Professional Documents
Culture Documents
SÜRECİ
açıklayabilecek,
• Sözlü iletişimin özelliklerini
sayabilecek,
• Sözlü iletişim süreci ve ögelerini
tanımlayabilecek,
• Sözlü iletişimin önemini
kavrayabilecek,
• Sözlü iletişime etki eden faktörleri
sayabileceksiniz.
ÜNİTE
1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Sözlü İletişim Kavramı ve Süreci
Kavram
Sözlü İletişim
Tanımı
Kültür
Resmîlik ve
Gayriresmîlik
Doğrudan-Dolaylı
İletişim
Sözlü İletişimin
SÖZLÜ İLETİŞİM KAVRAMI VE SÜRECİ
Soyutluk- Somutluk
Özellikleri
Argo ve Espriler
Metinlerarasılık
Jargon
Kaynak
İleti
Hedef
Sözlü İletişimin Önemi
Geri Bildirim
Sözlü İletişime Etki
Eden Faktörler
GİRİŞ
İnsanlar günlük yaşamlarını sürdürebilmek için diğer insanlarla, hatta
toplumsal sistemin parçası olan tüm yapılarla, kurum/ kuruluşlarla iletişim kurma
ihtiyacı içerisindedir. Örneğin sabah uyanan insan aile bireyleriyle, iş yerinde iş
arkadaşları ya da yöneticilerle, ihtiyaçlarını karşılamak üzere satın alma davranışı
gerçekleştirirken satıcılarla iletişime geçme ihtiyacı duyar. Bu iletişim eyleminin ise
büyük bir kısmı konuşma ile diğer bir deyişle sözlü iletişim biçiminde
gerçekleşmektedir. Söz söyleme becerisi ve kabiliyetine sahip olan herkes, içinde
yaşadığı toplumun ya da kültürün dili aracılığıyla bu edimi gerçekleştirmektedir.
Bazı durumlarda ise bu durum konuşulacak dilin ait olduğu kültürü bilme
gerekliliğini de doğuracaktır. Konuşma engelli bir insan ise yine işaret diliyle kendi
dilini kullanarak yine o dili anlayan insanlarla konuşarak sözlü iletişim edimini
gerçekleştirecektir. Dil varlığı üzerine kurulu olan sözlü iletişim, çoğunlukla yüz
yüze gerçekleşmektedir. Karşılıklı ve eş zamanlı bir iletişim biçimi olması sebebiyle
iletişimin başarısı açısından oldukça önemlidir.
Sözlü iletişim; insanın kendini ifade edebilmesi, istek ve ihtiyaçlarını
aktarabilmesi, diğer insanları anlaması ve sosyalleşebilmesi ya da başka birçok
nedenle hayatın önemli bir yerinde konumlandırılmaktadır.
Bu ünitede sözlü iletişim kavramının ne anlama geldiği ve neyi kapsadığı
anlatılmaya çalışılacaktır. Bununla birlikte sözlü iletişim süreci ve ögeleri de
açıklanacaktır. Sözlü iletişimin özellikleri, sözlü iletişimin önemi, sözlü iletişime etki
eden faktörler ve sözlü iletişimde dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde
durulacaktır. Ünitenin sözlü iletişimin kapsamının anlaşılması açısından yol
gösterici olması amaçlanmaktadır.
Örneğin ülkemize gelen turistlerle iletişim kurabilmek için otak bir dile
ihtiyaç duyarız. Genellikle sözlü iletişimin yoğun gereksinim hâline geldiği bu
durumlarda ya onların bizim dilimizi yani Türkçeyi biliyor ve konuşuyor olması ya
da bizim onların dilini (İngilizce, Almanca, Fransızca ya da diğerleri) biliyor ve
konuşabiliyor olmamız gerekir. Ancak burada sadece dilin sembollerini anlamak ve
aktarmak yeterli olmayacaktır. Daha sonraki bölümlerde detaylandıracağımız dil
ve kültür ilişkisi de burada iletişimin başarısında önemli bir rol oynamaktadır.
Mesela kahve kelimesini duymak, anlamak ya da söylemek çoğu zaman
yetmemekte kahve kelimesinin kültürel çağrışımlarını da bilmek gerekmektedir.
Buna ek olarak Aziz (2010)’in de belirttiği üzere, iletişim sürecinde alıcı ile
verici farklı dil kullanabilir. Yukarıda verilen turist örneğinde olduğu gibi. Bu
durumlarda ise iletişimi sağlayan bir üçüncü ya da dördüncü kişi olabilir. Bu
kişi/kişiler konuşulan her iki dili de bilen, çevirmen/tercüman olarak adlandırılan
kişilerdir ve her iki tarafın söylediklerini birbirine çevirerek iletişimi sağlarlar. Bu
ise aynı dili kullananlar kadar etkili bir iletişime olanak vermez. Bunun sebebi ise
vericinin ne kadar iyi söz dizinini kullanırsa kullansın, bir başkasının dili ile
düşüncelerini aktaracağından iletişimde bulunan kişinin kullanacağı dil kadar etkili
olamaz. Aynı zamanda kullanılan sözcükler bir başka dile çevrilirken çeviriyi yapan
kişinin süzgecinden geçirilerek verilecektir. Bu da yine söylenmek istenenin
istendiği gibi aktarılamamasına neden olacaktır.
Semboller bir şeyin
yerine geçerek o şeyi Özetle İletişim sürecinin tarafları olarak tanımladığımız kaynak ve hedef,
temsil ederler. diğer bir deyişle alıcı ve vericinin kullandıkları sembollerin aynı dile ait olması
önemlidir, aksi takdirde iletişim gerçekleşemez. Bu, sadece sözlü iletişim için değil,
tüm iletişim biçimleri için önemli bir noktadır. Ancak sözlü iletişimde tarafların
iletişim sürecini doğru işletebilmeleri için mesajı kodlarken ve kod açarken aynı
anlama ulaşabilmeleri ortak bir kod sistemi, ortak bir dilin varlığını
örneklerden biridir.
Söz, insanın bütün bir iletişimsel eylemi bilinçli ve niyetine uygun biçimde
örgütlemesine imkân vermesi yönüyle sözsüz iletişimden ayrılır (Güngör, 2011).
Özetle sözlü iletişimle gönderdiğiniz mesajların oluşturmasını istediğiniz etki
tasarlanmış bir etkidir diyebiliriz. Karşınızdakine bağırarak bir şey söylemek ile
yumuşak bir şekilde söylemek de bilinçli ve niyetli bir biçimdir.
Geri Konuşmacı
bildirim (Kaynak)
Dinleyici
Kodlama
(hedef)
İleti
Kodaçma
(Mesaj)
Kanal
(ses, söz,
konuşma)
Sözlü İletişim süreci genel iletişim sürecinden çok farklı değildir. Burada en
önemli husus, mesajın dil varlığından kaynaklanan bir konuşmayla ve çoğunlukla
yüz yüze gerçekleşmesidir. Geri bildirim ögesinin belirgin ve genellikle eş zamanlı
olması, iletişimi de döngüsel hâle getirmektedir. Bu süreç planlı bir konuşma ve
dikkatli bir dinlemeyi gerektirir.
İletişim sürecinin bu temel ögeleri şu şekilde tanımlamaktadır (Gökçe, 2013;
Aziz, 2010; Zıllıoğlu, 2018):
Kaynak
İletişim biliminde İngilizce “communicator” teriminin karşılığı olup içerik
açısından oldukça kapsamlıdır. Reklam iletişimi söz konusu olduğunda kaynak
Kaynak, “algılama, reklamveren kurum ya da kuruluş iken, bir konuşma, sempozyum ya da toplantıda
seçme, düşünme,
konuşmacı kaynak konumundadır. Genel iletişim sürecinde olduğu gibi sözlü
yorumlama
süreçlerinde ürettiği iletişimde de (hangi biçimi olursa olsun) başka bir kimseye/kimselere araç ve
anlamlı iletileri kanallar aracılığıyla bir şey iletmek isteyen ve iletişimi başlatan kişi anlamında
simgeler aracılığıyla kullanılmaktadır.
gönderen kişi ya da
kişilerdir”. Zıllıoğlu (2018)’na göre kaynak, “algılama, seçme, düşünme, yorumlama
süreçlerinde ürettiği anlamlı iletileri simgeler aracılığıyla gönderen kişi ya da
kişilerdir”.
İleti (Mesaj)
İleti (communicate) iletişime giren konuşmacı/kaynak ile dinleyici/hedef
arasındaki ilişkiyi sağlayan temel ögedir. Bu yüzden iletişim sürecinin merkezini
iletiler oluşturmaktadır. Örneğin yolda yürürken yanımızdan geçip giden kişinin
bize bakıp kafasını çevirmesi iletişimsel bir anlam ifade etmemektedir. Ancak o
kişinin durup bize adres sorması iletişimi başlatmaktadır. Burada bizden bilgi
almak için oluşturacağı ileti, iletişimin dolayısıyla iletişimi başlatma amacında
başarıya ulaşmasına yol açacaktır. Diğer bir deyişle ileti, güncel olarak belli
Kanal/ Araç
İletişimin tarafları yani kaynak ile hedef arasında işaret hâline dönüşmüş
iletinin gitmesine olanak sağlayan yola kanal adı verilmektedir. Kanal/araç, iletinin
aktarılmasında/gönderilmesinde ve karşı taraftan alınıp algılanmasında aracı rolü
oynar. Bu yüzden kanal/araç seçiminin iletişimin etki ve başarısında önemi oldukça
Kanal/araç iletinin büyüktür. Kime, hangi amaçla, ne söylemek ya da neyi iletmek istediğimiz
aktarılmasında/gönder aracı/kanalı belirler.
ilmesinde ve karşı
taraftan alınıp Hedef
algılanmasında aracı İletinin ulaşması, algılanması istenen kişi/kişiler iletişim sürecinde hedef
rolü oynar.
olarak tanımlanır. Kaynaktan gelen iletileri biyolojik ve psikososyal süreçlerden
geçirip yorumlayan ve sözlü ya da sözsüz tepkide bulunan kişilerdir (Zıllıoğlu,
2018). Bu, ders dinleyen öğrenciler olabileceği gibi televizyonda bir reklamı gören,
haberi izleyen kişiler de olabilir. Kimi zaman da bir kitap okuyucusu ya da mektup
yazılan kişi. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
yol açan sebepler, sözlü iletişimde dikkat edilmesi gereken hususlar olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden sözlü iletişim sürecini etkileyen bazı konulara
kısaca değinmekte yarar görülmektedir.
Algı: Duyu organları aracılığıyla beyne ulaşan verilerin/ uyaranların
örgütlenmesi, yorumlanması, anlamlandırılması süreci olarak tanımlanan algı,
sözlü iletişimde özellikle hedef yani alıcı açısından önemlidir. Kaynağın verdiği
mesajın duyu organlarına ulaşması, algılama olmadan bir şey ifade etmez. Bu
yüzden duyusal verilerin algılanması, yani anlamlandırılması gereklidir. Alıcının
mesaja ne tepki vereceği, ancak algılama sonrasında kararlaştırılabilir. Aynı
duyusal uyarıcılar farklı kişilerce farklı şekillerde algılanabilir, bu da kişiler arası
iletişimde çeşitli sorunlara yol açabilir. Örneğin kaynağın ya da konuşmacının
kullandığı bir kelime, bir kişi tarafından şaka olarak algılanabilirken bir başkası
tarafından hakaret kabul edilebilir. İnsanların neyi nasıl algılayacakları ise içinde
yaşanan kültür ve geçmiş yaşantıdan etkilenir (Dökmen, 2010). Bu yüzden sözlü
iletişimin başarısı için alıcının algılaması ile ilişkili hususlara dikkat edilmesi gerekir.
İletişimi engelleyen ya da güçleştiren durumlardan biri de iletinin ve iletişim
taraflarının yapısından kaynaklanan sorunlardır. Bunlar ise (Gökçe, 2013);
• Kaynağın kendisi hakkındaki imajı,
• Alıcının kendisi hakkındaki imajı,
• Alıcının kaynak hakkındaki imajı,
• Örtülü anlamlar olgusudur.
Bir diğer faktör dil engelleridir. Hem içerik hem de ilişki bazında söz konusu
olan dil engelleri de ya anlaşılmamaya ya da yanlış anlaşılmaya sebep olur. İçerik
düzeyinde anlaşamama, kaynak ve alıcının aynı dil kod sitemini kullanmamaları
Toplumsal roller, olarak açıklanabilir. İlişki bazında dil engelleri ise (Gökçe, 2013);
kurumsallaşarak
kişinin pozisyonuna • Simgelerin yanlış anlaşılması,
göre oynanması • Konuşma eylemlerinin yanlış yorumlanması,
beklenen tutum ve
• Dinleme ve algılama yetersizliği olarak sıralanabilir.
davranışlarıdır.
Rol ve statü farklılıkları da sözlü iletişimde önemli bir yere sahiptir. Kaynağın
ya da alıcının toplumsal statüsü, kişinin toplumsal yerinin neresi olduğunu anlatır.
Toplumsal rol ise kişinin ne yaptığını anlatır. Toplumsal roller, kurumsallaşarak
kişinin pozisyonuna göre oynanması beklenen tutum ve davranışlarıdır. İnsanlar
çok farklı rollere sahip olabilirler ve kendilerinden beklenen tutum ve davranışlara
bağlı olarak iletişim kurmaktadırlar.
•Sosyal bir varlık olan insan, günlük hayatını devam ettirebilmek için diğer
insan/ insanlarla, toplumsal sistemin parçası olan kurum ve kuruluşlarla
kısacası hayatın birçok alanında iletişim kurma ihtiyacı duyar. İletişim
eyleminin büyük bir bölümü konuşma yoluyla gerçekleşmektedir. Sözlü
iletişim olarak da değerlendirilen bu süreç söz söyleme becerisi ve
kabiliyetine sahip olan herkesin geçtiği bir süreçtir.
Özet
•SÖZLÜ İLETİŞİM KAVRAMI
• Dil varlığı üzerine kurulu olan sözlü iletişim çoğunlukla yüz yüze
gerçekleşmektedir. Sözlü iletişim, iletişim kuracak olan tarafların birbirlerini
anlayabilecekleri dil ile gerçekleştirilir. Söz konusu dil ise aktarım için
sembollere gereksinim duyar. Sembollerin ise iletişimin tarafı olan kişilerin
söylemek istedikleri şeyleri temsil etmesi gerekmektedir.
•Sözel iletişim (verbal communication) “bir dilsel biçim içinde sözcüklerin
kullanımı veya iletiler vasıtasıyla gerçekleştirilen insan etkileşimi” olarak
tanımlanmaktadır. Günlük kullanım konuşmaya, yani sözlü iletişime, özellikle
de yüz yüze iletişime gönderme yapar. Ancak akademik kullanım
dolayımlanmış biçimleri, yazılı iletişimi ve zaman zaman da işaret dilini
içermektedir.
•Sözlü iletişim bir başka tanımda “konuşma veya sözlü iletiler aracılığıyla
gerçekleşen insan etkileşimi” olarak verilir ve bir önceki tanıma göre
konuşmayı da açıkça içine alır.
•Sözlü İletişim günlük yaşam faaliyetlerinde insanlar arasındaki karşılıklı
konuşmanın her türü olarak nitelendirilir. Örneğin yüz yüze görüşme, resmî
ya da gayriresmî toplantılar, sohbetler, hitaplar, selamlaşmalar, hâl hatır
sormalar vb.
• Daha önce de vurgulandığı gibi sözlü iletişimin en temel unsuru konuşulan
ya da yazılan dildir.
•İnsanlar sözsüz boyutta hiçbir şey söylemeden de iletişim kurup mesaj
gönderebilirken sözlü iletişimde ileti göndermeme, mesaj vermeme imkânı
yoktur, somut dil kullanımını şarttır. Söz insanın bütün bir iletişimsel eylemi
bilinçli ve niyetine uygun biçimde örgütlemesine imkân vermesi yönüyle
sözsüz iletişimden ayrılır.
•Sözlü iletişim en yaygın ve en etkili iletişim biçimlerinden biridir. Sözlü
iletişimin özellikleri aslında dil ile olan ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu
özelliklerden biri temel söz varlığı diğeri ise yabancı sözcüklerin
kullanılmasıdır. Sözlü iletişimin, buna çoğu zaman yazılı iletişim de dâhil
edilebilir, etkili olabilmesi için dilin alıcı tarafından anlaşılabilmesi gerekir.
Bunun için de temel söz varlığına gereksinim duyulur. Bu ise iletişime girecek
kişilerin içinde yaşadığı toplumun yüzyıllar boyu kullandığı ve geliştirdiği
dilidir. Temel söz varlığı toplumsal gelişmenin etkisiyle zamanla
genişleyebilir. Ayrıca iletişimde bulunan taraflar anlaşmak için çoğu zaman
yabancı sözcük kullanmak zorunda kalabilmektedir. Böyle durumlarda yaygın
olarak bilinmeyen sözcüklerin açıklanması sözlü iletişimin başarısı açısından
oldukça önemlidir. Alıcı kaynağın kullandığı kelimeleri ve niyetini anlamalıdır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi sözlü iletişim sürecinde yer alan ögelerden biri
değildir?
a) Kaynak
b) Hedef
c) Kanal
d) Mesaj
e) Algı
4. Aile üyeleri ile kurulan sözlü iletişim ile iş arkadaşları arasında kurulan
sözlü iletişimin farklılık göstermesi, sözlü iletişimin hangi özelliği ile
ilişkilidir?
a) Metinlerarasılık
b) Jargon
c) Resmîlik/ gayriresmîlik
d) Soyutluk/ somutluk
e) Kültür
Cevap Anahtarı
1.e, 2.c, 3.d, 4.c, 5.a, 6.b, 7.b, 8.e, 9.c, 10.a
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aziz, A. (2010). İletişime giriş,(Genişletilmiş 3. Basım). İstanbul: Hiperlink Yayınları.
Chandler, D. ve Munday, R. (2018). Medya ve iletişim sözlüğü, B. Taşdemir (Çev.),
İstanbul: İletişim Yayınları.
Dökmen, Ü. (2010). İletişim çatışmaları ve empati (44.basım). İstanbul: Remzi
Kitabevi.
Gökçe, O. (2013). İletişim (nasıl daha iyi anlar ve anlaşılırım). Konya: Çizgi Kitabevi.
Güngör, N. (2011). İletişime giriş. Ankara: Siyasal Kitabevi.
Gürüz, D. ve Temel Eğinli, A. (2013). Etkili sunum teknikleri (2. Baskı). Ankara:
Detay Yayıncılık.
Janoušek, J. (2019). Verbal communication as a psychological problem, Journal of
Russian & East European Psychology, 56 (1),1–85.
Mutlu, E. (2008). İletişim sözlüğü (5. Basım). Ankara: Ayraç Yayınları.
Tuna, Y. (2012). İletişim kavramı ve iletişim süreci, içinde İletişim (1. Baskı). İ. Vural
(Ed.), Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
Zıllıoğlu, M. (2018). İletişim nedir? (6.basım). İzmir: Cem yayınevi.