You are on page 1of 28

ANALİZ MAYIS 2017 SAYI: 204

TÜRKİYE-BALKANLAR
İLİŞKİLERİ
MEHMET UĞUR EKİNCİ
ANALİZ MAYIS 2017 SAYI: 204

TÜRKİYE-BALKANLAR
İLİŞKİLERİ

MEHMET UĞUR EKİNCİ


COPYRIGHT © 2017
Bu yayının tüm hakları SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum
Araştırmaları Vakfı’na aittir. SETA’nın izni olmaksızın yayının
tümünün veya bir kısmının elektronik veya mekanik (fotokopi,
kayıt ve bilgi depolama, vd.) yollarla basımı, yayını, çoğaltılması
veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı
yapılabilir.

Uygulama: Erkan Söğüt


Kapak Fotoğrafı: shutterstock.com
Baskı: Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş., İstanbul

SETA | SİYASET, EKONOMİ VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI


Nenehatun Cd. No: 66 GOP Çankaya 06700 Ankara TÜRKİYE
Tel: +90 312 551 21 00 | Faks: +90 312 551 21 90
www.setav.org | info@setav.org | @setavakfi
SETA | İstanbul
Defterdar Mh. Savaklar Cd. Ayvansaray Kavşağı No: 41-43
Eyüp İstanbul TÜRKİYE
Tel: +90 212 395 11 00 | Faks: +90 212 395 11 11
SETA | Washington D.C.
1025 Connecticut Avenue, N.W., Suite 1106
Washington D.C., 20036 USA
Tel: 202-223-9885 | Faks: 202-223-6099
www.setadc.org | info@setadc.org | @setadc
SETA | Kahire
21 Fahmi Street Bab al Luq Abdeen Flat No: 19 Cairo EGYPT
Tel: 00202 279 56866 | 00202 279 56985 | @setakahire
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

IÇINDEKILER

ÖZET  7
GİRİŞ  8
ORTAK TEHDİT ALGILARI, FIRSATLAR VE İŞ BİRLİĞİ ALANLARI  8

Ticaret ve Yatırımlar 8
Kalkınma Yardımları 10
Enerji 10
Turizm 10
Eğitim-Öğretim 11
Din Hizmetleri ve Dini Eğitim 12
Sığınmacılar 12
Güvenlik ve İstikrar 13
Jeostratejik Rekabet ve Seçenekler 14
Türkiye’nin İlişki Potansiyeli 16
YAPISAL VE KONJONKTÜREL SORUNLAR  16

Değişen Siyasi Tercih ve Öncelikler 16


Türkiye’ye Yönelik Bakışlar 19
Ekonomi 20
SONUÇ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ  20

setav.org 5
ANALİZ

YAZAR HAKKINDA

Mehmet Uğur EKİNCİ


Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans, Bilkent Üniversitesi Tarih Bö-
lümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Ohio State Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde
doktora dersleri aldıktan sonra Londra Üniversitesi SOAS Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar
Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Araştırma alanları arasında güncel Balkan politikaları,
Avrupa siyaseti, iç siyaset-uluslararası siyaset bağlantıları, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri
dış politikası ve siyasi tarihi bulunmaktadır.

6 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

ÖZET

Balkanlar, gerek coğrafi yakınlığı, gerekse tarihi, sosyal ve kültürel bağları sebebiy-
le Türkiye’nin özel ilgi gösterdiği bölgelerden biridir. Türkiye’nin dış politikadaki
aktifliğini artırmasına bağlı olarak 2000’li yıllarda Balkanlar ile arasındaki siyasi di-
yalog, ekonomik ilişkiler ve sosyal-kültürel bağlarda gözle görülür ilerlemeler kay-
dedilmiştir. Bu dönemde Türkiye Balkanlar siyasetinde de giderek daha aktif rol Bu çalışmada,
oynamaya başlamış, ülkeler arasında iş birliği ve arabuluculuk konusunda önemli Türkiye’nin
hamlelerde bulunmuştur. Balkanlarla
Arap Baharı’nın ardından Ortadoğu’da ortaya çıkan güvenlik riskleri ve istikrarsız- ilişkilerinin
lıklar Türkiye’nin öncelikli olarak bu bölgeyle ilgilenmesine sebep olmuş, Balkan- ana hatlarına
larda aldığı siyasi inisiyatif de buna bağlı olarak yavaşlamıştır. Bu tarihten itibaren değinilmekte,
Türkiye, Balkan ülkeleriyle siyasi ilişkilerde istikrarın korunmasını, ekonomik, sos- içerdiği
yal ve kültürel ilişkilerde ise derinleşmenin devamını ön plana almıştır. Mülteci kri- fırsat ve riskler
zi ve ekonomik yatırımlar gibi konularda Türkiye ve Balkan hükümetleri karşılıklı incelenmekte
diyalog ve iş birliği adımları atmıştır. ve bazı politika
Bu çalışmada, Türkiye’nin Balkanlarla ilişkilerinin ana hatlarına değinilmekte, içer- önerilerinde bu-
diği fırsat ve riskler incelenmekte ve bazı politika önerilerinde bulunulmaktadır. lunulmaktadır.

setav.org 7
ANALİZ

adımları atmıştır. Bu çalışmada Türkiye’nin Bal-


kanlarla ilişkilerinin ana hatlarına değinilecek,
içerdiği fırsat ve riskler incelenecek ve bu konuda
bazı politika önerilerinde bulunulacaktır.

ORTAK TEHDİT
ALGILARI, FIRSATLAR VE
İŞ BİRLİĞİ ALANLARI
Ticaret ve Yatırımlar
Ekonomi dinamikleri Türkiye-Balkanlar ilişkile-
rinin ana unsurlarından birini teşkil etmektedir.
GİRİŞ Soğuk Savaş’ın bitiminden itibaren dünyanın
Balkanlar gerek coğrafi yakınlığı gerekse tarihi, çeşitli bölgelerinde kalıcı bir ekonomik aktör ol-
sosyal ve kültürel bağları sebebiyle Türkiye’nin manın yollarını arayan Türkiye 2000’li yıllarda
özel ilgi gösterdiği bölgelerden biridir. Türki- kaydettiği ekonomik büyümeyle bu arayışlarını
ye’nin dış politikadaki aktifliğini artırmasına hızlandırmıştır. Balkanlar da coğrafi ve sosyokül-
bağlı olarak 2000’li yıllarda Balkanlar ile ara- türel yakınlığından dolayı Türkiye’nin ekonomik
sındaki siyasi diyalog, ekonomik ve sosyal-kül- olarak ilgi gösterdiği bölgelerden biri olmuştur.
türel ilişkilerde gözle görülür ilerlemeler kayde- 2008 küresel finans krizi karşısında makroeko-
dilmiştir. Karşılıklı resmi ziyaretler her düzeyde nomik istikrarını koruyan Türkiye, yüksek işsiz-
sıklaşmış, bölge ülkeleriyle vize muafiyeti ve lik ve altyapı eksikliklerinin bulunduğu Balkan
serbest ticaret anlaşmaları da dahil olmak üzere ülkelerinde bir ekonomik partner olarak daha
hemen her alanda ikili anlaşmalar imzalanmış, fazla önemsenir hale gelmiştir.
Türkiye’den bölgeye giden yatırımlar ve karşı- Özellikle Avrupa Birliği’ne (AB) henüz üye
lıklı ticaret önemli miktarda artmış, sosyal ve olmamış “Batı Balkan” ülkeleri altyapı konusun-
kültürel ilişkiler çeşitlendirilmiştir. Türkiye da hala önemli eksikliklere sahiptir. Bu ülkelerin
2000’lerin sonlarında bölgede siyasi bakımdan gerek kendi içinde gerekse aralarındaki karayolu
da aktif rol oynamaya başlamış, ülkeler arasın- ve demiryolu ağları ve bunların liman bağlan-
da iş birliği ve arabuluculuk konusunda önemli tıları yetersizdir. Altyapı eksiklikleri yüzünden
hamlelerde bulunmuştur. bölgede dış yatırımlar oldukça yavaş ilerlemek-
Arap Baharı’nın ardından Ortadoğu’da or- tedir. Bu durum ise bölgenin kalkınma hızını
taya çıkan güvenlik riskleri ve istikrarsızlıklar yavaşlatmaktadır. 2008 global finans krizi bölge
Türkiye’nin öncelikli olarak bu bölgeyle ilgilen- ülkelerini olumsuz etkilemiş ayrıca buralarda
mesine sebep olmuş, Balkanlarda aldığı siyasi yatırımları bulunan Yunanistan ve İtalya gibi ül-
inisiyatif de buna bağlı olarak yavaşlamıştır. Bu kelerin ekonomik sorunlar yaşamaları da dolaylı
tarihten itibaren Türkiye, Balkan ülkeleriyle siya- olarak yine Batı Balkanlarda etkisini göstermiştir.
si ilişkilerde istikrarın korunmasını, ekonomik, Yunanistan’da 2009 yılından beri yaşanan borç
sosyal ve kültürel ilişkilerde ise derinleşmenin krizi oldukça olumsuz ekonomik ve toplumsal
devamını ön plana almıştır. Mülteci krizi ve sonuçlar doğurmuştur. Bir başka Balkan ülkesi
ekonomik yatırımlar gibi konularda Türkiye ve olan Bulgaristan ise yetersiz iş imkanları, nüfu-
Balkan hükümetleri karşılıklı diyalog ve iş birliği sun yaşlanması, dış göç, kırsal kesimde gelir ve

8 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

eğitim düzeyinin düşüklüğü gibi sosyoekonomik Türkiye’nin Balkanlardaki ekonomik var-


sorunlarla boğuşmaktadır. Sonuç olarak her ne lığının en önemli ayağını bölgedeki doğrudan
kadar son yıllarda makroekonomik veriler göre- yatırımlar oluşturmaktadır. Türkiye’deki sanayi
celi olarak olumlu bir seyir izlese de Balkanlar, bölgelerine olan yakınlığı, Avrupa, Rusya ve Ak-
ekonomik açıdan Avrupa’nın diğer ülkelerinden deniz pazarlarına kolay ulaşılabilirliği ile altya-
oldukça geri durumdadır. pı, tarım, sanayi ve hizmet sektörü bakımından
Yaşanan ekonomik dar boğaz bölge ülkele- görece az gelişmiş durumda bulunması Balkan-
rini dışarıdan yatırımcı arayışına sevk etmiştir. ları Türk girişimcileri için uygun bir coğrafya
Gerek coğrafi yakınlığı gerekse 2008 krizi karşı- haline getirmektedir. Türkiye bölge pazarındaki
sında ekonomisinin direnç göstermesi sayesinde güçlü rekabete rağmen coğrafi ve sosyokültürel
Türkiye, bölge ülkelerinin ilk yöneldiği ülkeler- avantajlarını da kullanarak Balkan ekonomileri
den biri olmuştur. Son yıllarda bütün Balkan içinde yerini sağlamlaştırmayı arzu etmektedir.
ülkelerinden Türkiye’ye sürekli yatırım çağrıları Balkanlardaki Türk yatırımcıları telekomünikas-
gelmektedir. Öyle ki yalnızca geleneksel olarak yon, enerji, ulaşım, turizm, inşaat ve finans gibi
yakın bağları olan Türk ve Müslüman çevreler stratejik sektörler de dahil olmak üzere birçok
değil bütün hükümetler ve yerel yönetimler Tür- alanda varlık göstermektedir. Özel sektörün bu
kiye’nin bölgedeki ekonomik varlığının artma- bölgedeki yatırımları, hükümet ve resmi kurum-
sının olumlu olacağını beyan etmektedir. Tür- larca ikili anlaşmalar, teşvikler ve tanıtım faali-
kiye hükümeti de bu çağrılara olumlu karşılık yetleri gibi yollarla desteklenmektedir.
vermekte, Ekonomi Bakanlığı ve Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu (DEİK) gibi kurumlar Türk ve
Balkan iş çevrelerinin bir araya gelmeleri için çe- Türkiye’nin Balkanlardaki ekonomik varlığının
şitli etkinlikler gerçekleştirmektedir. en önemli ayağını bölgedeki doğrudan yatı-
Genel olarak bakıldığında Türkiye’nin
rımlar oluşturmaktadır.
bölgeyle ticari bağları devamlı sayılabilecek bir
artış eğilimindedir. Balkanlar ile Türkiye ara-
sında 2002 yılında 3,6 milyar dolar civarında
kaydedilen ticaret hacmi, 2016 yılında 4,5 kat 2000’li yıllardan bu yana Türkiye’nin Bal-
artarak 16,2 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. kanlardaki yatırımlarında genel bir artış göz-
Bölgeyle yürütülen ticaretin hacmi 2014’te lemlenmektedir. 2016 yılında Türkiye’den böl-
20,8 milyar dolarla en yüksek seviyeye gelmiş, genin 11 ülkesine toplam 200 milyon dolarlık
daha sonra bir miktar düşüş kaydedilmiştir. yatırım girişi kaydedilmiştir. Bu miktar sıra-
Yine de Türkiye’nin bölgeye yönelik ihracatı sıyla 2011, 2012 ve 2015 yıllarındaki yatırım
yükselmeye devam etmiş, 9,6 milyar dolar ile girişinden sonra tarihte kaydedilmiş en yüksek
en yüksek düzeye 2016 yılında ulaşmıştır. Son miktardır. Türk Hava Yolları’nın (THY) Bos-
iki yılda ticaret hacminde kaydedilen azalma na Hersek’teki kısa süren teşebbüsünde oldu-
bölgeden yapılan ithalattaki düşüşün bir sonu- ğu gibi zaman zaman hayal kırıklıkları yaşan-
cu olarak meydana gelmiştir. Başta Yunanistan mış olsa da Türk iş adamları bölgeyi giderek
olmak üzere bölge ülkelerinden gerçekleşti- daha iyi tanımakta ve yerel koşullar hakkında
rilen ithalatta kaydedilen hızlı düşüş, Kara- tecrübe kazanmaktadır. Her ülkede en az bir
dağ’dan alüminyum, Bosna-Hersek’ten yağ ve Türk sermayeli bankanın faaliyet göstermesi de
et alımının artırılması gibi hamlelerle biraz ol- yalnızca Türkiye’nin Balkanlardaki görünürlü-
sun dengelenmiştir. ğünü artırmakla kalmayarak bölgeye gelecek

setav.org 9
ANALİZ

Türk yatırımcıların daha kolay kredi bulabil- dımları göndermektedir. Bu yardımlar 2000’lerin
melerine imkan sağlamaktadır. ortalarından itibaren önceki dönemlere nazaran
Son yıllarda Batı Balkan ülkeleriyle olan tica- büyük bir artış göstermiştir. OECD verilerine
ri ve ekonomik ilişkiler istikrarlı bir artış göster- göre Türkiye 2015 yılında Batı Balkan ülkelerine
mekteyse de Türkiye’nin Balkanlardaki yatırımları 154,6 milyon dolarlık resmi kalkınma yardımın-
ve karşılıklı ticaretin yüzde 80’inden fazlası üç da bulunmuştur. Bu miktar Türkiye tarihinde
ülkeyle (Bulgaristan, Romanya, Yunanistan) ger- söz konusu ülkelere giden en yüksek meblağdır.
çekleşmektedir. Bu durumun sebepleri arasında Türkiye’nin bölgedeki en faal kamu kurumların-
söz konusu ülkelerin Türkiye’ye coğrafi yakınlığı, dan biri olan TİKA küçük girişimcilere başta ta-
Romanya’nın geniş bir ekonomik pazara sahip ol- rım ve hayvancılık alanında olmak üzere çok sa-
ması, Türkiye’nin bu ülkelerle ekonomik ilişkileri- yıda proje desteği vermekte ayrıca sağlık, eğitim
nin Soğuk Savaş’ın bitiminden beri yoğun biçim- ve belediyecilik hizmetlerinin iyileştirilmesi için
de devam etmesi ve AB’ye üye olmaları sayılabilir. maddi destek sunmaktadır. Kalkınma projeleri-
Eski Yugoslavya’da 2000’li yıllara kadar yaşanan nin gerçekleştirilmesinde diğer ülkelerin muadil
çatışmalar ve siyasi istikrarsızlıklar, ekonomi ve kurumları ve AB’nin üyelik öncesi yardımlarına
altyapı sorunlarının devam etmesi, bürokratik kıyaslandığında TİKA’nın daha dinamik ve hızlı
ve yasal zorluklar Batı Balkanlara Türk yatırım- süreçlerle hareket etmesi bölgede kuruma göste-
cıların girmelerini yavaşlatmıştır. Yine de Türk rilen ilgiyi artırmıştır.
yatırımları 2000’lerin ikinci yarısından bu yana
Batı Balkan ülkelerinin ekonomilerinde giderek Enerji
daha önemli bir konuma gelmektedir. Bu ilerle- Balkan ülkelerinin enerji güvenliği ve karşılık-
me Türkiye ekonomisinin gösterdiği dinamizm ve lı bağımlılığına katkıda bulunacak olan enerji
gelişimden olduğu kadar bu ülkelerde yatırımları boru hattı projeleri, Türkiye’nin bölgeye yöne-
bulunan bazı Avrupa ülkelerinin global krizden lik siyasal ve ekonomik vizyonunun önemli bir
zarar görmelerinden de kaynaklanmıştır. unsurudur. Halen inşası devam etmekte olan
Türkiye aynı zamanda bölge ülkelerini tica- Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi
ret konusunda ortak çalışmaya teşvik etmektedir. (TANAP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı projesi
Bunun en somut örneği Türkiye, Bosna Hersek (TAP) tamamlandığında Hazar doğalgazı Tür-
ve Sırbistan arasında sürdürülen üçlü ekonomik kiye üzerinden Yunanistan, Arnavutluk ve İtal-
istişare mekanizmasıdır. 2016 yılında İstanbul’da ya’ya ulaştırılacak ayrıca Balkanlarda inşa edilmesi
ortak bir ticaret ofisinin açılmasının ardından planlanan bağlantı hatlarıyla diğer bölge ülkelerine
ticaret alanında üç ülke arasındaki eş güdümün de doğalgaz sevk edilebilecektir. 10 Ekim 2016’da
giderek güçlenmesi beklenmektedir. imzalanan resmi anlaşmaya göre Rusya’dan Türki-
ye’nin Yunanistan sınırına kadar inşa edilecek olan
Kalkınma Yardımları Türk Akımı boru hattı da Balkanlara yönelik ener-
Bölgenin sosyal ve ekonomik şartlarının iyileşti- ji arzını artıracaktır. Doğu Akdeniz’de gelecekte
rilmesi, barış ve istikrarın daha da sağlamlaşması bir anlaşmanın olması durumunda İsrail, Mısır
anlamına geleceğinden hem Balkan ülkeleri hem ve Kıbrıs açıklarında çıkarılacak doğalgaz da yine
de Türkiye’nin güvenliği için önemlidir. Bölgede Türkiye üzerinden Balkanlara sevk edilebilir.
mevcut altyapı sorunlarını çözmek, kalkınmayı
hızlandırmak ve insan yaşamına katkıda bulun- Turizm
mak için Türkiye 1990’ların başından bu yana Türkiye ve Balkanlar arasındaki karşılıklı turizm
Balkan ülkelerine sürekli olarak kalkınma yar- hacmi özellikle birçok bölge ülkesiyle karşılıklı

10 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

vize muafiyeti anlaşmalarının imzalandığı 2000’li na yönelik olumsuz algıların düzelmesi ve top-
yıllardan beri oldukça düzenli bir artış göstermiş- lumlar arası karşılıklı anlayışın güçlendirilmesi
tir. Türkiye’nin uyguladığı kültür diplomasisi ve için faydalıdır.
Türk dizilerinin popülerleşmesi gibi faktörlerin
de etkisiyle bölgede Türkiye’ye yönelik ilgi art- Eğitim-Öğretim
mış ve ülke en popüler turizm istikametlerinden Balkan ülkeleri yaşadıkları ekonomik sorunlar
biri haline gelmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı sebebiyle eğitim-öğretim için yeterli bütçe ayı-
verilerine göre Balkan ülkelerinden Türkiye’ye ramamaktadır. Özellikle taşrada yaşayan genç-
gelen yabancı ziyaretçilerin sayısı 2004 yılında ler nitelikli eğitim imkanlarından büyük ölçüde
2.403.429 iken 2016 yılında 3.204.137 olarak mahrumdur. İyi öğrencilerin bir kısmı da Batı
ölçülmüştür. En fazla yabancı ziyaretçinin Tür- Avrupa ülkelerinden buldukları burslarla bu ül-
kiye’ye geldiği yıl olan 2015’in ardından geçen kelere gidip yerleşmektedir. Sonuç olarak gelecek
bir yıl içinde 500.000 civarında bir düşüş kayde- için donanımlı nesillerin yetiştirilmesi bütün
dilmesi dikkat çekicidir. Önceki yıllarda düzen- Balkan ülkeleri için öncelikli bir konudur.
li bir artış kaydedilmiş olmasına karşın 2016’da Türkiye eğitim konusunda Balkan ülkele-
gerçekleşen terör saldırıları ve darbe girişimi gibi rine destek olmaktadır. Uluslararası öğrenciler
olayların sonucu olarak Türkiye’ye gelen yabancı için sunulan Türkiye Bursları programının al-
ziyaretçilerde bu denli önemli bir azalma olmuş- tında lisans düzeyinde ve sadece bölgeye mah-
tur. Yine de Türkiye’de şartların normale dönme- sus bir Balkanlar Burs Programı bulunmaktadır.
siyle Balkanlardan gelen ziyaretçilerin yeniden Bu programla desteklenen öğrencilerin yanında
artış göstermesi beklenmektedir. yüksek lisans ve doktora düzeyinde verilen burs-
Türkiye’den Balkan ülkelerine gidenlerin sa- lar sayesinde yüzlerce Balkanlı öğrenci Türkiye’de
yısı da son on yıl içinde büyük artış göstermiştir. yükseköğrenim imkanı kazanmıştır. Bosna Her-
Bunda gerek bölgedeki Osmanlı mirası gerekse sek ve Makedonya’da Türkiye’nin sponsorluğun-
bölgenin birçok yurt dışı destinasyona göre daha da iki üniversite faaliyet göstermekte olup bunlar
hesaplı bir seçenek olmasının etkisi vardır. Tür- söz konusu ülkelerin önde gelen yükseköğretim
kiye’den Balkanlara olan ilgi dolayısıyla birçok kuruluşları haline gelmiştir. Türklerin yaşadığı
Türk sermayeli turizm şirketi bölgede aktif ola- yerlerde Türkçe ders kitabı ve öğretmen temini
rak faaliyet göstermektedir. Turizmin önemli bir yine Türkiye’nin katkılarıyla gerçekleştirilmekte-
gelir kaynağı olarak öne çıktığı Balkanlarda Tür- dir. 2016 yılında kurulan Türkiye Maarif Vakfı
kiye’den gelen turistlerin giderek artması sevindi- farklı düzeylerde eğitim-öğretim faaliyetleri için
rici bir gelişme olarak görülmektedir. Bu yüzden Balkanlarda çalışmalar yapmak amacıyla hareke-
TİKA’nın eski Osmanlı eserlerini yenilemesi, te geçmiştir. Bulgaristan, Yunanistan ve Slovenya
Osmanlı mirasına şüpheyle bakan kesimlerin dışındaki bölge ülkelerinde faaliyet gösteren Yu-
hiç de az olmadığı Balkan coğrafyasında olumlu nus Emre Enstitüsü, Türkçe ve Türk kültürünün
karşılanmaktadır. Keza Türkiye ile zaman zaman öğretilmesi için çalışmalar yapmaktadır. Türki-
siyasi pürüzler yaşayan bir ülke olan Yunanistan, ye’nin öğretmen desteğiyle Bosna Hersek’in üç
bu duruma rağmen Türk vatandaşlarına her yılın kantonunda Türkçe ilk ve ortaokul düzeyinde
Nisan-Kasım ayları arasında Ege adalarına kısa seçmeli dil dersi olarak okutulmaktadır.
süreli vizesiz seyahat imkanı sunmaktadır. Bütün bu faaliyetler Türkiye’nin Balkan-
Karşılıklı turizmin canlı tutulması sağla- lardaki görünürlüğü ve tanınırlığını artırmakta,
dığı ekonomik getirilerin yanı sıra Balkanlarda bölge ile Türkiye arasındaki bağları güçlendir-
Türkiye’ye ve Türkiye’de de Balkan toplumları- mektedir. Aynı zamanda bu durum bölgenin eği-

setav.org 11
ANALİZ

tim ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlaması ve Balkanlar ve Avrupa’da büyük yankı uyandırmış-
bölge insanının Türkiye ile kuracağı iş imkanla- tır. Dünyada sığınmacılar konusunda en duyar-
rına kapı açması bakımından Balkan toplumları- lı siyaseti izleyen ülkelerden biri olan Türkiye
nın da yararındadır. bilhassa Suriye’den gelen 3 milyon sığınmacıya
geçici koruma sağlamış durumdadır. Balkan ül-
Din Hizmetleri ve Dini Eğitim keleri ise sığınmacılar için birer transit ülke ko-
Türkiye, Balkanlarda din alanında yoğun faaliyet numunda olmakla beraber zaten çeşitli sosyal ve
göstermektedir. Bölge ülkelerindeki resmi dini ekonomik sorunlarla boğuştukları için sığınma-
teşkilatlarla sıkı ilişkileri devam ettiren Türkiye cıların getirebileceği mali külfetten büyük kaygı
bu teşkilatlara eğitim ve din hizmetleri konula- duymaktadırlar.
rında finansman ve personel desteğinde bulun- Balkan ülkeleri arasında sığınmacı soru-
maktadır. Türkiye’den bu ülkelerde dini eğitim nundan en fazla etkilenmiş ülke tartışmasız
veren çok sayıda okula yardım ve destek sağlan- olarak Yunanistan’dır. 11 milyon nüfuslu ül-
makta, birçok din adamı da Türkiye’de öğrenim keye 2015 yılından bugüne yaklaşık 1,3 mil-
görmektedir. Ayrıca Türkiye merkezli dernekler yon sığınmacı giriş yapmıştır ve halen 60 binin
bölgede dini faaliyetler yürütmektedir. üzerinde sığınmacı burada yaşamaktadır.1 Tür-
kiye’nin bu ülkeyle 2002’den beri yürürlükte
olan geri kabul sözleşmesine ek olarak Mart
Son yıllarda yabancı savaşçılara katılım şek- 2016’da Türkiye ile AB arasında imzalanan
linde kendini gösteren aşırılıkların etkileri göçmen mutabakatının uygulamaya konma-
sıyla Türkiye’den Yunanistan’a sığınmacı geçişi
Türkiye’nin yürütmekte olduğu dini eğitim ve
büyük ölçüde durdurulmuştur. Aynı tarihlerde
bilinçlendirme faaliyetleriyle kırılabilir. AB’nin aldığı kararla Balkan güzergahı da ka-
patılarak Yunanistan’dan diğer Balkan ülkeleri-
ne geçişler engellenmiştir.2 Türkiye’nin göçmen
Balkan ülkelerinde 1990’lı yıllardan itiba- rotasındaki kritik konumundan dolayı yalnızca
ren Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika ve İran men- Yunanistan değil bütün Balkan ülkeleri Tür-
şeli grupların yürüttüğü dini hizmet ve eğitim kiye-AB mutabakatının devamını fevkalade
çalışmalarının sonucunda Balkanların geleneksel önemli görmektedir. Zaman zaman gündeme
İslam dokusundan farklı İslam pratikleri ortaya gelen Türkiye’nin mutabakatı iptal edeceği ve
çıkmış, bunların arasında bazı aşırıcı akımlar da sınır kapılarını yasa dışı göçmenlere açacağına
doğmuştur. Son yıllarda yabancı savaşçılara ka- dair söylemler karşısında Balkan ülkelerinden
tılım şeklinde kendini gösteren bu tür aşırılıkla- Batı Avrupa ülkelerine nazaran çok daha çabuk
rın etkileri Türkiye’nin yürütmekte olduğu dini ve endişeli tepkiler kaydedilmektedir.
eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleriyle kırılabilir. Balkan ülkeleri Türkiye ile mülteciler konu-
Bu sebeple Türkiye’nin din hizmetleri ve dini sunda diyalog ve iş birliğine de önem vermekte,
eğitim konularındaki destekleri bölge hükümet- bu konu son yıllardaki ikili üst düzey temasların
lerince olumlu karşılanmaktadır. birçoğunda ele alınmaktadır. Bulgaristan’da İkin-

Sığınmacılar 1. “A Year on from EU-Turkey Deal, Refugees and Migrants in


Asya ve Afrika ülkelerinden Avrupa istikametine Limbo Commit Suicide and Suffer from Trauma”, The Telegraph,
14 Mart 2017.
düzensiz göç uzun süredir devam etmekteyse de 2. Mehmet Uğur Ekinci, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ve Vize
2015 yılında patlak veren sığınmacı krizi Türkiye, Diyaloğu, (SETA Rapor, İstanbul: 2016), s. 56.

12 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

ci Borisov hükümeti bir yandan Türkiye sınırı- AB’nin 2000’lerin ortalarından itibaren Batı
na çit örerken diğer yandan da Türkiye ile sınır Balkanlar üzerindeki dönüştürücü gücünü kaybet-
güvenliği konusunda iş birliğinin artırılması için mesinden bu yana bölgede yeni bir savaş ihtima-
çalışmalara başlamıştır. Ayrıca sığınmacı hare- li uzmanlarca tartışılmaktadır. Birleşik Krallık’ın
ketliliğinin yoğun olduğu 2015 yılında Türkiye, AB’den ayrılmaya karar vermesi ve ABD’nin
Yunanistan ve Bulgaristan arasında düzensiz göç yeni başkanı Donald Trump’ın AB’yi destekle-
ve sınır güvenliği konularında ortak hareket edil- meyen bir tutum izlemesiyle bu tartışmalar daha
mesi için bir üçlü anlaşma imzalanmıştır.3 da yoğunlaşmıştır.4 2000’lerin başından itibaren
Sığınmacılara ilişkin korkular Balkan ül- bölge siyasetinde etkin olmaya başlayan reform-
kelerinin son yıllarda Türkiye’ye ilişkin daha culuk dalgasının yerini kaba bir popülist siyasete
anlayışlı ve pozitif bir tutum geliştirmelerinin bırakması, aşırı milliyetçiliğin henüz baskın ol-
altında yatan önemli bir motivasyon kaynağıdır. mamakla birlikte bölgedeki hemen her ülkede
Örneğin bu korkuların yoğun olarak yaşandığı kemikleşmiş bir toplumsal taban elde etmesi, çö-
Bulgaristan’da hükümet Türkiye ile ilişkilerinin zülemeyen ekonomik ve sosyal sorunlar ve geç-
bozulmaması adına 15 Temmuz 2016’daki darbe mişten bugüne uzanan etnik gerilimler bölgedeki
girişiminin ardından ülke sınırlarına firar eden barış ortamının kırılganlığının birer işaretidir.
darbecileri yargılamaksızın Türkiye’ye iade et- Bölgede özellikle dikkat edilmesi gereken
miş, Başbakan Borisov da darbe girişimi sonra- üç ana fay hattı mevcuttur: Birincisi Makedon-
sında AB üyesi ülkelerden Türkiye’yi ziyaret eden ya’da son yıllarda hükümet konusunda büyük
ilk üst düzey lider olmuştur. Öte yandan mülteci bir siyasi kriz ortamı bulunmaktadır. Bunun
krizinden Bulgaristan’a nazaran çok daha fazla yanında gerek Makedonlar gerekse Arnavutlar
etkilenmiş olan Yunanistan benzer bir tutum içi- arasında milliyetçi eğilimlerin güçlü oluşu ortak
ne girmemiş, darbe girişimi sonrası iltica başvu- vatandaşlık bilincinin yerleşmesini engellemek-
rusunda bulunan sekiz firari darbeci askeri iade tedir. İkincisi Kosova hala devlet yapılanmasını
etmediği gibi Kıbrıs ve Ege Adaları konularında tamamlamamış bir ülkedir. Bağımsızlığı Sırbis-
zaman zaman provokatif eylemlerde bulunmuş- tan tarafından tanınmamakla beraber Belgrad
tur. Buradan hareketle sığınmacılar konusunda- ile Priştine arasında ilişkilerin normalleşmesine
ki kaygıların Türkiye ile ilişkiler konusunda her yönelik görüşmeler devam etmektedir. Görüş-
ülkede aynı tutum ve davranışlara yol açmadığı melerden bazı teknik konularda somut netice-
sonucuna varılmaktadır. ler alınmış olmakla beraber Kuzey Kosova’da
yaşayan Sırpların hak talepleri Priştine tarafın-
Güvenlik ve İstikrar dan, Kosova’nın bağımsızlığının tanınması da
Balkanlar coğrafi konumu bakımından Türkiye Belgrad tarafından kabul edilemez bulunmakta-
için stratejik bir öneme sahiptir. Bölgenin güven- dır. Görüşmeler uzadıkça Sırbistan ve Kosova’da-
lik ve istikrarı Türkiye için hem güvenlik hem de ki milliyetçi eğilimlerin güçlenmesi ve anlaşma-
ekonomi bakımından önem taşımaktadır. Türki- nın daha da zorlaşması muhtemeldir. Üçüncüsü
ye ile Avrupa’yı birbirine bağlayan bu coğrafyada ise Bosna Hersek kurulduğu günden beri siyasi
bir çatışma ihtimalinin ortaya çıkması Türki- ve idari yapısını normalleştirmeyi henüz başara-
ye’nin güvenliği için risk oluşturmasının yanı sıra mamıştır. Etnik unsurlar arasında milliyetçi si-
Balkanlar ve Avrupa’yla olan ekonomik ve ticari
ilişkileri de olumsuz yönde etkileyecektir. 4. John R. Schindler, “President Trump’s First Foreign Policy Crisis:
Balkan War Drums Beat Again”, Observer, 25 Ocak 2017; “Donald
Trump’s Rhetoric Could Spark War in Balkans, Warns EU Chief Jean-
3. “Sınırlarda Suça Karşı İşbirliği”, Aljazeera Turk, 25 Mayıs 2015. Claude Juncker”, The Independent, 25 Mart 2017.

setav.org 13
ANALİZ

yasetin yeniden güç kazandığı ülkede Sırp Cum- çevrelerde yükselen korumacı refleksler ile enteg-
huriyeti’nde bağımsızlık, Hırvatlar arasında da rasyonizm karşısında milliyetçiliğin güçlenmesi
üçüncü entite talepleri zaman zaman dile getiril- de aşırılığı besleyebilecek potansiyel faktörler
mektedir. Ekonomik sorunların da yaşandığı ül- arasında öne çıkmaktadır.
kede siyaset kurumuna güven oldukça zayıflamış Siyasi şiddet ve terörle mücadelenin önemini
durumdadır. Bütün bu şartlar ülkede her türden her zaman güçlü biçimde vurgulayan Türkiye’nin
toplumsal gerilim ve çatışmaya uygun bir zemin bölgedeki aşırılıklar karşısında ortak tedbirler
oluşturmaktadır. alınmasında liderlik yapabilme potansiyeli bu-
Türkiye’nin Makedonya’daki etnik Makedon lunmaktadır. Bunun bir ayağını terör ve radikal-
ve Arnavutların siyasi temsilcileri, Kosova, Sırbistan leşmeyle mücadele konusunda tecrübe aktarımı
ve Bosna-Hersek’teki siyasi liderler de dahil olmak ve ortak mekanizmaların kurulması oluşturabilir.
üzere birçok farklı siyasi çevreyle yakın diyaloğu Organize suç ve kaçakçılıkla mücadelede ise Tür-
mevcuttur. Türkiye bu ilişkileri kullanarak bölge- kiye zaten yıllardır Balkan ülkelerinin kolluk kuv-
deki gerilimleri azaltabilecek adımlar atabilir. vetlerine eğitim ve destek faaliyetlerinde bulun-
Bölgede organize suç, kaçakçılık ve şiddet makta, bölge hükümetleri bu konularda Türkiye
içeren aşırılığın varlığını sürdürmesi de Türkiye’yi ile iş birliğinin ilerletilmesine sıcak bakmaktadır.
doğrudan olumsuz etkilemektedir. Uyuşturucu,
sigara, insan, silah ve otomobil kaçakçılığı baş- Jeostratejik Rekabet ve Seçenekler
ta olmak üzere birçok yasa dışı organize faaliyet Balkanlar son yıllarda giderek Avrupa ve Rusya
Balkanlar ile Türkiye arasında bağlantılı şekilde arasında bir rekabet alanı haline gelmektedir. Bu
gerçekleştirilmektedir.5 Yoksulluk, işsizlik ve eği- rekabet içerisinde farklı yönelimlere sahip yerel
tim noksanlığı gibi yaygın faktörler sebebiyle Ko- aktörler için Türkiye tamamlayıcı ve kısmen den-
sova, Bosna Hersek ve Makedonya başta olmak geleyici bir bölgesel güç konumundadır.
üzere bölge ülkelerinde radikal dini eğilimler or- Bölgedeki Avrupa şüphecisi çevreler AB’nin
taya çıkmaktadır. Suriye’deki iç savaş sırasında sa- ve üye ülkelerin bayraktarlığını yaptığı neoli-
yıca sınırlı da olsa Balkan kökenli yabancı savaş- beralizmi emperyalizmin yeni bir şekli olarak
çılar Türkiye üzerinden savaş bölgesine geçmiş ve tanımlamakta ve yerli sermayelerin Batılıların
bunlardan üçü 20 Mart 2014 tarihinde DEAŞ’ın eline geçtiğinden şikayet etmektedir. Bir başka
Türkiye’deki ilk kanlı eylemi olan Ulukışla sal- endişeleri ise Avrupa’nın aile, toplum ve din gibi
dırısını gerçekleştirmiştir.6 Bu eğilimlere ve son geleneksel değer ve kurumları zayıflattığı, bu-
yıllarda şiddetlenen düzensiz uluslararası göçlere nun da bölgeye kaos getirebileceği yönündedir.
bir tepki olarak Balkan toplumlarında İslam ve Balkanlarda bu çevrelerin en tipik örneklerinden
göçmen karşıtlığı biçiminde bir radikalleşme de olan muhafazakar Slav-Ortodokslar geleneksel
gözlemlenmektedir. 2000’lerden itibaren AB’nin olarak kendilerini Rusya’ya yakın hissetmekte,
bölge üzerinde artan nüfuzuna bağlı olarak birey- NATO ve AB’ye ise en iyi ihtimalle temkinli
selliğin ve liberal değerlerin yaygınlaşması karşı- bakmaktadır. Avrupa-Atlantik ittifakının bölgeye
sında muhafazakar Slav-Ortodoks ve Müslüman yönelik yayılmacı (neo-emperyalist) emellerinin
olduğundan kaygılanan bu gruplar çıkarlarını
5. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele 2015 Raporu, EGM Rusya’ya yakınlaşmakta görmektedir. Sırbistan,
KOM Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara: 2016); Lawrence Mar-
zouk, Ivan Angelovski ve Miranda Patrucic, “Making a Killing: The Karadağ ve Bosna Hersek’teki Slav-Ortodokslar
1.2 Billion Euro Arms Pipeline to Middle East”, Balkan Insight, 26 arasında Kosova Savaşı sırasında Yugoslavya’ya
Temmuz 2016.
6. “ISIL Connection in Attack against Turkish Security Forces”,
yapılan askeri müdahalenin meydana getirdiği
Daily Sabah, 25 Mart 2014. toplumsal hafızanın da etkisiyle NATO karşıtlığı

14 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

güçlüdür. Bir NATO ülkesi olan Bulgaristan’da rumlarıyla bütünleşmesini desteklemekte diğer
dahi uluslararası gerilimlerde taraf olmama ve yandan AB ve Rusya gibi aktörlerin Balkanlar
ülke çıkarları gibi argümanlar üzerinden Rusya üzerindeki nüfuzunun dengelenmesi amacıy-
ile ilişkilerin ilerletilmesini savunan siyasi çevre- la Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ)
ler bulunmaktadır. Bütün bu çevreler içerisinde çerçevesinde bölgesel iş birliğinin güçlenmesine
Türkiye şüpheciliği de yaygın olmakla beraber, yönelik çaba sarf etmektedir. Bu sebeple Türkiye
Avrupa’nın dengelenmesi adına Türkiye ile özel- ile ilişkileri ilerletmek bölge ülke ve toplumları-
likle ekonomi alanında iş birliği yapılabileceği na Avrupa-Atlantik bloğuyla aralarındaki bağları
düşüncesi de mevcuttur. Çoğunlukla ekonomik hem derinleştirici hem de tamamlayıcı imkanlar
çıkar çatışmalarından kimi zaman da ideolojik sunmaktadır. Nitekim Bosna Hersek, Makedon-
sebeplerden dolayı Türkiye ve AB’nin bölge- ya, Kosova, Arnavutluk ve Sırbistan’da yaşayan
de birbirine karşı yürüttüğü “yumuşak denge” Müslümanlar arasında bu dengelemenin Türkiye
siyaseti,7 esnek bir dış politika arayışında olan ile ilişkilerin güçlendirilmesi yoluyla yapılması-
bölge ülkeleri için avantajlar sunabilmektedir. na yönelik düşünce yaygındır. 29 Kasım 2015’te
Bölgedeki Rusya karşıtı çevrelere gelince Türkiye ile Rusya arasında yaşanan jet krizinin
bunlar arasında AB yanlısı olanların argümanları ardından Bulgaristan’daki çoğunluğu Türklerden
genellikle hukukun üstünlüğü, demokrasi, hesap oluşan Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH)
verilebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma gibi de- bölünmesi ve Rusya yönelimli HÖH’e alterna-
ğer ve kavramlar üzerine kuruludur. Rusya’nın tif olarak DOST partisinin kurulması da yine
bölgedeki etkinliğini belli başlı siyasi ve ekono- benzer şekilde açıklanabilir. Avrupa-Atlantik
mik aktörler üzerinden yürütmesine karşılık bu yönelimli bir parti olduğunu daima vurgulayan
çevreler siyaset ve piyasanın şeffaf ve rekabetçi DOST, Türkiye’nin NATO, Avrupa Konseyi gibi
bir hale getirilmesi taraftarıdır. Yine bu kesimler uluslararası örgütlerin bir üyesi ve AB tam üyeliği
Rusya yayılmacılığına karşı bir güvenlik ve da- için aday ülke olduğuna dikkat çekerek Türkiye
yanışma arayışıyla Avrupa-Atlantik kurumlarını ile yakın ilişkilerinin bu bağlamda herhangi bir
desteklemektedir. AB içindeki dayanışma ruhu- çelişki içermediğini ifade etmektedir.
nun son yıllardaki finans ve mülteci krizleriyle
zayıflaması bu çevreleri giderek boşluğa düşür-
mekte ve endişeye sevk etmektedir. Türkiye ile ilişkileri ilerletmek bölge ülke
Bununla beraber Rusya karşıtlığı bölge- ve toplumlarına Avrupa-Atlantik bloğuyla
de güçlenebilecek Slav-Ortodoks şovenizmine
aralarındaki bağları hem derinleştirici hem de
yönelik bir karşıtlığı da bünyesinde barındırır.
1990’larda Yugoslavya hükümetinin bu yönde
tamamlayıcı imkanlar sunmaktadır.
uyguladığı politikalar, dönemin siyasi konjonk-
türüne uygun olarak özellikle Arnavut aktörle-
ri ABD ve AB’ye doğru itmiştir. Yine de Slav- Kısacası Türkiye’nin teşvikleriyle bölgede
Ortodoks milliyetçiliğini dengelemenin yegane oluşturulacak iş birliği ve güvenlik mekanizmaları,
yolu Berlin, Washington ve Brüksel’in kayıtsız Batı yayılmacılığı ve Slav-Ortodoks şovenizmin-
şartsız takip edilmesi değildir. Türkiye bir ta- den endişe eden geniş bir yelpazedeki çok sayıda
raftan Balkan ülkelerinin Avrupa-Atlantik ku- çevre tarafından aynı anda kabul görebilir. Türki-
ye bölgeye dengeli bir şekilde yaklaştığı ve güçlü
7. Oya Dursun-Özkanca, “Turkey and the European Union: Stra-
tegic Partners or Competitors in the Western Balkans?”, Journal of
bir gelecek perspektifi önerdiği takdirde, bunun
Regional Security, Cilt: 11, Sayı: 1, (2016), s. 33-54. AB’nin şartlılık prensibi ve üyeler arasındaki gö-

setav.org 15
ANALİZ

rüş ayrılıkları yüzünden yeterince aktif ve verimli ler ile İsviçre, Norveç gibi bölgedeki çeşitli projelere
biçimde sürdüremediği bölgesel iş birliği ve kal- kaynak sağlayan ülkelerin ise siyaset üzerinde kayda
kınma vizyonunu tamamlayıcı bir etkisi olacaktır. değer bir etkisi bulunmamaktadır.
Türkiye’nin halihazırda Balkanlara önerisi Balkanlarda yaşayan Türklerle dil, din ve kül-
“bölgesel sahiplenme” ve “kapsayıcılık” ilkeleri üze- tür, Müslümanlarla din ve kültür, gayrimüslim
rinden tanımlanmış, karşılıklı bağımlılığı esas alan topluluklarla da kültür bakımından halihazırda
bir bölgesel barış ve istikrar vizyonudur.8 AB’nin mevcut bulunan ortaklıklar Türkiye’ye bölgede ge-
geleceğinin belirsiz olduğu ve üye ülkelerin yeni bir niş yelpazede bir ilişki zemini sunmaktadır. Ayrıca
genişlemeye oldukça isteksiz yaklaştığı bir dönem- yukarıda bahsedilen ortak ekonomik çıkarlar ve
de bölge aktörlerinin Türkiye’nin kılavuzluğunda güvenlik kaygıları Türkiye ile Balkanlar arasında iş
aralarındaki sorunlarını çözmeleri ve iş birliği içine birliğini taraflar için rasyonel ve kazançlı kılmakta-
girmeleri oldukça yapıcı ve gerçekçi bir tasavvur- dır. Bu geniş ilişki zemini sayesinde Türkiye barış ve
dur. Bunun için Türkiye’nin enerji ve dikkatini istikrar sürdüğü müddetçe Balkanların tamamında
Balkanlara daha fazla yoğunlaştırmasında yarar aktif bir bölgesel aktör olabilir. Bölgede barış ve
vardır. Aksi halde AB’nin bölgeye kayıtsızlığından istikrarın zedelenmesi halinde ise –özellikle Türk
oluşan boşluğu Rusya’nın kendi yöntemleriyle dol- veya Müslüman aktörlerin ihtilafın tarafı olması
durması söz konusu olacak, bu da gelecekte böl- durumunda– Türkiye ister istemez taraf olmak zo-
gede yeni rekabet ve anlaşmazlıklara yol açacaktır.
runda kalacak, bu durum ise Türkiye’nin çok yönlü
Türkiye gibi Balkanların sosyal ve coğrafi parçası
ilişki potansiyelini kullanamaması anlamına gele-
durumundaki bir aktörün bunu engellemek yo-
cektir. Balkanlarda Türkiye’nin bir tarafta yer ala-
lunda atacağı adımlar bölgesel barış, istikrar ve kal-
cağı bir kutuplaşma bölgesel ve uluslararası aktör-
kınmaya büyük fayda sağlayacaktır.
lerle uzun ve çözülmesi zor anlaşmazlıklar meydana
getirmekle kalmayacak ayrıca göç ve terörizm gibi
Türkiye’nin İlişki Potansiyeli
yeni güvenlik riskleri doğuracaktır.
Türkiye, Balkan ülke ve toplumlarının tamamıyla
çeşitli zeminlerde yakın ilişki kurabilecek potansi-
yelde bir aktördür. Bölgede etkin durumdaki diğer YAPISAL VE
ana uluslararası aktörlerin ise bu coğrafyalarda Tür-
kiye kadar çok yönlü ilişki geliştirme zemini yoktur.
KONJONKTÜREL
2000’li yıllarda AB bölgeye değerler ve kurumsallık SORUNLAR
üzerinden kapsayıcı bir yaklaşım geliştirebilmişse Değişen Siyasi Tercih ve Öncelikler
de Balkanlarda özellikle muhafazakar Ortodoks ve 2000’li yıllarda Türkiye ve Balkan ülkelerinin iç
Müslümanlar arasında Avrupa şüpheciliği yaygın- ve dış siyaset tercihleri büyük ölçüde birbiriyle
dır. Rusya’nın bölge üzerindeki nüfuzu ise güçlü örtüşmekteydi. AB üyeliği bütün bölge için bir
ve devamlı olmakla beraber Slav-Ortodoks gruplar dış politika önceliğiydi. Sırbistan ve (üçlü devlet
ve çeşitli çıkar odaklarıyla sınırlıdır. Soğuk Savaş’ın yapısından dolayı) Bosna Hersek dışında bütün
ardından Arnavut coğrafyası ve Romanya ile yakın Balkan hükümetleri NATO üyeliğini de dış po-
bir stratejik ilişki geliştirmiş olan ABD, 2000’lerin litika öncelikleri arasına almış ve bu ülkelerin
başından itibaren Balkanlara eskisi kadar ilgi gös- İttifak’a katılımları Türkiye tarafından desteklen-
termemektedir. Çin, Körfez ülkeleri ve Azerbaycan miştir. Keza bu dönemde bütün Balkan ülkeleri
gibi Balkanlara ilgi gösteren yeni ekonomik aktör- ve Türkiye yapısal reformlar, demokratikleşme,
8. “Balkan Ülkeleri ile İlişkiler” , T.C. Dışişleri Bakanlığı, http://www.
yargı reformu ve ekonomik liberalizasyon gibi
mfa.gov.tr/balkanlar_ile-iliskiler.tr.mfa, (Erişim tarihi: 17 Nisan 2017). benzer politikalara ağırlık vermekteydi. Bütün bu

16 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

benzerlikler Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle ilişki- ları oluşturulsa da zaman zaman dikkat çekici
lerini kolay ve hızlı bir biçimde geliştirebilmesi siyasi gerginlikler yaşanmaktadır.
için uygun bir zemin meydana getiriyordu. • Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinde de çeşit-
Bölgeyle ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler li konulardaki fikir ayrılıkları ve 15 Temmuz
ilerlemekteyken Türkiye 2000’lerin sonlarına doğ- darbe girişimi hakkındaki şüpheler sebebiyle
ru Balkanlardaki siyasi ağırlığını güçlendirme yo- pürüzler mevcuttur.9
lunda çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmuştur.
2009-2010 yıllarındaki GDAÜ dönem başkanlığı
sırasında Balkanlarda siyasi sorunların çözülmesi ve Birçok Balkan ülkesinin iç siyasetinde Rusya'ya
bölgesel iş birliğinin ilerletilmesi konusunda güçlü
sempati duyan aktörler güç kazanmaktadır.
bir inisiyatif almıştır. Bu dönemde başlatılan Türki-
ye-Bosna Hersek-Sırbistan ve Türkiye-Bosna Her-
sek-Hırvatistan üçlü istişare mekanizmalarından
özellikle birincisi kısa süre içinde birtakım somut Balkanlarda ise AB’nin siyasi etkinliği 2000’le-
sonuçlar meydana getirdiğinden gelecek için ümit rin ikinci yarısından itibaren gerilemeye yüz tutmuş-
vermekteydi. Bu yıllarda Türkiye, Balkanların gele- tur. AB’nin kendi içindeki sorunları ve Rusya’nın
ceği için lider olabilecek bir siyasi aktör ve güvenilir bölgede daha aktif hareket etmesinin sonucu ola-
bir arabulucu olarak dikkat çekmekteydi. rak birlik bölge üzerinde reel nüfuza sahip tek ulus-
Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra Orta- lararası aktör olma özelliğini kaybetmiştir. Bölge-
doğu coğrafyasında ortaya çıkan siyasi çalkantılar deki aktörler içerisinde Avrupa ve Rusya arasında
ve güvenlik tehditleri Türkiye’nin dikkatinin Or- savrulmalar yaşanmaktadır. Balkan ülkelerinin
tadoğu’ya kaymasına yol açtı ve muhtemel siyasi hükümetleri pragmatik bir çizgi izleyerek her iki
hamlelerini engelledi. Türkiye’nin Hırvatistan ve kutupla da ilişkilerini iyi tutmaya çalışırken birçok
Bosna Hersek ile kurduğu üçlü istişare mekaniz- ülkenin iç siyasetinde Rusya’ya sempati duyan ak-
ması Hırvatistan’ın AB üyeliğiyle işlevsiz kalır- törler güç kazanmaktadır. AB’nin bölgeye ilgisinin
ken Sırbistan ile yaşanan birtakım pürüzler ise azalmasının bir başka sonucu olarak hükümetler
Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü mekanizma- reformları ağırdan almakta ve popülist politikala-
sının siyasi ayağını aksattı (bugün bu mekanizma ra yönelmektedir. Bu şartlarda birçok ülkede siyasi
yalnızca ekonomik boyutuyla devam ettirilmekte- tartışmalar ve kutuplaşmalar artmaktadır. Balkan
dir). Kosova’nın bağımsızlığını ilanının ardından toplumlarının NATO’ya bakışları ise Sırplar hari-
Türkiye’nin sunduğu arabuluculuk tekliflerine cinde genel anlamda olumludur.10 NATO’ya he-
rağmen Priştine ve Belgrad arasındaki diyalog sü- nüz üye olmayan ülkelerden Karadağ’ın üyeliği ni-
reci AB’nin arabuluculuğunda yürütülmektedir. hai aşamaya gelmiş olup Makedonya ve Kosova da
Aynı zamanda dış siyasi yönelim ve tercihler uluslararası siyasi sorunlar giderildiğinde İttifak’a
bakımından Türkiye ve Balkan ülkelerinde bazı oldukça kısa süre içinde katılabilir. Diğer iki ülke
önemli değişiklikler gözlemlenmektedir: Sırbistan ve Bosna-Hersek’in NATO’ya üyeliği ise
• Türkiye’nin AB üyelik süreci 2006 yılından iti- Sırp nüfusun yoğun NATO karşıtlığı yüzünden
baren yavaş ve kesintili olarak ilerlemiştir. ancak uzun vadede gündeme gelebilir.
• Üyelik konusundaki beklentileri giderek azalan
Türkiye’nin Brüksel ve üye ülkelerle siyasi iliş- 9. Mustafa Kibaroğlu, “Türkiye-NATO İlişkileri”, SETA Analiz,
kileri inişli-çıkışlı yürümüştür. Sayı: 191, (Mart 2017).
10. “Most NATO Members in Eastern Europe See It as Protection”, Gal-
• Son birkaç yılda Türkiye ile Avrupa arasında sı- lup, 10 Şubat 2017, http://www.gallup.com/poll/203819/nato-mem-
ğınmacı mutabakatı gibi önemli iş birliği alan- bers-eastern-europe-protection.aspx, (Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017).

setav.org 17
ANALİZ

Türkiye’nin 2000’li yıllarda Balkanlardaki diğinden stratejik iş birliği yapması imkansızdır.


varlığını güçlendirmesinde dönemin uluslarara- Bu durumda Türkiye’nin stratejik olarak Bal-
sı konjonktürü önemli rol oynamıştır. AB’nin kanlar politikası iki alternatif yönde gelişebilir:
güçlü biçimde inisiyatif alması ve ABD’nin des- Birincisi bugüne değin olduğu üzere Türkiye ve
teğiyle bölge ülkelerindeki başlıca siyasi aktörler Balkanların bir arada Avrupa-Atlantik kurumla-
AB ile bütünleşmeyi temel dış politika önceliği rıyla bütünleşmeyi devam ettirmesidir. Bunun
olarak benimsediler ve üyelik yolunda reformla- gerçekleşmesi ise yalnızca Türkiye’nin elinde de-
ra ağırlık verdiler. Çeşitli etnik ve dini grupların ğildir. Küresel siyasetteki gelişmeler ve değişen
ulus devlet sınırlarıyla bölünmüş durumda ya- dengelerin yanı sıra üye ülkelerin AB’nin gele-
şamalarından dolayı varlığını sürdüren irredan- ceği hakkındaki düşünceleri ve Türkiye’ye yöne-
tizm, gelecekte AB bünyesinde gerçekleşecek lik yaklaşımları bunu esas olarak belirleyecektir.
bütünleşme beklentileriyle zayıflamaya başladı. Bölgenin kalkınması ve güvenliği iki tarafın da
AB’nin verdiği sınır ötesi iş birliği destekleri de çıkarına olduğundan ideal görünen Türkiye ve
bölge ülkeleri ve toplumları arasında iş birliği- AB’nin Balkanlarda bölgesel iş birliği konusun-
nin kuvvetlenmesini ve farklı ülkelerde yaşayan da ortak bir stratejiyle hareket etmesidir. Fakat
soydaş toplulukların sınırlar değişmeksizin de or- Türkiye-AB ilişkilerinin halihazırdaki durumu ve
tak hareket edebileceklerini görmelerini sağladı. üye ülkelerin dış politikaya ilişkin görüş ayrılık-
Sonuçta Balkanlarda çatışmalar azaldı ve hükü- ları sebebiyle kısa vadede böyle bir adım atılması
metler ekonomik büyüme ve reformlara ağırlık mümkün görünmemektedir.
verdiler. Türkiye ile ortak yönelimler ve iş birliği Türkiye’nin Avrupa-Atlantik bloğundan
alanlarının mevcut olduğu bu dönemde Balkan- uzaklaşması durumunda ikinci bir ihtimal ola-
lardaki siyasi karar alıcılar ideolojik ön yargıları rak Türkiye’nin Balkanlarda Batı ve Rusya’ya al-
bir kenara bırakarak Ankara ile rasyonel düzlem- ternatif bir siyasi aktör olarak varlığı gündeme
de ilişkilerin ilerletilmesine sıcak bakmış, böylece gelecektir. Halbuki Soğuk Savaş’ın bitiminden
Türkiye birçok kanaldan bölgeyle bağlarını güç- bu yana Türkiye, Balkanlarda farklı bir kutup
lendirme imkanı bulmuştur. olarak kendini öne çıkarmamış, bölgede ken-
Son yıllarda ise Türkiye’nin Avrupa ve dine özgü bazı politikalar geliştirmekle beraber
NATO ile yaşadığı sorun ve tartışmalar, Balkan- barış ve istikrarın devamı için Balkan ülkelerini
lardaki Batı yönelimli aktörlerin Türkiye’ye Batı NATO ve AB’ye üyelik konularında destekle-
dünyasına muhalif bir aktör olarak bakmaları ve miştir. Türkiye’nin üçüncü bir kutup olarak gö-
mesafe koymalarına yol açmaktadır. Aynı zaman- rülmesi ise hem Batı hem de Rusya yanlılarının
da bölgede milliyetçi karakterli popülizmin yük- Türkiye’ye mesafe almasına yol açabilir. Balkan-
selmesi de Türkiye’ye dair geleneksel şüphelerin larda Türkiye’ye kimlik bağıyla bağlı soydaş ve
güçlenmesini beraberinde getirmektedir. Sonuç akraba topluluklar sayıca azınlıkta bulunduğun-
olarak bölgedeki iki ana siyasi damara mensup dan Ankara’nın alternatif bir siyasi kutup rolü-
aktörler Türkiye ile siyasi ilişkilerin derinleşti- nü hakkıyla üstlenebilmesi için ise yalnızca bu
rilmesi hususunda önceki yıllara nazaran daha kesimlerle olan bağları yeterli olmayacaktır. Tür-
isteksiz görünmektedir. Türkiye’nin de yaşadığı kiye’nin bölgede Batı ve Rusya’dan bağımsız bir
iç ve dış meseleler sebebiyle Balkanlara yoğun- bölgesel aktör olarak kendini kabul ettirebilmesi
laşamaması bölgedeki siyasi etkisinin artmasını için kendi ekonomik ve askeri gücünü pekiştir-
engellemektedir. mesi ve bölgeye orijinal ve kapsayıcı bir gelecek
Türkiye’nin Balkanlarda Rusya ile gerek perspektifi sunması gerekecektir. Bunları yap-
hedefleri gerekse bölgesel ortaklıkları örtüşme- madığı takdirde Balkanlardaki çoğu siyasi aktör

18 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

öncelikli olarak Avrupa-Atlantik bloğu ve Rusya Batı Balkanlar medyasının en önemli haber sağ-
ile ilişki kuracak, Türkiye ile ilişkilere ise prag- layıcılarından biri haline gelmesi sayesinde kıs-
matik ve kısa vadeli bir bakışla yaklaşacaklardır. men de olsa düzelmeye başlamıştır.
Bu da gelecekte Türkiye’nin Balkanlardaki siyasi Türkiye’nin 2000’li yıllarda Balkanlarda
nüfuzunu sınırlandıracaktır. güçlenen imajı ekonomik gücünün yanında re-
Türkiye’nin Avrupa-Atlantik bloğu ve Rusya form, gelişme, dünyayla bütünleşme, barış ve
ile siyasi, ekonomik ve askeri güç bakımından re- istikrarı ön plana çıkaran bir ülke olmasıyla doğ-
kabet etmesi kısa vadede zor görünmektedir. Mev- rudan bağlantılıdır. Yıllardır hakim durumdaki
cut şartlarda Türkiye’nin Balkanlardaki siyasi varlı- Avrupalılaşma söylemi içine gömülü bulunan
ğını güçlendirmesinin en iyi yolu kendini bölgesel Doğu-Batı ayrımı (dichotomy) Balkanlardan daha
siyasetin güç matrisindeki bir kutup olarak değil doğuda yer alan toplumların geri kalmış olarak
bölgede barış, dayanışma ve istikrarın yerleşmesi algılanmasını beraberinde getirmektedir. Bu ay-
için müşterek çıkarlar temelinde önderlik yapabi- rım içerisinde Türkiye zaman zaman Batı yöne-
lecek bir aktör olarak öne çıkarmak olabilir. limli çevrelerce uzaklaşılması gereken Doğu coğ-
rafyasının bir parçası olarak lanse edilmektedir.
Türkiye’ye Yönelik Bakışlar Özellikle son yıllarda artan bir şekilde Avrupa’ya
Türkiye’nin bölgedeki imajı da siyasi varlığı üze- yakın çevreler demokrasi ve hukukun üstünlüğü
rinde belirleyici bir faktördür. Türkiye 2000’li gibi konularda Türkiye’yi AB’nin antitezi olarak
yıllarda yumuşak güç enstrümanlarını daha etkin sunmakta, Ankara’nın Balkanlarda Avrupalılığa
bir biçimde kullanarak bölgede görünürlüğünü zıt bir neo-Osmanlıcılık projesiyle hareket etti-
artırmış, bu sayede Türkiye algısı olumlu yön- ğini iddia etmektedirler. Buna karşılık Türkiye’ye
de gelişme göstermiştir.11 Yine de Balkanlarda yönelik sempatinin devam etmesi hatta güçlen-
azımsanmayacak bir kesim içerisinde Türkiye’ye mesi, Türkiye’nin kamu ve sivil aktörlerinin son
yönelik şüphe ve ön yargılar devam etmektedir. yıllarda bölgeye önem vermeleri, kullanılan yu-
Bunların içinde Türkiye’ye tarihi ve kültürel se- muşak güç araçları ve belki de planlanmayan bir
beplerden dolayı nefret besleyen gruplar marjinal şekilde Türk dizilerinin bu dönemde popülerleş-
konumdadırlar. Burada daha ziyade kastedilen mesinin bir sonucudur.
Türkiye’ye yönelik karışık duygular besleyen- Uluslararası terörizm, mali dalgalanmalar ve
lerdir. Örneğin Türkiye’ye kültürel olarak ilgi düzensiz göç gibi etkisini dünya çapında hisset-
ve merak duymakla beraber okullarda olumsuz tiren kriz ve sorunlar birçok ülkede korunmacı
bir Osmanlı-Türk imajıyla yetişmiş, böylelik- refleksler doğurmakta, 2000’li yıllarda gözlenen
le zihinlerinde şüphelerini koruyan kişilerle dışa açılma ve çok kültürlülük eğilimlerinin aksi
Müslüman ya da gayrimüslim bütün Balkan yönünde hareketlere yol açmaktadır. Balkan-
topluluklarında karşılaşılabilir. Balkanlarda- larda da son yıllarda milliyetçi ve muhafazakar
ki basın yayın kuruluşlarının ağırlıklı olarak eğilimler güç kazanmaktadır. Özellikle Slavlar
Avrupa-ABD yönelimli ya da milliyetçi popülist ve kısmen Arnavutların içerisindeki milliyetçi
çizgide yayın yapmaları da Türkiye ile ilgili çar- çevreler Osmanlı geçmişine bakışlarından dola-
pıtılmış haber ve görüşlerin dolaşımını artırmak- yı Türkiye’ye karşı aşırı duyarlı bir tutum içine
tadır. Bu durum son yıllarda Anadolu Ajansı’nın girebilmektedir. Bosna Hersek Sırp Cumhuriye-
Boşnakça, Arnavutça ve Makedonca servislerinin ti, Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan’daki aşırı
milliyetçi ve muhafazakar parti ve topluluklar
11. Mehmet Uğur Ekinci, “A Golden Age of Relations: Turkey and Türkiye, Türkler ve Müslümanlara karşı en fazla
the Western Balkans During the AK Party Period”, Insight Turkey,
Cilt: 16, Sayı: 1, (Kış 2014), s. 116.
şüpheyle bakan kesimleri oluşturmaktadır.

setav.org 19
ANALİZ

Günümüzde Türkiye menşeli dini ça- kan ülkelerinde Türkiye’den daha fazla ticaret
lışmalara ülke yöneticileri ve gayrimüslim hacmine sahiptir. Bölgedeki en büyük yatırımcı-
toplumlar tarafından kategorik bir karşıtlık lardan olan Almanya ve İtalya gibi AB ülkeleri ve
olduğu söylenemez. Aksine daha radikal din Rusya’nın yanında son yıllarda Çin ve Körfez ül-
yorumlarının engellenmesi bakımından Ana- keleri Balkanlardaki yatırımlarını artırmaktadır.
dolu Müslümanlığı kabul görmektedir. Öte Buna karşılık bölgenin siyasi geleceği hakkında-
yandan Türkiye’nin dini kurum ve kişileri kul- ki şüpheler, ülkelerin vergi ve iç piyasaya ilişkin
lanarak Balkanlarda din temelli bir siyasi dö- mevzuatlarını yeterince oturtamamış olmaları,
nüşüm hedeflediğine dair çeşitli görüşler de za- kartellerin varlığını sürdürmesi, yargı ve huku-
man zaman ortaya atılmaktadır. Son olarak 26 kun üstünlüğü konularında reformlara ihtiyaç
Mart 2017’deki Bulgaristan seçimi öncesinde bulunması ve özellikle Bosna Hersek’te mevcut
bu ülkede benzer bir tartışma alevlenmiştir.12 olan karmaşık idari yapı ve hantal bürokrasi gibi
Bu tür tartışmalar çoğunlukla aşırı milliyetçi sebepler iş çevrelerinin bölgeye nispeten yavaş ve
çevrelerin Türk paranoyası ve siyasi polemik temkinli bir şekilde yönelmelerine sebep olmak-
arzularından kaynaklansa da yerleşik tarih ve tadır. Bu şartlarda Balkanlarda yatırım yapılma-
milli kimlik anlayışları yüzünden geniş bir kit- sını fazla maliyetli bulan Türk iş adamları Asya
lede yankı oluşturabilmektedir. ve Afrika gibi bölgelere yönelmektedir.

Balkanlarda Türkiye menşeli dini çalışmalar SONUÇ VE POLİTİKA


daha radikal dini yorumların engellenmesi ÖNERİLERİ
bakımından kabul görmektedir. • Balkanlarda barış ve istikrar ortamından en
çok kazançlı çıkacak, bu ortamın bozulma-
sından da en fazla zarar görecek uluslararası
aktörlerin başında Türkiye gelmektedir. Böl-
Bölgede faaliyet gösteren resmi görevliler ve gede bir kriz veya çatışma olmadığı sürece
sivil toplum kuruluşları (STK) mensuplarının Türkiye’nin Balkanlara yönelik politikasını
Osmanlı söylemlerini ön plana çıkarmaları Os- uzun vadeli, planlı ve dengeli bir anlayışla
manlı’ya olumlu bakmayan ve Türkiye’nin em- sürdürmesi, yerel ve bölgesel aktörlerle yü-
peryalist emellere sahip olduğundan şüphelenen rüttüğü ilişkilerin uluslararası siyasetteki
kesimlerde tepkiler meydana getirebilmektedir. konjonktürel değişimler ya da diğer coğraf-
yalarda yaşanan sıcak krizlerden etkilenme-
Ekonomi mesine özen göstermesi kendi yararınadır.
Türkiye’nin Balkanlardaki ekonomik varlığı • Türkiye bölgede barış ve güvenliğin temini
yükselişte olmakla birlikte başka ülkeler de böl- için yalnızca yatıştırıcı açıklamalar yapmakla
geye gittikçe büyüyen bir ilgiyle dönüşmektedir. kalmamalı aynı zamanda aktif diplomasi de
Böylece bölgede ekonomik rekabet gün geçtikçe yürütmelidir. Örneğin;
artmaktadır. Örneğin 2000’lerden önce Çin’in a. Halen ekonomik boyutuyla ilerleyen
sadece birkaç Balkan ülkesiyle ticareti Türki- Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü
ye’nin önündeyken bugün neredeyse bütün Bal- mekanizması gibi diyalog ve iş birliğini
artırıcı mekanizmaları çeşitlendirebilir.
b. İç ve uluslararası krizlerde arabuluculuk
12. “Привикаха и главния мюфтия за намесата на Турция в
изборите ни, МС отрича”, faktor.bg, 17 Mart 2017. gibi ön alıcı adımlarda bulunabilir.

20 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

c. Gelecekte kriz doğurabilecek fay hatla- yavaşlatmakta, popülizm ve milliyetçiliği


rının siyasi yollarla giderilmesi için ilgili cesaretlendirmektedir. Böylelikle bölgesel
taraflara yönelik yeni öneriler geliştirebilir. iş birliği konusunda yeterli motivasyon sağ-
• Yukarıda sayılan girişimlerin bölgede olumlu lanamamaktadır. AB dışında Balkanlardaki
karşılık görebilmesi Türkiye’nin Balkanlardaki bütün topluluklara ortak bir gelecek vizyo-
çeşitli çevrelerce tarafsız ve güvenilir bir aktör nu önerebilecek yegane uluslararası aktör
olarak görülmesine bağlıdır. Tarihsel olarak olarak Türkiye öne çıkmaktadır. Güçlü ve
Türkiye’ye şüpheyle bakan topluluklar arasın- kalıcı bir bölgesel liderlik potansiyeli bulu-
da dahi 2000’li yıllardan itibaren Türkiye ima- nan Türkiye, Balkanlarla siyasi bağlarını kıs-
jı olumlu yönde gözle görülür bir değişim gös- mi, pragmatik ve dönemsel ilişkilerin ötesine
termiştir. Türkiye bu olumlu değişimin devam taşımanın yollarını aramalıdır. Bu amaçla
etmesi ve kalıcı olabilmesi için azami gayreti Türkiye, Balkanlar politikasının iki ana un-
göstermelidir. Bunun için kamu diplomasisi, suru olan “bölgesel sahiplenme” ve “kapsayı-
kalkınma yardımları, karşılıklı turizm ve kül- cılık” ilkeleri üzerinden bölgedeki aktörlerin
türel faaliyetlerin artırılarak sürdürülmesi ve tamamına refah, huzur, adalet ve barış temin
siyasi meselelerde dengeli, ölçülü ve hakkani- edecek somut ve net bir gelecek perspektifi
yetli tavrın korunması gerekmektedir. belirlemeli ve bunu bölge toplumlarına sun-
• Bölge halkları arasında devam eden kimlik malıdır. Bölgedeki her kesime hitap edebil-
ve tarih temelli tartışmalar gerginlikleri can- mek için bu vizyon ekonomi ve güvenlik ana
lı tutmakta ve statükoyu beslemektedir. Bu başlıkları üzerinden kurulabilir.
tür tartışmaların derinleşmemesi ve halklar • Osmanlı idaresinde 19. yüzyıla değin
arasında karşılıklı anlayışın güçlenmesi için Balkanlarda yaşanan istikrar ve çok kültür-
Türkiye inisiyatif alabilir. Bu türden giri- lülük ortamı gelecek için kurgulanacak bir
şimler hem bölgedeki gerilimleri yatıştıracak bölgesel iş birliğine ilham vermesi bakımın-
hem de Türkiye’nin görünümüne olumlu dan yararlı bir örnektir. Bununla beraber
katkıda bulunacaktır. söylemlerde tarihe aşırı vurgu yapılması Bal-
• Bölgede duygusallık, alınganlık ve tepkisel- kan toplumlarında neo-Osmanlıcı vehimle-
liğin dozu hala oldukça yüksek düzeydedir. ri beslemekte, pan-Slavizm ve pan-Avrupa-
Resmi yetkililerin kullandığı tek bir kelime cılık gibi diğer (neo-)kolonyal söylemlere
dahi farklı yönlere çekilerek ilişkileri bozu- zemin hazırlamaktadır. Toplumlarda ulusal
cu etkiye sahip olabilmekte ve gösterilen her tarih anlayışının hala güçlü olması toplum-
tepki Türkiye şüpheciliğini yeniden üret- lar arasında (Müslümanlar dahil) Osmanlı
mektedir. Türkiye’nin bölgedeki imajını ka- geçmişine karışık duygu ve fikirlerle yakla-
lıcı olarak olumlu hale getirebilmek için özel- şılmasına sebep olmaktadır. Bütün bunlar
likle söylemlere dikkat edilmeli ve herhangi tarih konusunda daha kapsayıcı bir dil ve
bir etnik, dini veya ulusal grubu rencide ede- retorik kullanılmasına özen gösterilmesini
bilecek ifadelerin kullanılmamasında büyük gerektirmektedir. Örneğin salt ortak tarihe
hassasiyet gösterilmelidir. vurgu yapmak yerine ortak tarihin dil, aile,
• AB’nin ekonomik kalkınma, refah ve de- toplum yapısı ve yaşam tarzı gibi alanlarda
mokratik değerler üzerinden Batı Balkanlara getirmiş olduğu sosyokültürel yakınlıklar
sunduğu vizyon son on yıldır erozyona uğ- daha fazla vurgulanabilir. Böylelikle Türkiye
ramaktadır. AB projesinin geleceği hakkın- bölgeye ideolojik değil rasyonel bir biçimde
daki şüpheler Balkan ülkelerinde reformları yaklaştığını ve geçmişten ilham alarak ortak

setav.org 21
ANALİZ

bir gelecek perspektifi sunduğunu daha net lıdır. Böylece Türkiye ile iş birliği yapma ih-
bir biçimde ortaya koymuş olacaktır. tiyacı bölgede başka aktörlerin siyasi ağırlığı
• Türkiye’nin bölgede istikrar ve iş birliği viz- arttığında dahi devam edecektir.
yonunun başta AB olmak üzere Batı dünyası • Türkiye bölgede mümkünse bütün toplum-
tarafından destek bulması önemlidir. Bugü- sal çevrelerle diyalog ve iletişim kanalları ge-
ne kadar Türkiye üçlü mekanizmalarını yal- liştirmelidir. Balkanlar gibi oldukça karma-
nız başına yürütmüş, Berlin Süreci’ne de da- şık bir siyasi ve toplumsal sistemde yalnızca
hil edilmemiştir. Halbuki Türkiye ve AB’nin hükümetler arası iyi ilişkiler geliştirmek barış
bölgesel istikrarda çıkarları ortaktır. Türkiye ve istikrar için yeterli değildir. Ulusal ve dini
bölgede barış, diyalog ve iş birliği için ge- azınlıkların yaşadıkları sosyal ve ekonomik
liştirdiği yöntemleri AB ve üye ülkelere iyi sorunlar ve birbirleri arasındaki gerilimler
aktarmalı, onlar da bu konularda Türkiye ile bölgesel istikrarı bozacak sonuçlar doğurabi-
aktif iş birliğinin nasıl geliştirilebileceği üze- lir. Bunu önlemek için Türkiye düzenli ola-
rine çalışmalıdır. rak bu topluluklarla iletişim kurmalı, onla-
• Bölgede yaşayan Türk soydaşların özellikle rın şikayetlerini gözlemlemeli, ekonomik ve
ekonomi ve eğitim bakımından durumları sosyal durumlarını iyileştirmek için projeler
oldukça sorunludur. Yunanistan, Bulga- geliştirmeli ve gerektiğinde sorunlarda ara-
ristan, Makedonya ve Kosova’da yaşayan bulucu olmayı önermelidir.
Türklere eğitim, istihdam, kültürel haklar • Türkiye toplumlar arası dengeler konusunda
ve din hizmetleri gibi konularda destek dikkatli olmalıdır. Siyasi ve sosyal ilişkilerde
sürdürülmelidir. oldukça hassas dengelerin bulunduğu böl-
• Türkiye Balkanlarda ekonomik aktör ola- gede Türkiye, Balkanların tamamında eko-
rak yükselişte olmakla beraber giderek daha nomik kalkınma ve siyasi istikrar için özen
fazla oyuncuyla rekabet etmek durumunda göstermelidir. Bugün Türkiye kurumları
kalmaktadır. İşsizliğin yüksek olduğu böl- Balkanların her kesimine yönelik sosyal ve
gede hükümetler dış yatırımcıyı kendilerine kültürel çalışmalar yürütmekte olduğu halde
çekmek için çeşitli teşviklerde bulunmakta, bölgede Türkiye’nin yalnızca Müslümanlara
Türkiye’den yatırımcıları da davet etmekte- yönelik faaliyet gösterdiği algısı devam et-
dir. Balkanların Türkiye’ye olan yakınlığı, mektedir.13 Türkiye’nin bölgedeki hizmet ve
Avrupa ve Rusya gibi büyük pazarlara kolay faaliyetlerinde akraba ve soydaş topluluklara
erişilebilmesi ve bölgede yavaş da olsa altya- öncelik vermesi bir dereceye kadar anlaşılabi-
pı koşulları ve hukuk mevzuatının iyileşme lir fakat bunu yaparken tercihli ve adaletsiz
göstermesi Türkiye’den yatırımcılar için el- biçimde hareket ettiği zannını uyandırma-
verişli imkanlar sunmaktadır. Girişimcilerin mak için azami dikkat göstermelidir.
ülkelerin ekonomik, sosyal ve coğrafi şartları • Türkiye menşeli STK’ların bölgeye ve Türki-
hakkında bilgilendirilmesi, gelecek vaat eden ye’nin imajına olumlu katkılarda bulunan fa-
sektörler hakkında yönlendirilmesi ve bölge- aliyetleri desteklenmelidir. STK’lar da dışarıda
den paydaşlarla ortak projeler için buluştu- doğrudan Türkiye’nin bir temsilcisi olarak al-
rulması gibi yollarla bölgede yatırımlar daha gılandıkları bilinci içerisinde hareket etmelidir.
fazla teşvik edilebilir. • Türkiye’nin bölgede faaliyet gösteren ku-
• Balkan ülkeleriyle daha derin ve güçlü iliş- rumları ve Türkiye’yi temsil eden STK’lar
kiler kurmak için Türkiye deneyimli olduğu 13. Alida Vracic, Turkey’s Role in the Western Balkans, SWP Research
alanlarda rehberlik ve teknik desteği artırma- Paper, (Aralık 2016), s. 6.

22 setav.org
TÜRKİYE-BALKANLAR İLİŞKİLERİ

öncelikle Avrupalı muadilleriyle rekabet et- kalabilmelerinin hedeflenmesi daha doğru


tiklerini ve onlarla kıyaslandıklarını unut- olacaktır. Bunun için sivil toplumun ve eko-
mamalıdır. Bu bakımdan kurumsal işleyiş ve nomik altyapının güçlendirilmesi, bölgeye
yerel aktörlerle ilişkilerde ciddiyet ve profes- yatırımların teşvik edilmesi ve tecrübe akta-
yonellik konusunda ödün vermemelidirler. rımı sağlanmasına ağırlık verilmelidir. Uzun
• Soğuk Savaş’ın ardından Türkiye’nin diğer vadeli bir planlama yapılmaksızın bölgedeki
STK’ları ile beraber FETÖ de Balkanla- Türk ve Müslümanların refah seviyeleri ve
ra girmiştir. Arnavutluk, Bosna Hersek ve sosyopolitik statülerinde kalıcı bir ilerleme
Makedonya başta olmak üzere birçok Balkan kaydedilmesi zordur.
ülkesinde FETÖ’ye bağlı eğitim kurumları • Balkanlarda faaliyet gösteren kamu kurum-
ve çeşitli işletmeler bugün hala varlığını sür- ları, belediyeler ve STK’lar arasında söylem,
dürmektedir. Bu kuruluşların faaliyetlerinin karar ve uygulama bakımından eş güdümün
denetim altına alınması, kısıtlanması veya artırılması önem arz etmektedir. Kaynakların
durdurulması için hükümetler nezdindeki verimli kullanılması için faaliyetlerin birbiri-
girişimler devam ettirilmelidir. Bu esnada ni olabildiğince tamamlaması hedeflenme-
bölge ülkelerine söz konusu faaliyetlerin ye- lidir. Türkiye’ye duyulan güven ve itibarın
rini alabilecek yeni imkanlar önerilmelidir. korunması adına resmi delegasyon ve bele-
Örneğin eğitim alanında bir boşluğa mahal diyeler ortak söylemlerde bulunmalı, vaat-
vermemek için Türkiye Maarif Vakfı, Yunus lerinde makul ve gerçekleştirilebilir ifadeler
Emre Enstitüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığı kullanmalıdır.
gibi kurum ve kuruluşların yapacakları çalış- • Türkiye’nin Balkanlardaki çekiciliği ve iti-
malar önem taşımaktadır. barı çok sayıda faktöre bağlıdır. Türkiye’nin
• Bölgedeki soydaş ve akraba toplulukların 2000’li yıllarda artan yumuşak gücünün
Türkiye’den siyasi ve ekonomik beklentileri yalnızca bölgede yürüttüğü proje ve faaliyet-
bulunmaktadır. Bu beklentilerin tek taraflı lerden değil aynı zamanda bu dönemde gös-
bir ihsan şeklinde değil karşılıklı bir çaba yö- terdiği ekonomik ve siyasi istikrar ile kendi
nünde karşılanması ve bu toplulukların uzun içinde attığı önemli reform adımlarından da
vadede Türkiye’den bağımsız olarak ayakta kaynaklandığı unutulmamalıdır.

setav.org 23
B
alkanlar gerek coğrafi yakınlığı, gerekse tarihi, sosyal ve kültürel bağları se-
bebiyle Türkiye’nin özel ilgi gösterdiği bölgelerden biridir. Türkiye’nin dış
politikadaki aktifliğini artırmasına bağlı olarak 2000’li yıllarda Balkanlar ile
arasındaki siyasi diyalog, ekonomik ilişkiler ve sosyal-kültürel bağlarda gözle gö-
rülür ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu dönemde Türkiye Balkanlar siyasetinde de gi-
derek daha aktif rol oynamaya başlamış, ülkeler arasında işbirliği ve arabuluculuk
konusunda önemli hamlelerde bulunmuştur.
Arap Baharı’nın ardından Ortadoğu’da ortaya çıkan güvenlik riskleri ve istikrarsız-
lıklar Türkiye’nin öncelikli olarak bu bölgeyle ilgilenmesine sebep olmuş, Balkan-
larda aldığı siyasi inisiyatif de buna bağlı olarak yavaşlamıştır. Bu tarihten itibaren
Türkiye, Balkan ülkeleriyle siyasi ilişkilerde istikrarın korunmasını, ekonomik, sosyal
ve kültürel ilişkilerde ise derinleşmenin devamını ön plana almıştır. Mülteci krizi ve
ekonomik yatırımlar gibi konularda Türkiye ve Balkan hükümetleri karşılıklı diyalog
ve işbirliği adımları atmıştır.
Bu çalışmada, Türkiye’nin Balkanlarla ilişkilerinin ana hatlarına değinilmekte, içer-
diği fırsat ve riskler incelenmekte ve bazı politika önerilerinde bulunulmaktadır.

ANKARA • İSTANBUL • WASHINGTON D.C. • KAHİRE

www.setav.org

You might also like