You are on page 1of 3

BEDÂYİU’l-LUGAT

‫بدايع اللغت‬
Ali Şîr Nevâî’nin şiirlerindeki kelimeleri açıklamak maksadıyla hazırlanan Çağatayca-
Farsça sözlük.
NURİ YÜCE
Eserin yazarı Îmânî mahlaslı Tâli‘dir. Mirza Mehdî Han’ın verdiği bilgiye göre Tâli‘,
Çağatayca lugat yazmış olan Ferâgī, Nasr Ali ve Mirza Abdülcelil Nasîrî gibi dilcilerden
biridir. Sultan Hüseyin Baykara’nın (1470-1506) arzusu üzerine hazırlanan Bedâyiʿu’l-
luġat’ın XV. yüzyıl sonlarında yazılmış olduğu tahmin edilmektedir.

Eserin günümüze ulaşabilen tek yazma nüshası, Leningrad’da Saltıkov-Şçedrin


Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunmaktadır (Yazmalar, nr. 35). 1117 (1705) yılında istinsah
edilen bu nüsha seksen dokuz varaktan ibaret olup her sayfada ta‘lik hatla yazılmış on
beş satır bulunmaktadır. Yazmanın başından 9. sayfanın sonuna kadar genel olarak
lugatçılık üzerinde durulur ve ayrıca eser hakkında bilgi verilir; esas sözlük 10.
sayfadan (5a) itibaren başlar. Ali Şîr Nevâî’nin şiirlerinde geçen Çağatayca kelimeler,
Arap alfabesine göre isimler, sıfatlar, fiiller ve diğer kelime çeşitleri şeklinde madde
başı olarak alınmış ve bunların Farsça karşılıkları verilmiştir. Eserde 863 madde başı
kelime bulunmaktadır.

Bedâyiʿu’l-luġat, Çağatay Türkçesi’nin bilinen sözlükleri arasında en eskisi olduğu için


daha sonra hazırlanan diğer lugatlara kaynak teşkil etmiştir. Eser A. K. Borovkov
tarafından tıpkıbasım halinde yayımlanmıştır (Moskova 1961).

BİBLİYOGRAFYA
A. K. Borovkov, Bada’i al-lugat, Solovar’ Tali Îmânî Geratskogo k Soçineniyam Alişera
Navoy, Moskva 1961.
Ahmet Caferoğlu, Türk Dili Tarihi, İstanbul 1964, II, 238.
Özbek Sovet Ensiklopediyası, Taşkent 1972, II, 22.
E. İ. Fazılov, Alişer Navâiy Asarlari Tilining İzohli Luğati, Taşkent 1983, I, 12-13.
Fazlullâh Han Lügati(Seyfullah Öztürk)
Fazlullâh Han Lügati “Fazlullâh Han tarafından 1658-1707 tarihleri arasında
Hindistan’da yazılmış Çağatay Türkçesi-Farsça sözlüktür. Eserde yazar hakkında çok
fazla bilgi bulunmamaktadır. 2a/5’te bu eserin Seyf Han’ın amcasının oğlu Fazlullâh
Han’a ait olduğu ifade edilir. Fazlullâh Han’ın Cakü’nün soyundan geldiği ve bu ailenin
14 kuşaktır han olduğu yazılıdır.” (Öztürk, 2022, s. 11).
Eserin giriş bölümünün ardından Çağatay Türkçesi dil bilgisi özelliklerinin Farsça
açıklandığı bir bölüm mevcuttur. Eser, Türkçeyi Farslara öğretmeyi amaçladığı için
böyle bir yol seçilmiş olmalıdır. Öncelikle dil bilgisi kuralları verilmiş ardından sözlük
bölümüne geçilmiştir. Sözlük bölümünde önce fiiller sonra isimler verilmiştir.
Eserin en dikkat çekici yönü, madde başlarının nasıl okunması gerektiğinin
açıklanmasıdır. Sadece eserin son bölümünde yaklaşık beş sayfalık bir kısımda yer alan
sayılar, organlar, hayvanlar, askerî terimler, Türk boyları gibi sözcükler için herhangi
bir telaffuz açıklaması yapılmamıştır. Dil öğretimi açısından sözcüklerin telaffuzunun
açıklanmasının uygun bir yöntem olduğunu ifade etmek gerekir. Burada hedef alınan
grup Farslardır ve sözcüklerin nasıl telaffuz edileceğini anlamakta zorluk çekmeleri
beklenir. Yazılı bir metinde bu zorluğu en aza indirecek bir yöntem yazar tarafından
benimsenmiştir.
Yazarın benimsediği bu yöntem günümüz alan araştırmacıları için “o, ö” ile “u, ü”
ve “e” ile “ė” (kapalı e) ünlülerinin ve “b” ile “p”, “c” ile “ç”, “k” ile “g” ünsüzlerinin
ayrımının yapılabilmesini sağladığından önem arz etmektedir. Birçok çalışmada aynı
kelimenin farklı okunuşları görülmektedir. Fazlullâh Han’ın madde başları için verdiği
açıklamalar farklı okuyuşların giderilmesi noktasında faydalı olacaktır.

Çağatay sahasında yazılan onlarca Farsça-Türkçe veya Türkçe-Farsça sözlük arasında


değerli bir sözlük olan Senglâh, başka şairler yanı sıra Çağatay döneminin temsilcisi
olan Ali Şir Nevâyî’nin eserlerini anlamak için XIX. yüzyılın ilk yarısında Mirzâ Mehdi
Han tarafından kaleme alınmıştır. Eser, daha sonra Muhammed Hoyî adlı bir zat
tarafından özetlenmiş ve Hulâsa-i Abbâsî adıyla İran şahı Fethi Ali’nin oğlu Abbas
Mirzâ’ya (öl: 1249) ithaf edilmiştir. Eserde, yazarın kendisine dair hiç bir bilgiye
rastlanmamaktadır.
Şimdiye kadar Çağatay Sözlükleri üzerinde yazılan makalelerin bir kısmında örneğin
Z. K. Ölmez’in “Çağatayca Sözlükler” makalesi ve H. Eren’in “Çağatay Lûgatleri
Hakkında Notlar” makalesinde, Hulâsa-i Abbâsî hakkında yanlış bilgiler verilmiştir.
Mesela yazarının ismi yanlış olarak “Abbas” verilmiştir. A. Caferoğlu, “Çağatay
Türkçesi Leksikografi Mektebi ve Mahsulleri” adlı makalesinde de bu sözlüğün nüsha
sayısını üç olarak tespit etmiştir. Ancak, eserin sadece İran kütüphanelerinde on
civarında nüshasının olduğu bilinmektedir.
Müstensihler yüzünden doğan fahiş hatalar dolayısıyla, şimdiye kadar kimse yayım
sorumluluğunu üzerine alamamıştır. Ancak Pavet de Courteille tarafından yazılan
Dictionnaire Turk-Oriental’in önsüzünde yazar, sözlüğünü yazarken Senglah’a
ulaşamadığı için Hulâsa-i Abbâsî’yi kaynak olarak aldığından bahsetmektedir. Ancak
ne yazık ki Hulâsa-i Abbâsî’de bulunan yanlışlıklar bu yoldan Pavet de Courteille’in
sözlüğüne de geçmiştir.40

You might also like