You are on page 1of 12

Kavramsal Açıdan Salık

Sinem SOMUNOGLU*

ÖZET
Salıın tanımlanması oldukça zor olan konulardan biridir. Literatürde salık
kavramıyla ilgili olarak dei˛ik yazarlar tarafından yapılan bir çok tanım vardır. Bu
kavramın tanımlanması, tartı˛ılmakta olduu tarihsel döneme ve tanımlanmakta
olduu kültüre balı olarak dei˛iklik göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Salık, salıın pozitif tanımları, iyilik hali.

The Definition of Health from a Conceptual Perspective

ABSTRACT
Defining health is öne ofthe most problematic subjecs.. in the literatüre, there are
many defınitions of health provided by different authors. Its defınition varies of the
historical period in auestion and the culture in \vhich it is defıned.
Key Words: Health, positive defınitions of health, \vell-being.

* Uz. Hacetteoe Üniversitesi Saflık ›daresi Yüksekokulu


52 Hacettepe Salık ›daresi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: l (Sonbahar 1999)

I. G›R›fi
Günümüzde sosyologlar, psikologlar, ekonomistler ve politika analizi ile

{
ura˛anlar hem hastalık (illness) ve salıın ne anlama geldiinin ortaya
konulması hem de salık problemlerinin çözülmesi konularına katkıda sağlık
bulunabilmek amacıyla çalı˛malar yapmaktadır. Bunun temelinde; özellikle problemler!n!n
sosyal çevre ile hastalık (illness) ve salıın daılımı, toplumun salık çözülmes!
ihtiyaçlarına göre mevcut salık hizmetlerinin yeniden düzenlenmesi dier bir
deyi˛le ihtiyaçlarla salık hizmetlerinin uyumlu hale getirilmesi, saıklı kamu
politikalarının olu˛turulması ve salıın geli˛tirilmesi ile ilgili programlar
sağlık h!zmetler!
pol!t!kaları
konusunda yakın bir i˛birliinin yapılmasının gereklilii ile ilgili dü˛ünceler
yatmaktadır (Badura, Kickbusch 1991).
Bu dü˛üncelerden hareketle bu makalede; literatürde oldukça önemli bir
yere sahip konulardan biri olan salıın tanımlanmasına deinilecek ve
ilerleyen bölümlerde de = salıın çe˛itli modeller açısından (Tıbbi Model, modeller
Holistik Model, ›yilik Modeli, Çevre Modeli) ne ifade ettiine ve bu
modellerin ele˛tirilen yönlerine yer verilecektir.
}

=
II. SA–LI–IN TANIMLANMASI
Salık, tanımlanması oldukça zor ve karma˛ık kavramlardan biridir. Bu
kavramın tanımlanması, tartı˛ılmakta olduu tarihsel döneme ve tanımlanmakta
kültüre
bağlı
olduu kültüre balı olarak dei˛iklik göstermektedir. Son 150 yıldır, Amerika değ"ş"kl"k
Birle˛ik Devletleri'nde salıın tanımlanması ile ilgili olarak beklentilerin artı˛
göstermesi bu kavramın ki˛ilerin, "ya˛amlarını sürdürebilmelerinden", "hasta

# } farklı
olmamalarına", "günlük aktivitelerini yerine getirebilme yeterliliklerine", tanımlar
"mutluluk duygusuna sahip olmalarına" ve "iyilik halinin salanmasına"
varıncaya kadar farklı ˛ekillerde tanımlanmasına neden olmu˛tur (Larson
1991).
Aggleton'a (1990) göre salıı tanımlamanın bir çok yolu bulunmaktadır.
Ancak salıın tanımlanması ile ilgili olarak yapılan en belirgin ayırım
salıın, resmi tanımlar ve resmi olmayan tanımlar açısından açıklanmasıdır.
Resmi tanımlar salık profesyonellerinin tanımlarıdır. Bunlar da kendi içinde Resm! ve
pozitif ve negatif tanımlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Salıın resmi
olmayan tanımları ile ifade edilmek istenen ise, salıkla ilgili konularda
profesyonel olmayan ki˛ilerin salıa ili˛kin algılamalarıdır. Ki˛ilerin salıkla
ilgili algılamaları zaman içinde farklılık gösterdii gibi, ülkeden ülkeye de
} resm! olmayan
tanımla

dei˛iklik göstermektedir (Aggleton 1990).


Kavramsal A çıdan Salık 5 3

Robinson ve Elkan'a (1996) göre de salık, tanımlanması zor olan

⇐-_ ÷:÷÷÷:*
kavramlardan biri olarak nitelendirilmekte ve bu kavramın pozitif bir biçimde "

/
tanımlanmasından ziyade genellikle hastalıın (disease)' yokluu biçiminde kabul ed!lecek
negatif yönden tanımlanması söz konusu olmaktadır. Negatif tanımlamalarla
ilgili olarak ortaya çıkan en önemli problem evrensel olarak nitelendirilecek ve her zaman bulunma
-

bireyin hasta (diseased) olarak kabul edilip edilmemesinde bir ölçüt olarak .

ba˛vurulacak normların her zaman bulunmamasıdır. Bu türde bir tanımlama ler ve evrensell!k
salıın ancak bozulduktan sonra tanımlanabilmesine neden olduu için -

"öncelikle insanların hastalanmasını önleme" ilkesiyle bada˛mamakta ve bu


konu ile ilgili olarak yapılması dü˛ünülen planlamalara ters dü˛mektedir
(Aggleton 1990).
Salıın pozitif tanımları ise, pozitif öelerle beraber aynı zamanda negatif
öeleri (hastalıın yokluu) de içermektedir. Salıın pozitif yönden
tanımlanması ile ilgili olarak herkesin üzerinde fikir birlii etmi˛ olduu bir
tanım bulunmamaktadır (Robinson, Elkan 1996). Örnein Seedhouse (1996)
salıı, belirli özelliklerin varolması, bulunması ya da dier bir deyi˛le belirli
özelliklere sahip olma ˛eklinde sınıflandırmaktadır. Bu sınıflamalar, ideal bir
durum olarak salık, fiziksel ve ruhsal uyum olarak salık, bir mal olarak
salık, ki˛isel güç ve yetenek olarak salık ve ki˛isel potansiyel olarak
salıktır. Farklı poz!t!f
tanımlar
Salıın pozitif yönden tanımlanması ile i l g i l i olarak dier görü˛ler ele
yönden

1-
alındıında; yine Robinson ve Elkan'a (1996) göre salık, "ki˛ilerin hayata
katılabilme yetenei" olarak tanımlanırken , Bovvling'e (1992) göre ise, "stresli
durumlara kar˛ı koyabilme, güçlü bir sosyal destek sisteminin kurulması ve
korunması, toplumla entegrasyon, yüksek moral, hayattan duyulan tatmin ve
psikolojik iyilik ve fiziksel uyum" ˛eklinde tanımlanmaktadır. Slee ve dierleri
de (1996) salıın yaygın olarak "fiziksel, ruhsal ve sosyal i y i l i k hali" ˛eklinde
tanımlandıını ve "günlük hayatın kaynaı" olarak görüldüünü belirtmektedir.
Hane halkı ara˛tırmalarının sonuçlarına göre de Amerikalılar salıı, ki˛ilerin
neyi yapmaya ihtiyaç duyuyorlarsa onu yapabilme yetenei olarak
tanımlamaktadırlar (Larson 1991).
Yukarıdaki tanımlara ek olarak, salıın pozitif yönden tanımlanması ile DSÖ de poz!t!f
'

ilgili en yaygın örnei Dünya Salık Örgütü'nün (DSÖ) tanımı olu˛turmakta ve yönden
bu tanıma göre de salık, "sadece hastalık ve sakatlıın olmaması deil, -
fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali" olarak ifade edilmektedir.
Bu tanımın gücü, salıın fiziksel yönüne olduu kadar psikolojik ve sosyal
boyutlarına da ilgi göstermesinde yatmaktadır (Robinson, Elkan 1996). Ancak
DSÖ tanımı !ç!nde

yer alan ter!mler !ç!n

→ yoktur
ortak b!r karar .

54 Hacettepe Salık idaresi Dergisi, Cilt: 4, Say ı: I (Sonbahar 1999)

} ce±
DSÖ'nün tanımının kabul edilmesi bu tanımlamada yer alan terimlerin anlamı f!z!ksel nasıl
konusunda ortak bir karara varıldıı anlamını ta˛ımamaktadır. Bunun aksine ruhsal ölçüte -

DSÖ'nün tanımında yer alan üç boyutun -fiziksel, ruhsal ve sosyal- nasıl


ölçülecei konusundaki fikir birlii oldukça azdır (Larson 1991). DSÖ'nün sosyal


tanımı özellikle ula˛ılabilir bir nitelik ta˛ımaması nedeniyle ele˛tiriye
uramı˛tır (Aggleton 1990; Seedhouse 1986). B ü t a n ı m ve bu tanıma yöneltilen

eleşt"r"
ele˛tiriler ileride daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Salık kavramının yamsıra, salıkla i l g i l i kavramlar da genellikle net bir
-
↳ !ler!de
biçimde tanımlanamamaktadır. Önceleri salıı tanımlamak amacıyla
-
daha
k u l l a n ı l a n terimler, "iyilik" ve "normal olma" gibi pozitif durumları ve ayrıntılı
"yetersizlik" ve "hastalık" gibi negatif durumları içermi˛tir. Ancak bu terimler yer
salıın ne anlama geldiini tam olarak açıklayamadıkları gibi, nerede ba˛layıp
-
alıyor .

nerede bittii konusunda da yeterli bilgiyi vermekten uzak olmu˛lardır. Bu


!y! olma
F-
kavramların birden fazla anlama gelmesinin, dier bir deyi˛le belirsiz
olmalarının nedeni "tanımlanabilme" problemidir. Salıklı olmayı salıksız
olma durumundan, hastalıı iyi olmadan ayıran faktörlerin neler olduu, i y i n i n
hal!

veya kötünün, arzu edilen bir durumla arzu edilmeyen durumun ne olduunun
-

sübjektif bir biçimde açıklanmasına ve yorumlanmasına dayanmaktadır


Subjekt!f
b!r açıklama
(Patrick, Erickson 1993).
Goldsmith'e göre; salıın ölçülmesiyle ilgil i geli˛melerden önce salıın
ve salık statüsünün daha açık ve net bir tanımının yapılmasına gerek vardır
(aktaran Larson 1991:2). Larson'un (1991) Hadley'den yaptıı alıntıda salıın
genellikle "sadece hastalık ve sakatlıın olmaması deil aynı zamanda ki˛ilerin
normal aktivitelerini ve görevlerini yerine getirebilme ve sahip oldukları i y i l i k
halini bütünüyle devam ettirebilme" yeteneini de içeren çok boyutlu bir
kavram olarak tanımlandıı görülmektedir.
III. SA–LIK KAVRAMININ AÇIKLANMASINA YÖNEL›K
MODELLER
Salıın tanımlanmasına yönelik olarak çe˛itli yakla˛ımlar bulunmaktadır. Tam olarak
olmasada
Larson'un (1991) da belirttii gibi salıkla ilgil i modellerin sayısı konusunda sayılar
evrensel bir yargı bulunmamakla birlikte bu modeller genel olarak a˛aıdaki var
modeller
˛ekilde sıralanabilir:
1. Tıbbi Model (The Medical Model) genel
olarak .

2. Helistik Model (The Holistic Model)


3. › y i l ik Modeli (The Wellness Model)
4. Çevre Modeli (The Environmental Model)
?⃝
Kavramsal Açıdan Salık 55

}
Tıbbi model, hastalık (illness, disease) ve ki˛ilerin fonksiyonlarını tam
olarak yerine getirebilmeleri konularında odakla˛maktadır. Holistik model,
Özet
olarak
ki˛iyi fiziksel, ruhsal ve sosyal salık yönünden bir bütün olarak ele
almaktadır. › y i l ik modeli salıkla i l g i l i sübjektif deerlendirmelerle beraber =
normalden daha iyi olma durumuyla ilgilenmektedir. Çevre modeli ise çevreyle
olan optimal ili˛kileri tanımlamaktadır. Yukarıda kısaca bahsedilen bu
tanımların her biri önemlidir ve salıın nasıl ölçüleceini direkt olarak
etkilemektedir.
3.1. Tıbbi Model
Tıbbi modelin salık tanımı özellikle tıp ile ura˛anlar arasında en yaygın
Larson
kabul gören tanım niteliindedir. Bu model, salıın tanımını sadece hastalıın
(disease) yani vücudun herhangi bir yerinde bir dizi semptom ve i˛aretlerle
Hastalığın
olmaması
kendini belli eden, bazı patolojik bulguların ya da anormalliklerin (Tatar, Tatar
sağlık
= =

1997) yokluu ˛eklinde yapmı˛tır. Bu tanıma göre salık, hastalıın (disease)


olmadıı zamanlarda ya da hastalıın yokluunda varolmaktadır (Larson
1991).
Tıbbi model aynı zamanda salıın ölçülmesinde ölüm (mortality)
Ölüm kavramı
kavramını kullanmakta ve salıın tanımını yaparken hastalık (disease) ve
ölüm gibi kavramlara yer vermektedir. Bunlardan bebek ölüm hızı ve kaba kullanılmakta
ölüm hızı gibi ölüm istatistikleri özellikle geli˛mekte olan ülkeler açısından ele =
alındıında uluslararası düzeyde salık statüsünün ölçümünde kullanılmaktadır
(Larson 1991).

sınıflandırmalar
Bu modele göre; ki˛ileri, sahip oldukları fonksiyonelliklerinin ve

|
sakatlıklarının derecelerine göre sınıflandırma yapmak m ü m k ü n olmaktadır
(Larson 1991). Bu sınıflandırmalar;
• tedavi edilebilen durumlar, yapılmakta
• hastalıa (disease) ve salık statüsündeki bozulmalara ramen, k i ˛ i l e r i n
fonksiyonlarını yerine getirebildii durumlar,
• ki˛ilerin fonksiyonlarını birtakım kısıtlamalar ile yerine getirebildii
durumlar,
• birtakım aktivitelerde kısıtlılıkla r olmasına ramen ki˛ilerin kendi kendine
yetebildii durumlar,
• ki˛ilerin kendi kendilerine yetemedii durumlar olarak ifade edilmektedir.
56 Hacettepe Salık ›daresi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: l (Sonbahar 1999)

Tıbbi modeldeki bir dier önemli öe hastalıkların sınıflandırılmasıdır. Hastalıkların


Hastalıkların sınıflandırılması, içinde bulunulan çaa ve ya˛anılan ülkeye göre
sınıflandırılması

{
dei˛iklik göstermektedir. Buna göre hastalıklar enfeksiyon ve bula˛ıcı
hastalıklar olarak sınıflanabildii gibi, hastalık kavramına balı olarak yapılan -
açıklamalar ile salık, öldürücü olmayan hastalıklar, akut ve ya˛a balı olarak
salık statüsünün bozulması ve kronik hastalıklar gibi fonksiyonel bir biçimde
de sınıflandırılabilmektedir. Bu kronik hastalıklar, 20. yüzyılda geli˛mi˛ ve
geli˛mekte olan ülkelerde yaygın bir biçimde görülmektedir. Tıbbi modelde sağlık sev!yes!n!n
hastalıkların sınıflandırılması, ölümden optimum salık durumuna kadar
uzanan geni˛ bir yelpazede salık seviyesinin ölçülmesine izin vermektedir.
] ölçülmes!
ölüm
Tıbbi model son yıllarda aktivitelerdeki sınırlılıkları, yetersizlii ve sağlık _

fonksiyonelliin ölçümünü de kapsar hale gelmi˛tir. Ayrıca bu modeldeki talıklar

ölçümlerle fiziksel ve ruhsal sakatlık, yetersizlik ve arı ile ilgili göstergeler


hakkında da bilgi edinmek mümkün olmaktadır (Larson 1991).
Kısaca özetlemek gerekirse tıbbi model; fonksiyonel yeterlilii, morbidite
ÖZET

/
ve mortaliteyi içermektedir (Larson 1991). Mortalite ve morbidite
istatistiklerinin geli˛tirilmesinde salıın negatif yönden tanımlanmasının rolü
büyüktür. Salıın negatif yönden tanımlanması, ölçülmesinde de hastalıın =
esas alınması sonucunu dourmu˛ ve bunun sonucunda da mortalite ve
morbidite istatistikleri yoluyla bir toplumun ne kadar salıklı veya ne kadar
salıksız olduu konusunda karara varılma yoluna gidilmi˛tir. Ancak mortalite
göstergesi dei˛ik ya˛ gruplarına, dei˛ik hastalıklara ve cinsiyete göre
hesaplanabilmesine kar˛ın, bugün bir çok toplumda enfeksiyon hastalıklarının

{
önlenip, ya˛am ko˛ullarının geli˛mesi sonucunda ölüm oranlarının azalması

yeters!zl!ğ!n!n
nedeniyle güncelliini kaybetmi˛tir. Morbidite verileri ile de bir toplumda
mevcut hastalıkların yapısı ve miktarı konusunda önemli bilgiler sebepler!
salanabilmesine ramen, bu veriler eksik olması ve hastalıkların ciddiyeti ve
hastanın faaliyetlerinin ne ölçüde sınırlandıı konusunda tam anlamıyla fikir
vermedii için yetersiz kalmaktadır (Tatar, Tatar 1997).

ELEŞTİRİ

/
Tıbbi modele yönelik en önemli ele˛tiri Ivan Illich tarafından
yöneltilmektedir. Buna göre Illich, modern tıpta meydana gelen uygulamaların
(örnein, gereksiz yere ameliyatların yapılması veya hastalıkların tedavi
edilmesi amacıyla kullanılan ilaçların yan etkileri) ki˛ilerin hastalanmasına ve
salık statüsünün bozulmasına neden olduunu savunmaktadır (Seedhouse
1986). Ayrıca tıbbi model, koruyucu salık hizmetlerini ve bunun hastalıkları
ve sakatlıkları önleyici çabalarını görmezlikten gelmekte ve ihmal etmektedir.
Ele˛tirilen bir dier nokta, modelin sosyal yönden salıa ve ki˛ilerle kar˛ılıklı
Kavramsal A çıdan Salık 57

ili˛kiler kurmaya kar˛ı duyarlı olmamasıdır. Y i n e bu model hastalıkların sosyal


nedenlerini ve hastalıın tanımlanmasındaki sosyal gelenekleri
önemsememektedir (Larson 1991).
3.2. Holistik Model Tıbb! modele karşı
gel!şt!r!len

Helistik model, salıı bir insanın bütünüyle salıklı olma hali olarak -
Tıbb! model
fiziksel salıkla beraber aynı zamanda salıın sosyal ve ruhsal yönlerini de
içerecek ˛ekilde- tanımlamaktadır. Bu model salıı, tıbbi model gibi hastalık negat!fler
ve zayıflık gibi negatif açıdan ele alma yerine, salıın pozitif yönü ve iyilik burada
hali gibi kavramlar üzerinde odakla˛maktadır. Bu modeldeki salık tanımı daha daha !deal!st
idealist bir tanım niteliindedir. Buna göre pozitif açıdan salık; iyilik hali, b!r
ve poz!t!f
etkililik ve çalı˛maya duyulan isteklilik olarak tanımlanmaktadır (Larson
tanım var
1991). Bu model içinde en yaygın kullanım bulan salık tanımı DSÖ'nün
.

1950'li yıllarda ortaya koyduu tanımdır. Daha önce de belirtildii gibi DSÖ, DSÖ tanımı
-
salıı "sadece hastalık ve sakatlıın olamaması deil, fiziksel, ruhsal ve sosyal
yönden tam bir iyilik hali" olarak tanımlamaktadır (Larson 1991:7).
DSÖ'nün tanımı çerçevesinde salıı ölçmek için çe˛itli modeller
geli˛tirilmi˛tir. Bunlardan bir tanesi Wolinsky ve Zusman'ın modelidir. Bu Wol!nsky ve

modele göre, fiziksel salık tıbbi açıdan ölçülmektedir. Sosyal salık ise görev Zusman
ve rol performansı açısından ele alınmakta, ruhsal salık da bireylerin genel
mutluluu ˛eklinde deerlendirilmektedir (aktaran Larson 1991).
Breslovv ise DSÖ'nün tanımında yer alan boyutlar ile i l g i l i birtakım
ölçümleri kullanmı˛tır. Buna göre fiziksel salık, sadece enerji düzeyini, Breslau
semptomları, kronik durumları, sakatlık ve yetersizlii temel alan yedi
kategoriyi içermektedir. Ruhsal salık ise be˛ tanesi negatif ve üç tanesi de
pozitif duygulara dayanan sekiz maddelik bir indeks kullanılarak ölçülmekte ve
bunlar da çalı˛abilme durumu, medeni durumla ilgili tatmin, sosyalle˛me ve
toplum katılımı olarak ifade edilmektedir. Bu bahsedilen ve örnekleri
çoaltılabilecek dier çalı˛malar DSÖ'nün tanımında yer alan boyutları
ölçmeye yönelik bir çok ölçümün yapıldıı sonucunu ortaya çıkarmaktadır
(aktaran Larson 1991).
DSÖ'nün tanımı, tanım içinde yer alan boyutların ölçülmesinin mümkün DSÖ
olamayacaı (Larson 1991) ve ula˛ılması zor ve oldukça yüksek hedefler
belirlenmesi ve idealist olması nedeniyle (Aggleton 1990) ele˛tiriye
uramı˛ken, günümüzde geni˛ ölçüde kabul gören bir nitelik ta˛ımaktadır.
} Eleşt"r"

Ancak DSÖ'nün tanımının kabul görmesi, tanımda yer alan terimlerin


anlamlarının ne olduu konusunda bütünüyle bir görü˛ birliine varılmı˛
olduğu anlamına
gelmemekted!r .

ölçüleb!lmes!
→ Tanımda alan ter!mler!n
yer
gerek!r kabulü !ç!n
58 Hacettepe Salık ›daresi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: l (Sonbahar 1999)

olduu anlamına gelmemektedir. Bunun aksine tanımda yer alan üç boyutun


nasıl ölçülecei ile i l g i l i bir fikir birlii bulunmamakta ve ele˛tiriler devam
etmektedir (Larson 1991).
DSÖ'nün tanımıyla i l g i l i ele˛tirilere ayrıntılı olarak baktıımızda; bu DSÖ
tanımın gereinden fazla basitle˛tirilmi˛ ve özet bir tanım olduu ve oldukça
idealist bir nitelik ta˛ıdıı belirtilmektedir. Ayrıca yöneltilen dier ele˛tirilere Eleşt"r"
göre bu tanım, salıı gereinden fazla dar bir biçimde tanımladıından, ruhsal

{
/ manevi (spiritual) salık ve ekonomik iyilik hali gibi bireysel salık ile ilgili
boyutlara yer verilmemektedir (Larson 1991).
DSÖ'nün tanımına yönelik olarak yapılan bir dier ele˛tiri, algılanan iyilik
!y!l!k halinin salık statüsünü gerçekten iyi bir biçimde yansıtıp yansıtmadıı
yönündedir. Çünkü iyilik hali olarak ifade edilen kavram yoksulluk, i˛sizlik,
hal! →
kültürel normlar, ailevi ili˛kiler, politik rejimler ve sava˛lar gibi iyilik halini
kavram ,
azaltan bir çok faktörden etkilenmektedir. Bu nedenle iyilik hali kavramının
tanımlanması ve ölçülmesi oldukça zordur (Robinson, Elkan 1996).
Bir dier ele˛tiri, salıın farklı kültürlerde farklı ˛ekillerde tanımlandıına
farklı ve bundan dolayı DSÖ'nün tanımının uluslararası düzeyde ba˛vurmak için
kültürler oldukça geni˛ ve kapsamlı olduuna i˛aret etmektedir (Larson 1991). Ki˛ilerin
fiziksel iyilik, sosyal iyilik hali ve ruhsal iyilik hali ile ilgili görü˛leri
birbirinden farklı olduu için hangi ko˛ullar altında ideal bir salık durumunun
yakalanacaı konusunda da bir netlik bulunmamaktadır. Bu durum da, herkese
salık amacının gerçekle˛mesini zorla˛tırmaktadır (Seedhouse 1986).

sakatlık Bu tanımın ele˛tirilen bir dier yönü ise; salıın, hastalık (disease) ve
sakatlıın yokluundan çok daha geni˛ kapsamlı bir kavram olarak ele a l ı n m ı ˛
= olmasıdır. Buna göre; eer ki˛inin herhangi bir fiziksel veya ruhsal hastalıı
(disease / illness) ya da herhangi bir sakatlıı varsa o ki˛inin salıklı olarak
nitelendirilemeyecei belirtilmektedir. Hatta ki˛ilerin, herhangi bir sosyal
sürekl! problemin varlıından ˛ikayetçi olmaları halinde bile salıksız olarak ifade
edileceklerinden bahsedilmektedir. Bu durumda dünyadaki bir çok insan belki
sağlıksızlık de herkes sürekli olarak salıksız diye nitelendirilecektir (Seedhouse 1986).
Ele˛tirilen bir dier nokta, ideal salık durumundan bahsederken bu
durumun spesifik ve tanımlanabilir bir durum gibi ifade edilmesinin doru
olmadıı yönündedir. ›deal salık durumuna sahip olan bir insanın neye
benzeyecei, nasıl ifade edilecei (erkek mi-kadın mı, 20 ya˛ında mı yoksa- 65
ya˛ında mı, siyah mı- beyaz mı vb.) konusunda birtakım güçlükler
bulunmaktadır. Burada belirtilmesi gereken nokta; insanların farklı vücut
Kavramsal Açıdan Salık 59

yapılarına, ya˛a ve geçmi˛e sahip olduudur. Bu nedenle en uygun durumun


salanması farklı ki˛iler için her seferinde farklı ˛artlara balı olacaktır
(Seedhouse 1986).
Kısaca toparlamak gerekirse bu tanım ilk geli˛tirildiinde ütopik olması
nedeniyle ele˛tiriye uramı˛tır. Ancak zaman içerisinde tanım geni˛ oranda
kabul görmü˛ ve yöneltilen ele˛tirilerin devam etmesine kar˛ın, tıbbi modele
kar˛ı geli˛tirilen popüler bir alternatif haline gelmi˛tir (Larson 1991).
3.3. ›yilik Modeli İy"l"k hal! ter!m!n!n daha kapsamlı açıklaması

›yilik modeli olarak nitelendirilen bu model, DSÖ'nün tanımında yer alan


i y i l i k hali teriminin daha kapsamlı bir açıklamasını içermektedir. Aslında i y i l i k sağlık h!ssetme
modeli, kaynaına inildiinde anla˛ılır ve belirgin bir özellik göstermemesine
durumu olarak
ramen, DSÖ'nün tanımına nazaran daha sübjektif bir salık modeli niteliini
ta˛ımaktadır. Bu modelde salık, hissetme durumu olarak tanımlanmaktadır. tanımlanıyor
Buna göre salık kavramı, profesyonel olmayan ki˛ilerin sezgisine göre fiziksel
iyilik hali, rahatlık, enerji ve faaliyetleri yerine getirebilme yetenei olarak
açıklanmaktadır. Bu modelde salık kavramı, ba˛arılı, veriml i ve yaratıcı bir
hayat için ki˛sel uygunluk olarak da ifade edilmektedir. ›yilik modeli, salık
durumundaki mükemmeliyet ve gelecee yönelik olarak salık durumunda bir
iyile˛me ve geli˛me üzerinde odakla˛maktadır (Larson 1991).
› y i l i k modelinin temel hedefi iyilik halini salayıcı ko˛ulları yükseltmektir.

4Bo- Bu model özellikle dört boyut üzerinde odakla˛maktadır. Bu boyutlar;


• Fiziksel aktivite,
• Bilinçli beslenme
• Stres yönetimi
• Kendine kar˛ı sorumluluktur (Dever 1991:23).

]
›yilik modeline göre yüksek i y i l i k hali, ki˛ilerin fonksiyonlarını yerine
getirebilmeleri için yüksek bir potansiyele sahip olmalarını ve fonksiyonduk Açıklama
sürecinde ya da dier bir deyi˛le görevleri yerine getirme sürecinde bireyin
vücut, akıl ve ruh olarak bütünle˛mesini ve bu ˛ekilde hareket etmesini
içermektedir. Bu modelde bireyi sürekli olarak mükemmele doru giden ve
geli˛en bir sistem olarak görme eilimi sözkonusudur (Larson 1991).
›yilik modelinin ele˛tirisine gelince; ki˛ilerin sübjektif algılamalarının !y!
ölçülmesinde güçlüklerle kar˛ıla˛ılacaına i˛aret edilmektedir. Bunun Eleşt"r"s"
temelinde yatan faktör olarak da ki˛ilerin i y i l i k hali ile i l g i l i tercihlerinin ve
60 Hacettepe Salık ›daresi Dergisi, Cilt: 4, Say ı: l (Sonbahar 1999)

algılamalarının ya˛a ve kültürel ko˛ullara balı olarak dei˛ecei ifade


edilmektedir (Larson 1991).
›yilik modelinin ele˛tiriye açık bir dier yönü ise; bu modelin salıın Mutluluk ve
tanımını mutluluu ve ya˛am kalitesini de içerecek ˛ekilde geni˛letmesidir. yaşam
Buna göre ki˛i örnein tıbbi model açısından salıklı olarak yüksek
kal!tes!
nitelendirilebilecekken, bu modele göre mutlu ve yüksek ya˛am kalitesine eleşt"r"s"
sahip olarak nitelendirilemeyebilecektir. Bu durum, mutluluun ve ya˛am
kalitesinin ölçülmesindeki güçlüü ve bu iki kavramın nasıl geçerli ve güvenilir -
bir biçimde ölçülecei sorusunu da beraberinde getirmektedir (Larson 1991).
3.4. Çevre Modeli olab!ld! kçe eks!ks!z ve
gen!ş , evrensel
Salıı tanımlamada kullanılan yakla˛ımlardan biri olan çevre modeli,
sistem teorisinin ürünlerinden ve sonuçlarından biridir. Sistem teorisi,

öf
bireylerin davranı˛larını ve sistemleri geni˛ bir çevre içinde analiz etmektedir.
Bu modeldeki salık tanımı, oldukça geni˛ ve evrensel bir tanım niteliini
ta˛ımakta ve salıı olabildiince eksiksiz bir biçimde tanımlamaya
çalı˛maktadır (Larson 1991).
Çevre modelinde özellikle vurgulanması gereken nokta; hiç kimsenin
çevreden ya da dier bir deyi˛le dünyadan tam anlamıyla soyutlanmasının
mümkün olmadııdır. Çünkü bütün insanlar içinde ya˛adıkları ortamı
etkiledikleri gibi aynı zamanda, sürekli olarak dei˛en çevreden ve dünyadan
etkilenmektedir (Seedhouse 1986).
Çevre modeli çok sayıda tanımla açıklanmaktadır. Buna göre Wylie
(aktaran Larson 1991) salıı, canlı varlıın, organizmanın çevresine uyum Wyl!e
salayabilmesi için gösterdii sürekli olarak devam eden mükemmel bir uyum,
adaptasyon olarak tanımlamaktadır. Bunun aksine hastalık ise, hatalı bir durum
ve uyumsuzluk olarak nitelendirilmektedir. Romana (aktaran Larson 1991) ise
salıı, organizmanın a˛ırı arıdan, rahatsızlıktan, yetersizlikten veya normal
faaliyetlerini de içerecek ˛ekildeki kısıtlamalardan etkilenmeyecek ˛ekilde bir
denge kurabilme ve sürdürebilme kapasitesi olarak tanımlamaktadır. Sigerist'in
(aktaran Larson 1991) salık tanımı ise, ya˛ama kar˛ı mutluluk dolu tavırlar ve
hayatın ki˛inin önüne koyduu sorumlulukları mutlu ve anlayı˛lı bir biçimde
kabul etme ˛eklindedir.
Son zamanlarda tıpta meydana gelen ilerlemelerin, ki˛ilerin salık statüleri
üzerinde beklenilenden daha az etkiye sahip olduunun ortaya çıkması, buna
kar˛ılık eitim, sosyo-ekonomik ko˛ullar ve çevre ˛artlarındaki ilerlemelerin
Kavramsal Açıdan Salık 61

ki˛ilerin salık statüleri üzerinde olumlu birtakım etkilerinin bulunması çevre


modelinin önemini artıran faktörlerdendir (Larson 1991). Bu modele göre
ki˛ilerin salık statülerinin iyi olabilmesi için uyum salayabilecekleri nitelikte
ve beklentilerine uygun bir çevreye sahip olmaları ve ki˛ilerarası ili˛kilerde
birbirlerine kar˛ı anlayı˛ içinde davranmaları gerekmektedir. Bu a˛amada ise,
bireylerin çevresel ve sosyal faktörler ile adaptasyonu önem kazanmaktadır
(Seedhouse 1986). Bunlara ilaveten literatürde, salıın organizmanın
çevresine ba˛arılı bir biçimde uyum göstermesi ile m ü m k ü n olacaı ve
böylelikle ki˛ilerin geli˛imlerini salayabilecei ve toplumla bütünle˛erek
aktivitelerini gerçekle˛tirebilecei üzerinde durulmaktadır.
Sistem teorisini temel alan ve salıı eksiksiz bir biçimde tanımlamaya
çalı˛an bu model farklı zamanlardaki ve farklı kültürlerdeki bir çok özellii
içermektedir. Bu durum ise modelin uygulamaya geçirilmesini
zorla˛tırmaktadır (Larson 1991).
IV. SONUÇ
Bu makalede salık kavramıyla ilgili olarak çe˛itli tanımlara yer verildikten
sonra, salıın farklı modeller açısından ele alını˛ biçimlerine ve bu modellerin
blumlu-olumsuz yönlerine deinilmi˛tir. Bununla amaçlanan ise, salıın
tanım lamalarıy la ilgili olarak okuyuculara farklı bir perspektif
kazandırabilmektir.

'›ngilizce'de "disease" ve "illness" kavramları arasında net bir ayırım vardır. Disease
vücudun herhangi bir yerinde bir dizi semptom ve i˛aretlerle kendini belli ederi, bazı patolojik
bulguların ya da anormalliklerin olmasıdır, illness ise patolojik anormalliin sonucu olabilen ya
da olmayan, birey tarafından ya˛anan sübjektif bir durumdur. Yani illness bireyin kendini hasta
hissetmesi olarak tanımlanabilir ve patolojik etkilere kar˛ı davranı˛ları ve hisleriyle ilgilidir.
›ngilizce 'deki bu netlie kar˛ılık Türkçe 'de hastalık terimi her iki kavram için de
kullanılmaktadır (Tatar, Tatar 1997).

KAYNAKLAR
1. Aggleton P. (1990) Health. J&L Composition Ltd., London..
2. Badura B. and Kickbusch I. (1991) Health Promotion Research: Towards A
New Social Epidemiology. WHO Regional Publications. European Series No:37.
3. Bowling A. (1991) Measuring Health. Öpen University Press, Milton Keynes.
4. Dever A.G.E. (1991) Community Health Analysis: Global Awareness at the
Local LeveL Second Edition. An Aspen Publication, Gaithersburg, Maryland.
62 Hacettepe Salık ›daresi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: l (Sonbahar 1999)

5. Larson J. L. (\99\) The Measurement of health. Concepts and Indicators.


Greenvvood Press, New York.
6. Patrick D. and Erickson P. (1993) Health Status and Health Policy. Oxford
University Press, Oxford.
7. Robinson J. and Elkan R. (1996) Health Needs Assessment. Pearson Professional
Limited. New York.
8. Seedhouse, D. (1986,) Health: The Foundations for Achivement. John Wiley &
Sons Ltd.
9. Slee V.N. et al. (1996) Health Çare Terms. Tringa Press, Saint Paul, Minnesota.
10. Tatar M. ve Tatar F. (1997) "Salıın Ölçülmesi:Kavramsal Bir Çerçeve".
Toplum ve Hekim 12(78):54-61.

You might also like