You are on page 1of 13

VI.

Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu


13-14 Nisan 2017 (Perşembe-Cuma)
BİLDİRİ ÖZETLERİ
Düzenleme Komisyonu
Prof. Dr. Mehmet Erol ALTINSAPAN (Bşk.)
Prof. Dr. Hüseyin Sabri ALANYALI (Üye)
Arş. Gör. Adem YURTSEVER (Üye)
Arş. Gör. Selda UYGUN (Üye)
Editör
Arş. Gör. Adem YURTSEVER
Arş. Gör. Selda UYGUN

© Arkeoloji ve Sanat Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü (ASTAM), 2016

Bu kitapta yayınlanan bildirilerin yayın hakkı saklıdır. ASTAM ve Yazarın izni olmaksızın çoğaltılamaz,
basılamaz, yayımlanamaz. Özet metinleriyle ilgili her türlü sorumluluk yazara aittir.

ESKİŞEHİR-2017

2
İÇİNDEKİLER
(Alfabetik İsim Sırasına Göre)

AKCA, İrfan ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALARDA JEOFİZİK

UYGULAMALAR

ALANYALI, H. Sabri SİDE 2016 YILI KAZI VE ARAŞTIRMA

ÇALIŞMALARI

ALTINSAPAN, Erol- ESKİŞEHİR ODUNPAZARI ÇEŞMESİ

GERENGİ, Ali

ATAV KÖKER İlkay PİSİDİA BÖLGESİ’NDE ROMA ORDUSU

BARIŞ, Gülfidan GLADYATÖR OYUNLARI: TARİHİN


SAYFALARINDAN REKABET SANATINA

DEMİREL GÖKALP, Zeliha AMORIUM “BÜYÜK MEKÂN” KAZILARINDA


BULUNAN MİMARİ VE MOBİLYA AKSAMLARI
YILDIRIM, Berna

EREL, Ceren AMORİUM, YUKARI ŞEHİR BAZİLİKA B’DE 2013 –


2016 YILLARINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN KAZI
ÇALIŞMALARI VE ELDE EDİLEN MİMARİ
VERİLER

OLCAY UÇKAN B. Yelda- 2015 YILI OLYMPOS KAZI ÇALIŞMALARI


ÖZTAŞKIN K. Gökçen

PARLA, Canan NİĞDE HÜDAVEND HATUN TÜRBESİ

SOYKAL ALANYALI, Feriştah GEÇ HELLENİSTİK VE ERKEN ROMA


DÖNEMİNDE DİONYSOS TAPINAĞI VE ÇEVRESİ

TEK, Ahmet Tolga ARYKANDA’NIN ATLI TANRILARI

VERİM, Ercan AMASRA’NIN BİZANS DÖNEMİ DİNİ MİMARİSİ

ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

YILMAZYAŞAR, Hasan AMORİUM YUKARI ŞEHİR SURLARINDA KULE


KAZISI

YURTSEVER, Adem M YAPISI 2016 YILI YAPI TARİHİ


ARAŞTIRMALARI

3
SİDE 2016 YILI KAZI VE ARAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
Prof. Dr. Hüseyin Sabri ALANYALI
(Anadolu Üniversitesi)

2016 yılında Attius Phlippus Suru, M Yapısı, P Tapınağı, Piskoposluk Sarayı, Şehir
Surları ile Side Müzesindeki Heykeltıraşlık çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Attius Philippus
Suru’nda daha önceki yıllarda yapılan çalışmalar ve surun M Binasına doğru uzantısı kısmında
inceleme yapılmıştır. M Binası’nın temizlik, çevre düzenlemesi, plan ve rölöve çalışmalarına
ağırlık verilmiştir. Özellikle mimari belgeleme çalışmaları kapsamında blokların 1:10 ve 1:20
ölçekte çizimleri, belgelemesi devam etmiştir. Stoa oluşu ile kuzeyinden geçtiği düşünülen
cadde ile ilgili sondajlar yapılmıştır. P Tapınağı’nda mimari dokümantasyon çalışmalarına
devam edilmiştir. Piskoposluk Sarayında özellikle binanın işlevsel kullanımı ve batısındaki
cadde ile olan ilişkisi üzerine araştırmalara yoğunlaşılmıştır. Şehir surlarında ise özellikle Kara
Surlarında durum değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Side Müzesinde
Heykeltıraşlık eserlerin detaylı çalışması ilk kez 2016 yılında başlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Side, Pamphylia, M Yapısı, Piskoposluk Sarayı

2016 YILI OLYMPOS KAZI ÇALIŞMALARI


Prof. Dr. B. Yelda OLCAY UÇKAN
(Anadolu Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Gökçen K. ÖZTAŞKIN
(Pamukkale Üniversitesi)

Olympos Antik Kenti’nde 2016 sezonundaki kazı çalışmaları episkopeion


(Piskoposluk Sarayı) içindeki tricliniumda (yemek/toplantı salonu), S7/VI sektöründeki
kilisede ve S6/IX sektöründeki sivil konutta (Mansio) yürütülmüştür. Ayrıca S6/V
sektöründeki kilisede bitki temizliği yapılmış ve episkopeionun kuzey ve batısındaki
mekânlarda moloz temizliği yapılmıştır.

Triclinium kuzey-güney doğrultusunda 16.10x9.50 m. ölçülerinde dikdörtgen


planlıdır. Mekân içerisinde 2015 sezonunda tesviye çalışması yapılmış, 2016 sezonundaki
çalışmalarla kazısı tamamlanmıştır. Mekânın zemini orta boyutlu dere taşlarının sıkıştırılmış
toprak üzerine yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Kuzey yöndeki apsis yapıya sonradan
eklenmiş ve apsisin iki yanında köşe odaları oluşturulmuştur. Apsis önünde tespit edilen
dairesel kuyu, kuzey duvarın her iki evrede de çeşme işlevinde olduğunu göstermektedir.
Mekân içerisinde bulunan seramiklerin tamamı 6. yüzyıl ve 7. yüzyıl başına aittir. Üzerinde

4
harç tabakası gözlenen ve mekân duvarlarında yapı malzemesi olarak ikinci kez kullanıldıkları
anlaşılan parçalar ise 5. yüzyıla tarihlenir.

S7/VI sektöründeki kilise üç nefli, nartheksli ve tek apsislidir. Kuzey batısında kuzey
neften doğrudan ulaşılan yarım daire planlı bir ek yapı bulunur. Kilisenin naosu yaklaşık
20x12 m. ölçülerindedir. Kazı çalışmalarında elde edilen veriler sayesinde templon
düzenlemesinin düz biçimli olduğu ve balüsterler arasında yer alan levhalarla alçak tipte
düzenlendiğini gösterir. Naos zemininde opus sectile, narthekste ise opus tesselatum
tekniğinde mozaikler bulunduğu anlaşılmıştır.

Olympos Antik Kentinin kuzeyinde S7/VIII-VII ile S8/VIII-VII sektörlerinde kalan


alanda yer altı suyu birikmesi söz konusudur. Hidrolojik koşulların değişmesi nedeniyle antik
kanallar günümüzde çalışmamaktadır. Biriken suyun yapılara zarar vermeden dereye
aktarılması amacıyla bir hidrojeoloji projesi yürütülmektedir. Proje kapsamında sahil
bandında ve Gölbüşü Mevkiinde yer radarı (GPR) çalışmaları yapılmış; ayrıca suyun dağılım
alanının tespiti için Mansio’da sondaj çalışmaları yapılmıştır.

AMORİUM YUKARI ŞEHİR SURLARINDA KULE KAZISI


Dr. Hasan YILMAZYAŞAR
(Anadolu Üniversitesi)

Amorium (Hisar), Ankara’nın 170 km. güneybatısında, Afyonkarahisar’ın 70 km.


kuzeydoğusunda ve Emirdağ İlçesi’nin 12 km. doğusunda yer alan ve M.Ö. 2000’li yıllardan
itibaren Hitit, Phryg, Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kesintisiz
yerleşim görmüş antik kenttir.
Bu bildiride Amorium’da Yukarı Şehir’in güney batısında yer alan kule ve söz konusu
kulenin kuzey batısında doğu batı doğrultusunda uzanan sur ile çevrili alan çevresinde
gerçekleştirilen kazı çalışmaları hakkında bilgi verilecektir.
2014, 2016 yıllarında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında kuzey-doğu ve kuzey-batı
yönlerde sur duvarı ile birleşen dikdörtgen biçimli bir kule tespit edilmiş, iç sur duvarı ile ana
sur duvarının güney yönde birleştiği ve iç surun batı duvarında kare biçimli bir başka kulenin
varlığı anlaşılmıştır. Kazı çalışmaları sırasında ele geçen buluntular ve statigrafi sonuçları
çalışılan alanda üç farklı evrenin varlığını ortaya koymasına karşın sur duvarının yıkılması ile
tahrip olmuş ve yoğun dolgu içeren tabakalar bu evrelerin tarihlenmesinde bir takım soru
işaretlerinin güncelliğini korumasına neden olmuştur.

5
Jeoradar sonuçlarına göre 1m. derinlikte iç sur duvarının kuzey-güney doğrultusunda
kesintisiz devam ettiği anlaşılmıştır. İç surun kuzey yönde doğu batı doğrultusunda uzanarak
ana sur duvarı ile bağlandığı uydu görüntüleri ile kısmen takip edilebilmiştir.
Yukarı Şehir surlarına dair mevcut veriler ile çalışmamız sırasında ulaşılan sonuçlara
göre surlarının duvar kalınlıklarının yaklaşık 2 m. olduğu ve her 3 metrede bir küçük iç
payanda dizilerinin yer aldığı anlaşılmıştır. Sur boyunca her 25 m. de 1 adet kule yer aldığı,
güney batı köşedeki yarı dairesel formdaki kule haricindeki, izleri takip edilebilen 24 kulenin
içleri boş ve dikdörtgen formlu olduğu tespit edilmiştir.

AMORIUM “BÜYÜK MEKÂN” KAZILARINDA BULUNAN


MİMARİ VE MOBİLYA AKSAMLARI
Doç. Dr. Zeliha DEMİREL GÖKALP
(Anadolu Üniversitesi)
Berna YILDIRIM
(Anadolu Üniversitesi-Sosyal Bilimler Ens.)

Antik Frigya’da yer alan Amorium, Ankara’nın 168 km. güneybatısında,


Afyonkarahisar İli’nin 70 km. kuzeydoğusunda ve Emirdağ ilçesinin 12 km. doğusunda yer
almaktadır. Amorium, Anadolu’da uzanan başlıca yollar üzerindeki konumundan dolayı ve
MS. 7. yüzyılın ortalarında Anatolikon Thema’sının başkenti oluşu ile Orta Bizans Dönemi
ortalarına değin askeri ve idari merkez olarak varlığını korumuştur. Kent, Yukarı Şehir ve
Aşağı Şehir olarak iki başlık altında değerlendirilmektedir.
‘Büyük Mekân’, Aşağı Şehir Kilisesi’nin yaklaşık olarak 50-70 m. güney batısında ve
sit alanının neredeyse tam ortasındaki alanda yer almaktadır. Bildiri çalışmasının konusunu
oluşturan ve 1996-2008 yılları arasında “Büyük Mekân ”da gerçekleştirilmiş olan kazılarda ele
geçen maden “mimari ve mobilya aksamları” ele geçtikleri konteksler ve benzer örnekleri
dikkate alınarak tarihlendirilmiş ve sınıflandırılmıştır. Bunun yanında söz konusu maden
eserler, ele geçtikleri kontekslerdeki diğer buluntular (cam, seramik, kemik, sikke, kurşun
mühür vs.) ile birlikte de değerlendirilmiştir.

ARYKANDA’NIN ATLI TANRILARI


Doç. Dr. Ahmet Tolga TEK
(Anadolu Üniversitesi)

Arykanda kenti Hellenistik dönemde az sayıda tipte para bastırmıştır. Kent, diğer
Lykia kentleriyle beraber MS 43 yılında, İmparator I. Claudius döneminde Roma
egemenliğine girdiği zaman, kent adına para basımı sona ermiştir. Lykia kentleri sadece bir

6
kere daha; MS 242-244 yılları arasında, İmparator III. Gordianus döneminde para
bastırmışlardır.
Arykanda’nın Hellenistik sikkelerine baktığımız zaman, sikkeler üzerinde yer alan
tanrı tasvirlerinin, dönemin diğer sikke serilerinden, özellikle Seleukoslar’dan etkilenerek, son
derece Hellenize olmuş, Grek tarzı bir figürasyon ile tasvir edildiğini görebiliriz. Buradan da,
kentin resmi testimoniasının bu dönemde hakim olan Hellenizasyondan son derece
etkilendiğini anlamamız mümkündür. Halbuki kentin Roma döneminde bastırdığı paralar,
kült tasvirleri açısından tam tersine, kentin bronz ve demir çağı köklerine göndermeler
yapmaktadır. Arykanda’da bulunan heykel, stel gibi diğer objeler ile de desteklenen bu durum,
Arykanda halkının yerli kültlerine verdiği önemin Roma İmparatorluk çağında şehrin resmi
testimoniasını şekillendirdiğini göstermektedir. Özellikle tema alınan “atlı tanrı” imgeleri,
şehirde kültü bulunan pek çok farklı tanrı için varyasyonlarıyla kullanılmıştır. Bu bildiride
ağırlıklı olarak paralar üzerindeki tasvirlere dayanarak bu imgelerden bahsedilecektir.

AMASRA’NIN BİZANS DÖNEMİ DİNİ MİMARİSİ ÜZERİNE BİR


DEĞERLENDİRME
Arş. Gör. Ercan VERİM
(Anadolu Üniversitesi)

Bu çalışmanın amacı Bartın iline bağlı Amasra ilçesindeki Bizans dini mimari
yapılarını tanıtmak ve belgelemektir. Bilinen en eski adı ile Sesamos, Pers İmparatorluğu
zamanında Amastris, Bizans döneminde Amastedos, Ceneviz döneminde Samastro, Osmanlı
dönemi, Cumhuriyet dönemi ve günümüzdeki adıyla da Amasra, Karadeniz kıyısında bulunan
önemli bir liman kentidir. Bizans döneminde ticaret ve Piskoposluk merkezi olan Amasra’ya
birçok manastır, kilise ve şapel inşa edilmiştir. Bunlardan çoğu günümüze ulaşamamış, yapılan
çalışmada da alınabilen izinler doğrultusunda sadece Tavşan Adası Manastırı, Fatih Camii ve
Kilise Mescid olarak adlandırılan yapılar incelenebilmiştir. Erken Bizans döneminde (323-
802), haçvari naoslu kubbeli bazilikal planda inşa edilen Tavşan Adası Manastırı Katholikonu
ile IX.-X. yüzyıla tarihlendirilen ve tek nefli plana sahip Fatih Cami ve Kilise Mescid,
kendilerine has mimari ve süsleme özellikleriyle Bizans dini mimarisi içinde önemli bir yere
sahiptirler. Detaylı bir literatür taraması ve arazi çalışması yapılan bu üç kilisenin ölçüleri
alınarak planları çizilmiş ve fotoğrafları çekilerek belgelenmiştir. Ayrıca bu yapılar Bizans
sınırlarında, özellikle de Anadolu’da inşa edilen benzer mimari ve süsleme özelliklere sahip
kiliselerle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.

7
ESKİŞEHİR ODUNPAZARI ÇEŞMELERİ
Erol ALTINSAPAN
Ali GERENGİ
(Anadolu Üniversitesi)

Tarih öncesi dönemlerden başlayarak günümüze değin kesintisiz bir yerleşime sahip
olan Eskişehir’de kentin güney bölümünü oluşturan tarihi Odunpazarı yerleşiminin Türk
dönemi ile birlikte kurulduğu kabul edilmektedir. Günümüze ulaşan tarihi Odunpazarı semti
Alanönü, Akarbaşı, Akcami, Akçağlan Cunudiye, Dede, Orta, Paşa, Karapınar ve Şarkiye
mahallelerinden oluşmaktadır. Bu bölgede yaptığımız kısa bir araştırma sonucunda Alanönü,
Dede, Karapınar, Orta, Paşa ve Şarkiye mahallelerinde, farklı fonksiyonları olan (Cami,
konut, vb.) yapılara bağımlı yada bağımsız, olarak inşa edilmiş yirmi adet çeşme tespit etmiş
bulunmaktayız. Çeşmelerin büyük bir çoğunluğu 19. yy’ın sonu ile 20. yy’ın ilk yarısına
tarihlenmektedir. Bazı Çeşmelerin inşa tarihi tespit edilememiştir Suya bağlı olarak inşa edilen
yapılar tarih boyunca kentlerin hem sosyal alanları olmanın yanı sıra beraberinde inanca bağlı
olarak dini faaliyetlerin gerçekleşmesine yardımcı olmaları ve temel ihtiyaçların karşılanması
açısından her zaman önem teşkil etmişlerdir. Bu bağlamda hamamlar temizlik ihtiyaçlarının
karşılanmasına olanak sağlarken, çeşmeler su ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra
bulundukları alanlarda bir toplanma merkezi olarak sosyal bir işlevde üstlenmişlerdir.

PİSİDİA BÖLGESİ’NDE ROMA ORDUSU


İlkay ATAV KÖKER
Pisidia Bölgesi Roma ordusu faaliyetleri konusunda hazırlanmış olan bu çalışmada;
bölgede Roma İmparatorluk Dönemi’nde Augustus tarafından askeri amaçlı koloni kentleri
(Antiokheia-Yalvaç, Kremna-Çamlık, Komama-Şeref Höyük, Olbasa-Belenli ve Parlais-
Barla) kurulmuştu. Kolonilerin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmaları ve sorunlu bölgelere
birlik ve malzeme sevkiyatını hızlı bir şekilde yapılabilmeleri, böylelikle de bölgenin sıkı
kontrol altında tutulması sağlanacak bir yol ağı inşasına aynı dönemlerde başlanılmıştı. “Via
Sebaste” ile hem bölge kolonileri arasındaki bağlantı sağlanmış olacak hem de Akdeniz’e
inmek ve imparatorluğun Yakın Doğu topraklarına ulaşmak mümkün olacaktı.
Koloni kentlerinin bu döneme ilişkin yazıt ve sikkeleri incelendiğinde; bölgenin
önemli yollar üzerinde stratejik bir öneme sahip olması, esas olarak Homonodlar’a karşı
Roma İmparatorluğu’nun verdiği mücadele sırasında bir savunma üssü olarak kullanılması ile
önem kazanmıştı. Sonraki dönemlerde de özellikle Antiokheia kentinin para ve asker
konusunda pek çok Roma lejyonuna kaynaklık ettiği anlaşılmaktadır. Tüm bu veriler ışığında

8
Augustus’un güttüğü “Pax Romana” anlayışının imparatorluğun Küçük Asya toprakları için
askeri faaliyetlerin durduğunun ve barış içinde yaşanan bir süreç olmadığının, Augustus’un
barış anlayışını kalıcı hale getirebilmek amacıyla, askeri kolonileri kurduğu ve bu sayede ironik
bir biçimde barışın sağlanmaya çalışıldığı söylenebilir. MS 3. yüzyıla kadar imparatorluğun bu
politika ile hareket ettiği anlaşılmaktadır.

ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALARDA JEOFİZİK UYGULAMALAR


Yrd. Doç. Dr. İrfan AKCA
(Ankara Üniversitesi)

Arkeolojik araştırma ve kazı etkinlikleri, kapsamı bakımından çok disiplinli çalışmayı


gerektiren süreçlerdir. Jeofizik uygulamalar bu sürece katkı sağlayan disiplinlerden birini
oluşturmaktadır. Jeofizik araştırmalar, kazı öncesi yüzey araştırmaları, kazı planlama,
önceliklendirme konularında katkı sağlayarak önemli ölçüde zaman ve kaynak tasarrufu
sağlamaktadır. Arama hedeflerinin ve hedeflerin içinde gömülü olduğu örtünün fiziksel
özellikleri göz önüne alınarak kullanılabilecek çeşitli jeofizik araçlar bulunmaktadır. Doğru
akım özdirenç (resiztivite), yer radarı (GPR) ve manyetik, arkeolojik alanlardaki gömülü
yapıların araştırılmasında kullanılan başlıca jeofizik yöntemlerdir. Başarılı bir uygulama için
arama hedefi ile içinde bulunduğu ortam arasında, yöntemlere konu fiziksel özellikleri
açısından algılanabilir bir fark bulunması gerekir. Bu çerçevede yapılan jeofizik ölçümler
uygun veri işlem yöntemleri ile değerlendirilerek iki ve üç boyutlu jeofizik model ve haritalar
şeklinde sunulur. Elde edilen jeofizik modellerin arkeolojik olarak yorumlanması ancak bu
konuda uzman bir araştırmacı ile birlikte yürütülebilir. Bu çalışmada içeriğinde jeofizik
yöntemlerin dayandığı fizik esasları, bu yöntemlerin arazideki uygulama yöntemleri, elde
edilen verilerin niteliği, arkeolojik alanlarda uygulanan başlıca yöntemlerin tanıtımları ve
çeşitli arkeolojik alanlarda yapılan uygulama örneklerine yer verilmiştir. Bu içerikle arkeolojik
araştırmalarda kullanılan jeofizik yöntemlerin üstün ve kısıtlı yönleri ile uygulamada dikkat
edilmesi gereken konulara dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.

NİĞDE HÜDAVEND HATUN TÜRBESİ


Prof. Dr. Canan PARLA
(Anadolu Üniversitesi)

Kitabe verilerine göre eşinin ölümünün ardından Anadolu’ya dönerek Sultan II.
Gıyaseddin Mesud’un hükümdarlığına ortak olan, İlhanlı desteğindeki bu hükümdarlığını
muhtemelen 1332 yılındaki ölümüne kadar sürdürdüğü anlaşılan Melike Hüdavend Hatun’un

9
cennetteki evini simgeleyen çok özgün bir sanat eseri olan Niğde’deki Türbesi, cepheleriyle
bütünleşen kasnak cepheleri, pencere, portal düzeni, hiçbir yerde aynı içerikle rastlanmayan
zengin çeşitlilikteki bezemeleri ve figürlü kabartmalarının sembolizmindeki yüksek estetikle
Anadolu Selçuklularının tarih sahnesinden çekildikleri bu dönemin evren anlayışını tüm
canlılığıyla yansıtmaktadır.
Bu çalışmada, Anadolu Selçuklularının Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan’ın, Fatma
Hatun’dan doğan, 1275 yılında İlhanlı şehzadesi Argun Han ile Tebriz’de evlendirilen kızı
Melike Hüdavend Hatun’un tarihi kimliği ve sağlığında kendisi için Niğde’de inşa ettirdiği
çok eskilerden süzülüp gelen inançların mimari kuruluşuna ve bezeme kompozisyonlarına
biçimini verdiği yepyeni bir üslupla inşa edilen öncülü ve bir bütün olarak tekrarı bulunmayan
türbe yapısı irdelenmektedir.
Anahtar kelimeler: Niğde, Hüdavend Hatun, Anadolu Selçuklu, İlhanlı, estetik

GEÇ HELLENİSTİK VE ERKEN ROMA DÖNEMİNDE DİONYSOS


TAPINAĞI VE ÇEVRESİ

Prof. Dr. Feriştah SOYKAL ALANYALI


(Anadolu Üniversitesi)

Side, Geç Antik Çağ içinde yapılan onarım ve yeni eklemelerle halen bir Roma kenti
görüntüsündedir. Roma İmparatorluk dönemi içinde şehircilik bakımından kentin en parlak
dönemi MS 2. yüzyıl olarak kabul edilir. Ancak, son yıllarda yapılan stratigrafik kazılar kentin
doğusunun ilk kez Erken İmparatorluk Döneminden itibaren imara açıldığını, daha önce
kumullarla kaplı olduğuna işaret etmektedir. Muhtemelen kent, Erken İmparatorluk
döneminde doğuya doğru genişlerken geniş cadde ve stoalalarla donatılmıştır.
Ayrıca, Side Dionysos tapınağında yapılan araştırmalarla tapınağın MÖ 1. yüzyılın
sonunda yapıldığını kesinleşmiştir. Daha önceki kazılarda, Tapınağın yakınında bir Geç Antik
Çağ duvarı içinde ele geçen Augustus’un bir porte başı, bu tapınağın belki de Side’de
İmparator kültüne ev sahipliği yapan ilk tapınak olduğunu düşündürmektedir. Tapınağın
hemen yakındaki Vespasian Anıtı Erken İmparatorluk Dönemine tarihlenen diğer önemli
yapılardan biridir. Tiyatro Galerilerinde ve H1 Alanında yapılan araştırmalar, Tapınak ve
çevresinin Erken İmparatorluk döneminde kentin dini ve diğer umama açık yapılarının yer
aldığı merkezi bir konumda olmalıdır. Tüm bunlar kentin, Pax Romana ve Romanizasyonun
gölgesinde refah ve zenginlik içinde genişlediğini ve yeni yapılarla donatıldığını
göstermektedir.

10
AMORİUM, YUKARI ŞEHİR BAZİLİKA B’DE 2013 – 2016 YILLARINDA
GERÇEKLEŞTİRİLEN KAZI ÇALIŞMALARI VE ELDE EDİLEN MİMARİ
VERİLER
Dr. A. Ceren EREL
(Hacettepe Üniversitesi)

Bugün Afyon İli’ne bağlı Emirdağ İlçesi, Hisar Köy sınırları içerisinde bulunan
Amorium Antik Kent’indeki kazı çalışmaları, 2013 yılında yeniden başlatılmıştır. Bizans
Dönemi’nde Amorium Şehri ayrı birer sur ile çevrelenmiş, Yukarı ve Aşağı Şehir olmak üzere
iki bölümden oluşmaktadır.
Amorium’da 2013 yılı öncesi yapılan çalışmalarda, bir höyük üzerinde konumlanan
Yukarı Şehir’in doğusunda, apsisi kısmen tespit edilen yapı Bazilika B olarak isimlendirilmiş
ancak burada herhangi bir kazı çalışması gerçekleştirilmemiştir. Yukarı Şehir Bazilika B’de
2013 yılında başlayan kazı çalışmaları dört yıldır devam etmektedir. Sürdürülen çalışmalar
neticesinde toplamda 385 m²lik alan kazılmıştır.
Çalışmalarda, bazilikanın doğusu, kuzey ve güney yöndeki sınırları da tespit edilerek
açığa çıkarılmış; ayrıca sözü edilen alanda Yukarı Şehir surlarına ait duvarlar ve bazilikanın
çevresinde, farklı seviyelerde gömüler tespit edilmiştir. Henüz sadece belli bir bölümü açığa
çıkarılan bazilikada, şüphesiz ki, önümüzdeki yıllarda çalışmaların ilerlemesi ile birlikte,
mimari ve işlevsel evrelerin değerlendirilmesi hakkında daha kesin sonuçlara ulaşmamız
mümkün olacaktır. Ancak bugüne kadar elde edilen mimari veriler, plan ve malzeme – teknik
konusunda bilgi vermektedir; ayrıca bazilikanın bulunduğu alanda Geç Osmanlı gibi farklı
dönemlere ait yapılaşmanın varlığını ve özgün duvarlarını kısmen takip edebildiğimiz Erken
Dönem Bazilikası’nın farklı yapım ve kullanım evrelerine sahip olduğunu göstermiştir. Bu
bildiri kapsamında 2013 ile 2016 yılları arasında gerçekleştirilen kazı çalışmaları ve saptanan
mimari veriler paylaşılacaktır.

M YAPISI 2016 YILI YAPI TARİHİ ARAŞTIRMALARI


Arş. Gör. Adem YURTSEVER
(Anadolu Üniversitesi)

Side M Yapısı araştırmaları; temizlik, çevre düzenlemesi, sondaj, mimari belgeleme


çalışmaları olarak sürdürülmüştür. Temizlik çalışmaları, yapı planının yeniden oluşturulması
ve yapının daha iyi algılanması açısından oldukça önemli sonuçlar vermiştir. 1965 yılı
çalışmalarında yapı çevresine düzensiz bir şekilde dağıtılan mimari bloklar vinç yardımı ile

11
toplanmış ve çevre düzenlemesinin ilk ayağı gerçekleştirilmiştir. Özellikle temizlik sondajları
sayesinde kuzey stoada Doğu Kapısı’ndan gelen anıtsal caddenin devamı niteliğindeki
caddenin varlığı ve bu caddenin M Yapısı önüne kadar ulaştığı kesinleşmiştir. Ayrıca yapı
merkezindeki postament olarak isimlendirilen kaidenin doğu kenarında yapılan çalışmalar
yapının MS 2. yüzyılın erken evresinde buraya kondurulduğunu göstermiştir. Mimari
belgeleme çalışmalarına devam edilmiş, 1:20 ölçekteki rolöve çizimleri tamamlanmış, 1:10
ölçekte mimari blok çizimlerine devam edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Side, Pamphylia, M Yapısı

GLADYATÖR OYUNLARI: TARİHİN SAYFALARINDAN REKABET


SANATINA

Prof. Dr. Gülfidan BARIŞ


(Anadolu Üniversitesi)

Bu çalışmanın amacı, gladyatörlerin ve gladyatör oyunlarının izlerini tarih ve sanat


tarihi kitaplarında sürerek iş dünyasında yaşanan acımasız rekabet ve pazarlama üzerine esin
verebilecek bir birikim sağlamaktır. İş dünyasının yakından tanıdığı “rekabet” kavramı
literatürde savaş sanatına dayandırılmıştır ve kökleri çok eski tarihlere kadar uzanır. Askeri
kökleri bulunan rekabetin dövüş ile ilişkilendirilmesi çalışmanın literatüre sunduğu faydadır.
Tarihçilerin, sanat tarihçilerinin ve arkeologların üretip sunduğu bilgileri marka
yönetimi için anlamlı olabilecek zeminde sunabilmeyi hayal ederek üretilen bu çalışma
gladyatör oyunlarının tarihi ile başlayıp o tarihin günümüz pazarlama dünyasındaki
uygulamalarına değinerek devam etmektedir. Savaş ve döğüş gibi kavramların strateji ile
bağıntısına değinilen çalışma, rekabet oyununun kurallarıyla gladyatör dövüşlerinin kuralları
arasındaki benzerliklere odaklanarak devam eder. Oyun teorisi diye bilinen teorinin izleri
gladyatör oyunlarında aranmış ve bulunan izler işletmelerin rekabette üstün gelmek amacıyla
gözden çıkardıkları markalara kadar uzatılarak devam ettirilmiştir.

12
ETKİNLİK DÜZ ENLEME KOMİTESİ

Prof. Dr. Erol ALTINSAPAN (Bşk.)


Prof. Dr. Hüseyin Sabri ALANYALI (Üye)
Arş. Gör. Adem YURTSEVER (Üye)
Arş. Gör. Selda UYGUN (Üye)

EDİTÖR
Arş. Gör. Adem YURTSEVER
Arş. Gör. Selda UYGUN

“Fakültemiz Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümlerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen


“Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu” her yıl belirli zaman dilimleri arasında
düzenlenmektedir. Bu yıl 6.’sının düzenlendiği etkinliğimiz artık gelenekselleşmiş,
her iki bölümün katkı ve katılımlarıyla önemli bir ivme kazanmıştır. Bu yıl ki
etkinliğimize Arkeoloji, Sanat Tarihi, Güzel Sanatlar, İşletme, Jeofizik Bilim
Dallarından 17 araştırmacı katılım göstermiştir.

ASTAM Müdürlüğü’nün üstlendiği etkinliğimize katılımda bulunan, takip eden ve


destek veren herkese teşekkür ederiz.”

ASTAM MÜDÜRLÜĞÜ
NİSAN, 2017

13

You might also like