You are on page 1of 220

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

MUHASEBE-FİNANSMAN BİLİM DALI

SAĞLIK YÖNETİMİ ALANINDA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ALAN


ÖĞRENCİLERİN FİNANSAL OKURYAZARLIK, FİNANSAL FARKINDALIK VE
TEMEL FİNANSAL YÖNETİM BİLGİSİ DÜZEYLERİNİ BELİRLEMEYE
YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Doktora Tezi

UĞUR AKTAŞ

İstanbul, 2020
T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

MUHASEBE-FİNANSMAN BİLİM DALI

SAĞLIK YÖNETİMİ ALANINDA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ALAN


ÖĞRENCİLERİN FİNANSAL OKURYAZARLIK, FİNANSAL FARKINDALIK VE
TEMEL FİNANSAL YÖNETİM BİLGİSİ DÜZEYLERİNİ BELİRLEMEYE
YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Doktora Tezi

UĞUR AKTAŞ

Danışman: PROF. DR. AYTEN ÇETİN

İstanbul, 2020
ÖNSÖZ

Ülkelerin GSYH’den önemli bir payı tüketen ve gelişmişlik düzeyinin bir göstergesi
olan sağlık alanının temel aktörlerinden olan sağlık kurumlarının gelecekte yöneticiliğini
yapabilecek yada halihazırda yapmakta olan sağlık yönetimi lisansüstü eğitim öğrencilerinin
finansal okuryazarlık, finansal farkındalık ve temel finansal yönetim bilgisi düzeylerinin
belirlenmesinin sağlık kurumu işletmelerinin kârlılığı, verimliliği, sürekliliği, firma
değerinin artması vb. gibi alanlarda olumlu etkisinin olacağı bununda sektörün gelişmesine
ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlayacağı kıymetlendirilmektedir.

Tez çalışmamın planlanmasında ve yürütülmesinde ilgi ve desteğini esirgemeyen


saygıdeğer danışmanım Prof. Dr. Ayten ÇETİN’e, tez izleme komitesinde yer alan ve bu
süreçte bana destek olan değerli hocalarım Prof. Dr. Ayşe PAMUKÇU ve Prof. Dr. Serhat
YANIK’a, tez konu ve başlığının mimarı sayın hocam Doç.Dr. Ayça AKARÇAY ÖĞÜZ’e,
tez sınavında değerli katkıları ile yardımcı olan sayın hocam Doç.Dr. Ali Altuğ BİÇER’e çok
teşekkür ederim. Araştırmanın her aşamasında bilgi ve görüşleriyle beni aydınlatan değerli
hocam Doç.Dr. Selma SÖYÜK’e ayrıca çok teşekkür ederim.

Akademik hayatımın başından beri her konuda desteklerini hissettiğim çok kıymetli
hocalarım Prof. Dr. Atıf AKDAŞ, Prof. Dr. Münir ŞAKRAK, Prof. Dr. Mert UYDACI ve
Dr.Öğ.Üyesi Gökay KURTULAN’a bana kattıkları her şey için sonsuz minnettarlığımı
belirtmek isterim.

Bu çalışmayı; beni cesaretlendirmesi, bana olan inancı ile hedeflerimi başarma


hususundaki sonsuz katkı ve özverisinden dolayı teşekkürden öte, sevgili eşim Tülay
AYTEKİN AKTAŞ’a ve araştırmaya yoğunlaşıp bir nebze ihmal ettiğim çocuklarım Alper
Efe ve Kerem Ege’ye ithaf ederim.

Ekim,2020 Uğur AKTAŞ

i
GENEL BİLGİLER

İsim ve Soyadı : Uğur AKTAŞ

Anabilim Dalı : İşletme

Programı : Muhasebe - Finansman

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Ayten ÇETİN

Tez Türü ve Tarihi : Doktora - Ekim 2020

Anahtar Kelimeler : Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık,

Temel Finansal Yönetim Bilgisi, Sağlık Yönetimi.

ÖZET

SAĞLIK YÖNETİMİ ALANINDA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ALAN


ÖĞRENCİLERİN FİNANSAL OKURYAZARLIK, FİNANSAL FARKINDALIK VE
TEMEL FİNANSAL YÖNETİM BİLGİSİ DÜZEYLERİNİ BELİRLEMEYE
YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Ülkemizde faaliyet gösteren sağlık kurumlarının, sayıları ile sağladıkları işgücü


sebebiyle, ülkemiz ekonomisi üzerinde çok önemli bir role sahip olduklarını ifade edebiliriz.
Sektörde yaşanan teknolojik gelişmeler sonucunda tedavi imkanlarının artması, ilaç, aşı, vb.
gibi tedavi materyallerinin çeşitlenmesi, otelcilik hizmetleri konusunda hizmet kalitesinin
yükselmesi, sağlık sistemindeki değişimler gibi hususlar bu alanda yapılan yatırımların
artmasına ve gerek bireylerin gerekse bu hizmetleri sunan kamu ve özel sektör
kurum/kuruluş/işletmelerinin sağlık harcamalarının/tüketimlerinin artmasına, maliyetlerin
yükselmesine neden olmuştur. Türkiye İstatistik Kurumunun verileri doğrultusunda sağlık
harcamalarının, 2017 yılına göre 2018 yılında %17,48 oranında artış göstererek, 165 milyar
234 milyon TL’ye ulaştığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında bireylerin ve ülkelerin

ii
bütçelerinin önemli bir kısmınının (ülkemiz 2020 bütçesinin yaklaşık %17,2’si) sağlık
harcamaları için kullanmakta oldukları görülmektedir. Bu noktada sağlık kurumlarında görev
yapan bütün yöneticilerin, içinde bulunduğumuz dönemin sosyo-ekonomik şartlarında gerek
finansal sıkıntıları önceden fark edip çözebilmelerini sağlamak gerekse ulusal ekonomiye
katkılarını artırmak bakımından finansal okuryazarlık ve en azından temel seviyede bir
finansal yönetim bilgisi becerisine vakıf olmaları önem arz etmektedir. Yöneticilerin mutlaka
bir finans uzmanı olması gerekmemekte ancak finansal yönetim, işletme bünyesindeki birçok
yöneticinin verdiği günlük ve stratejik kararların bir parçası olduğu için işletmenin sürekliliği
ve kârlılığı bakımından çok önemlidir.

Bu kapsamda, bu tez çalışması İstanbul ilindeki üniversitelerin sağlık yönetimi


bölümlerinde lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin finansal okuryazarlık, finansal
farkındalık ve temel finansal yönetim bilgisi düzeylerini belirlemeyi amaçlamaktadır.
Araştırma kapsamında, çalışmanın yapılmasına izin veren devlet ve vakıf üniversitelerinden
toplam 157 öğrenciye anket uygulanmıştır. Araştırmada Gerek ve Kurt tarafından hazırlanan
33 soruluk finansal okuryazarlık ölçeği, Onur tarafından oluşturulan 18 soruluk finansal
farkındalık ölçeği ve Berman ile Knight tarafından Los Angeles merkezli İş Dünyası
Okuryazarlık Enstitüsü (Business Literacy Institute) yardımıyla geliştirilen Temel Finansal
Yönetim Bilgisi soruları kullanılmıştır.

Finansal okuryazarlık ve farkındalık ölçeklerine verilen cevaplar öğrencilerin


finansal okuryazarlık ve farkındalık düzeylerinin iyi düzeyde olduğunu ancak temel finansal
yönetim bilgisi sorularında verilen cevaplar finansal yönetim bilgisi düşük düzeyde olduğunu
göstermiştir.

Dolayısıyla sağlık kurumlarının yönetiminin bugünü ve geleceği açısından


bakıldığında, finansal okuryazarlık ve farkındalık seviyelerinin iyi düzeyde olması sektör
açısından olumlu bir gelişme iken temel finansal yönetim bilgisi düzeyinin düşük çıkması
kurumların ve sektörün yönetimi açısından üzerinde durulması gereken konulardan birisi
olduğunu göstermektedir.

iii
Sağlık yönetimi alanında lisansüstü eğitim alan öğrencilere, temel seviyede bir
ekonomi/finans dersi verilmesi, mevcut derslerin içeriklerinin güncellenmesi, basılı ya da
elektronik içeriklerin geliştirilerek öğrencilerin bunlara ulaşımının sağlanması, finansal
okuryazarlık/farkındalık ile temel finansal yönetim bilgisi gibi konular bakımından
içeriklerin zenginleştirilmesi, öğreticilerin bilgi birikimlerine katkı sunan destekleyici,
yönlendirici materyallerin/dokümanların hazırlanması vs. gibi hususların geliştirilmesi önem
arz eden çalışma sahalarıdır.

iv
GENERAL KNOWLEDGE

Name and Surname : Uğur AKTAŞ

Field : Business Administration

Programme : Accounting and Finance

Supervisor : Professor Ayten ÇETİN

Degree Awarded and Date : Doctorate - October 2020

Keywords : Financial Literacy, Financial Awareness, Basic

Financial Management Knowledge, Health

Management.

ABSTRACT

RESEARCH ON DETERMINING THE FINANCIAL LITERACY, AWARENESS


AND BASIC FINANCIAL MANAGEMENT KNOWLEDGE LEVELS OF
POSTGRADUATE STUDENTS WHO STUDY HEALTH MANAGEMENT

Health institutions that operate in our country have a significant role in the national
economy due to their great numbers and labor force they provide. The proliferation of
treatment capabilities, medications, vaccines and other types of treatment materials owing to
technological advancements, increased service quality levels in the lodging industry and
changes in the health system have caused the investments to rise, the expenditures of service
consumers and private/public service providers to grow and finally costs to soar. According
to the data from the Turkish Statistical Institute, health expenditures have increased by
%16,77 in 2018, reaching 165 billion 234 million Turkish Liras. This information asserts that
a substantial amount of budgets of individuals and countries (for our country %17,2 of the
2020 budget) is allocated to health expenditures. Thereby it is a prominent fact that managers

v
in health organizations and institutions ought to have basic financial knowledge and literacy
in order to both foresee the financial issues and resolve them, and improve the contribution
to national economy considering the social-economic conditions of the period we live in.
Being a manager does not compel one to be a financial expert. However, financial
management is crucial in terms of sustainability and profitability of an enterprise since it is
an inherent part of strategic decisions made by managers within the organization.

In this context, this dissertation aims to determine the financial literacy, awareness
and basic financial management knowledge levels of postgraduate students who study in
health management departments. In accordance with the research objective, a questionnaire
was applied to 157 students who study in different universities that officially permitted our
research to be conducted. In the survey, a 33-question financial literacy scale developed by
Gerek and Kurt, an 18-question Financial awareness scale developed by Onur and Basic
Financial Management Knowledge questions developed by Berman, Knight and Business
Literacy Institute located in Los Angeles were utilized.

The answers obtained from the surveys show that students have an acceptable level
of financial literacy and awareness levels. Nonetheless, responses also affirm that their basic
financial management levels are significantly low.

Hence, in terms of the present and future of the management of the health
institutions the high level of financial awareness and literacy is a positive outcome. On the
other hand, the low level of basic financial management knowledge indicates that this is one
of the issues that must be addressed with respect to the management of the health sector and
its institutions.

As a result of the current research, several prominent issues can be underlined.


Postgraduate students who study health management departments should receive basic
economy/finance courses, extant subjects of curriculum should be updated, printed and
electronic content should be improved with subjects such as financial literacy/awareness,
basic financial management knowledge and be made more ubiquitous, supportive and

vi
directive materials and documents which may contribute to current knowledge levels of
students should be prepared.

vii
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ...................................................................................................................................i

ÖZET .................................................................................................................................... ii

ABSTRACT ........................................................................................................................... v

İÇİNDEKİLER ................................................................................................................. viii

TABLO LİSTESİ .................................................................................................................xi

ŞEKİL LİSTESİ................................................................................................................ xiii

KISALTMALAR LİSTESİ ...............................................................................................xiv

GİRİŞ ..................................................................................................................................... 1

I. BÖLÜM .......................................................................................................................... 5

FİNANSAL OKURYAZARLIKLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE ...................... 5

1.1. Okuryazarlık Kavramı .................................................................................................. 5

1.2. Finans ve Temel Finansal Yönetim .............................................................................. 7

1.3. Finansal Okuryazarlık Kavramı ................................................................................ 16

1.4. Finansal Okuryazar ve Finansal Okuryazar Bireyin Nitelikleri ............................. 26

1.5. Finansal Okuryazarlığın Özellikleri .......................................................................... 29

1.6. Finansal Okuryazarlığın Önemi ................................................................................. 31

1.6.1. Finansal Okuryazarlığın Birey ve Aileler Açısından Önemi .................................. 35

1.6.2. Finansal Okuryazarlığın Finansal ve Ekonomik Sistem Açısından Önemi ............ 37

1.7. Finansal Okuryazarlık Eğitimi ................................................................................... 39

1.8. Finansal Okuryazarlık ile İlgili Faaliyetler ............................................................... 44

1.8.1. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) .................................................. 45

1.8.2. Dünya Bankası ........................................................................................................ 47

viii
1.8.3. Avrupa Birliği ......................................................................................................... 49

1.8.4. Amerika Birleşik Devletleri .................................................................................... 50

1.8.5. Finansal Okuryazarlık ile İlgili Ülkemizde Yapılan Faaliyetler ............................. 52

1.9. Finansal Farkındalık ................................................................................................... 56

II. BÖLÜM ........................................................................................................................ 59

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ İLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE ........ 59

2.1. Sağlık Kavramı ............................................................................................................ 59

2.2. Hizmet ve Hizmetin Özellikleri .................................................................................. 63

2.3. Sağlık Hizmetleri ve Sağlık Hizmetlerinin Önemi .................................................... 65

2.4. Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması ...................................................................... 72

2.4.1. Koruyucu Sağlık Hizmetleri: .................................................................................. 72

2.4.2. Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri: .............................................................................. 72

2.4.3. Rehabilite Edici Sağlık Hizmetleri: ........................................................................ 73

2.4.4. Sağlığın Geliştirilmesi Hizmetleri: ......................................................................... 73

2.5. Sağlık Kurumları ve Etkileşimde Olduğu Faktörler ................................................ 73

2.6. Yönetim ve Yönetici ..................................................................................................... 78

2.7. Sağlık Kurumları Yönetimi ........................................................................................ 82

2.8. Sağlık Harcamaları ...................................................................................................... 91

2.9. Sağlık Kurumlarında Finansal Yönetimin Önemi ................................................. 104

III. BÖLÜM....................................................................................................................... 118

YÖNTEM, BULGULAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ .............................................. 118

3.1. Araştırmanın Amacı .................................................................................................. 118

3.2. Araştırmanın Önemi ve Literatüre Katkısı............................................................. 120

ix
3.3. Araştırmanın Varsayımı ve Sınırlılıkları ................................................................ 121

3.4. Araştırmanın Yöntemi .............................................................................................. 121

3.5 İstatistiksel İncelemeler .............................................................................................. 124

3.6 Bulgular ve Değerlendirme ........................................................................................ 125

3.6.1. Demografik/Tanımlayıcı Bulgular ........................................................................ 125

3.6.2. Finansal Okuryazarlık Ölçeğine İlişkin Bulgular ................................................. 132

3.6.3. Finansal Okuryazarlık Ölçeği Puanlarına İlişkin Bulguların Değerlendirmesi .... 136

3.6.4. Finansal Farkındalık Ölçeğine İlişkin Bulgular .................................................... 140

3.6.5. Finansal Farkındalık Ölçeği Puanlarına İlişkin Bulguların Değerlendirmesi ....... 143

3.6.6. Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeyine İlişkin Bulgular ................................. 147

3.6.7. Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeyine İlişkin Bulguların Değerlendirmesi .. 155

3.6.8. Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim Bilgisi


Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi ........................................................................... 159

3.7 Araştırma Sonucu ....................................................................................................... 161

SONUÇ VE ÖNERİLER.................................................................................................. 165

EKLER .............................................................................................................................. 173

EK-1 ................................................................................................................................... 173

EK-2 ................................................................................................................................... 179

KAYNAKÇA ..................................................................................................................... 180

x
TABLO LİSTESİ

Sayfa No

Tablo 1 : Sağlık Hizmetleri Yönetiminin Alanları .............................................................. 84

Tablo 2 : Sağlık Kurumları Profesyonel Yöneticilerinin Yönetsel Özellikleri .................... 86

Tablo 3 : Sağlık Harcamaları İle İlgili Göstergeler, 1999-2018 .......................................... 98

Tablo 4 : Sağlık Hizmeti Sunucularına Göre Sağlık Harcamaları, 2018 ............................. 99

Tablo 5 : Sağlık Hizmeti Sunucularına Göre Sağlık Harcamaları, 2017-2018.................. 100

Tablo 6 : Sağlık Harcamalarına İlişkin Temel Göstergeler, 2017-2018 ............................ 101

Tablo 7 : Araştırmaya Katılanların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları .............. 126

Tablo 8: Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumuna İlişkin Özelliklerin Göre


Dağılımları .......................................................................................................................... 127

Tablo 9 : Araştırmaya Katılanların Çalışma Durumuna İlişkin Dağılımlar ...................... 129

Tablo 10 : Araştırmaya Katılanların Finans Dersi Alma Durumuna İlişkin Dağılımları .. 131

Tablo 11 : Araştırmaya Katılanların Finansal Okuryazarlık Ölçeğine Verilen Cevapların


Dağılımları .......................................................................................................................... 132

Tablo 12: Araştırmaya Katılanların Finansal Okuryazarlık Ölçeği Puanlarının


Dağılımları .......................................................................................................................... 135

Tablo 13 : Araştırmaya Katılanların Tanımlayıcı Özelliklere Göre Finansal Okuryazarlık


Ölçeği Puanlarının Değerlendirmesi ................................................................................... 136

Tablo 14 : Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Ölçeğine Verilen Cevapların


Dağılımları .......................................................................................................................... 141

Tablo 15:Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Ölçeği Puanlarının Dağılımları 142

Tablo 16: Araştırmaya Katılanların Tanımlayıcı Özelliklerine Göre Finansal Farkındalık


Ölçeği Puanlarının Değerlendirmesi ................................................................................... 144

xi
Tablo 17 :Temel Finansal Yönetime İlişkin Sorulara Verilen Cevapların Dağılımları ..... 147

Tablo 18 : Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının Dağılımları ................................ 154

Tablo 19 : Tanımlayıcı Özelliklere Göre Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının


Değerlendirmesi .................................................................................................................. 155

Tablo 20 : Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim Bilgisi


Puanlarının İlişkisi .............................................................................................................. 159

xii
ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa No

Şekil 1: Finansal Okuryazarlığın Kavramsal Modeli ........................................................... 19

Şekil 2: Finansal Tabana Yayılım Sınıflandırma ................................................................. 25

Şekil 3: Finansal Okuryazarlık Üçgeni ................................................................................ 31

Şekil 4: PISA 2012 Katılımcı Ülkeler ve Ekonomilerin Finansal Okuryazarlık


Performansları ....................................................................................................................... 47

Şekil 5: Sağlık Hizmeti Sunan Kurumların Basamaklandırılması ....................................... 68

Şekil 6: Sağlık Kurumlarının Etkileşim Halinde Olduğu Faktörler ..................................... 74

Şekil 7: Sağlık Hizmetleri Endüstrisi ................................................................................... 77

Şekil 8: Yönetimin Fonksiyonları ........................................................................................ 80

Şekil 9: Araştırmaya Katılanların Yaş Dağılımı ................................................................ 126

Şekil 10: Araştırmaya Katılanların Cinsiyet Dağılımı ....................................................... 127

Şekil 11: Araştırmaya Katılanların Lisans Mezuniyet Durumlarının Dağılımı ................. 128

Şekil 12: Araştırmaya Katılanların Şu Anki Lisansüstü Eğitim Programlarının Dağılımı 129

Şekil 13: Araştırmaya Katılanların Çalışma Durumuna İlişkin Dağılımı .......................... 130

Şekil 14: Araştırmaya Katılanların Finans Eğitimi Alma Durumuna İlişkin Dağılımı ...... 132

Şekil 15: Araştırmaya Katılanların Finans Okuryazarlık Puanlarının Dağılımı ................ 135

Şekil 16: Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Puanlarının Dağılımı ................ 143

Şekil 17: Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının Dağılımı....................................... 154

xiii
KISALTMALAR LİSTESİ

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

AICPA : Amerikan Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Enstitüsü

(American Institute of Certified Public Accountants)

ASEC : Amerika Tasarruf Eğitimi Konseyi (American Savings Education

Council)

BDDK : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

BİST : Borsa İstanbul A.Ş.

CGAP : Yoksullara Yardım Amaçlı Danışma Grubu (Consultative Group to

Assist the Poor)

DB : Dünya Bankası (World Bank)

DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization/WHO)

EDFE : Finansal Eğitim Avrupa Veritabanı (European Database for

Financial Education)

EGFE : Finansal Eğitim Uzman Grubu (Expert Group on Financial

Education)

FED : ABD Merkez Bankası (Federal Reserve)

FODER : Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği

GOÜ : Gelişmekte olan ülke

xiv
IGFE : Uluslararası Finansal Eğitim Kapısı(International Gateway for

Financial Education)

ILO : Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization)

INFE : Uluslararası Finansal Eğitim Ağı (International Network on

Financial Education)

MKK : Merkezi Kayıt Kuruluşu

NYSE : New York Borsası (The New York Stock Exchange)

OECD : Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic

Co-operation and Development)

PACFL : Amerika Birleşik Devletleri’nde Başkanın Finansal Okuryazarlık

Danışma Kurulu (Presidents Advisory Council on Financial Literacy)

PISA : Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for

International Student Assessment)

SHS : Sağlık Hesapları Sistemi (A System of Health Accounts)

TDK : Türk Dil Kurumu

TSPAKB : Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği

UDHR : İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi/Bildirgesi (Universal

Declaration of Human Rights)

UNESCO : Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations

Educational, Scientific and Cultural Organization

VİOB : Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası

xv
GİRİŞ

Finansal okuryazarlık özellikle son yıllarda ulusların strateji, plan, program ile karar
aşamalarına yön veren yeni ve önemli bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak,
“finansal kavramlar ve risklerin bilgi ve anlayışına sahip olmak, bu bilgi ve anlayışı değişik
finansal bağlamlarda etkili kararlar almak, birey ve toplumun finansal iyi olma halini
geliştirmek ve ekonomik hayata katılımı sağlamak için kullanma becerisi, motivasyonu ve
güveni” şeklinde tanımlanan finansal okuryazarlığı kişinin yaşantısı ile sınırlı olmayıp
toplumun temel finansal/ekonomik karakterine etki eden temel bir yeterlik alanı olduğunu
ifade edebiliriz. Özellikle son yıllarda global boyutlarda oluşan finansal krizler neticesinde
piyasalara yeni arz edilen yatırım araçları ve uygulamalardaki çeşitlenme ile serbest piyasa
ekonomisinin günümüz dünyasında yaygınlık kazanması, finansal
okuryazarlığın/farkındalığın öneminin daha fazla artmasına neden olmuştur. Finans alanında
eğitim almış bireylerin dahi, günümüzün zor ve karmaşık finans dünyasında doğru ve etkili
kararlar almakta zorlanıyor olması bunun açık bir göstergesidir. Bu nedenle, Ekonomik
Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ile Dünya Bankası (World Bank) gibi uluslararası
ölçekte değerlendirmeler yapan kuruluşlarca çeşitli araştırmalar ve raporlar yayımlanarak
ulusların finansal okuryazarlığı ulus politikalarına daha fazla dahil etmeleri gerektiğinin altı
çizilmektedir. Bunun temel sebebi ise; artık bireylerin finansal hayatını yönetiyor
olabilmelerinin, ülkelerin ekonomilerini yönetebiliyor olmaları kadar önemli hale
gelmesidir.

Bireylerin paranın kullanılmasında ve yönetilmesinde bilgiye dayalı değerlendirme


yapmasını ve finansal araçların seçiminde daha optimum ve akıllıca kararlar alabilmelerini
sağlayan yeterlilik düzeyi olan diğer bir ifadeyle kişilerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını
rasyonel değerlendirme ve bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliği olan finansal
farkındalığın önemi, son yıllarda piyasa gelişimi ve demografik, ekonomik ve politik
değişiklikler nedeniyle giderek artmıştır. Bu kapsamda, finansal piyasalarda yaşanan
gelişmeler, demografik yönden değişimler, idari ve ekonomik değişikliklerin tamamı
finansal eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bundan dolayıdır ki bilhassa

1
çocuklar ile gençlerin finansal okuryazarlık bakımından eğitimleri, pek çok ülkenin ekonomi
ve eğitim politikalarında gitgide daha çok üzerinden durdukları bir konu haline gelmektedir.
Başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerin birçoğunda bireylerin büyük bir bölümü hiç
tasarruf yapmamaktadır. Bu bakımdan, nüfusun her geçen gün yükselmekte olduğu
dünyamızda kaynaklarda yaşanan yetersizlikler neticesinde, toplumların finansal
okuryazarlık seviyelerini artırmak ve tasarruf bilinç/farkındalığının yayılmasını sağlamak
bütün ülkelerin sosyoekonomik politikaları arasında en ön sıralarda yer almaktadır.

Yapılan çalışmalar, birçok ülkedeki bireylerin yeterli finansal bilgiye ya da anlayışa


sahip olmadığını ortaya koymaktadır. Hem Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)
ülkelerinde, hem de OECD kapsamı dışındaki ekonomilerde yapılan anketler, bireylerin
sadece doğru ve bilgiye dayalı finansal kararlar vermelerini engelleyen düşük düzeyde
finansal bilgi, yetenek ve farkındalığa sahip olmakla kalmadıklarını, aynı zamanda finansal
bilgi, yetenek ve farkındalıklarını da çoğunlukla abarttıklarını ortaya koymaktadır. Bu
nedenle, bireyleri eğiterek paralarını nasıl yönetmeleri gerektiğini öğrenmeleri, piyasada arz
edilen çeşitli finansal ürün ve hizmetler arasından doğru ve etkili seçim yapabilmelerini ve
gelecekleri bakımından birikim yaparak bu birikimleri değerlendirebilmelerini sağlamak son
derece önemlidir.

Ülkemiz sermaye piyasasının hedeflenen gelişmişlik seviyesine ulaşabilmesi için


arz tarafının yanında talep tarafının (yani yatırımcı tabanın) da güçlendirilmesi zorunludur.
Bunu gerçekleştirebilmenin yollarından biri de sermaye piyasaları hakkında farkındalık
yaratmak ve bireyleri bilgilendirmek suretiyle finans piyasalarına girişin tabana yayılmasını
sağlamaktır. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin (TSPAKB)
öncülüğünde 10 Mart 2012’de gerçekleştirilen “Yatırımcı Seferberliği Arama
Konferansı”nın sonuç raporunda; Ülkemizdeki finansal okuryazarlık seviyesinin düşük

2
kalmasına, finansal bilinç ve farkındalığın yetersizliğine vurgu yapılmakta ve bu durumun
sermaye piyasalarımızın gelişmesi bakımından engel teşkil ettiği vurgulanmaktadır.1

İletişim ve ulaşım ağlarında yaşanan büyük ve hızlı değişim ve dönüşüm ile dünyayı
tek bir pazar haline getiren küreselleşme olgusu toplumsal ve ekonomik hayatın her alanında
etkilerini göstermektedir. Bu durum piyasa oyuncusu işletmelerin yöneticilerinin kâr
amacından önce esas olarak süreklilik kavramına odaklanmalarını zorunlu kılmakta ve gerek
genel ekonomik konjonktüre uygun pozisyon alabilmesi gerekse rekabetçi ataklara karşı,
ekonomik ve teknolojik değişimleri takip etmeleri, değerlendirmeler yaparak hızlı karar
vermeleri, alınan kararları hızlı bir şekilde uygulamaya geçirebilmeleri, uygulama
sonuçlarını yorumlayıp analiz edilebilmelerini gerektirmektedir.

Dolayısıyla işletme yöneticileri tarafından, harekete geçmeden önce hedefin


belirlenmesi, durum muhakemesinin yapılması, ekonomik açıdan en doğru hareket tarzının
seçilmesi, planlamanın yapılarak ilgili icra kademelerine bu alanda uygulama direktifinin
verilmesi, uygulamaların takip ve kontrol edilmesi ve son olarak uygulama sonuçlarının
kıymetlendirilmesi kârlılık ve daha da önemlisi işletmenin küresel rekabet ortamında ayakta
kalabilmesi yani sürekliliği açısından son derece önem arz etmektedir.

Ortak bir hedef için çalışan ve yönetim fonksiyonları belirli bütün işletmelerde
hedeflere ulaşabilmek için Yönetim, Pazarlama, Üretim ve Finans olarak ifade
edebileceğimiz temel yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesi gerekmekte olup sağlık
sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri kabul görmüş genel işletme finansal yönetim
ilkelerinden ayırmak mümkün değildir.

Ulusal ve uluslararası ekonomik durumun tahlili, finansal planların yapılması,


düşük maliyetle fon edinimi, bunların doğru alanda kullanımı, tasarruf fonların uygun bir
şekilde değerlendirilmesi, işletmelerde sürdürülebilir sermaye yapısı ve düşük maliyetlerle

1 2013 Finansal Okuryazarlık ve Erişim Endeksi Raporu,


https://www.teb.com.tr/upload/PDF/aile%20akademisi%20erisim%20endeksi%20raporu/foe_endeks_rapor_2013.pdf
(15.11.2019)

3
en fazla getiriyi sağlamak, likiditeyi oluşturmak, gerekli önlemleri alarak risklerden
kaçınmak, kârlılığı ve firma değerini artıracak mali kararların alınması şeklinde ifade
edebileceğimiz Finansal Yönetim, işletmelerin değişimlere karşı hayatta kalabilmeleri için
güçlü bir şekilde kurgulamaları gereken bir yönetim fonksiyonudur. Zira işletmeler, finansal
yönetim olmadan işlev göremez. İşletmelerdeki mali yönetimin, işletme ile
finansal/ekonomik sistem arasında bir köprü işlevi görmesi nedeniyle yöneticilerin kaynak
sağlama, yatırım kararları alma, kâr payı dağıtma gibi temel işlevlerini yerine getirebilmesi
için finansal yönetim bölümü yöneticilerinin ileri düzey finansal yönetim bilgisi, diğer
bölüm yöneticilerinin ise temel finansal yönetim bilgisine sahip olmaları işletmelerin
kârlılığı, piyasa değerinin artırılması ve sürekliliği açısından oldukça önemlidir.

Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasından önemli bir payı tüketen ve gelişmişlik
düzeyinin bir göstergesi olan sağlık alanında sektörün temel aktörlerinden olan sağlık
kurumlarının gelecekte yöneticiliğini yapabilecek ya da hâlihazırda yapmakta olan sağlık
yönetimi lisansüstü eğitim öğrencilerinin mevcut finansal okuryazarlık, finansal farkındalık
ve temel finansal yönetim bilgisi düzeylerinin belirlenmesi sağlık kurumu işletmelerinin
kârlılığı, verimliliği, sürekliliği, firma değerinin artması vb. gibi alanlarda olumlu etkisinin
olacağı bununda sektörün gelişmesine ve dolayısıyla ülke ekonomisine pozitif katkı
sağlayacağı kıymetlendirilmektedir.

Sonuç olarak ister kamuda isterse özel sektörde faaliyet gösteren sağlık
kurumlarında yönetici pozisyonunda görev alacak bireylerin finansal okuryazarlığının,
farkındalığının ve temel finansal yönetim bilgisinin yeterli seviyede olması ile iktisat
biliminin “kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların karşılanması” temel paradoksu da kabul
görmüş finansal yönetim bilgisi dâhilinde yönetilebilir bir hal alacaktır.

4
I. BÖLÜM

FİNANSAL OKURYAZARLIKLA İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Okuryazarlık Kavramı

En eski dönemlerden günümüze kadar, bilgiye en etkili ulaşma ve yayma yöntemi


olarak kabul edilen okuma ve yazma becerisini, çok kısa bir şekilde tanımlamak son derece
güçtür. İngilizce literatürü taradığımızda okuma ve yazma dil becerisi ile ilgili, “okuma-
yazma (reading-writing)” ve “okuryazarlık (literacy)” olmak üzere iki farklı kavramın
karşımıza çıktığını görmekteyiz.2

Okuryazarlık temel bir insan hakkıdır ve hayat boyu öğrenmenin birinci basamağını
oluşturmaktadır. Kişilerin hayatlarını dönüştürebilmesi, diğer kişilerle sosyalleşebilmesi ve
kişisel gelişimini tamamlayabilmesi için okuma yazma bilmesi gerekmektedir.

Okuryazarlık kavramı kültürden kültüre, zamana, ihtiyaçlara ve değişen koşullara


bağlı olarak değişiklik gösteren, eğitim sistemi içerisinde okuma yazma yeteneğinin
kazandırılması yöntemlerinden etkilenen son derece dinamik bir kavramdır.3

Türk Dil Kurumu sözlüğünde okuryazar kavramı; “okuması yazması olan, öğrenim
görmüş (kimse)”, okuryazarlık kavramı ise “Okuryazar olma durumu” olarak
tanımlanmaktadır.4

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational,


Scientific and Cultural Organization-UNESCO) 1950’li yıllardan itibaren okuryazarlığı
eğitimde fırsat eşitliği ve insan hakları kapsamında ele almış, temel eğitim ile okuryazarlığı

2Mehmet Kurudayıoğlu ve Sait Tüzel, 21. Yüzyıl Okuryazarlık Türleri, Değişen Metin Algısı ve Türkçe Eğitimi,
TÜBAR Dergisi, 28, Güz 2010, s.284.

3 Nihan Feyman Gök, Ana Okullarında Erken Okuryazarlık Çevresinin Değerlendirilmesi ve Sınıf Ortamının
Çocukların Erken Okuryazarlık Davranışlarına Etkisi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
2013,Yayımlanmış Doktora Tezi, s.9.
4 http://sozluk.gov.tr/(29.08.2019)

5
temel çalışma konularından biri olarak belirlemiştir. Bu çerçevede, 1951 yılında ilk kez
okuryazarlık tanımı yapılmış olup bu tanıma göre okuryazarlık kavramı adını, soyadını
yazabilme ve imzasını atabilme yeteneğiyle sınırlanmıştır. Kabul görmüş ilk uluslararası
tanım ise, 1958 yılında UNESCO'nun Eğitim İstatistiğinin Uluslararası Standardizasyonuna
İlişkin Tavsiye Kararından bulunmaktadır. Bu tanımda ise, “okuryazar bir insanın, günlük
yaşamıyla ilgili basit bir ifadeyi hem okuyup hem de anlayabilen biri” olduğunu belirtir.5

Kavramın küresel çapta gelişimini ve yapılan çalışmaları dikkate alan UNESCO,


1987’de, “Herkes İçin Eğitim Programı” kapsamında, okuryazarlığı tekrar ele almış ve daha
iyi anlaşılabilmesi açısından üç farklı düzeyde olarak okuryazarlık tanımı yapmıştır. İlk
düzey temel okuryazarlık, ikinci düzey fonksiyonel (işlevsel) okuryazarlık, üçüncü düzey ise
çok işlevli (multi-fonksiyonel) okuryazarlık şeklinde ifade edilmiştir. Kelimeleri seslendirme
ile cümleleri anlama gibi ana okuma yazma yeteklerine sahip olma düzeyi birinci düzey
okuryazarlıktır. İkinci düzey okuryazarlık, bireyin okuma, yazma ve matematikle alakalı
bilgi ve yeteklerini kişisel, kültürel ve sosyal açıdan kullanma durumunu ifade eder. Üçüncü
düzey ise kişinin kapasitesini en son noktaya kadar geliştirmeyi hedefler, sadece kişinin
kendisini değil okuma ve yazma becerilerini geliştirerek toplumun ilerlemesi yönünde gayret
sarf etmesini içerir. Multi fonksiyonel okuryazar olan bir kimse, karmaşık problemleri
anlama, kendini gerçekleştirme, derin değerlere sahip olma, yaratıcılığını geliştirme ve çok
kapsamlı bir dünya görüşüne ile bakış açısına sahip olma gibi nitelikler taşır.6

Özellikle ölçüm amaçlı olarak önerilen bir operasyonel tanım, Haziran 2003'te
UNESCO'da yapılan uluslararası bir uzman toplantısında oluşturulmuştur. Bu tanım
“Okuryazarlık, çeşitli bağlamlarla ilişkili basılı ve yazılı materyalleri kullanarak tanımlama,

5United Nations Educational, Scientific, and Cultural Organization (UNESCO), The Plurality Of Literacy And Its
Implications For Policies And Programmes, Paris, 2004, s.12.
6 Murat Aşıcı, Kişisel ve Sosyal Bir Değer Olarak Okuryazarlık, Değerler Eğitimi Dergisi Cilt 7, No 17, İstanbul, Haziran
2009, s.14.

6
anlama, yorumlama, oluşturma, iletişim kurma ve yorumlama yeteneği olup bireylerin
hedeflerine ulaşmalarını, bilgi ve potansiyellerini geliştirmelerini ve toplumlarına tam
olarak katılmalarını sağlamada öğrenmeye devam etmeyi içerir” şeklinde ifade edilmiştir.
Konunun önemine dikkat çekmek amacıyla UNESCO tarafından 8 Eylül günü “Dünya
Okuryazarlık Günü” olarak kabul edilmiştir.

Okuryazarlık seviyesinin yüksek olması kişilerin ve toplumların hayat kalitesini


yükseltirken, cehalet ise iyi bir hayat kalitesinin önünde aşılmaz bir engel gibi yükselmekte
ve toplumsal yapıdan dışlanmaya sebep olmaktadır. Bu nedenle, kutsal kitabımızda eşref-i
mahlûkat olarak nitelendirilen insanoğluna yüce Allah'ın ilk emri “Oku”dur. Yine aynı
şekilde “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu (Zümer/9)” ayetinin insanoğluna verdiği
mesaj, Peygamber efendimizin Bedir savaşında ele geçirilen esirlere 10 Müslümana okuma
yazma öğretmeleri karşılığı olarak özgürlüklerini geri verdirmesi gibi örnekler İslam dininin
okuryazarlık konusuna verdiği değeri ve önemi göstermektedir. Çünkü okuyan insan gelişir,
değişir ve olgunlaşır. İnsan kendi kendini geliştirince ise toplum gelişir ve dünya gelişir.

1.2. Finans ve Temel Finansal Yönetim

Finans; kişilerin, işletmelerin, kurumların ya da devletlerin nakit, fon, sermaye ve


yatırım ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve bu ihtiyaçların karşılanması için yapılan
uygulamaları kapsayan ekonominin bir alt dalı7 iken Finansman; işletmenin ihtiyacı olan
fonların sağlanması, Finansal Yönetim ise işletmenin gereksinimi olan mali kaynakların
uygun koşullar ile sağlanması, korunması, uygun varlıklara yatırılması, etkin olarak
kullanılması yönünde gerekli kararların alınması ve uygulanması sürecidir.

Son yıllarda gerek hızlı küreselleşme gerekse iletişim ve bilişim teknolojilerinde


yaşanan baş döndürücü değişim ve gelişim günümüzde pek çok davranış tarzını hızla
değiştirdiği gibi işletmelerde de finans fonksiyonunun büyük bir değişim geçirmesine sebep
olmuştur.

7 Murat Kaykusuz, Yöneticiler İçin Finansal Yönetim ve Finansal Piyasalar, Ekin Yayınevi, Kasım 2012, s.1.

7
Esasında mikro iktisadın bir uzantısı olan Finans, 20.yy. başlarında ayrı bir bilim
dalı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Sanayideki gelişmeler, piyasa ekonomisinin
yaygınlaşması, işletme faaliyet alanlarındaki genişlemeler, ölçeklerin büyümesi ve
yapılarının karmaşıklaşması, sermaye piyasalarındaki gelişmeler, teknolojideki ilerlemeler
ve küreselleşme gibi etmenlerle finans ayrı bir bilim dalı ve finansal yönetim de başlı başına
uzmanlık gerektiren bir yönetim sahası olmuştur.8

1960’ların sonlarına kadar işletmeler için üretim planlaması, devletler için ise
sanayileşme ve sanayiye dayalı büyüme ve kalkınma en öncelikli konulardı. Finans,
işletmeler için üretimin, devletler için ise büyüme ve kalkınmanın kaynağı olarak görülür,
başka bir ifadeyle finans ve finansman eş anlamlı olarak kullanılırdı. ABD, 1971’de Bretton
Woods para sisteminden çıkınca uluslararası döviz sistemi çöktü ve o zamandan sonra bütün
dünyada döviz kurlarında dalgalanmalar görülmeye başlandı. Bunun yanı sıra 1970’lerdeki
petrol krizleri ile birlikte petrol ihraç eden ülkelerde, önemli düzeyde finans kapital birikimi
oluştu. Bu finans kapitali kendi ülkelerine çekmek isteyen Batılı ülke bankaları ve finans
kurum/kuruluşları yüksek getirili yeni finansal araçlar oluşturdular ve böylece, finans
kapitalin bütün dünyada durdurulamaz yükseliş süreci başlamış oldu. 1980’lerden itibaren,
finans kapitalin önündeki yasal engeller de neredeyse bütün ülkelerde kaldırılmaya başlandı
ve finans kapital, bir ülkeden diğer bir ülkeye engel tanımadan rahatça geçebilen önemli bir
güç haline geldi. Artık, işletmeler de üretimin yanı sıra, hatta bazen üretimden çok daha fazla,
finansa önem vermeye başladılar. Finansal araçların çeşitlenmesinden faydalanarak hem
daha düşük maliyetle kaynak buldular; hem de ellerindeki ihtiyaç fazlası fonları daha yüksek
getirili finansal yatırım araçlarına yatırdılar. Dolayısıyla finans, tüm işletmelerin en önemli
departmanı haline geldi.9 Öyle ki, kapitalist sistemin hâlihazırda içinde bulunduğu aşamayı

8 Mehmet Saraç, Finansal Yönetim, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, 2015, s.1.
9 Kaykusuz, s.Önsöz.

8
nitelendirmek için sık bir şekilde kullanılan küreselleşme/globalleşme ve neoliberalizm
kavramlarına üçüncü bir kavram olarak “finansallaşma” eklendi.10

İşletmelerin faaliyetleri ülke sınırları dışına taşıp uluslararası platforma taşınırken,


finansal sektörde serbestleşme eğilimi güçlenmiş ve piyasaların entegrasyonu yönünde ciddi
adımlar atılmıştır. Bu gelişmelerden pek tabi ki ülkemizde payını almıştır. Türkiye’de
1980’lerden itibaren en hızlı büyüme ve gelişme yaşayan sektör, tartışmasız finans
sektörüdür. Bundan 30-35 yıl kadar önce Factoring ve Leasing kurumları neredeyse yok
denecek kadar azdı. Borsa İstanbul A.Ş.’nin faaliyete başladığı bu yıllarda (1985) sadece 80
şirketin hisse senetleri işlem görmekte idi, bugün ise bu rakam 49111’dir. Repo işlemleri
günlük hayatımıza henüz girmemişti. İhracatçı ve ithalatçı işletmeler Forward ve Futures
işlemlerle henüz tanışmamışlardı. Bugün ise şirketler bütün bu kurumlarla çalışmakta ve
yukarıda belirttiğimiz ya da belirtmediğimiz daha birçok yeni finansal araç üzerine işlem
yapmaktadırlar. Dolayısıyla bu gelişmeler, işletmelerde gerek finans yöneticisinin gerekse
diğer bölüm yöneticilerinin etkinliğini artırmıştır. Bundan böyle, ülkemizde finans
yöneticileri sadece bankalar ile kredi işlerini yürüten kişiler değil, işletmenin yatırım
kararlarında söz sahibi ve bu yatırımların finansmanına yönelik en uygun kaynakları
sağlamaya karar veren bireyler konumuna gelmiştir.12

Yeterli finansal kararların alınması günümüzün küreselleşmiş finansal piyasaları


için özellikle önemlidir.13 İşletmeler varlıklarını sürdürebilmek, talep oluşturmak, talebe
cevap verebilmek ve büyüyebilmek, daha da önemlisi işletme değerini yükseltmek için çok
çeşitli yatırımlarda bulunmak, bu yatırımların nasıl karşılanacağını ve nasıl ödeneceğine

10Özgür Orhangazi, Keynesgil Finansal Düzenlemelerden Finansallaşmaya: İktisat Literatürü ve ABD Ekonomisinin
Finansallaşmasına Tarihsel Bir Bakış, ODTÜ Gelişme Dergisi, 35.sayı, Ankara, Haziran 2008,s.1-4.
11 https://www.kap.org.tr/tr/bist-sirketler (17.06.2020)
Richard A Brealey, Steward C Myers and Alan J.Marcus, Fundamentals of Corporate Finance, McGraw-Hill. Çeviri:
12

Ünal Bozkurt, Türkan Arıkan ve Hatice Doğukanlı, İşletme Finansının Temelleri, Literatür Yayıncılık, İkinci Baskı
Ağustos 2019, s.3.
13Domicián Máté, Zsuzsanna Kiss, Viktor László Takács and Vivien Molnár, Measuring Financial Literacy: A Case
Study of Self-Assessment Among Undergraduate Students in Hungary, University of Debrecen, Faculty of Economics,
Debrecen, Hungary, s.696.

9
karar vermek zorundadır. Dolayısıyla, bu karar aşamalarında, işletmelerde finans bölümü ile
birlikte yöneticilerin finans bilgisi devreye girmekte ve büyük bir rol üstlenmektedir.

İşletmelerin büyümesi, devlet müdahalesinin artması, işletmeler arası birleşmeler ve


bilgi işlem teknolojisinde yaşanan yenilikler, finansal kontrolün yararlarını ve
sorumluluğunu büyük ölçüde artırmıştır. Bu nedenle de, finans sorumlusu kilit yönetici
durumuna gelmiştir. Günümüzde finans yöneticisinin yoğunlaştığı temel konular sermaye
yapısının yönetimi, finansal planlama ve tahmin, işletme sermayesi yönetimi, sermaye
bütçelemesi, finansal denetim ve daha da önemlisi ve hepsini içeren firma değerinin
artırılması olmaktadır. İşletmenin bütün fonksiyonları için işletme değerinin
maksimizasyonu geçerli olduğuna göre işletmelerde de fonksiyonlarını yerine getiren
yöneticilerin de yeterli finans bilgisine sahip olmaları beklenmektedir.14

Finansal yönetim, işletme yönetiminin temel işlevlerinden birisi olup finansal


yönetim anlayışında da, bütün alanlarda olduğu gibi, son yıllarda ciddi değişiklikler
yaşanmıştır. 1950’lere kadar, finans bölümü yöneticisinin temel vazifesi, muhasebe
kayıtlarını tutmak, mali dönem sonlarında finansal raporları hazırlamak ve firmanın ihtiyaç
duyduğu fonları sağlamak iken, içinde bulunduğumuz dönemde finans fonksiyonu bir
şirketin genel yönetimi içinde git gide artan bir önem kazanmıştır. Dolayısıyla bu yaklaşım
doğrultusunda finans yöneticisi, şirketin ana hedeflerine ulaşmayı sağlamak üzere finansal
politika ve stratejileri belirlemek, ihtiyaç duyulan kaynağı sağlamak, belirlenen politika ve
stratejilere uygun programları gerçekleştirmek ve sonuçları denetlemek gibi çok ciddi
görevleri üstlenmiş bulunmaktadır.15

Finansal yönetim ilginç, önemli ve meydan okuyucudur. Önemlidir, çünkü bugün


alınan yatırım kararları işletmenin gelecek 10, 20 hatta daha ileriki yıllardaki başarısını

14Metin Kamil Ercan ve Ünsal Ban, Değere Dayalı İşletme Finansı Finansal Yönetim, Gazi Kitabevi, Ankara, Ocak
2005,3-7.
Metin Konca, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Muhasebe, Finansman ve Vergi Uygulamalarına Giriş, İstanbul Bilgi
15

Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, Ekim 2006, s.52.

10
belirleyebilir. Bir işletmenin başarısı veya başarısızlığı, büyük ölçüde aldığı finansal
kararlarına ve planlamasına bağlıdır.

Finansal yönetimi, yoğun bir rekabetin sürdüğü ortamda kıt olan finansal
kaynakların tam ve eşit bir şekilde işletmenin ilgili bölümleri arasında etkin olarak
dağıtılmasının sağlanması açısından gerekli bir bilim dalı olarak tanımlayabiliriz. Gelişme
sürecini ise Dünya’daki gelişmeleri dikkate alarak kronolojik bir şekilde şöyle
açıklanabiliriz;

 1930’lar öncesinde, çeşitli tahvil ve hisse senetlerinin sermaye piyasalarında


bazı düzenlemeler çerçevesinde belli başlı şirketler tarafından çıkarılmasına başlanması,
 1940’lı yıllara ulaşıldığında, finansal olayları belirleme ve başkalarının
açısından anlamayı vurgulayan bir dönemin başlangıcı olması,
 1950’li yıllara ulaşıldığında, şirketlerin kaynak yönetiminden çok varlık
(aktif) yatırımlarına ve yönetimine yönelmesi,
 1960’lı yılların, temel şirket kararları alınmasından daha fazla kurumsal
(teorik) gelişmelerin görüldüğü bir dönem olması (kâr maksimizasyonu yerine sahiplerin ve
ortakların servetlerinin maksimize edilmesi temel hedef olarak kabul görmüştür),
 1970’li dönemlerin, temel finans teorilerinin bir daha gözden geçirilmesinin
yanısıra bu teorileri destekleyecek şekilde uygulamaya yönelik önemli çalışmaların icra
edildiği bir dönem olması,
 1980’li dönemler çeşitli mali kararların alınması ve finansal alanda bazı
çalışmaların yapılmasında bilgisayar kullanımının bolca yaygınlaştığı bir dönem olması,
 1990’lı dönemlere gelindiğinde, bilgisayar imkânlarından yararlanma iyice
artmış ve bilgiye erişmede ağ sistemlerinden çok büyük ölçüde faydalanma durumu gündeme
gelmiştir. Ayrıca, küresel çapta faaliyet icra eden çok uluslu şirketler veya finansal kurumlar
tarafından arz edilen ve uluslararası finansal piyasalarda çok büyük miktarlarda işlem gören
farklı türlerde finansal varlıkların görülmesi de bu dönemin önemli gelişmelerinden
sayılmaktadır.

11
 2000’lerin başında ise, globalleşme olgusunun çok yoğun olarak yaşanması,
türev ürünler ve türev piyasaların önemini artırmıştır. 2010’dan itibaren ise kurumsal
yönetişim ve Basel Standartları konuları git gide önem kazanmaya başlamıştır.16

Finansın tarihine bakacak olursak;

 Tarihi bilinmiyor Bileşik Faiz: Bileşik faizin gücünü kanıtlamak üzere


bakterilerin bölünerek çoğalması örnek olarak verilmektedir.
 M.Ö yaklaşık 1800 Faiz Oranları: Babil Krallığında Hammurabi yasaları,
kredilerde uygulanacak en yüksek faiz oranlarını belirlemişti. Borç alanlar genellikle
varlıklarını ipotek ettirirlerdi ve bazen de teminat olarak eşlerini verirlerdi; ancak bu
durumlarda, kredi verenler de eşleri 3 yıl içinde kocalarına tekrar sağlıklı bir şekilde geri
vermek zorundaydılar.
 M.Ö. yaklaşık 1000 yılı Opsiyonlar: Aristo, bilinen en eski opsiyonu
“Filozof Thales zeytin rekoltesinin çok iyi olacağını yıldızlara bakarak bilmiştir; bu sayede,
parasının az olmasına rağmen zeytin ezme makinelerinin kullanma opsiyonunu satın almış
ve hasat mevsimi geldiğinde de bu aletleri büyük bir kârla kiralamaya başlamıştır” şeklinde
anlatmaktadır. Finans yöneticileri içinde bulunduğumuz dönemde çeşitli varlıkları satın
almak ve/veya satmak amacıyla opsiyonları değerleyebilme becerisine ihtiyaç
duymaktadırlar.
 15. Yüzyıl Uluslararası Bankacılık: Modern uluslararası bankacılığın
geçmişi büyük Floransa bankalarına kadar gitmektedir. Ancak Medici İmparatorluğu’nun
bütün Avrupa banka sistemi toplam 8 şubede 57 kişiyi istihdam etmekte idi. Bugün ise
Citibank’ın 3500 şubesi ve toplam 81,000 kişi çalışanı bulunmakta olup 6 kıtada 100’den
fazla ülkede ortalama 200 milyon müşteri hesabı ile faaliyet göstermektedir.
 1650 Vadeli İşlemler: Vadeli işlemler piyasası, varlık fiyatlarında yaşanan
dalgalanmalara karşı şirketlere kendilerini koruma imkanı sağlar. Japonya’da Tokugawa
döneminde feodal derebeyleri kira bedellerini pirinç alma şeklinde topluyorlardı; ancak

16 Muharrem Özdemir, Finansal Yönetim, Türkmen Kitabevi, Üçüncü Baskı, İstanbul, 2016, s.2-3.

12
sürekli olarak gelecekte sahip olacakları pirinç üzerinden ticaret yapmak istiyorlardı. Bu
nedenle vadeli pirinç işlemleri daha sonra Dojima Pirinç Piyasasında işlem görmeye
başlamıştır. Vadeli pirinç işlemleri bugün hala uygulanmaktadır, ancak işletmeler şimdi
başka birden çok kalemler açısından da vadeli işlem yapabilmektedir.
 17. Yüzyıl Anonim Şirketler: Yatırımcıların çoğu önceki dönemlerde bir
teşebbüsün ortağı olarak bir araya gelmiş olsa da, çok sayıda hissedarı bulunan modern şirket,
İngiltere’de East India Company (kuruluşu 1599) gibi büyük ticaret işletmelerinin
kuruluşuyla başlar. Diğer bir ticaret şirketi olan 1670 de kurulan Hudson’s Bay halen
faaliyette olup Kanada’nın en büyük işletmelerindendir. Ülkemiz ekonomisinde de sayısı çok
fazla olmasa da Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş İşletmeler halen faaliyetlerine
devam etmektedirler. Örnek olarak 243 yıllık Hacı Bekir Lokumları çok eski bir işletmedir.17
 17 Yüzyıl Para: Amerika yeni paraların gelişmesinde öncü olmuştur. Buraya
ilk yerleşenler, wampum diye adlandırılan kabukları para olarak kullanıyorlardı. Amerika’da
(ve neredeyse dünyada) ilk kâğıt para ihracı 1690 tarihinde Massachusetts Bay Colony
tarafından gerçekleştirildi, kısa zamanda diğer koloniler de kendi kağıt paralarını basmak için
baskı makinelerini kurdular. Ülkemizde ilk Osmanlı banknotları Padişah Abdülmecit
tarafından 1840 tarihinde “Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere” adıyla, günümüz diliyle “Para
Yerine Geçen Kâğıt”, aslında para olmaktan çok faiz getirili hazine bonosu veya borç senedi
niteliğinde çıkartılmıştır. Kaime, elle yapılmış ve her birine ayrı ayrı resmi mühür basılmıştır.
Zaman içerisinde Kaimelerin taklidinin çok kolay bir şekilde yapılması ve bu nedenle kâğıt
paraya olan güvenin azalmasından dolayı 1842 tarihinden itibaren matbaada bastırılmasına
başlanılarak, el yapımı olanlarla değiştirilmesi sağlanmıştır.18
 1792 New York Borsasının Kurulması: New York Borsası (The New York
Stock Exchange), 1792 tarihinde bir grup borsa aracısının bir araya toplanıp, belirledikleri
komisyonlar üzerinden birbiriyle hisse senedi alım satımı yapmaları neticesinde kuruldu.

17 https://www.ekodialog.com/istatistik/ozel_stat/es_sirket.html (24.11.2019)
18https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d189b219-fe71-40bf-9754-

6a5f7d0a65eb/KagitParaTarihce.pdf?MOD=AJPERES&CVID= (08.09.2019)

13
Günümüzde NYSE’de işlem gören hisse senetlerinin piyasa değeri yaklaşık olarak 19 trilyon
Amerikan doları olup aylık ortalama 200 milyar Amerikan Doları işlem hacmi19 ile dünyanın
en büyük borsasıdır. Ülkemizde ise ilk borsacılık faaliyetleri 1854 Kırım Savaşı'na
dayanmaktadır. Bu savaş ile başlayan borçlar nedeniyle çıkartılan tahviller İstanbul'da alınıp
satılmaya başlanmıştır. 1866 tarihinde Osmanlı'dan alacaklı olan devletlerin de desteğiyle
İstanbul’da kurulan borsa, 1873 tarihinde çıkarılan bir nizamnameyle “Dersaadet Tahvilat
Borsası” adını almıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra borsa, “İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası” adı altında faaliyetlerine başladı. Mustafa Kemal Atatürk yeni
cumhuriyetin ilk şirketlerinden olan İş Bankası'nı halka açık olarak kurdurmuştu.
Müteakiben Merkez Bankası da halka açık olarak kuruldu. Sermaye piyasası kurumlarını
denetlemekle görevli Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) oluşturulmuş olup, 26 Aralık 1985
tarihinde de İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) kurulmuştur. Bu şekilde 120 yıllık
bir dönem sona ermiş ve yeni bir dönem başlamıştır. Sembolik olarak satışa çıkarılan,
Boğaziçi Köprüsüne (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) ait gelir ortaklığı senetlerinin satışıyla
ilk çan çalınmıştır.20 30 Aralık 2012 tarihinden itibaren ise ismi Borsa İstanbul A.Ş. olarak
değiştirilmiştir.21
 1920 Finansal Dolandırıcılık: Kötü finansal işlemleri anlamak tecrübesizler
için zordur. Charles Ponzi 1920’de, 90 gün içerisinde paralarını iki katına çıkarma sözüyle
40.000 yatırımcıdan yaklaşık 15 milyon dolar topladı. Ponzi, bir finansal zincir mektup
oyunu oynamaktaydı; yeni yatırımcıların parasını eski yatırımcılara borç ödemek için
kullanmıştı. Ancak yeni yatırımın hızı kesildiğinde sistem çöktü ve Ponzi hapse gönderildi.
 1929 Borsa’nın Çöküşü: Hisse senetleri finansal araçlar içerisinde riskli
yatırımlardır. 1929 Eylül ayında Birleşik Devletlerde hisse senedi fiyatları tüm zamanların
en üst seviyesine erişti ve İktisatçı Irwing Fisher fiyatların “devamlı olarak yüksek bir
platoda olduğunu” tahmin etti. Yaklaşık 3 yıl kadar sonra hisse senedi fiyatları ortalama

19 https://www.qnbfi.com/new-york-borsasi (08.09.2019)
20 https://www.borsaistanbul.com/Dosyalar/25yil/index.html (08.09.2019)
21 https://www.borsaistanbul.com/kurumsal/borsa-istanbul-hakkinda/hakkimizda (08.09.2019)

14
yüzde 90 oranında daha düşük seviyedeydi ve 1929 Eylülündeki fiyatlara tekrar ulaşılması
için bir uzun yılların geçmesi gerekti.
 1960’lar Eurodollar Pazarı: Sovyetler Birliği 1950’lerde, elindeki dolarları
Birleşik Devletlerden alıp Paris’teki bir Rus bankasına transfer etti. Bu banka Eurobank olan
teleks adresiyle çok iyi bilinmekte idi ve sonuç olarak Birleşik Devletler dışında tutulan
dolarlar eurodollar adıyla bilinmeye başladı. 1960’larda ABD kuralları ve vergileri nedeniyle
Avrupa’da borç alıp vermek Birleşik Devletlere göre çok daha düşük maliyetli idi ve bu
nedenle devasa bir eurodollar piyasası gelişti.
 1972 Finansal Vadeli İşlemler (Financial Futures): Finansal vadeli
işlemler faiz oranlarındaki, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı işletmelerin kendilerini
korumasına yardımcı olur. İlk finansal vadeli işlemler piyasası Şikago Emtia Borsası
tarafından kurulmuştur. 2004 tarihi itibariyle dünya ölçeğinde vadeli işlem borsalarının işlem
hacmi, tezgâh üstü piyasalar hariç, yaklaşık 1 katrilyon dolara ulaşmış durumdadır. Alım
satım sözleşme sayısı ise 8,8 milyar olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde 04 Şubat 2005 tarihi
itibariyle Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası faaliyete başlamıştır ve işlem hacmi her geçen
gün artış göstermektedir.22
 1986 Yatırım Kararları: Özel şirketler tarafından gerçekleştirilen en büyük
yatırım projesi Manş Denizinin altındaki tünelin yapılmasıyldı.1986’da başladı ve 1994’te
yaklaşık 15 milyar dolarlık bir toplam maliyetle tamamlandı.
 1988 Şirket Birleşmeleri: 1980’lerde RJR Nabisco’nun 25 milyar dolara
satın alınmasıyla en yüksek seviyeye çıkan bir şirket satın alma furyası yaşandı. Yaklaşık altı
hafta gibi bir süre içinde, şirketin kontrolünü ele geçirmek üzere üç grup yarışmıştı. Yarışa
katılanlardan birisi şunları söylemişti: “Çeltik tarlalarının arasından saldırıyorduk, hiçbir
şey için durmadan, esir almadan ezip geçiyorduk”. Tarihteki en büyük şirket satın alma
işlemi idi ve bankalarla danışmanlar için neredeyse 1 milyar dolarlık gelir oluşturulmuştu.
 1993 Enflasyon: Finans yöneticileri, enflasyonun hem faiz oranları hem de
işletme yatırımlarının kârlılığı üzerindeki etkisini bilmeleri zorunludur. Birleşik devletlerde

22 https://www.teb.com.tr/Document/vadeli-islem-opsiyon-borsasi.pdf (11.09.2019)

15
enflasyon nispeten düşük iken bazı ülkeler yüksek enflasyondan büyük zarar görmüştür.
Macaristan’da II. Dünya Savaşı sonrası hükümet 1000 trilyon forint değerinde banknot
çıkarmıştı. Yugoslavya’da 1993 yılı Ekiminde fiyatlar neredeyse yüzde 2000 artmıştı ve 1
doların karşılığı 105 milyon dinar olmuştu.23
 1990’lardan günümüze; İletişim ve ulaşım ağlarında yaşanan hızlı değişim
ve dönüşüm ile dünyayı küçük bir köy haline getiren küreselleşmenin etkilerinin çok yoğun
bir şekilde hissedildiği dönem.

1.3. Finansal Okuryazarlık Kavramı

Finansal okuryazarlık, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ekonomilerde


popüler bir konudur. Son zamanlarda, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler,
vatandaşlarının finansal okuryazarlık seviyeleri ile ilgili tedirginlik duymaya başlamışlardır.
Bu tedirginlik özellikle toplumların değişen nüfus profilleri ile finansal piyasalarda ortaya
çıkan çeşitli gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Finansal bilgi eksikliğinin hatalı finansal
kararlara neden olan önemli etkenlerden biri olduğunun ve bu kararların ilerleyen zamanlarda
önemli ve büyük taşma etkilerinin olabileceğinin fark edilmesiyle, hissedilen tedirginlikler
ve kaygılar daha da fazla artmıştır. Bu nedenle, finansal okuryazarlık hali hazırda küresel
ölçekte finansal gelişmenin ve finansal istikrarın önemli bir bileşeni olarak kabul
edilmektedir.24

1970’li yılların sonlarında gelişmiş ülkelerde, 1980’li yıllarda ise gelişmekte olan
ülkelerde finansal serbestleşme ile finansal piyasalardaki kontroller kaldırılmıştır.
Teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte sermayenin ülkeler arasındaki dolaşımı hızlanmış,
ekonomiler uluslararası sermaye hareketlerine açılmıştır. Uluslararası piyasaların tanık
olduğu bu dönemde yeni piyasaların, araçların ve kurumların türemesi, yatırım
alternatiflerinin artmasıyla birlikte işlemlerin karmaşıklaşması sonucunda piyasa

23 Brealey, Myers ve Marcus, s. 21-22.


24 Nahid Barmaki, Üniversite Öğrencilerinin Finansal okuryazarlık Düzeylerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma:
Hacettepe Üniversitesi Örneği, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2015,
s.1.

16
katılımcıları daha fazla finansal riskle karşılaşmaya başlamıştır. Bununla birlikte dünyada
yaşanan son küresel ekonomik kriz, piyasa katılımcılarının doğru ve etkin finansal karar
verebilmelerinin önemini arttırarak finansal okuryazarlığı ve bireylerin finansal eğitim
gereksinimlerini ön plana çıkarmıştır.25 2006-2014 yılları arasında ABD Merkez Bankası
başkanı olarak görev yapan Ben Shalom Bernanke bu hususu “Son ekonomik krizden
çıkarılacak en önemli derslerden biri de, kişilerin finansal okuryazarlığının ne kadar önemli
olduğudur. Kişilerin finansal karar süreçlerini geliştirdiğimizde, öğrencilere ekonomik
ilkeleri öğrettiğimizde bu durum onların toplumun karşı karşıya kaldığı önemli konuları
anlama ve karar verebilme süreçlerine yardımcı olacaktır” sözleriyle ifade etmektedir.

Finansal okuryazarlık, gittikçe karmaşık ve anlaşılması zor bir konu haline gelen
finans dünyasında kişilerin doğru ve işlevsel finansal kararlar alabilmeleri için gerekli olan
ve son dönemlerde önemi hızlı bir şekilde artan önemli bir yetkinliktir. Bugüne değin
yapılmış pek çok çalışmada ve araştırmada finansal okuryazarlık için çok farklı
tanımlamaların yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle finansal okuryazarlık kavramı için tek
ve sınırlı bir tanıma başvurmak yeterli olmayabilir. Fakat diğer yandan finansal
okuryazarlığın standart bir takım bilgi ve becerileri kapsadığını ve bu kapsamda
tanımlamalar yapıldığını da söyleyebilmek mümkündür. Finansal okuryazarlık kavramının
tanımlanmasında bütçe ve planlama, para yönetimi, gelecek için birikim, finansal karar
verme, doğru yatırım kararları, borç yönetimi, tüketicinin korunması, finansal refah ve
finansal erişim gibi birçok parametrenin belirleyici olduğu söylenebilmektedir.26

Finansal okuryazarlığın ufuk açan tanımı “paranın kullanımı ve yönetimi


konusunda bilinçli kararlar verebilme ve etkili kararlar alabilme” idi. Daha sonra yapılan
araştırmalar bu tanımı benimsemiş ve finansal okuryazarlığın ne anlama geldiğiyle ilgili
kavramlarının altında yatan bileşenlerin daha ayrıntılı bir tanımını içerecek şekilde

25Melek Yıldız, Finansal Okuryazarlığın Finansal İstikrar Üzerindeki Etkisi Bir Uygulama, Marmara Üniversitesi
Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Doktora Tezi, İstanbul 2018, s.5
Hayati Adalar, Sosyal Bilgiler Öğretmen Eğitiminde Finansal Okuryazarlık ve Öğretimi: Bir Model Önerisi, Gazi
26

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ocak 2019, s.27.

17
genişletmiştir. Örneğin, “bir banka hesabını dengeleme, bütçeleri hazırlama, gelecek için
tasarruf sağlama ve borçlanmayı önleme veya borç alma stratejilerini öğrenme” ve
“insanların bütçelemeleri, harcamaları ve tasarrufları ile ilgili her konuda bilinçli kararlar
almalarını ve günlük bankacılıktan borçlanmaya, yatırım yapmaya ve gelecek için
planlamaya kadar finansal ürün ve hizmetlerin kullanımı” gibi.27

Son yıllarda sıkça işitilen yeni bir kavram olan finansal okuryazarlık konusunda
literatürde birçok farklı tanım bulunmasının28 yanı sıra kullanılan terimde dahi farklılıklar
bulunmaktadır. Kanada ve İngiltere yaygın olarak finansal yeterlilik (financial capability)
terimini kullanırken, Avustralya ve ABD ise finansal okuryazarlık (financial literacy)
terimini yaygın olarak kullanmaktadır.29 Finansal Farkındalık teriminin de aynı anlamda
kullanıldığı görülmektedir.

Genellikle mevcut ekonomik sistem içinde parasal olarak işleyebilecek bilgi ve


kabiliyete sahip olmak30 olarak tanımlanan finansal okuryazarlık teriminin ilk kullanımı,
1997 yılında Amerika’daki bir lisede öğrenciler arasında finansal okuryazarlık seviyesini
ölçmek için oluşturulan JumpStart Anketi ile ilişkilendirilmektedir. Bu araştırmada, finansal
okuryazarlık “kişinin finansal güvenliğini sağlamasında hayati önem taşıyan finansal
kaynaklarını yaşam boyu etkin bir şekilde yönetmesi için bilgi ve becerilerini kullanma
yeteneği” olarak tanımlanmıştır.31

27Sonia Marcolin and Anne Abraham, Financial Literacy Research: Current Literature And Future Opportunities In
P. Basu, G. O'Neill & A. Travaglione (Eds.), Proceedings of the 3rd International Conference on Contemporary Business,
Leura NSW, Australia: Faculty of Commerce, Charles Stuart University, 21-22 September 2006, s.2
28
Justine S.Hastings, Brigitte C.Madrian and William L.Skimmyhorn, Financial Literacy, Financial Education, and
Ecomonic Outcomes, Annu.Rev.Econ. April 2013, s.3.
29Lary Orton, Financial Literacy; Lessons From InternationalnExperience, Canadian Policy Research Networks
(CPRN Research Report) September 2007, s.7.
30Mary Frances Agnello, James D. Laney and Thomas A. Lucey, Grabbing a Tiger by the Tale: Using Stories to Teach
Financial Literacy, The Social Studies, Vol.110, No. 5, DOI: 10.1080/00377996.2019.1624944, 2019, s.198.
31Ensar Ağırman ve Şeyda Akyol, Finansal Okuryazarlık İİBF Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma, Ekin Yayınevi,
Bursa, Şubat 2019, s.2.

18
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Başkanın Finansal Okuryazarlık Danışma
Kurulu (Presidents Advisory Council on Financial Literacy) tarafından yapılan ve
akademisyenler tarafından da genel olarak kabul edilen32 tanıma göre finansal okuryazarlık;
“yaşam boyu finansal refah için finansal kaynakları yönetme yeteneği ve bilgiyi kullanma
becerisidir”33 Tanımın içerisinde; (1) finansal bilgi, (2) finansal yetenek, (3) algılanabilen
bilgi, (4) finansal davranış gibi unsurların olduğu görülmektedir.

Finansal
Bilgi

Finansal Algılanan
Yetenekler Bilgi

Finansal
Davranış

Şekil 1: Finansal Okuryazarlığın Kavramsal Modeli


Kaynak : Angela A.Hung, Andrew M.Parker, Joanne K.Yoong, Defining and Measuring
Financial Literacy, Working Paper 708, Rand Labor and Population, September 2009, s. 12.

32Gianni Nicolini, Brenda J. Cude and Swarn Chatterjee, Financial Literacy: A Comparative Study Across Four
Countries, International Journal of Consumer Studies, 2013, s.1.
33President’s Advisory Council on Financial Literacy (PACFL), 2008 Annual Report to the President, Washington, 6
January 2009, s.36.

19
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic Co-operation
and Development-OECD) bünyesinde kurulmuş Uluslararası Finansal Eğitim Ağı
(International Network on Financial Education- INFE)’na göre ise finansal okuryazarlık,
“bireylerin mantıklı finansal karar verebilmesi ve sonucunda bireysel refahı sağlamak için
gerekli olan finansal farkındalık, bilgi, yetenek, tutum ve davranış kombinasyonuna sahip
olması”34 şeklinde tanımlanmaktadır.

OECD tarafından yapılan tanımına göre finansal okuryazarlık, “finansal


tüketicilerin finansal ürünler ve kavramlar hakkında bilgilendirilmesini veya finansal risk ve
alternatifler arasında tercihte bulunabilecek farkındalığa sahip olmasını temin ederek
finansal refahını artırma sürecidir.”35

Yine aynı örgüt, gençler açısından finansal okuryazarlık tanımını, finansal kavram
ve risk bilgisine ilave olarak daha sağlıklı kararlar verebilmek için mevcut bilginin
kullanılmasına, kişilerin ve toplumun finansal refah seviyesinin yükseltilmesine ve ekonomik
yaşama katılabilmesine yönelik beceri, motivasyon ve güven olarak yapmaktadır.36

İnsanların finansal kararlar alma kabiliyetinin önemli bir göstergesi de finansal


okuryazarlık seviyeleri olup Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), finansal
okuryazarlığı yalnızca finansal kavramlar ve risklerin bilgisi ve anlaşılması değil, aynı
zamanda bir dizi etkili kararlar alabilmek için bu tür bilgi ve anlayışı uygulamak için gereken
beceriler, motivasyon ve güven olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla, finansal okuryazarlık
hem bilgi hem de finansal davranış anlamına gelir.37

34Adele Atkinson and Flore-Anne Messy, Measuring Financial Literacy: Results of the OECD / International Network
on Financial Education (INFE) Pilot Study, OECD Working Papers on Finance, Insurance and Private Pensions, No. 15,
Paris, OECD Publishing, 2012, s.14.
35 http://www.oecd.org/finance/financial-education/measuringfinancialliteracy.htm (17.08.2019)
36 OECD, OECD/INFE Core Competencies Framework on Financial Literacy For Youth, 2015, s.9.
37Annamaria Lusardi, Financial Literacy And The Need for Financial Education: Evidence and İmplications, Swiss
Journal of Economics and Statistics, 2019, s.1.

20
Huston’a göre finansal okuryazarlık, “bir bireyin finansal bilgiyi ne kadar anlayıp
ne kadar iyi uygulayabildiğinin ölçüsüdür”38 Dolayısıyla Huston, finansal okuryazarlığın iki
boyuta sahip olarak kavramlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Bunlar;

 anlama (kişisel finans bilgisi) ve


 kullanma (kişisel finans uygulaması).39

Mason ve Wilson ise finansal okuryazarlığı, “olası finansal sonuçların farkında


olarak, karar alabilmek için gerekli olan bilginin elde edilmesi, anlaşılması ve
değerlendirilmesi ile ilgili olarak bireyin sahip olacağı yetenek”40 olarak tanımlamaktadırlar.

Remund’a açısından finansal okuryazarlık, “bir kimsenin bütçeleme, tasarruf, borç


alma ve yatırım gibi anahtar finansal kavramları anlama derecesinin ve uygun kısa vadeli
kararlar ile uzun vadeli finansal planlama yoluyla kişisel finansal durumunu idare etme
yeteneği ve güvenini gösterdiği durumdur.”41

ABD Hazine Müsteşarlığına göre “finansal okuryazarlık, bir kimsenin bilinçli


finansal kararlar verebilmesi için parayı ve onun nasıl yönetileceğini anlama yeteneğidir.”42

Amerikan Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Enstitüsüne (American Institute


of Certified Public Accountants-AICPA) göre finansal okuryazarlık “bir kimsenin hayattaki
amaçlarına ulaşabilmesi ve finansal refahı yakalayabilmesine yönelik basiretli kararlar

38 Sandra J.Huston, Measuring Financial Literacy, The Journal Of Consumer Affairs, Vol.44 No 2, 2010, s.307.
39Oscar A. Stolper and Andreas Walter, Financial Literacy, Financial Advice and Financial Behavior, J Bus Econ, DOI
10.1007/s11573-017-0853-9, March 2017, s.8.
40 Carolyne L.J.Mason and Richard M.S.Wilson, Conceptualising Financial Literacy, Loughborough University
Institutional Repository, Business Scholl Research Series, Paper 2000:7,s.31.
41David L.Remund, Financial Literacy Explicated: The Case for a Clearer Definition in an Increasingly Complex
Economy, The Journal Of Consumer Affairs, Vol.44, No.2., 2010,s.284.
42 https://home.treasury.gov/policy-issues/consumer-policy/financial-literacy-and-education-commission (17.08.2019)

21
vermesi için finansal durumunu etkin bir şekilde değerlendirmesi ve idare etmesi
kabiliyetidir”43

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for International


Student Assessment-PISA), finansal okuryazarlık tanımını “kişilerin ömrü boyunca
geliştirebileceği yetenek, bilgi ve stratejiler grubu” şeklinde yapmakta olup daha geniş
anlamı ile finansal okuryazarlık, “finansal riskleri ve kavramları anlama yeteneği ve finansal
durumlar karşısında daha etkin kararlar vererek kişilerin ve toplumun finansal refah
seviyesini yükseltmek ve ekonomik yaşama dâhil olmalarını sağlamak amacıyla bilgiyi
kullanma becerisi, güveni ve isteğidir.”44

Lusardi ve Mitchell’e göre finansal okuryazarlık, “insanların ekonomi bilgisini


kullanma yeteneği ve finansal planlama, servet birikimi, emeklilik ve borç konusunda bilgiye
dayalı karar verme becerisidir.”45

Mandell finansal okuryazarlığı, “bireylerin önemli finansal kararları kendileri için


en iyi sonucu verebilecek biçimde alabilmeleri için gerekli olan şey” olarak
tanımlamaktadır.46

Ülkemizde 2012 senesi sonunda kurulan, “devlet, özel sektör ve diğer sivil toplum
kuruluşları ile iş birliği yaparak ülke çapında bireylerin finansal okuryazarlık, finansal
erişim farkındalıklarını ve olanaklarını oluşturabilmek için; bilinçlendirme, eğitim,
araştırma, uygulamalara destek, politikalar üretilmesi” faaliyetlerini yürüten ve amacı
“finansal okuryazar bir Türkiye için ekosistem oluşturmak” olan Finansal Okuryazarlık ve

43 Habil Gökmen, Finansal Okuryazarlık, Hiperlink Yayınları, İstanbul 2012, s.19.

44OECD, PISA 2012 Assessment and Analytical Framework: Mathematics, Reading, Science, Problem Solving and
Financial Literacy, Paris, OECD Publishing, 2013, s.144.
45Annamaria Lusardi and Olivia S. Mitchell, The Economic Importance of Financial Literacy: Theory and Evidence,
Journal of Economic Literature, 2014,s.6..
46Lewis Mandell, Financial Literacy: If It’s So Important, Why Isn’t It Improvıng?, Network Financial Instıtute, At
Indıana State University, April 2006-PB-08, s.3.

22
Erişim Derneği (FODER)’ne göre ise, “kişinin para kullanma ve yönetimi hakkında bilgiyle
değerlendirme yapması ve etkili karar verme yetisi”dir. Başka bir ifade ile finansal
okuryazarlık, “bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirip,
bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliğine sahip olabilme durumu” şeklinde
tanımlanmaktadır.47

Türkçe’de “finansal okuryazarlık”, İngilizce “financial literacy” teriminin karşılığı


olarak birebir çevrilmiş ve genel kabul görmüştür. Okuryazar kimse cahil değildir yani bir
konu hakkında bilgi sahibidir. Finansal okuryazar kişi finansal konularda bilgi sahibidir. Söz
konusu bilginin ileri düzeyde olmasına gerek yoktur; temel düzeydeki bilgi bile finans
piyasalarında oldukça kullanışlıdır ve finansal okuryazarlığın öncelikli şartıdır. Sadece bilgi
sahibi olmak finansal okuryazar olmaya yetmez. Finansal bilgi, tutum ve davranışlara
yansıtılırsa okuryazarlıktan söz edilebilir.48

Finansal okuryazarlık ile ilgili yapılan çalışmalarda yapılan tanımlar incelendiğinde


dört temel unsurun ifade edildiği görülmektedir.

Bunlar;

 Borcun faizini, yatırımın getiri oranını hesaplamak gibi temel matematiksel beceriler,
 Borçlanma, harcama, kaldıraç ve yatırım benzeri finansal kararlarla ilgili fayda ve
risklerin anlaşılma kabiliyetidir.
 Risk-getiri dengesini, çeşitlendirmenin yararlarını, paranın zaman değerini içeren
temel finansal kavramları anlama becerisi,
 Finansal danışmandan tavsiye alma ihtiyacını belirleme, finansal danışmana doğru
soruyu sorabilme ve alınan tavsiyeyi anlama kabiliyetidir.49

47 https://www.fo-der.org/foder-hakkinda/ (29.08.2019)
48 Gökmen, s.18.
49Doug Widdowson and Kim Hoilwood, Financial Literacy and its Role In Promoting A Sound Financial System,
Reserve Bank of New Zealand:Bulletin, Vol.70, No. 2, s.37-38.

23
Buraya kadar anlatılan tanımlardan görüleceği üzere tanımların hepsi birbirinden
farklı olmakla birlikte, birçok ortak paydası bulunmaktadır. Finansal okuryazarlık tek başına
bilgiyi değil bunun yanında yetenek, tutum ve davranışları da kapsamaktadır.

“Finansal kaynakları yaşam boyu sürecek bir refah için etkin bir şekilde yönetmek
maksadıyla bilgi ve becerileri kullanma yeteneği”50 olan finansal okuryazarlık ile ilgili
tanımların çoğunda aşağıdaki beş kategori yer almaktadır.51

 Finansal kavramlarla ilgili teorik bilgi


 Finansal kavramlarla iletişim sağlama becerisi
 Kişisel finans yönetimi becerisi
 Doğru finansal kararlar verme becerisi
 Gelecekteki finansal ihtiyaçlar için etkin planlama yapma davranışı.

Finansal okuryazarlığın tanımını çok sade ve anlaşılır bir şekilde yapacak olursak:

“Kişinin sahip olduğu bilgi donanımı ile varlıkların kullanılması ve yönetilmesi


konusunda doğru bir değerlendirme yapabilmesi, zamanında gerekli kararları verebilmesi,
karşılaştığı riskleri yönetebilmesi, dolayısıyla finansal sağlığını koruyabilmesi” olarak ifade
edebiliriz.

50Toma P.Hendricks, Taking Ownership Of The Future: The National Strategy For Financial Literacy, Education in
a Competetive and Globalizing World Series, Nova Science Publishers, Chapter 1, 2010, s.1.
51 Remund, s.279

24
Şekil 2: Finansal Tabana Yayılım Sınıflandırma

Kaynak : https://www.teb.com.tr/upload/PDF/aile%20akademisi%20erisim%20
endeksi% 20raporu/foe_endeks_rapor_2013.pdf (17.082019)

Şekil 2’de de görüleceği üzere Finansal Tabana Yayılım’ın talep tarafını temsil eden
finansal okuryazarlığın ölçülmesi için tasarlanan Finansal Okuryazarlık Endeksi’nde
Finansal Bilgi, Finansal Tutum/Tavır ve Finansal Davranış olmak üzere üç etken önemli birer
rol üstlenmektedir. OECD, finansal okuryazarlığın üç temel kapsamlı boyutuna odaklandı:
finansal davranış, finansal bilgi ve finansal tutum.52 Finansal tutum, bireyin belirli bir
davranışın sonucuna dair sahip olduğu bazı ekonomik ve ekonomik olmayan inançlar
nedeniyle oluşturulmuş belirli bir şekilde davranma eğilimidir. Finansal Tabana Yayılım’ın
arz yönünü temsil eden Finansal Erişim’i yine arz ve talep olmak üzere iki sınıfa ayırmak
mümkündür. Finansal Erişim’in arz kısmı finansal tabana yayılım için finansal kuruluşlara
düşen sorumluluk olarak düşünülebilir.

52Neha Garg and Shveta Singh, Financial Literacy Among Youth, Haryana School of Business, International Journal of
Social Economics, Vol.45, No.1, 2018, s.175.

25
1.4. Finansal Okuryazar ve Finansal Okuryazar Bireyin Nitelikleri

Finansal olarak okuryazar olan bireyler ise, “paralarını nasıl yöneteceklerini,


finansal kurumların nasıl işlediğini bilen ve çeşitli analitik becerilere sahip olan kişiler”53
olarak tanımlanmaktadır.

Finansal açıdan okuryazar bir kimse, bazı temel finansal kavramların temel bilgisine
sahip olacaktır. Bu nedenle, finansal bilgi finansal okuryazarlığın temel bir boyutu olarak
adlandırılır ve çoğu zaman finansal okuryazarlığın eş anlamlısı olarak kabul edilir.

Finansal olarak okuryazar olan insanlar tasarruf, yatırım, borçlanma ve daha fazlası
hakkında bilinçli finansal seçimler yapabilirler.54

Küreselleşmenin hız kazanmasının da büyük etkisi ile finansal piyasaların


serbestleştirilmesi ve krediye daha kolay erişilmesi sonucunda finansal okuryazarlığa
duyulan ihtiyaç giderek daha önemli hale gelmiştir.55

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Başkanın Finansal Okuryazarlık Danışma


Kurulu (President’s Advisory Counsil on Financial Literacy-PACFL), kapsamlı bir finansal
okuryazarlık programını tamamlayan bir kimsenin aşağıdaki kavramları ve becerileri
anlayabilmesi gerektiğini ileri sürmektedir:

 Finansal kurumlar ve sermaye piyasası sistemi


 Katılımcının hanehalkı nakit akışı durumu ve pozitif nakit akışının
nasıl geliştirileceği ve sürdürüleceği
 Kaynakları ve öncelikleri ile tutarlı bir harcama planı oluşturma

53 Nurul Shahnaz Mahdzan


and Saleh Tabiani, The Impact Of Financial Literacy On Individual Saving: An Exploratory
Study In The Malaysian Context, Transformations In Business Economics, Vol.12,No 1 (28),s.43.
54Leora Klapper, Annamaria Lusardi and Peter Van Oudheusden, Financial Literacy Around the World: Insıght From
The Standard&Poor’s Ratings Services Global Financial Literacy Survey, s.4. https://responsiblefinanceforum.org/wp-
content/uploads/2015/12/2015-Finlit_paper_17_F3_SINGLES.pdf (23.10.2020)
55 Marcolin and Abraham, s.1.

26
 Bir acil durum fonuna sahip olma nedenleri ve bu fonunun nasıl
oluşturulacağı
 Kredilerin nasıl değerlendirileceği, seçileceği ve yönetileceği ve iyi
kredi notunun nasıl korunacağı da dâhil olmak üzere kredi vermenin temelleri
 Ev kiralama veya satın alma ile ilgili karar süreci
 Hangi risklerin üstlenileceğine ve hangilerinin bir sigorta
sağlayıcısına devredileceğine karar vermek için bir risk yönetim stratejisinin oluşturulması
da dâhil olmak üzere farklı finansal risklerin belirlenmesi süreci
 Finansal dolandırıcılık ve hileden nasıl korunacağını öğrenme,
finansal dolandırıcılık ve hileden mağdur olduklarında ne yapmaları gerektiğini bilme
 Temel yatırım ürünleri, risk ve getiri arasındaki ilişki, yaşamları
boyunca doğru yatırım aracını doğru zamanda tercih etme
 Çalışanlara sağlanan faydalar ile tasarruf hesaplarının vergi avantajlı
olanlarından nasıl yararlanılacağı ve nasıl değerlendirileceği
 Emeklilik planlamasının çeşitli bileşenleri ve güvenli bir emeklilik
için uygun bir planın nasıl geliştirileceği
 Kazancı emeğine bağlı olanlar için beklenmeyen bir gelir kaybı
(sakatlık veya ölüm) olması durumunda finansal güvenliğini sağlamak ve varlıklarının yasal
mirasçılarına sorunsuz bir şekilde transferini sağlamak için nasıl bir plan geliştirileceği.56

Finansal okuryazarlık tüketiciler, toplum ve ekonomi için yararları nedeniyle


önemlidir. Finansal olarak okuryazar olan tüketiciler, finansal olarak okuma yazma bilmeyen
tüketicilere kıyasla:

 Yaşam boyu daha fazla zevk ve keyif almak ile daha fazla
kullanılabilir bir gelire sahip olma
 Daha çok tasarruf yapma

56 PACFL, s.37-38.

27
 Emeklilik kapsamında daha çok tasarruf yapma
 Aktif borç yönetimi
 İhtiyatlı bir şekilde borçlanma
 Finansal hedefleri hakkında daha gerçekçi olma
 Yeteneklerini abartmak için daha az eğilimli olma
 Finansal piyasalarda daha aktif olma
 Finansal yönden kendine güvenme
 İhtiyaçlarına uygun daha doğru finansal ürünler seçme
 Tüketicilerin haklarını anlama
 Finansal ürünleri daha iyi anlayabilmesi ve bu nedenle finansal
kurumlarla daha fazla pazarlık gücüne sahip olma
 Finansal plan ve bütçe yaparak finansal açıdan verimliliğini arttırmayı
bilme eğilimindedirler.57

Finansal olarak okuryazar bireylerin bazı ortak özelliklerini aşağıdaki gibi


sıralayabiliriz;

 Eğitimli, bilgili, para ve varlık yönetimi ile kredi, sigorta, bankacılık,


vergi ve yatırım konularında bilgisi vardır.
 Bu konularda temel kavramları bilir.
 Bu bilgi ile planlama yapabilir ve aldığı finansal kararları
uygulayabilir.58

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki finansal olarak okuryazar olan bir birey;

57Angelo Capuano and Ian Ramsay, What Causes Suboptima Financial Behaviour? An Exploration of Financial
Literacy, Social Influences and Behavioural Economics, University of Melbourne, Melbourne Law School, Legal Studies
Research Paper No.540, March 2011, s.35-36.
58Jeanne M. Hogarth and Marianne A. Hilgert, Financial Knowledge, Experience and Learning Preferences:
Preliminary Results from a New Survey on Financial Literacy, Consumer Interest Annual, Volume 48, 2002.s.1-7.

28
 Parasını doğru yönetebilme,
 Finansal sistemin işleyişini kavrayabilme,
 Finansal/ekonomik planlar yapabilme,
 İyi iletişim tesis edebilme tutum, davranış, bilgi ve becerisine sahip
olmalıdır.59

1.5. Finansal Okuryazarlığın Özellikleri

Finansal okuryazarlık finans/ekonomik alanda profesyonel veya uzman olmak


manasına gelmemektedir. Finansal olarak okuryazar olan birey finans/ekonomi uzmanı
değildir ve böyle olması da beklenemez. Finansal olarak okuryazar olan birey, kendisi ve
ailesine yetecek seviyede finansal bilgi ile alışkanlıklara vakıf olan bir kişidir. Finansal
okuryazar bir kişinin hisse senedi değerlemesinden anlamasına lüzum yoktur, ancak en
azından hisse senedinin ne işe yaradığını, tahville arasında ne gibi farkların olduğunu bilmesi
gerekir. Finansal okuryazarlık finans konusunda genel kültür bilgisi sahibi olmak değildir.
Finansal okuryazar kimse, bilgisini uygulamaya dökerek bazı finansal davranışları
gösterebilmelidir. Mesela, bütçe çalışması yapabilmeli, ileri seviye teknik bilgiye ihtiyaç
duyulan konularda nasıl ve nereden destek alabileceğini bilmeli, finansal kurumlar ile
pazarlık ve müzakere yapabilmelidir. Finansal okuryazar kişi finansal farkındalık sayesinde
finans piyasasında işlem yaptığında kendini güvende ve rahat hissedebilmelidir. Finansal
okuryazar kişi, parasını, varlıklarını yönetebilir ve doğru bir şekilde kullanabilir. Sadece
bugünü değil geleceği de göz önüne alarak kısa süreli hareket etmek yerine uzun vadeli
planlama yapar ve bu planlara uyar. Gelirini ve varlıklarını mevcut ve muhtemel risklerin
farkında olarak korumaya yönelik adımlar atar.60

59 Gökmen, s.24.
60 Gökmen, s.23-24.

29
Finansal okuryazarlık üç ana öğe üzerine inşa edilmiş olup finansal okuryazarlık
üçgeni içerisinde üç bölüme ayrılmaktadır.61

 Birinci bölüm gündelik finansal okuryazarlık olup bu bölümde bulunan


kişilerin tasarruf, vergilendirme, borç yönetimi, net gelir, gelir, faiz oranları, hedef belirleme,
bütçeleme, bankacılık, enflasyon, sigortacılık, harcama, tüketici hakları ve kredi kartları gibi
konularda bilgili oldukları varsayılmaktadır.
 İkinci bölümde bulunan kişiler ise yatırım, miras sözleşmeleri, emeklilik
fonları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, iş yerinin sağlamış olduğu faydalar ve ev kredisi
gibi konuları kapsayan bilgilere sahip olan ve nadiren finansal okuryazar olarak
adlandırılan gruba girmektedirler.
 Üçüncü bölümde bulunan kişiler ise finansal okuryazarlık uzmanı olarak
ifade edilmekte ve portföy yönetimi ile türev ürünler konularında uzmanlaşmış bireylerden
oluşmaktadır. 62

61Michaela
Krechovská, Financial Literacy As A Path To Sustainability, Trendy v podnikání – vědecký časopis Fakulty
ekonomické ZČU v Plzni, UWB Pilsen,2015. s.4.
62 Ağırman ve Akyol, s.18-19.

30
Türev Ürünler
Portföy Yönetimi

Yatırım
Miras Sözleşmeleri
Mortgage Güven Fonları
İşyeri Güvenliği

Tasarruf - Net Değer - Hedef Belirleme


Vergilendirme - Borç Yönetimi - Faiz - Bütçeleme
Gelir - Bankacılık - Kredi Kartları - Harcama
Tüketici Hakları - Sigorta - Enflasyon

Şekil 3: Finansal Okuryazarlık Üçgeni


Kaynak: https://www.investmentsolutionsnorthland.co.nz/uncategorized/financial-literacy/
(24.08.2019)

1.6. Finansal Okuryazarlığın Önemi

Finansal okuryazarlık çeşitli seviyelerde önem arz etmekte olup, ekonomik/finansal


ilişkilerin yönetiminde kişilerin ve dolayısıyla toplumun refahı açısından önemli sonuçlara
sahiptir diyebiliriz. Finansal kurumların davranışlarına etki etmekte; bu nedenle
finansal/ekonomik istikrara yönelik sonuçları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra reel ekonomik
sistemde kaynak dağılımına etki ederken ekonominin uzun vadeli potansiyel büyümesi
üzerinde önemli çıktılara sahip olmaktadır. Bilinçli finansal kararlar alabilme yeterliliği,
kişilerin finansal ilişkilerini yönetebilmesinde önemli bir role sahip bulunmaktadır. Finansal
okuryazarlık seviyesi iyi düzeyde olan kişiler, finansal ilişkilerini ölçülü bir şekilde
yönetebilme bakımından finansal okuryazarlığı düşük düzeyde olan kişilere göre daha iyi
durumda olmaktadırlar. Finansal okuryazarlık seviyesi yüksek olan kişiler akıllı yatırım

31
kararları alabilmekte, etkin bütçe yapabilmekte ve borçlarını sürdürülebilir seviyede
tutabilmektedirler. Gelişmiş finansal okuryazarlık, kişilerin ve ailelerin fonların üzerinde
kontrolünü sağlayarak daha doğru finansal karar almalarına yardımcı olmakta olup
toplumdaki kişilerin ve ailelerin daha güçlü bir finansal yapıya kavuşmalarının ötesinde, daha
esnek bir finansal yapının oluşmasına ve kaynakların reel ekonomi içinde daha etkin
dağıtılmasına kadar uzanmaktadır.63

Finansal bilgiye olan ilgi yıllar geçtikçe hızla artmış ve basit bir şekilde kişisel
finansal düzenlemelerin anlaşılması için gerekli olan finans bilgisi olarak tanımlanabilen
finansal okuryazarlık temel bir yaşam becerisi ve tüketiciler için can alıcı sorumluluk haline
gelmiştir. Tüm dünyada tüketicilerin finansal okuryazarlık eksikliğini ortaya çıkaran finansal
krizlerden sonra, finansal okuryazarlık, finansal kararları almak ve finansal memnuniyeti
arttırmak için gerekli olan bilgi, beceri, tutum, farkındalık ve davranışın bir kombinasyonu
olarak kabul edilmiştir.64

Finansal okuryazarlık literatürünün çoğu, finansal okuryazarlığın öneminin birçok


nedenini ortaya koymaktadır.

Bu nedenler;

 Finansal hizmet sağlayıcılar arasında rekabetin artması,


 Coğrafi sınırlarda meydana gelen değişiklikler,
 Gittikçe karmaşıklaşan finansal hizmetler piyasası,
 Demografik değişiklikler,
 Emeklilik düzenlemelerinde yapılan değişiklikler,

63 Ağırman ve Akyol, s.10.


64 Selda Coşkuner, Linking Financial Management Practices To Financial Literacy: Evidence From Turkey,
International Journal of Scientific & Engineering Research Volume 8, Issue 12, December 2017, s.1215.

32
 Gelişmekte olan sermaye piyasaları ve deregülasyon gibi finansal
kararların alındığı yerlerde ortaya çıkan değişiklikleri kapsamaktadır.65

Finansal okuryazarlığın iki temel yararının bulunduğunu söyleyebiliriz. Bunlar;

 Birincisi, hem tasarruf hem de borçlanma kararları alırken finansal


karar alma sürecini geliştirdiğinden kişisel refahın arttırılmasına katkıda bulunmasıdır.
Finansal olarak okuryazar bireylerin karmaşık olarak görülen finansal ürünleri seçmeleri, çok
çeşitli nitelikteki ürünleri ellerinde bulundurmaları ve kredi kartlarını çok daha akılcı bir
şekilde kullanma ihtimalleri yükselmektedir.
 İkincisi daha büyük boyutta değerlendirildiğinde karmaşık finansal
ürünlere olan talebin de yükselmesi ile birlikte kişisel refahın yükselmesinin ötesinde
finansal kalkınmayı destekleyici ilave faydalar da yaratılmaktadır.66

Günümüzde hemen her tüketicinin finansal sistemde bulunma ihtiyacı ve


zorunluluğu bulunmaktadır. Küresel olarak, her yıl finansal sisteme ortalama 150 milyon
bireyin dâhil olduğu tahmin edilmekte olup bu artışın büyük çoğunluğu ise gelişmekte olan
ülkelerde görülmektedir.67 Dolayısıyla ekonomik yapı büyüdükçe finansal sistem de
büyümekte ve katılımcıları artmaktadır.

Finansal okuryazar olmama durumu finansal konuları anlama eksikliği nedeniyle


alınan kötü finansal kararlar, finansal refahta azalma ve ölçüsüz borçlanmaya neden olan bir
dizi olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır.68 Bireylerin günlük nakit yönetimi, ev satın alma,
emeklilik finansmanı, yükseköğretim gibi uzun vadeli hedeflere ulaşma yetenekleri üzerinde

65
Başak Turan İçke, Finansal Okuryazarlık, Finansın Dilinden Anlıyor muyuz?, Beta Yayınları, İstanbul, Kasım 2017,
s.20-21.
66 Antonia Grohmann, Roy Kouwenberg and Lukas Menkhoff, Financial Literacy and Its Consequences in the Emerging
MiddleClass, Kiel Institute fort he World Economy, Kiel Working Papers, No 1943, July 2014, s.22.
67Bulgaria Diagonostic Rewiev of Consumer Protection and Financial Capability, Volume I, Key Findings and
Recommendations, The World Bank, May 2009, s.8.
68 Kutlu Ergün,Üniversite Öğrencilerinin Finansal Okuryazarlığı: Balıkesir Üniversitesi Örneği, Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2018, s.41.

33
etkisi vardır. Finansal okuryazarlık eksikliğinden kaynaklanan yetersiz para yönetimi,
tüketicileri ciddi finansal krizlere karşı savunmasız bırakan davranış kalıplarına yol açabilir.
Finansal yanlışlıklar, bireylerin refahını ve aynı zamanda tüm ekonomiyi etkileyen olumsuz
dışsallıkları da etkiler. Finansal okuryazarlığı olmayan aile üyeleri, yalnızca kendilerini değil
ailelerini ve toplumu etkileyen olumsuz kararlar alabilir. Tüketicilerin, mevcut ürünlerle ilgili
bilinçli seçimler yapmak ve günümüzün giderek daha gelişmiş finansal hizmetler ve ürünleri
ile iletişim kurmak için finansal bilgiye sahip olmaları gerekmektedir.69

ABD eski başkanı George W. Bush 22 Ocak 2008 tarihli basın konferansında
finansal okuryazarlığın önemini aşağıda olduğu gibi anlatmıştır:70

“Bugün, Finansal Okuryazarlık Danışma Konseyi (President’s Advisory Council on


Financial Literacy) kurulması için talimat verdim. İş dünyasına, din adamlarına, kâr amacı
gütmeyen kuruluşlara bu kurula katılmaları ve her meslekteki insanın finansal durumları ve
gelecekleri ile ilgili daha iyi eğitilmeleri konusunda tavsiye vermeleri için istekte bulundum.

... eğer biz Amerika’nın olabildiğince umut verici bir ülke olmasını istiyorsak,
insanların malvarlıklarının olmasını istiyoruz. İnsanların yatırım yapmalarını istiyoruz.
İnsanların kendi evlerine sahip olmalarını istiyoruz. Fakat çoğu kez, iş finansal meselelere
gelince bunları yapabilmek için okuryazarlığa ihtiyaç duyuluyor. Ve bazen insanlar adeta
neye baktıklarını ve ne okuduklarını bile bilmiyorlar. Bu durum bireysel olarak bir finansal
kriz yaşanmasına neden olabilir ve bu bireysel finansal kriz birçok hane halkında yaşanırsa,
birikerek ülkemize zarar verebilir”.

69 Kutlu Ergün, Financial literacy Among University Students: A Study in Eight European Countries, Wıley
International Journal Of Consumer Studies, October 2017, s.2.
70 Yunus Kılıç, Finansal Okuryazarlık ve Finansal Refahın Belirleyicileri: Gaziantep ve Çevre İlleri İçin Yapısal
Eşitlik Modeli Uygulaması, Gaziantep Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Mayıs 2016,
s.12.

34
1.6.1. Finansal Okuryazarlığın Birey ve Aileler Açısından Önemi

Finansal yapı içerisinde kişilerin ve ailelerin yeri önemlidir. Bir bütün olarak
bakıldığında, birey ve aileler aldıkları tasarruf, yatırım, tüketim ve harcama gibi kararlarla
piyasaları şekillendirirler. Bahse konu finansal/ekonomik kararların etkileri pozitif veya
negatif olabilir. Birey ve aileler, ekonomik durum kötüye gidiyorken genel olarak
harcamalarını kısarak daha çok tasarruf yaparlar. Bu ise ekonomiyi daha da olumsuz bir
duruma iter. Ekonominin yönünün pozitif eğimli olup bazı yapay durumların oluştuğu
zamanlarda ise, aileler daha çok varlık alımına ve tüketime yönelerek bu yapay durumun
daha da artmasına destek olurlar.71 Böylece varlık değerlerindeki balon daha fazla artar ve
patlamaya hazır hale gelebilir. Bu nedenle, birey ve ailelerin doğru ve etkili finansal karar
almaları yani finansal okuryazar olmaları ekonomik ve finansal istemin düzenli işlemesi yani
istikrarı açısından son derece önem arz etmektedir.72

Teknoloji ve bilim dünyasında yaşanan hızlı değişim ve gelişim, küresel çapta


finansal hizmetlerin yapısını da çok hızlı bir biçimde değiştirmiştir. Finansal yapı, eski
dönemlere oranla daha fazla sayıda finansal ürün ve hizmet çeşitliliği sunmaktadır. Bu ise
bireylere daha fazla fayda sağlarken daha karmaşık riskleri de beraberinde getirmektedir.
Dolayısıyla, kişinin finansal faaliyetlerini yürütürken alacağı finansal kararların kapsamı ve
karmaşıklığı önemli ölçüde artmıştır. Bireyler nasıl bir bütçe yapılmalı, harcama ve tasarruf
düzeyi ne kadar olmalı, nereye/nasıl yatırım yapmalı, finansal riskleri nasıl yönetmeli,
harcamaları finanse etmek üzere ne kadar borç alınmalı ve hangi tür araçlar ile borç yapılmalı
gibi her sene çok çeşitli birçok finansal kararlar alırlar. Ve bu kararların hepsinin temel
düzeyde bir finansal okuryazarlık gerektirmekte olduğu ortadadır. Zira finansal kararların
sonuçları, kişinin yaşam standardı ve finansal güvenliği açısından önemli etkilere sahiptir.
İyi bir finansal okuryazarlık düzeyine sahip bir bireyin iyi bir hayat standardına, tersi
durumun ise daha düşük bir hayat standardına sahip olması muhtemeldir. Birey ve ailelerin;

71 John R.Nofsinger, Household Behavior and Boom/Bust Cycles, Journal of Financial Stability 8, 2012, s.1.
72 Gökmen, s.36-37.

35
tasarruf düzeylerinin yüksek olması, etkili finansal kararlar alıp doğru yatırım kararlarında
tasarruflarını değerlendirmeleri ve bütçe dengelerini gözetip borç yapmamaya özen
göstermeleri dolayısıyla finansal okuryazarlık seviyelerinin yüksek olması ülke ekonomisi
ve finansal piyasaların gelişimi ve geleceği açısından da büyük önem taşımaktadır. Finansal
piyasalarda finansal okuryazar yatırımcıların bulunması, piyasanın kalitesinin artmasını ve
alacağı etkili yatırım kararları ile piyasa sisteminin gelişmesini sağlayacaktır. Dolayısıyla,
finansal yeterlilik, kişisel refah ve sağlıklı bir ekonomi için, finansal sistemin sağlamlığı ve
etkinliği için temel bir gerekliliktir diyebiliriz. Bireylerin finansal olarak eğitim alması
gelişmiş ekonomilerin yanı sıra özellikle gelişmekte olan ülke ekonomileri için, ekonominin
reel olarak büyümesine ve kaynakların ekonomide etkin olarak dağıtımını sağlayarak
fakirliğin azaltılmasına ciddi bir katkı sağlayabilecektir.73 Bu kapsamda, son yıllarda,
çalışanlarına finansal eğitim programları sunan ABD'deki işyeri sayısında önemli bir artış
olduğu görülmektedir.74

Dolayısıyla, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomileri bakımından orta sınıfın


finansal okuryazarlık düzeyinin artırılmasına odaklanmak finansal gelişmişlik düzeyinin
yükseltilmesine katkı sağlayacaktır. Bu nedenle orta sınıfın finansal okuryazarlık seviyesinin
artırılmasına yönelik politikaların oluşturulması ve bunun uzun vadeli bir hedef olarak kabul
edilmesi önem arz etmektedir.75

Kısacası, finansal okuryazarlık bireyin günlük yaşamda finansal zorluklar ve


işlemlerle ilgilenirken, finansal kararlar alırken ihtiyacı olan bilgi ve beceriye sahip olmasını
sağlar.76

73 Ağırman, Akyol, s.10-18.


74
Tahira K.Hira and Cazilia Loibl, Understanding the Impact of Employer-Provided Financial Education on
Workplace Satisfaction, The Journal of Consumer Affairs, Vol.39, No.1, 2005, s.1.
75 Grohmann, Kouwenberg, Menkhoff, s.22.
76Sang-Hee Sohn, So-Hyun Joo, John E. Garble, Seonglim Lee and Minjeung Kim, Adolescents’ financial literacy: The
role of financial socialization agents, financial experiences, and money attitudes in shaping financial literacy among
South Korean youth, Journal of Adolescence, 2012, s.1.

36
1.6.2. Finansal Okuryazarlığın Finansal ve Ekonomik Sistem Açısından Önemi

Bireylerin finansal okuryazarlığı, ekonomi ve finansal yapı açısından son derece


önem taşımaktadır. Finansal okuryazar olmayan bireylerin yanlış finansal kararlar alma
ihtimali daha yüksektir. Aynı zamanda, bu birey ve aileler mali konularda uygun tutum ve
davranışlara da genellikle sahip değildirler. Bu nedenle, bazı tüketiciler finansal hatalarının
neticesinde zarar gördüklerinden, finansal sistemden komple uzak durmaya çalışabilir. Böyle
bir durumda, finansal yapının hacmi daralır ve bu durumdan reel sektör de olumsuz bir
şekilde etkilenir. Ekonomik büyüme düşer ve işsizlik artar. Bu durumun tam tersine finansal
okuryazarlığı olan bireylerin finansal hizmetlere olan talepleri artar ve böylece hem finansal
yapı hem de ekonomi daha da büyüyebilir. Zira, finansal okuryazar bireyler daha çok tasarruf
yapıp kaynaklarını daha verimli kullanacaklarından dolayı ekonomik/finansal büyümeye
katkıda bulunurlar. Aynı zamanda, kayıt dışı finansı azaltması piyasa etkinliğini artırarak
ekonominin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde işlemesini sağlaması açısından önem arz
etmektedir. Bunun yanı sıra, finansal yapının istikrarı bakımından bir kontrol mekanizması
görevi görerek rekabetin daha doğru yürümesini sağlar. Bu bireyler hem daha iyi müzakere
yapar hem de devleti standart belirleme ve denetim yapma konusunda zorlarlar. Kısacası,
finansal okuryazarlık finansal ve ekonomik sistemdeki kıt kaynakların daha verimli ve etkin
olarak kullanılmasını sağlar.77

Finansal olarak okuryazar olan bireyler, finansal ihtiyaçları için ürün ve hizmet
açısından karar verme aşamasında doğru soruları oluşturabileceklerdir. Bu sayede alternatif
olabilecek ürünleri ve hizmetleri etkili bir şekilde karşılaştırarak sektörün rekabet
edilebilirliğine ve verimliliğine katkıda bulunacaklardır.78

Sürdürülebilir bir finansal yapı iki temele dayanır: iyi işleyen finansal kurumlar ve
finansal yönden yetkin bireyler. Finansal yeterlilik, kişisel refah ve sağlıklı bir ekonomik

77 Gökmen, s.48-50.
78 Yıldız, s.14.

37
yapı için ana koşuldur. Zira finansal yönden okuryazar olan bir halkın, ekonomik/finansal
yapının etkinliği ve sağlamlığı üzerinde yararlı etkileri olacaktır. Şöyle ki;

 Finansal okuryazarlık sayesinde bireyler daha ihtiyatlı bütçe planlamaları


yapacak ve bu durum ise bu bireylere kredi veren kurumların kredi verme risklerini
azaltacaktır.
 Finansal açıdan okuryazar bireylerin daha akıllıca yatırım kararları alması
sayesinde finansal sistemin verimli çalışması sağlanacaktır.
 Finansal açıdan okuryazar bireylerin, finansal araçların risk-getiri ilişkisini
daha iyi bilmesi sayesinde finansal hizmet sunucularına daha güçlü piyasa disiplinleri
sunması beklenebilir.

Finansal kaynakların verimli ve etkin dağılımı ile mikro ve makro düzeyde finansal
istikrarın daha sağlıklı olması açısından finansal okuryazarlık önemlidir.79 Kaynakların
ekonomik yapı içerisinde etkin bir şekilde dağıtımını sağladığı için gelişmekte olan
ekonomiler açısından, bireylerin okuryazar olması, finansal yapının reel olarak ekonomik
büyümesine, kalkınmasına ve fakirliğin azaltılmasına etkili bir katkı sağlayacaktır.80

Bireylerin finansal olarak okuryazar olmaları kendileri açısından daha doğru


kararlar almalarına, daha uygun ürünleri seçmelerine yardımcı olurken bu durum aynı
zamanda finans piyasalarının verimliliği, etkinliği ve rekabetin artmasına katkıda
bulunacaktır. Bireylerin finansal okuryazarlık seviyeleri yükseldikçe, finansal kurumlardan
talep edecekleri bilgi de eşzamanlı olarak artacak, bu ise finansal yapıda şeffaflığı ve açıklığı
kısmen artıracak ve bununla birlikte şikâyetler ve hukuki sorunlar da azalacaktır. Bunlara
ilave olarak, bireylerin kendi ihtiyaçlarına uygun ürün ve hizmetler talep etmeleri hem
finansal piyasalarda yenilikçi, yaratıcı ve rekabetçi finansal ürün ve hizmetlerin
geliştirilmesine katkıda bulunurken hem de bilinçlenen bireyin borcunu ödeyememe, iflas

79
Leora F. Klapper, Annamaria Lusardi and Georgios A. Panos, Financial Literacy and The Financial Crisis, NBER
Working Paper Series, 17930, National Bureau of Economic Research, March 2012, s.2.
80 Ağırman, Akyol, s.13-16.

38
etme oranlarında azalma; tasarruf ve yatırım oranlarında ise artış sağlayacaktır. Diğer
taraftan, finansal yönden okuryazar bireyler haklarını koruma yöntemlerini de daha iyi
bildiklerinden yanlış ve haksız uygulamaları ilgili makamlara bildirmekte çekinmeyecek, bu
durum ise sektörde denetim faaliyetlerini kolaylaştıracaktır.81

Finansal okuryazarlığı geliştirmek, toplumun refahını arttırmanın ve bir ülkedeki


finansal piyasaların sağlamlığını korumanın önemli bir bileşeni olarak görülüyorsa,
hükümetler finansal okuryazarlığı düzenli olarak izlemek ve geliştirmek için gerekli
önlemleri almak zorundadır.82

Sonuç olarak, verimli ve etkin bir piyasa için finansal yönden okuryazar bireylerin
gerekli olduğunu söyleyebiliriz.83

1.7. Finansal Okuryazarlık Eğitimi

Finansal okuryazarlık, bireyin bilgi birikimi, becerileri ve deneyimini, kendilerine


ve ailelerine yaşam boyu finansal güvenlik sağlamak için kendi mali kaynaklarını kullanma
ve yönetme konusunda etkili kararlar alma becerisi olarak tanımlanabilir. Bu nedenle,
insanların günlük yaşamlarında ekonomik durumlarını ve refahlarını önemli ölçüde etkileyen
temel finansal ürünleri anlama becerisine sahip olmaları anlamına gelir. Dolayısıyla, finansal
okuryazarlık mutlak bir durum değildir; yaş, aile, kültür ve ikamet gibi değişkenlere tabi olan
bir yetenek kabiliyetidir. Her bireyin yeni kişisel olaylara ve sürekli değişen ekonomik
ortama etkili bir şekilde yanıt vermesini sağlayan, gelişen bir yetkinlik durumuna işaret eder.
Bu nedenle, finansal okuryazarlık, finansal eğitim yoluyla sağlanır. Finansal eğitim,
bireylerin para ile ilgili karar verme yetkinliklerini geliştirmelerine, yatırım riskleriyle de
ilgili olmalarına olanak sağlamalıdır. Önemli bir eğitim türü olan finansal eğitimin nihai

81 TCMB, Dünyada ve Türkiye’de Finansal Hizmetlere Erişim ve Finansal Eğitim, Mart 2011, s.83-84.
82Ali Coşkun, Muhammed Abdullah Şahin ve Alperen Zengin, Financial Literacy in Turkey: A Field Study to Touch
Base with the OECD, International Journal of Research in Business and Social Science Vol 8, No 3, 2019, s.15.
83 Marianne A. Hilgert and Jeanne M. Hogarth,Household Financial Management: The Connection between Knowledge
and Behavior, Federal Reserve Bulletin, July 2003, s.309.

39
amacı, tüketicileri, uygun kararlar alabilecek ve bunlardan sorumlu olabilecekleri şekilde
eğitmek, mevcut finansal durumlarını değerlendirmek ve finansmanlarını aileleri veya
toplumları için bir yük olmayacak şekilde yönetmektir. İnsanlar günlük olarak finans dünyası
ile temasa geçmekte ve ilgilenmektedirler. Finansal eğitim, günlük yaşamımızla ilgili tüm
konularda karar vermede önemli bir unsur haline gelmektedir. Çeşitli şekillerde sunulan
finansal ürünleri veya finansal davranışın kendisini anlama yeteneği, her birimizin finansal
okuryazarlığını yansıtır.84

Giderek daha karmaşık bir ortamda faaliyet gösteren insanlar açısından vazgeçilmez
olarak kabul edilen finansal okuryazarlık için dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, çeşitli
eğitim seviyelerinde öğrenme fırsatları sunmak amacıyla, ulusal seviyede finansal eğitim
stratejilerinin oluşturulması veya geliştirilmesi suretiyle, nüfuslarının finansal okuryazarlık
seviyelerini geliştirmek için etkili yaklaşımlar bulmakla ilgilenmektedirler. OECD açısından,
finansal eğitim, kişilerin finansal ürünler ile bunlarla ilişkili kavram ve risklere ilişkin
hususları kavramalarını, verilen bilgi ve önerilerden finansal refahlarını artırmak için güvenli
ve temel kararlar almayı sağlayacak yetenek ve yeterliliği geliştirdikleri bir süreç olup,
insanların doğru kararlar almalarını ve kişisel finansmanlarını başarıyla yönetmelerini
kolaylaştıran bir yetenek geliştirme sürecidir; finansal okuryazarlık ise edinilen bilgi ve
becerileri kullanma kapasitesidir. Başka bir deyişle, finansal eğitimin odağı bilgidir, finansal
okuryazarlık ise bilgi dışında bireylerin davranışlarını ve finansal tutumlarını içerir.85

Finansal eğitim: kişilerin finansal ürünler, hizmetler ve kavramlar hakkındaki


anlayışlarını geliştirdikleri, bu sayede bilinçli tercihler yapma, yanlış seçimlerden kaçınma,
yardım için nereye başvurulacağını bilme, mevcut ve uzun vadeli finansal durumlarını daha

84Bohuslava Mihalčová, Maria Janošková (Antošová) and Adriana Csikosova, Financial Literacy – The Urgent Need
Today, 2nd World Conference On Business, Economics And Management, Procedia - Social and Behavioral Sciences,
February 2014, s.317-319.
85Ani Caroline Grigion Potrich, Wesley Mendes-Da-Silva and Kelmara Mendes Vieira, Development of a Financial
Literacy Model for University Students, Management Research Review, Vol.39, ISS.3, March 2016, s.357.

40
sağlıklı hale getirmek için bütün önlemleri alma hakkına sahip oldukları süreç olarak
tanımlamaktadır.

Finansal eğitim; yatırımcı ve tüketicilerin bilgilendirilmeleri suretiyle finansal


ürünlere, risklere ve kavramlara yönelik yetkinliklerinin ve
farkındalıklarının artırılmasıdır.86

Finansal eğitim, insanların finansal ürünler, hizmetler ve kavramlar konusundaki


anlayışlarını geliştirdikleri, bu nedenle bilinçli seçimler yapma, tuzaklardan kaçınma, yardım
için nereye gidileceğini ve mevcut ve uzun vadeli finansal durumlarını iyileştirmek için
gerekli önlemleri alma yetkisine sahip oldukları süreçtir.87

Teknoloji ve bilim dünyasında yaşanan hızlı değişim ve gelişim, küresel çapta


finansal hizmetlerin yapısını da çok hızlı bir biçimde değiştirdiğinden yukarıda bahsetmiştik.
Bu durumun bireyleri ilgilendiren en önemli kısmı ise riskin dolayısıyla bütün sorumluluğun
finansal kurumlardan, hükümetlerden bireyin kendisine geçmesidir.88 Bu nedenle, finansal
eğitim konusuna dünya genelinde artan bir ilgi bulunmaktadır. The Economist dergisi
finansal eğitimi global anlamda finansı kitlelere öğretmek üzere yapılan bir savaş olarak ifade
etmektedir. Finansal eğitim, toplumun yanı sıra ulusların rekabet edebilirliği, finansal
dışlanma risklerini düşürme, bilgi yüklü davranışları artırma ve finansal piyasalar için likidite
artışına katkıda bulunmaktadır.89

8605 Haziran 2014 tarihli, 29021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Finansal Erişim, Finansal Eğitim,
Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları konulu 2014/10 sayılı Başbakanlık Genelgesi.
87 Hendricks, s.1.
88 Organisation For Economic Co-Operation And Development (OECD), Improving Financial Literacy Analysis Of
Issues And Policies, OECD Publlishing, 2005, s.28.
89 Ağırman, Akyol, s.19-22.

41
Finansal eğitim ile finansal davranış arasında pozitif bir ilişki var olduğu90
düşünüldüğü için özellikle OECD, finansal okuryazarlık eğitimi projesi için temel bir aktör
ve platformdur ve son zamanlarda konuyu PISA çalışmasına dâhil etmiştir. OECD, 2004’ten
itibaren yayımladığı araştırmalarla finansal okuryazarlığa ilişkin veri oluşturmakta ve
politika önerileriyle bu alana dikkat çekmektedir. Ayrıca OECD tarafından yapılan PISA
2012 değerlendirmesinde ilk kez finansal okuryazarlık yeni bir konu olarak tanımlanmış ve
bu alanda ülkelere ait veriler karşılaştırmalı bir şekilde sunulmuştur. Finansal okuryazarlık
eğitimi, 2000'li yılların başında ABD ve Birleşik Krallık'taki politika aşamasında ortaya
çıkan oldukça yeni bir kavramdır.91

OECD, mevcut finansal yapının kalitesini artıran ve kişilerin bu yapının sunduğu


hizmetlerden daha efektif bir şekilde faydalanmalarına imkân veren finansal okuryazarlık ve
farkındalığın ekonomik kalkınmayı ve büyümeyi desteklemesinden ötürü finansal
okuryazarlığa önem vermektedir.

Bireylerin finansal refahı, yaptıkları işlemlerle ilgilidir. Devlet ve özel sektör


tarafından benimsenen ekonomik faktörler ve politika yapıları gibi dış güçlerden
etkilenmesine rağmen, kararlar sonunda bireyler tarafından alınmaktadır. Kişisel finansal
sorunların bilgisi ile karşılık gelen finansal davranış arasındaki ilişkinin anlaşılması, kritik
bir finansal önem alanı olarak giderek daha fazla tanınmaktadır.92 Ne yazık ki, finansal
okuryazarlık alanındaki araştırmaların çoğu, pek çok kişinin giderek daha karmaşık bir
finansal dünyada gelişmek için gereken bilgiye sahip olmadığını göstermiştir.93

90Nurdan Sevim, Özlem Sayılır ve Fatih Temizel, The Effects of Financial Literacy on the Borrowing Behavior of
Turkish Financial Consumers, International Journal of Consumer Studies 36, DOI: 10.1111/j.1470-6431.2012.01123.x,
September 2012, s.573.
91Wolf Marcus, Ain’t misbehaving: Behavioral economics and the making of financial literacy, Economic Sociology_
the European Electronic Newsletter, ISSN 1871-3351, Max Planck Institute fort he Study of Societies (MPlfG), Cologne,
Vol.19, Iss. 2, March 2018, s.10.
92Cliff A Robb and Ann Woodyard, Financial Knowledge and Best Practice Behavior, Journal of Financial Counseling
and Planning, Volume 22, Issue 1, January 2011, s.60
93Melissa A.Z.Knoll and Carrie R. Houts, The Financial Knowledge Scale: An Application of Item Response Theory
to the Assessment of Financial Literacy, The Journal of Consumer Affairs, Vol.46, No.3, Fall 2012, s.408.

42
Dolayısıyla, finansal çeşitlilik ve karmaşıklığın bulunduğu bir piyasada temel aktör
olan bireyin eğitimi büyük önem arz etmektedir. “International Network on Financial
Education (INFE) - Finansal Eğitim Uluslararası Ağı”’nın danışma kurulu eş başkanı olan
Dr.K.C.Chakrabarty bu hususun önemini “Okullarda uygulanan eğitim programlarına
finansal eğitimin dahil edilmesi gelecek nesillerin finans okuryazarı olmalarını sağlamanın
anahtarı olabilir” sözleri ile ifade etmektedir.

Finansal eğitim, tüm yaşlarda ve çeşitli gelir gruplarında kişilere katkı


sağlayabilmektedir. Finansal eğitim, işe yeni başlamış kişinin gelir ve giderlerini
bütçeleyerek izlemesine, ailelerin gelecekteki yaşamlarını düşünerek tasarruf, birikim ve
yatırım yapmalarına ve çocuklarının daha iyi bir eğitim almasına, finansal risklerin ve
getirilerin farkında olarak finansal kararlar almaya yardımcı olabilir. İhtiyaçlar ve bu
ihtiyaçları karşılama yollarını bilen kişiler ise, ekonominin verimli bir şekilde çalışmasına
yol açmaktadır. Bu şekilde ise finansal piyasalarda rekabetin artması, yenilikçi ürünlerin ve
hizmetlerin piyasaya girmesi kolaylaşır.94

21.yy.’da finansal araçların çeşitliliği ve karmaşıklığı git gide artmaktadır. Bu


durum ise, toplumun finansal okuryazarlık seviyesinin arttırılmasına olan ihtiyacı
artırmaktadır. Zira, finansal okuryazarlık seviyesinin düşüklüğünün gerek bireylere gerekse
topluma zararı olabilecek yanlış finansal tercihlere sebep olacağı açıktır. Düşük finansal
okuryazarlık seviyesinin, bir ülkenin makroekonomik durumunu negatif yönde etkilemesi,
ekonomik büyümeye daha az kaynak ayrılması, gelir dağılımında eşitsizlik ve adaletsizliğe
sebep olması, iş döngüsünü bozması ve verimliliği azaltması gibi kaçınılmaz sonuçları
olacaktır. Bugün gelişmiş ülkelerin çoğunun eğitim sistemleri içinde anaokulundan başlamak
üzere eğitim süreci içerisinde finansal okuryazarlığın geliştirilmesine yönelik müfredatın
varlığı dikkati çekmektedir.95 “Ulusal Finans Eğitimi ve Finansal Okuryazarlık Programı”

94 Emre Güneş, Bireylerin Finansal Okuryazarlık Düzeyinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma: Kayseri ve Sivas
İli Örneği, Kayseri Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, Nisan 2019,
s.25.
95 Turan İçke, s.24-28.

43
direktörü Andrey Bokarev konunun önemini “Gelecek nesilleri 21.yy’ın karmaşık gerçekliği
içinde etkili kararlar alan ve sorumlu tercihler yapabilen bilgi ve beceri donanımıyla
yetiştirebilmek için okullardaki eğitime destek olmalı ve öğretmenleri ve aileleri çocuklar ve
gençlerin finansal eğitimi konusunda cesaretlendirmeliyiz” sözüyle ifade etmektedir.

Eğer bireylerin çoğunluğu finansal anlamda doğru seçimleri yapamazsa finansal


sistemin işleyişi bozulacaktır. Finansal sistemin ana işlevi, kaynakları etkin olarak
dağıtmasıdır. Bu işlevin bozulması halinde finansal kaynakların etkin dağılımı bozulacak,
verimlilik düşecek ve maliyetler artacaktır. Finansal piyasalardaki maliyetlerin artması ise
bütün ekonomiyi derinden etkileyecektir. Bu nedenle, finansal cehaletin yok edilmesi için
finansal eğitim zorunludur. Finansal eğitim sayesinde, bireyler finansal konularda mümkün
olduğunca az hata yapacaklardır. Bu sayede, finansal cehaletin yol açabileceği kişisel ve
toplumsal olumsuzlukların engellenmesi sağlanabilecektir.96

1.8. Finansal Okuryazarlık ile İlgili Faaliyetler

Finansal okuryazarlık artık küresel olarak ekonomik ve finansal istikrar ile


kalkınmanın önemli bir unsuru olarak kabul edildiği için, küresel ölçekte farklı ülke ve
kuruluşlar tarafından finansal okuryazarlık ile ilgili birçok faaliyette bulunulmaktadır. Farklı
ülkelerde yapılan çalışmalar, küresel olarak finansal okuryazarlık düzeyinin düşük97
olduğunu göstermektedir.

Finansal ürünler ve bu ürünlerle ilgili kararların gelecek yıllarda giderek daha


karmaşık hale gelmesi muhtemel olup insanların ek finansal riske ve daha da gelişmiş
finansal ürünlere maruz bırakılacağı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, finansal piyasaları

96 Gökmen, s. 42-44.
97Annamaria Lusardi and Olivia S.Mitchell, Financial Literacy Around The World: An Overview, NBER Working
Paper Series, June 2011, s.13.

44
düzenleyen ve denetleyenlerin, insanların çevrelerindeki ekonomik dünyayı ne kadar iyi
anladıklarına çok dikkat etmesi iyi olacaktır.98

1.8.1. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)

Finansal okuryazarlık ve eğitim faaliyetlerinin en başta gelen uluslararası


kuruluşlarından birisi OECD’dir. 1961 yılında kurulan ve günümüzde 36 üye99 ülkesi
bulunan OECD’nin ana hedefi insanların ekonomik ve sosyal durumlarını iyileştirecek
politikaları desteklemektir.

OECD finansal eğitim ile ilgili olarak 2003’te büyük bir çalışma başlatmıştır.
Çalışma doğrultusunda, üye olan ve olmayan bazı ülkelerde bulunan finansal eğitim
programları inceleme kapsamına alınmıştır.

OECD’nin finansal eğitim projesi 2006’da G-8100 ülkelerinin maliye bakanları


tarafından kabul edilmiştir. OECD, 2008’de bu çalışmayı daha da genişletmiş ve
“International Network on Financial Education (INFE) (Finansal Eğitim Uluslararası Ağı)”
ile “International Gateway for Financial Education (IGFE) (Uluslararası Finansal Eğitim
Kapısı)” isimli internet sitelerini açmıştır. INFE’nin 100’den fazla ülkeden 220’yi aşan kamu
kurumu üyesi101 bulunmaktadır. INFE, çeşitli ülkelere mensup yetişkinlerin finansal
okuryazarlıklarını ölçmek üzere bir anket geliştirmiş olup isteyen ülke bunu
kullanabilmektedir.

Bunun yanı sıra, 15 yaşında olan gençlerin finansal okuryazarlık düzeylerini ölçmek
için, OECD “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA (Programme for

98Olivia S.Mitchell and Annamaria Lusardi, Financial Literacy and Economic Outcomes: Evidence and Policy
Implications, Pension Research Council, January 2015, s.11.
99 http://www.oecd.org/about/members-and-partners/ (28.08.2019)
100 Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD
https://tr.wikipedia.org › wiki › G8 (28.08.2019)
101 https://www.oecd.org/finance/financial-education/INFE-membership-lists.pdf (28.08.2019)

45
International Student Assessment)”ya bu seçeneği de eklemiştir. Her iki anket de uluslararası
uygulanabilecek şekilde hazırlanmıştır. PISA 2012, gençlerin finansal okuryazarlıklarını
değerlendiren ilk büyük ölçekli uluslararası çalışmadır.102

Aynı çalışmada finansal okuryazarlık alanında verisi bulunan 18 ülkeden toplam


29.000 öğrenci üzerinde yapılan anket çalışmasında en yüksek finansal okuryazarlık
düzeyine sahip ülke Shangai-China olarak belirlenmiş olup bu ülkeyi Belçika, Estonya,
Avustralya, Yeni Zelanda, Çek Cumhuriyeti ve Polonya takip etmektedir. Ülkelerin her biri
finansal eğitim kapsamında kendi ulusal stratejilerini oluşturmanın peşindedir.
Oluşturulmaya çalışılan stratejilerin içeriğinde hem yetişkin hem de gençlere yönelik
eğitimlerin planlanması yer almaktadır.103

OECD tarafından finansal okuryazarlık giderek daha önemli bir yaşam becerisi
olarak kabul edilmekte ve “PISA 2012 Financial Literacy Framework” raporunda finansal
okuryazarlık eğitiminin okulda başlaması tavsiye edilmektedir.104

102OECD, PISA 2012 Assessment and Analytical Framework: Mathematics, Reading, Science, Problem Solving and
Financial Literacy, Paris, OECD Publishing, 2013, s.143.
103 Turan İçke, s.92-93.
104OECD, PISA 2012 Assessment and Analytical Framework: Mathematics, Reading, Science, Problem Solving and
Financial Literacy, Paris, OECD Publishing, 2013, s.142.

46
Şekil 4: PISA 2012 Katılımcı Ülkeler ve Ekonomilerin Finansal Okuryazarlık
Performansları
Kaynak:https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/temel-bir-yasam-becerisi-finansal-
okuryazarlik (15.12.2019)

OECD, “Finansal Eğitimde Ulusal Stratejilerin Mevcut Durumuna İlişkin 2012


Çalışma Raporu: Karşılaştırmalı Bir Analiz ve İlgili Uygulamalar” dâhil olmak üzere,
finansal okuryazarlık ve finansal eğitim hakkında birçok çalışma raporu ve diğer raporlar
yayınlamıştır.

1.8.2. Dünya Bankası

Finansal okuryazarlığın geliştirilmesi açısından öncü kurumlardan birisi de Dünya


Bankası olup bu konuda yapılan çalışmalara destek sunmaktadır. Kurum, 2005 yılından
itibaren ülkeler seviyesinde tüketicinin korunması ile finansal okuryazarlık konusunda yasal
altyapının incelenmesi işini yürütmektedir. Bugüne kadar dokuz ülkenin incelenmesi
tamamlanmıştır. Bu ülkeler; Hırvatistan, Romanya, Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti,
Bulgaristan, Litvanya, Slovakya, Letonya ve Rusya’dır. Bu ülkelerde, finansal yapının
detaylı bir şekilde analiz edilmesi sonucunda ise şu hususlar tespit edilmiştir;

47
 Finansal tüketicinin korunması açısından kurumsal altyapı yeterli değildir
 Finansal araçlara yönelik bilgi ve açıklamalar yetersizdir
 Hileli ve kötü niyetli iş uygulamaları bulunmaktadır
 Müşteri anlaşmazlıkları ve şikâyetlerinin çözümünde eksiklikler vardır
 Finansal okuryazarlık düşük seviyede olup finansal açıdan tüketici haklarına yönelik
farkındalık eksiktir.105

Dünya Bankası tarafından düzenlenen “Money Matters: A Financial Literacy


Training Programme” “Para Önemli: Bir Finansal Okuryazarlık Eğitim Programı” isimli
finansal eğitim programı düzenlenmekte olup emeklilik planları, finansal kavramlar, bütçe,
tasarruf gibi konularda eğitim verilmektedir.

Dünya Bankası, küresel düzeyde yoksul kalmış bölgelerde finansal erişim alanında
çalışmalar yapan araştırma merkezi olan “Consultative Group to Assist the Poor (CGAP)”
“Yoksullara Yardım Amaçlı Danışma Grubu” ile finansal erişime yönelik açıklamalar
yapmaktadır.

Dünya Bankası 2010’da “Tüketicinin Korunması ve Finansal Okuryazarlık İçin


Küresel Program” adıyla bir program başlatmıştır. Programın hedefi, finansal hizmetlerden
yararlanan bireylerin korunması maksadıyla ülkelere yardımcı olabilmektir. Küresel
program, şu hususları sağlamayı hedeflemektedir:

 Bireylerin alışverişi en iyi şekilde yapabilmesi açısından, finansal bilgiyi


anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir hale getirmek,
 Zararlı ve tahrip edici ticari uygulamaların men edilmesi suretiyle iş
uygulamalarının geliştirilmesi,
 Finansal kurum hata yaptığında bireylere hızlı ve kolay tazminat verilmesi,

105 Gökmen, s.85.

48
 Bireylerin finansal hizmetleri güvenli bir şekilde kullanmayı
öğrenebilmeleri için, onlara yardım etmek.

1.8.3. Avrupa Birliği

Son otuz yıl boyunca, ekonomik, demografik ve politika değişikliklerinin bir sonucu
olarak finansal okuryazarlığın önemi Avrupa ekonomilerinde artmıştır.

18 Aralık 2007 tarihinde yayımlanan “Finansal Eğitim Bildirisi (Communication


on Financial Education)” ile Avrupa Komisyonu Avrupa Birliğinde finansal eğitimin önemli
olduğunu ve bu alandaki çalışmalara destek olacağını deklare etmiştir. Bugün, finansal
okuryazarlık olmadan, bireylerin ekonomik hayata tam ve bilgili katılımı daha da
zorlaşmakta, bu nedenle Avrupa Birliği, üye ülkeleri finansal eğitimi geliştirmeleri ve
ilerletmeleri konusunda teşvik etmektedir. Ağustos 2019 itibariyle 28 üye ülkesi bulunan
Avrupa Birliği bünyesinde 2007 yılı itibariyle finansal okuryazarlık alanında 180 adet
çalışma yapılmıştır.106

Avrupa Birliği tarafından finansal okuryazarlığı geliştirme çalışmaları Avrupa


Komisyonu’nun iki ayrı birimi tarafından yürütülmekte olup bunlar;

1- “DG İç Piyasalar ve Hizmetler (Directorate-General Internal Market and


services)”
2- “DG Sağlık ve Tüketici Koruma (Directorate-General Health and Consumer
Protection)”

Avrupa Komisyonu, “yetişkinler için çevrimiçi tüketici eğitimi araçları


(development of on-line consumer education tools for adults)” adıyla 2009’da bir internet

106
Marco Habschick and Mirko Bendig,Diverse, Dynamic, Uncoordinated: Financial Literacy in the EU, Microfinance
and Financial Literacy, The Emn Bi-Annual Magazine on Microfinance in Europe, December 2008,s.6.

49
sitesi (www.dolceta.eu) açmıştır. Site bireylerin finansal yapıyı anlamalarına ve haklarını
bilmelerine yönelik olarak hazırlanmıştır.107

Ayrıca, Avrupa Birliğinin finansal eğitim çalışmaları kapsamında 30 Nisan


2008’de bir uzman grubu “Expert Group on Financial Education(EGFE)” “Finansal Eğitim
Uzman Grubu” ve bir veri tabanı “European Database for Financial Education(EDFE)”
“Finansal Eğitim Avrupa Veritabanı” oluşturulmuştur. EGFE, finansal eğitim alanında
fikirlerin ve en iyi uygulamaların alışverişini sağlamakta iken EDFE, mevcut finansal eğitim
planlarına ilişkin elektronik bir kütüphanedir.108

1.8.4. Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri finansal okuryazarlık ve finansal eğitim konularına çok


önem vermekte olup bu alanda en çok araştırma yapılan ülke olduğunu söylemek
mümkündür. Yapılan çalışmalar incelendiğinde, finansal okuryazarlık düzeyinin ABD’de
düşük olduğu görülmektedir.

Finansal okuryazarlık alanında ilk resmi çalışma 1995’de “Amerika Tasarruf


Eğitimi Konseyi (ASEC)”nin kurulması olmuştur. Özel sektör ve kamu işbirliği ile kurulan
ASEC, emeklilik planlaması ve tasarrufları desteklemektedir.

Finansal kararlar ile alakalı bilginin öneminin fark edilmesi ile birlikte bir çok kamu
kurumu, özel kuruluş, okul ve işverenin finansal okuryazarlık ile ilgili programlara sponsor
olmaya başladıkları görülmektedir.

Finansal açıdan eğitimin desteklenmesi esasında, finansal olarak kişilerin zarara


uğrayacakları bazı işlemlerden kendilerini koruyabilmelerini, herhangi bir hilenin mağduru
olmamalarını ve haklarını korumaya yönelik yapabileceklerinin farkına varmalarını
sağlayacak bir alt yapının oluşturulmasını sağlamaktadır. Finansal okuryazarlık, bireylerin,

107 Non-Paper Prepared By The Sub-Group On Financial Literacy, Report on Financial Literacy, s.5.
108 Gökmen, 88-89.

50
mal ve hizmetlere daha az maliyetle sahip olabilme yeteneklerini geliştirerek daha iyi bir
müşteri olmalarını sağlamaya yönelik katkıda bulunabilecektir. Bu ise kişilerin kendi
bütçelerini hazırlayabilmelerine, tasarruf, tüketim ve yatırım fırsatlarını arttırabilmelerine de
imkân sağlayacaktır. Bireylerin temel finansal planlama konularındaki bilgi ve becerilerinin
arttırılması hem kısa vadedeki fırsatları görebilmelerine imkân tanırken hem de uzun vadeli
finansal gelişmelerinin artırılmasına destek olacaktır. Örneğin, ABD Kongresinin kişilerin
finansal okuryazarlık ve eğitim seviyelerinin geliştirilmesi için 2003 yılında attığı en önemli
adımın “Financial Literacy and Education Commission-Finansal Okuryazarlık ve Eğitim
Komisyonu”nu kurması ve 2002 yılında Amerikan Hazinesine bağlı olarak kurulan
“Finansal Eğitim Ofisi”nin finansal okuryazarlık alanında koordinatör olarak faaliyet
yürütmesi olarak görülmektedir. Bu komisyona ulusal stratejiler çerçevesinde, Amerikan
halkının finansal okuryazarlık ve eğitimlerinin geliştirilmesi görevi verilmiştir. Komisyon,
Uluslararası Stratejiler hakkında yıllık olarak bir özet sunmakta, eğer gerekiyorsa değişiklik
ve öneriler ortaya koymaktadır.109 Komisyon, 2011’de “Finansal Okuryazarlık İçin Ulusal
Strateji” başlıklı bir rapor yayımlamıştır. Raporda, finansal eğitim açısından farkındalık ile
erişimin artırılması ve finansal eğitim altyapısının güçlendirilmesi amaç olarak kabul
edilmiştir. Komisyon, ayrıca kendi internet sitesine ilave olarak “(www.MyMoney.gov)”,
“Ulusal Finansal Eğitim Ağı (National Financial Education Network)” tarafından
oluşturulan veri tabanı sitesini de desteklemektedir.

Ayrıca, Amerikan halkı arasında finansal okuryazarlık ve yeteneğin artırılması ve


geliştirilmesi konusunda Başkan’a tavsiyede bulunmak üzere Barack Obama tarafından 29
Ocak 2010 tarihinde “The President’s Advisory Council on Financial Capability (PACFC)”
“Başkanın Finansal Yeterlilik Danışma Konseyi” kurulmuştur. Konsey çalışmalarında üç
geniş alan belirlemiştir;

 Gençlere yönelik finansal yeterlilik ve eğitim programları,

109 Turan İçke, s.97-98.

51
 Düşük ve orta gelirli ailelere yönelik mali erişim ve yeterlilik,
 İşyerinde finansal yetenek.110

1.8.5. Finansal Okuryazarlık ile İlgili Ülkemizde Yapılan Faaliyetler

Ülkemiz, 2012 senesinde Dünya Bankası ve 2015 senesinde OECD alt kuruluşu
olan “Finansal Eğitim Uluslararası Ağı (International Network on Financial Education-
INFE)” tarafından gerçekleştirilen finansal yeterlik çalışmalarına dâhil olmuştur. Fakat PISA
kapsamında 2012 ve 2015’de yapılan finansal okuryazarlık değerlendirmelerine dâhil
olmamıştır. Ülkemizin PISA değerlendirmelerinde finansal okuryazarlık konusunda
verisinin olmaması ciddi bir fırsat kaybı şeklinde görülmektedir.111

Sermaye Piyasası Kurulu ve Dünya Bankası işbirliği ile oluşturulan ve 21 Nisan-04


Temmuz 2012 tarihleri arasında yapılan “Türkiye’de Finansal Yeterlilik Araştırmasında” da
finansal okuryazarlık seviyemizin düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu çalışmada,
katılımcıların büyük bir kısmının basit hesaplamaları yapabildiği ve faiz gibi temel finansal
kavramlar konusunda bilgi sahibi olduğu anlaşılırken, daha karışık hesaplar ile bilgi
gerektiren ekonomik/finansal konularda önemli bir çoğunluğun zayıf bir performans
gösterdiği belirlenmiştir.

OECD/INFE tarafından yayımlanan finansal okuryazarlık araştırmasında diğer


ülkelerle karşılaştırıldığında ülkemizin tasarruf yapma eğiliminin düşük düzeyde olduğu112
belirtilirken Visa Europe çalışmasında ülkemizde finansal okuryazarlık konusundaki
farkındalığın düşük düzeyde olduğu113 belirtilmiştir. Bu konu ile alakalı olarak, Fettahoğlu,

President’s Advisory Council on Financial Capability, Creating Financially Capable Communities: A Resource
110

Guide, March 2012, s.1-2.


111 https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/temel-bir-yasam-becerisi-finansal-okuryazarlik (18.11.2019)
112 OECD, Financial Education in Europe Trends and Recent Developments, OECD Publishing, Paris, 2016.
https://read.oecd-ilibrary.org/finance-and-investment/financial-education-in-europe_9789264254855-en#page26
(18.11.2019)
113VİSA, Financial Awareness, https://www.fo-der.org/wp-content/uploads/2013/09/Visa-Turkey-Financial-Literacy-
Conference-2011-Whitepaper-ENG.pdf (18.11.2019)

52
bir toplumda birikim yapma alışkanlığını kişilere kazandırmaya dönük eğitimlerin
olmayışının, o ulus bakımından finansal/ekonomik piyasaların yeterince gelişememesine
sebep olduğunu ifade etmektedir. Finansal sistemin dışında bulunan yetişkinlerin oranı
ülkemizde %51 iken, bu oran Almanya’da %3, Hollanda’da %0 ve İngiltere’de ise %9’dur.114

Mevcut durumun ortaya konulmasından sonra bu problemin çözümüne yönelik


olarak “Finansal İstikrar Komitesi”nin 2014-2017 arasında “Finansal Eğitim ve Finansal
Tüketicinin Korunması Eylem Planı” oluşturduğu görülmektedir. Bu plan çerçevesinde
birçok kamu kurumu bu kapsamda görevlendirilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu kurumlar
arasında yer almaktadır.115 İlgili kurum ve kuruluşların internet sayfalarında yatırımcılara ve
tüketicilere yararlı olabilecek finansal okuryazarlıkla ilgili kitap ve raporlar
yayımlanmaktadır.116 Kişilere ve ailelere yararlı ve pratik bilgiler vermek üzere Aile
Bakanlığı tarafından yayımlanan “Finansal Okuryazarlık” kitabı örnek olarak verilebilir.117

Bir topluluğun yaygın alışkanlıklarının değişmesi oldukça güçtür. Buna rağmen


Türk toplumu yeni fikirlere ve yeniliklere açık bir karaktere sahiptir. Finansal okuryazarlık
seviyesi yükseldikçe,

 Finansal ve ekonomi piyasalarda pozitif bir döngü sağlayacak,


 Daha fazla gelir elde sağlayabilecek ve
 Daha çok tasarruf oluşturulabilecek,
 Finansal suçlarda düşüş olacak,

Sibel FETTAHOĞLU, Hane Halkının Finans Eğitimi ve Finansal Okuryazarlık Düzeyleri Üzerine Kocaeli’nde Bir
114

Araştırma, Muhasebe ve Finansman Dergisi, Temmuz 2015, s.102.


115 Turan İçke s.130.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Dünya’da ve Türkiye’de Finansal Hizmetlere Erişim ve Finansal Eğitim,
116

Mart 2011.
Zeynep Şarlak, Finansal Okuryazarlık, T.C.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel
117

Müdürlüğü, İkinci Baskı, İstanbul 2012.

53
 Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) benzeri yasal otoriteler ile yargı
mekanizmasının iş yoğunluğu düşecek ve burada ortaya çıkan verimlilik diğer alanlara
yansıyabilecektir.

Dolayısıyla finansal okuryazarlık seviyesinin yükselmesi, bir ülke için çok büyük
bir kazanım olarak karşımıza çıkabilecektir.118

Her ne kadar ülkemizde yapılan çalışmaların tarihi çok eskiye dayanmasa da dünya
ölçeğinde yapılan çalışmalar ülkemizde de finansal okuryazarlığın öneminin anlaşılmasına
ve çalışmaların hızlanmasına katkıda bulunmuştur.

Visa Europe tarafından ülkemizin OECD tarafından oluşturulmuş “Finansal


Eğitimde Uluslararası İşbirliği Platformu”nun 15 üyesi içerisinde “finansal eğitim adına
ulusal bir stratejiye sahip olmayan tek ülke”119 olarak belirtilmesinin ardından 2014/10 sayılı
ve “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem
Planları” konulu Başbakanlık Genelgesi, 05 Haziran 2014 tarihli 29021 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu stratejinin temel amacı, “finansal piyasaların
istikrarı ve gelişimi için tüketicilerin finansal ürün ve hizmetlere ulaşabilmeleri, bu ürün ve
hizmetleri bilinçli bir şekilde kullanabilmeleri ve finansal piyasalarda yanlış uygulamalara
karşı korunmaları”dır. Türkiye’de finansal okuryazarlığın geliştirilmesi açısından finansal
eğitim faaliyetleri, ulusal strateji planının da yürürlüğe girmesiyle birlikte son dönemlerde
daha çok önem kazanmaya başlamıştır.

Sermaye Piyasası Kurulu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca 9-11 Mart


2011’de İstanbul’da “Finansal Eğitim ve Finansal Farkındalık: Zorluklar, Fırsatlar ve
Stratejiler” konulu uluslararası bir konferans düzenlenmiştir.

Serhad Satoğlu, Bireysel Yatırımcıları Koruma Aracı Olarak Finansal Okuryazarlık ve Türkiye Uygulaması,
118

Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2014, s.54.
119VİSA, Financial Awareness, https://www.fo-der.org/wp-content/uploads/2013/09/Visa-Turkey-Financial-Literacy-
Conference-2011-Whitepaper-ENG.pdf (18.11.2019)

54
Ülkemiz açısından Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliğinin 2012’de
finansal okuryazarlık alanında çalışmalarına başlaması ve uluslararası sahada da bu kurumun
“OECD Uluslararası Finansal Eğitim Ağı” üyesi olması ülkemizin finansal okuryazarlık
alanında nerede olduğunun belirlenmesinde büyük bir adımın atılmasını sağlamıştır.
Ülkemizin 2012’de Dünya Bankası ve 2015’de INFE tarafından yapılan finansal yeterlilik
araştırmalarına dâhil olması bu alandaki yerimizi görmemiz açısından önemli olmuştur.
Ayrıca, PISA değerlendirmelerine katılmamamızın da büyük bir eksiklik yarattığının
farkında olmalıyız. Hâlihazırda 2016 OECD Raporunda ifade edildiği üzere, birçok ülkede
ulusal seviyede finansal okuryazarlık yeteneklerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar
yapılırken Türkiye’de hala böyle bir çalışmanın bulunmaması çok büyük bir eksiklik olarak
görülmelidir.120

Ülkemizde finansal okuryazarlık alanındaki yetersizliğin telafisi için sadece kamu


kurum ve kuruluşları değil özel birtakım çabalarında var olduğu görülmektedir. Ülkemizde
finansal okuryazarlık alanında farkındalık yaratmak ve bireylerin bu alandaki bilgi
seviyelerini artırmak hedefi olan bazı dernekler ve projeler aşağıdaki gibidir;

 İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi


 Paramı Yönetebiliyorum Projesi
 Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER)
 BDDK ve SPK Finans Eğitimi Sitesi
 Türkiye İş Bankası Müzesi Finansal Okuryazarlık Eğitimi Projesi
 T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Finansal Okuryazarlık Eğitim Kitabı
 Türk Ekonomi Bankası ve UNICEF ortaklığı ile Sanat Yoluyla Sosyal ve Finansal
Eğitim Projesi

120 Turan İçke s.129-130.

55
 SPK, BİST, TSPAKB, Takasbank, VİOB, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri
Derneği, İstanbul Altın Borsası, Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim
Kuruluşu A.Ş., MKK tarafından imzalanan Yatırımcı Seferberliği İşbirliği Protokolü.

Literatür finansal okuryazarlığın kesin bir şekilde finansal refahın önemli bir
bileşeni olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, yüksek gelirli ülkeler, bireylerin finansal
refahına yatırım yapmak amacıyla 2010'ların başından beri finansal okuryazarlık
programlarına odaklanmaktadır.121

1.9. Finansal Farkındalık

Toplumsal hayatta “önemli olan sağlık paranın hiçbir kıymeti harbiyesi yok ama
para olmadan da hiçbir şey olmuyor” deriz. Ancak gerçekte böyle midir? Hangi gelir
seviyesinde bulunursa bulunsun insanoğlu toplumsal hayat içerisinde bir ekonomik çevrede
yaşıyor ve bu ekonomik çevrede para ile meşgul oluyor. Zira sürekli olarak pahalılık, fiyatlar,
enflasyon, faiz, dolar fiyatı, kredi, mevduat, tasarruf, yatırım, altın fiyatı gibi ekonomik
terimleri duyuyor ve kullanıyor. İnsanların gelirleri sınırlı iken sonsuz diyebileceğimiz
ihtiyaçlara sahipler. Dolayısıyla, ne kadar harcama, borç, tasarruf yapılmalı bu tasarruflar
nerelerde değerlendirilmeli, vb. gibi birçok soru ile karşı karşıya kalmaktadırlar. İşte finansal
farkındalık.

Finansal okuryazarlığın çok sayıda kurum/kuruluş, yazar, akademisyen, araştırmacı


tarafından birçok farklı tanımının yapıldığını daha önce belirtmiştik. Tanımlardan da
anlaşılabileceği gibi finansal okuryazarlık esasında bir çeşit finansal farkındalık olarak da
söylenebilir. Buna rağmen OECD finansal farkındalığı, “finansal yatırımcılar ile
tüketicilerin;

 Finansal ürünler ve kavramlar hakkında bilgi birikimi ve anlayışlarını


geliştirmelerini,

121Kamer Karakurum Özdemir, Melike Kökkızıl ve Gökçe Uysal, Financial Literacy in Developing Countries, Social
Indicators Research, https://doi.org/10.1007/s11205-018-1952-x, 2019, s.345.

56
 Bilgi ve objektif tavsiyelere dayalı olarak yapılacak yönlendirmeler ile finansal risk
ve fırsatları daha iyi fark ederek daha bilinçli tercih yapabilmelerini,
 Nerelerden yardım alınabileceğini bilmelerini ve finansal refah seviyesini artırmak
için diğer bütün etkin işlemleri yapmalarını sağlayan bir süreçtir” şeklinde tanımlamakta
olup finansal ürünlerin karmaşıklaşması, finansal ürün sayısındaki artış, nüfusun
kalabalıklaşması, artan yaşam süresi, emekli maaşı düzenlemelerindeki değişiklikler,
gelirdeki değişimler, sermaye piyasalarındaki değişimlerin finansal farkındalığı daha da
önemli kılan etkenler olarak ifade etmektedir.122

Kısacası, finansal farkındalık (financial awareness), bireylerin finansal risklere karşı


bilinç ve bilgi düzeylerini yükselterek karar verme süreçlerinde daha akılcı hareket etmelerini
destekleyen bir unsurdur.

Finansal okuryazarlık konusunda, finansal bilgi, davranış düzeyleri, tutum/tavır,


finansal erişim olanakları gibi kavramlarla ilgili yapılan çalışmalara ilave olarak, tüm bu
kavramların temeli olarak kişinin bu kavramlardan ne kadar haberdar olduğu ve takipte
bulunduğunun bilinmesi yani finansal farkındalık seviyesinin araştırılmasının da eklendiği
görülmektedir.123 Zira finansal risklerin arttığı bir ortamda finansal farkındalık ile finansal
eğitim önem kazanmaktadır.

Finansal farkındalık esas olarak,

 Finansal sistemin çalışması ve finansal kurumlarla ilgili farkındalık,


 Nakit yönetimi,
 Bütçe hazırlayabilmek,
 Rezerv oluşturabilmek,

Cumhur Akyol, Finansal Farkındalığın Yatırımcı Tercihlerine Etkileri: Özel Bankacılık Çalışanlarında Finansal
122

Farkındalık Üzerine Bir Araştırma, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilimdalı,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, s.35-38.
Finansal Farkındalık, Finansal Okuryazarlık ve Finansal Erişim Düzeyleri Üzerine Bir Çalışma: Silifke
123 Filiz Eker,

Ticaret ve Sanayi Odası Örneği, Toros Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilimdalı, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Mersin, Temmuz 2017, s.52.

57
 Kredi sürecinde seçenekleri değerlendirebilmek,
 Satın alma ile kira seçeneklerini değerlendirebilmek,
 Finansal riskleri tanımlayabilme, yönetebilme ve gerektiğinde
devredebilmek,
 Getiri ve risk ilişkisi çerçevesinde temel yatırım araçlarını değerleyebilmek
 Emeklilik dönemini planlamak,
 Beklenmedik olaylara ilişkin finansal güvenlik önlemlerini kullanabilmek,

konularında kişisel kabiliyetlerin geliştirilmesini sağlamaktadır.124

Özetleyecek olursak, finansal okuryazarlık edinilen bilgi ve becerileri kullanma


kapasitesi iken, finansal farkındalığı finansal bilinç düzeyi olarak ifade edebiliriz.

124 Akyol, s.37.

58
II. BÖLÜM

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ İLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Sağlık Kavramı

Sağlıklı olma ile sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, en temel insan haklarının
başında gelmektedir. Bu en temel hak, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir.
Gılgamış Destanı'na göre MÖ. 3000’lerin ilk yarısında Mezopotamya’daki Uruk kentinde
hüküm süren Kral Gılgamış’ın ölümsüzlük isteği ile yaşananlar sağlık konusuna insanlık
tarihince verilen önemi göstermektedir. Hammurabi Kanunları ise bu açıdan bilinen en iyi
örnektir. MÖ. 2000 yılında yaşayan Babil Kralı Hammurabi, kendi ismi ile anılan
kanunlarda, doktorların sorumluluklarını ve alacağı ödülleri belirlemiştir.125

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre Sağlık, “Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden
tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet” olarak
tanımlanmaktadır.126

Amerikalı ünlü sosyolog Talcott Parsons, “eğer ki bireyler kendinden beklenen


sosyal işlevleri yerine getirebiliyorlar ise sağlıklıdır” der ve şöyle devam eder: “Hastalık
kavramı tümüyle biyolojik bir durum değildir, bireyler sosyal çevre ile uyumdan çok karar
alarak seçimler yaparak eylemlerde bulunurlar. Bu beklentileri sağlayabilen bireyler
sağlıklıdır” der.

Klasik tıp anlayışı açısından sağlık, “özünde biyolojik bir durumdur ve bireyin
biyolojik yapısındaki bozulmalar” hastalık olarak kabul edilmektedir. Hastalık, sağlığın
bozulması ile tanımlanırken sağlık ise hastalığın bulunmaması ile tanımlanır.

Pınar Öztürk, Sağlık Kurumlarının Kurumsallaşmasının Kurum Performansı Üzerindeki Etkisi, Haliç Üniversitesi
125

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2014,s. 61.


126 https://sozluk.gov.tr/ (28.09.2019)

59
En temel insan haklarının başında yer alan ve ilk tanımları “hasta olmayan insan
sağlıklıdır” şeklinde yapılan sağlık, en yaygın bir şekilde bütün toplumlarda kaybedildiğinde
kıymeti anlaşılan bir servet bir hazine olarak görülür. Ancak yine de en fazla ihmale uğrayan
değer de yine sağlıktır.127

Sağlık, “Amerika Birleşik Devletleri Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı”


tarafından eskiden, fiziksel bir sakatlık bulunmaması ve gündelik yaşamı devam ettirebilme
becerisi olarak tanımlanırken, 1990‘lardan sonra bu tanıma daha geniş anlamlar
yüklenilmeye başlanmıştır. Sağlıklı olma durumunun kişiden kişiye, toplumdan topluma ve
ülkeden ülkeye değişik hissedilmesi, anlam karışıklığının da meydana gelmesine sebep
olmaktadır. Bu yüzden en geçerli kabul edilen tanım, sağlık açısından neredeyse tüm dünya
ülkelerinin kabul ettiği bir otorite olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ)’nün tanımıdır.
1948 yılında WHO/DSÖ tarafından DSÖ Tüzüğü’nde yapılan sağlık tanımı dünya çapında
kabul görmüş en genel tanım olarak ifade edilebilir.128 Bu tanımda sağlık, “sadece hastalık
veya sakatlık halinin olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali”
olarak ifade edilmektedir.129 Dolayısıyla bireyin bedensel olarak hasta ve sağlıklı olmaması
sağlık açısından yeterli olmamaktadır. Bunun yanı sıra bireyin ruhen sağlıklı olması, sosyal
açıdan tam bir iyilik halinde olması gerekmektedir. Tanımın en ilginç tarafı ise sağlığın
sosyal iyilik hali ile koşullanmasıdır. Sağlık açısından gerekli ortamın olmaması ya da içinde
yer aldığı ortama uyum gösterememesi ruh ve beden sağlığının olumsuz olarak etkilenmesi
demektir.130

127 Selma Söyük,Sağlık ve Sağlık Hizmetleri, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel
Boyutlar Rehberi içinde (3-33), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.3.
128Zeynep Ergen Işıklar, Sağlık Kurumlarında Balanced Scorecard’a Dayalı Stratejik Performans Ölçme ve
Değerlendirme Süreci: Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi için Karar Destek Sistemi Model Önerisi, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2016,s. 4.
129
Zsuzsanna Jakab, Presentation: Health 2020: A New Policy For A New Era At The 14th European Health Forum
Gastein, 6 October 2011, Bad Hofgastein, Austria, Slide 2.
130 Kürşat
Karacabey ve Recep Özmerdivenli, Sağlıklı Yaşam Bilgisi ve İlkyardım, İlpress Yayın No 29, 1. Baskı, İstanbul,
Mart 2007, s.15.

60
Bu tanımda, “iyilik” kavramını açıklama zorluğuna ilave olarak, “tam”ın ne şekilde
ölçüleceği, cevabı oldukça zor olan bir sorudur. Diğer taraftan sağlığın “hal” olarak
görülmesi, bireyin görev sorumluluğunu azaltarak statik bir duruma indirgemektedir.
Bunlara rağmen tanımda bulunan “sosyal” iyilik kavramı önemli bir gelişme olarak
görülmelidir.131

Bütün bu boyutlar ile ifade edilen kişinin tam bir iyilik durumunda olmasının
koşulu; bireyin içinde yaşadığı çevrenin temiz olması, hava kirliliğinin olmaması, içme ve
kullanma suyunun temiz olması, çalışma ortamının ve şartlarının iyi olması, yaptığı işten
doyum alması, sosyal ve iş çevresindeki kişilerle olumlu etkileşimleri, sosyal aktiviteler,
geçim standartlarının olması kişilerin hayat kalitesini artıracak bu ise doğrudan kişinin
sağlığına pozitif yönde etki yapacak olmasıdır.

İnsan hakları tarihi süreci içerisinde edinilen devrimci bir belge niteliğinde sayılan
ve “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu” tarafından 1948 senesinde kabul edilen bir
deklarasyon olan “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi/Bildirgesi (Universal Declaration
of Human Rights/UDHR)”’nin 25. maddesinin 1. fıkrasında sağlıklı olma hakkı; “Her şahsın
gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım ve gerekli sosyal
hizmetler dâhil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve
işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkanlarından iradesi dışında
mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.”132 şeklinde ifade edilmekte ve
bireylerin bu hakkı sağlama görevi ise birçok ülkede anayasalar ile devlete verilmektedir.

Kişisel manada büyük önem arz eden bu kavram bireysel


açıdan ne kadar önemliyse toplumsal açıdan da bir o kadar önemlidir. Zira kişilerin sağlıkları
toplum sağlıklarını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle yasal bakımdan bağlayıcı
olmamasına rağmen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesindeki maddelerin birçoğu ulusal

131 Osman Hayran ve Haydar Sur, Sağlık Hizmetleri El Kitabı, Yüce Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, 1998, s.3.
132 https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/203-208.pdf (28.09.2019)

61
anayasalarda yer bulmuş, bu durum ise insan haklarının dünya çapında ciddi manada
düzeltilmesine yardımcı olmuştur. Bu konu, ülkemizde 09 Kasım 1982 tarihli ve 17863 sayılı
Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nın Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması başlıklı 56. maddesinde kendine
yer bulmuş olup şu şekilde vurgulanmıştır;

“Madde56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.


Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini
sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek
amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu
görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları
denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için
kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”133

Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerden meydana gelir. Kişilerin sağlıklı olmaları
ise hem sağlık ve hastalığa gereken önemi vermeleri ve hem de sağlık hizmetlerini olması
gerektiği şekilde kullanmaları ile ilgilidir. Sağlıklı kişilerin, hem ekonomik hem de toplumsal
fayda sağladığı bilinmesine rağmen günümüz toplumunda sağlığını kaybetmiş bireylerin
varlığı ve niteliği zararların boyutlarını ve maliyetini artırmaktadır. Dolayısıyla, toplumsal
gelişmenin en önemli öğelerinden birisi olarak kabul edilen sağlık statüsünün yükseltilmesi
için sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunumu, toplumun ihtiyaçlarını karşılar
nicelikte ve nitelik olması son derece önemlidir.134

Bireyin ve dolayısıyla toplumun sağlık seviyesinin iyi bir durumda olması, hem
kişilerin bireysel olarak gelişimi hem de buna bağlı olarak toplumun başta ekonomik, sosyal

133 https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2018.pdf (28.09.2019)


134Mustafa Altındiş, Sağlık Kurumları Yönetimi-I, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, Sağlık ve Sağlık
Hizmetleri, Ünite1, Erzurum, s.2.

62
ve kültürel açıdan olmak üzere her yönden gelişmesi bakımından çok önemli bir unsur ve
koşuldur.

Kişinin sağlıklı olması, öncelikle hayatından zevk alması, birey olması nedeniyle
görevlerini yerine getirebilmesi ve verimli olabilmesi için olduğu kadar toplumsal ve
ekonomik boyutta da büyük katkılar sağlayan bir durumdur. Özellikle eğitim ve diğer insani
yetenekler için kullanılan beşeri sermayenin önemli bir unsuru olmasından dolayı sağlığın
taşıdığı önem, ekonomik kalkınma ile de yakından ilişkilidir.135 Zira, sağlıklı insanlar daha
uzun yaşadıkça, daha üretken olup aynı zamanda tasarruf sağladıklarından, ekonomik
kalkınmaya önemli bir katkı sağlamaktadır.

Sağlıklı kişiler veya milletler eğitimlerini daha iyi alırlar ve dolayısıyla üretime
katıldıkları noktada daha üretken ve verimli çalışırlar. Bu durum ise ekonomik büyümeye
olumlu katkılar sağlayacaktır.136 Dolayısıyla, sağlık hizmetleri ulusların sosyo-ekonomik
bakımdan kalkınma düzeylerinin en önemli göstergelerinden bir tanesidir.

2.2. Hizmet ve Hizmetin Özellikleri

Hizmet, tüketicinin ihtiyaçlarını tatmin etmek maksadıyla üretilen, maddi bir


özelliği bulunmayan, alım satım imkânı olan, üretildiği yerde tüketilen, belli bir fiyata sahip
ve faydası olan soyut bir iktisadi faaliyet olarak ifade edilebilir. Sağlık kuruluşları hizmet
işletmeleridir.

Hizmetin özellikleri;

Soyutluk: Soyutluk, hizmetin elle tutulamaz, duyulamaz, görülemez yani duyularla


fark edilemez, bir ölçü birimiyle ifade edilemez, paketlenemez, sergilenemez ve taşınamaz
olduğu anlamına gelir. Envanteri tutulamamakta, üreticiden tüketiciye doğrudan

135Feride Saçu Barlin, Türkiye’de Sağlık Harcamalarının Ekonomik Kalkınma Üzerine Etkileri, Balıkesir
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir, 2010, s.34.
136Yücel Uyanık ve Abdulkadir Yüksel, Türkiye’de Sağlık Harcamalarının Ekonomik Büyümeye Etkisi: Bir Meta-
Sentez Çalışması, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 5 Sayı 12, Ankara, 2018, s.42.

63
geçmektedir. Bundan dolayı hizmet dayanıksız olarak kabul edilir. Bir operada, bir koltuk o
gece için tutulmamış ise geliri sonsuza kadar kaybedilmiş demektir ya da belirli bir seferde
uçakta boş kalan koltuk bir daha hiç satılmayacaktır. Bir hizmet önceden üretilip
stoklanamaz, piyasaya arz edildikten sonra tüketilmemesi halinde meydana gelecek
ekonomik kayıplar daha sonradan giderilemez.

Heterojenlik (Türdeş Olmama): Hizmetler, farklılık gösterirler yani hiçbir zaman


birbirinin aynısı olmazlar. Beklenti ve tecrübelerdeki farklılıklar, hizmetin kalite kontrolünü
güçleştirir. Bu nedenle standartlaştırılmaları çok zordur. Hizmetlerin esas üretim şekli insan
davranışlarıyla gerçekleştiğinden aynı bireyin sunduğu hizmetler dahi birbirinden farklılık
arz edebilir. Kısacası, hizmetin kalitesi, özü, kapasite ve kapsamı açısından farklılık gösterir.
Bu farklılık ise üreticiden tüketiciye, alıcıdan alıcıya, zamandan zamana, üretici ile tüketici
arasındaki ilişkiye ve içinde bulunulan duruma göre meydana gelebilir. Dolayısıyla hizmetin
kalitesi ve performansını önceden net bir şekilde ölçemezsiniz.

Eş Zamanlı Üretim ve Tüketim: Hizmetin sunumu, tüketim süresince veya


tüketimin belli bir bölümü esnasında olabilir. Malların birçoğu önce üretilir, depolanır, satılır
ve müşteri tarafından kullanılırken hizmet ise müşteri tarafından satın alındığı esnada
üretilmekte ve tüketilmektedir. Dolayısıyla hizmetin üretilmesi ile kullanılması eş zamanlı
olarak meydana gelmektedir. Bu nedenle çoğu zaman hizmeti üreten ve sunan aynı kişi olur,
yani üretici hizmetin bir parçasıdır diyebiliriz. Bu ise, hizmet sektöründe aracısız doğrudan
dağıtımı meydana getirmektedir. Dolayısıyla hizmetin üretimi ve pazarlanması birbirinden
ayrılamadığından, hizmet aynı zamanda birden fazla piyasada pazarlanamaz.

Değişken Talep: Hizmete yönelik talep, göreceli olarak belirsiz ve değişkendir. Bu


talep sadece aylara, mevsimlere, yıllara göre değil, günden güne ve hatta bir gün içindeki
saatlere göre bile dahi önemli ölçülerde değişiklik gösterebilir. Bu nedenle sunulan hizmet
miktarı ve talep edilen hizmet arasında denge sağlamak her daim işletmenin elinde değildir.
Bazen talebin artması halinde hizmet arzı yetersiz olurken, bazen de fazla hizmet arzı
karşısında talep yetersizliği ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Talebin dalgalanması

64
nedeniyle hizmetin üretim kapasitesinin tespit edilmesi güç olmakta, bunun yanı sıra
verimlilik ve performansın ölçülmesinde zorluklar ile karşılaşılmaktadır.

2.3. Sağlık Hizmetleri ve Sağlık Hizmetlerinin Önemi

Sağlık hizmetleri, toplumların sosyoekonomik açıdan kalkınmışlık seviyelerinin en


önemli göstergelerinden birisi olup esas amacı; toplumun ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini,
müşterinin istediği zamanda, kalitede ve mümkün olduğunca en düşük maliyetle
sunmaktır.137 Sağlık hizmetleri, hastalıkların teşhis, tedavi ve rehabilitasyonunun yanı sıra,
hastalıkların önlenmesi, bireyin ve toplumun sağlık seviyesinin geliştirilmesi yönündeki
faaliyetlerin bütününü ifade etmektedir.

Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Sağlık Bakanlığı Yönergesinin 4’üncü


maddesinin b fıkrasında ise sağlık hizmetleri “İnsan sağlığına zarar veren çeşitli etmenlerin
yok edilmesi ve toplumun bu etmenlerin etkilerinden korunması, hastaların tedavi edilmesi,
bedensel ve ruhsal yetenek ve becerileri azalmış olanların rehabilite edilmesi için yapılan
hizmetlerdir” şeklinde tanımlanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ) sağlık hizmetlerini, “Belirli sağlık


kuruluşlarında, değişik tip sağlık personelinden yararlanarak toplumun gereksinme ve
isteklerine göre değişen amaçları, gerçekleştirmek ve böylece kişilerin ve toplumun sağlık
bakımını her türlü koruyucu ve tedavi edici etkinliklerle sağlamak üzere ülke çapında
örgütlenmiş kalıcı bir sistem” olarak tanımlamaktadır.138

137Canser Boz, Özge Çonak ve Emrah Önder, Sağlık Ekonomisi ve Karar Verme, Emrah Önder(Ed.)-Bahadır Fatih
Yıldırım(Ed.), Sağlık Yönetiminde Karar Verme I Çok Kriterli Karar Verme Uygulamaları İle içinde (243-289), Dora
Yayınları, Bursa, 2018, s.243.
138Sefer Gümüş, Nurcan Öngör ve Hande Gülnihal Gümüş Bilim, Sağlık İşletmelerindeki Çatışmaların Hizmetlerin
Pazarlanmasına Etkileri, Hiperlink Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, Kasım 2013, s.34.

65
Leibowitz, gelişme potansiyeli büyük bir sektör olan sağlık hizmetlerini, bir hastalık
veya kaza olduğunda zararın giderilmesi kapsamında talep edilen ve neredeyse her bireyin
tüketme olasılığının yüksek olduğu bir hizmet olarak tanımlamaktadır.139

Eggleston, sağlık hizmetlerini “kişilerin ve toplumların sağlıklarını korumak,


hastalandıklarında tedavi etmek, tam olarak iyileşemeyip sakat kalanları başkalarına
bağımlı olmadan yaşayabilmeleri için rehabilite etmek ve toplumların sağlık düzeyini
yükseltebilmek amacıyla yapılan planlı çalışmaların tümü” olarak tanımlamakta olup
Normand’da sağlık hizmetlerinin alınıp satıldığı piyasayı “sağlık hizmetleri piyasası” olarak
ifade etmektedir.140

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Hizmet


basamakları ve sevk zinciri” başlıklı 70’inci maddesinde yer alan “Bu kanunun uygulanması
bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak Sağlık
Bakanlığı tarafından basamaklandırılır” hükmü uyarınca sağlık hizmeti sunucularının
basamaklandırılması aşağıdaki şekilde yapılmıştır:

Muammer Yaylalı, Selahattin Kaynak ve Zeynep Karaca, Sağlık Hizmetleri Talebi: Erzurum İlinde Bir Araştırma,
139

Ege Akademik Bakış, Cilt 12, Sayı 4, Ekim 2012, s.563.


Emine Bilgili ve Eyyüp Ecevit, Sağlık Hizmetleri Piyasasında Asimetrik Bilgiye Bağlı Problemler ve Çözüm
140

Önerileri, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, Cilt:11, Sayı:2, 2008,s.203-204.

66
Birinci Basamak Sağlık İkinci Basamak Sağlık Üçüncü Basamak Sağlık
Kuruluşları Kurumları Kurumları
•Bünyesinde birinci •Eğitim ve araştırma •İleri tetkik ve özel tedavi
basamak sağlık kuruluşu hastanesi olmayan devlet gerektiren hastalıklar için
bulunan ilçe sağlık hastaneleri ve dal yüksek teknoloji içeren
müdürlüğü hastaneleri ile bu ve/veya eğitim ve araştırma
•Toplum sağlığı merkezi hastanelere bağlı semt hizmetlerinin verilebileceği
(TSM) poliklinikleri altyapıya sahip sağlık
•Aile sağlığı merkezi •Entegre ilçe hastanesi (E1) kurumlarıdır.
(ASM) •Sağlık Bakanlığına bağlı •Sağlık Bakanlığına bağlı
•Halk sağlığı laboratuvarı ağız ve diş sağlığı eğitim ve araştırma
(L1 ve L2) merkezleri hastaneleri ile devlet ve
•Kamu kurumlarına ait olup vakıf üniversitelerine ait
•Kurum tabipliği
Bakanlıkça hastaneler.
•112 Acil sağlık hizmeti
birimleri ruhsatlandırılmış olan
hastaneler, tıp merkezleri
•“Evde Bakım Hizmetleri
ve dal merkezleri
Sunumu Hakkında
Yönetmelik” kapsamında •Özel hastaneler
hizmet veren merkez veya • Tıp merkezleri ve dal
birimler merkezleri
•İşyeri sağlık ve güvenlik •Ağız ve diş sağlığı
hizmeti sunulan birimler hastaneleri
•Belediyelere ait •Diyaliz, üremeye yardımcı
poliklinikler tedavi merkezileri,
•Özel poliklinikler hiperbarik oksijen tedavi
merkezleri, tıbbi
•Ağız ve diş sağlığı hizmeti
laboratuvarlar gibi
veren özel sağlık
müstakil olarak
kuruluşları
ruhsatlandırılan tanı ve
•Üniversiteler bünyesindeki tedavi merkezleri
mediko-sosyal birimler
•Alkol ve madde bağımlılığı
•TSK birinci basamak tedavi ve eğitim merkezi,
sağlık üniteleri çocuk ergen madde
•Eczaneler bağımlılığı tedavi merkezi,
•Muayenehaneler diyaliz merkezi, gebe
•Entegre ilçe devlet okulu, geleneksel ve
hastanesi (E2 ve E3) tamamlayıcı tıp uygulama
•Çocuk, ergen, kadın ve birimi, obezite merkezi,
üreme sağlığı birimi, toplum ruh sağlığı merkezi,
enfeksiyon kontrol birimi, üremeye yardımcı tedavi
entegre sağlık hizmeti merkezi, semt
birimi, evde sağlık hizmeti poliklinikleri.
birimi, kanser erken teşhis,
tarama ve eğitim merkezi,
sıtma savaş dispanseri,
verem savaşı
dispanseri, sağlıklı hayat
merkezi, göçmen sağlığı
merkezi, iş sağlığı ve
güvenliği birimi,
yetkilendirilmiş aile
hekimliği birimi, sağlık
evi.

67
Şekil 5: Sağlık Hizmeti Sunan Kurumların Basamaklandırılması
Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Genelge 2019/18

Sağlık hizmetlerinde en temel ilkeler yeterlilik, eşitlik, verimlilik, bilimsel kalite ve


insancıllıktır. Etkinlik, kullanılan girdilerle oluşturulan hizmetin yeterliliğidir. Etkinlik,
hizmetlerin umulan etkiyi yapabilmesidir. Eşitlik ise üretilen hizmetlerin bireylerin ve
toplumun ihtiyacına göre bütün herkese eşit olarak dağıtılmasının, temel insan hakkı olarak
sağlanmasıdır. Yeterlilik, hizmetlerin bireylerin ve toplumun ihtiyaçlarının karşılanması
kapsamında gereken düzeyde ve miktarda verilmesidir. İnsancıllık ise toplumsal hayatın,
birey olmanın, hayat hakkı ve birey hukukunun gerektirdiği gereksinimdir. Sağlık hizmetleri
arzında vazgeçilmez nitelikte kabul edilen bu ilkeler, rekabet koşullarına bakılmaksızın her
daim dikkate alınmak zorundadır.141

İçinde bulunduğumuz dönemde, toplumların gelir ve eğitim düzeylerinin


yükselmesiyle, sağlık bilinci de pozitif yönde artmıştır. Birey açısından bu denli önemli olan
sağlık kavramının korunması, tedavisi ve rehabilitasyonu hizmetlerini sunan kurumlarının
verdikleri sağlık hizmetlerinin genel niteliklerini aşağıdaki gibi ifade edebiliriz;142

Kamusallık: Sağlık hizmetleri yarı kamusal mallar olarak gruplandırılmaktadır. Bu


hizmetler tüketimleri neticesinde topluma dışsal fayda sağlarken, bu hizmeti tüketen bireye
ise özel fayda sağlamaktadır.

Dışsallık: Sağlık hizmetleri üretim ve/veya tüketim faaliyetleri neticesinde, başka


birimlerin fayda veya maliyet fonksiyonlarını olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Devlet Müdahaleleri: Sağlık hizmetlerinde devlet müdahaleleri planlama, teşvik,


destek, yatırım ve kontrol gibi farklı şekillerde kendini göstermektedir.

141 Akbolat, ,s.12.


142 Öztürk, s.64.

68
Belirsizlik Altında Seçim: Hizmeti alan bireyler, alacağı hizmetin maliyet ve
kalitesi konusunda bilgi sahibi olamamakta veya çok az bilgiye sahip olmaktalar.

Asimetrik Bilgilenme: Hizmet alan birey (hasta) ve hizmet veren taraf (doktor)
arasında bilgi yönünden değişik sektörlerle karşılaştırıldığında büyük farklar bulunmaktadır.
Doktor ve hastası arasında bilgi açısından bir uyum bulunmamakta bu ise, hasta ve doktor
arasındaki iletişimi güçleştirmektedir.

Hastalık Riski ile Tüketiminin Önceden Belirlenememesi: Sağlık hizmetine ne


zaman, nerede, kimler tarafından ve hangi miktarda ihtiyaç duyulacağı ve bunun ne zamana
kadar süreceği genellikle belli olamamaktadır. Ancak günümüzde devletler yaptıkları
planlama ve araştırmalar ile birlikte tahmini bir hizmet sunumu yapmaktadırlar.

Sağlık Malının Yetersiz Tüketiminin Toplumu da Etkilemesi: Sağlık hizmetinin


taşıdığı kamusallık ve dışsallık özelliklerinden dolayı, bu özelliklerin yeterli düzeyde
sunulmadığı ya da tüketilmediği durumlarda toplumun bir kısmı ya da tümü zarar
görebilmektedir.

Sağlık hizmetlerinin diğer özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;


 Sağlık hizmetlerinde talep belirsizdir.
 Sağlık hizmetlerinde uzmanlaşma seviyesi çok yüksektir.
 Sağlık kurumları karmaşık bir yapıya sahiptir.
 Sağlık hizmetlerinin doğal ve tekel olma özelliği bulunmaktadır. Piyasaya
girişte sınırlamalar olması hakkında, Sağlık Bakanlıklarının yasal düzenlemeleri bu sınırı
belirlemektedir.
 Sağlık bakımı, genellikle bütün hizmetler içinde en soyut hizmetlerden
birisidir.
 Sağlık sektörü diğer sektörlere kıyasla çok daha hızlı değişen ve gelişen bir
sektördür.

69
 Günümüzde sağlık kuruluşlarında insan kaynakları profesyonel bireylerden
oluşmak durumunda ve bu bireyler kurumsal hedeflerden daha çok mesleki hedeflere önem
vermektedirler.
 Sağlık hizmetlerinde arz ve talep arasında dengesizlik vardır.
 Sağlık hizmetlerinde işlevsel bağımlılık çok yüksek düzeydedir.
 Tüketici, uzmanın gücü karşısında bilgisiz ve zayıf bir konumdadır.
 Yapılan işlerde hata ve belirsizliklere karşı duyarlılık yüksek seviyededir ve
tolerans gösterilmeyen bir sektördür.
 Sağlık hizmetlerinin önceden denenme gibi bir şansı bulunmamaktadır.
 Sağlık hizmetlerinde gerçekleştirilen faaliyetlerin önemli bir kısmı acil ve
ertelenemez niteliktedir.
 Sağlık hizmetleri piyasası şeffaf değildir, sektörde belirsizlik ve risk her daim
mevcuttur.
 Hizmetlerin ve faydalarının tanımlanması ve ölçümü oldukça zordur.
 “Hastalık yoktur, hasta vardır” ilkesinden hareketle bütün hastalara aynı
süreç uygulanamaz. 143

İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar en kıymetli olan kavram sağlıktır.


Sağlığı korumak ve ortaya çıkan hastalıkları tedavi etmek ile ilgili uğraşılarda bireyin
emeğinin en kıymetli çıktısı sağlık için yapılan sağlık hizmetleridir. Sağlıklı kişilerin topluma
yararı yüksek iken aksi durumda ise meydana gelen kayıp ve zararların boyutları ve
maliyetinin tahmini dahi oldukça zordur. Bu bakımdan kamu otoritesi tarafından toplumun
sağlığını “korumaya” dönük hizmetlerin üretilmesi olmazsa olmazdır. Bu nedenle,
toplumsal koruyucu sağlık hizmetlerinin ana sunucusunun devlet olduğunu belirtmek yanlış
olmayacaktır. Bunun farkında olan gelişmiş ülkelerde sağlık sektörüne ciddi manada büyük
yatırımlar yapılması ve milli gelirden önemli payların ayrılmasının sebebi de budur. 144

Öztürk, s.64-65.
143

Mehmet Emin Kurt, Sağlık Hizmetleri Yöneticilerinin Yönetim Eğitim İhtiyaçlarının Belirlenmesi; Diyarbakır
144

Örneği, Dicle Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Diyarbakır, 2016, s.10.

70
Ülkemizde gerçekleştirilen sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı, OECD üyesi
diğer devletler ile karşılaştırıldığında daha düşüktür. Özellikle son yılların rakamları
incelendiğinde ülkemiz, sağlık harcamalarına en düşük payı ayıran ülkelerden biri olmuştur.
Bu bağlamda ülkemizi takip eden ülkeler Meksika, Letonya, Estonya ve Polonya’dır. En
yüksek oranların ise Amerika, İsviçre, Almanya, İsveç ve Japonya’da gerçekleştiği
görülmektedir.145 2018 yılı OECD ortalaması yaklaşık % 9 iken ülkemiz % 4,2 oranı ile bu
oranın gerisinde kalmıştır.146

Sağlık hizmetlerinin çıktısı sağlık ve konusu insan, dolayısıyla toplum sağlığıdır.


Bu nedenle sağlık ve sağlık hizmetleri arzı, kişinin yaşamının kaliteli bir şekilde devam
ettirilmesinde ve bu devamlılığının korunmasında her daim kilit önem taşıyan bir alan
olmuştur. Bu çerçevede sağlık işletmelerinin, müşteri beklentileri üzerinden hizmet
kalitelerini geliştirmeye dönük hedefler ortaya koymaları gerekliliği her geçen gün daha da
artmaktadır.147

1978 yılının Eylül ayında Alma Ata'da yapılan Temel Sağlık Hizmetleri konulu
uluslararası konferansta, dünya ölçeğinde tüm insanların sağlıklarını korumak ve daha iyi bir
seviyeye getirmek kapsamında en kısa zamanda gerekli işlemleri yapmak, bütün
hükümetlerin, bütün sağlık ve kalkınmada görevli olanların ve bütün dünya toplumlarının en
temel görevleri arasında olduğu vurgulanmıştır.148

Filiz Giray ve Gamze Çimen, Sağlık Harcamalarının Düzeyini Belirleyen Faktörler, Türkiye ve OECD Ülkeleri
145

Analizi, Sayıştay Dergisi, Sayı 111, Ankara, Ekim-Aralık 2018, s. 156.


146 https://stats.oecd.org/Index.aspx?ThemeTreeId=9 (01.02.2020)
147 Dersu Taş, Sağlık Hizmet Kalitesinin Ölçümüne İlişkin Bir Araştırma, Sağlıkta Performans ve Kalite Dergisi, Cilt
4, Sayı 2, 2012, s. 79.
148 Temel Sağlık Hizmetleri Uluslararası Konferansı, 1978, Alma-Ata,
http://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=521:temel-saik-hmetleruluslararasi-
konferansi-bdalma-ata&catid=6:uluslararasylge&Itemid=36

71
2.4. Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması

Esasında sağlık hizmetleri bir bütün olmasının yanında, daha kolay anlaşılabilmesi
açısından dört bölümde incelenmektedir. Bunlar149;

 Koruyucu Sağlık Hizmetleri


 Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri
 Rehabilite Edici Sağlık Hizmetleri
 Sağlığın Geliştirilmesi Hizmetleri

2.4.1. Koruyucu Sağlık Hizmetleri:

Bireyleri hastalanmaktan, sakat kalmaktan, yaralanmaktan ve erken ölümden


korumak için verilen sağlık hizmetleridir. Kısacası, hastalıkların önlenmesi, sağlığın
korunması için sunulan hizmetler, yapılan düzenlemelerdir. Örneğin, erken tanı, bireye
yönelik olarak yapılan bağışıklama, aile planlaması, ilaçla ve serumla koruma, sağlık eğitimi,
beslenme yapılarının iyileştirilmesini sağlamak kapsamında gıda güvenliği ile sağlıklı
beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, gibi faaliyetler ile biyolojik, sosyal ve fizik
çevredeki olumsuz şartlardan kaynaklanan sağlık problemlerini önlemek için çevreye yapılan
müdahaleler koruyucu hizmetlerdir.

2.4.2. Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri:

Sağlık durumu bozulan, hastalığa yakalanan kimselerin bu durumdan kurtulup


tekrar sağlıklarına kavuşabilmelerini sağlamak üzere temel olarak hekim ve öteki sağlık
profesyonellerinin destekleri ile sunulan sağlık hizmetleridir.

149 Dilaver Tengilimoğlu, Sağlık Hizmetleri Pazarlaması, Siyasal Kitabevi, Ekim 2014, Ankara, s.178-179.

72
2.4.3. Rehabilite Edici Sağlık Hizmetleri:

Hastalık ya da yaralanma nedeniyle bozulan mental, sosyal ve fiziki gücünü


tekrardan kazanmak ve hasta bireyi eski çalışma sahasına göndermek ya da azalan gücüne
daha fazla uyan bir iş için hazırlamak kapsamında sunulan tıbbi ve cerrahi faaliyetler ile
sosyal çalışmalardır.

2.4.4. Sağlığın Geliştirilmesi Hizmetleri:

Toplumun genel sağlık seviyesinin iyileştirilmesini hızlandırıcı, sağlıklı bireylerin


sağlık durumlarını daha yukarı düzeylere çıkartmak için sunulan hizmetlerdir. Koruyucu,
tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin yanı sıra, sosyal, ekonomik ve çevre koşullarının
iyileştirilmesi, kişilerin sağlık eğitimi, toplumun kalkınması çalışmalarını da
kapsayan, sağlığın geliştirilerek, bedensel ve ruhsal sağlık durumu, hayat kalitesi ile yaşam
süresinin artırılmasını amaçlayan bu hizmetlerde esas sorumluluk kişilere aittir.

2.5. Sağlık Kurumları ve Etkileşimde Olduğu Faktörler

Sağlık kurumlarını “T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış özel


işletmeler veya kamuya ait yataklı ve/veya ayakta tanı, tedavi hizmetlerini veren hastane,
laboratuvar, tanı merkezi, poliklinik, doktor muayenehaneleri, eczane gibi kurumlar”
şeklinde tanımlayabiliriz.

Kısaca ifade etmek gerekirse, “sağlık hizmeti sunan oluşumların tümü” olarak
söyleyebiliriz.

Sağlık kurumunun sunduğu hizmetin çıktısının ölçülmesinin ve tanımlanmasının


zorluğu, değişken ve karmaşık oluşu, yapılan işlemlerin büyük bir kısmının acil ve
ertelenemez oluşu, uzmanlaşma seviyesinin diğer kurumlara göre daha yüksek oluşu, insan

73
kaynaklarının büyük oranda alanında profesyonel kişilerden oluşması gibi özellikler ve
ayrıcalıklardan ötürü sağlık sektörü önemli sektörlerden biri olma özelliği taşımaktadır. 150

Sağlık kurumları sistem yaklaşımı çerçevesinde incelendiğinde aşağıdaki şekilde


görülen çok geniş bir dış çevre ve tüm diğer sistemlerle etkileşim halinde olduğu görülür.

Çevre
•Sağlık Hukuku
•Sağlık Organizasyonu
•Sağlık Politikası
•Finansal Kaynaklar
Hasta Üst Sistem
•Eğitim Düzeyi •Refah Düzeyi
•Sosyal Güvenlik •Kültürel Düzey
•Yakın Çevre •Anayasal ve Yasal
Sistem

Sağlık
Kurumları

Şekil 6: Sağlık Kurumlarının Etkileşim Halinde Olduğu Faktörler

Kaynak: Rojan Gümüş, Sağlık Kurumlarında Pazarlama Bileşenlerinin


Kullanıcıların Tekrar Satın Alma Niyetine Etkisi, İstanbul Kültür Üniversitesi, Lisansüstü
Eğitim Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, Haziran 2019, s.5.

Şekil 6 incelendiğinde sağlık kurumlarının etkileşim halinde olduğu sahalar üç ana


başlık altında toplanmıştır. Bunlardan ilki, hasta ve yakın çevresinin durumu, gücü ve
eğilimleri ile ilgili olanlardır. Bir diğeri dış çevredeki sistem kapsamında bulunan sağlık

Fatih Aksu, Sağlık Yöneticilerinin Profesyonellik Düzeylerinin Belirlenmesi, Altınbaş Üniversitesi, Sosyal Bilimler
150

Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, s.19.

74
politikası, finansal kaynaklar, organizasyon ve hukuki düzenlemelerdir. Üst sistem şeklinde
isimlendirilen faktörler ise ülkedeki hukuki düzenlemeler, gelişmişlik düzeyi ve ülkenin
yönetim biçimidir. Bütün bunların yanında, Dünya Sağlık Örgütü, International Labour
Organization (ILO) gibi örgütlerin aldığı ve uyguladığı kararlar da ülkelerin ve sağlık
kurumlarının aldığı kararları ve uygulamalarını etkiler.151

Toplumsal gelişmişlik seviyesinin, kişilerin bilinç düzeyinin ve sektördeki rekabetin


her geçen gün artması sağlık kurumlarının sayısını da gün geçtikçe arttırmaktadır. Bununla
birlikte özel sağlık kurumlarının sağlık sektöründe neredeyse kamu kurumları kadar yer
alması ülkelerin gelirlerinin büyük bir kısmının sağlık harcamalarına aktarılmasına neden
olmuştur. Fakat bu husus sağlık hizmetlerinin kamu malı olma niteliğini değiştiremez.

Sağlık kurumlarının kamu veya özel olması ya da araştırmaya yönelik üniversite


hastanesi olması hizmet sunum şekillerini ve yönetim stratejilerini değiştirse bile yönetimde
etkinlik ve verimlilik sağlanması bütün hepsi için birinci öncelikli husustur. Yönetim
biliminin temel yöntemleri diğer sektörler için olduğu gibi sağlık sektörü için de yol
göstericidir. Hangi çeşit sağlık kurumu olursa olsun bütün hepsinin en temel amacı en doğru,
en kaliteli hizmeti ahlaki kuralları gözeterek sunmak ve neticede bunu kara çevirmektir.152

Sağlık hizmetleri, hizmet kavramı için belirlenmiş bütün özelliklere sahip olmanın
yanı sıra, bazı farklı özelliklere de sahiptir. Sağlık hizmetlerinin tanımı gereği bu sektördeki
kuruluşları belirlemek ve sınıflandırmak bir hayli zordur. Odabaşı sağlık hizmetlerini Şekil
7’de görüldüğü üzere bir endüstri olarak ele almış ve bu endüstriyi sağlık sektörünü
oluşturanlar, sağlık hizmetlerini sağlayanlar ve sağlık hizmetini üstlenenler olarak üç grupta
toplamıştır. Gruplandırmanın en sağında bulunan kesim sağlık hizmetleri ve ürünlerini talep
eden ve sayıları oldukça farklı olan “sağlık hizmetleri tüketicileri”dir. Sağlık hizmetleri
tüketicilerine (hasta ya da potansiyel hastalar) en yakın diğer grup “sağlık hizmetlerini

151 Rojan Gümüş, Sağlık Kurumlarında Pazarlama Bileşenlerinin Kullanıcıların Tekrar Satın Alma Niyetine Etkisi,
İstanbul Kültür Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, Haziran 2019, s.4-5.
152 Gümüş, s.6

75
üstlenenler”dir. Bunlar; hastaneler, laboratuarlar, serbest çalışan doktorlar, eczaneler, bakım
evleri, klinik ve sağlık koruma kuruluşlarından oluşmaktadır. Bu iki gruba sağlık ürünlerini
sunan grup ise “sağlık hizmetleri ve ürünlerini sağlayanlar”dır. Tıbbi malzeme, cihaz ve
donanım (tefrişat) sağlayan kuruluşlar ile ilaç firmalarından oluşan bu grubun en önemli
özelliği kar amacıyla çalışmaları ve ileri seviye pazarlama tekniklerini kullanmalarıdır. Son
grup ise “sağlık sektörü oluşturucuları”dır ve sağlık kurumları, sigorta şirketleri, merkezi ve
yerel sağlık birimlerinden oluşur.153

Sağlık Sektörü Sağlık Hizmetleri Sağlık Hizmetlerini Sağlık Hizmetleri


Oluşturucuları Üstlenenler Tüketicileri

Özel Doktorlar
İlaç Şirketleri

Sağlık ile ilgili


Hastaneler
Tıbbi Malzeme

Sigorta Sağlayan Klinikler ve


Şirketler
Kuruluşları Sağlık
Tıbbi Cihaz Sağlık
Koruma
Yerel, Bölgesel Tüketicileri
ve Merkezi Sağlık
Yönetim Tıbbi Donanım Laboratuvarları
Sağlık Bakım Evleri
(Tefrişat)
Birimleri

Eczaneler

Yavuz Odabaşı, Sağlık Hizmetleri Pazarlaması, Anadolu Üniversitesi Yayın No:799, Açıköğretim Fakültesi Yayın
153

No:409, Eskişehir, 1994, s. 26.

76
Şekil 7: Sağlık Hizmetleri Endüstrisi
Kaynak: Yavuz Odabaşı, “Sağlık Hizmetleri Pazarlaması”, Anadolu Üniversitesi
Yayın No:799, Açıköğretim Fakültesi Yayın No:409, Eskişehir, 1994, s. 26.

Ülkemizde sağlık hizmetleri kamu hastaneleri, yerel yönetimlere ait hastaneler, özel
hastaneler, farklı bakanlıkların değişik kuruluşları, bazı sivil toplum kuruluşlarına ait kurum
ve kuruluşlar ile azınlıklara ait bazı sağlık kuruluşları tarafından sunulmaktadır.

Hastaneler, gerek hizmet üretim hacmi ve gerekse sağlık harcamaları açısından


sağlık sistemi içerisinde önemli bir yere ve paya sahiptir. Tıp bilimindeki ve teknolojideki
gelişmelerle beraber hastanelerde çok hızlı gelişim göstermekte ve sağlık harcamalarının
büyük bir bölümünü tüketen kurumlar haline gelmektedirler.154

Sağlık hizmeti sunan bu işletmelerin yönetimi, belirli formal örgütlenme yapısı


çerçevesinde insan gücü ve diğer kaynaklarla gerçekleştirilecek olan amaçlara erişebilmek
için birbiriyle ilişkili sosyal ve teknik işlevleri ve faaliyetleri kapsayan bir süreç olarak
değerlendirilmektedir.155

Günümüzde sağlık hizmetlerine ciddi miktarlarda kaynak aktarılmakta olup bu


kaynakların etkili ve verimli kullanılması için farklı çevrelerden hizmet sunucularına yönelik
yoğun bir baskı uygulanmaktadır. Bu baskı ise sağlık hizmeti sunan sağlık kurumlarının
modern yönetim tekniklerini uygulamaları ve takip etme yönünde itici bir güç olarak işlev
görmektedir.156

154 Selma Söyük, Hastane İşletmeleri, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel
Boyutlar Rehberi içinde (33-65), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.34.
155 Mihriban Arslan, Sağlık Kurumlarında Dış Kaynak Kullanımının Değerlendirilmesi: Van İli Örneği, Fırat

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2018, s.5.
156Selma Altındiş, Sağlık Kurumları Yönetimi-I, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, Sağlık
Kurumlarında Yönetim, Ünite5, Erzurum, s.2.

77
2.6. Yönetim ve Yönetici

İlk insanın, vahşi hayvanlara, doğa güçlerine ve zorbalara karşı gelebilmek için
kader ve güç birliği yapmak amacıyla bir araya geldiği gerçeğini dikkate alırsak, yönetim
kavramının insanlık tarihi kadar eskilere gittiğini söyleyebiliriz. Ortak amaçlarını
gerçekleştirmek için insanların işbölümü ve işbirliği yaparak yöneten-yönetilen ya da lider
izleyiciler şeklinde amaca birlikte yöneldikleri her yer ve zamanda yönetim olgusu var
olmuştur.157

Kuruluşu, belirlenen amaçlara ulaştırmak maksadıyla eldeki mevcut bütün


kaynakları (insan, para, makine, malzeme) en ekonomik şekilde planlama, örgütleme,
yöneltme (etkileme, emretme) kontrol (denetim) ve koordine etme(düzenleme)
faaliyetlerinin bütünüdür.

Yönetimin en kısa tanımı Mary Parker Follett (1941)’e atfedilmektedir. Follett’e


göre “Yönetim, insanlar aracılığıyla iş yapma sanatıdır.” Daniel Wren (1979), “Yönetim,
bazı hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla insan çabalarının ve fiziksel kaynakların etkili
bir şekilde edinilmesini, tahsis edilmesini ve kullanılmasını sağlamak için belirli işlevleri
yerine getiren organize faaliyetler bütünüdür.” şeklinde tanımlamaktadır.158

Yönetim hakkında literatürde çeşitli tanımların olduğu görülmektedir.


Ekonomistlere göre yönetim, sermaye, işgücü ve toprak ile beraber üretim fonksiyonlarından
birisidir. Toplumbilimcilere göre yönetim, bir sınıf ve saygınlık sistemi olarak
nitelendirilebilir. Yönetim bilimciler ise yönetimin bir otorite sistemi olduğunu söylerler.
Onlara göre örgüt, yönetenler ve yönetilenler olarak iki gruptan oluşur ve bu iki grup
arasındaki ilişki otorite ilişkisi olarak ifade edilir. Ancak, yönetimle ilgilenenler yalnızca bu
disiplinler değildir. Hukuk, psikoloji ve muhasebe gibi sosyal bilimlerin bazı dalları
yönetimi, ilgi alanlarının amacına uygun bir şekilde tanımlamaya çalışmışlardır. Ancak tüm

157 M.Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, İşletme Yönetimi, Eğitim Yayınevi, Konya, Şubat 2013, s.2.
158 İbrahim Gün, Yönetim Bilimi ve Türkiye’de Sağlığın Yönetimi, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık
İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (93-121), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.97.

78
bu yaklaşımların ortak noktası yönetimin diğer kişilerin çabaları ve yardımıyla amaç ve
hedeflerin başarılması süreci olduğudur. Dolayısıyla yönetimin iki temel unsuru olduğunu
söyleyebiliriz; amaç ve işbirliği.

İşletmecilik bakımından ise yönetimi; “bir ya da daha fazla amacı


gerçekleştirebilmek için kişinin ya da grupların işbirliğini sağlamak, onları eşgüdümleyerek
amaca doğru yöneltme çabasıdır” şeklinde ifade edebiliriz. Bu nedenle yönetimin başlıca
öğeleri,

 Belli bir amacın ve buna uygun hedefin belirlenmesi,


 Birden çok insanın bir araya getirilmesi,
 Ortak amaç ve hedefler çerçevesinde bir işbirliği ve işbölümünün sağlanması,
 Bu şekilde ortak etkinlik gösterilmesidir.

İşletmecilik bakımından yönetim kavramı, yönetimi oluşturan faaliyet grupları


temel alınarak da tanımlanabilir. Buna göre ise yönetim, “belirli amaçların
gerçekleştirilmesini sağlamak için planlama, yönlendirme, personel alma, organize etme,
eşgüdüm ve denetleme faaliyetlerinden oluşan bir süreç” şeklinde tanımlanabilir.159

“Belirlenen örgütsel amaçlar doğrultusunda, insan kaynakları, finansal (mali)


kaynaklar, fiziksel kaynaklar ve bilgi kaynakları gibi örgütsel kaynakların etkin ve verimli
bir biçimde planlanması, örgütlenmesi, yönetilmesi ve denetlenmesi süreci” olarak ifade
edebileceğimiz yönetim birden fazla kişinin bir araya toplanması sonucu oluşur. Başka bir
ifade ile yönetim, “insanın tek başına gerçekleştiremeyeceği amaçlara ulaşabilmek için
yürütülen grup faaliyetidir”.160

Özgür Satıcı, Yönetim Nedir?, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
159

Ankara, 1998, s.2-3.


160Mesut Kurulgan, Çağdaş Bilgi-Belge Merkezlerinde Yönetim ve Organizasyon: Literatüre Yönelik Karşılaştırmalı
Bir Analiz, Türk Kütüphaneciler Derneği, 1.Baskı, Ankara, Ekim 2015, s.61-62.

79
En kısa şekilde “başkaları aracılığıyla amaçlara ulaşma süreci” olarak ifade
edilebilecek yönetim en temel olarak; “belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir araya
gelen insanların, ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere yapacağı faaliyetlerin
düzenlenmesi süreci” olarak ifade edilmektedir.161

Yönetimin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için belirli faaliyetlerin yerine


getirilmesi gerekir. Birbirini takip eden bu faaliyetler, yönetimin fonksiyonları ya da yönetim
süreci olarak isimlendirilir.

Yönetimin
Fonksiyonları

Yöneltme
(Etkileme, Denetim
Planlama Örgütleme Koordinasyon
Emretme) (Kontrol)

Şekil 8: Yönetimin Fonksiyonları


Kaynak: Yusuf Çelik, “Örgüt Teorileri ve Sağlık Kurumları Yönetimi”, Mehtap
Tatar (Ed.), Sağlık Kurumları Yönetimi-I içinde (76-108), T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını
No:2631, Açıköğretim Fakültesi Yayını No:1599, 1.Baskı Eskişehir, Temmuz 2012, s.79.

Yönetimin amacına ulaşabilmesi açısından fonksiyonların belirli bir uyum içinde


bulunması gerekmektedir. Yönetim sürecinin planlama aşaması ile neyin kim tarafından nasıl
ve ne zaman yapılacağı soruları cevaplanır. Örgütleme aşamasında, işin yapımında
kullanılacak insan gücü ile fiziksel kaynaklar en optimum şekilde bir araya getirilir.
Yöneltme aşamasında belirlenen hedefler doğrultusunda bütün kaynaklar işin yapımına sevk

161 Burcu Güngör Önlen, Türkiye’de Sağlık Yöneticiliği Eğitimi Ve Yüksek Lisans Öğrencilerinin Öz
Değerlendirmeleri, Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2018,
s.2-3.

80
edilir. Koordinasyon aşamasında süreçler arasındaki eşgüdüm sağlanır. Denetim aşamasında
ise belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığı ve ulaşılma derecesi kontrol edilir. Kontrol
aşaması ile birlikte döngü bitmez, daha iyi seviyelere ulaşmak amacıyla yeniden başlayarak
sürekli tekrar eder.162

Genel tanımlamayla yönetici, “başkaları vasıtasıyla amaçlara ulaşmaya çalışan


kişi”dir. İşletmecilik anlamında ise, “kar ve zararı başkasına ait olmak üzere, belirli bir ücret
karşılığında işletmenin yönetim sorumluluğunu üzerine alan ve bu yolla sonuca ulaşmaya
çalışan kişi”dir.

Profesyonel yönetici ise, “bu işi meslek olarak yapan ya da icra eden kişi” şeklinde
ifade edilebilir. Profesyonel yöneticinin, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları
araştırabilen, orta ve uzun vadeli planlar yapabilen, faydacı ve pragmatik bir stratejist olması
örgüt açısından önemlidir.163

1950’li yıllardan sonra “üretimin organizasyonundan çok organizasyonun üretimi”


anlayışını geliştiren post modern yönetim sistemi ile beraber yöneticilik kavramının tanımı
da değişikliğe uğramıştır. Yeni anlayışa göre yöneticinin görevleri, yalnızca çalışanları bir
araya getirme, denetleme ve kontrol etme ile sınırlı değildir. Üretimin her aşaması hakkında
bilgi sahibi olmak da ayrıca yöneticinin sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Örgütün
çalışanları ve maddi kaynakları kadar üretilen hizmetin alıcıları da organizasyonun bir
parçası konumundadır. Dolayısıyla yönetici, çalışanları, maddi kaynakları ve hizmet alıcıları
ile birlikte bir bütün olarak örgütün işleyişinden ve başarısından sorumlu bulunmaktadır.164

Değişen çevre koşullarına uyum sağlamak, örgütlerin dinamik yönünü oluşturan


yönetime düşen bir görevdir. Bu görevi ise, ancak teknik bilgi ve yeteneklerle donatılmış,

162Yusuf Çelik, Örgüt Teorileri ve Sağlık Kurumları Yönetimi, Mehtap Tatar (Ed.), Sağlık Kurumları Yönetimi-I içinde
(76-108), T.C.Anadolu Üniversitesi Yayını No:2631, Açıköğretim Fakültesi Yayını No:1599, 1.Baskı Eskişehir, Temmuz
2012, s.79.
163 M.Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, Yönetim ve Organizasyon, Eğitim Yayınevi, 20.Baskı, Konya, Eylül 2018, s.8.
164 Güngör Önlen, s.22.

81
değişmelere direnmektense onlara uyum sağlayabilen, dinamik, kişiler arası ilişkileri iyi
bilen, bilgisi ve karizması ile çalışanları etkileyip değişim de dâhil olmak üzere karşılaşılan
zorlukların üstesinden ekip ruhu ile gelebilen ve nihayetinde örgütü bir bütün olarak ele alıp
örgüt hakkında geleceğe dönük stratejik kararlar alabilen fikri beceriye sahip yöneticiler ve
yönetimler yerine getirebilir. Kısacası, günümüz iş hayatında etkili bir yönetici olabilmenin
yolu, örgütün çevresinde ortaya çıkan değişmelerin farkında olarak bunları anlamaya
çalışmak ve bunlardan esinlenerek yeni teknikler ve yöntemler kullanarak örgütünün insan
kaynaklarını eskisine kıyasla çok daha etkin ve iyi yönetebilmekten geçer hale gelmiştir.165

2.7. Sağlık Kurumları Yönetimi

Sağlık kurumları; emek ve de teknoloji yoğun olarak faaliyet gösteren, hızlı


teknolojik değişimlerin yaşandığı, söz konusu insan sağlığı olduğu için de bu değişimlere
hızla adapte olunması gereken, pahalı yatırımlar gerektiren ve ister özel kuruluş isterse kamu
kuruluşu olsun hükümetlerin sağlık politikalarına göre faaliyetlerine yön vermek
mecburiyetinde bulunan kuruluşlardır. Özellikli bir kuruluş olmaları nedeniyle sağlık
kurumlarının hem sundukları sağlık hizmetinin kalitesinden ödün vermemeleri gerekmekte,
hem de faaliyetlerini en düşük maliyetle gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu bakımdan
yatırım kararları alırken doğru ve gerçek verileri edinmeleri, geleceği iyi öngörmeleri ve en
uygun sermaye bütçelemesi yöntemlerini kullanarak projelerini analiz etmeleri çok büyük
önem arz etmektedir. Aksi durumda, büyük fonlar yanlış projelere bağlanmış olacağından,
sağlık kurumunun gerçekte gerek duyduğu başka projelere kaynak aktarılamamış olacaktır.
Bu durum ise sağlık kuruluşlarını hem likidite sıkıntısına düşürerek finansal açıdan zor
duruma düşmesine sebep olabilecek hem de sunduğu hizmetin kalitesini ve verimliliğini
etkileyerek sektördeki imajını zedeleyecektir. Sağlık kurumlarının, esas finansal amacı olan
firma değerini maksimum kılabilmek ve böylece kârlılık (veya maliyetlerde tasarruf),
büyüme, süreklilik ve kaliteli hizmet sunumu gibi pek çok hedefini de başarabilmek için uzun
vadeli varlıklarına yapılacak yatırımları iyi planlayarak ve sermaye bütçelemesi yöntemlerini

165 M.Şerif Şimşek, Yönetim ve Organizasyon, Eğitim Akademi Yayınevi, 12.Baskı, Konya, Eylül 2010, s.III.

82
kullanarak doğru sermaye yatırım kararları vermesi; diğer bir deyişle sermaye bütçelemesi
sürecini profesyonelce yönetmesi sağlık kurumlarının geleceği bakımdan hayati öneme
sahiptir.166

Sağlık kurumları açısından yönetim kavramı, “Gelen talepler doğrultusunda


kişilere, toplumlara ya da kurumlara yönelik sağlık, tıbbi bakım ve sağlıklı çevre sağlamak
üzere belirli hizmetlerin sunulmasını mümkün kılan bütün kaynak ve süreçlerin planlanması,
örgütlenmesi, yönlendirilmesi, kontrol ve koordinasyonu” olarak tanımlanabilir. Sağlık
hizmetlerinin hata kabul etmez, ertelenemez ve karmaşık yapıda oluşu gibi bazı özellikleri,
en kısa sürede ve en ekonomik yoldan istenen kalitede hizmet sunabilmesini zorunlu kılar.
Bu ise sağlık hizmetlerinde planlama, örgütlenme, yürütme ve denetleme işlevlerinin doğru
bir şekilde yapılmasına bağlıdır.167

Sağlık yönetimi, yönlendirme ve liderlik yapan bir meslektir. Kurumsal görevlerin


en iyi şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak, hedeflere ulaşmak, finansal ve insan kaynakları
bakımından kurumu desteklemek için yöneticilere ihtiyaç duyulur. Yöneticiler, bir takım
görevleri yerine getirirken ve kararlar alırken iki alanı dikkate almalıdır. Bunlar iç ve dış
alanlar olarak adlandırılabilir.168

166Pınar Doğanay Payziner, Sağlık Kurumlarında Sermaye Bütçelemesi, İsmail Ağırbaş (Ed.), Sağlık Ekonomisi ve
Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Konular içinde (101-134), Siyasal Kitabevi, Ankara,Nisan 2019, s.130-131.
167 Selma Altındiş, s.4
168 Işıl
İrem Budakoğlu, Sağlık Yöneticisi ve Yönetlme-Liderlik, Neslihan Derin (Ed.)-Cengiz Yakıncı (Ed.), Tıp Fakültesi
Öğrencileri için Sağlık Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon içinde (27-40), İnönü Üniversitesi Yayınevi, Yayın No 53,
Malatya, 2019, s. 28.

83
Tablo 1
Sağlık Hizmetleri Yönetiminin Alanları

Dış İç

Toplumun yapısı / ihtiyaçlar Personel

Lisans Bütçe

Akreditasyon / Kalite Kaliteli hizmet

Mevzuat Hasta memnuniyeti

Paydaş Talepleri Hekim ilişkileri

Rakipler Finansal performans

Sosyal Güvenlik Sistemleri Teknoloji

Yeni hizmet geliştirme

Kaynak: Işıl İrem Budakoğlu, “Sağlık Yöneticisi ve Yöneltme-Liderlik”, Neslihan


Derin (Ed.)-Cengiz Yakıncı (Ed.), Tıp Fakültesi Öğrencileri için Sağlık Kurumlarında
Yönetim ve Organizasyon içinde (27-40), İnönü Üniversitesi Yayınevi, Yayın No 53,
Malatya, 2019, s. 28.

Bir ulusun en önemli kaynağı insan olup toplumu meydana getiren bireylerin ve
dolayısıyla toplumun en büyük zenginliği ise sağlığıdır. Bu bakımdan sağlık sorunlarını belli
seviyelerde çözmüş bulunan ülkelerde genel itibariyle ekonomik, sosyal ve siyasal yapılar da
sağlıklıdır. Birey ve toplumun yaşamında önemli bir yer tutan sağlık ve sağlık hizmetleri için
yapılan harcamalar her geçen gün sürekli artmaktadır. Ülkeler Gayrisafi Yurtiçi
Hasılalarının, kişiler de gelirlerinin önemli bir bölümünü sağlık harcamaları için

84
kullanmaktadır. Bu durumun sonucu olarak da sağlık hizmetleri maliyeti devamlı bir şekilde
gündemde yer alan önemli konulardan biri olmaktadır. Tıp bilimi ve teknolojisinde yaşanan
hızlı gelişmelere paralel olarak sağlık kurumları hızla değişmiş, önemleri her geçen gün daha
da artmış ve sağlık harcamalarının büyük bir kısmını tüketen sosyoekonomik kuruluşlar
haline gelmişlerdir. Dolayısıyla, bu gelişmeler sağlık kurumlarının yönetiminin önemini
artırmıştır.169

Sağlık hizmetleri perspektifinde özellikle toplumsal bilinç seviyesinin yükselmesi


ve teknolojik gelişmelerdeki hızlı artış kişilerin sağlık hizmetlerine olan talebinin her geçen
gün artmasına neden olmaktadır. Bu durum ise sağlık sektöründe kıt olan kaynakların diğer
tüm sektörlerde olduğu gibi daha etkin ve verimli kullanılması mecburiyetini beraberinde
getirmektedir. Bu nedenle, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık alanında da kıt olan
kaynakların doğru sahalara yönlendirilerek etkin ve verimli şekilde kullanılması yönünde
profesyonel yönetime ve yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu noktada, W. Wright’ın “motorlar
olmadan da uçmak mümkündür, ancak bilgi ve yetenek olmadan asla” sözü akla gelmektedir.

Profesyonel bir yönetici olarak sağlık kurumları yöneticilerinin sahip olmaları


gereken ana yönetsel özellikler şunlardır;

169 İsmail Ağırbaş, Hastane Yönetimi ve Organizasyonu, Siyasal Kitabevi, Ankara, Eylül 2016, s.15.

85
Tablo 2
Sağlık Kurumları Profesyonel Yöneticilerinin Yönetsel Özellikleri

Operasyonel Bağlılık ve motivasyonun güçlendirilmesi

Takım performansının azami düzeye çıkarılması

Performansı azami düzeye çıkarmak için yetki devri

Stres ve zamanın etkili yönetimi

İlişkisel Etkili ve stratejik iletişim

Çatışmaların ve zor kişilerin yönetimi ve müzakeresi

Azami performans ve gelişim için koçluk etme

Azami performans, gelişim için rehberlik etme ve görüşme

Analitik Stratejik düşünme ve karar alma

Bütçeleme sürecine egemen olma

Finansal kaynaklara, insan kaynaklara hakim olma ve denetleme

Şirketin ve kişisel kaynaklarının değerlendirilmesi

Kaynak: Nilay Gemlik, “Hastane Yöneticiliği Temel Yaklaşımlar ve Öneriler”,


Nobel Yayınevi, 1.Basım, Ankara, Eylül 2018, s.106.

İçinde bulunduğumuz dönemin yoğun rekabet ortamında bir işletmenin hayatta


kalmasını sağlayan en büyük ve önemli rekabet avantajlarından birisi insan kaynağıdır. Bu
nedenle işletmeler, rekabet avantajına sahip olabilmek ve bu durumu koruyabilmek için hem
motivasyonu üst düzey hem de işlerini iyi yapan kişileri ellerinde tutmak ve bu kişilerle
çalışmak isterler. Dolayısıyla, değişim sürecine ayak uydurabilmeleri için gücü insan
kaynaklarının gücü ile doğru orantılı olan işletmelerin, insan faktörüne önem ve öncelik
vermeleri gerektiği gerçeği son derece açıktır. Çünkü, değişim sürecini sadece insan

86
yürütebilir. Dolayısıyla, ayakta kalabilmek için pek çok kaynak kullanan kurumlar için bu
kaynaklar arasında en önemlisi insan kaynağıdır ve bu kaynağın yönetim açısından eğitimi
sektör açısından da son derece önem arz etmektedir. Zira, bir işletmenin maddi kaynakları,
fiziki yapısı ne kadar iyi durumda olursa olsun, eğer bunları çalıştırabilecek, bu kaynakları
etkin olarak kullanabilecek bir insan kaynağına sahip bulunmuyorsa, hedeflerini
gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bundan dolayıdır ki, işletmelerin faaliyetlerinde yani
performanslarında bu seviyede önemli bulunan insan kaynaklarının etkinliğini arttırmak
çağdaş işletmelerin en büyük ve önemli amaçlarından birisini oluşturmaktadır.170 Zira, sağlık
hizmetlerinin kıt olan üretim faktörlerinden gerek insan kaynakları gerekse araç-gereç ve
tıbbi malzemelerin maliyeti oldukça yüksektir. Dolayısıyla, maliyet baskısı sağlık
hizmetlerinin yönetimini daha da önemli hâle getirmektedir. Bu nedenle, sağlık yöneticileri
oldukça büyük bir bütçenin sorumluluğunu da taşımaktadırlar. Bu da ayrıca yönetim
konusunu daha hassas hale getirmektedir.171

Ayrıca, sağlık hizmetleri arzında teknoloji kaynaklı yeni tıbbi prosedürler


sonucunda da maliyetler gittikçe artmaktadır. Nüfusun demografik yapısındaki hızlı
değişimler talep artışına neden olmaktadır. Farklı gelir gruplarında yer alan nüfusa, uygun
maliyette ve kaliteli sağlık hizmetlerinin sunulması amacıyla sağlık kurumlarında maliyet
kontrolü dolayısıyla buna bağlı olarak profesyonel yönetim çok önemlidir.172

Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da işletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi için
özellikle uygun bir yapının teşkil edilmesi, bu amaçları gerçekleştirecek nitelikte personelin
istihdam edilmesi, personelin çalışması ve işletmenin amaçlarının gerçekleştirilmesi için
uygun nitelikte donanımın sağlanması gereklidir.173 Sağlık hizmetlerinin etkili, ekonomik,

170 Selma Söyük, Sağlık İşletmelerinde İnsan Kaynakları Yönetimi, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık
İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (204-236), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.204-205.
171 Selma Altındiş, s.5.
172Yılmaz Keskindemirci, Sağlık İşletmelerinde Tedarik ve Stok Yönetimi, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık
İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (180-186), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.180.
Ayşegül Yıldırım Kaptanoğlu, Sağlık Yönetici ve Örgütleme, Neslihan Derin (Ed.)-Cengiz Yakıncı (Ed.), Tıp Fakültesi
173

Öğrencileri için Sağlık Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon içinde (21-26), İnönü Üniversitesi Yayınevi, Yayın No 53,
Malatya, 2019, s. 26.

87
verimli ve kaliteli sunulabilmesi maksadıyla sağlık kurumlarının modern anlamda
yönetilmesi zorunluluktur. Sağlık ordusunun birer neferi olarak en alt kademesinden en üst
kademesine kadar sağlık hizmetlerinde görev alanlar, görevleri ve yürüttükleri işlerin her
safhasında yönetimle ilgili planlama, teşkilatlandırma, yürütme, koordinasyon ve denetleme
gibi yönetim fonksiyonlarını yerine getirirler.

Günümüzün rekabet şartlarında kurumların hayatta kalabilmeleri, bir düzen içinde


bulunmalarına ve bir sistem içinde faaliyetlerine devam etmelerine bağlı olarak mümkün
olabilmektedir. Diğer işletmeler gibi sağlık işletmeleri de çevre ile ilişki içerisinde bulunan
ve yaşamlarını devam ettirmek zorunda olan birimlerdir. Sağlık kurumları yönetimi, yapısı
ve özellikleri göz önüne alındığında diğer bütün sektörlerden daha fazla uzmanlık, bilgi ve
beceri gerektirmektedir. Sağlık kurumları yönetiminde profesyonelleşme aşamaları
incelendiğinde yönetimde hekimlerin ağırlığının arttığı, müteakiben yetişmiş sağlık
yöneticilerinin ön plana çıktığı ve içinde bulunduğumuz dönemde de sağlık yöneticiliği
eğitimi almış hekimlerin yönetimde daha aktif roller üstlendiği gözlemlenmektedir.174

ABD Sağlık Yönetimi Eğitimi Komisyonu sağlık yönetimini; “tıbbi bakım ve


sağlıklı çevre taleplerini bireylere, organizasyonlara ve toplumlara belli hizmetleri
sağlayarak karşılanmasını olanaklı kılan kaynak ve süreçlerin planlanması, örgütlenmesi,
yönlendirilmesi, koordinasyon ve kontrolüdür.” şeklinde tanımlamıştır. Rakich, Longest ve
Darr (1985) ise sağlık kurumları yönetimini “insan ve diğer kaynaklar aracılığı ile önceden
belirlenmiş amaçların başarılması için belirli bir formal örgütlenme içinde ortaya çıkan,
birbiri ile ilişkili sosyal ve teknik faaliyetleri içeren bir süreçtir” şeklinde tanımlamıştır.175

Sağlık hizmetleri yönetimi, “kişilere, toplumlara veya kurumlara, sağlık ve tıbbi


bakım ile iyi bir ortamda yaşamalarını sağlamak açısından, yapılacak işleri ve kullanılacak

174 Gün, Söyük(Ed.)-Gün(Ed.), s.109.


175Dilaver Tengilimoğlu, Hastane Yönetimi ve Organizasyonu, Mehtap Tarar(Ed.), Sağlık Kurumları Yönetimi-I içinde
(46-76), T.C.Anadolu Üniversitesi Yayını No:2631, Açıköğretim Fakültesi Yayını No:1599, 1.Baskı Eskişehir, Temmuz
2012, s.53.

88
kaynakları ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda, planlamak, örgütlemek, yönlendirmek,
denetlemek ve koordine etmektir.” şeklinde tanımlanabilmektedir.176

Dolayısıyla, “sağlığı korumak, sağlık düzeyini yükseltmek hasta ve yaralıların


tedavilerini sağlamak ve gerektiğinde rehabilite hizmetleri sunmak amacıyla kaynakların
birleştirilerek harekete geçirilmesi”177 faaliyetleri sağlık yönetimi olarak ifade edilir.

Sağlık Bakanlığı tarafından tanımlanan 44 farklı sağlık mesleği bulunmaktadır ve


bunların her biri hastanelerde bir arada çalışır. Hastaneler karmaşık sistemlerdir. Özellikle
eğitim hastanelerinde uzmanlaşma düzeyi oldukça yüksektir. 44 ayrı sağlık mesleğini ifa
eden bireyler, işbirliği ve uyum içerisinde koordinasyonlu olarak çalışmak durumundadır.
Teknoloji sağlık sektörü içerisinde en yoğun bir şekilde hastanelerde kullanılmaktadır. Fakat
insan emeği daha yoğundur ve daha önemlidir. Hastanelerde her bir meslek grubunun çıktısı
diğer bir grubun girdisini oluşturur, bu nedenle koordinasyonun tam olarak sağlanamadığı
durumlarda çatışma hali kaçınılmazdır. Bir kişinin görevini tam yapmaması veya eksik
yapması o hasta ile ilgilenen bütün çalışanların faaliyetlerinin aksamasına sebep olacaktır.178

Ülkemiz açısından, sağlık kurumlarının yönetimi ile işletme yönetiminin


birbirinden ayrılmamış olması, nitelikli yönetici personel teminindeki güçlükler ve yönetici
personelin eğitimindeki eksiklikler sistemi zayıflatmaktadır. Nüfusa dayalı sağlık yönetimi,
sağlık politikası geliştirme, sağlık kurumları yönetimi ile ilgili yeterli bilgi ve beceriler ile
donanmış yöneticiler ve bunları yetiştirmeye dönük eğitim programları nitelik ve nicelik
bakımından sınırlıdır.179 Sağlık kuruluşlarının karmaşıklığı ve büyüklüğü arttıkça bu
yapıların yönetiminin daha fazla yetkin, ihtisaslaşmış ve kalifiye bireyler tarafından

176 Hayran, Sur; s.114.


177 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Kurumları ve Personel Yönetimi,
http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Sa%C4%9Fl%C4%B1k%20Kuru
mlar%C4%B1%20Ve%20Personel%20Y%C3%B6netimi.pdf (12.10.2019)
178 Söyük, Söyük(Ed.)-Gün(Ed.), s.38.
179 Emrullah Bayır, Sağlıkta Dönüşüm ve Sağlık Ekonomisi, Cinius Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, Ekim 2018, s.12.

89
yapılması ihtiyacı 1900’lü yılların başlarından itibaren gündeme gelmeye başlamıştır.
Bundan dolayı, 1930’lardan itibaren ABD ve Avrupa’daki birçok gelişmiş ülkede sağlık
kurumlarının yönetimi bu alanda eğitim almış profesyoneller tarafından icra edilmeye
başlamıştır.180 Ülkemizde ise 1963 yılından itibaren Sağlık Kurumları Yöneticiliği eğitimi
verilmeye başlanmıştır. Ülkemizde ilk olarak Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı olarak Sağlık
İdaresi Yüksek Okulu açılmıştır. Günümüzde ise çok sayıda devlet ve vakıf üniversitesinde
ön lisans, lisans, lisansüstü düzeyde ve eğitim kurumları tarafından sertifika programları
şeklinde Sağlık Kurumları Yöneticiliği eğitimi verilmektedir.

Ülkemizde 2018 yılı Sağlık İstatistikleri Yıllığına göre, Sağlık Bakanlığı hastane
sayısı 2017 yılında 879 iken 2018 yılında bu sayı 889’a ulaştı. Üniversite hastane sayısı 68
ve özel hastane sayısı ise 577 oldu. Toplamda, 2018 yılında 1.534 hastane aktif olarak hizmet
verdi.181

Sağlık kurumlarının hem daha önce belirtilen özellikleri gereği hem de değişimin
çok yoğun görüldüğü günümüz şartlarında bu değişime ayak uydurmak zorunda olmaları
dinamik ve karmaşık yapıdaki sağlık hizmetleri bakımından son derece zordur. Bu nedenle
sağlık hizmetlerinin planlanması, örgütlenmesi ve yönetilmesinin profesyonel bir yaklaşımla
ele alınması gerekir. Bu nedenle de hem işletme fonksiyonları hem de sağlık hizmetlerinin
temel fonksiyon ve süreçlerine hâkim olmak gereklidir. Ayrıca bu kuruluşların bilimsel
ilkelerle yönetilmesi sağlık hizmetini sunan, kullanan ve finansmanını sağlayan kişi ve
kurumlar için oldukça önemlidir.182

Kısaca, sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesinde ve toplumun sağlık seviyesinin


yükseltilmesinde sağlık kurumları çalışanlarının önemi büyüktür. Bundan dolayı, sağlık
sektöründe çalışan personelin sayısı, eğitimi, eğitim aldığı yer ve hizmet verdiği birimler

180Mehmet Emin Kurt, Sağlık Yönetimi Eğitimi ve Sağlıkta Dönüşüm Programı için Profesyonel Sağlık
Yöneticiliğinin Gerekliliği, Ekin Yayınevi, Bursa, Mayıs 2017, s.Özet.
181 https://dosyamerkez.saglik.gov.tr/Eklenti/33116,haber-bulteni---2018-30092019pdf.pdf?0 (29.12.2019)
182 Altındiş, s.5.

90
büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin verimli ve etkili bir şekilde
yürütülmesi için sağlık alanında çalışan personelin çağdaş güncel kıstaslara göre
yetiştirilmesi sağlanmalıdır.183

2.8. Sağlık Harcamaları

Bütün ülkelerin en nihai amacı olan “kalkınma” artık yeni bir yaklaşımla
tanımlanmaktadır. Şöyle ki, daha önceleri kişi başına düşen milli gelir ve dağılımı, istihdam
düzeyi ve sanayileşme, alt yapı, beslenme, temel mal ve hizmetlerdeki tüketim düzeyi, eğitim
ve sağlık göstergeleri gibi pek çok sosyo-ekonomik ve kültürel göstergelerle açıklanmaya
çalışılırken, artık sadece eğitim ve sağlık göstergeleri ile açıklanmaktadır. Başka bir ifadeyle,
“kalkınma” ülkelerin eğitim ve sağlık seviyesi ile özdeşleşmiş bulunmaktadır. Kısacası
eğitim ve sağlık sorunlarının üstesinden gelebilmiş ülkeler artık “kalkınmış” ülke olarak
kabul edilmektedir. Bu durum ise, sağlık sektörünün toplum yaşamındaki sosyo-ekonomik
önemini başka hiçbir delile ihtiyaç duyulmadan açıklamaya yetmektedir. Tüm politikaların
odağında bulunan “insan”ı mümkün olduğu sürece uzun ve de sağlıklı yaşatabilmekten daha
da önemli bir şeyin var olduğunu iddia etmekte gerçekten kolay değildir. Bu nedenle,
toplumunun sağlık problemlerini en iyi şekilde çözebilmenin, takip edilecek öncelikli
politikalardan biri olması gerektiğinin farkında ve bilincinde bulunan bütün toplumlar,
toplumun ihtiyacını karşılamak için yeterli sağlık arzını oluşturmak ve bunu en uygun bir
şekilde (herkese ve eşit şekilde) sunabilmeye yönelik muhtelif önlemler almışlar ve
uygulamaya koymuşlardır. Gelişmiş ülkelerin sağlık için ayırdıkları payın GSMH içindeki
oranı % 10'u aşmaktadır ki, bu da bu sektörün sadece sosyal yönden değil ekonomik yönden
de ne kadar önemli olduğunu kanıtlamaktadır.184

Harcama, bir mal, malzeme, fayda ve hizmet sağlanması veya herhangi bir edim
karşılığı olmaksızın ortaya çıkan bir yükümlülük nedeniyle yapılan ödeme ve

Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum Raporu-2014, YÖK Yayını 2014/1, Eskişehir,
183 Mustafa Solak,

Şubat 2014, s.XVII.


184Mehmet Tokat, Türkiye’de Sağlık Sektörünün Finansmanı, T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi, Genel
Koordinatörlüğü, Ankara, Nisan 1993.s.9.

91
borçlanmalardır. Yani herhangi bir amaçla, transfer edilen varlığın, ödenen nakdin, katlanılan
borcun veya sunulan hizmetlerin para cinsinden ölçülmüş tutarları harcama olarak ifade
edilmektedir.185 Harcama, bir mal veya hizmet satın almak için yapılan parasal ödeme veya
fedakârlıkların tümüdür.186

OECD’nin yaptığı tanıma göre sağlık harcaması; “kişiye yönelik bakım (tedavi
edici, rehabilite edici, uzun dönemli bakım faaliyetleri ile bunlara yönelik yardımcı hizmetler
ve tıbbi ürünler) ve topluma yönelik (halk sağlığı ve sağlık yönetimi) hizmetler dâhil olmak
üzere sağlık mal ve hizmetlerinin nihai tüketiminin ölçülmesi” olarak ifade edilir.187

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun yaptığı tanıma göre sağlık harcaması;


“ilaçlar, sağlık ürünleri, tedavi edici alet ve malzemeler (gözlük, lens, boyunluk, işitme
cihazı, yürüteç vb.), sağlıkla ilgili aletler (tansiyon aleti, şeker ölçme aleti vb.) hastane ve
hastane dışı tıbbi hizmetler (doktor muayene ücreti, dişçilik hizmetleri, röntgen, ultrason,
tomografi, tahlil vb.), hastane yatak, ameliyat, doğum, fizik tedavi, ambulans vb. ile ilgili
harcamalar” olarak ifade edilir.188

Ülkelerin sağlık için ne kadar harcaması gerektiği konusunda birçok tahmin


bulunmakta olup sağlık için ne kadar harcama yapılması gerektiğinin tek veya basit bir cevabı
bulunmamakta; birçok kıyaslama veya harcama tahmini ancak ülkenin politika belirleyicileri
için faydalı rehberler olarak işlev görmektedir.189

185 Gürbüz Gökçen, Hakan Çelenk ve Emre Horasan, Yönetim Muhasebesi ve Uygulamaları Beta Yayınevi, 2. Baskı,
İstanbul, Kasım 2017, s.11.
186http://www.tuik.gov.tr/MicroVeri/HBA_TH_13-14-15/turkce/metaveri/taniim-ve-kavramlar/harcama-ile-ilgili-
taniimlar/index.html (03.11.2019)
187 https://data.oecd.org/healthres/health-spending.htm (03.11.2019)
188http://www.tuik.gov.tr/MicroVeri/HBA_TH_13-14-15/turkce/metaveri/taniim-ve-kavramlar/harcama-ile-ilgili-
taniimlar/index.html (03.11.2019)
189
Matthew Jowett, Maria Petro Brunal, Gabriela Flores and Jonathan Cylus, Spending targets for health: no magic
number, WHO, Health Systems Governance&Financing, 2016, s.5.

92
Uluslararası arenada başta DSÖ ve OECD olmak üzere pek çok uluslararası kuruluş
sağlık harcaması verilerini toplamakta ve yayımlamaktadır. Sağlık harcamalarını ulusal
düzeyde ölçme girişimleri “Amerikan Tıp Birliği” öncülüğünde 1926 yılında ABD’de
başlamıştır. Sağlık harcamaları verisi toplama konusunda 1970’li yıllarda uluslararası bir
çaba göstermiş bulunan OECD, 1980 yılında 24 OECD ülkesi için sağlık harcaması verisi
toplayıp kullanan Veri İzleme (DataWatch) sistemini kurmuştur.190 Müteakiben, sağlık
harcamalarını ve finansal akışı standardize etmek için 2000 yılında Sağlık Hesapları Sistemi
(SHS)(A System of Health Accounts)’ni oluşturmuş ve sağlık hesaplarının uluslararası
kıyaslamasını başlatmıştır. Bir Sağlık Hesapları Sistemi (SHA), sağlık hizmeti ile ilgili
finansal akışların sistematik olarak tanımlanması için bir çerçeve önermektedir. SHA'nın
amacı, sağlık sistemini hem uluslararası hem de ulusal amaçlar için harcama perspektifinden
tanımlamaktır.191

Sağlık Hesapları Sistemi, sağlık harcamaları ve finansman verilerinin ülkeler arası


karşılaştırılabilirliğini daha da artırarak ve böylece analitik kullanımı için bilgi tabanını
artırarak, sağlık hesaplarını dünyadaki hızla gelişen sağlık sistemlerine daha uyumlu hale
getirme arzusunu yansıtmaktadır.192

SHS sağlık harcamalarının hesaplanmasında en yaygın bir şekilde kullanılan


yöntemdir. SHS bir ülkede bir yılda yapılan sağlık faaliyetlerini ölçer ve temel amaç; kimin,
ne için, ne kadar ödeme yaptığının belirlenmesidir.193

190Gülbiye Yenimahalleli Yaşar ve Jebağı Canberk Aydın, Sağlık Harcamalarının İncelenmesi: Temel Belirleyiciler ve
Genel Görünüm, İsmail Ağırbaş (Ed.), Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Konular içinde (49-
89), Siyasal Kitabevi, Ankara,Nisan 2019, s.58.
191OECD, Eurostat and World Health Organization, A System of Health Accounts 2011: Revised Edition, OECD
Publishing, Paris,2017, s.3.
192
OECD, Eurostat and World Health Organization, s.24.
193
Anthony L Bui, Rouselle F Lavado, Elizabeth K Johnson, Benjamin PC Brooks, Michael K Freeman, Casey M Graves,
Annie Haakenstad, Benjamin Shoemaker, Michael Hanlon and Joseph L Dieleman, National health accounts data from
1996 to 2010: a systematic review, Bull World Health Organ, doi: http://dx.doi.org/ 10. 2471/BLT.14.145235, 2015, s.566.

93
Sağlık harcamaları ulusların ekonomileri içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.
Ayrıca kalkınmanın en temel göstergelerinden de birisidir. Bu nedenle, ülkelerin sağlık
harcamalarının daha güçlü bir yapıya ve sağlıklı nesillere sahip olma bilinciyle her geçen gün
daha da arttığı gözlenmektedir. Hatta ülkelerin büyük çoğunluğunda sağlık harcamalarındaki
artışın büyüme oranının üzerinde olduğu belirtilmiştir.194

Sağlık, hanehalkı refahı ve gelirinin, tasarruf ve yatırım oranlarının, işgücü


verimliliğinin ve diğer beşeri sermaye faktörlerinin önemli bir belirleyicisidir. Sağlık
harcamaları açısından gerçekleştirilen yatırımların ekonomik büyümeyi artıracağını ifade
eden Mushkin (1962), sağlığı sermaye olarak görmektedir. Sağlığa dayalı büyüme ve
kalkınma olarak isimlendirilen bu hipotez açısından sağlığa yapılan yatırımlar geliri
yükselterek ekonomik büyüme ve kalkınmayı desteklemektedir. Bunun yanı sıra sağlık, fiziki
ve beşeri sermaye üzerindeki etkisi nedeniyle de ekonomik büyüme ve kalkınmayı
etkilemektedir.195

Ekonomik açıdan gelişmiş bir toplumda sağlığa ayrılan kaynaklar arttığı gibi,
kişilerin sağlık bilinci de yükselmektedir.196 Ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde kişisel
sağlık bilinci yüksek olduğu için sağlığa ayrılan bütçeler de artmaktadır. Sağlık düzeyi
yükseldikçe ekonomik büyüme de hız kazanmaktadır. Ekonomik açıdan gelişimini belli bir
düzeye getirebilmiş toplumlarda sağlık için ayrılan kaynaklar da artmaktadır.197

Serdar Öztürk ve Okyay Uçan, Türkiye’de Sağlık Harcamalarında Artış Nedenleri: Sağlık Harcamalarında Artış-
194

Büyüme İlişkisi, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 22,Sayı 1, s.139.
195Burcu Güvenek, Ekonomik Büyümenin Sağlık Harcamaları Üzerinde Etkisi: Seçilmiş Ülke Örnekleriyle Panel
Veri Analizi, Burcu Güvenek(Ed.), Sağlık Ekonomisi Mikro ve Makro Boyutları içinde (217-239), Çizgi Kitabevi, Konya,
Eylül 2015, s.218-219.
196Kamer Akyol Aytürk, Sağlık Harcamalarının Ekonomik Büyüme ve Kalkınma Üzerine Etkisi: Ortadoğu Anadolu
Bölge Analizi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, 2010,
s.V.
197Fatih Durur, Gamze Kutlu ve Yasemin Akbulut, Ekonomik Büyüme, Kalkınma ve Sağlık Sektörü, İsmail Ağırbaş
(Ed.), Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Konular içinde (17-49), Siyasal Kitabevi, Ankara, Nisan
2019, s.36.

94
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde Sağlık bakanlığının toplam ödeneği
13.037.529.000 TL iken 2018 yılında 37.571.386 TL’ye çıkmıştır. Bütçe ödeneğinin 2017
yılına kıyasla artmasının temel sebebi 694 sayılı KHK ile yapılan değişiklik sonrası (Mülga)
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ile (Mülga) Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun
bütçelerinin Sağlık Bakanlığı bütçesine aktarılmasından kaynaklanmaktadır.198 2019 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçesinde ise bu rakam 48.437.276.000 TL’ye199 2020 yılında ise
58.875.829.000 TL’ye200 ulaşmıştır.

Gelişmiş ülkeler sağlık hizmetleri açısından diğer ülkelere kıyasla daha fazla kaynak
tahsis ederek ulusun refah ve sağlık seviyesinin en üst düzeye çıkmasını ve bu düzeyin
devamlılığını amaçlamaktadır.201 Sağlık sektörüne yapılan fiziki yatırımlar (makine teçhizat
gibi) teknolojik gelişmeyi desteklemekte, teknolojik gelişmeler de büyümeyi tetiklemekte,
büyüme ise sağlık harcamaların artmasına sebep olmaktadır.202

Sağlıklı durumdaki bir nüfusun ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etkisinin
olduğu bilinmektedir. Bundan dolayı sağlık harcamaları küresel ekonomi açısından önemli
bir yer tutmaktadır. Dünya ölçeğinde 2016 yılında 7,5 trilyon $ sağlık harcaması yapılmış
olup bu harcama ise dünya gayrı safi yurtiçi hasılasının (GYSH) yaklaşık %10’una karşılık
gelmektedir. Bu rakam dünya nüfusuna bölündüğünde ise kişi başı yaklaşık 1.000$ sağlık

198 T.C.Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Faaliyet Raporu.


199T.C.Hazine ve Maliye Bakanlığı https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2019/05/12403genel-butceli-idareler-a-cetveli-icmali-
ekonomik-siniflandirmapdf.pdf (04.01.2020)
200 T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı http://www.sbb.gov.tr/wp-
content/uploads/2019/10/2020_Yili_Merkezi_Yonetim_Butce_Kanunu_Teklifi_ve_Bagli_Cetveller-1.pdf (04.01.2020)
Müjgân Hacıoğlu Deniz ve Kutluk Kağan Sümer, Türkiye'de Sağlık Sektörü ve Sağlık Harcamalarının Büyüme
201

Üzerindeki Etkisinin 2000-2014 Yılları için Analizi, International Conference on Eurasian Economies, Kaposvar
Macaristan, Avrasya Ekonomi Derneği, 2016, s.473.
202Okyay Uçan ve Seda Atay, Türkiye’de Sağlık Harcamaları ve Büyüme Arasındaki İlişki Üzerine Bir İnceleme,
Niğde Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi (9-3), Temmuz 2016, s. 220.

95
harcamasına karşılık gelmekle birlikte, dünya nüfusunun yarısı 350$’dan daha az bir reel
sağlık harcaması yapmaktadır.203

OECD’ye göre bir ülkenin sağlığa ayırdığı pay, sağlık harcamalarının artışı ve
ekonominin büyüme performansı ile yakından ilişkilidir. Gelir düzeyi daha yüksek olan
ülkeler daha fazla sağlık harcaması yapma eğilimindedirler diyebiliriz. OECD ülkelerinde
sağlığa ayrılan payın GSYH içindeki oranı yaklaşık on yıldır ortalama %9 olarak tahmin
edilmekte olup bu oran 2019 yılında da değişmemiştir. 2000’li yılların başlarında ortalama
%8’ler civarında seyreden oranın 2009 yılından itibaren ortalama %9’lara ulaşması birçok
OECD ülkesinde sağlık harcamalarındaki artışın 1990 ve 2000’lerde ekonomideki
büyümeden daha hızlı olması ile açıklanmaktadır.

Sağlık sisteminin finansal sürdürülebilirliği ile maliyetlerdeki artış baskılarına karşı


finansal gücü, sağlık hizmetleri alanında son dönemlerde tartışılan en önemli konuların
başında gelmektedir. Ülkemizde de ekonomik büyüme endeksleri içinde sağlık
harcamalarının ana makro göstergelerinin karşılaştırılması, finansal sürdürülebilirliğin bir
ölçütü olarak görülebilir.204

OECD ülkeleri arasında 2019 yılında en düşük payın %4,2 ile Türkiye’ye ait olması
dikkat çekicidir. Yatırım harcamalarını içermeyen bu veriye yatırım harcamaları dahil
edildiğinde %4,6’ya ulaşmaktadır. Ülkemizde yatırım harcamalarını da kapsayan toplam
sağlık harcamalarının GSYH içindeki oranı 2002 yılında %5,2 iken Sağlıkta Dönüşüm
Programı (SDP)’nın ilk yıllarında değişmemiş, 2006 yılında sağlık finansman kurumlarının
(SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) Sosyal Güvenlik Kurumu altında tek merkezde toplanması
ile %5,6’ya yükselmiştir. Aynı yıl kabul edilen Genel Sağlık Sigortası (GSS) Yasası’nın
yürürlüğe girdiği 2008 yılına kadar olan iki yıl (2007 ve 2008) ve takip eden yılda (2009) en

203Ke Xu, Agnes Soucat, Joseph Kutzin, Callum Brindley, Nathalie Vande Maele, Hapsatou Toure, Maria Aranguren
Garcia, Dongxue Li, Helene Barroy, Gabriela Flores, Tomas Roubal, Chandika Indikadahena, Veneta Cherilova and
Andrew Siroka, Public Spending on Health: A Closer Look at Global Trends, Global Report. WHO, Geneva, 2018, s.3.

Mehmet Atasever, Türkiye Sağlık Harcamaları Analizi, Sağlık-Sen Staretejik Araştırmalar Merkezi, Sasam Enstitüsü
204

Yayınları, Analiz, Yıl:3 Sayı:10, Ankara, Eylül 2017, s.2.

96
yüksek oran olan %5,8’e ulaşmıştır. 2006-2009 dönemleri arasındaki göreli yüksek oranlar,
sosyal güvenlik reformu sonucunda artan sağlık güvencesi kapsamı ile açıklanabilir. Ayrıca
2009 yılında yaşanan ekonomik küçülmenin sağlık harcaması oranını göreli olarak
yükselttiği de söylenebilir. Takip eden 2010 yılından itibaren düşüşe geçen oran önce %5,3’e
gerilemiş, sonra gerilemesini devam ettirerek 2015 yılında %4,5’e kadar düşmüş, 2016
yılında küçük bir artışla %4,6’ya çıkmasına rağmen 2017 yılında yine 2015 düzeyine (%4,5)
gerilemiş, 2018 yılında ise biraz daha düşerek %4,4 olarak gerçekleşmiştir.205

205 Yenimahalleli Yaşar, Aydın, Ağırbaş (Ed.), s.62-63.

97
Tablo 3
Sağlık Harcamaları İle İlgili Göstergeler, 1999-2018

Yıllar Toplam sağlık harcaması Toplam sağlık harcamasının gayri safi


Years (Milyon TL) yurtiçi hasılaya oranı (%)
Total health expenditure Proportion of total health expenditure to
(Million TL) gross domestic product (%)
1999 4 985 4,7
2000 8 248 4,8
2001 12 396 5,1
2002 18 774 5,2
2003 24 279 5,2
2004 30 021 5,2
2005 35 359 5,2
2006 44 069 5,6
2007 50 904 5,8
2008 57 740 5,8
2009 57 911 5,8
2010 61 678 5,3
2011 68 607 4,9
2012 74 189 4,7
2013 84 390 4,7
2014 94 750 4,6
2015 104 568 4,5
2016 119 756 4,6
2017 140 647 4,5
2018 165 234 4,4

Kaynak: TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri


http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084 (27.12.2019)

98
DSÖ, ülkelerin kamu sağlık harcamalarının GSYH içindeki payları için %4’lük bir
oranın yeterli olamayacağını belirtmektedir.206 Ülkemiz için 2000 yılında %3,7 olan kamu
harcaması payı, 2009 yılında %4,7’ye kadar çıkmasına rağmen 2018 yılında 2002 yılının da
gerisine düşerek %3,45 düzeyinde gerçekleşmiştir. Ülkemizde üretim yöntemine göre cari
fiyatlarla GSYH, 2018 yılında 3 trilyon 700 milyar 989 milyon, sağlık harcaması ise 165
milyar 234 milyon TL olmuştur.

Tablo 4
Sağlık Hizmeti Sunucularına Göre Sağlık Harcamaları, 2018

Genel devlet - General government Özel sektör - Private sector

Genel Merkezi Yerel Sosyal


(1)
toplam Toplam devlet devlet güvenlik Toplam Hanehalkları Diğer
General Central Local Social
(1)
total Total government government security Total Households Other

Toplam sağlık harcaması


Total health expenditure 165 234 128 021 40 461 1 439 86 121 37 213 28 655 8 558

Cari sağlık harcaması


Current health expenditure 154 998 119 941 34 027 1 316 84 598 35 057 27 111 7 946
Hastaneler
Hospitals 80 701 65 373 18 523 101 46 748 15 328 10 975 4 354
Evde hemşirelik bakımı
Nursing and residential care facilities 1 - - - - 1 - 1
Ayakta bakım sunanlar
Providers of ambulatory health care 20 117 13 262 7 626 634 5 002 6 855 5 428 1 427
Perakende satış ve diğer tıbbi malzeme sunanlar
Retail sale and other providers of medical goods 41 424 31 438 81 29 31 328 9 986 8 685 1 301
Halk sağlığı programlarının sunumu ve yönetimi
Provision and administration of public health programs 7 324 7 324 7 105 219 - - - -
Genel sağlık yönetimi ve sigorta
General health administration and insurance 931 374 - - 374 557 - 557
Sınıflandırılamayan diğer kategori
Not specified by kind 4 501 2 171 692 332 1 146 2 330 2 024 306

Yatırım - Investment 10 236 8 080 6 433 123 1 523 2 156 1 543 612

TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri


TurkStat, Health Expenditure Statistics

Kaynak: TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri


http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084 (27.12.2019)

206 WHO, Health Systems Financing:The path to universal coverage, World Health Report 2010, Genova, s.98.

99
Tablo 5
Sağlık Hizmeti Sunucularına Göre Sağlık Harcamaları, 2017-2018

Kaynak: TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri


http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084 (27.12.2019)

Kamu sağlık harcamalarının toplam sağlık harcaması içerisindeki payı, 2017 yılında
%78 iken, 2018 yılında %77,5 olarak gerçekleşmiştir. Hanehalkları açısından ilaç, tedavi vb.
amaçlı gerçekleştirilen cepten sağlık harcamaları, 2018’de %19,4 artarak 28 milyar 655
milyon TL oldu. Hanehalkları açısından cepten gerçekleştirilen sağlık harcamalarının toplam
sağlık harcaması içerisindeki payı, 2018 yılında %17,3 olarak gerçekleşmiştir.

100
Tablo 6
Sağlık Harcamalarına İlişkin Temel Göstergeler, 2017-2018

Kaynak: TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri


http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084 (27.12.2019)

Sağlık harcaması 2017’de kişi başı 1.751 TL iken, 2018’de %15,9 artarak 2.030
TL'ye yükselmiştir. ABD Doları ($) bazında değerlendirildiğinde ise, 2017’de 480 $ iken,
2018’de 430 $ olarak hesaplanmıştır.

Ülkemizde kamusal sağlık harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki


payının artışının büyük ölçüde kamunun kişisel sağlık harcamalarındaki artıştan, yani büyük
oranda ilaç ve tedavi harcamalarındaki artıştan kaynaklandığı ifade edilebilir.207 2018 yılında
ülkemizde toplam 165 milyar 234 milyon TL sağlık harcaması yapılmıştır ve bu harcamanın
86 milyar 121 milyon TL’sını gerçekleştiren SGK 2018 yılı birim faaliyet raporuna göre,

207Volkan Yılmaz ve Nurhan Yentürk, Türkiye’de Sağlık Harcamalarına Tarihsel Bir Bakış, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi, Kasım 2015, s.14.

101
tedaviye (hastanelere) 59 milyar ilaç için ise 30 milyar harcama yapmıştır.208 Ülkemizde
olduğu gibi birçok ülkede bireylerin sağlığa yönelik harcamalarının büyük bir kısmının halen
sosyal güvenlik sistemi üzerinden karşılanıyor olması, küresel ölçekte rekabet konusunda
ulusların sağlık konusunu önem sıralamasında üst sıralara taşımalarına sebep olmuştur.209

OECD ülkelerinde sağlık hizmetlerinin sunumu hastanelerden eczanelere, uzun


süreli bakım merkezlerinden aile içi bakıma kadar pek çok örgütsel yapıyı içermektedir.
Sağlık harcamaları söz konusu olduğunda, hastanelerin %38 ile en büyük hizmet sunucularını
oluşturduğu görülmektedir. Ülkemiz sağlık harcamalarının yaklaşık yarısını hastanelere
yapmaktadır. OECD ülkeleri arasında hastanelere en çok harcama yapan ülkenin %53 ile
Türkiye olması, Türkiye’de son yıllarda tedavi edici hekimlik ağırlıklı sağlık sisteminin
boyutlarını OECD ülkeleri nazarında ortaya koyması bakımından önemlidir.210

Birey ve toplum hayatında çok önemli bir yere sahip olan sağlık hizmetlerine
yönelik yapılan harcamaların ilerleyen dönemde, teknolojinin daha da gelişmesi, hastalık
yapıları ile demografik yapıların değişmesi ve bireylerin artan beklentileri gibi sebeplerle
giderek artacağı tahmin edilmekte olup bu konuda hazırlanan projeksiyonlar, kamu sağlık
harcamalarının GSYH’ya oranının 2070 yılında kadar 28 AB ülkesi için yaklaşık %1
oranında artmasının beklendiğini göstermektedir.

Ülkemizin sağlık harcamaları, 2009 yılından bu tarafa her yıl ortalama %10'luk bir
oranla istikrarlı bir şekilde büyümekte olup sektör dinamiklerinde çarpıcı bir değişiklik
olmaksızın 2018 yılında 165,2 milyar TL'ye ulaşmıştır. Finansman kaynağına göre, kamusal
ve özel hizmet alanların toplam harcamalar içindeki payı, ödeme kurumları yönünden
istikrarlı bir ortama işaret edecek şekilde yılda ortalama %10'luk bir oranla artmaktadır.
Hizmet sunucuları yılda ortalama %14'lük bir oranla güçlü bir reel büyüme yaşarken, ilaç

208 http://www.sgk.gov.tr/2018FaaliyetRaporu.pdf (04.01.2020)


209Yasin Bulduklu, Sağlık Hizmetlerinde Kaynakların Etkin Kullanımı, Burcu Güvenek(Ed.), Sağlık Ekonomisi Mikro
ve Makro Boyutları içinde (45-91), Çizgi Kitabevi, Konya, Eylül 2015, s.64.
210 Yenimahalleli Yaşar ve Canberk Aydın, Ağırbaş (Ed.), s.74.

102
sektörü sadece %4'lük bir hızla büyümektedir. Dolayısıyla istikrarlı ve büyüyen bir sağlık
sektörü olduğunu söyleyebiliriz. Yaşlanan nüfus ve buna bağlı olarak hastalık yükünün daha
karmaşık/kronik hastalıklara kayması sebebi ile sağlık hizmetleri talebi yükselecektir. OECD
seviyeleri ve mevcut üniversitelere giren sayıları değerlendirildiğinde, sağlık personeli başta
olmak üzere sağlık hizmetleri arzı da artış gösterecektir. Dolayısıyla sağlık harcamalarının
da giderek artacağını söyleyebiliriz. Özel hizmet sunucuları, 2009 yılından bu tarafa yılda
ortalama %13 büyümekte olup toplam hizmet sunucu harcamalarında ortalama %25-27 gibi
istikrarlı bir pazar payı elde etmişlerdir. Özel hizmet sunucuları, her yıl ortalama 1,6 milyon
ameliyat gerçekleştirme, en karmaşık cerrahi operasyonların ortalama %53’ünü
gerçekleştirme ve sektörün genel itibariyle gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunma gibi
özellikleri göz önüne alındığında ülkemiz sağlık sektörünün vazgeçilmez birer parçasıdırlar.
Yaşlı nüfus oranın yükselmesi ve hastalıkların kronikleşmesi ile birlikte sağlık hizmetlerine
ve dolayısıyla özel sağlık hizmetlerine ihtiyacın her geçen gün artarak devam etmesi
beklenmektedir. Özellikle kamudan özel sektöre nitelikli ve kalifiye sağlık personeli
geçişleri, alım gücü yüksek nüfus oranındaki artış, tamamlayıcı sağlık sigortası kullananların
sayısının artması, özel sağlık sektörünün rolünün önümüzdeki süreçte artarak devam
edeceğini göstermektedir. Dolayısıyla özel hizmet sunan sağlık kurumlarının sistemin
ayrılmaz birer parçası olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca, yüksek gelir segmentinin daha da
büyümesinin beklenmesi, tamamlayıcı sağlık sigortasının uygulamaya konulması, sağlık
turizmi kapsamında gelen hasta sayılarındaki artış gibi hususlar özel hizmet sunucuları için
talep artışına işaret etmekte olup dolayısıyla sektörde özel hizmet sunucuları açısından daha
fazla büyüme beklendiğini söyleyebiliriz.211

Kalanlar tarafından yapılan bir çalışmada, ülkemizde gerçekleştirilen toplam sağlık


harcaması rakamının 2023 yılında 167,5 milyar TL olacağı öngörülmekte olup bunun 131,7

211 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB, Türkiye Sağlık Sektörüne Genel Bakış, Aralık 2017.

103
milyar TL’sinin kamu, 35,8 milyar TL’sinin ise özel sektörün payı olacağı ifade
edilmektedir.212

Özetleyecek olursak, dünya üzerindeki birçok ülke gibi ülkemizde sağlık konusunda
reform çalışmalarına başlamış ve 2003 yılında hızlanan bu çalışmalar günümüze kadar
gelişerek devam etmiştir. Sosyal devlet anlayışının hâkim olduğu ülkemizde her yıl tespit
edilen bütçenin büyük bir bölümü sağlık hizmetleri için kullanılmaktadır. Devletin sırtında
ciddi bir mali yük olan sağlık hizmeti oldukça maliyetli olduğundan son dönemlerde Sağlık
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı işbirliği içerisinde sürdürülen çalışmalar
ile sağlık hizmetinin özel sektöre kaydırılması hedeflenmekte olup bu çerçevede birçok
teşvik paketi sunulmaktadır. Dolayısıyla bütün sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de
yapılan yatırımların muvaffak olabilmesinin yolu yatırımcıların ve yöneticilerin yeteri kadar
bilgi birikimi ve donanıma sahip olmalarından geçmektedir.213

2.9. Sağlık Kurumlarında Finansal Yönetimin Önemi

Ülkemizde faaliyet gösteren sağlık kurumlarının, sayıları ile sağladıkları işgücü


sebebiyle, ülkemiz ekonomisi üzerinde çok önemli olarak ifade edebileceğimiz bir role sahip
olduklarını söyleyebiliriz. Bu noktada sağlık kurumlarımızın yöneticilerinin, içinde
bulunduğumuz dönemin sosyo-ekonomik şartlarında gerek finansal sıkıntıları önceden fark
edip çözebilmelerini sağlamak gerekse ulusal ekonomiye katkılarını artırmak bakımından
finansal okuryazarlık becerilerine vakıf olmaları önem arz etmektedir. Hızı durdurulamayan
küreselleşme olgusu dolayısıyla sınırların ortadan kalktığı günümüz dünyasında, piyasalarda
yaşananları okuyabilmek, anlayabilmek ve önlem alabilmek sadece finansal okuryazarlık ile
mümkün olabilecektir. Zira, ayakta durabilmenin en önemli yapıtaşlarından birisi finansal
anlamda bilinçli olmaktır. İşte bu bilinç “finansal okuryazarlık bilinci”dir. Temel anlamda
finansal okuryazarlığın para ve bütçe yönetiminden çok daha fazlasını ifade ettiğini

212Bilge Kalanlar, Türkiye’nin Yüzüncü Yılında Sağlık Sektörü, Mevcut Durum ve Öngörüler, Hacettepe Sağlık
İdaresi Dergisi, Ankara, 2018; 21(3), s.498.
Ensar Ağırman ve Kübra Gürbüz Kartal, Sağlık işletmelerinde Finansman ve Muhasebe Uygulamaları Bir Vaka
213

Analizi, Ekin Yayınevi, Bursa, Şubat 2019, Önsöz.

104
söyleyebiliriz. Yöneticinin; küreselleşme, inovasyon ve teknolojinin de etkisiyle her geçen
gün artan finansal ürün ve hizmetleri anlayarak kullanmayı, bütçe yapmayı ve okumayı,
finansal tabloları analiz ederek ve yorumlamayı, nakit akışlarını doğru bir şekilde yöneterek
sürdürebilirliği sağlamayı, finansal problemlerle karşı karşıya kalındığında bunlarla nasıl
başa çıkabileceğini, plan yapabilmeyi, finansman yöntemlerini bilerek etkin bir şekilde
kullanmayı, kaynakların maliyet kontrollü olarak tasarruflu bir şekilde kullanılmasını bilmesi
işletmeye değer katması bakımından önem arz etmektedir.214

Sağlık hizmetlerini arz eden sağlık kuruluşları, sağlık sisteminin en önemli


birimleridir. Gelinen süreçte zaman içerisinde sağlık kuruluşları da hızlı bir değişim
göstermiş, gittikçe önemleri artmış ve sağlık harcamalarının büyük bir kısmını tüketen
sosyoekonomik birimler haline gelmişlerdir. Bu gelişim, genelde sağlık kuruluşlarının
yönetimlerinin, özelde ise sağlık kuruluşlarının finansal açıdan yönetimlerinin önemini daha
da arttırmıştır. Zira, sağlık kuruluşlarının kurulabilmesi, faaliyetlerini devam ettirebilmesi,
gelişmeleri gözlemleyerek kendilerini güncelleyebilmeleri için finansal kaynaklara ihtiyaç
duyulmaktadır. Finansal kaynaklar, emeğin çalışma alanına sokulması, tıbbi cihaz, tıbbi
malzeme ve bunların yerlerinin alınması, kiralanması, kurum binalarının yapılması vb. gibi
hususlarda temel araç niteliğindedir. Sağlık kuruluşları pahalı olarak ifade edebileceğimiz
cihaz, alet ve personel kullanan yani pahalı çalışan dolayısıyla finansal kaynaklara çok fazla
ihtiyaç duyan kuruluşlardır. Bu sebeple sağlık kuruluşlarının güçlü fon kaynaklarına sahip
olması ile bunları etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanması önem arz etmektedir. Bu da
finansal anlamda yönetimin konusunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla sağlık kuruluşlarının
finansal anlamda iyi yönetilmeleri gerekliliği kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya
çıkmaktadır. Finansal yönetim, günümüz sağlık kuruluşlarında sadece finansal yöneticilerin
değil bütün yöneticilerin temel olarak bilmesi gereken özellikli ve önemli bir yönetim alanı

214 Turkishtime, KOBİ’ler İçin Finansal Okuryazarlık, TİM Akademi 2023, Dış Ticaret Destek Serisi-6.

105
olarak karşımıza çıkmaktadır. Finansal anlamda iyi yönetilen sağlık kuruluşlarının diğer
sağlık kuruluşlarından bir adım önde olacağı yadsınamaz bir gerçektir.215

İşletmelerin faaliyet gösterdiği sektörde hayatta kalabilmesi için iyi yönetilmeleri


gerektiği tartışmasız bir gerçektir. Sağlık hizmet sunum organizasyonları olan sağlık
kurumlarının aynı zamanda birer ticari işletmeler olduğu gerçeğinden hareketle çağın ve
sektörün dinamiklerine uygun olarak yönetilmesi bu açıdan önem arz etmektedir.

İçinde bulunduğumuz dönemin hızla değişen çevresel etkenleri altında faaliyetlerini


sürdüren bütün işletmelerin başarılı olabilmesi için profesyonel olarak yönetilmesi önemlidir.
Bu faaliyetler, işletmenin dış ve iç çevresinin analiz edilerek yönünün tayin edilmesi,
stratejilerin oluşturulması, bu stratejilerin uygulanması, izlenmesi gibi eylemleri
kapsamaktadır. Diğer bütün sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de başarıyı
yakalayabilmenin anahtarı hızla değişen çevreye uyum sağlayabilme ve mevcut kaynakları
verimli ve etkili kullanabilme becerilerinde yatmaktadır. Sağlık sektörü birçok ülkede en
büyük sektörlerden biridir ve gelişen ve değişen teknoloji ile mevzuat bu kurumların tüketici
ihtiyaçlarını karşılamasını güçleştirirken, maliyetlerin artması ve rekabet koşullarının
değişmesi sağlık kuruluşlarının yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından büyük bir engel
oluşturmaktadır. Dolayısıyla, sağlık kuruluşlarının çevrelerindeki değişmeleri takip etmeleri,
bu değişmelere en hızlı bir şekilde cevap vermeleri ve bütün bunları yapabilmek için gerekli
değişimleri rakiplerinden önce gerçekleştirmeleri önem arz etmektedir.216

Bir işletmenin nakit akış döngüsündeki nakdin riskini (değişkenliğini),


büyüklüğünü ve zamanlamasını etkileyen bütün kararlar finansal yönetimin konusunu
oluşturmaktadır. Finansal yönetim işletmenin en önemli fonksiyonlarından biri olmakla
beraber, belki de en az anlaşılanıdır diyebiliriz. Finansal yönetim sadece adı finans yöneticisi

215İsmail Ağırbaş, Sağlık Kurumlarında Finansal Yönetim ve Maliyet Analizi, Siyasal Kitabevi, Ankara, Ağustos 2014,
s.15-16.
216Özgür Uğurluoğlu, İpek Bilgin Demir ve Duygu Ürek, Sağlık Kurumlarında Stratejik Yönetim, Nobel Yayıncılık,
1.Basım, Ankara, Mart 2019, s.Önsöz.

106
olan yöneticilerin değil, işletme bünyesindeki birçok yöneticinin verdiği günlük ve stratejik
kararların bir parçasıdır.217

Kar amaçlı olmayan işletmelerde finansal yönetimin amacı, ihtiyaç sahiplerine


hizmet götürmek olup karşılaşılan esas zorluk temel amaçlara odaklanırken gelirlerin
sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır.218 Dolayısıyla kar amaçlı işletmeler gelir
maksimizasyonuna odaklanırken, kar amaçlı olmayan işletmeler açıkların minimizasyonuna,
diğer bir deyişle hayatta kalmaya odaklanmaktadır.219

Sağlık işletmelerinde, finansal bilginin etkin ve doğru bir şekilde kullanılabilmesi


açısından para ile ifade edilebilen her bir işlemin kaydedilmesi, sınıflandırılması, analiz
edilmesi ve yorumlanması gerekmektedir. Sağlık sektöründe yaşanan hızlı değişim ve
dönüşüm, sağlık kurumlarında finansal bilgi çıktılarının doğru yorumlanabilmesi,
kurumların geçmişteki durumundan yola çıkarak gelecekteki faaliyetler için tahminde
bulunabilmesine, finansal analizlerin yapılabilmesine ve kurumların karar alma
fonksiyonlarına yön verebilmesi için muhasebe sistemi ve finansal yönetiminin önemini
arttırmıştır. Bu nedenle, sağlık kurumlarının faaliyet sonuçlarının ölçülmesi ya da gelecek
planlamaları, fayda risk analizleri, kar analizleri, gelir gider hesaplamaları vb. yapabilmeleri
açısından iyi çalışan bir muhasebe ve finansal sisteme ihtiyaçları bulunmaktadır.220

Sağlık hizmetlerine tahsis edilen kaynakların farklı kullanım sahaları hakkında


kararlar almak, tüm sağlık sistemlerinde politikacılar, bürokratlar ve yöneticiler açısından
kritik düzeyde bir sorundur.221 Günümüzde ulusların kalkınma ve gelişmişlik seviyesini

İlhan Kerem Şenel, Sağlık İşletmelerinde Finansal Yönetim, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri
217

Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (236-255), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.236-237.
218Kersti Krug and Charles B. Weinberg; Mission, Money, and Merit: Strategic Decision Making by Nonprofit
Managers, Vol. 14, No. 3, Spring 2004, pp. 325-342. Nonprofit Management & Leadership is sponsored by the Mandel
Center for Noprofit Organizations, Case Western Reserve University, Cleveland, Ohio, and published by Jossey-Bass, San
Francisco, California.
219 Şenel, Söyük(Ed.)-Gün(Ed.), s.238.
220 Serhat Yanık ve Ece Baş, Sağlık İşletmelerinde Muhasebe Yönetimi, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık
İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (307-337), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018, s.307.
221 Yusuf Çelik, Sağlık Ekonomisi, Siyasal Kitabevi, Gözden Geçirilmiş 3. Baskı, Ankara, Eylül 2016, s.270.

107
belirleyen en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilen sağlık hizmetlerine aktarılan
kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması büyük önem arz etmektedir. Etkin ve
kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak nitelikli bir toplum için olmazsa olmazdır. Ülkemizde
sağlık hizmetlerinin sunumu kamu ve özel sektör eliyle yapılmakta olsa da, geçtiğimiz yıllar
özellikle de özel sağlık sektörünün hızla büyümesine tanıklık etmiştir. Dolayısıyla, toplumun
beklentileri, özel sektörü sağlık alanında artan oranda yatırım yapmaya sevk etmiş, rekabetçi
özelliğin artmasıyla alt yapılar iyileştirilerek sektörde bulunan sağlık tesisleri ve tıbbi cihaz
donanımları yalnızca ülkemizdeki hastalar için değil başta AB ülkeleri olmak üzere diğer
ülkelerin hastaları için de cazip konuma gelmiştir.222

Sağlık kurumlarına yön veren yöneticilerin, gelecek tahminlerinde, işletmelerinin


üretim hacmine ve maliyetle ilgili bütün unsurlara göre çalışma programı ve bütçeler
hazırlayarak gelir ve gider planlaması yapmaları gerekmektedir. Sağlık kurumlarının da ana
hedeflerinden biri olan kâr (kamu sağlık kurumları açısından ikincil bir hedeftir), genel olarak
toplam satış geliri ile toplam maliyet arasındaki farka eşittir diyebiliriz. Kârlılığını
dolayısıyla sürekliliğini sürdürecek olan işletmenin, tükettiği kaynaklar ile ürettiği hizmetin
maliyeti, fiyatı ve pazar olanakları açısından detaylı bilgilere sahip olması zorunludur. Bütün
bu hesaplamaların yapılabilmesi ve doğru kararların alınabilmesi açısından ise mali niteliğe
sahip her şeyin kayıt altına alınması gerekmektedir. Bu nedenle, işletmelerin mali durumu
ile mali performanslarını değerlendirebilmesi için mali işlemlerinin sistemli olarak kayıt
altına alınması ve yapılan kayıtlardan ilgili dönemlerde mali raporların hazırlanması
gerekmektedir. Bu bilgi setini hazırlama görevi ise sağlık kurumları içerisinde “Finansal
Muhasebe” bölümüne aittir.223

İster kar amacı güden olsun isterse kar amaçlamadan kamu hizmeti gören olsun
bütün kuruluşlarda finansman fonksiyonu hayati bir önem taşır. Finansman fonksiyonu
temelde fonların sağlanması (finansman) ve bunların yönetilmesi (yatırım) konularını kapsar.

Selim Zaim, Mehveş Tarım ve Halil Zaim, Kamu Hastaneleri ve Özel Hastaneler Arasında Hizmet Kalitesi ve
222

Maliyetlerinin Karşılaştırılması, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2010-106, s.11.
223 Yanık, Baş Söyük(Ed.)-Gün(Ed.); s.308.

108
Bu fonksiyonu devam ettirirken yöneticinin isteği fon sağlanmasında en uygun koşullarda
fon bulmak, yönetiminde ise bu fonları en verimli şekilde yatırıma dönüştürebilmektir. Fon
sağlanması veya finansman boyutu kuruluşun gerek kısa dönemli gerekse uzun dönemli fon
ihtiyaçlarını nasıl temin etmesi gerektiğini değerlendirir. Uzun dönemli fon ihtiyaçları
genellikle yatırım projelerini gerçekleştirmek için ortaya çıkar. Mesela, bir sağlık kurumunda
radyoloji bölümü için alınması düşünülen bir MR cihazının finansmanı uzun vadeli fon
ihtiyacı oluşturur. Kısa dönemli fon ihtiyaçları ise genellikle çalışma sermayesi olarak
adlandırılır ve kısa vadeli varlıklar ile borçların yönetimi esnasında ortaya çıkar. Mesela,
sağlık kuruluşunun kısa vadede gerçekleştirmesi gereken bir ödeme kısa vadeli alacakların
tahsilatıyla sağlanamıyor ise finanse edilmesi gerekli olan bir fon açığı var demektir.
Yöneticiler bu fon ihtiyaçlarını muhtelif kaynaklardan çeşitli maliyetlerle sağlayabilirler.
Örneğin uzun vadeli bir fon ihtiyacı öz kaynaklardan elde edilebileceği gibi bankalardan
borçlanmak suretiyle de sağlanabilir. Dolayısıyla eldeki seçenekler içinden en uygun olan
finansman yöntemini bulmak ve tercih etmek yöneticinin temel görevleri arasındadır.
Fonların yönetimi sağlık kuruluşunun kısa ve uzun vadeli yatırımları ile ilgilidir. Yukarıda
örnek olarak söylediğimiz MR cihazının alımı esasında bir yatırım kararıdır. Acaba bu MR
cihazı “kârlı” bir yatırım olarak değerlendirilebilir mi? Bu cihazın kuruma sağlayacağı fayda
onun maliyeti ile karşılaştırıldığında ortaya net bir kazanç çıkmakta mıdır? Bu soruların
cevabı yöneticinin alacağı yatırım kararına dayanak teşkil edecektir. Karar verme
pozisyonunda bulunan yöneticiler karar alırken kurumun mali yapısıyla ilgili bilgilere ihtiyaç
duyarlar. Aksi durumda hiçbir bilgiye dayanmadan alınacak karar kumardan farksız
olacaktır. Alınacak finansal kararlara temel dayanak teşkil eden kurum içi bilgi kaynakları
ise mali tablolardır. Mali tablolar muhasebe bölümü tarafından toplanan verilerin sistematik
bir şekilde düzenlenmesiyle elde edilir. Bu tabloların belli yöntemlere göre incelenmesi ise
finansal analiz olarak isimlendirilir. Finansal analiz kurumun dışındaki kişiler tarafından
yapılabileceği gibi, kurumun yöneticileri de faaliyetlerin etkinliğini ve verimliliğini ölçmek,
geleceğe yönelik planlar yapmak, üretim ve yatırım gibi alanlarda kararlar vermek gibi
amaçlara yönelik olarak finansal analizden faydalanabilirler. Yatırım kararları riskli
ortamlarda çok önemli yönetim fonksiyonlarından biri haline gelir. Finans teorisi ise,

109
yöneticinin bu soruları nasıl ve ne şekilde cevaplandırması hususunu ayrıntılarıyla inceler.
Yöneticinin karşı karşıya kaldığı yatırım kararları sadece kısa vadeli değildir. Bazen sağlık
kurumunun elinde yakın zamanda ihtiyacı olmayan geçici bir fon fazlası olabilir. O halde atıl
fonların likiditesini kaybetmeden kısa vadede değerlendirilmesi en uygun hal tarzıdır.
Özetle, faaliyet alanı ne olursa olsun tüm kuruluşların olduğu gibi sağlık kurum ve kuruluşları
da bir şekilde finansman fonksiyonunu üstlenmek durumundadırlar.224

Sağlık hizmetlerinin arzında yaşanan bilgi ve teknolojik gelişmeler, hastaların


beklentilerinin yükselmesi, sağlık politikalarındaki ve ulusal mevzuatlardaki değişimler,
sağlık kurumları yöneticilerini karar sürecinde baskı altına almaktadır. Bütün bu gelişmeler
neticesinde uygulamaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık kurumları
yöneticilerinin üzerindeki bu baskının en fazla finansal kararlar üzerinde yoğunlaşması
kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Doğru finansal kararlar alınabilmesi için sağlık kurumları
yöneticilerinin en az bir işletmeci kadar finans ve muhasebe bilgisine sahip olması
gerekmektedir.225 İçinde bulunduğumuz dönemde başarıya ulaşabilen kuruluşlar,
müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini rakiplerinden daha hızlı bir şekilde karşılayabilen ve
aynı zamanda kabul edilebilir finansal getiriler elde eden kuruluşlardır. Kurumu bu sonuçlara
ulaştırabilecek olan ise yetkin ve kararlı insan kaynağıdır, yöneticileridir.

Sağlıkta Dönüşüm Programının 2003’te uygulanmaya başlamasıyla birlikte Sağlık


Bakanlığı hastanelerinde başlatılan İşletmecilik uygulamalarının bir parçası olarak Hastane
yöneticilerinin yetkilerinin genişletilmesi bu doğrultuda önem arz etmektedir. Bu sayede,
bilhassa finansal imkânların genişletilmesinin yanı sıra satın alma, bütçe yönetimi ve yatırım
kararları açısından daha fazla esneklik ve özerklik verilmiştir. Yöneticilere bütçeleri kadar

T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü, Sağlık Hizmetleri Yönetimi Eğitimi Referans Notları
224

Ankara, 2000, s.99-100.

Yıldız Ayanoğlu, Hüseyin Abuhanoğlu ve Abdulkadir Teke, Sağlık Hizmetleri Eğitiminde Muhasebe ve Finansman
225

Derslerinin Önemi https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/287260 (15.11.2019)

110
harcama yapma yetkisi verilmesi ise merkeze sormadan işletme ihtiyaçlarını daha hızlı bir
biçimde karşılama imkânı vermiştir. Bu uygulamalar ise vatandaşın memnuniyetini ve sağlık
hizmetinin kalitesini artırmak bakımından yöneticilere büyük imkânlar sağlamıştır.226

Yöneticiler rutin düzenlemelerinin bir parçası olarak çeşitli kararlar alırlar.


Diğerlerinin yanı sıra firmanın stratejisi, konfigürasyonları, geliştirme sistemleri, performans
değerlendirme prosedürleri ve iş akışıyla ilgili birçok konuya ilişkin olarak karar vermeleri
beklenmektedir. Özellikle, yönetimsel kararların firma performansı ve başarısı için önemli
sonuçları olabilir. Bu ilişkilerin şaşırtıcı derecede finansal özelliklerinin var olduğunu
söyleyebiliriz. Finansal kararların önemi, zayıf finansal yönetim nedeniyle küçük firmalar
arasındaki başarısızlık oranından belirgin olarak anlaşılmaktadır. KOBİ sahipleri genellikle
sağlam bir finans uzmanlığına sahip değildir ve bu nedenle kararlarının firma üzerindeki
etkisini tam olarak kavrayamayabilirler. Firmaların büyümesi için işletme sahiplerinin ve
yöneticilerinin mali anlamda aydınlatılması çok önemli görünüyor. Kötü kararlar, firmaların
sürdürülebilirliğini tehdit eder ve geniş çaplı operasyonel sorunları bırakır. Bu nedenle,
verimli bir performans sergileyebilmek için, işletme yöneticilerinin finansal olarak okuryazar
olmaları önem arz etmektedir.227

İçinde bulunduğumuz dönemin en önemli görevlerinden birisidir yöneticilik. “İyi


bir yönetim, iyi bir kazançtan önce gelir.” der bir Portekiz atasözü. Başarılı bir işletme
“sürekli değer yaratabilen” bir işletmedir. Sürekli bir şekilde değer yaratabilmek ise
işletmenin bütün çalışanları ile birlikte “değer yaratma” kültürünü yaşamasıyla
oluşturulabilir.228 Buna karşın Kalkınma Bakanlığı’nın 2014-2018 Onuncu Kalkınma
Planında, “….hastanelerin yönetiminde profesyonelleşme sorunu vardır. Sağlık
Bakanlığı’nın geliştirdiği yönetsel mevzuatlar ve sistemler ile Sağlık Bakanlığı

226 Mehmet Atasever, Mehmet Gözlü, Elif İşlek, Mustafa Örnek ve Zafer Karaca, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları
Bütçesinin; Yıllar İtibariyle Gelişimi ve 2017 Yılı Analizi, Sağlık-Sen Staretejik Araştırmalar Merkezi, Sasam Enstitüsü
Yayınları, Analiz, Yıl:3 Sayı:9, Ankara, Ocak 2017, s.8.
227 Shamim Akhtar and Yanping Liu, SME Managers and Financial Literacy; Does Financial Literacy Really Matter?,

Macrothink Institute, Journal of Public Administration and Governance, 2018 Vol.8, No.3, s. 353-354.
228 Murat Yalnızoğlu, Değer Yönetimi, Arge Danışmanlık Yayınları No:2, 1.Basım, İstanbul, Kasım 2001, s.5.

111
hastanelerinin yönetsel kabiliyetlerini artırmalarına karşın üniversite ve özel hastanelerde
yönetimde profesyonelleşme tam olarak sağlanamamıştır. Yönetim sisteminin bilimsel
kurgularla geliştirilip hastane yönetim prensiplerinin oturtulması gereklidir.” ifadesi bütün
hastanelerin karşı karşıya kaldıkları ortak bir sorun olarak yer almaktadır.229

Özel hastanelerin yönetsel sorunları üzerine iki ilimizde bulunan özel hastane
yöneticileri ile yapılan bir çalışmada da aynı şekilde hastanelerin yer seçimi, bina tasarımı,
fiziki yapı, uygun fiyat politikası, teknolojik donanım ve personel yeterliliği gibi sağlık
hizmetlerinin işleyişine yönelik konularda yüksek tutuma sahip oldukları, profesyonel
yönetici istihdamında görülen sorunlar, kanuni düzenlemelerle ilgili yetersizlikler gibi
yönetim ile ilgili konularda ise daha düşük seviyede bir tutuma sahip oldukları tespit
edilmiştir.230

Ülkemiz sağlık sisteminin bütün unsurlarına ve kademelerine profesyonel sağlık


yönetimi hususunun hâkim kılınması büyük önem arz etmektedir. Profesyonel sağlık
yönetimi; “karizma, deneyim ve eğitim” olarak ifade edebileceğimiz üç ana bileşenin bir
fonksiyonudur. Profesyonel yönetimin bulunmadığı bir yerde sağlık reformlarının başarılı
bir şekilde hazırlanması, uygulanması ile bu sektörden beklenilen çıktıların elde edilmesi
mümkün değildir. Sağlık yönetimi alanında eğitim aldığına yönelik belgesi bulunmayanların
yönetim kademelerinde görev almaları mümkün olmamalıdır.231

Sağlık kurumlarının gelişmeleri ve ilerleyebilmeleri için sağlık kurumları


yöneticilerinin yönetim ve organizasyon konusuna hâkim olması gerektiği bu alanda yapılan
çalışmalarda katılımcılar tarafından “Özel hastaneler için en önemli unsur yönetim ve

T.C.Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Hizmetlerinin Etkinliğinin Artırılması ve Mali Sürdürülebilirlik, 2014-2018


229

Onuncu Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2014, s.88.
230Uysal Kerman, Hakan Demirgil, Yakup Altan ve Aslıhan Büyüksavaş, Özel Hastanelerin Yönetsel Sorunları Üzerine
Bir Araştırma: Antalya ve Isparta Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,
Cilt 16, Sayı 1, 2011, s.103.
Hasan Hüseyin Yıldırım, Türkiye Sağlık Sistemi: Sağlıkta Dönüşüm Programı Değerlendirme Raporu, Sağlık-Sen
231

Yayınları No:21, SASAM, 1.Baskı, Ankara, Kasım 2013, s.77-78.

112
organizasyondur... Yönetim organizasyon şeması oluşturmak ve profesyonellerle çalışmak
lazımdır” şeklinde ifade edilmiştir. Bu bakımdan, sağlık kurumları yöneticiliğinin bir meslek
olarak kabul edilmesi ve bu sektöre özgü uzmanlık eğitim imkânları sağlanması ile
profesyonel sağlık kurumları yöneticisi eksikliğinin giderilebileceği düşünülmektedir.232

İçinde yaşadığımız dönemde sağlık hizmetleri, ulus ekonomilerinin önemli bir


parçası olarak görülmekte ve kabul edilmekte olup, büyük bir hizmet endüstrisi şeklinde
karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, her alanda olduğu gibi, sağlık hizmetleri alanında da
beklenen kalite ve verim düzeyine ulaşılabilmesi açısından, sağlık kurum ve kuruluşlarının
yönetimlerinin profesyonellerce çağdaş işletmecilik anlayışına göre icra edilmesi
zorunluluktur.233

Sağlık hizmetlerinde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler ile nüfusun sürekli artması
sağlık hizmetlerine olan talebi yükseltmektedir. Buna bağlı olarak sağlık hizmetlerinin
sunumunda da artış ortaya çıkmaktadır. Çoğu gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de
sağlık hizmetlerinde görülen talep artışı sağlık hizmetlerinin sunumunda özel sektörün payını
artırmaktadır. Son yıllarda sağlık sektörünün yapısına baktığımızda 2018 yılı Sağlık
İstatistikleri Yıllığına göre 2002’de 1156 olan hastane sayısının 2018’de 1534’e yükseldiği,
hastane yatağı sayısının da 2002’de 164.471 iken 2018’de 231.913’e234 ulaştığı
görülmektedir. Özellikle özel hastanelerinin sayısında önemli artışlar olduğu ortadadır. 2002
yılında ülkemizde faaliyet gösteren özel hastane sayısı 271 iken bu rakam 2018’de 577’e
yükselmiştir. 15 yıllık dönemde özel hastanelerdeki artış oranı yaklaşık olarak %112,9 olarak
gerçekleşmiştir. Dolayısıyla özel hastaneler mevcut durumda sağlık hizmeti arzında gittikçe
artan bir öneme sahip bulunmaktadır. Bu kurumların sayısının artması ile aynı zamanda
sağlık sistemlerinde ortaya çıkan gelişmeler sağlık alanındaki rekabeti artırmış ve kar

Halil Akman Dömbekci, Fatma Özlem Yılmaz ve Musa Özata, Özel Hastane İşletmeciliğinin Mevcut Durumu ve
232

Geleceği:Konya Örneği, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2018, 21 (4), s. 693-695.


233Yasemin Yıldız, Yataklı Sağlık Kuruluşlarında Yönetsel Sorunların İncelenmesi Edirne İlinde Örnek Bir
Uygulama, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Temmuz 2008, s.ii.
234 https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/36134,siy2018trpdf.pdf?0 (18.06.2020)

113
marjlarını biraz daha sınırlı bir konuma çekmiştir. Yaşanan yüksek rekabet nedeniyle küçülen
kâr marjları özel sağlık kurumlarının ciddi finansal sorunlar yaşamasına sebep olmuştur.
Bundan dolayıdır ki fiyatlama politikaları ile maliyet minimizasyonu gibi finansal
problemler, sağlık kurumları yönetimlerinin en önemli karar konularından birisi haline
gelmiştir. Sonuç olarak, özel sağlık kurumlarının varlıklarını sürdürebilmeleri için finansal
yönetimi ciddiye almaları ve dolayısıyla önem vermeleri, finansal planları yaparken geçmiş
ve mevcut finansal durumlarını göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.235

Sağlık sektörü uzay sektöründen sonra teknolojik gelişme ve ilerlemenin en yoğun


olduğu ve özellikle nitelikli emeğin çok fazla kullanıldığı alanlardan birisidir. Bundan
dolayıdır ki sağlık sektöründe yapılacak olan yatırımlar ciddi manada çok büyük maliyetlidir
diyebiliriz. Dolayısıyla bu kurumları yönetmekle görevli olan yöneticilerin büyüme
sürecinde kullanacakları yöntemler hem maliyet yönünden hem de büyüme planın başarısı
açısından son derece önem arz etmektedir.236

Genel itibariyle sağlık sektörü, toplumda koruyucu, tedavi edici ve rehabilitasyon


maksadıyla sağlık hizmetlerinin üretilmesi ve topluma sunulması sürecini sağlayan
ekonomik birimlerden meydana gelmektedir ki bu ekonomik birimler sağlık kurumları olarak
ifade edilmektedir. Bunlardan özel sağlık kurumları, sağlık hizmetlerinin topluma
sunumunda önemli bir paya sahiptir. Diğer birimlerden farkı ise, özel sermayeli olarak
kurulması ve girişimcinin yatırımdan beklediği getiriye karşılık risk üstlenmesi bakımından
ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise özel sağlık kurumlarının yönetiminin ticari işletme
temelinde yürütülmesini zorunlu kılmaktadır. Bir hizmet sektörü olarak faaliyet yürüten özel

235Hüseyin Bıçakcı, İsmail Ağırbaş, Ferda Bülüç ve Meryem Turgut, Özel Hastanelerde Finansal Analiz, III.Uluslararası
Al-Farabi Sosyal Bilimler Kongresi, 9-11 Kasım 2018, Tam Metin Kitabı, Ankara, s.784.
236Selma Söyük ve Canser Boz, Zincir Hastanelerin Yönetimsel Sorunları ve Çözüm Yolları: Yöneticilere Yönelik
Nitel Bir Araştırma, Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi Cilt 6 Sayı 1, 2017, s.108.

114
sağlık kurumları, ayrıca bir kamu hizmetini karşılıyor olmanın sorumluluğu altında özel bir
statüye sahiptirler.237

Özel sağlık kurumlarında finansal sıkıntı ve yeniden yapılandırma süreci, sağlık


sektörünün kendine has yapısı göz önüne alındığında diğer işletmelerden ileri teknoloji,
nitelikli iş gücü ve sosyal sorumluluk içermesi bakımından farklılıklar göstermektedir. Kamu
hizmetinde bütüncül olarak birey ve toplum sağlığı esas kabul edilirken, özel sermayeli
işletme kapsamında arz edilen sağlık hizmetinde bir birinden farklı faaliyetler sunularak elde
edilebilecek getiri ve bunun karşılığında karşı karşıya kalınan risk dengesinin sağlanması
öncelikli amaç olacaktır. Aynı şekilde, kamu hizmetinde bir sağlık kurumu faaliyetlerinden
ötürü zarar ediyor durumda bulunsa dahi faaliyetine devam edebiliyorken, özel sermayeli
olarak kurulan bir sağlık kurumunda bu durum söz konusu olmamaktadır.238

Yücel ve Önal tarafından yapılan çalışma, özel sağlık kurumlarının finansal yönetim
alanında yaşadığı problemler açısından, işletme yönetiminde önemli teknik bilgi açığının
bulunduğunu ortaya koymuştur. Bunlar, finansal planlama, yatırım kararları sürecinde
problem yaşanması, sermaye yapısı kararları ile çalışma sermayesi yönetiminde sorunlar,
faaliyet planlanmasında açısından etkinlik ve verimlilikten uzak kararlar alınması şeklinde
tespit edilmiştir. Bu bakımdan sağlık kurumlarında öncelikle finansal yönetim olmak üzere
yönetimsel faaliyetlerdeki bilgi eksikliğinin kapatılması ve alanında uzman kişilerden
faydalanılması, daha yüksek işletme değerine erişilebilmesine katkı sağlayacaktır.239

DSÖ’ye göre bir ülkenin sağlık sistemi, herkes için gerekli olan sağlık hizmetinin
yüksek kalitede ve kanıta dayalı olarak verilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu
hizmet etkili, verimli, karşılanabilir maliyette ve toplumca kabul edilen tarzda olmalıdır.

237Emel Yücel ve Yıldırım Beyazıt Önal, Özel Hastanelerde Finansal Sıkıntı ve Yeniden Yapılandırma: Adana İlinde
Bir Uygulama, Sosyal Güvenlik Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, Ekim 2015, s.88.
238 Yücel, Önal, s.90.
239 Yücel, Önal, s.120-121.

115
Sunulan sağlık hizmetlerinin günün şartlarına göre sürekli gözden geçirilmesi ve iyileştirici
öneriler getirilmesi esastır.

Amerikan Yönetim Derneği (The American Management Association),


yöneticilerin sahip olması gereken becerilerini “Yönetim ve Liderlik, İletişim, İşbirliği,
Eleştirel Düşünme, Finansal Yönetim ve Proje Yönetimi” olarak altı başlık altında
toplamıştır. Bu yetkinlikleri bir yapının temel taşları olarak değerlendirebiliriz. Geriye kalan
her şey bu temel taşlarının üstüne inşa edilir. Finansal yönetim yetkinliği, yöneticilerin mali
konuları yönetme becerisidir. Yöneticilerin kafası daima mali konularla meşguldür. Nakit
akışını yönetme, finansal tabloları okuma, verilen kararların parasal sonuçlarını görme, gelir
gider tablolarını okuma, işletmenin parasal rasyolarını değerlendirme, bütçe oluşturma ve
bütçenin sağlıklı olarak gelişmesini sağlama gibi kabiliyetler bu becerinin içerisindedir. Bu
yetkinlikler bir miktar bilgiye dayalı olmasına karşılık büyük ölçüde “parasal konulara” ilgi
duyma ile alakalıdır. Maliyetleri ve kârlılığı hesaplama, meydana gelebilecek olası zararları
tahmin ederek önceden tedbir almak, kârlılığı yükseltecek alternatifler oluşturma finansal
yönetim yetkinliğinin yansımasıdır. Özetle, para yönetmeden “finansal yönetim becerisi”
gelişemez. Dolayısıyla esas olan “Parayı yönetmek”tir. İşletmelerde alt kademe yöneticilere
doğru inildikçe finansal yönetim becerisi/bilgisi zayıflar. Finansal yönetim becerisi
olmayınca “yönetim becerisi” de ciddi ölçüde azalır. Zira, yönetim becerisini güçlendiren
“finansal yönetim yetkinliği”dir.240

Yöneticisiniz diye mutlaka bir finans uzmanı olmak zorunda değilsiniz elbette ancak
finansal okuryazarlık ve en azından temel seviyede bir finansal yönetim bilgisi, aynı stratejik
düşünme gibi performansınızı artıracak ve yükselmenize yardımcı olacak bir araçtır. Finansal
okuryazarlık, işletmenizin genel stratejisini ve konumunu daha iyi anlamanıza yardımcı olur
ve büyük resmin içerisinde kendinize daha sağlam bir şekilde yer bulmanızı sağlar. Finansal
okuryazarlığınız iyi düzeyde ise işletmeniz içinde kaynakları daha verimli ve optimum
kullanabilirsiniz. Zira eski bir söz, “Ölçemediğin şeyi yönetemezsin” der. Ayrıca

240 Hüner Şencan, Yönetim Becerileri, https://ders.es/dorduncu_hafta.pdf (14.12.2019)

116
patronunuzla finansal okuryazarlığınızı yansıtan bir dil kullanarak yönetimin hedef ve
taktiklerini konuşmak, ona işletmenin genel işleyişine hâkim olduğunuzu hissettirecektir.
Ayrıca patronunuz, sizin hakkınızda, işinin ehli bir sistem düşünürü olduğunuzu da
düşünecektir.241

Geleceğin sağlık kurumları yöneticisi adayı olan sağlık yönetimi lisansüstü


öğrencilerinin mali konular bakımından tutum ve davranışlarının tespit edilmesinin önemli
olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle bu öğrencilerin finansal kararları nasıl alacakları,
kaynakları nasıl yönetecekleri, hangi finansal enstrümanları kullanmaları gerektiği gibi
birçok konuda bilgiye vakıf olmaları gerekmektedir. Bu nedenle de sağlık yönetimi
bölümlerinin birçoğunun ders müfredatında muhasebe, finansal yönetim, ekonomi gibi
dersler yer almaktadır. Fakat bu bilgilerin çok daha fazla işlerlik kazanabilmesi ve bu
alanlardaki farkındalıklarının artırılabilmesi bakımından finansal okuryazarlık gibi spesifik
eğitimlerin de öğrencilere kazandırılması yararlı olacaktır.242

Sonuç itibariyle, sağlık alanında görülen hızlı değişim ve dönüşüm sağlık


kuruluşlarında maliyet analizinin ve finansal yönetimin önemini artırmıştır. Statüsü ve
mülkiyeti ne olursa olsun tüm sağlık kuruluşlarının hedeflerine ulaşması doğru ve etkili
finansal ve maliyet yönetiminden geçmektedir. Gelinen noktada ülkemizde, kamu sağlık
kuruluşlarının tamamı ve özel sağlık kuruluşlarının ise büyük bir çoğunluğu aynı pastadan
pay almaktadır. Bu husus ise, sağlık kurumlarında maliyet analizi ve finansal yönetimin
önemini daha da artırmıştır. Dolayısıyla, maliyetlerine hâkim olan finansal açıdan iyi
yönetilen sağlık kuruluşları diğer sağlık kuruluşlarından daha avantajlı olacaklardır.243

241Harvard Business Review Press, Manager’s Handbook, Harvard Business School Publishing Corporation, Yöneticinin
El Kitabı-Liderleri Öne Çıkaran 17 Beceri, Optimist Yayın No: 455, İstanbul, Temmuz 2019,s.321-322.
242Özlem Özer, Finansal Okuryazarlığın İncelenmesi: Sağlık Yönetimi Bölümü Öğrencilerinde Bir Uygulama,
Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 10 (2), https://doi.org/10.31067/0.2019.147, İstanbul, 2019, s.258.
243 Ağırbaş, s.13.

117
III. BÖLÜM

YÖNTEM, BULGULAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ

3.1. Araştırmanın Amacı

Türkiye ve dünyadaki artan sağlık harcama ve maliyetleri ve ülkelerin gelişmişlik


düzeyini de göstermesi gözlerin sağlık sektörüne odaklanmasına neden olmuştur. Ancak
yapılan literatür araştırmasında, sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin sorumlu
aktörü olan yöneticilerinin finansal okuryazarlık/farkındalık ve temel finansal yönetim bilgisi
düzeylerinin belirlenmesine ve bu okuryazarlık düzeyinin artırılmasına yönelik neler
yapılabileceği hakkında herhangi bir çalışmanın olmadığı fark edilmiştir. Yaşanılan finansal
çağın neredeyse her aşamasında yer alan sağlık kurumlarının sürekliliği ve bu kapsamda
yöneticileri için gerekli olduğu varsayılan “finansal okuryazarlık, farkındalık ve en azından
temel seviyede bir finansal yönetim bilgisi düzeyinin” önemi bu çalışmada anlatılmaya
çalışılacak öğelerdendir. Nitekim, sağlık sektörünün temel aktörleri olan sağlık kurumlarının
sürdürülebilirliğinde etkin bir role sahip olan yöneticilerinin finansal okuryazarlık ve temel
finansal yönetim bilgisi düzeylerinin de aynı oranda önem taşıdığı öngörülebilir.

Dolayısıyla bu çalışmada; sağlık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde yönetici


pozisyonunda görev alan/alabilecek hâlihazırda Sağlık Yönetimi alanında Lisansüstü Eğitim
Alan Öğrencilerin Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim
Bilgisi Düzeylerinin belirlenerek bu alanda yapılmış literatürdeki bilgi birikimine katkıda
bulunulması hedeflenmiştir.

Araştırmanın Hipotezleri;

H1: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin finansal okuryazarlık düzeyleri ile


finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H2: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin finansal okuryazarlık düzeyleri ile


finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

118
H3: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin finansal farkındalık düzeyleri ile
finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H4: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin cinsiyetleri ile finansal okuryazarlık


düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H5: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin cinsiyetleri ile finansal farkındalık


düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H6: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin cinsiyetleri ile finansal yönetim


bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki yoktur.

H7: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin yaşları ile finansal okuryazarlık


düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H8: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin yaşları ile finansal farkındalık


düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H9: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin yaşları ile finansal yönetim bilgisi
düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki yoktur.

H10: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile


finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H11: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile


finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H12: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile


finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H13: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış
olmaları ile finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

119
H14: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış
olmaları ile finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H15: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış
olmaları ile finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H16: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin çalışma süreleri (toplam mesleki


deneyim) ile finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H17: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin çalışma süreleri (toplam mesleki


deneyim) ile finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır.

H18: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin çalışma süreleri (toplam mesleki


deneyim) ile temel finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki
yoktur.

Dolayısıyla yukarıda yazılı hipotezler test edilecektir.

3.2. Araştırmanın Önemi ve Literatüre Katkısı

Finansal okuryazarlık ve finansal farkındalık alanında yapılmış çalışmaların


bulunduğu tez literatürü incelenmiş ve bu alanda yapılmış 8 doktora tezi, 83 adet ise yüksek
lisans tezi bulunduğu görülmüştür.244 Genel olarak hane halkı finansal okuryazarlık
düzeyleri, eğitim sektöründe finansal okuryazarlığın yeri, özellikle lise ve üniversite
öğrencilerinin finansal okuryazarlık düzeylerinin ölçülmesi, finans sektörü, sigortacılık ve
bankacılık, mavi yakalıların finansal okuryazarlık düzeyleri, tüketici tercihlerinin hangi
alanlarda yoğunlaştığı, tüketici tasarruf düzeylerinin ölçümü amacıyla çalışmalar
bulunmaktadır.

244 https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp (23.10.2020)

120
Fakat küresel ölçekte olduğu gibi ülkemiz ekonomisinin de en önemli aktörlerinden
olan sağlık işletmelerinin halen yöneticiliğini yapan veya gelecekte yapabilecek olan
lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) öğrencilerinin finansal okuryazarlık ve özellikle temel
finansal yönetim bilgisi düzeylerini ölçmeye yönelik herhangi bir çalışmanın yapılmadığı
görülmüştür. Dolayısıyla, çalışma literatürdeki bilgi birikimine katkı sağlamayı
hedeflemektedir.

3.3. Araştırmanın Varsayımı ve Sınırlılıkları

Bu çalışmada aşağıda yazılı varsayımlar, inceleme ve araştırmaya ihtiyaç


duyulmadan doğru olarak kabul edilmektedir;

 Ankete katılanların verdikleri yanıtlarda dürüst davrandıkları


varsayılmaktadır.
 Anketten elde edilen sonuçlar sadece sağlık yönetimi alanında lisansüstü
eğitim alan öğrencilere yönelik olarak genellenebilir.

3.4. Araştırmanın Yöntemi

Araştırma kapsamında, niceliksel araştırma araçlarından birisi olan anket yöntemi


tercih edilmiştir. Anket, “bir araştırma çerçevesinde kişilerin düşünce, görüş ve eğilimlerini
tespit etmek amacıyla hazırlanmış soruların, belirli bir düzenlilik içinde yerleştirildiği soru
kâğıdı; bu şekilde bilgi toplama amaçlayan araştırma yöntemi” olarak tanımlanabilir.245

Sağlık yönetimi alanında lisansüstü eğitim alan öğrencilerin finansal okuryazarlık,


finansal farkındalık ve temel finansal yönetim bilgisi düzeylerinin araştırılması maksadıyla
yapılan bu çalışmada literatür incelemesi geniş tutulmuş olup hem ulusal hem de uluslararası
düzeyde kavramsal inceleme yapılmıştır. Araştırma üç ayrı değişken sorgulanarak yapılmış
olup bu kapsamda araştırma modeli bu üç değişken ele alınarak oluşturulmuştur. Bu

Yücel İslam, Araştırma Yöntem Ve Teknikleri Meslek Yüksek Okulları İçin, Eğitim Yayınevi, 2. Baskı, Konya,
245

Kasım 2013, s.50.

121
değişkenler sırasıyla finansal okuryazarlık, finansal farkındalık ve temel finansal yönetim
bilgisi düzeyidir. Her üç değişken için uygulanan anket de nicel analiz yöntemiyle
yorumlamıştır.

Çalışma kapsamında kullanılan ve ek’te bir örneği sunulan toplam 80 soruluk


ankette aşağıda bilgileri yazılı dört bölüm bulunmaktadır.

Birinci bölümde anketin uygulanacağı kişilere ilişkin demografik bilgilerin


sorulduğu 9 soru bulunmaktadır.

İkinci bölümde günlük yaşantımızda önemli bir yer tutan finansal okuryazarlığın
ölçülmesi ve elde edilen sonuçlara göre kişilere yönlendirmelerde bulunulmasının önemine
vurgu yapan Gerek ve Kurt tarafından hazırlanan 33 soruluk finansal okuryazarlık ölçeği
kullanılmıştır. Geçerliği ve güvenirliği yapılmış olan ölçekte cevaplar 5’li Likert ölçeğiyle
aranmıştır. Yüksek değerler finansal okuryazarlık düzeyinin yüksek olduğunu
göstermektedir. Ölçek daha önce Gerek ve Kurt tarafından “Ekonomi Okuryazarlığı
Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması” isimli makalede kullanılmış ve ölçeğin
güvenirlik değeri α=0,93 olarak hesaplanmıştır.246

Üçüncü bölümde Onur tarafından oluşturulan finansal farkındalık/tutum ölçeği


kullanılmış olup 18 sorunun bulunduğu bu bölümde cevaplar yine Likert ölçeğiyle
aranmıştır. Likert ölçeğindeki seçenekler 1) Kesinlikle Katılmıyorum, 2) Katılmıyorum, 3)
Kararsızım, 4) Katılıyorum ve 5) Kesinlikle Katılıyorum olarak yer almaktadır.247

Dördüncü bölümde araştırma modeline uygun temel finansal yönetim bilgisi


düzeyine ilişkin bir ölçek bulunamamıştır. Ulusal düzeyde yapılan literatür araştırmasında
temel finansal yönetim bilgisi düzeyini tespit etmeye yönelik bir ölçek veya soru grubu

246 Sevgi Gerek ve Adile Aşkım Kurt; Ekonomi Okuryazarlığı Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması, Uludağ
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Uludağ Journal of Economy and Society, Cilt/Vol. XXX, Sayı/No.
1, 2011, s. 59-73.
247 Eker, s.64.

122
bulunamamıştır. Uluslararası düzeyde yapılan literatür araştırmasında ise Finans eğitmenleri
Karen Berman ve Joe Knight’a ait “Are Your People Financially Literate? (Çalışanlarınız
Finansal Okuryazar mı?)” makalesine erişim sağlanmıştır. Anılan makalede Berman ve
Knight tarafından Los Angeles merkezli İş Dünyası Okuryazarlık Enstitüsü (Business
Literacy Institute) yardımıyla geliştirilen Temel Finansal Yönetim Bilgisi soruları ile
Amerikalı yöneticileri temsilen örnek olarak alınan bir yönetici grubuna finansal yönetimin
temelleri hakkında 21 soruluk bir test uyguladıkları ve ortalama puanın sadece yüzde 38
çıktığını tespit ettikleri bilgisine ulaşılmıştır.248 Business Literacy Institute (BLI), en az 150
çalışanı olan şirketlerde temel finansal yönetim bilgisi konusunda yöneticileri test etmek için
ulusal bir çalışma başlatmış olup ulusal olarak onaylı temel finansal yönetim bilgisi düzeyi
ölçme testini online (internet üzerinden) yapmakta ve sonuçlarını rapor halinde sunmaktadır.
Bahse konusu test249 25 sorudan oluşmakta olup biz bu çalışmada, gerek bu test gerekse
Harward Business Review Press tarafından yayımlanan ve Türkiye İnsan Yönetimi Derneği
tarafından çevrilen “Yöneticiler İçin Finansın Temelleri”250 kitabında bulunan 10 soruluk
testin harmanlanması sonucu konulara göre seçilerek oluşturulan 20 soruluk test kullandık.
Söz konusu Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeyi ölçme testi ile kişilerin finansal
bilgilerinin tamamını ölçmek değil sadece daha etkin bir yönetici olabilmek için
bilinmesi/öğrenilmesi gereken temellere dair bir fikir vermesi amaçlanmıştır.

İstanbul il sınırları içerisinde 13 devlet ve 44 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam


57 üniversite bulunmaktadır.251 Bu üniversitelerden 4 devlet üniversitesi ve 19 vakıf
üniversitesi olmak üzere toplam 23’ünde Sağlık Kurumları Yönetimi lisansüstü eğitim

248 https://hbr.org/2009/10/are-your-people-financially-literate (12.07.2020)


249 https://www.business-literacy.com/bli-products-services/financial-intelligence-assessments/ (12.07.2020)
250Harward Business School Press, Finance Basics for Managers, Harward Business School Publishing Corporation,
2012, Türkiye İnsan Yönetimi Derneği, Yöneticiler İçin Finansın Remelleri, Peryön Yayınları, Ocak 2014, İstanbul.
251 https://www.yok.gov.tr/universiteler/universitelerimiz (13.07.2020)

123
programı bulunmaktadır Ana kütle olarak bu üniversiteleri kabul ederek, kolayda örnekleme
yöntemi ile çalışma yapılmıştır.

Anket çalışması, bu çalışmaya izin veren üniversitelerde, hem okullara gidilerek yüz
yüze görüşme tekniği hem de internet üzerinden “Marmara Üniversitesi Anket Sistemi”252
ile katılımcılara ulaşılması ile Ocak-Mayıs 2020 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışma
neticesinde toplam 224 kişiye ulaşılmış olup geri dönmeyenler, cevap vermeyenler ve yarım
bırakanlar çıkarıldığında 157 kişi katılmıştır.

Bahse konu ankete ilişkin Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Etik
Kurulu’ndan alınan “Etik Kurul Onayı” Ek-2’de sunulmuştur.

3.5 İstatistiksel İncelemeler

İstatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007


(Kaysville, Utah, USA) programı kullanılmıştır. Çalışma verileri değerlendirilirken
tanımlayıcı istatistiksel metodlar (ortalama, standart sapma, medyan, frekans, oran,
minimum, maksimum) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin normal dağılıma uygunlukları
Shapiro-Wilk testi ve grafiksel değerlendirmeler ile sınanmıştır. Normal dağılım gösteren
niceliksel verilerin iki grup karşılaştırmalarında Student t test kullanılmıştır. Normal dağılım
gösteren üç ve üzeri grupların karşılaştırmalarında One-way ANOVA ve ikili
karşılaştırmalarında Bonferroni test kullanılmıştır. Normal dağılım göstermeyen üç ve üzeri
grupların karşılaştırmalarında ise Kruskal Wallis test ve ikili karşılaştırmalarında Bonferroni-
Dunn test kullanılmıştır. Değişkenler arası ilişkilerin değerlendirilmesinde de Pearson
Korelasyon Analizi kullanılmıştır. Anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir.

252 https://anket.marmara.edu.tr/index.php/373472?lang=tr

124
Alfa katsayısının değerlendirilmesi aşağıdaki ölçüte göre yapılır:253

0.0   < 0.40 ise ölçek güvenilir değildir.

0.40   <0.60 ise ölçek düşük güvenirliktedir

0.60   <0.80 ise oldukça güvenilirdir.

0.80   <1.00 ise ölçek yüksek derecede güvenilir bir ölçektir.

Korelasyon katsayısının (r) değerlendirilmesi aşağıdaki ölçüte göre yapılır:254

0.0 - 0,25 Çok zayıf

0,26 - 0,49 zayıf

0,50 - 0,69 orta

0,70 - 0,89 iyi

0,90 - 1,00 çok iyi

3.6 Bulgular ve Değerlendirme

3.6.1. Demografik/Tanımlayıcı Bulgular

Ankete katılanların % 62,4’ü kadın, % 37,6’sı erkek olup %20,4’ü (n=32) 20-25
yaşında, %31,2’si (n=49) 26-30 yaşında, %15,9’u (n=25) 31-35 yaşında, %14,0’ü (n=22) 36-
40 yaşında, %12,1’i (n=19) 41-45 yaşında, %6,4’ü (n=10) 46 yaş ve üzerindedir.

253 Yalçın Karagöz, SPSS 21.1 Uygulama, Biyoistatistik, Nobel Akademik Yayıncılık, 1.Basım, Ankara, 2014, s.698.
Osman Çevik ve Aziz Akgül, İstatistiksel Analiz Teknikleri- SPSS’te İşletme Yönetimi Uygulamaları, Emek Ofset,
254

Ankara, 2003.

125
Tablo 7
Araştırmaya Katılanların Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları

n %

Yaş (yıl) 20-25 yaş 32 20,4

26-30 yaş 49 31,2

31-35 yaş 25 15,9

36-40 yaş 22 14,0

41-45 yaş 19 12,1

≥46 yaş 10 6,4

Cinsiyet Kadın 98 62,4

Erkek 59 37,6

Yaş (yıl)

20,4
20-25 yaş
31,2
26-30 yaş
15,9
31-35 yaş
14,0
36-40 yaş
12,1
41-45 yaş
6,4
≥46 yaş

0 5 10 15 20 25 30 35 40
Oran (%)

Şekil 9: Araştırmaya Katılanların Yaş Dağılımı

126
Cinsiyet

Erkek; %37,6

Kadın; %62,4

Şekil 10: Araştırmaya Katılanların Cinsiyet Dağılımı

Tablo 8
Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumuna İlişkin Özelliklerin Dağılımları

n %

Lisans mezuniyet Sağlık Yönetimi 81 51,6


durumu
İktisat/İşletme/Maliye 31 19,7

Hemşirelik 25 15,9

Tıp 7 4,5

Diğer 13 8,3
Şu anki lisansüstü Yüksek lisans 111 70,7
eğitim programı
Doktora 46 29,3
Şu anki üniversite türü Devlet üniversitesi 45 28,7

Vakıf üniversitesi 112 71,3

127
Öğrencilerin %51,6’sı (n=81) lisans eğitimini sağlık yönetimi bölümünde, %19,7’si
(n=31) iktisat/işletme/maliye bölümünde, %15,9’u (n=25) hemşirelik bölümünde ve %8,3’ü
(n=13) diğer (biyoloji, veterinerlik, istatistik, mühendislik vb.) bölümlerde tamamlamıştır.

Lisans Mezuniyet Durumu


Hemşirelik;
%15,9

Tıp; %4,5

Sağlık Diğer;
Yönetimi; %8,3
%51,6
İktisat/İşletme/
Maliye; %19,7

Şekil 11: Araştırmaya Katılanların Lisans Mezuniyet Durumlarının Dağılımı

Şu anki lisansüstü eğitim programları incelendiğinde; %70,7’sinin (n=111) yüksek


lisans, %29,3’ünün (n=46) doktora öğrencisi olduğu gözlenmiştir. Öğrencilerin %28,7’si
(n=45) devlet üniversitesinde, %71,3’ü (n=112) vakıf üniversitesinde eğitim almaktadır.

128
Şu Anki Lisansüstü Eğitim Programı

Doktora;
%29,3

Yüksek lisans;
%70,7

Şekil 12: Araştırmaya Katılanların Şu Anki Lisansüstü Eğitim Programlarının Dağılımı

Tablo 9
Araştırmaya Katılanların Çalışma Durumuna İlişkin Dağılımlar

n %

Çalışma durumu Evet 129 82,2


Hayır 28 17,8

Çalışılan pozisyon İdari personel 31 24,0


(n=129) Sağlık personeli 28 21,7
Akademisyen 27 20,9
Uzman 12 9,3
Memur 9 7,0
Hasta hizmetleri 8 6,2
Eğitmen 6 4,7
Tekniker 5 3,9
İşletme sahibi 3 2,3

129
Toplam çalışma süresi Min-Mak (Medyan) 0-30 (7)
(yıl) Ort±Ss 9,62±8,32
<1 yıl 19 12,1
1-5 yıl 46 29,3
6-10 yıl 38 24,2
11-15 yıl 15 9,6
16-20 yıl 17 10,8
>20 yıl 22 14,0

Öğrencilerin %82,2’si (n=129) çalışmakta, %17,8’i (n=28) ise çalışmamaktadır.


Çalışanların %24,0’ü (n=31) idari personel, %21,7’si (n=28) sağlık personeli, %20,9’u
(n=27) akademisyen, %9,3’ü (n=12) uzman, %7,0’si (n=9) memur, %6,2’si (n=8) hasta
hizmetleri çalışanı, %4,7’si (n=6) eğitmen, %3,9’u (n=5) tekniker ve %2,3’ü (n=3) işletme
sahibidir.

Çalışma Durumu

Hayır; %17,8

Evet; %82,2

Şekil 13: Araştırmaya Katılanların Çalışma Durumuna İlişkin Dağılımı

130
Toplam çalışma süreleri 0 ile 30 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 9,62±8,32
yıldır. Öğrencilerin %12,1’i (n=19) 1 yıldan kısa süredir, %29,3’ü (n=46) 1-5 yıldır, %24,2’si
(n=38) 6-10 yıldır, %9,6’sı (n=15) 11-15 yıldır, %10,8’si (n=17) 16-20 yıldır ve %14,0’ü
(n=22) 20 yıldan uzun süredir çalışmaktadır.

Tablo 10

Araştırmaya Katılanların Finans Dersi Alma Durumuna İlişkin Dağılımları

n %

Daha önce finans eğitimi Evet 138 87,9


alma durumu Hayır 19 12,1

▪Finans eğitimi alınan yer Örgün eğitim 130 94,2

Sertifika eğitimi 4 2,9

Hizmet içi eğitim 4 2,9

Diğer 5 3,6

▪Birden çok seçim yapılmıştır.

Öğrencilerin %87,9’u (n=138) daha önce finans eğitimi alırken, %12,1’i (n=19)
eğitim almamıştır. Eğitim alanların %94,2’si (n=130) örgün eğitim, %2,9’u (n=4) sertifika
eğitimi, %2,9’u (n=4) hizmet içi eğitim ve %3,6’sı (n=5) diğer yerlerden eğitim almıştır.

131
Şekil 14: Araştırmaya Katılanların Finans Eğitimi Alma Durumuna İlişkin Dağılımı

3.6.2. Finansal Okuryazarlık Ölçeğine İlişkin Bulgular

Öğrencilerin Finansal Okuryazarlık Ölçeği maddelerine vermiş oldukları yanıtlara


ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo 11’de verilmiştir.

Tablo 11
Araştırmaya Katılanların Finansal Okuryazarlık Ölçeğine Verilen Cevapların
Dağılımları

Kesinlikle Kesinlikle
Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum
katılmıyorum katılıyorum Ort±Ss

n % n % n % n % n %

1. Döviz fiyatlarındaki değişimin ihracat ve 4 2,5 12 7,6 41 26,1 69 43,9 31 19,7 3,71±0,96
ithalat üzerindeki etkilerini
yorumlayabilirim.

2. IMF politikalarının ekonomi üzerindeki 9 5,7 27 17,2 50 31,8 58 36,9 13 8,3 3,25±1,02
etkisini tartışabilirim.

132
3. Menkul kıymetler borsasındaki 12 7,6 31 19,7 48 30,6 54 34,4 12 7,6 3,15±1,07
gelişmelerin ekonomiye etkisini
anlayabilirim.

4. Uluslararası ekonomik kaynakların 4 2,5 15 9,6 37 23,6 84 53,5 17 10,8 3,61±0,90


piyasaya etkisini anlayabilirim.

5. Ulusal finansal kaynakların ekonomiye 3 1,9 11 7,0 31 19,7 90 57,3 22 14,0 3,75±0,85
etkisini anlayabilirim.

6. Enflasyon oranlarındaki değişmenin ne 1 0,6 5 3,2 20 12,7 99 63,1 32 20,4 3,99±0,72


ifade ettiğini anlayabilirim.

7. Dış ekonomik gelişmelerin ülke 1 0,6 12 7,6 34 21,7 84 53,5 26 16,6 3,78±0,84
ekonomisine yansımalarını
yorumlayabilirim.

8. Faiz oranlarının piyasaya etkisini 1 0,6 10 6,4 27 17,2 87 55,4 32 20,4 3,89±0,82
anlayabilirim.

9. Ekonomik politikaların fayda ve 3 1,9 16 10,2 53 33,8 71 45,2 14 8,9 3,49±0,87


maliyetlerini değerlendirebilirim.

10. Küçük, orta ve büyük ölçekli 4 2,5 19 12,1 46 29,3 71 45,2 17 10,8 3,50±0,93
işletmelerin (KOBİ) ekonomik rollerini
anlayabilirim.

11. Döviz ve altın fiyatlarında meydana 2 1,3 9 5,7 32 20,4 85 54,1 29 18,5 3,83±0,84
gelen değişmenin nedenlerini
yorumlayabilirim.

12. Kamu, özel ve sivil toplum 4 2,5 9 5,7 41 26,1 77 49,0 26 16,6 3,71±0,90
kuruluşlarının ekonomik rollerini
tanımlayabilirim.

13. Gelir dağılımı-ekonomi ilişkisini 2 1,3 5 3,2 28 17,8 92 58,6 30 19,1 3,91±0,78
anlayabilirim.

14. Ekonomik tercihlerimin fayda ve 3 1,9 6 3,8 26 16,6 92 58,6 30 19,1 3,89±0,82
maliyetlerini karşılaştırabilirim.

15. Parasal kaynaklarımı değerlendirerek 2 1,3 9 5,7 29 18,5 82 52,2 35 22,3 3,89±0,86
akılcı (rasyonel) tercihler yapabilirim.

16. Sunulan hizmetleri ekonomik açıdan 2 1,3 8 5,1 17 10,8 100 63,7 30 19,1 3,94±0,79
değerlendirebilirim.

17. Kar ve maliyetler arasındaki farkı 2 1,3 5 3,2 17 10,8 90 57,3 43 27,4 4,06±0,79
anlayabilirim.

133
18. Genel tüketim harcamalarımı gelirime 2 1,3 6 3,8 13 8,3 77 49,0 59 37,6 4,18±0,84
göre düzenleyebilirim.

19. Bireylerin davranışlarını etkileyen 0 0 3 1,9 27 17,2 84 53,5 43 27,4 4,06±0,72


ekonomik unsurları algılayabilirim.

20. Üretici ile tüketici arasındaki etkileşimin 1 0,6 4 2,5 21 13,4 98 62,4 33 21,0 4,01±0,71
fiyatlara nasıl yansıdığını anlayabilirim.

21. Malın azalmasının ve fazlalaşmasının 3 1,9 5 3,2 19 12,1 89 56,7 41 26,1 4,02±0,83
piyasa fiyatlarına etkisini yorumlayabilirim.

22. Arz-talep dengesizliklerinin fiyatlara 0 0 8 5,1 16 10,2 94 59,9 39 24,8 4,04±0,75


nasıl yansıdığını anlayabilirim.

23. Tüketeceğim ürüne karar verirken fiyat- 4 2,5 2 1,3 17 10,8 84 53,5 50 31,8 4,11±0,84
fayda ilişkisini göz önünde bulundururum.

24. Rekabetin ekonomik sonuçlarını 2 1,3 8 5,1 13 8,3 94 59,9 40 25,5 4,03±0,81
anlayabilirim.

25. Reklam harcamalarının ekonomiye 1 0,6 11 7,0 35 22,3 83 52,9 27 17,2 3,79±0,83
katkılarını yorumlayabilirim.

26. Tercih edeceğim ürüne karar verirken 1 0,6 3 1,9 15 9,6 72 45,9 66 42,0 4,27±0,76
ihtiyacımı göz önünde bulundururum.

27. Bir malın fiyatı aşırı yükselirse yerine 1 0,6 7 4,5 18 11,5 64 40,8 67 42,7 4,20±0,86
aynı faydayı sağlayan daha düşük fiyatlısını
alırım.

28. Ürün satın alırken marka yerine 0 0 8 5,1 27 17,2 59 37,6 63 40,1 4,13±0,88
kalitesine bakarım.

29. Ürünlerin tüketicilere ulaşım sürecinin 0 0 9 5,7 19 12,1 86 54,8 43 27,4 4,04±0,79
fiyatlara nasıl yansıdığını anlayabilirim.

30. Ekonomik krizlerin işsizlik üzerinde 0 0 4 2,5 23 14,6 89 56,7 41 26,1 4,06±0,71
yarattığı etkileri yorumlayabilirim.

31. Kredi kullanırken gelir-gider dengemi 0 0 7 4,5 20 12,7 70 44,6 60 38,2 4,17±0,82
sağlayabilirim.

32. Kredi kartı kullanırken ödeme gücüme 1 0,6 9 5,7 15 9,6 68 43,3 64 40,8 4,18±0,87
göre harcama yaparım.

33. Taksitlendirme yaparken gelirimi göz 2 1,3 3 1,9 14 8,9 58 36,9 80 51,0 4,34±0,82
önünde bulundururum.

134
Tablo 12
Araştırmaya Katılanların Finansal Okuryazarlık Ölçeği Puanlarının Dağılımları
Finansal okuryazarlık puanı

Soru sayısı 33
Ölçek puan aralığı 1-5
Min-Mak (Medyan) 2,1-5 (3,9)
Ort±Ss 3,91±0,54
Cronbach’s Alpha 0,956

Finansal okuryazarlık puanları 2,1 ile 5 arasında değişmekte olup, ortalama


3,91±0,54 saptanmıştır. Finansal Okuryazarlık Ölçeği için elde edilen Cronbach’s Alpha
katsayısı 0,956 olup, ölçeğin yüksek düzeyde güvenilir olduğu söylenebilir.

Şekil 15: Araştırmaya Katılanların Finans Okuryazarlık Puanlarının Dağılımı

135
3.6.3. Finansal Okuryazarlık Ölçeği Puanlarına İlişkin Bulguların
Değerlendirmesi

Öğrencilerin Finansal Okuryazarlık Ölçeği maddelerine vermiş oldukları yanıtların


tanımlayıcı özellikler ile incelenmesine ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo 13’te verilmiştir.

Tablo 13

Araştırmaya Katılanların Tanımlayıcı Özelliklere Göre Finansal Okuryazarlık Ölçeği


Puanlarının Değerlendirmesi

Finansal okuryazarlık puanı Test değeri

n Min-Mak (Medyan) Ort±Ss p

Yaş (yıl)
20-25 yaş 32 2,2-4,7 (3,9) 3,75±0,65 χ2:8,322

26-30 yaş 49 2,7-4,9 (3,9) 3,89±0,45 a


0,139

31-35 yaş 25 2,6-4,8 (3,9) 3,88±0,56

36-40 yaş 22 2,1-4,7 (4) 3,87±0,58

41-45 yaş 19 3,7-4,8 (4,1) 4,15±0,35

≥46 yaş 10 3,5-5 (4) 4,22±0,55


Cinsiyet
Kadın 98 2,1-4,8 (3,9) 3,84±0,56 t:-2,046

Erkek 59 2,7-5 (3,9) 4,02±0,49 b


0,043*
Lisans mezuniyet
Sağlık Yönetimi 81 2,1-4,9 (3,9) 3,89±0,52 χ2:8,352
durumu
İktisat/İşletme/Maliye 31 3,3-4,8 (4,1) 4,11±0,38 a
0,079

Hemşirelik 25 2,2-4,6 (3,8) 3,69±0,58

Tıp 7 3,5-5 (3,9) 4,13±0,61

Diğer 13 2,2-4,8 (4) 3,83±0,70


Şu anki lisansüstü
Yüksek lisans 111 2,1-4,8 (3,9) 3,83±0,54 t:-2,978
eğitim programı
Doktora 46 3-5 (4) 4,10±0,49 b
0,003**

136
Şu anki üniversite
Devlet üniversitesi 45 2,7-5 (4) 4,11±0,47 t:2,999
türü
Vakıf üniversitesi 112 2,1-4,9 (3,9) 3,83±0,55 b
0,003**
Çalışma durumu
Evet 129 2,1-5 (3,9) 3,91±0,53 t:0,219

Hayır 28 2,4-4,8 (4) 3,90±0,59 b


0,964
Toplam çalışma
<1 yıl 19 2,4-4,8 (3,9) 3,90±0,68 F:2,018
süresi (yıl)
1-5 yıl 46 2,2-4,9 (3,9) 3,81±0,54 c
0,090

6-10 yıl 38 2,6-4,8 (3,9) 3,86±0,45

11-15 yıl 15 3-4,4 (3,8) 3,85±0,32

16-20 yıl 17 2,1-4,9 (4,1) 4,06±0,78

>20 yıl 22 3,5-5 (4,1) 4,14±0,40


Daha önce finans
Evet 138 2,1-5 (3,9) 3,95±0,53 t:2,412
eğitimi alma
durumu
Hayır 19 2,2-4,3 (3,8) 3,63±0,54 b
0,017*

a b c
Kruskal Wallis Test Student t Test Oneway ANOVA Test *p<0,05 **p<0,01

Yaşa göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı


farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H7: Sağlık Yönetimi lisansüstü
öğrencilerinin yaşları ile finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir
ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Bulunan sonucun literatürdeki benzer çalışma sonuçlarıyla
uyumlu olduğunu söylemek mümkün değildir. “Türkiye Finansal Okuryazarlık ve Erişim
Endeksi” sonuçları incelendiğinde ülkemizde ekonomi okuryazarlığı en yüksek olan yaş
aralığının 40-49 ve 20 yaş altı yetişkinler olduğu görülmektedir. OECD çalışmasında diğer
ülkeler için genel olarak 30-60 yaş aralığında en yüksek ekonomi okuryazarlık skorları
gözlemlenmiştir. Daha düşük yaşlarda ve daha ileri yaşlarda ise ekonomi okuryazarlığı
azalmaktadır. Dolayısıyla aktif çalışma yaş aralığının ileri dönemlerinde bulunan bireylerde
tecrübe, bilgi birikimi, vs. gibi hususlarında eklenmesi ile finansal okuryazarlık düzeyinin
daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Bizim çalışmamızda sadece lisansüstü eğitim
gören öğrenciler çalışma kapsamında olduğu için çok küçük ve büyük yaş grupları içerisinde
olan katılımcılar çalışma kapsamında bulunmamaktadır. Yukarıdaki tablonun incelenmesi

137
neticesinde çok büyük farklar olmasa bile yaş ilerledikçe finansal okuryazarlık düzeyinin
arttığını söylemek mümkündür.

Cinsiyete göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı


farklılık saptanmış olup (p=0,043; p<0,05); erkeklerin puanları kadınlardan yüksek
bulunmuştur. Dolayısıyla, ekonomi okuryazarlık düzeyinin erkek öğrencilerde kız
öğrencilere nazaran daha yüksek olduğunu ve bulunan sonucun literatürdeki benzer çalışma
sonuçlarıyla uyumlu olduğunu söylemek mümkündür. Yine literatür taramasında erkek
öğrencilerde finansal okuryazarlık seviyesinin kız öğrencilere nazaran daha yüksek çıkması
genellikle erkeklerin iş/çalışma tecrübesinin kız öğrencilerden daha yüksek olması ile
açıklandığı görülmüştür. Dolayısıyla, “H4: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin
cinsiyetleri ile finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır”
hipotezi kabul edilir.

Boğaziçi Üniversitesi ve TEB işbirliği ile toplumun finansal sağlığını ölçümlemek


kapsamında belli aralıklarla gerçekleştirilen “Türkiye Finansal Okuryazarlık ve Erişim
Endeksi” sonuçlarına göre ülkemizin finansal okuryazarlık endeksi 61,5 seviyesinde
açıklanırken yukarı yönlü ivmenin devam ettiği söylenebilir. Yapılan çalışmalar, ekonomi
okuryazarlığı bakımından dezavantajlı grubun, genellikle kadın, evli, 45 yaş üstü, göreceli
olarak düşük eğitim, gelir ve sosyo-ekonomik statüye sahip bireylerden meydana geldiğini
ortaya koymaktadır. Ancak ülkemizde son yıllarda yapılan çalışmalarda, cinsiyet kırılımına
bakıldığında kadınların finansal okuryazarlık seviyesinin 59,5 ile erkeklere (63,7) oranla
daha düşük olmasına rağmen yıllar itibariyle kadınlar ve erkekler arasındaki ekonomi
okuryazarlığı seviyesindeki farkın giderek kapandığı göstermektedir. Bu hususun ülkemizin
gelişme sürecine pozitif yönde ivme kazandırıcı etkisi olacağını söylemek mümkündür.

Lisans mezuniyet durumuna göre finansal okuryazarlık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (p=0,079; p>0,05); hemşirelik bölümü
mezunlarının puanlarının düşük olması dikkat çekicidir. Dolayısıyla, “H10: Sağlık Yönetimi
lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile finansal okuryazarlık düzeyleri

138
arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Sonuçlar, öğrencilerin
öğrenim gördükleri bölümün finansal okuryazarlık seviyesini etkilemediğini ortaya
koymaktadır. Bulunan sonucun literatürdeki benzer çalışma sonuçlarıyla uyumlu olduğunu
söylemek mümkün değildir. Literatürde her ne kadar benzer sonuçlara ulaşan araştırmaların
olduğu görülse de genel itibariyle İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri bünyesinde bulunan
bölümlerden mezun olan öğrencilerin ekonomi okuryazarlığının daha yüksek seviyede
olduğunu gösteren araştırma sonuçları çoğunluktadır. Bu neticenin öğrencilerin aldıkları
ekonomi ve finans derslerinin sayı ve çeşitliliğinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.

Katılımcıların şu anki lisansüstü eğitim programına (yüksek lisans/doktora) göre


finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup
(p=0,003; p<0,01); doktora öğrencilerinin puanları yüksek lisans öğrencilerinden yüksek
bulunmuştur. Yapılan araştırmalar, eğitim seviyesinin yükselmesi ile birlikte ekonomi
okuryazarlığı parametrelerinde skorların bilgi seviyesinin yanı sıra tutum ve davranışlarda
da yükseldiği gözlemlenmektedir. Dolayısıyla araştırma neticesinde elde edilen bulgu
literatür ile uyumludur.

Şu anki üniversite türüne göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,003; p<0,01); devlet üniversitelerinde eğitim
gören öğrencilerin puanları vakıf üniversitelerinde eğitim gören öğrencilerden yüksek
bulunmuştur. Bu durum, araştırma grubuna özgü bir sonuç olup devlet üniversitelerinin
Sağlık Yönetimi bölümünde daha köklü bir geçmişe sahip olması, çalışmaya izin veren vakıf
üniversitelerinin ise yakın bir geçmişe sahip olmasından kaynaklanabileceği ve dolayısıyla
ilerleyen dönemde bu farkın kapanabileceği değerlendirilmektedir.

Çalışma durumuna göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak


anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Toplam çalışma süresine göre de finansal
okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (p=0,090;
p>0,05); 16-20 yıldır ve 20 yıldan uzun süredir çalışanların puanlarının yüksek olması dikkat
çekicidir. Dolayısıyla, “H16: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin çalışma süreleri

139
(toplam mesleki deneyim) ile finansal okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı
bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Literatür incelemesinde, yapılan araştırmaların, iş
tecrübesi olan bireylerin okuryazarlık düzeylerinin daha yüksek olduğunu belirtmekte olduğu
görülmüştür. Çalışan kimselerin kazançlarını yönetme, değerlendirme, gelecek planları
yapma konusunda daha istekli olmaları ve birikimlerini kaybetme korkusu ve bu bağlamda
ekonomi okuryazarlığının zorunluluk olarak görülmesinden kaynaklandığı söylenebilir.

Daha önce finans eğitimi alma durumuna göre finansal okuryazarlık puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,017; p<0,05); eğitim
alanların puanları eğitim almayanlardan yüksek bulunmuştur. Dolayısıyla, “H13: Sağlık
Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış olmaları ile finansal
okuryazarlık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi kabul edilir.
Yapılan literatür taraması sonucunda, ekonomi okuryazarlığı ile finans/ekonomi eğitimi alıp
almama arasında herhangi bir ilişkin olmadığını ortaya koyan çalışmalar olduğu görülmekle
birlikte literatürün önemli bir kısmının finans/ekonomi eğitimi almanın finansal
okuryazarlığı olumlu yönde etkilediğini belirtmekte olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda,
araştırma neticesinde elde edilen bulgunun literatür ile uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.

3.6.4. Finansal Farkındalık Ölçeğine İlişkin Bulgular

Öğrencilerin Finansal Farkındalık Ölçeği maddelerine vermiş oldukları yanıtlara


ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo 14’te verilmiştir.

140
Tablo 14
Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Ölçeğine Verilen Cevapların
Dağılımları

Kesinlikle Katılmıyoru Katılıyoru Kesinlikle


Kararsızım
katılmıyorum m m katılıyorum Ort±Ss

n % n % n % n % n %

1. Harcamalarımda zorunlu 2 1,3 5 3,2 6 3,8 53 33,8 91 58,0 4,44±0,82


ihtiyaçlarıma öncelik veririm.

2. Kredi kartına taksit uygulaması 25 15,9 17 10,8 24 15,3 49 31,2 42 26,8 3,42±1,40
harcamalarımı artırır.

3. Promosyon ve indirimler 14 8,9 14 8,9 29 18,5 54 34,4 46 29,3 3,66±1,24


alışverişlerde kredi kartı kullanımımı
artırır.

4. Geliri artırmanın yolu parayı akıllıca 0 0 6 3,8 23 14,6 60 38,2 68 43,3 4,21±0,83
kullanmaktır.

5. Satın alınan ürünlerin fatura, fiş, 13 8,3 11 7,0 32 20,4 43 27,4 58 36,9 3,78±1,25
garanti belgelerini saklarım.

6. Alışverişte kredi kartı kullanmak 7 4,5 8 5,1 34 21,7 64 40,8 44 28,0 3,83±1,04
kolaylık sağlar.

7. Kredi kartının maksimum limitine 8 5,1 7 4,5 14 8,9 49 31,2 79 50,3 4,17±1,10
ulaşılmaması gerekir.

8. Kredi kartı borcunun tamamı 2 1,3 5 3,2 11 7,0 41 26,1 98 62,4 4,45±0,86
ödenmelidir.

9. Yüksek miktardaki harcamalar (ev, 5 3,2 3 1,9 25 15,9 66 42,0 58 36,9 4,08±0,94
araba almak gibi) için borçlanılabilir.

10. Borcum varken yeni bir borca 1 0,6 6 3,8 17 10,8 50 31,8 83 52,9 4,32±0,86
girmek kötü bir durumdur.

11. Beklenmedik durumlar için kenara 1 0,6 3 1,9 5 3,2 42 26,8 106 67,5 4,59±0,71
para koyulması gerekir.

12. Düzenli olarak tasarruf 0 0 4 2,5 8 5,1 63 40,1 82 52,2 4,42±0,71


yapılmalıdır.

141
13. Yatırımların nereye yapılacağı 6 3,8 11 7,0 20 12,7 62 39,5 58 36,9 3,99±1,06
konusunda aile üyelerinin fikrini
alırım.

14. Gayrimenkule (ev, arsa, dükkan 2 1,3 3 1,9 35 22,3 63 40,1 54 34,4 4,04±0,87
vs.) yapılan yatırım güvenlidir.

15. Sigorta, maddi ve manevi zararlara 1 0,6 2 1,3 20 12,7 66 42,0 68 43,3 4,26±0,78
karşı güvence sağlar.

16. Sigorta yaptırmak can ve mala 14 8,9 9 5,7 19 12,1 63 40,1 52 33,1 3,83±1,21
gelebilecek zararları azaltır.

17. Sigortasız bir araca binmek 2 1,3 5 3,2 18 11,5 58 36,9 74 47,1 4,25±0,88
risklidir.

18. Para ile ilgili bilmediğim konuları 1 0,6 3 1,9 9 5,7 60 38,2 84 53,5 4,42±0,74
öğrenmek isterim.

Tablo 15
Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Ölçeği Puanlarının Dağılımları
Finansal farkındalık puanı

Soru sayısı 18
Ölçek puan aralığı 1-5
Min-Mak (Medyan) 1,9-5 (4,2)
Ort±Ss 4,12±0,47
Cronbach’s Alpha 0,830

Finansal farkındalık puanları 1,9 ile 5 arasında değişmekte olup, ortalama 4,12±0,47
saptanmıştır. Finansal Farkındalık Ölçeği için elde edilen Cronbach’s Alpha katsayısı 0,830
olup, ölçeğin yüksek düzeyde güvenilir olduğu söylenebilir.

142
Şekil 16: Araştırmaya Katılanların Finansal Farkındalık Puanlarının Dağılımı

3.6.5. Finansal Farkındalık Ölçeği Puanlarına İlişkin Bulguların


Değerlendirmesi

Öğrencilerin Finansal Farkındalık Ölçeği maddelerine vermiş oldukları yanıtların


tanımlayıcı özellikler ile incelenmesine ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo 16’da verilmiştir.

143
Tablo 16
Araştırmaya Katılanların Tanımlayıcı Özelliklerine Göre Finansal Farkındalık Ölçeği
Puanlarının Değerlendirmesi

Finansal farkındalık puanı Test değeri

n Min-Mak Ort±Ss p
(Medyan)

Yaş (yıl) 20-25 yaş 32 1,9-4,8 (3,9) 3,87±0,56 χ2:11,913

26-30 yaş 49 2,9-5 (4,2) 4,18±0,40 a


0,036*

31-35 yaş 25 2,9-5 (4,1) 4,09±0,53

36-40 yaş 22 3,1-4,9 (4,3) 4,21±0,44

41-45 yaş 19 3,6-4,8 (4,3) 4,29±0,33

≥46 yaş 10 3,6-4,9 (4,2) 4,14±0,41

Cinsiyet Kadın 98 1,9-5 (4,2) 4,14±0,51 t:0,828

Erkek 59 3,1-4,9 (4,1) 4,08±0,40 b


0,409

Lisans mezuniyet Sağlık Yönetimi 81 1,9-4,9 (4,2) 4,13±0,49 χ2:2,711


durumu
İktisat/İşletme/Maliye 31 3,4-5 (4,1) 4,18±0,38 a
0,607

Hemşirelik 25 2,9-4,8 (4,1) 4,01±0,52

Tıp 7 3,3-4,6 (4,1) 3,98±0,42

Diğer 13 3,2-5 (4,3) 4,19±0,53

Şu anki lisansüstü Yüksek lisans 111 1,9-5 (4,2) 4,12±0,50 t:0,136


eğitim programı
Doktora 46 2,9-4,9 (4,2) 4,11±0,41 b
0,892

Şu anki üniversite Devlet üniversitesi 45 3,3-5 (4,2) 4,19±0,35 t:1,133


türü
Vakıf üniversitesi 112 1,9-5 (4,2) 4,09±0,51 b
0,259

144
Çalışma durumu Evet 129 2,9-5 (4,2) 4,12±0,43 t:-0,204

Hayır 28 1,9-5 (4,3) 4,14±0,63 b


0,838

Toplam çalışma <1 yıl 19 1,9-4,8 (4,3) 4,10±0,73 F:1,199


süresi (yıl)
1-5 yıl 46 2,9-5 (4,1) 4,01±0,46 c
0,323

6-10 yıl 38 3,2-4,8 (4,1) 4,14±0,35

11-15 yıl 15 2,9-4,7 (4,2) 4,13±0,53

16-20 yıl 17 3,1-4,9 (4,3) 4,20±0,45

>20 yıl 22 3,6-5 (4,3) 4,26±0,37

Daha önce finans Evet 138 1,9-5 (4,2) 4,12±0,47 t:-0,283


eğitimi alma
Hayır 19 3,2-4,9 (4,3) 4,15±0,51 b
0,778
durumu
a b c
Kruskal Wallis Test Student t Test Oneway ANOVA Test *p<0,05

Yaşa göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
saptanmıştır (p=0,036; p<0,05). Dolayısıyla, “H8: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin
yaşları ile finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır”
hipotezi kabul edilir. Anlamlı farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını saptamak için
yapılan ikili karşılaştırmalara göre; 41-45 yaşındaki öğrencilerin puanları 20-25 yaşında
olanlardan yüksek bulunmuştur (p=0,045; p<0,05). Bulunan sonucun literatür ile uyumlu
olduğunu söylemek mümkündür. İleri yaşlarda bulunan insanların gençlere göre daha yeterli
bir şekilde piyasa takibi yapmaları, çalıştıkları sektörde daha fazla tecrübe sahibi olmaları,
daha iyi bir planlama ile bütçelerini daha akl-ı selim255 bir şekilde yönetebilmelerinden
kaynaklanmaktadır diyebiliriz. Diğer ikili karşılaştırmalarda istatistiksel olarak anlamlı
farklılık saptanmamıştır (p>0,05).

255 Descartes’e göre; “Doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yetisi”

145
Cinsiyete göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı
farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H5: Sağlık Yönetimi lisansüstü
öğrencilerinin cinsiyetleri ile finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir
ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Bulunan sonucun literatür ile uyumlu olduğunu söylemek
mümkündür. Zira yapılan literatür taramasında, erkeklerin mali konularda kadınlara göre
daha yüksek finansal farkındalık düzeyine sahip olduğu sonucuna ulaşan araştırmalar ile tersi
yani kadınların erkeklerden daha fazla finansal farkındalık düzeyine sahip olduğunu bulan
araştırma sonuçlarının olmasına rağmen finansal farkındalık ile cinsiyet arasında anlamlı bir
ilişkinin olmadığı araştırma sonuçlarının çoğunlukta olduğu görülmüştür.

Lisans mezuniyet durumuna göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H11: Sağlık Yönetimi
lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile finansal farkındalık düzeyleri
arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Sonuçlar, öğrencilerin
öğrenim gördükleri bölümün finansal farkındalık seviyesini etkilemediğini ortaya
koymaktadır. Literatürde her ne kadar benzer sonuçlara ulaşan araştırmaların olduğu görülse
de genel itibariyle İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri bünyesinde bulunan bölümlerden
mezun olan öğrencilerin mali farkındalığının daha yüksek seviyede olduğunu gösteren
araştırma sonuçları çoğunluktadır.

Öğrencilerin hâlihazırdaki lisansüstü eğitim programları, üniversite türleri ve


çalışma durumları ile finansal farkındalık puanları arasında da istatistiksel olarak anlamlı
farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Bu sonuç, söz konusu tanımlayıcı özellikler ile finansal
farkındalık düzeyi arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı anlamına gelmektedir.

Toplam çalışma süresine göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H17: Sağlık Yönetimi
lisansüstü öğrencilerinin çalışma süreleri (toplam mesleki deneyim) ile finansal farkındalık
düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Bulunan
sonucun literatür ile uyumlu olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira yapılan literatür

146
incelemesinde, yapılan araştırmaların, çalışma süresi yani mesleki tecrübesi daha fazla olan
bireylerin farkındalık düzeylerinin daha yüksek olduğunu, toplam mesleki deneyim ile
farkındalık seviyesi arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu gösterdiği görülmüştür.

Öğrencilerin daha önce finans eğitimi alma durumuna göre finansal farkındalık
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla,
“H14: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış olmaları ile
finansal farkındalık düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi
reddedilir. Yapılan literatür taraması sonucunda, mali farkındalık ile finans/ekonomi eğitimi
alıp almama arasında herhangi bir ilişkin olmadığını ortaya koyan çalışmalar olduğu
görülmekle birlikte literatürün önemli bir kısmının finans/ekonomi eğitimi almanın finansal
farkındalığı olumlu yönde etkilediğini belirtmekte olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda,
araştırma neticesinde elde edilen bulgunun literatür ile uyumlu olduğunu söyleyemeyiz.

3.6.6. Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeyine İlişkin Bulgular

Öğrencilerin Temel Finansal Yönetim Bilgisi düzeyine ilişkin sorulara vermiş


oldukları yanıtlara ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo 17’de verilmiştir.

Tablo 17
Temel Finansal Yönetime İlişkin Sorulara Verilen Cevapların Dağılımları
n %

1. Gelir tablosu neyi raporlar?


a. Kârlılığı 33 21,0
b. Varlıkları ve borçları 27 17,2
c. Nakiti 6 3,8
d. Hepsini 91 58,0
2. Bir şirket kârlı olduğunda ama tahsilat, tedarikçilere ödemelerin gerisinde kaldığında ne
olur?
a. Şirketin durumu iyidir çünkü kârlar her zaman nakit haline gelir 8 5,1
b. Şirketin parasının bitme ihtimali yüksektir 41 26,1

147
c. Şirketin FVÖK (faiz ve vergi öncesi kâr)’e odaklanması gerekir 31 19,8
d. Nakit akış tablosu negatif dip toplam gösterecektir 77 49,0
3. Şirketlerde FVÖK (faiz ve vergi öncesi kâr) önemli bir ölçüdür çünkü;
a. Serbest nakit akışıdır 15 9,6
b. İşe dair daha gerçekçi bir resim çıkarmak için faiz ve vergileri net gelirden 56 35,6
çıkarır
c. Şirketin faaliyetlerinin kârlılığını gösterir 57 36,3
d. Dolaylı maliyetler ve transferlerden önceki kazançların kilit ölçüsüdür 29 18,5
4. Faaliyet giderleri aşağıdakilerden hangisini içermez?
a. Reklam maliyetlerini 7 4,5
b. Yöneticilerin maaşlarını 52 33,1
c. Sarf edilmiş araştırma ve geliştirme maliyetlerini 18 11,4
d. Hammaddelerin teslimatını 80 51,0
5. Bir şirketteki özsermaye şirket ne yaptığında artar?
a. Varlıklarını borçla artırdığında 20 12,7
b. Kredilerini şirketin nakitiyle ödeyerek 13 8,3
c. Kârını artırdığında 84 53,5
d. Hepsi 40 25,5
6. Ne zaman bir şirketin bugünden daha fazla nakiti olur?
a. Müşteriler faturalarını daha kısa sürede ödediğinde 58 36,9
b. Alacak hesabı arttığında 14 8,9
c. Kâr arttığında 55 35,0
d. Dağıtılmamış kârlar arttığında 30 19,2
7. Aşağıdakilerden hangisi işletme sermayesinin bir parçası değildir?
a. Alacak hesabı 25 15,9
b. Stok 8 5,1
c. Tesis, teçhizat ve ekipman 15 9,6
d. Yukarıdakilerin hepsi işletme sermayesinin bir parçasıdır 109 69,4
8. Net Kâr, net kazanç ve net gelir aynı şeydir.
a. Doğru 39 24,8
b. Yanlış 118 75,2

148
9. Bir şirketin nakit parası olması için kârlı olması gerekir.
a. Doğru 48 30,6
b. Yanlış 109 69,4
10. Aşağıdaki durumların hangisinde, şirketinizin finansal sonuçlarından memnun
olmalısınız?
a. Faaliyet kârında olumsuz bir eğilim var 5 3,2
b. Satılan malların maliyetinde artış eğilimi var 19 12,1
c. Şirket faaliyetlerinden nakit akışı geliyor 98 62,4
d. Nakit akışı şirket yatırımlarından geliyor 35 22,3

11. Nakit para, bir şirkette kâr kadar önemlidir çünkü:

a. Nakit yönetimi, kârlılığı artırır 43 27,4

b. Nakit gelir tablosunda kilit ölçülerden biridir 43 27,4

c. Nakit, bir şirketin günden güne çalışmasını sağlayan şeydir 63 40,1

d. Nakit, hissedar değerinin bir ölçüsüdür 8 5,1


12. Aşağıdaki durumlardan hangisi genellikle bir şirket için tehlike sinyalidir?

a. Alacakların tahsilat süresi aşağı ya da ödemelerin vadesi yukarı yönlü olması 40 25,5

b. Faiz ve vergi öncesi kâr veya faiz, vergi, yıpranma payı ve amortisman 84 53,5
öncesi kârın düşmesi

c. Brüt kârın ve faaliyet kârının yükselmesi 5 3,2

d. Satışların maliyeti artarken satılan malların maliyetinin azalması 28 17,8

13. Bilanço için kullanılan temel muhasebe denklemi:

a. Öz sermaye = nakit ve nakit benzeri değerler + borçlar 17 10,8

b. Varlıklar = borçlar + özkaynak 88 56,1

c. Kâr = gelir - faaliyet giderleri 22 14,0

d. Varlıklar = nakit ve nakit benzeri değerler + maddi duran varlıklar 30 19,1

149
14. Bir şirketin nakit akışını iyileştirmeye yardımcı olmak için alacakların tahsilat süresi
girmesini istiyorum:

a. Yukarı 14 8,9

b. Aşağı 77 49,1

c. Alacakların tahsilat süresi parayı etkilemez 20 12,7

d. Alacakların tahsilat süresi ve ödemelerin vadesi, nakit akışını iyileştirmek için 46 29,3
aynı yönde hareket etmelidir
15. Şirketinize borç almak için bir bankaya gittiğinizde, bankacı size borç vermeden önce
aşağıdaki oranlardan en çok hangisiyle ilgilenecektir?

a. Ödemelerin vadesi 44 28,0

b. Cari oran 73 46,5

c. Varlık devir hızı 33 21,0

d. Stok devir hızı 7 4,5


16. Bankacılar, yatırımcılar ve diğer yabancılar, öncelikle aşağıdaki hangi nedenden dolayı
bir şirketin bilançosunu incelerler?

a. Bilanço, bir şirketin kârlı olup olmadığını gösterir 41 26,1

b. Bilanço, bir şirketin faiz, vergi, yıpranma payı ve amortisman öncesi kârını 32 20,4
gösterir

c. Bilanço, bir şirketin ödeme gücü olup olmadığını gösterir 77 49,0

d. Bilanço, herhangi bir tahmin içermemektedir 7 4,5

17. Varlıkların getirisini anlamak önemlidir, çünkü:

a. Bir şirketin borcunu ödeme yeteneğini yansıtır 43 27,4

b. Şirketin ne kadar varlık kullandığının bir göstergesidir 24 15,3

c. Bu, yatırımcıların yatırımlarından elde edilen getirinin bir ölçüsüdür 73 46,5

d. Bu gelirin artmasına yardımcı olur 17 10,8

150
18. Bir şirketin işletme sermayesi gereksinimleri:

a. Bir şirketin işi yürütmek için kullanılan kısa vadeli kredilerden aldığı nakittir 22 14,0

b. Sermaye alımı yapmak için kullanılan nakittir 20 12,7

c. Bir şirketin para kazanmaya yardım ettiği sermaye kalemleridir 35 22,3

d. Bir şirketi başlatmak veya sürdürmek için gereken fonlamanın bir kısmıdır 80 51,0
19. Büyük bir ekipman için sermaye harcaması yapmaya karar vermeden önce
aşağıdakilerden hangisini açıkça anlamalısınız?

a. Ekipman tarafından sağlanması beklenen kâr 53 33,8

b. Ekipman tarafından sağlanacak kârın gelecekteki değeri 47 29,9

c. Ekipmanın nakit akışının getirdiği faiz oranı 16 10,2

d. Ekipman tarafından sağlanacak nakit akışının bugünkü değeri 41 26,1


20. Muhasebenin doğasından korumacı olmasını beklememiz ne anlama geliyor?

a. Kazançlar, müşteri ödemeyi kabul ettiğinde kayda alınır 36 22,9

b. Zararlar oluştuğunda muhasebeleştirilir 23 14,7

c. Kazançlar ölçülebilir olur olmaz hemen muhasebeleştirilir 55 35,0

d. Zararlar ölçülebilir olur olmaz hemen kaydedilir 43 27,4

Doğru şıklar tabloda kalın ve italik yazı stili ile belirtilmiştir.

Öğrencilerin;

“Gelir tablosu neyi raporlar?” sorusuna %21,0’i (n=33) “Kârlılığı” diyerek doğru
cevabı vermiş,

“Bir şirket kârlı olduğunda ama tahsilat, tedarikçilere ödemelerin gerisinde


kaldığında ne olur?” sorusuna %26,1’i (n=41) “Şirketin parasının bitme ihtimali yüksektir”
diyerek doğru cevabı vermiş,

151
“Şirketlerde FVÖK (faiz ve vergi öncesi kâr) önemli bir ölçüdür çünkü;” ifadesini
%36,3’ü (n=57) “Şirketin faaliyetlerinin kârlılığını gösterir” diyerek doğru şekilde
tamamlamış,

“Faaliyet giderleri aşağıdakilerden hangisini içermez?” sorusuna %51,0’i (n=80)


“Hammaddelerin teslimatını” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Bir şirketteki özsermaye şirket ne yaptığında artar?” sorusuna %53,5’i (n=84)


“Kârını artırdığında” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Ne zaman bir şirketin bugünden daha fazla nakiti olur?” sorusuna %36,9’u (n=58)
“Müşteriler faturalarını daha kısa sürede ödediğinde” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Aşağıdakilerden hangisi işletme sermayesinin bir parçası değildir?” sorusuna


%9,6’sı (n=15) “Tesis, teçhizat ve ekipman” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Net Kâr, net kazanç ve net gelir aynı şeydir” ifadesine %24,8’i (n=39) “Doğru”
diyerek doğru cevabı vermiş,

“Bir şirketin nakit parası olması için kârlı olması gerekir” ifadesine %69,4’ü
(n=109) “Yanlış” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Aşağıdaki durumların hangisinde, şirketinizin finansal sonuçlarından memnun


olmalısınız?” sorusuna %62,4’ü (n=98) “Şirket faaliyetlerinden nakit akışı geliyor” diyerek
doğru cevabı vermiş,

“Nakit para, bir şirkette kâr kadar önemlidir çünkü:” ifadesini %40,1’i (n=63)
“Nakit, bir şirketin günden güne çalışmasını sağlayan şeydir” diyerek doğru şekilde
tamamlamış,

“Aşağıdaki durumlardan hangisi genellikle bir şirket için tehlike sinyalidir?”


sorusuna %53,5’i (n=84) “Faiz ve vergi öncesi kâr veya faiz, vergi, yıpranma payı ve
amortisman öncesi karın düşmesi” diyerek doğru cevabı vermiş,

152
“Bilanço için kullanılan temel muhasebe denklemi” için %56,1’i (n=88) “Varlıklar
= borçlar + özkaynak” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Bir şirketin nakit akışını iyileştirmeye yardımcı olmak için alacakların tahsilat
süresi girmesini istiyorum” ifadesine %49,1’i (n=77) “Aşağı” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Şirketinize borç almak için bir bankaya gittiğinizde, bankacı size borç vermeden
önce aşağıdaki oranlardan en çok hangisiyle ilgilenecektir?” sorusuna %46,5’i (n=73) “Cari
oran” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Bankacılar, yatırımcılar ve diğer yabancılar, öncelikle aşağıdaki hangi nedenden


dolayı bir şirketin bilançosunu incelerler?” sorusuna %49,0’u (n=77) “Bilanço, bir şirketin
ödeme gücü olup olmadığını gösterir” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Varlıkların getirisini anlamak önemlidir, çünkü:” ifadesini %46,5’i (n=73) “Bu,


yatırımcıların yatırımlarından elde edilen getirinin bir ölçüsüdür” diyerek doğru şekilde
tamamlamış,

“Bir şirketin işletme sermayesi gereksinimleri” ifadesine %51,0’i (n=80) “Bir şirketi
başlatmak veya sürdürmek için gereken fonlamanın bir kısmıdır” diyerek doğru cevabı
vermiş,

“Büyük bir ekipman için sermaye harcaması yapmaya karar vermeden önce
aşağıdakilerden hangisini açıkça anlamalısınız?” sorusuna %26,1’i (n=41) “Ekipman
tarafından sağlanacak nakit akışının bugünkü değeri” diyerek doğru cevabı vermiş,

“Muhasebenin doğasından korumacı olmasını beklememiz ne anlama geliyor?”


sorusuna %27,4’ü (n=43) “Zararlar ölçülebilir olur olmaz hemen kaydedilir” diyerek doğru
cevabı vermiştir.

Öğrencilerin temel finansal yönetim bilgisine ilişkin sorulara verdiği cevaplar ile bir
bilgi düzeyi puanı hesaplanması düşünülmüştür. Verilen doğru yanıtlar “1 puan”, yanlış

153
yanıtlar ise “0 puan” kabul edilerek puanlar toplanmış ve 0 ile 20 arasında bir puan elde
edilmiştir. Ardından bu puan standartlaştırmak adına 100’lük sisteme çevrilmiştir.

Tablo 18
Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının Dağılımları
Temel finansal yönetim bilgisi puanı

Soru sayısı 20
Puan aralığı 0-100
Min-Mak (Medyan) 10-80 (40)
Ort±Ss 41,81±14,19

Temel finansal yönetim bilgisi puanları 10 ile 80 arasında değişmekte olup, ortalama
41,81±14,19 saptanmıştır.

Şekil 17: Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının Dağılımı

154
3.6.7. Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeyine İlişkin Bulguların
Değerlendirmesi

Öğrencilerin Temel Finansal Yönetim Bilgisi düzeyine ilişkin sorulara vermiş


oldukları yanıtların tanımlayıcı özellikler ile incelenmesine ilişkin ayrıntılı dağılım Tablo
19’da verilmiştir.

Tablo 19
Tanımlayıcı Özelliklere Göre Temel Finansal Yönetim Bilgisi Puanlarının
Değerlendirmesi

Temel finansal yönetim bilgisi puanı Test değeri

n Min-Mak Ort±Ss p
(Medyan)

Yaş (yıl) 20-25 yaş 32 15-80 (37,5) 41,41±15,25 χ2:8,346

26-30 yaş 49 10-75 (40) 39,69±12,14 a


0,138

31-35 yaş 25 15-55 (40) 37,80±12,00

36-40 yaş 22 20-65 (45) 41,59±14,09

41-45 yaş 19 25-75 (50) 48,42±15,46

≥46 yaş 10 30-75 (55) 51,50±17,65

Cinsiyet Kadın 98 10-80 (40) 40,31±14,16 t:-1,728

Erkek 59 15-75 (45) 44,32±14,00 b


0,086

Lisans mezuniyet Sağlık Yönetimi 81 15-80 (40) 43,15±14,26 χ2:5,520


durumu
İktisat/İşletme/Maliye 31 20-65 (45) 43,23±13,01 a
0,238

Hemşirelik 25 10-70 (40) 37,20±14,80

Tıp 7 30-75 (40) 46,43±18,64

Diğer 13 20-65 (35) 36,54±11,07

155
Şu anki lisansüstü Yüksek lisans 111 10-80 (35) 39,10±12,99 t:-3,891
eğitim programı
Doktora 46 15-75 (50) 48,37±14,95 b
0,001**

Şu anki üniversite Devlet üniversitesi 45 15-80 (50) 48,22±14,03 t:3,732


türü
Vakıf üniversitesi 112 10-75 (35) 39,24±13,48 b
0,001**

Çalışma durumu Evet 129 10-80 (40) 42,83±14,52 t:2,232

Hayır 28 15-55 (35) 37,14±11,66 b


0,030*

Toplam çalışma <1 yıl 19 15-55 (35) 35,26±11,60 F:2,081


süresi (yıl)
1-5 yıl 46 10-80 (45) 42,50±15,23 c
0,082

6-10 yıl 38 20-60 (40) 41,32±10,31

11-15 yıl 15 15-60 (40) 37,00±13,07

16-20 yıl 17 20-75 (50) 45,88±16,32

>20 yıl 22 25-75 (42,5) 47,05±16,74

Daha önce finans Evet 138 10-80 (40) 42,64±14,44 t:1,993


eğitimi alma
Hayır 19 15-55 (35) 35,79±10,71 b
0,048*
durumu
a b c
Kruskal Wallis Test Student t Test Oneway ANOVA Test *p<0,05 **p<0,01

Yaşa göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H9: Sağlık Yönetimi lisansüstü
öğrencilerinin yaşları ile finansal yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir
ilişki yoktur” hipotezi kabul edilir. Daha önce bu konuda yapılmış bir araştırmanın tespit
edilememiş olması nedeniyle literatür ile uyumu bilinmemektedir. Aynı şekilde, cinsiyete
göre de temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
saptanmazken (p=0,086; p>0,05); erkeklerin puanlarının kadınlardan yüksek olması dikkat
çekicidir. Dolayısıyla, “H6: Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin cinsiyetleri ile finansal
yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki yoktur” hipotezi de kabul
edilir.

156
Temel finansal yönetim bilgisi bir işletmenin, kurumun finansal anlamda sağlıklı bir
şekilde yönetilebilmesi bakımından gerekli olan teknik ve özel bir alan bilgisi gerektirmekte
olup finansal okuryazarlık ve finansal farkındalık gibi yıllar içinde hayatın olağan akışı
içerisinde oluşmayacak, çok sınırlı bir bilgi birikimine sahip olunabilecek bir konudur. Bu
nedenle bu konuda herhangi bir eğitim (örgün, uzaktan, sertifika, vb.) almadan bilgi
düzeyinin yüksek çıkmaması normal olup yaş ve cinsiyet ile herhangi bir ilişkinin çıkmaması
beklenmekte olduğu gibi araştırma sonucu ile uyumludur.

Lisans mezuniyet durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H12: Sağlık
Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin lisans mezuniyet bölümleri ile finansal yönetim bilgisi
düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Ankete katılan
öğrencilerin mezun oldukları fakültelerin temel finansal yönetim bilgisi düzeyi üzerinde
etkili olacağı beklenmekte iken çıkan sonuç tersini göstermektedir. Fakültelerin
iktisat/işletme/maliye gibi ekonomi bölümlerinden mezun olan katılımcılar ile sağlık
yönetimi bölümünden mezun olan öğrencilerin puan ortalaması aynı çıkmıştır. Tıp
fakültelerinden mezun olan öğrencilerin puan ortalamaları ekonomi bölümlerinden mezun
olan öğrencilerin de üzerinde olması dikkat çekmekte olup en yüksek ortalamaya sahiptir.

Halihazırdaki lisansüstü eğitim programına göre temel finansal yönetim bilgisi


puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,001; p<0,01);
doktora öğrencilerinin puanları yüksek lisans öğrencilerinden yüksek bulunmuştur. Doktora
eğitiminde bulunan katılımcıların yüksek lisans eğitimi sırasında almış oldukları temel
muhasebe, temel finans dersleri gibi faktörlerin bu sonucun çıkmasında etkili olduğu
değerlendirilmektedir.

Mevcut üniversite türüne göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,001; p<0,01); devlet üniversitesinde
eğitim gören öğrencilerin puanları vakıf üniversitesinde eğitim gören öğrencilerden yüksek
bulunmuştur. Bu durum, araştırma grubuna özgü bir sonuç olup devlet üniversitelerinin

157
Sağlık Yönetimi bölümünde daha köklü bir geçmişe sahip olması, çalışmaya izin veren vakıf
üniversitelerinin ise yakın bir geçmişe sahip olmasından kaynaklanabileceği ve dolayısıyla
ilerleyen dönemde bu farkın kapanabileceği değerlendirilmektedir.

Çalışma durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel
olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,030; p<0,05); çalışanların puanları
çalışmayanlardan yüksek bulunmuştur. Buna mukabil, toplam çalışma süresine (mesleki
deneyim) göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı
farklılık saptanmamıştır (p=0,082; p>0,05). Dolayısıyla, “H18: Sağlık Yönetimi lisansüstü
öğrencilerinin çalışma süreleri (toplam mesleki deneyim) ile temel finansal yönetim bilgisi
düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki yoktur” hipotezi kabul edilir. Ancak, sonuç
her ne kadar böyle çıksa bile, 16-20 yıldır ve 20 yıldan uzun süredir çalışanların puanlarının
yüksek olması da ayrıca dikkat çekicidir. Temel finansal yönetim bilgisi; finans, muhasebe,
mali yönetim, vs. gibi teknik bilgi içeren özel alan konularını içermesi nedeniyle yıllara sari
mesleki deneyim ile oluşabilecek bir birikim değildir. Basit faiz hesaplamaları, ana mali
tabloların ne anlatmak istediğinin fark edilebilmesi ve temel mali yapı hakkında yorum
yapılabilmesi, vs. gibi konular en azından temel seviyede alınacak eğitim ile oluşabilecektir.

Daha önce finans eğitimi alma durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup (p=0,048; p<0,05);
eğitim alanların puanları eğitim almayanlardan yüksek bulunmuştur. Dolayısıyla, “H15:
Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin daha önce finans dersi almış olmaları ile finansal
yönetim bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi kabul edilir.
Önceki bölümlerde, ekonomi okuryazarlığı ile finans/ekonomi eğitimi alıp almama arasında
herhangi bir ilişkin olmadığını ortaya koyan çalışmalar olduğu görülmekle birlikte literatürün
önemli bir kısmının finans/ekonomi eğitimi almanın finansal okuryazarlığını olumlu yönde
etkilediğini belirtmekte olduğu ifade etmiştik. Finansal yönetim bilgisinin teknik ve özel bir
bilgi alanı olması münasebetiyle bu alanda hiç eğitim almamış bir kişiye oranla eğitim almış
bir kimsenin bilgi düzeyinin daha yüksek çıkmasının normal bir durum olup bu bağlamda,
bu beklenti ile araştırma neticesinde elde edilen bulgunun uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.

158
3.6.8. Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim
Bilgisi Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

Öğrencilerin Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal


Yönetim Bilgisi puanları arasındaki ilişkiyi gösteren bulgular Tablo 20’de verilmiştir.

Tablo 20
Finansal Okuryazarlık, Finansal Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim Bilgisi
Puanlarının İlişkisi

Finansal okuryazarlık - Finansal farkındalık r 0,409

p 0,001**

Finansal okuryazarlık - Temel finansal yönetim bilgisi r 0,303

p 0,001**

Finansal farkındalık - Temel finansal yönetim bilgisi r 0,113

p 0,158

r:Pearson Korelasyon Katsayısı **p<0,01

Finansal okuryazarlık puanları ile finansal farkındalık puanları arasında pozitif


yönlü (finansal okuryazarlık arttıkça farkındalık da artan) 0,409 düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlı ilişki saptanmıştır (r:0,409; p=0,001; p<0,01). Dolayısıyla, “H1: Sağlık Yönetimi
lisansüstü öğrencilerinin finansal okuryazarlık düzeyleri ile finansal farkındalık düzeyleri
arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi kabul edilir. Bu bağlamda, araştırma
neticesinde elde edilen bulgunun literatür ile uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Finansal
Okuryazarlık arttıkça finansal farkındalıkta artmakta olup bu ise ulusların küresel düzeyde
en büyük ekonomilerden birisi olma yönündeki verimlilik ve etkinlik hedeflerine ulaşmasını
mümkün hale getirecektir. Bu nedenle kişilerin finansal okuryazarlık ve farkındalık
düzeylerinin arttırılması için finansal eğitim önemli bir faktördür. Eğitim faaliyetlerinin
artırılması ile finansal açıdan daha fazla bilgi düzeyine sahibi olmak, ilk olarak bireylerin

159
bilgiyi nereden elde edeceğine dair bilinçlenmesini sağlayacak, ikinci olarak da bu bilgiyi
hangi şekilde kullanacağı hakkında kişiye yardımcı olacaktır. Bu durum ise kişilerin daha
sağlıklı kararlar almasına yardımcı olacak ve sonuç itibariyle, finansal okuryazarlığın ve
dolayısıyla doğru orantılı olarak finansal farkındalığın artırılması sayesinde finansal sistemin
optimal anlamda işlemesine yardımcı olacaktır.

Finansal okuryazarlık puanları ile temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
pozitif yönlü (finansal okuryazarlık arttıkça yönetim bilgisi de artan) 0,303 düzeyinde
istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır (r:0,303; p=0,001; p<0,01). Dolayısıyla, “H2:
Sağlık Yönetimi lisansüstü öğrencilerinin finansal okuryazarlık düzeyleri ile finansal yönetim
bilgisi düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi kabul edilir. Finansal
Okuryazarlık arttıkça merak, ilgi, zorunluluk hissi, başarma ve hedeflere ulaşma güdüsü vs.
gibi çeşitli faktörlerin etkisi ile temel finansal yönetim bilgisi düzeyi de artmaktadır.
Dolayısıyla yöneticiler, finansal okuryazarlık seviyelerini yükselterek şirketin/kurumun
performansı, faaliyetleri ve önündeki fırsatlar noktasında düşüncelerini rakamlarla/sayılarla
harmanlayabilme imkânına kavuşur. Gerçek anlamda okuryazarlık ise, finansal dokümanlar
ve sayılar konusunda iyi olmaktan çok daha fazlasını ister. Bunu konulara daha geniş bir
çerçeveden bakabilme yetisi (örneğin, ekibinizin sadece performansını ölçmek değil,
şirketinizin kar marjını bilirken hem önceki yılki kar marjını hem rakibinizin kar marjını
bilmek hem de sektör ortalamasını bilmek gibi), kararlar alırken sadece geçmişe değil
geleceğe de bakabilme yetisi (tarihsel veriler ile birlikte müşterilerin davranışlarına dair
kestirimler, ekonomik tahminler gibi), verileri sorgulayabilme yetisi (matematiğe ne kadar
güvenseniz de sayıların kolayca yanlış yerlere götürebileceğini bilmek) olarak ifade
edebiliriz.256

Finansal farkındalık puanları ile temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla, “H3: Sağlık Yönetimi
lisansüstü öğrencilerinin finansal farkındalık düzeyleri ile finansal yönetim bilgisi düzeyleri

256 Harvard Business Review Press, s.323-325.

160
arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki vardır” hipotezi reddedilir. Finansal farkındalık ile
finansal okuryazarlık arasında pozitif yönlü bir ilişki olacağı finansal okuryazarlık ile de
temel finansal yönetim bilgisi arasında da pozitif yönlü bir ilişki olacağı öngörüsü neticesinde
-ki yukarıda da ifade edildiği gibi araştırma sonuçları bunu doğrulamaktadır- finansal
farkındalık ile temel finansal yönetim bilgisi arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişkinin olabileceği öngörülmüş ancak araştırma sonucu bu hipotezi doğrulamamıştır.
Finansal yatırımcı ve tüketicilerin finansal ürünler ve kavramlar bakımından bilgi ve anlayış
düzeylerini geliştirmelerini ve yönlendirme ve objektif tavsiyelerle mali risk ve fırsatları
daha iyi fark etmelerini, daha bilinçli bir şekilde tercih yapmalarını, nereden nasıl yardım
alınabileceğini bilmelerini ve finansal refah düzeylerini artırmak için diğer tüm etkin
faaliyetleri yapmalarını sağlayan bir süreç257 olarak ifade edebileceğimiz finansal
farkındalığın tanımından da anlaşılacağı üzere farkındalık, olgular/durumlar karşısında
durum muhakemesi yapabilmeyi, nasıl ve ne şekilde hareket edileceği konusunda yol haritası
çıkarabilmeyi, ön alabilmeyi ifade etmekte olup farkındalık düzeyinin teknik ve özel alan
bilgisi içeren temel finansal yönetim bilgisi ile anlamlı bir ilişkisinin olmamasını aslında
normal olarak değerlendirmek gerekir.

3.7 Araştırma Sonucu

İstanbul ilinde bulunan üniversitelerin sağlık yönetimi bölümlerinde lisansüstü


eğitim gören öğrencilerin finansal okuryazarlık, finansal farkındalık ve temel finansal
yönetim bilgisi düzeylerinin belirlenmesi ve aralarındaki ilişkinin değerlendirilmesi
amaçlanan bu çalışmanın sonucunda araştırma grubunun yanıtlarına göre;

Finansal Okuryazarlık bakımından yapılan değerlendirmede,

 Yaşa göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı


farklılık saptanmamıştır.

Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye’deki Finansal Okuryazarlığın ve Finansal Farkındalığın Durumu, Muhasebe ve


257

Vergi Uygulamaları Dergisi, Temmuz 2016 9 (2), s.176.

161
 Cinsiyete göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık saptanmış olup erkeklerin puanları kadınlardan yüksek
bulunmuştur.

 Lisans mezuniyet durumuna göre finansal okuryazarlık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken, hemşirelik bölümü mezunlarının
puanlarının düşük olması dikkat çekicidir.

 Şu anki lisansüstü eğitim programına göre finansal okuryazarlık puanları


arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup doktora öğrencilerinin
puanları yüksek lisans öğrencilerinden yüksek bulunmuştur.

 Şu anki üniversite türüne göre finansal okuryazarlık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup devlet üniversitesinde eğitim
gören öğrencilerin puanları vakıf üniversitesinde eğitim gören öğrencilerden yüksek
bulunmuştur.

 Çalışma durumuna göre finansal okuryazarlık puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Toplam çalışma süresine göre finansal okuryazarlık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken, 16-20 yıldır ve 20 yıldan uzun
süredir çalışanların puanlarının yüksek olması dikkat çekicidir.

 Daha önce finans eğitimi alma durumuna göre finansal okuryazarlık puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup eğitim alanların
puanları eğitim almayanlardan yüksek bulunmuştur.

Finansal Farkındalık bakımından yapılan değerlendirmede,

 Yaşa göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı


farklılık saptanmıştır.

162
 Cinsiyete göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Lisans mezuniyet durumuna göre finansal farkındalık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Şu anki lisansüstü eğitim programına göre finansal farkındalık puanları


arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Şu anki üniversite türüne göre finansal farkındalık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Çalışma durumuna göre finansal farkındalık puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Toplam çalışma süresine göre finansal farkındalık puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Daha önce finans eğitimi alma durumuna göre finansal farkındalık puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

Temel Finansal Yönetim Bilgisi bakımından yapılan değerlendirmede,

 Yaşa göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık saptanmamıştır.

 Cinsiyete göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında istatistiksel


olarak anlamlı farklılık saptanmazken, erkeklerin puanlarının kadınlardan yüksek
olması dikkat çekicidir.

 Lisans mezuniyet durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi puanları


arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır.

163
 Şu anki lisansüstü eğitim programına göre temel finansal yönetim bilgisi
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup doktora
öğrencilerinin puanları yüksek lisans öğrencilerinden yüksek bulunmuştur.

 Şu anki üniversite türüne göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup devlet üniversitesinde eğitim
gören öğrencilerin puanları vakıf üniversitesinde eğitim gören öğrencilerden yüksek
bulunmuştur.

 Çalışma durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında


istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup çalışanların puanları
çalışmayanlardan yüksek bulunmuştur.

 Toplam çalışma süresine göre temel finansal yönetim bilgisi puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken 16-20 yıldır ve 20 yıldan uzun
süredir çalışanların puanlarının yüksek olması dikkat çekicidir.

 Daha önce finans eğitimi alma durumuna göre temel finansal yönetim bilgisi
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmış olup eğitim
alanların puanları eğitim almayanlardan yüksek bulunmuştur.

Sonuç itibariyle, gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre öğrencilerin;

 Finansal okuryazarlık düzeylerinin 5’li puan sistemi üzerinden ortalama 3,91


puan, yüzdelik sistemde ise % 78,20 olduğu,
 Finansal farkındalık düzeylerinin 5’li puan sistemi üzerinden ortalama 4,12
puan, yüzdelik sistemde ise % 82,40 olduğu,
 Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeylerinin ise 5’li puan sistemi üzerinden
ortalama 2,09 puan, yüzdelik sistemde % 41,81 olduğu saptanmıştır.

164
SONUÇ VE ÖNERİLER

Ülkemizin;

 2012 senesinde Dünya Bankası ve 2015 senesinde OECD alt kuruluşu olan
Finansal Eğitim Uluslararası Ağı (International Network on Financial Education-INFE)
tarafından gerçekleştirilen finansal yeterlik araştırmalarına dâhil olduğunu,
 PISA kapsamında 2012 ve 2015 yıllarında yapılan finansal okuryazarlık
değerlendirmelerine katılmadığını,
 Sermaye Piyasası Kurulu ve Dünya Bankası işbirliği ile oluşturulan ve 21
Nisan-04 Temmuz 2012 tarihleri arasında yapılan “Türkiye’de Finansal Yeterlilik
Araştırmasında” da finansal okuryazarlık seviyemizin düşük düzeyde olduğunun tespit
edildiğini birinci bölümde ifade etmiştik.

Finansal okuryazarlık düzeyinin düşük olması sadece Türk toplumuna has bir durum
değildir. OECD'ye üye olsun ya da olmasın ülkelerde gerçekleştirilen araştırmalar toplumun
büyük bir kısmının yeterli finansal bilgi birikimine veya düzeyine sahip olmadığını
göstermektedir. Ancak bu husus ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler bakımından çok daha
fazla öneme sahiptir diyebiliriz. Zira, finansal okuryazarlık ve farkındalık düzeyleri düşük
olan insanların bulunduğu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde bu husus para ve sermaye
piyasalarının gelişiminde de çok büyük bir engel oluşturmaktadır.

Bu çerçevede, Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) ile VİSA Türkiye


tarafından; OECD tarafından uluslararası karşılaştırmalarla finansal okuryazarlık seviyesini
tespit etmek üzere yapılan çalışmalara entegre ve ülkemize özgü program ve politika
oluşturma süreçlerine referans olacak bir araştırmaya duyulan ihtiyacı gidermek için
ülkemizde genel olarak kamuoyunun finansal okuryazarlık seviyesini belirlemek amacıyla

165
en son 2019 yılında 26 ilde 15 yaş üzeri toplam 2000 kişi ile yapılan araştırmada genel
kamuoyunun finansal okuryazarlık seviyesi % 55 olarak tespit edilmiştir.258

Aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesi Analitik ve İçgörü Araştırma Merkezi


tarafından 2018 yılında gerçekleştirilen ve ülkemizi temsilen 1524 katılımcı ile yapılan anket
araştırmasında tüketicilerin Finansal Okuryazarlık Endeksi % 61,5 olarak tespit edilmiştir.259

Bu doğrultuda, İstanbul ilinde bulunan üniversitelerin sağlık yönetimi bölümlerinde


lisansüstü eğitim gören öğrencilerin finansal okuryazarlık seviyelerinin ülkemiz genelinde
yapılan araştırmalar ile tespit edilen finansal okuryazarlık düzeyinin üzerinde olduğunu
söylemek mümkündür. Aynı şekilde finansal farkındalık düzeyinin de yüksek olduğunu ifade
edebiliriz.

Ancak temel finansal yönetim bilgisi düzeylerinin düşük çıkması, kurumların ve


sektörün yönetimi açısından üzerinde durulması gereken konulardan birisi olduğunu
göstermektedir.

Bireylerin finansal risklere yönelik bilgi ve bilinç düzeylerini artırarak karar verme
aşamalarında daha rasyonel davranmalarına destek olan bir unsur olarak ifade edebileceğimiz
finansal farkındalık ile gelirlerini finansal sistemi göz önünde bulundurarak yönetebilme
yetkinliği olmakla birlikte elde edilen bu gelirler çerçevesinde yatırım kararlarını
değerlendirme süreci olarak ifade edebileceğimiz finansal okuryazarlık düzeylerinin yüksek
olmasını, sağlık kurumlarının gelecekteki yönetim kadrolarının yönetim yetkinlikleri
açısından pozitif bir faktör olması nedeniyle sektör açısından olumlu bir husus olarak
gösterebiliriz.

Zira, kişilerin en azından temel seviyede bir finansal okuryazarlık ve farkındalık


seviyesinde olması ülkemizin ekonomik yönden gelişmesi bakımından oldukça önem arz

258 https://www.fo-der.org/finansal-okuryazarlik-2019/ (15.08.2020)


259 https://www.teb.com.tr/upload/PDF/TEB-FOE-Rapor-2018_website.pdf (15.08.2020)

166
etmektedir. Ekonomik kararlarını doğru ve rasyonel şekilde veren kişilerin sayısının artması,
ülkemizin mali sisteminin gelişmesi bakımından da katkı sağlayacaktır. Bahse konu katkı,
bireyin şahsi, ailevi, çalıştığı kurum ve ülkemiz mali durumu gibi özelden genele bütün
yaşam bölümlerinde ekonomik gelişmişliğin artması olarak kendini gösterecektir. Finansal
okuryazarlık/farkındalık kişinin finansal yapıdan daha etkin bir şekilde faydalanmasını
sağlarken, ayrıca gelişmelere göre nasıl bir finansal davranış ve yöneliş içerisinde bulunması
gerektiği hakkında da yardımcı olacaktır. Kişiler ve aileler finansal okuryazarlığa ve
farkındalığa sahip olduklarında ise ülkemiz ekonomisi de bundan faydalanacaktır. Finansal
okuryazarlık/farkındalık bakımından elde edilecek makroekonomik kazanımların başında,
kişilerin ve toplumun orta ve uzun vadede tasarruf seviyelerini yükseltici etkisini
söyleyebiliriz. Ekonomik açıdan kalkınmanın temel şartlarından biri olan tasarruf düzeyi ise,
sermaye birikiminin oluşturulmasına katkı sağladığı gibi, para ve sermaye piyasalarında da
istikrarın oluşmasına katkı sunacaktır.

Bununla birlikte, finansal okuryazarlık ve farkındalık seviyelerinin yükselmesi


yatırımcıların kişisel korunma seviyelerini de artıracak olup bu duruma paralel olarak kişiler
mali piyasalara daha fazla güven duyarak bu piyasalardan daha etkin bir şekilde
faydalanacaklardır.

21.yy’ın ikinci yarısında küreselleşmenin çok büyük hız kazanması ile birlikte
küresel düzeyde mali piyasalar, ürünler ve hizmetlerin daha karmaşık bir hale gelmesi
nedeniyle işlem hacimlerinin ve risklerinin ciddi anlamda arttığı, finansal krizlerin etkilerinin
yükseldiği görülmektedir. Bu husus, ülkelerin finansal krizlere karşı yasal düzenlemelere
ilave olarak finansal okuryazarlık/farkındalık/yönetim bakımından bireylerin bilinçli olması
ile alakalı düzenlemelerin yapılması zorunluluğunu da ortaya koymuştur.

Ülkemizde düşük düzeyde olan finansal okuryazarlık ve farkındalığın, toplumun


bütün kesimleri tarafından iyice algılanması için yaygın ve kapsamlı finansal eğitim
programları ile geliştirilmesi önem arz etmektedir. Ulusal çerçevede icra etmemiz gereken
finansal eğitim ile hedefimiz, kişilerin finansal bakımdan donanımının ve algılama

167
becerilerinin geliştirilerek, daha bilinçli, rasyonel tercihler yapabilme yeteneğinin
kazandırılması olmalıdır. Bu bakımdan, para ve sermaye piyasalarında finansal yatırım ve
risk yönetimi ile ilgili konulara eğitim müfredatı içerisinde yer verilmesi önemlidir.

Ülkemizde finansal eğitim kapsamında icra edilen çalışmalara bakıldığında


görevleri ve sorumlulukları gereği birçok kurumun konu ile ilgili farklı farklı platformlarda
yürütülen çalışmalarının var olduğu, fakat bu çalışmaların genel itibariyle birbirinden
bağımsız bir şekilde gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu çalışmaların tutarlı olması,
etkinliğinin ve verimliliğinin artırılabilmesi bakımından ülkemiz için bir ulusal strateji planı
oluşturulması ile uygulama sonuçlarının takip ve kontrolünün gerekli olduğu
değerlendirilmektedir.

Finansal okuryazarlık ve farkındalık bakımından toplumsal bilinci arttırmak ancak


finansal kurumların bu konuya eğilmeleri ile mümkün olabilir. Sermaye Piyasası Kurulu,
2014 yılında hazırlanan eylem planı ile ilk ve ortaöğretim seviyesindeki müfredattan
başlayarak üniversiteye kadar ders programlarının gözden geçirilmesini ve ekonomi/finans
ile alakalı konuların içerik olarak müfredatlara konulmasını tavsiye etmiştir. Buna ilave
olarak finans dışı programlar ile de finansal eğitimin verilmesinin önemli ve gerekli olduğu
bu eylem planında yer bulmuştur. Ancak yine aynı kurum tarafından bahse konu eylem
planında, birçok başlıkla alakalı olarak henüz yeteri kadar adım atılmadığı ifade edilmiş ve
belirlenen hedeflerin elde edilmesine yönelik olarak daha bütüncül adımlar atılmasının
zorunlu olduğunun altı çizilmiştir.

Bu eğitimin önemli bir kısmını üniversite/yüksekokullarda öğrenim gören


öğrencilere verilecek ekonomi/finans eğitiminin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Hangi
bölümde öğrenim görürse görsün temel seviyede verilecek bir finans eğitimi ile öğrenciler
nakitlerini en iyi şekilde yönetebilecek, mali sistem içerisindeki mevcut finansal araçlar
içerisinde kendileri için en uygun olan ürün ve hizmetleri seçebilecek ve bu şekilde doğru bir
biçimde tasarruf yapabileceklerdir. Üniversitelerdeki ekonomi/finans eğitimleri bakımından
mevcut derslerin içeriklerinin güncellenmesi, basılı ya da elektronik içerikler geliştirilerek

168
öğrencilerin bunlara erişiminin sağlanması, finansal okuryazarlık/farkındalık ve temel
finansal yönetim bilgisi gibi konular bakımından içeriklerin zenginleştirilmesi ve
öğreticilerin bilgilerini destekleyici ve onları yönlendirici dokümanların/materyallerin
hazırlanması vs. gibi stratejiler geliştirilmesi önem arz eden çalışma sahalarıdır. Alacakları
bu eğitim ile birlikte öğrencilerin finansal okuryazarlık/farkındalık düzeyleri de artacağı için
daha akılcı bir şekilde finansal sistemde işlem yapacak ve bu da ülkemizin ekonomik
büyümesine olumlu olarak yansıyacaktır.

Sağlık kuruluşları, insan kaynakları, tıbbi malzeme, cihaz, ilaç, bina, arsa, vb. gibi
üretim faktörlerini bir araya getirerek bunlar ile üretim faaliyetinde bulunan işletmelerdir.
Nitekim ekonomi, finans, iş idaresi ve maliyet muhasebesi sağlık kurumlarının ayrılmaz
bileşenleridir. Devamlılığının ve hizmetin sürekliliğinin sağlanması için bu kuruluşların da
tedarik yapması, yeni ürün geliştirmesi, pazarlama faaliyetlerinde bulunması, hasta (müşteri)
memnuniyetini sağlaması ve sonuç itibariyle kar etmesi gerekir. Günümüzde ister özel ister
kamu sağlık kurumu olsun yöneticilerinin planlama ve karar verme aşamalarında kar-zarar
analizi, verimlilik analizi gibi süreçlerle hareket etmeleri gereklilik olarak ortaya
çıkmaktadır.

Sağlık sisteminin temel yapı taşı olan sağlık kurumlarının finansal bakımdan etkin
ve verimli yönetimi sağlık reformlarının etkisiyle içinde bulunduğumuz dönemde çok daha
fazla önem kazanmıştır. İnsanların hasta olmaları halinde erken tanı ve teşhis ile gerekli
tedavisini yaparak kişinin en kısa sürede sağlıklı hale gelmesini sağlamak amacı ile
faaliyetlerini yürüten sağlık kuruluşlarının bu hedefine ulaşma aşamasında, mevcut sınırlı
kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanması önemlidir. Dolayısıyla, finansal yönetim
üzerinde hassasiyetle durulması gereken konuların başında gelmekte olup, yalnızca kâr
amacı taşıyan kurumlar için değil aynı zamanda kâr amacı taşımayan (kamu hastaneleri gibi)
kurumlar için de son derece önemlidir. Dolayısıyla, işletmelerin finansal yönetime yönelik
olarak temel amaç ve vazifeleri sağlık kuruluşları bakımından da geçerli olduğu için sağlık
kuruluşlarını bu durumdan ayrı düşünmek mümkün değildir.

169
Dünya ölçeğinde sağlık kurumlarını, kamusal hizmet sunan ve devlet bütçesinden
devamlı finanse edilmesi gereken kuruluşlar olarak gören anlayışta bulunmasına rağmen en
geçerli ve doğru olanı, birer işletme olarak görülmeleri ile ekonomi ve finans temel
prensiplerinden kopmadan, aynı zamanda kalite ve etik değerlerinden de uzaklaşılmadan
nitelikli ve verimli ve bir şekilde yönetilmeleridir. Zira, bir sağlık kuruluşunu yönetiyor gibi
görünseniz bile esasında 5 yıldızlı bir otel, çağrı merkezi, restoran, eczane, lojistik firma,
bilgi teknolojileri firması, medikal, teknik servis, reklam ajansı, mali müşavirlik, kalite ve
denetim firması, insan kaynakları gibi pek çok şirketi yönetiyorsunuz. Daha iyi hizmet
verebilmeniz için yeni yatırımlar yapmanız gerekecektir ve bu nedenle sağlık kuruluşuna bir
işletme olarak düşünmezseniz kârlılığı yakalayamaz ve bir müddet sonra yatırım yapamaz
duruma gelirsiniz. Yapılan yeni yatırımlar ile hastalara daha iyi hizmet verebilmek mümkün
olabildiği için iyi bir sağlık kurumu yönetiminin “insana hizmet” ile “kârlı bir şekilde
çalışma” arasındaki hassas dengeyi oluşturması önemlidir.

Herhangi bir problemle karşılaşmadan bu üretim sürecini yürütebilmek ve


giderlerini düzenli bir biçimde karşılayabilmeleri için sağlık kuruluşlarının finansmana
ihtiyaçları olur ve bu finansal ihtiyaç akışının yönetilmesi işletmenin yani sağlık kurumunun
sürekliliği bakımından önemlidir. Finansal kararlar alma sadece finans ve mali işler
bölümlerinde çalışanların değil, özellikle diğer bölümlerde çalışan ve bu bölümlerde çeşitli
karar alma seviyelerinde bulunan yöneticiler içinde önem kazanmaktadır. Her seviyedeki
yöneticiler yönettikleri bölümlerle alakalı kararlar aldıkları zaman kurumları üstünde bir
takım mali etkiler oluşturmaktadırlar. Bu bakımdan, her kademedeki yöneticinin aldığı
kararın işletmenin finansal tablolarını nasıl etkileyeceğini önceden bilmesi oldukça
önemlidir. Bu nedenle, yönetim kademesi içerisinde bulunan herkesin ekonomi/finans ile
ilgili en azından temel düzeyde bilgi sahibi olması son derece gereklidir. Ayrıca işletme
içinde alınacak kararlarla alakalı diğer bölümlerle ve üst yönetimle müzakere amaçlı da
ekonomik/finansal bilgilere vakıf olmak günümüzde önem kazanmıştır.

Tüm bunların yanı sıra, ulaşım ve haberleşme araçlarında yaşanan hızlı değişim ve
gelişim beraberinde rekabeti de artırmıştır. Bu durum tüm dünyayı ekonomik, sosyal ve

170
kültürel yönlerden değiştirdiği gibi işletmeleri de bütün fonksiyonlarıyla birlikte etkilemiştir.
Bu süreçte işletmeler sürekliliklerini daim kılmak ve yeteri kadar kâr elde edebilmek için bu
küresel rekabet şartlarına ayak uydurmak mecburiyetinde kalmışlardır. Değişen tüketici
talepleri ve gittikçe sertleşen rekabet şartları; organizasyon yapıları, hizmet ve üretim
süreçleri, teknoloji, finansal yönetim, maliyet yönetimi gibi alanlarda yöneticileri yenilikçi,
yaratıcı ve daha proaktif olmaya zorlamaktadır. Günümüzün üretim işletmelerinin içerisinde
bulunduğu bu durum sağlık hizmetlerinin arzında en fazla paya sahip olan sağlık kurumları
yöneticileri içinde geçerlidir.

TÜİK verilerine göre, ülkemizdeki Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ),


toplam işletme sayısının % 99,80’ini, istihdamın ise % 74,20’sini sağlayarak ekonomik ve
sosyal yapının gelişmesine büyük katkı sunmaktadır.260 Dolayısıyla, KOBİ’lerimizin sağlıklı
bir biçimde faaliyetlerini sürdürmesi ve büyümesi demek ülkemiz ekonomisinin ayakta
kalması ve büyümesi demektir. Ayakta kalabilmenin en temel hususlarından birisi temel
finansal bilinç ve bilgidir. Bu açıdan, birer KOBİ sayılan sağlık kurumlarımızın
yöneticilerinin, günümüzün sosyo-ekonomik koşullarında gerek mali problemleri önceden
öngörüp çözebilmeleri gerekse ulusal ekonomiye katkılarını artırabilmeleri bakımından
sadece finans bölümü yöneticilerinin değil her bölüm ve kademedeki yöneticilerin finansal
okuryazarlık ve finansal yönetim bilgisi bakımından temel bilgi düzeyine sahip olması büyük
önem arz etmektedir. Zira, 21.yy’ın ikinci yarısından itibaren hız kazanan küreselleşmenin
etkisiyle birlikte sınırların neredeyse ortadan kalktığı günümüz dünyasında, piyasalarda
yaşananları okuyabilmek ve gerekli tedbirleri alabilmek sadece finansal okuryazarlık ve
temel seviyedeki finansal yönetim bilgisi ile mümkün olabilir.

Günümüzün en karmaşık işletmelerini yönetme iddiasını taşıyan profesyonel bir


meslek olarak tanımlanan sağlık kurumlarımızın yöneticilerinin bu çalışma neticesinde
bulunan finansal okuryazarlık ve farkındalık seviyelerinin korunarak daha da artırılmaya
çalışılması ile özellikle yine bu çalışma neticesinde düşük bulunan finansal yönetim bilgisi

260 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21540 (17.08.2020)

171
düzeylerinin en azından temel seviyeye çıkarılması konusundaki çalışmalarımızı artırmalı,
bu yöneticilere ekonomik/finansal bakış açısı kapsamında yeni pencereler açmalıyız.
Yöneticilerin yaşanan hızlı değişim karşısında bilmeleri gereken en önemli konularının
başında muhasebe ve finansman konularının geldiğini söyleyebiliriz lakin hiçbir yöneticinin
muhasebe ve finansman konularında uzman olma gibi bir zorunluğunun olmadığı tabiidir,
ancak bu konularda temel düzeyde bilgi donanımına sahip olması ise tartışmasız bir
gerçektir. Ülkemiz sağlık sektörü/piyasası ve dolaylı olarak ülkemiz ekonomisi ancak bu
bilinç ve donanıma sahip kişiler tarafından yönetilen sağlık kurumları ile daha güçlü yarınlara
ilerleyebilecektir.

172
EKLER

EK-1

SAĞLIK YÖNETİMİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİNİN


FİNANSAL OKURYAZARLIK, FİNANSAL FARKINDALIK VE TEMEL FİNANSAL
YÖNETİM BİLGİSİ DÜZEYLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK ANKET FORMU

Katıldığınız anket çalışması İstanbul il sınırları içerisinde bulunan üniversitelerdeki


Sağlık Yönetimi Bölümü Lisansüstü Öğrencilerinin Finansal Okuryazarlık, Finansal
Farkındalık ve Temel Finansal Yönetim Bilgisi Düzeylerini belirlemek amacıyla
hazırlanmıştır. Her bir soru için size en çok uyan sadece bir seçenek işaretlenmelidir.
Cevaplarınız GİZLİ TUTULACAKTIR. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Uğur AKTAŞ, Marmara Üniversitesi

Yaşınız: 1( )20-25 2( )26-30 3( )31-35 4( )36-40 5( )41-45 6( )46-+


Cinsiyetiniz: 1( )Kadın 2( )Erkek
Lisans Mezuniyetiniz: 1( )Sağlık Yönetimi,2( )İktisat/İşletme, 3( )Hemşirelik , 4 Tıp( ), 5 Diğer
( )………….
Halihazırda herhangi bir işte çalışıyor musunuz: 1( )Evet , 2( )Hayır
Çalışıyor iseniz hangi pozisyonda olduğunu yazınız:
Toplam Mesleki Deneyiminiz:
Daha önce Finans dersi aldınız mı?: 1( )Evet 2( )Hayır,
Daha Önce Eğitim Aldıysanız nereden aldınız.? 1( )Örgün, 2( )Sertifika,
3( )Hizmetiçi Eğitim, 4( )Diğer………….
Şuan ki eğitim aldığınız sınıf: Yüksek Lisans ( ) Doktora ( )
FİNANSAL OKURYAZARLIK ÖLÇEĞİ
1-Kesinlikle Katılmıyorum 2- Katılmıyorum 3-Kararsızım 4-Katılıyorum 5- Kesinlikle
Katılıyorum
1. Döviz fiyatlarındaki değişimin ihracat ve ithalat üzerindeki etkilerini
1 2 3 4 5
yorumlayabilirim.
2. IMF politikalarının ekonomi üzerindeki etkisini tartışabilirim. 1 2 3 4 5

173
3. Menkul kıymetler borsasındaki gelişmelerin ekonomiye etkisini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

4. Uluslararası ekonomik kaynakların piyasaya etkisini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

5. Ulusal finansal kaynakların ekonomiye etkisini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

6. Enflasyon oranlarındaki değişmenin ne ifade ettiğini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

7. Dış ekonomik gelişmelerin ülke ekonomisine yansımalarını yorumlayabilirim. 1 2 3 4 5

8. Faiz oranlarının piyasaya etkisini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

9. Ekonomik politikaların fayda ve maliyetlerini değerlendirebilirim. 1 2 3 4 5


10. Küçük, orta ve büyük ölçekli işletmelerin (KOBİ) ekonomik rollerini
1 2 3 4 5
anlayabilirim.
11. Döviz ve altın fiyatlarında meydana gelen değişmenin nedenlerini
1 2 3 4 5
yorumlayabilirim.
12. Kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının ekonomik rollerini tanımlayabilirim. 1 2 3 4 5

13. Gelir dağılımı-ekonomi ilişkisini anlayabilirim. 1 2 3 4 5

14. Ekonomik tercihlerimin fayda ve maliyetlerini karşılaştırabilirim. 1 2 3 4 5

15. Parasal kaynaklarımı değerlendirerek akılcı (rasyonel) tercihler yapabilirim. 1 2 3 4 5

16. Sunulan hizmetleri ekonomik açıdan değerlendirebilirim. 1 2 3 4 5

17. Kar ve maliyetler arasındaki farkı anlayabilirim. 1 2 3 4 5

18. Genel tüketim harcamalarımı gelirime göre düzenleyebilirim. 1 2 3 4 5

19. Bireylerin davranışlarını etkileyen ekonomik unsurları algılayabilirim. 1 2 3 4 5


20. Üretici ile tüketici arasındaki etkileşimin fiyatlara nasıl yansıdığını
1 2 3 4 5
anlayabilirim.
21. Malın azalmasının ve fazlalaşmasının piyasa fiyatlarına etkisini
1 2 3 4 5
yorumlayabilirim.
22. Arz-talep dengesizliklerinin fiyatlara nasıl yansıdığını anlayabilirim. 1 2 3 4 5
23. Tüketeceğim ürüne karar verirken fiyat-fayda ilişkisini göz önünde
1 2 3 4 5
bulundururum.
24. Rekabetin ekonomik sonuçlarını anlayabilirim. 1 2 3 4 5

25. Reklam harcamalarının ekonomiye katkılarını yorumlayabilirim. 1 2 3 4 5

26. Tercih edeceğim ürüne karar verirken ihtiyacımı göz önünde bulundururum. 1 2 3 4 5

174
27. Bir malın fiyatı aşırı yükselirse yerine aynı faydayı sağlayan daha düşük
1 2 3 4 5
fiyatlısını alırım.
28. Ürün satın alırken marka yerine kalitesine bakarım. 1 2 3 4 5

29. Ürünlerin tüketicilere ulaşım sürecinin fiyatlara nasıl yansıdığını anlayabilirim. 1 2 3 4 5

30. Ekonomik krizlerin işsizlik üzerinde yarattığı etkileri yorumlayabilirim. 1 2 3 4 5

31. Kredi kullanırken gelir-gider dengemi sağlayabilirim. 1 2 3 4 5

32. Kredi kartı kullanırken ödeme gücüme göre harcama yaparım. 1 2 3 4 5

33. Taksitlendirme yaparken gelirimi göz önünde bulundururum. 1 2 3 4 5

FİNANSAL FARKINDALIK ÖLÇEĞİ


1-Kesinlikle Katılmıyorum 2- Katılmıyorum 3-Kararsızım 4-Katılıyorum 5- Kesinlikle
Katılıyorum
1. Harcamalarımda zorunlu ihtiyaçlarıma öncelik veririm. 1 2 3 4 5
2. Kredi kartına taksit uygulaması harcamalarımı artırır. 1 2 3 4 5
3. Promosyon ve indirimler alışverişlerde kredi kartı kullanımımı artırır. 1 2 3 4 5
4. Geliri artırmanın yolu parayı akıllıca kullanmaktır. 1 2 3 4 5
5. Satın alınan ürünlerin fatura, fiş, garanti belgelerini saklarım. 1 2 3 4 5
6. Alışverişte kredi kartı kullanmak kolaylık sağlar. 1 2 3 4 5
7. Kredi kartının maksimum limitine ulaşılmaması gerekir. 1 2 3 4 5
8. Kredi kartı borcunun tamamı ödenmelidir. 1 2 3 4 5
9. Yüksek miktardaki harcamalar (ev, araba almak gibi) için borçlanılabilir. 1 2 3 4 5
10. Borcum varken yeni bir borca girmek kötü bir durumdur. 1 2 3 4 5
11. Beklenmedik durumlar için kenara para koyulması gerekir. 1 2 3 4 5
12. Düzenli olarak tasarruf yapılmalıdır. 1 2 3 4 5
13. Yatırımların nereye yapılacağı konusunda aile üyelerinin fikrini alırım. 1 2 3 4 5
14. Gayrimenkule (ev, arsa, dükkan vs.) yapılan yatırım güvenlidir. 1 2 3 4 5
15. Sigorta, maddi ve manevi zararlara karşı güvence sağlar. 1 2 3 4 5
16. Sigorta yaptırmak can ve mala gelebilecek zararları azaltır. 1 2 3 4 5

175
17. Sigortasız bir araca binmek risklidir. 1 2 3 4 5
18. Para ile ilgili bilmediğim konuları öğrenmek isterim. 1 2 3 4 5

TEMEL FİNANSAL YÖNETİM BİLGİSİ DÜZEYİ


1. Gelir tablosu neyi raporlar?
a. Kârlılığı
b. Varlıkları ve borçları
c. Nakiti
d. Hepsini
2. Bir şirket kârlı olduğunda ama tahsilat, tedarikçilere ödemelerin gerisinde kaldığında ne olur?
a. Şirketin durumu iyidir çünkü kârlar her zaman nakit haline gelir
b. Şirketin parasının bitme ihtimali yüksektir
c. Şirketin FVÖK (faiz ve vergi öncesi kâr)’e odaklanması gerekir.
d. Nakit akış tablosu negatif dip toplam gösterecektir.
3. Şirketlerde FVÖK (faiz ve vergi öncesi kâr) önemli bir ölçüdür çünkü;
a. Serbest nakit akışıdır
b. İşe dair daha gerçekçi bir resim çıkarmak için faiz ve vergileri net gelirden çıkarır
c. Şirketin faaliyetlerinin kârlılığını gösterir
d. Dolaylı maliyetler ve transferlerden önceki kazançların kilit ölçüsüdür.
4. Faaliyet giderleri aşağıdakilerden hangisini içermez?
a. Reklam maliyetlerini
b. Yöneticilerin maaşlarını
c. Sarf edilmiş araştırma ve geliştirme maliyetlerini
d. Hammaddelerin teslimatını
5. Bir şirketteki özsermaye şirket ne yaptığında artar?
a. Varlıklarını borçla artırdığında
b. Kredilerini şirketin nakitiyle ödeyerek
c. Kârını artırdığında
d. Hepsi
6. Ne zaman bir şirketin bugünden daha fazla nakiti olur?
a. Müşteriler faturalarını daha kısa sürede ödediğinde
b. Alacak hesabı arttığında
c. Kâr arttığında
d. Dağıtılmamış kârlar arttığında
7. Aşağıdakilerden hangisi işletme sermayesinin bir parçası değildir?
a. Alacak hesabı
b. Stok
c. Tesis, teçhizat ve ekipman
d. Yukarıdakilerin hepsi işletme sermayesinin bir parçasıdır

176
8. Net Kâr, net kazanç ve net gelir aynı şeydir.
a. Doğru
b. Yanlış
9. Bir şirketin nakit parası olması için kârlı olması gerekir.
a. Doğru
b. Yanlış
10 Aşağıdaki durumların hangisinde, şirketinizin finansal sonuçlarından memnun olmalısınız?
a. Faaliyet kârında olumsuz bir eğilim var.
b. Satılan malların maliyetinde artış eğilimi var.
c. Şirket faaliyetlerinden nakit akışı geliyor.
d. Nakit akışı şirket yatırımlarından geliyor.
11. Nakit para, bir şirkette kâr kadar önemlidir çünkü:
a. Nakit yönetimi, kârlılığı artırır.
b. Nakit gelir tablosunda kilit ölçülerden biridir.
c. Nakit, bir şirketin günden güne çalışmasını sağlayan şeydir.
d. Nakit, hissedar değerinin bir ölçüsüdür.
12. Aşağıdaki durumlardan hangisi genellikle bir şirket için tehlike sinyalidir:
a. Alacakların tahsilat süresi aşağı ya da ödemelerin vadesi yukarı yönlü olması
b. Faiz ve vergi öncesi kâr veya faiz, vergi, yıpranma payı ve amortisman öncesi karın düşmesi
c. Brüt karın ve faaliyet kârının yükselmesi
d. Satışların maliyeti artarken satılan malların maliyetinin azalması

13. Bilanço için kullanılan temel muhasebe denklemi:


a. Öz sermaye = nakit ve nakit benzeri değerler + borçlar
b. Varlıklar = borçlar + özkaynak
c. Kâr = gelir - faaliyet giderleri
d. Varlıklar = nakit ve nakit benzeri değerler + maddi duran varlıklar
14. Bir şirketin nakit akışını iyileştirmeye yardımcı olmak için alacakların tahsilat süresi gitmesini
istiyorum:
a. Yukarı
b. Aşağı
c. Alacakların tahsilat süresi parayı etkilemez.
d. Alacakların tahsilat süresi ve ödemelerin vadesi, nakit akışını iyileştirmek için aynı yönde hareket
etmelidir.
15. Şirketinize borç almak için bir bankaya gittiğinizde, bankacı size borç vermeden önce aşağıdaki
oranlardan en çok hangisiyle ilgilenecektir?
a. Ödemelerin vadesi
b. Cari oran
c. Varlık devir hızı
d. Stok devir hızı

177
16. Bankacılar, yatırımcılar ve diğer yabancılar, öncelikle aşağıdaki hangi nedenden dolayı bir
şirketin bilançosunu incelerler:
a. Bilanço, bir şirketin kârlı olup olmadığını gösterir.
b. Bilanço, bir şirketin faiz, vergi, yıpranma payı ve amortisman öncesi kârını gösterir.
c. Bilanço, bir şirketin ödeme gücü olup olmadığını gösterir.
d. Bilanço, herhangi bir tahmin içermemektedir.
17. Varlıkların getirisini anlamak önemlidir, çünkü:
a. Bir şirketin borcunu ödeme yeteneğini yansıtır.
b. Şirketin ne kadar varlık kullandığının bir göstergesidir.
c. Bu, yatırımcıların yatırımlarından elde edilen getirinin bir ölçüsüdür.
d. Bu gelirin artmasına yardımcı olur.
18. Bir şirketin işletme sermayesi gereksinimleri:
a. Bir şirketin işi yürütmek için kullanılan kısa vadeli kredilerden aldığı nakittir.
b. Sermaye alımı yapmak için kullanılan nakittir.
c. Bir şirketin para kazanmaya yardım ettiği sermaye kalemleridir.
d. Bir şirketi başlatmak veya sürdürmek için gereken fonlamanın bir kısmıdır.
19. Büyük bir ekipman için sermaye harcaması yapmaya karar vermeden önce aşağıdakilerden
hangisini açıkça anlamalısınız:
a. Ekipman tarafından sağlanması beklenen kâr.
b. Ekipman tarafından sağlanacak kârın gelecekteki değeri.
c. Ekipmanın nakit akışının getirdiği faiz oranı.
d. Ekipman tarafından sağlanacak nakit akışının bugünkü değeri.
20. Muhasebenin doğasından korumacı olmasını beklememiz ne anlama geliyor?
a. Kazançlar, müşteri ödemeyi kabul ettiğinde kayda alınır.
b. Zararlar oluştuğunda muhasebeleştirilir.
c. Kazançlar ölçülebilir olur olmaz hemen muhasebeleştirilir.
d. Zararlar ölçülebilir olur olmaz hemen kaydedilir.
Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.

178
EK-2

179
KAYNAKÇA

Kitaplar

AĞIRBAŞ, İsmail. “Hastane Yönetimi ve Organizasyonu”. Siyasal Kitabevi,


Ankara, Eylül 2016.

AĞIRBAŞ, İsmail. “Sağlık Kurumlarında Finansal Yönetim ve Maliyet


Analizi”, Siyasal Kitabevi, Ankara, Ağustos 2014.

AĞIRMAN, Ensar ve Kübra GÜRBÜZ KARTAL. “Sağlık işletmelerinde


Finansman ve Muhasebe Uygulamaları Bir Vaka Analizi”. Ekin Yayınevi,
Bursa, Şubat 2019.

AĞIRMAN, Ensar ve Şeyda AKYOL. “Finansal Okuryazarlık İİBF Öğrencileri


Üzerine Bir Araştırma”. Ekin Yayınevi, Bursa, Şubat 2019.

ALTINDİŞ, Mustafa. “Sağlık Kurumları Yönetimi-I”. Atatürk Üniversitesi


Açıköğretim Fakültesi Yayını, Sağlık ve Sağlık Hizmetleri, Ünite1, Erzurum.

ALTINDİŞ, Selma. “Sağlık Kurumları Yönetimi-I”. Atatürk Üniversitesi


Açıköğretim Fakültesi Yayını, Sağlık Kurumlarında Yönetim, Ünite5, Erzurum.

BAYIR, Emrullah. “Sağlıkta Dönüşüm ve Sağlık Ekonomisi”. Cinius Yayınları,


Birinci Baskı, İstanbul, Ekim 2018.

BOZ Canser, Özge ÇONAK ve Emrah ÖNDER, “Sağlık Ekonomisi ve Karar


Verme”, Emrah Önder(Ed.)-Bahadır Fatih Yıldırım(Ed.), Sağlık Yönetiminde
Karar Verme I Çok Kriterli Karar Verme Uygulamaları İle içinde (243-289),
Dora Yayınları, Bursa, 2018.

BREALEY Richard A, Steward C MYERS ve Alan J.MARCUS. “Fundamentals


of Corporate Finance”. McGraw-Hill. Çeviri: Ünal Bozkurt, Türkan Arıkan,

180
Hatice Doğukanlı, İşletme Finansının Temelleri, Literatür Yayıncılık, İkinci Baskı
Ağustos 2019.

BUDAKOĞLU, Işıl İrem. “Sağlık Yöneticisi ve Yönetlme-Liderlik”, Neslihan


Derin (Ed.)-Cengiz Yakıncı (Ed.), Tıp Fakültesi Öğrencileri için Sağlık
Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon içinde (27-40), İnönü Üniversitesi
Yayınevi, Yayın No 53, Malatya, 2019.

BULDUKLU, Yasin. “Sağlık Hizmetlerinde Kaynakların Etkin Kullanımı”, Burcu


Güvenek(Ed.), Sağlık Ekonomisi Mikro ve Makro Boyutları içinde (45-91),
Çizgi Kitabevi, Konya, Eylül 2015.

ÇELİK, Yusuf. “Örgüt Teorileri ve Sağlık Kurumları Yönetimi”, Mehtap Tatar


(Ed.), Sağlık Kurumları Yönetimi-I içinde (76-108), T.C.Anadolu Üniversitesi
Yayını No:2631, Açıköğretim Fakültesi Yayını No:1599, 1.Baskı Eskişehir,
Temmuz 2012.

ÇELİK, Yusuf. “Sağlık Ekonomisi”. Siyasal Kitabevi, Gözden Geçirilmiş 3. Baskı,


Ankara, Eylül 2016.

ÇEVİK, Osman ve Aziz Akgül. “İstatistiksel Analiz Teknikleri- SPSS’te İşletme


Yönetimi Uygulamaları”, Emek Ofset, Ankara, 2003.

DOĞANAY PAYZİNER Pınar. “Sağlık Kurumlarında Sermaye Bütçelemesi”,


İsmail Ağırbaş (Ed.), Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Kurumları Yönetiminde
Temel Konular içinde (101-134), Siyasal Kitabevi, Ankara, Nisan 2019.

DURUR, Fatih, Gamze KUTLU ve Yasemin AKBULUT. “Ekonomik Büyüme,


Kalkınma ve Sağlık Sektörü”, İsmail Ağırbaş (Ed.), Sağlık Ekonomisi ve Sağlık
Kurumları Yönetiminde Temel Konular içinde (17-49), Siyasal Kitabevi,
Ankara, Nisan 2019.

181
ERCAN, Metin Kamil ve Ünsal Ban. “Değere Dayalı İşletme Finansı Finansal
Yönetim”. Gazi Kitabevi, Ocak 2005.

GEMLİK, Nilay. “Hastane Yöneticiliği Temel Yaklaşımlar ve Öneriler”. Nobel


Yayınevi, 1.Basım, Ankara, Eylül 2018.

GÖKÇEN Gürbüz, Hakan ÇELENK ve Emre HOROSAN. “Yönetim Muhasebesi


ve Uygulamaları”. Beta Yayınevi, 2. Baskı, İstanbul, Kasım 2017.

GÖKGÖZ, Ahmet. “Sağlık İşletmeleri Muhasebesi-Hastane Muhasebesi”. Ekin


Yayınevi, Bursa, Haziran 2018.

GÖKMEN, Habil. “Finansal Okuryazarlık”. Hiperlink Yayınları, İstanbul 2012.

GÜMÜŞ, Sefer, Nurcan ÖNGÖR ve Hande Gülnihal GÜMÜŞ BİLİM. “Sağlık


İşletmelerindeki Çatışmaların Hizmetlerin Pazarlanmasına Etkileri”.
Hiperlink Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, Kasım 2013.

GÜN İbrahim. “Yönetim Bilimi ve Türkiye’de Sağlığın Yönetimi”, Selma


Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar
Rehberi içinde (93-121), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

GÜVENEK, Burcu. “Ekonomik Büyümenin Sağlık Harcamaları Üzerinde Etkisi:


Seçilmiş Ülke Örnekleriyle Panel Veri Analizi”, Burcu Güvenek(Ed.), Sağlık
Ekonomisi Mikro ve Makro Boyutları içinde (217-239), Çizgi Kitabevi, Konya,
Eylül 2015.

Harvard Business Review Press. “Manager’s Handbook”, Harvard Business


School Publishing Corporation, “Yöneticinin El Kitabı-Liderleri Öne Çıkaran 17
Beceri”, Optimist Yayın No: 455, İstanbul, Temmuz 2019.

HAYRAN, Osman ve Haydar SUR. “Sağlık Hizmetleri El Kitabı”. Yüce


Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, 1998.

182
KARACABEY, Kürşat ve Recep ÖZMERDİVENLİ. “Sağlıklı Yaşam Bilgisi ve
İlkyardım”. İlpress Yayın No 29, 1. Baskı, İstanbul, Mart 2007.

KARAGÖZ, Yalçın, “SPSS 21.1 Uygulama, Biyoistatistik”. Nobel Akademik


Yayıncılık, 1.Basım, Ankara, 2014.

KAYGUSUZ, Murat. “Yöneticiler İçin Finansal Yönetim ve Finansal


Piyasalar”. Ekin Yayınevi, Kasım 2012.

KESKİNDEMİRCİ, Yılmaz. “Sağlık İşletmelerinde Tedarik ve Stok Yönetimi”,


Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel
Boyutlar Rehberi içinde (180-186), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

KONCA, Metin. “Sivil Toplum Kuruluşları İçin Muhasebe, Finansman ve


Vergi Uygulamalarına Giriş”. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı,
İstanbul, Ekim 2006.

KURT, Mehmet Emin. “Sağlık Yönetimi Eğitimi ve Sağlıkta Dönüşüm


Programı için Profesyonel Sağlık Yöneticiliğinin Gerekliliği”. Ekin Yayınevi,
Bursa, Mayıs 2017.

KURULGAN, Mesut. “Çağdaş Bilgi-Belge Merkezlerinde Yönetim ve


Organizasyon: Literatüre Yönelik Karşılaştırmalı Bir Analiz”. Türk
Kütüphaneciler Derneği, 1.Baskı, Ankara, Ekim 2015.

ODABAŞI, Yavuz. “Sağlık Hizmetleri Pazarlaması”. Anadolu Üniversitesi


Yayın No:799, Açıköğretim Fakültesi Yayın No:409, Eskişehir, 1994.

ÖZDEMİR, Muharrem. “Finansal Yönetim”. Türkmen Kitabevi, Üçüncü Baskı,


İstanbul, 2016.

SARAÇ, Mehmet. “Finansal Yönetim”. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi,


2015.

183
SOLAK, Mustafa. “Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum
Raporu-2014”. YÖK Yayını 2014/1, Eskişehir, Şubat 2014.

SÖYÜK, Selma. “Hastane İşletmeleri”, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.),


Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (33-65), Beta
Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

SÖYÜK, Selma. “Sağlık İşletmelerinde İnsan Kaynakları Yönetimi”, Selma


Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar
Rehberi içinde (204-236), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

SÖYÜK, Selma. “Sağlık ve Sağlık Hizmetleri”, Selma Söyük(Ed.)-İbrahim


Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar Rehberi içinde (3-
33), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

ŞARLAK, Zeynep. “Finansal Okuryazarlık”. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar


Bakanlığı, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İkinci Baskı, İstanbul
2012.

ŞENEL, İlhan Kerem. “Sağlık İşletmelerinde Finansal Yönetim”, Selma


Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar
Rehberi içinde (236-255), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

ŞİMŞEK, M.Şerif ve Adnan ÇELİK. “İşletme Yönetimi”. Eğitim Yayınevi,


Konya, Şubat 2013.

ŞİMŞEK, M.Şerif ve Adnan ÇELİK. “Yönetim ve Organizasyon”. Eğitim


Yayınevi, 20.Baskı, Konya, Eylül 2018.

ŞİMŞEK, M.Şerif. “Yönetim ve Organizasyon”. Eğitim Akademi Yayınevi,


12.Baskı, Konya, Eylül 2010.

184
TENGİLİMOĞLU, Dilaver. “Hastane Yönetimi ve Organizasyonu”, Mehtap
Tarar(Ed.), Sağlık Kurumları Yönetimi-I içinde (46-76), T.C.Anadolu
Üniversitesi Yayını No:2631, Açıköğretim Fakültesi Yayını No:1599, 1.Baskı
Eskişehir, Temmuz 2012.

TENGİLİMOĞLU, Dilaver. “Sağlık Hizmetleri Pazarlaması”. Siyasal Kitabevi,


Ekim 2014, Ankara.

TOKAÇ, Ahmet. “İşletmelerde Bütçeleme ve Raporlama”. Derin Yayınları,


İstanbul, Şubat 2012.

TURAN İÇKE, Başak. “Finansal Okuryazarlık-Finansın Dilinden Anlıyor


muyuz?”. Beta Yayınları, İstanbul, Kasım 2017.

UĞURLUOĞLU, Özgür, İpek BİLGİN DEMİR ve Duygu ÜREK. “Sağlık


Kurumlarında Stratejik Yönetim”. Nobel Yayıncılık, 1.Basım, Ankara, Mart
2019.

YALNIZOĞLU, Murat. “Değer Yönetimi”. Arge Danışmanlık Yayınları No:2,


1.Basım, İstanbul, Kasım 2001.

YANIK, Serhat ve Ece BAŞ. “Sağlık İşletmelerinde Muhasebe Yönetimi”, Selma


Söyük(Ed.)-İbrahim Gün(Ed.), Sağlık İşletmeleri Yönetiminde Temel Boyutlar
Rehberi içinde (307-337), Beta Yayınları, İstanbul, Ekim 2018.

YARDIMCIOĞLU Mahmut. “Türkiye’deki Finansal Okuryazarlığın ve


Finansal Farkındalığın Durumu”, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Dergisi,
Temmuz 2016 9 (2), s.176.

YAŞAR YENİMAHALLELELİ Gülbiye ve Jebağı CANBERK AYDIN, “Sağlık


Harcamalarının İncelenmesi: Temel Belirleyiciler ve Genel Görünüm”, İsmail
Ağırbaş (Ed.), Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel
Konular içinde (49-89), Siyasal Kitabevi, Ankara,Nisan 2019.

185
YILDIRIM KAPTANOĞLU. Ayşegül. “Sağlık Yönetici ve Örgütleme”, Neslihan
Derin (Ed.)-Cengiz Yakıncı (Ed.), Tıp Fakültesi Öğrencileri için Sağlık
Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon içinde (21-26), İnönü Üniversitesi
Yayınevi, Yayın No 53, Malatya, 2019.

Tezler

ADALAR, Hayati. “Sosyal Bilgiler Öğretmen Eğitiminde Finansal Okuryazarlık ve


Öğretimi: Bir Model Önerisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019.

AKSU, Fatih. “Sağlık Yöneticilerinin Profesyonellik Düzeylerinin Belirlenmesi”,


Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Altınbaş Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2019.

AKYOL AKTÜRK, Kamer. “Sağlık Harcamalarının Ekonomik Büyüme ve


Kalkınma Üzerine Etkisi: Ortadoğu Anadolu Bölge Analizi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010.

AKYOL, Cumhur. “Finansal Farkındalığın Yatırımcı Tercihlerine Etkileri: Özel


Bankacılık Çalışanlarında Finansal Farkındalık Üzerine Bir Araştırma”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2010.

ARSLAN, Mihriban. “Sağlık Kurumlarında Dış Kaynak Kullanımının


Değerlendirilmesi: Van İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Fırat
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018.

BARMAKİ, Nahid. “Üniversite Öğrencilerinin Finansal okuryazarlık Düzeylerini


Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma: Hacettepe Üniversitesi Örneği”,
Yayımlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2015.

186
EKER, Filiz. “Finansal Farkındalık, Finansal Okuryazarlık ve Finansal Erişim
Düzeyleri Üzerine Bir Çalışma: Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Örneği”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Toros Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2017.

ERGEN IŞIKLAR, Zeynep. “Sağlık Kurumlarında Balanced Scorecard’a Dayalı


Stratejik Performans Ölçme ve Değerlendirme Süreci: Selçuk Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi için Karar Destek Sistemi Model Önerisi”, Yayımlanmamış
Doktora Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.

Ergün, Kutlu. “Üniversite Öğrencilerinin Finansal Okuryazarlığı: Balıkesir


Üniversitesi Örneği”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018.

FEYMAN GÖK, Nihan. “Ana Okullarında Erken Okuryazarlık Çevresinin


Değerlendirilmesi ve Sınıf Ortamının Çocukların Erken Okuryazarlık
Davranışlarına Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, 2013.

GÜMÜŞ, Rojan. “Sağlık Kurumlarında Pazarlama Bileşenlerinin Kullanıcıların


Tekrar Satın Alma Niyetine Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. İstanbul
Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2019.

GÜNEŞ, Emre. “Bireylerin Finansal Okuryazarlık Düzeyinin Belirlenmesi Üzerine


Bir Araştırma: Kayseri ve Sivas İli Örneği”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Kayseri Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2019.

GÜNGÖR ÖNLEN, Burcu. “Türkiye’de Sağlık Yöneticiliği Eğitimi ve Yüksek


Lisans Öğrencilerinin Öz Değerlendirmeleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018.

187
KILIÇ, Yunus. “Finansal Okuryazarlık ve Finansal Refahın Belirleyicileri:
Gaziantep ve Çevre İlleri İçin Yapısal Eşitlik Modeli Uygulaması”,
Yayımlanmamış Doktora Tezi. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2016.

KURT, Mehmet Emin. “Sağlık Hizmetleri Yöneticilerinin Yönetim Eğitim


İhtiyaçlarının Belirlenmesi; Diyarbakır Örneği”, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
Dicle Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016.

ÖZTÜRK, Pınar. “Sağlık Kurumlarının Kurumsallaşmasının Kurum Performansı


Üzerindeki Etkisi”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Haliç Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, 2014.

SAÇU BARLİN, Feride. “Türkiye’de Sağlık Harcamalarının Ekonomik Kalkınma


Üzerine Etkileri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Balıkesir Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010.

SATICI, Özgür. “Yönetim Nedir?”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara


Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998.

SATOĞLU, Serhad. “Bireysel Yatırımcıları Koruma Aracı Olarak Finansal


Okuryazarlık ve Türkiye Uygulaması”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Marmara
Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, 2014.

YILDIZ, Melek. “Finansal Okuryazarlığın Finansal İstikrar Üzerindeki Etkisi Bir


Uygulama”, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve
Sigortacılık Enstitüsü, 2018.

YILDIZ, Yasemin. “Yataklı Sağlık Kuruluşlarında Yönetsel Sorunların İncelenmesi


Edirne İlinde Örnek Bir Uygulama”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Trakya
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008.

188
Süreli Yayın

05 Haziran 2014 tarihli, 29021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe


giren “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi
ve Eylem Planları” konulu 2014/10 sayılı Başbakanlık Genelgesi.

AGNELLO, Mary Frances, James D. LANEY and Thomas A. LUCEY. “Grabbing


a Tiger by the Tale: Using Stories to Teach Financial Literacy”, The Social Studies,
Vol.110, No. 5, DOI: 10.1080/00377996.2019.1624944, 2019.

AKHTAR, Shamim and Yanping LİU. “SME Managers and Financial Literacy;
Does Financial Literacy Really Matter?”, Macrothink Institute, Journal of Public
Administration and Governance, 2018 Vol.8, No.3.

AKMAN DÖMBEKÇİ Halil, Fatma Özlem YILMAZ ve Musa ÖZATA. “Özel


Hastane İşletmeciliğinin Mevcut Durumu ve Geleceği: Konya Örneği”, Hacettepe
Sağlık İdaresi Dergisi, 21 (4), Ankara, 2018,

AŞICI, Murat. “Kişisel ve Sosyal Bir Değer Olarak Okuryazarlık”, Değerler


Eğitimi Dergisi, Cilt 7, No 17, İstanbul, Haziran 2009.

ATASEVER, Mehmet, Mehmet GÖZLÜ, Elif İŞLEK, Mustafa ÖRNEK ve Zafer


KARACA. “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Bütçesinin; Yıllar İtibariyle
Gelişimi ve 2017 Yılı Analizi”, ”, Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi,
Sasam Enstitüsü Yayınları, Analiz, Yıl:3 Sayı:9, Ankara, Ocak 2017.

ATASEVER, Mehmet. “Türkiye Sağlık Harcamaları Analizi”, Sağlık-Sen Stratejik


Araştırmalar Merkezi, Sasam Enstitüsü Yayınları, Analiz, Yıl:3 Sayı:10, Ankara,
Eylül 2017.

ATKİNSON, Adele and Flore-Anne MESSY. “Measuring Financial Literacy:


Results of the OECD / International Network on Financial Education (INFE) Pilot

189
Study”, OECD Working Papers on Finance, Insurance and Private Pensions, No.
15, Paris, OECD Publishing, 2012.

AYANOĞLU, Yıldız Ayanoğlu, Hüseyin ABUHANOĞLU ve Abdulkadir TEKE.


“Sağlık Hizmetleri Eğitiminde Muhasebe ve Finansman Derslerinin Önemi”
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/287260 (15.11.2019)

BIÇAKCI, Hüseyin, İsmail AĞIRBAŞ, Ferda BÜLÜÇ ve Meryem TURGUT,


“Özel Hastanelerde Finansal Analiz”, III.Uluslararası Al-Farabi Sosyal Bilimler
Kongresi, Tam Metin Kitabı, Ankara, 9-11 Kasım 2018.

BİLGİLİ, Emine ve Eyyüp ECEVİT. “Sağlık Hizmetleri Piyasasında Asimetrik


Bilgiye Bağlı Problemler ve Çözüm Önerileri”, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi,
Cilt:11, Sayı:2, 2008.

BUİ, Anthony L, Rouselle F LAVADO, Elizabeth K JOHNSON, Benjamin PC


BROOKS, Michael K FREEMAN, Casey M GRAVES, Annie HAAKENSTAD,
Benjamin SHOEMAKER Michael HANLON and Joseph L DİELEMAN. “National
health accounts data from 1996 to 2010: a systematic review”, Bull World Health
Organ, doi: http://dx.doi.org/ 10. 2471/BLT.14.145235, 2015.

Bulgaria Diagonostic Rewiev of Consumer Protection and Financial Capability,


Volume I, Key Findings and Recommendations, The World Bank, May 2009.

CAPUANO, Angelo and Ian RAMSAY. “What Causes Suboptima Financial


Behaviour? An Exploration of Financial Literacy”, Social Influences and
Behavioural Economics, University of Melbourne, Melbourne Law School,
Legal Studies Research Paper No.540, March 2011.

COŞKUN, Ali, Muhammed Abdullah ŞAHİN ve Alperen ZENGİN. “Financial


Literacy in Turkey: A Field Study to Touch Base with the OECD”, International
Journal of Research in Business and Social Science, Vol 8, No 3, 2019.

190
COŞKUNER, Selda. “Linking Financial Management Practices To Financial
Literacy: Evidence From Turkey”, International Journal of Scientific &
Engineering Research, Volume 8, Issue 12, December 2017.

ERGÜN, Kutlu. “Financial literacy Among University Students: A Study in Eight


European Countries”, Wıley International Journal Of Consumer Studies,
October 2017.

FETTAHOĞLU, Sibel. “Hane Halkının Finans Eğitimi ve Finansal Okuryazarlık


Düzeyleri Üzerine Kocaeli’nde Bir Araştırma”, Muhasebe ve Finansman Dergisi,
Temmuz 2015.

GARG, Neha and Shveta SİNGH. “Financial Literacy Among Youth”, Haryana
School of Business, International Journal of Social Economics, Vol.45, No.1,
2018.

GİRAY, Filiz ve Gamze ÇİMEN. “Sağlık Harcamalarının Düzeyini Belirleyen


Faktörler, Türkiye ve OECD Ülkeleri Analizi”, Sayıştay Dergisi, Sayı 111, Ankara,
Ekim-Aralık 2018.

GRİGİON POTRİCH, Ani Caroline, Wesley Mendes-DA-SİLVA and Kelmara


Mendes VİEİRA. “Development of a Financial Literacy Model for University
Students”, Management Research Review, Vol.39, ISS.3, March 2016.

GROHMANN, Antonia, Roy KOUWENBERG and Lukas MENKHOFF.


“Financial Literacy and Its Consequences in the Emerging MiddleClass”, Kiel
Institute fort he World Economy, Kiel Working Papers, No 1943, July 2014.

HABSCHİCK, Marco and Mirko BENDİG. “Diverse, Dynamic, Uncoordinated:


Financial Literacy in the EU”, Microfinance and Financial Literacy, The Emn Bi-
Annual Magazine on Microfinance in Europe, December 2008.

191
HACIOĞLU DENİZ, Müjgan, Kutluk Kağan SÜMER. “Türkiye'de Sağlık Sektörü
ve Sağlık Harcamalarının Büyüme Üzerindeki Etkisinin 2000-2014 Yılları için
Analizi”, International Conference on Eurasian Economies, Kaposvar
Macaristan, Avrasya Ekonomi Derneği, 2016.

HASTİNGS, Justine S., Brigitte C.MADRİAN and William L.SKİMMYHOM.


“Financial Literacy, Financial Education, and Ecomonic Outcomes”,
Annu.Rev.Econ. April 2013.

HENDRİCKS, Toma P. “Taking Ownership Of The Future: The National Strategy


For Financial Literacy, Education in a Competetive and Globalizing World Series”,
Nova Science Publishers, Chapter 1, 2010.

HİLGERT, Marianne A. and Jeanne M. HOGARTH. “Household Financial


Management: The Connection between Knowledge and Behavior”, Federal
Reserve Bulletin, July 2003.

HİRA, Tahira K. and Cazilia LOİNL. “Understanding the Impact of Employer-


Provided Financial Education on Workplace Satisfaction”, The Journal of
Consumer Affairs, Vol.39, No.1, 2005.

HOGARTH, Jeanne M. and Marianne A. HİLGERT. “Financial Knowledge,


Experience and Learning Preferences: Preliminary Results from a New Survey on
Financial Literacy”, Consumer Interest Annual, Volume 48, 2002.

HUNG, Angela A., Andrew M.PARKER and Joanne K.YOONG. “Defining and
Measuring Financial Literacy”, Working Paper 708, Rand Labor and Population,
September 2009.

HUSTON, Sandra J. “Measuring Financial Literacy”, The Journal Of Consumer


Affairs, Vol.44 No 2, 2010.

192
International Conference on Contemporary Business, Leura NSW, Australia:
Faculty of Commerce, Charles Stuart University, 21-22 September 2006.

JAKAB, Zsuzsanna. “Presentation: Health 2020: A New Policy For A New Era At
The 14th European Health Forum Gastein”, 6 October 2011, Bad Hofgastein,
Austria.

JOWETT, Matthew, Maria Petro BRUNAL, Gabriela FLORES and Jonathan


CYLUS. “Spending targets for health: no magic number”, WHO, Health Systems
Governance&Financing, 2016.

KALANLAR, Bilge. “Türkiye’nin Yüzüncü Yılında Sağlık Sektörü, Mevcut


Durum ve Öngörüler”, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 21(3), Ankara, 2018.

KARAKURUM ÖZDEMİR, Kamer, Melike KÖKKIZIL ve Gökçe UYSAL,


“Financial Literacy in Developing Countries” Social Indicators Research,
https://doi.org/10.1007/s11205-018-1952-x, 2019.

KLAPPER, Leora F., Annamaria LUSARDİ ve Georgios A. PANOS. “Financial


Literacy and The Financial Crisis”, NBER Working Paper Series, 17930, National
Bureau of Economic Research, March 2012.

KLAPPER, Leora, Annamaria LUSARDİ and Peter van OUDHEUSDEN.


“Financial Literacy Around the World: Insıght From The Standard&Poor’s Ratings
Services Global Financial Literacy Survey”,
https://responsiblefinanceforum.org/wp-content/uploads/2015/12/2015-
Finlit_paper_17_F3_SINGLES.pdf (23.10.2020)

KNOLL, Melissa A.Z. and Carrie R. HOUTS. “The Financial Knowledge Scale: An
Application of Item Response Theory to the Assessment of Financial Literacy”, The
Journal of Consumer Affairs, Vol.46, No.3, Fall 2012.

193
KRECHOVSKA, Michaela. “Financial Literacy As A Path To Sustainability”,
Trendy v podnikání – vědecký časopis Fakulty ekonomické ZČU v Plzni, UWB
Pilsen,2015.

KRUG, Krug and Charles B. WEİNBERG. “Mission, Money, and Merit: Strategic
Decision Making by Nonprofit Managers”, Vol. 14, No. 3, Spring 2004, pp. 325-
342. Nonprofit Management & Leadership is sponsored by the Mandel Center for
Noprofit Organizations, Case Western Reserve University, Cleveland, Ohio, and
published by Jossey-Bass, San Francisco, California.

KURUDAYIOĞLU, Mehmet. Sait TÜZEL. “21. Yüzyıl Okuryazarlık Türleri,


Değişen Metin Algısı ve Türkçe Eğitimi”, TÜBAR Dergisi, 28, Güz 2010.

LUSARDİ, Annamaria and Olivia S. MİTCHELL. “Financial Literacy Around The


World: An Overview”, NBER Working Paper Series, June 2011.

LUSARDİ, Annamaria and Olivia S. MİTCHELL. “The Economic Importance of


Financial Literacy: Theory and Evidence”, Journal of Economic Literature, 2014.

LUSARDİ, Annamaria. “Financial Literacy And The Need for Financial Education:
Evidence and İmplications”, Swiss Journal of Economics and Statistics, 2019.

MANDELL, Lewis. “Financial Literacy: If It’s So Important, Why Isn’t It


Improvıng?”, Network Fınancial Instıtute, At Indıana State University, April
2006-PB-08.

MARCOLİN Sonia and Anne ABRAHAM. “Financial Literacy Research: Current


Literature And Future Opportunities” In P. Basu, G. O'Neill & A. Travaglione
(Eds.), Proceedings of the 3rd.

MARCUS, Wolf. “Ain’t misbehaving: Behavioral economics and the making of


financial literacy”, Economic Sociology_ the European Electronic Newsletter,

194
ISSN 1871-3351, Max Planck Institute fort he Study of Societies (MPlfG), Cologne,
Vol.19, Iss. 2, March 2018.

MASON, Carolyne L.J. and Richard M.S.WİLSON. “Conceptualising Financial


Literacy”, Loughborough University Institutional Repository, Business Scholl
Research Series, Paper 2000:7.

MATE, Domicián, Zsuzsanna KİSS, Viktor LAZSLO TAKACS and Vivien


MOLNAR, “Measuring Financial Literacy: A Case Study of Self-Assessment
Among Undergraduate Students in Hungary”, University of Debrecen, Faculty of
Economics, Debrecen, Hungary.

MİHALCOVA, Bohuslava, Maria JANOSKOVA and Adriana CSİKOSOVA,


“Financial Literacy – The Urgent Need Today”, 2nd World Conference On
Business, Economics And Management, Procedia - Social and Behavioral
Sciences, February 2014.

MİTCHELL, Olivia S. and Annamaria LUSARDİ. “Financial Literacy and


Economic Outcomes: Evidence and Policy Implications”, Pension Research
Council, January 2015.

NİCOLİNİ, Gianni, Brenda J. CUDE and Swarn CHATTERJEE. “Financial


Literacy: A Comparative Study Across Four Countries”, International Journal of
Consumer Studies, 2013.

NOFSİNGER, John R. “Household Behavior and Boom/Bust Cycles”, Journal of


Financial Stability 8, 2012.

Non-Paper Prepared By The Sub-Group On Financial Literacy, Report on


Financial Literacy.

OECD, “Improving Financial Literacy Analysis Of Issues And Policies”, OECD


Publlishing, 2005.

195
OECD, “OECD/INFE Core Competencies Framework on Financial Literacy For
Youth”, OECD Publishing, 2015.

OECD, “PISA 2012 Assessment and Analytical Framework: Mathematics,


Reading, Science, Problem Solving and Financial Literacy”, Paris, OECD
Publishing, 2013.

OECD, Eurostat and World Health Organization, “A System of Health Accounts


2011: Revised edition”, OECD Publishing, Paris,2017.

ORHANGAZİ, Özgür. “Keynesgil Finansal Düzenlemelerden Finansallaşmaya:


İktisat Literatürü ve ABD Ekonomisinin Finansallaşmasına Tarihsel Bir Bakış”,
ODTÜ Gelişme Dergisi, 35.sayı, Ankara, Haziran 2008.

ORTON, Lary. “Financial Literacy; Lessons From International Experience”,


Canadian Policy Research Networks (CPRN Research Report) September 2007.

ÖZER, Özlem. “Finansal Okuryazarlığın İncelenmesi: Sağlık Yönetimi Bölümü


Öğrencilerinde Bir Uygulama”, Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi,
10 (2), https://doi.org/10.31067/0.2019.147, İstanbul, 2019.

ÖZTÜRK, Serdar ve Okyay UÇAN. “Türkiye’de Sağlık Harcamalarında Artış


Nedenleri: Sağlık Harcamalarında Artış-Büyüme İlişkisi”, Süleyman Demirel
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 22,Sayı 1.

President’s Advisory Council on Financial Capability, Creating Financially


Capable Communities :A Resource Guide, March 2012.

President’s Advisory Council on Financial Literacy (PACFL), 2008 Annual Report


to the President, Washington, 6 January 2009.

196
REMUND, David L. “Financial Literacy Explicated: The Case for a Clearer
Definition in an Increasingly Complex Economy”, The Journal Of Consumer
Affairs Vol.44, No.2., 2010.

ROBB, Cliff A and Ann WOODYARD. “Financial Knowledge and Best Practice
Behavior”, Journal of Financial Counseling and Planning, Volume 22, Issue 1,
January 2011.

SEVİM, Nurdan, Özlem SAYILIR ve Fatih TEMİZEL. “The Effects of Financial


Literacy on the Borrowing Behavior of Turkish Financial Consumers”,
International Journal of Consumer Studies, 36, DOI: 10.1111/j.1470-
6431.2012.01123.x, September 2012.

SHAHNAZ MAHDZAN, Nurul and Saleh TABİANİ. “The Impact Of Financial


Literacy On Individual Saving: An Exploratory Study In The Malaysian Context”,
Transformations In Business Economics, Vol.12,No 1 (28).

SOHN, Sang-Hee, So-Hyun JOO, John E. GARBLE, Seonglim LEE and Minjeung
KİM, “Adolescents’ financial literacy: The role of financial socialization agents,
financial experiences, and money attitudes in shaping financial literacy among
South Korean youth”, Journal of Adolescence, 2012.

SÖYÜK, Selma ve Canser BOZ. “Zincir Hastanelerin Yönetimsel Sorunları ve


Çözüm Yolları: Yöneticilere Yönelik Nitel Bir Araştırma”, Gümüşhane
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, Cilt 6 Sayı 1, 2017.

STOLPER, Oscar A. and Andreas WALTER. “Financial Literacy, Financial


Advice, and Financial Behavior”, J Bus Econ, DOI 10.1007/s11573-017-0853-9,
March 2017.

T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü. “Sağlık Hizmetleri


Yönetimi Eğitimi Referans Notları” Ankara, 2000.

197
T.C.Kalkınma Bakanlığı. “Sağlık Hizmetlerinin Etkinliğinin Artırılması ve Mali
Sürdürülebilirlik, 2014-2018 Onuncu Kalkınma Planı”, Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, Ankara, 2014.

T.C.Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Faaliyet Raporu.

TAŞ, Dersu. “Sağlık Hizmet Kalitesinin Ölçümüne İlişkin Bir Araştırma”, Sağlıkta
Performans ve Kalite Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2012.

TOKAT, Mehmet. “Türkiye’de Sağlık Sektörünün Finansmanı”, T.C. Sağlık


Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü, Ankara, Nisan 1993.

Turkishtime. “KOBİ’ler İçin Finansal Okuryazarlık”, TİM Akademi 2023, Dış


Ticaret Destek Serisi-6.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. “Dünya’da ve Türkiye’de Finansal


Hizmetlere Erişim ve Finansal Eğitim”, Mart 2011.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. “Dünyada ve Türkiye’de Finansal


Hizmetlere Erişim ve Finansal Eğitim”, Mart 2011.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB. “Türkiye Sağlık Sektörüne Genel


Bakış”, Aralık 2017.

UÇAN, Okyay ve Seda ATAY. “Türkiye’de Sağlık Harcamaları ve Büyüme


Arasındaki İlişki Üzerine Bir İnceleme”, Niğde Üniversitesi, İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi (9-3), Temmuz 2016.

United Nations Educational, Scientific, and Cultural Organization (UNESCO),


“The Plurality Of Literacy And Its Implications For Policies And
Programmes”, Paris, 2004.

198
UYANIK, Yücel ve Abdulkadir YÜKSEL. “Türkiye’de Sağlık Harcamalarının
Ekonomik Büyümeye Etkisi: Bir Meta-Sentez Çalışması, Gazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Cilt 5 Sayı 12, Ankara, 2018.

UYSAL Kerman, Hakan DEMİRGİL, Yakup ALTAN ve Aslıhan BÜYÜKSAVAŞ.


“Özel Hastanelerin Yönetsel Sorunları Üzerine Bir Araştırma: Antalya ve Isparta
Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, Cilt 16, Sayı 1, 2011.

WHO, “Health Systems Financing:The path to universal coverage”, World Health


Report 2010, Genova.

WİDDOWSON, Doug and Kim HOİLWOOD. “Financial Literacy and its Role In
Promoting A Sound Financial System”, Reserve Bank of New Zealand:Bulletin,
Vol.70, No. 2.

XU, Ke, Agnes SOUCAT, Joseph KUTZİN, Callum BRİNDLEY, Nathalie


VANDE MAELE, Hapsatou TOURE, Maria ARANGUREN GARCİA, Dongxue
Lİ, Helene BARROY, Gabriela FLORES, Tomas ROUBAL, Chandika
Indikadahena, Veneta CHERİLOVA and, Andrew SİROKA, “Public Spending on
Health: A Closer Look at Global Trends”, Global Report. WHO, Geneva, 2018.

YAYLALI, Muammer, Selahattin KAYNAK, Zeynep KARACA. “Sağlık


Hizmetleri Talebi: Erzurum İlinde Bir Araştırma”, Ege Akademik Bakış, Cilt 12,
Sayı 4, Ekim 2012.

YILDIRIM, Hasan Hüseyin. “Türkiye Sağlık Sistemi: Sağlıkta Dönüşüm Programı


Değerlendirme Raporu”, Sağlık-Sen Yayınları, No:21, SASAM, 1.Baskı, Ankara,
Kasım 2013.

199
YILMAZ, Volkan ve Nurhan YENTÜRK. “Türkiye’de Sağlık Harcamalarına
Tarihsel Bir Bakış”, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları
Merkezi, Kasım 2015.

YÜCEL, Emel ve Yıldırım Beyazıt ÖNAL. “Özel Hastanelerde Finansal Sıkıntı ve


Yeniden Yapılandırma: Adana İlinde Bir Uygulama”, Sosyal Güvenlik Dergisi,
Cilt 5, Sayı 2, Ekim 2015.

ZAİM, Selim, Mehveş TARIM ve Halil ZAİM, “Kamu Hastaneleri ve Özel


Hastaneler Arasında Hizmet Kalitesi ve Maliyetlerinin Karşılaştırılması”, İstanbul
Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2010-106.

İnternet

http://sozluk.gov.tr/(29.08.2019)

https://www.kap.org.tr/tr/bist-sirketler (17.06.2020)

2013 Finansal Okuryazarlık ve Erişim Endeksi Raporu,


https://www.teb.com.tr/upload/PDF/aile%20akademisi%20erisim%20endeksi%20
raporu/foe_endeks_rapor_2013.pdf (15.11.2019)

https://www.ekodialog.com/istatistik/ozel_stat/es_sirket.html/(24.11.2019)

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d189b219-fe71-40bf-9754-
6a5f7d0a65eb/KagitParaTarihce.pdf?MOD=AJPERES&CVID= (08.09.209)

https://www.qnbfi.com/new-york-borsasi (08.09.2019)

https://www.borsaistanbul.com/Dosyalar/25yil/index.html (08.09.2019)

https://www.borsaistanbul.com/kurumsal/borsa-istanbul-hakkinda/hakkimizda
(08.09.2019)

200
https://www.teb.com.tr/Document/vadeli-islem-opsiyon-borsasi.pdf (11.09.2019)

http://www.oecd.org/finance/financial-education/measuringfinancialliteracy.htm
(17.08.2019)

https://home.treasury.gov/policy-issues/consumer-policy/financial-literacy-and-
education-commission (17.08.2019)

https://www.fo-der.org/foder-hakkinda/ (29.08.2019)

https://www.teb.com.tr/upload/PDF/aile%20akademisi%20erisim%20endeksi%20
raporu/foe_endeks_rapor_2013.pdf (17.08.2019)

https://www.investmentsolutionsnorthland.co.nz/uncategorized/financial-literacy/
(24.08.2019)

http://www.oecd.org/about/members-and-partners/ (28.08.2019)

https://tr.wikipedia.org › wiki › G8 (28.08.2019)

https://www.oecd.org/finance/financial-education/INFE-membership-lists.pdf
(28.08.2019)

https://tedmem.org/mem-notlari/degerlendirme/temel-bir-yasam-becerisi-finansal-
okuryazarlik (18.11.2019)

OECD, “Financial Education in Europe Trends and Recent Developments”,


OECD Publishing, Paris, 2016. https://read.oecd-ilibrary.org/finance-and-
investment/financial-education-in-europe_9789264254855-en#page26
(18.11.2019)

20. VİSA, “Financial Awareness”, https://www.fo-der.org/wp-


content/uploads/2013/09/Visa-Turkey-Financial-Literacy-Conference-2011-
Whitepaper-ENG.pdf (18.11.2019)

201
https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/203-208.pdf (28.09.2019)

https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2018.pdf (28.09.2019)

Temel Sağlık Hizmetleri Uluslararası Konferansı, 1978, Alma-Ata,


http://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=
521:temel-saik-hmetleruluslararasi-konferansi-bdalma-
ata&catid=6:uluslararasylge&Itemid=36

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Kurumları ve Personel Yönetimi,


http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Sa%C4%9Fl%
C4%B1k%20Kuru mlar%C4%B1%20Ve%20Personel%20Y%C3%B6netimi.pdf
(12.10.2019)

https://dosyamerkez.saglik.gov.tr/Eklenti/33116,haber-bulteni---2018-
30092019pdf.pdf?0 (29.12.2019)

http://www.tuik.gov.tr/MicroVeri/HBA_TH_13-14-15/turkce/metaveri/taniim-ve-
kavramlar/harcama-ile-ilgili-taniimlar/index.html (03.11.2019)

https://data.oecd.org/healthres/health-spending.htm (03.11.2019)

http://www.tuik.gov.tr/MicroVeri/HBA_TH_13-14-15/turkce/metaveri/taniim-ve-
kavramlar/harcama-ile-ilgili-taniimlar/index.html

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı


https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2019/05/12403genel-butceli-idareler-a-cetveli-
icmali-ekonomik-siniflandirmapdf.pdf (04.01.2020)

T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı http://www.sbb.gov.tr/wp-


content/uploads/2019/10/2020_Yili_Merkezi_Yonetim_Butce_Kanunu_Teklifi_ve
_Bagli_Cetveller-1.pdf (04.01.2020)

202
TÜİK, Sağlık Harcamaları İstatistikleri
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1084 (27.12.2019)

http://www.sgk.gov.tr/2018FaaliyetRaporu.pdf (04.01.2020)

https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/31096,turkcesiydijiv1pdf.pdf?0 (04.01.2020)

Hüner Şencan, “Yönetim Becerileri”, https://ders.es/dorduncu_hafta.pdf


(14.12.2019)

https://stats.oecd.org/Index.aspx?ThemeTreeId=9 (01.02.2020)

203

You might also like