You are on page 1of 8

Türk Hidrolik Dergisi/Turkish Journal of Hydraulic

İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

Ali Kerim1, Veli Süme2

1
Pusula Su Yapıları Denetim Hizmetleri, Harita Müh, Rize,Türkiye, alikerim_18@erdogan.edu.tr
2
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Rize,Türkiye,
veli.sume@erdogan.edu.tr

Geliş Tarihi: 11.07.2018; Kabul Edildiği Tarih: 11.11.2018; Yayınlandığı Tarih: 28.12.2018
Tur. J. Hyd. Sayı: 2 No: 2 Sayfa: 1-8 (2018) e-ISSN: 2636-8382
SLOI: http://www.dergipark.gov.tr
*İlgili yazar e-mail: alikerim_18@erdogan.edu.tr

ÖZET: Bu çalışmada, İstanbul’a su temini amacıyla yapılmış, Bizans dönemi sarnıçlarının konumları, yapım
tarihleri, yapımında kullanılan malzemeler, yapım teknikleri ve günümüzdeki kullanım durumları incelenmiş ve
tablo haline getirilerek sınıflandırılmıştır. Ayrıca Google Earth Pro programında sarnıçların konumları belirtilmiştir.
Sarnıçlar tarihi yapılar oldukları için o döneme ait yerleşim bilgileri, sosyo-kültürel durumları vs. bilgiler ortaya
konmuştur. Ayrıca tarih turizmi için de ülkemize ekonomik anlamda da katkı sağlayabilirliği tartışılmıştır..

Anahtar Kelimeler: Sarnıçlar, Bizans Dönemi, Su yapıları, Tarih turizmi, Google Earth Pro.

ABSTRACT: In this study, the location of the Byzantine cisterns, the dates of construction, the materials used in
the construction, the construction techniques and the current use cases for the water supply to Istanbul were
examined and tabulated.In addition, the location of the cisterns is specified in the Google Earth Pro program. Since
the cisterns are historical buildings, the settlement information, socio-cultural conditions etc. of that turn.
information have been revealed. Moreover, the possibility of contributing economically to our country for historical
tourism has also been discussed.

Keywords: Cisterns, Byzantine Period, Water structures, History tourism, Google Earth Pro.

1
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

1. GİRİŞ (Introduction) elde edilen su, şehre dağıtılmış ve Geç Antik devir yazarı
Prokopios’un aktardığına göre, saraylara, konutlara ve
İnsanlığın en önemli ihtiyaçlarından biri olan su ve suyun hamamlara kurak geçen yaz aylarında da su sağlanması
temini, medeniyetin ilk dönemlerinden beri insanoğlu- için sarnıçlarda muhafaza edilmiştir (3).
nun çözmek zorunda olduğu sorunların başında gelmek-
tedir. Tarih devirleri boyunca şehirler, genellikle su ya- İstanbul’daki sarnıçlar tarihsel süreç içinde; iplik atöl-
kınlarına kurulmuştur. Sonraki dönemlerde ise verimli yesi, meyve-sebze deposu, araç tamirhanesi, çöp depo-
topraklarda yer alan ancak su kaynaklarına uzak kurulan lama alanı olarak bilinçsizce kullanımlarının yanı sıra,
şehirlerde, suya kolaylıkla ulaşılabilmek adına su kemeri, günümüzde sirkülasyonun yoğun olduğu biçimde resto-
suyolu ve suyun depolandığı açık veya kapalı tasarlanmış ran, organizasyon alanı, müze gibi işlevlerle kullanıldık-
sarnıçlar mimari elemanlar olarak vücut bulmuştur (1). ları görülmektedir. Bu işlevsel çeşitlilik; kültürel, ticari
ve diğer işlevlerle kullanılmak üzere sınıflandırılabilir.
Tarihsel süreçte sarnıçlar ilk olarak tarımsal arazileri su- Bu kullanımlar sarnıçların korunması açısından kimi za-
lamak amacıyla kullanılmıştır. Yağmur, akarsu veya göl man olumlu kimi zaman ise olumsuz sonuçlara yol aç-
gibi kaynaklardan sağlanan suların biriktirilmesi ama- mıştır. Kültürel işlevle kullanılan sarnıçlar incelendi-
cıyla genellikle taştan yapılmış yeraltında veya yerüs- ğinde; toplum yararına olan bu kullanımın mekânsal ve
tünde bulunabilen depolama araçlarıdır. Sarnıçlar kentin yapısal açıdan doğru sonuçlar oluşturduğu anlaşılmıştır.
erken, orta ve geç dönemlerinde gelişim alanlarının be- Buradaki koruma yaklaşımının doğruluğu, yapının özel
lirlenmesinde önemli veriler ortaya koymakta ve bağlam- ya da kamu mülkü olmasından değil, kültürel işlev seçi-
sal olarak ipuçları sunmaktadır. Doğal su kaynaklarına minin yüksek bilinç düzeyine sahip olmayı gerektirme-
uzak verimli toprakların keşfedilmesinden sonra, bu top- sinden kaynaklanmaktadır. Bu durumun aksine ticari iş-
rakların sulanması amacıyla temelleri atılan ilk sarnıçlar, levle kullanılan sarnıçların yeniden işlevlendirilmesinde
dünyanın hemen hemen her bölgesinde çeşitli boyut ve uygun işlev seçiminin ekonomik beklentilerin koruma
tekniklerde yapılmış, şehirlerin nüfuslarının artması ne- değerinin önüne geçtiğini göstermiştir (4).
deniyle asal olarak içme suyu biriktirmek için yapılmaya
başlanmıştır (1). 2. SARNIÇLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ
(Hıstorical Development Of Cisterns)
Son 5000 yıldan kalan ve bazıları hala işlevini sürdüren,
borular, kanallar, tüneller, ters sifonlar, su kemerleri, haz- Sarnıçların dünyadaki en eski örneklerinden biri Peru ya-
neler, sarnıçlar, barajlar, gibi su yapılarının kalıntıları, in- kınlarındaki Nazca’dadır. Cantayo bölgesi olarak bilinen
sanların hidrolik uygarlığının bileşenlerini oluşturmakta- bölgedeki yapılar, taş örgü duvarlarla spiral şeklinde ya-
dır. Orta Anadolu'da M.Ö. ikinci binyıldan Hitit döne- pılmıştır.
minden kalan barajlar; Doğu Anadolu'da M.Ö. birinci
binyılın ilk yarısından Urartu döneminden kalan barajlar, Uzun bir süre su kaynaklarına uzakta yer alan bu sarnıç-
kanallar, kehrizler; Batı ve Güney Anadolu'da M.Ö. bi- lara suyun, yağan yağmurlarla biriktirildiği düşünülmüş-
rinci binyılın ikinci yarısı ile M.S. birinci binyılın ilk ya- tür. Ancak yakın zamanda yapılan arkeolojik kazılar ve
rısından Helenistik, Roma ve Erken Bizans dönemlerin- bilimsel çalışmaların sonucunda bu sarnıçları besleyen
den kalan barajlar, tüneller, uzun mesafeden su getirme suyolları ve kanallar keşfedilmiştir (1).
sistemleri ve su kemerleri, sarnıçlar; Türkiye'nin her ye-
rinde M.S. ikinci binyıldan Selçuklu ve Osmanlı dönem- Yine arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bir diğer sarnıç,
lerinden kalan barajlar, uzun mesafeden su getirme sis- Hindistan’da Pavurallakonda Bheemili bölgesinde MÖ
temleri ve su kemerleri, Türkiye'yi su yapıları açısından II. yüzyıla tarihlenen sarnıçtır. Dünya mimarlık mirasının
dünyanın en önde gelen açık hava müzelerinden biri yap- ilk sarnıçlarından biri sayılabilecek olan bu yapı, bölge-
maktadır (5). nin en yüksek noktasındaki kayaya oyulmuş ve yağmur
sularının bu oyukta birikmesi amaçlanmıştır. Sarnıcın bir
İnsanın geçici ya da kalıcı barınağını, yaşamın vazgeçil- kenarında temizlik için yapıldığı düşünülen, oyularak ya-
mez bir ihtiyacı olan su kaynaklarının yakınlarına yap- pılmış olan merdiven bulunmaktadır (1).
masıyla başlayan, yerleşik hayata geçiş ve kentlerin su
kenarlarına kurulmasıyla devam eden süreç, Roma İmpa- Bizans Döneminde ise sarnıçlar yer altına alınmış, sütun-
ratorluğu döneminde su sistemlerinin gelişmesiyle ve larla desteklenen tonozlu yapılar haline gelmiştir. Özel-
teknolojinin ilerlemesiyle farklı bir boyutta ilerleme sağ- likle hem imparatorluğun başkenti hem de bir ticaret mer-
lamıştır. İç kesimlerde ya da su kaynakları yeterli olma- kezi olan İstanbul’da 400.000’i bulan nüfusun su ihtiya-
yan bölgelerde de kentler kurulmaya başlamıştır. Üç ta- cını karşılamak için yüzlerce sarnıç yapılmıştır. Önceleri
rafı denizlerle çevrili olan İstanbul’un yeterli su kaynağı birbirlerinden bağımsız olarak duran sarnıçların, şehrin
yoktur. İstanbul’a suyollarıyla getirilen veya yağmurla su şebekesine bağlanmaya başlanmaları MS V. yüzyıldan

2
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

itibaren olmuştur. Buna karşın, yeraltı su sisteminin ta- İstanbul’daki sarnıçların konumu ve dağılımını öncelikle
mamının birbirine bağlı olmadığı, imparatorların, yöne- yapıldığı dönemdeki yönetim merkezine bakmayı gerek-
tici ve bürokratların yaptırdıkları bağımsız su tesisleriyle tirir. Bizans döneminde İstanbul’un merkezi olan Akro-
ancak belirli miktarda suyun dağıtılabildiği kabul edil- polis bölgesi sarnıç yapılarının da yoğun olduğu bir ada-
mektedir. Suyollarının MS VII. yüzyıldan sonra bakım- dır. Tarihi yarımadanın ilk yerleşim bölgesi olan Byzan-
sız kalması ve sarnıçların öneminin anlaşılmasıyla yeni tium kenti, doğudan itibaren 30 m. kadar yükseklikte, bi-
sarnıçların yapımı hızlanmış, hatta bazı uygun binaların rinci tepenin üzerinde kurulmuştur. Bu bölgede İstan-
duvarları su geçirmeyen harç ile kaplanarak sarnıca dö- bul’un Hadrianus tarafından yaptırılan ilk isale hattının
nüştürülmüştür. Bu sarnıçlardan belki de en önemlisi, beslediği iki yapının varlığı bilinmektedir. Bunlardan
plan özellikleri açısından Roma’daki Pantheon’u ve Se- ilki, Büyük Saray kompleksi, diğeri ise zaman diliminde
lanik’teki Galerius Mausoleumu’nu andıran İstanbul La- Akropolis düzlüğü ve yamaçlardaki yapılaşma ile ilgili
leli’deki Myrelaion (Bodrum Camii) Sarnıcı’dır. Özgün bilgiler vermektedir. Bu bölge günümüzde Arkeoloji mü-
işlevi bilinmeyen bu yapının kubbeyle örtülmüş bir ro- zesinin çevresinde yer almaktadır. Eski darphanenin kö-
tunda olduğu düşünülmektedir. İstanbul’un 1453 yılında şesinde ve Aya İrini’nin güneydoğusunda bulunan sar-
Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra kentin sar- nıçlar en dikkat çekicileridir (4).
nıçları, Bizans Dönemine nazaran önemini yitirmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda zamanla işlevlerini yitiren İstanbul’daki Bizans Dönemi sarnıçlarının ana kaya üze-
sarnıçların birçoğu tarihsel süreçte yıkılmış veya girişleri rine inşa edilmiş olması ve aynı zamanda taşıyıcı sistem-
kapatılarak şehrin kolektif hafızasından silinmiştir. Bir lerinin sağlıklı ve doğru seçilmesi, bu sarnıçların günü-
kısmı ise depo ya da farklı işlevler için fonksiyonalize müze kadar ulaşabilmesini sağlamıştır. Genellikle yeral-
edilerek kullanılmıştır (1). tına inşa edilmiş olmaları ve girişlerinin kapatılması da
insan kaynaklı bozulmaların önüne geçmiştir (1).
2.1. Tarihi Yarımada Sarnıçları (Historical Peninsula
Cisterns) Roma döneminden itibaren, Trakya yönünden kente ge-
tirilen suların depolanması için kullanılan sarnıçların
Dünyada ki kadim şehirlerden biri olan İstanbul, MÖ VII. önemi şehre düzenlenen akınlar sırasında önemi artı-
yüzyılda Megaralı Kral Byzas tarafından Byzantion ismi yordu. V. yüzyıldan itibaren suyollarına bağlanan sarnıç-
ile kurulmuştur. Oldukça kurak bir arazi üzerine tesis edi- ların bazıları duvarlarla çevrilmiş üstü açık su hazneleri
len şehrin, çağlar boyunca yüz yüze kaldığı ve baş etmek şeklindedir. Bazıları da farklı büyüklüklerde üstü kapalı
zorunda olduğu problemlerin başında susuzluk gelmek- sarnıçlardır. İstanbul’daki sarnıçların büyük kısmı Lykos
tedir. Byzantion’un doğal sınırları içinde bulunan Tarihi Deresi çevresinde konumlanmıştır (2).
Yarımada’nın tam ortasından geçen Lykos Deresi (Bay-
rampaşa Deresi) verimli bir su kaynağı olmamasından Bizans dönemi sarnıçlarına dair ilk yayın, Fransa hükü-
dolayı, şehre dışarıdan su getirilmesi zorunluydu. Söz ko- metinin 1812-1814 arasında Osmanlı Devleti’nde elçisi
nusu yoksunluk nedeniyle ilk kez Roma İmparatoru Had- olan A.F.Andreossy tarafından, yapılmıştır. Sarnıçlar
rianus tarafından İstanbul’a su getirilmesi düşünülmüş- hakkındaki en önemli araştırma Forchheimer-Strzygo-
tür. Çeşitli suyolları ve kemerler inşa edilmiş, Kırklareli- wski tarafından 19.yy’ın son yıllarında gerçekleştirilmiş-
Pınarhisar çevresinden su toplanarak şehre taşınmıştır. tir. Araştırmacıların “Die Byzantinischen Wasserbehälter
İmparator Valens ve I. Theodosius tarafından yaptırılan von Konstantinopel” adlı eserlerinin yayınlanmasından
yeni isale hatları ile kentin su ihtiyacı büyük ölçüde kar- sonra da çok sayıda sarnıç bulunmuştur. Bunları tanıtan
şılanmıştır. MS III. yüzyıldan başlayarak MS XIV. yüz- çalışmacılar arasında Schneider (1936), R.Janin (1964)
yıla kadar uzanan bin yıllık zaman dilimi içinde İstan- ve Müller-Wiener (1977) den bahsedilebilir (2).
bul’da suyun depolanması, dinlendirilmesi ve taksimi
için farklı boyutlarda sarnıçlar yapılmıştır. Bu dönem- Osmanlı döneminde asıl işlevleriyle kullanılmayan bazı
lerde su depolama alanı olarak kullanılan sarnıçların ba- sarnıçlar, iplikçiler, yorgancılar tarafından atölye, ya da
zılarının Osmanlı döneminde durgun suyun sağlıklı ol- depo olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde de kulla-
madığı düşüldüğünden, su depolama mekânı yerine eşya nılan Bizans sarnıçlarındaki onarımlar, Fetih sonrası dö-
depolama ya da imalathane olarak da kullanıldığı bilin- nem için çok kolay olmasa da, duvar tekniği geç Osmanlı
mektedir. Pek çok kaynağa göre isale hattından suyun dönemi tekniğinden farklı olduğundan kolayca ayırt edi-
şehre gelmesinde kemerleri, taksiminde ise çeşmeleri lebilmektedir. Duvarların dış yüzeyleri çoğunlukla düz-
kullanmışlardır. Saray ve bahçelerin altında olan sarnıç- gün blok taşlarla kaplıdır. Taş yükseklikleri genelde 15-
lar da ise, yeşil alan sulanması için özgün kullanımını 25 cm. dir. Duvarların iç yüzlerinde daha küçük moloz
sürdürmüştür (1,4). taşlar kullanılmış ve bu yüzeyler sıvanmıştır.

3
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

Duvarlarda almaşık örgüye de rastlanır. Bu örgülerde Dikdörtgen planlı açık sarnıçların boyutları üstleri kapa-
tuğla sayısı değişmektedir. Tuğla kullanımının olduğu tılamayacak kadar büyüktür. (Örneğin Aetios Sarnıcı;
yüzeylerde harç kalınlığı tuğla kalınlığına eşittir. Kalın 244m x 85m) su depolarında, depolanan sudan tam fay-
derzler için kireç, kum ve tuğla kırığından oluşan horasan dalanabilmek için, taban seviyesine yakın yerlerden su
harcı kullanılmıştır. Duvarlar içte ve dışta dik açılıdır. İç alınır. Su alma ya bir kapak veya yatay bir delik üzerine
köşeler genellikle pahladır (2). sıkıştırılan silindirik bir ahşap vasıtasıyla olur. Aspar açık
su deposunun kuzeybatı köşesinde, planı daire şeklinde
Cumhuriyet döneminde modern teknoloji ile su ihtiyacı olan silindirik yapının bir su alma kulesi olduğu sanıl-
karşılandığından sarnıçlar depolama veya imalathane maktadır. Bunun çeşitli seviyelerden su alan bir düzenek
olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Büyük yangın- olması ihtimali büyüktür. İstanbul’daki diğer açık depo-
larda itfaiyelerin zaman zaman su çektikleri depolar ola- ların da derinlikleri 10-12 m. Arasında değişmektedir (2).
rak da kullanılmıştır. Günümüzde ise sarnıçlar özgün iş-
levini tamamen yitirdiğinden kimi yerlerde yeniden iş- Açık su sarnıcının duvarları tuğla taş almaşık örgülüdür.
levlendirilerek kullanılmaktadır. Halen yer altında keşfe- Sarnıçlarda genellikle görülen şekilde iç köşeleri pahlı-
dilmeyi bekleyen sarnıçlar da bulunmaktadır (4). dır. Haznenin bir köşesinde yuvarlak bir kule halinde dı-
şarı taşan bir merdiven vardır. İç çapı 3 m. olan bu kulede
İstanbul’un kuruluşundan itibaren su ve alt yapı dairesel bir taş merdiven aşağıya kadar iner. Sarnıcın kısa
sisteminin en önemli parçalarından biri olan sarnıçlar kenarlarında karşılıklı altışar tane paye görülür. Bu paye-
zaman içinde önemini kaybetse de yapısal olarak ayakta ler ortadaki en yüksek olmak üzere iki yanlarda kademeli
kalarak geçmişe ışık tutmaktadırlar. Bu sarnıçlar kentsel olarak alçalan dört kemeri taşırlar. Diğer açık sarnıçlar-
açıdan önemli veriler ortaya koymakla birlikte yansıttığı dan farklı olarak cephesi vardır (2).
dönemin mimari standartlarının da algılanmasında
önemli yapılardır. Sarnıçlar yapım teknikleri bakımından Açık hava sarnıçları, suyun duvarlara olan basıncı azalt-
kendi içlerinde birçok benzerlikler göstermektedir (4). mak ve yıkılmasını önlemek amacıyla şehrin yüksek nok-
talarına inşa edilmişlerdir. Roma inşaat tekniklerine göre
3. SARNIÇLAR (Cisterns) yapılan bu sarnıçların duvarlarında blok taşlar, tuğla ve
horasan harcı kullanılmıştır. Ayrıca sızdırmaya karşı ha-
Sarnıç kelimesi “küçük havuz” anlamında Arapça kö- vuzun iç kısmında tuğla, mermer parçaları dövülerek ki-
kenli “şahrınç” dan gelmektedir. Yeraltında, yerüstünde reç ve keten yağı ile karıştırılarak ince noktalar sıvanarak
veya kısmen yerüstünde olan sarnıç yapıları; yağmur su- kapatılmıştır (2).
larının toplanıp, biriktirilmesi amacıyla taş malzemeden
yapılan su depolama alanlarıdır. Kentin çok önemli olan
su ihtiyacının karşılanması için inşa edilen gerek açık ge-
rekse kapalı sarnıçlar, tarihte zaman zaman savaş tehdidi
altında kalabilmekteydi. Bu sebeple sarnıçlar, kentin da-
ğılım ve yerleşim alanlarının belirlenmesinde önemli ve-
riler ortaya koymaktadır (1).

Sarnıçlar, yağmur sularını biriktirmek için genellikle top-


rak altına yapılan, duvarları özel harçlarla sıvalı, su de-
polarıdır. İnsanlığın tarih boyunca baş etmek zorunda
kaldığı problemlerin başında gelen susuzluk veya suya
erişim zorluğu dünyanın muhtelif yerlerinde ve farklı
tekniklerde sarnıçların yapılmasını zorunlu kılmıştır (1).

3.1. Açık Sarnıçlar (Open Cisterns)

Açık sarnıçlar; açık hava su toplama ve dağıtım havuzu


olarak adlandırılabilirler. Dört tarafı kalın duvarlarla çev-
rili olan bu yapılar dikdörtgen veya kare planlı olabilirler. Şekil 1. Bizans Dönemi Açık Sarnıçları Gösteren Harita
Yapılış amaçları yağmur veya sel sularını biriktirmek (Yücel, 1967,s.17)
olan açık sarnıçların ihtiyaç halinde suyun şehir kanalla-
rına aktarımının sağlandığı havuzlar olduğu düşünülmek- Bizans döneminde açık sarnıçlara önem verilmesinin se-
tedir (4). beplerinden birisi de, kent kuşatma altında olduğunda su

4
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

ihtiyacının rahat karşılanabilmesidir. Kuşatma ve yağma- Açık hava sarnıçları özgün işlevlerini yitirseler de üstleri
larda su hatlarının tahrip olmasından sonra da şehirde su- kapatılacak boyutlarda olmadıklarından özgün yapılarını
yun teminin sağlanması şehre avantaj sağlamaktaydı. korumuşlardır. Yapıldığı dönemden günümüze pek çok
Çok yüksek metreküplerde su depolayabilen bu sarnıçla- işlev üstlenen açık sarnıçlar; Osmanlı döneminde tarım-
rın duvarları yaklaşık 4-6 m kalınlığında olup yükseklik- sal alan olarak kullanılırken, günümüzde sosyal alanlar
leri 10-15m arasında değişkenlik göstermektedir (4). olarak kullanılmaktadırlar (4).

3.2. Kapalı Sarnıçlar (Closed Cisterns) döşenmiştir. Pek çok sarnıcın içine inebilmek için duvar
kenarından taş merdivenler yapılmıştır. Tuğla işçilikle-
Kapalı sarnıçlar suyun isale hatlarından veya kemerler rine çok önem vermişlerdir. Tonozlar sık sık yuvarlak ve
vasıtasıyla şehir merkezine taşınmasının ardından yer al- köşeli şekilde delinerek depolanan suyun bozulması ön-
tında biriktirilmesi için yapılan depolama alanlarıdır. lenmeye çalışılmaktadır. Taşıyıcı dış duvar beden malze-
Suya ulaşımın kolay olması açısından saraylar, kiliseler, mesi olarak tuğla duvar ve horasan harcı kullanılmış, ba-
medreseler, konaklar vb. gibi kalabalık veya önemli ya- zılarında ise kesme taş ve moloz taş örgü arası tuğla ku-
pıların altlarına inşa edilmişlerdir. Bizans döneminde şaklardan oluşan bir işçilik uygulanmıştır (4).
açık sarnıçların hijyenik açıdan elverişsiz olmasından do-
layı daha çok kapalı sarnıç yapımına gidildiği görülüyor Kamu ya da özel binaların alt yapıları olarak yapılmış-
(4). larsa, üstte taşıdıkları binanın ana hatlarına sahiptirler. Su
depolamak için yapılmalarının dışında, binaların sağlam
Toprak altında yapılmış olan kapalı sarnıçların su depo- bir temele sahip olmasını, araziyi düzeltilmesini, terasla-
lama işlevi yanında üzerine inşa edilecek olan yapıya rın oluşmasını ve binaların yükseltmesini sağlamışlardır.
sağlam bir temel vazifesi görmektedir. Bu özellik aynı Genelde tuğla yapılardır ve içlerinde, yapının boyutlarına
zamanda binaların denizden görünmelerini kolaylaştır- göre 2 - 4 m aralıklı olacak şekilde sütun destekleri bulu-
mak ve ayrıcalıklı bir yükseklik kazanmak için de kulla- nur. Destek dizileri değişimli olarak tamamen sütun, sü-
nılmıştır. Bu yüzden sirkülasyonu fazla olan merkezlere tun ve paye ya da tamamen paye olabilirler (3).
büyük sarnıçlar yapılmış üzerlerine de önemli dini yapı-
lar veya toplanma alanları inşa edilmiştir. Örneğin; Aya- Destek dizileri arasında gergi olarak ahşap kalaslar
sofya’nın bahçesinde irili ufaklı birçok sarnıcın olduğu kullanılmıştır. Çoğunlukla çapraz tonoz ya da kubbemsi
bilinmektedir. Bu sarnıçlar yapının gereksinim duyduğu tonozla örtülürler ve suyu havalandırmak için alt yapı
su ihtiyaçlarını karşılamaktaydı. Büyük sarnıç yapıları- olanlarda havalandırma delikleri, toprak üstünde yer
nın yanı sıra önemli kişilerin yaptıracağı konakların alt- alanlarda pencereler bulunmaktadır. Kapalı sarnıçlar,
larına da öncesinde sarnıç yaptırılır, böylece hem yapının tonoz başlangıcına kadar pembe renkli su geçirmez
su ihtiyacı karşılanır hem de sarnıç yapısı sağlam bir te- (hidrolik) bir sıva ile kaplıdır (3). Büyük ve açık
mel vazifesi görürdü (4). sarnıçlar, Ortaçağ‟da kent nüfusunun azalması nedeniyle
işlevlerini yitirmişlerdir.
Kapalı sarnıç yapılarına mimari pencereden bakıldığında
genellikle kare veya dikdörtgen planlı oldukları gözlen- Bu nedenle, Komnenos ve Palailogoslar döneminde su
mektedir. Su kaybını ve basıncı önlemek amacıyla köşe- ihtiyacını karşılamak için bu dönemlerde inşa ettirilen
ler pahlanmış, yan duvarlar ise basıncı karşılayabilmesi yapıların altına daha küçük boyutlu sarnıçlar yapılmıştır
için payandalar ile dıştan desteklenmiştir. Taşıyıcı strük- (3). Bu nedenle, Komnenos ve Palailogoslar döneminde
tür dıştan kalın tuğla malzemeden, içten ise mermer sü- su ihtiyacını karşılamak için bu dönemlerde inşa ettirilen
tunlar ile sağlanmaktadır. Bu mermer sütunlar birbirine yapıların altına daha küçük boyutlu sarnıçlar yapılmıştır
kemerler ve çapraz tonozlarla bağlanmaktadır. Birçok (3).
hallerde korint başlıklardan daha kaba olan kompozit
tipte kolon başlıkları bulunur. Bunların üstlerine ise ke- 4. TARTIŞMA (Discussions)
mer ayağının altına impost başlık yerleştirilmiştir. Örnek
olarak; Binbirdirek Sarnıcı’nda yüzeyleri işlenmemiş ke- Büyük ve açık sarnıçlar, Ortaçağ’da kent nüfusunun
sik piramit biçimli başlıklar kullanılmıştır. Yerebatan azalması nedeniyle işlevlerini yitirmişlerdir. Günümüzde
Sarnıcı’nda ise, gövdeleri stilize edilmiş hurma ağacı ise, sarnıçlar su yapısı olarak kullanılmamaktadır. Sadece
şeklinde işlenmiş sütunlar vardır. İki sarnıçta da sütunla- turizme yönelik olarak değerlendirilmektedir. Bunların
rın kaideleri, gövdeleri ve başları devşirmedir. Sarnıç ya- gelecek kuşaklara taşınabilmesi için aslına uygun olarak
pılarının tabanları ise genellikle tuğla veya mermer ile restore edilmelidir.

5
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

YAPIMINDA
GÜNÜMÜZDE
TÜRÜ SIRA ADI KONUM YAPILIŞ TARİHİ KULLANILAN KAPASİTESİ
KULLANIM DURUMU
MALZEME
Fatih - Yavuz Sultan ALAN: ~ 152x152 m² Fatih Belediyesine ait bir
1 Aspar Sarnıcı Selim Camii’nin Bizans - I. Leon dönemi. Tuğla hatıllı örgü tekniği YÜKSEKLİĞİ: ~ 10 m ek bina ve çocuk oyun
güneybatısında - Suriçi KAPASİT ESİ: ~ 240000 m³ parkları
Bakırköy - Veliefendi ALAN: ~ 127x76 m²
Hebdemon Fildamı Spor sahası ve koşu
2 Hipodromu'nun Bizans - 5. yy. Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ 11 m
Açık Sarnıcı KAPASİT ESİ: ~ 110000 m³ parkuru
kuzeyinde - Surdışı
Sarnıç ALAN: ~ 170x140 m²
Fatih’in Altımermer TEGEV’e ait spor sahası
3 Mokios Sarnıcı Tuğla ve kesme taştan YÜKSEKLİĞİ: ~ 11 m
semtinde - Suriçi KAPASİT ESİ: ~ 260000 m³ tesisi
ALAN: ~ 244x85 m²
Fatih’in Edirnekapı Vefa Spor Kulübü’nün
4 Aetios Sarnıcı Bizans - 5. yy. Tuğla ve kesme taştan YÜKSEKLİĞİ: ~ 14 m
semtinde - Suriçi KAPASİT ESİ: ~ 290000 m³ stadyumu

ALAN: ~ 140x70 m²
Yerebatan Sarnıcı Bizans - I. Justinyen Duvarları su geçirmez
5 Sultanahmet YÜKSEKLİĞİ: ~ 11 m Müze
(Basilika Sarnıcı) Dnemi - 5. yy. harç ile sıvalı KAPASİT ESİ: ~ 108000 m³
ALAN: ~ 64x56.4 m² Müze, sanat galerisi,
Binbirdirek Sarnıcı Sultanahmet Adliye Bizans - I. Constantinus
6 Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m eğlence merkezi,
(Philoxenus Sarnıcı) Sarayının arkasında Dönemi- 4. yy. KAPASİT ESİ: ~ - m³ restoran
ALAN: ~ 16x11 m²
Ayasofya’nın kuzeyi, Üst örtüsü çapraz
7 Ayasofya Sarnıcı Bizans - 5. yy. YÜKSEKLİĞİ: ~ 12 m Restoran
Soğukçeşme Sokağı tonozlu KAPASİT ESİ: ~ 2100 m³
Eminönü Belediye ALAN: ~ 23.63x40.13 m²
Teodosius (Şerefiye ) Bizans - Thedosius
8 binasının altında yer Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Müze
Sarnıcı Dönemi - 4. yy. KAPASİT ESİ: ~ - m³
almaktadır
Bizans - 10. yy. - I. Yelken tonozlar örülmüş ALAN: ~ 28x22 m²
Myrelaion Manastırı
9 İstanbul Laleli semtinde Romanos Lekapenos ve duvarları su geçirmez YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Çarşı
(Bodrum Camii) Sarnıcı KAPASİT ESİ: ~ - m³
Dönemi sıva ile sıvalı
Taş ve tuğladan oluşan ALAN: ~ 21,85x27,1 m²
10 Seferikos Sarnıcı Haliç Bizans - 11. yy almaşık örgü sistemi ile YÜKSEKLİĞİ: ~ 11 m Müze
inşa edilmiştir KAPASİT ESİ: ~ 108000 m³
Bizans - 12. yy. - ALAN: ~ 18x55 m²
Zeyrek (Pantokrator)
11 Fatih II.Ioannes Komnenos Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Müze
Sarnıcı KAPASİT ESİ: ~ - m³
Dönemi
ALAN: ~ 29x19 m²
Fatih -Aspar Sarnıcı‟nın Bizans - 5. yy. - I. duvarlarıyla taş-tuğla
12 Sultan Selim Sarnıcı YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Organizasyon alanı
güney doğusunda Theodosius Dönemi almaşık işçiliği KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 20x15 m²
Beyazıt Darphane
13 Antik Otel Sarnıcı Bizans - 5. yy. Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ 6 m Restoran
Sokakta KAPASİT ESİ: ~ 1800 m³
ALAN: ~ 9x34 m²
Sultanahmet, Nakilbent su geçirmez sıva ile Halka açık galeri ve
14 Nakkaş Sarnıcı Bizans - 5. yy. YÜKSEKLİĞİ: ~ - m
Sokağı kaplanan KAPASİT ESİ: ~ - m³ seminer alanı
Beşik tonozlu, kesme ALAN: ~ 10x5 m² Turing Otomobil
15 Turing Konukevi Sarnıcı Sultanahmet Bizans - 5. yy. taş, Üst örtü çapraz YÜKSEKLİĞİ: ~ 2.5 m Kurumu tarafından
tonozla örtülmüştür. KAPASİT ESİ: ~ 125 m³ işletilen konuk evinin
ALAN: ~ 14x14 m²
16 Mercan Sarnıcı Fatih Bizans - 5. yy. Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ 11 m Depo
KAPASİT ESİ: ~ 2200 m³
ALAN: ~ 6x11.5 m²
17 Besler Han Sarnıcı Fatih Bizans - 5. yy. Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ 4 m Depo
KAPASİT ESİ: ~ 276 m³
ALAN: ~ - m²
Fatih - Kirazlı Mescid
Kapalı 18 Kirazlı Mescid Sarnıcı Bizans - 5. yy. Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Kafeterya
Sokak KAPASİT ESİ: ~ - m³
Sarnıç
ALAN: ~ - m²
Adem İş Hanı Altındaki Fatih - Ahmet Şuayip
19 Bizans - 6. yy. Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Depo
Sarnıç Sokak KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 12x10 m²
Fatih - Çemberlitaş Kafar
20 Çiftesaraylar Sarnıcı - Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ 3.5 m Depo
Han’ın altı KAPASİT ESİ: ~ 980 m³
ALAN: ~ 26.5x23 m²
Fatih - Haliç Caddesi,
21 Kirmasti Sarnıcı Bizans - 7.yy Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ 4.5 m Depo
Fatih Camii yakınında KAPASİT ESİ: ~ 2765 m³
Fatih - İskender Paşa ALAN: ~ 12x24 m²
Kambur Mustafa Paşa
22 Mahallesi, Hacı Salih Bizans - 6-7. yy Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ 8.6 m Kadınlar Mescidi
Camii Sarnıcı KAPASİT ESİ: ~ 2480 m³
Efendi Sokak üzerinde
ALAN: ~ 19x8 m²
Şeyh Murat Mescidi
23 Fatih Bizans - 9-12. yy Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Depo
Yakınındaki Sarnıç KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 15.6x7.7 m²
Fatih - Küçük Mustafa
24 Ayakapı Şapeli Sarnıcı Bizans - 12. yy Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Kereste Deposu
Paşa KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 5x3, 5x2 m² L Form
Haydar Hamamı Sokağı Fatih -Haydar Hamamı
25 - Tespit Edilemedi YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Depo
Sarnıcı Sokağı KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 10.5x16 m²
Acı Musluk Sokağı Hobyar Mahallesi Cemal
26 - Taş ve Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Depo
Sarnıcı Nadir Sokak KAPASİT ESİ: ~ - m³
Zeyrek semtinde ALAN: ~ 11.5x28 m²
İbadethane Sokağı I.
27 Sinanağa Mahallesi, - Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ - m Özel Mülk
Sarnıç KAPASİT ESİ: ~ 1300 m³
İbadethane Sokak
ALAN: ~ 2.7x9.4 m²
İmaret-i Atik Camii Haydar Mahallesi -
28 - Tespit Edilemedi ALAN: ~ 1.2x12 m²
Altındaki Sarnıç İmaret-i Atik Camii altı ALAN: ~ 3.8x13.9 m²
ALAN: ~ 4x5 m²
Mermer Kule - Marmara
Mermer Kule Sarnıçları – ÇAP: ~ 5.1 m
29 Surları’nın batısındaki Bizans - 14. yy Tespit Edilemedi
1,2 YÜKSEKLİĞİ: ~ 1.7 - 2.9 m
son noktada KAPASİT ESİ: ~ - m³
ALAN: ~ 12.6x8.2 m²
31 Beyazıt II. Sarnıç Bizans - 6. yy 6. yy Tuğla YÜKSEKLİĞİ: ~ - m
KAPASİT ESİ: ~ - m³
Taş-tuğla örgülü ALAN: ~ 22.2x8.7 m²
32 At Pazarı Sarnıcı - duvarlar su geçirmez YÜKSEKLİĞİ: ~ - m
hidrolik sıva ile kaplı KAPASİT ESİ: ~ - m³

Tablo 1. Sarnıçların özelliklerine göre sınıflandırılması 1 (Classification of cisterns according to their characteristics)

6
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

Şekil 2. Sarnıçların konumları (Cistern locations)

7
A. Kerim, V. Süme; Türk Hidrolik Dergisi: İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar

5. SONUÇLAR (Results)
Sütunlar ve sütun başlıkları tuğla kemerlerle sarnıçların
Tarihi Yarımada’da bulunan ve çoğu bilinmeyen 4’ü tuğla örgü üst örtüsünü taşımaktadır. Sonraki dönemlerde
açık, 27’si kapalı sarnıcın yapı özellikleri ve bu üst örtüye delikler açıldığı ve bu deliklerin su almak
günümüzdeki genel durumları hakkında bilgilerin için kullanıldığı bilinmektedir. Kapalı sarnıçların büyük
derlendiği bu çalışma kapsamında incelenen sarnıçlar, bir kısmında beşik tonozlu üst örtülüdür (1). Ayrıca
genellikle Bizans Dönemi yapılarıdır. III. yüzyıldan sarnıçlar, Google Earth Pro programında hazırlanan
başlayarak XIV. yüzyıla kadar uzanan 1000 yıllık zaman haritada koordinatlı bir şekilde işlenmiştir.
içinde, sarnıçların yapım sistemi ve plan şeması olarak
süreklilik göstermesi, üzerlerinde bulunan yapıların plan Kaynakça
şemaları hakkında bilgi vermesi açısından sarnıçların
önemi büyüktür. Bu sarnıçlara gereken özenin [1] Güngör, S.S. (2017). Tarihi Yarımada’daki Roma Ve Bi-
gösterilmesi ve koruma altına alınması, üzerinde zans Dönemi Sarnıçları. Stratejik Ve Sosyal Araştırmalar Der-
yaşadığımız ülkenin kültürel mirası için büyük önem gisi
taşımaktadır. Yalnızca Yerebatan Sarnıcı’na yılda 2
[2] Polat, I. (2004). Silifke Aya Tekla Bazilikası Sarnıcı Res-
milyon turist geldiği göz önüne alındığında, turizm
torasyon Projesi (YLT). İTÜ,FBE.
açısından da sarnıçların önemi anlaşılmaktadır (1).
[3] Önlü, Ş. (2010). Yerebatan Sarnıcı’nın Taşıyıcı Elemanla-
Sarnıçların en önemli taşıyıcı sistemi olan beden rının Analizi (YLT). İTÜ,FBE.
duvarları çoğunlukla horasan harç ve tuğla kullanılarak
yapılmıştır (1). [4] Yıldırım, İ. (2016). İstanbul Kapalı Sarnıçlarının İşlevsel
Dönüşümünün Mekânsal Bağlamda İrdelenmesi (YLT). Bey-
Beden duvarları sarnıçlarda genellikle kemer üzengi kent Ü. FBE.
seviyelerine kadar, eski tuğlaların yakılarak öğütülmesi
[5] Öziş, Ü. (2007). Su Yapılarının Tarihi Gelişmesi. 3. Ulusal
ve buna kum, kireç ve öküz veya mandadan elde edilen
Su Mühendisliği Sempozyumu. Dokuz Eylül Ü. Mühendislik
kılın eklenmesiyle oluşturulan kalın bir su geçirmez sıva Fak. İnşaat Müh. B.
tabakası (hidrolik sıva) ile kaplanmıştır. Sıvama
esnasında duvar ve zemin köşeleri yuvarlatılarak suyun
yapacağı basınca karşı yapıya direnç kazandırılmıştır.
Desteksiz tipteki sarnıçlarla havalandırma pencereleri
bulunmayan bir dizi destekli tip sarnıçta, istisnai olarak
tonozlar dâhil olmak üzere tüm iç mekânın su geçirmez
sıva ile kaplandığı tespit edilmiştir (1).

Sarnıçlarda duvar kalınlıkları su basıncına dayanabilmesi


amacıyla kalın yapılmıştır. Bu kalınlık sarnıcın
konumuna ve boyutlarına göre de değişiklik
göstermektedir. Toprak altında bulunan Şerefiye
Sarnıcı’nda 3.60 metre olan duvar kalınlığı, yer üstü
sarnıcı olan Pantokrator ve Myrelaion Sarnıçları’nda 5
metreyi bulabilmektedir. Yeraltı sarnıcı olmasına rağmen
büyüklüğünden dolayı Yerebatan Sarnıcı’nda da duvar
kalınlığı yaklaşık 5 metredir. Eğimli arazide düz bir teras
oluşturmak amacıyla yapılmış bazı yerüstü sarnıçlarında,
duvarların dıştan payandalarla desteklendiği de
görülmektedir (1).

Sarnıçlar genel olarak dikdörtgen veya kare planlı olarak


inşa edilmiştir. Üst örtüyü taşıyan tuğla kemerler
çoğunlukla mermer veya granit malzemeden elde edilmiş
sütunlar tarafından taşınmaktadır. Destekli sarnıçların
sütunlarında çoğunlukla devşirme sütun başlıkları
bulunmaktadır. Bu sütun başlıklarının sarnıcın
döneminin anlaşılmasında büyük rolü olmaktadır (1).

You might also like