Professional Documents
Culture Documents
ISSN: 2536-4383
Araştırma Makalesi
Öz
Gıda güvenliğini etkileyen risk faktörleri fiziksel, mikrobiyolojik ve kimyasal olmak üzere üç ana başlık
altında incelenmektedir. Fiziksel risk faktörleri, ambalajlama hataları ve hijyen tekniklerine uyumun
sağlanmadığı durumlarda gerçekleşmektedir. Mikrobiyolojik risk faktörleri olarak mikroorganizma ve
bunların toksinlerini saymak mümkündür. Kimyasal risk faktörleri ise endüstriyel üretimde önemli bir yer
tutmaktadır. Gıdaların doğal yapısında bulunan kimyasal maddeler, gıda üretim proseslerinde yapılan
hatalar, ağır metaller ve atıklar ciddi risk faktörü grubunu oluşturmaktadır. Polisiklik aromatik
hidrokarbonlar (PAH) önemli kanserojen madde grubunda yer almaktadır. Bilinen en kanserojen polisiklik
aromatik hidrokarbon benzo(a)piren’dir. Bu madde toprakta, suda, egzoz ve sigara dumanında, PVC üreten
fabrika atıklarında bulunmaktadır. Klorlu kimyasal maddelerden kaynaklanan tehlikeler arasında ise dioksin
ve dioksin benzeri maddeler, poliklorlu difeniller ve naftalenler yer almaktadır. Dioksin; klor veya brom
içeren endüstriyel üretimlerde ara kimyasal olarak ve klorlu bir ortamda, organik bir maddenin yanması
sonucu meydana gelmektedir. Kimyasal tehlikeler değerlendirildiğinde egzoz dumanı, fabrika dumanları
dioksin açısından önemli bir kaynaktır. Bu bileşikler için bağışıklık sistemini baskılayıcı, hormonal sistemi
bozucu etkileri nedeniyle gıdalarda bulunması gereken miktarlarına sınırlama getirilmiştir. Yine pestisitler ve
ağır metaller kimyasal kontaminant açısından endişe oluşturmaktadır. Bu nedenle kimyasal kontaminantların
çevre sağlığı ve gıdalar üzerine etkileri kapsamlı olarak değerlendirilmelidir.
1
Corresponding author:
e-mail: ulkerasli@gmail.com
170
Sinop Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
food has been limited because of their deteriorating effects on the hormonal system and their suppressive
effects on immune system. Pesticides and heavy metals constitute concern in terms of chemical
contaminants as well. Therefore, the effect of chemical contaminants on environmental health and foods
should be extensively evaluated.
sindirim sisteminde, dışkı ile kontamine Tüketime hazır gıdalar da biyolojik tehlikeler
olmuş sularda ve toprakta bulunur [6]. E. coli açısından önemli bir yere sahiptir. Bu gıdalar
insan ve hayvanların bağırsaklarında hazırlandıktan sonra tüketilinceye kadar
bulunmakta ve hayvansal yiyeceklerle uygun sıcaklık aralığında (5-60°C dışında)
insanlara bulaşabilmektedir. Bu bekletilmeli, başta işletme ve personel hijyeni
mikroorganizmaların rahatlıkla üreyebileceği olmak üzere hijyenik kurallara uyulmalıdır
riskli gıdalar arasında çiğ ve iyi pişmemiş [8].
kıyma, pastörize edilmemiş süt, dışkı ile Kimyasal tehlikeler
kirletilmiş sular, iyi yıkanmamış sebze ve Gıda güvenliğinde, insan ve çevre sağlığını
meyveler yer almaktadır. Listeria tehdit eden birçok kimyasal bileşik üretim
monocytogenes, ubikuter bir mikroorganizma zincirinin birçok noktasından ürünlere
olup, bu bakteri grubu için çiğ et, tavuk, geçebilir. Kimyasal maddelerin hepsi aynı
dondurulmuş besinler, peynir ve krema gibi kategoride yer almazlar. Çünkü bazıları
besinler uygun üreme ortamı olabilmektedir. çevrede doğal olarak bulunurken, bazıları da
İnsan ve hayvan dışkısında bulunan insanların değişik amaçlarla oluşturdukları ve
Shigella spp., kontamine olmuş sularda ve doğal ortama bırakmaları ile karşımıza
bunlarla temas etmiş tavuk, balık, çiğ sebze çıkmaktadırlar. Bu durum, insanların sağlığını
ve meyvelerde önemli riskler oluşturmaktadır. ve çevrenin doğal varlığını tehlikeye
Bacillus cereus genellikle toprakta ve birçok düşürebilecek boyutlara ulaşabilmektedir [9].
bitkide bulunmaktadır. Özellikle pirinç, Gelişen teknoloji ile doğru orantılı olarak
makarna, krema ve sütlü ürünlerde hızla üretimde kullanılan kimyasal oranı
çoğalan bir bakteri olup, zehirlenmelerin artmaktadır. Sanayi artık ve atıkları çevre
temel kaynağı genellikle pirinç içeren kirlenmesinde önemli rol oynarken aynı
yiyeceklerin uygun olmayan şekilde zamanda da gıda ham maddelerinin de çevre
soğutulup tekrar ısıtılmasıdır. kirliliğine bağlı olarak direk ya da dolaylı
Besin maddeleri, el hijyenine dikkat olarak kontaminasyonu gerçekleşmektedir
edilmemesi, gıda zincirinde bulunan [2]. Kimyasal maddeler herhangi bir ortamda
personelin hasta ya da yaralı olması, yumurta, stabil olarak kalamazlar. Hava, su ve toprağa
et ve süt gibi besinlerin elde edildiği karışırlar. Bu kimyasal maddeler farklı
hayvanların hasta olması, açıkta saklanan kimyasal reaksiyonlar (oksidasyon, seyrelme,
besinlerin sinek, kemirici gibi hayvanlar ile difüzyon vb.) ile azalırlar ya da farklı kirletici
temas etmesi gibi faktörler ile kirlenir. Bu formlarına dönüşürler [10].
kirlenme sırasında da biyolojik riskler gıdalar Gıdalarda bulunabilecek kimyasal tehlikeleri;
aracılığı ile insanlara taşınır [7]. gıdaların doğal yapısında bulunan, katkı
173
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
174
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
175
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
176
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
177
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
178
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
Ağır metaller maden cevheri halindeyken ya olmuştur. Günümüzde ise çevreye verilen
da işlenirken doğaya karışabilmektedirler. toksik maddeler doğanın dengesini bozacak
Ayrıca tarımda yüksek üretim sağlamak için düzeye ulaşmıştır. Şekil 1’de farklı
gübre kullanımının artması da ağır metallerin endüstrilerden kaynaklanan ağır metallerin
biyosfere bırakılmasına katkıda doğaya yayılma yolları şematik olarak
bulunmaktadır. Ekolojik sisteme antropojenik verilmiştir [40].
kaynaklardan olan ağır metal girişi, doğal Toprak ya da su ortamına geçen ağır metaller
kaynaklardan olan girişin birkaç kat besin zinciri yoluyla insana kadar
üzerindedir [37]. Örneğin; ağır metaller; sucul ulaşmaktadır. Toprak bünyesine geçen ağır
ortama, endüstriyel atıkların veya asit metaller toprağın enzim aktivitesini etkiler.
yağmurlarının toprağı ve toprak bileşiminde Toprak bünyesinde kalan dirençli ağır
bulunan ağır metalleri çözmesi ve çözünen metaller besin zincirinin birinci seviyesini
ağır metallerin ırmak, göl ve yeraltı sularına oluşturan bitkilerin kökleri tarafından absorbe
ulaşmasıyla geçerler. Sulara taşınan ağır edilir ve bitki hücresi içinde vakuollerde
metallerin bir kısmı seyrelir bir kısmı da birikir. Bazı toksik metaller ise proteinlerle
karbonat, sülfat, sülfür olarak katı bileşik kompleks oluşturmaktadır. Sülfidril grubu
oluşturur ve su tabanına çökerek bu bölgede protein içeren proteinler kadmiyum, cıva,
zenginleşirler. Sediment tabakasının bakır ve diğer bazı metallerle, kurşun, bizmut,
adsorpsiyon kapasitesi sınırlı olduğundan selenat ve demir gibi ağır metallerde
suların ağır metal konsantrasyonu sürekli hemosiderin ile kompleks oluştururlar. Ağır
olarak yükselir. Kontrolsüz sanayileşme ile metallerin hücre ve hücre organellerine olan
birlikte kapalı göllerde ve su havzalarında etkisi hücreye ve ağır metal türüne göre
yeterli çevresel önlemlerin alınmaması, sucul değişiklik gösterir [37]. Örneğin; kadmiyum
ortamlarda ağır metal konsantrasyonlarının benzer elektron dizilimine sahip olan
sürekli olarak yükselmesine ve kirlilik çinkonun yerine geçerek hücre içinde bulunan
parametresi olarak karşımıza çıkmasına neden kofaktör ve koenzimin görevlerini inhibe
olmaktadır [40]. Ağır metallerin en önemli eder. Ağır metallerin bir başka etkisi de hücre
endüstri kaynakları çimento üretim tesisleri, zarı geçirgenliğini bozmalarıdır. Cıva, kurşun
demir-çelik sanayi, termik santraller, cam gibi toksik ağır metaller bu yolla etkilerini
üretimi, çöp ve atık çamur yakma tesisleridir gösterirler. Bunun dışında ağır metaller
[41]. Japonya’da itai-itai ve minimata DNA’ya bağlanabilir. Bu durum hasarlı
hastalıklarının ortaya çıkması son 30-40 yılda protein ve enzim üretimine neden olmaktadır.
ağır metallere olan ilginin artmasına sebep
179
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
180
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
181
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
Şekil 2. Sucul ortamlara ve topraklara gelen farmasötik bileşiklerin kaynakları [54; 55; 56; 57].
182
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
Arıtma tesisine ulaşan bileşikler, üç farklı bırakılan ilaç miktarının azaltılmasına yönelik
davranış gösterirler [58]: çalışmalar yoğun bir şekilde sürdürülmelidir.
i) madde tamamen hidrolize olabilir,
ii) madde lipofiliktir ve biyolojik olarak Klorlu kimyasal maddeler
tamamen parçalanamaz, Bu grup içerisindeki en toksik bileşikler;
iii) madde lipofilik halinden daha dioksin ve dioksin benzeri maddeler
hidrofobik bir forma metabolize olur, ancak (poliklorlu-ρ-dioksinler (PCDD), poliklorlu
dayanıklı hale gelir. dibenzofuran (PCDF) ve poliklorlubifeniller
Alıcı ortama ulaşan farmasötik bileşikler (PCB)) ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar
genellikle yarılanma ömürlerinin uzun olması (PAH)’dır [65; 66].
nedeniyle yer altı ve yüzey sularında ve Dioksin: Dioksin ve furanlar, ticari amaçla
toprakta birikim göstermektedir [59]. Sucul üretilmeyen, klor veya brom içeren
ortamda birikim gösteren bu farmasötik endüstriyel boyutlu üretimlerde ara kimyasal
kalıntılar tek başlarına değil genellikle olarak veya klorlu ve oksijence fakir bir
karışım halinde bulunurlar. Bu nedenle bu ortamda, organik bir maddenin yanması
kompleks bileşiklerin sucul hayata olan sonucu meydana gelen düşük
etkilerini ve organizmaların maruz kalmasını konsantrasyonları dahi toksik olan yan
değerlendirmek için bu kompleks bileşiklerin ürünlerdir [67; 68]. Endüstride genellikle;
kombine etkilerini belirlemek ve risk klor içeren endüstriyel atıkların yaması
değerlendirmelerini yapmak gerekmektedir sırasında, kağıt hamurunun beyazlatılması
[60]. Kimyasal karışımlar toksisite etkisini aşamasında, klor içeren PVC, klorlu
arttırabilir. Ekosisteme farklı ilaç girişi devam çözeltiler, boyalı çıkartmalar ve pestisitler
ettikçe farklı kirlilik türlerinin ve etkilenme gibi ticari ürünlerin kimyasal olarak
biçimlerinin ortaya çıkması olasıdır. Bu üretilmesi sırasında, metal ayırım yerlerinde,
nedenle çeşitli farmasötik bileşiklerin aktif rafinerilerde ve çimento fırınları gibi
maddelerinin değişik seviyelerdeki canlılara endüstriyel yapılarda meydana gelmektedir
etkisini araştıran çalışmalar vardır [53; 61]. [67]. Özellikle plastik maddelerin üretiminde
Farmasötik bileşiklerin, insanlarda alerjik ve yakılması sırasında eksik yanma sonucu
reaksiyonlara, direnç mekanizması dioksinler meydana gelmekte ve çevreye
bozukluğuna, cinsiyet değişimine ve yayılabilmektedir [68].
psikolojik bozukluklara yol açtığı çalışmalarla Dioksin ve furanlar, özellikleri ve toksisiteleri
ortaya konulmuştur [62; 63; 64]. Ekosistemin birbirleriyle ilişkili olan geniş bir kimyasal
ilaç kalıntılarıyla kirlenmesinin önlenmesi madde grubudur. 75 farklı dioksin, 135 farklı
için kontrollü ilaç tüketimi ve ortama furan ve 209 farklı PCB çeşidi olmasına
183
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
184
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci XX.XX
ISSN: 2536-4383
Tüm bu dioksin türevlerinin zehirlilik etkisi kimyasal yapıya sahip olmaları ve bitki ve
değerlendirilirken bu bileşiklerin toksisiteleri mikroorganizmalar tarafından
2,3,7,8-TCDD’ye göre belirlenir ve her bir kullanılabilirliğinin düşük olması nedeniyle
bileşiğe bir toksik eşdeğerlik faktörü (TEF) çevrede kalıcı olan bileşiklerdir [73; 75].
verilir. Buradaki amaç tüm dioksin Doğada 100’ün üzerinde PAH çeşidi olmasına
türevlerinin ortak toksisite etkilerinin bir rağmen, EPA tarafından bu bileşiklerden 16
birime çevrilmesini sağlamaktır [68]. tanesi insan ve çevre sağlığına yönelik
İnsan sağlığı açısından önemli risk içeren bu olumsuz etkileri nedeniyle öncelikli
bileşiklere maruz kalınması sonucunda kirleticiler arasında sayılmıştır (Tablo 2) [76;
karaciğer ve göğüs kanserlerine, gelişme 77].
bozukluklarına, Wasting sendromuna, lenfoid, PAH’lar çevreye orman yangınları ve
klorakne, hepatoksisite, nörotoksisite, volkanik patlamalarla doğal olarak
kardiyotoksisite, endokrin sisteminin yayılabildiği gibi son yapılan çalışmalar
bozukluğuna, hormon bozukluğuna, gelişme bakteri ve bitkilerce de oluşturulabildiğini
geriliğine, bağışıklık sistemi sorunlarına ve göstermektedir [73]. İnsan kaynaklı
böbrek yetmezliği sorunlarına maruz kalındığı oluşumları ise endüstriyel kaynaklar, araç
belirtilmiştir [68; 70; 72]. emisyonları, tarımsal üretim, atık yakma,
Ayrıca yapılan çalışmalarda dioksinlerin fosil yakıtların yanması, petrol sızıntıları,
kanser yapıcı etkilerinin doğrudan DNA’da asfalt, ısıtma, güç jeneratörleri ve sigara ile
mutasyon yapmalarından çok lipid olmaktadır [73; 77; 78].
peroksidasyonunu arttırmaları sonucu
oluştuğu ve bu nedenle de anılan bileşiklerin, Tablo 2. Muhtemel kirletici olarak
kanserin başlangıç periyodunda fazla etkiye değerlendirilen PAH bileşikleri [76; 77]
sahip olmadığı gelişme döneminde etkili *Naphthalene *Asenaftelen
Atmosfere bırakılan PAH emisyonları, kısa ya da uzun vadede PAH’lara maruz kalma
veya uzun mesafeli taşınımlarla yaş ve kuru sonucunda immün sistemde sorunların
depozisyon ile atmosferden uzaklaşarak oluştuğu ve mesane, deri ve akciğer
toprak, sucul ortam ve bitki örtüsünde kanserlerine sebep olduğu bilinmektedir [79].
birikirler. Sucul ortamda biriken bileşiklerin Bu tür bileşikler, bağışıklık sistemini
bir kısmı buharlaşarak sudan uzaklaşırken, bir baskılayan bileşikler olarak bilinmektedirler.
kısmı sedimentlerde bir kısmı da su Ayrıca, endokrin sistemini bozucu etkisinden
canlılarında birikim gösterirler. Toprakta şüphelenilmektedir [82; 83].
biriken bileşiklerin bir kısmı topraktan Kanser ve PAH’ların ilk ilişkisi baca
buharlaşarak, diğer kısmı ise bitkilerde temizleme işinde çalışanların derilerine
birikerek topraktan uzaklaşır. Bitkilerde ve su bulaşan is nedeniyle testis kanserine
canlılarında biriken bileşikler besin zinciri yakalanmalarının belirlenmesi ile
yoluyla insana kadar ulaşabilmektedir [74; kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda parafin
79]. PAH’lar çoğunlukla karaciğer, yağ ve endüstrisinde çalışan insanlarda da testis
böbrekte depolanma eğilimindedir. Küçük derisi kanseri belirlenmiş ve çevre
miktarları adrenalin bezlerinde, faktörlerinin kanser oluşumuna etkileri ortaya
yumurtalıklarda ve dalakta depolanır [79]. konulmuştur [80]. Bunun sonucu olarak yağ,
PAH’lar karsinojenik, mutojenik ve toksik is, katran ve duman gibi kimyasalların
özellikleri nedeniyle çok önemli benzo(a)pren içeren güçlü bir PAH kaynağı
kirleticilerdir. PAH’ların karsinojenik etkisi olduğu belirlenmiştir [84]. İnsan vücudu
molekül ağırlıklarının artması ile artar. PAH’ları yükseltger ve suda çözünebilir
Benzo[a]piren bilinen en önemli kanserojen duruma getirerek diolepoksit türevlerini
PAH olduğu için kanser araştırmalarında oluşturur. Bu türevler, DNA ile kimyasal
model bileşik olarak kabul edilmiştir [76; 80; reaksiyona girerler ve DNA ile PAH’ların
81]. Uluslararası kanser araştırma ajansı kimyasal bağ oluşturması kansere sebep olur
(IARC), benzo[a]antrasen, benzo[a]piren ve [76; 85]. Sigara kullananlarda da bu
dibenzo[a,h]antraseni insanlar için bileşiklerin DNA mutasyonuna neden olduğu
muhtemelen kanserojen olarak, görülmüştür [76; 86].
benzo[b]floranten ve indeno[1,2,3,-cd]pireni
ise insanlar için olası kanserojen olarak Pestisitler
sınıflandırmıştır. Pestisitler, zirai mücadele araştırma ve
PAH bileşikleri tümörün başlamasında, uygulamalarında kullanılan her türlü kimyasal
gelişmesinde ve ilerlemesinde etkilidir. Kısa madde ve preparatlardır. Pestisitler,
186
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
istenmeyen yabani otları, bitkileri, bitki yasaklanmış veya sınırlanmıştır [89]. Ayrıca,
patojenlerini, hastalık yayan böcekleri vb. pestisitlerin endokrin sistemini bozucu etkileri
zararlı organizmaları engellemek, kontrol bulunmaktadır. Gelişim sürecini de
altına almak, zararlarını azaltmak amacıyla engelleyen bu bileşikler kansere de sebep
kullanılmaktadırlar [87]. Pestisit, kimyasal bir olmaktadır [90].
madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir Organofosfatlı pestisitler ve karbamatlar:
ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da Organofosfatlı bileşikler en toksik pestisit
herhangi bir araç olabilir [88]. Pestisite maruz grubudur. Tarımda yaygın olarak kullanılırlar.
kalma, kan, meme, prostat, pankreas, beyin, Organofosfatlı pestisitler ve karbamatlar
karaciğer ve diğer kanser türleri ile ilişkilidir karsinojeniktirler ve karbamatlar özellikle
[89]. Yapılan bir çalışmada DDT, troid tümörlerine sebep olmaktadır [91; 92].
klorofenoller ve fenoxyherbisit türü Piretroidler: Yüksek insentisit özelliği ve
pestisitlerin lenfoma ile ilişkisi olduğu düşük memeli toksisitesinden dolayı en
belirlenmiştir. Pestisite bağlı kanserlerin yaygın olarak kullanılan pestisit grubudur.
altında DNA hasarı ve oksidatif stres yer Ancak bazı piretroidlerin göğüs, yumurtalık,
almaktadır [87]. Pestisitler, organoklorlu akciğer, kolon, tiroid ve adrenal bezi
pestisitler, organofosfatlı pestisitler, tümörlerinin oluşumunda etkileri olduğundan
karbamatlar ve piretroidler olmak üzere 4 ana şüphelenilmektedir [93].
gruba ayrılırlar [89]. Pestisitler kullanım amaçlarına göre 9 gruba
Organoklorlu pestisitler: Organoklorlu ayrılırlar. Bunlar; insektisitler (böceklere
pestisitler yapılarında klor bulunan aromatik karşı), herbisitler (yabancı otlara karşı),
veya alifatik bileşiklerdir. Kimyasal fungusitler (funguslara karşı), akarisitler
yapılarına göre; (i) diklorodifeniletan (DDT, (akarlara karşı), rodentisitler (kemirgenlere
metoksiklor vb.), (ii) klorlu siklodien (aldrin, karşı), nematisitler (nematodlara karşı),
dieldrin vb.), ve (iii) klorlu benzen (BHC mollusisitler (yumuşakçalara karşı),
gibi) ve siklohekzan olmak üzere üç gruba bakterisitler (bakterilere karşı) ve virüsitler
ayrılırlar. Çevrede uzun süre bozulmadan (virüslere karşı) olarak sınıflandırılırlar [33].
kalmaları, yağda çözünür olmaları ve Tarımsal alanlara, park ve bahçelere
biyolojik parçalanmalarının yavaş olması uygulanan pestisitler havaya, suya, toprağa ve
nedeni ile ekosistemde ve canlılarda oradan da diğer canlılara geçmekte ve
biyomagnifikasyona uğrayarak olumsuz etki dönüşüme uğramaktadır. Pestisitlerin bu
gösterirler. Bu nedenle Kuzey Amerika ve döngüdeki yerini fiziksel özellikleri, kimyasal
Avrupa’da (Türkiye dahil) kullanımları yapısı, uygulanma şekli ve dış ortam gibi
187
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
[45] Davidson P.W., Myers G.J., Weiss B., tezi, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri
2004. Mercury exposure and child Enstitüsü, Çevre Mühendisliği ABD,
development outcomes. Pediatrics, Adana.
113:1023-29. [54] Heberer T., 2002. Tracking persistent
[46] Çağlarırmak N., Hepçimen A.Z., 2010. pharmaceutical residues from municipal
Ağır Metal Toprak Kirliliğinin Gıda Sewage to drinking water. J.
Zinciri ve İnsan Sağlığına Etkisi. Hydrol., 266:175-189.
Akademik Gıda 8-2:31-35. [55] Diaz Cruz M.S., Barceló D., 2008. Trace
[47] Vural H., 1993. Ağır metal iyonlarının organic chemicals contamination in
gıdalarda oluşturduğu kirlilikler. Çevre ground water recharge. Chemosphere,
Dergisi 8:3-8. 72:333-342.
[48] Beliles R. V., 1975. Metals, in [56] Pal A., Gin K.Y., Lin A.Y., Reinhard M.,
Toxicology. The Basic Science of 2010. Impacts of emerging organic
Poisons. L.J. Casarett &.J. Ditil (Editors) contaminants on freshwater resources:
Macmillan Publ. Co, Inc., New York, review of recent occurrences, sources, fate
USA. and effects. Sci. Total Environ., 408:6062-
[49] Tunçok Y., 2008. İçme suyunda ağır 6069.
metaller ve insan sağlığına etkileri [57] Lapworth D.J., Baran N., Stuart M.E.,
http://izmir.kalder.org Ward R.S., 2012. Emerging organic
[50] Demirci M., 2007. Beslenme. Namık contaminants in groundwater: a review of
Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Gıda sources, fate and occurrence. Environ.
Mühendisliği Bölümü, Tekirdağ. Pollut., 163:287-303.
[51] World Health Organization (WHO), [58] Vergili İ., Kaya Y., Gönder Z.B., Barlas
2000. Regional Office for Europe H., 2005. İlaç aktif maddelerinin sucul
Mercury Air Quality Guidelines. çevrede bulunuşları, davranışları ve
Copenhagen, Denmark, Second Ed. etkileri. Ulusal Su Günleri, 284-291.
Chapter, 6(9):1-15. [59] Topal M., Uslu G., Arslan Topal E.I.,
[52] Concon J.M., 1988. Food Toxicology. Öbek E., 2012. Antibiyotiklerin
Part B: Contaminants and Additives. Kaynakları ve Çevresel Etkileri” BEÜ Fen
Marcel ekker, Inc., New York. Bilimleri Dergisi, 1(2):137-152.
[53] Dereci S.E., 2010. Ranitidin ve [60] Dökmeci A.H., 2009. Bazı farmasötik
Naproksen’in Koagülasyon ile Giderim ilaç kalıntılarının sulardaki toksik etkileri.
Özelliklerinin İncelenmesi. Tüksek lisans
192
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi, [68] Güler Ü.A., Kundakçı Ö., 2014. Dioksin
Edirne, Türkiye. ve benzeri bileşiklerin insan ve çevre
[61] Fent K., Weston A.A., Caminada D., sağlığına etkileri. Karaelmas Fen ve
2005. Exotoxicology of Human Mühendislik Dergisi, 4 (1):71-75.
Pharmaceuticals A Review Aquatic [69] Hişmioğulları Ş.E., Hişmioğulları A.A.,
Toxiology 76:122-159. Kontaş A.T., 2012. Dioksin ve dioksin
[62] Kaya S., Pirincci İ., Ünsal A., Karaer Z., benzeri kimyasalların toksik etkileri.
Traş B., Bilgili A., Akar F., 2007. Balıkesir Sağlık Bilim. Derg., 1(1):23-27.
Veteriner Farmakoloji. Dördüncü baskı. [70] Güneş G., 2007. Dioksin ve furan'ın
Medisan Ankara, Türkiye. oluşum mekanizmaları ve giderilme
[63] Dökmeci A.H., 2009. Bazı Farmasötik teknolojileri. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız
İlaç Kalıntılarının Sulardaki Toksik Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Etkileri, Doktora tezi, Trakya Üniversitesi Enstitüsü, İstanbul, Türkiye.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Toksikoloji [71] Korucu M.K., Karademir A., 2010. A
Bilim Dalı, Edirne. review of pcdd/fs levels in environmental
[64] Saygı Ş., Battal D., Şahin N.Ö. 2012. samples and analysis. Mühendislik ve Fen
Çevre ve İnsan Sağlığı Yönünden İlaç Bilimleri Dergisi, Sigma, 28:150-171.
Atıklarının Önemi. Marmara [72] Çiftçi O., 2008. Elazığ ve çevresinde
Pharmaceutical Journal. 16: 82-90. tüketilen tereyağlarında, dioksin ve
[65] Aydın M.E., Sarı S., Özcan S., 2003. benzeri bileşik düzeylerinin araştırılması.
Konya Ana Tahliye Kanalı Su ve Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi,
Sedimentlerinde Poliklorlu Bifenil (PCB) 22(5):289-292.
Bileşiklerinin Belirlenmesi. Selçuk [73] Lamichhane S., Bal Krishna K.C.,
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Sarukkalige R., 2016. Polycyclic aromatic
Dergisi, 18:9-19. hydrocarbons (pahs) removal by sorption:
[66] Chopra M., Schrenk D., 2011. Dioxin A Review. Chemosphere, 148:336-353.
toxicity, aryl hydrocarbon receptor [74] Çetindamar D., Veli S., Öztürk T.,
signaling, and apoptosis-persistent Arslanbaş D., Aslan Kılavuz S., Çetin
pollutants affect programmed cell death. Doğruparmak Ş., Can Doğan E., 2014.
Crit. Rev. Toxicol., 41(4):292-320. Topraklarda PCB ve PAH’ların
[67] Watanabe S., Kitamura K., Nagahashi incelenmesi: Alikahya bölgesi. Politeknik
M., 1999. Effects of dioxins on human Dergisi, 17(3):127-133.
health: A review. J.Epidemiol., 9(1):1-13.
193
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383
[75] Shin K.H., Kim K.W., Ahn Y., 2006. [81] Akcha F., Burgeot T., Narbonne J.F.,
Use of biosurfactant to remediate Garrigues P., 2003. Pahs: An
phenanthrene-contaminated soil by the Ecotoxicological Perspective. Metabolic
combined solubilization biodegradation Activation of pahs: Role of DNA Adduct
process. J. Hazard. Mater., 137:1831- Formation in Induced Carcinogenesis. Ed:
1837. PET Douben Wiley, pp 65-79.
[76] Alver E., Demirci A., Özcimder M., [82] SEPA, 2008. Polycyclic Aromatic
2012. Polisiklik aromatik hidrokarbonlar Hydrocarbons (Pahs) Fact Sheet. National
ve sağlığa etkileri. Mehmet Akif Ersoy Center For Environmental Assessment.
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Office of Research and Development,
Dergisi, 3(1):45-52. Washington, DC.
[77] Zhang Z.L., Hong H.S., Zhou J.L., Yu, [83] Xu X.H., Hu H., Kearney G.D., Kan
G., 2004. Phase association of polycyclic H.D., Sheps D.S., 2013. Studying the
aromatic hydrocarbons in the Minjiang effects of polycyclic aromatic
river Estuary, China. Sci. Total Environ., hydrocarbons on peripheral arterial
323:71-86. disease in the United States. Sci. Total
[78] Ravindra K., Sokhi R., Vangrieken R., Environ., 461:341-347.
2008. Atmospheric polycyclic aromatic [84] Douben PET, 2003. Pahs: An
hydrocarbons: source attribution, emission Ecotoxicological Perspective.
factors and regulation. Atmos. Environ., Introduction. PET Douben Wiley, 1-6.
2008; 42:2895-2921. [85] Naegeli H., Geacintov N.E., 2005.
[79] Agency for Toxic Substances and Carcinogenic Effects Polycyclic Aromatic
Disease Registry (ATSDR), 1995. Hydrocarbons. Mechanisms of Repair of
Toxicological Profıle for Polycyclic Polycyclic Aromatic Hydrocarbon-
Aromatic Hydrocarbons (pahs). Induced DNA Damage. Ed: A. Luch.
Department of Health and Human Imperial College Press. USA, 2:11–258.
Services, Public Health Service, U.S. [86] Chen S.C., Liao C.M., 2006. Health risk
[80] Luch A., Baird W.M., 2005. assesment on human exposed to
Carcinogenic Effects Polycyclic Aromatic environmental polycyclic aromatic
Hydrocarbons. Metabolic Activation and hydrocarbons pollution sources. Science
Detoxification of Polycyclic Aromatic of the Total Environment, 366:112–123.
Hydrocarbons. Ed: A. Luch. Imperial [87] Tabrez S., Priyadarshini M., Priyamvada
College Pres. USA, 19–96. S., Shahnawaz Khan M., Arivarasu N.A.,
194
Güler ve Can Sinop Uni J Nat Sci 170-195 (2017)
ISSN: 2536-4383