Bazı Mülaha-
zalar" (çev. Rahile Yılmaz), Hadis Tetkikleri Dergisi, 1, 2009, s. 121-144.
Juynboll, Theodorus Willem, "Hadis", İA, V/1, 48.
Kalın, İbrahim, İslam ve Batı, İstanbul 2007.
' ,. . .
Karataş, Mustafa, Hadislerin Artması ve Sayısı, Istanbul 2006.
Kıtbaşoğlu, M. Hayri, AlternatifHadis Metodolojisi, Ankara 2002.
Kızıl, Fatma, Müşterek R!J.vi Teorisi ve Tenkidi, İstanbul 2013.
___, Oryantalistlerin Hadislerin Menşeini Tespite Yönelik Yöntemleri (Yayımlanmamış yüksek
lisans tezi, 2005, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü)
- - - , "Goldziher'den Schacht'a Oryantalist Üteratürde Hadis ve Sünnet: Bir Okulun Yaşa­
yan Geleneği", Hadis Tetkikleri Dergisi, 712, 2009, s. 45-62.
- - - , "Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve
Temel İddialar", Hadis ve Siyer Araştırmalan, 511, 2019, s. 155-245.
Koçyiğit, Talat, "İbn Şihab ez-Zührı"", Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 21, s. 51 -84.

Köktaş, Yavuz, "Bazı Yeni Sünnet Tanımları Üzerine", Dtvtın İlmi Araştırmalar, 12/1, 2002, s.
95-160.
Kuzudişli, Bekir, "Hadis Araştırmalarınd~ Oryantalist Gelenek ve Motzki", Harald Motzki,
Hadis Tarihlendirme Metotlan (der. ve çev. Bekir Kuzudişli), İstanbul 2011, s. 13-62.
- - - , "Hadith of Man Kadhaba 'Aleyye and Arguentum e Silentio (Men Kezebe 'Aleyye
hadisi ve e Silentio Delili)", Hadis Tetkikleri Dergisi, 2007, V/2, s. 47-71.
ff Hadis ve Sünnet
590

Küçük, Mehmet Alparslan, Kutsal Kitap Anlayışı, Ankara 2009.


Maloush, Tala!, Early Hadith Literature and th.e Theory Ignaz Goldziher {yayımlanmamış dok-
tora tezi, 2000, University ofEdinburg).
Mez, Adam, el-Hadaretü'l-İslamiyye fi'l-karni'r-rabi' el-hicri {çev. Muhammed Abdülhadi Ebu
filde), Beyrut 1387/1967.
Motzki, Harald, Batı'da, Hadis Çalışmalannın Tarihi Seyri, {çev. Bülent Uçar), İstanbul 2006.
---,Hadisleri Tarihlendirme Metotlan {der. ve çev. Bekir Kuzudişli), İstanbul 2011.
- - - , "Hadis İncelemeleri Nereye Gidiyor? G. H. A. Juynboll'un 'Nafi the Mawla of Ibn
Omar and His Position in Muslim Hadith Literature", {çev. Salih Özer), İmad Analiz
Yöntemleri {der. ve çev. Salih Özer), Ankara 2005, s. 207-220.
Müslim, Ebu'l-Hüseyin Müslim b. Haccac el-Kıışeyr1, el-Cami'u~-sahlh, İstanbul 1981.
Polat, Salahattin, Metin Tenkidi, İs,tanbul 2010.
Reid, Donald Malcortı, "İslam Dünyasında Avrupa! Üniv~rsiteler-II -Kahire Üniversitesi Örne-
ği-" {çev. Mehmet Özşenel-Suat Mertoğlu), Dergah Dergisi, 5149, s. 20. '

Robson, James, "The Isnad in Muslim Tradition", Glasgow University Oriental Sodety, 15,
1953-1954, s. 17-18, 21-22.
Said, Edward, Oryantalizm {çev. Nezih Uzel), İstanbul 199~.
Schacht, Joseph, The Origins ofMuhammadan]urisprudence, Oxford 1967.
- - - , İslam Hukukuna Giriş {çev. Mehmet Dağ-Abdülkadir Şener), Ankara 1986.
- - - , "Peygamberin Sünneti Tabiri Hakkında" (çev. M. Said Hatiboğlu), Ankara Üniversi-
tesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18, 1970, s. 81-84. \
- - - , "Hadislerin Yeniden Değerlendirilmesi" (çev. İshak Emin Aktı;pe), Hadis Tetkikleri
Dergisi, 512, 2007, s. 135-144. .
Taşcı, Özcan, "C. H. Becker (1876-1933) Örneğinde Uygulamalı Oryantalizm {Angewandte
Orientalistik) Anlayışı-Oryantalizm Çalışmalarının Siyasallaşma Süreci", Ankara Üniver-
sitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 4712, 2006, s. 143-164.
Yardım, Ali, Hadis I, İzmir 1992.
Yücel, Ahmet, Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi, İstanbul 2015.
---,Oryantalist Hadis Literatürü, İstanbul 2016.
- - - , "Hadislerin Yazılmasıyla İlgili Rivayetlerin Tenkit ve Değerlendirilmesi", Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 16-17, 1998-1999, s. 91-121.
Zakzıik, Hamdi, Oryantalizm {çev. Abdülaziz Hatip), İzmir 1993.

You might also like