Professional Documents
Culture Documents
ÖZ
Sadece çağdaş yazılı hukuka önem atfeden modernist aydınlara göre sözlü hukuk, eskimiş gele-
neklerdir. Böyle düşünen aydınlar töre terimini ilkel, kırsal veya köy kökenli uygulamalar anlamında
kullanmaktadırlar. Oysa uzlaşı ve demokrasi kültürüne sahip toplumlarda yazılı hukuk ile sözlü hu-
kuk yan yana ve birlikte hukuk kurallarını oluşturur. Hatta bu toplumlarda büyük çoğunlukla ku-
rallar önce sözlü hukuk alanında oluşur, toplumun ekseriyeti tarafından benimsendikten sonra yazılı
hukuk kuralı hâline gelir. Toplumlardaki sosyal ve kültürel değişmeler nedeniyle bazı yazılı ve sözlü
kurallar zaman içinde rol ve önemlerini kaybederler. Modern toplum tarafından artık kullanılmayan
eskimiş kurallar sözlü hukuk alanında olduğu gibi yazılı hukuk alanında da bulunabilir. Günümüz-
de sözlü hukukun geçersizliği ve değersizliği fikri, folklor disiplininin XIX. yüzyıldaki eski teorilerine
bağlı kalan aydınların yanılgısıdır. Bu aydınlara göre sözlü hukukun artık modern ve çağdaş toplum-
larda yeri yoktur. Bu bakış açısının doğal sonucu olarak töre terimi sistematik bir şekilde negatif bir
yaklaşımla analiz edilir. Oysa kentli ve çağdaş toplum tarafından kullanılan “kamuoyu” veya “kamu
vicdanı” terimleri, sözlü hukuktan kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak, sözlü hukukun da yeni ve
çağdaş normları oluşabilmektedir. Bazı cinayetler için “töre cinayetleri” teriminin kullanımı, sözlü hu-
kuk alanındaki değişmeleri ve dinamizmi dikkate almamaktadır. Bu nedenle “töre cinayetleri” terimi-
nin kullanımı kamuoyunun veya kamu vicdanının yani kentsel törenin hiçbir şekilde kabul etmediği
öldürmeleri meşrulaştırdığı için son derece hatalıdır.
Anahtar Kelimeler
Yazılı Hukuk, Sözlü Hukuk, Evlenme, Töre Cinayeti, Kamuoyu.
RÉSUMÉ
Les droits coutumiers sont des traditions anciennes pour les intellectuels modernistes qui prêtent
uniquement de l’importance au droit écrit contemporain. Les intellectuels, spécialistes de ce domaine,
utilisent le terme “coutume” au sens des pratiques primitives, rustiques ou villageoises. Or, le droit
écrit et le droit coutumier forment ensemble et côte à côte les règles de droit dans les sociétés qui ont
une culture consensuelle et démocratique. D’ailleurs, d’abord toutes les règles se forment dans le doma-
ine du droit coutumier dans ces sociétés par un consensus exclusif, ensuite ces règles se transforment
en droit écrit. En raison des changements sociaux et culturels dans les sociétés modernes, certains ju-
gements des droits écrits ou coutumiers perdent dans le temps leurs rôles et importances. Tels quels les
jugements invalides, qui ne sont plus dans la société moderne, se trouvent dans le domaine du droit cou-
tumier. Cette invalidité peut se trouver dans le domaine du droit écrit. De nos jours, l’idée de l’invalidité
et de la futilité du droit coutumier est une erreur des intellectuels qui sont attachés aux théories anci-
ennes sur la discipline du folklore restées au XIXe siècle. Selon ces intellectuels, le droit coutumier n’a
plus de place dans une société moderne et contemporaine. Tandis que les termes “opinion publique” ou
“conscience publique”, qui s’utilisent pour la société urbaine et moderne, résultent du droit coutumier.
En conséquence, le droit coutumier peut être source de jugement nouveau et moderne. L’utilisation
de terme “crimes coutumiers”, qui n’ont pas été proposent par certains assasinats, elle ne prend pas
considération les changements et le dynamisme dans le domaine du droit coutumier. Pour cette raison,
l’utilisation du terme “crimes coutumiers” est une erreur extrême pour qu’elle justifie les meurtres que
l’opinion publique ou la conscience publique, à savoir le coutumier urbain, n’acceptent jamais.
Mot-Clès
Droit écrit, Droit coutumier, Mariage, Crime coutumier, Esprit public
* Gazi Üniv. Edebiyat Fakültesi Türk Halkbilimi Bölümü Öğretim Üyesi, ocaloguz@gazi.edu.tr
http://www.millifolklor.com 103
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
104 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
http://www.millifolklor.com 105
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
munun töresi nedir diye sorabiliriz. ima eder. Törenin koyduğu bu ensest
Son yıllarda bu konuda yapılan yayın- yasağında ortaya çıkan bir güçlen-
lar, yazılı ve görsel basında yer alan me alanı olarak -her ne kadar ensest
haber ve tartışmalar ve özellikle sözlü tanımına girmese de- kentli toplum
kültür üzerine yapılmış araştırma ve içinde amca/dayı-hala/teyze çocukla-
derlemeler göstermektedir ki evlenme rının evlenmelerinin sakat doğumlar
konusunda Türkiye’de herkesin veya nedeniyle önerilmemesi gösterilebi-
büyük bir çoğunluğun üzerinde uzlaş- lir. Belki de bu durum gelecekte yedi
tığı üç temel töre kuralı vardır: göbek sayan diğer kültür gruplarının
1) Ensest evlilik yasağı: Bu etkisiyle amca/dayı, hala/teyze çocuk-
kural çerçevesinde Türkiye’de evlen- larının da ensest tanımına alınması
meler tanımlanmış ve onaylanmış şeklinde töre hukukunun etki alanını
akrabalık ilişkilerine göre düzenlen- genişleten ve güçlendiren bir uygula-
mektedir. Daha açık söyleyecek olur- maya dönüşebilir. Nitekim amca ço-
sak ana-oğul, baba-kız, bacı-kardeş, cuklarının aşklarını ve ilişkilerini an-
dede-torun, amca (dayı, hala, teyze) latan “emmim oğlu” ve “emmim kızı”
yeğen evliliği töre tarafından yasak- içerikli veya nakaratlı türkülerin, çağ-
lanmıştır. Türkiye’de bazı yörelerde daş kentli toplumun ve evlilikte “yedi
amca çocuklarının evliliği onaylanır- göbek” sayan grupların eleştirilerinin
ken bazılarında “yedi göbek saymak” etkisiyle duygusal düzeyde değerini
yani evlenmek için en uzak akraba- yitirmekte olduğu söylenebilir. Diğer
lık ilişkisini dahi kontrol ve akraba- yandan evlilik ilişkilerini “yedi göbek”
lık riskini bertaraf etmek gerekir. temelinde yürüten grupların genç kız
Türkiye’de karşımıza çıkan bu iki uç ve erkeklerinin tanışma ve evlenme
noktayla birlikte, herkes için genelle- fırsatlarını oluşturan “kızlar bayramı”
nebilir bir ifadeyle ensest tanımında (Oğuz vd. 2010) gibi uygulamaları, eş
ana ile oğul, baba ile kız, dede ile to- seçiminde çağdaş kent uygulamaları-
run, kız kardeş ile erkek kardeş, teyze, na daha sağlam bir geleneksel temel
hala, amca ve dayı ile yeğen arasında oluşturmaları yönüyle yorumlanabilir.
evlenmenin olamayacağı şeklinde top- 2) Tecavüz ve çocukla evlilik
lumsal ve değiştirilemez bir mutaba- yasağı: Çok çeşitli sosyal ve kültü-
katın varlığı kesindir. Toplumdaki bu rel nedenlerle geleneksel uygulama
tartışmasız ve güçlü mutabakat nede- olarak özellikle kızlarda evlenme
niyle yazılı hukuk, sözlü hukukun bu yaşı, 14-15 olarak kabul ediliyordu.
temel yasasına uygun olmayan hiçbir Dadaloğlu’nun “At dördüne kız on dör-
hüküm içermez. Aksine ensest konu- düne gelince/Severim kıratı bir de gü-
su evlenmenin temel şartlarından biri zeli” (Sakaoğlu, 1986) mısraları, “ayın
olarak görülür ve Nikâh Memuru ta- on dördü ile kızın on dördü” arasında
rafından zikredilen “evlenmenize ma- kurulan benzetmeler ve “yaş-name”
hal hâl görülmemiştir” ifadesi diğer (Doğan Kaya,Yaşnameler) adı verilen
kurallarla birlikte ensest yasağını da halk şiirlerindeki 14 yaş vurgusu vb.
106 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
http://www.millifolklor.com 107
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
108 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
bir ataerkil yapıya sahiptir. Yani baba veya affedip düğün yapma gibi birçok
ve erkek otoritesi geleneksel yapının farklı uygulamayı içermektedir. Sözlü
temel taşlarından biridir. Ataya ve hukukun bu denli çeşitlenme yarattığı
babaya karşı gelmek, onların sözün- ve nihayet kerhen de olsa onayladığı
den çıkmak şu ya da bu şekilde ceza bu durum, yazılı hukuk tarafından sa-
gerektiren bir suçtur. Evlilik kurumu dece gençlerin reşit olup olmaması yö-
özelinde bu konu, evlenecek gençlerin nüyle ele alınmakta yani töre alanına
kimlerle evleneceğine ailenin ve daha yerleşen çocukların evlenme yaşından
çok erkeklerin karar vermesini veya bakılmaktadır. Reşit bir gencin baba
en azından onların bütün gelenek bi- otoritesini çiğnemesi yazılı hukuk ta-
çimleri korunarak alınan rızalarını rafından ceza gerektiren bir durum
içermektedir. Kız isteme, söz kesme, olarak görülmemektedir. Bu konuda
nişan, kına gecesi, düğün vb. törenler sözlü hukuk veya bugünkü karşılı-
bu otoriteyi tanıyan, tanımlayan ve ğıyla kamuoyu gençlerin ayıplama ve
destekleyen pratiklerdir. Bu önemli kınama gibi cezalar dışında şiddetle
gelenek uygulamaları bütün güçlü ve cezalandırılmasından yana değildir ve
törensel yönlerine rağmen geçmişte ve yazılı hukuk düzenlemelerini büyük
geleneksel toplumda da bir töre alanı çoğunlukla desteklemektedir.
olamamış ve törel bir yaptırım gücüne 2) Bekâret: Türk toplumu ataer-
ulaşamamıştır. Aile veya baba otorite- kil olduğu gibi aynı zamanda baba-soy-
si gençler tarafından her çağda çiğnen- ludur. Yani doğan çocuklar babanın so-
miştir ve bunun sonucu olarak yaygın yuna aittir ve soy erkek çocukla devam
bir evlenme modeli olarak anlaşmalı eder. Bu nedenle doğan çocukların ba-
kaçma, daha seyrek görülen biçimiyle basının kim olduğu bilinmelidir. Dede
kızın oğlan evine kendiliğinden gitme- Korkut Kitabı’nda geçen “Oğul kimden
siyle ortaya çıkan “otura kalma” veya olduğun anası bilir” (Ergin 1994) ata-
rızası olmayan kızı zorla kız kaçırma sözü konuyla ilişkili okunabilir. Türk
durumları ortaya çıkmıştır. Kızın kaç- toplumunda yaygın olarak kullanılan
ması veya kaçırılması karşısında aile- “tarla ve tohum” metaforu da bu ba-
nin ve babanın ortaya koyduğu tepki, kımdan önemlidir. Babası bilinmeyen
sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik ya- çocuklarla ilgili gelenek uygulamaları
pıya ve çevreye, kaçanın ve kaçıranın ve bu çocuklara yönelik hakaret amaç-
aileleri arsındaki ilişki biçimlerine vb. lı adlandırmalar bu konu kapsamında
nedenlere bağlı olarak değişebilmek- ele alınabilir. Bekâret uygulamasının
tedir. Yani günümüzde bazı küçük diğerleri yanında en önemli nedeni
gruplarda görüldüğü gibi bu konu, soyun sürme güvencesini vermesidir.
öldürmeye kadar götürüldüğü gibi, Telli duvaklı gelin olmak deyimi, baba
evlatlıktan reddetme, belli bir müd- veya erkek kardeş tarafından bele
det (birkaç gün, gelecek bayrama veya bağlanan kuşak, şimdiki gelinliklerde
torun doğana kadar) küs kalma, çeyi- görülen kırmızı kurdele vb. uygulama-
zini yollama ama düğününe gitmeme lar bu güvencenin kız tarafından oğlan
http://www.millifolklor.com 109
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
110 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
http://www.millifolklor.com 111
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
gençle kaçan ve yeni bir yuva kuran lerin eseri olan cinayetleridir. Ensest,
kıza ne ceza verecektir? Binlerce yılın çocuklara tecavüz gibi suçlar nedeniy-
deneyimlerinin bir sonucu olarak orta- le suçlunun cezalandırılmasına yöne-
ya çıkan sözlü hukukun da tıpkı yazılı lik olarak işlenen cinayetler ise hem
hukuk gibi güçlü bir mantığa, muha- toplumda hem de basında daha sessiz
kemeye ve adalet duygusuna dayalı karşılanmakta, en azından kamu vic-
olması gerekmez mi? danının suçlu bulduğunu cezalandı-
Kimi sosyal bilimcilerin ve onları ran cinayetler daha az infiale neden
izleyen kimi basın mensuplarının ya- olmaktadır. Oysa ataerkil otoriteye
zılı hukuk kuralları dışında ve sözlü itaat etmedikleri için öldürülenler ko-
hukuka dayalı olarak ortaya çıkan bu nusunda töre/kamuoyu duyarlılığı en
tarz öldürmeleri töre cinayetleri olarak yüksek seviyede karşımıza çıkmakta
adlandırmaları, hem kategorik olarak ve basın da konuya bu duyarlılıkla
yanlıştır hem de törenin ensest ve ço- yaklaşmaktadır. Buna bağlı olarak da
cuklara tecavüz gibi suçlara uyguladı- yazılı hukuk yeni düzenlemeler yapma
ğı cezanın toplumda var olan olumlu ihtiyacını duymaktadır. Bugün sözlü
algısı nedeniyle katili onurlandırıcı hukuk anlamında kamuoyunun, yazılı
ve cinayet işleyecekleri teşvik edici ol- hukuk anlamında kanun yapıcıların
maktadır. Eğer sözlü hukuka iyi ba- en fazla üzerinde durdukları konu ata-
kılırsa bu tür cinayetlerde toplumun erkil otoriteye ve üzerlerindeki erkek
büyük çoğunluğunun katil veya ka- egemenliğine karşı kadınların nasıl
tilleri haklı görmediği durumlar, töre korunacağı konusudur. Ataerkil oto-
alanında değil daha çok gelenek ve rite ve erkek egemenliği kurbanı olan
görenek alanında ortaya çıkmaktadır. kadınlar hakkında yapılan haberler
Yani bu cinayetler ataerkil otoritenin ve toplumda oluşan infial güçlü bir
çiğnendiği gerekçesiyle işlenmekte- kamuoyu veya törel baskı oluşturdu-
dir. Buna karşılık günümüz kamuoyu ğu için kanun yapıcılar buradan güç
dahi, çocuklara karşı işlenen tecavüz alarak eyleme geçmektedirler. Bu da
ve öldürme suçunda katilin bir şekilde göstermektedir ki yazılı hukuk sözlü
(cezaevinde şişlenmesi vb.) öldürülme- hukuktan yani kamuoyundan sonra
sini “ettiğini buldu” denilerek olumlu harekete geçebilmektedir.
karşılanmakta, basın da bu konuda Törenin sözlü hukuk alanının ve
sessiz kalarak bu tür cezalandırmaları köylü kültürünün bir parçası olduğu,
onaylamaktadır. yazılı hukuk alanının ise kenti ve mo-
Şunu tekrar vurgulamak gerekir derniteyi yansıttığı algısı ve folklorun
ki, günümüzde töre cinayetleri ola- statik yani değişmez olduğu sanısı, pe-
rak adlandırılan cinayetlerin büyük riferik grupların geniş mutabakatlara
çoğunluğu ataerkil otoriteye itaat ve değişim süreçlerine entegre olama-
etmemeye dayalı gelenek ve görenek yan ve kamuoyu oluşum süreçlerinin
alanında yer alan tercihlere yönelik dışında kalan tutumlarının ‘töre’ ola-
olarak işlenmiş çoğu patalojik kişilik- rak adlandırılmasına neden olmuştur.
112 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 95
Batsın bu töre diye başlayan ve marji- sitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2. Sayı, s. 163-193,
Elazığ 2000.
nal toplulukların veya suça meyilli ki- Eker, Gülin Öğüt, Türk Düğün Geleneği
şilerin kamuoyu süreçlerinin dışında- İçinde Karakeçili Türk Düğünü, Hacettepe Üni-
ki uygulamalarının örneklendiği ağa versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Li-
sans Tezi, Ankara 1998.
ve yanaşma filmleri, zaman içinde son Eker Gülin Öğüt, “Türk Kültürü İçinde Ge-
derece yanlış algılanan ve kullanılan leneksel Bolu Evlenme Adetlerinin Yeri”, Milli
töre cinayetleri terimini doğurmuştur. Folklor, Sayı: 40, s.15-30, Ankara 1998.
Eker, Gülin Öğüt. “Türk Düğün Geleneği
Geniş toplum kesimlerinin küs- İçinde Karakeçili Türk Düğününün Ritüel Açı-
me veya kınama ile geçiştirdiği bir çok dan Değerlendirilmesi”, Millî Folklor, C. VI, Yıl:
sözlü hukuk suçunun veya anlaşmazlı- 12, S. 46, Yaz, Ankara 2000.
Erdentuğ, Nermin, “Türkiye’nin Karadeniz
ğının küçük kapalı gruplar veya çeşit- Bölgesinde Evlenme Gelenekle ve Törenleri I”,
li nedenlerle suça meyilli hâle gelmiş Antropoloji Dergisi, 4. Sayı Ankara 1969.
marjinal kişiler tarafından orantısız Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı 1,
TDK Yayını, Ankara 1994.
güç kullanılarak şiddetle cezalandırıl- Karaboğa, Figen, Evlenme Geleneğinin De-
masını töre cinayeti olarak adlandır- ğişen Karakteri Üzerine Bir İnceleme: Sanal Or-
mak, kültür ve hukuk bilgisizliğinin, tam ve Evlenme, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2008.
her durum ve olayın istatistiklerle ve Kaya, Doğan, Yaşnameler, Akçağ: Ankara.
grafiklerle anlaşılabileceğini sanan bir Nahya, Zümrüt, 1987, “Kız İsteme ve Söz
Kesme Gelenekleri Üzerine Bir Atlas Denemesi”,
takım bilim insanlarının ve bu akın-
III.Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildiri-
tıda sürüklenen yarı aydınların ortak leri IV. Cilt,(Gelenek, Görenek ve İnançlar), Kül-
yanılgısıdır. Töreler eski ve köylü top- tür ve Turizm Bakanlığı MFAD Yayını, Ankara
1987.
lumların giyim tarzı, evleri veya ve
Oğuz, Öcal, “Töre Cinayetleri Töre Cinayet-
kente uyum sağlayamayan kültürleri leri Mi”, Edebiyat ve Dil Yazıları Mustafa İsen’e
değildir. Töreler bizim bu gün çağ- Armağan (Editörler: Ayşenur Kahyaoğlu İslam,
Süer Eker) Grafiker Yayını, Ankara 2007.
daş kentli toplum olarak kamuoyu ve
Oğuz, Öcal. Vd. Türkiye’de 2010 Yılında
kamu vicdanı diye adlandırdığımız Yaşayan Ramazan ve Kurban Bayramı Gelenek-
toplumsal sözlü mutabakatlardır. sel Kutlamaları, Gazi Üniversitesi THBMER Ya-
yını, Ankara 2010.
Unutmayalım ki onlar aracılığıyla
Örnek, Sedat Veyis, Türk Halkbilimi (2.
sağladığımız yüksek düzeyli geniş uz- Baskı), Ankara 2000.
laşmalar daha sonra yazılı hukuka dö- Sakaoğlu, Saim, Dadaloğlu, Kültür ve Tu-
rizm Bakanlığı Yayını, Ankara, 1986.
nüşmektedir.
Sezen, Lütfi. “Türkiye’de evlenme Biçimle-
ri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
KAYNAKLAR Enstitüsü Dergisi, 27. Sayı, Erzurum 2005.
Aksu, Aysu. “Diyarbakır Düğünleri”, Millî Turhan, Mümtaz, Kültür Değişmeleri (Sos-
Folklor, Sayı: 34, s.72-77, Ankara 1997. yal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik), 6. Baskı,
Akyüz, Kenan, “Yozgat’ta Evlenme Adetle- Çamlıca Yayınları, İstanbul 2010.
ri”, I. Uluslararası Türk Folklor Kongresi Bildi-
rileri, IV. Cilt, Kültür Bakanlığı, MFAD Yayını,
Ankara 1976.
Balaman, Ali Rıza, Akrabalık, Evlilik ve
Türleri, İleri Kitap Yayın ve Dağıtım, Ankara
1982.
Boratav, Pertev Naili, 100 Soruda Türk
Folkloru, İstanbul 1973.
Çopuroğlu, Y. Cemalettin. “Fırat Havzası
Evlilik Kültürü 1: Düğün Öncesi” Fırat Üniver-
http://www.millifolklor.com 113