Professional Documents
Culture Documents
Hafta 7-9
Hafta 7-9
Hakan AYDIN
1. Film Radyografi
Film radyografi, plastiğin bir tarafında veya her iki tarafında çok ince bir tabaka gümüş bromür ile
kaplanmış ince şeffaf bir plastik yapılmış bir film kullanır. Radyasyona maruz bırakıldığında, bu kristaller
siyah metalik gümüşe dönüşen bir reaksiyona uğrarlar.
2. Bilgisayarlı Radyografi
Bilgisayarlı radyografi (CR) film ve doğrudan dijital radyografi arasında bir geçiş teknolojisidir. Bu teknik, bir kaset
içerisine yüklenen yeniden kullanılabilir, esnek, foto-uyarılan fosfor (PSP) plaka kullanır ve geleneksel film
radyografiye benzer bir şekilde işleyişe sahiptir. Kaset daha sonra, lazer bir okuyucuya yerleştirilir burada
taranarak dijital görüntüye dönüştürülür. Bu işlem, 1 ila 5 dakika arasında sürer. Bu dijital görüntü daha sonra
bilgisayara veya herhangi bir elektronik ortama yüklenebilir.
3. Bilgisayarlı Tomografi
Allan McLeod Cormack ve Godfrey Hounsfield, X-ışını temelli BT üzerine yaptıkları çalışmalar nedeniyle 1979 yılı
Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü paylaşmışlardır.
Temeli Röntgen cihazına dayanmaktadır. BT, x-ışınının bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinin ürünüdür. Bir cismin
değişik açılardan çok sayıda iki boyutlu X ışını görüntüleri alınarak o cismin iç yapısının üç boyutlu görüntüsü elde
edilmeye çalışılır. Bu yöntemle klasik röntgenogramlardaki üst üste düşme (superpozisyon) ortadan kaldırılmıştır.
Görüntüleri röntgenden çok daha ayrıntılıdır.
4. Dijital Radyografi
Esas olarak filmsiz görüntüleme sistemidir. Konvansiyonel görüntüleme sistemlerinden farklı olarak, film banyo
solüsyonları gerektirmez. Bunun yerine, bir bilgisayar ekranında, anında görüntüyü oluşturan bir sensör ve
kompüterize görüntüleme sistemi kullanılır.
Dijital görüntüleme, bir sensör kullanarak radyografik görüntüyü elektronik parçacıklara ayıran, bir bilgisayar ile
görüntüyü ortaya çıkaran ve depolayan, bu şekilde radyografik görüntünün elde edilmesinde kullanılan bir
yöntemdir.
Ultrasonik Test
Hacimsel yöntemlerden biri olan ultrasonik kontrolünün test prensibi, prob tarafından üretilen
yüksek frekanstaki ses dalgalarının test malzemesi ortamında yayılması ve bir süreksizliğe
çarptıktan sonra tekrar proba yansıması esasına dayanır.
Yüksek frekanslı bu ses dalgaları parça içindeki ilerleme yolu üzerinde bir ara yüzeye veya bir
süreksizliğe çarpıncaya kadar hareket eder.
Tarihçe
Ultrasonik dalgaların malzeme içi hataların deteksiyonunda kullanılması ilk defa 1931 yılında
bir Alman patenti ile başlar. İlk ticari cihazlar 1940 senelerinde endüstriye yayılmaya
başlamıştır. Elektroniğin gelişimi bu tekniğin pratik bir muayene metodu olarak gelişmesine
büyük katkısı olmuştur. Şimdi tahribatsız muayenenin temel metotlarından biri hâline gelmiştir.
Ultrasonik Testin Çalışma Prensibi
• Ara yüzeyler ve hatalar gelen akustik enerjinin bir kısmını geri yansıtır. Yansıtılan akustik enerji
miktarı, ara yüzeyin veya hatanın özelliklerinin bir fonksiyonudur.
• Alıcı proba ulaşan, yansıyan enerji sinyali ultrasonik muayene cihazının ekranında bir yankı
belirtisi oluşturur.
• Çeşitli ara yüzeylerden ve hatalardan yansıtılan enerji ile cihaz üzerinde elde edilen bu yankı
sinyali ile, hataların mevcudiyetini ve yerini, malzemenin kalınlığını ve hatanın yüzeyden
uzaklığını saptayabiliriz.
Prob tarafından algılanan dalgalar elektrik sinyallerine dönüştürülür ve katot ışınları tübü
ekranında malzeme içyapısının habercisi olan yankılar hâlinde görülür. Ekran üzerinde gözlenen
yankıların konumları ve genlikleri hatanın bulunduğu yer ve boyutları hakkında bilgi verir.
Aşağıdaki şekilde bunu açık ve net olarak görebiliriz. Hatalar ultrasonik demete dik doğrultuda
olduğunda en iyi şekilde algılanır.
Prob: Ses dalgalarının üretimi ve algılanması sağlayan parçadır.
Yüksek frekanslı ses dalgaları prob adı verilen bir parça içindeki piezoelektrik özellikteki kristal
tarafından üretilir. Metalik malzemenin ultrasonik muayenesinde kullanılan frekans aralığı 500
kHz ile 10 MHz arasında olabilir. Muayene parçasının mikroyapı özelliklerine göre uygun frekans
belirlenir.
Prob muayene yüzeyine temas ettirildiğinde ses dalgalarının malzeme içine nüfuz edebilmesi
için uygun bir temas sıvısı (yağ, gres, su, vb.) kullanılmalıdır.
Eğer malzeme kısa devre değilse, uygulanan stress malzemede bir voltaj meydana getirir.
Piezoelektrik malzemeler terslenebilirdir de; yani “direk piezoelektrik etki” sergileyen (stress
uygulandığında elektrik potansiyel üreten) malzemeler, ters piezoelektirk etki (uygulanan elektrik alan
sonucunda stress-strain üretimi) de gösterirler.
Örneğin, kurşun zirkonat titanat kristalleri, orijinal boyutundan %0,1 oranına kadar şekil değiştirebilirler.
Bu etkinin “sesin oluşturulması ve algılanması”, “yüksek voltajlar oluşturulması”, “elektronik frekans
yaratılması”, “mikrobalans”, ve "optik çevrimcilerin aşırı ince odaklanması” gibi kullanışlı uygulamaları
vardır.
Aynı zamanda atomik çözünme sonucunda bilimsel birçok tekniğin (taramalı prop mikroskoplar olan
STM, AFM, MTA, SNOM gibi) temelini oluşturmakla birlikte, günlük kullanımda ateşleyici olarak
çakmaklarda ve barbekülerde kullanılmaktadır.
Ters piezoelektrik etki ultrasonik dalgaların iletilmesinde, doğrudan piezoelektrik etki ise
ultrasonik dalgaların algılanmasında kullanılır.
Uygun malzemeler arasında baryum titanat (BaTiO2), kurşun zirkonat titanat (PbZT) vs.
sayılabilir.
PROB ÇEŞİTLERİ
1-Normal Problar
Geliş açısı yüzeyin normali ile sıfır derece olan problardır. Boyuna dalga üretirler.
2-Açılı Proplar
Geliş açısı yüzeyin normali ile sıfır dereceden farklı olan problardır. En çok kullanılan prob
açıları 35, 45, 60, 70 ve 80 derecedir.
Ultrasonik muayene için en yaygın kullanılan dalga türleri boyuna (basınç) ve enine (kesme)
dalgalarıdır.
Normal prob denilen sıfır derece giriş açısına sahip problarla çalışılırken malzeme içerisinde
ilerleyen dalgalar boyuna dalgalardır.
Açılı problar ise malzeme içine genellikle 45°, 60° ve 70° giriş açısı ile (bu değerler çelik
malzemeler içindir) enine dalgalar gönderilir.
• Salınım
• Yer Değiştirme
• Genlik (A)
• Periyot (T)
• Frekans (f)
• Faz
• Dalga Olayı
• Dalga Boyu (λ)
• Dalga Hızı (c)
Salınım: Düzenli bir zaman aralığı içinde kendini tekrarlayan periyodik bir olaydır.
Yer Değiştirme: Zaman içinde, titreşmekte olan bir parçanın denge konumundan herhangi bir noktaya yaptığı yer
değişimidir.
Genlik (A): Bir salınımda titreşen parçacığın denge konumuna göre alt ve üste doğru her iki yönde ulaştığı en büyük
yer değişimidir.
Periyod (T): Bir tam salınım devrinin tamamlanması için geçen düzenli zaman aralığıdır.
Frekans (f): Saniyedeki salınım sayısı veya başka bir deyişle bir parçacığın saniyedeki titreşim sayısı olup birimi
(Hz)’dir. 1 Hz = 1 s-1 (f=1/T)
Dalga Olayı: Dalgaların yayılmasında kütle değil enerji aktarımı olur.Malzeme içerisinde kullanılan ses dalgaları
elastik dalgalardır.Ses dalgaları boşlukta ilerleyemez.
Dalga Boyu (λ): Aynı salınım durumuna sahip ardışık iki nokta arasındaki uzaklıktır.
• Empedans (w) bir ortamın, ses dalgasının yayılmasına gösterdiği direncin ölçüsüdür.
Empedans, yoğunluk (ρ) ve dalga hızı (c) nın çarpımı olarak hesaplanır. Bu nedenle de akustik
empedans bir malzeme sabitidir.
W=ρ*c
• Değişik karakteristik empedansa sahip iki ortam arasındaki bir ara yüzeye, ses dalgaları dik
olarak geldiğinde bir kısmı geri yansıtılır, bir kısmı da ikinci ortama geçer.
SES ALANININ HESAPLANMASI
Ultrasonik Kontrolün Uygulanabileceği Malzemeler
Ultrasonik kontrolünde tabi tutulacak malzemelerin yüzeyinin düzgün olması, iç yapısında aşırı
porotize (gözeneklilik) ve taneselliğinin olmaması ultrasonik kontrolüne kolaylık sağlar. Fakat
ultrasonik kontrolünün bazı istisnalar hariç bütün malzemelere uygulayabiliriz. Ultrasonik
kontrolü yapılacağı malzemenin yapısına ve şekline göre frekans ve problar seçilmelidir.
Ultrasonik Test Teknikleri
Puls-echo yöntemi, prob tarafından yayılan ses dalgalarının malzeme içindeki bir süreksizliğe
çarpıp geri yansıyarak tekrar proba ulaşması esasına dayanır.
Bu yöntemde ölçülen büyüklükler ses dalgasının genliği ve puls’un girdap dönüşü süresi (time
of flight) olup süreksizlik bir yansıtıcı (reflektör) olarak etki eder.
Probun test malzemesi yüzeyine, bir ara sıvısı vasıtası ile doğrudan temas ettirildiği test
şeklidir. Tek kristalli prob kullanıldığında prob hem alıcı hem de verici olarak çalışır. Çift
kristalli problarda ise alıcı ve verici ayrıdır.
Algılanan hata echo’sunun genliği aşağıdaki etkenlere bağlıdır:
Daldırma tekniğinde prob ve test parçası bir su tankının içerisine daldırılır. Bu amaç için özel su
sızdırmaz problar kullanılır.
1.3. Çift Prob Tekniği (Tandem veya Ardışık)
İki prob kullanılan tandem tekniğinde, problardan biri tarafından gönderilen ultrasonik dalgalar
önce hatada ve sonra arka yüzeyden yansıdıktan sonra alıcı proba ulaşır.
Problar birbirine özel bir düzenekle bağlanmış olup aralarındaki mesafe ses açılarına bağlıdır.
Çift prob tekniği problar malzemenin karşılıklı yüzeylerine yerleştirilmek suretiyle de
uygulanabilir.
1.4. LLT (Long – Long – Trans) Tekniği
LLT (Long – Long – Trans) tekniği aynı taban bloğu üzerine farklı açılarda yerleştirilmiş iki
kristalli özel problarla yapılır. Verici probtan gönderilen boyuna dalgalar (Long ) malzeme
içerisinde yüzey dik doğrultuda bulunan hatalara çarpar. Hata yüzeyinde dalga dönüşümü
meydana gelir. Yani boyuna dalgalara dönüşür. Alıcı kristal sadece enine dalgaları (trans) algılar.
Hata yansıtıcı olarak etki eder. LLT tekniği malzemelerin dış yüzeyinin testi için daha uygundur.
Tandem tekniklerinden daha üstündür.
2. Transmisyon Yöntemi
Transmisyon tekniğinde biri verici diğeri alıcı olan iki prob kullanılır. Problardan biri tarafından
gönderilen ses dalgalarının algılayıcı proba ulaşmadan önce bir süreksizlik tarafından
gölgelenmesi esasına dayanır.
3. Rezonans Yöntemi
Dışarıdan uygulanan tek bir darbenin etkisi ile serbest titreşen bir yapı, rezonans frekansı ile
titreşir ve titreşim sıfıra ininceye kadar frekans aynı kalır. Test parçası içinde rezonansın oluşması
için ön ve arka yüzeylerinden gelen yansımalarda büyük kayıplar olmaması, yansımadan sonra
dalgaların yine geldikleri doğrultuda geri dönmeleri, başka yönlere saparak kaybolmamaları
gerekir.
Yani test parçası paralel yüzlü ve yüzeyleri pürüzsüz olmalıdır. Test parçasının boyu yarım dalga
boyuna veya bunun tam katlarına eşitse rezonans meydana gelir. Rezonans tekniği formülü
aşağıda verilmiştir :
Rezonans yönteminde çeşitli dalga boylarinda frekanslar:
Su ve yağ en çok kullanılan kontak sıvıdır. Ayrıca gliserin, gres, vazelin ve balda kontak amacıyla
kullanılır. Parlak yüzeylerde düşük viskoziteli yağlar, pürüzlü yüzeylerde ise koyu yağlar kullanılır.
Kontaklama işlemi, doğrudan kontaklama tekniğinde çok ince bir sıvı film tabakası sayesinde
yapılır. Daldırma tekniğinde ise kontaklamayı su yapar ve prob ile test parçası arasında belli bir su
aralığı vardır. Bu teknik homojen bir kontaklama sağladığı gibi probun sürtünmeden dolayı
aşınması önlenir.
5. Otomatik Sistemlerde ve Üretim Alanında Test
Test işlemini hızlandırmak ve anında değerlendirme yapabilmek amacıyla otomatik sistemler
geliştirilmiştir. Otomatik sistemler genel olarak probu hareket ettiren bir mekanizma ve
kumandası, ultrasonik alet, bilgisayar ve yazıcıdan meydana gelir.
A- ekran alışagelmiş bir teknik olup endüstriyel ultrasonik cihazlar A-ekrana göre dizayn
edilmiştir. Bu teknikte ekranın yatay skalası malzeme kalınlığı cinsinden zamanı, düşey skalası da
genliğini gösterir.
2. B-Tarama (B- Ekranı, B- Scan)
B-tarama tekniğinde, sadece genliği belli bir frekans yüksekliği aşan hatalar kaydedilir. Hata
yankılarının zamanı (time of fligth) test parçasının x ve y koordinatına göre çizilir. Bu işlem için
yazıcı kullanılır.
3. C- Tarama (C- Ekranı, C- Scan)
C-ekran tekniğinde test parçasının yüzeyi X-Y düzlemi olarak tanınır. Başlangıç yankısı ile arka
yüzey yankısı arasında istenen bölgede bir pencere ve bir eşik açılır. Prob malzemenin X-Y
düzleminde belli adım aralıklarında hareket ettirilir. Belli bir frekans yüksekliğini aşan hata
genlikleri kaydedilir. Bu işlem için yazıcı kullanılır.
Ultrasonik Testinin Avantajları ve Dezavantajları
Avantajları
Dezavantajları