Manifesto Yorum 1

Günlük hayatımızda pek çok insan, yaşam alanlarını değiştirme isteği duyar. Bu
değişiklikler, iç mekan tasarımında keskin renk geçişleri, aşırı altın sarısı
kullanımı ve işlevsiz süs eşyaları gibi konforu zedeliyor. Ancak bu sadece
değiştirmek istediğimiz bazı şeylerin yüzeyini çiziyor.

Bu değişiklikleri yaparken temel hedef, yaşadığımız evlerin sürdürülebilirliğini

sağlamaktır. Sürdürülebilir bir iç mimarın temel prensibi, küresel ısınma ve
kaynakların tükenmesi gibi olası felaketlere karşı alternatifler sunmaktır. Bu,
atıkları geri dönüştürmek ve fosil yakıtlardan kaçınmak gibi sorumlulukları içerir.

Ancak sürdürülebilirlik sadece bu konularla sınırlı değildir. Dikey yapılar gibi

çevresel sorunlar, yeşil alanların kaybı gibi sorunlar da dikkate alınmalıdır. İç
mimariyi geliştirmek ve evlerimizi daha işlevsel ve sürdürülebilir hale getirmek
için yeni yerler keşfetmek ve malzemeleri daha iyi anlamak önemlidir.

Sonuç olarak, sürdürülebilir bir iç mimar olarak, evlerimizi daha yaşanabilir ve

çevre dostu hale getirmek için çaba sarf etmeliyiz. Bu, tasarım anlayışımızı
genişletmek, çevresel sorumluluklarımıza dikkat etmek ve daha bilinçli seçimler
yapmak anlamına gelir.