You are on page 1of 93

ŞAHANE DÜĞÜN

BİRİNCİ PERDE

(Sabah.Bill yatakta uyumaktadır. kıpırdanır yavaş yavaş uyanır, enler ve doğrulur.Kötü

görünmektedir.Kendine gelir, kaşları çatık mahmur gözlerle etrafa bakınır.Nerede olduğunu anlamaya

çalışıyor gibidir.Yorgan altındaki bir kabarıklık dikkatine çeker.Merakla bu kabarıklığı dürter.Kabarıklık

mırıldanır ve kıpırdar.Şaşkınlıkla geri irkilir.Çekinerek yorganın ucunu kaldırır ve altına bakar.Çabucak

yorganın ucunu bırakır ve dehşete kapılmış bir şekilde düşünür.)

BİLL : Tanrım ( Susma ) Aman Tanrım. (Susma )Aman Tanrım!

(Yorganın altındaki kabarıklığa bir kez daha bakar korkuyla.Kabarıklık yine kıpırdar ve saçı başı karma

karışık bir kadın kafası yorganın altından dışarı çıkar.Uykulu gözlerle etrafa bakar Bill’ i görür.)

JUDY : Merhaba

BİLL :Sen de kimsin?

JUDY :Ah, müthişti teşekkür ederim.

BİLL :Sizi tanıyor muyum?

JUDY :Çok hoştu Çok, olağanüstüydü.

BİLL : Çok özür dilerim ama ben…(Başını tutar) Ah kafam.

JUDY :Nesi var kafanın.

BİLL : Çok acıyor.

JUDY: Evet, çok fena çarptın kafanı.

BİLL :Ne zaman?

JUDY : Bar sandalyesinden düştüğünde.

BİLL :Çok mu sarhoştum?


JUDY :Evet.

BİLL :Sen bütün gece burada mıydın?

JUDY :Sanırım.

BİLL : (Gözlerini kapatır)Ben ne yaptım?

JUDY :Bir kıza arzulandığın hissettirmeyi gerçekten çok iyi biliyorsun.

BİLL :Hayır, galiba anlamadın.Ben…Yani şey…bugün benim…(sözcüğü çıkaramaz)Aman Tanrım.lütfen

söyle biz dün gece ne yaptık?

JUDY :Hatırlamıyor musun?

BİLL :Şey…Emin değilim.

JUDY : (Kızmıştır) İşte bu çok iyi oldu.

BİLL : (Kıza bakar)Ama, beklide hatırlayabilirim.(Düşünür) Evet, sanırım…

JUDY : Biraz daha zorla bakalım.

BİLL : (Kesin) Evet,hatırladım (Umutsuzca)Aman Tanrım.

JUDY : Çok çekici bir erkek olduğunu biliyor muydun?

BİLL : Özür dilerim içkiliyken pek iyi değilimdir.

JUDY : Neyle iyisindir peki?

BİLL : Yani, çok iyi değildi.

JUDY: Hey, ne demek istiyorsun?

BİLL :Gerçekten çok özür dilerim.Hakaret etmek amacıyla söylemedim.

JUDY : Ama hakaret etmiş oldun.

BİLL : Hayır alsa öyle demek istemedim.(Samimiyetle) Olağanüstüydü.

JUDY : Teşekkür ederim.

BİLL : Ama asıl sorun başka.

JUDY :Ne?

BİLL : Ben evleniyorum.

JUDY : Biliyorum.
BİLL : Bugün.

JUDY : Onu da biliyorum.

BİLL : Biliyor musun?

JUDY : Evet.

BİLL : Bunun korkunç bir durum olduğunu anlamıyor musun?

JUDY : Sanırım öyle ama…

BİLL : Ama ne?

JUDY : Oldu bir kere.Biliyorum keşke olmasaydı.Senin olduğu kadar benimde hatam, ama oldu işte.

BİLL : Şimdi ben ne yapacağım.

JUDY : Eğer sen söylemesen, ben de kimseye söylemem.

BİLL : Evet ama…(Birden farkına varır) Biz nerdeyiz?

JUDY : Otelde.

BİLL : Onu biliyorum ama hangi odada?

JUDY :Hımm (etrafa bakınır)Balayı dairesinde galiba.

BİLL : Aman Tanrım.Benim burada ne işim var?Burada olmamam gerek.Burası ilk gece için

ayrılmıştı.Peki nasıl geldim ben buraya?

JUDY: Gece çok sarhoştun.

BİLL : Öteki odada olmam gerekiyordu, burada değil.Yani şeye kadar…( Bağırır )Aman Tanrım.

JUD : Aman Tanrım diye bağırmaktan vazgeçsen iyi olacak.

BİLL : Saat kaç?

JUDY : ( Saatine bakar) Neredeyse dokuz buçuk.

BİLL :Rachel, Rachel buraya geliyor.

JUDY : Rachel mi?

BİLL : Nişanlım.Bu daireyi bugün için kiralamıştık.

JUDY :Ben bu gece için kiraladığınızı sanmıştım.

BİLL : Gündüzü de kiralamıştık.Giysilerini burada değiştirecek hazırlıklarını burada tamamlayacaktı.


JUDY :Aman Tanrım.

BİLL : Her an burada olabilir.

JUDY : Neden o da herkes gibi evinde giyinmiyor sanki.

BİLL : Ev çok uzakta ve bugün çok kalabalık.Felaket bir durumdayız.Gitmen gerek senin hemen

buradan yok olman gerek.( Telaşla etrafa dağılmış giysilerini toparlamaya başlar.) Şu odanın haline

bak(Telefonu kaldırır) Oda servisimi?Lütfen şu odayı düzenleyecek birini gönderir misiniz?

Olabildiğince çabuk lütfen. (Telefonu kapatır.kapı çalar.BİLL kızın giysilerini toplamasına yardım

eder )Çabuk giyin hadi.Rachel neredeyse kapıdan girmek üzeredir.

JUDY : Tamam tamam panik yapma.

TOM : (kapı sesi)

JUDY : Eyvah.

BİLL : Sakin ol panik yama.Çabuk ol banyoya geç orda giyinirsin.(Kızı banyoya götürür , tam kapının

önünde durur.) Bak eğer biriyle karşılaşacak olursan sen oda hizmetçisisin, anladın mı?(JUDY başıyla

onaylar .BİLL kızı banyoya sokar arkasından giysilerini aceleyle arkasından atar.Kapıyı kapatır bir an

düşünür ve kapıyı açar.)Aklıma gelmişken.Sahi sen kimsin?

JUDY : Ne adımı bile hatırlamıyor musun?(Kafasını banyo kapısından dışarı çıkarırken hemen ardından

bir tuvalet fırçası atılır.ve ona çarparak yere düşer.BİLL çabucak kapıyı kapatır.TOM bir kez daha kapıyı

çalar.BİLL çalan kapının diğer yanına gider.)

BİLL : Kim o?

TOM : Tom.

BİLL : Oh Tanrıya şükürler olsun.(Kapının kilidini çevirir ve açar) Tom seni gördüğüme ne kadar

sevindim bilemesin.

TOM : (Tom nikah kostümleri giymiştir ve elinde de içi soda dolu bardak ve zarflar vardır ) Burada ne

yapıyorsun? Senin koridorun karşısındaki diğer odada olmalıydın.

BİLL : Biliyorum galiba dün gece çok sarhoştum odaları karıştırdım.

Tom : Berbat görünüyorsun.


BİLL : Evet (Kafasının ağrıdığını fark eder) Kafamı fena çarpmışım ve nereye çarptığımı da

hatırlamıyorum.

TOM : Amma geceydi haa..Al şu sodadan iç.

BİLL : ( BİLL minnetle sodayı alır) Oh .. Sağol.

TOM : Ben senin yerinde olsam biraz acele ederdim.Rachel neredeyse gelmek üzeredir.

BİLL : Biliyorum.

TOM : Rachel salonu bu halde görünce bundan pek hoşlanmayacaktır.

BİLL : Bundan çok daha berbat bir durumla karşı karşıyayım Tom.

TOM : Ne oldu?

BİLL : Anlat bana lütfen.Dün gece ne oldu?

TOM : Ne demek istiyorsun?

BİLL : Dünkü bekarlık kutlama gecesinden sonra ben nereye gittim?

TOM : Herkes gibi yatmaya gittin.Yani ben öyle sanıyorum.Eğer tahminimden çok farklı bir şey

yapmadıysan, tabii..

BİLL : Yaptım mı acaba?Birisiyle karşılaştım mı ben?

TOM : Birisiyle karşılaşmak mı?

BİLL : Yani,demek istediğim oralarda etrafımızda bir kız var mıydı?

TOM : Bekarlık gecesinde kızın ne işi var? Evlenmeden bu olmaz biliyorsun.

BİLL : Biliyorum ama…TOM çok korkunç bir şey oldu biliyor musun?

TOM : Ne? Ne oldu?

BİLL : Bu sabah uyandığımda…yanımda bir kız vardı.

TOM : Yanında mı hangi yanında

BİLL : Sol yanımda.Salak, kanepede.

TOM : Kanepede mi?

BİLL : Evet.

TOM : (Sırıtır) Seni uçkur düşkünü alçak seni…


BİLL : Hayır yanlış anladın.

TOM : Hayır doğru anladım.

BİLL : Hayır değil kızı tanımıyorum.

TOM : Kızı tanımıyor musun?

BİLL : Evet, tanımıyorum sadece uyandım kafamda kocaman bir şiş.. ve yanımda tanımadığım bir kız.

TOM : Eeeeee

BİLL : Ne eee si?

TOM : Giyinik miydi?

BİLL : Yarı çıplaktı.

TOM : Nikahtan önce yaşanan bu benzer bir sürü hikaye duymuştum, ama bu hepsini bastırdı.

BİLL : Nereden geldi acaba TOM?

TOM : Bana sorma arkadaşım ben nerden bileyim.

BİLL : E, Sen de ordaydın.

TOM : Ama bende en az senin kadar sarhoştum.Eve zor gittim.En son gördüğümde, seni

merdivenlerden çıkarmaya çalışan gece bekçisine şarkı söylüyordun.

BİLL : Kızı nereden bulduğumu bir türlü hatırlamıyorum.

TOM : Oda servisi göndermiş olmasın (BİLL ona bakar) Peki şimdi nerede?

BİLL : Banyoda giyiniyor.

TOM : Güzel mi bari?

BİLL : Hem de çok.. ama sorun kızın güzelliği değil.

TOM : Eğer siz şey yap…gerçekten yaptınız mı?

BİLL : İşte asıl felaket orda. Galiba yaptık.

TOM : Galiba mı? Yani hatırlamıyor musun?

BİLL : Sanki bir küçük rüya görmüşüm gibi.

TOM : Tanrım! BİLL sen inanılmasın.Sana tepsinin içinde bir kız sunuluyor ve sen onunla ne yaptığını

bile hatırlamıyorsun.
BİLL : TOM sorun benim onunla ne yaptığım değil.Onun burada olmaması gerekiyordu.Ben Rachel ‘ le

evleniyorum (Pencereden kiliseyi işaret eder) Hem de şu kilisede ve iki saat sonra.

TOM : Her halde bunu biliyorum evlat.Ben senin sadıcınım.

BİLL : Sağ da sol da fink atma günleri bitti artık.Ben sorumlulukları olan evli bir adam olmak üzereyim.

TOM : Neyse bunu son kaçamağın olarak kabul et.

BİLL : Eğer Rachel öğrenirse kesinlikle sonuncu olacak zaten.(Odada dolanır) Rachel çok haklıydı.Ben

umutsuz bir vakayım.Nikah günümde bile doğru dürüst duramıyorum.(Durur)Sence ne zaman burada

olur?

TOM : Her an (Cebinden cep telefonunu çıkarır) Bu sabah beni cep telefonundan aradı.

BİLL : Siz lanet cep telefonuyla her zaman konuşuyor musunuz?

TOM :….uyanık olup olmadığımı sormak için ki, o arada uyanık değildim.Her şeyin yolunda olup

olmadığını sordu ki, yolunda değildi.Senin nasıl olduğunu sordu ki, ben bunu da bilmiyordum.Hiç

sansım yok her şeyi yoluna koyma sorumluluğu beni öldürecek zaten.Onun için sabahın köründe ilk

olarak buraya geldim.

BİLL : Durum tam bir felaket.

TOM : Evet,hem balayı dairesini , hem de kabul odasını aynı otel de tut, hem de bekarlık gecesini

orada yap, Bu tam bir hataydı.

BİLL : Etraftaki en nezih otel buydu, başka ne yapabilirdik ki? Bak TOM şu kızı bir an önce buradan

çıkarmamız gerek.(Hızla banyoya gider ve kapıya vurur.Tom yerde tuvalet fırçasını görür ve eline

alır.)Hazır mısın artık?(yanıt gelmez)Heyyy! Orda mısın?

TOM : Adı neydi?

BİLL : Bilmiyorum.

TOM : Birbirinizin adını bile bilmiyorsunuz ha?

BİLL : Hatırlamıyorum.

TOM : (Tuvalet fırçasını kaldırır)Bunu ne için kullandığını hatırlıyor musun?

(BİLL tuvalet fırçasını alır ve banyo kapısına tekrar döner)


BİLL : Affedersin ama bir an önce burayı terk etmen gerekiyor.Nişanlım her an burada

olabilir.(Banyodan bir ses çıkmaz) Orada ne yapıyor dersin?

TOM : Belki de gitmiştir.O da senin kadar sarhoş muydu.

BİLL : Hayır.Çünkü her şeyi benden daha iyi hatırlıyordu.(Yeniden kapıya vurur)Heyyy? (Sessizlik)

Tanrım buna inanamıyorum.(Diğer kapıları işaret eder)Şu kapıyı kilitle.

TOM : Neden?

BİLL : Rachel pat diye içeri dalmasın diye , ne için olacak.

TOM : ( Ara kapıyı kilitler) Odanın ortasında dolanmaktan vaz geçip bir an önce giyinsen iyi olacak.

BİLL : (telaşla giysilerini giyinmeye çalışır) Nereden çıktı bu kız TOM?Meraktan çatlıycam kim bu?

TOM : Bilmiyorum ama, şimdi bunu merak etmeni zamanı değil.

BİLL : Ne yazık ki evet.Tanrım onu bir an önce buradan çıkarmamız gerek.(Banyo kapısına dayatır ve

omuzlamaya başlar) Lütfen, bak senden rica ediyorum.Buradan bir an önce gitmen gerek:Rachel her

an gelebilir.(Banyodan hala bir ses çıkmaz)

TOM : Ona bir şey mi yaptın yoksa?

BİLL : Uyandığında her şey yolundaydı.

(Kapı sesi Rachel dışarıdan seslenir)

RACHEL : Toooom! Ben geldim!

TOM : Rachel

BİLL : Tanrım, işte geldi! Şimde ben ne yapacağım?

TOM : Panik yapma sakin ol bakalım.

BİLL : Her şey bitti.Evlenmeden önce boşanmış olacağım.

RACHEL : Tom? Orada mısın?

TOM : (Seslenir) Evet şeyy..bir dakika lütfen

BİLL : (bir yandan giyinmesini tamamlamaya çalışırken boğuk bir fısıltıyla) Bu felaketten kurtulmanın

tek bir yolu var TOM.

TOM : Nedir o?
BİLL : Kızın senin olduğunu söyleyeceğiz.

TOM : Benim neyim?

BİLL : Senin kız arkadaşın.

TOM : Kim?

BİLL : (Banyoyu işaret eder)O işte, içerideki kız.

TOM : O mu? Hayır.

BİLL : Tom.

TOM : Hayır, hayır, hayır.

BİLL : Tek kurtuluşumuz bu.

TOM : Benim zaten bir kız arkadaşım var.Üstelik yeni.

BİLL : Tamam biliyorum, ama onu henüz kimse görmedi ki, nerden bilecekler.

TOM : Bugün hepiniz göreceksiniz.Londra’ dan buraya onca yolu sizinle tanışmak için geliyor.

BİLL : Ama henüz tanışmadık ki neden bu kız o kız olmasın?

TOM : Ama bu o değil! Asıl kız arkadaşım geldiğinde ne yapacağım peki?

BİLL : Nerede bu asıl kız arkadaşın?

TOM : Annemlerin evinde.Şu saatte kahvaltısını yarılamış olmalı.

BİLL : Tamam o zaman bir sorun yok işte.

TOM : Sizin nikahınız için buraya geliyor.En iyi arkadaşımla tanışmak için dört gözle bekliyordu.Ve en

iyi arkadaşımın müstakbel eşiyle de.Geldiği zaman onu ne yapayım.Halının altına mı saklayayım yani?

BİLL : O gelene kadar bu gitmiş olur.

TOM : İş işten geçmiş olur,çünkü Rachel onunla tanışmış olacak.

BİLL : Rachel aradaki farkı anlayamaz.O sırada evliliğin sarhoşluğuyla meşgul olacaktır.

TOM : Elbette fark edecektir.Rachel her şeyi fark eden bir kadındır.

RACHEL : ( Kapıyı çalar) Tooomm.

BİLL : ( Acı içinde)Tom,lütfen.

TOM : Yapamam.Hem o ne diyecek bakalım?


BİLL : Kim?

TOM : Judy

BİLL : Judy de kim?

TOM : (Felç olmuş gibi) Asıl kız arkadaşım.

BİLL : O neden bir şey söylesin ki?

TOM : Sen olsan burada başka bir kızla geceyi geçirdiğimi duyunca bir şey söylemez misin?

BİLL : Ama o geceyi başka bir kızla geçirmediğini biliyor.Çünkü dün gece birlikteydiniz zaten.

TOM : Hayır, birlikte değildik.Çünkü gecenin büyük bir bölümünü seninle içki içerek geçirdim.Eğer

gecenin kalan kısmını bir başka kızla geçirdiğimi duyarsa, her şey biter, başlamadan biter, anladın mı?

RACHEL : Kim var orada? Tom? Kiminle konuşuyorsun?

BİLL : ( tuvalet fırçasını Tom’ un eline tutuşturur) Bu acil bir durum tom lütfen?

TOM : ( Fırçayı o na geri verir) Bu senin acil durumun benim değil.

RACHEL : Bill sen misin o?

BİLL : Oh, tanrım..

RACHEL : Açın da gireyim.

BİLL : İşte sonum geldi.Hoşça kal evliliğim.(Kapıya doğru seslenir) Günaydın sevgilim.

RACHEL : Sen orada ne arıyorsun Bill? Senin diğer odada olman gerekmiyor muydu?

BİLL : Eeee,şey bu uzun bir hikaye sevgilim.

RACHEL: Açın kapıyı da gireyim o zaman,

BİLL: Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

RACHEL : Nedenmiş o?

BİLL : Nikahtan önce uğursuzluk getirir de ondan.

RACHEL : Bu kadar eski kafalı olamasın.Hadi açın kapıyı da gireyim.

BİLL : (Fırçayı Tom’ a verir) Lütfen Tom?

TOM : (Fırçayı geri verir) Hayır.

( BİLL derin bir nefes alır, kapının kilidini açar, elinde tuvalet fırçası vardır.Hemen arkasından da Tom)
BİLL :(Racheli öpmeye uzanır) Merhaba sevgilim.

RACHEL : (Öpücükten sakınarak )Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz bakalım?

BİLL : Biz tam, eee şeyy biz, biz tam da…

TOM : Organizasyonu gözdem geçiriyorduk.

RACHEL : Aksayan bir şey yok değimli?

BİLL :Hayır, hayır.

TOM : Gerçekten yok.

RACHEL : Gerçekten yok da ne demek?

BİLL : Gerçekten yok, yani kesinlikle yok.

RACHEL: Her şey sana bağlı Tom. Her şeyin kusursuz gitmesi sana bağlı.Bill’ e asla güvenemem.

TOM : (Pekiştirerek)Kesinlikle.

BİLL : (Kızgın) Ne demek istiyorsunuz?

RACHEL : Ne demek isteyeceğiz? Kendine bir bak, korkunç görünüyorsun.Dün gece ne yaptın

bakalım?

TOM : Bu iyi bir soru

BİLL : ( Onu dürter) Azıcık ölçüyü fazla kaçırdık.(Sahte bir duygusallıkla)Ama her şey bitti artık, asıl gün

bu gün.

RACHEL: Evet, doğru.Sende bir an önce bugün için hazırlansan iyi olacak sevgilim.Sadece birkaç

saatimiz kaldı.Böyle fırça satıcısı kılığında evlenemesin benimle.

BİLL : ( Fırçayı Tom’ a verir.)Evde giyinmeyeceğinden eminsin değil mi?

RACHEL : Ev tam bir curcuna.Bütün akrabalarım bizim evde giyiniyor.Ben birazcık huzur ve yalnız

kalmak istiyorum.

BİLL : Haklısın.

RACHELl : Şimdi DAPHNE birazdan gelinliğimi getirecek.Ah keşke annemde bu günleri

görebilseydi.Babam da her zaman ki gibi sağa sola emirler yağdırarak damlar.Sen de kendi odana git

ve bizi biraz yalnız bırak.(Bill’ in yanaklarına sıkar)nikahtan sonra buraya gelmene izin vereceğim
elbette.

BİLL: Eee,şey, bir sorunumuz var Rachel.

RACHEL : Ne sorunu?

BİLL : Eee şeyy.. ortalık henüz temizlenmemiş.

RACHEL : Kim temizlememiş?

BİLL : Oda Hizmetçisi.

RACHEL : ( Tuvalet fırçasına bakarak) Onun yerine sen temizleyeceksin galiba.Daire hazır

olacaktı.Gündüz için kiraladığımızı da biliyorlardı.

BİLL : Biliyorum, ama şeyy…

TOM : Kullanmışlar.

RACHEL : Kullanmışlar mı?

BİLL : Tom kullandı.

TOM : Hayır, ben kullanmadım.

BİLL : Evet Tom kullandı.Kullanabileceğini ben söyledim.

RACHEL : Tom.?

BİLL : Yeni kız arkadaşını getirmişti birazdan göreceksin.

RACHEL : Biliyorum nikaha gelecek.

BİLL : Annesinin evinde birlikte olamamışlarda.

RACHEL: Birlikte olamamışlar mı?

BİLL : Yani birlikte uyuyamamışlar.

RACHEL : Haaa…anladım.

BİLL : Bende onlara daireyi kullanabileceklerini söyledim.

TOM : Hayır söylemedin.

BİLL : Evet söyledim.

RACHEL : Bir karar verin artık.

BİLL : Daireyi değil de salonu kullanabileceklerini söyledim ve banyoyu da.


TOM : Ama banyoyu kullanamıyoruz.

RACHEL : Siz ne diyorsunuz Tanrı aşkına.

BİLL : Sen gelmeden önce odayı boşaltmaları koşuluyla burayı yatabileceklerini söyledim.

RACHEL : Anladım.

BİLL : Ama boşaltmadılar.

TOM : Hayır boşalttılar.

BİLL : Tom boşalttı ama kız hala banyoda.

TOM : Hayır değil.

BİLL :Evet orda.

RACHEL : Kızın nerede olduğuna karar verin artık.

BİLL : Tom biraz utandı ama ben senin bu tür şeylere pek aldırmadığını söyledim.Kız şimdi banyoda

giyiniyor.

RACHEL : Tamam anladım.

BİLL : Yani,eğer şimdi sen bu ikisin bir süre yalnız bırakırsan…

RACHEL : Ne kadar?

BİLL : Çok değil.

TOM : Umarız.

BİLL : Ben senin bu tür şeylere aldırmadığını söylemiştim.Aldırmazsın değimli sevgilim?

RACHEL: Neden aldırayım ki ne önemi var.

BİLL : Bak gördün mü hiç aldırmıyor.Ne önemi var dedi.

TOM : ( Zoraki bir gülümsemeyle) Çok teşekkür ederim çok iyisin Rachel.

RACHEL : Eski dostuma feda olsun.

BİLL: Hadi sevgilim ikimiz birlikte çıkalım artık.

RACHEL: Neden?

BİLL : Eee, bırakalım da bitirsinler.

RACHEL : Bitirsinler mi?


BİLL : Yani giyinmeyi.

RACHEL : Onlar burada bitirebilirler.Bende yatak odasında hazırlıklarıma başlayabilirim.Ha, bu arada

onunla tanışmış olurum.

BİLL : Onunla nikahta tanışacaksın ya.

RACHEL : Ben şimdi tanışmak istiyorum.Tom’ un kız arkadaşı.Benim için çok önemli bir an.Sen de gidip

kendini giydirsen.

BİLL : Evet bende gidip kendimi giydireyim.

RACHEL : Bir soda yada başka bir şey iç.

BİLL : Biraz önce içtim.

RACHEL : O zaman bir tane daha iç.Akşamdan kalma bir suratla görünmeni istemiyorum.

BİLL : Doğru.

(Çıkış kapımsına doğru yönelir.Rachel zarfları görür.)

RACHEL : Ah, bunlar iyi dilek mesajlarımı?

TOM : Ve balayı için uçak biletleri.

RACHEL :Oh, çok iyi, biletleri Bill’ e ver o saklasın.

( Rachel mesajları okumak için masanın başında kalır.Tom elinde biletler Bill’ in yanına gelir)

TOM : (fısıltıyla) Kızı ne yapacağım?

BİLL : (Aynı fısıltıyla) Bilmiyorum. Yedekte sakla istersen.

TOM : Bunlar Jameika biletleriniz.

BİLL : (Çıkarken)Haa..zorda kalırsanız kız oda hizmetçisi olduğunu söyleyecek.Onu tembihledim.

TOM : Nerde kalırsak.

BİLL : Acil durumda kalırsanız.

TOM : Yani şimdi sen bunun bütün problemi çözebileceğini mi düşünüyorsun?

BİLL : Hayır çözmez.

TOM : Neden?

BİLL : Onu görünceye kadar bekle.Kimse onun oda hizmetçisi olduğuna inanmaz.
TOM : O zaman neden öyle söyleyecek?

BİLL : O anda aklıma gelen en parlak fikir buydu da ondan.(Rachel onlara bakar)

RACHEL: Hala ne fısıldaşıyorsunuz siz?

(Bill ve Tom donmuş yüzleriyle ona dönerler)

BİLL :Oda hizmetçileri.

(Bill fırçayı Tom’ a verir ve Tom çaresiz bir şekilde Rachele döner.)

TOM : Evet, oda hizmetçileri.Birini bulmam gerek.Acele edip bulmalıyım adı her neyse.

RACHEL : Adı ne?

TOM : Kimin?

RACHEL : Kız arkadaşının.

TOM : Neden öğrenmek istiyorsun ki?

RACHEL : İnsanların tanışacakları kişinin adını öğrenmek istemeleri normalden sayılır biliyorsun.

TOM : Henüz onunla tanışmadın ki.

RACHEL : Birazdan tanışacağız ama öyle değil mi?

TOM : Evet.

RACHEL : O zaman adını söyle bakalım.

TOM : Judy.

RACHEL : Judy.

TOM : Evet.

RACHEL : Tamam, hazır olduğunuz zaman bizi tanıştır.

TOM Tamam.

RACHEL : (Sıcak bir tonda) Umarım bu kız sana uygundur Tom.Senin iyiliğin için söylüyorum.Sen bizim

en eski dostumuzsun.(Yatak odasına girer)

TOM : (Mırıldanır)Umarım öyle olmakta devam eder.( Tom banyoya yönelir Judye seslenir, umudunu

keser ve dönüp kanepeye oturur)


( Julie girer dağıl odaya kızgınlıkla bakar Tom ‘ u fark eder ama seslenmez banyoya yönelir. Kapıyı

açamayınca Tomun yanına gelir.)

JULİE : Merhaba.

TOM : Tanrıya şükürler olsun.Sonunda ortaya çıkabildin.

JULİE : Ne?

TOM : Biz de koridoru cilaladığını sanmıştık.

JULİE : Beni mi aradınız.(Mahcubiyet)

TOM : Neredeyse yüz yıldır sana sesleniyoruz.

JULİE : AH öyle mi? Bilmiyordum (Özürdiler gibi)

TOM : Sağır mısın yoksa?

JULİE : Hayır değilim.Şuraya baksanıza.(Kızgın)

TOM : Orada ne yapıyordun?

JULİE : Nerede ne yapıyordum?

TOM : Nerede olacak banyoda tabii.?

JULİE: Temizleyecektim.(Saçma bulduğunu belli eder gibi)

TOM : Temizlemene gerek yok.

JULİE:(Tuvalet fırçasına bakarak) Neden siz mi temizleyeceksiniz yoksa?

TOM : (Fırçayı fırlatır) Ayrıca böyle giyinmene de gerek yoktu.

JULİE : Nasıl giyinmeme gerek yoktu?

TOM :Sahi bu üniformayı nerden buldun?

JULİE: Üniformayı mı?

TOM : Evet.

JULİE : Otelden verdiler.

TOM : Tam bir oda hizmetçisi olmuşsun.Tebrik ederim.

JULİE :Çok teşekkür ederim.(Tehtitkar)

TOM : Ama çok geç artık.


JULİE: Bana bak sen ne dediğinin farkında değilsin galiba. Hem sen kimsin bakalım.(Biraz kızgınlık)

TOM : Ah, özür dilerim ben Tom.

JULİE : Tom mu?

TOM : Bill’ in en yakın arkadaşı.Sağdıç yani.

JULİE: Sağdıç mı?

TOM : Evet.

JULİE: Ah, nikah için değil mi?

TOM : Elbette nikah için.Boşanma arkadan geliyor.

JULİE: Evet nikahtan haberim var.

TOM : Bunu en başından düşünmeni tercih ederdim.

JULİE : Özür dilerim.

TOM : Çok da yardımcı olduğun söylenemez, öyle değimli?

JULİE : (Kızgın) Elimden geleni yapıyorum.

TOM : Biraz geç kaldın ama.Asıl dün akşamki işler olmadan önce elinden geleni yapmalıydın.

JULİE : Ben dün akşam çalışmıyordum ki.

TOM : Yok yok sen dün akşam çalışmışsın, hem de bayağı çok çalışmışsın.

JULİE : Kaba olmaya mı çalışıyorsunuz.

TOM : Evet, böyle davranmaya da hakkım var sanırım.Çünkü çok zor bir durumdayım.

JULİE : Öyle mi? (yok canım der gibi)

TOM : Üstelik Bill’ de aynı durumda.

JULİE : Neden?

TOM : Şu anda nişanlısı yatık odasında.

JULİE : Peki kendisi nerede, yani BİLL.

TOM : Nerede olacak saçmalıyor.Bebeği de bana bıraktı , ben ilgilenecekmişim.

JULİE : Ah, bebekleri de mi var?

TOM : Sen komik olmaya mı çalışıyorsun?


JULİE : Özür dilerim ben ne konuştuğumuzu anlayamıyorum, ucunu kaçırdım açıkçası.

TOM : Bak, ne olduysa oldu, bunu seninle tartışacak değilim.

JULİE : İşte buna çok sevindim, aman ne?

TOM : Soru soracak zamanımız kalmadı artık.Bana yardımcı olda Bill’ in kıçını kurtaralım olur mu?

JULİE :Ben mi?

TOM : Evet.

JULİE :Neden?

TOM : Hayatının bu en önemli gününün berbat olmasını istemesin değil mi?

JULİE :Elbette istemem.

TOM : Tamam, her neyse, dün çok sarhoş olmuş bu herkesin başına gelebilir.

JULİE :(yavaş yavaş kavrıyor gibidir.)Aaaaa,şimdi anladım!

TOM : Şimdi biz durumu tekrar normale döndürmek zorundayız.

JULİE :Peki, ben nasıl yardımcı olabilirim?

TOM :Biraz oyunculuk yaparak.Sadece bu kadar çaba göstermen yetecek.

JULİE :Oyunculuk yaparak mı?

TOM : Evet.

JULİE :(Biraz kuşkulu ) Sanırım bunu yapabilirim.

TOM : Güzel.

JULİE :Amatör tiyatro da Ophelia oynamıştım.

TOM : Delirme sahnesi nasıl olmuştu?

JULİE :Ne?

TOM : Boş ver. Bu oynayacağın çok zor bir rol değil

JULİE : Ne oynayacağım peki?

TOM : Benim kız arkadaşımı.

JULİE :Sizin neyinizi?

TOM : Senin de bildiğin gibi Rachel, dün gece bu odanın kullanıldığını öğrendi.
JULİE : (Yatağa bakarak) Evet bu gerçekten de belli oluyor.

TOM: Doğru.Ama istersen bu konuya girmeyelim.Bizim asıl sorunumuz şu; Çok hızlı

düşünmeliyiz.Rachela dün akşam bu yatakta benim kız arkadaşımla yattığımızı söyledik.

JULİE : Siz ve kız arkadaşınız ha?

TOM : Sen ve ben yani.

JULİE : Siz ve ben mi?

TOM : Evet.

JULİE : Burada mı?

TOM : Evet.

JULİE : Peki ne yaptık?

TOM : (Öfkeli) Ne yaptığımızı sanıyorsun.

JULİE : (Sersemlemiş) Peki neden ben?

TOM : Burada sen vardın da ondan.Başka kiminle olabilir ki?

JULİE : (Çaresiz bir şekilde etrafına bakınır) Eeeee…Şeyyyy.

TOM : (Sabırla)Bak şimdi iyi dinle lütfen. Açıkçası bunun seni çok ilgilendirmediğini biliyorum.Ama

burada ki durumu tam olarak anlaman çok önemli.

JULİE : Ben de anlamayı çok isterim.

TOM : Çok iyi.Rachel ve Bill bugün evleniyorlar, tamamı?

JULİE : Tamam.

TOM : Her ne sebeptense Bill, dün geceyi bu odada, bu yatakta başka bir kadınla birlikte

geçiriyor.Anladın mı ?

JULİE :(Gözlerini kocaman açarak) Ah, şimdi anladım!

TOM : Ve Rachel durumu öğrenecek olursa, bu her şeyin sonu demektir, evlilik mevlilikte olmaz,

tamamı?

JULİE :Tamam.

TOM : Tanrım sana şükürler olsun.Bill’ in tek umudu Rachel’ i dün gece burada Bill değil de başka bir
adam olduğuna inandırmak.Ne yazık ki etrafta başka bir salak olmadığı için; o başka bir adam da ben

oluyorum.Şimdi biz eğer Rachel’ i senin benim kız arkadaşım olduğuna ve dün geceyi burada birlikte

geçirdiğimize inandırırsak,Bill’ in itibarını kurtarmak için bir şansımız olabilir.sonra sen kendi yoluna

devam edersin.Bu olup bitenleri de unutursun gider.Anlaştık mı?

JULİE :Tamam.

TOM : (Gülümser) Nihayet.

JULİE : Ama ben yinede neden yardım etmemiz gerektiğini anlamadım?

TOM : Anlamadın mı? Neden?

JULİE : Eğer nikahtan bir gece önce böyle boklar karıştırdıysa, başına gelenleri sonuna kadar hak etmiş

demektir (Hesap sorma gibi, kızma)

TOM : Bunu söylediğine inanamıyorum.

JULİE : Neden ? ( Şaşırma)

TOM : Sen mi onu eleştiriyorsun?

JULİE : Elbette eleştire bilirim.Bir kere onu hiç tanımıyorum ve olup bitenler hakkında en ufak

bir fikrim bilen yok.

TOM : Onu birazcık olsun tanımanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyormusun?

JULİE : Benim işim başımdan aşkın. Oooo öyle her müşteriyi tanımaya çalışamam değil mi?

TOM : Müşteri mi?(Gizli bir şeyi ortaya çıkarmış gibi)Oh, şimdi anlıyorum, o bir müşteriydi

tabii.

JULİE :Ne sanıyorsunuz, elbette bir müşteridir.

TOM : Senin de nerden geldiğin böylece ortaya çıkıyor.

JULİE :Eh…(Yani der gibi)

TOM : Sen bir çeşit, yani düzenli olarak teflonla çağırılıyorsun.

JULİE : Doğal olarak..

TOM : (Gözleri bir başka bakmaktadır)Büyük Tanrım! Buranın öyle bir yer olduğunu nasıl da
fark etmemişim.

JULİE :(Şaşırmıştır) Ne yapmamışsınız?

TOM : İlk bakışta sevimli, hoş bir taşra oteli gibi görünüyor, değil mi? Sanırım böyle günlerde

de her türlü konforu ve kolaylığı sağlıyorsunuzdur.

JULİE :Bundan hiç kuşkunuz olmasın.(Memnun bir ifadeyle)

TOM : (Kıkırdayarak) Bahse girerim teklifi de gece bekçisi yapmıştır.

JULİE :George mu?

TOM : Sana o telefon eder değilmi?

JULİE : Bana ihtiyaç duyulduğunda evet.

TOM : (Başıyla onaylar) Bill de tam bu tezgaha düşecek durumdaydı.

JULİE : Neye düşecek?

TOM : Bir tele kız muhabbetine.

JULİE :Muhabbetine ( Çok şaşırma)

TOM : Tamamen öyle.

JULİE : (Bir kez daha duruma ayılıyor gibi) Ah, demek böyle oldu?

TOM : Sen daha iyi bilirsin.

JULİE : George tele-kız ayarladı, zaten arkadaşınızda bekarlığa veda partisinde iyice kafayı

bulmuştu ve ne yaptığının farkında bile değildi.

TOM : Acaba öylemiydi?

JULİE : Ne ?

TOM : Ne yaptığını bilmiyor muydu?

JULİE : Ne zaman?

TOM : O zaman yani yatağa girdiğinde?

JULİE : (Yatağa bakar) Yatağa bakınca pek anlaşılmıyor sizde baksanıza.


TOM : Ama sen bilirsin.

JULİE: (Kızgın) Müşterilerin hepsi onun gibi değildir biliyorsunuz.

TOM : Vay be! Sevgili arkadaşım Bill her şeyi raconuna uydurmuş. Neyse şimdi bunu

konuşmanın sırası değil.Ortalığı toplayalım.Haa unutmadan senin adın JUDY.

JULİE :Hayır Judy değil JULİE.

TOM : (Sıkıntıyla ) Benim kız arkadaşım olarak yani.

JULİE : Ah, doğru.

TOM : Tanrım her şeyi nasıl da zorlaştırıyorsun!

(Rachel yatak odasından çıkar)

RACHEL : Tom.

TOM : Rachel.

RACHEL : O kız arkadaşın olmalı.

TOM : Ah evet işte burada.

RACHEL : O zaman izin ver de tanışalım.

( Tom gönülsüzce Julie yi taktim eder ve bu arada Bill girer.)

TOM : İşte sonunda bir aradayız.Judy, bu Rachel, Bill’ in nişanlısı.

JULİE :Merhaba.

RACHEL : Merhaba.

BİLL : (Şaşırmış) Bu değil.

RACHEL : (Tam Julie le el sıkışmak üzereyken) Ne?

JULİE : Ne ?

BİLL : Bu o değil.

TOM : Hıı?

JULİE :Hıı?
RACHEL : Ne diyorsun sen?

BİLL : (Durumu kurtarmak için çabalamaktadır) Bu değil…yani bu benim düşündüğüm kız

arkadaşı değil.

TOM : Evet, o.

BİLL : Hayır değil.

RACHEL : Siz ne diyorsunuz Tanrı aşkına.

BİLL : Yani demek istiyorum ki …ben Tom ‘ un kız arkadaşının başka bir kız olduğunu

düşünmüştüm.Bu kız o değil, bu kız…

TOM : Başka bir kız mı?

BİLL : Evet.

RACHEL : Biraz nezaketsizlik etmiş olmuyor musun sevgilim?

BİLL : Nezaketsizlik mi?

RACHEL : Tom’ un kaç tane kız arkadaşı olduğunu bilmiyorum, ama sanırım burası onu

tartışmanın en gereksiz olduğu yer.

BİLL : Eh, şey tabii,kuşkusuz öyle (Julie’ nin elini sıkar) memnun oldum.

RACHEL : Siz tanışmıyor muydunuz.

BİLL : Hayır.Evet.Şey sadece biraz.

RACHEL : Biraz mı, o nasıl oluyor öyle?

TOM : ( Durumu kurtarırcasına) Tanıştıklarında tam giyinik değildi de.

RACHEL : Ha, anladım (Neşeli) Sizinle tanıştığıma çok sevindim,Judy.Biraz düşüncesizce

davrandığım için beni bağışla lütfen.Eminim Tom’ un diğer kız arkadaşları için üzülmeye

değmez.

JULİE : Önemli değil.Kaç tane oldukları beni hiç ilgilendirmiyor.


RACHEL : Ne kadar da geniş görüşlüsünüz.

JULİE :Ah , öyleyim.

( Bill,Rachel’ ın arkasından Tom’ a işaret etmektedir.)

RACHEL : Eee, Bill?

(Rachel döner ve Bill’ i görür.Bill hemen hareketlerini fizik jimnastik hareketine dönüştürür)

BİLL : Egzersizlerimi yapıyordum canım.

RACHEL : Sen bu sabah çok tuhaf davranmıyor musun Bill.?Bu gün nikah günümüz, şok mu

geçiriyorsun?

BİLL : Biraz.

TOM : Bende.

RACHEL : O zaman ikiniz birbirinizi düzeltin.Neredeyse iki saatten az zamanımız kaldı ve ben

nikahta böyle abuk sabuk davrandığınızı görmek istemiyorum.

BİLL : Tamam.Ben sadece bu ikisiyle özel olarak birkaç şey konuşmak istiyorum.

(Bill,Tom ve Julie ‘ yi yatak odasına doğru sürükler)

RACHEL : Neden?

BİLL : Sadece hazırlıkların yolunda gidip gitmediğine emin olmak için ( Tom’ u kapıya doğru

iteler) Her hangi bir şey için üzülmeni istemiyorum o kadar.( Rachel çıkar)

BİLL : (Tom’ a)Peki, söyle bakalım bu kim?

TOM : Kim?

BİLL: (Julie’ yi göstererek)İşte bu?

TOM : Senin dediğin kız değilmi?

JULİE : Onun dediği kız kim?

TOM : Bu senin işin değil.

JULİE :Affedersiniz ama elbette benim işim.


BİLL : (Tom’ a banyo yu göstererek) Ben sana banyodakinin kız arkadaşın olduğunu söylemeni

tembih etmiştim.Dışarı gidip başka bir kız bulmanı değil.

JULİE : Başka bir kız mı?

TOM :İşte banyodaki kız bu.

BİLL :Hayır değil..

JULİE : Banyodaki ne?

TOM : Ama banyodan bu çıktı.

BİLL : Bu olamaz.

TOM : Gözlerimle gördüm.

JULİE : Neyimi gördün?

TOM : ( Julie’ye) Ben seni banyodan çıkarken görmedim mi?

JULİE : Hayır, sen beni banyoya girerken gördün.

BİLL : O sen olamasın banyodaki başka bir kızdı.

TOM : Peki başka kim vardı banyo da?

BİLL : Orada bulman gereken kız.

TOM : Demek ki şu anda banyoda kimse yok.

BİLL : Eğer banyodan çıkan birini görmediysen bunu nasıl bile bilirsin ki?

TOM : ( Banyonun kapısına gider) Sana söyledim ben onu banyodan çıkarken gördüm.

JULİE : Hayır, banyodan çıkarken görmediniz.

TOM : Evet gördüm.Bana inanmıyorsanız.(Kapıyı açmaya çalışır hala kilitlidir)İçeride biri var.

JULİE :Ehh.. nihayet anladınız.

BİLL : Gördün mü?

TOM : (Julie’ ye) Peki içerideki kim?

JULİE : Bana niye soruyorsun?


TOM : Peki eğer sen banyodan çıkmadıysan

JULİE : Evet.

TOM : O zaman sen kimsin?

JULİE : Oda hizmetçisi.

TOM : Tamam,tamam o hikayeyi unut artık, sen kimsin?

JULİE :Oda hizmetçisi dedim ya.

BİLL : Oda hizmetçisi mi?

TOM : Olamaz.

BİLL : Neden olamazmış?

TOM : O bir tele- kız.

(Julie Tom’ un suratına tokatı patlatır)

JULİE : Ben kesinlikle tele-kız, mele-kız değilim.

TOM : Ama tele- kız olduğunu sen söyledin.

(Julie Tom’ a bir tokat daha patlatır)

JULİE : Ben asla tele-kız olduğumu söylemedim. (banyoyu gösteri) Sen içerdekinin tele- kız

olduğunu söyledin.

TOM : (Şuursuz bir şekilde) Aklımı kaybedeceğim.

BİLL : Tamam,tamam hadi baştan başlayalım.Sen nerden geldin?

JULİE :Alt kattan.

BİLL : Bu odaya nasıl girdin?

JULİE : Tabii ki kapıdan..

TOM : Bunu yapması imkansız.

JULİE : Neden imkansızmış.

BİLL: Çünkü kapı kilitli.


JULİE : Ama yaptım.

BİLL: Peki kilidi nasıl açtın?

JULİE :Ben oda hizmetçisiyim.

TOM : Oda hizmetçisi olamaz.

BİLL : (Julie’ ye) Ona oda hizmetçisi olduğunu söylemiş miydin?

JULİE : Elbette söyledim.

BİLL: Sen onun “Ben oda hizmetçisiyim” dediğini duydun mu?

TOM : Ama sen bana onun “Ben oda hizmetçisiyim “ diyeceğini söylememiş miydin?

JULİE : (Oda hizmetçisi üniformasını göstererek) Eğer ben oda hizmetçisi değilsem, bunları

neden giydiğimi söyler misiniz?

BİLL: Sen bu üniformayı mı giyiyordun?

JULİE : Elbette bunu giyiyordum.

BİLL: (Tom’ a)Bunu mu giyiyordu?

TOM : (Ahmak bir ifadeyle) Evet.

TOM ve BİLL : (Birlikte) Bu gerçek oda hizmetçisi!

JULİE : Eh, bu konuyu aydınlığa kavuşturduğumuza çok sevindim.(Üniformayı yere bırakır Bill’

e) Ve odayı temizlemem için beni buraya sen gönderdin.

TOM : Onu sen mi gönderdin?

BİLL : Hatırlamıyorum ama gerçekten ben göndermiş olabilirim.

TOM : Şimdi bir kere daha aklımı oynatacağım.Yani biz şimdi bütün bu sıkıntıyı boş yere mi

yaşadık.?

BİLL: Peki bu oda hizmetçisiyse , içerideki Tanrının belası kız kim?

TOM : Bilmiyorum.

JULİE : Tele- kız.


BİLL : Tele-kız mı?

JULİE : Evet.

BİLL : Nerden biliyorsun?

JULİE : O söyledi.

TOM : Hayır ben söylemedim.

JULİE : Evet söyledin.

BİLL: Onun tele- kız olduğunu nerden biliyorsun?

TOM : Bilmiyorum dedim ya.O nu hiç görmedim.

JULİE : Ama bana gördüğünü söylemiştin.

TOM : Hayır söylemedim.

JULİE : Evet söyledin.

BİLL : Susun! ( Hepsi susar.Derin bir nefes alır dikkatli ve tane tane konuşmaya başlar.) Şimdi,

kim kiminle karşılaşmış, kim neymiş, kim kime ne demiş, bunları bir an için unutalım.

TOM : Tamam.

JULİE : Tamam.

BİLL : Asıl sorun bu kızın buraya nasıl geldiğini bulmak.

TOM : Onu George getirdi.

BİLL : George mi?

TOM : Evet.

BİLL : George kim?

JULİE : Gece bekçisi.

BİLL : Gece bekçisi, ha?

JULİE : Evet.

BİLL : Neden getirmiş onu peki?


TOM : Galiba sen istemişsin.

BİLL: (Afallamış)Ben mi istemişim?

JULİE : Aramızda başka istemiş olabilecek biri var mı?

BİLL : Lanet olsun! Aklımı kaybedecek kadar sarhoş olmuşum demek ki.

TOM : (Şarkı söyler gibi) Bana bir iyilik yapar mısın?

BİLL : Kes sesini( Tom susar) Durum daha da kötüye gidiyor.(Kararlı bir şekilde) Tamam ne

yapacağımızı buldum.Tom sen Rachel i bir süre buradan uzak tut.(Julie’ ye) Sen de… adın

neydi senin.

JULİE : Julie.

BİLL : Julie sen de git ne gerekiyorsa al getir ve odayı bir an önce tertemiz yap.

JULİE : Tamam.

BİLL : Ben de şu içeridekini önce banyodan sonra da buradan dışarı çıkarayım.Eğer birazcık

şans yardım ederse, her şeye yeni baştan başlayabiliriz.

TOM : Onu oradan nasıl çıkaracağını merak ediyorum doğrusu.Sabahtan beri beceremedin

çünkü.

BİLL : Artık bütün umudumu kaybetmek üzereyim.Eğer gerekirse kapıyı bile kırarım, tamam

mı?Hadi ne duruyorsunuz?(Hepsi değişik yönlere yönelir.)Tom!(Hepsi durur) Başka birini

daha bu olayın içine sokayım deme sakın.Julie George’ ca söyle bir tele-kız daha görmeyeyim

burada.Her kim isterse istesin.

(Julie koridor kapısından çıkar.Tom yatak odasını tıklar ve girer.Bill’e banyo kapısını

dinlemeye başlar)

BİLL : Affedersin (Kapıyı zorlar kilitlidir) Kusura bakma ama artık oradan çıkman lazım.Daha

fazla böyle devam edemez.Eğer sen kendiliğinden çıkmasan ben kapıyı kıracağım.(Kısa bir
sessizlikten sonra kilidin açılma sesini duyar.Kapı açılır Judy banyodan çıkar ve bir süre

bakışırlar)

JUDY: Merhaba.

BİLL : Sonunda çıkabildin.

JUDY : Çok özür dilerim.

BİLL : İçeride ne yapıyordun Tanrı aşkına.

JUDY : Saklanıyordum.

BİLL : Nişanlımdan mı?

JUDY : Hayır.

BİLL : Peki, kimden o zaman?

JUDY : Tom dan.

BİLL : (Şaşırmış) Tom dan mı?

JUDY : Evet.

BİLL :Neden?

JUDY : Ben onun kız arkadaşıyım.

(Susma)

BİLL : Onun kız arkadaşı evde.

JUDY : Hayır değil.

BİLL : Tom’ un ailesi ile birlikte.

JUDY: Hayır.

BİLL : Kahvaltı yapıyorlar.

JUDY : Hayır yapmıyorlar.

BİLL : (Afallamış) Sen Judy ‘misin?

JUDY: Evet.
BİLL : Aman Tanrım( Susma) Bu nasıl oldu peki?

JUDY : Hatırlamıyor musun?

BİLL : Pek değil.

JUDY : Ah, öylemi?

BİLL : Eveeeeet.

JUDY : Şimdi hatırladın mı?

BİLL : Ben onun rüya olduğunu sanmıştım.

JUDY : Bir bakıma öyle.

BİLL: Ama hoş bir rüyaydı.

JUDY : Böyle düşündüğüne sevindim.

BİLL : Nasıl?

JUDY : Hoş.

BİLL : Ama bu olamaz.

JUDY : Haklısın. Olamaz.

BİLL : Yapmamalıyız.

JUDY : Yapmamalıyız.

BİLL : Kesinlikle.

JUDY : Kesinlikle hayır.

(Coşkulu, enerjili ve çekimli bir andır bu.Birbirlerinin etrafında dolanırlar, yavaşça göz göze)

BİLL : Tanrım!(Susma) Şimdi ne yapacağız?

JUDY : Tom nerede?

BİLL : Yan odada.

JUDY : Rachel’ le birlikte mi?

BİLL : Evet.
JUDY : Ah.

BİLL : Tom’ un burada olduğunu nasıl bildin?

JUDY : Sesi içeriden duyulabiliyordu.

BİLL : Onun oda hizmetçiyle konuştuklarını da duydun mu?

JUDY : Evet duydum(Tom’ u kastederek) Salak.

BİLL : Durumu berbat etti değilmi?

JUDY : Evet.

BİLL : Peki, seni George mi çağırdı buraya?

JUDY : Pardon anlamadım.

Bill : Gece bekçisi.

JUDY: Ne kastettiğini anlamıyorum.

BİLL : Yani, sana o mu telefon etti diyorum.

JUDY : Bana telefon mu etti?

BİLL : (sabırla) Ben bir tele- kız istediğimde seni George mu gönderdi?

JUDY : Tele- kız mı?

BİLL : Sen tele- kız değilmisin?

(Judy Bill’ e bir tokat atar)

BİLL : Özür dilerim.

JUDY : Evet, özür dilemelisin.

BİLL : Senin tele- kız olduğunu Tom söyledi bana.

JUDY : Ne dedi? Ne dedi?

BİLL : (Sersemlemiş gibi) Hayır bu doğru olamaz.

JUDY : Tom tele-kızlarla mı birlikte oluyordu?

BİLL : Hayır.
JUDY : İyi o zaman.

BİLL : Öyle olmadığına çok sevindim.

JUDY: Sende bir kızın kendini muhteşem hissetmesini sağlayan bir şey var.Bunu biliyor

muydun?

BİLL : Senden çok özür diliyorum.Gerçekten.Ben sadece…hala olup bitenlerden ötürü birazcık

şaşkınım.

JUDY : O halde seni olup bitenleri düşünebilmen için yalnız bırakayım.Bir an önce birisi

gelmeden buradan çıkmalıyım.

BİLL :Dikkatli ol.

JUDY : Nikahta görüşürüz.

BİLL : Umarım seni hatırlayabilirim.

JUDY : belki de hatırlamaman senin için çok daha iyi olacak.

(Judy kapıya döner, aynı anda Julie elinde temiz yatak çarşaflarıyla kapıyı açar ve içeri girer)

JULİE : Ah. Sonunda çıkabildin demek.

JUDY : Evet.

JULİE : Bu iyi oldu. Aslında burası senin hiç bulunmaman bir yer biliyorsun. Burası senin

bildiğin otellerden değildir.

JUDY : Pardon anlamadım?

BİLL : Tamam Julie.

JULİE : Şu işe bak, hiçte o biçim kızlara benzemiyorsun.

JUDY: Bana baksana sen.

BİLL : Julie.

JULİE : (Bill’ e) Sana gelince kendinden utanmalısın.

BİLL : Julie senin bildiğin gibi değil.


JULİE : (Çarşafları yatağın üstüne koyar) Hem de nikahından bir gece önce.İnanamıyorum.

BİLL : Biliyorum ama senin bil…

JULİE : Boşuna kendini bana bağışlatmaya çalışma.Bu işe nasıl karıştım bilmiyorum.Eğer otel

müdürü bir tele-kız olayına karıştığımı duyarsa,yandım demektir.

JUDY: Bu konu çok uzadı ama.

BİLL : Julie lütfen beni dinler misin?

RACHEL : Neler oluyor burada?

BİLL : Tanrım ne salağım şimdiye kadar niye çıkarmadım ben bunları.

RACHEL : Bu kim?

JUDY : Şey…

BİLL : Oda hizmetçisi.

JULİE : Bana bak…

JUDY : (Alınarak) Evet oda hizmetçisi.(Julie’ nin üniformasını alır.)Yatağı değiştirmek için

gelmiştim.(Judy üniformayı giyer, çarşafları alır ve yatağı düzeltmeye başlar)

JULİE : Çok teşekkür ederim.

RACHEL : Ne?

JULİE : (Tatlı bir gülümsemeyle) Teşekkür etmeye çalışıyordum.

RACHEL : Artık daireyi bana terk etmeye ne dersiniz? Nikahım için hazırlanman gerekiyor,

biliyorsunuz.

BİLL : Evet sevgilim.Elbette…biz sadece yardım ediyorduk.Oda hizmetçisine temizlik açısından

yardımcı olmaya çalışıyorduk.Sonra her şey emrine amadedir.

JULİE : (Rachel’ a) Bu evliliğin olacağından bir kuşkunuz yok değilmi?

RACHEL : Pardon anlamadım?

JULİE : Yani , onun doğru adam olduğundan eminsiniz değilmi?


RACHEL : Elbette eminim.

JULİE : Ben sadece merak etmiştim.

RACHEL : Neden emin olmayacakmışım ki?

JULİE : Bence bu bir kızın vereceği en önemli karardır.Evleneceği adamı iyi tanımış olması

yani.

RACHEL : Ben onu çocukluğumdan beri tanırım.

JULİE : (Bill’ e imalı bir bakış atar) Peki bu, ona güvenebileceğin anlamına gelir mi?

RACHEL : Elbette ona güvenebilirim.( Bill’ e)Değil mi?

BİLL : kesinlikle bana güvenebilir.

JULİE : Eh, ona istediğin kadar güvenebilirsin o zaman Bundan sonrası senin hayatın nede

olsa.

RACHEL : Sen neden söz ediyorsun bakalım?Daha bizi yeni tanıdın.Tam da nikah sabahı, bize

nutuk çekmenin çok ta yerinde bir davranış olduğunu sanmıyorum.

JULİE : Sen öyle diyorsan…

RACHEL : Hem de otel çalışanlarının önünde.

JUDY : Temizlik malzemeleri nerde?

BİLL : Banyoda

JUDY : Tamam.

(Tom onların yanına gelir şaşkındır)

TOM : Annem aradı.

RACHEL : Ne istiyormuş?

TOM : Judy evde değilmiş.

RACHEL : Evde değimliymiş.

TOM : Hayır.
RACHEL : Elbette evde değildir(Julie’ li kastederek) Çünkü burada.

TOM : (Durumu kavrar) Ah, hah hah hah haaa, doğru ya burada.

RACHEL : Burada olduğunu biliyordun zaten.

TOM : Evet ama … annem bilmiyordu.

RACHEL : Bilmiyor muydu?

TOM : O, judy’ i evde sanıyormuş.Olmadığını fark edince..nerede olduğunu merak etmiş.

RACHEL: Peki sen ona ne dedin?

TOM : Burada olduğunu söyledim.

RACHEL : O zaman her şey yolunda demektir.

TOM : Evet yolunda.

RACHEL : Hazır hepiniz buradayken söylemek istediğim bir şey var.Lütfen bir an önce burayı

terk eder misiniz? Çünkü aslında şu anda burada olması gereken tek kişi benim.

BİLL :Doğru

TOM : Doğru.

(Rachel Julie’ ye bakar)

JULİE : Doğru.

(Hepsi birden ara kapıya yönelirler)

RACHEL : Oda hizmetçisi sende.

JULİE : Bende gidiyorum zaten.

BİLL : Hişşşştt.Sen değil.

JULİE : (Çabucak) Ben değil oda hizmetçisi.

RACHEL : Bende onu söylüyorum işte.Lütfen ona da gitmesini söyler misin sevgilim.?

BİLL : Tamam, evet…Şimdi söylerim.(Tom ve Julie ye)Siz gidin.

RACHEL : Lütfen çantalarımı da buraya getirir misin Tom.


( Bill banyoya giderken dona kalır)

TOM : Peki.

RACHEL : (Bill’ i görür) Hadisene Bill?

BİLL : Tamam.

(Tom ve Julie ara kapıya yürürler.Bill banyoya gider ve kapıyı açar.)

BİLL : Lütfen elinizi çabuk tutar mısınız?

(Bill’ in çıldırmak üzere olduğu banyonun kapısında duruşundan anlaşılmaktadır.Tom bavulu

ve makyaj çantasını getirir)

RACHEL : Teşekkür ederim Tom makyaj çantamı banyoya koyabilirsin.

BİLL: E, neden banyoya koysun ki sevgilim.

RACHEL : Banyo yapmak istiyorum da ondan.Hem neden banyoya koymasın ki?

BİLL : Yani şey…belki başka bir yerde banyo yapmak isteyeceğini düşündüm de.

RACHEL : Bu sabah senin neyin ver Bill?

( Tom bavulu yere bırakır ve elinde makyaj çantası banyoya doğru yürür.Bill banyonun

kapısını kesmiştir.Aynı anda judy elinde çarşaflarla Bill i iter ve banyodan çıkar.)

JUDY : Geldim efendim.

(Judy çarşafların arkasına gizlenerek Tom’ un yanından geçer.Tom dikkatle ona bakar ve

banyoya devam eder)

BİLL :Bırak temizliği sonra yaparsın.

JUDY : Peki efendim.

RACHEL : Hazır buradayken temizlesin Bill.Ben banyoya giriyorum.

BİLL: Peki

JUDY : Peki.

(Judy çarşafı sermeye başlar Bill oyalanmaktadır)


RACHEL : Hadi sevgilim git artık.

BİLL : Tamam gidiyorum.

( Bill ara kapıya gider.Tom da banyodan çıkar ve diğer odaya gitmek üzere yürür.Judy

kanepeyi kullanarak yerleri silmeye başlar.Yatak odasına yüzünü göstermeden girer)

TOM : (Rachel’a)Ben daha sonra uğrarım.

RACHEL : Teşekkür ederim Tom …haa aklımdayken çiçekleri yerleştirdiniz mi?

TOM : Ben de tam da ona gidiyordum.

RACHEL : Peki, isim kartlarını koydunuz mu?

TOM : İşte bende tam onları koymak için…

RACHEL: Vakit kalmadı Tom.

TOM : Evet.

RACHEL : Hadi gidin artık.

(Tom judy’ nin poposuna bakar.judy yatak odasının kapısına gider ve kapıyı kapatır.)

TOM : Ne oldu?

BİLL : Kime ne oldu?

TOM : Kıza.

BİLL : E şey.. Gitti.

TOM : (Judy i kastederek) Peki bu kim?

BİLL : Kim kim?

TOM : İçerideki?

BİLL : Rachel.

TOM : Onu demiyorum salak..diğer kız kim?

BİLL : Oda hizmetçisi.

JULİE : Ne?
TOM : (Julie yi kastederek) Oda hizmetçisi olan o.

JULİE :Doğru.

BİLL : O da diğer oda hizmetçisi.

JULİE : Kim?

BİLL : (jluie yi uyarır) Şşşşşt.

TOM : O nereden çıktı?

BİLL : Ben çağırdım.

TOM : Neden?

BİLL: Temizlik için.

JULİE: Eh.(Pesyani der gibi)

TOM : Çok tuhaf.

BİLL : Tuhaf olan ne?

TOM : Bana biraz tanıdık geldi sanki birine benzettim.

BİLL : Birine mi benzettin?

TOM : Gerçi sadece arkadan gördüm ama.

BİLL : Sen oda hizmetçilerinin popoları hakkında uzman mısın?

JULİE: Benimki hakkında değil.

TOM : Neyse bir önemi yok.Çok endişeliyim Bill.

BİLL : Neden?

TOM : Judy evde değilmiş.

BİLL : Değil miymiş?

TOM : Bütün gece evde değilmiş.

BİLL : Nereden biliyorsun?

TOM : Annem telefonda söyledi.Yatağı hiç bozulmamış.Yatakta kimse yatmamış yani.


BİLL : Belki yerde yatmıştır.

TOM : Salak salak konuşma (Julie konuşulanları dinlemek için yaklaşır Tom fark eder) Konu

seni ilgilendiriyor mu?

JULİE : Pek değil.

TOM :(Billi yanına çeker) Sana söylememiştim ama geçen gece bayağı kötü kavga ettik.

BİLL : Annenle mi?

TOM : Hayır Judy le.

BİLL : Konu neydi?

TOM : Onu yalnız bırakmam yüzünden.İlk kez birlikte olacaktık. Ama senin bekarlığa veda

partisine davet edilmeyince çok sinirlendi.

(July tekrar onları duyabilmek için yaklaşır)

BİLL : Bekarlığa veda partisine kızların davet edilmediğini bilmiyor muymuş yani?

TOM : Canım elbette biliyor.Ama bu hafta sonunu sadece ikimiz için planlamıştık.İlk kez

olacaktı.

BİLL : Ne ilk kez olacaktı?

TOM : Ben onun son kız arkadaşım olacağını düşünüyordum ve onunla anlaşmıştık.

BİLL : Ne için anlaşmıştınız Tom?

TOM : O büyük an için.

BİLL : Hangi büyük an?

JULİE : Biraz kafanı çalıştırsan anlarsın.

TOM : Kusura bakma ama bu konu seni ilgilendirmez.

JULİE : Aksine çok ilgilendirir.

TOM : Seninle ne ilgisi var Tanrı aşkına.


JULİE : Eğer senden birinin yerine geçmeni istemişlerse ve o biriyle de büyük bir an

yaşanacaksa, o büyük anda nelerin yaşanacağı elbette beni ilgilendirir.

TOM : Neyse neyse fazla üzülmene gerek yok.Çünkü seninle bir şey yaşanmayacak.

JULİE: Çok teşekkür ederim en azından ondan kurtulmuş olduk.

TOM : (Yeniden Billin yanına geçer) Gerisi de bildiğin gibi.Ben onu evde bırakıp senin partine

geldim.O da evi terk edip çıkmış.Ben de eve dönünce onunla konuşmayı düşünüyordum.

JULİE : Bence kız haklı.

TOM : Ben Bill’ e konuşuyorum.

BİLL: Peki eve dönünce ne dedi sana?

TOM : Eve dönüğümde onu göremedim.Kapısı kapalıydı.Ben de çok sarhoştum.Çokta kötü

kavga etmiştik.Açıkcası onu rahatsız etmeye cesaret edemedim.

BİLL : Yaaaaa

TOM : Sabah olduğunda yani bu sabah kapısı kapalıydı.Uyandırmaya kıyamadım.Sonrada onu

görmeden buraya geldim.İşte az önce telefonda konuştuğumda annem onun bütün gece

evde olmadığnı söyledi.(Gizlice)Biliyor musun ne düşünüyorum.

BİLL : Ne?

JULİE :Ne düşünüyorsun.

TOM : O kızgınlıkla Londra’ ya geri dönmüştür.

JULİE : Trenle bir şey yapmasa bari. (Espiri)

TOM : Bana bak ben bunda gülünecek bir şey görmüyorum.

JULİE : Özür dilerim.

TOM : (Bill’ e)Sen ne üşünüyorsun?

BİLL : Bence de komik değil.

TOM : Hayır onu sormuyorum.Londra ya dönüşü hakkında?


BİLL : Bunu yapmamıştır.

TOM : Hayır o tür kızlardan değildir.

JULİE: Belki de başka biriyle dışarı çıkmıştır.

BİLL : Hayır o tür kızlardan da değildir.

TOM : Nereden biliyorsun?

BİLL : Çünkü sen o tür kızlarla birlikte olmasın.

TOM : Hayır olmam.

BİLL : Sen tam o büyük anı yaşamak üzereyken, başka bir adamla birlikte olmayan türden

kızlarla birlikte olursun.

JULİE: Peki ya sen?

BİLL : Lütfen sen bu konuya karışma.

JULİE : Bana sorarsanız ikinizde birbirinizden kötüsünüz.Ne sen, ne de sen öyle büyük bir anı

hak etmiyorsunuz.

TOM : beni dinle akıl hocası, senin yapacak başka işin yok mu?

JULİE : Ah anlıyorum.Artık bana ihtiyacınız kalmadı değil mi?

TOM : Evet teşekkür ederim.

JULİE: İçine düştüğünüz çukurdan benim yardımımla kurtuldunuz, ama artık bana ihtiyacınız

kalmadı değil mi?

BİLL : Senin yardımınla mı kurtulduk? Sen her şeyi berbat ettin be!

JULİE : Ben siz benden ne istediyseniz onu yaptım.Oda hizmetçilerini ve tele-kızlarını bile

tanımayan siz değimlisiniz.(Bill’ e yan odayı işaret ederek) Yatak odasındaki hizmetçiyi nasıl

açıklayacaksın bakalım.

BİLL : Bak lütfen sessiz ol ve hayatında bir kere olsun soru sorma.

JULİE : Hıh! Eğer işimi kaybetmek istemiyorsam bir an önce işimin başına dönmeliyim.
TOM : Biz de.Ben hala masaları ve yer kartlarını düzenlemiş değilim.(Saatine bakar) Seninde

bir an önce nikah masasında hazır olman gerek.

(Hepsi birden aynı anda kapıdan çıkmaya çalışır.Sonra bir an geri çekilirler)

TOM : Sırayla.(Çıkarlar)

(Judy yatak odasından çıkar)

JUDY : (Rachel’ e) Ben şimdi çıkıyorum madam.

(Kapıya giderken içeri giren Tom’ u görür).

TOM : Kartları unuttum hemen geliyorum Bill.

JUDY: Tom.

TOM : Senin burada ne işin var?

JUDY: Şey…

TOM : Ney?

JUDY : Seni arıyordum.

TOM : Şimdiye kadar neredeydin judy.

JUDY:Şey..( O sırada Rachel banyodan çıkar)

RACHEL : Orada neler oluyor?

JUDY : Eee..şeyyy..

TOM : Şeyy…

RACHEL : Sen ona judy dedin.

TOM : Öylemi Dedim?

RACHEL : Ben diğerinin Judy olduğunu sanıyordum.

TOM : Öyle zaten bu julie, julie.

RACHEL : Oda hizmetçisi olan Julie.

JUDY : Evet.
Tom Evet.

RACHEL : Neden seni arıyormuş?

TOM : Benimi arıyormuş?

RACHEL : Az önce öyle dedin ya?

JUDY : Onun beni aradığını duymuştum da.

RACHEL : Peki o seni neden arıyormuş?

TOM : Gelip temizlik yapması için.

JUDY : Evet..

RACHEL : Sen temizlik yaparken gördün ya.

TOM : Yani demek istediğim, yani ben onu daha görmeden önce aramıştım.Eh, artık onu

gördüğüme göre, aramam için bir neden kalmadı.

RACHEL : Onu nereden tanıyorsun peki?

TOM : Hayır tanımıyorum.

RACHEL : Ama ona Judy dedin.

TOM : Julie dedim.

RACHEL : Her neyse o da sana Tom dedi.

TOM : Ben onu ararken adının Julie olduğunu söylemişlerdi.

JUDY : Bana da Tom seni arıyor demişlerdi.

RACHEL : (karışmıştır) Haa..Anladım.

TOM : Her neyse Julie burada işin bittimi?

JUDY : Evet.

TOM : O zaman biz burayı terk edelim de Rachel nikah hazırlıkları için işini bitirebilsin.Sen

istersen başla Rachel.

RACHEL : Tamam tamam.


(Tom içi rahatlamış gibi derin bir oh çeker kendini kanepeye atar)

TOM : Vay be, az daha her şey ortaya çıkıyordu.Durumu çok iyi idare ettin.

JUDY : Teşekkür ederim.

TOM : Eğer Rechel senin burada ne yaptığını anlasaydı…Dur bir dakika, sen burada ne

arıyorsun?

JUDY : Şey ..oda hizmetçisinin yerine geçtim.

BİLL : Hadi Tom nerde kaldın.(Donar kalır)

TOM : Neden oda hizmetçisinin yerine geçtin?

BİLL : (Julie yi göstererek) Çünkü o anda bu oda hizmetçisi uygun değildi.

JULİE : Hayır değildim.

TOM : Peki o nereden biliyordu?

BİLL : Neyi nereden biliyordu?

TOM : Bütün bu olanları.

BİLL : Ben anlattım.

TOM : Ne zaman anlattın?

BİLL :Diğer kızdan kurtulmaya çalışırken.

TOM : Hangi diğer kızdan?

BİLL : Biliyorsun ya canım, öteki kız işte.

TOM : Ha şu tele-kız.

JUDY : Ne kız? Ne kız?

BİLL : Evet.siz buradayken ben onu alt kata götürdüm.Lobide de Judy le karşılaştık.

TOM : Judy lobide ne yapıyormuş?

JUDY : Seni arıyordum tabii.


BİLL : Tabii ki seni arıyormuş.Kim olduğunu fark edince hemen aklıma bu fikir geldi.Hani Julie

yi o kızın yerine geçirmiştik ya.Judy de Julie nin yerine geçer diye düşündüm. İşte…

TOM : Neden?

BİLL : Eğer Rachel başka bir oda hizmetçisi isterse otel yetkilileri peki juli ye ne oldu diye

sormasınlar diye.

TOM : E, neden bana söylemedin?

BİLL : Neyi?

TOM : Judy’ i bulduğunu.

BİLL : İşte söyledim ya.

TOM : Daha önce neden söylemedin.Judy nin kaybolduğunu sana söylediğim zaman.

BİLL : Söylemedim mi?

TOM : Ben sana onun popo sunun tanıdık olduğunu söylediğim zaman.

JUDY : Ne?

TOM : Şey kusura bakma ama popon çok hoş görünüyordu.

BİLL : Evet doğru.

TOM : (Kesin) Ne dedin?

BİLL : Hiçbir şey canım.

TOM : Peki neden o zaman bana anlatmadın?

BİLL : (Apıyır kalır)Ben şeyyy….

TOM : Ney?

BİLL : Hımm..aaaa.senin kravatın eğrilmiş biliyor musun?

(Bill kravatını düzeltmeye çalışır Tom onu iter)

TOM : Konuyu değiştirme şimdi.

JUDY : (Çabucak) Beni korumaya çalışıyordu.


BİLL : Doğru.

TOM : Neyden korumaya çalışıyordu?

BİLL : Şeyy.. Judy neyden korumaya çalışıyordum?

JUDY : Gördüğün gibi Tom ben dün geceyi burada, bu otelde geçirdim.

TOM : Ne?

BİLL : (Şaşırmış)Judy..

JUDY : Kavgadan sonra çok sinirlerim bozulmuştu.Seni görmek için buraya geldim.Ama seni

bulamayınca da bir daha annenlerin evine gitmeye yüzüm tutmadı.mecburen geceyi burada

geçirdim.

TOM : Peki nerde kaldın? Bütan odalar düğün konukları için ayrılmıştı.

JUDY : (Yan odayı göstererek) işte şurada.

TOM : Orada mı?

JUDY : Evet.Onunla merdivende karşılaştım.çok sarhoştu.Nerede olduğunun bile farkında

değildi.Bende ona yardım ettim.Cebinde iki anahtar vardı.Onu bu odada bıraktım bende

diğer odada kaldım.

BİLL : (Doğrular) Doğru söylüyor.

TOM : Doğru söylediğini nerden biliyorsun?

BİLL : Nerede uyandığımı bilmeyecek kadar da sarhoş değildim.

TOM : Anlıyorum.

JULİE : (Dalmış şaşkınlıklı dinlemektedir) Bir dakika…

TOM : Yine ne istiyorsun?

JULİE : Bütün bu konuşmalardan bunun senin gerçek kız arkadaşın olduğu anlaşılıyor, doğru

mu?

TOM : Evet.
JULİE : Hani dün gece evde olmayan kız?

TOM : Evet.

JULİE: Hani şu “Büyük anı” yaşayacağın kız.

JUDY : Büyük ne?

TOM : (Beceriksiz) Eee.. şeyy.. evet.

JULİE: ( Bill’ ebakar) Lanet olsun,

BİLL : Bak Julie.

JULİE: Tavşanlar gibisiniz.

TOM : Ne?

BİLL :Beni pişman edecek bir şey söyleme Julie.

TOM : Seni pişman edecek mi?

BİLL : Hayır yani onun pişman olacağı.

TOM : O bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyor, neden pişman olacakmış ki?

JULİE: Tam tersi senin bildiğinden çok daha fazla biliyorum.

BİLL : Juile..

TOM : Anlat bakalım neler biliyormuşsun?

JULİE : Bildiklerimin tümünü anlatacak değilim.Ama bildiğim bir şey var ki..

TOM : Neymiş o?

JULİE : Bilmek istemesin.

BİLL : Julie lütfen çeneni kakpar mısın.

JULİE: Neden çenemi kapayacakmışım?

BİLL : Bazen insanların sıcağı sıcağına öğrenmemeli gereken durumlar vardır.Tıpkı şimdi

olduğu gibi.
JULİE : Tam tersi.Bence bu insanların bazı şeyleri sıcağı sıcağına öğrenmelerinin daha iyi

olacağı bir durum.

TOM : Neymiş o şeyler?

JULİE : İnsanlar içine düştükleri bir durumdan kolayca çıkabilmek için , kendileri ne tür bir

durumun içine soktuklarını daha başlangıçta iyi bilmelidirler.

BİLL : (Julie’ ye) sen şu anda kendini asla sonunu getiremeyeceğin bir belanın içine sokmak

üzeresin.

JULİE : Ben bir şekilde belanın içine battım zaten.O kendini daha kötü bir belanın içine

sokmuş durumda.Hele şurada duran kızın içine battığı şey iyice kötü.

TOM : Tanrım aklımı kaybetmek üzereyim.Neden herkes bu kadar karmaşık şeyler söylüyor?

( Yan odada Rachel bağrışmaları duyar ve ne olduğunu öğrenmeye gelir.)

RACHEL : Burada ne oluyor Tanrı aşkına?

BİLL : Eyvah..

RACHEL : Niye bağırışıyorsunuz?

JULİE : Bu soruyu sormak en doğal hakkınız.

RACHEL : Bende soruyorum öyleyse?

TOM : Senden ve benden başka herkes burada olup bitenleri biliyor sanırım.

RACHEL Ne? Ne olmuş ki?

TOM : Bilmiyorum(Julie’ yi gösterir) Ona sor?

RACHEL : (Julie’ ye) Neler olduğunu anlat bakalım?

JULİE : (Bill’i gösterir.) O na sor?

RACHEL :(Bill’e)sen anlat bakalım?

BİLL : (Judy’ i gösterir) Ona sor.

RACHEL : Oda hizmetçisine mi?Onun olanlarla ne ilgisi var?


JULİE : Bu soruyu sormanız en doğal hakkınızdır.

RACHEL : (Emredercesine)Bende soruyorum işte (Judy’ e) Evet?

JUDY: (ızdırap içinde) Uuu..ben..şeyyy….

(Kapı çalar, hepsi birden dönüp kapıya bakar.Kapı açılır ve Rachel’ in kız arkadaşı içeri

girer.Çok şık giyinmiştir,başında şapka ve elinde göz alıcı bir gelinlik vardır)

DAPHNE : İşte geldiiiiiiimm.Herkese merhaba.Ne mükemmel bir şey öyle değil mi.Şahane

bir düğün olacak bu.Belki bende kendime evlenecek birini bulabilirim.Ha..ne dersin Tom.

BİRİNCİ PERDENİN SONU

İKİNCİ PERDE
(Birkaç dakika sonra.Herkes hep bir ağızdan konuşmaktadır.)

DAPHNE : Anlamıyorum! Ne yapmalıydım yani? Bütün söylediğim bunun şahane bir olmasını

istemekten ibaret…aslında…

RACHEL : Burada ne olup bittiğini kesinlikle bilmek istiyorum.Ben geldiğimden beri hepiniz

salaklar gibi davranıyorsunuz….

TOM : Burada çok tuhaf bir olay cereyan ediyor. Ve ben bunun ne olduğunu öğrenmek

istiyorum.Neden kimse sorduğum sorulara doğru dürüst yanıt vermiyor…?

JULİE : Ben hayatımda böyle bir karmaşayla karşılaşmadım.Siz işinizi gücünüzü birbirine

karıştırmadan nasıl idare ediyorsunuz bilemiyorum.Aslında…..

BİLL : Kendimi bu duruma nasıl düşürdüm, bir türlü laklım almıyor.Bütün hayatım kafamın

içinde birbirine dolanıyor ve ben….

JUDY : Bu kadar yaygara çıkaracak ne var anlamıyorum, doğrusu! Neden herkes bunu

kendine iş ediniyor, acaba! Bu sadece son derece masum…

(Rachel parmaklarını ağzına götürür.ve kulakları sağır eden bir ıslık çalar.Gürültü susar.)

RACHEL : (Emredercesine) Tamam.Sen(Bill’ i işarat eder) ve sen (Tom’ u işaret eder) buraya

gelin.Şimdi bütün bunlar ne demek oluyor Tom?

TOM : Eee, şeyy(Bill’ e) Sen anlat.

BİLL : Eeee, şeyyy…yaniii…

RACHEL : Bu sabah herkesin neden bu kadar dengesiz olduğunu ve burada neler olup bittiğini

öğrenene kadar bu nikah yapılmayacak.

BİLL : İşte gördüğün gibi sevgilim.Durum böyle.Tom birazcık dengesiz bugün.

TOM : Benim dengem yerimde.

BİLL : Şuradaki kız..

RACHEL : Hangi kız?


BİLL : Judy, yok Jullie …oda hizmetçisi olmayan.

RACHEL : Kim o kız.

BİLL : Tom’ un kız arkadaşı.

TOM : Çok teşekkür ederim.

RACHEL : Ben ötekinin onun kız arkadaşı olduğunu sanıyordum.

BİLL : Evet öyle ..oda diğer kız arkadaşı.

RACHEL : Ne?

TOM : Çok teşekkür ederim.

BİLL : Senin de gördüğün gibi Tom hangi kız arkadaşını düğüne çağıracağını karıştırmış.Tabii

sonunda da ikisi birden geldi.

RACHEL : Aman Tanrım (Tom’ a bakarak) Bu nasıl oldu Tom?

TOM : Yani …şey…onlar .. aslında…şey…

BİLL : Tam bu kafa karışıklığında, Julie’ yi düğüne davet ettiğini unutup, Judy’ i de düğününe

davet etti.Şimdi ikisi de gelince Tom’ un da paçaları tutuştu.İşin aslı bu.

RACHEL : Peki, neden ben onu gördüğümde Julie oda hizmetçisinin yerine geçmişti?

TOM : Çünkü o…

BİLL : Çünkü o, Judy’ nin de düğüne geldiğini öğrenince Tom’ un gözüne girmek için oda

hizmetçisinin yerine geçmeyi kabul etti.Judy onun kim olduğunu anlamasın diye, tabii..

TOM : Evet.

RACHEL : Anlıyorum.Tom sanırım sen hayatı hep böyle büyük karmaşalar içinde yaşamayı

seviyorsun.

TOM : Evet, öyle değil mi?(Tom öfkeyle Bill’ e bakar)

RACHEL : Ben hep senin becerikli olduğunu düşünmüşümdür.Neden bu durumun üstesinden

gelemiyorsun ki?
TOM : Ben…yani…şeyyy…

RACHEL : Pekala, şimdi onların ikisin birden ne yapacaksın?

TOM : Çok yerinde bir soru.(İmalı) Sen ne önerirsin Bill?

BİLL : Ben ne öneriyorum…? Ben sana önce hangisini daha çok istediğini düşünmeni

öneriyorum.Böylece hangisini istemediğin ortaya çıkar. Daha sonra, o istemediğini gider, onu

artık istemediğini söylersin.Eğer şansın yaver giderse(üstüne basarak)istediğin kızla Mutlu

sona ulaşırsın.

RACHEL : Sanırım, o hangisini istediğini biliyor.

BİLL : Açıkcası ben bildiğinden pek emin değilim.Onun için böyle bir karmaşa yaşıyor

zaten.Buna, Freudian ikilem denir.

RACHEL : Onun bütün hayatı Friudian ikilem aslında.Hadi acele et de bu düğümü bir an önce

çöz.Gerekirse nikahı biraz geciktiririz.

TOM : Tamam.

RACHEL : Ama ben senin yerinde olsam, Judy’ i seçerken biraz daha düşünürdüm.

TOM : Neden?

RACHEL : Tam evleneceğim gün, bana doğru adamı seçip seçmediğim konusunda tavsiyede

bulunmaya kalkıştı.

TOM : (Bill’ e kötü kötü bakarak) Kötü bir tavsiye olduğunu mu düşünüyorsun?

BİLL : (Aynı bakışlarla ona bakar) Sen söyle.

RACHEL : Her neyse, aşk sorunlarını başka yerde çöz.

TOM : Peki.

RACHEL : Bu arada ben de gelinliğimi denerim.Diğerlerini çağırır mısın Tom.

TOM : Peki..

(Daphne elinde gelinlikle girer diğerleri de)


DAPHNE : Herşeyi yoluna koydunuz mu çocuklar?

BİLL : Evet.

TOM : Şimdi de onu yoluna koyacağım.

DAPHNE : Elin değmişken beni de yoluna koysana Tom.

TOM : Bir de seninle uğraşamam.

DAPHNE : Ben seninle uğraşabilirim.Ah Bill daha tıraş bile olmamışsın.

BİLL : Biraz meşguldüm de ondan.

DAPHNE : Ah canım(ona giderek) Rachel ne kadar çok iş var.Bir sürü de insan toplanmış.Bay

Gerald birazdan gelir.İşler yolunda gitmediğinde nasıl öfkelenir bilirsin.

RACHEL : Her şey yoluna girecek Daphne merak etme.Ben şimdi banyo yapacağım.Gelinliğin

eteklerini bastırdın mı?

DAPHNE : Son rötuşları sen giyince yapacağım.

(Rachel banyoya girer.Daphne gelinliği açar eline iğne ve iplik alıp yatak odasına girerken)

DAPHNE : (Kendi kendine şarkı söyler) İşte gelin geliyor.

(Yan odada Tom ara kapıyı kapatır ve diğer üçüne döner )

TOM : Tamam, şimdi bu meselenin aslını öğrenelim bakalım.

JULİE : Evet, sanırım bunu yapmalısın.

TOM : Olanları anlatın bakalım.

BİLL : Şeyy….

JUDY : Tom, beklide ben sana anlatsam iyi olacak.

TOM : Evet, sen anlat.

BİLL : (Sinirli) Judy…

JUDY Bu ikimizin arasında bir konuşma olmalı.

JULİE : Evet ikinizin arasında.


BİLL : Judy, lütfen..

TOM : Sen susar mısın?

JULİE : Vakit kalmadı.

TOM : Sen de!

JULİE : Tamam.

TOM : (Tuvalet fırçasını sallayarak) Bir kez olsun kendi işinle meşgul olamaz mısın? Hadi

bakalım doğru işinin başına!

JULİE : (Küfreder gibi) Ben sadece yardım etmeye çalışıyordum.

TOM : (Bill’ e) Sen git de nikahın için hazırlan.Eğer vakit bulursan diğer aktivitelerini de

yaparsın, kuşkusuz.

BİLL : Tamam(Kuşkulu gözlerle Judy’ e bakar.)Söylediklerine dikkat et.Güzel bir ilişkiyi berbat

etmesin umarım.

TOM : Kiminle olan ilişkisini?

BİLL : Seninle olan elbette.

JULİE : Hah!

TOM : Şimdi dışarı.

( Bill ve Julie’ yi kapıdan dışarı iteler)(Tom üstündekileri çıkarmaya çalışan Juy’ ye döner)

TOM : Eee?

JUDY : Sukunetini kaybetmeyeceğine söz ver.

TOM : Ben asla sukunetimi kaybetmem.

JUDY : Gördün mü sonunda ne oldu.Dün gece seninle yaptığımız kavgadan sonra, ilişkimiz

hakkında çok ciddi kuşkularım oluştu.

TOM : İkimiz hakkında mı?


JUDY : Bu sadece aptal bir bekarlığa partisi olmadı tabii.Bu bizim aslında birbirimize…yani

durumun aydınlanmasına yardımcı oldu.Benim anladığım bu.

TOM : Yardımcı mı oldu, neye?

JUDY : Şeye, işte…

TOM : Bu hafta sonu biz ne yapacaktık?

JUDY : İkimizin o büyük anını yaşayacaktık, öyle ayarlamıştık yani.

TOM : Evet.

JUDY : Ama, aramızda geçen o büyük kavgadan sonra, içimdeki tüm hevesi kaybettim.O

büyük anın hiçbir anlamı kalmadı içimde.Ve sana telefon edip eve dönmeye karar verdim.

TOM : O aptal kavga yüzünden mi?

JUDY : Özür dilerim.Buraya sana söylemeye gelmiştim.

TOM : Ama daha büyük şeyler oldu, burada.Gereksiz bir öfke yüzünden, her şey berbat oldu.

JUDY : Trene binip gidecektim.

TOM : Tanrım sen bana yardım et.

JUDY:Üzgünüm.

TOM : Bana anlatman gereken başka bir şey daha yok mu?

JUDY : Doğru var.

TOM : Neymiş o?

(Tereddüt eder) Oh, canım!

TOM : Anlat bana!

JUDY :O umduğumuz büyük anı yaşama ihtimali ortadan kalkınca, bende hoş.küçük bir anın

ortasında buldum kendimi.Onun dışında her şey yolunda sevgilim.

TOM : Peki ne?

JUDY : Başka biri.


TOM : Başka birimi?

JUDY : Evet.

TOM : Çabuk kim olduğunu söyle.Onu geberteceğim.

JUDY : Sukunetini kaybetmeyeceğine söz vermiştin.

TOM : (Kendini kontrol ederek) Tamam tamam.Sakin olacağım.Ne olduğunu anlat.

JUDY : Dün gece, seni burada bulamayınca, tam ne yapacağım diye düşünürken, bir kaza

sonucu bu adamla tanıştım.

TOM : Burada mı?

JUDY : Evet.

TOM : Bu otelde öylemi?

JUDY : Evet.

TOM : (Fırçayı sallayarak) Onu öldüreceğim.

JUDY ( fırçayı ondan alır) Eğer, böyle bağırmaya devam edersen gerisini açıklamam.

TOM : Tamam, sakinleştim işte.Anlat bakalım.

JUDY : Yani, o adamla yaşadığım küçük an diyebileceğimiz şeyi, seninle yaşayacağımız o

büyük anın yerine koydum.Bilmem anlatabildim mi?

TOM : Sen şimdi benim aklımdan geçen şeyi mi söylemeye çalışıyorsun?

JUDY : Benim söylemeye çalıştığım şey şu; hayatımda ilk kez öylece donup kaldım.İstersen

buna ilk ağızda aşk ta diyebilirsin.Ben onu kastetmedim ama, öyle birden bire kendiliğinden

ortaya çıktı.Korkarım bu seninle benim aramdaki ilişkiyi bozacak.

TOM : Şunu dolandırmadan, açıklığa kavuşturalım istersen; (Tom diğer odayı işaret eder) sen

şimdi dün gece şu odada, ilk kez tanıştığın bir adamla, aynı yatakta mı yattın?

JUDY Hayır.

TOM : Yemin et!


JUDY : Yemin ederim.

TOM : Neyse sonunda bir durum aydınlandı.Peki kim bu alçak?

JUDY : Ona alçak diyemesin çok nazik biriydi.

TOM : Birazcık nezaketi olan bir adam, başkalarının kız arkadaşına tasallut etmez.

JUDY : O bana öyle bir şey yapmadı, sana söyledim.Bu tamamen bir rastlantı.

TOM : Peki kim bu?

JUDY : Öyle özel biri değil canım.Sadece bir adam.

TOM : Peki Bill onunla karşılaştı mı?

JUDY : (Atılır) Hayır hayır hiç karşılaşmadılar.

TOM : Onunla, merdivende, Bill’ in odasının anahtarını ararken mi karşılaştınız?

JUDY : Eeee, hayır.

TOM : Peki nedere?

JUDY : Barda.

TOM : Biz de bardaydık Bill’ in bekarlığa veda partisi de ordaydı.

JUDY : Ben geldiğimde parti bitmişti.Zaten onun için seni bulamadım ya!

TOM : Demek seni bir barda tavladı.

JUDY : Ben onu barda tavladım.O zil zurna sarhoştu.Ayakta bile duramıyordu.

TOM : Demek bir sarhoşa düştün haa?

JUDY:Önce o düştü, bar sandalyesinden.

TOM : Müthiş ve pek romantik.O da senin için aynı duyguları hissetimi?

JUDY : Büyük olasılıkla hayır.Onun sadece ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardı.Kim olsa ona

yaslanacaktı senin anlayacağın.

TOM : Evlimiydi?

JUDY : Öyle yada değil.


TOM : Alçak! Onu geberteceğim.o, senin ona neler hissettiğini biliyor muydu?

JUDY :Hayır.

TOM : Neden?

JUDY : Öyle bir durumda ona söylemek içimden gelmedi.

TOM : Ama, hoş bir şey olduğunu bana söyledin.

JUDY : Bunu bilmeye hakkı olan tek insan sensin.

TOM : Durum, dizlerine kadar boka batmış görünüyor.

(Judy sempatik bir şekilde Tom’ a dokunur.)

JUDY : Aslında düşünürsen, Tom; biz öyle büyük an filan yaşamayacaktık değimli?

TOM : (Ümitsiz,terk edilmiş)Herhangi birisiyle büyük anlar yaşayacak biri gibi de

görünmüyorum zaten.

JUDY : Başka birini bulursun.

TOM : Ama , aşığın olacak alçağa söyle, onu bulur bulmaz geberteceğim.

JUDY : Peki.

TOM : Onun bacaklarının arasındakini oyma bıçağı ile doğrayacağım.

JUDY : Hayır Tom..lütfen.

TOM : Neden? Artık hoş şeyler yaşayamazsınız, diye mi?

JUDY : Bat, Tom.Bugün burada yeterince sorun çıkardım zaten.Ben gitsem iyi olacak.

DAPHNE : İşte gelin geliyor…Gelinliği bembeyaz. (Elinde gelinlikle onların yanına gelir) Ah siz

hala sorunlarınızı çözmediniz mi? Tom istersen seni bu sefil hayattan alır, sorunsuz bir

gelecek sağlayabilirim.

JUDY : Çözdük, çözdük.


DAPHNE : Ah. Tam da sizin ölçülerinizde birine ihtiyacım vardı.Gelinliğin son rötuşlarını

yapıyordum.düzgün olup olmadığından emin değilim.Rachel banyoda.Sizden rica etsem,

prova için gelinliği giyer misiniz?

JUDY : Ama ben..tam da..

DAPHNE : Çok zamanınızı almam, söz.

JUDY : Bilmem ki…

DAPHNE : Bu gerçekten çok önemli, ölçü için..

JUDY : Ama ben…

DAPHNE Lütfen!

JUDY : (Gönülsüzce) Eh, peki … tamam..

DAPHNE : Çok teşekkür ederim (Onu yatak odasına sürükler) Siz giyinin ben geliyorum.Tom

işte baş bayız.

TOM : Ama her an biri gelebilir.

DAPHNE : Öyleyse zaman kaybetmeyelim, ne dersin.

(Bill nikahta giyeceği pantolonla gelir.üzerindeki damat gömleğinin yakasıyla boğuşmaktadır)

BİLL : Ah, Tom her şey yolunda mı?

TOM : seni gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim dostum.

BİLL : Çok iyi , şu yakayı düzeltmeme yardım et.Kiliseye kabul günümden beri, böyle şey

giymemiştim.

DAPHNE : Ben gelinliğin provasını alayım.

TOM : Gel buraya (Tom Bill’ in yakasını iki eliyle tutar, birkaç saniye öyle durur, birden

kendini kaybeder ve kükrer)Raaaaaahhhhh!

(Tom öfkesinden Bill’ in yakasını çekiştirir neredeyse onu boğacaktır)

BİLL : Gğğğğğğ!
TOM : Onu oyma bıçağı ile doğrayacağım.

BİLL : Gğğğğğ!

(Bil dizlerinin üstüne çöker, yüzü morarmıştır)

TOM : Yapacaklarına inanamayacaksın.

BİLL : (Nefes alır) Tanrı aşkı içi!

TOM : Bundan sonra hiçbir kahpeyle hiçbir şey yaşamayacağım.Anlıyor musun?Büyük anmış.

BİLL : Lütfen, lütfen Tom.

( Tom Bill’ i bırakır.Bill döşemeye yığılır.)

TOM : Hayatımda hiç bu kadar kızgın olmamıştım.

BİLL : (Zor nefes alarak) Ne oldu, Tom?

TOM : Dün gece burada ne olup bittiğini öğrendim, ne olacak.

BİLL : Öğrendin mi?

TOM : Judy’ nin neden bu kadar acayip davrandığı ortaya çıktı.

BİLL : Sakin ol biraz.

TOM : Adamın biri sakin sakin yaklaşıyor ve benim kız arkadaşımı işte böyle, burnumun

ucundan çalıveriyor.

BİLL : O öyle olmadı.

TOM : Aramızda boktan bir tartışma çıktı diye onun böyle bir şey yapmaya hakkı yok.

BİLL : Olay öyle olmadı.

TOM : İşte sana söylüyorum onu doğ….Ne dedin sen?

BİLL : Her şeyi yanlış anlamışsın.

TOM : Neyi yanlış anlamışım?

BİLL : Hakkında konuştuğun şeyleri.

TOM : Sen benim ne hakkında konuştuğumu ne biliyorsun?


BİLL : Eee…çünkü sen…Sahi neden söz ediyorsun sen?

TOM : Judy’ den söz ediyorum neden olacak.

BİLL : İşte bende ondan söz ediyorum.

TOM : Sen nasıl onun hakkında konuşabilirsin ki.Daha konuyu bilmiyorsun.

BİLL : Bilmiyor muyum?

TOM : Ne biliyorsun?

BİLL : Ne mi biliyorum?

TOM : Dün gece başka bir adamla birlikteymiş.İşte benim bildiğim bu.

BİLL : Başka bir adamla mı?

TOM : Evet.Piç kurusunun biri onu çok duygusal bir anında yakalamış ve tabii beynine

girmiş.Ve onun kim olduğunu öğrendiğimde, bacaklarının arasındakini oyma bıçağı ile

doğrayacağım.

BİLL : Kim olduğunu öğrendiğinde mi?

TOM : Hem de kör bir bıçakla.

BİLL : Ama henüz kim olduğunu bilmiyorsun, öyle mi?

TOM : Hayır ama bir öğrenirsem.

BİLL : Tanrım sana şükürler olsun…

TOM : Bu ne demek şimdi?

BİLL : Şu demek; Tanrım düğün günümde benim başıma böyle bir felaket getirmediğin için,

sana şükürler olsun.

TOM : Ne olup bittiğinden haberin var mı ki, Dua ediyorsun?

BİLL : Ben mi?

TOM : Az önce böyle bir felaket demedin mi?

BİLL : Şey, o bana böyle bir şey olmadığını söylemişti.


TOM : Sana olanları anlatımı?

BİLL : Evet.

TOM : Ne zaman?

BİLL : Dün gece beni bulduğu zaman.

TOM : Merdivende mi?

BİLL ::Evet merdivende.

TOM : Peki ne anlattı sana?

BİLL : Bana şey anlattı…. Sana ne anlattıysa onu.

TOM : Bana o adamla, dün gece burada, otelde karşılaştığını anlattı.

BİLL : Evet, işte bana da bunu anlattı.

TOM : Bana, adamın çok sarhoş ve çok kötü bir durumda olduğunu ve birbirlerinin omzuna

yaslanarak ağladıklarını anlattı.Açıkcası birbirlerini teselli etmişler.

BİLL : İşte bana da tam bunu anlattı.

TOM : Ve artık benimle o büyük anı yaşayamayacağını, çünkü o adamla bunu yaşadığını

söyledi.

BİLL : Evet işte bana da…Ne dedi? Ne dedi?

BİLL : Açıkçası hayatının en büyük anını mahvetti.Beni hayatımın en boktan duygularıyla baş

başa bıraktı.

BİLL : Gerçekten mi?

TOM : Ve ben o adamı bulduğumda, onu hayatının en büyük prostat ameliyatına yatıracağım.

BİLL : Hayatının en büyük anıymış ha,Böylemi söyledi?

TOM : Olay anında adam zil zurna sarhoşmuş ve bar sandalyesinden düşmüş.Bazı kadınların

ne acayip zamanlamaları var değimli?

BİLL : Peki şimdi nerde?


TOM : Neden soruyorsun ki?

BİL : Sanırım onunla bu konuyu konuşmam gerekiyor.

TOM : Neden onunla bunu konuşacaksın ki? Senin uğraşacak yeterince işin var zaten.

BİLL : Evet ama…tamda evleneceğim gün aklıma bu tür konuların takılmasını

istemiyorum.Nerede şimdi?

TOM : Nerede olduğu umurumda bile değil. Git kendin bul.

(Tam o sırada Daphne ara kapıyı açar)

DAPHNE : (Şarkı söyleyerek) işte gelin geliyor. Gelinliği bembeyaz…(Gelinliği giymiş Judy

arkasından sürükler) Eveeeet, nasıl görünüyor bakalım?

(Çok güzel görünmektedir. İkisi de Judy’ e bakakalırlar)

BİLL : (o Judy’ e daha yakındır) Judy…

DAPHNE : Boyu tamam değil mi?

BİLL : (Neredeyse fısıltıyla) Aman Tanrım.

DAPHNE : Ne oldu? (Gelinliğe övgüyle bakmaktadır) Nasıl? Müthiş değimli? Aslında gelinlik

bana daha çok yakışır. Sence Tom?

TOM : (Bill ve Judy’ nin arasına girer) Senin burada olmaman gerek biliyorsun.Gelinliği

kiliseden önce görmemelisin.

BİLL : (Hala şokta) Ben…

DAPHNE : Rachel beni asla affetmeyek. Çabuk yatak odasına geç.(Daphne judy’ i yatak

odasına sürükler)

TOM : Tanrım! Ne kadar göz alıcı görünüyor değimli?

BİLL : (Hala nutku tutulmuştur) Hımmmm!

TOM : Onun kalbini tekrar kazanabilmek için neler vermezdim.

BİLL : Mmmmm…
TOM : Ben değilde piç kurusu bir alçak onun gönlünü çalıveriyor.

BİLL : Hımmmm…

TOM : (Oturur) Galiba ben kendimi öldüreceğim.

BİLL : (Onun yanına oturur) Ben de sana katılırım.

TOM : Tamam.(susma) Neden? Sen istediğini elde etmiş birisin.

BİLL : Evet doğru. Unutmuşum.

TOM : Öyle değimli yoksa?

BİLL : Evet. Akşamdan kalmayı galiba.

( Bill ve Tom’ un olduğu odanın kapası açılır ve Julie girer)

JULİE : Sanırım ben… (İkisinde donmuş yüzüne bakar) Hey ne oluyor? Bu bir cenaze törenimi

yoksa?

TOM : Ne istiyorsun?

JULİE: Size söylemem gerektiğini düşündüm. Aşağıda, lobide uzun, kırmızı suratlı bir adam var

ve ortalığı birbirine karıştıracak gibi. Acaba gelinin babası olabilir mi.

TOM : Gerald! Evet kesinlikle odur? Ne yapıyor?

JULİE : neden her şeyin hazır olup olmadığını sorup duruyor.

TOM : Aman Tanrım! Ben hala masaların düzenlemesini yapmadım.

JULİE : Otel çalışanlarına bir üsteğmen edasıyla emredip duruyor.iki taşıyıcı, mutfağın da

yarısı işi terk etti. Şef garsonun da istifa etmesi çok uzun sürmez. Anlayacağınız geriye bir tek

ben kalıyorum.

BİLL : Git de vaziyeti kurtar Tom.

TOM : Önce şu piç kurusunun vaziyetini halletmem gerek.

BİL : Lütfen Tom.

TOM : Bu evlilikler hep böyle komik olmak zorunda mı?


(Aceleyle kapıdan çıkar.julie onu izler )

BİLL : Julie bir dakika.

JULİE : Ne var?

BİLL : Yardımına ihtiyacım var.

JULİE : Oh, hayır. Sabahtan beri yeterince yardım ettim zaten.

BİLL : Lütfen Julie bu bir ölüm kalım meselesi.

JULİ : Kimin?

BİLL : Benim.

JULİE : sen ölmeyi çoktan hak ettin zaten. İğrenç bir ölümü hem de. En yakın arkadaşının,

sağdıcının kız arkadaşını becer; hem de kendi düğün gününde.

BİLL : Anlamıyorsun Julie olay göründüğü gibi değil.

JULİE : Ne o zaman? Seks terapisi mi?

BİLL : Lütfen bana inan julie. Eğer bana yardım etmesin. Bu gün, evlilik tarihinin en büyük

felaketiyle sonuçlanacak.

JULİE : Peki öyle olsun. Ne istiyorsun?

BİLL : Judy’ le çok kısa özel bir görüşme yapmak istiyorum.

JULİE : Tom’ un kız arkadaşıyla mı?

BİLL : Evet.

JULİE : Şu tele- kızla?

BİLL : O tele- kız değil.

JULİE : Ama öyleymiş gibi davranıyor.

BİLL : Hayır değil…lütfen Julie..

JULİE : Ne yapmamı istiyorsun?

BİLL : Yatak odasına gidip Daphne’ yi oyalamanı Judy’ i buraya göndermeni.


JULİE : Peki ne diyeceğim?

BİLL : Aşağıda bir sürü bekar ve yakışıklı erkek olduğunu söylersin.

JULİE : Bu arada sen de üst katta tahribat yapasın diye ha?

BİLL : Lütfen!

JULİE: Ah Tanrım nedir bu başıma gelenler.

( Bill kapıyı açar ve onu yatak odasına iter. Kendisi de odaya döner ve beklemeye başlar)

DAPHNE : Hani nerdeler bekleyin beni yakışıklılar ben geliyorum.

(Daphne koşarak çıkar Julie de arkasından çıkar.Judy Daphne nin çıktığından emin olduktan

sonra çıkar Bill in yanına gelir.)

JUDY : Bill, ne oluyor?

BİLL : Öğrenmek istediğim bir şey var.

JUDY : Ne demek istiyorsun?

( Onu kanepeye oturtur kendide yanına oturur)

BİLL : Dün gece ne oldu Judy?

JUDY : Ne olduğunu biliyorsun?

BİLL : Yatakta ne olduğunu kastetmiyorum?

JUDY : Oh , yoksa olanları hatırlıyor musun?

BİLL : Biraz.

JUDY : Ah!

BİLL : Olanların bir anlamı olmadığını söyle bana Judy. Bunun sadece tensel bir şey olduğunu

söyle.

JUDY : Belki de.

BİLL : Olanlar bundan ibaret değil mi?

JUDY : Oh!...
BİLL : Öylemiydi Judy? Bunu bilmeliyim, çünkü hayatımın en önemli adımını atmak üzereyim.

JUDY : Her neyse. Bu saatten sonra hiçbir şeyi değiştirmez. Değiştirir mi?

BİLL : Bilmiyorum ama… tam olarak ne oldu? Biz nasıl karşılaştık? Anlat ban.

JUDY : Peki. Ben otele geldiğimde saat oldukça geçti. Parti bitmiş, herkes çoktan evine

dönmüştü. Sadece barda birkaç sızmış adam vardı, birde gece bekçisi. O da konyakla kafayı

parlatıyordu.

BİLL : George mi?

JUDY : Her kimse! Kıpırdamadan mırıldanıyordu. Sanırım kendince şarkı söylüyordu.

BİLL : Peki, neden hala bardaydım?

JUDY : George, seni yukarı odasına götürdüğünü, ama beş dakika sonra senin yeniden aşağıya

indiğini söyledi, yada merdivenden aşağı yuvarlandığını ve içki istediğini. Böyle bir durumda

bir türlü uyuyamadığını söylemişsin ona.

BİLL : Hangi durumda?

JUDY : Doğru şeyi yapıp yapmadığın konusunda kafanın çok karışık olduğunu söylemişsin.

BİLL : Hangi şeyi?

JUDY : Evliliği.

BİLL : Ben mi söylemişim?

JUDY : George, senin söylediğini söyledi.

BİLL : Peki, sen ne dedin?

JUDY : Ben senin yanına oturdum ve benim kafamın da çok karışık olduğunu söyledim. Ve bir

konyakta ben istedim. Sonra George bizi konyak şişesiyle baş başa bıraktı ve masasına gitti.

BİLL : Ben senin kim olduğunu biliyor muydum?

JUDY : Hayır.

BİLL : Neden bilmiyordum?


JUDY : Sana söylemek istemedim. Bu konun içine girmeyi isteyip istemediğimden emin

değildim.

BİLL : Sonra ne oldu?

JUDY : Sonra kalbini açtın bana. Evleneceğin kızın doğru kişi olup olmadığını bilmediğini; ama

onunla evleneceğini, çünkü herkesin, onun senin için doğru kişi olduğunu söylediğini,

anlattın.

BİLL : Öyle mi dedim?

JUDY : Ve ben de kalbimi sana açtım tabii. Hafta sonunda ziyarete geldiğim adamın, aslında

benim için yanlış adam olduğunu; ama hafta sonunu onunla birlikte geçirmeye karar

verdiğimi, çünkü artık doğru adamı aramaktan sıkıldığımı, anlattım sana…

BİLL :Peki anlattıkların doğrumuydu?

JUDY : Evet. Ve sonra…

BİLL : Sonra ne?

JUDY : Sen pat diye sandalyeden düştün.

BİLL : (Umutsuzca) Her zamaki gibi.

JUDY : Kafanı yere çarptın.yarı baygın gibiydin. Bende koluna girdim ve odana çıkman için

sana yardım ettim. Ben tam senin odanın kapısının önünde bir yandan seni ayakta tutmaya

çalışırken, biryandan da odanın anahtarını bulmaya çalışıyordum ki sen…

BİLL : Ben ne?

JUDY : Senin için doğru kızın kim olduğunu bildiğini söyledin.

BİLL : Kimmiş peki?

JUDY : Ben. Tabii sarhoş olduğunun farkındaydım ve aslında kastettiğin şey o değildi. Ama

bunu anlamanın tek bir yolu olduğunu söyledin.

BİLL : Neymiş?
JUDY : Beni öpmek.

BİLL : Sonra?

JUDY : Beni öptün.

BİLL : Ve…

JUDY : Bunu sana söyleyemem.

BİLL : Söylemelisin.

JUDY : Senin için bir anlamı var mıydı, bilmiyorum, ama benim için çok anlamlıydı.

BİLL : Nasıl yani?

JUDY : Ben dizlerimin üzerine düştüm, sende tabii. Bir mucize eseri sen sanki ayılmaya

başladın. Ve ben ansızın kendimi senin kucağında buraya taşınırken buldum. Bunu

yapmamam gerektiğini düşündüm. Sonra beni tekrar öptün. Ben kendimi bundan

alamadığımı düşündüm. Bunu sonsuza kadar yapabileceğimizi düşündüm. Ve sonra…

sonrasını biliyorsun artık.

BİLL : Aman Tanrım!

JUDY : Şimdi hatırlıyor musun?

BİLL : Ben bunun bir düş olduğunu sanıyordum.

JUDY : Güzel bir düş.

BİLL : Peki şimdi ne yapacağız.

JUDY : Yaklaşık yüz kişi kilisede ve bahçede toplanmış sizi bekliyor ve sabahleyin siz karınızla

birlikte jameika’ ya uçuyorsun ve…

(Judy gözyaşlarına boğulur)

BİLL : Judy,judy…

JUDY : Oh Bill…(Bill ve Judy birbirlerine sarılır.)

BİLL : Öp beni.
JUDY : (ayrılır) Hayır bunu yapmamalıyız.

BİLL : (Ayrılır) Hayır.

JUDY : ( Ona döner) Öp beni.

(Tam öpüşecekken Rachel, banyodan çıkar. Üzerinde bornoz vardır)

RACHEL : Daphe, Daphne ( Bill içgüdüsel olarak dizlerinin üstüne düşer. Judy’ nin arkasında

kalır. Kanepenin arkasına sürünür. Rachel Judy’ i görür.) Ah sen hala burada mısın?

JUDY : Evet.

RACHEL : Neden, gelinliğimle ne yapıyorsun?

JUDY : Deniyorum.

RACHEL : Ne?

JUDY : Daphne nasıl olduğuna bakmak için benden giyinmemi istedi.

RACHEL : Haa!

JUDY : Şimdi çıkarırım.

( yudy yatak odasına yönelir. Rachel da arkasından. Bill hırsla koridor kapısına gider. Tam bill

, kapıya vardığında, kapı açılır ve Bill kapının arkasında kalır. Deli bakışlarıyla Tom girer. Elinde

bıçak vardır.)

TOM : Rachel?

RACHEL : ( Yatak odasından seslenir) Tom?

(Tom kapıyı kapatır ve sahne önüne gelir. Bill yine dizlerinin üzerine düşer ve kanepenin

arkasına sürünür.Rachel yatak odasından gelir)

TOM : Judy nerede?

JUDY : ( o da gelir) Buradayım.

TOM : Seninle konuşmak istiyorum.

RACHEL : ( Bıçağa bakar) O bıçağı nereden buldun?


TOM : Düğün pastasını kesmek için ve başka şeyleri..

JUDL : Bak tom…

TOM : Aşağıda, Rachel’ in babasının bütün organizasyonu berbat etmesine engel olurken,

bütün otel görevlilerinin istifa etme karmaşasını önlemeye çalışırken ve otel müdürünün bizi

sokağa atmasına karşı mücadele verirken…

RACHEL : (Öfkeyle) Ah! Tanrım!

TOM : Bilin bakalım ben kiminle karşılaştım?

JUDY : Kiminle?

TOM : George’ la

JUDY : George’ la mı?

TOM : Evet. Şu gece bekçisi George. Aşağıda cerayan eden karmaşanın gürültüsü yüzünden,

arkadaş uykusundan uyandı ve gündüz bekçisi gibi komutlar yağdırmaya başladı.

JUDY : Yani?

TOM : Yanisi, ben de onun dün gece olanları; hani şu senin bana anlattıklarını adama sordum.

JUDY : Sonra?

TOM : Sonra, dün gece barda Billden başka adam olmadığını söyledi.

JUDY : Gerçekten mi?

TOM : Şimdi söyle bakalım dün gece ki o diğer adam kim?

( Onların arkası dönükken Bill, kapıya ulaşmak için bir hamle yapar)

RACHEL : Tom, şu anda senin sorununla uğraşmak zorunda olduğumuzdan emin misin? Sen

ve Bill yarım saat sonra kilise de hazır olmalısınız.

TOM : Kusura bakma Rachel, ama bu benim kesinlikle aydınlatmam gerek bir sorun.( Judy’ e)

Eeee?

JUDY : Şeyyy…
(Biil Kapıya gider. Kapı yeniden açılır ve Bill , kapının arkasından kaybolur.Daphne girer)

DAPHNE : (Heyecanla) Ah Rachel, şimdi ne yapacağız?

RACHEL : Yine ne oldu?.

DAPHNE : Aşağısı bir felaket. Baban deli gibi ortalığı darmadağın etti. Bütün otel görevlileri işi

bıraktı. Müdür saçını başını yolmakta. Şahane düğünümüz berbat olacak.

RACHEL : (Kesin bir ifadeyle) Senin aşk hayatın şu anda beni hiç ilgilendirmiyor, Tom. Bu

benim nikah günüm ve sen de sağdıcımızsın. Bütün işler senin sorumluluğunda. Git bir şeyler

yap.

TOM : (İsteksiz) Peki.

RACHEL : O bıçağı da onlara ver. Pastayı kesmek için daha uzun bir bıçağa gerek olabilir.

TOM : Tamam (Çıkar)

DAPHNE : (Pencereye) Ah bakın tüm konuklar kiliseye doluştu bile. Asla zamanında hazır

olamayacağız.

( Bill koridorun kapasına tam ulaştığında, kapı ansızın, yeniden açılır ve Bill, bir kez daha

kapının arkasında kaybolur. Kapıdan Julie görünür. Rachel ve Judy yatak odasına gitmiştir.

Tom da kabul odasından çıkmıştır.)

JULİE : Hah!

RACHEL : Ne istiyorsun?

JULİE : Beni otel müdürü gönderdi. Oteli işlemez hale getirmeden birinin gelip, gelinin

babasını buradan uzaklaştırmasını istiyor.

RACHEL : Bundan haberimiz var.

JULİE : Ben müdürün mesajını iletmek zorundayım.

RACHEL : Nedensen iletiyorsun?

JULİE : Şey çünkü ben…


RACHEL : Otel müdürü de bütün konukları bu konuya karıştırmasaydı.

JULİE : Babanızın yüzünden bütün otel görevlileri işi bıraktı.

RACHEL : Off, bu kadarı da fazla ama.Bill nerede?

Birazcık becerikli biri olsaydı bütün bunlar olmazdı.

(Bill, sonunda kapı girişine ulaşır ve henüz içeri girer gibi kapı ağzında durur)

BİLL : Selam. Birileri beni mi arıyor?

RACHEL : Sen burada mıydın? Ne yapıyorsun orada? Hala giyinmemişsin.

BİLL : Senin de benden farkın yok sevgilim. Sen de giyinmemişsin ki.

RACHEL : Ben hazırım, sadece gelinliğimi giyeceğim o kadar. Asıl sen cadılar bayramına

hazırlanmış görünüyorsun.

BİLL : Şey.. öyle mi?

(Koridordan, Bill’ in arkasında, elinde bıçakla Tom görünür)

TOM : Aha! Onun sen olduğunu biliyordum.

BİLL : Aman Tanrım.

RACHEL : Sen alt kata inmemiş miydin?

TOM : Ben..ben..(Tehdit edercesine) ama benim Bill’ in yardımına ihtiyacım var.

RACHEL : Al götür onu o zaman. Herkesi al götür buradan. Artık giyinmek istiyorum.

TOM : Tamam.(Bill ve Julie’ yi elindeki bıçakla tehdit ederek,ikisini de yan odaya götürür ve

kapıyı kapatır)

RACHEL : Gelinliğimi alabilir miyim lütfen?

JUDY : Elbette..(Yatak odasına geçerler)

TOM : (Tom, Bill ve Julie odadan çıkar) Şimdi şu işin aslını astarını ortaya çıkaralım bakalım.

BİLL : O bıçakla ne yapacaksın?

TOM : Ne yapacağımı sana söylemiştim.


BİLL : Ciddi olamasın.

JULİE : Gerçekten onunla ne yapacaksın?

TOM : Bu seni hiç ilgilendirmez.

JULİE : Ooo, hayatımda böyle bir kabalıkla karşılaşmadım.

TOM : Bana bak. Seninle bir işimiz kalmadı artık. Git yatakları düzelt yada kendine başka bir

meşguliyet bul.

JULİE : Ne kadar da naziksiniz. Ayrıca burada düzeltilecek başka bir yatak yok.

TOM : Var! Git yatak odasına bak.(Tom karşı odayı işaret eder).

JULİE : Hayır. Orada da yok. Çünkü o odadaki yatakta da kimse yatmamış.

BİLL : JUlie.

TOM : Evet yattı. Dün gece JUDY orada yattı.

JULİE : Ben hangi odada yatıp yatmadığını sizden iyi bilirim. (Julie kapıya gider)

TOM : Ne dedin sen?

BİLL : (Umutsuzca) Julie!(Julie çıkar bir ölüm sessizliği kaplar odayı)

TOM : (Tehditkar) Bu ne demek şimdi?

BİLL : Şimdi.. Tom..

TOM : Galiba sonunda olayı çakmaya başladım.

BİLL : (Judy’ nin bıraktığı yerden tuvalet fırçasını alır) Hayır sanmıyorum…

TOM : (Bıçakla yavaş yavaş yaklaşır) Judy, dün gece başka bir adamla yattı.

BİLL : (Tuvalet fırçasıyla tehdit ederek) Başka bir adamla başka bir yerde…

TOM : Sen dün geceyi hiç tanımadığın başka bir kızla geçirmiştin, değil mi?

BİLL : Bir tele-kızla. Gitti ama şimdi burada değil.

TOM : (Hala yaklaşmaktadır) Judy, dün geceyi o yatakta değil, bu yatakta geçirdi…

BİLL : Hayır bunda değil…ötekinde…ötekinde…


TOM : (Durur) O zaman sana bir şey soracağım?

BİLL : Ne?

TOM : Şu kafanın arkasında ki şiş nasıl oluştu?

BİLL : Barda sandalyeden düştüm.(Tom haykırarak onun üstüne yürür) Hayır,hayır, lütfen…

( Tom elinde bıçakla kanepenin etrafında onu kovalamaya başlar.Bill tuvalet fırçasını ona

fırlatır ve koridor kapısından kaçar.)

RACHEL, JUDY : Ne oluyorsunuz?

TOM : Özür dilerim…(Judy’ i görür) Sen, seni hain!

(Judy eşyalarını kaptığı gibi banyoya dalar)

JUDY : Ben burada giyineyim.(Judy gözden kaybolur)

RACHEL : Tom ne oluyor, Tanrı aşkına?

TOM : Bu evliliğin gerçekleşme ihtimalini sonsuza kadar kaldırıyorum. İşte olan bu!

RACHEL : Neden?

DAPHNE : Ne yaptı ki?

TOM : Bunu sormakta haklısınız.

RACHEL : Soruyorum işte?

DAPHNE : Bende?

TOM : Şimdi zamanım yok. Sonra anlatırım (Kapıya hücum eder sonra durur) Hayır, hayır

şimdi anlatsam daha iyi olacak.

RACHEL : Neyi?

DAPHNE : Evet neyi?

TOM : Elbette ki bunu öğrenmek en doğal hakkınız.

RACHEL : Neyi öğrenmek?

DAPHNE : Neyi öğrenmek?


TOM : Rachel’ in en yakın ve en eski arkadaşı olarak, ona her türlü acı haberi vermek bana

düşer.

DAPHNE : Ne acı haberi?

RACHEL : Evet ne?

TOM : Sanırım otursanız iyi olacak.

RACHEL : (Karşısında durur) Ne demek istiyorsun?

DAPHNE : Evet ne demek istiyorsun?

TOM : senin nişanlım; yani dün gece, ben bu yatakta kız arkadaşımla yatarken, diğer odada

yalnız yatını sandığım nişanlın ki, ben de onu yalnız yattı sanıyordum. Bu sabah buraya

gelince kimin yalnız, kimin başka biriyle yattığını, sonunda anlamış bulunuyorum. Aslında ben

dün gece, bu yatakta kız arkadaşımla birlikte yatmıyordum ki, dün gece onunla birlikte

yatıyor olmam gerekirdi…

RACHEL : Ne?

DAPHNE : Ne?

TOM : İşte olan bu.

RACHEL : Dün gece bu yatakta yatan Bill miydi?

TOM : Evet.

RACHEL : Senin kız arkadaşınla mı?

TOM : Evet.

RACHEL : Aynı yatakta?

TOM : Evet.

DAPHNE : Hangisiyle?

TOM : (Banyoyu işaret ederek) Şurada ki Judy’ le.

RACHEL : Ama o Julie değimliydi?


TOM : O mu? Ah , görüyorsun işte onları hep karıştırıyorum.

RACHEL : O zaman hangisini kastediyorsun. Judyi mi, Julie7 yi mi?

TOM : Judy.

RACHEL : Bill, burada yattı…Judy’ le… Dün gece?

TOM : Kesinlikle. Şimdi izninizle bayanlar, sizin gitmeniz gereken bir nikah var, benim de

kafasını kesmem gereken biri.

(Tom elinde bıçakla kapıdan fırlar. Kadınlar birbirlerine bakarlar)

RACHEL : ( Gözyaşlarına boğulur) Daphneee…

DAPHNE : ( Onu kucaklar) Tamam, tamam tatlım.

RACHEL : Bir terslik olduğunu biliyordum.

DAPHNE : Tamam, önemli değil.

RACHEL : Bunu bana nasıl yapar?

DAPHNE : Erkek milleti değimli…Hepsi birbirinin aynıdır.

RACHEL : Ben şimdi ne yapacağım?

DAPHNE : Bilmiyorum…

RACHEL : Herkes kilisede bizi bekliyor.

DAPHNE : (Susar) içlerinde evlenmek istediğin başka biri var mı?

(Racher yeniden ağlamaya başlar. İçeri Julie girer)

JULİE : sizi tekrar rahatsız ettiğim için özür dilerim. Otel müdürü diyor ki, eğer babanızı bir an

önce otelden uzaklaştırmaz, elinde bıçakla oradan oraya koşup duran sadıcınıza engel

olmazsanız, otel sizinle olan anlaşmasını feshedecek ve siz geri kalanlar çimenlerin üstünde

devam etmek zorunda kalacaksınız. (Susma. Diğer ikisi ona bakmaktadırlar. Julie duruma

ayılır) eh şey…bunlar otel müdürünün size söylememi emrettiği ve benim de size söylemek

zorunda kaldığım şeylerdi…


RACHEL : (Tehlikeli) Sen judy misin?

JULİE : (Tereddüt eder) Ben mi?

RACHEL : Sen misin, değimlisin bilmek sorundasın, hemen şimdi?

JULİE : Evet, benim.

RACHEL : Lütfen bizi biraz yalnız bırakır mısın Daphne. Judy’ le biraz özel konuşmam gerek.

DAPHNE : Kötü bir şey yapmasın değil mi, canım?

RACHEL : Merak etme. Git ve babama sahip ol. Ve ne olursa olsun sakın buraya gelmesine

izin verme. Yeteri kadar bela var zaten.

DAPHNE : Tamam canım (Omuzlarını silker).

RACHEL : Şimdi!

JULİE : Kötü bir şey derken neyi kastediyordu?

RACHEL : Her şeyin olabileceğini.

JULİE : Ne yani?

RACHEL : Daha başlamadan evliliğimi berbat ettin.

JULİE : Ben mi? Ben senin evliliğini kurtarmaya çalışıyordum be!

RACHEL : Bunun için çok komik yöntem bulmuşun kendine.

JULİE : Bu da , zaten komik bir evlilik değil mi?

RACHEL : Bu ne cüret. Sen kim oluyorsun da benim kişisel ilişkilerimi yargılıyorsun? Ama

şimdi bütün olanların nedenini biliyorum.

JULİE : Neymiş?

RACHEL : Kıskançlık.

JULİE : Ne?

RACHEL : Onu kendine istiyorsun , değil mi?

JULİE : Kimi? Seni neden söz ediyorsun Tanrı aşkına?


RACHEL : Dün geceyi Tom’ la geçirmedin değil mi?

JULİE : Eeee…şeyyy..

RACHEL : Bill’ le birlikteydin!

JULİE : Ben mi?

RACHEL : Hem de düğünümden bir gece önce.

JULİE : Ben Tom’ la birlikte olduğumu düşünüyordum.

RACHEL : Yani geceyi kiminle geçirdiğini bilmediğini mi söylemeye çalışıyorsun?

JULİE : Sizce kiminle geçirmem gerekiyordu?

RACHEL : Geçerdin mi, geçirmedin mi?

JULİE : Hayır geçirmedim.

RACHEL : Peki neredeydin o zaman?

JULİE : Ama geceyi Tom’ la geçirmemiş olmam, Bill’ le geçirmemiş olmam anlamına gelmez ki.

RACHEL : Tom öyle olduğunu söylüyor.

JULİE : Tom geceyi Bill’ e geçirdiğimi mi söyledi?

RACHEL : Evet.

JULİE : Ne zaman?

RACHEL : Az önce.

JULİE : Az önce mi?

RACHEL : Eeeeehh, her söylediğimi tekrar etmekten vaz geç.

JULİE : Tam olarak ne dedi Tom?

RACHEL : Baştan beri Tom, geceyi burada seninle birlikte geçirdiğini söylemek zorunda

kalmış. Oysa bütün gece o başka bir yerdeydi. Geceyi burada ve Bill’ e geçiren sensin Judy.

JULİE : Ah, işte şimdi tamam oldu.


RACHEL : Hayır sen işi dün gece tamamladın.(Tuvalet fırçasıyla yaklaşır) Ve şimdi bunu bir

daha yapmaman için ne gerekiyorsa yapacağım.

JULİE : Hayır, hayır. (Geriler) bak her şeyi yanlış anlıyorsun.

RACHEL : (Yaklaşmaya devam eder) Hayır, değil..

JULİE : Lütfen, lütfen izin ver de açıklayayım.

RACHEL : Peki, açıkla bakalım.

JULİE : Ne olduğunu az çok biliyorsun.(Susma) Çok karışık bir durum.

(Julie ara kapıya doğru bir hamle yapar. Rachel onu kovalar. Aynı anda kapıya ulaşırlar. Bill’ e

yüz yüze gelirler)

BİLL : Ah!

JULİE : (Onun arkasına saklanır) İşte karşınızda ona sorun.

RACHEL : Hadi bakalım Bill?

BİLL : (Tereddüt) Evet, ne ?

RACHEL : Baytan beri yalan söylüyordun değil mi?

BİLL : Evet sevgilim.

RACHEL : Gözlerime bak ve soracağım tek soruya cevap ver.

BİLL : Sor.

RACHEL : (Birbirlerinin gözlerine bakarken) Neden gözlerin kırmızı?

BİLL : Bunu mu soracaktın?

RACHEL : Elbette değil. Salak. Soru şu; dün geceyi bu kadınla mı geçirdin?

BİLL : Bu kadınla mı?

RACHEL : Evet.

BİLL : Kesinlikle hayır.

JULİE : Oh, sonunda!


RACHEL : Yemin et.

BİLL : Yemin ederim.

JULİE : İşte gördünüz mü?

RACHEL : (Şaşkın) Hiçbir şey anlamadım şimdi. Peki neden Tom, böyle bir şey söyledi?

BİLL : (Tuvalet fırçasını ondan alır) Nasıl böyle bir şey düşünebilirsin?

RACHEL : Çünkü Tom öyle söyledi.

BİLL : Tom böyle bir şey nasıl söyleyebilir?

RACHEL : İşte ben de bunu merak ediyorum.

JULİE : (Bill’ e) Bunu hepimiz merak ediyoruz.( Bill Dürter)

RACHEL : Neden, tom tam da düğün günümde, en yakın arkadaşı için böyle bir şey söylesin?

JULİE : Onun aklı başında değil.

RACHEL : Neden?

JULİE : Çünkü ben tekrar ona döndüm.

RACHEL : Peki ya diğer kız?

BİLL :Hangi diğer kız?

RACHEL :Tom’ un diğer kız arkadaşı.

BİLL : Hımm…(Gizlice Juile’ yi kastederek.) Onun diğer kızı bilmemesi gerekiyor.

RACHEL : Neden bilmemesi gerekiyormuş ki? O tekrar Tom’ a geri dönmedi mi?

JULİE : Ben diğer kız hakkında herşeyi biliyorum.

RACHEL : Gerçekten mi?

JULİE : Evet. Zaten bu yüzden Tom’ a geri döndüm.

RACHEL : Ah, şimdi meseleyi anladım. Peki diğer kıza ne oldu.?

JULİE : O da tekrar Tom’ a geri döndü.

RACHEL :Öyle mi?


JULİE : (Bill’ e) Değil mi?

BİLL : Evet.

JULİE : İşte bunun için Tom’ un kafası çok karıştı.

BİLL : (Kendi kendine) İşte bu çok iyi oldu.

JULİE : Teşekkür ederim.

RACHEL : Şimdi anlaşıldı.

JULİE : Tamam, o zaman! Her şey aydınlandığına göre, ben sizi evliliğinizle baş başa

bırakıyorum. Eğer evleneceğinizden yeterince eminseniz. (Julie’ nin yüzü ışıldar ve çıkar)

RACHEL : Ne demek istedi şimdi?

BİLL : Hiç anlamadım.

RACHEL : Sen benimle evlenmek istiyorsun değil mi Bill?

BİLL : Elbette sevgilim.

RACHEL : Bana hiç de öyle görünmüyorsun.

BİLL : Görünmüyor muyum?

RACHEL : (Saatine bakar) Neredeyse bir saat kaldı.(Pencereden dışarı bakar) Herkes kilisede

ağaç oldu. Sense idama götürülüyor gibi darma dağınık bir haldesin.

BİLL : Biraz sinirliyim.

RACHEL : Sinirli mi?

BİLL : Bütün erkekler evlenecekleri gün sinirli olur.

RACHEL : Peki o zaman, benim zorumla evlenmediğini bana kanıtla bakalım.

BİLL : Tamam.

RACHEL : Nişanlın olarak beni son kez öpebilirsin.(Bill onu öpmeye gider) Ama, makyajımı

bozma sakın.

JUDY : Oh, Tanrım!


BİLL : Ohh!

RACHEL : (Judy’ e) Sen hala burada mısın?

JUDY : Artık gitmem gerekiyor. Londra’ ya dönüyorum.

RACHEL : Belki de en iyisi budur.

JUDY : Ortalığı bu kadar karıştırdığım uçun özür dilerim.

RACHEL : Ben de bu hafta sonunu planladığın gibi geçirmene engel olduğum için özü dilerim.

JUDY : Ne yazık ki öyle oldu.

RACHEL : Sana iyi yolculuklar. Ben son hazırlıklarımı yapacağım.(Odaya geçer)

JUDY : Hoşça kal Bill.

BİLL : Judy.

JUDY : Gitmem gerek.

BİLL : Nereye?

JUDY : Londra’ ya.

BİLL : Ah, Judy.

JUDY : Bir yıl önce karşılaşmamış olduğumuz için çok üzgünüm.

BİLL : Ben de.

JUDY : Dün geceyi hiç unutmayacağım.

BİLL : Ben de…

JUDY : Eminim Rachel ve sen mutlu olursunuz.

BİLL : (Çok mutsuz) Ah, Judy.

JUDY : (Ellerini uzatır) Hoşça kal.

( Bill, onun ellerini tutar. Bir an duraklar. Öpüşmelerine engel olamazlar. Kucaklaşmanın tam

ortasında Tom girer)

TOM : Aha!
BİLL : Aman Tanrım!

TOM : Bunu biliyordum.

BİLL : Şimdi, bak Tom.

JUDY : Ben de tam gidiyordum Tom.

TOM : Nereye? Yatağa mı?(Bill’ e saldırır) seni geberteceğim piç kurusu!

BİLL : (Ondan kaçarak) Hayır Tom, hayır.

JUDY : Hayır, hayır..( Tom Bill’ i gırtlağından yakalar ve onu kanepeye çökertir) Durun!

(Daphne nefes nefese koridordan girer, giysisi ve şapkası çarpılmıştır.)

DAPHNE : Durun!

(Rachel sesleri duyar ve yatak odasından gelir)

RACHEL : Durun!

TOM : (Hala boğazını sıkıyordur) Onun canı çıkınca duracağım.

BİLL : Gğğğğğğğ….

(Julie girer. Durumu görür görmez kulakları sağır edecek bir şekilde ıslık çalar. Bağrışmalar

kesilir)

JULİE : Hah tamam! Sonunda olacağı buydu. Sizden sıkıldım artık. Ben hayatımda böyle

saçmalık görmedim. Sizin gibi manyakların yüzünden otel başımıza yıkıldı. Ve bunun için de

beni suçluyorlar. Sizi tavşanlara benzetmek onlara hakaret olur. Hiç kimse dün gece hangi

yatakta yattığını bilmiyor. Hiç kimse bu günün ne olduğunu bilmiyor. Sabah uyandıklarında

ancak fark ediyorlar. Ve tavşanlıktan vazgeçip kafası koparılmış tavuk olmayı kabul ediyorlar.

Lobide bağırışıyorlar, restoran da kanat çırpıyorlar, yatak odasında çarpışıyorlar.

RACHEL : Bir dakika, bir dakika.

JULİE : Koridorda birbirini kovalayanlar, bıçakla birbirini öldürmeye çabalayanlar, kanepede

birbirini boğazlayanlar.
RACHEL : Bir dakika dedim.

JULİE : Sonunda resepsiyon memuru istifa etti, çünkü bütün odalar birbirine karıştı. Şef

garson istifa etti çünkü bütün masalar birbirine karıştı. Gece bekçisi istif etti, çünkü bütün

tele-kızlar bir birine karıştı. Son olarak ben işten kovuldum, çünkü sizin aranıza karışmak

zorunda kaldım.

RACHEL : (Şaşkın) İşten mi kovuldun?

JULİE : (Kapıya gider) Evet. Son görevim olarak da size müdürün bir mesajını iletmek

zorundayım. Hepiniz buradan defolun ve gidin başka bir yerde evlenin. Artık bu otelde bir

saniye bile kalamazsızın.

(Julie kapıyı açar ve onlara dışarıyı işaret eder)

DAPHNE : Müdür bizi böyle dışarı atamaz. Aşağıda tören başlamak üzere.

JULİE : Tören nasıl başlayabilir ha? (Bill’ i gösterir) Gelin odası futbol sahasına dönmüş. (Tom’

u gösterir) sadıç hücre kaçkını bir hayduta dönmüş. (Daphne’ yi gösterir) Gelinin arkadaşı

pantomim gösterisinden çıkmış gibi…

DAPHNE : Ah!

JULİE : (Alt katı işaret ederek) Gelinin babası hayvanat bahçesinden kaçmış.

DAPHNE : Bu ne cüret!

JULİE : Onu otelden attılar ve geri gelmemesi için kıskıvrak bağladılar.

DAPHNE : (Pencereye koşar) Ah zavallı Bay Gerald.

JULİE : Benden söylemsi size de aynı şeyi yapacaklar.

RACHEL : Anlamadığım bir şey var. Bütün bu olanlarla senin ne alakan var.?

JULİE : Çok uzaktan.

RACHEL : Sen Tom’ un kız arkadaşlarından biri değimlisin?

JULİE : Ben hiç kimsenin kız arkadaşı falan değilim.


RACHEL : Peki kimsin, o zaman?

JULİE: Ben oda hizmetçisiyim.

RACHEL : Oda hizmetçisi mi?

JULİE : Eveeeeeeet.

RACHEL : (Judy’ i gösterir) Peki o kim?

JULİE: O herkesin kız arkadaşı.

DAPHNE : Ah ne kadar şanslı.

RACHEL : (JUdy’ e) Bu doğru mu Julie?

JULİE : O Judy.

RACHEL : Ne?

JULİE : Onun adı Judy. Julie olan benim.

(susma. Rachel derin bir nefes alır ve kızgınlığın doruğuna tırmanır.)

RACHEL : Tamam. Artık bir tek yalan yok. Bir tek hikaye daha duymak istemiyorum. Bu

Tanrının belası yerde ne olup bittiğini hemen öğrenmek istiyorum.

DAPHNE : (Pencereden) Nikah töreni her an başlayabilir, Rachel. Babanı kilisenin kapısında

görebiliyorum. Papaza bağırıyor.

RACHEL : Nikah biraz bekleyebilir Daphne. Burada birileri bana gerçeği anlatmadan hiçbir

yere gitmiyorum. Biz olmadan başlayacak halleri yok ya!

JULİE : Hadi bakalım.

RACHEL : Evet Tom?

TOM : (Bill’ i işaret eder) Ona sor!

RACHEL : Evet Bill?

BİLL : Artık gerçeğin ne olduğunu ben de bilmiyorum.

RACHEL : Başka bilen yok mu?


JUDY : Ben anlatsam iyi olacak.

TOM : İyi fikir.

RACHEL : Teşekkür ederim julie.

JUDY : Judy.

RACHEL : Julie, Judy adının ne olduğu hiç önemli değil. Bana gerçeği anlat yeter.

JUDY : Gerçek şu ; Ben dün geceyi Bill’ e birlikte geçirdim.(İşaret ederek) İşte bu kanepede.

TOM : Hah!

DAPHNE : (Şaşkın) Aman Tanrım.

BİLL : ( Umutsuz) Eyyyvah!

RACHEL : (Soğuk ) Ne?

JUDY : Aslında tam bir kaza oldu. Çünkü ikimizde sarhoştuk ve bu durumdan ötürü, hangi

odada kalacağımızı karıştırdık ve, ve her nasılsa aynı yatakta yattık….

DAPHNE : Aman Tanrım.

TOM : Hah!

RACHEL : Ne?

JUDY : Maalesef…

DAPHNE : Ne?

TOM : Ne?

JUDY : Siz inanmaya bilirsiniz ama….

RACHEL : Neye?

JUDY : Aramızda hiçbir şey olmadı.

RACHEL : Ne?

TOM : Ne?

JUDY : Bill, kafasını çarpmıştı. Ne olduğunu bile hatırlamıyor. Hatırlıyor musun Bill?
BİLL : Hayır.

JUDY : Ve ben…aslında ben bir şeyler olmasını çok istedim. Ama olamazdı, çünkü Bill

evleniyordu.

RACHEL : Çok düşüncelisin.

JUDY : Her ne kadar, onun kafası bu konuda biraz bulanık olsa bile, bu onun kararıydı. Benim

de öyle.

RACHEL : Öyle miydi, Bill?

BİLL : Ben….

JUDY : Evet, öyleydi. Biz durumu kurtarabileceğimizi düşünmüştük, olanlara engel

olabileceğimizi… ama sonuç olarak beceremedik. Karmaşa gittikçe kötüye sardı. İşte durum

size anlattıklarımdan ibaret.

RACHEL : Anlıyorum.

JUDY : Yani aslında, evliliğinize engel olacak hiçbir durum yok ortada.

TOM : Dur bir dakika dur.

JUDY : Ne?

RACHEL : Ne oldu?

TOM : (Judy’ e) Şimdi bize aranızda hiçbir şey olmadığını mı söylemek istiyorsun.

JUDY : Evet.

TOM : Yani hiçbir şey olmaması şanslı bir tesadüftü öyle mi?

JUDY : Evet.

TOM : Peki o zaman….

JUDY : Ne?

TOM : Peki, neden bunun senin hayatının en büyük anı olacağını söyledin, o zaman?

RACHEL : Öyle mi söyledi?


TOM : Öyleyse neden Bill, bugün hayatının en büyük felaketini yaşamış gibi davranıyor?

RACHEL : Öyle mi davranıyor.?

TOM : Son olarak, ama en son olduğunu sanmıyorum az önce ben odaya girdiğimde. Bill,

neden sana sarılıyordu?

RACHEL : Sarılıyor muydu?

TOM : Evet.

RACHEL : Öyle mi Bill?

BİLL : Eee…şeyy…ben…

JUDY : Evet ama bunu ben istedim.

RACHEL : Neden?

JUDY : Çünkü…

RACHEL : Eeeeee…

JUDY : Çünkü, peki tamam. Onu seviyorum.

(Hepsi derin bir nefes)

BİLL : Oh Judy…

TOM : Bunu biliyordum.

(Rachel yavaşça Bill’ e döner)

RACHEL : Bill?

BİLL :Bende onu seviyorum.

(Daha derin bir nefes alır hepsi. Daphne ufak bir hırıltılı davranır)

JUD: Oh, Bill..

RACHEL : Oh, Daphne…

(Rachel bayılmak üzereyken, Tom onu tutar, kanepeye taşır ve önünde dizlerinin önünde

dudur. Daphne de diğer yanlarına gelir.)


DAPHNE : Ah benim zavallı arkadaşım… O şahane düğünümüz…

BİLL : Özür dilerim Rachel.

DAPHNE : Siz erkekler. Hepiniz aynısınız. Sen öyle değilsin Tom.

BİLL : Aslında biz, asla birbirimiz için doğru kişi değildik.

RACHEL : Aaaaaaahhhh!

(Pencereden kilisenin tek tek vuran çanı duyulur. Daphne nefes alır.)

DAPHNE : Tören başlamak üzere. Ne yapacağız şimdi?

RACHEL : (Şaşkın) Bilmiyorum.

DAPHNE : Evlenmek istediğin başka biri olmadığından emin misin?

(Susma. Tom Rachel’ in elini eline alır)

TOM : Eğer istersen ben seninle evlenirim Rachel.

(Bir büyük nefes alma daha)

BİLL : Tom?

RACHEL : Tom?

DAPHNE : Toooommm?

TOM : Hep bunu istedim. (Susma)

RACHEL : (Aşırı derecede şaşırmıştır) Tom?

TOM : Sen hep Bill’ e bağlıydın ve ben asla sana söylemedim.

RACHEL :(Meraklı) Tom.

TOM : Zaten bunun için de bir başkasını bulamadım.

RACHEL : (Çok hoşnut) Ah, Tom.

(Rachel göz yaşlarına boğulur ve kollarını Tom’ un boynuna dolar)

TOM : Eğer benim de senin için doğru kişi olduğumu düşünürsen…

RACHEL : Oh, teşekkür ederi, Tom. Çok teşekkür ederim.


DAPHNE : Eğer yakın arkadaşlarından birini bana ayarlarsan ben de teşekkür edebilirim.

TOM : Tamam söz. Yeterki bana bulaşma.

(Hepsi kutlar ve alkışlar. Julie tuvalet fırçasını alır ve duruma el koyar.)

JULİE : Tanrıya şükürler olsun. (Fırçayı sallayarak) Hadi bakalım, kilisede sizi bekliyorlar. Kim

kimi istiyorsa onunla evlenebilir. Oteli de bırakın normal yaşantısına dönsün.

BİLL : Bir dakika, bir dakika…

JUDY : Evet bir dakika lütfen..

JULİE : sorun nedir? Birbirinizi seviyorsunuz. Kilise de sizi bekliyor. E, hadi ozaman.

BİLL : Evet ama biz…

JUDY : Daha birbirimizi tanımıyoruz bile…

JULİE : Bunu yatağa girmeden önce düşünecektiniz. Sizi tavşanlar. (Fırçayı sallar) Hadi, hepiniz

dışarı lütfen!(Bill’ i İter) Hadi, hepiniz dışarı.

BİLL : Bir dakika.

JULİE: (Judy iter) Dışarı.

JUDY : Bir dakika.

JULİE : (Tom uiter) Dışarı.

TOM : Hey seni kimi iteliyorsun?

JULİE : ( Daphne ve Rachel’ i itiliyerek) Dışarı, dışarı. Herkes burayı terk etsin yoksa polis

çağıracağım.

RACHEL : İttirip durma canım.

DAPHNE : Sen sadece bir oda hizmetçisisin.

(Hepsi Julie’ le kavga etmeye başlar. Bill Judy’ e işaret eder, ara kapıya giderken uzaklaşırlar)

JULİE : (Hala itelemektedir) Dışarı, dışarı..

RACHEL : Hey nişanlımı incitme.


JULİE : Dışarıııııı! (Fırçayla Rachel dürter)

DAPHNE : Hey arkadaşıma vurma bakalı.

(Dapne, elindeki çantayla Julie’ ye vurur. Dördü birbirine vurarak kilitlenir.Bil ve Judy ara

kapatıp yatak odasında yalnız kalırlar.Bill cebinden uçak biletini çıkarır.)

BİLL : Jameika da bir tatile ne dersin?

JUDY : Evet, lütfen gidelim.

(Yan odadaki kavga şamataya dönüşmüştür. Sessizce yatak odasından sıvışırlar. Kilisenin

çanları gürültüye katılır.)

YAZAN : ROBİN HAWDON

ÇEVİREN : ÖZCAN ÖZER

KİŞİLER

RACHEL :Gelin( 30’ larında, sürekli sağa sola direktif verir)

BİLL : Damat (30’ larında)

TOM : Sağdıç (30’ larında, ikisinin de en yakın arkadaşı)

JUDY : Tom’ un kız arkadaşı(30’ larında)

JULİE : Oda hizmetçisi (30’ larında, biraz tuhaf, çabuk alevlenir.)

DAPHNE : Gelinin arkadaşı (30’ larında, duygusal)

You might also like