Professional Documents
Culture Documents
GAMZE AVCU
EYLÜL, 2019
i
MA TEZİ
PLASTİK SANATLAR
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
EYLÜL, 2019
i
TEZ ONAY
ii
İNTİHAL
iii
Abstract
Within the scope of master thesis study namely “A METAPHOR IN PLASTIC ARTS:
Within this frame initially the words “DOOR” and “METAPHOR” have been
transformational roots of these words are attempted to be revealed. After this; the term
“DOOR METAPHOR” has been explained with its concrete, abstract, symbolic and
imaginary meanings..
first of all a “PROBLEM STATEMENT” has been defined. Within the light of
Following this to be able to test this hypothesis the literature review results have been
videos, artist interviews etc. have been examined in details from the point of view of
“PLASTIC ARTS” and “VISUAL ARTS”. And these sources have been accepted as
“DATASET” of this research study. And accordingly this dataset is questioned and
perspectives have been discovered and these are compared with the preliminary
Analysis of Dataset has been executed specifically within the frame of “PLASTIC
ARTS”, but since they have interrelation and feed backs to be able to find more
obvious answers to the problematic the analysis scope has been expanded to “VISUAL
analyzed with their interrelations, too. Regarding the possibility that it will picture the
INFORMATICS AGE” and because of the fact that Plastic and Visual Arts is very
METAPHOR” has also been analyzed from the context of “DİGITAL WORLD” title.
Thus; it can be comfortably stated that “Door Metaphor”; has been analyzed within the
As a result of all; beyond its concrete meaning, with the opportunities it has within its
abstract and metaphoric meaning, the door imagery has been reviewed from a wide
spectrum and beneficial and compact understanding has been scientifically organized
Özet
kitaplar, kataloglar, dergi, makale ve gazete yayınları, videolar, sanatçı söyleşileri vb.
derinleştirilmiştir.
vi
Netice itibarı ile somut anlamının ötesinde, soyut anlamı dahilinde barındırdığı derin
olanaklar ile kapı imgesinin sanatın pek çok alanında ne tür anlamlarla ve
TEŞEKKÜR
Başta; tez konusunu seçtikten sonra, bana bu süreçte öncü olan danışmanım Doç. Dr.
Teymur Rzayev’e daha sonra bende emeği geçen tüm hocalarıma teşekkürlerimi
arkadaşım Aziz Murat Aslan’a; kaynak araştırırken ziyaret ettiğim İSAM ve İstanbul
son olarak çalışmamda desteğini ve bana olan güvenini benden esirgemeyip beni bu
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ............................................................................................................................. v
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ ix
TABLO LİSTESİ......................................................................................................... xi
1. GİRİŞ ......................................................................................................................... 1
Kaynakça ..................................................................................................................... 67
TABLO LİSTESİ
Sayfa
Resim 1. Platon’un Mağarası ....................................................................................... 13
Resim 2. La Pasiega mağarasında merdiven şeklinde 64.000 yıldan eski ve
Neandertaller tarafından yapılan resim. C: P. Saura – İspanya .................................... 15
Resim 3. . Solda, La Pasiega mağarasındaki merdiven benzeri resim, kırmızı yatay ve
dikey çizgilerden oluşuyor. Sağda, 1913’te bir arkeolog tarafından yapılmış resmin
kopyası. C: C.D Standish, A.W.G. Pike ve D.L. Hoffmann ........................................ 17
Resim 4. Arjantin Eller Mağarası detay ....................................................................... 17
Resim 5. Henri Toulouse-Lautrec “At the Moulin Rouge”, (1892-1895) .................... 22
Resim 6. İlhan Koman “Akdeniz” Heykeli ................................................................. 23
Resim 7. İKSV 19. İstanbul Tiyatro Festivali “Gövde Gösterisi” ............................... 27
Resim 8. Marina Abromoviç ve Ulay, Çin Seddi’nde gerçekleştirdikleri
performanslarından ....................................................................................................... 28
Resim 9. Marcel Marceau bir pandomim gösterisinde ................................................. 30
Resim 10. Charles Spencer Chaplin ............................................................................. 32
Resim 11. Cecil B. DeMille, On Emir filminden kare ................................................ 35
Resim 12. William Wyler, Ben- Hur filminden kare .................................................. 36
Resim 13. Tarkovsky, stalker filminden kare.............................................................. 36
Resim 14. Tarkovsky, stalker filminden kare.............................................................. 37
Resim 15. İnsidious film afişi ...................................................................................... 39
Resim 16. The Haunting House dizisi- kırmızı kapı .................................................. 40
Resim 17. Hobbit filmi, “Moria Madenleri” kapısı ................................................... 42
Resim 18. Harry Potter- Platform 9 ¾ ........................................................................ 43
Resim 19. Alice’in tavşan deliği .................................................................................. 44
Resim 20. Narnia’ya açılan dolap ................................................................................ 44
Resim 21. Pan’ın Labirenti filminde Labirente açılan geçit......................................... 45
Resim 22. Camille Léon Louis Silvy - Galerie intérieure de la
bibliothèque d'Alger (1857) ................................................................. 58
Resim 23. Camille Léon Louis Silvy - Studies on light : Fog, London
(1859) .................................................................................................. 59
Resim 24. Nick Ut “ Palm Thi Kim Phuc” 1972 ....................................................... 61
Resim 25. Hiroshi Sugimoto “Petit Théâtre de la Reine, Versailles,” (2018)......... 62
xii
1. GİRİŞ
Kapının nesnel, simgesel, somut, soyut anlamları çatısı altında sosyolojik, kültürel, dinsel,
mitolojik vb. gibi unsurların içine sanat ve özellikle plastik sanatlar vasıtasıyla sirayet
ötesinde bir perspektif ile, estetik unsurların kapı nesnesinde metaforik bağlamda yer
fonksiyonları ve malzeme çeşitliliği gibi örneklerin çoğalması, mimari bir öğe olarak
anlam ve değerler; kültürel, sosyal, siyasi, dini ve sanatsal akım ve değerlerin etkisinde
Dokusal (tekstür), formsal (biçim), renk, ölçü (norm) ve simgesel olarak bir sınıflandırma,
Örneğin dinsel ve mitolojik hikayelerle beslenerek metaforik etkiler ile dönemsel imaj,
önemli mekan girişi, geçişi ve kontrolü için önemli bir eşik görevi görmüştür. Mekan
üstlenmiştir. Kapı bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeneği olan duvar
korunmak için yaptıkları bu eylem ‘kapı’nın oluşması üzerinde önemli bir etki sahibi
olmaktadır.
Bir ürünün doğması için bir ihtiyaç niteliği uyandırması ile birlikte bilimin ve teknolojinin
gelişmesiyle kapının yapıyla olan ilişkisi de artmıştır denilebilinir. Bununla birlikte kapı,
Nesnel bir yapı olan kapı, zamanla fonksiyonel özelliklerinin yanısıra sembolik olarak
Kapı Nesnel ifadenin dışında , anlatılmak istenen hikayenin göstergesi olmuştur. Din ve
mitolojiden beslenen kapı farklı kültürlere dayalı farklı semboller taşıyarak, insana,
içine girmiş, hala insanla yaşamaya devam etmektedir. Güncele entegre olan kapı
sözcüğü mecaz anlamlarıyla günceli daha kolay veya daha farklı ifade etmeye olanak
sağlamaktadır.
Kapı kelimesi kavramsal olarak sonsuz anlam çeşitliliğine sahiptir. Nesnel dünyanın
yanında idealar dünyasında çokça raslanılan bu kavram bir metafor olup gösteriş hilesi
İşte tamda bu noktada kapının insanlık tarihi içindeki somut ve soyut gelişimsel süreci ve
plastik sanatlar ve bu çeşitli sanat dallarının kapı konusunu elindeki araçlar ve teknikler ile
nasıl ifade ettiği ve bu anlamları bir hamur gibi nasıl yoğurarak yeni şekillerini verdiği
Dolayısıyla; “KAPI METAFORU” nun kullanım alanının ışık altında net bir şekilde
kapı metaforu ile ilişkilendirilerek etüd edilecek, görsel sanatların önemli branşları
arasında sanatsal üretime yol açmaları sebebiyle tiyatro, sinema ve fotoğraf sanatı vb.
Kapı; nesne, geometrik obje, bağlam içindeki anlamsal varlığı, kültürel bağlamdaki
cevaplar ve sanatsal anlamdaki rolüyle yaşamımızın pek çok detayında muhtelif form,
Bu çalışma kapsamında KAPI öncelikle bir nesne ve simge olarak tarif edilecek,
deşilecektir.
Bilindiği üzere kelimelerin sözlükteki birincil karşılıkları ekseriyetle somut yada pratikte
ifade ettiği kavram ilk kavrama nispetle bir eğretilemeye, çarpıtmaya uğrar. Bu vesile ile
derinleştirilecektir.
5
görsel sanatların, snaatsal üretime altlık teşkil eden sinema ve tiyatro ve fotoğraf gibi
incelenecektir.
çerçevesini oluşturmaktadır.
kaydırması < EYun metaphérō μεταφέρω değiştirme, taşıma, başkalaştırma < Eyun meta +
[ m (1984) ]
Önemli Not: Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bu kelimenin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır.
Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.
Kelime Kökeni
sözcük Eski Yunanca metaphorá μεταφορά "1. transfer, başkalaşım, 2. retorikte bir
sözcüğü doğal anlamı dışında kullanma, anlam kaydırması" sözcüğünden alıntıdır. Yunanca
fiilinden meta+ önekiyle türetilmiştir. Daha fazla bilgi için anafor maddesine bakınız.
Ek Açıklamalar
(https://www.etimolojiturkce.com/kelime/metafor)
7
kapığ "aynı anlamda" [ Orhun Yazıtları (735) : Témirkapıgka tegi süledim [Demirkapıya
değin savaştım] ]
Önemli Not: Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bu kelimenin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır.
Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.
Kelime Kökeni
Eski Türkçe kap- "bitişmek, yanyana gelmek" fiilinden +Ig sonekiyle türetilmiştir. Daha
görülen kapu biçimi /p/ sesi etkisiyle oluşan ünlü yuvarlaklaşmasının eseridir. 17.
yy'dan sonra küçük ses uyumunun devreye girmesiyle kapı tercih edilmiştir.
(https://www.etimolojiturkce.com/kelime/kap%C4%B1)
1.2. Hipotez
Kapı; sınırlayıcı ve serbest bırakan ya da muhafaza eden geçiti sembolize eden bir nesne
ve soyut anlamları ile bir sembol olmakla beraber, özgürlüğün ya da tutsaklığın arasında
bir sınır teşkil etmez. Bu bağlamda ana aktör değildir. Sembol ve nesne olmanın dışında,
8
ona bağlam yüklemek, evrenin hiçliği, birliği, sonlu ya da sonsuzluğu döngüsünde insanın
İçinde bulunduğumuz evren bizi kabul eden, bizim girmekten keyif aldığımız kapıları ve
geçitleri içerdiği gibi, bizim teslim olduğumuz, bizi kolaylıkla kabul etmeyen ya da bize
İrademizle girmek istediğimiz ve bizi kabul eden kapılardan geçiş kolay, emniyetli, keyifli
Sosyolojik anlamda bazı geçit ve kapılara karşı ise direnç göstermek kolay değildir.
Örneğin; ülkeler arası sınır kapıları, zorunlu askerlik görevi ile teslim olunan kapılar ya da
şehirlerarası yolculuklara çıkılan gar, liman, havalimanı gibi kapılar, Berlin Duvarı vb..
Bu geçitler barındırdıkları hukuki, yasal, sosyolojik, kültürel kurallar ile bize tercih şansı
hisler yukarıdaki duyguların yerini alabilmektedir. Fakat; yukarıdaki zıtlığın aksine bizi
tetikleyici unsurdurlar.
girişimiz, veyahutta mesleki kariyerimizi bir sonraki aşamasına taşıyacak olan kapıdan
içeri girişimiz gibi. Bu kapı ya da geçit ise yukarıda tarif edilen bizi doğrudan kabul eden,
bize direnç gösteren, sorgusuz sualsiz teslim olduğumuz her çeşit kapının özelliğini az ya
9
da çok bünyesinde barındırmaktadır. Burdaki direnç, izin verme, teslim olma, istek oranı
● Kitap ve Kataloglar
● Sanatçı Röportajları
https://mymodernmet.com/pete-hawkins-behind-closed-doors/
https://kulturologia.ru/blogs/221012/17279/
https://m-news.artron.net/20160823/n860149.html
“Dar kapı" da geniş görüş açısı: raftaki resmin gelişimi için yeni bir yön
https://www.cermodern.org/ikinci-kapı.html
http://kasagaleri.sabanciuniv.edu/tr/portfolio-view/cunku-biz-olmadigimiz-yerdeyiz/
Sessiz Sinema Büyülü Bir Yolculuk- 3. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri
(2016)
11
https://whitehotmagazine.com/articles/gary-hume-modern-art-oxford/1611
http://www.theartnewspaper.ru/posts/623/
https://es.aleteia.org/2019/02/26/esta-pintura-de-jesus-llamando-a-una-puerta-es-la-
obra-de-arte-mas-viajera-de-la-historia/
https://m-news.artron.net/20160823/n860149.html
https://purakastiga.blogspot.com/2017/10/auguste-rodin-la-puerta-del-infierno.html
https://thinefeed.com/art/ukrainian-musician-moves-the-planet-painting-doors-in-
waatercolor/
https://www.haberturk.com/yerel-haberler/haber/53119873-eski-ahsap-kapilar-
sergilendi
http://aktuelarkeoloji.com.tr/dunhuang-ipek-yoluna-acilan-buyulu-kapi-
http://www.aydin24haber.com/eski-kapi-ve-sandiklari-sanat-eseri-haline-getiriyor-
366891h.htm
12
(Ek A.)
Yukarıda bahsi geçen veri setinin, analizi gerçekleştirilirken, plastik sanatlar özelinde
geçtiğinden, analiz; performans sanatı sinema tiyatro ve fotoğraf sanatınıda içine alan
anlamını daha iyi idrak edebilmek için mimari ve mimarlık tarihi açısından da bir etüt
geçekleştirilmekte kaçınılmazdır. Son olarak edebiyat sanatı: plastik ve görsel sanatlar ara
kesitindeki sıkı ilişkide kapının metaforik anlamını sorgulamada bize ışık tutacaktır, bu
Resim Sanatı tarih boyunca toplumsal, sosyolojik, psikolojik, kültürel, algısal ve bir çok
dönüştürdüğü yeni anlamlara açılan bir kapı görevini görmüştür. Şüphesiz; tarihsel süreçte
siyasi, sosyolojik devinimler bu sanatın dönüşümü üzerinde etki sahibi olmuştur. Zira,
İnsanlığın yaşam sahnesine çıkmasından, orta çağdaki durağan sürece, oradan Rönesans
ve Reforma, Sanayi Devrimine, XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıla ve günümüz Bilişim Çağına
kadar Resim Sanatı farklı akımların doğmasına, süreç içerisinde şahitlik etmiş, hatta ve
yalnızca Batı Tarihi özelinde ele alınması da bütüncül bir analiz vermeyecektir. Netice
itibarı ile kronolojik sürece ve farklı coğrafyalara dair kilit ve açıklayıcı örneklerle bu
Gerçeklik, Bilgi ve Hayatın Anlamı nedir? Bazı temel konular bunları mecazen ele alır ve
varoluşu bir yolculuk olarak açıklamaktadır. Bir yol imgesiyle, ya da bir okyanus
üzerinden, bir tırmanış, savaş, kitap, ince bir çizgi, oyun ya da bir fırsat penceresi veya
zamansız sönmüş bir ışık ya da alev, 2400 yıl önce tarihin ünlü düşünürlerinden Platon
“hayatın bir mağara içerisine zincirlenmek ve taş duvara yansıyan gölgeleri izlemeye
kavramlarını işlediği ve ideal bir toplum hayalini canlandırdığı “Devlet” adlı eserinin 7.
Cildinde bulunan “Mağara Alegorisi” nde bahsettiği şeydir. Alegoride bir grup tutsak,
kafalarını çevirememektedirler.
14
Dolayısıyla dış dünyaya dair bilgileri yoktur. Fakat, bazen mağaranın kapısından
kez dışarıya çıkar. Işık gözlerini acıtır ve yeni ortamı karışık bulur. Etrafındakilerin
inanamaz. Sahip olduğu tecrübe ve bilgiye göre gölgeler ona daha net gelmektedir.
Tutsak, buluşunu paylaşmak için mağaraya döner, fakat artık karanlığa alışık değil ve
onu aptal ve kör ettiğini düşünürler. Herhangi bir serbest bırakılma eylemine de
şiddetle karşı çıkarlar ve Platon , bu parçayı halkı eğitmeye çalışan bir filozofun
15
durumuna benzeşim olarak nitelemektedir. Çoğu insan, cehalet içinde yalnızca mutlu
sıfatını reddeden ve kültür tarihimizi uzak bir kronolojik noktaya taşıyan önemli bir
bulgudur.
Mağara resimlerini yapan ilkel insanlar tehlikeler ile dolu dünyada iklim koşulları ve
bulgulara göre bunca meşgul edici öncelikli detay yanı sıra resimler ve semboller
birleştiriyor, ya da bunların bir büyü ritüeli olduğunu öne sürüyorlar. Diğer bir görüş
ise “Arjantin Eller Mağarası” ndan yola çıkıldığında insanlığın en temel arzularından
ve emellerinden birisi olan varlığını kalıcı kılma güdüsü olarak tarif ediliyor.
(https://www.tarihlisanat.com/magara-resimleri-buyulu-eller/)
17
bakıldığında, bu her iki güdüye ve eyleme konak teşkil eden mekanın mağara olduğu
unsur her ne kadar ses ve ışık olsa da bunu bu insanlar ile buluşturan simge ve unsur
ortama, bir kapıdan ve açıklıktan girişine müsade edilen ve imkan sağlanan geçit ya da
kapıdır.
eseri yayınlanmadığı için hikaye dahilinde dramatik bir son söz konusu değildir.
Ancak Giordano Bruno farklı bir kaderi paylaşmıştır. Tanrının yaratısı ve sırrını merak
gizemleri çözmek için çok heveslidir. (Lucretius – on the nature of things) Copernicus
Bruno, öğrencisi Macenigo tarafından tekrar Venediğe davet edilir ve burada Galileo
ile tanışır. Ancak, düşünceleri yüzünden benzer itilaflarla dikkat çeken Bruno,
korkuyorsunuz” şeklinde yargıca karşılık veren Bruno, Roma’da Campo dei Fiori
meydanında 17 Şubat 1600 tarihinde diri diri yakılmıştır. Bundan yaklaşık on yıl sonra
olduğunu ispat etmiştir. Samanyolu, çıplak gözle görünmeyecek kadar sonsuz sayıda
yıldızdan meydana gelmektedir. Bruno, bir bilim adamı değildir, ancak kainata bakış
açısı şanslı bir tahminden ibarettir. Çünkü, bu düşüncelerini ispat edecek kanıtlara
Burada, Orta Çağda din, baskı rejimi ve engizisyonun, siyasetin getirdiği kısıtlamalar
mağara açıklığından sızan ışık kadar bir aydınlığa dahi izin vermemesi durumunda
Ancak, diğer önemli bir husus Copernicus, Bruno, Galileo gibi evrenin sır kapılarını
cesaretle aralayan, bu kapılardan içeri sızan, her türlü riski alan kimseler ve
kapılarını aralayan sürece ne denli önemli bir katkıda bulunduğu olgusudur denilebilir.
sanatıda hem saray içindeki medrese eğitimi üslubu ile hem de halk sanatçılarınınn
yaratıcılığı ile gerçekçi boyut algısını kırarak bizlerin başka kapılardan geçmesine
performe edilen bu sanat, hayal gücünde soyut anlamda farklı kapılar açmakla
kullanmaktadır. Hayal perdesi, gerçek ve hayal alemi arasında sınırı teşkil etmektedir.
oluştururken, bu hayalin perde kapısndan açılarak gerçek dünyaya aksi ışık yardımıyla
perdeyle sembolize edilen ışıkla hayat bulan bir kapı yer alamkatadır. Bu teknik,
batıda modern ve sürrealist resim açığa çıkmadan, sinema seyir zevkini gözlerimizle
başlamak üzere resim sanatında çok farklı üsluplar sayısız sanatçının katkılarıyla vücut
empresyonist akımı oluşturan sanatçılar sürrealizm .., gibi akımların doğmasına temel
şiir kadar ifade gücü anlamında mahdut olsada bu sanatlardan çok daha uzak diyarlara
ulaşma kabiliyetine sahiptir.” Beethoven burada sanatıyla, karşı tarafta algı kapılarını
açmanın resim ve şiir kadar kolay olmadığını belirtirken, müziğin çok uzak
demir parmaklıklı kapılar gibi, sanatı resmi gerçekleştiren, düşünen beyinle özgürlüğe
Öte yandan, batı, ortaçağ durağanlığı ve Rönesans reform yani aydınlanma çağına
uzanan süreçte pinekleyedursun, doğu sanatı ortaçağı takip eden sreçte hali hazırda
kapılar ardında bir yaşamı sembolize etmesede figüratif tavrı bireysndeki gerçeküstü
sanatının kimliğini açan kapı, resmettiği konuların bizzat içinde olması havayı rüzgarı
soluması güneşi vs. hissetmesidir. Bir dönem birlikte yaşadığı ressam arkadaşı
Gauguin ile yaşadığı ünlü tartışmada buradan meydana gelmektedir. Van Gogh, ay
çiçeği tarlasını resmetmek üzere Gauguin’le birlikte yaşadıkları evden çıkıp bizzat
Resim sanatında küratöriyel tavırda pek çok sanatçının sanatında farklı kapılar
açılmasına neden olmuştur. Ünlü sanatçı Van Gogh abisi Theo’nun ona olan inancı ve
desteği olmaksızın sanatında açtığı kapıları açması mümkün değildir. Yine ünlü
sanatçı Toulouse Lautrec fiziksel hastalığının ona kapattığı kapıları dert etmeyerek ve
zıt karakterde iki ressamdır. Zıtlığın kapı eşiğinde zenginlik ve yoksunluk sistemle
22
uyumlu yaşamak ve sisteme karşı isyankarlık gibi zıtlıklar arasında farklı bir yol
izlemektedirler. Bu iki sanatçıyı bir araya getiren kapı ise karşılaştıkları kafedir. Bu
kafenin kapısı iki sanatçının zıtlıklarla ilgi çekici şekilde atışmalarına açılmaktadır. Bu
noktada da sanatçıların kendi yaratı süreçleri haricinde, bir mekanın kapısının onlara
birlikte dönüşüm yaşayan resim sanatının modern unsurları doğuda aydınlanma süreci
ülkemizde yankısını yaklaşık bir asır sonra bulduğunu görmekteyiz. İbrahim Çallı ve
gecikmeli olarak taşımışlardır. Görüldüğü üzere tıpkı diğer görsel ve plastik sanatlarda
bağlamındaki kişisel imgelemi söz sahibi olduğu kadar, içinde yaşadıkları uzamın
Kaynak: https://serkanhizli.wordpress.com/2015/01/03/at-the-moulin-rouge-1892-1895-painter-henri-
toulouse-lautrec/ (03.10.2019
23
Sekin, 2019; Heykel sanatını “dünyanın en eski sanatlarından biridir, ancak bu sanatın
formunu almasını sağlamada katkısı büyüktür. Ülkemizin önde gelen fakat bir banka
önündeki “Akdeniz Heykeli” hariç tutulduğunda pek çok sanatseverin dahi hakkında
yeteri kadar bilgiye sahip olmadığı heykeltraşı “İlhan Koman” heykel sanatı
dendiğinde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca malzeme bilgisi, evrenin geometrisi ve
bilinmezliklerine dair kapılar açan eserler ortaya koyulabileceğinin canlı bir ispatıdır.
Ünlü tarihçi Cemal Kutay, Koman için “Barbaros armadasıyla, sıcak denizlere
inemedim ama sanatınla soğuk denizleri ısıttın.” demiştir. Şair Can Yücel ise Koman’ı
Selimiye’ye…”
bölümüne ve heykeltraşlığa adım atışını şu sözleriyle dile getirir; “Bu süreçte Hadi
bize yardım ederlerdi. İlhan bir işe koyuldu mu, muhakkak sonuna kadar götürürdü.
Mekanikte çok becerikliydi alçıylada yeni karşılaştığı halde çok çabuk intibak etti.”
İlk eşi Melda Kaptana anılarında İlhan’ın taşlarla çalıştığı sıralarda onunla şehir dışına
çalışmalarında taşa odaklanmıştır. Yetmişli yıllar kil çalışmaları öne çıkar. Louvre
rönesanstan sonra en büyük olaydır.” der. İkinci etkilendiği isim ise Brancusi ve
olduğu söylenebilir. Bunu Hadi Bara’nın bir kaç eserinde görmektedir. 1959 yılında
İsveç’e seyahati sonrasında öldüğü tarih olan 1986 yılına kadar İsveç’te Hulda isimli
doğru, sanatın bilim, teknoloji ile girift bir ilişki halinde olması Koman’ı estetik nitelik
paradokslar doğurur. Yüzeyler katlanır, kavisler yapar. Mümkün olan yayılır, açılır,
birbirinin içinden geçer, sonsuzluk, hiçlik, birlik duygusu kapısının ara kesitinde
arasında “altın kesitin yeni uygulanışı” olarak uygulanır. Hiper form, topolojik bir
ulaşılabilir.
Buradan kapılara dair çıkarımı yapılabilecek metafor, heykel sanatının malzeme bilimi
ve geometri gibi sanatlarla kesişen geçidinde sanat eserine sunduğu somut imkanlar
getirilmektedir. Esere belli bir noktadan bakıldığında çok yüzlü ve boyutlu bir kaosla
26
Ve metafor bir çok sanatta olduğu gibi, soyut düzlemde hapsolmayıp somut alemde
elle tutulur, gözle görülür bir formda bize bu algıyı vermektedir. (Tunca, Yöresel
Kitaplar Dizisi-3)
1960’lı yıllarda ortaya çıkan performans sanatı, metinden bağımsızdır ve o ‘an’ olur.
Provası ve tekrarı olmayan performans sanatı “an”ı en özel kılan sanat dallarından
biridir.
Bir pandomim gösterisi, plastik sanatların iç içe girdiği performatif estetik unsurlar
taşıyan eylemler çağdaş, dans, performatif bir unsurla izleyiciye aksettirilen bir
Bir pandomim sanatçısı tiyatro sanatında olduğu gibi somut bir kapıdan dekor elemanı
vasıtasıyla alan, mekan ve boyut değişitirmez. Aksine bunu eliyle bir kapı tokmağını
İKSV 19. İstanbul Tiyatro festivali kapsamında, sahne Pulcherie’de 6-7 kasım 2015
Bir ilüzyonistin kendini içi su dolu bir prizmanin içersine bir kpaının ardına
içinde bu kilitleri açarak en nihayetinde kapıyıda açarak vermiş olduğu hayatta kalma
mücadelesindeki performansa eşlik eden kapı ise izleyicide gerilimin hem en üst
seviyeye tırmandığı saniyeyi bir sonraki karede ise bu gerilimden rahatlamaya geçiş
yönünden, Abramoviç ise Sarı Irmak tarafından 2 bin 500 kilometre yol yürümüştür.
Thomas Wedgwood teorik olarak görüntüyü görünür kılmanın kimyasal bazı işlemler
gerektirdiğini ifade etmiştir. Sir John Herscel ise gümüşün ışıkla birleştiği anda
kararması bilgisi ve kamera obscura yani, karanlık kutunun birlikte kullanımını ilk kez
anlamına gelen fotoğrafın mucidi olmasını engellemiştir. 1826 /1827 (?) yıllarında
tarihin bilinen ilk fotoğrafını çekmiştir. 1838/ 1839 (?) Louis Daguerre Temple
Bulvarını belli bir açıdan gören bir fotoğraf denemesinde bulunmuştur. Bu fotoğrafın
özelliği içinde bir insan bulunan ilk fotoğraf olmasıdır. Tekniğin gelişmesi uzun yıllar
almıştır, örneğin bahsi geçen ilk fotoğrafın cam levha üzerinde belirmesi için sekiz
saat beklemek gerekmiştir. Diğer fotoğrafta ise çekim süresi on dakikadan fazla
ayakkabısını cilalatmak için uzun süre aynı pozisyonda duran adamın tekniğin
içeri ilk insan suretinin nüfuz etmesine olanak sağlamıştır. Bu görüntünün kalıcı
olması ise Daguerre’in tamamen bir tesadüf eseri ışıklı levhayı belli kimyasalların
içine bırakmasıdır. Böylelikle fotoğraf, insanların ilgisini çeken bir gösterici imgesel
sürecine de girmiştir. Takip eden yıllarda Edison’un kineteskobu icadı ile görüntü ve
30
hareket ilk birlikteliklerini yaşamış 1895 yılında ise fransız Lumierre kardeşler bu
aksettiren sinemanın ilk tohumlarını atmışlardır. Tarihin ilk sinema filmi ilgiyle
izlenmiştir, ancak tren sahnesinde herkes korkuyla salonu terk etmiştir. Sinematograf
adını verdikleri aletle 1896 yılında rotalarını İstanbul’a çeviren kardeşler, İstanbul’a
kavramı, 2018’e göre kamera aracılığıyla elde edilmiş görüntülerin, bir ışık
aracılığıyla beyaz renkte bir perdeye yansıtılarak film adı verilen sesli veya sessiz
kendilerini ifade etme, nesneleri ve olayları görünür anlamları ve metaforları ile sunma
imkanı yaratmıştır.
Berber, 2011; sinema sanatını dialog, kurgu, sahne düzeni, ışık, ses ve dekor gibi
bileşenlerin filme uygun şekilde adaptasyonu olarak tarif etmiştir fakat sinema tarihi,
1900’lerin başıyla birlikte sesinden yoksun olarak serüvenine başlayan sinema, ilk on
yılını örgütlenmelerle ve birer dakikalık kısa filmlerle geçirmiştir. Abisel, 2014; 1910
yılında 9500 olan salon sayısının, 1912de 13000’i bulduğunu ifade ederken, sessiz
etmektedir. 1930 yılına kadar film şeridi aralarında yazılı kareler ile kısa ifadeler
kullanılan teknik, 1930’lu yıllar ile birlikte film şeridi üzerine eşlemeli olarak yazılan
güldürülerin tercih edilmesine neden olmuştur. Sanata acemi olan izleyicinin dikkatini
kaba güdülerin ustası Mack Sennett konsantre etmiş, komediye sesten yoksun haliyle
soyut mesajları ve metaforik anlamları kazandıran, Sir Charles Spencer Chaplin ise
harcanarak döneminin en pahalı sessiz filmi olarak vizyona girmiştir. 1920’li yıllarda
hazırlamıştır.
Sanayi devrimi; iş veren- işçi ilişkisi, sosyal bağlamı bu dönem çekilen sessiz
kapsayan ve işveren –işçi ilişkisini soyut dillerle anlatan 1916’da Londra’da Sufrajet
bulunabilmektedir.
Fredrich Wielhem Murnau ile ise kamera özgürleşmiş, edebi eserler lirik ve dram
temalı anlatımlarla kurgu zenginliğinide içererek bir boyut kazanmıştır. 1926 tarihli
Goethe’ye ait Faunst isimli eserden adapte edilen 106 dakikalık Faunst filmi buna en
iyi örnektir.
vampir kont Kont Orlok rolündedir. James Whale yönetmenliğindeki 1931 tarihli
Frankenstein canavarı karakterinin unutulmaz figürünü vermiştir. Aynı yıla ait Tod
ve sesli sinema geçiş sürecinde fantastik ve korku sineması türünün klasik ürünleri
verilmiştir.
arkasından gelen aktörün suratında kapının izinin çıkması komedi türünün içerisinde
karşımıza çıkarken; olay ve aksiyon sinemasında bir itfaiye erinin, yangın anında bir
türünde ise, işçi ve işveren haklar ve sosyal kısıtlamaları vurgulamak adına kapılar
ayıran kapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. 1930’lu yıllara yaklaştığımızda ise korku
geçilmiş, ses, efektler, dekor ve kurgu gibi modern sinemanın tüm bileşenleri etkin
tarihli Cecil B. DeMille yönetenliğindeki The Ten Commandment (On Emir) filmleri
Bu filmlerdeki kapılar tabiatı gereği sur kapıları, kale ve şehirlerin büyük kapıları,
olduğu kalyonun ilgili bölmesinin kapısı gibi somut formlarda karşımıza çıkmaktadır.
Yine soyut anlamdaki kapı 1956 tarihli On Emir filminde Hz. Musa’nın
ortadan ikiye ayırarak oluşturduğu geçitle ve özgürlüğe açılan fantastik bir kapıyla
DeMille yönetmenliğinde İbrani köle Samson çok güçlü mitolojik bir karakter olarak
canlandırdığı Samson karakteri, saçları tekrar uzadığında kör gözleri ile el yordamıyla
vardığı zevk ve eğlencenin doruklarda olduğu tapınağın ana kapısına gelir ve tapınağın
ana kapısının dev kolonlarını yine tek hamlede güçlü kollarıyla itmek suretiyle tüm
Bu dönemin ardından sinema uluslararası anlamda pek çok tür ve ele alınamaz
üretimsel bir artışla yolcuğuna devam etmiştir. Kapılar somut ve soyut anlamalarıyla
yana şekil verdiği üslubuyla sinemada bir imza haline gelmiştir. Bu cesur tavrıyla ön
imgesi sıkça görülmektedir. İnanç, özgür irade ve bilimi ele alan filmde sanatçı;
kendine özgü farklı estetik vurgusunu sadece kapı aralıklarını kullanarak çerçeveye
Zaman zaman kullanığı flashbacklerde suya hikayeleri yansıtarak çok iyi bir
“Eğer, gerçekliğin bilimsel ve duygusuz bir şekilde kavranması, hiçbir zaman sonu
kavrayış da insana, kendi içinde mükemmel ve bütünleşmiş, sonu olmayan bir alanlar
çelişir; ama hiçbir şart altında birbirlerinin yerini dolduramazlar. Aksine, birbirlerini
zenginleştirir, bütünsellikleriyle sonsuza dek uzanan, her şeyin üzerinde özel bir alan
bu şiirsel vahiy, insana kimin kopyası olduğunu kavradığını ve bunu ifade etmek için
(http://www.derindusunce.org/2008/11/22/tarkovsky-sinemasi-sanati-ve-stalker-filmi/)
Korku filmi yönetmenlerinden James Wan’ın üstlendiği İnsidious filmi serisi astral
seyahat baz alınarak kurgulanmıştır. Bu seri, bu fenomeni ürkütücü bir biçimde gözler
geçit görevi görmekle; ‘Kırmızı kapı’ ruhlar bölgesiyle Dünya arasındaki sınırı
gösterir. Bir başka örnekse ‘kırmızı’ rengini tema alan ‘Tepedeki Ev’ (The Haunting
House) dizisi; Adeta klasikleşmiş korku sinemasına modern bir dokunuşla gelen The
yer alan kapı ve hayaletleri çoğu izleyici hikayenin akış içinde bunu fark ettirmezken,
kapı, her eşikten geçene kendi dünyasını açmaktadır. Bu duruma “aynı kapı ama farklı
Başka bir günümüz dizisi olan ‘Dark’ta ise kapıyı nesnel dünyada alışılagelmiş
ne olduğu bilinmez bir noktada sadece tahmin edilebilinir. Bir yolculuk yapılacaksa
muhakkak bir kapıdan ya da bir eşikten geçmek gerekir. Sinemada farklı dünyalara
hollywoodun altınçağına benzer bütçeler, eğitimli ve tecrübeli geniş bir ekip bir araya
Tolkien öylesine bir fantastik uzam yaratmıştır ki, yarattığı boyutta elfler, cüceler,
rağmen en cesur ve bir o kadar da olumlu ve umutlu karakterleri olan hobbitler, doğa
ile bütünleşik ve iç içe mimariyle tasarlanmış ahşap kapıların ardında bahçe çitlerinin
içerisinde ve dışarıdan gelebilecek olası tehlikelere karşı dış bir koruma seti ya da
kendi oğlunu tehlikenin içine sadece kendi hırsları yüzünden atmaktan çekinmemiş,
harcın gözünü hırsları kör etmiş ardında güvenle saklandığı şehrin dev kapısıda onu
kadar kadim bir ırk olsalar ve yaşadıkları ortamın mimari detaylarında bu estetik göze
uzak kalan cüceler, nihayetinde madenlere ve özellikle altına karşı bu eksikliği telafi
onları kollektif ve birlikte hareket etme konusunda fiziksel zaaflarına rağmen avantajlı
kılmaktadır. Maden kapısı soyut bir şekilde mühürlü ve belirgin değildir. Kapının
Cüceler obsesif derecede bağlı oldukları madenlerini korumak için dost misafirlere
bile açık olamayan şifreli bir giriş kapısı tasarlamak durumunda kalmışlardır. Oysaki
bir bardak bira ve tuzlu domuz etinin yanında çubuk tüttüren hobbitlerin böylesine
Minno” elfçe ifadesiyle diğer bir deyişle “Dostça konuş ve içeri gir” şifresiyle giren
dostlar, hırslarının ardına gizlenen cücelerin hazin sonuyla bir ders niteliğinde
kısa bir mesafe kala kardeşlik “Balrog” adındaki yaratıkla mücadele vermek
kendini açığa çıkaracaktır. Büyücü Gandalf hayatını feda etmek pahasına, kardeşliği
zayıf halkaları çıkış kapısındakş son sınavda zaafların açık etmektedirler. Bu kapının
öncesinde cesaretle Balrog’a karşı koyan gri Gandalf ise ateşlerle örülü çemberden
geçerek beklenen kapıdan çıkmamış, fakat beyaz Gandalf olarak yaşadıklarından daha
güçlenerek başka bir kapıdan geri dönmüş şekilde beimlenmektedir. Orklar, Urukaylar
43
gibi kötülüğün kölesi yaratıklar ise ağaçların kesilerek yakıldığı, demirin ateşle
karakterlerden birisi ise çift kimlikli iyilik ve kötülük arasında bocalayan “Smeagol”
bir balık avında rastladığı yüzüğe sahip olma hırsıyla arkadaşını öldürür. Bu tercihi
onu her geçen gün ait olduğu evrenden uzaklaştırır ve aydınlığın ardındaki kapının
sınırından onu her geçen gün gölgelere ve karanlıklara yakınlaştırır. Üçleme boyunca
ve Tolkien’in orta dünyasında kapılar öykünün somut ve soyut anlatımında çok önemli
Alice’in tavşan deliği, Pan’ın Labirenti’ne giden geçit ve Truman Show’da gökteki
kapı, Harry Potter’ın Platform9 ¾ geçiti vb. filmler sosyal yaşama entegre olmuş kült
filmler üretilmiştir.
Epik bilimkurgu sinemanın günümüzde erişmiş olduğu nihai nokta ise 2014 yapımı
olanı gerçekçi bir şekilde bize yaşatmasından ileri gelmektedir. Kuramsal olarak
tanımlanmış kara delik bu eserde “gargantua” ismiyle vücut bulmakta ve bizi daha
“Matt Damon”ın oyunculuğuyla değer kazanan “Marslı” isimli eserde de, dev bir
özelliklerini bu küçük üste taklit etmesi ve ucu açık şekilde bu yeni evrenin koşullarına
adapte ve entegre olma mücadelesi, bilinmeyen yeni bir gezegenin üzerinde yer alan
bir üssün kapısının sınırlarında canlandırılmaktadır. Buradaki kurgu, bir fanus içinde
geçitten değerlendirilebilir.
Antik Yunan’dan günümüze tiyatro, gök kubbenin altında bir alt imgelem dünyası
yaratarak sahne adı verilen bir düzlem üzerinde izleyicisine oyuncular, dekor, ışık vb.
Tiyatroda kapı imgesi, sahneye uyarlanan oyuna altlık teşkil eden eserden anlam
olarak sızabildiği gibi, dekor ve sahne tasarımının bir unsuru olarak yönetmenin de
anlamında kapı, pek çok oyunda sahne üzerinde çevresini saran bir duvar ya da yapısal
bir elemanla bitişik kullanılmaz. Sadece kapıyı oluşturan kolon ve kirişlerden ibaret
bir geçit olarak temsil edilir, gerçek hayattan farklı olarak kapının bir yanı ve diğer
yanı boyutsal anlamda izole değildir. Fakat aktör bu fakrlı formdaki kapıdan eşiğin
algılayabilmektedir. Diğer yandan kapı, dekor elemanın sahnede statik biçimde ele
47
alınmadığı oyunlarda mevcuttur. 2016 yılı tarihli Harold Pinter’e ait The Betrayal ya
gösterisinde bu tarz bir tecrübe yaşanmıştır. Oyunu izlemeye gelen izleyiciler olağan
kapılar mevcuttur. Oyuncular statik bir dekor üzerinde planlı kurgulu bir sahnede
bambaşka bir sürece sokmakta ve algı ve imgelem dünyasını dinamik bir şekilde
bükmeketedir.
Güzel sanatlarda sanatçı, eseri ve malzemesi bir bütündür. Edebiyatın yegane vasıtası
(malzemesi) ise dildir. Bir ressam boyasını tuvale aktarmakta, heykeltraş mermerini,
çevirmektedir. Her sanatçı kendini, metafizik yada fiziki dünya ile ilgili güzellik
“Şiir; duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici/etkileyici bir dil ve
(https://www.turkedebiyati.org/Dersnotlari/siirbilgisi.htm)
48
“18. yüzyılın büyük filozofu Jean-Jacques Rousseau “ilk (insanın) konuşmaları, hep
şiir biçimindeydi; akıl yürütme çok sonraları düşünüldü” diyerek şiirin ne kadar kadim
(eski) olduğuna gönderme yapar. Şiirin çıkış noktası sözlü edebiyat kültürüdür. Yazıya
geçildikten sonra dahi o kafiyeli, ahenkli oluşu ile sözsel olarak varlığını daima canlı
Grek yazını uzun bir süre, sözlü olmayı sürdürüyor. Sözlü Grek yazını derken, şiirden
(https://www.turkedebiyati.org/siir-turunun-gelisimi-ve-turk-edebiyatinda-siir/)
İlk edebi yaratı olan şiir; girişte de ifade edildiği üzere, edebiyat’ın içinde yer alan,
bütünüyle güzel sanatların bir parçasıdır. Başlangıçta tüm alanlar; (tiyatro, müzik,
dans, şiir) iç içedir. Süregelen yıllar içerisinde tüm sanat dalları, birbirinden ayrılmakta
ve tüm dallar kendi içlerinde dallarına ayrılmaktadır. Nitekim edebiyattın ilk kuramsal
yayınlanan Hilmi Atıl Ünal’ın şiir üzerine sözlemi “poetika: şiir sanatı üzerine”
yazısında şöyle belirtmiştir; “Poetika’nın temel amacı, şiir sanatı üzerine bir inceleme
olarak tanımlanabilir. O döneme kadar şiir sanatının (daha doğrusu tüm sözlü
(http://www.mimesis-dergi.org/2007/10/poetika-siir-sanati-uzerine/)
Şiirde duyular yoluyla hissedilen bir çok duygu önemli yer tutmaktadır. Anlatım daha
kapalı bir üslup, telafuzda daha müzikal bir yaklaşım hakimdir dolayısıyla duygular
49
daha güçlü, algılar daha açık tutulmaktadır. Sözcüklerin oluşturduğu her bir dize farklı
manalar,algıda farklı kapılar açmaktadır. Telfuz edilen her bir dizede farklı manalar ve
o manaların okuyucu taşıdığı kapılar, o dizeleri okuyan kişiye göre kapı açan manalar
genişletmek için kapıyı ele alan bir çok şiir vardır. Cahit Sıtkı Tarancı, “Bir Kapı Açıp
Gitsem”; Can Yücel “Kapı”; Murathan Mungan, “Kapı”; Necip Fazıl Kısakürek,
“Aralık Kapı”; Orhan Veli, “Dar Kapı”, Özdemir Erdoğan, “Aç Kapıyı Gir İçeri”
Ünlü fütürolojist Alvin Toffler, insanlık tarihinin başlangıç süresinden sanayi devrimi
ile tetiklenen sanayi çağına dek olan dönemi tarım dönemi ya da diğer bir değişle
birinci değişiklik dalgası olarak ifade eder. İkinci dalga ise on sekizinci yüzyılda
başlayan sanayi çağı olarak tanımlanır.Toffler’e göre üçüncü dalga bilgi üretim ve
tüketimin iç içe olduğu sanayi çağının aşıldığı çağdır.Çağların ötesinde düşünen bazı
bilim adamları yani, fütürolojistlere göre bu çağ, bilgi çağı şeklinde adlandırılır. Yirmi
Plastik sanatlar ve sanatın pek çok dalı da, bilgi çağının nimetlerinden ve teknolojiden
harmanlakta, tiyatro sanatında yine dekor, ışık, sahne tasarımı gibi öğelerin hayata
snaatsal düşünceyi hayata geçirebilme anlamında çok daha geniş bir spektrumda
olanaklar sunmaktadır.
Özetle; dijital teknolojilerle bilgi çağı sanatın her dalını somut ve soyut anlamda
boyutlandırmaktadır.
2016 yapımı “Cinema Futures” adlı belgesel kurgu dahilinde, sinema ve kayıt
teknolojileri alanında bilgi çağının etkileri İKSV sinema festivali bünyesinde de ilgi
filmler ölüyor mu, yoksa sadece bir değişim sürecindeler mi?” sorularına cevaplar
aranmaktadır.
Belgesel kapsamında Sony Pictures Studios, the George Eastman Museum the Library
Christopher Nolan, Tacita Dean vb. Film endüstrisinin önemli şahıslarıyla röpörtajlar
yapılmaktadır ve burada yüzyirmi yılı aşkın sürelik analog film tarihimizin bu değişim
alınmaktadır. Bu noktada bilgi çağını içine alan dinamik internet hafızasının ve ucu
bucağı olmayan bilginin, hard disklerle ve üst düzey bir donanımla çevrelenmiş küçük
tutulur gözle görülür küçük bir hacim içerisine sıkıştırabilirliğini bize ispat etmektedir.
Buradaki sonsuz sayıdaki kapıları açmak ve içerisinden estetik olanı seçmenin tercihi
kaosu, sanatçıyı bilgi çağının sunduğu estetiğe ulaştıracaktır. Belgeselde ise evrenin
tüm internet hafızasının küçük hacimdeki bir odacığın içerisinde yer alması, somut bir
Kapı sözlük karşılığı olarak, bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni
barındırmaktadır.
biçimsel, işlevsel ve kültürel izlerle tamamlayan bir mimari öge olmuştur. Genel tanım
olarak açıklanan ,dıştan özel olarak belirtilen içe geçişi sınırlamış; bu sebeplede
gelişimi zorunlu kılan nedenler, kapı olgusunu oluşturmuştur. İnsan, yerleşik düzene
açısından girişi mümkün olduğunca küçük tutmuş kaya, çalı-çırpı ve benzeri doğal
sürkülasyon öğesi olan sokak öğesinin de henüz devreye girmemiş olmasından her
yapı birimine ulaşma veya başka bir değişle iç mekan- dış mekan ilişkisi, bir çok
yapıda üst kısımdan gerçekleştirilen aralıktan sağlanmıştır.’’ (Utarit İzgi, 2003, s. 27)
toprağın üzerinde boyut kazanan ve yükselen yapı yapma eylemine geçilmiştir. Kapı,
yükseldikçe ihtişamı artan değişken bir yapı elemanıdır. Kapı açık kaldığında
53
mekanlar birbirinin içine akarken kapatıldığında ise tamamen kapalı bir kutu haline
gelişen bu evrimsel süreç ile beraber, malzeme çeşitliliğinin artması ile malzeme
kullanım bilgisi değişim çeşitliliğe yol açmıştır. Buna bağlı olarak, bulunulan
da katkısıyla şehirleri korumak için yapılan sınır kapıları, şehre giriş çıkışı sağlayan
kent kapıları, kulelerle desteklenen kalkıp inen kale giriş kapıları, özenle bezenmiş
anıtsal taç kapılar, tören kapıları, tapınakların kutsal kapıları gibi yükselen ve
genişleyen bir yapı elemanı olmuştur. Kapı tanımlaması özünde ve işlevsel boyutta
karşıtlık sergilemektedir; Kapıdan geçiş sağlamak ve geçişi kesmek iki tezat durum
oluşturmaktadır.
Tarihte yapılarda ahşap, cam, metal, taş vb. malzeme kullanılarak farklı üsluplarda bir
çok kapı örneği görülmektedir. Antik yapılarda, tapınak ve anıt mezarların gözde
malzemesi olan doğal taş, bir çok yeraltı yerleşmelerinde bulunan geçitleri bloke
Ahşap, canlı bir organizma olarak dış ortamda yaşamsal dengeyi koruyan ve doğada
bulunan ağaç, yapı malzemesine dönüşmüştür. Ahşap kullanımı yapı yapımının ilk
Güvenlik sağlamak amacı doğrultusunda dirençli bir malzeme olan metal, geleneksel
Dayanıklı bir ahşap kapının önüne ayrıca ikinci bir metal kanatlar eklenerek tarihte
örnekleri görülmüştür.
Bir çok bozucu etkene dayanıklı, yüksek dirençli, kullanışlı, uzun ömürlü ve deforme
olmayan metal kapı dönem itibariyle Rönesans’ta, Gotik’te, Barok’ta geleneksel bir
Cam ise çok eski çağlarda keşfedilmiş, Roma devri yapılarında kullanılmaya başlanan
bir ara eleman görevi görüştür. Malzeme olarak görüş kontrastı ayarlayabilen, güneş
güvenlik ve koruma adına bir çok alanda yapıda kullanım kolaylığı sağlamıştır,
gelişmeler sonucunda camın biçim ve boyut sınırlandırma düzeği aşılmış, buna bağlı
Kapı kullanıldığı ilk dönemlerden itibaren işlevsel olarak bağlı bulunduğu yapının en
göze çarpan detayı olmuştur. Öyle ki; yapılar, kapıların konumlanması üzerine inşa
edilmiştir. Tarih boyunca kapılar, hem fonksiyonel hem sembolik olarak varlıklarını
gerekse fetihlere tanık olmuştur. Tarihte, medeniyetlerdeki kapılara, kimi zaman bir
fotoğrafta kimi zaman bir sanat eseri olarak heykelde veya resimde rastlanmıştır.
Sanatsal bir malzeme olan kapı her dönem kendi üslubu içinde incelenmiştir.
Mimaride incelenen , oluşturulan sanatsal kapılar gibi resim heykel teması çokça
işlenmiştir.
55
Marcel Proust, “Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde” adlı eserinde şu ifadelerine
yer verir; “ Fotoğrafı andıran hazlar vardır, sevilen kişi başlangıçta negatif bir klişedir,
kişi bunu daha sonra, dış dünyadan bakıldığında girişi kapalı kendi bilincine
döndükten, o iç karanlık oda bir kez eline verildikten sonra banyo eder.” Proust bu
ifadesinde, insanla kurulan dış dünyadan bakış ve iç dünyasına geçiş sürecine negatif
Edouard Boubat, fotoğraf sanatı adlı eserinde “fotoğrafçılık bir ışık okuludur. Bir kapı
aralığında onu yakalamayı, ölçmeyi, bir evin, bir kilisenin etrafında dönüşümü
görmeyi öğreniriz. Gün batımını, gün doğumunu, yaz ışığını, kuzeyin sisli yumuşak,
güneyin ezici ışığını, altın gece ışığını, mavi tan ışığını tanırız.” der. Dolayısıyla ışık,
belirleyen etkendir. Özetle anı fotoğraf karesinde anlamlı kılan ışık ve ışığın
algıladığı gibi saptar. Normal görmenin, en yakın yeniden üretkenidir.” der. Ancak,
haricinde; büyük açı objektif, tele objektif, balık gözü vb. seçenekleri vardır. Büyük
açı objektif görüntü üzerinde çok geniş bir alanı kucaklayabilme ve olası on büyük
56
verir. Tele objektif ise, görüş açısını daraltır çoğu kez düzlemlerin sıkıştırılması
sonucunda uzak bir ayrıntıyı şiirsel bir güzellik katarak göze yakınlaştırmaktadır.
Buradan yola çıkarak insan gözünden daha fazla alternatife ve imkana sahip olan
fotoğraf çekimi sürecindeki tek karar verici aktör, fotoğrafı çeken insandır
yetersizdir, objektifte kapıyı dışarıdan bize doğru açılmaktadır. Aynı zamanda fotoğraf
çekimi esnasıdaki hız seçimi ya da pozlama süreside elde ettiğimiz görüntüye soyut bir
noktasal ışık kümeleri gibi değilde, çizgisel ışınlar olarak karşımıza çıkması gibi.
Farklı çekim teknikleri ise, koyu ve açık oyunları yardımıyla bize somut olarak var
baktığımız nesneyi başka bir nesnenin iç açısından çekerek elde ettiğimiz doğal
Fotoğraf tekniğinin bir diğer önemli unsuru ise kullanılan filtreler ya da siyah beyaz
oluşturulması mümkündür. Boubat, 1974; filtre kullanımına dair mor ötesi filtrenin
yeşillerin siyahtan, siyah ve koyu gri aralığına, kırmızıları ise neredeyse beyaza
dönüştürdüğünü, yeşil filtrenin daha aydınlık bir gökyüzü verdiğini, yeşilleri daha az
57
koyultup, kırmızıları daha kararttığını, mavi filtrenin ise; yapay ışıkta bize kurşuni mor
görüntü verdiren aşırı sarı ışınlanmalara karşı önleyici olarak kullanıldığını ifade
etmektedir. O halde denilebilir ki; filtrelerde objektif gibi dışarıya açılan kapıda insana
İnsan gözüde akılla birleştiğinde karar verici üstünlüğüyle en doğru anı yakalama
noktasında kilit bir özellik taşır. Örneğin; güzel bir portre yakalamak modelin iç
Ian Haydn Smith, 2018; “Fotoğrafın Kısa Öyküsü” adlı eserinde fotoğraf sanatını
açmış olduğu kapılar olayısıyla jarnlar, tercih edilen temalar ve kullanılan teknikler
tekniğiyle üretilmiş, yapay ışık, çift pozlama ya da dijital fotoğrafçılık tekniğiyle elde
edilen fotoğraf, algısal dünyamızda bize farklı kapılar açacaktır. Yine tercih edilen
temalar; spor, ikonografi, doğa, film, suç vb. yine imgesel dünyamızdaki kapıları farklı
açan diğer unsurda fotoğrafın hangi janrlar dahilinde çekildiğidir. Savaş, propoganda,
Robert Capa; “fotoğraflarını yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsiniz demektir”
der. Burada makineniz ne kadar varyasyonel objektiflere sahip olsada, doğru an’ın
kapısını açmak için fotoğrafı çeken kişinin an’a olan doğru mesafesinin önemi
ifadelerini kullanır.
Ivy Eve Arnold; “yapmaya çalıştığım şey, fotoğrafını çektiğim insanları işin içine
kapıda ne denli önemli olduğu ifade edilmektedir. Nitekim, Nan Goldin, “ Bence,
kucaklamadır.” der.
Fotoğraf sanatının görsel sanatlarda açtığı kapıları daha iyi anlamın yolu, tarih
Camille Leon Louis Silvy ; ilk sokak fotoğrafçılarından biridir ve 1858 yılında
Resim 23. Camille Léon Louis Silvy - Studies on light : Fog, London, 27.9 x
21.8 cm. (11 x 8.6 in.) (1859)
Kaynak: http://www.artnet.com/artists/camille-l%C3%A9on-louis-silvy/studies-on-light-fog-london-
zNteGA-shsPORNKCqPMRXg2 (02.10.2019)
60
Renk, fotoğrafta çok önemli bir unsurdur. James Maxwell, ekose kurdelası ya da Louis
Ducos Du Hauron Fransa’da Agen manzarası ilk basit renkli fotoğraf girişimleriydi.
Renkli fotoğraf ve sanatsal değeri uzun yıllar eleştirmenlerce tartışılmasına karşın renk
anlamına geliyordu.
Otokrom 1913 yılında Friedrich Paneth, “Mikerinos Piramidinin Girişi” adlı eseri, bize
renkli fotoğraf kapılarını açan ilk eserlerden biri olmakla beraber, aynı zamanda bizi
Foto muhabirliği, savaş, siyaset ve toplumdan, spor, kültür ve eğlenceye kadar pek çok
alanda hızla gelişmiş, gündelik yaşamda önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Ünlü
viyetnam kuvvetleri, köye yanlışlıkla Napalm bombası atmıştır. Bölgedeki bir grup
çocuk ise ters yöne kaçışmaktadır. Çocuklardan biri çıplak ve ağlamaktadır. “Palm Thi
Kim Phuc” un vucudunun yüzde 30’u yanıklarla doludur. Nick Ut, bu kareyi fotoğraf
zamansızca belirmektedir.
61
makinesiyle, siyah beyaz film kullandı ve filmi dikkatlice kendisi banyo etmiştir.
Baltık Denizi, Rugen bölgesine ait bu fotoğrafta, koyu ve açık iki bölgesel leke
haricinde bir algı yakalamak oldukça güçtür. Oysa ki bu fotoğraf kadrajıda deniz, ufuk
oluşun geçiciliğine bir kapı açmaktır. Fotoğraf her ne kadar deniz, ufuk çizgisi ve
gerçek bir gökyüzünü içerse de, bize yansıyan bu gerçekliğin öyle değilmişçesine bir
soyutlamasıdır.
62
Resim 25. Hiroshi Sugimoto “Petit Théâtre de la Reine, Versailles,” (25 × 20 in 63.5
× 50.8 cm) (2018)
Kaynak: https://www.artsy.net/artwork/hiroshi-sugimoto-petit-theatre-de-la-reine-versailles (02.10.2019)
Kapı/ Resim: Tarih öncesi kapılarımız olan mağaralarla anlamlanan kapı olgusu nesnel
mekansal zıtlıklar, resimde açığa çıkmaktadır. Batının aydınlanma çağının önde gelişi
ile doğunun onu arkadan arkaya takip etmesi zamansal saptamalarla farklı kapılar elde
edilmesini sağlamıştır.
olması takdirde tek bir kaçış noktasından birden fazla kapıya varmak mümkündür.
Heykel Geometride ele alındığı gibi farklı konumlandırma ve farklı bakış açılarıyla
açmakla, dans ve bir çok performatif kapsamda yer alan gösterilerde, “hareket”,
bağlamda bir çok kapı oluşturmaktadır. Abromoviç örneğinde verildiği üzere, sosyal
Kapı/ Sinema: Her sanatta etkileşimde olduğu gibi; dönemin siyasi, kültürel ve
sosyoloji gibi kavramların dahil olduğu camera obscura ile başlayan serüvende izleyici
açtığı kapılarla dönemler arası farklı kapılardan irdeleyen sinema olmuştur. 1950’li
yıllarda çok fazla görsel efekt ve dublör gibi ekonomik şartların elverişiyle, projeye
farklı bakış açıları gelişmiştir. Dolayısıyla sinema, dönem içi açılan kapıları sosyal,
politik, tarihi koşullarıyla içinde bulunduğu dönemi yansıtan kapılar elde edilmesini
sağlamıştır.
Kapı/ Tiyatro: Alt imgelem dünyası olarak yaratılan ve sahne adı verilen bu
etkileşiminde açtığı kapı ve oyun bitiminde o hikayenin kapanan kapısı, nesnel ifadede
Kapı/ Edebiyat: Sanatın bir çok alanına ışık olan edebiyat sanatı, plastik sanatlar adı
altında çokça esere öncülük etmiştir ve kapıyı bir çok farklı dalda farklı
entegre olmuş şiir olgusunda açılan kapı imgesini mental ifadeyle dinleyiciye ve
izleyiciye aralamaktadır.
Kapı/ Dijital Dünya: Nesnel ifadeden oldukça soyutlaşan dijitaldeki kapı yorumu, elle
tutulamayan bir çok bilginin bir kutuda saklı olduğu ve elle tutulur bir kutunun içinde
göstermektedir.
yapının içine giren ve içinden çıkan varlığa, yapıya dair ipuçları ve mesajlar
gösteren, fiziki ve mental olarak bir sonraki nesile aktarılmasını sağlayan gelenek ve
kültürler hakkında geniş doneleri olan kapı, insanoğlunun hayatı için büyük önem
taşımaktadır.
66
Kapı/ Fotoğraf: Vizörden bakan kişinin insiyatifine kalmış bakış açısıyla, ışığı ne
kadar almak isteyip almak istememesiyle yarattığı oyunla kendine yarattığı kapı
çıkmaktadır.
eden geçiti sembolize eden bir nesne ve soyut anlamları ile bir sembol olmakla
beraber, özgürlüğün ya da tutsaklığın arasında bir sınır teşkil etmez. Bu bağlamda ana
aktör değildir. Sembol ve nesne olmanın dışında, ona bağlam yüklemek, evrenin
Plastik sanatlar ve görsel sanatlar adı altında araştırılan; araştırmalar sonucu elde
ve aksi yönünde etkileşim sağlayan bir sembol yahut nesne olmasıyla birlikte,
imgesinin işlendiği ve kapının ifade güçlüğünü dönem içi şartlarının etkilemesi ortaya
çıkmıştır. Dolayısıyla kapının metaforik uzamda ifade ettikleri her zaman başkalaşmış
kendi kapısını inşa ederken, içinde bulunduğu şartlarında açtığı sonsuz kapı
KAYNAKÇA
And, M. (2017) Osmanlı Tasvir Sanatı 1: Minyatür. (İstanbul): Yapı Kredi Yayınları.
Eco, U. (2016) Açık Yapıt. (T. Esmer, Çev.). İstanbul: Can Sanat Yayınları.
Eczacıbaşı.
Esin. E. (2019) Cinlere Ayna Tutan Nakkaş. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi.
Gombrich, E.H. (2007). Sanatın Öyküsü. (Ö. Erduran, E. Erduran, Çev.). İstanbul:
Remzi Kitabevi.
Hawking, S. & Leonard, M. (2016) Büyük Tasarım. (S. Öğünç, Çev.) İstanbul: Doğan
Kitap
İpşiroğlu, Ş. M. (2018) Bozkır Rüzgarı - Siyah Kalem. İstanbul: Yakı Kredi Yayınları.
Altıkırkbeş Yayın.
Lakoof, G. & Johnson, M. (2015) Metaforlar hayat, anlam ve dil. (G.Y. Demir, Çev.).
Tallis, R. (2014). Sonsuz Uzayın Hakimi Kafamızın İçinde Büyüleyici Bir Yolculuk. (Y.
Tekinay, A. & Arslan, N. G. (2018) Metafor. (Yayın No: 1148) İstanbul: Boğaziçi
Üniversitesi Yayını.
Uzun, S. & Uzun, E. & Yöksal, Ü. H. & Güçlü, A. (2008) Felsefe Sözlüğü. (3. Baskı)
İnternet Kaynakları
https://whitehotmagazine.com/articles/gary-hume-modern-art-oxford/1611
http://www.theartnewspaper.ru/posts/623/
https://es.aleteia.org/2019/02/26/esta-pintura-de-jesus-llamando-a-una-puerta-es-la-
obra-de-arte-mas-viajera-de-la-historia/
https://m-news.artron.net/20160823/n860149.html
https://purakastiga.blogspot.com/2017/10/auguste-rodin-la-puerta-del-infierno.html
https://thinefeed.com/art/ukrainian-musician-moves-the-planet-painting-doors-in-
waatercolor/
https://www.haberturk.com/yerel-haberler/haber/53119873-eski-ahsap-kapilar-
sergilendi
http://aktuelarkeoloji.com.tr/dunhuang-ipek-yoluna-acilan-buyulu-kapi-
70
http://www.aydin24haber.com/eski-kapi-ve-sandiklari-sanat-eseri-haline-getiriyor-
366891h.htm
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/metafor
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/kap%C4%B1
https://sanatkaravani.com/her-ask-vedayi-hak-eder-marina-ve-ulay/
https://arkeofili.com/neandertaller-tarafindan-yapilmis-magara-resimleri-bulundu/
71
G: Sizinle Kapılar üzerine konuşmak istiyorum, Kapılar sizin için ne ifade ediyor?
Hayatınızda önemli kapılar var mı? Bunları sormak istiyorum.
M: Elbette. Kapı olgusu çok güçlü bir olgudur keza; milyonlarca kapıdan geçmişizdir.
Tarih boyu önemli kapılarımız vardır medeniyetlerden gidersek mesela, İştar kapısı,
medeniyet diyorsunuz en öne çıkan cennet cehennem kapısı, yani kapılar, geriye gidin
uzak asyadan itibaren bütün halı ve kilimlerde 5 liralık tokalarda bile dikkat ederseniz
bir portal havası vardır. Bir yere giriş öncesinin ciddiyetle tabir tutulur. Kapı bir diğer
anlamda, kültürel bir asaletin mekanına doğru gidiyorsanız portal görevini görür ve
size derki ben selçukluyum, ben iyonyayım, ben frigim; yani bütün bunları
anlatılabilme yolu sadece içeriye girerken sizi çarpması önemelidir. O içeridekinin
yoğunlaşmış hali ilk merhaba dediğiniz seansta, insanlarda bir yüzdür bu.
G: Peki insan ilişkilerinden kapı insanın yüzü diyebilir miyiz bu duruma ?
M: Evet, Yüz portaldir. Bedeninizin ifade bulduğu yer, ana kapı, yüzdür; güler, ağlar
hatta tiyatro yapar, mask yapar, onu ifade eder ve hatta onu yanıltma adına kullanır
dalgasını açma adına kullanır.
G: O bahsettiğiniz kapılardaki o davet dediğiniz mevzuatta insanların belki uzaktan
bile yürürken gülümsemesi, bir davet yada belki bi üzüntüdür.
M: Tabiki ; Şimdi kapıları bu anlamda derleyip toplamak değil, kapının üzerine
günlerce konuşulabilir. Hatta kaotik oluyor oradan buradan örnek veriyorsun, aslında
bu kaotizm senin komposizyon haklarını yüceltiyor, neticede benim resim yaparken ki
kaotizmimde karşımda seyredenleri, kolaj yapma ve bütünlerştirme yapmaya bu
durumda bunu kullanmasına fırsat veriyorum, Yani sanatta bitmiş bir yüzeyin
sunulması herşeyin halledilmiş bir yüzeyle sunulması rönesansta falan çıkmıştır, orada
bile yoktur aslında derin bakarsan; çünkü arkasında pisişik ilişkileri yerleştirmeye
kalkarsın onu bir asır on asır alın açık moda dönemi olarak ele alın fark etmez.
G: Peki sanatçılar arasında bir kapı açma durumu var mıdır sizce, bir çekişme tadında
kapıları açma ya da kapama durumları hakkında ne düşünüyorsunuz?
M: Sanatçı işte ben emprestyonist akıma başladım hadi hayırlı olsun diyip başlamaz
Edward Degas böyle bir beyanda bulunmamış. Kübizm için diyorlar ki; taa yüzyıllar
evvel çıkmış olsada onun en balında olan Claude Monet’tir diyor biri ve aslında biraz
çatışıyorlar kendi içlerinde. Kapı açmak dönemler arası böyle konuşuluyor. Yani ne
kadar açık kapı varsa birileri kapar, bazı açık kapılar vardır ama aslında çoktan
kapalıdır. Yani hakikaten elinin değmediği hiçbir zaman açılmayan kapılar var ama
elinin değmediği her zaman sizi gördüğünde açılan kapılarda var. Yani kapı sadece
portal anlamda var olanlardan bahsetmek dediğimizin ötesinde bir durum.
G: Peki Memiş hocam sizin birilerine kapı açmışlığınız ya da kapamışlığınız var mı?
Yani elbette vardır herkes herkesin hayatına dokunmuştur ama sizin unutamadığınız
bir anı var mı?
72
M: Arkadaşım Burhan’la ilgili kapı hikayem vardır yani bunu kapı olarak
düşünebiliriz. Burhan benden önce Tekirdağ’da Namık Kemal Lisesi’nde öğretmenlik
yapıyor. Babamda orada Tekirdağ Defterdarı. O zaman Yüksek Lisansa geçiş süreci
1973-yıl 73 sonu. Bir gün otobüsteyim, arkada baktım Burhanda var Tekirdağ’a
gdiyoruz. Yazın köründe koca şeyleri geçirmiş üzerine Ringostar vardır ya o arkada
mahmuzu olan sivri ucunda metal botları, böyle bir şey ayağında ve mevsim yaz
dediğim gibi ve Burhan siyahlar içinde.
G: İnanılmaz sıcak ve siyahlar içinde !
M: Evet ve çok kötü durumda hemen yanına gittim “ Neden böylesin, moralin bozuk
senin” dedim “ya sorma Turkuaz Galeride Pazartesi günü sergim var” dedi
günlerdende sanırım çarşaba ya da Perşembe yani birkaç gün sonra açılış var ve işler
asılı bile değil. Telaşlı ve üzgün. Ben “bakalım babamın yanına gider bir çay içeriz,
konuşuruz çözeriz bir şekilde sorun yok” dedim ve babamın yanına gittik.
Milli Eğitim Müdürüne açtık telefonu, işte ücretlerle alakalı sorunlar falan yaşanıyor.
Diyoruz ki yani bu adam lisenizde sizin adı yeter bu bünyede olması sizin için büyük
şans büyük yetenek, sizin pamuklara sarmanız lazım, bu adamı nasıl müsaade
edilmiyor falan filan, en son sorun ortadan kalktı sergi açılıyor ve işte mevzu kapı
umutların kapandığı yerde otobüs seyahatinde, o otobüsün ucunda gittiği yolun bitiği
yerde o otobüsün kapısı açılır, kapıdan inersiniz başka bi kapıya gidersiniz ve orada ya
umutlarınız çöker ya da umutlarınız tekrar yeşerir. Umulmadık anlarda kapılar her
daim karşımıza çıkar.
G: Bu çok güzel bir tesadüf olmuş sizin içinde Burhan hoca içinde, ben öyle
düşünüyorum. Daha sonra neler oldu?
M: Burhanla başladık zaman geçirmeye o zamanlar çokta duyulmayan bir sanatçı
olduğu için tabi bir sanatçıının ciyak ciyak ötmediği dönemler en değerli en kıymetli
dönemleridir bana göre. Beraber İstanbul’da da görüştük. Gelelim tekrar kapı
mevzusuna.
Üsküdar’da o Namık Kemal Lisesi’ni bırakacağı zaman ben İstanbul’da Devlet
Galerisini kurmakla görevliydim. Bitirdim kurdum. İnci pastanesinin üstündeki sinema
sanatçılarının derneği olan Sesam. Şimdiki demirören. Ben kurucu olarak gittim tabi
oraya Ankara’dan sürgün yedim maaşımla ev geçindiremiyorum o zaman.
Yoğunluğum olmasa karşıda Vakko var Vakko bana iş teklif etti hocam oturduğunuz
yerde vitrin yetiştirebilr misiniz dediler yani biraz dayansam gücüm olsa ben ordan
sürekli Vakko’yla çalışacaktım. Oradaki düzeni kurduktan sonra, arkada atolye
kısımlar vardı ben orada kurslar açacaktım aktif halde. Sıradan açılmış galeri
mantığınada yokum ben aynı zamanda eğitim verilen atolyelerden yanaydım. Burhan
üsküdar kız lisesine tayin oldum dedi. Bende o zaman nişanlanmışım evlilik falan ev
olması için zor durumdayım ama ikimizin maaşı yetmiyor.
G: Yani ahbaplıkla iki kişi içinde ikamet ettiği çalıştığı bi kapıdan çıkılıyor öteki
kapıdan giriliyor yani dostluklarda anlatımlarda insanlardan geçiyor diyebilir miyiz
buna? Kapı sadece sembol bahsettiğimiz bu aslında değil mi?
73
M: Bu çok doğru, insanlar kendi zihinlerinden başka zihinlere dokundukça aslında her
zaman bir başk akapılardan geçmiş oluyor. O portal böyle tarif edilebilir.
G: Çocukluğunuzda dedeniz marangozmuş, kendi evinizin kapısı var birde
Üniversiteyi mimarsinanı kazanmak için koşturarak gittiğiniz bir kapı var Bir de
gençliğinizde kendi içinde matruşka gibi olan 2 kapılı bir atolyeniz olduğunu
biliyorum, o atolyenin ön kapısından girişte daha dışarı açık daha ticari bişeyler
yaptığınız bir durum var, içerde daha müstakil, daha size özel antikaların
akvaryumların kuşlarınzın bir girift bir kapınız var, birde duvara dayamadığınız
sıfırlamadığınız ve küçük bi geçit yaptığınız bir alan var bu kapılarda sizin isteyerek
girdiğiniz kapılar. Birde istemeden girmek durumunda kaldığınız ameliyathane
kapısından tutunda yada para kazanmak için girdiğiniz kapılar var bu bahsettiğim kapı
sınırlandırmaları içerisinde sizde hissiyat uyandırdığı sanat karşılığı olarak ne
düşünüyorsunuz bunlara küçük küçük değinip sizdeki karşılığını öğrenmek istiyorum?
M: Hayatın her hangi bir saniyesini kapı gibi algı mantığıyla açılmak mümkünde yani
şimdi sıralaman çok güzel çünkü benim yaşamım hemen hemen kapı başlığında
aralıklı ana arterleri halinde, benim hayatımın ilk okula başladığım zamandan önce
babamın memur olması sık sık farklı illere gitmesini ben yaz dönemi başladımı
dedemin evine gidicem diye tuttururdum. Onu evi konak gibiydi koca bir masası vardı
4 metre boyunda, 1 bucuk metre eninde isterse marangozluk herahangi bir kasa o aksu
kazasının eski adıyla Anamas kasabasının bütün evlerinde eli var. Mimar takımları
vardı, dişçi aletleri vardı, diş kerpetenleri vardı dişi ağrıyan ona koşardı bakın orda
sosyolojik geriye dönük kesitte vardır, adamın yapmadığı şey yok adam aynı zamanda
en yakın aile caminde hiçbir karşılık beklemeden orda imamlıkta yaptı. İmamdı da
zaten hatta hatip Halil dede derlerdi. Ama o kadar aydınlıktı ki orası, bir odasında aynı
topkapı sayarındaki komit ocak varya şömine, onun aynısını ahşap oymalarla yapmış
yanlarında nişleri var daha da yan duvarıda da pencere olanlar hariç bütünüyle kitap
doluydu orası. Ben şimdi bakıyorum, okumayan bi toplumu anlamıyorum. Bir şeyi
yanlış yaptığı zaman açar bi kitabı okur,bak burda böyle diyor diyen bir adamdı.
Bildiğimiz hurafe temsilcisi insan tipide değildi, herkes akıl danışırdı; mimarlık yapar,
bütün rölevasyonlarda taş işçiliğinde eli vardı. Adam ev yapıyordu, ben küçüktüm
helik taşıyordum. Akdeniz mimarisinde düğmeli evler diye geçen araya ahşap ters
çakma yapılır sonra uzun çakmalar araya helik doldurulur harçla karıştırılır ve ev
örülürdü daha sonra damadı olduğu hacı memişlede (bana işmimi verdiği) 17 aksu
kapılı hacı memiş konağı hala şimdi Isparta Sirk Kurulunun, ikinci dereceden koruma
kurulundadır. Yani kapılar aile yaşamının içinde, benim dedemin evinin içindede
hepsinde vardır. Bu evlerde bezemelerde vardır selçukludan kalma bir ustalık
maharefitir hepsi, mimari rövelasyonlarında aynı şekilde ben her yaz geldiğimde
Anamas’ın roma köprüsü olan zindan boğazı dediğimiz zindan mağarasınında içinde
olduğu doğu roma imparatorluğundan kalma dünyanın en kıymetli bronz heykelinin
çıktığı yerdir. Onuda şöyle dünya basınıyla paralel aktarmak isterim çünkü o köprü
başı benim için ayrı bir kapıdır; Zindan mağarası, aynı zamanda Romalılar döneminde
kalmış ve içinde baya dümdüz tavan gibi çekiçle yapılmış bir hamam kısmı vardır. En
dibe giderseniz muhteşem sarkık ve dikikleri olan bir mağara içinde zemininde
mozaikleri olan doğal yapıdan yararlanarak gerçekleşmiştir ama karşısında olan köprü
Roma Köprüsüdür. Aslan başı vardı içinde hatta altın vardır diye halk kırmış yani kilit
taşını parçalamışlar.
74
G: Yazık olmuş, böyle değerler kayıp gidebiliyor. Her ülke ve kültür için geçerli bu
durum. Ailede başkaları ne iş yapıyordu?
M: Dayım keçecilik yapardı, kazanlar kurulur kök boyalarda yapardı. Bana kök boya
yapılışında 15 tane kazan içine attığı otlarla yünleri boyamayı öğretti. Kendisi içeride
hasısın içine diderdi yünleri bir kasım döverdi o keçeleşirdi sonra düz beyaz yada
siyah zemine istenilen motifler yapardık sonra tekrar hasısın içinde sarardık. Oralar
benim için kaybedilmez dereceede değerli yerlerdi. Kendi yaptığımız oyuncaklarla
oynardık.
G: Demek oluyor ki yetiştiğiniz, büyüdüğünüz kasabadaki o mağaralar o kapılarla
yaşadınız.
M: Beni yapılandıran kapılar onlar.
G: Peki kısaca diğerlerine değinmek gerekirse ayağınızın geri gittiği kapılar gitmekten
çekindiğiniz kapılardanda bahseder misiniz?
M: Çocukluk dönemimde o süreçte ayağmın geri gittiği hiçbir şey olmadı aslında,
yani ailemle akrabalarımla dedelerimle yaşadım. Çok sevilirdim. Ayağmın geri gittiği
şey memuriyet hayatına girmek oldu. Babam memuriyete git dedi 6 ay boştasın dedi,
Asil memurluk alırsın o zamanlar asil memurluk daha kıymetli kimse bu hakkını geri
alamaz demişti. Tabi geleceğimizi düşünüyor. Ben bir baktım 3-4 ay sonra askerlik
kararı alınmış hakikaten boş vaktim var girdim sınava kazandım memur oldum, aldım
dosyayı, devletin kamunun arazilerini kurtarmaya koştum. Sonra 18 ay askere gittim.
Piyade de 4 ay sonra sivasta 16 ay akerliğimi sürdürdüm. Sonra Kültür Bakanlığı’nda
Ankara’da göreve başladım plastik sanatlarda. İstanbul’da Devlet Galerisini kurdum.
Kuruluş bittikten sonra başka biri atandı bende istifa ettim.
G: Ara kapılar, üniversite kapısı, dede kapısı, ev kapısı sosyolojk ve psikolojik durum
değişiklikleri oldu mu?
M: Aslında psikolojk durum değilde, sosyolojik durum pskilojik olarak direnç
gösterdi hayatımda bu kapılar arası yaşamımda diğer bazı psikolojk durumlarda
sosyolojk baskıya kırılabilirdim hayatımdaki kapıları geri çevrilmediğim tüm bunlar
psikolojik olarak yanıt aldığım kapılardı.Sosyolojik baskıya kaşrkı direnebildim, arada
büyüklük gösterdim, dirençle kırdığım kapılarımı 3 e ayırabilirz o zaman bu mümkün
G: Öyleyse 3 kapınız var. Bir direnç gösteren, iki toplumsal süreçte sırf sana değil
herkese sosyolojk direnç gösteren, üç Üniversite dönemi olduğunuz gibi kendi
gösterdiğiniz dirençle ortak kesişimleri olan kapılar. Tüm bunların psikolojk açıdan
ortak paydada buluşmuş bir savaş vermiş ve olumlu olan mücadele noktası yaratmıştır.
M: Kapının küçük olaması yada büyük olması önemli değil, önemli olan ordaki mana
ve anlamdır. Pozitif anlamda büyük yada küçük kılandır, oradan geçenin algıladığı
kadardır evet büyük küçük söz konusu değil dünyanın en büyük kapıları size denk
gelse içinden geçecek olan insanın, o kapının kavramsal anlamda demin söyledim
selçuklu kapısının içinde dünyanın en kıymetli bran kuşunun yattığını görebilmek için
bi bran kuşu bilgisine sahip olmak gerek, yani kapıdan geçen kişinin büyüklüğüne
bağlıdır bu konu.
75
EK B ŞİİRLER
Çalındı
Kapı çalındı
Açmaya davranayım derken
Uyandım ki
Çamların altında yatmıyor muymuşum
Sırtüstü,
Hücum etti gözlerime
Göğüm mavisi
Hoş
Böyle de
Kapıyı açtım sayılır
Diğ mi
AĞIR KAPI
Ağır kapı, aksak lisan
Kelimeler yetmiyor
Çıplak yara, günışığı
Tenimi incitiyor
Ne insanlar, ne mekânlar
Özlemlere yetmiyor
Başka sözler, başka yüzler
Ödeşmeler bitmiyor
Murathan Mungan
ARALIK KAPI
Bu dünya bir kuyu, havasız çömlek
Daralıyorum!
Kelime, mânayı boğan bir gömlek
Paralıyorum!
ALLAH ismi varken lügat ne demek
Karalıyorum!
Kapımı, buyursun, diye o melek
Aralıyorum!
Necip Fazıl Kısakürek
77
Dar Kapı
Özdemir Erdoğan