You are on page 1of 7

1

ÂŞIK ŞİİRİNDE ŞEKİL VE TÜR MESELESİ


Dr. Doğan KAYA
Halk Ģiirinde biçim ve tür konusu üzerinde yıllardan beri
tartıĢmalar yapılmıĢsa da hâlâ bir sonuca varılamamıĢtır. Biçim / yapı /
şekil / tip konusu Fuat Köprülü 1, Ahmet Talat Onay 2, Hikmet Ġlaydın 3,
Hikmet Dizdaroğlu 4, Pertev Naili Boratav5, Öcal Oğuz6,ġeref
Boyraz7, Esma ġimĢek 8 ve Doğan Kaya9 gibi araĢtırmacılar tarafından
irdelenmiĢ; muhtelif ve önemli görüĢler ortaya konulmuĢ olmasına
rağmen bir neticeye varılamamıĢ ve ortak bir noktada
buluĢulamamıĢtır. Ahmet Talat Onay’ın 1928’deki görüĢlerine, geçen
bunca yıllara rağmen yeni bilgilerin ilâve edildiği söylenemez. Biz,
burada tespit ve kanaatlerimizi ortaya koyacak ve bir senteze varmaya
çalıĢacağız.
Elbetteki bunların en doğru bilgiler olduğunu söylemek gibi bir
iddiamız yoktur. Ġleri sürülecek tezlerde yanlıĢlığın olmasını tabii
karĢılamak gerekir. Zira “Barika-yı hakikat, müsademe-yi efkârdan
tevlid eder.” Bu bakımdan yeni fikirlerin ileri sürülmesini zaruri
görüyoruz.
Önce halk Ģiiri kavramının ne olduğu üzerinde durmak gerekir.
Halk şiiri; halk Ģairlerinin veya isimleri bilinmeyen sanatçıların hece,
belli bir dönem de aruz ölçüsüyle, farklı biçimlerde ve halka ait olan
her konuda ortaya koydukları manzum ürünlere verilen addır. Ahmet

1 Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi,Ġstanbul, 1926, s. 321.


2 Çankırılı Ahmet Tal’at [Onay], Halk Şiirlerinin Şekil ve Nev’i, Ġstanbul, 1928, s. 7.
3 Hikmet Ġlaydın, Türk Edebiyatında Nazım, Ġstanbul, 1964, s. 73.
4 Hikmet Dizdaroğlu,“Halk ġiirinde Türler”, Türk Dili-Türk Halk Edebiyatı Özel Sayısı, S.
207, Aralık 1968, s. 186-293.
5 Pertev Naili Boratav, “Halk Edebiyatında Tür ve Biçim Sorunu Üzerine”, Folklor ve
Edebiyat I, Ġstanbul, 1982, s. 156.
100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Ġstanbul, 1969.s. 156.
6M. Öcal Oğuz, Halk Şiirinde Tür, Şekil Makam, Ankara, 2001.
7 ġeref Boyraz, “Anadolu ve Azerbaycan Sahaları Halk ġiirinde Tür ve ġekil
Meselesi”, Türklük Bilimi Araştırmaları, S. 3, Sivas, 1996, s. 177-194
8 Esma ġimĢek, “Halk ġiiri ile Ġlgili Bazı Problemler (Tür, ġekil, Kafiye ve Redif
Konusunda)”, IV. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildirileri, (Editör: M.
Naci Önal), Muğla, 22-24 Aralık 2011, Ankara, 2012, s. 805-809.
9 Doğan Kaya, Ansiklopedik Türk Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, AKÇAĞ Yay.,
Ankara, 2007, s. 99-105.

222
2

Hamdi Tanpınar’ın değiĢim ve geliĢme üzerine bir sözü vardır:


“DeğiĢerek devam etmek, devam ederek değiĢmek.” Millî
kültürümüzün önemli simaları olan âĢıklarımız da yüzyıllar boyu bu
düstura uymuĢ, ortaya pek çok farklı örnek koymuĢlardır. Söz konusu
örnekler, tür açısından, salt “Güzelleme, Koçaklama, TaĢlama, Ağıt,
Semaî-Varsağı, Destan”dan ibaret değildir. ġiirde tür, ele alınan konu
olduğuna göre bir üniversite öğretim üyesi olarak, lise edebiyat
öğretmeni veya bir araĢtırmacı olarak, bir üniversite öğrencisi veya
lise öğrencisi olarak onlarca yıldır; “Acaba âĢıklar, sadece bu
konularda mı Ģiirler yazmıĢlardır?” sorusu sorulmamıĢtır. Elbetteki
hayır. Toplumun gözü, kulağı, kalbi olarak nitelendirilen âĢıklar,
Ģiirlerinde yüzyıllar boyu muhtelif konuları, durumları ve olayları,
duygu, inanç, düĢünce, kanaatlerini yansıtmaya çalıĢmıĢlardır. Yani
toplumla ilgili ne kadar konu varsa -ki bu, 100’den fazladır.-
tamamını âĢıkların Ģiirinde görmemiz mümkündür. Ancak nedense,
bu husus görmezlikten gelinmiĢ; onlarca yıldır âĢıkların sadece
güzelleme, ağıt, koçaklama vs. gibi konularda Ģiir söylediklerini,
sanki bu bilgi ayet-hadismiĢ gibi hiç değiĢtirmeden kitaplarımızda,
makalelerimizde ifade etmiĢiz, derslerimizde anlatmıĢız ve anlatmaya
da devam ediyoruz.
Bir örnekle konuya açıklık getirmek gerekirse, edebiyatımızda 8
heceli Ģiirler denilince semaî ve varsağı akla gelir. Bu durum aklımıza
“ÂĢıklar 8 hece ile semai ve varsağının dıĢında baĢka Ģiirler yaz
mamıĢ mıdır?” sorusunu getirmektedir. SözgeliĢi; Dertli’nin 8 hece
ile;
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler ne kadı
Bunu çalar anlar kendi
Şeytan bunun neresinde

Abdest alsan aldın demez


Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez
Şeyta bunun eresinde…
diye söylediği Ģiir, semai de değildir varsağı da değildir; taĢlamadırbr.
Bu tip örnekler onlarca, yüzlerce çoğaltılabilir.
Bir kere Ģunu ifade edelim ki âĢık iĢlediği konuyu illaki 11 hece
ile veya illaki 8 hece ile söyleme kaygısı içinde olmamıĢtır. O kaygıyı
bizler gütmüĢüz ve Ģiirleri 11 heceli veya 8 heceli Ģiirler baĢlığı

222
3

altında toplama gayreti içine girmiĢiz. Bu, yanlıĢ bir yaklaĢımdır.


ġiirleri türlerine göre adlandırırken, hece endiĢemiz olmamalı ve
iĢlenen konuya göre bir duruĢ sergilememiz gerekir. Nitekim Ġlhan
BaĢgöz isabetli bir yaklaĢımla “Ġzahlı Türk Halk Edebiyatı Antolojisi”
adlı kitabında Ģiirleri konularına göre muhtelif baĢlıklar altında
toplamıĢ ve ilgili baĢlık altında hem 11’li hem 8’li Ģiir örneklerine yer
vermiĢtir.
O halde yapılması gereken nedir? Yapılması gereken; mevcut
Ģiirlere yeni terimler bulmak ve yapılacak tasnifleri bu çerçevede
oluĢturmaktır. Bu düĢünceden hareketle Güzelleme, Semaî, Taşlama,
Varsağı, Ağıt, Destan gibi mevcut türlere, tespit edebildiğimiz yeni tür
ve Ģekiller eklememiz gerekiyor. “Yeni” sözü ile elbetteki henüz
yazılmıĢ Ģiiri / Ģiirleri değil, daha önce yayımlanmıĢ, ancak adı
konulmamıĢ Ģiirleri ve adı bilindiği halde yapılan tasniflerde yer
almayan Ģiirleri kastetmekteyiz. Söz konusu Ģiirler, genellikle
dörtlüklerle vücuda getirilmiĢtir. 8 veya 11, hatta 14, 15 ve 16 heceli
divan Ģeklinde olabilirler. Bu arada iĢin bir de Türkiye’deki âĢık tarzı
Ģiir geleneğiyle büyük oranda müĢtereklik gösteren Azerbaycan’daki
Ģiir Ģekilleri ve türleri hususu da vardır ve bu problemin halledilmesi
gerektiğini de vurgulamak isteriz. Biz bu çalıĢmamıza söz konusu
hususu, bir baĢka çalıĢmaya bırakmak istiyoruz.
Koşma; âĢıkların ayak kullanmak suretiyle dörtlüklerle vücuda
getirdikleri, daha ziyade 11 hece ile ve hemen her konuda söyledikleri
Ģiirdir. 11 heceli Ģiirler olarak bilinmekle beraber, cönklerde 8 heceli
olarak da karĢımıza çıkabilmektedir. Kafiye düzeni ilk dörtlükte
(abab, abxb, aaab) Ģeklinde olabilir. Genellikle ilk dörtlüğün ikinci
dizesinde Ģiirin ayağı baĢlatılır ve bu ayak her dörtlüğün sonunda icra
edilir. Diğer dörtlükler; (cccb, çççb, dddb, eeeb…). düzeninde
kafiyelenirler. Dörtlük sayıları en az 3 olmak üzere 100’den fazla
olabilir. Hece sayıları 4–20 arasında değiĢir.
ÂĢık edebiyatının en önemli kaynaklarından olan cönklerde,
koĢma tipinde kaydedilmiĢ sayısız örnek vardır. O halde söylediğimiz
özellikleri ihtiva eden bu Ģiirleri adlandırırken, dar bir alana
hapsedilmiĢlikten kurtarıp tamamına “koşma tipi” teriminin uygun
olacağı kanaatini taĢımaktayız. Çünkü koĢma tipi, âĢık Ģiirinin
omurgasıdır. Verilen bütün örnekler, muhtelif hecelerde kaydedilmiĢ
örneklerdir. Daha önce yapılan araĢtırmalarda müĢterek bir
düĢüncenin ortaya çıkmaması da eldeki aynı örneğin muhtelif
özellikler göstermesinden dolayı (SözgeliĢi; ġairname-Elifname-

222
4

Destan) onları bir araya getirecek ortak paydanın göz ardı edilmiĢ
olmasıdır.
Bu çerçevede âĢık edebiyatındaki Ģiirler hece ölçülü ve aruz
ölçülü Ģiirler olmak üzere iki ana grupta toplanabilir: Hece ölçülü
Ģiirleri kahir ekseriyetle koĢma tipi Ģiirler oluĢturur. Bunları da Ģöyle
gruplandırabiliriz:
I. Heceli şiirler
A. Koşma tipi şiirler
1.Yapılarına (şekil, biçim) göre koşmalar: Bitişik Şiir, Cigalı
Koşma, Cigalı Tecnis, Çift Kafiyeli Şiir, Dedim-Dedili Şiir,
Demeli, Denkleme, Destan, Deyiştirme, Dörtleme,
Dudakdeğmez, Dudakdeğmez Divanî, Elifname Harfleme,
Kekemename, Koşa Ayak Divan, Koşa Ayak Koşma, Muhammes,
Musammat Ayakli Koşma, Musammat Divan, Musammat Koşma,
Musammat Semai, Noktasız Koşma, Satranç, Sicilleme, Söyletme,
Tecnis, Tek Kafiyeli Koşma, Tek Kafiyeli Divan, Tekrarlama,
Yedekli Şiir, Zincirleme, Zincirleme Destan, Zincirleme Divan,
Zincirleme Satranç.

2. Türlerine göre koşmalar: Ağıt, Alkışlama, Batırma, Bilgileme


/ Tarifleme, Bitişik Şiir, Boyama, Dertlenme / Yakınma /
Şikâyetlenme, Demeli, Dualamagüzelleme, Hasretleme,
Helalleşme, Kalaylama, Kargışlama, Karmutlama, Mektup Şiirler,
Muamma, Ninni, Öğütleme, Örtmece, Övgüleme, Öyküleme,
Semai, Şairname, Taşlama, Tekerleme, Türküleme, Varsağı,
Yalanlama , Yaşname.

B. Yedekli şiirler: ÂĢıklar dörtlüklerle vücuda getirdikleri


koĢmaların yanı sıra yedekli şiirler de ortaya koymuĢlardır. Bunlar,
tıpkı koĢmalarda olduğu gibi hemen her konuda söylenebilmiĢtir. Bu
Ģiirlerin hece sayısı 7, 8, 11, 14, 15, 16 olabilmektedir. Bent sayıları
ise 3-17 arasında değiĢmektedir. Yedekli koĢmalar görebildiğimiz
örneklerde Ģu Ģekilde isimlendirilmiĢlerdir. Ayaklı Koşma, Ayaklı
Semaî (Yedekli Semaî), Ayaklı Tecnis, Cigalı / Yedekli Tecnis, Döşeme
CigalıTecnis, Dudakdeğmez CigalıTecnis, Dudakdeğmez Yedekli
Tecnis, Müstezat koşma, Yedekli Dörtlü, Yedekli Koşma, Zincirbent

222
5

Çift Yedekli Koşma, Zincirbent Çift Ayaklı CigalıTecnis, Zincirbent


Yedekli Koşma’dır. Yedekli Ģiirler, Ģekil olarak farklılıklar gösterirler.
Yedekli Ģiir oluĢturulurken dörtlüklerin sonlarına veya aralarına
birtakım ilave dizeler getirilir. Kimi zaman da iki-sekiz dize olan asıl
bende, yedek dizeler getirilerek yedekli Ģiir oluĢturulur.

C. Ezgilerine göre koşmalar


ġekil, tür ve ezginin birbiriyle yakın ilgisi vardır. ÂĢık Ģiirlerin bir
kısmı ezgi ile Ģekillenirler. Yani ezgi Ģiirin Ģekillenmesinde önemli rol
oynar. Anadolu’nun muhtelif yörelerinde değiĢik ezgilerle okunurlar
ve buna bağlı olarak da çeĢitli adlar alırlar. En çok bilinen çeĢitleri
Ģunlardır: Kerem, Kesik Kerem, Gevherî, Sümmanî, Acem Koşması,
Yelpük Koşması, Ankara Koşması, Elpük Koşması, Bayındır Koşması,
Sivrihisar Koşması, Cem Koşması, Bülbül Koşması, Topal Koşma…
Ancak bu hususu iĢin uzmanlarına bırakmak yerinde olacaktır.

D. Koşma tipinde olmayan heceli şiirler

1. Sicilleme
2. Satranç
3. Dörtleme
4. Beşleme
5. Muamma

II. Aruzlu şiirler


1. Divan
2. Semaî
3. Selis
4. Kalenderî
5. Satranç - Vezn-i Aher*.

* Adları zikredilen türler ve Ģekiller hakkında Ģu kitapta geniĢ bilgiler verildiği için burada
ayrıca üzerinde durulmamıĢtır.
Doğan Kaya, “Türk Dünyası Ansiklopedik Türk Halk Edebiyatı Kavramları ve Terimleri
Sözlüğü” , AKÇAĞ Yay., Ankara, 2014, 898 s.

222
6

B. Aruzlu şiirler: Bunlar da Divan, Semaî, Selis, Kalenderî,


Satranç ve Vezn-i Aher olmak üzere altı Ģekildir
III. Dinî-Tasavvufî Halk Şiiri
İşlenen konular itibariyle güzelleme, semaî, taşlama,
koçaklama, varsağı, ağıt, destanları ayrılan bu şiirler Allah’ı, başta
Hz. Muhammet olmak üzere diğer peygamberleri, din
büyüklerini, tasavvufi düşünceyi ve ayetleri konu edinen şiirlerdir.
Yesevî, Mevlevî, Bektaşî, Kadirî, Nakşibendî, Halvetî, Melâmî ve
Bayramî tarikatlarının önde gelen isimleri yahut ona gönül veren
sanatçılar halkın üzerinde daha fazla etki bırakmak için dinî ve
mistik konuları şiiri seçmişler ve bunda da başarılı olmuşlardır. 5
heceli şekillerden 16 heceli şekillere kadar, bu alanla ilgili hemen
her konuda ve farklı ezgilerle onlarca türde binlerce eser ortaya
koymuşlardır. Bu şiirler ezgi ve şekillerinden ziyade ele alınan
konu itibariyle isimlendirilmiştir.
1. İlahî 2. Nefes
3. Nutuk 4. Devriye
5. Şathiye 6. Düvaz / Düvazdeh / Düvazimam
7. Hikmet 8. Na’t
9. Medetname / İstimdatname 10. Ayetleme

Bunların dışında dinî-tasavvufî halk edebiyatında âyin,


tapuğ, durak, cumhûr, nutuk, devriye, şathiye, akâid,
besmelename, dolapname, düvaz / hacname, esma-i hüsna,
faziletname, fütuvvetname, gazavatname, gevhername,
hicretname, hilye, ibretname, istihraçname, kıyametname,
mahşername, maktel-mersiye, mansurname, medhiye,
menakıbname, mevlid, minbername, miraciye, mucizat-ı nebi,
münacaat, nasihatname (pendname), nevrûziye, oruçname,
ramazaniye, salatname, selamname, siretü’n-nebi, şefaatname,
tacname, tahassürname, tarikatname, tenbihname, tevhid,
vahdetname, velâyetname, vücudname… gibi başka türde eserler
de vücuda getirilmiştir. Ancak söz konusu eserler âşık şiiri ile
doğrudan ilgisi olmayan ürünler olduğu için bu bölümde
değerlendirmeye tâbi tutulmamıştır.
ÇalıĢmamıza son vermeden önce bir hususa daha iĢaret etmek
istiyorum. Zaman zaman tür ve Ģekillerle ilgili olarak bazı sorularla

222
7

karĢılaĢırız. SözgeliĢi; “Tecnis, Tekrarlama, Zincirleme nedir?” veya


“Dertlenme, Öğütleme, Tarifleme, Yalanlama nedir?” yahut da
“Ayaklı KoĢma, Cigalı Tecnis, Yedekli Semaî nedir?” sorusuna
muhatap olduğumuzda, cevabımız; “Tecnis, Tekrarlama, Zincirleme”
koĢmanın bir şekli, “Dertlenme, Öğütleme, Tarifleme, Yalanlama”
koĢmanın bir türü, “Ayaklı KoĢma, Yedekli Semaî, Cigalı Tecnis” de
yedekli koşmadır, olmalıdır diye düĢünüyorum.
Bizlere düĢen bu alandaki bilgileri yeknesaklıktan kurtarmak,
yeni görüĢ ve bilgilerle gelecek kuĢaklara daha sağlam bilgiler vermek
olmalıdır.

222

You might also like