You are on page 1of 186

COĞRAFYANIN İVMESİ 1 EYLÜL

EKİM
SAYISI

• Türkiye’nin Coğrafi Konumu


• Bölgelerin Sınıflandırılması

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır. Bu çalış-

mada bize her türlü desteği sağlayan kitapsec.com , İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç bilirim.

Öğretmenlik atama mücadele;

• Branş Öğretmenleri Atama Mücadele Platformu

• MEB Öğretmenler Atama Platformu(MÖAP)

• TÜRKÇE ÖABT-GK GY-EB AİLESİ

• Sosyal Bilgiler ÖABT Akademi

• Kpss Coğrafya (Kemal ARSLAN)

gruplarına teşekkür ederim.

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Türkiye’nin Matematik (Mutlak) Konumu
• Türkiye 36° - 42° Kuzey paralelleri, 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır.

Türkiye; dönenceler dışında yer alır.


➨➨Güneş ışınları hiçbir zaman dik
açıyla gelmez.

➨➨Gölge boyları hiçbir zaman sıfır ol-


maz.

Türkiye; orta kuşakta yer alır. Türkiye; Kuzey Yarım Kürede yer alır.
• Yıllık sıcaklık farkı fazladır. ➨➨Dağların güney yamaçları daha çok ısınır.
• Batı rüzgârlarının etkisindedir. ➨➨Gölge yönü öğle vakti daima kuzeyi gösterir.
• Cephe yağışları görülmektedir.
➨➨21 Haziran’da yaz, 21 Aralık’ta ise kış mevsimi
başlar.
• lıman iklimler (Akdeniz iklimi) etkilidir. ➨➨Kuzeyden gelen rüzgârlar sıcaklığı düşürür.
• Dört mevsim belirgin bir şekilde yaşanır. ➨➨Güneyden gelen rüzgârlar sıcaklığı yükseltir.
• Kıyılarda buzul etkisi görülmez. ➨➨Kuzeye gidildikçe sıcaklık ve çizgisel hız azalır.
• Yıl içinde giysi değişimi fazladır. ➨➨Kuzeye gidildikçe yer çekimi artar, gölge boyu
uzar.

ÖSYM’nin soru kalıpları 1 ÖSYM’nin soru kalıpları 2


Aşağıda coğrafi koordinatları verilen merkez- Türkiye Kuzey Yarım Yarım Kürenin Orta Kuşağında
lerden hangisinin Türkiye sınırları içerisinde yer almaktadır.
kaldığı söylenebilir? Bu durumun sonuçları arasında;
A) 40° kuzey 24° doğu I. Cephe yağışları görülür,
B) 30° kuzey 32° doğu II. Ilıman iklimler etkilidir,
C) 39° kuzey 42° doğu III. genç araziler yaygındır
D) 45° kuzey 40° doğu verilenlerden hangilerinin yer aldığı söylenebilir?
E) 35° kuzey 42° doğu A) Yalnız II B) Yalnız I C) I ve II
D) I ve III E) II ve III

ÖSYM’nin soru kalıpları 3


Türkiye Kuzey Yarım Küre'de yer alır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonuçlarından biri olduğu söylenemez?
A) Kuzeye doğru gidildikçe yerçekimi artar.
B) Kuzeye doğru gidildikçe gölge boyu uzar.
C) Kuzeyden gelen rüzgârlar hava sıcaklığını düşürür.
D) Gölge yönü öğlen vakti daima kuzeyi gösterir.
E) Dört mevsim belirgin bir şekilde yaşanır.

3
ENLEM: bir noktanın Ekvator’a olan uzaklığıdır.
Aynı enlemde bulunan merkezlerde:
Enlemin etkileri;
Ekvator'a kuş uçumu uzaklık, çizgisel hız, gurup
• İklimi, güneş ışınlarının düşme açısını, - tan - şafak – alacakaranlık süresi, gece gündüz
süreleri, gece gündüz süre farkı, güneş ışınları-
• Sıcaklık dağılışını,
nın geliş açısı, gölge boyları ve yer çekim kuvveti
• Denizlerin tuzluluk oranlarını, aynıdır.
• Gurup, tan, şafak ve alacakaranlık süresini,

• Gece ile gündüz arasındaki zaman farkını,

• Kalıcı kar sınırı, yükselti, yerleşme ve tarım üst sınırını,

• Bitki örtüsü çeşitliliğini etkiler.

ÖSYM’nin soru kalıpları 4


Afyon ve Kayseri illeri yaklaşık aynı enlem üzerinde yer alır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin merkezlerde aynı olması beklenemez?
A) Çizgisel hız
B) Alacakaranlık suresi
C) Gece gündüz süre farkı
D) Güneş ışınlarının geliş açısı
E) Sıcaklık değerleri

Aynı boylamda yer alan merkezlerde:


BOYLAM: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın
başlangıç meridyenine olan uzaklığının açı cinsinden
➨➨Yerel saat,
değerine boylam denir. Derece, dakika ve saniye ola- ➨➨Öğle vakti,
rak ifade edilir.
➨➨Gün içinde gölge boylarının en kısa olduğu an,
Türkiye 26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır.
➨➨Başlangıç meridyeni ile aralarında zaman farkı,
➨➨Saat dilimi aynıdır.

ÖSYM’nin soru kalıpları 5


Türkiye haritasında bazı kentler verilmiştir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinin bu merkezlerde ortak olduğu söylenemez?


A) Öğlen vakti
B) Yerel saat
C) Gün içinde gölge boyunun en kısa olduğu an
D) Başlangıç meridyeni ile arasındaki mesafe
E) Bulundukları saat dilimi

4
Türkiye’nin Özel (Göreceli) Konumunun Sonuçları ÖSYM’nin soru kalıpları 6
• Türkiye Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine yaklaştığı
Türkiye'nin göreceli konumunun sonuçları ara-
yerde bulunmaktadır.
sında;
• Tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde yer almıştır.
I. tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde
• Tarih boyunca önemli medeniyetlere beşiklik yapmıştır. yer alması
• Üç tarafı denizlerle çevrilidir. II. gerçek alanı ile izdüşümü alanı arasındaki
• Ortalama yükseltisi fazladır. Eğimli arazi oranı fazladır. farkın fazla olması

• Gerçek alanı ile iz düşüm alanı arasındaki fark fazladır. III. yıllık sıcaklık farkının belirgin olması

• Yer şekilleri çeşitlidir. Buna bağlı olarak aynı anda çeşitli mev- hangilerinin yer aldığı söylenebilir?
sim ve iklim özellikleri yaşanır. A) Yalnız II B) Yalnız I C) I ve II
• Petrol bakımından zengin Orta Doğu ülkelerine yakındır. D) I ve III E) II ve III
• Sanayi bakımdan gelişmiş Avrupa ülkelerine yakındır.
• Önemli ticaret yolları üzerinde yer alan iki önemli boğaza sa-
hiptir.

JEOPOLİTİK KONUM: Türkiye’nin coğrafyasından kaynaklı dünya siyasetindeki yeri ve ağırlığıdır.

Jeopolitikte değişmeyen unsurlar Jeopolitikte değişen unsurlar


• Ülkenin coğrafi şekli (ada, yarımada devleti) • Sosyokültürel değerler

• Coğrafi konumu • Politik değerler

• Stratejik kaynakları • Bilimsel çalışmalar

• Jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri • Teknolojik değerler

• Su ve iklim koşulları • Askerî ve ekonomik değerler

Türkiye’nin Jeopolitik önemini arttıran bazı unsurlar:


➨➨Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirlerine en çok yaklaştığı yerde bulunmaktadır.
➨➨Türkiye, dünyanın en büyük petrol rezervlerinin bulunduğu Orta Doğu ülkeleri ile komşudur.
➨➨Türkiye, Çanakkale ve İstanbul boğazlarına hâkimdir. Karadeniz Akdeniz arasındaki suyolu Türkiye’nin kontrolün-
dedir.

➨➨Türkiye, stratejik maddelere sahip Orta Asya’ya da yakındır. Bu durum Türkiye’yi dünya güç dengesinde çok önemli
bir konuma getirmektedir.

➨➨Türkiye kıtalararası geçiş noktasında bulunduğundan dolayı transit ticarette kilit noktada yer alır.
ÖSYM’nin soru kalıpları 7 ÖSYM’nin soru kalıpları 8
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye jeopolitiğin- Türkiye'nin jeopolitik önemini artıran unsurlar
de etkili olan değişmeyen unsurlar arasında arasında;
yer almaz? I. boğazlar
A) Coğrafi şekli
II. jeolojik yapı
B) Stratejik kaynakları
III. kıtalar arasında geçiş noktasında bulunması
C) Sosyo kültürel değerler
hangilerinin yer aldığı söylenebilir?
D) Jeomorfolojik özellikleri
A) Yalnız II B) Yalnız I C) I ve II
E) İklim koşulları
D) I ve III E) II ve III

• Jeopolitikte etkili olan unsurlardan bazıları hızlı değişirken (beşerî ve ekonomik faktörler) bazıları ise yavaş (fiziki faktörler) değişir.

5
YEREL SAAT: Yerel saat; güneşin tam tepede olduğu anda hesaplanır. Doğuda ileri, batıda ise geridir. Sadece aynı
boylamda yer alan merkezlerde aynıdır.

• Bununla ilgili genellikle şu şekilde sorular gelmektedir: Merkezler verilir ve merkezler arasındaki yerel saat farkı so-
rulur. Şu noktaya dikkat etmeliyiz: Merkezler doğu - batı doğrultusunda birbirinden ne kadar uzaksa yerel saat farkı
da buna bağlı artar.

ÖSYM’nin soru kalıpları 9 ÖSYM’nin soru kalıpları 10


Boylam farkı arttıkça yerel saat farkı da artar. Boylam farkı azaldıkça yerel saat farkı da azalır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinde verilen Buna göre aşağıdakilerden hangisinde verilen iki
iki kent arasındaki yerel saat farkı daha fazladır? kent arasındaki yerel saat farkı daha azdır?
A) Afyon -Nevşehir A) Adana-Edirne
B) Bilecik- Yozgat B) Karaman-Çankırı
C) Balıkesir -Ardahan C) Balıkesir-Yozgat
D) Zonguldak- Kilis D) Şanlıurfa-Kars
E) Gümüşhane- Mersin E) Aydın-Osmaniye

ULUSAL(ORTAK) SAAT: Türkiye’nin her yerinde aynıdır. Yazın 45° Doğu meridyeni (Iğdır), Kışın ise 30° Doğu
meridyeni (İzmit) ortak saat olarak kullanılır. 3 Haziran 1973’te uygulamaya giren yaz - kış saati; 2016 yılından sonra
sadece yaz saati olarak kullanılmaya başlandı (Amaç enerji tasarrufu) Sosyal hayatın ve iş hayatının düzenli olmasını
sağlar.

• 45° Doğu boylamından(Iğdır) uzaklaştıkça yerel saat ile ulusal saat arasındaki fark artar.

ÖSYM’nin soru kalıpları 11 ÖSYM’nin soru kalıpları 12


Ticari ve ekonomik ilişkilerin kolaylaştırılması haberleş- Aşağıda verilen kentlerden hangisinin yerel
me ve ulaşım hizmetlerinin hızlı ve düzenli bir şekilde saati ile ulusal saat arasındaki fark daha az-
yapılabilmesi için ulusal saatte ihtiyaç duyulur. dır?
Buna göre aşağıdaki verilen kentlerden hangisinin A) Kütahya B) Diyarbakır C) Kars
yerel saati ile ulusal saat arasındaki fark daha faz-
ladır? D) Ordu E) Erzurum

A) Sivas B) Denizli C) Kastamonu


D) Şanlıurfa E) Erzurum

ÖSYM’nin soru kalıpları 13


Ekinoks tarihlerinde gece - gündüz eşit olduğundan dolayı güneş yerel saate göre saat 06.00’da doğar, saat
12.00’de tepede olur ve saat 18.00’de ise batar.
Güneş Van'da şekildeki gibi iken aynı anda İstanbul’da hangi konumda olur?

A) B) C) D) E)

6
TÜRKİYE’DE MEVSİMLER

Türkiye 36° - 42° Kuzey paralelleri, 26°


- 45° Doğu meridyenleri arasında yer
alır. Bu durum gece - gündüz değişimi
ve mevsimleri etkiler. Eksen eğikliğin-
den dolayı (23° 27’’) Türkiye’de dört
mevsim (Orta kuşak) belirgin yaşanır.

21 Haziran'da Türkiye'de: 21 Aralık'ta Türkiye'de:


• Yaz mevsimi başlar. ➨➨Kış mevsimi başlar.
• En uzun gündüz yaşanır. ➨➨En kısa gündüz yaşanır.
• Kuzeye gidildikçe gündüz süresi uzar. ➨➨Güneye gidildikçe gündüz süresi uzar.
• Yıl içinde güneş ışınlarının en büyük açı ile geldiği ➨➨Yıl içinde güneş ışınlarının en küçük açı ile geldiği
gündür. gündür.
• Yıl içinde gölge boyunun en kısa olduğu gündür. ➨➨Yıl içinde gölge boyunun en uzun olduğu gündür.
• Bu tarihten sonra gündüzler kısalmaya başlar. ➨➨Bu tarihten sonra gündüzler uzamaya başlar.

21 Mart'ta Türkiye'de: 23 Eylül'de Türkiye'de:


➨➨İlkbahar mevsimi başlar. • Sonbahar mevsimi başlar.
➨➨Dünyanın ve Türkiye'nin her yerinde gece – gün- • Dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde gece – gündüz
düz eşittir = EKİNOKS eşittir = EKİNOKS
➨➨Aynı boylam üzerinde bulunan merkezlerde gü- • Aynı boylam üzerinde bulunan merkezlerde güneş
neş aynı anda doğar, batar. aynı anda doğar, batar.
➨➨Bu tarihten sonra gündüzler gecelerden daha • Bu tarihten sonra geceler gündüzlerden daha uzun
uzun olmaya başlar. olmaya başlar.

ÖSYM’nin soru kalıpları 14 ÖSYM’nin soru kalıpları 15


Türkiye'de gece gündüz süreleri tarihe göre artıp Aşağıda verilen tarihlerin hangisinde, Zongul-
azalmaktadır. dak’ta gündüz ve gece süreleri Adana’dan daha
Buna göre aşağıdaki tarihlerin hangisinde uzundur?
gündüz süresi geceden daha uzun olmasına Gündüz süreleri Gece süreleri
karşın gündüz süresi her geçen gün kısalmak- A) 21 Mart 23 Eylül
tadır?
B) 23 Eylül 21 Haziran
A) 1-5 Ocak B ) 10-15 Mart
C) 21 Haziran 21 Aralık
C) 25-30 Eylül D) 1-5 Nisan
D) 21 Aralık 21 Mart
E) 10-15 Ağustos
E) 21 Ocak 23 Eylül

7
Kış Mevsiminde güneye doğru gündüz süresi uzar. (En uzun gündüz = HATAY)

21 Mart
Ocak (Gündüz kısa,
Mayıs (Gündüz uzun,
gündüz süresi gittikçe
gündüz süresi gittikçe
uzar.)
uzar.)
21 Haziran

21 Aralık
Bu aylarda Türkiye'de Bu aylarda Türkiye'de
gündüz süresi daha uzun- gece süresi daha uzun-
dur. dur.

Kasım (Gündüz kısa,


Ağustos (Gündüz
gündüz süresi gittikçe
uzun, gündüz süresi git-
kısalır.)
tikçe kısalır.)
23 Eylül

ÖSYM’nin soru kalıpları 16 ÖSYM’nin soru kalıpları 17


Türkiye’de
Türkiye'de gece en kısa gündüz
- gündüz 21 Aralık
süreleri tarihinde
tarihlere göreyaşanır. 21 Aralık’tan
Ankara’dansonra gündüzeden
hareket süreleri
bir uzar, 21 Haziran’da
gözlemci en
gittiği Sinop’ta
uzun gündüz yaşanır. 21 Haziran’dan 21 Aralık tarihine kadar gündüz süreleri hep kısalır. Mesela ocak ayında geceler
değişim gösterir. gündüz süresinin daha kısa olduğunu görmüştür.
gündüzlerden daha uzun olup bu ayda gündüz süreleri her geçen gün uzar. Temmuz ayında ise gündüzler gecelerden
Buna
dahagöre, aşağıda
uzun olup verilen
gündüz süresiayların hangisinde
her geçen gün kısalmaktadır. Buna göre, bu gözlemin aşağıdaki ayların hangi-
gündüz süresi gecelerden uzun olup gündüz sinde yapıldığı söylenebilir?
süresi her geçen gün uzamaktadır? A) Ocak B) Mayıs C) Ağustos
SO RU
A) Temmuz B) Mayıs C) Ağustos D)gösterir.
Nisan E) Haziran
Türkiye'de gece - gündüz süreleri tarihlere göre değişim
D) Ekim Buna göre,
E) Kasım
aşağıda verilen ayların hangisinde gündüz süresi gecelerden uzun
olup gündüz süresi her geçen gün kısalmaktadır?

A) İlgilendiren
Türkiye’yi Doğrudan Ocak B) Mayıs
Sorunlar C) Temmuz
Türkiye’yi D) Ekim İlgilendiren
Dolaylı E) Kasım
Sorunlar
• Irak Sorunu ➨➨Orta Asya'da Yaşanan Sorunlar
• Batı Trakya SorunuÇözüm: Türkiye'de gündüz süresi yaza yakın ➨➨Kafkasya'daki
aylarda (mayısSorunlar
ve temmuz) geceler-
den uzundur. Ancak soruda gündüz süresinin ➨her geçen gün kısaldığını söylemesi
• Fır Hattı ➨ Libya Sorunu
21 Haziran tarihinden sonraki yaz aylarını (temmuz) kanıtlar.
• Avrupa'da yaşayan Türkler ➨➨Yemen Sorunu Cevap: C

• Ege Denizi'ndeki Kıta Sahanlığı Sorunu ➨➨Myanmar


• Suriye Sorunu (Su ve İç Karışıklıklar) ➨➨Orta Doğu'da Yaşanan Sorunlar
• Ermeni Sorunu ➨➨Afganistan Sorunu
14
• Kıbrıs Sorunu ➨➨Doğu Türkistan Sorunu

ÖSYM’nin soru kalıpları 18


Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'yi ilgilendiren doğrudan sorunlardan biri değildir?
A) Batı Trakya sorunu
B) Fır hattı sorunu
C) Kıta sahanlığı sorunu
D) Bosna Hersek sorunu
E)Kıbrıs sorunu

8
Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler:
➨➨Ukrayna
➨➨Rusya
➨➨Gürcistan
➨➨Abhazya
➨➨Türkiye
➨➨Romanya
➨➨Bulgaristan

ÖSYM’nin soru kalıpları 19


Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dâhil, Marmara Denizi
hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m. olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege De-
nizi'ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek şeklinde bir denizdir. Karadeniz en derin yeri 2210 m. olan 1200 kilometre
uzunluğunda bir çanak halindedir ve de özelliklerinden biri 200 m derinliğin altında oksijensizlik nedeniyle yüksek
sınıflı canlıları içeren bir yaşam bulunmamasıdır.
Buna göre aşağıdaki ülkelerden hangisinin Karadeniz'de bağlantısının bulunduğu söylenemez?
A) Rusya B) Gürcistan C) Romanya
D) Bulgaristan E) Kazakistan

Hazar Denizi’ne kıyısı olan ülkeler


• Azerbaycan
• Rusya
• Kazakistan
• Türkmenistan
• İran

Not: Hazar’da zengin petrol ve doğal gaz rezervle-


ri bulunmaktadır.

ÖSYM’nin soru kalıpları 20


Dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz havzalarından biri Hazar Gölü'dür. Hazar Gölü'ne kıyı bağlantısı bulunan
ülkeler petrol ve doğalgazda pay sahibidir. Bu ülkelerin enerji kaynaklarını dünya piyasalarına sunmaları için Tür-
kiye'nin konumuna ihtiyaç duyulur. Bu durum Türkiye'nin jeopolitik konumunun önemini bir kez daha ortaya çıkar-
maktadır.
Buna göre aşağıdaki ülkelerden hangisinin bunlardan biri olduğu söylenemez?
A) Türkmenistan B) Azerbaycan C) Kazakistan
D) Irak E) İran

9
TÜRKİYE SINIRLARI

• Türkiye sınırlarının toplam uzunluğu, 2753 km’si Türkiye - İran Sınırı: 454 km’lik Türkiye - İran sınırı,
(%24,8’i) kara sınırları, 8333 km’si (%75,2’si) de de- Türkiye - Nahçıvan - İran sınırlarının kesişme noktasın-
niz kıyıları olmak üzere, toplam 11.086 km’dir. daki Dilucu’ndan başlar ve Irak sınırının başladığı Şa-
• 8333 km’lik kıyılarımızın, 6480 km’si (%77,8’i) Ana- patan (eski adı Kelşim) Geçidi’ne kadar uzanır. Türkiye
dolu kıyılarından; 786 km’si (%9,4’ü) Trakya kıyıla- sınırları arasında tek doğal sınır olarak kabul edilir ve
rından; 1067 km’si (%12,8’i) de adalar kıyılarından 1639’da Kasr-ı Şirin Antlaşması ile belirlenmiştir.
oluşmaktadır.
• 2805 km’yi bulan Ege Denizi kıyısı tüm Türkiye kıyı- Türkiye - Suriye Sınırı: Suriye ile olan sınırımız; Ha-
larının %33,7’sini meydana getirmektedir. tay’ın 1939’da da anayurtla birleşme kararı aldı. Böylece
• İran millî sınırımız dışındaki kara sınırlarımız, hemen bugünkü Türkiye - Suriye sınırı belirlenmiş oldu. Ayrıca
tümüyle belirlenme tarihi yeni sınırlar olup, Lozan Ba- Hatay’da, Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Mü-
rış Antlaşması sonucu çizilmiştir. dürlüğüne bağlı Zeytin Dalı Gümrük Müdürlüğü kuruldu.
Komşularımız içinde en uzun kara sınırını oluşturur.
• Sadece İran ve Irak sınırları doğal sınırlar niteliği taşı-
maktadır. Diğerleri ise yer yer bazı doğal engellerden
geçerlerse de, büyük bir çoğunluğuyla yapay sınır ni- Türkiye – Bulgaristan Sınırı: Bulgaristan’la olan sını-
teliği taşırlar. (Doğanay, 1997: 98-99) rımız Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) ile belirlen-
miştir.
Türkiye - Gürcistan - Ermenistan - Azerbaycan Türkiye - Bulgaristan sınırı, Türkiye için çok büyük bir
(Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) Sınırları stratejik önem taşır. Türkiye - Yunanistan ve Bulgaris-
tan sınırlarının kesişme noktasında Kapıkule Gümrük
• 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu,
Kapısı vardır. Edirne kentine 18 km kadar uzaklıktaki
doğudan üç yeni komşumuz oluştu: Gürcistan, Erme-
bu gümrük kapısı, Türkiye’nin en işlek ve en önemli
nistan ve Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti)
gümrük kapısıdır. Türkiye, demir yolu ve kara yoluyla,
• Eski Sovyetler Birliği ile olan bu sınırımız, 16 Mart bu kapıdan Avrupa’ya açılır. Aynı yollardan, Avrupa da
1921’de Moskova Antlaşması ile çizildi. Türkiye ve Güneybatı Asya’ya bağlanır.
• Türkiye - Gürcistan sınırının toplam uzunluğu 276
km’yi bulur. Bu sınırımız üzerinde, Sarp (Artvin’de),
Türkiye - Yunanistan Sınırı:
Türkgözü (Ardahan’da) ve Aktaş (Ardahan’da) sınır
kapıları bulunmaktadır. • Ülkemizin bu günkü sınırları, 24 Temmuz 1923 tari-
hinde yapılan Lozan Antlaşması'nda çizilmiştir.
• Türkiye - Ermenistan sınırı, (316 km’lik) Başköy’ün
kuzeydoğusundan başlar ve genel olarak Arpaçay ve • Türkiye ile olan sınırın önemli bir bölümünü Meriç
Aras vadilerini izler. Bu sınırımızda Akyaka ve Alican Nehri çizer.
sınır kapıları bulunmaktadır. Ancak, her iki kapı da, • İpsala, Uzunköprü ve Karaağaç gümrük kapıları bu-
Ermenistan’la aramızdaki mevcut sorunlar nedeniyle, lunur.
kapalı durumdadır.
• Azerbaycan’a ait Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile en
kısa sınırı doğuda yer alır. Dilucu Sınır Kapısı buraya
açılır.

10
ÖSYM’nin soru kalıpları 21 ÖSYM’nin soru kalıpları 22
Türkiye’nin birçok ülke ile sınırı bulunmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin demiryolu
Buna göre Türkiye'nin en yeni ve en eski sınırı bağlantısının olduğu sınır kapılarından biridir?
aşağıdaki ülkelerden hangileridir? A) Gürbulak
En Yeni En Eski B) Sarp
A) Yunanistan Bulgaristan C) Üzümlü
B) İran Irak D) Esendere
C) Suriye İran E) Akyaka
D) Irak Yunanistan
E) Gürcistan İran

11
1. DOĞAL (FİZİKİ) ÖZELLİKLERİNE GÖRE ŞEKİLSEL BÖLGELER
Bu bölge türü diğerlerine göre daha uzun zamanda değişir.

• Yer Şekillerine Göre Bölgeler: Dağlık bölge, ovalık bölge, plato bölgeleri, karstik bölge

• İklim Özelliklerine Göre Bölgeler: ılıman, soğuk iklim, Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi, nemli iklim bölgeleri, yarı kurak
iklim bölgeleri

• Bitki Örtüsüne Göre Bölgeler: maki, bozkır, çalılık, çayır bölgesi

• Su Özelliklerine Göre Bölgeler: Denizler, akarsular, göller ve yer altı suları, tatlı, tuzlu, acı ya da sodalı su bölgeleri

• Toprak Tiplerine Göre Bölgeler: nemli bölge toprakları, kurak bölge toprakları, yerli kaya toprakları veya taşınmış
topraklar

• Doğal Afet Özelliklerine Göre Bölgeler: Deprem, sel, çığ ve heyelan bölgeleri

2. BEŞERÎ ÖZELLİKLERİNE GÖRE ŞEKİLSEL BÖLGELER


Doğal özelliklere göre oluşturulan bölgelere göre daha hızlı değişir.

a. Nüfus Özelliklerine Göre Bölgeler: sık nüfuslu bir bölge, seyrek bölge, yoğun göç alan bölge, yoğun göç
veren bölgedir

b. Ekonomik Özelliklerine Göre Bölgeler

• Tarım Özelliklerine Göre Bölgeler: buğday tarım bölgesi, turunçgiller tarım bölgesi, çay tarım bölgesi, küçükbaş
hayvancılık bölgesi veya balıkçılık bölgesi

• Sanayi Özelliklerine Göre Bölgeler: gıda sanayi bölgesi, demir-çelik sanayi bölgesi, otomotiv sanayi bölgesi

• Ticaret Özelliklerine Göre Bölgeler: serbest ticaret bölgeleri

• Turizm Özelliklerine Göre Bölgeler: Yaz turizm bölgesi, kaplıca turizm bölgesi, kış turizm bölgesi, kültür turizmi
bölgesi, inanç turizmi bölgesi

• Maden Özelliklerine Göre Bölgeler: Demir bölgesi, bor bölgesi, krom bölgesi, bakır bölgesi, kömür bölgesi, petrol
bölgesi ve doğal gaz bölgesi

• Ulaşım Özelliklerine Göre Bölgeler: Hava yolu, demir yolu, kara yolu ve deniz yolu bölgeleri

• Karma Bölgeler: Çok sayıda bölgeye sahip yerlerdir. Antalya; karstik bölge, dağlık bölge, turizm bölgesi, Akdeniz
iklim bölgesi gibi farklı bölgeler içinde yer alır.

12
c. Yerleşim Özelliklerine Göre Bölgeler: toplu yerleşme, dağınık yerleşme, dairesel yerleşme, çizgisel yerleşme böl-
geleri, ahşap mesken bölgeleri, taş mesken bölgeleri, toprak mesken bölgeleri, gecekondu bölgesi, düzenli kentsel
bölgeler; şehir bölgeleri, kırsal bölgeler

ç. Mesken Yapı Özelliklerine Göre Bölgeler: Ahşap, tüf, betonarme, taş, kerpiç mesken bölgeleri

d. Siyasi ve Askerî Bölgeler: BM (Birleşmiş Milletler), AB (Avrupa Birliği), OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği
Örgütü), İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı), NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü

e. Kültür ve Dinî Özelliklerine Göre Bölgeler: Latin Amerika, Slav, Hint, Avrupa kültür bölgeleri İslamiyet, Hristiyan-
lık, Musevilik, Budizm

f. Planlama Özelliklerine Göre Bölgeler: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Doğu
Karadeniz Bölgesi Projesinin (DOKAP) uygulandığı bölgeler

3. İŞLEVSEL (FONKSİYONEL) ÖZELLİĞİNE GÖRE BÖLGELER


a. Mülki İdari Özelliklerine Göre Bölgeler: İl, ilçe ve köy gibi idari anlamda oluşturulan bölgeleri

b. Yerel Yönetim Özelliklerine Göre Bölgeler: il özel idaresi bölgesi, Belediye hizmet bölgesi

c. Kamu Kurumlarının Hizmet Özelliklerine Göre Bölgeler: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel
Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu

Bölge sınırları kesin hatlarla ayrılır mı? Bölge sınırlarını kesin hatlarla birbirinden ayırmak zordur. Doğal bölge sınır-
ları genellikle geçiş gösterir. Ancak; işlevsel, beşerî ve ekonomik bölgelerde(İdari, mülki, yerel, kamu yönetim bölgeleri)
sınırlar daha kesindir.

Bölge sınırları değişir mi? Bölge sınırları zamanla değişebilir. İşlevini yitiren bölgeler zamanla tamamen ortadan kal-
kar veya yerini yeni bölgelere bırakabilir. Doğal bölgeler de yavaş, beşerî ve ekonomik bölgeler de daha hızlı değişebilir.

Bölge sınırları çakışır mı? Genellikle idari, siyasi veya askerî bölgelerin sınırları ülke sınırlarıyla örtüşmektedir. Ancak
doğal bölge sınırlarıyla beşerî bölge sınırları birbiriyle her zaman örtüşmez.

13
ÖSYM’nin soru kalıpları 23 ÖSYM’nin soru kalıpları 24
Bölgeler oluşturulurken doğal, beşeri ve ekono- Bölge sınırlarının oluşturulmasında yaygın olarak do-
mik özelliklerden yalnızca biri veya birkaçı kulla- ğal unsurlar kullanılır.
nılabilir.
Buna göre Antalya ili aşağıdaki bölge çeşitle-
rinden hangisi içerisinde yer almaz?
A) Sanayi
B) Turizm
C) Dağlık
D) Karstik
Buna göre dağılışı verilen alanlarda hangi bölge-
E) Maki nin yer aldığı söylenemez?
A) Dağlık Bölge
B) Ovalık Bölge
C) Kaplıca Bölgesi
D) Volkanik Bölge
E) Karstik Bölge

Çizgisel hız:
Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızına çizgisel hız denir. Ekvatordan kutuplara doğru çizgisel hız azalır yani
Türkiye'ye uyarladığımızda güneyden kuzeye doğru yani Hatay’dan Sinop’a doğru çizgisel hız azalır.

Açısal hız:
Küresel cisimlerin ekseni etrafında birim zamanda katettiği açıya ise açısal hız denir. Açısal hız Dünyanın her tarafında
aynıdır. Türkiye'de de her yerde aynıdır, değişmez.

Kutup Yıldızı(Polaris, Demirkazık):


Türkiye’de gölge boyu
Kutup Yıldızı Küçükayı takımyıldızının en parlak yıldı-
zıdır. Kuzey kutbu üzerinde yer alır. Türkiye’de görün-
mesi bizim kuzey yarım kürede yer aldığımızı ispat-
lar. Türkiye’de hangi enlem üzerindeyseniz o açıyla
görürsünüz. Mesela Hatay’da 36 derece Sinop’ta 42
derece ile görülür.
İki meridyen arası: Türkiye’de iki meridyen arası me-
safe güneye doğru artar.

Türkiye’de gölge boyu:


Türkiye mutlak konumundan dolayı güneş ışınlarını
dik açıyla almaz. Bu yüzden gölge boyları sıfır olmaz.
Gölge boylarının en kısa olduğu tarih 21 Haziran, en
uzun olduğu tarih 21 Aralıktır. Türkiye'de güneyden
kuzeye doğru gidildikçe her zaman gölge boyları uzar.
Ayrıca aynı merkezlerde yazın gölge boyları kısayken
kışın daha uzundur.

• Ardışık iki paralel arası mesafe 111 km'dir. İki meridyen arası mesafe kutuplara doğru daralmasına rağmen zaman farkı sabittir. Bu durumun
sebebi kutuplara doğru çizgisel hızı azalmasıdır.

1.C 2.C 3.E 4.E 5.D 6.C 7.C 8.D 9.C 10.B 11.B 12.C
13.C 14.E 15.C 16.B 17.A 18.D 19.E 20.D 21.C 22.E 23.A 24.E

14
1. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’nin orta kuşak- 4. Konya’dan 10 günlüğüne Bayburt’ta giden bir kişi,
ta yer alması ile ilgili bir durum değildir? bu süre içinde, Bayburt’taki gündüz süresinin Kon-
ya’dakinden uzun olduğunu ve gündüz sürelerinin
A) Yıl içinde sıcaklık değişimin fazla olması her gün biraz kısaldığını gözlemlemiştir.
B) Batı rüzgârlarının etkisinde kalması Bu gözlem, aşağıdaki ayların hangisinde yapıl-
C) Dağların güney yamaçlarının daha fazla ısın- mış olabilir?
ması
A) Ocak
D) Cephe yağışlarının görülmesi
B) Kasım
E) Dört meşinim belirgin yaşanması
C) Mayıs

D) Şubat

E) Ağustos

2.
5. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin Kuzey Ya-
rım Kürede yer aldığını kanıtlamaz?

A) 21 Haziranda gündüz süresinin geceden uzun


olması

B) Kış mevsiminde cephe yağışlarının artması

C) Kuzeyden esen rüzgârların sıcaklığı düşürmesi

Yukarıdaki haritada verilen merkezlerden han- D) Dağların güney yamaçlarının yıl boyunca çok
gisinin yıl içinde gece gündüz süre farkı daha ısınması
fazla değişir?
E) Güneye doğru paralel derecelerinin küçülmesi
A) I B) II C) III D)IV E) V

6.
3. Kırşehir 34° Doğu meridyeni ve 39° Kuzey paralel-
leri de yer alır.

Aşağıdakilerden hangisi üzerinde bulunan bir


yerde verilen tarihte gündüzler Kırşehir'inkin-
den daha uzundur?

A) 45° Doğu meridyeni 21 Aralık

B) 38° Kuzey paraleli 21 Haziran


Yukarıdaki haritada verilen merkezlerden hangi-
C) 35° Kuzey paraleli 21 Haziran sinde Gurup süresi daha uzundur?
D) 37° Kuzey paraleli 21 Aralık A) I B) II C) III D) IV E) V
E) 43° Kuzey paraleli 21 Mart

15
7. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin jeopolitiği 10. Aşağıdaki ülkelerden hangisinin Karadeniz’e kı-
daha az etkiler? yısı bulunmaz?

A) Dünyanın en fazla sanayileşmiş kıtası ile ham- A) Rusya


madde zengini Ortadoğu ülkeleri arasında bu-
B) Bulgaristan
lunması
C) Moldova
B) Yer şekilleri çeşitliğine bağlı farklı iklim çeşitleri-
nin bulunması D) Ukrayna

C) Transit ticarette kilit bir yerde bulunması E) Romanya

D) Akdeniz ve Karadeniz’i bir birine bağlayan tek


suyolu geçişinin Türkiye topraklarında bulun-
ması

E) Kıtalar arasında merkezi bir noktada bulunması

11. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'yi doğrudan il-


8. Aşağıdakilerden hangisi jeopolitiğinin değişme- gilendiren sorunlardan biri değildir?
yen unsurlarından biri değildir?
A) 1915 olayları
A) İklimler
B) Kıbrıs sorunu
B) Su kaynakları
C) Fır hattı sorunu
C) Coğrafi konum
D) Balkanlardaki Türkler sorunu
D) Teknolojik özellikler
E) Kafkasya’daki sorunlar
E) Jeomorfolojik özellikler

9.

12. Doğu batı yönünde bir birinden uzak olan merkezler


arasında yerel saat fazladır.

Buna göre aşağıdaki merkezlerden hangisi ikisi


arasındaki bu fark daha fazladır?

A) Bingöl-Eskişehir

B) İzmit-Niğde

Türkiye haritasında verilen merkezlerden hangi- C) Bitlis-Giresun


sinde 21 Haziran'da güneşin daha erken doğdu- D) Uşak-Muş
ğu söylenebilir?
E) Rize-Şanlıurfa
A) I B) II C) III D) IV E) V

16
13. Aşağıdaki merkezlerden hangisinin yerel saati 16.
ile ulusal saat arasındaki fark daha azdır?

A) Erzincan

B) Isparta

C) Bitlis

D) Gümüşhane

E) Manisa
Yukarıdaki haritada verilen merkezlerden hangi-
sinde alacakaranlık süresi daha kısadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

14.

17. Siyasi coğrafyanın devletlere sağladığı avantaj ve


dezavantajları jeopolitik inceler.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi jeopolitiği-


nin değişen unsurlarından biri değildir?

A) Politik değerler
Yukarıdaki haritada verilen merkezlerden hangi-
B) Sanayi gücü
sinin yıl içinde gece gündüz süre farkı daha az
değişir? C) Askeri gücü

A) I B) II C) III D) IV E) V D) Teknolojik özellikler

E) Jeomorfolojik özellikler

15. Bilecik ve Kalecik merkezleri yaklaşık aynı enlem 18. Türkiye bulunduğu konumdan dolayı birçok sorun
üzerinde yer alır. ile karşı karşıyadır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu merkez- Buna göre aşağıdakilerden hangisi Türkiye'yi
lerde aynı değildir? doğrudan ilgilendiren sorunlardan biridir?

A) Gurup süresi A) Libya sorunu


B) Çizgisel hızları B) Bosna Hersek sorunu
C) Gölge boyları C) Fır hattı sorunu
D) Gece gündüz süre farkı D) Keşmir sorunu
E) Güneşin doğuş anı E) Kafkasya’daki sorunlar

17
19. 22. Aşağıdaki tarihlerin hangisinde gündüz süresi
geceden daha kısa olmasına karşın gündüz sü-
resi her geçen gün uzamaktadır?

A) 1-5 Ocak

B) 25-30 Mart

C) 25-30 Eylül

D) 10-15 Nisan

E) 10-15 Temmuz
Türkiye haritasında verilen merkezlerden hangi-
sinde 21 Aralık'ta güneşin daha erken doğduğu
söylenebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

23.

20. Doğu batı yönünde bir birinden uzak olan merkezler


arasında yerel saat fazladır.

Buna göre aşağıdaki merkezlerden hangisi ikisi


arasındaki bu fark daha azdır?
Türkiye haritasında verilen merkezlerden han-
A) Ağrı-Eskişehir gisinde 21 Haziran'da gündüz suresinin daha
B) İzmir-Şırnak uzun olduğu söylenebilir?

C) Şanlıurfa-Giresun A) I B) II C) III D) IV E) V

D) Uşak-Ankara

E) Rize-Karaman

24. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin mutlak ko-


21. Aşağıdaki merkezlerden hangisinin yerel saati numu ile açıklanamaz?
ile ulusal saat arasındaki fark daha fazladır?
A) Ardahan'dan Siirt'e doğru çizgisel hızın artması
A) Ordu B) Mersin'in ortalama sıcaklığının Bartın'dan yük-
B) Hatay sek olması

C) Bitlis C) İzmir'in ocak ayında Çanakkale'den daha sıcak


olması
D) Düzce
D) Eskişehir'de yerel saatin Ağrı'dan daha geri ol-
E) Manisa ması

E) Kış mevsiminde Sinop'un Sivas'tan daha sıcak


olması

18
25. Aşağıda verilen ülke ve bu ülkelere açılan sınır 28. Aşağıdaki Türkiye haritasında bazı kentlerin koordi-
kapısı eşleştirmelerinden hangisinin doğru ol- natları gösterilmiştir.
duğu söylenemez?

A) Yunanistan-İpsala

B) İran-Kapıköy

C) Gürcistan-Sarp

D) Suriye-Habur

E) Ermenistan-Akyaka
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu merkez-
ler için doğru bir bilgi değildir?

A) 21 Haziran tarihinde güneş en geç Antalya’da


doğar.
26. Türkiye'de 21 Aralık tarihinde aşağıdakilerden
hangisinin yaşandığı söylenemez? B) Kahramanmaraş’tan Sakarya’ya doğru tan sü-
resi uzar.
A) Yıl içinde en uzun gölge boyu oluşur. C) Antalya’nın güneş karşısındaki geçiş hızı veri-
B) Güneyden kuzeye doğru gece suresi uzar. len diğer kentlerden daha fazladır.
D) Antalya’da açısal hız Sivas’tan fazladır.
C) Bu tarihten sonra gündüz süresi kısalmaya baş-
lar. E) Sivas’tan Antalya’ya doğru gölge boyları kısalır.

D) Güneydeki merkezlerde gölge boyu daha


kısadır. 29. Bazı bölge türleri diğerlerine göre daha uzun za-
E) Aynı boylamda yer alan güneydeki merkezlerde manda değişir.
güneş daha erken doğar. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu bölge tür-
lerinden biri değildir?

A) Yer Şekillerine Göre Bölgeler


B) İklim Özelliklerine Göre Bölgeler

27. Aşağıdaki Türkiye haritasında bazı yerler işaretle- C) Tarım Özelliklerine Göre Bölgeler:
nerek gösterilmiştir. D) Bitki Örtüsüne Göre Bölgeler
E) Su Özelliklerine Göre Bölgeler

30. Yeni bölge sınıflandırılması ile ilgili hangisi doğ-


ru bilgi değildir?

A) Bölge sınırlarını kesin hatlarla birbirinden ayır-


mak zordur.
B) Doğal bölge sınırları genellikle geçiş gösterir.
C) İşlevsel, beşerî ve ekonomik bölgelerde sınırlar
daha kesindir.
Buna göre hangi merkezden doğuya doğru doğ-
D) Bölge sınırları zamanla değişebilir.
ru 2000 km gidildiğinde daha fazla meridyen
üzerinden geçilir? E) Doğal bölgeler hızlı , beşerî ve ekonomik böl-
geler de yavaş değişir.
A) I B) II C) III D) IV E) V

19
CEVAP ANAHTARI
Daha fazla soru için

1.C 2.A 3.D 4.E 5.B 6.A 7.B 8.D

9.A 10.C 11.E 12.D 13.C 14.D 15.E

16.D 17.E 18.C 19.E 20.C 21.E 22.A 23.A

24.E 25.D 26.C 27.A 28.D 29.C 30.E

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL
COĞRAFYANIN İVMESİ 2 KASIM
SAYISI

• Türkiye’nin Yerşekilleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru

ile örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle

imkânları kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası

olacaktır. 1. Dergiye ulaşamayan arkadaşlar bu derginin linkinden ulaşabilirler! Bu çalışmada bize her türlü desteği

sağlayan kitapsec.com, Salih Asef İPİN, Koray KOR, Ebru ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç

bilirim.

Öğretmenlik atama mücadelesinde;

• Branş Öğretmenleri Atama Mücadele Platformu

• MEB Öğretmenler Atama Platformu(MÖAP)

• TÜRKÇE ÖABT-GK GY-EB AİLESİ

• Sosyal Bilgiler ÖABT Akademi

• Kpss Coğrafya (Kemal ARSLAN)

• Bakırköy Beyazkalem

• Avcılar Beyazkalem'e

katkılarından dolayı teşekkür ederim.

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TÜRKİYE’NİN YERŞEKİLLERİ

Fiziki haritalar: Yer şekillerini gösteren haritalardır. Türkiye, yer şekillerinin çeşitliliği bakımından zengin bir ülkedir.
Türkiye’nin ortalama yükseltisi 1132 metredir. Türkiye arazisinin yarıdan fazlasının ortalaması 1000 metreden fazladır.
Bu yüzden, Türkiye fiziki haritasında kahverengi tonları daha geniş yer tutar.

Fiziki haritalarda;
• Deniz seviyesine yakın alçak alanlar (0 - 500 metre) yeşil,
• Orta yükseklikteki yerler (500 - 1000 metre) sarı,
• Yüksek yerler (1000 metre üstü) ise kahverengi tonları ile gösterilir.
• Denizler de ise mavi renk kullanılır. Mavinin tonları derinliği (Koyu mavi) ya da sığlığı (Açık mavi) ifade eder.

Yükselti neyi etkiler? Eğim, engebe neyi etkiler?


• Akarsuların hidroelektrik potansiyelini ➨➨Yol yapım maliyetini
• Sıcaklık ortalamasını ➨➨Ekili - dikili arazi oranını
• Tarım ve hayvancılığı
➨➨Makine kullanımını
• Gerçek sıcaklık ile indirgenmiş sıcaklık arasın-
daki farkı ➨➨Gerçek alan ile iz düşüm alan arasındaki farkı
• Akarsu vadi şekillerini etkiler. ➨➨Fiziki haritalarda renk değişimini etkiler.

ÖSYM’nin soru kalıpları 1 ÖSYM’nin soru kalıpları 2


Fiziki haritalarda renkler yükselti basamaklarını Çukurova ve Isparta Ovası’nın ikisi de Akdeniz Böl-
ifade eder. gesi’nde olmasına karşın, bunlar fiziki haritada farklı
renklerle gösterilmektedir.
Buna göre aşağıdaki illerden hangisinin fiziki
Bunun nedeni bu iki ovanın hangi bakımdan farklı
haritada sınırları içerisinde kullanılan renk sa-
olmasıdır?
yısı daha fazladır?
A) Yıllık yağış tutarı
A) Adana B) Şanlıurfa C) Ankara
B) Bulundukları bölüm
D) Muş E) Kırklareli C) Enlem dereceleri
D) Deniz seviyesinden yükseklikleri
E) Bitki örtülerinin farklılığı

ÖSYM’nin soru kalıpları 3


Türkiye'de yer şekillerinin sade olduğu bir yöre için hangisi kesinlikle söylenemez?
A) Fiziki haritalarda renk değişimi azdır.
B) Yol yapım maliyeti düşüktür.
C) Gerçek alan ile izdüşümü alan arasındaki fark azdır.
D) Hidroelektrik potansiyeli düşüktür.
E) Tarımda makine kullanımı yaygındır.

3
‡ Bu dağların büyük bir kısmı, yakın jeolojik dönemde olmuştur.
‡ Kuzey ve güneyde dağlar kıyıya paralel, batıda ise kıyıya dik uzanır.
‡ Kemal Arslan
Birçok yüksek dağın zirvesinde 4. Jeolojik Zaman'dan kalma güncel buzullara rastlanır.
JEOLOJİK DEVİRLER
TÜRKİYE’NİN JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Jeolojik Dönemler Dönemin özellikleri

– Zonguldak’ta taş kömürü yatakları oluşmuştur.


I. Jeolojik
(Paleozoik) – Yıldız Dağları, Menteşe Masifi, Saruhan, Kastamonu, Kırşehir
ve Bitlis masifi oluşmuştur.

II. Jeolojik
– Türkiye’de geniş bir alanda (Tetis Denizi) tortullar oluşmuştur.
(Mezozoik)

– Türkiye arazisi ana hatlarıyla bu dönemde oluşmuştur.


Türkiye'de
– Türkiye’deki kıvrım, kırık ve volkanik dağların büyük bir kısmı
jeolojik
III. Jeolojik oluşmuştur.
devirler (Tersiyer)
– Linyit, bor, tuz, petrol ve doğal gaz yatakları oluşmuştur.
– Anadolu’da büyük fay kuşakları (BAF - KAF - DAF) oluşmuştur.

– İstanbul ve Çanakkale boğazları meydana gelmiştir.

IV. Jeolojik – Egeid Karası çökerek Ege Denizi oluşmuştur.


(Kuaterner) – İnsan bu dönemde ortaya çıkar.
– Kıbrıs Adası Anadolu’dan ayrılmıştır.

İlkel Zaman (Prekambrien) : Kıta çekirdeklerinin ilk oluştuğu dönemdir.


Önemli: Türkiye arazisinin büyük bir kısmı III. ve IV. Jeolojik dönemde (günümüze yakın dönemlerde) oluştuğu için
arazimiz genç bir yapıya sahiptir.

Türkiye arazisinin genç oluşumlu olmasının kanıtları


25 Masif arazi
• Türkiye arazisinin çok yüksek ve engebeli olması, Eski jeolojik dönemlerde oluşan sert kara kütle-
• Kaplıcaların yaygın olması lerine masif arazi denir. Menteşe, Yıldız Masifi,
• Depremlerin sık sık meydana gelmesi, Kazdağı, Uludağ, Sultandağı, Saruhan, Kır-
şehir, Anamur, Bitlis, Mardin Eşiği ve Kasta-
• Linyit yataklarının yaygın olması
monu - Devrekâni önemli masif arazilerdir.
• Akarsuların denge profilinden uzak olması kanıtlar.

Not: Yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir 1 °C sıcaklık artar. Buna jeoterm basamağı denir. Yerin içyapısı ile
ilgili bilgilere; sondajlar, volkanik patlamalar ve sismik (Deprem) dalgalar sayesinde ulaşılır.

ÖSYM’nin soru kalıpları 4 ÖSYM’nin soru kalıpları 5


Anadolu Yarımadası'nda gerçekleşen olay ve Türkiye arazisinin önemli bir kısmı genç oluşumludur.
jeolojik zaman eşleştirmelerinden; Aşağıdakilerden hangisi bu durumun kanıtların-
I. Anadolu'da zengin linyit yataklarının oluşumu- dan biri değildir?
3. jeolojik zaman
A) Türkiye arazisinin çok yüksek ve engebeli olması,
II. Kırşehir ve Kazdağı gibi arazilerin oluşumu- 1
B) Kaplıcaların yaygın olması
jeolojik dönem
C) Depremlerin sık sık meydana gelmesi
III. Tetis Denizinin oluşumu -2. jeolojik zaman
D) Masif kütlerinin birçok bölgede bulunması
hangilerinin doğru olduğu söylenebilir?
E) Akarsuların denge profilinden uzak olması
A) I ve II B) II ve III C) I ve III
D) I, II ve III E) Yalnız II

ÖSYM’nin soru kalıpları 6

Eski jeolojik dönemlerde oluşan sert kara kütlelerine masif arazi denir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu alanlardan biri değildir?
A) Menteşe B) Yıldız Dağları C) Saruhan D) Ağrı E) Bitlis

4
Kemal Arslan
İÇ KUVVETLER

Kaynağını yerin merkezinden (iç ısısı) alan kuvvetlere iç kuvvetler denir.

• Dağ oluşumu,

• Kıta oluşumu,

• Depremler,

• Volkanizma iç kuvvetleri oluşturur.

A) OROJENEZ (Dağ oluşumu)

1. Kıvrım Dağları: Daha önceki jeolojik devirlerde denizel alanlarda (jeosenklinalinal) biriken tortulların iç kuvvetlerin
oluşturduğu yan basıncın etkisiyle sıkıştırılıp kıvrılmasıyla oluşmuştur.

➨➨Karadeniz (Kuzey Anadolu) dağları: Küre, Giresun, Kalkanlı, Köroğlu, Ilgaz, Canik. Yıldız, Çimen, Kop, Mescid
ve Yalnızçam dağlarıdır.

➨➨Güney Anadolu Dağları (Toroslar): Batı ve Orta Toros dağ sıralarından oluşmaktadır. Bey, Geyik, Sultan Dağları,
Bolkar, Aladağlar, Tahtalı, Binboğa ve Nur (Amanos) dağlarından oluşmaktadır.

➨➨Güneydoğu Anadolu Dağları: Bu dağların en yüksek noktası Hakkâri’de bulunan Buzul Dağlarının doruğudur. (Ulu
Doruk 4135m)

Not: Bu dağlar kuzeyde ve güneyde kıyıya PARALEL uzandığı için:

• Boyuna tipli kıyıları ortaya çıkarmış,

• Deniz etkisinin iç kesimlere girişini engelleyerek karasal iklimin etki alanını genişletmiş,

• Kıyıların bol, iç kesimlerin az yağış almasına sebep olmuş,

• Limanların hinterlandı daralmış,

• Kıyı ile iç kesim arası ulaşım zorlaşmıştır.

5
Kemal Arslan

2. Kırıklı Dağlar: Esnekliğini yitirmiş tabakaların ve tortulların yan basıncına maruz kalmasıyla, sert oldukları için
kıvrılamayıp kırılması ile kırıklı dağlar ortaya çıkar. Kırılma sonucu yükselen yerlere horst alçalan yerlere graben denir.
Kaz, Madra, Yunt, Boz dağları, Aydın dağları, Amanos ve Menteşeler önemli örneklerdir.

➨ Bu alanlarda kırılmadan dolayı deprem riski yüksek, kaplıcalar fazladır. Ayrıca termal turizmi ise gelişme göster-
miştir.

Not: Ege Bölgesi'nde dağlar kıyıya DİK uzandığı için (Menteşe hariç):

• Girinti – çıkıntı fazladır, çok sayıda koy ve körfez oluşmuştur,

• İç kesimlere ulaşım kolaydır,

• Limanların hinterlandı (ard bölgesi) geniştir,

• Deniz etkisi iç kesimlere kadar sokulabilir,

• Enine kıyı tipi oluşmuştur.

• Kıta sahanlığı geniştir,

• Delta oluşumu kolaydır.

Önemli: Anadolu Yarımadası kuzeydeki ve güneydeki levhalar arasında sıkıştığı için dağlar genellikle doğu - batı
yönlü uzanmaktadır. Bu durum akarsuların yönü, ulaşım yönünü tayin edip denizel iklimlerin etki alanını daraltmıştır.

3. Volkanik Dağlar: Yerin derinliklerindeki magmanın, basıncın artması durumunda yerkabuğundaki çatlaklardan
yeryüzüne çıkmasıyla ya da yüzeye çıkmadan oluşan dağlardır. Volkanik patlama çukuruna krater, volkanik alanın çök-
mesiyle oluşmuş kraterden daha geniş çukurlara kaldera adı verilir. Gaz sıkışması sonucu patlamayla oluşan çukurlara
maar adı verilir.

• Doğu Anadolu: Büyük ve Küçük Ağrı, Tendürek, Nemrut, Süphan

• İç Anadolu: Erciyes Dağı, Hasan Dağı, Karadağ, Karacadağ,


Melendiz

• Ege Bölgesi: Kula Tepeleri

• Marmara Bölgesi: Uludağ (İç püskürük)

• Güneydoğu Anadolu: Karacadağ

• Karadeniz Bölgesi: Köroğlu Dağları çevresinde

• Akdeniz Bölgesi: Hassa Volkanları yer alır.

Önemli: Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde volkanik dağlar geniş yer kaplar. Bu iki bölgede dağlar bir çizgi
şeklinde(fay hattı) Güneybatı ve Kuzeydoğu yönlü uzanmıştır.

6
Kemal Arslan

Volkanizma ile ilgili şunları bilmemiz gerekir:

➨➨Volkanik arazilerde tarımsal verim yüksektir.


➨➨Türkiye’de aktif volkanik dağ yok ancak bazılarında patlama belitileri mevzuttur( Gaz sızıntıları, sıcak su sızıntıları
gibi işaretler mevcuttur).

➨➨Peribacalarının oluşumu ve metallerin meydana gelmesi, volkanizma ile doğrudan bağlantılıdır.


➨➨Kula volkanları Türkiye’nin en genç volkanik sahasıdır. Bu bölgeye yeni nesil volkanik arazi de denir.
➨➨Volkanik arazilerde Püskürük(Mağmatik) kayaçlar yaygındır.
➨➨Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan Karacadağ; lavların akıcı karakterde olmasına bağlı daha yavaş soğu-
ması ve daha uzak mesafelere ulaşmasına bağlı olarak basık koni (Yayvan = Kalkan tipi) özelliğine sahiptir.

Türkiye'nin en yüksek ilk 5 dağı Türkiye’de Dağların genel özellikleri:


Dağın adı Yükseltisi Oluşumu • Genellikle doğu - batı yönlü uzanışa sahiptir.
1. Ağrı Dağı (Yüksekliği 5137 m) – Volkanik • Ortalama yükselti batıdan doğuya doğru artar.
2. Cilo Dağı (Yüksekliği 4170 m) – Kıvrım • Bu dağların büyük bir kısmı, yakın jeolojik dönem-
de olmuştur.
3. Süphan (Yüksekliği 4049 m) – Volkanik
• Kuzey ve güneyde dağlar kıyıya paralel, batıda ise
4. Kaçkar (Yüksekliği 3932 m) – Kıvrım
kıyıya dik uzanır.
5. Erciyes (Yüksekliği 3916 m) – Volkanik • Birçok yüksek dağın zirvesinde 4. Jeolojik Za-
man'dan kalma güncel buzullara rastlanır.

ÖSYM’nin soru kalıpları 7 ÖSYM’nin soru kalıpları 8


Alp Himalaya Dağ sistemi Anadolu'dan geçmek- Kalkan volkanlar çok akıcı olan lavların volkandan
tedir. Bu dağ sıraları kuzey ve güneyde kıyıya pa- çıktıktan sonra çevreye yayılması ile oluşan geniş
ralel uzanmaktadır. konilerdir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisi üzerinde Buna göre aşağıda verilen dağların hangisinin
etkisi olmamıştır? böyle bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir?
A) Ulaşım faaliyetleri A) Uludağ B) Karacadağ C) Ağrı
B) Kıta sahanlığı D) Erciyes E) Köroğlu
C) Kıyı sıcaklık ortalaması
D) Limanların hinterlandı
E) Yağış miktarı

ÖSYM’nin soru kalıpları 9 ÖSYM’nin soru kalıpları 10


Aşağıda verilen dağların hangisi Kuzey Ana- Aşağıdakilerden hangisi Ege kıyılarında dağların
dolu sıra dağlarından biri olduğu söylenemez? kıyıya dik uzanmasının sonuçlarından biri değildir?
A) Küre A) İç kesimlere ulaşım kolaydır.
B) Ilgaz B) Limanların hinterlandı geniştir.
C) Tahtalı C) Fay kaynakları yaygındır.
D) Canik D) Kıta sahanlığı geniştir.
E) Mescid E) Delta oluşumu kolaydır.

7
Kemal Arslan
TÜRKİYE'NİN OVALARI
1. Delta Ovaları: Akarsuların taşıdığı toprakların deniz kıyısında birikmesi sonucu oluşan ovalardır. Delta ovalarında
tarımsal verim yüksektir.
Delta ovalarının oluşum şartları: Ege Bölgesi'nin Kıyı Ovaları
• Kıyının sığ ve sakin olması • Büyük Menderes = Balat Ovası
• Kıta sahanlığının geniş olması
• Küçük Menderes = Selçuk Ovası
• Gel-git genliğinin düşük olması
• Akarsuların alüvyon taşıması gerekir. • Gediz = Menemen Ovası

• Bakır Çay = Dikilli Ovası


➨➨Karadeniz Bölgesi'nde: Bafra – Çarşamba
➨➨Akdeniz Bölgesi'nde: Çukurova – Silifke Not: Türkiye’nin delta ovaları hızla büyüme eğilimin-
➨➨Marmara Bölgesi'nde: Meriç Deltası dedir. Bu durum akarsuların bol miktarda materyal
➨➨Ege Bölgesi'nde: Kıyı Ovaları taşıdığının en önemli kanıtıdır.

2. Karstik(Polye) Ovalar: Kalker, alçıtaşı, kaya tuzu gibi kimyasal tortul kayaçların varlığını sürdürdüğü bölgelerde
çözünmeye bağlı olarak oluşan ovalardır. Genellikle Akdeniz Bölgesi’nde yer alan karstik ovalarda verim azdır. Tarım
için de uygun değildir. Acıpayam Ovası, Tefenni Ovası, Korkuteli Ovası, Muğla Ovası, Elmalı Ovası Kestel Ovası,
Tavas ve Çivril karstik ovalardır. Bu ovaların tabanlarında kalkerin çözünmesiyle oluşan terra rosa topraklar da bulunur.

3. Dağ Eteği Ovaları: Dağlık bölgelerde taşınan malzemelerin, eğimin azaldığı yani dağ eteklerinde birikmesi sonucu
oluşan ovalardır. Bursa Ovası, Akşehir Ovası ve İnegöl Ovası bu şekilde oluşan örneklerdir. Bu ovaları birikinti koni-
leri oluşturur. Hafif dalgalı düzlük görünümündedir.

4. Tektonik (Çöküntü) Ovaları: Yerkabuğunun hareketleri sonucu oluşur. Genellikle fay hatlarına paralel dağılış
gösterir.

• Ege Bölgesi: Bergama Ovası, Turgutlu Ovası, Akhisar Ovası, Söke Ovası, Alaşehir Ovası, Ödemiş Ovası
• Marmara Bölgesi: Adapazarı Ovası, Balıkesir Ovası, Mustafa Kemalpaşa Ovası, Ergene Ovası
• Akdeniz Bölgesi: Amik Ovası ve Kahramanmaraş Ovası.
• Karadeniz Bölgesi: Bolu Ovası, Düzce Ovası, Taşova, Erbaa Ovası, Niksar Ovası, Turhal Ovası
• Doğu Anadolu Bölgesi: Elazığ, Malatya, Varto, Muş, Iğdır Ovası, Yüksekova, Pasinler Ovası ve Tercan Ovası.
• İç Anadolu Bölgesi: Kayseri Ovası, Konya Ovası, Develi Ovası, Aksaray Ovası, Eskişehir Ovası ve Çubuk Ovası.
• Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Ceylanpınar Ovası, Suruç Ovası, Birecik Ovası ve Harran Ovası.

ÖSYM’nin soru kalıpları 11 ÖSYM’nin soru kalıpları 12


Aşağıdaki ova ve oluşum şekli eşleştirmele- Aşağıdaki ovalardan hangisi oluşum yönüyle di-
rinden hangisi doğru değildir? ğerlerinden farklıdır?
A) Balat-delta B) Konya-tektonik A) Kestel B) Muğla
C) Çivril-karstik D) Bafra-delta C) Karacabey D) Acıpayam
E) Amik-delta E) Korkuteli

ÖSYM’nin soru kalıpları 13 ÖSYM’nin soru kalıpları 14


Akarsuların taşıdığı toprakların deniz kıyısında bi- DAF fay hattı Türkiye’nin önemli deprem kuşakların-
rikmesi sonucu oluşan ovalar delta ovalarıdır. dan biridir.
Buna verilenlerden hangisi delta oluşum şart- Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu kuşak üze-
larından biri değildir? rinde yer alan ovalardan biri değildir?
A) Kıyının sığ ve sakin olması A) Amik
B) Kıta sahanlığının dar olması B) Adıyaman
C) Gel-git genliğinin düşük olması C) Malatya
D) Akarsuların bol alüvyon taşıması D) Elazığ
E) Kıta şelfinin geniş olması E) Pasinler

8
Kemal Arslan
TÜRKİYE’NİN PLATOLARI

Akarsular tarafından derince parçalanmış hafif dalgalı düzlüklere plato denir. Türkiye’de çok sayıda plato bulunmak-
tadır.

➨➨Volkanik Platolar: Lav tabakalarının akarsular tarafından parçalanmasıyla oluşan platolardır. Erzurum – Kars Pla-
tosu ve Ardahan Platosu Lav örtülü olup yaz yağışlarından dolayı büyükbaş hayvancılık mera şeklinde yaygındır.

➨➨Karstik Platolar: Eriyebilen ve çözünebilen kayaçların bulunduğu arazilerin, akarsular tarafından aşındırılması ile
oluşmuş platolardır. Akdeniz Bölgesi’ndeki Taşeli ve Teke Platosu ülkemizdeki karstik platolardır. Kıl Keçisi yaygın
olup nüfus yoğunluğu azdır.

➨➨Tabaka Düzlüğü Platoları: Tabaka düzlüğü veya yatay duruşlu denilen bu platolar, kumlu, killi ve kalker özelliğinde-
ki yatay tabakalara sahip tortulların, akarsular tarafından yarılmasıyla oluşmuştur. Bu platolar İç Anadolu Bölgesi’n-
de yaygındır. Obruk, Cihanbeyli, Haymana, Bozok, Uzunyayla ve Yazılıkaya(Ege'nin iç kesimlerinde) bu tür platolar-
dandır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Gaziantep ve Şanlıurfa Platoları da tabaka düzlüğü platolarına örnektir.

➨➨Aşındırma(Aşınım) Platoları: Uzun yıllar akarsu, rüzgar gibi dış kuvvetlerle yer şekillerinin aşınması sonucu olu-
şan platolardır. Marmara Bölgesi’ndeki Çatalca – Kocaeli Platosu ile Karadeniz Bölgesi’ndeki Perşembe Platosu
aşındırma platolarıdır.

Önemli: Türkiye’de plato ve ovaların büyük bir kısmı yüksekte yer alır. Bu durumun ana sebebi Anadolu yarımadasının
III. jeolojik dönemin sonu ve IV. Jeolojik dönemin başlarında toptan yükselmesidir. Geniş alanlarda arazinin toptan
yükselmesi veya batması olayına kıta oluşumu (Epirojenez) denir.

ÖSYM’nin soru kalıpları 15 ÖSYM’nin soru kalıpları 16


Akarsular tarafından derince parçalanan hafif dal- Türkiye'de platoların genellikle ortalama yükseltisi
galı düzlüklere plato denir. fazladır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi aşınım pla- Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
to özelliğini gösterir?
A) Haymana A) Epirojenik hareketler

B) Çatalca B) Orojenik hareketler

C) Erzurum Kars C) Seizma


D) Teke D) Akarsu aşındırması
E) Yazılıkaya E) Volkanizma

9
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE DEPREM
Depremler etki alanları ve oluşumlarına göre Çökme (Göçme), Volkanik ve Tektonik olmak üzere üçe ayrılır.
Dünyada ve Türkiye’de en yaygın ve etkileri fazla olan deprem türü Tektonik depremlerdir. Türkiye Dünya'nın en önemli
deprem bölgelerinden(Akdeniz Deprem Kuşağı) birinin üzerinde yer almaktadır. Topraklarımızın yarısından fazlası
birinci derecede deprem kuşağındadır. Türkiye’de depremden dolayı tarihsel süreçte çok büyük yıkımlar yaşanmıştır.

Türkiye’deki Fay Hatları: Fay hatları yerkabuğunun zayıf ve kırıklı yerleridir. Bu yüzden fay hatları ile deprem alan-
ları, kaplıcalar paralellik gösterir.
➨➨Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Çanakkale'den(Saroz Körfezi’nden) başlar, Marmara Denizi, Adapazarı, Tokat ve
Erzincan üzerinden Van Gölü kuzeyine kadar uzanır. Dünya'nın en hızlı hareket eden aktif yanal atımlı faylarından
biridir. Türkiye de meydana gelen depremlerin en yıkıcı olanları bu fay hattı üzerinde meydana gelmektedir.

➨➨Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay grabeninden başlar, K. Maraş, Adıyaman, Malatya ve Elazığ ovalarından
geçerek Bingöl’e kadar sokulur; oradan Van Gölü'nün güneyinden geçer.

➨➨Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi’nde, kuzeyden güneye doğru uzanan çok sayıdaki fay hatlarından
oluşmaktadır. Horst-Graben sistemi içinde yer alan normal faylardır.

Depremin Az Olduğu Alanlar:


➨➨Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin güneyi (Şanlıurfa ve Mardin çevresi)
➨➨Karadeniz Bölgesi’nin kuzey kesimleri (Kıyılar)
➨➨İç Anadolu’nun iç kesimleri (Konya – Karaman yöresi, Tuz Gölü çevresi)
➨➨Akdeniz Bölgesi’nde Taşeli platosu ve çevresi
➨➨Marmara Bölgesi’nde Ergene Havzası'nın kuzeyi ve Yıldız Dağları çevresi depremin az olduğu yerlerdir.

ÖSYM’nin soru kalıpları 17 ÖSYM’nin soru kalıpları 18


Türkiye'de fay hatlarına yaklaştıkça deprem riski Aşağıdaki illerin hangisinin KAF üzerinde yer al-
artmakta fay hatlarından uzaklaştıkça da bu risk dığı söylenemez?
azalmaktadır.
A) Düzce
Buna göre aşağıdaki illerin hangisinde dep-
rem riskinin daha az olduğu söylenebilir? B) Tokat
A) Kütahya C) Çorum
B) Tokat
D) Adıyaman
C) Kırklareli
D) Kahramanmaraş E) Erzincan

E) Tunceli

10
Kemal Arslan

YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR

Yağışlarla yeryüzüne düşen suların yerin altına sızmasıyla yeraltı su kaynakları oluşur. Suların yeryüzüne çıktığı yerlere
kaynak adı verilir. Yerin altında bulunduğu alanlara akifer adı verilir. Yeraltı suyunun miktarını ve beslenmesini, yağış
miktarı, yüzeyin eğimi, bitki örtüsü ve taşların geçirimlilik özelliği belirler.

Artezyen Kaynağı: İki geçirimsiz tabaka arasında sıkışmış olan yer altı sularının üstteki tabakanın sondaj veya kuyu
açılmasına bağlı olarak fışkırarak yeryüzüne çıkan basınçlı yer altı sularının oluşturduğu kaynaklardır. Yüzey suları, kar
erimeleri ve yağışlarla beslenir. Bu kaynaklarda anahtar kelime ‘’sondaj’’ sonucu kullanıma kazandırılmasıdır. Suları
soğuktur. Bu tür sulara kıvrımlı yapılarda rastlanır

Karstik Kaynak (Voklüz): Karstik sahalarda kalker tabakaları arasındaki boşluklarda bulunan yer altı sularının
yüzeye çıktığı kaynaktır. Bol miktarda kireç içeren bu kaynakların suları genellikle sürekli değildir. Yağışlarla(İklimden
etkilenir) beslendikleri için su seviyeleri yıl içinde fazla değişir. Karstik kaynakların suları soğuktur. Akdeniz Bölgesi'nde
yaygındır.

Fay Kaynağı: Geçirimli tabakalarda toplanan yer altı sularının kırık hattını takip ederek yeryüzüne ulaşmasıyla oluşan
kaynaklardır. Fay kaynaklarını suları genellikle sıcak(Derinden geldiği için) olduğu için kaplıca ve ılıca adını alır. Tür-
kiye'deki fay hatlara paralel yayılış gösterir. Rejimleri genellikle düzenlidir. İklimden etkilenmez. Mineral bakımından
zengin sulardır.

Yamaç (Vadi) Kaynağı: Geçirimsiz iki tabaka arasında yer alan yer altı suyunun bir vadi yamacı boyunca kesilmesi
ile yüzeye çıkmasıyla oluşan kaynaktır. Genellikle vadi yamaçlarında görülür. Türkiye'de oldukça yaygındır. Suları so-
ğuktur. İçme, sulama ve kullanma suyu olarak kullanılır.

Gayzer: Volkanik bölgelerde basınç altında ısınan yer altındaki suyun, belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynak-
lardır. Japonya, ABD, Yeni Zelanda ve İzlanda'da yaygındır. Türkiye'de bulunmaz.

ÖSYM’nin soru kalıpları 19 ÖSYM’nin soru kalıpları 20


Türkiye'de farklı yeraltı su kayanları bulunmaktadır. Fay Kaynağı: Geçirimli tabakalarda toplanan yer altı
Aşağıdakilerden hangisi bu kaynaklarla ilgili sularının kırık hattını takip ederek yeryüzüne ulaş-
doğru bir bilgi değildir? masıyla oluşan kaynaklardır. Fay kaynaklarını suları
genellikle sıcak olduğu için kaplıca ve ılıca adını alır.
A) En yaygın yeraltı su kaynak çeşidi yamaç Türkiye'deki fay hatlara paralel yayılış gösterir. Rejim-
kaynaklarıdır. leri genellikle düzenlidir. Mineral bakımından zengin
B) Fay kaynaklarının rejimi düzenli olup iklim ko- sulardır.
şullarından bağımsızdır. Jeolojik yapıları dikkate alındığında aşağıdaki ille-
C) Voklüz kaynaklarda eriyik şekilde bol miktar- rin hangisinde bu tür kaynakların daha az olduğu
da kireç bulunur. söylenebilir?
D) Karstik kaynakların suları sıcaktır. A) Manisa B) Ağrı C) Yalova
E) Artezyen kaynakların kullanımı sondaj ile D) Kahramanmaraş E) Aksaray
mümkün olmaktadır.

11
Kemal Arslan

TÜRKIYE’DE DALGA VE AKINTILAR


AKINTILAR
1. Üst Akıntı: Karadeniz’den, Akdeniz’e doğru boğazın yüzey suları akış gösterir. Bu akıntılara üst akıntısı denir. Bu
akıntının en önemli sebebi Seviye farkıdır. Çok sayıda büyük nehrin Karadeniz havzasına dökülmesi ve buraya fazla
yağışın düşmesi deniz seviyesini yükseltmiştir. Karadeniz ortalama olarak Marmara Deniz’inden 40 cm daha yüksektir.
Böylece Karadeniz’den Marmara ve Akdeniz’e doğru bir üst akıntı gerçekleşir.

2. Alt Akıntı: Akdeniz’den Karadeniz’e doğru üst akıntının altında ters yönlü olarak akış gösteren sulara alt veya dip
akıntısı adı verilir.

Alt Akıntılarının oluşum nedenleri:

• Yoğunluk farkı,

• Buharlaşma,

• Rüzgâr,

• Tuzluluk,

• Enlemdir.

DALGALAR
Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu için dalgalar önemli bir dış kuvvettir. Dağların kıyıya paralel uzandığı derin
yerlerde dalgalar, aşınım şekilleri oluşurken dağların kıyıya dik uzandığı sığ yerlerde birikim şekilleri oluşur.

Dalga aşınım şekli: Falez (Yalıyar) en önemli aşınım şeklidir. Doğu ve Batı Karadeniz Bölümleri ile Antalya Bölü-
mü’nde yaygındır. Yüksek kıyılarda (falezli kıyılar) aşındırma faaliyetleri yaygın olduğu için kum birikimi zor iken sığ
yerlerde birikim kolaydır. Bu yüzden falezlerin yaygın olduğu kıyılarda kumullara rastlamak zordur.

Dalga birikim şekilleri: Tombolo (Kapıdağ Yarımadası ve Sinop Burnu), Kıyı seddi (Küçükçekmece, Büyükçekme-
ce ve Terkos gölleri), kıyı oku ve kumsallar örnek olarak gösterilir.

Tombolo: Karaya yakın bir adanın dalga birikimi sonucu karaya bağlanılması olayına Tombolo (Saplı ada) denir. Tom-
bolo olayında ada yarımadaya dönüşür.

ÖSYM’nin soru kalıpları 21 ÖSYM’nin soru kalıpları 22


Akdeniz’den Karadeniz’e doğru üst akıntının altın- Karaya yakın bir adanın dalga birikimi sonucu karaya
da ters yönlü olarak akış gösteren sulara alt veya bağlanılması olayına Tombolo (Saplı ada) denir. Tom-
dip akıntısı adı verilir. bolo olayında ada yarımadaya dönüşür.

Bu akıntıların sebepleri arasında; Buna göre tombolo oluşum sebepleri arasında;

I. derinlik I. derinliğin az olması

II. tuzluluk II. hareketli akıntıların olması

III. yoğunluk III. kıta sahanlığının dar olması

hangileri gösterilebilir? hangileri gösterilebilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II

D) II ve III E) I ve III D) II ve III E) I ve III

12
Kemal Arslan

TÜRKIYE’DE KARSTİK ŞEKİLLER


Kalker (Kireçtaşı), Jips (Alçıtaşı), Dolomit ve Kaya tuzu gibi çözünebilen kayaçlara Karstik kayaçlar (Karst topoğraf-
yası) denir. Suyu kolay sızdırdığı için yüzey suları bakımından fakir ama yeraltı suyu bakımından oldukça zengindir.
Akdeniz Bölgesi (Teke, Taşeli ve Göller yöresi), Ege Bölgesi (Denizli çevresi) ve İç Anadolu Bölgesi’nde (Konya – Obruk
platosu çevresi), Ankara - Sivas (jipsli arazi), Şanlıurfa'da yaygındır. Karstik kaynakların sularında eriyik şekilde bol
miktarda kireç bulunmaktadır.

Karstik Aşınım Şekilleri:

• Lapya: Kalkerli arazide yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları birbirinden keskin sırtlarla ayrılan küçük
oluklardır. Karstik şekillerin en küçüğüdür.

• Dolin: Kalkerli arazilerde, oval şekilli erime çukurluklarıdır. Genellikle derinlikleri az tava şeklindedir.

• Uvala: Dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır.

• Polye: Uvalaların birleşmesiyle oluşan karstik ovalardır.

• Obruk: Baca veya kuyu şeklindeki derin karstik çukurluklara obruk denir.

• Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir.

• Düden: Kalkerli arazide erime ile oluşan kapalı çukurluklara düden denir. Su yutan da denir. Düdenler yer altı sularını
birbirine bağlayan kanallardır.

• Kör (Çıkmaz) Vadi: Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların
yeryüzünde süreklilik göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir.

Karstik Birikim Şekilleri:

• Sarkıt-Dikit-sütun: Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikme-
si, sarkması ya da birleşmesiyle oluşan şekillerdir.

• Traverten: Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında ve kalsiyum karbonatlı suların yayılarak aktığı alanlarda, kire-
cin çökelmesi ile oluşan basamaklardır. Türkiye’deki Pamukkale ve Başkale travertenleri önemli örneklerdir.

• Düden: Yüzey suların yeraltına sızdığı erime boşluklarıdır.

• Voklüz: Yeraltı sularının bir mağarada basınçla yüzeye çıktığı yerdir yani karstik kaynaklardır.

UYARI: İnsuyu, Karain, Damlataş, Beldibi, Ballıca gibi mağaralar karstik oluşumludur.

• Konya çevresinde yeraltı suyunun aşırı kullanılmasıyla obruk sayısı son yıllarda artmıştır.

13
Kemal Arslan
TÜRKIYE’DE BUZULLAR
Türkiye’yi en az etkileyen dış kuvvetlerden biri de buzullardır. Şimdi buzul özelliklerine bakalım: Türkiye Kuzey
Yarım Kürenin Orta Kuşağında yer aldığı için kalıcı kar sınırı 3000 metreden sonra başlar. Ayrıca bakı koşullarından
dolayı dağların güney yamaçlarında kalıcı kar sınırı daha yüksektir. Buzullardan etkilenen alanlar ise 2200 metreden
sonra başlar.
• Türkiye’de buzulların çok etkili olmamasının sebebi: Matematik(Mutlak) Konum
• Türkiye’de buzulların Dağların yüksek kesimlerinde bulunması Özel konum ile açıklanır.
• Yer şekilleri göz önüne aldığımızda Türkiye’de buzulların en az etkili olduğu bölgeler Ege ve Güneydoğu Anadolu
iken en çok etkili olduğu bölge ise Doğu Anadolu’dur.
• Türkiye'de kalıcı kar sınırının kuzey yamaçlarda alçak, güney yamaçlarda ise yüksek olması BAKI ile açıklanır. Ayrıca
Uludağ'da buzul şekillerine rastlanılmasına rağmen günümüzde kalıcı kar yoktur.

1. Buzul aşınım şekilleri


• Takke Buzulu: Dağlarda kalıcı kar sınırının üzerindeki kısımları bir külah şeklinde kaplayan buzullardır. Türkiye’de
yüksek dağların zirvesinde görülür.
• Sirk Buzulu: Kalıcı kar sınırının üzerinde sirk adı verilen çukurlarda bulunan buzullardır. Türkiye’de yüksek dağların
zirvesinde görülür.
• Hörgüç kaya: Buzul aşındırmasının etkili olduğu alanlarda dirençli kayaçların daha az aşındırılmasıyla deve sırtına
benzeyen şekiller ortaya çıkar. Bu şekillere hörgüç kaya denir.
• Örtü Buzulu: Kutuplara yakın kesimlerde çok geniş alanları kaplayan kalın buzul örtüleridir. Bu buzul çeşidi Türki-
ye’de enlemden dolayı görülmez.

2. Buzul birikim şekilleri


• Moren: Buzullar, taşıdıkları malzemeleri eğimin azaldığı ve eridiği yerde biriktirerek oluşturduğu setlerdir.

ÖSYM’nin soru kalıpları 23 ÖSYM’nin soru kalıpları 24


Türkiye'de buzulların etki alanı oldukça sınırlıdır. Türkiye'de karstik arazi geniş bir alana yayılmıştır.
Bu durum Türkiye'nin hangi özelliğiyle açıklan- Diğer dış kuvvetler gibi karstik arazinin de birçok
maktadır? şekli bulunmaktadır.

A) Ortalama yükseltisi Buna göre aşağıdakilerden hangisi en küçük


karstik şekildir?
B) Göreceli konumu
A) Dolin B) Polye C) Lapya
C) Basınç merkezlerinin etkisi
D) Obruk E) Uvala
D) Mutlak konumu
E) Jeolojik özellikleri

14
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE KIYI TİPLERİ

Boyuna kıyı tipi Limanlı kıyı tipi (Deniz Kulağı, Lagün, Kıyı Set
Gölü)
➨ Dağların kıyıya paralel uzanması sonucu oluşur.
➨ Bir koy önünün dalga biriktirmesiyle kapanan kıyı-
➨ Kıta sahanlığı dardır. Girinti, çıkıntı, koy ve körfez lardır.
sayısı azdır.
➨ Marmara'da Büyük ve Küçük Çekmece örnektir.
➨ Ulaşım zor, nemli havanın içeri girmesi engellenil-
miş, limanların hinterlandı ise dardır.
Ria kıyı tipi
Kemal Arslan

➨ Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında görülür.


➨ Akarsu vadilerinin epirojenez sonucu çökmesiyle su-
lar dolar ve Ria tipi kıyı oluşur.
Enine kıyı tipi
➨ Bodrum çevresi,Sinop(Hamsilos koyu), İstanbul ve
➨ Dağların kıyıya dik uzanması sonucu oluşur. Çanakkale Boğazları ile Haliç Ria tipi kıyılara örnek
➨ Ege kıyılarında görülür. verilebilir.
➨ Kıta sahanlığı en geniş kıyıdır.
➨ Limanların hinterlandı geniştir. Dalmaçya kıyı tipi
➨ Ulaşım gelişmiş, nemli hava iç kesimlere kadar so- ➨ Kıyıya paralel uzanan dağların sular altında kalma-
kulmuştur. sıyla oluşan adalı kıyıdır.
➨ Girinti - çıkıntı, koy, körfez, doğal liman sayısı faz- ➨ Akdeniz'de Antalya yöresi (Teke) – Kaş – Fethiye
ladır. arasında görülür.
➨ Türkiye'de gerçek uzunluğu en fazla olan kıyıdır. Not: Haliçli, Watt kıyılar (Gel – git) özel konumdan dola-
➨ Delta oluşumu kolaydır. yı, Mercanlı(Resif), Fiyortlu, Skyer tipli kıyılar ise enlem-
➨ Turizm(olumlu sonuç) için çok sayıda koy, köfez ve den dolayı Türkiye’de bulunmaz. Ayrıca Mersin-Silifke
plaj mevcuttur. arasında Kalanklı kıyı tipi (Karstik oluşum) bulunur.

ÖSYM’nin soru kalıpları 25 ÖSYM’nin soru kalıpları 26


Aşağıdaki kıyı tipi ve bulunduğu yer eşleştir- Kıyı özellikleri dikkate alındığında aşağıdaki
melerinden hangisi doğru değildir? illerden hangisinin kıyı kesiminde falezlerin
A) Teke Yarımadası-dalmaçya daha yaygın olması beklenir?

B) İstanbul Boğazı- ria A) İzmir B) Rize C) Samsun

C) İzmir-enine D) Aydın E) Adana

D) Rize-kalanklı
E) Giresun-boyuna

15
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE RÜZGÂRLAR
Rüzgârların Oluşturduğu Yeryüzü Şekilleri
Rüzgârlar, Türkiye’de yarı kurak bölgelerde etkili dış kuvvetlerden biridir. Yağışın az, bitki örtüsünün seyrek, toprağın
gevşek ve şiddetli fiziksel çözülmenin etkili olduğu yerlerde rüzgâr çeşitli aşınım ve birikim şekilleri oluşturur. Türkiye’de
özellikle Tuz Gölü çevresi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin güneyinde etkilidir.

Rüzgâr aşınım ve birikim şekilleri


• Mantar kaya: Yatay tabakaların görüldüğü alanlarda kayaların zamanla alt kısımlarının rüzgarın etkisiyle aşınması
sonucu mantar kaya adı verilen şekiller oluşur.
• Tafoni: Suda çözünebilen kayaçların bulunduğu yerlerde kayaçların çözünen kısımlarının rüzgar tarafından aşındı-
rılması sonucu oluşan kovuklardır. Arı peteği şekline benzer.
• Lösler: Rüzgârın taşıdığı ince boyuttaki malzemeleri hızının azaldığı yerde biriktirmesiyle oluşan depolardır. Çöllerde
yaygındır.

TÜRKIYE’DE EROZYON
Erozyon, toprağın dış kuvvetler tarafından süpürülmesi olayıdır. Yağışın az, bitki örtüsünün zayıf olduğu kurak ve yarı
kurak alanlarda fazladır. Yani iç bölgelerimizde yaygın görülür.
Türkiye’nin kanayan ekolojik yaralarından biri de erozyondur. Türkiye her yıl Kıbrıs Adası genişliğinde 2 cm kalınlığında
verimli toprak kaybetmektedir. Yani Türkiye erozyon ile tek başına, bütün Avrupa kıtasından daha fazla toprak kaybet-
mektedir.

Erozyonun sebepleri Erozyona karşı önlemler


• Bitki örtüsünün tahribi (en önemli sebep) Ağaçlandırma yapılmalı
• Nadas sistemi Nöbetleşe ekim
• Çayır – meraların bilinçsiz kullanılması Bilinçli kullanılmalı
• Düzensiz yağış Bitki örtüsü güçlendirilmeli
• Tarlaların eğime paralel sürülmesi Eğime dik (ters) sürülmesi
• Eğimli arazilerin fazla olması Taraçalandırma (Seki)
• Halkın bilinçsizliği (Anız yakılması vb) Halk bilinçlendirilmeli (TEMA)

Erozyonun en önemli sonuçları:

• Doğal dengenin bozulması, bitki ve hayvan türlerinin azalması

• Toprağın su tutma özelliğinin azalması

• Tarım topraklarında verimin azalması

• Baraj göllerinin kısa sürede alüvyonlarla dolması

• Delta ovalarının meydana gelmesi (olumlu sonuç)

Not: Akarsuların çamurlu akmaları ve geniş delta ovalarının varlığı erozyonun kanıtları olarak karşımıza çıkar.

ÖSYM’nin soru kalıpları 27 ÖSYM’nin soru kalıpları 28


Tafoni ve mantarkaya gibi yer şekillerinin Tür- Aşağıda verilenlerden hangisi erozyonun
kiye'de yaygın olduğu bir yöre için aşağıdaki- olumsuz sonuçlarından biri değildir?
lerden hangisi söylenemez? A) Doğal dengenin bozulması, bitki ve hayvan
A) Yarı kurak iklim şartları egemendir. türlerinin azalması
B) Bitki örtüsü cılızdır. B) Toprağın su tutma özelliğinin azalması
C) Yüzey şekilleri engebelidir. C) Tarım topraklarında verimin azalması
D) Toprak kuru ve ince yapıdadır. D) Baraj göllerinin kısa sürede alüvyonlarla dolması
E) Fiziksel çözülme hâkimdir. E) Delta ovalarının meydana gelmesi

16
Kemal Arslan
YEŞİL KUŞAK PROJESI
3 Aralık 1992’de “Orman Bakanlığı Merkez Teşkilatının çıkardığı Yönetmelikte Yeşil Kuşak Proje uygulamalarına gerek
duyulmuştur.
Bu projenin amaçları:
• Büyük şehirlerimizde tehlikeli boyutlara ulaşan çevre ve hava kirliliğini azaltmak
• Kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmak
• İnsanlarımıza orman ve çevre sevgisini kazandırmak için, kent ormanları tesis etmek ve rekreatif amaçlı ağaçlandır-
malar yapmak
• Kentlerimizin düzenli ve planlı gelişmesini sağlamak
• Ülkemizin turizm potansiyelini artırmak
• Toprak muhafaza tedbirleri almak suretiyle, toprak ve bitki arasında bozulan tabii dengeyi kurmak ve böylece yerleşim
birimlerini sel ve taşkın zararlarından korumak
• Kentin içme suyu kaynakları ile körfez, baraj, göl ve gölet gibi su alanlarını koruma altına almak
• Değerlendirilemeyen ülke topraklarını ekonomiye kazandırmak gibi amaçlarla Yeşil Kuşak Proje uygulamalarına ge-
rek duyulmuştur.

TÜRKIYE’DE HEYELAN
Toprağın kütlece yer değiştirmesi (kayması) olayına heyelan denir.
Heyelanın Sebepleri: Heyelana karşı alınacak önlemler:
• Eğim • Heyelan riskinin olduğu alanların suyunu kanallar
• Killi arazi yardımıyla boşaltmak
• Tabakaların duruşu • Büyük beton duvarlar örmek (istinat duvarları)
• Yağış ve kar erimeleri
• Riskli alanları yerleşime kapatmak
• Yer çekimi
• Yol çalışmaları ve maden ocakları (Beşeri sebeptir)
Not: Heyelanın en fazla meydana geldiği yer Doğu Karadeniz, en fazla meydana geldiği mevsim (% 65) ise İlkbahar-
dır. (kar erimeleri ve yağışlar). Ayrıca eğim; erozyon ve heyelanın ortak sebebidir.

TÜRKİYE’DE YANGIN
Yangın Harekât Merkezi tarafından bildirilen istatistiki analiz sonuçlarından elde edilmiş bazı bilgiler aşağıda verilmiştir;
• Orman Yangınlarının %96 sı insan eliyle çıkartılmaktadır.
• Her yıl ortalama 1.000 yangında 23.962 hektar ormanlık saha yanmakta ve yangın başına yitirilen alan 23.96 hek-
tardır.
• Türkiye’de meydana gelen Orman yangınları sonucu bugüne kadar değişik mesleklerden 70 kişi yaşamını yitirmiştir.
• Ülkemizde orman yangınlarının adet olarak %38 'i ve alan olarak % 45'i Muğla, İzmir, Antalya Orman Bölge Müdür-
lüklerinde meydana gelmiştir.
• Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarının Adet olarak %83 'ü, Alan olarak ise % 87 si Haziran - Ekim dönemini
kapsayan 5 aylık periyot da meydana gelmektedir.
• Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarının % 88 'i gündüz, %12 si ise gece saatlerinde çıkmaktadır.

ÖSYM’nin soru kalıpları 29 ÖSYM’nin soru kalıpları 30


Toprağın kütlece yer değiştirmesi (kayması) olayı- – Büyük şehirlerde oluşan çevre kirliğini azaltma
na heyelan denir. – Kişi başsına düşen yeşil alanları artırma
Buna aşağıda verilen sebeplerden hangisi di- – Kentlerin düzenli ve planlı gelişimini sağlamak
ğerlerinden farklıdır?
Yukarıda özellikleri verilen 3 Aralık 1992'de
A) Eğim yürürlüğe giren proje aşağıdakilerden hangi-
B) Killi arazi sidir?
C) Tabakaların duruşu A) Yeşil kuşak projesi B) Meşe projesi
D) Yağış ve kar erimeleri C) Mordoğa projesi D) Milli kent projesi
E) Yol çalışmaları E) Cittaslow projesi

17
• Riskli alanları yerleşime kapatmak

Kemal Arslan


Heyelanın en fazla meydana geldiği yer TÜRKİYE’DE
Doğu Karadeniz, en fazla
ÇIĞmeydana geldiği mevsim (%65) ise ilkbahardır.
(kar erimeleri ve yağışlar).
Yüksek ve eğimli yerlerde kar örtüsünün yamaç boyunca hareket etmesiyle çığ meydana gelir. Türkiye’de en çok
Doğu Anadolu Bölgesi’nde özellikle Bitlis ve Hakkâri yöresinde meydana gelir. Ulaşımı ciddi anlamda olumsuz etkiler.
Kar bariyerleri, yamaçların ağaçlandırılması çığ riskini ciddi anlamda azaltır.

✓ TÜRKİYE’DE
Eğim; erozyon ve heyelanın ortak sebebidir. SEL
Sel, bir bölgede toprağı belirli bir süre için su altında bırakan; ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına verilen isimdir. Bir
akarsu veya deniz, göl gibi büyük su kitleleri kimi zaman fazlasıyla suyla yüklenir, bunun sonucunda taşarak yatağından
çıkar ve "sel" adı verilen bir doğal felakete neden olur.
Çatak
Sele heyelanı:
karşı 23.06.1988 yılında Trabzon - Maçka - Çatak mevkiinde meydana gelen heyelanda 46 kişi hayatını
önlemler:
kaybetmiştir.
➨ ➨İmar planlarının yeniden gözden geçirilmesi, afete uğraması mümkün olan çay ve dere yataklarının tespitiyle, bu-
Senirkent çamur akması: 13.07.1995 yılında Isparta'nın Senirkent ilçesinde meydana gelen çamur akıntısında 74
kişiraların afet
hayatını bölgesi ilan edilerek yapılaşmaya müsaade edilmemesi ve daha önce meydana gelen yapılaşmanın
kaybetmiştir.
süratle ortadan kaldırılması

➨➨DSİ tarafından dere, çay yatakları ve taşkına maruz kalan yörelerde, taşkın önleyici çalışmaların yapılması
➨ ➨Dağlardan
Şimdi size Türkiye’de doğal
inen suları afetlerin etkileri
depolayacak, açısından
dolayısı sıralamasını
ile taşkını önleyecekverelim:
gölet ve barajların yapılması.

➨➨Yoğun bir ağaçlandırma faaliyetine girerek yağmur rejiminin düzene girmesi ve ağaçlandırma esnasında yapılacak
Türkiye’de
teraslama çalışmaları ile yağmur sularının doğal
birden afetlerin
inmesi dağılışı (%)
önlenmelidir.

%3
%4

%4
%21
%7 %
2
% Heyelan
2
a
Kay
%7 mesi
%18 %45 düş
Deprem Heyelan %8
Sel ve
%55 taşkın
%14 Deprem
Sel ve
taşkın
%10
Kaya düş-
mesi

Türkiye'de Doğal Afetlerin Türkiye'de Afetzede Sayısına


Görülme Oranı Göre Afet Türlerinin Oranı

AFAD'ın (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) 50 yıllık verileri doğrultusunda hazırlanan yukarıdaki grafikler-
de Türkiye’de yaşanan doğal afetlerin görülme sıklığı ve afetzede sayısına göre afet türlerinin oranları verilmiştir.
(Kaynak: MEB 10.sınıf ders kitabı sayfa 234)

Bilgi: Sel olayları


ÖSYM’nin ve orman31
soru kalıpları yangınları da Türkiye’yi etkileyen önemli doğal afetlerdir.
ÖSYM’nin soru kalıpları 32
Kar örtüsünün yamaç boyunca hareket etmesiyle Sel, bir bölgede toprağı belirli bir süre için su altın-
çığ meydana gelir. Türkiye’de en çok Doğu Anado- da bırakan; ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına
lu Bölgesi’nde özellikle Bitlis ve Hakkâri yöresinde verilen isimdir.
meydana gelir. 46
Sele karşı önlemler arasında;
Bu durumun sebepleri arasında; I. Akarsu yataklarının yapılaşmaya kapatılması
I. Eğim II. Su hız önleyici bentlerin yapılması
II. Yükselti III. Sel alanlarda bitki örtüsünün azaltılması
III. Jeolojik yapı
hangileri gösterilebilir?
hangileri gösterilebilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II
A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II
D) II ve III E) I ve III
D) II ve III E) I ve III

18
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE AKARSULAR
Akarsular Türkiye’yi etkileyen en önemli dış kuvvettir. Türkiye’de çok sayıda akarsu bulunmaktadır.

Havzalarına göre akarsular

Marmara Bölgesi Ege Bölgesi


• Kimyasal kirlilik oranı fazladır. ➨➨Doğu – batı yönlü akarlar.
• Enerji potansiyelleri azdır. ➨➨Yana aşınma fazladır.
• Vadi derinlikleri az, sel – taşkın riski fazladır. ➨➨Menderesler (kıvrılarak) çizerek akarlar.

Akdeniz Bölgesi Doğu – Güneydoğu- Karadeniz Bölgeleri


• Dar ve derin kanyon vadilerden akarlar. ➨➨Yatak eğimleri fazladır.
• Bazı nehirler kısmen düzenli akıma sahiptir. ➨➨Enerji potansiyelleri fazladır.
• Bir kısmı karstik kaynaklardan beslenir. ➨➨Kirlilik oranları azdır. (Sanayileşme az)

Türkiye akarsularının genel özellikleri

Özellik Sebep
• Yatak eğimleri fazladır. Genç arazi olması
• Genellikle doğu – batı yönlü akarlar. Yer şekillerinin uzanışı
• Boyları kısadır. Anadolu’nun yarımada olması ve Yerşekilleri
• Ulaşım ve taşımacılık yapılamaz. Eğim ve düzensiz rejim
• Rejimleri genellikle düzensizdir. İklim özellikleri
• Hidroelektrik potansiyeli yüksektir. Yükselti, Eğim
• En çok sulama ve enerji üretiminde Kullanılır, İhtiyaç :)

• Asi ve Meriç: Kaynağını dışarıdan alan akarsularımız.


• Fırat ve Dicle: Kaynağını Türkiye’den alıp Şaddül Arap denilen bölgede birleşip Basra Körfezine dökülür.
• Çoruh Nehri: Kaynağını Türkiye’den alıp Gürcistan’dan Karadeniz’e dökülür.
• En uzun boylu nehirler: Fırat nehri (içte ve dışta en uzun), Kızılırmak nehri (içte en uzun)
• Kura ve Aras(Arpaçay kolu): Kaynağını Türkiye’den alıp Hazar Denizi’ne dökülür. (Bunlar aynı zamanda kapalı
havza özelliğini gösterir.)
• Sınır çizen akarsular: Meriç (Türkiye – Yunanistan), Aras (Türkiye – Ermenistan) Arpaçay (Türkiye-Ermenistan)
Asi (Türkiye - Suriye), Hezil (Dicle kolu, Türkiye - Irak)
19
Kemal Arslan
Akarsu Aşındırma Şekilleri
1. Kırgıbayır (Badlans): Bitki örtüsünün cılız ve genelde kurak arazilerde sel sularının etkisiyle oluşan değişik bo-
yutlardaki yarıklardan meydana gelmiş yürümesi zor bozuk arazilerdir. İç bölgelerde Doğu ve Güney Doğu Anadolu
bölgerinde yaygın görülür.
2. Peribacaları: Volkanik tüflü arazilerde bitki örtüsünün cılız olduğu alanlarda sel sularının oluşturduğu bacaya benze-
yen şekillerdir. Kapadokya'da güzel örnekleri bulunur. Peribacaları oluşumunda hem iç kuvvetler hem de dış kuvvetler
etkilidir.
3. Dev Kazanı: Akarsuların şelaleler oluşturduğu yerlerde yüksekten dökülmesiyle oluşturduğu oyuklardır (Eğim kırık-
larında) görülür. En güzel örnekleri Düden, Tortum, Manavgat şelaleleridir. (En yükseği Tortum)
4. Plato: Akarsuların derin vadilerle parçaladığı geniş düzlüklerdir.
5. Vadi: Akarsuyun aktığı yatağa vadi denir.
6. Peneplen (Yontukdüz): akarsuların bir yeri deniz seviyesine kadar aşındırmasıyla oluşan hafif dalgalı düzlüklerdir.

Akarsu Biriktirme Şekilleri


1. Delta: Akarsuların taşıdığı malzemeyi döküldüğü deniz veya göl kıyısında biriktirmesi sonucu oluşan alüvyal ovalar-
dır.
2. Birikinti Konisi, Yelpazesi: Dağlık alanlardan gelen malzemenin eğimin kırıklarının olduğu yerlerde yelpaze veya
koni şeklinde oluşan birikintilerdir.
3. Dağ Eteği Ovası: Birikinti konilerinin birleşmesi sonucu meydana gelen hafif kabartı görünümündeki şekillerdir.
4. Irmak Adası (Kum Adası): Akarsuların taşıdığı malzemelerin eğimin azaldığı ve taşıma gücünün zayıfladığı yerler-
de bırakması sonucu, adalar şeklinde oluşan biriktirme şeklidir.
5. Dağ içi ovası: Dağ içlerinde eğimin azaldığı eğim kırıklıklarının olduğu yerlerde, akarsuyun taşıdığı malzemeleri
biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir.

Akarsu Biriktirme ve Aşındırma Şekilleri


1. Seki (Taraça): Deniz ve karadaki epirojenezin etkisiyle oluşan yükselmelere bağlı olarak, akarsuyun yatağını derine
aşındırması sonucu eski yatağın basamak şeklinde ortaya çıkmasıyla oluşan akarsu şeklidir.
2. Menderes(Büklüm): Akarsuların eğimin azaldığı yerlerde büklümler yapması ile oluşan şekillerdir. Menderes sonucu
akarsuyun boyu uzar ve zamanla yatağını değiştirir. En güzel örnekleri Ege bölgesindedir.

Vadi Çeşitleri
• Çentik Vadi (Kertik): Akarsuların derine aşındırmasıyla oluşan V şekilli, tabansız, genç vadilere çentik denir. Akarsu-
ların kaynak kısımları genellikle bu özelliktedir. Eğimli arazilerde görülmektedir. Türkiye'de yaygındır.
• Boğaz Vadi (Yarma): Akarsuyun, bir dağ sırasını enine keserek ya da sert bir kütleyi derinlemesine aşındırması ile
oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı dardır. Karadeniz, Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaygındır.
• Kanyon Vadi: Genel olarak yatay yapılı ve kalkerli(karstik) arazilerde akarsuyun derinlemesine aşındırmasıyla olu-
şur. Vadinin yamaç eğimleri çok diktir. Kanyonlar basamaklıdır. En güzel örnekleri Akdeniz Bölgesinde yaygındır.
• Tabanlı Vadi: Akarsu, yatağını taban düzeyine yaklaştırınca derine aşınım yavaşlar. Yatak eğiminin azalması akar-
suyun menderesler çizerek yanal aşındırma yapmasına sebep olur. Yanal aşındırmanın artması ile tabanlı vadiler
oluşur. Ege kıyılarında yaygındır.
Önemli: Taraçalar (seki) Epirojenezin (kıta oluşumu) kanıtıdır.
Türkiye’deki önemli Vadiler: Ağasar Vadisi (Trabzon), Ballıkayalar (Kocaeli), Gogo dere Vadisi (Elazığ) Ihlara Va-
disi (Aksaray), Kelebekler Vadisi (Muğla), Munzur Vadisi (Tunceli), Zelve Vadisi (Nevşehir), İnözü Vadisi (Ankara)
Uyarı: Akarsuların akım düzenine ‘’akarsu rejimi’’ denir. Yağmur sularıyla beslenen akarsu rejimleri (Batı Anadolu’da-
ki nehirler örnektir), kar – buz sularıyla beslenen akarsu rejimleri (Dağlık bölge nehirleri), kaynak sularıyla beslenen
akarsular (Akdeniz Bölgesi’ndeki bazı nehirler) ve karma rejimli nehirler (Farklı kaynaklardan beslenen ya da farklı iklim
bölgelerinden geçen akarsular) diye ayrılır.

Su bölümü çizgisi: İki akarsu havzasını birbirinden ayıran doğal sınırdır. Genellikle dağların dorukları ile sırtlardan
geçerler.
Önemli şelaleler: Antalya'da Kurşunlu, Manavgat ve Düden, Kayseri'de Kapuzbaşı, Van'da Muradiye, Erzincan'da
Girlevik, Erzurum'da Tortum şelalesi Türkiye'nin önemli şelalesidir.
• Gediz Nehri; İzmir Körfezi'ni doldurduğu gerekçesiyle 1886 yılında yatağı değiştirilmiştir.

• Efes; Antik dönemde bir kıyı kenti iken daha sonra kıyının dolmasıyla iç kesimlerde kalmıştır.

20
2. ÜNİTE TÜRKİYE’NİN FİZİKİ COĞRAFYASI

Kemal Arslan
TÜRKİYE’NİN GÖLLERİ
TÜRKİYE’NİN GÖLLERİ
Kara içlerindeki su birikintilerine göl denir. Önce göl sularına etki eden faktörlere, sonra da oluşum şekillerine
Kara
göreiçlerindeki su birikintilerine
oluşan göllere bakalım: göl denir.
Göl sularının özellikleri üzerinde etkili olan faktörler:
Göl sularının özellikleri üzerinde etkili olan faktörler:
➨•➨AçıkAçık
ya da
ya kapalı havza
da kapalı özelliği,
havza Jeolojik
özelliği, yapı
jeolojik yapı
➨•➨İklim,
İklim, yağış
Yağış miktarı
miktarı ve yağışın
ve yağışın dağılışı
dağılışı

➨•➨Sıcaklıkların
Sıcaklıkların dağılışı
dağılışı etkili
etkili olmaktadır.
olmaktadır.

Göller

Doğal Göller Yapay Göller

Sayfa 48'de barajlarımız


Tektonik Karstik Buzul Volkanik (Krater) bulunmaktadır.
Burdur Elmalı Lütfen göz atınız!!!
Yüksek dağların Nemrut Krateri (Bitlis)
Acıgöl Suğla Meke Tuzlası (Konya)
zirvelerinde bu-
Sapanca Salda Acıgöl (Nevşehir)
lunur. Aynalı, Ki-
İznik Obruk Gölcük (Isparta)
limli ve Karagöl
Tuz Gölü Kestel önemli örnektir.
Manyas Avlan Set Göller
Uluabat Kızören
Hazar Volkanik Lav Kıyı (Lagün) Alüvyal Heyelan
Akşehir Van Marmara Zinav
Seyfe B. Çekmece
Erçek K. Çekmece Bafa (Çamiçi) Yedigöller
Eber Nazik Terkos Köyceğiz Sera
Beyşehir Balık Akyatan Eymir Abant
Eğirdir Haçlı Mogan Tortum
Çıldır Sülüklü
Borabay

Önemli: Sularını dışarıya gönderemeyen göller, kapalı havza özelliğine sahiptir. Yani bu göllerin gideğenleri (göl ayağı)
Sularını
olmadığı için suları dışarıya
tatlı gönderemeyen
değildir. Bu özelliğe göller,
sahip kapalı havza özelliğine
Van Gölü’nün sahiptir.
suyu sodalı YaniTuz
iken, bu göllerin
Gölü’nün gideğenleri (gölBurdur
suyu tuzlu, ayağı) ve


olmadığı için suları tatlı değildir. Bu özelliğe sahip Van Gölü’nün suyu sodalı iken, Tuz Gölü’nün suyu tuzlu, Burdur
Acıgöl’ün suları ise acı, kireçli ve tuzludur. Bu göllerin suları içme, sulama, kullanma ve balıkçılık için uygun değildir.
ve Acıgöl’ün suları ise acı, kireçli ve tuzludur. Bu göllerin suları içme, sulama, kullanma ve balıkçılık için uygun
de enerji
Bazı göllerdendeğildir. Bazıelde edilir.de
göllerden Hazar,
enerji Kovada,
elde edilir.Çıldır,
Hazar,Eğirdir
Kovada,veÇıldır,
Tortum gölleri
Eğirdir önemligölleri
ve Tortum örneklerdir.
önemli örneklerdir.

• Beyşehir Gölü en büyük doğal tatlı su gölümüzdür. Yapay göl ise Atatürk barajıdır.
• Sığ ve yaşlı olup yıl içinde en fazla alan değiştiren göl Tuz Gölü'dür.
• Manyas, Beyşehir, Gala, Karagöl-Sahara ve Yedigöller milli parktır.


Volkanik göllere Doğu Anadolu, karstik göllere Akdeniz ve heyelan set göllerine ise daha çok Karadeniz Bölgesi’nde
• rastlanılır.tek doğal göl(Tatvan-Van arası demiryolu, yolcu) Van Gölü'dür.
Ulaşımın yapıldığı
• Van Gölü (tektonizma ve volkanizma) ve Göller Yöresi’ndeki Tektonik Göller (tektonizma ve karstik) karma olu-
şumludur.
• ●Ayrıca
Beyşehir
UzungölGölü en büyük
heyelan doğal
set mi? tatlı set
Alüvyal su gölümüzdür.
mi? şeklindeYapay
tartışmalar Atatürk
göl isedevam Barajı'dır.
etmektedir.
Sığ ve yaşlı olup yıl içinde en fazla alan değiştiren göl Tuz Gölü'dür. Manyas, Beyşehir, Gala, Karagöl - Sahara ve
ÖSYM’ninmillî
Yedigöller soru kalıpları
parktır. 33 yapıldığı tek doğal göl Van Gölü'dür.
Ulaşımın ÖSYM’nin soru kalıpları 34
Farklı
Van kaynak
Gölü veya iklimden
(tektonizma beslenen
ve volkanizma) ve akarsular Aşağıdaki
Göller Yöresi’ndeki tektonik göllergöllerden
(tektonizmahangisinin oluşumunda
ve karstik) karma oluşum-
karmaAyrıca
ludur. rejimli Uzungöl
özellik gösterir. doğal setleşme
heyelan set mi? Alüvyal set mi? şeklinde tartışmalar devametkili olmamıştır?
etmektedir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi böyle bir A) Van Gölü B) Küçük Çekmece
özelliğe sahip olduğu söylenebilir? C) Tortum Gölü D) Hazar Gölü
37
A) Bakırçay B) Filyos C) Ergene E) Abant Gölü
D) Hursit E) Fırat

21
Türkiye’deki Baraj Gölleri
Kemal Arslan
Nehirler Barajlar

Fırat Keban - Karakaya - Atatürk - Birecik

Dicle Deve geçidi, Kral kızı, Dicle, Cizre,


Batman
Almus - Hasan Uğurlu -
Yeşilırmak
Suat Uğurlu - Kılıçkaya

Kızılırmak Hirfanlı - Kesikköprü - Altınkaya

Sakarya Gökçekaya - Yenice - Bayındır


Çubuk I - Çubuk II - Kurtboğazı

Gediz Demir köprü

Büyükmenderes Adıgüzel - Kemer

Manavgat Oymapınar

Seyhan Seyhan

Ceyhan Aslantaş - Menzelet - Sır - Berke

Çoruh Borçka - Tortum - Deriner

Göksu Silifke - Kayraktepe

Murat Alparslan I - Alparslan II

Tarsus Kadıncık I ve Kadıncık II

Barajlardan yararlanma;
• Enerji üretimi
•Barajlardan
Sulama suyu yararlanma;
•‡İçme ve kullanma
Enerji üretimi suyu
•‡Balıkçılık
Sulama suyu
•‡Taşımacılık
İçme ve kullanma suyu
•‡Akarsu rejimini düzenleme ve taşkınları koruma amaçlı yararlanılmaktadır.
Balıkçılık
‡ Taşımacılık
ÖSYM’nin soru kalıpları 35 ÖSYM’nin soru kalıpları 36
‡ Akarsu rejimini düzenleme ve taşkınları koruma amaçlı yararlanılmaktadır.
Türkiye’deki barajlardan enerji üretimi, sulama Güneydoğu Anadolu Projesi’nde Fırat ve Dicle ne-
suyu, içme ve kullanma suyu, balıkçılık, akarsu hirleri üzerinde yapımı öngörülen barajların inşa
rejimini düzenleme ve taşkınları koruma amaçlı edilmesinin yanı sıra, hidroelektrik santralleri ve


Dağ oluşumu (orojenez), kıta oluşumu (epirojenez), depremler ve volkanizma iç kuvvetleri oluştururken; akarsular,
yararlanılmaktadır. sulama tesisleri de kuruluyor.
rüzgârlar, buzullar, dalgalar, akıntılar ve yer altı suları dış kuvvetleri oluşturur.
Buna aşağıda verilen akarsu ve baraj eşleştir- Buna aşağıda verilen barajlardan hangisi GAP
melerinden hangisi doğru değildir? kapsamında yer aldığı söylenemez?
A) Fırat -Karakaya A) Karakaya
B) Sakarya- Hirfanlı 48 B) Atatürk
C) Büyük Menderes-Kemer C) Kralkızı
D) Manavgat -Oymapınar D) Deriner
E) Çoruh -Deriner E) Ilısu

22
Kemal Arslan
Türkiye’deki önemli körfezler

Türkiye’deki önemli volkanik dağlar

Türkiye’deki karstik ve delta ovaları

23
Kemal Arslan

4. Jeolojik devir şifre

Türkiye Fiziki Haritası

Oluşumlarına göre doğal afetler

Yer kökenli (jeolojik ve jeomorfolojik) afetler İklimsel (klimatik) kökenli afetler


• Kütle hareketleri • Çığ
• Depremler • Sel ve kuraklık
• Volkanizma • Aşırı yağış ve rüzgârlar
• Tsunami • Aşırı sıcaklar ve soğuklar

1.A 2.D 3.D 4.D 5.D 6.D 7.C 8.B 9.C 10.C 11.E 12.C 13.B 14.E 15.B 16.A 17.C 18.D
19.D 20.E 21.D 22.A 23.D 24.C 25.D 26.B 27.C 28.E 29.E 30.A 31.A 32.B 33.E 34.D 35.B 36.D

24
Kemal Arslan

1. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye arazisinin genç 4. Eski jeolojik dönemlerde oluşan sert arazilere masif
oluşumlu olduğunu kanıtlamaz? arazi denir.

A) Yaygın linyit yataklarının bulunması Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu yerlerden


biri değildir?
B) Akarsuların denge profilinden uzak olması

C) İç bölgelerde geniş tortulların birikmesi A) Sultan Dağı

D) Kaplıcaların yaygın bulunması B) Kaz Dağları

E) Geniş alanlarda fay hatlarının bulunması C) Yıldız Dağları

D) Uludağ

E) Cilo Dağı

5. Türkiye'de volkanik sahalarda;


I. püskürük kayaçlar

2. II. metaller

III. gayzerler

verilenlerden hangileri bulunur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C)Yalnız III

D) I ve III E) I ve II
Kemal Arslan

Yukarıdaki Türkiye haritasında numaralanmış


yerlerin hangisinde görülen erozyonun sebebi
eğimin fazlalığı değildir? 6. Türkiye'de Orman Yangınlarının düzenli kayıtları
1937 yılından itibaren tutulmaya başlanmıştır. Bu ka-
A) I B) II C) III D) IV E) V
yıtlar üzerinde yapılan istatistiki değerlendirmelerin
sonuçları halen yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yangınlarla


ilgili doğru bir bilgi değildir?

A) Orman Yangınlarının %96’sı insan eliyle çıkar-


tılmaktadır.
3. Erozyon, toprağın dış kuvvetler tarafından süpürül-
B) Ülkemizde orman yangınlarının adet olarak
mesi olayıdır. Yağışın az, bitki örtüsünün zayıf ol-
%38'i ve alan olarak % 45'i Muğla, İzmir,
duğu kurak ve yarı kurak alanlarda fazladır. Yani iç
Antalya Orman Bölge Müdürlüklerinde meyda-
bölgelerimizde yaygın görülür.
na gelmiştir.
Buna aşağıda verilen erozyonun sebep ve ön-
C) Orman Yangınlarında en büyük zarar az sayıda
lem eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir?
fakat büyük alanda cereyan eden yangınlar so-
A) Bitki örtüsünün tahribi-Ağaçlandırma nucu ortaya çıkmaktadır.

B) Nadas sistemi-Nöbetleşe ekim D) Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarının


Adet olarak %83 'ü, Alan olarak ise % 87 si
C) Düzensiz yağış-Bitki örtüsü güçlendirilmeli Haziran - Ekim dönemini kapsayan 5 aylık dö-
D) Tarlaların eğime paralel sürülmesi- Tarlaların nemde meydana gelmektedir.
eğim doğrultusunda sürülmesi E) Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarının
E) Eğimli arazilerin fazla olması-Taraçalandırma % 88 'i gece, %12 si ise gündüz saatlerinde çık-
maktadır.

25
Kemal Arslan

7. Türkiye'nin jeolojik geçmişine bakıldığında bütün 10. Aşağıdaki yer-kıyı eşleştirmelerinden hangisi
jeolojik zamanlara ait arazilere sahip olduğu anla- doğru değildir?
şılmaktadır.
A) Sinop-Ria
Buna göre bu dönemlerle ilgili;
B) Silifke-Kalanklı
I. tersiyerde Toros ve Kuzey Anadolu dağları oluş-
muştur C) Bodrum-Ria

II. kuaterner de Ege Denizi ve boğazlar oluşmuştur. D) Kaş-Dalmaçya

III. mezozoik de büyük bir kısmı sular altında kalan E) Antalya-Enine


Anadolu'nun birçok yerinde bu dönemde yaşa-
mış insanlara ait fosiller bulunmaktadır.

verilenlerden hangilerinin doğru olduğu söyle-


nebilir?

A) I ve II B) II ve III C) I ve III

D) I, II ve III E) Yalnız II

11. Türkiye'de nehirler, yağmur, kar suları ve yeraltı su


kaynakları ile beslenir.

8. Buna göre aşağıdaki nehirlerden hangisi daha


çok yağmur ile beslenir?
Kemal Arslan

A) Kura

B) Manavgat

C) Küçük Menderes

D) Fırat
Yukarıdaki Türkiye haritasında numaralarla E) Kızılırmak
gösterilen taralı alanlardan hangisi 1. derece
deprem bölgesi içinde yer almaz?

A) I B) II C) III D) IV E) V

12. Aşağıdakilerden hangisinin oluşumunda iç kuv-


9. Aşağıdakilerden hangisinin ortalama yükseltisi
vetlerin etkili olduğu söylenemez?
daha azdır?
A) Anadolu Yarımadasının yükselmesi
A) Uzunyayla platosu
B) Çukurova'nın her yıl biraz çökmesi
B) Kızören obruğü
C) İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki epirojenik
C) Akyatan lagünü
hareketler
D) Nemrut kalderası
D) Anadolu'nun birçok yerinde taraçaların oluşması
E) Ardahan platosu
E) Eymir ve Mogan göllerinin oluşumu

26
Kemal Arslan

13. Aşağıdaki akarsu ve havza eşleştirmelerinden 16. Delta ovalarının oluşabilmesi;


hangisi doğru değildir? I. kıyının sığ olması

A) Fırat-Basra II. çözünebilen madde miktarının fazla olması

B) Kura-Hazar III. kıta sahanlığının dar olması

C) Asi-Akdeniz verilenlerden hangilerine bağlı olduğu söylene-


bilir?
D) Sakarya-Karadeniz

E) Meriç-Marmara A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II

D) II ve III E) I ve III

17. Türkiye arazisinin önemli bir bölümü 4. jeolojik za-


manda buzullaşmaya uğramıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu alanlar-


dan biri değildir?

14. A) Canik

B) Giresun

C) Uludağ

D) Aladağlar

E) Beydağları
Kemal Arslan

Yukarıdaki haritada numaralarla gösterilen ova-


lardan hangisi bir Graben içine yerleşmiştir? 18. Aşağıdaki grafikte Türkiye'de bir akarsuyun aylık
ortalama akım değerleri verilmiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V

15. Jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri dikkate alın-


dığında aşağıdaki illerden hangisinin sınırları Bu grafikte aşağıdakilerden hangisi ile ilgili bilgi
içinde çökme depremlerinin daha fazla olması yoktur?
beklenir?
A) Taşıdığı ortalama su miktarı
A) Mersin
B) Debisinin en düşük olduğu mevsim
B) Erzurum
C) Yaz mevsiminde kuruyup korumadığı
C) Samsun
D) Akım düzeni
D) Balıkesir
E) Ortalama yükseltisi
E) Zonguldak

27
Kemal Arslan

19. Farklı yoğunluktaki yer kabuğu parçaları manto 22. Volkanlar Dünyada ve Türkiye'de daha çok fay hat-
üzerinde dengeli biçimde dururlar. Bu olaya izosta- ları ve genç kıvrım kuşaklarının yaygın olduğu alan-
zi, dengesine ise izostatik denge denir. Herhangi bir larda görülür. Volkanik faaliyetler insan için büyük
yerde Epirojenez olayının olabilmesi için izostatik tehlike oluşturmasına rağmen bu sahalar yoğun
dengenin bozulması gerekir. nüfusludur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi izostatik Bu durumun nedenleri arasında;


dengeyi bozan Türkiye'deki epirojenik hareket- I. Volkanik toprakların mineral bakımından zen-
lerden biri değildir? gin olması

A) Akdeniz ve Karadeniz'in çanaklaşması II. Toprakların verimli olması


III. Turizm açısından önemli yer alması
B) Egeid karasının çökmesi ile Ege Denizinin oluş-
ması hangilerinin yer aldığı söylenebilir?
C) İstanbul ve Çanakkale Boğazı'nın oluşması A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) Çukurova ve Ergene havzasının çökmesi D) Yalnız I E) I, II ve III
E) Toros dağ sisteminin oluşumu

23. Çözünme ile ortaya çıkan malzemenin bir kısmı


yerçekiminin etkisi ile eğim doğrultusunda hareket
20. ederek yer değiştirir. Buna kütle hareketleri adı veri-
lir.
Kemal Arslan

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kütle hare-


ketlerinin oluşumunda etkili olan doğal faktör-
lerden biri değildir?

A) Arazinin jeolojik ve Jeomorfolojik özellikleri

B) İklim şartları

Türkiye haritasında işaretli alanların hangisinde C) Ayrışma şiddeti


buzul şekillerine rastlanıldığı söylenemez? D) Bitki örtüsü

A) I B) II C) III D) IV E) V E) Yol çalışmaları

21. Aşağıdaki kıyı tiplerinden hangisinin oluşumun- 24. Aşağıdaki yer şekli ve onu oluşturan dış kuvvet-
da dağların kıyıya uzanışı etkili olmuştur? ler eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir?

A) Ria A) Tafoni-rüzgar

B) Limanlı B) Tombolo-dalga

C) Kalanklı C) Hörgüç kaya-buzul

D) Enine D) Traverten-karstik

E) Mercanlı E) Lapya-rüzgar

28
Kemal Arslan

25. • Baraj 1992 yılında Fırat Nehri üzerinde işlet- 28. Volkanik ovalar lavlar ve küllerin geniş sahaya yayı-
meye açılmıştır. Enerji ve sulama amaçlı inşa lıp meydana getirdiği düzlüklerden oluşur.
edilen baraj 169 metre yüksekliğe sahip Şanlı-
Buna göre aşağıdaki ovalardan hangisi bu şekil-
urfa'da yer alan baraj dünyanın en geniş 5. ba-
de meydana gelmiştir?
rajıdır.
• 1993 yılında Anadolu'da işletmeye açılan ba- A) Malazgirt Ovası
raj Ceyhan Nehri üzerinde yer alır. 201 metre
B) Ergene
yüksekliğine sahip baraj Cem Uzan tarafından
yapılmıştır. C) Bafra

• Çoruh Nehri üzerinde enerji üretmek amacıyla D) Nazilli


1998 yılında inşaatına başlanmış 2012 yılında
E) Çarşamba
ise tamamlanmıştır. 249 metre yüksekliği ile
Türkiye'de inşa edilmiş en büyük en yüksek ba-
rajıdır.
• Fırat Nehri üzerinde yer alan bu baraj enerji
üretmek amacıyla inşa edilen barajın yükseltisi
207 metre olup 1975 yılında yapılmış ve Elazığ
ilinin sınırları içerisinde yer alır.
29.
Buna göre özellikleri verilmeyen baraj aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Deriner B) Keban C) Berke

D) Atatürk E) Karakaya
Kemal Arslan

26. Kalker, jips, dolomit ve kaya tuzu gibi su ile temas


ettiğinde eriyen kayaçların bulunduğu alanlara karst Türkiye haritasında işaretli yerlerin hangisinde
topografyası denir. falezler daha az görülür?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu alanlarda A) I B) II C) III D) IV E) V


görülecek şekillerden biri değildir?

A) Voklüz

B) Polye

C) Barkan

D) Traverten
30. Son yıllarda Konya çevresinde obruk sayısında cid-
E) Düden di artış meydana gelmiştir.

Bu durumun ana sebebi aşağıdakilerden hangi-


sidir?

27. Aşağıdaki yerlerin hangisi Doğu Anadolu fay A) Nadas sisteminin yaygın olması
hattı üzerinde yer aldığı söylenemez?
B) Yer altı suyunun aşırı kullanımı
A) Hatay C) KOP'un bölgede sulama sorununu azaltması
B) Elazığ D) Toprağın aşırı işlenmesi
C) Malatya E) Erozyon miktarının artması
D) Adıyaman

E) Ağrı

29
Kemal Arslan

31. Yer kabuğunda meydana gelen alçalma ve yüksel- 34. Karstik kaynaklar(Voklüz) ile ilgili aşağıdakiler-
meler sonucu oluşan çukurların su ile dolması so- den hangisi söylenemez?
nucu oluşan göllere tektonik göller denir. Tektonik
göller fay hatları boyunca yoğun olarak bulunur. A) Karstik arazilerde yeraltına su götüren kanalla-
ra Subatan adı verilir.
Buna göre aşağıdaki göllerin hangisini oluşumu
bu şekilde değildir? B) Karstik kaynaklara daha çok Akdeniz
Bölgesi'nde rastlanır.
A) Burdur C) Karstik kaynakların suları geçmiş oldukları ta-
B) Manyas banların özelliğine bağlı olarak kireçlidir.

C) Seyfe D) Düzensiz rejime sahip gür kaynaklardır.

D) Hazar E) Suları genellikle sıcaktır.

E) Erçek

32. Türkiye'nin ortalama yükseltisi fazla olması birçok


akarsuyun kar sularıyla beslenmesine neden ol- 35. Heyelana karşı alınacak önlemler arasında;
muştur.
I. Heyelan riskinin olduğu alanların suyunu kanal-
Buna göre aşağıdaki nehirlerden hangisinin kar lar yardımıyla boşaltmak
suları ile beslendiği söylenemez? II. Büyük beton duvarlar örmek (istinat duvarları)

A) Kızılırmak III. Riskli alanları yerleşime açmak


Kemal Arslan

B) Fırat verilenlerden hangilerinin yer aldığı söylenebi-


lir?
C) Aras

D) Yeşilırmak A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II

E) Gediz D) II ve III E) I ve III

33. Türkiye kuzeyde Avrasya levhası güneyde Afrika ve


Arabistan levhaları ile çevrilidir. Afrika levhasında
her yıl yaklaşık 10 milimetrelik bir hareket söz ko-
36. Çöküntü depremler yer altındaki mağara, galeri tü-
nusudur. Bunun sonucunda arada sıkışan Anado-
nel ve boşlukların çökmesi ile oluşan sarsıntılardır.
lu levhası her yıl yaklaşık 20-30 santimetre batıya
Özellikle madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu
doğru hareket etmektedir.
alanlarda daha fazla meydana gelir.
Buna göre levha hareketleri sonucunda Anado-
lu'da; Buna göre aşağıdaki yerlerin hangisinde bu tür
depremlerin görülme ihtimali daha yüksektir?
I. depremler
II. gayzerler A) Muş

III. çöküntü hendekleri B) Ardahan

hangilerinin meydana gelmesine neden olduğu C) Kırklareli


söylenebilir? D) Zonguldak

A) I ve II B) II ve III C) I ve III E) Rize

D) Yalnız I E) Yalnız III

30
Kemal Arslan

37. Türkiye'de paleozoik döneme ait alanlar çok yaygın 40. Aşağıdaki karstik şekillerinden hangisinin tu-
değildir. rizm bakımından daha az öneme sahiptir?

Buna göre verilen yerlerden hangisinin oluşu- A) Traverten


mu bu döneme ait olduğu söylenemez?
B) Mağara
A) Yıldız Dağları C) Obruk
B) Mardin D) Sarkıt
C) Anamur E) Polye
D) Zonguldak

E) İzmir

41.

38. Sularını Açık Deniz ya da okyanuslara göndereme-


yen göl alanlarına kapalı havza denir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi Türkiye'deki


Haritadaki işaretli alanlarla ilgili aşağıdakilerden
kapalı havza alanlarından biri değildir?
hangisi söylenemez?
Kemal Arslan

A) Konya
A) I numaralı yerde Ilgaz Dağları yer almaktadır.
B) Akşehir
B) II numaralı yer Ergene’nin bulunduğu düzlük-
C) Hazar Gölü lerden meydana gelen havzadır.

D) Van Gölü C) III numaralı yer bir Graben içerisinde yer alır.

E) Tuz Gölü D) IV numaralı yer Karadağ volkanisine yakın bir


yerde bulunur.

E) V numaralı yer Türkiye'nin en büyük tektonik


ovasında yer alır.

42. Akarsularda olduğu gibi bazı göllerden de enerji


üretimi sağlanır.
39. Aşağıdaki dağlardan hangisi farklı bir sistem Buna göre;
üzerinde yer aldığı söylenebilir?
I. Tortum Gölü
A) Sultan II. Hazar Gölü
B) Dedegöl III. Van Gölü

C) Bolkar göllerin hangilerinden enerji üretiminin gerçek-


D) Binboğa leştiği söylenebilir?

E) Mercan A) I ve II B) II ve III C) I ve III

D) Yalnız I E) Yalnız III

31
Daha fazla soru için CEVAP ANAHTARI

1.C 2.B 3.D 4.E 5.E 6.E

7.A 8.C 9.C 10.E 11.C 12.E

13.E 14.A 15.A 16.A 17.A 18.E

19.E 20.B 21.D 22.E 23.E 24.E

25.E 26.C 27.E 28.A 29.D 30.B

31.E 32.E 33.D 34.E 35.B 36.D

37.E 38.C 39.E 40.E 41.D 42.A

Önemli:

• Türkiye’deki dağların genel uzanış yönleri doğu-batı şeklindedir. Kuzeydeki, güneydeki ve batıdaki dağlar genellikle
doğu-batı yönlü uzanır.

• Türkiye’deki dağların kıyıya uzanış şekilleri kuzeyde ve güneyde kıyıya paralel batıda ise kıyıya diktir.

Sonuç: Karadeniz, Akdeniz ve Ege kıyılarında dağlar genellikle doğu batı yönlü uzar, Karadeniz ve Akdeniz’de
dağlar kıyıya PARALEL, Ege’de ise dağlar kıyıya DİK uzanır.

➨➨Eğim, engebe ile yükselti aynı şey değildir. İç Anadolu ve Marmara Bölgesi'nin yüzey şekilleri sadedir yani iki bölge
de engebeli değildir.

➨➨Marmara Bölgesi alçak iken İç Anadolu Bölgesi daha yüksektir.


Sonuç: Her yüksek yer engebeli değildir. Yüksek yerlerde düzlükler ovalar platolar yer alabilir.

• İç Anadolu Bölgesinde ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde volkanik dağlar güneybatı kuzeydoğu yönlerinde bir çizgi şek-
linde uzanmıştır. Bu durumun temel sebebi fayların yer almasıdır.
COĞRAFYANIN İVMESİ 3 ARALIK
SAYISI

• Türkiye’de İklim
• Türkiye’de Bitki Örtüsü
• Türkiye’de Toprak Tipleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır. 1. ve 2.

Dergiye ulamayan arkadaşlar sosyal hesaplarımızdan ulaşabilirler! Bu çalışmada bize her türlü desteği sağlayan kitapsec.

com, Salih Asef İPİN, Koray KOR, Ebru ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç bilirim.

Öğretmenlik atama mücadelesinde;

• Branş Öğretmenleri Atama Mücadele Platformu

• MEB Öğretmenler Atama Platformu(MÖAP)

• TÜRKÇE ÖABT-GK GY-EB AİLESİ

• Sosyal Bilgiler ÖABT Akademi

• Kpss Coğrafya (Kemal ARSLAN)

gruplarına teşekkür ederim.

Sorularınız için iletişim:

Kemal ARSLAN: https://www.instagram.com/cografyacikemalarslan/

İbrahim Ulaş BALDEMİR: https://www.instagram.com/sosyalhocamm/

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE İKLİM
Türkiye iklimini etkileyen faktörler Türkiye orta kuşakta yer alan, enlem farkının da az olduğu bir ülke olmasına
rağmen, birbirinden farklı çok sayıda iklim özelliğine sahiptir. Türkiye iklimini etkileyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Mutlak (Matematik) Konum


Türkiye 36° - 42° Kuzey paralelleri arasında, ılıman iklim kuşağında (Akdeniz iklim kuşağı) bulunmaktadır.
Türkiye, Kuzey Yarım Küre'nin Orta Kuşağın biraz daha güneyinde yer aldığı için;
• Dört mevsim belirgin yaşanır.
• Güneyden esen rüzgârlar sıcaklık değerlerini arttırırken kuzeyden esenler sıcaklık değerlerini düşürür.
• Güneydeki sıcak karakterli basınç merkezleri ile kuzeydeki soğuk karakterli basınç merkezleri ve bunların oluşturdu-
ğu cephe sistemlerinin etkisinde kalır. Bu durum, ülkemizin sıcaklık ve yağış özelliklerini büyük ölçüde etkiler.
• Dağların güney yamaçları (Bakı etkisi) daha çok ısınır.
• Güneyden kuzeye doğru sıcaklık ortalamaları azalır. (Enlem etkisi)
• Türkiye Yengeç dönencesinin kuzeyinde yer aldığı için yıl içerisinde güneş ışınlarını hiçbir zaman dik açıyla almaz.
• Akdeniz, Karadeniz ve karasal gibi ılıman iklimler bulunur.
• Bakı: Türkiye’nin matematik konumu itibariyle güneye bakan yamaçları bakı yamacıdır. Buna göre kuzey Anadolu
dağlarının iç bölgelere bakan, Torosların denize bakan yamaçları bakı yamacıdır ve sıcaklık değerleri bakı yamacının
tam tersi olan dulda yamaçlara göre daha fazladır.

Not: Bakı yamaçlarda orman, tarım, yerleşme üst sınırları ile kalıcı kar alt sınırı daha yüksekte kalır. Türkiye’nin bakı yönü
matematik konumundan dolayı güneydir.

Not: Türkiye’de sürekli soğuk ve sıcak iklimlerin bulunmaması mutlak konumunun sonucudur.

2. Göreceli(Özel) Konum:
Enlem farkı az olmasına rağmen Türkiye’de çok farklı iklim tipleri görülür. Türkiye’de kısa mesafede büyük iklim deği-
şiklikleri ortaya çıkar.
Bu duruma yol açan başlıca etmenler:
• Asya, Avrupa ve Afrika’nın birbirlerine en çok yaklaştığı yerde bulunması
• Üç tarafının denizlerle çevrili olması
• Anadolu’nun kuzeyinde ve güneyinde kıyıya paralel uzanan yüksek dağ sıraları ile batısında kıyıya dik uzanan dağ-
ların bulunması
• Batıdan doğuya gidildikçe genellikle yükselti değerlerinin artış göstermesi
• Çevresindeki kara, deniz, basınç merkezlerinin ve rüzgârların etkisi

a. Kara ve Deniz Dağılışı: Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Bu nedenle kıyılar iç kısımlara göre daha yağışlı,
nemli ve ılıman özelliklere sahiptir. Denizler geç ısınıp geç soğuduğu için kıyı bölgelerimizin iklimi daha ılımandır. İç
bölgelere gidildikçe karasallık etkisi artar. İç kesimler yazın daha çok ısınır, kış mevsiminde de daha çok soğur.
b. Yükselti: Türkiye, ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Yükselti genel olarak batıdan doğuya doğru artmakta ve
bu nedenle doğuya doğru sıcaklıklar düşmektedir. Ayrıca yüksek yerlerde günlük ve yıllık sıcaklık farkları ve karasallık
artmaktadır.
c. Dağların Uzanış Şekli: Türkiye’de dağların uzanışı sıcaklık ve yağışın dağılışı üzerinde büyük ölçüde etkili ol-
maktadır. Toros dağları, güneyden gelen nemli hava kütlelerinin Anadolu’nun iç kısımlarına sokulmasını engellerken,
kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin de Akdeniz kıyılarına sokulmasını engellemektedir. Karadeniz Bölgesi’nde de
özellikle yazın kuzeyden gelen nemli hava kütleleri, Kuzey Anadolu Dağlarına çarparak yükselmekte ve soğuyarak
yağış bırakmaktadır. Ege Bölgesi’nde ise dağlar kıyıya dik uzandığı için deniz etkisi 200 - 250 km içerilere kadar soku-
labilmektedir.

Özetle;
➨➨Güneyden kuzeye doğru sıcaklığın azalması ENLEM ile
➨➨Batıdan - doğuya doğru sıcaklığın azalması YÜKSELTİ ile
➨➨Kıyılardan iç kesimlere doğru sıcaklık farkının artması KARASALLIK ve YÜKSELTİ ile açıklanır.
3
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE İKLİM ELEMANLARI
İklim elemanları; sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem, bulutluluk, yağış, sis ve buharlaşmadır.

1. SICAKLIK
Türkiye’de sıcaklığın dağılışını belirleyen başlıca faktörler; bakı, enlem, rüzgarlar, karasallık-denizellik, yükselti, hava
kütleleri ve yer şekilleridir.

Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı


Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklık dağılışını gösteren haritayı inceleyip aşağıdaki analizlere ulaşılır.

• En yüksek ortalama sıcaklıklar, Akdeniz ve Ege kıyı kesimleri ile Anadolu’nun güneydoğu kesimlerinde görülür.
• En düşük sıcaklık değerleri, ülkemizin Kuzeydoğu Anadolu kesiminde görülür.
• Sıcaklık değerleri genel olarak güneyden kuzeye doğru gidildikçe düşer. Bu durumun ortaya çıkması, enlem farkı ve
güneyden esen sıcak rüzgârların etkisi ile açıklanır.
• Kıyılarda sıcaklık değerleri, iç kesimlere göre daha fazladır. Bu durum denizlerin ılıtıcı etkisinden kaynaklanır.
• İç kesimlerde sıcaklık değerleri, batıdan doğuya doğru gidildikçe düşer. Bunun nedeni, yükselti artışı ile denizlerden
uzaklaşılması yani karasallık şiddetinin artmasıdır.
Mevsimlere göre sıcaklık:
Yaz mevsiminde; Temmuz ayında, (yaz sıcaklık ortalaması Temmuz ayına göre hesaplanır) bölgeler arasındaki
sıcaklık farkı ocak ayına göre daha azdır. Enleme uygunluk daha fazladır.
En sıcak yerler: Güneydoğu Anadolu (Karasallık - Enlem - Samyeli - Basra TAB)
En serin yerler: Kuzeydoğu Anadolu (Yükselti - Enlem - Yağış rejimi)
Kış mevsiminde; Ocak ayı (kış sıcaklık ortalaması ocak ayına göre hesaplanır) sıcaklık ortalamaları üzerinde en-
lem, yükselti ve karasallık faktörleri etkili olmuştur.
• Kış mevsiminde Türkiye’de bölgeler arasında sıcaklık farkları daha fazladır.
En soğuk yerler: Kuzeydoğu Anadolu (Yükselti - Karasallık - Sibirya TYB)
En sıcak yerler: Akdeniz Bölgesi (Enlem - Denizellik)
Önemli bilgiler:
➨➨İndirgenmiş (0 metre = Deniz seviyesi) izoterm (eş sıcaklık) haritalarında YÜKSELTİnin etkisi yoktur.
➨➨Türkiye'ye güneş ışınları 21 Mart ve 23 Eylül'de aynı açıyla gelmesine rağmen 23 Eylül'de sıcaklık daha yüksektir.
(Isı birikimi = Önceki mevsimin etkisi)
➨➨Gün içinde güneş ışınlarının en büyük açıyla geldiği saat 12.00'dir. Ancak günün en sıcak saati 13.00 - 14.00
➨➨saatleri arasıdır. (Isı birikimi)
➨➨Türkiye'ye güneş ışınları 21 Haziran'da en büyük açıyla gelir. Ancak en sıcak ay karalarda Temmuz, denizlerde ise
Ağustos ayıdır. (Isı birikimi, Kara ve denizlerin farklı ısınması)
Önemli: Yer şekillerinin engebeli olduğu, özellikle denize kıyısı bulunan dağlık alanlarda, kısa mesafede sıcaklık deği-
şimi fazladır. Buna bağlı bitki örtüsü değişimi de fazla olur. Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz ve Antalya bölümlerinde
bu durumu belirgin bir şekilde görebiliriz.
4
Kemal Arslan
2. BASINÇ
Basınç: Atmosferin yeryüzüne uyguladığı ağırlığa basınç denir. Atmosfer basıncını ölçen alete barometre, basınç
birimi milibar ve haritalarına izobar haritaları denir.
Türkiye, ortak kuşakta yer aldığı için farklı basınç merkezleri etkisi altında kalır. Türkiye’de kış mevsiminde kuzeyden
gelen yağışlı ve soğuk basınç sistemleri etkili iken yaz mevsiminde güneyden gelen sıcak ve kuru basınç sistemleri et-
kilidir. Bu durumun ortaya çıkmasında mutlak (Matematik) konum etkilidir. Diğer bir değişle Türkiye yıl içinde, dönenceler
çevresindeki subtropikal dinamik yüksek basınç kuşağı ile 60° enlemleri çevresindeki kutup altı dinamik alçak basınç
alanlarının etkisinde kalır.

Yaz Mevsimi
Güneydeki sistemler daha çok Türkiye’yi etkiler. Bu sistemler sıcak ve kuru hava koşulları, kavurucu sıcakların yaşan-
masına yol açar.
Asor DYB ile Basra TAB (Muson Sistemi etkili) merkezleri arasında oluşan hava akımları, ülkemizde yazın etkili
olur. Bu hava akımları Karadeniz kıyılarında yaz mevsiminde yağış oluşumuna neden olur.(kaynak meb 9. Sınıf ders
kitabı) Yine zaman zaman Afrika’nın kuzeyi ile Arabistan üzerine yerleşen subtropikal yüksek basınç alanı(kavurucu
sıcaklıklar ve kuraklık) da ülkemizde etkili olur.
Kış mevsimi
İzlanda DAB etkili olduğunda yağışlı hava koşulları oluşur. Bu basınç merkezi batı bölgelerinde yağmur, iç kesimlerde
kar yağışlarına neden olur.
Sibirya TYB etkili olduğunda ülkemizde şiddetli soğuklar, kar yağışı ve don olayları yaşanır. Sibirya TYB ve Asor DYB
merkezleri birleştiğinde sıcaklık değerleri düşük, yağışsız ve güneşli günler görülür.
• Dinamik kökenli basınç merkezleri dünyanın günlük hareketinden dolayı (matematik konumuna bağlı)
• Termik kökenli basınç merkezleri ise sıcaklıktan dolayı (özel konuma bağlı) ortaya çıkmıştır.
Basıncı(Atmosfer) etkileyen faktörler
1. Yer çekimi: Yer çekimi arttıkça basınç artar. Yükseklere çıkıldıkça yer çekimi ve basınç azalır. Kutuplara doğru
basınç artar. Yer çekimi ile basınç arasında doğru orantı vardır. Diğer koşullar etkisiz kabul edilirse Hatay'dan Sinop'a
doğru basınç artar.
2. Yükselti: Yükseklere doğru çıkıldıkça atmosferi oluşturan gazların yoğunluğu azaldığı için basınç da azalır. Basınç
ile yükselti arasında ters orantı vardır. Bu duruma bağlı batıdan doğuya doğru basınç azalır.
3. Termik etkenler (sıcaklık): Sıcaklığın artmasıyla hava hafifler, yükselir, buna bağlı basınç azalır. Sıcaklık ile
basınç arasında ters orantı bulunur. Yaz mevsiminde basınç azalırken kışın artmaktadır.
4. Dinamik etkenler: Dünyanın günlük hareketinin etkisiyle 30° ve 60° enlemlerdeki basınç alanları oluşmuştur
Önemli: Dinamik kökenli basınç merkezleri (İzlanda DAB, Asor DYB) yıl boyunca etkilidir.
Normal basınç: 45°'lik enlemde deniz seviyesinde, oda sıcaklığında(15 °C) 1013 milibar basınçtır.
Yüksek basınç (Antisiklon): 1013 milibardan daha fazla olan basınçtır.
Alçak basınç (Siklon): 1013 milibardan daha az olan basınçtır.

5
Kemal Arslan
3. RÜZGÂRLAR
Rüzgâr: Yüksek basınçtan alçak basınca doğru gerçekleşen havanın yatay hareketine denir. Anemometre ile ölçülür.
Türkiye’nin mutlak konumundan dolayı çoğunlukla batı rüzgârlarının dolaylı etkisi altındadır ancak büyük kara kütlleri
arasında yer alması ve engebeli yer şekillerine sahip olmasından dolayı batı rüzgarları etkisi daha az görülür. Ayrıca
yarımada olması ve yer şekilleri engebeli olduğundan, ülkemizde çok farklı rüzgâr çeşidi görülmektedir.
• Türkiye’de kuzeyden gelen rüzgârlar enlemin etkisiyle sıcaklığı düşürürken güneyden gelenler sıcaklığı artırmaktadır.

Türkiye'ye Güneyden Gelen Sıcak Rüzgârlar


Samyeli: Güneydoğu yönünden Suriye ve Irak üzerinden yani çöl bölgelerinden Türkiye’ye gelen sıcak ve kuru rüz-
gârdır. Sıcaklığı ve buharlaşmayı artırır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde daha etkilidir. Bölgeye çölün özelliklerini taşı-
yan bu rüzgarlar bitkilerin kısa sürede sararıp kurumasına yol açar. Bölgede ayrıca buharlaşmayı hızlandırır, su sıkıntısı
ortaya çıkarır.
Kıble: Türkiye'ye güney yönünden Orta Akdeniz üzerinden girer. Kıyılarda sıcak ve nemli, iç kesimlerde ise kuru ve
sıcak eser.
Lodos: Türkiye'ye güneybatı yönünden girer. Batı Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi'nde etkilidir. Sıcak ve nemli bir
yapıya sahiptir. Etkili olduğu dönemlerde özellikle güneybatı güneye bakan yamaçlara yağışı bırakır. Bu yüzden Anado-
lu da ‘’lodosun gözü yaşlı’’ ifadesi kullanılır. Kış mevsiminde etkili olduğu yerde sıcaklığı artırarak, soba zehirlenmeleri,
Marmara Denizinde feribot seferlerinin iptaline, sel ve taşkınlara bile neden olabilir.
Türkiye'ye Kuzeyden Gelen Soğuk Rüzgârlar
Poyraz: Türkiye'ye kuzeydoğu yönünden girer. Soğuk ve kar getirir. Kara ve denizlerin farklı ısınmasına bağlı olarak
poyraz kışın ılıtıcı yazın serinletici etki yapar. Poyraz Karadeniz üzerinden geldiği için Karadeniz kıyılarında dağ kuşak-
ları boyunca yükselerek orografik yağışlara neden olur.
Yıldız: Türkiye'ye kuzey yönünden girer. Karadeniz'de etkili olan bu rüzgâra kutup yıldızından dolayı balıkçılar tarafın-
dan bu şekilde isimlendirilmiştir. Özellikle kış mevsiminin başında etkilidir. Karadeniz de ulaşımı engelleyici etkisi vardır.
Karayel: Türkiye'ye kuzeybatı yönünden girer. Daha çok Marmara ve Batı Karadeniz'de etkilidir. Kuzeyden esen her
rüzgâr gibi soğuk karakterlidir. Trakya, Marmara ve Batı Karadeniz de kar yağışlarını getir. Karayel Torosları aştıktan
sonra fön karakteri kazanarak Akdeniz kıyılarında sıcaklığı artırıcı bir etki bırakır.
Meltem rüzgârları: Günlük sıcaklık farkından dolayı oluşan, esinti şeklindeki rüzgârlar meltem rüzgârları olarak ad-
landırılır. Yaz mevsiminde Ege Denizi’nden esen meltemlere imbat adı verilir. Ayrıca oluşum yerlerine göre deniz, kara,
dağ ve vadi meltemi çeşitleri bulunur. Meltem rüzgârlarının oluşumunda kara ve denizlerin farklı ısınması, Türkiye’nin
yarımada olması ve yer şekilleri etkilidir. Meltemler, etkisi az olduğu için yağış getirmez. Deniz meltemleri günlük basınç
değerlerinin farklılaşmasına bağlı olarak gündüz denizden karaya gece de karadan denize doğru eser. Gün içinde yön
değiştirdiği için günlük devirli rüzgârlar adını alır.
Föhn rüzgârları: Bir yamaç boyunca yükselerek ısınıp sıcak karakter kazanan rüzgarlardır aşan, Föhnün etkili ol-
duğu yamaçlarda sıcaklık 200 metrede 2°C artar. Türkiye de etkili olan föhn rüzgarları Konya ovasında bakır sattıran,
Erzurum ovasında ilk yaz eser ve karları eritir bu yüzden kar yiyen olarak adlandırılır.

6
Kemal Arslan
Föhn Rüzgârlarının Etkileri
➨➨Bitkiler üzerinde kurutucu etki yapar, çabuk olgunlaştırır.
➨➨Orman yangınlarının oluşumunda etkili olur.
➨➨Ani kar erimesine neden olup heyelan, sel ve çığ olaylarına da neden olur.
➨➨Bu rüzgârlar küçük iklimlerin (mikroklima) ortaya çıkmasına sebep olur.
➨➨Rize’de turunçgillerin, Çoruh – Kelkit Vadisi'nde zeytinin, Iğdır Ovası'nda pamuk tarımının yapılması, föhn rüzgârla-
rının bir sonucudur. Iğdır ovasında tarla ürünlerinin erken olgunlaşmasını sağlar.

Etezyen: Ege Havzası'nda özellikle yaz mevsiminde kuzeyden esen serinletici etki yapan yerel bir rüzgârdır.
Rüzgârgülü: Bir merkezde yıl boyunca esen rüzgârların sayısını yönlerine göre gösterir. Bu durumu etkileyen en
önemli faktör YER ŞEKİLLERİNİN UZANIŞ doğrultusudur.
Bu durumu birkaç örnekle açıklayalım:

Önemli: Ege Bölgesi’nde dağların uzanış doğrultusundan dolayı (İzmir) doğu - batı, Karadeniz Bölgesi’nde (Trabzon)
kuzeyden, Akdeniz Bölgesi’nde (Antalya) güneyden, ovalık alanlarda (Konya) ise her yönden rüzgâr eser.

4. YAĞIŞ
Yağış: Türkiye’de başlıca üç yağış şekli görülmektedir.

Yamaç Yağışları: Dağların kıyıya paralel uzandığı Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında yaygındır.
Cephe Yağışları: Akdeniz iklim bölgesinde yaygındır. Türkiye’nin büyük bir kısmı kışın cephelerin etkisine girmektedir
(Orta Kuşak).
Yükselim Yağışları: Karasal iç bölgelerde görülür. İç Anadolu’da ilkbahar(Kırkikindi yağışları) Erzurum-Kars çev-
resinde yazın etkilidir.
• Kar yağışlı gün sayısı ve karın yerde kalma süresi, kıyı kesimlerden iç bölgelere doğru gidildikçe artar. Kıyı kesimle-
rinde yağan kar ortalama 8-10 gün süreyle yerde kalırken bu değer Doğu Anadolu’da 120 günü bulmaktadır. Yağan
kar ilkbaharla birlikte yavaş yavaş eriyerek toprağa sızar. Yeraltı suyu için oldukça önemlidir.

7
Kemal Arslan

Türkiye’de Yağışın Dağılışı


Türkiye’nin her yerine aynı miktarda yağış düşmez. Yöreler arasında önemli yağış miktarı farklılığı bulunur. Yağış dağılı-
şında özellikle yeryüzü şekilleri belirler. dağların kıyıya paralel uzandığı yerler fazla yağış alırken çevresine göre alçakta
kalmış alanlar ise az yağış alır.
En fazla yağış alan yerler: Dağların kıyıya paralel olduğu yerler ile çevresine göre yüksekte kalan alanlar bol yağış alır.
Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz Dağları, Menteşe yöresi ile Toroslar ve Nur Dağları'nın denize bakan yamaçlarıdır.
Rize yıllık yağış miktarının en fazla olduğu (2.300 mm) yerdir.
En az yağış alan yerler: Depresif (çukur, çöküntü) alanlar, deniz etkisine kapalı ve denize uzak alanlara az yağış dü-
şer. Harran Ovası çevresi, Elâzığ - Malatya Havzası. Tuz Gölü ve Iğdır çevrelerinde yıllık yağış miktarının az olduğu
yerlerdir. En az yağış Iğdır iline düşer.
5. NEM
Nem: Atmosfer içindeki suyun buhar şekline nem adı verilir ve gram olarak ifade edilir. Higrometre ile ölçülür. Su belirli
bir sıcaklıkta buharlaşarak gaz hâline geçmekte, sıcaklığın düşmesiyle gaz hâlindeki su buharı yoğunlaşarak sıvı ya da
katı hâline dönüşerek yere düşmektedir. Yağışlarla yeryüzüne düşen su bir süre sonra yeniden buharlaşarak havaya
karışır. Buna Su Döngüsü denir.
Nem Çeşitleri
1. Mutlak Nem: Bir m3 hava içinde bulunan su buharının gram cinsinden ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem g/m3
olarak ifade edilir. Mutlak nem, sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olduğu alçak yerlerde ve deniz kenarlarında fazla, yüksek
dağlarda, kara içlerinde ve soğuk yerlerde azdır. Mutlak nem sıcaklıkla doğru orantılıdır.
Havadaki nem miktarını;
➨➨Buharlaşma şiddeti
➨➨Su kütlesinin yüzey genişliği
➨➨Yükselti
➨➨Rüzgâr etkiler.

2. Maksimum Nem (Doyma noktası): Havanın belli sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarına maksimum nem
(doyma miktarı) denir. Maksimum nem sıcaklığa bağlı olarak değişir. Sıcaklık arttıkça hava genişleyeceğinden taşıya-
bileceği nem miktarı artar. Sıcaklık azaldıkça hava büzülür ve böylece taşıyabileceği nem miktarı azalır. Maksimum nem
sıcaklıkla doğru orantılıdır.

3. Bağıl (Oransal - Nisbi) Nem: Bağıl nem, belli bir sıcaklıkta havada mevcut su buharı miktarının, havanın o sıcaklıkta
taşıyabileceği en fazla su buharı miktarına (maksimum neme) oranıdır. Yüzde (%) olarak ifade edilir. Bir yerde sıcaklık
arttığı zaman havanın maksimum nemi arttığından hava doyma noktasından uzaklaşır. Nem açığı artar, bağıl nem azalır.
Yani sıcaklıkla bağıl nem arasında ters orantı vardır. Kara içlerinde bağıl nem az denizel alanlarda daha fazladır.

Yoğuşma: Havadaki su buharının sıvı veya katı hâle dönüşmesine yoğuşma denir. Yoğuşmanın meydana gelmesi,
havanın nem bakımından doyma noktasına ulaşmasına bağlıdır. Havadaki bağıl nemin %100’e ulaştığı noktaya doyma
noktası denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde hava, su buharının fazlasını taşıyamaz. Fazla su buharı, katı veya sıvı
hâle dönüşür.

• Bir hava kütlesi yükselir, soğuk bir bölgeden geçer veya soğuk bir hava kütlesi ile karşılaşırsa sıcaklığı düşer yağış
meydana gelir.
• Bir hava kütlesi alçalır, sıcak bir bölgeden geçer veya sıcak bir hava kütlesi ile karşılaşırsa sıcaklığı artar. Buna bağlı
olarak yağış sona erer.

Sis: Sıcak havanın soğuk bir zemine temas etmesiyle ya da soğuk ve sıcak hava kütlelerinin karşılaşması sonucunda
sis oluşur. Sis olayının en fazla görüldüğü alan Marmara Denizi ve çevresidir. Karadeniz ve Eğe Denizi'nin etkisi de
bu alanda sis oluşumunu artırmaktadır. Sisin en az görüldüğü yerler ise Akdeniz, Ege kıyıları ile ülkemizin güneydoğu
kesimleridir.
➨➨Sis olayının en belirgin etkisi, görüş mesafesini kısaltması ve ulaşımı aksatarak kazalara sebebiyet vermesi, hava
kirliliğinin artmasına sebep olduğundan özellikle büyük kentlerde yaşayan insanlarda çeşitli solunum yolu hastalık-
larına yol açmaktadır.
Önemli: Oluşum yerlerine göre yağışlar denildiğinde; sis, çiy (su damlacıkları), kırç (ağaç dallarının donması), kırağı
(zemindeki su damlacıklarının ani donması) ve havada oluşan dolu, kar ve yağmur aklımıza gelsin.

8
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE GÜNEŞLENME SÜRESİ VE BUHARLAŞMA MİKTARI
Türkiye’de güneyden kuzeye gidildikçe genel olarak güneşlenme süresi ile buharlaşma miktarı azalır. Buharlaşma şid-
deti ve güneşlenme süresinin en fazla olduğu bölge Güneydoğu Anadolu iken, en az olduğu bölüm Doğu Karadeniz’dir.

Harita: Türkiye'de güneşlenme süresi

Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi İç Anadolu olmasına rağmen, buharlaşma şiddetinden dolayı en kurak bölge Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi’dir.

TÜRKİYE’DEKİ İKLİM TİPLERİ


1. Karadeniz iklimi
Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde ve Marmara Bölgesi’nin Karadeniz kıyıları boyunca görülür.

• Yıllık sıcaklık farkı az, kışlar ılık yazlar serin geçer.

• Her mevsim yağışlıdır.

• En fazla yağış sonbaharda, en az yağış ilkbaharda düşer.

• Kimyasal çözülme hakimdir.

• Orta Karadeniz’de diğer bölümlere göre yağışın az olmasının nedeni yer şekillerinin hakim rüzgâr yönüne dik olma-
ması, gerisindeki dağların yükseltisinin az ve kıyıya uzak olmasıdır.

• Doğal bitki örtüsü ormandır. Kayın, Kestane, Gürgen, Ihlamur, Köknar ve Ladin önemli örneklerdir.

• Türkiye’de bulutluluğun, nemliliğin ve yağışın en çok olduğu, sıcaklık farkının, güneşli gün sayısının, güneş enerjisin-
den yararlanmanın en az olduğu iklimdir.

• Hakim yağış şekli yamaç yağışlarıdır.

9
Kemal Arslan

2. Akdeniz İklimi
Akdeniz kıyılarında, Gaziantep çevresi, Ege ve Marmara bölgelerinin kıyı kesimlerinde de etkili olmaktadır. Bu iklimde
genel olarak;

• Yazlar sıcak ve kurak(DYB), kışlar ılık ve yağışlıdır.

• Yağışların yarıdan fazlası kışın düşer.

• Kış yağışları yağmur şeklindedir.

• Yağışların büyük bir kısmı cephesel kökenlidir.

• Bitki örtüsü Kızılçam ormanları ve makidir.

3. Karasal İklim
Karasal iklim, Türkiye'de en geniş alanlarda etkili olan iklim tipidir. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde görülür. Fakat bölgeler arasında karasal iklimde bazı farklılıklar vardır.

a. İç Anadolu Tipi

➨➨Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır.


➨➨İç Anadolu’da en fazla yağış ilkbaharda düşer.
➨➨Ortalama yağış 300 – 400 mm dir.
➨➨Yağışlar konveksiyoneldir.
➨➨Bitki örtüsü steptir.

b. Doğu Anadolu Tipi

➨➨Karasal iklimin en şiddetli tipi bu bölgede görülür. Bunda bölgenin yüksek ve denize uzak olması etkilidir.
➨➨Kış mevsiminde ortalama sıcaklıklar – 2 °C, – 12 °C arasındadır.
➨➨Kar yağışı ve don olayları görülür. Kar 3 – 4 ay yerde kalır. Kışın ülkenin en soğuk yeridir. Doğu Anadolu’da en fazla
yağış ilkbahar ve yaz(Erzurum-Kars) aylarında görülür.

➨➨Bitki örtüsü yükseklerde çayır, alçak yerlerde steptir. Yer yer iğne yapraklı ormanlara da rastlanır.
➨➨Yükselim yağışları hâkimdir.

c. Güneydoğu Anadolu Tipi

➨➨Bu bölgenin batısında Akdeniz iklimi etkileri görülürken, doğuya doğru karasallık artmaktadır.
➨➨Yaz mevsiminde en yüksek sıcaklıklar bu bölgede görülür. Dolayısıyla buharlaşma şiddeti en fazla bu bölgede
olduğundan, kuraklık da çok fazladır.

➨➨Yıllık yağış 400 – 700 mm arasındadır. Yağışların çoğu kış ve ilkbahar mevsimlerinde düşer, yazlar oldukça kuraktır.
➨➨Bitki örtüsü steptir.

Marmara Bölgesi’nin iklimi:


Kuzeyde Karadeniz iklimi, güneyde Akdeniz iklimi ve iç kesimleri ile Trakya’da Karasal iklim hâkimdir. Bu iklimleri bir-
birinden ayırt eden sıradağları bulunmadığından dolayı iklimler karışır ve Geçiş İklimi dediğimiz bir iklim çeşidi ortaya
çıkar. İstanbul ili de geçiş iklimi özelliklerine sahiptir. Bu yüzden İstanbul’un havasına güvenilmez.

Not: Karasal iklimin Türkiye'de geniş alanda etkili olmasının sebebi kuzeyde ve güneyde dağların kıyıya paralel uzan-
masıdır. Bu dağlar deniz etkisinin iç kesimlere girişini engellemiştir.

10
Kemal Arslan

TÜRKİYE’DE BİTKİ ÖRTÜSÜ


Türkiye, bitki tür ve çeşitleri bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Avrupa’da ilk sırada yer alır. Türkiye'de
12.000’den fazla bitki türü bulunmaktadır. Türkiye Holartik flora bölgesinde yer alır. En geniş alanda etkili olan flora
bölgesi ise İran-Turan Flora Bölgesi'dir.

• Türkiye Holarktik Flora Âleminde yer alır.

Türkiye’deki Flora alanları

1. İran –Turan flora alanı-iç kesimler(Orta -Doğu Anadolu ve Mezopotamya Alanı)

2. Avrupa –Sibirya Flora Alanı-Kuzey kesim(Öksin ve Korşik)

3. Akdeniz Flora alanı-batı ve güneyde yayılış alanı bulmuştur.

Türkiye’de bitki türlerinin çeşitlilik göstermesinde;

• Orta kuşakta yer alması sebebiyle hem kuzey hem güney sektörlü hava kütleleri etkisinde olması

• Üç kıtanın kesiştiği yerde bulunması

• Dağları kıyıya yakın ve genellikle paralel uzanması

• Ortalama yükseltinin çok olması

• Türkiye’de mikroklima (çevresine göre derin, çukurluk, korunaklı) alanların fazla olması

• Türkiye’de farklı toprak ve ana kaya çeşitlerinin bulunması.

• Buzul çağlarından fazla etkilenmeyerek birçok bitkinin yaşamını sürdürmesi çeşitliliği sağlamıştır.

Klimaks bitki: Bir iklim bölgesine en iyi uyum sağlayan bitkilerdir. Yani baskın türün çevre şartlarına tamamen uyduğu
durumdur.

• Akdeniz ikliminde klimaks türüne kızılçam,

• Karadeniz ikliminde klimaks türüne ladin,

• Karasal ikliminde klimaks türüne sarıçam örnek verilir.

Optimum sıcaklık: Bitkinin yetişmesi


için gerekli olan en düşük ve en yüksek
sıcaklık aralığı arasında bulunan ara-
lığa optimum sıcaklık denir.

Türkiye’de bitki örtüsü: Ağaç (Orman-


lar), Çalı (Maki, Garig, Psödomaki) ve
Ot (Stepler, Çayır) formasyonu diye üçe
ayrılır.

11
Kemal Arslan
1. Ağaç(Ormanlar) formasyonu

Kızılçam: Kızılçam, ışığı seven hızlı büyüyen, kış soğuklarına dayanıksız reçinesi yüksek bir çam türüdür. Dünyadaki
en geniş yayılışı Türkiye’dir. Akdeniz ve Ege bölgelerinde 800 m kadar yayılış gösteren geniş ormanlar oluştururlar.

Fıstık çamı: Tipik bir Akdeniz ağacı olan fıstık çamı, özellikle Batı ve Güney Anadolu’da ormanlar kurar. Bergama, Ko-
çarlı ve Kozan dolaylarında lokal olarak yaygındır. Halk arasında “çam fıstığı” diye adlandırılan tohumları Batı Anadolu
yöresindeki köylüler için önemli bir gelir kaynağıdır.

Sarıçam: Kuzey Anadolu’nun yüksek dağlık kesimlerinde yaygındır. Doğu Anadolu’da 2700 metreye kadar yetişebilir.
Türkiye’de ormanların en yüksek sınırıdır. Dünya da enleme bağlı olarak sarıçamın yetiştiği en alçak enlem Kayseri
Develi sınırından geçer. Bu sınırdan sonra ekvatora kadar sarıçam yetişme alanı göstermez.

Karaçam: Türkiye’nin her bölgesinde bulunur. Daha çok yapı malzemesi olarak kullanılır.

Ladin: Doğu Karadeniz(Ordu-Artvin arası) dağlarının denize bakan kesimlerinde bulunur. Nemli iklimleri sever. Selüloz
ve kâğıt sanayisi için hammaddedir.

Meşe: iklim seçiciliği azdır. Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. Türkiye'de en fazla
görülen ormanlardır. Buna bağlı olarak Antik Çağda Anadolu’ya meşe denizi denmekteydi. Yakacak odun ve mobilya-
cılıkta daha çok kullanılır.

Gürgen: Ege, Marmara, Kuzey ve Doğu Anadolu’da yayılmıştır. Kışın yaprağını döken bu ağaçlar, nemli toprağı sever.

Kayın: Daha çok kuzey bölgelerimizde doğal yayılış göstermekle birlikte kayın ağacı güneydeki Nur Dağlarında da
relikt olarak yayılış gösterir. Nemi seven bir ağaç türüdür.

Ardıç: Türkiye’de yayılış alanı geniştir(iklim seçiciliğinin az) Odunu yumuşak, hafif ve dayanıklıdır. Kurşun kalem üreti-
minde kullanılır.

Geniş yapraklı ormanlar: Meşe, kayın, gürgen, ıhlamur, kestane, akçaağaç, kızılağaç, çınar dişbudak ve titrek
kavak örnek verilebilir.

İğne yapraklı ormanlar: kızılçam, karaçam, sarıçam, ardıç, göknar, sedir ve ladin örnek verilebilir.

Not: Orman alt sınırının belirlenmesinde yağış (nemlilik), orman üst sınırının belirlenmesinde ise sıcaklık temel fak-
tördür. Ormanların bulunabileceği en yüksek sınıra orman üst sınırı denir. Ekvator'dan kutuplara doğru sıcaklığın azal-
masına bağlı olarak orman üst sınırı alçalmaktadır. Türkiye’de orman üst sınırı, karasallığın etkisiyle iç kesimlerde
(Erzurum-Kars) kıyılarda yer alan Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağlarına göre daha yüksektir.

12
Kemal Arslan

2. Çalı Formasyonu
Maki: Kızılçam ve meşe ormanlarının tahrip edilmesiyle ortaya çıkan bodur ağaç ve çalılardır. Yazların sıcak ve kurak,
kışların ılık ve yağışlı geçtiği Akdeniz iklimine uyum sağlayan ve yıl boyunca yeşil kalan makiler, bodur ağaç ve çalılar-
dan oluşur. Kışların kısa ve ılık olması bu bölgede daima yeşil, yapraklarını dökmeyen bitkilerin oluşmasını sağlamıştır.
Uzun süren yaz kuraklığı karşısında yaşanabilecek su kaybının önlenmesi amacıyla makiler; kuraklığa bağlı olarak su
kaybını azaltmak için kalın, sert ve tüylü yaprak özelliklerinin yanı sıra derin bir kök sistemine sahiptir.

Maki türleri; Funda, katırtırnağı, laden, pırnal meşesi, erguvan, sandal, zakkum, defne, yaban mersini, yabani
zeytin, sakız, menengiç, keçiboynuzu, kermez meşesi, kocayemiş ve akçakesmedir.

Garig (frigana): makilerin tahrip edilmesi ile ortaya çıkan, kısa boylu ve seyrek çalı topluluğudur. Kurakçıl özelliğe
sahip, fakir ve cılız çalı topluluğu olan garigler; lavanta, kekik, funda, süpürge çalısı, yasemin, tüylü laden gibi tür-
lerden oluşur.

Psödomaki (yalancı maki): Nemli iklim bölgelerinde(Karadeniz Bölgesinde) kıyıdan itibaren birkaç yüz metreye ka-
dar yayılış gösteren, ormanların tahrip edilmesi sonucu ortaya çıkan ve genellikle kışın yapraklarını döken çalılara denir.
Psödomakiler; kışın yaprağını döken kızılcık, şimşir, böğürtlen, yabani elma, yabani erik, üvez, fındık, akçaağaç
ile yaprağını dökmeyen sandal, funda, menengiç, defne, akçakesme ve kocayemiş gibi maki türlerinden oluşur.

3. Ot formasyonu
Bozkır (step): Kurak ve yarı kurak iklimlerde ilkbahar yağışları ile yeşeren, yaz kuraklığı ile de sararan kısa boylu ot
topluluklarıdır. Bozkırların görüldüğü alanlarda yıllık yağış miktarı 250-400 mm arasındadır. Bu bitkiler; iç bölgelerimizde
yaygındır. Bu otların bazıları; geven, yavşan otu, çoban yastığı, gelincik, sığır kuyruğu, ada çayı, üzerlik, çayır
üçgülü, kılıç otu ve çakırdikenidir. İç bölgelerimizde yaygın görülür.

Antropojen bozkır: Kurak bölgelerde orman örtüsünün tahrip edilmesiyle ortaya çıkan bozkırlara antropojen bozkır
denir. Bu otların bulunduğu alanlarda yer yer ağaçlara da rastlanabilir. İç bölgelerimizde görülür.

Çayır: Yazların serin ve yağışlı geçtiği alanlarda mevsim boyunca yeşil kalan ve bozkırlardan daha gür olan ot toplulu-
ğudur. Orman üst sınırından sonra yetişen çayırlara dağ çayırları (alpin çayırlar) adı da verilmektedir. Kuzey Anadolu
Dağları, Toros Dağları, Erzurum, Kars ve Ardahan platoları çayırların bulunduğu alanlarda yaygındır. Yumak, tarla
sarmaşığı, düğün çiçeği, orman gülü, mine, kardelen, taşkıran çayırın başlıca türleridir.

Endemik ve Relikt Bitkiler


Türkiye, zengin(12000 bitki tür) bitki çeşitliliğine sahip olan dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Bu zenginlikte iklim çe-
şitliliği, kısa mesafelerde değişen yeryüzü şekilleri, coğrafi konum, jeolojik zamanlar boyunca görülen iklim değişiklikleri
ve toprak türleri gibi faktörler etkili olmuştur.

Endemik: Belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan bitki türleridir. Türkiye’deki bazı endemik
türler:

• Kaz Dağı'nda orman meydana getiren Kazdağı göknarı

• Eğirdir güneyindeki kasnak meşesi (dünya da yalnızca bu bölgede bulunur)

• Köyceğiz - Dalaman arasında yaygın olan sığla veya günlük ağacı ve ormanları

• Beşparmak Dağları (Ege bölümü) kral eğreltisi

• Teke Yarımadası’nda ve Datça Yarımadası'nda bulunan Datça hurması

• Doğu Anadolu'da bulunan kardelen

• Doğu Anadolu'da bulunan ters lale

• Rize İkizdere'de Anzerçayı

• Safranbolu çevresinde safran otu

• Kastamonu - Yozgat çevresinde İspir meşesi bulunmaktadır.

Ülkemizdeki bitki türlerinin yaklaşık üçte biri (3700 civarı) endemik olup en fazla çeşitlilik Toros Dağları'nda bulunmak-
tadır.

13
Kemal Arslan

Relikt: Türkiye'de bitkilerin genel özellikleri geçmiş jeolojik dönemlere (III. ve IV. Jeolojik zamana) ait iklim koşullarında
yaşamış olan bitki türlerinden bazıları, günümüz iklim koşullarına da uyum sağlayarak varlığını sürdürebilmektedir. Bu
bitkilere kalıntı (relikt) bitkiler denir.

• Kestane, kayın ve ıhlamur (Toros Dağları)

• Kayın ağacı (Amanos Dağları ve Murat Dağı Şaphane Dağları),

• Sığla ağacı (Köyceğiz Gölü çevresi), (hem relikt hem endemik türdür)

• Sedir ağacı (Kelkit Çayı Vadisi),

• Ihlamur ağacı (Bey Dağları),

• Kocayemiş ve sandaldır (Çoruh Vadisi)

• Amanos dağlarındaki Doğu kayını Taflan şimşir

• Kelkit Vadisi'ndeki Lübnan sediri kızılçam Trabzon hurması ve bazı maki elemanları relikt bitkilere örnek gösterilebilir.

BİTKİLERDEN YARARLANMA
1. Bitkilerin Doğrudan Yararları

A. Bitkilerden Elde Edilen Ana Ürünler: Ormanı oluşturan ağaçların gövde kısımlarının kullanılmasıyla oluşturulan
orman ana ürünleri şunlardır: • Tomruk • Parke • Mobilya • Kontraplak • Sunta • Kâğıt • Telefon direği • Maden direği •
Yakacak odun • Lif • Yonga odunu

B. Bitkilerden Elde Edilen Yan Ürünler: Ormanı oluşturan ağaçların gövdesi dışındaki her türlü kısmından elde edilen
yan ürünler şunlardır: • Reçine • Sığla yağı • Çam kozalağı • Ihlamur • Keçiboynuzu • Defne yaprağı • Çam fıstığı • Çam
balı • Kekik

2.Bitkilerin Dolaylı Yararları

➨➨Yüzeysel akışa engel olarak erozyonu önler.


➨➨Yer altı ve yer üstü sularını düzenler.
➨➨Doğal görünümleri ve dinlendirici özellikleri ile turizm ve rekreasyon alanı olarak değerlendirilir.

Orman alanının en fazla olduğu iller(hektar) Sırasıyla orman alanının en az olduğu iller
1. Antalya 1.146.000 1. Iğdır
2. Kastamonu 873.000 2. Ağrı
3. Mersin 835.000 3. Nevşehir
4. Muğla 829.000 4. Şanlıurfa
5. Kütahya 646.000

Yüzölçümlerine göre en fazla orman oranının Yüzölçümlerine göre en az orman oranının bu-
bulunduğu iller lunduğu iller sırasıyla
1. Karabük % 67,3 1. Iğdır % 0,04
2. Kastamonu %66,9 2. Ağrı% 0,05
3. Muğla %65,5 3. Şanlıurfa % 0, 07
4. Sinop % 64,2
5. Bolu %64,1

Kişi başına en fazla ormanın düştüğü il Tunceli'dir. Onu sırasıyla Artvin ve Kastamonu takip eder.
Kişi başına en az ormanın düştüğü il ise Iğdır'dır. Bu ili sırasıyla Şanlıurfa ve Ağrı takip eder.

14
Kemal Arslan
TOPRAK ÇÖZÜNMESİ VE ÇÖZÜNME TÜRLERİ

1. Fiziksel (Mekanik) Çözünme

Sıcaklık farkının fazla olduğu alanlarda kayaçların kimyasal yapılarında değişlik olmadan ana kayanın parçalanması
olayıdır. Sıcaklık farkının fazla olduğu alanlarda fazla görülür. Dağların yüksek kesimlerinde ve karasal alanlarda görü-
lür. Türkiye de en fazla fiziksel çözünme iç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerindedir.

➨➨Fiziksel çözülmenin görüldüğü yerlerde toprak oluşum süreci yavaştır.


2. Kimyasal Ayrışma

Kayaçların kimyasal süreçler sonunda aşınması, ayrışması, çözünmesidir. Kayacın ana yapısı değişir. Suyun bol olması
ana neden iken ve sıcaklığın yüksek olması süreci hızlandırır. Nemli iklim alanlarında (Kıyı bölgelerimizde) kimyasal
çözünme fazladır.

➨➨Toprak oluşum için temel çözünmedir.


Oksitlenme(Oksidasyon): Demir taşıyan minareler suyun bünyesinde bulunan oksijenden etkilenir (oksijenle girdi-
ği tepkime) ve kayaçlar renk alır. Terra rossa topraklarında fazla görülür.

3. Organik Çözünme

Organik çözünme bitkilerin kökleri(çatlağa yerleşen bitki kökünün büyümesi çatlağı genişletir ve kayayı parçalar) aracı-
lığıyla gerçekleştirdikleri çözünmedir. Bitki kökleri hem kimyasal hem de fiziksel çözünmeye neden olur.
Toprak Oluşumunu Etkileyen Faktörler
1. İklim(Klimatik): Toprağın oluşumunu etkileyen en önemli faktördür. Sıcaklık ve yağış, kayaçların yapısını etkiler. Yarı
kurak iklimlerde kimyasal çözünmenin yetersizliğinden dolayı toprak oluşumu yavaş gerçekleşir. Bu alanlarda yağışların
azlığına bağlı olarak topraktaki yıkanma az olduğu için yüzeyde tuz ve kireç birikimi artar. Nemli iklim bölgelerinde(ya-
ğışın fazla olduğu) kimyasal ayrışmanın şiddetine bağlı olarak toprak oluşumu hızlıdır.

2. Topografya: Bir yerde toprak oluşum sürecinin normal işleyebilmesi topoğrafyanın(yer şekillerinin) az meyilli olma-
sına ve yüzeyden derine doğru sızan suların alt katmanlarda birikmesinden boşaltılmasına bağlıdır. Eğim ve drenaj
koşulları toprak oluşumunu ve toprak profilini doğrudan etkilemektedir.

3. Anakaya: Toprak oluşumu için ana kayanın ayrışması ve çözünmesi gerekir. Toprağın ana materyalini oluşturan
kayaçların özellikleri ve ayrışmaya karşı dirençleri toprağın oluşum hızını ve türünü etkiler. Toprak ana materyali, mer-
mer gibi sert kayaçlardan oluşabileceği gibi kum ve volkan malzemeler(tüf) gevşek yapılı malzemelerden de oluşabilir.

4. Biyotik(Canlılar) faktörler: Bitki parçalarının toprağa karışmasıyla topraktaki organik madde miktarı artar. Mikroor-
ganizmalar, bakteri, mantar ve özellikle insanların zirai faaliyet yoluyla toprak oluşumunu etkilediklerini söyleyebiliriz.

5. Zaman: Toprak oluşumu uzun zaman dilimi içerisinde meydana gelmektedir. Her yerde toprak oluşumu aynı sürede
gerçekleşmez. Bu durum üzerinde iklim, bitki örtüsü ve topografik yapı gibi doğal çevre faktörlerine bağlı olarak bu süre
uzamakta ya da kısalmaktadır.
15
Kemal Arslan

Toprak katmanları(Horizon)

Yandaki toprak profiline bakıldığında toprağın yu-


karıdan aşağıya doğru farklı tabakalardan mey-
dana geldiği görülür. Bu tabakalara horizon denir.
Toprak A, B ve C horizonu, D horizonu ise ana
kayayı oluşturur.

A Horizonu: Bitki köklerinin ve diğer canlıların en


fazla bulunduğu toprağın en üst katmanıdır. Bitki
ve hayvan artıklarının ayrışması sonucu oluşan
organik madde bu katmanda bulunur. A horizonu;
humus bakımından zengin, koyu renkli ve tarım
açısından oldukça elverişlidir. Bu katmana yıkan-
ma katmanı da denir.

B Horizonu: A horizonunda yıkanan kil, kireç,


tuz gibi suda çözünebilen maddelerin biriktiği kat-
mandır. Bu nedenle bu horizona birikme katmanı
(Ağır mineraller bu katmada biriktirildiği için sert
bir katmandır) da denir. B horizonu genellikle açık
renklidir.

C Horizonu: Bu horizonda anakaya çok az ayrışmıştır. Anakayaya ait iri parçaların dağılmış hâlde bulunduğu ve top-
rağın henüz oluşmadığı katmandır.

D Horizonu: Ana materyalin bulunduğu katmandır. Bu horizonda anakaya henüz ayrışmadığı ve çözünmeye uğrama-
dığı için kayaçlar büyük parçalar şeklindedir.

Toprak Türleri

Oluşum özelliklerine göre üç ana gruba ayrılır.

A. Zonal Topraklar: İklim, bitki örtüsü ve ana kayanın ayrışması sonucu oluşan topraklardır. Bütün horizonların bu-
lunduğu bu toprakların dağılışı, iklim ve bitki örtüsünün dağılışıyla genel olarak uyumludur. Bu yüzden bu topraklara
Klimatik topraklar da denir.

• İklim

• Bitki örtüsü

• Ana kaya

• Düzenli horizonların olduğu toprak grubudur.

1. Kırmızı Akdeniz toprakları (terra rossa): Akdeniz iklim bölgesinde kızılçam ve maki bitki örtüsü altında kalker
üzerinde oluşan topraklardır. Bu toprakların en önemli özelliği, bileşiminde çok miktarda demir oksit bulunduğundan
kırmızı renkli olmasıdır. Organik madde miktarının az olduğu bu topraklar, genellikle kalker üzerinde geliştiği için kireç
yönünden zengindir.

➨➨Turunçgiller, zeytin tarımı için uygun topraklardır.


2. Podzollaşmış Topraklar: Soğuk ve nemli iklimlerde (iğne yapraklı orman örtüsü altında oluşur) bol yağış alan yer-
lerde görülür. Batı Karadeniz’de görülen yıkanmış, topraklardır. Yeterince çürüyüp ayrışma olmadığı için verim azdır.
Kül rengi topraklar da denir.

3. Kahverengi Orman Toprakları: Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Yıldız Dağlarında görülür. Organik madde ba-
kımından oldukça zengin ve koyu renklidir. Yıkanmanın yeterli olmasından dolayı kireç oranı düşük olan bu topraklar,
tarım açısından oldukça elverişlidir.

➨➨Humus bakımından zengin, verimli topraklardır.

16
Kemal Arslan

4. Kahverengi ve kestane renkli bozkır toprakları: Türkiye’de kurak geçen iklim bölgelerinde oluşan topraklardır.
Yıllık yağış miktarının 400 mm'nin altına düştüğü alanlarda kahverengi bozkır toprakları, üzerine çıktığı alanlarda ise
kestane renkli bozkır toprakları oluşur. Organik madde bakımından fakir olan bu topraklarda A horizonu ince, yıkanma
yetersiz olduğu için de kireç birikimi fazladır

➨➨Tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık için uygun topraklardır.


5. Çernozyom Toprakları: Erzurum-Kars çevresinde uzun boylu çayırlar altında oluşur. Sıcaklığın düşük olması, zen-
gin çayır örtüsünün yavaş yavaş parçalanmasına neden olmakta bu durum da toprağın organik madde yönünden zen-
ginleşmesini sağlamaktadır. A horizonu koyu renkli olduğu için bu topraklara kara topraklar da denir. Yaz mevsiminin
kısa sürmesi tarımsal faaliyetleri sınırlandırmıştır.

➨➨Çayırlardan dolayı büyükbaş hayvancılık için önemli alanlardır.


Not: Doğu Karadeniz’de aşırı derecede yıkanmış tuzsuz, kireçsiz, asitli lateritleşmiş topraklar bulunur. Türkiye de laterit
topraklar sıcaklık şartları elverişli olmadığı için bulunmaz!!

B. Azonal (Taşınmış) Topraklar: Toprak oluşum sürecini henüz tamamlayamamış genç topraklardır. Toprak profil-
lerinde belirgin bir katmanlaşma görülmez. Oluşumlarında aşındırma ve biriktirme faaliyetlerinin etkisi büyüktür. Bu
topraklara taşınmış topraklar da denir.

1.Alüvyal topraklar: Akarsu biriktirme faaliyetine bağlı oluşmuş topraklardır. Deltalarda, taşkın ovalarında ve akarsu
yatakları boyunca bu topraklara rastlanır. Mineral madde bakımından oldukça zengin olup verimli topraklardır.

2. Morenler: Buzulların taşıdıkları malzemelerin birikmesiyle oluşan topraklardır. Bazı yüksek dağlarda sınırlı da olsa
görülür.

3.Kolüvyal Topraklar: Dağlık alanlarda eğimli yamaçlar boyunca dış kuvvetlerin (Sel ve yağmur suları ile yer çekimi)
etkisiyle yamaçlar boyunca aşağı doğru süpürülen kum ve çakıl karışımı oluşan depolardır. Bu depolar üzerinde gelişen
topraklar kolüvyal topraklar denir. Derinlikleri fazla olmasına karşın su tutma kapasiteleri zayıftır.

• Meyve yetiştiriciliği ve bağcılık gibi dikili zirai faaliyetler için daha elverişlidir.

4. Litosoller: Erozyonun etkili olduğu bitki örtüsünden yoksun eğimli arazilerde oluşan taşlı topraklardır. Ana kaya hak-
kında bilgi verir. Tarımsal nitelikleri azdır.

5.Regosoller: Lav örtülerinin ve kumlu arazi üzerinde gelişimiyle oluşur. Birleşimlerinde kum oranı yüksektir. Su tutma
kapasiteleri zayıftır. Verimli topraklardır.

• Bağcılık(üzüm) ve patates gibi yumrulu bitkiler için uygun topraklardır.

C. İntrazonal Topraklar: Oluşumlarında ve gelişimlerine ana kaya ve drenaj faktörlerinin etkili olduğu topraklardır. Dar
alanlarda görülen topraklardır. Üçe ayrılır.

1. Halomorfik topraklar: Drenaj koşullarının iyi olmadığı bölgelerde görülmektedir. Bu topraklarda yağış yetersizliği
ve aşırı buharlaşma nedeni ile yıkanma zayıftır. Toprak katmanlarında tuz birikimi yüksektir, taban suyu seviyesinin
yükselmesiyle buharlaşanmaya uğrayan bu taban suyu topraktaki tuz oranını artırmaktadır.

2. Hidromorfik topraklar: Taban suyu seviyesinin yüksek olduğu kesimler, bataklıklar, sazlık gibi yılın büyük bölümünü
su altında geçiren arazilerin zayıf drenajlı topraklarıdır. Organik maddeler bakımından zengin olsa da su altında oksi-
jenden yoksun kaldığı ve yeterli havalanmadığı için tarımsal üretim için pek elverişli değildir.

3. Kalsimorfik Topraklar: Ana kaya bileşiminde kireç oranının yüksek olduğu kireçtaşı veya killi kireçtaşı(marn) taba-
kaların üzerinde gelişen topraklardır. Bunlar vertisol ve rendzina diye ayrılır.

Rendzina: Koyu renkte killi ve kireçli topraklarda daha fazla görülen toprak çeşididir. Sıklıkla karbon kayalarının (Do-
lomit) üzerinde bulunan topraklardır. Tarım için fazla uygun olmayan bu topraklar İç Anadolu, Trakya, Ege ve Doğu
Anadolu’da yaygındır.

Vertisoller (Dönen, taş doğuran, kara kepir topraklar): Killi araziler üzerinde oluşan killi topraklar. Bu toprak, yazın
kuruduğunda çatlar, çatlaklar boyunca üstten alta doğru toprak parçacıkları dökülür, kışın ise toprak şişer ve altta bu-
lunan toprak yüzeye doğru yükselir bu yüzden dönen topraklar adını almıştır. Muş Ovası, Menemen ovasında Bursa
dolaylarında ve Ergene Havzası'nda yaygındır.

17
Kemal Arslan

18
Kemal Arslan

1. Türkiye 36°-42° Kuzey Paralelleri arasında yer alır. 4. Türkiye'deki iklim özellikleri ile ilgili hangisi söy-
Bu durum Türkiye iklimi üzerinde etkili olmaktadır. lenemez?

Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonuçları A) Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir, Bu ne-


arasında yer almaz? denle kıyılarımız iç kısımlara göre daha yağışlı
nemli ve ılıman özelliklere sahiptir.
A) Güneyden esen rüzgarlar sıcaklık ortalaması-
nın yükseltir. B) Türkiye'nin kıyı kesimlerinde günlük ve yıllık sı-
caklık farkları iç kesimlere göre daha azdır.
B) Türkiye'de dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
C) Ülkemizin güneyinde yer alan Arabistan, Afrika,
C) Güneydeki sıcak karakterli basınç merkezleri ile
Suriye ve Irak'taki çöller ülkemizin iklimi üzerin-
kuzeydeki soğuk karakterli basınç merkezleri
de etkili olmaktadır.
arasında yer alır
D) Türkiye'de dağların uzanış yönü ve bakı etkisi
D) Cephe sistemleri etkili olmaktadır.
nedeni ile Kuzey yamaçlar genellikle Güney ya-
E) Kısa mesafede büyük iklim farklılıkları görülür. maçlardan daha sıcaktır.

E) Ülkemizde batıdan doğuya doğru gidildikçe ge-


nellikle yükselti değerleri artış göstermektedir
bu duruma bağlı sıcaklık genel olarak azalmak-
tadır

2. Antalya ve İzmir'in yıllık sıcaklık ortalaması;


• Antalya 18,6 °C
5. Yer şekillerinin rüzgar esme yönü üzerindeki etkisi
• İzmir 17,8 dir. °C fazladır.

Bu iki şehir arasında yıllık sıcaklık ortalaması-


Kemal Arslan

nın farklı olmasında;


I. yer şekilleri

II. enlem

III. denizellik

faktörlerden hangisinin etkili olduğu söylenebilir?


Buna göre verilen yerlerin hangisinde rüzgarla-
A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III
rın hakim yönü güney olduğu söylenebilir?
D) Yalnız II E) Yalnız III
A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Bu çalılar ormanların yok edilmesiyle ortaya çıkar.


Kışın yaprağını döken kızılcık, böğürtlen, yabani
3. Meltem rüzgârlarının oluşumunda; erik, yabani elma ve üvez gibi bitkilerden oluşur.

I. kara ve denizlerin farklı ısınması, Buna göre özellikleri verilen bitkiler aşağıdaki-
lerden hangisini oluşturmaktadır?
II. Türkiye’nin yarımada olması

III. yer şekilleri A) Bozkır

B) Çayır
faktörlerden hangilerinin etkilidir?
C) Maki
A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III
D) Psödomaki
D) Yalnız II E) I, II ve III
E) Garig

19
Kemal Arslan

7. Gündüz ısınan karalar, gece ışıma yoluyla enerji 10. Havadaki nem miktarını;
kaybeder. Bu kayıp her yerde aynı oranda olamaz. I. Buharlaşma şiddeti
Yükseltinin fazla olduğu alanlarda alçak olanlara
göre enerji kaybı daha çok olur. II. Su kütlesinin yüzey genişliği

Buna göre aşağıdaki il merkezlerinden han- III. Yükselti


gisinde geceleri enerji kaybı diğerlerine göre faktörlerden hangilerinin etkiler?
daha fazladır?
A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III
A) Bursa
D) Yalnız II E) I, II ve III
B) Afyon

C) Erzincan

D) Gaziantep

E) Yalova

11. Akdeniz, Ege ve Güney Marmara kıyı kesimlerinin


üçünde de Akdeniz iklimi etkili olmasına karşın bu
iklimin yayılış alanında farklılıklar görülür.
8. Türkiye bulunduğu konum itibariyle birçok basınç
sistemlerinin etkisinde kalmaktadır. Bu durumun temel nedeni aşağıdakilerden han-
gisidir?
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu durumun
sonuçları arasında yer aldığı söylenemez?
A) Mutlak konum
A) Ülkemiz yaz mevsiminde Basra Alçak basınç B) Denizellik
Kemal Arslan

basıncı ile Azor yüksek basıncı etkisinde kalır.


C) Bitki örtüsü
B) Kış mevsiminde Sibirya ve Azor yüksek basıncı
D) Dağların uzanışı
ile İzlanda alçak basıncın etkisi görülür.
E) Rüzgar yönü
C) Sibirya yüksek basıncı ülkemizin Doğu kesimle-
rinde başta olmak üzere kışları sert ve soğuk
geçmesine neden olur

D) İzlanda basıncı ülkemizin kış mevsiminde daha


ılık ve yağışlı geçmesini sağlar.

E) Muson sistemi bir parçası olan Asor basıncı yaz


12. Türkiye'de yıllık sıcaklık ortalamaları ile ilgili
mevsiminde sıcaklık ve kuraklığa arttırır.
aşağıdakilerden hangisi doğru bir bilgi değildir?

A) Türkiye'nin büyük bir kısmında ortalama sıcak-


lıklar 8 santigrat derecenin üzerindedir.

B) En yüksek sıcaklıklar Akdeniz ve Ege kıyı ke-


9. Türkiye'de Deniz meltemlerinin Ege kıyılarında simleri ile Güneydoğu Anadolu'da görülür.
daha fazla meydana gelmesinin temel sebebi
C) En düşük sıcaklık değerleri ülkemizin
aşağıdakilerden hangisidir?
Kuzeydoğu Anadolu kesiminde görülür.
A) Kıta sahanlığının dar olması D) Sıcaklık değerleri genellikle güneyden kuzeye
B) Kıyının girintili çıkıntılı olması doğru gidildikçe düşer, kıyılarda sıcaklık değer-
leri iç kesimlere göre daha azdır.
C) Yer yapısının kırıklı olması
E) İç kesimlerde sıcaklık değerleri batıdan doğuya
D) Kıyının sığ olması
doğru gidildikçe genellikle düşer.
E) Ortalama yükseltinin düşük olması

20
Kemal Arslan

13. Türkiye'deki iklim özellikleri ile ilgili hangisi 16. Bir coğrafi bölümünün çeşitli illeri arasında iklim ve
doğru bir bilgi değildir? bitki örtüsü bakımından farklılık görülebilir.

A) Temmuz ayında bölgeler arasındaki sıcaklık far- Aşağıdaki illerin hangisinde bu farklılık diğerle-
kı Ocak ayına göre daha azdır. rinkine oranla daha belirgindir?

B) Donlu gün sayısı Akdeniz Ege ve Karadeniz kı- A) Tekirdağ


yılarında fazladır.
B) Yozgat
C) Temmuz ayında en düşük sıcaklık değerleri
C) Mardin
Kuzey Doğu Anadolu'da görülür.
D) İzmir
D) Ülkemizde güneşlenme süresinin en yüksek ol-
duğu yerler Güneydoğu kesimleridir. E) Mersin

E) Temmuz ayında en yüksek sıcaklık değerleri ül-


kemizin Güney Doğu kesimlerinde görülür.

17. • İklim seçiciliği oldukça azdır.

• Türkiye'nin hemen hemen her yerinde yayılmış


14. bir ağaç türüdür.

• Yakacak olarak kullanılabildiği gibi mobilyacılık


tarım aletleri ve kaplamacılıkta da kullanılmak-
tadır.
Kemal Arslan

Yukarıda özellikleri verilen ağaç türü aşağıdaki-


lerden hangisidir?

A) Gürgen B) Meşe C) Kızılcam


Haritada verilen yerlerin hangisinde güneşli
gün sayısının daha fazla olduğu söylenebilir? D) Fıstık çamı E) Ladin

A) I B) II C) III D) IV E) V

18. İzmir 17.8°C


Van 9.2°C
15. • Dinamik kökenlidir. Bu iki şehir arasında yıllık sıcaklık ortalaması-
• Yıl boyunca etkilidir. nın farklı olmasında;
I. yükselti
• Yaz mevsiminde Karadeniz kıyılarında yağış
oluşumunu neden olur. II. enlem

Yukarıda özellikleri verilen basınç sistemi aşa- III. denizellik


ğıdakilerden hangisidir?
faktörlerden hangisinin etkili olduğu söylene-
A) Asor B) Basra mez?

C) Kuzey Afrika D) İzlanda A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III


E) Sibirya D) Yalnız II E) Yalnız III

21
Kemal Arslan

19. Aşağıdakilerden hangisi maki bitkisinin çeşitle- 22. Sıcaklığın yüksek yağışın fazla olduğu yerlerde ka-
rinden biri olduğu söylenemez? yaçlarda genellikle kimyasal çözünme görülmekte-
dir.
A) Katırtırnağı
Buna göre kimyasal çözünmenin aşağıdaki yer-
B) Sandal lerin hangisinde daha çok olması beklenir?
C) Menengiç
A) Ankara
D) Sütleğen
B) Kars
E) Tesbih
C) Elazığ

D) Manisa

E) Van

20. Türkiye'de güneşlenme süresi ile ilgili aşağıda-


kilerden hangisi doğru bir bilgi değildir?

A) Ülkemizde güneşlenme süresinin en yüksek ol-


duğu yerler Güneydoğu kesimleridir.

B) Ülkemizde güneşlenme süresinin en düşük ol- 23. Aşağıdaki toprakların hangisinde horizonlar be-
duğu yerler Doğu Karadeniz kıyılarıdır. lirgin değildir?
Kemal Arslan

C) En yüksek güneşlenme süresi 3250 saatten A) Podzol


fazladır.
B) Kestane renkli step
D) En düşük güneşlenme süresi 1750 saatin altına
C) Çernezyom
düşer.
D) Terra rossa
E) Güneşlenme süresi ile bulutluluk arasında doğ-
ru orantı bulunmaktadır. E) Alüvyal

21. • Ege, Akdeniz ve Marmara Denizli çevresinde 24. Türkiye'de 10 binden fazla bitki türü bulunmaktadır.
etkilidir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin
• Deniz üzerinden geldiği için sıcak ve nemlidir. bitki çeşidi bakımından zengin olmasının se-
beplerinden biri değildir?
• Kış mevsiminde etkili olduğu yerlerde sıcaklık
değerlerini arttırarak kar erimeleri neden olur. A) Buzul çağlarından fazla etkilenmesi
Yukarıda özellikleri verilen rüzgâr çeşidi aşağı- B) Türkiye'de yer şekillerinin farklılık göstermesi
dakilerden hangisidir?
C) Ortalama yükseltinin fazla olması
A) İmbat B) Lodos C) Keşişleme D) Orta kuşakta yer alması
D) Poyraz E) Karayel E) Farklı toprak ve ana kaya çeşitlerinin bulunması

22
Kemal Arslan

25. İklim özellikleri benzer olan iki bölge arasında, baş- 28. Toroslar ve Ege'nin kıyı kesiminde yayılmıştır sıcak-
ka bazı özellikler bakımından da benzerlik olması lık ve ışık isteği fazla olan ağacın boyu 25 metreyi
beklenir. bulmaktadır. Reçinesinden koku verici boya vernik
cila matbaa mürekkebi gibi birçok alanda kullanıl-
Aşağıdakilerden hangisi bu özelliklerden biri-
maktadır
dir?
Yukarıda özellikleri verilen ağaç türü aşağıdaki-
A) Jeolojik yapıları lerden hangisidir?
B) Akarsu rejimleri
A) Gürgen B) Meşe C) Kızılcam
C) Yeraltı zenginliği
D) Fıstık çamı E) Ladin
D) Hidrolik potansiyel

E) Gerçek sıcaklığıyla indirgenmiş sıcaklığı ara-


sındaki fark

29. 200 ile 500 mm arasında değişen, az yağışlı dep-


26. Aşağıdakilerden hangisi don olaylarının olum- resif alanlara verilen yerlerden hangisi örnek
suz sonuçları arasında yer almaz? gösterilemez?

A) Ulaşımda aksamalara neden olur A) Hatay


b) İnşaat faaliyetleri durur. B) Şanlıurfa
Kemal Arslan

C) Ticari faaliyetler yavaşlar. C) Konya


D) Düşük kış sıcaklıklarından etkilenen tarım ürün- D) Malatya
leri olumsuz etkilenir.
E) Iğdır
E) Büyük şehirlerde hava kirliliğini azaltır.

27. Türkiye'deki bitki örtüsü ile ilgili aşağıdaki bilgi-


lerden hangisi doğru değildir?

A) Ülkemizde bitki türlerinin çeşitlilik göstermesin- 30. • Termik kökenlidir.


de iklim, yer şekilleri ve toprak yapısı etkili ol-
muştur. • Ülkemizde şiddetli soğuklar ve kar yağışı ve don
olayları sebebiyet verir.
B) Ülkemizde 12000 civarında bitki türü ve alt tür-
leri tespit edilmiştir. Yukarıda özellikleri verilen basınç sistemi aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
C) Eğrelti otu, ıhlamur, kestane, fındık, karaçam ve
köknar gibi relikt bitkiler bulunmaktadır. A) Asor B) Basra C) Kuzey Afrika
D) Köyceğiz Gölü çevresinde bulunan sığla ağacı D) İzlanda E) Sibirya
ve Kastamonu, Yozgat çevresindeki İspir meşe-
si önemli endemik türlerin başında gelir.

E) Yüzey şekillerinin sade olduğu alanlarda bitki


çeşitliliği fazladır.

23
Kemal Arslan

31. Türkiye'deki ormanlarla ilgili verilen bilgilerden 34. Mardin 16.1°C


hangisi doğru değildir? Mersin 19.1°C

A) Ardıç Türkiye'de yayılış alanı geniş olup kurşun Bu iki şehir arasında yıllık sıcaklık ortalaması-
kalem üretiminde ve mobilyacılıkta daha çok nın farklı olmasında;
kullanılır I. nemlilik
B) Ladin Doğu Karadeniz'de özellikle yayılış göste- II. enlem
rip nemli iklimi sever
III. denizellik
C) Köknar Doğu Karadeniz Uludağ Kazdağı
Toroslar ve Nur dağlarında yayılış gösterir faktörlerden hangisinin etkili olduğu söylenebi-
lir?
D) Kızılçam Türkiye'deki ormanların en yüksek sı-
nırıdır. A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III
E) Meşe iklim seçiciliği az olup geniş alana yayılan D) Yalnız II E) Yalnız III
orman türüdür.

35. İlkbahar yağışlarıyla yeşeren yazın sararan kısa


boylu ot topluluklarına bozkır denir.
32. • Kuzeybatıdan Soğuk ve kuru olarak eser.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin bozkır
• Marmara Bölgesi ile Batı Karadeniz çevresinde türlerinden biri olduğu söylenemez?
sıcaklık değerlerini azaltarak kar yağışına ne-
Kemal Arslan

den olur A) Üzerlik

B) Peygamber çiçeği
Yukarıda özellikleri verilen rüzgâr çeşidi aşağı-
dakilerden hangisidir? C) Erguvan

A) İmbat B) Kıble C) Keşişleme D) Yavşan otu

D) Poyraz E) Karayel E) Geven

33. Akdeniz ikliminin etkili olduğu yerlerde orman- 36. Ana iklim tipleri arasında kalan alanlarda geçiş ikli-
mi etkilidir.
ların tahrip edilmesiyle ortaya çıkan çalılarla il-
gili; Buna göre aşağıdakilerden hangisi böyle bir
I. yıl boyunca yeşil kalır. alanda yer alır?

II. yaprakları küçük yüzeyi tüylü cilalıdır. A) Malatya


III. bazılarını kenarları dikenlidir. B) Sivas

verilenlerden hangisinin doğru olduğu söylene- C) İstanbul


bilir?
D) Burdur
A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III E) Eskişehir
D) Yalnız II E) I, II ve III

24
Kemal Arslan

37. Tarla sarmaşığı, yumak, kardelen, orman gülü, 40. Aşağıdaki illerin hangisinde günün en sıcak sa-
mine, yıldız ve düğün çiçeği başlıca türleridir. Kuzey ati daha erken gerçekleşir?
Anadolu dağları, Toroslar ve kuzey Doğu Anado-
lu'da yayılış gösterir. A) Ankara

Buna göre özellikleri verilen bitki türü aşağıda- B) Samsun


kilerden hangisidir? C) Hatay

A) Çayır D) Bursa

B) Bozkır E) Kırklareli

C) Garig

D) Çalı

E) Antropojen Bozkır

38. Türkiye’de çeşitli nedenlerden tahrip edilen


orman örtüsünün kendini yenilemesi en kolay
Kemal Arslan

olan il aşağıdakilerden hangisidir?


41.
A)Antalya B)Rize C) İzmir

D) Malatya E) Konya

I II

III

Yukarıdaki eşiş yönü gösterilen rüzgârlarından


hangilerinin yağış getirmesi beklenir?

A) Yalnız l B) Yalnız ll C) Yalnız lll

D) l ve ll E) l ve lll

39. Türkiye’de iklim ve ana kaya çeşitliliği, aşağı-


daki toprak türlerinden hangisinin oluşmasında
etkili değildir?

A) Çernezyom B) Moren
C) Podzol D) Terra Rossa
E) Kahverengi Bozkır

25
Kemal Arslan

42. Aşağıdaki illerin hangisinde ısıtmada yıl boyu 45. Aşağıdaki merkezlerin hangisinde gerçek sıcak-
güneş enerjisinden yararlanma olanağı en faz- lık ile indirgenmiş sıcaklık arasındaki fark diğer-
ladır? lerinden daha fazladır?

A) Bolu A) Şanlıurfa

B) Ordu B) Adana

C) Erzurum C) İzmir

D) Çorum D) Konya

E) Konya E) Tekirdağ

46. Aşağıdaki toprak türlerinden hangisinde hori-


zonlar belirgin değildir?

43. Aşağıdakilerden hangisi makinin türlerinden A) Cernezyom


biri değildir?
B) Terra rossa
A) Psödomaki C) Moren
Kemal Arslan

B) Funda D) Podzol
C) Zeytin E) Kahverengi Orman
D) Keçiboynuzu

E) Mersin

47. Bir yerde, havadaki nem oranı arttıkça günlük ve


yıllık sıcaklık farkı azdır.

44. Türkiye’de yaz mevsiminde en yüksek sıcaklık- Buna göre aşağıda verilen kentlerin hangisinde
ların Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görülme- de yıllık sıcaklık farkının diğerlerinden fazla ol-
sinde aşağıdakilerden hangisinin etkisi yoktur? ması beklenir?

A) Güneş ışınlarının büyük açıyla gelmesi A) Van

B) Deniz etkisinden uzak olmasının B) Hatay

C) Güneyden sıcak rüzgârlarının esmesi C) Manisa

D) Basra basıncının etkisi D) Muş

E) Mutlak nem oranının fazla olması E) Isparta

26
Kemal Arslan

48. Karasallık ve yükselti, don olayının görüldüğü gün 51. Coğrafi konuları göz önüne alındığında aşağıda-
sayısı üzerinde çok etkilidir. ki il merkezlerinin hangisinde Temmuz ayı orta-
lama sıcaklığının en yüksek olması beklenir?
Buna göre aşağıdaki göllerin hangisinde olan
don olayının etkili olduğu gün sayısı diğerlerin- A) Ankara
den daha fazla olması beklenir?
B) Burdur
A) Çıldır Gölü C) Gaziantep
B) Burdur Gölü D) Zonguldak
C) Marmara Gölü E) Sivas
D) Van Gölü

E) Nemrut Gölü

52. Erzincan Ocak ayı sıcaklığı ortalamasının dü-


şük, Giresun’da ise daha yüksek olmasında
49. 21 Mart ve 23 Eylülde güneş ışınları Eskişehir'e aşağıdakilerden hangisi etkili olduğu söylene-
aynı açıyla gelmesine rağmen bu şehirde en yük- mez?
sek sıcaklıklar Eylül ayında ölçülmüştür.
A) Enlem
Bu durumun ana sebebi aşağıdakilerden hangi-
Kemal Arslan

B) Denizellik
sidir?
C) Yükselti
A) Karasallık
D) Nemlilik
B) Isı birikimi
E) Karasallık
C) Mutlak konum

D) Basınç merkezleri

E) Yükselti ortalaması

53. Zonal topraklarda horizonlar belirgindir.


50. Yaz mevsiminde başta Akdeniz Bölgesi olmak üze- Buna göre aşağidaki toprak türlerinden hangi-
re birçok yerde mutlak yaz kuraklığı yaşanır. sinde horizonlar belirgin değildir?
Bu durumun ana sebebi aşağıdakilerden hangi-
A) Terrarossa
sidir?
B) Regosol
A) Termik basıcın etkisi
C) Çernezyom
B) Güneş ışınlarının geliş açısı
D) Kahverengi orman
C) Dinamik basıncın etkisi
E) Kestane renkli step
D) Mevsimlerin etkisi

E) Cephelerin etkisi

27
Kemal Arslan

54. Bitkiler birçok alanda kullanılarak fayda sağlamak- 57. Göreceli konumları dikkate alındığında aşağı-
tadır. daki yerlerin hangisinde orman üst sınırı daha
yüksektir?
Buna göre aşağıdakilerden hangisi ormanların
dolaylı faydalarından biri değildir? A) Konya

A) Erozyonu önler. B) Şanlıurfa

B) Yeraltı su dengesini sağlar. C) Tekirdağ

C) Turizm için dinlenme alanlarını oluşturur. D) Artvin

D) Yabani hayvanlara barınak oluşturur. E) Yozgat

E) İlaç sanayisinde hammadde olarak kullanılır.

55. Bozkır, ağacın bulunmadığı ve otsu ve bitkilerin ha-


kim olduğu doğal bitki örtüsüdür. 58. Mutlak konumun etkisine bağlı;
Buna göre, aşağıdaki illerin hangisinin doğal I. Karayel
bitki örtüsü bozkır olarak nitelendirilebilir? II. Föhn

A) Bursa III. Kıble

B) Giresun rüzgalardan hangisi sıcaklığı artırır?


Kemal Arslan

C) Ardahan
A) Yalnız I
D) Mersin
B) I ve II
E) Kırşehir
C) Yalnız II

D) I ve III

E) Yalnız III

56. Ankara 11.9°C


Erzurum 5.7°C
Bu iki şehir arasında yıllık sıcaklık ortalaması-
nın farklı olmasında;
I. yükselti 59. Aşağıdakilerden hangisi bu bölgede etkili olan
sıcaklık ve yağış rejimi hakkında en çok bilgi ve-
II. enlem
rir?
III. karasallık şiddeti
A) Bazalt evler
faktörlerden hangisinin etkili olduğu söylene-
mez? B) Akarsu vadi derinliği

C) Yükselti
A) Yalnız I B) II ve III C) I ve III
D) Ahşap evler
D) Yalnız II E) Yalnız III
E) Ulaşım yönü

28
CEVAP ANAHTARI
Daha fazla soru için

1.E 2.D 3.E 4.D 5.C 6.D

7.C 8.E 9.D 10.E 11.D 12.D

13.B 14.C 15.A 16.E 17.B 18.D

19.D 20.E 21.B 22.D 23.E 24.A

25.B 26.E 27.E 28.C 29.A 30.E

31.D 32.E 33.E 34.C 35.C 36.C

37.A 38.B 39.B 40.A 41.E 42.E

43.A 44.E 45.D 46.C 47.D 48.A

49.B 50.C 51.C 52.A 53.B 54.E

55.E 56.D 57.D 58.E 59.D

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL
ŞAMPİYONLARIN ADRESİ

BAKIRKÖY
COĞRAFYANIN İVMESİ 4 OCAK
SAYISI

• Türkiye’de Nüfus
• Türkiye’de Yerleşme

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır. 1. 2. ve

3. Dergiye ulamayan arkadaşlar sosyal hesaplarımızdan ulaşabilirler! Bu çalışmada bize her türlü desteği sağlayan

kitapsec.com, Salih Asef İPİN, Koray KOR, Ebru ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç bilirim.

Öğretmenlik atama mücadelesinde;

• Branş Öğretmenleri Atama Mücadele Platformu

• MEB Öğretmenler Atama Platformu(MÖAP)

• TÜRKÇE ÖABT-GK GY-EB AİLESİ

• Sosyal Bilgiler ÖABT Akademi

• Kpss Coğrafya (Kemal ARSLAN)

gruplarına teşekkür ederim.

Sorularınız için iletişim:

Kemal ARSLAN: https://www.instagram.com/cografyacikemalarslan/

İbrahim Ulaş BALDEMİR: https://www.instagram.com/sosyalhocamm/

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN TARİHSEL GELİŞİMİ

• Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı, II. Mahmut döneminde, 1831 yılında yapılmıştır. Bu nüfus sayımı, askerî ve
vergi amaçlı olduğundan, erkekler sayılmıştır.
• Türkiye’de ilk genel nüfus sayımı, 1927’de yapılmıştır. Bu dönemde Türkiye’nin nüfusu, 13,6 milyondu. Bir sonraki
nüfus sayımı, 1935’te gerçekleştirilmiştir.
• 1935 yılından 1990 yılına kadar 5 yılda bir nüfus sayımı yapılmıştır.
• 1990 nüfus sayımından sonra nüfus sayımlarının 10 yılda bir yapılması kararlaştırılmıştır.
• Seçmen sayısını belirlemek için 1997’de bir nüfus sayımı daha yapılmıştır.
• 2000 yılı nüfus sayımından sonrasokağa çıkma yasağı kaldırılmıştır.
• 2007’den itibaren Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine(ADNKS) geçilmiştir. Günümüzde bu sistem bilgisayar yardı-
mıyla devam etmektedir.

Nüfus sayımları iki yöntemle yapılır:


De facto: Sayım günü bulunan yer esas alınarak yapılan sayımdır. Nüfus sayımının yapıldığı gün, insanlar nerde
bulunuyorsa oranın nüfusu olarak kayda geçmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan yöntemdir.
De jure: Nüfusun daimi ikamet ettiği adres esas alınarak yapılan sayımdır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemidir. (AD-
NKS) Günümüzde sayımlarında kullanılan yöntemdir.

Nüfus sayımlarının amaçları


• Nüfusun sosyokültürel ve ekonomik durumunu belirlemek
• Kalkınma planlarını daha işlevsel hale getirmek
• Ülke kaynakları ile ülke nüfusu arasında bir denge durumunu belirlemek
• Kır kent nüfusunu belirlemek
• Cinsiyet, yaş yapısını belirlemek
• Gelir durumunu belirlemek
• Eğitim durumunu belirlemek
• Aktif ve bağımlı nüfusu belirlemek

Türkiye’de Nüfusu Etkileyen Önemli Gelişmeler


➨ Cumhuriyetin ilk yıllarında Lozan Antlaşması gereği 1 milyon 200 bin kişi Türkiye’den Yunanistan’a, 460 bin kişi
Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmiştir.
➨ Hatay’ın 1939 yılında ülkemize katılması, nüfusumuzu artırmıştır.
➨ İkinci Dünya Savaşı’ndan dolayı seferberlik ilan edilmesi ve erkeklerin silahaltına alınmasından dolayı Türkiye’de
nüfus artışının en düşük olduğu dönem 1945’tir. (%0,10)
➨ Nüfus artış hızının en yüksek olduğu dönem, 1960’tır. (%0,28)
➨ İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda, nüfusun hızla artmasının başlıca nedenleri;
• Yaşam standartlarının iyileşmesi,
• Sağlık ve beslenme alanlarındaki gelişmeler,
• Savaşın sona ermesidir.
➨ 1960-70 yılları arasında Avrupa’ya yoğun işçi göçü gerçekleşmiştir.
➨ 1965 ile 1980 yılları arasında nüfusartış hızında bir düşme görülmüştür.
➨ 1985’ten sonra nüfus artış hızımızda genel olarak azalma eğilimi egemendir.

Not: Yugoslavya’dan, Romanya’dan, Irak’tan, Bulgaristan’dan ve Suriye’den ülkemize yoğun siyasi göç yaşanmıştır.

3
Kemal Arslan
NÜFUS ARTIŞLARI
Doğal nüfus artışı: Doğumlardan ölümlerin çıkarılmasıyla elde edilir. Yaşam standartlarının yüksek olduğu yerlerde-
doğal nüfus artışı az iken, yaşam standartlarının düşük olduğu yerlerde bu artış yüksektir.
• Türkiye’de doğal nüfus artışı Doğu Anadolu Bölgesi’nde en fazla iken, Marmara Bölgesi’nde ise en azdır.
• Doğurganlık oranı gelişmişlik ile ters orantılıdır.

Normal (Gerçek) artış: Doğum ve ölümlerle birlikte gelen ve giden göçlerin etkisiyle ortaya çıkan artışlardır. Normal
nüfus artışları Marmara’da çok fazla iken, Doğu Anadolu Bölgesi’nde azdır.

Nüfus Artışının Olumsuz Sonuçları Nüfus Artışının Olumlu Sonuçları

• İşsizlik artar. • Dinamik işgücü artar.


• Kişi başına düşen gelir azalır. • İş gücü ucuzlar.
• Kalkınma hızı yavaşlar. • Yeni iş alanları açılır.
• Demografik yatırımlar artar. • Vergi gelirleri artar.
• Doğal kaynaklar hızla tüketilir.
• Ticarete canlılık gelir.
• Yoğun iç göç yaşanır.
• Mal ve hizmetlere olan talep artar.
• Alt yapı aksaklıkları yaşanır.

Türkiye’de nüfus politikaları


1. Birinci dönem: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönem ile 1965 yılına kadar olan süreci kapsamaktadır. Cum-
huriyetin ilk yıllarında planlı bir nüfus politikası bulunmamakla birlikte bu dönem nüfusun artmasıyla ilgili görüşler önem
kazanmıştır. Türkiye’nin yakın zamanda savaştan çıkmış olması askeri açıdan ve iş gücü bakımından genç nüfusa
ihtiyacı gerekli kılmıştır.

Birinci dönem nüfus politikaları şunlardır:


• 1929 da beş ve daha fazla çocuğu olan ailelerin yol vergisinden muaf tutulması,
• 1930 yılında 6 ve daha fazla çocuğu olan ailelere madalya verilmesi,
• 1926 tarihli Türk ceza kanunu isteyerek çocuk düşürmeyi suç sayması,
• 1936 yılında kanunun ilgili bölümünde yapılan değişikliklerle kısırlaştırma ve gebeliği önleyici bilgilerin yaymasının
yasaklanması önemli uygulamalar arasında yer alır.

2. İkinci dönem: Bu dönemde nüfusla ilgili yasal düzenlemeler yapılmıştır. 1965 yılında nüfus planlaması genel
müdürlüğü kurulmuş, 557 sayılı nüfus planlaması kanunuyla birlikte Türkiye nüfus politikalarının değiştiği bir döneme
girilmiştir. İkinci dönemin en belirgin özelliği 1960 yılına kadar benimsenen nüfusun artması yönündeki görüşlerin terke-
dilerek bireylerin istediği sayıda ve istediği zaman çocuk sahibi olmaları gerektiği ile ilgili görüşlerdir.

İkinci dönem nüfus politikaları şunlardır:


• Gebelik önleyici bilgilerin yayılmasını gebelik önlemekte kullanılan araçların ilaçların ithalatını ve satışını yasaklayan
kanun hükümleri değiştirilmiştir.
• Sağlık hizmetlerinde çalışan personel (doktor, hemşire, ebe, hemşire yardımcısı, sağlık memuru) nüfus planlaması
ile ilgili belirlenmiştir.
• Sağlık görevlileri gebeliği önleyici gerekli bilgiyi ve parasız dağıtımı söz konusu olan bazı malzemeleri isteyenlere
vermiştir. Mevcut olanaklardan yararlanarak nüfus planlaması eğitimi yapılmıştır.
• Gebeliği önlemeye yönelik araç ve ilaçların ucuza ithalatı sağlanmış yurt içinde üretimi gerçekleştirilmiş ve muhtaç
olanlara parasız dağıtımı yapılmıştır. Ayrıca yapılan yasal düzenleme ile sadece 2 çocuğa kadar teşvik verilmiştir.

3. Üçüncü Dönem: Dönem olarak günümüzü düşünebiliriz. Günümüzdeki nüfus politikası nüfusun hem niteliğini
hem de niceliğini artırmaktır.

4
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE NÜFUS DAĞILIŞI
Türkiye’de nüfus dağılışında bölgeler ve yöreler arasında önemli farklılıklar bulunur.

Türkiye’de nüfus dağılışını etkileyen doğal faktörler


İklim: Sıcaklık ve yağış koşulları elverişli olan yerler, Türkiye’nin sık nüfuslu alanlarını oluşturmaktadır. Kıyılarda bu
yüzden nüfus yoğundur.
Yer şekilleri: Türkiye’de yüksek ve engebeli yerlerde (Hakkari Yöresi, Menteşe Yöresi) nüfus azdır. Yer şekillerinin
uygun olduğu ovalık alanlarda ise genellikle nüfus fazladır.
Toprak özellikleri: Verimli toprakların bulunduğu alanlarda nüfus fazladır. (Çukurova, Gediz, Büyük Menderes çev-
resi)
Su kaynakları: Akarsu, göl ve yeraltı su kaynaklarının bulunduğu alanlar yoğun nüfusludur.

Türkiye’de nüfus dağılışını etkileyen beşeri faktörler


Sanayileşme: Türkiye’de sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır. Bu duruma bağlı İstanbul, İzmit,
Ankara, Bursa, Adana ve İzmir çevresinde nüfus yoğunlaşmıştır.
Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfusludur. Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları gibi alanlarda nüfus
fazladır.
Madencilik: Madenlerin veya enerji kaynaklarının işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç olduğundan, bu alanlarda da
nüfus fazladır. Zonguldak, Ereğli, Batman, Soma, Elbistan buna örnektir.
Turizm: Birçok merkezde turizmden dolayı nüfus yoğunluğu fazladır. (Antalya, İstanbul, Nevşehir…)
Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan kentlerin nüfusu artmıştır. Eskişehir, Ankara, Gaziantep, Kayseri, İstanbul
gibi illerin gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili olmuştur.

Nüfusun yoğun olduğu alanlar: Kıyı Ege (tarım ve sanayi), Güney Marmara (tarım ve sanayi), Çatalca – Kocaeli Bö-
lümü (sanayi, turizm, ulaşım ve hizmet), Ankara ve Eskişehir çevresi (idari yapı, ulaşım),Gaziantep ve Kayseri çevresi
(sanayi ve ticaret), Antalya(turizm) Adana çevresi (tarım ve sanayi),Doğu Karadeniz’in kıyı kesiminde (uygun iklim)
nüfus fazladır.

Nüfusun seyrek olduğu alanlar: Hakkâri Yöresi (Dağlık, engebe, karasal iklim), Teke, Taşeli ve Menteşe civarı (dağlık,
karstik arazi, eğim), Yıldız Dağları Bölümü, Biga Yarımadası (Engebe ve ana yollara sapa kalma), Tuz Gölü çevresi
(iklim, kuraklık), bataklık alanlar ve sulak yerler nüfusun seyrek olduğu yerlerdir.

5
Kemal Arslan
NÜFUS YOĞUNLUKLARI
1. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu: Km2'ye düşen insan sayısı demektir. Şu formülle gösterilir: Aritmetik Nüfus Yo-
ğunluğu =Toplam Nüfus/Toplam Yüzölçümü Türkiye’nin yüzölçümü aynı fakat nüfus miktarı arttığı için aritmetik nüfus
yoğunluğu gittikçe artmaktadır. Aritmetik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu il İstanbul iken Aritmetik nüfus yoğunlu-
ğunun en az olduğu il ise Tunceli’dir.
Not: Nüfus miktarının en fazla olduğu il İstanbul iken en az olduğu il ise Tunceli'dir.

2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu: Tarımda çalışan nüfusun tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir. Şimdi formülle
gösterilir: Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarımda Çalışan Nüfus /Tarım Alanı Tarım alanlarının dar olduğu engebeli
yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazla iken, tarım alanlarının fazla olduğu sade alanlarda ise bu yoğunluk azdır.

• Engebeli alanlar = Hakkâri Yöresi, Doğu Karadeniz, Menteşe Yöresi’nde T.N.Y. = fazla

• Sade alanlar = Şanlıurfa, Konya, Eskişehir’de T.N.Y = azdır.

3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu: Bu yoğunluk daha çok karşılaştırma formüllerinde kullanılır. Fizyolojik Nüfus
Yoğunluğu = Toplam Nüfus/Tarım Alanı
• Tarım alanlarının az, nüfus miktarının fazla olduğu yerlerde (örnek: İstanbul) fazladır.
• Tarım alanlarının geniş, nüfusun az olduğu alanlarda (Örnek: Konya) ise bu yoğunluk azdır.

Not: Fizyolojik nüfus yoğunluğu ile Aritmetik nüfus yoğunluğu arasındaki fark, arazinin engebe durumuna bağlı olarak
değişir. Bu fark engebeli alanlarda fazla iken, sade alanlarda azdır.

Nüfus artışını etkileyen faktörler Nüfus artışının başlıca sorunları

• Savaşlar, sınır değişikliği • Kişi başına düşen milli gelir azalır.


• Doğal afetler • Tüketim artar.
• Depremler • Altyapı hizmetleri aksar.
• Beslenme ve sağlık hizmetleri • Çevre sorunları artar.
• Yaşam standartları
• Çarpık kentleşme meydana gelir.
• Eğitim ve kültürel faaliyetler
• Kalkınma hızı azalır.
• Nüfus planlanmaları
• Kaynak tüketimi artar.

6
Kemal Arslan
TÜRKİYE NÜFUSUNUN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
im devam etti
1. Nüfusun Yaş Yapısı:
yet yapısında➨ 0 –meydana
14 yaş grubugelen
= Genç değişimi gösteren grafikler olarak tanımlanmaktadır.
Nüfus (%23,1)
itleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak,
➨ 15 – 64 yaş grubu = Olgun Nüfus (%67,8)
seldiği görülmektedir.
➨ 65 yaş ve üstü: = Yaşlı nüfusu (%9,1) ifade eder.

Türkiye nüfusunun yaş gruplarına bakıldığında nüfusun genç bir yapıya sahip olduğu görülür. Bu durum üzerinde do-
2,4'e yükğum
seloranlarının
di fazla olması etkilidir.

aşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında
Not: İlköğretim düzeyindeki öğrenci oranının fazla olması ve çalışanların yaş ortalamalarının düşük olması nüfusumu-
yaş aynızunzamanda nüfusun
genç bir yapıya yaş kanıtlar.
sahip olduğunu yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli

2. Cinsiyet Özellikleri: Cumhuriyetin ilk yıllarında savaşlardan dolayı erkek sayısı kadın sayısından az iken son-
a yaş, 2019 yılında 32,4'e yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın
raki dönemlerde erkek sayısı kadın sayısını geçmiştir. Günümüzde Kadın nüfus oranı %49,8 iken erkeklerde bu oran
e 32,7'den%50,2’dir.
33,1'e yükseldiği görüldü.
Ayrıca şehirlerin göç özellikleri de cinsiyet oranı üzerinde etkilidir. Genellikle göç veren merkezlerde kadın,
göç alan merkezlerde ise erkek nüfusu daha fazladır.

Not: Türkiye’de ortalama yaşam süresi kadınlarda daha uzundur.

3. Nüfusun Eğitim Durumu: Nüfusun eğitim durumunu yansıtan ölçütlerden biri, okuryazar oranıdır. okuryazar ora-
nı Cumhuriyet’in ilk yıllarında %10’un altındaydı. Bu durum üzerinde savaşların olması(Okulların kapalı olması) ve özel-
likle alfabenin değişmesi etkili olmuştur. Ancak sonraki yıllarda okuryazar oranı hızla yükselmiştir. Kadın ve erkeklerin
eğitime katılım oranları kültürel yapıdan dolayı farklılık gösterir. Ancak son yıllarda bu fark azalmaya başlamıştır. Ayrıca
eğitime katılım, bölgesel olarak da farklılık gösterir. Marmara Bölgesi’nde eğitime katılım en fazla iken, Doğu Anadolu
Bölgesi’nde en azdır. Türkiye toplam nüfusunun%97’ye yakını okuryazardır. Türkiye’de okuryazar oranının cinsiyete
göre dağılışında da farklılıklar vardır. Kadın okuryazar oranı %94, erkek nüfusunda ise okuryazar oranı %98 civarıdır.

7
Kemal Arslan

4. Nüfusun Kır – Kent Durumu: Cumhuriyet’in ilk yıllarında nüfusun büyük bir kısmı kırsal alanlarda yaşamaktaydı.
Kent nüfusu % 22 civarında idi. Ancak geçen süre içinde sanayileşmeye bağlı kentler kırdan büyük göçler alarak kent
nüfusu kır nüfusunu geçmiştir. Kent nüfusu kır nüfusunu 1985 yılı sayımlarında geçmiştir. Günümüzde kent nüfus oranı
% 92,8 iken kır nüfus oranı da % 7,2'ye kadar gerilemiştir. Kentsel nüfusun artışı ile sanayileşme düzeyi arasında bir
paralellik vardır. Sanayinin fazla gelişmiş olduğu Marmara, kentsel nüfus oranının en fazla iken Karadeniz ve Doğu
Anadolu’da daha azdır.

Not: 2012’de Büyükşehir yasasının değişmesi ile birçok köy ve mahalle şehir nüfusu sayılmıştır. Bu durum kentleşme
oranını olması gerekenden daha fazla artmasına sebep olmuştur.

5. Nüfusun iş kollarına dağılımı:


Bağımlı nüfus: 0 – 14 yaş grubu dediğimiz Genç nüfus ile 65 yaş ve üstü dediğimiz Yaşlı nüfusu ifade eder.
Çalışma çağındaki nüfus: 15 – 64 yaş grubunda yer alan Olgun nüfustur.
Aktif (Faal) Nüfus: 15 – 64 yaş grubunda yer alan ve herhangi bir işte çalışan nüfus anlamına gelir. Çalışan nüfus
tarım, sanayi ve hizmet sektöründe yer alır. Sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfus oranının artması gelişmişliğin
de arttığını gösterir.
İşsizlik: 15 – 64 yaş grubunda yer alan herhangi bir işte çalışmayan nüfus anlamına gelir.

Aktif nüfusun çalıştığı sektörler


Birincil (Primer) Ekonomik Faaliyetler: Temel maddeleri doğrudan doğruya veya dolaylı olarak doğal çevreden
almaya dayanan üretim şeklidir. Topraktan, denizden ve hayvandan elde edilen ürünler birincil ekonomik faaliyetler
grubundadır. Tarım, hayvancılık, balıkçılık, kerestecilik, ormancılık, maden çıkarımı gibi ekonomik faaliyetler bu
gruptadır.

İkincil (Sekonder) Ekonomik Faaliyetler: Ham maddenin veya yarı işlenmiş maddelerin işlenip yeni ürünlere ve
insanların kullanabileceği şekle dönüştürüldüğü faaliyetlerdir. Kısacası sanayi faaliyetleridir. Ayrıca enerji üretimi ve
inşaat sektörü de bu grupta yer alır.

Üçüncül (Tersiyer-Hizmet) Ekonomik Faaliyetler: Eğitim, sağlık, yargı, ulaşım, ticaret, turizm, basın ya-
yın, güvenlik, iletişim, bankacılık, muhasebe, sigortacılık, pazarlama (finans) gibi insanlara hizmet eden sektörler
üçüncül ekonomik faaliyetler grubunda yer alırlar.

Dördüncül (Kuaterner) Ekonomik Faa-
liyetler: Bilgisayar sistemlerinin gelişmesiyle
ortaya çıkan bilgi toplama, işleme, değiştirme,
yayma işlemleri ve coğrafi bilgi sistemleriyle
uğraşan kesimin çalıştığı faaliyetlerdir. Dona-
nım-yazılım, CBS, grafik tasarım, online hiz-
metleri bu ekonomik faaliyetler grubunda yer
alırlar.

Beşincil (Kuiner) Ekonomik Faaliyetler:


Günümüz dünyasında akan bilginin temeline
dayanan karar verme faaliyetleridir. Sınırlı sa-
yıda bir çalışanı fakat ekonomi üzerinde, şirket-
lerin yer seçiminde çok etkili olan bir kitleyi içe-
ren faaliyet sektörüdür. Kamu ve özel sektör
yöneticiliği, icra kurulu başkanlığı (CEO) bu
ekonomik faaliyetler grubunda yer alırlar.

8
Kemal Arslan
GÖÇ (NÜFUS HAREKETİ)
Siyasi, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı insanların bir yerden başka bir yere geçici ya da kalıcı olarak yer değiş-
tirmesi olayına göç denir.

Göçün nedenleri: Doğal nedenler, ekonomik nedenler, iş imkânları, doğal kaynaklar, tarım arazisinin bölünmesi,
gelir dağılımı, sosyal nedenler, eğitim, sağlık, güvenlik, siyasi nedenler, savaş, ihtilal, sınır değişikliği ve otorite baskısı
önemli nedenlerdir.

➨ Göçlerde itici faktörler: Savaş, baskı, ihtilal, doğal afet, işsizlik, ekonomik baskı, sürgün
➨ Göçlerde çekici faktörler: Eğitim ve kültürel olanaklar, güvenlik, özgürlük, bağımsızlık, toplumsal imkânlar, iş im-
kânları

Göç türleri
İç göç: Türkiye içerisinde gerçekleşen göçlerdir. Türkiye nüfusunu artırmaz, azaltmaz. Sadece ülke içindeki dağılışını
etkiler. Türkiye’de iç göç fazladır.

Türkiye’de iç göçlerin yönü şöyledir:


➨ Kırdan kentlere, kentten daha büyük kentte
➨ Doğudan batıya doğrudur.

Türkiye’de Göç Hareketleri


• Kentten kente = % 57,8
• Köyden kente = % 17,5
• Kentten köye = % 20,1
• Köyden köye = % 4,7
Uyarı: Türkiye'de en fazla göç kırdan kente değil, küçük kentlerden büyük kentlere doğrudur. Yani en çok göç kentten
kente doğrudur.

İç göçlerin sebepleri İç göçlerin sonuçları

• Kırsal alanlardaki hızlı nüfus artışı • Ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik görülür.
• Miras yoluyla tarım alanlarının parçalanması • Düzensiz kentleşme görülür.
• Erozyonun artmasıyla toprağın verimsiz hale gelmesi • Sanayi tesisleri kent içinde kalır.
• Tarımda makineleşmenin artması • Kentlerde konut sıkıntısı ortaya çıkar.
• Kırsal kesimde iş imkânlarının sınırlı olması
• Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, eğitim) yetersiz-
• Eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği lik görülür.
• Kentlerde iş olanaklarının fazlalığı • Kentlerde işsizlik artar.
• Kentlerde eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlığı

İç Göçleri Önlemek İçin:


• Tarımda toplulaştırmaya gidilmeli
• Tarımda sulama sorunu çözülmeli
• Besi hayvancılığı geliştirilmeli
• Kırsal alanlarda eğitim, ulaşım, sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılmalı
• Kırsal alanlarda küçük sanayi kolları geliştirilmeli

9
Kemal Arslan
Dış göç: Ülkeler arası yapılan göçtür. Türkiye nüfusunu artırıp azaltabilir. Gelişmiş ülkeler daha fazla göç alırken,
gelişmemiş ülkeler ise göç verir.

Dış göçlerin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:


➨ Ekonomik nedenler
➨ İç karışıklıklar, savaşlar
➨ Eğitim amaçlı (beyin göçü)
➨ Nüfus mübadeleleri (zorunlu göç)
➨ Doğal afetler

Mülteci göçü: Savaş, ihtilal, baskı nedeni ile yapılan göçtür. Dünyada en çok mülteci göçü alan ülkeler sırasıyla Tür-
kiye, Pakistan ve Lübnan’dır.
İşgücü: İşsizlik nedeniyle genellikle gelişmemiş ülkelerden gelişmiş ülkelere olan göçlerdir. Türkiye'nin ilk resmi işçi
göçleri Almanya'ya 1960'lı yıllarda başlamıştır. Türkiye en fazla işçi göçünü Almanya'ya vermiştir.
Mevsimlik göç: Turizm, tarım, yaylacılık, spor gibi kısa sürede yapılan göçlerdir.
Mübadele: Ülkelerin karşılıklı antlaşma yapması ile nüfusun takas ya da yer değiştirmesidir. Lozan Barış Antlaşma-
sı'nda Balkanlardaki Türkler ile Anadolu'daki Rumların yer değiştirmesi örnektir. Mübadele göçlerine 1923'te Türkiye ile
Yunanistan takası örnek gösterilebilir.
Beyin göçü: Siyasi baskı ve sosyal ekonomik nedenlerden dolayı nitelikli İnsanların teknolojik ülkelere yaptığı göç
nelerdir.

➨ En fazla beyin göçü alan ülkeler: Norveç, Kanada, ABD, Avustralya, İsviçre ve İngiltere'dir.
➨ En çok beyin göçü veren ülkeler: Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler ve Cezayirgibi ülkelerdir.
Not: İç göçler tarım, turizm, eğitim, yaylacılık, inşaat, sanayi ve hizmet alanlarına bağlı olarak değişir. Bu göçlerin bir
kısmı geçici iken bir kısmı kalıcı özellik gösterir. Örneğin yaylacılık, turizm, tarıma bağlı göçler geçici iken sanayiye bağlı
göçler kalıcı niteliktedir.

Almanya’ya giden gurbetçilerimiz. 30 Ekim 1961’de Almanya ile Türkiye arasında İşgücü Anlaşması imzalandı. Anlaş-
ma hem Türkiye hem de Almanya açısından birçok şeyi değiştirdi.

10
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE YERLEŞME
Yerleşmeleri etkileyen doğal faktörler: Yer şekilleri, iklim, su kaynakları, kara ve denizlerin dağılışı, jeolojik yapı,
toprak ve bitki örtüsü gibi fiziki faktörlerdir.
Yerleşmeleri etkileyen beşeri ve ekonomik faktörler: Sanayileşme, turizm, nüfus hareketliliği, bilim ve tekno-
lojideki gelişmeler, tarım, hayvancılık, madencilik, tarihi ve askeri ile idari yapı etkiler.
Önemli: Yerleşme alanlarının sona erdiği en yüksek seviyeye yerleşme üst sınırı denir. Yerleşme üst sınırının en
yüksek olduğu yer, göreceli konumdan dolayı Erzurum-Kars çevresidir.

➨ Mağara: Yapılan araştırmalar, Türkiye topraklarında yerleşmelerin günümüzden 12 bin yıl öncesine dayandığını
ortaya çıkarmıştır. Anadolu’daki ilk yerleşmeler, barınak olarak kullandıkları mağaralardan oluşmuştur. Ülkemizdeki
ilk mağara yerleşme izlerine Karain, Beldibi, Belbaşı, Çarkini, Öküzini ve Yarımburgaz Mağarasında rastlanır.

➨ Köyler: Günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önce Anadolu’da, Buzul Çağ’ının etkilerinin sona ermesiyle, sıcaklığın
artmasına bağlı mağara yaşamı ve avcılık toplayıcılık ekonomisi yerini, yerleşik düzende yapılan tarım ve hayvancı-
lığa bırakmıştır. Böylece Anadolu topraklarında ilk köy tipi yerleşmeler ortaya çıkmıştır. Hacılar (Burdur), Çatalhöyük
(Konya), Çayönü(Diyarbakır), Aşıklıhöyük (Aksaray) ve Can Hasan (Karaman) bu döneme ait köy yerleşmelerinden
bazılarıdır.

Yerleşmeleri kent ve kır diye ayırıyoruz. Şimdi bunlara sırasıyla bakalım:


A) KENT YERLEŞMELERİ: Nüfusu 10 binden fazla olduğu, çok sayıda iş kolunun bir arada bulunduğu yerleşme-
lerdir.

Nüfuslarına Göre Şehirlerin Sınıflandırılması

• Küçük Kentler: Nüfus miktarları 10.000-100.000

• Orta Büyüklükte Kentler: Nüfus miktarları 100.000-500.000

• Büyük Kentler: Nüfus miktarları 500.000-1.000.000

• Metropoliten Kentler: Nüfus miktarları 1.000.000’dan

• Megapol Kentler: Nüfus miktarları 10.000.000’dan daha fazla olan yerleşmelerdir.


Not: Türkiye’de mega kent olan tek yer İstanbul’dur.

Fonksiyonlarına göre yerleşmeler

• Tarım şehirleri: Adana, Bafra, Rize, Akhisar, Şanlıurfa, Konya

• Sanayi şehirleri: İzmit, Kırıkkale, İstanbul, İzmir, Bursa, İskenderun, Seydişehir, Ereğli, Karabük

• İdari kentler: Ankara

• Kültür şehirleri: İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir

• Askeri şehirler: Sarıkamış, Kırkağaç, Polatlı, Burdur, Foça

• Ticaret şehirleri: İstanbul, İzmir, İzmit, Bursa, Konya, Antep, Kayseri

• Liman kentleri: İstanbul, İzmir, Trabzon, Samsun, Mersin, İskenderun

• Turizm kentleri: Bodrum, Marmaris, Nevşehir, İstanbul, Antalya

• Maden kentleri: Zonguldak, Batman, Soma, Yatağan, Murgul

• Dini kentler: Konya, Şanlıurfa


Not: Fonksiyonel şehirler: Bazı şehirlerin büyüyüp gelişmesinde birden fazla fonksiyon etkili olmuştur. İstanbul, Bursa,
İzmir gibi kentlerin gelişmesinde sanayi, turizm, ticaret gibi faktörler etkili olmuştur.

• Anadolu Kaplanları: Gaziantep, Denizli, Çorum, Konya ve Kayseri’dir.


Not: Nehir kenarını takip eden şehirlere Amasya (Yeşilırmak), Adana (Seyhan), Ardahan (Kura), Eskişehir (Porsuk),
Hatay (Asi) ve Edirne (Tunca) örnektir.

11
Kemal Arslan

B) KIR YERLEŞMELERİ: Arkadaşlar kır yerleşmelerini köy ve köy altı yerleşmeleri diye ikiye ayırıyoruz.
Köy: Nüfusu 2 binden az olan yerleşme tipleridir. Köylerde tarım ve hayvancılık en önemli geçim kaynağıdır. Türkiye’de
en küçük yönetim birimidir.
Köy altı yerleşmeleri: Köyden daha küçük olan yerleşme birimleridir. Şimdi bunlara bakalım:

Kırsal Yerleşmeler
1. Dönemlik(Geçici) kırsal yerleşmeler 2. Devamlı(Kalıcı) kırsal yerleşmeler

• Yayla • Köy

• Oba • Mahalle

• Güzle • Mezra

• Bağ bahçe evi • Çiftlik

• Ağıl • Divan

• Dalyan

• Kışla, kışlak, kışlık

• Kom

Dönemlik oluşturulan kırsal yerleşmeler


Yayla, oba: Yazın çıkılıp yerleşilen yüksek serin yerlerdir. Orta Asya kökenli bir yerleşmedir. Yaz mevsimi boyunca
hayvanlar beslenir. bazen dinlenmek için çıkılan rekreasyon alanlarıdır. Büyük ve küçükbaş hayvan sürülerinin yayıldığı
alanı ifade eder. Çadır, taş ve ahşaptan yapılıp barınaklardan oluşan yayla ve obalar daha çok hayvancılık amaçlıdır.
Doğu Karadeniz'de yayla evlerine kelif denir. Buralarda örtü ahşaptır ve hartama olarak adlandırılır. Havaların soğuma-
sı ve sislerin yayla alanı sarmaya başlamasıyla oba sakinleri Canik adını verdikleri kışın geçirildiği yerlere inerler. Oba
yerleşmeleri

Not: Türkiye'deki bazı turistik Yaylalar sürekli yerleşmelere dönmüştür. Bunlar Karadeniz'deki Uzungöl ile Akdeniz'deki
Çamlıyayla Gözne ve Belen örnek gösterilir.

Güzle veya Güzlek: Ova ile dağ arasındaki iklim farklılığından doğan kışla ile yayla arasında durak olarak faydalanılan
geçici yerleşmelerdir. İkinci yayladır. Gözle veya Barla denilen bu geçici yerleşmeler Kuzey Anadolu dağları ve Toros
Dağlarında belli bir yükselti basamağında yer alır. Barla terimimi daha çok Toroslarda kullanılır.

Ağıl: Sürünün yayıldığı ve otlatıldığı yerlerde yerel malzemelerle yapılmış duvar yâda çitlerle çevrili çeşitli şekillerdeki
küçükbaş hayvanların barındığı tek bir çobanın evinden oluşan geçici yerleşme noktasıdır. Önceleri hayvanların daha
çok gece barındığı ve korunduğu bir yerken zamanla devamlı yerleşmeler haline gelen yerlerde bulunur. Zigana yayla-
larında ağıl yerine çevirme veya pere gibi isimler verilir.

Banı ve pey: Amanos Dağlarında kış ve ilkbahar aylarında hayvanları otlatmak, barındırmak ve tarım aletlerini koymak
üzere kuruldukları yerleşmelere bana denilmektedir. Taş duvarlardan yapılı barınaklardan meydana gelmiş yerleşme-
lere pey adı verilmektedir.

Bağ bahçe evi: Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaygındır. Farklı yörelerde kelif, güme, gümele gibi isimlerle de bilinir.
Geçici yerleşmelerdir.

12
Kemal Arslan

Dam: Ege Bölgesi'nde köyde birkaç eklentinin adıdır. Günümüzde damlar anlam ve önemlerini yitirmiş yerleşmelerdir.
Damlar tarımın mahalle ve köy tarafında yapılacağı yıllarda sahip olunan sığırın tamamına yakınının tarım arazilerine
zarar vermemek üzere götürüldükleri yerlerdir.

Dalyan: Kıyılarda, akarsu ağzı, koy ve körfezler de ağ veya ahşap perdelerle oluşturulmuş balık avlanma yerleridir.
Balık depoları, teknelerin barındığı yerlerdir. Daha çok balık avlanma sezonunda kullanılan yerleşmelerdir. Ancak de-
vamlı yerleşme haline gelen yerler de vardır. Köyceğiz’e bağlı Dalyan Kasabası ve Trabzon'un Sürmene ilçesi ne bağlı
Çamburnu kasabası daimi yerleşmelere dönüşen yerlerdir.

Kışla/Kışlak/Kışlık: Uzun süre kar yağmayan veya hiç yağmayan alanlarda geçici süre oturulan yerleşmelerdir. Özel-
likle Giresun, Akdağlar ve Sinop çevresinde yaygındır. Hayvancılık sahalarıdır. Zamanla kalıcı yerleşmeleri dönüşen
yerlerde mevcuttur. Sarkışla ve Ulukışla bunlara örnek gösterilir.

Kom Küçük hayvan yetiştirme çiftlikleridir. Hayvancılık amaçlı derme çatma malzemelerle inşa edilmiş yerleşmelerdir.
Farklı yerlerde köm, küm ve kön gibi isimler almaktadır. Dönemlik yerleşmeler olmasına rağmen zamanla daimi yer-
leşmelere dönüşmüştür. Doğu Anadolu Bölgesi'nde kom diye bilinen yerleşme tipinin Orta Anadolu'da Tol, Menteşe
yöresinde Tola olarak isimlendirilmektedir. Kom sahipleri genellikle zengin ailelerdir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da yaygındır.

Devamlı (Daimi) kırsal yerleşmeler

Tarımsal ve hayvan çiftliği: Geniş araziler üzerine kurulmuş birkaç ev ve eklentileridir. Tarımsal çiftlikler, Türkiye'de
köklü ve yaygın bir yerleşme tipidir. Hayvan çiftliği ise Trakya, Kocaeli, Adapazarı, Biga, Gönen, Bandırma, Orhangazi,
Bolu, Mudurnu, Nallıhan, Göynük civarında yoğunluk kazanır.

Mezra: Günümüzde bir bölümü dönemlik diğer bir bölümü ise devamlı yerleşmeler kategorisine girmektedir. İlk ortaya
çıktıklarında köylerin tarım yapılacak alanlarıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha sık görülür.

Divan: Birkaç mahalle (kalıcı yerleşmedir) yerleşmelerinin oluşturduğu yerleşme şeklidir. Sinop, Sakarya, Kocaeli ve
Bolu illerinde yaygındır.

Türkiye'de köy altı yerleşmelerinin ortaya çıkış nedenleri

• Ekonomik sıkıntılar,

• Bağ bahçe tarımına yönelik yerleşmeler,

• Aile içi sorunlar,

• Bağımsız ev sahibi olma isteği,

• Tarım alanlarının yetersiz ve parçalı olması,

• Devletten arazi kazanma durumlarından dolayı köy altı yerleşmeleri ortaya çıkmıştır.

13
Kemal Arslan

Kırsal Mesken Tipleri


Kırsal mesken şekillerinin belirlenmesinde iklim, bitki örtüsü, jeolojik yapı, yer şekilleri ve ekonomik faktörler etkilidir.

Ahşap meskenler: Ormanların fazla olduğu alanlarda görülür. Karadeniz Bölgesi’nde yaygındır.

Kerpiç (toprak) meskenler: Kurak ve yarı kurak bölgelerde yaygındır. İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu böl-
gelerinde bu tip evler yaygındır.

Taş meskenler: Genellikle daha çok Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yaygındır.

Tüflü meskenler: Volkan tüflerinin yoğun olduğu Kapadokya çevresinde yaygındır.

Betonarme meskenler: Sanayileşmenin fazla olduğu bölgelerde yapı malzemesi olarak beton kullanılmaktadır. Mar-
mara Bölgesi’nde yaygındır. Ayrıca son yıllarda gelişme göstermektedir.

Hımış evler: Yapılarda duvarların ahşap olarak düzenlenip taşıyıcı unsurlar arasındaki boşlukların tuğla ya da taş ve
harçla doldurulduğu yapı örneğidir. Hımış yapılar genel olarak geçme ya da ahşap çiviyle birleştirilmiş kare kesitli tahta-
larla inşa edilir. Hımış yöntemi hem az katlı köy evlerinde, hem de altı yedi katlı kent yapılarında uygulanmıştır. Özellikle
Karadeniz Bölgesi, Orta Anadolu’nun kuzey kesimleri ve Ege Bölgesi gibi yerlerde sayısız ilginç örneği bulunmaktadır.

Serender: Orta ve Doğu Karadeniz’e özgü, kırsal yörelerde görülen mimari bir yapıdır. Yapı, dört direk üzerine otur-
tulmuş bir tür odadır. Yerden yüksekliği yaklaşık 5 – 7 metredir. Genellikle kare şeklinde tasarlanmıştır. Genellikle yi-
yeceklerin saklanması ve mısır kurutma işleminin gerçekleştirilmesi için kullanılmak maksadıyla yapılmışlardır. Yerden
yüksek olması ürünlerin haşerelerden ve yaban hayvanlarından korunmasını sağlar.

Semender

14
Kemal Arslan
DOKULARINA GÖRE KIRSAL YERLEŞMELER
Yer şekilleri ve su kaynaklarının belirlediği yerleşme dokularına sırayla bakalım.

Toplu yerleşmeler Dağınık yerleşmeler

• Su kaynaklarının az, arazinin sade olduğu bölgelerde • Suyun bol, arazinin parçalı olduğu alanlarda bu yerleş-
hakimdir. me tipi ortaya çıkar.

• İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinde yaygındır. • Doğu Karadeniz Bölümü’nde dağınık yerleşmeler hâ-
kimdir.
Çizgisel ve Kıyı Boyu Yerleşmeler Dairesel Yerleşmeler

• Genel olarak deniz, göl kıyılarında kıyı boyuna kurulan • Düz bir arazide veya ovada kurulan dairesel şekle sahip
yerleşmelere kıyı boyu yerleşme denir. yerleşmelere dairesel yerleşme denir.

• Bir akarsu ya da bir yol boyunca kurulmuş yerleşme- • Aynı zamanda toplu yerleşmelerdir.
lerdir.

Türkiye’de göçlerin tarihsel gelişimi

➨ 1923 yılından günümüze dek olan süreçte 2.245.000 kişi yurt dışından ülkemize giriş yapmıştır. Bunların % 87’si
Bulgaristan, Yunanistan ve günümüzde altı ülkeye bölünmüş olan Yugoslavya’dan gelmiştir.

➨ 1923 yılında Yunanistan’la yapılan Nüfus Mübadelesi (karşılıklı değişim) anlaşması gereği 1930 yılında binlerce
Türk ülkemize gelirken karşılık olarak Türkiye’deki binlerce Rum da Yunanistan’a gitmiştir.

➨ 1989 yılında Bulgaristan’da ve o ülkenin vatandaşı olan çok sayıda soydaşımız, dönemin Bulgar hükümetinin asi-
milasyon politikalarından kaçarak ülkemize sığınmıştır.

➨ Son olarak 2008 yılında TÜİK’in verilerine göre 103.349 kişi, değişik ülkelerden Türkiye’ye gelmiştir.

➨ Ülkemizden yurt dışına yapılan göçlerin çoğunluğunu işçi göçleri oluşturur. Bu göç hareketlerinin yoğun olduğu
1961-1986 yılları arasında resmi rakamlara göre 1.203.972 kişi çalışmak amacıyla yurt dışına çıkış yapmıştır.

➨ Günümüzde en fazla işçi göçü verdiğimiz Batı Avrupa ülkelerinde 4 milyona yakın Türk bulunmaktadır. Bunlardan
bazıları emekli olup Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştır.

➨ 1948 yılında, vatandaşımız olan çok sayıda Musevi, Filistin topraklarında kurulan İsrail’e göç etti.

➨ 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra yaklaşık 30.000 vatandaşımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne göç etti.

➨ Son yıllarda iç karışıklıktan dolayı Suriye'den yaklaşık 4.000.000 mülteci Türkiye'ye göç etmiştir.

➨ Beyin göçü olarak adlandırılan eğitim amaçlı nüfus hareketiyle yurt dışına çok sayıda insanımızın gittiği tahmin
edilmektedir.

15
Kemal Arslan

1. Türkiye nüfusu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi 4. Aşağıda verilen meslekler ve ekonomik faaliyet
doğru bir bilgi değildir? türü eşleştirmelerinden hangisinin doğru oldu-
ğu söylenemez?
A) Nüfus artış hızının en düşük olduğu yıl 1945'tir.
Meslek Faaliyet türü
B) 1960-65 yıllarında Avrupa’ya yoğun işçi göçü
yaşanmıştır. A) Kerestecilik Birincil

C) 1939 yılında nüfus atışında Hatay'ın anavatana B) Fabrika işçisi İkincil


katılması etkili olmuştur. C) Yargı Üçüncül
D) 1950 yılından sonra kırdan kente yoğun göç D) Doktor Dördüncül
dalgası yaşanmıştır.
E) CEO Beşincil
E) Son yıllarda Türkiye’de nüfus sayımları De
Fakto yöntemiyle yapılmaktadır.

2. Türkiye'de çeşitli dönemlerde farklı nüfus politikaları


yürütülmüştür.
Bu dönemdeki nüfus politikaları şunlardır; 5.
• Beş ve daha fazla çocuğu olan ailelerin yol ver-
gisinden muaf tutulması,

• 6 ve daha fazla çocuğu olan ailelere madalya


verilmesi,
Kemal Arslan

• Türk ceza kanunu isteyerek çocuk düşürmeyi


suç saymıştır.

Buna göre özellikleri verilen politika aşağıda ve-


Yukarıdaki haritada gösterilen merkezlerden
rilen yılların hangisinde uygulandığı söylenebi-
hangisi nüfusun yoğun olduğu alanlardan biri
lir?
değildir?
A) 1923-1965
A) I B) II C) III D) IV E) V
B) 1965-1980

C) 1980-1990

D) 1990-2000

E) 2000-2018

6. Aşağıdakilerden hangisi gelişmiş yörelerin nü-


fus özelliklerinden biri değildir?
3. Türk tarihinde ilk nüfus sayımları ile ilgili aşağı-
da verilen tarihlerin hangisi doğrudur? A) Doğal nüfus artış hızı düşüktür.

Osmanlı Devleti Türkiye Cumhuriyeti B) Yaşlı nüfus fazla ortalama yaşam süresi uzun-
dur.
A) 1831 1927
C) Tarımsal üretim azdır.
B) 1900 1995
D) Nüfusun çoğu hizmet sektöründe çalışır.
C) 1832 1930
E) Bebek ölüm oranı azdır.
D) 1800 1927

E) 1840 1935

16
Kemal Arslan

7. Yağış miktarının yetersiz, sıcaklık farkının fazla ol- 10. Aşağıdakilerden hangisi nüfusun yapısal özel-
duğu yerlerde, yerleşmeleri sınırlandıran doğal fak- liklerinden biri değildir?
törlerden birisidir.
A) Cinsiyet durumu
Buna göre aşağıdaki yerlerin hangisi yerleşme-
yi sınırlandıran bu faktörün etkisi daha fazladır? B) Eğitim durumu

C) Göç durumu
A) Bartın
D) Kır ve kent nüfusu
B) Adana
E) Nüfusun yaş yapısı
C) Aksaray

D) Hakkari

E) Kars

11. Ova ile dağ arasındaki iklim farklılığından doğan


kışla ile yayla arasında durak olarak faydalanılan
geçici yerleşmelerdir. İkinci yayladır. Barla denilen
bu geçici yerleşmeler Kuzey Anadolu dağları ve To-
8. Aşağıdakilerden hangisi modern nüfus sayımı- ros Dağlarında belli bir yükselti basamağında yer
nın amaçları arasında yer aldığı söylenemez? alır.

A) Nüfusun yaş yapısını tespit etme Yukarıda özellikleri verilen kırsal yerleşme aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
B) Eğitim durumunu belirleme

C) Kır kent nüfusunu belirleme A) Yayla


Kemal Arslan

D) Nüfusun çalışma alanlarına dağılımını tespit B) Güzle


etme C) Mezra
E) Vergi alım miktarını tespit etme D) Divan

E) Dam

9. Nüfusun yaş yapısı ile ilgili aşağıdaki bilgilerden


hangisi doğru değildir?
12.
A) 0-6 ile 65 yaş üstü çalışmayan ancak bir başka-
sının güvencesi altında yaşayan nüfusa Bağımlı
nüfus denir.

B) 15 ile 64 yaş aralığında bulunan nüfusa Aktif


nüfus denir.

C) Nüfusu sayısal olarak eşit iki parçaya böler, alt-


taki genç üstteki yaşlı nüfusun nüfus grubunda
birbirine eşit sayıda kişinin bulunmasıyla ortan-
Yukarıdaki haritada gösterilen alanların hangi-
ca yaş tespit edilir.
sinde kırsal yerleşmelerde daha çok yapı mal-
D) 65 yaş üstü nüfus yaşlı nüfus adı verilir. zemesi olarak ahşap kullanılmaktadır?

E) Yasalar gereği 15 ile 64 yaş arasında çalışan A) I B) II C) III D) IV E) V


nüfusa faal nüfus denir.

17
Kemal Arslan

13. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’nin önemli li- 16. Aşağıdakilerden hangisi nüfus artışını doğru-
man kentleri arasında yer almaz? dan etkileyen faktörlerden biri değildir?

A) İstanbul A) Nüfus planlamaları

B) Samsun B) Sağlık Hizmetleri

C) Sinop C) İklim koşulları

D) İskenderun D) Beslenme olanakları

E) İzmir E) Kadının iş hayatına girmesi

17. Aşağıdaki grafikte bazı yıllara ait yaş gruplarına ait


oranlar verilmiştir.

14. Aşağıdaki illerden hangisinde nüfus artışının Yaş grupları


Yıllar
temel nedeni doğurganlığın yüksek olması de- 0-14 15-64 65+ Ortanca Yaş
ğildir? 1950 38,3 58,3 3,4 20,1
2016 23,7 68,0 8,3 31,4
A) Antalya

B) Şanlıurfa Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu grafikten


elde edilecek doğru bir bilgi değildir?
C) Erzurum

D) Malatya A) Verilen yıllarda genç nüfus oranı azalmıştır


Kemal Arslan

E) Diyarbakır B) Ortanca yaş 2016 yılında 1950 yılından daha


yüksektir.

C) Aktif nüfus miktarı 2016 yılında 1950 yılına göre


daha fazladır.

D) Ortalama insan ömrü uzamıştır.

E) 2016 yılındaki yaşlı nüfus oranı 1950 yılındaki


genç nüfus oranından daha azdır.
15. İnsanlar; yaşamlarını devam ettirebilmek, ihtiyaçla-
rını karşılayabilmek veya daha iyi yaşam şartlarına
sahip olabilmek için çeşitli mesleki faaliyetlerde bu-
lunur. Bu faaliyetlere genel olarak ekonomik faali-
yetler denir. 18. • Adrese dayalı yapılan nüfus sayımıdır.

Günümüzde bu ekonomik faaliyetler; özelliklerine • Teknolojinin geliştiği ülkelerde nüfus hareketleri-


göre birincil, ikincil, üçüncül, dördüncül ve beşincil nin her an izlenebildiği bilgilerin güncel, bilgisa-
faaliyetler şeklinde beş gruba ayrılır. yar destekli nüfus sayımıdır

Buna göre aşağıda verilen ekonomik faaliyet ve • Türkiye'de ilk kez 13 Şubat 2007 yılında yapıldı.
çalışsan sektör eşleştirmelerinden hangisi doğ-
Buna göre özellikleri verilen sayım sistemi aşa-
ru değildir?
ğıdakilerden hangisidir?

A) Birincil-madencilik
A) De Facto
B) İkincil-enerji üretimi
B) De Jure
C) Üçüncül-bankacılık
C) Demogram
D) Dördüncül-bilgi depolama
D) Eşit aralık
E) Beşincil- bilgi işleme
E) Nüfus dinamiği

18
Kemal Arslan

19. Aşağıdakilerden hangisi nüfus artışının ortaya 22. Aşağıdakilerden hangisi nüfus artışını etkileyen
çıkardığı sorunlardan biri değildir? faktörlerden biri değildir?

A) Kişi başına düşen milli gelir azalır. A) Savaşlar

B) Eğitim ve sağlık hizmetleri aksar. B) Doğal afetler

C) Ekonomik kalkınma yavaşlar. C) Depremler

D) İşgücü ucuzlar. D) Yüz ölçüm

E) Çevre sorunları artar. E) Beslenme koşulları

23. Türkiye'de çeşitli dönemlerde farklı nüfus politikaları


yürütülmüştür.
Bu dönemdeki nüfus politikaları şunlardır;
• Gebelik önleyici bilgilerin yayılmasını gebelik
önlemekte kullanılan araçların ilaçların ithalatını
ve satışını yasaklayan kanun hükümleri değişti-
20. Nüfus yoğunluğunun Türkiye ortalamasının rilmiştir.
altında olan aşağıdaki illerin hangisinde nüfus • Sağlık hizmetlerinde çalışan personel (doktor,
yoğunluğunun azlığı yüzey şekillerinin engebeli hemşire, ebe, hemşire yardımcısı, sağlık memu-
olmasına bağlı değildir? ru) nüfus planlaması ile ilgili belirlenmiştir.

A) Hakkari • Gebeliği önlemeye yönelik araç ve ilaçların ucu-


Kemal Arslan

za ithalatı sağlanmış yurt içinde üretimi gerçek-


B) Karaman
leştirilmiş ve muhtaç olanlara parasız dağıtımı
C) Muğla yapılmıştır.

D) Artvin Buna göre özellikleri verilen politika aşağıda ve-


E) Sivas rilen yılların hangisinde uygulandığı söylenebi-
lir?

A) 1923-1965

B) 1965-1980

C) 1980-1990

D) 1990-2000

E) 2000-2018

21. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de köy altı yer-


leşmeleri ortaya çıkış nedenleri neden biri oldu-
ğu söylenemez? 24. Aşağıdakilerden hangisi gelişmemiş yörelerin
nüfus özelliklerinden biri değildir?
A) Ekonomik sıkıntılar
A) Doğum ve ölüm oranları fazladır.
B) Devlette arazi kazandırma
B) Eğitim, sağlık ve altyapı hizmetleri gelişmemiş-
C) Aile içi sorunlar tir.
D) Bağımsız ev sahibi olma isteği C) Kırsal nüfus kentsel nüfustan daha fazladır
E) Tarım alanlarının yetersiz ve parçalı olması D) Doğal nüfus artış hızı yüksektir.

E) Yaşlı nüfus az ortalama yaşam süresi uzundur.

19
Kemal Arslan

25. Yazın çıkılıp yerleşilen yüksek serin yerlerdir. Orta 28. Aşağıdaki ülkelerden hangisi Birleşmiş Milletler
Asya kökenli bir yerleşmedir. Yaz mevsimi boyun- mülteciler yüksek komiserliği verilerine göre en
ca hayvanlar beslenir. bazen dinlenmek için çıkılan çok mülteci kabul eden ülkedir?
rekreasyon alanlarıdır. Büyük ve küçükbaş hayvan
sürülerinin yayıldığı alanı ifade eder. A) Pakistan

Yukarıda özellikleri verilen kırsal yerleşme aşa- B) Türkiye


ğıdakilerden hangisidir? C) İran

A) Yayla B) Güzle C) Mezra D) Japonya

D) Divan E) Dam E) Lübnan

29. Tarımda çalışan nüfusun tarım alanlarına bölünme-


26. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de kırdan ken-
si ile tarımsal nüfus yoğunluğu elde edilir.
te yapılan göçün sonuçları arasında gösterile-
mez?

A) Sanayi tesislerinin şehirlerin arasında kalması

B) Kentlerin çevresindeki verimli tarım alanlarının


Kemal Arslan

yerleşmeye açılması

C) Kentlerde konut açığının ortaya çıkması

D) Kentlerde işsizliğin artması


Buna göre haritada işaretli yerlerin hangisinde
E) Kırsal alanlarda eğitimdeki yetersizlikler
tarımsal nüfus yoğunluğunun daha düşük olma-
sı beklenir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

27. • Savaş

• İhtilal

Yukarıda verilen göç nedeni aşağıdakilerden 30. Aşağıdakilerden hangisi insanların ilk dönem-
hangisidir? lerde Anadolu’nun yerleşim alanı seçmelerinde
göz önüne aldıkları özelliklerden biri değildir?
A) Doğal nedenler
A) Zengin tatlı su kaynaklarının varlığı
B) Ekonomik nedenler
B) Korunaklı alanların olması
C) Siyasi nedenler
C) Av hayvanlarının azlığı
D) Sosyal nedenler
D) Tohum ve meyve bolluğu
E) Beyin göçü
E) Verimli tarım arazisinin bulunması

20
Kemal Arslan

31. Aşağıdakilerden hangisi bir yörenin gelişmişlik 34. Aşağıdaki kentlerden hangisinin gelişimi diğer-
düzeyi hakkında bilgi vermez? lerinden farklı bir nedene dayanır?

A) Nüfusun piramit şekli A) Besni

B) Kâğıt tüketimi B) Emirdağ

C) Aktif nüfusun iş kollarına dağılışı C) Turhal

D) Nüfusun eğitim durumu D) Akhisar

E) Nüfus yoğunluğu E) Datça

32. Nüfusun Türkiye genelindeki dağılışı her yerde eşit


değildir. Bazı yerler sık, bazı yerler seyrek nüfuslu-
dur.
35. Deniz kıyısı, akarsu vadisi ve yol boyunca uzanan
Buna göre aşağıda verilen etmen ve nüfuslan- yerleşmeler çizgisel dokulu yerleşmeleri oluşturur.
ma nedeni eşleştirmelerden hangisi doğru de-
ğildir? Buna göre aşağıdaki şehirlerden hangisi böyle
bir yerleşme doku özelliğine sahiptir?
A) Madencilik-Zonguldak
A) Kastamonu
Kemal Arslan

B) Ulaşım-Muğla
B) Muş
C) Eğitim- Eskişehir
C) Eskişehir
D) Ekonomi –İstanbul
D) Yozgat
E) Turizm- Nevşehir
E) Kırklareli

33. Birkaç mahalle yerleşmelerinin oluşturduğu yer-


leşme şeklidir. Mahalleden farkı yerleşme dokusu 36. Kuruldukları alan üzerinde evlerin dağılış düzenine
gevşetir ve toplulaşma görünür. Sinop. Sakarya. yerleşme dokusu denir.
Kocaeli ve Bolu illerinde yaygındır. Buna göre verilen alanların hangisinin kırsal
Yukarıda özellikleri verilen kırsal yerleşme aşa- alanlardaki evlerin dokusu diğerlerinden farklı-
ğıdakilerden hangisidir? dır?

A) Yayla A) Samsun

B) Güzle B) Şanlıurfa

C) Mezra C) Rize

D) Divan D) Amasya

E) Dam E) Eskişehir

21
Kemal Arslan

37. Aşağıdakilerden hangisi kırdan kente gerçekle- 40. “Orta Karadeniz Bölümü’nde nüfus dağılışı Doğu
şen göçlerin nedenlerinden biri değildir? Karadeniz Bölümü’nden farklı olarak daha düzenli
dağılmıştır.”
A) Topraklarda erozyonun artması
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin iki bölüm
B) Tarımda makineleşme arasında farklılık göstermesinden kaynaklan-
C) Toprakların miras yoluyla parçalanması maktadır?

D) Daha iyi koşullarda yaşama isteği A) Yer altı kaynakları


E) Tarımda sulama olanaklarının artması B) Yıllık yağış tutarı

C) Sanayileşme

D) Doğal bitki örtüsünün dağılışı

E) Yer şekilleri

38. “Türkiye’de yıllık ortalama yağış tutarının fazla ol-


duğu kesimlerde nüfus yoğunluğu genellikle fazla-
dır.”

Aşağıda verilen illerin hangisi bu genellemeye 41. Endüstri sektörüne çalışanların toplam çalışan
uymaz? nüfusa oranı aşağıdaki illerin hangisinde diğer-
lerinden daha fazladır?
A) Antalya
Kemal Arslan

A) Diyarbakır
B) İstanbul
B) Kars
C) Samsun
C) Kocaeli
D) Kırklareli
D) Konya
E) Mersin
E) Samsun

39. Erzurum'un kırsal kesiminde yerleşmelerin pençe- 42. Türkiye'de nüfus sayımları ile ilgili aşağıdakiler-
leri küçük iken Antalya'nın kırsal kesiminde pence- den hangisi doğru bir bilgi değildir?
reler daha büyüktür.
A) İlk sayım 1927 yılında 2. sayım ise 1935 yılında
Bu durumun ana sebebi aşağıdakilerden hangi- gerçekleşmiştir.
sidir?
B ) 1935 yılından 1990 yılına kadar nüfus 5 yılda
A) Yağış bir sayılmıştır.

B) Bakı C) 1990 yılından sonra nüfusun 10 yılda bir sayıl-


masına karar verilmiştir.
C) Sıcaklık
D) 2000 yılından sonra sokağa çıkma yasağı kaldı-
D) Rüzgarlar rılmıştır.
E) Yükselti E) Verilen sayım yıllarında Türkiye nüfusunun en
az olduğu dönem 1945 yılıdır.

22
Kemal Arslan

43. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de köyden 46. Kırsal alanlarda çatıların bazı yerlerde düz, bazı
kente yapılan göçlerin sonuçlarından biridir? bölgelerde ise nispeten dik olmasının sebebi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplam nüfus miktarının artması
A) Sıcaklık
B) Kır nüfus oranının azalması
B) Yükselti
C) Kişi başına düşen milli gelirin azalması
C) Yağış
D) Nüfus dağılışındaki dengesizliğin azalması
D) Rüzgar
E) Genç nüfus oranının yüksek olması
E) Jeolojik yapı

44. Aşağıda verilen yer ve bu yerde yaygın bulunan


köy altı yerleşmelerinden hangisi doğru değil- 47. Aşağıdakilerin hangisinde verilen ilin yıl içeri-
dir? sinde mevsimlik nüfus değişiklikleri diğerlerin-
den daha çok görülür?
A) Mersin-oba
A) Kahramanmaraş
B) Zonguldak-divan
Kemal Arslan

B) Mersin
C) İzmir-çiftlik
C) Isparta
D) Malatya-kom
D) Hatay
E) Bursa-dalyan
E) İzmir

45. Türkiye’nin kıyı bölgelerindeki Antalya, Muğla


gibi illerin nüfuslarının mevsimlere göre değiş-
mesinde;
48. Aşağıdakilerden hangisi plansız kentleşmenin
I. Madencilik bir kanıtı olamaz?
II. Endüstri
A) Kent içinde ulaşımın sıkıntılı olması
III. Turizm
B) Alt yapının yetersiz kalması
IV. Ulaşım
C) Gecekondu semtlerinin bulunması
sektörlerinden hangileri daha etkilidir? D) Sanayi kuruluşlarının kent içinde kalması
A) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) Büyük alışveriş merkezlerinin bulunması
D) I ve III E) III ve IV

23
Kemal Arslan

49. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin nüfus yapı- 52. Aşağıdakilerden hangisi nüfus artışının olumlu
sıyla ilgili doğru bir bilgi değildir? sonuçlarından biridir?

A) Genç nüfus oranı yaşlı nüfus oranından fazla A) İhracatın azalması


olmasına rağmen azalmaktadır.
B) İş gücünün ucuzlaması
B) Aktif nüfus oranı artmaktadır.
C) Demografik yatırımların artması
C) Kadın nüfus oranı erkek nüfus oranından daha
D) Doğal kaynakların tüketilmesi
azdır.
E) Kalkınma hızın yavaşlanması
D) Aktif nüfusun yarısından fazlası üçüncül ekono-
mik faaliyet alanında bulunmaktadır.

E) Ortalama yaşam süresi kadınlarda erkeklere


göre daha yüksektir. 53. 30 Ocak 1923’te "Türk topraklarına yerleşmiş Orto-
doks mezhebine mensup Türk uyruklu Rumlar ile
Yunan topraklarına yerleşmiş İslam dinine mensup
Yunan uyruklu Türklerin 1 Mayıs 1923 tarihinden
başlayarak mübadelesine girişilecektir. Bu kimseler
Türk Hükûmeti'nin izni olmadan Türkiye'ye, Yunan
Hükûmeti'nin izni olmadan da Yunanistan'a döne-
50. Türkiye'de kırdan kentlere doğru yoğun göç yaşan- rek yerleşemeyecektir."
mıştır. Her dönemde bu göçlerin sebepleri farklı
olsa da özellikle 1950'li yıllardan sonra hızlanmıştır. Buna göre verilen özellik hangi göç türüne ör-
nektir?
Bu durumun ana sebebi aşağıdakilerden hangi-
sidir? A) Savaşlar
Kemal Arslan

A) II. Dünya savası B) Siyasi baskılar

B) Kan davaları C) Sınır değişleri

C) Avrupa’ya yapılan göçler D) Zoraki

D) Makineleşme E) İç karışıklıklar

E) Kırsal alanlarda meydana gelen şiddetli eroz-


yon
54. Genellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde yüksek
kesimlerdeki gür otlak topluluklarından hayvancı-
lık faaliyetlerine yararlanmak amacıyla oluşturulan
geçici yerleşmelere yayla adı verilir. Yaylalar Türki-
ye'de farklı amaçlarla da kullanılır. Serinleme, hay-
vancılık ve turizm başlıca kullanım alanıdır. Ayrıca
51. Eğim, engebe ve su kaynakları göz önüne alın-
dikey nüfus hareketliliği bulunduğu köy altı yerleş-
dığında;
melerinin biridir.
I. Trabzon
Topografik özellikleri göz önüne alındığında
II. Mersin
aşağıdaki illerin hangisinde yayla turizminin ge-
III. Rize lişmesi beklenemez?

IV. Kırşehir A) Artvin


illerinden hangilerinin kırsal kesiminde dağınık B) Muğla
yerleşmelerin diğerlerinden daha fazla görülme-
C) Mersin
si beklenir?
D) Antalya
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
E) Gaziantep
D) III ve IV E) II ve IV

24
CEVAP ANAHTARI
Daha fazla soru için

1.E 2.A 3.A 4.D 5.C 6.C

7.C 8.E 9.B 10.C 11.B 12.E

13.C 14.A 15.E 16.C 17.C 18.B

19.D 20.B 21.B 22.D 23.B 24.E

25.A 26.E 27.C 28.B 29.D 30.C

31.E 32.B 33.D 34.E 35.C 36.C

37.E 38.D 39.C 40.E 41.C 42.E

43.B 44.E 45.C 46.C 47.E 48.E

49.B 50.D 51.B 52.B 53.D 54.E

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL
COĞRAFYANIN İVMESİ 5 ŞUBAT
SAYISI

• Türkiye’de Tarım
• Türkiye’de Hayvancılık

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır.

1. 2. 3. ve 4. Dergiye ulamayan arkadaşlar sosyal hesaplarımızdan ulaşabilirler!

Bu çalışmada bize her türlü desteği sağlayan kitapsec.com, Salih Asef İPİN, Mehmet BOZKOYUN, Koray KOR, Ebru

ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç bilirim.

Sorularınız için iletişim:

Kemal ARSLAN: https://www.instagram.com/cografyacikemalarslan/

İbrahim Ulaş BALDEMİR: https://www.instagram.com/sosyalhocamm/

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TARIM

İnsanların toprağı işleyerek çeşitli kültür bitkileri yetiştirmesi ve onlardan ürün elde etmesine tarım denir.
Türkiye Topraklarının Kullanımı
• Türkiye, dağlık ve engebeli bir ülke olduğu için ekili – dikili arazi oranı oldukça düşüktür.
• Ayrıca bu arazinin bölgelere dağılışı da düzensizdir.
• Türkiye topraklarının % 32’sinde tarımsal faaliyetler yapılırken % 28’ini ormanlar işgal etmiştir.
• Geniş bir alan ise çayır ve mera (%18) olarak kullanılmaktadır.
➨Ürünlerin tarım alanlarına dağılışına bakıldığında en büyük pay %72,5 ile Tahıllar ilk sırada yer alır. Baklagiller ve
Yumrulu bitkiler %6,2, Şekerpancarı, çay ve yem bitkileri %7,2, Yağlı tohumları %4,3 Saman ve ot %9,8 civarıdır.

Ekonominin Temel unsurlarını(Üretim-Tüketim-Dağıtım) etkileyen faktörler


Doğal faktörler: Coğrafi konum, iklim özellikleri, yer şekilleri, toprak, su kaynakları, doğal afetler yeraltı kaynakları

Beşeri faktörler: Nüfus, devlet politikaları, teknoloji, savaş ve iç karışıklıklar, salgın hastalıklar, reklam, gelir düzeyi,
çevre sorunları

Ekonomik faaliyet türleri


Birincil ekonomik faaliyet grubu (Primer): Tarım, balıkçılık, ormancılık, hayvancılık, madencilik
İkincil ekonomik faaliyet grubu (sekonder): Sanayi, inşaat, enerji
Üçüncül ekonomik faaliyet grubu (tersiyer): Eğitim, sağlık, ulaşım, ticaret, turizm, yargı, bankacılık, sigortacılık,
pazarlama
Dördüncül ekonomik faaliyet grubu (kuaterner): Donanım, yazılım
Beşincil ekonomik faaliyet grubu (kuiner): Genel CEO'lar, genel yöneticiler
Tarımı etkileyen doğal faktörler: İklim, yer şekilleri, toprak, su kaynakları ve coğrafi konumdur.
Tarımı etkileyen beşeri faktörler: Sulama, gübreleme, toprak analizi, makineleşme, tohum ıslahı, zirai mücadele ve
destekleme alımlarını kapsar.

3
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE TARIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. Sulama: Sulama kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde tarımın en önemli sorunudur. Akarsuların derinden vadi-
lerden(Fırat, Dicle Nehirleri) aktığı ve rejimlerinin düzensiz olduğu alanlarda sulama sorunu ancak barajlarla giderilir.
Sulama ile birlikte:
• Ticari tarım yaygınlaşır.
• Kırdan kente olan göç azalır.
• Nadas alanları azalır.
• Makine kullanımı artar.
• Tarımsal verim artar.
• Tarımın yapıldığı alanlar genişler.
• Ürün çeşitliliği artar.
• Üretimde yıldan yıla dalgalanma azalır.
• Tahıl (Buğdayı çavdar, yulaf, arpa) ve baklagillerin (nohut, mercimek) ekim alanı daralır.
• Sanayi ürünlerinin üretimi ve ekim alanı artar.
• İklime olan bağımlılık azalır.
• Üretimde süreklilik sağlanır.
➨Sulama türlerinin en ilkel verimsiz olanı salma(vahşi) tekniğidir. En modern verimli olanı ise yağmurlama ve dam-
latma yöntemidir.

➨Sulama ile ilgili Türkiye'de ise GAP, KOP, Trakya Gelişim Projesi (TRAGEP) önemli su projeleridir. Şanlıurfa'daki Suruç
tüneli ise dünyanın 5. uzun sulama tünelidir.

➨Sulama ile birlikte üretim alanı genişleyen ürünlerin başında pamuk, Antep fıstığı, ayçiçeği, tütün, mısır, soya fasul-
yesi ve sebze gelmektedir.

2. Gübreleme: Gübreleme ile toprağa mineral ve organik maddeler takviye edilerek verim artırılır. Hayvansal (doğal
gübreler daha çok yakacak olarak kullanılır=tezek) ve suni diye ikiye ayrılır. Suni gübrenin hammaddesi olan fosfat,
Türkiye’de yetersiz olduğu için ithal edilmektedir. Bu yüzden gübre pahalı olup sınırlı kullanılır.

3. Toprak analizi ve zirai mücadele: Toprak analizinde toprağın kimyasal özelliklerinin belirlenmesi ve bu özel-
liklere uygun tarım ürününün ekip verimi arttırma işidir. Toprak analizi laboratuvar ortamında yapılır. Tahlili ve tanımı iyi
yapılan topraktan daha fazla verim alınır, böylece toprağa az zarar verilmiş olur. Toprağın iyi tanınması, zehirli bitkiler-
den temizlenmesi şeklinde de çalışmalar yapılmaktadır.

4
Kemal Arslan

4. Makineleşme: Teknik araç ve gereçlerin (traktör, biçerdöver vb.) tarımda kullanılmasıdır. 1950-53 yılları arasında
Marshall yardımıyla 40 binden fazla traktör Türkiye’ye giriş yaparak makine yaygınlaşmıştır.
Makine kullanımı her yörede yeterli ölçüde gelişmemiştir.
Bunun Sebepleri:
• Tarım arazilerinin bir kısmı makine kullanımına elverişsiz(engebeli) olması

• Tarım topraklarının miras yoluyla parçalı bir yapıda olması

• İş gücünün bazı bölgelerde daha ucuz olması,

• Çiftçinin alım gücünün düşük olması


Tarımda makine kullanımı ile birlikte;
➨Verimi artırır,

➨Tarla alanı genişler,

➨Hasat süresini kısaltır,

➨İşsizliğe de neden olur,

➨Kırdan kente göç artar.

5. Destekleme alımları: Devletin belirlediği bir taban fiyat üzerinden çiftçiden ürün almasıdır. Destekleme alımı
dünyanın birçok ülkesinde uygulanır.
Destekleme alımı ile birlikte;
• Ülkenin tamamında standart bir fiyat belirlenir.
• Keyfi fiyat artışlarının önüne geçilir.
• Bölgesel fiyat farklılıkları ortadan kaldırılır.
• Çiftçi fiyat dalgalanmasından korunur.
• Ürünün çiftçinin elinde kalması engellenir.
• Ürünlerin sağlıklı bir pazar ortamda satılmasına sebep olur.

Not: Kuru üzüm, kuru incir, kayısı, pamuk, şekerpancarı, buğday, çay, anason, keten, kenevir, ayçiçeği, haşhaş, fındık,
mısır ve yem ürünleri destekleme alımlarının yapıldığı ürünler.

6. Tohum Islahı: İyi tohum verimi artırır. Biyo – genetik mühendislerinin çalışmalarıyla en iyi tohum elde edilir. Türki-
ye’nin değişik yerlerinde ıslah istasyonları, araştırma merkezleri ve üretme çiftlikleri kurulmuştur. Tohumların önemli bir
kısmını İsrail ve Hollanda gibi ülkelerden ithal edilmektedir.

7. Pazarlama: Üretilen malların iç ve dış piyasalarda tüketilmesi, satılması ancak pazarlama ile gerçekleşir. Bu amaç-
la devlet birçok tarım ürününde destekleme alımı yapmaktadır. Reklam, tanıtım, ulaşım, ambalaj ve iletişim pazarlama-
nın öne çıkan unsurlarıdır.

5
Kemal Arslan

Tarımı Destekleyen Kuruluşlar: Ziraat Bankası, Tarım Kredi ve Tarım Satış kooperatifleri, Türkiye Zirai Donatım
Kurumu (TZDK), Devlet Üretme çiftlikleri, Pankobirlik, Antbirlik, Çaykur, Çukobirlik, Fiskobirlik, Toprak Mahsulleri Ofisi,
TARİŞ, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri tarımı destekleyen önemli kuruluşlardır.

Arazi toplulaştırılması: Türkiye'de miras yoluyla veya başka nedenlerle ayrılmış olan toprakların birleştirilmesi yo-
lunda atılan adımdır. Böylece zaman kaybı ile işletme sayısı azalır, sulama giderleri ve arazilerin boş bırakılması ön-
lenilmiş olur. Bu aynı zamanda toprak reformunu devamı niteliğindedir. Ancak Türkiye'de arazinin çok engebeli olması
toplulaştırmayı engellemektedir.

Tohum Gen Bankası: Türkiye'nin dört bir yanından gelen 107 bin çeşit tohum Ankara'da bulunan Tohum Gen Ban-
kası'nda saklanmıştır. Dünya'nın 3. Büyük tohum bankasıdır.

Tarımda sübvansiyon: Gübre, yem gibi girdiler çiftçilere maliyetinin altında verilir. Aradaki farkı devlet öder. Ya da
çiftçinin ürettiği tarım ürünleri, belirlenmiş fiyattan devlet ya da devletin yetkilendirdiği kuruluşlarsa satın alınır.

TARIM YÖNTEMLERİ

Enter kültür: Bir tarlada iki çeşit ürünü bir arada yetiştirmelidir. Fındık ya da şeftali ağaçlarının arasında sebze tarı-
mının yapılması örnektir.

Nadas (kuru tarım): Toprağın bir yıl ekilip bir yıl boş bırakıldığı yöntemdir. Verimi en düşük tarım yöntemidir. Yağışın
yetersiz, sulamanın olmadığı yarı kurak karasal alanlarda daha çok tercih edilir. Ürün çeşitliliği az, dalgalanma ise faz-
ladır. Anız yakma bu alanlarda daha fazladır. Bu yöntemden dolayı erozyon artar.

Nöbetleşe Ekim(dönüşümlü, münavebeli): Nadasa alternatif olarak tercih edilen tarım yöntemidir. Her yıl top-
rağın mineral bakımından ihtiyacına göre farklı bir ürün ekilir. Örneğin bir yıl buğday ekilirken, ikinci yıl nohuttun tercih
edilmesidir. Toprak boş kalmaz, üretime süreklilik gelir. Nadasa göre verim daha fazladır. Bu yöntemden dolayı erozyon
azalır.

Entansif (yoğun): Beşeri müdahale sonucu iklimin etkisi azaltılarak birim alanda verimin fazla olmasını hedefleyen
yöntemdir. Makine kullanımı, sulama, tohum ıslahı, gübreleme, toprak analizi gibi tüm beşeri etmenler kullanılır. Verim
fazla, ürün çeşitliliği fazla dalgalanma ise azdır.

Ekstansif (ilkel): Tarımın daha çok doğal koşulların etkisinde olduğu verimin az olduğu genellikle nüfusları fazla olan
gelişmemiş ülkelerde tercih edilen yöntemdir. Gelişmemiş yörelerde bu yöntem yaygındır.

Organik (ekolojik): Az ürün, doğal üretim, kaliteli ürün için yapılan uygulamadır. Amaç doğal dengeyi bozmadan
insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen, üretimde kimyasal girdi kullanılmayan, üretimden tüketime kadar her aşa-
ması kontrollü ve sertifikalı olan tarımsal üretim biçimidir. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de organik
tarım üretimi sınırlı da olsa mevcuttur.

6
Kemal Arslan
TAHILLAR

Buğday: Temel besin sanayisinin hammaddesidir. Ekmeğin yanında bulgur, kepek, makarna, gofret, irmik, bisküvi gibi
farklı ürünler elde edilmektedir. Karasal iklimi sever. Büyüme(çimlenme) döneminde ilkbaharda yağış, olgunlaşma ve
hasat döneminde sıcak ve kurak bir iklim ister. Buğday her toprakta yetişebilen bir bitki olmakla birlikte buğday için en
uygun topraklar, drenajı yeterli olan derin topraklardır. Türkiye üretiminin büyük bir kısmını iç bölgeler karşılar.
Karadeniz'in kıyı kesiminde Karadeniz ikliminden dolayı buğday yetişmez, diğer kıyılarda ise getirisi düşük olduğu için
fazla tercih edilmez. Yağışların kararsızlığından dolayı üretiminde yıldan yıla dalgalanma fazladır. Üretimin azaldığı
yıllarda tüketilen buğdayın bir kısmı ithal edilmektedir.

Arpa: Buğday üretim alanına paralellik göstermesine karşılık, buğdaya göre soğuğa daha dayanıklı olup yükseklerde
üretimi yapılabilmektedir. İçki yapımı, ekmek ve hayvan yemi olarak kullanılır. Türkiye üretiminin büyük bir kısmını iç
bölgeler karsılar.

Mısır: Besin maddesi, hayvan yemi, kâğıt yapımı, hasır, yağ, tatlandırıcı, biyodizel üretiminde kullanılır. Su ihtiyacı fazla
olan mısır Karadeniz iklim bölgesinde doğal diğer bölgelerde ise sulama ile yetiştirilir. Karadeniz Bölgesinde buğdaya
alternatif halkının temel besin maddesi durumundadır, iç tüketimi de çok olduğundan ticari amaç taşımaz. Diğer bölge-
lerde ticari(sanayi) amaçla yetiştirilir. Bir kısmı ithal edilmektedir.

Pirinç (Çeltik): Büyüme(çimlenme) döneminde bol su ve sıcaklık ister. Su dolu tarlalarda yetişir. Aynı tarlaya üst üste
sürekli pirinç ekilirse verim düşer, birkaç yıl ekildikten sonra tarlaya farklı ürünler ekilmelidir. Ekimi akarsu kenarları ve
vadi tabanlarında yoğunlaşmaktadır. Pirinç tarlalarının sürekli olarak su içinde olması, sinek üremesine ve sıtmaya
neden olmaktadır. Bu nedenle pirinç üretimi özel izine bağlı olarak yapılmaktadır. (Tarımı yerleşim alanlarından uzak
yerlerde yapılır.)
Çukurova, Amik ovası, Meriç boyları, Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya’nın orta ve aşağı çığırları en önemli ekim alanla-
rıdır. Üretimi ihtiyacı karşılamadığı için pirincin bir kısmı ithal etmektedir.

Çavdar-yulaf: Düşük sıcaklığa dayanıklıdır. Fazla sıcaklık istemezler Buğday ve arpanın iyi yetişemedikleri alanlarda
da tarımı yapılabilmektedir. Ekmek ve bisküvi yapımında kullanılır. Çavdardan alkol üretimi de yapılmaktadır. Tarımı
daha çok iç bölgelerde yapılmaktadır. Kıyılarda tercih edilmez(Ekonomik ürünler tercih edilir)

7
Kemal Arslan
BAKLAGİLLER
Baklagiller, besin değeri yüksek, toprağın organik azotça zenginleşmesini sağlar.

1. Nohut: Dünya üzerinde oldukça geniş bir alana yayılan nohut kurak ve yarı-kurak bölgelerin bitkisidir. Bunun için
normal olarak hiç sulamadan da yetiştirilebilir. Yaz kuraklığına dayanıklıdır. İç bölgelerde yoğun yetiştirilir. Türkiye’de en
fazla yetiştirilen baklagildir.

2. Mercimek: Tarım ürünleri içinde nem ihtiyacı en az olan bitkilerdendir. Kuraklığa dayanıklıdır. Mercimek, ülkemizin
birçok bölgesinde yetişebilen ve nadas alanlarının değerlendirilmesi için ekim nöbetinde, buğday ve arpayla en uygun
münavebeye girebilen bitkidir. Mercimek tanelerinde fazla miktarda protein bulunduğu için besleyici özellik taşır. Kırmızı
mercimek; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, yeşil mercimek ise İç Anadolu Bölgesi’nde yoğun yetiştirilir.

3. Fasulye: Yüksekliği fazla olmayan ve sulama imkânı olan her yerde tarımı yapılabilir. Sulama ile birçok bölgede
yetiştirilir.

Not: Tahıl ve Baklagillerin ekonomik değeri düşüktür. Bundan dolayı bir yere sulama gelirse bu ürünlerin ekim alanı
daralır.

8
Kemal Arslan

SANAYİ ÜRÜNLERİ
1. Tütün: Tütün bitkisinde sağlık açısından zararlı olan nikotin maddesi bulundurur. Tohumlarından kolonya, yağ elde
edilmektedir. İklim seçiciliği fazla değildir. Humuslu, su geçirgenliği olan, eğimli ve kıraç topraklarda daha iyi yetişmekte-
dir. Filizlenme döneminde su, daha sonra sıcaklık ve kuraklık ister. Türkiye iklimine uyum göstermektedir. Ancak kaliteli
tütün yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır. En çok Ege Bölgesi’nde yetiştirilir.

2. Pamuk: Pamuk dokuma sanayinin hammaddesidir. Çiğit adı verilen tohumları, yemeklik yağ üretiminde kullanılır.
Çırçır sanayisi, tekstil, yağ ve yem sanayisi, kâğıt sanayisi, biodizel üretiminde ham madde olarak kullanılmaktadır. Fi-
lizlenme döneminde bol su, olgunlaşma ve hasat döneminde yüksek sıcaklık ve kuraklık ister. Geçirimli alüvyal toprak-
ları sever. GAP ile sulama imkânları birlikte üretim miktarı da artmıştır. Üretiminde Şanlıurfa ilk sırada yer alır. Dokuma
sanayisi geliştiğinden dolayı pamuk ipliği ithal edilmektedir.

3. Çay: Anavatanı Güney Doğu Asya’dır. Çay bitkisi yaprağını dökmeyen bir bitkidir. Yıkanmış, asitli, kireçsiz ve kalınlı-
ğı fazla olan topraklarda en iyi yetişme koşullarını bulmaktadır. Bulutlu gün sayısının fazla olması, yıllık yağış miktarının
2000 mm. üstünde olması, ilkbahar ve sonbahar aylarında bol yağış alması ve kış ılıklığı gerekir. Havada yeterli nemin
bulunması yetişme koşulları içinde en önemli faktördür.
Çay hikâyesi: Zihni Derin Batum´a düzenlenen geziye katılır. Çay tohumu ve fidanları, narenciye ve bazı meyve çeşit-
leri, Rize´ye gelir. Türkiye’de çay üretimi Cumhuriyetin ilanı ile başlamıştır (1924). Rize Ticaret Borsası verilerine göre
1940 yılında çıkarılan Çay Kanunu ile çay üretimi yaygınlaşmaya başladı. İlk çay fabrikası 1947 yılında Rize’de kuruldu.
Çay tarımının önemli bölümü Rize’de kalan bölüm ise Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu’da üretilmektedir. Toplanan
çay yapraklarının aynı gün işlenmesi gerektiğinden çay fabrikalarımız üretim alanı çevresinde (Hammaddeye yakınlık
zorunludur) toplanmıştır. Türkiye dünya çay üretiminde 5. sırada yer alır.

4. Şeker pancarı: Şeker sanayinin hammaddesidir. Pancar tarımı yapılacak toprakların su ve besin maddelerini
tutma kapasitelerinin çok iyi olması, iyi bir toprak derinliğine sahip olmaları gereklidir. Pancar tarımı için en ideal toprak
derin, kolay ısınan kireçli topraklardır.
Pancar küspesi hayvan yemi olarak kullanıldığı için buralarda besi hayvancılığı da gelişmiştir.
Türkiye’de şeker pancarı tarımı 1923-1924 yıllarında başlamış ve buna yönelik ilk şeker fabrikalarımız, 1926 yılında,
Alpulu (Kırklareli) ve Uşak’ta kurulmuştur. Üretim alanları şekerpancarı fabrikalarının çevresinde yoğunlaşmaktadır. Bu
durum ürünün taşıma maliyetinin yüksek oluşu ve kısa sürede işlenmesi zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Doğu
Karadeniz kıyıları(fazla yağış) ve Güneydoğu Anadolu’da(aşırı kuraklık) kayda değer üretimi yok iken en çok İç Anadolu
Bölgesi’nde yetiştirilir.

5. Yağ bitkileri
a. Keten ve kenevir: Liflerinden dokumacılıkta, ip, çuval ve halat yapımında, tohumlarından ise yağ üretiminde yarar-
lanılır. Serin ve nemli bir iklim bitkisidir. Uyuşturucu elde edildiğinden üretimi devlet kontrolündedir.

b. Anason: Özellikle rakı üretiminde kullanılır. Ayrıca yatıştırıcı özelliği nedeniyle anason çayı üretiminde kullanılmakta-
dır. Anason, iştah açıcı ve koku verici etkilere sahiptir. Anason sıcak, orta nemliliğe sahip iklimlerden hoşlanır.

c. Haşhaş: Kapsüllerinden afyon adı verilen zehirli uyuşturucu madde, yağlı tohumlarından ise yağ elde edilir. İlaç
sanayisinde ve ağrı kesici olarak kullanılır. Üretimi Afyon başta olmak üzere Kütahya, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta ve
Konya çevresinde yapılmaktadır.

ç. Ayçiçeği: Ayçiçeği yağı, beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan biridir. Yağı çıkarıldıktan sonra geriye
kalan küspede, yüksek oranda protein bulunmaktadır, bu nedenle, karma yem üretiminde kullanılmaktadır. Yağlı boya
yapımı, kâğıt, plastik, sabun ve kozmetik ürünler yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır. Biyodizelde de kullanı-
lır. Büyüme döneminde su, olgunlaşma döneminde bol sıcaklık ve güneşe ihtiyaç duyar.
Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır. Üretimde Ergene Havzası ilk sıradadır.
Tekirdağ ve Edirne’de yaygın şekilde yetiştirilir.

9
Kemal Arslan

d. Zeytin: Anavatanı Doğu Akdeniz kıyıları olan bu ürün Akdeniz ikliminin tanıtıcı bitkisidir. Sofralık olarak ve yağ elde
edilmesinde kullanılır. Soğuğa ve don olaylarına karşı duyarlıdır. Ekonomik olarak 10 yaşından sonra ürün verir. Yaş-
landıkça verim artar. Yıllık bir bitkidir. Bir yıl çok, takip eden yıl az ürün verme özelliğine sahiptir. Zeytin üretimi açısın-
dan Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi’ne göre daha uygun şartlar taşımasına rağmen, daha karlı olan özellikle pamuk ve
seracılığın tercih edilmesi nedeniyle 3. sırada yer almaktadır. Edremit çevresinde üretimi yoğun yapılır. Bir kısmı ihraç
edilmektedir.

e. Soya fasulyesi: Yazları yağışlı ve sıcak olan muson ikliminde en uygun yetişme şartlarını bulur. Protein oranı ol-
dukça yüksektir. Soya dünyadaki bitkisel yağların ve yüksek proteinli hayvan yemlerinin başlıca kaynağıdır. Soya yağ
üretiminde, şekercilikte, inşaatlarda kullanılan macun bileşimlerinde, antibiyotiklerde, dizel yakıtında ve diğer birçok
endüstriyel ve ecza ürünlerinde de kullanılmaktadır. Matbaa mürekkebi olarak da kullanılmaktadır. Biodizel yakıt olarak
kullanılabilmesi soya fasulyesinin önemini artırmıştır. Üretimi için en uygun iklim Karadeniz iklimi olmasına rağmen yağ
sanayinde kullanım alanlarının artmasından sonra Akdeniz Bölgesinde üretimi hızla gelişmiştir.

f. Yer fıstığı: Yerfıstığı çerez olarak tüketildiği gibi, yağı yemeklik olarak katı ve sıvı halde kullanılmakta, hayvan yemi,
suni tahta, bisküvi, pasta, şekerleme ve sabun yapımında da kullanılır. Yerfıstığının hayvan beslenmesinde de önemi
büyüktür. Türkiye’de 1930’lu yıllarda üretimine başlanmıştır. Akdeniz iklim şartlarında iyi yetişmektedir. Üretimin tama-
mına yakını Akdeniz Bölgemizde, Adana ve Osmaniye karşılar.

g. Susam: Yüksek sıcaklık ve ışık isteyen yağ bitkisidir. Su isteği fazla değildir. Kurağa dayanıklıdır. Susam yemeklik
yağ, çeşitli şekerlemelerde, parfüm imalatında, kavrularak çerez ve unlu mamullerin üretiminde kullanılır. Küspesi pro-
tein ve vitaminler bakımından zengin olduğundan hayvan yemi olarak kullanılır.

h. Gül: Akdeniz Bölgesi ilk sırada yer alır. En çok Isparta ve Burdur'da yetişir.

ı. Aspir: Yağ, kimya sanayisi, kozmetik sanayisi ve biyodizel olarak kullanılır. İklim seçiciliği azdır.

k. Kanola: Biyodizel olarak kullanılır. Trakya’da yaygın yetiştirilir.

10
Kemal Arslan

MEYVECİLİK
Türkiye’de yetiştirilen başlıca meyveler ve yetiştikleri alanlar aşağıda verilmiştir. Meyvecilikle ilgili şunu bilmekte fayda
var: Birçok meyvede dünyada ilk sıralarda yer almaktayız. Bu ürünleri KÜFİ (Kayısı, Üzüm, Fındık ve İncir) formülüyle
hafızaya kaydedebiliriz.

Kayısı: Kayısı ağacı yarı sıcak ve kurak geçen bölgelerde, dağların bol güneş gören güneye bakan eteklerinde derin
ve su tutmayan, az meyilli ve hafif kireçli olan yamaçlarda çok iyi yetişmektedir. Malatya çevresinde yoğun yetiştirilir
(%80). Dünyada ilk sıralardayız. Kuru şekilde ihraç ediyoruz.

Üzüm: Türkiye’de en yaygın ve en çok üretilen meyvelerden biridir. Düşük kış sıcaklıklarına dayanıklıdır. Üzüm yaş
ve kuru olarak tüketildiği gibi pekmez, pestil, şarap ve rakı yapımında da kullanılmaktadır. Türkiye Dünya kuru üzüm
üretiminde birinci sırada yer almaktadır. Üzümün önemli bir kısmı kuru şekilde ihraç edilir.

Fındık: Anavatanı Türkiye’dir. Karadeniz kıyı kesimi fındık yetiştiriciliği bakımından en uygun iklim özelliklerine sahip-
tir. Fındık diğer kültür bitki çeşitlerinden farklı olarak kış aylarında çiçek açmaktadır. Fındık çerez, çeşitli gıda ürünle-
rinde katkı maddesi ve yağı kozmetik sanayinde kullanılır. İhraç ettiğimiz tarım ürünleri içinde önemli bir yere sahiptir.
Üretimin %80‘ini Karadeniz, %20’sini ise Marmara Bölgesi karşılar. Ordu, Giresun, Samsun ve Sakarya önemli fındık
üretim alanlarıdır.

İncir: İncir ağacının anayurdu Önasya ve Akdeniz havzasıdır. Kış ılıklığı ve yaz kuraklığı ister. Taze olarak tüketilir
ve kurutmaya da elverişlidir. Reçeli, pekmezi, ezmesi yapılır. Tatlı ve hamur işlerinde kullanılır. Kurutulmuşunun besin
değeri daha yüksektir. Türkiye Dünya kuru incir üretiminde ilk sırada yer almaktadır. Önemli bir ihraç ürünümüzdür. En
çok Ege Bölgesinde (%78) büyük Menderes Ovası’nda (Aydın) yetiştirilir.

Elma: Elma, ılık ve serin iklim ve soğuğa dayanabilir. Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan meyvedir. Toplan-
dıktan sonra uzun süre dayanma özelliği olduğundan ticari değeri fazladır. Meyve suyu, sirke, soda, sakız aroması gibi
alanlarda sanayide kullanılır. Elma yetiştiriciliği ülkemizde hemen her bölgede yapılmaktadır. En çok Isparta’da yetiştirilir.

Antep fıstığı: Yaz mevsiminin sıcak ve kurak geçtiği, volkanik topraklar en iyi yetiştiği alanlardır. Fazla nem ve yağış
istemez. Ancak sulama ile verimi artar. İran ve ABD’de üretimin sulamayla gerçekleştirilmesi nedeniyle verim oranı
daha yüksektir. Bir yıl çok takip eden yıl az ürün vermektedir. Meyveleri kuru olarak tüketilmesi yanında pasta ve çi-
kolata sanayinde kullanılmaktadır. Gazi Antep, Şanlıurfa ve Siirt’te üretimi yoğun yapılmaktadır. Büyük bir kısmı ihraç
edilmektedir.

Turuçgiller (Narenciye): Portakal, mandalina, limon, greyfurt(altıntop) ve turunç gibi meyvelerden oluşur. Turunçgiller
sıcak iklim bitkileridir. Akdeniz kıyıları, Ege Bölgesi kıyılarından kuzeye doğru uzanır. Güney Marmara Bölümünün ılıman
kıyı kesimlerinde, Doğu Karadeniz Bölümünde kışların ılıman geçtiği Rize çevresinde ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinin
batısında(Fırat ırmağının batısı-Akdeniz ikliminin etki sahası)tarımı yapılmaktadır. Önemli bir kısmı ihraç edilir.

Muz: Tropikal iklim bitkisidir. Anavatanı Güney Çin, Hindistan ve Hindistan ile Avustralya arasında kalan adalardır.
1930'lu yıllardan sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmıştır. Anamur, Bozyazı, Gazipaşa ve Alanya ilçe-
leri ile çevresinde üretimi yapılmaktadır.( Toros dağlarının koruduğu, alanlar) Bu nedenle üretim miktarı azdır. Gövdeleri
suda ıslatılıp, özel tarakla halat örülebilmektedir. Lifleri Afrika’daki yerli halk, şapka, hasır ve hediyelik eşya yapımında
kullanılmaktadır. Avrupa’da gemi halatı, oto döşemeleri yapımında kullanılmaktadır. İhtiyacı karşılayamadığı için ithal
edilir.

Badem: Bademin anavatanı Çin ve Orta Asya'dır. Asya ile Avrupa arasındaki İpek yolunda bademin seyyahlar tarafın-
dan yendiği bilinmektedir. Seyyahlar bademi bu yolla Yunanistan, Anadolu ve Orta Doğuya getirilmişler. Yazları kurak
ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi en uygun üretim alanıdır.

Avokado: Tropik bir meyvedir. Özel konumdan dolayı yetişir. En çok Antalya ve Mersin'de yetişir.

Kivi: Özel konumdan dolayı yetişen tropik bir meyvedir. En çok Yalova ve Ordu'da yetişir.

11
Kemal Arslan
YEM BİTKİLERİ
Fiğ: Hayvan yemi olarak yetiştirilmektedir. Bütün bölgelerimizde yetiştirilebilir. Yeşil ve kuru ot olarak yedirilebileceği gibi
daneleri kırma yapılarak ta verilebilir. Hem otu hem daneleri oldukça besleyicidir.

Yonca: Yonca protein, vitamin ve mineral bakımından zengin, değerli bir yem bitkisidir.

Korunga: Korunga, baklagillerden ve çok yıllık bir yem bitkisidir Korunga, hayvanlara yeşil veya kuru olarak yedirile-
bilir. Yeşil yedirildiğinde şişkinlik yapmayan ve protein içeren değerli bir kaba yemdir.

Burçak: Saman gibi kaba yem kaynaklarının değerini arttırmak için kullanılır.

Uyarı: Yonca, yulaf, fiğ, korunga ve burçak gibi bitkilere yem bitkileri denir. Besi hayvancılığının gelişmesiyle önem
kazanmıştır. İklim seçiciliği azdır. İç bölgelerde yaygındır. Destekleme alımları kapsamındadır.

Yumrulu bitkiler

Patates: Ilıman ve serin iklim bölgeleri bitkisidir. Derin ve organik madde bakımından zengin ve kumsal yapılı toprak-
ları sever. Doğrudan mutfakta tüketildiği gibi cips, parmak patates, ekmek unu, nişasta, alkol ve hayvan yemi olarak da
kullanılır. Patates bir çapa bitkisidir, kendisinden sonra ekilecek bitkiye temiz ve havalanmış bir toprak bırakır. Nevşehir,
Niğde gibi birçok ilde yetiştirilmektedir.

Sarımsak: Anavatanı Orta Asya’dır. Türkiye'deki üretim alanları Kastamonu ve çevresinde yoğunlaşmıştır. Toprak
altında büyük bir soğanı bulunur ve sağlık açısından büyük öneme sahiptir.

Soğan: İklim seçiciliği az olan bir ürün olduğu için bütün bölgelerimizde tarımı yapılmaktadır. Gelişme devresinde serin
havaya ihtiyaç var fakat büyümesi için sıcaklığı fazla olması gerekir. Gevşek yapıda yeterli miktarda su tutabilen kök
sisteminin yayıldığı ve kolayca bükülebilen verimli topraklarda yetişir.

Sebzecilik: Sebze; domates, lahana, patlıcan, ıspanak, pırasa, marul, salatalık ve biber gibi bitkilerdir. Sıcaklığın
yüksek ve sulamanın yapıldığı yerlerde gelişmiştir. Üretimi en çok Akdeniz, Ege ve
Marmara’da yapılır. Bir kısmını ihraç ediyoruz.

Uyarı: En fazla yetiştirilen sebze domatestir. Türkiye'de her mevsim taze sebze bulunduğundan dolayı konservecilik
fazla gelişmemiştir. Konserveciliğin en fazla geliştiği bölge ise Marmara'dır. Bu durum üzerinde tüketici nüfus etkili
olmaktadır.

Seracılık(örtü altı tarım): Ticari amaçla yapılan tarım tekniğidir. Amaç tarımın yapılmadığı kış mevsiminde tarım
ürünlerinin cam, plastik veya fiberglastan yapılmış malzemelerle tarım alanlarını korunarak tarımsal üretim sağlamaktır.
Sebze ve meyve üretimi yapılır. Kış sıcaklıklarının yüksek olduğu yerlerde genellikle tercih edilir. Türkiye'de Akdeniz
Bölgesi ve Ege bölgesinde yaygındır.

Turfanda: Yetişme mevsiminin başında ilk elde edilen ürünlerdir. Akdeniz Bölgesi’nde turfanda gelişmiştir.

Tarım ile ilgili önemli bilgiler


• Üretimi devlet kontrolünde olan ürünler: Kenevir (uyuşturucu), haşhaş (uyuşturucu), tütün (kalite ve kota), pirinç
(sağlık sorunları), çay (kalite ve kota) ve şekerpancarı (Kota sorunu)

• Yoğun emek isteyen tarım ürünleri: Pirinç, pamuk, çay, fındık

• Destek alımı yapılan ürünler: Buğday, şekerpancarı, çay, haşhaş, kenevir, fındık, pamuk, kayısı, üzüm, incir.( Tütün
2002 yılında destekleme alımından çıkarıldı.)

• Türkiye’de özel konumdan dolayı yetişen ürünler: Muz, Çay, Kivi, Avokado

• Yetişme alanı dar olan ürünler: Muz, Çay, Zeytin, Fındık, Turunçgiller, Antep fıstığı, Kivi, Avokado

• Kış ılıklığı isteyen tarım ürünleri: Muz, Çay, Zeytin, Fındık, Turunçgiller, İncir, Kivi, Avokado

12
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK
Hayvancılık Teknikleri: Gerek Dünya’da gerekse Türkiye’de hayvancılık faaliyetleri iki teknikle yürütülmektedir.

1. Mera Hayvancılığı: Bitki örtüsüne bağlı yapılan hayvancılık tekniğidir. İklime bağlılığın fazla olduğu bu teknikte birim
hayvandan elde edilen verim düşüktür. Mera hayvancılığında et süt üretiminde yıllar arası dalgalanma fazladır. Türki-
ye’de yaygın olan ve çok tercih edilen bir tekniktir.

2. Besi ve Ahır Hayvancılığı: İyi cins hayvanların modern tesislerde yem ile beslenmesidir. Verimin yüksek olduğu
bu teknikte yıllar arası üretimde dalgalanma azdır. Yoğun nüfuslanmış bölgeler ile şeker fabrikalarına paralel gelişme
göstermiştir. Özellikle tüketim merkezlerine yakın yerlerde yoğun besi hayvancılığı yapılmaktadır.

HAYVANCILIĞI GELIŞTIRME YOLLARI


Türkiye’de hayvan sayısı 60 milyona yakın olup sayı bakımından Avrupa’da ilk sıralarda yer alır. Ancak tarımsal verim
istenilen düzeyde değildir.

Bundan dolayı hayvancılıkta şunlar yapılmalıdır:


• Yerli ırkların iyileştirilmesi (ırk ıslahı)
• Çayır ve meraların ıslah edilmesi
• Ahır ve besi hayvancılığına önem verilmesi
• Erken kesimin önüne geçilmesi
• Yem üretimine ağırlık verilmeli
• Hayvan hastalıklarıyla mücadele edilmesi
• Destek ve kredi olanaklarının artırılması
• Pazarlama imkânlarının gelişmesi önemlidir.

1. Büyükbaş Hayvancılık: Sığır, manda, et, eşek, katır ve deve gibi hayvanlardır. Yaz yağışlarının görüldüğü yerlerde
ortaya çıkan büyükbaş mera hayvancılığı çayırlara paralellik gösterir. Erzurum – Kars ve Doğu Karadeniz çevresinde
yaygındır. En fazla yetişen büyükbaş hayvan türü sığırdır. Suyu seven ve sınırlı sayıda bulunan manda ise daha çok
Karadeniz Bölgesi’nde Samsun’da yoğun yetiştirilir.
Uyarı: Büyükbaş hayvan sayısı, küçükbaş hayvan sayısından daha az olmasına rağmen et – süt verimi daha fazladır.

2. Küçükbaş Hayvancılık: Hayvan varlığımızın büyük bir kısmını (%70) oluşturur. Step alanlarına paralellik gösterdik-
leri için geniş alanlarda yetişir. Ankara ve çevresinde tiftik keçisi yetişirken Toros dağlarında kıl keçisi eğimi sevdiği için
yoğun yetiştirilir. Devlet ormanlara verdiği zarardan dolayı kıl keçisinin sayısını azaltmaya yönelik bir politika izlemekte-
dir. Koyun ise (kıvırcık, dağlıç, sakız, merinos, karaman) daha çok iç bölgelerde yetişir. Koyun yetiştiriciliğine bağlı yünlü
dokuma ve halıcılık gelişme göstermiştir.
Uyarı: Marmara'nın güneyinde merinos, Ege’de kıvırcık, İç ve Doğu Anadolu'da ise morkaraman ve dağlıç koyun çeşidi
yayılış gösterir.

3. Kümes Hayvancılığı: Yemle beslenip iklime bağımlılık azdır. Büyük kentlerin çevresinde yoğun bir tüketici kitlenin
bulunması ve pazar koşulları kümes hayvancılığını önemli bir sektör haline getirmiştir. En çok Marmara Bölgesi’nde
gelişme göstermiştir. Bolu, Manisa ve Balıkesir önde gelen illerdir.

4. İpek Böcekçiliği: Dut yaprağıyla beslenip kozasından ipek elde edilir. Kozabirlik tarafından desteklenmektedir. An-
cak suni ipek üretiminden dolayı önemini yitirmiştir. Diyarbakır (ilk sırada), Antalya, Denizli çevresinde üretimi yoğundur.
Türkiye'nin en büyük suni ipek fabrikası Gemlik'te bulunur.

5. Arıcılık: Bal mumu, arı sütü, polen gibi ürünler elde edilir. Arılar tarımı yapan bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak do-
ğadaki dengenin korunmasına da sebep olmaktadır. Bitki örtüsünün zengin ve çeşitli olduğu dağlık alanlarda üretimi
yapılır. Bal üretimi en çok Ordu, Muğla Rize, Artvin, Erzurum, Kars, Hakkâri ve Bitlis civarında gerçekleşir. Besin değeri
fazla, pazarlanması ise kolaydır. Balın önemli bir kısmını ihraç ediyoruz.
Not: Türkiye’de çiçek açma dönemleri farklı olduğundan dolayı gezgin arıcılık tarzı benimsenmiştir.

13
Kemal Arslan
TÜRKIYE’DE BALIKÇILIK
Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması ve çok sayıda göl ve akarsu bulunmasına rağmen, balıkçılık yeterince
gelişmemiştir. Balıkçılık üç şekilde yapılır.

1. Kıyı (deniz) balıkçılığı: Türkiye’de çıkarılan su ürünlerinin % 90’ınından fazlası denizlerimize aittir. Denizlerden
daha çok hamsi, istavrit, kefal, çaça, lüfer, mezgit palamut gibi balık türleri avlanır. Sanayinin gelişmemiş olması tarım
alanlarının dar olmasından dolayı Karadeniz Bölgesi’nde balıkçılık gelişmiştir. Türkiye’de denizlerden elde edilen deniz
ürünlerinin %75’i Karadeniz Bölgesi’ne aittir. Karadeniz’de en çok çıkarılan balık türü ise hamsidir. Boğazlar (Gelibolu,
Lapseki ve Eceabat)balıkların göç yolları üzerinde olduğu için stratejik öneme sahiptir.

2. Tatlı su balıkçılığı: Akarsu, göl ve barajlarda yapılan balıkçılık faaliyetidir. Tatlı su balıkçılığında kerevit, inci kefali,
sazan gibi balıklar öne çıkar. Eğirdir, Beyşehir, Çıldır, İznik, Hazar, Atatürk ve Keban’da balıkçılık yapılır. Ancak istenilen
düzeyde gelişmemiştir.

3. Kültür balıkçılığı: Tatlı veya tuzlu sularda insan kontrolünde yapılan balıkçılık türüdür. Ege kıyılarında (kefal, çupra)
Karadeniz’de (somon), Akdeniz’de (çipra) kültür balıkçılığı yapılır. Bu balıkçılık türü gittikçe gelişme göstermektedir.

Türkiye’de balıkçılığı olumsuz etkileyen faktörleri şöyle sıralayalım:

• Açık deniz (Okyanus) balıkçılığının yapılmaması

• Zararlı avlanma teknikleri

• Soğuk hava depolarının eksikliği

• Teknolojik yetersizlikler

• Su kirliliğinin fazla olması

• Tarım ürünlerinin bol ve ucuz olması

• Halkın balık yeme alışkanlığının olmayışı balıkçılığı olumsuz etkilemiştir.

Not: Balık miktarı Karadeniz’de (Planktonların fazla olması, oksijenin fazla olması, uygun üreme alanlarının geniş
olması) fazla iken balık çeşidi Akdeniz’de (sıcaklık, tuzluluk ve genişlik) fazladır. Ayrıca Karadeniz'de 200 metre derin-
likten sonra balık bulunmaz. Bunun sebebi zehirli gazların (kükürtlü hidrojen) bulunmasıdır.

Uyarı: TÜİK verilerine göre balık miktarının en fazla olduğu deniz Karadeniz iken göl olarak da Van Gölü önde gelir.
Ancak Van Gölü'nde miktar fazla olsa da (inci kefali) çeşit oldukça sınırlıdır.

14
Kemal Arslan

1. Türkiye’de tarımın desteklenmesi konusunda birçok 4. Bal hasat dönemlerinin Adana, Ordu ve Kars'ta
kuruluş önemli görevler üstlenmektedir. farklılık göstermesi hangisiyle açıklanır?

Aşağıdakilerden hangisi bu kuruluşlardan biri A) Yükselti farklarının bulunması


değildir?
B) Tüketici nüfusu farklı olması
A) Devlet Üretme çiftlikleri C) Çiçek açma dönemlerinin farklı olması
B) Pankobirlik D) Bitki çeşitliliğinin farklı olması
C) Antbirlik E) Ticari durumun farklı olması
D) Çukobirlik

E) Tarem

5. Türkiye haritasında bazı yerler işaretlenerek göste-


rilmiştir.
2. Aşağıdakilerden hangisi modern tarımın unsur-
larından biri değildir?

A) Münavebeli

B) Tohum ıslahı

C) Zirai ilaçlama
Kemal Arslan

D) Gübre kullanımı

E) Makine kullanımı

Buna göre verilen alanların hangisinde TRAGEP


ile sulama sorunu giderilmeye çalışılmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E)V

3. Türkiye'de yürütülen hayvancılık faaliyetleri ile


ilgili hangisi doğru bir bilgi değildir?

A) Suyun bol olduğu Samsun’da manda yaygın ye-


tiştirilir.
6. Türkiye'de toprakların kullanım alanlarına bakıl-
B) Dut ağaçları ile ipek böcekçiliği arasında yakın- dığında aşağıda verilenlerden hangisinin payı
lık bulunmaktadır. daha fazladır?

C) Büyük kentlere yakın yerlerde kümes hayvancı-


A) Sulak alanlar
lık gelişmiştir.
B) Mera
D) Zengin bitki örtüsü ile arıcılık arasında paralellik
bulunur. C) Orman

E) Büyük şehirlere yakın alanlarda yem sanayisine D) Tarım


bağlı mera hayvancılığı gelişmiştir. E) Sanayi

15
Kemal Arslan

7. Bisküvi, pasta, şekerleme, pasta, gevrek, hayvan 10. • Besin sanayisinin ham maddesidir.
yemi ve suni tahta yapımında kullanılır.
• Üretimi devlet kontrolündedir.
Yukarıda özellikleri verilen tarım ürünü aşağıda- • Bira sanayisi ve hayvan yemi olarak kullanılır.
kilerden hangisidir?
• Nem isteği yüksek olduğundan dolayı yaz ku-
A) Mısır raklığın olduğu alanlarda sulama ile yetiştirilir.

B) Yerfıstığı Yukarıda verilenlerde aşağıdaki tarım ürünlerin-


C) Ayçiçeği den hangisi ile ilgili bilgi verilmemiştir?

D) Kanola A) Çavdar
E) Aspir B) Buğday

C) Arpa

D) Mısır

E) Pirinç

8. Türkiye'de kurak alanlarda sulamanın yaygın-


laşması ile birlikte hangisinde artış meydana
gelmez?

A) Tarımsal verim
11. İç Anadolu Bölgesinde bazı yıllar tarımsal üreti-
B) Ürün çeşitliliği min az olmasında,
Kemal Arslan

C) Tarımın yapıldığı alanlar I. kışın don olaylarının olması,

D) İklime olan bağımlılık II. yağışların artması,

E) Üretimde süreklilik III. kuraklığın artması

verilenlerden hangilerinin etkisi daha fazladır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) Yalnız II E) Yalnız III

9. Havza Bazlı Destekleme Modeli ve hayvancılıkla


ilgili iki temelden oluşuyor. 2018'den itibaren des-
tek almak için sertifikalı tohum şartı geliyor. Türkiye
Ürün İhtisas Borsası bu amaca yönelik kurulmuştur.
12. Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de tarla tarı-
Yukarıda özellikleri verilen tarım projesi aşağı- mında birim alandan alınan ürün miktarını arta-
dakilerden hangisidir? cak önlemlerden biri değildir?

A) Plantasyon A) Makine kullanımını arttırmak


B) Yeşil Devrim B) Gübre kullanımının arttırılması
C) Milli Tarım C) Sulama olanaklarının artması
D) Ekstansif D) Çiftçi sayısını arttırmak
E) İntansif E)Tohum ıslahı çalışmaları yapılması

16
Kemal Arslan

13. Türkiye'de 1950-53 yılları arasında Marshall yar- 16. Aşağıdaki ürün gruplarından hangisinin yetiş-
dımından sonra 40 binden fazla traktör Türkiye'ye me alanı Türkiye'de daha geniştir?
gelerek Türkiye'de makine kullanımı iyice yaygın-
laşmıştır. A) Baklagiller

Buna göre aşağıdakilerden hangisi makineleş- B) Tahıllar


me ile birlikte ortaya çıkan sonuçlardan biri de- C) Yağlı tohumlar
ğildir?
D) Şeker pancarı
A) İşsizlik artar. E) Yumrulu bitkiler
B) Tarım alanları genişler.

C) Ürün çeşitliliği artar.

D) Tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi kısalır.

E) Tarımda verim artar.

14. 17. Aşağıdaki illerden hangisi yağış düz eni nedeniyle


tarımda sulanmaya duyulan gereksinim en
azdır?

A) Adana B) Afyon C) Malatya


Kemal Arslan

D) Samsun E) Konya

Don olaylarından olumsuz etkilenen bir bitki,


yukarıdaki harita numaralarla gösterilen alanla-
rın hangisinde daha kolay yetiştirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E)V

15. Türkiye’de intansif tarım yöntemlerinin yaygın- 18. Kuraklığın şiddetli ve yağışın fazla olması şeker
laşmasının aşağıdakilerden hangisine neden pancarı üretimini engeller.
olduğu söylenemez?
Buna göre, aşağıdaki illerden hangisi şeker
A) Tarımla uğraşan kişi sayısının azalması pancarı tarımının daha zor olduğu söylenebilir?

B) Üretimde dalgalanmaların azalması A) Muş B) Şanlıurfa C) Eskişehir


C) Birim alandan alınan verimliliğin artması D) Tokat E) Van
D) Ürün çeşidinin artması

E) Tarımda iklime olan bağımlılığın artması

17
Kemal Arslan

19. Ordu ve Adana’da yıllık ortalama yağış tutarı 22. Aşağıdaki ovalardan hangisi yıl içinde birden
birbirine yakın olmasın karşın, Adana’da tarım- fazla ürün olmaya diğerlerinden daha elverişli-
da sulama gereksiniminin daha fazla olmasının dir?
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Amik B) Taşova C) Erbaa
A) Yağış rejimi D) Pasinler E) Ergene
B) Yükselti farkı

C) Yer şekillerin uzantısı

D) Toprak yapısı

E) Yağış miktarı

23.

20. Baklagiller tarımı ile ilgili aşağıdakilerden hangi-


si doğru bir bilgidir?

A) Üretim alanı en geniş olan tarım grubudur.

B) Sulama ile birlikte üretim alanı genişler.


Kemal Arslan

C) Kıyı bölgelerinde getirisi yüksek ürünler yerine


tercih edilir.
Türkiye haritasında verilen alanların hangisinde
D) Nadas alanlarında sınırlı yetiştirilir. buğdayın sınırlı yetişmesi daha çok doğal ko-
şullara bağlıdır?
E) Sanayi ürünlerine göre ekonomik değeri düşük-
tür. A) I B) II C) III D) IV E)V

21. İzmir ve Erzurum da aynı tür hayvan yetiştiren çift-


çiler hayvansal ürünlerden farklı verim elde etmek-
tedir.
24. Tarım ürünlerinin satışında son yıllarda ortaya
Bu durum aşağıda verilenlerden hangisi ile çıkan fiyat dalgalanmaları hangisi ile ortadan
açıklanabilir? kaldırılabilir?

A) Yağış miktarının farklı olması A) Ekstansif tarım yöntemi ile


B) Çayır örtüsünün farklı olması B) Destekleme alımları ile
C) Hayvancılık yönteminin farklı olması C) Tohum ıslahı ile
D) Pazar koşullarının farklı olması D) İhracatının azalmasıyla
E) Getirisinin farklı olması E) Kooperatiflerin özelleştirilmesi ile

18
Kemal Arslan

25. Bir yörede tarımda makine kullanımının artması; 28. Aşağıdaki bazı hayvan türü ve yoğun yetiştirildi-
I. hasat süresi ği il eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir?

II. tarımda verim Hayvan türü il

III. tarımda çalışanların sayısı A) İpek böcekçiliği Diyarbakır

IV. ekim alanı B) Koyun Van

yukarıdakilerden hangilerinde azalma beklenir? C) Kümes hayvancılığı Manisa

D) Tiftik keçisi Mersin


A) I ve II B) I ve III C) II ve III
E) Arıcılık Ordu
D) II ve IV E) III ve IV

26. Yaz kuraklığı isteyen bir bitkinin diğer koşulla-


ra elverişli olsa bile verilen yerlerin hangisinde 29. Aşağıdaki ürünlerden hangisi düşük kış sıcak-
zordur? lıklarından daha az etkilenir?

A) Çay
Kemal Arslan

A) Kütahya B) Bursa C) Elazığ

D) Bartın E) Şanlıurfa B) Zeytin

C) Pamuk

D) İncir

E) Mandalina

27. • Portakal
• Çay 30. Türkiye’de çay tarımı ile ilgili hangisi doğru bir
Aşağıda verilen özelliklerden hangisi verilen bilgi değildir?
ürünler için ortak özellik olduğu söylenebilir?
A) Üretim alanı ile işletme yerleri arasında yakınlık
A) Güneşlenme istekleri fazladır. zorunludur.

B) Devirli ürünlerdir. B) Üretimi kaliteden dolayı devlet kontrolündedir.

C) Kış ılıklığı İster. C) Asidik topraklar üretimi için oldukça uygundur.

D) Tek bir bölgede yetişir. D) Belli bir yükseltiden sonra yetiştirilemez.

E) İhracatta önemli yer tutar. E) Tuzsuz, kireçli toprakları sever.

19
Kemal Arslan

31. Aşağıdaki ürünlerden hangisinin doğal yetişme 35. Türkiye’nin az çok her tarafında yetiştirilen tarım
alanı daha geniştir? ürünleri arasında nem ihtiyacı en az olan bitkilerden
biri mercimektir.
A) Mısır B) Çay C) Kivi
Buna göre mercimek tarımı için en uygun aşağı-
D) Nohut E) Fındık
dakilerden hangisidir?

A) Sakarya B) Diyarbakır C)Erzurum

D) Bartın E) Ordu

32. Yaz kuraklığı isteyen bir tarım ürününün,


I. Bafra

II. Akhisar 36. Yetişme özellikleri dikkate alındığında aşağıdaki


bitkilerden hangisinin soğuğa en dayanıklı ol-
III. Susurluk duğu söylenebilir?
IV. Düzce
A) Çay B) İncir C) Limon
ovaların hangilerinde doğal koşullarda yetişme- D) Üzüm E) Kivi
si daha zordur?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) II ve IV E) I ve IV

37. Tarımsal faaliyetlerin yapıldığı ovalık alanlarda


Kemal Arslan

arıcılık faaliyetlerinin yeterince gelişmemesinin


temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tarımın daha çok gelir getirmesi


33. Şeker pancarında çabuk bozulma durumundan dola- B) Bitki zenginliğinin az olması
yı fabrikalar hammaddeye yakın olmak zorundadır.
C) Tarımsal ilaçlamanın yapılması
Buna göre aşağıda verilen illerin hangisinde şe-
D) Arıcılığın ikinci iş olması
ker fabrikasının kurulması beklenemez?
E) İklim şartlarının uygun olmaması
A) Konya

B) Burdur

C) Muş

D) Rize 38. • Vertisol toprakları sever.


E) Erzurum • Güneşlenme isteği yüksektir.

• Gurbetçilerimiz sayesinde ekilip biçilmektedir.

Yukarıda bazı özellikleri verilen tarım ürünü aşa-


ğıdakilerden hangisidir?

A) Nohut
34. Doğu Karadeniz kıyılarında çay üretiminin yapıl-
dığı kuşağa ekilecek aşağıdaki bitkilerin hangi- B) Çeltik
sinden ürün almak daha zordur? C) Avokado

A) Nohut B) Mısır C) Fındık D) Ayçiçeği

D) Turunçgiller E) Kivi E) Kenevir

20
Kemal Arslan

39. Aşağıdakilerden hangisi şeker fabrikalarının 43. Aşağıdaki ürünlerden;


Türkiye'nin her yerine yayılmasına olanak sağ- I. kivi
layan en önemli faktördür?
II. çay
A) Şeker pancarının Türkiye'de geniş bir alanda ye-
III. avokado
tişmesi

B) Şeker fiyatının ucuz olması hangileri özel konumdan dolayı Türkiye'de yeti-
şir?
C) Şeker ihtiyacını fazla olması
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) Şeker pancarının ihraç edilmesi
D) Yalnız II E) I, II ve III
E) Pancar küspesinin yem olarak kullanılması

44. Aşağıdakilerden hangisi nöbetleşe ekimde buğ-


40. Türkiye'de balıkçılık ile ilgili aşağıdakilerden day için daha iyi bir alternatif olduğu söylenebilir?
hangisi doğru bir bilgi değildir?
A) Antep fıstığı
A) Tüketilen balıkların büyük bir kısmı kıyı balıkçı- B) Arpa
lığı şeklinde elde edilir.
C) Nohut
B) Akarsu, göl ve barajların tamamında tatlı su ba-
D) Mısır
lıkçılığı yapılır.
E) Pamuk
C) Balık miktarında Karadeniz, çeşidinde ise
Akdeniz öne çıkar.
Kemal Arslan

D) Kültür balıkçılığı Güneybatı Anadolu'da yaygın


yapılır. 45. • Korunga
E) Karadeniz'de 200 metreden sonra zehirli gaz- • Fiğ
lardan dolayı canlı yaşamaz.
• Yonca

Aşağıdakilerden hangisi yukarıda verilen tarım


ürünlerinin ortak özelliklerinden biridir?

41. Türkiye’de aşağıdaki tarım ürünlerinden hangi- A) Kış ılıklığı ister.


sinin üretim alanı diğerlerinden daha geniştir? B) Tropikal iklim alanlarında yetiştirilir.
A) Muz B)Zeytin C)Elma C) Bir yıl çok bir yıl az ürün verir.
D)Fındık E)Pamuk D) Destekleme alımları kapsamında yer alır.

E) Mutlak yaz kuraklığı ister.

42. Lifleri dokumacılıkta kullanılır. İp, çuval ve halat


yapımında kullanılmaktadır. Tohumlarından yağ 46. Aşağıdaki alanların hangisi balıkçılık için strate-
üretimi yapılır. Uyuşturucu elde edildiğinden dolayı jik bir alanda yer aldığı söylenebilir?
üretimi devlet kontrolündedir.
A) Gemlik
Yukarıda özellikleri verilen tarım ürünü aşağıda-
B) Edremit
kilerden hangisidir?
C) Eceabat
A) Haşhaş B) Anason C) Keten-kenevir
D) Ayvalık
D) Tütün E) Soya fasulyesi
E) İzmit

21
CEVAP ANAHTARI
Daha fazla soru için

1.E 2.A 3.E 4.C 5.A 6.D

7.B 8.D 9.C 10.A 11.E 12.D

13.D 14.C 15.E 16.B 17.D 18.B

19.A 20.E 21.C 22.A 23.B 24.B

25.B 26.D 27.C 28.D 29.C 30.E

31.D 32.E 33.D 34.A 35.B 36.D

37.C 38.D 39.A 40.B 41.C 42.C

43.E 44.C 45.D 46.C

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL
COĞRAFYANIN İVMESİ 6 MART
SAYISI

• Türkiye’de Madencilik
• Türkiye’de Enerji Kaynakları
• Türkiye’de Petrol ve Doğal gaz Boru Hattı

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır. 1.

2. 3. 4. ve 5. Dergiye ulamayan arkadaşlar sosyal hesaplarımızdan ulaşabilirler! Bu çalışmada bize her türlü desteği

sağlayan kitapsec.com, Salih Asef İPİN, Mehmet BOZKOYUN, Koray KOR, Ebru ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e

teşekkürlerimi borç bilirim.

Sorularınız için iletişim:

Kemal ARSLAN: https://www.instagram.com/cografyacikemalarslan/

İbrahim Ulaş BALDEMİR: https://www.instagram.com/sosyalhocamm/

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TÜRKİYE'DE MADENCİLİK
Yer kabuğunun farklı derinliklerinden çıkarılan, ekonomik değer taşıyan mineral ve elementlere maden denir. Türkiye
arazisi çeşitli jeolojik dönemlerde oluştuğu için, maden çeşitliliği fazladır. Ancak çoğunun rezervi azdır. Bu yüzden tüm
madenler çıkarılıp işletilmemektedir.
• Türkiye’de madencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) tarafından araştırılıp takip
edilmektedir.
• Türkiye’de madenciliği finanse etmek amacıyla1935 yılında ETİBANK kurulmuştur.
• Devlet adına petrol arama ve üretme amacıyla 1954 yılında TPAO (Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı) kuruldu.
• 1957 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) kuruldu.
• 1963 yılında ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kurulup günümüze kadar gelmektedir.
Daha önce sadece devlet tarafından yapılan madencilik faaliyetleri 1950 yılından sonra özel sektör tarafından da işle-
meye başlamıştır. Yeraltı kaynakları bakımından en zengin bölge Doğu Anadolu, bölüm ise Yukarı Fırat, il ise Elazığ’dır.

Bir yeraltı kaynağının işletmeye açılabilmesi için:


• Rezervinin (maden miktarı) fazla olması
• Tenör (cevher oranı) oranının fazla olması
• Kullanım alanının geniş olması
• Yüzeye yakın olması
• Kaliteli olması
• Stratejik ve yararlı olması
• Teknoloji ve sermaye
• İşgücü temininin ve pazarlamanın kolay olması gerekir.
Uyarı: Metal işleten tesislere metalürji sanayisi denir. Türkiye’de çok sayıda maden işleyen tesis bulunur. Ayrıca meta-
lürji sanayisinde su kaynaklarına yakınlık (Soğutma su ihtiyacı) önemlidir.

İhraç ettiğimiz başlıca yer altı kaynakları: Bor mineralleri, Krom, Feldspat, Mermer, Tuz...
İthal ettiğimiz başlıca yer altı kaynakları: Doğal gaz, Petrol, Taşkömürü, Fosfat...

Not: Bir yerin yeraltı kaynakları bakımından zengin olması o yerin jeolojik yapısı ile ilgilidir. Türkiye arazisi farklı jeolojik
dönemlerde oluştuğu için maden çeşitliliği fazladır. Volkanizma da maden çeşitliliğini etkiler.

Metalürji: Madenleri işleme tekniklerini inceleyen bilimdir.


Filiz: Madenlerin yerden taş, toprak ile beraber çıkartılmış şeklidir.
Tüvenan: Maden yatağından çıkarılan madenin taş ve toprakla karışık maden miktarıdır.
Gang: Madenin saf miktarı yararlı kısmı ayıklandıktan sonra geriye kalan atık kısmıdır.
Rezerv: Madenin hacim olarak miktarıdır.
Tenör: Madenlerin taş ve topraktan ayıklandıktan sonra elde edilen saf maden oranıdır.

Madenlerin çıkarılma yöntemleri


• Drift ve Şaft: Yeraltı madenciliğidir. Zonguldak’ta taş kömürünü çıkarma örnektir.

• Şerit ve Plaser: yeryüzü maden işletmeciliğidir. Bunlara açık işletmeler adı da verilir. Ucuz ve verimlidir. Bakır genel-
likle açık işletme şeklindedir.
Not: Madenler, doğada ender olarak saf halde bulunur. Yer altında "filiz" adı verilen bileşimler halinde çıkarılan ham
madenler, işlenerek ve yabancı maddelerden ayıklanarak saf metal haline getirildikten sonra kullanıma sunulur. Maden
filizleri, tabakalar arasında "damarlar" ya da "yataklar" halinde bulunur.

3
Kemal Arslan
BAŞLICA MADENLER
DEMİR
• Ağır sanayi ve metalürji sanayisinin hammaddesidir.
• Doğada en çok bulunan, çıkarılan ve kullanılan elementtir.
En zengin demir yatakları: Divriği (Sivas), Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya) de bulunur. Ayrıca Çamdağı
(Sakarya), Kangal (Sivas), Torbalı (İzmir) ile Edremit (Balıkesir) çevresinde de demir yatakları bulunur.

Fabrikaları
➨Ereğli ve Karabük (Kurulum sebebi: Enerji kaynakları = Taşkömürü),
➨Kırıkkale (Silah sanayisi),
➨İzmir (Hammadde)
➨Sivas (Hurda)
➨İskenderun’da (Ulaşım) demir – çelik fabrikaları yer alır.
Demir – Çelik işletmelerinde genellikle hammaddeye yakınlık söz konusu değildir. Ayrıca Karabük Türkiye’de ilk kuru-
lan demir – çelik fabrikasıdır.
Uyarı: Türkiye hurda demir ithal ederken demir-çelik ihraç etmektedir.

BAKIR
• İletkenliği fazla ve kolay işlenmesinden (yumuşak yapıya sahiptir) dolayı oldukça önemlidir. Elektrik – elektronik,
uçak, motor gibi alanlarda kullanılır. En çok kullanılan ikinci metaldir.
• En önemli bakır yatakları Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Çayeli (Rize), Giresun, Maden (Elazığ) ve Ergani’de
(Diyarbakır) bulunur.
• Murgul, Elazığ ve Samsun’da işletilir.

Uyarı: Samsun bakır işletmesinde hammaddeye yakınlık söz konusu değildir. Samsun ilinde fabrikanın kurulmasında
ulaşım (Liman, demiryolu) etkili olmuştur.

4
Kemal Arslan
KROM
• Demirin sertleştirilmesi (çeliğe sertlik kazandırılır), paslanmaz çelik üretimi, otobüslerde, mermi, denizaltı, gemi, so-
kak aydınlatma sistemlerinde, madeni eşya yapımı ve kaplamasında kullanılır.
• En önemli yatakları Fethiye, Dalaman, Köyceğiz, Acıpayam ve Guleman (Elazığ)’da bulunur.
• Elazığ ve Antalya’daki ferro – krom tesislerinde işletilir.
• Türkiye Dünya krom çıkarımında 5. sırada yer alır. Önemli bir kısmı ihraç edilir.

BOKSİT
• Alüminyumun hammaddesi olan boksit çok hafif olduğundan uçak, sanayi, yalıtım, konserve, ambalaj, inşaat, otomo-
bil, ev ve elektrik malzemesi yapımında kullanılır.
• En önemli boksit yatakları Milas (Muğla), Seydişehir (Konya) ve Akseki’de (Antalya) bulunur.
• Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir. Bu tesisin enerji ihtiyacını Manavgat Nehri üzerinde kurulan Oy-
mapınar barajı karşılar.

BOR MİNERALLERİ
• Türkiye dünya bor rezervleri bakımından ilk sırada (%72 pay) yer alır ve bor minerallerinin büyük bir kısmı ihraç edilir.
• Yaklaşık 250 değişik alanda kullanılan bu maden tuz bileşiği şeklindedir.
• Plastik, elyaf, jet ve roket yakıtı karışımında, deterjan, sabun, tekstil, cam, kâğıt ve temizlik sanayisi gibi yüzlerce
alanda kullanılabilen stratejik öneme sahip bir madendir.
• Balıkesir (Susurluk, Bigadiç), Bursa (Mustafa Kemal Paşa), Kütahya (Emet) ve Eskişehir (Seyitgazi)'de çıkarılır.
• Bandırma, Kütahya ve Eskişehir’de işlenir.

VOLFRAM
Tungsten olarak bilinir. Ağır taş olarak ta anlamlandırılıyor. Çok sert olması nedeniyle elektrik – elektronik sanayisi,
demiryolu, iş makineleri, ampul teli, uçak ve gemi yapımında kullanılır. En önemli volfram yatakları Bursa Uludağ’da yer
alır. Son yıllarda Bursa’daki tesislerinde üretim durmuştur.

FOSFAT
• Suni gübrenin hammaddesi olarak kullanılır. Ayrıca petro – kimya, çimento, cam ve seramik sanayisinde kullanılır.
• En önemli yatakları Mardin – Mazıdağı’dır. Ayrıca Bitlis ve Adıyaman’da da fosfat yatakları bulunur. 20 yıldır kapalı
bulunan Mardin’deki tesisler tekrar çalışmaya başlamıştır.
• Türkiye ihtiyacını karşılayamadığı için ithal (Fas, Tunus ve Cezayir'den) edilmektedir.
• İthal edilen fosfat; İskenderun, Mersin, Samsun ve İzmit gibi kentlerde işletilmesi limanların varlığı ile ilgilidir.

KÜKÜRT
• Gübre, kimya ve boya sanayisi, lastik, asit ve zirai mücadelede kullanılır.
• Önemli yatakları Keçiborlu (Isparta), Milas (Muğla) ve Denizli’de bulunmaktadır.
• Keçiborlu’daki tesisler 1995 yılında kapanmıştır.

TUZ
• Türkiye tuz yatakları bakımından son derece zengindir. Tuzun bir kısmı kaya tuzu şeklinde bir kısmı ise kapalı göl
havzaları ve deniz sularının buharlaşması ile elde edilir.
• En önemli tuz yatakları; Tuz Gölü, İzmir Çam altı Tuzlası(Deniz), Kars (Kağızman), Erzincan (Tercan),
• Çankırı, Erzurum, Iğdır, Yozgat, Kırşehir ve Nevşehir çevresinde bulunmaktadır. Bir kısmı ihraç edilir.
• Önemli bir kısmını ihraç ediyoruz.

CİVA
• Tek sıvı metaldir. Elektrik – elektronik sanayisi, zirai ilaç yapımında, kâğıt sanayisinde, suni gübre üretimi ve boya
sanayisinde kullanılır.
• Sarayönü (Konya), Ödemiş (İzmir), Manisa ve Uşak çevresinde çıkarılmaktadır.
• Ekonomik önemini yitirmesi, kanserojen madde içermesi ve çevre kirliliği yaptığı gerekçesiyle işletme tesisleri kapa-
tılmıştır.

5
Kemal Arslan

Kurşun – Çinko: Kurşun ve çinko genellikle bir arada bulunur. Paslanmaz metal üretimi, silah, cephane ve akü yapı-
mında kullanılır. En önemli yatakları; Keban (Elazığ), Yozgat ve Kayseri çevresinde bulunur. Elazığ ve Kayseri’de işletilir.

Lületaşı: Dünyanın en kaliteli lületaşı Türkiye’de bulunur. Süs eşyası(Pembe-beyaz-kırmızı-hafif-parlak) yapımında


kullanılır. Özellikle takı, pipo ve vazo yapımında kullanılır. Eskişehir çevresinde çıkarılır ve işletilir. Önemli bir kısmını
ihraç ediyoruz.

Oltu taşı: Siyah-kahverengi şeklindedir. Kullanıldıkça parlar. Süs eşyası(takı) ve tespih yapımında kullanılır. Erzu-
rum’un Oltu ilçesinde çıkarılır.

Manganez: Demir, çinko ve kobalt gibi elementlerle birlikte kullanılır. Çeliğe sertlik kazandırmak ve çeliğin direncini
artırmak için kullanılır. Denizli(Tavas), Adana (Ceyhan), Denizli, Kastamonu, Balıkesir, Burdur ve Sivas çevresinde
manganez yatakları bulunur. İhtiyacı karşılamadığı için ithal edilir.

Mermer: İnşaat sektöründe daha çok kullanılır. Türkiye’de zengin mermer yatakları bulunur. Afyon, Balıkesir, Bursa,
Bilecik, Muğla, Burdur, Kütahya, Marmara Adası, Denizli, Elazığ, Tokat ve İzmir çevresinde çıkarılır. Önemli oranda
ihracatı yapılır.

Soda: Temizlik, kimya sanayisinde kullanılır. Van Gölü'nde çıkarılır ve Tatvan’da işletilir.

Barit: Nükleer santrallerde ve petrol arama sondajların açılmasında yoğunlaştırıcı katkı maddesi olarak kullanılır.
Sportif malzemeler (Bowling, Golf ve Tenis topları), cam sanayisi ve kauçukta kullanılır. Muş, Kahramanmaraş (Elbis-
tan), Eskişehir ve Antalya’da (Alanya – Gazipaşa) önemli yatakları bulunur. Antalya, Eskişehir, Elazığ, İzmir ve İzmit’te
barit unu fabrikalarında işlenir.

Altın: Yatırım aracı ve süs eşya yapımında kullanılır. Bergama, Kaz dağları ve Artvin’de çıkarılır. Ancak bu yataklar
ekonomik değildir. Siyanür kullanımından dolayı çevreye zarar vermektedir.

Perlit: İnşaat, meteoroloji sanayi ve tarım ilaç yapımı gibi alanlarda kullanılır. Dünya perlit rezervlerinde Türkiye ilk
sırada yer alır. Nevşehir, İzmir, Erzincan, Ankara önemli yataklara sahiptir.

Feldspat: Cam, boya ve seramik sanayisinde kullanılır, büyük bir kısmı (%90) ihraç edilir. Aydın – Çine, Manisa – De-
mirci, Kütahya-Simav ve Muğla – Milas’ta çıkarılır.

Asbest(Amyant): Yüksek sıcaklığa, sürtünmeye dayanıklı lifli yapıda bir madendir. İtfaiye elbiseleri, çatı malzemeleri
gibi alanlarda kullanılır. Eskişehir, İskenderun, Muğla ve İzmir önemli yataklara sahiptir. Kanserojen madde(öldürücü
toz) taşıdığı için kullanılmamaktadır. BM tarafından üretimine kota koyulan madenlerden biridir.

Antimon: Paslanmaz metal sanayisi, cephane yapımı, akü, matbaacılık, ilaç cam ve seramik sanayisinde kullanılır. En
önemli yatakları Balıkesir, Tokat, Kütahya ve Niğde’de bulunur.

Ponza: Volkanik faaliyetler sonucu oluşan, gözenekli bünyesinde kristal suyu olmayan, genellikle cam şeklinde bir ka-
yaçtır. Türkiye’de üretilen ponzanın %90 kadarı inşaat sektöründe tüketilir. Nevşehir, Bitlis ve Afyon’da önemli yatakları
bulunur.

Trona cevheri: Soda Külü üretiminde kullanılan temel hammaddedir. Doğal soda külünün yaklaşık %52'si cam sana-
yinde, yaklaşık %25' i kimya sanayinde ve yaklaşık %11'lik bir kısmı da sabun ve deterjan sanayinde kullanılmaktadır.
Türkiye, Ankara (Beypazarı, Sincan ve Kazan) yakınlarında tespit edilen yaklaşık 900 milyon tonluk işlenebilir trona
rezervine sahiptir ve Dünya'da ikinci sırada yer almaktadır.

Zımpara taşı: Aşındırıcı özelliktedir. Çok kesicidir. Genellikle metal endüstrisinde kullanılırlar. Metal endüstrisi dışında
ise cam ve seramik sanayiinde kullanılırlar. Güneybatı Anadolu’da yaygın yatakları bulunur.

Titanyum: Fotoğrafçılık, uçak motoru yapımı, füze gibi alanlarda kullanılır. Aşırı çıkarımı tehlikeli ve yasak olup Bir-
leşmiş Milletler kontrolündedir. Sakarya ve Manisa'da önemli titanyum yatakları bulunur.

6
Kemal Arslan
TÜRKİYE'DE ENERJİ KAYNAKLARI
Yenilenemeyen Enerji Kaynakları: Petrol, linyit, taşkömürü ve doğalgaz gibi enerji kaynakları fosil kökenli olup
yenilenemezler. Bu kaynaklar çevre kirliliği(sera gazları) yapar.

1. TAŞKÖMÜRÜ
• Jeolojik zamanda oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Enerji değeri yüksektir.
• Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli arasındaki sahada çıkarılır.
• Demir – çelik sanayisinde (Karabük ve Ereğli) enerji kaynağı olarak tüketilir.
• Bir kısmı Çatalağzı termik santralinde kullanılarak elektrik enerjisi elde edilir.
• İhtiyacı karşılayamadığı için ithal ediyoruz.
• Adana'da bulunan Sugözü Termik Santrali ithal kömür ile çalışmaktadır.

Not: 1829 yılında ilk kömür Ereğli’de Uzun Mehmet tarafından bulunmuştur.

2. LİNYİT
III. Jeolojik Zaman'da oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Enerji değeri düşüktür. Bundan dolayı çıkarıldığı yerde
termik santrallerde işletilerek elektrik elde edilir. Türkiye arazisinin büyük bir kısmı genç oluşumlu olduğu için linyit kay-
nakları bakımından zengindir.
Linyit yatakları: Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tunçbilek, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla),
Çayırhan (Ankara), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Çanakkale (Çan), Silopi, Cizre, Amasya (Çeltek), Kangal
(Sivas) ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır.
Termik santraller: Soma, Tunçbilek, Çanakkale (Çan), Seyit Ömer, Afşin – Elbistan, Orhaneli (Bursa), Çayırhan, Sivas
(Kangal), Yatağan – Gökova’dır.

Uyarı: Rezervi en fazla olan linyit yatakları Afşin – Elbistan’da bulunur.


Not: Taşkömürünün çıkarım alanı dar iken, linyitin çıkarım alanı oldukça geniştir (Türkiye arazisi genç bir yapıya sa-
hiptir).

7
Kemal Arslan

3. DOĞALGAZ
Fosil kökenli bir enerji kaynağıdır. Türkiye’de az miktarda çıkarıldığı için önemli oranda ithal ediyoruz.
• Trakya Hamitabat ve az miktarda Mardin – Çamurlu’da çıkarılır.
• Ovaakça (Bursa), Hamitabat (Kırklareli), Ambarlı (İstanbul), Aliağa (İzmir), Temelli (Ankara) ve Enka (Sakarya) da
doğalgaz işletim santralleri bulunur.
• Türkiye elektrik üretiminin önemli bir kısmı doğal gazla karşılanır.
Uyarı: Rusya, Azerbaycan, İran ve Cezayir’den doğalgaz ithalatı yapılmaktadır.

4. PETROL
Ulaşım araçlarında yakıt, plastik, gübre, boya gibi çok farklı alanlarda kullanılır.
• Petrol yataklarımızın % 98’i Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunur.
• Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan, Diyarbakır, Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır.
• Batman petrol rafinerisinde işletilir ancak; % 7 ihtiyacı karşıladığı için gerisi ithal edilir.
• İthal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin: Depo olarak kullanılıp rafineri kısmında
üretim durmuştur!) ve İpraş (İzmit) rafinerilerinde işlenmektedir.

Not: Türkiye’nin ilk ticari petrol kuyusu 1940 yılında açılan Raman, petrol rafinerisi ise Batman petrol rafinerisidir.

Yenilenebilen Enerji Kaynakları: Su gücü, güneş, rüzgâr ve jeotermal enerjisi yenilenebilir olup çevre kirliliğine
sebep olmayan (temiz) kaynaklardır.

1. SU GÜCÜ (HİDROELEKTRİK ENERJİSİ)


Barajlardaki suyun, elektrik üreten santrallerin çalıştırması ile oluşan enerjiye hidroelektrik enerji denir. Türkiye dağlık
bir ülke olduğu için akarsuların hidro – elektrik potansiyeli yüksektir. Atatürk, Keban ve Karaya barajları Türkiye’nin en
büyük hidroelektrik(HES) santralleridir.
Hidroelektrik santralleri kurulumunda:
• Yükselti
• İklim önemlidir.
• Hidro – elektrik potansiyelinin en fazla olduğu bölge Doğu Anadolu iken en az potansiyele sahip olan bölgemiz
Marmara’dır.
Not: Akarsuların yanında bazı göllerden de enerji elde edilir (HETÇ = Hazar, Eğirdir(Kovada), Tortum ve Çıldır)
Baraj projeleri önemli dünya mirası kentleri su altında bırakacaktır. Hasankeyf (Ilısu Barajı), Zeugma (Birecik Barajı) ve
Allionoi (Yortanlı Barajı = İzmir) güncel örneklerdir. Doğal dokuyu bozacak Fırtına Vadisi ve Munzur Vadisi Projeleri de
gündemdedir.

8
Kemal Arslan
2. RÜZGÂR GÜCÜ
Yer şekilleri ve iklime bağlı üretilen yenilenebilir enerji kaynağıdır.
• Alaçatı (İzmir), Bozcaada, Çanakkale (Gelibolu), Çatalca, İstanbul, Aydın, Osmaniye, Balıkesir, Manisa ve Hatay’da
ufak çaplı santraller bulunur.
• Kuşların göç yollarına denk gelmesi sorun oluşturur.
• Rüzgâr hızlı eserse çatıları uçurur. Türkiye’nin ilk rüzgâr santrali 1998 yılında İzmir-Alaçatı’da kurulmuştur.
Not: Türkiye’nin ilk rüzgâr santrali1998 yılında İzmir–Alaçatı’da kurulmuştur.

3. JEOTERMAL ENERJİ
Yer altındaki sıcak sulardan ya da su buharından enerji elde edilmesidir. Sarayköy (Denizli), Germencik (Aydın), Bal-
çova (İzmir), Sandıklı (Afyon), Çanakkale’de önemli sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Arazinin genç ve kırıklı yapıya
sahip olması etkilidir.
Jeotermaller;
• Binaların ısıtılması,
• Seracılık,
• Çimento,
• Enerji üretimi,
• Konserve,
• Kültür balıkçılığı
• Sağlık alanında da kullanılır

4. GÜNEŞ ENERJİSİ
Yenilenebilir iklime bağlı temiz bir enerji kaynağıdır. Türkiye’nin büyük bir kısmı (Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimi ha-
riç) güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir konuma sahiptir. Bu enerjiden, en çok sıcak su elde etme ve ısınmada
faydalanılır.
• 2013 yılında Mersin’de Mersin Kule Tipi Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Santrali kuruldu.
• Denizli, Konya, Şanlıurfa ve birçok yerde güneş tarlaları bu amaca hizmet etmektedir.

DİĞER ENERJİ KAYNAKLARI


NÜKLEER ENERJİ (RADYOAKTİF MİNERALLER):
Uranyum (Salihli) ve toryum (Eskişehir – Sivrihisar ve Yozgat - Sorgun) gibi radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla
enerji elde edilir.
• Soğutma suyunun bol, deprem riskinin az olduğu alanlarda nükleer santralleri kurulur.
• Proje şeklinde Sinop ve Mersin Akkuyu’da nükleer santraller bulunur.
• Mersin – Akkuyu santrali için Rusya, Sinop’taki santral için ise Japonya ile anlaşmaya varılmıştır.
Mersin’deki rs harfleri Rusya’yı, Sinop’taki nop Japonya'yı çağrıştırmaktadır. Böylece bu santralleri hayata geçirecek
ülkeleri daha kolay hafızada tutabiliriz.

BiYOENERJi
Bitki, hayvansal ve çöp atıklarının enerjiye dönüştürülmesidir. Aspir, kanola, odun, ayçiçeği, soya fasulyesi gibi tarım
ürünlerinden ve hayvan atıklarından elde edilir. İstanbul ve Bursa’da çöp santralleri de vardır.

ASFALTIT:
Enerji kaynağı (katı petrol) olarak da kullanılabilir. Şırnak – Cizre – Silopi çevresinde çıkarılır. Silopi’de asfaltitle çalışan
termik santral bulunur. Enerji temini Türkiye'nin önemli sorunlarından biridir.
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için;
• Yerli kaynakların kullanımını artırmak,
• Enerji üretimini çeşitlendirmek,
• Enerjinin alındığı ülke sayısını artırmak (alternatif),
• Güvenilir ve ucuz enerji temin etmek önemli enerji politikalarıdır.
Uyarı: Enerji tüketimi bir ülkenin veya bölgenin gelişmişliğini gösterir. Sanayileşmeye bağlı enerji tüketimi artar.
Not: Son TEİAŞ verilerine göre elektrik üretiminin birincil enerji kaynaklarına göre dağılımını şu şekilde; ilk sırada kö-
mür(termik), ikinci sırada hidrolik sonrasında ise doğalgaz(gerileme var) üretim yer alır. Rüzgâr enerjisinde ise en
büyük çıkış devam ediyor!

9
Kemal Arslan
DOĞAL GAZ BORU HATLARI

1. RUSYA – TÜRKİYE DOĞAL GAZ BORU HATTI (BATI HATTI): 18 Eylül 1984 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ve Eski
Sovyetler Birliği hükümetleri arasında doğal gaz sevkiyatı konusunda Hükümetler arası Anlaşma imzalanmıştır. 1985
yılında 25 yıl süreli Doğal Gaz Alım-Satım Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma kapsamında; 1987 yılından itibaren, ted-
ricen artan miktarlarda doğal gaz alımına başlanmıştır.

2. MAVİ AKIM GAZ BORU HATTI: 15 Aralık 1997 tarihinde BOTAŞ ve Gazexport arasında imzalanan 25 yıllık Doğal
Gaz Alım- Satım Anlaşması kapsamında, doğal gaz Rusya Federasyonu’ndan Karadeniz geçişli bir hat ile Türkiye’ye
ulaşmaktadır. Anlaşmaya göre, yıllık 16 milyar m2 doğal gaz Türkiye’ye arz edilmektedir. Mavi Akım, 20 Şubat 2003
tarihinde işletmeye alınmış, 17 Kasım 2005 tarihinde resmi açılış töreni yapılmıştır.

3. DOĞU ANADOLU DOĞAL GAZ ANA İLETİM HATTI (İRAN – TÜRKİYE): 8 Ağustos 1996 tarihinde İran ile Türkiye
arasında Tahran’da Doğal Gaz Alım-Satım Anlaşması imzalanmıştır. Haziran 2001 sonu itibarıyla tüm boru hattı sis-
temi gaz alabilir duruma gelmiş, İran Bazargan’daki Ölçüm İstasyonu’nun tamamlanmasıyla 10 Aralık 2001 tarihinde
İran’dan gaz alımı başlamıştır.

4. BAKÜ-TİFLİS-ERZURUM DOĞAL GAZ BORU HATTI (BTE): 12 Mart 2001’de imzalanan (Türkiye-Azerbaycan)
BTE hattının inşasına 16 Ekim 2004 tarihinde başlanmış ve 4 Temmuz 2007 tarihi itibarıyla boru hattı üzerinden gaz
akışı başlamıştır.

5. TÜRKİYE-YUNANİSTAN DOĞAL GAZ ENTERKONNEKSİYONU (ITG): Avrupa Birliği INOGATE (Yunanistan Dev-
let Doğal Gaz Şirketi) arasında 23 Aralık 2003 tarihinde imzalanmıştır. 18 Kasım 2007 tarihinde ise iki ülke başbakan-
larının da katıldığı açılış töreni ile birlikte boru hattı üzerinden gaz arzına başlanmıştır.

6. TRANS-ANADOLU DOĞAL GAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ: Azerbaycan Hükümeti ve Azerbaycan’ın Şah-
deniz Sahasını geliştiren Şahdeniz Konsorsiyumu ile görüşmeler yürütülmüş ve 25 Ekim 2011 tarihinde 2018 yılından
başlayarak yıllık 6 milyar m2 Azeri gazının Ülkemize arzını öngören anlaşma imzalanmıştır. Türkiye’ye ilk gaz akışı
Haziran ayında sağlanmıştır. Avrupa’ya gaz tedarikinin ise 2020 yılı içerisinde gerçekleşmesi öngörülmektedir.

7. TÜRKAKIM GAZ BORU HATTI PROJESİ


Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında Türk Akım Gaz Boru Hattı’na ilişkin anlaşma
10 Ekim 2016 tarihinde İstanbul’da imzalanan proje olup 2020 yılında hayata geçmiştir.
• Rusya’dan başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğal gaz taşıyan bu hat doğal gaz akışına başladı.
• İki boru hattından oluşmaktadır.
• Boru hattının planlanan tahmini taşıma kapasitesi yılda 31,5 milyar metreküptür.
• Türkiye'nin bu projeden yılda 15.75 milyar metreküp doğal gaz alması ve geriye kalan 15.75 milyar metreküp gazın
Avrupa'nın güneyindeki ülkelere ihraç edilmesi düşünülmektedir.

10
Kemal Arslan
PETROL BORU HATLARI

BTC (Bakü – Tiflis – Ceyhan) Petrol Boru Hattı: Bu boru hattı, 1.768 km uzunluğunda Azerbaycan Bakü yakınların-
daki Sangaçal terminalinden gelen petrolü, Türkiye Akdeniz kıyısında Ceyhan deniz terminaline; Azerbaycan, Gürcis-
tan ve Türkiye üzerinden geçerek taşıyan petrol boru hattıdır.

Kerkük – Yumurtalık Petrol Boru Hattı: Irak’taki Kerkük ve çevresindeki petrol sahasından başlayıp Türkiye’nin gü-
neyindeki Adana iline bağlı Yumurtalık ilçesinde Akdeniz’e ulaşan ham petrol boru hattı. I. Hat (986 km) ve II. Hat (890
km) olarak adlandırılan iki ayrı hattan oluşur. Kerkük’ten çıkıp Türkiye’nin Yumurtalık limanına kadar uzanan ham petrol
taşıma hatlarından birincisi 1977’ de, ikincisi de 1987’de devreye girdi.

Ceyhan – Kırıkkale Ham Petrol Boru Hattı: Kırıkkale Rafinerisi ham petrol ihtiyacını karşılayan bu boru hattı, Tür-
kiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’ndan Ekim 1983 tarihinde devralınmış olup, Eylül 1986 tarihinde işletmeye açılmıştır.
448 km. uzunluğundaki hattın yıllık taşıma kapasitesi ise 5 Milyon tondur. Ceyhan Deniz Terminali’nden başlayarak,
Kırıkkale Rafinerisi’nde son bulan boru hattı üzerinde 2 pompa istasyonu, 1 pig istasyonu ve 1 adet dağıtım terminali
mevcuttur. Ceyhan – Kırıkkale Ham Petrol Boru Hattı ile 2012 yılında 21.963 bin varil ham petrol taşınmıştır.

Batman – Dörtyol Ham Petrol Boru Hattı: Batman ve çevresinden çıkarılan ham petrolü tüketim noktalarına ulaştır-
mak üzere 4 Ocak 1967 tarihinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından işletmeye açılan bu hattın mülkiyeti, 10
Şubat 1984 tarihinde BOTAŞ’a devredilmiştir. Yıllık taşıma kapasitesi 3,5 Milyon ton olan boru hattının uzunluğu ise 511
km’dir. 2012 yılında, Batman – Dörtyol Ham Petrol Boru Hattı ile taşınan ham petrol miktarı 11.257 bin varildir.

11
Kemal Arslan

12
Kemal Arslan

1. 4. Bazı madenlerin çıkarımında kullanılan kimyasallar


doğal çevreye ve canlılara verdiği zarardan dolayı
sürekli kontrol altında tutulmaktadır.

Buna göre, aşağıdaki madenlerden hangisinde


yukarıda belirtilen durumun varlığından söz edi-
lebilir?

A) Gümüş
Haritada verilen santrallerden hangisi farklı bir
B) Altın
enerji kaynağı ile çalışmaktadır?
C) Volfram
A) Demirköprü
D) Linyit
B) Orhaneli
E) Çinko
C) Almus

D) Alparslan II

E) Kemer

5. Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini artırmak için


kullanılır. En önemli yatakları Uşak, Afyon, Muğla,
2. Bazı sanayi tesislerinin kurulum yerinin belirlenme- Adana, Erzincan ve Artvin'de yer alır. İhtiyacı karşı-
sinde enerji temini öne çıkmaktadır. layamadığı için bir kısmı ithal edilmektedir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinde bu duru- Buna göre özellikleri verilen maden aşağıdaki-
Kemal Arslan

mun etkili olduğu söylenebilir? lerden hangisidir?

A) Ereğli Demir çelik A) Manganez

B) Samsun Bakır B) Fosfat

C) Bandırma Boraks C) Çinko

D) Mazıdağı Fosfat D) Civa

E) Antalya Ferrokrom E) Barit

3. Günümüzde en çok kullanılan enerji kaynakların-


dan biri petrol dur. Petrolün en hızlı ve güvenli taşı- 6. Türkiye bor rezervi bakımından dünyanın en zen-
ma şekli boru hatlarıdır. gin yataklarına sahiptir. Borun önemli bir kısmı ihraç
edilir, bir kısmı ise çeşitli tesislerde işletilmektedir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Türkiye'deki
petrol boru hatlarından biri değildir? Buna göre işletilen tesisler arasında;
I. Bandırma
A) Batman-Dörtyol
II. Kırka
B) Kerkük-Yumurtalık
III. Emet
C) Bakü-Tiflis-Ceyhan
yerlerden hangilerinin bulunduğu söylenebilir?
D) Ceyhan -Kırıkkale

E) Mavi Akım A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) Yalnız I E) I, II ve III

13
Kemal Arslan

7. Güneşlenme süresinin yüksek olduğu yerlerde gü- 10. Azerbaycan ve Hazar Bölgesi’nde üretilecek petro-
neş enerjisinden yararlanma olanağı fazladır. lün güvenli, ekonomik ve çevre sorunu oluşturma-
yan bir boru hattı sistemi aracılığıyla Azerbaycan,
Gürcistan üzerinden Ceyhan’a taşınması ve bu-
radan da tankerlerle dünya pazarına ulaştırılması
hedeflenir. 2006 yılında petrol akışı başlayan boru
hattı, 1.796 km uzunluğundadır ve taşıdığı petrol
miktarı yıllık 50 milyon tondur.

Özellikleri verilen boru hattı verilenlerden han-


gisidir?

Buna göre haritada işaretli yerlerin hangisinde A) BTC B) ITG C) RTDG


güneş enerjisinden yararlanma olanağı daha
fazladır? D) BTE E) TANAP

A) I B) II C) III D) IV E)V

11. • Suni gübrenin hammaddesi olarak kullanılır.


Ayrıca petro – kimya, çimento, cam ve seramik
sanayisinde kullanılır.
8. Petrol rafinerilerinin bulunduğu yerlerin çevresinde
• En önemli yatakları Mardin – Mazıdağı’dır.
plastik, gübre, boya, asfalt, deterjan gibi birçok yan
ürün şeklinde kimya sanayisi de gelişme gösterir. • Türkiye ihtiyacını karşılayamadığı için ithal edil-
mektedir.
Buna göre aşağıdaki illerin hangisinde kimya
sanayisinin gelişmesi beklenemez? • İthal edilen maden; İskenderun, Mersin, Sam-
Kemal Arslan

sun ve İzmit gibi kentlerde işletilir


A) İzmit
Özellikleri verilen maden aşağıdakilerden han-
B) Mersin
gisidir?
C) Kırıkkale
A) Linyit
D) İzmir
B) Barit
E) Konya
C) Boksit

D) Fosfat

E) Perlit

9. Suda erimeyen bir maden olduğundan boya, deri,


kimya, cam ve kauçuk sanayisinde kullanılır. Petrol
arama sondajlarında da kullanılmaktadır. En önemli
yatakları Antalya, Muş ve Gaziantep'te bulunmakta-
12. Dışarıya akıntısı olan bazı göllerimiz üzerinde ba-
dır.
rajlar yapılmıştır. Bu barajlar sayesinde enerji üreti-
Buna göre özellikleri verilen maden aşağıdaki- mi sağlanır.
lerden hangisidir?
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin bu göller-
A) Manganez den biri olduğu söylenemez?

B) Fosfat A) Hazar
C) Bor B) Çıldır
D) Civa C) Balık
E) Barit D) Tortum

E) Kovada

14
Kemal Arslan

13. Türkiye bulunduğu konumdan dolayı birçok ülkeden 16. Türkiye mermer bakımından oldukça zengindir.
doğrudan boru hatlarıyla doğal gaz ithal etmektedir. Bazı yıllarda maden ihracatında mermer bütün ma-
Buna göre verilenlerden; denleri geride bırakmaktadır.

I. Rusya Buna göre aşağıdaki yerlerin hangisinde zengin


mermer yataklarının bulunduğu söylenemez?
II. Azerbaycan

III. Irak A) Afyon

B) Mersin
hangileri bu ülkeler arasında yer aldığı söylene-
bilir? C) Marmara Adası

A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) Balıkesir

D) Yalnız I E) I, II ve III E) Denizli

17. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, kalkınma


çabaları içerisinde madencilik konusu da ele alın-
mış, yeraltı kaynaklarımızın devlet eliyle çıkarılması
14. ve değerlendirilmesi amacıyla, 1935 yılında maden-
lerimizin gerekli jeoloji ve madencilik yöntemleriyle
sistemli olarak araştırılması ve işletilmesi amacıyla
kurulmuştur.

Buna göre özellikleri verilen kuruluş aşağıdaki-


Kemal Arslan

lerden hangisidir?

A) Etibank
Türkiye haritasında verilen yerlerin hangisinde
B) Şekerbank
boksit işleyen tesisin yer aldığı söylenebilir?
C) İTÜ
A) I B) II C) III D) IV E)V
D) MTA

E) TMO

15. Madeni eşya ve paslanmayan ürün yapımında kul- 18. Türkiye'de doğalgaz sınırlı da olsa bulunmaktadır.
lanılır. Köyceğiz, Fethiye, Guleman, Eskişehir, Ada- Buna göre aşağıdaki santrallerden hangisinde
na'da önemli yatakları bulunmaktadır. hammaddeye yakınlığın bulunduğu söylenebi-
Buna göre özellikleri verilen maden aşağıdaki- lir?
lerden hangisidir?
A) Orhaneli
A) Manganez B) Hamitabat
B) Krom C) Aksa
C) Bakır D) Ambarlı
D) Boksit E) İKÇS
E) Antimon

15
Kemal Arslan

19. • Rusya’dan başlayıp Türkiye üzerinden Avru- 22. Zirai ilaç yapımında, kâğıt sanayisinde, suni gübre
pa’ya doğal gaz taşıyan bu hat doğal gaz akışı- üretiminde ve boya sanayisinde kullanılır. Tek sıvı
na başladı. metaldir. En önemli yatakları Sarayönü ve Öde-
miş'te bulunur.
• İki boru hattından oluşmaktadır.

• Boru hattının planlanan tahmini taşıma kapasi- Buna göre özellikleri verilen maden aşağıdaki-
tesi yılda 31.5 milyar metreküp'tür. lerden hangisidir?

• Türkiye'nin bu projeden yılda 15.75 milyar met- A) Manganez


reküp doğal gaz alması ve geriye kalan 15.75
B) Fosfat
milyar metreküp gazın Avrupa'nın güneyindeki
ülkelere ihraç edilmesi düşünülmektedir. C) Çinko

Buna göre özellikleri verilen enerji taşıma hattı D) Civa


aşağıdakilerden hangisidir? E) Barit

A) Rusya Türkiye doğalgaz Batı hattı

B) Mavi Akım

C) TANAP
23. 1935 tarihinde, Türkiye'nin yer altı kaynaklarını iş-
D) Türk Akım letmek ve değerlendirmek üzere, sanayinin ihtiyacı
E) Türkiye Yunanistan doğalgaz hattı olan madenleri, endüstriyel hammaddeleri, enerjiyi
üretmek ve bu işlerin yapılması için gerekli serma-
yenin toplanacağı her türlü bankacılık işlemini yap-
ması için kuruldu. Demir madenciliği ve demir-çelik
20. üretimi 1955'te Türkiye Demir Çelik İşletmeleri'ne,
Kemal Arslan

kömür madenciliği de 1957'de Türkiye Kömür İşlet-


meleri Kurumu'na devredildi.

Buna göre özellikleri verilen kuruluş aşağıdaki-


lerden hangisidir?

A) İş Bankası

B) MTA
Türkiye haritasında numaralı yerlerin hangisin-
de jeotermal enerji potansiyelinin daha düşük C) Şekerbank
olduğu söylenebilir? D) Etibank

A) I B) II C) III D) IV E)V E) TDİGM

21. • Çeltek

• Aşkale 24. Aşağıda verilen maden ve çıkarıldığı yer eşleş-


Yukarıda verilen yerlerde bulunan maden aşağı- tirmelerinden hangisi doğru değildir?
dakilerden hangisidir?
A) Demir- Hekimhan
A) Krom B) Bakır- Çayeli
B) Oltu taşı C) Krom- Fethiye
C) Linyit D) Boksit-Seydişehir
D) Doğal gaz E) Kükürt- Mazıdağı
E) Uranyum

16
Kemal Arslan

25. • Tasarımı ve doğal kaynak kullanımı ile tama- 28. Bir madenin işletilmeye açılabilmesi için aşa-
men çevre dostu ve maksimum verimlilikle ener- ğıdaki özelliklerden hangisine sahip olması ge-
ji üreten bir güneş santralidir. rekmez?

• TÜBİTAK’ın da destekleri ile Türkiye’nin ilk Kule A) Rezervinin fazla olması


Tipi Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Santrali ku-
rulumu tamamlandı. B) Tenör oranının fazla olması

• Santral, 1500 evin enerji ihtiyacına eşdeğer C) Yüzeye yakın olmaması


olan 5 MW termal güç kapasitesine sahiptir. D) Kaliteli olması
• Güneş enerjisini elektriğe dönüştürmede en et- E) Stratejik ve yararlı olması
kin yöntemlerden biridir.

Buna göre Kule Tipi Yoğunlaştırılmış Güneş


Enerjisi Sistemi’nin Türkiye’deki ilk temsilcisi
aşağıdaki illerden hangisidir?

A) Mersin

B) Bursa

C) Şanlıurfa

D) Konya 29. Jeotermal enerjinin kullanım alanları arasında;


E) Denizli I. elektrik üretimi

II. çimento

III. seracılık
Kemal Arslan

hangilerinin yer aldığı söylenebilir?


26. Bazı madenler kanserojen özelliklere sahip olduğu
için çıkarımı sınırlı yapılmaktadır. A) I ve II B) I ve III C) II ve III

Buna göre bu madenler arasında; D) Yalnız I E) I, II ve III


I. altın

II. asbest

III. soda

hangilerinin yer aldığı söylenebilir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) Yalnız I E) I, II ve III

30.

27. Türkiye'nin ilk rüzgar santrali aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Çatalca

B) Alaçatı
Türkiye haritasında işaretli yerlerin hangisinde
C) Osmaniye önemli oranda asfaltit rezervi bulunmaktadır?
D) Aydın A) I B) II C) III D) IV E)V
E) Orhaneli

17
Kemal Arslan

31. Oymapınar Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) 34. • Fotoğrafçılık, uçak motoru yapımı, füze gibi
Antalya'nın Manavgat ilçesinde Manavgat Irmağı alanlarda kullanılır.
üzerindedir. Eti A.Ş. tarafından işletilen santral 540
• Aşırı çıkarımı tehlikeli ve yasak olup Birleşmiş
MWe kurulu gücü ile Türkiye'nin 39. Antalya'nın ise
Milletler kontrolündedir.
2. büyük enerji santralidir.
• Sakarya ve Manisa'da önemli yatakları bulunur.
Buna göre Oymapınar Barajı hangi madenin iş-
letilmesine enerji sağlamak amacıyla kurulmuş-
tur? Buna göre özellikleri verilen maden aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Antalya-Ferro krom
A) Manganez
B) İskenderun-Demir
B) Fosfat
C) Seydişehir-Alüminyum
C) Çinko
D) Denizli-Dokuma
D) Titanyum
E) Konya-Şeker
E) Barit

35. Türkiye’de nükleer faaliyetlerle ilgili hangisi


söylenemez?

32. Aşağıdaki illerden hangisi yeraltı kaynakları ba- A) Soğutma suyunun bol, deprem riskinin az oldu-
kımından daha zengin olduğu söylenebilir? ğu alanlarda nükleer santralleri kurulur.
Kemal Arslan

B) Proje şeklinde Sinop ve Mersin Akkuyu’da nük-


A) Zonguldak
leer santraller bulunur.
B) Manisa
C) Mersin – Akkuyu santrali için Rusya, Sinop’taki
C) Elazığ santral için ise Japonya ile anlaşmaya varılmıştır.

D) Batman D) Nükleer için gerekli olan uranyum ve toryum gibi


radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla enerji
E) Malatya
elde edilir.

E) Kuşların göç yollarına denk gelmesi sorun oluş-


turur.

36.
33. Baraj projeleri önemli dünya mirası kentleri su altın-
da bırakacaktır.
Buna göre yerler arasında;
I. Hasankeyf

II. Zil Kale

III. Ani Öreni


Türkiye haritasında numaralı yerlerin hangisin-
hangilerinin yer aldığı söylenebilir? de hidroelektrik enerji potansiyelinin daha dü-
şük olduğu söylenebilir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) Yalnız I E) I, II ve III A) I B) II C) III D) IV E)V

18
CEVAP ANAHTARI
Daha fazla soru için

1.B 2.A 3.E 4.B 5.A 6.E

7.D 8.E 9.E 10.A 11.D 12.C

13.A 14.C 15.B 16.B 17.D 18.B

19.D 20.C 21.C 22.D 23.D 24.E

25.A 26.A 27.B 28.C 29.E 30.D

31.C 32.C 33.D 34.D 35.E 36.C

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL
COĞRAFYANIN İVMESİ 7 NİSAN
SAYISI

• Türkiye’de Sanayi
• Türkiye’de Ticaret
• Türkiye’de Ulaşım
• Türkiye’de Turizm

YARARLANILAN KAYNAKLAR COĞRAFYACI - YAZAR


Kemal ARSLAN
Kemal Arslan

ÖN SÖZ

Değerli Arkadaşlar; İmkânlarımız elverdiği müddetçe her ay bir üniteyi sizlerin hizmetine sunacağım. Bu çalışmanın

diğer çalışmalardan farkı konunun kemik bilgileri, her bir bilginin pekişmesi için ÖSYM standardında en az bir soru ile

örneklendirme mevcuttur. Ayrıca son kısımda konunun pekişmesi için çok sayıda soru ekli olacaktır. Özellikle imkânları

kısıtlı olan KPSS çalışanlarını düşünerek daha yoğun mesai harcıyorum inşallah ziyadesiyle faydası olacaktır.

1. 2. 3. 4. 5. ve 6. Dergiye ulamayan arkadaşlar sosyal hesaplarımızdan ulaşabilirler!

Bu çalışmada bize her türlü desteği sağlayan kitapsec.com, Salih Asef İPİN, Mehmet BOZKOYUN, Koray KOR, Ebru

ÜÇER, İbrahim Ulaş BALDEMİR’e teşekkürlerimi borç bilirim.

Sorularınız için iletişim:

Kemal ARSLAN: https://www.instagram.com/cografyacikemalarslan/

İbrahim Ulaş BALDEMİR: https://www.instagram.com/sosyalhocamm/

Kemal Arslan

İvme Yayınları- Coğrafya yazarı

2
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE SANAYİ
Hammadde ya da yarı işlenmiş maddelerin tam işlenerek kullanıma hazır hale getirme (imal, mamul) durumuna sanayi
denir. Sanayileşme, gelişmişliğin önemli ölçütlerinden biridir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında sanayi tesis sayısı çok az iken
son 20 – 30 yılda sanayi alanında büyük bir gelişme kaydedilmiştir. Günümüzde Türkiye aktif nüfusunun % 25’inden
fazlası sanayi sektöründe çalışmaktadır. Ayrıca ihracatımızın % 90’ından fazlasını sanayi ürünleri oluşturmaktadır.

Sanayi tesislerinin kurulum şartları


1- Sermaye(Finansman): Sanayi tesislerinin yapılması, makine ve teçhizatın üretilmesi ve tedarik edilmesi, işlem
yapılacak olan ham maddenin alınması, çalışanlara ücretlerin ödenmesi gibi pek çok hususta sermayeye ihtiyaç bulu-
nur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanayi tesisleri Devlet eliyle kurulurken günümüzde devletin yanında Özel ve Yabancı
sermayeyi de görebiliriz.

2- Ham madde: Sanayinin temel kuruluş şartlarından biri olan ham maddedir. Türkiye son dönemlerde hammadde itha-
latıyla sanayileşme hızının artmasına destek olmuştur. Ayrıca özellikle kolay bozulan ürünlerde hammaddeye yakınlık
zorunludur.
• Rize: Çay

• Hamitabat: Doğal gaz

• Adana: Pamuklu dokuma

• Ergene: Yağ

• Seydişehir: Alüminyum

• Erzurum: Et - Süt

• Batman: Petrol

• Elazığ: Ferro – krom tesislerinin bulunmasında hammadde etkilidir.

3-Enerji: Hammaddenin işlenebilmesi enerji gereklidir. Ereğli, Karabük demir çelik fabrikalarının kurulumunda taş
kömürünün varlığı etkili olmuştur.

4-Ulaşım: Üretilen sanayi mallarının, iç ve dış piyasalara sevk edilmesinde ulaşım önemli olan bir faktördür. Güçlü
karayolu, deniz ve demir yolu ticarette önemlidir.
Samsun: Bakır işletmeciliği
İskenderun: Demir - çelik
İzmit – İzmir – Mersin: Petro - kimya
İskenderun, Mersin, İzmir, Samsun: Gübre fabrikalarının bulunmasında ulaşım etkilidir.

5- İş gücü: Üretimi gerçekleştirecek olan en önemli koşullardan biri de insan faktörüdür ve bu iş gücünü ifade etmekte-
dir. Türkiye’de iş gücü potansiyeli ve vasıfsız işgücü fazla iken kalifiye işgücünde sıkıntılar bulunmaktadır.

6-Su kaynakları: Soğutma su ihtiyacının fazla olduğu metalürjide su kaynaklarına yakınlık zorunludur.

5-Pazarlama: Hazır giyim, et süt, konserve fabrikalarının büyük kentlerin çevresinde kurulmasının sebebi tüketici nü-
fusun fazla(Pazarlama) olmasıdır.

• Türkiye’de sanayi tesislerinin dağılışında en etkili faktörler hammadde ve ulaşımdır.

• Türkiye’de sanayinin gelişmesinde en büyük sıkıntı sermaye azlığıdır.

3
Kemal Arslan

TÜRKİYE’DE BULUNAN BAŞLICA SANAYİ KURULUŞLARI

BESİN SANAYİSİ
Besin sanayisinde genellikle hammaddeye yakınlık zorunludur. Bu durum üzerinde hammaddenin çabuk bozulması
etkili olmuştur.

Şeker Pancarı: Güneydoğu Bölgesi hariç bütün bölgelerde bulunur. Sayıca fazla olmasının sebebi hammaddeye yakın
olma zorunluluğudur. Türkiye’de ilk kurulan şeker fabrikası(1926 yılında) Kırklareli – Alpullu’dur. Aynı yıl Uşak ve Tokat
– Turhal fabrikaları da faaliyete geçti.

Yağ: Ege kıyıları ile Güney Marmara’da zeytin, Trakya’da ise Ayçiçeği yağ tesisleri yaygındır.

Un, Makarna, Bisküvi, Helva: En yaygın sanayi kuruluşlarıdır. İç Anadolu Bölgesi’nde yoğunlaşmıştır.

Çay: İlk fabrika 1947 yılında Rize’de kurulmuş. Hammaddeye yakın olma zorunluluğundan dolayı, Doğu Karadeniz’de
(Rize, Giresun, Artvin, Trabzon) yaygındır.

Et ve Süt: Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Orta Anadolu’da yoğunluk göstermektedir.

Konserve: Güney Marmara, Kıyı Ege, Adana ve Antalya’da gelişme gösterilmiştir. Çanakkale’de balık konserve sana-
yisi gelişmiştir.

Sigara: İstanbul, Samsun, Malatya, Bitlis, Adana ve İzmir’de tesisleri bulunur.

Uyarı: Türkiye’de en yaygın sanayi dalı besin sanayisidir. Ayrıca kolay bozulduğundan dolayı besin sanayisinde genel-
likle hammaddeye yakınlık bulunur.

DOKUMA VE GİYİM SANAYİ


Halı – kilim: Isparta, Uşak, Kula, Simav, Demirci, Gördes, Milas, Kayseri, Samsun, Hereke, Konya ve Sivas’ta gelişme
göstermiştir.

Pamuklu Dokuma: İstanbul, Adana, Kayseri, Malatya, Nazilli, Denizli, Antalya, Aydın, Manisa, Karaman, Şanlıurfa,
Hatay, Konya, İzmir, Uşak, Kahramanmaraş, Bursa ve Mersin’de gelişmiştir.

İpekli Dokuma: Bursa, Gemlik’te doğal, İstanbul’da suni ipek sanayisi gelişmiştir.

Yünlü Dokuma: Kayseri, uşak, Siirt, Isparta, Hereke, İstanbul, Bursa, Diyarbakır ve İzmir en önemli yerlerdir.

Deri: İstanbul, İzmir, Bursa, Van, Erzincan, Konya, Manisa, Kayseri, Kars ve Erzurum’da gelişmiştir.

Hazır Giyim (konfeksiyon): İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Bursa, Adana, Eskişehir ve Gaziantep’te gelişme göster-
miştir.

Uyarı: Dokuma sanayisinde hammadde olarak bitkisel ve hayvansal ürünler kullanılmaktadır.

ORMAN SANAYİSİ
Orman sanayisi, özellikle kâğıt ve kereste işletmeleri hammaddeye bağlı kıyılarda yoğunlaşmıştır.

Kâğıt: Giresun (Aksu), Zonguldak (Çaycuma), Muğla (Dalaman), Balıkesir, Afyon (Çay) ve Mersin’de (Taşucu) geliş-
miştir.

Mobilya: Bursa (İnegöl), Ankara, Kayseri, İstanbul, İzmir ve Manisa’da gelişmiştir.

Kereste: Sinop, Düzce, Kastamonu, Bartın ve Bolu’da gelişmiştir.

Uyarı: Mevcut kâğıt üretimi Türkiye ihtiyacını karşılamadığı için ithal edilmektedir. Mobilya önemli ihraç ürünlerimiz-
dendir. Ayrıca mobilya tesislerinde hammaddeye yakınlık söz konusu değildir.

4
Kemal Arslan

TAŞ VE TOPRAĞA DAYALI SANAYİ


Cam Sanayi: Sinop, İzmit (Çayırova), İstanbul, Bursa, Denizli, Konya, Kırklareli ve Mersin’de gelişmiştir.

Çimento Sanayi: Türkiye’de oldukça yaygındır. Bütün bölgelerde bulunur.

Seramik Sanayi: İstanbul, Çanakkale (Çan), Kütahya, Bilecik – Bozüyük, Manisa, İzmit ve İzmir’de gelişmiştir.

Uyarı: Cam, çimento ve seramik sanayisi, iklime koşullarından etkilenmemektedir. Çimento ve seramik önemli ihraç
ürünlerimizdendir.

MADEN SANAYİSİ
Demir – Çelik: Karabük, Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, İzmir ve Sivas

Bakır: Samsun, Artvin – Murgul, Elazığ – Maden

Ferro-Krom: Elazığ ve Antalya

Alüminyum: Seydişehir

Boraks: Bandırma, Kırka, Emet

Uyarı: Metalurji olarak da adlandırılan maden sanayisinde su kaynaklarına yakınlık(soğutma suyu) önemlidir.

KİMYA SANAYİSİ
Petro – Kimya: Batman, Mersin (Ataş), İzmit (İpraş), İzmir (Aliağa) ve Kırıkkale (Orta Anadolu) petrol arıtma tesisleri
yer alır.

İlaç Sanayi: İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Samsun ve İzmit

Gübre Sanayi: Mardin – Mazıdağı, İskenderun, İzmir, Adana, Mersin, Bursa, Samsun, Elazığ ve Kütahya

Lastik: Kırşehir, Adana, İzmit ve Adapazarı ve İzmir

Uyarı: Kimya sanayisi genellikle maden ve petrol rafinerilerine yakın yerlerde gelişme gösterir. (2002 yılından itibaren
Mersin - Ataş petrol rafinerisi sadece depolama ve pazarlama görevi yapar.)

MAKİNE SANAYİSİ
Otomotiv: Bursa, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Eskişehir, İzmir ve Adana ve Aksaray’da fabrikaları bulunur.

Lokomotif – Vagon: Eskişehir ve Sivas’ta Lokomotif Adapazarı’nda ise vagon sanayisi gelişmiştir.

Ev Aletleri: İstanbul, İzmit, Bursa, Eskişehir, İzmir ve Manisa’da gelişme göstermiştir.

Savunma: Ankara ve Eskişehir’de uçak, Kırıkkale ve Ankara’da silah sanayisi gelişmiştir.

Dayanıklı Tüketim: İstanbul, İzmir, İzmit, Ankara, Bursa ve Manisa’da gelişme göstermiştir.

Tersane: Pendik, Tuzla, Gölcük, Hasköy, Kartal, İzmir-Alaybey ve Mersin’de gelişme göstermiştir.

Not: Türkiye’de bölgeler arası sanayileşme düzeyleri arasında farklılık oldukça fazladır. Sanayileşmenin en fazla oldu-
ğu bölge Marmara iken en az olduğu bölge Doğu Anadolu’dur. Ayrıca Türkiye’de ilk uçak fabrikası Kayseri’de açıldı,
ancak daha sonra kapatılmıştır.
Uyarı: Bir yerde sanayi faaliyetlerinin geliştiğinin en net kanıtı enerji tüketimidir. Sanayileşmeye bağlı enerji tüketimi
artar.

5
Kemal Arslan
TÜRKİYE'DEKİ OSB'LER
Türkiye’de sanayi kuruluşlarının uygun görülen alanlarda, belirli bir plan dâhilinde yapılmasına Organize Sanayi Böl-
geleri (OSB) denir.

Organize Sanayi Bölgelerinin kuruluşunda etkili olan faktörler


➨ Sanayinin uygun alanlarda yapılandırılması
➨ Düzenli kentleşmenin sağlanması
➨ Çevresel sorunların önlenmesi
➨ İmalat sanayisinin belirli bir plana göre yetiştirilip geliştirilmesi

➨ Türkiye’de en fazla OSB Bursa ilinde yer alır.

SANAYİDE İLKLER
• Türkiye'de ilk silah fabrikası 1932 yılında Kırıkkale'de kuruldu.

• Türkiye'de ilk demir – çelik fabrikası 1937 yılında Karabük'te faaliyete geçti.

• Türkiye'de ilk cam fabrikası 1934 yılında İstanbul'da kuruldu.

• Türkiye'de ilk elektrikli tren 1955 yılında İstanbul'da (Sirkeci – Halkalı) hizmete girdi.

• Türkiye'de ilk kağıt fabrikası 1936 yılında İzmit'te kuruldu.

• Türkiye'de ilk petrol rafinerisi 1955 yılında Batman'da kuruldu.

• Türkiye'de ilk şeker fabrikaları Alpullu (26 Kasım 1926) ve Uşak (17 Aralık 1926) fabrikalarıdır.

• Tütün sanayisi ilk kez 1884 yılında İzmir sigara fabrikasının kurulması ile gelişmiştir.

• Ülkemizde ilk konserve fabrikası 1920 yılında Kartal’da ( İstanbul) kurulmuştur.

• Türkiye'de ilk ferro-krom metalürji fabrikası 1962 yılında Antalya’da kurulmuştur.

• Türkiye'de ilk Bakır izabe tesisleri ilk olarak 1939’da Elazığ Maden’de kuruldu.

• Türkiye'de ilk Alüminyum tesisleri 1973 yılında Konya – Seydişehir’de kuruldu.

• Türkiye'de ilk çimento fabrikası 1910 yılında İzmit Darıca’da açıldı.

6
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE ULAŞIM
Türkiye’de Ulaşımı Etkileyen Faktörler
1-) Doğal Faktörler;
• Coğrafi konum
• Yer şekilleri
• İklim

2-) Beşeri ve Ekonomik Faktörler;


• Sanayi
• Ticaret
• Tarım ve hayvancılık
• Turizm
• Nüfus
• Sermaye
• Teknolojik gelişmeler

1. KARAYOLLARI: Osmanlı devletinden Türkiye’ye kalan karayolları mirası 18.300 km olduğu bilinmektedir. Bu sayı
1938 yılında 38.800 km’ye ulaşırken günümüzde bu rakam 67.000 km’yi geçmiştir. Yine kara yolu ile ilgili önemli bir
gelişme ise 1950 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bütün yerleşim merkezlerine ulaştığı için en yay-
gın ulaşım sistemidir. Bu yüzden Türkiye’de yük ve yolcu taşımacılığında karayolları ilk sırada yer alır. En riskli ulaşım
sistemidir. Karayolu yapımını etkileyen en önemli faktör yer şekilleridir. Dağlık, engebeli alanlarda karayolu ulaşımı çok
gelişmemiştir. Kuzey Anadolu Dağları ve Toroslar kıyıya paralel uzandığı için Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinin kıyıları
ile iç kesimler arasında ulaşım ancak geçitlerle sağlanır.

7
Kemal Arslan
Şimdi bu geçitlere bakalım:
Karadeniz Bölgesi’ndeki başlıca geçit ve tüneller şunlardır:
✓ Kop Geçidi Bayburt’u Erzurum’a
✓ Zigana (Kalkanlı) Geçidi Trabzon’u Gümüşhane’ye
✓ Cankurtaran Geçidi Hopa’yı Borçka’ya
✓ Ecevit Geçidi İnebolu’yu Kastamonu’ya
✓ Ovit Tüneli İkizdere'yi İspir'e bağlar.

Akdeniz Bölgesi’ndeki başlıca geçitler şunlardır:


✓ Çubuk Geçidi Antalya’yı Göller yöresine
✓ Sertavul Geçidi Silifke’yi Karaman’a
✓ Gülek Geçidi Adana’yı İç Anadolu Bölgesi’ne
✓ Belen Geçidi Çukurova’yı Hatay’ a bağlar.

Ovit Dağı Tüneli: Türkiye'de Rize – Erzurum arasındaki karayolunun İkizdere – İspir mevkiinde bulunan Ovit Dağı
Geçidi'nin karayolu tüneli ile geçilmesini sağlar uzunluğu ise 14,3 kilometredir.
Yeni Zigana Dağı Tüneli: 14,7 km Trabzon-Gümüşhane arasında yapım aşamasında olan bir tüneldir. Bu tünelin ta-
mamlanmasıyla Türkiye'nin en uzun kara yolu tüneli olacaktır.
Sabuncubeli Tüneli: İzmir ve Manisa illeri arasında D 565 karayolu üzerinde ulaşım süresini 45 dakikadan 15 dakikaya
indiren tüneldir. 2018 yılında faaliyete geçmiştir.
Karabet tüneli: Van-Bahçesaray arasında 2016 yılında faaliyete geçen prefabrik kar tünelinin uzunluğu 2,3 km’dir. Çığ
olaylarını önlemek amaçlıdır.
Not: Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı uluslararası taşımacılıkta önem kazanmıştır. Uluslararası E – Yolları ağı,
TEM (Trans European Motorway), Karadeniz Ring Koridoru ve İpek Yolu önemli uluslararası karayolu bağlantılarıdır.

Avrasya Tüneli: İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını karayoluyla bağlayan, İstanbul Boğazı’nı deniz tabanının altın-
dan geçen 5,4 km uzunluğundaki iki katlı tüneli de kapsayan toplam 14,6 km’lik bir güzergâhta, Kazlıçeşme ile Göztepe
arasında inşa edildi. Trafiğin çok yoğun olduğu güzergâhta yolculuk süresi 100 dakikadan 15 dakikaya indirilmiştir. 2016
yılında faaliyete geçti.

Otoyol = Otoban: Kara yolunun daha büyük, çift yönlü ve hız limitinin daha yüksek, özel bazı noktalardan giriş yapıla-
bilen karayoludur. Türkiye’nin toplam otoyol uzunluğu 2159 km’dir. Türkiye’de her geçen yıl otoban ağı genişlemektedir.

8
Kemal Arslan

2. DEMİRYOLLARI: Anadolu yarımadasında ilk demiryolu İzmir – Aydın arasında 1856 yılında İngilizler tarafından
yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryollarında ciddi bir çıkış olsa da 1950'lerden sonra Marshall yardımıyla ka-
rayoluna öncelik verilmiş, demiryolları ise uzun süre ihmal edilmiştir. Son yıllarda tekrar bir canlanma olmasına rağmen
Türkiye’de demiryolu ulaşım ağı istenilen düzeye henüz gelmemiştir. Bu durum üzerinde yer şekillerinin çok engebeli
olması, teknoloji ve sermaye yetersizliği etkili olmuştur. Özellikle yer şekillerinden dolayı demiryolu ulaşım ağı daha çok
doğu – batı yönlü gelişim göstermiştir. Bu ulaşım sisteminin en önemli özellikleri, güvenli olup daha çok yük amaçlı
kullanılmaktadır.

Demiryollarının gitmediği yerler: Yıldız Dağları çevresi, Çanakkale çevresi, Menteşe yöresi, Antalya Bölümü’nün kıyı-
ları ve Antalya ili, Sinop – Kastamonu çevresi, Tunceli – Ağrı – Iğdır yöresi, Hakkâri Yöresi ve Doğu Karadeniz Bölümü.

Demiryollarının gittiği limanlar: Samsun, Zonguldak, Ereğli, İskenderun, Mersin, İzmir, Bandırma, İzmit ve İstanbul.

Demiryollarının gittiği ülkeler: Bulgaristan, Yunanistan, İran ve Suriye (şu an kapalı) gibi ülkelerle tarifeli seferler
mevcuttur.

Yüksek Hızlı Tren (YHT): Türkiye’de ilk hızlandırılmış tren seferleri Ankara – Eskişehir arasında başlamıştır.

Yüksek Hızlı Tren Hatları


• Ankara - Eskişehir hattı (2009 yılında hizmete açılmıştır)

• Ankara - Konya hattı (2011 yılında hizmete açılmıştır)

• Ankara - İstanbul hattı (2014)

Planlanan Yüksek Hızlı Tren Hatları


➨ Ankara - İzmir projesi

➨ Ankara - Sivas hattı(Test aşamasında)

➨ Ankara - Kayseri hattı

➨ Sivas - Erzincan - Erzurum - Kars hattı

➨ Bursa - Osmaneli hattı

➨ Halkalı – Kapıkule

9
Kemal Arslan

Marmaray Projesi: İstanbul'un Avrupa(Halkalı) ve Asya(Gebze) yakalarındaki demiryolu hatlarını İstanbul Boğazı al-
tından geçen bir tüp tünelle birleştiren 76 km’lik bir demiryolu banliyö treni sistemidir. Hattın boğaz geçişini de içine alan
14 km'lik bölümü, 29 Ekim 2013 tarihinde hizmete açılmıştır. Geriye kalan kısmı ise 2019 yılında faaliyete geçmiştir. AB
hızlı tren ağlarıyla uyumlu olan bu hat Avrupa’dan Asya’ya, batıdan doğuya kesintisiz, hızlı ve ekonomik bir demiryolu
bağlantısı sağlayacaktır.

Not: Türkiye’nin ilk metro köprüsü 2014 yılında açılan Haliç köprüsüdür.

Demiryolunun bulunduğu sınır kapıları


✓ Kapıkule - Bulgaristan
✓ Pazarköy - Yunanistan
✓ Kapıköy - İran
✓ Akkaya - Ermenistan
✓ Nusaybin - Öncüpınar - Mürşitpınar - Ceylanpınar - Akçakale - Suriye

BALO (Büyük Anadolu Lojistik Taşımacılığı): Türkiye'nin en büyük lojistik projesi olan BALO Anadolu'nun farklı şe-
hirlerinde üretilen ürünler lojistik merkezlerinde birleşerek blok trenlerle Bandırma'ya getirilir. Yükler buradan konteyner
gemilerle Tekirdağ'a oradan da tarifeli blok trenlerle Avrupa'ya taşınacak. BALO ile Anadolu'dan üretilen ürünler demir-
yoluyla Avrupa'ya taşıyarak sanayideki rekabeti artırmak ve taşımacılıkta %30 daha fazla yük almak amaçlanmıştır.
Güzergâh ise Türkiye, Avusturya ve Almanya'dır.

Ro ro taşımacılığı: Deniz ve kara taşımacılığının koordinasyonu ile kurulan taşımacılık sistemidir.

Ro ro taşımacılığı: Tır adı verilen büyük çekiciler limanlar arası feribot ya da gemi ile taşınması olayına denir. Önemli
limanları İstanbul (Pendik) ,İzmir(Çeşme), Tekirdağ, Zonguldak, Samsun, Trabzon, Mersin

10
Kemal Arslan

3. DENİZYOLLARI: Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu için deniz ulaşımı önem kazanmıştır. Özellikle 1
Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj kanunu ile denizyolları önündeki engeller kalkmış oldu. 1933 – 1939 yılları
arasında bu sektörün gelişmesinde devlet hâkim iken 1950 yılından sonra özel sektör etkin olmaya başlamıştır. Türk
denizciliğinin gelişebilmesi için 1954 yılında Denizcilik Bankası kuruldu. Bu ulaşım sistemi ucuz olup, daha çok dış
ticarete yönelik faaliyet gösterir. Türkiye dış ticaretinin %65'inden fazlası deniz yoluyla yapılmaktadır. Deniz yollarında
limanların işlek olması ard bölge (Hinterland) ile ilgilidir. Şimdi bir kısa özet geçelim:

Ülkemizde bulunan limanlar ve genel özellikleri şunlardır;


1. Trabzon Limanı: Demir yolu ağı yoktur. Dalgakıran sayısının fazla olduğu bir limandır. Doğu Karadeniz Bölümü’nün
en önemli limanıdır. Türkiye-İran transit ticaret yolu buradan geçer.

2. Sinop Limanı: Hinterlandı dar(Küre Dağları) olan limandır. Bu yüzden fazla işlek değildir. Karadeniz’in tek doğal
limanıdır. Demiryolu ağı bağlantısı yoktur.

3. Samsun Limanı: Hinterlandı(Ard bölgesi) geniştir. Karadeniz’in en önemli ticaretlerinin gerçekleştiği limandır. Demir
yolu ağı bağlantısı bulunur.

4. İstanbul Limanı: En önemli ithalat limanıdır. Ticaret hacmi oldukça yüksektir. Sanayiye yönelik faaliyet gösterir. İşlek
ve gelişmiş limandır.

5. İzmit Limanı: Petrol rafinerisinin büyük çoğunluğu burada gerçekleşir. İstanbul’dan sonra en gelişmiş limandır. Üze-
rinde pek çok tersane vardır.

6. Bandırma Limanı: Konumu itibarı ile demiryolu bağlantısı ile kombine taşımacılıkla her türlü yükün gerçekleşebile-
ceği bir limandır. Bor işletmeni üzerinde barındırır.

7. İskenderun Limanı: Kıta sahanlığı geniş, işlek bir limandır. Çoğunlukla ağır yük gemileri bu limanı kullanmaktadır.
Demir çelik sanayisine dayalı bir şekilde gelişmiştir.

8. Antalya Limanı: Turizme bağlı olarak gelişen bir limandır. Yat ve Marina limanıdır. Demir yolu ağı bağlantısı bu-
lunmaz.

9. İzmir Limanı; En önemli ihracat limanıdır. Hinterlandı çok geniştir. Demir yolu ağı bağlantısı bulunur.

10. Mersin Limanı: Petrol ticareti yapılır. Serbest ticaret bölgesidir. Kıbrıs ve Orta Doğu'ya açılan stratejik limandır.
Demir yolu ağı bağlantısı bulunur.

11
Kemal Arslan

4. HAVAYOLLARI: Türkiye diğer ulaşım sistemlerinde olduğu gibi havayollarında da önemli bir yer ve potansiyele
sahiptir. Türkiye’nin stratejik konumundan dolayı Asya – Avrupa – Pasifik Bölgesi için geçiş hattıdır. Havayolları ile
ilgili en önemli gelişme 1933 yılında kurulan Devlet Hava Yolları İdaresi’dir. Bu kurum 1956 yılında THY (Türk Hava
Yolları) adını almıştır. Yurt dışına yapılan ilk resmi sefer 1947 yılında Ankara ve İstanbul'dan Atina'ya gerçekleşmiştir.
1983 yılında sivil havacılık kanunu ile özel havayolu şirketlerinin bu pazara dahil olmasıyla hava yolları hızlı gelişim
göstermiştir. Bu ulaşım sisteminde sermaye ve teknoloji önemlidir. En pahalı ve hızlı ulaşım sistemidir. Cumhuriyet’in
ilk yıllarında sınırlı birkaç ilde (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana) bulunurken, son yıllarda büyük bir gelişme sağlanmıştır.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya’da önemli hava limanları bulunur.

Zafer Havalimanı: Kütahya'nın Altıntaş ilçesinde bulunan uluslararası havalimanı, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak
illerine hizmet vermesi nedeniyle Türkiye'nin ilk bölgesel havalimanıdır. 25 Kasım 2012 tarihinde hizmete açılmıştır.

İGA (İstanbul 3.Havalimanı): İstanbul'un üçüncü havalimanı Karadeniz sahiline Terkos gölüne yakın Arnavutköy-Gök-
türk-Çatalca kavşağında 76,5 milyon metrekarelik alanda Akpınar ve Yeniköy mahalleleri arasında yapıldı. Havalimanı
29 Ekim 2018'de açıldı. Yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Hava-
limanı'nın ilk fazı, yıllık 90 milyon yolcuya hizmet vermektedir.

Çukurova Bölgesel Havalimanı: Mersin ve Adana bölgesi yapımına başlanan havaalanı Mersin'in Tarsus İlçesi'nde
yer alır. Çukurova Bölgesel Havaalanı 30 milyon yolcu kapasitelidir. Çukurova Bölgesel Havalimanı, yapımı bittiği anda
İstanbul Havalimanı'ndan sonra ülkemizin ikinci büyük havalimanı olacak. 2020 yılında bitirilmesi bekleniliyor.

Ordu – Giresun Havalimanı: Ordu'nun Gülyalı ilçesinde bulunan sivil kategorideki havalimanıdır. 2015 yılında hizmete
açılmıştır. Türkiye'de ve Avrupa'da deniz üzerine inşa edilen ilk ve tek havalimanıdır.

12
Kemal Arslan
TÜRKİYE’DE TİCARET
Ticaret: Üretilen mal ve hizmetlerin üreticiden tüketicilere ulaşması amacıyla yapılan faaliyetlere ticaret denir.
Ticaret ikiye ayrılır:
A) İç Ticaret: Türkiye sınırları içerisinde meydana gelen ticarettir. Türkiye’de iç ticaret Cumhuriyet’in ilk yıllarında
oldukça zayıftı. Günümüze doğru iç ticaretimiz hızla gelişmiştir. İç ticaretimizin hızla gelişmesinde etkili olan faktörlere
bakalım:

✓ Nüfus miktarının artması,


✓ Ulaşım ve iletişimin gelişmesi,
✓ Reklam ve tanıtımın artması,
✓ Eğitim ve kültürel seviyenin yükselmesi,
✓ Milli gelirin artması iç ticareti artırmıştır.

Not: Bölgelerarası nüfus, iklim, sanayileşme düzeyinin farklılık(Zıtlık kuralı) göstermesi, iç ticaret hareketliliğini arttır-
mıştır. İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Gaziantep, Kayseri, Ankara, Eskişehir gibi kentlerde iç ticaret canlıdır.

B) Dış Ticaret: Bir ülkenin dışarıya mal ve hizmet satması veya dışarıdan alması olayına dış ticaret denir.
✓ Türkiye’nin dışarıya mal veya hizmet satması olayına İhracat (Dış satım) denir.
✓ Türkiye’nin dışarıdan mal veya hizmet alması olayına ise İthalat (Dış alım) denir.
✓ İhracat ile ithalatın toplamına Dış Ticaret Hacmi denir.
✓ Türkiye’nin ithalatı, ihracatından fazla olduğu için dış ticaret açığı oluşmuştur.

➨ Türkiye’nin ihracatı 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,1 artarak 171 milyar 531 milyon dolar,
➨ Türkiye’nin ithalatı ise yüzde 9,1 azalarak 202 milyar 705 milyon dolar olarak gerçekleşti.
➨ Dış ticaret açığı 2019 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 43,5 azalarak 55 milyar 126 milyon dolardan, 31 milyar
174 milyon dolara geriledi.
➨ İhracatın ithalatı karşılama oranı 2018 yılında 75,3 iken 2019 yılında % 84,6 oldu.

İhracat: Cumhuriyet’in ilk yıllarında ihracatta en büyük pay tarım ürünlerine ait iken bu oran günümüze doğru azal-
mıştır.
Ekonomik faaliyetlere göre İhracat 2019
• İmalat :%94,2
• Tarım :%3,5
• Maden:%1,9
• Diğer :%0,4

✓ Sanayi ürünleri: Motorlu kara taşıtları-Otomotiv, Tekstil, Deri, Yün, Çimento, Kireç, Halı kilim, pastacılık ürünleri,
Seramik, Cam, Mobilya, Konserve
✓ Yeraltı kaynakları: Mermer, Zımpara taşı, Alüminyum, Lületaşı, Bor, Krom, Feldspat, Tuz, Manganez
✓ Tarım ürünleri: İncir, Kayısı, Üzüm, Antepfıstığı, Fındık, Turunçgiller, Zeytin, sebze çeşitleri
TÜİK 2019 verilerine göre ihracatımızda ilk sırada Almanya yer alır. Onu Birleşik Krallık ve İtalya izler.

13
Kemal Arslan

İthalat: Türkiye’nin hızla sanayileşmesine bağlı enerji ihtiyacı artmıştır. Bu yüzden ithalatımızın yarısına yakınını enerji
kaynakları oluşturur.

Ekonomik faaliyetlere göre İthalat 2019

• İmalat : %76,1

• Tarım : %4,7

• Maden: %15,7

• Diğer : %3,5

✓ Yeraltı kaynakları: Mineral yakıtlar, Bakır, Petrol, doğalgaz, taşkömürü, fosfat

✓ Sanayi ürünleri: İlaç, suni gübre, madeni yağ, boya, silah, makine, elektrikli eşya, motorlu taşıtlar, optik malzemeler,
kâğıt, Demir çelik, plastikler, hava taşıtları, kauçuk, tıbbi araç – gereçler, kozmetik ürünler

✓ Tarım ürünleri: Muz, pamuk, pamuk ipliği, mısır, kahve, kakao, pirinç, hurma, ananas, Hindistan cevizi

TÜİK 2019 verilerine göre İthalatımızda ilk sırada Rusya Federasyonu, yer alır. Onu sırasıyla Çin ve Almanya izler.

2019 ithalat – ihracat dengesi özetle:

İhracat: 171 milyar 531 milyon dolar,

İthalat: 202 milyar 705 milyon dolar

Dış ticaret açığı: 55 milyar 126 milyon dolar,

İhracatın-ithalatı karşılama oranı: % 84,6

Dış ticaret hacmi: 374 milyar 236 milyon dolardır.

Not: En fazla dış ticaret fazlası verdiğimiz ülke Irak’tır. En fazla dış ticaret açığı verdiğimiz ülke ise Rusya’dır.

Transit Ticaret: Ülkeler arasında mal ve hizmetlerin taşınması esnasında başka ülkelerin ulaşım sistemlerini kullan-
madır. Türkiye’nin transit ticarette önemli olması;

➨ Kıtalararası geçiş noktasında yer alması,

➨ Üç tarafının denizlerle çevrili olması,

➨ Zengin petrol rezervlerine sahip ülkeler ile sanayileşmiş Avrupa ülkeleri arasında yer alması transit ticaretin önemini
artırmıştır.

➨ İzmir, İstanbul, İskenderun ve Trabzon limanları, boğazlar ile birçok geçit ve sınır kapısı kullanılmaktadır.

14
Kemal Arslan
Serbest Ticaret Bölgesi: Belirlenmiş bazı alanlarda ithal ve ihraç ürünlerinin gümrük vergisi alınmadan alınıp –
satıldığı yerlerdir.

Serbest Bölgelerin Kuruluş Amaçları


➨ Yabancı sermaye yatırımlarını ve dış ticareti arttırmak
➨ Yerli üreticilerin dünya piyasalarındaki fiyattan girdi temin etmelerini sağlayarak uluslararası rekabet güçlerine kat-
kıda bulunmak,
➨ ihracata dönük sanayinin gelişmesini teşvik ederek ihracatı arttırmak,
➨ döviz girişini arttırmak,
➨ yeni iş imkanları yaratarak istihdam sorununun çözümüne yardımcı olmak,
➨ gelişmiş üretim ve yönetim tekniklerinin(teknoloji) yurtdışından getirilmesiyle ekonomik standartları yükseltmek
amacıyla kurulurlar.

Serbest Bölgeler:
• Adana-Yumurtalık Serbest Bölge Müdürlüğü
• Antalya Serbest Bölge Müdürlüğü
• Avrupa Serbest Bölge Müdürlüğü
• Bursa Serbest Bölge Müdürlüğü
• Denizli Serbest Bölge Müdürlüğü
• Ege Serbest Bölge Müdürlüğü
• Gaziantep Serbest Bölge Müdürlüğü
• İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölge Müdürlüğü
• İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölge Müdürlüğü
• İstanbul Trakya Serbest Bölge Müdürlüğü
• İzmir Serbest Bölge Müdürlüğü
• Kayseri Serbest Bölge Müdürlüğü
• Kocaeli Serbest Bölge Müdürlüğü
• Mersin Serbest Bölge Müdürlüğü
• Rize Serbest Bölge Müdürlüğü
• Samsun Serbest Bölge Müdürlüğü
• Trabzon Serbest Bölge Müdürlüğü
• TÜBİTAK Mam Teknoloji Serbest Bölge Müdürlüğü

15
Kemal Arslan
TÜRKİYE’ DE TURİZM
İklim çeşitliliği, zengin bitki örtüsü, milli parklar, ilginç yer şekilleri, rafting, paraşütçülük, kongre merkezleri, kayak mer-
kezleri, deniz turizmi, jeolojik yapıya bağlı termal turizmi, insanlığı heyecanlandıran çok sayıda tarihi yapı – doku, ülke-
mizi eşsiz bir cennet haline getirmiştir.
Turizm(Bacasız sanayi): İnsanların dinlenme, eğlenme, gezip görme, kültürel veya farklı sebeplerle farklı yerlere gidip
geri döndükleri etkinlikleri turizm olarak değerlendirebiliriz. Türkiye’nin turizmle ilgili örgütlenme faaliyetlerini sürdürmek
üzere Atatürk tarafından “Seyyabın Cemiyeti” kurulmuştur. 1934 yılında Türk Ofis adıyla kurulan bir büroyla devlet
turizm faaliyetlerinin sorumluluğunu üstlendi ve 1957’den itibaren de sektör Bakanlık düzeyinde ele alınmaya başladı.
Turizmde asıl hareketlilik 1980'li yıllarından sonra gerçekleşmiştir. 1982'de "Turizm Teşvik Kanunu" çıkarılmış, 1985
yılında ise turizm kalkınmada özel önem taşıyan sektör kapsamına alınmıştır. Günümüzde ise Türkiye Turizm stratejisi
2023 Eylem planıyla hedefe ulaşmayı planlamaktadır.

Önemli: 2019 yılında Türkiye'yi toplam 51,8 milyon kişi ziyaret etti ve 34,5 milyar dolar turizm geliri elde edildi. (Tür-
kiye'nin turizm geliri 2018 yılına göre yüzde 17 arttı) en çok ziyaret edilen iller sırasıyla İstanbul ve Antalya’dır. Ayrıca
en çok ziyaretçi ise Rusya'dan gelmiştir. Rusya’yı; Almanya ve Bulgaristan izler.

MARMARA BÖLGESİ
Turizm gelirlerinde 1. sırada yer alır, Turizm çeşitliliği fazladır. Turizm yılın 12 ayına yayılmıştır.

MARMARA BÖLGESİ TURİZMİ

• İstanbul: Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Galata Kulesi, Ayasofya Müzesi, Aya irini Kilisesi,
Kapalıçarşı, Kızkulesi, Anadolu ve Rumeli Hisarı

• Bursa: Cumalıkızık, Yeşil Türbe, İznik Yeşil Cami, Kaplıcalar, Uludağ Kayak Merkezi, Gölyazı

• Edirne: Selimiye Camii, Rüstempaşa Kervansarayı, Saray Hamamı, Uzunköprü(Taş köprü)

• Çanakkale: Truva Harabeleri, Asos, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Athena Tapınağı, Çanakkale Şehitleri Anıtı

• Balıkesir: Manyas Kuş Cenneti, Kaplıcalar, Erdek, Cunda Adası, Şeytan Sofrası

• Sakarya: Acarlar Longozu, Kuzuluk Kaplıcaları, Deprem Müzesi, Sapanca Gölü, Justinianus Köprüsü (Beşköprü)

• İzmit: Kartepe, Osman Hamdi Bey Müzesi, Kefken Pembe Kayalar, Ballıkayalar

• Kırklareli: İğne Ada Longoz Ormanları, Dupnisa Mağarası

16
Kemal Arslan
EGE BÖLGESİ TURİZMİ

• İzmir(Ege’nin İncisi): Seferihisar(İlk Cittaslow), Meryem Ana Kilisesi, Athena Tapınağı, Efes, Bergama Antik Tiyat-
roları, Agora, Akropolis, Çeşme gibi birçok deniz turizm merkezi de bulunmaktadır.
• Aydın(Efeler Diyarı): Milet, Apollon Tapınağı, Afrodisias, Dilek yarımadası, Kuşadası ve Didim deniz turizminin mer-
kezi durumundadır.
• Denizli: Hierapolis-Pamukkale, Honaz Dağı Milli Parkı, Kleopatra Havuzları
• Afyonkarahisar: Sandıklı kaplıcaları, Kocatepe Anıtı, Karahisar Kalesi, Frig Vadisi Tabiat Parkı
• Kütahya: Aizonai Antik Kenti, Çinili Cami, Murat Dağı Kaplıcaları
• Manisa: Ağlayan kaya, Spil Dağı Milli Parkı, Sard Antik Kenti, Divlit Yanardağı, Kula Volkanları Jeoparkı
• Muğla: Ölüdeniz, Fethiye, Datça, Bodrum Kalesi ve Müzesi, Akyaka Azmak Nehri
• Uşak: Ulubey Kanyonu, Taşyaran Vadisi, Clandras Köprüsü, Uşak Karun Hazineleri

AKDENİZ BÖLGESİ TURİZMİ

• Antalya: Deniz turizmi ve tarihi turizm oldukça gelişmiştir. Alanya-Manavgat-Kaş -Kemer, Termessos, Olimpos, Perge,
Patara, Aspendos, Saklıkent Kayak merkezi, Belek, Alanya, Dalaman, Kekova, Dim Çayı, Karain, Beldibi, Damlataş
Mağaraları, Altınbeşik, Kurşunlu, Düden, Manavgat Şelalesi, Köprülü Kanyonu, Noel Baba Müzesi St. Nicolas kilisesi
• Isparta: Eğirdir gölü, Davraz kayak merkezi, Kovada Gölü Milli Parkı, Gölcük Tabiat Parkı
• Burdur: Hacılar Harabeleri, Antik Sagalasos kenti, İnsuyu Mağarası, Salda Gölü
• Mersin: Anamur’da Ortaçağdan kalma kale, Cennet ve Cehennem Mağaraları, Kız Kalesi, Yedi Uyurlar Mağarası,
St. Paul Kilisesi, Astım Mağarası
• Osmaniye: Karatepe- Aslantaş milli parkı
• Hatay: St. Pierre Kilisesi, Titus Tünelleri, Harbiye Şelaleleri, Lav Tüpü Mağarası
• Kahramanmaraş: Germanicia Antik Kenti Mozaikleri, Ilıca Kaplıcaları
• Adana: Tekir Yaylası, Misis Köprüsü(Ölümsüzlük Köprüsü)

17
Kemal Arslan

KARADENİZ BÖLGESİ

• Trabzon: Sümela Manastırı, Ayvasıl Kilisesi, Maçka – Altındere Milli Parkı, Uzungöl, Atatürk Müzesi, Sera Gölü

• Çorum: Alacahöyük, Hattuşa, Kybele Kabartması

• Amasya: Kralkaya Mezarlıkları, Sultan Beyazıt Külliyesi, Amasya Kalesi

• Samsun: Gazi Müzesi, Büyük Cami, 19 Mayıs Fuarı, Lâdik Kaplıcaları, Amazon Kadınları Köyü ve Müzesi, Kızılır-
mak Deltası Kuş Cenneti, Şahinkaya Kanyonu Tabiat Parkı

• Bolu: Abant Gölü, Yedigöller, Köroğlu Dağları, Kartalkaya

• Kastamonu: Valla Kanyonu, İstiklal Yolu

• Tokat: Ballıca Mağarası(Karstik oluşumu), Tokat Kalesi

• Rize: Zil Kale, Ayder ve Anzer Yaylaları, Fırtına Deresi

• Artvin: Hatilla Vadisi, Karagöl-Sahara Milli Parkı, Camili(Türkiye’nin ilk biyosferi)

• Karabük: Safranbolu Evleri, Kristal Cam Teras

• Gümüşhane: Karaca Mağarası, Tomara Şelalesi, Zigana Kayak Merkezi

• Sinop: Erfelek Tatlıca Şelaleleri, Hamsilos Koyu, Sinop Tarihi Cezaevi

• Giresun: Kümbet Yaylası, Mavigöl, Kuzalan Şelalesi

• Ordu: Perşembe Yaylası, Boztepe

• Bartın: Amasra(Çeşm-i Cihan)

Not: Yağış rejiminden dolayı deniz turizmi gelişmemiştir.

18
Kemal Arslan
İÇ ANADOLU BÖLGESİ

• Ankara: Anıtkabir, Beypazarı-Kızılcahamam termalleri, Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Gordion, El-
madağ kayak merkezi, Roma Hamamı
• Nevşehir: Kapadokya, Ürgüp, Göreme ve Avanos peribacaları, Derinkuyu, Uçhisar Kalesi
• Aksaray: Ihlara Vadisi, Hasan Dağı
• Konya: Mevlana Türbesi, Çatalhöyük, Yerköprü Şelalesi, Kızören Obruğu, Meke Tuzlası
• Kayseri: Erciyes kayak merkezi, Sultan Sazlığı, Kapuzbaşı Şelalesi, Kültepe Yazıtları
• Yozgat: Alişar, Yozgat Çamlığı, Kazankaya Kanyonu, Sarıkaya Roma Hamamı
• Sivas: Kongre Müzesi, Divriği Ulucami
• Çankırı: Ilgaz Kayak merkezi
• Kırşehir: Cacabey Cami Rasathanesi, Kaman Kalehöyük

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ


• Elazığ: Harput Kalesi, Çırçır Şelalesi, Harput Buzluk Mağarası, Hazar Gölü Plajı, Kara Leylek Kanyonu
• Ağrı: İshakpaşa Sarayı, Meteor Çukuru, Diyadin Kaplıcaları
• Kars: Ani Harabeleri, Sarıkamış, Katerina Köşkü, Kuyucuk Kuş Cenneti
• Van: Van ve Hoşap Kaleleri, Akdamar Adası ve Kilisesi, Muradiye Şelalesi, Çavuştepe, Vanadokya, Başkale Traver-
tenleri
• Erzurum: Çifte Minareli Medrese ve Nene Hatun Milli Parkı, Tortum Şelalesi, Palandöken, Atatürk Evi, Narman Pe-
ribacaları
• Bitlis: Nemrut Kaldera Gölü, Ahlat Anıt mezarları, Nemrut Kayak Merkezi
• Bingöl: Yüzen Adalar, Buban Bacaları, Çır Şelalesi
• Tunceli: Munzur Vadisi Milli Parkı
• Muş: Malazgirt Meydan Muharebesi Milli Parkı
• Malatya: Gürpınar Şelalesi, Aslantepe Ören Yeri, Levent Vadisi, Tohma Kanyonu, Battal Gazi
• Erzincan: Girlevik Şelalesi, Otlukbeli Gölü, Ergan Dağı Kayak Merkezi

19
Kemal Arslan

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ


• Diyarbakır: Diyarbakır Surları, Hevsel Bahçeleri, Çermik kaplıcaları, Çayönü Malabadi Köprüsü, Yedi Kardeş Burcu,
Asur Mezarları, Hasan Hanı, Gelincik Dağı, Zerzevan Kalesi
• Adıyaman: Nemrut Dağı, Cendere Köprüsü, Pirin Mağaraları, Perre Antik kenti, Karakuş Tümülüsü
• Mardin: Mardin Evleri, Deyrulzafaran Manastırı, Kasimiye Medresesi, Dara Antik Kenti, Mor Gabriel Manastırı
• Şanlıurfa: Balıklı göl(Halil-ür Rahman) Göbeklitepe, Harran evleri ve Harran Kalıntıları, Halfeti Antik Kenti, Tek Tek
Dağları Milli Parkı
• Gaziantep: Zeugma Antik Kenti mozaik müzesi(Belkıs Harabeleri), Gaziantep Kalesi
• Batman: Hasankeyf, Hallan Çemi Höyüğü, Zeynel Bey Türbesi, Yol Geçen Hanı
• Siirt: Botan Vadisi Milli Parkı(son milli park), Tillo, Veysel Karani
• Şırnak: Kırmızı Medrese, Cudi Dağı(Nuhun Gemisi olayı)
Not: Kış turizmi ve yaylacılık potansiyeli düşük bir bölgedir.

İnanç Turizmi: Saint Pierre Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi(Efes), Sümela Manastırı, Balıklı Göl, St.Nichola Kilisesi,
Akdamar Adası-Kilisesi, Mevlana Türbesi, Ashab-ı Keyf önemli inanç merkezleridir.
Sağlık (Kaplıca) Turizmi: Balçova, Sandıklı, Buharkent, Gönen, Yalova, Kızılcahamam, Diyadin, Pamukkale, Beypa-
zarı, Bursa kaplıcaları önemlidir.
Kayak Merkezleri(kış turizmi): Uludağ, Kartalkaya, Erciyes, Palandöken, Ergan (Erzincan), Davraz, Saklıkent, Karte-
pe, Elmadağ, Zigana, Nemrut, Bozdağ, Ilgaz ve Sarıkamış kayak tesisleri önemlidir.
Tarihi-kültürel turizm: Efes, Gordion, Sardes, Millet, Bergama, Truva, Perge, Aspendos, Patara, Alacahöyük, Çatal-
höyük, Kültepe, Hasankeyf, Nemrut Heykelleri, Zeugma, İshakpaşa Sarayı, Urartu ve İstanbul’un tarihi alanları yer alır.
Kruvaziyer (suyolu turizmi): Üzerinde konaklama, yemek, eğlence alternatifleri bulunan yüksek hizmet standartlarına
sahip programlanmış belli rotalarda turistik amaçlı olarak çalışan yolcu gemileri ile yapılan seyahat turizmidir. Türkiye'de
İstanbul, Kuşadası ve İzmir limanları bu konuda en gelişmiş yerlerdir.
Rafting turizmi: Çoruh Nehri, Köprüçay, Fırtına Deresi, Manavgat Çayı, Dalaman, Dim Çayı, Dragon Çayı, Göksu
Nehri, Zamantı Irmağı, Fırat Nehri
Kongre turizmi: gittikçe dünyada hızla yaygınlaşan alternatif turizm dallarından biridir. Kongre turizmi tüm dünyada
olduğu gibi Türkiye'de de gelişim göstermektedir. Kongre turizmi için en fazla tercih edilen şehir ise İstanbul'dur. Ayrıca
Antalya, Ankara gibi kentlerde kongre turizminde tercih edilen yerler arasında gösterilir.
Not: Dünya Botanik turizminde Türkiye Avrupa'da ilk sırada yer alır.

Alternatif Turizm Çeşitleri Turizm Bakanlığı eko-turizmi(alternatif turizm) şu başlıklar altında değerlendirmek-
tedir:
1-Yayla Turizmi
2- Ornitoloji (kuş gözetleme) Turizmi
3- Foto safari
4- Çiftlik Turizmi
5- Botanik (bitki inceleme) Turizmi
6- İnanç Turizmi
7- Dağ ve Kış Turizmi
8- Av Turizmi
9- Termal Turizm
10- Mağara Turizmi

20
Kemal Arslan
YAVAŞ ŞEHİRLER

Citta Slow – Yavaş Şehir nedir?

İtalyanca’da şehir anlamına gelen citta ile İngilizce’ de yavaş anlamına gelen slow kelimelerinin bir araya gelmesi ile
ortaya çıkan “Cittaslow” Sakinşehir – yavaş şehir ünvanını Türkiye’de ilk Seferihisar kazanmıştır.

Tarihsel süreç: 1986 yılında Roma’nın tarihi meydanlarından İspanyol Merdivenlerinde Uluslararası bir fast food zinciri
olan Mc Donald’s şube açmasına tepki olarak Slow Food – Yavaş gıda hareketi ile eko-gastronomi grubu oluşturuldu.
1999'da İtalya’ daki Orvieto, Greve in Chianti, Bra, Positano belediye başkanları Slow Food hareketini örnek alarak Cit-
taslow birliğini kurdular. Teknolojinin her geçen gün yaşamı kolaylaştırmasına karşı insanlığı tek bir model haline getiren
bu düzene isyan olarak ilk sakin şehir olarak Toscana’ daki Chanti şehri 1999’da seçildi.

‘Sakin Şehir’ unvanı alabilmek için hareketin temel ilkelerini içeren yedi başlık altında; çevre ve altyapı politikaları, kent-
sel kalite, yerel üretimi korumak, misafirperverlik ve ‘Slow Food’ aktivitelerinin desteklenmesini şart koşan 72 maddelik
koşulu yerine getirmesi gerekiyor.

Yerine getirilmesi gereken koşullardan bir kısmı şöyledir:

• Nüfusun 50.000’den az olması

• Geleneksel yapıların korunması

• Trafiğin azaltılması

• Yerel ürünlerin kullanılması

• Yenilenebilir enerji kullanılması

• Fastfood dükkânları yerine yerel yemeklerin sunulduğu restoranların desteklenmesi

• Eski yapıların restore edilmesi

• Gürültü kirliliğinin engellenmesi

• Hava kalitesinin yükseltilmesi

• Organik ürün üretilmesi

• El sanatlarının korunması

• Türkiye'de 2020 yılı itibariyle 17 Yavaş Şehir bulunmaktadır. Türkiye’de ilk Yavaş kent Seferihisar iken son olarak
2019 yılında alınan şehirler ise Ahlat ve Köyceğiz’dir.

21
Kemal Arslan
Türkiye UNESCO Dünya Mirası listesindeki 18 kültür ve Doğal varlığı
1946 yılından bu yana Birleşmiş Milletlere bağlı bir kuruluş olan UNESCO'nun amacı, milletlerarası eğitim, kültür ve
bilim alanında destek ve dayanışma sağlamak, Dünya üzerinde onlarca ülkede bulunan değerleri miras listesine alarak
geleceğe ulaştırmayı da başarmaktadır. Türkiye, UNESCO sözleşmesine imza atan ilk 22 devlet arasında 10. sıradan
yerini almayı başarmıştır. Türkiye’nin UNESCO Miras Listesi'nde 18 adet varlık yer alır.

• İstanbul tarihi alanları [1985] Roma-Doğu Roma-Osmanlı Devletinin mimarisi

• Safranbolu şehri (Karabük)- 1998

• Boğazköy (Hattuşaş) - Hitit başkenti (Çorum)- -1986

• Nemrut Dağı (Adıyaman) – Kâhta- 1987

• Xanthos - Letoon (Muğla - Antalya il sınırı), Likya Uygarlığı- 1988

• Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)—1985: Anadolu taş işçiliğinin en mükemmel örnekleri

• Truva Antik Kenti (Çanakkale)- 1998

• Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne)- 2012

• Göreme ve Kapadokya Milli Parkı (Nevşehir)—1985

• Pamukkale - Hierapolis (Denizli) 1988

• Çatalhöyük – 2012

• Bursa – Cumalıkızık (2014)

• İzmir – Bergama (2014)

• İzmir-Efes harabeleri (2015)

• Diyarbakır surları (2015)

• Ani harabeleri-Kars (2016)

• Afrodisias-Aydın(2017)

• Göbeklitepe-Şanlıurfa (2018) son alınan yer!

Hem Kültürel, Hem Doğal Miras olarak listeye alınanlar(Karma)


• Pamukkale - Hierapolis (Denizli)

• Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)

22
Kemal Arslan
TÜRKİYE’NİN 2023 TURİZM STRATEJİSİ
Türkiye Turizm Stratejisi (2023) ile Türkiye’nin doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerinin korunması ve bu denge
içerisinde kalkınması hedeflenmiştir. Bununla beraber ülkemizde yaygın olan kıyı turizminin yanı sıra alternatif turizm
imkânlarının geliştirilmesiyle uluslararası turizm gelirlerinden alacağı payın artırılması hedeflenmektedir.

Turizmin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi

Sağlık ve Termal turizm, Kış turizmi, Golf turizmi, Deniz turizmi, Eko-turizm ve Yayla turizmi, Kongre ve Fuar turizminin
geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi planlanmaktadır.

TÜRKİYE TURİZM GELİŞİM KORİDORLARI HARİTASI


Türkiye'nin 2023 Turizm Stratejisinde yer alan ''Turizm Gelişim Koridorları''

1. Zeytin Koridoru: Bursa ili Gemlik ve Mudanya ilçeleri, Balıkesir ili Gönen, Bandırma ve Erdek ilçeleri, Çanakkale ili
Ezine ilçesini kapsar. (Sağlık, gastronomi, kültür ve kıyı turizmi gelişimi)

2. Kış Koridoru: Erzincan, Erzurum, Ağrı, Kars ve Ardahan illerini kapsar. (Kış Turizmi gelişimi)

3. İnanç Koridoru: Mersin ili Tarsus ilçesinden başlayarak Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin illerini kapsar. (Kültür
ve İnanç Turizminin gelişimi)

4. İpek Yolu Koridoru: Ayaş – Sapanca Koridorunu(Sakarya, Bolu ve Ankara) kapsar. (Kültür ve Eko-Turizm gelişimi)

5. Batı Karadeniz Kıyı Koridoru: Şile – Sinop arasında uzanan 500 km’lik kıyı bandını kapsar. (kültür, kıyı ve doğa
turizmi gelişimi)

6. Yayla Koridoru: Samsun İlinden Hopa’ya kadar uzanan bölgedir. (Doğa turizmi, yayla turizmi gelişimi)

7. Trakya Kültür Koridoru: Edirne –Kırklareli ve Tekirdağ illerini kapsar. (Kültür turizmi, doğa ve gastronomi turizminin
gelişimi)

23
Kemal Arslan

10 ADET TURIZM KENTI


Turizm gelişim eylem planı kapsamında 10 yeni turizm kentinin araştırma ve planlanma çalışması yapılmaktadır.
Bu şehirler:
1. İğneada
2. Kilyos
3. Saros
4. Kapıdağ Yarımadası
5. Datça
6. Kaş-Finike
7. Anamur Kıyı Kesimi
8. Samandağ
9. Maçka
10. Kâhta

Turizm Koridorları, Turizm Kentleri ve Eko turizm Bölgeleri geliştirilmesi; 9 adet Tematik Bölge:
1. Frigya (Eskişehir-Afyon-Kütahya-Uşak)
2. Troya (Çanakkale-Balıkesir)
3. Aphrodisya (Aydın-Denizli)
4. Söğüt (Bursa-Bilecik-İznik)
5. Kapadokya (Aksaray-Kayseri-Nevşehir-Kırşehir)
6. Göller Bölgesi (Konya-Afyon-Burdur-Isparta)
7. Hitit (Çorum-Yozgat)
8. Urartu (Van-Bitlis)
9. GAP (GAP kapsamındaki tüm iller)

Not: Turizm konusunda başlıca sorunlarımız eğitim eksikliği, ulaşım ve konaklama sorunu, güvenlik sorunları ve yete-
rince tanıtımın yapılmamasıdır.

Önemli bilgiler!
✓ Türkiye’nin en küçük ve ilk milli parkı Yozgat Çamlığı’dır.
✓ Türkiye’nin en büyük milli parkı Ağrı Dağı milli parkıdır.
✓ Türkiye’nin son milli parkı Botan Çayı Milli Parkı milli parkıdır.
✓ Türkiye’de milli park statüsünü kaybeden Göreme Vadisi Milli Parkı milli parkıdır.
✓ Türkiye'nin tabiat anıtları: Türkiye'nin ilk tabiat anıtı "Samandere Şelalesi’’dir.
✓ Türkiye tabiat parkı: Türkiye'nin ilk tabiat parkı "Muğla - Ölüdeniz tabiat parkı" dır.
✓ Türkiye’nin ilk Tabiat koruma alanı Samsun-Hacı Osman Ormanı alanıdır.
✓ Türkiye’nin ilk Jeopark alanı Kula volkanik jeopark alanıdır.
✓ En son Ramsar sözleşmesine dahil edilen yer Nemrut Kalderası’dır.
✓ Türkiye'nin ilk yavaş şehri İzmir – Seferihisar’dır.
✓ Türkiye UNESCO kültür mirasına 2018 yılında (en son yer) Göbeklitepe dahil olmuştur.

24
Kemal Arslan

Turizmin sosyal ve kültürel etkileri

➨ İnsanların farklı kültürleri tanımasını sağlar.

➨ Kültürlerin birbirlerini etkilemeleri sağlar.

➨ İnsanların sosyalleşmesini sağlar.

➨ İnsanların ufkunun gelişmesine eğitimli ve kültürlü oluşlarına katkı sağlar.

Turizmin ekonomik etkileri

➨ Gayri safi milli hasılanın artmasını sağlar.

➨ İstihdam ve kalkınmayı artırır.

➨ Altyapı yatırımlarının artmasını sağlar.

➨ Cari açığın kapanması daha önemlidir.

➨ Ticaretin canlanmasını ve gelişimini sağlar.

Turizmin Siyasi etkileri

➨ Evrensel barışın korunmasını ve gelişimine katkı sağlar.

➨ Uluslararası ilişkilerin gelişimini sağlar.

➨ Ülkelerin siyasi stratejilerini etkiler.

Turizmin çevresel (ekolojik) etkileri

➨ Ticari ve ekonomik kaygı taşıdığı için doğanın olumsuz değişmesine doğal dengenin zarar görmesine neden olabilir.

➨ İnsanları doğa ve kültürel çevreyi korumasına teşvik eder.

➨ Milli parklar kentlerde ve kentlerin çevresinde peyzaj mimari görünümünün değişmesine neden olur.

25
Kemal Arslan

1. Türkiye'deki sanayi tesisleri ile ilgili hangisi 4. • İlaç


söylenemez?
• Gübre
A) Türkiye'de ilk cam fabrikası 1934 yılında • Bakır
İstanbul'da kuruldu.
Yukarıdaki endüstri faaliyetlerinden üçünün de
B) Türkiye'de ilk kağıt fabrikası 1936 yılında İzmit'te bulunduğu merkez, aşağıdakilerden hangisidir?
kuruldu.

C) Tütün sanayisi ilk kez 1884 yılında İzmir sigara A) Antalya


fabrikasının kurulması ile gelişmiştir. B) Malatya
D) Türkiye'de ilk Bakır izabe tesisleri ilk olarak C) Mardin
1939’da Elazığ Maden’de kuruldu.
D) Samsun
E) Türkiye'de ilk Alüminyum tesisleri 1973 yılında
E) Çanakkale
Antalya’da kuruldu.

2.

5. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'deki Serbest


Ticaret Bölgelerinin amaçlarından biri değildir?

A) Dış ticarette sınırlama getirmek


Kemal Arslan

Yukarıdaki haritada sembollerle gösterilen sa- B) Üretimi teşvik etmek


nayi kolları, aşağıdakilerden hangisidir? C) Yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek

▲ ● ★ D) Teknoloji girişini hızlandırmak

A) Tekstil Kağıt Cam E) İhracatı artırmak

B) Demir-çelik Seramik Zeytinyağı

C) Şeker Sigara Petrokimya

D) Seramik Tekstil Gübre

E) Kağıt Cam Otomotiv

6. Türkiye’de sanayi kuruluşlarının uygun görülen


3. Antalya limanından yola çıkan bir gemi en kısa yolu
alanlarda, belirli bir plan dâhilinde yapılmasında or-
izleyerek İzmir limanına ulaşmıştır.
ganize sanayi bölgeleri (OSB) denir.
Buna göre bu geminin aşağıda verilen körfezle-
Buna göre en fazla OSB hangi ilde yer alır?
rin hangisine uğradığı söylenemez?
A) İzmit
A) Edremit
B) Bursa
B) Güllük
C) İstanbul
C) Gökova
D) İzmir
D) Fethiye
E) Adana
E) Kuşadası

26
Kemal Arslan

7. Endüstri tesisleri genellikle hammaddenin bol oldu- 9. Aşağıdakilerden hangisi serbest bölgelerin baş-
ğu alanlara yakın yerlere kurulur. lıca avantaj ve işlevlerinden biri olduğu söyle-
Buna göre, aşağıda yer alan kent ve endüstri nemez?

tesisi eşleştirmelerinden hangisinde böyle bir


A) Yerli üreticilerin dünya piyasalarındaki fiyattan
ilişki kurulamaz? girdi temin etmelerini sağlayarak uluslararası
rekabet güçlerine katkıda bulunmak,
A) Eskişehir- Bisküvi
B) İthalata dönük sanayinin gelişmesini teşvik ede-
B) İzmir – Sigara
rek ithalatı arttırmak,
C) İzmit– İlaç
C) Döviz girişini arttırmak,
D) Giresun – Çay
D) Yeni iş imkanları yaratarak istihdam sorununun
E) Kırka-Boraks çözümüne yardımcı olmak,

E) Gelişmiş üretim ve yönetim tekniklerinin(tekno-


loji) yurtdışından getirilmesiyle ekonomik stan-
dartları yükseltmek

10. Aşağıda bazı merkezler ve endüstri kuruluşları ve-


rilmiştir.

Buna göre aşağıda verilen eşleşmelerden han-


gisi yanlıştır?

Merkez Endüstri kuruluşu


Kemal Arslan

A) İskenderun Demir – Çelik

8. Aşağıdaki hartada ●, ▲, ■, işaretleri, bazı fabrika- B) Aliağa Petrokimya


larının yerlerini göstermektedir. C) Taşucu Kağıt

D) Seydişehir Bakır işleme

E) Alpullu Şeker

11. Dalgakıran; limandaki gemilerin dalgalardan korun-


ması için denizde yapılmış kalın, uzun dayanıklı
duvarlar biçimindeki taş ve beton setlerdir. Bunların
Bu işaretlerin hangi fabrikalara ait olduğu aşağı-
gerisinde gemilerin rahatça barınabileceği iç liman-
dakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
lar, iç havuzlar meydana getirilmiştir.
▲ ● ■
Aşağıdaki illerin hangisine yapılacak bir liman-
A) Demir-çelik Bakır Petro-kimya da dalgakıranlara ihtiyaç yoktur?

B) Bakır Demir-çelik Otomotiv A) Cide

C) Petro-kimya Bakır Demir-çelik B) Zonguldak

D) Bakır Demir-çelik Petro-kimya C) Sinop

E) Petro-kimya Demir-çelik Bakır D) Akçakoca

E) Artvin

27
Kemal Arslan

12. Türkiye’de 2023 Turizm Stratejisi kapsamında ül- 16. Pamukkale traverten alanında hangi antik kent
kemizde 9 adet tematik bölge önerilmektedir. Bun- bulunmaktadır?
lardan biri olarak Kapadokya Kültür Turizmi Gelişim
Bölgesi zengin tarihi, kültürel, doğal zenginliklere A) Aizonai
sahip tarihi ve doğal yapı içerisinde gelişmiş özgün B) Aspendos
kentsel dokularını koruyabilmiş illeri kapsamaktadır.
C) Hierapolis
Aşağıdaki merkezlerden hangisi bunlardan biri
D) Kültepe
değildir?
E) Gordion
A) Aksaray B) Ankara

C) Kırşehir D) Kayseri

E) Nevşehir

13. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de endüstri ya- 17. Aşağıdaki ürün gruplarından hangisinin Türki-
tırımlarının bölgelere dengeli bir şekilde dağıtıl- ye'nin ihracatında daha önemli bir paya sahip
masını engelleyen doğal faktörlerden biridir? olduğu söylenebilir?

A) Engebeli arazi A) Demir-Çelik


B) Ulaşım olanakları B) Motorlu kara taşıtları
C) Pazarlama olanakları C) Tekstil-Dokuma ürünleri
D) İşgücü azlığı D) Kazan ve makineler
Kemal Arslan

E) Kalifiye eleman azlığı E) Elektrikli makine ve cihazlar

14. Türkiye’de alanı en geniş milli park aşağıdaki-


lerden hangisidir?

A) Ağrı Dağı

B) Kızıldağ 18.

C) Munzur Vadisi

D) Sultan Sazlığı

E) Gala Gölü

Yukarıdaki haritada gösterilen kentlerden han-


15. Türkiye'de kara yolu ile yapılan taşımacılığın di-
gileri arasında demiryolu ulaşımı vardır?
ğer ulaşım biçimlerinden daha fazla olmasında
en önemli etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Bursa-Ankara

A) Taşıma kapasitesinin yüksek olması B) Samsun – Trabzon

B) Dinlenme tesislerinin fazla olması C) İzmir- Muğla

C) Diğer taşıma sistemlerine göre daha ucuz olması D) Isparta – Antalya

D) Bu alanda yatırımların fazla olması E) Elazığ - Diyarbakır

E) Her yere gidebilen ulaşım olması

28
Kemal Arslan

19. Son yıllarda bazı limanlarda oluşturulan serbest ti- 22. Aşağıdaki kentlerden hangisi, bu kentte bulun-
caret bölgeleri, limanların gelişimini sağlamaktadır. mayan bir endüstri kuruluşuyla birlikte verilmiş-
tir?
Buna göre aşağıdakilerden hangisi limanlardan
biri değildir? A) Aksaray – Otomotiv

A) İzmir B) Gördes – Halı kilim

B) Mersin C) Muş – Şeker

C) Rize D) Van – Deri

D) Trabzon E) Bandırma – Alüminyum

E) Zonguldak

23. Aşağıda verilen kent ve bu kentlerde bulunan


turizm merkezlerinden hangisinin dini turizm
özelliği taşıdığı söylenemez?

A) Şanlıurfa-Balıklı göl

20. Türkiye’deki son milli park(45. milli park) aşağı- B) Efes-Meryem Ana
dakilerden hangisidir? C) Nevşehir-Kapadokya

A) Kop Dağları Milli Parkı D) Gaziantep-Zeugma

B) Yozgat Çamlığı Milli Parkı E) Trabzon-Sümela

C) Botan Çayı Milli Parkı


Kemal Arslan

D) İstiklal Yolu Tarihi Milli Parkı

E) Malazgirt Tarihi Milli Parkı 24. Türkiye’deki ilk jeopark alanı aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Kula

B) Germencik

C) Camili

D) Nemrut
21. • Lidya medeniyetinin başkenti olup Kral Yolu’nun E) Armutlu
son noktasıdır.

• Ege’deki altın yataklarını kullanarak tarihteki ilk


altın parayı basıldığı yerdir.
25. Kar yağışının fazla olduğu yüksek alanlarda kış tu-
• İlk çağda önemli bir ticaret merkezidir.
rizmi gelişme göstermiştir.
Buna göre özellikleri verilen yer aşağıdakiler- Buna göre aşağıda verilen kayak merkezi ve yer
den hangisidir? eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir?

A) Afrodisias A) Ilgaz – Çankırı


B) Çatalhöyük B) Kartepe – Bolu
C) Efes C) Saklıkent – Antalya
D) Sardes D) Palandöken – Erzurum
E) Kültepe E) Elmadağ – Ankara

29
Kemal Arslan

26. Aşağıdaki yerlerin hangisinde yerşekilleri, ula- 30. Dağ sıralarının, akarsu vadilerinin uzanış yönü ula-
şım üzerinde daha çok zorlaştırıcı etki yapmak- şımı olumlu veya olumsuz olarak etkiler.
tadır?
Aşağıda yer alan kentlerden hangileri arasında-
A) Aksaray ki karayolu ulaşımı, yerşekillerine bağlı olarak
diğerlerine daha kolaydır?
B) Mardin

C) Kütahya A) Bolu – Zonguldak

D) Gümüşhane B) Antalya – Konya

E) Manisa C) Erzurum – Bayburt

D) Adana – Konya

E) Eskişehir – Afyon

27. Aşağıdakilerden hangisi UNESCO Kültür Mirası


Listesi’ne giren Türkiye’nin turizm alanlarından
biri değildir?

A) Hevsel Bahçeleri

B) Ani Harabeleri 31.

C) Göbeklitepe

D) Afrodisias

E) Sümela Manastırı
Kemal Arslan

Yukarıdaki haritada numaralanmış yörelerin


hangisinde endüstri sektörünün ulusal ekono-
28. Türkiye’de bulunan yerlerin hangisi Anado- miye katkısı diğerlerinden daha azdır?
lu’nun en eski yerleşmesi olarak bilinir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) Karain

B) Çatalhöyük

C) Alacahöyük

D) Tuşpa

E) Kültepe

32. Türkiye; bor mineralleri bakımından, dünyanın en


zengin ülkesidir.

Bor mineralleri ihraç limanı, aşağıdakilerden


29. Aşağıdaki endüstri kollarından hangisinin, sınır- hangisidir?
lı bölgede yoğunlaştığı söylenebilir?
A) Gemlik
A) Şeker endüstrisi
B) İzmir
B) Çimento endüstrisi
C) Bandırma
C) Dokuma endüstrisi
D) İstanbul
D) Kimya endüstrisi
E) Erdek
E) Besin endüstrisi

30
Kemal Arslan

33 Özel konumlarının etkisiyle bazı merkezlerde tu- 36. Aşağıdaki illerden hangisinin kendi ekonomisi
rizm faaliyetleri çeşitlilik göstermektedir. içinde turizm gelirlerinin payı daha fazladır?

Buna göre, aşağıdaki şehirlerden hangisi hem A) İstanbul


kış, hem yaz, hem de kaplıca turizminin geliştiği
söylenebilir? B) İzmir

C) Antalya
A) Aydın
D) İzmit
B) Nevşehir
E) Adana
C) Samsun

D) Rize

E) Bursa

37. Aşağıdakilerden hangisi sakin kent kriterleri


34. Aşağıdakilerden hangisi Organize Sanayi Böl- arasında yer aldığı söylenemez?
gelerinin kuruluşunda etkili olan faktörlerden
biri değildir? A) Üyelik için nüfusun 50.000’den az olması gerek-
mektedir.
A) Sanayinin uygun alanlarda yapılandırılması
B) Kentler geleneksel yapılarını korumalıdır.
Kemal Arslan

B) Düzenli kentleşmenin sağlanması


C) Yenilenebilir enerji kullanılmalıdır.
C) Çevresel sorunların önlenmesi
D) Süpermarket ve fast food restorantları olmama-
D) İmalat sanayisinin belirli bir plana göre yetiştiri- lıdır.
lip geliştirilmesi
E) Eski yapılar yerine yeni yapılar inşa edilmelidir.
E) İhracatı artırmak

35. Dağların kıyıya paralel uzandığı alanlarda kıyı ile iç


kesimler arasındaki ulaşım ancak tünel ve geçitlerle
sağlanır.

Buna göre, verilen geçitlerden hangisinin farklı 38. Türkiye’deki ilk Tabiatı koruma alanı aşağıdaki-
ulaşım olanaklarına sahip olduğu söylenebilir? lerden hangisidir?

A) Ovit A) Hacı Osman Ormanı

B) Çubuk B) Yumurtalık Lagünü

C) Yeni Zigana C) Camili Gorgit

D) Gülek D) Vakıf Çamlığı

E) Belen E) Sarıkum

31
Kemal Arslan

39. Türkiye’de 2023 Turizm Stratejisi kapsamında ülke- 42. Yedi tane 2023 Turizm Gelişim koridoru bulunmak-
mizde 7 adet tematik turizm gelişim koridoru öneril- tadır.
mektedir. • Sapanca
Bunlardan biri olan İnanç Koridoru,
• Mudurnu
I. Tarsus,
• Beypazarı
II. Hatay,
Yukarı verilen yerler hangi Turizm Gelişim Kori-
III. Gaziantep, dorunda yer alır?
IV. Batman,
A) Zeytin Koridoru
merkezlerden hangileri kapsamaktadır?
B) İnanç Turizmi Koridoru
A) II ve III B) I ve II C) I, II ve III C) İpek Yolu Turizm Koridoru
D) I ve III E) I, III ve IV D) Trakya Kültür Koridoru

E) Batı Karadeniz Kıyı Koridoru

40. Aşağıda verilen kent ve turizm eşleştirmelerin-


den hangisi doğru değildir? 43. Genel olarak serbest bölgeler; ülkede geçerli ticari,
mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzen-
A) Aizonai- Kütahya
lemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı,
B) Clandras Köprüsü- Uşak
Kemal Arslan

sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin


C) Sagalassos- Isparta tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından
ayrılan yerler olarak tanımlanabilir.
D) Hattuşaş -Çorum
Buna göre Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'deki
E) Kralkaya mezarlıkları -Amasya
Serbest Ticaret Bölgelerinden biri değildir?

A) Trabzon B) Eskişehir

C) Denizli D) Samsun

E) Mersin

41. • İnsanlığın gelişmesinde etki eden neolitik döne-


min yerleşkesidir.

• Köylerden kentlere geçişin olduğu alanlardan


biridir.

• 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne


44. Aşağıdaki tarihi yerlerden hangisi Elazığ il sınır-
alınmıştır.
ları içinde yer alır?
Yukarıda özellikleri verilen yerleşme aşağıdaki-
A) Zeugma
lerden hangisidir?
B) Hasankeyf
A) Truva
C) Nemrut
B) Çatalhöyük
D) Malabadi köprüsü
C) Alacahöyük
E) Harput
D) Göbeklitepe

E) Kültepe

32
Kemal Arslan

45. Özel konumlarının etkisiyle bazı merkezlerde tu- 48. Türkiye’nin ilk milli parkı aşağıdakilerden hangi-
rizm faaliyetleri çeşitlilik göstermektedir. sidir?

Buna göre, aşağıdaki şehirlerden hangisinde A) Ağrı Dağı


hem kış, hem yaz, hem de rafting turizmi geliş-
miştir? B) Yozgat Çamlığı

C) Munzur Vadisi
A) Antalya
D) Sultan Sazlığı
B) Kayseri
E) Kazdağı
C) Samsun

D) İzmir

E) Bursa

49. İzmir Manisa arasında yapılmıştır. Bu iki şehir ara-


sındaki 45 dakikalık ulaşım süresini 15 dakikaya
indirmiştir. 2018 yılında faaliyete geçmiştir.

46. Aşağıdaki turistik yerlerden hangisi Çorum’da Buna göre özellikleri verilen tünel aşağıdakiler-
yer alır? den hangisidir?

A) Kültepe A) Ovit

B) Hasankeyf B) Sabuncubeli
Kemal Arslan

C) Çatalhöyük C) Karabet

D) Sagalassos D) Çubuk

E) Alacahöyük E) Gülek

50. • Diyadin

47. Aşağıdaki kentlerin hangisinde, karşısında be- • Sandıklı


lirtilen turizm türü yapılmamaktadır? Yukarıda belirtilen merkezlerde gelişen turizm
Kent Turizm türü şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Antalya Rafting A) Kış

B) Ağrı Kayak Turizmi B) Kültür

C) Şanlıurfa Doğa Turizmi C) Dini

D) Afyon Kaplıca Turizmi D) Termal

E) Balıkesir Biyo – Turizm E) Trekking

33
Kemal Arslan

51. Karayolunun daha büyük çift yönlü ve hız limitinin 54.


daha yüksek olduğu ulaşıma otoyol ya da otoban
denir. Türkiye'de otoban ağı her geçen gün genişle-
mektedir.

Buna göre aşağıdaki illerin hangisinde otobanın


geçtiği söylenemez?

A) Bursa

B) Tekirdağ Türkiye haritasında işaretli yerlerin hangisine


demiryolu ulaşımının gittiği söylenebilir?
C) Aydın
A) I B) II C) III D) IV E) V
D) Gaziantep

E) Mardin

52. Petrol ticareti yapılır. Serbest ticaret bölgesidir. Kıb-


rıs ve Ortadoğu'ya açılan stratejik bir liman olup de- 55. 25 Kasım 2012 tarihinde hizmete geçen Türki-
miryolu ağ bağlantısı bulunmaktadır. ye'nin ilk bölgesel havalimanı aşağıdakilerden
hangisidir?
Buna göre özellikleri verilen liman aşağıdakiler-
den hangisidir? A) İGA
Kemal Arslan

B) Çukurova
A) İskenderun
C) Ordu Giresun
B) Mersin
D) Zafer
C) Antalya
E) Şakirpaşa
D) Bandırma

E) Alanya

53. Deniz ve kara taşımacılığının koordinasyonu ile ya- 56. 2019 TÜİK verilerine göre Türkiye'nin ihracatın-
pılan taşımacılık sistemine roro taşımacılığı denir. da ilk sırada yer alan ülke aşağıdakilerden han-
gisidir?
Buna göre aşağıdaki alanlardan hangisinde roro
taşımacılığı yaygın değildir? A) Rusya

B) Çin
A) Çeşme
C) Almanya
B) Tekirdağ
D) İngiltere
C) Trabzon
E) Irak
D) Mersin

E) Antalya

34
Kemal Arslan

57. • 12.000 yıl öncesine uzanan bir kült(din) merkezi 60. Aşağıdaki nehirlerin hangisinde rafting turizmi
olduğu anlaşılmıştır. daha az gelişmiştir?

• Çapları 30 metreyi bulan yaklaşık 20 yuvarlak A) Çoruh Nehri,


ve oval yapını ortasında 2 adet “T” biçimli 5 met-
re yüksekliğinde kireç taşından bağımsız sütun B) Fırtına Deresi
yer almaktadır. C) Dim Çayı
• Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınma D) Dragon Çayı
alanıdır.
E) Susurluk Çayı
Yukarda özellikleri verilen sit alanı aşağıdakiler-
den hangisidir?

A) Tuşpa

B) Kültepe

C) Truva

D) Göbeklitepe 61. • Anadolu’nun Elhamrası diye bilinir.

E) Çatalhöyük • Türkiye UNESCO Dünya Miras Listesinde yer


alır.

• Taş işçiliğiyle mükemmel mimari özelliğe sahiptir.

Buna göre yukarıda özellikleri verilen yer aşağı-


dakilerden hangisidir?
58. 2019 yılı TÜİK verilerine göre en çok turist hangi
ülkeden Türkiye'ye giriş yapmıştır? A) Safranbolu
Kemal Arslan

A) Rusya B) Göreme

B) Bulgaristan C) Çatalhöyük

C) Almanya D) Göbekli tepe

D) İran E) Divriği Cami ve Darüşşifası

E) İngiltere

59. Üzerinde konaklama, yemek, eğlence alternatifleri


bulunan yüksek hizmet standartlarına sahip prog- 62. Kongre turizmi gittikçe dünyada hızla yaygınlaşan
ramlanmış belli rotalarda turistik amaçlı olarak ça- alternatif turizm dallarından biridir. Kongre turizmi
lışan yolcu gemileri ile yapılan seyahat turizmine tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gelişim gös-
Kruvaziyer turizm denir. termektedir.
Buna göre bu turizmde son yıllarda aşağıdaki Buna göre kongre turizminde en fazla tercih edi-
kentlerin hangisinde hareketliliğin daha fazla len şehir aşağıdakilerden hangisidir?
yaşandığı söylenebilir?
A) İstanbul
A) Kuşadası
B) Bursa
B) Bursa
C) Trabzon
C) Trabzon
D) Aydın
D) Çanakkale
E) Mersin
E) Mersin

35
Kemal Arslan

63. • Beypazarı 66. • Akdamar


• Sandıklı • Sümela

Yukarıda verilen kentlerde gelişen turizm, etkin- Yukarıda belirtilen merkezlerde gelişen turizm
liği aşağıdakilerden hangisidir? şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kültür A) Kayak B) Kültür C) Dini

B) Sağlık D) Termal E) Akarsu

C) İnanç

D) Kış

E) Rafting
67. Aşağıda turistik merkezler ve bulundukları yerler
eşleştirilmiştir.

Buna göre aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi


yanlıştır?

A) Nemrut heykelleri – Adıyaman


64. Aşağıdaki yer, tarihi eser eşleştirmelerinden
hangisi doğru değildir? B) Zil kalesi – Rize

C) Ashab-ı kehf – Mersin


A) Sardes – Manisa
D) İğneada – Tekirdağ
B) Urartu – Van
E) Afrodisias – Aydın
C) Perge – Aydın
Kemal Arslan

D) Çatalhöyük – Konya

E) Hasankeyf – Batman
68. • Erdek
• Didim

Yukarıda belirtilen merkezlerde gelişen turizm


şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kayak B) Kültür C) Deniz

65. • İçinde tatlı ve tuzlu suları barındırdığı için biyo- D) Termal E) Akarsu
ceşitlilik bakımından zengin bir yerdir.

• 301 kuş türünü barındıran bu sulak alan, aynı


zamanda saz ve kamışlar bakımından da zen-
69. Türkiye’de petrol rafinerleri daha çok kıyılarda ku-
gindir.
rulmuşken şeker, makarna ve un fabrikaları daha
• Kayseri ilinin sınırları içinde yer almaktadır. çok iç kesimlerde toplanmıştır.

Buna göre özellikleri verilen yer aşağıdakiler- Yukarıda sözü edilen durumu ortaya çıkaran te-
den hangisidir? mel etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kızoren Obruğu A) Tüketim merkezlerine yakınlık

B) Sultan Sazlığı B) Hammaddenin kolay temin edilmesi

C) Avlan Gölü C) İklim şartlarının uygunluğu

D) Seyfe Gölü D) Enerji kaynaklarına yakınlık

E) Manyas Gölü E) İş gücünün kolay temin edilmesi

36
Kemal Arslan

70. Aşağıdaki kayak merkezleri ve bulundukları yer 73. 2023 Turizm Stratejisi kapsamında 9 adet tematik
eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir? bölge önerilmektedir. Bunlar Frigya, Troya, Aph-
rodisya, Soğut, Kapadokya, Göller Bölgesi, Hitit,
A) Sarıkamış – Kars Urartu ve GAP olarak belirlenmiştir.
B) Kartalkaya – Bolu Buna göre aşağıda verilen tematik bölge ve kap-
C) Saklıkent – Antalya sadığı yer eşleştirmelerinden hangisi doğru de-
ğildir?
D) Palandöken – Erzurum

E) Davraz – Burdur A) Urartu – Van

B ) Hitit – Çorum

C) Kapadokya – Kayseri

D) Troya – Bilecik

E) Frigya – Afyon

71. Turizmin kitleselleşip olumsuz etkilerinin artmasıyla


alternatif turizm türlerine yönelim için çeşitli çalış-
malar yapılmaktadır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi alternatif tu-


rizm türlerinden biri değildir?
74. Aşağıda verilen il ve bulunduğu turizm varlığı
A) Trekking
eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir?
B) Sualtı dalış
Kemal Arslan

A) Elazığ: Harput Kalesi


C) Kuş gözlemciliği
B) Muş: Meteor Çukuru
D) Botanik
C) Bitlis: Nemrut Krateri
E) Yat
D) Bingöl: Yüzen Adalar

E) Tunceli: Munzur Vadisi Milli Parkı

72. Ülkemizde bazı sanayi kolları sadece belirli yerler-


de yoğunlaşırken bazıları ülke geneline yayılmıştır.

Aşağıdaki sanayi kuruluşlarından hangisinin


diğerlerine göre Türkiye’de daha yaygın olduğu 75. 2019 TÜİK verilerine göre Türkiye'nin ithalatın-
söylenebilir? da ilk sırada yer alan ülke aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Kâgıt

B) Otomotiv A) Rusya

C) Bakır B) Çin

D) Çimento C) Almanya

E) Demir-çelik D) İngiltere

E) Irak

37
Daha fazla soru için CEVAP ANAHTARI

1.E 2.B 3.A 4.D 5.A 6.B

7.C 8.A 9.B 10.D 11.C 12.B

13.A 14.A 15.E 16.C 17.B 18.E

19.E 20.C 21.D 22.E 23.D 24.A

25.B 26.D 27.E 28.A 29.D 30.E

31.E 32.C 33.E 34.E 35.D 36.C

37.E 38.A 39.C 40.C 41.B 42.C

43.B 44.E 45.A 46.E 47.C 48.B

49.B 50.D 51.E 52.B 53.E 54.D

55.D 56.C 57.D 58.A 59.A 60.E

61.E 62.A 63.B 64.C 65.B 66.C

67.D 68.C 69.B 70.E 71.E 72.D

73.D 74.B 75.A

YENİ!!!!!!

25x18 Coğrafya Denemesi

• Tamamı çözümlü
• Fiyatı, fotokopisinden uygun
• Tamamı güncel
• MEB kaynaklarının taranarak ve son TÜİK
verileri ile hazırlanmıştır.
• Kitapsec.com da sadece 9.72 TL

You might also like