You are on page 1of 6

Lacancı Psikanaliz Çalı maları Klinik Seminerleri Dizisi- 2023

Yorumlama görevi üzerine altı not


Agnès Aflalo
Çeviri: Baturalp Aslan

Yorumlama Görevi Üzerine Altı Not1
Agnès Aflalo
Çeviri: Baturalp Aslan

Bilinçdışı zaten yorumlamaktadır


Seans sırasında dil sürçmesi gibi bilinçaltı oluşumları analizanın söylemek
istediği ve gerçekte ne söylediği arasındaki örtüşmezliği ortaya koyar. Freud,
keşfettiği bilinçdışını, söylemeyi istemekle söylenen şey arasındaki bu tutarsızlıkta
konumlandırır. Sanki analizanın söylediği, ardında bir söyleme isteği, Lacan'ın
Öteki'nin arzusu dediği söyleme isteğini açık eder. Bu, bilinçdışının zaten
yorumladığı, zaten kendisinin yorum ürettiği anlamına gelir2. Yorumlar gösterenin
yankılanmasını sağlarlar ama aynı zamanda bir muamma da olabilirler, bir kinaye ya
da kehanet biçimini alabilirler, vb.

İlk yorum
Analistin yorumu, bilinçdışınınkiyle aynı düzendedir. Analist onun gibi
çalışır ve onu takip eder. “Dil olarak yapılanan bilinçdışı” metaforlara ve metonimi’lere
dayanmaktadır. Bilinçdışı anlam üretir ve analist onu yakalar. Semptom anlamlı/
gösteren (signifiant) bir metafordur ve arzu da bastırılmış bir gösterilen etkisidir (effet
de signifié). O halde yorumlama bir gösteren meselesidir ve arzu üzerinedir- ki bu
arzu, saf olumsuzluk olmakla beraber bir anlam etkisi olarak algılanır. Analist
yorumlarken yeni bir anlam etkisi yaratan bir gösteren ekler. Hakikat, sürçmede veya
sakar eylemde konuşur. Ve yorum, önceki anlamın etkisine karşı çıkan yeni bir
hakikat etkisi ortaya çıkarır. Seansın bitişi aynı zamanda görme zamanı’nı [le temps
pour voir] noktalayabilir ve sonuçlandırma ânı’nı [le moment de conclure]
hızlandırabilir.

1Bu me n Ecole de la Cause Freudienne’in 2023 yılında gerçekleşecek olan 53. Çalışma Günlerinin yöne cisi
Okul Üyesi Analist (AE) Agnès A alo tara ndan yazılmış r.
2J.-A. Miller’in Paris VIII Universitesi Psikanaliz Bölümü’ndeki Dersleri, bilhassa 1995-96 yıllarındaki « Anlamın
kaçışı » dersine gönderme yapılmaktadır.
ti
fl


ti
Noktalama
Noktalama işaretleri anlamı belirler3. Noktalama değişirse anlam da
değişir. Dolayısıyla yorumlamak, analizanın konuşmasını bir yazı gibi ele alarak
noktalamak demektir. Analistin noktalama işaretleri, analizanın konuşmasında
bilinçdışını okunabilir kılar. Örneğin, bir gösterenin alıntılanması, analizanın
söylenenine tırnak işareti koymak ve yeni bir anlam ortaya çıkarmak anlamına
gelebilir. Noktalama işaretleri, analizan tarafından "Hah ne iyi söyledin, ağzımdan
aldın"4 gibi duyulur. Dolayısıyla yorumlama işlevine uygun olarak, anlam ile söylenen
arasında bir çelişki ortaya çıkarır. Öznenin kendi konuşmasını duymasına izin veren
bu tutarsızlıktır5. Yorumun değeri, açığa çıkardığı hakikatin etkilerine göre ölçülür.
Ancak bilinçdışı ne kadar çok yorumlanırsa ve o kadar çok kemikleşir. Çünkü
yorumun şifrelenmesi ve deşifre edilmesi, tatmin üretir. Bir anlam meselesi olan
yorum bu nedenle haz ilkesine esir düşer. Oysa Freud, bilinçdışının yorumlamaya
alıştığını bulmuştur ve “Haz İlkesinin Ötesi” ile analizin yorum-sonrası çığırını açar.

Tersine yorumlama
[Lacan’ın öğretisi ilerledikçe] anlama-opak-jouissance’ın söz konusu
edilmesi yorumlama rejimini değiştirir: bundan böyle bilinçdışının tersine işlemesi
gerekmektedir yorumun6. Çünkü dürtünün zevk almak istemi [voulouir jouir],
anlamlandırmanın demek isteminden [vouloir dire] üstündür. Anlamı deşifre etme ve
dürtüler artık birbirinden ayrılmaz7. Örtüşür. Bu halde, sözüm ona iletişim
zannettiğimizin, özünde otistik jouissance oluğunun farkına varıveriyoruz. Konuşma
böyle bakınca hakikate hizmet etmekten çok yalnızca zevke hizmet eder haliyle
beliriyor. Ve dil, lalangue hakkındaki bilginin uzun uzadıya açıklanmasından başka bir

3 Miller, J.-A. 7 Haziran 2001’de France Culture’de yayınlanan radyo programı, interne e mevcut.
4 « Je ne te le fais pas dire ! » Ç.N.
5Lacan J., « L’étourdit », Autres écrits, Paris, Seuil, 2001, p. 492. « öyle kendi hesabıma almıyorum ki, herhangi
birinin sana bunu söyletmesini saglayabilirdim. »
6 Miller J.-A., « L’interpréta on à l’envers », La Cause freudienne n° 32, Paris, Navarin,1996, pp 9-13.
7 Lacan’ın ikinci ögre si dediğimiz, Freud’un ikinci topik teorisini ele alan dönem.
ti
ti
tt
şey değildir8. Aynı şekilde, konuşmanın tatmini de bir konuşma diyaloğundan çok bir
lafügüzaf9 monoloğu haline gelir.
Diyaloğun kaybolması fikri yorumu sorunlu hale getiriyor. Ancak Jacques-
Alain Miller gösterdi ki Lacan diyaloga jouissance'a bir sınır getirme belirleyici rolünü
atfediyor10. Gerçekten de yorum, anlamı kurutmak suretiyle haz ilkesine karşı gelir ve
cinsel ilişkinin imkânsızlığını ortaya koyar. Bunun için yorum, konuşmayı yazı gibi ele
alır ve özneye kendini okumayı öğretir11. Söyleme isteminin maskelediği zevk istemini
ortaya çıkarmak için, yorum “hiçbir anlam ifade etmiyor” prensibi üzerinden ilerler.
Gerçek (réel) bilinçdışında gösterilen, gösterenden bağımsızdır, gösteren her anlama
gelebilir. Yorum, gösterenin okunuşunu sınırlamalı ve bunun için de bir söylemin
toplumsal bağı içinde ele alınmalıdır. Çünkü paradoksal olarak ancak spesifik bir
toplumsal bağ, diyalog yokluğunu sınırlayarak yorum yapabilmeyi mümkün kılar12.

Kesmek
Yorum-sonrası (post-interprétative) dönemde, analitik yorumlama
bilinçdışının tersine çalışır. Ürettiği ilk yorumdan görevi devralır. Yorum artık
noktalama işaretlerinden ziyade kesmeye dayanıyor13. [Analitik] söylemin formülü,
kesiğin S1 ve S2 arasından geçtiğini kavramamızı sağlar. Kesme, seansın mantığını
belirler. Ve iki olasılık vardır: Ya yorum S1 ve S2 arasındaki bağı keser ve seans,
özneyi sinthome jouissance'ının opaklığına geri getiren anlamsız bir ünite olur.

8 Le langage n’est qu’une élucubra on de savoir sur lalangue. Lacan dil anlamına gelen « la langue » sözcüğünde
belirteçle sözcüğü birbirine yapış rmak sure yle “lalalala” diye duyulan anlamsız bebek seslerini çağrış rarak,
klasik yapısalcı öğre sinde sembolik düzen sıfa yla yücel ği dil ye si dediği le langage’ı bu anlam-al anadil
üzerine bir boş konuşma (élucubra on) olmaya indirgiyor. Yani bilgi (savoir) ar k hakikat üzerine değil,
jouissance üzerinedir. Ç.N.

“Konuşma diyaloğundan çok bir lafügüzaf9 monoloğu” : Söz oyunu ve yeni sözcük yara mı : la parole (söz) ile
l’apparole (sözleniş, söze dökülüş, dile düşme bile diyebiliriz) karşıt konumlandırılıyor. Ç.N.
10« Bu dialogsuzluk […] yorumda sınırına dayanır, sınır ki Gerçek’le karşılaşılan yerdir. »
« Ce pas-de-dialogue […] a sa limite dans l’interpréta on, par où s’assure […] le réel ». Lacan J., « …Ou
pire », Autres écrits, (1975), Paris, Seuil, p 551.»
11 Laurent É., « L’interpréta on de l’écoute à l’écrit », La Cause du désir n°108, Paris, Navarin, 2021, pp.58-65.
12 Burada kastedilen spesi k sosyal bağ, özel söylem anali k söylemdir. Lacan söylem (discours) mevhumunu
sosyal bağ ile eş tutar. Lacan’cı dört söylem formülleri (mathèmes de quatre discours), gösteren S1, bilgi S2, özne
$ ve neşne a har erini dört haneli bir formülde döndürerek, aralarında ilişkiler ya da engeller olan dört haneye
yazarak onları, göstereni ve jouissance’ı düzenlemenin farklı toplumsal yollarını ifade eden dört söylem
oluşturur. Özetleyecek olursak: Dilin, toplumun ve bilinçdışının geleneksel yapısını oluşturan efendinin söylemi
(discours du maître) sorgulayan ve bilimi ilerleten histeriğin söylemi (discours de l’hystérique), bilgiyi bir disiplin
içinde aktaran üniversiterin söylemi (discours de l’universitaire) ve gizemden ve arzudan yola çıkarak özneye
bilgiyi üre ren analis n söylemi (discours de l’analyste). Ç.N.
13 Bkz. Miller J.-A., « La fuite du sens » (« Anlamın kaçısı »), op.cit.
tti
fl
ti
ti
fi
ti

ti
ti
ti

ti
tti
ti
ti




Öyleyse anlamı kurutmak için, anlam kendi üzerine kapanıp ilmeklenmeden önce
kesilmelidir seans. Ya da seans semantik bir birimdir ve yorum, Baba-nın-Adı'nın
hizmetinde anlamı noktalayan ve besleyen ikinci bir gösteren üretir. Bu iki yol
birbirine zıttır.

Yorumlamak görevi
Analist, analitik söylemi ancak edimiyle var eder çünkü aktarım ve
yorumlama yakından bağlantılıdır. Analist gerçek-bilinçdışını ortaya çıkarır ve onu
aktarım-bilinçdışına götürüp geri getirmelidir. Semptomun anlamını azaltıp,
sinthome'un bedendeki bir olayın olumsallığına indirgemek için, anlam susuzluğunu
gidermek de gereklidir. Analizanın gerçek bilinçdışına, bir dil sürçmesinin artık hiçbir
anlamının veya yorumunun olmayacağı alana geri dönmesi için tek şansı bu yoldur.
Yorum ister noktalama, ister tekrar, ister kesme şeklinde olsun, bilinçdışının gerçek
mi yoksa aktarımsal mı olduğuna göre değişir. Ama her halükârda bu bir teknik değil,
bir etiktir. Bu nedenle, Lacan bize şunu hatırlatıyor: analistin ödevi yorumlamaktır14.
Bu, analizin sonluluğu ve bunun da ötesinde, analitik söylemin varlığı ile doğrudan
ilgilidir.

14 Lacan J., « Pos ace au séminaire XI », (1973), Autres écrits, Paris, Seuil, p. 504.
tf
Çevirenin notu
Freudcu Dava Okulunun önümüzdeki kasım ayında gerçekleşecek
53’üncü çalışma günlerinin teması “Yorumlama,
zikretme, noktalama, kesme” olarak belirlendi15.
Yani seansta analiste düşen görev, analistin
ediminin türevleri üzerine. Jacques Lacan’ın
standardize bir ortodoksluğu savunan IPA’dan
atılmasının başlıca sebebinin değişken süreli
seanslar yapması olduğunu düşünürsek, lacancı
psikanalizi kuran noktanın seans sürecine karar
veren analist edimi olduğunu iddia edebiliriz. Lacan
yapısalcı döneminde semptomun dilbilimsel
tekniklerle deşifre edilmesinin önemini
vurguladıysa da; öğretisinde ilerledikçe, simgesel
önemini gerçeğe, anlam yerini anlamsızlığa,
gösteren önceliğini bedene, hakikat ise
üstünlüğünü jouissance’a bırakır. İlk mantıkla tanımlanan bilinçdışı aktarımsal
bilinçdışı olarak adlandırılıp analistin simgesel Öteki’nin dört-başı-mamurluğunu
taşıdığı bir rejime tekabül ederken; gerçek (réel) bilinçdışı Öteki’nin garantisinden
yoksun, ideallerin ve destansı anlatıların, nesnelerin absürtlüğü önünde solduğu
yüzyılımız düzenine kulak vermek için icat edilmiştir. İki bilinçdışı birbirini dışlamaz,
aktarımsal olan ile gerçek olan arasında gidiş gelişler analitik kürün çözümleme ve
kurgulama süreçleri için gereklidir, hiçbir aşamada olmadığı gibi burada da bir reçete,
bir yol haritası yoktur, analistin etiğinden başka. Agnès Aflalo’nun bu metninin,
lacancılığı kendine yol gösterici edinen klinisyenler için, konuşmak, söylemek,
dinlemek, anlatmak gibi edimlerin tüm gizem ve çelişkilerinden arındırılıp
komünikasyona indirgendiği ve bilinçdışını dışlar halleriyle tabiri caizse ayağa
düştükleri çağımız için, bizi her şeye bir anlam verme gayesinin girdabına düşmekten
kurtaran bir pusula teşkil ettiği kanaatindeyim.
Baturalp ASLAN

15 « Interpréter, scander, ponctuer, couper ». Zikretme olarak çevirdiğim scander ili yine bir tür kesmeye, fakat
alın layarak ya da al nı çizerek kesmeye tekabül eder analiz tekniği anlamıyla. Anali k alan haricindeki anlamı
ise bir sloganı tekrar ederek bağırmak ya da bir şiir mısrasını ölçüsüne göre okumak anlamına gelir, yani ri m ve
tempo krini içeriri. Ç.N.

fi

fi
ti
ti

You might also like