You are on page 1of 35

Kendime sorup, sorup cevabını öğrenmekten Halkımızın sağlığını prim karşılığına dış güçlere

ürktüğüm sorular satan zihniyet

Ortopedi uzmanlarını her diz vakasında meniküs Sağlık alanında dikkate alınması gereken bir
ameliyatına iten HIRS nedir? Beyin cerrahilerini faktörde ilaç şirketleri. Türkiyede kişi başına
her bel fıtığı vakasında ameliyata sürükleyen ilaç tüketimi yılda 140 dolar civarında, avrupada
GÜÇ nedir? Kadın doğum uzmanlarını her doğum bu 400-500 dolar civarında ve amerika birleşik
vakasında sezeryan yapmaya iten devletlerinde 900 dolar civarında. Türkiye her
MOTİVASYON nedir? Genel cerrahları her alanda olduğu gibi bu alanda da büyümeye müsait
karın ağrısında apendis ameliyatı yapmaya iten bir ülke ancak bazı şeyler var onların büyümesi
EĞİTİM nedir? Kulak burun boğaz uzmanlarını istenilmez tam aksine onların azaltılması
her üst solunum enfeksiyonunda bademcikleri hedeflenir. İlaç sektörüde böyle birşey çünkü
aldırtan ZİHNİYET nedir? Psikiyatri Türkiye bunu daha fazla tüketirse, bu
uzmanlarına her hastada depresyon ilacı sağlığımızın daha çok ellimizden gittiği anlamına
yazdırtan İNSANİ DEĞERLER nedir? Hekimleri gelir. Sağlığı olmayan bir ülkeninde geleceği
ilaç şirketleri ile anlaştıran MESLEKİ olmaz. İlaç mümessilliğini yapan vatandaşlarımız
DEĞERLER nedir? Profesörlere bu benim daha çok prim elde edebilmek için hekim avına
hakkımdır dedirten AHLAKİ DEĞERLER nedir? çıkarken, aldıkları primler karşılığına Türk
Bir hekim hastasını NEDEN azarlar, bir hekim halkının geleceğini dış güçlere sattıklarını
hastasını NEDEN hor görür, bir hekim hastasına unutmamalılar. İlaçlar gerekli mi? Kesinlikle
NEDEN tepeden bakar, bir hekim hastasından evet. Bir poşet ilaç gerekli mi? Kesinlikle hayır.
NEDEN tatlı dil güler yüzü esirger? Cevabını Milletine ve ülkesine değer veren birisi ülkenin
öğrenmekten ürktüğüm onca sorular. ilaç tüketimini 400-900 dolarlara çıkarmanın
yolunu değil, bu tüketimi sıfır değerlere
Hastanelerimiz bir işletme zihniyeti ile mi indirmenin yolunu aramalı.
idare edilmeli?
Kaderinize boyun eğmeyin
Hatayda çalıştığım bir dönemde antakya devlet
hastanelerin bir başhekimi bir gazete Bir hekim size bir ilaç yazdığı an ona şu soruları
röportajında polikliniklerinde günde 5 bin sorun; (1) bu benim hastalığımı çözer mi, (2)
vatandaşımıza hizmet verdiklerini anlatır. Bu bunu ne kadar süre almalıyım? Eğer hekiminizin
hizmetleri sunabilmemiz kulağa hoş gelsede bu yazdığı ilaç hastalığınızı çözemeyecekse ve onu
bize çok korkunç bir tablo sergiler. Eğer benim hayatınız boyunca almanız söylenirse (şeker
sorumlu olduğum hastaneye her ay 150bin hastalığı, tansiyon, astım, alerji vb) o zaman siz
vatandaşım akın etse, yani sorumlu olduğum bu döngüye boyun eğmeyin, bunu kabullenip
şehrin nüfusu her ay hastaneme akın etse o hayatınız boyunca hastalığınıza çözüm
zaman ben bununla utanırdım ve aynaya bakıp üretemeyen ilaçların kul, kölesi olmayın,
özeleştiri yapardım. Buna birde antakyanın diğer organlarınızı size çözüm üretemeyen ilaçlar ile
hastanelerine akın eden hastaları eklerseniz gereksiz yere zehirlemeyin ve değerli
halkımızın nasıl bir sağlık durumuna sahip zamanınızı boşa harcamayın. Bir ilaç şirketi
olduğunu daha iyi anlarsınız. Fakat bu menfii çıkarlardan dolayı hastalıkların kaynağına
başhekimler veya hekimler hasta başına aldıkları yönelik ilaç üretmez, üretmiş olsa hastalıklar
döner sermaye hesapları ile meşgul oldukları kalmaz ve bu da kendilerin sonunu getirirdi.
müddet onların aynaya bakıp özeleştiri Onlar hastalığınızı idare eden, sizi kendisine
yapmalarını bekleyemeyiz herhalde. bağımlı kılan, hayatınız boyunca almanızı
gerektiren ve her hastayı ömürlük abonelere
dönüştüren ilaçlar üretir. Lütfen bu döngüye
prim vermeyin, hekiminize bir kutuda bundan bedenlere, şu kutsal topraklara ihanet
yazın demeyin, ne kaderin bu tuzağına düşün ne etmeyelim.
de hekimlerin "bunları hayatınız boyunca
kullanmanız gerekir" sözlerine itaat edin. Siz görülür mü
hastalığınız için çözüm arıyorsanız o zaman siz
bu çözümü her şeyin kaynağı olan doğada arayın Bioenerji ve benzeri enerji uygulamaları
ancak doğa size herhangi bir menfaat veya çıkar bedenlerimizin ürettiği ısı ve elektromanyetik
gözetmeden sahip çıkabilir. enerjisini kullanır. İnsan bedeni bu iki enerji
türünden başka bir enerji şeklini üretmez,
Değerlerimize sahip çıkalım üretemez. Isı ve elektromanyetik enerjisinin
görülüp görülmediğini izah edebilmemiz için
Hayatdan bir hikaye; hz. Eyüp çok şükreden bir bunları birbirinden ayrı ele almalıyız.
kul ve şeytan bundan sitemkar olur ve Allaha
şöyle bir nida da bulunur; sen Eyüpe onca mal Isı akımları
varlığı verdin, sana o yüzden bol şükrediyor.
Allahu Teala kısa bir süre içinde kuraklık gibi Hayvanlar aleminde yaşayan bazı canlılar bir ısı
afetler ile hz. Eyüpün elinden bütün varlığını detöktörü gibi canlı varlıkların etrafa yaydıkları
alır. Ama hz. Eyüp yaşadığı sıkıntılara rağmen ısı akımlarını görebilmekteler. Onların gözleri bi
şükretme konusunda taviz vermez ve aynı nevi bir ısı kamerası gibi çalışır ve çevrelerinde
samimiyetle ibadetlerine devam eder. Şeytan bu bulunan canlıların pozisyonlarını belirler. Bu
sefer Allahu Tealaya şunu der; sen ona evlat yapısal ayrıcalık onların ya avlanmasını
zenginliği verdin, sana o yüzden şükrütmeye kolaylaştırır ya da avlanmaktan korur. İnsanoğlu
devam ediyor çünkü bu evlat zenginliği ile onca yiyecek zincirinin en üst kademesinde olduğu
malı tekrar elde edebilir. Allahu Teala bu sefer için bu tür tehlikeler ile karşılaşmaz o yüzden
hz. Eyüpün evlatlarını hastalıklar ile teker teker insan gözü ısıları görüntüleyebilecek şekilde
elinden alır ama hz. Eyüp bu evlat acısına yaratılmamış. Böyle bir yetenekten yoksun
rağmen Allaha şükretmeye devam eder. Şeytan yaratılmış olmamızın daha farklı nedenleride
ise hz. Eyüpü isyana sürüklemekte kararlı ve bu bulunur. İnsan sosyal ortamda yaşayan bir varlık
sefer Allaha şöyle bir nida da bulunur; sana ve eğer insan gözü ısı akımlarını
sağlığından dolayı şükreder çünkü sağlığı ile hem görüntüleyebilmiş olsaydı o zaman gözlerimiz bir
evlat zenginliğini geri elde edebilir hem onca mal röntgen cihazı gibi çevremizdeki insanların
varlığını. Bu sefer Allahu Teala hz. Eyüpe bir bedenlerini tarar, bedenimizin iç kutsiyetine ve
hastalık musallat eder ve onun sağlığını elinden duygu gizemliliğin sınırlarına sürekli tecavüz
alır. ederdi. Bu sebeplerden dolayıda insan gözü
böyle bir yetenekten yoksun tasarlanmış.
Bu hikayeden çıkarılması gereken çok ders var, Hayvanların bu özelliği bizi ne kadar büyülesede
bizi burada ilgilendiren nokta ise herşeyin aslına baktığımızda bu hayvanların gözleri insan
temelinde sağlığın yatması. Işletmenizi birkaç gözü ile kıyaslanıldığında çok daha ilkel bir
defa iflasa sürükleyebilirsiniz veya boşanır yapıya sahiptir. O hayvanların gözleri yaşadıkları
bütün mal varlığınızı kaybedebilirsiniz fakat ortama ve şartlara göre yaratılmış, insan gözü
sağlığınız olduğu müddet o başarıları tekrar elde ise bu dünyanın bütün güzelliğini görebilecek ve
etme şansına sahipsiniz. O yüzden sayın yaşadığı ortamın bütün boyutlarını
okurlarımız bu ülkenin en değerli nimeti yeraltı kavrayabilecek şekilde tasarlanmış, örneğin;
zenginlikleri veya genç nüfusu değil bu ülkenin bizler renkli veya üç boyutlu görürüz, hayvanlar
en değerli nimeti vatandaşlarının sağlığı. Lütfen göremez.
menfii çıkarlar uğruna ulusal değerlerimizi
satarak bizlere emanet edilen şu kutsal Elektromanyetik akımlar
İnsan gözü elektromanyetik akımların sadece egolarının kurbanı olur. Belirli bir statüye ulaşıp
belirli bir dalga boyutunu görebilir bu da doğaüstü güçlere sahip olduğuna iddia eden bir
380nm-780nm arasındaki dalga frekanslarına uzman; “ben bunu yapamıyorum veya
sahip olan boyut. Bu kısıtlama ile yaratılmış göremiyorum” cümlelerini egosuna söylettiremez
olmamızın ise çok basit bir nedeni var; ve ortaya fizik yasalarına aykırı, saçma bir iddia
evrendeki cisimler iki türden, maddeye ortaya çıkar. (1) Eğer o uzmanlar bunları
dönüşmüş cisimler ve enerji boyutunda kalmış görebilmiş olsaydı, o zaman bunu bütün insanlar
cisimler. İnsanoğluda sadece maddeye dönüşmüş görebilirdi çünkü isanoğlunun gözü her insanda
cisimleri görmekle sınırlandırılmış, enerji eşit yaratılmış. (2) Eğer insanoğlu evrendeki
boyutlarını görebilmesi yasaklanmış, maddeye dönüşmüş cisimlerin yanında birde
perdelenmiş. Örneğin; bizler ne cinler alemini maddeye dönüşmemiş, enerji boyutunda olan
görebiliriz ne baz istasyonundan cep elektromanyetik akımları görmüş olsaydı o
telefonumuza akan elektromanyetik frekansları zaman insanoğlu madde ile madde olmayan
ne de uydu çanağımıza gelen tv veya radyo cisimleri birbirinden ayırtedemez halde olurdu,
yayınlarını. Gözlerimiz sadece madde boyutuna bu da sayın okurlarımız dünyadaki yaşamı bir
sınırlandırılmış ve maddelerde güneş ışınların kaosa sürüklerdi.
tam 380-780 nm arasındaki dalga boyutlarında
yansıma yapar, yani insan gözün algılayabildiği Not: bazı uzmanlar bu akımları görebileceğinizi
elektromanyetik boyutta. söyler ve şöyle bir tavsiyede bulunur; lavobaya
gidiniz ve loş bir ortamda aynaya bakınız, o
aynada bedeninizin enerjisini görebilirsiniz, der.
Gerçekden de bu uzmanlar bir şeyler görebiliyor
olabilir fakat bunu sizler veya bizler
göremediğimiz an insanın aklına farklı
düşünceler gelir. Örneğin; o esnada o insanların
göz perdeleri cinler tarafından etkilenip belirli
enerji akımları kendilerine göstertilebilinir. O
an farklı bir varlığın etkisi altında olduğunu
kendiside bilmiyor olabilir. Gördükleri doğru
olamaz mı hocam diye sorarsanız? Olamaz, biz
bu olaya bilimsel yaklaşmalıyız. (1) Gözünüzün
fizyolojik yapısı ya bir şeyi görecek şekilde
yaratılmıştır ya da göremeyecek şekilde, siz
gözü loş ortamlara sokarak gözü zorlayarak
görmeye kadir olmadığı şeyleri görmeye
zorlayamazsınız. Eğer gözünüz bunu görecek
şekilde yaratıldıysa zaten bunu her ortamda
görürdü. (2) Eğer onların gördüğü normal olmuş
olsaydı o zaman bizler ve toplumun tamamı aynı
Sonuç
şeyi görürdü çünkü insanoğlunun gözü birbirine
İnsan gözü ne gamma ışınlarını, ne x ışınlarını, ne eş yaratılmış. Fakat onlar görüyor ve toplumun
morötesini, ne kızı ötesini, ne de radyo %99.999 göremiyorsa ve gördüklerini iddia
dalgalarını görebilir. İnsan gözü ne ettiği şey gözün fizyolojik yapısına ve fizik
havaalanındaki ısı kameraların yerini alabilir ne kurallarına ters ise o zaman bizler bunun başka
de baz istasyonlarına akan cep frekanslarını alemler ile bağlantılı olduğunu düşünmeliyiz.
görür. Bu tür iddialarda bulunan uzmanlar
hissedilir mi zaman bu akımlar hissedebilir hale gelir. Bazıları
oturdukları yerden ahkam kesilir, siz lütfen bu
Bioenerji bedenimizin ürettiği enerjiler için bilim düşmanı, geri kalmışların boş laflarına
atanan genel bir terim. İnsan bedeninde mistik kanmayın. Eğer bu konularda bilgin olmak,
kaynaklı enerji bulunmaz bunu bu yazımız doğruları öğrenmek istiyorsanız o zaman kalkıp
vesilesiyle tekrar analım. İnsan bedeni enerji neden sadece eliniz ile dokunduğunuzda elektrik
boyutunda sadece ısı ve elektromanyetik çarpması yaşanır sorularını kendinize
enerjisini üretir ve içinde barındırır. Bu iki soracaksınız ve bunları araştıracaksınız. Ancak
enerji türünün biri diğerinden farklı ve farklı bu şekilde önyargılardan arındırılmış, doğru
fiziksel kanunlara göre hareket eder, o yüzden bilimsel sonuçlara varabilirsiniz ancak bu şekilde
açıklamalarımızı ısı- biyoenerjisi ve elimizin triboelektrik özelliklerini keşfedebilir
elektromanyetik-biyoenerjisi olarak ikiye veya vücudumuzu saran yağ tabakasının
ayıracağız. insülasyon özelliklerini veya kıl köklerinden
yoksun avuç içlerin önemini anlayabilirsiniz.
Isı- bioenerjisi Bioenerji uzmanlarında özel bir yetenek
bulunmaz onlar yaratıcının kendilerine sunduğu
Isı yaşadığımız doğanın bir parçası ve insan cildi
imkanlardan faydalanır, nedir bu imkanlar?
bu ısıyı hissedebilecek reseptörler ile donatılı.
Ellerimizin anatomik ve fizyolojik özellikleri ve
Terapistiniz rahatsız bölgenize dokunduğu an,
doğanın fizik yasaları! Buna inanmakta zorluk
terapistinizin elindeki sıcaklığı rahatlıkla
çeken insanlar, lütfen cehaletlerini
hissedebilirsiniz. Bu ısı bir makina tarafından
konuşturmasınlar, gitsinler bir biyoenerji
değilde biololojik bir canlı tarafından üretildiği
uzmanından bir kaç gün seans alsınlar ve bu
için buna ısı- bioenerjisi denilir. Isının kaynağı
akımların hissedilip hissedilmediğini bizzat
ne olursa olsun, ısı hissedilebilir hissedildiği
kendi bedenlerinde tecrübe edinsinler.
içinde ısı- bioenerjisinin hissedildiği iddiasını
rahatlıkla yapabiliriz. Doktor büyüğümüzle geçen diyalog

Elektromanyetik- bioenerjisi Bir gün doktor abilerimden birisi ile bir


diyaloğum geçti, bu diyaloğu sizinle burada
Bedenlerimizdeki elektromanyetik akımların
paylaşmak isterim, kendisi; yazılarımızın gayet
varlığı tartışılmaz, ancak bizler bu akımları
mantıklı olduğunu fakat her mantıklı olanın
hissedebilir miyiz? Evet, hissedebiliriz.
doğru olmayacağına, yönelik bir yorum yapar.
Hastanın bunu hissedebilmesi bir iki seans
Kendisine cevabım şu olur; doğru her mantığa
alabilir ve hissettiği an bu akımlar deri altında
yatan şey doğru olmayabilir ancak hayatta iki
veya şifalanan bölgede bir karıncalanma,
türlü mantık vardır; birisi hayat tecrübelerinden
manyetik dalgalanma veya benzeri bir duygu
elde edilmiş mantık diğeri ise bilimsel verilere
şeklinde hissedilir. Sayın okurlarımız hiç eliniz
dayanan mantık. Örneğin; bir elin nesi var iki elin
ile bir yere dokunduğunuzda küçük bir elektrik
sesi var, bu sözün doğruluğunu çoğumuz bilhassa
çarpması yaşadınız mı? Bu sizdeki
büyüklerimiz hayatlarında çoğu defa tecrübe
elektromanyetik bir akımın karşı tarafa
edinmiştir. Hayat tecrübelerinden edinmiş bu
zıplamasıdır. Bu akımlar bilinçaltında akar,
mantık ama her defasında doğru olmak
bizler bu elektromanyetik akımların bedenimizin
zorunluluğunda değil, bazen insan kendi başınada
içinden girip çıktığını farketmeyiz. Ne zaman
kimseye ihtiyaç duymadan hayatta çok başarılı
bedenimiz bu akımları istediği şekilde deşarj
olabilir. Bir de bilimsel zemine dayanan mantık
edemez veya ne zaman beynimiz ile
vardır; örneğin, armut ağacı elma vermez. Bu
avuçlarımızın içine odaklanıp büyük bir
bilimsel veriye dayanan bir mantık, bir
elektromanyetik potansiyel güç oluştururuz o
atasözüdür. İşte biz yazılarımızda bunu Evrendeki cisimler iki türdendir, birisi maddeye
yapıyoruz, biz yazılarımızda hayat mantığı ile dönüşen diğeri enerji boyutunda kalan cisimler.
değil bilimsel mantık ile hareket ediyoruz ve Bu iki cisim birbiri ile iç içe yaşasada birbirleri
sizde bilimin bu mantığına inanmak ve saygı ile anca enerji boyutunda iletişime geçerler,
göstermek zorundasınız. 4x4=16 dır, bilimin madde boyutunda birbirleri arasında temas
mantığı bu ve siz keyfinize uyduğu zaman 16 gerçekleşmez. Neden diye sorarsanız? Madde
keyfinize uymadığı zaman 15 diyemezsiniz. Eğer ile enerjinin tek ortak noktası bulunur o da
siz kendinizi bilim adamı olarak görüyorsanız o enerji, madde enerjiyi etkileyemez çünkü
zaman siz bilimsel mantığa boyun eğmek enerjinin madde boyutu yok, enerjide maddenin
zorundasınız ve eğer bu konu hakkında fazla katı kütlesini etkileyemez çünkü kendisi katı bir
bilgim yok veya tecrübem yok veya araştırmam madde değil. Birbiri arasındaki temas sadece
yok diyorsanız o zaman cehaletinizi yüzeye enerji boyutunda gerçekleşir bu da maddeyi
çıkarmaktansa, susacaksınız, yorum sağa veya sola hareket ettirebilecek güçte
yapmayacaksınız! olmaz. Doğal ortamda ne enerji maddeyi hareket
ettirir ne de madde enerjiyi. Burada “doğal”
Biyoenerjiyi hastaya hissettirmenin önemi kelimesini kullanıyoruz çünkü suni ortamlarda
örneğin; makinaların ürettiği enerji ile (lazer)
Bu enerji akımlarını hastaya hissettirmek her cisimlerin madde boyutunu etkileyebilirsiniz, bu
açıdan çok önemlidir, bilhassa hastanın şifaya ama makinalara has bir olay cünkü doğa
karşı beslediği psikolojik tereddütleri ve cisimlerin madde boyutunu etkileyebilecek
önyargılı yaklaşımı kırmak için bu akımlar güçte enerji salgılamaz. Sayın okurlarımız cep
hastaya hissettirilmeli. Bioenerji ve benzeri telefonlarında veya radyo akımlarında olduğu
uygulamaları şarlatanlık ve hurafe olarak gören gibi enerji boyutunda var olan akımlar madde ile
insanlar dünyamızın halen düz olduğuna inanır. fiziki temasa girmez, bu tür enerji akımları
Gerçeği öğrenmekden korkan bir insan, uçağa maddenin içinden girer-çıkar. Aksi takdirde
atlayıp dünyanın düz olup olmadığına bakmaya uydudan çektiğimiz tv programları veya baz
cesaret edemez. Bu insanlar oturdukları yerden istasyonlarından cep telefonlarımıza akan
fetva vereceklerine bir enerji uzmanına çıkıp bu akımlar bizlere ulaşmak için binaları ve duvarları
akımların var olup olmadığını veya bu akımların kenara itmek zorunda kalırdı. Doğada enerjilerin
hissedilip hissedilmediğini kendi bedenleri maddeleri hareket ettirebilmesi fiziki kurallara
üzerinde araştırmış olsalar belki o zaman bu aykırıdır, o yüzden bu tür şovları yapan kişilere
kalıplaşmış zihniyetler “gerçek“ aydınlanma kanmayın, bunlar şovlarını kendi enerjiler ile
nimetine erişebilir. değil bunu cinler alemin gücü ile yapar.
maddeler hareket ettirebilinirmi
Sonuç

Türk halkın gösterişe yönelik bir zaafiyeti var İnsan bedeni sadece ısı ve elektromanyetik
ve bazı enerji uzmanları bu merakı kendi enerjisini üretir ve bu iki enerji türüde doğal
reklamlarını yapmak için kullanır. Bu uzmanlar bir ortamda maddeleri hareket ettirme gücüne
farklı tv programlarına çıkarak birilerini ayağa sahip değil. Çevremizdeki tv, radyo veya cep
kaldırır ve dokunmadan onların bedenini sağa- frekanslarıda elektromanyetik türden ama siz
sola veya öne-arkaya doğru sallatır. Bu bu akımları hedefe ulaşırken maddeleri kenara
yazımızda bu konuya bir açıklık getirmeyi ittiğini görmezsiniz. Tam aksine bu akımlar
arzuluyoruz, bioenerji ile cisimleri veya hedeflerine ulaşmak için duvarları delip geçer,
bedenleri hareket ettirmek mümkün mü? fiziki anlamda onlar ile temasa geçmez. Bu tür
iluzyonlara veya oyunlara kanmayın, bu insanlar
Cisimlerin madde ve enerji boyutu
bu gösterileri bioenerji ile değil farklı alemlerin Yaptığımız uygulamaların bilimsel altyapısını
gücü ile yapmakta. (1) Eğer bu uzmanlar bilmemiz neden bu kadar önemli? Bilim bize bir
kendilerindeki enerji ile maddeleri gerçekten sonraki olayları hesaplayabilme imkanını sunar,
harekete geçirebiliyor olmuş olsalar, o zaman bu alınan sonuçları tekrarlayabilme olanağını tanır.
uzmanlar insan bedenini sağa-sola itmekle Biz şifaya başlamadan önce bir sonraki olayları
yetinmez, onlar bu güç ile çevrelerindeki hesaplarsak hastalarımızı uygulamamızın
eşyalarıda havada uçuştururdu? Siz ama onların zararlarından koruyabiliriz. İkincisi bilimsel
bunu yapabildiğini görüyor musunuz? (2) hesaplara dayalı uygulamalar size her hastada
Çevremiz bin bir çeşit doğal ve yapay enerji aynı neticeyi almanızı sağlar, aksi takdirde
boyutu ile kuşatılı, eğer evrendeki herhangi bir bazen sonuç alır bazende almazsanız bu da
enerji türü eşyayı hareket ettirme gücüne sahip uygulayıcı olarak güvenilirliğinizi yetirmenizi
olsaydı, o zaman bizler ve çevremizdeki eşyalar sağlar.
havalarda uçuşur, bildiğimiz yerleşik düzen
kaybolur, evren kaosa sürüklenip canlılar için Bilimsel verilere göre hareket etmeyenler, bilim
yaşanılamaz bir hal alırdı. dünyası ile uzaktan yakından ilgisi olmayanlar
sadece kendilerindeki yetenekler ile yola
Not: bazı insanların metal kaşıkları çıkanlar, kendi cehaletlerini örtmek için mistik
yamulttuğunu görmüşsünüzdür, bunlara kanmayın enerji veya evrensel güç kavramlarını sık, sık
bunlar iluzyon ve gerçek dışıdır. Hiç merak kullanırlar. Onlar anlamadıkları veya
etmediniz mi bu insanlar neden kaşıktan başka anlatamadıkları olaylara mistik enerji, evrensel
bir şeyi yamultamaz? Eğer bu insanlarda güç veya biyoenerji der ve insanların binbir
metalleri yamultabilecek güç olsaydı o zaman çeşit sorularını bu şekilde susturup kendi
onlar x-men cizgi romanlarındaki "magneto" bilgisizliklerini gizlemeye çalışır. Sayın
lakaplı adam gibi metalden oluşan bütün eşyayı okurlarımız; gizemli veya mistik kelimelerini
yamultup kontrol ederlerdi. kullandığınız an kimse size bunun ne olduğunu
sormaz çünkü ismi üzerine gizemli, kimse sizden
uzaktan seans mümkün mü bunun açıklamasını beklemez. O yüzden bu tür
kelimeleri uygulamalarının bilimsel altyapısını
Müslümanlar ölmüşlerin ruhlarına fatiha bilmeyen kişiler kullanır, onlar bu kelimeler ile
okudukları zaman, dini inancı olmayan insanlar kendi cehaletlerini ve bilgisizliklerini örtmeye
buna güler, fatiha o kişiye nasıl ulaşacak diye çalışır.
bir de üstüne dalga geçer. Düne kadar
müslümanların bu inancına gülenler, alternatif Uzaktan seans mümkün mü?
tıp yöntemleri yaygınlaştıkça, bir bakmışsınız
kendileri bu sefer uzaktaki birilerine enerji Yazımızın ilk bölümünde bilimsel altyapının
göndermeye başlamış. Bu şaşmış, ilahi önemine vurgu yaptık çünkü uzaktan şifa
aydınlıktan ve hidayetten yoksun bırakılmış, amaçlayan kişilerin bu uygulamanın bilimsel
uzak kılınmış varlıklar birine enerji altyapısını bilmediklerini görüyoruz. O yüzden
gönderdiğinde veya bunu onların budist hocaları uygulamalarınızın bilimsel altyapısını herzaman
yaptığında onlar bilgin ve üstün oluyor ama bunu araştırın ve sorgulayın, birileri bunu yapıyor
müslümanlar yaptığında müslümanlar cahil ve diye sizde bunu sorgulamadan ve araştırmadan
gerici, bu ne perhiz ne lahana turşusu. benimseyip uygulamaya kalkışmayın. Beyin gücü
ile uzaktan birine seans uygulamak mümkün
Yaptığınız uygulamaların bilimsel altyapısını fakat burada uzmanların hesaplayamadığı veya
bilin bilmediği iki püf nokta var. Bir; beyininizin
uzaktan birine seans uygulayabilmesi için
beyininiz o kişinin enerjisini daha önceden
tatmış olması bir önkoşuldur, yani beyininiz Herhangi bir kişiye uzaktan seans yapmak
enerjisini tanımadığı birisine uzaktan seans mümkün, bunun ön koşuluda o kişinin enerjisini
uygulayamaz. İkincisi; kablosuz her türlü akım, daha önceden beyininize hissettirmiş olmanız.
başkaları tarafından müdahele edilmeye, Gelelim ikinci konumuza; kablosuz
okunmaya ve kullanılmaya açıktır (örneğin; wi-fi, mesajlaşmalarda, akımlar bir yerden başka bir
kablosuz internet bağlantısı veya cep yere ulaşıncaya kadar bu akımlara başkaları
telefonları). Beyinin başka birisine gönderdiği rahatlıkla müdahale edip, içeriğini manipüle
bu kablosuz akımlar farklı varlıklar, yani cinler edebilir. Elinizi hastaya dokunarak seans
tarafından müdahale ve manipüle edilmeye yaptığınızda bunu sabit hattan bir arama olarak
açıktır, bu da hastadan alınan sonuçların veya düşünün, uzaktan seanslar ise cep telefonu ile
verilerin sizi yanıltmasına sebep olur. haberleşmeye benzer. İki kişi arasındaki bu
kablosuz iletişim farklı kişiler tarafından
Enerjisini bilmediğiniz birini evrende bilhassa cinler tarafından manipüle edilmeye
bulamazsınız açıktır. Böyle bir riskin varoluşunun en güzel
örneğini ve kanıtını Kur‘an-ı Kerimin indiriliş
Beyininiz evrendeki her hangi birisine enerji şekli sergiler. Kur‘an-ı Kerimin Ayetleri
gönderebilmesi için onu ilk önce evrende elektromanyetik bir mesaj şeklinde
bulabilmesi gerek, bulabilmesi içinde onun Peygamberimiz s.a.v indirilmiştir. Gökten inen bu
enerjisini yani adresini daha önceden tatmış elektromanyetik mesajlara vahiy denilir. Cebrail
olmalı. Örneğin; ben size bir elmanın, armutun, a.s‘ın görevi ne idi? Gökten indirilen bu
şeftalinin vb tadını hayal etmenizi istesem, elektromanyetik mesajlar peygamberimize
beyininiz size onun tadını hemen gözünüzün ulaşıncaya kadar şeytan tarafından manipüle
önüne getirebilir. Fakat ben size daha önce edilme riskine sahipti. Şeytanın bu mesajları,
tatmadığınız bir meyvayı sorsam beyininiz buna yani ayetlerin içeriğinde değişiklikler yapmaması
bir tat üretemez veya ben size gözlerinizi için Cerbail a.s. bu ayetlerin inişine özel koruma
kapatın ve köyünüzü hayal edin dediğim zaman olarak eşlik etmiştir. Buradan çıkaracağımız
beyininiz sizi anında köyünüze taşır ve ders şudur; uzaktaki birisine enerji
çocukluğunuzu geçirdiğiniz sokakları ve olayları gönderiyorsanız o zaman bu enerji akımlarına
gözünüzün önünde canlandırır. Beyin için mekan başka varlıkların müdahale etme şansına sahip
ve zaman olayı yoktur, beyin sizi istediğiniz olduğunu bilmelisiniz. Eğer bir gün uzaktan
zamana veya mekana taşıyabilir. Ancak burada seans uygular ve hastanız bir halden başka bir
dikkat etmeniz husus, beyin anca duyu organları hale girerse bunu sizin enerjiniz mi yaptı yoksa
ile daha önceden tattığı şeyleri sizin farklı bir varlığın katkısı sayesinde mi
hizmetinize sunabilir, enerjisini daha önceden gerçekleşti? İşte bunu ayırtetmeniz mümkün
hissetmediği bir kişi veya mekan ile iletişim değil ve ayırımını yapamadığınız bir şeyden de
kuramaz. Ben bunu yapabiliyorum diyorsanız, uzak durmanız sizin ve hastalarınız için daha
bunu bilimsel olarak kendi beyin gücünüz ile hayırlı olabilir.
yapmanız mümkün değildir ve bu yazımızda bunu
anlamanız çok önemlidir. İşte bilim burada Uzaktan bir seans yapmanın sağlıklı yolları
devreye girer, biz bilimsel olarak beyinimizin var mı?
sınırlarını bilmeliyiz, bilmeliyizki bu sınırların
dışında gerçekleşen her olaya daha farklı bir Birilerin sizin akımlarınıza müdahale etmesinden
göz ile bakabilelim. korkuyorsanız, kendinizi ve hastanızı korumak
istiyorsanız, yani gönderdiğiniz mesajların
Kablosuz iletişim yolları dinlenilmeye ve başkaları tarafından dinlenmesini, manipüle
manipüle edilmeye açıktır edilmesini istemiyorsanız kablosuz iletişimden
vazgeçin, hastanıza direk temas ederek seans geçerli bir durum değil. Siz dünyanın en etkili
uygulayın. Acil bir durum ise ve uzaktan seans ilacını kullansanızda, dünyanın en iyi hekimini
yapmak zorunda iseniz o zaman beyininize getirsenizde, eğer hasta o ilaca veya hekime
enerjisini daha önceden hissettirdiğiniz inanmıyorsa o zaman sizin şifanız başarılı
insanların seansını üstlenin ve seanslarınıza olamaz. Fakat bütün tıbbi veya doğal
“Euzu Besmele” çekerek başlayın. Euzu Besmele uygulamalar içinde hastanın inancına en az
ile başlayan olayların enerjisine cinler ihtiyaç duyan yöntemler bioenerji, reiki, şakra
dokunamaz, örneğin yemek veya Kur’an-ı Kerim. veya akupunktur gibi uygulamalardır, bunun
Euzu Besmele şifreler, o akımları kodlar, nedenlerini bu yazımızda sizlere açıklamaya
örneğin yediğiniz besinlerin enerjisini kodlayıp çalışacağız. Bioenerji seansından faydalanmak
cinlerin o besinlerin enerjisine ortak olmasına, o için buna inanmanız gerekmez, nedenlerini şu
besinlerin enerjisinden faydalanmasına izin şekilde sıralabiliriz;
vermez. Euzu Besmele’nin dinimizdeki önemi ve
görevi budur; Euzu Besmele şifreleyicidir, Euzu Fiziğin temel yasaları sayesinde inanmanıza
Besmele hem ibadetlerinizi kodlar, dualarınızın ihtiyaç duyulmaz
içeriğini cinler tarafından müdahale edilmesine
izin vermez, hem sizin günlük hayatınızı kodlar, Hayatta bazı şeyler vardır ki onların varlığını
cinlerin günlük hayatınızı manipüle etmesine, inkar etsenizde onların etkisinden kaçamazsınız,
müdahil olmasına izin vermez, o yüzden Euzu örneğin; siz uydudan veya baz istasyonundan cep
Besmeleyi hayatımızdan eksik etmemeliyiz. Artı telefonunuza akan elektromanyetik akımları
üstlendiğiniz seanslarda, hasta seans esnasında görebiliyor musunuz? Siz bu akımların varlığına
çok farklı hallere ve hislere dalıyorsa bunun inanmasanızda akımlar cep telefonunuza
kendi gücünüz ile değil başka varlıkların sizin geldiğinde cep telefonunuz çalar. Siz bu cep
akımlarınıza müdahale etmesi sonucu ortaya telefonların yaydığı frekanslara inanmasanızda
çıktığı ihtimalinide her zaman göz önünde bedeniniz bu akımlardan etkilenir ve bir gün
bulundurun. Eğer herhangi bir uygulamanızda beyin kanserine yakalanma riski ile karşı karşıya
doğaüstü bir sonuç ile karşılaşırsanız bunu bir kalırsınız. (1) Pozitif veya negatif akımlara
insanın yapabilmesi mümkün mü değil mi, onu maruz kalan her madde, canlı veya cansız
ayırt edebilecek ilim ile kendinizi donatın. Bu bundan etkilenir. Bu akımların kaynağı ister
şekilde hem kendi egonuzun yükseklere uçmasını insan olsun, ister bir pınar, ister cep telefonu.
engellersiniz hem farklı yaratıkların sizler ile (2) Doğadaki akımlar her zaman yüksek
oyun oynama, hastanıza temas etme, orantıdan kendisinden az olan bölgeye doğru
seanslarınıza müdahale etme ihtimalini ortadan akar. Evren bu şekilde her yerde eşit dağılım
kaldırırsınız. arzular. Örneğin; soğuk bir taşa oturduğunuzda
bedeniniz daha sıcak olduğu için bedeninizdeki
uygulamaya inanmak mı gerekir ısı taşa doğru akar ve sizde üşütme hissi oluşur.
Eğer taşın ısı derecesi sizin bedeninizden daha
Bazı bilim adamları seanslarda alınan sonuçların fazla ise o zaman ısı taştan sizin bedeninize
tamamen psikolojik boyutta olduğunu ve doğru akar ve sizde yandım hissi oluşur. Bu
hastanın buna inandığından dolayı iyileşmenin akımlar doğaldır ve bu akımları harekete
gerçekleştiğini iddia eder. İlk önce şunu geçirmek için sizin inancınıza ve onayınıza
bilmelisiniz dünyada yapılan her hangi bir şifa ihtiyaç duyulmaz.
uygulamasının başarıyla sonuçlanabilmesi için ilk
önce o şifa yöntemine inanmak gerekir. Her şey Bu yayılım prensibi doğrultusunda, eğer bir
beyinde başlar ve beyinde biter. Bu temel bir enerji uzmanın elindeki ısı veya elektromanyetik
kural ve sadece elle şifa içeren uygulamalar için potansiyal hastanın bedeninden daha fazla ise
akımlar hastaya doğru akar ama eğer hastanın
ısı veya elektromanyetik potansiyeli daha fazla Bir doktor arkadaşımız buna şöyle bir açıklama
ise o zaman akımlar uzmanın eline yönelir. Bu getirir; mutluluk veya pozitif düşünceler
akımları harekete geçirmek için enerji uzmanın esnasında beyin mutluluk hormonları salgılar ve
veya hastanın inancına ihtiyaç duyulmaz. Temas bu mutluluk hormonların salgılanması bedendeki
kurulduğu an akımlar yüksek orantıdan somut sorunların iyileşmesine vesile olur. Bu
kendisinden daha az olan bölgeye doğru akın hekim arkadaşımızın açıklaması gayet mantıklı
eder. Fizik tedavi merkezlerinde kullanılan ısı ve bilimsel fakat bu açıklama bize sadece tıbbın
veya buz tedaviside aynı prensip üzerine çalışır içinde bulunduğu acı gerçeği gösterir, bize tıp
ve kullanılan o ısılar veya buzlarda dokuları dünyasının ne kadar kalıpsal düşünceler
etkilemek için ne sizin onayınıza ihtiyaç duyar dahilinde hareket ettiğini, olaylara ne kadar
ne de sizin inancınıza. Isıyı veya buzu yüzeysel ve tek boyutdan, yani madde
dokularınıza temas ettirdiğiniz an akımlar bir boyutundan baktığını gösterir daha fazlasını
yönden diğerine kendiliğinden akmaya başlar. değil. Bu açıklama ne bundan daha fazlasını
gösterir ne de bundan daha fazlasını açıklar.
İnanma iddiasında bulunanlar mantıksal yanılgı Bir; eğer pozitif düşünceler sayesinde
içindeler gerçekleşen iyileşmeler dopamin, serotonin,
endorphine, oxytocin, noradrenalin veya
Bioenerji seanslarında alınan sonuçların phenethylamin gibi mutluluk hormonlarına
tamamen psikolojik boyutta olduğuna savunan bağlanılırsa aklımıza bu sefer şu soru gelir;
bilim adamları mantıksal bir hata içinde bulunur. soyut bir kavram yani bir düşünce, somut bir
Mantıksal hata şurada yatar; eğer hastanın oluşumu yani mutluluk hormon salgılamasını nasıl
iyileşmesi, onun buna inandığından dolayı tetikler? Gördüğünüz gibi kalıplaşmış bakış
kaynaklanıyorsa o zaman aklımıza şu soru gelir: açıları ve yüzeysel bilgiler her zaman açıklar
soyut bir kavram olan beyindeki bir duygu verir, akılda soru işaretleri bırakır.
bedendeki somut bir sorunu nasıl iyileştirir? El
ile tutulamayan ve göz ile görülemeyen soyut bir Tıp dünyası bedenimizdeki her oluşuma madde
kavram olan "inanmak", el ile dokunabilinen ve boyutunda bir açıklama getirmeye çalışır, bu
göz ile görülebilinen vücuttaki somut bir israrı sürekli yanılgılar eşliğinde olsada onlar bu
oluşumu nasıl tedavi edebilir? Aralarında bir art niyetli inattan bir türlü vazgeçmez. Tıbbın
mesafe var, beyin ile beden arasındaki hangi gösterdiği bu cehalet ile cahil bir ninemizin cep
hat, hangi güç veya hangi bağlantı bu iletişimi telefonlarına sesler nereden gelir veya
kurup rahatsızlığı iyileştirir? Eğer bir hastanın televizyonun içindeki insanlar nereden çıktı
iyileşmesini sağlayan yapılan uygulama değilde, demesi arasında bir fark yok, ikiside olaya
hastanın bu şifaya inanması ise o zaman bu bilim madde boyutundan bakar enerji boyutunu yok
adamları inanmanın bedendeki somut bir sorunu sayar. Cahil vatandaşımızın cehaletini yine özür
nasıl şifa ettiğini açıklamalı. Herkez ortaya bir olarak kabul edip güler geçebiliriz ama kendisini
iddia atabilir ancak bir bilim adamı açıklama profesör veya bilim adamı olarak tanıtan
yapmadan önce düşünür, araştırır, verileri birisinin hangi mezareti kabul edilebilinir? Siz
değerlendirir ve sonrasında kanaatini bildirir. inatla ben evimdeki sabit hatlardan başka bir
Aksi takdirde bu tür mantıksal yanılgılar ile her şeye inanmam derseniz o zaman elektromanyetik
zaman karşı karşıya kalır, önyargılar ile akımlar vasıtasıyla uydudan evinize gelen cep
donatılmış iddialarda bilimsel hatalar her zaman telefonu akımların veya televizyon yayınların
olur çünkü önyargı mantığa ve bilime aykırı bir varlığını yok sayarsınız, bu da sadece sizin
eylem. cehaletinizi ve kalıplaşmış hayat görüşlerinizi
yüzeye çıkarır, bilimsel açıdan hiç bir şey ifade
Beyindeki soyut bir oluşum bedendeki somut etmez.
bir sorunu nasıl şifalandırır?
İnsan fıtratı bilim dünyasını kirletmiştir ve neden bu akımların hurafe olduğunu bir tez
halinde sunarsınız.
Tertemiz indirilen dinler onlara tabi olan
insanların nefsi çıkarları ve hayata bakış açıları Akıl gücü, inanma iradesi olmayanlar
tarafından kirletilir. Topluma hizmet amaçlı biyoenerji ile iyileşmekte
kurulan siyasi partiler topluma hizmet etmek
yerine topluma kendi hayat görüşlerini empose Sayın okurlarımız bioenerji ve benzeri enerji
etmeye çalışır. Halkı eğlendirmek ve genç uygulamaları dünyanın dört köşesinde yeni doğan
nesilleri yetiştirmek amaçlı kurulan profesyonel çocuklarda, alzheimer veya komada olan
spor kulüpleri bu hedeflerinden kopar ve hastalar da hatta hayvanlar da çok başarılı
fanatik, kin ve nefret içeren duygular yerlerini sonuçlar elde edilerek uygulanır. Eğer fiziğin
doldurur. İnsan el attığı her noktayı kirletir yasaları beni ilgilendirmez diyorsanız o zaman
çünkü insanın tabiatında kötülük, menfi çıkar aklı ve iradesi olmayan şu hasta örneklerinde bu
gözetmek, kontrol etme ve yönlendirme hırsı tür enerji uygulamaların fayda sağlamasını
bulunur. Maalesef insanın kontrol etme hırsı görmemezlikten gelemezsiniz. Bu hasta
bilim dünyasınıda kirletti, eğer bilim bazı örnekleri bize bu uygulamaların hastanın
grupların hayat görüşleri veya menfii çıkarları inancına bağlı olmadığını gösterir, artı biz
ile örtüşmüyorsa o zaman o konuya bilim hastalarımıza ve öğrenmek isteyenlere bu enerji
literatüründe yer verilmez, o konu bilim dışı akımlarını hissettirebiliyoruz. Sizde bir enerji
olarak lanse edilir. Bilim kitapları doğrudur asla uzmanına çıkın ve bu akımların varlığını bizzat
yalan söylemez derseniz, yanılırsınız. Bilim üzerinizde tecrübe edin, kaybedecek tek şeyiniz
kitaplarını kim basıyor, kim kontrol ediyorsa cehaletiniz olur, elde edebileceğiniz kazanç ise
onların keyfine uyan bilgiler bilimseldir, onların hayatınızı değiştirebilir.
keyiflerine uymayanlar bilim dışı. Bu sapık
sorunlu bölge nasıl tespit edilir
zihniyet Ehl-i Kitap dinlerin ( Hıristiyanlık,
Yahudilik ve İslam) insanı kontrol altında tutmak
Yazılarımızda herkese eşit mesafeli davranmaya
için İnsanoğlu tarafından icat edildiğine inanır
çalıştık, her zaman bilimsel olanı savunduk, vakti
ama nedense kendileri insanları kontrol etmek
geldiğinde kalıplaşmış zihniyetlere sahip olan
için çarpık yollara başvurur. Lütfen bu insanların
profesörleri yerden yere vurduk ama vakti
tuzağına düşmeyelim ve kendimizi ve gelecek
geldiğinde de saçma sapan iddialarda bulunan
nesillerimizi çok iyi bilgilendirelim.
biyoenerji uzmanlarını eleştirdik, vakti
Bilim tez ve antitezdir geldiğinde bazı uzak doğu uygulamaların hurafe
açıklamalarını eleştirdik (şakra) ama vakti
Kirli düşüncelerinizi bilim dünyasından uzak geldiğinde de bazı uzak doğu uygulamalarını
tutun, bilimde sübjektif bakış açılarına ve takdirle andık ve doğruluğunu savunduk
ideolojik düşüncelere yer yok. Her gün yeni (akupunktur). Doğru olanı her yerde ve her
buluşlara imza atan ve atmak zorunluğunda olan ortamda savunalım ama yanlış olanıda hangi
bir bilim dünyasında kalıplaşmış, dinozorlaşmış kaynaktan gelirse gelsin eleştirelim.
orta çağ zihniyetlerine yer yok. Bilim tez ve
antitez'dir. Bir bilim adamı ideolojik görüşleri Bu yazımızda sıkça raslayacağınız bir olayı sizin
ile konuşmaz, bir bilim adamı tezleri ile konuşur, için ele alıp buna bir açıklama getirmeye
tezler sunabilmeniz içinde araştırmalar yapmak çalışacağız; bioenerji uzmanları elleri ile bir
zorundasınız. Doçentlik veya profesörlük bedenin üzerinden gezdirerek bedendeki
makamları yan gelip yatma yerleri değildir, eğer rahatsız bölgeleri tespit edebilir mi? Bioenerji
bu tür akımları hurafe olarak görüyorsanız, o uzmanları herhangi bir filme bakmadan ve tıbbi
zaman makamınıza yakışır şekilde araştırırsınız bir muayene yapmadan rahatsız olan bölgeleri
ellleri ile tespit edebilir mi? Yazılarımızda çevreye daha fazla ısı ve manyetik enerji yayar.
bioenerji uzmanların nice iddialarını ve şovlarını Bioenerji uzmanlarıda ellerini bir bedenin
eleştirdik, bilim dışı ve hurafe olarak üzerinde gezdirirken kurnazlık yapar ve
damgaladık, bu eleştirilere bu yazı ile bir tane herhangi bir yerde manyetik veya ısı yoğunluğu
daha eklenileceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. olup olmadığına bakar ve o yoğunluğu bulduğu an,
Bir hastaya dokunmadan hasta bölgeleri tespit orada bir hastalığın var olduğunu düşünür ve
edebilmek ne kadar imkansız veya mantık dışı genelde de haklı çıkar. Bu uzmanlarda doğaüstü
görünsede, bu şovun altında bilimsel ve çok güç olduğunu sanmayın veya özel bir yetenek
mantıksal bir gerçek yatar. olduğunu düşünmeyin, onlara bu uygulamayı
mümkün kılan bedenimizin enflamasyon
Bilimsel gerçek nedir? mekanizmalarıdır. Not: bu şekilde rahatsız
bölgeleri tespit etmeye çalışabilirsiniz ancak bu
Hasta bölgelerin tıpta 5 tane ana göstergesi şekilde rahatsızlığın kaynağını tespit
var. Bunlar ve bunlara sebep olan mekanizmalar edemezsiniz. Eğer bir enerji uzmanı eli ile
şunlar; sıkıntılı bölgenizi tespit eder ve bununla size
teşhis koymaya kalkışırsa, işte bu noktadan
1. Rubor (kırmızılaşma). Vücut hasta bölgeye
itibaren şarlatanlığa adım atmış olur.
daha fazla kan gönderir, amaç rahatsız
bölgenin iyileşme sürecini hızlandırmak. Kan Enflasmasyon mekanizmaların çevreye yaydığı
dolaşımın o bölgede daha fazla olması o manyetik ve ısı akımları
bölgenin daha fazla kırmızı görünmesine sebep
olur. Her madde atomlardan oluşur ve bunlarda
2. Dalor (ağrı). Sinir uçları uyandırılır. Bu şekilde çevresine manyetik bir akım yayar. Rahatsız
rahatsızlık bilince taşınır ve hastalığınıza bölgelerde daha fazla hücre bulunduğundan
müdahale edilmesi istenir. dolayı, rahatsız bölgeler çevresine daha fazla
3. Tumor (şişkinlik). Rahatsız bölgede daha fazla manyetik akım yayar. Buna bir de rahatsız
kan olması o bölgedeki sıvı oranını artırır ve bölgelerde genişleyen kan damarların o bölgeye
bölge şişer. daha fazla ısı taşıdığını eklerseniz, hasta
4. Calor (ısı). Kan dolaşımın artışı o bölgeye daha bölgeler sağlıklı bölgeler ile kıyaslanıldığında
fazla ısı taşır, bu da o bölgedeki ısı derecesini hem çevresine daha fazla manyetik akım yayar
artırır. hem daha fazla ısı. Bioenerji uzmanıda hasta
5. Functio laesa. Hastalığın kendisi ve yukarki bölgenin tespitinde bu ısı artışından ve bu
enflamasyon mekanizmaları rahatsız bölgedeki elektromanyetik denge bozukluğundan
hücrelerin fonksiyonlarını bozar. faydalanır. Enerji uzmanı elini bedenin üzerinde,
vücuda temas etmeden gezdirirken bedendeki
Biyoenerji uzmanları enflamasyon elektromanyetik ve ısı durumunu hissetmeye
göstergelerinden nasıl yararlanır? çalışır, rahatsız bölge üzerine geldiğinde o
bölgenin elektromanyetik veya ısı akımında bir
Vücudunuzun herhangi bir bölgesi
farklılık hisseder ve bu farklılığı oradaki
rahatsızlandığı an enflamasyon mekanizmaları
rahatsızlığın meydana getirdiğini düşünür ve
devreye girer ve bunun sonucu rahatsız bölgeye
genelde de haklı çıkar.
hem daha fazla sıvı hem daha fazla savunma ve
onarım hücreleri akın eder. Kısacası rahatsız
bölgelerde bedenin diğer bölgeleri ile
kıyaslandığında daha fazla sıvı ve hücre
hareketliliği olur. Bu sıvı ve hücre
hareketliliğinden dolayı rahatsız bölgeler
Sizde bunu yapabilirsiniz

Buna yönelik ilk adımlarınızı şu şekilde


atabilirsiniz; ellerinizin içini birbirine karşı ovun
ve yavaşca birbirinden ayırın. İki elinizin
arasında bir ısı veya manyetik bir duyu
hissetmeye çalışın. Bunu hissetmeniz çok önemli
çünkü hasta bir bedeni eliniz ile taramadan önce
beyninize ilk önce neyi taraması gerektiğini
göstermelisiniz, yani o manyetik duyuları ilk
önce beyninize tattırmalısınız. Bu duyuları
beyninize not ettikten sonra eliniz ile hasta bir
bedeni bir hazine dedektörü gibi taramaya
başlayın. Rahatsız bölgeler sağlıklı bölgelerden
daha yoğun manyetik veya ısı akımı çevresine
Fotoğrafımız çok ilkel ve basit bir çizim ile yayar ve sizde bunu avucunuzun içinde bir yanma
yukarıda anlatmak istediklerimizi görüntüye veya karıncalanma duyusu olarak
döker. Rahatsız bölgelerdeki hücre ve kan hissedebilirsiniz. Bu duyuları herhangi bir
yoğunluğu bedenimizin dışına doğru manyetik/ısı noktada hissettiğiniz an o bölgede bir
akımı yayar ve bioenerji uzmanıda cildin rahatsızlığın var olduğunu varsayabilirsiniz.
üzerindeki bu enerji yoğunluğunu hissetmeye Gördüğünüz gibi olaylar göründüğü gibi uçuk
çalışır. Bu yoğunluk sağlıklı bölgelerde olmadığı veya imkansız değil.
için bu yoğunluğu tespit ettiği noktada
Biyoenerji uzmanları anca duyu organlarından
hastalığın var olduğunu varsayar ve tıbbın
aldıkları bilgiler doğrultusunda hareket eder,
enflasmayon kurallarına görede genenelde haklı
etmeyenler cinler ile ilgilidir
çıkar.
Beyin anca duyu organlarından aldığı veriler
Herkes bu ısı veya elektromanyetik farkı
doğrultusunda hareket eder, bir kanaate varır.
hissedebilir mi?
Eğer çıktığınız uzman hastalığınızı dinlemeden
Elinizde hissetme duyusu varsa sizde bu (kulak), raporlarınızı okumadan (göz), eli ile
akımları hissedebilirsiniz ancak şunuda muayene etmeden (cildimizin duyu organları)
unutmamız gerekir, bir âmânın kulağındaki hastalığınızı size anlatırsa o zaman o kişinin
hassasiyeti gören bir insanda bulamazsınız. cinleri olduğunu bilmelisiniz. Bu kişilerin
Hislerimiz kullandıkça ve eğitildikçe gelişir. karşısına çıkıtğınızda, siz bir şey söylemeden
Biyoenerji uzmanları hastalardaki ısı ve onlar hastalıklarınızı ve hatta geçmişte
elektromanyetik dalgalanmaları hissedebilmek yaşadıklarınızı size anlatmaya başlar, size güya
için ellerini yıllarca hasta bedenlerin üzerinde üstünlüklerini göstermeye çalışır, hava atar. Siz
gezdirir. Uzun yılların bu pratik uygulamaları lütfen bu kayıp ruhlara kanmayın, siz bunları
sonucu onların ellerindeki duyu reseptorları gördüğünüz an oraya girdiğiniz gibi ordan çıkın.
daha hassas bir hal alır. Sizde bu alandaki Gerçek uzmanlar elleri ile rahatsız bölgeleri
pratik tecrübelerinizi geliştirdikçe sizin tespit edebilir, edebilir çünkü burada önemli
ellerinizde manyetik ve ısı akımlarına karşı daha olan duyu organlarınızın birisinden
hassas bir hal alabilir ve bir gün sizde çok küçük faydalanmanız. Beyin bir kanaate varması gerek,
ısı veya manyetik değişimleri ayırt edebilecek buna varabilmesi içinde duyu organların
seviyeye gelebilirsiniz. birisinden kendisine bilgi sunulmalı ve bu görevi
cildinizin ısı ve manyetik reseptörleri görür.
Nasıl elinizin tersiyle çocuğunuzun alnına temas merkezleride duyu organlarıdır. Gözün
edip ateşi olup olmadığına bakarsınız, biyoenerji görmediği, kulağın duymadığı, ellerin
uzmanlarıda ellerin içi ile hastalarına bunu hissetmediği bir şeyi beyin bilemez. Bu
yapar. Hasta bölgeleri ellerimiz ile tespit insanlara; “beni daha önce hiç görmediniz,
edebilmemiz hurafe bir uygulama değil, tam hakkımda hiç bir şey duymadınız hakkımda bu
aksine bu tamamıyla bilimsel bir uygulama ve bilgileri size kim anlattı”, diye sorunuz.
bilimsel bir altyapıya sahip. Elleriniz bir hazine “Biyoenerjim ile bunları biliyorum” derse, ona;
dedektörü veya bir MR cihazı gibi sorunlu ”sizin enerjiniz benim geçmiş hikayeme ne
bölgeleri tespit edebilir ancak bu uygulama ile zaman tanık oldu, ne zaman gördü, kimden
deri altında neler olduğunu, bu manyetik duydu”, diye sormaya devam edin, belki sonunda
dengesizliklerin kaynağının ne olduğunu bu şahıslar bir cinle ilişki içinde olduklarını
bilemezsiniz. Bunu öğrenmek içinde bir hekime itiraf ederler.
çıkıp teferruatlı bir muayeneden geçmelisiniz.
Herkes haddini ve sınırlarını bilmek zorunda. Nabız ve gözlere bakarak teşhis konulamaz,
bu noktaları cinler kullanır
hastalıkların teşhisi mümkün mü
Kendilerini biyoenerji uzmanı olarak lanse eden
İnsan bedenin ürettiği ısı ve elektromanyetik bazı şahıslar nabzınıza ve gözlerinize bakarak
enerjisi ile yapılan şifa uygulamalarına bioenerji hastalıklarınızı size anlatır, bu tür şovlara
denilir. Elinizden çıkan bu ısı ve elektromanyetik lütfen kanmayın; o noktalardan ne hastalıklar
enerjisi ile hasta bölgeleri tespit edebilirsiniz, bilinir ne de geçmişte yaşadığınız olaylar.
fakat bu enerji ile hastada hangi hastalıkların Medyumcuların kahveye veya suya bakması gibi
var olduğunu bilemezsiniz. Isı veya nabız ve gözde sadece cinlerin varlığını
elektromanyetik akımlar bizler ile ne konuşur ne gizlemek, cinlerin insan ile iletişime geçme
de bizlere hastanın özgeçmişini anlatır. Evrende yollarından bazılarıdır. Teşhisleri nabız veya
konuşan ve insanlar ile iletişime geçen tek bir gözler değil teşhisleri ancak beyinler koyar ve
enerji boyutu var o da cinlerin enerji boyutu. beyinlerde duyu organlarından aldığı veriler
Kendinde var olan enerji ile sizdeki hastalıkları doğrultusunda hareket eder. Sorular sormadan,
teker, teker anlatabileceğini iddia eden birisi gözle keşif yapmadan, el ile muayene etmeden
bunu kendi bedenin ürettiği enerji ile yapması beyininiz başka birisi hakkında hiç bir bilgiye
mümkün değil, bu kaplıcadaki suların, yani ısının sahip olamaz. Siz bu tür iddialarda bulunan
sizinle konuşup size hastalıklarınızı şarlatanlara kanmayın. Bu şahıslar piyasada cinci
anlatabildiğini iddia etmeye benzer, bu tür hoca veya medyumcu olarak tanınmak
saçma ve hurafe iddialara kanmayın ve bunu istemedikleri için kendilerini bioenerji uzmanı
iddia eden insanlardan uzak durun. olarak tanıtır ve bu yeteneklerini bioenerji
vasıtasıyla elde ettiklerini iddia eder. Bunun en
Teşhis koyanların duyu organlarını kullanıp üzücü tarafı, bu şarlatanlar bioenerji mesleğinin
kullanmadığına bakın arkasına sığınarak bioenerji gibi çok asil bir
mesleği külfet altında bırakır, onun namını
Eğer tanımadığınız ve ilk kez karşılaştığınız kirletir, topluma biyoenerjinin cinlerle ile ilgili
birisi size geçmişte yaşadığınız olayları teker, olduğu izlenimini verir.
teker anlatmaya başlarsa, ona şu soruyu sorun;
beni tanımıyorsunuz, beni ilk defa görüyorsunuz, 6. his veya üçüncü göz gibi kavramlar
hakkımda bu bilgileri nerden aldınız? Teşhisleri hurafedir, bu cinlerin bir oyunudur
beyin koyar ve beyinde bir bilgisayar gibi işler,
yani beyin anca kendisine yüklenen veriler Iki tür biyoenerji uzmanı var; birinci grup İslam
doğrultusunda bir kanaate varır ve bilgi yükleme dinine yabancı olmayan, cinlerin varlığını bilen,
inanan ve gizli veya açıktan bunlardan Bu yazımızda bu iddia ile yakından ilgileneceğiz,
faydalanan grup. İkinci grup ise ülkemizde yeni, bioenerji uzmanı olabilmek için tüyleri havaya
yeni türemeye başladı. Alternatif tıbbın dikebilmek bir önkoşul mu?
yaygınlaşması ile ülkemizin üst-gelir sınıfına ait,
ülkemizin dini veya örf, adet inançlarına yabancı Saçları havaya diken mekanizma nedir?
olan, daha çok uzak doğu dinleri hayranlığı ve
ateizim inancını besleyenlerden yeni bir Açıklamamıza bir örnek ile başlayalım; karanlık
biyoenerjist kimliği türedi. Bu şahısların bir ortamda eliniz ile bir balonu ovun ve sonra o
inançlarında cinler gibi varlıklar bulunmaz, balonu saçınıza yaklaştırın, balonu saçlarınıza
bulunmadığı içinde kendilerinde görünen yaklaştırdıkça farklı şekillerde kıvılcımlar
meziyetleri kendilerine has bir yetenek olarak oluştuğunu göreceksiniz. Bu kıvılcımlar (-) yüklü
algılar, batı ve uzak doğu dünyasında yaygın bir elektronların bir cisimden başka bir cisime
inanç şeklinde olan 6. his veya üçüncü göz olarak atlamasından kaynaklanır ve sizde bunu
yorumlar. Onlar kendilerinde üçüncü bir göz karanlıkta görebilirsiniz. Balonu eliniz ile
veya altıncı bir his olduğuna inanır. Biz bu ovduğunuz zaman elinizden balona elektron
yazımızla bu şahısları aydınlatalım; üçüncü göz aktarırsınız, yani balondaki (-) yükünü
veya altıncı his diye bir olay yoktur, 6.his veya çoğaltırsınız. Elektron yüklemesi yapılmış balonu
üçüncü göz olarak adlandırdığımız şey aslında saçlarınıza doğru yaklaştırdığınız zaman
bir cin'dir. Bu cin bazı durumları size önceden balondaki (-) yüklü elektronlar saçlardaki (+)
bildirir, bunu size konuşarak aktarmaz, o yüklü parçacıkları kendilerine doğru çekmeye
bilgileri kalbinize bir ilham şeklinde aktarır. başlar. Bu çekim karşılığında saç kılların (+)
Cinler hakkında kendinizi bilgilendirirseniz yüklü parçacıkları balona yönelir ama bütün (+)
onların insanlardaki önsezileri nasıl kullandığını, yüklü parçacık topluluğu balona yönelince, bu
olaylar vuku bulmadan size o olaylar hakkında sefer (+) yüklüler kendi aralarında itişmeye
nasıl bilgi aktardıklarını daha iyi anlayabilirsiniz. başlar çünkü aynı yüke sahip olan maddeler
Örneğin; kalbinize bir şey doğar ve bir birbirini iter. Bu örneğimizde hem balona doğru
bakarsınız bir kaç saniye sonra o olay çekim olur, hem kendi aralarında itme ve ortaya
gerçekleşir, bir kaç defa böyle olay yaşadıktan şöyle bir tablo çıkar; (metal top görünümde olan
sonra sezilerinizin güçlü olduğuna inanmaya “Van de Graaf” jenaratörüdür)
başlarsınız, özel bir yeteneğiniz olduğunu
düşünürsünüz. İşte burada bizler sizi uyaralım,
bu bilgileri sizin duyu organlarınız değil bir cin
size aktarmakta. “Benim ön sezilerim güçlüdür
diyen birisi”, aslında “benim bir cinim var”,
demekte. Bazende cinler gözlerinizdeki
perdeleri kaldırır ve sizlere enerji
boyutlarındaki bazı olayları gösterir. Bu
yazımızdan şu dersi çıkarmış olmalısınız; eğer
enerji boyutları ile uğraşıyorsanız o zaman
kendinizi korumak ve sınırlarınızı öğrenmek için
cinler hakkında kendinizi bilgilendirmelisiniz.

tüyleri havaya dikebilme olayı

Bazı insanlar sadece tüyleri havaya dikebilen


insanlarda biyoenerjinin var olduğunu iddia eder.
ayarlar içinde tutulur ve bunların bedende
birikmesine izin verilmez. Bu elektronlar
ellerden ve ayak tabanından sürekli deşarj
edilir, bedenden uzaklaştırılır. Bedenlerimizdeki
elektronlar sürekli deşarj edildiğinden dolayı
insan ile çevresi arasındaki elektron potansiyel
farkı yüksek olmaz, olmadığı içinde bir yerlere
dokunduğumuzda elektrik çarpmaları yaşamayız.
Unutmayınız; temas eden iki cisim arasındaki
elektrik potansiyel farkı yüksek olursa elektrik
çarpmaları yaşanır. Bazı insanlar ama
bedenlerindeki elektrik akımları istenildiği gibi
deşarj edemez, bedenlerinden uzaklaştıramaz,
bunlarda bu akımlar birikir ve öyle bir hal alırki
bunlar bir yere dokundukları an bu elektron
yoğunluğu karşı tarafa zıplamaya başlar. Bu
elektron zıplamalarınıda o kişiler küçük elektrik
Bioenerji uzmanı olabilmek için tüyleri havaya çarpmaları şeklinde hisseder. İşte bu kişiler
dikebilmek mi gerekiyor? yılların pratiği gerektirmeden birilerin tüylerini
havaya dikebilir çünkü onların bedenlerinde
İnsan bedeni iki türlü enerji üretir, birisi ısı yıllardır deşarj olamayan bir elektron birikimi
diğeri elektromanyetik enerjisi. Kılları havaya var. Bu insanların başkaların tüylerini havaya
diken güç elektromanyetik güçtür. Bir kişinin dikebilmesi bir yetenek veya kabiliyet olarak
elleri ile başka birinin kıllarını veya saçlarını görünmemeli, bu bir sağlık sorunudur ve bu
havaya dikebilmesi çok basit fiziksel kurallara kişiler bu sağlık sorununa yönelik uyarılmalı.
dayanır. Eğer siz elinize yeterince elektron (-)
odaklayabilirseniz tüylerdeki (+) yükü kendinize Yüksek elektromanyetik akımlar hastalara
doğru yöneltebilme gücüne sahip olursunuz. Bunu zarar verir
herkes yapabilir mi? Genelde bunu yapabilmek
için yıllarca ellerinize enerji odaklamalısınız. O Elin içi ile birinin tüylerini havaya dikebilmek,
yoğunlukta bir elektron kalabalığını avcunuza arzu edilecek bir özellik olarak görünsede, biz
odaklamak yılların pratiğini gerektirir fakat bundan uzak durmalıyız, her şeyin aşırısı
bazen bizler bazı kişilerin herhangi bir pratik zararlıdır; (1) o yoğunluktaki bir elektron
tecrübeye sahip olmadan bunu yapabildiğini kalabalığı o kişinin kendi bedenine zarar verir,
görüyoruz. Bu onlardaki özel bir yeteneğe mi (2) o yoğunluktaki bir elektron akımı hastanın
işaret eder veya bu onların bioenerji alanında bedenine zarar verir, bunlar hasta bölgedeki
daha özel olduğu anlamına mı gelir? Kesinlike hücrelerin oksidatif/ metabolik kapasitesini
hayır, tam aksine yılların pratiğine sahip aşan enerji yüklemeleri, bu yoğunlukta bir enerji
olmadan bunu yapabilmeleri bir sağlık sorununa yüklemesi hastanın şikayetlerini artırır, artı (3)
işaret eder. Nasıl hocam derseniz? biyoenerji uzmanı olmak için elektromanyetik
güce bağlı değilsiniz, elinizdeki ısı ile de çok
Bedenlerindeki elektrik akımları deşarj rahatlıkla biyoenerji seansları uygulayabilirsiniz.
edemeyenler tüyleri havaya diker
Pratik uygulamalarınızı sıklaştırırsanız sizde
İnsan bedenindeki akımlar denge içindedir, bir gün kendinizdeki elektromanyetik akımlar
bedenimizdeki elektron seviyeleri çok ince ile birinin saçlarını havaya dikebilirsiniz
Saçları havaya dikebilmek elektromanyetik güç hastanıza geçer. O yüzden şifanıza başlamadan
ile elde edilir. Bunu yapabilmek özel bir yetenek önce kendinizi özel hayatınızdaki
gerektirmez, bu enerji sadece bazılarında daha olumsuzluklardan veya hayata negatif bakış
belirgin ortaya çıkabilir. Bazıları bununla şov açınızdan arındırın sonra seansınıza başlayın.
gösterisinde bulunsalarda bu onlarda gizemli Zaten bu sağlık alanın en temel kurallarından
güçler olduğuna işaret etmez, bu onlarda bir biridir; hastanıza özel hayatınızdaki
sağlık sorununa işaret eder. Sağlıklı bir insanda olumsuzlukları asla yansıtmayın! Hastalığı ile
saçları havaya dikebilir fakat bu yılların yıllardır mücadele eden birinin psikolojisi zaten
pratiğini gerektirir. Bedeninizdeki enerjiyi yıpranmıştır, bu yıpranıma birde sizin negatif
yıllarca ellerinizin içine odaklarsanız sizde bir düşünce kaynaklı enerjiniz eklenirse hastanızı
gün saçları havaya dikebilecek güçte daha hızlı çöküntüye uğratırsınız. Hayat ne
elektromanyetik potansiyele erişebilirsiniz. kadar zor ve çekilmez olsada hayata hep olumlu
Fakat şunuda aklınızdan çıkarmayın; insan eli ve pozitif bakmaya çalışalım, bundan hem kendi
elektron (enerji) almak ve vermek için organlarımız yararlanır hem çevremizdeki
yaratılmış, siz eliniz ile herhangi bir şeye canlılar.
dokunduğunuz an eliniz her defasında karşı
cisim ile enerji alış verişine girer, siz isteseniz Bakınız Allahu Teala bu konuya Kur‘an-ı Kerimde
istemeseniz, siz odaklansanız odaklanmasanız değinir ve eğer Allahu Teala bu konuya değinme
girer, bu elinizin tabiatında doğasında olan bir ihtiyacı duyduysa o zaman biz buna çok iyi kulak
şey. Kılları havaya dikip gövde gösterinde vermeliyiz. Araf Süresi, 58. Ayeti Kerimesinde;
bulunan, bununla sadece hastalarına zarar verir “ Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi güzel
ve kendi egosunu okşar bu güç ile faydalı bir şey çıkar, kötü olandan ise faydasız bitkiden başka
elde etmez, eliniz ile bir balonu ovsanız, balonda birşey çıkmaz. İşte biz, şükreden kavim için
saçları havaya diker ama bu balonun şifa Ayetleri böyle açıklıyoruz. “ Bunun açıklaması
dağıtabileceği anlamına gelmez. şudur; güzel, temiz ve iyi düşünen toplumun
bitkileri güzel, faydalı çıkar, güzel düşünceler
hastaya zarar verebilir miyiz barındırmayan toplumun bitkisi ise faydasız ve
kötü çıkar. Sayın okurlarımız düşünceler
Hastanıza enerji seansı uygulamaya beyinlerimizde oluştuğu an bunlar kendimizde
niyetlendiğinizde hastaya zarar vermemek için kalmaz bunlar belirli frekanslarda çevreye
iki şeye dikkat etmelisiniz; (1) seanslarda yayılır ve çevremizdeki bütün canlı veya cansız
pozitif düşüncelere sahip olun, (2) hasta her şeyi etkiler. O yüzden düşünce deyip
hücrelerin metabolik veya oksidatif geçmeyin, düşünce oluştuğu an evrenin mayasına
kapasitelerini dikkate alın. katkıda bulunduğunuzu bilin.

Pozitif düşünceler Not: bitkisel tedavi her zaman işe


yaramayabilir çünkü bitkinin yetiştiği
Sinir veya öfke krizleri geçirdiğinizde veya memleketin, bunu toparlayan ve satan kişilerin
olumsuz düşünceler içinde bulunduğunuz zaman ahlaki değerleri, hayır ve şerle uğraşımları,
çevrenize kısa dalga boyutunda zararlı bitkinin mayasına işler ve ya faydalı bir ürün
frekanslar yayarsınız. Bu negatif düşünceler ortaya çıkar ya da faydasız. Gördüğünüz gibi
kelimelere dökülmesede kısa dalga frekans güzel düşünceler ile başkaların şifa bulmasına
halinde çevreye yayılır ve çevrenizdeki insanları bile vesile olabiliyorsunuz, Allahın büyüklüğünü
olumsuz yönden etkilersiniz. Bu zararlı akımlar ve bize indirdiği lütfu şimdi daha idrak
sadece çevrenize yayılmakla kalmaz, bu zararlı edebiliyor musunz? Tabii bu bitkilerden
akımlar aynı zamanda kendi bedeninizin içine beslenen arılar ve süt veren hayvanların
yayılır ve oradanda ellerinize yönelerek
ürünleride düşünceleriniz sayesinde ya işe yarar Genel kural şudur; enerji akımlarını kontrol eden
ya da yaramaz olur. kendisini korur. Örneğin; eğer akımları terapist
kontrol ederse o zaman enerji akımların yönünü
Hücrelerin metabolik/ oksidatif kapasiteleri kendisi belirler ve akımları hastanın bedeninde
tutar, kendisine akmasına izin vermez. Eğer
Enerji seanslarında dikkate almamız gereken terapist akımlara müdahale etmez ve kontrolü
diğer unsür ise hücrelerin metabolik/ oksidatif doğaya, yani fiziğin temel yayılım yasalarına
kapasiteleri. Her hücrenin taşıyabileceği veya bırakırsa o zaman terapist bundan zararlı
hazmedebileceği bir yük var. Yıllardır sıkıntılar çıkabilir (örneğin; overload sendromu). Neden
içinde yaşam mücadelesi veren bir hücre zayıf hocam diye sorarsanız? Doğadaki akımlar
ve bitkin olur. Yaşam fonksiyonlarını çok yavaş herzaman yüksek orantıdan kendisinden daha az
bir tempoda gerçekleştirir. Bu bitkin ve çok ağır olan bölgeye doğru akar. Terapist elini hastanın
çalışan hücreleri ağır enerji yüklemelerine bedenine yerleştirdiği an, terapistin elindeki ısı
maruz bırakırsanız, onlar bunun altında çöker. veya manyetik potansiyal daha fazla ise akımlar
Bir hastanın hazmedebileceği yükü nasıl hastaya akar ama hastanın bedeninde bu akımlar
öğrenebiliriz? Bir hastanın kaldırabileceği enerji daha yoğun ise o zaman bu akımlar terapistin
yükünü bilmeniz mümkün değil fakat bazı bedenine yönelir ve terapist bu akımlardan
verilerden faydalanabilirsiniz; (1) eğer şifa zarar görebilir.
esnasında ağrılar çoğalırsa o zaman enerji
dozajınızı azaltın, (2) hastanızın psikolojik Uygulama yapan kişinin gördüğü zarar nedir?
yapısını çok iyi takip edin, hastanızın morali iyi
ise o zaman hastanız daha büyük enerji Enerji seansları iki enerji türü ile gerçekleşir,
yüklemelerini kaldırabilir ama eğer o gün morali bunlar ısı- enerjisi ve elektromanyetik- enerjisi.
düşük ise ağır bir enerji yüklemesi yapmayın, (3) Uzmanların hastaları ile girdikleri enerji alış-
hastanızın yaşını ve fiziksel yıpranımını dikkate verişi bu iki enerji türünden ibaret olur. Bu iki
alın, eğer hastanız yaşlı veya bedeni şeker enerji türün bedenimiz üzerindeki etkisini
hastalığı gibi farklı hastalıklar tarafından anlayabilmek için bunları ayrı ayrı ele almalıyız.
yıpranıma uğratıldıysa o zaman enerji İlk önce hasta ile gerçekleştirilen ısı alış-
yüklemenizi çok hafif yapın ve hastanın bedeni verişine bir göz atalım; hastanın bedenindeki ısı
kendisini toparladıkça enerji dozajını yükseltin. uygulayıcıya akarsa bunun uygulayıcıya bir zararı
olur mu? Hasta bir bölgedeki ısının uzmana
En güvenilir yaklaşım akması herhangi bir sıkıntı meydana getirmez
çünkü sağlıklı bir insan o derecelerdeki ısıyı çok
Eğer hastanıza aşırı enerji yüklemesi yapmakdan rahatlıkla hazmedebilecek yapıya sahip.
korkuyorsanız, hastanıza dokunmadan seans
uygulayın. Eliniz ile hasta bedenin arasındaki Gelelim hasta ile bulunduğumuz ikinci enerji alış-
hava bir tampon bölgesi oluşturur ve enerji veriş türüne; elektromanyetik akımların
dozajını frenler. Enerji uygulamasından uygulayıcıya herhangi bir zararı olur mu? Evet
korkmayın ve pratiğinizi geliştirmek için fırsat olabilir, hasta bölgedeki elektromanyetik
kollayın. Hastalar ve hastalıklarla tecrübeniz akımlar terapistin eline ve oradanda gövdesine
arttıkça enerji dozajlarını daha rahat doğru akmaya başlarsa o zaman terapistte
belirlemeye başlarsınız. “elektromanyetik overload” sendromu oluşabilir.
Nedir bu sendrom? Hastanın elektromanyetik
kendimize zarar verebilir miyiz
akımları sizin bedeninize doğru akarsa o zaman
bedeniniz kendi elektromanyetik akımları
Enerji uygulamasında kim zarar görür?
yanında bir de bu yabani akımları hazmetmek ve
bunları deşarj etmek zorunda kalır. Bu artı yük
hücrelerinizin metabolik kapasitesini aşmasına (2) Hastanın bedenine dokunmadan enerji
sebep olabilir ve aştığında da var olan seansı yapın
sıkıntılarınız veya ağrılarınız tekrar yüzüstüne
çıkar. Örneğin; baş ağrı sıkıntınız varsa o ağrılar Enerji uygulamalarında kendinizi korumak
tekrar ortaya çıkabilir, eklem veya tiroit gibi istiyorsanız o zaman alabileceğiniz ikinci önlem
organsal şikayetleriniz varsa bunlar tekrar hastaya dokunmadan seans uygulamaktır.
nüksedebilir. Hastanın bedeni ile eliniz arasında bir hava
boşluğu bırakın ve seanslarınızı bu şekilde
Enerji seansı uygulamaktan korkmayın ve bunun gerçekleştirin. Hava bir tampon bölgesi
pratiğini yapmaktan üşenmeyin, alttaki oluşturur ve hastanın zararlı akımların size
tavsiylerimiz ile hiç bir sıkıntı yaşamadan bu yönelmesini engeller. Ancak bunu yaparken şunu
kutsal mesleğe ilk adımlarınızı atabilirsiniz. dikkate alın; hava sizin akımların dozajınıda
Hayırlı pratikler dileğiyle. frenler, enerji akımlarınızın dozajını zayıflatır.
Hastanıza dokunmadan enerji uygulaması
(1) Enerji uygulamalarınıza küçük yapmak zorunda kalırsanız ya elinizi rahatsız
rahatsızlıklar ile başlayın bölge üzerinde sürekli gezdirerek hasta
bölgedeki elektromanyetik birikimi ellere ve
Bioenerji uygulaması yapmaktan korkuyorsanız o ayaklara doğru yönlendirmeye çalışın ya da
zaman ilk etapta büyük hastalıkları şifa vermeye elinizi havada sabit tutun ama havanın enerji
kalkışmayın, çok basit rahatsızlıklar ile akımlarınızı frenlediğini hesaplayarak ellerinize
çalışmalarınıza başlayın. Bunlar alerji, cilt yönlendirdiğiniz enerjinin dozajını artırın.
sorunları, eklemlerdeki ağrılar, kulak çınlaması
veya kabızlık gibi sorunlar olabilir. Bu tür (3) Akupunktur iğneleri ile enerji seansı yapın
hastalıklar büyük enerji akımları üretmez.
Hastanın bu enerji akımları sizin bedeninize Ağır bir vakayı şifalandırmak istiyorsanız ama
yönelse bile bunlar sizin hazmedebileceğiniz hastanın zararlı akımların sizin bedeninize
çapta olur ve sizde her hangi bir sıkıntı meydana yönelmesinden endişe ediyorsanız, o zaman
getirmez. Bu şekilde hem pratik tecrübelerinize akupunktur iğnelerinden faydalanabilirsiniz.
bir yerden başlamış olursunuz hem bedeninizi Akupunktur iğneleri akupunktur seansında bir
yabancı akımlara alıştırır, bedeninizin enerji anten görevini üstlenir. İğneler cildin yağ
hacmini geliştirirsiniz. Hayatı boyunca kendi tabakasını bypass ederek vücudumuzdaki enerji
akımlarını idare etmekle yetinen bir beden, akımlarını vurulan noktadan dışa aktarır. Sizde
dıştan gelen akımları ilk etapta hazmetmekte fotoğrafımızda gösterdiğimiz bölgeye 2-3 tane
zorlanır, o yüzden küçük hastalıkları tadımlık akupunktur iğnesi batırarak kendinizi hastanın
olarak görün ve bunların hazımını yapabildikçe zararlı akımlarından koruyabilirsiniz. Hastanın
daha ağır hastalıklara yönelin. Bedeninizin zararlı enerjisi sizin bedeninize girdiği an
yabancı akımlar altında zorlandığını nasıl akupunktur iğneleri bu akımları tekrar dışa
anlarsınız? şifa esnasında kollarınızda veya yönlendirerek sizi ve organlarınızı bu zararlı
omuzunuzda bir ağırlık veya ağrı oluşmaya akımların etkisinden korur. Akupunktur tabiiki
başlarsa bedeninizin zorlandığını bu kadar basit değil, akupunktur ilmi bedendeki
düşünebilirsiniz. Fakat bu sizi korkutmasın, farklı noktaları tetikleyerek hastalıklara savaş
sağlıklı bir bedene sahip olduğunuz müddet bunu açar fakat bizim buradaki amacımız akupunktur
bir koşudan sonra bacaklarınızda oluşan tatlı bir seansı uygulamak değil bizim amacımız iğnelerin
ağırlığa veya ağrıya benzetebilirsiniz. Bu yabancı çalışma mekanizmasından faydalanmak.
akımlar sizin için faydalıdır, bunlar
bedeninizdeki enerji yollarını harekete geçirir
ve geliştirir.
Bioenerji, şakra, reiki veya kuantum dokunuş
gibi uygulamalar el sanaatları arasına girer ve
diğer el sanaatlarında olduğu gibi bu
uygulamaları ne kadar çok pratiğe dökerseniz
kendinizi o kadar çok geliştirirsiniz. Bu pratik
tecrübeleri elde etmek için fırsat kovalayın ve
bunu yaparkende bizim tavsiyelerimizi ve
uyarılarımızı dikkate alın. İlk etapta yakın
çevrenizde olan kişilere enerji uygulayın ve
küçük rahatsızlıklar ile başlayın. Yeteneklerinizi
geliştirdikçe, enerji akımlarına hakim oldukça ve
özgüven kazandıkça daha ağır hastalıklara adım
atabilirsiniz. İyi çalışmalar dileğiyle kendinize
ve sevdiklerinize iyi bakın.

yeteneklerinizin kaynağı kim- cinler mi, siz mi?

Sitemizi ziyaret eden ve yazılarımızı takip eden


bir çok okurumuz, zaman dilimi içinde bizler ile
temasa geçer ve paylaşmak istedikleri konuları
bizler ile paylaşır. İletişime geçen bir kesimin
evde hastası bulunur ve bizden yardım ister,
başka bir kesim eğitim almak ister, bir kesim
bizi yazılarımız ve araştırmalarımızdan dolayı
Bedeninize giren ve bedeninizde var olan
tebrik eder, bir kesimde kendilerinde biyoenerji
akımların deşarj etme yollarını arayın
olup olmadığını sorar. Bu yazımızda kendilerinde
farklı yetenekler gören ve bu konu hakkında
Sayın okurlarımız enerji akımları ile
bizden yardım isteyenlerin sorularını ele
uğraşıyorsanız, kendinizi ne kadar korumaya
alacağız. Yetenekleriniz size has mı yoksa bunda
çalışırsanız çalışın, illa bir kaç damla kötü enerji
cinlerin bir parmağı olabilir mi, bunu nasıl ayırt
size sıçrar. Bu ama sizi korkutmasın,
edebilirsiniz, bu yazımızda sizleri bu konuda
çocuklarımızın pis ortamda oynması nasıl onların
aydınlatmaya çalışacağız.
bağışıklık sistemini geliştiriyorsa bu yabani ve
zararlı akımlarda bizlerin enerji yollarını ve
İnsan ölçü içinde yaratılmış, cinler bu
sistemini geliştirir ve güçlendirir. Artı sizde bu
sınırların dışında hareket eder
yabani akımların hazmında bedeninize yardımcı
olabilirsiniz; ayaklarınızı ve ellerinizi bol toprak İnsan bedeni hareket eder ve ağır iş görebilir
veya su ile temas ederseniz her türlü enerji ama bedenimiz ne bir araba ile hız yarışına ne
akımın bedeninizden uzaklaştırılmasına yardım de bir traktör ile güç gösterisine girebilir, insan
etmiş olursunuz. Egzersiz yapmayıda unutmayın; bedeni anca belirli sınırlar içinde yeteneklerini
egzersiz yapmak bedendeki elektromanyetik sergiler. Örneğin; insan bedeni 37 derecelik bir
akımların deşarj etme yollarından birisidir. ısıya sahiptir ve gün içinde bunda sadece 0.5
derece yukarıya ve aşağıya sapmalar yaşanır.
Pratik yapmaktan kaçınmayın, korkmayın
Bizler bilinçli bir şekilde odaklanırsak
(biyoenerji) ve bilinçsiz odaklanma olursa
(hastalıklar) o zaman beden ısısı yükselir ama bu İnsan kendi bedenindeki enerji ile madde
yükselmede belirli sınırlar içinde kalır, ısı boyutundaki cisimler ile temasa geçemez,
derecemiz 2-3 derecelerden daha fazla geçebilmesi için kendindeki enerjiyi bir bölgeye
yukarıya çıkmaz. 41 dereceden yükseğe çıktığı çok ama çok yoğunlaştırması gerek, bu da
anda bedenimizin enzimleri ve hücrelerin insanın yaratılış sınırlarını aşar. Eğer insanda
fonksiyonları kilitlenir. Bazı okurlarımız elleri ile maddeleri etkileyebilecek güç olsaydı, o zaman
birine temas ettikleri an, hastada o dokunuş acı insan bu güç ile rahat durmaz, çevresindeki
verici bir ısı hissi olarak algılandığını anlatırlar, maddeleri sürekli hareket ettirir, kırar, var olan
sayın okurlarımız bu bilimsel açıdan mümkün düzeni bozardı. Böyle bir gücü Allahu Tealanın
değil. Cildin ağrı rezeptörleri ısıyı acı verici bir insana vermesini sizde takdir edersiniz ki
his olarak algılayabilmesi için o ısı 43 derecenin sağlıklı olmazdı. Bir uzman ayakta duran birini
üstünde olması gerek, 37 dereceden 43 bir yerden farklı bir yere itiyorsa ve bunu kendi
derecelerine kadarda sizin bedeniniz ısı enerjim ile yapıyorum diyorsa o yalan söylüyor,
üretemez, yani hastaya acı verecek ısı maddeleri hareket ettirebilecek enerji
derecesine ulaşmak sizin doğal yapınıza, yoğunluğuna anca cinler sahip.
sınırlarınıza aykırı. Eğer elinizde hastaya acı
verecek ısı derecesi oluşuyorsa o zaman Düşünce gücü ile insanlar değil cinler şifa
elinizdeki bu ısının kaynağı siz değil bunun bir dağıtır
cin olduğunu anında anlamalısınız. Doğal
sınırlarınızı bilin, sınırlarınızın dışından bir şey Düşünce beyinde oluştuğu an belirli bir
gördüğünüz an bunun nerden geldiğini daha frekansta çevreye yayılır. Cinler bu frekansları
rahat anlarsınız. duyabilecek nitelikte yaratılmış. Siz eğer bir
cin’e sahipseniz, o cinle sadece düşünce bazında
İnsanın kendi enerjisi az hissedilir, cin’in iletişime geçebilir, ona komut verebilirsiniz.
enerjisi ise madde yoğunluğunda hissedilir Bazılarınız; “ben düşünce gücümle hastaları
iyileştirebiliyorum”, der. Bu şahıslar maalesef
Bazılarınız kendilerine biyoenerji seansı farkına varmadan bir cin’in oyununa gelmekte.
yapılırken o enerjinin bedenin içine nasıl Siz beyniniz ile hasta bölgeye odaklandığınız an
süzüldüğünü ve bir şeylerin bedenden nasıl o cin sizin düşüncenizi ve ne yapmak istediğinizi
çıktığını net bir şekilde hissettiklerini anlatır. işitir, görür ve bunun üzerine hasta bölgeye
Enerji sanki maddeye dönüşmüş bir cisim girer ve rahatsızlıkları giderir. Bunun üzerine
kıvamında baştan veya vücudun başka bir siz düşünce gücü ile hastalıkları iyileştirdiğinize
yerinden bedene girdiği ve bir şeyleri inanmaya; “ben neymişim be”, demeye
sökercesine bedende süzüldüğü bazı hastalar başlarsınız, lütfen bu tür oyunlara gelmeyin.
tarafından anlatılır. Siz eğer bu tarz duyular
yaşarsanız bedeninizde o an enerji uzmanın Uzaktan seans insanın kendi gücü ile değil
enerjisini değil bir cin’in enerjisini hissettiğinizi, cinlerin gücü ile yapılır
bir cin’in bedeninizde o an süzüldüğünü,
gezindiğini bilmelisiniz. İnsan kendi enerjisini İnsan kendi beyin gücü ile uzakta ki birine seans
bir noktaya madde kıvamında odaklayamaz, eğer uygulayabilir ancak bunun için o beyin yıllarca bu
bazı uzmanların enerjisi size yoğun bir şekilde konuda eğitilmesi gerek. Teoride bu mümkün
hissettiriliyorsa o zaman bunu kendi güçleri ile ama bunun için yıllarca pratik yaparak beyin
değil bunu bir cin’in gücü ile yaptıklarını bilin. gücünüzü artırmalısınız. Beyin kapasiteniz 2
metre uzaklığa sinyal gönderme gücüne sahipken
İnsan enerjisi ile maddeler hareket pratikler ile beyininizin üzerine sürekli vararak,
ettirelemez, cinler maddeleri hareket ettirir zorlayarak bu mesafeyi artırmalısınız. Zaman
dilimi içinde beyin gücünüz arttıkça sinyal
gönderebileceğiniz mesafede artar. Yani insana bir ömür hizmet ettikten sonra, o insan
uzaktan birine seans uygulayabilmeniz için ölmeden önce o cin’i başka bir insana devreder,
yıllarca pratik deneme ve başarısızlık süreci cin’nin hizmetlerinden faydanılmaya devam
geçirmelisiniz. Günümüzde başımızı edilsin istenilir. Buna yani bir cin’in bir insandan
bilgisayarların, TV ekranların başından başka bir insana devredilmesine “el verme”
kaldırmıyoruz, beyinlerimiz uyuşturulmuş, denilir. Cin’in yeni sahibi bir anda daha önce
robotlar haline getirilmiş, bizler bırakın 2 metre yapamadığı şeyleri yapmaya başlar, bir gecede
uzaklığa, beyinlerimiz kendi bedenlerimizin kendinde daha önce görülmeyen yetenekler
enerji ihtiyacını bile karşılayacak durumda değil. görülmeye başlanır. Eğer düne kadar elinde hiç
Uzaktan seans yapabildiğini iddia eden insanlar bir yetenek olmayan bir gecede bazı yetenekleri
hayatlarında ellerine kitap almış tipler değil, sergiliyorsa, bunun kendinden değil, bir cinden
nasıl olurda bunlar beyinlerini yıllarca eğitim ve geldiğini anında anlamalısınız.
terbiyeden geçirmeden bir gecede, bir günde
birine uzaktan seans yapabilmekte? Örneğin; Şifa gücü pratik uygulama ile gelir, şifa gücü
uzaktan birine seans yapabilecek kapasiteye doğuştan gelmez
ulaşmak istiyorsanız ilk ayınızı aynı oda da
bulunan bir kişiye beyin gücü ile enerji İnsan bedenindeki enerji vücudunuzun kasları ve
aktarmaya çalışmalısınız, bunu başardıktan diğer doğal yapılarınız gibi kullandıkça gelişir ve
sonra araya bir duvar koyup başka bir oda da ki güçlenir. Biyoenerji beyinden ellere akan bir
birine, sonrasında komşu bina, aynı mahalle, aynı güçtür, bu güç beyinde üretilir, bunu enerji
şehir derken, bu pratikler ile beyin gücünüzü hatları beyinden ellere taşır ve avuçların
artırdıkça beyininiz ve hasta arasında ki içindeki gözeneklerden bu güç dışa akar. Beyin,
mesafeyide artırabilirsiniz. Aynı şehirde enerjiyi taşıyan hatlar ve avuç içindeki
bulunan birine beyin gücü ile ulaşabilmek sizin gözenekler bunların hepsi zayıf ve pürüzlüdür,
yirmi yılınızı rahat alır ama uzaktan seans hem doğuştan böyledir hem hayatın sıkıntıları
yapabildiğini iddia eden insanların öz geçmişini izlerini ve yıpranımlarını o bölgelere işlemiştir.
incelediğinizde onların geçmişinde yıllarca Böyle bir ortamda sizin enerji hatlarınız şifa
deneme, yanılma süreci bulunmaz, onlar bir dağıtamaz; beyininiz odaklanmayı öğrenmeden,
gecede, bir anda yüzlerce km uzaktaki birine enerji hatlarınız ve gözenekleriniz yılların pratik
seans yapabilecek gücü kendilerinde bulur. Bu uygulamaları sayesinde pürüzsüz hale gelmeden
size mantıklı geliyor mu, bu sizce mümkün mü? siz şifa dağıtamazsınız. Eğer dağıtıyorsanız o
Tabii ki mümkün değil, bu insanların kendi zaman orada kendinize “dur bakalım”, bunda bir
beyinlerinde bu kapasite bulunmaz çünkü tuhaflık var diyebilmelisiniz.
beyinleri asla eğitilmemiş, onlar uzağa bir cin
Şifa gücü bir keşif değil, şifa çalışma ile elde
gönderir o cin o kişiyi orada seans uygular!
edilen bir güçtür
El sanatları pratikle gelişir, bir gecede bir
Örneğin; hiçbir ağırlık çalışması yapmadan, bir
günde gelen yetenek cin’den gelir (el verme)
gün kalkıp 300kg’lık yükü kaldırmaya çalışmak ne
Biyoenerji bir el sanatıdır, her el sanatında kadar mantıksızsa, bir anda şifa gücüne sahip
olduğu gibi insan usta olarak dünyaya gelmez, olmanız, kendimde ki şifa gücünü keşfettim
ustalık pratiği geliştirerek elde edilir. Siz nasıl ifadeside o kadar mantıksız. Kaslarınız 300 kg
bir gecede usta bir ressam veya bir heykel ağırlığında bir yükü kaldırabilecek nitelikte
traşçısı olamıyorsanız, siz bir gecede de yaratılmış ancak hepimiz bundan
biyoenerji uzmanı olamazsınız. Örneğin; cinler faydalanamıyoruz, bundan kaslarını yıllarca
bin yıl yaşar insan ise ortalama 80 yıl, bir cin bir geliştiren insanlar faydalanıyor. Biyoenerjinin
varlığını kendinizde keşfedebilirsiniz, yani
bilinçaltında akan akımları bilince taşıyabilirsiniz melekler insanların yardımına koşar mı?
ancak bununla şifa verebilmek bir keşif değildir,
şifa gücü kas gücünde olduğu gibi, kullandıkça Son yıllarda meleklerin insanları koruduğu ve
gelir, gelişir. Siz hiç bir çalışma yapmadan ne insanlara dönem, dönem yardım ettiği inancı
300kg’lık bir yükü kaldırabilirsiniz ne de toplumumuzda büyük bir kabul görmüş durumda.
hastalara şifa dağıtabilirsiniz, eğer bunları Meleklerin insanlara yardım ettiği ve
yaptığınızı iddia ediyorsanız o zaman bu güç edebileceği inancı İslami kaynaklı bir inanç
sizden değil, cinlerden gelir. Bizler sebepler değildir, bu batı ve uzak doğu hayat
dünyasında yaşıyoruz, bir şeyleri elde edebilmek hikayelerinden, filmleri ve felsefi akımlarından
için Allahu Teala usül ve kaideler koymuş, yani esinlenmiş bir inançtır, bunu yazımızın başında
emek ve çaba göstermeden şifa gelmez. Şifa belirtelim. Sitemizde böyle bir yazıya yer
gücünü hak etmelisiniz, şifa vermek insanın vermeye karar verdik çünkü bazı insanlar
sıkıntılarını üzüntülerini gidermek anlamına meleklerin yardımı ile hastalıkları şifa
gelir, şifa gücü bol sevap anlamına gelir ve edebildiklerini iddia eder, böyle bir şey mümkün
Allah’ta bunu size öylesine hiç bir çaba mü? Sitemizde böyle bir yazıya yer vermeye
göstermeden, yıllarca dürüst ve azimli karar verdik çünkü tehlikeli bir trendin
çalışmadan verecek, öyle mi? Yok, öyle şey sayın ülkemizde yaygınlaştırılmaya çalışıldığını
okurlarımız, lütfen kendinizi kandırmayın. görüyoruz; batı kaynaklı bir yazar, kendi hayat
Yıllardır bu alanda çalışmadan, emek tecrübelerinden esinlenerek bir kitap çıkarmış
sarfetmeden, ben kendimdeki enerjiyi ve kitabında baş meleğin Mikail a.s’ın olduğunu
keşfettim diyerek bir anda hastaları iddia eder ve Mikail a.s’ın ismini anarak
iyileştirmeye başlarsanız, bu sizin tuhafınıza melekleri çağırdığınızda yardımın kesin
gitsin çünkü bu ilahi düzene ve bedenin geleceğini söyler. Bizim ülkemizde bir grup
yaratılışına aykırı bir şey ve aklınıza anında insanda bunu sorgulamadan, araştırmadan
cinlerin parmağı gelsin. uygular ve gerçekten o şekilde melekleri
çağırdıklarında evlerin köşelerinde nurani ışıklar
Yetenekleriniz sizden mi, cinden mi? görünür ve kendilerine yardım edilir. Baş melek
Teşhisinizi birden fazla veriyi inceleyerek Mikail a.s.’m mı, bu tür inançlar bizler için nasıl
koyun bir tehlike içerir, melekler hastalıklarda veya
hayatın diğer sıkıntılı anlarında insanın
Teşhisler sadece bir veri doğrultusunda yardımına koşar mı veya onları hizmetçi
konulmaz, sizde bir cin’in olup olmadığını kesin (hüddam) olarak kullanabilir miyiz, bu yazımızda
bir bilgi ile tespit edebilmeniz için, hayatınızın bunlara bir açıklama getirme ihtiyacı duyduk,
her bölümünden bilgi toparlamalısınız. Cinler hayırlı ve aydınlatıcı okumalar.
size bulaştıysa onlar sadece şifa vermekle
yetinmez, hayatınızın başka alanlarınada Melekler insanın hayatına eşlik eder mi?
müdahale eder. Rüyalarınızı inceleyin, ailenizde
psikiyatrik hastalar var mı, sizde psikolojik Yazımızın başında cevaplamamız gereken ilk soru
değişimler görünüyor mu, gün içinde beyninizde bu; evet, eder. Sağ ve sol omuzunuzda iki melek
ne tür düşüncelere doğuyor, insanlar hakkında oturur ve bunlar yaptığınız her işi kayıt altına
tahminleriniz doğru çıkıyor mu, rüyada alır, bu ikisinin dışından iki melek daha size eşlik
gördükleriniz gerçekleşiyor mu, daha önceden eder, onların birisi önünüzden gider diğeri ise
cinler alemine merakınız oldu mu, gibisine arkanızdan sizi takip eder.
hayatınızın farklı bölümlerini inceleme altına
alın, sağlıklı bir teşhis anca bu şekilde koyulur. Bu melekler hayatlarınıza müdahil olur mu?
Hayır olmaz, bu meleklerin bizlere eşlik doğrultusunda konuşur ve hareket eder.
etmesinin sebebi düştüğümüz yollara ve Meleklerde hür irade olmadığı, kendi kafalarına,
yaptığımız işlere şahitlik etmek, bizleri kendi insiyatiflerine göre hareket edemedikleri
gözetlemek içindir. Onlar hayatlarımıza müdahil için onlar mahşer günü insan veya cin gibide
olmaz, bizlere hizmet etmelerini beklemek sorguya çekilmez. Her hal ve hareketleri Allahu
zaten akıl ve mantığa sığan bir olası değil. Bu Tealanın emri doğrultusunda gerçekleşir.
melekler sadece olaylara şahitlik etmek ve sizi Bundan dolayı yaptıklarından sorumlu
takip etmek için size eşlik eder, size hizmet tutulmazlar, onlar sorgudan muaftır. Yani
etmek veya sizi sıkıntılarınızdan kurtarmak için meleklerin kendi kafalarına göre sizle iş birliği
yanınızda bulunmaz. yapması, size yardım etmesi yaratılışlarına
aykırı bir olaydır.
Meleklerin yardım ettiği algısı neden bu kadar
yaygın? Melekler neden insana yardım etmez?2.
Mikail a.s.’ ın ismini anarak melekler
Her insanın kendisine göre bir hayat görüşü çağrılırsa bunda teknik bir hata var!
bulunur ve bizler çoğu zaman dini direktifleri
hayat felsefelerimiz doğrultusunda Batı kaynaklı literatür eserlerinden ve felsefi
yorumlamaya çalışırız, bizler dini emirlere akımlarından esinlenen bazı şahıslar baş meleğin
uymaya değil, dinin bizim yaşantımıza uymasını Mikail a.s. olduğunu düşünür ve meleklerden
bekleriz. Bu hadisenin özünde de bu yatar, Rad yardım istediklerinde Mikail a.s’ın ismini anarak
Süresi’nin 11. Ayeti Kerimesi; “herkes için bunu yaparlar. Burada teknik hata şu; baş melek
önünden ve arkasından takip eden melekler Mikail a.s. değil baş melek Cebrail a.s.’dır. Bu
vardır, onu Allah'ın emriyle gözetirler,” der. Bu teknik hatadan biz ne anlıyoruz? Bu insanlar bu
Ayette “gözetir” kelimesi çoğu meallerde olayın özünü bilmeden bu işlere atılmışlar. Not:
“koruma” kelimesi olarak geçer. Tarık Süresi, 4. yanlış bir inanç besliyorsanız, yani yanlış bir
Ayeti Kerimesi; “hiçbir kimse yoktur ki, adrese dilek gönderiyorsanız ve bu duanıza
üzerinde bir gözetleyici olmasın”, der. Bu birileri cevap veriyorsa bu cevabın Allah
Ayette geçen “gözetir” kelimesininde keza katından gelmediğini anında anlamalısınız.
farklı meallerde “koruyucu” anlamında
arapçadan türkçeye çevrildiğini görüyoruz. İşte Melekler neden insana yardım etmez?
bu kelime kargaşasını bazı zihniyetler kendi 3.Melekler yardım ederse Allaha şirk
lehlerine kullanır, onlar bu Ayetleri öne atarak koşarlar
meleklerin insanı korumak ve insana yardım
etmek için yeryüzünde var olduğu inancını Siz Allahu Tealadan değilde Mikail a.s’dan ve
yaymaya çalışır. Buna bir de yabancı kaynaklı meleklerden yardım istemeye başlarsanız, bu
hayat hikayelerini ve felsefi akımlarını sizi şirke sokar, sizi dinden çıkarabilir,
eklerseniz ortaya meleklerin sizlere yardım masumane olarak görünen bir şeyin altındaki
ettiği inancı ortaya çıkar. tehlikeyi görüyor musunuz? Eğer melekler cevap
verebilme konumunda olsaydı ve yardımınıza
Melekler neden insana yardım etmez? koşsaydılar o zaman onlarda şirke koşmuş,
1.meleklerde çağrınıza cevap verecek hür imandan çıkıp küfre girmiş olurlardı. Bu yazı
irade bulunmaz vesilesiyle Allahu Teala dışında başkalarından
yardım ümit edenlere, her gün namazlarımızda
Melekler kendi iradeleri ile hareket edemez, o okuduğumuz şu Ayeti hatırlatalım; “yalnız sana
yüzden de kendi iradeleri ile sizlerin çağrılarına ibadet ederiz ve yalnız senden yardım
cevap vermeleri söz konusu değil. Meleklerde dileriz.” (Fatiha Süresi)
hür irade yok, onlar Allahın emri ve buyruğu
Melekler neden insana yardım etmez? bulur, nasıl bazı insanlar kötülükleri hak
4.Melekler yardım ederse ilahi takdire karşı ediyorsa bazılarıda cinleri hak ediyor olabilir.
gelmiş olurlar
Melekler neden insana yardım etmez?
“Allah'ın izni olmadan hiçbir musibet başa 5.Melekler size yardım ederse dünyadaki
gelmez...” (Tegabun Süresi, 11. Ayeti Kerimesi). olayların Allah’tan habersiz oluştuğu izlenimi
Allahu Teala sizin başınıza gelecek her musibeti doğar, o inancın yayılımına vesile olmuş olurlar
bilir, o musibeti Allahu Teala sizin için takdir
ettiyse Allahu Teala beş dakika sonra neden Meleklerden yardım isteme inancı bu dünyanın
bundan vazgeçsin ve sizi o musibetten tesadüfler üzerine kurulu olduğuna inanır, hiçbir
kurtarsın? Bunu hiç düşündünüz mü? Sıkıntılara ön takdirin olmadığı, olayların rastgele
sabretmek Müslümanı tanımlayan sıfatlardan yaşandığını savunur. Bu inanç İslam inancına
birisi, meleklerde hür irade olmadığı için kendi terstir; “yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza
iradeleri ile sizlerin çağrısına cevap verecek gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu
konumda değiller ama bazı insanlar gibi bizde yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın.
bir dakikalığına cevap verebildiklerini Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır.” (Hadid
varsayalım; şimdi, Allahu Teala sizi sınamak için Süresi, 22. Ayeti Kerimesi). İslam inancına göre
size bir sıkıntı takdir ettiğini düşünün, sizce yaşadığınız olaylar ve melekler Allah’ın emrine
melekler sizin yardım çağrınıza cevap vererek tabidir ve eğer Allahu Teala sizin için bir olayı
Allah’ın sizin için takdir ettiği sıkıntıyı ortadan takdir ettiyse olay vukuu bulduktan beş dakika
kaldırmaya cesaret ederler mi? Allah’ın sonra meleklere size yardım etme emri verilmez
iradesine karşı bir eylemde bulunabilirler mi? veya meleklerde kendi kafalarına göre size
Siz böyle bir şeye ihtimal veriyor musunuz? yardım etme gücü, iradesi bulunmaz. Meleklerin
Eğer olayların kontrolü bir gücün elinde değilde insanların yardımına koştuğu görüşü iki inancın
(Allah) birden fazlasının elinde olsaydı ve yayılımını amaçlar; birincisi meleklerin ilahi emre
bunların hepsi kendi kafalarına göre tabi olmadan, kendi kafalarına göre hareket
yeryüzündeki olaylara müdahale edebilseydi, edebildiği ve ikincisi yeryüzündeki olayların
sizce yeryüzünde düzen kalır mıydı? Sabır, ilahi Allah’tan habersiz, tesadüfen geliştiğini. Bu iki
imtihan, cezalandırma, bunların hepsinin bir inançta İslamın dinin özüne terstir, bu iki
anlamı kalır mıydı? Not: Evet, cinler insanların inançtan hangisine inanırsanız inanın, bu ikiside
hayatlarına, sıkıntılarına müdahale eder ancak sizi küfre sokar, o yüzden lütfen nelere
bu, bu müdahalelerin ilahi takdir dışında inandığınıza çok dikkat edin.
gerçekleştiği anlamına gelmez, ilahi takdir her
şeyi kuşatır. Bakara Süresinde büyü ve sihirden Melekler neden insana yardım etmez?
bahsedilir, bu Ayet; “...fakat Allah'ın izni 6.Meleklere Peygamberlerin yardımına koşma
olmadıkça bununla kimseye zarar izni verilmemişken neden size verilsin?
veremezlerdi..”, der (Bakara Süresi, 102. Ayeti
Melekler İnsanoğlunun hayatına müdahale
Kerimesi). Cinler insanlar gibi hür iradeye sahip
etmez, bunun en güzel örneği Peygamberimizin
ve kendi kafalarına göre insaların hayatlarına
hayatı. Nasıl günümüzde baş örtülü kızlarımız
müdahale edebilir, kötü bir insanda size kötülük
sözlü ve fiziki tacize uğruyorsa Peygamberimiz
yapmak isterse bunu yapabilir ancak bu
(s.a.v.)’da tebliğini yaparken sürekli tacize
müdahaleler ilahi takdir onay verirse
uğrardı. Peygamberimiz (s.a.v.)’ın hayatı sıkıntı
gerçekleşir, vermezse bunlar niyette kalır,
ve zorluklar içinde olmasına rağmen, ne
niyetlerini gerçekleştirebilecek imkan onlara
meleklerden yardım dilemiştir ne de meleklere
verilmez. Unutmayınız; herkes hak ettiğini
onun yardımına koşma emri verilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.)’ın hayatı içinde gökten
melekler indiği dönemler oldu ancak bu melekler melek bir peygamber gönderirdik (İsra Süresi,
Müslümanların, yani bir toplumun yardımına indi, 94-95. Ayeti Kerimeleri).
Peygamberimizin şahsi yardımına değil. Örneğin;
Bedir savaşında melekler Müslümanların Bu Ayetlerden anlıyoruz ki; eğer meleklere
yardımına indi ama Taife’te Peygamberimiz insanların hayatlarına müdahele etme izni
(s.a.v.) taşlandığı ve kanlar içinde kaldığı an ona verilmiş olsaydı, o zaman iş bitirilmiş olur
yardım edilmedi. Eğer iddia edildiği gibi kıyamet kopardı, ikincisi; yeryüzünde dolaşan
melekler insanları koruyorsa neden koskocaman melekler olsaydı onların yardımınada melekler
bir Peygamberi korumadılar, Taif'teki üzücü koşardı ama yeryüzünde dolaşan insan olduğu
olaya müdahele etmediler? Eğer melekler için yardımınıza melek değil insan koşar,
insanları koruyorsa, insanlar yeryüzünde onca üçüncüsü; eğer Peygamberimiz (s.a.v.) ve onca
kötülüğe maruz kalıyor, neden melekler bu sıkıntı yaşayan Peygamberlerin yardımına
kötülüklere mani olmuyor? Gördüğünüz gibi melekler koşmadıysa, bizler kimiz ki bizlerin
meleklerin insanı koruduğu ve ona yardım ettiği kine koşsunlar?
inancı batıldır, eğer öyle bir ihtimal olsaydı
melekler Yusuf a.s.'ın yardımına koşar onu Melekler çağrılarınıza cevap vermez, cinler
kuyudan çıkarırlardı, Yunus a.s.'ın yardımına verir, lütfen bu oyunu gelmeyin
koşar onu balığın karnından kurtarırlardı, Eyüp
Sayın okurlarımız batı kültüründe yaşayan birisi
a.s.'ın yardımına koşar onu yıllarca yatalak
evinin bir köşesinde nurani ışıklar gördüğü an
kalmaktan, o hastalıktan kurtarırlardı. O
aklına ilk melekler geliyor olabilir. Meleklerden
mübarek insanlara yardım edilmediyse, siz
yardım edinme inancını onların kültüründe doğal
kimsinizde melekler sizin yardımınıza koşsun?
ve belki anlayışla karşılayabiliriz çünkü onların
İnsanoğlunun tarihine baktığınızda, insanın
kültüründe cinler diye bir varlık yok. Onlar insan
meleklere yönelik hep bir merakı olmuş ve onları
boyutu dışından birisi ile temasa geçtiği an,
görmeyi ve onlar ile temasa geçmeyi hep
akıllarına ilk melekler geliyor olabilir ama siz
arzulamış, bakınız insanın bu merakına ve
daha iyi bilmelisiniz, sizin aklınıza anında cinlerin
beklentisine Allahu Teala nasıl bir yanıt verir;
oyunu, cinlerin parmağı gelmeli. Melekler insanı
“Bir de «şuna bir melek indirilse de görsek?» gözetler, bu doğru bir inanç ancak meleklerin
diyorlar. Eğer öyle bir melek indirseydik size hizmet edeceği, sizi sıkıntılardan
muhakkak iş bitirilmiş olur, kendilerine bir an kurtaracağı inancı batıl bir inançtır, lütfen bu
bile göz açtırılmazdı! Eğer peygamberi bir melek tür inançlara kanmayın. Eğer başınıza gelen bir
kılsaydık muhakkak ki onu insan sûretine sokar musibetten kurtulmak istiyorsanız, o musibet
onları yine düşmekte oldukları kuşkuya size laik görülmeden hal ve hareketleriniz ile
düşürürdük” (En’am Süresi, 8-9. Ayeti önleminizi alın. Olay yaşandıktan sonra ilahi
Kerimeleri). “Dediler ki: "Bu elçiye ne oluyor ki, yardımı bekliyorsanız, çok sabırlı olun çünkü
yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? ilahi yardım son nefesinizde gelir, sıkıntı başlar
Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek başlamaz gelmez.
indirilmesi gerekmez miydi?" (Furkan Süresi, 7.
Allahın ismini anarak meleklerden yardım
Ayeti Kerimesi). “Kendilerine doğru yolu
istesek o zaman melekler devreye girer mi?
gösteren peygamber gelince, insanların iman
etmelerine engel olan sebep sadece: «Allah bir Hayır, girmez. Bizler sebepler dünyasında
insanı mı Peygamber gönderdi?» demeleridir. yaşıyoruz, elbette sıkıntılarımıza çözüm
Şöyle de: “- eğer yeryüzünde, yürüyüp duran arayacağız ve elbette birileri bir şeylere vesile
Melekler olsaydı, elbette onlara da gökten olacak ancak melekler bu sebepler dünyasının
dışında olan varlıklar. Eğer yeryüzünde gezen,
dolaşan melekler olsaydı yardımada melekler Reenkarnasyon inancını anlayabilmemiz için
koşardı, olmadığına göre lütfen melekleri sübjektif bakış açıların oluşumunu yakından
beklemeyin. İkincisi, dua ederken lütfen incelememiz gerekiyor. Benliğimizi etkileyen en
duanızda şartlar koşmayın; yardımıma şu kişi büyük unsur ne? Hal ve hareketlerimizi
gelsin, şu şartlar altında ve şu zaman dilimi belirleyen değerler ne? İlk önce bu soruların
içinde gerçekleşsin gibisine, dualarda şartlar cevabını araştırmalıyız. Hayatımızda daha çok
koşmanız duanızın kabülünü zorlaştırır. İlahi dini emirlere göremi hareket ediyoruz, kültürel
yardımı hak ediyorsanız, Allahu Teala takdir adetlerimize göremi yoksa hayatın her anını
ettiği kişiyi, takdir ettiği vakit ve saatte doya doya yaşa felsefesine göremi? Genelde bir
ayağınıza gönderir. “De ki Rabbim size ne kıymet insanın sübjektif bakış açısını doğduğu evde
verir duânız olmasa?...” (Furkan Süresi, 77. gördüğü, büyüdüğü mahallede yaşadığı, gittiği
Ayeti Kerimesi). Allahu Teala’ya dua etmek bir okulda aldığı eğitim, takıldığı arkadaş
Müslümanın en temel görevi ancak dua ederken çevresinden aldığı etki, gördüğü dini eğitim ve
lütfen haddimizi bilelim, biz kimiz melekler kim! fıtratsal yapısı belirler. Bu sübjektif bakış
açıların olşumunda bazı unsürler diğerlerinden
reenkarnasyon daha ağır basar. Bilhassa dini değerler ve
kültürel etkenler sübjektif bakış açılarımızın
Sayfalarımız ve yazılarımızın amaçlarından birisi oluşumunda daha ağır basar.
halkımızı hurafe ve batıl uzak doğu dinlerin
yayılımına karşı korumak. Kendimizi farklı Reenkarnasyon hangi sübjektif bakış açılarını
inançların propagandalarına karşı karşı, karşıya getirir?
koruyabilmemiz içinde kendimizi ilk önce o
konular hakkında bilgilendirmeliyiz. Reenkarnasyon inancın ölçülebilir bir verisi yok.
Reenkarnasyon konusu gündemde olduğu ve Reenkarnasyon sübjektif bakış açıların
okurlarımızdan yoğun talep geldiği için bu yazıyı oluşumunda etkili olan iki farklı unsürü karşı
ele almaya karar verdik. Şunu başdan belirtmek karşıya getirir. Bunların birisi yöresel adetler ve
isteriz, websayfamızdaki bütün yazılarımız diğeri din. Görsel medya ve internet dünyayı
pozitif bilimlere dayanarak yazıldı. Bunlar Fizik, büyük bir aile haline getirmeden önce
Kimya, Biyoloji, Psikoloji ve Sosyoloji ancak reenkarnasyon sadece belirli yörelerde türeyen
reinkarnasyon konusunu bu tür pozitif bilimlere bir fenomendi (Hindistan veya Çin). Buna karşı
dayanarak yazmamız mümkün değil. Yazımıza çıkanlar ise dini direktiflere göre hareket
başlamadan bunu bilmelisiniz. Reenkarnasyon edenler (Kitap Ehli olan Dinler; İslam,
inancında ölçülebilecek bilimsel değerler yok. Hıristiyanlık ve Musevilik).
Ölümden sonraki dünyaya elektronik cihazlar
göndererek, oradaki hayattan veriler Reenkarnasyon nedir?
toparlamamız mümkün değil. Tekrar doğduğunu
Reenkarnasyon ölen bir bedendeki ruh’un yeni
iddia eden birisi ile buna karşı çıkan görüşler
doğan birinin bedeniyle dünya ya geri döndüğü
bilimsel veriler üzerine tartışamaz. Burada
inancı. Bu inancın çıkış noktası Hindistan.
yaşanılan olay farklı sübjektif bakış açıların
Hinduizm, Jainizm, Sikhizm, hatta Budizmin
tartışması. Biz bu yazımızda bilimsel verilere
yeniden doğma inancını da reinkarnasyon olarak
göre değil mantıksal verilere göre hareket
görebiliriz.
ederek reinkarnasyon inancına bir açıklık
getirmeye çalışacağız.
Reenkarnasyon inancında yaşanılan klasik olay
nedir?
Sübjektif bakış açıları nasıl oluşur?
Reenkarnasyon iddialarına sık tanık olan bir geriye gidebilir. Biz cinlerin güneş ışınından
yörede yaşıyorsanız şöyle bir senaryo ile sık daha hızlı hareket ettiğini biliyoruz. Bir
karşılaşırsınız; birgün akrabalarınızdan birisi insanında güneş ışınından daha hızlı hareket
size gelir ve 10 yıl önce vefat eden babanız edemeyeceğine göre, geçmiş olaylardan anlatan
olduğunu söyler. Böyle bir durum ile birisi bunu ancak cinler sayesinde yapar.
karşılaşırsanız ve yaşadığınız yörede bu tür Reenkarnasyonun belirli yöreden dışa çıkmasını
olaylara yüz yıllarca tanık olunduysa, o zaman engelleyen unsür ne olmuştur o zaman?
sizinde bunu kabullenmeniz zor olmaz. Reenkarnasyon cinlerin bir oyunu. Ancak bir
Bazılarımız için bu mantık dışı gelsede, cinin bir insanı kandırması farklı bir olay,
yaşadığınız yörede böyle bir inanç yaygınsa toplumun tamamını kandırması farklı.
sizinde bundan etkilenmeniz ve bunu Reenkarnasyon inancı belirli yörelerden dışa
kabullenmeniz doğal. çıkamamış çünkü o yöreden dışa çıktığında
karşısında bir şahsın direnişi ile değil toplumun
Reenkarnasyon inancın püf noktası, insanları tamamını karşısında görmüş. Toplumsal baskı bir
buna ikna eden unsür nedir? şahsın inancını sınırlamış. Örneğin; anadolunun
içinden birisi reinkarne edildiğinden bahsetse, o
Eğer birisi size gelir ve 10 yıl önce vefat eden kişi hocaya götürülür veya onunla alay edilir.
babanız olduğunu söylerse, o zaman size Toplumsal baskı daha ağır basar ve o kişi bir
başkaların bilmesi mümkün olmayan, sadece sizin müddet sonra bu iddiasından vazgeçer gider.
ve babanızın arasında geçen konuşmalardan ve Eğer birisi bunu ortaçağın avrupasında iddia
olaylardan bahseder. Olayın ikna edici ve etmiş olsaydı, o kişiye kilise tarafından şeytan
inandırıcı gelen noktası bu. Size tamamen çıkartma rituali uygulanır veya yakılarak
yabancı birisi sanki oradaymış gibi sizin geçmiş öldürülürdü. Tarihe baktığımız zaman çoğu
hayatınız hakkında detaylı bilgiler anlatabilmesi. toplumlar bu tür inançların yayılımına izin
Hiç tanımadığınız ve ailenize tamamen yabancı vermemiş. Cinler toplumsal bir direnç ile karşı
olan birisi sizin ve aileniz hakkında çok özel karşıya kaldıkları için bu tür oyunlarını belirli
şeyler anlatır. Reenkarne olduğunu iddia eden yörelerden dışarıya çıkaramamış.
şahsın, bu özel bilgileri aktarabilmesi bu tür
inancın yayılımını sağlar. Hindistan veya Çin gibi bölgeler toplumsal olarak
geçmişlerinde bir kırılma noktası yaşayıp,
Reenkarnasyon neden her yerde değilde zamanında bu oyunlara kanmış. Sonradan gelen
sadece belirli yörelerde ortaya çıkar? nesillerde bu örf ve adetlerin içinde büyüyüp bu
inancı olduğu gibi kabullenmiş. Ne kadar
Reenkarnasyon inancın püf noktası, reinkarne
ilginçtirki bu yörelerde yaşayan insanlar
edildiğini iddia eden birinin geçmiş olaylardan
reenkarne olduklarına inanır ama daha önceki
bahsedebilmesi. Eğer o kişi geçmiş olaylardan
yaşantılarını hatırlamaz. Bunun sebebide; ancak
bahsedemese, kimseyi kendine inandıramaz.
cinlerin musallat olduğu kişiler geçmiş
Bizim kültürümüzde ve dinimizde geçmiş
olaylardan bahsebilir çünkü bir insanda geçmiş
olaylardan bilgi almak istenildiği zaman kime
zamana gidebilecek yapı veya güç yok. Bu
gidilir? Tabiiki cinci hocalara. Geçmiş olayları
noktada sizin itirazınız olabilir; “ama hocam
görebilmeniz için zamanda geriye gidebilmeniz
onların zamanda geriye gitmelerine gerek yokki,
gerekir ve Einstein bir teorisinde bunun mümkün
onlar zaten geçmiş bedenlerin ruhunu taşıyor,
olduğunu söyler. Einstein'a göre eğer bir cisim
onlar bu yüzden geçmiş olayların bilgisine sahip“.
güneş ışını hızından daha hızlı hareket ederse o
Böyle bir itirazda bulunursanız, o zaman bizde
zaman o cisim zamanda geri gider. Kısacası fizik
size şöyle bir soru ile karşılık veririz; neden
bize şunu söyler; eğer bir cisim güneş ışınından
hindistan veya çinde reinkarne edildiklerine
daha hızlı hareket ederse, o cisim zamanda
inanan bir milyar üzerindeki insandan sadece bir dine veya kültüre bir bağ kuramayan, kendilerini
kaçı geçmiş hayatlarını hatırlar? Madem ruhlar ruhsal bir boşluk içinde hissedip bir arayış içine
reinkarne ediliyor neden o toplumun tamamı girenler. Umarım sizler bu duruma düşmezsiniz.
geçmiş hayatlarını hatırlamaz? Sayın Umarım İslam dini ve Türk kültürün örf ve
okurlarımız geçmiş hayatlarını anlatan birinin adetleri sizlerin ruhsal ihtiyaçlarınızı yeterince
anlatış tarzını bir inceleyin ve bunu cinci hocanın karşılıyordur.
anlatış şekli ile kıyaslayın ve aralarında
benzerlik olup olmadığına bakın. Burada duygusal Reenkarnasyon inancını çürüten en büyük delil
veya sübjektif bakış açılarına yer vermeyin, nedir?
buna bir bilim adam gözlüğü ile bakın ve bütün
verileri objektif olarak ele alın ancak o zaman Reenkarnasyon inancını çürüten en büyük delil'i
doğruları bulabilirsiniz. Reenkarnasyona inanan toplumlar kendileri verir.
Bu toplumlar daha önce yaşadıklarını iddia eder
İnsan neden acaba bu kadar basit, bu tür ama bunlardan sadece birkaçı daha önceki
inançlara veya oyunlara kendisini kaptırır? hayatını hatırlar. Bunların dini büyükleri
biraraya gelip, bir karara varmalı. Ya
İnandığımız şeyler sübjektif bakış açılarımızı Reenkarnasyon inancında geçmiş yaşantılar
belirlemekle yetinmez, inançlarımız ayrıca hatırlanır yada hatırlanmaz. Eğer hatırlanıyorsa,
bizlerin hal ve hareketlerine sınır koyar. Bize o zaman bunu neden kendi toplumların tamamı
hangi davranışların uygun olup olmadığını söyler. hatırlamaz? Eğer hatırlanmıyorsa, o zaman daha
Dini emirlere bağlı olan birisi bu kurallara boyun önce farklı bir bedende yaşadıklarını nereden
eğer ve bu inancın koyduğu sınırlar içinde biliyorlar? Ikinci hadise ise Reenkarnasyon
hareket etmeye çalışır. Din böyle bir sınır inancını sadece kendi toplumlarına has bir olay
belirleyici etkendir. Eğer hayatınızda hal ve olarakmı görüyorlar, yoksa bütün evrenin bu
harektlerinize sınır koyabilecek etkenler yok ise düzen üzerine kurulduğuna mı inanıyorlar? Eğer
o zaman yaşantı tarzınız sınır tanımaz çünkü bütün dünya bu düzen üzerine kurulduysa, o
nefsinizin kabulleneceği şeylerin sınırı olmaz. zaman neden ben ve benimle birlikte yaklaşık 6
Kendinizi tanrıda ilan edebilirsiniz, eşcinselliği milyar İnsan daha önce yaşadığını hatırlamaz?
veya incesti de doğal bulabilirsiniz. Bir insanda
hal ve hareketlerine sınır koyabilecek dini, İslamın reenkarnasyon inancına bakış açısı
kültürel veya insani değerler yok ise o zaman o nedir?
insan herşeyi mübah görür. Sınırlarınızı açtığınız
anda inanabileceğiniz veya yapabileceğiniz Reenkarnasyon inancı bu dünyanın ebedi var
şeylerin sınırı yok. olacığı inancı üzerine kurulu. Bu tür inanca sahip
olan insanlar ahiret ve mahşer gününe inanmaz.
Kimler kendisini Reenkarnasyon inancına Onlar ruhlarının bir bedenden diğerine intikal
kaptırır? ederek, bu dünyada ebedi hayat
sürdüreceklerine inanır. Bu inanç tabiki islam
Reenkarnasyon inancına iki tür insan kendisini dinine ve kitap ehli olan diğer dinlerin özüne
kaptırır, birinci grubun buna yöresel bir bağı ters düşer. Bilhassa Kur’an-ı Kerimin nice
bulunur. Bu insanların aileleri, akrabaları, Ayetleri ölümden sonraki hayattan ve
komşuları ve yaşadıkları bölge buna inanır. Böyle sorgulamadan bahseder. Reinkarnasyona
bir ortamda doğanlar bu inancı sorgulamadan inanmakda çok dikkatli olmalısınız çünkü buna
benimser ve buna inanır. Bunu doğal olarak inandığınız an Kur’an-ı Kerimin özüne ters
karşılamalıyız. Reenkarnasyon inancına kendisini düşersiniz, buda islam dininden çıkmanıza sebep
kaptıran ikinci grubun ise buna ne yöresel bir olabilir. İslami yönden reenkarnasyonu
bağı bulunur nede dini. Bunlar mensubu oldukları incelediğinizde şu sorular aklınıza gelebilir:
farklı bedenler ile dünyaya gelirseniz mahşer Psikiyatri bilim dalı farklı kişisellikler barındıran
gününde bu yaşantılarınızın hangisi ile sorguya bedenleri bir hastalık olarak görür ve bunlara
çekileceksiniz? İslam dini bu dünyanın acı ve farklı tıbbi isimler atar (örneğin; multiple
üzüntü içeren bir yer olduğunu söyler, bu personality disorder). Daha önceki hayatınızda
dünyayı birdefa yaşamak kendi başına nice bir kadın olduğunuzu düşünün ve bu sefer bir
sıkıntılar içerir. Bir insanı sürekli reenkarne erkeğin bedeninde reinkarne olduğunuzu
ederek, bu dünya sıkıntılarını defalarca varsayın. İki farklı duygu arasında yaşayan bir
yaşatmak sizce ne kadar mantıklı? Buna benzer ruh'un ne kadar sıkıntılı bir hayat
nice farklı soruları sizlerde aklınızdan geçirmiş geçerebileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
olabilirsiniz. Şimdi yüzlerce veya binlerce farklı insan ve
hayvan hayatını yaşayan ve geçmiş yaşantılarını
Şu Ayetlerden ne anlamı çıkarıyorsunuz? hatırlayan bir ruh'u düşünün. Size böyle bir
düzen üzerine kurulu bir dünya mantıklı geliyor
Müminun Süresi 99-100; Nihayet onlardan mu? Sizce böyle bir düzen üzerine kurulu
(müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında, dünyada insanoğlu ruhsal boyutu sağlıklı ve
"Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri dengeli bir yaşantı sürdürebilir mi? Yazımızın
gönder,"- "Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş başında belirttiğimiz gibi reenkarnasyon olayını
(ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bilimsel veriler ile çürütemeyiz ama bu olaya
bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde mantıksal bir yaklaşım ile açıklık getirebiliriz ve
ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir umarım sizde önyargılardan uzak bir akıl ile
berzah vardır. kendiniz için bu olaya bir açıklık kazandırırsınız

Secde Süresi 11-13; De ki: Size vekil kılınmış Reenkarnasyon inancının altından yatan varlık
olan ölüm meleği canınızı alacak, sonra veya oyun nedir?
döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz.
Günahkârları bir görseydin! Rablerinin Reenkarnasyonun inandırıcı tarafı, reinkarne
huzurunda başları öne eğilmiş olarak şöyle edildiğine inanan birisinin geçmiş olaylardan
derler: "Ey Rabbimiz! Gördük ve işittik,şimdi bahsedebilmesi. Bizde kendi kültürümüzde ve
bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim; çünkü dinimizde geçmiş olaylardan anlatabilen
biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz." Eğer biz varlıklara inanırız. Örneğin: eşyalarınızı
dilemiş olsaydık her nefse hidayetini verirdik! kaybettiğiniz an veya geçmiş olaylardan haber
almak istediğiniz zaman kime gidersiniz? Tabiiki
Fatır 37; Onlar, orada şöyle feryat ederler: "Ey cinci hocalara veya medyumculara. Bu olayı ele
Rabbimiz! Bizleri çıkar, yaptıklarımızdan başka, alırken buna bir bilim adamı gözlüğüyle
salih bir amel yapalım." Onlara denilir ki: "Size yaklaşmalısınız. Örneğin; bir hekim onca farklı
düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür rahatsızlık arasında doğru bir teşhisi
vermedik mi? Hem size uyarıcı da gelmişti. O tutturabilmesi için ilk önce hastanın
hâlde tadın bakalım azabı! Çünkü zalimleri şikayetlerini çok iyi dinler ve dinlediği
kurtaracak yoktur." şikayetleri farklı hastalıkların ürettiği
semtomlar ile örtüşüp, örtüşmediğine bakar ve
Bu Ayetler bize şunu anlatır; bu dünyada sadece
sonrasında o hastalığın teşhisini koyar. Sizde
bir şansımız var. Bunu değerlendirdik
bir bilim adamı gibi bu olaya yaklaşın. Reenkarne
değerlendirdik, değerlendiremediysek ikinci bir
edildiğini iddia eden bir şahsın geçmiş
şansa sahip değiliz!
olaylardan anlatılış şekli ile bir medyumun
Reenkarnasyon ve Psikiyatri bilim dalı anlatılış şeklinde benzerlikler olup, olmadığına
bakın? Bizler kendimizi şanslı hissetmeliyiz
çünkü bizim dinimiz bizleri o varlıkların yöntemlerinden bahsederkende sık, sık “bilim
yaratılışından haberdar etmiş. Bizler onların dışı” kelimesini kullanır. İnsanların beyinlerine
oyunlarına gelmemek için kendimizi bir defasında bir şeyi kazıdığınız an, o artık
bilgilendirebiliriz ve önlemlerimizi alabiliriz. Bu oradan çıkmaz, o insanlar artık o vakitten sonra
nimete farklı kültürler sahip değil. Onlar geçmiş o ön yargı üzerine, o kalıp üzerine hareket eder.
olayları gören birisine özel muamele gösterir ve Bilim dünyasıda bunu yapar, bilim dünyası
bunları gerçek olarak algılar. “bilimsel” kelimesi ile “ilaç” kelimesini birlikte
anarak birini diğeri ile özleştirmeye çalışır, biri
Müslümanlar cinlere inanmak zorundadır. Eğer düşünüldüğünde insanın aklına hemen diğeri
müslümanım diyorsanız Kur’an-ı Kerime inanmak gelsin istenilir ve bunu ne kadar erken nesillerin
zorundasınız ve Kur’an-ı Kerimin keyfinize uyan beyinine yerleştirirse o kadar sağlam, kendisine
Ayetlerine inanıp, keyfinize ters düşen bağlı müridler yetiştirir. Doğal şifa yöntemleri
Ayetlerini redetme nimetine sahip değilsiniz. anıldığında onu “bilim-dışı” kelimesi eşliğinde
Kur’an-ı Kerim cinler hakkında bilgi verir. Hatta anar ve bu da bu sefer toplumun beyinine bu
Cin Süresi başlığıyla onlara bir Süre ayrılır. tarz yöntemlerin bilim dışı bir şey olduğu
Allahu Teala bizi cinler hakkında uyarma gereği görüşünü kazır. Hepimiz bu beyin
duymuş çünkü cinlerin hayatlarımıza müdahil manipülasyonlara maruz kaldık, bu oyunların
olma isteğini, bizi hurafe inançlara sürükleme farkında olanlar kendilerini korumuş olabilirler
arzusunu ve hayatımızı bize zindan etme hırsına diğerlerin beyinlerine ama bu kalıplar, önyargılar
sahip olduklarını bildiği için. Bizim görevimizde yerleştirildi. Bu beyin yıkama çalışmalarına her
onların varlığını kabullenip, onların oyununa ortamda maruz kalıyorsunuz, bundan kaçmanız
gelmemek için gereken önlemlerimizi almaktır. mümkün değil, eğer ilaç tedavi denildiği an
Ama maalesef Türkiyede psikolojik bir aklınıza ilk gelen şey “bilimsel” kelimesi ise
rahatsızlığınız için bir Profesöre çıkar ve beyininiz yıkanmıştır ve doğal tedavi denildiği
cinlerden bahsedersiniz; “kardeşim biz kaçıncı zaman aklınıza ilk gelen şey “bilim dışı” kelimesi
yüzyılda yaşıyoruz, bırakın bu hurafe inançları” ise o zaman beyininizin manipüle edilmiş
gibi bir yanıtla karşılaşabilirsiniz. İnsanın dini ve olduğunu bilmelisiniz.
milli inançlarına saygısız olan insanlardan size
her hangi bir fayda gelmez, bizim tavsiyemiz Beyininiz manipüle edilmek için her gün saldırıya
onlardan uzak durmanız yolunda. Hayatı ve uğrar, saldırı altında olduğunuzu bilin ve
içeriğini kendi keyfiyatlarına göre yorumlayan, beyinlerinize oyun oynanmasına izin vermeyin.
herhangi bir şeyin hoşuna giden tarafını Doğayı yaratan Allah, ilaçları üreten ise menfii
benimseyen ve diğer kısmını reteden insanların çıkarlar peşinde koşan insan, doğayı
ne bilimle alakası var ne de mantıkla. Bu tür küçümserken, onun şifa gücünü yok sayarken,
insanlar ile karşılaşırsanız, onları kendi dünyaları onu bilim dışı bir oluşum olarak yargılarken siz
ile baş, başa bırakmanız daha sağlıklı olur. bu yaklaşımınız ile kimi küçümsediğinizi, kimin
şifa gücünü yargıladığınızı ve kimi bilim dışı ilan
kelime oyunları- ilaçlar ve bilim dergileri gerçeği ettiğinizi bilmelisiniz. Lütfen bu kadar kolay
oyuna gelmeyin, kendinizi manipüle ettirmeyin,
Bilim dünyasının oyunu; ilaçlar “bilimseldir”, savunduğunuz kimseler ve şeyler ne, onu iyi
doğal tıp “bilim dışı” araştırın ve ağzınızdan çıkan kelimelerin ucu
nereye dayanacağını çok iyi bilin. Sayın
Bilim dünyası ilaçlardan bahsederken “bilimsel”
okurlarımız tıbbi ilaçların kaynağı doğadır, ilaç
kelimesini sık kullanır, insan beyinin en derin
şirketleri bitkilerden ve hayvansal sıvılardan
noktalarında doğru yola, aydınlığa anca ilaçlar ile
aldıkları etken maddelerden ilaçlar üretir, bu
ulaşabileceği, tek doğru tercihin ilaçlar olduğu
inanması zor gelebilir ama durum bu. İnsan
izlenimini vermeye çalışır ve doğal şifa
kendiliğinden, havadan o etken maddeleri ortaya sistematik bir şekilde “bilim dışı“ kelimesini
çıkarmaz, onlar doğada gördüklerini kopyalar, kullanarak yapar. Doğa kendisini savunacak
şimdi söyleyin bakalım; ne zamandır kopyacılar konumda değil ama bizler bu yazımız ile doğaya
telif haklarına sahip olanlara üstünlük sağlama yapılan haksızlığı dile getirelim. Şöyle
yetkisine sahip oldu? düşünüyoruzda, insan ne kadar nankör;
yeryüzünde yaşıyorsak bu bitkilerin, ağaçların,
İlaç şirketlerin doğa karşıtı olmasının sebebi otların ürettiği oksijen sayesinde yaşıyoruz,
nedir? üstüne hastalandığımızda onlardan şifa
buluyoruz, üstüne arılar ve sağmal hayvanlar bu
Çok basit, insan fıtratı kontrol etmek ister ve bitkileri yiyerek bizlere ürünlerini sunuyor, yani
dünyadaki en büyük güç sağlıktır, sağlığı kontrol bir balda binlerce farklı bitkinin etken maddesi
eden dünyayı kontrol eder. Eğer dünya bulunmakta, bir çay kaşığı bal veya tereyağı
hakimiyeti ve üstünlük hırsı ile yaratılmış, kendi başına bi nevi bir aktar, durum bundan
Allahın rahmetinden yoksun, aşağılık bir ibaretken biz halen bitkilerin faydalı olup
varlıksanız o zaman insanlığı kontrol etmek için olmadığını tartışıyoruz onların insan sağlığına
her şeyi yapardınız. Rakiplerinizi yok eder, katkısı olup olmadığını tartışıyoruz, inanılmaz,
alternatifleri ortadan kaldırmaya çalışırdınız. değil mi?
Doğayı ama yok edemeyeceklerine göre onların
yapabilecekleri tek şey; bitkiler bilim dışıdır “Hekiminize danışın, “eczanecinize danışın”
gibi ifadeler ile ona iftira atıp onun saygınlığını tuzağı
ve imajını sıfırlamaya çalışmak. Doğa bu sözel
saldıralara karşı kendisini savunacak, bu akıma Kelime oyunları sadece “bilimsel“ veya “bilim
karşı direnecek halde değil, o hüzünlü ve gariban dışı“ kelimeleri ile kısıtlı değil, “hekiminize
bir şekilde bu iftiraları yutar, bunun hesabını danışın“ veya “eczacınıza danışın“ kelimeleride
Allaha bırakır. bu oyunun bir parçası. Bunu kendinden beslenen,
bunu bu döngünün içine girdiğinizde size çıkış
Bir; ilaç şirketleri ilaç satarak para kazanır, imkanı sunmayan bir sistem olarak düşünün, tıp
eğer toplum dağda ormanda elde edilen bitkiler işte budur. Hekiminize veya eczacınıza danışın
ile hastalıkların çözüleceğini bilse, bu ilaç kelimeleride sizi bu döngünün içinde tutmak için
şirketlerin sonunu getirirdi. İkincisi; ilaç kullanılır, o şahıslar bu alanda tek uzman tek
şirketleri asla hastalığın kaynağına yönelik ilaç bilgin kişiler olarak lanse edilir, bu şekilde sizin
üretmez, üretmiş olsaydı dünyada hastalıklar başka yerlere danışmanız istenilmez. İşi o işin
kalmaz, onların kazanç kaynağı kesilirdi. Allahu ehline, uzmanına bırakmak ne kadar mantıklı
Teala bitkileri ama hastalıkların kaynağını görünsede aslen hiçte öyle değil çünkü insan
iyileştirebilecek güçte ve nitelikte yaratmış, ilaç sağlığı ve hastalıkları ile uğraşan sadece medikal
şirketleride bunu bilir ve toplumun bu şifa fakülteleri değil, insan sağlığı onların patentli
gücünü keşfetmesinden korkar çünkü toplum malı değil, kayropraktik fakülteleri, osteopatik
bunu keşfettiği an sırtını ilaç şirketlere fakülteleri, podiatrik fakülteleri veya benzeri
çevireceği bilinir. Üçüncüsü; ilaç şirketleri ilaç fakültelerde insan sağlığı ve tedavisi konumunda
üretirken o ilacı en azından 3-4 organı tahriş uzmanlar yetiştirir, o yüzden bazen bir
edecek şekilde üretir, üretirki zaman dilimi fakültede verilen eğitim derdinize derman
içinde o organlarada ilaç satılsın ama doğadaki olmayabilir belki farklı bir fakültenin tedavi
bitkilerin doğru dozajda ve karışımda yaklaşımı sıkıntılarınızı çözebilecek
kullanıldığında hiç bir yan etkisi bulunmaz. Bu kapasitededir. İkincisi; “uzmanınıza danışın”
sepelerden dolayı, yani kendi çıkarlarını kelimesi ne kadar mantıklı görünsede, hiçte öyle
korumak, kontrolü elinden kaybetmemek için değil çünkü o uzmanlar zaten aylarca, yıllarca o
batı tıbbı doğayı karalamaya çalışır ve bunuda
hastalığı tedavi etmek için çaba göstermiş ama gezinir, işte bu lanetlenmiş ruhlara alternatif
başaramamış halen o uzmanlara takılı kalmak yöntemler hakkında bir şey sorulduğunda onlar
sizce ne kadar mantıklı? Acil müdahaleye anında savunma refleksine girip eziklik
muhtaç olan organlarınızı boş tedaviler ile psikolojisinden çok çirkin bir tavır sergiler.
oyalamanız, değerli zamanınızı kalıptan Onların bu saldırgan tavrı sizi ürkütmesin, onlar
çıkmayan, aynı tedavi yaklaşımında direten konumlarını, statülerini başka birilerine
hekimlere harcamanız sizce ne kadar mantıklı? kaptırmak istemediklerinden dolayı böyle
O yüzden işin ehline çıkın diyenlere bazen saldırgan bir tavır sergiler. Konumuna vakıf olan
sırtınızı çevirebilmelisiniz, bazen aynı eğitim ve uzmanlar ise alternatif yolları asla tehdit olarak
kalıp üzerine hareket edenlerden uzak durup görmez, biz örneğin bazen fizik tedavi için gelen
alternatif bir sisteme başvurmak sizin için daha hastalarımızı farklı fizik tedavi merkezlerine
hayırlı olabilir. Özetleyelim; neden batı tıbbın yönlendiriyoruz, yönlendiriyoruz çünkü başka
dışına çıkmalıyız? Aktörlerin (hekimler, yerleri tecrübe ederlerse bizlerin değerini daha
eczacılar) size sunduğu bilgiler sistemin bu iyi anlayacağını biliyoruz. O yüzden işin ehli
kişilere verdiği bilgilerdir, bunu matriks filmi iseniz ve hastalığı çözebileceğine inanıyorsanız o
gibi düşünün, sistem bilgi kaynaklarınızı kontrol zaman alternatifler sizleri korkutmamalı, hasta
ederek her hareketinizi ve düşüncenizi kontrol zaten gezer, gezer sizlere geri döner.
etmeye çalışır ve sizi kendisine bağlı kılar,
kendisinden kopmanıza izin vermez. Ne zaman Batı tıbbı neden alternatif yollara
tedaviyi veya ilaçları ve sistemin kendisini başvurmanızı istemez?
sorgulamaya başladınız o zaman sistem sizi ikna
etmek için sizi döngünün içinde var olan Dokuların bir “threshold” denilen bir yük
aktörlere (hekimlere, eczacılara) yönlendirir. kaldırma sınırı var, batı tıbbı ilaçlar ile sizi
Hekimler ve eczacılar bu döngüyü ayakta tutan oyalayarak bu sınırın aşılmasını bekler ve
figüranlardır, onlar saha adamlarıdır, onlar ilaç aşıldığında kaçışı mümkün olmayan bir kapana
şirketlerin kara oyunlarını toplumun üzerine kapılırsınız. Tedavi etme etkisi olmayan ilaçlar
uygulayanlar ve bu sistemi ayakta kalmasını ile organlarınızı yıllarca oyalaya, oyalaya geri
sağlayanlardır. dönüşümü olmayan hasarlar oluşturulur ve
organlarınız bu hasar safhasına geldiğinde artık
Hekimler ve Ezcazılar eziklik refleksi ile protezler ve makinalardan başka bir şey sizi
hareket eder hayatta tutamaz. Bu protezleri ve makinalarıda
size sadece batı tıbbı sunabilir, işte alternatifi
Örneğin; siz tedaviniz veya ilaçlarınız ile olmayan kapan budur. Bu protezleri ne doğa size
memnun değilseniz doğal olarak alternatif sunabilir ne de başka bir şey, o aşamaya
yollara başvurmayı arzulayabilirsiniz ve gelindiğinde artık hayatınızın sonuna kadar batı
çevrenizdeki herkeste sizi bu konuda teşvik tıbbın kölesi olursunuz. Lütfen organlarınızın bu
edebilmeli. Bilhassa başarısız tedavi safhaya ulaşmasını beklemeyin, vakit henüz
girişimlerinde bulunan uzmanlar, ben yapamadım erkenken kendinizi batı tıbbın zincilerinden
ben başaramadım belki farklı bir yaklaşım sizi kurtarın, hekiminize; kusura bakmayın doktor
tedavi edebilir erdemliğini gösterebilmeli. En bey ama ben yıllarca tedavinizi denedim, bu
azından okumuş, kendisini kültürlü gören tedavi yaklaşımınız beni tedavi edemiyor farklı
insanlar farklı yollara ve uzmanlara saygı bir opsiyonda bana sunmuyorsunuz, verdiğiniz
gösterebilmeli ama maalesef siz bu erdemliği ve ilaçlarlada kendimi daha fazla zehirleyemem
olgunluğu batı tıbbın hiç bir yerinde daha fazla değerli zamanımı kaybedemem, ben
göremezsiniz. Onlar kendilerini tek hakim, tek artık alternatif yollara başvurmak istiyorum,
bilgin olarak görür, onlar hatta tanrı egosu ile diyebilmelisiniz ve demelisiniz. Ama maalesef
tansiyon, astım, alerji, guatr, diyabetis, epilepsi tedavi eden ilaç yok verilen ilaçlar sadece günü
gibi nice hastalıklarda bunu diyemiyoruz, neden kurtarır, epilepsi hastalığını tedavi eden ilaç yok
acaba? Kendimizi sisteme kaptırmışız gidiyoruz, verilen ilaçlar sadece günü kurtarır, guatr
ne sistemin içindeki aktörler bunu sorguluyor ne hastalığını tedavi eden ilaç yok verilen ilaçlar
de halkımız. Yıllarca ilaç yutuyoruz ve; ya ben ne sadece günü kurtarır, beyin felci hastalığını
zamana kadar bu ilaçları yutacağım sorusunu tedavi eden ilaç yok verilen ilaçlar sadece günü
kendimize hiç sormuyoruz, acaba başka bir kurtarır, alerjileri tedavi eden ilaç yok verilen
yerde bunun çözümü var mıdır sorusunu aklımıza ilaçlar sadece günü kurtarır, ekzema gibi cilt
getirmiyoruz. Lütfen bu kadar teslimiyatçı bir hastalıklarını tedavi eden ilaç yok verilen ilaçlar
zihniyete sahip olmayalım. En basit örneği; sadece günü kurtarır, şeker hastalığını tedavi
hayatınızın farklı dönemlerinde çevrenizdeki eden ilaç yok verilen ilaçlar sadece günü
insanların; yıllarca şu sıkıntım vardı şu otu aldım kurtarır, tansiyon hastalığını tedavi eden ilaç
rahatsızlığım gitti, hikayelerine tanık yok verilen ilaçlar sadece günü kurtarır, astım
olmuşsunuzdur, siz ama bu tarz hikayeleri tıbbi hastalığını tedavi eden ilaç yok verilen ilaçlar
ilaçlardan duyamazsınız, hiç; ben şu ilacı aldım sadece günü kurtarır, ağrıları tedavi eden ilaç
iyileştim, ifadesini duydunuz mu? Bu somut yok verilen ilaçlar sadece günü kurtarır; size
hayat tecrübeleri bizleri uyandırması gerekmez şurada Türkiyenin en yaygın hastalıklarını saydık
mi? Lütfen gidip bu şifa gücünü araştırın, ve bunların hiç birinde tedavi edici bir ilaç
sağlığınızı sorgusuz sualsiz çıkarlar üzerine olmadığını biliyor muydunuz?
kurulu batı tıbbına teslim etmeyin.
Not: bilim dünyasında takdir edilecek gelişimler
Bir hekimin ilaç şirketi ile “hayalı” sohbeti var mı, elbette var ancak biz neticeye bakarız,
bu teknolojik gelişimler hastalıkların çözümüne
İlaç mümessili; “ilaçlar ürettik, hastalarınıza yansımıyorsa o zaman bu teknolojik gelişimler
bunları yazmanızı tavsiye ederiz.” Hekim; boş, hiç bir şey ifade etmez. Eğer iflas eden bir
“bunlar hastalığı iyileştiriyor mu? İlaç böbreği düzeltemiyorsanız o zaman o böbreği
mümessili; “hayır.” Hekim; “ne işe yarar o zaman diyalize bağlasınız ne ifade eder bağlamasanız
bunlar?” İlaç mümessili; “hastanın gününü ne, eğer kalp kapakları iflas eden birinin kalp
kurtarır, o anki sıkıntılarını giderir.” Hekim; kapaklarını güçlendiremiyorsanız o zaman ona
“hastalığın kendisine ne olacak?” İlaç mümessili; yapay kapakcıklar taksanız ne ifade eder
“kendi akışına bırakılacak, belki kendiliğinden takmasanız ne, eğer kireçlenmiş bir eklemin
iyileşir?” Hekim; “ya iyileşmez ise?” İlaç kıkırdak dokularını onaramıyorsanız o zaman ona
mümessili; “organ iflas edecek, sonra hastayı yapay eklem taksanız ne ifade eder takmasanız
bizim protez bölümüne sevk edeceğiz.” ne. Bilimin hedefi insanı protezler ve makinalara
bağlı 100-200 yıl yaşatabilmek değil bilim
Bu sohbetten aldığınız bilgiler doğrultusunda siz dünyasının hedefi doğal yapıyı muhafaza edip
o ilaç mümessilin sattığı ilaçları hastalarınıza onarmak olmalı.
yazarmıydınız, milletinizin sağlığını bu zihniyette
olan ilaç şirketlerine emanet eder miydiniz? Organları iflas ettirip yeryüzünde Tanrı
oynamak isteyen sapık zihniyetler
Tedavi edici ilaç yok, ilaçlar sadece günü
kurtarır Sayın okurlarımız neyden yaratıldıysanız ona
bağımlısınız, insan topraktan yaratılmıştır o
Bir hekim her zaman hastalığın kaynağına savaş yüzden insan hayatta kalabilmek için topraktan
açmalı, siz bir yere kadar günü kurtarabilirsiniz çıkan mahsüllere muhtaçtır. Örneğin insan et
sonrasında acı gerçek ile karşılaşmanız yemeden hayatta kalabilir ama topraktan çıkan
kaçınılmaz. Örneğin; depresyon hastalığını mahsülsüz yaşayamaz. Eğer sizin beden
parçalarınız topraktan değilde başka bir şeyden yeryüzünde hangi dürtülere göre hareket eder,
üretilmeye başlanırsa o zaman siz hayatta insan neyi hırs yapar, insan neden mala veya
kalmak için o şirketlere, o şeylere bağımlı güce tamaa eder, bunları ve insan fıtratı
olursunuz. Batı tıbbı dünya hakimiyeti hırsına hakkında daha fazlasını okumaz araştırmaz
bürünmüş insanların elindedir ve onlar 50- 100 iseniz o zaman yeryüzündeki olayları anlamanız
yıl sonra oluşturulmak istenen ortamın tohumları mümkün değil. Örneğin; dergilerde neden
şimdiden atar. Kalbin bir protezini yapabilmemiz editörler bulunur? Dergilerde editör bulunur
kulağa hoş gelebilir ama bu bizi uyutmasın, çünkü dergiler her konuya dergilerinde yer
kalbin protezini yapabilmemiz neden hasta bir vermez. Neden, hani özgür ifade hakları vardı?
kalbi onaramıyoruz sorusu sormamıza ve Neden çünkü medya bir düşüncenin yayılım
özeleştiri yapmamıza mani olmasın. Ama aracıdır, siz tasvip etmediğiniz bir düşüncenin
maalesef görüyoruzki batı tıbbı tedavi edici ilaç yayılımına kendi derginizde yer verir misiniz?
üretmeyerek, bilinçli bir şekilde organları iflas Yani, düşünce özgürlüğü kendi düşünceleriniz
noktasına sürüklüyor. Batı tıbbı organları olduğu müddet geçerli, eğer kendi
proteze sürükleyecek şekilde kurgulanmış, düşüncelerinize tezat bir şey ortaya konulursa o
günümüzün tıbbı şimdiden 50 yıl sonraki ortamın zaman buna o dergide yer verilmez. Eğer belirli
tohumlarını atmakta, ön hazırlığını yapmakta. konular bilim dergilerinde yer almıyorsa, onları
Nedir bu kurgu? Batı tıbbın ve onu kullanan bilim-dışı olarak yargılamanın yerine o bilim
zihniyetin en büyük düşmanı Allahtır, eğer onlar dergileri kimlere ait, kimlerin reklamını yapıyor
organlarınızı çürütür ve yerlerine kendi ilk önce buna bakmalı. Siz bilim dergilerin kime
ürettiklerini yerleştirmeye başlarsa o zaman ait olduğunu bilmezseniz o zaman siz bu bilim
siz, sizi hayatta tutan, sizin kalbinizi, dergilerin hangi mesajlar içerdiğini
çiğerlerinizi böbreklerinizi üreten bilim anlayamazsınız, neyin propagandasını yaptığını
dünyasına tanrı diyeceksiniz, onlar sizi hayatta bilemezsiniz. Eğer bir bilim dergisi evrim
tutacak, sizi parçalardan var edecek, onlara kul teorisine yer veriyorsa ama bütün kainat bir
köle olacaksınız onlara şükredip onlara tanrı tarafından yaratıldı tezine yer vermiyorsa
tapacaksınız. o zaman bundan o derginin arkasında kimler
olduğunu görebilmeliyiz. Biri bilimseldir diğeri
Bilim dünyasının oyunu; bilim dergilerinde bilim-dışıdır derseniz, o zaman birinin bilimsel
geçenler bilimseldir, bilim dergilerinde yer diğerinin bilim dışı olduğunu size kim söyledi
almayanlar bilim dışı sorusunu sorarlar, yani siz yine başkaların
ağızları ile hareket etmektesiniz.
“Bilim literatürü sadece ciddi araştırmalar
içerir, eğer çalışmanız bilim dergilerinde değilse Hayattan bir örnek
o zaman bu ciddi bir araştırma olarak kabul
edilemez”, zihniyeti baya yaygın. Bu yaklaşım Ünlü hollywood sinema oyuncusu Mel Gibson, İsa
beyinleri yıkanmış, sisteme ayak uyduran o kalıbı a.s'ın hayatını anlatan “Tutku” isminde bir filmin
benimseyenlerin yaklaşımıdır, siz lütfen bu tarz senaryosunu yazar ve bunun yapımını üstlenecek
bir yaklaşım içinde bulunmayın. bir şirket aramaya başlar. Bunun yapımını ama
hollywoodta hiç bir şirket üstlenmez çünkü film
“Ama bilimsel olsaydılar bilim literatüründe yer yahudilerin Hz. İsa (as) a nasıl tuzak kurduğunu
alırlardı, yer almıyorlarsa demek bilgisel içeriğe anlatır. Sonunda Mel Gibson kendi bütçesi ile
sahip değiller”, diye tutumunuzda israr filmi yapar ama bu filmde hollywoodta kendisinin
ederseniz o zaman biz bu mantığı üreten bilgi sonunu getirir. Bu somut olaydan çıkarmamız
seviyenizden şüpheleniriz ya da niyetinizden. gereken ders nedir? Medyaya kim sahipse
Sayın okurlarımız hayatta sadece kitap değil içeriğini o kontrol eder ve bunu kendi çıkarları
bazende hayatı ve insanı okumanız lazım. İnsan
doğrultusunda kullanır ve tasvip etmediği
düşüncelerin yayılımını ve ayakta kalmasınada
asla müsade etmez.

Bir şeyin bilimselliği neye göre belirlenir

Varsayalımki yarın biz bir dergi yayınladık ve


Türkiyedeki bütün kurumların bilimsel
mekalelerini bu dergide yayınlamasını zorunlu
kıldık ve sonrada bu zorunluluğu bütün islam
dünyasına getirdik ve sonrasında da batı tıbbın
dergilerini bilim-dışı ilan ettik, napardınız o
zaman? Bir bilim dergisi başka bir bilim
dergisini “bilim-dışı“ olmakla suçlarsa, hangisine
inanırsınız? Bilimin hangi kriterlerine göre kimin
doğru olup olmadığını belirleyeceksiniz? İşin
uzmanı iseniz verilen bilgilerden anlarsınız ama
işin uzmanı değilseniz naparsınız? Biz size bir
tüyo verelim; böyle bir duruma düştüğünüzde
kim menfii çıkarlar peşinde değilse siz ona
inanın, doğru yola ancak o sizi ulaştırır. Şimdi
kendinize şu soruyu sorun, tıp dergilerini basan
şahıslar menfii çıkarlar peşinde koşuyor mu
koşmuyor mu? Bu soruyu kendinize
cevaplarsanız o zaman bilim dergilerin içeriğin
ne kadar inandırıcı ve doğru olup olmadığını daha
iyi anlarsınız ve doğal yöntemlerin neden bu
dergilerde yayınlanmadığını daha iyi anlamış
olursunuz.

You might also like