Professional Documents
Culture Documents
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
KİMYA LABORATUVARI DENEYLERİ
SAKARYA—2015
İÇİNDEKİLER
Sayfa
Laboratuvar Güvenlik Kuralları 1
Laboratuvarda Kullanılan Araç, Gereç ve Cihazlar 4
Deney Raporu Şablonu 11
DENEYLER
Uyarı: Bu güvenlik kuralları sadece uyarı amaçlıdır. Laboratuvarda uyulması gereken kurallar
olarak bilinen bu kurallar büyük bir bilgi birikimi ile ortaya konmuştur. O yüzden özenle
dikkate alınmalıdır. Fakat bunların yanında beklenmeyen olayların da olabileceği
unutulmamalıdır. O yüzden sadece burada değil herhangi bir laboratuvarda çalışırken hem
kendinize hem de yanınızda çalışan arkadaşlarınıza karşı son derece dikkatli davranarak
çalışılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre oluşabilecek kazalar ve
yaralanmalardan Bu kitabın yazarları ve laboratuvarda görevli tüm öğretim elemanları sorumlu
değildir.
Laboratuvar kuralları tecrübelere dayanır. Fakat bunların dışında yeni olaylar olabilmesi
ihtimaline karşı dikkatli olunuz. Eğer yapılan deney ve deneyde kullanılan malzemelerin ve
kimyasalların güvenliği hakkında emin değilseniz, lütfen sorunuz.
Laboratuvarda Giyim
1
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Uzun saçlar için dikkatli olunmalıdır. Uzun saçlar alevlere ve sıcak yüzeylere karşı
dikkatle korunmalıdır. Ayrıca bunlar da kimyasal buharlarını absorbe edecektir.
Dağınık halde olması hem daha fazla kimyasal buharı toplamasına hem de kazaya sebep
olabilecektir. Bu amaçla uzun saçlar toplu halde kullanılmalıdır.
Radyo veya herhangi bir müzik çalara izin verilmez. Sesli müzik ve özellikle
kulaklıklar laboratuvardaki önemli duyuruları duymanıza izin vermez.
Güvenlik Donanımı
Material güvenlik verileri (MSDS: Material data safety sheet) verileri her deneyden
önce muhakkak okunmalı ve deneyler sırasında bunlar dikkate alınmalıdır. MSDS
verilerini internetten arayarak kullanılan malzemeler için rahatça bulabilirsiniz.
Genel Davranış
Yiyecek ve içeceklere asla izin verilmez. Bunlar havadan kimyasalları absorplar veya
bençten toplarlar. Ayrıca sıvı ve renksiz kimyasal maddeler sudan farklı görünmezler.
Lütfen dikkatli olun ve kurallara uyarak bir kazaya sebep olmayın.
2
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kırık cam parçalarını alırken çok dikkatli olunuz. Mümkünse direk el ile almayınız.
Onun yerine süpürge ya da fırça ile süpürerek kürekle alın. Kırık camları ayrı bir atık
kabına alın.
Çığlık atın. Herhangi bir acil durumda laboratuvar yöneticisinin dikkatini çekmenin en
hızlı yolu ÇIĞLIK atmaktır.
3
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kromik asit çözeltileri çözeltinin rengi yeşil oluncaya kadar defalarca kullanılabilir. Ancak
bozulan çözeltilerin kesinlikle lavabolara dökülmemesi ve özel kaplarda toplanarak uygun
bertaraf yöntemleri kullanılarak imha edilmeleri gerekmektedir.
4
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Laboratuvar uygulamalarına kullanılan bazı araç, gereç ve cihazlar ile bunların özellikleri
aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Malzemenin Adı: Beher Malzemenin Adı: Erlen
Özellikleri: Beher veya beherglas; genellikle Özellikleri: Erlen veya erlenmayer olarak
ısıya dayanıklı camdan yapılan, çeşitli adlandırılan ısıya dayanıklı camdan yapılan,
hacimlerde imal edilen ve sıvıların ısıtılması, çeşitli hacimlerde imal edilen araçtır. Erlen;
buharlaştırma, karıştırma gibi işlemlerin genellikle çözelti hazırlama, kristallendirme,
yapımında kullanılan bir araçtır. Isıl işleme yavaş buharlaştırma ve titrasyon gibi işlemlerde
ihtiyaç duyulmayan uygulamalarda kullanılmak kullanılırlar. Isıl işleme ihtiyaç duyulmayan
üzere polipropilenden yapılanları da mevcuttur. uygulamalarda kullanılmak üzere
polipropilenden yapılanları da mevcuttur.
Malzemenin Adı: Reaksiyon Balonu Malzemenin Adı: Destilasyon Balonu
5
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Özellikleri: Çeşitli hacimlerde camdan imal Özellikleri: Çeşitli hacimlerde camdan imal
edilen mezürler sıvı hacimlerinin ölçülmesi veya edilen öncelikle titrasyon işlemlerinde
belli hacimlerde sıvı temini için kullanılırlar. kullanılırlar. Ayrıca sıvı hacimlerinin ölçülmesi
Camdan veya polipropilenden yapılanları veya belli hacimlerde sıvı temini için de
mevcuttur. kullanılırlar.
Malzemenin Adı: Pipet Malzemenin Adı: Pastör Pipeti
Özellikleri: Çeşitli hacimlerde camdan imal Özellikleri: Belli hacimlerde (1-3 mL) camdan
edilen sıvı hacimlerinin ölçülmesi veya belli veya polietilenden imal edilen ve küçük ve
hacimlerde sıvı temini için kullanılan araçlardır. yaklaşık olarak belli miktarlarda sıvıların
Camın yanı sıra polipropilenden yapılanları da alınması veya aktarılması için kullanılan
mevcuttur. gereçlerdir.
6
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
7
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Özellikleri: Çeşitli çaplarda saat camına Özellikleri: Çeşitli uzunluklarda ve çeşitli çaplarda
benzer şekilde camdan yapılan bu gereç; camdan yapılan bagetler karıştırma işlemlerinde
maddelerin tartılmasında, kurutma kullanılırlar.
işlemlerinde, beherlerin ağzının kapatılması
v.b. işlemlerde kullanılırlar.
Malzemenin Adı: Puar(Pipet pompası) Malzemenin Adı: Piset
Özellikleri: Genellikle paslanmaz çelikten Özellikleri: Porselen, çelik, platin gibi ısıya
yapılan ve katı maddelerin aktarılması veya dayanıklı malzemelerden yapılan krozeler,
tartılması gibi işlemlerde kullanılan araçtır. gravimetrik analizlerde ve yakma işlemlerinde
kullanılırlar.
8
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Özellikleri: Ahşap veya plastikten yapılan Özellikleri: Ahşap veya demirden yapılan maşalar, ısıl
tüplükler deneyler esnasında kullanılan işlem uygulanmış malzemelerin taşınması ve
deney tüplerinin ve santrifüj tüplerin aktarılmasında kullanılır.
saklanmasında kullanılırlar.
Malzemenin Adı: Bunzen beki Malzemenin Adı: Pens
Özellikleri: Sertleştirilmiş çelikten yaılan Özellikleri: Alüminyum veya pik demirden yapılan
sporlar reaksiyon sistemlerinin kıskaçlar yardımıyla reaksiyonda kullanılan cam
kurulmasında kullanılırlar. malzemeler sporlar üzerine tutturulur.
9
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Özellikleri: Isıl işlem ve karışma Özellikleri: Kimyasal maddelerin hassas bir şekilde
gerektiren reaksiyonların ısıtma işlemini tartılması veya kütlelerinin hassas bir şekilde
ve karıştırılmasını sağlayan cihazdır. bulunmasını sağlamak için kullanılan cihazdır.
Malzemenin Adı: Su Banyosu Malzemenin Adı: Santrifüj
10
AD-SOYAD: TARİH:
NUMARA : İMZA :
GRUP :
DENEY ADI :
DENEYİN AMACI :
KULLANULAN MALZEMELER :
KURAMSAL TEMELLER :
DENEYİN YAPILIŞI :
Teorik Bilgi:
Saf olmayan bir bileşiğin saflaştırılması veya bir karışımın bileşenlerine ayrılabilmesi
işlemlerinin tümü "ayırma ve saflaştırma işlemleri" olarak bilinirler. Ayırma ve saflaştırma
işlemlerindeki temel amaç, maddelerin fiziksel veya kimyasal özelliklerindeki farklılıklarından
yararlanarak, ayırma ve saflaştırma gerçekleştirmek ve "saf maddeler" elde edebilmektir.
Bilindiği gibi karışımlar, "homojen karışımlar" ve "heterojen karışımlar" olmak üzere iki farklı
grup oluştururlar. Doğal olarak homojen ve heterojen karışımların ayrılmaları da, farklı
yöntemler aracılığı ile yürütülürler.
Ancak tüm bu yöntemlerin özünde, "iki faz oluşturmak" ve daha sonra bu fazları mekanik
tekniklerle birbirinden ayırmak ana fikri yatar.
Heterojen karışımlarda zaten iki (veya daha fazla sayıda) faz olduğu için, bu tür karışımların
ayrılmaları nispeten daha kolaydır. Heterojen karışımlarda uygulanan ayırma yöntemlerine
dekantasyon(aktarma), süzme, santrifüjleme verilebilir.
Dekantasyon(Aktarma):
Aktarma yöntemi olarak da bilinen bu yöntem yoğunluğu büyük olan katıları sıvılardan
aktırmak için kullanılır. Çok hızlı ve kolay olmakla birlikte kesin ayırma sağlanmaz, bir miktar
sıvı çözeltide kalabilir.
Süzme:
Küçük taneli çökelek yapısı gösteren katı-sıvı heterojen karışımların ayrılması için "süzme"
işlemi yürütülür. Bir katıyı bir sıvıdan ayırmak için en çok kullanılan yöntem süzmedir. Bu iş
için bir huni ve süzgeç kâğıdından yararlanılır. Süzülerek ayrılan katının gravimetrik
yöntemlerle miktarı tayin edilecekse gözenekleri çok ince olan ve yandığı zaman kül
bırakmayan özel süzgeç kâğıtları kullanılır. Aksi durumlarda normal süzgeç kâğıdı kullanılır.
12
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Süzme işleminin uygulamasını nasıl yapıldığı ve kullanılacak olan süzgeç kâğıdının nasıl
katlanması gerektiği aşağıdaki Şekil 2a; Şekil 2b ve Şekil 2c de gösterilmiştir.
Şekil 2. (a) Normal süzme düzeneği, (b) normal süzgeç kâğıdı katlama şekli, (c) kırmalı süzgeç kâğıdı katlama
şekli
Santrifüjleme:
Santrifüjleme ile katıların sıvılardan hızlı bir şekilde ayrılması sağlanır. Çökelek miktarının çok
az olması veya taneciklerin küçük ve hafif olması durumunda, süzme işlemleri yetersiz kalır.
Böyle durumlarda çökeleğin sıvı fazdan ayrılarak çökmesini sağlamak için "santrifüjleme"
yapılır. Santrifüj tüpündeki karışım büyük bir hızla döndürülür. Bu sırada merkezkaç
kuvvetinin etkisi ile katı maddeler santrifüj tüpünün dibine doğru itilir ve orada toplanır. Üstteki
sıvı kısım yavaşça aktarılır (dekantasyon) veya pipet ile çekilir.
13
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Deneyin Yapılışı:
1. 250 mL lik bir beher 20 mL Fe3+ çözeltisi konulur. Bu çözeltinin üzerine çökme işlemi
tamamlanıncaya kadar(yaklaşık 35-40 mL) seyreltik amonyak çözeltisi ilave edilir.
2. Hazırlanan heterojen karışım iyice karıştırıldıktan sonra yaklaşık 20 mL lik bir kısmı bir
behere aktarılır ve faz ayrımının gerçekleşmesi, katı kısmın dibe çökmesi ve dekantasyon
işleminde kullanılmak üzere bir kenarda bekletilir. Yaklaşık 5-10 dakika bekletilen karışım
yukarıdaki Şekil 1. de gösterildiği dekante edilerek ayrımı sağlanır.
3. Hazırlanan heterojen karışımın santrifüjleme ile ayrılması için santrifüj tüpüne ayrılacak
karışımdan 4 mL koyulur. Bu tüp santrifüj cihazına yerleştirildikten sonra karşısına aynı
hacimde dolu başka bir tüp daha koyulur. Bu ikinci tüp karşıt ağırlık görevi yapar ve cihazın
dönme esnasında dengeli durmasını sağlar. Hiçbir zaman tek tüp kullanılarak veya karşılıklı
tüpleri dengelemeden santrifüj cihazı çalıştırılmaz. Aksi takdirde cihaz yalpalayarak tüpleri
kıracaktır. Doğru yerleştirilen tüplerden sonra cihaz çalıştırılır ve ilkin yavaş yavaş
sonrasında hızlanarak bir iki dakika santrifüjlenir. Cihazın yavaşlayarak kendiliğinden
durması beklenir, asla el ile durdurmaya çalışılmamalıdır. Cihazın dönme hızına el ile
müdahale etmek çökeleğin sıvı faz ile tekrar karışmasına neden olacaktır. Duran cihazdan
tüpler sarsmadan alınır ve sıvı faz ayrılır. Faz yarımı gerçekleşen karışımından üstteki sıvı
faz dekante edilerek ayrılır.
4. Hazırlanan heterojen karışımdan kalan kısım yukarıda Şekil 2. de belirtilen şekilde hazırlanan
normal süzme düzeneği ile ayrılması için süzme işlemi tabi tutulur. Süzme işlemi bittiğinde
süzgeç kâğıdı bir saat camının üzerinde kuruması sağlanır.
Deney Sonuçları:
Deneyde uygulanan yöntemlerin heterojen karışımları ayırma konusundaki etkinlikleri deney
sonuçlarına göre yorumlayınız.
Deney Sonu Soruları:
1. Fe3+ çözeltisinin seyreltik amonyak çözeltisi ile çöktürülmesi sırasında meydana belen
reaksiyonun denklemini yazınız.
2. Heterojen karışımların ayrılmasında kullanılan diğer yöntemler nelerdir? Kısaca açıklayınız.
14
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kaynaklar:
[1]. ZOR, Lale; “Laboratuvar Uygulamaları ve Fen Öğretiminde Güvenlik”, Ünite 11, T.C.
Anadolu Üniversitesi Yayınları, No: 1079; Açık Öğretim Fakültesi Yayınları No:595; 155-
160; Eskişehir.
[2]. KOCABAŞ, S., DOĞAN, Z., “Genel Kimya Laboratuvarı Deneyleri”, 99-102, 2008,
Zonguldak.
15
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
İçerisinde tek cins atom veya molekül bulunan maddelere “saf madde” denir. Elementler ve
bileşikler saf maddelerdir. Karışımlar iki veya daha çok saf maddeden oluşur. Heterojen ve
homojen olmak üzere iki tip karışım vardır.
Bileşim ve özellikleri her tarafında aynı olan, belli fiziksel sınırlar içindeki maddeye “faz”
denir. Bir karışım tek fazlı ise “homojen karışım” denir. Homojen karışımın her tarafı aynı
görünümdedir ve çözelti olarak adlandırılır.
Bir maddeyi saf olarak elde edebilmek için diğer maddelerden ayırmak gerekir. Homojen
karışımları ayırmak için kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
Distilasyon(Destilasyon):
Genellikle her madde farklı bir kaynama noktasına sahiptir. Karışımları teşkil eden maddeleri
bu özellikten faydalanarak gaz fazına geçirip yoğunlaştırmak sureti ile teker teker geri kazanma
işlemine distilasyon(veya distilasyon) denir. Distilasyon işlemini maddelerin tabiatına göre iki
gruba ayırabiliriz:
• Normal Distilasyon
• Fraksiyonlu Distilasyon
Karışımı oluşturan maddelerin kaynama noktaları çok farklı ise normal distilasyon yeterli
olabilir.
16
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kaynama noktaları çok yakın maddeleri içeren karışımları saflaştırmak için (fraksiyon başlığı)
denilen ek bir aygıtı içeren fraksiyonlu distilasyon sistemi kullanılmalıdır.
Kaynama noktası çok yüksek olan veya kaynama noktalarına ulaşmadan bozunan maddelerin
distilasyonunda ise vakum distilasyonu ve su buharı distilasyonları uygulanmaktadır. Vakum
distilasyonu (düşük basınç) normal veya fraksiyonlu distilasyon aygıtlarının kapalı bir sistem
haline getirilerek vakum pompasına bağlanmasından ibarettir. Böylece karışımı oluşturan
maddelerin daha düşük sıcaklıkta kaynamaları sağlanmış olur.
Kondenzasyon:
Distilasyon işleminin tersi olarak yorumlanabilir. Bir gaz soğutularak sıkıştırıldığı zaman
sıvılaşır. Havada bulunan gazların bu yöntemle birbirinden ayrılması mümkündür.
Ekstraksiyon:
Bir maddeyi bir ortamdan başka bir ortama alma metoduna ekstraksiyon denir. Çeşitli
ekstraksiyon metotları vardır fakat bunlardan en fazla kullanılanı sıvı-sıvılardır. Sıvı-sıvı
ekstraksiyonunda bir çözücüde çözünmüş olan bir madde, bu çözücü ile karışmayan başka bir
çözücüye alınır. Katı-sıvı ekstraksiyonunda ise katı içinde bulunan bir maddenin bu maddeyi
çözebilen bir çözücü içine alınması olayıdır. Ekstraksiyonlarda genellikle organik çözücüler
kullanılır. En basit olarak bu işlem bir ayırma hunisi ile gerçekleştirilebilir.
Süblimleşme:
Bazı katıların sıvı hale geçmeden gaz fazına geçme özelliğine denir. Bu tip maddeleri içeren bu
karışım ısıtıldığında süblimleşebilen madde soğuk bir yüzeyde yoğunlaştırılarak tekrar katı hale
dönüştürülebilir. Bu uygulama yöntemi naftalin veya iyot gibi kolay süblimleşebilen maddelere
uygulanabilir.
Kristallendirme:
Çözünürlüğü sıcaklıkla birlikte artan bir maddenin sıcakta doymuş çözeltisi soğutulmaya
bırakılacak olursa, soğukta doygunluk sınırı aşılacağından doygunluk sınırına ulaşılıncaya
kadar çözünmüş bulunan maddenin bir kısmı katı halde ayrılır. Aynı olay doymuş bir çözeltinin
bir miktar buharlaştırılması durumunda da ortaya çıkar. Bu olaya kristallenme denir.
17
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Difüzyon:
Maddenin yayılma özelliğidir. Daha çok gazlar için uygulanır. Difüzyon hızı yayılma ortamına
ve yayılan maddeye göre değişir. Örneğin, hidrojen bromdan daha hızlı yayıldığı için böyle bir
karışımdan bu yöntemle hidrojen ayrılabilir.
Kromatografi:
Modern bir ayırma yöntemidir. Kromatografi, birbirine yakın özellikteki madde karışımlarını
ayırmak için kullanılan güçlü bir ayırma ve saflaştırma yöntemidir. Genel olarak tanımı ise,
Kromatografi, bir karışımın sabit bir faz üzerinde ( gözenekli ), hareketli bir çözücü yardımıyla,
karışımı oluşturan bileşiklerin farklı hareketleri sonucu bileşenlerine ayrılması olarak
tanımlanır. Kromatografide sabit ve hareketli olmak üzere iki faz vardır. Sabit faz katı ve sıvı
hareketli faz sıvı ve gaz olabilir. Ayrımı istenen karışım hareketli faz yardımıyla sabit faz
üzerinden geçirilir. Karışımı oluşturan bileşikler sabit faz tarafından farklı ölçüde tutulması
nedeniyle her bir bileşik sistemi farklı zamanlarda terk eder. Böylece bileşikleri birbirinden
ayırmak, tanımak ve ayrı ayrı toplamak olasıdır.
Kâğıt Kromatografisi:
Analizi yapılacak madde çözeltisinden ince cam kapiler ile bir miktar alınıp, istenilen ebatta
kesilen whatman ya da diğer marka kromatografi kâğıdının altından küçük lekeler halinde
damlatılır. Kâğıda hareketli fazın ilerleme sınırı işaretlenir. Hareketli faz çözücüsü karışımdaki
maddelerin yapısına ve tecrübelere dayanılarak seçilir. Kâğıt çözücüyü emer ve çözücü kâğıt
18
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
üzerinde ilerlerken lekenin içerdiği farklı bileşikleri farklı yerlere kadar taşır. Maddeler
renkliyse, lekeler kolaylıkla görülür. Renksiz bileşikler görülemeyeceği için karışımdaki
bileşiklerle renk verecek özel ayıraçlar kâğıda bir spreyle püskürtülür veya 254 nm veya 366
nm dalga boyunda ışın yayınlayan ultraviyole lambası altında bakılır.
Ayrılan maddeler görülür hale getirildikten sonra çözücü yardımıyla madde içerisindeki farklı
bileşiklerin belli noktalara ilerlediği gözlenir. Her maddenin hareketli faz ile sürüklenmeleri
farklıdır. Böylece her madde için uygulanan koşullar belirtilerek karakteristik değerler
verilebilir. Buna sürüklenme derecesi veya alıkonma faktörü denir ve Rf ile gösterilir.
Şekil 2. deki gibi yapılan ölçümler sonucunda elde edilen dnumune ve dçözücü değerleri aşağıdaki
denklemde yerine konarak her bir madde için Rf değerleri hesaplanır.
Rf, bir madde için aynı sabit faz ve aynı çözücü sistemi için sabittir. Önceden belirlenen Rf
değerleri ile bilinmeyen çözelti içerisinde hangi maddelerin bulunduğu belirlenebilir.
Deneyin Yapılışı
1. 4x8cm boyutundaki Whatman marka kromatografi kâğıdının altından 1cm yükseklik cetvelle
ölçülerek kâğıdın bir kenarından diğer kenarına parelel bir çizgi kurşun kalemle hafifçe
çizilir. Çizginin üzerine uygulanacak 3 mürekkebin yerleri 1-1,5 cm aralıkla kurşun kalemle
işaretlenir.
19
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
2. İşaretlenen yerlere kırmızı, siyah ve mavi mürekkepler ayrı kapilerler yardımıyla uygulanır.
Uygulanan örneklerin çapı 5mm yi geçmemelidir.
3. Bir erlen içinde taşıyıcı faz olarak n-butanol/su/asetik asit karışımı hacimce 65/25/10 oranı
sağlanacak şekilde bir taşıyıcı çözelti hazırlanır.
5. 5 dk. sonunda kromatografi kağıdı şekildeki gibi tanka(beher) konur ve tankın üstü bir saat
camı ile kapatılır. Çözücü karışımının kâğıt üzerinde yukarıya doğru ilerlemesi ile
mürekkepler farklı hızlarla ilerlemesi gözlenir. Kromatografi kâğıdının üst kısmından
yaklaşık 0,5 cm kalıncaya kadar çözücünün ilerlemesi beklenir.
6. Kâğıt tanktan çıkarılır. Çözücünün ilerleme sınırı kâğıdın bir kenarından diğer kenarına
kurşun kalemle çizilerek işaretlenir ve kurumaya bırakılır.
20
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kaynaklar
[1]. ZOR, Lale; “Laboratuvar Uygulamaları ve Fen Öğretiminde Güvenlik”, Ünite 11, T.C.
Anadolu Üniversitesi Yayınları, No: 1079; Açıköğretim Fakültesi Yayınları No:595; 155-
160; Eskişehir.
[2]. KOCABAŞ, S., DOĞAN, Z., “Genel Kimya Laboratuvarı Deneyleri”, 99-102, 2008,
Zonguldak.
[3]. İMAMOĞLU, H.,TOMAŞ, M., “Genel Kimya Laboratuvar Föyü”, İstanbul Sabahattin
Zaim Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü.
[4]. ÖZÖĞÜT, D., “Organik Kimya Laboratuarı Notları”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi,
Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü.
[5]. KANDAZ, M., YARAŞIR, N., v.d. “Genel Kimya Laboratuarı” Sakarya Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü.
[6]. SAYDAM, S., ÖKSÜZ, S., “Genel Kimya Laboratuarı Deneyleri”, Fırat Üniversitesi, Fen
Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Elazığ, 2013.
[7]. ESAT, B., Genel Kimya Laboratuarı Deneyleri, 4. Deney: Kromatografi: Kolon, İnce
Tabaka ve Kağıt Kromatografileri, Fatih Üniversitesi, Kimya Bölümü.
21
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Eski bir bilmece vardır : “ Bir ton tuğla mı, bir ton pamuk mu daha ağırdır? ”
Her ikisi de aynı ağırlıktadır, diye yanıt verirseniz madde niteliğinin ölçümü olan kütleyi tam
olarak anladığınızı kanıtlamış olursunuz. Bir ton tuğla ile bir ton pamuğu göz önüne
getirirseniz, bir ton pamuğun bir ton tuğlaya göre çok daha büyük bir hacme sahip olduğunu
görürsünüz. Bu bize tuğlanın yoğunluğunun pamuğun yoğunluğundan daha büyük olduğunu
gösterir. Öyleyse yoğunluk kavramı kütle ile doğru, hacim ile ters orantılıdır.
Katı, sıvı ve gazların yoğunluklarının birbirinden farklı olması bu maddeleri oluşturan molekül
veya atomların maddenin her halinde birbirlerine olan uzaklıkları ile ilgilidir. Yüzeysel olarak
katı sıvı ve gazlar arasındaki farklar şu şekilde sıralanabilir.
• Bir katı maddenin sabit bir şekli ve hacmi vardır. Yüksek basınç altında bile fark edilir bir
biçimde sıkıştırılamazlar.
• Sıvı bir maddenin belirli bir biçimi yoktur. Bulunduğu kabın şeklini alır. Ama kendine özgü
bir hacmi vardır. Yüksek basınçlarda az da olsa sıkıştırılabilir.
• Bir gazın kendi şekli yoktur. Bulunduğu kabın şeklini alır. Sabit bir hacmi yoktur.
Sıkıştırılabilir veya genişletilebilir. Bulunduğu kabın hacmi değişirse onunki de değişir.
Hem kütle hem de hacim kapasite özellikleridir. Kapasite özelliği gözlenen madde miktarına
bağlıdır. Bununla birlikte bir maddenin kütlesi hacmine oranlanırsa, bir şiddet özelliği olan
yoğunluğu elde edilir. Şiddet özelliği gözlenen madde miktarından bağımsızdır.
Sıcaklık değişimi ile kütle değişmezken hacim değişir, dolayısıyla yoğunluk sıcaklık ile değişir.
Maddenin hali, yoğunluğunu belirlemede bize fikir verir. Genele olarak katılar sıvılardan daha
yoğun, sıvılar da gazlara göre daha yoğundur.
Katılar ve sıvıların yoğunluklarındaki farklılıkların önemli bir sonucu, yoğunluğu düşük olan
sıvı ve katıların, yoğunluğu yüksek olan katı ve sıvıların üzerinde yüzmeleridir.
22
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Yoğunluk tanımında verildiği gibi, şekli belli olan bir katının yoğunluğunu bulabilmek için
önce kütlesi ve hacmi belirlenir. Kütleyi belirlemek için teraziden yararlanılır. Hacim ise bazı
geometrik şekiller için verilmiş olan matematiksel bağıntılar kullanılarak hesaplanır.
Şekli gelişigüzel olan bir katının hacmi doğrudan ölçülemediği için, katı maddenin hacmi,
kapladığı su miktarından hesaplanabilir.
23
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
İçi su dolu bir mezüre, şekli belli olmayan bir katı bırakıldığı zaman, katının hacmine eşit
miktarda su mezürün içinde yükselir. Son ölçülen hacim değeri ile ilk ölçülen hacim değerinin
farkı, katının hacmini verir.
ΔV=V2-V1 d=m/ΔV
Sıcaklıktaki değişme nispeten küçük bir değişme, sıvıların yoğunluğunu belirgin bir biçimde
etkileyebilir. Bu yüzden, ölçümün yapıldığı sıcaklık önemlidir.
Piknometre ile özgül ağırlık tayini yaparken aşağıdaki kurallara ve aşamalara dikkate
edilmelidir.
24
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Şekil 1. Piknometre
Deneyin Yapılışı
1- Belirli bir şekle sahip katılar için yoğunluk tayini aşağıdaki adımlar takip edilerek
gerçekleştirilir.
i. Katı maddenin(cisim) kütlesi bir hassas terazi yardımıyla ölçülür ve gram cinsinden
kaydedilir.
ii. Cismin hacmi; cismin şekline göre yukarıda ifade edilen metotlar kullanılarak cm3
cinsinden hesaplanır.
2- Bu katıların hacimleri belirli şekilleri olmadığından hassas hacim ölçümü yapılabilen
kaplar(mezür v.b.) yardımıyla yapılır. Belirli bir şekli olmayan katıların yoğunluk tayini
aşağıdaki adımlar takip edilerek gerçekleştirilir.
i. Katı maddenin(cisim) kütlesi bir hassas terazi yardımıyla ölçülür ve gram cinsinden
kaydedilir.
ii. Ölçüm için uygun hacimde bir mezür alınır ve içine bir miktar saf su konur ve suyun
hacmi belirlenir(V1). Mezürün içine daha sonra hacmi belirlenecek olan cisim(katı madde)
konur ve suyun içine tamamen batması sağlanır. Hava boşlukların bitmesi için bir müddet
beklenir ve mezürdeki sıvı seviyesi tekrar okunur(V2). Okunan iki hacim arasındaki
fark(V=V2-V1) katının hacmidir.
25
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
iii. Elde edilen veriler d=m/V formülünde yerine konularak g/cm3 cinsinden hesaplanır.
iv. Bulunan yoğunluk değerleri ile literatürdeki yoğunluk değerleri karşılaştırılarak ölçümü
yapılan numunenin cinsi tespit edilir.
b) Sıvıların Yoğunluğunun Tayini
ii. Yoğunluğu ölçülecek olan her bir sıvı için aşağıdaki işlemler tekrarlanır. Öncelikle
piknometre yoğunluğu ölçülecek sıvı le en az üç defa çalkalanır. Çalkalamalar yapıldıktan
sonra piknometre sıvı ile doldurulur, kapağı kapatılır ve bir kâğıt havlu veya bez ile taşan
kısım dikkatli bir şekilde temizlenir. Temizlenen piknometrenin kütlesi hassas terazi
yardımıyla ölçülür ve ölçülen her bir sıvının yoğunluğu d=m/V formülü yardımıyla
hesaplanır.
NOT: Yoğunluğu ölçülen her bir sıvı numunesi için en az iki ölçüm(mümkünse daha fazla)
yapılmalı ve sıvının yoğunluğu bu değerlerin ortalaması olarak belirlenmesi analizin
doğruluğunun artmasına neden olur.
Kaynaklar
[1]. ZOR, Lale; “Laboratuvar Uygulamaları ve Fen Öğretiminde Güvenlik”, Ünite 13, T.C.
Anadolu Üniversitesi Yayınları, No: 1079; Açıköğretim Fakültesi Yayınları No:595;
Eskişehir.
[2]. TANRISEVER, T., “Genel Kimya Laboratuvarı-I” Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi, Kimya Bölümü.
26
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Alkali metalleri (Na, K, Li gibi) su ile şiddetli bir reaksiyon vererek çözünürler. Alkali
metallerin su ile reaksiyonları onların kimyasal özelliklerinden birisidir. Çünkü bu reaksiyon
sonunda yeni maddeler oluşur. Bazı elementin su ile reaksiyonu onun tanınmasına yardımcı
olabilir.
Fiziksel ve kimyasal değişimler sırasında sistem bir miktar enerji kazanır veya kaybeder. Bu
enerji değişikliğinin miktarı kimyasal olaylarda, genellikle fiziksel olaylardakine göre daha
büyüktür. Bu nedenle açığa çıkan enerjinin büyüklüğü bir olayın fiziksel mi kimyasal mı
olduğunu bir dereceye kadar gösterebilir. Kimyasal olaylar sırasında maddelerin temel yapısı
değişikliğe uğrar. Reaksiyon ortamından gaz çıkışı, renk değişikliği, bir çökeleğin oluşması
veya kaybolması genellikle bir kimyasal reaksiyonu gösterir. Ancak bütün kimyasal
reaksiyonların gözle görülür değişmeler yapması beklenemez.
1. Çökelme reaksiyonları
3. Kompleksleşme reaksiyonları
4. Redoks reaksiyonları
Bazı reaksiyonlar daha değişik olabilir; organik kimyada katılma, ayrılma, yer değiştirme,
yeniden düzenlenme gibi daha farklı reaksiyon tipleri de vardır.
1. Çöktürme Reaksiyonları
Çöktürme reaksiyonları, çözeltide çözünmeyen katı bir çökeleğin oluşması ile karakterize
edilirler. Çökelek oluşması reaksiyona giren maddelerden, çözücüde çözünmeyen veya az
çözünen yeni bir maddenin oluştuğunu gösterir.
27
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Bazı maddeler suda çok iyi çözünürken bazıları ise hiç çözünmezler. İnorganik maddeler suda
çözünen ve suda çözünmeyenler olarak ikiye ayrılır.
Suda Çözünenler :
* Tüm Sodyum bileşikleri (NaCl, NaNO3, Na2SO4, Na2CO3, NaCH3COO, Na3PO4 ... gibi)
* Tüm NH4+ (amonyum) bileşikleri (NH4Cl, NH4Br, NH4NO3, (NH4)2SO4 ... gibi)
Suda Çözünmeyenler:
* Bunlardan başka S-2, SO3-2, PO4-3, CrO4-2 bileşikleri (1. Grup katyonlarla ve NH4+bileşikleri
hariç) BaCrO4 , Ca3(PO4)2 , CoS , FeS , Cr2(SO3)3 ... gibi suda çözünmezler.
Fakat bahsedilen çözünme kurallarına aykırı olarak; HgCl2 , Ba(OH)2, Sr(OH)2 ve BaS suda
tamamen çözünür.
Buna göre; Ba(NO3)2 veya BaCl2 tuzları suda rahatlıkla çözündüğünden berrak çözelti
oluştururlar. Na2SO4 ve Na2CO3 da aynı şekilde suda çok çözünürler. Baryum tuzlarının
çözeltileri Na2SO4 veya Na2CO3 çözeltileri ile karıştırıldığında suda çözünmeyen beyaz renkli
bir çökelek oluşur. Bu reaksiyonlar aşağıdaki denklemlerle gösterilebilir.
28
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Bir asidin bir bazla reaksiyona girmesi sonucunda bir tuz ve su oluşur. Bu tür reaksiyonlara
nötralleşme reaksiyonları denir. Nötralleşme reaksiyonlarının sonunda çözeltinin pH'sı
değiştiği için bu reaksiyonlar pH indikatörleri yardımıyla gözlenebilirler. Kuvvetli bir asit olan
HCl ile kuvvetli bir baz olan NaOH'in reaksiyonu bir nötralleşme reaksiyonudur ve aşağıdaki
denklemle gösterilir.
3. Kompleksleşme Reaksiyonları
Bir metal iyonu ile belirli sayıdaki molekül ya da iyon arasında kompleks oluşmasına yol açan
reaksiyonlara kompleksleşme reaksiyonları denir. Aşağıda kompleksleşme reaksiyonlarına ait
örnekler verilmiştir.
4. Redoks Reaksiyonları
29
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Deneyin Yapılışı
1- Çöktürme Reaksiyonlar.
a) İki deney tüpünden birisine 1 mL (20 damla kadar) 0,1 M Na2CO3 diğerine 1 mL 0,1 M
K2SO4 çözeltisi koyun. Tüplere 0,1 M CaCl2 çözeltisinden damla damla ilave edin. Gördüğünüz
değişiklikleri ve reaksiyon denklemlerini yazın.
b) Aynı tüplere şimdi 0,1 M HCl çözeltisinden damlatın.
Soru 1. Çökelekler çözündü mü?
Soru 2. Gaz çıkışı oldu mu? Oldu ise bu gaz ne gazıdır?
Soru 3. Çökelekler aside karşı neden farklı davranış gösterdiler?
d) İki deney tüpünden birine 0,1 M HNO3 diğerine ise 0,1 M H2SO4 çözeltisinden 1'er mL (20
damla) koyun. Bu çözeltilere birer baget ucu ile dokunarak bagetlerin uçlarım ıslatın. Sonra
bagetin ucunu kırmızı turnusol kağıdına dokundurun. Ne gibi bir değişiklik oldu?
e) Her tüpe l ' er damla fenolftalein çözeltisi damlatın ve bunların üzerine damla damla 0,1 M
NaOH çözeltisinden ilave edin. Her damladan sonra tüpü çalkalayın. Tüplerdeki çözeltiler
kırmızı oluncaya kadar bazı damlatmaya devam edin ve nötralleşme için gereken damla sayısını
bulun.
Soru 1. Reaksiyon denklemlerini yazın.
Soru 2. Hangi tüp için daha fazla baz eklemeniz gerekir? Neden?
Soru 3. Nötralleşme reaksiyonları sırasında tüplerde ısınma veya soğuma oluyor mu? Bu ne
anlama gelir?
30
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
3- Kompleksleşme Reaksiyonları
a) Bir tüpe 1 mL 0,1 M Cu(NO3)2 çözeltisi koyup hacmi damıtık su ile 3 mL'ye tamamlayın ve
çözelti rengini kaydedin. Bunun üzerine 3 damla derişik amonyak ilave edin. Renkteki
değişikliğe dikkat edin. Reaksiyon denklemlerini yazın.
b) Bir tüpe 1 mL 0,1 M FeCl3 çözeltisi koyup hacmi damıtık su ile 3 mL'ye tamamlayın ve
çözelti rengini kaydedin. Bunun üzerine 5 damla derişik KSCN (potasyum tiyosiyanat)
çözeltisinden ilave edin. Reaksiyon denklemlerini yazın.
4- Redoks Reaksiyonlar.
İki deney tüpünden birisine 3 damla 0,1 M KMnO4 koyup üzerine 3,0 mL damıtık su ekleyin.
Diğer tüpe 1 mL 0,1 M FeCI3 çözeltisi koyup 20 mL damıtık suyla seyreltin ve bunun üzerine
1,0 mL 0,1 M HCl çözeltisi ilave edin. Bu tüpe diğer tüpteki KMnO4 çözeltisinden 1 damla
damlatın. KMnO4 çözeltisinin pembe renginin kaybolduğunu göreceksiniz. Damlatmaya;
pembe renk kaybolmadan kalana kadar devam edin.
Soru 1. Fe2+çözeltisine KMnO4 eklendiğinde neden pembe renk kayboluyor? Reaksiyon
denklemini yazın.
Soru 2. Çözeltiye neden HCl eklenmiştir?
Kaynaklar
[1]. SOMER, G ve arkd.; “Genel Kimya Deneyleri”, Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,
Kimya Bölümü, Ankara, 1995.
[2]. MISIR, M.N., “Temel Kimya Laboratuvarı ”, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat
Fakültesi, Kimya Bölümü, Trabzon, 2011.
31
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Gaz molekülleri, içine kondukları kabı tamamen kaplayacak şekilde kendiliğinden yayılırlar.
Bu yüzden farklı iki gaz, birbiri içinde kendiliğinden yayılarak homojen bir karışım
oluştururlar. İşte gazların birbiri içinde kendiliğinden yayılması olayına difüzyon denir.
Thomas Graham 1823-1833 yıllan arasında yaptığı deneysel çalışmalarda gazların difüzyon
hızının, mol kütlelerinin karekökü ile ters orantılı olduğunu bulmuştur. Mol kütleleri
yoğunluklarla da doğru orantılı olduğundan, Graham difüzyon kanunu aşağıdaki biçimde
yazılır.
𝐷1 𝑀2 𝑑2
=√ = √
𝐷2 𝑀1 𝑑1
Deneyin Yapılışı
Cam boru, ortasından bir spora tutturulur. Tüpün içine girebilecek şekilde iki pamuk parçası
hazırlanır(Şekil 1). Bunlardan birine derişik NH3 çözeltisinden, diğerine derişik HCl
çözeltisinden 3'er damla damlatılır. Her iki pamuk parçası da aynı anda borunun iki ucundan
içeri itilir ve borunun uçları tıpa ile kapatılır.
Bir dakika kadar sonra borunun içinde bir yerde beyaz bir duman oluştuğu görülür (Daha iyi
görebilmek için borunun arkasına siyah bir karton koyunuz). Beyaz dumanın ilk göründüğü yer
işaretlenir ve bu noktanın pamuklara olan uzaklığı yani her bir gazın kat ettiği yol ölçülür.
32
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Bu deneyde sadece iki veri kullanarak, HCl ve NH3 gazlarının formül kütlelerinin oranlarının
saptanması söz konusudur. Graham Difüzyon Bağıntısı kullanılarak, aşağıdaki eşitlik
yazılabilir ve bu eşitlikten NH3 ile HCl gazlarının formül kütlelerine ilişkin orana deneysel
olarak ulaşılabilir.
Bu deneyde NH3 damlatılan pamuk ile işaretli yer arasındaki mesafe "NH3'ün aldığı yol" ve
HCl damlatılan pamuk ile işaretli yer arasındaki mesafe "HCl'in aldığı yol" olarak kabul edilir.
Bulduğunuz sonucu gerçek MHCl / MNH3 oram ile karşılaştırınız.
Kaynaklar
[1]. SOMER, G ve arkd.; “Genel Kimya Deneyleri”, Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,
Kimya Bölümü, Ankara, 1995.
[2]. ZOR, Lale; “Kimya Deneyleri 1”, Ünite 13, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Sayfa
237-238. Eskişehir.
33
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Bir madde ikinci bir medde içerisinde molekülleri veya iyonları halinde dağıtıldığında meydana
gelen karışıma çözelti adı verilir. İyonları veya molekülleri halinde dağılan maddeye çözünen
madde, maddeyi çözen ikinci maddeye de çözücü adı verilir.
Bütün bu çözelti türleri arasında en sık kullanılan çözelti türleri sıvıda katı, sıvıda sıvı ve sıvıda
gaz çözeltileridir.
Çözünme olayı, benzer benzeri çözer kuralı (polar/polar; polar/apolar) ile açıklanabilir. Yani
aynı türde maddeler birbiri içinde çözünebilir. Örneğin su içinde zeytin yağı çözünmezken
etanol çözünmektedir.
ÇÖZELTİ DERİŞİMLERİ
Bir çözelti hazırlamak istediğimizde çözeltinin hacmi çözücünün hacmine eşit olurken çözelti
ağırlığı çözücü ile çözünen ağırlıklarının toplamına eşit olmaktadır.
1. % (a/a) çözeltiler
2. % (h/h) çözeltiler
3. % (a/h) çözeltiler
4. Molal Çözeltiler
5. Molar Çözeltiler
6. Formal Çözeltiler
34
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Belirli bir miktar çözelti veya çözücü içerisinde çözünen madde miktarına derişim denir.
Bir çözeltide çözünen madde miktarı, kütle, hacim, mol terimlerini içeren çeşitli derişim
birimleri ile belirtilir. En çok kullanılan derişim birimleri, yüzde derişim, mol kesri, molarite,
normalite, molalite, ppm ve ppb dir.
YÜZDE DERİŞİM
Bu derişim birimi değişik anlamlarda kullanıldığından; ağırlık, hacim veya ağırlık- hacim gibi
terimlerle açıkça belirtilmesi gerekir.
Ağırlık esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 ağırlık birimi çözeltide kaç ağırlık birimi
çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile;
şeklinde ifade edilebilir. Örneğin %20'lik NaCl çözeltisi demek 100 ağırlık birimi çözeltide (g,
kg, mg, ton vb. olabilir) 20 ağırlık birimi NaCl var demektir. Böyle bir çözelti 20 g NaCl'ün 80
g saf suda çözünmesiyle hazırlanabilir.
Hacim esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 Hacim birimi (mL, L, m3, vb. olabilir)
çözeltide kaç hacim birimi çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile
Örneğin 30 mL hacmindeki bir maddeyi uygun bir çözücüde çözerek çözelti hacminin tam 100
mL'ye tamamlanmasıyla % 30'luk bir çözelti hazırlanmış olur.
Ağırlık-hacim esasına göre verilen yüzde çözeltiler: 100 hacim birimi çözeltide kaç ağırlık
birimi çözünen olduğunu gösterir. Aşağıdaki eşitlik ile
şeklinde ifade edilebilir. Katı maddenin sudaki çözeltileri için bu derişim ifadesi kullanılır.
Örneğin %10'luk bir NaCl çözeltisi demek, 100 mL çözeltide 10 gram NaCl var demektir.
35
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
MOL KESRI: Çözeltideki bir bileşenin mol sayısının, toplam mol sayısına oranı, o bileşenin
mol kesri olarak tanımlanır ve X ile gösterilir.
A bileşeni için mol kesri, XA= A bileşeninin mol sayısı /bileşenlerin mol sayılarının toplamı
B bileşeni için mol kesri; XB= B bileşeninin mol sayısı /bileşenlerin mol sayılarının toplamı
Örnek: 2,8 g azot ve 0,8 g oksijen içeren bir gaz karışımındaki azot ve oksijenin mol kesirlerini
hesaplayınız.
Örnek: Ağırlıkça %23,4 NaCl içeren bir çözeltide sodyum klorürün mol kesri nedir?
Örnek: % 30 luk Na2SO4 çözeltisinin (d = 1,25 g/mL) 250 gramı ile % 10 luk NaCl çözeltisinin
(d = 1,15 g/cm3) 300 gramı karıştırılmaktadır. Oluşan yeni çözeltinin;
MOLARİTE: 1 litre (1000 cm3) çözeltide çözünen maddenin mol sayısıdır. Molarite M;
çözünenin mol sayısı n ve çözeltinin hacmi V, olmak üzere ;
M= n/V
Örneğin, 1.00 M (veya 1.00 molar) sodyum klorür çözeltisi demek, bir litre çözeltide 1 mol
yani 58.44 g NaCl bulunuyor demektir. Söz konusu NaCl çözeltisinin derişimi, 1 M, mol/L
veya 1 molar terimlerinden herhangi biri ile ifade edilir.
NORMALİTE: bir litre çözeltide çözünenin ekivalent (veya eşdeğer) gram sayısıdır.
Normalite, "N"; çözünenin ekivalent gram (ağırlık) sayısı "EGS" ve çözeltinin hacmi "V",
olmak üzere
N=EGS/V
36
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Eşdeğer ağırlık (EA) ise maddenin gireceği reaksiyondaki işlevine gore değişir.
Örneğin, HCl, HNO3, CH3COOH gibi tek H+ iyonu içeren asitlerle NaOH, KOH gibi tek OH-
iyonu içeren bazlarda, eşdeğer ağırlık formül ağırlığına eşittir.
reaksiyonunda MnO4- içindeki manganın değerliği +7'den, MnO2 içinde +4'e indirgendiği için
aktarılan elektron sayısı 3'tür. Bu reaksiyona göre MnO4- 'in eşdeğer ağırlığı, formül ağırlığının
üçe bölünmesiyle bulunur.
Tuz oluşturan reaksiyonlarda eşdeğer ağırlık, formül ağırlığının tuzun bir cins iyonunun toplam
yük sayısına bölünmesiyle bulunur.
Örneğin; NaCl, AgNO3 gibi tuzlarda eşdeğer ağırlık formül ağırlığına eşittir. BaCl2, MgSO4
gibi tuzlarda ise, eşdeğer ağırlık formül ağırlığının yarısına eşittir. Çünkü ilkinde iyon yükü 1
iken ikincisinde 2’dir.
N = EGS /V (L)
Örnek: 0,1 litre çözeltide 4.9 g H2SO4 bulunuyorsa bu çözeltinin normalitesini ve molaritesini
hesaplayınız.
Mol sayısı = M/MA = 4.9/98 = 0.05 mol H2SO4 Molarite = Mol sayısı / Litre Hacim
37
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
N= M x TD
bağıntısı yazılabilir. Burada TD, "tesir değerliği" olup eşdeğer ağırlık bulunurken formül
ağırlığını böldüğümüz sayıya eşittir.
N= 2.(0,5) = 1 yazılabilir.
N= e /V (L) , M= n / V (L)
FORMALİTE:
Formaliteye göre bu çözelti 1 Formal dir. Çünkü çözeltide Na+ ve Cl- iyonları vardır ve bu
iyonlar 1 er molardır. (%100 iyonlaşır)
Sonuç: İyonik yapıdaki maddelerin litredeki mol sayısı formalite, kovalent bağlı maddelerin
litredeki mol sayısı ise molarite ile tanımlanır.
MOLALİTE: 1 kg (veya 1000 g) çözücüde (çözeltide değil!) çözünenin mol sayısıdır. Molalite
veya molal derişim, "m" ile gösterilir
Örneğin 5,00 molal NaCl çözeltisi demek, 1 kg suda 5,00 mol NaCl bulunuyor demektir.
Örnek: 120 g suda (120 ml suda) 12 g NaOH çözülmüştür. Bu çözeltinin molalitesi nedir?
38
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
m= Çözünen
(mol) n
Çözücü
(kg) 2,5 =
= =
0,500
- n.0,040
2,5.(0,500-n.0,040) = n
1,25- 0,1.n = n
1,25 = 1,1.n
n = 1,136 mol
Çözücü = 0,500-1,136.(0,040) = 0,4546 kg = 454,6 g su
Çözünen = 1,136.(0,040) = 0,0454 kg = 45,4 g NaOH
Bazen çok hassas analizlerde derişimler o kadar küçük olur ki derişim birimi olarak "ppm" veya
"ppb" kullanılır. ppm, milyonda kısım anlamında (ppm, İngilizce parts per million kelimelerinin
kısaltılmış şekli) bir derişim birimidir. Örneğin 5 ppm, bir milyonda beş kısım demektir. 5 ppm
Hg denildiğinde ise 1 Litre su örneğinde 5 mg civa bulunur demektir.
Çok küçük derişimler için diğer bir derişim birimi olan ppb (İngilizce parts per billion
kelimelerinin kısaltılmış hali) kullanılır. Milyarda kısım anlamına gelen ppb için Litre çözücüde
çözünen miktarı mikrogram cinsinden ifadesidir.
39
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Çözeltiyi hazırlayabilmemiz için 12,5 mg K alıp, 250 mL ye saf su ile tamamlamamız gerekir.
Ancak K, yalnız başına bulunmadığından, içerisinde 12,5 mg K bulunacak K2SO4 miktarını
hesaplamalıyız. K2SO4 ün Molekül ağırlığı: 174 g
ÇÖZELTİLERİN SEYRELTİLMESİ
Bunun için; stok çözeltiden hesaplanarak alınan çözelti, istenen hacme göre seçilmiş balon
jojeye alınır ve üzerine hacmi belirten çizgiye kadar çözücü eklenir. Bu şekilde başlangıçtaki
derişimden daha seyreltik çözelti hazırlanmış olur.
şeklinde yazılabilir. N1, M1, V1 normalite, molarite ve hacmin ilk değerleri, N2, M2, V2 ise
normalite, molarite ve hacmin son değerleridir.
Örnek: 12 M stok HCl çözeltisinden, 2,00 L 0,50 M HCl çözeltisi hazırlamak için kaç mL almak
gerekir?
Deneyin Yapılışı:
40
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
2. Molar derişimde çözelti hazırlanması: 1 Molar 0,1 L NaCl çözeltisinin hazırlanması için;
0.1 mol yani 5.85 g NaCl alınıp 0.1 litrelik(100 mL lik) balon joje’ye konulup işaret çizgisine
kadar saf su ile doldurulup çözündürülür.
3. Stok çözeltiden seyreltilerek çözelti hazırlanması: 1 M’lik NaCl çözeltisinden 0,2 M 250 ml
çözelti nasıl hazırlayınız. Bunun için; 1 M’lik çözeltiden belli bir hacimde çözelti alınıp saf su
ile bir balon jojede 250 ml’ye tamamlanır.
4. Normal derişimde çözelti hazırlanması: 0.2 N 250 ml NaOH çözeltisi hazırlayınız. Bunun
için gerekli hesaplamaları yukarıda normalite bahsinde gösterilen formüllerden yararlanarak
hesaplayınız. (NaOH için molekül kütlesi : 40 g/mol ve T.D. = 1 dir.)
1- % 19,6 lık bir sülfat asidi, H2SO4, çözeltisinin yoğunluğu 1,25 g/cm3 olarak verilmiştir. Bu
asit çözeltisinden 200 mL alınarak, litrelik bir ölçü kabına konuluyor. Üzerine saf su ilave
edilerek, hacmi 1000 mL ye tamamlanan son çözeltinin, a) Molaritesini, b) Normalitesini
hesaplayınız. (H = 1, S = 32, O = 16)
2- 36.9 gram sukroz C12H22O11 yeteri kadar suda çözülmüş ve çözeltinin hacmi 0.473 litre
olacak şekilde su ile tamamlanmıştır. Sukrozun bu çözeltideki molaritesini hesaplayınız.
Kaynaklar
[1]. Petrucci, H.R., Harwood, S.W., Genel Kimya, Çeviri Editörleri; Uyar, T., Aksoy, S.,
Palme Yayıncılık, 1995, Ankara.
[2]. Aydın, A.O., Sevinç, V., Şengil, İ. A., Temel Kimya, Aşiyan Yayınları, 2001, Adapazarı.
[3]. Erdik, E., Sarıkaya, Y., Temel Üniversite Kimyası, Gazi Kitapevi, 2009.
[4]. Mortimer, C.E., Modern Üniversite Kimyası, Çağlayan Kitabevi, 1.Baskı, 2004.
41
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Bu deneyde çeşitli metallerle (Cu, Zn, Pb, Mg, Ag) metal tuzları arasındaki etkileşimin
incelenmesi gerçekleştirilecektir. Altın bir bileziğin yıllarca bir değişime uğramadan varlığını
sürdürebilmesine karşın, boyanmamış balkon demirlerinin kısa sayılabilecek bir sürede
paslanmaya başladığını hepimiz biliriz.
Değişik bir ifade ile metallerin "elektron yitirme (yükseltgenme) yatkınlıklarının" veya "bileşik
oluşturma yatkınlıklarının" farklılıklar gösterdiğini belirtebiliriz. Bu duruma ilişkin temel
noktalar şöyle özetlenebilir:
Metallerin hava, su, çeşitli asitler ve metal oksitlerle verdikleri reaksiyonların hızı ve şiddeti,
yükseltgenme (iyonik hale geçme) yatkınlıklarının kaba bir ölçüsüdür. Örneğin oldukça reaktif
bir metal olan çinko (Zn), nisbeten düşük reaktiviteli bir metal olan bakır (Cu) ve reaktivitesi
çok çok düşük bir metal olan altını (Au) kıyasyalım.
42
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Örneğin bakır sülfat çözeltisine bir çinko şeridi daldırıldığında, birkaç dakika sonra şerit
yüzeyinin bakır metali ile kaplandığı görülür. Bu reaksiyonda bakıra kıyasla daha reaktif olan
çinkonun bakırın yerine geçmesi sözkonusudur. Yani metalik çinko yükseltgenirken (Zn →
Zn++ + 2e-), bakır katyonunun indirgenmesi (Cu++ + 2e- → Cu) gerçekleşmektedir.
Deneyin Yapılışı
1-) Küçük şeritler halinde Cu, Pb ve Fe alarak zımpara yardımı ile temizleyip parlatınız.
2-) Temiz bir deney tüpüne 0.1 M AgNO3 çözeltisinden 5 mL koyunuz. Bu deney tüpüne bir
parça Cu metali atınız. Zamanla oluşan değişimi kaydediniz.
3-) Temiz bir deney tüpüne 0.1 M Cu(NO3)2 çözeltisinden 5 mL koyunuz. Üzerine bir parça Pb
metali ilave edin ve birkaç dakika içinde meydana gelen değişimleri kaydediniz.
4-) Bir deney yüpüne 5 ml 0.1 M Pb(NO3)2 çözeltisinden 5 mL koyunuz. Üzerine bir parça Cu
metali ilave edin ve birkaç dakika içinde meydana gelen değişimleri kaydediniz.
5-) Temiz bir deney tüpüne bir mikrospatül yardımıyla küçük bir miktar Fe talaşı koyunuz.
Tüpe 6 M HCl çözeltisinden 5 ml kadar dikkati bir şekilde ve yavaş yavaş ilave ediniz.
(Yanıklara sebep olabilir). Oluşan değişimleri kaydediniz.
Çözelti
Metal +
Ag Cu+2 HCl
Cu
Pb
Fe
43
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
b) Zn + Cu(NO3)2 →
c) Cu + Zn(NO3)2 →
d) Fe2+ + Sn2+ →
Kaynaklar
[1]. ZOR, L., Kimya Deneyleri –II, Anadolu Üniversitesi, sayfa, 275-280.
[2]. University of Florida, Center for Precollegiate Education and Training, Best Practices,
sayfa 613-616.
44
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Teorik Bilgi:
Asit-baz titrasyonları, ayarlı bir asit çözeltisi kullanarak bir bazın veya ayarlı bir baz çözeltisi
kullanarak bir asidin konsantrasyonunun belirlendiği titrasyonlardır. Ayarlı çözelti
konsantrasyonu kesin olarak bilinen çözeltidir. Asit-baz titrasyonlarının tam yapılabilmesi için
titrasyonun eşdeğerlik noktasının belirlenebilmesi gerekir. Ondan sonra kullanılan ayarlı çözelti
hacminden oluşan reaksiyona göre numunenin miktarı hesaplanır. Kuvvetli bir asidin kuvvetli
bir bazla titrasyonunda veya bunun tersi olan durumda eşdeğerlik noktası ile tam
nötralizasyonun olduğu nokta aynı anda gerçekleşir. Titrasyonda eşdeğerlik noktası seçilen bir
indikatör ile anlaşılır. Eşdeğerlik noktasının pH' sı çoğunlukla 7' den farklıdır. Yalnız kuvvetli
bir asidin kuvvetli bir bazla titrasyonunda veya tersinde pH = 7 dolayındadır. Asit-baz
titrasyonlarında indikatörün doğru seçilmesi gerekir. İndikatörler: belli pH aralıklarında renk
değiştirdiklerinden titrasyonun eşdeğerlik noktası bu pH aralıklarında olmalıdır. En çok
kullanılan bazı indikatörlere ait renk değişimi ve değişimlerin gözlendiği pH aralıkları
aşağıdaki tabloda verilmiştir.
45
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Deneyin Yapılışı
Üç tane erlenin her birine 15'er mL asit alın ve her seferinde düzeyleri okuyun. Her erlene 25'
er mL damıtık su ve 2 damla fenolftalein çözeltisi ekleyin. Laboratuvardaki derişimi bilinmeyen
NaOH çözeltisinden temiz bir behere 25 mL alın ve 175 mL su ekleyerek NaOH çözeltisini
seyreltin ve tamamen karışıncaya kadar çalkalayın. Büretteki asidi boşaltın, önce damıtık suyla
sonra da iki defa 5'er mL NaOH çözeltisiyle çalkalayın. Büreti doldurun ve başlangıç düzeyini
okuyun. Standart asitlerin herbirini NaOH ile titre edin. İlk erlendeki numuneyi diğer ikisinin
yaklaşık dönüm noktasını belirlemek için kullanacaksınız. 1 no'lu erlene çabuk bir şekilde
karıştırarak, sürekli bir pembe renk görünceye kadar NaOH ekleyin (Büreti sol elinizle idare
ederken sağ elinizle erleni çalkalamalısınız, eğer erlenin altına beyaz bir kağıt koyarsanız
pembe rengi daha kolay görürsünüz.).
Büretteki çözelti düzeyini okuyun. Daha sonra 2 ve 3 no'lu çözeltileri dikkatle titre edin. Gerekli
tahmin ettiğiniz NaOH çözeltisinin 9/10'unu büretten akıtın. Bu arada asit çözeltisini sürekli
karıştırmalısınız. Erlenin iç yüzeyini pisetten püskürteceğiniz saf su ile yıkayın. Pembe renk 30
saniye kalıncaya kadar karıştırarak, damla damla baz çözeltisini ekleyin ve büretteki düzeyini
okuyun ve deney verilerini aşağıdaki çizelgeye işleyiniz.
46
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Laboratuvarı Deneyleri
Kaynaklar
[1]. SOMER, G ve arkd.; “Genel Kimya Deneyleri”, Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,
Kimya Bölümü, Ankara, 1995.
[2]. http://www.bilimtey.com/deneyler.php?dy=dnm&deney=TiTRASYON&dm=.html,
10/11/2013
47