Professional Documents
Culture Documents
Felsefe Tarihi
1. Cilt - hales'ten Platon'a Grek Felsefesi
Baskı ve Cilt: Deniz Matbaa Mücellit - Nazlı Koçak, Sertiika No: 40200
Gümüşsuyu Cad. Odin İş Merkezi B Blok No: 403 Zeytinburnu/İstanbul
1. Baskı
2018
İstanbul
ISBN: 978-605-2036-40-2
Açılış Konuşması 15
Hazırlık Notu 19
Giriş 23
Giriş 143
Birinci Dönem
Thales’ten Aristoteles’e 157
Şüphe yok ki Hegel felsefe tarihine, daha tam olarak ifade etmek
gerekirse, felsefeyle tarih arasındaki ilişkiye özel bir önem atfediyor-
du. Bu nedenledir ki, büyük önem verdiği mantık ve hukuk alanla-
rının yanı sıra tarih felsefesi ve felsefe tarihi de onun düşüncesinin
yöneldiği başlıca ilgi noktalarındandır. Bilindiği üzere, görkemli eseri
Ti i Fe o e olo isi de tarihsel karakterde bir çalışmadır; “bilincin
kendisinin Bilime e i i i i ayrıntılı tarihidir.”2 Tarih konusu neden
Hegel’in ilgisini bu denli çekmiş, bunu uzun uzadıya anlatmayacağız,
zira Hegel buna dair bir açıklamayı hemen hemen her eserinde ve ay-
rıca elinizdeki kitabın “Giriş” bölümünde zaten yapıyor. Ama yine de
birkaç noktayı vurgulamakta yarar var.
Hegel zamanı ve giderek de tarihi, geçip gitmiş veya geçip gitmek-
te olan ardışık bir anlar bütünü olarak ya da öznenin iradesine bağlı
tesadüfi eylemlerin kronolojik bir sıralanışı olarak görmenin çok uza-
ğında olan bir düşünürdür. Çağımızı bizim çağımız yapan şeyin, onu
önceki çağlardan ayıran temel karakteristiğin kuşkusuz bizim emeği-
miz olduğu doğrudur. Fakat çağımız boşlukta oluşmadı ya da yerden
mantar gibi bitmedi. Onu bizim kılan temel bir belirlenimin olduğu
kesindir, ama bir o kadar da doğrudur ki biz ancak önceki çağların
emeği sayesinde, bu emeğin üzerinde işgörmekteyiz. Kaynağımız ya
da hammaddemiz budur ve esas itibarıyla çağa ait bir form kazanmış-
tır ve böylelikle şimdinin belirlenimini taşır, ama halen varlığını sür-
dürmektedir; yok olduğunu veya tamamen geride bırakıldığını değil,
ancak muhafaza edilerek aşıldığını söyleyebiliriz. O halde çağımızı
kavramak aynı zamanda önceki çağları kavrama yoluna girmek de-
mektir ki tersi de doğrudur: Önceki çağları kavradığımızda şimdiden
kendi çağımızı kavramaya başlamışız demektir.
Hegel –belki de tüm büyük filozolar gibi– şüphesiz ne yaptığının
çok iyi farkındaydı, tarihin ulaşmış olduğu mevcut aşamada en son
felsefenin kendi felsefesi olduğunun bilincindeydi. Henüz hiçbir fel-
sefe tarihçisi buna karar vermemiş olsa da kendisi, bir felsefe tarihçisi
olarak, geliştirmiş olduğu felsefe sisteminin çağın ulaştığı en yetkin
2
Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Ti i G r g ili i, çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınevi,
İstanbul, 2004, § 78, s. 70.
Hegel e Felsefe Tarihi 11
başka şeyler yanında, felsefe tarihi ile tikel bir felsefe arasındaki ilişki
açısından imlemi açıktır.
Son olarak, felsefe tarihinde en başta gelen filozolardan biri olarak
Hegel’in bizzat felsefe tarihi üzerine defalarca dersler verip bu konuda
önemli notlar tutmuş olması özel bir önem arz etmektedir. Pek çok fel-
sefe tarihi çalışması bulunur, ama Hegel’inki bir filozofun gözünden,
bir filozofun perspektifiyle oluşturulmuş bir eserdir. Felsefe tarihinde
bunun bir emsaline Aristoteles’te rastlıyoruz; bilindiği üzere, e afi-
i ’te Aristoteles kendinden önceki filozoların düşüncelerini ele alıp
değerlendirmektedir. Kuşkusuz, bir filozofun değerlendirmeleri ile
sıradan bir felsefe tarihçisinin değerlendirmeleri arasında bir fark var-
dır. Felsefeyi bilim düzeyine yükseltme amacı taşıyan Hegel’in, filo-
zoların düşüncelerinde özsel olarak neyi aldığını, neyi onların ilkesi
olarak belirlediğini görmek hem Hegel’in kendi düşüncelerini hem de
felsefe tarihini anlamak açısından muazzam bir önem taşımaktadır.
***
Hegel 1805’ten 1831’e dek defalarca felsefe tarihi dersleri verdi.
Ölümünden sonra öğrencisi Karl Ludwig Michelet hem Hegel’in biz-
zat kendi elyazmalarından hem de bu farklı tarihlerde (başta 1805-
1806 Jena dersleri olmak üzere) verilen derslerden öğrencilerin tuttu-
ğu ders notlarından faydalanarak Hegel’in Ge hi h e er hiloso hie
eserini yayınladı. Eser İngilizceye 1892 yılında E. S. Haldane ve F. H.
Simson tarafından çevrildi.
Elinizdeki kitabın, orijinal Almanca dilinden çevrilmiş olmayıp
bahsedilen bu İngilizce çeviriye dayanmak gibi ‘afedilmez’ bir ku-
suru bulunuyor. Afedilmezliği mutlak tutmakla birlikte, gene de buna
şöyle bir aklama sunmak mümkün: Hegel’in Felsefe Tarihi ölümün-
den hemen birkaç yıl sonra yayınlandı, İngilizceye yaklaşık altmış
yıl sonra çevrildi ve aradan yaklaşık yüz seksen yıl geçmiş olmasına
rağmen hâlâ Türkçeye çevrilmiş değildi. Elinizdeki çeviriyle Hegel’in
Felsefe Tarihi’nin artık Türkçede bulunmayışına bir son vermeyi ol-
duğu gibi, orijinal dilden yapılacak çeviriyi de kışkırtmayı amaçlıyor,
eserin Marx’ın a i al’inin Türkçedeki serüvenine benzer bir yol
14 Felsefe Tarihi - . il