You are on page 1of 290

K.

Ekrem UYKUCU
İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü
Tü rk ve Devrim Tarih i Öğ retmeni

1919 dan 1973'e kadar

Cumhuriyet
Tarihi
Ansiklopedisi

KERVAN KİTAPÇILIK
Basın Sanayli ve Ticaret A.Ş.
Cağaloğlu, Şerefefendi Sok. 31

İSTANBUL
KERVAN YAYINLARI
Tarih ve Tarih Romanlan Serisi 6

BU KİTAP 1973 YIJ,l


EKİM AYIN DA GARANTİ
MATBAASINDA BASILMIŞTIR.
ÖN SÖZ

İnsanl ık tarihi dünya tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca


tarihin oluşumuna, olayların ve kurumların gelişip kurulma­
sına insanoğlu önayak olmuştur.
Toplum düzenine uyan hareketler bütün dünya millet­
lerince geçerli sayılmış, candan yürekten alkışlanmıştır.
Toplumun her türlü yararına çal ışan, büyük insanlara, ha­
yatlarını sürdürdükleri toplumda l ider, kurtarıcı gözüyle
bakılmış, onun, toplumları yararına çizdikleri ilerleme çiz­
gisinden kopmak, ayrılmak istememişlerdir.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, önderi Mustafa Ke­
mal Atatürk de, Türk toplumu yararına O'nun Mehmetçik
1eri ile omuz omuza savaşarak Türk M i lletini düşman me­
zaliminden ve baskısından kurtarmış, bağımsızlığımıza göz
diken mil letlere, Türk M i l letinin boyunduruk kabul etmiye­
ceğini göstermiştir.
Kurtuluş savaşımızdan sonra, başta Mustafa Kemal
Atatürk olmak üzere milletimizin öteki aydınları Türk Mil­
letinin sosyal ve ekonomik hayat şartlarını düzene sokmak
için olanca güçleriyle çalışmışlar, günümüz Türkiyesinin
oluşumunu sağlamışlardır.
Hür ve demokratik düzene yüzyıl lar boyu susamış olan
milletimizi, kendi kendini yönetmesi demek olan bir yöne­
tim biçimine oturmak da M ustafa Kemal Atatürk tarafından

- 3 -
M il let Meclisi 'ne verilen bir kanun tasarısı sonunda ger­
çekleşmiştir. Mustafa Kemal Atatürk bu kanun tasarısın­
da: uVeni Türkiye Devleti'nin idare şekli Cumhuriyettir»
demekteydi.
Evet; 29 Ekim 1 923 tarihinden bu güne tam 50 yıl geç­
ti. O günden bu güne kadar yapılan çabalar ürününü verdi.
Tarihte Göktürk Devletinden sonra gene Türk adıyla hem
de yalın bir deyişle kurulan «Türkiye Cumhuriyeti Devleti»
siz bu kitabı okurken 50. yılını tamamlamış olacaktır.
Bu elli yıl içinde mi letimiz acı veya tatlı olaylara şa­
hitlik etmiş, kendisini yönetenleri hazan beğenerek yücelt­
miş, b:>wn da yererek tenkid etmiştir.
Elinizde tuttuğunuz bu ansiklopedi, 50 yıl içinde Tür­
kiye Cumhuriyeti ile .uzaktan veya yakından i lgisi bulunan
olayları, alfabetik bir sıra içinde gözlerinizin önüne sere­
cektir.
Yukarda da belirtti ğimiz gibi, olayları ve kurumları
meydana getiren i nsanlar olduğuna göre, Türkiye Cumhu­
riyetinin kuruluşunun tamamlanması için geçen sürede
( 1 923 - 1 973) ellinci yıla kavuşulurken M i l letimizi yöneten,
parlamenter ve devlet adamlarının (kabinelerde Bakanlık
görevi yapmış kimseler) Türk Milleti ve Devleti için yap­
tıldarı da hiç şüphesiz önemlidir. Bu sebeple Türkiye Cum­
huriyeti Tarihini yapan kişiler, bu ansiklopedinin dar hac­
mi içinde değerlendirilmeğe çalışılmıştır.
Bibliyografyada gördüğünüz yerli ve yabancı kitapla­
rın hepsini olaylar, kurumlar ve kişi adlarına göre analiz
ederek fişledik. Sonra da meydana gelen binlerce fişi ken­
di konuları ile Hgil i kitapların yazdıkları ile karşılaştırarak
sağlam bir sentez metoduna göre kaleme aldık.
Tarih yazıcılığında, hemen her zaman kullanılması ge­
reken bir objektifli k açısı vardır. Bazı yazarlar, bu açıyı gö­
nülleri istediğince daraltıp genişletmektedirler, Sevip be­
ğendiklerini yüceltirken, verdikleri kişHeri veya olayları ye-

-4 -
rin dibine sokmaktan çekinmemişlerdir. Biz bu ansiklope­
diyi kaleme alırken (X) veya (V) adlı kuru'm, olay veya ki­
şiyi sevip ya da yerdiğimiz yönleri ile değerlendirmedik. İs­
tedik ki okuyucu, Türkiye Cumhuriyetinde meydana gelen
olayları, katı hükmümüzden uzak olarak öğrensin, sağ du­
yusu ile hareket ederek karar verebilsin.
Tarih yazmak ve hele günümüz tarihinin olay, kurum
veya kişilerini kapsayacak şeki lde bir ansiklopedi meyda­
na getirmek, takdir edersinizki çok zordur. Yüzlerce kitabın
yazdığı değişik fikirleri, bir kişi veya bir olay hakkında ver­
dikleri değişik hükümleri telif ederek sizlerin gözleri
önüne sermek ve bu arada 50 yılını doldurmuş olan Türkiye
Cumhuriyetinin tarihini bizden sonra yazacaklara ışık tut­
mak istedik.
Objektifli k açısını daraltıp genişletmeden kaleme aldı­
ğımız bu ansiklopedinin Lise ve Üniversitelerimizde Türki·
ye Cumhuriyeti Devrim Tarihi Derslerini takip eden genç­
lerimize de büyük faydası dokunacaktır. Çünkü bu ansiklo­
pedi, bu ders için hazırlanmış olan ders kitaplarının müf­
redat programı uyarınca kapalı olarak geçmek zorunda kal­
dığı konuları geniş olarak ele almıştır.
Ansiklopediyi bundan iki yıl önce kaleme alırken, Tür­
kiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak her Türkün duyduğu kı­
vanç ve heyecanı duyduğumuzu, burada bir defa daha be­
lirtmek isteriz. Sizler de ansiklopediyi okurken aynı heye­
can ve gururu duyarsanız, iki yılın yorgunluğunu unuturuz.
Saygılarımla.

K. Ekrem Uykucu
G ö z t e pe / İ s t a n b u l
9/Eylül / 1 973

-5-
B İ B L İ Y O G R A F YA

Adıvar Halide Edip, Türkiye'de Şark, Garp ve Ameri­


kan tesisleri, lst. 1 956.
Adıvar Abdül hak Adnan, Osmanlı Türklerin'de i l i m ,
ist. 1 943.
Ağaoğlu Ahmet, Serbest Fırka Hatıraları, İst.
Ağaoğlu Samet, Babamı n Arkadaşları , İst.
• • Aşina Yüzleri , l st.
• • Arkadaşı m Menderes, İst. 1 971.
Akşin Abdülhalit, Atatürk'ün Dış Pol itika ve Diplomasisi,
ist. 1 96 4.
Ali Kılıç, İstiklal Mahkemesi Hatıra ları , lst. 1 955. Kılıç Ali
H atırlarını Anlatıyor, lst. 1 955.
Amca Hasan, Doğmayan Hürriyet, lst. 1 958.
Arıburnu Kemal, M i l l i M ücadele ve lnkilaplarla i l g i l i Ka­
nunlar . . . 1, Ank. 1 95 7.
Atatürk Kemal, Atatürk'ün Söylev ve Demecleri ,· 111, İst.
1 945, 1 952, Nutuk , i l , Ank. 1 95 0 - 1 952., Atatürk'ün Asker­
liğe dair Eserleri, Ank. 1 95 9.
Atay Fal i h Rıfk ı , Başveren İnkilapcı, lst.
Aydemir Şevket Süreyya, Tek Adam, 111 elit., İst. 1 963 - 65,
İkinci Adam, 111. elit, lst. 1 966., M enderes'in Dra m ı , İst.
1 969.
Aytekin M . Emin, ihtilal Çıkmazı , lst. 1 96 7.
Baban Cihat, Politika G alerisi, lst. 1 970.
Bayar Celal, Bende Yazdım, lst. 1 96 9.
Baydar Mustafa, Atatürk Diyor k i , lst. 1 957.
Bayur Hikmet, Türk lnkilabı Tarihi, Ank. 1 940 1 953.
Bıyı kl ıoğlu Tevfik, Trakya'da M i l l i Mücadele, il., A n k.
1 955/ 1 956., Atatürk Anadolu'da, 1 ., Ank. 1 95 9 Birinci T.B.
M .M . Hukuki Statüsü ve İhti lalci Karakteri, Bel. Ank. 1 96 0.

-6 -
Cebesoy A l i Fuat, M i l l i Mücadele Hatıralarım , İst. 1953:
S iyasi Hatıralar, lst. 1957.
Daver Bülent, Türkiye Cumhuriyetin'de Lai k l i k , Ank. 1955
Dursunoğlu Cevap, M i l l i Mücadele'd e Erzurum, Ank. 1946.
Durusoy M .O . ve Gökman Muzaffer, Atatürk ve Devrimlert
Bibl iyografyas ı , Ank. 1957.
Erkanlı Orhan , Anılar, Sorunlar, Sorunlular, ist. 1972.
Emre Ahmet C evat, Atatürk'ün l nkilap H edefi ve Tarih Te­
zi , İst. 1956.
Ergin Osman, Türkiye Maarif Tarih i , V ci lt., İst. 1939/43
Erişci Lütfi . Türkiye'de işçi Sınıfının Tari h i , ist. 1950/1951.
Esmer Ahmet Şükrü, Siyasi Tarih, Ank. 1953.
Fl:ridun Server, Anayasalar ve Siyasi Belgeler. İst. 1962.
Gökbilgin M . Tayyib. M i l l i M ücadele Başlarken. Ank. 1959-
Goloğlu Mahmut, Erzu ru m Kongresi , Ank. 1967., Sivas Kon­
gres i , Ank. 1968.
İhtilaller ve Darbeler Tari h i , Trc: Sabiha Bozbağl ı , İst. 1 968.
İl man Süreyya, Zaval l ı Serbest Fırka, lst. 1951.
İ m ece Mustafa, Atatürk'ün Şapka Devrim inde Kastamonu
ve İnebolu Seyahatları, Ank. 1959.
Karabekir Kazım , istiklal Harbimizin Esasları, İst. 1951,
İsti klal Harbimiz, lst. 1960.
Karaca Ali Naci, Lozan Konferansı ve İsmet Paşa, ist. 1943.
Karaosmanoğl u Yakup Kadri , Vatan Yolunda; M i l l i M ücade­
le Hatıraları, lst. 1958.
Koray Enver, Türkiye Tarih Yayınları Bib. İst. 1959.
Kubah H . Nai l , Anayas·a Hukuku, İst. 1964.
Kuran Ahmet Bedevi, lnkilap Tari h i m iz ve Jön Türkler, İst.
1945.
Levent Ağah S ı rrı , Türk D i l inde Gelişme ve Sadeleşme Saf­
haları , Ank. 1949.
Ökte Fai k , Varl ı k Vergisi Facias ı , İst. 1951.
Özek Çeti n , Türkiye'de Laikli k , Gelişim ve Koruyucu Ceza
Hükümleri, İst. 1962.

-7 -
Sabis A l i İ hsan , Harp Hatıralarım , Ank. 1 95 1 .
Selek Sabahattin, M i l l i Mücadele: Anadolu İ hti lal i , il ci lt.,
ist. 1965.
Sencer Muzaffer, Türkiye'de Toprak Ağalığının Kökeni, İst.
1971.
Talaslıoğlu Mesut, Türk Devrimi Tarih i , İst. 1 972.
Tanör Bülent ve Beygo Taner, Türkiye Anayasaları , İst. 1 964.
Teng i rşek Yusuf Kemal , Vatan Hizmetinde, İst. 1 967.
Toker M etin , Şeyh Sait ve İsyanı , İst. 1 968 ., İsmet Paşa i l e
.on yıl, İst. 1961., Sağda v e Solda Vuruşanlar, ist. 1 972.
Tunaya Zafer, Türkiyede S iyasi Parti l er, İ st. 1 952.
Türkiye B.M.M. H ükümeti n i n Kuruluşu ve Siyasi Karakte­
Ti, İst.
Tuncay M ete, Tür kiyede Sol Akımlar, Ank. 1967.
Tarhan Mumtaz, Kültür Değişmeleri, İst 1 95 1 ., Karpl ı l aşma­
nın Neresindeyiz, l st. 1959.
Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, Cumhurbaşkanları , Başbakan­
lı:ır ve M i l l i Eğitim Bakanları n ı n M i l l i Eğitim l e İ l g i l i Söylev
Vf; Demeç l eri , 1., Ank. 1 94ô .
Türkgeldi A l i Mondros ve Mudanya M ütareke l eri n i n
,

Tari h i , An k ., 1 948
Unat Fai k Reşit, Atatürk'ün Askerl ikten istifası Ank. 1 955
Uran H i l m i , Hatıralarım, Ank. 1959.
Yalman Ahmet Emin, Duyduklarım Ve işitti kl eri m , İ st. 1 971
Walter F. Veiker, 1 960 Türk İhti l a l i , İst. 1 967.

YABANCI KAYNAKLAR

Ahmet F., The Committee of Union and Progress in Turkish


·politics 1908/1913, Tez. Landon, 1969.
Ailen Henry E., The Turkish Transformation: A study İn
Social aAd Religious Development, Chicago 1935.
B ah rempour F i rouz, Turkey Pol itical and social Transforma­
tion, Brooklayn N. Y. 1967.

-a-
Bai l ey Frang Edgar, British Pol iciy and the Turkish R eform
Movement, Cambridge 1 942.
B i rge, John K. A. Guide to Turkish A rea Study, Washi ng­
ton 1 949.
Frey F. W. The Turkish Political El ite, Cambridge 1 965.
Gorvine A. W. ve L. Barber. Org i nisation and Functions of
Turkish M i ni stries, Ank. 1 957.
Gorving A. An. Out l i ne of Turkish Provincial and Local Go­
vernment, Ank. 1 956.
Graves P., Briton and Turk. London 1 94 1 .
H eyd U ., İslam i n Modern Turkey. London 1 947.
Foundations of Turki s h Nationa l i s m , London 1 950. Langu­
age R eform in Modern Turkey, Jerusalem 1 954.
Key Kerim K. An Outli n e of Modern Turkish Historia-graphy,
ist. 1 954.
Kinross, Lord, Atatürk: The Rebirth of a Nation , London
1 964.
Knight, E.F, The Awakening of Turkey, London 1 909.
Lew is Bernard , D emocracy in Turkey, M. E· . A . 1 959.
Lewis G eoffery L., Turkey, London 1 965.
Mears E. G., Madem Turkey, N ew York 1 924.
Reed H. A. The R e l ig ious Life of modern Turkish Muslems,
London.
Rustow D .A . Turkey's Second Try at Democracy, The Yal e
Review ( 1 963). T h e Development of parties in Turkey , Prin­
ceton 1 966.
Thornb u rg M. KW, Turkey an Econom ic Appraisa l , N ew
York 1 949.
Turhan Mümtaz, Where are we i n Western ization, İ st. 1 96 1 .
Wortham H .E. M ustafa Kemal of Turkey, London 1 930.

- 9 -
İÇİ N DEKİ LER

Sayfa :
ÖN SÖZ
B İ B LİYOGRAFYA
ATAT Ü R K, M USTAFA KEMAL 20
ATAT Ü R K DEVRİ M LE R İ 26
ADALET PARTİSİ 28
ADANA CEPHESİ 29
ADANA M Ü LAKAT! 29
ADANA OLAYLAR! 30
AGAOG LU SAMET 31
ALİ BATI İSYANI 31
ALTAY FAH R ETTİ N ( PAŞA) 32
AKBAŞ VAK'ASI 33
AKER ABDU LLAH 34
ALA N KUŞ M UZAFFER 34
ALPASLAN FEH M İ 34
ALTI YEDİ EYLÜL OLAYLAR! 34
AMASYA PROTOKOLU 36
ANKA RA ANTLAŞMASI 37
AN KARA ANTLAŞMASI 39
ANKA RA'N I N BAŞKENT OLUŞU 40
ANTEP CEPHESİ 41
ANZAV U R A H M ET İ SYA N I 41
ARAS TEVFİ K R ÜŞTÜ (Dr.) 43
ARTUS AMiL 43
AYD I N CEPHESİ 44

- 10 -
Sayfa :
AYVAL I K CEPHESİ 44
BABAN Cİ H AT 46
BALI KES İ R KONGRESİ 46
BALKAN ANTANTI 47
BATI CEPHESİ (GARP CEPHESİ) 47
BAYA R VELAL . . . 49
BAYAR KABİNESİ 50
BAYKARA ZEYYAT 51
BEKİR SAMİ BEY 51
BELE R EFET ( PAŞA) 52
1!1ERK M EDENİ 54
BEŞYÜZ ELLİ BEŞ 55
BERZENCİ G U R U BU . . . 55
BİLEC İ K GÖRÜŞMESİ 56
B İ N DOKUZYÜZ Y İ R M İ DÖRT
ANAYASASI 56
BOLU VE DÜZCE O LAYLAR! 59
BOZ K I R İSYANI 60
B U DA KOGLU ESAT 61
BÖLÜKBAŞI OSMAN 61
BÜYÜ K Mİ LLET M ECLİSİ'NİN İLK
BAKANLAR KURULU 62
BÜYÜK TAAR RUZ . . . 62
CAFER TAYYAR EG İLMEZ 68
CEM İ L ÇETO İSYANI 68
CU M H U R İYET HALK PARTİSİ 69
C U M H U R İYET HALK PARTİSİ GENEL
SEKRETERLERİ . . .. .
. 72
C U M H U R İYETİN il.ANI 72
CAGLAYANGİ L İ H SAN SABR İ 77
ÇALIŞMA BAKANLIGI VE
BAKANLA R! 77
ÇAKMAK FEVZİ (MAREŞAL) 78

-11 -
Sayfa:
ÇAN KAYA PROTOKOLÜ 80
ÇET İ N KAYA ALİ 80
ÇINAR VAS I F 81
DAGLAR A LAYI . . . 82
D E M İ R KEMAL DA. 82
D E M İ RCİ M E H M ET EFE 82
D E M İ REL S Ü LEYMAN 83
D E M İ REL S Ü LEYMAN KAB İ N ESİ 84
İ K İ N C İ DEMİ REL KABİ NESİ 85
D EMOKRAT PARTİ 85
D EMOKRATİK M U HALEFET 87
DEMOKRATİ K PARTİ 93
D E NİZLİ CEPHESİ 94
D E R S İ M İ SYAN I 95
D İ R İ K KAZ I M ( PAŞA) 95
DOGU Vİ LAYETLER İ M Ü DAFAA-İ H U-
KU K-U M İ LLİYE CEM İYETİ 96
DOKUZ S U BAY OLAYI 97
DOKUZ ŞU BAT PROTOKOLÜ 97
DÖRTLÜ TAKR İ R 98
DÜVELİ SELASE 99
ECEVİT BÜ LENT 101
EM EKSİZ TURAN 1 03
EN ERJİ VE TAB İ İ KAYNAKLAR BA-
KAN LIGI VE BAKANLA R 1 03
E R EZ MESUT 1 03
E R İ M N İ H AT 1 04
E R İ Ş İ R G İ L MEH M ET E M İ N 1 06
E R K İ N FER İ D U N CEMAL 1 07
ERKMEN HAYRETI İ N 1 07
E R M E N İ M İ LLİ ALAYI 1 08
ERSOY M E H M ET AKİF 1 08
ESKİŞEH İ R CEPH ESİ 1 09

- 12 -
Sayfa :
FELAH-1 VATAN G U R U B U 1 10
FELAH VE YAVUZ G U RUPLA R ! 1 10
FETH İYE DENİZ G U R U B U 111
FEYZİ OGLU TUR HAN 111
GEÇİCİ Y Ü R ÜTME K U R U LU 1 13
GEDİZ TAARRUZU 1 13
GEREDE H Ü S R EV 1 14
GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI . . . 1 14
GENÇ L İ K VE SPOR BAKANLIGI VE
BAKA N LA R ! 115
G İ R ES U N M Ü DAFAA-İ H UK U K
CEM İYETİ 1 15
GÖZÜBÜYÜK ABDULLAH 115
G Ü LEK KAS I M . . . 1 16
GÖKAY FAH R ETIİ N KERİ M
(PROF.) 1 16
.
GÖKTÜ R K H Ü SEYİ N AVN i 1 17
GÖRDES KIZI MAKBULE 1 17
G Ü M R Ü ANTLAŞMASI 1 18
G Ü M R Ü SAVAŞI 1 18
G Ü M ÜŞPALA RAGIP
(ORGENERAL) ...1 19
G Ü NEY BATI KAFKAS
H Ü KUMETİ . . . 1 20
G ÜNALTAY ŞEMŞETI İ N ( PROF.) 1 20
GÜNALTAY ŞEMŞETI İ N
KAB İNESi 1 22
G Ü N D ÜZ ASIM ( PAŞA) 1 22
G Ü R M EN ABDU R RA H MAN NAFİZ 1 23
G Ü RSEL CEMAL( ORGENERAL) 1 23
G Ü RSEL KAB İ NELERİ . . . 1 25
HAKKI BEH İÇ 1 27
HALKEVLE R İ 1 27

- 13 -
Sayfa:
HASAN TAHSİN- OSMAN
N EV R ES 1 28
HATAY M ES 'ELESİ 1 29
HATİPOGLU ŞEVKET RAŞİT 131
H EY'ET-İ TEMSİ LİYE 131
. . .

H İ LAFET'İN KALDI R I LMASI 1 32


. . .

H İ LAFET O R DUSU (KUVAYİ TEDİBİYE,


SADAKAT ORDUSU) 1 34
H İ YANET-İ VATANİYE KAN U N U 1 35
H UKUK DEV R İ M İ 1 35
. . .

H Ü R RİYET PARTİSİ 1 38
H ÜSMAN HADİ . . . 1 39
İÇİŞLERİ BAKANLIGI VE
BAKANLAR! 1 40
İ HTİLAL KOMİTESİ 141
İ LE R İ TEVFİK 141
İ KiNCİ İNÖNÜ SAVAŞI 1 42
İKİNCİ KAH İ R E KONFERANS! 1 43
İ MAR VE İSKAN BAKANLIGI VE
BAKANLAR! 1 44
İNAN AFET (PROF) 1 44
İ NAN ŞEFİ K (PROF) 1 45
İ N C E REFİK 145
İ N G İ LİZ KEMAL (ESAT TOM R U K) 1 46
. . .

İ N G İ LİZ M U H İPLER CEM İYETİ (THE


F R ENDS OF ENGLIND
ASSOCİATİON) 1 46
İNÖNÜ M USTAFA İSMET 1 47
B İ R İNCİ İNÖNÜ KABİ N ESİ 1 49
İKİNCİ İNÖNÜ KABİNESİ 1 49
B İ Rİ NCİ İ NÖNÜ ( KOALİSYON)
KABİNESİ 1 50
İKİNCİ İNÖNÜ ( KOALİSYON)

- 14 -
Sayfa:
KAB İ NESİ 151
Ü Ç Ü NCÜ İNÖNÜ ( KOALİSYON
H Ü KU M ETİ) 1 52
. . .

İ REN CAHİT ( PROF) 1 53


İ STİ KLA L MAHKEMELERİ 1 53
İŞCAN HAŞ İ M 1 54
İ Z M İ R M ÜDAFAA-İ H U KU K-U OS-
MANİYYE CEMİYETİ 1 54
. . .

İZMEN M E H M ET 1 54
KALAFAT EMİN 1 55
KARA ÖRTÜ 1 55
KARABEKİ R KAZI M ( PAŞA) 1 55
KARAOSMANOGLU ATİLLA . . . 1 57
KARAOSMANOG LU FEVZİ LÜTFİ 1 57
. . .

KARAÖZ İLYAS 1 58
KARASAPANOGLU C ELAL TEVFİK . 1 58
KARASU NUSRET 1 59
KAYA ŞÜKRÜ 1 59
KAYSE R İ OLAYLAR! 1 59
KENAN PAŞA 1 60
KI R DAR LÜTFİ (DR) 1 60
KIUÇ ALİ 1 61
K I R KBİRLER 161
�TAPLI DOGAN 1 62
KOÇAŞ SADİ 1 62
KOÇ VEHB İ 1 63
KOÇKİ R İ İSYANI 1 64
KODAMANOGLU N U R İ 1 64
KOR UTÜ RK FAH Rİ 1 65
KÖP R Ü LÜ M E H M ET FUAT 1 66
KÖYİŞLERİ BAKANLIG I VE
BAKAN LAR! 1 67
KUBALI H ÜSEYİN NAİLİ ( PROF) 1 67

- 15 -
Sayfa :
KUBİLAY M USTAFA F E H M İ 1 68
KURBANOGLU M UZAFFER . . . 1 69
KU RTU LUŞ SAVAŞI 1 69
KUŞÇUBAŞ! EŞREF 1 72
KUVAYİ Mİ LLİYE 1 73
KÜLTÜ R BAKANLIG I VE
BAKAN LAR! 1 74
LAİ KLİK 1 75
LON D RA ANTLAŞMASI 1 75
MANASTI RLI HAM Dİ EFEN Dİ
( MARTONALTi) 1 78
MARAŞ CEPHESİ . . . 1 78
M E LEN FERİT 1 79
M ELEN FERİT KABİ N ESİ 1 80
MEN DER ES ADNAN 1 81
BİRİ NCi M EN DERES KABİ NESİ 1 84
İKİNCİ MENDER ES KABİNESİ . . . 1 84
Ü Ç Ü N C Ü MEN DERES KABİ N ESİ . 1 85. .

DÖRDÜNCÜ M ENDERES KABİNESİ 1 86


BEŞİNCi MENDERES KABİ N ESİ 1 87
M E N DE;RES ETH E M 1 88
M ENEMEN OLAY! 1 88
MERSİNLi ORH AN 1 89
MiLLET PARTiSi 1 89
M i LLi AŞİR ET ISYANI 191
MILNE HATii 191
M İ LLİ BİRLiK KOMiTESi 1 91
M İ LLİ EGİTİ M BAKAN LIGI VE
BAKAN LAR! 1 93
M İ LLİ EGİTİ M TEME L REFORM
KANU N U 1 94
M İ LLİ G ÜVENLİK KUR ULU . 1 97. .

M İ LLİ G ÜVEN PARTİSİ 1 97

- 16 -
Sayfa:
MONDROS MÜTAREKESİ 1 98
MONTRÖ ANTLAŞMASI 200
MOSKOVA ANTLAŞMASI . . . 202
MÜ EZZİNOGLU ZİYA . . . 203
M Ü F R EZE-İ BAH RİYE 203
M U DANYA MÜTAREKESİ 204
NAMIK GEDİK . . . 207
NAZİ LLİ CEPHESİ . . . 207
NYON ANTLAŞMASI 208
N U R ETIİN PAŞA 208
N U R R IZA ( D R ) 210
OKYAR FETH İ ALİ 21 1
BİRİ NCİ FETHİ OKYAR
KABİ NESİ 2 1 2·
İ KİNCİ FETHİ OKYAR KABİ NESİ 213
ON İKİ MART M U HTI RASI 214
ON DÖRTLER 215
ORBAY RAUF 216
ORBAY RAUF KABİ NESİ 219
ÖZAL R Ü ŞTÜ 221
ÖZALP KAZ I M ( PAŞA) 221
ÖZBEK SABAHATIİN (PROF) 222
ÖZGÜ NEŞ M E H M ET . . . 223·
PEKER RECEP 224
POLATKAN HASAN 224
PONTUS İSYANI 225
R EDD-İ İ LHAK CEMİYETİ 226
REŞAT BEY 226
REŞİ D GALİ P (DR) 227
SADABAT PAKTI 228
SAKARYA M EYDAN SAVAŞI 228
SAMSUN KAFİ LESİ . . . 23 1
SARAÇOGLU ŞÜKRÜ 232

- 1 '7 -
Sayfa :
SARAÇOGLU Ş Ü K R Ü KABİNESİ 232
. . .

SARPER SELİM 233


SAYDAM REFİt< (DR) 233
SAYDAM REFİK KABİNESİ 233
S E R B EST C U M H U R İYET F I R KASI 234
SENDİKALAR KANUNU 236
S Ü LEYMAN FETH İ (ALBAY) 238
S U NAY CEVDET 238
Ş E M İ ERGİN 241
Ş EYH SAİT (KÜ RT SAİT) 24 1
ŞEYH SAİT İSYA N I (KÜ RT SAİT) 242
Ş Ü K R Ü NAİLİ ( PAŞA) 245
TAH Kİ KAT KOM İ SYON U 247
TAKRİR-İ SÜKÜN KAN U N U 248
TALAS CAHİT (PROF) 249
TALU NAİM 249
TALU NAİ M KABİ NESİ 249
TERAKKİ PERVER C U M H U RİYET
F I R KASI 250
TENGİ RŞEK YUSUF KEMAL
( PROF) 251
TOPRAK R EFO R M U KAN U N U
ÇALIŞMALARI 251
TOPRAK VE TAR I M REFO R M U
KAN U N U 253
TRABZON VE HAVALİSİ ADEM-İ M ER-
KEZİYET CEMİYETİ 256
. . .

TRAKYA PAŞAELİ CEMİYETİ 256


TÜ R KEŞ ALPASLAN 257
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET M EC-
lİSİ'NİN AÇILIŞI 257
. . .

TÜ RKİYE C U M H U R İYETİ DEVLETİ'NİN


�LK BAKANLAR KURULU 260

- 18 -
Sayfa:
T Ü R KİYE C U M H U R İYETİ GENEL
K U R MAY BAŞKAN LIG I VE GENEL
K U R MAY BAŞKAN LAR ! . 260
. .

TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ 262


U ÇANER FEVZİ 263
U LAY SITKI 263
UŞAK REDD-İ İLHAK
CEM İYETİ 263
URFA CEPHESİ 264
ÜN İVERSİTE REFORM KAN U N U 265
ÜRG Ü PL Ü SUAT HAY R İ 269
B İ RİNCİ Ü RGÜPLl.ı KABİNESİ 269
ÜSTÜ N FER İ D U N 271
YASSIADA YÜKSEK ADALET
DİVANI 273
YASSIADA YÜKSEK SORUŞ-
TU R M A KURULU 273
Y.L\R D I MCI CELAL 274
YAVUZ FEH M İ (PROF) 275
YAZI D EVRİMİ 275
YENİ TÜ R KİYE PART İ S İ 278
YEŞİL ORDU CEM İYETİ 278
Y İ R M İ BİR EKİM PROTOKOLÜ 279
Y İ R M İ B İ R MAYIS H Ü KU M ET
DAR BES İ . .. . 279
Y İ R M İ İ Kİ ŞU BAT OLAYI 281
27 MAY I S İ HTİLALİ 284
27 MAYIS İHTİLALi ' N İ N PAROLASI 285
YI RCALI SITKI 286
YOZGAT İSYANI 286
YÜZELLİ Lİ KLER 287
ZORLU FATİN R ÜŞTÜ 288

- 19 -
A

ATATÜRK, MU STAFA KEMAL, Türkiye Cumhuriyetinin ku­


rucusu, devrimlerin yapıcısı, Türk M illetinin ulu önderi (Se­
lanik 1 881 İstanbul 1 938)
-

Yedi yaş ı nda i ken babası A l i R ı sa Efendi'nin ö l ü­


mü üzerine öksüz kalan Mustafa, annesi Zübeyde ha­
n ı m tarafı ndan büyütülmüştür. 1 893'de annesinin iste­
ğine karşı koyarak Selani k'teki Askeri R üştiye Okulu­
na g i rmiştir. Bu okulda iken öğretmeni tarafı ndan Ke­
mal adı veril miştir. 1 895'de Manastı r Askeri İdadisi­
ne ve 1 3 Mart 1 899'da da lstanbul 'daki H a rbiye 'ye
piyade öğrencisi o larak g i rmiştir. 1 902'de kurmay s ı­
n ıfına ayrı l m ı ş , Ocak 1 905'do kurmay yüzbaşı olarak
bu okuldan mezun o lmuştur. Mustafa Kem a l ' i n H arbi­
ye'deki y ı l l arı padişah i l . Abdülhamid'in en sert bas­
kı dönemine rastlar. O zamanlar H a rbiye g i z l i muhale­
fetin başl ıca merkezlerinden biri olmuştur. Baskılara
rağmen bütün harbiye l i l e r gibi M ustafa Kemal d e
yasaklanan eserleri okuyordu. Kısa zamanda yapı l a n
ihbar sonucunda tutuklanan Mustafa K e m a l bir kaç
ay sonra serbest b ı rakı l m ı ş ve Şam 'daki 5 . Ordu kur­
mayına katı l ması emred i l miştir. 1 907'de binbaş ı l ığ a
yüksel m i ş , M akedonya'daki i l i . Orduya tayi n edil m i ş­
tir. Burada ittihat ve Terakki Cemiyetiyle gizli i l işki-

- 20 -
l e r kurmuş; 1 908'de İttihatç ı l a r il. Abdülhamid'e karşı
il. Meşrutiyeti i lan etmişlerdir. Fakat 13 Nisan 1 909'­
da İstanbu l 'da tari himize • 3 1 M a rt Vak'as ı • diye ge­
çen gerici ayak l anması başgöstermiştir. Bunu n üzeri­
ne Selanik'ten Mahmud Şevket Paşa komutasında
H areket Ordusu İstanbul üzerine yürümüştür. Musta­
fa Kemal de bu ordunun kurmay başkanı bulunuyordu.
Bir süre sonra Mustafa Kemal İttihatçıların tutu­
munu beğenmeyip partiden ayrı lara k askeri çal ışma­
larına hız vermiştir. İtalyanlarla, Trablus'da savaş baş­
l ayınca o raya g iderek, b i r y ı l orada çal ışmıştır. Bal­
kan sava ş ı n ı n ç ı kması üzerine vatana dönmüş ve bu
savaşa katı l m ıştı r . Ondan sonraki huzursuz barış d ö­
nemi s ı rasında askeri ateşe olarak Sofya'ya gönderi l­
m iştir. 1 91 5'de kendi isteğ i üzerine vatana dönmüş,
1 9. Tümen kumandan l ı ğ ı n a tayin ed i l m iştir. Oradan
tümen iyle b i rl i kte İngi l iz saldırısına karş ı , boğazl arı
başarı ile savunmuştu r. lstanbu l 'u isti ladan kurtaran
bu zaferi O'nun m i l li bir kahraman olarak daha o za­
man selam l anmasına kafi g e l m işti . Çanakkale ve b i l·
hassa Anafartalar zaferinden sonra 34 yaşı nda gene­
ral l iğe yükselen Mustafa Kemal , Suriye cephes inde
bozulan orduyu düzgün bir şekilde memlekete geti r­
m iştir. Savaş sonunda i mzalanan barışın şartla rı n ı
ağı r b i r d i l i l e tenkid ettiği i ç i n İstanbu l 'a çağrı l m ı ş­
tır. Mondros M ütarekesinin i mzalanmasından sonra
vatan yer yer işgal edil meğe başlanmıştı r.
Türkiye'de kalan tek muzaffer kumandan o l ması­
na rağmen Mustafa Kema l ' i n İstanbu l'da yapacak bir
i ş yoktu . Bu s ı rada Ş i ş l i 'deki evi nde arkadaşları i l e
vatanın kurtarı lmasını planlamı şt ı . B u evde a l ı na n ka­
rar gereğ ince İstanbu l 'dan ayrı l acaktı. İşgal altındaki
istanbul 'dan ayrı l ması beklediğinden de kolay olarak
gerçekleşmişti r. O'nun düşünceleri nden habersiz olan

- 21 -
padişah Vahdetti n , Mustafa Kemal Paşa'ya ili. Ordu
müfettişliği sıfat ve görevi ni verm iş, İstanbu l 'dan ay­
rı l masına fı rsat sağlam ıştır Mustafa Kemal Paşa 1 5
Mayıs 'da İstanbul 'dan ayrı lara k 1 9 Mayıs 1 9 1 9'da Sam­
sun'a ayak basm ı ştır. M ustafa Kemal'in yayın l adığı
Amasya bi ldirisi aşağ ı yukarı b i r i hti l a l beyan n ame­
si mahiyetindeydi . Nitek i m O'nun çalışmalarını haber
alan İstanbul Hükumeti Mustafa Kemal 'i görevi nden
azletmeğe karar vermiştir. Bu durum üzerine Musta­
fa Kemal Paşa , daha önce askeri görevinden istifa
etmiş, elbisesi ni çı kararak s ivi l giyinmiştir. N itek i m
i stifadan hemen sonra azil kararı da açıklanmıştır. 3
Mart 1 9 1 9 'da Erzurum 'da kurulan Doğu Anadolu M ü­
dafaai H u k u k Cemiyetin e dönmüş, sonra bu cemiye­
tin toplantısına kat ı l m ı ştır. M ustafa Kemal ' i n bu top­
l a ntıda kongre başkanı seç i lmesinden sonra, 1 7 Ağus­
tosa kadar süren kongrenin en öneml i başarı M isaki
M i l l i Demecinin hazırlanması o l muştur. Kongre s ıra­
sında Kazı m Karabek i r istanbu l 'dan M ustafa Kem a l ' i
tutuk lama e m r i n i almışsa da bu e m re uymamıştır.
İ kinci ve daha önemli kongre memleketin her ta­
rafınd�n gel en murnhhasların katı l d ı ğ ı Sivas Kongre­
si o l muştur. Kongre 4 Eylü l 'de açı l m ı ş , Mustafa Ke­
mal yine başkan seç i l m iştir. Kongrenin a l d ı ğ ı öneml i
kararlar arası nda Doğu v e Rumeli M üdafaai H u k u k
Cemiyetlerin i n birleştiril mesi de vardı . Bu kongre­
den sonra Anadol u'nun çeşitl i yerlE.•:i nde gerek İstan­
bul H ü kGnıetin!n ve gerekse İngil izler'in yard ı m ı i l e
b i lhasna Doğu 'da isyanlar çıkmıştır. Bununla beraber
Mustafa Kemal 'in bu davranışı yerinde olmuş ve Da­
mat Ferit Paşa kabinesi düşmüş; yerine Ali R ıza Pa­
şa kabinesi kuru l muştur. Kema l istler'e taraftar ol ma­
sa b i l e , onlarla iyi geçinmeyi düşünen Ali Rıza Paşa,
Bahriye Nazırı Sal i h Paşa'yı Amasya'ya göndermiştir.

- 22 -
20/22 E k i m 1 9 1 9'da Amasya'da Mustafa Kemal ile·
görüşen S a l i h Paşa , İstanbul ' da Mustafa Kemal' i n fi­
kirlerini kabul etti receğ ine söz vermişti r. Nitek i m 12
Ocak 1 920'de toplanan Osmanlı M ec l i s i M ebusanı' n ı n
çoğun luğu Kemal istlerden meydana g e l mi ştir. Rauf
B�y de bunlat ı n arası nda i d i . M eclis Erzurum ve Si­
vas Kongrele r i n i n a l d ı ğ ı kararları beni msiyerek Mi­
saki M i l l i 'yi kabul etm iştir.
/>.nkara'ya yerleşen Mustafa Kemal ve Hey'eti
Tems i l iye İstanbu l 'da kendisine taraftar b i r meclis
bulunca daha da güçlenmiştir. Bu gel işmelerden tela­
şa kapı l a n İti laf Devletleri şert tepk i göstermekte
gecikmemişdir. Nitekim 8 Martta Bahriye Nazın
Sal ih Paşa kab ineyi kurmuş, 1 6 M artta ise İngil iz kuv­
vetleri İstanbul 'un Türk mahallelerin� g i rerek bir k1-
s ı m Tü rk'ü şehit etmişler, Osmanlı Meclisi'nde bulu­
nan b i r çok m i l l etveki l ini de M alta'ya s ü rmüşlerdir.
Bu durum üzerin e Mustafa Kem a l , 23 N isan'da Büyük
Mil l et Meclisi ol arak tari h i m ize geçen M u rahhas
Hey'eti 'ni Ankara 'da toplamıştır. 5 N isan 1 920 de pa­
dişah Damat Ferit Paşa'yı Sadrazam l ığa getiri nce, e­ K
malistler için yine kötü b i r devi r başlamış oluyordu.
1 1 !'lisanda Şeyhülislam D ürrizade Abdullah Efendi.
padişahı n isteğine uyarak b i r fetva ç ı karmış ve Mus­
tafa Ke m a l ' i vatan haini olara k i la n etmiştir. 18 Ni­
sa:ıda f(emal istler'le çarpışmak üzere Kuvveyi inziba­
tiye kurulmuştur. Kemalistler de, padişahın bu tutu­
muna karş ı l ı k vermekte gec i kmemişlerd i r. Nitekim
3/4 Mayısta M i l let M eclisi b i r Bakanlar Kurulu teşkil
etmiş, 5 Mayısta Ankara M üftüsü Börekçizade Meh­
met R ifat Efend i , yabancı baskıs ı altında çıkarılan fet­
vanın geçersiz olduğunu Anadolu hal k ı na duyurmuş­
tur. Bunun l a beraber Anadolu'da padişah taraftan
olan bazı kişil erin ç ı ka rdığı isyanlar sürüp gitmektey-

-23 -
d i . Ocak 192 1 de Bakanl a r Kuru l u Başka n l ı ğ ı na ( Baş­
bakan) Fevzi Çakmak seç i l m işti r.
Türk Yunan Savaşı 1 920, 1 92 1 , 1 922 yıl larında
olmak üzere üç safhada yapı l m ı ştır. İ lkinde, Bilecik'­
te Yunan l ı l ar'a karşı tedbirs i zce s a l d ı ra n Çerkez Et­
hem yen i l m iş , daha sonra Yunan kuvvetleri , İnönü'­
.de d u rduru_lmuştur. 3 1 Mart / 1 N isan 'da İnönü'de
yapı l a n daha öneml i i ki nci bir savaşta, o zaman Tuğ­
genera l l iğe yükselmiş o l an İsmet, i sti lacı ları yine püs­
kürtm üştür. Arkası ndan Temmuzda yeni b i r Yunan
i l erlemesi başlamıştır. Sakarya'da 22 gün 22 gece sü­
ren savaştan sonra Mustafa Kema l , •gazi" ünvanı n ı
a l mı ştır. B u n u Dumlupınar Savaşı taki p etmi ş , Başku­
mandanl ı k Meydan Savaşı 'ndan sonra ise Yunan l ı lar
A kdeniz'e dökül erek yurt düşmanlardan tem izlenmiş­
tir. Savaş sonunda , önce Mudanya M ütarekesi , daha
.sonra da 24 Tem muz 1 923 de Lozan Antlaşması i m­
zalan m ı ştır
Askeri Savaşı kazanan Mustafa Kema l , bundan
sonra Yunan l ı lar'la barış yapm ıştı r. M ustafa Kemal
için çözü m l enecek i lk mes'ele siyasi olmuştur. Bu sı­
ralarda Mecl is 20 Ocak 1 92 1 de i lan ed i len Anayasa­
yı tc:ırtışmağa başlam ıştır. Bundan faydalanan Musta­
fa Kema l , saltanat ve h i l afeti de birbiri nden ayı rmış­
tı r. Eki m sonları nda d i kkatlice planlanmış b i r sürü
s i yasi m anevralardan sonra Mustafa Kemal Meclise
g e l m i ş , siyasi s i stem l e rdeki bel i rsizl ikleri ve karışık­
l ı kl arı ortadan kaldıracağ ı n ı söy l ediği bazı Anayasa
değişik l ikleri tekl ifinde bu lunmuştu r. B i r önceki gece
hazırlc: n m ış değ işik l ik tasarısı şu cüm l e l eri i htiva edi­
yordu : .. Türkiye Devletin i n idare şekli cumhuriyettir . . .
Türk i ye Reisicumhuru Büyük M i l l et Meclisi hey 'eti
umumiyesi tarafından ve kendi azası meya n ı ndan i n­
tihap olunur Türkiye R eisicumhuru devl etin reisi-

- 24 -
d i r . . . Başvek i l, R e is icumhur tarafından i ntihap olu­
nur" Saatlerce süren görüşmelerden sonra gece 8.30'
da bazı çekimserl e , fakat h i ç b i r a leyhte oy olmak­
s ız:n karar 1 53 oyla kabul e d i l mi şt i r. 1 5 daki ka son­
ra 8.45 'de m i l etveki l l eri Mustafa Kem a l ' i i l k Cumhur­
.başkanı seç m i ş l e rd i r. O da İsmet Paşa'yı i l k Başka­
kan olarak tayi n etmi şt i r. (29 Eki m 1 923). Bu tar i h­
ten ö l üm ü n e kadar M ustafa Kemal b i r çok kabi ne l e­
r i n kur u l ması i ç i n İsmet İnönü'ye (6.1 2 . 1 924, 4 .3.1 925,
1 .1 1 . 1 927, 27.9. 1 930, 4.5.1 931 , ve 1 .3 . 1 935), Fathi Ok­
yar'a (21 . 1 1 .1 924) . Celal Bayar'a (25.1 0.1 937) tar i hl e­
rinde a l mak üzere kabi n e l e r kurdurmuştur.
Bu kab i n e l e r zamanında Atatürk'ün önderl i ğ i al­
tında bir çok yen i l i k hareketl eri ve devrim l e r g e rçek­
leşti r i l m i şti r. M endeni Kanun kabul edi lm i ş , Şapka
Kanunu , H a rf ve D i l Kan u n u , Takvim , Ölçü, Zaman
Kanunları ç ı karı l m ıştı r. Kısaca, Mustafa Kemal Ata­
türk, Türk M i l l eti ' n i n batı l ı m i l l etler g i b i yaşamas ı n ı
sağlayan devr i m leri gerçekleşti rmişti r. 1 930'da eko­
nom i k kon u l a ra eğin i l m i ş , 1 934'de kad ı n l a ra seçiml er­
de oy vermek ve m i l l etveki l i seç i lmek hakkı tan ı n­
m ı ş , 1 935'de yapılan seçi m l e rde 1 7 kad ı n m i l l etveki­
li olmuştur. Yine 1 935'de Soyadı Kanunu ve H afta Ta­
ti l i Kanunu kabu l edi lm i şti r.
1 938 y ı l ı n ı n i l k aylarında Anadolu'da b i r gezi sı­
rası nda Atatürk hastalanmıştır. Kısa bir iyi l eşmeden
sonra durumu süratle kötü l eş m i ş , 5 Ekim 'de vasiyet­
names i n i yapmanın yerinde olacağını düşünmüştür.
1 Kas ı mda Mecl i s i n yeni topl antı dönemi açı l d ı ğ ı nda
Cumhurbaşka n ı ' n ı n demeci i l k d efa O'nun adına Baş­
bakan tarafından okunmuştur. 1 O Kasımda da ş i ddet­
ii elem iç i nde donup kal m ı ş b i r m i l l et, kend i s i ne 20
y ı l a yakı n rehberl ik etm iş olan büyük l ideri n i n öldü-

- 25 -
ğünü öğre n miştir. H ü ku met b i l d i ris i : (Türk vata n ı bü­
yük yapıcıs ı n ı , Türk m i l l eti u l u şefi n i , i nsan l ı k , büyük
evlad ı n ı kaybetti) d i yord u . 16 Kasımda tabutu Türk
bayrağına sarı l m ı ş bir katafa l k üstünde İ stanbul 'da
Dol mabahçe Sarayı n ı n büyük kabul salonuna konmuş­
tu. Orada üç gün üç gece sonu gel mez bir yas l ı lar
a k ı n t ı s ı , son sayg ı larını sunmak için önünden geçmiş­
tir. 1 9 Kası mda seçkin bir İslam b i l g i n i ve i lahiyatçı­
sı olan Prof. Şerafettin Yaltkaya, M ü s l üman usu l ü n­
ce O'nun vücudunu yıkayıp duası n ı yapmı ş , 1 2 gene­
ral katafal k ı saray ı n önünde bekl emekte o l an b i r top
a rabası n a taşı mıştır. Büyük bir cenaze korteji tabu­
tu G ü l hane Parkına kadar tak i p etm iştir. Orada tabut
bir torpito botuna konmuş, sonra Yavuz Zırhlısına ta­
ş ı n m ı ştır. Oradan İzmit'e götürülen cenaze, özel b i r
tre n l e Ankara 'ya nakledi l e re k büyük b i r askeri tören­
le Etnoğrafya Müzesindeki geçici kabre tevdi edi l m i ş­
tir. 1 953'de Rasattepe'de Türk M i l l eti 'ni n kendisi n e
yaptığ ı An ıtkabi r'e bütük b i r tören l e g ö m ü l e n Musta­
fa Kema l , çabuk ve kesi n hare ket, ani ve çok sert ka­
rnr veren b i r l iderd i .

ATATÜRK D EVRİMLER İ , M . Kemal'in Cumhuriyeti kurduk­


tan sonra Türk halkının yararına toplumu, batılı devletler
seviyesine çıkarabilmek için gerçekleştirdiği devrimlerin
bütünü.
Büyük k u rtarıcı ve önder M . Kema l ' i n çizdiği
yolun temel inde, yakın tarih i n o l ay ve şartları vard ı r .
M i l l i Eğitim kuru m l arında b i r b i r l i k yarat ı l m ış; Türk
H u kuku skolastik düşünceni n kal ıplarından kurtarı l­
mış ve batı ü l ke le rindeki seviyeye geti r i l m iştir. Türk
M edeni Kanun u , toplumun bütün fertl e ri n i n yararlana­
b i l eceği b i r şekle sokulmuş, Türk kadı n ı bu kanun·

- 26-
açısı ndan değerl end i r i l miı:. batı l ı ü l ke l e rdeki g i b i seç­
me ve seç i l m e ve m i rastan yararlanabi l m e hakkına
kavuşturu l m uştur. Türk tari hi_ ve d i l i yeniden ele a l ı n­
mış, açı k ve seç i k b i r duruma geti ril m iştir
Bunlar Atatürk devri m le r i n i n en önde g e l e n l e ri-
dir.
Öte yandan halka i nen b i r yönetim ş e k l i uygula­
m ı ş , icra organlarının yönetim inde i n k i lap yap ı l m ı ş ,
d i n i l e devlet i ş l e r i ayrı ayrı yürütü l müş, devletçi l i k ,
m i l l i yetç i l i k prensiplerine uyarak h a l k ı m ızın yarına
daha emin bir şekilde bakması sağlanmıştır.
Türk devrim tari h i ders k i tapları hazırlanarak, ge­
rek " l i s e l e r i m izde ve gerekse yüksek oku l la r ı m ı zda
okutu l ma s ı öngörü l m üştür. Bütün bunlar yap ı l ı rken
i ki ana p rensipten h a reket edi l m i şt i r. Bunlardan i l k i ,
m i l l iyetç i l iğe daya l ı hareket l e rd i r : ( M i lli hakim iyet
ve B . M . M . , h i l afeti n kal d ı rı l ma s ı , m i l li e konomi , m i l­
li tarih , m i l li d i l). İ ki ncisi bat ı l aşma i l kesinden doğ­
ma devrim hareketleri 1La i k l i k , harf devrim i , kı l ı k kı­
yafet devr i m i , batı müziği , takvim , ölçü, pazar tati l i ) .
M ustaf Kemal devrim l erinin değişmez i l kel erin­
den b i r i d e , m i l li dayanışmaya i nanması ve önem
verm iş olmasıd ı r. Bu inanç O'nda o kadar şuurlanmış­
t ı rki devrfmlerini Türk genç l i ğ i n e a rmağan ettiğ i g i b i ,
bunların korunmas ı n ı d a yine Türk gencine emanet
etm iştir.
Atatürk'ün gençliğe armağan ettiği devrimler, 8
ana kanunla perçinleşt i r i l mişti r :
-1 430 sayı ve 3 M a rt 1 924 tari h l i Tevhid-i
Tedrisat Kanunu (Öğre n i m i b i rl eştirme).
2 - 671 sayı ve 25 Ekim 1 923 tari h l i Şapka İ k­
tisası Kanunu.
3 - 677 sayı ve 30 Eki m 1 923 tari h l i Tekke ve
Zaviy e l e ri n Kapat ı lması Kanun u .

- 27 -
4 - 743 sayı ve 1 7 Şubat 1 926 tari h l i Türk M e­
deni Kanunu ve Medeni N i kah Kanu n u .
5 - 1 283 sayı ve 2 0 Mayıs 1928 tari h l i Beynel­
m i l e l Erka n ı n ı n Kabul Kanunu
6 - 1 353 sayı ve 1 Ekim 1 928 tari h l i Türk H arf­
lerinin Kabulu Kanunu.
7 - 2590 sayı ve 26 Kas ı m 1 934 tari h l i Ü nvan,
Lakap ve Sıfatların Kaldırılması ile i l g i l i Kanun.
8 - 2596 sayı ve 3 Ara l ı k 1 934 tari h l i bazı kisve­
l e r i n g i y i lm eyeceği hakkındaki kanun .

ADALET PARTİSİ, 1 2 Şubat 1 961 tarihinde kurulan siyasi


parti.
27 Mayıs 1 960 İ htilal i nden sonra yasak l anan s i­
yasi parti çalışmaları , hükumetin yeniden izin verme­
s i ve Cumhurbaşkanı G ü rsel 'i n a rzusu üzerine Org.
Ragıp Gümüşpa l a bir parti kurma haz ı rl ığına başla­
m ıştı r. N i hayet 1 2 Şubat 1 96 1 'de partin i n kuruluşu
tamamlanmıştır.
Adalet Partis i ad ı n ı a l an parti n i n kurucu l i stesin­
d e : Emk. Org. Ragıp Gümüşpa l a 'dan başka Tahsin De­
m i ray, Ethem M enemencioğ l u . Emk. Gn. N ecmi Ök­
tem, Doç. Cevdet Peri n, Av. E m i n Acar, Emk. Al bay
Ş i nasi Osma, M u htar Yaz ı r ve Karnuran Evl iyaoğl u
vardı r.
1 4 Şubat 1 96 1 'de parti genel başkan l ı ğ ına seçi­
len Ragıp Gümüşpala'nın genel seç i m lerden hemen
sonra vefat etrr:esi üzerine, parti genel başka n l ı ğ ına
İ nşaat Mühendisi Süleyman D e m i re l seçi l m iştir.
D e m i re l 1 96 1 seç i m l erinde parti n i n koa l isyon hü­
kumeti kurmas ına razı olmuş, 1 965 ve 1 969 seç i m l e­
r i nden sonra ise A.P.'n i n çoğunluğu sağlaması sebe­
biyle Başbakan o larak A.P. hükumetl e ri n i (23 Ekim
1965 9 Kas ı m 1 969) ve (9 Ara l ı k 1 969 19 Ara l ı k

- 28 -
1 97 1 ) kurmuştur. Parti 1 2 Mart 1 97 1 tari hinde Kuvvet
Kumandan l a rı n ı n verdi kleri muhtıra i le, çoğun l u kta ol­
duğu halde, i ktidardan düşmüştür.
ADANA CEPHESİ, Fransa'nın Kilikya bölgesine asker çı­
karmasından sonra Türkler tarafından bölgede açılan cep­
he.
Fransa'n ı n Adana bölgesi n e asker ç ı karmas ı ndan
sonra , Türkler merkezi İstanbu l 'da bulunan K i l i kyal ı­
l a r Cemiyeti'ni kurmuş lardı r. Adana ve yöresinde ça­
l ışmalara bu Cem iyet Anadol u 'nun öteki yerlerinde
kurulan cemiyetl er gibi sadece bul undukları yerleri
korumakla yetin iyordu . 2 1 Ocak 1 92 1 'de Mersin ve
Osmaniye taraflarında 3300 kişi i l e Adana cephesi
meydana _geti r i l d i . Daha sonra güçl enen bu cephe E r­
meni ler'e hücum ederek 1 4 Kas ı m 1 92 1 'de Kozan ve
Osmaniye'yi Ermeni l er'den geri a l m ı ştır. Öte yandan
türlü i mkansızl ı klara rağmen cemiyete destek olan
Adana l ı l a r da Fransızlar'a büyük kayıplar verdirmişler­
dir, Kaza n ı l an bu başarı l a r sonradan Pozantı 'ya yapı­
lacak hücumu çabuklaştırdığı g i b i , üç koldan saldırı­
ya geçen Adana l ı lar kahramanca çarpışarak büyük bir
zafer kaza n m ı ş l ardı r. Bu zaferin kaza n ı l masında hiç
kuşkusuz büyük kahraman H atice Hatun'un önem l i pa­
yı vardır. Çünkü O Tarsus tarafından hücum ederek.
kurtu l uşu burada arayan Fransızlar'ı yan l ış yola sev­
ketmi ş ve bütün Fransız askerlerinin esir edilmesin­
de büyük b i r rol oynam ı ştır.
ADANA M Ü LAKAT!, ikinci Dünya Savaşı'nın en karışık gün­
lerinde yeni müttefikler arayan Churchill 'in isteği üzerine
Adana'da düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti'ni İnönü ile
Başbakan Saracoğlu'nun temsil ettiği tarihi görüşme (30
Ocak 1 943).
Bu b u l uşma Church i l l ve Roosevelt'in İ nönü 'ye 25
Ocak 1 943'te gönderd i kleri mesaj l a rı n sonucunda ya-

-29-
p ı l m ıştır. Roosevelnn m esaj ı İ nönü'nün Church i l l i l e
buluşmasında b i l hassa tes i r l i olmuştur. Adana gö­
rüşmeleri nde Churchi l l 'i n i stedi ğ i k ı saca şöyleydi :
· İtalya'ya karşı geniş b i r sefer açı lacaktı r. ita l ya ' n ı n
çöküşü , Almanlar'ın Bal kanlar'daki durumunu sarsa­
caktır. Bu takd i rde de Sovyetler'in kuzeyden, mütte­
fiklerin de Türkiye kanal ı i l e güneyden harekete geç­
mel eri ve savaşı n bu s u retle Bal kanlar'a intika l i , Al­
manlar' ı yen i lgiye doğru itecektir. Bu arada Romanya
petrol leri de bombard ı man edi leceğ inden, Almanya'­
n ı n a ka ryakıtsız kal ış ı , Alman m u kavemeti n i ayrıca
sarsacaktır. Ama bütün bu işlerde, hem kara , hem
hava herekatı i ç i n Türkiye'n i n yard ı m ı n a ihtiyaç var­
d ı r. Kısaca Türkiye, 1 943 y ı l ı sona ermeden müttefi k­
l e r safı nda savaşa g i rmeli ve bu su retle de. müttefik­
l e rine karşı taahhütlerini yerine geti rmel i d i r • .
İ nönü b u tekl iflere karş ı l ı k . başl ıca i k i nokta üze­
rinde durmuştu r : 1 - Türkiye Sovyet Rusya'dan e m i n
değ i ld i r . Al manya 'nı n yen i l mesi i l e beraber Rusya'­
nın Avrupa'da hakim kuvvet o l ması mümkündür. 2 -

Türk ordusunun savaşa katı lması i ç i n , bu ordunun ön­


ce ve geniş ölçüde teçh izatland ı r ı l ması i cabeder
İ nönü'nün Adana'daki görüşleri Church i l l 'i d e et­
k i l e m işti . 2 Şubat 1 943'de Roosevelt'e gönderd i ğ i me­
sajda, Türkler'i n kaygı l arını bel i rtti kten sonra, savaş
sonrası için Türkiye'nin toprak bütü n l üğünü garanti et­
mek hususunda Sovyetler'i i kna edebi l mek ü m i d i nde
olduğunu ve Amerika da bu konuda aynı şeyi yapa­
b i l i rse, bunun fayd a l ı olacağı n ı anlatmıştır.

ADANA OLAYLAR!, C.H.P. l ilerle D.P. l i ler arasında Ada­


na'da meydana gelen çatışmalar ve sonrası (1 Nisan 1 960).
Adana'da h e r i k i partiye mensup kiş i l e r C . H .P.
Anadolu Kulübü'nde kavga ederek b i rb i rlerini ağır şe-

� 30 -
k i lde yara l a m ı şl ard ı r . Bi lhassa C . H .P. !i l erin daha faz­
la yıprandığı çatışma sonunda 27 kişi hastahaneye
kal d ı rı l m ıştır. Bu olay üzerine C . H .P. li mi l l etveki l le ri
Adana'ya giderek yara l anan parti l i lerle görüşmek is­
temişl erse de zamanın İçişl eri Bakanı Namık Gedik'­
ten tal imat alan D .P. l i ler tekrar C.H.P. l i l e re saldıra­
rak 23 kiş iyi daha hastaha n e l i k etm i ş lerdir. Adana'­
da bulunan C . H .P. Genel Sekreteri Kası m Gülek, olayı
basına açıklamış ve D.P.li yöneticilerin tarafgi rane
b i r şekilde takip etti kleri parti pol itikas ı n ı ten kid et­
m işti r.

AGAOGLU SAMET, Yazar, parlamenter, devlet adamı,


{Manisa 1909).
Meclise Manisa m i l l etvek i l i olarak g i ren Ağaoğ l u ,
Birinci Menderes Kabinesinde Devlet Bakanı olmuş­
tur. Daha sonra kurulan Menderes Kabi nelerinde de
görev alan Ağaoğ l u , 5. Menderes Kabinesinde Sana­
yi Baka n l ı ğ ı na getir i l m işti r. Daha sonra bu görevden
istifa eden Ağaoğ l u , Yassıada Mahkemes inde yarg ı­
l anm ıştır. Bugün yazarl ı ğ ı na devam eden Ağaoğl u ' n u n :
« Aşina Yüzler, •Arkadaşım Mendere s " v e •Mosko­
va .. ad l ı eserleri vard ı r.

ALİ BATI İSVANI, Kurtuluş Savaşı'nın başladığı günlerde


düzensizli k ve karışıklıklardan faydalanarak çıkarılan is·
yan (11 Mayıs 1919 - 18 Ağustos 1919).
A l i Bat ı , Midyat'ın güneyinde hayatlarını sürdü­
ren bir aşireti n başı na geçti kten sonra İ n g i l izler'den
de yard ı m a l a rak isyan etm işti r. Onun asıl gayesi bu­
rada bir Kürdistan Devleti kurmak olduğu için, s i l a h l ı
adamları i l e Nusaybin'e g i rm iştir. İ syan haberini a l a n
Mard i n 5 . Tümen Kumandan l ı ğ ı 3 . Tabur Kumandanı
Yüzbaşı Yusuf Ziya'yı Nusayb i n 'e göndermiştir. Yu-

- 31-
suf Ziya ' n ı n müfrezesi Karakurt köyü yak ı nlarında Ali
Bat ı ' n ı n askerleri ile savaşa tutuşmuş ve kaçan A l i
Batı 'yı da sakland ı ğ ı Medah denilen yerde kıstırarak
iki saat s ü ren çarpışma sonunda ölü olarak ele geçir­
m iştir ( 1 8 Ağustos 1 9 1 9) .

ALTAY FAHRETTİ N (PAŞA), Kurtuluş Savaşı sırasında bü­


yük emekleri geçen general, parlementer (İzmir 1 2 Ocak
1 880).
Piyade Albayı İzmirli İsmail Bey'in oğ l ud u r. Erzin­
can Askeri R üştiyesinde, Erzurum Askeri Lisesinde
okuduktan sonra çeşitli görevlerde bulunmuş, 1 930'da
Anadolu Demi ryol ları Askeri Kom iserl i ğ i n e tayin edil­
m işti r. Konya'da 1 2. Kolordu Kumandanı olarak bulun­
duğu zaman ( 1 920) İstanbul hükumetine bağ l ı olduğu­
nu b i l d i rm i ştir. M ustafa Kemal , Fahrettin Bey i l e gö­
rüşmek üzere Refet Bey'i Konya'ya göndermiştir. R e­
fet Bey istasyonda Fahrettin Bey i l e görüşmek üzere
treni durd u rmuş; Fah rettin Bey gel i nce de trene hare­
ket emri vererek Paşa'yı Ankara'ya geti rmiştir. Anka­
ra'da Mustafa Kema l i l e görüşen Fahrettin Bey bera­
ber çal ışmaktan memnun olacağı n ı bel irtmiştir. Fakat
Ankara'ya g etiri l i ş şekl i n den i ncindiği için istifa et­
m i ştir. Mustafa Kemal 'i n ısrarı üzerine 1 -2 gün son­
ra Fahrettin Bey yeniden Konya'ya dönmüştür. Fah­
rettin Bey Konya'da bulunduğu süre içinde Ayd ı n cep­
hesine yard ı m etmeğe ve destek olmağa çalışmıştır.
Sakarya Savaşı 'nda 5 . G u rup Kumandanı olan Fahret­
tin Bey savaş sonunda M i rl iva (Tuğgeneral) olmuş­
tur. Büyük Taarruzda V. Süvar. Kolordu Komutanı i d i .
Eşine az rastlanan kaab i li yetl e re sahip olan Fahrettin
Bey, Büyük Taarruzda h i ç tahm i n edi lmeyen dağ l ı k
arazide süvari fırkalarını kuzeye geçi rmiştir. H i ç k i m­
senin haberi olmadan düşman arkasında ·Ci rit atmaya

- 32 -
başlayan süvari fırkaları n ı görmek, Yunan komuta n l a­
r ı n ı n planlarını altüst etmişti r. İzmi r'e doğru giden de­
m i r ve kara yolunu kesen V. Süvari Kolordusu Yunan
hezimeti n i d e çabu klaştırmışt ı r. Kolordusu ile İzmi r'e
g i rm iş , rütbes i Feri kliğe yükselti l m işti r. 26 Temmuz
1 926'da bi rinci Feri k olan Fahrett i n Altay, İ ran s ı n ı­
rında çal ışmış ve bu görevi nde gösterdiği başarıdan
ötürü Orgenera l l iğe terfih etti r i l m işti r. 1 . Büyük M i l­
l et Mecl i s i nde M ersi n , İkinci Büyük M i l l et Mec l i s i nde
İzmi r'den mebus seç i l miş ve bu s u retle parlemento
hayatı na geçm işse de ordudan ayrı lmamıştı r Uzun
y ı l l a r 1.ve i l . Ordu Kumanda n l ı ğ ı yapmış, 1 945 'de yaş
hadd i nden emekl iye ayrı l m ıştı r. 1 946 y ı l ı nda Burdur'­
dan m i l l etve k i l i seçi l m iş, 1 950'de s i yasi hayattan çe­
k i l mişti r.

AKBAŞ VAK'ASI, Kurtuluş Savaşı sırasında İtilaf Devletle­


rinin Si lah ve malzeme yığınağı yaptıkları Akbaş'taki depo­
ların Kuvayi Milliye Kuvvetleri tarafından yavaş yavaş ve
-gizlice boşaltılırken meydana gelen olaylar zinciri.
İtilaf Devletleri Rusya'da meydana gelen Bolşev i k
İ hti l a l i n i bastı rmak i stemişlerd i r. Bu sebeple Rusya'­
da bulunan General Vrangel kuvvetlerine gönderecek­
l eri s i l ah , araç ve gereçleri Akbaş depolarına yığmış­
l ardı r Bu depol ardan Kuvayi M i l l iye Teş k i l atı gereği
kadar faydalanmıştır Hiç kuşkusuz s i l ah ve malzeme­
lerin An kara'ya gizl ice taşı nması s ı rası nda b i r çok
olaylar meydana g e l m işti r. S i l ah kaçı rma görevi ken­
disine veri len Köprü l ü Hamdi Bey ve adamlarına daha
sonra katı l a n Kuvayi m i l l iyeci ler, Frans ızlar taraf ı n­
dan di kkat l i b i r şekilde korunan Akbaş si lah depola­
rın ı boşaltmışlard ı r Bu görevi yüklenen Kuvayi M i l l i­
yeci l e r i n başında ise Kazı m Bey ( Kazım Özalp) bulu­
n uyordu .

- 33 -
AKER ABDU LLAH, Parlementer, devlet adamı ( 1 905 İst.
1 969).
S iyasi hayata atı l d ı ktan sonra 5. Menderes Kabi­
nesinde Ticaret Bakanı ol arak görev a l m ı ş , bu görev­
de uzun süre kal m ı ştı r 27 Mayıs 1 960 İhti l a l i nden
sonra Yass ıada Mahkemes i nde yarg ı l an m ı ş , hakkında
veri len cezayı tamam ladı ktan sonra serbest b ı rakı l ­
m ı ş , b i r süre sonra da ölmüştür.

ALANKUŞ M UZAFFER , Eski Kara Kuvvetleri Komutanı,


devlet adamı (1 907).
B i ri nci Dünya Savaşı nda ve Ku rtu luş Savaşı sı ra­
larında yararl ı k l a r göstermişti r. Alankuş 30 Ağustos
1 960 tar i h i nde Kara Kuvvetleri Kumandan l ığına geti r i l­
m i ş , İ ki nci Gürsel Kabi nesinde ise M i l li Savu nma Ba­
kanı olarak görevlend i r i l m i şti r
ALPASLAN FEHMİ, Parlementer, devlet adamı (Artvin 1 91 8).
İ l k ve orta öğre n i m i n i memleketi nde, yüksek öğ­
ren i m i n i de Hukuk Fakü ltes inde tamamlamıştır Daha
sonra siyasi hayata atı l a n Alpas l a n , CHP l i stes i nden
Artv i n Senatörü ol arak mecl ise g i rm işti r. Ecevit Fey­
zioğ l u çatışması nda C H P'den ayrı larak G üven Partisi­
n i n kurucuları aras ı na katı l m ı ş , Melen Kabi nesinde
Adal et Bakan l ı ğ ı yapm ıştır
ALTl-YEDİ EYLÜL OLAYLAR!, İstanbul, Ankara ve İzmir'de
cereyan eden karışıklık, kanunsuzluk ve tahrip olaylarının
bütünü (6/7 Eylül 1 955).
6/7 Eyl ü l olayları , Kıbrıs uyuşmaz l ı ğ ı ve Kıbrı s 'ta
Türkler'e karşı g i r i ş i l e n i n sa n l ı k d ı ş ı hareketleri pro­
testo i ç i n yapı l a n m itingleri n , bazı kend i n i b i l mezler
tarafından istismarı sonucu ortaya ç ı k m ı ştır. M i t i ng
dönüşü bazı müessesel e re saldırı l m ı ş , kepenkler, ka­
p ı lar, pencereler, eşya lar tahrip edi l m işti r.

- 34 -
6/7 Eylü l geces i 5000 dükkan tahrip ed i l m i ş , 7 ki­
l ise ateşe veri l miştir. Geceyarısı ndan sonra sokaklar­
dan rastge l e 6000'e yakı n k i mse tutuklanmış . sonra
bunların çoğu serbest bırakı l m ı şt ı r Ancak bir kısmı
da Sel i m iye kışlas ı nda ve H a rpdivanında uzun zaman
a l ı konul muştur. 6/7 Eyl ü l 1 955 o layları 12 Eylü l 1 955'­
te Mec l i s e geti r i l m iştir. D ı ş işleri Bakanı Fuat Köprü­
lü H ü ku met adına konuşmuş, sonra Başbakan Adnan
M enderes de söz a l m ıştır 6/7 Ey l ü l olayları sebeb iy­
le İ nönü Mec l i ste, 1 2- 1 3 Eyl ü l g ü n leri devam eden
müzakerel erde söz a l m ı ş : .. Bug ü n m il l et ve devlet ola­
rak, şan ve şerefle parl ayan varl ı ğ ı m ı z ı savu nmağa
mecburuz. E l b i r l i ğ i i l e , adaletle tal i i m izi kurtarma l ı­
yız. Büyük M i l l et Mec l i s i , temiz b i r vatan kaygusunun
kaynağı o la ra k . bütün m i l letin gayretl eri n i , eğer is­
terse. kendi etrafında toplayabi l i r. Hadiselerin her ta­
rafı kara n l ı kt ı r Bu kadar terti p l i ve teçh izatl ı b i r te­
cavüz ne vakitten beri , nas ı l hazı rlanmıştır? Serbest­
çe nas ı l g e l i ş m i ştir? Hep bi l d i ğ i m i z , utanç ve elem
verici tereddüt mevzu larını tekrarl amayacağ ı m . Ama,
had i s e n i n haz ı rl a n ı ş , i lerleyiş seyri n i n , mutlaka mey­
dana ç ı kmasını isteriz. Meydana ç ı kacak hakikatl erin
Büyük M i l l et M ec l i s i n i ve büyü k m i l leti mizi hakkı i l e
aydı n l atması n ı , Örfi İdareden mes'ul olan şerefl i as­
kerlerim izden, kesi n olarak beklerim ... demişti . İ n ö n ü ,
bu konuşmas ı nda Örfi İdare ' n i n Ankara 'ya da uygulan­
mamas ı n ı , Ankara'daki o l ayların bunu gerekti recek du­
rumda ol madığ ı n ı , bi naenaleyh , An kara'da normal h a­
yatı kısıtlayacak kararlara g i d i l memesi n i , M ecl i s i n
bu naz i k zamanlarda dağ ı l mayarak, seyrek de o l s a An­
kara 'da faal iyetine devam etmesi n i istem i ştir. Bunun­
l a beraber, Fuat Köprü l ü'nün H ükumet adına yap ı l an
düzensiz, dengesiz, çel i ş m e l i beyanları havayı karış­
tırınca, 1 3 Eyl ü l 1 955 müzakerelerinde İ nönü tekra r

- 35 -
söz a l m ı ş : aSay ı n Köprülü beyanatı nda, hadiseden
haberi m i z vard ı . Ne yapacağ ı mızı b i l m i yorduk, ded i .
B u kaydol unacak b i r keyfiyettir. B i z h i ç haberleri ol­
mad ı ğ ı n ı zannediyordu k. Bu bir . . . İ k i nci , tah k i kat baş­
lamıştı r Neticelerin b i r kısm ı n ı b i l iyorduk ama, söy­
l eyemeyiz, ded i . Sayın Başbakan ı n beyanatından da.
hadi seden başlangıcından haberdar oldukları an laşı l ı ­
yor. H a l buki biz, bütün b u terti pl erden H ü kümeti n ha­
beri , baş ı nda var m ı d ı r , yok mudur, bura l a r ı n ı meçhü­
l i yet i ç i nde görüyorduk! Bütün bu hadiseler, Büyük
M i l let Mec l i s i n i n , had isel eri taki betmek i ç i n , i çtima
h a l i nde bulunmas ı n ı zaruri k ı l a r » dem işti r. Bununla
beraber H ü kümet daha serbest kal mayı terci h etm iş
ve tahki kat sonuçları Meclise geti r i l meden , Meclis
tatile g i r m işti r . Ö te yandan Ana Muhal efet Partis i n i n
yayın organı o l a n U l us kapat ı l m ıştı r. Ankara'da ise,
daha 9 Eyl ü l 1 955 'te Örfi İdare i l an olunmuş ve başı­
na, Genera l Hamit B i ngöl geti r i l m işti r. U l us, ancak
19 Eyl ü l 'de yeniden ç ı karı l m ıştı r. 6/7 Eyl ü l ol ayl arının
tahki kat sonuçları da bu a rada uzayıp g itm işti r . Konu
M i l l et Mecl i s i ne tekrar. 13 Ocak 1 956'da ve Başbakan
Adnan M enderes i l e İçişleri Bakanı Dr N a m ı k Ged i k
i ç i n Mecl i s tahki katı açı l ması i steğ i i l e geti r i l m iş ve
ekseriyeti n oyları i l e redded i l m işti r. Bu defa da 28 Şu­
bat 1 956'da, 6/7 Eylü l o l ayları ndan zarar görenlere
tazmi nat ödenmesi konusu dolayısı i le Mecl is kürsü­
sünde yeniden tartışma konusu olmuştur.

AMASYA PROTOKOLU, İstanbul Hükumetinin gönderdiği


hey'et ile Mustafa Kemal arasında yapılan görüşmeden
sonra imzalanan kararların bütünü (20 Ekim 1 9 1 9 22 Ekim -

1 91 9) .
Damat Ferit Paşa kabi nesi n i n düşmesi nden son­
ra yer i n i alan A l i R ıza Paşa kabinesi Anadolu'daki

- 36 -
m i l l iyetç i l e r i l e an laşma çareleri aramıştır. Bu durum
üzerine M i l l e t M ec l i s i Hükumeti ile i l işkiler kuru l mu ş ,
ancak telgrafla an laşma sağ l anamayınca, İstanbul H ü­
kumeti Mustafa Kema l 'i n isteğ i n e uyarak, Amasya 'ya
b i r hey'et göndermeğe karar verm i ştir. 1 8 Ekim 1 9 1 9"­
da Amasya 'ya u l aşan bu hey'ette Bahriye Nazırı Sa­
l i h Paşa da bulunuyord u . Mustafa Kemal ise top lantı­
ya Rauf Bey (Orbay) ve Bekir Sami Bey ile katı l m ı ş­
tır. 20 Ekim 1 9 1 9 'da başlayan görüşmel e r 22 Ekim
1 9 1 9'da sona ermişti r. Bu topl antı sonunda beş pro­
tokol i mza lanmıştır. Bu protoko l l ara göre Osman l ı
Hükumeti Anadolu 'daki hareketi resmen tan ı m ı ş bulu­
nuyord u . İ ki taraf arasında i mzalanan protokole göre :
1 - Müsl üman ol mayan halka s i yasi eğemen l iğ i m izi
ve içti m ai dengemizi bozacak n i te l i kte i mtiyazlar ve­
r i l emez. 2 - Bağımsızl ı ğ ı m ız tam korunmak şartı i l e
teknik v e ekonomik ihtiyaçların karş ı l anması i ç i n her
hangi bir yard ı m ı n a l ı nmasına M i l l et Mec l i s i karar
vermel id i r. 3 - İ stanbu l 'da güve n l i ğ i n kal maması se­
bebiyle M i l l et Mecl i s i n i n Anad o l u 'da toplanması ge­
rek l i d i r. 4 - Barış konferansına Hey'eti Tems i l iye'nin
de kabul edeceğ i kişiler katı l m a l ı d ı r

ANKARA ANTLAŞMASI, M isakı Milli sınırları içinde kabul


edilen Lozan Antlaşması ile çözümlenmeyen Musul mes'e·
lesini, Türkiye Cumhuriyeti ile İngi ltere arasında çözümle­
yen antlaşma (5 Haziran 1 926).
Mondros M ütarekesi i mzaland ığ ı n d a . Musul Türk­
ler'in e l inde i d i . Kurtuluş Savaşı s ü resi nce Musu l ' l a
gereğ i nce i l g i leni lmemiştir. H a l buki İ n g i ltere Mond­
ros M ütarekesi n i n "İtilaf Devletleri güvenl iklerini teh­
l i kede gördükleri yerl eri işgal edebil ecekti r » şekl i nde­
ki 7. maddesi uyarı nca M usu l 'u işgal etmiştir. Lozan
görüşmeleri nde Musu l 'u n m i l li s ı n ı rlarımız içinde ol-

- 37 -
duğunu, bu sebeple bize ver i l mesin i " istemişti k . İn­
g i ltere, burası n ı n l rak'a ait olduğunu söyleyerek Türk
H ü kümeti n i n isteğ i n i kabu l etmemiştir. Görüşmeğfl
kat ı l a n · diğer devletler de İng i l iz görüşüne ortak ç ı k­
m ı ştı r Bunun için Musul mes'elesi Lozan 'dan sonra
görüşü lmek üzere teh i r edi l miştir. 1 924'de mes'eleyi
çözümlemek için İstanbul 'da İ n g i l izler ile görüşmele­
re g i riş i l m işse de Türkiye ' n i n öne s ü rülen şartları ka­
bul etmemesi i l e İngi ltere görüşmelerden vazgeçmiş­
t i r Bunun üzerine İngi ltere Musu l 'da isyanl a r çı kart­
mak iste m i ş , Şeyh Sait isya n ı na da el altı ndan yar­
d ı mda bulunmuştu r. İsyanların bastı r ı l ması ndan sonra
İ n g i ltere , Fransa ve Türkiye hükümetine iki nota ver­
m işti r Fransız hükümetine veri len notada .. Türk ordu­
sunun Suriye'den geçmesine müsaade etm e n i n Fran­
sız-İ n g i l iz dostluğuna aykırı düşeceğ i .. bel i rt i l m i ştir.
Türkler'e de " M usul mes'eles i nde İngiliz isteklerine
razı olunmad ı ğ ı takd i rde askeri müdahal ede bulu­
nacakları " b i l d i r i l m iştir Türk hükümet i n i n bu notaya
cevabı sert olmuş « Bağı msızl ı ğ ı mızı ve m i l li s ı n ı rl arı­
mızı korumak için gerekl i askeri tedbirin a l ı nd ı ğ ı , ge­
reki rse buraların s i lahla korunacağı " kes i n l i kle ifade
edil mi şti r Türkiye Cumhuriyeti a ltı ay sonra da mes 'e­
l eyi M i l letler Cem iyeti ne götü rmüştür, M i l letler Cemi­
yeti bu mes 'eleyi çözü m l eme yetkis i n i kendinde göre­
memiş ve uyuşmazl ı ğ ı Lahey Adalet D ivanına gönder­
miştir Lahey Adalet Diva n ı n ı n di rektifleri i l e m i l letler
Cemiyeti bugünkü Türk I ra k s ı n ı r ı n ı çizmiş ve Mu­
s u l 'u l rak'a b ı rakm ıştır. Mes'eleyle i l g i l i an laşma 5
H azi ran 1 926 'da Türkiye i l e İngi ltere arası nda Anka­
ra 'da i mzalanmıştır. Buna göre; 1 - Musul l rak'a bı­
rak ı l d ı . 2 - I rak, petrol üzerine konan vergi gel i r i n­
den. kendi payına düşen m i ktarın % 1 0 'unu 25 y ı l sü-

- 38 -
re i l e Türkiye'ye verecekt i . 3 - Bugünkü s ı n ı r tesbit
ed i l m iştir.

A NKARA ANTLAŞMASI, Büyük M i llet Meclisi ordularının


Sakarya Meydan Savaşı'nden muzaffer çıkması üzerine
Türk'ün yenilmezliğine inanan Fransa ile Türk hükumeti
arasında imzalanan barış (22 Ekim 1 921 ).
1 92 1 yazı nda kazanı lan Sakarya seferi nden hemen
sonra Amerika, Rusya , İra n , Afganistan , H i ndistan ve
İ ta lya'dan M u stafa Kema l 'e tebr i k telgrafları gel meğe
başlam ıştı r Bu s ı rada Fransa telgraf yerine Fran k l i r.
Bou i l lo n ' u , g i z l i b i r anlaşma yapmak üzere 1 0 Eki m
1 92 1 'de Ankara 'ya göndermeğe kendi ç ı karı için daha
uygun bul muştu r İki taraf tems i l c i le r i n i n goruşme­
s i nden sonra şu kararlar a l ı narak i mzalanmıştı r: 1 -

Anlaşman ı n i mzasından sonra Türk-Fransız savaşı so­


na erecek, esirler serbest b ı ra k ı l acaktı r 2 - İskende­
run körfez i n i n güneyinden başlamak üzere Meydan-ı
Ekber'e, oradan da Nusayb i n ve C izre'den geçen hat
Türkiye Suriye s ı n ı rı olaca k . Çobanbey ile Nusaybi n
a ras ı ndaki dem i ryolu Tü rkiye'ye kalacakt ı r 3 - An­
lasma n ı n i mzalanması ndan sonra i k i ay i ç i nde Türkiye
bu s ı n ı r ı n kuzeyine, Fransızlar ise güneyine çek i l e­
ceklerd i r. 4 - İ skenderun i ç i n özel yönetim kabu l edi­
l ecekti r Antlaşma gerek Fransa ve gerek Büyük M i l ­
l et Mecl i s i Hü kumetl eri i ç i n öneml i sonuçlar doğur­
muştur Z i ra savaş sonunda topraklardan önem l i b i r
k ı s m ı n ı Almanlar'a kaptı ran Fransızlar herşeyden ön­
ce anavatan toprakları i l e u ğ raşmak istiyorl ard ı . Bu
sebepl e Anado l u 'da serbest kal mayı istiyorlardı ki, bu
anlaşma da kend i l erine bu i m kanı sağ lamıştı r. Ayrıca
bu antlaşma i l e Fransızlar, İ n g i l i z ve Yunan nüfuzu­
nu da kı rarak Orta-Doğu 'da ç ı karl arını en iyi şek i l de
korumuş ol uyorlard ı . Öte yandan Sakarya zaferinden

- 39 -
hemen sonra i mzaladığı bu anlaşma i l e Türkiye, zaferi­
n i , Fransa'ya onaylatmış ol uyord u . An laşma Türkler'e
bütün isteklerini kazandırm ıştı r . Fransızlar, Türkler'e
önem l i ö lçüde yard ı m yapmışlar, Türk kuvvetl eri n i n
Yunan l ı lar'a karşı malzeme dengesini sağ lamış lardır.
Fransa gibi bir batı devleti ilk defa Sultan'ı hesaba
katmaks ı z ı n , doğrudan doğruya An kara i l e antlaşma
yapıyor, müttefiklerinden ayr ı l ıyord u . Frans ızlar' ı n gü­
neyden çekil mesi ile Büyü k M i l let Meclisi bu rada ha­
rekets iz kalan 80 .000 Türk askerinden fayda lanabil­
me i mkan ı n ı kazanmış oluyordu.

ANKARA'NIN BAŞKENT OLUŞU, İsmet İnönü'nün teklifi ile


kabul edilen Anayasa değişikliği ( 1 3 Ekim 1 923)
Ankara Hükumeti şimdi önem l i b i r karar karş ı s ı n­
da bul unuyord u . 9 Ekimde İsmet Paşa, H a l k Fı rkas ı n ı n
b i r toplantı sında: • Türkiye Devlet i ' n i n H ü kumet mer­
kezi Ankara'd ı r • şekl inde b i r Anayasa değiş i k l i ğ i tek­
l ifi vermiştir. Dört gün sonra Meclis bunu resmen
kabul etm iştir. Karar, geçmişten yeni bir uzaklaşma
a n l a m ı na gel iyordu. Padişah gitmişti ; İmparatorl u k
başkenti onu deviren devrimciler için hala elveriş l i
b i r y e r değ i l d i . Beşyüz y ı l a y a k ı n b i r sür� İstanbu l b i r
İ s l a m İ m paratorluğunun başkenti ol muştu ; b i r yanda
cam i l eri ve sarayl a r ı , kutsal yerl eri ve saray maiye­
tiyle Türk İ stanbul ; öte yanda müteahhitlerin ve komp­
radorl arın kozmopo l i t tüccar topl u luğu i l e tatl ısu
Frenkleri n i n d ış mahal l esi Beyoğl u , bunlar, gerçekte
ve Türk h a l k ı n ı n zihninde, Mustafa Kema l ' i n kurmak is­
tediği yeni Türkiye'ye b i r merkez sağl ıyamıyacak ka­
dar geçmişle yakın ortakl ı k içindeydi . Böyl ece, mey­
dana gelmekte olan değiş i k l i k l eri sembol l eşti ren ve
iyice bel i rten yeni b i r başkent seç i l m iştir. Yeni Dev­
l et b i r hanedan, İ mparatorl u k veya d i n ·üzerine değ i l ,

- 4 0 -
Türk M i l letine dayan ıyordu ve başkenti Türk Anayu r­
dunun kalbinde i d i . Buras ı da Ankara i d i .

ANTEP CEPHESİ, Başlarında Kılıç A l i , Şehit Şahin Recep


ve Özdemir Beyler olan 2500 gönüllü Anteplinin kentlerini
Fransızlar'dan kurtarmak için Giriştikleri mücadele sırasın­
da açılan yeni cephe.
Fransız askerleri sömü rge yapmak n iyetiyle ayak
bastıkları Türk toprakları nda a k ı l al maz davra n ı ş larda
bulunmuşlard ı r . N iteki m Antep h a l k ı n ı n desta n l aşan
savaşı da, Fransız askerl er i nden birinin yol açtığı b i r
olayla başlam ıştır. Önce b i r Türk kad ı n ı na tecavüz
eden, sonra da bu kad ı n ı n ufak çocuğunu ö l d ü ren
Fransız askerine karş ı duyu l a n nefret, h i ddet büyük ol­
muştur. Bunun üzerine Antep'in bütün dükkanları ka­
panmıştır. Şeh i re d ı şardan yard ı ma gel ecek Fran s ı z
kuvvetlerine e n g e l o l m a k i ç i n , Şahin Bey kahramanca
karş ı koymuştur. Şeh i r içinde de Türkler ile Fransız­
lar arası nda kan l ı çatışmalar olmuş ve Şah i n Bey bu
çatışmalar s ı rası nda şehit düşmüştür. Fransız askerle­
ri şehri tamamen kuşatm ı ş l a r ve bütü n şehri top ate­
şi i l e yakıp, y ı km ı ş lardır. Ancak, Fransızlar'ın bu ş id­
detli davr,anışları Antepl i ler'in d i renme gücünü azalt­
mamıştır. Ufacı k çocuklar, i htiyarlar ve kad ı n lar yi­
yecek tek bir lokma bulamaz o l muşlar. buna rağm e n
kaleye tes l i m bayrağı olarak çeki lecek beyaz b e z par­
ças ı n ı h i ç b i r Antepl i vermemişti r. Sonunda b i r ölü­
n ü n kefeni nden al ınan b i r parça bez kaleye tes l i m
bayrağı yerine çek i l m i şti r. Antep hal k ı n ı n dü nya tari­
hinde eşi az bulunur savunması 8 Şubat 1 921 tari h i n­
de sona ermiştir.

ANZAVUR AHMET İSYANI, Kurtuluş Savaşı'nın başladığı


günlerde Osmanlı Padişahının ve İngil izler'in kışkırtmala-

- 41 -
rı ve teşviki ile Milli kuvvetleri yok etmek için hilafet or·
dusu adı ile kurulan Kuvva-i İnzibatiye tarafından çıkarılan
ayaklanmalar (Birincisi : 1 Ekim 1 91 9 . 25 Kasım 1 91 9 , İkin·
cisi : 16 Şubat 1 920 - 16 Nisan 1 920).
Osman l ı saray ı n ı n ve İ ngilizler'in kendis i ne sağ­
ladığı ç ı karları düşünerek hareket eden Binbaşı Anza­
vu r Ahmet, mil l i kuvvetlerin a l eyhinde olduğunu etra­
fa duyurmakla işe başlamıştı r . Kısa zamanda etrafına
topladığı kuvvetl erle, mil l i kuvvetl ere karşı ayaklanan
Anzavur, üzerine gönderilen Alay Kumandanı Yarbay
H amdi Bey'in konuşmaları ile yola gel miş görünmüş,
Rahmi Bey 'in durumu Kazı m Paşa'ya (Özalp) bil d i rme­
si üzerine de Anzavur'u takip i l e görevlendir i l en Ko­
l ordunun baş ka tarafa gönderilmesi karar a ltına a l ı n­
m ı şt ı r Ancak , kısa b i r zaman sonra Anzavur Bal ı ke­
s i r'e ge l miş, halka fikir değiştirdiğini söylerken adam­
l arı da kışlayı yağma etmişl erdir Buradan Demirka­
p ı ya geçen Anzavu r, üzerine gönderilen 6 1 . Tümen Ku­
mandanı Kazı m Bey'in (Dirik) kuvvetlerine yenil erek
kaçmak zorunda kal mıştı r Büyük Mil l et M eclisi H ü­
kumetinin düzenl i bir ordu kurmak amacı i l e hal ktan
ordu topladığı bir s ı rada Anzavur, tekrar h a l k ı n huzur­
suzluğundan faydal anarak, Çerkez köylerinde mil l i teş­
kil atı kötül eyici konuşmalar yapmağa başlam ıştı r. Bu
kışk ı rtma üzerine, Pomak l a rdan Gavur İmam ve Şah
İ s mail etrafına topl ad ı kları kuvvetler i l e Anzavu r'un
yan ı na gel mişl erdir Anzavur da topl adığı adam l a r ı ,
Gavur İ m a m 'a bı rakarak Yenice'ye h a reket etmiştir.
Bu s ı rada gerek İ ngil izler ve gerekse saray Anzavur'a
u l aştı rı l mak üzere , bir çok s i l a h , cephane ve parayı
hep birli kte İstanbul 'dan yol a ç ı karmışt ı r
B u suretle İstanbu l H ükumetinden para yard ı m ı
sağlayan Anzavu r, arkadaş l arı i l e Biga v e Gönen il­
çelerini ele geçirmek için plan hazı rlamağa baş l am ış-

- 42 -
dır. Durumu haber alan Ankara H ü kumeti , S ü l eyman
ve Rahmi Beyler'in Kumandasındaki kuvvetleri i l e , Bi­
ga'ya doğru yola çıkmışlard ı r Fakat m i l li kuvvetlerin
asi l ere karş ı g i riştiğ i hareket başarı i l e sonuçlanmış­
tır. ( 1 7 M a rt 1 920) . Bu durum üzerine 1 4 . Kolordu Ku­
mandan ı Yusuf İzzett i n Paşa, bütün m i l i s kuvvetleri­
n i n Bal ı kesir'de toplanmasını em retm iştir. Bu s ı rada
B i ga'yı yağmalayan Anzavur Ahmet, Bal ıkesir'den Su­
surluk ve Gönen yönüne geçm i şt i r . 16 N isan 1 920'de
Anzavu r kuvvetleri Susurluk'un güneyindeki Yahya
Köy'de s ı k ı ştırı l m ı ş ve yapı lan çarpışmada bozguna
uğratı l mıştır. Bu yen i l g i üzerine Anzavu r Ahmet, önce
Karabi g a'ya sonra da deniz yolu i l e İstanbu l 'a kaça­
rak can ı n ı kurtarmıştır.
Anzavur Ahmet, üçüncü defa Adapazarı 'nda m i l l i
kuvvetl e re karşı b r r isyan çı karmak istemi şse d e Bin­
başı Saffet Bey'i n (Arıkan) kuvvetlerine karşı yen i l e­
rek tekrar İstanbu l 'a kaçmak zorunda ka l m ı ştır ( 1 7
Mayıs 1 920).
ARAS TEVFİK RÜŞTÜ (DA.), Parlamenter ve devlet adamı
(Çanakkale 1 883 Ankara 1 971 ).
-

Öğren i m i n i tamamladı ktan sonra g itti ğ i Beyrut


Fransız Tıbbiyesi 'nde hekim l i k öğren i m i görmüştür.
Yurda döndükten sonra Yüksek Sağ l ı k Kuru l u 'nda
(Ali Meclis) üye l i kte bulunmuş, B i rinci Büyük M i l l et
M ec l i s i 'ne İ z m i r M i l letveki l i olara k katı l m ı ştır Bu ta­
ri hten sonra 1 2 y ı l süre i l e D ı ş i ş l eri Bakan l ı ğ ı göre­
vinde bulunmuştur Türkiye Cumhuriyeti Devlet i ' n i n
dış siyasette i y i b i r ortam sağlamasına büyük emeği
geçmişti r C . H .P . ' n i n Genel Sekreterl i ğ i n i de yapmı ş­
tır.
A RTUS AM İ L, H ukukçu, devlet adamı (İst. 1 9 1 2).
Hukuk Fakül tesinden mezun olduktan sonra. Lo-

- 43 -
zan Hukuk Fakültesi 'nde Lisans ve Doktora yapmış­
t ı r 1 952 tarihinde Temyiz Mahkemesi üye l i ğ i ne getiri­
l e n Artus , 1 960 İ hti l a l i n i takiben kurulan Birinci Gün­
sel Kabinesi 'nde Devlet Bakanı olarak görevl end i ri l ­
miştir.

AYDIN CEPHESİ, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali üze­


rine Aydın halkının silaha sarılması ile açılan cephe (1 5
Mayıs 1 9 1 9).
İ z m i r ' i n işg a l i n i öğrenen Ayd ı n l ı l a r Namazgah 'ta
top lanarak b i r m iting yapm ışlard ı r. Ayd ı n M i l li Hey'eti
de işga l i protesto için b i r telgraf yay ı n lamıştı r . Bütün
Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine gönder i l en bu tel g raf­
ta : " İzmi r'in işg a l i malumunuzdur İ z m i r ' l e olan bağ­
lantı mız da kes i l m işti r. Sükun ve itida l i muhafaza edi­
niz. M i l li hukukumuzu tem i n edecek olan s i l a h l ı teş­
k i l ata zaman kaybetmeden h i m met ve gayret ed i n i z .
Cenab-ı H a k bizi m l ed i r . Ç ü n k ü mağdur ve mazlumuz.
Ü m i d i n izi kesmeyiniz .. den i l m işti r. Kuşadası ve civarı
da İtalya n l a r tarafı ndan işgal edi l m işti r . İtalyan ku­
manda n ı Ayd ı n 'a bir tel g raf göndererek, Ayd ı n ' ı n Yu­
nan l ı la r tarafı ndan işgal edi l m iyeceğ i n i b i l d i rm işti r.
Bu tel g rafın doğru l uğuna inanan Ayd ı n l ı l a r ' ı n , Yunan­
l ı lar'a karşı duyduğu k i n kısmen yatışm ış, ancak 28
Mayıs 1 9 1 9 'da Yunan ordu ları Ayd ı n ' ı işgal etmekte
geci kmemişlerd i r.

AYVALIK CEPHESİ , Yunan i lerleyişini durdurmak amacı ile


Ayvalık bölge kumandanı Ali Bey (Çetinkaya) tarafından
açılan cephe.
İzm i r ' i alan Yunan orduları işgal sah a l a r ı n ı gen iş­
letmek amacı i l e Aydı n , Manisa yöre l eri nde i lerlemiş·
terd i r. Ayr ı ca sah i lde bulunan deniz kuvvetleri nden
de faydal anara k Ayval ık'a asker ç ı karmak i steyen Yu-

- 44 -
nan l ı lar'a karşı Ayval ı k bölgesi kumandanı A l i Bey
(Çetinkaya) ve emrindeki 1 72 . A l ay d i renmiştir. 28
Mayıs 1 9 1 9 'da Ayval ı k'a Yunan ç ı karması ile başl ıyan
çatışma uzun sürm üştür. Bir k ı s ı m Yunan kuvvetl eri
de Nazi l l i , T i re , Ödemiş, Akhisar bölgelerini ele geçi­
rerek Bergama önlerine kadar g e l m işti r. 9 H azi ran
1 9 1 9'da Bergama Yunan l ı lar'ın e l i ne geçi nce Ayval ı k
cephesi n i n yanı v e geri leri tehl i keye düşmüştür. As­
keri bakımdan sakı nca l ı olan bu durumu düzeltmek
için Ali Bey emrindeki kuwetlerle 16 Haz i ran 1 9 1 9'da
Bergama'ya taarruz ederek Bergama 'yı ele geçirmiştir.
Ancak, Yunanl ı l ar 1 9 Haziran 1 9 1 9 'da Bergama'yı i k i n­
ci defa işgal etm iş l erdir.

45 -
B

BABAN CİHAT, Yazar, parlementer, devlet adamı (İst. 1 91 1 ).


H u kuk Fakü ltesi n i bitird i kten sonra gazetec i l i k
hayatına atı lan Baba n , 1 954'te D.P. l istes i nden mi l l et­
vek i l i ol muştur Daha sonra D.P 'den istifa etm i ş ,
Hürriyet Partisi kurucuları aras ı na g i rm i şti r. Sonra d a
C .H .P 'ye geçen Baba n , İ ki nci G ü rsel Kab i nesi 'nde
Bası n-Yayın Bakanı olarak görev a l m ı şt ı r

BALIKESİA KONGRESİ, Yunanlı lar'ı Anadolu'dan çıkarmak


için 3 defa toplanan kongre (28 Temmuz 1 9 1 9).
Bu kong rede Yunanl ı lar'ı Anadol u 'dan atmak içi n
çalışmalar yapı l ması kararlaştı r ı l m ı şt ı r Ayrıca b i r de
.. Merkez Hey' eti » seç i l m i şti r. Osman Bey, Soma Eski
M üftüsü Hafız Osman Efen d i , Yörükzade İbrah i m
Efend i , Akh isar Beled iye Reisi Hacı Kadi rzade Kam i l
Efen d i , İzmir Türk Ocağ ı tems i lcisi Vasıf Beyler'den
kurulan Merkez H ey'eti , m i l l i hareket i n teşki l atlan­
ması i ç i n karar verm işlerd i r Ancak Sıvas Kongresi '­
nden 1 8 gün sonra toplanmış bulunan kongrede , yöne­
tici le r : .. Biz Yunan l ı lar'a karşı b i r cephe kurduk . Sı­
vas 'taki l ere kat ı l ı rsak, pol i tikaya karışmış oluruz » de­
m i ş l e rd i r O n l a r ı , Mustafa Kema l 'in başarıs ızlığa uğ­
raması i ç i n İstanbul Hü kumeti de: K Sıvas'taki l erle b i r-

- 46 -
l i k olmadı ğ ın ızı i lan ederseniz, s ize si lah da veri riz •·
d i yerek k ı ş k ı rtm ıştır. « Ha reket-i M i l l iye Kongres i ·
adı n ı d a alan Balı kes i r Kongres i , Yuna n l ı l ar'a karşı
sonuna kadar mücadeleye karcır verm iş ve görüşleri­
n i bir telgrafla pad işaha ve sadrazama b i l d i rmiştir

BALKAN ANTANTI, Balkan toprak statüsünün korunmasr


için Türkiye, Yugoslavya, Yunanistan ve Romanya arasında
Atina'da imzalanan anlaşma (9 Şubat 1 934).
Anlaşmada yer alan bel l i baş l ı maddel e r şunlar­
d ı r : 1 - Türkiye, Yugoslavya, Yunan i stan ve Roman­
ya kendi Ba l kan sı n ı rları n ı korumayı garanti ederler
2 - Bu dört Balkan Devleti b i rbi rlerine habe; verme­
den başka b i r Balkan Devleti i l e (Arnavutl uk. Bulga­
ristan) a n l aşma yapmamayı , menfaatl e r i n i bozacak
o l aylar karş ı s ı nda b i r l i kte tedbirler a l mayı taahhüt
ederl er. 3 - Her Bal kan Devleti bu antanta kat ı l abi­
l i r . Bal kan Antantına özel düşünceler yüzünden Bu l ­
garistan ve Arnavutl uk katı l m a m ı şt ı r
İ k i n c i Dü nya Savaş ı 'nda İtalyan lar, antanta katı l­
madığı için ya l n ı z kalan Arnavutlu k'ta n . Almanlar da
Bulgaristan 'dan Bal kanlar'a g i rerek s ı n ı rlarım ıza kadar
daya n m ı ştı r. Eğer bu i k i dev\et de pakta g i rmiş olsay­
d ı , Balkanlar'ın bugünkü durumu çok değ i ş i k olab i l i r­
d i . Bal kan Antantı toplantı l a rı n ı : 1 934 yı l ı nda Ati na '­
da . 1 936'da Belgrat'da, 1 938'de Ankara'da, 1 939'da
Bükreş'de yapm ıştı r.

BATI CEPHESİ (GARP CEPHESİ), Yunan kuvvetlerine karşı


düzensiz bir ordu ile kesin bir başarı sağlanamıyacağı gö­
rüşü kuvvetlenince, Büyük M i llet Meclisi Hükümeti tara­
fından Batı Anadolu'da açılan düzenli ordu cephesi ( 1 920) .
Yunan kuvvetleri n i n İzmir'i alması ve dem i ryol la­
rı yönünde i l erlemesi üzerine l z m i r ' i n doğusunda. ku-

-47 -
zeyinde ve güneyinde bulunan kuvvetler ve hal k, Yu­
n a n l ı l ar'a karşı d i renmeğe çal ışmıştır. Fakat sayıca üs­
tün düşman kuvvetleri karşısında 1 9 1 9 yı l ı n ı n Hazi ran
ve Temmuz aylarında bu kuvvetl er parça l a n m ıştı ve
dağ ı l mağa yüz tutmuştu . Böyl ece vatansever l i ğ i n , fe­
dakarl ığ ı n , m i l li hamiyyetin askeri d i s i pl i n altına a l ı­
nara k , b i r elden düze n l i b i r şekilde yöneti lmes i n i n
mecburi olduğu gerçeğ i ortaya çı kmıştır. B u sebeple
Batı Anadol u 'da bir cephen i n kuru l masına ç a l ış ı l m ış ,
cephen i n başına önce A l i Fuat Paşa geti r i l m iştir.
A l i Fuat Paşa'ya Sivas Kong res i 'nce « Ga rbi Anadolu
Kuvayi M i l l iye Umum Kumandanı » ünva n ı ver i l m işti r.
Eskişeh i r ' i n kurtarı l ması ndan sonra bu ünvan « Ga rp
Cephesi Kumandan ı » şek l i ne çevri l m işti r . A l i Fuat Pa­
şa b i r y ı l bu görevi başarı l ı b i r şek i l d e yapmış, ancak
24 Eki m 'de başarısız Gediz taarruzundan sonra A l i
Fuat Paşa Moskova'ya e l ç i olarak gönder i l miş, Batı
cephesi de b i ri kuzeyde, d iğeri güneyde olmak üzere
i k i komuta n l ı ğa ayrı l m ıştı r Kuzeyde bulunan kuvvet­
l ere Al bay İ smet Bey ( İ nönü ) . güneydeki kuvvetlere
de Al bay R efet Bey (Bele) get i r i l m işlerd i r Çerkez
Ethem, düzen l i ordunun kurulmasına esastan karşı ol­
duğu i ç i n sorumsuz davra n ışlarına devam edince, İ s­
met Bey i l e i l iş k i l e r i n i bozmuştur B i r süre sonra Çer­
kez Ethem i syan etm iş; yen i l i nce Yunanl ı l ar'a s ı ğ ı n­
m ıştı r Du rumdan faydalanmak isteyen Yunan l ı l a r da
saldı rıya geçmişlerd i r Yuna n l ı lar'la yap ı l a n 1 . ve i l .
İ nönü Savaşları 'ndan sonra Batı Cephesi ' n i n tek b i r
komuta altı nda bul unmas ı n ı n yerinde olacağı düşün­
cesi i l e Geyve'den Afyon'a kadar uzanan cephenin
komuta n l ı ğ ı İ smet Paşa 'ya ( İ nönü) ver i l m işti r. Türk
Kurtu luş Savaş ı ' n ı n en önem l i savaş l arı bu cephede
yap ı l m ıştı r .

- 48 -
BAYAR CELAL, Parlementer, devlet adamı, Türkiye Cum­
huriyeti'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı (Bursa 1 883).

i l k ve orta öğrenimini babası Abdullah Fehmi


Efendi'nin yanında yapan Bayar, G e m l i k mahkeme ve
rej i kal e m i n e memur olara k g i rm iş , daha sonra z iraat
bankasında çal ışmağa başlamıştır. Bu a rada Harir
Darutariri okul una devam etm i ş , 1 909'da İ ttihat Terak­
ki Cemiyeti 'n i n k u rduğu gön ü l lü l e r taburuna yaz ı l mış­
tır. Zamanl a bu part i n i n sayı l ı üyeleri aras ı na fj i rm i ş­
tir. İzmi r'de kurulan cemiyetin genel sekreterl i ğ i n i yü­
rüten Bayar, halk i l e yakın i l g i kurarak Kız Lisesi'nin
ve Şi mendife r Oku l u 'nun açı l masına önayak olmuştur.
B i ri nci D ü nya Savaşı 'ndan sonra İ z m ir"de kurulan Mü­
dafaai H u k u k Cemiyeti'nin de faal üyele ri arasına ka­
t ı l m ı ş , sonra Anadolu'ya geçerek Kurtul u ş Savaşı 'na,
f i i l en katı l mıştır. 1 920 tar i h i nde Bursa m i l l etvekili
olarak Büyük M il l et Meclisi 'ne katı lan Bayar, aynı ta­
rihte İ ktisat Baka n l ı ğ ı 'n a vekal et etmiştir. Çerkez Et­
hem'in isyanı s ı rasında , Ethem'i i kna etmek için gön­
derilen hey'ete başka n l ı k etm iştir. 1 92 1 'de İ ktisat Ba­
kan l ığ ı 'na geti r i l m i ş , Lozan Konfera n s ı 'n a müşavir üye
ol arak katı l m ıştır. 1 924'de Türkiye İş Bankası 'n ı kur­
m u ş , 1 937'de İ smet İ nönü'nün Başbaka n l ı ktan ayrıl­
ması üzeri n e , Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti '­
n i n 1 4 . Başbakan ı olarak tayin edi l m i ş ve i l k kabi nesi­
ni kurmuştu r. Atatürk'ün ölümünden sonra Cumh u r­
başkan l ığ ı 'na seçi len İsmet İ nönü tarafından da Baş­
bakan ol arak tay i n ed i l miş, daha sonra İ nönü i l e an­
laşamadığı ndan yerini Doktor Refik Saydam'a bı rak­
m ı ştır (3 Mayıs 1 939).
Bu tarihten sonra C HP'de a rkadaşları ile Dörtlü
Takrir'i veri nceye kad a r görev a l mıştır ( 1 945). Bu ta­
ri h+0 Adnan Menderes Fuat Köprü l ü ve Refik Koral-

- 49 ·-
tan i l e b i r l i kte Demokrat Parti 'yi kurmuştur. H a l k ı n
a rası n a g i rerek h a l k l a birl i k olan Bayar Anadol u 'n u n
en ücra yerlerinde partis i n i n şubelerini a ç m ı ş , d u r­
m a k d i nlenmek b i lmeden çal ışmaya koyulmuştur. Bu
çal ışmas ı n ı n ü rününü 14 Mayıs 1 950 genel seçi m l e­
rind0 a l m ı ş ve genel başkanı bul unduğu Demokrat
Parti ' n i n i ktidarı büyük çoğunlukla kazanmasını sağ­
lamıştır. 22 Mayıs 1 950'de toplanan Türkiye Büyük
M i l l et M eclis'i Bayar'ı Cumhurbaşkan l ı ğ ı 'na seçmiş­
tir. Bu tari hten sonra yap ı l an 1 954, 1 957 genel seçim­
l erinden sonra da M eclis tarafından Cumhurbaşkan­
l ığ ı 'na seçi len Ceal Bayar, 1 0 yı l l ı k Cumhurbaşkan­
· l ı ğ ı döneminde Adnan Menderes'i Başbakan olarak
tayi n etmiştir. 27 Mayıs 1 960'da Türk S i l a h l ı Kuvvet­
l eri 'nin yönetim e el koymaları i l e memleketin kötü
d u ruma düşmesinde en soru m l u kişi o larak görülen
Bayar, tutuklanarak Yassıada'ya götürül müştür. 16 ay
sü ren soruşturma ve yarg ı l a madan sonra Yassıada
' Yüksek Adalet D ivanı tarafından 15 D emokrat Parti
i leri gşleni i l e b i rl i kte idama mahkum e d i l miştir.
"Mi l li Birl ik Komites i , idamlardan üçünü (Menderes,
.Zorlu , Polatkan) onaylarken başta Celal Bayar o lmak
üz�re 1 2 Demo krat Parti i leri geleninin idam h ü kmü­
nü müebbet hapse çevi rmi şti r. Yassıada'dan Kayseri
ceza evi n e götürül e n Bayar, orada rahatsızlanmış,
evinde tedavi edi lm e k ü zere serbest b ı rakı l m ıştır.
(7 Kası m 1 964) .
Serbest kalan Bayar, · Bende Yazdı m • a d l ı eseri­
ni yayınlamış, bu arada yeni kurulan Demokratik Par­
ti 'nin en başta gelen mensupları arasına katılmıştır.

·eAYAR KABİNESİ, İsmet İnönü'nün Türkiye Cumhuriyeti'­


nin İkinci Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, Atatürk'ün
.P�..,bakanı olan Bayar'ı, yeni bir kabine kurmakla görevlen-

-50 -
dinnesi üzerine Bayar'ın kurduğu kabine ( 1 6 Kasım 1 938).
Başbakan Bayar'ın Meclis'e sunduğu kabine ve
program , i l k i nden değ i ş i k b i r şekilde hazırlanm ıştır.
Yeni Celal Bayar Kabines i 'nde önem l i i ki değişi k l i k
olmuştur. İçişleri Bakanı Şü krü Kaya'nın yerine Dr.
Refi k Saydam , Dışiş leri Bakanı Dr. Tevf i k Rüştü Aras'­
ı n yerine de Şükrü Saracoğl u geti r i lm işti r. Bu değ i ş i k­
l i kler, İ nönü'nün işaret ve uyarması i l e yap ı l m ıştır .
İ nönü bu o l ay ı : 0 Dış siyasetin ve İ Ç işlerinde yöneti­
m i n iyi g itmed i ğ i n i görüyordum .. sözleri i l e ayd ı n l at­
m ıştı r. Çünkü bi lhassa Nyon Konferansı s ı rasında ve
Atatürk'ün İsmet Paşa ile sert karş ı l aşmalarında, İ nö­
nü'nün Başbaka n l ı ktan affı i l e sonuçlanan olaylarda,
eski D ı ş i ş leri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ın davranışla­
r ı ndan İ nönü memnun kalmam ı ştır. 1 2 Ocak 1 93B'de
i l k toplantıısını yapan İ k i nci Bayar Kabinesi şöyle
kuru lm u ştur:
ıBaşbakan : Celal Bayar (İzmir). Adal et: H i l m i
U ran (Seyhan). M i l li Savunma: Kazım Özalp (Bal ı ke­
sir). i çişleri : D r. Refik Saydam C l stanbul ) . D ış işleri:
Şükrü S aracoğl u (İzmir). M a l iye: Seffet Arıkan ( Erzi n-
_., , , . 13ayınd ı r l ı k : A l i Çetın kaya (Afyon) . İ ktisat: �aKir
Keseb i r (Tekirdağ) . Sağ l ı k ve Sosyal Yard ı m : Dr. H u­
lusi Alataş (İzmir): Gümrü k ve Tekel Rana Tarhan
( İ stanbul). Tar ı m : Fai k Kurdoğ l u ( M a i atyaJ.

BAVl{ARA ZEYYAT, Mal iyeci, dev·let adamı (Kemaliye


1 9 1 8).
S i yasal Bi l g i l e r Fakültesi M a l i Şubesinden mezun
olmuş, M a l iye Baka n l ı ğ ı nda görev a l m ıştır. Melen Ka­
binesi 'nde Devlet Bakanı olarak görevlendi r i l m i ştir.
BEKİR SAMİ BEY, Parlementer, devlet adamı (Öl: 1 932).
G a latasaray Lisesi 'nden mezun olduktan sonra
d evlet görevine tayin edi l m i ştir. i l . M eş rutiyetten son-
ra val i l i k le rde bulunmuştur. Trabzon Val i s i i ken Kur­
tuluş Savaşı 'na katı l m ı ş , i l k Büyük M i l let Meclisi 'ne
ı uKat M i l l etvek i l i olara k girm iştir. Bu arada D ışişleri
Baka n l ı ğ ı n a getiri l miştir. 1 92 1 'de Londra Konferansı'na
katı larak bazı antlaşmalar yapmışsa d a Büyük M i ll et
Meclisi tarafı ndan kabul edi l memiştir. Ayrıqa bir kaç
defa Moskove'ya gitm i ş , Büyük M i l l et M ec l isi i l e
R usya a rası ndaki i l işki leri yürütmü ştür.

BELE REFET (PAŞA), General ve Parlementer ( 1 881 - 1 963).


Sel a n i k ayaklanmasında Jandarma Taburun a ku­
manda etm i ş , H a reket Ordusu 'nda demi ryo l u u laşımı­
n ı n sağlanmas ı i l e görevl endiri l m i ş ; Birinci Dünya Sa­
vaşı 'nda Gazze'yi İ n g i l izler'e karşı büyük bir başarı
i l e savunmuştur. İ stanbul 'da Jandarma Komutanlığı
yapan Bele, M ustafa Kemal IX. Ordu Müfettişi olun­
ca onun emrindeki 111. Kolordu Komutanl ığ ı n a getiril­
miştir. M erkezi Sivas'ta olan Kolorduya g i tmek i ç i n
B e l e de Mustafa Kemal i l e birl i kte Samsun'a h a re ket
etmiştir. Amasya Tami m i 'ne i mza koymak suretiyle
Kurtu luş Savaşı'nı başlatanlardan b i ri olmuş; İngil iz­
ler'in kend i s i n i İstanbul 'a çağı rması üzerine 111 . Kol­
ordu Komuta n l ı ğ ı 'ndan istifa etmiştir. Bele böylece
sivil olarak çal ı şmalarına devam etmiş ve Sivas Kong­
resi 'ne sivil kıyafetiyle katı l m ı şt ı r. Bel e, Kası m 1 9 1 9 '
d a Ayd ı n Kuvayı M i l l iye Kumandan l ığ ı n ı üzeri ne al­
mak için cepheye gitmiştir. Demi rci Mehmet Efe'den
kumandayı a l mayan Bele, kurmay bir subay g i b i , Meh­
met Efe'nin yanında çalışmış, Ayd ı n Efe takma adı
ile, Çeteler kurara k Kuvayı M i l l iye'n i n teşki latlanma­
sı nda birinci derecede rol oynamıştır. N isan 1 920'de
Ankara'da toplanması kararlaştı r ı l a n Büyük M i l l et
Meclisi i ç i n Anadolu'nun her yanında seç i m l er ya­
p ı l ı yord u . Fakat Konya'daki yönetic i l erden bazı ları:

- 52 -
• İstanbul 'd a b i r mec l is var. O ş i mdi ne olacak? Ye­
n iden seçim yapmak doğru olur m u ? • diyerek, Anka­
ra'daki çalışmalara katılma k istememişlerd i r. M usta­
fa Kemal , Aydı n dolaylarında bulunan R efet Bey'i Kon­
ya'ya göndermi ştir. Ankara'ya karşı olanları yola ge­
t i rmek görev i n i yüklenerek, yanı n a yeterince zeybek
alan Bele, Konya yak ı nlarındaki Sarayönü i stasyonuna
trenle g e l m i ş ; telgrafla Konya val i s i n i aramış ve baş­
ta vali i l e kumandan o l ma k üzere, Konya'nın i l eri ge­
lenlerinden bir hey'etin görüşmek üzere hemen yanı­
n a gelmesini istemiştir. Konya'dan gelen hey'et i n
tre n i , kendi trenine bağ lanınca Bele, derhal treni An­
k a ra 'ya h areket ettirm i ştir. Böylece Konya d ireni ş i n i
zekice çözürrı l eyen B e l e , sonra D üzce v e Bolu isyanı­
n ı bastırmak üzere Beypazarı yolu i l e Bol u 'ya gönde­
rilmiştir. Yerinde kararları ve güzel konuşmaları i l e
B e l e bu isyanların bastırılmasında da önemli rol oy­
namıştır. Bele, isya n l a rdan sonra İçişleri Baka n ı ola­
rak Büyük M i l et Mecl isi 'nde h izmet görmüştür. Yeni l­
!li i l e sonuçlanan Gediz taarruzundan sonra A l i Fuat
Paşa'nın Batı Cephesi 'nden a l ınara k Moskova e l ç i l i­
ğine gönderi lmesi üzerine, Batı Cephesi de kuzey ve
qüney olmak üzere i k i komutanl ığa ayrı l m ıştı r. Bele,
İ smet Bey ile b i r l i kte Batı Cephesi kumar:ıdanı olmuş­
tur. Güneydeki bölge kumandanl ığına geti r i l m iştir.
Daha sonra Malta'daki Türk es i r l eri ile Anadol u'da
bul unan İ ng i l iz esirleri n i n değ iştiri lmesini temi n et­
mek i ç i n , İ ng i l izler'le Haziran 1 92 1 'de yap ı l an görüş­
melere kat ı l mıştır. Sakarya Savaşı 'ndan önce M i lli
Savunma Bakan l ığına getiri len Bele, öküz arabaları
i l e yapı l a n taşımaları , menzil s i stemi ile daha k u l l a­
n ı l ı ş l ı duruma getirm i ş , k i l i m l e rdeh kaput, gaz tene­
kelerinden i laç kutuları yaptırmış, odun bulunmadı ğ ı n­
dan ahşap evleri yı ktı ra ra k tahtaları nı l okomotifleri

- 53 -
iş letmek i ç i n kullar.m ıştı r. Yoksul erlere harçl ı k ver­
d i ğ i için askerler arasında « Baba » d iye a n ı l a n Bele,
Yunanlı l a r ' ı n İzmi r'de den ize dökü l mesinden sonra
" Trakya Yüksek Kom iseri .. sıfatı i l e İstanbul'a g i rm i ş­
tir. ( "1 9 E k i m 1 922) . Bele Paşa'nın . İ stanbul 'da karş ı l a­
n ı ş ı eşi görü lmemiş b i r heyecan gösterisi içinde ol­
muştur. Bütün İstanbul halkı pencere l e rde, sokakl a r­
da ve denizde kayıklarda i d i . Her yer defne dalları,
M ustafa Kemal ve diğer paşaların res i ml eri ve bay­
rakları i l e süslen m işti . Bele Paşa İstanbul 'da kendi­
s i n i karş ı layan Vel iaht, H ünkar Yaveri ve Sadrazam 'a ,
İstanbul H ükumeti'ni artık tanımadıklarını b i l d i rmiş,
daha sonra Dah i l iye Nazırı adı na okunan b i r n utka
verd i ğ i karş ı l ı kta , İstanbul 'a gel i şi nden duyduğu m e m­
nunluğu bel i rtmiş, fakat böyle b i r Nazı r tanı madığı­
n ı da sözlerine eklemiştir. İstanbul 'daki şenl i kl er gün­
l erce sürmüş, bu a rada Pad işah i l e de b i r görüşme
yapan Bele, Padişah'a: · Bi ri İ stanb u l 'da, d iğeri Anka­
ra 'da · i k i h ü kumetin bulunmas ı n ı n mahzurlarını a n­
l atm ıştı r. G e l eceği n kendisine iyi şeyler getirmiye­
ceğ i n i an layan Vahdettin ' i n kaçması ve Saltanat'ın
ka l d ı r ı l ması ndan sonra Bele Paşa, Büyük M i l l et M ec­
l is i 'n i n şartlarını kabul etmesi karş ı l ığ ı nda Abd ü lme­
cit Efend i 'ye H a l ife l i ğ i tekl if etmiştir. Bi rinci, İkinci
ve Beşinci dönemlerde İstanbul M i l letve k i l i olan Bel­
le, yaptığı h i zmetler yan ı nda cesaret i , açık sözlülüğü,
zekas ı , güzel giyinmesi ve konuşması i l e de tanı n­
m ıştı r.

B E R K MEDENİ, Bankacı, parlementer, devlet adamı ( 1 9 1 3).


Öğre n i m i n i tamam ladıktan sonra çeşitl i görevl er­
de bulunmuştu r. Emlak ve Kredi Bankası Genel Mü­
dürü i ken s iyasete atı l m ıştır. Berk, m i l l etveki l i seçi l­
d i kten sonra 5. Menderes Kabinesi'ne i l k defa kuru-

- 54 -
lan İmar Baka n ı olara k g i rm iştir. İ hti lalden sonra Yas-·
s ı ada 'da yargılanan Berk, cezas ı n ı tamamladı ktan­
sonra serbest hayata atı lmıştır. Bugün Akbank'ın Yö­
neti m Kuru l u Başkanı'd ı r.

BEŞVÜZ ELLİ BEŞ K (555 K), 1 960 yılının beşinci ay ı nı n be­


şinci günü saat 5'de Kızılay Meydanında Demokrat Parti ik­
tidarına karşı düzenlenen büyük nümayişin parolası
5 M ayıs 1 960 sabah ı , o g ü n özel önem veri len
bir nümay i ş i n yapı lacağı haberi Ankara'ya yay ı l mış­
tı r. 555 K. ( Beşinci ayın; beşinci gününde saat 5 ' te
Kızı lay M eydan ı 'nda b u l uşa l ı m ) parolası n ı alan her­
kes e rken saatlerden itibaren Kızı lay'da toplanmıştır.
Büyük kalaba l ı ğ ı n _çoğu n u Ü nivers ite öğrenci lerinin
tP,sk: i l ettiği bu nümayişi öğrenen M en deres, saat 5.45 .
te Kızı lay'a gelerek öğrencileri yatıştırmak üzere ko­
nuşmak istemiştir. Ancak s iyah Kadi l lac arabadan
inen M enderes öğrenci topluluğunun büyük tepkisiy­
le karş ll a ş m ı ş ve b i r anda etrafı n ı saran öğrenciler
tarafı � dan tartaklanmaştır. Öğre n c i l erin arasında ka­
l a n Menderes, sacları karmakarış ı k ve kravatı çarpıl­
m ı ş b i r halde, göğsünü öğrenci l ere çevirerek « Ôyley­
sA öldürün ben i ,, diye bağırmıştır. Bunun üzerine de
nurur k ı rı c ı cevaolar a l m ı ş • Se n i öldürmek i stemiyo­
ruz. Sadece i stifa et • deni l mistir. M enderes tesadü­
fen kalaba l ı q ı n arasında bulunan b i r gazetec i n i n ara­
sına güçlükle b i n d i r i lerek olay yerinden uzaklaştırıl­
m ıstı r.
BER7.J:NCİ GU RU BU , Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan
faydalı grup.
Kurucusu Bahriye İ ma m ı Ahmet Berzenci'dir. M u­
avenet-i Bahriye gurubu i l e bu i k i s i ne Karakol Teşk i la­
tı da den i l m i ş ve bunlar •K.G . • rumuzunu kullanmı ş­
lard ı r.

-55 -
BİLEClK GÖRÜŞMESi, İstanbul Hükiimeti temsilcileri ile
Mustafa Kemal arasında yapılan ilk görüşme (5 Aralık
1 920)

Damat Ferit Paşa Kabinesi yerine kurulan Tev­


fik Paşa Kabi nesi 'ne göre, m e m l e ket daha karanl ı k
tehl ikelere atı l maktansa. kavgadan vazgeçi p barış
i çi nde yaşamak gerekiyordu. Tevf i k Paşa H ü ku meti
bu düşüncesi n i , Mustafa Kemal ve a rkadaşlarına an­
latmak i ç i n b i r görüşme yap ı l masın ı i stemi ştir. Bu gö­
rüş meden o l u m l u b i r sonuç a l ınamıyacağı n ı b i l en
M ustafa Kema l , herşeye rağ m en g örüş m e i steğ i n i ge­
ri çevirmemiştir. Görüşme İstanbul i l e Eskişehir ara­
s ı ndaki tenha bir yer olan B i l ec i k 'te, i stasyonu n
bekleme salonunda yap ı l mı ştı r (5 Ara l ı k 1 920). İ stan­
bul H ükumeti 'ni bu görüşmede Dah i l iye Nazırı Ahmet
İzzet Paşa başka n l ı ğ ı ndaki bir hey'et tem s i l etmi ştir.
Fakat Ankara'da çalışan Hühumeti , İstanbul 'a bağl ı
duru m a getirmeği isteyen Ahmet İzzet Paşa i l e anlaş­
mak mümkün olmamıştır. Buna rağmen Mustafa Ke­
mal , M i l let Mecl i s i 'nin çal ışma l arı n ı yakından göster­
mek, görüşmel ere daha sonra da devam etmek dü­
şüncesi i l e . hey'ete bulunanları , 6 Ara l ı k 1 920 günü
Ankara'ya götürmüştür. Ahmet İzzet Paşa, Sal i h Pa­
ş a , Hüseyin Kazım Bey, Cevat Bey ve Hoca Feh m i
Efend i lercien kurulu olan hey'et Ankara'da b i r ay m i­
safi r edi l m i ş ve maaşl a rı da ödenm işti r. Hey'et !s­
tanbul'a gider g itmez H ükumetten istifa edesekleri­
ni sövl iyerek, Ankara'dan ayrı l m ıştır. İzzet Paşa, İs­
tanbul 'a döndükten sonra Ku rtuluş Savaşı için şeref­
le çal ı ş m ı ş , Mustafa Kemal 'e s i l a h yard ı m ı da yap­
m ı ştır.

BİN DOKUZVÜZ YİRMİ DÖRT AN AVASASI, Büyiik Mil l et


Meclisi'nin kabul ettiği ilk Anayasa'nın bazı eksiklerinden

- 56 -
dolayı değiştiri lmesi gerektiği zaman Cumhuriyet Meclisi
tarafından kabul edilen ve 27 Mayıs 1 960 tarihine kadar
yürürlükte kalan Anayasa.
Devlet yapısına yeni b i r düzen veri l meğe çal ı ş ı l­
dığı zaman Anayasa'nın aksadığı görül müştür. 20
Mart 1 92 1 tarihine kadar Büyük M i l let Mecl i s i D ev­
l eti'n i n zaten topl u b i r Anayasa 's ı yoktu. 20.3 . 1 92 1
Teşki latı Esasiye Kanunu ise, olağanüstü devrin , o l a­
ğanüstü şartları içinde çıkarı l m ı ş b i r anayasası i d i .
Bütün kayıtları i l e uygulanamad ı ğ ı ndan başka , zaman
zaman da değ i ş i k l i kl e re uğramı ştır. Şimdi bir barış
ve inşa devri anayasası gerekiyo rdu . Cumhuriyet'in
i lanına varan celsede, Kanunu Esasi Encümeni maz­
batası , zaten yeni b i r anayasa n ı n Mecl is'e getir i l ece­
ğ i n i açı k l a m ı şt ı r. İ şte bu Anayasa tasarıs ı , Encümen­
ce 9 M a rt 1 924'te Büyük M i l l et Mecl i s i 'ne sunulmuş­
tur. Çalışmalar ve görüşmeler N i sa n son ları n a kadar
sürmüş, 20 N i san 1 924'te 49 1 sayı l ı Teşki latı Esasiye
Kanunu kabu l edi lm i ştir. Bu karar, bazı değişikl i kl e r­
l e , 27 Mayıs 1 960 İ hti l a l i 'ne kadar Devletin Anayasa­
sı olara k kalm ıştı r. 1 05 madde i l e b i r geçici madde­
c'en meydana gelen 1 924 Anayasası , Devl eti n niteli­
q i n i ve temel i l keleri n i , 8 madde l i k ahkam'ı esas iye­
de toplamıştı r 1 876 Anayasas ı 'ndan beri devam ede­
gelen b i r sürü çabaların, i l eri ve geri hareketl erin ve
bu a rada Kurtu luş Savaşı çabas ı n ı n bir sonucu olan
bu « Ahkam-ı Esasiye .. n i n 8 maddesi şöyled i r : 1 - Tür­
� :ye Devleti b i r Cumhuriyetti r 2 - Türkiye Dev­
leti 'nin d i n i İslamdır. Resmi d i l i Tü rkçedi r. Başkenti
f'rnkara şehri d i r . 3 - Hakim iyet b i l akaydüşart m i l l e­
t!ndir. 4 - Türkiye Büyük M i l l et Mecl i s i , m i l l etin ye­
fı ane ve hakiki mümess i l i olup, m i l l et adına haki mi­
�ıet hakkını k u l l a n ı r. 5 - Teşri selah iyeti ve icra kud­
,.. e ti Büyük M i l l et Meclisi 'nde tece l l i ve temerküz

- 57 -
eder. 6 - Meclis teşri selahiyetin i bizzat ku l l anır. .

7 - Mec l i s i cra selah iyetin i , kendi tarafından seç i le.ı


Reisicumhur ve onun tay i n edeceğ i b i r bakanlar ku
r u l u kan a l ı i l e ku l lanır. 8- H a kkı kaza , m i l l et adı n rı ,
usu l ü v e kanu n u daires i nde bağ ı msız mahkeme l er
�c:ırafı ndan k u l l a n ı l ı r. Bu maddelere göz atı l ı nca i l k be­
l i ren yön, devleti n , bat ı l ı demokratik bir düzene yö­
n e l i ş i d i r. Fakat devlet bir d i n devleti d i r. Çünkü dev­
l etin resmi bir d i n i vardır. Dev l etin resmi d i n i İslam
d i n id i r. Gerçi bu resmi din, kanu n l a rı ve organ ları i l e
toplum düzen ine inmiş değ i ldir. D i n devletin değ i l ,
Encak h a l k ı n malıdır. Fakat Anayasanı n bu yapısı d a ,
b : r süre sonra yeniden değişecektir. 20 O c a k 1 92 1
ı e ş k i l atı Esasiye Kan u n u , olağanüstü şartlar i ç i nde
ç ı karı l m ıştır. Bu kanun ç ıkarı l ı rken müstev l i devletler
h�nüz Anadolu 'da i d i . Bursa da dahi l olmak üzere Es­
k i şehi r, Kütahya , Afyon üstünden M enderes'e i n e n
düşman cephesi , bütün Batı Anadol u 'yu Yunan l ı lar'­
ı n e l i nde b ı rakmıştı . Trakya da müstev l i l er'in e l indey­
d i . Bu sebeple 1 92 1 Anayasası , getird i ğ i kes i n M i l l i
Hakimiyet i l ke leri i l e plato n i k b i r Şuralar h avası için­
de düzenl e n miştir. Bu kanu n u n tasarı s ı n ı M ec l is'e
sunan İsmail S . Soysal l ıoğlu'nun gerekçe ve metni
kuzeyde gel i şen ihti l a l i n ruhi ve h issi tesiri altında­
d ı r. 1 924 Anayasası ise, Fransız i hti l a l i n i n prensi p l e­
rini kendi yapısına a l m ıştır. Bu kanunla yen i Türk
Devl eti batı demokras i l erine yöne l m iştir. Türkiye'de
M i l li Hakim iyet esasına dayanan, yahut da « Başkan­
l ı k sistemi .. ne, Tek Mec l i s l i bir Parlemento n izamı­
na yerl eşmiş ve devlet l f ü kl iğe yöne l m i ştir. 27
Mayıs İhti l a l i 'ne kadar devlet yapı s ı na esas olan 1 924
Anayasas ı , anayasa hukuk bakım ından i ncelenmi şti r.
1 924 Anayasası normal gel işme şartları içinde bulu­
nan herhangi b i r batı demokrasisi için kusursuz bir

- 58 -
kanundur. Çünkü bu demokrasilerin standart bütün
prens iplerini beni msemişti r. Kanunun 8 maddel i k
•Ahkam-ı Esasiye• s i , o güne kadarki Türk m i l li m ü­
cadelesini içine a l m ıştır. 1 924 Anayasas ı 'nın yapı
ve böl ü m l er i , klasik batı demokrasi s i n i n normal ku­
ru l uş ve i l keleri n i Türk yap ı s ı n a a ktaran tamamen l i­
beral bir s i stem i geti rm iştir. Bu kanun h i ç bir i n ki­
lap vadetmem iştir. M i l li yapıya, kal k ı nd ı rı c ı , teş k i lat­
land ı rı c ı veya kalkınmayı hızlandırıcı i l keler ve or­
ganlar getirmemiştir. Türkiye ' n i n yarı sömürgel i k
devri n i n geri l iğ i nden v e halsiz l i ğ i nden kurtu l abi lme­
si için, Anayasa yapıs ında hiçbir itici güç yoktur.
Eğer Mustafa Kemal de ol masaydı , bu kanunun göl­
gesinde yeni Türkiye, hiç bir h a m l e , ç ı k ış yolu b u l a­
madan ve h atta arayamadan , kısı rlaşıp kalacağı an­
l aş ı lmaktadır.

BOLU VE DÜZCE OLAVLAAI, Kurtuluş Savaşı sırasında


gerek İstanbul Hükümeti'nin ve gerekse İngiliz'lerin kışkırt·
ması ile milli kuvvetlere karşı girişilen Bolu ve Düzce
ayaklanmaları ( 1 3 Nisan 1 920 •31 Mayıs 1 920) .
İstanbul H ükümeti tarafı ndan deste k lenen Kuva-i
i nzibatiye Kuwetleri D üzce'de ayaklanma çı karm ışla r­
d ı r. Asi ler i lçeni n dış ı nda bulunan M üfreze Kararga­
h ı n ı basara k M üfreze Kumandan ı n ı esir etmişlerd i r.
Asi l eri n e lebaşı ları arası nda Berzak Sefer, Çerkez
'
Koçi Bey, Maan Ali gibi kimseler bulunma ktadı r.
Düzce ayaklanması kısa zamanda Bolu 'ya da sıçra­
m ış, Beypazarı 'ndan b i r k ı s ı m h a l k da bunlara katı l­
mıştı r . Bolu boğazını tutan Jandarmalar, asi leri dur­
durmayı başaramayınca ayaklanma Gerede ve M u­
cur taraflarına da sıçramıştır. Kısa zamanda bütün
böl geyi tesiri ·altı na alan bu ayaklanmayı bastırm a k
üzere B inbaşı Şemşett i n ve Kaymakam Arif Beyler

- 59 -
kumandas ı n da m i l li kuvvetler harekete geçi r i l m iştir.
Kısa zamanda çeşitli yerlerde yapı l a n çarpışmalar
sonunda Bol u , Beypazarı , Nal l ı ha n , Çarşamba, M udur­
nu, D üzce, H endek ve Gerede kasabaları asi lerden
temizlenmiş, h a l k ı kışkı rtan e l ebaşı l arı idam edi l miş­
l erdi r (26 Mayıs 1 920) .
Birinci D üzce isyan ından hemen sonra , m i l li kuv­
vetlerin Yozgat i syanını bastırmak i ç i n görev l endi­
rilmesi üzerine, bu durumdan faydalanmak i steyen
Abaza ve Çerkezl er, ikinci defa D üzce ve H endek
dolaylarında ayaklanmışlard ı r. Bolu Dağ ı n a gönderi­
len birl i k , gece yarıs ı a s i l e r tarafından pusuya dü­
şürülmüş ve asiler bir çok m i l li kuvvet subay ı n ı şe­
hit etm i ş l erdi r. Bu durum üzerine görevlendirilen ye­
ni m i l l i kuvvetl er bir buçuk ay sonra i k i nci defa bu
bölgede ç ı kan ayak lanmay ı bastı rm ı ş lardı r.

BOZKIR İSYANI, Kurtuluş Savaşı sırasında Bozkırlı Zey­


nel Abidin tarafından iki defa çıkarılan ayaklanma (27 Ey·
lül 4 Ekim 1 9 1 9, 20 Ekim
- •4 Kasım 1 91 9) .
Konya Val isi Cemal Bey ve İ n g i l izler'in İstanbul '­
da bulunan papazı Frew i l e sıkı i l i ş k i l e r kurarak işe
başlayan Bozk ı r l ı Zeynel Abi d i n , bunlardan aldığı yar­
d ı m ve d i rektifl erle Bozkı r'a g i rm i ş , karşı koyanları
öldürerek jandarmaların e l l erinde bulunan si lah ve
malzemeleri ele geçirmişti r. Bu s ı rada Beyşeh i r 'den
gelen süvari kuvvetleri n i de es i r eden asi l er, Kon­
ya'dan gelen uyarıcı konuşmalar sonunda dağı l m ı ş·
l a rd ı r. Fakat a s i l e r Konya' n ı n güvenl i k altına a l ın a­
cağ ı n ı haber al ı nca, tek ra r harekete geçmekte gec i k­
memişlerd i r . Başlarında Boz k ı r l ı Zeynel Abi d i n , Hoca
Abdul lah, Hoca Sabit ve Hoca Abdü l h a l i m Efendiler
bulunan asrler Bozkı r ' ı n güney batı s ı rtlarına kadar
g e l m iş lerd i r. Kasabaya haber göndererek M i l li Kuv-

- 60 -
vetleri istemedi klerini b i l d i ren asi ler, kend i l erine tat­
m i n edici b i r cevap veri l mediği g erekçesi i l e tekrar
Bozkı r'a g irmişl erdir. Asilerin isya n ı n ı bastı rmak gö­
revini alan Yarbay Arif Bey bütün kuvvetleri i l e is­
yanc ı ları Adana'da s ı kıştırmış ve hemen heps i n i yok­
.
etmiştir. İsyanın elebaşı ları daha sonraları çeş itl i yer­
l erde yer yer ayaklanmalar ç ı karmışlarsa da M i l li
Kuvvetler tarafı ndan ezi l m i ş l erdi r (4 Kası m 1 9 1 9) .

BUDAKOGLU ESAT, Parlamenter, devlet adamı ( 1 90 1 , ).


1 950 seçimlerinde D.P. l i stesi nden m i l l etve k i l i
o l m u ş , 4 . M enderes Kabinesi'nde Tarım ve 5. M ende­
res Kabinesi 'nde de Adal et Baka n l ı ğ ı görevinde bu­
lunmuştur.

BÖLÜKBAŞI OSMAN, Öğretmen, parlementer müstafi M il­


let Partisi Genel Başkanı (Hacıbektaş 1 9 1 1 ).
Türkiye'deki öğre n i m i nden sonra , yüksek öğreni­
m i n i de Fransada tamamlayan Böl ü kbaş ı , yurda astro­
nomi ve m atemati k öğretmeni olara k dönmüştür. Da­
ha sonra siyasi hayata atı l m ı ş Demokrat Parti'n i n i le­
ri gel enleri arasına g i rmiştir. ( 1 945) . Fakat b i r y ı l
sonra H i kmet Bayur, Fevzi Ç a k m a k ve D .P. muhalif
g u rubundan olan öteki M i l l etveki l l eri i l e D .P.'den
istifa ederek M i l l et Partisi'ni ku rmuştur. ( 1 946) .
M . P . içinde güzel konuşması i l e ün yapm ı ş , H i k­
met Bayur'un Genel Başkanl ı ğ ı nda görev a l m ı ş , 1 950
seçi m l erinde K ı rşehi r'den m i l l etveki l i seç i l miştir.
Heyeca n l ı ve doğru konuşmasıyla halka inen Bö­
l ü kbaş ı , zaman zaman yaptığı konuşmaları i l e D .P. ik­
tidarın ı acı acı tenkid etm i ş , bu yüzden hapse b i l e
atı lmıştır. 1 957 seçimleri s ı rası nda da hapse atı l a n
Bölükba ş ı , seçimler sonunda M .P.'den g e n e t e k m i l­
l etvek i l i olarak Meclis'e g i rm i ştir.

- 61 -
Siyasi ha yatı boyu nca kurulan kab inel erde görev
a l mamıştır. İhti l a l 'den sonra partis i n i n ayakta kal ma­
s ı n ı sağ l a m ı ş , 1 96 1 genel seç i m l erine 57 m i l l etveki l i
i l e Meclise g i rm iştir. Daha sonra partin i n g i d i ş i n i
beğenmiyerek adı C.K.M .P. (Cumhuriyetçi Köylü M i l­
l et Partisi) olan partiden ayrı larak, yeniden M i l l et Par­
tis i 'n i kurmuştur.
1 973 'de Parti Genel Başkan l ı ğ ından, Partiden ve
M i l l etvek i l l i ğ inden istifa etm iştir.

BÜYÜK MİLLET M ECLİSİ'NİN İ L K BAKANLAR KURULU, Ge­


çici Yürütme Kurulu'ndan görevi resmen devr alan Büyük
M i l let Meclisi Hükumeti'ne seçilen bakanların meydana
getirdiği kabine (2 Mayıs 1 920).
İ l k Bakanlar Kuru l u 'na şu üyeler seç i l m i şl e rd i r:
Şeriye Vekal eti : Karacabey M üftüs ü M ustafa
Fehm i Efend i , Dah i l iye Veka l et i : Cami Bey, Adliye:
Faz ı l Paşa , H a ri ciye Vekal eti : Beki r Sami bey, İ ktisat
Vekaleti : Yusuf Kemal Bey, M a l iye Vekaleti : H a kkı
Beh i ç Bey, Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaleti :
Adnan Bey, Maarif Veka l eti : R ıza N u r Bey, M üdafaa!
M i l l iye Veka l eti : Fevzi Paşa, Erkan-ı H arbiye-i U m u­
m i ye R e i s i : İ smet Bey.

·BÜYÜK TAARUZ, Yunan kuvetlerini kesinlikle yurttan at­


mayı amaç edinen, Mustafa Kemal'in bir hazırlık devresin­
den sonra Türk Ordusuna verdiği son ve büyük hücum
.emri (26 Ağustos 1 922).
Mustafa Kem a l : · Yarı m h az ı r l ı k l a , yarım tedbir­
l e yap ı l acak taarruz, h i ç taarruzda bulunmamaktan
daha kötüdür. Düşmana taarruzdan önce, üç öne m l i
aracın hazı rlanmış o l ması gerekl i d i r • demiştir. Mus­
tafa Kemal 'e göre bu üç aracın en öneml is i M i l l etin
kendisi idi. M i l l et, varl ı ğ ı ve bağ ımsızl ı ğ ı için ne ka-

- 62 -
dar d e r i n i nanç ve istek gösterirse düşmanlara karş ı
başarı sağlamak için o kadar güçlü ol urdu. İ k i nci araç,
M i l l e t adına iş gören Mec l i s ' i n M i l let istekl e r i n i b i l­
d i rmedeki yiğ itl i ğ i i d i . Üçüncü araç i s e M i l l et i n s i lah­
l ı yard ı m l arı ndan m eydana g e l i p düşman karş ı s ı n a
çı karı l m ı ş bu l u nan ordu i d i . H e r geçen gün orduda
yapı lan çalışmalar i lerl iyordu. Ancak, Mec l i ste büyü k
b i r sab ı rsızl ı k da gözle görü l e b i l iyordu. � i l letvekil
leri , Sakarya Zaferi n i n üzerinden uzun bir zaman geç­
tiğ i halde, ordunun taarruz i ç i n neyi bekled i ğ i n i b i r­
birine soruyorlard ı . Yapı l a n hazı r l ı k l a r askeri sebep­
lerle tam olara k açıklanmıyor, bu bakı mdan M ecl is­
te h eyeca n l ı tartışmalar o lmuştur. Sakarya Savaşı '­
ndan önce Meclis tarafından Başkumandanlığa geti ri­
len M ustafa Kema l ' i n Başkumandanl ı k görevi 31 Eki m
1 92 1 'de ve 4 Şubat 1 922'de i k i d efa uzatı l mı;)tır. Baş­
kumandanl ı k süresi 6 Mayıs 1 922 tarihinde üçüncü
defa uzat ı l m ı şt ı r. Sürenin üçüncü defa uzatı l ışında,
M ustafa Kemal M i l l etin yüce ç ı karları adına Başku­
manda n l ı ktan ayrı l mamağa karar verm i şt i r. Büyük ö lçü­
de mali s ı k ı ntı içinde b u lunan Anadolu haJ k ı ve Bü­
yük M i l l et Meclisine, düşma n ı yurttan atma k i ç i n son
bir gayret daha kal m ı ştır. E k g e l i r sağlamak amacı
ile · Te kalifi M i l l iye Verg i l eri • n i te l i ğ i nde pek çok ka­
nun çıkarı l m ı ş , kaçan R u m ve Ermeniler'in m a l ları pa­
raya çevr i lerek hazineye a l ı n m ıştır. M i l li Savun m a
Bakan l ı ğı nca ç ı karılan • Avans Kanun ları • i l e d e o rdu­
ya harcanacak para elden g e l d i ğ i kadar toplanmış­
tır. Barış anlaşmaları yap ı l d ı ğ ı ndan Doğu ve Güney­
deki Türk askerleri Batıya kayd ı r ı l mıştır. Böyl e l ik l e
Batıda b u l u nan ordunun m evcudu arttırılm ıştı r. Fran­
sa, Rusya ve İtalya'dan a l ı nan s i lahlarla da ordunun
s i lah i htiyacı n ı n g iderilmesine çal ış ı l mıştır. Büyük ta­
arruz i ç in hazı rlanan planda , düşman ordusunu kaçır·

- 63 -
madan imha etmek esası kabul edi l m i ştir. Bu planın
gereklerini yerine getirebi l me k i ç i n ordunun bütün
b i rl iklerınd� . her seviyede kurslar açı l m ı ş , bol tatbi·
kat ve manevralar yap ı l m ı ş , b i l h assa g ece eğitim l e ri­
ne önem veri l miştir. Hazırlanan taarruz planına göre ,
düşmana cepheden taarruz edi l m iyecektir. Düşmanı n
U ş a k - Afyon hattındaki sağ kanadı n a kesin b i r darbe
vuru la ra k Ege Denizi i le i rtibatları kesi lecek ve bu su­
retle düşman ordusu yok edilecektir. Her savaş için
çok öneml i olan g i z l i l i k , Büyük Taarruzda daha da
önem kazanmıştı r. Bu sebeple ordunun 3/4 ü gece
h areketleri ile düşman kuwetlerinin sağ kanad ı n a yı­
ğ ı l m ıştı r. Yap ı lacak tarruzl a i l g i l i olarak cephede bu­
lunan kumandanlarl a Mustafa Kema l ' i n görüşmesi ge­
rekiyordu . Akşehir'de düzenlenen b i r futbol maçına
kumandanlar da davet e d i lmişt i r. Böylece kumandan­
lar arası b i r görüşme, d i k katleri çekmeden başlamış­
tır. Başkumandanlığı üçüncü defa uzatı l a n Mustafa
Kema l ' i n Ağustos ayı ortaları nda cephe karargahına
g i d i ş i de başarı l ı bir şeki l d e gizlenmişt i r. N itekim ay­
nı günün gazetelerinde Başkumandan M ustafa Ke­
m a l ' i n Ankara'da Kordiplomatike b i r çay ziyafeti ve­
receğine dair haberler yayınlanmıştır. Oysa Mustafa
Kemal , ziyafeti n yap ı l acağı i la n edilen gün, Konya
üzerinden , Batı Cephesi karargah ı n ı n bulunduğu Ak·
şeh i r'e gitmiştir. H azırl ı k l a r tamamland ı ğ ı nda Musta·
fa Kemal 26 Ağustos 1 922 tarihinde taarruzu em ret·
m iştir. Mustafa Kem a l , savaşı B i rinci Ordunun gözet·
l eme noktası olan Kocatepe'den yönetm iştir. Musta·
fa Kem a l , 26 Ağustos sabahı gün doğuşundan b i r sa­
at önce, erlerin fenerlerle ayd ı n l attı ğ ı yoldan geçe­
rek Kocatepe'ye çı kmıştır. Güneşin i l k ı ş ı kları i l e bir­
l i kte saat 4 .30'da Türk topçuları gök gürü ltüsünü an­
d ı ran şiddetli ateşine başlamıştır. Saat 9 'da Belen

- 64 -
Tepe düşmüş ve onun ardından Kalecik Sivrisi a l ı n­
m ıştır. Fakat bunun daha kuzeyinde 1 3 1 0 rak ı m l ı Erk­
man Tepesi uzun zaman karşı koymuştur. Çünkü ağı r
topçularımızı getireb i l m e k i ç i n gere k l i yol la r isterd i .
Bunun üzerine, ondan daha i l er i s i n e yol yapabi l mek
için, mutlaka Yunan l ı lar'la çarpışmak lazımdır. Son
1 3 1 0 rak ı m l ı tepe Türk topçu ate ş i n i n tes i r i nden uzak
bulunuyord u . Orada taarruzla r ı m ı z , tekerlek geçmedi­
ği i ç i n , ya l n ı z dağ topları i l e korunmak mecburiyetin­
deyd i . Bu sebeple karşı koyu l muştur. Bu nokta o
kadar çok önem l iydi k i , düşma n , bütün kuvveti i l e ve
bütün vasıtalarıyla o ras ı n ı elde tutmağa çalışmıştır.
T ı naztepe mevk i i n i n batısında taarruz eden kıtaları­
mız da, bazı önem l i nokta l ara . önem l i mevzi l ere g i r­
m i ş l erd i r 26 Ağustos'ta Türk orduları öneml i sonuç­
l a r a l m ı ştır. Fakat Yunan l ı lar tamamen yoked i l em e­
m iştir. 27 Ağustos 'ta Yuna n l ı l a r ' ı n d i renmesi k ı r ı i m ı ş
v e 2 8 Ağustos 'ta Yunan ordusunun as ı l cephesi de
yarı l arak ?,q Ağustos'ta da başarı l ı bir şekilde g e l i­
şen taarruz sonunda düşman ı n i k i kolordusu çem­
ber içine a l ı n m ıştı r Mustafa Kemal genel karargahı n ı
3 0 Ağustos sabahı Dumlupınar dolaylarına geti rmiş­
t i r Etrafı tepelerle çevri l i b i r çukurda kı stı r ı l an Yunan
ordusu ile yap ı l a n ve Başkumanda n l ı k M eydan Sava­
şı adı veri l e n 30 Ağustostaki bu savaştan sonra Yu·
nan ordusunun pek çoğu e s i r ed i l m i ş , yok ed i l m iş,
savaş araç ve gereç l e ri n i n heps i n i kaybetm i ş l e rd i r .
Kaçaklardan büyü k bir kısmı ark� y o l l a r ı kesen Türk
süvari kol ordusu tarafından durdurul muştur. 1 Eyl ü l '­
de Mustafa Kemal Dumlupınar'da tarihi emrin i ver­
m i şti r : n Ordular. i l k H edefiniz Akden izd i r. İ leri ! » . Ay­
n ı gün Uşak kurtulmuş ve 2 Eyl ü l 'de Başkumandan­
l ı k ve Batı Cephesi Kumandan l ığ ı U ş ak'a taş ı n m ı ş­
t ı r Duml u pınar'dan kaçmağı başaran Yunan ordu l a

- 65 -
rı Başkumandanı Trikop i s ve d i ğ e r subaylar esir a l ı n­
m ışlard ı r. Es i r general ve komutanlar, atla Türk ka­
rarga h ı na gelmelerine rağmen çok bitkin ve bedbin
ç;ö rlı n nı ü •;ıl erd i r Trikop i s 5 . Kafkas fı rkası kumand.:'!ll ı
H a l i t Bey' i n yan ına yaklaşarak fransızca : .. Kumandan
k i m ? .. d iyerek tes l i m olacağ ı kumandan ı sormuştu r.
Çünkü kendisi parl ak ün iformaları n ı g iy i n m i ş , mun­
tazam kıyafette i d i . H a l i t Bey ise, haki ren k l i ma­
nevra e l b i sesi i l e bizzat savaşmıştı . İ yi ve ütü l ü gi­
yinmesine imkan yoktu . Günlerden beri traş ol maya
b i l e fı rsat bulamayan H a l i t Bey iyi b i r frans ızca i l e :
· Kumandan ben i m . Hoşg e l d i n iz. Buyrun otura l ı m .. ce­
vab ı n ı verm işti r. Daha sonra Uşak'ta bul unan Musta­
fa Kemal ' i n yan ı na gönderi l e n Tri kop i s , Yunan hü ku­
meti tarafından Hacı Anesti ' n i n yer} n e Yunan ordu­
l arı Başkumandan l ığ ı n a tayin e d i l d i ğ i n i Mustafa Ke-
m a l 'den öğrenm iştir. Bugün Tri kop i s ' i n esir a l ı nd ı ğ ı
Göğem köyünün kuzeyindeki Çakmakl ı tepede b i r h i ­
tabe m evcuttur. " Ey T ü r k oğlu • d iye başl ayan b u hi­
tabe şöyle bitmektedir: " Burada çevre n i gururla sey-
ret. . Türklüğün ist i k l a l aşkına ve Türk ordu ları n ı n
kahraman l ığ ı na i nan ve güve n i n i tazel e . Türklüğün
gel eceğ i n e h ı z olarak ayrı l • . 3 Eyl ü lde İ nönü o l aylar • n­
da ş i ddetl i bir çatışma olmuş ve buradaki Yunan kuv­
vetleri Bursa 'ya doğru kaçmağa baş l am ı ş lard ı r. Tam
bu s ı rada m i ttefi k devletler Ankara'daki Büyük M i l let
M ecl i s i Hü kumeti ne an laşma tekl ifi yapm ışlard ı r. 4
Eyl ü l 'd e Mustafa Kema l 'e b i l d i r i l e n bu tekl ife verd i­
ği cevapta, Başku mandan 9 Eyl ü l 'de İzmi r'de bul uşa­
b i leceğ i n i söylem iştir. N itek i m Türk ordusu 5 Ey­
l ü l 'de Kula tarafl arına ve A l aşeh i r önlerine g e l m iştir.
Yunan ordul arı 6 Eyl ü l 'de Sal i h l i 'yi terketm iştir Aynı
gün Yunan bas ı n ı , d ü nya gazetelerine yol la d ı ğ ı bir bül­
tende şöy l e demiştir: • Dört gün devam eden kan l ı

- 66 -
savaşlardan sonra Türk kuvvetleri dağ ı t ı l m ıştır. Bü­
yük sayıda esir a l ı n m ıştır. Yunan ordularının i l erle­
mesi dolayısı i l e Ati n a 'da zafer şen l i kleri yap ı l mak­
tad ı r . » 8 Eyl ü l 'de Manisa ku rtu l mu ş , Türk orduları
9 Eyl ü l 1 922'de halkın coşkun sevg i göste r i l eri ara­
s ı nda İzmir'e g i rm işti r. Öte yandan kaçan Yunan b i r­
l i kleri Yalova, Bursa, Bandırma g ib i sahi l şehirlerine
u l aşmağa çalışm ışlard ı r . İ negö l , Kütahya , Mudanya
bölgel eri n de geri çekilen Yunan l ı l ar'ın önem l i savaş­
lar ol muştur. Yunan orduları 1 6 Eyl ü l tar i h i nde b i r
daha elmemek üzere Anadol u 'dan tamamen atı l m ı ş­
lardır.

- 67 -
c

CAFER TAYYAR EGİLMEZ, Generaı, Kurtuluş Savaşı sı­


rasında Trakya harekatını yöneten ve Cumhuriyet Terakki
Perver Partisi kurucuları arasına giren paşa.
P l evne kahraman l a rı ndan Yüzbaşı Enma Efend i '­
n i n oğ l u . Drama .1e Manast ı r Askeri Hüştiye ve ida­
d i s ' n d 8 okumuş, 1 903 'te H a rbiye'den yüzbaşı ü l a r a k
çıkm ıştı r 1 907'de Üsküp'te İttihat v e Terakki C e m i ­
yeti n i kuranlar arasına katı l m ı ş , b i nbaşı rütbesi i l e
İ p e k mutasarrıf l ı ğ ı na tayi n ed i l m i şti r. Balkan Savaşı '­
n ı takip eden tar i h l erde 1 6 . Kolordu Erkan-ı H a rbiye
R e i s l i ğ i n e getiri l m iş, Çanakkale Savaşiarı'na katı l m ış­
tır. Bi rinci Dünya Savaş ı bitiminde Kurtuluş Savaş ı '­
na katı l m ış , Trakya Cephes i n i yönetmiştir. B i ri nc i
v e İ k i nc i Büyük M i l let M ecl i s i 'n e Trakya M i l l etveki­
l i olarak katı l m ı ş , Nestari İsya n ı n ı bast ı rd ı ktan sonra
ordudan kesin ol arak ayr ı larak Cumhu riyet Terakki
Perver Fı rkası n a katı l mıştır. Bu part i n i n Şeyh Sai1
İsya n ı ndan sonra kapatı l ması üzer i n e ya rgı lanmış,
suçu bağ ışlanarak tah l iye edi l m iştir.

CEMİL ÇETO İSYANI, Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız ve

- 68 -
İngilizlerden yardım alarak. Bahtiyar Aşireti Reisi tarafın­
dan çıkarılan ayaklanma (7 Haziran 1 920).
öahtiyar aşi reti reisi olan Cem i l Çeto, Kürt Tea l i
Ce:ıı : yeti prens iplerine uygun olara k İ n g i l izler'den
yard ı m a . m ı ş v<:>: Doğu'da bir Kürdi stan Devleti k u - ­
rna'.< i ç i n ayak l a n m ı ştır. M i : li kuvve ı ler b u a s i n i n ü��­
r i ııt: ,, i_'ı ri"ı yü nce. Cem i l Çeto kuvvetleri k ı sa zo:,.. 2 nri2
d:ı(ı ı l m • ş , kendisi de o ğ l u i l e b i rl i kte yakalanarak i cJ e: m
cd i l nı i:;;t ; ı ( 7 Haziran 1 920)

C U M HU RİYET HALK PARTİSİ, 9 Eylül 1 923'te Mustafa Kemal


Atatürk tarafından kurulan ve Türk siyasi hayatına uzun
siire hakim olan siyasi parti.
Parti , bi rinci Büyük M i l l et Mec l i s i 'ne hakim o ' an
Anadolu ve R u m e l i Müdafaa i H u k u k Cemiyet i n i n bir
siyasi parti halinde devam etm esinden başka bir şey
değ i lddir. Atatürk 8 N i san 1 923 tarihi nde Mecl i s · : se­
ç i m l e yen i leme kararı verince Anadolu ve R u m e l i
Müdafaa-i H u k u k Cemiyet i n i n baş kanı ol arak 9 pren­
sibi halk oyu na açıklam ıştır. Bu aç ı k l amayı Atatürk'­
ü n daha önceden kurmak isted i ğ i partiyi beni mse­
miş olan m i l l etvek i l l eri n i n çalışmaları takip etm i ştir.
Bu i k i belge tek b i r metin hal inde ç ı ktıktan sonra, i ç­
i ş l eri Bakan l ığ ı na b i r d i l ekçe veri l e re k yeni part i n i n
kurulduğu ve Başkanl ığına d a Mustafa Kema l 'i n geti­
r i l d i ğ i b i l d i r i l m i şti r. " H a l k fı rkası » ad ı n ı alan bu par­
t i n i n Genel Sekreterl i ğ i ne Recep Peker getiri l m işti r.
Bundan başka yönetic i l eri arası nda Celal Bayar,
Sabit Sağ ı roğ l u , R ef i k Saydam, Münir H üsrev Göle,
Cemil Uybad ı n , Kaz ı m Hüsnü ve Saffet Arı kan da var­
dır. Part i n i n i k i nc i kongresinde ( 1 0 Kas ı m 1 924) adı
.. cumhuriyet H a l k Fırkası • olara k değ işti r i l m işt i r.
Öte yandan parti i ç i çalışmaları i l e devri m l er gerçek­
leşti r i l m iştir. 1 9 Mayıs 1 93 1 tari h i nde toplanan üçün-

- 69 -
cü kuru ltayda ferdi hürriyetler, eşitl i k , dokunul mazl ı k
ve m ü l kiyet hakları tesbit edi l m i ştir. Ayrıca b u ku­
rultayda partinin daha önce k?.üul etm iş olduğu üç ana
prensip « Cumhu riyetç i , m i l l iyetç i , h a l kç ı , d ev l etç i , i n­
kı lapçı ve l a i k .. olmak üzere altıya ç ı karı l m ı ştır. 9
Mayıs 1 935 tari h i parti i ç i n dönem noktası olmuş­
tur Bu tari hte toplanan dördüncü parti kurultayında
Recep Peker: • Pa rti i l e Devletin yanyana çalışması­
na " işaret etmiştir Part i n i n bundan sonraki toplantı­
sı Mustafa Kemal Atatü rk'ün ölümünden hemen son­
ra ol muştu r 25 Ocak 1 939'da topl anan 5. kuru l tayda
parti başkan l ığ ı na İsmet İ nönü geti r i l m işti r. C . H .P.'­
n i n bundan sonraki kurultayı İ k i nci Dünya Savaşı son­
rası 1 0 M ayıs 1 943'de yap ı l m ıştı r. Bu i ki nc i olağan­
üstü kurultayda ise Türkiye'de parti ve d emokrat i k
düzdenin ı s l a h ı e l e a l ı nmıştı r. Gene bu topl antıda
Dörtlü Takrir sah ipleri ( Bayar, M enderes, Köprü l ü ,
Koraltan) C . H .P.'den ayrı l mağa karar vermi ş l erdir. 1 7
Kas ı m 1 947'de toplanan kurultay çok part i l i demok­
ratik hayata geçi ş i haz ı rlamıştı r. C . H .P. 1 4 Mayıs 1 950
tar i h i nde yapı l a n genel seçi mde i ktidarı kaybetti kten
sonra muhal efete geçmiş ve bundan sonrası i ç i n ta­
kip edeceği yol da kurultayda tesbit e d i l m iştir Bu
seç i mde C.H.P ancak 69 m i l l etvek i l i çı karab i l m i şti r.
28 Haz i ran 1 950'de toplanan sekizinci kuru l tayda par­
ti genel sekrete r i n i n kurultay tarafından seçi l mesi
kara r altına a l ı n m ışt ı r Parti 1 954 seç i m l erinde g e l i şe­
ceğ i n e 30 m i l l etveki l i i l e M ecl i s 'e g i rebi l m i ştir An­
cak 1 957 y ı l ı nda yapı lan genel seç i m lerde m i l letve­
k i l i say ı s ı 1 79'a çıkı nca gücünü bul muştur. 27 Mayıs
1 960'dan sonra kuru l a n Kurucu M ec l i s 'de C . H .P . ta­
mamen hakim duruma g e l m iştir. Bu a rada haz ı rl anan
Anayasa, parti n i n görüş l e r i n i , prensipleri n i içine al­
m ı ştır 1 96 1 genel seç i m l eri nde 1 73 üye i l e mecl i s le r-

- 70 -
d e temsi l e d i l en C . H .P . , 1 965 genel seç i m lerinde bu
sayın ı n 1 34'e düşmesi n e engel olamamıştır.
Cumhuriyet Halk Part i s i ' n i n i ç i nde bu tarihten
sonra büyük bir görüş ayrı l ı ğ ı baş l am ıştı r. 1 965 Ge­
nel seç i m l erine « Ortanın sol u » s loganı i l e katılan
C . H .P. Genel Başkanı İnönü, Genel Sekreteri Bülent
Ecevit'i tamamen desteklem iştir. Seç i m l e rden son ra
parti n i n tutumunu beğen m iyen Turhan Feyz i oğ l u baş­
k a n l ı ğ ı ndaki 43 kadar m i l letve k i l i C . H .P.'den ayrı l a rak
yeni b i r parti ( G üven Part i s i ) kurmuşlard ı r Parti i ç i n­
deki çatışma bitmiş sanı l ı rken , Adal et Partisi Genel
Başkanı tarafı ndan kurulan H ü kumete karşı Kuvvet
Kumandanları tarafı ndan ver i l en muhtı ra üzeri ne yeni
görüş ayrı l ı kları ç ı k m ıştır 12 M a rt Muhtı rası adı i l e
Cumhu riyet tari h i m ize geçen b u muhtıradan sonra
D e m i rel Hükumeti istifa etm i ş , yerine C . H .P 'den is­
t ifa ederek Hüku meti kurma tek l i m i alan N i hat Erim
Başbaka n l ı ğ a geti r i l m i şti r C . H . P Genel Sekreteri
Bül ent Ecevit ortaya ç ı kan bu duruma karşı ç ı kara k .
G e n e l Başkan İsmet İ nönü i l e de f i k i r ayrı l ığ ı na düş­
tüğü gerekçesiyle parti genel sekrete r l i ğ i nden istifa
etm i ştir. Yerine Şeref Bakş ı k geti r i l m i şse de kısa b i r
süre sonra y e r i n e , Ecevit taraftarı olarak b i l i nen Ka­
m ! I K ı r ı koğ l u Genel Sekreter seç i l m iştir. Kam i l Kı­
r ı koğl u ile İ smet İnönü anlaşamayınca y eniden topla­
nan parti M e c l i s i ve hemen sonra toplantıya çağr ı l an
ol ağanüstü C . H .P kurultayı da bu parti içi çatışmaya
b i r çözüm yolu geti rememiştir. Genel Başkan İsmet
İ nönü o l ağanüstü kurultayda Kemal Satır ve arkadaş­
ları gurubunu tutmu ş , kuru ltayda Ecevit ve a rkadaşl a­
r ı n ı n partiden i h raç ed i l mesi tekl i fi nde bu l unmuştur.
Bu tarihe kadar toplanan parti kurultayları na kayıtsız
şartsız her i sted i ğ i n i kabul ett i ren İnönü, bu defa

- 71 -
kurultaya söz geçirememiş ve bunun sonucu olara k
Ecevit gurubu büyük çoğun l u k l a Parti M ec l i s i n i e l le­
rine geçirmiş lerd i r. Bu durum karşıs ı nda Genel Baş­
kan İnönü, Başka n l ı ktan istifa etmi ş , Satı r ve arkadaş­
ları da partiden ayrı l m ı ş l ard ı r. B i r süre sonra topl a­
nan Parti Kuru l tayı çoğun l u k l a Ecevit'i Genel Baş­
kanlığa seçmiştir. Böyl ece Bülent Ecevit, Atatürk ve
İnönü'den sonra part i n i n üçüncü genel başkanı ol muş­
tur.
CUMHU RİYET HALK PARTİSİ GENEL SEKRETERLERİ, 1 923'­
den 1 973'e kadar parti genel sekreterliğini yapanlar şunlar·
dır:
Bunlardan i l k gurup tay i n l e iş baş ına geti r i l m iş­
tir Bun l ar: Recep Peker, C e m i l Uybad ı n , Recep Pe­
ker, Saffet Arı k a n , Recep Peker, Şükrü Kaya , Refi k
Saydam , Fikri Tüzer, M . Şevket Esenda l , N . Atıf Kan­
su, H i l m i U ran, Tevfi k Fikret Sı lay,
Seç i m l e iş başına gelen genel sekreterler ise:
Kas ı m G ü l ek , 1. Rüştü Aks a l , Kemal Sat ı r , Bül ent Ece­
vit Şerif Bakş ı k Kam i l K ı rı ko ğ l u , Orhan Eyüboğl u .
C U M HU RİYETİN İLANI, Büyük M i l let Meclisi'nin, Mustafa
Kemal ve arkadaşlarının teklifi ile genç Türkiye devletinin
idare şeklini tesbit etmesi (29 Ekim 1 923).
Mustafa Kemal s iyasi mücadelen i n gelecek dö­
nemlerine hazı rlanmak gereğ i n i duymuştur. İ l k ihtiya­
cı bir siyasi kuruluş o l m uştur. Anadol u ve R u me l i
M üdafaa-i Hu kuk Cemiyeti , M i l li kurtuluş mücadele­
s i nde yeterl ikle işe yaram ıştır. Fakat barış ve bağ ım­
sızlığa kavuşmuş b i r ü l ke n i n i htiyaçları için yeterli
değ i l d i . Bu sebep l e M ustafa Kema l , bu partiyi gerçek
b i r s iyasi parti h a l i n e getirmek istem iştir. Daha 6
Ara l ı k 1 922'de, H a l k Partisi ( F ı rkası) adını a l acak ye­
ni b i r part i n i n kurulması hakkında bası n a i l k bi l d i ri-

- 72 -
sini verm i ş , ü l kenin eğitim görmüş s ı nıfları n ı doğru­
dan doğruya kendisine görüşlerini b i l d i rmeğe çağ ı r­
m ıştır. Yeni yılda Anadolu 'da uzun bir geziye ç ı k m ı ş
v e 8 N i san 1 923 y ı l ı nda dokuz madde l i k b i r b i l d i ri
yay ı nl anmıştı r Bu dokuz madde O'nun , egemen l i k,
hükümetin tems i l i ve saltanatın k a l d ı r ı l ması h a k k ı n­
daki görüş l erini tekrarl amış ve öze l l i k l e mali ve idari
konularda çok mecburi reform tasarı larını çizmiştir.
1 927'deki büyük nutkunda Mustafa Kemal bu b i l d i ri­
s i nden şöyle söz etm iştir: « Bu progra m , bugüne ka­
dar yapı p sonuçland ı rd ı ğ ı m ı z , bütün temel konu l arı
içine a l ı yordu. Bununla beraber, programa a l ı n m a m ı ş ,
önem l i ve temel bazı mes'e l eler de vard ı . M esela
Cumhuriyetin i l an ı , hi lafetin k a l d ı rı l ma s ı , Şer'iye Ve­
kaleti n i n kaldırı l ma s ı , medreseler ve tekkelerin k a l d ı­
r ı l ma s ı , şapka g i y i l mesi gibi . . . Bu mes'elel eri prog­
rama al arak, zamanından önce, cah i l ve gerici leri n .
bütün m i l l eti zehirlemeğe fırsat b u l malarını uygun bul­
mad ı m . Çünkü, bu mes'e l e l eri n , uygun zamanlarda
hal o l abi l eceğ i nden ve m i l l etin sonuç ol arak mem­
nun kalacağ ı ndan emind i m . « Programın kısa ve
yeters iz olduğuna dair bazı şi kayetlere rağmen, yeni
bir siyasi gel işmeye başlangıç noktası olmuştur. Ü ç
y ı l i ç i nde b i r asi top l u l u ktan, b i r m i l li parlemento
hal i ne gelen Büyük M i l l et Mecl i s i , yeni bir genel se­
çime gitmek için 1 6 N isanda kendi kendini feshet­
m işti r. Temmuzda yap ı l a n seç i m l erle, çalışmalarına
1 1 Ağustos 1 923 'te başlayan 286 üye l i yeni b i r mec­
l i s ortaya çı kmıştır. İki gün önce, 9 Ağustos 'ta , H a l k
Fırka s ı n ı n açı l ı ş kongresi M ustafa Kema l ' i n başkan­
l ı ğ ı nda görüşmel erine başl a m ı ştır. Yeni mec l i s i n i l k
büyük siyasi hareket i , 23 Ağustos 1 923'te, yeni Tür­
kiye'ye m i l l et lerarası bir statü sağl ayan Lozan Ant­
l aşması'nı onaylamak o lmuştur. Yurt içi nde de bunu

- 73 -
önem l i sonuçlar takip etm iştir. 2 Eki m 'd e son İti l af
askerleri de İstanbu l 'u terketm iştir. 6 Eki m 'd e Şükrü
N a i l i Paşa komutas ı ndaki Türk kuvvetleri eski baş­
kente g i rm i şl erd i r . Bu s ı rada Viyana'da bas ı l an • Ne­
ue Frai e Presse .. e verdiği b i r demeçte M ustafa
Kema l , Anayasan ı n b i rinci maddesinde egemen l i ğ i n
m i l l ete a i t o l duğunu, i k inci maddes inde h a l k ı n Büyük
M i l l et Mec l i s i tarafı ndan tems i l ed i ld i ğ i n i söyleye­
rek « Bu i k i cümle b i r kel i meyle ifade ed i lebi l i r , o d a :
Cumhuriyett i r ,, dem i ştir M ustafa Kemal ' i n bu demeci
An kara'da ol umsuz karşı l a n m ı şt ı r Bu o l ay Mustafa
Kema l ' i daha uyanık ol mağa yöneltmiştir N itekim bu
demeçten sonra M ecl iste böyl e b i r konuyu açması
hal ife taraftarl arı nı üm itlend i rm i ştir. Çünkü Devlet
Başkan l ı ğ ı n ı n boş durması oraya H a l ife n i n g et i r i l ece­
ği düşünces i n i uyandırm ı ştır M ustafa Kemal ' i n ga­
zeteye verd i ğ i demeçten sonra bazı Ankara gazetele­
ri • Ya k ı n bir zamanda Cumhuriyet i lan ed i l ecekt i r ..
d iye haberler vermiştir Bazı yazarlar da cı H e r şeyde
Cumhuriyet olduğu halde , neden hükumeti n adı Cum­
hu riyet konu l muyor .. d iye yaz m ı ş lard ı r. O g ü n l erde
Ankara'da üç düşünce h a k i m ol muştur. Bunl ardan i l ­
k i : Cumhuriyet i l an ed i l ecekse, H a l ifen i n Cumhurbaş­
kanı olmas ı . İ k incis i : Hal ife Başkan l ı ğ ında meşruti b i r
k ra l l ı k o l m as ı , Üçüncüsü : Fransa ve Ameri ka'daki
g i b i demokrati k Cu mhuriyet o l m as ı . Bu karı ş ı k düşün­
cel e r aras ı nda Mustafa Kema l ' i n i ş i d i ktatörlüğe gö­
türeceğ i n i düşünen l e r de bulunmaktayd ı . Bu g ü n l erde
Bakanlar Kurulu da bir sarsı ntı geç i r m i şt i r . İ k i nci Bü­
yük M i l l et Mecl i s i 'nde işbaş ı na geti ri len Bakan lar,
muhal efet taraftarları nca beğen i l m e m i ştir. Muhalefe­
t i n yaptığı g i z l i çal ı şmalarla Baka n l ar Kurulu iş göre­
mez olmuştu r Mustafa Kemal , Fethi Okyar ve öteki
Bakan ları Çankaya 'daki köşküne çağ ı rarak i stifa etme-

- 74 -
leri ve yeniden seç i l ecek olsalar dahi hükumette gö­
rev a l mamaları i ç i n tal imat verm i şt i r . 27 Ekim 1 923'te
Bakanl a r kuru l u i stifa etm i şti r. M e m l eket i k i gün hü­
kumetsi z k a l ı nca bu durum anarşi o l a rak nite l e n m i ş­
tir. M u h a l i f gurup b i r tü rlü Bakanlar kurulu l i stesi çı­
karamam ı ştır. N itekim Mustafa Kemal harekete ge­
çerek 28 E k i m a kşamı b i r kaç dostunu yemeğe davet
etmi ş ve onlara · Yarın Cumhuriyet i l an edece ğ i z •
dem i şti r. O gece İsmet Paşa i l e Teş k i l at-ı Esasiye
(Anayasa) üzeri nde düzeltme yaparak b i r kanun ta­
sarısı hazı rlamışl ard ı r. Anayasanın biri nce maddesi­
nin sonuna • Tü rk i ye Devleti 'nin H ü kumet ş e k l i Cumhu­
rıyett i r .. cümlesini koymuşlard ı r Ertes i günü 29 E k i m
1 923'te H a l k Fırkası mec l i s gurubu Bakan lar Kuru l u
l ıstesi üzerinde anl aşmaya varamayı nca Mustafa Ke­
mal ' i n fi kri soru l muş, O da guruptan bir saat m ü h l et
i steyerek ayrı l m tştı r Bu arada bazı m i l letve k i l l e r i n i
yanına çağı rarak akşamki tasarı hakkında görüşlerini
öğrenm i şti • . Sonra da gurup toplantısı nda söz a larak
Teşk i lat-ı Esasi'ye'ni n bazı madde l erinin değişmesi
gerektiğ i n i a n l atan güzel b i r konuşma yapm ıştır. Bu
değ i ş i k l i k bazı üye l erin m ı r ı ldanmasına yol açmıştır.
Bunun üzerine Ad l iye Bakan ı , okunan tasa r ı n ı n o rta­
ya yen i b i r şey koymadığ ı n ı . asl ı nda var olan b i r ka­
nunu g ü n ı ş ı ğ ı na çı kard ı ğ ı n ı i l eri sürmüştür. Bu tasarı­
da: n Tü rk iye Devleti 'nin Hüku met şek l i Cumhuriyet­
tir, Cumhurbaşka n ı n ı Mecl i s s�çecek Devlet Başkanı
olacakt ı r . Cumhu rbaşkan ı . Başbakanı seçecek o da
Bakanları seçecekt i r M e c l i s i n Bakanlar Kuru l u n u
seçmeğe değ i l , onaylamağa yetk i s i olacakt ı r .. g i b i
esas l a r vard ı r H a l k Fı rkası M e c l i s Gu rubu b i rkaç i ti­
raza rağ m e n , yeni Anayasayı kabul etmişt i r Bundan
sonra Büyük M i l let Mecl i s i hemen toplantıya çağrıl­
m ı ştır. M i l l etve k i l lerinden Yunus Nad i , Eyüp Sabri,

- 75 -
Vasıf Çınar kürsüye g e l e rek , Cumhuriyet l e h i nde ko­
nuşmuş lard ı r. Şai r Mehmet Em i n ' i n (Yurdaku l ) ate ş l i
konuşması v e Hazreti Peygamber ' i n kurduğu h ü kümet­
l e , Cumhuriyet yönet i m i n i kıyaslaması Mecl isi yatış­
tırmıştır. Bunun üzerine bütün m i l l etve k i l lerini · Yaşa­
sın Cumhuriyet • d i ye bağırmağa davet etmiştir. Bü­
tün m i l l etvek i l l eri ayağa kal karak üç defa • Yaşasın
Cumhuriyet » d iye bağ ı rm ı ş l ardır. 29 E k i m ' i 30 E k i m 'e
bağ l ıyan 1 923 y ı l ı n ı n Pazartes i gecesi saat 20.30'da
hükümetin ad ı n ı n Cumhuriyet o l masını öngören kanun
kabul ed i l miştir. On beş dakika sonra da 1 58 m i l l etve­
k i l i n i n oyb i r l i ğ i i l e Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı se­
ç i l m i ştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal kürsüye ge­
l erek: .. M i l l etimiz, kendisinde bul unan vasıf ve değer­
l e r i , hükümet i n i n yeni adı i l e medeni dünyaya göster­
meği başaracaktı r. Türkiye Cumhuri yeti muvaffak ve
muzaffer o l acakt ı r • diye-re k konuşmasına son verm i ş­
tir. Cumhu riyetin i la n ı yurdun her tarafında 1 0 1 pare
top atışı i l e duyuru lmuş ve kutlanmıştır.

- 76 -
ç
ÇAGLAV ANGİL İ HSAN SABRİ, Parlementer, Devlet ada­
mı (İst. 1 908)
Bi l ec i k i l k okulunda i l k ve Ankara 'da orta öğreni­
m i n i tama m l a m ı ştır Yüksek öğren i m i n i İstanbul Hu­
kuk Fakü l tesi nde yapan Çağ l ayang i l , Emniyet Genel
Müdürlüğünde ve çeş i t l i Val i l i kl erde bulunmuştur.
Son olarak bul unduğu Bursa'da Val i l i kten istifa ede­
rek A.P 'den senatör ol muştur Dördüncü Koa l i syon
H ü kümetinde Çalışma Bakanl ı ğ ı n a geti ri len Çağl ayan­
g i l , Demirel Kabi nelerinde de D ı ş i ş l eri Bakan l ı ğ ı gö­
revlerinde bul unmuştur.

ÇALIŞMA BAKANLIGI VE BAKANLAR ! , Cumhuriyet Türki­


ye'sinde çalışma hayatını düzene koymak, çalışanların ya­
şama şartlarını düzenlemek, Türkiye'deki çalışma gücünü
genel anlamda refah seviyesinin üzerine çıkarmak ve sos­
yal güvenliği sağlamak amacıyla kurulan devlet kuruluşu
ve bu kuruluşu yürütmekle görevli kişiler.
Bakanl ı k 1 945 y ı l ı nda kuru l m u ştur Çalışma ha­
yatıyla i l g i l i Deniz İş Kanunu , İ ş Kanunu g i b i temel
kanunları mızı hazı rlamıştır Sosyal S igortalar Kuru­
mu i i e İş ve İşçi Bulma Kurumu g i b i kuruluşlar ka­
nal ı ile iş hayatını d üzen l e m i ş , Top l u İş Sözleşme-

- 77 -
s i , Grev ve Lokavt Kanunlarını ç ı karmıştır.
Bakan l a r : Dr. Sadi I rmak, Tahsi n , Bekir Balta,
Reşat Şemsettin S i rer, Hasan Polatkan, H u l üs i Köy­
men, Nuri Özsa n , Samet Ağao ğ l u , H ayrett i n Erkmen,
Mümtaz Tarhan, Hayrett i n Erkmen , H a l ük Şaman,
Cahit Talas, Raşit Beşerler, Ahmet Tahta k ı l ıç, Ca­
h i t Talas, Bül ent Ecevit, İ hsan Sabri Çağlayang i l ,
A l i Nai l i Erdem, Turgut Toker, Att i l a Sav, Mes'ut
Erez. Al i N a i l i Erdem .

ÇAKMAK FEVZİ (MAREŞAL), Kurtuluş Savaşı'da büyük


emeği geçen Mareşal, M i llet Partisi'nin kurucusu (İst. 1 2
Ocak 1876 İ s t . 1 0 Nisan 1 950).
Topçu M i ralayı Çakmakoğ u l l l arı 'ndan A l i Bey ' i n
oğl u . R u m e l i Kavağ ındaki M a h a l l e o k u l u n u , Soğu k­
çeşme Rüştiyesini , Ku l e l i İdad i s i n i ve Pangaltı Har­
biye Okulunu bitirmişti r ( 1 895). Harbiye'deki başa­
rısı ndan dolayı kurmay sınıfına ayrı l m ı ş , Kurmay
Yüzbaş ı s ı o l m uştur ( 1 898). Bal kanlar'da yapt ı ğ ı çok
başar ı l ı ç a l ışmalar sonunda 9 yı lda M i ra l aylığa (Al­
baylığa) yükse l m i ş olan Fevzi Paşa, orduda " Ka­
vak l ı l ı Fevz i .. ol arak tanınm ıştır. M i ral ay Fevzi 1 908.­
.de Yeni pazar sancağ ında Taş l ı ca Mutasarrıf ve ku­
mandanl ı ğ ı yanında, N izamiye 35. fı rkaya da kuman­
da etm iştir. i l . Meşrutiyet i n i l an ı ndan sonra da gö­
revine devam eden Fevzi Paşa, 1 9 1 0 y ı l ı nda Müret­
tep Moskova Kolordusunun Erkan-ı Harbiye R e i s l i­
ğ i n e tay i n ed i l m i ştir. İta lya ' n ı n Trablus 'ta başl ıyan
saldırıl arı üzerine kurulan Garp Kolordusu Erkan-ı
Harbiye R e i s l i ğ i ne tayin ed i l miştir İtalya ' n ı n Trab­
l u s 'ta başl ıyan saldırıları üzerine kurulan Garp Kol or­
dusu Erkan-ı Harbiye R e i s l i ğ i n e geti ri l m i şt i r Balkan
Savaşı 'nda Vardar ordusu Erkan-i Harbiyesi Hareket
Şubesi Müdürü o l m u ş , savaştan sonra Ankara F ı rka

- 78 -
Kumandanı , ü ç ay sonra da 5 . Kolordu Kumandan l ı ­
ğ ı na geti r i l m i ştir. B u arada, Mart 1 9 1 4 'te , rütbesi M i r­
l ival ığa yükselti l m işti r. Birinci Dünya Savaşı 'nda Ko­
lordusu i l e Çanakkale M üdafaasına katı l m ı ş , Ara l ı k
1 9 1 5'te Anafarta lar Gurubu Kumandan l ı ğ ı veka l etinde
bulunmuştu r Eyl ü l 1 9 1 6 'da 2 . Kafkas KolordL.:su ku­
mandan ı , Temmuz 1 9 1 7'de ise i l . Ordu komutan l ı ğ ı·
na tay i n e d i l mi ştir. Suriye'de kuru l a n Vl l . Ordunun ko­
muta n ı olarak çal ıştığı süre içinde gösterd iği başarı­
ların armağanı olarak 28 Temmuz 1 9 1 8 'de Feri k l i ğ e
yükselm iştir. Mondros Mütarekes i n i n imzalanmasın­
dan sonra Erkan-ı Harbiye R e i s l i ğ i ne tayin ed i l m i ş­
tir. İ z m i r ' i n işga l i karş ı s ı nda hareketsiz kal ı n ı ş ı ndan
üzü lerek bu görevinden istifa etm iştir. 3 Şubat 1 920'­
d e Harbiye Nazırı olmuş, bu görevi s ı rası nda Ana­
dolu 'da başl ayan Kurtu luş Sava ş ı çal ı şmalarına yar­
d ı ml a rda bulunmuştur. İstanbu l 'u n işga l i nden ve ken­
d i s i n i n fena muamel e l ere maruz kalması ndan sonra
8 Nisan 1 920'de Anadolu 'ya kaçm ı ş , Mustafa Kema l '­
den yaşça büyü k , meslek bak ı m ı ndan daha k ıdem l i
o l masına rağmen, tereddüt etmeden O'nun emrine
g i rm i ş ve büyük b i r sadakat l e , l iyakatl e onun ölümü­
ne kadar beraberinde çal ı şmıştır. Fevzi Paşa ' n ı n An­
kara'ya g e l i ş i n i n m i l li hareket için büyük bir kazanç
olduğunu kabul eden Büyük M i l l et Meclisi 3 Mayıs
1 920'de Fevzi Paşa 'yı M i l li M üdafaa Veki l l i ğ i n e ve
Bakan l ar Kuru l u Başkan l ığ ı n a seçm iştir 3 N i san 1 92 1 '­
d e i l . İ nönü Zaferinden sonra B i rinci Feri kl iğe tayi n
ed i l mi şti!-. Fevzi Çakmak Sakarya Savaş ı 'ndan önce,
5 Ağustos 1 92 1 'de Erkan-ı Harbiye Reis vek i l i o l m u ş ,
29 Eyl ü l 1 92 1 'de Sakarya Savaş ı 'n ı n kazanı l masından
sonra Mareşa l l iğe yükselt i l m i şt i r. Erkan-ı Harbiye Re­
is veki l i ve Kozan m i l l etveki l i olara k 1 924 yıl ı n a kad a r
çalışan Fevzi Paşa, bu tari hte m i l letve k i l l i ğ inden ay-

- 79 -
rı larak varl ığ ı n ı tamamen Türk ordusuna verm iştir.
1 925'de Erkan-ı Harbiye Reisl i ğ i ne asaleten getiri l e n
Fe•.:zi Paşa 1 2 Ocak 1 944'e kadar bu görevde kalmış­
tır Bu tari hte yaş haddi nden dol.ayı emekl iye ayrı lan
Fevzi Çakmak 1 946'da İstanbu l 'dan bağ ı msız m i l l etve­
k i l i seç i l m i ştir. 1 9 Temmuz 1 948'de M i l l et Part i s i n i
kurmuş, yen i seç i m l er arefesinde öl müştür ( 1 0 Nisan
1 950) .

ÇANKAVA PROTOKOLÜ, 21 Ekim protokolüne imza atan


subayların aralarından seçtikleri temsilcilerin Ankara'da
parti liderleri ve M i l l i Birlik Komitesi üyeleri ile anlaşarak
imzaladıkları sözleşme (23 Ekim 1 96 1 ) .
Bu protokole göre ,partilerin Gürsel 'den baş-
ka Cumhurbaşkan ı adayı göstermemeleri sağ lanmış.
27 Mayıs İ hti lal i n i n orduya sağladığı hakl arı getiren
kanun l arı n tad i l ve değiştiril memesi kararlaştı r ı l m ış­
tır Ayrıca Yass ıada hükü m l ü l e r i n i n c.ffı i l e i l g i l i ya­
pı lacak tekl ifin yersiz bulunduğu parti l iderleri nce
taahhüt altına a l ı n m ı ştır

ÇETİ NKAVA ALİ , Parlementer ve devlet adamı (Afyon 1 878,


tstanbul 1 949).
İ l k öğren i m i n i tamamlad ı ktan sonra Bursa Aske·
ri Lises ine g i rmiş, daha sonra da g i rd i ğ i Harp Okulu­
nu başarı i l e tamamlamıştı r
Görev veri l d i ğ i zaman Bulgar çeteci l erle savaşan
Çetinkaya, İ ttihat Terakki Cemiyeti ne g i rm işti r. 3 1
Mart olayından sonra i l . Abd ü l h a m i d ' i Selan i k 'te mu­
h afaza etm iştir Daha sonra Trablusgarp'ta savaşan
Çeti n kaya , Derne'de Mustafa Kem a l ' i n yan ı nda bulun­
muş ve B i ri nc i D ünya Savaşı 'nda çeş i t l i cephelerde
görev a l m ıştır Kurtu luş Savaş ı m ız s ı rasında Ayva l ı k
cephes i n i kuran Çeti nkaya , Malta 'ya sürü l müştür. B i r

- 80 -
kolayını bulara k Anadolu'ya geçm i ş , C H P . İdare Ku­
ru l u pda görev a l m ıştır. Şeyh Sait İ syanı s ı rasında ku­
.rulan istiklal Mahkemesi Reis l i ğ i ne geti r i l en Çetin­
kaya daha sonra Bayındırl ı k ( 1 934 1 939) ve U laş­
tı rma Baka n l ı ğ ı ( 1 939 1 940) görevl erinde bulunmuş­
tur. H ü ku m etten ayrı l d ı ktan sonra da b i r çok eserler
kaleme a l m ı ş ve tercümeler yapmı ştı r.

ÇINAR VASIF, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük hizmetleri


geçen parlementer ve devlet adamı (İzmir 1 895 Moskova ·

1 935).
Kaymakam Abdu l lah Bey'in oğlu olan Ç ı nar, İz­
mir İdad i s i nde okumuş, Şark M e ktebi yönetici l iğ i nde
bulunmuştur İzmir'in Yunan l ı lar tarafı ndan işgal i sı­
ras ı nda Reddi İ l hak Cemiyetini kurmuş , Balı kesir
cephesinde Kurtu luş Savaşı 'na kat ı l m ı ş , İ zmir'e Doğ­

ru .. gazetesinde ateşl i maka l e l e r yazm ıştır. İzm i r Yu­


n a n l ı lar'dan kurtu l d u ktan sonra İ z m i r Maarif Müdür­
l üğüne tayi n e d i l m iştir. İ k i nci Büyük M i l l et Mecl isi 'ne
Saruhan M i l l etve k i l i ol arak katı l m ı ştır. Kurtu luş Sa­
vaşı s ı ras ında İsti klal Mahkemesi Savc ı l ı ğ ı i l e M i l li
Eğitim Baka n l ı ğ ı yapm ı ş , Pra g , Peşte, Roma ve Mos­
kova Büyük E l çi l i kl erinde bu lunmuştur. Moskova El­
çisi i ken ani bir apandisit krizi sonunda ö l m ü ş , cena­
zesi Ankarcı 'ya geti ri l erek göm ü l müştür.

- 81 -
D

DAGLAR ALAVI,
Kısa zamanda alay kadrosunu alan bu teş k i l atın
baş ı nda Cafer Bey bulunuyord u . Alay « Yeş i l Ord u »
a d ı n ı a l mı şt ı r. Doğu 'ya yerleşerek Ermeni Devlet i ' n i
kurmak çabasını güdenl erle d u rmadan ·çarpı şıyor,
Rusl ar'dan da s i l a h ve cephane yard ı m ı görüyord u .

DEMİR KEMAL DA., Parlementer, devlet adamı (Sürmene


1 92 1 ) .
Tıp Fakü ltesi n i bitird i kten sonra çeşitli hastaha­
n e l e rde ç a l ı ş m ıştır. CHP'de siyasi hayata atı l m ı ş , m i l­
letveki l i seç i l m i şt i r Melen Kabi nesinde Sağ l ı k Ba­
kanı ol arak görev a l m ı ş , Kemal Satı r gu rubuna katı­
larak CH P'den istifa etm i ş ve Cumhu riyetçi Güven
Partisine g i rm işti r.

DEMİRCİ MEHMET EFE, Kurtuluş Savaşı öncesinde Kuva·


yi M i l liyeciler ile birlikte hareket ederek faydalı çal ışma·
lar yapan, sonra da isyankar olan Efe (Pirlibey 1 885
Pirlibey Köyü 1 959).
Babası d e m i rc i olduğu i ç i n bu ü nvan la anı lan
Mehmet, Türk Kurtu luş Savaşı 'na 5 Mayıs 1 9 1 9'da
kuvvetleriyle b i rl i kte katı l m ı ştır. B i nbaşı İsmail H a k k ı ,
o n u n e m r i n d e fayd a l ı çalışmalarda bu lunmuş, Ayd ın

- 82 -
cephesi nde Yunan kuvvetlerini durdurunca, Genel
Kuvayi M i l l iye kumandan l ığ ı n a geti r i l m i ştir. Refet
Bey ' i n gü ney cephesi kumanda n l ı ğ ı n a tayini üzeri ne
tıpkı Çerkez Ethem g i b i Büyük M i l l et Mecl isi H ü ku­
metine karşı cephe a l m ı ştır. Refet Bey ' i n bas k ı s ı üze­
rine dağa ç ı kan Demirci Mehmet Efe , b i r süre sonra
tes l i m o l m uştur Daha önce gösterd i ğ i yararl ı kların­
dan ötürü suçu bağ ı ş l anan Efe , köyünde rahat ve sü­
kun içinde ö l müştür

DEMİREL SÜLEYMAN, Parlementer, devlet ve hükümet


adamı (Isparta İslamköy 1 924- ).
İ l k öğren i m i n i İslamköy'de tamam ladıktan sonra
orta öğre n i m i n i de Muğla ve İzmi r'de yapm ı ştır. İs­
tanoul Tek n i k Ü n iversitesi İ nşaat Bölümünden başa­
rı i l e mezun olmuştur Ameri ka'da i htisas ı n ı da ta­
mamlayan Dem i re l , yurda dönünce Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü görevine tayin e d i l m iştir. Bu gö­
revde i ken p l a n l ı bir şekilde ba raj lar kurarak ün ka­
zanmıştır Bu arada Ortadoğu Tek n i k Üniversites i n d e
öğ reti m görev l i s i ol arak d a çal ı şan Demirel 1 962'de
serbest i ş hayatına da atı l m ı ştır
Demirel 1 964 tar i h i nde kayıt olduğu Adalet Par­
tis i ' n i n kısa zamanda i l eri g e l e n l eri arasına kat ı l m ış­
tır A.P ' n i n Genel Başkanı Rag ı p G ümüşpala ö l ünce
yerine 1 972 oy i l e Demirel Genel Başkan seç i l m iştir.
Bu sı rada İsm�t İnönü'nün başı nda bul unduğu Ko­
a l i syon Kab i nesi düşürü l m ü ş , yerine A . P . ' n i n desteği
i l e Suat Hayri Ü rgüplü Kabinesi kuru l m uştur Sül eyman
Demirel de bu Kabi nede Başbakan yardımcı l ığ ı n a ge­
t i r i l m i şt i r ( 1 965) .
Ayn ı y ı l yap ı l a n genel seç i m l e rd e Süleyman De­
m i rel Isparta İ l i nden m i l l etveki l i seç i l m iştir. Oyların
çoğ unluğ unu alan A.P. Mec l i s l ere yeterli sayıda parle-

- 83 -
menterle g i ri nce hükümeti kurmakla Sü leyman Demi­
rel görevl end i r i l m iştir. (27 Ekim 1 965) . Bunu dört y ı l
sonra yapı l a n genel seç i m ler t a k i p etm iştir. Bu defa
da Demirel hü kümeti kurm u ş , fakat 1 2 Mart 1 97 1 ta­
r i h i nde Cumhurbaşkan ı Cevdet Sunay'a b i r muhtıra
veren Kuvvet Kumandanları, D e m i rel Kabi nes i n i n çe­
ki lmesini i stem i şl erdi r. Devletin yüksek çı karları i ç i n
Başbakan l ı ktan çeki l d i ğ i n i açıklayan D e m i re l , M ec­
l i ste çalı şmalarına devam etmi ştir.
N itekim yeni Cumhurbaşka n ı seç i m i nde A.P. Ge­
nel Başka n ı olarak faal rol oynam ı ş , 50. y ı l a g i rerken
son kuru l an N a i m Tal u Kabi nesine de Cumhu riyetçi
Güven Partisi i l e i ş b i r l i ğ i yaparak Bakan verm i ştir
( H aziran 1 973) .
DEMİREL SÜ LEYMAN KABİNESİ , Birinci Demirel Kabinesi,
A.P. 1 965 seçimlerinde çoğunluğu sağlıyacak bir şekilde
M eclise girince Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, A.P. Genel
Başkanı Demirel'i yeni hükümeti kurmakla görevlendir·
miştir.
Kabi ne 28 Ekim 1 965 9 Kas ı m 1 969 tarihleri
arasında görevde ka l m ı ştı r Kabi ne şöyle kuru l muş­
tur:
Devlet B: Cihat B i l geha n , Devlet B: Rafet Sezg i n ,
Devlet B : Kam i l Ocak, Devlet B : A l i Fuat Al işan, Ada­
l et B: H asan D i nçer, M i l li Savunma B : Ahmet Topal ­
o ğ l u , İ ç i ş l eri B : D r Faruk Süka n , D ı ş i şleri B : İ . Sab­
ri Çağl ayan g i l , M a l iye B: İ hsan Gürsan, M i l li Eğitim
B: Orhan Dengiz, Bayı ndırl ı k B: Ethem Erd i n ç , Ticaret
B: Macit Zere n , Sağ l ık B: Edi p Somunoğ l u , Gümrü k
v e Tekel B : İ . Tek i n , Tarım B : Bahri Dağdaş, U l aştır­
ma B : Seyfi Öztürk, Ç a l ı şma B : A l i N a i l i Erde m , Sa­
nayi B : M ehmet Turgut, Enerj i 8 : İ brah i m Deriner, Tu­
rizm 8 : N i hat Kürşat. İmar ve İskan B: Haldun Mente­
şeoğ l u , Köyiş leri 8: Sabit Avc ı .

- 84 -
İKİNCİ DEMİREL KABİNES İ , 1 969 genel seçimlerinden son­
ra Meclise çoğunluk sağlayarak giren A.P. Genel Başkanı
Süleyman Demirel tarafından kurulan kabine.

Kabine 4 Kas ı m 1 969 'da kuru lmuş ve 1 9 Mart


1 97 1 tari h i n e kadar görevde kalm ıştır. 1 2 Mart 1 97 1
Muhtı rası sonucunda istifa eden b u kabi neye Demi­
rel 'i n muhal ifi olan Bi lgiç gurubundan hiç k i mse a l ı n­
mamıştır.

Kabi n e şöyle kuru l m uştur :


Devlet B : H . Atabey l i ( İst. 1 922), Devlet B : Refet
Sezgi n ( B itlis 1 925) , Devlet B : Turhan B i l g i n ( İst.
1 920), Devlet B: Gürhan Titrek ( Beypazarı 1 927).
Adalet B . Ziya Önder (S ivas 1 9 1 4 ) , M i l li Savu nda B :
Ahmet Topaloğlu (Adana 1 9 1 3) , Bayınd ı rl ı k B : Turgut
G ü l ez (Bolu 1 925) , İ ç i ş l eri B: Haldun Manteşeoğ l u
( Köyceğ iz 1 9 1 6) , D ı ş i ş l eri B : İ . Sabri Çağ l ayang i l
( İst. 1 908) , M a l iye B : Mesut Erez ( Kütahya 1 922), M i l­
li Eğitim B : Prof. Orhan Oğuz (Eskişeh i r 1 923), Tica­
ret B: Ahmet Dal l ı ( İ st. 1 907 İst. 1 972) , Sağ l ı k B :
Dr. Vedat A l i Özkan (Sıvas 1 923), G ümrük v e Tekel
B: A. İhsan B i ri nci (Trabzon 1 923), Tarım B: İ l ha m i Er­
tem ( Ed i rne 1 9 1 8) , U l aştırma B : N a h i t Menteşe( Muğ­
l a 1 932), Çal ışma .B : Seyfi Öztürk ( Eskişeh i r 1 927).
Sanayi B: Selahatti n K ı l ı ç (Osman iye 1 925), Enerj i
B : Sabit O . Avcı (Artvin 1 92 1 ) , Turizm ve Tanıtma B :
N . Cevheri ( U rfa 1 930) , İmar ve İskan B : Hayretti n
Nakipoğ l u ( Kayseri 1 922), Köy i ş l eri B : Turhan Kapan­
lı ( İst. 1 9 1 6) , Orman B: H üsey i n Öza l p ( İst. 1 923).
Genç l i k ve Spor B : İ smet Sez g i n (Aydın 1 928) .

DEMOKRAT PARTİ , 1 946'da çok partil i döneme geçiş dev-

- 85 -
resinde C.H.P.'den ayrılanlar tarafından kurulan ve 27 Ma­
yıs 1 960 İhti lali 'nden sonra kapatılan siyasi parti.
Celal Bayar, Adnan Menderes , Fuat Köprü l ü , ve
Refi k Koraltan C.H .P 'de dörtlü takri ri verm i ş ler ve
kısa b i r s ü re sonra da ayrı l a rak D. P 'yi kurmuşlar­
d ı r ( 7 Oca k 1 946). Parti Genel Başka n l ı ğ ı na geti r i l en
Celal Bayar ve arkadaş ları 2 1 Temmuz 1 946 seç i m l e­
rine katı larak 64 m i l letveki l i i l e Mecl ise g i r m i ş l erd i r
Partide 1 946 1 948 y ı l ları aras ında b i r i ç an laş-
mazl ı k çıkm ıştır. Bu arada bir gurup D.P 'li müsta k i l
demokrat l a r a d ı n ı a l m ışlar, b i r gurup D .P ' l i ler d e
M i l l et Parti s i n i kurmuşlard ı r Dem okrat Parti n i n 1 946
ta r i h i nde top lanan genel kongresinde " H usumet an­
d ı .. kararı a l ı nd ı ğ ı gibi d ü rüst seç i m ve karsı koyma
hakkı istemeye de hakları olduğu açıklanm ı ştı r
1 4 Mayıs 1 950 tar i h i nde yap ı l a n genel seç i m l er
Demokrat Parti i ç i n gerçekten büyük b i r zafer olmuş­
tur Bu seçimde D . P Meclise 393 m i l l etvek i l i i l e g i r­
m i ş , ekseriyetle Genel Başkan Celal Bayar Cumhur­
başkan ı seç i l m i şt i r Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçi­
l i nce, Adana Menderes'i Başbaka n l ığa geti r m i ş , O
da seçtiği arkadaşları i l e i l k D . P hü kumeti n i kurmuş­
tur (22 Mayıs 1 950)
1 950-1 954 y ı l ları arasında D . P daha da güçlenmiş­
t i r Bunun sonucu ol arak 1 954 y ı l ı nda yap ı l an genel se­
ç i m l erde D .P 488 m i l l etve k i l i ç ı karmıştır. Fakat bu ta­
rihten sonra D.P i ç i nde yen iden f i k i r ayrı l ı k ları baş­
göstermiştir. B i r k ı s ı m D.P.' l i m i l l etvek i l i hükumetin
baskı yapt ı ğ ı n ı açıklarken, b i r kısmı da " İsbat hakkı ..
i stem i ş l erd i r, Bu f i k i r ayrı l ı k l a r ı n ı n b i r sonucu olarak
partiden b i r gurup m i l etvek i l i i h raç e d i l m i şti r Bunları
kendi istekleri ile ayrı lanlar da takibetm i ştir Bunlar
kısa b i r süre sonra " H ürriyet Partisi .. n i kurmuş lard ı r
( 1 955) .

- 86 -
D.P. bu tarihten sonra iktisadi a landa baştan beri
düzensiz bir pol it i ka takip ett i ğ i için daha da kötü du­
rum l ara düşmüştür. N itek i m 1 957'de yapı lan genel se­
ç i m l erde D .P. gene i ktidarda kaldıysa da parti iç ve
d ı şta acı acı ten k i d l ere maruz kalm ıştır Bu seç i m dö­
nemi nden sonra güçlenen muhal efet de D .P.'yi tenkid
ederek Türk kamu oyunu uyarmıştır. Bu arada kuru­
lan Tahk i kat Komi syonu, Mec l i s üzerinde b i r varl ı k o l a­
rak bel i ri nce D .P . , Ün ivers ite, öğrenci ve asker ara­
s ı nda hem g ücünü hem de şansı nı kaybetmeğe baş­
l am ıştır. N itekim 28 N isan 1 960 tarihi nde İstanb u l 'da
meydana gelen öğrenci olayl arı , Tah k i kat Kom i syonu
Kanununu protesto etmek maksad ıyla ortaya ç ı k m ı ştır.
Bu o l ayları öteki leri n i n taki p etmesi üzeri ne, Türk Si­
lahlı Kuvvetleri harekete geçmiş ve 27 Mayıs 1 960 sa­
bahı yap ı l an kansız b i r i hti l a l i le Demokrat Parti i kti­
darına son veri l m i ştir Ayrıca parti kurucularıyla yöne­
tici ler, M i l l etveki l l eri , Bakanlar, i leri gelenler önce
H arbiye'de gözaltına a l ı nmışlar, sonra da Yassı ada'­
da tevkif edi l m i şlerd i r.
Yassıada 'da yap ı l a n soruştu rma ve mahkemeler­
den sonra D.P. i l eri gelenleri Anayasa dışı çal ış­
t ı k l arı gerekçesiyle mahkum ed i l m iş l erd ir. İdam
hükmü yi yen 15 ki şiden 12 k i ş i n i n cE:zal arı müebbed
hapse dönüştürü l m ü ş , Adnan M enderes, Fatin Rüş­
tü Zorlu ve H asan Polatkan ise i dam ed i l m işti r. Öte
taraftan D .P . ' l i Cem i l Özbey ' i n zamanında kongre
yap ı l madığı gerekçesiyle açtığı davada karar bağ lan­
m ı ş ve parti mahkeme tarafından kapatı l mıştır.
DEMOKRATİK M U H ALEFET, Türkiye Cumhuriyetinde de­
mokrasinin bfr gereği olarak kurulan partilerin Meclislerde
takip ettikleri kontrollü ve tenkidJi fikir savun.maş ı .
Mustafa Kemal gerek Büyük M i l let Mec l i s i ve
gerekse Cumhuriyetin i lanı ndan sonra, Yeş i l Ord u ,

- 87 -
G i z l i İşt i rakiyun Partis i , Amele ve İşçi Partis i , Terak­
k i perver F ı rka, Serbest Cumhu riyet F ı rkası adı i l e
b i r çok siyasi part i n i n kuru l masına i z i n verm iştir. Fa­
kat bu parti lerin takip etti k l e ri muhalefet pol i ti kası
henüz oturmamış olan devri m l eri tehl i keye düşürmüş­
tür. İ ki n c i Dünya Savaşı'ndan sonra, Türkiye'de tek
parti yöneti m i n i sonra erdi ren ve o zaman göründüğü
g i b i , ü l keyi l iberal ve parlementer demokrasi rayına
oturtan hızlı ve ani değiş i k l i k g e l m iştir. Bu s ı rada,
Türkiye B i rleşmiş M i l l etlere katı l m ı ş ve San Fransis­
co'da yeni kabul edi l m i ş olan B i rl ş m i ş M i l letler Ana­
yasası n ı onaylanmak üzere Türkiye Büyük M i l l et Mec­
l isine verm i şt i r. ( 1 945). Zaman ve şartlar demokrasi ­
y e elverişl i görünmüştür. İsmet İ n ö n ü de An kara 'da
19 Mayıs Spor Bayram ı nda, toprak dağıtı m ı ve d e­
mokrat i k gel işmeden söz etm i ş ve · Siyasi h ayat ı m ız­
da demokrat i k prensipler daha büyük ölçüde hakim
o l acaktı r D demiştir. H a l k Part i s i ' n i n b i r gurup üyesi
bu fı rsattan faydalanara k , Tü rk H ü kü meti ' n i n B i rl eş­
m i ş M i l l etler'de teori k olarak onaylad ı ğ ı hak ve h ü r­
riyetleri Türkiye i çinde tem i nat altına a l acak b i r çok
kanuni reform tekl ifinde bulunmuştur. Gurubun l ider­
leri şunlard ı r : Kurtu luş Savaşı 'nda rol oyna m ı ş ve
1 937 1 939'da Başbaka n l ı k yapm ış bankacı ve i kti sat­
ç ı , İzm i r M i l letveki l i Celal Bayar, tarihçi Kars M i l l et-
..

veki l i Fuat Köprü l ü , hukukçu ve pamu k yetişt i r i c i , Ay-


d ı n M i l l etveki l i Adnan Menderes ve yarg ıç ve val i
olarak gen i ş tecrübesi olan İçel M i l letveki l i Refik
Kora l tan. Bunların hepsi Halk Part i s i ' n i n i leri gelen
ve tecrüb e l i parlemento üye l e ri d i r. Parti daima bel l i
b i r ölçüde i ç tartışma v e el eşti rmeğe müsaade etm i ş
ve b i r konu M ec l i ste aleniyete konmadan önce, ka­
pal ı parti topl antısında çok defa serbest oya g i d i l­
m i şt i r. Böylece de konu önce parti içinde ortaya atıl-

- 88 -
m ıştır 1 7 Haziran 1 945'te ara seçi m i yap ı lacaktı ve
h ü kumet resmen aday göstermem eğe karar a l m ıştı :
b i r hafta önce, 1 2 Hazi randa , seç i m l eri görüşmek üze­
re bir parti gurup toplantısı yap ı l mı ş ve bu vesi leyle
dört muha l if m i l letveki l i , parti programında ve kanun­
larda bazı değ i ş i k l i k l er tekl i f eden ortak bir tekl if so­
muşlard ı r . Dört l ü takriri i mzalayan dört kişi d ı ş ı nda­
ki M i l l etve k i l leri n i n oylarıyla bu tekl if redded i l m i ştir.
Fakat bu defa azın l ı k geleneği bozmuş ve tekl ifi Mecli­
se getirmekte d i renm işti r. 15 Ağustosta Bi rleş m i ş
M i l l etler Anayasasıa onaylanmak üzere Mec l i se gel­
diği zaman, Menderes, " Türk i ye Anayasayı i mzala­
m a k l a , gerçek demokrasiyi uygul amayı kesinl i kle ta­
ahhüt etm işti r .. dem i ştir. Bu görüş , h ü kumetçe ben im­
senmem iştir. Bunun üzerine Dörtlü Takri ri verenler
kökl ü bir yen i l i k olarak, halka dönmek yolunu tutmuş­
lardır. Vatan gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Yalman,
hem otoriteye , hem de h a l ka yapı lan haksızlığa mey­
dan okumağa hazır olduğunu b i r çok defa göstermiş­
t i r. Bu defa da gazetes i n i n sütunlarını onlara açmış­
t ı r. Onlar da 1 945 Eyl ü lünün üçüncü haftas ında, hü­
kumet ve part i n i n taki p ettiği « Tota l iter .. yol u el eşti­
ren ve kend i l erinin demokras iye i nançlarını i l an eden
i m za l ı makaleler yayı nlamış l ard ı r . Bunu ş iddetl i b i r si­
yasi gerg i n l i k dönemi tak i p etm i ş , 2 1 Eyl ülde gizl i
b i r parti toplantısında, parti d i s i p l in i ne ayk ı rı hare­
ketten dolayı , Menderes ve Köprü l ü 'n ü n i hraçlarına
karar veri l m i ştir. Parti , bu meydan okumaya karş ı l ı k
verm i ş v e 2 7 Kas ımda 1 ' e karşı 280 oyla gurup, Ko­
raltan ' ı n da partiden atı l masına karar vermiştir. B u
arada Celal Bayar 26 Eyl ülde M i l l etvek i l l i ğ i nden çe­
k i l m iştir. 3 Ara l ı kta üç arkadaşıyla dayanışma hal i n­
de, Cumhuriyet H a l k Partisi 'nden de istifa etm iştir
7 Ocak 1 946'da Demokrat Parti ' n i n Ankara 'da kuru l u ş u

- 89 -
tamam l a n m ı ş ve böylece Cu mhurbaşka n ı İnönü'nün
muhalefet isteğ i yeri ne gelm i ştir. Cumhurbaşkanı
İ nönü Kası m nutkunda, gelecek seç i m l e r i n , Mec l i s i n
mevcut döne m i n i n tamam lanması üzeri n e 1 947'de ya­
p ı l acağ ı n ı söylemişti r Fakat 1 946 N i sa n ı nda H a l k Par­
t i s i Kuru ltay ı , yeni parti seç i m e hazı r ol madan önce
davranmak amacı i l e , seç i m tari h i n i öne almağı karar­
l aştı rm ıştı r Genel seç i m l e r 2 1 Temmuz 1 946'da , Be­
l ed iye seç i m l e r i de hemen yap ı l mak üzere karar a l ı n­
m ı ş t ı r Demokrat Parti Beled iye seç i m l eri n i boykot
etmeğe ve 465 sanda lye i ç i n 273 aday gösterd i ğ i se­
ç i m l ere g i rmeğe karar verm i ş ve a l t ı s ı bağ ımsız ol­
mak üzere altmış b i r sandalya kazan m ı ştı r H ü kumet­
l e , muha l efet aras ı ndaki i l iş k i ler i l k başta kötü g i t­
m i şti r Mecl iste ve bas ı nda karş ı l ı k l ı suçlamalar ve
ş i kayetler si yasi gerg i n l i ğ i en yüksek dereces i ne çı­
karm ı şt ı r Sonunda bizzat Cumhurbaşkanı İnönü, taraf­
sız b i r sıfatla araya g i rm i şt i r . Başbakan ve Demokrat
l i derlerle toplantı lar yapm ı ş , tarafl a r ı n ş i kayetl eri n i
tesbit etm i şti r Ondan sonra, 1 2 Temmuz 1 947'de b u
tartı şmaları v e bunlara karşı kendi görüş l eri n i aç ı kla·
yan bir beyanname yay ı n l a m ı şt ı r Çok parti l i rej i m l er­
d e , Cumhurbaşka n ı n ı n part i l erüstü olması gerektiği
bel irti len bu beyan nemede taraflarla yapt ı ğ ı görüşme·
lerle, vard ı ğ ı sonuç ları açıklam ıştı r Görüşmel erde hü­
kumet, Demokratları h a l k ı ayaklanmaya teşvi kle, De­
mokratlar da, hükumeti veya onun bazı aja n l a r ı n ı bas­
kı yapmakla suçlamışlard ı r İnönü b i ri n c i ithamı yer­
siz, i ki nc i s i n i de büyütü l müş bul muştur Her i k i ş ı kta
da her i k i taraftan da i y i ve demokrat i k davranış te­
m i nat ı n ı a l m ı ştır İsmet İnönü'nün hareketi , Türkiye'­
de parlementer rej i m i n pürüzsüz i ş l emes i ne çok yar­
d ı m etm i şti r . Fakat aynı zamanda. 26 Ağ ustos 1 947'­
de Parti Mecl is G u rubunun yaz toplantı s ı nda açı k

- 90 -
duruma gelen, i ktidar partisi içindeki buna l ı m ı çabuk­
laştırmakta da doğrudan doğruya tes i r l i ol muştur Se­
kiz saatl i k hararet l i b i r tartışmadan sonra guru p , Re­
cep Peker'e 303 oyl a güveni n i b i l d i rm i ştir. 34 de mu­
halif oy vard ı . Fakat bu 34 oy sahi b i İ nönü 'nün görü­
şüne bağ l ı olanları n d ı . Bu duru m karş ı s ı nda Peker 9
Eyl ülde Başbaka n l ı ktan çeki l m i ş ve yeni H ükumeti
Hasan Saka kurmuştur. Saka 1 6 Ocak 1 946'a kadar
i ktidarda k a l m ı şt ı r Saka'nın dört ve daha da çok. onu
takip eden prof. Şemşettin G ü nal tay'ın kab i nesinde
Halk Part i s i i çi ndeki l i beral gurup önem l i b i r yer tut­
muştur Bu arada Demokrat Parti de aşırı ve ı l ı m l ı
kanatlar arası nda parçalanmıştır. B i r veya i k i küçük
ayrı l ma ve anlaşmazl ı ktan sonr a , daha ciddi bir bö­
lünme, 1 948 yazı nda ol muştur. Çoğu m i l l etveki l i olan
bir Demokratlar gurubu, partiyi hükumete karşı mu­
hal efette yeterl i güç göstermemek l e suçlayı p yeni
bir parti kurmuşl a rd ı r. 20 Temmuz 1 948'de kurulan
M i l let Partisi Mareşal Fevzi Çakmak'ı i kna ederek
adı ndan ve l i derl i ğ i nden faydal anmayı başarm ı ştır.
Yeni parti çabucak ve daha muhafazakar ve hatta ba­
zen l a i k l i ğe karş ı f i k i rlerin odak noktası ol muştur Bu
ve diğer ayrı lmalarla Demokrat Parti 'nin 1 946'da M ec­
l is 'teki 6 1 sandalya l ı k gücü, 1 950 seç i m l erine g i rer­
ken sadece 3 1 'e düşmüştür Bunu n l a beraber ü l ke­
deki gücü ve tesiri büyümeğe d evam etm i ş ve siyasi
faal i yet üzerindeki k ı s ı ntı l a r b i rer b i rer gevşed ikçe,
bu büyüme daha da hızl anmıştır. Cemiyetler Kanunu ,
muhal efet gurupl arı n ı n faa l iyetl erine geniş ö l çüde
müsaade edecek şekilde değ i şti r i l m i s ve 20 Şubat
1 947'de i ş ç i l erin ve i şverenlerin sendika ve bölge fe­
derasyon ları kurmasına i�in veren b i r kanun kabul
ed i l m i şt i r . Art ı k 1 947'de s ı kıyöneti m sona erm i ş , ba­
s ı n daha önce görül meyen b i r ifade ve e l eşti ri hürri-

- 91 -
yetinden faydalanmağa başlam ıştır. Şemsettin Günal­
tay' ı n yen i k kab i nesi 23 Ocak 1 949 'da h ü kumet prog­
ramı nda şunu bel i rtmişti r : « Batı demokrasi leri n i n
m evzuatı nı örnek tutacağ ız . . . Vicdan hürriyeti bizi m
i ç i n mukaddestir . . . • Ertesi gün Başbakan Meclis'e
şunu b i l d i rm i şti r : « Demokras i nin yerleşmesine sami­
m iyetle çalışacağım . . . Bir tarihçi sıfatiyle sizleri te­
m i n ederi m k i , bu meml eketin istikba l i i ç i n , kendi
kanaatıma göre yegane çare , sağlam esaslara müste­
n i t b i r demokrasi n i n bu memlekette kurul ması ve iş­
lemes i d i r. Eğer demokrasiye demagoj i hakim olursa,
bunun vereceği netice i k i d i r; ya i hti l a l ya d i ktatör­
l ü k • . 1 5 Şubat 1 950'd e , uzun görüşmel erden sonra
Meclis. h e m H a l k Part i s i n i n hem Demokrat Parti n i n
uyuştuğu ş e k i l d e yeni b i r s e ç i m kanununu kabul et­
m işti r. Kısa b i r süre sonra part i l er, radyoda eşit ko­
nuşma zaman ı , toplantı l a r i ç i n salon l a rdan eşit fayda­
l anma ve bütün bas ı n kolayl ı kları i l e , seçim kampan­
yalarına başlamış lardı r . H a l k Partisi tarım reformun­
dan ve özel teşebbüs i mkanlarından söz etm i ş ve
daha fazla demokrasi vadetm iştir. Demokratlar, on­
ların yavaşl ı ğ ı na hücum etm i ş , d ev l etç i l i ğ i n hafifletil­
m es i , daha çok özel teşebbüs ve işçiler için grev
hakkı istemişlerd i r. M i l let Partis i l a i k l i ğe karşı ç ı k­
m ı ş ve İ s l a m l ı ğ ı n canland ı r ı l ması i l e daha çok i lgi l en­
m iştir. 1 4 Mayısta seçi m sand ı k l arına g i d e n , 8.5 m i l­
yona yak ı n seçm e n i n yüzde 88'i oyunu kul lanm ıştır.
408 Demokrat, 69 Halk Parti l i , 1 M i l l et Parti l i ve 9
bağ ı msız üyeden meydana gelen M ecl is seçi l m i ştir.
Yirm iyedi yı l sonra Halk Partis i gerçekten serbest
ve d ü rüst b i r seçimde, kend i s i n i n yen i l mes i n e i z i n
verm i ş , y e n i l g i d e n sonra da i ktidarı sakin ve olgun
bir ş e k i l de yeni sahib i n e devretmi ştir. Bununla bera­
ber D . P . kazandığı bu sevgiyi zaman l a kaybetm iştir.

- 92 -
H atta kendi i ç i nden 1 9 m i l letve k i l i isbat hakkı i stedi k­
leri i ç i n i h raç ed i l m iştir. Demek ol uyorki , o n l ar da
Demokratik Muhal efeti benimsememişl erd i r. 1 957
seçim leri nde C.H .P.'n i n 1 71 m i l letve k i l i i l e Meclise
g i rmesi D .P i l eri gelen leri n i s i n i rl e n d i rm i ş , Demokra­
tik Muhal efeti susturmak çare l eri n i aramışlardı r . Bu
arada Mecl iste , M e c l i s i n üstünde yetk iye sah i p ve
muhalefeti yarg ı l ayacak Tahki kat Kom i syonunu kur­
durmuşlard ı r Bu ve buna benzer olaylarla D .P . ' n i n
başvu rduğu s i nd i rme pol iti kası 2 7 Mayıs İhti l a l i i l e
sona ermiştir. 1 96 1 seç i m l eri nden sonra Mec l i se g i ­
ren A . P V.T . P . , C . H .P T . İ . P C .K . M ,P,'den hiçbiri ye­
ter l i sandalyaya sahip olamad ı klarından Koal isyon
Kabinesi i le devlet yönet i l m i ştir Daha sonra yapı lan
seç i m l erde C . H .P.'den kopan b i r gurup M .G .P 'ni kur­
muş, çok parti l i düzen Demokrat i k Muhalefetin b i r
sonucu olarak otu rmuştur. Ayn ı zamanda Ondörtler'­
den Tü rkeş de C . K . M .P ' n i n a d ı n ı M i l l iyetçi Hareket
Partisi 'ne çevirm i ş , M i l li N izam Partisi i l e Türkiye İşçi
Partisi Parti ler yel pazesi nde iki aşırı ucu teşk i l etm i ş­
l erd ir Son i k i parti mahkeme ta rafındzn kapatı l m ı ştır.
Bu arada A.P de bölünmüş, Ondörtler Demokratik M u­
halefeti getiren İ nönü part i s i nden ayrı l m ı ş , C . H . P ' n i n
içi nden b i r gurup d a Cumhu riyetçi Parti 'yi kurmuştu r.

DEMOKRATİK PARTİ, Adalet Partisinden ayrılan 41 kişinin


(Kırkbirler) Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli başkanlığında
kurdukları siyasi parti.
Adalet Partisi i ç i nde baş gösteren anlaşmaz l ı k
sonucu S ü l eyman Dem i re l ' i n Genel Başka n l ı ğ ı n a kar­
ş ı bir muhalefet bel i rm i şti r. A.P. Hays iyet D ivan ı n a
çağrı l a n ve ifadeleri a l ı nan m i l l etveki l l eri kes i n i h raç
i steğ i i l e yargı l a n d ı ktan sonra partiden i h raç edi l m i ş­
lerd i r Bunlar arası nda parti n i n eski Genel Başkan

- 93 -
yardımcısı B i l g i ç , İ ç i ş l eri Bakanı Faruk Sükan, Adnan
Menderes' i n oğlu Yüksel Menderes ve daha önce hü­
kumette görev a l m ı ş kabine üyeleri vardır.
Mec l i s Başkanı Ferruh Bozbeyl i 'n i n başka n l ı ğ ı n­
da top lanan bu parlementerler A.P.'nin destekl e d i ğ i
h i ç bir hükumete g üven oyu vermem i ş l erd i r.
Demokratik Parti , Celal Bayar ve Adnan Mende­
res ' i n öteki oğlu Mutlu Menderes'in de deste ğ i n i al­
mıştır.

DENİZLİ CEPHESİ , İzmir, Aydın, Nazilli dolaylarında mey­


dana gelen üzücü olaylar üzerine Denizl i 'de kurulan Milli
Hey'et'iıı açmağa karar verdiği cephe.
Hey 'et 1 0 Haziran 1 9 1 9 tari h i nde çal ı şmaya baş­
lamış ve şu beyannameyi yay ı n l am ı ştır:
" Güzel İzm i r ' i m i z i işgal eden Yunan canavarları
vilayeti m i z i n içlerine doğru i lerl iyorlar, Ayak bast ı k­
ları yerlerde hadsiz hesapsız vahşetler, tüyler ürper·
tici alçakl ı klar yapıyorlar. Cam i lerimize Yunan bayrağ ı
asıyorlar Biz bu h a i n d üşmanlara karş ı ayaklandık.
Bunları evvela Menderes 'ten bu tarafa geç i rmemeğe
ve sonra v i l ayetten tem izl emeğe karar verd i k . A l l ah '­
ın büyüklüğüne güvenen namus l u ve cömert kardeş­
ler si lahl arı i l e b i rer b i rer g e l i p bize el uzatıyorl ar.
Yarın Yunan l ı lar'ın pis ve murdar ayakları a ltında i n­
leye i n l eye öl mektense, bugün ya mertçesi n e öl meğe
veyahut şerefl e , namusla yaşamağa azmett i k . Bugün­
kü çal ışmayı d i n ve namus borcu b i l e n kardeşl e r i m i z
seyirci duru mda kalmamal ı . Vaktin nakit olduğunu ve
kayıp edi l ecek zaman olmad ı ğ ı n ı düşünerek hareket
etmeliyiz. A l l ah yardımcı m ızdı r . "
Denizl i 'de kuru lan Kuvayi M i l l iye i l e Naz i l l i 'de
bulunan Yörük A l i Efe Kuvayi M i l l iyesi ve 57 tümen
topçu kumandanı İ s m a i l Hakkı Bey'in emrindeki b i r

- 94-
k ı s ı n topçu l a r birleşerek Ayd ı n ' ı n kurtarı l ması i ç i n
çarp ı ş m ı ş lardır Önce Nazi l l i i l e Ayd ı n arasındaki Mal­
koç köprüsü havaya uçuru l m u ştu r. 28 Haz i ran 30
Hazi ran 1 9 1 9 tari h l eri arasında Yunan kuvvetleri i l e
yap ı l a n savaş lar sonunda Ayd ı n , Kuvayi M i l l iye tara­
fı ndan e l e geç i r i l d iyse de Yunan kuvvetleri 1 2 gün
sonra Ayd ı n ' ı tekrar e l l erine geçi rm i ş lerd i r.

DERSİM İSVAN I , 1 930 tarihinde Dersim'deki aşiretlerden


bı:.zdarmın Seyit Rıza Başkanlığında başlattıkları isyan.
1 925 y ı l ında ç ı kan Şeyh Sait İ syanına katıl mayan
Dersi m l i l er'den Seyit R ıza 1 930'da başl ayan Ağrı İs­
yan ı n ı fı rsat b i l erek etrafına adam toplam ıştı r Der­
s i ın ' i n say ı l ı beyl eri nden olan Seyit Rıza, soygun yap­
mağa , verg i vermemeğe başlayınca h ü kumet gerekl i
tedbi ri a l m ıştı r Aşg i ri k , G i r i k , Dağbey, ve Harsi g i b i
Danzıg bucağ ı n ı n köyl eri , hükumetin hareket sahası
içine a l ı n m ıştır. As i ler kısa zamanda güçlen m i ş l e r
v e b u a rada aralarına bölgeni n sayı l ı a ş i retleri n i de
al m ı ş l ard ı r Ancak, hükumet kuvvetleri asilerin üze­
rine topl u b i r şekilde varınca her şey bitmiş ve Der­
s i m İsyanı faz la kan dökül meden bastı rılm ıştı r

DİRİK KAZIM (PAŞA), General ve yönetici (Manastır 1 879


-Edirne 3 Temmuz 1 94 1 ) .
P l evne'nin kahramanı H asan Tahsi n Bey'in oğ l u .
1 898'de İ stanbul Harbiyes i n i bitirmişti r . 1 9 1 2'de H arp
Akade m i s i n i bitird i kten sonra kurmay subay ol arak
Bal kan Savaşı 'na katı lmışsa da yaralandığı için sava
ş ı n sonlarına doğru Beyoğ l u bölgesi komuta n l ı ğ ına
tayi n e d i l m i şt i r B i rinci D ünya Savaşı 'nda Suriye'de
4 . Ordu Menzil Müfettiş i ol arak çal ı ş m ı ş , Süveyş Ka­
nalı i l e Adana arasında uzanan çok geniş bir böl ge­
nin m üfetti ş l i ğ i n i başarı i l e yapmıştı r Görevi s ı rasın-

- 95 -
da ordu i ç i n gerekl i olan h i d rofil pamuk, konserve
imalathanelerini ku rmuştu r Gösterd iği başarı l ı çal ış­
ma üzerine Albayl ığa yükselen Kazım Bey ( D i r i k ) . sa­
vaşın son y ı l larında Gebze cephesi nde Tümen ku­
manda n l ı ğ ı na geti r i l mi şti r. Bundan sonra M ustafa Ke­
mal tarafı ndan 1 . Ordu müfettiş l i ğ i Kurmay Başkanı
ol arak seç i l m iş , beraberce Samsun'a, Erzurum 'a gel­
mi ştir. M ustafa Kemal İstanbul i l e olan i l işkilerini ke­
sip askeri rütbelerini atınca O da Kurmay Başka n l ı­
ğ ı görevinden ayrı l mı ş , sonra s ı rası i l e Erzurum mev­
kii komuta n l ı ğ ı , Va l i veki l l iğ i , V. Kolordu komutan ve­
k i l l iği yapm ıştır. Büyük M i l l et Mecl i s i 'n i n fevka lade
yetki l i tems i lcisi o larak G ü rc i stan H ü ku meti ile yapı­
lan görüşmeleri sürd ü rm üştü r. Sakarya Savaşı 'ndan
sonra Batı Anadol u Menzi l müfett i ş l i ğ i ne geti r i l miş­
tir Büyük Taarruzdan sonra S i i rt'te i l . Tümen kuman­
dan ı , Bitl is Val is i ve kumandanı ol muştu r. Bitlis'teki
görevinde i ken Genera l l iğe yükselen Kazı m Paşa
1 926'da İ z m i r Val i s i ol muştur Burada Val i olarak kal­
dığı sürede faydal ı çalışmalar yaparak İzmi r'de ad ı n ı
ö l ümsüzl eşti recek eserler b ı rakm ıştı r 1 935'de Trakya
Umum Müfetti şliğine tayin edi l en Paşa. Ed irne'de
ölünceye kadar bu görevde kal m ı ştır. · Eski ve yeni
Türk H a l ı c ı l ı ğ ı ve C i han Halı Tipl eri Panoraması " adl ı
eseri d e vard ı r

DOGU VİLAYETLERİ M Ü DAFAA-İ HUKUK-U M İ LLİYE CE·


M İYETİ, Kurtuluş Savaşı sırasında Doğu Vi layetlerini Er·
meniler'den kurtarmağı amaçlayan cemiyet.
Merkezi İstanbul 'da bulunan bu cem iyetin amacı,
Doğu vilayetleri h a l k ı n ı n d i ni, s iyasi ve tarihi haklarını
bütün dünyaya duyurmaktır. Bunun i ç i n de beldenin
Erme n i l er'e ver i l mesine engel olmak i ç i n çalışmıştı r.
Cem iyet. Erzurum'da şubesini açınca, adı a Anadolu

- 96 -
ve R u m e l i M üdafaa-i Hukuk Cemi yeti • olmuştur. Ça­
l ışmaları n ı üç noktada birleşti rmiştir: 1) H i çbir suret­
te bulundukları yerden göç etmemek. 2) İ l mi, dini
ve ekonom i k organ lar yaratmak. 3) Doğu i l l erin i n sal­
d ı rıya uğrayacak herhangi bir bölgesini savunmada
birleşmek.
Cemiyetin elemanları durmadan araştırma yapa­
rak , Doğu 'daki Türkler' i n Erme n i l er'den daha eski ve
sayıca çok olduklarını ispata çalışmışlardır. Bu konu­
da yap ı l a n propagandalar yanında çıkardı kları • Le
Pays • ad l ı Fransızca gazete, m i l li dava n ı n çözümlen­
mesinde çok faydalı olmuştur.

DOKUZ SUBAY OLAVI, D.P. İktidarı zamanında Bi�


Samet Kuşçu'nun ihbarı üzerine D. P. aleyhine komplo ha­
zırlamak suçuyla tutuklanan subaylar ve bunların hakki.
da yürütülen soruşturma (25 Aralık 1 957).
Kurmay Yarbay Faruk Güventürk'ün komite adı­
na zamanın M i l l i Savunma Baka n ı Şemi E rg i n e ileri­
'

de yapı lacak ihti l a l i n l iderl i ğ i n i teklif etmesinden bir


g ü n sonra 9 Subay Olayı meydana çıkmıştır. Binbaşı
Samet Kuşçu'nun i hbarı üzerine emekli Yarbay C�
mal Yıldırım, Albay İ l hami Barut, Ahmet Dalıkılıç,
Kazım özfı rat, Baha Ayhan, Kadir Özçıtak, Azm i D�
rebeyoğl u , İsmai l Tüzün , Mesru r Toker tevki f edil­
m i ş l erdi r. General Arif Onat'ın yürüttüğ ü soruşturma­
dan sonra Cemal Tura l 'ın başka n l ı ğ ı nda askeri mah­
keme kurul muştur (25 Ara l ı k 1 957) . D e l i lsiz, şahitsiz
başl ayan bu mahkeme 26 Mayıs 1 958'de sona ermiş,
h i ç bir suç unsuru bulunmadığı gerekçesi i l e 9 su­
bay beraat ettiril m i ş , muhbir ise bir yıl hapse mah­
kum edi l m i ştir.
DOKUZ ŞUBAT PROTOKOLÜ, (9 Şubat 1 962). Ankara va r..
tanbvl'da bulunan 54 yüksek rütbel i subayın Balmumcu•-

- 97 -
da toplanarak aldıkları ve 22 Şubat Ankara Olayının ha­
zırlanmasında en büyük amil olan sözleşme (9 Şubat 1 962
Bal mumcu).
Balmumcu'da toplanan 54 subay ı n uzun görüşme­
lerden sonra kaleme aldı kları bu protokol üç madde­
l i kti r. Protokol ü n b i rinci maddesi n e göre, Hava Kuv­
vetleri yapı l acak bu harekatı kes i n l i kle kabul etmel i­
d i r. Bu şartı n kolay veya güç, er veya geç sağlanma­
sı gerekl i d i r. 2 - M üdahale h i yerarş i k sisteml e ya­
p ı l m a l ı d ı r. Bunun i ç i n de uzun uzadıya b i r çalışma yap­
mak ve h iyerarşi k kademede müdahaleye rıza göste­
recek l iderleri bulmak gerekl idir. 3 - M üdahale 28
Şubat'ı aşmamal ı d ı r.
9 Şubat Protokolü, 21 E k i m Protokolüne nazaran
1;0k fark l ı hazırlanmıştır. Çünkü 21 E k i m Protokol ü
harekete b i r temel olmuştur. Eki m Protokolü i l e ordu­
da bel i ren eği l i m gel enekleştiri l m i ştir. 27 Mayıs'ın
geti rdiklerini yok etmeğe yönel en bazı ıkarşı hareket­
lerin bel i rmesi eski devri getirme ve i hya etme i s­
tidadında değerlendi ri l m iş ve orduyu 27 Mayıs tahrip­
çi l erine karş ı , 27 Mayıs'J koru m a yönünde otomat i k
olarak harekete geçmeğe zorlamıştır. Genel siyasi
atmosferdeki kışkırtma lara ek o lara k i cra orga n ı n ı n
basiretsizl i ğ i , ordunun meşrutiyet anlayışını zedele­
m i ş ve onu üç ay önceki a l ı ş ka n l ı ğına doğru itmiştir.
Ordunun iç bünyesindeki huzursuzluklar, guruplaşma­
lar. kışkırtmalar, kıt'a kaydı rmaları çoğal m ı ş , ordu
geleneği n i yıkmıştır. İsmet İnönü'ye rağmen, İsmet
İ nönü'ye karşı b i r hareket i n zarureti , ü ç ayl ı k i ktidar
çalı şması i l e ordu şuurunda yerleşm iştir. Bu suretle
orduda İ nönü efsanesi y ık ı l m ıştır.

'DÖRTLÜ TAKRİR, Türkiye Cumhuriyeti'nin çok partili re­


jime geçişini sağlamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi'·

- ' 98 -
nden Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan
Menderes tarafından C.H.P. Meclis Gurubu'na veri·len
teklif ( 1 7 Haziran 1 945).
7 Hazi ran 1 945'de Meclis'e verilen bu takri rle,
çok part i l i rej ime doğru , önce C . H .P. i ç i nde b i r ha­
reket başl a mı ştır. Partinin tan ı n m ı ş dört üyesi Parti
Gurup Başkanl ığına verd i kleri b i r takri rle, 'memleket­
te demokrati k usu l l erin daha geniş olarak tatb i k i ne
geçi lmes i n i i stem işlerdir. Bu takri rin altında Celal Ba­
yar'ın, Refik Koraltan ' ı n , Fuat Köprülü 'nün ve Adnan
Menderes'in i mzaları vardır. Takrirle beraber, parle­
mentoda yeni b i r Parti hareketin i n kes i n işareti ve bu
yeni Part i n i n Kurucu kadrosu da bel i rm iştir. Takrir Par­
t i Gurubunun 1 2 Haziran 1 945 tarih l i toplantıs ı nda
okunmuş ve kabul edil memiştir. Bunun üzerine ve 1 7
Eylü l 1 945'de Celal Bayar M i letve k i l l iğ inden i stifa et­
m i ş , G u rubun 25 Eylü l 1 945'deki toplantısında i s e
Bayar'ın d i ğ e r i ki arkadaşı Adnan Menderes i l e Fu­
at Köprü l ü • Pa rt i n i n iç durumunu bozmak için baş
kaldırd ı k l arı . gerekçesiyle partiden ç ı karı l m ı şl ardır.
27 Kası mda Refik Koraltan i ç i n de i h raç kararı a l ı n­
m ı ştır. Böylece de yeni b i r parti kurul ması i ç i n çalış­
m a l a ra f i i l en başlanmıştır.

D ÜVELİ SELASE, Mondros M ütarekesi şartları geregınce


İstanbul 'u işgal eden İngiltere, Fransa ve İtalyanlar'a ve­
·rilen genel ad.
Bu devletlerin İ mparatorluk s ı nırları i ç i ndeki işgal
bölgeleri ve kuvvetleri şu şekilde dağ ı l m ıştır:

İ N G İ LTERE:
İ stanbul m ı ntı kası nda 30.000
Çanakkale • 3 .000
M usul 3 .000

- 99 -
Anadolu demi ryol u güzergahında 5 .500
4 1 .500

FRANSA:
İ stanbul ve Çatalca m ı ntı kasında 24.000
Çanakka l e • 4.000
Rumel i demi ryol u güzergahında 1 .000
Güney Anadolu 'da 20.000

49.000
İTALYA:
İ stanbul m ı ntı kas ı nda 3 .900
Antalya, Isparta, M uğ l a ve do-fayları 1 2.000
Afyon , Akşehir, Konya 1 .500

1 7.400
Böylece Anadolu'daki Düve l i Selase'ni n kuwetler
toplamı 1 1 0 .000 k işiyi bulmuştur. Bu kuwetlere daha
sonra Yunan kuwetleri de eklenince durumları daha
da kuwetlenmiştir.

- 1 00 -
E

ECEVIT BÜ LENT, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkam


Clst. 1 925 - J.
Prof. Dr. Fahri Ecevit'in oğl u . İyi bir i l k öğre n i m
gören Ecevit, g i rd i ğ i Amerikan Kol ej i n i 1 944'de ba­
şarı i l e bitird i kten sonra okul arkadaşı olan Rahşan
hanımla evlenmi ştir. İlk o lara k Basın Yayın ve Turizm
M üdürlüğünde müterci m o larak göreve başl am ıştır.
Bu arada Ankara D i l - Tarih ve Coğrafya Fakül tes i n i n
İ n g i l i z D i l i v e Edebiyatı bölümüne devam etmiştir
1 946'da Londra Basın Ateşesi Kati p l i ğ i ne tayi n edi len
Ecevit, 1 949'da Ateşe yard ı mcısı o l muştur. 1 950'de
çok sevd iği gazetec i l i k hayatına atı l mak için Türkiye'­
ye dönen Ecevit, İngi ltere'de bul unduğu s ı rada Londra
Ü n iversitesinde Sanskritca ve Sanat tarih i çal ışmaları
da yapm ıştır. 1 950'de Ankara'da C . H .P. yayın organı
U lus gazetesinde çal ı ş ı rken yedek subayl ı k görevini
de tamam l a mıştır. Bu görevi tamamladıktan sonra ise
yeniden gazeteci l i k görevine dönmüştür. 1 953'de C . H .
P.'ye g i rm i ş , Gençl i k Kol ları Yönet i m Kurul unda gö­
rev a l m ıştır. 1 954'de Ameri ka'da • W inston Salem
Journa l • gazetesinde m isaf i r yazar o larak çalışm ı ş­
tır. 1 957'de R ockefel ler tes i s i n i n bursu i l e H a rvart
Ünivers itesi nde 8 ay okumuştur. Bu süre içinde Or-

- 1 01 -
ta Doğu ve Osma n l ı Tar i h i i le i lg i l i konular üzerinde
çal ı ş m a l a rda bulunmuştur.
Bü lent Ecevit 1 957'de C . H .P.'den Ankara M i l l et­
vek i l i seç i l mi ştir. 1 959'da Parti Mecl i s i ne g i ren Ece­
vit, 1 958 1 959'da Avrupa Konseyi üye l iğ i n i yapmış­
tır. 27 Mayıs devri m i nden sonra Kurucu Mec l i s e g i r­
m i ş , 1 965 ve 1 969 seç i m lerinde ise Zonguldak M i l l et­
vek i l i seç i l m işti r. Bu s ü re i ç i nde 20 Kası m 1 96 1
1 965 arasında Çalışma Bakan l ı ğ ı yapmıştır. B u a rada
Türkiye de Sosyal adalet ve i ş güven l i ğ i ile i l g i l i g rev
ve lokavt hakkını tanıyan kanunun h az ı r l anarak Mec­
l is l e rden geçmesi n i sağlam ıştı r .. 1 966 C . H .P. Kurulta­
y ı ndan sonra Genel Sekreterl iğe seç i l miştir. Bu göre­
vi C . H .P.'n i n 1 9. ve 20. kurultaylarında da onaylanan
Ecevit, 1 2 M art M uhtı rasından sonra N ih at Erim H ü­
kumetine C.H .P.'ni n katı l masına karşı çıkmış ve Ge­
nel Başkan İnönü i le ters düştüğ ü i ç i n Genel Sekre­
terl i kten i stifa etm i ştir.
C . H .P.'de İsmet İ nönü'nün desteği ile • orta n ı n
sol u n d i ye adl andırı l an demokratik sol tutumu ben i m­
sem i ş , gerek Turhan Feyz i oğ l u 'na ve gerekse Kemal
Satı r'a karş ı düşünce ve prens i p l e r i n i savunmuştur.
Ecevit görevden ayrı l masına rağmen C . H .P.'ni n bu
tutumunu beni mseyen il yönetic i l e r i n i n sevg i s i n i ka­
zanmış, ol ağanüstü C . H .P. kuru ltayınca onun fi k r i n i
beni mseye n l e r C . H .P. Mecl i s i n e haki m , o lm u ş l a rd ı r.
Bunun üzerine İ smet İ nönü uzun zamandan be­
ri Genel Başkanl ığ ı n ı yaptığ ı C . H . P.'den ayrı l mış­
tır Tekrar toplanan C . H .P. kuru ltay; oy çoğunluğu
ile Ecevit'i Genel Başkanl ığa seçm i ştir. Ecevit'i n tel if
ve tercüme eserleri de vardır. Bunlardan bazı l a rı şun­
l a rd ı r :
G i tanja l ı ( 1 94 1 ) v e Avare Kuşlar ( 1 943) adl ı i k i
ş i i r kitabı , E l i ot'un yazdığı .. Kokteyl Parti n adl ı eserin

- 1 02 -
tercümes i , u Orta' n ı n Sol u n ( 1 966) , u Bu Düzen Değiş-·
m e l i d i r " ( 1 967) « Atatürk ve Devrimc i l i k » ( 1 970), ve
« Perdeyi Kaldı rıyorum » adl ı bir b roşürü ( 1 972) .
EMEKSİZ TURAN, 28 Nisan 1 960 tarihinde İstanbul'da, za­
manın iktidarı aleyhinde protesto yürüyüşü yapılırken Vila­
yet binası önünde ölen üniversite öğrencisi (Malatya 1 937-
İst. 1 960).
Öğren i m i n i meml eketinde tam a m l ayan Emeksiz,
İstanbul Ü n i versitesi Orman Fakültes i n e kaydını
yaptı rm ıştır. 28 N isan yürüyüşüne, her yüksek öğre­
n i m öğrencisi gibi katı lan Emeksiz yürüyüş s ı rasın­
da ö l müştür. Cenazesi 27 Mayıs İhti l a l inden sonra
Anıtkabi rdeki • Devrim Şehitleri » mezarl ığına gömül­
müştür. Ayrıca Emeksi z ' i n b i r büstü de İstanbul 'da­
ki M .T.T.B. binas ı n ı n yanına d i k i l miştir.
ENERJİ VE TABİİ KAVNAKLAR BAKANLIGI VE BAKANLAR!:
Ver altı ve yer üstü kaynaklardan en iyi şekilde faydaml­
masını sağlayacak kuruluş ve bu kuruluşun başlıca yetkili­
leri.
Baka n l ı k 76/468/469 say ı l ı ve 7 Şubat 1 964 ta­
rih l i Bakan lar Kuru l u kararı i l e kurul muştur. Ancak
Bakan l ı k kanunu henüz çıkarılmadığı i ç i n bu Bakanl ı­
q ı n taşra teş k i latı , Sanayi Bakanl ığ ı n ı n taşra teşki­
latı tarafından yürütü l mektedi r. Baka n l ı ğ ı n Bakan ve
M üsteşardan başka danışma kısımları, müdürleri de
vard ı r.
Ş i md iye kadarki Bakanlar şunlard ı r :
H ü d a i Ora l , Mehmet Turgut, İbrahi m Deriner,
R "f"'+ Sezg i n , Sabit Osman Avcı , Nurı Kodamanoğ l u
v e N u r i Bayar.
EREZ M ESUT, Parlementer ve devlet adamı (Kütahya 1 922-).
İ l k ve orta öğreni m i n i tamamladı ktan sonra An­
kara Siyasal B i l g i l e r Fakül tesi n e g i rm iştir. Bu okul u

- 1 03 -
başarı il e biti rmiş, M a l i ye Bakanlığında mal iye mü­
fettişi olarak çal ı şmıştı r. Staj için Belçika'ya gönde­
r i l m i ş , yurda döndükten sonra H az i n e Genel Mü­
dür yardı mcısı ve İstanbul Defterdarlı ğ ı gibi gerçek­
ten enerji isteyen görevlerde bulunmuştur. Daha
sonra siyasi hayata atı lm ı ş , memleketi olan Kütah­
ya'dan m i l letveki l i seç i l m i ştir. İ kinci seçil işinde ma­
l iye Bakanlığına getirilen Erez, Türk kamu oyunu
hayl i oyalamış olan Persone l Kanununu hazırlamış
ve b u kanunun kabul edilmesi için uğraşmıştır. A.P.
1 2 Mart M uhtı rasından sonra hükumetten ayrıl ı nca
b a k�nl ı ktan ayrı l mı ş , İ kinci N ihat Erim Kabi nesine
Başbakan yard ı mcısı olarak girmiştir. Çalışma ve
Sanayi Baka n l ı kl arında da bulunmuştur.

ERiM NİH �T. Pl'lrlemP.nter ve devlet adamı (Kandıra 1 9 1 2-).


İ l k öğrenimini tamamladıktan sonra Galatasaray
Lisesine devam etmi ş , daha sonra H u k u k Fakültesi­
ni b i ti rm i ştir. 1 936 1 939 tarih l eri arası nda Paris'te
hukuk doktorası yapmı ş , yurda döndükten sonra ise
Ankara H ukuk Fakültesirıe öğreti m üyesi olarak g i r­
m iştir. Bu fakültede doçent ve profesör olmuş, 1 943'
d e D ı ş İşleri Bakanlığına hukuk müşaviri ol arak tayin
e d i l miştir. 1 945'de C . H .P.'de siyasi hayata atı l a n
E ri m , a y n ı y ı l Kocael i M i l l etve ki l i olarak Mec l i s e
g i rm i ştir. İkinci Hasan S a k a Kabinesine Bayındı rl ı k
Bakanı olarak g i ren N ihat E r i m , daha sonra kurulan
Ş emşett i n Günaltay Kab i nesinde Başbakan yardı m­
c ı s ı olarnk görev a l m ıştır. 1 4 M ayıs 1 950'den sonra
m i l l etveki l i seci lemeyen E ri m , U l u s gazetesi n e ge-
.
.

net müdür ve başyazar olmuştur. U l us ıazetesi n i n


kapatı l ması ndan sonra Yeni U l us'u çı kartm ı ş . D.P.
hükumeti tarafından Kıbrıs görüşmel erini yürütmek­
l e görevlend i r i l m i ş , Kıbrıs'la i l g i l i Londra Antlaşma-

- 1 04 -
s ı n ı n i mzalanmasında birinci d erecede görev a l m ı ş­
tır. 1 963'de C.H .P.'ni n Gurup Başkan veki l l iğine ge­
tiri l m işti r. Bu a rada Birleşmiş M i l l etlerdeki Türk
H ey'etin i n başka n l ı ğ ı n ı da yap m ı ş , Avrupa Konseyin­
de de Türkiye Parla mentosunu tem s i l ederek Baş­
kan yard ı mcı l ığ ı görevine seç i l miştir.
1 2 Mart Muhtı rası ndan sonra A.P. H ükümetin i n
çeki l mesi üzerine, Cumhurbaşka n ı Cevdet Sunay ta­
rafından Başbaka n l ı ğ a tayin edi len Eri m , bu karı ş ı k
dönemde teknisyenlere ·dayal ı b i r kabi n e kurmuşsa
da bu kabineye aldığı teknisye n l erin istifası üzerine
g örevi nden ayrı l mak zorunda kal m ı ştır. Ancak hemen
sonra ikinci defa Başbaka n l ığa tay i n edi lmiş, bu de­
fa da yoru lduğunu ve hasta olduğunu i leri sürerek
Başbaka n l ı ktan ayrı l a rak Kontenjan Senatörlüğüne
dönmüştür.
1 2 Mart 1 96 1 tari h l i m uhtı radan sonra Cevdet
Sunay tarafı ndan 1 9 Şubat 1 97 1 tarihinde Başbaka n-
1 ığa geti rilen Eri m ' i n 26 Mart 1 97 1 'de i l k kurduğu
ve .. bey i n takı m ı • diye Cumhuri yet tari h i m ize geçen
kabinesi şöyledir:
Başbakan Yard ı mcısı : Sadi Koçaş. Plan ve Ko­
ordi nasyon Bakanı : Ati l la Karaosmanoğl u , Devlet
Bakan ı : Mehmet Özgüneş, Devlet Bakan ı : Doğan Ki­
tapl ı , Ada l et Bakanı : İ s m a i l Arar, M i l li Savunma Ba­
kan ı : Ferit -M elen, D ı ş i ş l eri Bakan ı : Osman O lcay,
İçişleri Bakan ı : Hamdi Ömeroğ l u , M a l iye Bakan ı : Sa·
it Naci Erg i n , M i l li Eğ itim Bakanı : Prof. Cumhur
Ferman. Bayı ndırl ı k Bakan ı : Cahit Karakaş , Ticaret
Bakan ı : Abdurrahman G ü l er, Sağ l ı k Bakanı : Prof. Dr.
Türkan Akyo l , Gümrü k ve Tekel Bakanı: H aydar
Özalp, Tarı m Bakanı : Prof. R eşat Aktan, Çalışma
Bakan ı : Şinasi Çel i kkol , Sanayi Bakan ı : Ayhan Ç i l i n­
g i roğl u , Teknoloj i Bakan ı : Özer Derb i l , Enerj i ve Ta-

- 1 05 -
b i i Kaynak l a r Bakanı : İ hsan Topaloğlu, Turizm Baka­
n ı : Yı l maz Akça l , İmar ve İskan Bakanı : Selahatt i n
Babüroğlu, Köyişl eri Bakan ı : D r. Cevdet Aykan, O r­
man Bakanı : Prof. Selahatt i n İnal , Gençl i k ve Spor
Bakan ı : Sezai Erg u n .
7 Aral ı k 1 97 1 1 7 N i s a n 1 972 tar i h l er i aras ı n-
da görevde kalan i k i nci N i hat Erim Kabines i :
Adal et Bakanı : Prof. Suat Bi lge, Devlet Bakan ı :
A . İ hsan Göğüş, Çalışma Bakanı : A . R ıza Uzuner,
Genç l i k ve Spor Bakanı : Adnan Karaküçük , Devlet
Bakanı : İ l yas Karaöz, Köyiş l eri Baka n ı : Prof. Necmi
Sönmez, Ticaret Bakanı : Naim Tal u , Dışişleri Baka­
n ı : H a l uk Bayü l ken , İ ç i ş l eri Baka n ı : Ferit Kubat, Dev
l et Baka n ı : İlhan Öztrak , U laştırma Bakanı : R ıfkı Da­
nışman, İ m a r ve İskan Bakanı : Serbü lent Bingöl, D ev­
l et Bakan ı : Doğan Kitapl ı , Sanayi ve Teknoloji Baka­
n ı : Mesut Erez, M i l li Eğiti m Bakan ı : İ s m a i l Arar,
Sağ l ı k ve Sosyal Yard ı m Baka n ı : Cevdet Aykan , M i l­
li Savunma Bakan ı : Ferit Melen, Mal iye Bakanı : Sa­
it Naci E rg i n , Bay ı ndırl ı k Bakanı : M u kadder Öztekin ,
Gümrük ve Tekel Bakanı : H aydar Özal p , Tarım Ba­
kanı : Orhan D i kmen, Turizm ve Tanıtma Bakan ı : E rol
Y ı l maz Akçal ,Orman Bakanı : Selahatt i n İ na l .
Bu kabi n e 1 7 May ı s 1 972'de E r i m ' i n i stifası i l e
düşmüş, b i r süre Melen tarafından yöneti l m i ştir.

ERİŞİRGİL M EHM ET EMİN, Parlamenter v e devlet adamı


(İst. 1 89 1 - İ st. 1 965).
İ l k ve o rta öğren i m i n i tamaml a d ı ktan sonra M ü l­
kiye M ekteb ine g i rmiş, çeş i t l i oku l l a rda öğretmen­
l i k ve müdü rl ü k yapm ıştır. Daha sonra İ stanbul Ünü­
versitesi n e i ntisap etmi ş , doçent ve profesör ol muş­
tur. B i r süre sonra M i l li Eğ itim Bakan l ığ ı Tal i m ve
Terbiye dairesi başka n l ığ ı n a geti r i l e n Eriş i rgi l , Si-

- 1 06 -
yasal B i l g i ler Fakültesi Dekanı i ken s iyasi hayata
atı l arak Zonguldak M i l letveki l i ol muştur ( 1 942) . M i l­
letveki l i i ken son C . H .P. kabinesinde İ ç i ş l eri i l e G ü m­
rük ve Tekel Baka n l ı k l arı yapm ıştır. İyi b i r eğitimci
o l arak ün kazanan Eri ş i rg i l ' i n bas ı l m ış bazı eserle­
ri de vard ı r.

ERKİN FERİDUN CEMAL, Parlamenter, hariciyeci ve dev­


let adamı (İst. 1 889)

İ l k ve orta öğre n i m i n i tamam l adı ktan sonra Ga­


l atasaray l ises i ne girmiş, buradan m ezun olduktan
sonra Paris H ukuk Fakültes i n i başarı i l e ta­
mamlam ıştır. D ı ş i ş l eri Bakan l ı ğ ı n ı n hemen her kade­
mesinde görev a l m ı ş , Roma, Waşi ngton , Madrit, Pa­
ris büyüke l ç i l i k l erinde bulunmuştur. 1 962'de Londra
Büyükelç i s i i ken Ankara'ya davet edi lerek kuru l a n
Koa l i syon H ü kumetinde D ı ş i ş l e r i Bakan l ığ ı görevine
tayin ed i l miştir. Bu görevi üçüncü koa l i syon h ü ku­
metine kadar devam etm i ş , 1 965'de s iyasi hayata atı­
larak C . H . P.'den Ordu M i l letve k i l i seç i l miştir. An­
cak 1 969 seçimlerini kazanama m ı ş , bunun üzerine
partis inden de ayrı lmıştır. 1 970'de Cumhurbaşkan­
l ı ğ ı Kontenjan ı ndan senatörlüğ e getir i l en Erkin'i n ba­
s ı l m ı ş bir çok eserleri vardır.

ERKMEN HAYRETTİ N , Parlamenter ve devlet adamı


( 1 9 1 5).

Siyasi hayata D.P. m i l l etve k i l i o larak atı l an Erk­


men, 1 953'de Çal ışma Baka n l ı ğ ı na tay i n edi l m i ştir.
1 955'te görevinden istifa etm i ş , 5. Menderes Kabine·
s i nde tekrar Çalışma Bakanl ığ ı n a get i ri l m i ştir. İhti l a l­
den sonra Yassıada 'da yargı l a n m ı ştır.

- 1 07 -
ERMENİ M İ LLİ ALAVI, Kurtuluş Savaşı sırasında Fransızların
desteği ile ErmenUer tarafından kurulan alay.
İ n g i l izler Mondros M ütarekesi şartları gereği nce
ele geçirdi kleri U rfa, Antep, Adana ve yöresi n i Ocak
1 9 1 9 tarih i nde Fransızlar'a b ı rakmak zorunda kal mış­
l a rd ı r. Bu o l aydan sonra , bu bölgeye yerleşmek i ç i n
ç a l ı ş m a l a r yapan Fransızlar, Türkler'e karşı Ermeni­
l er'le anlaşmışlardı r. Fransızlar'ı n bu yakın l aşmasın­
dan cesaret alan Ermeni l er · Ermeni M i l li A l ay l arı • nı
kurmuşlardır. işga l l er s ı rasında Türkler'e pek çok zu­
l ü m ve i ş kence yapan bu a l ay, Karabekir Paşa tara­
fından yokedi l m iştir.

ERSOV M EH M ET AKiF, İstiklal Marşımızın şairi Cist. 1 873·


.l st. 1 936).
Hocazade olara k da b i l i nen Ersoy, Erim Buharı
İ l koku l unda öğreni m gördükten sonra Fat i h M erkez
Rüştiyesinde ve M ü l kiye İdadisinde okumuş, Baytar
M ekteb i nden mezun ol muştur ( 1 893). Daha sonra çe­
şitli görevlerde bulunmuştur. 1 9 1 2'den sonra İstan­
bul'un büyük cami lerinde toplumun dertleriyle i lg i l i
konularda vaazlar vermişt i r. B i ri nci Dünya Savaşı baş­
lamadan önce M ısır ve Medine 'ye gitmi ş , 1 9 1 7'de
davet l i o larak Berl i n 'de bulunmuştur. 1 920'den sonra
M i l li M ücadel eye katı l m ıştır. Büyük M i l let M ec l i s i ' n i n
açtığ ı İsti k l a l M arşı yarışması •na önceleri kat ı l m a k

istememişse de, Hamdul lah S u p h i Tanrıöver'in teş­


viki i l e bugünkü İsti klal Marş ı m ızı yazarak yarışma­
ya katı l m ı ştır. Büyük Mi l let Meclisi topl antısında
Meh met Akif'in ş i i ri , büyük bir oy çokluğu ile ve 1 2
M a rt 1 92 1 'de İsti klal M a rş ı olarak �abul edi l mişt i r.
Daha sonra Burdur'dan M i l l etveki l i ol arak M ecl is'e
g i r m i ş , 1 926'da süre k l i olarak gittiği M ısı r'da 1 936 yı­
l ı na kadar kalm ıştır. Aynı tarihte hastalanmış, İstan-

- 1 08 -
bul ' a g e l d i kten beş ay sonra hayata gözlerini yum­
muştu r. M i l li bir cenaze tören i i l e Edirnekapı şehitli­
ğine gömülen Mehmet Akif, bir çok eserler kaleme
a l m ıştır. Kendisi aruz vezniyle ş i i r yazan en büyük
şairleri m izden b i risi o larak da ü n kazanmıştır.

ESKİŞEHiR CEPHESi, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan kuv·


vetlerinin yaklaşmasına karşı açılan dayanma cephesi.

Eskişehi r tren yol larının kavşak noktası ol ması


bakım ından stratej i k önemi bul unuyordu. Mondros
M ütarekesi hükümleri uyarınca Eskişehi r önce İtal­
yanlar, sonra da İng i l izler tarafı ndan işgal edi l miştir.
Sivas Kongresi tarafından • Ga rbi Anadol u Kuvayi M i l­
l iye • kumandanl ığına tayin edilen A l i Fuat Paşa'nın
yerine, İngi ltere 'n i n desteği ne güvenen lstanbu l Hü­
kumeti tarafından Kiraz Hamdi Paşa tay i n edi lm i ştir,
Memleket i n kaderini e l e a l an Sivas Hey'eti Temsil i­
yesi , Kiraz Hamdi Paşa'ya, İstanbul 'a dönmesin i b i l­
d i rm i ştir. Bunun üzerine Kiraz Hamdi Paşa l stanbul 'a
kaçmak zorunda kal m ı ştır. Eskişehi r'de bulunan İngi­
liz kuwetl eri kumandanı, Kuvayi M i l l iye'ye karşı tah­
kir edici davranışlarda bulunmas ı n a rağmen kendi s i y­
l e i l k resmi görüşme yap ı l mıştır (25 Eyl ü l 1 9 1 9) . Gö­
rüşme sonunda Al i Fuat Paşa, Eskişehir yak ı n l arın­
da, şehre hakim b i r yere yerleşmiştir. C ivar köyler­
den A l i Fuat Paşa'nın kuvetlerine pek çok katı l m a l a r
ol muştur. Ankara'dan ç o k sayıda subay da Türk kuv­
vetlerine yard ı ma gelmiştir. Şehi r i ç i nde yaşıyan hal­
kın İ n g i l izler'e tepkisi her geçen gün biraz daha art­
mış, şehi r dışı nda Kuvayi M i l l iye'nin baskısı devam
etmiştir. Tepkinin artt ı ğ ı n ı ve artmakta da devam ede­
ceğ i n i a n l ayan İ n g i l izler, eşya ve hayvanlarını Eskişe­
h ir'de bırakarak gitm ek zorunda kalmışlardır.

- 1 09 -
F

FELAH-1 VATAN GURUBU, Son Osmanlı hükumeti ile yapılan


Amasya görüşmesinin ışığında Rauf Orbay ve 80 arkadaşı­
nın Büyük M illet Meclisi'nde kurdukları gurup.
Felah-ı Vatan Gurubu'nun en öne m l i çal ışması
M isak-ı M i l l i 'yi i lan etmesi ol muştur. Felah-ı Vatan
Gurubu idare hey'eti : H üseyin Rauf, Cela'letti n Arif,
Kara Vasıf, Ahmet Ferit, Bekir Sam i , Muhtar Bey,
H amdi Bey, Rauf Ahmet Beylerden m eydana gelm iş­
tir.

FELAH VE YAVUZ GURUPLAR!, Kurtuluş Savaşı sırasında


kurulan gurup.
Önceleri • Mücahi d • ve Muharib olarak tanı n·
• •

m ış l ardı r. M . M . Gurubu Ankara'da da şube açınca,


bu i k i gurupla i l işki kurmuşlardır. Felah G u rubu 'nda
kurmay bi nbaşı Ekrem ( Baydar Paşa ) . topçu yarbay
Eyüp (Paşa), binbaşı Aziz Hüda i , Yavuz Gurubu 'nun
başında d a kurmay yarbay Muğlalı Mustafa (Paşa) bu­
l u nmuştur. Her i ki gurupta b inbaşı Şemşett i n , yüzba­
şı H u l•ki , yüzbaşı İsma i l , teğmen Hasan ve teğmen Fa­
ruk çalışmışlard ı r . Guruplar istanbu l 'dan Anadolu'ya
m alzeme ve i nsan kaçı rarak büyük hizmetler görmüş­
Jerd i r.

- 1 10 -
'FETHİYE DENİZ GURUBU, Kurtuluş Savaşı sırasında kuru­
lan faydalı guruplardan biri.
1 92 1 y ı l ında deniz komutanlığ ına güverte bi nba­
şı Ahmet Necip geti ri l m iştir. 1 4 subay ve 60 erden
meydana gelen kadrosu , 1 922 yı l ı nda 1 6 subay, 250
erl i k bir kuvvete sahip ol muştu r. Önceleri s i l a h ve
vas ıta l arı 1 2 mavzerle bir makinalı tüfek i ken, Yunan­
l ı lar'dan müsadere etti kleri dokuz ton l u k Bodrum yel­
ken l i s i i l e 1 3 ton l u k İzmir yelkenlisi ve üç çifte f i l i ka­
ya ç ı km ı ş , daha sonra ise kuvvetleri artmıştır.

'fEVZİOGLU TURHAN, Parlamenter, devlet adamı ve Türki­


�ye Milli Güven Partisi Genel Başkanı (Kayseri 1 922- ).
İ l k öğreni m i n i tamamladıktan sonra Galatasaray
Lisesine girmiş, 1 945 y ı l ı nda Hukuk Fakül tesi nden
mezun o l muştur. 1 952 y ı l ı na kadar Fransa'da ve İ n g i l­
terede araştırmalar yapmış, b i r y ı l sonra döndüğü
Ankara'da Siyasal B i l g i l er Fakültesine i ntisap edere k
Doçent v e b i r süre sonra da Profesör olmuştur. 1 955'de
aynı Fakültenin d ekan l ı ğ ı na seçi len Feyzioğl u , daha
sonra Ü n i versiteden istifa ederek siyasi hayata atı l­
m ı ştır. C . H .P.'den Kayseri M i l l etveki l i o larak Büyük
M i l let Mecl isi'ne g i rmiştir. C.H .P. M erkez Yönetim
'Kuru l unda ç a l ı ş ı rken 27 Mayıs İ hti l a l i o l muş ve Ü n i­
versite temsi lcisi o larak g irdi ğ i Kurucu Mecl is'te
Anayasa Kom isyonu başkanl ığına geti ri l miştir. İ ki nci
Gürsel Kabi nesi nde M i li Eğitim Bakanı o larak görev­
lendiri l m i ş , seç i m lerden sonra kuru lan İ l k Koa l isyon
Kabines i nde Devlet Bakanl ı ğ ı , İ ki nci Koal i syon Ka­
bi nesinde Başbakan yardımcı l ığına tayi n edi l m iştir.
1 964 - 1 966 y ı l ları arasında Avrupa Konseyi Asa m b l e­
sinde Türkiye temsi lcisi olara k görev a l mıştır. C.H.P.'
nin sayı l ı k i ş i l erinden biri olan Feyzioğ l u , Bülent Ece­
·vit'in yürüttüğü · Orta'nın solu• politikasına katıl ma-

- 111
m ı ş , b u yüzden ismet lnönü i l e C.H.P . Kurultayında
çatışmıştır. Bülent Ecevit'in Genel Sekreterl iğe ge­
tiri l mesinden sonra 48 a rkadaşı i l e b i r l i kte C.H .P.'den
ayrı l m ı ş ve " M i l li Güven Partisi " n i kurmuştur. İ l k
kongrede partis i n i n Genel Başkanl ığ ı n a seç i l m iştir.
1 969 seç i m l erinde partisi 1 5 M i l l etvek i l i ile Mecl ise
g irmiş ve 12 Mart Muhtırası n ı takip eden tarih le rde
Erim Kabinesine destek olmuştur. Eri m ' i n istifasından
sonra M i l li Güven Partisi i le ri gelenl erinden Ferit
Melen'in Başbakan olmasını desteklemiştir. Siyasi
olduğu kadar i l mi eserleri i l e de tanınan Feyzioğlu'nun
bir çok bas ı l mış eseri vard ı r.

- 1 12 -
G

GEÇİCİ YÜRÜTME KURULU, Ankara'da toplanan Büyük Mil­


let Meclisi'nde ilk bakanlar kuruluna verilen ad.
Geçici Yürütme Kurulu, Mustafa Kema l , Celalet·
ti n Arif, Cam i , Fevzi Paşa, ismet Paşa, H amdullah
Sup h i , Hakkı Behiç Beylerden kuru l m uştur. 2 M ayıs
1 920'da görevi n i i l k Bakan lar Kuru l u na resmen bı rak­
m ı ştır.

GEDiZ TAARRUZU, Düzenli ordu çalışmalarından hoşlan­


mayan Çerkez Ethem'in Ankara Hükumetine danışmadan
Ali Fuat Paşa'yı ikna etmesi ile Vunanlılar'a karşı başlattl­
ğı taarruz (24 Ekim 1920).
Düzenli ordunun kurulması i ç i n yapı lan çal ı şma­
lardan memnun ol mayan Çerkez Ethem ve taraftar·
ları , Kuvayı Seyyare lehi nde geniş b i r propaganda
çal ışmasına g i rmişlerd ir. Yap ı l a n propagandaları
susturmak amacı i l e Batı Cephesi kumandanı A l i Fu­
at Paşa An kara H ükumetine danışmadan emri n d eki
d üzen l i o rdu i l e Gediz'deki Yunan l ı l ar'a taarruz et­
m i ştir (24 Ekim 1 920). Yapılan bu taarruz, durum
e lveri ş l i o l m ad ı ğ ı için başarıya u laşamamıştı r. Yu­
nan ordusu bu saldı rıya karş ı l ı k o la ra k 25 Ekim 192 0
günü Bursa Cephesi nden saldırıya geçmiştir. Yeni-

- ·113 -
şeh i r' i , İ n egöl ' ü ele geçirm i ş , Uşak'ta , Dumlupına r
s ı rtlarında bulunan Tü rk b i rl i klerini tehdide başla­
m ıştır.

GEREDE HÜSREV, M ustafa Kemal ile Samsun'a çıkan 9.


ordu müfettişliği 1 . şube M üdürü ve Parlamenter (Edirne
1 885 İst. 20 Mart 1 962).
-

Feri k Ahmet A l i 'n i n oğ l u . 1 908'de H arp Akade­


misinden Ku rmay Yüzbaşı o l arak çıkm ı ştır. Bal kan
v e B i ri nci Dünya Savaşlarına katı l m ı ş , Erzincan'da
Kafkas Cumhuriyetleri ile Trabzon 'da yap ı l a n barış
görüşmelerinde bulunmuştu r. M ustafa Kema l , 1. Or­
du Müfettiş i olarak Anadolu 'ya g i derken beraber ça­
l ı şacağı a rkadaşları da kendisi seçm i ş ve onlarla
beraber Gerede ve Sams u n 'a g itmişt i r. H üsrev Bey
bu s ı rada Ordu M üfettiş l i ğ i 1 . Şube Müdürü olara k
b u l un m uştur. İstanbul 'un i şg a l i üzerine Ankara'da
çal ışmaya başl ı ya n Gerede, Büyük M i l l et Meclisine
katı l m ı ştı r. Açı l ı ş ı n ı engel l emek, M i l li hareketi önle­
mek için Düzce dolayları nda başl ıyan i syanı yerinde
görmek ve isyancı l ara nasihat etmek için M eclis
tarafından Düzce'ye gönderi len Nasihat Hey'eti nde
d e bulunan Hüs rev Bey, asilerin e l i n e esir düşmüş­
tür. Uzun bir süre asiler e l i nde ölüm korkusu içinde
·yaşam ışsa da sonra kurtu l muştur. O tari hten sonra
d a Gerede soyadım a l m ı ştır. Bekir Sami Bey i l e
Mart 1 92 1 'de londra 'da yapılan konferansa katı l a n
Gerede, Büyük M i l l et Mecl isine i ki nci dönemde U r­
fa M i l l etveki l i olarak g i rm i ştir. Daha sonra Sofya,
Varşova, Tarhan, Tokyo, Berl i n ve R i o de Janeiro'da
orta ve büyük elçi olarak bulunmuş, İstanbul 'da öl­
müştür. Eserl eri arası nda cı İ ran .. ve • Ertuğrul Şeh it­
leri m i z ve M uhteşem Anıtl a rı ,. ad l ı olanl arı ü n l üdür.

GENÇLiK VE SPOR BAYRAMI, Türkiye Cumhuriyeti'nin ku-

·- a4 -
rucusu Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere ayak
bastığı Samsun'a geliş günü olan 1 9 Mayıs 1 9 1 9 tarihini
anmak üzere M i l letçe kabul edilen milli bayram.
1 2 M ayıs 1 927'de gayri resmi ol arak yapı lan bu
kutlama töreni 3466 say ı l ı ve 20 Haziran 1 938 ta,.; h l i
kanunla resmi bayram o l arak kabul e d i l m iştir.

GENÇLİK VE SPOR BAKANLIGI VE BAKANLAR!, Türk genç­


lerini bilgili olarak yetiştirmek ve sportif çalışmalara yö­
neltmek için 4/983 sayılı ve 3 Kası m 1 969 tarihli Bakanlar
Kurulu kararı ile kurulan devlet teşkilatı.
1 942 y ı l ı nda M i l li Eğitim Bakan l ığ ı n a bağ lanan
Beden Terbiyesi Genel Müdürl ü ğ ü , 1 4 1 4 say ı l ı kanun
ve 1 960 ta rihinde Başbaka n l ı ğ a bağ lanmış ve kab i n e­
ye a l ı na n Devlet Bakan larından b i ri tarafından yö­
n et i l m i ştir. Bu a rada Necmi Ökte m . Mal i k Yol aç ve
Kamil Ocak Spor işlerini yü rütmeğe memur edi l m i ş­
l erdi r. 1 969 seçimlerinden sonra Süleyman D e m i re l
Kab inesi i l k d efa Gençlik ve Spor Baka n l ı ğ ı n ı n ku­
ru lmas ı n ı kabu l etm iş ve bu Baka n l ığa İsmet Sez­
g i n 'den sonra s ı rasiyle, Sezai Ergun, Adnan Karakü­
çük ve C e l a l etti n Coşkun g eti ri l m i ş l erd i r.

GİRESUN M Ü DAFAA-İ HUKUK CEM İYETİ, Kurtuluş Sava­


�ından önce Topal Osman Ağa tarafından kurulan cemiyet.
G i resun 'da kuru lan bu teşekkülün başka n ı , o za­
manlar s i lah zoru i l e Belediye Başka n l ı ğ ı n ı alan ü n­
l ü Topal Osman Ağa 'dır. Kurduğu G i resun Alayı i l e
Ankara H üku meti n i n ses i n i , Karadeniz sah i l l erine
duyurmuştur.

GÖZÜBÜVÜK ABDULLAH, Hukukçu ve devlet adamı (Kay­


seri 1 9 1 4) .
İstanbul Hukuk Fakültesini bitird ikten sonra,
Atatürk'ün tavs iyesi i l e öğre n i m için Avrupa'ya git-

- 115 -
m i ştir. Yurda döndükten sonra Adalet Bakan l ı ğ ı n ı n
çeş itl i kademeleri nde görev a l m ı ş , 1 956'da Yargıtay
B i ri nc i Ceza Dairesinde görevlend i r i l m iştir. B i rinci
Gürsel Kabi nes i nde Adalet Bakanı olan G özübüyü k'ün
bas ı l m ı ş eserleri vard ı r.

G ÜLEK KASIM, C.H .P.'nin eski Genel Sekreteri ve Parle­


menter (Adana 1 9 1 0- ).
İ l k öğren i m i n i tamamladıktan sonra Galatasaray
ve Amerikan Kolej i nde okumuş, Paris'de hukuk öğre­
n i m i yapmı ştı r. Çeş itl i Avrupa ve Amerika Ü n iversi­
telerinde İ kti sat ve Hukuk doktorasını yapm ı ş , yurda
döndükten sonra siyasi hayata atı l m ı ş , 1 940'da m i l l et­
veki l i seçi l m i ştir. 1 947 1 949 tari hleri aras ı nda Ba­
yındı rl ı k , U l aştı rma ve Devlet Baka n l ı k l arında bul u n­
muş, 1 950 - 1 959 tarihl eri arasında i se C .H .P.'nin Ge­
nel Sekreterl i ğ i n i yürütmüştür. 1 96 1 'de Kurucu M ec­
l i s Üyesi olmuş, aynı y ı l yap ı l a n seç i m l erde Adana'­
dan m i l l etveki l i seç i l erek M ecl ise g i rm i ş , parti i ç i
çatı şmalarında lnönü tarafından Genel Sekreterl i ğ e
aday gösteri l meyince partiden ayrı l m ı ştır. 1 969'da
Cumhurbaşkanl ı ğ ı kontenjanı ndan senatör olara k
Cumhuriyet Senatosuna g i rm i ştir.

GÖKAV FAH R ETIİN KERİ M (ORD. PROF.), Sinir hastalıkları


profesörü, parlamenter ve devlet adamı (Eskişehir 1 900-),
İ l k öğren i m i n i doğduğu şeh i rde tamamladı ktan
sonra İstanbul'a gelerek orta öğre n i m i n i ve İstanbul
Tıp Fakü ltes i n i başarı ile biti rmiştir. Öğren c i l i ğ i sı­
rası nda çeş itl i öğrenci dernekl erinde görev a l m ı ş ,
o k u l u bitird i kten sonra ise M ü n i h , H amburg v e Viya­
na Ü n iversitelerinde i hti sas yapmı ştı r. Yurda döndük­
ten sonra b i r çok çal ı şmalarda daha bulunmuş ve
1 933'de profesör, 1 942'de de Ord i na ryüs Profesörlü-

- 1 16 -
ğe yüks e l m i ştir. 1 949'da İstanbul Val i ve Beled iye
Başka n l ı ğ ı n a tayi n edilen Gökay, 1 950'de bu görev­
den ayrı larak Bern Büyük Elçisi ol m uştur. 1 960'da Dış
İşleri Baka n l ı ğ ında müşavir o la rak görevlend i r i l m i ş ,
1 96 1 ' d e İstanbul M i l l etveki l i olara k M e c l i s e g i rm iştir.
1 962'de İ ma r ve İskan Bakanı olan Gökay, 1 963'de
Sağ l ı k ve Sosyal Yard ı m Baka n l ı ğ ı n a geti ri l m işti r. Da­
ha sonra çeş itli parti lere g i rm i ş , fakat bunların h i ç
b i rinde fazla kal mam ıştır. Gökay'ın bas ı l m ı ş b i r çok
eserleri vard ı r.
GÖKTÜRK HÜ SEYİN AVNİ, Hukukçu, parlementer ve dev­
let adamı (Niğde 1 90 1 )
N iğde v e Konya'da i l k v e orta öğre n i m i n i tamam­
lamış, İstanbul ve Cenevre Hukuk Fakültelerinde yük­
sek öğren i m i n i bitird i kten sonra da Cenevre 'de dok­
torasını yapmıştı r. 1 933 'de yurda döndükten sonra
Ada let Bakan l ı ğ ı n ı n çeşitli böl üm lerinde çal ışmış,
Ankara Hukuk Fakü ltes ine i ntisap ederek doçent ve
prnff:�sör o l muştur. 1 946'da Çalışma Baka n l ı ğ ı müşte­
şarl ı ğ ı nda bulunmuş, 1 954'de siyasi hayata atı l m ı ş ve
N i ğde'den m i l l etvek i l i seçi lerek parlementoya g i rm i ş­
tir. 1 955'de Adalet Bakan l ığına tayin ed i l m iş, 1 957'de
ise M i l l i Emn iyet Başkan l ı ğına geti ri l m iştir. 1 966'da
N i ğde'den senatör seç i l en Göktürk 'ün bası lmış bir çok
eseri vard ı r.

GÖRDES KIZI M AKBULE, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan­


l ılar'a karşı kahramanca savaşan ve şehir düşen Türk kızı
(Gördes 1 902 Kocayayla 1 922).
-

H a l i l Efe i l e evl end i kten sonra Onunla b i r l i kte


Yunan l ı l ar'a karşı savaşmıştır. Yunan kuwetl eri n i n
kıstı rıldığı Kocayayla'da Yunan l ı l ar'a karşı kahraman­
-
ca karşı koyarken başından a l d ı ğ ı bir kurşun yarası
i l e şehit düşmüştür.

1 17 -
GÜMRÜ ANTLAŞMASI, Büyük M i llet M eclisi Hükümeti ile
Ermenistan arasında i mzalanan barış ( 3 Aralık 1 920),
İtilaf Devl etlerinden yard ı m gören Erm eni l er'in
Doğ u 'daki hareketleri üzeri ne Büyük M i l let Meclisi
Hükum eti , Erme n i l er'e karşı savaş açm ı ş , 1 5. Kolor­
du kumandanı Kazı m Karabe kir Paşa 'yı Doğu 'ya gön­
dermiştir. Kazım Karabekir Paşa'n ı n yaptı ğ ı kahraman­
ca savaş lardan sonra Ermeni l er barış istem işl erdir.
Görüş mede Büyü k M i l let M ec l i s i H ü kumeti ni Karabe­
k i r, Erzurum M i l l etveki l i Sü leyman Necati Bey, Erzu­
rum Valisi Hamit Bey, Ermenistan Cumhuriyeti n i ise
Başbakan Al eksandr ve Ku lhandıyan temsi l etm i ş l e r­
d i r. Onsekiz maddeden meydana gelen antlaşman ı n
e n önem l i maddeleri şun lardır
1 - Kars ve yöresi Türkiye'ye geri veri l ecektir.
2 - Aras Nehrinden Ç ı l d ı r Gölüne kadar uzanan hat
Doğu s ı n ı rı ol arak çizil ecek. 3 -Sevr Antl aşmas ı n ı
v e Türkiye çıkarlarına uygun ol m ayan antlaşmal arı
Ermeni H üku meti d e kabul etm iyecekti r.

G Ü M R Ü SAVAŞI, Büyük M i l let Meclisi Hükumeti orduları


ile Ermeniler arasında sürdürülen ve gümrü Antlaşması i le
sonra erdirilen savaş (1 920).
Sevr Antlaşmasından faydalanan Ermeni ler, İtilaf
Devl etl erinden yard ı m a l arak, Doğ u 'da b i r Ermenis­
tan Devl eti kurmak için büyük b i r kuvvetle harekete
geçmişlerd i r . Bu durum üzeri ne, Büyü k M i l let M e c l i­
si Hükumeti . Kaz ı m Karabekir Paşa 'yı Doğu Ord u l arı
kumand a n l ı ğ ı n a g etirerek, Erm e n i l eri durdurmak i ç i n
tertiba� a l m ı ştır. Savaşın i l k günl erinde Ermen i kuvvet­
lerinden Kars ve Sarı kamış geri a l ı n m ı ştır. Ermen i l er'i
kuşatmağa zorl amak istiyen Karabekir Paşa , ordusu­
nu Gümrü yönünde harekete geçirmiştir. Yapılan Şah­
manlar Savaş ı ndan Ermeni kuvvetleri bozguna uğratı l-

- 1 18 -
m ı ş ve G ü m rü Savaş ı n ın sonucu a l ı n m ı ştır. Çünkü bu·
yen i l g iden sonra Erm eniler barış istemek zorunda kal­
m ı ş l ard ır. İstek Büyü k M i l l et M ec l i s i H ü ku metince
uygun karş ı lanı nca, Ermen i l er' l e G ü m rü Antlaşması
yap ı l m ı ştı r.

GÜM ÜŞPALA RAGIP (ORGENERAL), Parlementer; Adalet


Partisi kurucusu ve partinin ilk Genel Başkanı (Edirne 1 897-
İst. 1 965).
İ l k ve o rta öğre n i m i n i tamam l a d ı ktan sonra g i rdi­
ğ i Kuleli Askeri Lises i n i bitirm i ş , B i rinci Dünya Sa­
vaşı s ı rasında o rdunun subaya o l a n i htiyacı dolayısıy­
l a a rkadaşları i l e b i rl i kte M a ltepe Tal i mgahına gönde­
rilm i ştir. Tal i mgahtaki başarısından ötürü teğmen ol­
muş, G a l içya ve F i l i stin cephelerinde başarı l ı g örev­
l erde bulunmuştur. 1 9 1 8'de F i l ist i n cephesinde sava­
ş ı rken İ n g i l iz l e r tarafı ndan esir ed i l mi ş , kamplara göır
deri l m i şti r. Esaret hayatı sona erince Anadol u 'ya geç­
m i ş , Kurtu luş Savaş ı 'n ı n en hareketl i günlerinde M il­
li Mücadeleye katı l m ı ştır. Kurtu luş Savaşı ndan sonra
Doğu Anadolu'da Şeyh Sait tarafı ndan çıkarı l a n is­
yanı bastırmakla görevl end i r i l m i ş o l a n kuwetler ara­
s ı nda yer a l m ı ştır. İsyan ı n bastı r ı l mas ı ndan sonra
Harp Akadem i s i n e gitm i ş , yarım b ı ra ktığı öğrenimi­
n i tamamladıktan sonra kurm ay olara k buradan tekrar
ordudaki görevine dönmüştür. Daha sonraki tarihler­
de ordunun çeşitli kademelerinde çalışmış, gösterdi­
ği başarı l ı çalı şmal a rdan ötürü Orgenera l l iğ e kadar
yüks e l m i şti r. 1 960'da Üçüncü Ordu Kumandan l ı ğ ı n a
geti r i l m i ş , b u s ı rada 27 Mayıs İ ht i l a l i n i destekl em iş­
tir İ htilalden hemen sonra Genel Kurmay Başka n l ığı�
na geti rilen Gümüşpa l a , bu görevde i ken emekl iye
ayrı l m ı şt ı r. Bir süre di nlenmek i ç i n İzm i r'e gitm i ş , si­
yasi parti lerin kuru l masına izin veri l i nce A.P.'n i n ba�

- 1 19 -
şına geçerek Genel Başka n l ı ğ ı n a seçi l m i ştir ( 1 1 Şubat
19 61 ) . Ayn ı yıl yapılan seçim lere katı l m ı ş , İzm i r M i l·
l etveki l i ol arak Büyük M i l l et M ec l i s i n e girmiştir. A .P.
Genel Başkan ı olarak Koa l i syon Hüku meti ne katı l m a·
yı kabul ederek, sıkıntı l ı devre n i n atlatı l masına yar·
d ımcı olmuş, ancak kendisi kab inede görev kabul et·
mem iştir. Parti n i n gelişmesini sağ l a m ı ş olan Gümüş·
pala rahatsızl anarak 19 65 seç i mleri arefes inde İstan­
b u l 'da ö l müştür.

GONEV BATI KAFKAS HÜK0METI, Kurtuluş Savaşından ön­


ce, Kars halkından bazılannın İbrahim Cihangiroğlu Başkan­
lığında kurduklan hükumet ( 1 9 1 9).
Devl etin parçalanmak üzere olduğunu gören bir
kısım halk, Kars'ta geçici bir hükumet kurmuştur. G ü­
n ey Batı Kafkas Hükumeti adı i l e anılan bu hüku­
m etin başı n a İbrahim C i hangiroğ l u geçmi şti r. Kafkas
Hüku meti , Doğu 'dan gelen Erm en i , Kuzeyden gelen
Gürcü baskı n l a rı n a karşı kahramanca Anavatan top­
ra klarını korumuştur. 1 9 N i san 1 9 1 9 'da İ ng i l iz gene­
ra l i Thompson'un emri i l e Kars'taki İngi l i z Alayı, bu
hükumeti n parl ementosunu basarak i l eri gelen üye l e­
rine Malta 'ya sürmüştü r. İ ng i l izler, Ma lta'ya sürdük­
leri Türk i darec i l eri yeri ne, Ermeni genera l l erini ge­
tirmiştir.

GÜNALTAY ŞEMSETIİN (PROF). Par l eme nte r ve devlet


adamı.
B i r d i n adamı olan babas ı . oğlunu da d i n adamı
yeti ştirmek üzere İstanb u l 'a gönderm i şti r. İstanbul 'da
d i n öğren i m i yapan Günaltay, sarı k l ı bir hoca olmak­
la beraber a l d ı ğ ı eğ iti m i yeterl i görmemiş, Yüksek
Öğretmen Oku luna devama başl amıştı r. Bu arada İs­
viçre'de biyoloji i htisası yapm ıştır. Dönüşünde Türki­
ye'de ve Kıbrısta öğretmenlik yapmış, M i d i l l i adası

- 1 20 -
ldadi M üdürlüğüne tayin edilm iştir. İ l erici b i r öğret­
men olan Güna ltay, İttihat Terakki Cemiyeti n i n de
ateş l i bir üyesi o l arak çalışmıştır. Bal kan yen i l g i s i n­
den sonra İstanbu l 'a g e l m i ş , Vefa Lisesi B iyoloj i öğ­
retm e n l i ğ i n e tayin ed i l m iştir. Burada Türk Ocağı ve
Ziya Göka l p ' l e i l işkiler kurmuştur. Kısa b i r süre son­
ra Ziya Gökalp Onu, biyoloj iden tarih sahnes ine çek­
m i ş , Türk Tarihine yöne lmes i n i istem iştir. N itekim
Darül fünunda da Türk Tari h i dersleri öğretmen l i ğ i n e
tayin ed i l m işti r. Günaltay b e ş c i ltl i k · M ufassal Türk
Tarihi • a d l ı a d l ı eseri n i bu devrede yazm ıştır. Aynı za­
manda, d i nc i b i r akımı tems i l ede n , d i n davaları ve
edebiyatı üzerinde yayı n yapan · Sı rat - ül - müstaki m •
dergisinde de yazı ları yayı n l a n m ı ştı r. B i ri nc i D ünya
Savası içinde onun yayı n ladığı · Hu rafattan Haki kata •
ve · Zu l metten Nura • adlı eserleri, devrin ayd ı n l a rı üze­
ri nde tes i rler yapan önem l i eserler ol muştur. H u ra­•

fattan Haki kata • kitab ında, Anado l u 'nun ruh ve i nanç­


lar yap ı s ı n ı i l k defa i l i m açısından incelem iştir. ·Zul­
metten Nura • eserinde ise, İslam M eden iyeti n i n bü­
yüklüqünü ve sonra onun hazin cöküşünü d i l e çıeti r­
m i ştir. Bu arada son Osmanlı M ebusan M ecl isi 'nde
M e b u s l u k ve Darü lfünunda Müderr i s l i k yapm ı ş ve
Ankara'ya gitmiştir. 1 930'da Türk Tari h Cemiyetin e
kat ı l a ra k Atatürk 'ün çevresinde y e r a l m ı ş , o tarihten
sonra Güna ltay, hem parti ve M eclis adam ı , hem ta­
rih araştırıcısı ol arak daima önde görü l en bir kişi ol­
m ustu r. Ölümüne kadar da Türk Tarih Kurumu'nun
üyesi ve Başkanı o l arak kal m ı ştır. Güna ltay'ın Başba­
kan olduğu zamanda parti ler arası çekişme en kesif
safhaları ndayd ı . Bu arada D.P. seç i m l e r için çok büyük
çaba göstermiştir. 27 Ekim 1 948 a ra seç i m l erine D .P.
1 2 vilayette katı l mamıştır. Yürürl ü kte bulunan Seçim

- 1 21 -
Kanununa göre, bu i l l erde seçimlere g i rmeyeceg ı n ı
i l an etm iştir. Daha Hasan Saka zamanında e l e a l ınan
yeni Seçim Kanu n u i ş i n i artık b i r son uca u l aştırmak
Güna ltay'a düşmüştür. Güna ltay bu i ş i , Türkiye'd e i l k
defa görü len bir i l i m v e istişare m ü kemme l l i ğ i i ç i n­
de başarmasını b i l m i şti r.

G Ü NALTAY ŞEMŞETTİN KABİNESİ, Başbakan Hasan Saka'­


nın istifasından sonra Başoai<an�ığa tayin edilen Günaltay
tarafından kurulan ve çok partili rejime gidişi sağlayan
kabine (7 Ocak 1 949).
1 5 Ocak 1 949'da Hasan Saka Kabi nesi istifa et­
m işti r. Yeni kabi n e n i n kuru l ması görev i n i İnönü, H i l­
m i U ran'a teklif etmişse de, o bu görevi kabul etme­
m i ş , tavsiyesi üzerine Başbakan l ı ğ a Şemsett i n Günal­
tay geti ri l m i ştir. Günaltay'ın kurduğu kabine şöyle­
d i r:
Başbakan yard ı mcısı : N i hat Eri m , M a l iye Baka n ı :
İsmail R üştü Aksa l , Devl et Bakan ı : Nurullah Esat Sü­
mer, M i l l i Savunma Bakan ı : Hüsnü Çakır, İçişl eri Ba­
ka n ı : Em i n Erişirg i l , U l aştırma Bakan ı : Dr. Kemal Sa­
tır, Çalışma Bakan ı : R eşat Ş . S i rer, Ada l et Baka n ı :
Fuat S i rm e n , Dışişl eri Bakan ı : Necmett i n Sadak, M i l­
li Eğitim Bakan ı : Tahsin Banguoğ l u , Bayı ndırl ı k Ba ka·
n ı : Şevket Adalan , Ti caret Baka n ı : C. Sait Barlas, Sağ·
l ı k Baka n ı : Dr. Kemali Beyazıt, Gümrü k ve Tekel Ba·
kan ı : Dr. Faz ı l S. Bürge, Tarı m Baka n ı : Cavit Ora l .
Bu kabi nenin önem i , Türkiye'yi çok oart i l i rej ime
qötü rmesi ve serbest seçiml eri yaptı rması olm uştur.

G Ü NDÜZ ASIM ( PAŞA), General ve parlementer (Kütahya


1 880 i sı:. 14 Ocak 1 970).
İyi b i r öğre n i m görmüştür. G itti ğ i H a rp Akademi·
sini 1 905 'te bitirm i ştir. Daha sonra Alman H arp Aka·

- 1 22 -
d e m i s i n de okumuş ve Alman General Kurmayında staj
ya pmıştır. Ku rtu luş Savaş ı 'nda Batı Cephesi Kurmay
Başkanı olarak büyü k hizmetl er görmüştür. Sakarya
Savaş ı ' ndaki üstün başarı ları sebebiyle sadece 8 ki­
ş iye ver i l e n altın madalya l a rdan b i r i n i a l m ıştı r. Mu­
danya M ütarekesine, Mondros görüşmelerine ve Ha­
tay ' i n Anavatana katı l masıyla i l g i l i görüşmel ere ka­
t ı l m ıştır. 1 923'de Mustafa Kem a l ' i n isteği üzerine G e­
nel Kurmay İ k i n c i Başkanı o l muştur. Temmuz 1 945 ta­
ri h i nde yaş haddinden emekl iye ayrı lan Asım Gündüz,
1 946 1 954 y ı l ları arasında m i l etveki l l iğ i yapm ıştır.
Parl ementerl i k h ayatı da askerl i k hayatı gibi başa rı·
lı g eçen Asım Paşa 1 4 Ocak 1 970 tari h i nde ö l m üş­
tür.

GÜ R M EN ABDURRAHMAN NAFİZ, Türkiye Cumhuriyeti'­


nin dördüncü Genel Kurmay Başkanı (Bodrum 1 882 -İstan­
bul 1 966).
Piyade Harp Oku lunu ve H a rp A kade m i s i n i başa­
rı i l e bitird i kten sonra Bal kan , Çanakka l e ve Trabl us­
garp Savaşlarına katı l m ı ştır. Daha sonra Anado l u 'ya
g e l m i ş , Kurtu l u ş Savaşı s ı rasında büyük yararl ı kl a r
göste rm iştir. 1 923'de İstanbul M e rkez Komuta n l ı ğ ına
ve daha sonra da çeşitl i ordu müfettiş l i klerine tayin
ed i l m i şti r. Bu a rada M i l li Savu nma Bakan l ı ğ ı müste­
şarl ı ğ ı ya p m ı ş , 1 945'te Yükse k Askeri Şura Üye l i ğ i ne
ve 1 949'da da Genel Ku rmay Başkan l ığına geti r i l m i ş·
tir. Bu görevden emekl iye ayrılan G ü rman Paşa'n ı n
bas ı l m ış b i r çok eserleri bulun ma ktad ı r.

GÜRSEL CEMAL (ORGENERAL), M i lli Birlik Komite si Baş·


kanı, Türkiye Cumhuriyeti 'nln 4. Cumhurbaşkanı (Erzurum
1 895 Ankara 1 4 Eylül 1 966).

Ordu i l i nde i l k öğre n i m i n i tama m l ayan G ü rsel ,


Erzurum Askeri İdad i s i nde ve Ku l e l i Askeri Lises i nde

- 1 23 -
öğrenimini tamamlamıştır. Çanakka l e Savaş larında
görev almış, Gazze Cephes i nde savaşmış, Ku rtu luş
Savaşında büyük yararl ı klar gösterm iştir. 1 929'da kur­
may olmuş, 1 946'da Tuğgenera l , 1 95 1 'de Tümgenera l ,
1 953'te i s e Korgenera l l iğe yükse l m iştir. Şaşarı l ı ça­
l ı şmaları b i rb i r i n i kova layan Gürsel , 1 957'de Orgene­
ral olmuş, b i r yıl sonra da Kara Kuvvetleri Kumandan­
l ıqına tayi n edilm i ştir. Bu tari hte D .P.'nin takip et­
tiği pol eti kayı beğenm iyerek 1 2 madde l i k b i r mektup
yazm ış, meml eket i n menfaati ve huzuru i ç i n Hükume­
tin yaomas ı n ı gere k l i gördüğü hususları bel i rtmiştir.
Bu mektup yüzünden m ecburi i z i n l i sayı lan Gürsel , 27
M ayıs 1 960 İ hti l a l i nden sonra İzmi r'den gelerek kurul­
muş o!an M i l li B i rl i k Kom itesi Başkan l ı ğ ı n ı ele alm ış­
tır. Türk S i l a h l ı Kuvvetleri Başkomutanı ol arak yöne­
time el koyan G ü rsel, 28 Mayıs 1 960'da ve 5 Oca k
1 96 1 ta rihl eri nde kurduğu i k i kab ine i l e Türkiye'nin ye­
n i den demokrasiye geç i ş dönem i n i hazı rlamıştır. N i­
teki m 28 M ayıs 1 960 'da Türk M i l leti ne verd i ğ i sözü tu­
tan Gü rse l , 1 961 seç i m leri nden sonra sivi l hayata
dönmüş, zamanın Mecl i s l eri nce Türkiye Cumhu riyeti '­
n i n dördüncü Cumhurbaşka n l ı ğ ı n a seç i l m i ştir.

İs met İnönü'yü Başbakan ol arak tay i n eden Gür­


sel , bu arada M i l li B i rl i k Komitesi Üyeleri a rasında
çıkan anlaşmaz l ı k sebebiyle rahatsızlanm ıştır. Hasta­
l ı ğ ı gün geçti kçe a rtmağa başlayı nca, Amerika'daki
Walter Reed Hastahanesinde tedavi edilmek üzere
gitmiştir. N e yaz ı k ki hastahaneye yattığı gün komaya
g i rm i ş , koma hali nde An kara 'ya getiril erek Gülhane
Hastahanesinde tedavisine devam ed i l m i ştir. Bu s ı ra­
da 37 kisi l i k heki m l er kuru l u . göreve devam edemiye­
ceğ i n i b i l d i ren b i r rapor hazırl ıyarak zamanın Hü ku­
meti ne verm i şlerd i r. 28 Mart 1 966 günü a l ı na n bu ka-

- 1 24 -
rardan sonra Gürse l ' i n durumunda h i ç b i r iyileşme
işareti görü l memiştir. Ordunun • Ağas ı . olarak ün
yapan Cemal G ü rsel 220 gün süren komadan çıka m ı­
yarak 1 4 Eyl ü l 1 966'da hayata gözl eri n i yummuştur.
Cenazesi büyük bir törenle Anıt Kabir'de hazı rlanan
yere defned i l m i şti r.

GÜRSEL KABİNELERİ, 27 Mayıs İhtilillinden sonra Milli Bir·


lik Komitesi tarafından kurulan kabineler.
Orgeneral Cemal G ürse l ' i n başkan l ı ğ ı nda 29 M a­
yıs 1 960 tari hinde kurulan kabi neye şu bakanlar a l ı n­
m ıştı r:
Devlet Bakan ı ve Başbakan: O rg . Cemal Gürse l ,
Devlet Bakanı v e başbakan Yardımcısı : Org. Fahrt
Özd i l ek, Devlet Bakanı : Amil Artus, Devlet Bakanı :
Şefik İnan, Adalet Bakan ı : Abdu l l a h G özübüyük, İ çiş­
l eri Bakan ı : Tümg. M . İhsan Kızı loğ l u , Dış işl eri Baka­
n ı : Selim Sarper, Mal iye Bakanı : Ekre m Al ican, M i l­
li Eğ iti m Bakan ı : Prof. Fehmi Yavuz, M i l li Savunma
Bakan ı : Org . Fahri Özd i l ek, Bayındırl ı k Bakanı : C i h at
İ ren , Ticaret Bakanı : Danış Koper, Sağ l ı k ve Sosyal
Yard ı m Bakan ı : Prof : Nusret Karasu , Gümürk ve Te­
kel Bakan ı : Fethi Aşkı n , Tarım Baka n ı : Feri dun Ü stü n ,
U l aştırma Bakan ı : Tuğ g . Sıtkı U l ay, Çalışma Baka n ı �
Prof. Cahit Ta las, Sanayi Bakanı : Muhtar U l uer, Ba­
sın Yayı n ve Turizm Bakan ı : Zühtü Tarhan, İmar ve
İskan Bakanı : Orhan Kubat.
İ k i nci Gürsel Kab i nes i de şu şekilde kurul muş-
tur :
Başbaka n : Org. Cemal G ü rsel , Devlet Baka n ı :
H ayri M umcuoğ l u , Devlet Bakan ı : Nasır Zeytinoğlu,
Devlet Baka n ı : S ıtkı U l ay, Ada l et Bakanı : Ekrem Tü­
zemen, M i lli Savunma Bakan ı : M uzaffer Alankuş,İçiş­
leri Baka n ı : M . İ hsan Kızı loğ l u , Dışiş leri Baka n ı : Selim

- 1 25 -
Sarpe r, Mal iye Bakan ı : Kemal Kurdaş , M i lli Eğitirn
Bakan ı : Turhan Feyzioğlu , Bc;yınd ı r l ı k Bakanı : Mukbil
Gökdoğan , Ti caret Bakan ı : M ehmet Baydur, Sağ l ı k ve
Sosya l Yard ı m Bakanı : Ragıp Üner, Gümrük ve Tekel
Bakanı : Fethi Aşk ı n , Tarım Baka n ı : Osman Tosun,
Ul aştı rma Bakan ı : Orhan M e rs i n l i , Çalışma Baka n ı :
Ahmet Tahtakı l ı ç , Sanayi Bakan ı : Şahap Kocatopçu,
Basın - Yayın ve Turizm Bakanı : Ci hat Baban , İmar ve
İskan Bakan ı : Fehmi Yavuz.

- 1 26 -
H

HAKKI BEHİÇ, Hey'et-i Temsiliye üyesi ve Yeşil Ordu Ce­


miyeti ileri geleni (Öl : 1 943).
ittihatçı olan Hakkı Behiç, Akka 'da m utasa rrıf
olarak bulunmuş, Sivas Kongresi n e katı ldıktan sonra ,
Hey'et-i Tems i l iyeye seç i l m i ştir. Büyük M i l l et ME)cli­
s i açı l d ı ktan sonra i l k geçici hüku mette Mal iye Baka­
n ı ol m uştu r (25 N isan 1 920) . İçişleri Bakanı Sam i
Bey'in istifası üzeri ne İçişl eri Baka n l ı ğı na seçi l m i ş
( 1 7 Tem m uz 1 920) ) , fakat kısa b i r süre sonra (7 Ağus­
tos 1 920) istifa etmek zorunda kalmıştır. Çünkü bu
s ı rada hakkında 8 sözlü soru ve 4 gensoru önergesi
veri l m iştir. Bir daha kabi nede yer alamayan Hakkı B e­
hiç Bey, bu s ı rada Yeş i l Ordu Cemiyeti kurucu ları
arasında yer a l m ıştı r. Hatta Çerkez Ethem 'i de bu ce­
m iyete kazandı rmağa ça lışm ıştır. Onun hakkında H a­
l i de Ed i p Adıvar şöyle d iyor: · İtti hat ve Terakki Ce­
miyeti ' n i n ideal ist üyesid i r . • Türklüğe çok bağ l ı ol­
makla beraber sınıf ve din gibi şeyler a l eyhi ndeyd i . ·

HALKEVLERİ, Cumhuriyet döneminde, devrimleri halka


·daha iyi anlatmak, düzenli bir şekilde devrim bilgisi ver­
mek için açılan kurum ( 1 9 Şubat 1 932).
Atatü rk'ün Türk M i l l etine en büyü k aramağan l a­
rı ndan biri de Hal kevleridir. Atatürk devriml eri . m i l-

- 1 27 -
!etim izi yeni b i r hayata ve yeni b i r yöne sevketm iş­
tir. !3u yeni görüşü halka a n l atmak, h a l k ı m ızı görüş,
anlayış ve yaşayı şta b i rl i k haline sokmak gerektiği
gözön ünde tutarak, her türlü öğreti m kurum ları n ı n dı­
şı nda halkın benliğ i ndeki yüce kıymetleri ortaya çı kar­
mak için s istem l i b i r h a l k terbiyesi düşünül müştü r.
Uzun incel emel erden sonra .. Hal kevl eri n i n • açıl ması­
na karar veri l miştir. Hal kevl eri dokuz şube i l e kurul­
muştur: D i l , Edeb iyat, Tarih, Güzel Sanatl ar, Tems i l ,
Spor, Sosyal Yard ı m , H a l k dersaneleri v e kurslar, Kü­
tüphane ve yayı m , Köycü lük, M üze ve serg i . Her şu­
beyi 3-5 üyeden kurulu komiteler yönetm iştir. Komi­
telerin temsilci leri Halkevi n i n yöneti m kuru l unu teş­
ki l etm iştir. Halkevine g i rmek ve orada çalışmak için
h i ç b i r partiye g i rmek şart değ i ldir. H a l kevl erinde ne
olursa olsun gerici düşü nceye yer veri l mem iştir.
H a l kevl e r i , devri m l ere bağ l ı bir hava n ı n bütün vatan­
daşlarımızı sarması için b i rl i k hal i nde çalışm ı ştır.
1 932 y ı l ı nd a 14 yerde açı lan Hal kevleri daha bütün
yurdumuza yayı lmıştır. a ncak D .P. i ktidarı zamanınd a
Halkevl eri n i n mal ları el lerinden a l ı n m ı ş v e b u yol l a
kapatı l mı ştı r.

HASAN TAHSİN OSMAN NEVRES, İzmir'i işgal eden Yu­


·

nan kuvvetlerine karşı ilk kurşunu sıkan ve şehit edilen


kahraman Türk gazeteci (Selanik 1 888 İzmi r 15 Mayıs-

1 9 1 9).

Öğ ren i m i n i tamamladıktan sonra Fransa'ya g ide­


rek Sorbon Ü n iversites ine kaydolm uştur ( 1 909) . Os­
man Nevres, Balkanl ar'a karı ş ı k l ı k ç ı karmak için ge­
len iki İ ng i l iz ajan ı n ı ortadan kal d ı rmak maksadiyla
k i m l i ğ i n i gizlem iştir. Selan i k l i bir gazeteci olan Nev­
res Bey, Hasan Tahs i n takma a d ı n ı kullanm ıştır. Bu

- 1 28 -
tari hten sonra Hasan Tahsin adı i l e anı lan Nevres Bey,
Teş ki lat-ı M ahsusa ' n ı n ( G i z l i Servis) bir elemanı ola­
rak Telat Paşa tarafı ndan İzmi r'e gönderi l m iştir. B i rin­
c i Dünya Savaşı süresince İzm i r Ayd ı n , İzmir Ka­
saba (Turgutlu) dem i ryol l ;m nda tüccar mal larını taşı­
ma i ş i ile uğraşmıştır. Mondros M ütarekes i n i n i mza­
lanmasından hemen sonra İzmir' de H u kuk-u Beşer·
n

ad l ı bir gazete çıkarmağa baş l adıysa da, gazetesi çe­


ş i t l i sebeplerle kapat ı l m ıştır. Bunun üzerine kısa bir
süre i ç i nde a Su l h ve Sela met • gazetes i n i ç ı karmağa
baş l a m ı ştır. İzm i r 'de Yunanlı lar'ın e l i n i kolunu sal l a­
yarak ve büyük gösteri lerle karaya ç ı kmasına üzülen
Hasan Tahs i n , Yunan askerl erin i n üzeri ne atı larak on­
l ara i l k kurşunu sık m ı ştır. 1 5 Mayıs 1 9 1 9 Perşembe
günü Hasan Tahs i n ' i n çok hareketl i olan hayat ı n ı n
son u . Ku rtu l uş Sava ş ı ' n ı n d a başlad ı ğ ı gün ol muştur.
Bugün İzm i r'de, Konak meydan ı nda Hasan Tahsin ve
i l k işgal günü şeh i t düşenler adına b i r anıt d i k i l m i ş
ve onların hatıraları sembol leşti r i l m iştir.

HATAY MES'ELESİ , M isak-ı Milli içine al ınan Hatay için


Fransızlar'la yapılan siyasi mücadele.
Mondros M ütarekesi i mzaland ı ğ ı zaman M usul
g i b i Hatay da Türkler'in e l i nde bulu nuyordu . Ancak
İ ng i l izle r M ütareke nin 7 . maddes i n i nas ı l M usul 'a uy­
gulamış ve bu bö lgeyi işgal etm i ş l erd i r. Burada bulu­
nan m i l li kuvvetlerin b i r böl ümü Anado l u 'ya çek i l m i ş ,
b i r bö lümü d e Hatay'da kalmıştır. B u n l a r Ankara i l e
i l i şkile ri n i kesmem i ş lerd i r. 1 92 1 ' d e Ankara İti lafna­
mesi i mzalan ı nca Tayfur Sökmen başka n l ı ğ ında b i r
hey 'et An kara 'ya gelm iştir. Atatürk de kend i l erine:
• Hatay M i sak-ı M i lli s ı n ı rlarımız içindedir. Kes i n l i kl e
Türk sın ı rları içine al ı nacakt ı r " dem iştir.

- 1 29 -
1 936'da Fransa H ü kumeti , Suriye'ye bağ ı msızl ı k
vadetmeğe baş l a m ı ş , H atay'ın da Suriye'ye b ı rakı l ma­
s ı n ı düşünmüştür Oysa Hatay bölgesi nde otu ran l a­
r ı n çoğu Türk'tü. Buna dayanarak Türk · H ükumeti , mes'­
e l eyi M i l etler. Cem iyeti 'ne götürmeğe karar ve rmiş­
tir Ancak M i l letler Cem iyeti bu konuyu kes i n bir so­
nucrı bağ lamayarak i ş i savsaklam ıştı r Atatürk ise Ha­
tay'ın bir an önce Türk iye toplaklarına katı lmasını
önem l e ele a l m ı ş ve ısrar etm iştir. Di plomati k yol­
dan b i r çözüme u l aşamıyacağ ı n ı anlayı nca da, ordu
b i rl i klerimizi güney s ı n ı r l arına kayd ı rm ıştır Bunu öğ­
renen F ransız H ü kumeti tel aşa düşmüş ve Ankara
ile görüşmeleri yoğun l aştırmıştır 1 937'de Türkiye ve
Fransa n i hayet bir anlaşmaya varm ı ş l ard ı r Bu a n laş­
mağa göre Hatay bağ ı ms ı z l ı ğ ı na kavuşmuş, ancak
gümrük ve mal iye ile i l g i l i bazı i ş l er i nde Suriye'ye
bağ l ı kalm ıştır. Resmi d i l olarak hem Türkçe, hem
Arapça k u l l anı l ması kararl aştı r ı l m ı ştı r Bu yarı bağım­
s ı z l ı k Atatürk için yete r l i sayı l mamıştır. Ömrünün son
y ı l ı nda H atay mes'eles i , kendisi için büyük üzüntü
kaynağ ı ol makta devam etmi şti r. Nihayet 1 938'de tam
bağ ımsız H atay Devl�ti kurulması konusunda Fransa
i l e an laşmağa varı l m ıştır. Yeni statüye göre Hatay'­
da, M i l l etler Cem iyeti ' n i n de kontro l ü altında seçim­
ler yapı lması gerekmiştir. Atatürk bu seç i mler sı ra­
s ı nda H atay'da b i r Türk askeri gücünün de bu l unma­
sı nda ısrar etm iş ve kabu l lend i rm i şt i r Al bay Şükrü
Kanat l ı komutasındaki Türk B i r l i ğ i ' n i n H atay'a g i rme­
s i nden 28 gün sonra, 1 3 Ağustos 1 938'de seç i m l e r
yapı l m ı ş , Devlet Başkan l ığına Tayfur Sökmen seç i l­
m i ş , 40 üye l i Mecl i s ' i n 22 üye l i ğ i n i Türk adayları ka­
zanm ıştı r Bağ ımsız Hayat M ec l i s i 2 Eyl ü l 1 938'de
Anavatana katı l m a kararı a l m ıştır. 23 Hazi ran 1 939'da

- 1 30 -
Fransa i l e yapı lan an laşmadan sonra Hatay' ı n Türki­
ye'ye kat ı l m a kararı kes i n leşm iştir. 7 Temmuz 1 939
tarih ve 3 7 1 1 sayı l ı kanunla yeni Hatay i l i kuru lmuş
ve Antakya i l merkezi olarak kabul ed i l m işti r.

HATİPOGLU ŞEVKET RAŞİT, Parlementer ve devlet adamı


Halka l ı Zi raat Fakü ltes i n i bitırd i kten sonra yük­
sek i htisas i ç i n Almanya'ya gitmiş . toprak siyaseti
konusunda araştı rmalarda bu lunmuş lur. Türkıye 'ye
döndükten sonra siyasi hayata atı l m ı ş , Man isa'dan
M i l letveki l i seç i l m işti r 1 942'de Saraçoğ l u Kab i nesi­
ne Tarım Bakanı ol arak g i rmiştir O güne kadar üze­
ri nde duru l a n , fakat kes i n şekl i n i a l mamış olan top­
raksız köy l üyü toprağa kavuştu rmak i stem i ş , bu se­
beple yeni b i r toprak kanunu tasarısı yarızlanmıştır.
Hazı rladığı tasarı 1 1 .4 .1 945 tar i h i nde 4753 say ı l ı ka­
nun olarak Mecl isten ç ı k m ı ş , ancak daha sonra de­
ğ i ş i k l iğe uğramıştır. Tarım Baka n l ı ğ ı ndan ayrılan Ha­
ti poğl u , 1 961 'den sonra kuru l a n Koa l i syon H ü kumeti
zaman ında da M i l li Eğ itim Baka n ı olarak ça l ı şm ıştır.

HEY'ET-İ TEMSİLİYE, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alı·


nankararları uygulamak için seçilen temsilcilerin bütünü.
Erzurum Kongresi nden sonra seç i l en Hey'et-i
Tem s i l iye şu üyelerden meydana gelm işt i r :
Mustafa Kema l , İzzet Bey , Şeyh Fevzi Efend i , Be­
k i r Sami Bey, Hacı Musa Bey, R a i f Efend i , Servet
Bey, Sadu l l ah Efend i .
Bu hey'etten İzzet Servet v e Hacı Musa Beyl er
ve Sadu l lah Efendi h i ç toplantıya katı l mam ış l a rd ı r.
Sivas Kongres i nden sonra kurulan Hey'eti-i Tems i l i­
ye'de ise şu üye l e r yer a l m ıştı r :
Mustafa Kem a l , Hakkı Behiç Bey, Hüsrev Sami
Bey, Ömer Mümtaz Bey, Hüsrev Bey, Kara Vasıf,

- 131 -
Mazhar M ifit. İzzet Bey, Refet Bey, Servet Bey, Be­
k i r Sami , H acı Musa, N i ğdel i Mustafa, H oca Raif
Efendi , Şeyh Fevzi Efe n d i , Sad u l l ah Efend i , Hey'et-i
Tems i l iye An kara'ya g e l d i kten sonra (27 Ara l ı k 1 9 1 9)
şehire 20 25 dakika uza k l ı kta bulunan Ziraat Oku­
lunda ça l ışmaya başl am ıştı r. Fakat H ey'et-i Temsi­
l iye üye l eri Ankara 'ya gel i nce dağ ı ld ı ğ ı için topl antı
yapı lmamıştır. Mustafa Kemal bu sebeple bütün ya­
zı ve tam i m leri « H ey 'et-i Tem s i l iye n a m ı na Mustafa
Kema l • i mzası i l e göndermişti r. Büyük M i l l et Mecl i­
si a ç ı l d ı ktan sonra , 25 N isan 1 920 Pazar günü yapı­
lan i l k g i z l i topl antı sonunda · Hey'et-i Tems i l i ye •
o zamana kadar üzerinde taşı d ı ğ ı yetk i l eri Büyük M i l­
let Mec l i s i 'ne devretmiş ve Büyük M i l l et Mecl i s i '­
nin çekirdeğ i n i teşki l etmiştir.
HİLAFET'İN KADIRILMASI , Cumhuriyet'in Laiklik prensibine
aykırı davranışlarda bulunan Hal ife'nin yurt dışına çıkarıl­
masının Türkiye Büyük M i llet Meclisi'nde kabul edilişi (4
Mart 1 924) .
İslam d i n i n i n kurucusu H z . Muhamed bütün M ü s­
lümanların d i n ve dünya i ş l e r i n i n başkanı i d i . O'nun
ö l ü m ü nden sonra yerine geçenlere hal ife deni l m i ş­
t i r. Yavuz Sultan Sel i m ' i n M ı sı r'ı al ı ş ı na kadar bu
makam Araplar'ın e l i nde ka l mıştır Yavuz Su l tan
S e l i m . M ı s ı r' ı a l ı nca son hal ife Mütevvekk i l Alalah i l .
Pad işaha s ı ğ ı nmıştır 1 1 1 . Mütevekki l . Yavuz i le İstan­
bu l 'a döndükten sonra , Ayasofya Cami i 'nde yapı lan
b i r törenle hal ife l iğ i Yavuz Sultan Sel i m 'e resmen
b ı rakmıştır H a l ife l i k i l k zamanlarda Osman l ı Devl eti '­
ne zararl ı o l m a m ı ş , fakat daha sonra Arap kültü rü be­
n i msenince Osma n l ı top l umu koyu b i r şeriat düzeni­
ne g i rm i ştir. XIX. yüzy ı l da m i l letç i l i k h areketl eri n i n
başlaması ve bu hareketlerin H a l ife'ye bağ l ı İ s l a m

- 1 32 -
ü l keleri nde de i ti bar görmesi , bu müesseses ln iyi ya­
ramaz olduğunu göstermiştir. Abd ü l hamid 11, zama­
n ı nda bütün lsl�mları b i r b8yrak altında toplamak si­
yaseti • Pa n i slamizm • de gerçekleşememiştir. Birin­
ci Dünya Savaş 'nda Arapl a r' ı n , Osman l ı lar'ı a rkadan
vurmaları, H a l ifel i k makamını sıfıra indirmiştir. 16 Ka­
s ı m 1 922'de Mehmet Vahdettin IV'ün vatandan kaç'ışı
halifel i ğ i b i r an için ortadan kal d ı rm ıştır. Bir karş ı l ı k­
l ı ğ ı n meydana gelmemesi için de Mecl is, 1 8 Kasım
1 922'de toplanarak Vel iaht Abdü lmecit Efendi 'yi Hal i­
fe seçm i ş ve Abdülmec it'e b i r tal imat göndermiştir.
Bu tal imata göre :
1 - Müslümanlara h itap eden yazı larında H a l i­
fe-i M üsl i m i n i mza11 n ı kul lanacak. 2 - Türkiye ve
İslam alemi i ç i n en iyi idare şekl i n i n M i lli Hakim iyet
olduğunu yayı n l ayacak. Kend i s i n i Türkiye Büyük M i l­
let Mecl i s i 'n i n · seçtiğ i n i yazacak 3 - B i r beyanname
yayı n layarak Vahdett i n ' i n yaptığı hareketleri ve kaçı­
ş ı n ı tenkid edecektir.
Abdü l mecit Mecl i s ' i n kendisine verd i ğ i H a l ife l i­
ği kabul etm iş görünmüş, fakat kend i s i ne bu makamı
veren M ecl i s ' i n tal i matı na kulak asamamıştır. Hatta
Tali matın aksine hareketler yapmaktan çekinmemiş­
tir. Mese l a :
-1 B i l d i ri lerde H a l i fe-i M ü s l i m i n ve Hadim-ül
H aremeyn i mzası yeri ne, · Ha l ife Abdü lmecit Bin Ab­
dülaziz Han • adını kul lanm ıştır. 2 - Kend i s i n i T.B.M.
M . ' n i n seçti ğ i n i b i l d i rmemiştir. En i y i yönetim şekli·
n i n M i lli H a k i m i yet o lduğunu söylemed iği gibi, Cuma
n amazlarına g i d i ş ve dönüşte Saltanat usul lerine uya­
rak a l aylar düze nlenmiştir. 3 - M ehmet Vahdett i n
iV ' ü n hareketi v e kaçı ş ı hakkı nda h i ç b i r açıklama
yapmamıştır Bütün bu olaylar ve Mec l i s 'te bir M i l l et-

- 1 33 -
vek i l i n i n • Ha l ife Mecl i s i n , M ec l i s H a l ifen i n • demesi
H a l ife l i ğ i n kal d ı rı l ması l üzumunu o rtaya koymuştur.
Abdülmecit'in bu hareketleri bir buçuk yıl kadar sü­
rüp g itm işti r Bazı M i l l etvek i l l eri ve subayların H a l i­
fe 'ye neza ket ziyareti yapması da M ustafa Kemal ' i
üzmüştür. Mustafa Kemal 1 924 Şubatında lzmi r'den
İsmet Paşa 'ya yol l adığı g i z l i ş i fresi nd e · Türkiye Cum­
huriyet i ' n i nezaket ve safsata kurban ı edemeyi z � de­
m iştir. Öte yandan İslam Devletlerinden bazı ları da
Türk Devleti n i h i l afet konusunda i stismar etmeğe baş­
lamışlard ı r Bu sebeple İzmi r'e g itmeden önce İ smet
Paşa , Fevzi Paşa, Kaz ı m Paşa i l e H a l i fe l iğ i n kal d ı rı l­
mas i n ı kararlaştı rmışt ı r H emen dönüşünde 1 Mart
1 924 günü bir kanun tasarısı M ecl is g u rubunda gö­
şüldükten sonra b i r çok M i l l etvek i l i n i n i mzası i l e 3
M a rt 1 924 günü H a l ifel iğin kal d ı rı l ması ve Osma n l ı
H anedan ı 'n ı n yurt dışına çıkmas ı n öngören tasarı b i r
ç o k tartışmalardan sonra kanunlaşmıştır. Bundan baş­
ka ayn ı gün Şer'iye Vekaleti de kaldı r ı l m ı ş ve tedri sa­
t ı n bi rleşti r i l mesi kanunu kabul edi l m işti r (4 Mart
1 924) Ayn ı gece İstanbul Val i s i H ayda r Bey, Abdül­
mecit'e Mecl i s ' i n kararını b i l d i rm i ştir. E rtesi gün de
bütün Osma n l ı Hanedanı yurt dışına ç ı karı l m ı ş , H a l i­
fe l i k müessesesi d e böylece tarihe karışmıştır.

H İ LAFET ORDUSU (KUVAYI TEDIBIYE, SADAKAT ORDU­


SU). Osmanlı Padişahı'nın devamlı bir şekilde saltanatını
sürdürmek, lngilizler'in siyasi çıkarlarının devamını sağla­
mak için kurulan ordu.
Anadol u 'da M ustafa Kema l ' i n başlattığı Kurtu luş
Savaş ı 'na karşı ol�n bütün h erkes ve h e r şey bu ordu­
ya katı l m ışt ı r Anadolu'da i lerleyen Yunan Ordul a rı
b i l e bazı çevrelerce · H i lafet Ordusu • olarak kabul

- 1 34 -
ed i l m i ştir. İstanbul Hükumetince yayı nlanan b i r ta­
m i mde Yuna n l ı lar'ın zararlı olmad ı ğ ı , memlekette a s ı l
kafası kopacakların Ankara'da bul unduğu açıkça söy­
l enm işti r İstanbul Hükumeti ' n i n 1 8 N i san 1 920 tarih­
l i kararnamesi i l e kurulan bu orduya Kuvayi Tedibi­

ye, Sadakat Ordusu • adı da veri l m iştir. Ayrıca ordu­


nun başına İstanbu l 'daki sab ı ka l ı lardan Süleyman Şe­
fik Paşa geçi r i l m i şti r Süleyman Şefik Paşa, İzmitte
bağ l ı bulunan " Yavuz • z ı rh l ıs ı n ı kara rgah yapm ış ve
ordusunu buradan yönetmek istem işti r. Ankara ' n ı n
telaş l ı , kuşku l u günl eri nde Sü leyman Şefi k Paşa İz­
mit'te keyif çatmak ve poker oynamakla Saraydan a l­
d ı ğ ı para la rı tü ketm iştir. Adapazarı , Hendek, D üzce
ve Bolu dolayl arında ç ı kan isyanlarda çok büyük rol
oynayan bu ord u . Anzavur Ahmet'e de güç ve kuvvet
verm iştir
H IVANET-İ VATA N İYE KAN UN U, Kurtuluş Savaşı sırasında,
şeriat düzenine evet diyerek silaha sarılan, bu arada T.B.
M . M. Hükumeti 'nl engellemeğe çal ışan çıkar guruplarını
cezalandırmak için çıkarılan kanun (29 Nisan 1 920).
Bağ ı m s ı z l ı k Savaşı 'nı baltalamak ve B.M .M .' n i n
al eyhindeki hareketleri ceza l andı rmak amacı i l e ha­
z ı rl anm ıştı r H i yanet-i Vataniye Kanunu 'nda · Büyük
M i l l et Mecl i s i 'n i n meşru l uğunda işyanı ifade eden
sözle veya hareketle veya yazı i le muhalefet veya
fesatta bul unan k i mseler vatan h a i n i addolunur• mad·
desi yer a l m ıştı r Bu kanun Kurtu l u ş Savaşı süresin­
ce yürürlükte kal m ıştır.
HUKUK DEVRİM İ , Şeriat düzenine dayalı hukukun medeni
kanuna göre düzenlenmesi ( 1 7 Şubat 1 926) .
Türk hal k ı n ı n dış görünüşü veya hiç ol mazsa
onun temas edi l eb i l i r erkek mensupları değ i ş mi ştir.

- 1 35 -
Onun medeni m i l letlerin ortak uygu laması n a uygun
ola rak a i l e hayatın ı ve yaşama şek l i n i de!'.ji ştirmek
gibi daha güç göreve geç i lmesi gere k l i görülmüştür.
Bunun için ü l kenin bütün hukuk sistem i n i n kökünden
düzen lenmesi mecburi hale gelmiştir. 8 N isan 1 924'te
Mustafa Kemal özel Şeriye Mahkemelerini kaldırmış­
tır. Fakat bütün bu değ i ş i kHklerden sonra b i l e , Şeriat,
kişi ve a i l e hukukunun çoğu yürürlükte kalmıştır. La­
ik mahkemeler kuru l makla beraber, bu mahkemeler­
de, yeşitme ve dünya görüşl eriyle hala Şeriatçı yar­
g ıçlar görev a l m ı ş la rdır. Reform devreleri boyunca
a i l e ve k i ş i hukuku kon u larında Şeriat hukukçularının
tekelci yetkisine dokunulmam ıştır. Mustafa Kemal
buna son vermeğe karar verm iştir. 1 924 başları nda
Adalet Bakanı Seyyit'ten gel i ştiri l m i ş bir şek i l içind e ,
1 9 1 7 ' n i n A i l e Hukuku Kara rnames i n i n yeniden kabu­
l ü n ü tek l i f etmesi n i i stem i ştir. Fakat M ustafa Kemal ,
ne kadar l i bera l l eştiri l m i ş ve modern leşti r i l m i ş olur­
sa olsun, Şeriata dayanan b i r kanuna i l g i duymamış­
tır. N itıek i m Dumlupınar'da 30 Ağustos 1 924'te yaptı­
ğı bir konuşmada şunları söylemiştir: • Şunu da ka­
tlyetle beyan etmel iyim k i , medeniyeti n esası , terak­
ki ve kuvvetin tem e l i , b i l e hayatı nda d ı r. Bu hayatta
fenal ı k , muhakkak içtimai, i ktisadi, s iyasi aczi mucip
olur. AHeyi teş k i l eden kadın ve erkek unsurların
hukuku tab i iyelerine mal i k olmal arı , aile vaz i feleri­
n i idareye muktedi r bulunmaları lazımd ı r . • B i r kaç
gün sonra , 1 1 Eylü l 1 924'te , hukukçul ardan kuru l u b i r
komisyon, lsviçre Medeni Kanununu , Türk M i l l eti 'nin
şartlarına uydurmak i ç i n çal ışmağa başlamıştır. Ta­
mamlanan M edeni Kanun 1 7 Şubat 1 926'da Mecl i s ta­
rafı ndan onaylanmış ve 4 Ekim'de yürürlüğe g i rm iştir.
Türkiye ' n i n g e l işmesi nde bu değ i ş i k l i k çok önem l i

- 1 36 -
o l m uştur. İsviçre Medeni Kanununun , Mec l is tarafı n­
dan kabu l ü etbette Türkiye'yi bi r gece i ç i nde b i r Or­
ta Doğu İsvi çresi hal i ne geti rmi şti r. Fakat kara ve de­
m i ryol larına yakı n kasaba ve köyl e rde yeni Medeni
Kanun çoğu n l u kl a uygulanm ıştı r. Ancak ü l kenin geri
kal a n ı n ı teş k i l eden sayısız köyl erde eski uygulama­
l a r yaşamağa devam etm iştir. Kanu n . kad ı nlara yeni
ve geniş haklar vermiş olmasına rağmen, bunları ko­
caları na, babalarına ve kardeşlerine karş ı kullanmağa
cür'et eden pek az köylü kad ı n ı görülmüştü r Taşra
şeh i rlerinde b i l e , çok karı l ı k ka l k m ı ş olmakla beraber,
Batı l ı laşmış s ı n ıfları n kad ı nları uzun süre, kendi statü­
leri nde gerçek b i r gel işmeden pek az faydalanm ı ştır.
Bunu n l a beraber kale yarı l m ıştı r. Müslüman b i r ü l ke­
de daima pek önem l i olan devlet otorites i şimdi ke­
s i n l i k l e reform ta raftarı olmuş ve gelenek savunu­
cu l a r ı , güç ve a l ı ş ı k ol mayan yeraltı d i ren­
me rolüne zorlanmıştır D i ğer b i r dizi yen i l g i l erden
sonra, u l ema son kudret ve tes i r ka l eleri nden de atı l ­
m ı ş l ard ı r . H ukuk c ihazı v e onu uygulayıcı yürütme
merci leri , onların gücünü ebediyen kı rmak üzere ka­
rarlı bir çabayl a k u l l an ı l m ıştı r. Mustafa Kem a l ' i n
amaç l a r ı , 5 Kası m 1 925 'te Ankara'da y e n i Hukuk Oku­
lunun açı l ış ı nda yaptığı konuşmada açı k l anm ı ştı r :
" Talebe efend i l er v e hukuk m ü ntes i b i efendiler! Ye­
ni hukuk esaslarından, yeni i htiyacı m ız ı n talep etti·
ği kanu n l a rdan bahsederken her devri m i n ken d i s i ne
mahsus müeyyidesi bulunmak zaru ridir h i kmeti n e .
yal nız b u h i kmete işaret etm iyoru m . Beyhude b i r si s­
tem temayülünden nefs i n i tahzi r ederek, fakat Türk
M i l leti ' n i n muasır medeniyetin vasıta larından ve fe­
yizleri nden istifade etmek i ç i n laakal üç yüz seneden
beri sarfett i ğ i gayretlerin ne kadar elem l i ve ıstı rap-

- 1 37 -
l ı meva n i karş ı s ı nda heba olduğunu kemal-i tessür
ve i ntibahla gözönüne a larak söyl üyorum . Köhne huku­
kun ve müntesipleri n i n , matbaan ı n meml eketi m ize g i r­
mesine müsaade etmeleri i ç i n 300 sene müşahede ve
tereddüt etmelerine ve leh ve a l l eyhte pek çok kuv­
vet ve kudret sarfetmelerine i stirar hasıl olmuştur.
Eski hu kukun çok uzak ve çok eski ve Kuvve-i ihyai­
yesi madum bir devrin i ve müntes i p l e r i n i i ntihap et­
tiğime zahip olmay ı n ı z . Eski hu kukun ve onun münte­
s i p l e r i n i n yani fevre-i i nk ı l abiyem izde b izzat bana ika
etti k l e r i n i müşki l attan m i s a l getirmeğe kal ksam, si­
zi tasd i etmek teh l i kesine maruz kal ı r ı m . Bütün bu
hadisat, erbabı i nkı labın en büyük fakat en si nsi
hasm-ı canı .çürümüş hukuk ve onun biderman mün­
tes i p l eri olduğunu gösterir Büsbütün yeni kanunlar
vücuda geti rerek eski hukukiyeyi kal 'etmek teşebbü­
sündeyiz .. . Bu ven i kanu nların en önem l i s i elbette
Medeni Kanun ol muştur Aynı zamanda, hukukçu ko­
m i syon ları , çeşitli Batı l ı hukuk s i stem l e r i n i a larak
ve Türk i htiyaçlarına uydura rak , d iğerleri üzerinde
de çal ı ş m ı ş l ardı r . Bir kaç yıl içi nde Türkiye yeni
borçlar. ticaret, den iz ti careti , ceza , hukuk ve ceza
yarg ı lama usu l leri kanu nlarına ve onları uygulayan
yeni bir yarğı sistem ine sah i p ol muştur

H Ü R R İYET PARTİSİ, Demokrat Parti'den ayrılanlar tarafın­


dan kurulan siyasi parti (20 Aralık 1 955-24 Kasım 1 958).
Demokrat Parti 'ye mensup 21 M i l l etveki l i M ec­
l is Başkan l ı ğ ı na sundukları b i r kanun teklifi i l e resmi
görevi bul unan k i ş i leri yarg ı l amadan önce ispat h a k­
tı tanımas ı n ı istemişlerd i r Daha sonra i ç l e r i nden i k i­
s i n i n ayr ı l ması i l e say ı l a rı 1 9'a düşen bu m i l letvekil­
l er i n i n tutumu Demokrat Parti Başkanı Adnan Mende-

- 1 38 -
res tarafı ndan hoş karş ı l anmamıştır. Hatta bun l arı n ,
yap ı l a n kong reye kat ı l ma hakl arı d a i ptal edi l m i ştir.
Türkiye Cumhuriyeti tari h i ne 1 9' 1 a r olarak geçen m i l­
l etveki l l eri , sonradan kend i lerine kat ı l an 8 m i l l etve­
k i l i n i de yanlarına alarak " H ü rri yet Partisi » ni kurmuş­
lard ı r. Parti n i n başka n l ı ğ ı na geti ri len Ekrem Hayri
Üstündağ ve arkadaş ları , part i n i n ana prens i b i n i şu
şekilde bel i rtm işlerd i r : « Gaye Türkiye'yi çağdaş dev­
l etler düzeyine ç ı karmak, huzur ve emn iyeti sağ lamak
ve demokrat i k rej i m i yurdumuzda gerçek anlamı ile
uygul amaktı r . "
Genel başkanl ı ğa geti rilen Ekrem Hayri Üstün­
dağ , özel l i kl e ayd ı n l a r aras ı nda i l g i çeken parti s i n i
daha üstün b i r çalışma v e aktif o l m a çabasına itmiş­
t i r . N itek i m C.K.M.P. ve C . H .P i l e i l iş k i ler kuru l mu ş ,
a n c a k her i k i partiden d e o l u m l u b i r cevap a l ı nama­
m ıştır 1 957 seç i m lerinde seçmen oyl arının yüzde 3,6'
s ı n ı alan H .P. 5 a leyhte oya karşı a l ı nan C .H . P 'ye
kat ı l ma kararı i l e feshed i l m i ş , kurucuları ndan baz ı l a­
rı da D.P.'ye dönmüş lerd i r (24 Kas ı m 1 958).

H Ü SMAN HADİ , Parlementer ve devlet adamı (1914 - ) .

Siyasi hayata atı l d ı ktan sonra 4. ve 5 . Menderes


Kab inel erinde Gü mrük ve Tekel Bakanı ol arak görev
a l m ıştır. 27 Mayıs 1 960 İ hti l a l i nden sonra Yass ıada'­
da yarg ı l a n m ı ş ve veri len cezasını çekti kten sonra
serbest kalm ı ştır.

- 1 39 -
l

İÇİŞLERİ BAKANLIGI VE BAKANLAR!, Türkiye Cumhuriyeti


sınırları içindeki genel kolluk ve güvenl iği sağlamak, sivil
savunma, trafik düzeni, vatandaşların doğum ve ölümü ile
ilgili bütün işlerine bakmak, kaçakçılığı önlemek amacı ile
kurulan devlet teşkilatı.

1 920'de kurulan İçişleri Baka n l ığ ı , 1 0 Mayıs 1 930'


da yen iden düzenl e n m i ş , 1 945'de Anayasa ' n ı n Türk­
çeleşti r i l mesi sı rasında eski adı olan Dahil iye veka­
leti , .. İçişleri Baka n l ı ğ ı .. na çevr i l m iştir. Ancak D .P.
i ktidarı zaman ı nda tekrar eski adı k u l l a n ı l m ı şsa da,
1 96 1 Anayasası ile bugü n k ü adına kavuşmuştur.
Bugüne kadarki İ ç i ş l eri Bakan ları şunlardır:
C e m i l Bey, Hakkı Behiç Bey, Nazım Özte l l i , Re­
fet Bel e , Mehmet Atay, R efet Bele, A l i Fethi Okyar,
Ferit Tek, Recep Peker, Mehmet Cem i l Uybad ı n , Şük­
rü Kaya , Refi k Saydam ( D r . ) , Fa i k Öztra k , Fikri Tüzer
(Dr.). Recep Peker, H i l m i Ura n , Ş ü k ı ü Sökmensüer,
M ü n i r Hüsrev G ö l e , Mehmet E m i n Eri ş i rg i l , Rüknet­
tin Nasuhioğ l u , H a l i l Özyörük, F. Lütfi Karaosmanoğ­
"
l u , Ethem Menderes, N a m ı k Ged i k (Dr.), M uharrem
İnsan Kızıloğlu (Tümgenera l ) , N a s ı r Zeytinoğ l u , Ah­
met Topaloğ l u , Sahi r Kurutluoğ l u , H ı fzı Oğuz Bekata ,

- 1 40 -
İ l yas Seç k i n , Orhan Öztrak, İ s m a i l Hakkı Akdoğan,
İzzet Gener, Faruk Sükan (Dr.). Ragıp Ü ner ( Prof. Dr.) ,
Haldun Menteşeoğl u , Hamdi Ömeroğ l u , Ferit Kubat,
Mukadder Özteki n .

İHTİLAL KOM İTESİ, Mustafa Kemal tarafından kurulmak is­


tenen komite.
Ş iş l i 'deki ş i m d i k i H alaskar Gazi Caddesindeki ev­
de ·oturmakta iken, M ustafa Kemal Paşa tarafı ndan
kuru l ma k istenmiş ise de devam edememiştir Türki­
ye ' n i n i l k yer altı faa l iyetleri n i yapan Teş k i l at-ı Mah­
susa ' n ı n . M i l li Mücadeleye rastlayan y ı l l arda başkan­
l ığ ı na süvari yarbayı Hüsamett i n (Ertü rk) geti r i l m i ş­
tir Bu teşki l at kısa b i r süre sonra " Karakol Cemiye­
ti« ad ı n ı a l m ı ştı r

İLERİ TEVFİK, Parlementar ve devlet adamı( Rize 1 91 1-


Ankara 1 96 1 ) .
Tekn i k Ün iversiten i n M ühend i s l i k bölümünden
mezun olmuştur. Üniversite öğrencisi i ken tal ebe
dernekleri nde çal ı ş m ı ş , bu a rada M i l li Türk Talebe
B i rl i ğ i 'n i n Genel Başkan l ığ ı n ı yapm ı ştır. Okuldan me­
zun olduktan sonra tay i n ed i ld i ğ i Bayı n d ı r l ı k Baka n l ı ­
ğı nda göreve baş layan İ l e r i , D .P kurulduktan sonra
siyasi hayata atı l m ı ş ve bu part i n i n i l k kabinesi nde
U l aştırma Bakanı o l arak görev a l m ıştır. Daha sonra
üç yı l süre i l e M i l li Eğitim Baka n l ığ ı görevi n i de ya­
pan İ l eri . Devlet Bakan l ığı ve Bay ı n d ı rl ı k Baka n l ı ğ ı
görevlerinde de bulunmuştur. S i yasi hayatı Bakanl ı k­
l a rda geçen İ leri , görüldüğü g i b i Başbakan Menderes'­
i n vazgeçemediği bir parlementer olarak da ün kazan­
m ıştır N iteki m 27 Mayıs İ hti l a l i yapı ldığı sırada da
Bakan bu l u nan İ l e ri , öteki D . P. ' l i Bakanlar g i b i Yassı-

- 1 41 -
ada Mahkemesinde yarg ı lanmış, müebbet hapis ce­
zasına ça rptı rıldı ktan sonra Kayseri 'ye nakled i l m i ş ,
orada i ken hasta l a narak ka l d ı r ı l d ı ğ ı An kara H astaha­
nesi nde ö l müştür. ( 1 96 1 .)

İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI, Bi rinci İnönü yenilgisinden sonra


ikinci defa saldırıya geçen Yunan kuvvetleri ile Türk kuv­
vetleri arasında yapılan ve Türk zaferi ile sonuçlanan sa­
vaş (23 Mart 1 92 1 ) .
Birinci İ nönü Savaşı 'nda umdukları başarıyı sağ­
l ı yam ıyan Yunan kuvvetl eri , Uşak ve Bursa dolayla­
rında yerleç m i ş l erd i r Tü rkl e r ' i n durumunu görüşmek
için Londra'da yapı lan konferansa katı lan Türk hey'­
eti yolda i ken Yunan ordusu Uşak ve Bursa'da n , Af­
yon i l e. Eskişeh i r'e saldırmıştır. 23 Mart 1 92 1 'de tek­
ra r baş layan Yunan s a l d ı rısı ndan önce Türk ordusu­
nun i htiyaçları da b i r ölçüde gideri l m iştir. Esas ama­
cı Afyon Eskişeh i r hatt ı n ı e l e geçirmek olan Yunan
orduları Uşak'tan hareket ederek 24 Mart'ta Dumlu­
p ı nar'a, 27 Mart'ta da Afyon'a g i rm iştir. Güneydeki
Türk kuvvetl eri n i n savaş i ç i ndeki rol ü . Yunan kuvvet­
l e r i n i oyalamak, Eskişeh i r ' i n savu n mas ı n ı kolaylaştır­
maktır. Bursa, B i l ec i k ve Pazarköy üzeri nde i lerl iyen
Yunan l ı lar, 27 Mart'ta İ stem Paşa kumandasındaki
Batı Cephesine taarruza başlamışlard ı r Savaş çok
kan l ı o l m u ş , üstün sayıdaki Yunan ord u l arına karşı
şiddetle, başarıya karşı konu l muştu r Savunmağa yar­
d ı m etmek üzere Ankara'dan da yeni kuvvetl e r gön­
deri l m iştir. Bu takviye kuvvetlerine M ec l i s M uhafaza
Taburu b i l e d a h i l ed i l miştir 28 Mart günü Türk ordu­
sunun sağ kanad ına, 29 Mart'tada Tü rk ordusunun
sağ ve sol kanatlarına saldıran Yunan ordusu başa­
rı l ı sonuçlar al mıştır. 30 Martta son b i t defa şansı n ı

- 1 42 -
deneyen Yunan ordusuna karş ı , 3 1 Mart günü taarru­
;;: a geçen Türk ordusu düşmanı bozguna uğratm ı ş ; Yu­
nan ordusu geri çek i l mek zorunda k a l m ıştır. Yunan l ı·
l a r 1 N i san'da Bursa 'ya doğru çek i l m i ş l erd i r. İ nönü'­
de de kan l ı sokak savaşları olmuştur Zaferden son­
ra , bu cephedeki kuvvetlerin önem l i b i r k ı s m ı Güney'e
gönderi l erek Afyo n 'daki Yunan kuvvetlerine taarruza
geç i l m iştir. 7 N i sanda Afyon 'dan kaçan Yunan l ı l ar'­
la 8 1 1 tar i h l er i nde As l ı han lar civarında yapı lan sa­
vaşlar sonunda, Yunan orduları As l ı han lar'dan atı l m ış­
tır. İ kinci İnönü Savaşı 'nda kuvvetlerin durumu şu şe­
ki lde i d i :
Türk : 30 . 1 08 tüfe k , 235 ağ ı r m a k . tüfe k , 5 5 hafif
ma k . tüfek , 4 .435 k ı l ı ç , 1 02 top .
Yuna n : 41 . 1 50 tüfe k , 720 ağır mak. tüfe k , 3 . 1 54
hafif mak. tüfe k , 2 .000 k ı l ı ç , 220 top.

İKİNCİ KAHİ�E KONFERANS!, İkinci Dünya Savaşı'nın en


hareketli günlerinde Türkiye'nin İngiltere, Fransa ve Rusya
yanında savaşa gi rmiyeceğini kesinlikle beli rtti ği görüşme­
ler (2-6 Aralık 1 943).
Tahran Konferansı 1 Ara l ı k 1 943'de sona erm i ş ,
Sta l i n Moskova 'ya, Roosevelt i l e Churchi l l d e Kah ir�·
ye dönmüşl erd i r. Ayn ı gün Tahran Konferansı karar­
ları gereğ i nce İ nönü Kahi re'ye davet olunmuştur
İnönü daveti kabul edince Kahire Konferansı toplana­
rakRoosevelt, Churc i l l ve İnönü arasında görüşmeler
başl am ıştı r. (4 6 Aral ı k 1 943). Kahi re'de çözü m l e­
necek konu Türkiye ' n i n savaşa g i rmesi ol muştur. Tür­
k iye savaşa g i rm i yeceğ i n i açıklamıştır. Bu suretle
Avrupa M üttefi k çı karmaları n ı n ve Avrupa savaşı n ı n
müstekbel kumandanı olan Eisenhower " Cesur Türk
asl a n l arı n ı n nas ı l savaş etti k l eri n i seyretmekten ..

- 1 43 -
mahru m k a l mıştır. Varılan sonuç daha a ç ı k olarak
Cumhurbaşkanı R oosevel t ' i n oğluna verd i ğ i şu ce­
vapla özetleneb i l i r :
« - Türkiye savaşa g i recek m i baba ? »
• - Prensip itibariyle evet, fakat bugün k ü du ru­
ma uygun düşmediğ i nden hayır! G üneyden (Akd e n i z
yön ünden, y a n i Balkanl ar'dan) başlayacak m üttef i k ta­
arruzun a , Türkiye 'n i n faa l a b i r unsur olarak katı l m a­
sına gerek olmadığı , çünkü Türkiye'ye yapı l acak yar­
d ı m ı n kısa zaman i ç i nde yetişt i r i l em iyeceğ i sonucu­
na vard ı k ! »
Bu görüşe varı l ı şın baş kahramanı el bette İnönü
ol muştur.

İ MAR VE İSKAN BAKANLIGI VE BAKANLAR!, Türkiye kent­


lerini, kasabalarını, köylerini ve öteki kamu kuruluşlarını il­
gilendirecek şekilde planlarını yapmak, hayata tesir edecek
afetlerde uğraşmak, mesken problemini çözümlemek, ge­
rekli yapı standartlarını tesbit etmek amacı ile kurulmuş
olan devlet teşkilatı.
1 958'de kurul an bu devlet teşki latı görevlerin i
yapramk i ç i n p l a n l ama ve İmar Genel Müdürlüğü. Ya­
pı Malzemei Genel Müd ü rl üğ ü ve Afet İşl eri Müdür­
l üğü g i b i bölüml ere ayrı l mıştır. Bugüne kadarki Ba­
kanları şunl ard ı r :
Meden i Berk. H ayrettin Erkmen, Orhan Kubat,
Feh m i Yavuz, Rüştü Öza l . Muhitt i n Kerim Gökay,
Hayri mumcuoğ l u , Cela lett i n Uzer, Recai İskender­
oğl u . H a l d u n Menteşoğ l u , Hayrett i n N ak iboğ l u . Sela­
hatti n Babüroğ l u , Turgut Toker
İNAN AFET, Tarih profesörü (Selanik 1 908 - ).
Mustafa Keka( Atatürk'e yakı n l ı ğ ı ile tan ı n m ı ş
o l a n İ n a n . Bursa Kız İ l k Öğretmen Oku l u nu biti rdikten

- 1 44 -
sonra Atatü rk tarafından İ sviçre'ye gönderi l miştir. Ce­
nevre Ün ivers ites inde tarih öğre n i m i yapan ve dok­
torasını başarı i l e veren İna n , Türkiye'ye dönünce D i l­
Tarih ve Coğrafya Fakü ltesinde göreve başlamış, bu­
rada doçent ve profesör olmuştur. Halen Atatürk İn­
k ı l apları Akademi s i nde görev yapan İ nan'ın bas ı lmış
bir çok eserleri vard ı r. Bunlar arasında ·Atatürkten
Hatıralar,• · Atatürk ve Türk Kad ı n Haklarının Kazanıl­
mas ı , • • Tarihte Bugün • adlı eserleri pek ünlüdür.

i NAN ŞEFİK ( PROF.), Maliyeci, parlementer ve devlet ada­


mı (S imav 1 91 2).
1 933 tarihinde Mal iye M e ktebinden mezun olan.
İnan, aynı y ı l F ransa 'ya g itmiş. 1 939'da yurda dön­
müştür. Ankara Siyasal B i l g i l er Fakültesinde, Bütçe­
ve isti kraz profesörlüğüne tayin edilmiş, son görevi·
olan i statistik Genel Müdürü iken , Gürsel Kabinesin- ·
de D ev l et Bakanı olara k görevlendirilmiştir. Daha son­
ra da kabinelerde görev alan inan, nisbi seçim sis­
temini ortaya atmıştı r.

iNCE REFİK, Parlementer ve devlet adamı (Midilli - Poli­


hinit 1 885).
İ l k öğrenimini Eşme'de tamamlamış, sonra İzmir
İdadisinde okumuş, Selanik H ukuk M ektebini bitirmiş­
tir. Daha sonra g i rdiği Beylerbeyi M ülazım Mektebi­
ni de bitirmiş, Balkan Savaşı s ı rasında sol kolunu
kaybettiğinden emekl iye ayrı l mıştır. Kurtuluş Savaşı
s ı rası nda 2 1 . Kolordu Hukuk M üşavirl iğini yapmış,
Büyük M i l l et Mecl i s i 'ne Manisa M i l letveki l i ola ra k
katıldı ktan sonra i s e 1 3 ay s ü re i l e Adl iye Bakanlığı
görevini yapmıştır. Bu arada İstiklal Mahkemeleri Ka­
nununu tasarı s ı n ı hazırlayarak Mecl is'e sunmuştur.

- 1 45 -
B i r ara parlemente r l i k hayatı sona erm i ş , fakat 1 931 '­
de tekrar Manisa M i l l etveki l i olarak Meclis'e g i r m i ş­
tir.

İNGİLİZ KEMAL (ESAT TOM R UK), Kurtuluş Savaşı sırasın­


da gerek Yunan ve gerekse İngiliz gizli servislerinin elinde
bulunan planları, Ankara'ya bildirerek Türk kuvetlerinin sa­
vaştan başarılı çıkmasını sağlayan ünlü Türk casusu (İst.
1 887 -ist. 1 966).
Öğrenimine başladığı s ı rada hafiyel e r tarafından
tutuklanan İngiliz Kemal , b i r gemi ile Avrupa'ya kaç­
m ı ş , sonra İstanbul'a dönmüştür. Çanakka l e Cephe­
s i nde, İ stanbul 'a gelen yabancı deniz-altı larla i l işkiler
kuran Kemal, Lawrence adı i l e a n ı l a n İngi l iz casusu­
nun peşine tak ı l mıştır. Anzavur ve Gavur İmam 'ın
çalışmalarına da izin vermiyen İng i l i z Kemal , Anta l ya
yöresi nde faal i yet gösteren Yunanl ı lar'a ait b i r ca­
sus şebekesini de ortaya çı karm ı ştır. Daha sonra Ge­
nel Kurmay i stihbarat servisinde görevlendiri l m i ştir.
Cumhuriyetin i l a nı ndan sonra ise yabancı memleket­
:ıerde isti hbarat görevlerinde bulunmuştur.

İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ (1'HE FRENDS OF ENGLIND


ASSOCİATİON) Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan zararlı
demek ( 1 9 1 9).
H ü rriyet ve İti l af F ı rkas ı ·n ı n çal ışmal arına para·
l e l b i r çal ışma yapmak için kuru l muş olan bu cemi­
yetin as ı l gayesi , İ ngi ltere i l e Şeriat düzen i n i kabul
etm i ş olan Osmanlı Devleti arası ndaki dostluğu per­
ç i n leşti rmek ve bu dostluktan faydal anmaktır. Cemi
yet i n programında şu maddeler yer a l m ı ştır:
1 - Cemiyetin progra m ı n ı benimsiyen l er cemi·
yete gireb i l irler 2 - Savaş ve savaşl ara taraftar

- 1 46 -
olanlar cemiyet g i remezler. Cem iyetin İstanbul ı ç ı n­
de 20 kadar şubesi vardır. 3 - M i l li Kurtu luş hare­
keti n i destekleyenler cemiyeti n en teh l i ke l i düşman­
larıdır.
Cemiyet, Mustafa Kema l ' i n Anadolu 'da yarattığı
faydalı sonuçlar karş ı s ı nda ç a l ı ş m a l arına son vermi ş­
t i r ( 1 92 1 ) .

İNÖNÜ MU STAFA İSMET, General, devlet adamı, Türkiye


Cumhuriyeti'nin İkinci Cumhurbaşkanı (İzmir 1 884).
İ l k öğreni m i n i Sivas'ta tamamlayan İsmet İn önü,
Sivas Askeri Rüştiyesine g i r m i ş , 1 895'te bu okuldan
mezun ol muştur. İstanbul Topçu Okulunun giriş i m·
tihan ı n ı kazanarak bu okulda öğreni m i n e devam et·
m i ş , 1 903 tari h i nde Topçu Harbiyesi nden mezun o l a­
rak ordu saflarında çeşitl i görevler a l mıştır. 1 9 1 4'te
yarbayl ığa yükselen İ nönü, B i rinci Dünya Savaşı sı­
rasında D i yarbakır ve Kudüs'te bulunmuş , hastal ana­
rak Halep Hastahanesine yat ı rı l m ıştır. Bu hastahane­
den 1 9 1 9 tari hinde İstanbul 'a gelen İsmet Bey, M us­
tafa Kemal i l e Şişl i 'deki evde vata n ı n düşmanlardan
kurtarı lması p l an l arı n ı yapmışlard ı r . Daha sonra Mus­
tafa Kemal ' i n çağırısı üzerine Ankara'ya gitmiştir.
Böylece Türk Ku rtuluş Savaşı 'na bi lfi i l kat ı l an Albay
İsmet. yeni kurulan Batı Cephesi kumanda n l ığ ı n a ta­
y i n edi l m iştir. Bu cephede Yunan l ı l ar'a karş ı 1 . ve
i l . İnönü zaferl erini kazanarak, Atatürk'ün de bel i rt­
tiği gibi Türk'ün makus tal i h i n i yenm i şti r » . Kurtuluş

Savaşımızdan sonra Lozan barış görü�melerine baş­


murahhas o l arak katı lan İ nönü, uzun ve çekişmeli ge­
çen görüşmel erden sonra ikinci defa yap ı l an toplan­
tı sonunda, 24 Temmuz 1 923'te Lozan Barış Antlaşma­
s ı n ı i mzalamıştır.

- 1 47 -
Ankara'ya dönüşünde; Atatürk tarafından Başba­
kanlığa getirilen İnönü, i l k kabines i n i 29 Ekim 1 923'­
te kurmuştur. İnönü bu tarihten sonra i ki nci kabinesi­
n i 6 Ara l ı k 1 924, üçüncü kabines i n i 4 Mart 1 925'de
kurmuştur. Bu tarihten sonra 1 Kas ı m 1 927, 27 Eyl ü l
1 930, 4 Mayıs 1 93 1 v e 1 Mart 1 935 tari hlerinde kur­
duğu kabinelerle Türk siyasi ve sosyal h ayatında bü­
yük tesi rl eri görü len devri mleri, kanunları Atatürk i l e
b i rl i kte g erçekleşti rmiştir. 1 937 tarih i nde Atatürk i l e
a n laşamayan İ nönü, Başbakanl ığ ı b ı rakmak zorunda
kal m ı ştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ö l üm ü nden sonra
Türkiye Cumhuriyeti 'nin İkinci Cumhurbaşkanı seçil­
m iştir. 1 938'den 1 950 ye kadar 1 2 y ı l süre i l e Cu�
h u rbaşkanl ığı görevinde kalmıştır. Bu a rada Türkiye'­
n i n kalkınması i ç i n önemli merhal e l e r açıl m ı ştır. 1 945
tar i h i nde Türk demokrasi s i n i n öne m l i i lerleme kay­
detmesi i ç i n çok parti l i döneme geçişte büyük çaba­
l a r göstermiştir. 1 4 M ayıs 1 950 seç i m l erinden sonra
Türk halkına verdiği sözü tutmuş ve partisi i l e bir-
1 i kte i ktidarı Demokrat Parti 'ye b ı ra karak muhalefete
qeçmiştir. 27 M ayıs 1 960 tarihine kadar muhalefette
k:::ı lan İ nönü, 1 96 1 genel seçi ml erinden sonra kuru lan
Koa l isyon Kabinelerinin Başbaka n l ı ğ ı n ı yapmıştır. Bu
tari hten 1 963 tarih i ne kadar üç kabine (3 Kasım 1 96 1 .
2 5 Hazi ran 1 962, 2 5 Ara l ı k 1 963) kurmuş, kabinel erin­
den i l ki n e A.P.'y i , i kincisine Y.T.P., C.K.M.P.'yi koa l i s·
yon ortağ ı olara k a l m ıştır. Üçüncü kabinesini bağ ı m·
sızl ardan kuran İ nönü, bu kabineler dönem inde 22 Şu·
bat ve 2 1 Mayıs'ta Talat Aydem i r tarafından Ankara'­
da baş l at ı l an ayaklanmaları bastırmıştır. Bu arada,
Mes'ut adl ı bir şahıs tarafı ndan ö l d ü rül mek i stenmiş­
tir �hı:=ısi h ayatında C.H .P.'ye tek hakim olara k kalan

- 1 48 -
İ nönü, Ecevit Feyzioğ l u arasındaki çatışmada Ece­
vit'i tutmuş'; Ecevit' i n ortanın solu pol itikası n ı des­
teklemiştir. Ecevit Satır çatışmasında ise i k i ncin­
c i s i n i tutmuş ve Ecevit guruba hakim olunca kuru l­
taya sözünü geçiremiyen İnönü, önce Genel Başkan­
l ı ktan , sonra C.H.P.'den ve M i l l etveki l l i ğ i nden istifa
ederek Senato'da eski Cumhurbaşkanl a rı için tan ı nan
Tabi i Senatörlük görevine başl am ıştı r.

BiRİNCi INôNO KABINES(, Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanın­


dan hemen sonra ismet lnönü tarafından kurulan ilk Cum­
huriyet kabinesi (29 Ekim 1 923).
Başveki l : İsmet Paşa ( M a l atya), Şer'iye Vekil i :
M ustafa Fevzi Efendi (Saruhan), Erkan-ı H arbiye-i
Umumiye Vek i l i : M ü ş i r Fevzi Paşa C l stanbul ) , Dahi l i­
ve Veki l i : Recep Peker (Kütahya). M a l iye Veki l i : H a­
san Fehm i Efendi (Gümüşhane), M üdafaa-i M i l l iye Ve­
l(i ! i : Kazı m Paşa ( Ka rasi ) , i ktisat Vekil i : Hasan Bey
rT rabzon) . Adliye Veki l i : Seyit Bey ( l z m i r) , Maarif
Veki l i : Muhtar Bey (Adana), Nafıa Veki l i : Behiç Bey,
S ı hhiye Veki l i : Dr. Refi k Bey ( İstanbul ) . i mar - i skan
Veki l i : M ustafa N ecati Bey ( İ zm i r) .

İKİ"-ır.i l�ıl\"ırı ıc A �iMı:c. i . Cumlıurb:::ı s kanı M u sta fa Kemal


Atatiirk'iiıı �<>vh Sait İsyanı sebebiyle görevinden ayrılan
Fethi Okvar'dan bosalan Basbakanl ıqa İsmet İnönü'yü ta­
yi nin de n Mnra, İ n ön ü 'n ü n Başbakanlığında kurulan kabine
(4 Mart 1 925 - 1 937).
Bu kabi n e şu şekilde kuru l m u ştur:
Başbakan ve H ariciye Veki l i : İsmet l nönü ( M a­
l atya) . Dah i l iye Veki l i : Cemi l Bey (Tekirdağ), M i l l i
M üdafaa Vek i l i : Recep Peker ( Kütahya). Adl iye Ve­
ki l i : M ah mut Esat ( İzmir), M a l iye Veki l i : Hasan Bey

- 1 49 -
(Trabzon) , Ticaret Veki l i : Cennani Bey (Gaziantep) ,
Bahriye Veki l i İ hsan Bey (Cebe l i bere�et) , Maarif Ve­
k i l i : Hamdullah Suphi ( İ stanbu l ) . Zi raat Veki l i : Sab­
ri Bey (�aruhan).
İkinci İ nönü Kabi nes i n i n ilk görevi Şeyh Sait İs­
yan ı 'n ı bastı rmak olmuştu r. 14 v i l ayete yaygı n b i r
aya klanmayı bastı rmak ise, o günün u laştırma şart­
l arı içinde, hiç de kol ay o l m a m ı ştır. İsmet Paşa ve
Kabinesi önce isya n ı n bastı r ı l ma s ı , sonra da Doğu ve
Güneydoğu vilayetleri mes'e l eleri n i n ele a l ı nması g i­
bi hem askeri, hem idari, i ktisadi ve sosyal geniş b i r
görev, soru m l u l u k karşısında kal mı ş l ardı r . İ ş i n askeri
cephesi başarı l mı ştır. 1 5 N isan'da, asi l erin son s ı ğ­
nakları da i şgal ed i l erek , başta Şeyh Sait o l m a k üze­
re etrafı ndaki arkadaş l arı , askeri b i rl ik l e re tes l i m ol­
muşlardır.

BiRİNCİ INÖNÜ KOALİSYON KABiNESİ,


1 96 1 genel seç i m l erinden sonra Cumhurbaşkanı
Cemal G ü rsel , İsmet İ nönü 'yü Başbakan l ığa tayi n et­
m i ştir. İ nönü uzun süren ça l ışmalarından sonra A.P.
ve C . H . P . ' l i m i l l etveki l i ve senatörlerden meydana ge­
.len Bakanlar Kurulunu tesbit ederek Cumhurbaşkanı
Cemal G ü rsel'in onayına sunmuştur. 21 Kas ı m 1 96 1 '­

de onaylanan kabine A.P.'n i n koa l i syondan ayrıl ması


ile 20 Haziran 1 962'de düşmüştür.
Kabi n e şöy l e kurul muştur :
Basbakan Yard ı mcısı A k i f İ yidoğan, Devlet Ba­
kan ı :. Turhan Feyzioil l u , Devlet Bakan ı : Avni Doğan,
Devlet Bakanı : N. Ökten, Devlet Baka n ı : N ihat Su,
Adal et Baka n ı : Sah i r Kurutluoğ l u , M i l li Savunma Ba·
kan ı : İ l hami Sancar, İçişleri Bakan ı : Ahmet Topaloğ·
l u , D ı ş i ş l eri Bakan ı : Sel i m Sarper, M a l iye Bakanı : Şe-

- 1 50 -
f i k İnan, M i l l i Eğitim Bakan ı : H i l m i İncesul u , Bayın­
d ı r l ı k Baka n ı : E m i n Paksüt, Ticaret Bakanı : İhsan Gür­
san, Sağ l ı k Bakanı : Suat Seren, Gümrü k ve Tekel Ba­
kanı Şevket Bulatoğ l u , Tar ı m Bakanı Cavit Ora l ,
U laştırma Bakanı Cahit Akyar, Ç a l ı şma Bakanı Bü­
l ent Ecevit, Sanayi Bakanı : Fethi Ç e l ikbaş, Basın­
Va�1 1 n Baka n ı : Kamuran Evl iyaoğ l u , İmar ve İskan Ba­
k ::ı nı : Muh itt i n Güven.

İKİNCİ İNÖNÜ (KOALİSYON) KABİNESİ, Birinci Koalisyon


Kabinesi C.H.P. ve A.P.'nin işbirliiji ile yürümeyince istifa
etmek zorunda kalan İsmet İnönü'nün tekrar Başbakanlığa
tayinintfı:m sonra Y.T.P., C.K.M.P. ve bağımsızlardan kuru··
lan kabine r22 Haziran 1 96?.).
Bu Koalisyon Kabi nesi şu şekilde · kurulmuştur:
p,.,shaka n : İsmet İ rıönü, Basbakan Yardımcısı :
Turharı Feyzioalu (C.H.P.). Başbakan Yardımcısı : Ek­
'" P rtı l\ l ir.::ın (Y.T.P.) . Basbakan Y a rd ımcısı : Hasan
l) ; r r P. r ( C > K . M .P.l , Devlet B aka n ı : Şak i r AğanoğlU
r f' '-' 0 1. Devlet Bakan ı : Raif Aybar (Y.T.P.) , Devlet
R '"' ''"' " ' : Necmi Öktem (Tarafsız). Adl iye Bakanı : Prof.
/l h�; ·, ııı "lk Kemal (C . K.M .P.), M i l li Savunma B akanı:
j ı ı., .., rn ; S<ıncar rr..H .P.1 , M a l ive Bakanı : Ferit Melen
rr. 1- LP . } . D ı s i ş leri Bakan ı : Feridun Cemal (C.H .P.),
i r i c; I P.ri Bakan ı : H ıfzı Oquz Bekata (C.H .P.) , Ticaret
P <=> '' � n ı : M u h l i s Ete (C.K.M. . P.}, U laştırma Bakanı : R i­

bt Ö7des (Y.T.P . ) , Zi raat Bakanı Mehmet İzmen


r v T P ı . Sanayi Bekanı : Fethi . e l i kbaş (C.H .P.), M a­
r r i f R cı h n r S . Rasit H atirıoğl u r c . H .P.) , Ç a l ı ş m a Ba·
ı,,. .., n ı · P i'ı l p,rıt Ecevit (C.H .P ) , Bas ı n Yayın Bakanı :
.
('. p i � ! Tevfik Karasaban ( C . K . M . P.}, Gümrü k ve Te­
Jrol R :o l.-:8 n ı : Orhan Öztrak (C. H .P.). İmar İ skan Ba­
kan ı : F. Kerim Gökay (Y.T.P.), Sağl ı k Baka n ı : Dr.

- 1 51 -
Yusuf Azizoğlu (Y.T.P.). Bayınd ırl ı k Bakanı : İ l yas
f1eçkin (C.H .P.),
İnönü'nün bu hüku met programı b i ri ncisinden
pek farkl ı olmamıştır.
• Hükumet, s i yasi tarih i mizde yer alan karma hü·
kumet teşebbüslerin i n bir yenisidi r ve Büyük M ec­
l is'te temsil o lunan üç s iyasi parti n i n ve bağ ı ms ı z­
ların ortak soru ml u l u kl a rı i l e kurulmuştu r . • sözleri
ile hüku met prog ramı n a başlayan İnönü, 27 Mayıs
İ htilati i çi n de şöyle demiştir: • 27 M ayıs İhti l a l i ,
m eş ruluğunu kaybetmi ş b i r idareye karş ı , Türk M i l­
letinin d i renme hakkı n ı kul lanmas ı d ı r. Bu hareket,
amacına u laşmış ve memlekette d emokrahk cumhu­
riyet n i za m ı n ı n yeniden kuru l masını sağlamı ştır. H ü­
kumet i n s iyaseti , 27 Mayıs Devrim i n i n meşruluğunu
gölgeleyecek her türlü hareketin karşısında buluna­
caktır.•

'ÜÇÜNCÜ İNÖNÜ (KOALİSYON) H Ü KÜ M ETi, 25 Aralık 1 963'·


de Curnhurbaskanı Cemal Gürsel tarafından tekrar Başba­
kanlığa getirilen İsmet İnönü tarafından kurulan kabineye
eski hükümetteki onbir bakandan, sekizi ile üç baqımsız
alınmıs; Turhan Feyzioğlu, İlyas Seckin ve Fethi Çelikbaş
ise üçüncü İnönü Kabinesine girememişlerdir.
Kabi n e 26 Ara l ı k 1 963 2 1 Şubat 1 964 tarih leri
a rasında görevde kal m ı ştır.
Kabine şöyle kurul muştur :
Dev l et Bakanı v e Başbakan Yardı mcı s ı : Kemal
Satır, Devlet Bakan ı : İbrahim Saffet Omay, Devlet
Bakanı : M a l i k Yolaç, (Bağımsız), Devlet Bakan ı : Ve­
fik Pirinçoğl u , Adalet Bakan ı : Sedat Çumra l ı , M i l li Sa­
vunma Bakanı: l lhami Sancar, i çişle ri Bakanı : Orhan
ôztrak, Dışişleri Bakanı : Feridun Cemal Erkin, M a l i-

- 1 52 -
ye Baka n ı : Ferit M e l en, M i l li Eğ itim Bakanı: İbrahim
Öktem , Bayınd ı r l ı k Bakanı : Arif H i kmet Onat, Sağ l ı k
Bakanı : Kemal Dem i r, Ticaret Bakanı : Fehmi İstim­
yel i , Gümrük ve Tekel Bakanı : M eh m et Yücel er (Ba­
ğ ı msız), U l aştırma Bakanı : Ferit A l p İskender, Ça­
l ışma Baka n ı : Bülent Ecevit, Sanayi Bakan ı : Muam­
mer Erten, Turizm ve Tanıtma Bakanı : A l i İhsan Gö­
ğüş, imar ve İskan Bakanı : Celalettin Uzer, Köyişl e ri
ve Topl u m Kalkınması Bakanı : Lebit Yurtoğl u , Enerji
Bakanı : H üdai Ora l .

İREN CAHİT (PROF.), Hukukçu v e devlet adamı (ist. 1 9 1 8).


Galatasaray Lisesi'ni bitird i kten sonra Cenevre'­
d e i ktisat, Lozan 'da H ukuk öğreni m i yapmı ştır. Anka­
ra Yüksek Ticaret Okul u Profesörlüğüne getiril en lren,
B i rinci G ü rsel Kabinesi 'nde Ticaret Bakanlığı yapm ı ş­
tı r.

İSTiKLAL MAHKEMELERİ, Büyük M illet Meclisi'nin çıkar­


dığı «Hiyanet-i Vataniye Kaunu» nu uygulamak için çeşitli
şehirlerde kurulan özel mahkemeler ( 1 2 Eylül 1 920).

M ustafa Kemal ve Kadrosu tarafından Anadolu'­


da başlatı lan Kurtul u ş Savaşı 'n ı bazı ç ı kar çevrel eri
d esteklememişler, hatta karşısına ç ı k maktan b i l e çe­
k in memi şl erdir. M i l letin bağı msızl ı k mücadelesini en­
gel l emek isteyenl eri cezal and ı rm a k için, b i r k ı s ı m
M i l l etvek i l l eri Mecl is'e b i r kanun tekl ifi verm i ş l erdi r.
.. H i yanet-i Vataniye Kanunu • nu Meclis aynen kabul
etmiştir ( 1 2 Eyl ül 1 920). Daha sonra 1 8 Eyl ü l 1 920'de
İstiklal Mahkemeleri kuru l muştur. Anadolu'nun bazı
bölge ve şehi rlerinde gezici İ stik l a l Mahkemeleri ça­
l ış mal ara baş l amıştır. İsti klal Mahkemeleri isyan,
m i l li bağ ımsızlığa ayk ı rı hareket gibi suçları i ş l eyen-

- 1 53 -
leri yarg ı l am ı ş ve kararları hemen uygulanm ıştır. İs­
t i k l a l Mahkemeleri Başkan l arı arası nda K ı l ı ç A l i , Maz­
har Bey ve Mustafa M u ğ l a l ı Paşa vard ı r.

İŞCAN HAŞİM , Vali ve Belediye Başkanı (Edirne 1 898 İst. -

1 967).
Y ı l d ız M ülkiye M ektebi nden mezun olan İşcan,
çeşi t l i görevlerde b u l unduktan sonra Tekirdağ, Erzu­
rum, Antalya, Bursa , Samsun val i l i kl erinde bul unmuş­
tur. Bu arada her tayin edi ldiği i lde hastahane, yol ,
kütüphane, cadde v e parklar yaptı rmışt ı r. Emekl iye
ayrı l d ı ktan sonra 1 963 de İstanbul B e l ed iye Başkanl ı­
ğına seç i l mi ş , bu görevi de başarı i l e yapm ıştır. Ö l ü­
müne kadar bu görevde kalan İşcan, Saraçhane, Kara­
köy geçitlerini yaptı rarak İstanbul trafiğ ine faydal ı
olmuştur.

iZM i � " " İİ " " f J\ A.i HUl<UK-U OSMANİVVE CEM İYETİ, Do­
ğu vi!ayetleri üyeleri tarafından kurulan cemiyet.
1 7 M a rt 1 9 1 9 y ı l ı nd a İzmi r'de val i Yardımcısı
N u rett i n Paşa'nın öncül üğ ü nd e yapı lan ilk kongre i le,
bütün Doğu Anadolu Müdafaa-i H ukuk üyeleri tarafı n­
dan k u ru lm uştur.

İZMEN M EHMET, Devlet adamı (Giresun 1 909).


Sivas�ı R i l a i l P.r F::ıkültesini bitirmiştir. MAien Ka­
b i nesine M i l li Savunma Bakanı olarak dışardan a l ı n­
m ıştır.

- 1 54 -
K

KALAFAT EMİN, Parlementer ve devlet adamı (1902) .


İ lk defa 1 950 seç i m lerinden sonra Bakan o l­
muştur. 1 955 tar i hi nde kurulan 4 . M enderes Kabine­
si 'nde D evlet Baka n l ı ğ ı yapm ı ş , 27 Mayıs İ hti l a l i 'n­
den sonra Yassıada 'da yarg ı l anarak hapse m ahküm
edi l miştir.

KARA ÖRTÜ , Bursa'nın Yunan kuvvetleri tarafından işgali


üzerine, B.M .M.'nin otuz bi rinci toplantısında başbakanlık
kürsüsüne serilen kara örtü.
Bursa 'nın Yunanl ı l ar tarafından işga l i üzerine
(9 Temmuz 1 920) B.M . M . 1 8 Temmuz 1 920 tari h l i
3 1 . toplantısında Mecl is Başkanl ı k kürsüsüne k a ra
b i r ö rtü ö rtül mesi M i l letvek i l l e ri tarafından tekl i f
ed i l m iştir. Bu tekl i f üzerine, Türk M i l l eti 'n i n Bursa'­
n ı n işgal inden duyduğu ızdırab ı n b i r ifadesi o l a rak
Başkan l ı k kürsüsüne kara örtü seri l m iştir. Bu kara
örtü, Büyük zafere kadar b u rada kalm ıştır. Bursa'nın
k u rtarı l ması üzerine kald ı rı l an kara ö rtü yerine 6 Ey­
l ü l 1 922'de yeş i l ren k l i b i r örtü konul muştur.
KARABEKİ R KAZIM (PAŞA), Kurtuluş Savaşı 'nda Doğu Or­
duları kum andanı olarak Ermeni tehlikesini önleyen önlü

- 1 55 -
Türk Generali ve Terakkiverver Cumhuriyet Fırkası kurucu­
su (İst. 1 882 İst. 26 Ocak 1 948).
-

Mehmet Emin Paşa' n ı n oğl u . Fat i h Askeri Rüş­


tiyes i n i , Kul e l i İdad i s i n i bitird i kten sonra gird i ğ i Har­
b iye'den 1 905'te mezun ol muştur. H a reket Ordusu­
İkinci Tümeninde Kurmay Başkanl ı ğ ı yaptı ktan son­
ra Bal ka n Savaşla rı n 'da, Birinci Dünya Savaşı 'n­
d a , Doğu Cephesi 'nde ve Çanakkal e'de Tümen Ku­
mandanı olarak bulunmuştur. I ra k Çephesi nde çar­
pıştıktan sonra Ka�kas Cephesi İ ki n c i Kolordu Ko­
mutanl ığ ı na tay i n edi l mi şti r. Erzincan, Erzurum. Kars
ve G ü m rü 'nün geri a l ı nmasında gösterdi ğ i yararlı·k­
tan dolayı rütbesi G enera l l iğe y ü kselti l miştir. Mon­
d ros M ütare kesi 'ni n imzalanmasını takiben İstan­
bul 'a gel m i ş , Mütareke a n l aşmas ı n ı n Doğu i l lerinde­
deki uygul amasında gördüğü haks ız l ı klar karşısında
isteği üzeri ne kendisini Doğu'dakl XV. Kolordu Ko­
mutanl ı ğ ı na tayin etti rmi şti r. Bu suretle, daha o za­
man s i l a h l ı b i r d i renme gerektiğ i n e d a i r olan i nan­
cını ortaya koymuştur. Doğu Cephesi 'nde yapt ı ğ ı
çalışma l a rl a h a l k ı n b i r kahrama!l olarak selamladı­
ğ ı ve sevdi ğ i Kazı m Karabekir, aynı zamanda Erme­
n i l e r'e karşı yapt ı ğ ı savaşla, Kurtu l uş Savaşı'nın i lk
askeri başarısını elde etmi ştir. Mustafa Kemal as­
kerl ikten ayrı ldı ktan sonra • Kolord u m ve ben emrin­
deyi m " diyerek Mustafa Kema l 'e gerçekten büyük
destek o l m uştur. 1 924'te B i rinci Ordu M üfett i ş l iğ i n­
den ayrı l arak Terakkiperver F ı rkas ı 'n ı n kurucu ları a ra­
sına g i rm i ş ve Başkanı ol muştur.
1 927 y ı l ında emekl i olarak siyasi h ayata atıl m ı ş ,
fakat kısa b i r zaman sonra köşesine çek i l m i ştir. An­
cak İ nönü'nün Cumhurbaşkanı o l masını takiben ye­
niden Mecl i s 'e g i rm i ş ve uzun süre M i l l et Meclisi

- 1 56 -
Başkanl ı ğ ı yapmıştı r. « Cihan H a rbine Neden G i r­
d i k ? .. , .. İshklal H a rb i m i z ,, g i b i önem l i eserle ri i l e
ş i i rleri v e m a rş g üfte ve beste l e ri vard ı r.

KARAOSMANOGLU ATİLLA, Planlamacı, devlet adamı (İz­


mir 1 932).

S i yasal B i l g i le r Fakültesi nden mezun o l m uştur.


27 M ayıs İhti l a l ' i nden sonra Devlet Planlama Teşki­
latında D a i re Başkanl ığına geti ri l m i ştir. Daha sonra
Amerika'ya g iden Karaosmanoğ l u , Erim Kabines i 'ne
Plan ve Koord i nasyon Bakanı olarak g i rm iştir. An­
laşmazl ı k sonucu istifa eden Karaosmanoğlu bir sü­
re İ ş Bankası İdare Mecl i s i üye l i ğ i yapmıştır. Kara­
osmanoğl u İ ş Bankası 'ndan ayr ı l d ı ktan sonra, M i l let­
l erarası b i r kuru luşta görev a l mıştır.

KARAOSMANOOLU FEVZi LÜTFi, Parlementer ve devlet


adamı (Manisa 1 900- ).
Öğren i m i n i Halkalı Z i raat · Mektebi 'nde tamam­
l ayan Karaosmanoğ l u , yazı h ayatına atı l m ı ş , Terakki­
perver Partisi lehine yazd ı ğ ı yaz ı l ardan dolayı i stik­
l a l Mahkemes i 'ne veri l m i şsede beraat etmiştir. Bu
olaydan sonra ç i ftl i ğ i n e çekilerek z i raat i l e uğraş­
maya başlam ıştır. Çok part i l i döneme geçişte De­
mokrat Parti saflarında i k i nci defa s i yaset hayatına
atı l an K a raosmanoğl u , 1 946 ve 1 950 seçim leri nde
Man isa'dan D .P. M i l l etveki l i olara k M ecl is'e g i rm iş­
tir B i rinci Menderes Kabi ne s i 'nde Devlet Baka n l ı ğ ı ,
i ki nci M enderes Kabi nesi'nde İ ç i ş l eri Baka n l ı ğ ı n a
tay i n e d i l m i ş , 1 955 y ı l ı nda 1 9 arkadaşı i l e b irHkte
· İsbat hakkı · i stedi kl eri için D .P.'den i h raç edi l mi ş­
l erdir. Daha sonra H ü rriyet Parti s i ' n i n kurucuları a ra­
s ı nd� ver a l mıştır. · Güç B i r l i ğ i • anlaşması sonunda
- 1 57 -
H ü rriyet Partisi C . H .P. i l e b i rl e ş i nce Karaosmanoğl u
da C . H .P. saflarında ça�ışmağa başlamış1H r ( 1 958) .
27 Maııs İhti l a l i 'nden sonra Kurucu M ec l i s 'e C . H .P.
tem s i l c i s i ol arak g i rm i ş , Kurucu M e c l i s dağ ı l ı nca tek­
rar siyasetten ç e k i l mişti r.

KARAÖZ İLYAS, Parlementer ve devlet adamı (Muğla


1 9 1 9- ).

Yüksek Ekonomi ve Ticaret Oku l u 'ndan mezun


olan Karaöz, Çalışma Baka n l ı ğ ı M üfettiş l iğ i ve Ayd ı n
Böl gesi Çal ışma M üdürlüğü yapm ıştı r. 1 969 'd a s i ya­
si hayçıta atı l m ı ş , Muğla A.P. l istesi nd e n Senatö r o l a­
rak Mec l is'e g i rm işti r. Eri m Kabinesi 'nde Devlet Ba­
kanı olan Karaöz, Melen Kabinesi' nde de Tarım Baka­
nı olmuştur.

KARASAPANOGLU CELAL TEVFİK, Parlementer ve devlet


adamı (Medine 1 899- ) .

Öğren i m i n i tamamladıktan sonra Kurtuluş Sava­


şı'na gön ü l l ü olarak katı l m ı ş , Akhisar Cephesi 'nde
savaşı �ken Yunanl ı l a r'a e s i r düşmüştür. Esaretten kur­
tulduktan sonra İzm i r Öğ retmen Oku lu 'nda öğretmen­
l i k görevine başlam ıştı r. 1 926'da Paris'e g i derek Sos­
yal B i l i m l e r Oku l u 'nun gazeteci l i k bölümünü b iti rm i ş
ve Dışişleri Baka n l ığı nda Sekreterl i k görev i n e tay i n
edi l m iştir. 1 929 'dan sonra çeş itl i görevlerde bulunan
Karasapan 1 950'de D ı ş i ş leri B.lkan l ı ğ ı Pers0:ıel Ge­
nel Müdürü , 1 95 1 'de Şam, 1 952'de Libya , 1 953 'te B ü k­
reş E l ç i s i ol muştur. 1 953'de s i yasi hayata atı l m ı ş ,
g i rd i ğ i C .K.M .P.'den Afyon Senatörü seç i l m iştir. İki n­
c i Koal i syon H ü kü meti 'nde Turizm ve Tanıtma B akan­
l ı ğ ı 'na tayi n ed i l en Karasaban , 1 961 'den sonra Orta
Doğu Dergisi'ni çı karmağa başl a m ı ştır.

- 1 58 -
KARASU NUSR ET (Profesör Dr.), Devlet adamı (Erzurum
1 902).
T ı p Fakültes i ' n i biti rd i kten sonra ( 1 926). çeş i t l i
hastahanel erde görev a l m ı ş , Ankara Tıp Fakültesi ' n­
de Profesör i ken Biri nci Gürsel Kabi nesi 'nde Sağ l ı k
ve Sosya l Yard ı m Bakan l ığ ı na geti ri l m iştir.
KAYA ŞÜKRÜ, Parlamenter ve devlet adamı (İstanköy 1 884
-İstanbul 1 959).
İ l k öğre n i m i nden sonra o rta öğre n i m i n i Galatasa­
ray Lisesi 'nde yapm ıştır. Önce İstanbul ve sonra da
Paris H u ku k Fakültel eri n i biti rmişti r. Türkiye'ye dön­
d ü kten sonra İçişleri Bakanl ı ğ ı Ticaret İşleri Kısmı nd a
katip o l a rak çal ı ş m ı ş , 1 9 1 3 'te Ed i rn e S u l h H a k i m l i ğ i ­
ne tay i n ed i l m işt i r. Aynı y ı l B ö l g e M üfetti ş l i ğ i nde v e
b i r y ı l sonra da .. İskan-ı Muhac i r i n v e Aşay ı r ,, M üdür­
l üğünde görev alan Şükrü Kaya, b i r süre sonra b i ri nci
s ı nıf Bölge Müdürlüğüne yükselt i l m i ştir. B i ri nc i Dünya
Savaş ı sonunda İngi l izler İstanbu l 'u işgal edince İtti­
hat ve Terakki i leri gelenlerinden olan Şükrü Kaya da
Malta Adası 'na sürü l m üştür ( 1 920). S ü rgünden kaçma­
ğ ı başaran Şükrü Kaya, Türkiye 'ye dönünce İzm i r Be­
l ed iye Başka n l ığına geti r i l m işti r. Daha sonra Cumhu­
riyet H al k Partisi 'nden Muğla M i l l etveki l i olarak Mec­
l is'e g i rmiştir ( 1 923). Şükrü Kaya s ı rasıyla Z i raat
( 1 924) , D ı ş i ş l eri ( 1 924 1 925) ve İçiş!eri Baka n l ı ğ ı n a
·

( 1 927 - 1 938) get i r i l m işti r Bu arada Cumhuriyet H a l k


Partisi G e n e l Sekreterl iğ i nde de b u l unmuş , Atatü rk'ün
ölümünden sonra siyasi hayattan çekil erek 1 937 'ye
kadar yazd ı ğ ı maka l e l e r i n i n ŞGkrü Kaya , Sözl eri , Ya­
z ı l arı ( 1 927 1 937) ., ad l ı b i r kitapta toplamıştır.
KAYSERİ OLAYLARI, 1 957 yıl ında yapılan genel seçimler
sırasında, Menderes'in konuşmalarına cevap vermek ve
Hükumetin icraatını eleştirmek maksadıyla yurt gezisine

- 1 59 -
çıkan muhalefet ·lideri İ nönü'nün Kayseri'ye sokulmak is·
tenmemesi ü ze rin e çı ka n ol a yl a r.
İnönü, H ükumetin çal ışmalarını tenkid etme k ve
h a l k ı uyarmak maksad ıyla ç ı ktığı yurt gez i s i s ı rasın­
da Kayseri 'ye g iderke n , b i n d i ğ i tren Yeş i l h isarda dur­
durulmuş ve kompartmanına ye!en Kayseri Val i s i , i l­
deki heyecan sebebiyle b i r karş ı l ı k ç ı kması i htimal i n­
den sözede rek, yetk i l i l erin kend i s i n i n A nkara'ya dön­
mes i n i istedikleri n i söylemiştir. İnönü, Val i n i n uzattı­
ğı yazı l ı e m ri y ı rtmış ve geri dönmeği reddetm iştir.
Val i , d u rumu Ankara 'ya b i ldirip telefo n l a tal imat bek­
l erken, b i r çok subay, asker ve sivi l l nönü'nün kom·
partımanına g i rmiş ve e l i ni öpmüşlerd i r. Burada gö­
rev l i subaylar, İ nönü'ye, itaats izl i k sebebiyle askeri
mahkemeye veri l m emek için yol u kapatmak zorunda
kaldıklarını söylemişler ve özür d i lemişlerdir. Tren­
den inen İnönü, kalabal ı k i ç i nden geçmiş ve selam va­
ziyetinde d u ran askerlerin arasından yaya o larak yü­
rümüştür. O geceyi orada geçiren l nönü, ertesi günü
arabayla Ankara'ya hareket etmiştir. Bu olay, ikt idar
i l e muhalefet arasında o g ü ne kadar meydana gelen
en açık çatışma o l m u ştur.

KENAN PAŞA, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük emekleri


geçen kolordu kumandanı (İst. 1 884 Diyarbakır 1 935).

Harb iye'den mezun olduktan sonra ordudaki gö­


revine başl a mıştır. Kurtuluş Savaşı 'ndan önce Diyar­
bakır, sonra da U rfa ve Gaziantep'te yararl ı k l a r gös­
term işti r. 1 935'te Korgeneral iken D iyarbakı r'da öl­
müş, cenazesi İstanbu l 'a geti r i l e rek gömül müştü r.

KIRDAR LÜTFİ (DR.), Vali, parlementer ve devlet adamı


(İst. 1 889- İst. 1 961).

-ı 1 60 -
İ l k ve o rta öğre n i m i n i tamam l a d ı ktan sonra Tıb­
biye'ye g i rm i ş , okuldan başar ı i l e mezun olmuştur.
Çeşitli yerlerde doktorluk yapan Kırdar, daha sonra
yönetici olara k görev a l m ıştır. Bu a rada Manisa ve
İstanbul val i l i kl e r i n i yapmıştır. S i yasi hayata atı l d ı k­
tan sonra d a , 5 . Menderes Kabi nesinde Sağ l ı k ve Sos­
Y<ll Yard ı m Bakanl ığ ı na geti ri l m iştir. 27 Mayıs 1 960
İht: ı a l i 'nden sonra Yassıada'da yarg ı l an m ı ş , bu a rada
hastal a n m ı ş ; kaldı r ı l d ı ğ ı hastahanede ö lmüştür.
KILIÇ ALİ , Parlementer, İstiklal Mahkemesi Başkanı (İst.
1 888 - İst. 1 971 ).
İyi b i r öğre n i m gördükten sonra g i rdiği Zabi t Oku­
l u 'nu biti rm işti r B i ri nc i Dünya Savaşı 'nda Binbaşı rüt­
besi i l e Nuri Paşa'nın yaverl i ğ i n i yapm ıştır. Kurtu luş
Savaşı s ı rası nda Maraş ve Antep Cephes i 'n i Kurvayi
M i l l iye Kumandan ı olarak düze n l i b i r şeki lde teşk i lat·
l a nd ı rm ı şt ı r Böl gede ç ı kan isyanları bastırd ı ktan son·
ra , B i ri nci Büyük M i l l et Mec l i s i 'ne Antep M i l l ekveki l i
olarak g i rmiştir ( 1 920) . Daha sonraları siyasi çal ış ma­
l a r ı n ı b ı rakarak tekrar si laha sarı l m ı ş , Fransızl ar'a
karşı Anteb'i kahramanca savunmuştur. Bu tari hten
sonra bazı bölgelerde kurulan i sti k l a l Mahkemeleri
Başka n l ı ğ ı ve üye l i ğ i nde bulunmuştur Atatü rk'ün ö l ü­
mü üzerine siyasi hayattan ç e k i l miştir. 1 968 yı l ı nda
bazı a rkadaş larn ı n ısrarına dayanamayarak « Yeni Tür­
k iye Parti s i » ne kat ı l m ı ştır. • Kı l ıç A l i Anlatıyo r •
( 1 955) . " Atatürk 'ün Hususiyetl eri » ( 1 955) ve " İsti klal
Mahkemesi Hatıraları • ( 1 955) . i s i m l i eserleri vard ı r

KI RKBİRLER, 1 4 - 1 5 Şubat 1 970.de Demi rel Hükumeti'nin


hazırladığı bütçeye klrmızı oy veren Adalet Partililer'in sa­
yıları .
Gümüşpa l a ' n ı n ölümü i l e Adal et Partisi i ç i nde
başlayan h i z i p l eşme, Demire l 'i n Başkan ol ması ndan

1 61 -
sonra artm ıştı r. Dem i re l 'e karş ı olan g u rup, Sadettin
B i l g i ç ' i n etrafında toplanmış ve S ü l eyman Demi­
rel H ü kumeti tarafından hazırlanan 1 970 Genel Büt­
çesi 'ne e l ayhte oy verm i şti r. Sayı ları 41 olan A.P ' l i
muhalif parlementerler, b u tutu m larından dol ayı i h­
raç talebiyle, Parti Haysiyet Divanı 'na sevked i l m i ş l er­
d i r . Bunların b i r kısmı Haysiyet D ivanı kararından ön­
ce partiden istifa ederek ayrı l m ı ş l a r , diğer bir kısmı
ise ihraç edi l m i ş l erd i r.
Daha sonra bunlar, Mec l i s Başkanı Ferruh Boz­
beyl i 'n i n de kend i l erine katı l masıyla Demokrati k Par­
ti 'yi kurmuşlard ı r .

KİTAPLI DOGAN, Parlementer v e devlet adamı (Alaçam


1 927).
İ stanbul İ ktisat Fakültesi 'nden mezun olmuş, Zi­
raat Ban kası Baş Müfettiş l iğ i ne ka i::l a r yüksel m işti r.
Daha sonra siyasi hayata atı l m ı ş , 1 969'da A.P 'den
Senatör seçi l m işt i r Erim ve Melen Kabi nelerinde Dev­
l et Bakan l ığı görevi yapm ışt ı r

KOÇ.'\ Ş SADİ, Parlementer v e devlet adamı( Konya 1 9 1 9-).


İ l k öğren i m i n i tamam ladı ktan sonra, İstanbul Er­
kek Lises i 'ne g i rm i ş , buradan da K u l e l i Askeri Li se­
si 'ne geçmişti r Daha sonra g i rd i ğ i Kara H arp Oku­
l u n 'u Topçu subayı o l arak bitirmişti r Oradan Harp
Akadem isi 'ne g i rm i ş , burayı da başarı ile tamam l a­
m ıştı r ( f950). B i r süre sonra İ n g i l tere'ye gönder i l e n
S a d i Koçaş , Kara v e Hava İşbirl i ğ i Oku l u 'nda i htisas
yapm ıştır. 1 953'de İ stanbul Tems i l bürosu başkanı
i ken Bükreş Askeri Ateşel iğ i n e gönderi l m i şti r. 1 957
y ı l ı nda m i l li Savunma Bakan l ı ğ ı nda Protokol Şubesi
M üdürü olarak ç a l ı ş m ı ştır İ k i yıl bu görevde k a l d ı k­
tan sonra Londra Askeri Ateş e l i ğ i n e tayin edi l m iştir.

- 1 62 -
Bu rada 1 96 1 y ı l ı na kadar kalan Sadi Koca ş , Kurmay
Al bay i ken kendi isteği i l e emek l iye ayrı l m ıştır. Cum­
hurbaş kanı Cemal G ü rsel tarafından Kontenjan Sena­
törl.i seç i lerek Parlementoya g i rm i şt i r . 1 968'de C . H .P . '
ye g i ren Koçaş , Konya 'dan M i l l etveki l i seç i l d i kten
sonra B i ri nc i N i � at Erim Kabinesi 'nde s i yasi ve idari
i ş l erle i l g i l i Başbakan Yard ı mc ı l ığ ı na geti r i l miştir Bu
kab i n e , .. bey i n takı m ı ., den i l e n onbirlerin ayrı l masıy­
la düşmüş ve böylece Baka n l ı k görevi sona eren Ko­
çaş, C H P . i ç i nde Bülent Ecevit'e karşı olanlarla b i r­
leşerek partis i nden istifa etm i şti r
Koçaş ' ı n bazı eserleri ş u n l a rd ı r : .. Tarih Boyun­
ca Ermeni l e r • , « Selçuklulardan Beri Tü rk Ermeni İ l i ş­
ki leri » ( 1 967 ) . ve « B i r Seç i m Böyle Geçti » ( 1 970).

KOÇ VEHBİ, İş adamı v e sanayici (Ankara 1 901).


İ l k öğre n i m i n i Ankara'da yapm ı ştır. Orta Oku l u
biti rd i kten sonra babası g i b i tica ret hayatına atı l m ış­
tır. 8ir s u re An kara 'daki Ulus Meydanında küçük b i r
dükkan açmayı başaran Vehbi Koç , b u arada M i l l et
Mec l i s i 'nde memur olarak görev yapmıştır. Ankara'­
n ı n başkent ol uşundan sonra tekrar ticaret hayatı na
dönmü ş , yapı malzemesi ticaretine başl amıştı r. Da­
ha sonra i ş i büyük b i r hızla gel işen Vehbi Koç, bu ara­
da D ı ş Ti caret i l e de i lg i l enm i ş , çeşitl i dış ü l ke l e r i n
tems i l c i l i k l e r i n i al arak T ü r k ticari hayatı n ı n hızlanma­
sına büyük ölçüde yardımcı o l muştur. 1 948'de Gene­
ral Elektri k f i rması i l e b i rl eşerek Türkiye'de b i r ano­
n i m o rtakl ı k kurmuştur. Öte yandan yerl i i m a l at ya­
tırımlarına yönelerek Türk paras ı n ı n dı şarı çı kmama­
sına çaba harcamıştır. Mesel a : .. Anado l • adl ı i l k Türk
otomobi l i n i Türkiye'de imal etm i şt i r . Ayrıca ses a l m a
v e ısıtma, soğutma v e temizleme makinel eri d e ya­
parak aynı konuda Türk Devleti 'ne ve halkına büyük

- 1 63 -
faydalar sağlam ı şt ı r. Türk Eğ itim Vakfı 'n ı n kurulm a­
s ı nda da büyük emeğ i geçm iştir.
KOÇKİR İ İSYANI , Kurtuluş Savaşı sırasında Koçkiri Aşire­
ti reisi Haydar Bey tarafından milli kuvvetlere karşı çıkarı·
Jan ayaklanma (6 Mart 1 921 17 Haziran 1921). •

Haydar Bey, Kürt Tea l i Cemiyeti üyesi olarak


harekete geçmiş ve etrafı na topladığı kiş i l erle b i rl ik­
te ayaklanm ıştı r. İ m ra n l ı 'yı alan H aydar Bey, Tuncel i '­
d e bulunan Cemiyet üyesi A l i Şan'a d a m e ktup ya­
zarak isyana teşvik etm tşti r . Kend i s i de Kası moğlu
M u nzur ile birleşerek Erzinca n ' ı n G ü ney batı sı nda­
ki Karamusa köyünü tutmuş, ayrıca Kemah Boğazı 'na
haki m ol muştu r. 23 Mart'ta Erzi ncan ' ı n Güneyine ge­
len a s i l er, burada da Türk köy l e r i n i yağma etmişler,
üzerl erine gelen jandarma kuvetl e r i n i n baskısına da­
yanam ıyarak Fı rat neh r i n i n sol k ı y ı s ı na çeki l m iş le r­
d i r 3 N i san'da Zara ' n ı n Güneyi ndeki Yarag i l , Tuzl a g ö­
l ü , Pey n i k köyleri a s i l e r i n s a l d ı r ı s ı na uğramışsa da
köy l ü l e r karşı koymuşlard ı r 5 N i sa n 'da Dersim l i asi­
· f�r. Koçkiri Aşi ret re i s l e r i nden Al i Şan ' ı n akrabası
1Xıi
" ! '
ahmut'un
'
idaresinde Refahiye'ye saldırmı ş l ard ır.
·.B'Lı sald ırı G i resun Alayı tarafı ndan püskürtülmüş ve
(
� s i l e r cfağıtı l m ışt ı r . 6 , 7 v e 8 N isan s a l d ı r ı l arı da m i l -
' ı '•

1
"rl ku �vet1 'e r tarafından dağıtı l m ı ş v e asi Koçiri Aşi re­
t i \ �pvi )� efl � ri yoked i l m i sl. erd i r .
: ı-' : ·• ı

kbo'�MANO(fı.11 r-J l:ı R i , Öğretmen - parlementer ve devlet


ia·d � m� · r fö ı J ıH' �a 11��jJ .
.: rı , ,ı�: · - , ;1 ,.:. � i ı : r : ! <-' ı .. -� , ;
,_) ı

, ilk v� orta· öğre n i m i n i memleketinde. yüksek öğ-


' ' 11
ren'i'� i n i \ se lstan 6 U ı Yüksek Öğretmen Okul u'nda
1 �
yap1J1ı � t\ . F�� ' g d re t rri eni olan Kodamanoğ l u , çeşitli
' ' I J f� � ( '. , •(ı ı • ' f � .--ı
l isel�rde öğretrn e n l i'k y1apm ı ş , M i l li Eğitim Bakanl ığı
'
MG ste Ş arl ığ ; rida ' 'b'Ui lıh ıTI U Ş ve Melen Kabi ne s i 'ne
"

- ' 1 64 -
Enerji ve Tabi i Kaynaklar Bakanı o larak tay i n ed i l m iş­
tir. Bu a rada C . H .P 'den ayr ı larak A.P . . ye kaydolmuş­
tur.

KORUTÜ RK FAH Rİ, Emekli Oramiral, Türkiye Cumhuriyeti'·


nin altıncı Cumhurbaşkanı (İst. 1 903).
1 9 1 6 tar i h i nde o zamanki adıyla Mekteb-i Fü­
nun-u Bahriye-yi Şahane'ye g i rm işti r. Soyad ı Atatür k
tarafı ndan konu lan Korutü rk , 1 923 tari h i nde subay ç ı k
m ı ş , Astsubay Hazırlama Oku l unda s ı n ı f subay l ı ğ ı ve
riyaziye öğretmen l i ğ i görevlerinde b u l u n muştu r. 1 934
tar i h i nde yüzbaşı olarak Genel Ku rmay İsti hbarat Baş­
kan l ığ ı nda çal ı şmıştır Kıdem l i yüzbaş ı ve bi nbaşı ola­
rak 1 935 1 936 y ı l ları nda Roma'da bulunmuş, 1 936'­
da i mzalanan Montrö Boğazl a r Konferansı'na giden
Türk Heyeti 'nde c:ı s k e ri r:ıüa�ehassıs olarak görev al­
m ı ştı r. Kurmay Albay olduktan sora Deniz Harp Aka­
dem i s i 'nde tabiye dersleri verm i ştir. 1 945 1 946 y ı l ­
ları nda Deniz Harp Akademisi Komuta n l ığı , Kurmay
Başkan l ığ ı , Eğitim Komuta n l ı ğ ı yapmıştır 1 953'te Tüm­
general olarak H a rp Fi losu Komutanl ığ ı na tayin e d i l ­
m i şt i r 1 937 1 938 yı l l arında Berl i n 'de ve 1 942 1 943
yı l l arında da Stokho l m 'de askeri ateşel i k yapm ıştı r.
1 954 tar i h i nde Genel Ku rmay İsti hbarat Başka n l ı ğ ı n­
da b u l u n muştu r. 1 956'da Donanma Komutan l ığ ı na ,
1 957'de Kora m i ral ol arak Deniz Kuvvetl eri Komutan­
l ığ ı n a geti r i l m i ş , 1 959'da Oram i ra l l iğe terfi etm işt i r.
27 Mayıs 1 960 İhti l a l i 'nden sonra emekl iye ayrı l a n Ko­
rutürk, önce Moskova Büyük E l ç i l i ğ i n e , 4 y ı l sonra
da Madrid Büyük E l ç i l i ğ i ne tay i n ed i l m i ştir. 1 965'te
görevi nden istifa eden Korutürk Paşa, 1 968'de Cev­
det Sunay tarafından kontenjan Senatörlüğüne seç i l­
m işti r. Bu görevde i ken Kontenjan Gurubu Başkan l ı­
ğına geti r i lmiştir. Cumhuriyeti m i z ' i n beş i nci Cumhur-

- 1 65 -
başkan ı Sunay'ın görev s ü res ı n ı n dolması üzeri ne,
part i l e r i n üzerinde b i rl eşti k l eri tek k i ş i olmuş ve Mec­
l is ' i n birleş i k toplantısında 365 oyla Cumhu riyeti m iz'­
i n altıncı Cumhurbaşkan ı seç i l m i ştir. (7 N isan 1 973) .
KÖPRÜLÜ MEHMET FUAT, Fikir ve devlet adamı (İst. 1 890
- ist. 1 966).
Köprü l ü Mehmet Paşa' n ı n kız kardeş i n i n oğl u .
Ayasofya Rüştiyesi v e Mercan İdad i s i nde n sonra İs­
tanbul H u k u k Fakültes i 'ne devam etmi ştir. Ancak
1 909'da bu fa külteyi bı rakarak edebiyat. felsefe ve ta­
r i h alanları nda özel ol arak çal ışmağa başl am ıştır Bun­
dan sonra İstanbul okul larında öğretmen l i k yapm ı ş ,
1 924'te M i l li Eğ i t i m Baka n l ı ğ ı Müşteşarl ı ğ ı na getiril··
m i ş t i r Ayn ı yıl İstanbul Darülfu n u 'nundaki görev i ne
dönmüş ve Türkiye Enstitüsü 'nü ku rmuştur. Bu arada
T .T.E. Başkan l ı ğ ı na seç i l m i ş , Güzel Sanatlar Akade­
m is i 'nde medeniyet tar i h i dersleri verm iştir. 1 929'da
Ordi naryüs profesörlüğe yüksel erek Edebiyat Fakül­
tesi DEıka n l ı ğına geti r i l m işti r. 1 934'te s iyasi hayata
atı l arak Ka rs M i l l etveki l i seç i l en Köprü l ü . çok parti­
l i dönemde Celal Baya r . Refik Kora ltan ve Adnan
Menderes i l e b i rl i kte Demokrat Part i 'yi kurr.ıuştur.
18 Mayıs 1 950'de Adnan Menderes ' i n ku rduğu i l k D .P .
H ü kü metinde Dışişleri Bakanı olarak görev a l m ı ş ,
1 956 'da Devlet Baka n l ığ ı na getiri l m i ş , 1 957'de ise De·
mokrat Parti kurucu ları ile anlaşmaz l ı ğ a düşerek par­
tisi nden ayr ı l mıştı r. Ayn ı y ı l m i l l etvek i l l i ğ i de sona
eren Köprü l ü . 27 Mayıs 1 960 'tan sonra Yeni Demo!:­
rat P·arti 'yi kurmuşsa da. bu parti i l g i görmed '. ğ i n­
den amblemi olan " Kı rat'ı .. A.P 'ye bı rakarak siyasi
hayattan tamamen çek i l m iştir. Aras ı n d a : • Tü rk D i l i
v e Edebi yatı H a k k ı nda Araştırmalar• ( 1 934 ) . " Türk Saz
Şai rleri Antoloj i s i .. ( 1 940 1 962). « Anadol u 'da Türk

- 1 66 -
D i l i ve Edebiyat ı n ı n Tekamül üne B i r Bakı ş · ( 1 934) .
« Os m a n l ı Devleti ' n i n Kuruluşu ( 1 959). « On The Way
..

to Democracy ( 1 964) . · Edebiyat Araştı rmaları Kü l l i­


..

yatı ( 1 966 ) . bulunan pek çok eseri vard ı r. Ayrıca İl­


..

lam Ans i kloped i s i 'nde ve bazı derg i le rde çeşitl i i l mi


maka l eleri yay ı n l a n m ı ştır.
KÖVİŞLERİ BAKAN LIGI VE BAKANLAR!, Türkiye Cumhuri­
yeti Devleti içinde yer alan köylerin iktisadi, sosyal ve kül­
türel her türlü mes'eleleri ile uğraşmak amacıyla kurulan
devlet teşkilatı (Kuruluşu: 25 Aralık 1 963).
Topraksız köyl ü yurttaş ları , toprağa kavuştur­
m a k . bunları üretici duruma getirmek, köyl ü l e r i n sos­
yal hayat l a r ı n ı düzene koyarak onları k a l k ı n m ı ş m i l­
le t l e r i n köylüleri seviyes ine yükseltmek, köy çapın­
da her tür l ü yardı ml aşmayı planlamak, halk eğiti m i n i
köye götü rmek g i b i bi rçok görevl e r yüklenmiş o l a n
b u devlet kuru luşu, öteki baka n l ı klar g i b i teş k i l atl an­
m ı şt ı r Toprak su bu baka n l ı ğ ı n köye g iden i l k g e­
nel müdürlüğü o l m u ştu r
Bugüne kadarki Bakan ları ş u n l a rd ı r :
Leb it Yu rtoğ l u ( 2 5 Ara l ı k 1 963) , Seyfi Öztürk (22
A.ral ı k 1 965) . Mustafa Kep i r (9 Ara l ı k 1 965) . Sabit Os­
man Avr. ı (22 Eyl ü l 1 965) , Turgut Toker (1 N i san 1 967) ,
Selahatt i n K ı l ı ç ( 1 6 Ara l ı k 1 968) . Turhan Kapa n l ı (3
Kas ı m 1 969) . Cevdet Aykan (26 Mart 1 972).

KUBALI H ÜSEYİN NAİLİ (PROF.), 27 Mayıs 1 960 İhtilali'n­


clen sonra yeni Anayasayı hazırlayan ön komisyonda görev
alan hukukçu (N iğde 1 903- ).

İlk öğre n i m i n i tama m l a d ı ktan sonra İstanbul Er­


kek Lises i ' rı i ve Hukuk Fakültes i 'n i bitirm i şti r Daha
sonra g itti ğ i Paris'te doktorası n ı yapan Kuba l ı , İstan-
bu l 'a döndükten sonra İstanbul Ü n i versitesi Hukuk Fa­
kültesi Amme H u kuk kürsüsüne g i rm i şti r. Bu kürsü­
de 1 935'de doçent, 1 943'te profesör olmuş, ayn ı fa­
külten i n dekan l ığ ı n ı da yapmı şt ı r . 1 956'da kurucusu
olduğu M u kayesel i Hukuk Enstitüsü Müdürl üğüne g e­
tiri len Kuba l ı , 27 Mayıs İht i l a l i 'nden sonra yen i Ana­
yasayı hazı rlamakla görevlend i ri l en komisyonda çal ış­
mış, ceza kanunu ile i l g i l i değ i ş i kl i k yapan kom isyon­
da görev a l m ı ştı r . Eserleri : .. Demokras i n i n Anayur­
dunda » ( 1 960). Anayasa Hukuku : Genel Esaslar ve
Siyasi Rej i mler ( 1 96 1 1 971 ) .

KUBİLAY MUSTAFA FEHMİ, Menemen Olayı 'nda bir gurup


yobaz tarafından önce kurşun ile yaralanan sonra da başı
kesilerek yeşil renkli bir bayrağın ucuna takılan devrimci
yedeksubay öğretmen (İzmi r 1 906 23 Aralık 1 930).

Memleketi nde terzi ç ı ra k l ı ğ ı yaparıken okumak


iste m i ş ve Antalya Öğretmen Oku l u 'nun g i riş i mti­
han ı n ı kazanarak buraya kayd ı n ı yaptırmıştır. Bu oku­
lu başarı i l e tamamlarken, İ z m i r Öğretmen Oku l u 'na
nakl i n i a l d ı rm ı ş ve öğretmen l i k d i plomas ı n ı bu.radan
alm ıştı r Öğretmen l i k yaptığı s ı rada, yedeksubayl ık
görevi i ç i n Menemen'e g itmiştir Bu tari h l erde Serbest
Cumhuriyet Fı rkası mensupla r ı n ı n baz ı ölçüsüz konuş­
maları ndan cesaret alan b i r avuç yobaz, Man isa'da teş­
k i latlanara k Menemen'e g e l m i ş l e rd i r. Olaydan haber­
dar ed i l en genç yedeksubay, yobazları tat l ı d i l l e yola
geti receğ i n i san m ı ş , yobaz y ı ğ ı n ı üzeri ne tek baş ı na
gitmekten çekinmemiştir. Ancak Kubi lay' ı n si lahsız ve
tek başına geldiğ i n i gören Derviş M eh met, Kubi l ay'ı
bir kurşunla yara l amış, sonra da Onun kaçmasına
meydan vermeden heybesinden ç ı kard ı ğ ı bir bağ bı­
çağı ile boynunu kesmiştir. Türkiye Cumhu riyeti Ta-

- 1 68 -
r i h i n e • M enemen Olayı • veya • Kubi lay Olayı . o l arak
geçen bu olaydan sonra yakalanan suçluların b i r k ı s­
m ı idam ed i l m i ş , diğer b i r kısmı da ağı r hapis ceza­
larına çarptırı l m ış lard ı r .

KU RBANOGLU M UZAFFER, Parlementer ve devlet adamı


( 1 9 1 3- ).
1 950 seç i mlerinden sonra siyasi hayata atı l m ı ş ,
D.P.' n i n yüksek kademeleri nde görev a l m ı ş , 1 957'de
kuru l a n Menderes Kabi nesi 'ne Devlet Bakanı o l arak
g i rmi şti r. 27 Mayıs 1 960'da Yassı ada'da yarg ı l anan
Kurbanoğ l u mahküm ol muştu r.
KURTULUŞ SAVAŞI , Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu,
Türk Milleti 'nin bağımsızlığını sağlayan savaşların genel
adı ( 1 9 1 9-1 922).
Mondros Mütarekes i gereğ i nce İti laf Devletleri
Anadolu 'yu araları nda payl aşm ı ş l ard ı r Bu sı rada Os­
m a n l ı Hükü meti 'nden Orta ve Doğu Anadol u 'da gü­
veni sağ lama emrini koparan M ustafa Kemal Paşa,
9 . Ordu Müfetti ş l i ğ i i l e İstanbul 'dan yola çıkmıştır
19 Mayıs 1 9 1 9'da Anadolu'daki m i l li uyan ışın baş ı na
geçen M ustafa Kema l ' i n bu tari hten sonra yaptığı ça­
l ı şmalar, Ku rtu luş Savaş ı 'n ı n haz ı r l ı kları ol muştur.
E rzurum ve Sivas Kongreleri nden sonra Ankara'da ye­
ni b i r Hükümet kurmuştu r (23 N isan 1 920.) Bu arada
Anadolu 'da bağ ı m l ı yaşamayı i stem iyen şeh i rler. ka­
sabal a r ve köyler de Kuvayi M i l l iye ruhu i l e teşki lat­
lanmağa başlamışlard ı r İti laf Devletleri hem Anado­
l u 'da k u rulan M i l li H ü kümeti dağıtmak ve hem de bu
h ü kü mete karşı k ı şkı rttı kları zava l l ı Anadol u insanını
yoketmek için harekete geçm i ş l e rd i r Bu arada Os­
man l ı H ü kümeti nce i mzalanan Sevr Antl aşmas ı n ı ( 1 0
Ağustos 1 920) , M i l l et Mec l i s i H ü kümeti tan ı madığı-

- 1 69 -
n ı i l a n etm işt i r . N itekim Yu nanl ı la r i l e Türk l e r a rasın­
da 1 921 y ı l ı başl arından itibaren Orta Anadolu'nun
batı kes i m l erinde bir çok savaş lar yap ı l m ıştı r. Batı '­
daki geçici Yunan başarısı kısa bi r s ü re sonra, Erme­
n i l e r' i d e Doğu 'da harekete geç i rm i şt i r . Doğu Ana­
dolu 'yu e l e geçirmek isteyen Erm e n i l e r ' l e Kars ve
Sarıkamış Cephelerinde yapı la:ı savaşla rda Türk kuv­
ve tl eri , Ermeni ordusunu bozguna u ğ ratm ıştı r (30
Ekim 1 920) . Batu m , Kars ve Ardahan Erme n i l er'den
geri a l ı nm ı ştır. Öte yandan Batı 'da Türk ve Yunan
kuvvetleri arasındaki çarpışmalar da devam etm iştir.
D e m i rci M ehmet Efe , Yörük Ali Efe , Sarı Efe . Çerkez
Ethem g i b i , daha önc e l e r i M i l li Mücadel eye h izmetl e­
ri geçen çete l e r i n i syanı , Yunan b i rl i kl e ri n i n d u rdurul­
masını engellemişt i r. N itekim bu durumdan faydala­
nan Yunan birl i k l e r i b i r bas k ı nda Eskişeh i r' i e l e geç i r­
m i şl e rd i r Fakat B i rinci İ nönü Savaşl arıyla Yunan l ı­
l a r çpri püskürtü l müştü r N itekim İ k i nci İnönü yen i l­
g i s i nden sonra Yu nan H ü ku m eti yeniden sal d ı rıya geç­
mek üzere hazı r l ı kl ara g i ri ş m i ş ve bu s a l d ı rı s ı rasın­
da Tü rk kuvvetleri Mustafa Kemal ' i n emriyle geri çe­
k i l m iştir Çek i l m e , Eskişeh i r Kütahya Savaş ı n ı , Sa­
karya hattı üzerinde sürdürme ve Yunan l ı l ar'a kes i n
darbeyi orada i n d i rme amacı i le yapı l m ıştır. Türk or­
dusunun Sakarya gerisine çek i l mesinden sonra. Bü­
yük M i l l et Mecl isi Mustafa Kemal Paşa'yı genis yet­
k i l erle Tü rk Ordu l a r ı n ı n Başkumanda n l ı ğ ı na geti rme
kara r ı n ı a l m ıştı r (5 Ağustos 1 92 1 ) . Mustafa Kemal Pa­
şa Adana Cephesi i l e İzmit bölgesi nde ve Orta Ana­
do!u 'daki bütün kuvvetleri Sakai'ya 'da toplamış ve Or­
ta Anadol u'nun bütün i nsan ve u l a ş ı m kaynakları n ı se­
ferber etm i şt i r. Sakarya K ı z ı l ı rmak hattında yap ı l a n
b u büyük savaşlarda, Y u n a n o rdusu püskürtül müştür.

- 1 70 -
Sakarya M eydan Savaşı 'ndan sonra Türk Ordusu i k i n­
ci b i r zaferin peş i nden koşmağa başlamıştır. 1 922
yı l ı Ağustos ortalarına kadar Anadol u 'ya, İtti laf Dev­
l etleri n i n e l i nde b u l u nan İstanbu l kayn a k l a rından , g i z­
l ice s i la h , cephane ve top sağ l a n m ı ştır. Yunan ord u­
larını Anadol u 'dan söküp atmak, savaş ı en kısa za­
manda sona e rd i rmek için geniş ö lçüde b i r taarruz
planı haz ı rl a n m ı ştır. Plan en k ı sa süre i ç i nde uygu­
l a n m ı ş , Batı Cephesi Kumandan ı İsmet Paşa ve Er­
kan-ı Harbiye Reisi Fevzi Çakmak Paşa l a r ' ı n haz ı r bu­
l u nduğu ': e E' ::ı ş kumandan Mustafa f(emal Paşa ' n ı n
i<ocatepe 'deıı idare ettiği kes i n taarruzla Yunan mev­
zi leri dağ ;· t ı l m ı şt ı r (26 Ağustos 1 922) . Büyük Taarruz'u,
Baş kumanda n l ı k Meydan M u harebesi taki p etm i ş ,
Afyon bö ! ge s ! ndeki Yunan kuvvetlerinden 5 tümen l i k
önem l i b i r g u r u p kay ı p l a ra uğ ratı l m ı şt ı r H atta bu S ! ­
rada bu g u ruba ku manda eden General Trikapis ve
G �n e ı-al Diyenis ile birl i kl e ri nden sağ kal a n l a r 30
Ağustos a kşamı Türk çemberinden güçlükle kaçara k
M u rat Dağ ı na s ı ğ ı n m ı ş l ard ı r İşte tam bu s ı rada Mus­
tafa Kemal Paş a , Eyl ü l 1 922'de D u m l u p ı nar'dan Türk
Ordusu'na şu emri verm işti r : « Ordu l a r i l k hedefiniz
Akdenizd i r İ l eri ! " Başkumandanl ı k Meydan Savaşı sı­
ras ı nda Yunan b i rl i kl e r i n i n 1 , 2 ve 7 tümen l eri nden
kurulu General Franko g u rubu H a l l açlar Otu rak­
Kaplangı Dağı hatt ı nda tutu nma y a ç a l ı ş m ı ş lard ı r An­
ca k M ustafa Kemal Paşa ' n ı n Türk Ordusu 'na verd i ğ i
bu e m i r üzerine taarruza geçen Türk kuvvetleri , çetin
savaş l ardan sonra Uşak'ı geri almıştır Ağ ı r yeni lgi­
ye u ğ rayan Yunan kuvvetleri n i n , Trakycı 'dan ve Y u­
nan i stan'dan get i rteceği yeni kuvetlerle, İzm i r ' i s a ­
vunacakl a r ı n ı göz önüne alan Mustafa Kemal Paşa
gere k l i tedb i r l eri a l m ı ş ve kaçan düşmanı fas ı l asız

- 1 71 -
tak i p etm iştir. Bu s ı rada Fahrett i n Altay Paşa Kuman­
das ı ndaki 5 . Süvari Kolordusu Manisa ve Menemen
bölgesinde i lerlem işti r Adana çevres i n e varan 2. Or­
du da Akh isar Soma ve Ba l ı ke s i r yönünde yürüyüşe
geçm iştir. 3 . Kolordu Bursa'yı düşmandan kurtarm ı ş­
tır. 9 . Eyl ü l 'de İzmir'e g i ren 5. Süvari Kolordusu da
emrindeki 57. Piyade Tümeni i l e U r la 'ya kaçan Yunan
kal ı ntı l arı n ı tem izlem işti r 10 Eyl ü l 'de Ayd ı n bölgesin­
den İzmi r'e doğ ru çek i l en Yunan piyade al ayı İzm i r
civarında kısa b i r çarpışmadan sonra e s i r edi l m iştir.
Böylece İti laf Devletl eri ' n i n aşırı yard ımları ile Ana­
dolu içlerine kad a r i lerl iyen Yunan Ordu ları . İzmi r'de
denize dökülmüş ve bütün Ege kıyı ları düşmandan
temizlenmişti r ( 1 5 Eyl ü l 1 922) . Öte yandan İ ng i l izler
de Büyük M i l let Mec l i s i H ükümeti 'ne başvurmuşlar
ve barış tekl ifi nde bulunmuşlard ı r .

KUŞÇUBAŞ! EŞREF, Osmanlı gizli haber alma teşkilatını


kuran ve Çerkez Ethem'i yetiştiren kişi (1 873 - 1 964).
Dedesi ve babası Osman l ı Sarayı 'nda Kuşçubaşı­
l ı k yaptığı için bu ünva n ı i l e a n ı l an Eşref, M i ralay Ra­
s i m Bey ' i n tek l ifi i l e i l k defa Osman l ı gizl i haber a l­
ma teş k i latını kurmuştur ( 1 903). Daha sonra Avrupa '·
ya geçerek Genç Türk l e r i l e i l i ş k i l e r kurmuş, hoca
el bisesiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti i l eri gelen leri
i l e b i rleş m i ş , i l . Merutiyet'in i la n ı nda büyü k gayret­
leri ol muştur. Osman l ı Devlet i ' n i n en kriti k günlerin­
de g i z l i teşki latı n başında bulunan Eşref Bey, Çer­
kez Ethem'i de Kurtu luş Savaşı s ı ra s ı nda m i l l i kuvvet­
lere kazand ı rmıştır. Çerkez Ethem Avrupa'da hastala­
n ı nca Onu Viyana 'da tedavi ett i rm iştir. Teşki latç ı l ı ğ ı
i l e önem kazanan Kuşçubaşı Eşref Bey 1 964'de öl müş­
tür.

- 1 72 -
KUVAYİ M İLLİYE, Sevr Antlaşması 'nın 7. maddesi gereğin­
ce yurdumuzu parçalamak üzere harekete geçen İngiliz,
Fransız, Yunan ve İtalyan kuvvetlerine karşı açılan cephe­
lerde çarpışmak üzere teşkilatlanan bölge milis kuvvetleri .

Anadolu 'nun İ n g i l iz, Fras ız, Yunan ve İtalyanlar


tarafı ndan işgal ed i leceğ i n i , Doğu Anado l u 'nun Erme­
n i ler'e veri leceğ i n i duyan vatansever Türk ayd ı nları
Müdafaa-i Hu kuk Cem iyetle r i n i kurmuşlard ı r Bu ara­
da teş k i latlanan ve s i lahlanan h a l k . işgal kuvvetlerine
karşı ç ı k m ı ştır. Kuvayi M i l l i ye b i rl i kleri n i n kuru l ması ,
bölgede yaş ıyanları n gayretleri i l e ol muştur. Bu se­
bepl e bunların m i ktarları da yerine ve gününe göre
değ i ş i k ol muştu r. Kendi köyl eri n i . kasaba ları n ı . şeh i r­
l e r i n i kurtarmak veya düşman e l i n e geçmesine engel
olmak i ç i n kuru lan bu kuvvetler. düşmanla savaştı k­
tan sonra gal i p geli rl erse " artı k gal ip geldik, köyü­
müzü düşman isti lasından k u rtard ı k . yapacak bi rşey
yok » d i yerek dağ ı l m ı şlar; şayet yen i l i rlerse .. yen i l ­
d i k " d i yerek mücadel eyi b ı rakmışlard ı r Bunun l a tera­
ber sald ı rgan devletlerin kuvvetl erini önden . yandan ,
arkadan vurarak deva m l ı b i r şekilde rahatsız eden
ve Ankara 'daki Büyük Mi l l et M ec l i s i Hü kümeti'ne dü­
zen l i ordu kurması i ç i n zaman kazandı ran Kuvayi M i l­
l iye ' n i n çal ışmaları memleket i ç i n çok faydal ı o l muş­
tur. Düzenl i ordularla Anadolu içlerine yürüyen Yu­
nan l ı l ar. Kuvayi M i l l iye b i rl i kleri i l e rahatsız edi l m i ş ,
a s ı l vu rucu güçleri zarara uğratı l m ı ş , Tarih boyunca
bağ ı msız yaşamış Türk M i l leti ' n i n bu işgale razı ol­
mad ı ğ ı yer yer gösteril miştir. Ancak daha sonra. dü­
zen l i ordu kurulunca bazı Kuvayi M i l l iye rei sleri dü­
zen l i orduya katı l m ışlar. bazı ları kenara çek i l m i ş , b i r
k ı s m ı d a karşı ç ı k m ı ştır. Yörük A l i Efe . Dem i rci Meh­
met Efe. Çerkez Ethem ve arkadaş ları l i der o l a rak

- 1 73 -
kalmak isted i k l erinden, düze n l i o rduya başkaldırmış­
lardı r. Kuvayi M i l l iye kuvvetl eri n i n yavaş yavaş b i r
p l a n uyarı nca ordu b i rl i kleri i ç i nde eri t i l mesine Sa­
karya Savaş ı 'na kadar devanı ed i l m iştir. Sakarya za­
ferinden sonra meml eketin güven l i ğ i düzen l i orduya
tes l i m ed i l m işti r.
KÜLTÜR BAKANLIGI VE BAKANLAR! , Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin kültür çalışmalarını hızlandırmak ve Türk kül­
türünü korumak amacı ile araştırmalar yaptırmak için ku­
rulan devlet teşki latı ( 1 7 Temmuz 1 97 1 ) .
B i r i n c i N i hat Erim Kabinesi kurulduğu s ı rada. Tü r­
kiye C u nı h u riyet i ' n i n . Türk kü ltürüne eğ i l mes i ne karar
v e r i l m i ş t i r Türk k ü l türünü d ı şarıda ve içeride tan ıt­
mak i ç i n kuru l a n bu devlet teş k i l atı daha önce leri
M i l li Eğ i 'c i ııı Bakan l ı ğ ı n a bağ l ı olarak idare ed i l mek­
teyd i . Ancak nedense Bakan l ığ ı n ömrü pek uzun o l­
mamı ş , N i hat Eri m i k i nci defa kabi neyi kurduğu za­
man bu Bakan l ı k kald ı r ı l mıştır
Tek Kültür Bakan ı , Talat Sait H a l man o l muştur.

- 1 74 -
L

LAİ KLİK, Türkiye Cumhuriyeti'nde din ile devlet işlerinin


c;yrı ayrı yü rütülmes i .

1 923 y ı l ı nda Mecl ! s ' i n yeni toplant ı s ı , olağan ola­


ı-2 '.-.: M ustafa Kema l ' i n Cumhu rbaşka n l ı ğ ı n a yeniden
seç i l mesi ve İsmet İnönü'nün yeniden Başbakanl ı ğa
tcıy i n ed i l mesiyle başlam ıştı r B u n u n l a beraber, Türk
Devletine ve halkına daha l a i k , daha m i l li, daha mo­
dern b i r karakter vermek amacı i l e yeni tasa r ı l ar ha­
zırlanm ıştır. İ l k ad ı m , zaten tamam l a n m ı ş bulunan
değ i ş i k l i klerin 'resmen onaylanmas ı ndan ibaret o l m uş­
tur 1 924 Anayasası 'nın i k i nci maddesi : • Türkiye Dev­
leti ' n i n d i n i , İslamd ı r • sözleriyle başl ıyordu. 1 876 'da­
k i i l k Osman l ı Kanun-u Esas i 'nden beri bazı değ i ş i k­
l i k lerle muhafaza ed i lm i ş olan bu hükmün , 5 N isan
1 928'de H a l k Parti si toplantısı nda Anayasa 'dan ç ı ka­
rıl m asına karar veri l m işti r. Beş gün sonra 1 0 N isan'­
da, Meclis bu sonucu sağ l ayan kanunu kabul etm iş­
tir. Bu suretle Türkiye Lai k bir DevlP.t ol muştur.

LONDRA ANTLAŞMASI, Türkiye ve Yunanistan arasında


Londra'da, Doğu Akdeniz savunması ve Kıbrıs mes'elesini

- 1 75 -
görüşmek üzere toplanan konferanstan sonra yapılan ant·
laşma ( 1 9 Şubat 1 959).
30 H azi ran 1 955'te İngi ltere , Türkiye ve Yuna­
n i stan'ı Doğu Akdeniz savunması ve Kıbrıs mes'ele­
s i n i görüşmek üzere, Londra'da b i r konferansa davet
etm iştir İ l k Lon d ra Koferansı 29 Ağustos 1 955'te
toplanmışsa da, konferans 7 Eyl ü l 'de, hiç b i r sonuç
a l ı nmadan dağ ı l m ıştır Ara l ı k ayı sonunda Türkiye,
Kıbrı s ' ı n bağ ımsızlığı tezine yanaşmış ve Kıbrı s l ı l i­
derler bunu, Türkiye ' n i n garantisi o l m a k ve adada b i r
m i ktar Türk askeri bulundurul mak kaydı i l e kabul et­
m i ş lerd i r. 5 Şubat 1 959 'da Başbakan Adnan Mende­
res de, Yunan Başbakanı Karaman l i s i l e görüşmek
üzere Zür i h 'e g itm iştir Bu görüşmeler 1 1 Şubat ak­
şamı anlaşma i l e sonuçlanmıştır. Buna göre Kıbrıs'ta
bağ ımsız bir devlet kurul acaktır Kes i n antlaşma,
Adadaki Türk ve Rum tems i lc i l er i n i n de kat ı l ması i l e
Londra'da i mzal anacaktır. Fakat 1 7 Şubat 1 959'da
Türk del egasyonu i l e misafi rleri n i , kalaba l ı·k kafile ha­
l i nde Londra 'ya götürmekte olan uçak, kazaya uğra­
m ı ş , 1 4 k i ş i hayatını kaybetmiştir Adnan Menderes
mucize kab i l i nden hafif sıyrı klarla kurtul muştu r Bu­
nunla beraber Kıbrıs'ta, Türkiye, İ n g i l tere ve Yunanis­
tan tarafı ndan garanti ed i l ecek bağ ımsız b i r devlet i n
kurulması esasına dayanan antlaşm a , 1 9 Şubat 1 959'
da Londra 'da i mza lanmıştı r. Antlaşma 27 madde ve
ekle r i nden meydana gelm iştir Bunlara göre, Kıbrıs'­
ta b i r cumhu riyet k u ru l acak, Cumhurbaşkanı Rum ve
Yardtmcısı Türk o l acaktır Bunlar kendi topl u m l arı ta­
rafı ndan seçi lecekti r. Ktbrıs'ta resmi d i l Rumca ve
Türkçe olacaktır. İ cra yetkisi Cumhurbaşkanı i l e Yar­
dım c ı s ı nda toplanacaktı r. 7 Rum ve 3 Türk Bakandan
meydana gelen bir de bakanlar kuru l u bulunacaktı r.

- 1 76 -
Kanun yapma yetkisi % 70'i Rum, % 30'u Türk olmak­
üzere 5 y ı l süre ile kendi toplulukları tarafından se­
ç i l ecek bir Mecl ise ait o l acaktır. Ayrıca Cemaat M ec­
l i s l eri de bulunacaktır. Yönetim % 70 R u m , % 30
Türk memurlar esasına göre kuru l acaktır. Kıbrıs ' ı n
% 60'ı R u m , % 4 0 ' ı Türk'ten m üteşekkil 2.000 kişilik
bir de askeri kuweti o lacakt ı r. En karışı k ve uygul a­
ması imkansız bir taksi m şek l i olmak üzere de, Kıb­
rıs'ın en büyük 5 şehrinde Ruml ar'ın ve Türkler'in
ayrı ayrı Belediyeleri kurulacaktı r. Kıbrıs'ta 600 Türk
ve 1 .600 Rum askerinin üslenmesine i m kan veren as­
�eri anlaşmalarda yap ı l acaktır. Bu arada İ ngil izler için
Adada bazı hakimiyet bölgeleri veya üsler ayrı l acak­
tır. Bu a n laşmalara dayanılara k , 3 Ara l ı k '1 959'da Dr.
Faz ı l Küçük'ün Cumhurbaşka n l ı ğ ı Yardımcıl ığına ve
14 Ara l ı k 1 959'da Başpiskopos M akarios'un Cumhur·
başkanlığına seçildikl eri i lan edilmiştir. Cumhuriyet
kurulmuş, 6 N isan 1 960'ta ise, 1 99 maddelik Cumhu-­
riyet Anayasası kabul ve i lan edi l miştir-.-

- 1 77 -
M

M ANASTIRLI HAMDİ EFENDİ (MARTONALTI), İstanbul'un


İngil izler tarafından işgal edildiğini her türlü tehlikeyi gö­
ze alarak Atatürk'e bildiren telgrafçı (Ölümü: Konya 1 945),
İngil izler 1 6 Mart 1 920'de İ stanbul l i manına bü­
y ü k z ı rh l ı ları n ı demirlem işler; D evlet dairelerini işgal
etmi şl erd i r. G a l ip Devletler adına yapılan bu i şgal sı­
rası nd a cereyan eden kan l ı olayları, Manastı rlı Ham­
d i Efendi doğrudan doğruya Mustafa Kemal ' e b i ld i r­
m i ştir. Bu kahraman tel g rafç ı n ı n verd i ğ i haberler
b i rdenbire kesil i nce, Mustafa Kemal İ stanbul 'un i şga­
l i n i n tama m landığ ı n ı anlamıştır. Telgrafçı H amdi Efen­
d i , sonradan Anık ara'ya gelerek Zi raat Oku lundaki ka­
rargahı n tel graf memurluğunu yapmıştır. Kurtuluş
Savaşı 'nda emeği geçmi ş pek çok kahraman tegraf­
ç ı n ı n sembol ü hal i ne gelen Hamdi Efendi 1 6 Mart
Olayları sebebiyle MARTONALTI soyadı n ı a l m ı ştır.

MARAŞ CEPHESİ, Fransız işgaline karşı Maraş halkının,


Arslan Bey ile Kılıç Ali'nin idaresinde açtığı mücadele cep­
hesi (22 Şubat 1 91 9'dan sonra).
Adana, Antep ve U rfa'yı ele geçi ren Fransız as­
kerleri Maraş'a da g i rm iş le rd i r. Bu arada Fransız as­
kerleri E rm e n i l er'le b i r l ikte Türıkler'e karşı çok hak-

- 1 78 -
s ı z davranışlarda bulunmuşl ard ı r. Türkler'in kıyafetl e­
ri , gelenek ve görenekleri i l e a l ay etmişler, M araş
kalesindeki Türk bayrağını indirip yerine Frans ız bay­
rağ ı n ı çekmişlerdir. Vatansever Maraş l ı l ar'dan birisi
• Başkalarının esareti altında bulunan kimseler Cuma
namazı k ı lamaz .. (23 Şubat 1 9 1 9) diyerek Maraş l ı lar'­
ı n harekete geçmesini sağlam ı ştır. Sütçü İ mam i s­
m i nde b i r i de Fransızlar'a i l k kurşunu patlatmıştır.
Maraş l ı lar, çocuk , kad ı n , i htiyar, genç, hep beraber
Fransız bayrağını i nd i rip yerine Türk bayrağı n ı çek­
mel eri i l e başl ayan bu mücadeleye 20. ve .3. Kolor­
öı.ınun askerl eri, subayları da katı l mı ştır. Maraş Cep­
hes i 'n i n kuru l masında Aslan ( Maraş Mebusu). Kı l ı ç
A l i Beylerin büyük gayretleri dokunmuştur. M araş
h a l k ı , Fransız ve Erme n i ler'i güç durumda b ı ra kmak
i ç i n onların bulundukları maha l l e l erin evl erini yak­
m ışlard ı r. Fransızlar da Türkler'in bulunduğu mahal­
l e l eri top ateşi i l e yok etmek i stemişl erd i r. Bu se­
beple Maraş tamamen yak ı l m ı ş , y ı k ı l m ı ştı r. Kahra­
man Maraş l ı lar'ın Fransızlar'a karşı Ocak ayı nd a baş­
l ıyan şan l ı savunması 1 5 Şubat 1 920'ye kadar sürmüş,
büyük ü m itlerle şehre g i rm i ş olan Fransızlar, İslahi­
ye ve Antep'e çekilmek zorunda kal m ış lardır.

M EtEN FERİT, Parlementer, devlet adamı ve Türkiye Cum­


huriyeti'nin 40. Başbakanı (Van 1 906).

İ l k öğren i m i n i Van 'da tamamlayan Melen , para­


sız yatı l ı i mtihanı kazanara k önce Erzurum Lises i 'ne
g i tm i ş , sonra da Bursa Lisesi 'nden mezun o l muştur.
Bu öğreni m inden sonra M ü l kiye M e ktebi 'ne devam
eden Melen. 1 93 1 tari h i nd e oku l u n idari şubes i n i bi­
t i rm işti r. Çeşitl i görevlerde bul unan Melen, 1 950 ta­
rih i nd e siyasi hayata atı l m ı ş , C.H .P.'den Van M i l l et-

1 79 -
vek i l i seç i l miştir. İ l k konuşmasını Menderes'in 1 95 1
y ı l ı bütçes i üzeri ne C.H .P. sözcüsü olarak yapan M e­
len, daha sonraki tarihlerde bu parti n i n en faal po­
l iti kac ı larından biri olmuştur. 1 954 genel seç i m l erin­
de kaybeden Melen, Ankara'da M a l i Müşav i rl i k büro­
su açarak hayatı n ı kazanmağa çal ış m ı ştır. ·, 957 se­
ç i m l erinde M i l l etve k i l i ol arak yeniden parlementoya
g i rm i ş , 27 Mayıs 1 960 tarih inden sonra da Kurucu
Mecl i s üye l i ğine seçi l miştir. İ nönü tarafı ndan kuru l a n
Koal i syon Hükumetinde Mal iye ve sonra da M i l li Sa­
vunma Bakanlığına tay i n edilen Melen, 1 966 y ı l ı rı da
Ecevit-Feyzioğ l u anlaşmazl ığı s ı rasında C . H .P.'den
ayrı l m ış ve Feyzioğlu ile birl i kte Güven Part:si 'ni kur­
muştur. Erim tarafından k u rulan kabineye M i ln Sa­
vunma Bakanı ol arak a l ı nan Melen, 1 6 Mayıs 1 972'­
de Başbakanlığa geti r i l m i ştir. Bu görevde 6 N isan
1 973 tarih i n e kadar kalan Melen, C.G .P.'n: n Genel
Başkan Yard ımcı l ığ ı n a da seç i l miştir.

MELEN FERiT KABiNESi ; 1 5 Mayıs 1 972 tarihinde Başf>a.


kanlığa tayin edilen Melen tarafından 23 Mayıs 1 927'de ku­
rulan kabine.

Kabine, Cevdet Sunay'ın yerine Cumhu rbaşkan­


l ığ ı na seçi len Fahri Korutürk'e istifasını vererek gö­
rev i n i tamamlamıştır. Kabine şöyle kurul .ııuştur:
Devlet Baka n ı : Doğan Kitapl ı , Devlet Bakanı:
İsmail Arar, Devlet Baka n ı : Zeyyat Baykara , Devlet
Bakanı : İ l han Öztrak , Adalet Bakan ı : Fehmi Alpaslan,
M i l li Savunma Baka n ı : Mehmet İzmen , İçişl eri Baka­
n ı : Ferit Kubat, Dışişleri Bakan ı : H a l u k Bayü lken,
Mal iye Bakan ı : Ziya Müezzinoğlu, M i l li Eğitim Baka­
n ı : Sabahattin Özbek, Bayındı r l ı k Baka n ı : Mukadder
Öztekin, Ticaret Bakan ı : Naim Tal u , Sağl ı k Baka n ı :

- 1 80 -
Dr. Kemal Demir, Gümrü k ve Tekel Bakanı : H aydar
Özal p , Tarım Bakan ı : İ lyas Karaöz, U l aştı rma Baka n ı :
R ıfkı Danışman, Çalışma Bakan ı : A l i R ıza Uzuner,
Sanayi ve Teknoloj i Bakanı : Mesut Erez, Enerj i ve
Tab i i Kayna k l a r Bakan ı : Nuri Kodamanoğl u , Turizm
ve Tanıtma Bakanı : E . Y ı l maz Akça l , İ mar ve İ skan
B aka n ı : Turgut Toker, Köyişl eri Baka n ı : N . Sönmez,
Orman Baka n ı : Selahatti n İ n a l , Gençlk ve Spor Ba­
kan ı : Adnan Karaküçük.
MENDERES ADNAN, Parlementer, devlet adamı, Türkiye
Cumhuriyeti'nin 24. Başbakanı (Aydın 1 899 İmralı Adası ·

1 7 Eylül 1 96 1 ).
İzm i r İttihat ve Terakki Mektebinde ve Amerikan
Kol ej i nde öğreni mi n i tamamladıktan sonra Aydı n'a
dönmüştür. 1 930 tar i h i nde arkadaşları ile b i r l i kte
Serbest Fı rka'yı Aydı n 'da kurmuş , böylece siyasi ha­
yata atı l m ı ştır. Serbest Fı rka , Fethi Okyar ve arka­
daş l arı tarafından kapatı l ı nca, Cumhuriyet H a l k Par­
tisi 'ne g i rm i ş , 1 93 1 'de Aydın M i l l etveki l i seç i l m iştir.
Ankara'ya g iden Menderes, bu a rada Ankara Hukuk
Fakü ltesi 'n i bitirm işti r. Cumhuriyet Halk Partisi 'nde
parti m üfett i ş l i ğ i ne kadar yüks e l m i ştir. 1 945'de Ce­
l a l Bayar, Refi k Koraltan ve Fuat Köprü l ü i l e b i r l i kte
.. Dörtl ü Takri r » i verm iştir. Takri r sahipleri n i n parti
tutumuna uymıyan bu hareketleri, kendi l e ri n i n parti
D ivanı'na veril melerine yol açmıştı r. Bunun üzerine
a rkadaşl arı i l e b i r l i kte partis inden i stifa eden Men­
deres, Demokrat Parti 'nin kurucu ları arasında yer a l­
mıştır. 1 4 Mayıs 1 950 genel seç i m l erinde Demokrat
Parti i ktidarı kazanı nca Menderes 22 Mayıs 1 950'de
Başbaka n l ığa tayin e d i l m i ş ve 1 0 yı l l ı k Demok rat
Parti İ ktidar ı n ı n değişmez Başbakanı o l muştur. M en­
deres. bu on y ı l l ı k devrede: 22 M ayıs 1 950, 9 Mart

- 181 -
1 95 1 , 1 7 M ayıs 1 954, 30 Kas ı m 1 955 ve 2 1 Kası m 1 957
tari h l erinde olmak üzere 5 kabine kurmuştur.
Bu kabineler zaman ı nda, Türkiye'de tarı m sek­
törü hızla makineleş m i ş , karayol l arı yap ı l m ı ş , tüke­
tim sanay i i kolu g e l i ş m i ş , sulama ve enerj i tesisleri
kuru lmuş, baraj lar, köprü ler ve çeşitl i oku l lar yapı l­
m ıştı r. Gene bu dönemde Türkiye d ı şarıya karş ı da
ses i n i duyurmuş; Nato, Bal kan Pakt ı , Bağdat Paktı ,
Sento g i b i kuruluşlara üye o l muştur. Londra ve Zü­
rih Antlaşmaları i l e Kı brıs mes'elesi de çözüm len­
mek istenmi şti r. Fakat bu iyi durumlar yanı nd a , M en­
deres 'in yakın arkadaşl arı ve muhal ifleri O'nu çeşitli
konu l a rda tenkid etme ğ e başl a m ı ş ve d iktatörce dav­
ran ı ş ı ndan sözetmişlerd i r. B i r yandan hızlı gelişme,
bir yandan da M e nderes'e karşı açılan muhalefet
cephesi , Menderes'i gün geçtikçe huzursuz yapmı ş ,
s i ni rlerini bozmuş ve yıpratmıştır. H a lkevlerin i n ,
Sosyal ist Parti 'nin ve M i l let Part i s i ' n i n kapatılması,
vicdan hü rriyeti kanununun yürürlüğe konm as ı , Cum­
huriyet H a l k Partisi 'n i n m a l l a r ı n ı n hazineye devr et­
tiri lmes i , M enderes'i yıpratan başl ıca faktörler ol­
m uştur.

1 957 qenel seçiml erinde C . H . P . ' n i n geçen seçim­


lere nazaran daha fazl a sayıda ( 1 78) m i l l etveki l i i l e
Mecl is'e g i rmes i , D .P. Genel Başkanı M enderes'i iyi­
ce huzursuz etmiştir. Menderes, bu tarihten sonra
parti ler a rasında höşgörü kura l larına uymıyan b i r
prensibi kabul ederek, d iğer parti l ere karşı adeta sa­
vaş açmıştır. C . H .P.'nin de aynı prensi b i takibede­
rek hareket etmesi üzerine Türkiye'de yavaş yavaş
gelişen, h atta kardeş kavgasına kadar varan olaylar
yığını meydana gelm iştir. Bu arada, Adana, Kayseri,
Uşak ve İstanbul Olay ları cereyan etmi ş , 9 Subay

- 1 82 -
Olayı ise, M enderes ' i n h a l k yan ı ndaki sevg i s i n i kay-·
betmesine yol açmı ştır.
18 Nisan 1 960 tar i h i nde kuru l a n Tah k ikat Komis­
yonu 'ndan sonra durum daha çok karı ş m ı ştır. Ü n i­
versite öğrenci l eri İ stanbul ve Ankara'da H ükümetin
kararını tenkid etme k üzere Büyü k protesto yürüyüş·
leri yapmışlardır. Bu duru m karş ı s ı nda S ıkı Yönetim
i lan edi l mi şti r. 5 M ayıs'ta Kızı lay M eydanı'nda cere­
yan eden olaylar s ı rasında Menderes, öğrenc i ler ta­
rafından h ı rpala n m ı ş ; istifa etmesi i stenm i ş ve 2 1
Mayıs'ta Harp O k u l u öğrencileri n i n yaptığ ı yürüyüş
ise bardağı taşı ran son damla o l m uştur. N itek i m bu
yürüyüşten 6 g ü n sonra Türk S i l a h l ı Kuwetleri'ne
bağlı subaylardan bazıları tarafı ndan yapılan i htilal,
memlekette başlamak üzere olan kardeş kavgasına
son vermi ş , başta Celal Bayar o l m a k üzere Demokrat
Parti soru mluları önce Ankara'da gözaltına a l ı nm ış­
tır. İhti l a l i n yap ı ldığı s ı rada Eskişehir'de bulunan
Menderes , d u ru m u haber alır a l maz b u radan ayrılmış,
Kütahya'ya doğru kaçmıştır. Daha sonra tutuklanan
M enderes de ötek i arkadaşları i l e b i rl i kte Ankara'ya
oradan da Yassıada'ya götürülmüştür. Burada 1 6 ay
süre i l e yapılan soruşturma ve yarg ı l am adan sonra
Yassıada Yüksek Adalet D iva n ı , 1 5 Demokrat Partt
i l eri geleni i l e b i r l i kte Menderes 'e de ölüm cezası
verm i ştir. Cezaların M i l li B i r l i k Komitesi tarafı ndan
onayı ndan sonra i dam hükmü kesi nl eşen Menderes,
infazdan b i r gün önce fazla m i ktarda aldığı uyku
haoı ile hayatına k ı ymak i stemiştir. Fakat zamanı nda
yapı lan müdahle sonucu ölümden kurtarılan Mende­
res' i n hakkında , doktorlar tarafı ndan veri len sağ l am
raporu. üzerine i nfaz duruma kes inleşmiştir. N itekim
bu rapordan sonra Yassıada i nfaz savcısı Ömer Ege-

- 1 83 -
s e l , M enderes'i b i r hücum botuna b i n d i rerek, hük­
mün i nfaz edi leceği İ mral ı Adas ı 'na götürmüştür. Bu
adada hüküm i nfaz e d i l miştir. Menderes 'in son söz­
leri : a Vatan ve M i l l et Sağolsun • o lmuştur. ( 1 7 Eyl ü l
1 96 1 ) .
BİRİNCİ MENDERES KABİNESİ, 2 2 Mayıs 1 950'de toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Celal Bayar'ı Cumhurbaş­
kan1 olarak seçmiş, Bayar da Aydm M i lletvekili Adnan Men·
cleres'i eı..bakanhğa tayin etmiştir.
Menderes i lk k abineyi aşağıdaki şekilde kur­
muştur:
Ada l et Bakanı : H a l i l Ôzyörük, (İzmir) , M. Savun­
ma B a kanı : R efi k Şevket İnce ( Ma n i sa), İçişl eri Ba­
kan ı : Rüknettin Nasuhioğ l u (Edirne), D ı ş i şl eri Baka­
n ı : Fuat Köprü l ü (İstanbul ) , Mal iye Bakanı : H a l i l Ayan
(Bu rsa). M i l li Eğitim Baka n ı : (Avni Başman (İzmir) ,
Bayındırl ı k Bakanı : Fahri B e l e n (Bolu) . Ekonomi Ba­
kan ı : Zühtü V e l i beşe (İzm i r). Sağ l ı k Bakan ı : Dr. N i­
hat Reşat Beler (İstanbu l ) , Gümrü k ve Tekel Bakanı :
N u ri Ôzsan (Muğla). Tarım Bakan ı : N i hat Eğriboz (Ça­
n a k ka l e ) , U laştırma Bakanı : Tevf i k İ l eri (Samsun},
Calışma B a ka n ı Hasan P o l atkan ( E s k i ş e h i r ) . İ ş l etme
B a ka n ı : M u h l i s Ete (Ankara) .
Daha son ra bu kabi nede bazı değ i ş i kl i kler yapı l­
m ı ş ; 7 Haziran 1 950'de Samet Ağaoğ lu Başbakan
Yard ı mcı l ı ğ ı n a , 1 1 Temmuz 1 950'de Fevzi Lütfi Ka­
raosmanoğlu Devlet Baka n l ı ğ ı n a geti r i l m i ştir. İ stifa
eden M i l li Eğitim Bakanı Avn i Başman'ın yerine Tev­
f i k İ leri ve ondan boşalan U l aştı rma Baka n l ığına da
1 1 Ağustos 1 950'de Seyfi Kurtbek tayin e d i l m iştir.

İKİNCİ M ENDERES KABİNESİ, 22 Mayıs 1 950'de kurulan


birinci kabine 9 Mart 1 951 'de Başbakan'ın istifası ile düş-

- 1 84 -
müştür. Bu istifadan bir gün sonra ( 1 0 Mart 1 95 1 ) Mende·
res tarafından kurulan İkinci Kabine.
İ lk Kabinede yer alan Bakanlarla fikir ayrı l ı ğ ı n a
d ü ş e n Adnan Menderes i stifa etmek zorunda kal­
m ı ştır. Celal Bayar, İ ki nci D.P. H ükümetini de k u r­
makla Adnan Menderes'i görevl endi rince, Menderes
aşağ ıdaki Kabineyi kurmuştur:
Başbakan: Adnan Menderes, Başbakan Yard ı m­
c ı s ı : Samet Ağaoğl u , Dev l et Bakanı : R efik Şevket
ince, Adalet Baka n ı : R üknettin Nasuhioğlu, İçişleri
Baka n ı : H u l ü s i Köymen, D ı şi şl eri Bakanı : Prof. Fuat
Köprü l ü , Mal iye Bakanı : Hasan Polatkan, M i l li Eği­
tim Bakanı : Tevfik İ l eri, Bayın d ı rl ık Bakanı : Kemal
Zevtinoğ l u , Ekonomi ve Ticaret Bakanı : Muhlis Ete,
f;3ii l ı k: Bcıkanı Dr. Ekrem H ayri Üstündaq , G ü m rü k
v e Tekel Bakanı : R ıfkı Sal i m Burçak, Tarım Baka n ı :
Nedim Ökmen, Çalışma Baka n ı : N u ri Özsan, İşletme-
1P.r B::\ka n ı Hakkı G ed i k , M i lli Savunma Bakanı Ke­
rıan Y ı l maz. U l astı rma Baka n ı Yümni Ü resi n .
fır.ijıu�f! Ml="IOF.RS KABİNESİ, Adnan M enderes'in istifa­
sı ü:zı:>r; nP. ctiişen İki nci Menderes Kabinesinden sonra, ye­
niden B;:;ı:."ı:;; l,::ır-l ıfı::ı nP.tirilen M enderes'in kurduğu kabine:
Kabine şöyle kurulmuştur:
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Fati n
R i'r stü Zorl u , Devlet Bakanı : Mükerrem Sarol , Devlet
Bakan ı : Osman Kapani , Adl iye Bakanı : Osman Şev­
ki Ç içekdağ , M i l li Savunma Bakanı : Ethem Menderes
İ c i ş l eri Bakan ı : Namık Ged i k , D ı şi şl eri Bakan ı : Fuat
Köprü l ü , Mal iye Baka n ı : Hasan Polcıtkan, M i l li Eğ iti m
Bakan ı : Celal Yardımcı, Bayı n d ı rl ı k Bakanı : Kemal
Zeyti noğ l u , İ ktisat ve Ticaret Bakanı : Sıtkı Y ı rca l ı ,
Sağ l ı k v e Sosyal Yard ı m Baka n ı : D r . Behçet Uz,
Gümrü k ve Tekel Bakanı : E m i n Kalafat, Zi raat Baka-

- 1 85 -
n ı : Ned i m Öktem, U laştı rma Baka n ı : Muammer Ça­
vuşoğ l u , Çalışma Bakanı Hayrettin Erkmen, İşlet­
meler Bakan ı : Fethi Çel i kbaş.
Bu kabinede, İ kinci Menderes Kabi nesinde bulu­
nan Kenan Y ı l maz, R ıfkı S a l i m Burçak, D r. Ekrem
Hayri Üstündağ ve Yümni Ü res i n yer almamıştır. Ka­
bine 1 7 Mayıs 1 954'den 30 Kası m 1 955'e kadar i şba­
ş ı nda k a l m ı şt ı r.
DÖRDÜNCÜ M ENDERES KABİNESİ, İstifa eden Menderes'­
in dördüncü defa Başbakanlığa getirilmesi üzerine kurdu­
fiu kabine (30 Kasım 1 955).
Demokrat Parti Gurup topl antısında Bakanl a rdan
bazı larının acı acı tenkid edi l mesi üzerine Adnan
Menderes Başbakan l ı ktan istifa etmi ş ve Cumhurbaş­
kanı tarafından dördüncü defa Hükumeti kurm a k l a
görevl endiri l d i kten 1 00 saat sonra aşağıdaki kabine­
yi kurmuştur:
Başbakan: Adnan Menderes, Başbakan Yard ı m­
cısı ve Devlet Baka n ı : Samet Ağaoğ l u , Devlet Baka­
n ı : Cem i l Mengü, Çalışma Bakanı : H ayrettin Erkmen,
Adal et Bakan ı Hazım Türegün, İçişleri Bakanı Ethem
Menderes, D ışişleri Baka n ı : Prof. Fuat Köprü l ü , Güm­
rük ve Tekel Bakanı : Hadi H üsman, İ ş l etmeler Baka­
n ı : Necmi İ nanç, İ ktisat ve Ticaret Bakanı : Fahri
U l a ş , M i l l i Eğitim Bakan ı : M ümtaz Tarhan, M a l iye
Bakanı : Ned i m Ökmen, M i l li Savunma Bakan ı : Şemi
Erg i n , U l aştırma Bakan ı : Arif Dem i rer, Bayındı r l ı k
Bakan ı : Kemal Zeytinoğ l u , Sağ l ı k v e Sosyal Yardı m
Bakan ı : Dr. N a m ı k G e d i k , Zi raat Bakanı : Esat Buda­
koğ l u .
B u kabine 30 Kası m 1 955 tar i h i nden 1 Kası m
1 957 tari h i n e kadar işbaşında kal m ıştır. B u arada
bazı Bakanl a r değ i ş m i ş , bazı Bakanlar ise yap ı l an g e·

- 1 36 -
n e l seç i m l e rde aday olduk l arı halde seç i m i kaybet·
m i ş l e rd i r.

BEŞİNCİ M ENDERES KABİNESİ, 1 957 genel seçimlerinden


sonra Menderes tarafından kurulan kabine (1 Kasım 1 957).

1 957 genel seç i m leri nde de yeter l i çoğunluğu


sağ l ayarak işbaşında kalan Demokrat Parti , Mec l i s '­
i n i l k toplantısında Celal Bayar'ı Cumhurbaşkan l ı ğ a
seçmi ş , Bayar da hemen sonra M enderes'i Başba­
kanl ığa g eti rmiş ve Meclis 1 5 g ü n tati le g i rm i ştir.
Menderes Başbakanl ı ğ a tayin i nden 25 g ü n sonra ye­
ni kab i n e s i n i kurarak Cumhurbaşkanı n ı n onay ı n a
sunmuştur. Bu kabinede eski Bakanlardan 1 2'i y e r a l­
m ı ş , .4 M i l l etvek i l i i l k defa Bakan olmuş, ayrıca bu
kabinede Bas ı n-Yayı n ve İmar Baka n l ı klarına d a yer
veri l m iştir.
Menderes' i n kurduğu son H ü ku met olan bu kabi­
ne şöyle kuru l m uştur:
Başbakan : Adnan Menderes, Başbakan Yard ı m­
cıs ı : Tevf i k İ l eri , Devlet Baka n ı : E m i n Kalafat, Devlet
Bakan ı : M uzaffer Kurbanoğ l u , Adalet Bakanı : Esat
Budakoğ l u , M i l l i Savunma Baka n ı : Şemi E rg i n , İçi ş­
l eri Bakan ı Dr. N a m ı k Gedik, D ı ş i ş l eri Bakanı Fat i n
Rüştü Zorl u , Mal iye Bakanı : Hasan Pol atkan, M i l li
Eğitim Bakanı : Celal Yard ı m c ı , Bayın d ı rl ı k Bakanı :
Ethem Menderes, Ticaret Baka n ı : Abdul lah Aker,
Gümrük ve Tekel Bakanı : Hadi Hüsman, Zi raat Ba­
kan ı : N ed i m Ökmen, Çalışma Bakan ı : Hayrettin E rk­
men, Sanayi Bakanı : Samet Ağaoğli.ı , Basın ve Yay ı n
Bakanı : Sıtkı Y ı rcal ı , Sağ l ı k v e Sosyal Yardım Baka­
n ı : D r. Lütfi Kırdar, U laştı rma Bakan ı : Fevzi Uçaner,
İmar Bakan ı : Meden i Berk.

- 1 87 -
M ENDERES ETHEM, Parlementer ve devlet adamı (Aydın
1 899).
Aydı n'da çiftçil i k yaparken s iyasi hayata atıl­
m ı ş , M i l letveki l i seçilerek Meclis'e g i rm i ştir. 3 . Men­
deres Kab i nesinde İçişleri Bakanı o larak görev alan
Ethem Menderes , daha sonra boşalan bakanlıklara
da vekalet etm i ş , bu a rada Bayı ndı r l ı k Baka n l ı ğ ı d a
yapmıştır. İhti lalden sonra Vassı ada'da yarg ı l anmış,
hakkında veri len hükmü çektikten sonra Aydı n'daki
çiftl iğine dönmüştür.
MENEMEN OLAVI, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına kas­
tetmek isteyen şeriatçıların düzenledikleri ve yedek subay
öğretmen Kubilay ile birlikte iki görevli bekçiyi öldürdük­
leri olay (23 Aralık 1 930).
Serbest Cumhuriyet Partisi'nin 1 7 Kası m 1 930'da
feshed i l mesi , tari kat şeyhl eri ile m ü ri d l e ri n i n de
maskesini düşürm üştür. Partiye bağ l ı bazı ç ı kar düş­
künleri , tari kat şeyhlerini Hü kumet ve Cumhuriyet
a l eyhine kışkı rtmışlard ı r. Kışkırtılanlardan Nakşiben­
di tari katı Şeyhi Mehmet, Manisa civarından top l a­
dığı müridlerini ve b i r k ı s ı m köylüyü alara k Mene­
men'e g itmiştir. Kasaba meydanı nda, şeriat kanunla­
rı n ı n ve Arap harfleri n i n geri gelmesini isteyerek hal­
k ı i syana çağı rmıştır. Olayı haber alan yedek subay
Kubilay ve bi rkaç eri , kasaban ın meydanına g e l miş­
l erdir. Kub i lay, toplanan halka gözdağı vermek ıçın
erlerine, havaya ateş etmeleri emrini verm işti r. Ha­
vaya ateş edi ldiği için yaralanan o l mayınca, cahi l
hal k asilerin evl iya olduğuna i nanmıştır. Bu sı rada
Derviş Mehmet, Kubi lay'ı vurmuş, daha sonra da
Onun yara l ı bir şekilde kaçmasından istifade ederek
genç subayın peş i nden yeti şmiş ve heybes i nden çı­
kardığı bağ bıçağı i l e boynunu keserek şehit etmiş-

- 1 88 -
tir. Olayı haber alan i k i bekçi de Derviş Mehmet ve
taraftarlarınca öldürülmüştür. Daha sonra askerler
isyanı bastı rmış ve Dervi ş Mehmet öldürü l müştür.
Öte yandan Mustafa Muğlalı Paşa başkanl ı ğı ndaki As­
keri Mahkeme, a s i leri Menemen'de yarg ı lamış ve
b i rçoğu idam edi l m i şti r. Mustafa Kema l , Kubi lay için:
· Büyük Türk Ordusu'nun kahraman ve genç subayı
ve Cumhuriyet' i n idea l i st öğretmen heyeti n i n k ı y­
metl i uzvu Kubi l ay Bey temiz kanı i l e Cumhuriyet'in
hayatiyetini tazel en d i rm i ş ve kuwetlendirm işti r• de­
m i ştir.

M ERSİNLİ ORHAN, M ühendis ve devlet adamı (Selanik


1 91 2).
İstanbul Robert Kol ej i bitird i kten sonra 1 934'te
Amerika'da İ l l inois Üniversitesinden yüksek m ühen­
d i s olarak mezun o lmuştur. 1 95B'de Karayol ları Ge­
nel Müdürlüğünden ayrılan Mers i n l i , İ k i nci G ü rsel
Kabi nesinde U l aştırma Bakanı olarak görev a l m ı ştır.
MİLLET PARTİSİ, Türk siyasi hayatına birçok parlementer
kazandıran ve sonradan adı : C.M.P., C.K.M.P. ve M.H.P. ola·
rak değişen siyasi parti.
M .P. Çok parti l i döneme geçiş s ı rasında 20 Tem­
muz 1 94B'de kurulmuştur. M i l l et Parti 'si o zaman
i k i nci büyük parti olan Demokrat Parti yönetici leri
a rasında baş gösteren geçimsizlik sonucu ortaya ç ı k·
m ı ş , Demokrat Parti 'den ayrı lanlar tarafından kurul­
muştur. Demokrat Parti i leri gelenleri nden Mareşal
Fevzi Çakmak, Osman Bölükba ş ı , H i kmet Bayu r, Sad ı k
Aldoğan , Kenan Öner, En is A kaygen, Osman Nuri
Köni M i l let Parti s i 'n i n i l k kurucularıdır.
Parti ' n i n Fahri Başkanl ığ ı n a Fevzi Çakmak, Genel
Başbaka n l ı ğ ı n a ise H ikmet Bayur geti r i l m iştir. Bu s ı-

- 1 89 -
rada Müsta k i l Demokrat Parti ve Afyon Öz Demok­
rat Partisi de M i l l l et Partisi'ne katı l m ıştır. 1 952 yı­
l ında parti içi çatışmalar h ızlanm ı ştır. Bunun sonun­
da H i kmet Bayur Başkan l ı ktan düşürül müş, yerine
Enis Akaygen g etiri l m i ştir. 1 952'den sonra Parti da­
ha çok Demokrat Parti'ye cephe a l m ıştır. B i lh assa
Osman Bölükba ş ı , yaptı ğ ı konuşmalarla partisine bü­
y ü k ölçüde oy kazan d ı rm ı ştır.
M i l l et Partisi 1 954 y ı l ında tüz ü k dışı faal iyet
gösterd i ğ i için kapat ı l m ı ştır. Bunun üzerine eski ku­
rucul a r 1 O Şubat 1 954'te Cumhuriyetçi M i l l et Parti­
s i 'n i kurmuş ve Osman Böl ü kbaşı 'yı Genel Başkanlı­
ğ a geti rmişlerd i r. 1 957 y ı l ı nda yap ı l an genel seçim­
ler sonunda Mecl is'e 4 m i l l etvek i l i ile g i ren C.M .P. b i r
y ı l sonra Türkiye Köy l ü Partis i i l e birleşerek Cumhuri­
yetçi Köylü M i l let Partisi adını a l mı ştır. C .K.M.P.
1 96 1 genel seç i m l erinde 54 m i l l etve k i l i ve 1 6 sena­
törle Meclislerde temsi l edi l m i ş ve üçüncü büyük
s i yasi parti o l muştur.
C.K.M.P. 1 965 y ı l ında tekrar bölünmüştür. Osman
Böl ü kbaşı Parti Genel Başka n l ı ğı ndan ayrı larak yeni
bir M i l let Partisi kurmuştur. Osman Bölükbaş ı 'n ı n
ayrı l ması i l e Parti G e n e l Başka n l ı ğ ı n a önce Ahmet
Tahta k ı l ı ç sonra da 1 4 '1erden Alpaslan Türkeş g eti­
ri l m i ştir.
Veni Genel Başkan A l paslan Türkeş, parti n i n
a d ı n ı M i l l iyetçi Hareket Partis i o larak değiştirmiş·
tir.
Osman Bölükbaşı tarafından kurulan yeni M .P.
vatandaşlar arasında eski i l giyi görememiş ve gün­
g eçtikçe geri l e miştir. Osman Bölükbaş ı , 1 973'te Par­
ti Genel Başkan l ığından i stifa etm i ş , yerine Emek l i
Org eneral Cemal Tural seçi l m i ştir.

- 1 90 -
MİLLİ AŞİ RET İSYANI, Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz ve
Fransızlar'ın kışkırtması üzerine Urfa'da Milli Aşiret tara­
fından çıkarılan ayaklanma (8 Eylül 1 920).
M i l l i Aşiret'i n Reisi İsmai l i l e birl i kte H a l i l , Sa­
hur, Abdu rrahman ve Mah!"ll u t adl ı e lebaşı l arı, D o­
ğu'da b i r Kürdistan Devleti kurmak düşüncesi i l e
ayaklanmışlardı r (24 Ağustos 1 920). Büyük b i r kuv­
vetle harekete geçen asi ler, Viranşehir'i a l d ı ktal'i
sonra Karakeçi Aşireti 'ne mensup olanları öldürmüş­
l er, fakat daha sonra yapı l a n çatışmada hemen hep­
.s i ortadan kal d ı r ı l mıştır.

MILNE HATii, Bir İngil iz Kumandanının adını taşıyan ve


Menderes Nehri'den başlıyarak Salihli, Akhisar önlerinden
.geçip Ayvalık'ın kuzeyine kadar uzanan hat.
Yunan l ı l ar, İzmi r' i işgal etti kten 1 5 gün sonra bu
hattı ele geçirm i ş l erdi r. Yunanl ı la r hazırl ı klarını ta­
mamlamak i ç i n b i r yıla yakın b i r zaman burada bek­
l e m i ş l erdir. 22 Haziran 1 920'de bu h attı aşarak i l eri
h arekete geçmişlerd i r. Büyük Taarruz'dan sonra Türk
Süvari Kolord usu, Yuna n l ı l ar'ı püskürterek M i l n e
Hattı 'nı geçm i ş lerd i r (6 Eyl ü l 1 922).
·MİLLİ BİRLİK KOM İTESİ, 27 Mayıs İhtilili'ni yapan ve ida­
,reyi ele alan gurup.
İ l k İhti l a l Kom i tesi , 1 954'te Tuzla'da Dündar Sey­
han i l e Orhan Kabibay tarafı ndan Necati Ü nsalan'•n
da kat ı l masıyla kurulmuş, bu guruba 1 956'da Faruk
Güventürk, Şükrü İ lk i n , Suphi Gürsoytrak ve Orhan
Kabibay da katı lmıştır. Aynı y ı l Ankara'd a da Osm1rn
Köksal , Tal at Aydemir, Sezai Okan, Adnan Çel i ko ğ l u ,
b i r i hti l a l komi tesi kurmuşlard ı r. B i r y ı l sonra b u i k i
gurup, bazı subayl arın d a katı l masıyla b i rleş m i ş , sa­
·yı ları yirrni beşi bul muştur. Bu arada, ayrı b i r gurup

- 191 -
yapmış olan Türkeş de, Tal at Aydem i r kanal ı i l e bu
teş k i l ata g i rm i ş , Fi kret Kuytak, H a l i m M enteş de
bunlara katı l m ışlard ı r. Fakat 9 Subay Olayı , bu komi­
ten i n çal ışmas ı nda bir durakl amaya yol açm ıştır. An­
cak bir buçuk yıl sonra yeniden teşk i l atlanmışl ard ı r
27 Mayıs a refesinde bu subayları n büyük b i r k ı s m ı
istanbu l 'da, d iğer k ı s m ı Ankara'da bulunmaktayd ı .
Osman Köks a l , M i l li Savunma Bakanı Ethem Mende­
res' i n yaveri Adnan Çel i koğlu'nun uyarı ları i l e M u­
hafız Alayı Kumand a n l ı ğ ı na geti ri l m i ştir. Mayıs orta­
ları nda Kabi bay'ı n teklifi n i kabul eden Madanoğ lu da
komiteye girmiştir. Sıtkı U lay ve Özd i l e k son ı:ı . ı lar­
da harekete katı l m ı ş lardır. Dündar Seyhan o s ı rada
Washi ngto n 'da, Talat Aydemi r Kore'de, Ünsal•J n
Ke:ırs'ta bul unduklarından dolayı 27 Mayıs İ hti l a l i 'n e
katı lamamış ve M .B .K. üyesi olamamışlard ı r. İhti l 1l i
yaptı ktan sonra yönetim i e l e alan hey'etin adı, M i l l i
Birl i k Komitesi olarak açıklanmıştır. Fakat harekeci
taki beden günlerde, M .B.K. Başkanl ığ ı n a getirilen Ce­
mal G ü rsel hariç, bu cuntayı meydana getiren d iğer
�ubayların ne sayısı ve ne de adları b i linmiyordu�
İhti l a lden b i rkaç gün sonra 38 k i ş i l i k resmi l iste açık­
l anmıştır. M .B.K.'ni n i lk i ş l erinden b i ri İstanbul Üni­
versitesi H u k u k Fakültesi profesörlerinden b i r g uru­
bu, yeni b i r Anayasa ve Seç i m Kanunu tasarı l arı ha­
zırlamak i ç i n uçakla Ankara'ya götürmek o l muştur.
28 Mayıs'ta da 1 5' i teknisyen olan ve hiçbir partiye
bağ l ı bulunmıyan 1 7 üye l i b i r kabi n e kuru l muştur.
M .B.K. rütbe s ı rasına göre şu üyelerden meydana
g e l m i ştir:

General l er: Cemal Gürse l , Fahri Özd i lek, Cemal


Madanoğl u , İrfan Baştu ğ , Sıtkı U l ay. Al baylar: Ekrem
Acuner, Mucip Ata k l ı , Osman Köks a l , Fi kret Kuytai<,

- 1 92 -
Sami Küçük , H aydar Tunçkanat, Alpaslan Türkeş, M u­
zaffer Yurdaku l . Yarbaylar: Fazı l Akkoyu n l u , Refet
Aksoylu, Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan, Suphi Ka­
rama n , Sezai Okan, Ahmet Yıldız. B i nbaşı lar: Ema­
n u l l ah Çelebi , Orhan Erka n l ı , Vehbi Ers ü , Suphi Gür­
soytrak , Kadri Kaplan, M uzaffer Kara n , M ü n i r Köse­
oğl u , Mehmet Özgüneş, Selahatti n Özgür, Şükran
Özkaya , Şef i k Soyuyüce, Dündar Taşer. Yüzbaş ı l ar :
Rıfat Baykal , Ahmet E r , Numan Es i n , Kam i l Karavel i­
oğ l u , M uzaffer Özdağ , İrfan Sol mazer.
Ankara 'dan önce, hareketi İstanbul 'da gerçek­
leşt i renler Orhan Kabibay, Orhan E rkan l ı , Mucip
Atak l ı , Haydar Tunçkanat, Suphi Gürsoytrak , Şefik
Soyuyüce, Ahmet Yıldız, Mehmet Özg ü neş , Şükran
Özkaya, Numan Es i n , Kam i l Karavel ioğ l u Emanul l ah
Çelebi ve son anda kend i lerine katı lan Fahri Özdi­
lek, bir kom ite g i bi faal iyete baş l a m ı ş l a rd ı r Daha
sonra Ankara'dak i l e r de komite çal ışmalarına katı l­
m ışlard ı r. Fakat kom iteye g i rmek i steyenler çoğ a l ı n­
ca , ara l a r ı ndan sekiz kişi l i k b i r kom ite s eçerek , l ist�­
yi tesbit i ş i n i bu komiteye verm i ş l e rd i r Bu komit0,
38 üye l i M .B.K.'yı tesbit etm i ştir. Ertuğ ru l Alatl ı , M i t­
hat Cey l a n , Abdurrahman Doru k , Cevat K ı rca , Necati
Kumruoğ l u ve İhsan Kızıloğ l u g i b i bazı üyeler l i ste
d ı ş ı nda kalm ı ş l ard ı r . Ağasi Şen ise daha önce komi­
teden istifa ederek ayrı l m ı ştır.
M İ LLİ EGİTİM BAKANLIGI VE BAKANLAR!, Türkiye Cumhu­
riyeti sınırları içinde yaşayan her Türk vatandaşını bilgi,
sanat ve teknik bakımdan, Batı Devletleri toplumlarının
ulaştığı seviyeye çıkarmak, mil letin milli ve ahlaki değer­
lerini geliştirmek amacı ile kurulmu, olan devlet teşkilatı
ve teşkilatı idare edenler.
1 926 y ı l ı nda kurulan bu teşki l atın görevleri 2287

- 1 93 -
say ı l ı ve 1 0 Haziran 1 933 tar i h i nde çıkarılan bir ka­
nunla tespit ed i l m i şti r. M i l li Eği t i m Bakanl ığ ında,
Bakanl ı k maka mı ndan başka Müsteşarlar ( Kü ltür,
Mesleki, Tek n i k Öğretim ve Yard ı mcıları, Teftiş Ku­
ru l u , Genel Müdürler ve Yard ı mcı ları , Şube Müdü rle­
ri ve Yardımcıları) bul unmaktad ı r.
M i l li Eğitim Baka n l ı ğ ı n a kuru l u şundan beri tay i n
edi l en Bakanlar şunlard ı r :
R ıza Nur, Hamdu l l ah S u p h i Tanrıöver, Ahmet Veh­
bi Bal ak, İsma i l Safa Özler, Vas ıf Ç ı nar, Şükrü Saraç­
oğ l u , Mustafa Necat i , İsmet İ rıönü, Cemal Hüsnü

Taray, Esat Sağay, Dr Reşit G a l i p , H i kmet Bayu r,


Abid i n Özmen, Saffet Arı kan, Hasan Ali Yüce l , Re­
şat Şemşettin S i rer, Tahs i n Banguoğl u , Avi Başman,
Tevfik İleri , Prof R ı fkı Sal i m Burçak , Celal Yard ı mcı ,
Prof. Ahmet Uze l , Atıf Benderl i o ğ l u , Prof. Feh m i
Yavuz , Prof. Bedrettin Tuncel , Prof. Turhan Feyzioğ l u ,
Ahmet Tahtak ı l ı ç , H i l m i İnces u l u , Şevket Raşit H ati­
poğ l u . İ brah i m Öktem, Ci hat B i l gehan, Orhan Deng iz,
İ l hami Ertem, Prof. Orhan Oğuz, İsma i l Arar, Prof. Sa­
bahattin Özbek . . .

M İLLİ EGİTİM TEMEL REFORM KAN UN U, Eğitim işlerinin


her alanda yeniden düzenlenmesini öngören reform kanunu
(Haziran 1 973).
Bu kanun Melen H ükumeti zaman ı nda 4 Ara l ı k
1 972 tar i h i nde Mecl i s 'e sunul m uştur. Türk M i l li Eğ i­
t i m i n i n b i r çeşit anayasası durumunda olan bu te­
mel kanundaki genel i l keler, çıkarı l acak tüzükler ve
yönetmel i klerle uyg u lanacaktır. Kanuna göre Tür k M i l­
;i Eğitimi · Atatürk inkı laplarına, Türk m i l l i yetç i l i ğ i ne
ve Anayasaya bağlı, h ü r ve i lmi düşünce sahi b i , topl u­
ma karşı soru m l u l u k duyan kişiler yetiştirm e k · ama­
c ı n ı gütmekted i r . Öğrencilerin « İ l g i , istidat ve ka-

- 1 94 -
b i l iyetlerine göre .. yetişt i r i l mesi sağlanacaktır. M i l­
li eğitim h i zmeti . " Türk vatandaş l arı n ı n istek ve ka­
b i l iyetleri i l e Türk toplumunun ihtiyaçl arına göre ..
düzenlenecektir
Öğrenci l er, i lg i ve kab i l iyetlerine göre yöneti­
lerek yetiştiri lecektir. Yetiş k i n l e r i ç i n eğitim sürek­
li bir duruma get i ri l ecek , bunu sağ lamak için kurs­
lar, sem i nerler a ç ı l acaktır.
Kanuna göre , ders program ları nda « Atatü rk i n­
kı lapları ve Anayasan ı n baş l a ng ı c ı nda ifadesi n i bu­
l a n Türk m i l l iyetç i l i ğ i esas a l ı nacak, Türk d i l i aşı rı­
l ığa kaçmadan .. k u l l a n ı lacakt ı r
D i n eğ i t i m i v e öğren i m i , a n c a k k i ş i lerin kendi
isteğ i ve küçü klerin de kanuni tems i l c i l eri n i n isteği­
ne bağ l ı ol arak verilecekt i r
M i l li eğiti m i n amaçları , ya l n ı z resmi v e özel
eğitim kuruml arı nda değ i l , aynı zamcında evde, çev­
rede , iş yerlerinde, her yerde ve her fı rsatta ger­
çekl eştiri'l meğe ç a l ı ş ı lacaktır. Resmi, özel ve gö­
n ü l l ü her kuruluşun eğiti m l e i l g i l i çal ı şmal arı m i l li
eği t i m i n- amaçlarına uygunluğu bak ı m ı ndan M i l li Eği­
tim Baka n l ı ğ ı nca denetlenecektir.

Okul öncesi eğitim i ç i n bağımsız ana oku l l arı


kurulacaktı r. Bu yap ı l mad ı ğ ı takdi rde temel eğiti m
kuru m l a r ı n ı n birinci devres ine bağl ı ana s ı nıfl arı , di­
ğer öğret i m kurum larınd a ise uygulama s ı n ıfları açı­
labi lecekti r.
Teme l Eğ itim 8 yı l o l acak ; i l k beş yı l ı birinci
kademe ve son üç yılı i ki nc i kademe eğitim kuru m­
l arından meydana gelecektir. Birinci kademeyi biti­
ren lere İ l kokul diploması , i ki n c i k ademeyi bitiren­
l ere Temel Eğ itim d iploması veri l ecekti r.
Nüfusu az ve dağ ı n ı k o l a n yerlerde, köyler gu-

- 1 95 -
ruplaştı rı lara k merkezi durumda olan köylerde Temel
Eğitim Bölge Oku l ları ve bunlara bağ l ı pansiyonlar
açı l acaktı r. Köyleri g u rupl aştırmak m ü m k ü n ol maz­
sa bu defa Tem e l Eğitim Yat ı l ı Bölge Oku l l arı ku ru­
lacakt ı r
Orta Öğreti m : Lise, Tek n i k Lise ve Tarım Lise­
leri nden meydana gelecektir. Bu l isel erde öğrenci­
ler kab i l iyetlerine göre
1- Yüksek öğre n i m e . 2 Hem yüksek öğ-
ren i m e , hem mesleğe, 3 - Hayata veya iş a l a nla­
rına hazı rlanacak l ardır.
N üfusu az ve d ağ ı n ı k olan bölgel erde, çok prog­
ram l ı l iseler kuru l a b i l ecektir. Liselerin eğitim süre­
s i , programl arı n ı n nitel i k l er i n e göre M i l li Eğitim
Baka n l ı ğ ı nca tesp it ed i l ecektir.
Liseyi bitire n öğrenci l e r arası ndan yüksek öğ­
renime hazı rlanan l a r , ün iversitel ere ve yüksek okul­
l a ra girmek için aday o l a b i l eceklerd i r. Liselerde ha­
yata veya iş a l a n larına hazı rlananlar, yüksek öğre­
n i m yapam ıyacaklard ı r . Kanuna göre İ mam Hatip
Oku l ları hem mesleğe, hem de yüksek öğrenime ha­
zı rlayıcı progra m l a r uygu layan eğitim kuru m l arı ara­
sında sayı lmıştı r Bu durumda iamam H atip Oku l­
ları mezun ları yüksek öğrenim yapabi l eceklerdir.
Orta öğretime daya l ı ve en az i k i yı l l ı k yüksek
öğrenim veren eğitim kurumlarının hepsine Yüksek
Öğretim Kurumları den i l mekted ir. Bu oku l l arda eği­
tim para l ı o l acaktır. Başarı l ı olan fakat maddi i mkan­
ları ol mayan öğrenci lere burs, kredi , yatı l ı l ı k gibi i m­
kanlar sağlanacaktır. Öğrencilerden a l ınan ücretler,
bir fonda toplanacak . bu fonda sosyal ve kü ltürel
yard ı m la r yapı l acak, öğrenci lere ucuz fiyatla kitap te­
m i n edi l ecekti r

- 1 96 -
Kanun geregı nce öğretmenler, yü ksek öğre n i m
yapabi l eceklerd i r . Yurt içinde v e d ı ş ı nda yüksek öğ­
ren im yapmak i steyen öğ retm e n l er, bel l i şartlarla
ayl ıkl ı veya ayl ıksız izi n l i say ı l acaklard ı r . Ayrıca mah­
rumiyet bölgel erinde konut sağlanacaktı r.

MİLLİ GÜVENLİK KURULU, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli


Güvenliği ile ilgili kararları almak ve bunlar hakkında Ba­
kanlar Kurulu'na direktifler vermek amacı ile kurulan teş·
kilit.
M i l li Güven l i k Kuru l u , 1 29 say ı l ı ve 1 1 Ara l ı k
H l62 tar i h l i b i r kanun l a kuru lmuştur B u teşki lat.
merkezi idare i ç i nde yer alan bir kuru luş olarak d i k­
kat çekmiştir. M i l li Güven l i k Kuru l u . kanuna göre :
Bakan lar, Genel Kurmay Başkan ı ve Kuvvet Komu­
tanl arından meydana gelmekted i r Kuru l un Başkanı
Cumhurbaşka n ı d ı r Ancak ,cum h u rbaşkanı bulun ma­
d ı ğ ı zama n l arda Kuru l u n Başka n l ı ğ ı n ı Başbakan yapar.
MİLLİ GÜVEN PARTİSİ, Cumhuriyet Halk Partisi'nden ayrı·
lan 47 parlementer tarafından 1 2 Mayıs 1 967'de Güven Par·
tisi adı ile kurulan ve amblemi koç olan siyasi parti.
1 965 seç i m lerinden sonra · Orta n ı n solu .. fikri n i
beğenmiye n Turhan Feyzioğ l u v e 4 6 a rkadaşı 1 967'­
de yapı lan kongreden sonra C . H .P. 'den ayrı l m ı şlardır.
Daha sonra Turhan Feyzioğlu'nun başka n l ı ğ ı nda Gü­
ven Parti s i ' n i kurmuşlard ı r. Mart 1 968'de yapı lan par­
ti kongresinde Turhan Feyzioğ l u Parti Genel Başkan­
l ığ ı na seç i l m işti r. Parti prog ra m ı n ı n temel görüşleri
bölümünde, part i n i n m i l l iyetç i , her yu rttaşa açık b i r
parti o lduğu açı k l anmıştır.
Güven Partisi ilk defa H az i ran 1 968'de yapı lan
l{i smi Senato seç i m leri ile öteki mahalli seç i m l ere
g irmiş ve 600.000 oy a l m ışd ı r . 1 2 Ekim 1 969 M i l let-

- 1 97 -
vek i l i seçimleri nde ise 9 .086 .296 oy a l m ı ş ve 1 5 m i l­
l etve k i l i ç ı karmıştır. 1 970'te C . H .P.'den ayrı lan ve
Cumhuriyetçi Parti 'yi kuran parl ementerl eri n de g i r­
mesi i l e parti büyük b i r güç kazanm ıştı r . Cumhuriyet­
çi Parti i l e b i rl eşti kten sonra Cumhuriyetç i Güven Par­
tisi olmuştur N ihat Eri m ' i n Başbakan l ı ktan çek i l me­
s i nden sonra ise bu partı n i n Genel Başkan Yardımcısı
Ferit M e l e n , Türkiye Cumhuriyeti ' n i n 1 6. Başbakanı
ol arak Hü ku meti kurmak l a görevlend i r i l m işti r. Melen
Kabi nesi nde M i l l i Güven Partisi 'nden de bi rçok parle­
menter görev a l m ıştı r
MONDROS M ÜTAREKESİ, Osmanl ı Devleti 'nin yenik çıktığı
B i r:nci Dünya Savaşı 'ndan sonra Gal ip Devletlerle imzala­
mak zorunda kaldığı barış antlaşmasına hazırlık ol mak üze­
re yapılan Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1 9 1 8) ..
B i r i nci Dünya Savaş ı s ı rasında Kut-ü l Amere'de
İng i l izler'i kuşatan Türk kuvvetleri General Towns­
hend i l e b i r l i kte 1 3 .000 İng i l iz askeri ni esir etm iştir.
İstanbu l 'a geti r i l e n General Townshend bu rada i hti­
şam i ç i nde bir esaret hayatı yaşa m ı ş ve Sadrazam
İzzet Paşa ' n ı n isteği üzerine ateşkes antlaşması yap­
mak üzere aracı ol muştur. Townshend aracı olarak
doğ ruca Akdeniz İngi l iz F i l osu Başkumandanı A m i ral
Ga lthorpe 'un sancak gemisine gitmiş ve İzzet Paşa
H ü kumeti ' n i n şartl arını b i l d i rm i şt i r Böylece, İttihat
Tera kki H ü kumeti b i n bir hayal lerle savaşa soktuğu
Osman l ı Devlet i ' n i n savaştan yen i k ayrı lmas ı n ı res­
men kabul etmişti r. 1 463 gün devam eden bu savaş­
ta 385.000 kişi kaybed i l m i şt i r S i l ah altına al ınan 2
m i lyon 850 bin k i ş iden, 1 m i lyon 565 b i n k i ş i kayıp
veya es i r ol muştur. Yara l ı sayı sı ise ateşkes i mzalan­
d ı ğ ı nda 200 .000 k i ş iyi bul muştur 1 8 E k i m 1 9 1 8 tari­
h i nde serbest b ı ra k ı l a n es i r General Townshend'den

- 1 98 -
Osmanlı İ m paratorluğu'nun durumunu öğrenen Ami­
ral Gathorpe, 23 Ekim 'de Osman l ı delegeleri n i n gön­
deri l mesini Sadrazam 'dan istem i şti r 24 Ekim 1 9 1 8'de
İstanbul 'dan hareket eden hey'ete Bahriye Nazırı Ra­
uf Orbay başkanl ı k etm iştir. Amerika Cumhurbaşkanı
W i l son'un prensi pl erine güvenerek masa başına otu­
ran Osman l ı delebeleri i l e yapılan görüşmel ere , İ n g i l­
tere ve İ t i l af Devletleri adına A m i ral Gal thorpe ka­
t ı l mı ştır. Dört gün süren görüşmeler sonunda L i m n i
Adas ı n ı n Mondros l im a n ı nda antlaşma şartları tespit
edi l m i şt i r (30 E k i m 1 9 1 8) . Antlaşma şartlarına göre:

1 - Çanakkale ve İstanbul Boğazları , İti laf Dev­


l etleri tarafı ndan işgal edi lecekt i r 2 - S ı n ı rları bek­
lemek ve asayişi sağ lamak i ç i n k u l l a n ı lacak asker­
l e r d ı s ı nda. ordu hemen terh is ed i l ecektir 3 - Bütün
savaş qem i l eri tes l i m e d i l ecek, ve gösteri lecek b i r
yerde durc:ıcaklardır. 4 - Türkler'in e l lerinde bulunan
bütün denı i ryol l arı İti laf Devletleri subaylarının kot­
rolüne b ı ra k ı l acaktır. 5 - Toros tünel leri Müttefikler
tarafı ndan i şgal e d i l ecektir. 6 - Telsiz telgraf kab l o­
ları İti l af Devletleri memurl arı tarafı ndan kontrol al­
tına a l ı nacaktır. 7 - İti laf Devletleri kendi emniyet
ve selametleri n i tehdit altında gördükleri an strate­
j i k noktaları i şgal edebi l eceklerd i r V i l ayet-i Sitte'­
de (Erzurum , Van . H arput, D iyarbakır. Sivas. Bitlis)
kargaşa l ı k ç ı ktığı takd i rde. bu vi layetlerin herhangi
b i r kısm ı n ı müttefikler işgal edeb i l eceklerd i r. 8 - Si­
lah. cephan e . nakl iye vasıtaları gibi ordunun kull anaca­
ğı araçlar İti laf Devletlerine tes l i m edi l ecek ve bel i r l i
yerl erde sakl anacaktır. 9 - İra n ' ı n Kuzey Bat ı s ı nda­
ki Türk b i r l i kl eri savaştan önceki s ı n ı r ı n geris i ne a l ı ­
nacak. H i caz'da. Asi r'de, l ra k 'ta bul unan birl i kl er en
yakı n İ t i l af Devletleri kumandanına tes l i m olacakt ı r.

- 1 99 -
Ateşkese göre u l a ş ı m , u l aştırma ve haberleşme
kuru l u ş l a r ı , boğazlar, yollar, tünel l er İti laf Devletle­
r i n i n kontro l üne geçm iştir. Si l ah ı , cephanesi a l ı n m ı ş ,
sayısı azaltı l m ı ş , donanması tutu k l a n m ı ş , ordu i s e adı
var kend i yok bir duruma düşmüştür. Fakat Ateşke­
s i n ağır yan ı , İtilaf Devletleri kend i leri i ç i n sakı nca­
l ı gördükleri duru m l a rda d i l ed i kleri yeri işgal edebi l­
mel eri n i kabu l eden madde ol muştur. N itekim İti laf
Devletleri 7. maddeye dayanarak Türk topraklarını iş­
gal etm i ş l er, ancak karşı larında Musteıfa Kema l ' i bul­
muşlardır.
MONTRÖ ANTLAŞMASI, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin,
Boğazlar mes'elesi hakkında ilgili devletlerle yaptığı ve bu
konuda hemen hemen bütün isteklerini kabul ettirdiği ant·
laşma (20 Temmuz 1 936).
Sevr Andlaşmas ı n a göre Boğazların b i r komisyon
tarafından yönet i l mesi kararlaşt ı r ı l m ı ştır N iteki m bu
kom isyon kend i ne has bayra k , bütçe ve kuvvetler
teşkil etm işti r 1 92 1 yı l ı Mart ayında yap ı l a n barış
tekl ifinde, Türk deleges i n i n de Ameri ka Birleşik Dev­
l etleri , Rusya, İ n g i l tere, İta lya, Fransa ve Japon dele­
geleri g i b i i ki oyu olacağı kabul ed i l m iştir Ayrıca
Türk delegesi kom isyonunun başkan l ı ğ ı , Türkler'e bı­
rak ı l m ıştı r. Kom i syonun görev i , gem i l erin Boğazlar­
dan geçiş i n i n • Boğazlar Söz l eşmes i • hükümlerine uy­
gunluğunu sağ lamaktır. Kom i syonun her y ı l M i l letler
Cem iyeti 'ne (Cemiyet-i Akvam) rapor vermesi karar­
laşt ı rı l m ıştı r Gerçekçi b i r devlet adam ı olan Musta­
fa Kemal, böylece Lozan'da Boğazlar'ın korunmas ı n ı
m i l l etleraras ı b i r kom isyona b ı rakm ıştır. Bunu n l a be­
raber al ınan kararlar Sevr'e o ranla Türkiye i ç i n daha
iyi bi rçok hükümler getirmesi yan ı nda , kesin o larak
çözüm lenmemiştir. İ k i nc i D ü nya Savaşı 'n ı n haberc i s i

- 200 -
kara bulutlar, Avrupa üzerinde dolaştı ğ ı y ı l l arda Al­
manya Ren bölges i n i , İtalya Habeşistan'ı e l e geç i r­
m i ş , Japonya M i l l etler Cemiyeti 'nden çek i l miştir. Bu
durumda Türkiye, hak l ı olarak Boğazlar'dan gelecek
teh l i keler konusunda kuşku lanmağa başlamı ştı r. M us­
tafa Kemal , s iyasi durumun Lozan ' a göre çok değ i ş­
tiğ i n i , Türkiye'ye Lozan 'da ver i l e n g aranti n i n yerine
g eti r i l mesi n i n hemen hemen i m kansız olduğunu i l e­
ri sürerek 1 0 N i san 1 936'da M i l letler Cemiyeti 'ne ve
Lozan Antlaşması 'nı i mzalayan devletlere b i r nota
gönde r m i ş , meseleyi hukuki yol l a çözüml emek iste­
m işti r. N itekim Batı l ı Devletler Türkiye'nin yan ı nda
yer a l m ı ş lard ı r . B i r süre �onra Boğazl ar'la i l g i l i görüş­
meler Montreaux'da (M ontrö) baş l a m ı şt ı r (23 Hazi ran
1 936). İtalya konferansı boykot etm iştir Fakat mese­
le gene de çabucak b i r çözüme bağ lanmıştı r Türkiye
her istedi ğ i n i elde etm iştir (20 Temmuz 1 936) . Ant­
l aşmaya göre:

1 - Ticaret gemileri baş ı rta ve Türkiye ' n i n ta­


rafsız kaldığı savaşlarda Boğazlardan serbestçe ge­
çebi lecekt i r Türkiye'n i n savaşa g i rd i ğ i veya kendi­
sini yakın bir savaş telhikesi ile karşı karşıya saydı­
ğ ı durumlarda, tarafsız devlet l e r i n gem i l eri ya l n ız
gündüz ve Tü rkiye'n i n göstereceği rotadan geçecek­
l erd i r . 2 - Savaş gem i l eri , barış zama n ı , Karadeniz'­
de kıyısı olan devletlerin g e m i l e r i , önceden haber
verme gibi bazı kayıtl arla, serbestçe geçecek l erd i r .
3 ___. Karaden i z 'de k ı y ı s ı ol mayan devletleri n tonaj
bakımı ndan 45 b i n ton hacm i ndeki gem i l eri geçebi l e·
cek ve Karaden iz'de en çok 2 1 gün kalab i l ecekt i r
4 - Savaşta , Türkiye tarafs ız i s e , savaşan devl et­
lerin g e m i l e r i h i ç geçm iyecekt i r . 5 - Türkiye savaşa
katı l m ı ş o l u rsa, hang i savaş gem i ler:ne izin veri l i p ,

- 201 -
hangi lerine veri l m iyeceği Türk H ü kümeti ' n i n goruşu­
ne b ı rak ı l m ıştır. 6 - Bu antlaşma 20 y ı l yürürlükte
kalacak ve her 5 yı lda b i r gözden geçiri l ecekti r.
30 bin Türk askeri , antlaşman ı n i mzalanması ndan
sonra. askersiz bir böl ge olan Boğcızlar'a g i rmekte
geci kmem işti r Türk askerleri ni Çanakkale Boğazı 'nda,
baş ları nda Yavuz z ı rh l ı s ı n ı n bulunduğu Türk donan­
ması karş ı l am ı ştı r. Antlaşmağa karşı o l masına rağ­
men İtalya da 2 Mayıs 1 938'de bu antl aşmayı i mzala­
mak zorunda kal m ı ştır
MOSKOVA ANTLAŞMASI, Türkiye Büyük M i l let Meclisi
H ükümeti ile Rusya arasında imzalanan barış antlaşması
( 1 6 Mart 1 92 1 ) .
1 0 Ocak 1 920'de Yunan l ı lar'a karşı T . B . M . M . H ü­
kü meti kuvetl eri n i n kazandığı zafer, Anado l u 'da b i r
gücün varl ı ğ ı n ı ispatl am ıştır. Ayrıca. Kazı m Karabe­
k i r Paşa da Doğu Anad o l u 'd a , Ruslar'ın güvend i ğ i
Ermen i l er'i tepelem işti r 1 9 1 7'de Rusya'da baş layan
Bolşev i k İ h t i l a l i ise henüz oturmamı ştı r Türkiye'yi
çiğneyip geçecek ve R usya s ı n ı rı n a dayanarak olan
Emperya l i st Devletl er teh l i kesi de Rusya i ç i n ger­
çekten düşündürücü olmağa başlamıştır. Öte yandan
Mustafa Kema l . Rusya ' n ı n bu d u rumunu b i l d i ğ i i ç i n
hemen Sovyet Hükümetiyle a y n ı şartlar alt ı nda b i r
antlaşma yapabi l eceğ i n i , Moskova'ya gönderd i ğ i Yu­
suf Kemal Teng i rşek başkan l ı ğ ı ndaki b i r heyet a ra­
c ı l ı ğ ı i l e b i l d i rm i ş t i r Bu heyetin yaptığı görüşmeler
müsbet sonuçlar doğurmuş ve Moskova Antlaşması
i mzal a n m ı ştı r ( 1 6 Mart 1 92 1 ) .
B u antlaşmaya göre
1 - Sovyet H ü kümeti , T.B.M . M . tarafından ta­
n ı nmayan a n l aşmaları tanım ıyacakt ı r B . M . M . nce ka­
bu l edi l m iyen Sevr Antlaşmas ı n ı tanımamıştır. 2 -

- 202 -
Sovyetler, M isak-ı M i lli s ı n ı rl a r ı n ı Türkiye'nin s ı n ı rı
o larak kabul etmiştir. 3 - Rusya, kapitül asyonların
kaldı r ı l masın ı kabul etmiştir. 4 - Bu antlaşmadan
önce iki devlet arasında yapı l m ı ş olan bütün a n laş­
malar hükümsüz kalm ıştı r. Yapı lan arıtlaşnıa i l e T.B.
M . M . H ükumeti , Doğu Cephel erinde bulunan asker­
l erinden diğer cephel erde faydalanmak imkanını bul­
muş ve her iki tarafı n ş i kayetçi olduğu Batı l ı Devlet­
l e re karşı yapacağı savaşta Rusya'dan si lah yard ı m ı
sağ l a m ı ştır. İçinde bul unmuş olduğu ortam dolayısıy­
l a Batı l ı Devl etlerl e olan ittifaklarından ayrılan Rus­
ya, Avrupa Devl etl erine karşı Türkiye 'nin dostl uğunu
sağlamakla siyasi bakı mdan güçlenmiştir. Ayrıca İ s­
tanbul Boğazları ve Anadolu'nun Türkler'in e l i nde bu­
l unması ve Rusya i l e dost geçinen Türk Devlet i ' n i n
yaşaması Rusya' n ı n çıkarları bakı m ı ndan ç o k önem l i
sonuçlar geti rmiştir. B u antlaşma i l e h e r i k i ü l ke de
düşman cephel e r i n i n karşısında daha güçlü duruma
geçm işti r. 1 6 Mart 1 92 1 'de i mzalanan Moskova Ant­
l aşması 'nın şartları 1 3 Ekim 1 92 1 'de Türkiye ve Kaf­
kas Cumhuriyetleri arasında görüşülmüş ve Kars
Antlaşması adı i l e anı l an b i r antlaşma da i mzalanmış­
tır.

"M Ü EZZİNOGLU ZİYA, Devlet adamı (Kayseri 1 91 9).


Orta öğre n i m i n i memleketinde, yüksek öğreni m i­
ni ise Ankara Siyasal B i l g i ler Fakü ltesi 'nde tamamla­
m ıştı r Ferit M elen Kabinesi 'nde Mal iye Bakanı o l a­
rak görevl end i r i l m i ştir.

MÜFREZE-İ BAHRİYE, Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan


·faydalı bir teşkilat (25 Ekim 1 920).
Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Komuta n l ı ğ ı o l a rak da
b i l inen bu teşki l at 25 Ekim 1 920 ta rihi nde b rul muş-

- 203 -
tur. Görevi , M i l l i Kurtu luş dava m ı z ı n başarıya u laş­
ması için deniz u l a ş ı m ı n ı iyi b i r şekilde yapmak olan
bu teşki latın ilk komutan l ı ğ ı n ı Trabzoıı Liman Başkanı
Kulaksızlı Bi nbaşı E m i n yapm ıştır. Önceleri ancak
takalarla yap ı lan nakl iyat, daha sonra Karadeniz do­
nanması n ı teşkil eden Aydı n Reis ganbotu g i b i buharl ı
gem i l erle yerine geti r i l m işti r Bu teş k i lat ayn ı zaman­
da , Rus l i manlarına s i l a h götüren gem i l erin yol larını
keserek , elde ett i k l e r i n i zaman kaybetmeden Garp
Cephesi 'ne gönderm işti r Bu küçük do'n anma, 1 92 1
yı l ı nda , Binbaşı Altındiş Fahri ' n i n emrine veri l miştir.
Trabzon'daki Fransız Okulu'na a i t b i na teş k i latın karar­
gahı ol arak kullan ı l mıştır 9 gem i , 2 motorbot, 1 0 ka­
:i2r m .Jtorlu ve m otorsuz takasıyla büyük hizmetler
g ii r .:ı : i s t ü r .

MU DANYA M ÜTAREKESİ , Büyük zaferden son,.a Tiirkiye


Büyük M i llet Meclisi Hükümeti 'nin düzenli ordularına kar­
şı koy::ımayacaklarını anlayan İtilaf Devletleri ile Tiirkiye
Büıük M ı !let Meclisi arasında barış isteklerini görüşmek
üzere i !llz alcman ateşkes antlaşması (1 1 Ekim 1 922)
İnönü Savaşları zaferin habercisi olmuştur Sa­
karya zaferi i l e Yunan sald ı r ı s ı durduı u l mu ş , İzmir'in
a l ı nması ise Türk zafe r i n i n sembolü o l m uştu r Büyük
zaferden sonra Türk Orduları n ı n , Yunan askerlerini
Anadolu 'dan atması önem l i bir mes'ele olmaktan ç ı k­
m ıştı r. İstanbu l 'u Türkler'e b ı rakmağa razı olan İ n g i l­
tere , Boğazlar'ın ve Trakya ' n ı n tarafs ız olması n ı ve
askerden arı nmas ı n ı istem işti r. Türkler'in Rumel i 'ye
geçmes i n i önlemek isteyen İngi l iz Başbakanı Lloyd
George, bu konuda yeniden savaşa karar verecek şe·
ki lde d i renmi ştir. Türk askerleri ise, Anadolu'da taraf·
sız b i r bölgen i n varl ı ğ ı n ı kabul etmed i kleri nden Ça­
nakkale Boğazı 'na doğru i lerlemeğe başlamı şlardır.

- 204 -
Bunun üzerine duru m çok teh l i ke l i b i r hal al mıştır. H e r
an s i l a h l ı b i r çatışmanın çıkması bek l e n i r o l muştur.
Lloyd G eorge'un bu davranışı üzeri n e , Fransız asker­
leri geri çek i l meğe karar verm i ş l e rd i r . Böylece İ ng i­
l iz askerleri yal n ız kalmışt ı r Bu du rumdan faydalan­
m a k i steyen Mustafa Kema l , İ ng i l izler'in tarafsız böl­
geyi s i la h l a savunacakları tehd i d i n i h i çe sayarak b i r
süvari müfrezes i n i Ezine 'ye yol la m ıştı r Komuta n ların­
dan e m i r a l ma d ı kça b i rbirlerine ateş açmamaları b i l ­
d i r i l en Türk v e İ ng i l iz askerl eri arasında b i r çatışma
olmuştur. Mustafa Kema l ' i n Çanakka!e harekatında
kul landığı takt i k , Türk l er'e büyük bir başarı sağ lamış­
tır. Ruslar'ın da Türkler yanında yer alacağı yeni
bir dünya savaşı ndan çekinen Fransızlar, Musta-
fa Kemal 'e b i r arabul ucu gönderm işl e rd i r . Arabu­
lucu n u n . Yuna n l ı l ar'ı n Trakya'dan çek i l eceklerine
da i r garanti vermesi sonuc u . Mustafa Kemal görüş­
melerin yapı lmasını kabul etm iştir. N itek im görüş­
meler Mudanya 'da başlamışt ı r ( 3 E k i m 1 922) . Savaş
meyda n l arında Yunan l ı l a r ' l a çarpı şan Türkler. masa
baş ında karşı ları nda İ ng i l iz. Fransız ve İtalyan dele­
geler i n i bulmuştur. İ ng i l iz temsi l c i s i G eneral Harri ng­
ton , Fransız tems i l c i s i Charpy , İtalyan tem s i l c i s i Ge­
neral Montbel l i 'n i n katı l d ı ğ ı görüşme! ere Türk hey'­
eti n i n başkanı olarak da İsmet Paşa katı l m ıştı r İsmet
Paşa aynı zamanda konferansa da ::>aşkan l ı k yapmış­
tır Konferansta Türkler i ç i n en önem l i mes'el e, Yu­
nan kuvvetle r i n i n en kısa zamanda Anadol u 'dan çı­
karı lması o l muştur. İti laf Devletleri i ç i n en önem l i
k.o nu ise. yeniden b i r savaşı n başlaması ve askeri
harekatı n devam etmesi ol muştur. Toplantı odası n ı
süslemek i ç i n duvarlara h a l ı l ar ası l mış ve toplantı
oldukça soğuk b i r hava i ç i nde başlam ıştır. Tekl ifleri-

- 205 -
m i z i n kabul edi l m emesi hal inde, Türk Ordu l a r ı n ı n İs­
tanbu l 'a g i receğ i n i n söylenmesi üzerıne durum ger­
g i nleşmiş ve görüşmel e:- bur.ra n l ı b i r devreye g i rm iş­
tir. Türk hey'et i n i n d i renişi sonunda İti l af Devletleri ,
Trakya'nın boşaltı l ması konusunda Türk delegeleri n i n
isteklerine uygun karar almak zorunda k a l m ı ş l ard ı r.
1 - Antlaşmanın i mzalanması ndan sonra Türk Yu­
nan askeri arasıdaki çatışma sona erecektir. 2 -

Yunan kuvvetleri 1 5 gün içinde Doğu Trakya 'yı , Me­


riç l rmağ ı 'n ı n sol sah i l i ne kadar (Ed i rne dahi l ) boşal­
tacaktır. 3 - Boşaltmanın biti m i nden sonra otuz gün
içinde Doğu Trakya H ü kumeti memurları tara f ı ndan ,
İtilaf Devletleri ' n i n memurları arac ı l ığıyla Türk me­
murlarına devir ve tes l i m edi lecekti r. 4 - Barış an­
laşması n ı n i mzalanması n a kadar Tü rk H ü kumeti Trak­
ya'ya askeri kıtalar göndermiyecek, ordu bul undurma­
yacaktır. Türkler Doğu Trakya'da ancak 3.000 jandar­
ma bulunduracaktır.
Mudanya M ütarekesi 'nden sonra art ı k bütün yo l­
lar Lozan'a açı lm ı şt ı r. Öte yandan bu mütareke İ n g i l­
tere'de Lloyd George kabi nesi n i n d i nmes i n i de sağla­
m ıştır. Çünkü mütarekeden sonra İng i l iz İşçi Partisi
l ideri Mac Donald parlementoda devrin başbakanı
Lloyd George'a: • Hazineden bu kadar oara harcand ı .
H a n i Anadolu tak s i m edi lecek, hani Boğazlar bizi m
o l acaktı ? Gel hesap ver• demiştir. Bu sual üzerine
yerinden a ğ ı r a ğ ı r kal kan Lloyd George: .. Arkadaş­
l a r , yüzyı l l a r nad i r o larak dahi yetişt i r i r. Şu tal i hsiz-
l i ğ i m ize bakın k i , o büyük dahi , çağırım ızda Türk M i l­
leti 'ne nasip oldu. Mustafa Kema l ' i n dehasına karşı
elden ne gel i r • demiş ve i stifa etm iştir.

- 206 -
N

N A M I K l�[L·iK (Dr.), Parlementer ve devlet adamı ( Ayom


1 9 1 1 - - ,\nkara 1 960),
İ l k ve orta öğren i m i n i tama m l a d ı ktan sonra Tıb­
b i ye 'ye g i r m i ş ve bu okuldan mezun ol muştu r Çe­
ş i t l i i l l erde doktorluk yap m ı ş o l a n Ged i k , Ayd ı n has­
tahanesinde görevini yürütürken s i yasi hayata atı l m ı ş
ve D .P. l i stesi nden Ayd ı n M i l l etve k i l i ol arak Meclis'e
g i rm işti r İ kinci Menderes Kabinesi 'nde İ ç i ş l eri Baka­
n ı olarak görev a l m ı ş , bu görevde i ken İstanbu l 'da
cereyan eden 6/7 Eylül olaylarından sonra istifa et­
m iştir. 5. Menderes Kabinesi kurulduktan b i r m ü d­
det sonra tekrar İçişleri Bakan l ığ ı n a get i r i l m i ştir. 27
Mayıs 1 960 İhtilal i 'nden sonra toplanan kab i n e üyele­
ri i l e b i rl i kte H a rp Oku l u 'ndaki b i r odaya konulan Ge­
d i k , büyük bir üzüntü ve s i n i r krizi sonunda kaldığı
odan ı n penceresinden kend i s i n i aşağıya atmış ve bey­
ni parçal a narak ö l müştü r.

NAZİl Lİ CEPHESİ , Yunan saldırısını durdurmak için '/örül<


Ali l:fe'nin bc;skanlığında açılan cephe.
Yunan ordu larının i l e rleyiş l erin i önlemek için
Naz i l l i 'de bir Kuvayi M i l l iye teşk i latı kurul muştur. Bu
teş k i latın başı n a Yörü k Ali Efe geçmiştir.

- 207 -
NVON ANTLAŞMASI, İspanya iç harbi sırasında Akdeniz'.
de meydana gelen denizaltı korsanlığını önlemek maksa·
dıyla, Akdeniz'de kıyısı bulunan devletler arasında yapı·
lan antlaşma ( 1 4 Eylül 1 937).
İ spanya iç harbi gün lerinde Akden iz'de. k i m l ere
ait olduğu b i l i n meyen korsan Deniza l t ı l a r ı n dol aştı­
ğı tespit e d i l m işti r İ ng i l izler, bu Den izaltı ların hep
b i r l i kte avl a n ı l ması tekl ifini i l eri" sürm ü ş l e r ; bunun
üzeri ne Akdeniz ü l ke l e r i n i n katı l d ı kları Nyon Konfe­
ransı toplanmışt ı r Türkiye'yi bu konferansta Tevf i k
Rüştü Aras tems i l etm i ştir. Varı lan antlaşmada:
.. Fransa ve İngi ltere Devletl eri , Akdeniz'deki D e­
n izaltı korsa n l ı ğ ı n ı önlemek i ç i n gerekt i ğ i nde Türki­
ye'den kuvvet yard ı m ı isteyecekleri .. hususu da yer
a l m ıştır ki, bu madde Atatürk ' l e İnönü'nün aras ı nda­
ki gerg i n l iğ i n son hadde varmasına sebep ol muştur.
İn önü anl aşmada bu madde bulunduğu müddetçe , an­
l aşmayı i mzalamaması i ç i n Tevf i k Rüştü Aras 'a di­
rektif verirken, Atatürk tam aksi görüşte olduğunu ve
bu madde n i n , Fransa ve İ n g i l tere tarafından Türkiye'­
n i n eşit ve büyük devlet o l arak kabul E d i l d i ğ i nden an­
laşmaya konulduğunu i l eri sürmüş ; Tevf i k Rüştü
Aras'a gönderd i ğ i e m i r l e a n l aşmayı ı mzalamas ı n ı is­
tem işti r Bu antlaşma Türkiye Büyük M i l let Meclisi
taraf ı ndan da 1 8 Eylül 1 937'de onaylanm ıştı r
NURETTİN PAŞA, İzmir'in Vunanlılar'dan geri alı nmasında
bi.iyük �mı•:!İderi geçen Birinci Ordu Kumandanı .
İbra h i m Paşa'nın oğ l u . İ l k öğre n i m i nden sonra as­
keri okula g i tm i ş , s ubay ç ı ktı ktan sonra g i rd i ğ i H a­
reket Ordusu 'nda önem l i işlerle uğraşmaya başlam ış­
tır Ku rmay tahs i l i ol mamasına rağ men kend i s i n i iyi
yetiştirm işt i r. Biri nci Dünya Savaş ı başladığı zaman
Tümen Kumanda n l ı ğ ı na terfi etm i şti r B i rinci Dünya

- 208 -
Savaşı 'nda Suriye Cephesi 'nde çarpışmış, mütareke-..
den sonra m e rkezi İzmir'de olan 1 7. Kolordu Komu­
tan l ığına tayi n edilmiştir. Mütareke h ü kümlerine da­
yanı larak lzmir'de herhangi b i r i şgal hareketi başla­
d ı ğ ı takdirde, karş ı duru l ması fi krinde o l duğunu b il d i­
ren Nurettin Paşa, b i r süre sonra 2 1 . Kolordu Ko­
mutanlığına tay i n edi l m işse de, lzmi r'den ayr ı l masınr
sakınca l ı bulan lstanbul Hükumeti tarafından tekrar
İzmi r'e gönderil m iştir. Bu a rada, lzmir Metropol itf
H risostomos da gönderildiği s ü rgünden lzmi r'e gerf
dönmüştür. 26 Ocak 1 91 9'da lzmi r'e gelen Nurettin
Paşa, önce İzmir Val i l iğ ine, 1 4 Şubat 1 9 1 9'da da Va­
l i l i k görevine ek o larak 1 7. Kolordu Komutanl ığ ı na
tayin edilmiştir. Paşa, val i l iğ i zamanınd a · Cemiyet-i
İlmiye • adında bir teşki latın kurulmasına çal ışmış
·ıe İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti 'ni
oüyük ölçüde desteklemiştir. 1 1 Mart 1 91 9'da lzmi r'­
deki görevinden ayrıl a n Nurett i n Paşa İstanbul'a gel­
miş, Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın isteğ i üzerine
Mustafa Kemal ile temas kurup telgrafla konuşmuş­
tur. İ n g i l izle r'den a l ınan özel izin i l e yapılan bu ko­
nuşmada, N urettin Paşa, Müslümanlar arasında da­
ha fazl a kan dökülmemes i n i iste m i ştir. Daha sonra
fikrini değiştiren Paşa, İ stanbul 'da kal mak yerine Bü­
yük M i l l et Meclisi'nin emrinde çalışrnağa kar2r ver­
m i ş , Ankara 'ya g e l d i kten sonra Merkez Ordusu K"l­
muta n l ı ğ ı na geti ri l miştir. 1 92 1 y ı l ı n ı n Kası m ayına ka­
dar bu görevde kalmıştır. Büyük Taarruzda 1. Ordu
Kumandanı olan Nurettin Paşa İzmir'e giren i l k kum::ırı­
dan olmuştur. İzmir'in a l ı n ı ş ı ndan sonra, buraya val i
o lara k tay i n edi l miştir. Nurett i n Paşa b ı ra ktığ ı vasi­
yetnamed e , ölünce Kordonboyun'da bir cami ve tür­
b es i n i n yapı lmasını i stemiştir.

- 209 -
F/14
NUR RIZA (DR), Parlementer ve devlet adamı (Sinop
1879).
Askeri Tıbbiye'den doktor yüZ!başı ol arak mezun
olmuş, İstanbul Tıp Fakültesi'nde öğretmen l i k yapmış,
1 908'de Osman l ı M ecl is-i M ebusanı 'na İstanbul M i l­
l etvek i l i olara k katı l m ıştır. İttihat ve Terakki Cemiye­
ti'ne g i rmişse de, daha sonra bu cem ıyeti n teme l gö­
rüşleriyle çatışmış ve oradan ayrılarak H ürriyet ve
İti l af Fırkası'na g i rmiştir. Ku rtu luş Savaş ı 'ndan son­
ra Büyük M i l l et M eclisi'n e M i l l etvekili olarak seçil­
m i ş . Sağ l ı k Bakanlığına tayin edilmiştir. Bir ara D ışiş­
leri Baka n l ığı Vekilliğini yürütmüş, 1 92 1 'de M oskova,
1 922'de U krayna Antlaşması i mzala n ı rken temsilci
olarak katılmıştır. Lozan'a barış görüşmeleri için gi­
den R ıza Nur, ikinci m u rahhas olara k görev yapmı ş­
tır. 1 924'ten son ra siyasi hayattan çekilmiş, Paris'te
tarih ve edebiyat alanında tetki klerde bulunmuştur.

- 210 -
o

OKVAR FETHİ ALI, Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet


rırkası'nın kurucusu (Pirlepe - Ankara 7 Mayıs 1943).
iyi b i r öğrenim görmüştür. Vatan H ürriyet Cemi­
yeti 'nde Mustafa Kemal i l e beraber çal ışmıştır. 1 909'­
da Paris'te Ateşem i l iter olan Fahri Bey, Trablusgarp
Savaşı ç ıkınca Paris'ten ayrı l m ı ş , Afrika'd a yapılan
savaşlara katı lmak üzere Trablusgarb'a geçmiştir.
1 9 1 3'de ittihat ve Terekki Genel M erkezi 'ne üye se­
ç i l m i ş ve Genel Sekreter o lmuştur. Aynı y ı l ı n son ay­
larında Sofya'ya elçi olarak tay i n edi lmiştir. İzzet Pa­
şa'nın kısa süren Sadrazaml ığ ı nda Dah i l iye Nazırı o l a­
rak görev a l an Fethi A l i Bey, Damat Ferit Paşa tara­
fından tutuklanmıştı r. Bütün muhal iflerini ortadan kal­
d ı rmak isteyen Damat Ferit, Fethi Bey'i , Enver, Ce­
mal ve Tal at Paşa ların kaçmalarına göz yummakla
suçlandırmış ve M alta'ya s ü rgüne göndermiştir. An­
cak tutuklanan İ n g i l izler'le değiştiril mek suretiyle
1 92 1 y ı l ı nda M alta'dan kurta rı l m ı ştır. Büyük M i l l et
Mecl i s i tarafından , Büyük Taarruz'da Dah i l iye Nazırı
olarak seçi len Fethi Bey, Roma, Paris ve Londra'ya
g iderek, Yunanlıl ar'ın Anadol u 'dan çek i l meleri n i sağ-
1 ıyacaık bJr barış içi n çal ışmıştı r. Fethi Bey bu duru-

- 21 1 -
m u . o s ı rada taa rruz hazırl ı klarını tamam lamak üzere
bulunan Mustafa Kemal 'e b i r tel g rafla b i ld irmiş, son­
ra da Ankara'ya dönmüştür. Rauf O rbay'ın Başbakan­
l ı k görevinden ayrı l ması üzerin e Başbakan seç i lm i ş­
tir (4 Ağustos 1 923) . Cum.hurlyetin ilanına ortam
hazı rlayan kabine buhranı üzerine Başbaka n l ı ktan ay­
r ı l mı ştı r. Mustafa Kemal 'i n , Cumhuri yetin ilanına ka­
rar verdiği s ı rada O'nun yanında bul unmuş ve Meclis'­
tA t,:ıkibedil er.ek çalışma şekl i n i beraberce tespit et­
l'"'"!i �IP.rdir. Fethi Bey, Cumhuriyetin i l i\ n ı ndan �onra
Riivfıl< M i l l et Meclisi Başka n ı seç i l miştir. Terakklper­
v A r Fırka ' n ı n k u ru l masından sonra Basbakanl ı ktan ay­
rıl� n ı�met lnönü'nün yerin e tekrar �aşbakanl ığa se­
r. i l e n Fethi Okvar. Şubat 1 925'te başlayan Şevh Sait
ı � va nı s ırasında Başbakan l ı ktan ayrıl m ı ştır. Büyük El­
c i olarflk çal ıstıqı Paris'ten 1 930 y ı l ı nda d i n l erımek
için yurda gelen Fethi Okyar'a, M ustafa Kemal tara­
fından yeni b i r parti kurması tek l ifi yapıl ması üzeri­
ne, Okyar Serbest Cumhuriyet F ı rkası'nı kurmuştur.
Fakat bu parti kısa zamanda kapatı l mıştı r. Mustafa
Kema l 'i n ölümünden sonra da çalışmalarına devam
eden Fethi Okyar, 1 2 Mart 1 941 'de Adliye Vekal eti
qörevinden avrı l m ış, birkaç y ı l sonra da ölmüştür
(7 Mayıs 1 943).

BİRİNCİ FETHİ OKYAR KABiNESİ, İkinci dönem Büyük M i l­


let Meclisi 'nin toplanmasından sonra Meclis tarafından
seçilen kabine ( 1 4 Ağustos 1 923).
1 1 Ağustos 1 923'te, M i l let Mecl isi'nin İkinci
dönem çalışmalarının başladığı d ü n , İsmet Paşa da
Lozan'dan Ankaraya dönmüştür. Meclis, Gazi Mus­
tafa Kemal 'i yeniden Başkanl ığa , A l i Fuat Paşa'yı İkin­
ci Başkanl ığa seçmiş ve 1 4 Ağustos'ta da yeni kabi­
ne kuru lm uştur. Başbakanlığa Fathi Okyar getiri l miş-

- 212 -
ti r. Lozan Antlaşma ları n ı n tartı ş ı l ması 23 Ağustos'ta
tamam lanm ı ş , 14 al eyhte ve 2 1 3 lehte oyla antlaş­
malar kabul e d i l m iştir. Bundan böyle M ec l i s ' i n önün­
d e , a rtık barış içinde çal ışma i m kanı açı l mıştır.
Fethi Okyar Kabinesi şöyle kurulmuştu r : .
Başbakan Feth i Okyar, H ari ciye Bakan ı : İsmet
İnönü, Şer'iye Bakanı : Saruhan M i l letve k i l i Mustafa
Fevzi Efend i , M i l li Savu nma Bakanı Karas i M i l l etve­
k i l i Kazım Paşa, Maarif Bakan ı : Adana M i l l etve k i l i Sa­
fa Bey, İ ktisat Bakan ı : İzm i r M i l l etveki l i Mahmut Esat
Bey, S ı hhiye Baka n ı : Sinop M i l l etveki l i Dr. R ıza Bey,
Mal iye Bakan ı : Gümüşhane M i l l etveki l i Hasan Feh m i
Bey, Adl iye Bakanı : İzm i r M i l l etveki l i Seyit Bey, Na­
f ı a Bakan ı : D iyarbakır M i l l etveki l i Zül fü Bey, Erkan-ı
H a rbiye-i U m u m iye Baka n ı : İstanbul M i l l etveki l i Fev­
zi Paşa.

iKİNCi FETHİ OKVA� KABİNESi, ilk Cumhuriyet kabinesini


kuran ismet İrıönü'nün Başbakanlıktan istifa etmesi üzeJ"i­
ne, kabineyi kurmakla görevlendirilen Fethi Okyar'ın kur­
duğu ve Şeyh Sait İsyanı çıkıncaya kadar Cumhuriyet Hü­
kumeti'ni yöneten kabine (23 Kasım 1 924 - 1 925).
İsmet Paşa Kabi nes i 'n i n ç a l ışmc.s ı n ı beğenm e­
yen muhalefet gurubu, Mecl is 'te kabi r. e hakkında b i r
gensoru önergesi vermiş ve bu konuda yap ı l a n tartış­
malar uzay ı p g itmiştir. H asta b u l u nan İsmet İnönü gö­
rüşmele rden bi rine katı l a m a m ı ş , buna rağmen M eclis'
te ekseriyetin desteği n i a l d ı ğ ı için görüşmeler so­
nunda, 1 8 al eyhte oya karş ı l ı k 1 48 lehte oyla Meclis'­
in itimadını a l m ı şt ı r. Fakat basın da muhal efetle
b i r l i kte İnönü ' n ü n a leyh i ndeki çalışmasını deva m l ı
şeki l de sürdürünce, İsmet İ nö n ü 2 2 Kasım 1 924'te
istifa etmek zorunda kal m ı ştır. M ustafa Kemcıl , İnönü'
nün istifa sebebi i l e önce Fırka yönetic i l erinin görü-

- 213 -
şünü a l m a k istemiş, yaptığ ı temaslar sonunda İsmet
Paşa Kab i nesi'n i n çek i l mes i n i daha doğru bul muştur.
Bunun üzerine kabi neyi kurma i ş i n i mutedi l bir şahsi­
yet olan Fethi Bey'e vermi şti r.
Fethi Bey Kabineyi şöyle kurm u ştur:
Fethi Oyar: Başvekil ve M i l l i Müdafaa Vek i l i ,
Mahmut Esat Bozkurt: Adl iye Vek i l i ( İz m i r), Recep
Bey: D a h i l iye Vek i l i ve Mübadele Veki l i ( Kütahya) ,
Şükrü Kaya: Hari ciye Veki l i ( Menteşe), Mustafa Ab­
dülha l i k : Mal iye Vek i l i ( İzmi r) , Şükrü Saracoğlu: M a·
arif Vek i l i ( İzm i r) . Hasan Fehmi : Z i raat Veki l i (Gümüş­
hane). A l i Cenani : Ticaret Vek i l i ( Gaziantep), Fevzi
Bey Nafia Veki l i ( D i ya rbak ı r) . D r. Mazhar Bey: S ıhhi­
ye Vek i l i (Aydın).
ON İ K İ MART M U HTIRASI, 9/1 1 / 1 969 tarihinde Başbakan­
l ığa tayin edi·len S. Demirel Kabinesinin anarşiyi önliyeme­
diği ve reformları gerçekleştirmediği gerekçesiyle istifası­
nı istiven Kuvvet Kumandanları tarafından Cumhurbaşkanı­
na verilen ve radyolarda okunan muhtıra ( 1 2 Mart 1 971).
Muhtı rada şöyle deni l mi ştir :
• H ükümet, süre gelen tutum v e i c raatı i l e yurdu­
ı n u : r n anarş i , k a rdeş kavgası, sosyal ve ekono m i k hu­
zı ır<;ui'.luklar içine sokmuş , Atatürk'ün bize hedef ver­
d i ğ i çağdaş uygar l ı k seviyesine u laşmak ü m i d i n i ka­
rn 1 1 ovunda yitirmiş ve Anayasa'nın öngördü ğ ü
rdorın l a rı tahakkuk etti rememi ş olup Türkiye Cum ·
h ır r ı v r�ti ' n i n geleceğ i ağır b i r teh l i k e içine düşürül
m ü s ti"ı r
Tü rk M i l leti 'n in v e s inesinden ç ı kan S i l a h l ı Kuv­
vetl e r i n i n bu vah i m o r ta m hakkında duyduğu üzüntü
ve ü m i ts i z l i q i q i derecek çarelerin parti l e r üstü b i r
anlayışla Meclislerim izce değerlen d i r i l e rek mevcut
anarş i k durumu g i derici ve Anayasa'n ı n öngördüğü

- 214 -
reformları Atatü rkçü b i r görüşle e l e a l acak ve inkı lap
kanu nlarını uygulayacak kuwetli ve i nandı rıcı bir hü­
kumet i n demokratik kural lar içinde teşk i l i zaruri gö­
rül müştür.
Bu husus s ü ratle tahakkuk ettiril mediği takdir­
de Tü rk S i lah l ı Kuwetleri kanunların kendisine verdi­
ği Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak göre­
vini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üze­
rine al maya kararl ı d ı r.
B i l g i l erinize
M emduh Tağmaç, Faruk G ürl er, Celal Eyicioğlu,
Muhsin Batur.•
M uhtıradan sonra Demirel istifa etmiş ve yerine
Cumhurbaşkanı tarafı ndan N. Erim Başbakanlığa tayin
edi l m i ştir.

ONDÖRTLER, 13 Kasım 1 961 sabahı evlerinden alınarak


tutuklanan ve 1 6 Kasım 1 961 'de 1 26 sayılı kanunla emek­
liye sevk edilen Milli Birlik Komitesi üyelerinden bazdan.
27 Mayıs İ htilali'ni gerçekleştiren M i lli B i rli k Ko­
mitesi üyel eri arası nda zamanla anlaşmazlık baş gös­
term iştir. B i r gurup komite üyeleri, Anayasa'nın ge­
reğ i olarak seçimle normal mecl islere dayalı Cum­
hu riyet yöneti m i n i benimserken, bazı ları da, seçim­
lere g i rm e n i n erken o l duğu görüşünde birleşmişler­
d i r . Son f i k i r sahipleri, yapı l m a k istenen reformlar
gerçekl eşti r i l d i kten sonra seçim tari h i n i n tesbit edil­
mesi n i savunmuşlard ı r . Bu fikirlerini b i r komite top­
l antı sı nda açı klayan ondört komite üyes i , yapı lan oy­
lama sonunda fikirlerini kabul ettirememiş, uzun mü­
nakaşalardan sonra toplantı salonunu terkederek ev­
lerine g i tm i ş l erdir. Geri kalan komite üyeleri , aynı
gece d u rumu görüşmüş ve prensipte anlaşamadı kları
a rkadaş ları hakkında b i r karar a l m ı şlard ı r. Bu karar

- 215 -
üzerine 1 3 Kas ı m 1 961 sabahı evl eri nden a l ı nan On­
dörtl er, üç gün süre i l e haklarında veri l ecek kararı
beklemişl erd i r. N i hayet 1 6 Kas ı m 1 961 tarih inde yü­
rürlüğe konan 1 26 sayı l ı kanunla ondörtler tasviye
edi lerek emekliye sevkedi l m i ş l erd i r. Aynı gün çıkarı­
lan 1 27 say ı l ı kan u n l a da, Ondörtlerin D ı ş işl eri Bakan­
l ı ğ ı n ı n dış teşki l atlarında yeniden i hdas e d i l en müşa­
virli klere tayi n edildikleri Türk kamu oyuna b i l d i ri l­
m i ştir. Bu kanuna göre görev yerleri tespit edilen On­
dört M i l li B i r l i k Komitesi üyeleri şunl ard ı r :
Alpaslan Türkeş (Yen idelhi), Orhan Kabibay
( Brükse l ) , Orhan Erkanl ı ( M eks i ka) , M ü n i r Köseoğ l u
(Stcholm), M ustafa Kaplan ( Lizbon) M uzaffer Karan
(Oslo) , Şefik Soyuyüce (Kopenhag), Fazı l Akkoyunlu
( Kabi l ) , R i fat Baykal (Tel Aviv) . Dündar Taşer ( R abat) .
Numan Esin ( M adrit). İ rfan Solmazer ( Lahey) , M uzaf­
fer Özdağ (Tokyo ) , Ahmet Er ( Li bya) ,
Yeni sçimler yap ı l d ı ktan sonra tekar teker yur­
da dönen Ondörtl er'den Alpaslan Türkeş ve arkadaş­
larından bazıları C.K.M .P.'ye g i rmişl erd i r . Parti Kong­
res inde çoğunluğu elde eden Al paslan Türkeş , Parti
Genel Başkanlığına seç i l m i ş , daha sonra da partinin
adını M i l l iyetçi Hareket Partisi olara k değ i şti rerek,
M i l li Birl i k Komitesi içinde savunmas ı n ı yaptığı pren­
sipleri partiye sokmuştu r. Diğer üyelerden Orhan Er­
kan l ı önce C . H .P . 'ye g i rmiş ve İsta nbul M i l letvek i l i
seç i l m i ş , 1 968'de hem partiden hem de M i l l etve kil­
l i ğ i nden ayrı larak pol iti kadan çekilm iştir. İrfan Sol ma­
zer ise şimdi Al manya'da bulunmaktad ı r.

ORBAY RAUF H ÜSEYİ N, Devlet adamı, Hamidiye kahrama­


nı (İstanbul 1 884 İstanbul 16 Temmuz 1 964) .
-

İvi b i r öilre n i m görmüştür B � l kan Savaşları ' n ı n


devam ettiğ i günl erde 22 Ara l ı k 1 922 günü Hamidiye

- 216 -
kruvazörü i l e Çanakkal e 'den yola ç ı k m ı ş , 2 1 Ey l ü l
1 9 1 3 'e kadar 8 a y a ç ı k denizl erde düşman gem i l eri­
ne, l i manlarına bas kınlar yaparak çok büyük yararl ı k­
lar göstermiştir. B i rinci Dünya Savaşı ç ı k ı nca Harbiye
Nazırı Enver Paşa, Orbay 'ı · Afgan i stan siyasi mü­
mess i l i • o l a rak görevl endirmiştir. Afganistan yol u­
nun kapa l ı olması sebebi i l e mecbu ren l ran'da kalan
Orbay, güney İ ran Başkumandan l ı ğ ı n a tayin e d i l m i ş
v e dönüşünde de Bahriye Erkan-ı H arbiye R e i s l iğ i ne
getiri l m i şt i r. İzzet Paşa Kab i nesinde Bahriye Nazı rı
ol arak görev alan Orbay M ondros Mütarekes i 'n i i mza­
lamaya giden Türk heyeti n i n başkan l ; ğ ı n ı yapm ı şt ı r.
lzm i r' i n işgal i nden çok kısa b i r zaman önce Bahriye
Nazı r l ı q ı görevi nden ayrı l m ı ştır. Ken disin e görevin­
den n iç i n ayrı l d ı ğ ı n ı soran Sadrazam Damat Ferit Pa­
şa'ya, Orbay şu cevabı verm işti r : • M eşrutiyetten ön­
ce ve sonra bu meml ekette yap ı l a n bütün ihti l a l leri
qördü m . Bu i ş l e ri bi len b i r i nsan ol arak size e r geç
b i r isyan ç ı kacaq ı n ı söy l üyoru m . Bu isyanda asker
olarak rol oynamak istemiyoru m . Kendi soru ml u l u­
Cjum altı nda ha reket edeb i l mek i ç i n de görevimden
ayrı l ı yorum . • lstanbul 'dan ayrı lan (24 Mayıs 1 9 1 9)
O�bı:ıv. önce Bandı rma'ya sonra da Ôdemiş'e gitmi�­
tir İbrahim Sü reyya Nazm i , YCızb ı:ı ş ı Oc:man Tufan
B � v ! c r l e bercıber dolasan O rbav, Ödem i ş 'teki M i l i s
kuwetlerine Mustafa Kemal'e itaat etm elerini söyle­
r n i s , Ankara'da bulunan A l i Fuat Paşa 'nın yan ı na g i t­
m ı st i r A l i Fuat Pasa i l e daha sonra Havza'da b u l u­
n a n M u stafa Kemal 'in yan ı n a q i den Rauf Bey .. Amas­
ya Tam i m i n e .. i mzas ı n ı atmakla Ku rtu luş Savaş ı 'n ı
h a s ! cıtanl a rdan b i ri ol mak şerefi ni kazanmıştır. Bunun­
la beraber O lstanbul 'da Son Osma n l ı M e c l i s i Mebu­
s cı rı : 'r a H eyet-i Tem s i l iye müm.e ss i l l e ri nden b i ri ola­
ra'< '<at ı l m ı ş , Mecl iste ayn ı düşüncede olan 80 kadar

- 217 -
arkadaşı i l e Fel ah-ı Vatan G u rubu'nun kuru l masına
çalışmıştır. Mecl is-i Mebusan 'ın, M i sak-ı M i l l iyi i lan
etmesi nden sonra İng i l i zler Mec l i s i dağ ıtı nca Rauf
Bey ile arkadaşları esir ed i l m i ş lerd i r. Mecl i s i n dağ ı ·
t: lıııasından bir kaç gün önce Mustafa Kemal yakla­
şan teh l i keyi Orbay'a haber vererek Ankara'ya kaç­
mas ı n ; istem iştir. Fakat Rauf Bey, Mecl is-i M ebusan'
ın Lıg i l izler tarafından dağıtı l ma s ı n ı n ve kend i s i n i n
tevkif edilmesinin Anadolu'da bağ ı msız b i r hükü met
k u ru l mas ı n ı kolaylaştı racağını düşünmüş ve İstanbu l '
riarı eyrı l mamıştır. Orbay, 1 6 M a rt 1 920'de İngil izler
tarafından e s i r ed i l d i kten sonra gönderi l d i ğ i Malta'­
da 20 ay kadar kal d ı ktan sonra 30 Eyl ü l 1 92 1 'de Ana­
dol u 'da B . M . M . tarafı ndan yakal anan İ n g i l i z esirlerine
karşı l ı k olarak Rauf Bey ve Malta'daki arkadaşl arı
İ n ebol u 'ya geti ril erek hürriyete kavuşmuşl ard ı r. 1 5
Kas ım 1 92 1 'de Ankara'ya varan Rauf Bey 1 7 Kas ı m
1 92 1 'de Bayındırl ı k Bakanı olmuş, bu görevinden Ocak
1 922'de ayrı l mıştır. Orbay 1 2 Temmuz 1 922'den 4
Ağustos 1 923'e kadar Bakan lar Kuru l u Başkanı ola­
rak çal ışmıştır. Bu arada istememesine rağmen Lo­
zan'a gönderi len İsmet İnönü i l e geçinemem i ş ,
İnönü'nün düşündüğü şeki lde barış ı n i mzalanma­
ması i ç i n uğraşm ı ştır. Lozan görüşm eleri s ı ras ı n­
da da başında bul unduğu Hükumet İnönü 'yü Lo­
zan'da desteklememiştir. M u stafa Kemal ' i n araya
g i rmesi i l e Lozan Barı şı i mzalan m ı ş , bu duruma
fazla taham mül edemeyen O rbay , istifas ı n ı vererek
İsmet İnönü 'yü Ankara'da karşı la mamak i ç i n Anadolu
gez i s i n e cıkm ıştı r. Cumhuriyet'in i l a n ı ndan dört gün
önce döndüğü Ankara'da M i l let Meclisi İkinci Reisl i­
ğine seçi lm iştir. 1 925 'ten 1 936'ya kadar geçen süre
içinde Fransa, İng i ltere H i n d istan ve Ç i n 'de dolaşan
Orbay, yurda döndükten sonra 25 Ekim 1 939'da Kas-

- 218 -
tamonu M i l l etvek i l i seçil mişti r. İkinci Dü nya Savaşı'­
n ı n ş iddetle devam ettiği g ü n lerde 1 7 Şubat 1 942'de
Londra Büyükelçi l iğine tayi n e d i l m i ş bu görevde 1 0
M a rt 1 944 tari hine kadar kal m ı ş , sonra da istifa et­
mi şti r. Hayatı n ı n son y ı l ları n ı evi nde, günlük olayla­
ra karışmadan , kendi i ç i ne kapa l ı b i r şeki lde geçi ren
O rbay 1 6 Temmuz 1 964'te q l m üştür.

ORBAY RAU F KABİNESİ, B.M. Meclisi Hükümeti'nin birinci


devresinde kurulan son kabine
Başveki l : Rauf Bey. Haric iye Veki l i : ismet Paşa
( Ed i rne). Mal i ye Veki l i : Hasan Fehmi ( G ümüşhane) .
Maarif Veki l i : İsma i l Safa (Adana). Nafıa Veki l i : M ah­
mut Esat ( İz m i r). Sıhhiye Veki l i : R ıza Nur (Si nop) .
Şer'iye Veki l i : Vehbi Bey ( Konya) . Müdafaai M i l l iye
Vel iki : Kaz ı m Paşa (Ba l ı ke s i r) . Adl iye Veki l i : R ifat
Bey ( Kayseri ) . Dahil iye Veki l i : A l i Fethi (İstanbu l ) .
B i r M ec l i s toplantı s ı nda Başveki l Rauf Bey : · İçe­
ride b i r l i k ve azmin gevşemiş b u l unduğunu. M üşkül­
leri yenebi lmek i ç i n , e s ki sağ l a m l ı ğ ı n ı ve b i rl i ğ i n i
kaybetm iş o l a n Birinci Büyük M i l let Meclisi 'ne artık
eskisi kadar güveni lemiyeceğ i n i • i l eri s ü rerek M ec­
l i s ' i n yenilenmesi hususunda m üttefik oldukları n ı be­
l i rtm iştir. M e c l i s İkinci Reisi A l i Fuat Paşa da gerek
M e s l i s ' l e Kabine ve gerekse Kabinenin kendi içi nde­
ki i l iş k i l erinin gevşemelerinden bahsetm iştir. İstan­
bul 'da Refet Paşa i l e , H ükümetin İstanbu l 'daki tem­
s i l c i s i Adnan Bey ' i n , Mec l i s 'e haber vermeden bazı
hareketlere gi riştikleri n i ; Başkumandan l ı k askeri yö­
net i m i n i n her şeye hakim ol duğu kanaatinin yerleşti­
ğ i n i , son olayl arın gerek birinci, gerek ikinci guruplf
sarst ı ğ ı n ı açıklam ı ştır. Meclis'te seçi mle rin yeni len­
mesi isteğ i n i n yayg ı n olduğunu b e l i rtm iştir. Aynı za­
manda Atatürk değ i ş i k görüş l eri şöyle toplam ışt ı r :

- 21 9 -
• B i ri nci Büyük M i l l et Mecl i s i ' n i n tarihi görev i n i çok
iyi başarm ış olduğuna kanaat u m u m i d i r . Göreceks i­
niz M ec l i s , i ntihab ı n yen i l enmesine m üttefikan karar
verecekti r • .
Sabaha kadar s ü ren toplantı sonunda Veki l l er He­
yet i n i n kararı, seç i m i n yenil enmesi ol muştur. Ertesi
gün (1 N isan 1 923). M ecl is Başkan l ı ğ ı n a verilen 1 2 1
imza l ı b i r takrirl e, Meclis'in dağ ı l ması v e yeni se­
ç i m l ere geç i l mesi istenm i ştir. Bu arada. 20 Ocak
1 921 tari h l i Teşki latı Esasiye Kanununun b i r maddesi
kald ı r ı l arak, iki ay içinde seçime g i d i l mesi i stenm iş­
tir.

- 220 -
ö

ÔZAL R ÜŞTÜ, Parlementer, devlet adamı (Konya 1 9 1 6).


Öğre n i m i n i tamamladıktan sonra 1 954'te siyasi
hayata atı lm ı ş , D .P. l istesinden Konya M i l letveki l i
s eç i l m i st i r . 1 957 seçiml erinden önce m i l l etve ki l l iğ i n­
den istifa eden Öza l , i kinci G ü rsel Kabinesi 'nde Prof.
Fehm i Vavuz'un istifası i l e boşal an İmar ve i skan Ba­
kanl ığ ı n a tayin edi l miştir.

ÖZ.4.1.P K i\7-IM ( P A ŞA) , Kurtuluş Savaşı'nda büyük yararlık·


lar gösteren General, T.B.M.M. Reisi (Köprülü 1 880 - 1 968).
İyi b i r öqreni m gördükten sonra 1 905'te daha
önce girdiği H a rbiye'den mezun o lmuştur. Daha son­
ra Rumel i 'de 1 1 1 . Ordunun b i r mensubu ol arak R u m
ve Bulgar çete leriyle çatısmalar yapmıstır. H areket
Ordusunda ve Balkan Savaşı 'nda çeş itl i görevl e rde
b u l u n d u ktan sonra 1 9 1 3 son l a rı nda İstanbul Merkez
Komutan Muav i n l i ğ i ne tayin e d i l m i ştir. Binbaşı olarak
B i rinci Dünya Savaşı 'nda Van Gezici Jandarma kuman­
dan l ı q ı n ı yapmı ş ve Azerbeycan dolaylarında bulu­
nan Rus kuvvetlerine karşı savaşmakla görevlendi ri l­
m i şti r. Yaotığı savaşl a rda başarı gösteren Özal p 1 91 5'
te kaymakam ve 36. Fırka Kumanda n l ı ğ ı na getiri l m i ş·
tir. Bu fı rka i l e Doğu bölgesinde pek çok savaşlara

- 221 -
g i rişmiş, daha sonra Kafkas fırkalarına kumanda ede­
rek Batu m 'u işgal etm i ştir. Mond ros M ütarekes i 'nden
sonra İzmir'de yerleşen Öza l p , İzm i r'in işga l i üzeri­
ne Yunan l ı lar'a karşı bir mukavemet hareketinde bu­
l unmak için çal ışmalarda bulunmuştur. Merkezi Ban­
d ı rma'da b u l unan 6 1 . Fı rka kumandan l ığ ı n ı e l e a l m ış­
tır. Bergama 'yı işgal eden Yunan l ı lar'la çarpışmıştır.
Ayval ık, Soma, Akh i sar müfrezeleri kumanda n l ı ğ ı n ı
yapm ıştır. Yunanlı lar'ın i l eri hareketleri sonucunda
B i l ecek'teki Ertuğrul G rubu Kumandan l ı ğ ı na tayin e d i l­
m i şti r. Büyük M i l let M ec l i s i üyel iğine seçi l m i ş bu­
l unan Özalp daha sonra Kocaeli G u rubu Kumandan­
l ığ ı na geti rildiıkten sonra lzmit'i kurtarm ıştır. Yunan
o rduları n ı n Sakarya üzerine i l erlemesi sebeb i i l e bü­
tün ,kuwetlerini a l ı p Beyl i k köprü'ye gelm işti r . Al bay
rütbesi ve M ü rettep Kolordu Kumandanı sıfatı i l e Sa­
karya Savaşı 'nda çarpı şmıştır. Sakarya Savaş 'ından
sonra düşmanı kovahyan ordumuzun sağ kanad ı n a
kumanda etm iştir. Savaştaki başarısı sonunda B . M . M .
tarafından M i rl ival ığa terfi etti r i l m i ştir. 1 922'de M i l li
M üdafaa Vek i l i ol muştur. Büyük Taarruzun hazı rlanı­
ş ı nda M i l li M üdafaa Veki l i olarak yaptığı başarı l ı ça­
l ışmaların b i r sonucu o l a rak B . M . M . tarafından Feri k­
l i ğe terfi etti ril miştir. 1 924'te B i ri nci Feri•k, 1 925'te de
B . M . M . Reisi seçil miştir. 1 927'de aske r l i kten ayrıla·
rak yal nız B.M . M . Reisi olarak çal ışmaları n ı sürd ü r­
müştür.

·ÖZBEK SABAHATTİN, Porf, Devlet adamı (Erzincan 1 9 1 9).

Zi raat Fakültes i n i bitird ikten sonra aynı fakü lte­


ye i ntisap etmi ş ve Profesörlüğe kadar yükselm iştir.
Melen Kab ines i 'ne M i l li Eğitim Bakanı olarak al ınan
Özbek, C.G .P.'den Cumhurbaşkan l ığ ına aday olarak

- 222 -
g österi l m iştir. Özbek, Talu kabi nesi 'nde de U l aştır­
ma Bakanı o l a rak görev alm ıştır.

'ÔZGÜNEŞ MEHMET, Tabii Senatör, devlet adamı (Kayseri


1 92 1 ).
Harp Akademisini biti rd i kten sonra ordunun çe­
şitli kademelerinde görev a l m ı ştı r M i l l i B i r l i k Komi te­
s i 'nde yer alan Özgüneş , Tab i i Senatör iken Eri m ta.
rafından Devlet Bakanl ığına geti ri l m i ştir. M e l en Ka­
b i n es i nd e de aynı görevi yürütmüştür.

- 223 -
p

pıı=ın:q R ECEP, Parlementer ve devlet adamı(lstanbul


1 889).
iyi b i r öğreni m görd ü kten sonra g i rdiği Harbiye
Mekteb i 'nden iyi bir derece ile mezun olmuştur. Da­
ha sonra çeşitli görevlerde çal ış m ı ş . Kurtu l uş Savaşı
s ı rasında Antep Cephesi n i kuranların a rası na kat ı l mış­
tır. B . M . M . ' i n in de kurucu üyeleri arasında yer a l m ı ş ,
Mecl is Başkatipl iği nde b u l unmuştur. Bu arada i kinci
devre M i l let Mecl isine Kütahya M i l l etve k i l i ol arak g i r­
m i ş , çeşitli tarihl erde C.H .P.'nin Genel Sekreterliği
görevini yürütmüştür. Nafia ve M i l li Savunma Bakan­
l ıklarında da bulunmuştur. Parti içi ve d ı ş ı sosyal ça­
l ı şmalarda iyi bir katip o l a rak d i kkati çeken Peker,
C . H .P. i kti darı zamanında Başbakan l ı k da yapmıştır

POLATKAN HASAN, Parlementer, devlet adam ı ( E s k i ş e hi r


1 9 1 5 - İmralı 1 961).
Siyasi hayata atı ldı ktan hemen sonra Eskişehi r'·
den M i l letve k i l i seçi lmiştir. Biri nci M enderes Kabi­
nesi 'nde Çalı şma Bakanı ol arak görev alan Pol atka n,
sonra Mal iye Bakanl ığına tayin ed i l m iştir. 2. ve 3.
Menderes Kabinelerinde de aynı görevde kalmıştır.
D .P. G urubunda hakkında tahkikat açı l ması istenen

- 224 -
Bakanlardan b i ri o l muş, fakat 4. ve 5. M enderes Ka­
binel erinde de ayn ı görevde kal m ıştı r. 27 Mayıs 1 960
İhti l a l i nden sonra Yassı ada Ada l et D ivan ı 'nda yar­
g ı l an m ı ş , hakkında verilen idam kararı onaylanarak
lm ral ı 'da idam edi l miştir ( 1 96 1 ) .

PONTOS ISYANI, Kurtuluş Savaşı sırasında Vunanlılar'ın·


kışkırtması ile kuzey Anadolu'da Rumlar tarafından çıkar'"
lan ayaklanma ( 1 920 1 923).

1 904 y ı l ı nda kuru lan Pontos Cem iyeti Anadol u '­


n u n düştüğü kötü durumdan faydalanarak harekete
geçmiştir. İti l af Devletl eri'nin Yuna n i ı lar'ı destekle­
mesi nden cesaret alan Rum çetec i l er Anadolu 'nun
kuzeyinde yaş l ı Türkleri öldü rmeye kadın ve çocuk­
l a r ı yok etmeye başlamışlard ı r . Sams u n , M erzifon ,.
Tokat, Vezi rköprü , Çarşamba , Term e , Ladik ve Amas­
ya yörelerinde Erme n i l er'le birleşerek büyük bir vah­
şet örneği veren Rumlar'a karşı Topal Osman Ağa,
M i l li kuwetlerle b i r l i k ol arak harekete geçmiş ve
Pontos Cemiyetine ait Rum çetelerini teker teker
ortadan kaldı rmaya muvaffak o l muştur. Kurtu luş Sa­
vaşı kazanı l d ıktan sonra Rumlar'ın hepsi Anadol u '­
dan sürül müş ve böylece Pontos Devl eti kurma ça­
baları da söndürül müştür.

- 225 -
R

R EDD-1 i LHAK CEMiYETİ, Kurtuluş savaşı sırasında İzmir'i


Yunanlılara bırakmak istemeyen vatanseverler tarafından
kurulan cemiyet.
İzm i r' i n işgal edi leceğ i n i haber alan vatanper­
verler, 1 4 Mayıs gecesi yaptı kları toplantı da, İzmi r'­
in Yunan topraklarına katı lmas ı n a engel ol mağa ka­
rar verm işler, İzmir'in i l hakını reddetm işlerd i r . Bü­
yük b i r kalaba l ı k l a yap ı l an m iti ngte : şayet güzel şe­
h i rleri işgal o l unursa, bütü n güçleriyle savunmaya
geçme kararı a l m ışlardır.

REŞAT BEY, Kurtuluş Savaşı'nın sözüne sadık 57. fırka ku­


mandanı (öl: 26 Ağustos 1922)
Askeri Mektebi bitird i kten sonra ordu nun çeş it­
li kademelerinde görev a l m ı ş . B i rinci Dünya Sava­
ş ı 'nda a l ay kumandanı ol arak Mustafa Kema l ' i n ma­
iyeti nde değerl i hizmetler görmüştü r. Kurtu luş Sava·
ş ı 'nda Doğu cephesinde XI. tümen kumandanı olarak
b u l u nmuş, tümeni l ağvedi ld ikten sonra 57. tümen
kumandanlığına geti ri l m iştir. 26 Ağustos 1 922'de
başlayan Büyük Taarruz'a Türk ordusunun 57. fı rka
kumandanı olarak kat ı l m ıştır. Çok başarı l ı bir asker
olmasına rağmen kuwetleri n i n b i rb i r i nden bi raz

- 226 -
uzakta olması sebebiyle düşman üzerine tes i r l i o l a­
bi lecek b i r bask ı n yapamamıştır. Bunun üzerine
Mustafa Kem a l , telefo n l a Reşat Bey'e • N iç i n hedefi­
n ize u l aşamad ı n ı z ? • d iye sorduğunda kahraman R e­
şat Bey ·Yarım saat sonra hedefi m ize varacağız D
d i ye cevap vermiştir. Evet R eşat Bey, ded i ği nde
durmuştur. Büyük Önderine verd i ğ i sözü yerine g e­
tirememenin üzüntüsü i l e i nti har etm i ştir. Reşat
Bey'in a l m aya çal ı ştığı Ç i ğ i ( Tepe k ı sa b i r süre son­
ra e l e geçiri l m i ş , fakat ne yazı k ki bu fazi l eti l i , sö­
züne sad ı k Türk subayı bunu görememiştir.

REŞİD GAlİP (DR.), Parlementer ve devlet adamı '(Rodos


1 892 Arlk-ara '1 934).
..

i l k öğren i m i ni Rodos'ta tamamlamış. İzmir İda­


d i s i n i bitird ikten sonra Tıp Fakültesine -gi rm i ş
( 1 9 1 1 ) . a ltı y ı l sonra doktor o l arak mesleğe atı l m ış­
tır. B i ri nc i Dünya Savaşı s ıras ı nda Şam'da H ıfzısıh­
hada m ütehassıs doktorluk yapan Reşid GaHp, 1 9 1 9'
d a Anadol u'da köylerde çalışmıştır. Kütahya'nın, Yu­
nan l ı la r tarafından e l e geçi rHmesi O.zerine Den i z l i '­
ye geçmi ş , 1 922'de ise Ankara 'ya g elerek Sağ l ı k
Baka n l ı ğ ı nd a çal ışmıştır. İkinci Büyük M i l l et Mecl i­
s i 'ne Aydı n M i l l etve k i l i o larak katı lan Reşit Galip,
Şeyh Sait İsyanı s ı rasında kurulan İsti klal Mahke­
mesi üye l iğ inde de bulunmuştur. 1 932'de M i l l i Eği­
tim Bakanlığına geti r i l m i ş , Baka n l ı ktan ayrı l ı nca, ta­
rih ve d i l kurultaylarında görev a l mıştır. Bu arada ba­
zı eserler de kaleme a l m ı ş , Ankara'da zatürre'­
d en genç yaşta ölmüştür.

- 227 -
s

SADABAT PAKTI, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin islim


ülkeleri arasında dayanışmayı, hür yaşamayı ve dostluğu
perçinlemek üzere İran, Irak ve Afganistan Devletleri ile
imzaladığı saldırmazlık paktı (9 Temmuz 1 937).
Tahran'da l ran Şahı'nın yazlık sarayı Sadabat
kasrında imzalanan bu pakt şu maddel erden meyda­
na gelm işti r: 1 ) Paktı i mzalayan devletl er b i rbi rle­
rinin iç lşlerlne karışmayacaklard ı r. 2) Paktı imza l a­
yan devletle r Muşterek s ı n ı rlarını her türlü taarruz­
dan koruyacakla rd ı r. 3) Paktı i l g i l endiren konula rd a ,
devletl er arasında görüşmeler yapı lacak v e paktı im­
zalayan devletl e r b i rb i rlerine hiç bir su rette savaş
açmayacaklardır. 4) Bu antlaşma 5 yıl sonra feshe­
dil mezse beş yıl daha uzamış sayı lacaktır.

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI, Saldırgan Vunanlılar'a karşı


22 gün 22 gece kahramanca çarpışmadan sonra büyük za·
ferle sonuçlanan Türk'ün var olup olmama mücadelesi.
i l . İnönü zaferinden sonra tekrar saldıran Yunan
kuwetleri karş ı s ı nda henüz savaşın yorgunl uğunu
atamamış olan Türk kuwetl eri Altı ntaş'ta bozgu n a
uğ rayarak çekil meye başlam ışlard ı r. Türk ordusu­
nun bu bozgunu ndan faydalanan Yunan kuwet-

- 228 -
! eri Eskişehi r'i e l l e rine geçirdi kten başka Türk
ordusunun Sakarya'n ın doğusuna çekil mesi nden de
i stifade ederek 1 2 Ağustos günü yeniden yürüyüşe
geçerek, Ankara'yı e l l erine geçirecekleri n i hesapl a­
m ı şlardır. Ulaşım i ş lerinde k u l l andı kları araçların
parçalanmas ı , su sağ l amak için zaman ında ted b i r
a l amamaları b i r yana, devaml ı ol arak kendi askeri
üstleri nd e n de uzaklaşmışlardır. Geriye demiryolu i l e
bağ l ı olan v e su s ı k ı ntısı çekmiyen Türk kuvvetle­
rinin durumu n i sbeten daha iyi i d i . Türk ordusu Sa­
karya'nın doğusunda iki yönde mevz i l enerek Sakar­
ya Nehrinin kıvrı m larına uygun olarak güneyde b i r
d i rsek meydana getirm i ştir. Bu d u r u m Yunan ordula­
r ı n ı n sol taraftan hücuma geçeceği tahmi n i n e göre
düzenl e m i ştir. Vunan l ı lar'ın s a l d ı rı s ı i l e baş layan
savaş 100 kilometre l i k bir cephe üzerinde geçmiş­
tir. Türk Ordusu bu cephede çok teh l i keli dakikalar
geçirm i şti r Ordunun sol kanadı Ankara' n ı n 50 km.
güneyine kadı:ır ceki l m i ştir. Türk Ordusunun geri çe­
k i l m e s i , yara l ı l arın An kara 'ya geçmesi i l e sava ş ı n
kötü sonuçları n ı n ç ı kması Mecl i s ' i ve Ankara hal kı­
n ı fazlasıyla üzmüştür. Büyü k M i l l et Mec l i s i 'nden
pek çok evrak emniyetl i görü l en Kayseri 'ye gönde­
r i l m i ş , Bakan l ı kl arda yalnız en yetk i l i görevli ler kal­
m ı şt ı r. Öte yandan B . M . M ecl isi Başkom utan l ı ğa M us­
tafa Kem a l ' i oy b i r l i ğ i i l e seçmiştir. M ustafa Kema l ,
Türk Ordusunun yönünü, batıya i ken güneye çevir­
m i ş , arkası Ankara'ya i ken kuzeye verd i rmiştir. M us­
tafa Kemal böylece, Orduya yön değişt i rterek yerin­
d e b i r ted b i r a l m ıştır. Savu nma hatl arı pek çok ye­
ri nden k ı r ı l m ı ş fakat, kırılan yerin hemen arkası nda
çarçabuk yeni bir savunma hattı kuru l muştur. Sa­
vaş ı n a l d ı ğ ı şekil üzerine M ustafa Kemal büyük em-

- 229 -
rini vermekte gecikmemişti r. cc Hatt-ı Müdafaa yok­
tur. Sath-ı müdafaa vardır. O satih bütün vatandır.
Vurdun her karış toprağı, yurttaşın kanıyla ıslanma­
dıkça düşmana bırakılamaz. Onun için, küçük büyük
her birlik bulunduğu mevziden atı labil ir, ama büyük,
küçük her birlik, ilk durabildiği noktada yeniden düş­
mana karşı cephe kurup savaşı sürdürür. Yanındaki
birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören diğer bir·
l ikler ona uyamaz, Bulunduğu mevzide sonuna kadar
dayanmak ve direnmekle yükümlüdürler,,. Savaş
başlad ığı zaman g erek Yunan ve gerekse Türk kuv­
vetl erinin aras ında aslı nda büyük b i r denges izli:k
vard ı .

Türk kuwetlerı Yunan kuwetleri


Uçak 2 20
Tüfek t1 S . 2 2 8
Ağ ı r Mak. Tüf. fi 1 'i 85 .000
Top 1 S7 876
KAYIPl.AR �rı0r.9 s � 1ı ' " SAhit rı 11 0'
'

1 3 .111 8 YN<"' 1 1 1 5 .000 ö l ü


? r: n n oyara l ı

Bununla beraber h e r geçen g ü n , Yunan ordusu­


nun b i raz daha ezi l mesi ne, malzeme l e r i n i n tükenme­
sine yol açm ıştı r. Bu duruma göre Türk ordusunun
sağ kanadı hücuma geçmekte gec i kmemiştir. Türk or­
dusunun bu taarruzu i l e Yunan ordusu yen i l m i ş ve
geri çekilmek zorunda kal m ı şt ı r . 1 3 Eyl ü l 1 92 1 günü
Saka rya 'nın doğusunda hiç b i r d ü ş m a n askeri � a l ma­
m ıştı r. Artık Türk o rdusu yeni b i r döneme hazı rla na­
b i l i rd i . Sakarya zaferi n i n büyük kumandan ı M ustafa
Kema l 'e Büyük M i l let Mec l i s i sevg i n i n , itimad ı n b i r
nişanesi olarak • M areşal • rütbes i i l e b i r l i kte a Gazi •

- 230 -
ünvan ını verm iştir. Büyük ve kan l ı Sakarya Savaş ı '
nda kazanı l an zaferin yurt içinde v e yurt d ı ş ı nda yap­
tığı tes i r l e r çok büyük ol muştu r. Bu sonuçlardan en
öneml i s i Frans ızlar'la b i r anlaşma yapmak için daha
müspet b i r ortamın hazırlanmış ol ması başta g e l m i ş­
tir.

SAMSUN KAFİLESİ, Dokuzuncu ordu müfettişliği.-.e tayin


edi len Mustafa Kemal ile birlikte İstanbul'dan ayrılan Re­
fet Paşa ve karargah subaylarıdan meydana gelen kafile.

14 Mayıs 1 9 1 9 'da İstanbul 'dan tay i n e d i l d i ğ i Do­


kuzuncu Ordu müfettiş liğ i görevine başlamak üzere
ayrı lan M u stafa Kemal i le b i r l i kte 1 9 Mayıs '1 9 1 9 'd a
Sams u n 'a u laşan karargah subayları şunlardır: Refet
Bele (Paşa) ( 1 1 1 . Kolordu kumandan ı ) , Kazım ( D i ri kJ
( M üfetti ş l i k Ku rmay Başka n ı ) . Kurmay Yarbay
Mehm et Arif Ayıcı (Müfettiş l i k Kurmay Başkan
Yard ı mcısı ) . Ku rmay Binbaşı H ü s rev Gerede (L
Suhe M üdürü ) . Binbası Kemal Doğan ( Müfet­
t i ş l i k Topçu Ku mandan ı ) . Dr. Albay İbrah i m Tal i Öngö­
ren (Ordu Sı hhiye R e i s i ) . Dr. B i nbaşı Refi k Saydam
(Sıhhiye Reis Yard ı mcı s ı ) . Yüzbaşı Cevat Abbas G ü­
rer ( M üfett i ş l i k Başyaver i ) . Üstteğmen M uzaffer Kı­
l ı ç ( M üfetti ş l i k i k i nci yaveri ) . Yüzbaşı Ali Şevket Ön­
dersev ( M ü fett i ş l i k Emir Subay ı ) . Üstteğmen Hayati
(ku rmay Başkanı Emir Subay ı ) . Yüzbaşı M ü mtaz ( Ku r­
may M ü lhakı) . Yüzbaşı İsma i l Hakkı ( K u rmay M ü lha­
kı ) . Yüzbaşı Mustafa Süsoy (Karargah kumandan ı ) .
Üsteğ men Abdu l l ah (İ aşe Subay ı ) . Bi rinci s ı n ı f katip
Fa i k Aybar (Şifre katibi). Dördüncü s ı n ıf katip M em­
duh (Şifre katibi yardımcısı).

- 231 -
SARAÇOÔLU ŞÜKRÜ, parlementer ve devlet adamı (Öde­
miş 1887).

İ l k öğreni m i n i doğduğu kasabada, orta öğre n i m i­


n i ise İzmi r'de tamamlanmıştır. Yüksek öğreni m için
M ü l kiye Mektebin e ve Cenevre Ü n ivers itesi 'ne de­
vam eden Saraçoğl u , Avrupa dönüşü İzm i r'e gelmiş,
l is e m atemati k öğretmenliğine tay i n edi l m i ştir. D a­
ha sonra B . M . M . i l k dönemine İzm i r M i l l etveki l i ola­
rak g i rm i ştir. C .H .P. de iyi b i r yeri olan Saraçoğl u ,
Başbakan l ı ktan başka M a l iye, M i l li E ğ i t i m v e Adliye
Bakan ları olarak kuru lan kabi nelere katı l m ıştı r. Ata­
türk devri m i n i n savunucusu olan Saraçoğ l u , Cumhu­
riyet s iyasi tari hine devrimci bir bakan olara k geç­
m i ştir.

SARAÇO�LU ŞÜKRÜ KABİNESİ, Dr. Refik Saydam'm ani


ölümünden sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından
Başbakanlığa tayin edilen Şükrü Sa ra ç oğ l u tarnfından ku­
ndan yeni kabine ( 1 942).

D evlet kadroları n ı , A'den Z 'ye kadar de?) i ştirmek


istiyen Refik Saydam'ın ölüm haberi Ankara'ya ge·
l i nce, her şey b i rden değişmi ştir. Başıboşluğun, mu­
rakabesizli ğ i n havası b i r anda herkes i ve her yeri
sarm ı ştır. İ şte bu s ı rada Saraçoğl u tarafından şu ka­
b i n e kurul muştur. Başveki l : Şükrü Saraçoğ l u . Harici­
ye vekil i : Numan Menemencioğ l u . M i l l i Savunma Ve­
k i l i : Ali R iza Artun kal . Dah i l iye: Vek i l i Recep Peker.
M a liye Veki l i : Fuat Ağral ı . Maarif Vek i l i : Hasan A l i
Yücel. N afia Veki l i : A l i Fuat Cebesoy. Gümrü k ve
Tekel Vekil i : _ Raif Karadeniz. Ziraat Veki l i : Şevket
Raşit Hatiboğlu. Sıhhiye Veki l i : D r. Behçet Uz.

- 232 -
SARPER SELİM, Hariciyeci, devlet adamı ve parlementer
Cist. 1 899)

Hukuk Fakültesini tamamlad ı ktan sonra D ışişleri


Baka n l ı ğ ı n a i ntisap etmi ş , çeşitli dış ü l kelerde elçi l i k­
l erde bulunmuştur. Daha sonra N ato daimi delegeli­
ğ i ne getirilen Sarper, D ı ş i ş l eri Baka n l ı ğ ı Genel Kati p­
l iğ i n i de başarı i l e yürütmüştür. Birinci ve i k i nci Gür­
sel kabinesinde Dışişleri Bakanı olara k görevlendi­
rilen Sarper, daha sonraki tarihlerde siyasi hayata
atı l m ı ş ve C.H.P .'den m i l letveki l i seç i l miştir.

SAYDAM REFiK (DR.) , Parlementer ve devlet adamı (ÔI:


1942).

D r. R ef i k Saydam , 1 9 Mayıs 1 9 1 9'da Mustafa


Kemal i l e beraber Samsun'a çıkmıştır. Mustafa Ke­
mal'i çok daha öncelerden tanıyan b i r kişi o larak Ata­
türk'ün yakını sayı l m ı ştır. Fakat 1 937 sonunda ismet
lnönü Başveki l l i kten ayrı l ı nca, Celal Bayar Kabi nesin­
de Sı hhat ve içtim a i M u avene t Veki l l i q i nderı istifa
ederek i smet İnönü i l e kader b i rl i ğ i yaom ı ş tır. N i te­
k i m İnönü'nün Başveki l l iq ı gibi önem l i bir yer a l m ı ş­
tır. 25 Ocak 1 939'da Celal Bayar i stifa edince, Bc:şve­
k i l l iğe getiri l mi şti r. Yeni Hükumetin Mecl ise get i r d i ·
ğ i p rogramda yen i l i k geti rmekle beraber Dr. Ref i k
Savrfa m v e Kabinesi , yeni R e i s i cumhuru n , ö z v e mu­
temet kab inesi o l muştur. N itekim Saydam bu görev­
de, İkinci Dünya Savaşı 'nın en kriti k devresi de da­
h i l o l m a k üzere ekim 1 942'de ölümüne kadar kalmış­
t ı r.

SAYDAM R EFİK KABİNESi, C.H.P. Parti Meclisinin kabine­


yi yenileme isteği üzerine, 25 ocak 1 939'da istifasını ve-

- 233 -
ren ikinci Celal Bayar kabinesinden sonra İstanbul M illet­
vekili Refik Saydam tarafından kurulan kabine.
R e i s icumhur, Başve k i l Bayar'ın i stifa m e ktubu­
nu çok nazi k şekilde karş ı l a m ı ştır. N itek i m Celal Ba­
yar'a yazd ı ğ ı mektupta : .. celal Bayar İ z m i r Mebu­
su Büyük M i l l et M e c l i s i i ntihab ı n ı n yeni lenmesi i h­
t i m a l i üzerine vukubulan i stifanız kabul olunmuştur.
İ ktidar mevk i i nde geçen h i zmet zaman ı m ızı takd i r i l e
yad ederek s ize ve arkadaşlarınıza h a l i s teşekkürle­
rimi ifade etme k i sterim . Siyasi tarih i m i z i n ç eti n b i r
devre s i n i yüksek meziyetlerin i z l e iyi dare etm e n i z i ,
m i l l etimiz daima teşekkür v e takd i r duyg u l arı i l e ha­
tırlayacaktı r. Hükümetin teş k i l i n e , İstanbul M ebusu
Refik Saydam memur e d i l miştir. Reisicumhur İsmet
İnönü . .. d iye yazmı ştır.
Kabine, yalnız Başveki l ve i ki veki l l ik makamın­
da yapılan değişikl i kl e gene e s k i s i g i b i şöyle kurul­
muştur: Başveki l : R ef i k Saydam (İstanbu l ) . Adl iye Ve­
ki l i : Fi kret S ılay ( Konya). M i l l i Müdafaa Veki l i : N a­
c i Tınaz( Bursa) Dah i l iy e Veki l i : Faik Öztrak (Tek i r·
dağ). H ariciye Veki l i : Şükrü Saracoğl u ( İzm ir). Nafia
Veki l i : Ali Çetinkaya (Afyon) . Maarif Veki l i : Hasan
Ali Yücel (İzmir) . İ ktisat Veki l i : H üsnü Çakı r (İzmi r) .
Sıhhat Veki l i : H u l ü s i Alataş (Bu rsa) . Gümrü k v e Te­
kel Vek i l i : A l i Rena Tarhan (İstanb u l ) . Z i raat veki l i :
Muhl i s Erkmen (Bursa).
SERBEST C U M H U R İYET FIRKASI, Türkiye'de demokrasi
denemesinin bir sonuçu olarak Mustafa Kemal'in desteği
ile Fethi Okyar ve arkadaşları tarafından kurulan parti ( 1 2
Ağustos 1 930 1 7 Kasım 1 930).

Yalova'da b i r baloda yeni b i r part i n i n kuru l mak


üzere olduğunu açıklamı ştı r. Paris e l ç i l i ğ i nden Türki­
ye'ye dönmüş olan Fethi Okyar, 9 Ağustos 1 930'da

- 234 -
Mustafa Kem a l 'e , Hükumetin m a li ve i ktisadi pol it i ka­
l arındaki başarısızlığı ndan, M e c l i ste serbest e l eşti­
rinin yokluğundan ve bunun sonucu o larak kab i n e n i n
sorumsuzluğundan y a k ı n a n b i r m e ktup yazmıştır Mek­
tupta Okyar , ihtiyaç duyu lan şeyin b i r muhalefet ol­
duğunu söy l e m i ş ve, buna dayanarak, yeni b i r parti
kurma tek l ifi hakkı nda Cumhurbaşkanın ın görüşl eri­
ni iste m i ştir. M ustafa Kem a l , hürriyet ve tartışmaya
i nancını tekrar bel i rterek, Feth i Bey'i n l a i k Cumhuri­
yetin temel i l kelerini kabul etmesine memnuniyetini
açı kl ayıcı b i r cevap vermiştir. M e ktup ve cevap ta­
ınamen yayınlanmış ve 1 2 Ağustosta Fetih Okyar.
Serbest Cumhuriyet F ı rkas ı 'n ı n tüzüğünü, Cemiyetler
kanunu uyarınca tescil edilmesi i steği ile İstanbul
Val i vek i l i n e verm iştir. Program , daha faz l a hürriyet,
daha az verg i , daha iyi ve daha az hükumet i l kele­
rini i ç i n e a l mıştır. Serbest Cumhuriyet Fı rkas ı 'n ı n
kısa ö m rü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok fark l ı
açıklamala ra y o l açmı ştır. Bazı l a rı Mustafa Kema f ' i n
ç o k parti l i b i r demokrasiyi Türkiye'de kurmayı ger­
çekten i sted i ğ i n e , yalnız tutucular bunun e rken ol­
duğunu gösterince teşebbüsten vazgeçtiğine inan­
m ı ş lard ı r. D iğerleri de, Mustafa Kemal Atatürk'ün i k­
tisadi bun a l ı m s ı rasında gerg i n l i ğ i yatıştırmak i ç i n
u s l u , yöneti l eb i l i r b i r muhalefet kurmak amacı nda
olduğunu, fakat muhalefetin işi azıttığ ı m görünce
de onu ezd i ğ i n i söylemişlerdir. Bazı ları da o l ayı
Mustafa Kemal ile İsmet İnönü ara s ı nda b i r fi k i r ay­
rı l ı ğ ı olara k yoru m l a m ı ş , birinc i s i n i n İsmet İ nönü'­
ye ve H a l k Parti s i 'ne b i r karşı ağırl ı k arad ı ğ ı n ı , i ki n­
c i s i n i n de bu denemen i n tehl i ke l i olduğunda n iha­
yet M u stafa Kem a l ' i i k n a ettiğ i n i i leri sürmüşler­
d i r. Kuşkusuz M ustafa Kem a f ' i n izni i l e kuru l an ve

- 235 -
Onun yakın gözetim i altı nda çal ı şan Serbest C u m­
huriyet Fırkas ı , 1 924'ün Terakkiperver Fırkası 'ndan
çok daha az bağ ı msız ve hatta i ktidardaki partiye
karşı daha az ciddi b i r a lternatif o l arak görünmüştür.
Konunun gerçek yanı ne olursa o l sun, çok geçme­
den bu denemen i n hem erken hem de teh l i k e l i oldu­
ğu açık b i r şekilde b e l i rm iştir. Bu a rada Fethi Okyar
ve i smet İnönü b i rb i rl erine karşı gayet nazi k ve dost­
ça i l işkilerini korumaya itina göstermişlerd i r. Fakat
izin l i b i r muhalefetin ortaya ç ı kmas ı , bir çok fark l ı
çevrelerde birikmiş nefretlerin v e kızg ı n l ı kl a rın pat­
laması n ı tahrik etmiştir. Çünkü Fethi Bey'in konuş­
malarını ayaklanmalar ve karı ş ı k l ı k lar izl emişt:r. Oo­
ğu i l l erind e de yabancı devletlerce yapı lan k ı ş k ı rt­
m a l a r sonunda bazı i<aynaşmalar o l m uştur. Sonun­
da, G azi 'nln b i r konuşması i l e bu muhal efet dağıtı l­
m ı ştır. 15 Kası md a Fethi O kyar Mec l i s 'te H ü kümeti
seçim yolsuzlukları i l e itham etmiş ve kısa b i r s ü­
re sonra • Gazi 'ye karşı mücadele i m kansız olduğu
için• Serbest Cumhuriyet F ı rkas ı n ı feshetme kara­
rını açı k l a mı ştır. Bu karar 1 7 Kası m 1 930 günü bir
m e ktupla içişl eri Bakanl ığ ı na b i l d i r i l m iştir. Ayn ı s ı­
ral a rda ortaya ç ı k m ı ş olan diğer i k i küçük parti , Aha­
l i-i Cumhuriyet Fırkası ve Türk Cumhuriyet Ameie
ve Ç iftçi Partis i , doğrudan doğruya hükümet emri
i l e feshed i l m iştir.

SEND,KAlAR KA N U N U İşçi ve iş veren sendikaları ve


,

sendika birlikleri ile ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti Bü­


yük Millet Meclisi'nde 20.2.1 942 tarihinde kabul edildik­
ten sonra 26.2.1 947'de 5618 numara ile yayınlanan kanun.
Sendi kalar ve Sendika Birl i k l eri Kanunu o l u m l u
sonuçlar vermemiştir. Kanun havada ve verimsiz
kal m ı ştı r. Ç ünkü gerek işçi , gerek işveren sendi ka-

- 236 -
!arı n ı n i l i şkilerinde, gereğinde en güçlü dayanak ve
d i reniş müessesesi olan G rev ve Lokavt hakları bu
kanunda yer almam ıştır. Kanun 2 . maddesi i l e , · iş­
çi ve işveren sıfatı i le çalışmayan kimselerin Sen­
d i k21ara g i rmeye hakları • olmad ı ğ ı kayd ı n ı da koy­
muştur. Bu, dünyan ı n her yeri nde, b i l hassa i ş ç i leri
sömürmede en büyük vasıta olan Send i ka parazitl i­
ğ i n i ve sınıf d ı ş ı İşçi aristokratl ı ğ ı n ı önlemişti r. Bu­
nunla beraber bu kanu n sendikal ara • Toplu Sözl eş­
me • hakk ı n ı vermekle güçlü b i r kurum meydana ge­
tirmiştir. Fakat Sendika kurma ve sendika üye l i ğ i­
ni mecburi k ı l mamakla kanunun i ş l emesi oldu kça
engel lenmiştir. Bu suretl e işverene , sendikalı işçi­
ye yüz vermemek ve send i kasızl ı ğ ı devam ett i rmek
gibi i m kan l a r sağ lamıştır. Bu durum 7. madde de
açıklanma m ı ş , yargıca, küçük bir i hbarla sendika
kapama yetkisi verm iştir. Fakat bu kanunda işçiye
grev hakkı veri lmemiştir. Bu sebeple Türkiye'de sen­
d i kacı l ı k , 1 947 kanununa rağmen kurulamamış ve
yayg ı n l aşamamıştır. 1 950 başlarında, C . H .P. i ktidar­
dan çeki l i rken , meml eketteki send i kalar sayısı 87 ve
üyeleri 76.000 kişiden ibaret kalm ıştır. Gerçi devlet
i ş l etmeleri nde işveren devlet olduğu i ç i n , kanun ol­
masa dahi iş saatl e r i , ücretler, sosyal yardı mlar
devleti n temi natı altına a l ı nm ı ştır. Devlet i ş l etme­
l eri nin b i l hassa İstanbul d ı ş ı nda herb i r i , b i rer şehir
gibi ku ru l m uştur. Ancak özel teşebbüslerde fabrika,
sadece i ş l etme binası ve müdürlük bürolarından
meydana gelm i ştir. İşçiler lehine herhangi bir sos­
yal tesise g i d i l medikten başka, sendikacı l ığ ı n özel
teşebbüsçe hoş görü l memesi sonucu 1 947 kanunu
güçsüz ve verimsiz kal mıştı r. Bu durum ancak 27
Mayıs 1 960 i hti l a l i nden sonra olumlu yönde ele

- 237 -
a l ı n m ı ş , 1 5 .7.1 963'te 274 numara l ı yen i sen d i kalar
Kanunu ç ı km ıştı r. Yeni Anayasan ı n getird i ğ i i m kan­
lar, Türk İş Hukukunda bugün uygulanan hakikaten
geniş ve etraflı kurumların doğmas ına yol açm ıştır.

S Ü LEYMAN F ETHİ (ALBAY), Yunanlılar'ın İzmir'e asker çı·


kardıkları sırada ( 1 5 Mayıs 1 9 1 9), arzularını yerine getir·
mediği için hunharca kurşun yağmuruna tuttukları albay
(Öl : 1 7 Mayıs 1 9 1 9)
Askeri Oku l u bitire n Süleyman Fethi Bey çeşit­
l i görevl erde bulunduktan sonra İzmir'e tay i n e d i l­
m iştir. İzmi r 'de b u lunan 1 7. Kolordu komuta n ı N u­
rett i n Paşa 'nı n görevinden ayr ı l ması üzerine O'nun
yeri ne tayi n edilen Ali Nadir Paşa g e l inceye kadar
1 7. Kolordu komutan veki l l iğ i n i S ü l eyman Bey yap­
m ıştır. Vekal eti s ı rasında İzmir'e gelen Yunan l ı l a r'­
ı n Averof z ı rh l ı s ı n a karş ı yaptığı yerinde müdahele
i l e Averof z ı rh l ı s ı n ı İzm i r'den uzaklaştı rmı ştır. Yunan­
l ı lar S ü l eyman Fethi Bey'in tepkisi üzerine İzmir'e
asker ç ı karamam ı ş l a r ama Sül eyman Feth i 'n i n dav­
ranı ş ı n ı da unutm a m ı ş lardır. Bu sebeple İzm i r'i i ş­
gal ettikleri gün [ 1 5 Mayıs 1 9 1 9) . Asker l i k D a i resi
Başkanı olarak çal ı şan Al bay S ü l eyman Fethi Bey'e
« Zito Venizelos • diye bağ ı rmas ı n ı söyle m i ş l er, fakat
O: .. Yaşas ı n Bağı msızl ı k - d i ye bağ ı rm ıştır. Bunun
üzerine Yunanl ı la r tarafı ndan kurşunla d e l i k deşik
edi l m i ş . A l d ı ğ ı yaraların tesi ri ile 2 gün sonra şe­
h i t o l muştur.

SUNAY CEVDET, Türkiye Cumhuriyeti'nin beşinci Cum­


hurbaşkanı (Trabzon 1 900).
Alay M üftüsü Sabri Bey'in o ğ l u . İ l k öğren i m i n i
tamamladı ktan sonra babas ı n ı n isteği üzerine Askeri
Okul a g i rm i ş , 1 9 1 7 y ı l ı nda Kul e l i Askeri Lisesi ni ba-

- 238 -
şarı i l e bitirmiştir. Bu sırada Birinci D ü nya Savaşı bü­
tün hızı i l e sürmekteyd i . Subaya ordunun ıhtiyacı çok
fazla olduğundan Cevdet Sunay H arp Okulu yeri ne,
tali mgaha gönderi lm iştir. Burada görgü ve b i l g i s i n i
artt ı r m ı ş , sonra da asteğmen ol arak F i l i stin cephesi n­
d e göreve başl a mıştır ( 1 9 1 7) . Bu cephede yapılan sa­
vaşlara k atılan Cevdet Sunay, gösterd i ğ i kahraman­
l ı ktan dolayı teğmenliğe yükselt i l m i ş , Türk Alman
Madalyası ile taltif e d i l miştir. G enç teğmen Cevdet
Sunay, İ n g i l izler'le yapılan b i r savaş s ı rasında yarala­
nara k e s i r düşmüş, babası da esir düşünce oğlunu
kendi esi r kampına a l d ı rtmışt ı r.

Cevdet Sunay 1 920 y ı l ı nda Kurtu luş Savaşı 'na ka·


t ı l m ı ş , Antep Cephes i nd e gösterd i ğ i büyük yararl ı k­
krdan ötürü takdirname a l m ı ştır. Daha sonra Batı
Cephes i n d e de ayn ı görev tutkusu i ç i nde çal ışan Cev­
det Sunay, Kurtuluş Savaşı sona erince, yarım kalan
öğreni m i n i tamamlamak üzere H arp Oku l u 'na g i rm iş­
tir. Bu okuldan 1 927'de mezun olmuş, 1 930'da ise H arp
Akadem i s i n i başarı l ı b i r kurmay yüzbaş ı olarak bitir­
m işti r. 1 930 - 1 948 y ı l ları arasında çeşitl i görevl erde
bulunan Cevdet Sunay, 1 948'de yeni kurulan Z ı rh l ı Tu­
gay Komuta n l ı ğ ı n a tayin e d i l m i ş , bir yıl sonra da Tuğ­
genern l l iğe terfi etm iştir. 1 952'de Tümgenera l , 1 955
te ise Korgenera l l iğe yükselti lerek 9. Kolordu Komu­
tan l ı ğ ı na geti r i l m i ştir. 1 957'de Genel Kurmay H a re­
kat D a i resi Başka n l ı ğ ı na , 1 958'de Genel Kurmay İ k i n­
ci Başkanl ı ğ ı na , 1 959'da Orgenera l l iğe yükselti l m iş­
t i r 27 Mayıs 1 960 İht i l a l i nden sonra Genel kurmay
Başkanl ığ ı n a getiri l m i ş olan Cevdet Sunay bu kritik
d evrede Ordu H ükumet i l iş k i l eri n i başarı ile yürüt­
müştür. 1 966 yı l ına kadar büyük b i r emek harcıyarak
Orduyu pol iti kadan ayı rmaya m uvaffak olan Cevdet Su-

- 23 9 -
nay, Türkiye Cumhuriyet i n i n dördüncü Cumhurbaşka­
n ı Cemal G ü rsel ' i n hasta l ı ğı n ı n ağı rlaşması üzerine
T.B . M . M . ne önce Kontenjan Senatörü o larak a l ı nm ı ş ,
sonra da Meclislerin büyük b i r sevgi gösterisi i ç i nde
Türkiye Cumhuriyet i n i n beşinci Cumhurbaşka n l ı ğ ı n a
seç i l m iştir (29 M a rt 1 966) . Bu görev i n i de büyük b i r
başarı i l e yürütmüş, 1 2 Mart M uhtırasından sonra
Ordunun s iyasi hayata tesi r etmemesi için çal ı ş m ı ş
ve bu çalışmaları s ı rasında N ihat Erim v e Ferit M e­
len'i Başbakanlığa tayin etmişti r. 7 yıl l ı k Başka n l ı k
süresi dolunca, Başka n l ı ktan ayrı lan Sunay, Tabi i S e­
natör o larak parla mentoya g i rm işti r.

- 240 -
s

ŞEMİ ERGİN, parlamenter, devlet adamı (Manisa 1 904).


Öğren i m i n i tamamladıktan sonra çeşitli görevler­
de b u l u n m uştur. D.P.'den Man isa M i l l etveki l i olara k
Meclise g i ren Şem i Erg i n 4. Menderes Kabi nesinde
Devlet Başkanı ol arak görev a l mıştır. 5 . Menderes
Kab i nesi nde ise M i l li Savunma Bakanı olarak bulunan
Şemi Erg i n , bir süre sonra görevi nden istifa etm işti r.
27 Mayıs 1 960 i ht i l a l i nden sonra yarg ı lanmayan ve
mahkum edi l meyen Bakanların baş ında gelir. Halen
serbest olarak çal ışmaktadı r.

ŞEYH SAİT (KÜRT SAİT), Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz var­


lığına kastetmek, Doğu Anadolu'da yabancı çıkarlara dö­
nük bir Kürdistan Devleti kurmak amacı ile çıkarılan isyana
elebaşı olarak seçilen Nakşibendi tarikatı l ideri (Palu 1 865
- Diyarbakır 1 925).
Nakşibendi Tari katı şeyhl e ri nden Şeyh Mahmut'­
u n oğl u . Şeyh Mahmut babası A l i Septi 'nin ölümü üze­
rine yeniden H ı nıs'a dönmek iste m iştir. İ şte tam bu
s ı rada Türkiye Cumhuriyeti tarih i n e büyük bir asi l i­
deri olarak geçecek olan Şeyh Sait dünyaya g e l m i ş­
tir. Küçük yaşta tıpkı a i l esi g ibi o da H ı n ıs'a g itmi ş ,

- 2�1 -
d i n i l m i n i öğrenmeye başl am ıştı r. Babası Şeyh Mah­
mut'un ö l ümünden sonra a i l e reisi ol arak göreve baş­
l a m ı ş , bu arada bed i , i stiare, usuli fı k ı h , sarf ve nahiv
dersleri okumuştur. O tari hlerde şeyh l i k müessesesi
yal n ız d i ni bir kurum o l madığı i ç i n Şeyh Sait mürit­
l e r i n i n get i rd i ğ i hed iyeleri kafi bu l m a m ı ş , ticaret ha­
yatına da atı l m ı ştır. Her yıl on sürüye yakın koyunu
Haleb'e götü ren Şeyh Sait koyun l arını orada satıp ye­
rine de a l d ı ğ ı mal ları veya altınları heybesi ne koyarak
geri dönmeyi adet ed i n m iştir Halep dönüşü hemen
her y ı l Palu 'ya g e l me k Şeyh'in al ıştığı gel enekl erin­
den b i ri h a l i n e gelmiştir. 1 925'de de durum aynı ol­
muş. Ancak bu defa o Pal u'ya g e l i rken civar köyl er­
de daha fazl a konaklamış, Türkiye Cumhuriyeti Dev­
leti n i ve yönet i c i l e r i n i tenkid etm i ş ve şeriat isteriz
demeye baş lamıştır. Palu 'ya geldi kten sonra kanun
kaçağı 10 adam ı n ı jandarma teğmenine tes l i m etme­
ye yanaşmayan Şeyh Sait jandarmalarla çarpışarak
µzun bir süreden beri hazı rladığı ortamdan da yara r­
lanarak zamans ız da olsa isyan etm iştir. İ syanı Fethi
Okyar' ı n yerine Başbakan l ığa get i r i l e n İsmet İ nönü'nün
aldığı başar ı l ı tedbirler ile bastırı l m ı ş , kend i s i de tes­
l i m o l m a k zorunda ka l mı ştır. Şeyh Sait ve adamları
D iyarbak ı r'da yarg ı landıktan sonra idam ed i l erek ge­
� ici l i klerin i n cezası n ı çekm i ş l erd i r (25 Hazi ran 1 925) .

ŞEYH SAİT İSYANI (KÜRT SAİT), Palu, Dersim, Elazığ ve


yöresinde şeriat düzeni istiyerek hareket eden yabancı
çıkarlara hizmeti hedef tutan, Türkiye Cumhuriyeti 'nin
aziz varlığına karşı Şeyh Sait tarafından çıkarılan isyan
( 1 925).
İsya n ı n elebaşısı olan Şeyh Sait, gerek zeng i n l i ğ i
v e gerekse babadan k a l m a d i ni rei s l i ğ i i l e çevre h a l k ı

- 242 -
tarafı ndan sevi l i p say ı l m ıştır. 1 925 y ı l ı nda her y ı l ol­
duğu gibi dedes i n i n kabrini ziyaret etmek için Palu 'ya
gel m iştir Ancak bu defa yan ı n a b i raz d".lha fazla atl ı
a l m ıştır Yolda uğradığı köyl erde Cumhuriyet a l eyhi­
ne vaizler verm i ş , .. din elden g i d iyor .. d iyerek h a l k ı
k ı ş k ı rtmıştır.
İsya n ı n patl adığı 1 3 Şubatta Şeyh Sait Diyarba­
kır'ı kuşatmak i ç i n ha rekete geçmiştir. 7 Martta yani
Di yarbak ı r ' ı kuşattığı zamana kadar askeri harekat da­
ha ziyade asi ler l e h i nde gel işmiştir. 20 Şubatta Pal u '­
nun Şeyh Sait'e bağ l ı Şeyh Şerif komutas ı ndaki b i r­
l i klerin e l i n e geçmesi bunların maneviyatını yükselt­
m işti r. Şeyh Şerif'in emri nde faz l a sayıda adam yok­
tu . Fakat Şeyh Sait'in de, Şeyh Şerif'in de Pal u ' l u ol­
maları bunların yak ı n l a r ı n ı n i l çede ve civar köyl erde
bulunması a s i l e r i n i ş i n i kolaylaştı rmıştır.
Şeyh Şerif koca i lçeyi bir tek kurşun patlamadan
a l m ıştır. Çünkü i l çeleri kuşatı l d ı ğ ı nda, i lçen i n yöneti­
ci leri ve bazı eşraf Şeyh Şerif'e b i r nasi hat heyeti
gönderm iş l e rd i r Şeyh , bunları hemen tevkif ederek
koz d iye k u l l a n m ı ştır. Palu 'nun savunması için bütün
tedbirler a l ı n m ı ş olduğu halde, Şeyh ' i n bu kimseleri
öldüreceğ i korkusu mukavemeti engel l e m i ş subayl a r
ateş edememişlerdi r.
Palu düşünce Elazı ğ ' ı n yol u açı l m ıştır. 2 1 Şubat'·
ta 1 4 . Süvari A l ayı H a n i 'de, 1 1 . Süvari Alayı Cüzi'de
pusuya düşürülerek esir ed i l miş ve böylece Şeyh Sa­
it'in durumu daha da kuvvetlenm iştir. B i r yandan bu
başarıları sağ l ayan asiler öte yandan da b i r teşki lat
kurmuşlardır.
Bu s ı rada asi ler, Şeyh Sait ve kurmayı n ı n haz ı r­
lamış oldukları plan gereğ ince Diyarbakır'ı dört yön­
den sarm ı şlardır. Fakat top ateşi ve surlar, onların da-

- 243 -
ha fazl a i lerlemeleri n i , umdukları gibi şehre kolayca
g i rmelerini önlem iştir. Öte yandan içerde bekledikleri
yard ı m ı göremem i ş l erdi r. Bu yüzden oldukları yerde
çak ı l m ı ş kal m ı ş , şaşk ı n l ı kl a g e l ecek emri beklemiş­
l erd ir. N itekim sabaha karşı bu e m i r g e l m i ştir. Şeyh
Sait yen i ld i ğ i n i a n l a m ı ş ve asilere en kısa zamanda
geri çeki l me e m ri n i verm iştir.
D iyarbak ı r önündeki bu yeni lgi Şeyh Sait'in yedi­
ği i l k darbe olmuştur. 9. Kolordu yığ ı naklarını yapar­
ken Şeyh Sait'i n oynak kuvvetleri şaşkın şaşkın çekil­
meğe başlamışl a rdır. Ancak bunlar yavaş yavaş , fa­
kat plan gereği sarı l ma kta olduklarını henüz anlama­
m ış l ardı r. Kolordu b i r l i k l eri güneye i nerlerken Diyar­
bakı r'dan i l erleyen kuvvetler asileri kuzeye itm i ş l er­
d i r. O devre içinde çok yer e l değiştirmiştir. Fakat
asilerin hep aynı bölge içinde tutu l masına di kkat edil­
miştir.
5 N isan Pazar günü Mustafa Kemal , Genel kur­
maya g i derek harekatın gel işmesi hakkında etrafl ı
b i l g i a l m ı ştır. Savaşın kaderi hükumet kuvvetleri nden
yana dönünce Ankara'da İ smet Paşa'nın durumu kuv­
vetlenm iştir.
N isan'ın i l k yarısı tama m l a n ı rken asilerin hemen
hepsi Genç Dağ la rı n ı n etekl erine sürü lmüşlerdir. Ora­
da artı k son direnmelerini yapmı ş lard ı r
İki taraf arasındaki s o n öne m l i çatışma, sekiz sa­
at süren bir savaş h a l i nde geçmiştir. S ı rtlarını Genç
Dağlarına vermi ş olan asiler savunma için daha elve­
riş l i şartlara kavuşmuşlardı r . Bununla beraber sekiz
saatin sonunda zafer Hükumet kuvvetleri n i n ol muş­
tur. Şeyh Sait i ç i n art ı k yeni bir cephe kurmak i m ka­
nı da k a l m amıştır. Tek çare o l arak kaçmak kalm ıştı r.
Askeri dağ ı l m ı ş , tamamiyle O 'nu b ı rakmış lardır

- 2 44 -
Kendi s i y l e beraber savaşmış olan b i r tak ı m
şeyhl er, Şeyh Abd u l lah, Kası m Bey , İsma i l Bey, Reşit
Efendi , Kargapazarl ı Mehmet Ağa , Hacı H a l it bunların
oğu l l a r ı , a k rabal ar ı , hizmetkarları Menaşküt'te b u l u­
nuyorlard ı . Şeyh Sait yanına bi rkaç h izmetkar a l a­
rak oraya geçmiştir. Orada Şeyh Sait' i n başkan l ı ğ ı nd a
b i r • Harp Mecl i s i • kuru l muştur. Mecl i s , yap ı l acak b i r
şeyin olup olmad ı ğ ı n ı görüşmüştür. Bu sırada her ta­
raf asker dolmuştur.
Görüşme kısa sürmüş ve Varto'da Osman Nuri
Koptagel Paşa 'ya tes l i m olmağa kara r veri l m iştir. An­
cak Abdurrahman Paşa Köprüsüne gel i nd i ğ inde, Şeyh
Sait fikrini değ iştirerek, kaçmağa karar verm işti r. Fa­
kat sonra b i rden tekrar fikrinden dönmüş ; köprü ba­
şına gelerek Osman Nuri Paşa 'ya tes l i m o l acağ ı n ı b i l­
d i rmiştir.
1 925 N isan ı n ı n sonundan Hazirana kadar D iyar­
bakır enteresan günler yaşam ı ştı r. Çünkü tes l i m olan
Şeyhl e r ve o n lara uymuş bulunanların l ider takımı Di­
yarbakı r'a geti r i l m i ş l e r , yarg ı l an m ı ş l a r ve Şeyh Sait
başta o l mak üzere i syanc ı l ar ı n çoğu asılarak, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti 'ni n aziz varl ı ğ ı na kastetme n i n
cezas ı n ı çekmişlerdir.

ŞÜKRÜ NAİLİ PAŞA, Kurtuluş Savaşı'nda büyük hizmetleri


geçen General ve parlementer (Selanik 1 876 Edirne 1 936) . -

1 90 1 'de Erkan-ı H a rp yüzbaşısı o l a rak göreve baş­


l ayan Şükrü N a i l i , Avcı Taburlarına kat ı l m ıştır. Meş·
rutiyetten sonra bi nbaşı o larak Avcı Taburu Kuman­
danl ı ğ ı na tayin ed i l m i şt i r. B i ri nci Dünya Savaş ı s ı ra·
s ında çeş itl i cephe l erde çarpışan Şükrü Nai l i , Kurtu­
luş Savaşı 'nda da üstün başa r ı l a r gösterm i ş , Korgene­
ral l iğe yükselmiştir. istanbu l 'u n kurtu l uşundan sonra

- 245 -
Türk Ordusunun başında İstanbu l 'a g i rm i ş emekl iye ,

ay r ı l m ı ş İstanbu l M i l l etveki l i o larak M ec l ise g i rmi ş­


,

t i r. Edirne'nin kurtu luş bayra m ı n a katı l d ı ğ ı sı rada kalp


s ektesi geçirerek öl müştür. Cenazesi İstanbul şeh it­
l iğ i ne gömülen Paşa, kahraman b i r general o larak ü n
kazanmı şt ı r.

- 246 --
T

TAHKİKAT KOMİSYONUNU, C.H .P. ve bir kısım basın hak·


kında Demokrat Parti i leri gelenlerinin istedikleri biçim·
de tahkikat yapmasını sağlamak amacı ile kurulan komis·
yon ( 1 8 Nisan 1 960).
1 8 N isan sabahı , Ankara'da M i l let Mecl i s i 'n i n
e n önem l i toplantı ları ndan b i ri yap ı l m ıştır. Günün ko­
nusu, i k i Demokrat Parti M i l l etvek i l i n i n .. c . H .P . ' n i n ve
b i r k ı s ı m bas ı n ı n faa l i yeti hakkı nda b i r Tahkikat Ko­
m i syonu kurulmasına dair .. tekl ifleri ol muştu r. Görüş­
meler, İ nönü'nün tekl i fi i nsan haklarına aykırı ve d i k­
taya götürücü bulan konuşması i l e başlamı şt ı r. Bazı
Demokrat Parti M i l l etveki l leri hücum etm işler, en
sert konuşma İ nönü'ye bir saat hücum eden ve C . H .P.
l i deri n i n suçlarını Kurtul u ş Savaşı g ü nleri nden iti ba·
ren s ı ra l ayan Samet Ağao ğ l u tarafı ndan yap ı l m ıştı r.
Mecl is Başka n ı , İ nönü'ye bu konuşmaya cevap vermek
i ç i n konuşma hakkı vermem i ş , o zaman İ nönü cc Böy­
le giderseniz sizi ben bile kurtaramam• demiştir. Bu
söz çeş i t l i m i l l etveki l i gruplarından yükselen a l k ı şlar,
yuhalamalar ve yumruklaşmalara yol açmıştır Bi r De­
mokrat Parti m i l l etveki l i Mecl is tüzüğüne aykırı ola­
rak tabanca çekm i ş , fakat arkadaşları b i r olay çıkar­
mas ı n ı önlemiş l e rd i r . Tabancasını sal layan Demokrat

- 247 -
Parti m i l l etvek i l i n i n yerine, b i r C . H .P.'l iye kavga etti­
ğ i için Meclisten ç ıkarı l m a cezası veri l ince bütün
C . H .P.'li m i l letvekil leri İnönü'yü tak ibederek M ecl i s i
terketmişlerdi r. Meclisin Tahki kat Komisyonunun ku­
ruluşuna karar vermesinden bi rkaç dakika sonra da
Kom isyon kurulmuştur. Bu da H areketin planlı olduğu­
nu açı kça göstermiştir. Den izl i M i l letveki l i Ahmet
Hamdi Sancar'ın Başka n l ı ğ ı nda kurulan kom isyonda
Vacit Asena, Kemal B iberoğl u , Ekrem Anıt, H i l m i Du­
ra, Kemal Özer, Turan Bahadır, Nüzhet U l usoy, Selami
D i nçer, Sait B i l g i ç , N u sret Kirişçioğ l u , N ecmettin Ön­
der._ Bahadı r Dülger, H immet Ölçmen ve Osman Ka­
vuncu yer a l m ıştır. Komi syo n , kuru l u r kurulmaz. tah­
ki kat konusuna g i ren ne varsa neşrini ve siyasi faa l i ­
yeti yasaklayan kararlar a l m ı ştır.

TAKRİRİ SÜKÜN KAN U N U , Türkiye Cumhuriyeti Devleti'­


nin aziz varlığına kastetmek amacı ile dış devletlerin de
kışkırtması sonunda Anadolu'nun doğu kesiminde çıkarılan
isyanı bastırmak ve isyancıları cezalandırmak üzere T.B.M.
M eclisince kabul edilen kanun (4 Mart 1 925).

Dirliği ve Düzen l i ğ i Sağlama Yasası da d e n i l en


bu kanun İ n g i l izler'in de kışkırtması sonunda Dağuda
Kürdistan Devletin i kurmayı tasarlıyan Şeyh Sait isya­
n ı n ı n önüne geç i l eb i l me k için Başbakanlığa get i r i l e n
İsmet İ n ö n ü tarafından teklif edi l m i ştir. Bir k a ç mad­
deden m eydana gelen kanunun asıl maddesinde " İrti­
caa ve i syana ve memleketin sosyal düzen i n i n , huzu­
runun, sükununun, emniyetin i n ve asayiş i n i n bozul­
masına bütün teşk il at, tah ri kat, teşebbüsat ve neşri­
yatı H ükumet, Reisicumhurun tasd i k i i l e , resmen ve
idareten yasaklamay a yetk i l i d i r. İşbu fi i l l ere katıl an­
lar İstiklal Mahkemelerine veri l i r » den i l m i ştir.

- 248 -
TALAS CAHİT, Prof. Devlet adamı (Trabzon 1 9 1 7).
Siyasal B i lg i l e r Fakül tesi n i bitirm i ş , Cenevre'de
İ ktisat Doktoru o l mu ştur. Mal iye ve Çalışma Bakan­
l ı k la rı Araştırma Kurul u üyesi olara k uzun zaman ça­
l ış m ı ştır. 1 952 y ı l ı nda Siyasal B i l g i l e r Fakültesi nde
öğreti m üyel iğine başl ayan Talas, B i rinci G ü rsel Kabi­
nesinde Ç a l ı ş m a Bakanı olarak görevlendi r i l mişti r.

TALU NAİ M , Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 41 , Başbaka­


kanı (İst. Arnavutköy 1 91 9).
Kabataş lisesinde öğren i m i n i tamamlayan N a i m
Tal u , İ s t . İ ktisat Fakü ltesi'ni biti rd i kten sonra, İkinc i
Dünya Savaşı s ı rasında ça l ışma hayatına atı l m ı ştı r
Daha sonra askeri görevini tamaml ayan Ta l u , devlet
h izmetinde ça l ış m ı ş , başarı dolu y ı l l a rdan sonra Tür­
kiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Genel Müdürlüğüne
geti r i l m i şti r. Bu görevde iken üçüncü Erim ve Melen
Kab i ne l e rinde Ticaret Bakan l ı ğ ı görevini yürüten Ta­
llı , 1 2 N isan 1 973'te A.P. ve C . G .P.'n i n b i r l i kte haz ı r­
ladıkları protokol uyarı nca bu parti l e r tarafından Cum­
hurbaşkan ı Korutürk'e Başbakan adayı olarak sunul­
muştur. Fahri Korutürk Paşa'nın onayını da alan Ta l u ,
1 3 N i san 1 973'te Başbakanl ığa tayin ed i l m i ş ve 1 6 N i·
san 1 973'te de kab i nesini kurmuştu r.
Tal u , genel seç i m l e re kadar Türk siyasi hayatına
hakim o l m u ş , Ticaret ve i ş hayatı n ı n normal düzende
yürümesi n i sağlamıştır.

TALU NAİM KABİNESİ , Partiler arasında (AP. CGP) imzala·


nan protokolden sonra çalışmalara başlıyan Talu'nun Baş­
bakanlığında kurulan kabine ( 1 6 Nisan 1 973).
Kabi nede 1 3 A.P., 6 C . G . P . , 3 bağ ı msız ve 2 Mecl is
d ı ş ı ndan Bakan yer a l m ı ştır. Bunlar Devlet Bakanı ve
Başbakan Yard ı mcı : Kemal Sat ı r .C . G . P . ) , Devlet Ba ka-

- 249 -
n ı ve Başbakan Yard ı mcıs ı : N i zamett i n Erkmen (A.P.),
Devlet Bakanı Prof. İ l han Öztrak (dışa rdan ) , Devlet
Bakanı : İ . Hakkı Tekinel (A.P.) , Ada l et Bakan ı : Hayri
M umcuoğ l u (Bağ ı m s ız) , M i l li Savunma Bakanı İ l ha­
mi Sancar [C.G .P.) , içişleri Bakanı M u kadder Özte­
k i n (Bağ ı ms ı z) . D ı şişleri Bakanı H a l u k Bayü l ken
(dışardan) . M a l iye Bakanı : Sad ı k Tek i n M üftüoğ l u
(A.P.) M i l li Eğitim Bakan ı : Orhan Dengiz (A.P.) . Bayı n­
d ı rl ı k Bakan ı : N u rett i n Ok (A.P . ) . Ticaret Bakanı : Ah­
met Türkel (A . P.) . Sağ l ı k ve Sosyal Yard ı m Bakanı : Dr.
Vefa Tan ı r (C.G.P.), G ü m rü k ve Tekel Bakanı Fethi
Çel i kbaş ( C .G .P.) Tarım Bakan ı : Ahmet N usret Tuna
(A.P. ) . U laştı rma Bakan ı Sabahatt i n Özbek (bağ ı m­
sız, Ç a l ı şma Baka n ı : A l i N a i l i Erdem (A.P.) , Sanayi
ve Teknoloj i Bakanı Nuri Bayar (A.P.) . Enerj i ve Tab i i
Kaynaklar Bakanı Kemal D e m i r ( C . G . P . ) . Tu rizm ve
Tanıtma Bakanı Ahmet İhsan K ı rı m l ı (A.P.) . İmar ve
İskan Bakanı N e b i l Oktay ( C . G .P.) . Köyişleri Bakanı
Orhan Kürümoğ l u (A.P.) . Orman Bakanı İsa B i ngöl
(A.P.). Genç l i k ve Spor Bakan ı : Celaletti n Coşkun
(A.P.).

TERAKKİPERVER C U M H U RİYET FIR KASI, Şeriye mahkeme­


lerinin kapatılm:::ı s ından sonra Halk Fı rkası i ç i nde baş gös­
teren i k i l i k sonunda ortaya çıkan yeni gurubun ku rduğu
parti (Ağustos 1 923 Haziran 1 925).
İ k i n c i Türkiye B . M . M . de köklü değ işmeler yap ı l­
mak istenmesi sonunda, Mustafa Kemal ' i n al eyh i nde
b i r gurup kuru l masına yol açıl m ı ştı r Bu gurup M us­
tafa Kema l ' i n şahsi yükse l i ş i ne karsı muhal efetde bu­
l u nmuştur. G u ru pta Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy,
Refet Bele, Kaz ı m Karabe k i r g i b i eski m i l l iyetç i l i ğ i
savunanlar da y e r a l m ı ştır. Bunlar program l arında de­
mokrasi prens i p l e r i n i kabul ettikleri n i b i l d i rm i şl erd i r

- 2 50 -
Bununla beraber programlarındaki • Fı kra . efkar ve iti­
kad-i di n iye'ye hürmetkardı r .. maddesi Cumhuriyetin
i lanından ve halife l i ğ i n kalkması ndan memnun o l ma­
yanlara ümit vermiş, yol göstermiştir. Kendi çı karla­
rını h e r şeyin ü stünde tutan bazı kimseler h a l k ı n d i n i
hislerini tahrikten çekinmemiş lerd i r. Fırka programı­
nın dine h ü rmetkarl ı ğ ı n ı açı k l ayan maddes ini e l l erine
bayrak yapm ış lardır. H a l kı kötü ve uçuruma sürük l e­
yen yola sevketmek için çalışmaya başlamışlard ı r.
Gerek bazı fırka üye l e r i n i n . gerek yabancı devl etl erin
propagandaları sonunda 1 1 Şubat 1 925 tarih i nde Do­
ğu vi l ayetl erinde Şeyh Sait isyanı ç ı k ı nca kötü duru ·
ma düşmüşl e rd i r Bunun üze r i n e İst i k l a l Mahkemesi
partiyi kapattı ktan sonra kurucul arı hakkında da tah­
k i kata b::ış l a m ı ştı r Fakat mahkeme kurucuları suçsuz
b u l m u ş ve serbest b ı ra k m ı ştı r

TENGİRŞEK YUSUF KEMAL (PROF), İlim adamı , parlemen­


ter ve devlet adamı (Boyabat 1 873 - ) .

K u l e l i idadis i n i b i t i rd i kten sonra Askeri Tıbbiyeye


kayd ı n ı yaptı rmı şsa da. e l i n i n sakatlanması sebebi i l e
H u k u k Fakültes i n e g i rm i şt i r . B u okuldan başarı i l e
mezun ol muş, Paris H u k u k Fakültes inde d e okumuş­
tur Siyasi ve İ ktisadi i l i m l erde doktora yapan Tengir­
şek. siyasi hayata atı l m ı ş . İ ktisat. Hariciye ve Ad l iye
Baka n l ı k l arında b u l u nmuştu r Türkiye i l e Rusya ve
Türkiye i l e Fransa arasında i mzalanan anlaşmaları i m­
zal a m ı şt ı r Siyasi hayattan ayrı l d ı ktan sonra Ankara
Hukuk Fakültesi 'nde Ekonomi Profesörü görevine ta·
yin ed i l m i ş , bu görevden e m e k l i olmuştur

TOPRAK REFORMU KANUNU ÇALIŞMALARI, Türkiye Cum·


huriyeti Meclislerinde topraksız köylüye toprak dağıtmak,

- 251 -
köyfünün dağıtılan toprağı işletmesine yardımcı olmak için
yapılan çalışmaların bütünü.

Bu çal ışmalar 1 924 1 973 y ı l ları arasını kapsar.


·

Toprak Kanunu çal ı şmaları 1 924 . 1 936 arasında C . H .


Parti s i n i n parti edebiyatında, y a l n ı z çiftçiyi topraklan·
d ı rma sözleri yer a l mı ştı r. O da daha ziyade hazine
arazi s i nden köyl üye toprak vermek anlamında kulla­
n ı l m ıştı r. Partin i n programı nda 1 926'dan sonra bu ko­
nu yer a l maya baş l a m ı ş ve bu 1 950'ye kadar devam
etm iştir. 1 950'den sonra C . H .P .. Toprak ve R eform işi­
ni tamamen bıra k m ı ştır. Toprak R eformu sözünü i l k
defa H atipoğl u ortaya atm ı ştı r. Toprak hareketi üze­
rinde önce Şükrü Kaya, N üfus Umum Müdürü Galip
Peker'e b i r tasarı hazırlatmıştır. ( 1 933 1 934) . Bu ta­
sarıya göre toprakl arın tapusuz kısmı devlete mal sa­
y ı l m ıştı r. Fakat tasarı hem Ziraat Vekaleti hem Devlet
Sü ras ı tarafı ndan redded i l m i şti r İ ki nci tasarıyı H a l k
Partisi G rubu Mard i n Mebusu A l i R ıza Erten 'e hazır­
latmıştır ( 1 933 - 1 934) . Fakat o tasarı da g rupta kal­
mışt ı r D r . Refik Saydam da Sağ l ı k Bakanı i ken bir İs­
kan Kanunu Tasa r ı s ı hazırl atmak istem i ş , o da yarım
kal m ı ştır. N i hayet Zi raat Veki l i M u h l i s Ermen ( 1 94 1
1 942) s ı ralarında b i r Toprak Kanunu üzeri nde çal ışma­
lara g i rişm işse de ondan da b i r sonuç a l ı namamıştır.
Hatipoğ l u 'nun 1 942 Temmuzunda Vekil olduğu zaman
durum değ işmemiştir. Hepsi de iyi n i yete dayanan bu
çalışmalar.maalesef sonuca u laşama m ı ş l ard ı r . Şev­
ket Raşit H atipoğ l u 'nun Veki l l i ğ i de savaş y ı l larına
rastladığı i ç i n , kök l ü b i r Toprak Kanuna g itmek i ç i n
önce l i k l e şartlar m ü s a i t değ i l d i . Fakat hazırl ı k çal ış­
malarına da g i r i ş i l m işti r. N i hayet, üzeri nde pek çok
tartı şmalar olan, çok şeyl er söylenen 1 1 .6.1 945 tar i h
v e 4753 numara l ı k a n u n ç ı kabi l m iştir. Fakat 1 7 mad-

- 252 -
de h i ç b i r zaman uygulanmayan kanunun öteki madde­
leri de k5ğ ıt üzeri nde kalm ıştır. Adnan Menderes . Ca­
vit Ora l , E m i ri Sazak, Şeref U l uğ ve çevreleri sonuna
kadar bu kanuna muhalif kal m ı ş la rd ı r . Kanun ç ı ktığ ı
zaman ise a rtı k. Mecl iste ve m e m lekette çok parti l i
rej i m çaba ları baş lamıştır. Baya r . Menderes ve b i r kı­
s ı m a rkadaşları D .P.'yi kurmuşlard ı r. Böylece ö l ü do­
ğan kanunun hemen tad i l ine g i rişi l m i ştir. Öte yandan
Zi raat Veki l i Şevket Raşit H ati boğl u Ağustos 1 945'te
Vekaletten ayrı lmak zorunda kal m ı ş , yerine h i ç bek­
l enmedi ğ i halde, 4753 sayı l ı kanunun baş muhal ifi ve
toprak sahibi olan Cavit Oral Zi raat Vek i l i olmuş, ha­
zırladığ ı tad i l kanununu Meclise geti rmiştir. 27 Mart
1 950'de ç i ftçiyi toprakland ı rma hakkındaki 4753 sayı­
l ı kanunun bazı maddelerinin değ i şti r i l mesine ve bu
kanuna bazı maddeler ve geçici maddeler eklenmesi­
ne dair olan 56 1 8 sayı l ı kanun ç ı karı l m ı ştır. 1 950
1 960 dönem i nde Toprak Reformu yerine Tarım Refor­
mu sözü kabul ed i l m iştir. 1 2 Mart 1 970 Muhtı rası 'ndan
sonra kurulan B i rinci Eri m Kabinesi nde Toprak Refor­
mu i le i l g i l i çalışmaları Ati l la Karaosmanoğlu yürüt­
müşse de görevden ayrı l ı nca toprak reformu Melen
Hükümet i n i n çal ışmaları ile Meclise veri l m iştir.

TOPRAK VE TARIM REFORM U KAN U N U , Türkiye'de tarım


işletmelerinin verimli bir biçimde yaşayabilmeleri, üretim
güçlerini arttırabilmeleri ve tarım kesimindeki arazi mül­
kiyetinin yeniden düzenlenmesi amacıyla hazırlanan reform
kanunu (Haziran 1 973).
Bu kanun tasarı hal i nde 1 6 N isan 1 972'de N i hat
Erim H ü kümeti zaman ında M ecl ise sunul muştur. Ka­
nunun amacına göre arazi sahiplerine bölgelere, i k­
l i m şartlarına ve toprak endeksl erine göre hesapl ana­
rak değ i ş en büyüklükte a razi parçaları b ı rakılacak, bu

- 253 -
büyük l ü k l ü kl erin üzerindeki a razi ler kamulaştı rılacak,
buradan e lde edilen topraklarla, hazi n eye ve vakıfla­
ra ait araz i lerden b i r kısmı i l e iyi l eştirme yoluyla ta­
r ı ma açı l an araz i l e r , topraksız çiftçi ai l e l erine gene
bölgelere ve i k l i m ve toprak şartlarına göre çeşitl i
büyü k l ü k l e rde dağıtı lacaktır Ayrıca arazi topl u l aştı­
r ı l masına başvurul acak, Toprak ve Ta rım Reformu
Kooperatifleri kuru lacak, k i rac ı l ı k ve orta kçı l ı k b i r dü­
zene sokulacak, örnek köyler kurulacaktır

Bir çiftçi a i les i ne b ı ra k ı l acak toprak m i ktarı s u l u


arazi lerde bölgelere göre 300 d ö n ü m i l e 1 000 dönüm
aras ında değ işecekti r Bu m i ktarl ardan daha büyük
cıraz i l erin a itan k ı s ı m l arı kamul aştı rı lacaktı r Kamu­
l a ştı rmada arazi sah i b i n i n göstereceğ i bö l ü m esas
a l ı nacakt ı r Topraksız çiftç i a i l elerine dağ ı t ı l acak top­
rak m i ktarları ise sulu arazide 32 dönüm i l e 1 06 dö­
nüm a rasında değişmekted i r Kuru arazi d e bu m i ktar
79 dönümden baş l a makta , 337 dönüme ç ı kmaktadı r
Kanunda ta rım i ş l etmeleri n i n tan ı m ları yap ı l mak­
tad ı r B u n l a r ı n i ç i nde Örnek İ ş l etme tan ı m ı da yer al­
maktad ı r. B i r i s l etme n i n örnek i ş l etme sayı l a b i l mesi
için, üç y ı l l ı k bölge üret i m ortalamas ı n ı n en az 1 0 'un­
dan fazla üretim yapm ış olması gerekecektir Bu çe­
ş i t işl etmel ere, öbür i ş l etmelere göre b i r m i s l i büyük­
l ü kte arazi b ı ra k ı l acaktır. Toprak ve Tarım Reformu
bölge bölge uyg u l anacakt ı r Reformun uyg u lanacağı
köyler, i lçeler 'veya i l ler Resmi Gazete 'd e yayınlana­
caktır. R eform uyg u l anmas ı n ı n yapı l acağı bölgede ön­
ce tapulama i le i l g i l i haritalar hazırlanacak ve toprak
endeks l e r i , a razi ku l lanma b i ç i m leri tesbit e d i l ecekti r
Bu arada arazi sah i p l e r i , zi lyetleri reform yetk i l i l erine
araz i l eri hakkında b i l d i ri mde bul unacaklardı r . Ayrıca
reform bölgesinde çiftç i l e r kend i l eri n i ç i ftç i kütükl eri-

- 254 -
ne yazd ı rm a k l a yükü m l ü tutu l acaklardır. Toprak ve
Tarı m R eformu bölgesi o larak i lan edi l en yerlerde
a razi devi r ve teml i k i ş l e m l e ri durduru l acaktır Ancak
bu durdurma s ü resi üç yı l ı geçemeyecekti r
Arazi sahipleri n i n b i l d i ri m i ş l e m leri bitti kten son­
ra reform bölges i n d e , arazi sah i p l eri nden kanun gere­
ğ i nce kamulaştı r ı l acak topra k l a r , Haz i n e adına tesbit
ve tesç i l e d i l ecek arazi , g ö l l e r i n ve bata k l ı k l a r ı n ku­
rutu l m a s ı ndan elde e d i l e n araz i , Toprak ve Tarım Re­
formu M ü steşarl ı ğ ı emrine gi recektir Bu toprak lar,
topraksız ai lele re dağ ı t ı l acak rezervi teşki l edecekti r
Kamul aştırmada karş ı l ı k , toprak sahi b i n i n b i l d i r­
d i ğ i Lıı l 3 k Verg i s i değeri n i geçemeyecekti r Devlet
e l i yle ycı p ı l a n yatı r ı m l a r sebeb iyle meydana gelen de­
ğer artı ş l a rı kamulaştı rma bed e l i nde n düşürü l ecek­
t i r Kamul astırma bedel i n i n yüzde 1 5 ' i peşin olara k
ödenecektir Ancak b u m i ktar 6 0 b i n l i radan a z olma­
yacakt ı r . Geri kalan kamu laştırma bed e l i 1 9 yı lda
ödenmek üzere 19 eşit takside bağ lanacak, bu taks it­
l e r otuz b i n l i radan az ol mayaca ktı r. Araz i s i kamul aş­
tırı lan k i msel ere istend i ğ i takd i rd e , kamu laştırma kar­
ş ı l ı ğ ı n ı n tamam ı . kamu sı nai kuru l uş l a r ı n ı n ada yaz ı l ı
h isse senetleri şekl i nde veri l ecekt i r . Bu h i sse senet­
lerine 1 9 y ı l s u re i l e yüzde 8 temettü garantisi tanı­
nacaktır.

Reform uygulama bölgeleri nde topra k dağıtı m ı­


n ı n başladığı yayı n organ ları i l e duyurulacak ve baş­
vuranlara, bel l i n i te l i k lere sahip o l m a k şartıyla ka­
nunda b e l i rti l e n ö l ç ü l e r içinde toprak veri lecektir.
Başvuranların h i ç b i r yerde topra kl arı olmamaları ge­
rekmektedir. Ayrıca reform bölgesinde üç y ı l d ı r baş­
kas ı n ı n top rağında yarı c ı l ı k veya ortakç ı l ı k yapan
çiftçi l e re önce l i k tanı nacaktı r.

- 255 -
Tarım i şçisi olanlar d a toprak dağıtım ı nda önce l i k
alacaklardı r. Toprak dağıtı lacakl a rdan ayn ı g rup i ç i nde
olanlardan, okuma yazma bi lenler, tarım l a i l iş k i n dal­
l a rda en az altı ay eğitim görmüş olanlar, yeteri ka­
dar üretim aracı olanlar diğerleri nden daha önce top­
rak alacaklard ı r. Toprak dağ ıtı m ı ndan yararlanacak
olanlar Toprak ve Tarım Reformu M üsteşarl ı ğ ı na
borçlandırı lcak ve borçlarını 25 yılda ve 25 eşit tak­
sitte ve faizsiz ödeyecekl erd i r .
Toprak dağ ıtı lan çiftç i l er mutlak surette aynı
bölgede kurulacak Toprak ve Tar ı m Reformu Koope­
ratiflerine g i rece k l erdi r. Bu kooperatiflere g i rmeyen­
l ere toprak veri l meyecektir.

TRABZON VE HAYALİSİ ADEM-İ MERKEZİYET CEMİYETİ,


Trabzon ve yöresini müstevlilere teslim etmemek amacıyla
kurulan cemiyet.
Merkezi İstanbul 'da olan bu cem iyet, Trabzon ve
yö resi nde kurulmak istenen Pontus Rum Devleti 'nin
kuruluşuna mani ol mak ve Karadeniz bölgesi n i isti la­
dan kurtarmak i ç i n , g i z l i Pontus Rum çetesiyle müca­
dele etmi ştir. Bu cemiyet i n h i zmeti çok büyük olmuş­
tur.

TRAKYA PAŞAELİ CEMİYETİ, Kurtuluş Savaşı sırasında


Trakya bölgesini müstevli devletlerden kurtarmak amacıy·
la kurulan cemiyet.
Bal kan Savaş ı 'ndan mağ lup ç ı kmamızla, bölge,
batı ve doğu olarak i kiye ayrı l m ı ş ve bu suretl e orta­
ya Trakya davası çıkmıştı r. Ayn ı d i l ve d inde olan hal­
kının bir bütün olduğunu savunanların kurduğu bu ce­
m i yet; kuvveden fi i l e çıkmak amacı i l e . Bakı rköy'de­
ki Fransız depoları ndan alacakları s i lahları Edi rne'd e k i
kolordunun komutanı Albay Cafer Tayyar Paşa 'ya

- 256 -
u laştıracak, mücadel eye başlayacaklard ı . Fakat iste­
n i le n , yeri n e gelememiş, cemiyet i n çal ışmaları akim
kal m ıştır Cem iyet Cafer Tayyar, Ş a k i r Kesebi r , Şev­
ket H i l m i Ergene, Sal i h Cevdet, C e m a l , İsmai l , Sal i h
Cemal, Şevket (Öd ü l ) beyle rden m eydana gelm i ştir.

T ÜKKEŞ ALPASLAN, MBK üyesi, MHP Genel Başkanı, par­


lementer. (Kıbrıs 1 9 1 9 )
İlk ve orta öğren i m i n i tamam l a d ı ktan sonra Harp
Okuluna g i rm i ştir. Bu okulu b it i rd i kten sonra H a rp
Akademis i nden Kurmay olarak mezun olan Türkeş,
Kurmay Albay i ken D.P. h ü kumeti n i n takibettiği poli-
1i kayı beğenmeyen subay arkadaşları i le b i rl i kte M i l­
li Birl i k Kom itesi n i kurmuştu r. 27 Mayıs 1 960 i hti l a l i
başarıya u l aş ı nca Orgeneral Cemal Gürsel tarafından
Başbakan l ı k M üsteşa r l ı ğ ına tay i n ed i l m i ş , Türkiye'de
G ürsel 'den sonra söz sah ibi o l muştur.
Komite içinde başgösteren guruplaşma s ı rası nda
Ondörtler olarak Türkiye Cumhuriyeti tari h i ne geçen
ondört arkadaşı i l e , Gürsel g u rubuna cephe a l m ı ş ,
bunun sonunda 1 3 Kası m 1 960'da tutuk lanarak H i ndis·
tan'a Ataşe olara k gönderi l m iştir. H i ndistan'dan dön­
d ü kten sonra siyasi hayata atı lan Türkeş, ortaya attığı
prens i p leriyle Tür k M i l l iyetç i l e r i n i n l ideri ol muştur.
Kısa zamanda o zamanki adı CKM P olan parti n i n Ge­
n e l Başka n l ı ğ ı n a seçilen Türkeş, bugün Adana M i l l et­
veki l i olarak s i yasi hayatını sürdürmekted i r .

TÜ RKİYE BÜYÜK M İ LLET M ECLİSİ'NİN AÇILIŞI, Mustafa


Kemal'in Ankara'ya gelişinden sonra Sivas Kongresi kara­
rınca her vilayetten gelen üyelerden meydana getirdiği
kurucu veya olağanüstü yetki lere sahip büyük karar ve yet­
ki organının Türkiye'de ilk defa (23 Nisan 1 920) toplanması.
İ stanb u l işgal edi l i nce ( 1 6 Mart 1 920) Mustafa

- 257 -
Kemal , Eskişehir ve Afyonkarahisar'daki yabancı b i r-­
l i kl e r i n s i lahlarını aldırmış veya b u lundukları yerler­
den uzak l aşt ı rtmıştır. Geyve, U lu k ı ş l a yak ı n l a rındaki
dem i ryo l l a r ı , düşmanın i l er lemesi n i zorlaştırmak için
bozul muştur. Anadolu 'da b u lunan yabancı subaylar
tutuklan m ı ş , Ankara 'da olağanüstü yetkil ere sahip b i r
_
M ec l i s açı l mı ştır. Kurucu Mec l i s adı i l e anı lan bu
mecl isi Mustafa Kemal h a l k ı n yad ı rgamaması i ç i n
· Ol ağanüstü yetki l e re sah i p b i r mecl i s • olarak tak­
d i m etm i ş , Mecl i s i n 1 9 Mart 1 920'de şu bi l d i risi ya­
yı nlanmıştı r :
1 - Ankara 'da, olağanüstü yetk i l i b i r mec l i s ,
m i l l et i n i ş l e r i n i yürütmek v e denetlemek üzere top la­
nacaktır. 2 - Bu meclise üye olarak seçi l e n l e r m i l let­
veki l l eri i l e i l g i l i kanun hükümlerine uyacaklard ı r
3 - H e r v i layetten beş üye seçilecekti r. 4 - Seçi m­
lere, her yerin en büyük sivi l yöneticisi başka n l ı k
edecektir. 5 - Seçimler g i z l i yapı l acaktır. Seç i m l e r i n
yap ı lması için yay ı n lanan bu b i l d i r i uyarı nca yurdun
her yerinde seç i m l e r hızla ve di kkatle yap ı l maya baş­
lanmıştı r. Yalnız, bazı yerlerde i ş i savsaklayan l a r ve
engell iyenl e r bulunmuştur. M ec l is i n açı l ması i ç i n ça­
l ışmalar yapıldığı s ı rada üzerinde en fazla durulan ko­
nu Düzce, H endek g i b i Bolu bölgesindeki yerl erden
başl am ı ş ve Nal l ı han, Beypazarı üzerinden Ankara 'ya
yaklaşır gibi görünen ayaklanma dalgaları ol muştur
Bu durum üzerine Ankara'da toplanma kta olan ve ge­
nel durumu yeterince b i l m iyen m i l l etvek i l leri n i n pani­
ğe kap ı l m a l arını önlemek i steyen Mustafa Kemal m i l­
letvek i l leri n i n heps i n i n gelmesini bekl emeden 23 N i ­
san 1 920 cuma namazından sonra Mecl i s i n açılacağ ı n ı
b i l d i rm işti r. O g ü n H a c ı Bayram Cam i inde namaz k ı l ı n­
d ı ktan sonra topluca Mecl ise g e l i n m i ş Türkiye tari h i n-

- 258 -
de i l k defa Padişah o l maksızın mec l i s açı lm ı ştır. M ec­
l i s i n i l k başkan l ı ğ ı na da S inop M ebusu Şerif Bey ge­
t i ri l mi şt i r. Büyük M i l let Mecl i s i n i n açı l ması i le Mus­
tafa Kemal ve kadrosu bundan sonra kend ileri i ç i n
gerekl i o l a n bazı yetki leri el lerine geçirmiş lerd i r. Ar­
t ı k Mustafa Kemal , Kurtu luş Savaşı i ç i n asker, verg i
toplayabi l ecektir. Yarg ı , yasama, yürütme yetki le r i
Büyük M i l l et Mecl i s i 'nde toplanmıştır. B . M . M . aç ı l d ı k­
tan sonra Mustafa Kema l ' i n hüku met kurmak i ç i n ha­
zırladığı tasarı esas o l mak üzere tek l i f ettiği şu esas­
lar B . M . M . tarafı ndan kabu l ed i l m işt i r . 1 - Hükumet
kurmak mecburid i r. 2 - Geçici ol duğu b i ld i r i l e rek b i r
H ükumet Başkanı tan ı mak veya b i r Padişah Vek i l i o r­
taya ç ı karmak uygun değ i l d i r . 3 - Mec l i ste bel i ren
m i l li i raden i n yurt al ı nyazısına doğrudan doğruya el
koyması n ı kabu l etmek temel i l kedi r. Tü rkiye Büyük
M i l l et M ec l i s i 'n i n üstünde b i r kuvvet yoktur. 4 - T.
B . M .M . yasama ve yürütme yetki l e r i n i kendinde top­
l a mıştır. Ayrıca M ec l i sten seç i l ecek ve veki l olara k
görevlendiri lecek b i r kurul H ükumet işlerine bakar,
Mec l i s Başkanı bu kurulun da başkan ı d ı r. Padişah ve
_
Hal ife, i ç i nde bulunduğu baskıdan kurtu lduktan sonra
Mecl i s i n düzenl iyeceği yasaya uygun olara k duru mu­
nu a l ı r. B . M . M . ' n i n kabu l ettiği esaslar i ncelendi ğ i n­
de, h a l k ı n seçtiği Mecl i s i n memleket geleceği nde tek
söz sah i b i h a l i ne geldiği görülür. Böyl e bir hükumet
şek l i ne g e rçekte Cumhuriyet deni lmesi gere k i rd i . An·
cak o zaman i ç i n Cumhuriyet k e l i mesi ku l la n ı l mamış
yal n ızca " Büyük M i l l et Mecl i s i " den i lmekle yet i n i l­
m işti r. B.M . M . kabul ett i ğ i esasl a rda Pad işah hakkın­
da herhangi b i r karar a l mamıştır. Fakat Pad işah ve
Hal ife i ç i n de bulunduğu ortamdan ku rtu lduktan sonra
Mecl i s i n verece ğ i kara ra uyacaktır şekl i nde bir kara-

- 259 -
rı alab i l m e k o gün için çok önem kazanmıştır. Zira,
a r.t ı k M e c l i s , dolayısı ile m i l l et, Padişaha değ i l Padi­
şah Meclise bağ l ı duruma geçmiştir. B . M . M . ' n i n yap­
tığı i l k çal ı ş malar o rduyu kurmak, m a l iyeyi düzeltmek
i ç i n o l m uştu r. Ankara'da tal imgahda yetişt i r i l en su­
baylarl a , İ stanbu l 'dan kaçan subaylar B . M . M . ordula­
rı n ı n i l k çekirdeği n i meydana getirmiştir. Ordunun si­
lah ve cephane ihtiyaçlarını sağlamak i ç i n d a r i m kan­
l ı atölye l e r kuru l m uştur. Yen i len Ermen i l er'de n , ant­
l aşma yap ı l a n Rusya ve Fransa'dan a l ı nan s i l ahlarla,
İstanbul 'dan kaç ı rı l an s i l ah ve cephaneler i l e ordunun
i htiyaçların ı n gideri l mesine çal ı ş ı l m ıştı r. Mali duru­
mu düzeltmek i ç i n de Anadolu'nun bütün gel i r kaynak­
ları gözden geçiri l m i ş , i l k günlerin dar i m ka n l arı zor­
i amırak b i r bütçe yap ı l mıştır.

TÜRKİYE C U M H URİYETİ DEVLETİNİN İLK BAKANLAR KU­


R U LU,

29 Ekim 1 923'te i lan edilen Cumhuriyet ile yeni


bir anayasaya kavuşan Türk H ü kumeti İsmet İ nönü'nün
Başkanl ı ğ ı nda şu şeki lde kuru l muştur Başbakan İs­
met Paş a . Şeriye Vek i l i Mustafa Fevzi Efend i . Dahi­
l i ye Vek i l i Ferit Bey. Mal iye Vek i l i H asan Feh m i
Efend i . İ kti sat Veki l i H asan Bey. Adl iye Vek i l i Seyit
Bey. Maarif Vek i l i M uhtar Bey. N afia Veki l i Beh i ç
Bey. Sııhhiye Veki l i D r . R ef i k Bey. İ m a r ve İ skan Ve­
k i l i M ustafa N ecati Bey. Erkan-ı H arbiye-i U mumiye
Veki l i : M ü ş i r Fevzi Paşa. Müdafaa-i M i l l iye Veki l i : Ka­
z ı m Paşa .

TÜRKİYE CUMHU RİYETİ GENEL KU R MAY BAŞKAN LIGI VE


GENEL KU RMAY BAŞKANLAR!, Cumhuriyet hükumetinin

- 260 -
silahlı kuvvetlerini barışta ve savaşta yürütmekle görevli
devlet teşkilatı.
Genel Kurmay Başkanları 1 924 - 1 944 yıl l arı a ra­
s ı nda Cumhurbaşka n l ı ğ ına, 1 944 1 949 tari h l eri ara­
s ında Başbakanl ığa, 1 949 - 1 96 1 tari hleri arasında M i l­
li Savun m a Bakan l ı ğ ı na bağ l ı olarak görev yapmı ş lar­
dır. 27 Mayıs 1 960 i hti l a l i nden sonra yen iden statüsü
değişt i r i l m iştir. Buna göre, Genel Kurmay Başkanları
barışta S i l a h l ı Kuvvetlerin en büyük baş ı d ı r. Bakan­
lar Kuru l u 'nun tek l ifi üzerine Cumhu rbaşkanı tarafı n­
dan tayi n edi l i r. Görev ve yetk i l e ri n i daha önce haz ı r­
l a n m ı ş olan öze l kanunda gösteri l d i ğ i b i ç i mde kul la­
nır. Kend i l eri yal n ı z Başbakana karşı sorum ludurlar.
Bugüne kadar gelmiş b i r gelenek üzere Genel Kurmay
Başka n l ı klarına hep Kara Kuvvetleri Kumandan ları ta­
y i n edi l egelm i ştir.

Kurtuluş Savaşı s ı rası nda ve Cumhu riyet kurul­


duktan e l l i nc i y ı l a kadar Genel Kurmay Başkan l ı kları­
na aşağ ıdaki ü n l ü paşarlar geti r i l m i ş l erd i r
Fevzi Çakmak ( M areşal) 1 922 - 1 944, Kazı m Or­
bay (Orgenera l ) 1 944 - 1 946, Sal i h Omurtak (Orgene­
ral) 1 946 - 1 948, Abdurrahman N afiz Gürman (Orgene­
ral ) 1 949 - 1 950, Nuri Yamut (Orgenera l ) 1 950 - 1 954,
Nurett i n Baransel (Orgenera l ) 1 954 - 1 955, İsm a i l H a k­
kı Tunaboylu (Orgenera l ) 1 955 - 1 957, Fevzi Mengüç
(Orgeneral) 1 957 - t958, Rüştü Erdelhun (Orgenera l )
1 958 - 1 960, C e m a l Gürsel (Orgenera l ) 1 960 - 1 960,
Ragıp Gümüşpa l a (Orgeneral ) 1 960 - 1 960, Cevdet Su­
nay (Orgenera l ) 1 960 - 1 966, Cemal Tural (Orgenera l )
1 966 - 1 969, M emduh Tağmaç (Orgenera l) 1 969 - 1 972,
Faruk Gürler (Orgenera l ) 1 972 - 1 973 , Sem i h Sancar
(Orgenera l ) 1 973.

- 261 -
T ÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ, 1 2 Şubat 1 961 'de kurulan sol eylem­
li siyasi parti.
Parti , Mehmet A l i Aybar'dan başka Kemal Türk­
l er, Avni Eraka l ı n , Şaban Y ı l d ı z . Sa l i h Özkarabay, İ b­
r ah i m Güze l c e , Ahmet M u ş l u , R ıza Kuas, Kemal N ebi­
oğl u , H üsey i n U l ubaş, Adnan Arkın ve Saffet Göksiy­
oğlu tarafı ndan kurul muştur.
T.İ.P. 1 96 1 seç i m lerine ü m itle girmiş, fakat daha
sonraki seç i m l erden düşündüğü sonucu a lamamıştır.
Daha sonraki tarihlerde parti i ç i nde ayd ı n kes i m i i l e
işçi kes i m i arasında mücadel e l e r o l m u ş , Genel Baş­
kan Aybar, istifa etm iştir. Parti Başkan l ığ ı na geti rilen
Behice Boran zamanında ise parti Komün ist eyl e m l eri
destek l ed i ğ i gerekçesi y l e kapat ı l m ıştır ( 1 971 ) .

- 262
u

UÇANER FEVZİ, Emekli general, parlementer, devlet ada-


mı (İst. 1 901 İst. 1 965).
Öğre n i m i n i tamamladıktan sonra H a rp Okuluna
girmiş, kısa zamanda yüks e l mi şti r. Bu arada havacı
s ı n ıfını seçen Uçaner, Hava Kuvvetl eri Kumandan l ığı­
na geti r i l m i ştir. Daha sonra siyasi hayata atı l m ı ş , 1 957
seçi m l eri nde m i l l etve k i l i ol muştur. Bu s ı rada kurulan
5 . M enderes Kabinesine U l aştırma Bakanı olarak gi­
ren Uçaner, 27 Mayıs İ htilal i nden sonra Yassıada'da
yarg ı l anmışt ı r.

ULAY SITKI , Tuğ., Devlet adant1 (İst. 1 902).


Ordunun çeşitl i kademelerinde görev alan U lay,
M i l li Savunma Bakanlığında uzun süre görev a l m ıştır.
1 955 1 956 y ı l larında M i l li Savunma Bakan l ı ğ ı Temsi l
Bürosu Başkan l ı ğ ı v e Kab i l Askeri Ataşe l i ğ i yapmış­
tır. İhti l alden önce Harp Oku lu Kumandanlığına getiri­
len U lay, M .B.K. üyesi olmuş, i hti l alden son ra kurulan
Bi rinci G ü rsel Kabinesi nde U laştırm� Bakan l ığına ge­
tiri l m işti r 30 Ocak 1 961 tari h i nde Kurucu Mecl i s için­
den daha iyi b i r üye seçil mesi gerekçesiyle Bakanl ı k­
tan istifa eden U lay, tabi i senatör ol muştur.
UŞAK REDD-İ İLHAK CEMİYETİ Kurtuluş Savaşı sırasında

� 263 -
Uşak ve yöresini Yunanlılar'a teslim etmemeyi amaçlayan
teşkilat.
Uşak'ta Paşazade İ brahi m (Tahta k ı l ıç) ın başka n­
l ı ğ ı nda b i r Müdafaa-i Hukuk M erkezi i l e b i r de Musta­
fa (Bacakoğ lu) nun başkanl ı ğ ı nda M üdafaa-i Hukuk
Heyeti M i l l iyesi adı altında i k i teşki lat kuru l m uştur.
Toplu ol arak " Redd-i İ l hak Merkezi n ad ı n ı alan bu teş­
ki lat büyük Uşak harekatını düzenl edikleri g i b i , bura­
daki Fransız kuvvetlerine de korkulu anlar yaşatm ış­
lard ı r . İ l eri gelen üyeleri Mazhar N u r u l l a h , Abd u l l a h
Sal i m , Nazmi , R e ş i t ve Şaphaneli Mehmet Fuat'tır.

U R FA CEPHESİ, Kuvay-ı Milliyecilerden Nuri ve Ali Saip


(Ursavaş) Beyler tarafından Urfa'da Fransızlar'a karşı açı­
lan cephe.
Kuvayi M i l l i ye kuvvetleri 9 Şubat 1 920'de U rfa'yı
işgal etm i ş olan F rasız askerlerine karş ı hücuma geç­
m işti r Ayrıca U rfa'nın i ç i nde bulunan gençlerden d e
b i r kuvvet meydana geti ril m işti r. Böylece Fransız as­
kerl eri çok zor durumda b ı ra k ı l m ıştır. Ş e h i r m i l li kuv­
vetler tarafından kuşat ı l d ı ğ ı ndan Fransız askerleri dı­
şardan yard ı m a l amamışlard ı r. Mora l l eri bozu lan, er­
zakları tükenen Fransızlar Türk l er'le baş edemiyecek­
lerini anladıklarından şehri terketmeye karar vermi ş­
l erdir. N itek i m Fransız kuvvetleri 1 2 N isan 1 920'de
g ece yarısı U rfa'yı" boşaltmışlard ı r .

- 264 -
Ü

ÜNİVERSİTE REFO RM KAN UN U, Yüksek eğitim kurumları


arasında bir işbirliği sağlamak, yüksek öğretim kaynakları­
nı tesirli bir biçimde değerlendirmek, yüksek öğretimin teş­
kilatlı bir planlamasını yapmak, yeni kurulacak üniversite­
lerin öğretim üyesi ihtiyaçlarını karşılamak gibi amaçlar­
la hazırlanan ve üniversiteleri hükumetin daha tesirli bir
denetimi altına sokan kanun (Haziran 1 973).
Ü n ivers ite Reformu Kanununun kapsam madde­
si nde, " Yü ksek öğren i m bir bütündür Üniversiteler
bu kanun hükümlerine tab i d i r, » den i l mekte . buna kar­
ş ı l ı k geçici b i r maddeyl e Hacettepe ve Ortadoğu Tek­
n i k Ü n ivers iteleri kanun kapsamı dışı nda b ı rakı lmak­
tad ı r Boğaziçi Üniversitesi ise ü ç yı l içinde bu kanu­
nun h ü k ü m l erine tabi o l acakt ı r
Ü n iversite Reform Kanununda ün ivers itelerin .
.. B i l i msel öğretim yapma ları . öğrenci l e r i n i b i l i m anla­
yışı kuvvetl i , m i l li tar i h şuuruna sah i p , vatan ı n a . ö rf
ve adetl erine bağ l ı , m i l liyetçi ve sağ lam düşünce l i ay­
d ı n l a r olara k yetişt i rmel eri , i nceleme ve arastırma­
l a rda bulunmaları .. öngörül mekted i r
Ü niversite Kanunu i l e ü n i versitelerin üzerinde ye­
ni b i r kuruluş geti r i l mekted i r. Bu kuruluşun adı Yük-

- 265 -
sek Öğret i m Kuru l u , kısaltı l m ı ş b i ç i m iyle, • YÖK·
dür. YÖK, yüksek öğren i m alanına yön verecek , yük­
sek öğre n i m kuru m ları arasında işb i r l i ğ i n i sağlaya­
caktır. Kuru l u n başkanı M i l li Eğitim Baka n ı 'd ı r Kurul­
da ü n iversite tem s i l c i leri bul unacak ve bu ün iversite
tem s i l c i l er i n i n sayı sı kadar hükumetçe üyeler tayin
edi lecekti r. Böylece bu kurulda hükumet tems i lci l eri
daha tes i rl i olacaklardır YÖK yü ksek öğre n i m p l a n l a­
mas ı n ı düzen leyecek , öğrenci l erden a l ı nacak ücretle­
ri tesbit edecektir.
Ü n ivers itelerin üzerinde olan başka b i r kuru luş
da Ü niversite Denetleme Kuru l u 'dur Kanundaki ifade­
s i y l e , " Ün iversite Denetleme Kuru l u .. ünivers ite üze­
rinde devlet i n denet i m i n i sağlamak amacıyla çal ışa­
cakt ı r Bu kurul Başbakan başka n l ı ğ ı nda, o yoksa. M i l­
li Eğitim Bakanı başkan l ı ğı nda toplanacaktır Kurul
üyeleri arasında Ada l et Baka n ı da bul unacak, ayrıca
rektörlük yapmış ün iversite öğretim üyeleri arası�dan
kur'a ile seç i l m i ş üç üye kurula g i recekti r Dev l e t
Planlama Teşki latı Masteşarı, M i l li Güven l i k Kurul u'­
nun dekanl ı k yapmış öğretim üye l eri arasından seçe­
ceğ i b i r profesör de kurul üyesi o l acakt ı r Bu durum­
da bu kurulda da h ü kumetin a ğ ı r l ı ğ ı görülecekt i r
Ü n iversite Denetim Kuru l u , ün iversitel erden y a
da fakü lte l e rden bu kuru l uşlc;rı i l g i lendiren konul arda
b i l g i isteyeb i l ecek, üniversitede görevl i k i ş i l e r i ç i n
gerekl i hal lerde kovuşturma aç ı l masını öngörebi l e­
cek, ü n i versitelerin veya fakültelerin yöneti m i n e el
konu lmasını Baka n l a r Kuru l u 'na tek l if edeb i l ecektir.
Ayrıca M i l li Eğ itim Bakan ı , geci kmes i nde sakı nca gö­
rü l en h a l l erde, tek başına bu işlem leri yapa b i l ecek,
ancak b i r hafta i ç i nde Ü n iversite Denetleme Kuru l u '­
na b i l g i verecektir

266 -
Eskiden ün iversitelerin e n öneml i yüksek organ ı
o l a n Üniversitel erarası Kuru l , bu kanunda d a korun­
muştu r. Ancak görevleri , « Ün iversiteler arası nda aka ­
demik yönden koordi nasyon sağlamak, ü niversite
öğreti m üyesi ihtiyacını karş ı l ayacak tedbi rleri almak,
ünivers ite leri i l g i l end i ren tasarı ve tüzük tasarı l a r ı n ı
hazı rl amak » b i ç i m i nde s ı n ırland ı r ı l m ıştır.
Ü n i versitelerin öteki organları Senato, Ü n iversi­
te Yönetim Kuru l u , Rektör, Dekan, Fakülte Yönet i m Ku­
rulu olarak yen iden düzenlenmiştir. R e ktörler ve de­
kan lar, üç y ı l i ç i n seçi lecekler ve i k i dönem görev ya­
pabi l eceklerd i r. Asistan ve öğrenci lerin Fakülte Ku­
ru l u ve Fakülte Yönet i m Kurulu seviyesi nde s ı n ı r l ı da
olsa, yönetime katı l maları sağ l a n m ı ştır. Fakü lte Kuru­
lunda, asistan ve öğrencilerle i l g i l i konular görüşü­
l ü rken , asistan ve öğrencilerin usulüne göre seç i l m i ş
tems i l c i l e ri d i n lenebi lecektir. Fakülte Yönetim Kuru­
l unda ise, b i r asistan temsi lcisi bulunacaktır. Bu tem­
si lci , öğret i m üyelerine ait konu larda kurula kat ı l ama­
yacaktır.
Doçent o l a b i l mek için doktoras ı n ı yapmış ve d o ­
çent l i k sı navı n ı verm iş o l mak gerekecekti r. Profesör
ler ise en az yed i yıl doçentl i k yapm ış ya da son yı l ı ·
nı ün iversitede geçi rmek şartıyla beş y ı l doçentl i k
yapmış kimseler arası ndan • Ün ivers ite Doçentl e r i n i n
Profesörlüğe Yükselmesi Hakkındaki Tüzü k - gereğ in­
ce seç i l ecektir. Yabancı ü l ke lerde profesör olmuş
k i mseler de, düzenl enecek b i r kuru l ca ça l ı şmaları i n­
celendi kten sonra profesör olab i l eceklerdir
Asista n l ı k konusunda ş i md iye kadar uyg u lanan
usül değ işt i r i l m i ştir. Asistanlar, ancak doktora yap­
m ı ş kimseler arasından tayin edi lecektir. Bunun için
doktora s ı n ıfları ya da l isan üstü s ı n ıflar kurulacaktır

- 267 -
Bu s ı nıflarda profesörler, öğrenci lerini daha yakı ndan
tanıyara k . asistan a lmada daha geniş b i r seç i m i m ka­
n ı n ı bulacaklardır.
Öte yandan asistan o lacak k i mselerin « Anarş i k
h areketlere katıl mamış o l duğu hususunda Ü n iversite
Yönet i m Kuru lunca hakkı nda karar veri l m i ş olmas ı •
gerekecektir.

Kanun l a tam g ü n çal ışma mes'elesine b i r çözüm


yolu bulunmaya çaba harcanmıştır. Kanun , yeni kurulan
ün ivers itelere eski ün ivers itelerden öğret i m üyesi
gönder i l mesi konusunu d a di.ızenlemiştir. Buna göre,
her yıl N i san ayı nda Üniversitelerarası Kuru l , yeni ku­
rulan ü n ivers ite l e r i n öğretim üyesi i htiyacı n ı ve bu­
ral a ra gönderilecek öğretim üyelerini tesbit edecek­
tir. Bu öğret i m üyeleri i ki sömestr i ç i n gönderi ldi k l e­
ri ün iversitelerde çal ışacaklardır. Ancak, b i r öğreti m
üyesi n i n bu şeki l d e görevl endireb i l mesi için çal ıştığı
b i l i m d a l ı nda b i rden faz l a öğret i m üyes i ol ması ge­
rek l i d i r. Görevlend i rme, meslekteki kıdemi 25 yıldan
az olanlar arasında kur'a ile uyg u l anacaktır. Bu şekil­
de görevlend i ri len üyeler, a radan yedi y ı l g eçmed i k­
çe yeniden görevlend i r i lm iyecekl erd i r.
Öğrenci l er, Ü n ivers ite içindeki öğ ren i m sü releri­
n i , normal öğret i m s ü resi n i n en az yarısı kadar b i r ek
süre i ç i nde bitirmek zorunda olaca klard ı r Bu süre için­
de mezun olamayanların üniversite i l e i l i ş k i l eri kesi­
l ecekt i r. Fakülte Kurul u n a katı lacak öğrenci temsi lci­
s i , öğrenci l erin en az yüzde 60'ının katı l acağı b i r se­
ç i m sonunda g i z l i oyla seç i l ecekt i r
K a n u n gereği nce üniversite veya ün ivers iteye
bağl ı fakltelerde ve kuru luşla rda öğren i m ve öğret i m
özgürlüğü hususundaki tedbi rler elvermed i ğ i takdi r­
de, Bakanlar Kurulu üniversitelerin yönetim i ne el ko-

- 268 -
yab i lecektir. Bakanlar Kuru lu'nun bu kara rı Resmi G a­
zete'de yayın lanacak ve 48 saat içinde onayı a l ı nmak
üzere Türkiye Büyük M i l l et M e c l i s i 'ne sunul acaktır. El
koyma süresi i ki ayı geçemeyecekti r. Ancak, her de­
fası nda i k i ayı geçmemek üzere uzatılabi lecektir.

ÜRGÜPLÜ SUAT HAYRİ, Parlementer, devlet adamı (Şam


1 903)
Ü rgüp eşrafından Şeyhül islam Hayri Efend i n i n
oğl u . Ö ğ ren i m i n i tamamladı ktan sonra g i rd i ğ i Galata·
saray Lisesini başarı i l e bitirmiştir. Bu okuldan mezun
olduktan sonra İstanbul H u k u k Fakültesi nden mezun
olmuş ( 1 926) ve haki m l i k mesleğ i n i seçerek hayata
atı l mıştır. 1 932 de m i l letveki l i seç i l m i ş , 1 943 de Güm­
rük ve Tekel Bakan l ığ ı na geti r i l m iştir. Dört y ı l l ı k b i r
aradan sonra D .P l i stes i nden bağ ı msız Kayseri M i l­
letve k i l i olarak Meclise g i r m i ş , fakat istifa ederek
Bonn , Londra, Waşhington ve M adrit büyükelçi l i k l e­
r i nde bulunmuştur. 27 Mayıs 1 960 İ hti l a l i nden sonra
yurda dönen Ü rgüpl ü , 1 96 1 seç i m l e ri nde Kayseri ba­
ğ ı m s ız senatörü olarak A.P. l i stesi nden tekrar siyasi
hayata atı l m ı ştır. Aynı yı"I Senato Başka n l ı ğ ı n ı yapm ı ş ,
1 963'e kadar bu görevi yürütmüştür. İ k i nci İnönü Koa­
l i syon Kabinesinin i stifası ndan sonra Başbakan l ı ğ a
getiri l m i ş , kurduğu kabine 1 965 y ı l ı seç i ml erine kadar
işbaşı nda ka l m ıştı r Trkiye Cumhuriyeti Mecl i sl e­
r i n i n normal b i r seçimden sonra kuru l masını sağ layan
Ürg ü p l ü , İ k i nc i N ihat Erim Kabines i n i n görevde n ay·
r ı l ması ndan sonra Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ken­
d i s i n i tekrar Başbaka n l ı ğ a tay i n etmişse de kurduğu
kab ine Cumhurbaşkanı tarafından beğen i l memiş ve
görev Ferit M elen'e veri l m i ştir.
BİRİNCİ ÜRGÜPLÜ KABİNESİ , 11 Şubat 1 965'te üçün-

- 269 -
cü İnönü Kabinesinin istifası üzerine Başbakanlığa getirilen
Suat Hayri Ü rgüplü tarafından A.P., M .P., C.K.M .P., V.T.P.'­
li Parlementerlerden meydana getirilen kabine

1 1 Şubat 1 965 Perşembe günü İ nönü'nün Başba­


kan l ı ğ ı ndaki üçüncü Koal i syon Kabinesi Mecl i s 'te ye­
ni bütçe kanunu tasarı s ı n ı n muhalefet tarafı ndan red­
di üzerine i stifa s ı n ı vermek zorunda kalm ıştı r Bu du­
rum üzerine Başbakan l ı ğ a getirilen Suat Hayri Ü rgüp­
lü A.P. Genel Başkanı Süleyman Dem i rel , Y.T.P Ge­
nel Başkan ı Ekrem Alican, C . K . M .P Genel Başkanı
Ahmet Oğuz ve M .P Genel Başkan ı Osman Bölükba­
şı i l e uzun süren görüşmel erden sonra aşağ ıdaki ka­
bineyi kurmaya muvaffak ol muştur Sanayi i Bakanı
Ali N a i l i Erdem (A.P.) , Köy İşleri Bakanı Seyfi Öz­
türk (C.K.M .P.), Turizm ve Tanıtma Bakan ı : Zekai Dor­
man ( M .P.), U l aştırma Bakanı M ithat San (Y.T.P.) ,
Gümrük ve Tekel Bakanı Ahmet Topalo q lu (A.P . ) . Ti­
caret Bakanı Macit Zeren (A.P . ) . M i l li Eğitim Bakan ı :
Cihat B i lgehan (A.P.). M i l li Savunma Bakanı Hasan
D i nçer ( C . K . M .P.) . Devlet Bakanı H üseyin Ataman
( M .P.) , Başbakan Yardımcısı Süleyman Dem i rel (A.
P.), Devlet Bakanı Şekip İnal (Y.T.P . ) , Devlet Bakan ı :
Mehmet Altı nsoy (C.K.M .P.) . Ada l et Bakanı İ rfan
Baran (C.K.M .P.). İçiş leri Bakanı İ. Hakkı Akdoğan
( M .P.). Mal iye Bakanı İhsan Gürsan (A.P.). Bayı n d ı r­
l ı k Bakanı O rhan Alp ( M .P.). Sağ l ı k ve Sosyal Baka­
n ı D r. Faruk Sükan (A.P.), Tarım Bakanı Turan Ka­
pan l ı (Y.T.P.) . Çal ışma Bakanı İ hsan Sabri Çağlayan­
g i l (A.P.). Enerj i ve Tabi i Kaynaklar Bakanı Mehmet
Turgut (A.P.), Dışişleri Bakanı Hasan I ş ı k ( Mecl is
d ı ş ı ndan ) . İ mar ve İskan Baka n ı Recai İskenderoğ lu
(Y.T.P.) .
Bu kabin e yeni seç i mler i ç i n haz ı r l ı k yapm ı ş , n i -

- 270 -
hayet 1 965'de yap ı l a n seç i m lerden sonra Ü rgüplü
Başba k a n l ı ğ ı Süleyman Demirel'e b ı rakmıştır
İ kinci Ü rgüplü Kabinesi ise Başbakan N ihat Eri m '­
i n istifası ndan sonra Ü rgüplü'nün Cumhurbaşkan ı
Cevdet Sunay tarafı ndan Başbakan l ığa atanması üze­
rine kurul muştur. 28 N i san 1 972 tar i h i nde hazı r l ı ğ a
başl ayan Ü rgüplü nihayet 1 4 Mayıs 1 972'de kab i nesi­
n i kurmaya muvaffak ol muştur. Ancak bu kabi neyi
Cevdet Sunay tarafı ndan Başbaka n l ığa tayi n i üze­
r i h i ne bu kab i n e , kuru lan fakat iş yapmadan dağ ı l an
i l k kabine ol arak geçmiştir. Ü rgüplü Başbakan l ı ktan
istifa etmek zorunda kalmışt ı r Sunay tarafından onay­
lan mayan kab i n e şu k i ş i l erden kuru l muştur
Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğ l u , Başba­
kan Yard ı mc ı s ı A l i Nai l i Erdem, Devlet Bakanı Na­
fiz Ergenel i , Devlet Bakanı İ l han Öztrak. Ada l et Ba­
kanı Z i h n i Beti l , M i l li Savunma Bakanı Ferit Melen,
İç i ş leri Bakanı Naci Çerezci , D ı ş i ş l eri Bakanı Ha­
l ü k Bayü l k e n , M a l iye Baka n ı Ziya Müezzi noğ l u , M i l­
l i Eğiti m Bakanı Cevat Önder, Bayınd ı rl ı k Bakanı C i­
hat B i l gehan, Ticaret Bakanı N a i m Tal u , Sağ l ı k Ba­
kanı M eh met Yard ı m c ı , G ü m rü k ve Tekel Bakan ı
H aydar Öza l p , Tarım Bakanı M u kadder Özte k i n , U laş­
tı rma Bakanı Vedat Önsa l , Ç a l ı şm a Bakanı A l i Rıza
Uzuner, Sanayi Bakanı Mehmet Özmen, Enerj i ve Ta­
b i i Kayna k l a r Bakanı Şeref Bakş ı k , Turizm ve Tanıt­
ma Bakanı E . Yı l maz Akçal , İmar ve İskan Bakanı
N u rett i n Ok, Köyişleri Bakanı Cemal Tarlan, Orman
Bakanı Sal i h Tanyer i , Genç l i k ve Spor Baka n ı İ sken­
der Cenap Ege.
ÜSTÜN FERİDUN, Devlet adamı (İst. 1 91 6).
1 938'de Ankara Zi raat Fakültes i ' n i biti rm i ş , çeşit­
li yerlerde görev a l m ı ş , 1 954 - 1 957 y ı l ları arası nda

- 271 -
Toprak Mahsu l l er i Ofi s i Genel Müdürlüğü ve Zi raat
Bakan l ığ ı M üşavi r l i ğ i yapmıştır. İ hti lalden sonra ku­
rulan B i r i nc i Gürsel Kabinesinde Tar ı m Bakanı olara k
görevlendi r i i m i ştir.

-- 272 --
y

VASSIAD f\ VÜKSF.K ADALET DİVANI, 27 May ı s 1 960 ihti­


lalinden �nrıra rn-;;iriilen Cumhurbaşkanı , Baş:.a1<an, Ba­
kanlar Kurulu üyeleri ve MilletvekiUeri ve devrin diğer
sorumhıhı-ı·ı� y'ıwı !amak üzere 1 sayı!ı kanunun 6. madde­
si gereğin�"' 11n;m IJ; rli k Komitesi tarafından kurulan divan:
7 Eki m 1 960 tari h ve 1 0623 say ı l ı resmi gazetede
yayı n l an a n Yüksek Adalet Divanı ş u kişi l erden m ey­
dana gelmiştir :
Adalet D ivanı Baka n ı : S a l i m Başol . Asli üyeler:
r-�rruh Ada l ı , Selman Yörük, Abdu l lah Ürer !-H""ı Tüz,
Cahid Özden, R ıza Tunç, Hasan G ü rse l , Nn!ı;t s � r: ! ıoğ­
l u . Yedek üyeler : Vasfi Göks ü , Adi l San a l , A l i Doğan
Toru n , Nahit H atipoğ l u , Kemal Gökçen. Başsavcı Al­
tay Ömer Egesel . Başsavcı Yard ı mcı l ı k l:::ır ı S :=ı 1 i m Er­
tem, Fahretti n Öztürk, Avni Yurtsever, Faruk Si ret De­
- �rmen, Orhan Erdoğan, N iyazi K ı rd a r, Ahmet Bayrak,
Süleyman Taşer, Necdet Darıcıoğlu, Servet Tüzün ,
Turgut Lüleci.

VAS!;l l\01\ YÜKSEK SORUŞTURMA KU RULU, 27 - Mayıs


1 960 ihtilali i le düşürlilen iktidarın sorumlularının suclarım
tesbit etmek üzere 1 sayılı kanunun 6. maddesi gereğince.

- 273 -
Bakanlar Kurulu tarafından aday gösterilmek süretiyle M i l l i
Birlik komitesince tayin edilen kurul (29 Haziran 1 960).
Kom ite uzun çalışmalardan sonra M erkez Yüksek
Soruşturma Kuru l u Başka n l ı ğ ı na H. Şaki r Perk ' i , Mer­
kez Soruşturma Kurulu Başkanl ığ ı n a İ brah i m Şen i l i ve
üyel i kl ere de Naci Ben l i , Kaz ı m K ir i zoğlu 'nu seçm iştir.
M erkez Soruşturma Kurulunung ö revi : Yüksek Soruş­
turma Kuru l u Başkanl ı ğ ı na gelen bütün d i l ekçe, dosya
ve evrakı tetk i k , ,tasnif ve kıymetlendirerek kuru l l ara
göndermektir. Soruşturma Kurulu da aşağıdaki şekil­
de kuru l muştur :
Başkan : H akkı Kam i l Beşe. Üyeler S ı rrı Kalay­
oğlu, N iyazi Kırdar. İkinci Soruşturma Kurulu : Baş­
kan : Sal im Ertem. Üyeler : Sefahattin Uğur. Doğan
Tanyer. Üçüncü Soruşturma Kurulu : Başkan Altay
Egesel . Üyeler : Cabbar Şenel , Adi l Yücefer. Dördün­
cü Soruşturma Kurulu : Başkan Fazlı Öztan . Üyeler :
Vecihi Tönük, Sül eyman Taşar. Beşinci Soruşturma
Kurulu: Başka n : Avni Yurtsever. Üyeler: Turgut Lü­
·ıeci , Fahri Ar. Altıncı Soruşturma Kurulu : Başkan :
F eh m i Tüzün. Üyeler Fahrettin Öztürk. Semi h Belen.
Yedinci Soruşturma Kurulu : Başkan H i kmet Kümbet­
·ıi oğ l u . Üyeler : Turgut Cemal Özdü ! , Faruk S i ret De­
ğermen. Sekizinci Soruşturma Kurulu : Başkan Ziya
Kayla. Üyeler : Mazhar H i çşaşmaz, Ahmet Bayrak.
Dokuzuncu Soruşturma Kurulu : Başkan Şerafettin
Gökmen . Üyeler : Mustafa Karaoğl u , Orhan Akkaya.

YARDIMCI CELAL, Parlementer, devlet adamı (Ağrı 1 91 1 )


İ l k v e orta öğren i m i nden sonra İ stanbul H u ku k
Fakültesini tamamlayarak avukat ol muştur. Çeş itl i gö­
revlerde çalışmış, bu a rada s i yasi hayata atı larak m i l­
letveki l i seç i l m iştir 3 . M ende res Kabinesinde D evlet
.

Bakanı olarak görev alan Yardımcı, 5. M enderes Kabi-

- 274 -
nesi n e M i l li Eğitim Bakanı ol arak g i rm i ştir. 27 M ayıs
1 960 İ hti l a l i nden sonra Yass ıada'da yarg ı la n m ı ş , h a k­
k ı nda verilen cezayı tamamlayarak serbest kal m ı şt ı r.
Yard ı m c ı , halen avukat l ı k yapmaktadır.

YAVUZ FEH M İ P80F., Hukukçu, devlet adamı (İsparta


1 9 1 2).
İ l k ve o rta öğrenimini doğduğu yerde, yüksek öğ­
reni m i n i ise Siyasal B i l g i ler Fakül tesi nde tam a m l a­
m ıştır ( 1 937). Siyasal Bi l g i ler Fakültesinde öğreti m
üyesi i ken B i rinci Gürsel Kabines i nde M i l l i Eğitim ,
İ ki nci G ü rsel Kabi nesinde ise İ mar v e İskan Bakanı
olara k görevlendiri l miştir. 3 Şubat 1 96 1 'de görevin­
den i stifa etmi ş , hoca l ı ğ a dönmüştür.
YAZI DEVRİMİ, Arap alfabesinin, Latin alfabesi ile değişti·
:rilmesi (3 !<asım 1 928).
Yüzy ı l lardan beri k u l l a n d ı ğ ı m ı z Arap yazısı n ı n ,
yazması ve okunması z o r o l duğundan geniş kitleler
okuma - yazma öğrenme i m ka n ı ndan mahrum kal m ı ş­
tır. H a lk ı n ıbüyü k çoğun l uğunun okuma yazma b i l m e­
mesi ve Arap harfleriyle öğreni m i n pratik olmayışı,
yeni Türkiye'yi kurmakta olan Atatürk'ü ve etrafında­
ki ayd ı n l arı harekete geçirm işt i r. Daha önce ve b i l­
hassa Tanzim at döneminde Arap yaz ı s ı n ı n ı s l a h ı ko
nusunda yapı l a n çal ı şmaların müsbet b i r sonuç ver­
meyişini de gözönünde bulundurara k , daha köklü bir
değ i ş i k l i k beni msenmiş ve Arap harflerJ n i n tamamen
b ı ra k ı lması düşünülmüştür. Bu fikir Türkiye 'de 1 923
ve 1 924 y ı l l a rı nda öne sürü l üp tartı ş ı l m ı ş , fakat kes i n­
l ikle reddedi l m iştir. Ancak 1 927 y ı l ı nda bu fikir büyük
-destek b u l muştur. Bu s ı rada Kemal ist reji m duru m a
iyice haki m olmuş ve büyük yetkiler elde etmiştir. B i r
d i z i ezi c i darbel erle dini muhalefet sindirilmiş ve

- 275 -
ümdi k ı r ı l m ı ştır. 1 927 y ı l ı boyunca bu konuda haz ı r­
l ı klar yapılmış, 8 Ocak günü, şeriatın kal d ı r ı l masında
büyük b i r rol oynamış olan Ada l et Bakanı Mahmut
Esat, Latin yazısının meziyetlerini öven bir konuşma
yapmıştır. i ki hafta kadar sonra M i l li Eğitim Bakanı
Hamdu l l ah Suphi daha d a i leri g itmiş , • Latin harfleri­
nin kabulü bizim için bir zarurettir. Eski edebiyat çü­
rümeğe mahkumdur • demiştir. 26 Haziran'da • Latin
harflerinin kabul ü i m kanı ve şekl i n i incelemek .. üze­
re İstanbul 'd a Dolm abahçe Sarayı 'nda özel b i r komis­
yon toplanmıştır. Yaz boyunca l stanbul 'da bulunan
Mustafa Kemal de tartışmaları yönetm i ş ve şüphesi z
komisyonun işini çabuk ve beceri k l i b i r ş e k i l d e yürüt­
mesinde tesirli olmuştur. Altı h afta içinde yeni alfabe
tamamlanmış ve M ustafa Kem a l bunu m i l l ete sunma­
ya hazırlanmıştır. 9 Ağustos 1 928'de G az i , m i l l etin
karşısınd a yeni bir rolde ve başöğretmen ola ra k g ö­
rünmüştür. Cumhuriyet H a l k Partisi'nin o gece Saray­
burnu Parkı nd a düzenlediği ve b ı r çok i l eri gelen l erin
katı l d ı ğ ı bir şen l i kte saat onbire doğru Cumhurbaşka­
nı da gelmiş ve bir süre sonra yaptığı konuşmada
şöyle demişti r : • Arkadaşlar, b i z i m ahenktar, zengi n
l isan ı m ı z yeni Türk harfleriyle kend i n i gösterecekti r.
Asırlardan beri kafalarımızı d e m i r çerçeve i ç i nde bu­
lunduran, a n l aşı l m ayan ve anlamad ı ğ ı m ı z işaretlerden
ken d i m izi kurtarmak ve bu lüzumu anlamak mecburi­
yeti ndeyiz . . . Ven i Türk harfleri çabuk öğren i l m e l i d i r .
Her vatandaşa, kad ına, erkeğe , hama l a , sandalcıya
öğreti niz. Bunu vatanperverl i k vazifesi b i l i n iz. Bu va­
z i feyi yaparken düşününüz k i , b i r m i l letin, b i r hey'et-i
içtimaiyenin yüzde onu, yirmisi okuma yazma b i l i r,
yüzde seksen, doksanı b i lmezse bu ayıptır. Bu hata
bizde değildi r. Türk'ün seciyesini anlamıyara k kafası-

- 276 -
n ı b i r takım z incirlerle saranlardadır. Art ı k m az i n i n
hataları n ı kökünden temizlemek zamanı ndayız. H atala­
rı tashih edeceğiz. Bu hataların tashih ol unmasında
bütün vatandaşların faal iyetin i isterim ... M i l letim iz ya­
zısıyla, kafasıyla bütün alem-i medeniyeti n yanı nda
o lduğ�.mu gösterecektir.• Bu seferber l i k çağrısı ndan
sonra G azi ü lke içinde gezilere çıkmış, köy meydan­
larında, sınıflarda, belediye dairelerinde ve kahveler­
de h a l ka ders vermi ş ve halkı i mtihandan geçirmiş­
tir. Başbakan ve diğer i leri g e l e n l er de O'nu takibet­
m i ş l er, kısa zamanda bütün Türkiye, h a l ka yeni yazıyı
okuyup yazmayı öğreten, kara tahta ve sehpalarla do­
natılmış, bütün ayd ı n l arıy l a b i r ders odasına dönmüş·
tür. Büyük M i l let Meclisi 1 Kas ı m 1 928'de, yen i top­
l a ntı döneminin i l k günü, yeni a l fabeyi b i r altın l evha
üzerinde M ustafa Kem a l 'e sunmaya karar vermiştir.
3 Kası m 'da yeni Türkçe yazıyı yerleştiren ve y ı l ı n so­
nundan sonra Türk d i l i için açıkça Arap harfleri n i n
k u l lanı l masını yasaklıyan bir kanun kabul ed i l m i ştir.
Bir kaç gün sonra , memurların yeni yazıda okur yazar·
l ığ ı n ı yoklamak üzere i mtihanlar yap ı l m ı ş ve 1 1 Ka·
s ı m 'da bir Bakanlar Kuru l u kararı i l e • M i l let Mektebi ..
n i n nizamnamesi düzenl enm iştir. Bunun üçüncü ve
dördüncü maddel erinde şöy l e den i l m i şti r • M i l let
M e ktebi 'nin baş mual l i m i Reisicumhur Gazi M ustafa
Kemal H azretleri d i r • . Harf devri m i n i açıklamak ve
haklı göstermek için çeşitli m i s a l l e r öne sürü lmüştür.
Arap h arfleri n i n , Türk d i l i n i n seslerini deyi mlendirme­
ye e lveri ş l i o l madığı bel i rti l miştir. Öğretim i güç, bası­
mı zahmetl i olup, eğitim ve kültürün yayı l ması na en­
gel teşkil ettiğ i söylenmiştir. Açı k, sade ve foneti k ye­
ni yazının okur yazarl ı kta büyük bir artış ve yayı nların
geniş ölçüde çoğalmasına yol açtığı şüphesizd i r. Fa-

- 277 -
kat d eğ i ş i m i n asıl gayesi , pratik ve pedagoj i k sebep­
l erden çok, içti mai ve kü ltürel sebepl e re dayanm ıştır.
Mustafa Kem a l , h a l k ı bu yazıyı kab u l e zorlarke n , gele­
ceğe bir kapı açıp, geçmişe bir kapı kapa m ı ştır.

V E N i T;j ı:mivı: P "· �Tic:;i. 1 ?. �u'1at 1 961 tarihinde kurulan


ve 1 973 tarihinde siyasi hayatı sona eren siyasi parti.
Parti , B i ri nci G ü rsel Kabi nesinde M a l iye Bakanı
o larak görev alan Ekrem Alican ' ı n başka n l ı ğ ı nda ku­
rul muştur. Ayrıca kurucul a r arası nda İ rfan Aksu, Raif
Aybar, H ikmet Belbez, Esat Eği lmez, Hasan Kang a l ,
S ı rrı Ökte m , M ithat San, Cahit Tal as ve Ayd ı n Yalçın
da vı:ı �n • r
1 96 1 seçimleri n e ü mitl i g i ren parti , İkinci İnönü
Koa l isyan H ü ku m etlerine kat ı l m ı ştı r. 1 965 ve 1 969
genel seç i m l erinde bir varl ı k gösteremeyen parti , Ge­
n e l R ::ı � k a n t=hem /\ l ir.ı:ın ' ı n istifası i l e daha da güçsüz­
lesm istir. N ihayet İ rfan Bara n ' ı n Genel B::ıskan l ı q ı sı­
rası nda parti fesh e d i lere k i l eri g e l e n l eri A.P.'sine
katıl m ı ş lard ı r.

YEŞİL ORDU CEMİYETİ, Kurtuluş Savaşı sırasında düzenli


bir ordu kurmayı amaçlayan fakat sonra M ustafa Kemal ve
arkadaşlarına karsı ceohe alan cemiyet.
M i l li M ücadel e 'n i n i l k a n larında henüz muntazam
b i r orduya sahip o l u nmadığı i ç i n , muhte m e l saldı rıya
karşı koymak amacı i le , i leri gelen şahsiyetl erle bazı
m i l l etve ki l l eri tarafı ndan g i z l i b i r Veşi lo rdu Cemiyeti
kuru l muştur. Fakat kısa zamanda as ı l gayes i nden ay­
rılan .ve endişe yaratan duruma gelen cemiyet Musta­
fa Kemal Paşa'nı n emri i l e lağved i l m i ştir. Buna rağ­
m e n faa l iyetlerine devam edenl e r , kendi l e r i n i İsti k l a l
M ahkemesi'nde b u l mu ş lard ı r. Bu a rada Bolşevik prog­
ramı n ı düstur olarak kabul etmi ş olan cem iyetin be-

- 278 -
yannamesi • Eski dünya neydi ? Veni dünyada ne olu- ·
yor? • diye başl ıyordu. Hepsi de m i l l etve k i l i olan ge­
nel merkez üyeleri, sonunda İsti klal Mahkeme s i ' n i n
9 Mayıs 1 92 1 tari h l i kararı i l e çeşit l i cezal a ra çarptı­
r ı l m ı ş l ardır.

YİRMİ BİR EKİM PROTOKOLÜ , (21 Ekim 1 961) . İstanbul ve


civarında bulunan Birinci Orduya bağlı 38 yüksek rütbe li
general ve albayın Harp Akad em isi salonunda toplatıarak
günün şartlarına göre yapmayı tasarladıkları işleri planla­
yan söz l eş me (21 El<im 1 961).

B u top lantıd a 37 yüksek rütbeli subay ı n kabul et­


ti kleri p rotokolü Cemal Tural da imzalamıştır. Bu pr<r
tokolde ı s lah kabul etmeyen bu ortam içinde er geç
bi r müdahalenin vaki olacağı kabul edi l miş, eğer bu
müdahale Mecl islerin toplanmasından sonra yapı l a­
cak olursa yeni b i r ihtil a l anlamı taşıyacağı , halbuki
daha önce yapı l ı rsa 27 Mayıs ihti l a l i n i n yürürlükte
olan yeni b i r aksiyonu olacağı düşünülmüş, müdaha­
l e n i n kanl ı olmaması için alt kuşakların aşırı tutum la­
rını kan a l ize edecek şeki lde yukardan yönetil mesi ge­
rektiği , bir M i l li Birlik Komitesi n i n kurulmaması , ku­
rucu m ecl i s i n teş k i l i ve b i r süre Meclislerin kapatıl ma­
sı d8 hf-ıul e d i l m i R t i r Öte vandan bu düşünülen ve ka­
bul edilen hususlar kısa ve öz o l a rak maddel eştir i l m i ş
v e imzal an mıştır. 1 - T ü r k Silahlı Kuvvetleri 1 5 Ekim
1 qfi 1 n i.• '"1 i"ı yon ı l m ı ş olan secim lerden sonra gelecek
Yeni Büyük M i l l et Mecl isi 'ni toplanmadan dağıtacak.
2 - Bu kararın uygulanması 25 Ekim 1 96 1 'den sonra­
ki b i r güne teh i r edilmiyecek.

YiRMİ BİR M AYIS H ÜKÜMET DARBESİ, Ankara•da Talat


Aydemir ve gurubunun silah kuvvetine dayanarak iş başın-

- 279 -
da bulunan Cumhuriyet Hükumetini devirmek için giriştik­
leri hareke} '"�/�1 M�yı!'.; 19G3).
20/21 Mayıs gecesi , 22 Şubatçıların son seçtiği
hareket tarihi o l muştur. H a reket, gene askeri a l a rm­
l a başlamış, Talat Ayd e m i r ve a rkadaşları /\n karn Rad­
yosunu e l e geçirmişlerd i r. Radyo el değ i şt i rmeler ol­
muş, fakat, Bakanlar Kuruluna doku n u l am Ci m ı ş :: ır. An­
cak ordular hareketi tasvip etm e m i ş l e rd i r. H a l k ve
üniversite genç l i ğ i ise, 22 Şubatta o ! d u :; : ı rı i b l 21 M a­
yista da tamamen bu hareketlerin d : ş ı nc� � . '-ı :::ı:tii bun­
l a ra i lgisiz ve seyirci kalmışla rd ı r. Hükumete sadık
kuwetler, Aydemi r ve a rkadaş l arına karşı kesin ted­
b i rler almış lardır. İnönü bu harekete knrşı do b i r kabi­
n e başkanı gibi değ i l , bir askeri şef g i b i d i re n m i ş ve
tesebbüsü ele a l mıştı r. İ hti l a l i n başlaması ndan önce
Bakan H asan Dinçer'e ve o yoldan İsmet İ n ö n ü 'ye 1 4'­
l erden b i ri tarafından ihbar yap ı l d ı ğ ı ve bu b i l g i üzeri­
ne hükumetin harekete geçtiğ i söylenmiştir. Kuman­
danları kaza n ı lmış olan b i rl i kler saat 22.30'da h a reke­
te geçmi ş lerd ir. Emekl i bulunan Aydemi r ve ar­
kadaşları , resmi elbiselerini giyerek s 2 h n evP. r • ' · ,,- · ş­
lardır. B i r a ra l ı k radyo ele geç i ri l ince, Talat Ayde m i r ' i n
bildirisi okunmuştur. Fakat sonra radyo el değiştirm i ş­
tir. lstanbul 'da ise hare ket, daha i l k adımda b cı s 2 -- n z
kalmıştır. Aydemir b i r süre, eski kumandanı bulunduğu
Harp Okulu'ndaki eski odasına yerleşmiş, fakat b i r s ü­
re sonra Harbiye'nin telefonu kes i l i nce, i rtibat i m kan­
l a rı kaybolmuştur. Aydemir'in radyo beyannamesi sa­
at n'dP. nk-unmustur: "Türk m i l l et i n i n refa h ı , huzuru ,
hızla çağdaş uygarl ı k seviyesine yükselmesi, eşitl i k ,
bütünlük v e güvenl i k içinde, m i l l l şeref v e haysiyetle
bütün hürriyetlerine sahi p ola ra k barış içinde yaşama­
sı vb.• Saat 1 3'te Merkez Kumandan Muavi n i Yarbay

- 280 -
A l i Elverd i , açık, sert beyanlarla Aydemi r'i ve teşeb­
büsünü radyoda suçlamı ş , H ü ku m etin duruma haki m
olduğunu açıklamıştır. H ü ku met kuwetleri sabaha
karşı kışlalarına döndürmüşlerdi r. Bu defa da Ayde­
m i r başarı kazanamamış, kuwetleri tes l i m o lmaya
başlamıştır. Bu arada Cevdet Sunay da b i r tebliğ ya­
yınlıya rak, ihtilalcil e r yarım saate kadar tes l i m o l m a­
d ı kl arı takdirde, Hava Kuwetlerinin H arp Okulunu
bombalayacağı n ı bildirm iştir. M ukavemet merkezleri
zaten sars ı l m ı ş olan Aydemir, Harp Okulu 'ndaki ku­
m andanl ı k odası penceresinden, bozgunu görünce
· Evet, her şey bitt i . Gideb i l i riz . .. demiştir. N iteki m pa­
zarl ık başlayınca İnönü : • Ben çok isyanlar gördüm,
pazarlık başlayınca i syan bitmiş demektir• ş e k l i n d e
konuşmuştur. N e var ki bu defa pazarlığa b i l e yer ve
l üzum kalmamıştır. Aydemir, arkadaşı M ustafa Pako­
va i l e okulun arka tarafındaki koruluğa dalmışlar, ora­
dan dolaşarak Mustafa Pakova'nın evi n e gelmişlerdir.
Öğle üzeri ise pol islerle tomso n l u subaylar, onları
orada tesl i m a l m ı şl ardır. Askeri M a h ke m eye ve r i l e n
1 459 s a n ı k yarg ı l a n m ı ş ve M a m ak M ah k e m e s i 20/2 1
Mayıs san ı kl arı hakkında 5 Eyl ül 1 963 'te L?r::ırı n ı V 8 r·
mişti r : 7 idam, 2 9 müebbet hapis ve çeş i t ! ! c e ;rn ! a r .
-ın radan beş idam cezas ı m ü ebbet hapse c�vri l m i ş
v e Ayd e m i r i l e Fethi Gürcan idam edi l mişl e rd i r.

Y İ R M İ İKİ � U B AT OlAYI, (22 Şubat 1 962). Talat Aydemi r in '

l iderl i ğ inde Hükumeti devirmek için ilk silahlı teşebbüs.


9 Şubat Protokolü i m za l a n d ı ktan sonra Ankara
G rubundan Albayla r büyük b i r başarı sağlamış olara k
Ankara'ya dönmüşlerdir. Ankara G rubunun l i deri Talat
Aydemir bu başarıyı geli ştirmek üzere hemen hazır­
lıklara başlamıştır. Bu arada İstanbul Grubundan Ge­
neral Refik Tulga'ya b i r mektup göndererek O'nun l a

- 28 1 -
d i rekt i l işki kurmak istemi şti r. Müdah a l e n i n zamanı
şekl i hakkınd a kend i fikri n i bu m e ktupta bel i rtmiş ve
sonra kend i s i n i n İstanbu l 'da güven i l i r tem s i l c i s i olan
Kurmay Yarbay Osman Deniz i l e Tulga'n ı n S i l a h l ı Kuv­
vetler Birliği teşk i l atı d ı ş ı nda ve özel olara k i l !ş k i l e r
kurmasını i stem iştir. Osman Deniz, Tulga i l e ayrı b i r
i l işki ku rmuş v e Deniz'in ifades ine göre, müdahale
harekatının İstanbul v i l ayeti nden idaresi hususunda
mutabakata varmıştır. Tulga da İrfan Tansel ' i i kna et­
mek üzere Ankara'ya hareket etm i ş , Tansel i l e yaptı­
ğı çeşitli görüşmelerden b i r sonuç elde edemem iştir.
Talat Aydemir 22 Şubat günü saat 1 0 .20'de durumu
İ stanhı ı l 'a telefon ederek İstanbul Gurubunun yeni bi r
teşebbüs karşısında b i r l i kte harekete geçecek duru­
ma getirilmesini istemiştir. Bundan başka Tal at Ayde­
m i r b i r k ı s ı m Tabii Senatörlerin Ankara'daki H ava Cun­
tasıyla b i rl i kte hare ket ederek kend i le rine karşı olduk­
larını da b i l d i rm iştir. İstanbul G rubu da kendi le r i n i n
m uvafakati d ışında, k ü ç ü k b i r grup tarafından yap ı l a­
cak b i r harekete istanbul'un katı l m ı yacağ ı n ı n b i l i nme­
s i n i , protokolün şartları yerine get i ri l meden İstanbul
G rubunun bir müdahaleye taraftar o l m ıyacağ ı n ı Ay­
demi r'e b i l d i rm iştir. Fakat Talat Ayde m i r , İstanbul
G rubunun bu i kazın a uymamış, akşama doğru Anka­
ra'da harekete geç m i ştir. Bu arada Talat Ayde m i r tek­
rar İstanb u l 'a telefon ederek • Bu şartla r a l tında Ge­
nel Kurmav'da enterne edi l en arkadaşları m ı kurtar­
m a k üzere h arekete geçmeye m ecbur kal acağ ı m " de­
m iştir. İstanbu l 'un tutumu karş ıs ı nda hay l i heyeca n l ı
olan Aydem i r bağ ı rarak, · G ideceğ i m s o n u ne o lurs a
o l s u n g i d iyoru m • diyere k tel efonu kapatmıştır. Talat'­
ın bu konuşmasından sonra İstanbul Grubuna dahi l ge­
nera l l er telefonlara sarı l arak b i r l i klerine gere k l i di-

- 282 -
rektifleri ve karş ı alarm haz ı r l ı k e m i rlerini vermeğe
baş l a m ış lardı r. Bu duruma göre, İstanbul Grubunun
Talat Aydemir'i desteklem i yeceği art ı k kesi n suretle
bel l i o l muştur. Tam bu SJ rada Talat Aydemir'le daha
önce a n laşan Tulga da Ayde m i r'i telefon ile aram ı ş ,
a Talat sizi itidale davet ediyoru m . Protokol şartl a r ı n ı
tahakkuk etti recek i m kanlar sağlanamam ıştır. A l a r m ı
çözüp Genel Kurmay' ı n emirlerine sad ı k kal ı n ı z » de­
m işti r. Buna karşı Aydem i r kat'i kararını bi l d i rm i ş ve
a Si z ne yaparsanız yapın, ben yürüyeceğ i m , .. cevabı­
nı vermiştir. Böylece Tulga'nın d a çabaları fayda ver­
memiştir. Tulga'nın yanında bulunan Emin Aytek i n de
•Talat ben Emin, şimdi beni d i n le. Akade m i ler Kuman­
danı n ı n odası n da n konuşuyoru m . B i ri n c i Ordunun Ko­
l ordu ve Tümen Kumandanları buradalar. H eps i karar­
l ıd ı rlar. Senin böyle b i r ç ı k ı ş ı n ı kat'i olarak destek l e­
m iyeceklerdir. H atta karşısında durum alacaklardır. Sa­
na tekra r hatı rlatıyorum . Kend i n i körü körüne ateşe
atıyorsun. Çoluğunu çocuğunu düşü n , • demişt i r. An­
cak O, .. Ben i m çoluğum çocuğum da ben i m l e beraber
ölüme razı • d i ye bağ ı rm ıştı r. Talat Aydem i r , İstanbul
G rubu ile bağları kopard ı ktan sonra tek başına hare­
kete geçmi ş , araya b i r çok k i ş i l e r g i rmesine rağmen
h areket baş l a m ı ştır. Ancak Ankara G rubunda da Talat
Aydemi r'e karşı bir hare ket görü l müştür. B i r k ı s ı m
yüksek rütb e l i kumandanlar da Ankara Grubundan
kopmuşlar, H ü ku met Grubuna katı l m ı şlardır. 23 Şubat
1 962 sabaha karşı fazla d i renmen i n yersiz ol duğunu
Aydem i r de a n l a m ı !';t ı r . Ama zaman a rt ı k çok geçmiştir.
Bu arada E k re m Alican a raya g i rm i ş , H ü kumet ile Ay­
demir' i n a rası nda uzlaşma şartları n ı hazırlamıştır. Ta­
lat Aydem i r bu uzlaşma şartlarını kabul ederek alarmı
·ızmüş, H a rp Okuluna dönmüştür. 22 Şubat gecesi

- 283 -
Türkiye'mizin yaşadığı buhra n l ı ve badireli gecelerden
b i ri olmuştur.
27 MAVIS İHTİLALİ, Demokrat Parti Hükumetlerinin yanlaş
rutumları sonucu, memleketin kardeş kavgasına götürülme­
sini önlemek için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı kan­
sız hükumet darbesi (27 Mayıs 1 960).
27 Mayıs İhti l a l i 'ne yol açan o l aylar, bu tarihten
altı ay kadar önce başlamıştır. Muhal efet, bir çok
konu larda anlaşamadığı Hükümet'e karşı yeni mü­
cadele metodları kullanmış; bu arada Hükümet de
g itti kçe sertleşen tedbi rler a l mağa başlamışt ı r. Bu
cü mleden olarak H ü kümet'in aleyhi nde bulunan gazete
ve derg i l e r kapat ı l m ış, m e m l ekette çok gerg i n b i r
siyasi hava esmeğe başlamıştır. Muhalefeti n , Mec­
l i s'te ve basında Hükü met aleyhindeki m ücadelesi
son derece şiddetl enmiş, bunun üzeri ne Demokrat
Part i b i r Tah k i kat Kom i syonunun kurulmasını kararlaş­
tırmıştı r. Tahk i kat Komisyonu'nun M ecl is 'te kabul
edil mesi , muhalefet ve Ü niversite çevre ! e r i r d e ş i d­
detle protesto edi l m iştir. Bu arada , 27 N isan günü
bu kanunu protesto eden İnönü'nün on i k i oturum i ç i n
Mecl is'ten uzaklaştırılmasına karar ver i l m iştir. 2 8
v e 2 9 N isan tarihleri nde İstanbul v e Ankara Ün iver­
sitelerinde, bu kanunu protesto eden öğrencilerle
polis arası nd a kan l ı çatışmalar meydana g e l m iştir.
Öğrenci l erle pol isler arasndaki çatışmalar s ı rası nda
polis ateş açmış, İstanbul ve Ankara'da S ı kı yöneti m
ilan edi l m i şt i r. Aynı zamanda bası n a geniş ölçüde
sansür konmuş ve Ü n iversiteler bir ay süre ile ka­
patı l mıştır. Bu olaylardan sonra Ankara'da Kızılay
Bulvarı 'nda hemen her gece nümayişler yap ı l m ı ş
v e 5 May ı s sabahı M enderes, Kızı l ay M eydanı 'nda
öğrenc i l er tarafından h ı rpalanmıştır. M e m l e kettek i

- 284 -
karı ş ı k l ık l a rı n devam ettiği s ı rada, 2 1 Mayıs g u n u
sayıları bini bulan H a rp Oku l u öğrenci leri de başl a­
rında Okul kumandanları Sıtkı U l ay olduğu halde a r­
kaları nda subaylardan ve s iv i l l erden büyük bir kala­
b a l ı k Çankaya'ya Cumhurbaşkan l ı ğ ı Köşkü'ne doğru
yürüyerek H ükumete bir i kazda bulunmuşlard ı r.
M ec l i s 2 5 Mayıs'ta büyük b i r kavgadan sonra tati l e
g i rmiş, Başbakan Menderes Eskişehi r'e gitm i ş , o ra­
da Tah k ikat Komisyonu'nun i ş l e rini üç ay yerine b i r
ayda b itirdiğini v e görevinin sona erdiğini söylemiş­
tir. Türk S i l a h l ı Kuwetl e ri 27 Mayıs sabahı kansız
bir hükumet d a rbesi yaparak i dareye el koymuştur.
i htil a l dört saatte tamamlanmış ve bütün strateji k
nokta l a r ele geçiri l m i ştir. Cumhurbaşkanı , Başbakan
ve Bakanlarl a diğer Demokrat Parti M i l letveki l l e r i
ve i leri gelenleri g ö z a l t ı n a a l ınmıştır. H arp Okulu 'n­
da toplanan tutuk l ul a r, buradan Vassıada'ya götürül­
müşlerdi r. Burada kurulan yüksek mahkemede yargı­
ı � r-. • r: ' ::• i· d ı r.
.... -'\vlarca süren mahkemeden sonra 27
Mayıs'tan 1 y ı l , 3 ay, 1 9 gün sonra , 1 5 Eyl ü l 1 96 1 'de
Yass ı ada'da 592 san ı k l ı dava l a r kara ra bağlanm ıştır.
Karar uyarınca cezaları affedi lmeyen Zorlu ve Polat­
kan 1 6 Eylü l , Menderes ise 1 7 Eyl ü l 'de i dam ed i l­
m i şlerdir Başta Bayar olmak üzere cezaları müeb­
bede çevr i l e n 1 2 kişi i l e beraber 461 kişi çeş i t ! :
hapis cezalarına çarptırı l m ı ş , 1 23 k i ş i beraat etnı i s­
tir. Daha sonra yeni bir Anayasa, Seç i m Kanur.u yn­
p ı l m ı ş , parlemento sistem inde değ i ş i k l i kler o l m :.:ş­
tur. N ih ayet bazı önemli sosyal ve ekonom i k reform­
lar yap ı lmak i stenmiş, fakat çeşitli sebepler ve e n ­
g e l l e r yüzünden i$tenen elde edilememişt i r.

27 MAVIS İHTiLALi'NİN PAROLASI, İhtilalden bir gün önce


Ankara gurubundan M uzaffer Vurdakuler'in, İstanbul gu-

- 2 85 -
ruhundan Orhan Kabibay'la yaptığı telefon konuşmasında
kullandığı parola.
Muzaffer Yurdaku l e r İstanbu l 'da b u l u nan Orhan
Kabibay i l e şu telefon konuşmas ı n ı yc:ıpmı ştır:
« Em e k l i sandığından istedi ğ i n 2740 l i rayı aldım. 1 0
l i rasını kesti ler. 2730 l i ra kal d ı . Eskişehi r'deki haw­
cı arkadaş ı n parasını a l d ı m . Ama b i l d i re miyoru m ,
onu d a sen hall ed iver. •
Parolada söz konusu ed i l en l er açıktır: • 27 Mayıs
gecesi saat 4 'te başlaması gereken hareket saati 3 'e
a l ı nd ı . Eskişehir'deki Menderes'i de siz hal ledin . ..

YIRCALI S ITK I , Parlementer, devlet adamı (Manisa 1 908).


Öğrenimini tamamladıktan sonra İstanb u l Hukuk
Fakültesine girmiştir. Daha sonra m e m l e keti nden
m i ll eveki l i seçilen Yırcal ı , 2. ve 3 . Menderes Kab i n e­
l erinde Bakan olarak görev almıştır. D .P. g u rubunun
1 955'te yaptığı toplantıda, hakkında tah k i kat açı l m a­
sı istenen Bakanlardan biri olmuştur. Y ı rcal ı , 5 . Men­
deres Kabinesinde yeni kurul a n Bası n Yay ı n ve Tu­
rizm Bakanl ığ ına tayin edi l m iştir. B i r süre sonra gö­
rev i nden istifa eden Y ı rcal ı , Yassıada mahkemele­
rinde yargılanmış, s uçu olmadığı görülerek serbest
b ı rakı l m ı şt ı r. Bugün avukat l ı k yapmaktad ır.
YOZGAT İSYANI, Kurtuluş Savaşı sırasında Hürriyet ve İti­
laf Fırkası reisi Çapanoğlu Edip ve Celal tarafından Yozgat
ve yöresinde çıkanlan ayaklanma ( 1 5 Mayıs 1 920 - 30 Ara­
hk 1 920) .
Çapanoğl u Ed i p ve Celal kardeşlerin k ı ş k ı rtması
i l e Yozgat ve yöresinde Ankara HükCımeti'ne karş ı
başlatı lan ayaklanma i ki ayrı dönemde o l m uştur. İ l k
ayaklanma Yıldıze l i nde Erzurum l u H üseyin Naz ı m ve
Kara Mustafa'nın elebaş ı l ığ ında çıkarılm ıştır. M i l l i

- 286 -
kuvvetler bu ayaklanmayı 30 Ara l ı kta bastı rmaya
muvaffak o l muşlard ı r. İ ki nci isyan ise avukat Z i l e l i
Al i , B u c a k müdürü N a c i ve arkadaşları tarafı ndan çı­
kar ı l mı ştır. Kısa \ s ürede yaygı n bir d u ruma gelen
ayaklanma Vozgat'a da yayı l m ışt ı r Yozgat isyanını
bastırmakla görevlend i ri len Çerkez Ethem , kuvvetl e­
ri i l e b i r l ikte Vozgat'a g i rm i ş , e l ebaş ı la rdan b i r çoğu­
nu idam ederek ayaklanmaya son verm işti r.

VÜZELLİLİKLER, .Kurtuluş Savaşı sırasında bağımsızlık ha­


reketini engelleyici hareketlerde bulunan, gerek yazı ve
.gerek tutumları ile zararlı hareketler yaptıkları sabit görü-
1erek yurt dışına sürülenler.
Bağ ı ms ızl ı k Savaşı s ı rası nda hareketi deste k l iye­
cekl eri yerde baltalayanların sayısı pek fazl a o lmuştur.
Ancak bunlardan b i r kısmı gezici İ sti klal Mahkemele­
rinde yarg ı l anmış ve cezaları hemen uygulanm ıştır.
Bir k ı s m ı ise hareketl eri n i Cumhuriyet i lan edil­
d i kten sonra da sürdürmüş l erdi r . Büyük M i l let Mec­
l i s i n i n 1 .6.1 924 tarihinde a l d ı ğ ı b i r kararla sayı l a rı
1 50'yi bulan bu k i ş i lerin yurt dışına ç ı karıl maları ka­
bul ed i l m işti r. Bunlar Pad işahın yakınları, Kuvayi İ n­
zibatiye'ye dahi l olanlar. Sevr Antlaşması n ı i mzala­
yan lar, Çerk ez Ethem ' i n isyanına katı lanlar, Kurtu­
luş Savaş ı n ı n aleyhinde yazı yazan gazeteci ler, po­
l is l er, m ü lki ve askeri l iderler ve çeşitl i mesl e k g u­
rupları ndan meydana gelm iştir. Ancak daha sonra çı­
karı l a n bir kanun l a bunların suçları bağışlanmış, Pa­
dişah ve ai l esi dışındak i l er i n yurda d ö nmeleri sağ-
1anm ıştır,

- 287 -
z

ZORLU FATİN RÜŞTÜ, Parlementer, devlet adamı (Çanak­


kale 1 9 1 0 İmralı 1 96 1 ).
-

S i yasi hayata atıl mı ş , 1 954 genel seçimleri nden


son ra kurulan 3 . M enderes Kabinesinde Devlet Ba­
kanı o la rak görev a l m ıştır. 29 Ekim 1 955 tarihinde
top lanan D .P. gurubunda, hakkı nda tahki kat açı lması
i stenmiş, b u durum üzerine kabine düşmüştür. Be­
şinci M enderes Kab i nesine D işişleri Bakanı o larak
g i ren Zorlu, 27 M ayıs 1 960 i hti l a l i nden sonra tutuk­
l anarak yarg ı l amak üzere Yassıada'ya gönderi l m iştir.
Mahkeme Zorlu 'yu idama mahkum etm i ş , idam ceza­
sı İmra l ı 'da i nfaz ed i l miştir. ( 1 6 Eylü l 1 96 1 )

28R

You might also like