You are on page 1of 107

AKÇATAŞ (HACIBEKTAŞ - NEVŞEHİR)

ALTIN - URANYUM - ANTİMUAN CEVHERLEŞMESİNİN


TİP ÖZELLİKLERİ

TYPE PROPERTIES OF AKÇATAŞ


GOLD - URANIUM - ANTIMONY MINERALIZATION
(HACIBEKTAŞ - NEVŞEHİR)

TAHİR İNAN TURAN

Hacettepe Üniversitesi

Lisansüstü Eğitim – Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin

JEOLOJİ Mühendisliği Anabilim Dalı İçin Öngördüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ

olarak hazırlanmıştır.

2011
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü'ne,

Bu çalışma jürimiz tarafından JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI 'nda


YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan :Prof. Dr. Taner Ünlü .........................

Üye (Danışman) : Doç Dr. Yurdal Genç .........................

Üye : Prof. Dr. Cem Saraç ........................

Üye :Prof. Dr. Erkan Aydar........................

Üye :Doç. Dr. M. Tekin Yürür........................

ONAY

Bu tez Hacettepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin


ilgili maddeleri uyarınca yukarıdaki jüri üyeleri tarafından 27/06/2011 tarihinde
uygun görülmüş ve Enstitü Yönetim Kurulunca ...../...../......... tarihinde kabul
edilmiştir.

Prof.Dr. ………………………..
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
AKÇATAŞ (HACIBEKTAŞ – NEVŞEHİR) ALTIN - URANYUM - ANTİMUAN
CEVHERLEŞMESİNİN TİP ÖZELLİKLERİ
Tahir İnan TURAN

ÖZ

Akçataş Graniti Kırşehir Masifi’nin güney bölümünde bulunmaktadır. Kretase yaşlı


Akçataş Graniti’nde deformasyonları takip eden hidrotermal süreçlerle altın,
uranyum ve antimuan zenginleşmeleri meydana gelmiştir.

Çalışma alanında gözlenen altın zenginleşmeleri, granitin breş zonlarını dolduran


matriks tipi kuvars oluşumlarına bağlı olarak gelişmiştir. Cevherleşmeye sebep
olan hidrotermal çözelti kaolinitleşme, serisitleşmeye ve silisleşmeye sebep
olmuştur. Kuvars damarlarında altının yanı sıra cevher minerali olarak nabit
gümüş, arsenopirit, pirit ve zoynerit bulunmaktadır. Çalışmada elde edilen 40-1270
ppb altın değerleri ile 20-6950 ppm As değerleri arasında pozitif korelasyon vardır.

Akçataş Graniti’nde, Orta Anadolu Masifi’nde daha önce tanımlanmamış olan


antimonit damarı bulunmuştur. Granit breşi zonunda, yüzeyde bulunan damarda
antimonitle beraber antimuan okr, sfalerit, pirit bulunmaktadır. Yankayaç
alterasyon türleri kaolinitleşme ve silisleşmedir. Yapılan sondajlarda elde edilen en
yüksek Sb değeri 577 ppm’dir.

Yapılan sıvı kapanımı çalışmalarında Sb zenginleşmelerinin olduğu örneklerde


o
170-298 C arasında homojenleşme sıcaklıkları ölçülürken, Au ve Sb
o
zenginleşmelerinin birlikte olduğu örneklerde 205-352 C homojenleşme
sıcaklıkları ölçülmüştür. Sb’li örneklerin homojenleşme sıcaklık değerleri 200-270
o
C arasında yoğunlaşırken, Au ve Sb’yi birlikte içeren örneklerde 200-270 oC
arasında ve 300-350 oC arasında yoğunlaşan homojenleşme sıcaklıkları vardır.
Ayrıca Au ve Sb’yi birlikte içeren örnekler 6000 ppm’den yüksek As içeriğine
sahiptir. Kimyasal analizler ve sıvı kapanımı sonuçları, Sb ve Au cevherlşemesinin
iki fazda oluştuğuna işaret etmektedir.

i
Akçataş Graniti’nde birincil ve ikinci uranyum mineralleri bulunmaktadır. Tespit
edilen tüm uranyum cevherleşmeleri granit breşleri içindedir. Birincil uraninitin yanı
sıra Y’ca zengin uraninit ve ikincil olarak zoynerit oluşumları vardır.

Çalışma alanında yüzeysel bozunma zonlarında ikincil altın zenginleşmeleri


bulunmaktadır. H+, O2, Cl-‘ca zengin bir çözeltinin birincil damarlardan çözdüğü
altın, yüzeysel bozunma zonlarında zenginleşmiştir. İkincil uranyum zenginleşme
ürünü olan zoyneritte aynı bölgede bulunmaktadır. İkincil altın zenginleşmelerinin
ve zoyneritin oluşumunun aynı hidrotermal aktivitenin ürünü olduğu
düşünülmektedir.

170 – 352 oC arasındaki homojenleşme sıcaklıkları, alterasyon türleri ve metal


birlikteliklerine göre, bölgedeki cevherleşmeler düşük sülfürlü epitermal bir
sistemin ürünüdür.

ii
TYPE PROPERTIES OF AKÇATAŞ GOLD - URANIUM - ANTIMONY
MINERALIZATION (HACIBEKTAŞ - NEVŞEHİR)
Tahir İnan Turan

ABSTRACT

Akçataş Granite is located at the southern part of the Kırşehir Massif. Gold,
uranium and antimony enrichment have taken place within the Cretaceous
Akçataş Granite as a result of hydrotermal processes succeeding structurally
controlled deformations.

The gold and antimony enrichments in the study area are formed in relation with
quartz which is found as matrix in the breccia zones of the granites. The
hydrothermal solutions that lead to gold mineralization have also caused
kaolinitazion, sericitization and silisification. In the quartz matrix silver,
arsenopyrite, pyrite and zeunerite are also found as ore minerals with gold. A
positive correlation exists between Au content with the ranges 40-1270 ppb and
As content with the 20-6950 ppm.

An antimonite vein in Central Anatolian Massif is found for the first time within
Akçataş Granite. In the breccia zone antimony ochre, sfalerite and pyrite are also
found with antimonite in the outcropping vein. The wall rock alteration types are
kaolinization and silisification. Maximum Sb content of drilling samples is 577 ppm.

With fluid inclusion studies, homogenization temperature ranges of 170-298 oC are


measured for the Sb-rich samples while the measured range is 205-352 oC for the
Au and Sb-rich samples. Homogenization temperature values of Sb-rich samples
o
concantrate between 200-270 C while Au and Sb-rich samples have
homogenization temperature values that concantrate between 200-270 oC and
300-350 oC. Au and Sb-rich samples also contain more then 6000 ppm As. The
results of chemical analyses and fluid inclusion studies indicate that Sb and Au
enriched in two different phases.

iii
Primary and secondary uranium minerals are observed in Akçataş Granite. All of
the determined uranium minerals occure in breccia zones. Secondary zeunerite
and Y-rich uraninite also exist with primary uraninite.

Secondary gold mineralizations at surface alteration zones are found in the study
area. The gold, dissolved from the primary enrichments by a H+, O2, Cl- rich
solution is enriched in surface alteration zones. Zeunerite wich is a product of
secondary uranium mineralization also occures at the same location. It is assumed
that the formation of secondary gold enrichements and zeunerite mineralizations
are the results of the same hydrothermal activity.

Due to the homogenization temperatures of 170 – 352 oC, alteration types and
metal paragenesis, gold and antimony mineralizations are the product of a low
sulfidation type epithermal system.

iv
TEŞEKKÜR

Akçataş altın-uranyum-antimuan cevherleşmesinin tip özellikleri konulu bu çalışma


MTA Genel Müdürlüğü Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı tarafından
yürütülen Ürgüp Polimetal Etütleri Kampı’nın çalışmalarından yaralanılarak
yapılmış olup, 2009-20011 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Jeoloji
Mühendisliği Bölümünde Doç. Dr. Yurdal GENÇ'in danışmanlığında yüksek
mühendislik tezi olarak hazırlanmıştır.

Öncelikle beni öğrencisi olarak kabul eden ve tezin her aşamasında bilgi ve
desteğini esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Yurdal GENÇ'e (H.Ü),

XRD analizlerinin incelenmesindeki katkısıyla Prof. Dr. Abidin TEMEL’e (HÜ),


paleontolojik incelemelerdeki desteğiyle Prof. Dr. U. Kağan TEKİN’e (HÜ),
petrografik incelemelerdeki yardımlarıyla Doç. Dr. Üner ÇAKIR’a (HÜ) ve Dr. Erdal
ŞEN’e (HÜ),

Teknik destek ve yardımlarından dolayı başta Halil TÜRKMEN (MTA) olmak üzere
bu projede görev alan tüm MTA çalışanlarına, sıvı kapanımı çalışmaları ve
tezimdeki katkılarından dolayı Dr. Ebru COŞKUN’a (MTA), SEM incelemelerindeki
destekleriyle Dr. Evren ÇUBUKÇU’ya (HÜ) ve Okan ZİMİTOĞLU’na (MTA),
yazılımlar konusundaki yardımlarıyla Araş. Gör. Deniz ÖZBEK’e (HÜ), arazi
çalışmalarında beni yalnız bırakmayan Orçun BAŞER’e,

Değerli katkı ve yorumları için tez jüri hocalarım Prof. Dr. Taner ÜNLÜ'ye (AÜ),
Prof. Dr. Cem SARAÇ'a (HÜ), Prof. Dr. Erkan AYDAR’a (HÜ) ve Doç. Dr. Tekin
YÜRÜR'e (HÜ),

Çalışmanın her aşamasında beni destekleyen ailem ve arkadaşlarıma,

Teşekkür ederim.

Tahir İnan TURAN (HÜ)

v
İÇİNDEKİLER DİZİNİ

ÖZ ............................................................................................................................i
ABSTRACT ............................................................................................................ iii
TEŞEKKÜR .............................................................................................................v
İÇİNDEKİLER DİZİNİ..............................................................................................vi
ŞEKİLLER DİZİNİ.................................................................................................. vii
ÇİZELGELER DİZİNİ...............................................................................................x
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................. xi

1.GİRİŞ ................................................................................................................. 1
1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı....................................................................................1
1.2 Çalışma Yöntemleri ......................................................................................... 1
1.3. Çalışma Alanın Tanıtılması............................................................................. 3
2.1. Önceki Çalışmalar.................................................................................................... 5
2.JEOLOJİ ............................................................................................................ 9
2.2. Bölgesel Jeoloji................................................................................................. 9
2.3. Çalışma Alanının Genel Jeolojisi.............................................................................12
2.2.1. Stratigrafi...................................................................................................... 12
2.2.2. Tektonizma .................................................................................................. 16
2.2.3. Çalışma Bölgesindeki Kayaç Birimleri..................................................................18
2.2.3.1. Güllüce Formasyonu ......................................................................................18
2.2.3.2. Akçataş Graniti................................................................................ 22
2.2.3.3. Kızıltepe Volkanikleri....................................................................... 25
2.2.3.4. Akmezardere Formasyonu.............................................................. 28
2.2.3.5. Yüksekli Formasyonu...................................................................... 30
2.2.3.6. Karaburna Bazaltları ....................................................................... 30
3. CEVHERLEŞME VE ALTERASYON ÖZELLİKLERİ ............................................. 32
3.1. Uranyum Cevherleşmesi................................................................................... 34
3.2. Antimuan Cevherleşmesi.................................................................................. 38
3.3. Sondaj Verileri ve Loglarının Değerlendirmesi .................................................... 39
3.3.1. NHS1 Sondajı .............................................................................................. 42
3.3.2. NHS 2 Sondajı.............................................................................................. 47
3.3.3. NHS 6 Sondajı.............................................................................................. 51
3.3.4. NHS 8 Sondajı.............................................................................................. 55
3.3.5. Diğer Sondaj Verileri ..................................................................................... 58
4.SIVI KAPANIM ÇALIŞMALARI............................................................................. 61
4.1. NHS 6/28 ....................................................................................................... 61
4.2. NHS 8/4.......................................................................................................... 65
4.3. NHS 4/14 ....................................................................................................... 67
4.4. NHS 4/15 ....................................................................................................... 70
4.5. Sıvı Kapanımı Sonuçlarının Değerlendirmesi .................................................. 72
5. SONUÇ VE YORUMLAR .................................................................................... 75
6. KAYNAKLAR ..................................................................................................... 78

EKLER
ÖZGEÇMİŞ

vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa No
Şekil 1.1. Çalışma alanının yer bulduru ve yakın çevresinin genel jeoloji haritası
(1/500000 ölçekli jeoloji haritasından güncellenerek alınmıştır.)............... 4
Şekil 2.1 Orta Anadolu Masifinin Jeolojik Konumu (1/2000000 ölçekli Türkiye
jeoloji haritasından sadeleştirilerek alınmıştır.) ........................................11
Şekil 2.2. Çalışma alanının jeoloji haritası. (Aydın, 1984rten değiştirilerek
alınmıştır.)................................................................................................14
Şekil 2.3. Çalışma alanının stratigrafik istifi (Aydın, 1984’ten değiştirilerek
alınmıştır).................................................................................................15

Şekil 2.4. Salanda Fayının Karaburna Bazaltları üzerinde meydana getirdiği atım
(Güneybatıya bakış) ................................................................................16
Şekil 2.5. 627768D - 4304356K lokasyonundaki aplitin görünümü....................... 17
Şekil 2.6. Akmezar Dere kıyısında, kumtaşları içinde gözlenen olası bir fay (Batıya
bakış).......................................................................................................18
Şekil 2.7. Güllüce Formasyonuna ait gnayslardaki mikro faylanma......................19
Şekil 2.8. NHS12/9 numaralı örnekte gözlenen granat içinde biyotit kapanımları 20
Şekil 2 9. NHS12/9 numaralı örnekte gözlenen sillimanit yığışımları....................20
Şekil 2.10. NHS 12/13 numaralı örnekte belirlenen kuvars ve diyopsit yığışımları 21
Şekil 2.11. NHS12/16 numaralı örnekte gözlenen ortopiroksen minerali ve genel
kesit görüntüsü ........................................................................................22
Şekil 2.12. 2-3 cm boyutlarında ortoklaz içeren, mafik mineralleri çoğunlukla
amfibol olan, yaygın litolojiyi temsil eden porfirik dokulu granitin görüntüsü
.................................................................................................................23
Şekil 2 13. Akçataş Graniti’ni kesen aplitin çevresinde gözlenen arenitleşme......23
Şekil 2.14. HT12 numaralı porfirik dokulu granit türündeki örnekte ortoklaz içinde
gözlenen plajiyoklaz. biyotit ve hornblend kapanımları ............................24
Şekil 2.15. HT39 numaralı alkali feldspat granit türündeki örneğin feldspat
minerallerinde gözlenen killeşme.............................................................25
Şekil 2.16. Kızıltepe Volkaniklerinin genel görünümü ...........................................26
Şekil 2.17. a) HT42 no:lu örnekte, sanidinde gözlenene karbonatlaşma (2. nikol)
b) HT42 no:lu örnekte, sanidinde gözlenen serisitleşme (2. nikol), c)HT43
no’lu örnekte, plajiyoklazda gözlenen karbonatlaşma (1. nikol), d) HT 42
no’lu örnekte, sanidinde gözlenen silisleşme (2. nikol) ............................28
Şekil 2.18. Akmezardere Formasyonuna ait andezit bloklu konglomera ..............29
Şekil 2.19 Karbonat matriksli. içinde Assilinasp ..köşeli kuvarslar ve ortoklaz
bulunan HT36 numaralı kumtaşı örneğinin ince kesit görüntüsü (2. nikol)
.................................................................................................................29
Şekil 2.20. Kale Tepe çevresinde Akçataş Graniti ve Karaburna Bazaltlarının
dokanağı..................................................................................................30
Şekil 2.21. Karaburna Bazaltlarından alınan, HT40 numaralı örnekte tespit edilen
1. dizi girişim renkli plajiyoklaz ve yüksek mertebe girişim renkli
klinopiroksen minerallerinin ince kesit görüntüsü (2. nikol) ......................31
Şekil 3.1. Çalışmada en yüksek altın değerlerini tespit edildiği, silisleşmiş ve
killeşmiş breşten oluşan KB-GD doğrultulu Balık Sırtı Kayası (kuzeye
bakış ........................................................................................................32
Şekil 3.2. Antimonit damarının bulunduğu, killeşme ve az oranda silisleşme
gösteren KD-GB doğrultulu yarma ve (kuzeybatıya bakış) ......................32

vii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Sayfa No
Şekil 3.3. Balık Sırtı Kayası üzerinden alınan HT22 numaralı kil matriksli kuvars
taneli breş örneğinin ince kesit görüntüsü (1. nikol).................................33
Şekil 3.4. Akçataş Köyü çevresinde tespit edilen breş zonlarına ait Google Earth
görüntüsü ve bu bölgelerden alınan yüzey örneklerinin konumları ..........33
Şekil 3.5. Balık Sırtı Kayası üzerinde gözlenen ikincil uranyum cevherleşmesi ...34
Şekil 3.6. HT22 numaralı örnekten sıyrılarak alınan zoyneritin a) SEM
görüntüsü b)EDS analizi görüntüsü .........................................................35
Şekil 3.7. Gri-yeşil renkte, dilinimleri belirgin zoyneritin parlatma görüntüsü........36

Şekil 3.8. Mavi, pembe, san renk tonlarında görünen zoyneritin parlatma
görüntüsü.................................................................................................37
Şekil 3.9. HT22 parlatmasında SEM ve üstten aydınlatmalı mikroskop
görüntülerinin karşılaştırması a) SEM görüntüsü b) 4X objektif görüntüsü
c) 10X objektif görüntüsü d) 20X objektif görüntüsü ................................38
Şekil 3.10. Antimonit damarı ................................................................................38
Şekil 3.11. H (Sb)-1 numaralı parlatmada gözlenen pirit, sfalerit, antimuan okr
mineralleri ................................................................................................39
Şekil 3.12. Granitler üzerindeki yapılan sondajların oluşturduğu hatlar................40
Şekil 3.13. Sondaj lokasyonları ............................................................................41
Şekil 3.14. NHS 1 sondajının 88-94 metreleri arasında gözlenen kuvars matriksli
breş zonunun görüntüsü ..........................................................................43
Şekil 3.15. NHS 1/13 (25. m) örneğinde gözlenen serisitleşme, silisleşme ve
killeşme (2. nikol) .....................................................................................43
Şekil 3.16. NHS 1 sondajında 1270 ppb altın değeri tespit edilen kuvars matriksli
breşik seviye (93.40 m)............................................................................44
Şekil 3.17. NHS 1/44 örneğinde belirlenen serbest haldeki gümüş minerali ........45
Şekil 3.18. NHS 1/44 örneğinde belirlenen pirit içinde kapanım haldeki nabit
gümüş minerali ........................................................................................45
Şekil 3.19. NHS 1 sondaj logu ve Au, As element dağılım grafiği ........................46
Şekil 3.20. NHS 2 Sondaj logu ve Au, As element dağılım grafiği .......................48
Şekil 3.21. NHS 2/133 örneğinde gözlenen serisitleşme, karbonatlasma ve
killeşme....................................................................................................49
Şekil 3.22. NHS 246 örneğinin ince kesit ve SEM görüntüleri a) Kil matriks içinde
kuvars taneleri (2.nikol),) SEM'de tespit edilen zoynerit tanesi, c)
SEM'de tespit edilen elektrum tanesi .......................................................51
Şekil 3.23. NHS 6/9 örneğinde tespit edilen uraninitin EDS analizi ile yapılan
elementel harita görüntüsü ......................................................................53
Şekil 3.24. NHS 6/9 örneğinin SEM incelemesinde tespit edilen amalgam..........53
Şekil 3.25. NHS 6 Sondaj logu ve Au, Sb element dağılım grafiği .......................54
Şekil 3.26. NHS 8/2 örneğinde gözlenen karbonatlaşma ve silisleşme (2. nikol) .55
Şekil 3.27. NHS 8/4 örneğinde gözlenen Y:ca zengin uraninitin EDS analizi ile
yapılan elementel harita görüntüsü..........................................................56
Şekil 3.28. NHS 8 sondaj loğu ve Au. Sb element dağılım grafiği........................57
Şekil 3.29. NHS 8/4 örneğinde gözlenen piritler etrafında gelişmiş arsenopitler ve
gümüş kristaline ait SEM görüntüsü ........................................................58
Şekil 3.30. NHS 9 sondajında 165.80 m’de gözlenen kuvars matriksli, breş
parçaları içeren gümüş içerikli zon...........................................................59

viii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor)
Sayfa No
Şekil 3.31. NHS10 sondajında 102. m’ de gnayslar içinde gözlenen piritli kuvars
damarı .....................................................................................................60
Şekil 4.1. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarında görülen iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımla ................................................................................................62
Şekil 4 2. NHS 6/28 no'lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı ......63
Şekil 4.3. NHS 8/4 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlardan
ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı...............................66
Şekil 4.4. NHS 4/14 nolu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar.67
Şekil 4.5. NHS 4/14 no'lu örneğin kuvarslarında tek başına /izole şekilde görülen
birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar ...........................................68
Şekil 4.6. NHS 4/14 no'lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı ......69
Şekil 4.7. NHS 4/15 no'lu örneğin kuvarslarında kristal düzlemine paralel dizilim
gösteren iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar ...................................................70
Şekil 4.8. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
.kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı .....71
Şekil 4.9. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin
dağılımı ....................................................................................................73
Şekil 4.10. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki birincil kökenli
iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen tuzluluk (%NaCI eşdeğeri)
değerlerinin dağılımı ................................................................................74

ix
ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 4.1. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.........................62
Çizelge 4.2. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımların son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve tuzluluk (%NaCl
eşdeğeri) değerleri...................................................................................63
Çizelge 4.3. NHS 6/28 no’lu örneğin baritlerindeki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda
ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri .................................................64
Çizelge 4.4. NHS 8/4 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri...........................66
Çizelge 4.5. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri...........................68
Çizelge 4.6. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki birincil kökenli iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve
tuzluluk (%NaCl eşdeğeri) değerleri ........................................................70
Çizelge 4.7. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri...........................71
Çizelge 4.8. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki birincil kökenli iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve
tuzluluk (%NaCl eşdeğeri) değerleri ........................................................72
Çizelge 4.9. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri........73
Çizelge 4.10. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki birincil
kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen tuzluluk (%NaCl eşdeğeri)
değerleri...................................................................................................74

x
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

MTA : Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü


HÜ : Hacettepe Üniversitesi
AÜ : Ankara Üniversitesi
µm : Mikrometre
mm : Milimetre
cm : Santimetre
m : Metre
km : Kilometre
my : Milyon yıl
cps : Count per second
ppm : Parts per million
ppb : Parts per billion
kb : Kilobar
o
C : Santigrad derece
vd. : ve diğerleri
Au : Altın
As : Arsenik
Sb : Antimuan
U : Uranyum
Y : Yttrium
Ag : Gümüş
Hg : Civa
P : Fosfor
Cu : Bakır
K : Potasyum
O : Oksijen
H : Hidrojen
Cl :Klor
N : Azot
Na : Sodyum
F : Flor

xi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam ediyor)

Ba : Baryum
Pb : Kurşun
Ar : Argon
Th oC :Homojenleşme Sıcaklığı
TmoC : Ergime Sıcaklığı
ThH2O :Su homojenleşme sıcaklığı
TmH2O :Son buz ergime sıcaklığı
Te :Ötektik sıcaklık
XRD : X-lşını Kırınımı
SEM : Scanning Electron Microskope
EDS : Energy Dispersive Spectroscopy
sp : Speciest (Tür)
Q : Kuvars
Plj : Plajiyoklaz
Ort : Ortoklaz
Hnb : Hornblend
Kbnt : Karbonat
Dyp : Diyopsit
Bio : Biyotit
Grt : Granat

xii
1.GİRİŞ

1.1. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Kırşehir Masifi bugüne kadar birçok araştırmacı tarafından çalışılmış, önemli


maden yatak ve zuhurlarına (demir, kurşun-çinko, bakır-molibden, florit, altın)
sahiptir. Yapılan bu çalışmalar genellikle masifin kuzey kesimlerinde
yoğunlaşmakta olup güney kesimlerinde maden yataklarına yönelik çalışmalar
sınırlıdır. Bu bölgede Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından
yapılan yüzey jeokimyası ve genel jeoloji çalışmaları sonucunda önemli veriler
elde edilmiştir. Bu verilerden en önemlileri Akçataş Graniti’nde (Nevşehir-
Hacıbektaş) gözlenen alterasyonlar, jeokimyasal çalışmalarda elde edilen altın
anomalileri ve yüzeyde tespit edilen antimonit damarıdır. Daha önce varlığı
bilinmeyen antimonit damarlarının bu bölgede bulunması bölge metalojenisi
açısından özel bir önem arz etmektedir. Bu veriler ışığında bölgede MTA
tarafından 2009 yılında sondaj çalışmaları başlatılmış ve 9 ayrı lokasyonda toplam
1780 m. karotlu sondaj yapılmıştır. 2010 yılı sondaj çalışmalarında ise 5 ayrı
lokasyonda toplam 1372 m karotlu sondaj yapılmıştır. Yapılan toplam karotlu
sondaj uzunluğu 3152 m’dir.

MTA ile işbirliği içinde yürütülecek bu yüksek lisans tezi kapsamında aşağıdaki
çalışmaların yapılması amaçlanmıştır;
1) Bölgenin genel jeolojisine yönelik daha önce yapılan jeolojik haritanın maden
jeolojisine yönelik revizyonu.
2) Bölgedeki kayaçlar ve sondaj karotlarının mineralojik ve petrografik özelliklerinin
saptanması.
3) Cevherleşmelerin tip özelliklerinin belirlenmesi ve bölgede mevcut olabilecek
benzer yatakların aranmasına temel olacak kriterlerin saptanması.

1.2 Çalışma Yöntemleri

Yüksek lisans tez çalışması arazi ve laboratuvar-büro çalışmaları olarak iki


aşamadan oluşmaktadır.

1
Arazi çalışmalarında tez bölgesi olan Nevşehir- Hacıbektaş ilçesinin güney
kesiminde maden jeolojisine yönelik haritalama, cevherli ve altere bölgelerin
tespiti, bölgedeki kayaçların petrografik özelliklerinin belirlenmesi için kayaçların
örneklenmesi işlemleri yapılmıştır.

Arazi çalışmalarında alınan 43 adet yüzey örneğinin 25 adetinden H.Ü. Jeoloji


İncekesit ve Parlatma Laboratuvarı’nda incekesit yapılmış ve petrografi-alterasyon
özellikleri ve olası cevherleşmeleri tespit etmek amacıyla incelenmiştir. İncekesit
incelemeleri sonucunda 3 adet yüzey örneğinden cevher minerallerinin tespiti için
parlatma hazırlanmıştır. Parlatmalar üstten aydınlatmalı mikroskopta ve MTA SEM
laboratuvarında incelenmiştir. Yine 43 adet yüzey örneğinden 12 tanesinin
mineralojik birleşimlerinin ve alterasyon özelliklerinin belirlenmesi için H.Ü.
laboratuvarlarında XRD analizleri yapılmıştır.

Bölgede MTA tarafından gerçekleştirilen 14 adet sondajın karotlarının incelenmesi


ve sondaj loglarının hazırlanması işlemi MTA Ürgüp Kampı’nda gerçekleştirilmiştir.
Bu incelemeler sırasında 145 adet örnek alınmış ve bu örneklerden yüzey
örneklerine uygulanan prosedürle aynı şekilde, 110 adet ince kesit ve 35 adet
parlatma hazırlanmıştır. Sondaj karotlarından ve yüzey örneklerinden yapılan tüm
incekesit ve parlatma numunelerinin incelenmesinde Leica DM 2500 P mikroskop
kullanılmıştır.

Sistematik olarak alınan sondaj karot örneklerinin metalik element analizleri, MTA
laboratuvarlarında yapılmıştır. Bu kimyasal analizlere dayanarak deteksiyon limiti
olan 40 ppb üzerinde Au değerine sahip fakat mikroskobik olarak altının
gözlenemediği 3 adet örnek H.Ü. SEM laboratuarında incelenmiştir.

Kimyasal analizlerde Au ve Sb anomalisi gözlenen 6 adet örnekte, cevherleşmeye


sebep olan hidrotermal çözeltinin özelliklerinin belirlenmesi amacıyla sıvı kapanımı
çalışmaları yapılmıştır.

Sıvı kapanım çalışmaları, Hacettepe Üniversitesi Cevher Mikroskobisi Sıvı


Kapanım Laboratuvarında ve MTA Genel Müdürlüğü, MAT Dairesi, Mineraloji-
Petrografi Araştırmaları Koordinatörlüğü Sıvı Kapanım Laboratuvarında Linkam

2
MDSG 600 (motorize) ve THMS 600 ısıtma ve soğutma sistemi kullanılarak
yapılmıştır. Isıtma ve soğutma tablası, Leica DM 2500 M model mikroskoba
monte edilmiştir. İncelemeler için 20x ve 50x büyütmeli objektifler tercih edilmiştir.
Linkam tablasının sıcaklık aralıkları -196 oC ile 600 oC arasında değişmektedir.
Isıtma ve soğutma hızı 0.1 oC/dakika 'den, 150 oC/dakika 'ye kadar çıkmaktadır.
Yapılan mikrotermometrik çalışmalarda ısıtma hızı kuvars mineralleri için 5-35
o
C/dakika arasında değişmektedir. Soğutma analizlerinde faz değişimlerinin iyi
gözlenebilmesi için hız, çoğunlukla 1-15 oC/dakika arasında seçilmiştir. Soğutma
işlemlerinde sıvı azot (N2) kullanılmıştır.

Cihaz, sentetik saf H2O, H2O-CO2 ve H2O-NaCl sıvı kapanım standartları ile
kalibre edilmiştir. Bu standartlarla yapılan deneylerde sıvı kapanım
jeotermometresi için doğruluk (accuracy) ölçümleri; H2O homojenleşme sıcaklığı
(ThH2O) için ± 0.4oC, H2O son buz ergime sıcaklığı (TmH2O) için ± 0.1 oC, H2O-NaCl
ötektik sıcaklığı (Te) için ±0.8oC olarak bulunmuştur.

Mikrotermometrik analizlerde iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların tuzluluk değerleri


Bodnar (1993)’ın eşitliği kullanılarak hesaplanmaktadır. Bu eşitliğe göre;
Tuzluluk (%NaCl eşdeğeri)=0.00+1.78θ- 0.0442θ2+0.000557θ3’dür.
Eşitlikte θ’ nın yerine son buz ergime sıcaklık değeri konulmakta ve tuzluluk
değerleri bu şekilde bulunmaktadır.

1.3. Çalışma Alanın Tanıtılması

Çalışma alanı Nevşehir ili Hacıbektaş ilçesi ile Karaburna kasabası arasında kalan
Akçataş, Aşıklar, Topayın, Anapınar köylerini kapsayan alanda, K32-b2, K32-b3
K33-a1, K33-a4, paftaları içindedir.

Çalışma alanı jeolojik olarak Orta Anadolu Masifi (OAM)’nin Kırşehir bölümünün
güney kesiminde bulunmaktadır.

Topoğrafik olarak genellikle düz ve yüzleklerin sınırlı olduğu coğrafyada, ekin


tarlaları ve üzüm bağları geniş alanlar kaplamaktadır.

3
Şekil1.1. Çalışma alanının yer bulduru ve yakın çevresinin genel jeoloji haritası
(1/500000 ölçekli jeoloji haritasından güncellenerek alınmıştır.)

4
1.4. Önceki Çalışmalar

Lebküchner (1953) Kayseri, Avanos ve Ürgüp dolaylarında jeolojik etüt çalışması


yapmıştır.

Erguvanlı (1954) Yerköy – Avanos – Nevşehir – Kesikköprü – Kırşehir arasında


kalan bölgenin 1/100000’lik genel jeoloji haritasını hazırlamış, ayrıca bölgenin
hidrojeoloji ve ekonomik jeolojisine yönelik çalışmalarda bulunmuştur.

Ayan (1963) Kaman’ın kuzeydoğusunda yaptığı petrografik çalışmalarda bölgedeki


metamorfiklerin (mermer, mikaşist, kuvarsşist) yaşının Permiyen ve daha yaşlı
olduğunu, Baranadağ ve çevresindeki plutonik kayaçların iki farklı magmadan
oluştuğunu ortaya koymuş ve Baranadağ Plutonu’ndan aldığı zirkon örneği
üzerinde yaptığı radyometrik yaş çalışmaları sonucu 54 my değerini elde etmiştir.

Ketin (1963) 1/500000 ölçekli Kayseri paftası revizyonunda, OAM


metamorfiklerinin en genç seviyesi olarak mermerlerin Jura yaşlı, alt seviyelerin
ise Paleozoyik yaşlı olduğunu belirtmiştir. OAM’ deki asidik ve bazik karakterdeki
plutonların Laremiyen Orojenezi’ne bağlı olarak, Üst Kretase’den sonra meydana
geldiklerini öne sürmüştür.

Saydamer (1964) Mucur-Hacıbektaş–Avanos–Ürgüp–Gülşehir–Boğazlıyan–


Kozaklı civarındaki bölgede genel potasyum oksit (K20) prospeksiyonuna yönelik
çalışmasında, bölgenin 1/100000 ölçekli genel jeoloji haritasını hazırlamıştır.

Bingöl (1974) Kırşehir bölgesi metamorfiklerinin orta basınç–yeşilşist fasiyesinde


oluştuklarını ileri sürmüştür.

Erkan (1975, 1976a, b, 1977, 1978, 1981) Kırşehir yöresinde yaptığı petroloji ve
petrografi ağırlıklı çalışmasında bölgedeki metamorfik kayaçları mermer, kalkşist,
kuvarsit, kuvarsşist, mikaşist, kalksilikatik gnays, gnays ve amfibolit olarak
ayırtlamıştır.

5
Seymen (1981a, b, 1982, 1983, 1984, 2000) Orta Anadolu Masifi (OAM)’ nin
Kırşehir bölgesinde, özellikle Kaman çevresinde yüzeylenen metamorfik birimleri
Kaman grubu olarak adlandırmış ve kendi içinde Tamadağ, Kalkanlıdağ ve
Bozçaldağ formasyonlarına ayırmıştır. Bölgedeki metamorfikler üzerinde yaptığı
çalışmada metamorfizma derecesinin kuzeybatı yönünde artış gösterdiğini
söylemiştir. 4 farklı metamorfizma zonuna ayırdığı birimlerin Mesozoyik öncesi
yükselerek bugünkü içyapısını kazandığını belirmiştir.

Aydın (1984,1991) Akçataş Graniti’ni tanımladığı çalışmasında Hacıbektaş ile


Gümüşkent arasında kalan bölgede jeolojik ve petrografik incelemelerde
bulunmuştur. Bölgede en yaşlı birimi metamorfik kayaçlardan oluşan Tamadağ
Formasyonu olarak belirlemiş ve Tamadağ Formasyonu’nu kesen Akçataş
Graniti’nde granit, ortoklaz granit, oligoklazlı ortoklaz granit, granodiyorit,
kuvarsdiyorit, siyenit, monzonit, kuvarsmonzonit, monzodiyorit olmak üzere 9 farklı
kayaç türü belirlemiştir. Bölgede anklav ve damar kayaçlarının varlığından da
bahseden araştırmacı, damar kayaçlarını granit aplit, granit porfir, diyorit porfirit
olarak ayırmış ve granit – granodiyoritler içinde gözlenen anklavların plutonik
kayaçlarla aynı kökenden olduğunu ileri sürmüştür.

Atabey vd. (1987) Ortaköy–Tuzköy bölgesinin jeolojik etüdünü yapan


araştırmacılar metamorfik kayaçlardan oluşan Tamadağ Formasyonu’nu,
Tamadağ Formasyonu’nu kesen Panlı Graniti’ni ve bu birimleri örten denizel
kökenli, Lütesiyen yaşlı Akmezardere Formasyonu’nu belirlemişlerdir.
Akmezardere Formasyonu üzerine uyumsuzlukla gelen Oligosen yaşlı karasal,
akarsu – göl kökenli Avcıköy Formasyonu, Miyosen yaşlı gölsel Tuzköy
Formasyonu, Üst Miyosen – Pliyosen yaşlı akarsu çökeli olan Peçenek
Formasyonu’ndan oluşan bir istif ortaya koymuşlar ve bunların üzerine Kuvaterner
yaşlı Kızılırmak çakıltaşları ile çakıltaşlarından daha genç bazaltların geldiğini
söylemişlerdir.

Göncüoğlu vd. (1991, 1992, 1993) Orta Anadolu Masifi’nin batı ve orta bölümünün
genel jeolojisine yönelik çalışmalar yapmışlardır.

6
Genç ve Yürür (2010) Araştırmacılar Konya ve Yozgat şehirleri arasında kalan
bölgedeki çalışmaları sonucunda, Orta Anadolu’da Geç Kretase döneminden
itibaren açılma rejiminin etkin olduğunu, bölgede daha önce kabuksal yaklaşmanın
kanıtı olarak sunulan kıvrım ve bindirmelerin gravitasyonel etkiyle oluştuklarını
söylemişlerdir.

Reul (1954) Kayseri’ nin doğu ve batısında bulunan linyit zuhurlarını çalışmıştır.

Becker (1956) Hacıbektaş ile Gülşehir arasında kalan bölgenin jeolojik etüdünü
yapmış ve linyit potansiyelini araştırmıştır.

Rondot (1956) Kaman kuzeybatısında Çelebidağ skarn zonundaki şelit oluşumunu


incelemiş ve Kırşehir Masifi’nde işletilebilir tenörde şelit yataklarının olabileceğini
ileri sürmüştür.

Kayakıran (1979) Gülşehir bölgesi kaya tuzlası etüdünü hazırlamıştır.

Uçakcıoğlu (1987) Nevşehir-Gülşehir ve civarında yaptığı uranyum arama


çalışmasında Akçataş Graniti’nde yüzeyde otonit- torbernit oluşumlarından
bahsetmiş ve yüzeyde 1000-15000 cps aralığında radyoaktivite değerleri
ölçmüştür. Bunun üzerine yapılan sondaj çalışmalarında 400-3000 cps aralığında
radyoaktivite değerleri ölçmüştür.

Genç (2001) Pöhrenk (Çiçekdağı–Kırşehir) florit yatağının yapısal, dokusal ve


temel jeolojik özelliklerini inceleyerek, cevherleşmenin düşük sıcaklık–basınç
koşullarında, hidrotermal ve sedimanter diyajenetik koşulların etkisi altında
oluştuğunu ortaya koymuştur.

Genç ve Türkmen (2002) Savcılıebeyit, Karaabalı ve Fakılı bölgeleri (Kırşehir)


arasında kalan alanda gözlenen altınlı kuvars damarları üzerinde yaptığı
çalışmalarda, damarları oluşturan çözeltilerin metamorfik ve meteorik kökenli
olduğunu ve bu çözeltilerin hareketinin, metamorfik birimlerin yükselmesi sırasında
gerçekleşen tektonik olaylar olduğunu ifade etmişlerdir.

7
Genç vd. (2003) Çayağzı–Terziali metamorfitleri üzerinde yaptıkları çalışmalarda
altta gnays-mermer-şist ardalanması ve mermerlerin üzerine, kuvarsit ve
silisleşmiş mermerlerle karakterize olan uyumsuzlukla, kuvarsit, mermer ve
amfibolit arabantları içeren mikaşistlerden oluşan bir stratigrafik dizilim
belirlemişlerdir. Yüksek altın değerleri uyumsuzluk düzleminde bulunan silisleşmiş
mermerler ve üzerlerindeki şistlerin paleo-yüzeysel bozunmalarına bağlı geliştiğini
belirtmiş ve mermerlerin silisleşmesine bağlı olarak 1 ppm’e kadar, paleo-yüzeysel
bozunmalara bağlı olarak 4 ppm’e kadar altın değerleri elde etmişlerdir.

Genç vd. (2003) Eosen ve Miyosen sedimanları arasındaki uyumsuzluğa bağlı


olarak oluşan Pöhrenk (Çiçekdağı–Kırşehir) florit yatağında, karbonat ve florit
minerallerindeki sıvı kapanımlarındaki suların hidrojen ve oksijen izotoplarını
incelemişlerdir. Bu çalışmanın sonucunda florit oluşumunun, formasyon suyunun
paleokarst ortamındaki sirkülasyonuna bağlı olarak geliştiğini söylemişlerdir.

Genç vd. (2006) Pöhrenk (Çiçekdağı–Kırşehir) florit, barit, kurşun yatağının


kökenini tespite yönelik hidrojen, karbon ve oksijen izotopu çalışmaları
yapmışlardır. Bu çalışmalar sonucunda cevherleşmeyi oluşturan çözeltinin
sıcaklığını 58-154 oC, tuzluluk oranın ise kütlece %14–21 olarak belirlemişlerdir.

Delibaş vd. (2011) Karacaali Magmatik Kompleksi’nde meydana gelen magma


karışımı ve karışmazlıklarının cevherleşmeler üzerinde etkilerini araştıran
çalışmacılar, oksitlenmiş, demir ve bakırca zengin bazik bir magma ile kısmen
kristallenmiş asidik bir magmanın kısmi karışımının, demiroksitçe zengin bir
eriyiğin ani seperasyonunu tetiklediğini tespit etmişlerdir.

8
2. JEOLOJİ

2.1. Bölgesel Jeoloji

Orta Anadolu Masifi jeolojik olarak; kuzeyde İzmir-Ankara-Erzincan Sütur Zonu,


batıda Tuz Gölü Fayı, doğuda Ecemiş Fayı ile sınırlanan üçgen bir alanda,
Kayseri, Kırşehir, Yozgat, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Sivas, Kayseri, Aksaray
yerleşim merkezlerini içine alır. (Şekil 2.1.)

Orta Anadolu Masifi (Erkan, 1981) çeşitli araştırmacılar tarafından Orta Anadolu
Kristalin Temeli (Tolluoğlu ve Erkan, 1989), Orta Anadolu Kristalin Kompleksi
(Erler ve Bayhan, 1995), gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Orta Anadolu Masifi
metamorfik birimlerin gözlendiği Kırşehir, Yozgat-Akdağmadeni, Niğde’de de
bulunan bölümleri kendi bölge adlarıyla Kırşehir Masifi, Yozgat-Akdağmadeni
Masifi ve Niğde Masifi olarak anılırlar.

Orta Anadolu Masifi’nin temelini mermer, kuvarsit, kalkşist, amfibolşist,


mikaşistlerden oluşan metamorfik birimler oluşturur. Bu metamorfik birimler
değişken kimyasal özellikler gösteren granitoidler, ve bu granitoidlerden daha genç
volkanik birimler tarafından kesilir. Bu birimler sığ denizel, gölsel, karasal
karakterdeki sedimanter birimler tarafından üzerlenirler. İstif, Kuvaterner yaşlı
volkanikler ve genç çökellerle örtülür.

Orta Anadolu Masifi’nin temelini oluşturan metamorfitler Kaman Grubu’nda en altta


Kalkanlıdağ Formasyonu, onun üzerinde Tamadağ Formasyonu ve en üstte
Bozçaldağ Formasyonu ile temsil edilir. Kalkanlıdağ Formasyonu gnays, biyotit-
piroksen-amfibol-kuvars-kalksilikatik şist ve kuvarsitlerden, Tamadağ Formasyonu
ise mermer-şist ve gnayslardan oluşmaktadır. Bozçaldağ Formasyonu ise çeşitli
karakterdeki mermerlerle temsil edilir Seymen (1981a, b,1982, 1984, 2000).
Benzer istifler Göncüoğlu (1977) ve Erkan (1975) tarafından da ortaya
konulmuştur. Göncüoğlu (1977) Niğde Masifi’nin batısında yaptığı çalışmada
metamorfitleri Gümüşler, Kaleboynu ve Aşıgediği metamorfitleri olarak 3’e
ayırmıştır. Erkan (1975) ise Kırşehir yöresinde metamorfitleri mineralojik
özelliklerine göre 3 zona ve 8 farklı kayaç türüne ayırmıştır.

9
Orta Anadolu Masifi metamorfitlerinin stratigrafisi hakkında farklı bir görüş Genç
(2003) tarafından ortaya konulmuştur. Kırşehir metamorfitleri için alttan üste,
amfibolit ve migmatik gnayslar içeren Yağmurlu Büyükoba Formasyonu, şist-
gnays-mermer ardalanmalı Güllüce Formasyonu, mermerlerden oluşan Bozçaldağ
Formasyonu ile seyrek mermer arabantlı muskovit biyotitşist içeren Kalkanlıdağ
Formasyonu ve mermer, kuvarsit arabantlı kalksilikatik gnays, mikaşist amfibolşist
içeren Güllütarla Formasyonu’ndan oluşan bir istif ortaya koymuştur. İstifte
Bozçaldağ Formasyonu ile Kalkanlıdağ Formasyonu arasında metajasperoidleriyle
tipik bir uyumsuzluk düzlemi bulunmaktadır.

Metamorfitler, tortul kökenlidir. Bu birimler önce yüksek sıcaklık düşük basınç


koşullarında ilerleyen amfibolit-granulit fasiyesinde bir metamorfizmaya uğramış,
daha sonra bu metamorfizmayı düşük amfibolit fasiyesinden yeşilşist fasiyesine
gerileyen bir metamorfizma üstelemiştir (Seymen 1981a, 1981b). Yine Tolluoğlu
ve Erkan (1989) metamorfiklerin köken kayacının derinleşen bir kıyı ortamında,
transgresif özellikli çökel bir seri olduğu ve bu çökel seriye arakatlar halinde
metabazik seviyelerin geldiğini belirtmişlerdir. Ayrıca metamorfizma derecesinin
kuzey - kuzeydoğuya doğru arttığını ve metamorfizma sıcaklığının 500–700 oC
arasında değiştiğini, metamorfizma basınç koşullarının ise 5 kilobar’ ın altında
olduğunu tespit etmişlerdir.

Orta Anadolu Masifinin Hırkadağ kesiminde yapılan çalışmalarında Whitney ve


Dilek (2001) Hırkadağ’ın, orta basınç- yüksek sıcaklık (7kb, 670-7100C) ve alçak
0
basınç ve yüksek sıcaklık (3 kb, >650 C) olmak üzere iki aşamalı bir
metamorfizma geçirdiğini söylemişler ve düşük basınç-yüksek sıcaklık tipi
metamofizmayı çarpışma sonrası gelişen magmatizma ile ilişkilendirmişlerdir.

10
Şekil 2.1. Orta Anadolu Masifi’nin Jeolojik Konumu (1/2000000 ölçekli Türkiye
jeoloji haritasından sadeleştirilerek alınmıştır.)

Ketin (1956, 1959, 1963, 1966), Masifin metamorfizmasını Laramiyen


orojenezinde tamamlamış olan Paloezoyik-Mesozoyik yaşlı bir jeosenklinalin
çekirdeği olarak yorumlamış ve Kaman batısında bulunan Karaoğlan dağlarında
Kretase yaşlı ofiyolitik serinin Kaman mermerlerini normal bir şekilde örttüğüne
dayanarak, mermerlerin büyük olasılıkla Jura yaşlı olduğunu söylemiştir. Seymen
(2000) ise metamorfik birimlerin yaşının Mesozoyik öncesi olduğunu söylemiştir.
Benzer olarak Genç (2003) metamorfik birimleri bir uyumsuzluk düzlemi ile
ayırdığı seride, uyumsuzluk düzleminin altında kalan formasyonlar için Silüriyen-
Devoniyen, düzlemin üstünde kalan formasyonlar için Karbonifer- Permiyen yaşını
önermiştir.
Orta Anadolu Masifi’nin Kırşehir bölgesindeki metamorfik birimleri Jura-
Kampaniyen yaşlı Ankara Melanjı tarafından tektonik dokanakla örtülmüştür. Yine

11
bir tektonik dokanakla Ankara Melanjı’nın üzerine Yazıdüzü ultamifiti gelmektedir.
(Seymen 2000).

Orta Anadolu Masifi farklı kimyasal özelliklere sahip birçok plutonik kayaç
tarafından kesilmektedir. Bu plutonik kayaçlar üzerinde birçok araştırmacı çalışmış
ve radyometrik yaş tayini yapmışlardır. Bu çalışmalar sonucu elde edilen değerler
Kretase dönemini işaret etmekte ve 110 ila 67 My arasında değişmektedir.

İstifte Orta Anadolu granitoidleri Tersiyer yaşlı tortul birimleri tarfından


örtülmektedir. Köksal ve Göncüoğlu (1997) tortul istifin tabanına karasal ve gölsel
çökellerden oluşan Yeşilöz Formasyonu yerleştirmiş ve bunun üzerine transgesif
özellikle Mucur Formasyonu’nun geldiğini söylemiştir. Mucur Formasyonu üzerine
uyumsuzlukla gelen kırıntılı ve volkanoklastik birimleri Kızılırmak Grubu olarak
tanımlamıştır.

Çalışma bölgesinin güneyinde yer alan Orta Anadolu Volkanik Provensi, Neojen-
Kuvaterner yaşlı olup, stratovolkan gelişimi, ignimbirit yerleşimi ve monojenik
faaliyetlerle ilişkili volkanik birimler ve ara katkılı karasal/gölsel çökellerden oluşur
(Le Pennec ve diğ., 2005). Volkanik birimlerin 40000 km2’lik alan kaplayan bölümü
yüksek K-kalkalkali karakterde olup (Temel vd., 1998), oluşumları ise Arap
Plakası’nın Anadolu Plakası’nın altına dalması ile ilişkilidir.

2.2. Çalışma Alanının Genel Jeolojisi

2.2.1. Stratigrafi

Çalışma alanını Orta Anadolu Masifi’nin Kırşehir Bölümüne ait metamorfik,


plutonik-volkanik birimler, bunları örten tortul birimler ve Orta Anadolu Volkanik
Provensi’ne ait bazaltlardan oluşmaktadır. (Şekil 2.2)

Çalışma alanının temelini oluşturan metamorfik birimler Aydın (1984) tarafından,


Seymen (1981a,b)’ in Orta Anadolu Masifi metamorfiklerindeki çalışmasında
Tamadağ Formasyonu olarak adlandırdığı birimlere olan benzerliği ve bu birimlerin
de Kırşehir bölgesinde olması sebebiyle Tamadağ Formasyonu olarak
adlandırılmıştır. Ancak 2010 yılında MTA tarafından yapılan sondajların

12
karotlarının incelenmesi sonucunda bölgedeki metamorfiklerin, mermer ara bantlı
gnayslarla temsil edildiği görülmüştür. Bu litolojik özellikler Genç (2003)’in Kırşehir
bölgesi metamorfikleri için ortaya koyduğu stratigrafideki Güllüce Formasyonu’nun
gösterdiği litoljik özelliklerle benzerlik göstermektedir. Genç (2003)’in istifinde
Güllüce Formasyonu’nun üst kesimlerinde gözlenen şist türündeki kayaçlar
sondajlarda gözlenmemiştir.

Bölgedeki metamorfik birimleri kesen plutonik birimleri Aydın (1984), Akçataş


Graniti olarak adlandırılmış ve granit, ortoklaz granit, plajiyoklazlı ortoklaz granit,
granodiyorit, diyorit, kuvars diyorit, monzonit, monzodiyorit ve siyenit olmak üzere
9 ayrı litoloji tespit etmiştir. Cevherleşmenin yan kayacını oluşturan bu plutonik
kayaçlarda yaygın olarak killeşme (kaolinit), serisitleşme ve silisleşmeler
gözlenmektedir.

İstifte Akçataş Graniti’nin üzerine aynı magmatik sistemin yüzey ürünü olduğu
düşünülen Kızıltepe Volkanikleri gelmektedir. Kuvars banakit, andezit, trakit,
trakiandezit, latit, riyolit, litik tüf ve volkanik breş bu volkanizmada Aydın (1984)
tarafından tanımlanan litoloji türleridir. Bu yüksek lisans tezi kapsamında yapılan
çalışmalarda, Kızıltepe Volkanikleri’nin monojenik bir volkanik aktivite ürünü
olduğu ve andezit-trakiandezit bileşimine sahip olduğu gözlemlenmiştir.

Bölgenin metamorfik ve magmatik birimleri Akmezardere Formasyonu’na ait


Lütesiyen yaşlı kumtaşları- konglomeratik kumtaşları ve konglomeralar tarafından
örtülmektedir.

Akmezardere Formasyonu üzerine uyumsuzlukla Geç Miyosen yaşlı Yüksekli


Formasyonu gelmektedir. Gölsel bir ortama ait olduğu düşünülen birim
konglomera, kumtaşı, kil ve tüfit ardalanmasından oluşmaktadır. Bölgenin en genç
birimlerini Pleyistosen yaşlı Karaburna Bazaltları üstüne gelen Holosen yaşlı
Kızılırmak Alüvyonları’dır.

13
14
Şekil 2.2. Çalışma alanının jeoloji haritası (Aydın, 1984’ten değiştirilerek alınmıştır).
Şekil 2.3. Çalışma alanının stratigrafik istifi (Aydın, 1984’ten değiştirilerek alınmıştır).

15
2.2.2. Tektonizma

Çalışma alanındaki en önemli tektonik yapı Salanda Fayı’dır (Koçyiğit, 1984;


Toprak 1994’den). Yaklaşık BKB - DGD doğrultulu olan Salanda Fayı
Kesikköprü’den İdişdağı’na kadar devam etmektedir. Çalışma alanında Karaburna
Bazaltları bu fay tarafından kesilmekte ve fayın kuzey ve güney bloklar arasında
meydana getirdiği yükseklik farkı gözlenebilmektedir (Şekil 2.4.). Yine Akçataş
Graniti ve Güllüce Formasyonu’nun Akmezardere Formasyonu ile güney
bölümdeki dokanakları tektonik dokanaktır.

Şekil 2.4. Salanda Fayı’nın Karaburna Bazaltları üzerinde meydana getirdiği atım
(Güneybatıya bakış)

Toprak (1994) Orta Kızılırmak Fay Zonu üzerinde yaptığı çalışmada, Salanda
Fayı’nı bu zonun ana fayı olarak kabul etmiş ve Salanda fayının normal fay
türünde olduğunu ve KD-GB yönlü bir açılma rejimi sonucu oluştuğunu söylemiştir.

Aydın (1984) Salanda Fayı’nı kesen ve 2 tanesi çalışma alanının içinde olmak
üzere toplam 6 tane verev atımlı faydan söz etmiştir. Birinci fay yaklaşık K-G
doğrultuludur ve Karaburna Kasabası’nın içinden geçmektedir. Diğeri ise birinci
fayın yaklaşık 1 km güneydoğusunda ve KD-GB doğrultuludur. Ancak arazi
gözlemlerinde bu fayların varlığına dair net bir gözlem veya bulgu elde
edilememiştir. Aydın (1984) Topayın Köyü’den geçen yaklaşık D-B doğrultulu 1750
m uzunluğunda bir fayın varlığından söz etmektedir.

16
Bölgede Akçataş Graniti’nin güney bölümünde, Değirmenözü Dere’nin doğusunda
ve Akçataş Graniti’nin kuzey bölümünde Solan Dere vadisi içinde kalınlıkları 2- 10
cm arasında değişen kalınlıklarda aplitler gözlenmiştir. Özellikle güney kesimde
aplitlerin yoğunluğu çok artmaktadır. Aplitlerin konumu her iki bölgede de yaklaşık
aynıdır. Granitlerin içinde gözlenen KB doğrultulu aplitler Kretase döneminde KD-
GB doğrultusunda bir açılmaya işaret etmektedir.

Aplitlerin Koordinat ve Konumları:


Koordinat Konum
632690D 4309118K K35B/32KD
628074D 4304023K K10B/60GB
627768D 4304356K K35B/30GB

Şekil 2.5. 627768D – 4304356K lokasyonundaki aplitin görünümü.

Çalışma alanında Akmezar Dere’nin kuzey kesimlerindeki birbirlerine çok yakın


olan kumtaşı tabakalarında çok farklı konumlar belirlenmiştir. Kuzey bölümdeki
kumtaşları K60D/80KB konumundayken güney bölümdeki kumtaşları K76D/20GD

17
konumludur. Bu kadar kısa mesafedeki bir konum değişikliği KD doğrultulu bir fay
olasılığını akla getirmektedir (Şekil 2.6.).

Şekil 2.6. Akmezar Dere kıyısında, kumtaşları içinde gözlenen olası bir fay (Batıya
bakış).

2.2.3. Çalışma Bölgesindeki Kayaç Birimleri

2.2.3.1. Güllüce Formasyonu

Çalışma alanının temel birimlerini oluşturan Güllüce Formasyonu Genç (2003)


tarafından tanımlanmıştır. En iyi görüldüğü yer Terziali Köyü’nün (Kırşehir)
kuzeyinde yer alan Kösreli Tepe’nin kuzeydoğusundaki Güllüce Mevki’dir.

Güllüce Formasyonu Topayın Köyü’nün güney- güneydoğusunda gözlenmekte ve


ince bir dil halinde Aşıklar Köyü’nün güneyine kadar uzanmaktadır. Tip
lokalitesinde gnays-mermer-şist ardalanmasından oluşan birimin arazide yüzlekleri
sınırlı olup, bu birime ait mermerler Topayın Köyü’nün doğusunda gözlenmektedir.
Genç (2003) Güllüce Formasyonu’nun yaşının Devoniyen-Silüriyen olabileceğini
söylemiştir. Yüzlekler sınırlı olmasına rağmen MTA tarafından yapılan sondajlarda
birimin litolojik ve petrografik özelliklerini tespit etme imkanı doğmuştur.

Sondaj karotu gözlemlerine göre birim tamamen mermer ara bantlı gnayslardan
oluşmaktadır. Mermer bantları 10 cm’ den 2 m’ ye kadar değişen kalınlıklara
sahiptir. Yer yer gnays ve mermer parçalarından oluşan breşler de kesilmiştir.

18
Karotlarda biyotit lineasyonlarını kesen mikro faylara da rastlanmıştır (Şekil 2.7.).
Granitlerle olan kontaklarında her iki birime de ait kayaç parçalarından oluşan bir
geçiş zonu bulunmaktadır. Gnayslar içinde yer yer granit sokulumuna ait 20-50 cm
kalınlığında parçalara rastlanmıştır.

Şekil 2.7. Güllüce Formasyonuna ait gnayslardaki mikro faylanma.

Sondaj karotlarından alınan gnays örneklerinin ince kesit incelemelerinde başlıca


kuvars, feldispat, diyopsit ve karbonat mineralleri gözlenmiştir. Bunların dışında,
gnayslar daha az miktarda granat, sillimanit, biyotit ve zirkon içermektedir.

NHS 12/9 numaralı örnekte kuvars, kuvarslara göre çok küçük boyutta ortoklaz
kristalleri, granat ve sillimanite rastlanmıştır. Granatlar içinde biyotit kapanımları
gözlenmiştir (Şekil 2.8.). Kayaç granoblastik doku gösteren gnaystır.

19
Şekil 2.8. NHS12/9 numaralı örnekte gözlenen granat içinde biyotit kapanımları.

Şekil 2.9. NHS12/9 numaralı örnekte gözlenen sillimanit yığışımları.

NHS12/13 örnek ise tamamen farklı bir parajeneze sahiptir. Karbonat, diyopsit ve
kuvarsdan oluşan örnekte talk oluşumları şüphesi vardır (Şekil 2.10.). Diyopsit
mineralleri bazen yığışım halinde bulunmakta, bazen de kuvars veya karbonatlar
içinde dağınık halde bulunmaktadır. Kayaç granoblastik doku gösteren gnaystır.

20
Şekil 2.10. NHS 12/13 numaralı örnekte belirlenen kuvars ve diyopsit yığışımları.

Güllüce Formasyonu’ndan alınmış örneklerden en derin metraja sahip olan


NHS12/16’da farklı boyutlarda ortoklaz, plajiyoklaz, kuvars, biyotit ve az miktarda
granat bulunmaktadır. Kuvars ve biyotitlerdeki yönlenmeler belirgindir. Örnek
içinde dağınık olmasına rağmen tek bir mineral gibi davranan cm boyutunda
ortopiroksen vardır (Şekil 2.11.). Örnekte feldispatların içinde yaygın olarak kuvars
ve biyotit kapanımları bulunmaktadır. Örnek eş boyutlu olmayan granoblastik
dokulu ganystır.

21
Şekil 2.11. NHS12/16 numaralı örnekte gözlenen ortopiroksen minerali ve genel
kesit görüntüsü.

2.2.3.2. Akçataş Graniti

Akçataş Graniti çalışma alanının merkezindeki birim olup, Aşıklar, Akçataş,


Topayın köylerine ve Karaburna kasabasına kadar yayılım göstermektedir. Birimin
en iyi gözlendiği yer Akçataş köyü ve çevresidir. Akçataş Graniti’nin, herhangi bir
mutlak yaş verisi olmamasına rağmen Orta Anadolu Masifi’ndeki diğer plutonikler
gibi (110-67 My) Kretase yaşlı olması kuvvetle muhtemeldir. Genel petrografik
özellik olarak 2-4 cm boyutundaki ortoklaz mineralleri sebebiyle porfirik dokulu
granit-granodiyorit bileşiminde olan kayaçta (Şekil 2.12.), farklı bir litoloji olarak
tanesel dokulu alkali feldispat granit bileşiminde kayaçlara rastlanmaktadır.
Akçataş köyü ve çevresinde yoğun hidrotermal alterasyona uğramış birim,
Karaburna kasabası kuzeyinde ve Aşıklar köyü çevresinde de arenitleşme
göstermektedir. Yoğun hidrotermal alterasyon ve arenitleşmenin yaygın olduğu
birimde, çok az gözlenen sağlam kaya bölümleri dışında sağlıklı litoloji tayini
yapmak çok zordur (Şekil 2.13.).

22
Şekil 2.12. 2-3 cm boyutlarında ortoklaz içeren, mafik mineralleri çoğunlukla
amfibol olan, yaygın litolojiyi temsil eden porfirik dokulu granitin görüntüsü.

Şekil 2.13. Akçataş Graniti’ni kesen aplitin çevresinde gözlenen arenitleşme.

Akçataş granitinden alınan numunelerden sağlam kayayı en iyi temsil eden ve


litoloji tespitine imkan veren örnek HT12’dir. Makro özellik olarak porfirik dokulu
granit-granodiyorit bileşimindedir. Her ne kadar örnek sağlam kayayı temsil etse
de çevresinde arenitleşme yaygındır.

HT12 numaralı örneğin ince kesit incelemesinde 200 µm ile 2500 µm arasında
değişen boyutta fazla alterasyona maruz kalmamış plajiyoklar, cm boyutlarına
kadar ortoklaz mineralleri gözlenmiştir. Mafik mineral olarak yoğun miktarda

23
hornblend ve az miktarda biyotit gözlenmiştir. Ortoklazlardan bazıları plajiyoklaz,
hornblend ve biyotit kapanımları içermektedir. Mineral içeriğine göre kayaç granit
bileşimindedir (Şekil 2.14.).

Şekil 2.14. HT12 numaralı porfirik dokulu granit türündeki örnekte ortoklaz içinde
gözlenen plajiyoklaz, biyotit ve hornblend kapanımları.

Karaburna kasabası kuzeyinden alınan HT39 numaralı örnek, bölgede hakim


litoloji olan porfirik dokulu granitten farklıdır. Tanesel dokulu ve pembe renkli kayaç
ana mineral olarak boyutları 300-500 µm arasında değişen kuvars, ortoklaz ve
plajiyoklaz mineralleri içermektedir. Mafik mineral içeriği düşüktür. Feldispatlarda
killeşme yaygındır. Kayaç, mineral içeriğine göre alkali feldispat granittir. (Şekil 2.
15.)

24
Şekil 2.15. HT39 numaralı alkali feldispat granit türündeki örneğin feldispat
minerallerinde gözlenen killeşme.

2.2.3.3 Kızıltepe Volkanikleri

Kızıltepe Volkanikleri çalışma alanında Akçataş köyünün güneybatısı ile


Karaburna kasabasının kuzeydoğusu arasında kalmakta ve Kızıltepe ile Kurttaşı
sırtını kaplamaktadır. Aydın (1984)’e göre Kızıltepe Volkanikleri’ni oluşturan
magmatizma ile Akçataş Graniti’ni oluşturan magmatizma aynıdır. Bu sebeple
volkaniklerin yaşı Üst Kretase- Alt Paleosen kabul edilebilir.

Kırmızı-mor renkte gözlenen kayaçta 2-3 mm boyutlarında plajiyoklaz ve 1


mm’den küçük biyotit mineralleri gözlenmektedir. Yayılımı D-B yönünde 2 km, K-G
yönünde 1 km olan birim monolitolojik bir görüntüye sahiptir. Birimde mineralojik
olarak gözlenebilen tek değişim Kızıltepe’nin kuzey yamaçlarında mineral boyutları
(örnek HT42) diğer bölümlere göre daha küçük boyutlardadır.

Kızıltepe Volkanikleri’ ne ait 3 örneğin (HT41, HT42, HT43) ince kesit


incelenmesinde ana mineral bileşeni olarak plajiyoklaz ve biyotitin yanı sıran
sanidine rastlanmıştır. Plajiyoklaz minerallerinde yaygın karbonatlaşma,
biyotitlerde ise yaygın olarak opasitleşme gözlenmiştir. Sanidin minerallerinde ise
karbonatlaşma silisleşme ve serisitleşme gözlenmiştir. İnce kesitlerde

25
plajiyoklazlar nerdeyse tamamen karbonata dönüşmüştür. Fakat kristal şekillerini
korumuşlardır (Şekil 2.17.). Bu durum litoloji tayinini zorlaştırsa da kayacın türü
andezit, traki-andezit olarak tespit edilmiştir.

Şekil 2.16.Kızıltepe Volkanikleri’nin genel görünümü

Şekil 2.17. a

26
Şekil 2.17. b-c

27
Şekil 2.17. a) HT42 no’lu örnekte, sanidinde gözlenene karbonatlaşma (2. nikol)
b) HT42 no’lu örnekte, sanidinde gözlenen serisitleşme (2. nikol), c)HT43 no’lu
örnekte, plajiyoklazda gözlenen karbonatlaşma (1. nikol), d) HT 42 no’lu örnekte,
sanidinde gözlenen silisleşme (2. nikol).

2.2.3.4. Akmezardere Formasyonu

Aydın (1984) tarafından isimlendirilen Akmezardere Formasyonu çalışma alanının


kuzeydoğu bölümünde yer almaktadır. Silttaşı, kumtaşı, konglomeradan oluşan
birimde yaklaşık 10 cm boyutunda kireçtaşlarına da rastlanmaktadır. Formasyonun
çalışma alanında kalan kesiminin kuzeybatısında tabaka kalınlıkları 5 cm civarında
olan kumtaşı- silttaşı ve marn ardalanması bulunmaktadır. Fosil gözlemlenemeyen
bu bölümün güneydoğusuna doğru gidildikçe tane boyu ve tabaka kalınlıkları
artmakta ve sırasıyla kumtaşları, konglomeratik kumtaşları ve konglomeralar
gelmektedir. Kumtaşları içinde bol Assilina sp., Alveolina sp., Nummilites sp.,
fosillerine rastlanmaktadır. Fosil faunasına göre formasyonun yaşı Eosen
(Lütesiyen)’dir. Formasyonun güney bölümünde kalan ve tabaka kalınlıkları 0,5-1
m olan kolglomeralarda Akçataş Graniti’ne ve Kızıtepe Volkanikleri’ne ait parçalar,
mermer ve çört parçaları bulunmaktadır (Şekil 2.18).

Akmezardere Formasyonu’ndan alınan HT36 numaralı örneğin ince kesitinde


yukarıda söz edilen fosillerin dışında Discosyclina sp. fosillerine de rastlanmıştır.
Fosillerde deformasyon azdır. Kayacın çimentosu ikincil karbonat minerallerinden

28
oluşmaktadır. Kayaçta gözlenen kuvars ve alkali feldispatlar köşelidir. Fosillerin
deforme olmaması, feldispat ve kuvarsların köşeli olması malzemenin çok fazla
taşınmadığını göstermektedir (Şekil 2.19.). Fosillerin ve kireçtaşı bloklarının
kaynağı çalışma alanın kuzeyinde Kayı ve Mikail köylerini içine alan kireçtaşlarıdır.
Magmatik kökenli malzemeni kaynağı ise Akçataş Graniti ve Kızıltepe
Volkanikleri’dir.

Şekil 2.18. Akmezardere Formasyonu’na ait andezit bloklu konglomera.

Şekil 2.19. Karbonat matriksli, içinde Assilina sp., köşeli kuvarslar ve ortoklaz
bulunan HT 36 numaralı kumtaşı örneğinin ince kesit görüntüsü (2. nikol).

29
2.2.3.5. Yüksekli Formasyonu

Aydın (1984) tarafından tanımlanan birimin en iyi gözlendiği yer çalışma alanının
dışında ve güneyinde kalan Yüksekli köyünün doğusudur. Konglomera, kumtaşı,
tüfit ve kilden oluşan birimin çalışma alanında kalan bölümü Anapınar ve Aşıklar
köylerinin çevresidir. Bu bölgenin neredeyse tamamen ekili alan olması sebebiyle
birimin özellikleri gözlenememektedir. Aydın (1984) birim içinde fosil
gözlememesine karşın, Atabey ve diğ. (1987) birimin üst seviyelerde çok ince
tabakalı Gastropodalı gölsel kireçtaşlarından bahsetmektedir. Birimin yaşı Aydın
(1984) tarafından Üst Miyosen olarak kabul edilmiştir.

2.2.3.6. Karaburna Bazaltları

Çalışma bölgesinin en genç birimi Karaburna Bazaltları’dır. Çalışma alanının


batısında geniş bir alanda yayılım gösterir. Birimin yaşı Ar- Ar yaş çalışmalarına
göre 1,2 My olarak belirlenmiştir (Doğan, 2011). Karaburna Bazaltları’nın en iyi
gözlendiği yerlerden biri olan Kale Tepe ve çevresinde alkali feldispat granitin
üzerini örten bazalt akıntısının kalınlığı yaklaşık 2-2,5 m’dir (Şekil 2.20.).

Şekil 2.20. Kale tepe çevresinde Akçataş Graniti ve Karaburna Bazaltları’nın


dokanağı.

Kale tepe üzerinden alınan HT40 numaralı örneğin ince kesit incelemesinde
boyutları 1mm’ye kadar ulaşabilen plajiyoklazlar ve 200 µm’ye kadar ulaşan

30
klinopiroksenler gözlenmiştir. Çoğunlukla özşekilsiz olan klinopiroksenlerde
opaklaşma çok yaygındır (Şekil 2.21.).

Şekil 2.21. Karaburna Bazaltları’ndan alınan, HT40 numaralı örnekte tespit edilen
1. dizi girişim renkli plajiyoklaz ve yüksek mertebe girişim renkli klinopiroksen
minerallerinin ince kesit görüntüsü (2. nikol).

31
3. CEVHERLEŞME VE ALTERASYON ÖZELLİKLERİ

Akçataş Graniti’nde bulunan altın ve uranyum cevherleşmeleri yüzeyde Akçataş


Köyü’nün güneybatısında bulunan, halk arasında Balık Sırtı Kayası olarak bilinen
mevkide, killeşme ve silisleşme gözlenen breş zonunda bulunmaktadır. Altın
cevherleşmeleri bu breşik zonu kesen kuvars damarlarında gözlenmektedir. İkincil
uranyum cevherleşmeleri de aynı şekilde breşik bölümde sıvamalar halinde
izlenmektedir. Antimuan cevherleşmesi ise Balık Sırtı Kayası’nın kuzeydoğusunda
Akçataş Köyü yerleşim merkezi içinde yine granitler içinde killeşmiş bir zonda
damar şeklinde gelişmiştir.

Şekil 3.1. Çalışmada en yüksek altın değerlerini tespit edildiği, silisleşmiş ve


killeşmiş breşten oluşan KB- GD doğrultulu Balık Sırtı Kayası (kuzeye bakış).

Şekil 3.2. Antimonit damarının bulunduğu, killeşme ve az oranda silisleşme


gösteren KD-GB doğrultulu yarma ve (kuzeybatıya bakış).

32
Yüzeyde killeşme ve silisleşme gözlenen breşik zonlardan alınan örneklerin 11
tanesinde yapılan XRD analizlerinde kaolinit ve kuvars tespit edilmiştir. Google
Earth üzerinden yapılan incelemelerde bölgede benzer kaolinitleşme ve silisleşme
gösteren breşik zonlar olabileceği düşünülmektedir (Şekil 3.4.).

Şekil 3.3. Balık Sırtı Kayası üzerinden alınan HT22 numaralı kil matriksli kuvars
taneli breş örneğinin ince kesit görüntüsü (1. nikol).

Şekil 3.4. Akçataş Köyü çevresinde tespit edilen breş zonlarına ait Google Earth
görüntüsü ve bu bölgelerden alınan yüzey örneklerinin konumları.
3.1. Uranyum Cevherleşmesi

33
Akçataş Graniti üzerindeki uranyum zenginleşmeleri daha önce Uçakcıoğlu (1987)
tarafından çalışılmıştır. Radyoaktivite ölçer cihazlar aracılığıyla yapılan ölçümlerde
Balık Sırtı Kayası üzerinde 15000 cps radyoaktivite değeri elde edilmiştir. Bu
değer muhtemelen HT22 numaralı örneğin alındığı, ikincil uranyum
cevherleşmesinin makro olarak gözlenebildiği bölümden elde edilmiştir. Bu
cevherleşmeyi oluşturan mineraller Uçakcıoğlu (1987) tarafından otonit-torbernit
olarak tanımlanmıştır. Cevher minerallerinin etrafında yoğun demiroksit
boyamaları mevcuttur (Şekil 3.5.).

Şekil 3.5. Balık Sırtı Kayası üzerinde gözlenen ikincil uranyum cevherleşmesi.

HT22 numaralı örnekten öncelikle ikincil uranyum mineralleri sıyrılarak H. Ü. SEM


laboratuvarında incelenmiştir. Bu incelemede U, As, Cu, P ve O elementlerine ait
pikler elde edilmiştir. Bu piklerden P piki diğer elementlerle karşılaştırıldığında
daha zayıftır. Bu incelemeden sonra HT22 numaralı örnekten yapılan parlatma
MTA SEM laboratuvarında incelenmiş ve U, As, Cu ve O pikleri tespit edilmiş, P
pikine rastlanmamıştır. Bu elementel bileşime sahip iki mineral bulunmaktadır.
Bunlar otonit grubu minerallerinden zoynerit ve torbernittir. Zoyneritin kimyasal
formülü Cu+2(UO2)2(AsO4)2.10-16H2O, torbernitin kimyasal formülü ise
Cu+2(UO2)2(PO4)2. 8-12H2O’dur (Athena Mineralogy, 2011).

34
Nakoman (1979)’a göre doğada sadece metazoynerit (Cu+2(UO2)2(AsO4)2. 8H2O)
bulunur ve metazoynerit ve metatorbernit (Cu+2(UO2)2(PO4)2. 8H2O) arasında P ve
As arasındaki yer değiştirmelerle meydana gelen bir geçiş türü vardır. Zoyneritin
genellikle bünyesindeki suyu kaybederek metazoynerite dönüştüğü bilinmektedir
(Amethyst Galleries' Mineral Gallery, 2011). Ancak zoyneritin doğal olarak
bulunmadığına dair Nakoman (1979) dışında bir kaynak bulunamamıştır. Bu
sebeple Akçataş Graniti’nde gözlenen ikincil uranyum mineralleri zoynerit olarak
kabul edilmiştir.

Şekil 3.6. HT22 numaralı örnekten sıyırılırak alınan zoyneritin a) SEM görüntüsü b)
EDS analizi görüntüsü.

35
İkincil bir uranyum minerali olan zoyneritin optik incelemelerle tanımlamak ve olası
birincil uranyum minerallerini aranması amacıyla HT22 numaralı örnekten
parlatma hazırlanarak, SEM ve üstten aydınlatmalı mikroskopta karşılaştırmalı
olarak inceleme yapılmıştır. Bu incelemelerde herhangi bir birincil uranyum
minerali gözlenememiştir.

HT22 numaralı parlatma öncelikle üstten aydınlatmalı mikroskopta incelenmiş ve


zoynerit olması muhtemel mineraller belirlenmiştir. Bu aşamadan sonra bu
minerallerin SEM’de EDS analizleri yapılmış ve belirlenen minerallerden zoynerit
olanlar tespit edilmiştir. Cevher mikroskobisi özelliklerine göre zoynerit düşük
sertlik, düşük yansıtma gücüne sahip, yer yer dilinim izlerinin gözlenebildiği gri-
yeşil renk tonlarında bir mineraldir. En önemli ayırt edici özelliği ise her iki nikolde
de gözlenen, ikinci nikolde daha belirgin olan, mineral etrafında oluşan yeşil
halelerdir (Şekil 3.7.). Bazı zoynerit taneleri mavi, pembe, sarı tonlarında karmaşa
halinde renkler göstermektedir (Şekil 3.8.). Bu şekilde gözlenen zoyneritlerin
etrafında yeşil haleler gözlenmez veya çok zayıf olarak gözlenir. Kuvvetli
anizotropi gösteren zoynerit ikinci nikolde belirgin yeşil (makro rengine benzer) bir
renk tonuna sahiptir .

Şekil 3.7. Gri-yeşil renkte, dilinimleri belirgin zoyneritin parlatma görüntüsü

36
Şekil 3.8. Mavi, pembe, sarı renk tonlarında görünen zoyneritin parlatma
görüntüsü

Şekil 3. 9. a.’da SEM’de tespit edilen uzun ekseni yaklaşık 80 µm olan zoynerit
tanesinin görüntüsü bulunmaktadır. Aynı tanenin üstten aydınlatmalı mikroskop
görüntüleri SEM görüntüsü ile karşılaştırıldığında objektifteki yeterli büyütmeye
rağmen zoyneritin tespitinin zor olduğu gözlemlenmiştir. Şekil 3. 9. ‘da sırasıyla
SEM, 4X,10X, 20X’lik objektiflerle elde edilmiş görüntülerinin karşılaştırmaları
bulunmaktadır.

Şekil 3.9. a-b

37
Şekil 3.9. HT22 parlatmasında SEM ve üstten aydınlatmalı mikropkop
görüntülerinin karşılaştırması a) SEM görüntüsü b) 4X objektif görüntüsü c) 10X
objektif görüntüsü d) 20X objektif görüntüsü.

Bu incelemelerde Fe, As ve O pikleri veren bir mineral tespit edilmiştir. Bu


mineralin angelellit (Fe+34(AsO4)2O3) olduğu düşünülmektedir.

3.2. Antimuan Cevherleşmesi

Akçataş Graniti içindeki antimuan cevherleşmesi Akçataş Köyü’nün güney


bölümünde yaklaşık KD-GB doğrultulu 3-4 m derinlikte, bir yarmada bulunan
antimonit damarıyla tespit edilmiştir. Damarın yan kayacı yarmadakiyle aynı
şekilde killeşmiş ve silisleşmiş granitten oluşmaktadır. Yaklaşık 10-15 cm
kalınlığında olan damarın, breş zonu içinde devamına rastlanmamıştır. Damarın
etrafında demiroksit boyamaları bulunmaktadır (Şekil 3.10.).

Şekil 3.10. Antimonit damarı.

38
Epitermal sistemlerde, antimonit damarlarında uranyuma rastlanılabildiği
bilinmektedir (Heinrich 1958; Nakoman 1979’dan). Antimonit damarından alınan
örnekten yapılan 2 adet parlatma üstten aydınlatmalı mikroskopta ve SEM’de
incelenmiştir. Bu incelemelerde herhangi bir radyoaktif mineral gözlenmemiştir.
Parlatmada cevher minerali olarak antimonitin yanı sıra antimuan okr, pirit ve
sfalerit gözlenmiştir (Şekil 3.11.). Antimuan okrın varlığı atimonitlerin oksitleyici bir
çözeltiye maruz kaldıklarına işaret etmektedir.

Şekil 3.11. H (Sb)-1 numaralı parlatmada gözlenen pirit, sfalerit, antimuan okr
mineralleri.

3.3. Sondaj Verileri ve Loglarının Değerlendirmesi

Bu proje kapsamında toplam 14 adet eğimli sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu


sondajlardan 9 tanesi granitleri, 3 tanesi granitler ve metamorfiklerin kontaklarını
kesecek şekilde granitlerden başlayıp metamorfikleri, 2 tanesi ise volkanikler ve
konglomeraları kesmektedir. Sondajların tamamı eğimli olup, sondaj eğim açıları
60 ya da 70 derecedir ve uzunlukları 90-376 m arasında değişmektedir.
Cevherleşmenin gözlendiği sondajların ortalama uzunluğu 200 m’dir. Sondajlar
sonucu tespit edilen önemli cevherleşmelerin tamamı Akçataş köyü güneyinde,
granitlerin içindedir. Bu sondajlar NHS 1, NHS 2, NHS 3, NHS 4, NHS 5, NHS 6,
NHS 8 NHS9 ve NHS13’dür. Bu sondaj 3 ayrı KB-GD doğrultulu hat üzerinde
dağılmışlardır. Hatlar yaklaşık olarak birbirine paraleldir ve Şekil 3.4.’de tespit
gösterilen breş zonlarını kesmektedir. Birinci hat NHS1, NHS2, NHS 6 ve NHS 13

39
sondajlarının oluşturmaktadır. Bu hat Balık Sırtı Kayası’na paralel ve en güneydeki
hattır. Bu hatta bulunan sondajlarda en yüksek altın değerleri elde edilmiştir. NHS
5 ve NHS 9 sondajlarının oluşturduğu 2. hat 1. hattın 600 m kuzeydoğusundan
geçmektedir. Bu hattaki sondajlardan NHS 9’da önemli gümüş zenginleşmeleri
bulunmaktadır. 3. hat ise NHS 3, NHS 4, NHS 8 sondajlarından oluşmaktadır ve 2.
hattın 380 m kuzeydoğusundadır. 3. hattaki NHS 8 sondajı antimonit damarının
tespit edildiği yarma hedeflenerek yapılmıştır. (Şekil 3.12. Granitler üzerindeki
yapılan sondajların oluşturduğu hatlar).

Granitler üzerinde yapılan sondajların tamamı birbirlerine benzer alterasyon ve


petrografi özellikleri göstermektedir. Kimyasal analizlerde gözlenen neredeyse tüm
altın zenginleşmeleri granitler içindeki breşik bölümlerde gözlenmektedir.
Serisitleşme ve silisleşme gözlenen altere granit bölümlerinde de az sayıda
örnekte belirlenen ve düşük miktarda altın zenginleşmeleri bulunmaktadır. Altere
granitlerde ve granit breşlerinde mm boyutlarında piritli ve steril ağsal kuvars
damarları bulunmaktadır.

Şekil 3.12. Granitler üzerindeki yapılan sondajların oluşturduğu hatlar.

40
41
Şekil 3.13. Sondaj lokasyonları.
3.3.1. NHS 1 Sondajı

Balık Sırtı Kayası’nın güney yamacından K10D yönünde ve 70 derece eğimle


yapılan sondajda, yüzeydeki toprak örtüsünden sonra yaklaşık 8. metrede altere
granit kesilmeye başlanmıştır. Altere granit zonu 35 m’ye kadar devam etmektedir.
Bozunma rengi yeşil tonlarında olan kayaçta 30 m seviyelerinde kısmen temiz olan
ortoklazlar gözlenmiştir. Bu zonda piritli ağsal kuvars damarları yoğundur.
Genellikle 2 mm civarında kalınlığa sahip olan damarlardan bir kısmı 1 cm’ye
kadar kalınlıklara ulaşmaktadır. Kalın olan damarların içinde breş parçaları
gözlenmektedir. Sondajın 35. metresinden itibaren breş zonu başlamaktadır. Breş
zonunun ilk 30 metresinde düşük miktarda piritli kuvars damarları bulunmaktadır.
Sondajın 88. metresine gelindiğinde matriksi kuvars olan içinde breşik parçalar
bulunan 6 metrelik bir zon kesilmeye başlanmıştır (Şekil 3.14.). Bu zonda bol pirit
bulunmaktadır. Bu seviyeden sonra breş zonu içinde kuvars damarları
gözlenmemektedir. Sondajın 126,5. metresinde bir fay aynası kesilmiştir. Bu fay
aynası breş zonunun sonu olarak kabul edilmiştir. Bu bölümden sonra altere granit
zonu başlamaktadır. Altere granit zonunun ilk metrelerinde breşik bir görüntü
vardır. 126,5-200 m arasında gözlenen altere granit zonunda 8-35 m arsında
kesilen zona göre piritli kuvars damarlarının yoğunluğu azdır. Piritli damarlar 1 cm
civarında kalınlığa sahiptir ve içlerinde breşik parçalar bulunmaktadır. Yine az
sayıda steril kuvars damarları da bulunmaktadır. Bu bölümde mm boyutundaki
ağsal damarlar gözlenmemiştir. Sondajın 200. metresinden sonra alterasyon
azalmaktadır. Bu bölüm 2-3 cm boyutlarındaki ortoklaz taneleriyle Akçataş
Graniti’nin tipik litolojini yansıtmaktadır. Sondaj 230 m’de son bulmaktadır.

NHS 1 sondajından alınan örneklerin mikroskobik incelemelerinde 8-35 metre


arasındaki alterasyon zonunu temsil eden bölümden alınan örneklerde yoğun
serisitleşme, karbonatlaşma, silisleşme ve killeşme gözlemlenmiştir (Şekil 3.15.).
Breş zonunda killeşme yaygındır. Bazı örneklerde serisitleşme de bulunmaktadır.
126,10- 200 m arasında bulunan altere granit zonunda 8-35 m arasındaki zonla
aynı şekilde seritleşme, karbonatlaşma, silisleşme ve killeşme gözlenmiştir.

42
Şekil 3.14. NHS 1 sondajının 88-94 metreleri arasında gözlenen kuvars matriksli
breş zonun görüntüsü.

Şekil 3.15. NHS 1/13 (25. m) örneğinde gözlenen serisitleşme, silisleşme ve


killeşme (2. nikol).

NHS 1 sondajında toprak örtü ile altere granit arasında ki geçiş zonunda (7-9 m)
40 ve 50 ppb altın değerleri ölçülmüştür. Bu örneklerde 2300-5160 ppm As
değerleri de tespit edilmiştir. Altere granit bölümünde piritli damarların yoğun
olarak bulunduğu bölümlerde 3520 ppm’e kadar As değerleri bulunmaktadır. Altere
granit zonu boyunca altın değerleri deteksiyon limitlerinin altındadır. 88-94 m

43
arasındaki kuvars matriksli breş zonunda 1270 ppb ile çalışmadaki en yüksek altın
zenginleşmesi belirlenmiştir (Şekil 3.16.). Yine bu zonda 2080 ppm’e kadar As
değerleri bulunmaktadır.

Şekil 3.16. NHS 1 sondajında 1270 ppb altın değeri tespit edilen kuvars matriksli
breşik seviye (93,40 m)

88-94 m arasındaki yüksek altın değerlerine sahip kuvars matriksli breş zonunun
başlangıcından alınan NHS 1/44 örneğinin kimyasal analiz sonuçlarında altın ve
gümüş içeriği deteksiyon limitlerinin altındadır. Zonun devamında da kimyasal
analizlerde gümüş içeriği tespit edilememiştir. Ancak bu örneğin SEM
incelemelerinde 2 tanesi pirit içinde kapanım halde, 3 tanesi serbest halde olmak
üzere boyutları 4-8 µm arasında değişen toplam 5 adet gümüş minerali tespit
edilmiştir (Şekil 3.17., Şekil 3.18.). Pirit ve arsenopirit örnekte gözlenen diğer
cevher mineralleridir.

126,10 m’den sonra başlayan altere granit zonuna ait kimyasal analiz
sonuçlarında tüm Au, Ag değerleri deteksiyon limitinin altında ve en yüksek As
değeri de 152 ppm’dir.

44
Şekil 3.17. NHS 1/44 örneğinde belirlenen serbest haldeki gümüş minerali.

Şekil 3.18. NHS 1/44 örneğinde belirlenen pirit içinde kapanım haldeki nabit
gümüş minerali.

45
Şekil 3.19. NHS 1 sondaj logu ve Au, As element dağılım grafiği.

46
3.3.2. NHS 2 Sondajı

NHS 2 sondajı NHS 1 sondajının yaklaşık 50 m batısında K25D yönünde 60


derece eğimle yapılmıştır. Yüzey bozunmadan sonra, yaklaşık 12. m’den itibaren
altere granit başlamıştır. Altere granit zonunun ilk seviyelerinde steril ve piritli
kuvars damarları gözlenmiştir. Ancak 35-75 m arasındaki yoğun killeşme
sebebiyle litolojik tanımlama ve örnekleme yapılamamıştır.75 m’den sonra yine
piritli kuvars damarları gözlenmeye başlanmıştır. Sondaj 88. m’de breş zonuna
girmiştir. Sondajın 110. m’sine kadar piritli kuvars damarları gözlenirken, bu
seviyeden breş zonunun bitişi olan 140 m’ye kadar steril kuvars damarları da
gözlenmiştir. Breş zonundan sonra başlayan altere granit zonu yaklaşık 285 m’ye
kadar devam etmektedir. Bu seviyeler arasındaki altere granit zonunun ilk 50
m’sinde piritli ve steril kuvars damarları bulunmaktadır. Bu seviyeden sonra azalan
kuvars damarlarıyla birlikte K-feldispat minerallerinde artış gözlenmektedir.
Sondajın 285. m’sinden itibaren alterasyon kısmen azalmaktadır. Sondaj 320 m’de
son bulmuştur.

NHS 2 sondajında 12-88 m arasında bulunan altere granit zonunda yoğun


killeşme gözlemlenmiştir. İnce kesit yapılabilen bölümlerden alınan NHS 2/16
örneğinde serisitleşme ve silisleşme de gözlemlenmiştir. Breş zonunda ise
killeşmenin yanı sıra az miktarda serisitleşme, karbonatlaşma ve silisleşme de
gözlemlenmiştir. 140 metreden sonra girilen altere granit zonunda ilk 12-88
arasındaki bölüme benzer alterasyonlar tespit edilmiştir. Fark olarak bu bölümde
killeşme azdır, karbonatlaşma gözlemlenmiştir. (Şekil 3.21.)

Kimyasal analiz sonuçları incelendiğinde NHS 2 sondajında NHS 1 sondajına


benzer şekilde yüzeysel bozunma ve altere granit geçiş zonunda 40-90 ppb Au
değerleri tespit edilmiştir. Bu seviyede belirlenen 1481-3918 ppm As değerleri Au
değerleriyle pozitif korelasyon göstermektedir. Altere granit zonunda, sondajın 71.
m’sinden granit breşine geçişe kadar 40-160 ppb Au değerleri belirlenmiştir. Altınlı
seviyelerde gözlenen 1581-3344 ppm aralığında değişen As değerleri yine Au
değerleriyle pozitif korelasyon göstermektedir. 88. m’de başlayan granit breşi
bölümünde sondajın 97. m’ sine kadar 80-670 ppb Au değerleri belirlenmiştir.

47
Şekil 3.20. NHS 2 Sondaj logu ve Au, As element dağılım grafiği.

48
Şekil 3.21. NHS 2/133 örneğinde gözlenen serisitleşme, karbonatlaşma ve
killeşme.

Bu değerlerin en yükseği 670 ppb Au konsantrasyonuna sahip olan NHS 2/46


SEM incelemelerinde yüksek oranda Au, düşük oranda Ag içeren yaklaşık 8 µm
boyutunda, serbest elektrum tanesi tespit edilmiştir. Elektrum tanesinin yanı sıra 3
µm boyutunda bakır içeren altın tanesi de bulunmuştur. NHS 2/46 örneğinde altın
içeren tanelerin dışında boyutları 10-20 µm arasında değişen 4 adet zoynerit
tanesi gözlenmiştir (Şekil 3.22.). Pirit ve arsenopirit tespit edilen diğer cevher
mineralleridir. Altınca zengin olan ve zoynerit tespit edilen 88-97 metreleri
aralığında 120-2287 ppm arasında değişen As değerleri ölçülmüştür. Sondajın 97.
m’sinden itibaren Au değerleri deteksiyon limitinin altındadır. En yüksek As değeri
ise 339 ppm olup, bazı numunelerde deteksiyon limitinin altındadır. Breş zonundan
sonra başlayan altere granit zonunda kimyasal analizlerde herhangi bir Au
zenginleşmesi gözlenmemiştir.

49
Şekil 3.22. a-b

50
Şekil 3.22. NHS 2/46 örneğinin ince kesit ve SEM görüntüleri a) Kil matriks içinde
kuvars taneleri (2.nikol), b) SEM’de tespit edilen zoynerit tanesi, c) SEM’de tespit
edilen elektrum tanesi.

3.3.3. NHS 6 Sondajı

NHS 6 sondajı NHS 2 sondajının yaklaşık 250 m kuzeybatısında, K15D yönünde


ve 60 derece eğimle yapılmıştır. NHS 6 sondajında NHS 1 ve 2’den farklı olarak
toprak örtüden sonra granit breşi zonuna girilmiştir. Bu breş zonunda 1-2 m’lik
sağlam seviyeler de bulunmaktadır. Breş zonunda, 0,5-2 cm kalınlığında piritli ve
steril kuvars damarları varken, sağlam seviyelerde mm boyutlarında ağsal piritli
damarlar bulunmaktadır. NHS 6 sondajının 82-84 m’leri arasında, NHS 1
sondajının aynı seviyelerinde gözlenen zona benzer şekilde, matriksi kuvars olan
içinde breşik parçalar bulunan bir zon bulunmaktadır. Fakat bu zon metalik içerik
bakımından fakirdir. Sondajın 120. m’lerinden itibaren K-feldispat miktarında bir
artış, bu artışa paralel olarak da damar miktarında bir azalma gözlenmektedir.
Sondaj 150. m’de altere granit zonuna girmektedir. Altere granit zonunda ince
piritli ağsal damarla birlikte, 2 cm civarında matriksi kuvars olan içinde breşik
parçalar bulunduran bölümler vardır. Bu bölümlerin bazılarında 2-3 mm’lik
ötelenmeler gözlenmiştir. Sondaj 192. m’de son bulmaktadır.

51
NHS 6 sondajından alınan örneklerin mikroskobik incelemelerinde breşik zonda
killeşme yaygındır. Bazı örneklerde serisitleşme de bulunmaktadır. Breşik zonda
yoğun limonit boyamaları gözlenmiştir. Oksidasyon sonucu piritlerin limonite
dönüşümü de yaygındır. 150- 192 m arasında bulunan altere granit zonunda 8-35
m arasındaki zonla aynı şekilde seritleşme, karbonatlaşma, silisleşme ve killeşme
gözlenmiştir.

Kimyasal analizlerde, sondajın 10-23 metreleri arasında 60-790 ppb arasında


değişen Au değerleri belirlenmiştir. Au’ca zengin bu bölümlerde As değerleri
sondajın diğer bölümlerine göre yüksek olsa da ( 769-4702 ppm), 790 ppb ile en
yüksek Au değerine sahip NHS 6/10 numunesinde 1415 ppm As, 4702 ppm ile en
yüksek As değerine sahip NHS 6/14 numunesinde ise 80 ppb Au değeri
ölçülmüştür. Bu cevher zonunda Au ve As arasında negatif korelasyon söz
konusudur.

Sondajın 10-23 metreleri arasından alınan NHS 6/9 örneğinde 210 ppb Au değeri
ölçülmüştür. Breş zonunu kesen çok ince taneli kuvarsların bulunduğu örneğin
parlatma numunesinin SEM incelemelerinde bir tanesi parçalanmış halde ve
yaklaşık 5 µm boyutunda, diğeri ise 1 µm boyutunda olmak üzere 2 adet uraninit
tespit edilmiştir (Şekil 3.23.). Farklı bir iz element konsantrasyonu veya alterasyon
gözlenmeyen uraninitlerin belirlendiği bu örnekte 769 ppm ile kısmen düşük olan
As içeriği dikkat çekicidir. NHS 6/9 örneğinin SEM incelemesinde yaklaşık 5 µm
boyutunda amalgam (Hg-Ag) gözlenmiştir (Şekil 3.24.).

NHS 6 sondajında hemen hemen tüm numunelerde deteksiyon limitinin üzerinde


Sb değerleri tespit edilmiştir. Ancak en yüksek değerler (81-455 ppm) sondajın 45
ve 52. metreleri arasında breşik zonu kesen ağsal damarlarda tespit edilmiştir. Bu
damarlarda 829-4671 ppm As içeriği de ölçülmüştür. Au değerlerinin deteksiyon
limitinin altında kaldığı bu bölümde As ve Sb arasında pozitif korelasyon
bulunmaktadır. Sondajın genelinde ise Au ve Sb değerleri arasında bir ilişki
gözlenmemiştir.

52
Şekil 3.23. NHS 6/9 örneğinde tespit edilen uraninitin EDS analizi ile yapılan
elementel harita görüntüsü.

Şekil 3.24. NHS 6/9 örneğinin SEM incelemesinde tespit edilen amalgam.

53
Şekil 3.25. NHS 6 Sondaj logu ve Au, Sb element dağılım grafiği.

54
3.3.4. NHS 8 Sondajı

NHS 8 sondajı Akçataş Köyü içinde antimonit damarının bulunduğu yarma


hedeflenerek, yarmanın 20 metre doğusundan K70B yönünde 70 derece eğimle
yapılmıştır. İlk 10 m’de geçilen yüzeysel bozunmadan sonra 60. m’ye kadar altere
granit zonu kesilmiştir. Altere granit içinde düzensiz ve kısa breşik zonlar da
gözlenmektedir. Bu bölümde mm boyutunda piritli ağsal damarların miktarı azdır.
Bu bölüm içinde 2-3 cm’lik kuvars matriksli breş parçaları bulunduran bölümler
bulunmaktadır. Altere granit ile breş zonu geçişi çok belirgin olmamakla beraber
60. metre olarak kabul edilmiştir. 60. m’den 153. m’ye kadar breş zonu içinde
ağsal piritli damarlar ve kuvars matriksli breş parçaları bulunduran bölümler
bulunmaktadır. Bu bölümler ve damarlar 153. m’den sonra gözlenmemektedir ve
bu duruma paralel şekilde K-feldispat miktarı artış göstermektedir. Yaklaşık 200
m’den itibaren iri ortoklazlarıyla tipik porfirik dokulu granit kesilmeye başlanmıştır.
Sondaj 208 m’de son bulmuştur.

NHS 8 sondajında altere granit bölümlerinde diğer sondajlardan faklı olarak yoğun
karbonatlaşma silisleşme gözlenmiştir (Şekil 3.26.. Serisitleşme azdır ve nadiren
kloritleşme gözlenmiştir. Breş zonunda ise yoğun killeşme ve silisleşme az
miktarda ise serisitleşme gözlenmiştir. Altere granit zonunda limonitleşmeler
gözlenmiştir. Sondajın 105,80 m' de damar ve breş şeklinde adularya olma
olasılığı olan oluşumlar gözlenmiştir.

Şekil 3.26. NHS 8/2 örneğinde gözlenen karbonatlaşma ve silisleşme (2. nikol).

55
Altere granit zonu boyunca ilk 10 m’den sonra 10-82 ppm arasında değişen Sb
değerleri ölçülmüştür. Breş zonu başlangıcında, NHS 8/4 örneğinin temsil ettiği 63.
m’de çalışmada belirlenen en yüksek Sb değeri olan 577 ppm saptanmıştır. Bu
seviyeden sonra 97. m’ye kadar en yüksek 74 ppm Sb değeri ölçülürken 324 ppm
Sb belirlenmiştir. Bu noktadan sonra da Sb değerleri 25 ppm’in altına inmiştir. NHS
8 sondajında 131. m’de 310 ppb, 193. m’de ise 70 ppb Au değerleri ölçülmüştür.
131. m’deki 310 ppb Au değerinin yanı sıra 6,7 ppm Ag tespit edilmiştir.

En yüksek Sb değerinin ölçüldüğü NHS 8/4 örneğinin SEM incelemelerinde 1 tane


2 µm boyutunca Y’ca zengin uraninit tespit edilmiştir (Şekil 3.27.). Örnekte
gözlenen antimonit kristallerinin boyutu 10 µm civarındadır. Bol pirit ve arsenopirit
içeren örnekte piritlerin etrafında arsenopirit oluşumları gözlenmiştir. Bu durum
piritlerin oluşumundan sonra ya da oluşumunun son safhasında As’ce zengin bir
çözletinin etkisinde kaldığını göstermektedir (Şekil 3.29.). Bu minerallerin dışında 1
adet 8 µm boyutunda saf gümüş tanesi bulunmuştur.

Şekil 3.27. NHS 8/4 örneğinde gözlenen Y’ca zengin uraninitin EDS analizi ile
yapılan elementel harita görüntüsü.

56
Şekil 3.28. NHS 8 sondaj logu ve Au, Sb element dağılım grafiği.

57
Şekil 3.29. NHS 8/4 örneğinde gözlenen piritler etrafında gelişmiş arsenopitler ve
gümüş kristaline ait SEM görüntüsü.

3.3.5. Diğer Sondaj Verileri

Çalışma kapsamında yapılan sondajlarda en önemli cevherleşmeler NHS 1, NHS


2, NHS 6 ve NHS 8 sondajlarında gözlenmiştir. Bu sondajların hepsi granitler
içindedir. Granitler içinde yapılan diğer sondajlar NHS 3, NHS 4, NHS 5, NHS 9 ve
NHS 13 sondajlarıdır. Granitlerde yapılan sondajların NHS 9 hariç tümünde
serisitleşme, silisleşme ve killeşmeye uğramış ve granit breşleri kesilmiştir Bu
sondajlarda belirlenen tüm cevherleşmeler breş zonları içindedir.

NHS 3 sondajı toplam 185 m uzunlukta olup, 90- 135 metreleri arasında 45 m’lik
breş zonu kesilmiştir. Breş zonu boyunca tüm Au ve Sb değerleri deteksiyon
limitinin altındadır. Yan kayaçta ise 13-21 metreleri arasında 16-37 ppm Sb
değerleri ölçülmüştür (Ek 1. NHS 3 sondaj logu).

NHS 4 sondajının uzunluğu toplam 152 m’dir. 25-73 metreleri arasında 48 m’lik
breş zonu bulunmaktadır. Sondajın 25-33 metreleri arasında 26-109 ppm Sb, 27-
29 metreleri arasında ise 50-120 ppb Au değerleri gözlenmiştir. Bu bölümde 6950

58
ppm ile çalışmanın en yüksek As değeri ölçülmüştür (Ek 2. NHS 4 sondaj logu ve
Au, As elementel dağılım grafiği).

NHS 5 sondajının uzunluğu 203 m’dir. 20-165 metreleri arasında 145 m


uzunluğunda breş zonu kesilmiştir. Bu zon boyunca 8 tanesi 100 ppb’ den küçük
bir tanesi 270 ppb olmak üzere 9 örnekte Au değeri tespit edilmiştir. NHS 5
sondajında breş bölümünün başlangıcı olan 21. m’de 4,4 ppm Ag tespit edilmiştir.
Bu sondajda farklı seviyelerde 172 ppm’ e varan Sb değerleri de bulunmaktadır.
Au ve Sb değerleri neredeyse hiç çakışmamaktadır. (Ek 3. NHS 5 sondaj logu ve
Au, Sb elementel dağılım grafiği).

NHS 9 sondajının uzunluğu 199 m’dir. Granitler içinde logu farklılık gösteren tek
sondajdır. Granit breşi zonları bu sondajda kesilmemiştir. NHS 9 sondajında
kalınlığı 2-3 m aralığında değişen, matriksi kuvars olan içinde breş parçaları
gözlenen zonlarda 7,8 ppm’e kadar Ag, 215 ppm’e kadar Sb değerleri vardır (Şekil
3.30.). Ag değeri olan seviyelerden sadece 164,5 m’de 120 ppb Au gözlenmiştir.
Bu sondajda Sb ve Ag değerleri arasında pozitif korelasyon vardır (Ek 4. NHS 9
sondaj logu ve Ag, Sb elementel dağılım grafiği).

Şekil 3.30. NHS 9 sondajında 165,80 m’de gözlenen kuvars matriksli breş
parçaları içeren gümüş içerikli zon.

NHS 13 sondajı, NHS 1, NHS 2 ve NHS 6 sondajlarının oluşturduğu KB-GD


doğrultulu hattı kesmek üzere, bu hattın kuzeyinden G05D yönünde yapılmıştır.
376 m uzunluğundaki sondajın ilk 60 metresinde litolojik tanımlama yapmak çok

59
zordur. Bu yüzden altere granit olarak kabul edilmiştir. Bu bölümdeki örneklerde
40-190 ppb arasında değişen Au değerleri vardır. Granit breşi zonu 60. m’ de
tanımlanabilmiş ve 90 m’ye kadar sürmektedir. Breş zonunda ise 50-330 ppb
arasında değerlere sahip 6 örnek vardır. Au ve As değerleri arasında pozitif
korelasyon varken en yüksek Sb değeri 33 ppm’dir (Ek 5. NHS 9 sondaj logu ve
Au element dağılım grafiği).

Granitler içinde yapılan sondajların dışında NHS 7 sondajı konglomeralar içinde,


NHS 14 sondajı ise andezitik kayaçlar içinde yapılmıştır. NHS 7 sondajı 90 m,
NHS 14 sondajı ise 99,5 m’dir. Bu sondajlarda önemli bir cevherleşme
gözlenmemiştir.

NHS 10, NHS 11 ve NHS 12 sondajları granitlerden başlayıp metamorfiklerde


sonlanmaktadır. Bu sondajlarda kesilen granitlerde diğer sondajlarla aynı şeklide
ağsal piritli kuvars damarları bulunmaktadır. Granitlerin metamorfik kayaçlarla
olan kontaklarında özel bir cevherleşme gözlenmemiştir. Metamorfik kayaçlarda,
ise mermer bantları ve gnaysları kesen piritli karbonat ve kuvars damarları (Şekil
3.31.) gözlense de kimyasal analizlerde 1890 ppm’e kadar çıkan As değerleri
hariç ciddi bir kimyasal anomali saptanmamıştır (Ek 6. NHS 10 sondaj logu, Ek 7.
NHS 11 sondaj logu, Ek 12 sondaj logu ve As elementel dağılım grafiği).

Şekil 3.31. NHS 10 sondajında 102. m’de gnayslar içinde gözlenen piritli kuvars
damarı.

60
4.SIVI KAPANIM ÇALIŞMALARI

Çalışmada sondaj karotlarından alınan numunelerin yüksek Au ve Sb değerleri


olanlarda sıvı kapanımı çalışmalarıyla cevherleşmeyi oluşturan çözeltinin sıcaklığı
ve tuzluluk değerlerinin ölçülmesi hedeflenmiştir. Bu sebeple 6 tane örnekte sıvı
kapanımı çalışması yapılmıştır. Bu örneklerden 1270 ppb ile en yüksek Au
değerinin tespit edildiği damarı temsil eden NHS 1/44 numunesi ve 670 ppb Au
değeri ölçülen ve SEM çalışmalarında altın taneleri tespit edilen NHS 2/46
örneklerinde kapanım gözlenememiştir. Kapanım gözlenen numunelerden NHS
6/28’de 455 ppm Sb, NHS 8/4’de 577 ppm Sb, NHS 4/14’de 120 ppb Au ve 57
ppm Sb, NHS 4/15’de ise 50 ppb Au ve 109 ppm Sb değerleri bulunmaktadır.
NHS 4/14 ve NHS 4/15 örneklerinde sırasıyla 6060 ppm ve 6950 ppm ile
çalışmanın en yüksek As değerleri ölçülmüştür.

4. 1. NHS 6/28

Sıvı kapanım çalışmaları örnekteki kuvars ve baritlerde yapılmıştır. Kuvarslar


genellikle şeffaf olup mikrokristalen ve bazı kesimlerde de kriptokristalen
dokuludur. Mikrokristalen dokulu kuvarsların çok ince taneli olan kesimde ölçüm
yapılabilecek nitelikte kapanıma rastlanmamıştır. Mikrokristalen dokulu ve
nispeten daha iri boyutlu kuvarslarda yapılan incelemelerde ise birincil ve ikincil
kökenli kapanımlar tespit edilmiştir. Birincil kökenli kapanımların büyük
çoğunluğunu iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar oluşturmaktadır. Tek fazlı (sıvı) ve tek
fazlı gaz) kapanımlar ise eser oranlardadır.

Birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların büyük çoğunluğu düzensiz şekilli
olup, yuvarlak ve/veya elipsoidal şekilli olanları da mevcuttur (Şekil 1). Ölçüm
yapılan iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların boyutları genellikle <1-8 mikrometre
arasında değişmektedir. Kapanımlardaki sıvı fazın gaz faza olan oranı fazladır.
Ölçüm yapılan kapanımların tümü sıvı faza homojenleşmiştir.

61
Şekil 4.1. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarında görülen iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlar.

Kuvarslardaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda yapılan mikrotermometrik ölçümler


sonucu elde edilen homojenleşme sıcaklıkları (Th oC) aşağıda Çizelge 4. 1 ve
Şekil 4.2.’de verilmektedir.

Çizelge 4.1. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th (oC) Th (oC) Th (oC)
170 226 236
173 230 247
183 235 284
208 235 298

62
Şekil 4.2. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı.

Yapılan 12 adet ölçüme göre, kuvarslardaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların


homojenleşme sıcaklığı 170-300 oC arasında değişmektedir.
Homojenleşme sıcaklıklarının (ThoC) ölçüldüğü iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda
yapılan soğutma çalışmalarında bazı kapanımlarda faz değişimleri izlenebilmiş ve
son buz ergime sıcaklıkları (TmoC) bulunmuştur. Ölçülen son buz ergime
sıcaklıkları (TmoC); bunlara karşılık gelen % NaCl eşdeğerleri Bodnar (1993)’ın
eşitliği kullanılarak hesaplanmış ve aşağıda Çizelge 2’de verilmiştir.
Çizelge 4.2. NHS 6/28 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımların son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve tuzluluk (%NaCl eşdeğeri)
değerleri.
Tm(oC) %NaCl eşdeğeri
- 3.0 5.0
- 2.9 4.8
- 2.8 4.7

Bu değerlere göre, kuvarslardaki kapanımların tuzlulukları %4.7-%5.0 NaCl


eşdeğeri arasında değişmektedir.

NHS 6/28 no’lu örneğin baritleri ise oldukça ince kristallidir. Sıvı kapanım
incelemelerinde daha çok birincil kökenli kapanımlara rastlanmıştır. Birincil kökenli
kapanımların büyük çoğunluğunu tek fazlı (sıvı) kapanımlar oluştururken, iki fazlı
(sıvı+gaz) ve tek fazlı (gaz) kapanımlar eser bolluktadır.

63
İncelenen kapanımlar genellikle yuvarlak ve/veya düzensiz şekillidir. Barit
içerisinde yaygın olarak tek fazlı (sıvı) kapanımlarda boyunlanmalar (necking
down) gözlenmektedir. Bu boyunlanmalar nedeniyle farklı hacim doldurma
oranlarına sahip iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar ortaya çıkmıştır. Bu tür
kapanımlarda mikrotermometrik analizler yapılmamıştır.

Barit kristallerinde tespit edilen birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar
genellikle küçük küme/gruplar halinde, tek fazlı (sıvı) kapanımlarla birlikte
izlenmektedir.

Ölçüm yapılan iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların boyutları genellikle <1-5


mikrometre arasında değişmektedir. Kapanımlarda sıvı fazın gaz faza olan oranı
oldukça fazla olup, kapanımların tümü sıvı faza homojenleşmiştir.

Baritlerde eser oranda izlenen iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda yapılan


mikrotermometrik ölçümler sonucu elde edilen homojenleşme sıcaklıkları (Th oC)
aşağıda Çizelge 4.3.’ de verilmektedir.

Çizelge 4.3. NHS 6/28 no’lu örneğin baritlerindeki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda
ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th (oC) Th (oC)
88 140
98 148

Yapılan 4 adet ölçüm sonucuna göre baritin homojenleşme sıcaklığı 80-150 oC


arasında değişmektedir. Elde edilen bu homojenleşme sıcaklık değerlerinin yanı
sıra, örnekte oldukça yaygın tek fazlı (sıvı) kapanımların izlenmesi, barit
kristallerinin 100 oC’ nin altındaki sıcaklıklarda da oluşumuna devam ettiğini
göstermektedir (Roedder, 1984).

Homojenleşme sıcaklıklarının ölçüldüğü kapanımların küçük boyutlu olması


nedeniyle, soğutma analizlerinde faz değişimleri izlenememiş ve son buz ergime
o
(Tm C) sıcaklık değerleri bulunamamıştır. Bu nedenle bariti oluşturan
eriyiğin/çözeltinin tuzluluğu hesaplanamamıştır.

64
NHS 6/28 no’lu örneğin hem kuvars hem de baritlerinde tek fazlı (sıvı)
kapanımlarla tek fazlı (gaz) kapanımların birlikte gözlenmesi, açık sistemdeki
oluşumu göstermektedir. Açık sistemde etkiyen litostatik basınç olmadığı için
homojenleşme sıcaklıkları (ThoC), doğrudan oluşum sıcaklığı (TooC) olarak
alınabilmektedir.

4. 2. NHS 8/4

NHS 8/4 numaralı örneğin kuvarslarında sıvı kapanım çalışmaları yapılmıştır.


İncelemelerde kuvarslarda birincil ve ikincil kökenli kapanımlara rastlanmıştır.
Birincil kökenli kapanımların büyük çoğunluğunu iki fazlı (sıvı+gaz) ve tek fazlı
(sıvı) kapanımlar oluşturmaktadır. Tek fazlı (gaz) kapanımlar ise eser bollukta
izlenmektedir.

Kuvarslardaki kapanımlar genellikle düzensiz şekillidirler. Yuvarlak şekilli


kapanımlar da izlenmektedir. Ölçüm yapılan iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların
boyutları genellikle <1-8 mikrometre arasında değişmektedir. Özellikle <1-5
mikrometre boyutlardaki kapanımlar daha yaygındır. İki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardaki sıvı fazın gaz faza olan oranı fazladır. Ölçüm yapılan kapanımlar
sıvı faza homojenleşmiştir.

Kuvarslardaki birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda yapılan


mikrotermometrik ölçümler sonucu elde edilen homojenleşme sıcaklıkları (Th oC)
aşağıda Çizelge 4.4 ve Şekil 4.3’ de verilmektedir.

65
Çizelge 4.4. NHS 8/4 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th (oC) Th (oC) Th (oC)
189 220 268
201 230 275
211 256 277
214 263 285

Şekil 4.3. NHS 8/4 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlardan
ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı.

Yapılan 12 adet ölçüm sonucuna göre kuvarsın homojenleşme sıcaklığı 180-290


o
C arasında değişmektedir. NHS 8/4 no’lu örneğin kuvarslarında tek fazlı (sıvı)
kapanımlarla tek fazlı (gaz) kapanımların birlikte gözlenmesi, açık sistemdeki
oluşumu göstermektedir. Açık sistemde etkiyen litostatik basınç olmadığı için
homojenleşme sıcaklıkları (ThoC), doğrudan oluşum sıcaklığı (TooC) olarak
alınabilmektedir.

Homojenleşme sıcaklıklarının ölçüldüğü kapanımların küçük boyutlu olması


nedeniyle, yapılan soğutma analizlerinde faz değişimleri izlenememiş ve son buz
ergime (Tm oC) sıcaklık değerleri bulunamamıştır. Bu nedenle kuvarsı oluşturan
eriyiğin/çözeltinin tuzluluğu hesaplanamamıştır.

66
4.3. NHS 4/14

Sıvı kapanım çalışmaları NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarında yapılmıştır.


Kuvarslar genellikle şeffaf olup kriptokristalen ve/veya mikrokristalen dokuludur.
Çok ince taneli, kriptokristalen dokuya sahip kuvarslarda, ölçüm yapılabilecek
nitelikte sıvı kapanıma rastlanmamıştır. Mikrokristalen dokulu ve nispeten daha iri
boyutlu kuvarslarda yapılan incelemelerde ise birincil ve ikincil kökenli kapanımlara
rastlanmıştır. Birincil kökenli kapanımların büyük çoğunluğunu iki fazlı (sıvı+gaz)
ve tek fazlı (sıvı) kapanımlar oluştururken, tek fazlı (gaz) kapanımlar eser oranda
izlenmektedir (Şekil 4.5.).

Şekil 4.4. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar.

Ölçüm yapılan iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar genellikle düzensiz şekillidir. Yer yer
yuvarlak şekilli kapanımlar da gözlenmektedir. Birincil kökenli kapanımlar örnek
içerisinde daha çok tek başına/izole şekilde izlendiği gibi, küçük kümeler/gruplar
halinde de bulunmaktadır (Şekil 4.6.).

67
Şekil 4.5. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarında tek başına /izole şekilde görülen
birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar.

İki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların boyutları genellikle <1-12 mikrometre arasında


değişmektedir. 1-6 mikrometre büyüklüğe sahip kapanımlar daha yaygındır.
Kapanımlarda sıvı fazın gaz faza olan oranı oldukça fazla olup, kapanımların tümü
sıvı faza homojenleşmiştir.

Kuvarslardaki birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda yapılan


mikrotermometrik ölçümler sonucu elde edilen homojenleşme sıcaklıkları (Th oC)
aşağıda Çizelge 4. 5. ve Şekil 4.7.’ de verilmektedir:

Çizelge 4.5. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th (oC) Th (oC) Th (oC) Th (oC)
210 228 258 320
214 231 261 322
216 233 266 328
220 240 308 330
223 243 311
225 245 315

68
Şekil 4.6. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı.

Yapılan 22 adet ölçüm sonucuna göre kuvarsın homojenleşme sıcaklığı 200-330


o
C arasında değişmektedir. Şekil 4.7.’ deki histogram incelendiğinde
o o
homojenleşme sıcaklıklarının 200-270 C ve 300-330 C arasında 2 ayrı evrede
yoğunlaştıkları görülmektedir. Bununla birlikte NHS 4/14 no’lu örneğin
kuvarslarında tek fazlı (sıvı) kapanımlar ile tek fazlı (gaz) kapanımların birlikte
izlenmesi, açık sistemdeki oluşumu göstermektedir. Açık sistemde etkiyen
litostatik basınç olmadığı için homojenleşme sıcaklıkları (ThoC), doğrudan oluşum
sıcaklığı (TooC) olarak alınabilmektedir.

Homojenleşme sıcaklıklarının (ThoC) ölçüldüğü iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda


yapılan soğutma çalışmalarıyla birkaç kapanımda son buz ergime sıcaklıkları
(TmoC) bulunmuştur. Çoğu kapanımda faz değişimleri izlenememiştir. Ölçülebilen
son buz ergime sıcaklıkları (TmoC); bunlara karşılık gelen % NaCl eşdeğerleri
Bodnar (1993)’ın eşitliği kullanılarak hesaplanmış ve aşağıda Çizelge 4.6’da
verilmiştir:

69
Çizelge 4.6. NHS 4/14 no’lu örneğin kuvarslarındaki birincil kökenli iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve tuzluluk
(%NaCl eşdeğeri) değerleri.
Tm(oC) %NaCl eşdeğeri Tm(oC) %NaCl eşdeğeri
- 3.5 5.7 - 2.6 4.3
- 2.7 4.5 - 2.5 4.2
- 2.6 4.3

Bu değerlere göre, kuvarslardaki iki fazlı kapanımların tuzlulukları %4.2-%5.7 NaCl


eşdeğeri arasında değişmektedir.

4. 4. NHS 4/15

NHS 4/15 no’lu örnekte sıvı kapanım çalışmaları kuvarslarda yapılmıştır.


İncelemelerde birincil ve ikincil kökenli kapanımlara rastlanmıştır. Birincil kökenli
kapanımların büyük çoğunluğunu iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar oluştururken, tek
fazlı (sıvı) ve tek fazlı (gaz) kapanımlar eser bollukta izlenmektedir. İkincil kökenli
kapanımlar ise tek fazlı (sıvı) ve iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlardır.

Birincil kökenli kapanımlar daha çok tek başına ve/veya izole şekilde
gözlenmektedir (Şekil 4.8.). Yer yer küçük grup veya kümeler halinde de
izlenmektedir. Birçoğu ise kristal düzlemine paralel şekilde dizilim göstermektedir.

Şekil 4.7. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarında kristal düzlemine paralel dizilim
gösteren iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar.

70
İncelenen kapanımlar genellikle yuvarlak ve/veya düzensiz şekillidir. Kuvars
kristalleri içerisinde daha çok ikincil kökenli kapanımlarda boyunlanmalar (necking
down), kuyruklanmalar gözlenmektedir. Bu boyunlanmalar nedeniyle farklı hacim
doldurma oranlarına sahip iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlar ortaya çıkmıştır. Bu tür
kapanımlarda mikrotermometrik analizler yapılmamıştır.

Ölçüm yapılan iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımların boyutları genellikle <1-14


mikrometre arasında değişmektedir. 1-4 mikrometre büyüklüğe sahip kapanımlar
daha yaygındır. Kapanımlarda sıvı fazın gaz faza olan oranı oldukça fazla olup,
kapanımların tümü sıvı faza homojenleşmiştir.

İncelenen birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda yapılan


mikrotermometrik ölçümler sonucu elde edilen homojenleşme sıcaklıkları (Th oC)
aşağıda Çizelge 4. 7. ve Şekil 4.9.’ da verilmektedir.

Çizelge 4.7. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th (oC) Th (oC) Th (oC) Th (oC)
205 233 257 340
218 240 261 352
225 244 302
230 248 316

Şekil 4.8. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki iki fazlı (sıvı+gaz)
kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı.

71
Yapılan 14 adet ölçüm sonucuna göre kuvarsın homojenleşme sıcaklığı 200-360
o
C arasında değiştiği ve 200-270 oC ve 300-360 oC’ler arasındaki sıcaklıklarda 2
ayrı evrede yoğunlaştıkları görülmektedir. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarında
tek fazlı (sıvı) kapanımlar ve tek fazlı (gaz) kapanımların birlikte gözlenmesi, açık
sistemdeki oluşumu göstermektedir. Açık sistemde etkiyen litostatik basınç
olmadığı için homojenleşme sıcaklıkları (ThoC), doğrudan oluşum sıcaklığı (TooC)
olarak alınabilmektedir (Roedder, 1984).

Kuvarslardaki homojenleşme sıcaklıklarının (ThoC) ölçüldüğü iki fazlı (sıvı+gaz)


kapanımlarda yapılan soğutma çalışmalarıyla son buz ergime sıcaklıkları (TmoC)
bulunmuştur. Ölçülen son buz ergime sıcaklıkları (TmoC); bunlara karşılık gelen %
NaCl eşdeğerleri Bodnar (1993)’ın eşitliği kullanılarak hesaplanmış ve aşağıda
Çizelge 4.8.’de verilmiştir:

Çizelge 4.8. NHS 4/15 no’lu örneğin kuvarslarındaki birincil kökenli iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen son buz ergime sıcaklık (Tm(oC)) ve tuzluluk
(%NaCl eşdeğeri) değerleri.
Tm(oC) %NaCl eşdeğeri Tm(oC) %NaCl eşdeğeri
- 2.8 4.7 - 2.2 3.7
- 2.7 4.5 - 2.0 3.4

Bu değerlere göre, kuvarsları oluşturan çözeltinin tuzluluğu %3.4-%4.7 NaCl


eşdeğeri arasında değişmektedir.

4.5. Sıvı Kapanımı Sonuçlarının Değerlendirmesi

Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinden alınan NHS 6/28, NHS 8/4, NHS 4/14,
NHS 4/15 örneklerinin birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarında toplam 62
adet mikrotermometrik ölçüm gerçekleştirilmiştir. Bu ölçümlerde tespit edilen en
düşük homojenleşme sıcaklığı 170 oC, en yüksek homojenleşme sıcaklığı ise 352
o
C’dir. Şekil 4.9. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı
incelendiğinde homojenleşme sıcaklıklarının (Th(oC)) 200-270 oC ve 300-330 oC
arasında yoğunlaştıkları gözlemlenmiştir.

72
Çizelge 4.9. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerleri.
Th(oC) Th(oC) Th(oC) Th(oC) Th(oC) Th(oC)
170 216 230 245 275 318
173 218 231 247 277 320
183 220 233 248 284 322
189 220 233 256 285 328
201 223 235 257 298 330
205 225 235 258 302 340
208 225 236 261 308 352
210 226 240 261 310
211 228 240 263 311
214 230 243 266 315
214 230 244 268 316

Şekil 4.9. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki iki fazlı
(sıvı+gaz) kapanımlardan ölçülen homojenleşme sıcaklık değerlerinin dağılımı.

Kuvarslardaki homojenleşme sıcaklıklarının (ThoC) ölçüldüğü iki fazlı (sıvı+gaz)


kapanımlardan 12 tanesinde soğutma çalışması yapılabilmiş ve son buz ergime
sıcaklıkları (TmoC) bulunmuştur. Ölçülen son buz ergime sıcaklıkları (TmoC) (-2.0)-

73
( -3.5) oC arasında değişmektedir. Son buz ergime sıcaklıklarına karşılık gelen %
NaCl eşdeğerleri ise % 3.4-5.7 arasındadır. Şekil 4.10. Akçataş Graniti sondaj
karot örneklerinin kuvarslarındaki birincil kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda
ölçülen tuzluluk (%NaCl eşdeğeri) değerleri dağılımı incelendiğinde, tuzluluk
eşdeğerlerinin %4-5 arasında yoğunlaştığı görülmüştür.

Çizelge 4.10. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki birincil


kökenli iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen tuzluluk (%NaCl eşdeğeri)
değerleri.
Tm(oC) %NaCl eşdeğeri Tm(oC) %NaCl eşdeğeri
- 3.5 5.7 - 2.6 4.3
- 3.0 5.0 - 2.6 4.3
- 2.9 4.8 - 2.5 4.2
- 2.8 4.7 - 2.2 3.7
- 2.8 4.7 - 2.0 3.4
- 2.7 4.5
- 2.7 4.5

Şekil 4.10. Akçataş Graniti sondaj karot örneklerinin kuvarslarındaki birincil kökenli
iki fazlı (sıvı+gaz) kapanımlarda ölçülen tuzluluk (%NaCl eşdeğeri) değerlerinin
dağılımı.

74
5. SONUÇ VE YORUMLAR

Akçataş Graniti’nde bulunan altın ve antimuan cevherleşmeleri breş zonlarını


kesen matriks tipi kuvars oluşumlarına bağlı olarak gelişmiştir.

Breşik zonlardan alınan yüzey örneklerinin XRD analizleri ve ince kesit


incelemeleri sonucunda breş zonunun matriksinin kaolinit olduğu ve deforme
kuvars kristalleri barındırdığı tespit edilmiştir. Karot numunelerinde serisitleşmiş
feldispatlara da rastlanmıştır.

Breş zonunu çevreleyen granitlerde gözlenen alterasyon türleri çoktan aza doğru
serisitleşme, silisleşme, killeşme, karbonatlaşma ve kloritleşmedir. Altere granit
bölümlerinde ağsal piritli ve arsenopiritli kuvars damarları vardır.

Yapılan sondaj çalışmaları sonucunda breş zonunun yanal ve düşey devamlılığı


tam olarak belirlenememiştir. Bunun için daha ayrıntılı sondaj çalışmalarına ihtiyaç
vardır. Mevcut verilere göre 2 farklı olasılık akla gelmektedir. Bu olasılıklardan
birincisi, breş zonlarının eğiminin yaklaşık düşey olması ve birincisi NHS 1, NHS 2,
NHS 6 ve NHS 13 sondajlarının oluşturduğu hatta, BKB-DGD doğrultulu olmak
üzere ikincisi ise NHS 1, NHS 4 ve NHS 8 sondajlarının oluşturduğu hatta, KD-GB
doğrultulu olmak üzere 2 breş zonu ve bunlara paralel ve/veya kesen olası breş
zonlarının bulunmasıdır. Bölgeyi etkileyen asal gerilme eksenlerinden σ1’in
yaklaşık düşey olması (Toprak, 1994) ve NHS 1 sondajında bulunan fay aynası bu
olasılığı desteklemektedir. İkinci olasılık ise Salanda Fayı’nın oluşturduğu KD- GB
doğrultulu yırtılma faylarıdır. Bu olasılık ise yüzeyde gözlenen breş zonlarının KD-
GB dizilimleri ile desteklenmektedir.

Sondaj karotlarından alınan kimyasal analiz sonuçlarında Sb - As arasında ve Au-


As arasında pozitif korelasyon olmasına rağmen Au ve Sb değerleri arasında
birkaç numune hariç bir ilişki tespit edilmemiştir.

Sıvı kapanımı çalışması yapılan 4 örnekten 2 tanesinde (NHS 8/4 ve NHS 6/28)
sadece Sb anomalileri saptanmışken diğer 2 örnekte (NHS 4/14 ve NHS 4/15) Au
ve Sb değerleri gözlenmektedir. Ayrıca yüksek Sb ve Au anomalisi içeren
örneklerde çalışmanın en yüksek As değerleri bulunmuştur. Sb anomalilerine

75
sahip örneklerin homojenleşme sıcaklıklarının 200-270 oC arasında yoğunlaştığı
gözlenmiştir. Sb ve Au değerleri saptanan örneklerde ise homojenleşme sıcaklıları
200-270 oC ve 300-330 oC arasında yoğunlaşmaktadır.

Kimyasal analizler ve sıvı kapanımı çalışmalarından elde edilen verilere göre Sb


ve Au zenginleşmelerinin 2 farklı evrede olduğu, her iki evredeki çözeltilerin As’ce
zengin olduğu, Sb zenginleşmesinin ana oluşum evresi çözelti sıcaklığının 200-
270 oC, Au zenginleşmesinin ana oluşum evresi çözelti sıcaklığının 300-330 oC
arasında olduğu düşünülmektedir.

Granit breşi zonunda birincil ve ikincil uranyum cevherleşmeleri de bulunmaktadır.


Birincil uranyum minerali olan uraninite sondaj numunelerinde rastlanmış, ikincil
uranyum minerali olan zoynerite ise hem sondaj karotu hem de yüzey örneklerinde
rastlanmıştır. NHS 8/4 örneğinde tespit edilen Y’ca zengin uraninit mineralinin
birincil veya ikincil oluşum olduğuna karar verilememiştir. Mineral kütlece %21 Y,
%31 U ve %48 O içermektedir. Yapılan araştırmalarda literatürde bu kadar yüksek
Y konsantrasyonuna sahip uraninite dair bir veriye rastlanmamıştır. Örneğin,
Deditius vd. (2007)’ nin Marshall Pass damar tipi uranyum yatağındaki uraninitlerin
alterasyonu ve iz element içeriğine yönelik yaptığı çalışmada tüm Y değerleri
kütlece % 1’in altındadır. Bu sorunun çözülmesi detay çalışmaları halen devam
etmektedir.

Çalışma örneklerinde saptanan uranititin granite veya daha sonraki breşleşmeye


mi ait olduğu konusunda elimizde net bir bulgu yoktur. Hem Au ve hem de Sb
içeren breş numuneleri uranitit içermektedir. Granitik kayaçların bünyesinde
aksesuar mineral olarak uraninitin yanı sıra U konsantrasyonu yüksek olan apatit,
zirkon gibi mineraller bulundurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla uraninitin kaynağının
Akçataş Graniti’nin kendisinin olma olasılığı yüksektir.

NHS 1 ve NHS 2 sondajlarının toprak örtüsü ile yüzeysel bozunma zonlarında


düşük değerlerde Au zenginleşmeleri gözlenmiştir. Altın içeren kuvars
damarlarının yakınlarında ve yüzeysel bozunma zonlarında ikincil altın
zenginleşmelerinin varlığı bilinmektedir (Robb, 2005). Bu sebeple granitlerin
yüzeysel bozunma zonları ve toprak örtüsünde gözlenen zenginleşmenin ikincil

76
altın zenginleşmesi olduğu düşünülmektedir. Altınlı kuvars damarlarındaki altın,
O2, Cl-, ve H+ ‘ce zengin çözeltilerle etkileşiminde (AuCl4-) kompleksleri şeklinde
çözeltiye geçer. Altının çökelimi ise pH yükselmesi, Cl- konsantrasyonun düşmesi
ya da (AuCl4-) komplekslerinin indirgenmesi ile oluşur. (AuCl4-) iyonunun
indirgenmesi Fe+2 ile olur ve aşağıda verilmiş olan eşitliğe göre hem demiroksit
hem de altın çökelimi olur (Mann, 1984; Çolak 2005’den).

AuCl4- + 3Fe+2 + 6H2O→ Au0 + 3FeOOH + 4Cl- +9 H+

Bölgedeki radyoaktif element konsantrasyonu yüzeyden derine doğru gidildikçe


azalmaktadır ve en yüksek radyoaktivite değerleri (15000 cps) Balık Sırtı Kayası
üzerindeki zoynerit sıvamalarında ölçülmüştür (Uçakcıoğlu, 1987). İkincil altın
zenginleşmelerinin bulunduğu NHS 1 ve NHS 2 sondajları da aynı mevkidedir.
Radyoaktif element içeriğinin derine gidildikçe azalması, zoyneritin yüzey
örneklerinde yaygın olarak gözlenmesi ve yoğun olarak demiroksit boyamalarının
zoynerite eşlik etmesi ve ikincil altın zenginleşmelerinin yüzeysel bozunma
zonlarında gözlenmesi uranyum ve ikincil altın zenginleşmelerinin yüzeye yakın
ortam koşullarında ve aynı çözeltilerle oluştuğunu ifade etmektedir.

Akçataş Graniti’nde Au, Ag, As, Sb, Hg zenginleşmeleri vardır. Yaygın alterasyon
türü serisitleşme, silisleşme ve killeşmedir. Adularya oluşumuna dair de şüpheler
bulunmaktadır. Sıvı kapanımı çalışmalarında Au ve Sb anomalilerinin gözlendiği
o
örneklerde 170-352 C arasında homojenleşme sıcaklıkları ölçülmüştür. Sıvı
kapanımı çalışmalarında ölçülen bir ölçüm hariç (% 5,7) tüm tuzluluk değerleri
%5’den düşüktür. Bu durum cevherleşmeye sebep olan çözeltilerde meteorik
suların etkin olduğuna işaret etmektedir. Cevherleşme yapısal kontrollüdür. Robb
(2005) epitermal sistemlerin karakteristik özelliklerine göre yapmış olduğu
sınıflamada, düşük sülfürlü epitermal sistemlerde gözlenen alterasyon türlerini
adularya ve serisit olduğunu, hidrotermal çözeltinin nötr pH değerlerine yakın,
gazca zengin (CO2, H2S), düşük tuzluluk değerlerinde ve çözeltilerde meteorik
suların baskın olduğunu ve Au, Ag, As, Sb, Se ve Hg metal birlikteliklerinin
gözlendiğini belirtmiştir. Akçataş Graniti’nde tespit edilen metal birliktelikleri,
alterasyon türleri ve sıvı kapanımı verileri, Robb (2005)’un yapmış olduğu

77
sınıflamaya göre, Akçataş Graniti’ndeki cevherleşmenin düşük sülfürlü (low
sulfidation) epitermal bir sistem olduğun göstermektedir.

Akçataş Graniti dışında Salanda Fayı çevresinde çeşitli cevherleşmeler


bulunmaktadır. Bu cevherleşmeler Savcılıebeyit, Karaabalı, Fakılı (Kaman-
Kırşehir) bölgelerinde gözlenen altın zenginleşmeleri (Genç ve Türkmen, 2002),
Devepınarı (Mucur-Kırşehir) çevresinde bulunan florit ve barit zenginleşmeleri,
Yeşilöz (Gülşehir-Nevşehir) batısındaki barit zenginleşmeleri ve Bozca’da
(Avanos-Nevşehir) gözlenen florit zenginleşmeleridir (Halil Türkmen, sözlü
görüşme). Hidrotermal aktiviletere sebep olabilecek ve Kuvaterner döneminde de
etkin olan Orta Anadolu Volkanik Provensi’nin Salanda Fayı’na olan yakınlığı
düşünüldüğünde, bölgenin Akçataş Graniti’ne benzerlik gösteren cevherleşmeler
açısından önemli bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir.

78
6. KAYNAKLAR

Amethyst Galleries' Mineral Gallery, 2011,


http://www.galleries.com/minerals/phosphat/zeunerit/zeunerit.htm, 08.06.2011

Atabey, E., Papak İ. ve Tarhan, N., 1987, Ortaköy Niğde Tuzköy Nevşehir
Kesikköprü Kırşehir Yöresinin Jelojisi MTA Derleme No: 8156

Athena Mineralogy, 2011,


http://un2sg4.unige.ch/athena/cgi-bin/minfich?s=ZEUNERITE, 08.06.2011

Ayan, M., 1963, Contribution a I'etude petrographique et geoigiique de la region


situee au nord-est de Kaman, M.T.A. yayını, 115, 332 s.

Aydın, N.Ş., 1984, Orta Anadolu Masifinin Gümüşkent B. (Nevşehir) Dolayında


Jeolojik-Petrografik İncelemeler : Doktora Tezi, 400s., Ankara Üniversitesi
Fen Fakültesi Jeoloji Bölümü (yayınlanmamış)

Aydın, N.Ş., 1991, Orta Anadolu Masifi Akçataş Graniti’nin (Nevşehir) petrografik
özellikleri, MTA Dergisi, 112, 117-133.

Becker, H., 1956, Gülşehir ile Hacıbektaş Arasındaki Bölgenin Kayserinin Batısı
Jeolojisi. MTA Derleme Rapor No: 2578

Bingol, E., 1974, 1/2.500.000 Ölçekli Turkiye metamorfizma haritası ve bazı


metamorfik kuşakların jeotektonik evrimi üzerine tartışma, M.T.A. Enst.
Dergisi, 83, 178-184.

Bodnar, R.J., 1993, Revisedequation and table for determining the freezing point
depression of H2O-NaCl solutions. Geochimica et Cosmochima Acta, 57,
683-684.

Çolak, H.I., 2005, Kırşehir Masifi Metamorfitlerinde Altın Zenginleşmeleri: Tipleri ve


Kökenleri: Yüksek Lisans Tezi, 97s., Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü (yayınlanmamış)

Deditius,A.P., Utsunomiya, S. ve Ewing, R. C., 2007, Fate of trace elements


during alteration of uraninitein a hydrothermal vein-type U-deposit from
Marshall Pass, Colorado, USA, Geochimica et Cosmochimica Acta, 71,
4954–4973.

Delibaş, O., Genç, Y. ve De Campos, C. P., 2011, Magma mixing and unmixing
related mineralizationin the Karacaali Magmatic Complex, central Anatolia,
Turkey, Granite-Related Ore Deposits, 350, 149-173.

Doğan U., 2011, Climate-controlled river terrace formation in the Kızılırmak


Valley, Cappadocia section, Turkey: Inferred from Ar–Ar dating of
Quaternary basalts and terraces stratigraphy, Geomorphology, 126, 66-81

79
Erguvanlı, K., 1954, Kırşehir Doğusunun Jeolojik Etüdü Hakkında Rapor MTA
Derleme Rapor No: 2373

Erler, A. ve Bayhan, H., 1995, Orta Anadolu Granitoidlerinin Genel


Değerlendirilmesi ve Sorunları, Yerbilimleri, 17, 49-69.

Erkan, Y., 1975, Orta Anadolu Masifinin güneybatısında (Kirşehir bölgesinde) etkili
rejyonal metamorfizmanın petrolojik incelenmesi, H.Ü. Yerbilimleri Enst.,
Doçentlik Tezi, Ankara, 147 s.

Erkan, Y., 1976a, Kırşehir çevresindeki rejyonal metamorfik bölgede saptanan


isogradlar ve bunların petrolojik yorumlamaları, H.Ü. Yerbilimleri Dergisi,
2(1), 23-54.

Erkan, Y., 1976b, Orta Anadolu Masifindeki karbonatlı kayaçlarda plajiyoklaz


bileşimi ve metamorfizma arasındaki ilişkilerin incelenmesi, H.Ü.
Yerbilimleri Dergisi, 2(2), 07-111.
Erkan, Y., 1977, Orta Anadolu Masifiniin güneybatısında (Kirşehir bölgesinde)
etkili rejyonal metamorfizma ile amfibol minerallerinin bileşimi arasındaki
ilişkiler: H.Ü. Yerbilimleri Dergisi, 3 (1,2), 41-46.

Erkan, Y., 1978, Kirşehir Masifinde granat minerallerinin kimyasal bileşimi ile
rejyonal metamorfizma arasındaki ilişkiler, T.J.K. Bulteni, 21/1, 43-50.

Erkan, Y., 1981, Orta Anadolu Masifinin metamorfizması üzerine yapılmış


çalışmalarda varılan sonuçlar, İç Anadolu'nun jeolojisi Sempozyumu:
T.J.K. 35. Bilimsel ve Teknik Kurultayı, Ankara, 9-11.

Genç, Y., 2001, Pöhrenk (Çiçekdeğı-Kırşehir) florit yatağı: sedimanter kayaçlara


bağlı florit yataklarına Orta Anadolu'dan bir örnek, 54. TJK Bildiri Özleri,
60-61.

Genç, Y. ve Türkmen, H., 2002, Kırşehir Masifi'nde altınlı kuvars damarları, 55.
TJK Bildiri Özleri, 102-103.

Genç, Y., Vennemann, T. W. ve Satır, M., 2003, Carbon, oxygen and hydrogen
isotope evidence for the origin of the sediment hosted Pöhrenk
(Çiçekdağı-Kırşehir-Central Anatolia) fluorite deposit, Turkey, Mineral
Exploration and Sustainable Development: 1272 p, Millpress Rotterdam,
871-874.

Genç, Y., Türkmen, H., Coşkun, E., Çamaşırcıoğlu, A., Aydınlı, H.I. ve Demiray,
B., 2003, Çayağzı-Terziali (Kırşehir) altın cevherleşmesi: Kırşehir
Masifinde diskordans düzlemi kontrollü altın cevherleşmelerine ilk örnek,
56. TJK Bildiri Özleri, 120-121.

Genç, Y., 2003, Kırşehir Masifi metamorfitleri stratigrafisinde yeni gözlemler, 56.
TJK Bildiri Özleri, 55-56.

80
Genç, Y., 2006, Genesis of Noegene interstratal karst-type Pöhrenk flourite-barit (-
+ lead) deposit (Kırşehir, Central Anatolia, Turkey), Ore Geology Reviews
29, 105-117.

Genç, Y. ve Yürür, M. T., 2010, Coeval extension and compression in Late


Mesozoice-Recent thin–skinned extensional tectonics in central Anatolia,
Turkey, Journal of Structural Geology, 32, 623-640.

Göncüoğlu, M.C., 1977, Geologie des westlichen Niğde Massivs, Ph.D. Tehesis
in Geological Engineering, Bonn University, Bonn, 180 s.

Göncüoğlu, M.C., Toprak, V., Kuşçu, İ., Erler, A. ve Olgun, E. 1991, Orta Anadolu
Masifinin batı bölümünün jeolojisi, Bölüm 1:Güney kesim TPAO Rapor No:
2909
Göncüoğlu, M.C., Toprak, V., Kuşçu, İ., Erler, A., Olgun, E. ve Rojoy, B., 1992,
Orta Anadolu Masifinin batı bölümünün jeolojisi, Bölüm 2:Orta kesim
TPAO Rapor No: 3155.

Göncüoğlu, M.C. ve Türeli T.K.; 1993, Orta Anadolu Ofiyoliti plajiyogranitlerinin


petrolojisi ve jeodinamik yorumu (Aksaray-Türkiye), Doğa-Türk Yerbilimleri
Dergisi, 2, 195-203.

Heinrich, E. W., 1958, Mineralogy and Geology of Radiactive Raw Materials,


McGraw-Hill Book Comp.Inc., New York.

Kayakıran, S., 1979, Gülşehir kaya tuzası etüt ve aramaları açıklama evresi 1977
ve 1978 çalışmaları, MTA Derleme Rapor No: 6606.

Ketin, İ., 1956, Yozgat bölgesinin jeolojisi ve Orta Anadolu Masifinin tektonik
durumu, TJK Bülteni, 6, 1-40.

Ketin, İ., 1959, Türkiye'nin orojenik gelişmesi, MTA Enst. Dergisi, 53, 78-86.

Ketin, İ., 1963, 1/500.000 ölçekli Türkiye jeoloji haritası Kayseri paftası, MTA
yayınları, 83s.

Ketin, İ., 1966, Tectonic units of Anatolia (Asia Minör), MTA Bull., 66, 23-34.

Koçyiğit, A., 1984, Güneybatı Türkiye ve yakın dolayında levha içi tektonik gelişim,
TJK, 27/1, 1-15.

Köksal, S.ve Göncüoğlu, M.C., 1997, İdiş Dağı -Avanos Alanının Jeolojisi
(Nevşehir, Orta Anadolu), MTA Dergisi, 119, 73-87.

Lebküchner, 1953, Kayseri ve Avanos Ürgüp havalisi ile Boğazlıyan Havalisinin


Uzunyayla’ya kadar kesiminin etüdü, MTA Derleme Rapor No: 2656

Le Pennec, J.L., Temel, A., Froger, J.L., Sen, S., Gourgaud, A. ve Bourdier, J.L.,
2005, Stratigraphy and age of the Cappadocia ignimbrites, Turkey:
reconciling field constraints with paleontologic, radiochronologic,

81
geochemical and paleomagnetic data, Journal of Volcanology and
Geothermal Research, 141, 45-64.

Mann, A. W., 1984, Mobility of gold and silver in lateritic wheathering profiles:
Some observations from Western Australia, Economic Geology, 79, 38-49

Nakoman E., 1979 Radyoaktif Hammaddeler Jeolojisi: 575 s, MTA Yayınları.

Reul, K., 1954, Kayseri’nin doğu ve batısındaki bölgede linyit zuhurları, MTA
Derleme Rapor No: 3302

Robb, L., 2005, Introduction to Ore-Forming Processes: 373p, Blackwell


Publishing

Rondot, J., 1956, Çelebi Şelit, MTA Derleme Rapor No: 2401

Roedder, E., 1984, Fluid Inclusions, Min.Soc.Am.Rev. In Min., v.12, 646p.

Saydamer, M.; 1964, Mucur Hacıbektaş Avanos Ürgüp Gülşehir Arapsun


Boğazlıyan Kozaklı civarı genel potas prospeksiyonu hakkında Rapor,
MTA Derleme Rapor No: 3526
Seymen, İ., 1981a, Kaman (Kırşehir) dolayında Kırşehir Masifinin satratigrafisi ve
metamorfizması, TJK Bülteni, Cilt 24, 7-14

Seymen, İ., 1981b, , Kaman (Kırşehir) dolayında Kırşehir Masifinin


metamorfizması, Türkiye Jeol. Kur. 35. Bil. ve Teknik kurultayı, İç
Anadolu’nun Jeolojisi Sempozyumu, 12-15.

Seymen, İ., 1982, Kaman dolayında Kırşehir Masifinin jeolojisi, İTÜ Mad. Fak.
Doçentlik Tezi, İstanbul, 164s (yayınlanmamış).

Seymen, İ., 1983, Tamadağ Kaman, Kırşehir) çevresinde Kaman Grubu’nun ve


onunla sınırdaş oluşukların karşılaştırmalı tektonik özellikleri, TJK Bülteni
26-2, 87-97.

Seymen, İ., 1984, Kırşehir Masifi metamorfitlerinin jeolojisi ve evrimi, TJK yayını,
Ketin Sempozyumu.

Seymen, İ., 2000, Savcılıebeyit (Kaman) ve Yeşilli (Kırşehir) köyleri arasında


Kırşehir Masifi’nin jeolojisi, Cumhuriyetin 75. Yıldönümü Yerbilimleri ve
Madencilik Kongresi, Bildiriler Kitabı 1, MTA-Ankara,69-71.

Temel, A., Günndoğdu, N., Gourgaud, A. ve Le Pennec, J.-L., 1998, Ignimbrites of


Cappadocia (Central Anatolia, Turkey): petrology and geochemistry. In:
Gourgaud, A. (Ed.), Volcanism in Anatolia, J. Volcanol. Geotherm. Res.,
185, 447– 471.

82
Tolluoğlu, A.Ü. ve Erkan, Y.,1989, Orta Anadolu Masifinin Kırşehir
metamorfitlerinin petrolojik özellikleri (Kırşehir kuzeybatısı), Yerbilimleri,
Cilt:6, 7, Sayı:1, 2.

Toprak V., 1994, Central Kızılırmak Fault Zone: Northern Marigin of Central
Anatolian Volcanics, Tr. J. of Earth Sciences, 3, 29-38

Uçakcıoğlu S., 1987, Nevşehir Gülşehir ve Civarı Uranyum Aramaları Raporu


MTA Derleme Rapor No: 8543

Whitney, D. L. ve Dilek, Y., 2001, Metamorphic and Tectonic Evolution of the


Hırkadağ Block, Central Anatolian Crystalline Complex, Turkish Journal of
Earth Sciences 10, 1-15

83
EKLER DİZİNİ

Ek1. NHS 3 sondaj logu.

Ek 2. NHS 4 sondaj logu ve Au, As elementel dağılım grafiği.

Ek 3. NHS 5 sondaj logu ve Au, Sb elementel dağılım grafiği.

Ek 4. NHS 9 sondaj logu ve Ag elementel dağılım grafiği.

Ek 5. NHS 10 sondaj logu

Ek 6. NHS 11 sondaj logu.

Ek 7. NHS 12 sondaj logu ve As elementel dağılım grafiği.

Ek 8. NHS 13 sondaj logu ve Au elementel dağılım grafiği.


Ek1. NHS 3 sondaj logu.
Ek 2. NHS 4 sondaj logu ve Au, As elementel dağılım grafiği.
Ek 3. NHS 5 sondaj logu ve Au, Sb elementel dağılım grafiği.
Ek 4. NHS 9 sondaj logu ve Ag elementel dağılım grafiği.
Ek 5. NHS 10 sondaj logu
Ek 6. NHS 11 sondaj logu.
Ek 7. NHS 12 sondaj logu ve As elementel dağılım grafiği.
Ek 8. NHS 13 sondaj logu ve Au elementel dağılım grafiği.
ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Tahir İnan Turan

Doğum Yeri: Hacıbektaş / Nevşehir

Doğum Yılı: 23.08.1983

Eğitim ve Akademik Durumu

1994-2001 Ankara Kalaba Anadolu Lisesi (Almanca, Mat-Fen)

2002-2008 Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü (Lisans)

Yabancı Dil

İngilizce

Almanca

İş Tecrübesi

2008 EGEMAD Enerji Madencilik Danışmanlık, Jeoloji Mühendisi

2009- Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Maden Yatakları ve Jeokimya


Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi

You might also like