You are on page 1of 2

ÇOK ANLAMLILIK

1. Aşağıdaki cümlelerde verilen “bakmak” sözcüğü ile anlamlarını eşleştiriniz.

1 Apartmanın bütün işleri yöneticiye Beslemek, geçindirmek


bakıyor.

2 Sokağın karşısından bana doğru koşan Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak
çocuğa baktım.

3 Evin caddeye bakan penceresinde Bakışı bir şey üzerine çevirmek


dururdu her zaman.

4 Ahmet amcam, altı çocuklu bir aileye Bir işin birinden beklenmesi
bakıyor.

2. Aşağıdaki cümlelerde verilen “kesmek” sözcüğü ile anlamlarını eşleştiriniz.

1 Acilde yaptırdığı iğne, geceden beri Kesici bir araçla yaralamak


süren ağrıyı kesti.

2 Etkinlik yaparken yanlışlıkla parmağımın Son vermek, gidermek


ucunu kestim.

3 Soğanları küçük küçük kesip tencereye Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
attı.

4 Üç aydır faturayı ödeyemeyince elektriği Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye
kestiler. ayırmak, parçalamak, doğramak

3. Aşağıdaki cümlelerde verilen “çıkmak” sözcüğü ile anlamlarını eşleştiriniz.

1 Bu hamurdan elli tane ekmek çıkar mı Elde edilmek, sağlanmak


acaba?

2 Yapılan toplantıdan herkesi memnun İçeriden dışarıya varmak, gitmek


edecek kararlar çıktı.

3 Bir aylık tedavi süresi bitince Yetişecek ölçüde olmak


hastaneden çıktı.

4 Bahçeden çıkıp alışveriş yapmak için Süresi dolduğunda ayrılmak


markete doğru yürüdüm.

4. Anlamları verilen “açmak” sözcüğünü verilen anlamlarıyla cümle içinde kullanınız.

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma


getirmek

Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak


ÇOK ANLAMLILIK
5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler ile anlamlarını eşleştiriniz.

1 Çocukluğumda yakalandığım bu Çıkmak, ulaşmak


hastalığı elli yıldır çekiyorum.

2 Belediye, uzun çabaların ardından Sığmak


kardan dolayı kapanan yolu açtı.

3 Arkadaşımın attığı kalem gözüme Tartıda ağırlığı olmak


gelince hemen hastaneye gittim.

4 İki saattir yürüdüğümüz bu yolun İsabet etmek


nereye gideceğini bilmiyorum.

5 Geçen yıl aldığım pantolona Engeli kaldırmak


giremiyorum artık.

6 Elinde duran kitabı incelemem için bana Bir şeye sonradan inanmak,
uzattı. doğruluğuna hak vermek, kabul etmek

7 Buraya kadar gelmişken dükkânına da Geçersiz bir duruma getirmek


uğramak istedim.

8 Bundan yıllar önce sizi uyardığım Kendisiyle birlikte götürmek, yanına


konuda şimdi mi sözüme geldiniz? almak veya arkasından izletmek

9 İş yoğunluğundan dolayı gezimizi ileri Bir meslek veya bilim kurumunda


bir tarihe bıraktık. okuyup yetişmek, mezun olmak

10 Sinema filmine geç kalınca biletimiz Avunmak veya danışmak üzere


yandı. söylemek, içini dökmek

11 Üniversiteyi bitirip öğretmen çıkınca ilk Bir işi başka bir zamana ertelemek
işi memleketine dönmek oldu.

12 Bence bu şeker dolu çuval en fazla elli Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek
kilo çeker.

13 Yaptığımız anlaşmayı bozup bana yalan Güç durumlara dayanmak, katlanmak


söyleyen sensin.

14 Kendi geldiği yetmiyor gibi bir de Bir yerin yanından, yakınından, içinden
arkasına arkadaşlarını takmış. geçmek

15 Tüm dertlerini ve sıkıntılarını hiç Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
çekinmeden bana açabilirsin.

Salih Emre ÖNAL

You might also like