You are on page 1of 53

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/332976890

TEMEL FİZİK VE SES FİZİĞİ

Presentation · May 2019

CITATIONS READS

0 334

1 author:

Ertugrul Izci
Eskisehir Technical University
23 PUBLICATIONS 45 CITATIONS

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

nanocomposites View project

All content following this page was uploaded by Ertugrul Izci on 10 May 2019.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


TEMEL FİZİK VE
SES FİZİĞİ
Hazırlayan:
Yard. Doç. Dr. Ertuğrul İZCİ
TEMEL FİZİK VE YÖNTEMLER
Neden Temel Fizik ve Ses Fiziği Dersini alıyorsunuz?

Fizik ve Mühendislik Fakülteleri bölümleri dışında, birçok bölüm öğrencileri


almaları gerekli olan Fizik dersini, branşlarına giden yolda gereksiz olarak
görürler. Gerçekte ise bu doğru değildir. Fizik, temel bilimlerden biridir ve
ilkeleri, diğer teknik alanların tümünde çalışılan doğal olayların temelini teşkil
eder. Bunun için pek çok akademik programda fizik veya onun bir alt dalı,
vazgeçilmez bir ders olarak okutulur.

Dil ve konuşma terapisti için belki en önemli şey Fiziğin ses fiziği (akustik) alanıdır.
Belki şu söylenecek yalnızca bu alan konusunda bilgi verin. Biz öyle yapmayacağız.
Sadece bu alanla ilgilenmeyeceğiz, önce temel fizik ilkeleri konusunda bilgi vereceğiz,
bu bilgiyi mekanik dalgalar fiziğine doğru genişleteceğiz ve en sonunda da bir
mekanik dalga olan ses konusunu inceleyeceğiz. Yani kısaca söylemek gerekirse, bu
derste amacımız, fizik ilkelerinin temelinin anlaşılması ve bu temelin üstüne ses
fiziğinin inşa edilmesine dayanacak.
Fiziğin Doğası

Fizik, evrendeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili


deneysel gözlemlere ve nicel ölçümlere dayanan
temel bir bilim dalıdır.

Fizikçiler doğadaki olayları ve olguları gözler, bu olguların


arkasındaki ilkeleri ve oluş biçimini anlamaya çalışırlar.
Bunun için doğal olayları anlamak için deneyler ve gözlemler
yaparlar ve bu deney ve gözlemlere dayanan teori (kuram)
öne sürerler. Yani, bir teori, doğal olayların gözlemler ve
kabul edilmiş temel ilkeler çerçevesinde açıklanmasıdır.

Bir teori, tamamen kabul gördüğünde ve geniş


kullanım alanı bulduğunda fiziksel yasa (ilke) adını
alır. Newton Yasaları, Enerjinin korunumu yasası gibi.
Ölçme

Bir şeyi nicelleştirmenin en basit yöntemlerinden birisi saymaktır. Bu yöntem elmalar,


armutlar, çocuklar gibi ferdi birimlere sahip olduğumuz her yerde uygulanabilir. Niceliği ifade
etmek için tam sayıları kullandığımız için sayma, kesin bir nicelleme işlemidir.

Miktar belirlemenin bir diğer yöntemi, ölçmektir. Bir fiziksel


büyüklüğün birim adı verilen belli bir standartla
kıyaslanmasına ölçme denir.

Ölçme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için ölçü aletleri geliştirilmiştir. Örneğin uzunluk,


sıcaklık, zaman belirlemede cetvel, termometre ve saat ekranı geliştirilmiştir ve

Ölçme için, üzerlerindeki işaretleri kullanırız. Ölçme işlemi sonucunda, ölçü aletinin
üzerindeki işaretlerden ölçülen fiziksel büyüklüğün şiddetini bulunur. Saymadan farklı
olarak, ölçmede elde edilen sonuç kesin olmayabilir. Ölçme yaparken sonucu belirtmek için
çoğunlukla tamsayı kullanmayız.
1. Duyarlılık: Ölçü aleti yapılacak ölçümlere göre yeterli
duyarlıkta olmalıdır. Kuyumcu terazisi ile un tartılmaz.

Fiziksel ölçü aletlerinin sahip 2. Doğruluk: Ölçü aletinin sıfır ayarı ve göstergenin
olması gereken özellikler: bölmelendirilmesi doğru yapılmış olmalıdır.

3. Tutarlılık: Bir büyüklüğün ölçü aleti ile yapılan


ölçmesinin her tekrarlanışında aynı sonuç olmalıdır.
Bir ölçü aletinin göstergesindeki en küçük bölmeye Ölçek birimi
adı verilir.
Örneğin, milimetre bölmeli bir cetvelde ölçek birimi milimetredir.
Ölçme birimi ne kadar küçükse, ölçme o kadar hassas olur.

Ne kadar dikkatli ölçüm yaparsak yapalım, ölçüm aletinin sınırından daha hassas sonuç
elde edemeyiz. Bir ölçümün gerçek değeri, işaret çizgisinin en az yarım bölme altında
veya üstündedir. Örneğin mm ile bölmelenmiş bir metre çubuğunun duyarlılık
(hassasiyet) sınırı 0,5 . Sonuç olarak, Bir ölçme aygıtının duyarlılık sınırı, en
yakın iki bölme aralığının yarısı kadardır.
Fiziksel ölçümlerde yapılan hatalar:

Ölçmedeki belirsizlik, yanlış tasarımdan veya cihaz


kalibrasyonundan, yanlış okuma ve yanlış değerlendirmeden de
1. Sistematik hatalar ortaya çıkar. Bu tür hatalar olarak adlandırılır. Ölçümün gerçek
değerinden daima küçük veya büyük olmasına yol açar. Bu tür
ölçmede hassas olmaz.

Aynı ölçüm aleti kullanılarak, aynı niceliğin pek çok defa ölçüm
sonucu, çoğunlukla aletin duyarlılığından daha farklıdır. Bu çeşit
hatalar rastgele hatalar olarak isimlendirilir. Bu tip hatalara
2. Rastgele hatalar engel olunamaz. Ölçüm sayısını artırarak azaltılabilir. Ölçüm
almak için kullanılan şehir voltajındaki ani değişimler, ortam
sıcaklığındaki değişmeler, bu tip hatalara örnektir. Deney
verilerinde ortalama değerden çok büyük sapmalara neden
oldukları için, rastgele hatalardan kaynaklanan değerler hesaba
dahil edilmezler.
Bir fiziksel niceliğin büyüklüğü, kendisine benzer bir standartla
kıyaslanarak ölçülür. Standart olarak seçilen fiziksel büyüklüğe
Birim
birim adı verilir. Ölçme sonucunda fiziksel niceliğin büyüklüğü,
standardın katları olarak, birimi ile birlikte ifade edilir.

İnsanlar eski çağlardan bugüne ölçme işlemini sürekli


yapmışlardır. Bunu yaparken de yaşadıkları coğrafyaya bağlı
olarak farklı birim sistemleri kullanmışlardır. Örneğin islam
Birim Sistemleri
toplumunda uzunluk ölçmek için arşın, endaze, kütle ölçmek
için dirhem ve okka kullanılmıştır.

Toplumlar arası bilimsel ve ticari alışveriş artıkça, toplumların


farklı birim sistemleri kullanmaları sorun yaratmaya başlamıştır.
Hassas ve güvenilir ölçümler yapabilmek için değişmeyen ve
farklı yerlerdeki gözlemcilerin aynen tekrarlayabilecekleri ölçüm
birimlerine ihtiyaç duyuldu.
Dünyanın büyük bir kısmında kullanılan metrik
sistem diye bilinen ve 1969’ da Uluslararası
Sistem (SI) olarak isimlendirilen sistemdir. SI Birim
sisteminin yedi tane temel büyüklüğü vardır. Bu
temel büyüklükler, birimleri ve birimlerinin sembolleri
yandaki şekilde verildi

Bir de SI’ ın yardımcı birimleri vardır. Bunlarda yan


alttaki şekilde verilmektedir.
Bütün fiziksel büyüklükler bu temel büyüklüklerin
birimleri cinsinden ifade edilir. Bunlarında pek çoğu
kendine özgü isimler alır. Temel büyüklükler
Türetilmiş Büyüklükler cinsinden ifade edilebilen fiziksel büyüklüklere
Türetilmiş Büyüklükler denir. Türetilmiş
büyüklüklere bazı örnekler yandaki tabloda
verilmektedir.
Kütle birimi olan kilgramın
standardı: Platin- iridyum alaşımı özel
bir silindirin kütlesidir. Paris
yakınlarında Sevres deki Uluslararası
Birimler ve Ölçümler Bürosunda
korunmaktadır.
Uzunluk birimi olan metre
standardı: Işığın boşlukta
1/299792458 saniyede aldığı yoldur.

Zaman birimi olan saniyenin


standardı: 133Cs atomunun belirlenen
geçiş periyodunun 9192631770
katıdır.
Temel Birimleri tanımladıktan sonra aynı fiziksel büyüklük
için daha büyük veya daha küçük birimleri tanımlamak
kolaydır. SI’ da bu birimler, temel birime bağlı olarak 10’ un
veya 1/10’ un katları cinsinden ifade edilirler. Örneğin 1
kilometre= 1 kg = 1.103 m

Birim Ön Ekleri:
Sadece Amerika Birleşik 1 ft= 0,3048 m
İngiliz Birim Sistemi: Devletleri ve birkaç ülkede 1 slug = 14,59 kg
kullanılmaktadır.
Skaler ve Vektörel Büyüklükler

Koordinat ve Referans Sistemleri:

Fiziğin pek çok dalı, uzaydaki yerleşim düzeniyle ilgilenir. Bir cismin uzaydaki yerinin
öncelikle tanımlanması gerekir. Bu işlem koordinat sistemleri yardımıyla yapılır. Bir doğru
üzerinde bulunan bir nokta tek bir koordinatla, düzlemdeki bir nokta, iki koordinatla ve
uzayda bulunan bir nokta da üç koordinatla tanımlanabilir.

1. Orijin adı verilen, belli bir O referans noktası


2. Üzerleri ölçeklenmiş ve isimlendirilmiş belli
Uzaydaki bir konumu belirlemek
eksen ve doğrultuları
için kullanılan koordinat sistemi;
3. Uzaydaki bir noktanın konumunun nasıl
işaretleneceğini bize söyleyen bilgileri içermelidir.
Fiziksel büyüklükler, skaler veya vektöreldir.

Bir skaler nicelik, uygun bir birime sahip bir sayı ile
tam olarak anlatılabilir. Skalerin sadece büyüklüğü
Skaler Büyüklükler: olup, doğrultusu yoktur. Örneğin iş, sıcaklık,
hacim, kütle ve zaman fiziksel büyüklükler , skaler
büyüklüklerdir.

Hem büyüklük hem de yön ile belirtilmesi gereken


fiziksel büyüklüklere denir. Hız, ivme,
Vektörel Büyüklükler: yerdeğiştirme, kuvvet, momentum gibi fiziksel
büyüklükler vektörel büyüklüklere örnektir.
Vektörlerin Bazı Özellikleri:

İki vektörün eşitliği: İki vektörün toplanması:

Aynı yönde ve aynı büyüklükteki A ve B İki veya daha fazla vektör birbiri ile
vektörleri eşit vektörlerdir. A= B= C = D ve toplanacaksa birimleri aynı olmalıdır. Elma
dört vektörde Aynı yönde uygulanıyorsa ile armutlar toplanamaz.
A= B= C= D olur.

A+B=B+A
İki vektörün negatifi: A vektörünün negatifi A vektörü ile toplandığı zaman
sonucu sıfır eden vektördür.
A + (-A) = 0 A ve –A vektörleri aynı büyüklükte fakat zıt
yönlüdürler.

Vektörlerin çıkarılması işleminde, bir


Vektörlerin Çıkarılması: vektörün negatifinin tanımından yararlanılır.
A – B işlemini, A vektörü işle toplanan –B
C = A – B = A + (-B) vektörü olarak tanımlarız.

Bir A vektörü pozitif bir n sakaler sayısı ile


Bir vektörün bir skaler ile çarpılması: çarpılırsa A vektörü ile aynı yönde ve mA
büyüklüğünde bir vektör elde edilir.
nA = C n negatif bir skaler nicelik ise –mA vektörü
A vektörü ile zıt yönlüdür. (C vektörü A
vektörünün n katı uzunluğundadır.)
HAREKET VE NEDENLERİ
Yerdeğiştirme
Bir parçacığın hareketi, uzaydaki konumu her an
biliniyorsa tamamen bellidir. Parçacığın
konumundaki değişim, onun yerdeğiştirmesi olarak
tanımlanır. Başlangıç konumunda (xi) son konumuna
∆ (2.1) (xs) hareket eden bir parçacığın yerdeğiştirmesi
yada konumundaki değişim ( ∆ ) eşitlik 2.1 ile
bulunur:
Xs, xi den büyükse ∆ pozitif; xs xi den küçükse ∆ negatiftir.

Parçacığın aldığı yol ile yerdeğiştirmesi birbirinden farklıdır. Bir


koşucunun 100 m koşup sonra tekrar başladığı yere döndüğü
zaman aldığı yol 200m’ dir. Buna karşılık yerdeğiştirmesi xs= xi
olduğu için 0’ dır. Vektörlerin yönlerini + ve – işaretleri kullanarak
göstereceğiz.
Hız ve Sürat
Bir parçacığın yerdeğiştirmesi olan ∆ ’
Ortalama Hız ( ): nin bu yerdeğiştirme süresi olan Δ ye
oranı olarak tanımlanır. deki x indisi
≡ hareketin x ekseni boyunca olduğunu
gösterir.

Herhangi bir hareket süresince alınan yol, mutlaka pozitifken ortalama


hız pozitif ya da negatif olabilir.

xs<xi ise de negatif olur, o zaman hareket -x yönünde


demektir.

Parçacığın koordinatı ilerleyen zamanla birlikte artıyorsa


yani xs >xi ise o zaman Δ pozitiftir. Dolayısıyla
ortalama hız pozitif olur.
Ortalama Sürat:
Günlük hayatta hız ve sürat aynı anlamda
kullanılırlar. Oysa fizikte bu ikisi arasında anlam farkı
vardır. 10 km koşan ve koşu sonunda başladığı yere
ü dönen bir koşucunun ortalama hızı sıfırdır. Buna
karşın ne kadar hızlı koştuğunu bilmek isteriz.
Skaler bir nicelik olan bir parçacığın ortalama
sürati, alınan toplam yolun gecen toplam zamana
oranıdır.

Ortalama süratin birimi, ortalama hızın birimi ile aynıdır ve m, metre ve s saniye
olmak üzere m/s dir. Ortalama hızdan farklı olarak, ortalama süratin yönü yoktur.
İvme Parçacık hareket ederken hızında değiştiğini düşünelim.
Hızın zamana göre değişimini, konumun zamana göre
Ortalama İvme ( ): değişiminde olduğu gibi hesaplayabiliriz. Parçacığın hızı
zaman göre değişiyorsa parçacık ivmeli hareket yapıyor
∆ demektir. Örneğin belli hızla giden otomobiliniz gaz pedalına
= =
bastığınızda otomobiliniz hızlanır, frenine bastığınızda
yavaşlar.

Bir parçacığın ortalama ivmesi, parçacığın hızındaki değişmenin, bu değişimin olduğu


Δ zaman aralığına oranıdır ve birimi m/s2 dir.
Newton Yasaları
Cisimlerin hareketine sebep olan şey ne? Bu soruya
cevap ararken kuvvet ve kütle kavramlarını
öğreneceğiz.

İki cisim veya bir cisim ile çevresi arasındaki etkileşimdir. Bozulan
bir arabayı iterken ona kuvvet uygularız, bir kutu kolasına kuvvet
Kuvvet:
uygulayarak kalıcı bir şekil değişimine sebep olabiliriz. Kuvvetlere
örneklerdir ve kuvvet, vektörel bir büyüklüktür.

Bir kuvvet bir nesneyi elimizle itip çekerken yaptığımız gibi


iki cisim arasında bir teması içeriyorsa bu kuvvete değme
kuvveti denir.
Değme kuvvetlerine ek olarak, cisimler arasında bir boşlukla
Kuvvetlerin bazı özellikleri:
ayrıldıklarında bile etkili olan uzun menzilli kuvvetler
vardır. İki mıknatıs arsındaki kuvvet ve yercekim kuvveti bu
çeşit kuvvetlere örnektir. Dünyanın size uyguladığı yercekim
kuvveti sizin ağırlığınızdır. Ağırlık W ile gösterilir.
Değme Kuvvetlerinin çeşitleri:

a) Normal kuvvet (n): Bir cisim bir yüzey üzerinde


duruyor, yada yüzeye basıyorsa, yüzeyde cisme
yüzeye dik bir itme uygular.

b) Sürtünme kuvveti (f): Yüzey cisme, yüzeye


paralel bir sürtünme kuvveti uygulayabilir.

c) Gerilme kuvveti (T): Gergin bir ip, tel vb ucuna


tutturulmuş bir cisme uygulanan çekme kuvvetidir.
Herhangi bir sayıda kuvvetin bir cismin bir noktasına uygulanması,
bu kuvvetlerin vektörel toplamına eşit olan tek bir kuvvetin
uygulanması ile aynı etkiye sahiptir. Bu önemli etki Kuvvetlerin üst
…. üste konması olarak isimlendirilir. Bir veya birden fazla kuvvet aynı
noktaya uygulandığında, cismin hareketine yaptıkları etki, sanki bu
kuvvetlerin vektörel toplamı olan tek bir R kuvvetinin bu cisme
uygulandığında çıkan etkiye eşit olur.

Bir cisme bir kuvvet (bileşke kuvvet) etki etmedikçe, cisim durgun ise
Newton’ un 1. Yasası: durgun kalacak, hareketli ise sabit hızla doğrusal hareketine devam
edecektir. Bir cisme etki eden bileşke kuvvet sıfırsa, ivmesi de
sıfırdır.

Durgun haldeki bir cismin durgun halde kalması, hareketli bir cismin
de ilk hızıyla hareketine devam etmesi eğilimidir. Bir tır, bir bebek
Eylemsizlik: arabasından oldukça fazla eylemsizliğe sahiptir. Bebek arabası, tıra
göre daha kolay hareket ettirilebilir. Bebek arabası aynı hızla gelen
tıra göre daha kolay durdurulabilir. Eylemsizliği büyük olanın hareket
durumunu değiştirmek zordur.
Bir cisme etki eden dış kuvvetlerin bileşkesi sıfır olduğu zaman,
cismin davranışındaki değişmeleri açıklar. Bu durumda cisim ya
durgun kalır yada doğrusal bir yörüngede sabit hızla hareket eder.
Newton’ un 2. Yasası:
Bir cismin ivmesi, ona etki eden bileşke kuvvetle doğru orantılı,
kütlesi ile ters orantılıdır. Bileşke kuvvet sıfır ise ivme (a) sıfırdır.
Bu durum sabit hızla hareket eden cismin denge haline karşılık
gelir.
Newton’ un 2. yasası, F kuvveti, m, kütleyi ve a
ivmesi ∑ ile verilir;

Kuvvet vektörel bir büyüklüktür ve bileşenleri şunlardır.

Newton’ un 2. yasasından kuvvetin birimi: kgm/s2 = N


Bir cisme dünyanın uyguladığı kuvvet cismin ağırlığı olarak
isimlendirilir. Bu kuvvet dünyanın merkezine doğru yönelmiştir. Ağırlık,
cismin kütlesi (m) ile yerçekim ivmesinin (g) çarpımıdır.

Ağırlık, g ye bağlı olduğu için çoğrafi konuma göre değişir. Yerçekim


ivmesi (g), dünyanın merkezinden uzaklaştıkça azalır.
Ağırlık (W):

Kütlenin (m), tersine ağırlık cismin değişmez bir özelliği değildir. Kütle
ile ağırlık karıştırılmamalıdır.

Kütleyi eşit kollu terazi ile ölçerken, kuvveti yaylı kantarla ölçeriz.

Ağırlığın birimi kgm/s2 = N dur.

Yerçekimi ivmesinin (g) değeri; 10 /


İki cisim etkileşiyorsa, 2. cismin 1. cisme uyguladığı
kuvvet; 1. cismin 2. cisme uyguladığı kuvvete
büyüklük olarak eşit, yön olarak ise ters işaretlidir.
Yani;
Etki kuvveti, tepki kuvvetine büyüklükçe eşit fakat
yön olarak terstir. Yandaki şekilde N ve W etki
Newton’ un 3. kanunu: kuvvetleriyken, W’ ve N’ tepki kuvvetleridir.
SALINIM (PERİYODİK HAREKET)
Bazı hareketler kendini defalarca tekrarlar; bir
guguklu saat sarkacının salınımı, otomobildeki
pistonların ileri geri hareketi, bir kuvars kristalinin
titreşimi gibi hareketler kendini defalarca tekrarlar.
Bu tip hareketlere Salınım (Periyodik hareket)
denir.

Salınım (Periyodik hareket)

Periyodik hareket yapan bir cismin, mutlaka kararlı


bir denge konumu vardır. Bu konumdan
uzaklaştırılıp serbest bırakıldığında mutlaka bir
kuvvet veya bir tork devreye girer ve onu tekrar
denge durumuna doğru iter.
m kütleli bir cisim hava masası gibi sürtünmesiz bir
ortamda durmaktadır. Cisim sadece x ekseni
boyunca hareket edebilmektedir. Kütlesi ihmal
edilebilen, hem sıkıştırılabilen hem de gerilebilen bir
yaya tutturulmuştur. Cisme etki eden tek yatay
kuvvet yay kuvvetidir. Düşey yöndeki yerçekimi ve
normal kuvvetin toplamı sıfırdır. Şekil yayın üç farklı
gerilme durumunda cismin konumunu gösteriyor.
Cisim be zaman denge konumundan uzaklaşsa yay
kuvveti onu tekrar denge konumuna doğru geri
çağırır. Bu özellikteki kuvvetlere geri çağırıcı
kuvvet denir.

Salınım hareketi, ancak sistemi denge konumuna


getirmeye çalışan bir geri çağırıcı kuvvetin
varlığında gerçekleşebilir.
Tüm salınımı tanımlamakta kullanacağımız
terimlerin bazıları:
Cismin denge konumundan yer değiştirmesinin maksimum
Genlik (A): büyüklüğüdür, yani dir. Her zaman pozitiftir. Yay, ideal bir yay
ise toplam hareket 2A bölgesinde gerçekleşir. Birimi m’ dir.

Periyot (T):
Bir tam devir için gerekli olan zamandır. Her zaman pozitiftir. Birimi
saniyedir.

Birim zamanda yapılan devir sayısıdır. Her zaman pozitiftir ve SI’


Frekans (f):
da birimi Hertz (Hz= s-1= devir/s) dir.

Açısal Frekans ( : Frekansın 2 katıdır.

2
2
Basit Harmonik Hareket
En basit salınım, geri çağırıcı kuvvet (Fx)
yerdeğiştirme (x) ile doğru orantılı olduğu durumda
Hooke Yasası: görülür. Yandaki eşitlik ile ifade edilen bu yasaya
(3.3) Hooke yasası adı verilir. Burada k, yay sabitidir.
Denge durumunun her iki tarafında da Fx ve x’ in
işaretleri daima terstir.

Geri çağırıcı kuvvetin denge konumundan


Basit Harmonik Hareket (BHH): yerdeğiştirmeye doğru orantılı olduğu durumda
oluşan harekete denir.

BBH’ ın ivmesi (3.4)

Eşitlikteki eksi işareti her zaman ivme ve yerdeğiştirmenin ters olduğunu gösterir.
BHH’ de acısal frekans ( ) : Kuvvet sabiti k olan, geri çağırıcı kuvvete bağlı
olarak hareket eden m kütleli bir parçacığın BHH’
nin açışal frekansı ( );

k ve m’ nin değerleri ’ yı belirler. k’ nin birimi N/m


veya kg/s2 dir. Açısal frekansın birimi rad/s veya s-1
dir.

Daha büyük kütle daha büyük eylemsizlik, daha


BHH’ de frekans (f ) ve periyot (T): küçük ivme daha yavaş hareket ve tam devrin daha
uzun sürede tamamlanması demektir.

2
BHH’ de yerdeğiştirme, Hız ve İvme:

BHH’ de yerdeğitirmeyi veren ifade;

Burada ∅ ye faz açısı adı verilir. Faz açısı, t= 0 anında hareketin hangi noktada
olduğunu gösterir. t= 0 da konum x0 ile gösterilir. t=0 ve ∅= 0 da x= ACos0’ da
x0= A olur. t=0 ve ∅= de x0 = -A olur. ∅ = /2 durumunda ise x0 = 0, yani
başlangıç noktasıdır.
1
F ma kx Bir yayın potansiyel enerjisi (PE); k
2

Enerji yoktan var edilemez var olan enerjide yok


edilemez, ancak bir çeşitten diğer bir çeşide
dönüşür.
Yay sıkıştırıldığı zaman, bütün enerjisi yay
potansiyel enerjisine dönüşür

Enerjinin korunumu: Maksimum sıkışabileceği mesafe x0 dır. Bu


mesafeden sonra, x kadar hareket ettiğinde, yay
potansiyel enerjisi ve kinetik enerji ortaya çıkar.
1 1 1
2 2 2

Buradan hız ifadesini çekersek;

elde ederiz.
Kütlesiz ve uzamayan bir ipe bir noktasal kütlenin asılmasıyla
oluşan idealleştirilmiş bir modeldir. Bu noktasal kütle, düşey denge
konumunun bir tarafına doğru çekilip, serbest bırakıldığında denge
konumu etrafında salınımlar yapar.
Basit sarkaç:
Noktasal kütlenin izlediği yol, yarıçapı ipin uzunluğu olan bir
dairesel yoldur. Şekildeki kütleye etkiyen kuvvetler teğetsel ve
radyal bileşenler cinsinden verilmektedir.

Geri çağırıcı kuvvet ( ) net kuvvetin teğetsel


bileşenidir.
Geri çağırıcı kuvvet, yerçekiminden kaynaklanır. Teldeki gerilme sadece nokta kütlenin
dairesel yol üzerinde hareket etmesini sağlar. Geri çağırıcı kuvvet ile değil, sin ile orantılı
olduğu için hareket, BHH değildir. Ancak açısı çok küçük olduğu için, sin ’ nın değeri , ’ nin
radyan değerine çok yakındır. Bu yaklaşımdan, aşağıdaki şekilde yazılabilir:

Küçük genlikler için;

2
DALGA ÇEŞİTLERİ
Dalga Dalga hareketine Fiziğin hemen hemen her dalında
rastlanır. Su dalgaları, ses dalgaları, elektromanyetik
dalgalar vardır. Ayrıca Elektron demeti ve
Madde dalgaları atomlardan daha küçük olan parçacıklarda dalga
gibi davranır. Bu tür dalgalara madde dalgaları
denir.

Dalga hareketi, titreşim olayı ile yakından ilgilidir. Bir


sistemin dengesi bozulduğunda ve bu bozulmalar
sistemin bir bölgesinden diğer bölgesine
taşındığında veya yayıldığında dalgalar oluşabilir.
Dalgalar yayıldıkça enerji taşırlar.
Dalgalar iki ana gruba ayrılır:

Bazı dalgaların bir bölgeden başka bir bölgeye taşınması


için bir maddesel ortama ihtiyaç vardır. Bu tip dalgalara
A) Mekanik Dalgalar
mekanik dalgalar adı verilir. Örneğin su dalgaları, ses
dalgaları, deprem dalgaları, gerilmiş yaydaki dalgalar.

Bazı dalgaların ise ilerlemesi için ortama ihtiyaçları yoktur.


B) Elekromanyetik Dalgalar Örneğin ışık, radyo dalgaları, x ışınları gibi elektromanyetik
dalgaların ilerlemesi için ortama ihtiyaçları yoktur.
Esnek ortamın denge konumu etrafında salınması sonucu bu
cins dalgalar oluşur. Ortam içinde birbirine komşu noktalar
arasındaki esneklik kuvvetinden dolayı, etki bir noktadan
diğerine aktarılır. Ortam bir bütün olarak hareket etmez, fakat
Mekanik Dalgalar bazı bölümleri sınırlanmış yollar boyunca salınma hareketi
yaparlar. Örneğin su dalgaları yüzey boyunca yavaş yavaş
hareket ederler. Yüzen cisimlere ulaştıkları zaman onlara
enerjilerini vererek harekete geçirirler. Su dalgalarının enerjisi
hem potansiyel hem de kinetik enerji şeklindedir. Bu enerjinin bir
noktadan diğerine aktarılması, maddenin kendisinin yer
değiştirmesi ile değil, hareketin yer değiştirmesi ile gerçekleşir.
Sonuç olarak, mekanik dalgalar maddenin kendisi yer değiştirmeden hareketin yer değiştirmesi
sonucu oluşurlar ve enerjinin madde içinde bir noktadan diğerine iletilmesini sağlarlar. Mekanik
dalgaların iletilmesi için bir ortam gereklidir.

 ses dalgalarını,
 deprem dalgalarını,
Mekanik dalgalara örnek vermek gerekirse
 gerilmiş yaylardaki dalgaları ve
 su dalgalarını verebiliriz.

Mekanik dalgalar arasındaki farklar, dalganın ilerleme yönünün, ortamdaki parçacıkların hareketi
ile nasıl bir ilişkide olduğu incelenerek saptanır.
Eğer dalgayı taşıyan ortam parçacıklarının hareketi, dalganın ilerleme yönüne dik ise bu
dalgalara enine dalgalar denir.
Eğer mekanik dalgayı taşıyan parçacıkların ileri geri
hareketleri dalganın yayılma yönü ile aynı ise bu
dalgalara boyuna dalgalar denir. Örneğin gerilim
altındaki düşey durumdaki hekzonal yay, bir
ucundan tutulup serbest bırakılırsa boyuna dalgalar
yay boyunca hareket eder. Yay üzerinde oluşan
Boyuna dalgalar boyuna dalgalar, dalganın ilerleme yönüne paralel
olarak titreşirler. Gaz içindeki ses dalgaları boyuna
dalgalardır.
Bazı dalgalar ise, hem enine hem de boyunadırlar. Örneğin, su yüzeyindeki
dalgalarda su parçacıkları, su dalgaları hareket ettikçe ileri geri ve yukarı aşağı
hareket ederek, eliptik yörüngeler izlerler.
Elektromanyetik Dalgalar
Yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine
dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan, bu iki alanın
oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için
ortam gerekmeyen, boşlukta (uzayda) ışık hızı ile yayılan
enine dalgalara elektromanyetik dalgalar denir. Yandaki
şekilde görüldüğü gibi bir elektromanyetik dalga, birbirine dik
açılarda, aynı frekanstaki elektrik ve magnetik alanın
oluşturduğu bir bütündür.

Elektromanyetik dalgalar, dalga boyuna ( göre sınıflandırılırlar

1. Radyo Dalgaları
2. Mikrodalgalar
3. İnfrared Işınlar
Elektromanyetik Dalgaların Çeşitleri:
4. Görünür Dalgalar
5. Ultraviyole Dalgalar
6. X- Işınları
7. Gama Işınları
Dalgaboyları birkaç milimetre ile yüzlerce kilometreye kadar değişebilen ve
1. Radyo Dalgaları: frekansları birkaç kilo Hertz ile birkaç Hertz arasında değerler alan
elektromanyetik dalgalardır. Radyo sinyalleri ile birlikte TV ve cep telefonu
sinyallerini de taşırlar.

Dalga boyları 0,01 mm ye kadar inmekte olan, yemek pişirmekte,


telefon ve bilgisayarda data transferi gibi iletişimde, kullanılan,
2. Mikro Dalgalar: ayrıca ışık, toz ve yağmurun içinden kolaylıkla geçebildiği için
dünyayı görüntüleme faaliyetlerinde de kullanılan
elektromanyetik dalgalardır.

1mm ile 750 nanometre arasında dalga boyuna


sahip olan elektromanyetik dalgalardır,
3. Infrared Dalgalar:
televizyonların uzaktan kumandalarında, ayrıca gece
görüş gözlüklerinde kullanılırlar.
Elektromanyetik dalgaların görebildiğimiz tek türüdür. Mor, mavi, yeşil,
4. Görünür Işık: sarı, turuncu ve kırmızı renklerde kendini gösterir ve dalgaboyu kırmızıdan
mora doğru azalma gösterir. Tüm bu renkler bir araya geldiğinde dalga
boylarının toplamı görünür ışığı oluşturur.

10 ile 380 nm aralığında dalga boylarına sahip olan


5. Ultraviyole Işınları: elektromanyetik dalgalardır. Güneş yanığı ve cilt kanserine
neden olurlar.

10 nm ile 10 pm arasında dalga boyuna sahip olan,


6. X- Işınları: yüksek enerjili ve çok küçük dalga boylu elektromanyetik
dalgalardır. Tibbi alanda tedavi amacıyla kullanılırlar.

Dalgaboyları 10 pm’ den daha küçük olan, çok


yüksek enerji elektromanyetik dalgalardır. Atomların
7. Gama Işınları:
parçalanması ve bozulması sonucu açığa çıkarlar.
Tıpta kanser tedavisinde kullanılır.
Deprem (Sismik) Dalgaları
Yer yüzünden yaklaşık 12 km derinlikte, yer kabuğunun içinde ani kaya kırılmaları ile
açığa çıkan enerjinin dalgalar halinde yayılırken yer sarsıntısı oluşturmasına
deprem denir. Bu şekilde oluşan dalgalara da deprem dalgaları denir.
Deprem (Sismik) Dalgaları
1. Cisim dalgaları: 2. Yüzey Dalgaları :
Yerkabuğunun içinde meydana gelir Depremin merkezine en yakın yer yüzü
bölgesinden yayılan dalgalardır, Yavaş
1.1. Dalga (P- dalgası) hareket etmelerinden, uzun süreli etkili
olduklarından ve yeryüzündeki yaşam
Hızı en büyük olan, yeryüzene paralel alanlarına etki ettiklerinden dolayı daha çok
salınımlar oluşturan (Boyuna dalgalar), yerin hasar verirler. İki çeşittirler:
altında olduğu için yıkım etkisi düşük olan, katı,
sıvı ve de hava ortamlarında ilerleyebilen,
deprem kaydeden cihazlara ilk ulaşan deprem 2.1. Love Dalgaları :
dalgalarıdır. Yüzey dalgalarının en hızlısı olan, titreşim
yönü hareket yönüne dik olan (enine
dalgalar), yeri yatay düzlemde hareket ettiren ve
1.2. S – Dalgası : yeryüzünde yarılmalara neden olan dalgalardır.

Tanecik hareketleri yayılma doğrultusna dik


yada çaprazdır (enine dalgalar), sadece katı 2.2.Rayleigh Dalgaları:
kaya kütleleri içinde ilerleyebilir, kayaları aşağı
yukarı, sağa sola hareket ettirir, hızı P- Su dalgalarında olduğu gibi yer yüzeyinde
dalgalarına göre daha küçük olan deprem yuvarlanarak ilerleyen, genliği ve buna bağlı
dalgalarıdır. olarakta enerjisi büyük olan dalgalardır.
View publication stats

KAYNAKLAR

Young and Freedman, Sears ve Zemansky’in Üniversite Fiziği Çilt 1, Hilmi Ünlü
(Editör) 12. Baskı, Pearson, 2009.

Serway, Beicher Fen ve Mühendislik için Fizik I Kemal Çolakoğu (Editör) 5.


Baskıdan ceviri, Palme Yayıncılık, 2000.

Dalgalar ve Optik, Prof. Ertunç Aral (Editör), Anadolu Üniversitesi Yayın no 441,
ETAM AŞ, 1991.

Meslek Yüksek Okulları için Teknolojinin Bilimsel İlkeleri, Önder ORHUN (Editör),
Bilim Teknik Yayınevi, 2003.

Fishbane, Gasiorowicz, Thornton, Temel Fizik Çilt I, Çengiz Yalçın (Yayına


Hazırlayan), Arkadaş Yayınevi, 2003.

Freederick J. Bueche, David A. Jerde, Fizik İlkeleri I, 6. Baskıdan ceviri, Kemal


Çolakoğlu (Editör) , Palme Yayıncılık, 2000.

You might also like