Professional Documents
Culture Documents
Aristoteles’e göre bir nesneyi anlamak ve diğerlerinden ayırt etmek için “bu
nedir?” sorusu sorulmakta ve ardından birincil töze ikincil tözler yüklenerek o
var olan diğerlerinden ayırt edilmektedir. Böylece o şeyin neliği hakkında bilgi
edinilir. Zira Aristoteles’e göre tanım: cins + ayrım ikilisinden oluşmaktadır. Bu
bağlamda “töz nedir?” sorusuna “varlık” diye cevap verilirken “varlık nedir”
sorusuna tam anlamıyla bir cevap verilememektedir çünkü varlık nedir sorusuna
cevap vermek için ondan daha tümel bir var olan olması gerekmektedir. Örneğin
“insan hayvandır” yargısında hayvan daha tümeldir. Kategorilerde şeylerin diğer
şeylere göre farkı ortaya konulurken varlık bu kategorilerinin tamamını
kapsadığından bir ayırt edici özelliği yoktur, ondan daha tümel bir var olan
yoktur, dolayısıyla tanımı da yoktur. Kısaca varlık her şeyi kapsamaktadır ve bu
nedenle bir tanımlama yapılamaz. Fakat Aristoteles’e göre varlık tanımlanamasa
bile varlığın neler olduğu, ne şekilde olduğu şeklinde betimleyici bir araştırma
yapılabileceğini söylemektedir. Bu incelemede töz öne plana çıkmaktadır. Töz
en belirleyici olandır bu yüzden onu kanıtlayamayız sadece serimleyebiliriz. Bu
pratik değil, teorik aklın bir ürünüdür.
Kategoriler:
Aristoteles’in Kategorileri:
Aristoteles’in varlığa dair ortaya koyduğu kategorilerin biri cevher, dokuzu araz
olmak üzere on tanedir. Tek bir ilke arayışında yani birlik arayışında evrene
baktığımızda birbirine karşıt şeyler görünmektedir. Eğer tek bir ilke aranıyor ise
“bir” “çok” ile zıttır. Bu nedenle değillemek veya yoksunluğu göstermek
gerekmektedir. Aristoteles bu işin bir bilime, ilk felsefeye (metafiziğe) ait
olduğunu düşünmektedir. Aristoteles’e göre “bir” denen herhangi bir şey asli bir
şeye indirgeniyorsa bunun “aynı” “başka” ve “karşıt” için de aynı şekilde olması
gerekmektedir. Dolayısıyla Aristoteles kategorilerde bunların ya mutlak bir
şekilde bulunmadığını (ilineksellik) veya belli bir cinse ait olmadığı
gösterilmektedir. Kategoriler varlıkların sahip oldukları özelliklere ve niteliklere
göre belirlenmiştir. Örneğin canlı varlıkların kategorisi diğer varlıklardan
farklıdır zira canlılar belli bir şekilde hareket etmektedir ve çoğalma yeteneğine
sahiptirler. Benzer şekilde cansız varlıkların kategorisi de diğer varlıklardan
farklıdır zira hareket etme veya çoğalma yetenekleri yoktur. Dolayısıyla
kategoriler varlıkların daha iyi anlaşılmasına ve sınıflandırılmasına yardımcı
olmaktadır. Kısaca bir var olan hakkında birden fazla yargıya varılabildiğinden
kategorileştirme faaliyeti gerekliliğini göstermiştir.
Platon’un Kategorileri:
1-) Varlık
2-) Hareket
3-) Sükûn
4-) Aynılık
5-) Başkalık
Olmak üzere beş sınıftır. Platon için evrendeki varlıkların ve evrenin işleyişinin
açıklanmasındaki en büyük cinsler bunlardır. Platon’un beş büyük cinsi ve
Aristoteles’in on kategorisi dikkate alındığında bazı farklılıklar ortaya çıksa da
ontolojik ve epistemolojik kaygılarla en genel cinsleri konu edinmeleri, kategori
hakkında aralarındaki etkileşimi göstermektedir. Platon kategorilerinde aynılık
ve başkalık konusu üzerinde durmuştur zira karşıtları bir arada toplayacak bir
ilke varlıkları aynı olmak ve başka olmak anlamında sınıflandırmalıdır.
Aristoteles’in Metafizik’te ortaya koyduğu aksiyom veya temel ilke de esasında
bu düşünceden yola çıkılarak oluşturulmuştur:
1-) Birlik
2-) Aynılık
3-) Başkalık
Kategorilerin Gerekliliği:
Bu açıklamalardan sonra belirtilmesi gereken bir diğer nokta kategorilerin
insanların bilişsel gelişimini ilgilendirdiğidir. İnsanlar fiziksel nesneleri, zihinsel
durumları ve soyut düşünceleri sınıflandırmak için kategorilere ihtiyaç
duymaktadırlar ve bu faaliyet insanın yürüttüğü yapısal bir faaliyettir. Kategori
oluşturma ve sınıflandırma, insanın algısal ve zihinsel süreçlerini etkilemekte ve
bilişsel gelişimlerinde önemli bir rol oymaktadır. İnsan kategorileştirmeye
ihtiyaç duymaktadır zira dünya sınırsız bir değişkenlik ve çeşitlilik içermektedir.
Bu nedenle insanlar bu karmaşıklığı anlamak için bu unsurları kategorilere
ayırarak anlaşılır bir düzeye indirgemeye çalışmaktadırlar. Benzerlik ve farklılık
indirgemecilik açısından önemli iki kavramdır. Bu kavramlar belirli bir şekilde
duyumsanan unsurlar arasındaki ortak ve farklı özellikleri vurgulayarak
indirgeme işlemini gerçekleştirmektedir. İndirgeme işlemi aynı zamanda
kategorize etmeyi de içermektedir. Bir fiziksel nesne zihinsel durum veya soyut
düşünce kategorize edilmeden açıklanamaz, öğrenilemez veya akıl yürütülemez.
Bu nedenle insanlar öğrenmelerini, açıklamalarını, akıl yürütmelerini ve hatta
alışkanlıklarını ve beklentilerini kategoriler aracılığıyla gerçekleştirmektedirler.
Örneğin otuz yaşında ve hiçbir zaman doğru düzgün duyumsama yetisine sahip
olmayan bir bireyin ilk kez duyumsama deneyimi henüz kategorize edilmemiş
bir olgu bütünüdür ve bu nedenle bireyin deneyimini açıklaması mümkün
olmayabilir. Basitçe “gördüğüm şey, gördüğüm şeydir” veya “işittiğim şey,
işittiğim şeydir” gibi totolojik açıklamalar bu deneyimi yeterince ifade etmek
için yeterli olmayacaktır.
Töz:
Aristoteles’e göre bir şeyi o şey yapan unsur tözdür. Nesnelerin tözleri
bilindiğinde ancak o nesne hakkındaki bilgiler güvenilirdir. Tözün temel
özelliği, bir öznenin yüklemi olamamasıdır. Ruhun hayvan varlığının nedeni
olduğu gibi, bir şeyin varlığının içkin nedeni olan şey tözdür. Bir tözün ortadan
kaldırabilecek olan şey de ancak bir tözdür. Tanımda dile getirilen şey de tözdür.
Dolayısıyla tözün temel olarak iki anlamı olduğu söylenebilir:
1-) Töz en önsel olandır ve başka bir şeyin yüklemi haline getirilemez.
2-) Töz bir varlığın şekli ya da formu olarak nitelendirilir ve maddeden
ayrılabilen bir unsurdur.
Nesnelerin bilinebilmesi sağlayan ve kimliklerini kazandıran şey töz olarak
adlandırılmaktadır. Töz nesnelerin ve bilginin sınıflandırılmasında elde edilen
bilgilerin kesin olup olmamasında belirleyicidir. Ayrıca on kategorinin ilki ve en
sağlam olanı tözdür ve diğer kategoriler töz olmadan var olamazlar. Asıl ve
mutlak anlamında varlık tözdür. Töz var olanların yapılarını açıklamak için
temel oluşturduğundan bilginin güvenilirliğinin sağlanmasındaki birincil unsur
olarak kabul edilmektedir. Töz kavramı varlığı varlık yapan daha fazla
bölünemeyen kendi kendisinin nedeni olan en küçük birlik halidir ve her şey
tözden çıkarsanmaktadır.
Aristoteles’e göre “belli bir insan” birincil töz olarak kabul edilir ve tüm varlık
bu birincil töz üzerine kurulur. Dolayısıyla tek tek var olanlar olmaksızın
varlıktan bahsedilemez. Bu tek tek var olanların tür ve cins adları ise ikincil
tözdür. Örneğin “belli bir insan” “insan” olacaktır. Tözler varlığın içinde
bulunmazlar. Birincil tözler ne bir var olan hakkındadır ne de içindedir. İkincil
tözler ise bir var olan hakkındadır fakat içinde değildir. Örneğin “insan
olmaklık” bir insanın içinde değildir. Bunlar varlığı varlık yapan temel
unsurlardır.
1-) “Birincil varlıklar” aslen ve özellikle hem hiçbir taşıyıcı için söylenmeyen
hem de hiçbir taşıyıcı içinde olmayandır, belli bir insan ya da belli bir at gibi.
2-) “İkincil varlıklar” ise asıl varlık denenlerin içinde bulunduğu türler [eidos]
ve bu türlerin cinslerine [genos] denir, mesela bir insan tür olarak insana aittir,
bu türün cinsi de hayvan. Öyleyse bunlara “ikincil varlıklar” denir, yani insan ve
hayvana.
Asıl varlık belirli bir şeye işaret eder ve doğrudur; işaret edilense hem bölünmez
hem de bir. İkincil varlıklar ise Aristoteles’e göre dile getirilme şekilleri ile
belirli bir şeye işaret eder gibi görünürler; fakat bu doğru değildir. Nitekim insan
ya da hayvan denildiğinde, bir şeye işaret edilmiş olunmaz. Bunlar ancak bir
niteliği göstermektedir ve taşıyıcı asıl varlıktaki gibi bir değildirler. Diğer
yandan “beyaz” sıfatı gibi mutlak bir niteliğe de karşılık gelmezler; beyaz,
yalnızca beyaza işaret etmektedir. Bu anlamda bir varlığın nasıl olduğuna dair
bilgi vermektedir. Cinsin sınırlandığı alan bu bakımdan türünkinden geniştir;
zira hayvan kapsayıcılık açısından insanı da içermektedir.
Özsellik ve İlineksellik:
Ek Bilgiler:
Eğer ilineksel olan olmasaydı her şey daima ve çoğunlukla öyle olduğundan
“her şey olması zorunlu olduğu gibi” bir durum ile karşılaşılırdı (determinizm).
“Bilim daima veya çoğunlukla olan hakkındadır, ilineksellik bilimin değildir”
(Metafizik 6’ncı kitap). İlineksel olanın nedeni belirsiz, doğru olan ise akıl
yürütmenin bir hali ve ikisi birden var olanın geri kalan cinsine dair ve var
olanın bu cinsinin dışında bir doğayı açıklamazlar.
Bir şey hakkında söylenen söylendiği şeye göre daha genel olmak zorundadır.
“İnsan bir hayvandır” yargısında hayvan daha genel bir kavramdır. Bir nesne
başka bir nesneye taşıyıcı olarak yüklendiğinde yüklenen için söylenenlerin
hepsi taşıyıcı için de söylenecektir: “insan” belli bir insana yüklenir, “canlı” ise
insana. Öyleyse “canlı” da belli bire insana yüklenecektir. Belli bir insana hem
“canlıdır” hem de “insan”.