Professional Documents
Culture Documents
Ünite
Cümlede Anlam
➢➢ Cümlede anlatım
➢➢ Cümlede anlam ilişkileri
➢➢ Anlam özelliklerine göre
cümleler, cümle yorumla-
ma
29
I. BÖLÜM: CÜMLENİN OLUŞUMU VE ANLAMI
Cümle Oluşturma
Cümle; bir duyguyu, düşünceyi ya da isteği dile getiren sözcük ya da sözcük
topluluğudur. Bazı sorularda, karışık olarak verilen sözcüklerden kurallı ve anlamlı bir
cümle oluşturmamız istenir. Bu sorularda, öncelikle yargı bildiren sözcüğün (yüklemin)
belirlenmesi gerekir; diğer sözcükler de yükleme bağlı olarak anlamlı bir şekilde dizi-
lir. Cümle oluşturulurken sözcüklerin anlam ve biçim bakımından uyum içinde olmasına
dikkat edilmelidir.
✔✔ I. eylül ayında bir milyona yakın
II. otomobil tutkununu ağırlıyor
III. otomobil fuarlarından birine
IV. dünyanın önde gelen
V. ev sahipliği yapan Frankfurt, her yıl
Yukarıdaki söz öbekleriyle anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulduğunda sıralama
IV - III - V - I - II şeklindedir.
Uyarı Çekimlenmiş bir fiil ya da ek fiil almış bir isim de tek başına cümle oluş-
turur:
Geliyorum / Evdeyim.
30
DE STE K S ORU S U 1
I. Zekânın, pek kolay kavranamayan çok karmaşık bir yapısı vardır.
II. Zekâ, doğuştan getirilen gücün, çevre olanaklarıyla işlenmesi sonucu oluşur.
III.Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevresel etkenlerle açıklanabilir.
IV. Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanıma uygun bir ölçme aracı geliştir-
mek gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III. D) II. ve IV. E) III. ve IV.
ÖSS 2000
Cümle Tamamlama
Cümleler sözcüklerin birleşmesiyle oluşan söz dizileridir. Bir cümlede sözcükler,
rastgele sıralanmaz. Türkçenin kendine özgü bir yapısı vardır. Tamlamalar, söz grup-
ları, öğelerin dizilişi... bu yapıyla ilgilidir. Bir cümle tamamlanırken bunlara özellikle
dikkat edilmelidir.
31
Destek
Noktası
Eksik bırakılmış bir cümle tamamlanırken
I. Soru kökündeki yönerge,
II. Cümlenin konusu ve düşüncesi,
III. Cümlenin biçim özelliği
göz önünde bulundurulmalıdır.
32
CÜMLEDE ÜSLUP ÖZELLİKLERİ (ANLATIM İLKELERİ)
Duruluk
Anlatımda gereksiz sözcüklere yer verilmemesidir.
✱✱ Bir cümlede gereksiz söz kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar ve duruluğu
bozar.
✔✔ Köyün sorunlarını dilekçeyle yazılı olarak bildirdik.
gereksiz söz
Sürükleyicilik
Anlatımın okurda merak uyandırmasıdır. Okurun eline aldığı bir kitabı hiç bırakma-
dan büyük bir merakla okuması, anlatımın sürükleyici olduğunu gösterir.
✔✔ İhsan Oktay Anar’ın “Puslu Kıtalar Atlası”nı ilk sayfasından sonuna kadar elimden
düşürmeden okudum.
Akıcılık
Anlatımda söylenişi zor olan sözcüklere yer verilmemesidir. Akıcı anlatıma sahip
olan cümlelerin okunup anlaşılması kolaydır. Akıcı metinlerde pürüzsüz bir anlatım
vardır. Anlatımda aynı seslerin sık tekrarlanması, akıcılığı zedeleyebilir.
Açıklık
Anlatımın anlaşılır ve net olmasıdır. Anlatımı açık olan metinlerde herkes aynı şeyi
anlar.
Uyarı Sözün gereksiz yere uzatılması, anlam belirsizliğinin olması, tamlayan
durumundaki zamirlerin ya da virgülün eksikliği açıklık ilkesini bozan du-
rumlardır.
33
✱✱ Bu cümlede şiirlerin kime ait olduğu (senin mi, onun mu) belli değildir. Tamlayan
durumundaki zamirlerin eksikliği, anlam belirsizliğine yol açmıştır.
Ulusallık
Sanatçının anlatımında bağlı olduğu ulusa ait özellikleri yansıtmasıdır.
Evrensellik
Bir eserde tüm insanlığı ilgilendirecek konulara yer verilmesidir. Dünya klasikleri
bu yönüyle evrensel nitelikteki eserlerdir.
✔✔ Bütün insanlığa hitap eden konular seçtiği için çok okunan bir yazardır.
Yerellik
Anlatımda yöresel unsurların yer almasıdır.
34
Özgünlük
Sanatçının başkasını taklit etmeden kendine has bir anlatım sergilemesidir. An-
latımın kimseye benzememesi, sıradan olmamasıdır. Farklı, yeni ve alışılmışın dışında
olmaktır.
✔✔ Çok genç olmasına rağmen büyük bir başarıyla kendi sanat yolunu çizdi ve yepyeni
bir öykü tekniğiyle okurlarının karşısına çıktı.
Yalınlık (Sadelik)
Anlatımda süsten, gösterişten, söz sanatlarından, uzun cümlelerden uzak durul-
masıdır.
✔✔ Bu sabah güneş doğarken kuş sesleriyle uyandım.
Bu cümlede süslü, sanatlı ya da abartılı herhangi bir söyleyişe yer verilmediği için
yalın bir anlatım görülmektedir.
✔✔ Güneşin ilk ışıkları yeryüzünde titreyerek yayılırken aydınlık bir sabaha taze bir
çiçek neşesiyle uyandım.
Bir cümledeki altı çizili bölümlerde süslü ve sanatlı bir söyleyiş olduğu için yalınlıktan
(sadelikten) söz edemeyiz.
Özlülük
Az sözle çok şey anlatmaktır. Atasözleri ve özdeyişlerde bu özellik görülür.
✔✔ Yanlış, sonsuz şekillere girebilir; doğru ise yalnız bir türlü olur.
(J.J Rousseau)
Tutarlılık
Anlatımda yer alan düşüncelerin birbirini desteklemesi, birbiriyle çelişmemesidir.
35
Etkileyicilik
Anlatımın okurun duygu ve düşüncelerinde iz bırakması, bakış açısını değiştirme-
sidir.
Doğallık
Anlatımın dilin doğallığına ve mantığına uygun şekilde içten, sıcak ve yapmacıksız
olmasıdır.
Yoğunluk
Anlatılanların derin anlamlı olması, anlam içinde anlam taşımasıdır.
Anlatımı yoğun olan metinlere, onları her okuyuşumuzda farklı bir anlam yükleye-
biliriz.
✔✔ Turgut Uyar’ın “Göğe Bakma Durağı” adlı şiirini her okuyuşumda şiirden farklı
anlamlar çıkarıyorum.
✔✔ Bu şairin her dizesi, farklı manalara kapı aralar.
Sağlamlık
Anlatımın ifade yönünden düzgün olması, dilin kurallarına uymasıdır.
Şuraya, bir yatak ser yavaş yavaş... Dizeler, dil ve anlatım yönünden
Aman karanlığı görmesin gözüm! Türkçenin kurallarına uygundur.
Beyaz perdeleri ger yavaş yavaş...
36
İnandırıcılık
Anlatılanların olabilir izlenimi vermesidir.
Yüzeysellik
Ele alınan konunun ayrıntılara girilmeden, derinlemesine incelenmeden anlatılma-
sıdır.
✔✔ Toplumsal sorunlardan söz ettiği eserinde soruların altında yatan nedenlere hiç
değinmemiş.
DE STE K S ORU S U 2
Bir eleştirmen öyküyle romanı karşılaştırırken şöyle diyor: “Öykü, bir C vitami-
ni hapıysa roman, o hapa eş değerde bir kilo limonudur.”
Bu karşılaştırmadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
A) Romanın, okuyucuları öyküden daha çok etkilediği
B) Öyküde kişilerin daha ayrıntılı olarak anlatıldığı
C) Öykünün daha yoğun bir anlatımla oluşturulduğu
D) Öykü yazmanın daha çok çaba gerektirdiği
E) Romanda öyküye göre daha değişik konuların işlendiği
ÖSS 2007
Notlarım
37
II. BÖLÜM: CÜMLEDE ANLATIM VE ANLAM İLİŞKİLERİ
ANLATIMDA KANITLANABİLİRLİK
DE STE K S ORU S U 3
(I) Önceleri yazınsal türlerin en etkilisinin roman olduğunu sanıyordum. (II) Son-
ra tiyatronun romandan daha güçlü, daha etkili bir tür olduğunu anladım. (III)
1940’lardan sonra da tiyatroya yöneldim. (IV) Peş peşe altı tiyatro eseri yaz-
dım. (V) Yazdıklarım, çok büyük bir ilgi gördü ve çeşitli sahnelerde oynandı.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesnellik söz konusudur?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V.
ÖSS 1994
38
Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Başkasına ait bir sözün değiştirilerek aktarıldığı cümlelerdir.
✔✔ Atatürk, köylünün milletin efendisi olduğunu söylemiştir.
✔✔ Başarmak için daha çok gayret etmemiz gerektiğini belirtti.
✔✔ Yarın bizi arayacağını ifade etmiş.
Destek
Noktası
Doğrudan anlatımlı cümlelerde yüklem “dedi, demiş, der, diyor...” şeklindeyken dolaylı
anlatımlı cümlelerde “söyle-, belirt-, ifade et-, dile getir-, vurgula-, açıkla-” şeklinde-
dir.
39
Destek
Noktası
Koşul ilişkisi genellikle “-sa/-se, -ınca/ -ince, -dıkça/ -dikçe, -mak/ -mek üzere”
gibi ekler ve “yalnız, ancak” gibi sözcüklerle sağlanır.
Notlarım
40
Destek
Noktası
Sınavlarda neden - sonuç ilişkisi ile ilgili farklı soru tipleri vardır:
✱✱ İlişkinin sırasını soran sorular
✓✓.... hangisi, kendinden önceki yargının gerekçesidir?
✓✓.... hangisinde ikinci cümle, birinci cümlenin gerekçesidir?
Böyle sorularda cümleler “sonuç - neden” şeklinde sıralanır ve cümlelerin arası-
na “çünkü” sözcüğü getirilebilir.
(I) Bu sabah çok mutluyum. (II) Dışarıda hava, pırıl pırıl.
Sonuç Neden
Çünkü
✓✓.... hangisi, kendinden sonraki yargının gerekçesidir?
✓✓.... hangisinde birinci cümle, ikinci cümlenin gerekçesidir?
Bu tip sorularda cümleler “neden - sonuç” şeklinde sıralanır.
I. cümle II. cümle
Neden -dığı için Sonuç
Telefonunun şarjı bitti, şimdi ona ulaşamıyorum.
Neden Sonuç
... bittiği için
Notlarım
41
DE STE K S ORU S U 4
(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, merakla ve merak edilen şeyi
tecrübe etmekle başlar. (II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları şey-
ler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara ulaşma yolları da farklılık gösterir.
(III) Örneğin çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler belleklerin-
den kolay kolay silinmez. (IV) Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak,
araştırarak kazanılır. (V) Fakat bu iki öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak
yön, merak ve keşfetme arzusudur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi var-
dır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
42
Yorum Bildiren Cümleler
Herhangi bir konu hakkında konuşan kişinin söylediklerine kendi duygu, düşünce ve
beğenilerini katmasıyla oluşan cümlelerdir. Bu cümleler, öznel yargılar içerir.
Değerlendirme Cümleleri
Belli bir sanatçı, eser veya olayı tanıtma amacı taşıyan, bunların olumlu ya da
olumsuz yönlerini ortaya koyan cümlelerdir.
✱✱ Belli bir yapıt veya sanatçıdan söz etmeyen genel yargılar, değerlendirme cüm-
lesi olarak kabul edilmez.
DE STE K S ORU S U 5
(I) Bu yapıt, romantik romanın bütün özelliklerini taşımaktadır. (II) Romandaki
olaylar bilinçli olarak seçilmemiştir. (III) Romancı olayları istediği biçimde geliş-
tirmek için rastlantılardan büyük ölçüde yararlanmıştır. (IV) Olayları öyküle-
yişteki neden-sonuç kopukluğuna karşın, kişilerin konuşmalarını yansıtmadaki
başarısı romanın en güçlü yanlarından biridir. (V) Kişiler, kültür düzeylerine
uygun biçimde konuşturulmuştur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yapıtın “hem
olumlu hem de olumsuz” yönleri bir arada verilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
ÖSS 2002
43
III. BÖLÜM: CÜMLEDE DUYGU VE DÜŞÜNCE
Karşılaştırma Cümleleri
En az iki kavram, varlık, durum veya olay arasındaki benzerlik ya da farklılıkların
ortaya konmasıdır.
✱✱ Karşılaştırma cümlelerinde “en, daha, göre, ise, kadar” göbi sözcükler kullanılır.
✱✱ Aşamalı durum bildiren cümlelerde “günden güne, gün geçtikçe, gitgide, her geçen
gün” gibi ifadeler yer alır.
Hayıflanma Cümleleri
Bir kimsenin yapmadığı bir işten veya kaçırdığı bir fırsattan dolayı hissettiği
üzüntü ve pişmanlığı dile getiren cümlelerdir.
Yakınma Cümleleri
Bir olay, durum ya da kişi ile ilgili olumsuzluğu şikâyet yoluyla dile getiren cümlelerdir.
44
Varsayım Cümleleri
Gerçekleşmemiş bir durum ya da eylemi, olmuş gibi kabul eden (varsayan ) cüm-
lelerdir.
✱✱ Varsayım cümlelerinde “farz edelim, tut ki, kabul et, bir an için, varsayalım” gibi
ifadeler kullanılır.
✱✱ Olasılık cümleleriden genellikle “galiba, belki, sanırım, herhâlde, -ebil” gibi ifadeler
yer alır.
✔✔ Kitabın sonuna anlamı bilinmeyen kelimelerle ilgili bir sözlük eklendiğinde kitap
daha kullanışlı olur.
✔✔ Dersi derste dinlesen sonrasında böyle yorulmazsın.
45
Ön Yargı (Peşin Hüküm) Cümleleri
Bir kimseyi veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay veya görüntülere daya-
narak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargıları, peşin hükümleri ifade eden
cümlelerdir.
Sitem Cümleleri
Birine duyulan kırgınlığı dile getiren cümlelerdir. Sitem cümleleri, öfke ve küskün-
lük anlamı taşımaz; sevilen kişinin davranışından duyulan gücenmeyi belirtir.
Azımsama Cümleleri
Herhangi bir şeyin maddi yönden az olduğunu belirten cümlelerdir. Azımsamada
maddi bir değeri az bulma anlamı vardır.
Küçümseme Cümleleri
Herhangi bir kişinin hafife alındığını, ona tepeden bakıldığını ifade eden cümlelerdir.
✔✔ Beni satrançta yeneceğini sanıyor zavallı.
✔✔ Sen benim çırağım bile olamazsın.
Destek
Noktası
Azımsama ve küçümseme cümleleri, birbirine karıştırılmamalıdır.
➦➦ Azımsama ⇒ Maddi bir değeri yetersiz bulma
➦➦ Küçümseme ⇒ Bir insanı yetersiz bulma, hor görme
46
Kanıksama (Kabullenme) Cümleleri
Tekrarlanan bir duruma alışıldığını ve artık tepki gösterilmediğini ifade eden cüm-
lelerdir.
✔✔ Eskiden, duyarsız sürücülerin kabalıklarına daha çok kızardım.
✔✔ Sokak satıcılarının gürültülerine rağmen uyuyabiliyorum.
Yadsıma Cümleleri
Söz konusu bir durumu kabul etmeme, inkâr etme anlamı taşıyan cümlelerdir.
✔✔ Bütün bunları ben mi söylemişim?
✔✔ Duvardaki yazıları ben yazmadım.
Yadırgama Cümleleri
Bir kimse, durum veya olaya alışılamadığını, bunların kabullenilmediğini ifade eden
cümlelerdir.
✔✔ Yeni evlerine bir türlü alışamadı, hâlâ eski mahallesini ve komşularını özlüyor.
✔✔ Arkadaşının bu garip hâllerine bir anlam veremiyor; onu yadırgıyordu.
Tasarı Cümleleri
Kişinin gelecekte yapacakları ya da yapmak istedikleri ile ilgili plânlarını ifade
eden cümlelerdir.
✔✔ Bütün şiirlerimi bir kitapta toplamayı düşünüyorum.
✔✔ Bu yaz, tatilimi Ege’de geçireceğim.
47
Tekdüze (Monoton) Durum Bildiren Cümleler
Bir durum, olay ya da olgunun hiç değişmediğini, aynı durumun sürüp gittiğini ifade
eden cümlelerdir.
✔✔ Her sabah balkonda kahve içer.
✔✔ Her gün sabah aynı saatte dükkânı açar, akşam aynı saatte kapatırdı.
✔✔ Yıllardır tatilde bu kasabaya geliyoruz.
Eleştiri Cümleleri
Bir kimsenin, eserin, olayın veya durumun olumlu ya da olumsuz yönlerini ortaya
koyan cümlelerdir.
✔✔ Yazarın oldukça akıcı ve canlı bir dili var.
olumlu eleştiri
✔✔ Eserin sıradan ve tatsız bir anlatımı olduğu görülüyor.
olumsuz eleştiri
Öz Eleştiri Cümleleri
Kişinin kendi davranışlarına yönelik ortaya koyduğu eleştirileri içeren cümlelerdir.
✔✔ Düşünmeden konuştuğum için insanların kalbini kırıyorum.
✔✔ Çok plânsız olduğum için işlerimi yetiştirmekte hep zorlanıyorum.
Beklenti Cümleleri
Gerçekleşmesi umulan durum, davranış ve işleri ifade eden cümlelerdir.
✔✔ Bu sene sınavı kazanacağımı düşünüyorum.
✔✔ İşleri zamanında yetiştireceğimizi umuyoruz.
48
✱✱ Gerçekleşmiş beklenti: Kişinin gerçekleşmesini beklediği durumun olumlu sonuçlan-
masıdır.
✔✔ Bu sene sınavı kazanacağımı biliyordum.
✔✔ İşleri zamanında yetiştireceğimizin farkındaydık.
DE STE K S ORU S U 6
Bir yazar şöyle diyor: “Düşüncenin canı kısa sözde, onun yoğun anlatımındadır.”
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Derinliği olmayan düşünceler daha kolay anlaşılabilir.
B) Güçlü anlatım, sağlam bir düşünce yapısı gerektirir.
C) Bir düşünceyi özetlerken ana noktalar üzerinde durmak gerekir.
D) Sözü uzatmak, anlatımı gereksiz sözlerle doldurmak düşünceyi gölgeler.
E) Kısaltılarak anlatılan bir düşünceyi, hemen herkes anlayabilir.
ÖSS 2005
DE STE K S ORU S U 7
Aşağıdakilerin hangisinde verilen dizelerde düşsel öğeler yoktur?
A) Bir tren gelir her gün bu saatte
Aralıksız öter düdüğü
B) Yağmur ana, yeşil yünden
Örmüş tarlanın hırkasını
C) Bir rüzgâr esiyor dağlardan ovaya doğru
Okşayarak ağaçları, otları
D) Tanı beni, her mektupta yumak yumak
Rüzgârla pullayıp gönderdiğim bulut
E) Sesin gömlek yerine asılı balkonumda
Her zaman yıkanmış, her zaman ıslak
ÖSS 2002
49
DE STE K S ORU S U 8
(I) Bugünlerde bazı eleştirmenler tarafından şiirin, şiirimizin geçmişe göre ge-
rilediği iddia ediliyor. (II) Hatta günümüzde büyük şairlerin de artık çıkmadığı,
insanları derinden etkileyen güçlü şiirlerin de yazılmadığı söyleniyor. (III) Ben bu
iddialara ve onun delillerine inanmadığım gibi aslına bakılırsa inanmak da istemi-
yorum. (IV) Fakat bu iddiayı hazırlayan pek çok nedenin sorgulanmasını ve konu-
nun mutlaka aydınlığa kavuşturulmasını istiyorum. (V) Aslında roman ve öyküde
ortaya çıkan çalışmaların niceliksel artışı düzyazıyı ön sıraya taşımışa benzi-
yor. (VI) Şiirde ise niceliksel artışın onun niteliğine katkı sağlaması her zaman
mümkün olmamasına rağmen bu alanda bir gerileme varmış gibi görünüyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde çıkarım yapılmıştır?
A) I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV. D) IV. ile V. E) V. ile VI.
YGS 2016
DE STE K S ORU S U 9
(I) Uykusuzluk hastalığı; uykuya dalmada sorun yaşama, uyuduktan kısa bir süre
sonra uyanıp yeniden uykuya dalamama, ışığa aşırı duyarlı olma ve uykuda din-
lenememedir. (II) Teşhisi için henüz tıbbi bir test kullanılmasa da sıklıkla rast-
lanan hastalıklardandır. (III) İlerleyen yaşlarda ortaya çıkma ihtimali artan bu
hastalık, gençlerde de görülebilmekte ayrıca kadınlarda erkeklere oranla iki
kat fazla ortaya çıkmaktadır. (IV) Uykusuzluk hastalığı; hafıza problemleri, si-
nirlilik ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlara yol açmaktadır. (V) Uzun yıllar hasta-
lığın başlıca nedeninin tansiyon ve stres olduğu düşünülmüşse de son araştır-
malar, hastalığın ortaya çıkmasında fizyolojik ve psikolojik pek çok etkenin
olabileceğini göstermektedir.
Bu parçada “uykusuzluk hastalığı”yla ilgili olarak aşağıda verilenlerden han-
gisi yanlıştır?
A) I. cümlede bir tanım yapılmıştır.
B) II. cümlede bir nedenden söz edilmiştir.
C) III. cümlede saptamaya yer verilmiştir.
D) IV. cümlede yarattığı etkiler sıralanmıştır.
E) V. cümlede güncel bilgilere değinilmiştir.
YGS 2017
50
D E S T E K S O R U S U 10
I. Anadolu’da kilim dokuma esnasında yapılan bazı hatalar özellikle düzeltilmez.
II. “Bir yanlış, bir nakış.” sözü bu hatalardan doğan özgün buluşları dile getirir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu iki cümlede ifade edilenleri doğru bir biçimde
birleştirmiştir?
A) Anadolu’da kilim dokuma sürecinde ortaya çıkan hataların ısrarla tekrar-
lanması, yapılan hataların özgün desenler ortaya çıkardığına yönelik eski bir
inanışa dayandırılmaktadır.
B) Anadolu’da kilim dokurken yapılan bazı hataların kasten düzeltilmemesi, ya-
pılan her yanlışın özgün bir nakışın üretilmesini sağladığına yönelik bir sözle
çelişmektedir.
C) Anadolu’da kilim dokurken yapılan hataların bile isteye göz ardı edilmesi, bu
hataların azaltılmasının bizi özgün buluşlara yönelteceğini öneren bir söz-
den kaynaklanmaktadır.
D) Yapılan bazı yanlışların özgün bir buluş veya nakışın önünü açtığına inanıldığı
için Anadolu’da kilim dokurken yapılan bazı hatalar kasıtlı olarak düzeltil-
mez.
E) Anadolu’da kilim dokurken özgün buluşlara ulaşabilmenin yolu olarak kulla-
nılan yöntemler, el sanatlarıyla ilgili bazı genellemeler yapılmasına neden
olmuştur.
ÖRNEK TYT 2017
D E S T E K S O R U S U 11
I. Yazar, eserlerinde gelenekle arasına bir mesafe koymaktansa bu birikime,
yaşadığı döneme özgü bir pencereden bakmayı tercih ediyor.
II. Yazarın hiçbir edebiyat geleneğine bağlanmayışı, onu çağdaşı yazarlardan
ayıran önemli bir özellik olarak ön plana çıkıyor.
III. Yazar, bu kitabıyla kendinden önce üretilen eserleri okumanın bir özgünlük
sorununa yol açmayacağını herkese kanıtlıyor.
IV. Yazar, tarihin kendisine aktardığı seslere kulak tıkamıyor ancak onları ken-
di döneminin gerçekliğinin süzgecinden geçiriyor.
V. Yazarın kendi olma sorununu tartıştığı bu kitapta, yüzünün düne değil yarı-
na dönük olduğu açık bir biçimde gözlemlenebiliyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV D) III ve V E) IV ve V
TYT 2018
51
D E S T E K S O R U S U 12
I. Uyku esnasında solunum sıklığının ve kalp atış hızının düşmesi, vücuda pom-
palanan kan basıncını azalttığından uykudayken daha fazla üşürüz.
II. Özellikle iki üç aylık bebeklerde, uyurken değişen vücut sıcaklığına bağlı ola-
rak ortaya çıkan ani ölümler, günümüzde yaygın olarak görülmektedir.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir.
B) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir.
C) I. cümledeki olgunun, çocukları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır.
D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir.
E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir.
TYT 2019
D E S T E K S O R U S U 13
Çocuk, aklının doğal işleyişi sonucu her an ortaya çıkan tuhaf sorulardan birine
yanıt bulma amacıyla gerçekleştirdiği her samimi girişim sayesinde, o amacın
sonucuyla kıyaslanamayacak oranda kalıcı kazanımlar edinir.
Bu cümlede çocuklarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tuhaf sorular sorma davranışlarının çocuklarda istemsiz biçimde gerçek-
leştiği
B) Merak ettikleri konunun iç yüzünü öğrendikleri sürece bilgi birikimlerinin
arttığı
C) Kendi hâllerine bırakıldıklarında tuhaf sorular sorma alışkanlıklarının sona
erdiği
D) Cevabını samimi biçimde merak ettikleri soruların yetişkinlerce cevaplandı-
rılması gerektiği
E) Sorularına cevap arayışlarının gelişimleri üzerinde cevaplardan daha etkili
olduğu
TYT 2019
52