You are on page 1of 9

M. Ak ve ark.

/Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141 133

ISSN: 2146-9490
JCBPR, 2014, 3: 133-141 REVIEW/DERLEME

Mevlana Penceresinden Bilişsel Terapiler

Mehmet AK1, Elif EŞEN2, Faik ÖZDENGÜL3


Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Psikiaytri Anabilim Dalı
1

2
Psikolog, Özel Terapimed Aile Danışma ve Psikolojik Destek Merkezi
3
Dr., KOSKİ, Konya

Özet
Psikoterapi kişilerin yaşadıkları duygusal çatışmaları çözümlemeyi, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını
amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikoterapide iyileştirici en önemli unsurlardan biri ilişkidir. Terapistin hastayı anlaması,
hastanın terapisti anlaması en temel gerekliliktir. Bu nedenle psikoterapötik müdahalelerde etkili olabilmek için o kişinin
geçmişi, kültürü, inancı gibi bazı kavramları göz önünde bulundurarak lisanı kullanmak gerekir. Zengin bir kültüre sahip
olunduğu halde yalnızca batı penceresinden psikoterapiyi görmek ve uygulamaya çalışmak başarı şansını düşürür. Her
ne kadar psikoterapi ülkemizde batılı eserler çerçevesinde kabul edilip öğretiliyor ise de kendi kültürümüzün zenginlikleri
ortaya çıkarılmalı ve pratikte kullanılmalıdır. Psikoterapi pratiğini öğrenme, uygulama ve öğretme dönemlerinde modern
psikoterapinin kültürel mirasla entegrasyonunu sağlamanın aynı zamanda zengin kültürel mirasa sahip topraklarda
yetişmiş biz psikoterapistlerin bir sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda psikoterapötik öğeleri içeren eserler
konusunda önemi yeteri kadar geçmişte anlaşılmamış ancak bu günlerde üçüncü kuşak olarak tanımlanan psikoterapi
akımlarına ilham kaynağı olmuş Mevlana’nın, özellikle Bilişsel Terapiler üzerindeki etkisini ele alarak bu eserlerin psikoterapi
pratiğinde kullanılabilirliğine yönelik farkındalığı arttırmayı hedefledik. (Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar
Dergisi 2014; 3: 133-141)
Anahtar Sözcükler: Metafor, bibliyoterapi, bilişsel terapi, farkındalık, Mevlana

Abstract
Cognitive Therapys from Rumi’s Point of View
Psychotherapy is a general name of interventions used to resolve emotional conflicts, support and sustain the improvement
of mental health. Relationship is one of the most important factors of regenerative effect in psychotherapy. Understanding
the client is crucial to help the client understand the psychotherapy and psychotherapist. Thus, in order to be effective in
psychotherapeutic interventions, it is neccessary to use the language by considering the client’s believes, culture, religion
and background. Comprehending and using of psychotherapy only from the Western point of view could reduce the
efficacy of psychotherapy. Although, it is common that people working in mental health area learn and use the techniques
of authorities lived in West, our culture is considerably wealthy of thoughts and aspects that can be used in psychotherapy.
Raised on the lands that have extremely rich cultural heritage, as psychotherapists, we think that it is our responsibility to
integrate modern psychotherapy with cultural heritage when learning, practicing and teaching the practice of psychotherapy.
In this article, it is aimed to increase the awareness of being able to use the philosophy of Mevlana Celaleddin Rumi
whose masterpieces involve psychotherapeutic elements yet are not well understood and who has been an inspration to
the trends in psychotherapy which are currently described as third generation trends. (Journal of Cognitive Behavioral
Psychotherapy and Research 2014; 3: 133-141)
Keywords: Metaphor, bibliotherapy, cognitive therapy, mindfulness, Rumi

GİRİŞ sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan


Psikoterapi kişilerin yaşadıkları duygusal çatışmaları tekniklerin genel adıdır. Tanımı gereği psikoterapinin
çözümlemeyi, gerginlik, kaygı ve üzüntü gibi duygu- başlangıç tarihini insanlığın ilk yıllarına götürmek
ları azaltmayı, davranışsal sorunların çözümünü, ruh mümkündür. Psikoterapötik yöntemin yüz yıldan faz-

133
134 M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141

la bir süre önce Avrupa’da Freud ve Breuer’in baş- hem de duyguya hitap etmesinden yararlanılır. Da-
lattığı sözel tedavilerden geliştiği söylenir (Öztürk nışanın kendi bakış açısı çerçevesinde ihtiyacı olanı
1998). Psikiyatristlik ya da psikoterapistlik bir mes- alması beklenir. Bu esnada kitabın, yaşanılanların
lek olarak tanımlanmadan önce bu müdahaleler yine yansıması olması dolayısıyla durumu daha yargısız-
yapılıyordu. İnsanlık var olmaya başladıktan sonra ca kabul edebilir. Düşünsel ve duygusal anlamda bir
ruhsal problemler de var olmaya başlamıştır. Çözüm genişleme yaşayabilir. Yaşadıklarının başkaları tara-
için din, kültür ve o dönemin tıbbi bilgileri ışığında fından da yaşandığını düşünüp yaşadığını normalize
farklı meslek grupları (din adamları, şamanlar, bilim edebilir. Dolayısıyla problem çözme becerileri daha
adamları) terapötik müdahaleler yapmışlardır. Sahip etkin çalışabilir. Hz. Mevlana Mesnevi’yi tanımlar-
olunan tıbbi bilgi, din ve kültürün de etkisiyle mü- ken ‘Ruhlara şifadır, sevgilileri sevgilisine, hastala-
dahale ve ele alınış yöntemleri zamanla farklılıklar rı çaresine kavuşturur’ demiştir. Yine kendi eseri ile
göstermiştir. ilgili şöyle söyler: “Haydi iyileşmez hastalıklar için
Batıda özellikle analitik yönelimli psikoterapiler- sala. Bizim ilacımız hastalar için birebirdir. Biz iş ve
de terapötik içgörü, geleneksel olarak Odipus, Elektra söz hekimleriyiz” (Özdengül 2005). Ruhlara şifadır
kompleksleri gibi konulara odaklanmıştır. Bu kuram- derken, yazdığı eserin insanların psikolojik problem-
larda içgörü, “insan merkezli” ve “birey yönelimli- lerinin çözümünde yardımcı olabileceğini kastetmiş
dir”. Batı’nın bireycilik ve insancılık (hümanizm) olduğu düşünülmektedir. Mesnevi’ye bu pencereden
kavramları, Hristiyan- Musevi dinsel geleneklerinin bakıp son yıllarda çeşitli kitaplar yazıldığı görülmek-
dinsel kavramlarından ciddi bir biçimde etkilenmiştir. tedir (Tarhan 2012).
Bunun yanında, kozmos merkezli ve “kozmosun te- Sözbilimde “bir kelimenin yeni bir anlama aktarıl-
mel hakikati” ile uğraşma, semavi yollarla etkilenme, ması” anlamına gelen, kelime anlamı ise “aktarmak”
cennet-cehennem ve insanlar arası ilişkilere odaklan- olan metafor, görünürde ilişkili olmayan temaları di-
ma Doğu’nun kozmik içgörüsünün temel noktalarıdır rek olarak kıyaslama dilidir. İnsanoğlu, aslında me-
(Güleç 1999). taforları birbirleriyle iletişimde düzenli olarak çok
Psikoterapide kültürel ögeleri anlamak, başarılı te- eskilerden beri kullanmaktadır. Hz. Mevlana’nın
davi için önemlidir. Ancak son derece zengin eserlere metafor kullanarak anlatımda bulunmayı tercih et-
sahip Türk-İslam kültürü bu açıdan yeteri kadar ince- tiği eserlerinde görülmektedir. Aslında metafor için
lenmemiştir. Her ne kadar psikoterapi ülkemizde ba- yaptığı en güzel tanımlardan birisi de Mesnevi’de
tılı eserler çerçevesinde kabul edilip öğretiliyor ise de görülmektedir: “Gerçi oğul, o manadır, bunlar suret,
kendi kültürümüzün zenginlikleri ortaya çıkarılmalı fakat anlayışa yaklaştırmak için lazım bu. Kederi di-
ve pratikte kullanılmalıdır. Bu bağlamda psikoterapö- kene benzetirler, dikenin kendisi değildir, bu benzetiş,
tik ögeleri içeren eserler konusunda önemi yeteri ka- ancak uyandırmak, anlatmak içindir. Katı gönüle taş
dar geçmişte anlaşılmamış ancak bu günlerde üçüncü derler. Gönlün taşla münasebeti yoktur, fakat bir ör-
kuşak olarak tanımlanan psikoterapi akımlarına ilham nektir verirler işte. Düşünce de onun tıpkısı olmaz.
kaynağı olmuş Hz. Mevlana’nın özellikle Bilişsel Te- Fakat “öyle değildir” deme de, ayıbı benzetişe, anla-
rapiler üzerindeki etkisini ele almaya çalışacağız. tışa ver” (Lapsekili 2014).
Watzlawick (1978)’e göre, metafor sağ serebral
Bibliyoterapi, Metafor ve Mevlana hemisfer dilidir. Psikoterapide değişim için de sağ
Bibliyoterapi; bireylere problemlerini çözmede veya hemisfer süreçlerinin harekete geçirilmesi önemlidir.
kendilerini daha iyi tanıyıp, anlamalarında edebiyat Hastanın, neden belirli bir şekilde davrandığını ya da
eserlerinden yararlanmalarını sağlayan bir sürecin hissettiğini anlıyor olması, genellikle farklı bir şekil-
veya etkinliğin düzenlenmesidir (Öner 2007). Bibli- de davranmak ya da hissetmek konusunda girişimleri
yoterapi ile yapılan yardım, “doğru zamanda, doğru kolaylaştırmaktadır. Kişinin emosyonel ya da davra-
kişiyle, doğru kitabı buluşturarak, kişinin rahatlama- nışsal problemlerini çözmek için değişmesi gerekli
sına yardımcı olabilmektir”. Günümüzde psikotera- olan şey, sağ serebral hemisferin girdiyi işlemleme
pi ekolleri çerçevesinde kullanılan etkin, alternatif şeklidir (Lamb 1980, Lapsekili 2014).
yöntemlerden biridir. Bibliyoterapide danışan için en Metaforların yararı; problemlere alternatif çözüm-
uygun eser önerilir. Bu sayede hayatında güçlük çek- ler sunmak, insanlara kendilerine dışarıdan bakma
tiği noktada bir öngörü ve içgörü kazanmasına destek şansı vermek, motivasyonu arttırmak, mevcut prob-
sağlanır. Bibliyoterapiyle, kitapların hem düşünceye lemleri tekrar tanımlamak ve farklı bir çerçeveden
M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141 135

bakmalarını desteklemek, kişilere kendi kaynakla- BDT bakış açısı ile Mevlana’nın fikirlerinin ortak
rını hatırlatmak olarak sayılabilir ve bunlar psiko- bağlamları olduğu çok net görülmektedir. Şu söylem
terapide büyük kolaylık sağlar. Metaforlar danışana BDT’de düşüncenin önemini anlatmak için yazılmış
cevap özgürlüğü vermek, güvenli ortam ve mizahi gibidir.
bir dokunuş sağlamak gibi faydaları nedeniyle psi-
koterapide kullanılır. Metaforla farkındalık temelli ‘Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
terapilerde kullanılan temel stratejilerden kabullen- Geriye kalan et ve kemiksin,
me ve yargısızlık kavramlarının da kapısı aralanmış Gül düşünür gülistan olursun,
olur. Bu sayede danışana, yargıda bulunmadan içinde Diken düşünür dikenlik olursun (Mesnevi)
bulunduğu durumun daha rahat kabul edeceği bir te-
zahürü sunulmuş olur. Mesnevi’de anlatılan hikaye- BDT de temel inanç, ara inanç ve düşünceye yapı-
ler de birer metafordur. Sadece hikaye olma özelliği lan müdahale ile değişimi aslında şu tanımlarla yıllar
taşımaz. Hepsinin içinde hissettirilmek istenen bir önce belirtiği görülmektedir.
öz bulunmaktadır. Farkındalık da, kişinin kendisini ‘Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, fe-
‘biçim’lerden, ‘yargı’lardan arındırarak ‘öz’ü fark rahlığını bir kök bil. Kötü kökse hemencecik, çabu-
etmesidir (Ögel 2012). Gerek Bilişsel Davranışçı cak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın.
Terapiler (BDT) de gerek farkındalık temelli psiko- İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar
terapilerde metaforlar önemlidir. Metaforun etkili ve hep kökten meydana gelir. Genişlik gördün mü de onu
anlaşılabilir olması için kültürel, ortak geçmişin ürün- sula, yetişip meyve verince dostlara dağıt (Mesnevi
lerinden seçilmesi son derece önemlidir. Bu açıdan en beyit 3/360-363)
zengin eserlerden birisi Mesnevi’dir. Üzüntü ve kede- Her hünerin aslı, esası, hayalden, arazdan dü-
re yaklaşım açısından Mesnevi’den güzel bir metafor şünceden başka nedir ki? (Mesnevi 2/968). Dünyanın
örneği: bütün cüzlerine, fakat garazsızca bak; arazdan baş-
‘Üzülme, sopayla kilime vuranın gayesi kilimi döv- ka bir şeyden meydan gelmemiştir. (Mesnevi 2/969).
mek değil, kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı Önceki fikir, sonunda fiile gelir. Dünyanın kuruluşunu
vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş ezelden beri böyle bil. (Mesnevi 2/970). Düşünceni
taşlıktan vazgeçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. doğrult, iyi bak. Çünkü düşüncen de o incinin pırıltı-
Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze larındandır. (Mesnevi 2/856).’
almalıdır’ (Tarhan 2012). Bilişsel Davranışçı Terapi’de çalışılan ve kura-
mın en temelinde yatan inanç çalışmaları aslında
Bilişsel Davranışçı Terapi ve Mevlana metaforik anlatımla da pekiştirilebilmektedir. Meta-
Bilişsel Terapinin temel mantığı, ruhsal bozuklukların forlar kullanılarak, kişiye bilişsel bir alan tanınmış,
birçoğunun altında yatan ortak mekanizmanın çarpı- ikna edilmeye çalışılmaktan ziyade tıpkı sokratik
tılmış ya da işlevsel olmayan düşünceler olduğudur. sorgulama tekniğinde yapıldığı gibi kendi düşünsel
Başka bir deyişle; kendimiz, yakın ilişkilerimiz ve ve duygusal dünyasında güçlük çektiği durumları
yaşadığımız dünyaya ilişkin verdiğimiz anlamlar, yeniden anlamlandırmaya yöneltilmiş olur. Padesky
düşüncelerimiz, kurallarımız, beklentilerimiz, temel (1993)’nin de belirttiği üzere ‘En iyi kognitif terapi-
inançlarımız bizim yaşadığımız olayları nasıl algıla- de hiçbir cevap yoktur. Sadece milyonlarca kişinin
yacağımızı, yaşadıklarımıza nasıl tepki vereceğimizi, farklı bireysel cevaplarının keşfine rehberlik edecek
ne hissedeceğimizi etkilemektedir. Bu işlevsel olma- iyi sorular vardır.’ Metaforlar da kişinin zihninde bir
yan düşünceler işlevsel olmayan tepkilere, duygulara takım soru ve cevapları uyandırarak, danışanın kendi
ve çoğunlukla da fizyolojik belirtilere (çarpıntı, ter- hızında ve farkında olarak ilerlemesini sağlar. Örne-
leme, titreme, nefes kesilmesi gibi) yol açar. Kişi bu ğin obsesif kompulsif bozuklukta düşünceye yükle-
düşüncelerini öncelikle fark edip, değiştirip gerçeğe nen önemi ele alırken Mevlana’nın şu yaklaşımından
daha yakın hale getirebilirse duyduğu sıkıntı azalma- yararlanılabilir:
ya başlayacak, işlevsel olmayan davranışları azalacak ‘Düşünceler, içte kaldıkça adsız sansız; onlara
ve fizyolojik uyarılmışlık tepkileri de normale döne- hüküm yürütemezsin; ne küfür diyebilirsin, ne müs-
cektir. İşlevsel olmayan düşüncelerin altında işlevsel lümanlık. Kadı, içinden şunu ikrar ettin, bu çeşit bir
olmayan inançlar yatar ki bunları modifiye etmek satışta bulundun; gel içinden şu düşünceyi geçirme-
daha kalıcı iyileşmelere yol açar (Türkçapar 2011). diğine and iç der mi hiç? Diyemez; çünkü gönülden
136 M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141

geçene, hatıra gelene hüküm yürütmez. Düşünce yü- fark etmenin önemine vurgu yapmaktadırlar. Farkın-
zünden hiç kimse sorumlu olamaz. Adamın içi hürlük dalık (mindfulness), dikkatin anlık yaşantılara odak-
dünyasıdır’(Fihi ma fih, B:23). lanmasını ve içsel deneyimlerin gözlemlenmesini içe-
Düşünceler havada uçan kuşlar gibidir, onları tu- ren bir zihin ve beden pratiğidir (Kabat-Zinn 2005).
tup yakalarsan senin olur. Şu sayısız halka bak, hepsi Farkındalık, otuz yıla yakın bir süredir Batı’daki
de yeryüzünde bir düşüncenin (peşinde) sel gibi ak- psikoterapi yaklaşımları içerisinde bir terapi yöntemi
mada. (Mesnevi, 2/1045) olarak kullanılmaktadır. Kökenleri Doğu’nun kişisel
Yine BDT’de sosyal fobide kullanılan bir metafo- gelişim pratiklerine dayanır. Farkındalıkla ilgili araş-
run aslında Mesnevi’den uyarlandığını görmekteyiz: tırmaların bir bölümü Farkındalık Temelli Terapile-
rin (FTT) etki mekanizmalarına yöneliktir. Üst biliş,
‘Yerde yarım arşın enlilikte bir yol olsa insan
duygulanım düzenleme, dikkat düzenleme ve içsel
hiç vehimlenmeden rahatça yürür. Fakat yüksek bir
maruz bırakma Farkındalık Temelli Terapilerin deği-
duvarın üstünde gitsen yolun genişliği yine iki arşın
şim mekanizmaları olarak belirtilmiştir. Farkındalığın
olsa eğri büğrü gidersin. Hatta gönlüne düşen vehim
duygulanım düzenleme üzerindeki olumlu etkileri
yüzünden belki de düşersin. Vehimden gelen korkuya
Farkındalık Temelli Terapi uygulamalarında bulgu-
iyice dikkat et de vehmin kötülüğünü anla’ (Lapsekili
lanmaktadır (Çatak ve Ögel 2010b).
2014).
Farkındalık Temelli Terapiler, Bilişsel Davranış-
Bilişsel Davranışçı Terapide algı ve bakış açısı çı Terapiler çerçevesi içinde kabul edilmektedirler.
farklılıkları ve bilişsel hatalar nedeniyle yaşam olay- Üçüncü kuşak diye bilinen bu terapi ekollerinin temel
ları karşısında olumsuz duygu ve davranışlar sergile- mekanizması kişinin farkındalık kazanarak düşünce,
yebildiğimizle yüzleştirme vardır. İnsan zihni kendi duygu ve dikkat mekanizmalarının düzenlenmesine
duyum sınırlarınca algılamakta ve yorum yapmakta- aracı olmak olarak düşünülebilir.
dır. Bu da algılananla gerçek olgu arasında bir fark
Farkındalık kavramı üzerine birçok tanım yapı-
yaratmaktadır. Her birimiz zihin kapasitemizin elver-
labilir. Yalın bir ifadeyle farkındalık (mindfulness),
diğince çevremizde olanları, kendimizi ve hayatı an-
dikkatin şimdiki ana yöneltilerek, anlık deneyimlerin
lamlandırmaya çalışırız. Bu süreçte ise bakış açımız
yargılanmadan ve kabullenmeyle gözlemlenmesine
penceremiz kadar geniştir. Bazen bir yere takılır bü-
dayanmaktadır. Farkındalığın düşünülen başlıca bi-
yük resmi görmeyiz. Mevlana bunu şu öyküyle çok
leşenleri; an’a odaklanma, kabullenme, yargısızlık ve
güzel anlatmıştır:
gözlemlemedir (Çatak ve Ögel 2010a).
‘Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka
Farkında olmak, bir amaç olmaktan ziyade bir ni-
göstermek istediler. Hayvanı görmek için o kapkaran-
yet olma özelliğini taşır. Hiçbir zaman ulaşılabilen
lık yere bir hayli insan toplandı. Fakat ahır o kadar
bir yer, durum değildir ancak bizlere bir doğrultu ka-
karanlıktı ki gözle görmenin imkanı yoktu. Bu karan-
zandırabilir. Her insanın hayattan öğrenmeye ve ge-
lıkta fil’e ellerini sürmeye başladılar. Birisinin eline
lişmeye ihtiyacı vardır. Farkında olmak da deneyimi
kulağı geçti, ‘fil bir yelpazeye benzer’ dedi. Diğerinin
olduğu gibi yaşamaya, hazmetmeye, öğrenmeye ve
hortum eline geçti ‘fil bir oluğa benzer’ dedi. Başka
büyümeye yöneliktir. Bu sayede doğal olarak psiko-
birisinin eline bacağı geçmişti, dedi ki ‘fil direğe ben-
lojik iyilik hali daha kolay yakalanmış olur. Mevlana
zer. Bir başkası da sırtını elledi ve ‘fil bir taht gibidir’
felsefesi de insana bir doğrultu kazandırma potansi-
dedi. Herkes neresini elledi neresini sandıysa fili ona
yeli taşır. “Hamdım, piştim, yandım” sözüyle de ol-
göre anlatmaya koyuldu. Onların sözleri görüşleri gunlaşma yolundaki doğrultu yansıtılmıştır. Nasıl bir
yüzünden birbirine aykırı oldu. Birisi dal dedi, öbürü ekmek bir saniyede pişmezse insan da kısa zamanda
elif. Herkesin elinde bir mum olsaydı, sözlerinde ay- pişmez, sürece ihtiyaç duyar. İşte bu süreç içerisinde
kırılık olmazdı.’(Mesnevi 3/2122) olma anlayışı, yemek için kullanılan “pişme” termi-
nolojisini, mecazen insan için de kullanmayı anlamlı
Farkındalık Kavramı, Farkındalık Temelli
kılmıştır. Mevlana bu iki sahayı birbirine benzeştire-
Terapiler ve Mevlana rek insan için de “pişme” kavramını kullanır. Her iki
Büyük resmi görmek tasavvur gerektirmektedir. Ta- sahada da hamlıktan olgunluğa geçiş aşamaları aynı-
savvur ise beraberinde farkındalığı getirir. Bilişsel dır. Bu sebeptendir ki Mevlana geleneğinde “mutfak”
Davranışçı Terapi ekollerinden olan farkındalık tera- ile “meydan” arasında bir ilişki vardır. Mutfaktan
pileri ise düşünceye ve inançlara bir boyut ekleyerek yolu geçenler meydana alınırlar. Çünkü her iki mekan
M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141 137

da “pişme”, “pişirme” yeridir. Bu pişmeye, olmaya gelecekle ilgili kaygılar ya da geçmişle ilgili rumi-
doğru giden dikey yolculuğa bazı sufiler “seyr” ismini nasyonlarla kesilmektedir. Bu gelecekle ve geçmişle
vermişlerdir. Bu da beraberinde bir başka terminolo- uğraşın yerine ele alınan farkındalığın bileşenlerini
jiyi yani “yolculuk” terminolojisini getirmiştir (Kılıç uygulamaya yönelindiğinde psikolojik iyilik halinin
2012). Hz Mevlana insanların farkındalığının düşük- kendiliğinden geldiği gerek farkındalık temelli terapi
lüğünü şu şekilde tanımlamıştır. uygulamalarında gerekse Sufizmi yaşamına geçirmiş
‘Tanrı, öyle bir Tanrı’dır ki bir hayalden, bağ, kişilerde görülmektedir.
bahçe düzmüş, bir hayali de cehennem haline getir-
miş, yanıp yakılma yeri yapmıştır! (Mesnevi 3/3044) Yargısızlık
Dünyada buna benzer.. Adeta uyuyan kişinin gördüğü Dünyayı ve hayatı tanıma ve tanımlama isteğimiz,
hayallerdir. Uyuyan sanır ki bu hayaller, hakikattir ve nesneler, durumlar, olaylar, insanlar ve hatta düşün-
sürüp gidecek! (Mesnevi 4/3654)’ celer hakkında yargı sahibi olmamıza sebep olur.
Deneyimlerimizle her şeye iyi ya da kötü bir takım
An’a Odaklanma sıfatlar atfederiz. Yargı, yaşanılan an içerisinde elde
An’a odaklanma, şimdiki zaman içerisinde ve bulunu- edilmez ya da yargı devreye girdiğinde an, yaşanıl-
lan mekan, durum ile bilinçli temasta olmak demektir. maktan ziyade yargılanmış olur. Bu durum ise farkın-
Farkındalık temelli terapilerin temel stratejilerinden dalığın ve aslında yaşamanın temeline ters düşmek-
biridir. Kabat-Zinn farkındalık için, dikkati yargısız tedir. Yargısızlık, kişinin önceden var olan bilgilere
bir şekilde, bilerek, şu anda odaklamak gerektiğini dayanmadan deneyimlemesi, deneyimleri eleştirme-
belirtir (Wilson ve Murrel 2004). An’a odaklanma, den gözlemlemesidir. Geçicilik ilkesi deneyimlenen
farkındalık sürecinin başlamasını sağlamakla kalma- her şeyin geçici ve sürekli bir değişim içinde olduğu
yıp sürecin geneline de hakim olmaktadır. Gözlem, düşüncesine dayanır. Yargısızca yaklaşmak durum-
yargısızlık ve kabullenme bileşenlerinin oluşabilmesi ların, olayların ve duyumların geçici doğalarının gö-
için an’a odaklanma gereklidir. Diğer bir yandan ise rülebilmesini sağlamaktadır. Yargısızlık, kabullenme
kişi yargısız ve kabul halinde kendini gözlemelidir ki ve serbest bırakmayı olanaklı hale getiren bir zemin
an’a odaklanabilsin. Odaklanma becerisi arttırılabile- olarak düşünülebilir (Çatak ve Ögel 2010a). Yargısız
ceği gibi an’a odaklanma becerisi de geliştirilebilir. tanımlamayla, yaşamı tanıma ve tanımlama sürecimiz
Kişinin zihninde geçmiş ve gelecek baskınlığı, endişe daha net gözlükler aracılığıyla doğal akışında gerçek-
ve ruminasyonları ne kadar çoksa an’a odaklanma- leşebilmektedir.
sı da o kadar güç olmaktadır. Dikkatin an’da olması Yargısızlık ve kabul etme Sufizmin üzerinde çok
farkındalık temelli terapilerde bir takım egzersizlerle durduğu kavramlardır. Yargısızlık, varoluşun ve haya-
mümkündür. Sufilerin an’a odaklanmasını Mevlana tın iyi ve kötü yanlarıyla kabulüyle gelir. Var olmanın
‘Ey yoldaş, ey arkadaş! Sûfî, vakit oğludur (bulun- karanlık tarafını kabullenmek ve hoşumuza gitmeyen
duğu vaktin iktizasına göre iş görü (Şafak 2007)’ di- ruh hallerimiz, düşüncelerimiz, duyumlarımız ve duy-
yerek tanımlamıştır. “Yeniliğe doğru” şiiriyle de an’a gularımızla yüzleşmeyi kabul etmek; Mevlana’nın şi-
odaklanmayı ve anı yaşamın hızında deneyimlemeyi irlerinde tekrarlanan temadır. Mevlana, deneyimlerin
vurgulamıştır. bütün hallerine açık olmanın önemine vurgu yapar.
‘Her gün bir yerden göçmek ne iyi, “Deneyimsel kaçınma” denilen olumsuz deneyimler-
den kaçmanın tersine, “deneyimsel yaklaşım”ı yaşam
Her gün bir yere konmak ne güzel,
tarzı olarak benimsemeyi savunur. Ruhsal rahatsız-
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. lıklar ve yaşanılan problemler; tatsız düşüncelerden,
Dünle beraber gitti cancağazım. acı dolu deneyimlerden ve bedensel duyumlardan ka-
Ne kadar söz varsa düne ait çınma çabalarıyla alevlenmektedir. Yolumuza çıkan
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım’(Wikiquote). her şeyi kabul etmek; cesaret ve içgörü kazanmanın
göstergesidir. Zihnin önyargısız “alma gücü” bütün
Nitekim Bilişsel Davranışçı Terapilerde oldukça Farkındalık Temelli Terapiler tarafından desteklenir.
önemli olan kavramlardan “değersizlik, çaresizlik, Durumu deneyimlemek ve onun birçok yönünü kabul
umutsuzluk” geçmiş ve gelecekle zihinsel uğraşın bir etmek; durumları tekrar değerlendirmemize ve kabul
sonucu olmaktadır (Ögel 2012). An’da yaşanan dene- etmemize yardım eder. Yeniden çerçevelemek kavra-
yimlerin kabulü ve farkındalığının önü çoğu zaman mı, Farkındalık Temelli Bilişsel Terapilerde danışanın
138 M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141

problemini yeniden tanımlamak ve çözüm için yeni Mesafe kazanmanın etkisiyle aslında Bilişsel
yollar görünmesini sağlamak anlamına gelir. Proble- Davranışçı Terapilerin de çalıştığı bilişler üzerinde
me başka bir açıdan bakma teknikleri, her zaman ya- farklılaşmalar söz konusu olabilir. Farkındalığı, bi-
ratıcı terapi uygulamalarının bir parçası olmuşlardır. lişsel açıdan ele alan pek çok çalışma da farkındalı-
Sufi eğitmen ise, bireylerin kendilerini korku, utanç ğı metakognisyon(üstbiliş) ile ilişkilendirmektedir.
ve suçluluktan korumak için kullandıkları savunmala- Metakognisyon kavramı, ilk olarak John Flavell
rı aşmak için hikayelerle, metaforlarla, şiirle, spiritüel (1979)’un tanımladığı ve üst seviyedeki bilme yetisini
uygulama ve müzikle çalışır (Mirdal 2012). ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle biliş hakkındaki
Shapiro ve arkadaşları (2006), farkındalığı niyet, biliş ya da daha yalın bir ifadeyle düşünmeyi düşün-
dikkat ve tutum bileşenlerinden oluşan bir modelle ta- mek olarak tanımlanabilmektedir. Metakognisyonun
nımlamıştır. Tanımdaki niyet kavramı, şimdi ve bura- iki bileşeni bulunmaktadır: Biliş hakkındaki bilgi ve
da deneyimine odaklanmayı, dikkat kavramı dikkatin biliş hakkındaki düzenleme. Biliş hakkında düşüne-
anlık yaşantıları gözlemlemek üzere sürdürülmesini, bilmek ve onu yeniden değerlendirip düşünebilmek
tutum ise anlık yaşantılara yaklaşımın açıklık, ka- için kişinin bilişle mesafe kazanması gerektiği düşü-
bullenme, yansızlık gibi özelliklerini ifade etmekte- nülebilir. Mesafe kazanmak ve başka bir pencereden
bakmak ise zihnin kendi sınırlarından çıkması ve baş-
dir. Bu modele göre, farkındalık, “yeniden algılama”
ka açıları da benimseyebilmek için fırsat yaratması
olarak adlandırılan bir meta-mekanizma aracılığı ile,
olarak düşünülebilir. Wells’e (2002) göre farkındalık,
benlik regülasyonu, değerlerin netleşmesi, bilişsel ve
uzaklaşmış (decentered) bir bakış açısı içermektedir.
davranışsal esneklik ve maruz kalma gibi değişiklik-
Farkındalıkta oluşan bilişsel uzaklaşma etkisiyle, iş-
lere neden olmaktadır.
levsiz üst biliş inanışlarının etkisi azalmaktadır. Böy-
Yargısız bir deneyimleme, yaşanılanı bastır- lece tekrarlayan (perseverative) düşünme örüntüleri
ma yerine onu kabul ederek yaşama; farkındalık- değişebilmektedir (Ögel, Çatak 2010b).
la birlikte farkındalığın bir parçası olan mesafe
kazanma(decentering) kavramını da beraberinde geti- Kabullenme
rir. Mesafe kazanma, “kişinin kendi düşünce ve duy-
Kabullenme, Farkındalık Temelli Terapilerin bir diğer
gularını zihninde gerçekleşen geçici olaylar olarak
önemli ögesidir. Kabullenme, sunulanı almak anla-
görebilme becerisi” olarak tanımlanmaktadır (Safran
mına gelir. Olay ve durumları olduğu haliyle dene-
ve Segal 1990). Bu görüşe göre, Farkındalık Temelli
yimlemek, olmasına izin vermektir. Bunun yanında
Terapilerin olumlu etkilerinin, kişinin kendi düşünce
olanların kişide yarattığı düşünce, duygu ve bedensel
ve duygularına mesafe kazanabilmesiyle bağlantılı
duyum yaşantılarını bunlar ortaya çıktıkça etkin bir
olduğu ifade edilmektedir (Çatak ve Ögel, 2010a).
biçimde benimsemeyi de kapsar.
Mesafe kazanma yaklaşımı, duygulara ve bedensel
duyumlara da uygulanmaktadır. Farkındalık Temel- ‘İnsan kısmı bir misafirhane,
li Terapilerden bir kısmında bireylere, düşüncelerini Her sabah yeni birisi gelir.
ve duygularını yargılamadan gözlemlemeyi ve onları
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
kendilerinin bir parçası olarak ya da gerçeğin geçerli
bir yansıması olarak görmek yerine sadece gelip ge- Aniden farkına varmak bir şeyin,
çen olaylar olarak görmeleri öğretilmektedir (Ögel Hepsi beklenmedik misafir.
2012). Hepsini karşılayıp eyle!
Olay ve durumların, dolayısıyla düşünce ve Evini vahşetle süpürüp,
duyguların gelip geçiciliğine dair Mevlana’nın da Bütün mobilyalarını boşaltan
Mesnevi’de bir öğüdü bulunmaktadır.
Bir kederler kalabalığı bile gelse.
‘Her günün hali, dünkü günün haline benzemez. Her geleni alnının akıyla misafir et.
Haller, ırmak gibi akar gider. Onu bağışlayacak, akı- Olur ki yeni bir zevk getirmek için
şını durduracak bir şey yoktur. Her günün sevinci, bir
Boşalttılar evini.
başka çeşittir. Her günün düşüncesinin bir başka te-
siri vardır. Sakın, “Bu misafir bana yük olur, kalır” Karanlık düşünce, utanç ve garez,
deme. Biraz kalır sonra yine geldiği gibi gider, yoklu- Hepsini gülerek karşıla kapıda
ğa karışır’(Tarhan 2012). Ve buyur et içeri.
M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141 139

Minnettar ol her gelene Gözlem, kişinin kendi duyum, duygu ve düşünce-


Kim gelirse gelsin. lerinin gelip geçiciliğini kabul edip, bunları izlemesi
Çünkü bunların her birisi aracılığıyla “farkındalığın” yolunu açar. Mevlana’nın
ise gözlem ve farkındalık adına “İnsan gözden ibaret-
Öte taraftan bir kılavuz
tir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek
Olarak gönderildi (Ögel 2012). dostu görendir.” dediği bilinmektedir. Şu öyküsü de
Mevlana’nın yukarıdaki misafirhane şiiri kabullen- gözlem ve farkındalık ile ilgili zengin metaforlar içer-
menin yer aldığı birçok terapi yaklaşımında kullanılır. mektedir.
İçinde birçok öğretiyi barındırmanın yanında temelde ‘(Hani) ustası, şaşı çırağına “İçeriye gir, raftaki
kabulü ele almaktadır. Misafirhaneden de yola çıka- şişeyi dışarıya getir” demiş.
rak görebiliriz ki, kabul içinde merhameti, şefkati ve
Şaşı (çırak) “O iki şişeden hangisini getireyim,
saygıyı barındırır. Kabul ilkesinde istenilen; kişinin
açık söyle” diye (sormuş).
olanlara, yaşama ve kendisine karşı merhamet, şef-
kat ve saygı duymasıdır. Bu sayede korkulan şeyden Ustası cevap vermiş: “O, iki şişe değil, git şaşılığı
kaçınmayla korkunun kuvvetlenmesi paradoksundan, bırak; (biri iki) görme!”
kabul edilen şeyin yaşamdaki işlevini yerine getirip (Çırak) “Usta beni (niye) azarlıyorsun” deyince
kendiliğinden hallolması paradoksuna geçiş yapılma- ustası, “(Öyleyse) o iki şişenin birini kır” diye (kar-
sı beklenmektedir. şılık vermiş).
Bir eseri ölümsüzleştiren şey, her türden ve za- Şişe bir taneydi, ama onun gözüne iki görünüyor-
mandan insana uyum sağlaması, yargıdan uzak du. Birini kırınca diğeri de yok oldu.
ve en önemlisi içinde insani ruhu barındırmasıdır.
(Çırak) birini kırınca diğeri de gözden kaybol-
Mesnevi’yi de ölümsüz kılan özellik, ruha hitap edi-
du. İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle (böyle) şaşı
yor olmasıdır. Bu da her kesimden, karakterden, tür-
olur.
den, düşünceden, insana hitap etmesi anlamına gel-
mektedir ki bu da içinde ‘yargısızlığın’ barınacağını Gözünün önüne gök renkli bir cam koymuşsun, o
düşündürmektedir. Sufizm’de etkisi olan ‘Ne olursan sebepten âlem sana gök görünüyor.
ol, gel’ sözünde olduğu gibi... Bir bakıma içinde ka- Kör değilsen bu körlüğü kendinden bil. Kendine
bulün, yargısızlığın ve ruhun barındığı bir eserin bizi “kötü” de, başkasına deme!
farkındalığa götürmesi çok da şaşırtıcı değildir. Eğer mü’min, Hakk’ın nûruyla bakmamış olsaydı;
gayb, mü’mine bütün çıplaklığıyla nasıl görünürdü?’
Gözlemleme (Mesnevi 2/.1332)
Gözlem, Farkındalık Temelli Terapilerde de Mevlana
öğretilerinde de oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Farkındalık temelinde gözlem; an’a odaklanmay-
Gözlemlemek, bir nesneyi, olayı veya bir gerçeği, la birlikte doğayı izlerken, yürüyüşte, yemek yerken
niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı ve hatta otururken bile yapılabilmektedir. Farkında-
olarak ele alıp incelemek, müşahade etmek anlamına lık Temelli Terapilerde farkındalık egzersizleri olarak
gelmektedir (Türk Dil Kurumu, 2014). Farkındalık Te- kullanılmaktadır. Örneğin, nefesin izlenmesi oldukça
melli Terapilerde gözlemlemek kavramıyla kastedilen işlevsel tekniklerden biridir. Bu sayede andaki dene-
içsel ve dışsal deneyimleri izlemektir. Deneyimi oldu- yimin farkındalığı daha yalın haliyle yaşanır. Bu da
ğu haliyle kabul edip gözlemlemek an’a odaklanma ve hoşumuza giden deneyimlerin daha yalın ve doğru-
yargısızlık ögelerini de gerektirmektedir (Ögel 2010). dan hissedilmesini ve güçlük çektiğimiz deneyimlerin
Farkındalık uygulamalarının temelinde bir para- daha rahat fark edilip başa çıkılabilir hale gelmesini
doks vardır. Farkındalık, kişinin geri çekilip, olan bi- kolaylaştırmaktadır.
teni gözlemlerken, aynı anda kişinin kendi yaşamıyla Bu gözden geçirmede ağırlıklı olarak bilişsel te-
tamamen ilişkide olmasını sağlamaktadır (Ögel 2012). rapi ekollerinden bahsedilmiştir. Ancak yukarıda ta-
Mevlana’nın öğretilerinde yer alan ise gözlemlerken nımlanan temel ilkeleri bünyesinde barındıran, 1928
görünenin ötesinde, kişinin kendi yaşamıyla ilişki- yılında Shoma Morita tarafından, Japonya’da geliş-
deyken öz ile bağlantı kurmasıdır. Mevlana, aranılan tirilen Morita terapisinden bahsetmemenin haksızlık
şeyin “öz”de olduğunun farkındadır. Dışarıda bir şey olacağı düşünülmüştür. Hofman, kabul ve kararlılık
yoktur (Kılıç 2012). terapisinin yeni bir teknik olmadığını, Morita terapi-
140 M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141

sinde yeni diye sunulan zaten birçok ögenin (kabul, Kılıç ME (2012) Evvel’e Yolculuk, Sufi Kitap, İstanbul, s. 57,
farkındalık, gözlemleme) tanımlandığını belirtmiştir. 170.
(Hofmann 2008). İncelendiğinde bu örtüşme görül- Lamb, S.P. (1980) Hemisphere specialization and story telling.
Thesis for master of arts in folklore and mythology.
mektedir. Örneğin; Morita terapistleri duygularımız,
University of California, Los Angeles.
dürtülerimiz ve eğilimlerimizin yaşamın tadını ver-
Lapsekili N, Yelboğa Z (2014) Bilişsel Davranışçı Psikoterapi
diğini, bunların tümüyle kontrol altında tutulamaya- ve Araştırmalar Dergisi, baskıda.
cağı ve bunlarla ilgili sorumluluğumuzun olmadığı- Mevlana Celaleddin Rumi, Mesnevi (çeviren Veled İzbudak),
nı tanımlarlar(Güleç 199). En önemli ilkesi olarak Konya Büşükşehir Belediyesi Kültür Yayınları,Sistem
tanımlanan Arugamama’nın manası ‘herşey olduğu Ofset, 1-6 cilt, 2004, İstanbul.
gibidir’. Bu ilkeyi duygulara, hastalık belirtilerine Mirdal GM (2012) Mevlana Jalal-ad-Din Rumi and Mindfulness.
uygulamayı ve değiştirmeye çalışmadan kabulü öne- J Relig Health, 51:1202-1215.
rir. Gerek doğu kültürünün güçlü temsilcisi Japonya- Ögel K (2012) Bilişsel Davranışçı Psikoterapilerde Üçüncü
Dalga: Farkındalık(Ayrımsama) ve Kabullenme Temelli
da geliştirilmiş Morita terapisinin gerek batının daha Terapiler, Hyb Yayıncılık, Ankara, s.69, 128, 161.
kolay içselleştirdiği Kabul ve Kararlılık Terapisinin, Özdengül F (2005) Rumi Ve Aşkın Terapi, Kültür A.Ş, Konya,
sufizmden ilham aldığını söylebiliriz. s. 2-5.
Öztürk O (1998) Psikanaliz ve Psikoterapi,Bilimsel Tıp
SONUÇ Yayınevi, s.1-4.
Psikoterapide iyileştirici en önemli unsurlardan biri Padesky CA (1993) Socratic questioning: Changing minds
or guiding discovery? [Online] Yayın 1 Temmuz 2014
ilişkidir. Terapistin hastayı anlaması, hastanın terapis- tarihinde http://padesky.com/newpad/wp-content/
ti anlaması en temel gerekliliktir. Mevlana’nın söyle- uploads/2012/11/socquest.pdf adresinden indirildi.
diği gibi ‘Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşı- Safran JD, Segal ZV (1990) Interpersonal Process in Cognitive
dakinin anladığı kadardır’. Bu nedenle psikoterapik Therapy, Basic Books, New York, s.117.
müdahalelerde etkili olabilmek için o kişinin geçmişi, Shapiro SL, Carlson, LE, Astin JA ve ark (2006) Mechanisms
kültürü, inancı gibi bazı kavramları göz önünde bu- of Mindfulness. J Clin Psychol, 62:373-86.
lundurarak lisanı kullanmak gerekir. Zengin bir kültü- Tarhan N (2013) Mesnevi Terapi. Timaş Yayınevi, İstanbul, s.1-
12, 214.
re sahip olunduğu halde yalnızca batı penceresinden
TDK.GOV.TR (n.d) Gözlemlemek [Online] http://
psikoterapiyi görmek ve uygulamaya çalışmak başa-
w w w. t d k . g o v. t r / i n d e x . p h p ? o p t i o n = c o m _
rı şansını düşürür. Evrensel bir değer olmuş ve son b ts &arama=kelime&g uid =TD K.
dönemdeki psikoterapilere ilham olmuş Mevlana’nın GTS.53ca74d1f24998.66959347 [23 Haziran 2014
eserleri ile birlikte daha iyi incelenmesi ve zengin tarihinde ulaşıldı].
metaforlarının terapide etkin olarak kullanılmasının TR.WIKIQUOTE.ORG (n.d) Muhammed Celaleddin-i Rumi
önemli ve faydalı olacağı düşünülmüştür. Bu makale [Online] http://tr.wikiquote.org/wiki/Muhammed_
Cel%C3%A2leddin-i_R%C3%BBm%C3%AE [10
ile sadece denize bir testi daldırılmış ve alabildiği ka- Temmuz 2014 tarihinde ulaşıldı].
darı sunulmuştur. Türkçapar MH, Sargın AE (2011) Bilişsel Davranışçı
Psikoterapiler: Tarihçe ve Gelişim. Bilişsel Davranışçı
KAYNAKLAR Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi1:1-14.
Çatak PD, Ögel K (2010a) Bir Terapi Yöntemi Olarak Öner U (2007) Bibliyoterapi. Journal of Arts and Sciences, 133-
Farkındalık, Nöropsikiyatri Arşivi, 47:69-73. 50.
Çatak PD, Ögel K (2010b) Farkındalık Temelli Terapiler ve Şafak Y (2007) Mevlana Celaleddin Rumi Bütün Eserleri
Seçmeler, Konya Büyükşehir Belediyesi Yayınları, s.32,
Terapötik Süreçler, Klinik Psikiyatri, 13:85-91
İstanbul.
Güleç C (1999) Transkültürel Açıdan Psikoterapiler. Klinik
Watzlawick, P. (1978) The language of change: Basic Books, s.
Psikiyatri;1:5-11
172 . New York, USA.
Hofman SG (2008) Acceptance and Commitment Therapy:
Wells A (2002) GAD Metacognition, and Mindfulness: An
New Wave or Morita Therapy?. Clin Psychol Sci Prac
Information Processing Analysis. Clin Psychol Sci Pract,
15:280-5. 9: 95-100
Flavell JH (1979) Metacognition and Cognitive Monitoring: A Wilson KG, Murrel AR (2004) Values Work in Acceptance and
New Area of Cognitive-Developmental Inquiry. American Commitment Therapy: Setting a Course for Behavioral
Psychologist, 34(10): 906-11. Treatment, Mindfulness and Acceptance: Expanding the
Kabat-Zinn J (2005) Full Catastrophe Living: Using the Cognitive-Behavioral Tradition, Editörler: Hayes SC,
Wisdom of Your Body and Mind to Face Stress, Pain, and Follette VM., Linehan MM, Guilford Press, New York, s.
Illness, 3.baskı, Bantam Dell, New York, s.34. 120-51.
M. Ak ve ark./Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 3 (2014) 133-141 141

Yazışma adresi/Address for correspondence:


e-mail: drmehmetak@gmail.com

Alınma Tarihi : 22.07.2014 Kabul Tarihi : 12.12.2014


Received : 22.07.2014 Accepted : 12.12.2014

You might also like