You are on page 1of 9

1.

GİRİŞ
Nüfus coğrafyası içerisinde ele alınan kır-kent nüfusunun yapısı geçmişten günümüze dek farklılık
göstermiştir. Kır kent nüfus ayrımının daha da belirginleştiği Sanayi devrimi nüfus biliminde önemli
bir dönemdir. Sanayi devriminden önce kırsal alanlarda yaşayan nüfusun kentsel nüfusa oranla yüksek
olduğu görülmektedir. Sanayi devriminden sonra hızlı bir kentleşme sürecine girilmiş, bu gelişme ile
beraber kent alanlarındaki nüfus miktarı artma eğilimi göstermiştir. 1850 ile 1950 yılları arasında Batı
Avrupa’da şehirler büyümeye devam ederken kırsal alanlarda hızla nüfus kaybettiği süreç yaşanmıştır.
Giderek tüm dünyayı etkisi altına alan sanayileşme hareketleri kırsal kesimde yaşayan nüfusun kent
alanlarında toplanmasına ve dünya genelinde nüfus yığılma alanlarının ortaya çıkmasında etkili
olmuştur. Sanayi faaliyetlerinin beraberinde getirdiği gıdaya kolay erişebilme, sağlık koşullarının
iyileşmesi ve iş imkânı gibi avantajlar nüfus artışına sebebiyet vermiştir. Bu hareketlerin ilk başladığı
yer olan İngiltere’de gözlemlenen kır ve kent nüfusu arasındaki hızlı değişim durumu yeni atılım
yapan ülkeler için de aynı seyri izlemiştir. Bu bakımdan sanayileşme hareketinin ilk başladığı Avrupa
kentleşmenin en önemli örneklerini oluşturmuştur. Günümüzde hala sanayileşmenin olduğu yerlerde
şehirleşme hareketlerinin devam ettiği görülmektedir.
Kır nüfusu kalabalık şehir merkezlerinin dışında kalan ve tarım, hayvancılık, ormancılık gibi birincil
faaliyetlerle geçimini sürdüren azınlıktaki guruplara denir. Kentsel nüfus ise kent niteliği taşıyan
yoğun ya da seyrek nüfuslu daha çok ikincil ve üçüncül ekonomik faaliyetler ile uğraşan topluluklara
denir. Kırsal alandaki nüfus artışı ile beraber tarım alanlarının yetersiz oluşu ve tarımda makinalaşma
işsizliği ortaya çıkartmıştır. Yaşanan bu olumsuzluklar insanların kırdan kentlere göç etmesini zorunlu
kılmıştır. İlerleyen zamanlarda kent alanlarında ki eğitim, sağlık, iş gücü imkânı, kolay erişe bilirlik
gibi imkânlar kırsal nüfusun giderek kentlerde toplanmasına neden olmuştur. Kentlerin cazibeli
konuma gelmesi ülkelerin nüfus dağılımında da eşitsizliğe yol açmıştır. Nüfusun belli alanlarda
toplanması sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar işsizlik, hızlı büyümeye bağlı yaşanan
çarpık kentleşme, alt yapı üst yapı yetersizlikleri, eğitim ve sağlık alanındaki yetersizlikler, suç
oranlarının artması, hava kirliliği, gürültü kirliliği olarak daha da çeşitlenebilmektedir. Hızlı kentleşme
olgusuna bağlı olarak yaşanan bu sorunlar nüfus için hayatı zorlaştıran etmenler olmuştur. Kırsal
kesimde yaşayan nüfus ise metrekareye düşen insan sayısının az olması nedeniyle yığılmanın olmadığı
yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kırsal alanlarda kent alanından daha farklı problemler
görülmektedir. Bu problemlerden iş imkânı ve erişilebilirliğin kısıtlı olması önemlidir. Kentlerde ki
imkânlara sahip olmayan kırsal kesimde yaşayan nüfusun, zamanla daha iyi şartlar altında yaşayacağı
kent alanlarına göç hareketi kaçınılmaz olmuştur.

Gelişmiş, gelişmekte ya da gelişmemiş ülke ayrımını ikincil faaliyet olan sanayi faaliyetleri ve ona
bağlı olarak gelişen üçüncül faaliyet olan hizmet sektörü belirlemektedir. Sanayi devrimini önce
yaşamış ve atılımlarını tamamlamış olan ülkeler gelişmiş ülkeler konumundayken, sanayi
faaliyetlerine yeni atılım yapan ülkeler gelişmekte ve henüz sanayi faaliyetlerinin başlamadığı ülkeler
ise gelişmemiş ülkeler olarak tanımlanmaktadır. Demografi biliminin araştırma konularından olan kır-
kent nüfus arasındaki farklılıklar ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile yakından ilgilidir. Gelişmiş olan
ülkelerde nüfusun gelişmemiş olan ülkelere nazaran daha düzeli dağılmış olduğu görülmektedir.
Nüfusun tek bir alanda toplanmasının önüne geçmeyi hedefleyen ülkeler, kırsal alanların ihtiyaçlarını
karşılayarak iç göçleri minimum seviyeye indirmeyi amaçlamıştır. Bu yüzden gelişmiş ülkelerde kırsal
nüfus ayrımı gelişmekte ya da gelişmemiş ülkelere göre farklılık göstermektedir. Gelişmekte olan
ülkelerin gelişmiş ülkelere benzer atılımları olsa dahi kır-kent nüfusundaki dengesiz dağılımın hala
belirli seviyede olduğu görülmektedir. Gelişmemiş ülkelerde ise tam tersi bir durum söz konusudur.
Ekonomisinin Tarım, hayvancılık, balıkçılık gibi birincil ekonomik faaliyetlere bağlı olduğu ülkelerde
kır nüfusunun kent nüfusundan fazla olduğu görülmektedir. Dünya Bankası verilerine göre, 1960’larda
OECD üyesi ülkelerde kentsel alanda yaşayan insanların toplam nüfusa oranı %60’lar civarındayken,
2014 yılında %80’in üzerine çıkmıştır. Tüm dünyadaki kentsel alan nüfusu ise, yine 2014 yılı için,
%53 civarında bir orana sahiptir. 1960’larda dünya nüfusunun yaklaşık %66’sı kırsal alanda
yaşamaktayken, son elli yılda bu nüfusun %40’ının kentsel alanları kırsal alanlara tercih ettikleri
görülmektedir (Hakan Yaş, 2016).

Türkiye’de ilk sanayileşme hareketlerinin 1930’larda başlamış olduğu görülmektedir. Başarı düzeyinin
sınırlı olduğu bu sanayi hareketleri zamanla gelişme kaydetmiştir. 1950 yılından sonra ülkede kırdan
kente göçün yaşandığı ve kent alanlarında hızlı bir büyüme eğilimi olduğu görülmüştür (Doğan,
2013). Cumhuriyetin ilanı ile birlikte sanayileşme sürecine hızlı bir adım atan Türkiye, sanayileşme
sürecini yaşayan toplumlara özgü toplu kırsal göç hareketlerini 1950’li yıllarda yaşamaya başlamıştır.
1950’li yıllarda Türkiye’de kırsal kesimlerde büyük bir boşalmanın olduğu görülmektedir. Kırsal
nüfus 1950‘lerden itibaren sanayileşme, tarımda makineleşme ile çözülmeye başlamış ve 1950 yılında
ülke nüfusunun %25’ini oluşturan kent nüfusu, 2012 yılında %77’ye ulaşmıştır (Güner, 2017). 1950
yılından başlamak üzere ülkemizde ve dünyada hız kazanan ve daha önce de denenmiş olan özel
yatırımcıya yol açma ve destekleme kararları alınarak 1960 yılına kadar sürecek olan II. Liberal
döneme geçilmiştir. Dünyada Marshall Yardımları olarak bilinen yardımlardan ülkemize de kaynaklar
sağlanmıştır (Doğan, 2013). Kent alanlarındaki nüfus artışı ülkedeki gelişme ile paralellik göstermiştir.
1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’de kentleşmenin hızlandığı görülmektedir. Söz konusu dönemde, bir
yandan mevcut kentlerin nüfusu hızla artarken, diğer yandan da yerleşkenin kent statüsü kazandığı
yıllar olmuştur (Halil İbrahim Aydınlı, 2015). Her yıl yaşanan gelişmeler Türkiye’deki kır-kent
kavramının daha da belirginleşmesine yol açmıştır. Kırsal ve kentsel alanlardaki belirgin nüfus
farklılıkları ülke içindeki yapılaşmada yeni stratejik planlamaların düzenlenmesinde etkili olmuştur.

Çalışma sahasını oluşturan Çorlu ilçesinde kır-kent nüfus ayrımının ilçeye etkileri araştırılmıştır. Kır-
kent nüfusunun gelişim seyrinin izlendiği Çorlu İlçesi Trakya Yarımadası’nda yer alan Tekirdağ iline
bağlı bir ilçedir. Kuzeyinden Ergene ve Çerkezköy ilçeleri, güneyinden Marmara Ereğlisi ve Marmara
Denizi ile çevrilidir. Doğusundan İstanbul, batısından Tekirdağ’ın Merkezi Süleymanpaşa yer
almaktadır. İlçenin yüzölçümü 899 km²dir. Kapladığı alan itibariyle Tekirdağ ilinin ilçeleri arasında
dördüncü sıradadır. Deniz seviyesinden itibaren yüksekliği 193 metre olarak ölçülmüştür. İlçenin
coğrafi görünümüne bakıldığında hafif dalgalı düzlüklerden oluşan topografyanın engebesiz bir yapıya
sahip olduğu görülmektedir (T.C Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası, 2017). Tarım alanlarında entansif
metotlarla tarım yapıldığı görülmektedir. İlçede tarım faaliyetlerinin devam ettiği görülmektedir.
Deniz etkisinden uzak olmasından dolayı karasal iklimin özellikleri görülmektedir. Genel olarak
yazları sıcak ve kurak, kışları yağışlı ve soğuk geçer. Meriç nehrinin kolu olan Ergene çayı Çorlu
ilçesinin kuzeyinden geçerek Çorlu Deresi ile birleşir. İlçede bulunan dereler Çorlu deresi, Pınarbaşı,
Ahimmehmet, Esece dereleridir. Bunlardan Çorlu Deresi bölgedeki sanayi faaliyetlerinin oluşturduğu
kirlilik nedeniyle kullanılamaz duruma gelmiştir. (T.C Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası, 2017)

Sanayi faaliyetleri ile adından söz ettiren Çorlu ilçesi yeni kurulacak fabrika alanlarının kurulumu ve
istihdam olanaklarının bulunması açısından önemli bir yere sahiptir. Her geçen gün sanayi
faaliyetlerinin ivme kazandığı ilçede daha çok tekstil ve deri fabrikalarının yoğunluğu göze
çarpmaktadır. Artan istihdam olanakları ile birlikte işçi göçleri açısından çekicilik oluşturarak nüfusun
artmasına yol açan en önemli nedenlerden olmuştur. Deri ve tekstil fabrikaları dışında Ayçiçek yağı,
makine imalatı, boyama, kâğıt, meşrubat, taş ocakları gibi fabrikalar da yer alır. (T.C Çorlu Ticaret ve
Sanayi Odası, 2017) Artan fabrika sayısı ile her geçen yıl daha da büyüme eğilimi gösteren ilçe
sanayisi, işçi göçlerinin artmasına neden olmuş ve bu durum nüfusunun artması ile sonuçlanmıştır.
Artan nüfus insan mekân ilişkisine bağlı olarak birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Dünya savaşının bitmesi ile birlikte balkanlardan yaşanan göçlerden en fazla etkilenen ilçelerden biri
de Çorlu’dur. Ülkedeki toprak kayıpları göç hareketlerini başlatmış, bu göç hareketleri Çorlu ilçesinin
nüfus yapısının değişmesine neden olmuştur. Özellikle Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya ve
Yunanistan’dan göç almıştır (T.C Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası, 2017) . 1970’li yıllarda dış göçlerin
yanında, iç göçler de başlamış, bu durum nüfus artış hızını da beraberinde getirmiştir. 1980’li yıllarda
gelişmeye başlayan sanayi faaliyetleri göç eden kişi sayısının artmasına neden olmuştur. İlçeye göç
eden kişi sayısının her geçen yıl artması, ülke genelinde en fazla göç alan ilçeler sınıflandırmasında 1.
sırayı almasına neden olmuştur (T.C Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası, 2017). Aratan nüfusun getirdiği
kültürel farklılıklar, çevre kirliliği, hızla artan betonarme binalar gibi sorunlar ilçenin kalkınmasının
yavaşlamasına neden oluşturmuştur. Bu sorunlar arasında önemli sayılabilecek gürültü kirliliği
sanayileşme, fabrikalarda iş makinelerinin kullanımı, nüfus artışı, motorlu araçların fazlalığı, trafik
sıkışıklığı, inşaat çalışmaları, plansız kentleşme gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkan kirliliktir. İnsan
ve canlı yaşamını olumsuz etkileyen gürültü kirliliği kent alanlarında ve gelişmenin fazla olduğu
yerlerde görülebilmektedir. Çorlu ilçesinde de ele alınacak sorunlardan biri olan gürültü kirliliği, kırsal
nüfusun merkezlerde toplanması ile daha fazla artış göstermiştir. Bu çalışmada Çorlu ilçesindeki kır-
kent nüfus hareketlerinden yola çıkılarak ilçenin yıllara göre kırsal ve kentsel nüfus oranları
incelenmiştir. Kent nüfusunun artmasına neden olan faktöreler araştırılmış ve kır-kent arasındaki
düzensiz dalgalanmanın nedenleri ve sebep olduğu gürültü kirliliği coğrafi bakış açısıyla
değerlendirilmiştir.

Şekil 1: Çorlu İlçesinin Lokasyon Haritası

2. VERİ ve YÖNTEM
Bu araştırma projesi Çorlu ilçesinin 1935-2021 yıları arasındaki kır-kent nüfus özelliklerinden yola
çıkılarak hazırlanmıştır. İlçenin yıllara göre kır-kent nüfus oranları incelenmiş olup artma ve azalma
eğilimleri coğrafi esaslarla analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Kır- kent nüfus dengesinin değişim
durumu incelenmiş ve bu değişime neden olan faktörler araştırılmıştır. Kent nüfuslarında ki yükselme
eğiliminin beraberinde getirdiği problemlere değinilmiş ve ilçede yapılacak planlamaların problemlere
çözüm bulma amacı taşıması gerektiği aktarılmıştır. Proje konusu ile ilgili veriler TUİK (Türkiye
İstatistik Kurumu) resmi sitesinden temin edilmiştir. Elde edilen veriler Excel 2019 programından
hesaplanarak tablo ve grafiklere dönüştürülmüştür. Konuyla ilgili çeşitli literatür taraması Google
Akademi sitesinden yapılarak proje ile ilgili taslak oluşturulmuştur. T.C. Çorlu Ticaret ve Sanayi
Odası resmi sitesinin yayınladığı ekonomik rapordaki verilerden yararlanılmıştır. Harita Genel
Komutanlığı’ndan indirilen Türkiye haritası verileri ArcGIS/ ArcMap 10.8 yazılımına aktarılarak
ilçenin konumunu gösteren harita oluşturulmuştur. Projede nitel araştırma yöntemlerinden
yararlanılmıştır. Nitel araştırma tekniklerinden veri toplama yöntemlerinden gözlem ve doküman
analizi yapılmıştır.

3. BULGULAR

3.1. Çorlu İlçesinde Kır-Kent Nüfusunun Değişimi


Kırsal ve kentsel alanları birbirinden ayıran belirli kıstaslar vardır. Bu kıstaslardan biri de nüfus
faktörüdür. Nüfus miktarları ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğinden, kır-kent ayrımında dünya
genelinde kabul görülen bir nüfus sınırı olduğu söylenemez. Aynı şekilde Türkiye’deki gelişmelere
bağlı olarak belirli dönemlerde kır-kent ayrımını belirleyen kriterlerin değişmiş olduğu görülmektedir.
Türkiye’de 1924 yılında yayınlanan 442 sayılı Köy Kanunu ile nüfusu 2000’den az olan yerleşmeler
köy, 2000-20 000 arasında olan yerleşmeler kasaba, nüfusu 20 000’den fazla olan yerleşmeler ise şehir
olarak kabul edilmiştir. 1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediye Kanunu’na göre nüfusu
2000 üzerinde olan yerler kent olarak ele alınmıştır (İbrahim Erdem, 2016). Coğrafyacılar bu ölçütü 10
000 ile sınırlı kılmıştır. 10 000 üzerindeki yerler kent kabul edilirken, altındaki yerler kırsal nüfus
kabul edilmiştir (Şimşek, 2022).

Tekirdağ ilinin Çorlu ilçesinde 1935 yılında 28 242 (%70,5) kişi kırsal nüfusu, 11 796 (%29,5) kişi
kentsel nüfusu oluşturmaktadır. 1940 yılında toplam nüfusun artması ile kırsal ve kentsel nüfus
miktarları da artmış, fakat oran olarak azalma yaşanmıştır. 1940’ta kırsal nüfus 33 914 (%66,6) kişi,
kentsel nüfus 16 979 (%33,4) kişidir. 1945’te ilçenin toplam nüfusu azalmış, toplam nüfus içerisinde
kırsal nüfusun payı artmıştır. Kırsal nüfus 34 146 kişi (%73,3), kentsel nüfus 12 394 kişi (%26,6)
olmuştur. 1950 yılında 40 387 kişi kırsal nüfusa, 11 325 kişi kentsel nüfusa karşılık gelmektedir. 1955
yılında kırsal nüfusta oran olarak azalma, kentsel nüfusta artma görülmektedir. 1960 yılına kadarki
süreçte toplam nüfusta sürekli bir artma ve azalmadan bahsetmek mümkün değildir. Nitekim 1960
yılında da toplam nüfusta bir azalma söz konusudur. 1960’ta kırsal nüfusta ciddi bir azalma (29 787
kişi) ve kentsel nüfusta ise artış (51 770 kişi) gözlemlenmiştir. 1960’lara kadar tutarsız bir nüfus
değişimi sergileyen Çorlu ilçesi 1960’lardan 2013 yılına kadar düzenli olarak artmıştır.

1965’te kırsal nüfus 28 458 kişi, kentsel nüfus 27 187 kişiden oluşmaktadır. 1965 yılından 2000 yılına
kadar kırsal nüfus oranları azalmış ve kentsel nüfus oranları artmıştır. 2000 yılında kırsal nüfus 37 508
kişi (%20,9), kentsel nüfus 141 525 kişi (%79,1) olarak hesaplanmıştır. 2013 yılında ise toplam
nüfusta azalmanın olduğu ve kırsal nüfus oranının tek rakama düştüğü görülmektedir. Kırsal nüfus
%6,5, kentsel nüfus %93,5 oranına yükselmiştir. 2013 yılından sonra nüfus tekrardan artma eğilimine
girmiştir. 2020 yılında toplam nüfus 279 251 kişiye yükselmiştir. Toplam nüfusun içerisindeki kırsal
nüfus oranı %6,1 (17 035 kişi), kentsel nüfus oranı %93,9 (262 216 kişi) olmuştur. 2022 yılı itibariyle
ilçenin toplam nüfusu 290 155 kişidir. Güncel verilerle kırsal nüfus oranı (17 991 kişi) %6,2 ve kentsel
nüfus oranı (272 164 kişi) %93,8’dir.

Günümüz modern dünyasının ortak sorunu olan gürültü kirliliği devam eden kentleşme hareketlerinin
yanında artan nüfus faktörünün de etkisiyle ilçede karşı konulamaz sorun haline gelmiştir. Gürültü
kirliliğinin insan ve canlı üzerinde sinir, saldırganlık, hipertansiyon, yüksek stres gibi psikolojik
etkileri görülebilmektedir (Hüseyin Doğan, 2018). Bu etkilerin insan yaşamını zorlaştırdığı bilinen bir
gerçektir. Gürültü kirliliği, zamanla kişiler üzerinde daha sesiz sakin yerlere gitme ihtiyacı
doğurmaktadır. Eskiden kırdan kente olan göç kavramı, günümüzde gürültü kirliliği gibi sorunlarla
yerini kentten kırsala olan göç hareketlerine bırakmaktadır. Fakat kentlerden ayrılamayan insanlar için
bu sorun her gün biraz daha içinden çıkılamaz bir hale dönüşmektedir. Çorlu ilçesinde kent Nüfusunun
1955 yılından 2022 yılına kadar düzenli olarak artması, ilçede kentleşmenin getirdiği problemlerin
yaşanmasına neden olmaktadır. Kırdan kente doğru göçün hızla devam ettiği ilçede gürültü kirliliğinin
önemli derecede olduğu düşünülmektedir. Araştırma sahasında gürültü kirliliğini en aza indirmek için
çeşitli önlemler alınabilir. Bunlar; nüfusu kontrol altına almak, sanayi tesislerini yaşam alanlarından
uzak yerlere kurmak, iş makinaları gibi teknolojik aletlerin seslerini azaltmaya yönelik ses yalıtım
sistemleri kurmak, motorlu taşıtların elektrikli taşıtlarla değiştirmek, insanların neden olduğu
gürültüleri en az seviyeye indirmek için yapı malzemelerinden ses yutucu olanlarını seçmek örnek
gösterilebilir.
Tablo 1: Çorlu
Sayım Yılları Kırsal Nüfus % Kentsel Nüfus % Toplam Nüfus
70, 29,
1935 28 242 11 796 40 038
5 5
66, 33,
1940 33 914 16 979 50 893
6 4
73, 26,
1945 34 146 12 394 46 540
3 6
78, 21,
1950 40 387 11 325 51 712
1 9
73, 26,
1955 46 220 16 966 63 186
1 9
57, 42,
1960 29 787 21 983 51 770
5 5
51, 48,
1965 28 458 27 187 55 645
1 9
46, 54,
1970 27 328 32 018 59 346
1 1
44, 60,
1975 26 319 40 134 66 453
1 4
39, 60,
1980 30 835 47 086 77 921
5 4
33, 66,
1985 30 017 59 107 89 124
6 3
28, 71,
1990 29 622 74 681 104 303
3 6
20, 79,
2000 37 508 141 525 179 033
9 1
15, 84,
2007 34 452 190 792 225 244
3 7
15, 84,
2008 36 105 200 577 236 682
3 7
15, 84,
2009 37 151 206 134 243 285
3 7
14, 85,
2010 37 681 215 293 252 974
9 1
14, 85,
2011 37 646 226 921 264 567
2 8
13, 86,
2012 38 008 235 354 273 362
9 1
210 856 93,
2013 14 684 6,5 225 540
5
220 039 93,
2014 15 591 6,6 235 630
4
230 343 93,
2015 15 245 6,2 245 588
8
238 328 94,
2016 15 223 6,0 253 551
0
244 516 93,
2017 15 921 6,1 260 437
9
246 860 93,
2018 16 002 6,1 262 862
9
254 050 93,
2019 16 894 6,2 270 944
8
262 216 93,
2020 17 035 6,1 279 251
9
266 550 93,
2021 18 357 6,4 284 907
6
272 164 93,
2022 17 991 6,2 290 155
8
İlçesinin Sayım Yıllarına Göre Kır-Kent Nüfusu

(Kaynak: TUIK, 2023)


ÇORLU
300000
250000
200000
150000
Kişi

100000
50000
0
35 945 955 965 975 985 000 008 010 012 014 016 018 020 022
19 1 1 1 1 1 2 2 2 2 2 2 2 2 2

Şekil 2: Kentsel Nüfus Kırsal Nüfus Çorlu


İlçesinin Sayım Yıllarına Göre Kır-Kent Nüfus Miktarları Grafiği.

4. SONUÇ
Kır-kent nüfus dengesinin tüm dünya üzerinde geçmişten günümüze sürekli olarak değişime
uğradığı görülmüştür. Sanayi devrimi ile kır-kent nüfus ayrımı daha da belirginleşmiştir. Sanayi
devriminden önce dünya genelinde kırsal alanda yaşayan nüfusun kentsel alanlarda yaşayan
nüfustan fazla olduğu bilinmektedir. Sanayileşme hareketlerinden tüm dünyanın etkilendiği bir
gerçektir. Bu etki sonucunda kırsal kesimde yaşayan nüfus kent alanlarına yönelmiş ve
metropoliten şehirlerin ortaya çıkmasında rol oynamıştır.
Kırsal ve kentsel nüfus ayrımının temelinde ekonomik faaliyetlerle birlikte nüfus faktörü de etkili
olmuştur. Nüfus faktörü ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilmektedir. Kesin bir nüfus ayrımından
bahsetmek mümkün değildir. Genel olarak kır nüfusu kalabalık şehir merkezlerinin dışında kalan
ve tarım, hayvancılık, ormancılık gibi birincil faaliyetlerle geçimini sürdüren azınlıktaki guruplara
denilmekteyken kentsel nüfus ise kent niteliği taşıyan yoğun ya da seyrek nüfuslu daha çok ikincil
ve üçüncül ekonomik faaliyetler ile uğraşan topluluklar için kullanılan bir kavram olmuştur.
Kır-kent nüfusu ülkelerin gelişmişlik düzeyi hakkında da bilgi vermektedir. Gelişmiş ülkelerde
kent nüfusu gelişmemiş ülkelere nazaran daha yüksektir. Gelişmiş ülkelerde ikincil ekonomik
faaliyet olan sanayi faaliyetleri gelişmişken, gelişmemiş ülkelerde birincil ekonomik faaliyet olan
tarım, hayvancılık, balıkçılık gibi ham maddeye dayalı faaliyetler sürdürülmeye devam edilmiştir.
Nüfusun belirli alanlarda toplanması sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar işsizlik, hızlı
büyümeye bağlı yaşanan çarpık kentleşme, alt yapı üst yapı yetersizlikleri, eğitim ve sağlık
alanındaki yetersizlikler, suç oranlarının artması, hava kirliliği, gürültü kirliliği olarak daha da
çeşitlenebilmektedir. Hızlı kentleşme olgusuna bağlı olarak yaşanan bu sorunlar nüfus için hayatı
zorlaştıran etmenler olmuştur. Bu çalışma kapsamında ele alınan gürültü kirliliği, kır-kent
nüfusundaki değişimlerle bağdaştırılarak açıklanmaya çalışılmıştır.
Tekirdağ iline bağlı Çorlu ilçesinin 1935-2022 yılları arasında görülen kır-kent nüfusundaki
değişimler ve bu değişimlerin neden olduğu sorunlardan biri olan gürültü kirliliği ele alınmıştır.
Kent alanlarındaki hızlı şehirleşme hareketlerinin, ilçedeki gürültü kirliliğinin belirginleşmesine
neden olduğu aktarılmıştır. Kentleşme ile birlikte ele alınan nüfus artışının da bu sorunu
desteklediği yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir. Çorlu ilçesinde sanayi faaliyetlerinin
gelişmesinin de yaşanan nüfus artışında etkili olduğuna değinilmiştir. Sanayi faaliyetleri ile yeni
açılan fabrikalar bölgede konut ihtiyacı doğurmuş ve yeni inşaat alanlarının oluşmasına sebebiyet
vermiştir. İnşaat alanlarının artması gürültü kirliliğinin artmasına neden olmuştur.
Gürültü kirliliğinin İnsan ve canlı yaşamı üzerinde psikolojik ve ruhsal açıdan olumsuz sonuçlar
doğurduğuna değinilmiştir. Bu etkilerin sağlıklı yaşam perspektifine ters düştüğü araştırma
sonucunda ortaya çıkmıştır.
Çorlu ilçesinde kent Nüfusunun 1955 yılından 2022 yılına kadar düzenli olarak artmasının, ilçede
kentleşmenin getirdiği problemlerin yaşanmasına neden olduğunun üzerinde durulmuştur. Kırdan
kente doğru göçün hızla devam ettiği ilçede gürültü kirliliğinin önemli derecede olduğu
düşünülmektedir. Araştırma sahasında gürültü kirliliğini en aza indirmek için çeşitli önlemler
alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu önlemler; nüfusu kontrol altına almak, sanayi tesislerini
yaşam alanlarından uzak yerlere kurmak, iş makinaları gibi teknolojik aletlerin seslerini azaltmaya
yönelik ses yalıtım sistemleri kurmak, motorlu taşıtların elektrikli taşıtlarla değiştirmek, insanların
neden olduğu gürültüleri en az seviyeye indirmek için yapı malzemelerinden ses yutucu olanlarını
seçmek olarak sıralanmıştır. Geleceğe dönük planlamalarda bu sorunun dikkate alınarak hareket
edilmesi gerekmekte, önerilen çözümlerin uygulanması, ilçede yaşayan nüfusun maddi ve manevi
sağlığı için önem arz etmektedir.

Kaynakça
Doğan, M. (2013, Temmuz). Türkiye Sanayileşme Sürecine Genel Bir Bakış. Marmara Coğrafyası
Dergisi(28), 211-231.

Güner, B. (2017, Nisan 9). Türkiye'de Kent-Kent Göçü Üzerine Bazı Değerlendirmeler. Mediterranean
Journal of Humanities, 205-212. doi:10.13114

Hakan Yaş, T. G. (2016, Temmuz). Kır – Kent Ayrımı Görünümlerinin Havsa Örneğinde İncelenmesi.
Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, 12(46), 1-20. doi:10.14783

Halil İbrahim Aydınlı, S. Ç. (2015). Türkiye'de Kır-Kent Kavramlarının Değişen Niteliği Ve Mevzuatın
Sürece Etkisi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 14(54), 192-200.

Hüseyin Doğan, Ö. A. (2018). Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri. Journal Of Health and Sport
Sciences, 29-38.

İbrahim Erdem, A. M. (2016, Mayıs). 6360 Sayılı Yasayla "Kır-Kent" Kavramlarının Muğlaklaşması
Sorunu ve Olası Sonuçları. Kaysem(10), 159-176.

Şimşek, M. (2022). Süleymanpaşa (Tekirdağ) İlçesinde Nüfusun Gelişimi ve Sosyo-Ekonomik


Özellikleri. Rüstempaşa Sosyal ve Beşeri Bilimler Öğrenci Sempozyumu Bildiriler Kitabı (s. 1-
36). içinde Tekirdağ: Sonçağ Akademi Kültür Yayınları.

T.C Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası. (2017). Sanayinin Başkenti Çorlu. Tekirdağ: T.C Çorlu Ticaret ve
Sanayi Odası. 12 15, 2022 tarihinde https://www.corlutso.org.tr/ adresinden alındı

You might also like