You are on page 1of 2

Spinoza’nın Bir Önermesi Üzerine Düşünceler:

“Kederlerimiz düşüncelere dönüşünce bize acı verme güçlerini kaybederler.”


Bu bakış açısı ile ilk Alain de Botton’un “Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir” kitabında
karşılaşmıştım. Proust’un “Kayıp Zamanın İzinde” kitabında geçen bu sözü Alain de Botton kitabına
almıştı. Tabii Proust Fransızca yazmıştı, Alain de Botton İngilizceye çevirmiş, oradan da Türkçeye çevrilmiş
hali şöyleydi;
"Kederler, düşüncelere dönüştükleri anda bize acı çektirme güçlerini yitirirler"
Alain de Botton - Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir, (Marcel Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde"
romanından alıntı.)

Daha sonra aynı önerme ile Viktor Frankl’ın “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında karşılaştım. Viktor Frankl,
bu fikri Baruch Spinoza’nın Ethica’sından alıntıladığını belirtmiş. Almancadan Türkçeye çevrilen bu ifade
anlamı aynı kalmakla birlikte biraz farklılaşmış.
"Acı duygusu, buna ilişkin net ve kesin bir tablo oluşturduğumuz an, acı olmaktan çıkar."
Viktor Frankl - İnsanın Anlam Arayışı (Spinoza "Ethica"dan alıntı)

Frankl’ın kitabında bunu görünce heyecanlandım, internetten araştırdım. Frankl’ın sözün Latincesini de
alıntıladığını gördüm. Spinoza Ethica’yı o zamanın kültür dili olan Latince yazmıştı doğal olarak.
Quote from Frankl:
What does Spinoza say in his Ethics? – “Affectus, qui passio est, desinit esse passio simulatque eius
claram et distinctam formamus ideam.”
Emotion, which is suffering, ceases to be suffering as soon as we form a clear and precise picture of it.
Benedictus Spinoza, quoted by Viktor Frankl in Man’s Search for Meaning, Part I: Experiences in a
Concentration Camp, p. 74

Spinoza’nın Ethica’sının Türkçe çevirileri de var ama okuması çok zor bir kitap. Spinoza benim
düşüncelerini ve kişiliğini çok sevdiğim bir filozof. Kendi kitabını da okumak isterdim ama bir temel
matematik veya geometri kitabı gibi önermeler, kanıtlamalar, sonuçlar içerdiğinden, takibi çok zor.

Ethica’daki ifadenin İngilizceye daha iyi bir çevirisi şöyle;


This is from the Ethics, Part V, Prop III (Latin). The Elwes translation is available on Gutenberg.org:
PROP. III. An emotion, which is a passion, ceases to be a passion, as soon as we form a clear and distinct
idea thereof.
Proof.--An emotion, which is a passion1, is a confused idea (by the general Def. of the Emotions). If,
therefore, we form a clear and distinct idea of a given emotion, that idea will only be distinguished
from the emotion, in so far as it is referred to the mind only, by reason (II. xxi., and note); therefore
(III. iii.), the emotion will cease to be a passion. Q.E.D.
Corollary--An emotion therefore becomes more under our control, and the mind is less passive in
respect to it, in proportion as it is more known to us.

Ethica’yı Hilmi Ziya Ülken 1965 yılında Fransızcadan Türkçeye çevirmiştir. Bu paragraflar Kitabın Zihin Gücü
veya İnsanın Hürlüğü Üzerine başlıklı 5. Bölümünde 3. Önerme olarak yer almaktadır.

1
Bu günkü İngilizcede Passion karşılığı “tutku-ihtiras-hırs” olsa da Spinoza bu kelimeden edilgen duygu durumlarını
ifade eden “edilgi” veya “pasif hal” kavramlarını anlıyordu.

Sayit Hidayetoğlu (Ağustos 2018)


Önerme III
Edilgi olan bir duygulanış, onun hakkında açık ve seçik bir fikir edinir edinmez, bir edilgi, bir pasif hal
olmaktan çıkar.
Kanıtlama
Edilgi olan bir duygulanış bulanık bir fikirdir (duygulanışların genel tanımı). Eğer öyle ise bu
duygulanıştan açık ve seçik bir fikir teşkil edersek, bu fikirle asıl duygulanış arasında, yalnız Ruha nispet
edilmesi bakımından, ancak bir sebep (raison) ayrılışı olacaktır (önerme 21, bölüm II, scolie’si ile birlikte);
böylece (önerme 3, bölüm III), duygulanış bir edilgi olmaktan çıkacaktır.
Önerme Sonucu
Bir duygulanış bizce ne kadar iyi bilinirse bu duygulanış o kadar bizim gücümüzdedir ve Ruh onun
etkisinde o kadar az kalır, o kadar az edilgin olur.
Spinoza ETHICA (Fransızcadan Çev. Hilmi Ziya Ülken - 1965)

Ethica’nın bu bölümünü son olarak Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken Hoca kitabın orijinal dili olan Latinceden
şöyle çevirmiş;
III. ÖNERME
Bir duygu edilgin bir duyguysa, hakkında açık seçik bir fikir oluşturduğumuz anda edilgin olmaktan
çıkar.
Kanıtlama: Edilgin olan duygu, bulanık bir fikirdir (Duyguların genel tanımına göre). Söz konusu duygu
hakkında açık ve seçik bir fikir oluşturulduğunda, bu fikir o duygudan, tabii o duygu zihne ilişkinse, salt
akıl aracılığıyla ayırt edilecektir (II. Bölümün 21. Önermesi ve bu Önermeye düşülen Nota göre), böylece
(III. Bölümün 3. Önermesine göre) söz konusu duygu da edilgin olmaktan çıkacaktır. Q.E.D.
ÖNERME SONUCU
O halde bir duyguyu ne kadar iyi tanırsak ona o kadar iyi hâkim oluruz, dolayısıyla zihnimiz de ondan
daha az etkilenmiş olur.
Spinoza ETHICA (Latinceden Çev. Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken - 2014)

Peki bütün bunlar bize ne söylüyor?

Kederlerimiz, acılarımız edilgin duygulardır, aklımız tarafından yeterince işlenmemiş, üzerinde yeterince
durulmamış duyu verilerinden kaynaklanır. Başlangıçta duygularımız hakkındaki fikrimiz bulanıktır, henüz
netleşmemiştir. Bu aşamada duygularımıza “kapılırız”. Yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını, acılarımızın
sonsuza kadar süreceğini düşünürüz. Böyle hissederiz. Ancak, acı verici duygularımız üzerinde düşünmeye
başlarsak bunlar hakkında zihnimizde bir fikir oluşturabiliriz. Acı verici duygular artık bir his olmaktan çok
üzerinde fikir yürütülebilir bir kavram haline gelir. Halbuki bizi kederlendiren, daha çok kavramlar değil
“maruz kaldığımız” duygularımızdır. Fikirler ve kavramlara dönüşen duygular artık bize acı verme güçlerini
kaybederler.

En yoğun biçimde kederlendiğimiz ve en dayanılmaz acılar çektiğimiz zamanlarda bile bize yardımcı olacak
ne ötelerdeki sonsuz güçte bir yaratan, ne buralardaki bir “yüce” kişi, ne de her durumda yanımızda
olacağına güvendiğimiz başkalarıdır. Sorunumuzu çözüme doğru taşıyacak, acılarımızı dayanılabilir
düzeyler indirecek, kederlerimiz dağıtıp zayıflatacak olan yine kendimiziz. Sorunlarımızı ancak aklımızı
kullanarak, üzerinde düşünerek, fikir yürüterek kendimiz çözebilir, kendi yaralarımızı ancak kendimiz
sarabiliriz.

Sayit Hidayetoğlu (Ağustos 2018)

You might also like