You are on page 1of 4




  
     

  

     
     







    


 
)+.'+#"5(,#5('710+6-4+'&+4A
&%1)()(.2&+4
28"/:!  *4*4;/*6&23*4&3*
.08"/08#5%",
)*4*4&%542
Çorum, ülkemizde arkeolojik açıdan en önemli illerimizden biridir. Bu durumun en
önemli sebebi hiç kuşkusuz Hitit ülkesinin kalbi olan Hattuşaş ve Alacahöyük gibi uzun
yıllardır kazı çalışmaları devam eden Hitit merkezlerinin bölgede oluşudur. Kalkolitik ve İTÇ
gibi protohistorik dönemleri bir kenara koyduğumuzda bölgede tarihöncesi dönemleri hedef
alan çalışma sayısı oldukça azdır. Boğazköy Büyükkale ve Büyük Güllücek gibi eski kazılar
ve son dönemde gerçekleştirilen Derekutuğun kazısında sınırlı alanlardan gelen bilgilerimiz
Çorum’un kronolojisini Kalkolitik Dönem’in başına kadar çekse de,avcı-toplayıcı Paleolitik
Dönem ve ilk yerleşik Neolitik topluluklara ait bilimsel herhangi bir veri bugüne kadar elde
edilememiştir. 2020 yılının Eylül ayında Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü çatısı altında
kurulan bir ekiple söz konusu bilgi eksikliğini kapatmak amacıyla “Çorum Tarihöncesi
Dönem Yüzey Araştırması” na başlanmıştır.

Projenin genel yöntemi, mikro coğrafya açısından önem arz eden belli niş coğrafyalar
seçilerek bu alanlarda yoğun yüzey taraması gerçekleştirilmesine dayanmaktadır. Bu amaçla
Çorum gibi görece büyük bir ilin ilk etapta iki ilçesinin taranmasına karar verilmiştir. 2020
çalışmalarında Merkez ve Alaca ilçesi sınırları içerisinde kalan seçili niş bölgeler gezilmiş,
coğrafyayı yakından tanıma öncelikli hedef olarak belirlenmiştir. Ayrıca daha önceki
araştırmalardan bilinen ve çoğunlukla İTÇ-MÖ II. Binyıl’a tarihlenen höyükler de ziyaret
edilmiş, bu höyüklerin yakın çevresinde daha eski dönemlere ait izler aranmıştır. Böylelikle
coğrafyanın bölgedeki yerleşim dağılımına dair bir takım ipuçları taşıdığının farkına varılmış,
önümüzdeki senelerde yapılacak taramalarda nerelere yoğunlaşacağımıza dair bazı öngörüler
kazanılmıştır. Araştırmaların önümüzdeki 4 sene boyunca söz konusu iki ilçede devam etmesi
planlanmaktadır.

2020 yılı çalışmaları Covid-19 pandemi şartları sebebiyle 5 kişilik uzman bir ekiple 15
gün sürebilmiştir. Toplam 53 buluntu noktası ziyaret edilmiştir. Bunların 37 tanesi yeni
keşfedilmiş yerleşimlerden oluşurken, diğer 16 tanesi daha önceki araştırmalardan bilinen
yerleşimlerdir (Resim 1). Yukarıda tanımlanan coğrafi nişlerden ilk göze çarpanı Merkez ve
Alaca ilçelerinin arasında uzanan Alacaırmak Vadisi’dir. Alaca Ovası’nda biriken küçük
dereler ilçe merkezi yakınlarında birleşerek Alaca Çayı’nı oluşturular. Bu çay kuzeye
yönelerek derin bir vadi içinden doğuya doğru yönelmektedir. Cemilbey Köyü civarında
Çorum Ovası’ndan gelen Çorum Çayı ile birleşerek, yine doğuya doğru derin bir vadi içinden
Amasya’ya devam eder. 1950’li yıllarda kısa süreli kazılar gerçekleştirilen ve Demir Çağı’na
tarihlenen Pazarlı yerleşimi Alacaırmak Vadisi’nin kuzey yakasında, vadiye inen derelerden
birinin hemen batısında bulunmaktadır. Yine kuzey yakada, vadinin güneyden başladığı yere
yakın konumda Gerdekkaya adıyla bilinen Roma kaya mezar anıtı da yer almaktadır. 2020
yılı çalışmalarında vadinin kuzey yakasında gerçekleştirilen çalışmalarda tarihöncesi
dönemlere ait bir veri elde edilememişken, İTÇ ve özellikle Demir Çağı’na tarihlenebilecek

127

az sayıda buluntu noktası tespit edilmiştir. Bunların içinde Kale Tepe adı verilen Demir Çağı
kale yerleşimi boyutları ve az da korunmuş mimarisi ile öne çıkmaktadır. Ekip üyemiz Dr.
Kudret Sezgin, bu yerleşim ile ilgili daha detaylı çalışmalar gerçekleştirecektir.

Vadinin güney yakası ise tarihöncesi dönem buluntuları açısından daha zengindir.
Vadinin batı kesiminde İnkaya Sırtı ve Tutbaba isimli mevkiilerinde Geç Orta Paleolitik’e ait
çakmaktaşı buluntulara rastlanmıştır. Alacaırmak Vadisi’ne hâkim bir konumda yer alan iki
buluntu noktası da düzlük teraslardan ibarettir. Önümüzdeki yıllarda bu alanda
gerçekleştirilecek yoğun yüzey taramalarıyla daha fazla Paleolitik buluntuya rastlanılması
beklenmektedir. Alacaırmak Vadisi’nin Çorum Çayı ile birleştiği geniş düzlüğün güneyinde,
Çorum-Ortaköy yolunun hemen yakınında ise Neolitik Dönem’e tarihlenebilecek bulgulara
rastlanılmıştır. Kadıderesi köyünün hemen güneyinde yer alan Büyükçaltepe ve bu tepenin
hemen altında yer alan Demircin Mağarası bölgenin tarihöncesi dönemleri için oldukça
önemlidir. Demircin Mağarası’nda Geç Kalkolitik Dönem’e ait buluntulara rastlanılırken,
oldukça kalın bir dolguya sahip olan mağaranın alt dolgularında daha erken dönemlerin
varlığı beklenmektedir. Bu beklentinin en büyük sebebi mağaranın bulunduğu büyük kaya
kütlesinin (Büyükçaltepe) üzerinde çok sayıda çakmaktaşı ve obsidyen yontmataş aletler ile
önemli sayıda sürtmetaş aletlerin varlığıdır. Dr. Bogdana Milic tarafından çalışılacak olan
yontmataş buluntular üzerine gerçekleştirilen ilk gözlemler, Büyükçaltepe üzerinden toplanan
malzemelerin Neolitik-Kalkolitik dönemlere ait olduğunu göstermektedir. 4 ayrı noktada
yoğunlaşan yontmataş buluntuların %60 oranında obsidyenden üretilmesi ilginçtir. Ayrıca
tepenin üzerinde Neolitik karakterli az sayıda çanak çömlek parçalarına da rastlanmıştır.
Şanlıosman köyünün hemen güneyinde yer alan Gözükızıl Kayası ise çoğunlukla Kalkolitik
Dönem’e tarihlenmektedir. Bu alandan gelen çakmaktaşları daha azdır. Buna karşılık İlk ve
Orta Kalkolitik karakteri taşıyan çanak çömleklere rastlamak mümkündür.

Yüzey araştırması kapsamında yoğun tarama yapılması planlanan bir diğer coğrafi niş
ise Merkez ilçenin kuzeyinde yer alan ve Karadeniz Bölgesi’ne geçiş niteliği taşıyan alandır.
Çok büyük bir alüvyal yelpaze görünümündeki Çorum Ovasının kuzeyi Kösedağ ile
çevrelenmiştir. Merkezden kuzeye yöneldiğimizde derin dere vadilerinden geçildikten sonra
içinde doğal bir gölün de bulunduğu geniş bir düzlüğe ulaşılmaktadır. Bu düzlükten ise dağın
içine doğru yönelip Kırkdilim Geçidi’nden daha kuzeye ulaşmak mümkündür. Geçidin hemen
öncesinde yer alan, sırtını dağlar yaslamış sulak düzlükler, çalışmanın ilk senesinde araştırılan
bölgelerden biri olmuştur. Dağlara yakın konumda Taşpınar ve Şeyhamza köyü civarında yer
alan kayalık alanlar üzerinde iki farklı paleolitik istasyona rastlanılmıştır. İki alanda da
Paleolitik Dönem’e ait bulgulara ulaşılmıştır. Ayrıca bölgede İlk Tunç Çağı ve Demir
Çağı’nın farklı evrelerine tarihlenebilecek yerleşimlere rastlanılmıştır. Bu alandan daha
güneye indiğimizde dere yataklarının oluşturduğu vadi teraslarından biri üzerinde, Ayas Köyü
yakınlarında Eğrek Mevkii’nde NeolitkDönem’e ait olabilecek yontmataş, sürtmetaş ve çanak
çömlek parçalarına rastlanılmıştır. Yontmataş buluntuların içinde aycık biçimli orak bıçakları
oldukça ilginçtir.

2020 sezonu sonuna geldiğimizde ilk etaptaki amaçlarımızdan biri olan bölge
coğrafyasının “dilinden anlama” aşaması tamamlanmış oldu. Önümüzdeki yıllarda daha
yoğun bir şekilde devam edeceğimiz yüzey taramalarında tarihöncesine ait bulguların artacağı

128

öngörülmektedir. İlk sezonumuzda karşılaştığımız sonuçlar bizleri bu konuda olumlu
düşünmeye itmiştir. Çalışmalarımız esnasında karşılaştığımız arkeolojik bulgular sadece
tarihöncesi dönemler değil, Çorum’un diğer tarihi dönemleri ile ilgili bilgileri arttırma
potansiyeline sahiptir. Araştırmanın sonuna gelindiğinde Çorum’un mevcut arkeolojik
envanteri genişletilerek bir arada kitap olarak yayınlanması hedeflenmektedir.

Resim 1

129


You might also like