You are on page 1of 8

ERKEN TUNÇ ÇAĞI SERAMİĞİNDE

KARŞILAŞILAN ONARIM KALINTISI VE


ARKEOMETRİK İNCELEMELERİ

Gizem ÖZER

Giriş

Erzurum merkez Aziziye İlçesi sınırları içerisinde gerçekleştirilen


TANAP Doğalgaz Boru Hattı Projesi kapsamında Erzurum Müze
Müdürlüğü Başkanlığı1’nca kurtarma kazısı yapılan Alaybeyi Höyük 2016
sezonunda bulunan mezar içindeki eserlerden biri pişmiş toprak çömlektir.
Eser 16 ALB D16 PT 01 envanter numaralı, kırmızı çamurdan, siyah astarlı
ve perdahlı, gövdede baskı bezekli çömlektir.(Resim:1) Mezar Erken Tunç
Çağına tarihlenmiş olup tüme yakın, çok parçalı olan çömlek tipik KARAZ
örneğidir. Eser gövdesindeki küçük bir noksan haricinde tümdür. Eserin
ağız kenarındaki iki kırık cidarında ve bunların gövdeye oturan cidarlarında
karbonlaşmış kahverengi organik kalıntılar görülmüş ve objenin kullanım
döneminde katran ile onarılmış olabileceği tahmin edilmiştir.(Resim:2)
Durumun açıklığa kavuşturulması amacıyla kalıntının analiz edilmesi kararı
alınmıştır.

Yöntem ve Metot

Analiz için karbonlaşmış katran kalıntılarından örnek alınırken esere


zarar verilmemeye çalışılmıştır. (Resim: 3-4) Örnek alınmadan önce organik
kalıntı yüzeyindeki kalker tabakası mekanik yöntem ile temizlenerek
alınacak analiz örneğinin saflaştırılması olabildiğince sağlanmıştır.
Numunenin büyük çoğunluğu kalıntı döküntüsünden alınmıştır. Net sonuca
ulaşmak için bir miktar analiz numunesi cidara tamamen tutunmuş, kalın
tabaka halinde kalabilmiş organik kalıntıdan kazınarak alınmıştır. 10 gram
olarak belirlenen analiz numunesi deney tüpü içine alınmıştır.

Bu aşamada eserin aktif konservasyonuna başlanmıştır. Eser yüzeyi


toprak ile karışık durumda, kalker kaplıdır. Tüm kalker temizliği mekanik
yöntemler ile yapılmıştır. Restorasyonun nasıl ilerleyeceğine analizden
çıkacak sonuca göre karar verilmesi uygun bulunmuştur.

Analiz ve Sonuçları

Organik kalıntı numuneleri analiz için DATU Armaggan Laboratuvarına


gönderilmiştir. Karbonlaşmış organik kalıntının içeriğinin araştırılması için
iki farklı analiz yöntemi seçilmiştir.

1. (SEM-EDX) Taramalı Elektron Mikroskopu – Enerji Dağılımlı X-


Ray Dedektörü (Resim: 5)
2. (FTIR) Fourier Dönüşümlü İnfrared Spektrofotometre (Resim: 6-7)

Analizler neticesinde numuneler tam olarak saf olmamakla birlikte,


özellikle FTIR kütüphanesinde bulunan standart örnekler ile


Gizem ÖZER, Restoratör / Konservatör, Erzurum Restorasyon ve Konservasyon Bölge
Laboratuvar Müdürlüğü, Merkez/Erzurum, konservatorkedi@gmail.com
1
Alaybeyi Kurtarma kazı Başkanı, Erzurum Müze Müdürü Mustafa ERKMEN’e , Kazı sorumlusu
Dr. Gülşah Altunkaynak’a , Analizler konusunda yardımları ile Emine TORGAN ve Şeyma
BAKIR’a ,numune gönderen Acar Katrancılık’a ve desteğini esirgemeyen herkese teşekkürlerimi
sunarım.

1
çakıştırıldığında, katran olduğu doğrulanmıştır. Numune içerisinde aynı
zamanda reçine örneklerine ait spektrumlar da saptanmıştır. Bu reçineler ise
Turpentine (Terebentin) ve Dammar reçineleridir. Dammar reçinesi
geçmişte sık sık bitüm ile birlikte gemi kazmalarında su izolasyonu
amacıyla kullanılmıştır2. Özellikle terebentinin fazla miktarda üretildiği ağaç
tipi iğne yapraklılardan çam ağacıdır. Bu reçine sonuçları da onarım
malzememizin çam ağacından elde edildiği bilgisine bizi ulaştırmıştır.

Katran

Analiz neticesinde onarım için kullanılan maddenin katran olarak


doğrulanması ile birlikte bu madde hakkında bilgi vermek gerekir. Katran
aslında bir madde değil, kimyasal reaksiyon sonucu ortaya çıkan yapısal
formdur. Petrol, odun, kömür gibi karbonca zengin malzemelerin
damıtılması sonucu elde edilen, koyu kahverengi, hidrokarbon karışımı,
yapışkan ve viskozitesi yüksek bir yarı sıvıdır3. (Resim:8)Ürün elde etmek
için gerekli sıcaklık 200-2800C aralığıdır. Keskin kokulu ve keskin tatlıdır.
İnce tabakaları yarı saydamdır. Organik çözücüler ile seyrelebilmektedir.
Katranın ilk olarak ne zaman üretildiği bilinmemekle birlikte ilk olarak
ağaç çeşitlerinden üretildiği tahmin edilmektedir. Her tür reçineli ağaçtan
katran elde edilmektedir. İğne yapraklıların reçineli kök ve gövde
kısımlarının yakılması ile elde edilen katran daha yoğun ve verimlidir.
Özellikle ardıç ve çam ağacı halen kullanılmaktadır. Katran toprakta açılan
çukurun içerisinde ağaç parçalarının yakılması ile elde edilmektedir. Bu
‘Raku fırın’ tarzı üretim günümüzde devam etmektedir 4(Resim:9).
Kömürden elde edilen katran malzemesi ilk kez 17.yy sonlarına doğru
İngiltere’de keşfedilmiştir. Sanayi devrimi ile birlikte petrolden elde edilen
bir katran formu daha hayatımıza giriyor ki bu aslında hepimizin bildiği
asfaltın hammaddesi olan bitumen bir diğer adı ile zifttir.

Ağaç katranı mikrop öldürücü özelliği ile tarihte en çok sağlık


alanındaki kullanımıyla ön plandadır5. Örneğin Hipokrat yaralarda katran
kullanarak antiseptiyi ilk uygulayan hekim olmuştur 6. 16.yy’da bir Osmanlı
hekimi olan Nidai eserinde ‘el ve ayakta olan yaralara katranı birkaç kere
sürseler iyi gelir’ şeklinde yazmıştır7. Osmanlı İmparatorluğu döneminde
Güney Anadolu Toros’larından katran elde edildiği bilinmektedir. Halen
Anadolu’da hayvan yaralanmaları ve uyuz hastalığı tedavisi katran sürülerek
tedavi edilmektedir8. Ayrıca bu ürün su itici özelliği ile çeşitli yalıtımlarda
ve parlayıcı özelliğiyle de uzun süreli yakıcı madde olarak kullanılmaktadır.

Katranın imalatı orman yangınlarına sebep olduğu için çok düşmüş


olmakla birlikte halen kozmetik alanında kullanımı olduğu için
üretilmektedir. Tıp alanındaki araştırmalarda Antiseptik ve antifungal olarak
tekrar kullanılması, özellikle antibiyotiklere karşı direnç araştırmalarında
kullanımı gündemdedir9.

2
Albretch,P.Archaeological resinous samples from Asian Wrecks: Taxonomic chracterization
by GC-MS.Analytica Chimica Acta.2009,648,85-97
3
URL:https://tr.wikipedia.org/wiki/Katran
4
Katran ve Ziftin sureti istihsali ticaret ve ziraat nezareti mecm. Sayı: 48-51
5
KÖŞLÜ A. Yara İyileşmesinde Tarihsel Gelişim.
6
Dr. Sibel ERKAL İLHAN, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü, Ankara
Tez çalışmasından
7
KURT N. Yara Tedavisinin Tarihçesi. Akut ve Kronik Yara Bakımı. İstanbul: Nobel Tıp
Kitabevi,2003
8
AVCI A. , ÖZEN R. 2016; ‘Kara Hekim Katran’ın Antalya Veteriner Hekim Folkloründe Hayvan
Hastalıklarının Tedavisinde Kullanımı’ F.Ü. Sağ. Bil. Vet.Dergisi
9
Prof. Dr. Muhsin KONUK; An Etnobotanical Survey of İnner- West Anatolia,Turkey

2
Deneysel Çalışma

Onarım geçirmiş seramik buluntumuzdaki şartları gerçekleştirerek,


katranın yapıştırıcı olarak kullanımını deneysel bir çalışma ile gözlemlemek
gerekli görülmüştür. Bunun için olabildiğince yakın forma sahip seramik bir
kap ve aynı kimyasal formülde katran numunesi kullanılmıştır. Deneysel
çalışmada kullanılan katran çam ağacının yoğun reçineli kısımlarından elde
edilmiş bir numunedir. Fakat bu numune yapıştırıcı olarak kullanım için
fazla yoğun olduğu için bir miktar seyreltilmelidir. Daha önce aktardığım
gibi katran organik çözücüler ile seyrelmektedir. Bu nedenle numune
Aseton ile seyreltilerek yapıştırıcı kıvamına getirilmiştir.

Numuneden deney kabı üzerine ince ve kalın tabakalar halinde


sürülerek, saati hesaplanarak ‘yapıştırıcı donma testi’ gerçekleştirilmiştir.
(Resim:10) Fakat sürülen katran üzerinden günler geçmesine rağmen tam
olarak donmamış, sadece kıvam olarak yoğunlaşmıştır. Bu durum katranın
modern yapıştıcılar gibi olmadığını bize göstermiştir.

Deneysel çalışma için alınan seramik kap ise eserimizin kırıklarına


benzer şekilde kırılarak, yapıştırıcı numune ile birleştirilip, kurumaya
bırakılmıştır. İki gün sonra katran ile yapıştırılan parçaları güç kullanarak
ayırılmaya çalışıldığında iyi tutunmuş, yapışmış oldukları gözlenmiştir.
(Resim:11) Fakat yapıştırma işlemi sırasında kağıt bant ile desteklemek
zorunda kalındı. Bu durumda eserimiz de katran ile yapıştırıldığı ilk anda
desteklenmiş olmalıdır. Bu destek boyun kısmında bir ip ve ya uzun ince bir
tekstil parçası olabilir. Eserimiz döneminde kırılıp katran ile yapıştırıldıktan
sonra işlevini kaybetmiş olması olasıdır ve bu yüzden mezar içine hediye
olarak bırakılmış olmalıdır.

Restorasyon

Eserin restorasyon süreci analiz sonucuna ulaşılıncaya kadar


durdurulmuş idi. Analiz sonucu elde edilen bilgiler ile eser üniklik
kazanmıştır. Bu durumda eserin katran kalıntılı cidarlarının esere monte
edilmesi arkeolojik veri kaybına neden olacaktır. Diğer parçalar
yapıştırılarak eser orijinal formuna geri getirilmiştir.(Resim: 12) Dibe yakın,
gövdedeki noksan ise alçı ile tümlenmiştir. İleride yapılabilecek analizler
için bir miktar daha numune döküntüden toplanmış ve organik kalıntılı tüm
yüzeylerin dökülerek yok olmasını önlemek için PB72 ile konsolide
edilmiştir. Katran kalıntılı parçalar eser ile birlikte korumaya alınmıştır.

Sonuç ve Öneriler

Katranın burada kırık parçaları onarmak için kullanıldığı aşikârdır.


Analiz sonuçlarından edindiğimiz bilgi katranımızın çam ağacından
üretildiğidir. Çam ağacından üretilen katranın reçine oranı daha yüksek
olduğu için viskozitesi de yüksektir ve bu durum yapıştırıcı malzeme olarak
kullanımını sağlamıştır.

Arkeolojik Dönemlerdeki onarım konusu henüz çok yeni olmakla


birlikte, bu tip eserlere bir örnekte 2009 kazı sezonunda Köşk Höyük’te 10
bulunmuş ve restore edilmiştir11. Buluntu Neolitik Çağa’a ait bir pithostur.
Boyun kısmında bulunan özgün onarımdaki zift, hem kırık parçaların
birleştiği kısmın üzerine yumuşakça kabukları ile birlikte yalıtım malzemesi
olarak; hem de kırık parçalar arasına yapıştırıcı olarak kullanılmıştır. Köşk
Höyük’te döneminde onarımlı birkaç eser mevcuttur. Bu eserden alınan
numunenin, MTA Başkanlığı Laboratuvarı’nda yapılan analiz sonucunda

10
Prof.Dr Aliye ÖZTAN ve Restoratör Serhat KARAKAYA’ teşekkürlerimle.
11
Karakaya S. 2010, ‘Köşk Höyük kazılarında ele geçen, kullanıldığı dönemde onarım görmüş
bir küpün restorasyon ve konservasyon çalışmaları’

3
onarım malzemesi zift çıkmıştır12. Fakat analiz 1998 yılının teknolojisi ile
yapılmıştır. Analiz sonucuna göre kullanılan zift yani bitumen, petrolün
doğada saf halde bulunan bir ürünüdür. Bitumen’in Akeramik Neolitik
dönemde çeşitli eşyaların yapımında kullanıldığı bilinmektedir 13 Günümüz
analiz teknikleri ile analiz sonucunun değişme olasılığı vardır. Eser Serhat
KARAKAYA tarafından özgün restorasyona zarar verilmeden restore
edilmiştir.

Katranın ilk kullanımı ve arkeolojik dönemlerdeki onarım konularında ki


araştırmalar henüz çok yeni olmak ile birlikte, bu buluntu ve analizler
ışığında farkındalık ve araştırmalar hızlanacaktır. Bu makalenin amacı da
tam olarak budur. Analiz sonucu da göstermiştir ki buluntumuz ETÇ
döneminde katran ile onarılmıştır. Bu bilgi ışığında şimdi tüm kazıların
buluntularında bu veri aranmalıdır. Burada belirtmem gerekir ki aranacak
tek onarım malzemesi katran da olmamalıdır. Bu şekilde yapıştırıcı olarak
kullanılabilecek bir diğer malzeme de ısı ile kıvam almış ağaç reçinesi
olabilir. Tabii bölgesel olarak farklılık gösteren malzemeler de bulunabilir.

Bu araştırmalar konusunda bilhassa restoratörlere daha fazla görev


düşmektedir. Restoratörler elbette ki eserler ile birebir daha uzun ve ayrıntılı
çalışmaktadırlar. Bu durum da, eserler üzerindeki Arkeolojik verileri
yakalamalarını olası kılmaktadır. Arkeolojik eserler üzerindeki her yabancı
madde bir kirlilik olarak algılanmamalı, arkeoloji veri olasılığı göz önünde
bulundurulmalıdır. Elbette ki her bir buluntu, arkeolojik birer veri
niteliğindedir. Fakat yeni araştırma teknikleri ve farkındalık sahibi uzmanlar
ile birlikte, özenli çalışma neticesinde çok daha fazla arkeolojik veriye
ulaşılabilir.

12
Öztan-Faydalı 2003, 18-19.
13
A. Öztan- E.Faydalı,” Köşk Höyük’den Erken Kalkolitik Çağa Ait Bir Yapı/ An Early Chalcolithic
Building from Köşk Höyük” Belleten LXVII/ 248,(2003) 13-76

4
Resim 1: Alaybeyi Höyük 2016 16 ALB D16 PT 01

Resim 2: Döneminde Onarım

5
Resim 3: Organik Kalıntı
Resim 4: Organik Kalıntı

Resim 5: SEM Analiz Raporu

6
Resim 6: FTIR Analiz Raporu
Resim 7: FTIR Analiz Raporu

Resim 8: Katran
Resim 9: Raku fırınlarda katran üretimi

Resim 10: Donma Testi Resim 11: Deneysel Çalışma

7
Resim 12: Eserin Restorasyonu

Resim 13: Köşk Höyük onarımlı küp

Resim 14: Onarım detay fotoğrafı

You might also like