You are on page 1of 10

0

BÖLÜM 2

EFT’NİN KULLANIM
ALANLARI

İLSEVEN AKADEMİ VE JOKERUNİ


1

EFT’nin Kullanım Alanları

EFT duygu odaklı bir terapi tekniğidir. Duygu sözcüğünün


ingilizce karşılığı “Emotion” (e-motion), “hareket halindeki enerji”
anlamına gelmektedir. Duygular bir bakıma yaşam enerjisidir.
Değişik frekanslardaki yaşam enerjisi insanlara değişik duygular
yaşatmaktadır. Örneğin; korku düşük frekanslı, coşku ise yüksek
frekanslı duygu hissettirir. Korkularla dolu bir insan düşük enerjili
duygulardan dolayı kendini bitkin, tükenmiş, rahatsız
hissederken; coşku dolu bir insan canlı, yaratıcı ve enerjik
hissetmektedir. İnsanlar birbiri ile enerji alışverişi halindedir.
Duygular ifade edilmediği takdirde, bedende enerji tıkanıklıkları
oluşturmaktadır. Yaşamı canlı kılan şey duyguların akış halinde
olmasıdır. Durgun, akışı olmayan bir su birikintisi bir süre sonra
bataklığa dönüşebilmektedir. Duyguları tıkanmış bir insan da
kendi ruhsal bataklığını oluşturarak söz konusu bu ifade
edilmemiş duygular fiziksel ve zihinsel rahatsızlıklara sebep
olmaktadır. EFT, duyguların bireyi nasıl etkilediğini ve bunu
değiştirmenin bir yolunu sunmakta ve duygunun akmasını
sağlayarak vücudun doğal enerji akışının izini sürmeyi
sağlamaktadır.
2

Psikoloji ve EFT

Psikolojideki bazı önemli ekollerin söylemleri EFT’de mevcuttur.


EFT’nin yaşanılan sorunla olan ilişkiye etkisi, işleyiş biçimi ve
ortaya çıkmasını sağladığı olumlu etkiler onu, psikolojideki
önemli ekollerle ilişkilendirmektedir. Yaşantılan olumsuz
durumların hayatın bütününde bir anlamı olduğu kabulü, EFT’yi
Logoterapi ile ilişkilendirirken; düşünce ve iradenin gücü
açısından Transpersonel Psikoloji ile ilişkilendirilebilir. Olumsuz
duyguların yerini derin bir kabule bırakması sonrası ortaya çıkan
erdemli yaşam ilkesi de EFT’yi Pozitif Psikoloji ile
ilişkilendirmektedir. Bunları ayrıntılı olarak şu şekilde ele almak
mümkündür.

Logoterapi ve EFT

Logoterapide varolan acıyı yaşamak, bir tercih olmayıp zorunlu


kalınan durumlarda acıyla başa çıkabilmektir. İnsan, hayatının
anlamını kavramak için elbette acı bir durum yaşamamalı fakat
acı bir durumu yaşarken bundan bir anlam çıkarmalıdır. Benze
şekilde EFT sırasında kişinin yaşadığı acı olaylara ve travmalara
imgesel anlam yüklemesi sağlanabilmektedir. Bu şekilde kişinin
olaylara karşı davranış ve tutumu değiştirilebilir. EFT
uygulamasında olumsuz durum veya duygu ortadan kalkıp pozitif
duygu dönüşümü sağlanırken kişiye şu soru sorulur: "Sence tüm
bu yaşadıklarının anlamı ne?" bu soru ile kişi, yaşadığı en
olumsuz durumla yüzleşerek, hatırlamaktan bile rahatsız olduğu
3

bu olayın/durumun, kendisine nasıl geri döndüğünü yarar/fayda


bağlamında görebilmektedir.

Transpersonel Psikoloji ve EFT

Psikolojinin başlı başına bir bilim olduğu, 19. yy’da, insanın


sadece zihin boyutuyla ilgilenilirken son dönem araştırmaları ve
etkili akımlar sebebiyle insanın spritus-ruh, içsel boyutuyla da
ilgilenilmeye başlanmıştır. İşte transpersonel psikoloji de bu etkili
akımlardan biridir. Transpersonel psikoloji fizikle (zahir) -
metafiziğin (batın) yani insan için, görünen dünya ile görünmeyen
iç alemin bütünleşmesini ön gören popüler bir psikoterapi
yöntemidir. Batı'nın bilimi ile Doğu'nun bilgeliğini birleştirerek
insanın potansiyeline dair araştırmalar yapan bir alandır.
Psikolojik yaklaşımla ruhsal deneyimleri biraraya getirerek insanı
anlamaya ve anlamdırmaya çalışmıştır.

EFT de kişilerin duygularına odaklanarak iç dünyalarına,


kendilerine doğru bir yolculuk yapmalarını sağlamaktadır. Bu
yolculuk sırasında kişi kendisi ile ilgili daha önce yaşamadığı,
aydınlanma, idrak genişliği ve huzur hissetmeye başlar. Kişinin
yaşamış olduğu bu deneyimler hiç şüphesiz yaşadığı olayla
bağlamının değişmesi sonucu kalbinde ve zihninde hissettiği
rahatlığın bir iz düşümüdür.

EFT varolan enerjinin, kişinin etkileşim halinde olduğu kişilerle ve


eşyayla olan ilişkisine sirayet ederek telepatik deneyimler
yaşamasına olanak kılar. Hiç şüphesiz bu durum transpersonel
4

psikoloji için de söz konusu olup diğer psikolojik yaşantılardan


farklı olarak birtakım hiyerarşik sınırları ortadan kaldırarak kişinin
telepatik deneyimler yaşamasını içerir. Bu deneyimler kişinin
ilgisini dış dünyasından iç dünyasına doğru odaklaması ile
gerçekleşir.

Tranpersonel psikoloji de olduğu gibi EFT’de de düşünce gücüne


önem verir ve kişide varolan düşüncelerden hareketle bir kişilik
oluştuğu esasını savunur. Görüldüğü üzere hem EFT hem de
transpersonel psikolojide çeşitli düşünce kalıplarının
değiştirilmesi esastır. EFT uygulanan kişilerde, çalışılan konu ile
ilgili tüm olumsuz duygular ortadan kalktığında kişi bu sorunu hiç
yaşamamış gibi hissedebilir. Buna apex (doruk) etkisi denir.

Pozitif Psikoloji ve EFT

İnsanın olumlu özelliklerine vurgu yapan akım pozitif psikolojidir.


Pozitif psikoloji erdemleri ön plana çıkarıp mutluluk hakkında
farklı yaklaşımlarda bulunmuştur. Günümüze kadar mutluluk ile
ilgili yapılan çeşitli tanımlar mevcuttur. Pozitif psikoloji "insanı ne
mutsuz eder" sorusundan ziyade "insan ne ile mutlu olur" sorusu
üzerinde durmuştur.

Pozitif psikoloji, İslam filozoflarının ilgilendiği “hıfzı’s-sıhha”ya


benzer şekilde hastalanmadan önce iyilik halini koruma
konusunda fikir yürütmüştür Buna göre pek çok rahatsızlıkların
önüne geçmek yardımseverlik, alçakgönüllülük, şükür ve
5

affedicilik gibi erdemlerin hayata geçirilmesiyle mümkün


olabilmektedir.

Pozitif psikolojinin erdem-mutluluk ilişkisini, yaptığı bir akademik


araştırma ile kanıtlayan Mihalyi Csikzentmihalyi “Akış Teorisi”ni
geliştirmiştir. Buna göre kişinin mutluluğu zihnini dağıtıcı işlerle
ilgilenmesinde değil; odaklanarak bir şey yapmasında gizlidir.
Akışa tabi olmak bilince bir düzen getirir. Kişi bu şekilde zihinsel
ve bedensel enerjisini etkin bir şekilde kullanmaya başlar. Bu
teoriye göre gerçek mutluluk kişinin bedeninin ve zihninin, zor ve
değerli bir şeyi başarırken hissettiği zorlanmada gizlidir.

EFT uygulaması da kişisel mutluluğu ve bununla birlikte de


toplumsal iyi oluş halini esas alır. Uygulama esnasında olumsuz
duygularla ilgili kişinin iyi olduğu bir alana odaklanması sağlanır.
Böylelikle olumsuz duyguların akıtılması sonucu kişi de erdemli
davranışlara yönelme eğilimi artmaktadır. Kendisine karşı
olumsuz durum sergileyen kişileri affedip yaşadığı durumu
çözülemez bir sorun olmaktan çıkarmaktadır. Kendi benliğine
karşı yaptığı bu yolculuk sonrası egonun yerini alçakgönüllülük
almaktadır.

Dinî Hayat ve EFT

Dinî hayat kişinin inandığı dine bağlı olarak ortaya çıkan bir
yaşam şeklidir. Bu bölümde kişinin dini hayatına ilişkin,
çalışmamızda da var olan, “dinî tutum”, “dinî davranış”,
6

“dindarlık” ve “maneviyat” kavramları ele alınıp bunların EFT ile


olan etkileşimine değinilecektir.

Dinî Tutum

Şu yadsınılamaz bir gerçektir ki, din insanın dünya bakış açısına,


duygu, düşünce, tutum ve davranışlarına etki eden oldukça güçlü
bir anlam sistemidir. Tutum, “bir bireye atfedilen ve onun bir
psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli
bir biçimde oluşturan bir eğilimdir.” Tutum bir bireye atfedilen,
kişisel özellik arzeden bir eğilim olup kişinin farkında olduğu
unsurlar için kullanılır. Tanımda yer alan tutum objesi, kişi için bir
anlam ifade edip hayatında bilinçli bir şekilde yer verdiği herşeyi
kapsar. Tutumun bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutları
bulunmaktadır.

“Bilişsel boyutu: Bireyin tutum geliştirmesine sebep olan tutum


objesi hakkında geliştirdiği düşüncelerdir.

Duygusal boyutu: Bireyin tutum objesi karşısında hissettiği


fiziksel ve psikolojik tepkiler ve sözel ifadelerdir.

Davranışsal boyutu: Bireyin tutum objesi hakkında geliştirdiği


gözlenebilen davranış ve sözel ifadelerdir.”

Bu durumda araştırmamız çerçevesinde şunu söyleyebiliriz: EFT


sonrası kişinin günlük hayatı ve dinî yaşantısı ile ilgili yeni
düşüncelerin oluşması dini tutumun bilişsel boyutunu
oluşturmaktadır. EFT sonrası dinî unsurlarla ilgili hissedilen farklı
7

duygular vadır. Allah ile bağ kurma tecrübesi geliştirilen dini


tutumun duygusal boyuttur. EFT sonrası kişide meydana gelen
davranış değişikliklerinden şükür artışı ve niyet okuma
davranışlarının azalması da davranış boyutuna örnektir.

Türkiye’de EFT

EFT, Ankara’da, Türk Psikologlar Derneğinde Doç. Dr. Nilhan


Sezgin tarafından öğretilmektedir. Sezgin, Ankara Üniversitesi
DTCF Psikoloji Bölümü öğretim üyesidir ve aynı zamanda
ACEP(Association for Advancement of Energy Psychology)
yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Mart
2008'den beri ACEP Yönetim Kurulunda Uluslararası ilişkilerden
sorumlu üye olarak görev yapmaktadır. Enerji Psikolojisi ve
Enerji Terapilerinin Uluslararası profilini belirleyerek
yaygınlaşması için çalışmaktadır. Enerji Psikolojisi
uygulamalarının Türkiye'deki uygulamalarını takip etmektedir.
2001 yılından beri devam eden enerji psikolojisi alanındaki
çalışmalarının dışında Uluslararası Enerji Psikolojisi Derneği’ne
üyedir. 2004 yılında Bahar Özcan'ın uzmanlık derecesini aldığı
tezinin danışmanlığını üstlenerek, "Üniversiteye Hazırlanan
Öğrencilerde Aşamalı Kas Gevşetme ve Duygusal Özgürleşme
Tekniklerinin Sınav Kaygısı Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması"
başlıklı araştırma ile Dünya'da halen az sayıdaki Enerji Psikolojisi
araştırmalarının ilkleri içinde yer alan çalışmayı literatüre
kazandırmış bulunmaktadırlar. Sezgin, tüm bunların dışında
8

Ankara’daki “Türk Psikologlar Derneği”nde, Enerji Psikolojisi


hakkında eğitimler vermektedir.

Ülkemizde genel konu başlığı Enerji terapileri olan birçok farklı


yayın, (internet, merkezlerin yazıları, kitaplar, dergiler, vb...)
eğitim veren kurumlar ve sağlık alanında çalışan kuruluşlar
bulunmaktadır. İstanbul’da Festiva Kültürel tanıtım kuruluşunda
Dr. İnci Erkin tarafından EFT Eğitimi verilmektedir. Ayrıca
İstanbul’da bu eğitimi daha önce almış kişiler kendi özel
mekânlarında diğer kişilere bu tekniği öğretmektedir. Bu teknik
ve yanında ki diğer yardımcıları ya Türkiye’den yurtdışına eğitim
almaya gidip sonra bunları Türkiye’de ki kişilere öğretip
yayılmalarına yardımcı olan kişilerle yapılmaktadır ya da
Türkiye’ye yurtdışından bu konuları öğretmek için gelen özel
eğitmenler ve konusunda uzman kişilerce. EFT eğitimi ve
sertifikasyon yöntemi ise Türkiye’ye Dr. İnci Erkin tarafından
getirilmiştir. Kendisi biyokimya uzmanı olan bir tıp doktorudur.
Yıllardır mesleki kariyerini kişisel gelişim, terapi, şifacılık, doğal
terapiler ve hipnozla sürdürürken, yurtdışında ilk kez gördüğü
EFT’yi Türkiye’ye getirebilmek için yıllardır uğraşmaktadır. Bu
uğraşının temelinde sürekli yurtdışına vaka örnekleri sunarak
onay alması başlıca unsurdur. EFT komitesinin onayından sonra
dünyada ki 27 EFT Master’inden biri de kendisi olmuştur.
Çalışmaları hala sürmektedir. Kendisinin yetiştirdiği uygulayıcılar
önce kendisinden ardından da EFT Komitesinden ve AAMET ‘ten
onay almak zorundadır. Onay alındıktan sonra her yıl başarı
9

puanı sitemiyle tüm yıl boyunca test edilip bu düzeyini


koruyabilmesi gerekmektedir. Bu çalışmalar, Gary Craig başta
olmak üzere bir komite tarafından yürütülmektedir.

You might also like