You are on page 1of 17

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/330002535

Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

Chapter · January 2018

CITATION READS

1 4,651

2 authors:

Gizem Akcan Erdinç Öztürk


Bartin University İstanbul University-Cerrahpaşa
62 PUBLICATIONS 80 CITATIONS 154 PUBLICATIONS 2,286 CITATIONS

SEE PROFILE SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Gizem Akcan on 08 April 2022.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


Türkiye Klinikleri

PSİKOLOJİ
ÖZEL

EDİTÖR -

Prof. Dr. Erdinç ÖZTÜRK (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, Sosyal Bilimler AD, İSTANBUL)

YAZARLAR -

Dr. Gizem AKCAN (Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, BARTIN)

Prof. Dr. Faruk AŞICIOĞLU (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, Tıp Bilimleri AD, İSTANBUL)

Prof. Dr. İbrahim BALCIOĞLU (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, İSTANBUL)

Dr. Yasin Hasan BALCIOĞLU (Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Adli Psikiyatri Ünitesi, İSTANBUL)

Doç. Dr. Seda BAYRAKTAR (Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Uygulamalı Psikoloji AD, ANTALYA)

Dr. Can ÇALICI (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, Sosyal Bilimler AD, İSTANBUL)

Prof. Dr. K. Oğuz KARAMUSTAFALIOĞLU (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, İSTANBUL)

Prof. Dr. Erdinç ÖZTÜRK (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, Sosyal Bilimler AD, İSTANBUL)

Dr. Deniz ŞARLAK (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Seydikemer Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Sosyal Hizmet Bölümü, MUĞLA)

Bu çalışmada yayımlanan bölümlerin yazar kurum bilgilerinde OHAL nedeniyle değişiklikler oluşmuş olabilir.
Bu değişiklikler nedeniyle oluşabilecek her türlü sorumluluk yazar(lar)ın kendisine ait olup, yayınevi herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.
Türkiye Klinikleri

PSİKOLOJİ
ÖZEL

İÇİNDEKİLER

Ön Söz
Erdinç ÖZTÜRK

1 Ruhsal Travma, Dissosiyasyon ve Posttravmatik Stres Bozukluğu


Psychological Trauma, Dissociation and Posttraumatic Stress Disorder
Seda BAYRAKTAR

8 Dissosiyatif Bozuklukların Tanımı ve Tanı Ölçütleri


The Nosological Definition and Diagnostic Criteria of Dissociative Disorders
Yasin Hasan BALCIOĞLU, İbrahim BALCIOĞLU

14 Dissosiyatif Bozuklukların Epidemiyolojisi


Epidemiology of Dissociative Disorders
Deniz ŞARLAK, Erdinç ÖZTÜRK

20 Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar


Basic Dissociative Symptoms and Psychotherapeutic Approaches
Gizem AKCAN, Erdinç ÖZTÜRK
31 Travma Merkezli Alyans Model Terapi: Dissosiyatif Kimlik Bozukluğunun Psikoterapisi
Trauma Based Alliance Model Therapy: Psychotherapy of Dissociative Identity Disorder
Erdinç ÖZTÜRK

39 Modern Toplumda Kimlik, “Siber Dissosiyasyon” ve “Siber Alter”:


Teorik ve Klinik Bir Yaklaşım
Identity, “Cyber Dissociation” and Cyber Alter” in Modern Society:
A Theoretical and Clinical Approach
Erdinç ÖZTÜRK, Can ÇALICI

48 Dissosiyatif Bozukluklarda İntihar Girişimleri ile Alkol ve Madde Kötüye Kullanımı


Alcohol and Substance Abuse and Suicide Attempts in Dissociative Disorders
Faruk AŞICIOĞLU, Can ÇALICI

53 Dissosiyatif Bozukluklarda İlaç Tedavileri


Drug Therapies in Dissociative Disorders
K. Oğuz KARAMUSTAFALIOĞLU

Bu çalışmada yayımlanan şekil/resimlerin renkli hâli için:


http://www.turkiyeklinikleri.com
Dissosiyatif Temel Belirtiler ve
Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

Gizem AKCAN,a ÖZET Dissosiyasyon, normalde bütünlük içerisinde olan bilinç, bellek, kimlik, duygu, algı, beden
Erdinç ÖZTÜRKb temsili, motor kontrol ve davranışta ayrışma ve/ya da süreksizlik olması olarak tanımlanmaktadır
(APA, 2013). Dissosiyatif bozuklukların, çok sayıda ve yineleyici, erken yaşta başlayan çocukluk çağı
travmatik yaşantıları ve intihar girişimleri ile karakterize olduğu belirtilmekte ve psikiyatri ve kli-
a
Psikoloji Bölümü, nik psikolojide çok eksende incelenmesi gereken bir psikiyatrik tanı grubu olduğu savunulmakta-
Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, dır. Dissosiyatif bozukluk vakalarının tedavisinde psikoterapi, ilaç ve hipnoz yöntemlerinin
Bartın kullanıldığı bilinmektedir. Bu bozukluklarda en etkin ve en sık kullanılan tedavi yönteminin ise,
b
Sosyal Bilimler AD, psikoterapi olduğu belirtilmektedir. Bu derlemede, dissosiyatif bozuklukların temel belirtileri ve
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa eş tanıları, dissosiyatif bozukluklar ile karıştırılan bazı tanı grupları, psikoterapistlerin tedavide kar-
Adli Tıp Enstitüsü, şılaştıkları bazı güçlükler ve tedavide kullanılan psikoterapötik yaklaşımlar ele alınmıştır.
İstanbul
Anahtar Kelimeler: Disosiyatif bozukluklar; psikoterapötik süreçler; çocukluk çağı travması
Yazışma Adresi/Correspondence:
Gizem AKCAN
Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, ABSTRACT Dissociation is defined as disintegration and / or discontinuity in conscious, memory,
Psikoloji Bölümü, identity, emotion, sense, body representation, motor control and behaviour that are in unity nor-
Bartın, TÜRKİYE mally (APA,2013). Dissociative disorders are characterized with numerous and repeated, early onset
akcan.gizem@hotmail.com, childhood trauma and suicide attempts and they should be investigated in multiaxial in psychiatry
and clinical psychology. Psychotherapy, medication and hypnosis are the most used treatment
methods in dissociative disorders. The most efficient and frequently used treatment method is psy-
chotherapy. In this review, basic symptoms and comorbities of dissociative disorders, some diag-
nostic groups that lead to trouble, some encountered difficulties of psychotherapists in treatment
and psychotherapeutic approaches that are used in psychotherapy are investigated.

Keywords: Dissociative disorders; psychotherapeutic processes; childhood trauma

issosiyatif bozukluklar, klinik psikoloji ekseninde erken yaşta başlayan ve


yineleyici çocukluk travmalarının neden olduğu ve travma merkezli tanıya
özgü bir psikoterapi yöntemi ile tedavi edilebildiğinden dolayı klinik psi-
kologların bu alanda oldukça etkin tedaviler yapabileceği temel psikiyatrik tanı
gruplarından biridir.1 Öztürk (2017), travma ve dissosiyasyonun bir bütün olarak
ele alındığında hem bireysel hem de toplumsal boyutlara sahip olan ve bireyin çok
eksenli semptomlar göstermesine yol açan ruhsal tepki ve süreçler olduğunu belirt-
mektedir.1 Dissosiyasyon, normalde bütünlük içerisinde olan bilinç, bellek, kimlik,
duygu, algı, beden temsili, motor kontrol ve davranışta ayrışma ve/ya da süreksiz-
lik olması olarak tanımlanmaktadır.2 Bu ayrışma ve süreksizliklerin bir maddenin
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: veya başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlı olmadığı ve psi-
Akcan G, Öztürk E. Dissosiyatif Temel Belir-
kolojik işlevlerin her alanını etkileyebildiği dikkat çekmektedir.
tiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar.
Öztürk E, editör. Ruhsal Travma ve Dissosi-
yasyon. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2018. p.20-
Benzer şekilde Putnam da dissosiyasyonun, kişinin bireysel bütünlüğünün teh-
30. dit altında olduğunu hissettiği ve yoğun bir stres ile karşılaştığı durumlarda bireyin

20
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

kendisini aşırı endişe halinden koruma çabalarını ifade batan (ikincil) belirtilerin ise, pozitif (örneğin; halüsi-
ettiğini ve bellek, kimlik ve algılamanın uygun örüntü- nasyonlar, Schneider belirtisi) veya negatif (örneğin; so-
ler halinde bütünleştirilmesinde bir bozukluk veya matosensoriyel bozulma) semptomları kapsadığı
uyumsuzluk olması durumu olduğunu savunmaktadır.3- görülmektedir.13 Benzer şekilde Kluft (1987) da, Schnei-
4
Ayrıca dissosiyasyonun kelime olarak, “ayrılma, da- der belirtilerin klinik görünüme şizofrenik bir renk ve-
ğılma, çözülme, kopma” gibi anlamlar taşıdığı rebildiğini belirtmektedir.14 Bu belirtilerin nedeninin,
bilinmektedir. Bunlara ek olarak Altıntaş (2017) dissosi- “alter” kişiliklerin birbirleri ve “ev sahibi” (“host”) kişi-
yasyonun, kişinin düşünce, duygu ya da davranışlarında lik üzerindeki etkileri olduğu savunulmakta ve hastanın
fark edilebilir derecede değişikliklere yol açtığını ve dis- bu durumu bir “pasif etkilenme” olarak yaşantıladığı ve
sosiyatif yaşantıların gündelik yaşamda görülen basit dal- kendisini denetimi altına alan işitsel var sanılarla karşı-
gınlık, unutma ve hayal kurma hallerinden başlamak laştığı görülmektedir.
üzere dissosiyatif kimlik bozukluğuna kadar uzanan bir Kluft (1991), kronik ve şiddetli baş ağrısının da sık-
spektrumda yer aldığını belirtmektedir.5 lıkla karşılaşılan ikincil / yan belirtiler arasında yer aldı-
1880’li yılların başlarında Janet (1907) dissosiyas- ğını belirtmektedir.15 Dissosiyatif hastalarda baş ağrısının
yonu, sadece histeri vakalarında gözlenebilen bir durum genellikle değişik kişilik durumları arasındaki geçişler
olarak nitelendirmiştir.6 Ancak Ross (1991) dissosiyas- (“switch” fenomeni) sırasında ortaya çıktığı ve hastanın
yonun, günlük hayatta karşılaşılan “otoyol hipnozu”, kendisinin amnezi engeli nedeniyle çoğu zaman bu bağ-
“konuşmada kopma”, “gündüz düş kurma”, “geçici ola- lantının farkına varmadığı savunulmaktadır.3 Altıntaş
rak ortaya çıkan yabancılaşma hissi” gibi durumları da (2017) dissosiyasyonun, kişilik özellikleri şeklinde,
içinde bulundurduğunu savunmaktadır.7 Steinberg travma ve strese karşı bir savunma mekanizması olarak
(1991) dissosiyasyonu, amnezi, depersonalizasyon, de- veya klinik bozukluklarda, patolojik belirti ve sendrom
realizasyon, kimlik konfüzyonu ve kimlik değişimi olarak üç farklı şekilde yaşanabildiğini savunmakta ve
olmak üzere beş temel dissosiyatif belirti içinde değer- dissosiyatif bozukluk hastalarının başvuru nedeni olan
lendirmektedir.8 yakınmaların çok çeşitlilik gösterdiğini belirtmektedir.5
Dissosiyatif bozuklukların, çocukluk çağı travma- Kliniğe başvuruların daha çok ikincil belirtilerden ve
larının etkisi ile meydana geldiği, intihar girişimleri, komplikasyon olarak ortaya çıkan eş tanılardan kaynak-
kendine zarar verme davranışları, bilinç kesintileri, am- landığı göz önüne alındığında, klinikte daha ön planda
neziler, konsantrasyon güçlükleri, duygu durum dalga- olan (ikincil) belirtilerin bilinmesinin klinisyenin bu
lanmaları, yeniden kurban olma, öfke patlamaları, hastalığı fark edebilmesi açısından oldukça önemli ol-
kimlikte belirsizlik hisleri, anguaz, çifte depresyon ve duğu görülmektedir.16
çalkantılı yakın ilişki dinamikleriyle karakterize olan bir Öztürk (2009; 2017), dissosiyatif bozukluğa sahip
tanı grubu olduğu belirtilmektedir.1 Dissosiyasyon olgu- hastaların genellikle değişken, kararsız ve çalkantılı ki-
sunun, bireyler açısından sıkıntı yaratan bir durum ol- şilerarası ilişkiler, kendine zarar verici eylemler, depres-
masına rağmen, aynı zamanda travma esnasında acının, yon, post travmatik stres bozukluğu, obsesif kompulsif
dehşetin, üzüntünün, ölüm ihtimali hissinin yaşanma-
bozukluk, madde kullanımı ve bağımlılığı, cinsel fonk-
sını engellediği, bazı çatışmalara çözüm bulunmasına
siyon bozuklukları, egodistonik eşcinsel yaşantılar, baş
katkıda bulunduğu, kısaca katastrofik deneyimlerin izole
ağrısı ve migren, konversiyon, bayılma nöbetleri, öfke
edilmesine yönelik bazı faydalar ve kazançlar sağladığı gö-
patlamaları, intihar girişimleri, dissosiyatif psikoz, sı-
rülmektedir.9,10 Ancak, kişinin yaşamının gerçek anlamda
nırda kişilik bozukluğu belirtileri, görsel ve işitsel halü-
tehlikede olmadığı durumlarda da; yani travmatik durum
sinasyonlar, şüpheci kişilik yapısı unsurları, bedensel
atlatıldığında da, kişinin işlevselliğini çok daha az etkile-
yakınmalar, iç konuşma, kendi kendine sesli konuşma,
yecek uyumlar kullanmak yerine bu mekanizmanın oto-
kimlik konfüzyonu, kimlik değişimleri ve karmaşası, am-
matik olarak devreye girmesinin ve dissosiyatif zeminde
nezi, dalgınlık, dissosiyatif trans, kimlik geçişleri, duygu
bireylere kontrol kaybı yaşatmasının dissosiyasyon süre-
durum dalgalanmaları, konsantrasyon güçlüğü, uyku bo-
cinin olumsuz etkisi olduğu belirtilmektedir.11
zuklukları, flaşbek yaşantıları, impulsivite, dissosiyatif
Şar ve Öztürk (2007), dissosiyatif psikopatolojinin anguaz, doğa üstü yaşantılar, füg yaşantıları ve yeme bo-
birincil belirtilerinin amnezi, depersonalizasyon, derea- zuklukları gibi belirli psikiyatrik eş tanılar bulundur-
lizasyon, kimlik konfüzyonu, ve kimlik alterasyonundan duklarını savunmaktadır.1,9 Benzer şekilde düzenlenen
oluştuğunu belirtmektedirler.12 Klinikte daha çok göze araştırmalarda, dissosiyatif bozukluk hastalarında bu ta-

21
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

nının yanı sıra, sınırda kişilik bozukluğu, konversiyon Bu bağlamda dissosiyatif bozuklukların, çok belir-
bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk gibi pek çok psi- tili ve eş tanı alan ruhsal bozukluklar oldukları görül-
kiyatrik hastalık tanısının görüldüğü bulunmuştur.17-15 mektedir. Dissosiyatif bozukluk vakalarının psikiyatri
Bunlara paralel olarak Lynn ve Rhue (1994) da dissosi- kliniklerine başvurma sebeplerinin, bozukluğun asıl
yatif bozukluk hastalarında çeşitli çoklu semptomların özelliklerinden çok altta yatan psikopatolojinin neden
görülebildiğini ve semptomların zamanla değişebildiğini olduğu dolaylı belirtiler olduğu dikkat çekmektedir.16
savunmaktadırlar.18 Coons, Bowman ve Milstein (1988), bu dolaylı belirtiler
bilinmeden vakalara yaklaşıldığında dissosiyatif bozuk-
Bayılma nöbeti şeklindeki konversiyon, dissosiyatif
lukların ihmal edildiğini ve bu vakalara sıklıkla yanlış
bozukluğa sahip hastaların psikiyatri kliniklerine başvu-
tanı konulabildiğini savunmaktadırlar.23
rularında sıklıkla karşılaşılan bir eş tanı grubudur. Van
der Hart, Nijenhuis ve Steele (2006) dissosiyasyonun, Bunlara paralel olarak Öztürk (2017), mesleki olarak
bütün ruhsal fonksiyonlar üzerinde etkileri olan çok ek- tecrübesiz olan psikiyatristlerin klinik görünümün özel-
senli bir olgu olduğunu ve beden üzerinde de açıkça göz- liklerine bağlı olarak dissosiyatif bozukluk vakalarına epi-
lenebilen etkiler oluşturması yönü ile somatoform lepsi, antisosyal ve sınırda kişilik bozukluğu ve hatta
dissosiyasyon şeklinde de adlandırılabileceğini savun- psikotik bozukluk (şizofreni) gibi tanılar koyabildiğini be-
maktadırlar.19 Öztürk ve Şar (2016) konversiyonun, lirtmektedir.1 Hastalara yanlış tanı konulması durumunda,
genel olarak dissosiyatif bozukluklarda bir iç kontrol gerçek tanıya uygun olmayan tedaviler uygulanması ne-
mücadelesi esnasında ve reddedici kişilerarası bir çevre deniyle hastaların uzun yıllar sonuçsuz tedavilere maruz
tarafından kabul edilmeye çalışılması durumunda mey- kaldıkları dikkat çekmektedir. Benzer şekilde Şar (2017)
dana çıktığını belirtmektedir.20 Ayrıca Öztürk ve Şar da, dissosiyatif bozukluk vakalarında gerçek anlamda psi-
(2008), dissosiyatif bozukluk vakalarında konversiyon kiyatrik eş tanı görülmesinin yanı sıra, hastaların sadece
belirtilerinin sıklıkla görüldüğünü vurgulamaktadırlar.21 görünüşte çok sayıda psikiyatrik bozukluğun ölçütlerini
taşıyabileceklerini ve bunların her zaman eş tanı anlamına
Ayrıca, dissosiyatif bozukluklar arasında yer alan
gelmeyebileceğini vurgulamaktadır.24
dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalarında genellikle eş
tanı olarak anguaza rastlanmaktadır.9 Anguazın, yürek Birçok dissosiyatif bozukluk vakası klinik görü-
darlığı, yoğun iç sıkıntısı ve bunalma ile karakterize ol- nümlerinden ötürü şizofreni ile karıştırılabilmektedir.
duğu belirtilmekte ve dissosiyatif kimlik bozukluğu va- Ancak, şizofreni hastalarının yaklaşık olarak sadece %20’
kalarında majör depresyona dönüşme olasılığı taşıması sinde yoğun ve eş tanı olabilecek nitelikte dissosiyatif
sebebiyle anguazın kendine zarar verme davranışların- belirtilere rastlanabildiği görülmektedir ve bu bağlamda,
dan intihar girişimlerine kadar tüm kriz yaşantılarını te- dissosiyatif yaşantıların özellikle şizofreniden ayrıt edil-
tiklediği savunulmaktadır.1 Ayrıca, dissosiyatif anguazın mesinin önemli olduğu savunulmaktadır.25 Ross ve ark.
vakanın intihar girişiminden önceki son klinik görü- (2008), dissosiyatif bozukluk hastalarının içlerinde başka
nümü olduğu ve bu nedenle, terapistlerin dissosiyatif an- bir kişi ya da kişilerin bulunduğunu ifade ettiklerini, on-
guazı fark etmesinin oldukça önemli olduğu belirtil- ların isimlerini, yaşlarını saydıklarını, bir bölümünün
mektedir. seslerini kafasının içinde duyduklarını belirtmektedir.26
Dissosiyatif bozukluklara özgü olan ve bu tanı gru- Spitzer, Haug ve Freyberger (1997), dissosiyatif bo-
bunda oldukça sık karşılaşılan bir diğer eş tanı da, disso- zukluk vakalarında şizofrenik bozukluğa özgü olan duy-
siyatif depresyondur. Bu depresyon türünün, travma ile gulanım küntleşmesi, diğer negatif belirtiler ve yıkıma
ilişkili olan diğer psikiyatrik tanı gruplarında da görüle- rastlanmadığını belirtmektedir.27 Şizofreni hastalarından
bildiği belirtilmektedir.22 Dissosiyatif depresyonun, uzun farklı olarak dissosiyatif bozukluk hastalarının, nörolep-
süreli olduğu, genellikle tedavi edilememesi nedeniyle tik ilaçlarla tedaviye önemli ölçüde yanıt vermediği gö-
tedaviye bir direnç gibi algılanabilen ve diğer depresif rülmektedir. Ayrıca, dissosiyatif hastalarda işitsel var
bozukluklardan farklı bir depresyon türü olduğu dikkat sanıların kafanın içerisinde duyulduğu ve sorulduğunda
çekmektedir. Ayrıca dissosiyatif bozuklukların, çok sa- görüşmeciye yanıt verdikleri; ancak, şizofreni hastala-
yıda ve yineleyici, erken yaşta başlayan çocukluk çağı rında ise seslerin genellikle dışarıdan geliyor olarak his-
travmatik yaşantıları ve intihar girişimleri ile karakte- sedildiği ve görüşmeciye yanıt vermediği dikkat
rize olduğu belirtilmekte ve psikiyatri ve klinik psikolo- çekmektedir.28
jide çok eksende incelenmesi gereken bir psikiyatrik tanı Tecrübesiz psikiyatristler tarafından dissosiyatif bo-
grubu olduğu savunulmaktadır.1 zukluk vakalarına koyulan bir başka yanlış tanının da

22
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

depresyon olduğu görülmektedir. Şar, Akyüz, Öztürk ve sorgulayacağı konusunda yeterli eğitime ve bilgiye sahip
Alioğlu (2013), birçok dissosiyatif bozukluk hastasında olmaması olduğunu belirtmektedir.33
çok sayıda depresif yakınmaya rastlandığını; fakat çoğu Erken yaşta başlayan ve kronik çocukluk çağı trav-
zaman bir alter kişiliğin öne çıkması ile beraber aynı gö- malarının etkisiyle gelişen patolojik dissosiyasyonun al-
rüşme içerisinde bile depresif belirtilerin ortadan kalk- tında yatan amnezi, depersonalizasyon ve derealizasyon
tığını belirtmektedirler.22 Vakalara depresyon tanısı ve işitsel sanrılar (sesler) olmak üzere üç temel semptom
koyulabilmesi için depresif belirtilerin alter kişiliklerin olduğu bilinmektedir:33
çoğunda görülmesi gerektiği savunulmakta ve bu koşu-
lun karşılanmaması durumunda uygulanan ilaç tedavi- Amnezi: Dissosiyatif amnezi DSM V’ te, “sıradan
sinde anti depresif ilaçların genellikle fayda etmediği bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde, genellikle
görülmektedir.29 örseleyici ya da gerginliği tetikleyici nitelikte, öz yaşam
öyküsüyle ilgili bilgileri anımsayamama” olarak tanım-
Bunlara ek olarak, temporal lop epilepsisinin de dis- lanmaktadır. Bu belirtilerin, klinik açıdan belirgin bir sı-
sosiyatif bozukluklara koyulan yanlış tanı gruplarından kıntıya veya işlevsellikte düşmeye yol açtığı belirtil-
biri olduğu bilinmektedir. Temporal lop epilepsisinde mekte ve amnezi belirtisinin, bir maddenin veya nöroloji
dissosiyatif belirtilerin görülebildiği belirtilmekte; fakat, ile ilgili bir durumun veya başka bir sağlık durumunun
bu belirtilerin bir dissosiyatif bozukluğun tam klinik fizyoloji ile ilişkili etkilerine bağlı olmadığına değinil-
profilini yansıtmaması nedeniyle ayırıcı tanıda bir zor- mektedir.34
luk oluşturmadığı savunulmaktadır.30 Ancak, bir dissosi-
yatif bozukluk hastasında epilepsi bulunması durumun- Amneziyi tespit etmek için genellikle terapistlerin
da ise her iki tanının da birlikte koyulması gerektiği bi- sormaları gereken sorular şu şekilde sıralanmaktadır.33
linmekte ve bu hastalarda ayırıcı tanı ve eş tanı açısından - Hafızanız ile ilgili bir probleminiz var mı?
fiziksel/nörolojik ve ruhsal muayene, EEG yapılması ge- - Yaşadığınız problemlerin bazılarını tanımlar mı-
rektiği savunulmaktadır.31 sınız?
Bu bağlamda Loewenstein (1991), dissosiyatif bo- - Yaşadığınız problemlere örnek verebilir misiniz?
zuklukların düşünülenden farklı olarak örtülü bir tablo
olduğunu ve hastaların belirtilerini utanma ve iç korku- Bu noktada, danışanın normal bir unutma tanımla-
lar sebebiyle gizleme eğilimlerinin bulunduğunu belirt- ması durumunda, bunun dissosiyatif bir semptom olup ol-
mektedir.32 Spiegel ve ark. (2011), önde gelen yakınma madığını ayırt etmek için unutmanın ani başlangıçlı
sebebiyle meydana çıkan bozukluğun farklı klinik yan- olmasının, farklı nesnelere ve durumlara ilişkin olması-
sımalarının ve bir dönem (tanı penceresi) açıkça gözle- nın, stres yaratmasının ve işlevselliği bozmasının gerekli
nen belirtilerin başka bir zamanda gözlenememesinin olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda terapistin, bu duru-
tanı koymada zorluk yaratan unsurlar olduğunu belirt- mun ne kadar sıklıkta olduğunu, ne kadar sürdüğünü ve
mektedir.29 Öztürk (2017), ilk seanslarda tespit edileme- başka şeylerin de unutulup unutulmadığını sorgulaması
yen amnezilerin ve alter kişilik durumlarının sonraki gerekmektedir. Bunlara ek olarak, birçok amnezi türünün
görüşmelerde anlaşılmasının sıkça karşılaşılan bir durum dolaylı sorularla araştırılması gerektiği savunulmaktadır.35
olduğunu savunmaktadır.1 Ayrıca, amnezi belirtisinin alkol veya madde in-
Öztürk (2009), dissosiyatif bozukluk vakaları ile ça- toksikasyonu sırasında meydana çıkıp çıkmadığının be-
lışmada ilk görüşmede karşılaşılan zorlukların ve tuzak- lirlenmesinin de tanı konulması açısından oldukça
ların bilinerek uygun çözümlerin sunulmasının terapi önemli olduğu bilinmektedir.2 Terapistlerin, hastaların
sürecini hızlandırmada etkili olduğunu belirtmektedir.9 yaralanmalarını, hastalıklarını, nöbetlerini, madde ve
Putnam (1989) ve Kluft (1991a) terapistlerin ilk görüş- alkol kullanımlarını sorgulamak için sormaları gereken
mede karşılaştıkları zorlukları, patolojik davranışa abar- sorular şu şekilde sıralanmaktadır.33
tılı tepki verme, çoğulluk fenomenine aşırı ilgi, alterler - Daha önce hiç kafa travması/ yaralanması geçir-
arasında tercih yapma, geçmiş travmaları erken ele alma, diniz mi?
ilk vakamı kaybederim korkusu, inanma-inanmama - Hiç çarpma veya sarsılma yaşadınız mı?
döngüsü olarak sınıflandırmışlardır:3-15 Bunlara paralel
- Hiç nöbet geçirdiniz mi?
olarak Ross ve Halpern (2009), dissosiyatif bozukluklara
tanı konulmasında karşılaşılan güçlüklerin sebebinin, - Daha önce hiç MS veya Parkinson gibi nörolojik
zihin sağlığı ile uğraşan uzmanların dissosiyasyonu nasıl bir rahatsızlık geçirdiniz mi?

23
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

- Diyabet gibi başka bir önemli tıbbi rahatsızlığınız - Başka sesler de duyar mısınız, yoksa bu tek bir ses
var mı? midir?
- Alkol veya madde kullanıyor musunuz? - Başka sesler de varsa bana bunları anlatır mısınız?
Lowenstein (1991), bazı durumlarda ise amnezik - Bu sesleri ne kadar zamandır duyuyorsunuz?
durumların kısmi ya da parçalı olabildiğini; yani hasta- - İçinizde başka kişiler de var mı ve bunlar yer de-
nın yakın geçmişteki bir olayı ‘hayal meyal’ veya olayın ğiştirirler mi?
bazı kısımlarını hatırladığını belirtmektedir.32 Dissosi-
- Bu sesler birbiriyle konuşurlar mı?, Birbirlerine
yatif bozukluk hastalarının başkalarının yaptıkları veya
ne söylerler?
söyledikleri şeyleri dile getirdikleri; ancak, bunların ken-
dilerinin hatırlamadıkları olaylar ve sözler olduğu gö- - Bu sesler birbirleri ile konuşurken sizin onlar ve
rülmektedir.35 Chu ve Dill (1990) de, hatırlanamayan onların söyledikleri üzerinde kontrolünüzün olduğunu
davranışların dissosiyatif bozuklukların sıkça rastlanan hisseder misiniz?
belirtilerinden olduğunu ve dissosiyasyon taranmasında - Bu seslerin cinsiyetleri ve yaşları nelerdir?
kullanılması gerektiğini savunmaktadır.36 Ross ve Hal-
Depersonalizasyon ve Derealizasyon: Depersonali-
pern (2009) bu doğrultuda terapistlerin hastalara, hayat- zasyon, kişinin bedeninden veya zihinsel süreçlerinden
larında hiç hatırlayamadıkları zaman dilimleri olup ayrıldığı hissini yaşadığı veya bunlara dışarıdan bir göz-
olmadığı, bunların ne kadar sürdüğü, ne kadar sıklıkla lemciymiş gibi baktığı, sürekli veya tekrarlayan yaşan-
olduğu, bu durumların son beş yılda ayda kaç kez ol- tıların olması durumu olarak tanımlanmaktadır.1 Şar,
duğu, son zamanlarda sıklıklarında değişim olup olma- Alioğlu ve Akyüz (2017) derealizasyonda ise kişinin,
dığı, en uzun ne kadar sürdüğü, başlangıç yaşı, hatır- çevrenin yabancı, gerçek dışı, uzak olduğu hissi içinde
lanamayan zaman dilimlerinin olduğu yıllarda neler ya- olduğunu ve bu yaşantıların birkaç saat süren ve tekrar-
şandığı gibi konularda sorular sorması gerektiğini sa- layıcı epizodlar şeklinde veya devamlı da olabildiğini be-
vunmaktadırlar.33Ayrıca, bu gibi durumlarda tera- lirtmektedirler.37 Ross ve Halpern (2009), deperso-
pistlerin dissosiyasyonun ikincil belirtilerine ilişkin so- nalizasyon ve derealizasyon durumlarının belirlenebil-
rular sormasının da büyük önem taşıdığı dikkat çek- mesi için terapistler tarafından sorulması gereken soru-
mektedir. ları şu şekilde belirtmiştir:33
İşitsel Sanrılar (Sesler): Disosiyatif bozukluk hasta- - Hiç bedeninize dışarıdan baktığınızı hissediyor
larının içinde başka bir kişi ya da kişilerin bulunduğunu musunuz?
ifade ettikleri, onların isimlerini, yaşlarını sayabildikleri, - Bunu tanımlayabilir misiniz?
bir bölümünün seslerini kafasının içinde duyabildikleri
gözlemlenmektedir. Ross (2004), şizofrenide dışarıdan - Hiç genç yaşlarda bedeninizin dışında olduğunuzu
hissetiniz mi?, Bedeninize yabancılaşma deneyimlediniz
geldiği hissedilen ve görüşmeciye yanıt vermeyen sesle-
mi
rin aksine, dissosiyatif vakalarda, işitsel var sanıların ka-
fanın içerisinde duyulduğunu ve sorulduğu zaman hasta - Tamamen kendinizi kaybettiğinizde bu durum za-
tarafından görüşmeciye yanıt verdiklerinin ifade edildi- manınızın yüzde kaçında hakim oluyor ve zamanınızın
ğini belirtmektedir.28 Bu bağlamda Ross ve Halpern yüzde kaçında neler olduğunun farkında oluyorsunuz?
(2009), işitsel sanrıların zihinsel durumunu incelemek Dorahy ve ark. (2014) depersonalizasyon (kendine
için terapistlerin hastalara sorması gereken soruları şu yabancılaşma) durumunda, kişinin kendisine ve/ya çev-
şekilde sıralamaktadırlar:33 resine yabancılaştığı duygusu içerisinde olduğunu, bu
- Hiç başkalarının duyamadığı ancak yüksek sesle durumun gerçek olmama, yaşıyor gibi olmama ya da be-
konuşan sesler duyar mısınız? denin bazı parçalarının ayrılması ve değişmesi, ya da
kendi vücuduna dışarıdan bakma, ya da kendini robot
- Bu sesler kafanızın içerisinden mi yoksa dışarıdan
gibi hissetme biçiminde anlatıldığını belirtmektedirler.38
mı gelir?
Kendine ve bedenine yabancılaşma yaşayan bireylerin,
- Bu sesler siz kendinizle konuşuyorsunuz gibi ellerinin, ayaklarının değiştiğini, kendisini tanıyamadı-
midir, yoksa başkası konuşuyor gibi midir? ğını söyledikleri ve o sırada duygularını ya da yaşadığını
- Bu sesler size nasıl şeyler söyler? hissedememekten kaynaklanan yakınmalarının olduğu
dikkat çekmektedir.

24
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

Bu bağlamda, danışanın bu tarz deneyimler yaşadı- türlü adlandırılamayan dissosiyatif bozuklukların teda-
ğını ifade etmesi durumunda terapistin danışana, bu du- visinin, eş tanıları ve psikiyatri kliniklerine sık yatışları
rumun kendine yabancılaşma olduğunu, bazı travma bulundurması nedeniyle genel olarak psikiyatrlar ve psi-
türlerinde buna sıkça rastlandığını ve çok sayıda trav- kiyatrlar ile iş birliği halinde çalışan klinik psikologlar
ması olan bireylerde bu durumun çok yaygın olduğunu tarafından yürütüldüğü bilinmektedir.1 DSM V’ te disso-
anlatması gerektiği; çünkü danışanların kendilerinin deli siyatif bozukluklar, çözülme ( dissosiyasyon) bozukluk-
olup olmadıklarını merak ettikleri savunulmaktadır. Ay- ları başlığı altında ele alınmış ve kimlik çözülmesi
rıca, danışana kişinin kendi bedenine yabancılaşmasının bozukluğu, unutkanlık çözülmesi ( dissosiyatif amnezi),
(depersonalizasyon) nasıl bir şey olduğu anlatıldıktan kendine yabancılaşma (depersonalizasyon) / gerçek dı-
sonra terapist, danışanın kendi bedeninin gerçek olma- şılık (derealizasyon) çözülmesi, tanımlanmış diğer bir
dığı hissini yaşamasının yanı sıra, derealizasyon sorunu- çözülme bozukluğu ve tanımlanmamış çözülme bozuk-
nun olup olmadığını anlamak adına kendine yaban- luğu olmak üzere sınıflandırılmıştır.2
cılaşmanın tersi olarak dünyanın gerçek olmadığı veya Amnezi ve füg kendi başlarına birer bozukluk ol-
dünyaya bir sis perdesinden bakma gibi hislerin yaşanıp makla beraber, diğer dissosiyatif bozukluklarda da görü-
yaşanmadığını sorgulamalıdır.33 Bunlara ek olarak Hun-
len belirtilerdir. Dissosiyatif füg ve dissosiyatif amnezi
ter, Sierra ve David (2004), depersonalizasyon ve derea-
vakalarının, hastaneye yatış ve çevreden uzaklaştırma
lizasyon açısından semptomların başlangıç yaşının,
şeklindeki destekleyici yaklaşımla kendiliğinden ve bir-
görülme sıklığının, süresinin, iyiye veya kötüye gidişi-
den iyileşebildiği görülmekte ve hipnoz yönteminin de
nin ya da sabit kalışının, travma, genel stres veya diğer
bu bozukluklarda kullanılabildiği belirtilmektedir.32 Ci-
olaylarla ilişkisinin, işlevselliğe olan etkisinin bilinme-
nemre (1998), dissosiyatif füg ve dissosiyatif amnezi va-
sinin büyük önem taşıdığını belirtmektedirler.39
kalarında travma ve duygusal zorlanmaların olukça
önemli etkileri olduğunu belirtmektedir.40 Tedavi süre-
DİSSOSİYATİF BOZUKLUKLARDA TEMEL cinin başarılı olması açısından bu sürecin anlayışlı bir
PSİKOTERAPÖTİK YAKLAŞIMLAR VE TEDAVİ yaklaşım ve destekleyici bir tutum içermesi ve hasta-
Cinemre (1998), dissosiyatif bozuklukların tedavisinde hekim ilişkisinin olumlu bir havada olması büyük önem
önerilen temel bazı ilkelerin bulunduğunu belirtmekte- taşımaktadır.32 Dissosiyatif amnezi ve dissosiyatif füg va-
dir.40 Öncelikle, psikiyatrik olduğuna karar vermeden kalarının tedavisinde ilk olarak, danışanın stabilleştiril-
önce amnezi veya dissosiyasyon tablosunun oluşumuna mesi ve güvenlik duygusunun oluşturulması gerek-
neden olabilecek tıbbi faktörlerin araştırılması ve bun- mektedir. Daha sonra travmatik yaşantıların ele alındığı
ların tamamen dışlanmış olması gerekmektedir. Tedavi- ve son olarak da travmatik bireylerde birleşme sağlana-
nin temel ilkeleri arasında yer alan diğer bir önemli rak bu bireylerin sıradan gündelik yaşam ile iletişim kur-
unsur da, özellikle akut tablolarda sabırlı ve destekleyici malarının gerektiği belirtilmektedir.41 Bunlara ek olarak,
bir yaklaşımın kullanılmasının sistemli tedavilerden her- hastanın unuttuklarını hatırlaması için ancak tolere ede-
hangi birinden daha büyük önem taşımasıdır; çünkü, bileceği oranda cesaretlendirilmesi gerekmektedir. Füg
psikolojik sebepler ile ortaya çıkmış olmasına rağmen, yaşantısı sırasında kliniğe başvuran hastalara temel kim-
pek çok amnezi durumunda, bellekte hızlı tam geri dö- lik bilgileri anımsatılmaya çalışılır ve bu durumu neyin
nüşler görülmektedir.41 başlattığı incelenerek tedavi için hastalara gerekli des-
Dissosiyatif bozukluk vakalarının tedavisinde psi- tek verilir. Özetle, dissosiyatif amnezi ve dissosiyatif füg
koterapi, ilaç ve hipnoz yöntemlerinin kullanıldığı bi- vakalarında tedavinin amacının bellek ve kimlikte sü-
linmektedir. Bu bozukluklarda en etkin ve en sık reklilik sağlamak olduğu görülmektedir.32
kullanılan tedavi yönteminin ise, psikoterapi olduğu be- Depersonalizasyon bozukluğunun, kendi başına
lirtilmektedir.1 Dissosiyatif bozukluklara özgü etkili her- psikiyatrik bir bozukluk olmasına rağmen, depresyon ve
hangi bir ilacın henüz bilinmediği görülmektedir.3-32 anksiyete gibi başka psikiyatrik hastalıklarda da görüle-
Ancak, bu vakaların uyku bozuklukları, depresif belirti- bildiği ve bu nedenle, altta yatan farklı bir hastalık ol-
leri ve dürtü kontrolü için psikiyatrlar tarafından bu tanı ması durumunda tedavinin o bozukluğa doğru yönlen-
grubunda ilaç tedavilerinin kullanıldığı savunulmakta- dirilmesi gerektiği savunulmaktadır.1 Depersonalizas-
dır.42-45 yonda tedavinin, tablonun tekrarlayıcı olduğu ve işlev-
Dissosiyatif kimlik bozukluğu, dissosiyatif amnezi, sellikte bozulmalara sebep olduğu durumlarda gerekli
dissosiyatif füg, depersonalizasyon bozukluğu ve başka olduğu belirtilmektedir. Bu bozuklukların tedavisinde,

25
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

hastanın belirtileri üzerinde kontrol sahibi olmayı öğ- ve koşulsuz olumlu kabul olmak üzere üç temel ilkeyi
renmesi için altta yatan dinamiklerin tanımlandığı tera- kullanmaktadır.
pinin etkili olduğu savunulmaktadır.46 Steinberg (1996), Terapistin, samimi, danışan ile ilgili, danışanın ya-
dinamik yönelimli psikoterapinin, davranış terapisinin kınmalarına duyarlı ve danışana yardımcı olması gerek-
ve hipnoz yönteminin depersonalizasyon bozukluğunun tiği belirtilmektedir. Aynı zamanda terapide, belirgin
tedavisinde kullanılan yöntemler arasında yer aldığını kurallar, sınırlar ve limitlerin olması büyük önem taşı-
belirtmektedir.46 Ayrıca, davranışçı yöntemlerin de ol- maktadır. Bunlara ek olarak, terapist ve danışanın ortak
dukça etkili olduğu belirtilmektedir.8 terapi amaçları üzerinde anlaşması gerekmektedir.
Bunlara ek olarak, başka türlü adlandırılamayan Tedavinin ilk evresinin amacı, intihar eğiliminin,
dissosiyatif bozukluk vakalarının devam eden travmati- dürtüselliğin ve patolojik dissosiyasyonun stabilleştiril-
zasyon süreci neticesinde dissosiyatif kimlik bozuklu- mesi yolu ile danışan ile terapist arasında çalışma ittifağı
ğuna dönüşme ihtimalinin olduğu bilinmekte ve alter (iş birliği) kurma ve güvenlik duygusunu arttırmadır.33
kişilikler haricinde tüm dissosiyatif belirtileri taşıması Belirtilerin azaltılmasına ve hastanın durumunun stabil-
nedeniyle dissosiyatif kimlik bozukluğunun klinik tab- leştirilmesine dayanan bu evrede, danışanlara kaybolan
losu ile oldukça benzer özellikler gösterdiği dikkat çek- veya erken gelişim dönemlerinde daha önce hiç kazanıl-
mektedir. Bu nedenle Öztürk (2017), bu bozukluğun mamış olan temel kendini düzenleme becerileri, uygun
dissosiyatif kimlik bozukluğuna benzer şekilde travma düşünceler ve ilişkiler kazandırma amaçlanmaktadır.47
merkezli ve dissosiyatif bozuklukların tanısına özgü psi- Böylece, danışana yeni kendini düzenleme becerileri ka-
koterapi yöntemleri ile tedavi edilebileceğini savun- zandırılarak danışanın yoğun duyguları, dürtüsel davra-
maktadır.1 nışları ve kendine zarar verme düşünceleri ve davranışları
Dissosiyatif kimlik bozukluklarının psikoterapi- üzerinde kontrol sahibi olması hedeflenmektedir.48 Genel
sinde yaygın olarak kullanılan tedavi modelleri, “Travma olarak, kişinin yitirdiği denetim odağının geri kazandırı-
Model Terapi” (Ross ve Halpern, 2009), “Travma Mer- larak stabilizasyon sağlandığı görülmektedir.9,33 Ayrıca bu
kezli Alyans Model Terapi” (Öztürk, 2017), “Kendiliğin evrenin, istismarcıya bağlanmanın sonlandırılması konu-
Fonksiyonel (İşlevsel) Bölünmesi Modeli” (Şar ve Öz- sunun çalışılmasını içerdiği görülmektedir.
türk, 2007) ve “Kişiliğin Yapısal Bölünmesi Modeli” dir Travma model terapinin ikinci evresinde, danışana
(Van der Hart, Nijenhuis ve Steele, 2006).1,12,19,33 Dissosi- geçmiş yaşantıları üzerinde hakimiyet kurdurulması
yatif kimlik bozukluğu vakalarında terapötik girişimle- amacıyla travmatik yaşantıların yeniden ele alındığı gö-
rin amacının hem hastaya duygusal destek sağlamak hem rülmektedir.49 Bu aşamada, travmatik anıların tüm bilgi,
de hastanın o zamana kadar bilinç dışında kalan bilgiye görsel resimler, duygular, fizyolojik uyarılma ve algıları
ilişkin bakış açısının yeniden yapılandırılarak bilinçle da içererek birleştirilmesi amaçlanmaktadır. Oldukça acı
bütünleştirmesi için daha kabul edilebilir bir düzeye ge- verici olan duyguların hissedilmesi ile kalp ve kafa,
tirilmesine yardımcı olmak olduğu belirtilmektedir.40 beden ve zihin birbirine daha bağlı hale gelmektedir.
Dissosiyasyon ve travmanın birbiriyle ilişkili ve birlikte Ross ve Halpern (2009) bu aşamada, travma etkilerinin
görülen bozukluklar olduğu birçok araştırma sonucunda iyileştirilmesinin, hastanın gerçeği doğru algılamasına ve
saptanmıştır. Öztürk (2017), dissosiyatif kimlik bozuk- bunun sonucunda ortaya çıkabilecek matem yaşantısı-
luğu vakalarının genellikle bu tanı grubuna özgü olan, nın tamamlanmasına yardım etmenin, danışan bu bece-
klinik yönelimli ve travma merkezli psikoterapi yön- riyi elde edene kadar tedavide güvenli bağlanma
temleri ile tedavi edilebildiğini savunmaktadır.1 olanağını sunmanın ve danışanın olağan yaşamla yeni-
Dissosiyatif kimlik bozukluğu vakalarının psikote- den bağ kurmasını sağlamanın önemli ilkeler arasında
rapisinde kullanılan yöntemlerden biri, Ross ve Halpern yer aldığını belirtmektedir.33 Ayrıca bu aşamada, semp-
(2009) tarafından geliştirilen “Travma Model Terapi”dir. tomların önemli ölçüde azaldığı görülmektedir.
Bu modelin, başlangıç aşaması, orta aşama ve son aşama Travma Model Terapinin son evresinde, şimdiki
olmak üzere üç evreden oluştuğu görülmektedir.33 Bu üç zaman ve gelecek üzerinde çalışılmaktadır. Hayal edilen
aşamanın ilki, tanı değerlendirmesidir. Terapinin ilk olumlu gelecek, terapinin en önemli motive edici unsu-
amacının, terapötik ittifak kurmak olduğu belirtilmek- rudur; ancak, birçok travmatik bireyin geleceği hayal et-
tedir. Terapist ile danışanın, vücut dili, ses tonu, tutum mede zorluk yaşadığı görülmektedir. Terapistin bu
ve kişisel özellikler yolu ile çalışma ittifağı kurması ge- noktada yapması gerekenin, danışana umut vermek ve
rektiği savunulmaktadır. Terapist, uyum, gerçek empati olumlu olasılıkları göstermek olduğu belirtilmektedir.

26
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

Daha olgun ve sağlıklı savunma mekanizmaları ve iliş- nülebilir. TMAMT, genel olarak dissosiyatif kimlik bo-
kiler kurulması, yeni yaşam becerilerinin geliştirilmesi, zukluğunda alter kişiliklerin alyansı ya da ‘terapötik kar-
‘travma mağduru’ kimliğinin yerine “sıradan birey” kim- şılılıklığı’ sonrasında travmanın proses edilmesine odaklı
liğinin kazandırılması, bu evrenin temel amaçları ara- klinik yönelimli, travma merkezli, yapılandırılmış ve
sında yer almaktadır. stratejik bir hem krize müdahale hem de entegratif bir
Bunlara ek olarak bu aşamada, parçalanan kimlik- psikoterapi yöntemidir.1
lerin (alter kişiliklerin) aşamalı olarak birleştirildiği gö- Dissosiyatif kimlik bozukluğu vakalarının psikote-
rülmektedir ve belirli kimliklerin belirli ve uygun rapisinde kullanılan diğer bir yöntem ise, Şar ve Öztürk
zamanda birleştirilmesinin büyük önem taşıdığı vurgu- (2007) tarafından geliştirilen “Kendiliğin Fonksiyonel
lanmaktadır.33 Chu ve ark. (2011), alter kişiliklerin iş- (İşlevsel) Bölünmesi Modeli”dir.12 Bu modelin ilk olarak,
levlerinin anlaşılmasının tedavinin bir parçasını sosyolojik ve psikolojik kendilik ayrımına dayandığı gö-
oluşturduğunu belirtmekte ve alter kişiliklerle çalışma- rülmektedir. Her insanda toplumsal çevre ile uyum sağ-
nın dissosiyatif kimlik bozukluğu vakalarında oldukça lamak adına ruhsal gelişim süresince sosyolojik ve
önemli olduğunu savunmaktadırlar.50 psikolojik kendiliklerin oluştuğu ve sağlıklı gelişim sü-
Öztürk (2017), dissosiyatif kimlik bozukluğu vaka- recinde bu iki farklı kendiliğin denge içerisinde olduğu
larında alter kişiliklerle tüm birleşmelerin ev sahibi ki- bilinmektedir.
şilikler üzerinden ayrı ayrı yapılması gerektiğini Sosyolojik kendiliğin, uzun süreli deneyimler ve
savunmakta ve alter kişilikler arasındaki ev sahibi kişili- koşullanmalar, gelenekler ve birçok farklı unsurun et-
ğin dahil edilmediği birleşmelerin başarısız olacağını be- kisi ile geliştiği bilinmekte ve birey ile kültür arasında
lirtmektedir1. Yazar, birleştirmedeki temel kriterin, host uzlaşma ve uyum sağlama ve bireyin toplum tarafından
(ev sahibi) kişilik ile birleştirilecek olan alter kişilik ara- kabul edilmesi olmak üzere iki boyutunun olduğu belir-
sındaki iş birliğinin sağlanması olduğuna dikkat çek- tilmektedir. Psikolojik kendiliğin ise, özgün ve bireysel
mekte ve bu alter kişilikler ile terapötik ittifak (iş birliği) olduğu savunulmaktadır. Sosyolojik kendilik kavramı,
kurulduktan sonra travma çalışmasının yapılması gerek- toplum ve birey arasındaki ara yüz olarak tanımlanmak-
tiğini vurgulamaktadır. Bunlara ek olarak, düşman alter tadır.51
kişiliklerle yapılacak olan birleşmelere öncelik verilme- Bireyin sosyolojik yönleri ile kişisel özellikleri ara-
sinin psikoterapi süresini kısaltması açısından büyük sındaki bağlantılar travmatik yaşantılar neticesinde be-
önem taşıdığı belirtilmektedir.9 Ayrıca, psikoterapinin lirsizleştiğinde, normal bir bütünlük ve denge içerisinde
her aşamasında ortaya çıkabilecek olan hem akut hem olan sosyolojik kendilik ve psikolojik kendilik arasında iş
de kronik krizlere etkin şekilde müdahale edilmesinin birliğinin bozulduğu ve iki sistemin birbirinden ayrı ola-
de tedavinin temel unsuru olduğu bilinmektedir.33 rak çalışmaya başlaması durumunda bireyin hem iç hem
Öztürk’ün (2017) dissosiyatif kimlik bozukluğu için de dış pusulalarını yitirdiği savunulmaktadır.12 Sosyolo-
geliştirdiği “Travma Merkezli Alyans Model Terapi” jik kendiliğin, sosyalizasyon süreci içinde geliştiği ve baş-
(TMAMT) modelinde alter kişiliklerin alyansı oldukça kaları tarafından oluşturulduğu görülmektedir. Psiko-
önemli bir konudur.1 Bütün negatif doğadaymış gibi gö- lojik kendilikten uzaklaşmanın ise, kişiyi yabancılaştır-
rünen ya da olan alter kişiliklerle psikoterapi içerisinde dığı ve sosyolojik kendiliğin genişlemesine yol açtığı;
alyans (ittifak) kurulabilmektedir. Öztürk (2017), disso- yani sosyolojik kendiliğin genişlemesinin psikolojik ken-
siyatif kimlik bozukluğu vakalarındaki terapötik iş birliği diliğin gelişimini kısıtladığı belirtilmektedir.51 Ayrıca,
konusunda “terapötik karşılıklılık” kavramını daha sık kronik olarak travmaya maruz kalmanın ise sosyolojik
kullanmaktadır.1 Terapötik karşılıklılık çok sayıda alter kendiliğin de parçalanmasına ve alter kişiliklerin oluş-
kişiliği bulunan bu tanı grubunda daha kapsamlı ve çok masına yol açtığı görülmektedir. Ruhsal travma sonu-
yönlü bir terapötik iş birliğine işaret etmektedir. Disso- cunda ilk olarak psikolojik kendiliğin bir kısmının
siyatif kimlik bozukluğuna özgü olan “Travma Merkezli travmatik kendilik şeklinde özelleşerek sosyolojik ken-
Alyans Model Terapi” (TMAMT), özellikle dissosiyatif diliğin egemenliğine girdiği dikkat çekmektedir.20-12
kimlik bozukluğunun tedavi süresini kısaltmak amacıyla Bunlara ek olarak, sosyolojik kendiliğin sarsıcı de-
uzun yıllar sadece bu psikiyatrik tanı grubu ile ilgili olarak neyimleri travma olarak algılama eğiliminin daha fazla
yoğun bir şekilde çalışan Öztürk’ün mesleki tecrübelerine olduğu ve yapısal değişikliklerin psikolojik kendiliği ko-
dayanarak yapılandırılmıştır. Bu açıdan dissosiyatif kimlik ruma çabası taşıdığı belirtilmektedir. Parçalanan sosyo-
bozukluğunun kısa dönem psikoterapisi olarak da düşü- lojik kendiliğin travmanın etkilerini azaltmaya çalıştığı

27
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

ve dissosiyatif kimlik bozukluğunda oluşan alter kişilik- ‘Kişiliğin Yapısal Bölünmesi Modeli’, dissosiyatif
lerin sosyolojik kendilikte meydana geldiği görülmekte- kimlik bozukluğu vakalarının psikoterapisinde sıkça kul-
dir. Travmanın etkisinin azaltılmasında sosyolojik lanılan yöntemlerden bir diğeridir.19 Van der Hart, Ni-
kendiliğin bölünmesinin yetersiz kalması durumunda ise jenhuis, Steele ve Brown (2004) travmaya ilişkin
daha ağır bir tablo olarak psikolojik kendiliğin de parça- dissosiyasyonu, kişiliğin yapısında bulunan iki veya daha
lanabildiği dikkat çekmektedir.9 çok sistemin kendi içinde bütünlüğünü kaybetmesi şek-
Ayrıca Öztürk (2009), psikolojik ve sosyolojik ken- linde tanımlamaktadırlar.58 Van der Hart, Nijenhuis ve
diliklerin bölünmeden önce kaynağını aldığı “doğal ken- Steele (2006), Myers’in (1940) dissosiyatif bozuklukları
diliğin” ise hayatta kalma ve yaşam motivasyonuna tanımlamak için kullandığı terminolojiyi ve Janet’in
ilişkin bir birim olarak rudimenter bir biçimde varlığını (1907) fikirlerini evrimsel bir yaklaşım da ekleyerek “Ki-
sürdürdüğünü belirtmektedir.9 Bunlara ek olarak, mo- şiliğin Yapısal Bölünmesi” olarak adlandırdıkları mo-
deratör olarak tanımlanan ruhsal birimin de oldukça delde birleştirmişlerdir.19,59,60 Bu modele göre, travma
önemli işlevlerinin olduğu savunulmaktadır.52 Emos- yaşantısının etkisi neticesinde kişiliğin bölünmesine
yonların düzenlenmesi, düşünce ve davranışın koordi- bağlı olarak kişiliğin normal işlev gören kısmı olan gö-
nasyonu ile koherans sağlanması, kişilerarası mesafelerin rünürde normal kişilik (GK) ve kişiliğin duygusal işlev
uygun şekilde sürdürülmesi, zaman ve düzen duygusu, gören kısmı olan emosyonel kişilik (EK) şeklinde iki
moderatörün temel işlevleri arasında yer almaktadır.53- farklı kişilik oluşmaktadır. Bu bölünmenin, travmaya
55
Ruhsal travma neticesinde sosyolojik ve psikolojik ilişkin içerikten kaçınmayı sağlarken uyumsal işlevlerin
kendilikler arasında meydana gelen dengesizliklerin mo- bozulmasına yol açtığı savunulmaktadır.
deratörün ikincil olarak aşırı yüklenmesine ve kimi za- Van der Hart, Nijenhuis ve Steele (2006), EK’nın
manlarda devre dışı kalmasına neden olduğu ve bu travmayı kodlayarak depoladığını, travmayı emosyonel
durumun da klinik krizlere yol açtığı dikkat çekmekte- ve sensorimotor yollar ile yeniden yaşadığını, zaman,
dir.52 durum ve kimliğe yöneliminin zayıf olduğunu belirt-
Bu doğrultuda, travma ile ilişkili psikopatolojiyi te- mektedir.19 GNK’ nın ise, emosyonel olarak anestezik,
davi eden psikoterapistlerin ilk olarak travmatik kendilik kısmen veya tamamen amnezik olduğu ve travmayı en-
ile temas kurarak onun üzerinde çalıştığı belirtilmekte- tegre ettiği görülmektedir. EK’nın, travmaya odaklı ol-
dir.12,56 Öztürk (2004), dissosiyatif bozukluk vakalarının duğu; GNK’nın ise, travmaya ilişkin uyanlardan kaçı-
tedavisinde travmatik kendiliği tanımanın, onun oluşu- narak gündelik yaşamı sürdürmeye çalıştığı savunul-
munu, mekanizmalarını ve dirençlerini bilmenin oldukça maktadır. Bölünmenin ilk olarak EK’da gerçekleştiği; trav-
önemli olduğunu savunmaktadır. Travma sonrasında bi- manın sürekliliğine ve ağırlığına bağlı olarak GNK’nın da
reylerin dünya ile travmatik kendilik aracılığı ile temas kendi içinde gündelik işleri yerine getiren bölümlere ay-
kurdukları ve orijinal özelliklerinin ise saklı şekilde var- rılabildiği belirtilmektedir. Hafif düzeyde ve EK’da olan
lığını sürdürdüğü belirtilmektedir.57 bölünmeler neticesinde, konversiyon bozukluğu, travma
sonrası veya akut stres bozukluğu, sınırda kişilik bozuk-
Travmaya ilişkin psikopatolojinin psikoterapinin luğu, hafif ve orta derecede dissosiyasyon oluşurken; GNK’
kendileşme sürecine dayandığı ve bunun ilk adımının da meydana gelen bölünmelerin dissosiyatif kimlik bo-
travmatik kendilikteki öfke kontrolünün ve iç kontro- zukluğuna yol açtığı savunulmaktadır. Steele, Van der
lün yeniden sağlanması olduğu vurgulanmaktadır. Daha Hart ve Nijenhuis (2005) ruhsal travmanın tedavisinde
sonra psikoterapistin yapması gerekenin ise, bu kendi- kullanılan, semptom azaltma ve stabilleştirme, travmatik
likteki çarpıtılmış realiteleri ilk durumuna döndürmek anıların tedavisi ve entegrasyon ve rehabilitasyon olmak
ve böylece bireyin iç dünyası ile dış realitelerin karşılık- üzere üç evreden oluşan faz odaklı terapi yöntemini ge-
lılığını yeniden sağlamak olduğu savunulmaktadır.16,20,57 liştirmişlerdir.61
Kendiliğin işlevsel bölünmesi modelini temel alan psi-
koterapinin amacının, sosyolojik kendiliğin küçülmesi, Tedavinin birinci evresi, belirtileri azaltma ve has-
psikolojik kendiliğin gelişmesi ve travmatik kendiliğin tanın durumunun stabilleştirilmesine dayanmaktadır. Bu
özgün yerine geri dönmesi olduğu savunulmaktadır.12 Bu evrede, terapiste bağlanma ve bağlanmayı kaybetme fo-
durumun ise, ilk olarak travmatik kendiliğin dirençleri- bisini aşmak önem taşımaktadır. Zihinsel içeriklere iliş-
nin (depresyon, travmatik obsesyonlar, kişilerarası kar- kin fobiler ile başa çıkma amaçlanmaktadır; ancak
şılıklılığın bozulması) üzerinde çalışılması ile mümkün mentalizasyon eksikliğinin veya korkuların bu durumu
olabileceği belirtilmektedir.9 zorlaştırdığı görülmektedir. Ayrıca bu aşamada, disso-

28
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

siye yönlere (GNK ve EK) ilişkin fobilerin üstesinden ge- sonrasında fiziksel kontrolün kaybedilmesi durumunda,
linmesi gerekmektedir. zihinsel kontrol çabasının zirveye ulaştığı belirtilmekte-
Tedavinin ikinci evresi, travmatik anıların tedavisi, dir. Bu tür bir kontrolü kurabilmenin ise, kişinin kısmen
yani sentez ve realizasyonu içermektedir. Bu aşamada, bedeninden kendisini ayırıp uzaklaştırması ile mümkün
başkaları ile güvenli bağlanmayı zorlaştıran istismarcı olabildiği ve bu durumun da algıda çeşitli değişimlere
(lar) a güvensiz bağlanmaya ilişkin fobiler ele alınır. İs- (depersonalizasyon, derealizasyon, vb.) neden olduğu sa-
tismarcı ile kurulan güvensiz bağın ve yanlış inanışların vunulmaktadır. Travma karşısında oluşan ani tepkilerin
çözülmesi önem taşımaktadır. Bunlara ek olarak, EK’lar- genellikle bilinç, bellek, kimlik veya çevreyi algılama iş-
daki terapiste bağlanma ve bağlanmanın kaybedilmesine levlerinde kopmaların meydana gelmesi biçiminde ger-
ilişkin fobilerin üstesinden gelinmesi üzerinde durul- çekleştiği vurgulanmaktadır. Travma sırasında ve
maktadır. EK ve GNK’ ların da kendi aralarında birbi- sonrasında zihinsel durumda görülen değişikliklerin is-
rine bağlanması gerektiği belirtilmektedir. Travmatik tisna değil; kural olduğu savunulmaktadır.62 Öztürk
anılar ile ilgili fobilerin üstesinden gelinmesi de bu ev- (2017) dissosiyatif bozuklukların, erken yaşta başlayan
renin çalışma alanları arasında yer almaktadır.19-61 ve kronik olarak devam eden travmatik olaylardan sonra
zihinsel durumda meydana gelen ve istisna olmayan en
Tedavinin üçüncü evresinin ise, entegrasyon ve re- temel değişimlerden ve ruhsal hastalıklardan birisi ol-
habilitasyon ile ilgili olduğu görülmektedir. Bu evrede, duğunu belirtmektedir.1
normal yaşam, sağlıklı risk alma ve değişim fobilerinin
yenilmesi üzerinde çalışılmaktadır. Ayrıca, bağlanma fo- Bütün psikiyatrik hastalıklar arasında dissosiyatif
bilerinin ve iç kendilik durumlarının olgun bağlanmaya bozuklukların yüksek prevelans oranlarına sahip olma-
engel olduğu bilinmektedir ve bu nedenle yakınlık fobi- sına ve bu tanı grubu ile ilişkili çok sayıda düzenlenen
sinin yenilmesi bu evrede ele alınan diğer bir unsurdur.19 bilimsel çalışma bulunmasına rağmen, tedavileri açısın-
Bu bağlamda, faz odaklı psikoterapi kapsamında her üç dan klinisyenlerin bilgi ve tecrübe birikiminin oldukça
evrede de hem travmatik anıların hem de kişilerarası kısıtlı seviyede olduğu dikkat çekmektedir. Bu vakalar
bağlanma ile ilişkili fobilerin çalışıldığı görülmektedir. ile çalışılırken ilaç tedavilerinin ve dissosiyatif bozukluk
tanısına odaklı olmayan diğer psikoterapi yöntemlerinin
Sonuç olarak, travmanın özünün, acı ve yaralanma kullanılmasının etkin sonuç vermediği gözlemlenmek-
tehdidi ile karşı karşıya gelen bireyin çevresi ve bedeni tedir. Bu doğrultuda, dissosiyatif bozukluk vakalarının
üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi esnasında hissettiği tedavisinde tam bir iyilik hali sağlanabilmesi için bu tanı
çaresizlik olduğu görülmektedir.16 Bireyin irade ve arzu- grubuna özgü klinik yönelimli ve travma merkezli psi-
larının, başka birinin (istismarcının) zulmü veya tabii bir koterapi yöntemlerinin kullanılmasının büyük önem ta-
afetin ya da kazanın etkisiyle parçalandığı ve travma şıdığı belirtilmektedir.9,16

KAYNAKLAR
1. Öztürk E. [Trauma and dissociation: psy- 6. Janet P. The major symptoms of hysteria. 2nd. self: a sociocognitive approach to trauma and
chotheraphy of dissociative ıdenitity disorder ed. New York: Macmillan;1997. dissociation. Journal of Trauma & Dissociation
and family dynamics].1. Baskı. İstanbul: Nobel 7. Ross C. Epidemiology of multiple personality 2007;8(4):69-89.
Tıp Kitabevleri; 2017. disorder and dissociation. Psychiatric Clinics 13. Ross CA, Heber S, Norton GR, Anderson D,
2. American Psychiatric Association. Diagnostic of North America 1991. Anderson G, Barchet, P. The dissociative dis-
and statistical manual of mental disorders, 8. Steinberg M. The spectrum of depersonaliza- orders interview schedule: a structured inter-
5thed. (DSM-5).Washington, DC.: American tion: assessment and treatment 1991. view. Dissociation1989;2(3):169-89.
Psychiatric Association; 2013. 14. Kluft R. P. An update on multiple personality dis-
9. Öztürk E. Dissosiyatif kimlik bozukluğunun
3. Putnam FW. Pierre Janet and modern views order. Psychiatric Services 1987;38(4):363-73.
psikoterapisi. Psike J 2009:2:39-49.
of dissociation. Journal of Traumatic Stress 15. Kluft RP. Clinical presentations of multiple per-
1989;2:413-429. 10. Gabbard GO. Psychotherapy of personality
sonality disorder. Psychiatric Clinics of North
disorders. The Journal of Psychotherapy Prac-
4. Putnam F. W.Dissociation in children and ado- America 1991.
tice and Research 2000;9(1): 1.
lescents. A developmental perspective. New 16. Öztürk E. [Prevalance of childhood trauma in
York: Guilford;1997. 11. Spiegel D. Dissociation and hypnosis in
families of patients with dissociative disor-
post‐traumatic stress disorders. Journal of
5. Altıntaş M. Clinical presentation of dissocia- ders]. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniver-
Traumatic Stress1988;1(1):17-33.
tive disorders]. Turkiye Klinikleri Journal of sitesi Adli Tıp Enstitüsü Sosyal Bilimler
Psychiatry Special Topics 2017;10(3):161-9. 12. Şar V, Öztürk E. Functional dissociation of the Anabilim Dalı; 2003.

29
Gizem Akcan ve ark. Dissosiyatif Temel Belirtiler ve Temel Psikoterapötik Yaklaşımlar

17. Ross CA. Borderline personality disorder and 34. Köroğlu E. [American Psychiatric Association. hicle accidents. Behaviour Research and
dissociation. Journal of Trauma & Dissociation Diagnostic and statistical manual of mental Therapy 1995;33:631-5.
2007;8(1):71-80. disorders, 5th ed. (DSM-5),from Diagnostic cri- 50. Chu JA, et al. International society for the
18. Lynn SJ, Rhue JW. (eds.). Dissociation: clini- teria application handbook]. Ankara: Hekimler study of trauma and dissociation. Guidelines
cal and theoretical perspectives. New York: Yayın Birliği; 2014. p. 157-63. for treating dissociative identity disorder in
Guilford Press;1994. 35. Yargıç İ. [Clinical investigation of dissociative adults, third revision. Journal of Trauma & Dis-
19. Van der Hart O, Nijenhuis ER. Steele K. The identity disorder patients]. Psikiyatri Psikoloji sociation 2011;12(2):115-87.
haunted self: structural dissociation and the Psikofarmakoloji Dergisi 1998;6(1). 51. Şar V, Öztürk E. A new core psychological
treatment of chronic traumatization. WW Nor- 36. Chu JA, Dill DL. Dissociative symptoms in re- structure in understanding dissociation: the
ton & Company; 2006. lation to childhood physical and sexual abuse. sociological self. Critical Issues Column,
20. Öztürk E, Şar V. The “trauma-self” and its re- The American Journal of Psychiatry 1990; Newsletter, International Society fort he Study
sistances in psychotherapy. J. Psychol. Clin. 147(7):887. of Dissociation 2003.
Psychiatry 2016;6:00386. 37. Sar V., Alioğlu F., Akyuz G. Depersonalization 52. Sar V, Ozturk, E. Functional dissociation of the
21. Öztürk E, Şar V.Somatization as a predictor and derealization in self-report and clinical in- self: a sociocognitive approach to trauma and
of suicidal ideation in dissociative disorders. terview: the spectrum of borderline personal- dissociation 2014.
Psychiatry And Clinical Neurosciences 2008; ity disorder, dissociative disorders, and 53. Panksepp J. The periconscious substrates of
62(6):662-8. healthy controls. Journal of Trauma & Disso- consciousness: affective states and the evo-
ciation 2017;18(4):490-506. lutionary origins of the self. Journal of Con-
22. Şar V, Akyüz G, Öztürk E, Alioğlu F. Disso-
ciative depression among women in the com- 38. Dorahy MJ, Brand BL, Şar V, Krüger C, sciousness studies 1998;5(5-6):566-82.
munity. Journal of Trauma & Dissociation Stavropoulos P, Martinez-Tabos A, et al. Dis- 54. Horowitz MJ. Stress-response syndromes: a
2013;14(4):423-38. sociative identity disorder: an empirical over review of posttraumatic and adjustment disor-
view. Australian and New Zealand Journal of ders. Psychiatric Services 1986;37(3):241-9.
23. Coons PM, Bowman ES, Milstein V. Multiple
Psychiatry 2014; 48(5):402-17.
personality disorder: a clinical investigation of 55. Horowitz MJ. Cognitive psychodynamics.
50 cases. Journal of Nervous and Mental Dis- 39. Hunter EC, Sierra M, David AS. The epidemi- From stress to character. New York: Wiley;
ease 1988. ology of depersonalisation and derealisation. 1998.
Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiol-
24. Şar V. Dissociative disorders: incidence and 56. Sar V, Öztürk E. What is trauma and dissoci-
ogy 2004;39(1):9-18.
prevalence. In: The Sage Encyclopedia of Ab- ation? Journal of Trauma Practice 2005;4(1-
normal and Clinical Psychology. Sage Press, 40. Cinemre B. [Treatment in dissociative disor- 2):7-20.
ders]. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Der-
Thousand Oaks, CA; 2017. p.1141. 57. Öztürk E. [Traumatic self and getting him-
gisi 1998;6(1).
25. Ross C. A., Keyes, B. Dissociation and schiz- self/herself in psychotherapy]. Presentation at
41. Spiegel D, Frischholz EJ., Spira, J. Functional the Symposium: Self,Traumatic Reality, and
ophrenia. Journal of Trauma & Dissociation
disorders of memory 1993. Psychotherapy (Chair: V. Sar) in the VIII. An-
2004;5(3):69-83.
42. Kluft RP. Treatment of multiple personality dis- nual SpringConference of the Psychiatric As-
26. Ross CA, Keyes BB, Yan H, Wang Z, Zou Z,
order: a study of 33 cases. Psychiatric Clinics sociation of Turkey: Antalya; 2004.
Xu Y, et al. A cross cultural test of the trauma
of North America 1984. 58. Van Der Hart O, Nijenhuis E, Steele K, Brown
model of dissociation. Journal of Trauma &
Dissociation 2008;9(1):35-49. 43. Barkin JS, Goldberg RI, Sfakianakis GN, Levi D. Trauma-related dissociation: conceptual
J. Pancreatic carcinoma is associated with de- clarity lost and found. Australian & New
27. Spitzer C, Haug HJ, Freyberger HJ. Dissocia- layed gastric emptying. Digestive Diseases Zealand Journal of Psychiatry 2004;38(11-
tive symptoms in schizophrenic patients with and Sciences 1986;31(3):265-7. 12):906-14.
positive and negative symptoms. Psychopat-
44. Loewenstein GF. Frames of mind in intertem- 59. Myers CS. Shell shock in France 1914-18.
hology 1997;30(2):67-75.
poral choice. Management Science 1988; Cambridge: Cambridge University Press;
28. Ross CA. Schizophrenia: innovations in diag- 34(2):200-14. 1940.
nosis and treatment. New York: Haworth
45. Braun BG. Multiple personality disorder: an 60. Janet P. Major symptoms of hysteria. New
Press; 2004.
overview. American Journal of Occupational York: Macmillan;1907.
29. Spiegel D, et al. Dissociative disorders in Therapy 1990;44(11):971-6. 61. Van der Hart O, Nijenhuis ER. Steele K. Dis-
DSM‐5. Depression and anxiety 2011;28(12). 46. Steinberg M. The psychological assessment sociation: an insufficiently recognized major
30. Schenk L, Bear D. Multiple personality and re- of dissociation. In Handbook of dissociation. feature of complex posttraumatic stress disor-
lated dissociative phenomena in patients with Boston: Springer; 1996. p. 251-67. der. Journal of Traumatic Stress 2005;18(5):
temporal lobe epilepsy. Am J Psychiatry 1981; 47. Ford JD, Fisher P, Larson L. Object relations 413-23.
138(13):11-6. as a predictor of treatment outcome with 62. Spiegel D. Trauma, dissociation, and memory.
31. Uytun MÇ, Durmuş R, Öztop D B. Dissosiyatif chronic posttraumatic stress disorder. Journal Annals of the New York Academy of Sciences
bozuklukta tanı ve ayırıcı tanı: olgu sunumu. of Consulting and Clinical Psychology 1997; 1997;821(1):225-37.
Klinik Psikiyatri Dergisi 2014;17(1). 65(4):547. 63. Öztürk E. [Child Rearing Modes (Styles) with
32. Loewenstein RJ. Psychogenic amnesia and 48. Linehan MM, Tutek DA, Heard HL, Armstrong Regards to Psychohistory and Child Abuse].
fugue: a comprehensive review. Dissociative HE. Interpersonal outcome of cognitive be- Turkiye Klinikleri Journal of Forensic Medi-
disorders: a clinical review; 1991. p. 45-78. havioral treatment for chronically suicidal bor- cine-Special Topics 2016;2(3):24-34.
33. Ross CA, Halpern N. Trauma model therapy: derline patients. American Journal of Psyc- 64. Öztürk E, Şar V. Formation and functions of
a treatment aproach for trauma, dissociation hiatry 1994;151:1771-6. alter personalities in dissociative ıdentity dis-
and complex comorbidity. Greenleaf Book 49. Bryant RA, Harvey AG. Avoidant coping style order: a theoretical and clinical elaboration.
Group; 2009. and posttraumatic stress following motor ve- Psychology & Clinical Psychiatry 2016;6(6).

30

View publication stats

You might also like