Professional Documents
Culture Documents
İhsan Karaman
Editör
İlhan Aksu
Kapak Tasarımı
Faruk Baydar
ISBN: 978-625-7107-39-6
Baskı ve Mücellit
Rcpar Tasanın Matbaa Yenibosna Merkez Mahallesi Cemal Ulusoy Caddesi No:43
Bahçelievler/İstanbul
Sertifika No: 40675
Yayıncı Adresi
Altunizade Mahallesi Haluk Turksoy Sokak Kat :1 Daire:3 No:7 Işık Plaza
Üsküdar-Altunizade
Tel: 0216 695 10 75
www .mottoyayinlari.com
bilgi@mottoyayinlari.com
O O@ /mottoyayinlari
OSMANLI' DA CİNSELLİK ÖGÜTLERİ
�
MO-ııO
Bu eser, çalışmamızın temelini oluşturan doktora tezinde
danışmanlığımı yapan ve 15 Mart 2021'de aramızdan ayrılan,
41 yıllık arkadaşım, kardeşim ve yoldaşım Prof. Dr. Hakan
ERTİN'in aziz hatırasına ithaf edilmiştir.
Mekanı cennet olsun.
İÇİNDEKİLER
Onsöz .
.................. .................... . ............... ............................... IX
Giriş ........................................................................................... 1
Bahnameler ............................. .
....................... .. . . .
.... .... ......... ..... 7
Bahname Kavramı ve Bahnamelerin Muhtevası: .
.................. ..... 7
Bahnamelerin Tarihçesi: ............................................................. 8
Osmanlı İmparatorluğu' nda Bahnameler: ................................ 12
Musa bin Mes'ud ve Bahname Tercümesi Hakkında Bilgiler: .. 14
Bahname Tercümesinin Latinize Metni ................................... 21
Bahnamenin Günümüz Türkçesi ile İfadesi .............................. 58
Güncel Tıp Bilgileri Açısından Değerlendirme........................ 95
Genel Yaklaşımlar: .................................................................... 95
Bab ve Fasılların Analizi ve Güncel Literatür Işığında Değer-
lendirilmesi: .............................................................................. 99
Son Söz .................................................................................. 130
Kaynaklar................................................................................. 135
EK-1: Sözlük .......................................................................... 151
ÖNSÖZ
14.Coit Şekilleri
15.Penisi Büyüten İ laçlar
16.Vajeni Dar ve Sıcak Yapan Otlar
17 .Hamilelik İ le İ lgili Otlar
Maamafıh, bahname metninin içinde 9. hah da dahil ol
mak üzere, Uzel'in fihristine uygun şekilde tüm konular anlatıl
mış ve bir eksiklik oluşmamıştır. Uzel, yazma nüshalar arasındaki
bu farklılıkları müstensih hatasına bağlayarak şöyle demektedir:
"Çeviri nüshaların bazılarında haplar içinde yer alan bazı fasıllar
müstakil haplar olarak yer aldığı gibi, bazı nüshalarda da konu
yakınlığına binaen bazı haplar birleştirilmiştir. Bu ve benzeri
değişikliklerin mütercimin veya müstensihin tasarrufundan kay
naklanmış olması muhtemeldir." {Uzel: 2005).
i 21
1 "Biz Kur'andan, iman edenler için bir şifa ve merhamet kaynağı olan ayetler
indiriyoruz." [el-İsra' 17 /82].
2 "Çünkü yerde ve gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz." [İbrahim 14/38]
22 : Osm<ınlı'da Cinsellik Öğütleri
Çünki işaret böyle oldı kim bu babda bir kitab te'lif idem, her
ne deva kim mukavvi-yi cima'dur ve her ot ve gıda kim faile ve
mef 'uleye cima'ufi lezzetin ziyade ider, ol kitabda getürem. Ben
bi-çare dahi ikdam itdüm ki ol buyruğı yirine getürem ta ki anufi
sebebi birle cima'ufi tamam dilekleri ve lezzetleri ve rahatların
dan tamam murad bulalar ve mübaşeret-i cima' itmekde her bar
kadir olalar.
Pes bu kitabufi terkibi on yedi hah üzerine oldı ve bu kitab,
dört yüz on dört pare tıbbufi mu'teber kitablarından ürindile
düm, çıkardum ki etibba-yı maziye ve hükema-yı mütekaddimin
beyan itmişdürürler; [ 4b] evvel tecribe itmişler, saniyen kitabete
ve amele getürmişler ta ki bir kişi bunı görüp tecribe itse, anı
ta'yib itmeyeler ve tecribe vaktinde dürüst ve sahih ola.
Amma bilmek gerek kim her canavar ki Hakk teala celle
zikruhu yaratdı, çift olmağa muhtac kıldı ve cemi-i hayvandan
adem oğlanın üründiledi, akıl birle mükerrem ve mufaddal kıldı.
Ka.le'llahü teala "Ve le-kad kerramna beni Ademe ve hamelna
hüm mine'l-berri ve'l-bahri ve razaknahüm mine't-tayyibati
ve faddalnahüm ala kesirin mimmen halakna tefdilan."7 Bu
ayet bunlarufi şanında geldi ve dükeli şuğlüfi aletin anlara zahir
eyledi ve dürlü dürlü ni'metleri ve pakize hayvanları bunlara er
zani kıldı ve bunlarun içün hub avratları ve cemile kızları nikah
birle halal kıldı. Kavlühu teala: "Fenkihô. ma tabe leküm mi
ne'n-nisa'i mesna ve sülase ve ruba'a."8
17
olsa ol oğlan mübtela ve kem-endam ola. Eğer fail bir haletde
18
iki yoldan bile karib dilese yani fercden ve dübürden, d1k has-
talığı zahir ola ve Hakk'ın la'netine müsteh1k ola -neuzü bi'llah
min zalike-. [9a] Ve eğer oğlan mütevellid olsa, yiyir ağızlu ve
habis rayihalu ola.
Ve eğer cima' vaktinde kızıl güle baksa ve sükker yise ve
müşk ve gülab ve birez elenmiş darçın-ile zekerine yaku itse ve
cima'a meşgul olsa, şol haysiyyet-ile zevk ve lezzet bula ki yakin
ola ki füilün ve mef'ulün aklı zail ola gayet lezzetinden. Eğer
oğlan vücuda gelürse, ol oğlan hub suret ve hoş kogulu ola ve
hub-tab' ola ve illetsüz ola ve hem hakim ve akıl ve alim ola.
Kabus -enarallahu bürhanehu- bu adet üzerine mülazemet ider
19
di. Onufl oğlu ol Felekü'l-ma'ali'de bu letayif dükeli mevcud
idi. Ve Sultan Mahmud -kaddese'llahü rı1hahu- bu sıfat üzerine
vücuda gelmiş-idi, la-cerem ol evsaf-ı hamide ile müttasıf ol
mış-idi. Ve eğer kimse zeval vaktinde ya güneş doğarken veya
tolunurken mübaşeret kılsa, her oğlan ki doğa muhannes [9b]
ola ta Hakk te'alanuii dininden çıka. Bersisa ki anuii abidliği
meşhurdur, zeval vaktinde uluka düşmiş-idi la-cirem dünyadan
imansız çıkdı. Güneş tolunurken toğdı ve gün toğa yürürken ka
fir oldı -el-ıyazu billahi-.
Fasıl
Prof. Dr. M . İhsan K<1r<1man i 37
Ciğerüii za'fındadur
01 ki ciğerüfi za'fından ola, alameti oldur ki teni aruk ola
ve menisi az ola. Kıllet-i meni ekser sovukdan ve kurılıkdan olur.
Ve [17a] ol ki mizac kurılığından ola, nişanı oldur ki meni inzal
oldukda lezzet bulmaya, anufi ilacı oldur ki be-cidd hammama
gire amma ol hammam mu'tedil ola ve igen ifrat-ıla oturmaya
ve her gün kızıl sirkeyi terengibine memzuc idüp içeler ve taze
balığı biryan ide yiye ve kebab ide, eti soğan-ile yiye ve tavuk etin
ve gügercin yavrısın ve nohud aşın yimek eyüdür ve hurmayı süd
içinde ıslaya yiye, eyüdür ve bunlar her birisi yerinde geliserdür.
Fasıl
fülfül bile yarı kılalar ta maksı1d hasıl ola. Eğer dahi kavirak ha
cet olursa, taze süd yimek gerekdür kim içinde hurma ıslanmış
ola veya galiz [1 9a] nesneler ki anda hararet-i muharrike ola kas
nı gibi kuvvet-i hararet ve nefh anda çokdur ve soğan ve hardal
ve kendena ve ne ki buna benzer var ise ta'amına yarı kılalar
amma anlarufi kim mizacları ıssı ola, bu ıssı nesneleri yedürseler
illa şol yağlar ki zikr olıser, andan zekerine dürteler ve ol ki keffe
dürtilür ayağı keffine dürteler ta ki maksı1d hasıl ola.
İkinci Bab
Cima'a kuvvet iden gızaları beyan ider
Hamirsüz etmek ve oğlak eti ve bilüc eti ve gügercin eti
ki yavrı ola ve taze balık ve biryan olmış baş ve keklik eti ve kaz
eti ve serçe eti ve yumurda ve taze süd ve keşür ve şalgam ve ak
nohud ve kendene ve buğday ve bal ve sığır yağı ve köknar içi ve
fıstık ve fınduk ve ha.dam ve yaş encir ve Hindistan kozınufi içi
ve ak susam ve yaş hurma. Bu dükeli cima'a kuvvet virür [19b]
ve meniyi ziyade kılur.
Üçünci Bab
Edviye-i müfrede beyan ider ki cima'a kuvvet virür
Müşk, anber, za'feran, anisı1n, habbu'l-kulkul, karanfül,
tatlu kıst, şakakul, ı1d-ı hindi, turunc kabı, havlincan, darçini,
sı1rincan, arslan yağı, keler yağı, haşhaş, belesan yağı, asfür, to
23
hm-ı helile, belile, emle /, terengübin, afyıln, dane çadır. Edvi
ye-i müfrede bunlardur ki mücame'ata kuvvet virür.
Dördünci Bab
Edviye-i mürekkebeyi beyan ider ki şehveti arturur
Altı direm ak soğanı alasın ve uşak doğrayasın ve sızmış
inek yağında kavurasın ve bir gügercin yavrısın ki semüz ola,
anufııla bir çölmek içine koyasın ve üzerine biraz su koyalar. Ve
bir avuç böğrülce ve bir avuç nohud nim kuft olmış bile çölmeğe
koya ve çölmeğüfi ağzına kapak ura ve nerm od birle kaynada
ta müherra olunca koya. Andan sonra bir direm darçini ve bu
çuk direm [20a] havlincan, her birini yumşak döğeler ve üzerine
ekeler ve biraz sakankur tozın ekeler ve ol hamirsüz etmekden
toğrayup tirid ideler. Ewel etin yiye sonra şorbasıyla tiridin yiye
ki zekeri katı ider ve meniyi ziyade ider ve böğreğe kuwet virür
ve harareti ziyade ider ve bedeni semridür ve yüreğe kuvvet virür
ve gönlün şadılığın ziyade ider ve gözüfi nurını dahi ziyade ider.
Bir dürlü gıza dahi: Alasın birkaç gügercin yavrısını ki
semüz ola, uvak toğrayasın ve kaz yağın eridesin ve ol yavrıları
anufiıla kavurasın. Ve biraz nohud şikaftesin koyasın ve biraz su
koyasın ve çölmeği kapayasın ve nerm od-ıla bişüresin ta ki mü
herra olınca. Ve sakankur tazın koyasın ve hamirsüz etmeği tirid
idesin ve bir direm darçini ve buçuk direm havlinciin yumşak
döğülmiş üzerine saça ve yiye. Ve eğer ekşi dilerse turunc veya
narine sıka, yiye [20b] ve biraz şeker dahi koya. B u gıza meniyi
ziyade ider ve bögreğe kuvvet ider şöyle ki eğer on kez cima'
iderse teni hergiz süst olmaya ve erliğine noksan olmaya ve şa
dıman ide ve şehvet üzerine haris ide.
Bir dürlü aş dahi: Semüz etüfi karacasın alasın ve iki ol
kadar taze ak soğan alasın ve uvak toğrayasın ve bir çölmeğe ko
yasın ve hacet kadar üzerine su koyasın. Andan sonra bişüresin
ve bir direm karanfül yumşak dögülmiş ve sakankur tazı birle
indireceğine yakın bıraga ve hamirsüz etmegi gine doğrayup ti
rid ide, yiye ki mizacı ıssıdur ve bögreği kavi ider ve avratlarufi
Prof. Dr. M. İhsan K<1ra ın.rn i 41
içi ve panbuk çigidi içi ve kabı soyulmış susam her birinden beşer
direm; zencebil ve habbu'z-zelem ve bfızeydan ve kıst-ı bahri-yi
şirin ve tere tohmı ve ciyan otı her birinden ikişer direm; cümle
sin yumşak döğeler ve eleyeler ve iki edviye kefı alınmış bal birle
ma'cfın ideler ve hacet vaktinde iki dirhem kadarı yiyeler.
Cevariş-i hasek: Demür butrakı alasın, yumşak döğesin
ve eleyesin ve gine ya butrak suyı birle ıslayasın ve gölgede ku
rıdasın ve gine bir dahi butrak suyın koyasın ve gine kurıdasın,
üç kez böyle idesin. Andan sonra gine yumşak döğeler ve badam
yağı birle kavuralar, andan sonra yüz elli dirhem ak terengübin
ve kızıl [25b] inek südi-y-le hall idesin ve safi idesin ve nerm od
birle kıvama getüresin. Andan sonra ol döğülmiş butrakı anufiıla
ma'cun idesin ve taze kere kavurasın ta halva gibi ola ve igen katı
kavurmaya. Her gün bundan on direm irte ve on direm gice yiye
ve latif gızalar yiye.
Bir dürlü dahi: Ol terbiyyet dahi olunmış butrakdan ala
sın on direm, akırikarha ve zencebil her birinden birer direm, ak
sükker on direm; her biri yumşak döğülmiş ve kefı alınmış balıla
ma'cun ide, hacet vaktinde iki diremden üç direme dek yiyeler;
ol ki maksüddur müyesser ola.
Yedinci Bab
Şol edviyelerüıi beyanındadur ki zekeri anuıiıla ovalar
ta ki katı ola ve cima' üzerine kuvvet vire
Nergis soğanın alasın ve mevzek ve akırkarha her birin
den bir ola, yumşak döğeler ve sığır ödi birle yuğuralar ve ze
keri üzerine yaku ideler ki zekeri katı ola ve tamam kuvvet vire
ve bögregi ısıda. Ve eger zeker kıvamından sükun [26a] itmese
dermanı oldur ki bir kaç keret sovuk suyıla yuya, hemen yata. Ve
eğer avrat bu tılayı fercine ve kasuğına dürtse, şol kadar lezzet ve
safa hasıl ola ki şerh ve beyana gelmeye.
46 i Osmanlı' da C i nsellik Öğütleri
Sekizinci Bab
Şol hablar beyanındadur ki kaçan dili altında dutalar,
zekeri kayim ide ve çün dili altından gidere gine kararına ine
Sıfat-ı hah: Mastaki bir direm, halis müşk bir dank, dahi
buçuk direm karanfil ve cümlesin yumşak [28a] döğeler ve eleye
ler ve zencebil murabba bal-ıla hah eyleyeler. Her bir habbı no
hUd kadar ola, hacet vaktinde birisin dili altında duta ki tamam
kuvvet vire ve hem za'if olmaya.
Nev'-i diger: Sakankür hayesi buçuk dirhem, müşk bir
buçuk dank. Bunları sürme gibi yumşak döğeler ve zencebil mu
rabba bal-ıla hab eyleyeler. Her habbı bir dank ola, hacet vak
tinde dili altında koya, cima' ide tamam kuvvet bula ve ne kadar
dilerse cima'a kadir ola.
Nev'-i diger: Köknar içi ki kavrulmış ola, yumşak sahk
ideler; andan iki direm ve bir direm karanfül, misk bir dank,
anber bir direm; razaki yağında hal ideler ve otları bunufııla yo
ğuralar ve hablar düzeler, hacet vaktinde birisini dil altında duta
ki gayet acayib göre.
Tokuzuncı Bab
Kuşaklar ve kemer kuşaklar beyanındadur ki cima'a
kuvvet vire ve meniyi kabı içinde saklaya
Bilgi! ki ıssı otları çok yimek, a'za-i reiseye ziyan ider; eyle
olsa bir mua'leceye dahi hacet oldı. Alasın lu'be-i berberi hiş di
rem, yumşak döğesin ve zencebil murabba bal birle yuğurasın ve
hurma çekirdeği kadar şaf düzesin ve badam yağı birle cerh ide
ve gice yatacak vakt götrüne.
Nev'-i diger: Alasın kantaryılndan bir direm ve ziftden
ve gümiş büradesinden birer direm; bunları ban [33a] yağıyla
yoğura, şaf düzede ve her gice birisin isti'mal ide. Çok fa'ide ide
ve çok lezzet vire.
On Altıncı Bab
On Yedinci Bab
Bismillahirrahmanirrahim
Fasıl
Eğer bir kimse sevişme esnasında hırs ve şehvetinin fazla
lığından sevgilisinin cinsel organına (üreme yolu girişine) baka
cak olsa, failin/erkeğin gözüne zarar (halel) gelir. Erkek çocuğu
doğsa ekseriyetle gözsüz olur. Lanetlenmiş İ blis böyle bir davra
nış ile doğmuştur, bu sebepten bir gözü yoktur.
Eğer sevişme zamanı kadının ağzı erkeğin zekerine sürtse
ve cima etse, erkek çocuğu doğsa, nahif ve cılız olur. O halde iken
su içse de böyle olur.
Eğer sevişme esnasında nergise baksa ve şifa havuzundan
saf şarap içse, maşuku sarmaşık gibi sarsa, kucaklasa, erkek çocuk
doğarsa o oğlan güzel yüzlü, boylu boslu ve gözleri güzel olur.
Eğer zekerine çivit ve asfur çiçeği ile aklık ve kızıllık gibi
renk verse, erkek çocuğu doğsa o renk üzere olur.
Eğer erkeğin şehveti inerken/boşalırken bir tarafa dön
se ve düşse ve ikisinin şehveti tamamen boşalmasa, erkek çocuk
olacak olsa o çocuk bedeni eksik olur (kem-endam/nim endam).
Eğer fail iki yoldan cima etmek istese yani önden ve arkadan
(fercden ve dübürden), nefes darlığı (dık hastalığı) ortaya çıkar
ve Hakk'ın lanetine müstehak olur -Böyle bir davranıştan Al
lah'a sığınırız-. Eğer erkek çocuğu dünyaya gelse, ağzı pis ve çir
kin kokulu olur.
Eğer cima vaktinde kızıl güle baksa ve şeker yese; misk,
gülsuyu ve biraz elenmiş tarçın ile zekerine yakı yapsa ve cima
ile meşgul olsa, lezzetinden fail ve mef'O.lün aklı başlarından gi
decek derecede zevk ve lezzet bulurlar. Eğer erkek çocuk dün
yaya gelirse, o çocuk güzel suretli, hoş kokulu, hoş mizaçlı ve
hastalıksız olur. Aynı zamanda hekim-bilge, akıllı ve alim olur.
Kabus bu şekilde yapardı. Felekü'l-meali'de bu latifenin tamamı
mevcuttur. Sultan Mahmud -Allah ruhunu mübarek kılsın- bu
sıfat üzerine dünyaya gelmişti.
Prof. Dr. M. İhsan Karaman i 65
Fasıl
Eğer bir kişi dişi kırlangıcı yaksa ve köpüğü alınmış saf bal
ile eritse ve beze sürüp zekerine bağlasa/koysa, cima etse; erkek
çocuk vücuda gelince fasih dilli olur, çabuk konuşmaya başlar.
Bilge Galen şöyle der: Ben bunu tecrübe ettim; o erkeğin çocuk
ken kısa zamanda konuştuğunu ve fasih dilli olduğunu gördüm.
Eğer aslan ve kurt yüreğini saf bal içinde eritip cima vak
tinde zekerine sürse; erkek çocuk doğsa, bahadır ve yiğit olur,
hemencecik yürür ve kimseden korkmaz. Simurg bu işi Zal'a öğ
retti ve Zal bunu uyguladı, Rüstem dünyaya geldi. Anası karnın
da dokuz aylık olup yaratılışı tamamlanınca, anası onu taşımaya
güç yetiremedi. Anasının karnını gücüyle yarıp çıktı; tabipler
anasının karnını yeniden diktiler, iyileşti.
66 ! Osmanlı'da Cin::-:d lik Öğütleri
Fasıl
Hilye: Galen şöyle der: Bir kadın gayet etli, yuvarlak yüz
lü, boylu poslu, ince dudaklı, kara gözlü, küçük burunlu, küçük
başlı, hokka ağızlı, geniş sineli, yumuşak endamlı olursa; bu ka
dının doğum organının yumuşak ve hoş olduğuna delalet eder.
Böyle bir kadın elbette cimaya doymaz.
Hilye: Bir kadın yaşlı, arık ve uzun boylu olursa, güzel
yüzlü ve hoş çehreli olsa da bununla sohbette/sevişmekte ani
ölüm gerçekleşir -Allah böyle bir durumdan muhafaza eylesin.-
Hilye: Bir kadın kızıl benizli ve kızıl saçlı olursa; özel or
ganı soğuk ve yumuşak olur. Böyle bir kadınla sohbet/sevişmek
ten siyatik (ırku'n-nisa) ortaya çıkar.
Hilye: Aristotales şöyle der: Bir kadın orta boylu, uzun
saçlı, yassı yüzlü, kara gözlü, hokka ağızlı, çatık kaşlı, yumuşak
tenli, fasih/açık dilli, güzel sesli, ince belli, ak ve kızıl [beniz
li], hoş davranışlı, yürüyüşü nazlı ve edalı, genç ve büyük kalçalı
olursa; bu kadının cinsel organı sıcak ve yumuşaktır, son derece
tatlıdır/zevk vericidir ve lezzetlidir. Onunla sevişme rahatlık se
bebidir, faydalıdır. Böyle nazenin, zarif, latif, güzel yüzlü ve servi
boylu bir kadına sahip olunca, can bedende olduğu müddetçe
boş durmamak gerekir. Çünkü zararı yoktur, erkeği hafifletir/
dinginleştirir, vücuttan ağırlığı giderir ve gönlün neşesini artırır.
Fasıl
Cima esnasında zayıflığın sebebini anlatır
Bilmek gerekir ki cima esnasındaki zayıflık, dört organın
(endam) zayıflığındandır.
Birincisi: Dimağın zayıflığıdır ve alameti şudur: Cimadan
lezzet ve tat alınmaz, zeker gevşek olur. Bunun da sebebi bal
gamdır, elbette soğukta cima edemez.
İ kincisi: Yüreğin zayıflığıdır ve alameti şudur: Utanır veya
korkar ve belinde ağrılar (yel/romatizma) ortaya çıkar.
Üçüncüsü: Ciğerin zayıflığıdır ve belirtisi şudur: Meni az,
aynı zamanda ince olur, koyu olmaz.
Dördüncüsü: Zekerin ve yumurtalığın zayıflığıdır, belirtisi
şudur: Zeker söner/iner, dikilmez/sertleşmez. Haya/testis zayıf
72 ' Osmanlı'da Cinse l l i k Oğütlcri
Fasıl
Fasıl
Gıdalar hakkındadır
Bil ki: Meniyi artıran gıdalar ilaçlara tercih edilir. Zira
meniyi artıran ilaçlar vardır ancak gıdanın kuvveti ve faydası on
dan daha fazladır. Hararet ve rutubet özellikli ve kıvamlı (galiz)
olan gıdalardan kuvvet ve yel (nefh) meydana gelir; bu iş için
uygundur. Bundan daha uygun olanı, yağda kavrulduktan sonra
içine yarı yarıya nohut ve bakla konmuş taze semiz et ile pişiri
len havuçlu sebze yemeğidir (kalye-i gezer). Bunun içinde yoğun
rutubet vardır ve çok gıda verir. Aynı zamanda bunun içinde yel
vardır; yenildiğinde o yel zekerde meydana gelir. Soğan da bu
nun gibidir, soğanın içinde yoğun rutubet vardır ve tahrik edici
dir; meniyi artırır, böbreği ısıtır, onu da koymak gerekir.
İ kinci Bab
Yedinci Bab
Erkeklik organını ovduğunda sertleştiren ve cinsel
kuvveti artıran ilaçları açıklar
Nergis soğanını alasın, her birinden eşit miktarda bit otu
(mevzek), nezle otu (akırkarha) alıp yumuşak döveler ve sığır
ödüyle yoğuralar ve erkeklik organı üzerine yakı edeler ki erkek
lik organı sertleşe ve tam kuvvet vere ve böbreği ısıda. Ve eğer er
keklik organı yumuşamayıp sert kalırsa ilacı şudur ki birkaç defa
soğuk suyla yıkaya, hemen yata. Ve eğer kadın bu tılayı (deri,
hastalıklı doku ya da bir lezyonun üzerine sürülerek uygulanan
ilaç) kadınlık organına ve kasığına sürse açıklamaya ve ifade et
meye yetersiz tat ve hoşluk meydana gelir.
Diğer bir tür: İ ki dirhem süt, on dirhem zambak yağı, on
dirhem soğan yağı ve yarım dank misk. Bunları birlikte eritesin
ve ihtiyaç zamanında erkeklik organı ve kasığa süresin, tam fayda
sağlar.
yapalar. Her bir hap nohut tanesi kadar ola. Gerektiği zaman bu
haplardan birini dil altında tuta ki tam kuvvet versin ve de zayıf
olmasın.
Diğer bir tür: Yarım dirhem kum kertenkelesi (sakankur)
hayesi, bir buçuk dank misk (müşk) alalar, bunları sürme gibi
yumuşak döğeler ve zencefılde terbiye edilmiş balla hap yapalar.
Her hap bir dank ola. Gerektiği zaman dil altına koya, cinsel
ilişkiye gire, tam kuvvet bula ve ne kadar isterse o kadar cinsel
ilişkiye muktedir ola.
Diğer bir tür: Kavrulmuş köknar içi, yumuşak ezeler on
dan iki dirhem, bir dirhem karanfil, bir dank misk bir dirhem
anber alalar, razaki (razıki, bazı beyaz üzüm çeşitlerine verilen
isim) yağında eriteler ve ilaçları bununla yoğuralar ve haplar ha
zırlayalar. Gerektiği zaman birini dil altına koyalar, faydası çok
ola.
Dokuzuncu Bab
Cinsel ilişki gücünü artıran ve meniyi yerinde tutan ku
şaklar ve kemer kuşakları açıklar.
Bil ki her kuşağı sarı safranı (za'feran) yünden yapalar.
Kuşaklar cinsel ilişkiyi çoğaltır böbreği ısıtır ve meniyi yerinde
tutup ancak arzu edilen zamanda dışarı çıkartır. Bu sarı kuşak
etkisi yönünden ak kuşaktan daha iyidir. Kuşak deve yününden
ola, gayet iyi ola. Eğer samur derisinden kemer dikerlerse, eni
dört parmak ola ve kış günlerinde beline bağlaya cinsel ilişkiye
gayet iyi ola. Eğer kakım (kakum, hermin) derisinden dikerler
se, kış gününde beline bağlayalar. Erkeklik organını sertleştirir,
meniyi kendi yerinde tutar. Kızıl tilki derisinden kemer de uy
gundur.
Diğer bir tür: Temiz bir tilki derisini alalar ve ondan eni
dört parmak uzunluğunda kemer kuşak dikeler. O kemerin içini
86 ! Osmanlı'da Cinselli k Öğütleri
On Birinci Bab
Cinsel ilişkinin tadını artıran nesneleri açıklar.
Bu konuyu cahillerden ve hayasız kadınlardan saklamak
gerek, çünkü bunun üzerine hırslanıp adlarını kötüye çıkarıp re
zil rüsva olmayalar: İ laçlan budur: Yarım dirhem tarçını ağızda
çiğneye ve cinsel ilişki esnasında erkeklik organı üzerine tükrü
ğüyle süre, tam lezzet bula.
oluştuktan sonra ilaç vs. ile tedavi etmekten daha doğrudur" fel
sefesine dayanır. Müellifin bu notu ile, eserin yazıldığı devirde
de aynı anlayışın tercih edildiğini anlıyoruz.
Varak lOb'de müellif, sık cinsel ilişkinin zararlı olduğunu
söyleyenlere karşı çıkıyor ve dünya lezzetlerinin altı tane oldu
ğunu söylüyor. Açık olan beş tanesi; görme, işitme, tatma, kok
lama ve dokunma duyuları, gizli olan altıncısı ise cinsel ilişkidir
diyerek, diğer duyuların birbiriyle ilişkisiz olduklarını ama koi
tusta tüm duyu ve lezzetlerin bir arada olduğunu ifade ediyor.
Bu sebeple de hiçbir duyu özelliğinde cinsel ilişkideki lezzetin
bulunamayacağını belirtiyor:
" . . . ba'zı cühela eyitdiler ki hergiz cima' itmek yokdur eğer
iderse dahi yılda bir kez itmek gerek artuk itmemek gerek di
mişler bu dükeli hatadur şunun içün kim cemi-i alem ulu ve
kici cima' lezzetünin neticesidür ve 'alem-i kevn ü fesad lezzeti
altı nesneden artuk degildür bu cümlesinden birisi gizlidür baki
sinün rahatı zahirdür cümle lezzatdan birisi görmekdür ikinci
işitmek üçünci datmak dördünci yıylamak beşinci dutmak altın
cı mücame'atdur ve bu lezzetlerde hiç cima' lezzetinden yiğrek
yokdur zira ki her birinün fı'li ayru ayru başınadur hiç birini.in
birine dahi şirketi yokdur ve cima'da bu dükeli fı'l mevcfıddur".
Buradan çıkarılabilecek anlamlardan biri, cinsel ilişki sık
lığı ile ilgili bir sınır olmadığı, "fazlası zararlıdır" gibi yanlış bir
görüşe yazarın katılmadığıdır. Gerçekten de güncel androloji ve
seksoloji bilgilerimiz, eşler arasında cinsel ilişki sayısını tama
men isteğe bırakmakta, herhangi bir sınır tayin etmemektedir.
Ayrıca, çok cinsel ilişkinin erkeğin sağlığını bozacağı yahut her
erkeğin ömür boyunca belli sayıda boşalma kapasitesi olduğu
gibi safsatalar kabul edilmemektedir (Taşçı: 2001). Müellifin
ifadesinde beş duyunun verdiği lezzetlerin tamamının cinsel bir
leşmede bulunduğunu belirtmesinden, cinsel ilişki sırasında bu
98 i Osman l ı ' da Cin$cllik Öğütleri
ili şki ve kadının üstte olduğu ata biner pozisyon. Bunlara bir ör
nek olarak, erkeğin sırtüstü yatıp kadının onun üzerine çıkarak
birleşmeleri hakkında bu babda verilen bilgiler şöyledir:
"bir dürlü dahi mezmumdur oldur kim er çalkoyın yata
ve avrat erün üstine çıka ve kerke ta ol kadar ki şehvet dökile
anunçün kim erün şehveti bunun gibi cima'da tamam çıkmaz ve
hem avratun rutubeti erün zekerine dökilür ve bundan zekere ve
kasuğa yaramaz hastalıklar hasıl olur pes bunun gibi cima'dan
gayetde sakınmak gerek ki azim ziyan vardur hem eri mest ve
hayran ider ve mesane renci arız olur ve kavukda karaca hasıl
olur ve olur ki sancu dutar ve ciğer şişer ve bu şiş sayir a'zaya dahi
sirayet ider . . .
"
SON SÖZ
KAYNAKLAR
Demir, A., Uslu, M., Arslan, O.E. {201 6). The effect of se
asonal variation on sexual behaviors in males and its correlation
with hormone levels: a prospective clinical trial. Cent European
J Urol, 69(3):285-9.
138 j
EK- 1:
SÖZLÜK
A
a'za: organlar, vücut parçaları, (uzv'un çoğ.)
a'za-i reise: başlıca organlar, önemli organlar
a'za-yı tenasül: üreme organları
afylln : afyon, haşhaş kapsüllerine yapılan çiziklerden sızan
sıvının katılaştırılmasıyla elde edilen mum kıvamında madde,
opium
ç
ciyan otı: çıyan otu, çıyancık, yılan kökü, kurt pençesi,
Polygonımı bistorta
156 / Osın,ınlı· da Ci nsell i k Öğütleri
D
daneçadır: çadıruşağı olarak anılan bitki, Dorema ammo
niacum; bu bitkinin gövdesinden sızan sıvıdan elde edilen zamk
gibi yapışkan madde
dank: eski bir ağırlık ölçü birimi, dirhemin altıda biri ola
rak kabul edilir
daş: dış
demür butrak: demir pıtırak, demirdikeni, demir bıtırağı,
çarık dikeni, Tribulus terrestris
derlemek: terlemek
dimağ: beyin
E
edviye: ilaçlar, (deva'nın çoğ.) bkz. deva
158 / Osın,rn l ı ' da Cinsel l i k Öğü t !L'ri
F
falic: vücudun herhangi bir bölgesindeki bir veya bir grup
kasın görev yapamaması hali, felç, paralizi; felce tutulmuş, felçli
fanid/faniz: paniz; nebat şekeri, muharrefı "nöbet şeke
ri" tabir olunur. B azıları "akide şekeri" ve bazıları "peynir şekeri"
şeklinde tefsir ederler. Bir nevi helvaya dahi denir ki şekerle arpa
unundan saf terencebinle de yaparlar.
fiis id: kötü, bozuk; hastalıklı; bozukluğa veya hastalığa ne
den olan
fere: kadın dış genital organlarına verilen isim, vulva; eski
metinlerde terim hazneyi (vagina) de kapsayacak şekilde vulva
ve vagina için kullanılmıştır
ferfiyı1n: ferbiyun, sütleğen, şebrem, Euphorbia türleri ge
nel olarak bu isimle anılır; bu türlerin bazılarından elde edilen
reçineli zamk kıvamında madde (bitkinin sütü)
fınduk: fındık, fındık ağacı, Corylus sp. ; bu ağacın yemişi
fıstık: fıstık çamı, Pinus pinea; şam fıstık ağacı, Pistacia
vera; bu ağaçların yemişleri
gügercin: güvercin
gül: Rosa türleri için kullanılan genel isim
gülab: gül suyu; krş.cülab
gümiş: gümüş
günlük: günlük, kara günlük, günnük, sığala, sığla, Ana
dolu sığla ağacı, Liquidambar orientalis
pis alba
Erysimum cheiri
hukne: su veya ilaç ihtiva eden sıvının rektum yoluyla ka
lın bağırsaklara sevkedilmesi, tenkiye, lavman
hummay-ı ruh': dört günde bir tekrarlayan ateş ve titreme
nöbetleriyle seyreden sıtma şekli, quartmws,febris quartana
hurma: palmiyegillerden, yemişlerinden yararlanılan, göv
desi uzun, yaprakları büyük ve dikenli bir ağaç, Phoenix dactyli
fera; bu ağacın meyvesi
husyetü's-sa'leb: it kasan, tilki taşağı, Orchis hircina
huşk: kuru, yabis
Prof. Dr. M . İ hsan Karaman j 163
K
kah: kap; kabuk
kabak: kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, bir
çok türü olan bir bitki, Cucurbita türleri genel olarak bu isimle
anılırlar
kafôr: kafur ağacından (Cinnamomum camphora) elde edi
len, beyaz ve yarı saydam, güzel kokulu bir madde, camphora
katı: sert
kef: köpük
M
ma'acin: macunlar, bkz. ma'cun
ma'cun: macun, öğütülmüş ya da toz haline getirilmiş
drogların şurup, bal veya bir öz ile karıştırılması suretiyle hazır
lanan hamur kıvamındaki ilaçların genel adı
ma'de: mide
mağz: beyin, dimağ; akıl; ilik; iç, öz
mahrurü'l-mizac: sıcak mizaçlı, hararetli
maide: bkz. ma'de
mak'ad: makat, oturak yeri, kıç; kalın bağırsağın dışarıya
açılma yeri, anüs
maraz: hastalık, bozukluk
mastaki: sakız ağacı, Pistacia lentiscus; adı geçen ağaçtan
elde edilen reçinemsi madde, damla sakızı
meme: meme, göğüs
merg: ölüm
merg-i müfacat: ani ölüm
mersin: mersin ağacı, murt, as, Myrtııs commıınis
mertôbü'l-mizac: mizacı rutubetli, yaş mizaçlı
mesane: idrar kesesi, sidik torbası
mesmum: zehirlenmiş; zehirli
mest: sarhoş, aklı başında olmayan; kendinden geçecek
ölçüde haz duyan
mevzek: mevzec, mevizec, bit otu, Delphiniımı staphisagria
misk: erkek misk keçisinin (Mocshus moschiferus) (misk
kedisi ve misk geyiği olarak da bilinir) karın derisinin altındaki
bir torbadan elde edilen, ağır ve kalıcı kokusu olan bir madde;
muhtelifhayvanlardan elde edilen benzer maddelere de misk de
nir; misk gibi kokan çeşitli bitkiler, özellikle misk otu (Mimulus
moschatus) da bu ad ile anılır
N
nardin: sünbül-i rumi için kullanılan bir başka isim, bkz.
sünbül-i rumi; Nardus stricta için de bu isim kullanılır
narenc: turunç ağacı, turunç, Citrus aurantium vm: amara
nar-ı misk: Diğer adı "Nar-ı hindi"dir ki kırmızı ve orta
sında bir miktar yeşili olan bir tohumdur. Arapçada "rumman-ı
Mısri" denir
narmüşk bk. nar-ı misk
nebat şekeri: nabat, nabat şekeri, nöbet şekeri
neffa.h: yel hasıl eden, gaza neden olan
nefh: üfleme, hava verme; yel, gaz
nemek: bir damla
Prof. Dr. M. İ hsan Kararruın ! 171
R
razaki: bkz.razıki
172 / Osın.1111ı· da Cinsellik Oğü t lcri
razeki: bkz.razıki
razıki: bazı beyaz üzüm çeşitlerine verilen isim
rene: sıkıntı, zahmet; hastalık; ağrı, sızı
reyhan: fesleğen, Ocimum basilicum
rıtıl: sıvıların miktarını ölçmede kullanılan eski bir birim
ruh: canlılarda bulunan madde-i hayatiyye; kuvve
rutôbet: nem, yaşlık, eski tıp anlayışına göre maddelerin
taşıdıkları varsayılan dört özellikten biri
su'd: uzun sad, Cyperus longus; bir başka Cyperus türü (Cy
perus rotımdus) su'du'l-hımar olarak bilinir
su'ü'l- mizac: mizacın terkibinin bozulması hali, kötü mi
zaçlı, bozuk mizaçlı
suci: süci, sücü, alkollü içki, mey
suhi yağı: soğan yağı.
174 j Osm,ııılı· da Cinsellik Öğütleri
süd: süt
ş
şaf: rektal yoldan uygulanan, vücut sıcaklığı ile erimeğe
müsait, küçük koni şeklindeki ilaçların genel adı, fitil, suppozi
tuvar
T
tamar: damar, kan damarı
tatlu: tatlı
tavuk: evcil tavuk, tavuksular takımının sülüngiller famil
yasından, eti ve yumurtası için beslenen bir kuş türü, Gallııs do
mesticus
teke sakalı: tekesakalı bitkisi, lihyetü't-teys, Tragoponon
pratensis
ten: gövde, beden, vücut; insan vücudunun dış yüzü, cilt
tenkıye: temizleme; lavman, krş. hukne
tere: bkz.kerdeme
terengibin: bkz. terengübin
terengühin: kudret helvası, men; Basra balı, menn (Ar.),
manna (İng.)
tesnim: semirtme, yağlatma, kabartma.
tıla: deri, hastalıklı doku ya da bir lezyonun üzerine sürü
lerek uygulanan ilaç, merhem
1 76 1 Osın,ınlı' da Cinsellik Öğütleri
Sisymbrium o.fficinale
tüffah: elma ağacı, Pyrus malus; bu ağacın meyvesi, elma
uşak: küçük
Ü
üzüm: asmagiller familyasından, meyveleri için kültürü
yapılan, tırmanıcı gövdeli, çalı formundaki bitkiler; asmanın taze
veya kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan meyvesi
üzüm şarabı: üzüm sularının muhtelif usullerle mayalan
dırılmasıyla elde edilen alkollü içecek
yumurda: yumurta
zeban/züban: dil
zeker kıyama gelmek: erkeklik organının sertleşmesi,
ereksiyon